T. C. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI TÜRK DİLİ BİLİM DALI CÁMİèÜ’L-ÓİSÁB (GİRİŞ-İNCELEME-METİN-DİZİN) (DOKTORA TEZİ) Şermin KALAFAT BURSA - 2015 T. C. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI TÜRK DİLİ BİLİM DALI CÁMİèÜ’L-ÓİSÁB (GİRİŞ-İNCELEME-METİN-DİZİN) (DOKTORA TEZİ) Şermin KALAFAT Danışman: Prof. Dr. Hatice ŞAHİN BURSA - 2015 iii ÖZET Yazar Adı ve Soyadı : Şermin KALAFAT Üniversite : Uludağ Üniversitesi Enstitü : Sosyal Bilimler Enstitüsü Anabilim Dalı : Türk Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı : Türk Dili Tezin Niteliği : Doktora Tezi Sayfa Sayısı :XXV + 1086 Mezuniyet Tarihi : …. / …. / 20…….. Tez Danışman(lar)ı : Prof. Dr. Hatice ŞAHİN CÀmièü’l-ÓisÀb (Giriş-İnceleme-Metin-Dizin) Bu tez çalışmasında, tarihî bir metin çalışması yapılması düşünülmüş ve XVI. yüzyıl Kanÿnî Sultan Süleyman Dönemine ait Yÿsuf bin KemÀl el-Bursevî’nin CÀmièü’l–ÓisÀb’ı konu olarak seçilmiştir. Giriş, İnceleme, Metin ve Dizin olarak hazırlanan tezde ek bölüm olarak Terim Sözlükleri bölümü bulunmaktadır. Tezin konusuna bağlı olarak seçilen matematik metin, çeviriyazıya aktarılarak elde edilen metin üzerinden dil tarihi, ses bilgisi, şekil bilgisi ve söz varlığı açılarından bir değerlendirme yapılmıştır. Tezin amacı, öncelikli olarak Türk dili alanındaki tarihî metin çalışmalarına katkı sağlamaktır. Tezin giriş bölümünde Osmanlı bilim geleneği içinde matematik ilminin konumunun belirlenmesi üzerinde durulmuştur. İnceleme bölümünde ses bilgisi, biçim bilgisi üzerinden bir tarihî dil çalışması yapılmıştır. Eserin üçüncü bölümünde söz varlığı kapsamında eserdeki terimler üzerine bir sözlük bulunmaktadır. En son olarak eserdeki kelimelerin dizini hazırlanmıştır. Yine tezin sonuna incelenen eserin tam nüsha halinde tıpkıbasımı ve nüshalarının da birkaç sayfasının tıpkıbasımı eklenmiştir. iv Anahtar Sözcükler: CÀmièü’l-ÓisÀb Yÿsuf bin KemÀl el- Bursevî Eski Anadolu Türkçesi Osmanlı Matematiği Ses bilgisi Biçim bilgisi Terim bilim v ABSTRACT Writer Name and Surname : Şermin KALAFAT University : Uludag University Institute : Institute of Social Sciences Anabilim Dalı : Turkish Language and Literature Bilim Dalı : Turkish Language Quality of thesis : Thesis of PhD. Number of pages : XXV+ 1086 Graduation date : …. / …. / 20…….. Thesis advisor : Prof. Dr. Hatice ŞAHİN JÀmièu’l-ÓisÀb (İntroduction-Analysis-Text-Index) In this study, the JÀmièu’l-ÓisÀb of Yÿsuf bin KamÀl al-Bursevî was chosen to analyze with regards to historical texts. The JÀmièu’l-ÓisÀb is a work belonging Sultan Süleyman period, 16 th century. The thesis consists of three sections: introduction, examination, and index. Moreover a term glossary is provided in annex. JÀmièu’l-ÓisÀb, the mathematics text was translated into Turkish and this transcription was evaluated in terms of language history, phonetics, morphology and the vocabulary. The aim of the dissertation is to contribute new mathematical terms to the historical text studies of Turkish language. Firstly the JÀmièu’l-ÓisÀb is translated with regards to comparison between existing copies of it. In the introduction of the dissertation, the science of mathematics for Ottoman was analyzed. Secondly, in the analysis chapter of the dissertation, historical language studies took place with regards to the phonetics, and morphology. vi Thirdly, in the last chapter, there is a glossary in the scope of vocabulary on terms of the text. Lastly a term glossary is provided in annex. At the end, facsimile edition of full copy of JÀmièu’l-ÓisÀb and a few pages of its copy were added. Anahtar Sözcükler: JÀmièu’l-ÓisÀb Yÿsuf bin KamÀl al- Bursevî Ancient Anatolian Turkish Ottoman’s Matematics Phonetic Morfology Terminology ÖN SÖZ Türk dili araştırmaları kapsamında ele alınan tarihî metin çalışmaları halen önemini korumaktadır. Genel itibariyle bu alandaki çalışmalara bakıldığında bu tarz incelemelere gösterilen bilimsel yaklaşımın bir tek handikapı vardır. O da çalışılacak olan metnin “dil malzemesi” verip vermeyeceği düşüncesidir. Bu sebepledir ki bu çalışmaların belli bir bilim ve sanat dalını özellikle de “tıp” ilmini kapsayan bir ağırlıkta devam ettiği görülür. Bunda tıp ilminin Osmanlı’da önemsenmesi ve medreselerde ayrıcalıklı bir bilim dalı olarak okutulması öncelikli sebeptir. Yine buna bağlı olarak da tıp ilminin diğer ilimlere nazaran dili en erken Türkçeleşen ilim konumunda olması da bu sebebi desteklemektedir. Bu tutuma bağlı olarak, Arapça veya Farsça terimlerin ağırlıkta olduğu diğer bilim dallarının dil malzemesi vermeyeceği düşüncesiyle göz ardı edildiği görülür. Tarihî metin çalışmalarında çalışılacak eserin “dil malzemesi verip vermeme hususu” elbette önemli bir sorudur. Buradaki yanlış yaklaşım, “dil malzemesi” kavramıyla sadece “ses ve biçim özellikleri” bakımından bir değerlendirmenin algılanmasıdır. Oysa dil malzemesi, dile kaynaklık eden her şeyin değerlendirilmesi olmalıdır. Özellikle bu değerlendirmeler dil, tarih ve kültür bağlamında tarihî dil çalışmalarına hizmet eden bir bakış açısını barındırmalıdır. Modern dilbilimine ve özellikle metin dilbilimi çalışmalarına bakıldığında bir tek tümcenin bile dil içi ve dil dışı dünya ile anlamsal bağ kurarak metinsellik özelliği taşıdığı ortaya konulmuştur. Bu anlayışa paralel olarak metin çalışmalarında, artık “dil malzemesi” kavramından kastın da değiştirilmesi gerekliliği ortadır. Bize göre tarihî bir metne öncelikle şu soruyla yaklaşılmalıdır: “Nesnem nedir?” Bu sorunun cevabı metne yaklaşımı ve nasıl incelenmesi gerektiğini de belirleyen bir durumdur. Bu sebeple, tarihî metinlerin hemen hepsi konularına göre farklı dilsel değerlendirmeler dikkate alınarak incelenmelidir. Bu bağlamda, konusu matematik ilmi olan Yÿsuf bin KemÀl el-Bursevî’nin CÀmièü’l-ÓisÀb’ı doktora tez konusu olarak seçilmiştir. XVI. yüzyıl Osmanlı Klasik matematiğine ait yansımaların görüldüğü eser, matematik kitabından öte bir mahiyet taşır. Müellifin İskender Çelebi dönemindeki divân muhasiplerinden olması ve eserini yeni öğrenenler için bir ders kitabı olarak hazırlaması, eğitim tarihi açısından da eserin kıymetini arttırır. CÀmièü’l-ÓisÀb’a “Nesnem nedir?” sorusuyla yaklaşıldığında cevap olarak metnin ciddi bir tarihî arka plana oturtulması ihtiyacı doğmuştur. Alman filozofu Oswald Spengler “Her medeniyetin bir matematiği vardır.” der. Bu ifadede herhangi bir milletin matematiği değil, millî bir kimliğe hükmeden medeniyet kavramı öncelik taşır. Bu da matematiği içinde bulunduğu medeniyetle mücessem olarak algılamayı gerekli kılar. viii Osmanlı Türklerinin matematiğine yön veren İslam medeniyeti ve bununla bir evrimleşme süreci yaşayan Osmanlı matematiğindeki süreci, dil boyutuyla takip etmek için pek çok katmanın bir arada düşünülmesi gerekir. Osmanlı genel tarihi, İslam bilim tarihi, Osmanlı bilim geleneği, İslam matematiği, Osmanlı matematik geleneği, âlimler vs. gibi. Bu katmanlar içerisindeki uyum sürecinin Osmanlı’daki matematiğin terimlerine yansıması ve bunun Türkçe ile yaşadığı muhatap sorgusu bu tezin vücuda getiriliş aşamasını kısaca özetler. Bu çalışmanın en başta da belirtildiği gibi sadece “ses ve biçim bilgisi” özelliklerinin vurgulanmasından öte giriş, inceleme, terim ve dizin bölümleriyle tarihî metin incelemelerine hizmet eden bir çalışma olmasına özen gösterilmiştir. Bu bakış açısından hareketle öncelikle teze konu edinilen metnin konumunu belirlemek adına, Osmanlı Türklerinin matematik tarihi hakkında bir fikir oluşturmak için kısa bir Giriş bölümü yazılmıştır. Bu Giriş bölümünde ayrıca Yÿsuf bin KemÀl el- Bursevî’nin dili ve üslûbu, klasik bir üslûp incelemesinden ziyade incelenen eserin eğitim boyutu da söz konusu olduğundan, metin dilbilimi ve toplum dilbilimi çerçevesinde ortaya konulmaya çalışılmıştır. Birinci bölüm eserin yazım, ses ve biçim bilgisi özelliklerinin ortaya konulmasına yöneliktir. Bu bölüm için özellikle belirtilmesi gereken bir husus şudur ki daha önce pek çok kez tarihî metin çalışmalarında benzer örnekler ve özellikler vurgulanmış ve Eski Anadolu Türkçesinin de mevcut grameri ortaya konulmuştur. Bu bölümde elbette metindeki Eski Anadolu Türkçesiyle benzeşen ve ayrılan yönler tespit edilmiştir. Ancak bu veriler tespit noktasında bırakılmamış daha sonra Değerlendirmeler bölümünde, Giriş bölümünde zikrettiğimiz birkaç hususun aydınlatılması için kullanılmıştır. Tezin ikinci bölümü Metin bölümü olup bu bölümde teze konu olan CÀmièü’l- ÓisÀb adlı metnin Süleymaniye nüshası temel alınarak diğer sekiz nüshasıyla (Milli Kütüphane, Topkapı Sarayı, Bosna Hersek, Zeytinoğlu, Cerrah Paşa Tıp Tarihi Müzesi, Ali Emiri ve Cambridge nüshaları) karşılaştırılmıştır. Müellifin dil ve üslûbunu daha sahih bir biçimde ortaya koymak için bu karşılaştırma edisyon kritik niteliğinde yapılmamıştır. Tezin nüshalarının karşılaştırılmasında iki ana hedef söz konusudur. Birincisi, Süleymaniye ve Milli Kütüphane nüshalarının aynı tarihli olup sadece bir ay arayla yazılmış olması sebebiyle iki nüsha arasındaki farklılıkları ortaya koymak, ikincisi de eserin bir ders kitabı olması sebebiyle Süleymaniye nüshasından başlayarak mevcut matematik terimlerinin bir değişim gösterip göstermediğini gözlemleyebilmektir. Tezin üçüncü bölümü Terim Sözlükleri bölümü olup bu bölümün terim bilim kapsamında değerlendirilmesine gayret gösterilmiştir. Türk dili tarihi içinde kayda değer bir konu olarak Türk terim bilim tarihi üzerine art zamanlı bir çalışma henüz yapılmamıştır. Bu kısım, bu anlamda bir giriş sayılacak nitelikte hazırlanmıştır. Bu bölüm elden geldiğince de dilbilimsel tabanda bir yöntem üzerine kurgulanmıştır. Bu sebeple öncelikle metinde geçen matematik terimleri, ölçü ve kıymetli taşlar üzerine birer sözlük hazırlanmıştır. Bu sözlükler metin içi alıntılarla örneklendirilmiştir. Daha sonra matematik terimleri iki aşamada değerlendirilmiştir. Birinci aşama müellifin Arapça ve Farsça olan ix terimler üzerine kendi bulduğu karşılıkları alt ve üst dil konumunda açıklamayı, ikinci aşama matematik terimlerinin tarihî arka planda yani, Giriş bölümünde açıklanmaya çalışılan Osmanlı matematik geleneği kapsamında okunmasını içerir. Tezin dördüncü bölümü Dizin bölümüdür. Dizin bölümü dizin-sözlük biçiminde hazırlanmıştır. Dizindeki kelimelerin karşılıkları verilirken “özellikle” sözlük anlamı yerine metindeki anlamlarının kullanılmasına dikkat edilmiştir. Tezin son bölümü Değerlendirmeler ve Sonuç bölümüdür. Bu bölümün Değerlendirmeler kısmında tezdeki veriler iki aşamada ele alınarak yorumlanmıştır. Sonuç kısmında ise bu değerlendirmelerden hareketle bir sonuç sunulmuştur. Tezin sonuna eserin Süleymaniye nüshasının tıpkıbasımı eklenmiş, diğer nüshaların ise birkaç sayfasının tıpkıbasımı konulmuştur. Bu çalışma kapsamında tez konusu olarak böyle bir çalışmayı tercih etmemdeki desteklerinden ve yardımlarından dolayı Danışman Hocam Sayın Prof. Dr. Hatice ŞAHİN’e teşekkür ederim. Tez konuma bağlı olarak çalışacağım metni bana cömertçe sunan ve kendi bilgi ve tecrübelerinden yararlanmama olanak tanıyan ve yine Cambridge nüshasının alınmasında yardımlarını esirgemeyen, tezin terim bölümünü hiç tereddütsüz benimle kıymetli vaktini harcayarak okuyan, İMÜ Edebiyat Fakültesi Dekanı Sayın Prof. Dr. İhsan FAZLIOĞLU’na teşekkürü bir borç bilirim. Tezin Cambridge nüshasının elimize ulaşmasında çabalarıyla süreci hızlandıran İMÜ Bilim Tarihi Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Salim AYDÜZ’e ve öğrencisi Joshua Olsson’a ayrıca teşekkür ederim. Tezin Arapça ve Farsça kelimelerinin okunmasındaki zorlukların giderilmesinde yardımcı olan Sayın Doç. Dr. Hasan Basri ÖCALAN’a ve Sayın Yrd. Doç. Dr. Sadettin EĞRİ’ye; yine bu anlamda ayrıca desteğini gördüğüm İMÜ Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Sayın Yrd. Doç. Dr. Ahmet Şefik ŞENLİK’e; teze başka bir göz olarak dışarıdan bakan ve heyecanıma bağlı hatalarımı düzelten arkadaşım, meslektaşım MSGSÜ Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Fatih BAKIRCI’ya ve tezin gramer hususiyetlerindeki sorularıma cevap bulmamda farklı bakış açılarından faydalandığım Sayın Prof. Dr. Kerime ÜSTÜNOVA’ya ve ESOGÜ Fen-Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Sayın Prof. Dr. Erdoğan BOZ’a çok teşekkür ederim. Tezin hazırlık aşamasındaki yardımlarından ve manevi desteklerinden ötürü Uludağ Üniversitesindeki mesai arkadaşlarım Arş. Gör. Tayfun BARIŞ, Arş. Gör. İbrahim KARAHANCI, Arş. Gör. Burcu KAYA ve Arş. Gör. Hasene AYDIN’a teşekkür ederim. Bu dört yıllık uzun maratonda maddi ve manevi desteğini bir an olsun üzerimden çekmeyen, tezin nüshalarının basılmasında yardımcı olan ve ağız konusundaki tecrübelerinden faydalandığım, beni yetiştiren hocam Trakya Üniversitesi Edebiyat x Fakültesi öğretim üyesi Sayın Yrd. Doç. Dr. Fatma Sibel BAYRAKTAR’a “kut çoğalttığı” için teşekkür ederim. Son olarak bu zorlu süreçte sabırla yanımda olan KALAFAT ailesine maddi ve manevi destekleri için şükranlarımı sunarım. Türkçenin ışığı üzerinize yansısın… 20.03.2015 Şermin KALAFAT Londra xi İÇİNDEKİLER I.CİLT TEZ ONAY SAYFASI………………………………..………………..…....İİ ÖZET ........................................................................................................... İİİ ABSTRACT ................................................................................................. V ÖN SÖZ .................................................................................................... Vİİİ KISALTMALAR ....................................................................................... XX TABLOLAR ............................................................................................ XXİİ ŞEKİLLER ............................................................................................. XXİİİ SEMBOLLER ........................................................................................ XXİV ÇEVİRİ YAZI ALFABESİ ...................................................................... XXV GİRİŞ ............................................................................................................. 1 G.1. ANADOLU SELÇUKLULARI’NDAN BURSEVÎ’YE KADAR OSMANLI TÜRKLERİNDE MATEMATİK TARİHİNE GİRİŞ .........................................................1 G.1.1. ANADOLU’NUN TÜRK VATANI HALİNE GELİŞİ VE 1243 KÖSEDAĞ SAVAŞIYLA BAŞLAYAN ENTELEKTÜEL BİRİKİM ................................................ 2 G.1.1.1.Tarihî Arka Plan ................................................................................................ 2 G.1.1.2. Medreselerin Kuruluşunu Sağlayan Siyasî ve Fikrî Ortam: Devlet ve İlmin Kesiştiği Nokta ............................................................................................................... 5 G.1.2. OSMANLI MATEMATİK GELENEĞİNE GEÇİŞ .............................................. 8 G.1.2.1. Anadolu’dan Osmanlı’ya Miras Kalan Matematik İlminin Anadolu’daki Teşekkülü ....................................................................................................................... 8 G.1.2.2. Osmanlı Matematik Geleneğini Oluşturan Âlimler ve Eserleri ..................... 13 G.1.2.3. Dilin Mantık Dizgesinden Sembol Dizgesine: Osmanlı Klasik Cebrinde Cebirsel Notasyon Sistemi/Cebirsel Sembolizm.......................................................... 17 G.1.2.3.1.Tarihî Çerçeve .......................................................................................... 18 G.1.2.3.1.1. İslam cebrinde notasyon/ sembolizm ................................................ 18 G.1.2.3.1.2. Batı İslam dünyası (Endülüs-Mağrip matematik okulu) ................... 21 G.1.2.3.2. Osmanlı’da Cebirsel Sembolizm ............................................................. 23 G.2. DAHA ÖNCEKİ MATEMATİK ÇALIŞMALARI .................................................. 31 G.3. BURSEVÎ’NİN ÜSLÛBU: 16. YÜZYILDA MATEMATİK (DERSİ) NASIL ANLATILIR? .................................................................................................................. 32 G.3.1. ÜSLÛP NEDİR? MATEMATİK ÖĞRETİMİNDE BİR ÖĞRETİ ÜSLÛBUNDAN BAHSETMEK MÜMKÜN MÜDÜR? ............................................... 33 G.3.2. BURSEVÎ’NİN ÜSLÛBU BAĞLAMINDA 16. YÜZYIL MATEMATİK ÖĞRETİMİNE BAKIŞ .................................................................................................... 38 xii G.3.2.1. Toplum dilbilimi Açısından Bursevî’nin Üslûbu ........................................... 38 G.3.2.1.1. CÀmièü’l-ÓisÀb’da Öğrencinin Kimliği, Seviyesi ve Müellifle İlişkisi . 38 G.3.2.1.2. Müellifin Muhataba Göre Üslûbunda Şahıs Tercihi ................................ 40 G.3.2.2. Bursevî’nin Matematiği Öğretme Yöntemi ve Bunun Üslûbundaki Yansımaları .................................................................................................................. 43 G.3.2.3. CÀmièü’l-ÓisÀb’daki Metin Dilbilimsel Bağdaşıklık ve Tutarlılık Unsurları Üzerinden Bursevî’nin Üslûbu ..................................................................................... 48 G.3.2.3.1. Bursevî’nin Öğretmek İstediği Konuya Göre Amacına Hizmet Eden Bağdaşıklık ve Tutarlılık Unsurları ve Bunun Üslûbundaki Yansımaları ................ 48 G.3.2.3.2. Bursevî’nin Kural öğretme, Soru Sorma ve Çözümlemede Kullandığı Bağdaşıklık ve Tutarlılık Unsurları ve Bunun Üslûbundaki Yansımaları ................ 53 G.3.2.3.3. Matematik İşlemlerindeki Püf Noktalarını Verirken Şiir Dilinden Yararlanma ............................................................................................................... 69 G.4. ESER HAKKINDA BİLGİ ...................................................................................... 75 G.4.1. ESERİN ADI ........................................................................................................ 75 G.4.2. ESERİN MÜELLİFİ ............................................................................................. 75 G.4.3. ESERİN TESPİTİ ................................................................................................. 76 G.4.4. ESERİN NÜSHALARI ........................................................................................ 76 G.4.4.1. Eserin Nüshalarının Kronolojik Sıralaması .................................................... 76 G.4.4.2. Eserin Nüshalarının Tanıtımı ......................................................................... 77 G.4.4.2.1. Süleymaniye Nüshası............................................................................... 77 G.4.4.2.2. Milli Kütüphane Nüshası ......................................................................... 78 G.4.4.2.3. Fatih Millet Kütüphanesi/ Ali Emiri Nüshası ......................................... 79 G.4.4.2.4. Zeytinoğlu İlçe Halk Kütüphanesi Nüshası ............................................. 79 G.4.4.2.5. Gazi Hüsrev Kütüphanesi Bosna Hersek Nüshası ................................... 79 G.4.4.2.6.Topkapı Sarayı Müzesi Nüshası ............................................................... 80 G.4.4.2.7. Cerrah Paşa Tıp Tarihi Müzesi Nüshası .................................................. 80 G.4.4.2.8. Kastamonu İl Halk Kütüphanesi Nüshası ................................................ 80 G.4.4.2.9. Trinity College Library /Cambridge Nüshası .......................................... 81 G.4.4.3. Eserin Nüshalarının Şeceresi .......................................................................... 82 G.4.5. ESERİN KİME İTHAF EDİLDİĞİ HUSUSU ..................................................... 84 G.4.6. ESERİN KONUSU VE YAZILIŞ AMACI .......................................................... 84 G.5. TEZİN KONUSU VE AMACI ................................................................................. 88 G.5.1.YÖNTEM .............................................................................................................. 88 G.5.1.1. Tezin Bölümleri ve Yöntemleri ...................................................................... 88 BİRİNCİ BÖLÜM ....................................................................................... 93 İNCELEME ................................................................................................. 93 1. YAZIM ÖZELLİKLERİ .............................................................................................. 93 1.1. ÜNLÜLERİN YAZIMI ............................................................................................ 93 1.1.1 /a/ Ünlüsünün Yazımı ......................................................................................... 93 1.1.2 /e/ Ünlüsünün Yazımı ......................................................................................... 94 1.1.3. /ė/ Ünlüsünün Yazımı......................................................................................... 94 xiii 1.1.4. /ı/ Ünlüsünün Yazımı ......................................................................................... 95 1.1.5. /i/ Ünlüsünün Yazımı ......................................................................................... 96 1.1.6. /o/ Ünlüsünün Yazımı ........................................................................................ 97 1.1.7. /ö / Ünlüsünün Yazımı ....................................................................................... 97 1.1.8. /u / Ünlüsünün Yazımı ....................................................................................... 98 1.1.9. /ü / Ünlüsünün Yazımı ....................................................................................... 98 1.1.10. Uzun Ünlülerin Yazımı .................................................................................... 99 1.2. ÜNSÜZLERİN YAZIMI ........................................................................................ 100 1.2.1. /ç/ Ünsüzünün Yazımı ...................................................................................... 100 1.2.2. /g/ Ünsüzünün Yazımı ...................................................................................... 100 1.2.3 /ŋ/ Ünsüzünün Yazımı ....................................................................................... 100 1.2.4. /p/ Ünsüzünün Yazımı ...................................................................................... 100 1.2.5. /b/ Ünsüzünün yazımı....................................................................................... 101 1.2.6. /s/ Ünsüzünün Yazımı ...................................................................................... 101 1.2.7. /t/ Ünsüzünün Yazımı....................................................................................... 101 1.3. HAREKE VE YAZI İŞARETLERİNİN KULLANILIŞI ...................................... 102 1.3.1. Şedde ................................................................................................................ 102 1.3.2. Tenvin (İki üstün, iki ötre) ............................................................................... 103 1.3.3. Hemze............................................................................................................... 104 1.3.4. Arapça ve Farsça Tamlamaların Yazımı .......................................................... 106 1.3.4.1. YÀ ile ......................................................................................................... 107 1.4. EKLERİN YAZIMI ................................................................................................ 107 1.4.1. Yapım Eklerinin Yazımı .................................................................................. 107 1.4.1.1. İsimden İsim Yapım Ekinin {+lIK} Yazımı ............................................. 107 1.4.2. Çekim Eklerinin Yazımı................................................................................... 108 1.4.2.1. İsim Çekim Eklerinin Yazımı .................................................................... 108 1.4.2.1.1. Üçüncü teklik şahıs iyelik ekinin {+(s)I(n)} yazımı ........................... 108 1.4.2.1.2. İlgi durumu ekinin {+(n)Uŋ} yazımı .................................................. 108 1.4.2.1.3. Yükleme durumu ekinin {+(y)I} yazımı ............................................ 108 1.4.2.1.4. Yönelme durumu ekinin {+(y)A} yazımı ........................................... 108 1.4.2.1.5. Zamir n’sinin yazımı ........................................................................... 109 1.4.2.1.6. Eşitlik durumu ekinin {+CA} yazımı ................................................. 109 1.4.2.1.7. Soru edatı mI yazımı ........................................................................... 110 1.4.2.1.8. Bildirme ekinin {+dUr} yazımı .......................................................... 110 1.4.2.2. Fiil Çekim Eklerinin Yazımı ..................................................................... 110 1.4.2.2.1. Şahıs eklerinin yazımı ......................................................................... 110 1.4.2.2.1.1. Birinci çoğul şahıs ekinin {–Uz} yazımı ..................................... 110 1.4.2.2.1.2. Üçüncü çoğul şahıs ekinin {-lAr} yazımı .................................. 111 1.4.2.2.2. Şart kipi ekinin {–sA} yazımı ............................................................. 111 1.4.2.2.3. İstek ekinin {–(y)A} yazımı ............................................................... 111 1.4.2.2.4. Ettirgenlik ekinin {–dUr-} yazımı ...................................................... 111 1.4.2.2.5. Edilgenlik ekinin {–(I)n-} yazımı ....................................................... 112 xiv 1.4.2.2.6. Zarf fiil ekinin {–(y)Up} yazımı ......................................................... 112 1.4.3. Ek fiilin {i-} yazımı ........................................................................................ 112 1.5. EDATLARIN YAZIMI .......................................................................................... 113 1.6. ALINTI KELİMELERİN YAZIMI ........................................................................ 114 1.7. ÖTÜMLÜLEŞMEYE BAĞLI OLARAK YAZIMDA GÖRÜLEN DİKKAT ÇEKİCİ HUSUSİYETLER ........................................................................................... 114 1.8. METİNDE GEÇEN GENEL YAZIMDAN FARKLI OLAN KULLANIMLAR . 116 1.9. METİNDEKİ BAZI İFADELERİN BAĞLAMSAL OLARAK YANLIŞ YAZIMI ....................................................................................................................................... 118 1.10 UYGUR YAZIM GELENEĞİNE UYGUN ÖRNEKLER ................................... 120 2. DİLBİLGİSİ ÖZELLİKLERİ..................................................................................... 120 2.1. SES BİLGİSİ .......................................................................................................... 120 2.1.1 Ünlüler ............................................................................................................... 120 2.1.1.1. Ünlü Değişmeleri ...................................................................................... 120 2.1.1.2. Daralma ..................................................................................................... 123 2.1.1.3. Genişleme .................................................................................................. 123 2.1.1.4. Düzleşme ................................................................................................... 124 2.1.1.5. Yuvarlaklaşma ........................................................................................... 124 2.1.1.6. Ön damaksılaşma ....................................................................................... 124 2.1.1.7. Ünlü Uyumları ........................................................................................... 124 2.1.1.7.1. Damak Uyumu .................................................................................... 124 2.1.1.7.2.1.Kelime kök ve gövdelerinde dudak uyumu................................... 126 2.1.1.7.2.2. Eklerde dudak uyumu................................................................... 127 2.1.1.7.2.2.1. Yuvarlak ünlülü ekler ............................................................ 127 2.1.1.7.2.2.2. Düz ünlülü ekler .................................................................... 133 2.1.1.7.2.2.2. Hem düz hem yuvarlak ünlülü ekler ..................................... 136 2.1.1.8. Ünlülerle İlgili Ses Olayları ....................................................................... 137 2.1.1.8.1. Ünlü türemesi ...................................................................................... 137 2.1.1.8.1.1. Ön seste ünlü türemesi ................................................................. 137 2.1.1.8.1.2. İç seste ünlü türemesi .................................................................. 137 2.1.1.8.2.Ünlü düşmesi ....................................................................................... 138 2.1.1.8.2.1. Orta hece ünlüsünün düşmesi ....................................................... 138 2.1.1.8.3. Ünlü birleşmeleri ................................................................................ 138 2.1.2. Ünsüzler ........................................................................................................... 139 2.1.2.1. Ünsüz Değişmeleri .................................................................................... 139 2.1.2.1.1. /b/ ünsüzü ............................................................................................ 139 2.1.2.1.2. /d/ ünsüzü ............................................................................................ 140 2.1.2.1.3. /ú/ ve /k/ ünsüzleri ............................................................................... 140 2.1.2.1.4. /à/ ve /g/ ünsüzleri ............................................................................... 141 2.1.2.1.5. /t/ ünsüzü ............................................................................................. 141 2.1.2.1.6. /ŋ/ ünsüzü ............................................................................................ 142 2.1.2.1.7. /y-/ ön sesi ........................................................................................... 142 xv 2.1.2.2. Ünsüz Uyumu ............................................................................................ 142 2.1.2.3.Ünsüzlerle İlgili Ses Olayları ..................................................................... 143 2.1.2.3.1. Ötümlüleşme ....................................................................................... 143 2.1.2.3.2. Ötümsüzleşme ..................................................................................... 144 2.1.2.3.3. Benzeşme ............................................................................................ 144 2.1.2.3.3.1. Son seste temas derecesi bakımından benzeşme .......................... 144 2.1.2.3.3.2. Ek sonunda temas derecesi bakımından benzeşme ...................... 144 2.1.2.3.4. Sızıcılaşma .......................................................................................... 144 2.1.2.3.5. Ünsüz türemesi ................................................................................... 145 2.1.2.3.5.1. Ön seste ünsüz türemesi ............................................................... 145 2.1.2.3.6. Hece düşmesi ...................................................................................... 145 2.1.2.3.7. Ünsüz düşmesi .................................................................................... 146 2.1.2.3.8. Ünsüz ikizleşmesi ............................................................................... 146 2.1.2.3.9. Toplanma ............................................................................................ 146 2.2. BİÇİM BİLGİSİ ...................................................................................................... 147 2.2.1. Kelime Yapımı ................................................................................................. 147 2.2.1.1. İsim Yapımı ............................................................................................... 147 2.2.1.1.1. İsimden isim yapım ekleri ................................................................... 147 2.2.1.1.2. Fiilden isim yapım ekleri .................................................................... 149 2.2.1.2. Fiil Yapımı ................................................................................................. 150 2.2.1.2.1. İsimden fiil yapım ekleri ..................................................................... 150 2.2.1.2.2. Fiilden fiil yapım ekleri ...................................................................... 151 2.2.2. Kelime Türleri .................................................................................................. 151 2.2.2.1. İsimler ........................................................................................................ 151 2.2.2.1.1. İsim çekimi ......................................................................................... 151 2.2.2.1.1.1. Çokluk eki .................................................................................... 151 2.2.2.1.1.2. İyelik ekleri .................................................................................. 151 2.2.2.1.1.3. Durum ekleri ................................................................................ 152 2.2.2.1.1.3.1. Yalın durum ........................................................................... 152 2.2.2.1.1.3.2. İlgi durumu ve kullanımları ................................................... 152 2.2.2.1.1.3.2.1. İlgi durumu ekinin işlevleri ............................................. 153 2.2.2.1.1.3.3. Yönelme durumu ve kullanımları .......................................... 153 2.2.2.1.1.3.3.1.Yönelme durumu ekinin işlevleri .................................... 153 2.2.2.1.1.3.4. Bulunma durumu ve kullanımları .......................................... 155 2.2.2.1.1.3.4.1 Bulunma durumu ekinin işlevleri .................................... 155 2.2.2.1.1.3.5. Ayrılma durumu ve kullanımları ........................................... 156 2.2.2.1.1.3.5.1 Ayrılma durumu ekinin işlevleri ...................................... 156 2.2.2.1.1.3.6. Yükleme durumu ve kullanımları .......................................... 159 2.2.2.1.1.3.6.1 Yükleme durumu ekinin işlevleri .................................... 159 2.2.2.1.1.3.7. Eşitlik durumu ve kullanımları .............................................. 160 2.2.2.1.1.3.7.1 Eşitlik durumu ekinin işlevleri ......................................... 160 2.2.2.1.1.3.8. Araç durumu ve kullanımları ................................................ 160 xvi 2.2.2.1.1.3.8.1 Araç durumu ekinin işlevleri ........................................... 161 2.2.2.1.1.3.9. Yön gösterme durumu ve kullanımları .................................. 161 2.2.2.1.1.3.9.1 Yön gösterme durumu ekinin işlevleri ............................. 161 2.2.2.1.1.4. Aitlik eki ....................................................................................... 162 2.2.2.1.2. İsimlerde Soru ..................................................................................... 162 2.2.2.1.3. Sayı İsimleri ........................................................................................ 163 2.2.2.1.3.1. Asıl sayı isimleri........................................................................... 163 2.2.2.1.3.2. Sıra sayı isimleri ........................................................................... 164 2.2.2.1.3.3. Topluluk sayı isimleri................................................................... 164 2.2.2.1.3.4. Üleştirme sayı isimleri ................................................................. 164 2.2.2.1.3.5. Kesir sayı isimleri- (Ondalık sayılar) ........................................... 164 2.2.2.1.4. Sıfatlar ................................................................................................. 165 2.2.2.1.4.1. Niteleme sıfatları .......................................................................... 165 2.2.2.1.4.2. Belirtme sıfatları ........................................................................... 165 2.2.2.1.4.2.1. İşaret sıfatları ......................................................................... 165 2.2.2.1.4.2.2. Sayı sıfatları ........................................................................... 165 2.2.2.1.4.2.2.1. Asıl sayı sıfatları ............................................................. 165 2.2.2.1.4.2.2.2. Sıra sayı sıfatları ............................................................. 166 2.2.2.1.4.2.3. Soru sıfatları .......................................................................... 166 2.2.2.1.4.2.4. Belirsizlik sıfatları ................................................................. 166 2.2.2.1.5. Zamirler .............................................................................................. 166 2.2.2.1.5.1. Şahıs zamirleri .............................................................................. 166 2.2.2.1.5.2. İşaret zamirleri.............................................................................. 166 2.2.2.1.5.3. Dönüşlülük zamirleri .................................................................... 167 2.2.2.1.5.4. Soru zamirleri ............................................................................... 167 2.2.2.1.5.5. Birliktelik zamirleri ...................................................................... 167 2.2.2.1.6. Zarflar ................................................................................................. 167 2.2.2.1.6.1. Durum zarfları .............................................................................. 167 2.2.2.1.6.2. Zaman zarfları .............................................................................. 168 2.2.2.1.6.3. Yer-yön zarfları ............................................................................ 170 2.2.2.1.6.4. Azlık-çokluk zarfları .................................................................... 171 2.2.2.1.7. Edatlar ................................................................................................. 171 2.2.2.1.7.1. Çekim edatları .............................................................................. 171 2.2.2.1.7.1.1. Benzerlik bildiren edatlar ...................................................... 171 2.2.2.1.7.1.2. Zaman bildiren edatlar .......................................................... 171 2.2.2.1.7.1.3. Miktar bildiren edatlar ........................................................... 171 2.2.2.1.7.1.4. Birliktelik bildiren edatlar ..................................................... 172 2.2.2.1.7.1.5. Başkalık, farklılık bildiren edatlar ......................................... 172 2.2.2.1.7.1.6. Sebep bildiren edatlar ............................................................ 172 2.2.2.1.7.1.7. Sınırlama bildiren edatlar ...................................................... 173 2.2.2.1.7.2. Çekim edatı gibi kullanılan kelimeler .......................................... 173 2.2.2.1.7.3. Bağlama edatları ........................................................................... 174 xvii 2.2.2.1.7.4. Karşılaştırma edatları ................................................................... 174 2.2.2.1.7.5. Denkleştirme edatları ................................................................... 175 2.2.2.1.7.6. Cümle başı edatları ....................................................................... 175 2.2.2.1.7.7. Seslenme edatları......................................................................... 177 2.2.2.1.7.8. Gösterme edatı.............................................................................. 177 2.2.2.1.7.9. Kuvvetlendirme edatı ................................................................... 177 2.2.2.2. Fiiller ......................................................................................................... 178 2.2.2.2.1. Fiil çekimi ........................................................................................... 178 2.2.2.2.1.1. Şahıs ekleri ................................................................................... 178 2.2.2.2.1.2. Bildirme kipleri ............................................................................ 179 2.2.2.2.1.2.1. Görülen geçmiş zaman .......................................................... 179 2.2.2.2.1.2.2. Anlatılan geçmiş zaman......................................................... 180 2.2.2.2.1.2.3. Geniş zaman .......................................................................... 180 2.2.2.2.1.2.4. Gelecek zaman ....................................................................... 181 2.2.2.2.1.2.4.1. Gelecek zaman için farklı kullanımlar ............................ 182 2.2.2.2.1.3. Tasarlama kipleri .......................................................................... 183 2.2.2.2.1.3.1. Emir kipi ................................................................................ 183 2.2.2.2.1.3.2. Gereklilik kipi ........................................................................ 183 2.2.2.2.1.3.2.1. {-mAK gerek}................................................................. 183 2.2.2.2.1.3.2.2. {-mAK lÀzım} ................................................................. 184 2.2.2.2.1.3.3. Şart kipi ................................................................................. 185 2.2.2.2.1.3.4. İstek kipi ................................................................................ 187 2.2.2.2.1.3.4.1 {–mAK dile-}…………………………………………...188 2.2.2.2.1.4. Birleşik çekimler .......................................................................... 189 2.2.2.2.1.4.1. Geniş zamanın hikÀyesi ......................................................... 189 2.2.2.2.1.4.2. Anlatılan geçmiş zamanın hikÀyesi ....................................... 189 2.2.2.2.1.4.3. İstek kipinin hikÀyesi ............................................................. 189 2.2.2.2.1.4.4. Geniş zamanın rivayeti .......................................................... 189 2.2.2.2.1.4.5. Geniş zamanın şartı ............................................................... 189 2.2.2.2.1.4.6. Görülen geçmiş zamanın şartı ............................................... 189 2.2.2.2.1.5. Birleşik fiiller ............................................................................... 190 2.2.2.2.1.5.1. Ad+ Yardımcı fiilden oluşan birleşik fiiller .......................... 190 2.2.2.2.1.5.2. Tasviri fiiller .......................................................................... 192 2.2.2.2.1.5.2.1. Yeterlilik bildirenler ....................................................... 192 2.2.2.2.1.5.2.2.Tezlik bildirenler .............................................................. 192 2.2.2.2.1.5.3. İsim ve sıfat fiiller ile oluşturulan birleşik fiil yapıları ......... 192 2.2.2.2.1.5.3.1. Sıfat-fiil+ yardımcı fiil biçimindeki birleşik fiiller ........ 192 2.2.2.2.1.5.3.2. İsim + ol- yardımcı fiili+ {-maú} isim-fiili+ bul-/gör- fiili ................................................................................................................. 193 2.2.2.2.1.5.3.3. İsim+ ol- yardımcı fiili+ sıfat-fiil +ol- yardımcı fiili ..... 193 2.2.2.2.1.6. Fiilimsiler ..................................................................................... 194 2.2.2.2.1.6.1. İsim-fiiller .............................................................................. 194 xviii 2.2.2.2.1.6.2. Sıfat-fiiller ............................................................................. 194 2.2.2.2.1.6.3. Zarf-fiiller .............................................................................. 194 2.2.2.2.1.6.3.1. Zarf-fiil görevindeki birleşik biçimler ................................ 196 2.2.2.2.1.7. Ek-fiilin çekimi ............................................................................ 197 2.2.2.2.1.7.2. {i-} ve {+dUr} (<{+DUr }< {+tUrUr}) yardımcı fiiliyle yapılan bildirmeler ....................................................................................... 197 2.2.2.2.1.7.2.1. Geniş zaman .................................................................... 197 2.2.2.2.1.7.2.2. Görülen geçmiş zaman .................................................... 198 2.2.2.2.1.7.2.3. Anlatılan geçmiş zaman .................................................. 198 2.2.2.2.1.7.2.4. Şart kipi ........................................................................... 198 İKİNCİ BÖLÜM ........................................................................................ 199 METİN ...................................................................................................... 199 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ................................................................................... 436 TERİM SÖZLÜKLERİ .............................................................................. 436 3. MATEMATİK TERİMLERİ ÜZERİNE NOTLAR ................................................... 436 3.1. ALT DİL-ÜST DİL İLİŞKİSİ BAĞLAMINDA CÁMİèÜ’L-ÓİSÁB ÜZERİNDEN TÜRKÇENİN MATEMATİK DİLİNİN OLUŞUM SÜRECİNE DAİR GÖZLEMLER ....................................................................................................................................... 436 3.1.1. Osmanlı Bilim Geleneği Çerçevesinde Türkçe Yazılmış Bilim Eserlerinde Üst Dildeki Bilimsel Dilin Boyutu ................................................................................... 438 3.1.2. CÀmièü’l-ÓisÀb’daki Üst Dil-Alt Dil İlişkisi İçinde Türkçe Matematik Dilinin Oluşumunun Değerlendirilmesi ................................................................................. 440 3.1.3. CÀmièü’l-ÓisÀb’ın Süleymaniye Nüshası ve Diğer Nüshalarının Terim İzlencesi ...................................................................................................................... 446 3.2. OSMANLI MATEMATİK İLMİNE CÁMİèÜ’L-ÓİSÁB’DAKİ MATEMATİK TERİMLERİ ÜZERİNDEN BAKIŞ ............................................................................. 448 3.3. TERİM SÖZLÜKLERİ .......................................................................................... 471 II.CİLT DÖRDÜNCÜ BÖLÜM .............................................................................. 530 DİZİN ........................................................................................................ 530 SONUÇ ...................................................................................................... 830 5. DEĞERLENDİRMELER VE SONUÇ ...................................................................... 830 5.1. DEĞERLENDİRMELER ....................................................................................... 830 5.1.1. Ağız-Yazı Dili İlişkisi Bağlamında Bursevî’nin CÀmièü’l-ÓisÀb’ının Değerlendirilmesi: Müellif Hattı Meselesi ................................................................. 830 5.1.2. CÀmièü’l- ÓisÀb’ın Türkçenin Bilim Dili Sürecine Katkısı ............................. 837 5.1.2.1. Muhasebe Matematiği Açısından Katkısı ................................................. 837 5.1.2.2. Notasyon Sistemi/Cebirsel Sembolizm Açısından Katkısı ....................... 838 xix 5.1.2.3. İçeriği Oluşturan Dil ve Üslûp Açısından Katkısı ..................................... 839 5.2. SONUÇ ................................................................................................................... 843 KAYNAKLAR .......................................................................................... 845 ÖZGEÇMİŞ ............................................................................................... 856 TIPKIBASIMLAR…………………………………………………..859 CÀmièüél-ÓisÀb: Süleymaniye Nüshası… ….……………………………………….. ..859 EK.1. CÀmièüél-ÓisÀb: Milli Kütüphane Nüshası……………………………………….979 EK.2. CÀmièüél-ÓisÀb: Ali Emiri Nüshası…………………………………………….....990 EK.3. CÀmièüél-ÓisÀb: Zeytinoğlu Nüshası………………………………….…….......1001 EK.4. CÀmièüél-ÓisÀb: Bosna Hersek Nüshası…………………………………… …..1010 EK.5. CÀmièüél-ÓisÀb: Topkapı Sarayı Müzesi Nüshası…………………………... ....1024 EK.6. CÀmièüél-ÓisÀb: Cerrah Paşa Tıp Tarihi Müzesi Nüshası…………………... ....1040 EK.7. CÀmièüél-ÓisÀb: Kastamonu İl Halk Kütüphanesi Nüshası……………………..1055 EK.8. CÀmièüél-ÓisÀb:Trinity College Cambridge Nüshası………………………..…..1068 EK.9. NÜSHALAR ARASINDA FARKLILIK GÖSTEREN İŞLEM VE ŞEKİLLER1084 xx KISALTMALAR a.g.e. Adı geçen eser a.g.m. Adı geçen makale AE.: Ali Emiri Nüshası Ar.: Arapça BH.: Bosna Hersek Nüshası Bk.: Bakınız C.: Cerrah Paşa Tıp Tarihi Müzesi Nüshası C.: Cilt Cam: Cambridge Nüshası CH.: CÀmièü’l-ÓisÀb çev.: Çeviren DLT.: DivÀnu LugÀti’t-Türk DİA: Diyânet İslam Ansiklopedisi EDTP.: An Etymological Dictionary of Pre-Thriteenth-Century Turkish ET.: Eski Türkçe F.: Farsça H.: Hicri IRCICA: İslam Konferansı Teşkilatı İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi İ.: İşlem Kas.: Kastamonu Nüshası KB.: Kutadgu Bilig krş.: Karşılaştırınız M.: Miladi MK.: Milli Kütüphane nots.: Notasyon sistemindeki sembol xxi nr.: Numara Orh. T.: Orhon Türkçesi OMLT: Osmanlı Matematik Literatürü Tarihi R.: Rakam str.: Satır s.: Sayfa S.: Sayı S.: Süleymaniye Nüshası Ş.: Şekil T.: Topkapı Sarayı Müzesi Nüshası TDAV: Türk Diyanet Vakfı TDK.: Türk Dil Kurumu Tr: Türkçe Uyg.: Uygur Türkçesi vb.: ve benzeri vd.: ve diğerleri Z.: Zeytinoğlu Nüshası TABLOLAR TABLO 1 ............................................................................................................................. 26 TABLO 2 ............................................................................................................................. 28 TABLO 3 ........................................................................................................................... 447 TABLO 4 ........................................................................................................................... 470 TABLO 5 ........................................................................................................................... 832 TABLO 6 ........................................................................................................................... 833 TABLO 7 ........................................................................................................................... 833 TABLO 8 ........................................................................................................................... 833 TABLO 9 ........................................................................................................................... 834 ŞEKİLLER ŞEKİL 1 ................................................................................................................................. 2 ŞEKİL 2 ............................................................................................................................... 37 ŞEKİL 3 ............................................................................................................................... 82 ŞEKİL 4 ............................................................................................................................. 437 SEMBOLLER +: İsim kökü ve gövdelerini gösterir. -: Fiil kökü ve gövdelerini gösterir. *: Nazarî biçimleri gösterir. <: Etimolojik açıklamada kelimenin geçişme/değişme yönünü gösterir. >: Etimolojik açıklamada kelimenin geçişme/değişme yönünü gösterir. <<: Etimolojik açıklamada kelimenin ara aşamalı geçişme/değişme yönünü gösterir. –: Nüsha karşılaştırmalarında eksik kelimeyi gösterir. Ø: Düşen ya da eriyen ses ya da ses birliğini gösterir. ~: Değişken biçimi gösterir. <>: Metinde düzeltilen yeri gösterir. [ ]: 1. Metin kuruluşunda varak sayısını gösterir. 2. Metnin Türkiye Türkçesine aktarımını gösterir. {} Eki gösterir. /: Sayfa ve varak sayısını gösterir. ÇEVİRİ YAZI ALFABESİ é ء À,a,e آ ا b, p ب p پ t ت å ث c ج ç چ ó ح ò خ d د õ ذ r ر z ز j ژ s س ş ش ã ص ø ض ù ط ô ظ è ع à غ f ف ú ق k, g,ŋ ك l ل m م n ن v, o, ö, u, ü,ÿ و h,a,e ه l لا y, ı, i,ì ى 1 GİRİŞ G.1. ANADOLU SELÇUKLULARI’NDAN BURSEVÎ’YE KADAR OSMANLI TÜRKLERİNDE MATEMATİK TARİHİNE GİRİŞ Anadolu Selçuklularından Bursevî’nin eseri CÀmièü’l-ÓisÀb’ı yazdığı 934/1527 yılına kadar olan sürede Osmanlı Türklerindeki matematiği tarihsel süreçte takip etmek, elbette pek çok değişkeni konuya dâhil etmeyi gerekli kılmaktadır. Burada ilk olarak iki ana kol halinde hem siyasî tarih hem de sosyal tarih üzerinden bir değerlendirme yapılması daha uygundur. İkinci olarak sosyal tarih üzerinden âlimler ve onların hareketinin net biçimde gözlemlenebildiği Osmanlı medreseleri ve nihayetinde bu medreselerde okutulan matematik kitapları üzerinden bir değerlendirme yapmak konunun aydınlatılmasına yardımcı olacaktır. Tarihî arka planı ele almadan önce şunu belirtmek gerekir ki Osmanlı bilimi denildiğinde anlaşılan şey iki boyutlu olmalıdır. Bunlardan birincisi İslam bilim geleneği, yani Klasik dönem, ikincisi ise Batı bilim geleneği, yani modernleşme dönemidir (İhsanoğlu, 2010: 11). Burada daha ziyade eserin yazılış tarihi göz önünde bulundurularak Klasik dönem açısından bir değerlendirme yapılacaktır. Osmanlı bilimi ve bununla birlikte meydana gelen Osmanlı entelektüel hayatı, iki ana koldan beslenmiştir. Bunlardan birincisi Anadolu Selçukluları ve ikincisi ise İslam medeniyetidir. Bir bütün olarak Osmanlı bilimi içerisinde matematik bilimleri de tıpkı diğer bilim dallarında olduğu gibi bu dönemlerin bir teşekkülüdür. Buraya kadar ifade edilen merhale şematik biçimde şöyle açıklanabilir: 2 Şekil 1 G.1.1. ANADOLU’NUN TÜRK VATANI HALİNE GELİŞİ VE 1243 KÖSEDAĞ SAVAŞIYLA BAŞLAYAN ENTELEKTÜEL BİRİKİM Anadolu’daki entelektüel birikim ve bu birikimin katmanlarından olan matematikle “neyin kast edildiği” yahut bu matematiksel algının “hangi ilmî çevreleri kuşattığı”nın izahı için Anadolu’daki tarihî, siyasî ve fikrî çerçevenin kısmî bir açıklamasının yapılması şarttır. G.1.1.1.Tarihî Arka Plan XI. yüzyılda Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri tam anlamıyla Bizans’ın denetiminde değildi. Bu bölgeler XI. yüzyılın son çeyreğinde Türk nüfusunun yoğunluk kazanmasına bağlı olarak Anadolu Beyliklerinin bulundukları yerlerdi. Bizans İslam dünyasıyla komşuydu ve İslam dünyasının da hâkimi Selçuklu Türkleriydi. Selçuklu Türkleriyle kastedilen Asya ortalarından Horasan ve Maveraün-nehr’e kadar olan geniş bozkırlara göç ederek yerleşecek yer arayan, çoğunlukla Oğuz boylarının ve Türkmen denilen kitlelerin teşkil ettiği topluluktur (Şeker, 2011: 75-78). OSMANLI BİLİMİ İslam Bilim Geleneği/Klasik Dönem Anadolu Selçukluları İslam Medeniyeti Batı Bilim Geleneği/Modernleşme Dönemi. 3 960 yılında Oğuz-Yabgu Devleti’nden ayrılan Selçuklular diğer Oğuz boylarıyla birlikte göç etmeye başlamışlardır. Böylelikle Asya’dan Anadolu içlerine kadar süren göçlerle XI. ve XIII. yüzyıllar arasında Anadolu, köklü bir tarihsel değişimi deneyimlemiştir. Bu göçler tarihî değerlendirmede siyasî, içtimaî ve sosyal merhalelerle bir araya geldiğinde üç safhada gerçekleşir: 1. Malazgirt’ten önceki göçler 2. Malazgirt’ten sonraki göçler 3. Moğol istilasının önünde meydana gelen göçler Bu üç göç süreci aynı zamanda Selçuklunun kuruluş, yükseliş ve çöküş aşamalarına paralel olarak “arayış”, “vatan edinme” ve “entelektüel göçlerle Anadolu’nun kültürel dönemleri bakımından Türkleşmesi” olarak tanımlanabilir (Şeker, 2011: 78). Selçuk Türkleri, Sübaşı Selçuk’un Oğuzlarla yaptığı taht mücadelesini kaybetmesiyle İran’a doğru göç etmişlerdir. Nihayet Yengikent, Cend dolaylarında müstakil bir beylik kurmuş, SÀmÀniler ve Karahanlılara yaptıkları asker yardımlarının karşılığı olarak da geniş otlaklar elde etmişlerdir (Turan, 2003: 69). Selçuk Türklerinin müstakil bir beylikten devlete geçiş süreci, yani yurt tutuşu Horasan, Harezm, İran, Irak, Suriye ve Anadolu’yu kapsayan bir coğrafyada Büyük Selçuklu Devleti adı ile gerçekleşmiştir. Tuğrul zamanında Abbasilerle kurulan ilişkiler Türklerin İslam medeniyetiyle de tanışmasını sağlamıştır. Büyük Selçuklu Devleti’nin Alparslan komutasında 1071 Malazgirt Zaferini kazanmasıyla Anadolu’nun asıl Türkleşme süreci başlamıştır. Bu zafer aynı zamanda Anadolu’nun İslamlaşma sürecinin Türkleşme süreciyle eş zamanlı olarak gerçekleşmesine de imkân tanımıştır. Malazgirt Zaferinden itibaren Türkmenlerin Anadolu’ya yerleştirilmesi Büyük Selçuklu Devleti’nin politikası haline gelmiştir. Böylece Büyük Selçukluların kurdukları kültür müesseseleri gitgide Türkleşen ve İslamlaşan Anadolu’ya aktarılmış ve Anadolu’da yeni bir kültürel ortamın kurulmasına olanak tanımıştır (Şeker, 2011: 255). 1092’de Melikşah’ın ölümüyle Büyük Selçuklu Devleti 4 Kirman, Horasan, Irak, Suriye Selçuklu Devletleri olarak ayrı ayrı teşekkül etmiştir. Anadolu Selçukluları Devleti ise Kutalmış Süleyman tarafından Melikşah’ın ölümünden önce 1075 yılında Konya’da kurulmuş ve sonra payitaht İznik’e taşınmıştır (ayrıntılı bilgi için bk. Turan, 2003: 248-287). Süleyman Şah’ın ölümüyle oğulları I. Kılıç Arslan ve Kulan Han Melikşah’ın esareti altına girmiştir. Ancak Melikşah’ın ölümüyle esaretten kurtulan I. Kılıç Arslan İznik’te tahta geçerek (1092) devleti yeniden düzenlemiş, bu dönemden sonra da I. Kılıç Arslan’ın oğlu Mesud (1116-1155) zamanında Anadolu Selçukluları için bir buhran dönemi başlamıştır (Turan, 2003: 286). Bu buhran döneminde hem iç ve dış savaşlarla hem de Haçlı seferleriyle mücadele veren Selçuklular için bu durum II. Kılıç Arslan dönemiyle (1155-1192) artık daha iyiye doğru gitse de I. AlÀeddin Keykubad (1220-1237) zamanına kadar taht mücadeleleri devam etmiştir. Anadolu Selçuklu Devleti her bakımdan en parlak dönemini Keykubad’ın hükümdarlığında geçirmiştir. 1237’de onun ölümü üzerine oğlu II. Keyhüsrev tahta geçmiştir. Bu dönemde Moğolistan bozkırlarında meydana gelen siyasî parçalanma pek çok açıdan Türk tarihinde büyük değişimlere sebep olmuştur. Moğol imparatorluğu Cengiz’in ölümüyle üç oğlu Ögedey, Gödük ve Mengü tarafından idare edilmeye başlamıştır (Kuşçu, 2002: 365). Mengü (1251) döneminde hükümet daha da genişlemiş ülkenin doğu tarafı Çin sınırına kadar kardeşi Celayir’in ve batı tarafı da HülÀgÿ’nun yönetiminde bulunmuştur. HülÀgÿ, Ceyhun nehrinden Mısır’a kadar olan bölgeyi yani Anadolu, İran, Irak ve Ön Asya ülkelerini elinde tutmak istemiştir. Bu amaçla öncelikle Celaleddin Harzemşah’ın elinde olan İran ele geçirilmiş, daha sonra da Selçuklularla mücadeleye girişilmiştir. II. Keyhüsrev’in 1243’te Kösedağ’da Baycu Noyan önderliğindeki Moğol ordusu tarafından bozguna uğratılmasının sonucu olarak Anadolu Selçuklu Devleti Moğol tahakkümü altına girmiştir. Daha sonraki süreçte Moğolların Bağdat’a girmesi ve Abbasi halifeliğine son vermesi İran’da İlhanlı Devleti’nin (1256) kurulmasına zemin hazırlamıştır. Moğol hâkimiyeti altında olan Anadolu 1256’da İlhanlı Devleti’nin kurulmasıyla da İlhanlı etkisine girmiştir. Böylelikle aslında Selçuklu-İlhanlı süreci de başlamış olur. Bu süreçte Kösedağ savaşıyla Moğol hâkimiyeti altına giren 5 Anadolu, Olcaytu’nun zamanında (1243-1277) Anadolu Sultanlarının vali olarak görevlendirilmesiyle yönetilmiştir (Togan, 1981: 223-238). Bu dönemden itibaren Anadolu idareciliği İlhanlılar için merkezi mücadelede güç veren bir kuvvet olmuştur (Demir, 2002: 376). Aslında Kösedağ savaşıyla başlayan Moğolların istila süreci Orta Asya Türklüğü ve medeniyeti için ağır sonuçlara ve Anadolu’da da bilhassa 1277’den sonra ciddi sarsıntılara sebep olsa da Anadolu’nun Türkleşmesine ve entelektüel bir sürecin tekâmülüne de imkân tanımıştır (Turan, 2003: 299). Moğol ordularının önünden kaçan ve Anadolu’ya sığınan Türklerle birlikte, âlimler, sanat adamları, zanaatkârlar, esnaflar ve tüccarlar vb. Anadolu’ya gelmiştir. 1277 yılından itibaren Moğolların hâkimiyeti tamamen ele geçirmesiyle 1308’te Anadolu Selçuklu Devleti siyasî bakımdan tarih sahnesinden silinmiştir. Ancak Moğol müdahalelerine rağmen iktisadî ve medenî hayat devam etmiştir. 1327 yılında devlet tamamen yıkılmıştır. 1336’da da İlhanlılar Devleti yıkılmıştır. Bundan sonraki dönemde Anadolu’da artık başka bir dönem, Beylikler dönemi başlar (Tuna, 2003: 296-298). Böylelikle Anadolu Selçuklularının hâkimiyet döneminin Moğol İstilasıyla sona ermesi ve devamında Anadolu Beylikleri döneminin zemin teşkil ettiği dönem Osmanlı İmparatorluğunun kuruluş evresini de kapsayan bir süreç olarak tarih sahnesinde yerini almıştır. G.1.1.2. Medreselerin Kuruluşunu Sağlayan Siyasî ve Fikrî Ortam: Devlet ve İlmin Kesiştiği Nokta Yukarıda izah edilen siyasî ve fikrî ortama bakıldığında, Türklerin İslam medeniyeti içindeki siyasî varlıklarının daha henüz başlangıcında İslam medeniyetinin 400 yıllık sürecinin zaten tamamlanmış olduğu görülür. Ayrıca bu dönemde İslam medeniyetinin İbn Sina (1037), İbn Hey’sem (1039) ve Birunî (1044) gibi büyük siyasî, manevî ve fikrî önderlerinin de tarih sahnesinden çekilmiş olduğu kaynaklardan anlaşılmaktadır. Bununla birlikte İslam dünyası siyasî açıdan parçalanmış, dinî ve fikrî okulların aralarında çatışmalar meydana gelmiştir. Yani siyasî parçalanmışlık fikrî parçalanmışlığı beraberinde getirmiştir. İşte böyle bir ortamda Oğuzlar girdikleri bu medeniyeti tanımaya, İslam dünyası da yeni hâkimlerini içselleştirmeye odaklanmıştır. 6 Bunun bir sonucu olarak ortaya Türklerin Müslümanlaşmalarıyla İslam’ın giderek Türkleşmesini eyleme çeviren bir Türk-İslam’ı çıkmıştır. Türklerin merkez-çevre ilişkisi temelindeki mevcudiyet yaklaşımı, gelişen siyasî yönetimlerinin âdil bir çerçevede yürütülmesini gerekli kılmıştır. Bu âdil çerçeve elbette hukukun ön gördüğü şekilde oluşturulmaya çalışılmıştır. Bunun sağlanması da hukuk bilincine sahip idareciler ile bu bilinç ve ilmi birleştirerek âlimlik vasfını yerine getirecek bilginlerin devlet eliyle yetiştirilmesine bağlıydı (Fazlıoğlu, 2006: 414-415). Bu düşüncenin bir sonucu olarak medreselerin kurulduğu söylenebilir. Bu bilinç ileride Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda, yönetimde, âlimlerin ön safhada yer alması göz önüne alınırsa, bir bakıma Osmanlı bilim geleneğinin oluşumuna temel hazırlamıştır. Osmanlı öncesinde ilk medrese Tuğrul Bey zamanında NişÀpur’da kurulmuştur. Devletin medrese inşasına başlaması ve vakıf temelinde ilk medreselerin kurulması ise vezir NizÀmü’l-mülk eliyle Alparslan zamanına rastlamaktadır (Tuna, 2003: 328). Buradaki ana amaç Sünnî inanca dayalı öğrenci yetiştirerek Şiî-Fatımî propagandalarını bastırmaktır. Fazlıoğlu (2006: 416) Türklerin yukarıda dile getirilen fikrî ortama bağlı olarak bilgiden yararlanarak dirliği sağlamanın yolunu iki aşamada gerçekleştirdiklerini dile getirir. Bunlardan birincisi hakikate ilişkin farklı mezhep, meslek ve meşreplerin ileri sürdüğü mevcut bilgiyi ortak bir dile aktarmak ve ikinci aşamada da bu ortak bilginin medrese (eğitim-öğretim) yoluyla nesiller arası aktarımını sağlamak. Bu açıdan bakıldığında Selçuklu-NizÀmiyye medreselerinden Osmanlı’nın kuruluşuna kadar ki sürede kurulan medreselerde okutulan bilimler, fıkıh dersleri ve buna bağlı olarak din eğitimi, bir diğeri de bu dini Kur’an, hadis gibi üst boyutta bir din algısıyla anlamayı sağlayacak Arap dili ve edebiyatı dersleridir. Bu iki temel bilim dışında matematik ve astronomi gibi aklî ilimlerin de medrese dışı bırakılmadığı şu örneklerde görülmektedir: Meraga Matematik-Astronomi okulunun kurucusu Nasurîddin et-Tusî’nin öğrencisi olan Kutbeddin Şirazî VII/XVII. yüzyıllarında yaşamış, Anadolu ve Konya’da ilim tahsil etmiş ve Antalya ve Sivas’ta müderrislik yapmıştır. Onun Sahîbiye Medresesi olarak da bilinen Gökmedrese’de (670/1271) müderris olarak bulunduğu sırada telif ettiği NihÀyet el 7 idrak fì DirÀyÀt el-eflÀk adlı astronomi eserini öğrencilerine okuttuğu bilinmektedir (İhsanoğlu vd. 1999: XXXVI). Buna ek olarak 1331 yılında İznik’te Orhan Bey tarafından kurulan ilk Osmanlı medresesinin başına müderris olarak DÀvÿd el- Kayserî (ö.751/1350) getirilmiştir (ayrıntılı bilgi için bk. Fazlıoğlu, 1998: 25-42). DÀvÿd’un, Beylikler döneminde Danışmendli meliki Emir Melik Gazi’nin oğlu NizÀmuddîn Yağıbasan (537- 560/1142-1164) tarafından 552/1157 de Tokat-Niksar’da kurulan NizÀmiyye medresesinde Meraga Astronomi okulunun bir üyesi olan İbn Sartak’tan matematik ve astronomi öğrendiği düşünülürse, bu okulun birikimini tevarüs ettiği söylenebilir (Fazlıoğlu, 1998: 32-40). Yine Bursalı KadızÀde (ö. 835/1432)’nin matematiğe ait Tuhfet el-Re’ìs fì Şerh EşkÀl el-Te’sìs adlı eserinin Osmanlı medreselerinde bu ilmi öğrenmek isteyen öğrenciler için temel ders kitabı olduğu eserin günümüze iki yüz nüshasının ulaşmasından anlaşılmaktadır. Bazı medreselerde ise aklî ilimlerin okutulmamasına dair şartlar konulmuştur. Bunların bir örneği Kara Timutaş Paşa’nın oğlu Umur Bey (ö. 837/1434) tarafından Bergama’da kurulan medresedir. Bu medresenin vakfiyesinde naklî (fıkıh, din, dil) ilimlerin okutulması ve kesinlikle aklî ilimlere girilmemesine dair şart koşulduğu kaydedilmiştir (İzgi, 1997: 117). Fatih’e kadar medreselerde fıkıh, din ve dil eğitiminin maaşa bağlı olduğu, matematik ve astronomi gibi ilimlerin öğretiminin ise müderrislerin bilgi ve birikimiyle ilgili bir durum olup maaş verilmediği bilinen bir husustur (ayrıntılı bilgi için bk. İzgi, 1997: 117-127). Bu noktada Selçuklu, Beylikler dönemi ve Fatih zamanına kadar ki Osmanlı Kuruluş evresinde matematiğin medreselerde müfredat dışı olduğu ve müderrisin bilgisi dâhilinde, bu ilmi öğrenmek isteyen öğrencilere gönüllü olarak öğretildiği tespit edilmektedir. 8 G.1.2. OSMANLI MATEMATİK GELENEĞİNE GEÇİŞ G.1.2.1. Anadolu’dan Osmanlı’ya Miras Kalan Matematik İlminin Anadolu’daki Teşekkülü Osmanlı Devleti’nin kuruluşu Anadolu Selçuklu ve Beylikler döneminin sona ermesiyle vuku bulmuştur. Ancak, biliyoruz ki tarihî süreç içerisinde her yeni dönem, önceki tarihî dönemin kalıntıları ile şekillenir. Bu sebeple, Osmanlı Devleti de kuruluş aşamasında - hemen her alanda olduğu gibi ilmî alanda da- Anadolu Selçuklu ve Beylikler döneminin mirasını devam ettirmiş ve zamanla bunu geliştirmiştir. Bununla birlikte Osmanlı, bu mirası İslam Medeniyetinden etkilenerek yoğurmuştur. “VII/XIII. yüzyılda, Klasik İslam ilmî birikimini Anadolu Selçukluları'na aktaran birçok âlim süreç içerisinde Anadolu'ya üç ana yoldan gelmiştir. Bu yollardan birincisi, birçok Türkistanlı ve İranlı âlimin geldiği, Orta Asya'dan başlayan ve İran-Azerbaycan ile İran-Irak üzerinden geçen yoldur. İkinci yol Bulgar, Kırım ve Kafkas güzergahıdır; bu yolla Bulgarî ve Altın Orda Hanlığı şehirlerine ait nisbeleri taşıyan bazı âlimler ile Müslüman Kafkas kavimlerinden, özellikle Müslüman Gürcülerden Tiflisî nisbesini taşıyan birçok âlim Anadolu'ya göçmüştür. Üçüncü yol ise, Muhyiddîn İbn el-Arabî ile İbn Baytar gibi âlimlerin takip ettiği, Endülüs ve Magrip'ten başlayıp Mısır ve Biladu'ş-Şam üzerinden Anadolu'ya ulaşan yoldur.”(Fazlıoğlu, 2007). Bu bağlamda Osmanlı matematiği: 1. Selçuklu-Meraga Kolu: Ömer Hayyam, Şerefeddin et-Tusî, Kemaleddin İbn Yunus’dan aktarılan ve Esîrüddin el- Ebherî ile Meraga matematik ve astronomi okulunun kurucusu Nasuriddin el-Tusî ile iki koldan devam eden bu kol, İbn Havvam’ın öğrencisi Kemaleddin Farisî, İmÀdüddin el-KÀşî; Kutbiddin ŞirÀzî’nin öğrencisi Kemaleddin FÀrisî; Muhammed bin Sartak bin Çoban el-Meragî’den ders alan DÀvÿd el-Kayserî ve NizÀmuddîn en- NisÀbûrî ile, 2. Mısır-Şam Kolu: Şemseddin Muhammed bin Mübarek Şah’ın yolunu izleyen Molla Fenarî, İbnü’l HÀim, İbni Mecdi, Abdulkadir SehÀvî ve Sıbtu’l- Mardinî ile, 9 3. Anadolu-Semerkant Kolu: KadızÀde-i Rumî’nin öğrencileri Ali Kuşçu ve Fetullah Şirvanî ile Cemşîd el- KÀşi ve Bircendî ile, 4. Magrîb Kolu: İbnü’l- YÀsemîn, Hassar, KalasÀdî, ibnü’l- BennÀ el-MerrÀkuşî, İbn Gazî ile ve Endülüs’ün düşmesinden sonra Osmanlı Devleti’ne sığınan âlimler ve bunların eserleriyle ile oluşan ilmî birikim Osmanlı matematik geleneğini oluşturmuştur (Fazlıoğlu, 1998: 244). Bu açıdan bakıldığında bu âlimlerin katkıları eserleriyle beraber şu şekilde özetlenebilir:1 Osmanlı’da üzerine en çok şerh yazılmış olan Magrîb kolunu teşkil eden İbn YÀsemîn (Ebû Muhammed Abdullah bin Muhammed bin Haccac el-İşbilî) (ö. 601/1204)’in el-Urcuzetü’l-YÀsemîniyye fi İlmi’l-Cebr ve’l-MukÀbele ve Maşrık matematiğinin ürünü olan İbn Fellûs (İsmail Mardînî) ’un (ö. 637/1240) NisÀbu’l Habr fi HisÀbi’l-Cebr adlı eserleri cebir konusundadır. İbn YÀsemin’in eseri üzerine yazılan Şerh’l- Urcuze el-YÀseminiyye fi’l- Cebr ve’l- MukÀbele ve Sıbt Mardînî’nin el- Lema’tü’l-Mardiniyye fi Şerhi’l- YÀseminiyye ve KalasÀdî’nin Tuhfetü’n- NÀşiîn adlı eserleri en çok okutulan şerhlerdir. Selçuk-Meraga kolunun bir temsilcisi olarak Anadolu’da bulunmuş olan önemli matematikçi ve astronomlardan biri Esirüddin el- Ebherî (ö. 663/1236)’nin Öklid’in Usÿlü’l- Hendese ve’l- HisÀb’ı üzerine yazmış olduğu IslÀhu KitÀbi’l UstukussÀt fi’l- Hendese li Öklidis adlı eseri Osmanlı medreslerinde uzun yıllar okutulmuştur (Fazlıoğlu, 1998b: 199). Meraga Rasathanesi ve matematik-astronomi okulunun kurucusu Nasîruddîn et- Tusî (ö.673/1273)’nin trigonometri sahasına ait, İslam dünyasındaki ilk müstakil eser olarak görülen eseri Keşfü’l-KınÀ èan- EsrÀri’ş Şekli’l-Ma’rûf bi’l- KattÀ’nın nüshalarının çokluğu dikkat çeker. Ayrıca XIII/XIX asır sonlarında ve XIV/ XX. asrın ilk çeyreğinde bu eser üzerine yapılan Türkçe ve Fransızca tercümeler esere Osmanlı’da uzun yıllar rağbet edildiğini gösterir (İzgi, 1997: 307-308). 1 Osmanlı matematiğinde etkin rol oynayan isimler ve bunların eserlerinin medreselerde okutulduğu bahsi literatüre bakıldığında iki kapsamlı eser üzerinden değerlendirilmiştir. Bunlardan birincisi İhsanoğlu vd. hazırladığı OMLT ve ikincisi Cevat İzgi’nin Osmanlı Medreselerinde İlim- Riyazî İlimler adlı eserlerdir. 10 Fazlıoğlu (1998a: 27), Klasik İslam ilmî birikiminin Anadolu'ya yoğun olarak, (657/1257-1258) tarihinde Azerbaycan-Meraga'da İlhanlı hükümdarı HülÀgÿ (651- 663/1253-1265) tarafından kurulan, Meraga matematik-astronomi okulu mensuplarıyla girmiş olduğunu ve bu birikimin de özellikle Meraga okulunun kurucu üyesi Nasîruddîn Tûsî'nin ileri gelen öğrencilerinden, Kutbuddîn Mahmud b. Mesud el-ŞîrÀzî (ö. 710/1311) vasıtasıyla olduğunu belirtir. ŞirÀzî Anadolu’da bulunduğu sırada kaleme aldığı NihÀyet el İdrÀk fi DirÀyet el-EflÀk ile el-Tuhfe el Şahiyye fi ilmi’l-Hey’e adlı eserlerini Sivas’ta müderrislik yaparken öğrencilerine okutmuştur. Bu astronomi eserlerinin matematik ve hendese eserlerine dolaylı olarak etkisi olduğu söylenebilir. Bir diğer önemli isim Saragoza Sultanı Ebû Ámir Yÿsuf bin Ahmed el-Mutemen bin Hud (ö. m. 1085)’dur. Onun KitÀbu’l İstikmÀl fi el–Hendese adlı eseri Tokat-Niksar NizÀmiyye medresesinde Meraga okulunun ikinci kuşak temsilcisi Muhammed bin Sartak bin Çoban bin Şîrkîr bin Muhammed bin Sartak el-Vararkînî el-Meragî tarafından öğrencilerine okutulmuştur. İslam dünyasında yaygın olarak kullanılan bir geometri eseri de Usÿlü’l- Hendese (KitÀbu’l- Usÿl, KitÀb-ı Öklidis) adıyla bilinen eserdir. Bu eser Halife Ebu CÀfer Mansur zamanında Yunanca’dan tercüme edilmiştir. Bu tercümelerden biri Huneyn bin İshÀk (ö. 260/873), diğeri ise Sabit bin Kurra (ö. 288/901) ve HaccÀc bin Yÿsuf bin Matar el Kûfî’ye aittir (İzgi, 1997: 286). Eser üzerine Tusî’nin Tahriru’l-Usÿli’l-Hendese adıyla yazdığı bir şerh bulunur. Eser Selçuklu döneminde Maveraünnehr bölgesinde yaygın olarak kullanılmıştır. Meraga Astronomi okulundan önce Anadolu’da etkili olan İran, Horasan ve Maveraün-nehr ilim çevrelerinden Anadolu’ya taşınan Şemseddin es-Semerkandî (683/1284)’ nin Usÿlü’l-Hendese temelinde geometri alanında kaleme aldığı EşkÀl et- Tesìs adlı eserinin XIV. yüzyılda Beylikler döneminde ve Osmanlı’da en çok okutulan şerhi Öklid’in geometri kuramlarına ve üçgenlerine aittir. Bu eserin Osmanlı’daki konumunu belirleyen asıl durum KadızÀde-i Rumî (ö. 847/1444’ten sonra)’nin bu esere yazdığı Tuhfetü’r-Re’îs adlı şerhtir. Bu şerh üzerine yapılan şerh ve haşiyelerle bu eser 11 Osmanlı’da uzun yıllar rağbet görmüştür. Eserin günümüze 201 nüshasının ulaştığı tespit edilmiştir. (İzgi, a.g.e. 275). Tûsî’nin öğrencisi İbn HavvÀm’ın (ö. 724/1324) (ayrıntılı bilgi için bk. Fazlıoğlu, 1993) el-FevÀidu’l-BahÀiyye fi’l-KavÀidi’l-HisÀbiyye’si yine Osmanlı medreselerinde okutulan önemli eserlerdendir. Esere KemÀleddin FÀrisî ve İmÀdeddin KÀşî tarafından pek çok şerh yapılmış olup bunların yaygın kullanılıp kullanılmadığı hususunda net bir bilgi yoktur. Tusî çizgisinde bir diğer isim ise NizÀmuddîn NîsÀbûrî (ö. 727-730/1326-1330’dan sonra)dir. Onun eş-Şemsiyye fi’l-ÓisÀb’ı IX/XV. asrın sonlarına kadar Osmanlı medreselerinde rağbet gören eserlerden olmuştur. Eser üzerine Abdülali Bircendî ve Ali Kuşçu’nun öğrencilerinden Ebû İshÀk el- KirmÀnî’nin yazdığı iki şerh bulunmaktadır. Bu şerhler ile bu eserin devamlılığı sağlanmıştır. Yine Semerkant matematik-astronomi okulunun önemli temsilcilerinden Ali Kuşçu’nun hocası GıyÀseddin Cemşid KÀşî (ö. 832/1429)’nin yazdığı MiftÀhu’l-ÓisÀb adlı eseri Safevîlerden önce İran medreselerinde okutulmuştur. Bu eser KÀşî’nin öğrencileri tarafından İstanbul’a getirilerek yaygınlaşmış ve uzun dönem medrese müntesiplerince kullanılmıştır (İzgi, a.g.e.235). Zikredilmesi gereken bir diğer isim de Tûsî ve öğrencilerinden önce yaşamış SirÀceddin SecÀvendî (ö. 600/1204) ve eseri et-Tecnîs fi’l-HisÀb’tır. Cebir ve muúÀbele alanında yazılmış olan eser üzerine Takıyyüddin RÀşid ve Alaeddin Ali bin Yÿsuf Balı bin Şemseddin Muhammed bin Hamza el-Fenarî (903/1497) tarafından şerh yazılmıştır (İzgi, a.g.e. 246). Osmanlı matematik geleneğinde İbn YÀsemîn’den sonra Magrib matematik geleneğinin en güçlü tesiri BennÀ Okulu üzerinden görülmektedir. Bu okulun en önemli temsilcisi İbn BennÀ el-MerrÀkuşî (ö. 721/1321) adıyla tanınan Siracüddin Ebu’l-Abbas Ahmed bin Muhammed bin Osman el-Ezdî’dir. Osmanlı matematiğinde özellikle hisÀbu’l hindî sahasında önemli bir yere sahip olan Telhîs À’mÀli’l-HisÀb adlı eseri medreselerde 12 birkaç asır okutulmuştur. Magrib matematiğinin Mısır üzerinden Osmanlı’ya tesirini sağlayan İbn HÀim (ö. 815/1412) bu eser üzerine intisar yoluyla el-HÀvî fi ilmi’l- HisÀb adıyla şerh yazmıştır (İhsanoğlu vd., 1999: 61). Bu intisar Osmanlı döneminde Muhammed bin Ebu’l-Feth es-Sufi (ö. 950/1543) ve İbrahim bin Mustafa el-Halebi (ö. 1190/1776) tarafından şerh edilmiştir ve medreselerde okutulmuştur (İhsanoğlu vd., a.g.e. 225-226). Yine İbn BennÀ’nın bu eseri ayrıca, büyük Memlüklü matematikçi- astronom İbn Mecdî (850/1444) diye tanınan Şihabüddin Ebu’l- Abbas Ahmed bin Receb bin Tayboğa tarafından HÀvî’l-LubÀb fi Şerhi Telhis A’mÀli’l-HisÀb adıyla şerh edilmiştir. Osmanlı medreselerinde uzun yıllar okutulan eser XV. yüzyıl İslam matematiği için önemlidir. Magrib matematiğini Mısır üzerinden aktaran İbn Mecdî’nin özellikle hisâb-ı sittînî için mukaddime olarak kaleme aldığı RekÀiku’l-HakÀik fî HisÀbi’d-Derec ve’d- DekÀik adlı eseri önemlidir. Bu esere Sıbt Mardînî tarafından yazılmış Keşfu’l-HakÀik fî HisÀbi’d-Derec ve’d-DekÀik’i bir şerh bulunmaktadır. Magrib matematik okulu kapsamında ele alınacak bir diğer önemli isim KalasÀdî (840/1486) ’dir. KalasÀdî’nin bilhassa Keşfü’l- EsrÀr an- ilmi’l Hurufi’l GubÀr adlı eseri hisÀbu’l-hindî alanında bir eser olup, İslam matematiğinde notasyon sisteminin en belirleyici halkası olarak görülmüş ve aynı derecede Osmanlı matematik geleneğini de etkilemiştir. Özellikle Osmanlı döneminde KalasÀdî etkisiyle Hamza Magribî (ö. 1022/1614)’nin kaleme aldığı Tuhfetü’l-Á’dÀd li-Zevi'r-Rüşd ve's-SedÀd adlı eserde sistemli notasyon dizilimi görülmüştür. Daha sonraları ise Gelenbevî İsmail Efendi (1143/1731)’nin ÓisÀbü’l-Küsÿr adlı eserinde de notasyonun uygulandığı görülmüştür. İbn HÀim ve İbn Mecdî dışında Mağrib matematiğinin Mısır üzerinden Osmanlı matematiğine tesirini sağlayan üçüncü bir isim olarak Abdulkadir SehÀvî’nin (ö. 910/1506) günümüze değin 36 nüshası tespit edilen Muhtasar fî İlmi’l-ÓisÀb adlı eseri Osmanlı medreselerinde okutulan mütedÀvil eserler arasında sayılabilir. 13 Değerlendirme: Buraya kadar Osmanlı’daki matematik geleneğinin iskelet yapısını oluşturan İslam matematikçileri ve onların Osmanlı medreselerine yansıyan eserleri üzerinde durulmuştur. Görüldüğü gibi Meraga okulu daha çok Endülüs Magrîb matematiği üzerinden Osmanlı’ya yansımıştır. Âlimlerin talebe-hoca ilişkisi geniş bir menzilde Osmanlı matematik geleneğinin de çevresini oluşturmuştur. Zikredilen eserler zamanla Anadolu Selçukluları ve Beylikler döneminde ve sonrasında Osmanlı’nın kuruluş aşamasında medrese-âlim-eser ilişkisi üzerinden Osmanlı bilim geleneği içinde yerini almıştır. G.1.2.2. Osmanlı Matematik Geleneğini Oluşturan Âlimler ve Eserleri Osmanlı Beyliğinin beylikten devlete geçiş sürecinde, Selçuklu medreselerinin kuruluş amacına hizmet eden anlayışın tevarüs edilmesinden dolayı medreseler önemli bir rol oynamıştır. Kuruluş aşamasında âlimlerin yönetimde görev alması bu anlayışın bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Orhan Bey zamanında İznik’te kurulan medresenin başına getirilen DÀvÿd el- Kayserî (ö. 751/1350) ’nin oluşturduğu ilmî çevre Osmanlı bilim geleneğinin başlangıç aşaması görüldüğü kadar aslında Osmanlı matematik geleneğinin de başlangıcı sayılabilir. DÀvÿd el-Kayserî’nin daha önce zikredilen Meraga okulunun ikinci kuşak temsilcisi Muhammed bin Sartak bin Çoban bin Şîrkîr bin Muhammed bin Sartak el- Vararkînî el- Meragî’den ders aldığı bilinmektedir. Bu açıdan bakıldığında Endülüs-Magrib matematiğinin ürünü olan bu eserin DÀvÿd vasıtasıyla Osmanlı’ya aktarılmış olabileceği düşünülebilir. DÀvÿd el-Kayserî’nin günümüze eseri ulaşmamakla birlikte birçok matematik eserini istinsah ettiği kaynaklardan öğrenilmektedir. Yıldırım Bayezid döneminde Ali bin Hıbetullah’ın HulÀsÀtü’l- minhac fî ilmü’l- óisÀb adıyla Arapça kaleme aldığı eser günümüze ulaşmadığından kapsamı tam bilinmemektedir. Telif ettiği dört matematik risalesi de günümüze ulaşmayan Abdurrahman BistÀmî (ö. 858/1453) de dönemin önemli matematikçilerindendir. Zamanımıza ulaşmayan Durret fünûn el-kuttÀb ve kurrÀt uyûn el-hussÀb adlı eserini 14 Osmanlı divân kÀtipleri için yazdığı söylenebilir (ayrıntılı bilgi için bk. Fazlıoğlu, 1996: 234). Orta Asya’da yaşamış olmasına rağmen İlk büyük Osmanlı matematikçisi kabul edilen Bursalı KadızÀde’nin (ö. 847/1444’den sonra) Osmanlı medreselerinde en çok üzerinde çalışılan eseri yukarıda da zikredilen Tuhfet el-Re’ìs fì Şerh EşkÀl et-Te’sìs adlı eseridir. Bununla birlikte mesÀha alanında RisÀle fi’l misÀha adlı Farsça eseri ile hesap, cebir ve mesÀha olarak üç bölümden oluşan RisÀletü’l-SalÀhiyye fi’l-KavÀidi’l-ÓisÀbiyye adlı Arapça yazılmış bir eseri de mevcuttur (İzgi, a.g.e. 312). Yine Geometri alanında kaleme aldığı RisÀle fi İstihrÀcı Ceybi Derece VÀhide bi-A’mÀlin Müessesetin alÀ KavÀidin ÓisÀbiyye ve Hendesiyye alÀ TarikÀti GıyÀseddin el-KÀşî adlı eserinde 1 derecelik yay sinüsünün cebirsel yöntemle hesaplanması üzerinde durmuştur (İhsanoğlu vd., a.g.e. 3-18). Daha önce belirtildiği üzere aklî ilimlerin medrese müfredatına dâhil edilmesi Fatih’le başlamıştır. Aklî ilimlere en az naklî ilimler kadar kıymet veren Fatih bu vesileyle Uluğ Bey’den ve KadızÀde’den ders almış olan AlÀeddin Ali bin Muhammed Kuşçu (ö. 1474) ’yu İstanbul’a davet etmiştir. Ayasofya Medresesi’nin müderrisi olan Ali Kuşçu, medrese öğretiminde müspet ilimlerin ön planda tutulmasını vurgulamıştır. Bu durumun bir bakıma Fatih’in medreseler hususundaki öğretilerine de yön verdiği söylenebilir (Adıvar, 1991: 47-48-49). Kuşçu’nun Fatih’e hitap ettiği RisÀletü’l-Muhammediyye fi’l- ÓisÀb’ı, Bahaeddin Àmili’nin ÓulÀsÀt el- ÓisÀb adlı eserine kadar Osmanlı da uzun süre okutulan eserlerden olmuş ve böylece Semerkant matematik-astronomi okulunun temel matematik kavramları Osmanlı ilim çevrelerine aktarılmıştır (İhsanoğlu, a.g.e. : 25-26). Fatih devri matematikçilerinden olan Hayreddin bin İbrÀhim’in Fatih’e sunduğu MiftÀh-i Kunÿz-i ErbÀb-i Kalem ve MisbÀh-i Rumÿz-i EshÀb-ı Rakam adlı eser Farsçadan Türkçeye tercüme edilen tek matematik kitabıdır. Ayrıca MuşkilguşÀ-yı ÓussÀb ve MuèzılnumÀ-yı KuttÀb adlı ikinci bir eseri de II. Bayezid’e sunmuştur (İhsanoğlu, a.g.e. 31, 34-35). 15 Müellifi meçhul olan MiftÀh el-ÓussÀb adlı matematik eseri hem Osmanlı muhasebe matematiği hem de genel Osmanlı dönemi İslam matematik tarihi için önem arz eder (Fazlıoğlu, 2003: 358). Bundan başka Hamza Balı bin Arslan (ö. 899/1494’te sağ) tarafından muhasebe matematiği kapsamında Türkçe kaleme alınan MisbÀh el- Kunÿz adlı eser Sultan II. Bayezîd’in oğlu ŞehzÀde Mahmut’a sunulmuştur (İhsanoğlu, a.g.e. 28-29). Atmacaoğlu Muhyiddin Mehmed (ö. 899/1474’de sağ)’in Mecmau’l-KavÀid adlı Türkçe telif ettiği ve II. Bayezid’e sunduğu eseri Osmanlı’da matematik geleneğinin artık iyice geliştiğinin göstergesi olarak görülebilir. 20 nüshası bulunan Mecmau’l- KavÀid’in Osmanlı muhasebe matematiği üzerinde çok fazla etkili olduğu söylenebilir (İhsanoğlu vd., a.g.e. 29-30). Atmaca, bu eseriyle bilim tarihçileri tarafından Osmanlı muhasebe matematiğinin de kurucusu sayılır. XVI. yüzyılda yaşamış ve Matrakçı lakabıyla tanınan Bosnalı Nasûh Matrakî (ö. 971/1564) matematik alanında daha çok divân muhasiplerine hitaben iki Türkçe eser yazmıştır. Bunlardan birincisi Yavuz Sultan Selim’e ithaf ettiği CemÀl el-KuttÀb ve KemÀl el-ÓussÀb; ikincisi de 940/1533 yılında Kanÿnî döneminde kaleme aldığı Umdetü’l-ÓisÀb adlı eserlerdir. Fatih medreseleriyle kuvvetli bir zemine oturan medrese geleneği Kanÿnî döneminin (1520-1566) de ihtişamıyla zirveye taşınmıştır. Bu dönemde İstanbul Rasathanesinin başında Takiyyüddin er-RÀşid bulunmaktaydı. Takiyyüddin er- RÀşid matematik, astronomi, mekanik ve tıp konularında Arapça olarak otuzu aşkın eser telif etmiştir. Onun çeşitli matematik eserlerine yazdığı şerhler Osmanlı matematiğini etkilemiştir. Hayatı hakkında bir bilgiye ulaşılamamış olan KÀtib AlÀeddin Yÿsuf (917/1512’de sağ)’ın Türkçe yazmış olduğu Mürşid el-MuhÀsibin bir mukaddime, iki makale ve bir hatimeden meydana gelir. Nüshasına rastlanmayan bir diğer eseri el-Zübde fî el-ÓisÀb ise üç makaleden oluşur (İhsanoğlu vd., a.g.e. 46-47). Fazlıoğlu (2003: 352), Mürşid el-MuhÀsib’in Köprülü nüshasında müellifin isminden sonra “KÀtib-i divân-i İbrahim Paşa” yazdığını ve buna binaen İbrahim Paşa’nın divânında çalıştığını söyler. 16 Kanÿnî döneminde Atmaca ve Matrakçı kadar olmasa da önemli sayılacak bir eser de kütüphanelerde tespit edilen 9 nüshası bulunan Yÿsuf bin KemÀl el-Bursevî (X./XV.)’nin CÀmièü’l-ÓisÀb’dır. Müellif hakkında pek bilgi olmamakla birlikte, eserin girişinde Kanÿnî dönemi başdefterdÀrı İskender Çelebi’den muhasebe dersleri aldığını ve eserini de bu dersler, birikimleri ve önde gelen matematik âlimlerinin eserleri çerçevesinde yazdığını belirtir. Müellifin eserinde Fatih dönemi matematikçilerinden Hayreddin bin İbrahim’e atıfta bulunması manidardır. Ders kitabı niteliğinde olan eser, divân muhasipliğine yeni başlayanlar için kaleme alınmıştır. Eser içeriği itibariyle Osmanlı muhasebe matematiği eserleri arasındadır. Değerlendirme: İslam matematiğinin Osmanlı’ya yansıması aritmetik, cebir, hendese ve misÀha alanlarında olmuştur. Geniş çerçeveden bakıldığında tür olarak genel matematik, muhasebe matematiği, hendese ve misÀha alanlarında yazılmış eserler bulunmaktadır. Ancak bunların hepsi, çoğu matematik eserinde iç içe geçmiştir. Özellikle muhasebe matematiği eserleri hem genel matematik hem de misÀha ilmini içermektedir. İncelememize konu olan CÀmièü’l-ÓisÀb da bu şekilde hazırlanmış bir muhasebe eserdir. OMLT’dan öğrendiğimiz üzere Osmanlılar devrindeki matematikçiler genellikle matematiğin kullanım alanı çok fazla olan hesap dalı ile alan ve hacim ölçütlerini hesaplamaya yarayan misÀha alanlarında daha fazla eser kaleme almışlardır (İhsanoğlu vd., 1999: XLVII). Osmanlı matematikçileri hesap ilmini Hint rakamlarıyla yapılan hesap olarak bilinen hesÀb-ı hindì, yazı ve yazı malzemelerine ihtiyaç duyulmadan akıldan hesaplama yöntemi olan hesÀb-ı zihnì/hevÀ ve astronomi ile uğraşanlar tarafından tercih edilen hesÀb- ı sittìnì olmak üzere üç türde ele almışlardır. Bu bağlamda CÀmièü’l-ÓisÀb hesÀb-ı hindì ilmiyle yazılmış bir eserdir. Metin içerisinde de “ammÀ ruúÿm-ı hindì birle yazılsa bu üslÿb üzere yazıla.”14a/14; “ammÀ ruúÿm-ı hindì birle yazılmaú murÀd olsa…”15b/19; “ammÀ ruúÿm-ı hindì birle yazmaú dileseŋ…”17b/15 şeklinde ifadeler yer almaktadır. 17 G.1.2.3. Dilin Mantık Dizgesinden Sembol Dizgesine: Osmanlı Klasik Cebrinde Cebirsel Notasyon Sistemi/Cebirsel Sembolizm Osmanlı âliminin evreni algılayış dili Arapçadır. Türkçe böyle bir algılayış içinde kendine yer bulmaya çalışır. Onun yer edinme çabası içinde önceliği daima muhatap olmuştur. Bu bölümde ise direk muhatap olmasa bile muhatabın eylemine dönük olarak gerçekleşen bir duruma karşı Türkçenin konumu ele alınacaktır. Notasyon Güncel Türkçe Sözlükte müzik için kullanılan bir açıklama olup “notalama” olarak tanımlanmıştır (e.t. 10.06.2013). Cebirsel notasyon içinse ayrıca bir açıklama bulunmamaktadır. Cebirsel notasyon matematiğin sembollerle ifade edilmesidir. Geniş bir ifadeyle cebirsel notasyon/ sembolizm, cebir disiplinin matematiksel olgularının, terimden sembole indirgenerek kullanıldığı dizgesel bir yapı olarak nitelendirilebilir. Bu dizge, bütün bilim adamlarınca kabul edilen ve evrensel olarak kullanılan ortak bir dildir. Cebirsel sembolizmi bir işaret dili olarak tanımlayanlar da mevcuttur (Bkz. Oğuz, 2010). Ancak sembol ve işaret arasında anlam ayırıcı bir durum söz konusudur ki işaret, belirtke üzerine anlam yüklenen bir im iken, sembolde sembolize edilen şey ile belirtke arasında analojik bir benzerlik vardır. Yani anlam yüklenmez. Bu sebeple tanımlamada, işaret dilinden ziyade sembol dili veya dizgesi demek daha doğrudur. Notasyon, uygulama alanı olarak matematiğin alt alanı olan cebir, yani riyazî ilimlerde cebir ve mukÀbelede kendine yer edinmiştir. Nitekim riyazî ilimler içinde sembollere en çok bu alanda ihtiyaç duyulmuştur. Bunun altında yatan ana etken daha hızlı ve kolay işlem yapma isteğidir (Fazlıoğlu, 2010: 169). Bu sebebe bağlı olarak mevcut bir cebirsel sembolizm veya cebirsel notasyon sistemi olarak oluşturulan bir semboller dizilimi ortaya çıkmıştır. Osmanlı’da cebirsel notasyon sisteminden bahsedebilmek için öncelikle İslam cebrindeki sembolizme göz atmak gerekir. Nitekim Osmanlı’nın İslam medeniyetinden tevarüs ettiği bilim geleneği, her bilim dalında olduğu gibi matematiğe de yüksek derecede etkide bulunmuştur. 18 G.1.2.3.1.Tarihî Çerçeve G.1.2.3.1.1. İslam cebrinde notasyon/ sembolizm Cebirsel sembol kullanımı tarihsel olarak III-IV. asırda ilk kez Diyafantos’un Aritmatika’sıyla başlamaktadır. Ancak bilim tarihçileri sistemli ve bilinçli bir cebirsel sembol kullanımının İslam cebriyle, özellikle de Batı İslam cebriyle şekillendiği üzerinde durmaktadırlar (Fazlıoğlu, 2003: 157). İslam dünyasındaki cebirsel sembolizmin Batı ve Doğu İslam dünyasındaki durumu tartışmalıdır. Bu tartışmalı durumun ana nedeni, Franz Woepcke’nin 1854’te yayınladığı Note sur des notations algebriques employees par les Arabes (Araplar Tarafından Kullanılan Cebirsel Notasyonlar Üzerine Not) adlı makalesinde Ebu’l- Hasan Ali ibn Muhammed el- KalasÀdî’nin (1486) Keşf el- EsrÀr ve İbn Haldun’un Mukaddime’sine dayanarak, Batılı yani Endülüslü ve Magribli Arapların cebirde sembolleri kullanmalarına karşı, Doğulu Arapların simgesel aşamaya geçemediğini ve cebirlerinin lÀfzî kaldığını söylemesine dayandırılabilir (Salih, çev. Unat, 2008: 85-86). Fazlıoğlu (1993: 198) da Batı ve Doğu İslam Dünyasında cebrin durumunun aynı olduğunu, ancak Batı İslam dünyasında “notasyonun” bir yenilik olarak öncülük ettiğini belirtir. Salih Zeki Woepcke’nin bu öngörüsünü 834 (1430) yılında yazılmış olan ZiyÀdetü’l-mesÀ’ili’l-cedîde ‘ale’s-sitte isimli eserle çürütmeye çalışır. Bilinmeyen bir Türk bilgini tarafından Acem nesihiyle yazılan ve rakamları Doğu tarzında yazılmış bu eserde, Woepcke’nin bahsettiği notasyon sistemi söz konusudur (Salih, çev. Unat, a.g.e. 89-90). Bu sistem dizilimi aşağıdaki gibidir: 1. Bilinmeyen (x) ile onun kuvvetleri, Arapça adlarını teşkil eden kelimelerin ilk harfleri ile gösterilirler ve daima sayısal katsayılarının üstüne konulurlar. Mesela, x’in birinci kuvveti (x) şey kelimesinin ilk harfi olan ş ش x’in ikinci kuvveti (x2) mÀl kelimesinin ilk harfi olan m م x’in üçüncü kuvveti (x3) kaèb kelimesinin ilk harfi olan k ك 19 x’in dördüncü kuvveti (x4) mÀl mÀl kelimelerinin ilk harfi olan mm م م x’in beşinci kuvveti (x5) mÀl kaèb kelimelerinin ilk harfleri olan mk مك x’in altıncı kuvveti (x6) kaèb kaèb kelimelerinin ilk harfleri olan kk ك ك x’in yedinci kuvveti (x7) mÀl mÀl kaèb kelimelerinin ilk harfi olan mmk ممك x’in sekizinci kuvveti (x8) mÀl kaèb kaèb kelimelerinin ilk harfi olan mkk كك م x’in dokuzuncu kuvveti (x9) kaèb kaèb kaèb kelimelerinin ilk harfi olan kkk كك ile ك gösterilir ve bu şekilde devam eder. 2. Ters değerler, yani bilinmeyenin kuvvetlerinin kısımları أجزاء (eczÀ’), aynı simgelerle gösterilir yalnız önlerine جزء (cüz) kelimesinin baş harfi olan bir ج harfi getirilir. bilinmeyenin , kısmı cüzé el-şey kelimelerinin ilk harfi olan cş bilinmeyenin kare kısmı cüzé el-mÀl kelimelerinin ilk harfi olan cm bilinmeyenin küp kısmı cüzé el-kaèb kelimelerinin ilk harfi olan ck vs. ile gösterilir. 3. Bir denkleme giren bilinen nicelikler, عدد èaded kelimesinin ilk harfi olan ع ile gösterilir; bunlar sayıların üstüne konur mesela, (42)٣٤ع örneğinde olduğu gibi. 4. Bilinen ve bilinmeyen iki niceliğin toplanması ى ى ilÀ veya ال işaretleriyle ل sağlanır. İkinci gösterim edatın gramatikal karakterini yok ederek ona basit bir cebirsel simge niteliği kazandırır. Ayrıca toplama için و vav harfi de kullanılır. 5. Bir niceliğin diğer bir nicelikten çıkarılması bu iki nicelik arasına yerleştirilmiş min edatı ile gösterilir mesela من م ش ١٠ min ٤ yani 4x2’yi 10 x’ten çıkarmak demektir. Yine لا ل , 20 6. Çarpma işlemi için ى fi edatı ف 7. Bölme işlemi için de لى .alÀ edatı kullanılır ع 8. Karekök yani cezr جذر kelimesinin ilk harfi olan ج harfi, küpkök 3√¯ için عب اك لع ض êılè el-kaèb kelimelerinin ilk harfleri olan êk ile dördüncü kuvvetin kökü ise 4√¯ جزر .cezr el cezr kelimelerinin ilk harfleri cc ile belirtilir جزرال 9. Bir orantının terimleri  üç nokta ile ayrılır ve sadece bilinmeyen terim, cebir dilinde şey kelimesinin eş anlamlısı olarak kullanılan cezr kelimesinin baş harfi olan c ile gösterilir. .yani X: 84=12:7 olur ٨٤١٢٧ج 10. İki cebirsel ifadenin eşitliği bunlar arasına yerleştirilen عدل ile ل ün son harfi’ي gösterilirdi. Ancak denklemin son halinde önce negatif terimler yazılır ve bunlar لا ile birbirinden ayrılır. 11. Cebirsel işlemlerin birbirine karışmaması için satırlar arasına düz çizgi çekilir. Bu eserdeki semboller dizilimine bakıldığında Doğu İslam dünyasında da cebirsel sembolizmin mevcut olduğu ve hattâ daha ileri durumda olduğu anlaşılmaktadır. Woepcke makalesinde bir öngörüde daha bulunur ki o da İslam sembolizminin en erken XIII. yüzyıla dayandığıdır. İslam cebrinin Harezmî’den itibaren lÀfzî olduğu bilinmektedir (Fazlıoğlu, a.g.m. 198). Yine Florian Arap bilim adamlarının Diyafontos veya Hint notasyonunu benimsemede başarısız olduklarını ve Harezmî’nin eserinin de oldukça retorik ve sembolizmden yoksun olduğunu belirtir (Cajori, 1928: 84). Salih Zeki, Woepcke’nin görüşüne karşılık olarak, Harezmî ile XIII. yüzyıl arasında geçen yaklaşık dört asır boyunca cebirsel işlemleri simgeler yoluyla kısaltma yönünde hiçbir girişimin gerçekleştirilmediğine inanmanın mümkün olmadığını belirtir (Salih, çev. Demir, a.g.e. 89). 21 G.1.2.3.1.2. Batı İslam dünyası (Endülüs-Mağrip matematik okulu) Doğudaki ilk Arap cebirlerinde hemen hiçbir işaret bulunmazken Batıdaki cebir kitaplarında sembollere rastlanmaktadır ve özellikle de KalasÀdî (ö. 1486) bu açıdan önemli bir isimdir (Cajori, a.g.e. 85). KalasÀdî bilim tarihçileri açısından bu hususta ortak bir dönüm noktası olarak sayıldığında KalasÀdî’den önce İbnü’l YÀsemin (ö. 601/1204), İbn Kunfûz (ö. 772/1370) ve KalasÀdî’nin devamında İbn GÀzî’nin (ö. 919/1513) İslam cebrindeki sembolizmin sistemleşmesini sağladıkları söylenebilir. İbnü’l-YÀsemîn’in (ö. 601/1204) yazdığı el-Urcûzetü’l-YÀsemîniyye adlı manzum eser İbnü’l-HÀim, KalasÀdî ve Sıbtu’l-Mardînî gibi ünlü matematikçiler tarafından şerh edilmiştir (Fazlıoğlu, a.g.m. 198). Bu şerhlerin bazı nüshalarında sembollere rastlanmaktadır (Oğuz, 2010: 29). İbn Haldun, İbnü’l-BennÀ’nın 13. yy.’ın sonunda iki öncüsünün eserlerinin etkisi altında bir kitap yazdığını söylemektedir. Bu öncülerden biri, İbn Munim (Rosenfeld ve İhsanoğlu, a.g.e. 200), diğeri ise 13. yy.’da yaşamış, el-Kamil fi’l-ÓisÀb KitÀbu darb el- áubÀr adlı bir eseri bulunan el-Ahdab’dır (Rosenfeld ve İhsanoğlu, 2008: 223). Cajori’nin, İbn Haldun’dan naklettiğine göre İbnü’l-BennÀ, İbn Munim ve el-Ahdab başta olmak üzere başkalarının eserlerindeki ispatlarda yer alan sembollerin teknik kullanımına ilişkin bir gösterimi eserinde vermiştir. Bu ispatlar soyut çıkarımlarda bulunmaya yaramakta ve bu işaretler yardımıyla hesaplama kuramlarının açıklanmasının özü yatmaktadır (Rosenfeld ve İhsanoğlu, a.g.e. 200). Buna göre,13. yy.’dan önce Arap matematikçilerin matematiksel sembolleri kullandığı söylenebilir. A. Selim SaidÀn KalasÀdî’den çok önce ibn Kunfüz el-CezÀirî’nin (ö.810/1407), ibnü’l-BennÀ’nın KitÀbü’t- Telòîs fi’l-óisÀb adlı eserine yazdığı Òaùùü’n-niúÀb èan vechi’l- èamel bi’l-óisÀb adlı şerhinde ilk cebir notasyon ve sembollerini kullandığını ve ibnü’l- BennÀ’nın aynı eserine başka bir şerh yazan Yaèkûb b. Eyyüb b. AbdülvÀhid’in de aynı notasyon ve sembolleri takip ettiğini belirtir. Bu semboller x için شي ‘in ilk harfi ش veya  22 x2 için مال’ın ilk harfi م x3 için عب ك ın ilk harfi’ك x4 için مال مال’ın ilk harfleri م م = için عدل .dir’ل ün son harfi’ي Daha sonra KalasÀdî bu sembolleri biraz değiştirmiş ve x için شي ‘in ilk harfi ش - için لا لا veya ا √¯ için جذر’in ilk harfi ج : içinse  Şekillerini kullanıp diğer işaretleri aynen benimsemiştir. Ancak bu sembol sisteminde x4’ten büyük kuvvetler, , , …gibi ters değerler, (+), (x) ve (÷) işaretleri ile diğer bazı işaretler eksikti (Fazlıoğlu a.g.m. 200). Yine Özen (1993: 143), İbn Kunfüz maddesinde “Onun eserlerinde kayda değer bir başka husus da kendisinden önce İbn Bedr'in yaptığı gibi sıfıra eşit denklem üzerinde işlem yapması ve burada sembolleri kullanma biçimiyle cebire bir yenilik getirmiş olmasıdır.” demektedir. Baga da (2012: 209) Diyafontos’un Aritmetika’sı ile cebirsel sembollerin kullanıldığı düşünülse de bilinçli ilk cebirsel notasyon kullanımının bu eserle başladığını belirtir. Bununla birlikte KalasÀdî’nin Keşfü’l-esrÀr èan èilmi’l-àubÀr adlı eseri dönemin önemli eserlerinden olup İslam cebrinde sembol kullanıldığını kanıtlayan ilk eserdir (Salih, 2004: 188). KalasÀdî’nin Keşfü’l-EsrÀr’ının Avrupa matematiğinin gelişmesini etkilemek bakımından çok geç ortaya çıktığı kaydedilmektedir. KalasÀdî “cezr” kelimesinin baş harfi olan c’yi karekökü istenen sayının üstüne yazmıştır. Aynı zamanda muhtemelen“cehl” kelimesinin ilk harfi olarak da düşünülebilecek bu sembol bir orantıdaki bilinmeyen terimi göstermek üzere kullanılmıştır. Fakat KalasÀdî’nin kitabının cebirle ilgili bölümünde x, x2 ve x3 sembollerle temsil edilip, ilgili katsayıların üstüne yazılmıştır. Toplama işlemi 23 terimler yan yana getirilerek ifade edilmiş, çıkarma ve eşit işareti, terminoloji ve notasyon bölümünde açıkladığımız semboller gibi kullanılmıştır (Cajori, 1928: 93). Bunlara ek olarak İbn Kunfüz gibi Faslı bir âlim olan İbn GÀzî’ye ait Buğyetü’t- TullÀb fi Şerhi Münyetü’l- HisÀb adlı eserde sembollerin bulunduğu tespit edilmiştir (Oğuz 2010: 57). Buraya kadar gerek Salih Zeki’nin gerekse Kunfüz’ün belirttiği sembollere indirgenen terimler Osmanlı cebrine yansıyan terimlerdir. Ancak kesin olmayan bir durum, terime/sembole yüklenen anlamdır. Çünkü bu terimlerin ifade ettiği anlam, okullara göre değişiklik göstermiş ve sembolize edilen anlam da buna göre değişmiştir. G.1.2.3.2. Osmanlı’da Cebirsel Sembolizm Osmanlı’daki cebirsel sembolizm, İslam cebrine paralel olarak özellikle de Endülüs-Mağrip Matematik Okulunun çizgisinden takip edilebilir. Bu bağlamda medreselerde okutulan Türkçe ve Arapça olarak yazılan ders kitapları bu konuda yol gösterici olabilmektedir. Osmanlı’da cebir denildiğinde KadızÀde-i Rûmî (ö. 993/1431) ile başlayan mükemmel sürecin KadızÀde’nin öğrencilerinden Ali Kuşçu (ö.879/1474) ve Fethullah eş- ŞirvÀni (ö. 891/1486) ve sonrasında Takiyyüddin er-RÀşid ( ö. 993/ 1585) ile oluşturulmuş güçlü bir matematik çevresiyle daha da geliştiği görülmektedir. Osmanlı Klasik cebrindeki durumun Magribî’nin Tuhfe’sine kadar sembollerle ifad