Akşin, Sina2021-05-072021-05-072003Akşin, S. (2003). ''Küreselleşme ve Türkiye''. Atatürkçü Bakış, 2(3), 119-129.1303-6807http://hdl.handle.net/11452/20064Nilüfer Belediyesi, Uludağ Üniversitesi, Gazeteciler Cemiyeti’nin ortaklaşa düzenlediği Aydınlarla Yüz Yüze söyleşileri çerçevesinde 02 Mart 2004’de yapılan konuşmadır.Ben daha öncede geldim buraya. Geçen yıldı. Buraya gelmek benim için çok büyük bir zevk, kusura bakmayın biraz geciktim. Ankara’dan gelmek kolay olmuyor. Evet şimdi işte ben bir saat kadar konuşurum, ondan sonrada yazılı sorularınızı almaya hazırım. Konumuz Küreselleşme ve Türkiye demek ki, biraz küreselleşmeden söz etmek gerekiyor. Küreselleşme hikayesi 80’li yılların başında başladı. 1979’da İngiltere’de Margaret Thatcher, demir leydi diye adlandırılan hanım, o başbakan oldu ve ertesi yıl 1981’de de Ronald Wilson Reagan, başkan seçildi. Bu iki kişi öncü oldular. Yani küreselleşmenin öncüleri oldular. Küreselleşmeye, küreselleşme ideolojisine neoliberalizm de deniliyor, çünkü bu vahşi kapitalizme bir dönüştür. Yani Adam Simith’in, işte ta 18. yüzyılda ortaya attığı; “Bırakınız geçsinler, bırakınız yapsınlar”, söyleminin, yeniden canlanması idi ve işte büyük taarruza geçtiler. Bu taarruz müthiş bir taarruz. Sovyetler Birliği yıkıldı, bu taarruz sonunda biliyorsunuz. Berlin duvarı yıkıldı, müthiş şeyler oldu. Bunun gerisinde kim vardı? Bunun gerisinde batı kapitalizmi vardı. Batı kapitalizmi, yani Amerikan ve Avrupa kapitalizmi. Bu kapitalistlerden her yerde var. Türkiye’de de var, çok iftar ettiğimiz iş adamlarımız var işte Sabancılar var efendim Koçlar var.trinfo:eu-repo/semantics/openAccessKüreselleşmeTürkiyeKüreselleşme ideolojisiKapitalizmKüreselleşme ve TürkiyeArticle119112923