Kaya, SezginEvren, Enver Uğur2024-12-252024-12-252024-08-14https://hdl.handle.net/11452/49168İnsanlık tarihi çok eski zamanlardan itibaren farklı sebeplerle göç etmiş kişilerin bireysel ve kolektif akınlarına tanıklık etmiştir. Son yarım yüzyılda, dünyada ve Türkiye’de en önemli konulardan birisi göç olgusudur. Göç tüm biçimleri ile öznesinin insan olduğu sosyolojik bir olgudur. Hiç şüphesiz göç toplumların hayatını her dönem etkilemiştir ve etkisini hissettirmeye devam etmektedir. Devletler arasındaki insan hareketlilikleri olarak uluslararası göçler ise, ulus devletlerin egemenlik ve ulus unsurlarıyla ayrıca sosyo-ekonomik yapısı ve güvenlik boyutunun da eklenmesi ile kamu politikaları ve genel siyaset ile yakından ilişkili hale gelmektedir. Uluslararası göçler karşısında devletlerin geliştirmiş oldukları politikalar kamu idaresi olarak göç olgusuna hangi pencereden bakıldığının en açık biçimde ifadesidir. Bilinmektedir ki; Türkiye uluslararası göçler açısından sadece transit ülke olmaktan çıkmış aynı zamanda hedef ülke haline gelmiştir. Çalışmada son on yıl içerisinde yoğun bir biçimde göç alan Türkiye’de, kamu idare sisistemi içinde bir bürokratik kurum olarak öncelikle Genel Müdürlük seviyesinde teşkilatlanan daha sonra Başkanlık statüsüne geçen Göç İdaresi Başkanlığı kurumsal yapısı incelenmiştir. Başkanlığın geçici koruma statüsü başta olmak üzere, sınır dışı etme, idari gözetim kararı, insan ticareti mağdurlarının korunması ile uyum ve iletişim faaliyetleri temelinde tesis etmiş olduğu iş ve eylemlerin pratiği ele alınarak, Kopenhag Ekolünün güvenlikleştirme perspektifinden hareketle göç- güvenlik ilişkisi bağlamında göçün güvenlik-dışıl aştırılması üzerinde durulmuştur. Güvenlikleştirme, bir şeyin önematfedilen bir öznenin varlığına yönelik bir tehdit olarak inşa edilmesi ve buna karşılık alınan istisnai tedbirleri desteklemek için kullanılmasıdır. Güvenlik dışılaştırma ise, daha önce tehdit olduğu kabul edilen bir şeyin artık tehdit olarak inşa edilmemesidir. Çalışmanın temel amacı; Göç İdaresi Başkanlığı’nın sivil ve uzmanlığa dayalı bir kamu kurumu olarak uluslararası göçün güvenlik-dışılaştırılmasındaki rolünü ve bu husustaki önemini açıklamaktır.Since ancient times, human history has witnessed individual and collective flows of people who have migrated for different reasons. In the last half-century, one of the most important issues in the world and in Turkey has been the phenomenon of migration. Migration in all its forms is a sociological phenomenon whose subject is human. Undoubtedly, migration has affected the lives of societies in every era and continues to make its impact felt. International migration, as the movement of people between states, is closely related to the sovereignty and nationality of nation-states, as well as to public policies and general politics, with the addition of the socio-economic structure and security dimension. The policies developed by states in the face of international migration are the clearest expression of the perspective from which the phenomenon of migration is viewed as a public administration. It is known that Turkey has become not only a transit country but also a destination country in terms of international migration. In this study, the institutional structure of the Presidency of Migration Management, which was first organised at the level of the General Directorate and then became a Presidency as a bureaucratic institution within the public administration system in Turkey, which has been receiving migration intensively in the last decade, is examined. The practice of the works and actions of the Presidency based on temporary protection status, deportation, administrative surveillance, protection of victims of trafficking in human beings and cohesion and communication activities are discussed, and the desecuritisation of migration in the context of migration-security relationship on the basis of the Copenhagen School securitisation perspective is emphasised. Securitisation is the construction of something as a threat to the existence of an important subject and its use to support exceptional measures taken in response. Desecuritisation, on the other hand, means that something that was previously considered a threat is no longer constructed as a threat. The main purpose of the study is to explain the role and importance of the Presidency of Migration Management as a civilian and expertise-based public institution in the desecuritisation of international migration.XV, 140 sayfatrinfo:eu-repo/semantics/openAccessUluslararası göçGüvenlikleştirmeGüvenlik-dışılaştırmaGöç İdaresiGeçici korumaInternational migrationSecuritisationDesecuritisationMigration managementTemporary protectionGöçün güvenlik dışılaştırılması bağlamında sivil bir bürokratik otorite olarak Göç İdaresi Başkanlığı’nın rolü ve önemiThe role and importance of the Presidency of Migration Management as a civilian bureaucratic authority in the context of desecuritisation of migrationmasterThesis