Arıkan, Zeki2021-05-052021-05-052002Arıkan, Z. (2002). ''İmparatorluktan Cumhuriyete''. Atatürkçü Bakış, 1(1), 107-116.1303-6807http://hdl.handle.net/11452/20032Değerli meslektaşlarım, Öncelikle bana burada sözleşme fırsatı veren Uludağ Üniversitesi Rektörlüğüne ve değerli meslektaşım Prof. Dr. Yusuf Oğuzoğlu’na teşekkürlerimi sunarım. Amacım burada zaten sizin bildiğiniz konuları yinelemek, aktarmak değildir. Belirli bir konu üzerinde düşüncelerimi dile getirmektir. Öncelikle şunu belirteyim: Türk Devrim Tarihi dersleri bugün her üniversitede bir öğretim üyesine bağlı olmaktan kurtulmuştur. Bizim öğrenciliğimizde sözgelimi Prof. Ömer Lütfi Barkan bütün İstanbul Üniversitesi’nin devrim tarihi derslerini yüklenmişti. Sınavlar da bir kompozisyonla sınırlıydı. YÖK’ten sonra bu derslerin saatleri artırıldı. Yeni kadrolar ihdas edildi. Bir ara bu dersler dört yıla yayıldı. Elbette bunun öğrenci üzerinde bıktırıcı bir etki yaptığı görüldü. Nitekim daha sonra bu saatler azaltıldı. Her üniversitede rektörlüğe bağlı Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Dersleri bölümü açıldı. Enstitülerin sayısı arttırıldı. Bu arada konuyla ilgili birçok kitap yazıldıysa da bunları aynı kefeye koymaya olanak yoktur. Kimi öğretim üyeleri kendilerinin sözde resmi tarihe bağlı olmadıklarını kanıtlamak için insanı şaşırtacak devrim tarihine ters görüş ve düşünceler ileri sürdüler. Acaba resmi tarih yalan mı yazıyordu? Bu sormak ve bu sorunun yanıtını almak gereğini bile duymadılar. Yazılan kitaplar içinde Prof. Ergün Aybars’ın Türkiye Cumhuriyeti Tarihi ile Prof. Şerafettin Turan’ın Türk Devrim Tarihi başlıklı kitaplarının önemine özellikle işaret etmek gerekir. Yalnız Aybars’ın kitabının ikinci cildi henüz yazılmamıştır. Bu çerçeveyi çizdikten sonra Türkiye Cumhuriyeti’nin Birinci Dünya Savaşı sonunda dağılan Osmanlı İmparatorluğu’nun enkazı içinde üzerinde kurulduğunu belirtmek gerekir. XIX. Yüzyılda sömürgecilik hızla gelişmiş, büyük devletler arasında büyük bir rekabet ve hızlı bir silahlanma yarışı başlamıştı. Bununla birlikte Avrupa devletleri arasında 1870-71’den 1914’e kadar barış az çok korunabildi. 1914’te patlak veren savaşta milyonlarca insan silah altına alındı. Teknolojinin geliştirdiği silahlar savaş alanlarına sokuldu. Tank ilk kez bu savaşta kullanılmıştır. Savaş milyonlarca insanın ölümüne, aç ve sefil kalmasına yol açtı. 1917 İhtilali ile çarlık devrildi. Savaştan sonra toplanan Paris Konferansı adil bir barış kuramadı. Çünkü galip devletler adil bir barıştan çok kendi çıkarlarını ön planda tuttular. Bu yüzdendir ki insanlık çok geçmeden kendini daha büyük bir savaşın içinde buldu. Savaş sonunda imparatorluklar dağıldı, yeni ulusal devletler kuruldu. İmparatorluktan Cumhuriyete geçişte temel değişikliğin İslami bir imparatorluktan milli bir Türk devletine, bir ortaçağ teokrasisinden anayasalı bir cumhuriyete, bürokratik bir feodalizmden modern bir kapitalist ekonomiye geçiş süreci olduğu öteden beri vurgulanmış ve dile getirilmiştir. Bunun toptan bir uygarlık değişimi olduğuna şüphe yoktur. Yani Doğu uygarlığından Batı uygarlığına bütün olarak geçişi anlatmaktadır. Bu bakımdan öncelikle Doğu uygarlığı nedir, Batı uygarlığı nedir? Sorularını açıklamaya çalışalım. Batı insanın kendi varlığı ve yaşamı üzerine özel bir düşünceye sahip olmasıdır. Batı uygarlığı bu anlamda her zaman var olmamış, zamanla yavaş yavaş oluşmuştur. Onu besleyen kaynaklar ise çeşitli yollardan gelmiştir. Batı uygarlığının kendinden önce gelip geçmiş uygarlıkların bir bireşimi olduğu yolundaki tarihsel görüş yaygınlık kazanmıştır. Çağdaş Batı uygarlığının temeli Dekartt’ın “Düşünüyorum o halde varım” sözü üstüne yükselmiştir. Dekartt’an önce insanlık ortaçağ kalıpları içinde inanmakla yetinmiştir. Ancak ondan önce insanlık, Hümanizma, Renaissance ve Reform gibi büyük tarihsel dönemeçlerden geçmiştir.trinfo:eu-repo/semantics/openAccessİmparatorlukCumhuriyetİmparatorluktan CumhuriyeteTürk devrimiTürk tarihiİmparatorluktan CumhuriyeteArticle10711611