SÜRDÜRÜLEBİLİR BİNA ÜRETİMİNDE MİMARIN YAPISAL ATIK OLUŞUMUNA BAKIŞ AÇISININ İNCELENMESİ: BURSA ALAN ÇALIŞMASI Berfin PAKER T.C. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ SÜRDÜRÜLEBİLİR BİNA ÜRETİMİNDE MİMARIN YAPISAL ATIK OLUŞUMUNA BAKIŞ AÇISININ İNCELENMESİ: BURSA ALAN ÇALIŞMASI Berfin PAKER Prof. Dr. Nilüfer TAŞ (Danışman) YÜKSEK LİSANS TEZİ MİMARLIK ANABİLİM DALI BURSA – 2017 Her Hakkı Saklıdır U.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, tez yazım kurallarına uygun olarak hazırladığım bu tez çalışmasında; - tez içindeki bütün bilgi ve belgeleri akademik kurallar çerçevesinde elde ettiğimi, - görsel, işitsel ve yazılı tüm bilgi ve sonuçları bilimsel ahlak kurallarına uygun olarak sunduğumu, - başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda ilgili eserlere bilimsel normlara uygun olarak atıfta bulunduğumu, - atıfta bulunduğum eserlerin tümünü kaynak olarak gösterdiğimi, - kullanılan verilerde herhangi bir tahrifat yapmadığımı, - ve bu tezin herhangi bir bölümünü bu üniversite veya başka bir üniversitede başka bir tez çalışması olarak sunmadığımı beyan ederim. Berfin PAKER ÖZET Yüksek Lisans Tezi SÜRDÜRÜLEBİLİR BİNA ÜRETİMİNDE MİMARIN YAPISAL ATIK OLUŞUMUNA BAKIŞININ İNCELENMESİ: BURSA ALAN ÇALIŞMASI Berfin PAKER Uludağ Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Mimarlık Fakültesi Anabilim Dalı Danışman: Prof. Dr. Nilüfer TAŞ İnsan yaşamında endüstrileşme hareketi günümüze kadar artarak devam etmiş, teknolojik gelişmelerle birlikte çevresel, ekonomik ve sosyal sorunlar artmıştır. Günümüzde hemen her alanda karşımıza çıkan bu olumsuz koşullar insanlığın geleceğini olumsuz etkileyecek düzeylere ulaşmıştır. Bu sorunların çözümüne yönelik olarak sürdürülebilirlik kavramı dünyanın önemli gündem maddeleri arasında yer almaya başlamıştır. Çalışmanın amacı; yerel, ulusal ve küresel ölçekte sürdürülebilirlik kapsamında sürdürülebilir bina üretiminin ve önemli başlıklarından biri olan yapısal atık azaltımının irdelenmesidir. Mimari tasarım sürecinin sürdürülebilir bina üretimine etkisinin önemi incelenmiştir. Bursa alan çalışması ile mimarların yapısal atık konusuna bakış açısı saptanmıştır. Mimari projelerde sürdürülebilirlik ilkeleri göz önünde bulundurularak yapısal atık azaltımı hedeflenmektedir. Bu çalışmada birinci bölümde problemin tanımı, amacı, kullanılan yöntem ve kapsamı ele alınmıştır. İkinci bölümde sürdürülebilirlik kavramı; tanımlar ve ilişkili olduğu konular ile birlikte değerlendirilmiş, Türkiye'de ve dünyadaki gelişimi ve bu süreçte ortaya çıkan sürdürülebilir kalkınmaya yer verilmiştir. Bina üretim süreci, yapı yaşam döngüsü ve çevresel bina değerlendirme kavramları irdelenmiş, yapısal atıkların bu kavramdaki yeri ve önemi açıklanarak kavramların birbiriyle olan ilişkisi ortaya konmuştur. Üçüncü bölümde yapısal atık oluşumu ve azaltımına yönelik çalışma yapılmıştır. Bina üretim sürecinde yapısal atık oluşumu, çevresel etkileri, yönetimi ve yönetmelikleri araştırılmıştır. Yapısal atık önlemede mimarların görev ve sorumluluklarının saptanmıştır. Dördüncü bölümde önceki aşamalarda yapılan araştırmalara yönelik örnekler irdelenip alan araştırması için hazırlanan anket çalışması yapılmıştır. Beşinci bölümde yapılan anket çalışması değerlendirilmiş ve sonuçları ortaya konmuştur. Anahtar Kelimeler: Sürdürülebilir Bina Üretimi, Yapısal Atık Azaltımı, Tasarımda Yapısal Atık. 2017, ix + 116 sayfa. i ABSTRACT Master’s Thesis INVESTIGATION OF ARCHITECT’S VIEW ON CONSTRUCTION AND DEMOLITION WASTE REDUCTION IN SUSTAINABLE BUILDING PRODUCTION: BURSA CASE STUDY Berfin PAKER Uludağ University Graduate School of Natural and Applied Sciences Department of Architectural Supervisor: Prof. Dr. Nilüfer TAŞ The movement of industrialization has continued to increase as it has become increasingly technological, and environmental, economical and social problems have increased. These adverse conditions that have come to our attention in almost every area today have reached levels that will affect the future of mankind. In order to solve these problems, the concept of sustainability has emerged and it has become one of the important agenda items of the world. The purpose of this study is to examine sustainable building production and construction and demolation waste reduction within sustainability at the local, global and national scale. The importance of the influence of the architectural design process on sustainable building production has been examined. The perspective of the architects who working in the city of Bursa on structural waste was determined. Construction and demolition waste reduction is targeted in architectural projects by taking sustainability principles into consideration. In the first part of this study, the definition, purpose, method and scope of the problem are discussed. In the second part, the concept of sustainability is defined and evaluated together with the relevant topics. Historical process and sustainable development emerged in this process in Turkey and the world. The concepts of construction life cycle and environmental building evaluation are examined. The place and importance of construction and demolition waste in this concept is explained and the relation between the concepts is explained. In the third chapter, a study has been made on construction and demolition waste generation and reduction. Construction and demolition waste generation, environmental effects, management and regulations were investigated during the building process. The task and responsibilities of architects in the prevention of construction and demolition waste have been tried to be determined. In the fourth chapter, the examples for the researches made in the previous stages were examined and the questionnaire study prepared for the field research was done. In the fifth section; he questionnaire study was evaluated and the results were presented. Key Words: Sustainable Building Production, Construction And Demolition (C&D) Waste Reduction, Design Waste. 2017, ix + 116 pages. ii ÖNSÖZ VE TEŞEKKÜR Yüksek lisans eğitimim boyunca engin bilgi birikimi ile yol gösteren, güler yüzünü, desteğini ve sabrını hiçbir zaman esirgemeyen danışman hocam Sayın Prof. Dr. Nilüfer Taş’a ve tüm değerli hocalarıma içtenlikle teşekkür ederim. Varlığını her daim hissettiğim, kıymetli annem Harika Oğuzalp’e, manevi desteği ile hep yanımda olan kardeşim Barış’a ve özellikle yüksek lisansa başlamam ve tezi tamamlamam konusundaki en büyük destekçim canım eşim Enes Paker’e teşekkür ederim. Berfin PAKER 20/09/2017 iii İÇİNDEKİLER Sayfa ÖZET..................................................................................................................................i ABSTRACT......................................................................................................................ii ÖNSÖZ VE TEŞEKKÜR................................................................................................iii İÇİNDEKİLER.................................................................................................................iv SİMGELER ve KISALTMALAR DİZİNİ........................................................................v ŞEKİLLER DİZİNİ..........................................................................................................vi ÇİZELGELER DİZİNİ....................................................................................................vii 1. GİRİȘ.....................................................................................................................1 2. SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK KAVRAMI VE SÜRDÜRÜLEBİLİR BİNA ÜRETİMİ...........................................................................................................................5 2.1. Sürdürülebilirlik Kavramı......................................................................................5 2.1.1. Sürdürülebilir kalkınma.........................................................................................7 2.1.2. Sürdürülebilir kalkınmanın gelişimi......................................................................8 2.2. Sürdürülebilir Mimarlık ve Mimar İlişkisi..........................................................17 2.3. Sürdürülebilir Bina Üretimi.................................................................................18 2.3.1. Yeşil bina kavramı...............................................................................................21 2.3.2. Sürdürülebilir bina üretimi ve yapısal atık..........................................................37 3. YAPISAL ATIK OLUŞUMU VE AZALTIMI...................................................38 3.1 Yapı Yaşam Döngüsü ve Atık Oluşumu..............................................................39 3.1.1. Tasarım kaynaklı yapısal atık oluşumu...............................................................42 3.1.2. Yapım kaynaklı yapısal atık oluşumu..................................................................49 3.2. Yapısal Atıkların Çevresel Etkileri Ve Yönetimi................................................50 3.2.1. Atık Önleme ve Azaltma.....................................................................................52 3.2.2. Atıkları Yeniden Kullanma..................................................................................52 3.2.3. Atıkları Geri Dönüştürme....................................................................................54 3.2.4. Atıkları Depolama................................................................................................57 3.2.5. Atıkları Yok Etme................................................................................................57 3.3. Türkiye’de Yapısal Atık Yönetimi Yönetmelikleri.............................................60 4. BULGULAR........................................................................................................63 4.1. Çalışma Alanı: Bursa...........................................................................................63 4.2. Anket Çalışması...................................................................................................66 5. SONUÇ VE DEĞERLENDİRME.......................................................................94 KAYNAKLAR................................................................................................................97 EKLER..........................................................................................................................102 EK 1 Anket Çalışması...................................................................................................103 EK 2 Soruların Faktör Analizi.......................................................................................104 EK 3 1. Grubun Bağımsız Örneklem T Testi Sonuçları................................................105 EK 4 2. Grubun Bağımsız Örneklem T Testi Sonuçları................................................106 EK 5 3. Grubun Bağımsız Örneklem T Testi Sonuçları................................................107 EK 6 4. Grubun Bağımsız Örneklem T Testi Sonuçları................................................108 EK 7 5. Grubun Bağımsız Örneklem T Testi Sonuçları................................................109 EK 8 Yaş İle Soru Grupları Arasında Tek Yönlü Anova Sonuçları..............................110 EK 9 Mesleki Deneyim İle Soru Grupları Arasında Tek Yönlü Anova Sonuçları.......112 EK 10 Eğitim Durumu İle Soru Grupları Arasında Tek Yönlü Anova Sonuçları.........114 ÖZGEÇMİŞ...................................................................................................................116 iv SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ Kısaltmalar Açıklama AB Avrupa Birliği BM Birleşmiş Milletler BREEAM Building Research Establishment Environmental Assessment Method (Yapı Araştırma Kurumu Çevresel Değerlendirme Metodu) CASBEE Comprehensive Assessement System for Built Environment Efficiency (Yapılı Çevre Verimliliği için Kapsamlı Değerlendirme Sistemi) ÇEDBİK Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği DPT Devlet Planlama Teşkilatı EKB Enerji Kimlik Belgesi HK-BEAM Hong Kong Building Environmental Assessment Method (Hong Kong Binaların Çevresel Değerlendirme Metodu) ISO Uluslar Arası Standardizasyon Teşkilatı JSBC Japonya Sürdürülebilir Yapım Konsorsiyumu LEED Leadership in Energy and Environmental Design (Enerji ve Çevre Dostu Tasarımda Liderlik) SEEB-TR Sürdürülebilir Enerji Etkin Binalar SG Sürdürülebilir Gelişme SKH Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri TBMM Türkiye Büyük Millet Meclisi TMMOB Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği TSE Türk Standartları Enstitüsü TÜİK Türkiye İstatistik Kurumu WCED The World Commision on Environment and Development (Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu) WGBC World Green Building Council (Dünya Yeşil Bina Konseyi) v ŞEKİLLER DİZİNİ Sayfa Şekil 2.1. Sürdürülebilirlik bileşenleri……………………………………...………7 Şekil 2.2. Yapı endüstrisinin hedefi içinde bulunduğu çelişkiler ve yapılması gerekenler.................................................................................................19 Şekil 2.3. Sürdürülebilir yapıların malzeme ölçütünde yaşam döngüsü modeli......21 Şekil 3.1. Atık yönetim hiyerarşisi...........................................................................51 Şekil 3.2. Yeniden kullanılabilir malzemelerin depolandığı ve satıldığı bir alan....56 Şekil 3.3. Atık yönetim stratejileri riskler ve maliyet karşılaştırılması....................59 Şekil 3.4. Bursa mevcut katı atık düzenli depolama tesis yerleri.............................61 Şekil 4.1. Türkiye Haritası’nda Bursa......................................................................63 vi ÇİZELGELER DİZİNİ Sayfa Çizelge 2.1. Kurumlar ve sürdürülebilir kalkınmadaki görevleri................................15 Çizelge 2.2. Uluslararası çevresel bina değerlendirme sistemleri karşılaştırılması.....23 Çizelge 2.3. Breeam değerlendirme kriterleri..............................................................25 Çizelge 2.4. Breeam çevresel etki ağırlıkları...............................................................26 Çizelge 2.5. Breeam sertifika örnek puanlama............................................................27 Çizelge 2.6. Aralık 2016 sonuna kadar Dünya'da ilk 10 sırayı alan ülkelerin tam liste...........................................................................................................28 Çizelge 2.7. Leed değerlendirme kriterleri...................................................................29 Çizelge 2.8. Leed puanlama sistemi malzemeler ve kaynaklar alt başlıkları...............30 Çizelge 2.9. Ulusal Yeşil Bina Değerlendirme Sistemi...............................................31 Çizelge 2.10. Çedbik Konut Sertifikası puanlama.........................................................35 Çizelge 3.1. Yapısal atıkların içerik grupları...............................................................41 Çizelge 3.2. İnşaat atık kaynakları için önem derecesi ve sıralaması..........................43 Çizelge 3.3. Malzeme atıklarının ana sebepleri...........................................................45 Çizelge 3.4. Konutlarda yapılan değişiklik türleri ve nedenleri...................................46 Çizelge 3.5. Yapı yaşam döngüsünde yapısal atık oluşumunun nedenleri ve atık önleme/azaltma yöntemleri......................................................................47 Çizelge 3.6. Atık yönetimi hiyerarşisi..........................................................................51 Çizelge 3.7. Yapı ayrıştırma işleminde malzemelere uygulanan işlemler.................53 Çizelge 3.8. Yapısal atıkların geri dönüşüm sonrası kullanım alanları........................55 Çizelge 4.1. Bursa’nın; aldığı, verdiği göç, net göç ve net göç hızı............................64 Çizelge 4.2. Bursa kentsel dönüşüm projeleri..............................................................65 Çizelge 4.3. Mimari tasarım esnasında tasarım süre kısıtının önemi...........................67 Çizelge 4.4. Mimari tasarım esnasında iç mekan için farklı çözüm önerileri tercihi........................................................................................................67 Çizelge 4.5. Mimari tasarım esnasında esnek tasarım tercihinin incelenmesi.............68 Çizelge 4.6. Mimari tasarım esnasında kullanıcının yapısına uygun tasarım yapılmasının incelenmesi.........................................................................68 Çizelge 4.7. Mimari tasarım esnasında malzeme seçiminde kullanıcı katılımının incelenmesi...............................................................................................69 Çizelge 4.8. Mimari tasarım esnasında malzeme seçimi sürecinin incelenmesi..........69 Çizelge 4.9. Mimari tasarım esnasında ekolojik verilerin kullanımı...........................70 Çizelge 4.10. Mimari tasarım esnasında malzeme seçimi.............................................70 Çizelge 4.11. Mimari tasarım esnasında malzeme seçiminde dikkat edilenler..............71 Çizelge 4.12. Mimari tasarım esnasında yerel malzeme seçimi....................................71 Çizelge 4.13. Mimari tasarım esnasında malzeme seçimi kriterleri..............................72 Çizelge 4.14. Mimari tasarım esnasında malzeme seçiminde dikkat edilen özellikler..72 Çizelge 4.15. Mimari tasarım esnasında dikkat edilecek kriterler.................................73 Çizelge 4.16. Mimari tasarım esnasında ekipman seçimi kriterleri...............................73 Çizelge 4.17. Mimari tasarım esnasında yapı yaşam döngüsüne yer verilmesi.............74 Çizelge 4.18. Mimari tasarımda geri dönüştürülebilir malzemenin yeri........................75 Çizelge 4.19. Mimari tasarımda ikinci el malzeme kullanımı.......................................75 Çizelge 4.20. Mimari tasarımda detay projeleri hazırlama............................................76 Çizelge 4.21. Mimarın şantiye kontrolü.........................................................................76 Çizelge 4.22. Mimarın şantiye ile koordinasyonu..........................................................77 vii Çizelge 4.23. Mimarın yetersiz tasarım verilerinin yapısal atık oluşumunda etkisine bakışı........................................................................................................77 Çizelge 4.24. Mimarın bilgi ve deneyim eksikliğinin yapısal atık oluşumunda etkisine bakışı........................................................................................................78 Çizelge 4.25. Ekolojik verileri kullanırım sorusu ile yaş grupları arasında Tukey testi sonucu......................................................................................................79 Çizelge 4.26. Malzeme seçiminde geri dönüştürülebilir malzemelere öncelik veririm sorusu ile yaş grupları arasında Tukey testi sonucu.................................80 Çizelge 4.27. Yapının kullanıcı ve coğrafi koşullarına uygun malzeme seçeri sorusu ile yaş grupları arasında Tukey testi sonucu.................................................81 Çizelge 4.28. Yerel malzeme seçmeye özen gösteririm sorusu ile yaş grupları arasında Tukey testi sonucu....................................................................................82 Çizelge 4.29. Malzeme seçiminde bakım onarım değişim olanaklarını göz önünde bulundururum sorusu ile yaş grupları arasında Tukey testi sonucu.........83 Çizelge 4.30. Kaynakları verimli kullanan tesisat seçimi yaparım sorusu ile yaş grupları arasında Tukey testi sonucu.....................................................................84 Çizelge 4.31. Yapımın tasarım aşamasındaki kararlara uygunluğunu şantiyede kontrol ederim sorusu ile yaş grupları arasında Tukey testi sonucu.....................85 Çizelge 4.32. Ekolojik verileri kullanırım sorusu ile mesleki deneyim arasında Tukey testi sonucu...............................................................................................86 Çizelge 4.33. Yapının coğrafi/kullanıcı koşullarına uygun malzeme seçerim sorusu ile mesleki deneyim arasında Tukey testi sonucu.........................................87 Çizelge 4.34. Modüler tasarım yaparım sorusu ile mesleki deneyim arasında Tukey testi sonucu...............................................................................................88 Çizelge 4.35. Anketteki “malzeme seçimi yaparım” ve “malzemeleri özelliklerine uygun olarak seçerim” sorularının korelasyon sonucu............................89 Çizelge 4.36. Anketteki “malzemeleri özelliklerine uygun olarak seçerim” ve “yapının koşullarına uygun malzeme seçerim” sorularının korelasyon sonucu.....89 Çizelge 4.37. Anketteki “malzemeleri özelliklerine uygun olarak seçerim” ve “malzeme seçiminde bakım/onarım/değişim olanaklarını göz önünde bulundururum” sorularının korelasyon sonucu........................................90 Çizelge 4.38. Anketteki “tasarımda malzeme seçimi yaparım” ve “malzeme seçiminde bakım/onarım/değişim olanaklarını göz önünde bulundururum” sorularının korelasyon sonucu..................................................................90 Çizelge 4.39. Anketteki “malzemeleri özelliklerine uygun olarak seçerim” ve “malzeme seçiminde ekonomik / estetik / garantili olanları tercih ederim” sorularının korelasyon sonucu..................................................................90 Çizelge 4.40. Anketteki “ekolojik verileri kullanırım” ve “tasarım sırasında yapı yaşam döngüsü basamaklarını göz önünde bulundururum” sorularının korelasyon sonucu....................................................................................91 Çizelge 4.41. Anketteki “ekolojik verileri kullanırım” ve “yapının koşullarına uygun malzeme seçerim” sorularının korelasyon sonucu...................................91 Çizelge 4.42. Anketteki “ekolojik verileri kullanırım” ve “kaynakları verimli kullanan malzeme ve ekipman seçerim” sorularının korelasyon sonucu......................................................................................................91 Çizelge 4.43. Anketteki “kullanıcının biyolojik/psikolojik/sosyolojik yapısını göz önünde bulundururum” ve “yapının coğrafi / kullanıcı koşullarına uygun malzeme seçerim” sorularının korelasyon sonucu...................................92 viii Çizelge 4.44. Anketteki “yapının coğrafi / kullanıcı koşullarına uygun malzeme seçerim” ve “kaynakları verimli kullanan malzeme ve ekipman seçerim” sorularının korelasyon sonucu..................................................................92 Çizelge 4.45. Anketteki “tasarımda malzeme seçimi yaparım” ve “kaynakları verimli kullanan malzeme ve ekipman seçerim” sorularının korelasyon sonucu......................................................................................................93 Çizelge 4.46. Anketteki “yapımın tasarım aşamasındaki kararlara uygunluğunu şantiyede kontrol ederim sorusu” ve “şantiye şefi ile koordine çalışırım” sorularının korelasyon sonucu..................................................................93 ix 1. GİRİŞ Tarihsel süreç içinde ilk barınaklar olumsuz doğa / çevre koşullarından korunmak amacıyla, insanlar tarafından yakın çevreden temin edilen malzemeler kullanılarak yapılmıştır. Yerel malzeme ve el yordamı ile yapılan barınaklar, zamanla gelişen teknoloji ile ilerleme kaydetmiştir. İnşaat sektörü, bireylerin ve toplumların barınma gereksinimlerine, sosyal ve kültürel ihtiyaçlarına yanıt vermeye çalışan bir sektör halini almıştır. Endüstri Devrimi 16. yüzyılda başlamış ve 18. yüzyıldaki teknoloji ve üretim alanlarındaki gelişmelere yön vermiştir. Gerçekleşen bu değişimler toplumsal alanda da 20. yüzyılın başlarından itibaren hızla devam etmiştir. Bu teknolojik gelişmeler inşaat sektörü de dahil olmak üzere çevresel, ekonomik ve sosyal sorunları arttırmıştır. 20. yüzyılın son çeyreğinde çevre kirliliği ve sorunları tüm dünya gündeminde üst sıraya taşınmıştır. Bu sorunların çözümüne yönelik olarak sürdürülebilirlik kavramı ortaya çıkmıştır. İnsanoğlunun yeryüzündeki varlığının sürdürülebilirliği; yeryüzü kaynaklarının doğru kullanımı, çevresel kirliliğe ve yıkıma karşı alınan önlemler, doğru mimari ve kentsel politikalar, kısacası doğa dostu çözümlerle sağlanabilir. Gelecek kaygısı; insanlığı gelecek nesillere temiz, sağlıklı, yaşanabilir bir çevre bırakmak üzere harekete geçirmiştir. Sürdürülebilir bina yapım olgusu önem kazanmaya başlamıştır. Sürdürülebilir binaların yapılabilmesi için o binaların planlanma aşamasından yapım aşamasına kadar olan süreçte rol alan kişilerin sürdürülebilirliğin bilincinde olması gerekmektedir. “Sürdürülebilirlik” kavramının önemi arttıkça sürdürülebilir bir çevre için doğa dostu bina olarak tanımlanan ‘yeşil bina’ kavramı ortaya çıkmıştır. İnsan sağlığını ön planda tutarak tasarlanıp, uygulanıp, işletilerek sonlandırılan yeşil binalar ile enerjinin, suyun ve diğer kaynakların etkin kullanımı; kullanıcıların sağlığının korunması; kirlilik ve çevresel bozulmanın azaltılması hedeflenmektedir. Yeşil binalarda dikkat edilmesi gereken en önemli başlıklardan birisi atık yönetimidir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından, elinde bulunduran kişinin atmak istediği veya atmayı planladığı veya atmak zorunda olduğu herhangi madde ya da obje atık olarak tanımlanmaktadır. Birleşmiş Milletler Çevre Programında ise atık, "Yasalar hükmünce atılması gereken nesneler" olarak tanımlanmaktadır. Katı, sıvı ve gaz olarak üçe ayrılır. 1 Katı atıklar kullanım süresi dolan ve yaşam alanımızdan uzaklaştırılması gereken her türlü katı malzemelerdir. Evsel katı atıklar, endüstriyel katı atıklar, tıbbi katı atıklar, tehlikeli katı atıklar, özel atıklar, tarımsal ve bahçe atıkları ile yapısal atıklar (hafriyat toprağı, yapım ve yıkım atıkları) olarak sınıflandırılır. Yapıların yıkılması ya da yapım, onarım sırasında meydana gelen atıklar yapısal katı atıklar olarak adlandırılmaktadır (Oktar 1992). Hem kapladıkları alan hem de miktarları açısından yapısal atıklar, atık türleri arasında önemli bir yer tutmaktadır. Yapısal atıklar, yapım, yıkım ve onarımlar esnasında kullanılmayan malzemelerin birikmesi sonucu oluşmaktadır. İnşaat, yıkım ve onarım atıkları farklı özellikler tașımaktadır. İnșaat atıkları temiz ve ufak parçalar șeklinde, yıkım atıkları ise heterojen karıșmıș kirlenmiș büyük yapı malzemeleri șeklinde nitelendirilmektedir. Genellikle bu atıklar üzerinde kir, boya ve kimyasal maddeler bulunmaktadır (Al-Ansary ve ark. 2004). Onarım atıkları ise inșaat ve yıkım malzemelerinin her ikisini de içeren atıklar şeklinde görülmektedir. Teknoloji ve sanayinin hızla gelişmekte olmasının yanında atık türleri ve miktarı da artmaktadır. Yapısal atıklar tehlikeli olmayan atık sınıfına girmektedir. Artan bu atık miktarlarının önüne geçilmesi, sorumsuzca kullanılan doğal kaynakların tükenmemesi için katı atıkların çevreye neden olacağı zararı yok etmek veya azaltmak için uzaklaştırılması, geri kazanmak amacıyla uygun atık yönetiminin seçilmesi ve uygulanması gerekmektedir. Çalışmanın Amacı Tasarım sürecinde alınan kararların bir kısmının yapı üretim aşamalarında oluşan yapısal atıkları azalttığı veya arttırdığı düşünülmektedir. Bu çalışmanın amacı: sürdürülebilir binalar için atık yönetiminin faydalarının önemini vurgulamak, mimarın atık yönetimi ile ilişkisinin önemini irdelemektir. Mimar tarafından tasarım aşamasında sürdürülebilirlik ilkeleri göz önünde bulundurulmasıyla ilgili önlemlerin alınması, mal sahibi ve kullanıcısı açısından sosyal, ekonomik ve ekolojik boyutlarda gelişimine katkı sağlanılması hedeflenmektedir. Çalışmanın Kapsamı İnsan faaliyetleri sonrasında oluşan atıklar doğal çevreyi tahrip etmektedir. Bu tahribata tepki olarak sürdürülebilirlik kavramı ortaya çıkmıştır. Doğal çevreye zarar veren 2 etkenlerden biri de yapım faaliyetleridir. Yapım faaliyetlerinin oluşturduğu atıklar ile yarattığı çevre kirliliği, küresel ısınma ve tükenmekte olan doğal kaynakları tahrip etmesi, inşaat sektörünü çözüm arayışlarına yönlendirmiştir. Sürdürülebilirliğin sağlanması bakımından ‘sürdürülebilir mimarlık’, ‘yeşil bina’ gibi kavramlar gündeme gelmiştir. Bu kavramların değerlendirilebilir ve ölçülebilir olması için ‘yeşil bina sertifikasyon sistemleri’ geliştirilmiştir. Bu sistemlerin bazı değerlendirme kriterleri bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi de atık / atık yönetimi maddesidir. Teknoloji ve sanayinin hızla gelişmekte olmasının yanında atık türleri ve miktarı da artmaktadır. Dünyada ve ülkemizde önemli çevre sorunlarına neden olan yapısal atıkların oluşumunun, çevresel ve ekonomik kazanç sağlayacak şekilde en aza indirilmesi için bilgiler elde edilmiştir. Bu bilgiler yapısal atık yönetiminin önemli parçasını oluşturmaktadır. Yapıların yaşam süreçlerinde; yapım, kullanım aşamasında onarım, yok edilme aşamasında söküm / yıkım eylemleri sırasında yapısal atıklar açığa çıkmaktadır. Yapısal atıklar yapının hammadde elde edilmesi, ürün üretimi ve yapıya uygulanması, yapının kullanımı, geri dönüşümü ve yok edilmesi gibi çeşitli süreçlerinde ortaya çıkmaktadır. Bu süreçlerin programsız kontrolsüz ve bilinçsiz yönetilmesi; çıkan atıkların denetim altına alınmaması ve doğru değerlendirilmemesi sürdürülebilir bir çevre için olumsuz örnek teşkil etmektedir. Sürdürülebilir tasarımda yapıların tasarım ve yapım sürecinde çevreye olumsuz etkisinin azaltılması amaçlanır. Yapılan literatür araştırmalarında yapısal atıkların büyük bir bölümünün tasarım sürecindeki eksik veya hatalardan kaynaklandığı ortaya çıkmaktadır. Doğru kurgulanan ve işleyen bir tasarım süreci ile yapım, kullanım ve söküm aşamalarında yapısal atık azaltımını sağlayacağı görülmektedir. Bu tez çalışması; sürdürülebilir bina üretimi içinde yapısal atığın yeri, yapısal atık oluşum sebepleri ve atık önlemede mimarların görev ve sorumluluklarının saptanması ile sınırlandırılmıştır. Çalışmanın Yöntemi Çalışmada belirlenen problem ve amaca yönelik literatür araştırması yapılarak kavramsal alt yapı oluşturulmuştur. Tez konu alanını oluşturan ana kavramların belirlenerek tanımlanmasını sağlayan araştırma çalışması; sürdürülebilirlik kavramı ve 3 tarihsel süreci, sürdürülebilir bina üretimi ve çevresel bina değerlendirme kavramları, bina değerlendirmede atık yönetiminin yeri ve önemi açıklanarak ve bu kavramların birbiriyle olan ilişkisi ortaya konmaktadır. Yapısal atık oluşumunda mimarın rolünün önemi irdelenmektedir. Bu kapsamda çalışma “sürdürülebilir bina üretimi”, “yapısal atık azaltımı”, “mimarın yapısal atık oluşumundaki rolü”, ile sınırlandırılmaktadır. Çalışma alanı olarak Bursa kenti seçilmiştir. Çalışmada kaynak tarama, istatistiksel bilgilerin ve var olan durumun incelenmesi ile değerlendirilmesi yöntemleri kullanılmıştır. Yapılan araştırmalara yönelik örnekler irdelenip literatür çalışmasından çıkarılan sorular ile anket çalışması hazırlanmıştır. Mimarın yapısal atık oluşumuna bakış açısını incelemek için tesadüfi olmayan örneklem olarak Mimarlar Odası Bursa Şubesi’ne kayıtlı Büro Tescil Belgesine sahip mimarlara yönlendirilen anket soruları, korelasyon yöntemi ile değerlendirilmiştir. 4 2. SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK KAVRAMI VE SÜRDÜRÜLEBİLİR BİNA ÜRETİMİ Doğal çevrelerde insan müdahalesi olmadan meydana gelen değişim evrim yoluyla ve doğal nedenlerle meydana gelmektedir. Doğal nedenlerle bozulan ekosistemler yine doğanın kendine özgü yöntemleriyle dengeye ulaşmaktadır. Endüstri devriminden bu yana ileri teknolojinin günlük hayatın bir parçası haline gelmesiyle doğal koşullar üzerinde insan eliyle meydana gelen bir değişim yaşanmaktadır. Belirli bir aşamadan sonra yüksek hayat kalitesi yaratmak adına sürdürülen bu eylemlerin tümü, tüm canlılar için olumsuz koşullar oluşturmaya başlamıştır. 20. yüzyılın son çeyreğinde çevre kirliliği tüm dünya gündeminde üst sıraya taşınmıştır. Doğal kaynakların tükenmekte olduğu ve giderek kirlenen dünyada doğal çevrenin yitirilmesi ve bozulmalarla oluşan sorunlara dikkat çekilmeye başlanmıştır. Bu dönemde tanışılan “sürdürülebilirlik” kelime olarak ilk defa 1712 de Alman bilim adamı Hans Carl von Carlowitz tarafından “Sylvicultura Oeconomica” isimli kitabında kullanılmıştır (Vehkamäki 2005). Sürdürülebilirlik, en genel kapsamlı hali ile var olan kaynakların bozulmadan gelecek nesillere aktarılarak kendini devam ettirmesi olarak tanımlanabilmektedir. Yaşam alanımız olan dünyayı çocuklarımızdan ödünç aldığımızı söyleyen Kızılderili atasözü aslında yaşam alanlarının insanlara emanet olduğunu güzel bir üslup ile açıklamaktadır. Çevre kirliliği ve dolayısıyla atık miktarlarındaki artış, sürdürülebilirlik kavramının önemli alt başlıklarından biri haline gelmiştir. Sürdürülebilirlik kavramı çerçevesinde yönetimlerce atıkların yönetimine ilişkin yeni yaklaşımlar benimsenmeye başlanmıştır. Sürdürülebilirlik birçok şekilde algılanabilmekte ve tanımlanabilmektedir. Sürdürülebilirlik kavramı nedir, neleri kapsamaktadır soruları araştırıldıktan sonra atık ile bağlantısı incelenecektir. 2.1. Sürdürülebilirlik Kavramı İngilizcede “sustainability” kelimesinin karşılığı olan sürdürülebilirlik, sözlük anlamıyla dilimizde “taşımak, süregelmek” olarak kullanılmaktadır. 5 Sürdürülebilirlik, gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılama olanaklarını ellerinden almadan; şimdiki neslin ihtiyaçlarının karşılanabildiği gelişme sürecidir (WCED 1987). Sürdürülebilirlik; çevre, ekonomi ve toplumla ilişkili olduğu kadar; enerji ve ekosistem ile de bağlantılıdır. Çevresel - ekolojik sürdürülebilirlik; canlıların (insan, hayvan ve bitki) yaşamı ve yaşamlarının devamlılığı için gerekli olan hava, su ve toprak kalitesinin korunarak devam ettirilmesidir. Bunun içinde yenilenebilir ve yenilenemez kaynakların zaman içindeki tüketim miktarlarına ve kendi kendilerini yenileme hızlarına dikkat edilmesi gerekmektedir (Çahantimur 2007). Sürdürülebilirlik kavramı, ekonomi açısından değerlendirildiğinde, yenilenebilir kaynakların üretim sürecinde kullanılması ve üretim aşamasındaki faaliyetlerin çevresel etkilerine dikkat edilmesi gerekmektedir. Girişim, fizibilite çalışması, tasarım, planlama, ihale, yapım, kullanım, yıkım aşamalarından oluşan yapı yaşam döngüsü sürdürülebilirliği sağlamak için doğru mimari tasarım, programlama ve inşa faaliyetleri yapılmalıdır. Sürdürülebilirlik ekonomik açıdan incelendiğinde üretime dikkat ederek sektördeki denge bozukluklarından kaçınılmalıdır. Sürdürülebilirlik çevre açısından değerlendirildiğinde, yenilenebilir kaynakların yerinde ve yeteri kadar kullanılmasıyla ekosistem işleyişini gözetmelidir. Sürdürülebilirlik sosyal açıdan değerlendirildiğinde, bugünkü insan neslinin ihtiyaçlarını gelecek kuşakların ihtiyaç karşılama olanaklarını zedelemeden karşılamak olarak ifade edilebilir (UN 2008). Sürdürülebilirlik sosyal alanda incelendiğinde; sağlık hakkı eğitim hakkı gibi hizmetlerin yeteri kadar ve eşit olarak dağıtılmasını kapsamaktadır. Küresel koşullara ve değişkenliklere sürekli uyum sağlayan ve sürdürülebilirliğin gerçekleştirilmesini hedefleyen sürdürülebilir kalkınma dinamik bir süreçtir. Bu kapsamda sürdürülebilir kalkınma kavramları, nedenleri ve yönleri ile araştırılmıştır. 6 Şekil 2.1. Sürdürülebilirlik bileşenleri (Sev 2009) 2.1.1. Sürdürülebilir kalkınma 20. yüzyıl itibariyle çevre tahribatı hızla artmış ve bu tahribat ile ortaya çıkan sorunlar için yönetimler tarafından belirli politikalar oluşturulmuştur. Gelişen bilinç ile sürdürülebilir kalkınma kavram olarak kullanılmaya başlanmıştır. Sanayileşme sonrasında üretim, nüfus artışı ve teknolojinin ekoloji karşıtı kullanılması sonucu çevreye verilen zararlardan ortaya çıkan sürdürülebilir kalkınma çevresel tahribatı minimuma indirme ve hatta önlemeyi amaçlayarak gelecek kuşakların yaşamlarını ve refahlarını korumayı hedeflemektedir. Çevreye Karşı Sorumlu Gruplar Topluluğu 1989 senesinde kurulmuş ve sürdürülebilir kalkınma için işletmelerin üzerine düşen temel 10 ilkeyi belirlemiştir (Karabulut 2004). Bu ilkelere göre; 1. Biyosferin Korunması 2. Doğal Kaynakların Sürdürülebilir Kullanımı 3. Atıkların Azaltılması ve Yok Edilmesi 4. Enerji Tasarrufu 5. Risk Azaltma 6. Mal ve Hizmetlerin Güvenilirliği 7. Çevrenin Yenilenmesi 8. Kamuyu Bilgilendirme 7 9. Yönetim Taahhütleri 10. Denetim ve Raporlar Hazırlanması gerekmektedir. 2.1.2. Sürdürülebilir kalkınmanın gelişimi 1970 yıllarda çevreye verilen zararların farkına varılmasıyla oluşan çevre ve ekoloji hareketi uluslararası düzeyde önlem alınmasını gerektirmiştir. Sürdürülebilir kalkınmanın tarihsel gelişimi, dünyada ve Türkiye’de olmak üzere iki başlık altında incelenmiştir. Sürdürülebilir kalkınmanın dünyadaki gelişimi Sürdürülebilirlik kavramı ilk kez 1987 yılında Brundtland raporunda yayınlanmıştır (Bozlağan 2005). Fakat yayınlanmadan önceki ve sonraki gelişmeler de önemli yere sahiptir. Çevre sorunlarının insan ve doğa üzerine yaptığı baskılar 1960’lı yılların başlarında gündeme gelmeye başlamıştır. 1962 yılında Rachel Carson tarafından yazılan Silent Spring isimli kitapta çevreye yapılan tahribatın tüm canlılar üzerindeki olumsuz etkilerinden; ayrıca sosyal, ekonomik ve çevresel refahın birbirine bağlı olduğundan bahsedilmektedir. 1970’li yıllarda çevrecilik hareketi ortaya çıkmış, akımın en önemli kaynaklarından biri de 1972 yılında Roma Kulübü isimli strateji geliştirme merkezi tarafından hazırlatılan “Büyümenin Sınırları” (The Limits to Growth) isimli rapor olmuştur. Raporda hızlı nüfus artışı, hızlı sanayileşme, kötü beslenme, yenilenemeyen kaynakların tüketimi ve çevre sorunları gibi beş önemli küresel sorundan ve bunlara etki eden faktörlerden bahsedilmiştir. Ekonomik gelişme ile çevre arasında güçlü bir ilişki olduğunu belirten rapor dünyanın yok olma tehdidiyle karşı karşıya kalacağı uyarısında bulunmuştur. 1972 yılında Stockholm’de düzenlenen BM İnsan Çevresi Konferansı’a Türkiye’nin de içinde bulunduğu 113 ülke katılmış ve çevre sorunları ilk kez uluslararası düzeyde ele alınmıştır. İnsani çevrenin korunması ve geliştirilmesi ile bu konularda tüm dünya insanlarına yol gösterecek bir yol haritasına ihtiyaç duyulduğu ortaya konmuştur. Uluslararası alanda ilk gerçek sürdürülebilirlik adımları ortaya atılmış ve konferansın anısına tüm dünyada 5 Haziran günü Çevre Günü olarak kutlanmaya başlanmıştır. Stocholm konferansının ardından 1976 yılında Kanada’nın Vancouver kentinde “Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Konferansı- Habitat I” yapılmıştır. Toplantıda 8 özellikle gelişmekte olan ülkelerin karşılaştıkları kentleşme ve konut sorunlarının çözümü ve uluslararası çapta işbirliği üzerinde durulmuştur. 1980 yılında ise BM Çevre Programı tarafından “Dünya Koruma Stratejisi” yayınlanmıştır. Koruma ve geliştirme düşüncesi birlikte ele alınarak ilk kez “Sürdürülebilir Kalkınma” kavramı kullanılmıştır. Koruma ve geliştirme düşüncelerinin birlikte ele alınması gerekliliğinden söz edilmiştir. 1987 yılında, o zamana kadar yapılan tüm çalışmaların ürünü olarak 1960’lı yılların kalkınmacı ideolojisi ile 1970’li yılların çevreci ideolojisi dengeli bir biçimde birleştirilmiş ve “sürdürülebilir kalkınma” kavramının belkemiğini oluşturan Brundtland Raporu hazırlanmıştır (Tekeli 1996). Ortak Geleceğimiz (Brundtland) Raporu, Norveç Başbakanı Gro Harlem Brundtland başkanlığında, yirmi ayrı ülkeden gelen katılımcılardan oluşan Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu’nca WCED (The World Comission on Environment and Development) hazırlanarak Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na sunulmuştur. Raporda çevresel gelişme ve ekonomik kalkınmanın bağlantısının kurulması, ekonomik büyüme ihtiyacını gözetilmesi ve kaynak tabanının gelecekteki yaşayabilirliğinin azaltılmamasına değinilmiştir. Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı 1992 senesinde Brezilya’nın Rio de Janeiro kentinde, 178 devletin katılımı ile düzenlenmiştir. Dünya Zirvesi adıyla da anılan bu konferansta uluslararası 5 önemli belge kabul edilmiştir (Hoşkara 2007): - Gündem 21 (Agenda 21) - Rio Çevre ve Kalkınma Deklarasyonu - Ormanlar Üzerine İlkeler Beyanatı - İklimsel Değişim Üzerine Çerçeve Konvansiyonu (Framework Convention on Climate Change) - Biyolojik Çeşitlilik Konvansiyonu Avrupa Birliği, 1992 yılında “Sürdürülebilirliğe Doğru” olarak da adlandırılan 5. Eylem Programı’nı kabul etmiştir. Bu çalışmanın en belirgin özelliği, yerel yönetimleri bir hükümet ortağı olarak gören ilk program olmasıdır. 9 1993 yılında Sürdürülebilir Gelişme Komisyonu, 1994 Kahire Nüfus ve Kalkınma Konferansı, 1995 Kopenhag Sosyal Gelişme Konferansı, 1995 Pekin Dördüncü Dünya Kadın Konferansı ve sonrasında da 1996 İstanbul Habitat II Zirvesine uzanan küresel Birleşmiş Milletler konferansları oluşturulmuştur. Tüm bu konferanslar; tüm dünyada “ekonomik gelişme / kalkınma, sosyal gelişme/kalkınma ile çevrenin korunmasının, sürdürülebilir gelişmenin / kalkınmanın birbirine bağlı ve karşılıklı olarak birbirlerini destekleyen bölümleri olduğu” inancı vurgulanmıştır (Hoşkara 2007). 1996 yılında Birleşmiş Milletler tarafından İstanbul’da düzenlenen İnsan Yerleşimleri Konferansı-Habitat II (The United Nations Conference on Human Settlements-Habitat II): 1992 Rio Zirvesi’nde geçen sürdürülebilir gelişme kavramının kapsamı genişletilerek, kavramın değişik disiplinlerle ilişkisi üzerinde durulmuş ve sürdürülebilir gelişme kavramı ekonomiden yönetime kadar bir çok çalışma alanı ile ilişkilendirilmiştir (Bozlağan 2005). Rio + 5 Forumu, 1992 yılında Brezilya’nın Rio de Janeiro Kenti’nde toplanan Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı’ndan beş yıl sonra, 1997 yılında yine New York’ta düzenlenmiştir. Yerel yönetimler, sivil toplum örgütleri, ulusal sürdürülebilir gelişme kurulları, özel sektör temsilcileri, bilimsel araştırma kuruluşları, finansal kuruluşlar ve eğitim grupları temsilcilerinin katıldığı forumun vizyonu, sürdürülebilir gelişmeyi gündemden uygulamaya geçirmek için geniş bir katılımcı grubunu bir araya getirmek olarak belirlenmiştir. Güney Afrika Johannesburg’ da 2002 yılında gerçekleştirilen Dünya Sürdürülebilir Gelişme Konferansı, 1992 yılında Brezilya’nın Rio de Janeiro kentinde gerçekleştirilen Çevre ve Kalkınma Konferansı’nda alınan kararların uygulanması sürecinin genel bir değerlendirmesinin yapılması amacıyla yapılmıştır. Sürdürülebilir Gelişme Konferansı’nda iki temel uluslararası belge kabul edilmiştir. Bunlar, “Eylem Planı” ve “Johannesburg Bildirgesi” dir. Bunların yanı sıra, hükümetlerin özel sektör temsilcileri ve sivil toplum örgütleri ile imzaladığı “ortak girişim” metinlerinden de söz edilebilir. Johannesburg Konferansı’nda alınan kararlar şu biçimde özetlenebilir (Bozlağan 2005): -Ülkelerin ulusal sürdürülebilir gelişme stratejilerinin en kısa sürede oluşturulması ve bu konuda uygulamanın 2005 yılından itibaren başlatılması, 10 -Kamu, sivil toplum ve özel sektörde kurumsal sorumluluk ve duyarlılığın geliştirilmesi -Uluslararası anlaşmaların hükümlerinin uygulanmasının sağlanması, - Yoksulluğun önlenmesi için Dünya Dayanışma Fonu’nun kurulması ve açlık sınırında yaşayan nüfusun yarı yarıya azaltılması, -Enerji sunumunda fosil kaynaklara olan bağımlılığın azaltılması, kaynak çeşitliliğinin sağlanması, -Enerji kullanımının küresel ölçekte daha adil ve dengeli bir biçimde dağılımının sağlanması, -Biyolojik çeşitliliğin korunmasının sağlanması ve biyolojik çeşitlilikteki azalmanın eşik düzeylere çekilmesidir. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı (Rio+20), 2012 yılında Brezilya’nın Rio de Janeiro kentinde düzenlenmiştir. Konferans sonunda “İstediğimiz Gelecek” isimli sonuç belgesi kabul edilmiştir. Konferans, 1992 yılındaki Rio Bildirisi ve daha sonraki süreçte sürdürülebilir kalkınma konusunda ülkelerin durum değerlendirmesi yapması, sürdürülebilir kalkınma ile ilgili politik kararlılığın sağlanması ve gelecekte insan refahını tehdit edecek yeni sorunların belirlenmesi gibi çok önemli üç amaç için düzenlenmiştir (Okumuş 2013). Sürdürülebilir kalkınmanın Türkiye’deki gelişimi Türkiye doğal kaynakların çeşitliliği açısından geniş yelpazeye sahip bir ülkedir. Fakat kaynakların azalması hatta tükenmeye yüz tutması, uluslararası sorun olmaktan önce ulusal ölçekte değerlendirilmelidir. Türkiye’de 1970 yıllarıyla başlayan çevresel, sosyal, ekolojik duyarlılık 1978 yılında, çevre ile ilgili ulusal ve uluslararası faaliyetlerle ilgilenmek üzere Başbakanlık Çevre Müsteşarlığı’nın kurulmasıyla devlet politikasında yerini almıştır. İlk defa 1963 yılında, Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) tarafından hazırlanan ve TBMM’de kabul edilerek yasa gücünde yürürlüğe konan Beş Yıllık Kalkınma Planları uygulanmaya başlanmıştır. 11 Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda (1963-1967) toprak kaynaklarımızın su ve rüzgâr erozyonundan korunması bir öncelik olarak belirlenmiştir (DPT 1963). İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planında (1968-1972) toprak ve su kaynaklarının verimli kullanılması ve erozyonun önlenmesi, içme suyu temini ve kanalizasyon imkânlarının genişletilmesi gibi konulara kamu ve belediye hizmetleri sektörlerinde yer verilmiştir (DPT 1967). İlk iki Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda (1963-1972) çevre konuları için ayrıntılı bölümler ayrılmamıştır, sadece çevre sağlığından bahsedilmiştir. İlk defa kalkınma planlarında çevresel sorunlara ayrı bir yer ayrılmıştır. Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planında (1973-1977) ilk kez çevre sorunları ayrı ve geniş bir bölüm olarak ele alınmış ve bu sorunlarla ilgili tespitler yapılmıştır. Planda, çevre insan ilişkilerinin rasyonel bir dengede sürdürebilecek bir toplum yapısına ulaşılabilmenin yolu sosyal ve ekonomik kalkınma olarak görülmüş, çevre sorunlarının kalkınmaya ayrılmış fonları olumsuz yönde etkilemeksizin çözülmesi esas olarak kabul edilmiştir (DPT 1972). Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planında (1979-1983) sanayileşme, tarımda modernizasyon ve kentleşme süreçlerinde “çevre”nin dikkate alınması yönünde bazı ilkeler yer almıştır. Ayrıca yerel yönetimlerin çevre konularında yetkilendirilmesi hususu, Dördüncü Planda gündeme gelmiştir. Bu Planda, çevre sorunlarının ortaya çıkmadan önlenmesine dair politikaların, ilk kez ifade edilmeye başlanması da ayrı bir önem taşımaktadır (DPT 1978). 1983 yılında yürürlüğe giren 2872 sayılı Çevre Kanununun yayımlanması bu plan dönemine rastlamıştır. Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1985-1989) sadece mevcut kirliliğin ortadan kaldırılması ve muhtemel kirliliğin önlenmesi anlamındaki politikaları değil, aynı zamanda kaynaklardan gelecek kuşakların da yararlanabilmesini sağlamak üzere yeni politikaların oluşturulması gerektiği yönünde değerlendirmelerin yapıldığı bir plan olmuştur. Böylece, bu plan döneminde “önleyici politikalar” da dikkate alınmaya başlanmıştır (DPT 1984). 12 Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planında; “ekonomik ve sosyal faaliyetlerin yürütülmesinde, beşeri ve doğal kaynakların israfının önlenmesi ve çevrenin korunmasının esas alınması” ilke olarak benimsenmiş ve böylece planın temel amaç ve politikalarında sürdürülebilir kalkınma anlayışının yer alması sağlanmıştır. Planın önemli özelliklerinden birisi de, çevre ve ekonomi bağlamında önemli bir ilişkilendirme olarak çevre kirliliğini önleme konusunda yatırım yapacaklara teşvik verilmesinin planda öngörülmesidir. Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planında, temel ekonomik sektörlerin gelişme hedef ve politikalarında çevre ve sosyal gelişmeye yönelik tedbirlerin yer aldığı görülmektedir (DPT 1990). Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planının (1996-2000) temel değişim alanları; insan kaynaklarının geliştirilmesi tarım sanayi ve dünya ile bütünleşme, ekonomide etkinliğin artırılması, bölgesel dengelerin sağlanması ve çevrenin korunması ve geliştirilmesi olmuştur. Planda sürdürülebilir kalkınma yaklaşımı çerçevesinde çevre politikalarının tüm ekonomik ve sosyal politikalara entegrasyonunun öneminin giderek artmış olduğu vurgulanmıştır. Planın çevrenin korunması ve geliştirilmesi bölümünde “sürdürülebilir kalkınma yaklaşımı doğrultusunda, insan sağlığı ve doğal dengeyi koruyarak sürekli bir ekonomik kalkınmaya imkân verecek şekilde doğal kaynakların yönetimini sağlamak ve gelecek kuşaklara insana yakışır bir doğal, fiziki ve sosyal çevre bırakmak” temel strateji olarak belirtilmiştir. Kalkınma sürecinde kirlenmenin kaçınılmaz olduğunu öngören ve bu kirliliği arıtmaya çalışan pasif yaklaşımlar yerine, alınacak önlemlerle kirlenmenin önüne geçme stratejilerine öncelik verilmiştir. Çevre ve kalkınma göstergelerinin hazırlanarak karar alma süreçlerine dâhil edilmesi de planda yer alan önemli bir husustur. Ayrıca milli gelir hesaplarında çevrenin korunması ve geliştirilmesi boyutlarının içselleştirilmesi çalışmalarına başlanılmasına yönelik tedbir ile de sürdürülebilir kalkınma yaklaşımının ölçülmesi gündeme gelmiştir. Çevre sektörünün yanı sıra birçok sektörde de sürdürülebilir kalkınmaya yönelik politikalar geliştirilmiştir (DPT 1995). Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda (2001-2005) Ulusal Çevre Stratejisi ve Eylem Planı (UÇEP) hazırlanmış ve Türkiye’de doğal kaynakların sürekli ve dengeli (sürdürülebilir) yönetiminde başarısız olunduğu ifade edilmiştir. Bunu sebebi eğitim, alınan kararlara katılım ve yerelleşme konularındaki eksikliklerdir. Çevre yönetimindeki 13 bu başarısızlık, çevre politikalarının ekonomik ve toplumsal politikalarla bütünleştirilememesi ile birlikte ekonomik araçlardan yararlanılamamasına da sebep olmuştur (Keleş ve Hamamcı 2002). Dokuzuncu Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda (2007-2013) doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı ile biyolojik çeşitliliğin korunması ve sürdürülebilmesi konusunda gerekli standartların oluşturulması gerekliliğinin üzerinde durulmuştur. İlgili kuruluşlar arasında bilgi akışının ve paylaşımının, çevresel izleme, denetim, raporlama yoluyla bütüncül bir sistem sağlanması gereği vurgulanmıştır. Atık yönetimi, doğa koruma, gürültü ve çevresel etki değerlendirme gibi konularda Avrupa Birliği'ne uyum sürecinde ilerleme kaydedilmiş olmasına rağmen yeterlilik sağlanamamıştır (Bozkurt 2012). Onuncu Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda (2014-2018), nitelikli insan, güçlü toplum; yenilikçi üretim, istikrarlı yüksek büyüme; yaşanabilir mekânlar, sürdürülebilir çevre ve kalkınma için uluslararası işbirliği olmak üzere dört temel başlık mevcuttur. “Yaşanabilir Mekânlar, Sürdürülebilir Çevre” ana başlığı altında çevre, doğal kaynaklar ve şehir planlarına ilişkin konulara yer verilmektedir (Gölemen 2014). Sürdürülebilir kalkınma çok sektörlü ve çok paydaşlı bir bakış açısını gerektirdiğinden Türkiye’de de farklı kamu kurum ve kuruluşlarının görev ve sorumluluk alanlarına giren yönleri bulunmaktadır. Çizelge 2.1’in içerdiği bu kurumlar arasında çok sektörlü planlama ve programlama sürecini yöneten Kalkınma Bakanlığı, sürdürülebilir kalkınmaya destek veren Türkiye’deki ulusal koordinasyon organıdır. 14 Çizelge 2.1. Türkiye’deki kurumlar ve sürdürülebilir kalkınmadaki görevleri KURUM TEMEL SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA KONULARI Aile ve Sosyal Yoksulluğun giderilmesi, sosyal hizmetler ve yardımlar, aile, çocuklar, Politikalar Bakanlığı kadının güçlenmesi, özürlü ve yaşlılara ilişkin politikalar Adalet Bakanlığı Adalet hizmetleri Avrupa Birliği Bakanlığı AB'ye uyum Bilim, Sanayi ve Bilim, sanayi, teknoloji, yenilik, verimlilik, ürün güvenliği politikaları, Teknoloji Bakanlığı organize sanayi bölgeleri, KOBİ'ler Çalışma ve Sosyal İş sağlığı ve güvenliği, sosyal güvenlik,istihdam, işsizlik, istihdamda Güvenlik Bakanlığı cinsiyet eşitliği, çocuk işçiliğinin önlenmesi Çevre politikalarının geliştirilmesi, çevre yönetimi ve denetimi, doğal Çevre ve Şehircilik kaynakların korunması, çevresel kirliliğin önlenmesi, iklim değişikliğiyle Bakanlığı mücadele ve uyum, fiziki planlama, yapılaşma, kentsel ve kırsal gelişme, kentsel dönüşüm Dışişleri Bakanlığı Dış politikalar Ekonomi Bakanlığı Mal ve hizmet dış ticaret ile yatırım teşvikleri ve yabancı sermaye Enerji ve Tabii Enerji planlaması, yenilenebilir enerji politikaları, enerji arz ve talepleri, Kaynaklar Bakanlığı enerji piyasası, enerji verimliliği Gıda, Tarım ve Tarımsal gelişme politikaları, kırsal kalkınma, gıda güvenliği Hayvancılık Bakanlığı İçişleri Bakanlığı Demokratik katılım süreçleri, yerel yönetimlerin denetlenmesi, iç güvenlik Kalkınma planlaması, politika geliştirme, uygulamanın izlenmesi, Kalkınma Bakanlığı koordinasyon, danışmanlık, sürdürülebilirlik kavramının ulusal koordinasyonu Kültür ve Turizm Kültürel varlığın korunması, turizm, ekonomik gelişme Bakanlığı Maliye Bakanlığı Ekonomi, maliye politikaları, kamu finansmanı Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim ve öğretim hizmetleri Orman ve Su işleri Orman ve su kaynaklarının yönetimi, doğa koruma, çölleşme ve Bakanlığı erozyonla mücadele Sağlık Bakanlığı Halk sağlığı, koruyucu ve tedavi edici sağlık politikaları Ulaştırma, Denizcilik ve Ulaştırma, denizcilik, haberleşme ve uzay politikaları Haberleşme Bakanlığı Türkiye İstatistik Göstergeler, veri tabanları, izleme sistemleri Kurumu İller Bankası Kentsel altyapı yatırımları projelendirme, finansman Kalkınma Ajansları Bölge planlaması, bölgesel kalkınma Belediyeler Kentsel planlama-uygulama, altyapı yatırımları İl Özel İdareleri Doğal kaynakların korunması, istihdam, arazi kullanım kararları 15 Dünya üzerinde refah seviyesinin artmasını hedefleyen Türk Standartları Enstitüsü; her türlü madde ve mamuller ile usul ve hizmet standartlarını yapmak amacıyla 18.11.1960 tarih ve 132 sayılı kanunla kurulmuştur (https://www.tse.org.tr, 2016). TSE belgesi Türkiye’nin yeşil bina sertifikasyonu ihtiyacını dikkate almaktadır. Bu belge üretilen ürünlere belirli standart ve kriterler getirmektedir. TSE belgesine sahip olmak için öncelikli olarak enstitüye başvuruda bulunulması gerekmektedir. Başvuru sonrasında üretim alanının uygunluğu, teknoloji ve çevreye olan uyumunu değerlendirerek üretilen malzeme/ürünlere kontrol yapılarak uygunluğunun tespiti halinde TSE kurumu tarafından bir yıl geçerli olacak şekilde TSE belgesi verilir. ISO tarafından 14000 serisi olarak bilinen standartların bir bölümü temiz (sürdürülebilir) üretim yaklaşımıyla paralel unsurlar içermektedir. ISO tarafından geliştirilip TSE tarafından ülkemizde uyumlaştırılan ilgili standartlar aşağıdaki gibidir; TS EN ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi Şartlar ve Kullanım Kılavuzu TS ISO 14004 Çevre yönetim sistemleri - Prensipler, sistemler ve destekleyici tekniklere dair genel kılavuz TS EN ISO 14006:2011 Çevre yönetim sistemleri-Eko tasarım ile ilgili kılavuz TS EN ISO 14015 Çevre yönetimi - Kuruluşların ve yerleşim alanlarının çevre açısından değerlendirmesi TS EN ISO 14031 Çevre Yönetimi- Çevre Performans Değerlendirilmesi- Kılavuz TS EN ISO 14040 Çevre yönetimi – Hayat boyu değerlendirme – İlkeler ve çerçeve TS EN ISO 14044 Çevre yönetimi – Hayat boyu değerlendirme – Gerekler ve kılavuz TS EN ISO 14045 Çevre yönetimi - Ürün eko-Verimlilik değerlendirmesi sistemleri - Prensipler, TS ISO 14050 Çevre Yönetimi - Terimler ve Tarifler TS EN ISO 14051 Çevre yönetimi-Malzeme akış harcama hesabı-Genel çerçeve TS EN ISO 14063 Çevre yönetimi - Çevresel iletişim - Kılavuzlar ve örnekler kurallar ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi Çevre Yönetim Sistemi tüm dünyada ISO 14001 Standardı ile bilinmektedir. İşletmelerin prosesleri esnasında çevre ile olan etkileşimi sonucu çevreye verilecek olan zararlarının en aza indirilmesi için yapılacak çalışmaları belirleyen ve standardizasyon ile tarif eden ISO tarafından yayımlanmış yönetim sistemi standardıdır. ISO 14001 16 Çevre Yönetim Sistemi; bir yönetim sistemi standardı olması nedeni ile bir işletmede tek başına kurulup uygulanabileceği gibi ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi standardı ile ortak maddeleri bulunması nedeni ile ISO 9001 standardı , OHSAS 18001 standardı gibi yönetim sistemi standartları ile entegre olarak kurulup uygulanabilmektedir. ISO 14001 Çevre yönetim sistemini kurup uygulayan işletmeler bu standardı ISO 14001 belgesi ile belgelendirebilmekteler. Türkiye’de ve dünyada sürdürülebilir kalkınmanın gelişim süreci irdelendiğinde çevrenin, toplumun ve ekonominin sürdürülebilirliği ile sürdürülebilir bir yaşamın mümkün olacağı fikrine varılıyor. Bu üç kriter de her türlü oluşan atığın azaltılması ve mümkün olduğunca yok edilmesi ile gelişim sağlanabileceği fikrinde kesişmektedir. Mimarlığın temelini oluşturan tasarım ve tasarımcı olan mimar sürdürülebilir mimarlıkta önemli bir yere sahiptir. 2.2. Sürdürülebilir Mimarlık ve Mimar İlişkisi Brundtland komisyonu (WCED)’nun raporu ile başlayan ve 1992’de Rio de Janerio’ da yapılan “Yeryüzü Zirvesi” ile önemi vurgulanan sürdürülebilir kalkınma kavramı, mimarlık disiplini içinde de dikkate alınması gereken bir kavram olmuştur. Mimarlık ve çevre kavramlarının birbiriyle ilişkisi çeşitli şekillerde yorumlanıp isimlendirilse de günümüzde en kapsamlı şekliyle “sürdürülebilir mimarlık” olarak geçmektedir. Sürdürülebilir mimarlık başlığı altında olan binalar genellikle; gelecek nesilleri dikkate alarak kendi enerjilerini üreten, yenilenebilir doğal kaynakları kullanan, geri dönüştürülmüş malzemelere yer veren, seçtikleri malzemeleri geri dönüştürülebilir seçen, çevreyi gözeten, yağmur sularını arıtarak kullanan gibi çevreci özelliklere sahiptir. Sürdürülebilir mimarlık bütüne odaklı, planlı, çevresel sorunları göz ardı etmeyen bir yapılaşma şeklidir. Bu sayede yörenin toplumsal, kültürel ve ekonomik altyapısına bulunduğu katkıyla da çevreye duyarlı bir mimari pratik öngörülmektedir. Bina tasarımlarının sürdürülebilir olması için mimarının bu konuya hassasiyet göstermesi gerekmektedir. Mimarın rolüne bakıldığında, farklı profesyonel dallar arasında iletişim eksiklikleri bulunduğu görülmektedir. Farklı disiplinlerin aynı düzlemde buluşabilmeleri ve ortak doğrulara ulaşabilmeleri doğrultusunda aradaki engellerin ortadan kaldırılması gerekmektedir. Çevreye duyarlı sürdürülebilir mimari 17 tasarım anlayışında önemli etmenlerden biri de mimarlar, şehir plancıları ve işletmecilerin yerel yönetimlerle ilişki içerisinde bulunmaları gerekliliğidir. Uygun hacim organizasyonu (örneğin, mekânları planda konumlandırılırken güney cepheye ısıtma ihtiyacı duyulan mekânları yerleştirip, ısınma gereksinimi az olan hacimleri ise kuzey cephede düşünmek gibi), ısısal performansın yüksek olduğu yapı kabuğu tasarımı, yapının en uygun şekilde yönlendirilmesi, uygun arazi parçası eğimi ve yönünün seçilmesi, enerji etkin arazi kullanımı, enerji etkin peyzaj tasarımı, enerji etkin malzeme seçilmesi, yerel malzeme kullanılması, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması, geri kazanılabilir malzeme kullanılması, dayanıklı yapı ürünlerinin ve malzemelerinin kullanılması, yapı içi konfor koşullarının sağlanması gibi sıralanabilecek ekolojik yapı yapmak için uygulanan maddeler bulunmaktadır. Bir yapı tasarlarken öncelikle çevresel faktörleri göz önünde bulundurup, yapının çevresiyle ilgili öncelikler belirlenerek tasarım kararları almak gerekmektedir. Mimarların sorumluluğu; henüz tasarım aşamasında bunları düşünüp uygun yapıları tasarlamaktır. Mimarlar tasarımlarında kullanacakları malzemelerin hammaddelerinin nasıl çıkarıldığını bilmeli, yapının yapılacağı çevrenin tüm özellikleri göz önünde bulundurularak yapı malzemelerini seçmeli, bunun yanı sıra kullanılacak olan malzemenin atık oluşturmaması açısından modüler sistemler tercih edilmelidir. Malzemenin şantiye alanında boyutlandırılması ve şekillendirilmesi kaynak kaybına sebep olmakta ve atık oluşturmaktadır. Oluşabilecek atıklar için tasarım aşamasındayken önlem alınmalıdır. Yerel kaynakların tükenmesi, nüfus yoğunluğunun aşırı düzeyde artması, farklı nitelikte ve çok sayıda binanın kısa sürede yapılması gereği ve finans kaynağının değişmesi ya da yeterli olmaması ile alternatif yapım yöntemlerinin geliştirilmesi önem kazanmaktadır. Geleneksel çözümlerin giderek geçerliliğini kaybetmesi ve bazı çağdaş seçeneklerin her zaman ve her koşulda uygulanabilir olmaması sonucunda oluşan boşluğun, sürdürülebilir mimarlık ve yapım ürünleriyle kapatılabilmesi söz konusudur (Sev 2009). 18 2.3. Sürdürülebilir Bina Üretimi Sürdürülebilir bina üretimi sürdürülebilirliğin alt bileşenlerinin kesişim alanında yer alan temel konularından birisidir. Günümüzde mimaride sürdürülebilirlik; çevre tahribatını en aza indiren, enerjiyi daha verimli kullanan ve bunu daha ‘akıllı’ sistemler kullanarak gerçekleştirmeye çalışan ‘enerji etkin’ yapılarla özdeşleştirilmektedir. Belli tasarım stratejilerinin öne çıkması/çıkarılması, yine o dönemde binalara atfedilen anlam ve görevlerle paralellik taşımaktadır (Arsan 2010). Yapı endüstrisinde sürdürülebilirlik standartlarının geliştirilmesi, diğer endüstrilerle karşılaştırıldığında daha zordur. Çünkü yapı endüstrisi çok bileşenlidir, boyut ve uzmanlık düzeyi farklı alt bileşenlerden oluşmaktadır. Bu alt bileşenler Şekil 2.2’de gösterilmiştir. Şekil 2.2. Yapı endüstrisinin hedefi içinde bulunduğu çelişkiler ve yapılması gerekenler (Sev 2009; Karaaslan 2011) 19 Sürdürülebilir bina üretiminden önce geleneksel sistemler ile yapım yapılmaktaydı. Geleneksel yapı üretimde yapının yaşam döngüsü tasarım, yapım, kullanım ve yıkımdan oluşmaktadır. Geleneksel yapı üretim sistemlerinde bazı yapım işlemlerinde yapı makineleri kullanılmaktadır. Çevresel malzemeler ve satın alınabilen hazır yapı bileşenlerinin kullanıldığı; ancak, üretimin yine çoğunlukla şantiyede geçtiği, emek yoğun yapı üretim sistemleridir. Her türlü el aletinin yanı sıra betonyer, ekskavatör, vinç gibi gelişmiş araç ve iş makineleri, nitelikli işçinin (usta) yanı sıra, yaygın bir şekilde düz işçi kullanımı söz konusu olabilmektedir. Yapımın farklı aşamalarında çeşitli ekipler çalıştığından, herhangi bir ekipteki gecikme diğer ekipleri de olumsuz yönde etkilemektedir. Malzeme israfı ve yapım sırasındaki fireler maliyeti yükseltmektedir. Atık yönetimine dair bir yaklaşım geliştirilmemiştir. Bu gibi olumsuz sonuçlar göz önünde bulundurulduğunda yapı endüstrisi kendini geliştirmek için adım atmıştır. Sürdürülebilir bina üretimi; sürdürülebilir gelişim ilkelerinin binanın ve alt yapısının planlanması, tasarlanması ve inşa edilmesiyle hammaddelerin çıkarılmasından yararlı hale getirilmesine, yıkım ve sonuçta çıkan atıkların yönetimine kadar kapsamlı bir yapım döngüsüne uygulanmasıdır. Bu, insanın değerini vurgulayan ve ekonomik eşitliği destekleyen yerleşimler yaratırken, doğa ve yapma çevreler arasındaki uyumu sürdüren ve yeniden sağlamayı amaçlayan bütünsel bir işlemdir. Sürdürülebilir bina üretimi söz konusu olduğunda atılacak ilk adım yapı malzemelerinin kalitesini, yapım işlemlerinin güvenliğini ve verimliliğini arttırmaktır. Kaynakların kullanımını azaltmak yapım endüstrisinin bir önceliği olmalıdır ve her biri ayrı bir mücadele olan doğrudan ve dolaylı şekillerde yapılabilir (Plessis 2002; alıntılayan Civan 2006). Şekil 2.3’te yapı yaşam döngüsü gösterilmektedir. 20 Şekil 2.3. Sürdürülebilir binaların malzeme ölçütünde yaşam döngüsü modeli (Sev 2009) Yapı öncesi, yapı dönemi ve sonrası dönemlerin hepsinde atık oluşabilmektedir. Oluşan atıkların yönetiminde sürdürülebilir yapım tekniklerinin önemli adımları mevcuttur. Sürdürülebilir binalar ve yapı ürünleri üretimi amacıyla dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde bazı standartlar oluşturulmuş ve bu standartlar doğrultusunda kontrol ve değerlendirme sistemleri uygulanmaya başlanmıştır. Bu değerlendirme sistemleri “yeşil bina” kavramını ortaya çıkarmıştır. 2.3.1. Yeşil bina kavramı Sürdürülebilir bina üretimi “Yapım süreci boyunca, inşaat sektöründe yer alan aktörler (paydaşlar) tarafından çeşitli ürün, bina ve yerleşimlerin planlanması, tasarlanması, üretilmesi ve inşa edilmesinde ve binaların kullanımında, ihtiyaç duyulan kaynakların kullanımında ve bu süreçte meydana gelen atıkların yönetiminde sürdürülebilir kalkınma ilkelerinden türetilen sürdürülebilir yapım ilkelerinin uygulanmasıdır” (Hoşkara 2007). Sürdürülebilirlik tanımları bunlarla sınırlı değildir. Bu kavram, yaşamsal faaliyetlerin tümü içinde kendine yer bulduğundan birçok konuyla bir arada kullanılıp farklı anlamlar yüklenebilir. Örneğin ormanların, sulak alanların sürdürülebilirliği, 21 sürdürülebilir kentler, sürdürülebilir tarım, sürdürülebilir mimari vb. gibi kullanımlar, sürdürülebilirlik konusunu, üzerinde çok tartışılan karmaşık bir kavram haline dönüştürmüştür. Sürdürülebilirlik kavramı doğrultusunda, “yeşil”, “sürdürülebilir” ya da “yüksek performanslı” binalar olarak tanımlanan projeler, yapı sektörü içerisinde önemli bir yer edinmeye başlamıştır. Yeşil bina sertifikasyon sistemlerinin analizi hakkındaki çalışmasında Öztürk (2015); “Yeşil Bina” denince akla gelen ve bir binayı yeşil yapmak adına uygulanması gereken kriterleri irdelemiştir. Sahip oldukları düşük enerji ve su tüketimi, kolay atık yönetimi, projelerin ekosisteme olan etkisinin minimize edilmesi ve çevre dostu malzemelerin kullanımının artması gibi nedenler, yatırımcılar için de alıcılar için de cazip bir hal almaktadır. Uzun vadede insan sağlığına ve doğaya zarar oluşturmayacak ve hatta sürdürülebilirliğin bileşenlerinin gelişiminde rol oynayacak yapıların denetimini yapan yeşil bina sistemlerinin kullanımı yaygınlaşmaktadır. Dünya’da birçok yeşil bina sertifika sistemi vardır. Çizelge 2.2’de uluslararası çevresel bina değerlendirme sistemleri karşılaştırılması yapılmaktadır. 22 Çizelge 2.2.Uluslararası çevresel bina değerlendirme sistemleri karşılaştırılması (Gölemen 2014) DEĞERLENDİRME DEĞERLENDİRİLEN DERECELENDİRME ALANLARI BİNALAR Ofisler Bina Yönetimi %12 Çekirdek aileler Sağlık ve İyi Hal %15 Eko-konutlar Enerji %19 Apartmanlar BREEAM Pass (geçer) Su %6 Okullar BREEAM Good (iyi) Arazi Kullanımı ve Ekoloji %10 Alışveriş merkezleri BREEAM Very Good (çok iyi) Ulaşım %8 Yurtlar BREEAM Excellent (mükemmel) Malzeme %12,5 Bakım evleri BREEAM Outstanding (sıradışı) Atıklar %7,5 Endüstri yapıları Kirlilik %10 Hastane binaları Yenilik %10 Hapishane binaları Yeni binalar ve büyük yenilemeler Sürdürülebilir Alanlar %20,3 Mevcut binalar Su Verimliliği %7,2 Operasyon ve bakım LEED Sertifikası (40-49) Enerji ve Atmosfer %24,7 Kamusal iç mekan LEED Gümüş Sertifika (50-59) Malzeme ve Kaynaklar %18,8 Bina çekirdeği ve kabuğu LEED Altın Sertifikası (60-70) İç Mekan Kalitesi %21,8 Okullar LEED Platin Sertifikası (80+) Tasarımda Yenilikler %7,2 Alışveriş merkezleri Bölgesel Öncelik Sağlık kurumları Evler Proje Planlama ve Geliştirme %7,8 Konutlar -1 : olumsuz Enerji ve Kaynak Tüketimi % 21,6 Ofisler 0 : kabul edilebilir Çevresel Yükler %25,7 Diğer Yapılar 3 : iyi İç Mekan Kalitesi % 21,8 Yeni ve mevcut yapılar 5 : en iyi Sosyal ve Ekonomik Esaslar %5,2 Kültürel Algısal Esaslar %2,6 Çevresel Kalite ve Performans Bina fonksiyonuna bağlı İç Mekân Çevresi olmaksızın; S: Mükemmel Servis Kalitesi Tasarım, A: Çok iyi Dış Mekân Yeni yapılar, B+: İyi Yapının Çevresel Yükü Mevcut yapılar, B-: İyi değil Enerji Yenileme C: Zayıf Kaynaklar ve Malzemeler aşamaları için farklı Arsa Dışındaki Çevre değerlendirmeler kullanılmıştır. 4 Yıldızlı Green Star (45-59) Çevresel Yönetim %7 sürdürülebilir tasarım ve/veya yapıda İç Mekân Çevre Kalitesi %18 “En iyi uygulamayı” simgelemektedir. Ofis tasarımları Enerji %18 5 Yıldızlı Green Star (60-74)Çevresel Mevcut ofis yapıları Ulaşım %10 sürdürülebilir tasarım ve/veya yapıda Ofis iç mekânları Su %11 “Avustralta’daki mükemmellik” Alışveriş merkezleri Malzeme%18 örneğini simgelemektedir. Eğitim yapıları Arazi kullanımı ve çevre bilimi %6 6 Yıldızlı Green Star (75-100) Endüstri yapıları Salınım %9 Çevresel sürdürülebilir tasarım Yenilik %3 ve/veya yapıda “Evrensel Liderliği” simgelemektedir. 23 GREENSTAR CASBEE SBTOOL LEED BREEAM Bu alanda ulusal ve uluslararası gelişmeleri takip eden Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği, Bina Kodu ve Sertifikasyon Komitesi, ülkemizde önemli bir boşluğu doldurmak amacıyla alanında uzman isimlerin katılımıyla ulusal koşullara uygun bir değerlendirme sistemi oluşturmak için çalışmalarına başlamıştır (www.cedbik.org 2016). ÇEDBİK’ e göre Türkiye’ de Aralık 2016 itibariyle 159 LEED, 65 BREEAM sertifikalı bina ve 23 LEED, 5 BREEAM sertifika adayı bina bulunmaktadır. Türkiye gibi yapı stoğu 19 milyon olan bir ülkede sertifikalı bina sayısı az gibi görünse de yeşil binaların artış ivmesi göz önüne alındığında sektörün hızla büyüdüğü görülmektedir. Büyümenin nedeni hem konunun güncelliği hem de inşaat sektörünün çevre dostu uygulamalara yönelmesidir (www.cedbik.org 2015). LEED ve BREEAM en yaygın kullanılan sertifika sistemleridir. BREEAM 1990 yılında İngiltere’de kullanılmaya başlayan BREEAM sertifikası (Building Research Establishment Environmental Assessment Method), alınması gönüllülük esasına dayanan bir yeşil bina sertifikalandırma sistemidir. BREEAM, yapı ölçeğinde tasarım, yapım ve işletme kriterlerini ortaya koymaktadır. BREEAM sertifikası ile binaların ne kadar enerji verimli, su verimli ve sağlıklı bir yapı olduğu; geçer, iyi, çok iyi, mükemmel ve olağanüstü şeklinde beş farklı sertifika derecesine göre derecelendirilir. Türkiye’de BREEAM sertifikalı proje kavramı 2006 yılında Redevco Projeleri ile ortaya çıkmıştır. BREEAM kılavuzlarında bulunan değerlendirme konuları 10 başlık altında toplanır. Bunlar: bina yönetimi, sağlık ve konfor, enerji kullanımı, ulaşım, su kullanımı, malzeme, atıklar, arazi kullanımı ve ekoloji, kirlilik ve yenilikçiliktir (Çizelge 2.3). 24 Çizelge 2.3. Breeam değerlendirme kriterleri (Bora 2012) YÖNETİM SAĞLIK VE YAŞAM ENERJİ -İç Yaşam Kalitesi Enerji Enerji Verimliliği Verimliliği Etkin Bina Yönetim -CO2 Salınımının Azaltılması -Gün Işıgı Kullanımı -Kullanıcı Klavuzu Ölçümleme -Yüksek Frekanslı Aydınlatma -Yaşam Boyu Maliyet Analizi -Dış Aydınlatma -İç Hava Kalitesi İnşaat Yönetimi -Karbon Emisyonu Düşük -Zararlı Uçucu Bileşen İçeren - Bilinçli Müteahhit -Teknoloji Kullanımı Malzeme Kullanımı -Şantiye-Çevre İlişkisi -Asansörler ve Yürüyen -Termal Konfor Merdivenler -Hijyen ULAŞIM SU MALZEME Suyun Verimli Kullanımı Daha Az Malzeme Ulaşım Kaynaklı Karbon -Tasarruflu Su Armatürleri -Eski Malzemelerin Değerlen Salınımlarının Azaltılması -Suyun Tekrar Kullanımı -Dayanıklı Tasarım -Toplu Taşıma Hizmetleri -Ölçümleme Daha Zararsız Malzeme -Bisiklet/Yaya Ulaşımı -Su Kaçaklarının Önlenmesi -Yaşam Döngüsünde Çevreye Güvenliği -Bakım Az Zarar Veren Malzemlerin -Sürdürülebilir Ulaşım Planı -Verimli Sulama Sistemler Seçilmesi ARAZİ KULLANIMI VE ATIK ÇEVRE KİRLİLİĞİ EKOLOJİ Kirliliğin Engellenmesi Kirlenmiş Arazilerin Tekrar -Soğutucu Akışkanlar Daha Az Atık Kullanımı -NO2 Emisyonları -Sıkıştırma -Rehabilitasyon -Alternatif Enerji Kullanımı -Geri Dönüştürme Ekoloji -Su Kirliliğinin Engellenmesi -Atık Yönetim Planı -Ekolojik Çeşitliliğin -Gece Işık Kirliliğinin Korunması ve Geliştirilmesi Engellenmesi Atıklar (waste) Yapı üretim sürecinde çıkan atıkların geri dönüşümü ve bina işletim ve kullanım sürecinde çıkan atıkların değerlendirilmesini destekler, bu yöndeki tasarımları ödüllendirir. Konunun önemli alt başlıkları ve ölçütleri:  Wst 01 Atık Yönetimi Yapılandırması (Construction Waste Management) : Şantiyelerde üretilen atıkların kriterlere uygun ve enerji etkin yönetimi, uygun alanlarda depolanmasını ve bertarafını teşvik amacıyla ölçütler konulmuştur. 25  Wst 02 Geri dönüşüm Yığınları (Recycled Aggregates): Geri dönüştürülmüş kum, çakıl ve porselen atığı, granüle ocak cürufu gibi ikincil agrega tabir edilen malzemelerin kullanımını teşvik ederek hammadde talebini azaltmak amacıyla ölçütler konulmuştur.  Wst 03 Geri Dönüştürülebilen Atıkların Toplanması (Operational Waste): Binanın işletimi ve kullanımı sırasında oluşan atıkların, kağıt, cam, plastik, metaller gibi geri dönüştürülebilir olanlarının depolanmasını sağlamak, bunların döküm sahasına veya yakılmaya gönderilmesini önlemek amacıyla ölçütler konulmuştur.  Wst 04 Spekülatif (kuramsal) Zemin ve Tavan Yüzeyleri (Speculative Floor and Ceiling Finishes) Kiralanan alanlarda ve diğerlerinde son kullanıcıların seçtiği zemin ve tavan kaplamalarının uygulanmasını teşvik ederek gereksiz malzeme atığını önlemek amacıyla ölçütler konulmuştur. Çizelge 2.4. Breeam çevresel etki ağırlıkları Çevresel Etkisi Ağırlığı Bina Yönetimi % 12 Sağlık ve Konfor % 15 Enerji Kullanımı % 19 Ulaşım % 8 Su Kullanımı % 6 Malzeme % 12,5 Atıklar % 7,5 Arazi Kullanımı ve Ekoloji % 10 Kirlilik % 10 Toplam % 100 Yenilikçilik-Ek Puan % 10 26 Çizelge 2.5. Breeam sertifika örnek puanlama (Bu durumda örnek projenin sertifikaya hak kazanabilmesi için “Çok İyi” sertifikasının minimum şartları olan bölümlerden gerekli puanları almış olması ve gerekli kriterleri yerine getirmiş olması gerekmektedir.) Kazanılan Toplam Kazanılan Bölüm Çevresel Etkisi Ağırlık Kredi Kredi Kredi Puanı Bina Yönetimi 10 22 45.45 0.120 5.45 Sağlık ve Konfor 8 10 80.00 0.150 12.00 Enerji Kullanımı 16 30 53.33 0.190 10.13 Ulaşım 5 9 55.56 0.080 4.44 Su Kullanımı 5 9 55.56 0.060 3.33 Malzeme 6 12 50.00 0.125 6.25 Atıklar 3 7 42.86 0.075 3.21 Arazi Kullanımı ve 5 10 50.00 0.100 5.00 Ekoloji Kirlilik 5 13 38.46 0.100 3.85 Yenilik 2 10 20.00 0.100 2.00 Toplam Puan 55.68 Hakedilen Sertifika Çok İyi Çizelge 2.4 ve 2.5’te Breeam Sertifika sisteminin dikkat ettiği başlıklar ve yüzdelerine yer verilmiştir. Kaynaklar, atık ve malzemeler başlıkları altında yapısal atıkları tasarım sürecinde azaltmaya yönelik yapılabilecek öneriler sunulmuştur. Bu sertifika sistemi atıkların geri dönüştürülmesi ve yeniden kullanımını desteklemektedir. LEED Leed, uzun adıyla "Leadership in Energy and Environmental Design" yüksek performanslı yeşil binalar, konutlar çevre düzenlemelerinin tasarımları, yapımları ve işletmelerine ilişkin puanlama sistemleri içeren bir sertifikasyon sistemidir. U.S. Green Building Council tarafından 1995-2006 yılları arasında geliştirilmiştir. LEED'in amacı bina sahipleri ve işletmecilerine pratik ve ölçülebilir yeşil bina tasarımı, yapımı, işletmesi ve bakımı için özet bir sistem sunmaktır. LEED ilk ortaya çıktığı 1998 yılından bu yana öne çıkan yeşil yapım teknolojilerini tam olarak kapsamak için çeşitli revizyonlar geçirmiştir. Siemens'in Gebze Fabrikasına başlanması ile LEED de Türkiye’ye girmiş olup, ilk LEED Sertifikasını Unilever Genel Müdürlük Binası 27 almıştır. Çizelge 2.6’da Aralık 2016 sonuna kadar Dünya'da LEED Sertifikası alan ülkelerin tam listesi verilmiştir. Bu liste brüt LEED Sertifikası alınan ticari alanlar üzerinden sıralamaktadır. Çizelge 2.6. Aralık 2016 sonuna kadar Dünya'da ilk 10 sırayı alan ülkelerin listesi (http://www.cedbik.org, 2016) Sertifikalı Sertifikalı Toplam Sıralama Ülke Adı Brüt Alan Proje m2* Sayısı 1 Çin 34.62 931 2 Kanada 34.39 2.586 3 Hindistan 15.90 644 4 Brezilya 7.43 380 5 Güney Kore 5.95 97 6 Tayvan 5.66 99 7 Almanya 5.03 215 8 Türkiye 4.78 191 9 İsveç 3.88 210 10 Birleşik Arap Emirlikleri 3.64 180 USA 336.84 27.699 (*USA LEED konusunda Dünya'nın en büyük pazarıdır ancak LEED programının geliştirildiği ana ülke olarak bu listeye dahil edilmemiştir.) İlk olarak yeni yapılar için geliştirilen LEED programı kapsamında daha sonra farklı yapı türlerine cevap verecek sürümler de geliştirilmiştir. Farklı yapı türleri için geliştirilen 6 farklı LEED çeşidi; LEED-NC (Yeni Yapılar), LEED-EB (Mevcut Yapıların İşletim ve Bakımı), LEED-CI (Ticari İç Mekan), LEED-CS (Bina Çekirdeği ve Kabuğu), LEED-H (Konutlar), LEED-ND (Yerleşim Birimleri), LEED-HC (Sağlık Yapıları)’dır. İlgili kriterdeki projeler, değerlendirme ölçütlerine göre yapılan puanlama sonucu; Sertifikalı, Gümüş, Altın veya Platin sertifika almaya hak kazanırlar. Böylece yeşil binalar ne kadar çevreci olduklarını ilan ederler (www.usgbc.org 2016). 1.Sertifikalı : 40-49 puan arası 2.Gümüş : 50-59 puan arası 3.Altın : 60-79 puan arası 4.Platin : 80 puan ve üstü Çizelge 2.7.’da Leed Sertifikası için değerlendirme kriterleri anlatılmaktadır. 28 Çizelge 2.7. Leed değerlendirme kriterleri (Bora 2012) SÜRDÜRÜLEBİLİR ARAZİ SU VERİMLİLİĞİ ENERJİ VE ATMOSFER Arazinin Korunması Enerji Verimliliği -Verimli Toprakların Verimli Sulama Sistemleri -Standartlar Üzerinde Korunması -Damla Sulama Sistemleri Verimlilik -Arazi Seçimi ve Yerleşim -Yerel Bitkilendirme -Ölçüm ve Doğrulama Yoğunluğu Az Su Harcayan Ozonla Dost Enerji -Yağmur Suyu Yönetimi Armatürler -Soğutucu Akışkan Seçimi -Işık Kirliliğinin Azaltılması -Atık Su Azaltılması Yenilenebilir Enerji Ulaşım -Yağmur Suyu veya Gri Su -Saha İçin Yenilenebilir Enerji Alternatif Ulaşımı Özendirme Geri Kazanım -Şebekeden Yenilenebilir -Toplu Taşıma, Bisiklet Enerji MALZEME VE İÇ MEKAN YAŞAM İNOVASYON & YEREL KAYNAKLAR KALİTESİ ÖNEM SIRASI Taze Hava Geri Dönüşüm -Standartlar Üzerinde Taze -İşletme Atık Geri Dönüşüm Hava Girişi Pln. -Sigara İçme Yasağı -Geri Dönüşümlü Malzeme İnovasyon Kirlilik Kontrolü Kul. -LEED Kriterleri Haricinde -İnşaat Toz Kontrolü Tekrar Kullanım Çevreye Duyarlı Yöntemler Kontrol Edilebilirlik -Renovasyon -LEED AP -Termal Konfor -İkinci El Kullanım Yerel Önem Sırası -Aydınlatma Konforu Yerel Malzeme -İnşaatın Bulunduğu Bölgedeki Gün Işığı ve Manzara -Sahaya Yakın Üretim En Önemli Çevresel Faktör -Gün Işığından Maksimum Sertifikalı Malzeme Fayd. -FSC Sertifikalı Ahşap -Çalışma Mekanlarından Kullanımı Dışarıyı Görme Malzeme ve kaynaklar kriteri yapının yapım ve kullanım süreçlerinde ortaya çıkardığı atık miktarını azaltma üzerine yoğunlaşmaktadır. Yerel malzemelerin, kolayca yenilenebilir malzemelerin ve geri dönüşümü sağlanmış içerikli sürdürülebilir malzeme kullanımının desteklendiği bu kriterde katı atık boşaltılması ve yok olmasını en aza indirme hedeflenmektedir. Binalar yapım ve işletim süreçlerinde çok miktarda kaynak tüketimine ve atık üretimine neden oldukları için sürdürülebilir malzeme kullanımını ve atıkların geri dönüşümünü desteklemeye yönelik belirlenmiş bir kriterdir. Kaynak ve atık kontrolünü ürünün imalat aşamasından itibaren yürütmeyi hedefler (Çizelge 2.8). 29 Çizelge 2.8. Leed puanlama sistemi malzemeler ve kaynaklar alt başlıkları Yapım, kullanım ve yıkım süreçlerinde oluşacak atıkları tasarım sürecinde iken azaltmak için “Malzemeler ve Kaynaklar” kısmında yapılabilecek öneriler sunulmuştur. 30 Bu sertifika sistemi atıkların geri dönüştürülmesi ve yeniden kullanımını desteklemektedir. Son senelerde Türkiye’ de binaların yeşil bina değerlendirme sistemlerine göre değerlendirilmesi gündemdeki konular arasındadır. Türkiye’de Ulusal Yeşil Konut Sertifikaları Türkiye’de yeşil binalar konusunda 2015 yılı itibariyle önemli bir noktaya gelindiği söylenebilmektedir. Yerel sertifika sistemleri kapsamında Türkiye’de yapılan çalışmalar incelendiğinde, 8 Aralık 2014 tarihinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanan “Sürdürülebilir Yeşil Binalar ile Sürdürülebilir Yerleşmelerin Belgelendirilmesine Dair Yönetmelik” yayınlanmıştır. Türkiye’de yeşil binalarla ilgili yasal çerçeve dışında farklı kurum, sivil toplum kuruluşu, bağımsız girişimciler ve üniversiteler tarafından birbirinden bağımsız çalışmalar yapılmış ve yerel koşullara uygun taslak yeşil bina sertifika sistemleri geliştirilmiştir. -ÇEDBİK (Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği) ve Bina Kodu ve Sertifikasyon Komitesi; ulusal koşullara uygun bir ‘Değerlendirme Sistemi’ oluşturmak için Türkiye’ deki yapı sektörünün sürdürülebilir ilkeler ışığında gelişmesine katkı sağlamak amacıyla kurulmuştur (Çedbik 2015). Türkiye’nin ilk yerli yeşil bina sertifikası ÇEDBİK tarafından hazırlanmıştır. (Çizelge 2.9). Çizelge 2.9. Ulusal yeşil bina değerlendirme sistemi DEĞERLENDİRME DEĞERLENDİRİLEN DERECELENDİRME ALANLARI BİNALAR Bütünleşik Yeşil Proje Yönetimi %8 Konutlar üzerinde değerlendirme Arazi Kullanımı %13 yapılmaktadır. Yeşil Konut Sertifikası STANDART Su Kullanımı %10 Ancak ticari binalara, mevcut Enerji Kullanımı %24 binalara, okul ve hastanelere vb. Yeşil Konut Sertifikası İYİ Sağlık ve Konfor %11 yapılara yönelik Yeşil Sertifika Malzeme ve Kaynak Kullanımı Kılavuzlarının hazırlık çalışmaları Yeşil Konut Sertifikası PEKİYİ %15 devam etmektedir. Konutta Yaşam %13 İşletme ve Bakım %6 Yeşil Konut Sertifikası’ ndaki 8 başlık şu şekilde açılabilir: 1. Bütünleşik Yeşil Proje Yönetimi (entegre tasarım, çevreye duyarlı müteahhit, yapım atığını azaltma ve atığın yönetimi, yenilikçilik, gürültü kirliliği) 31 ÇEDBİK 2. Arazi Kullanımı (arazi seçimi ve yapılaşma, nüfus yoğunluğu ve konut yapısı ilişkisi, arazinin yeniden kullanımı, ekolojik değerde değişim, kentsel donatılara yakınlık, deprem risk, sel riski, yüzeysel su akışı, ışık kirliliği) 3. Su Kullanımı (su tüketimini azaltma, su kayıplarını önleme, atık su arıtma ve değerlendirme) 4. Enerji Kullanımı (enerji verimliliği, yenilenebilir enerji kullanımı, yeşil enerji, enerji verimliliği denetlemesi, dış aydınlatma, işletmeye alma, enerji verimli ev aletleri, asansörler) 5. Sağlık ve Konfor (ısıl konfor, günışığından yararlanma, iç aydınlatma, taze hava, uçucu organik bileşenler, kirleticilerin kontrolü, işitsel konfor, yangın güvenliği 6. Malzeme ve Kaynak Kullanımı (çevre dostu malzeme, yerel malzeme kullanımı, geri dönüştürülmüş içeriğe sahip malzeme, geri kazanılmış agregalar, sertifikalı ahşap) 7. Konutta Yaşam (evrensel ve kapsayıcı tasarım, güvenlik, spor alanları, sanat, ulaşım, otopark alanı, evden çalışma) 8. İşletme ve Bakım (atıkların yerinde ayrılması ve kullanıcı erişimi, atık teknolojileri, bina kullanım ve bakım kılavuzu, tüketim değerlerinin takibi) -SEEB-TR (Sürdürülebilir Enerji Etkin Binalar): Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi bünyesinde kurulan Yapı Uygulama ve Araştırma Merkezi'nin koordinasyonuyla oluşturulan, farklı disiplinlerin destek ve katkılarıyla daha ileriye taşınacak olan Ulusal Yeşil Bina Sertifikasyon Sistemi’ni hazırlanmıştır. SEEB-TR; pek çok üniversiteden akademisyenler ile sivil toplum kuruluşları tarafından aylarca süren çalışmalar ile BREEAM (İngiltere), LEED (ABD), CASBEE (Japonya) ve DGNB (Almanya) sertifikasyon sistemlerinin incelenmesi sonucunda Türkiye koşullarına uygun yeşil bina sertifikasyon sistemi olarak oluşturulmuştur. -Güvenli Yeşil Bina Belgesi: Belge, Türk Standartları Enstitüsü (TSE) ürün belgelendirme hizmetleri kapsamında Temmuz 2013’te oluşturulmuştur. Başvuru formu, hizmet sözleşmesi, belgelendirme öncesi üretim yeri incelemesi için bilgi formu ve ayniyet beyanı belgelerine TSE’nin internet sitesinden ulaşmak mümkündür. Türkiye’de ve dünyada yeşil bina sertifikasyonları incelendiğinde proje tasarımı ve yönetiminin enerji, su verimi, malzeme ve dolayısıyla organik ve/veya inorganik atıkları 32 arasındaki bağlantı göz önüne serilmektedir. Bu bölümde ise sürdürülebilir tasarım kriterleri ve atık yönetimi arasındaki bağlantı özetlenecektir. * Binanın Çevresi İle Uyumu Binanın yapıldığı yerin doğal özelliklerini koruyup bu özellikleri sürdürmek (örneğin binanın bulunduğu çevredeki bitki örtüsü cinsinden bitki yetiştirmek), bu bitkilerden az sulama, az ilaçlama ve az bakım ihtiyacı olanlardan seçmek su verimliliği ve arazi kullanımı kriterleriyle birlikte olası organik atıkların önüne geçmektedir. Geri dönüşümü olan asfaltlama ve döşeme malzemeleri kullanılarak atık yönetimine katkıda bulunulabilir. * Enerji Verimi Tasarım sırasında dinamik ısı yönetimi yapabilen ısıl direnci yüksek yalıtım malzemeleri ile duvar, tavan ve çatı yalıtımı yaparak, bu yalıtım sistemi ile birlikte uygun boyutta, yüksek verimde ısıtma/soğutma sistemleri geliştirerek ve uygulamada kullanarak olası yapısal tadilatlar ve atıkların önüne geçilebilmektedir. * Bina Üretiminde Kullanılan Malzemeler Mimari tasarım sırasında; yapım, yıkım ve yapı analizi ile ilgili malzeme yönetimi planları yapmak, boyutsal planlama ve diğer malzeme verimini arttırma yöntemlerini geliştirmek ve kullanmak, bina malzemelerini binanın kurulacağı bölgeden veya civarından temin etmek, kullanım ömrü bittikten sonra kolayca parçalanabilen ve yeniden kullanıma uygun olan tekrar kullanılabilir ya da geri dönüştürülebilir malzemeleri seçmek, geri dönüşümü kolaylaştırmak için uygun alanlı tasarımlar yapmak ve katı atık yönetimi programı oluşturmak; yeniden kullanım, geri dönüştürülmüş içerik, çevreye zararı sıfır veya düşük seviyeli olan gazlarla çalışmak; sıfır veya düşük zehirlilik oranı, sürdürülebilir malzemeler, yüksek geri dönüşüm yeteneği, dayanıklı, uzun ömürlü ve yerel üretim gibi çeşitli özellikleri değerlendirerek sürdürülebilir yapı malzemelerini ve ürünlerini seçmek, yapım ve yıkım sonucu ortaya çıkan malzemeleri yeniden kullanmak ve geri dönüştürmek sürdürülebilir yapılar için önemli kriterlerdendir. 33 * Su Verimi Tasarım sırasında; tuvalet temizliği gibi ihtiyaçlarda kullanılabilecek geri dönüşümlü su veya yağmur suyundan elde edilen gri su sistemleri ile içme suyu hatları gibi çift kaynaklı su hatları tasarlamak, tuvaletler için düşük su tüketimli sifon sistemleri kullanarak su tüketimini azaltmak, düşük akış oranı olan duş başlıkları ve diğer su koruyucu donanımlar kullanmak, daha uzak mesafedeki yerler için “kullanım noktası” sıcak su ısıtma sistemleri kurmak, peyzaj düzenlemeleri için sulama planı ve bir su bütçesi oluşturmak, peyzaj alanları için binaların dışında farklı su sayacı kullanmak, su verimliliği ile beraber atık gri su sistemini geliştirmektedir. * Kullanıcı Sağlığı ve Güvenliği Yapısal ve tamamlayıcı malzemelerde hava kirliliğine sebep olabilecek gaz öğeleri içermeyen veya çok az oranda içeren malzemeleri tercih etmek, pek çok bina malzemesi, temizlik ve bakım ürünleri zehirleyici buharlaşabilen organik bileşikler ve formaldehit gibi gazlar yaymaktadır. Bu gazlar, kullanıcı sağlığında kötü etkilere yol açıp üretkenliği etkilemektedir. Malzeme seçerken tüm bu unsurlara dikkat etmek, en düşük uçucu organik bileşik yayan malzemeler kullanıp, kimyasal emisyonu bina çatısı ve çevresinden geçen etkili bir pis su sistemi ve kanalizasyon sistemi yaratmak çevre ve kullanıcı sağlığı açısından önemlidir. (Öztürk 2015). 34 Çizelge 2.10. Çedbik konut sertifikası puanlama (http://www.cedbik.org/ 2016) 35 Çizelge 2.10. Çedbik konut sertifikası puanlaması devamı (http://www.cedbik.org/ 2016) Türkiye’de hazırlanan ulusal sertifika sistemlerinden çalışmalarına literatürden ulaşılabilen Çedbik konut sertifikası puanlaması Çizelge 2.10’da incelenebilmektedir. Atıkların değerlendirilmesi birçok başlık altında yer almaktadır. Uluslararası ve ulusal sertifika sistemleri incelendiğinde, sürdürülebilir bina üretimi için yapının tüm aşamalarında yapısal atık oluşumunda dikkatli davranılması gerektiği açığa çıkmaktadır. Gerek tasarım, gerek yapım ve yıkım aşamalarında minimum atık oluşumu ve oluşan atıkların değerlendirilmesi kriterler arasında önemli bir yer tutmaktadır. 36 2.3.2. Sürdürülebilir bina üretimi ve yapısal atık azaltımı En basit ifade ile; yapımı, işletmesi ve yıkımı esnasında çevreyi kirletmeyen ve su, enerji, malzeme ile atık kaynakları en uygun biçimde kullanan yapılar sürdürülebilir yapım kriterlerini göz önünde bulundurmaktadır. Sürdürülebilir yapım ve yeşil bina değerlendirme sistemlerine göre yapının sürdürülebilir sayılabilmesi için yerine getirilmesi ve sahip olunması gereken kriterler bütününden oluşmaktadır. Her bir kriterin, binanın tipolojisine veya yaşam döngüsündeki yerine göre değişen puanları vardır. Ele alınan kriterler farklı sistemlerde farklı isim ve tabirlerle ifade edilse de doğru tasarım, malzeme kullanımı ve atık yönetimi bu başlıklar arasında önemli yer tutmaktadır. Mimari tasarım sürecinde mimarın atık yönetimi kontrolünü gerçekleștirmesinde geri dönüștürülebilir ve yeniden kullanılabilir malzemeleri tercih etmesi, atıkların belirli noktalarda biriktirilerek depolanması için alanlar yaratması ve depolanan atıkların örneğin ısıtma sistemleri gibi yapı gereksinimlerinde kullanılmasını sağlaması; ekolojik mimari tasarım kriterlerinden atıkların önlenmesi kriterinde olumlu sonuçlar vermektedir. Çevre ve Orman Bakanlığı atığı elinde bulunduran kişinin atmak istediği veya atmayı planladığı veya atmak zorunda olduğu herhangi madde ya da obje olarak tanımlanmaktadır. Türkiye'de yılda üretilen katı atık miktarının yaklașık 38 milyon ton olduğu belirtilmektedir (Öztürk 2005). Bu değer evsel atıklarla birlikte yapısal atık miktarını da kapsamaktadır. Farklı ülkelerde yapılmış çalışmalara göre bina üretimi aşamasında pek çok faktörün yapısal atık oluşumuna katkıda bulunduğu belirtilmektedir. Bu faktörler; yapım teknolojisi, yerel yapım uygulamaları, yönetim metodu, kullanılacak yapı malzemeleri, tasarım, ihale, tedarik, taşıma, işçilik, artan malzemeler, mimari teknikler ve diğer sebepler olarak sıralanabilir (Al-Hajj ve Hamani 2011), (Chen ve ark. 2002), (Polat ve Ballard 2004), (Tam ve Tam 2006), (Osmani ve ark. 2008). Yapıların ekolojik/sürdürülebilir/çevre dostu olarak anılabilmeleri için yapısal atık üretiminin ve çevresel etkilerin azaltılması önemlidir. 37 3. YAPISAL ATIK OLUŞUMU VE AZALTIMI İhtiyaç duymadığımız ve çevremizden uzaklaştırdığımız her türlü madde atık olarak değerlendirilmektedir. Birleşmiş Milletler Çevre Programında atık, "Yasalar hükmünce atılması gereken nesneler" olarak tanımlanmaktadır. Teknoloji ve sanayinin hızla gelişmekte olmasının yanında atık türleri ve miktarı da artmaktadır. Atıklar katı, sıvı ve gaz olarak üçe ayrılır. Atık türlerinin başında katı atıklar gelmektedir (İstaç 2015). Çevre kirliliğine yol açan ve șu an dünyada en önemli sorunlardan biri olan katı atıklar, insanların sosyal ve ekonomik faaliyetleri sonucunda ișe yaramaz hale gelen ve akıcı olabilecek kadar sıvı içermeyen her türlü madde ve malzemeyi içermekte ve çevre üzerinde büyük bir tehlike olușturmaktadır (Steiner ve Wiegel 2009). Atıklar kontrolsüz biçimde ormanlara, akarsulara veya boş alanlara bırakıldıklarında erozyon, suların kirlenmesi, toprak yapısının değişmesi gibi olumsuzluklara sebep olarak doğal yaşamı etkilemektedir. Artan katı atık miktarlarının önüne geçilmesi, sorumsuzca kullanılan doğal kaynakların tükenmemesi için katı atıkların çevreye zarar vermeyecek veya en az zarar verecek şekilde uzaklaştırılması, atıkları geri kazanmak amacıyla uygun bir katı atık yönetiminin seçilmesi ve uygulanması gerekmektedir. Yapısal katı atıklar uluslar arası makalelerde yer almakta iken Türkçe kavram olarak ilk kez Coşgun ve Esin tarafından yapılan “Türkiye’de Yapısal Atık Yönetim(sizlik) Sorunları” adlı çalışmalarında kullanılmış ve literatürümüze kazandırılmıştır. Yapıların yıkılması ya da inșaat ve/veya onarım sırasında meydana gelen atıklar yapısal katı atıklar olarak adlandırılmaktadır (Oktar 1992). Birleşmiş Milletler Çevre Koruma Ajansı yapım atıklarını; "yapım, onarım, tadilat ve saha çalışmaları sonucunda ortaya çıkan ambalaj atıkları da dahil malzeme ve katı atıklar" ve yapım yıkım atıklarını ise "inşaat yıkım süreci esnasındaki yıkım ve saha çalışmaları sonucunda ortaya çıkan atıklar" olarak tanımlamıştır (U.S. Environmental Protection Agency 2007; alıntılayan Ayan 2013). İnşaat ve moloz atıkları; yapım, imar, taşımacılık altyapıları, restorasyon ve yenileme, rehabilitasyon ve bakım gibi çeşitli faaliyetlerden kaynaklanmaktadır (Steiner ve Wiegel 2009). Tanımlardan yola çıkıldığında yapısal atıkların birçoğunun yapı üretim süreçlerinde oluştuğu görülmektedir. Yapısal pek çoğundan çıkan atıklar içerisinde bir dereceye 38 kadar dönüştürülebilir ve/veya kullanılabilir olduğu kabul edilebilecek olan bir dizi anahtar niteliğindeki bileşenin tanımlanması mümkündür. 3.1 Yapı Yaşam Döngüsü ve Atık Oluşumu Yapı, kullanıcının gereksinmelerini gidermek üzere tasarlanmış ve üretilmiş bir yapma çevredir ve kullanıcılarının gereksinmeleri kendisini oluşturan yapı ürünlerinin özellikleri yapıyı oluşturmaktadır. Yapı ürünleri; hammaddelerinin edinimi, üretimi, yapıya uygulanması, kullanılması ve kullanımının sona ermesi ile geri dönüşümü ya da yok edilmesi gibi süreçlerde yer alır. Yapının üretim süreci, yapıyı meydana getirecek gereçlerin üretilmesi ile başlamaktadır. Bir yapının üretilmesi için gerekli olan çeşitli aşamaların gerçekleştirildiği sürece yapı üretim süreci denir. Yapı üretim süreci, yapı üretme düşüncesinin ortaya atılmasından yapımın tamamlanmasına, daha sonra yapının ömrünün sona ererek ortadan kaldırılmasına kadar geçen sürede yürütülmekte olan veya oluşan eylem ve ilişkilerin tümünü ve söz konusu eylem ve ilişkilerin birbirleri ve çevre ile olan karşılıklı ilişkilerini kapsamaktadır (Gould & Joyce 2000). Yapı ürünlerinin hammadde ediniminden başlayarak “beşikten mezara” tüm süreçleri içine alan bir döngüye “yapı yaşam döngüsü" denilmektedir. Şekil 2.3’te yapı yaşam döngüsü modeline yer verilmiştir. Şekil 2.3. Sürdürülebilir yapıların malzeme ölçütünde yaşam döngüsü modeli (Sev 2009) 39 Yapı üretim süreci; basit anlatımla, girişim ve fizibilite çalışmaları, yapı malzemeleri üretimi, tasarım ve planlama, ihale, yapım, kullanım, yıkım ve geri dönüşüm aşamalarından oluşur. Bu aşamaların her biri, bir veya daha fazla sayıda işletme tarafından yönetilip yürütülebilmektedir. Farklı aşamalarda görev yapan yapım ekibi üyelerinin kolektif bir şekilde çalışması, aralarındaki iletişimin iyi kurulmasına bağlıdır. Yapı üretim süreci boyunca çeşitli sebeplerle yapısal atıklar ortaya çıkmaktadır. Yapısal atıklar inșaat, yıkım ve onarımlar esnasında kullanılmayan malzemelerin birikmesi sonucu olușmaktadır. Yapısal atık oluşumu yapı yaşam döngüsünün her bir evresinde değişik miktarlar ve özellikler gösterir. İnșaat atıkları temiz ve ufak parçalar șeklinde; yıkım atıkları ise heterojen karıșmıș, kirlenmiș büyük yapı malzemeleri șeklinde nitelendirilmektedir. Genellikle bu atıklar üzerinde kir, boya ve kimyasal maddeler bulunmaktadır (Al-Ansary ve ark. 2004). Onarım atıkları ise inșaat ve yıkım malzemelerinin her ikisini de içeren atıklar șeklinde görülmektedir. Yapısal atıklar tehlikeli olmayan atık sınıfına girmektedir. Yalnız yapımda boya, solvent, tutkal, asbest gibi tehlikeli bileşikler içeren malzemeler de kullanılabilmektedir. Çizelge 3.1.’de yapısal atıkların içerdiği maddelere yer verilmiştir. 40 Çizelge 3.1. Yapısal atıkların içerik grupları (Ustaoğlu 2014) ATIK ATIK ATIK TÜRÜ ATIK TÜRÜ GRUBU GRUBU Çimento Kökeni Tuğlalar Toprak Karışımlar Alçı Kökeni Çatı Kaplama Ürünleri Kökenliler Kireç Kökeni Seramikler-Gre Seramikler Granit Polietilen Mermer Polikarbonat Bazalt Polivinilklorür Doğal Andezit Polivinil Asetat Taşlar ve Kumtaşı Plastikler Poliüretan Agregalar Kireçtaşı Epoksi Tüfler Teflon Agregalar Polistren Diğer Doğal Taşlar Diğer Plastik Ürünler Doğal Doğrama Ürünleri Kompozit Ahşaplar Camlar Lamine Aynalar Emrenye ve Isıl İşlem Görmüş Demir ve Demir İçeren Metaller Tesisat ve Aydınlatma Sistemleri İklimlendirme ve Havalandırma Çelik Sis. Alüminyum Yangınla Mücadele Sistemleri Bakır Mobilya ve Halılar Diğer Metaller Çinko Atıklar Kağıt ve Tekstil Ürünleri Kurşun Mineral Kökenli Ürünler Pirinç Bitüm Kökenli Ürünler Krom Yapı Çevresi ve Alan Atıkları Titanyum ... İngiltere’de yapılan çalıșmalara göre bazı yapım ve yıkım atıkları depolama alanları çalıșanları belli malzemeleri arazi üzerinde daha ileri ișlemler ya da dönüștürme için ayırmaktadır. Bu depolama alanlarında kaydedilen toplam atık miktarlarının % 30-40’ı belediye depolama alanlarına, %35-40’ı özel yapım ve yıkım depolama alanlarına gönderilmekte, %20-30’u geri dönüştürülmektedir. Burada yapım ve yıkım depolama alanlarına sadece inșaat atıkları kabul edilmektedir. Burada yaklașık olarak 1900 adet depolama alanı bulunmaktadır ve bu alanlar için Amerika Birleşik Devletleri Çevre Koruma Kurumu tarafından standartlar koyulmaktadır. Bu standartlarda konum sınırlamaları, kaplama tipleri ve ömrü, uygulama çalıșmaları, zemin suyu denetimleri, 41 finansal teminat, çevresel koruma çalıșmaları yer almaktadır. Tehlikeli malzemeler bu depolama alanlarına alınmamaktadır. Tehlikeli malzemeler ulusal EPO standartlarına göre düzenlenmek zorundadır. Devlet ve yerel yönetimler de bu depolama alanlarını kontrol etmektedir (Leigh ve Patterson 2004). Türkiye’de düzenli bir atık yönetimi altyapısı olușturulamadığı için atık miktarına ilișkin sağlıklı bir envanter bulunmamaktadır. TÜİK’in 2004 verilerine göre ülkemizde 34 milyon ton atık ve 17,5 milyon ton imalat sanayi atığı üretilmektedir (Köse ve ark. 2007). Gavilan ve Bernold yapısal atıkların oluşum nedenlerini tasarım süreci, yapım süreci ve kullanım süreci ile ilişkilendirmektedir. Az metrekareye sahip ve nispeten basit bir projenin ilk toplantısı için (örneğin alçak katlı bir ticari veya konut projesi); mal sahibi (yatırımcı), mimar, jeofizik veya sismik mühendisi, statik hizmetler için inşaat mühendisi, makina mühendisi, elektrik mühendisi, yenilenebilir enerji uzmanı (enerji mühendisi), enerji simülasyonu uzmanı, inşaat yöneticisi ve/veya yapı müteahhidi bir araya gelmelidir. Farklı disiplinleri temsil eden bu kilit kişiler mimari tasarım süreciyle beraber projeye dahil olmaktadırlar. Bu çalışmada mimari tasarım sürecinin yönetici ve yürütücüsü olan mimarların tasarım kaynaklı yapısal atık oluşumundaki yeri incelenmiştir. 3.1.1. Tasarım kaynaklı yapısal atık oluşumu Tasarım sürecinde alınan kararların yapım, kullanım ve söküm/yıkım süreçlerinde oluşacak yapısal atıkları etkilediği bilinmektedir. Araştırmacılar, yapısal atıkların büyük bir bölümünün mimarların tasarım sürecinde aldığı kararlardaki eksikliklerden kaynaklandığı üzerinde görüş birliğine varmaktadır (Ekanayake ve Ofori, Chandrakanthi ve arkadaşları, Faniran ve Caban, Bossink ve Brouwers, Coşgun, Güler ve Doğan, Balanlı ve Salgın). Coventry ile Guthrie, Greenwood, Poon ile arkadaşları ve Baldwin ile arkadaşları ise yapısal atık önleme ve azaltma konusunda en önemli görevin mimara ait olduğunu vurgulamaktadır (Salgın, Balanlı ve Tuna Taygun 2015). Yapı tasarım ve uygulama evrelerinde iş sahibi, proje yöneticisi, tasarım ekibi, yapımcı / müteahhit iş birliği içinde çalışmalıdır. Tasarım ekibi; mimari tasarım grubu, iç mimari tasarım grubu, statik tasarım grubu, elektrik tasarım grubu, mekanik tasarım grubu, alt yapı tasarım grubu, peyzaj tasarım grubu, yeşil bina denetçileri ve uzmanlardan 42 (aydınlatma, cephe, akustik gibi) oluşmaktadır. Yapı yaşam döngüsü oluşabilecek atıkları, doğru tasarımsal yaklaşımlarla ve koordinasyonla azaltmak mümkündür. Tasarım süreci; fizibilite aşaması, tasarım aşaması (konsept proje, uygulama projesi), dökümanların hazırlanmasından oluşmaktadır. Yapı oluşumunda belkemiği vazifesi gören tasarım süreci; yapı öncesi, yapı dönemi ve yapı sonrası olan dönemleri yakından etkilemektedir. Sürdürülebilir yapı yaşam döngüsü; tasarım ve planlama, yapım, kullanım, yıkım ve geri dönüşüm evrelerinden oluşmakta olsa dahi tasarım aşaması tüm bu sürecin başından sonuna kadar yer almaktadır. Çalışmada tasarım sürecinin; yapım, kullanım, yıkım ve sonrasında yeniden kullanım aşamalarında oluşan yapısal atıklara etkisi incelenecektir. Tasarım sürecinde yapıya ait ihtiyaç programı, yapım tekniği, yapı malzemesi seçimi gibi ana ve belirleyici kararlar alınmaktadır. Geniş bir yelpazesi olduğu için dikkat ve titizlikle çalışma gerektiren tasarım kolunda öncelikli olarak minimum atık oluşumuna özen gösterilmelidir. Gerekli önlemler alınarak atıkların daha oluşmadan kaynağında azaltılması hedeflenmektedir. Tasarım aşamasında bir yapının doğal kaynakların israfına neden olacak detaylardan arındırılması, yapı malzemelerinin nitelik ve niceliklerinin yanı sıra bu malzemelerin bir araya geliş biçimlerinin kararlaştırılması, kullanım sonrası aşamanın da düşünülerek malzemenin seçilmesi, yapısal atıkları önlemenin ilk evresinde uygulanması gereken adımlardır (Akarsu 2009). Çizelge 3.2. Yapısal atık kaynakları için önem derecesi ve sıralaması (Faniran ve Caban 1998) inşaat atığı kaynağı önem derecesi sıralaması tasarım değişiklikleri 52.4 1 malzeme artıkları 42.9 2 sarf malzemeleri 38.1 3 tasarım/detay hataları 28.6 1 kötü hava koşulları 23.8 5 yetersiz malzeme kullanma 14.3 6 yetersiz malzeme plan kontrolü 14.3 6 satınalma hataları 9.5 8 malzeme depolama hatalar 9.5 8 iş kazaları 9.5 8 kötü işçilik 4.8 11 hırsızlık 0 12 43 Çizelge 3.2.’de tasarım değişikliklerinin yapısal atıkların en önemli kaynağı olduğu tespit edilmiştir. Tasarım değişikliklerinin ilgili tüm taraflara zamanında iletilmesi, bu kaynaktan kaynaklanan yapım atığının azaltılmasının bir yoludur. Yapı malzemeleri (tasarımdan önce satın alınmışsa), malzemeler yeniden satılamayabilir veya tedarikçiye gönderilemeyebilir. Böyle bir durumda malzemeler kurtarılamazsa atıklar ortaya çıkmaktadır. İnşaat atığının diğer önemli kaynakları, artan malzeme artıkları, ambalaj ve paletler sarf malzemeleridir. Bununla birlikte stoğu biten malzemeden tasarıma uyması için artan parça kalıntılarından kaynaklanan atıklar, kesimden kaçınmak için tasarım esnasında materyallerin ve bileşenlerin dikkatli boyutlandırılması ile en aza indirilebilir. İnşaat atığının önemli kaynaklarının başında tasarım ve detaylandırma hataları/eksiklikleri gelmektedir. Proje amaçlarının açıkça belirtilmesi, tasarım ve planlama aşamalarında özenle dikkat edilmesi ve yapım aşamasında yüklenici tarafından proje teferruatları ayrıntılı bir şekilde incelenmesi, tasarım ve detaylandırma eksiklerinden kaynaklanan atıkların azaltılmasına yardımcı olabilir. Tasarım değişiklikleri, artık maddeler, ambalajdan kaynaklanan atıklar ve giderilemeyen sarf malzemeleri, tasarım / detaylandırma hataları ve kötü hava durumu, yapım sürecinde yapısal atığın en önemli beş kaynağıdır. Bu sonuçlar inşaat proje alanlarında üretilen atık miktarını en aza indirmek için çeşitli fırsatlar ortaya koymaktadır. Bunlar (Faniran ve Caban 1998):  Tasarım değişikliklerinin ilgili tüm taraflara zamanında ve etkili bir şekilde iletilmesi;  Uyumluluk önlemek için tasarım sırasında malzemelerin ve bileşenlerin dikkatli boyutlandırılması;  Eksik tasarım ve planlama kararlarına yol açabilecek belirsizliklerden kaçınmak için proje hedeflerinin açıkça belirtilmesi;  Tasarım ve planlama aşamalarında dikkat edilmesi gereken husus, tasarım ve planlama hatalarından kaçınılması;  İnşaat aşamasında yüklenici tarafından tasarım, detaylandırma veya diğer hataları tespit etmek için proje spesifikasyonlarının kapsamlı bir incelemesi ve 44  Kötü hava koşullarından kaynaklanan atıkların azaltılması için kötü hava koşullarını göz önüne alarak, yapım prosesi gereklilikleri ve malzeme depolama tesislerinin detaylı planlanmasıdır. Çizelge 3.3. Malzeme atıklarının ana sebepleri (Bossink ve Brouwers 1996) Kaynak Atık Malzeme Sebepleri Sıklık(%) Tasarım belgelerinde malzeme çeşitleri ve boyutları hakkında bilgi 13 eksikliği Tasarım Tasarım değişiklikleri ve revizyonları 12 Tasarımda malzeme çeşitleri ve boyutları hakkında yanlış bilgi 10 Çeşitlerin belirlenmesi ve malzeme ölçülerinin verilmesi 3 Tasarım belgelerinde tanımlanan proje gereksinimlerini karşılamayan 86 materyallerin sipariş edilmesi Satın alma/tedarik Miktardaki hatalar nedeniyle aşırı veya gereğinden az sipariş verme 8 Depo ve inşaat ekibi arasında koordinasyon eksikliği 4 Malzemelerin yetersiz stoklanması ve taşınması nedeniyle malzemelerin Malzeme Taşıma 16 zarar görmesi İnşaatın yanlış/kusurlu planlanması 61 Uygulama Çalışan hataları 32 Sonraki işlemlerin sebep olduğu hasarlar 3 Artık Hatalı şekiller ve kesimlerden ötürü inşaat atığı 22 Yerinde malzeme kontrolü eksikliği 23 Diğerleri Atık yönetim planı eksikliği 10 Spivey (1974) ve Gavilan & Bernold (1994) çalışmalarına dayanarak bir yapısal atık kaynağı tanımlama modeli geliştirilmiştir. Bu modele göre yapısal atıkları; tasarım hataları ve hatalı detaylandırma, tasarım değişiklikleri, satın alma hataları (ör. aşırı sipariş, az sipariş ve tedarikçi hataları), yanlış malzeme kullanımı (imalat, paketleme, yükleme veya teslimat), uygunsuz malzeme depolama, zayıf işçilik, kötü hava ve ön görülmemiş zemin şartları, saha kazaları, kalan malzeme artıkları, ambalajdan çıkan atıklar, paletler ve karşılanamayan sarfsız malzemeler (ör. sac kurtarılamayan kazıklar), hasar veya hırsızlıktan kaynaklanan atık ve yerinde eksiklikler olarak sınıflandırılmıştır (Faniran ve Caban 1998). Uluslararası bilimsel çalışmalar şantiye alanında oluşan atıkların %33’ünün bu sebeplerden kaynaklandığını göstermektedir. Türkiye’de kullanım aşamasında konut yapılarında yapılan tadilatlar ile ilgili olarak yapılmış bir çalışmada; konutların % 23’ünde duvar yıkma, %61’inde döşeme kaplaması değişikliği, %33’ünde duvar kaplaması, % 14’ünde tavan kaplaması (kartonpiyer, lambri vb.), %36’ında pencere doğraması, % 16’ında iç kapı, %43’ünde 45 dış kapı, %31’inde banyo/wc aksamı (küvet, lavabo, klozet, dolap), %39’unda mutfak aksamı (dolap, tezgah, eviye vb.), %11’inde su tesisatı, %13’ünde ısıtma sistemi, %10’unda elektrik tesisatı değişiklikleri yapıldığı belirlenmiştir (Coşgun ve Esin 2005). Çizelge 3.4.’ te konutlarda yapılan değişiklik türleri ve nedenleri tablolaştırılmıştır. Bu tadilatların büyük çoğunluğu; deformasyon, estetik kaygılar, malzeme kalitesinin yetersizliği, alanın yetersiz boyutu gibi sebeplerle yapılmaktadır. Çizelge 3.4. Konutlarda yapılan değişiklik türleri ve nedenleri (Coşgun ve Esin 2005) modifikasyon sebepleri döşeme dış kapı mutfak bileşenleri kapalı balkon pencere çerçeveleri- denizlikleri duvar kağıdı banyo bileşenleri duvar yıkımı iç kapılar tavan döşemesi ısınma sistemleri sıhhı tesisat sistemi elektrik sistemleri TOPLAM 46 modifikasyonlar deforme olma/ bozulma estetik sebepler malzemelerin kalitesini yükseltme kullanım zorluğu alanın yetersiz boyutları güvenlik işçilik kalitesini yükseltme modaya uygun malzeme seçimi sağlık en düşük düşük orta yüksek en yüksek Çizelge 3.5. Yapı yaşam döngüsünde yapısal atık oluşumunun nedenleri ve atık önleme/azaltma yöntemleri (Coşgun ve Esin 2009) Atık Oluşum Nedeni Atık Önleme / Azaltma Kalite denetimi Kesim veya düzeltme ile Atıkları sınıflandırma oluşan kırpıntılar, Üretimde yeniden değerlendirilmesi Hatalı üretim Malzeme bileşenlerinin zararlı madde içermemesi Tasarım hataları Detay eksiklikleri ve Müşteri yönlendirmek karmaşıklıkları Proje aşamasında atık azaltımı sürecini başlatmak Öngörülmemiş zemin Standart boyutlar, üniteler ve malzeme kullanımı şartları Tekrar kullanılabilir malzemelere yer verilmesi Tasarım değişiklikleri Tekrar kullanılabilir malzemelerin tanımlanması Belirsiz tarifnameler Tasarımda son an değişikliklerinden kaçınma Tasarımcının bilgi Tehlikeli atık olacak malzemelerden kaçınma yetersizliği Yetersiz uyum ve iletişim Yerel kaynakların tercih edilmesi Toptan (büyük ambalajlı) sipariş ve ambalajları geri alan malzeme sağlayıcılarının tercih edilmesi Sipariş hatası Üretimden artan malzemeyi geri alan malzeme İndirme ve taşıma hatası satıcılarının tercih edilmesi Depolama yetersizliği Zehirli maddeler içeren malzemelerin küçük müktarlarda Kötü hava koşulları alınması Depolama kapasitesi ölçüsünde sipariş Taşıma ve depolama kurallarına uyma Vandalizm'e karşı önlem İşçilik hataları Atık yönetim planı oluşturmak Uygulama hataları Deneyimli eleman seçimi Uygun olmayan ekipman Etkin denetim sistemi oluşturmak kullanımı Yeniden kullanılabilir malzemeleri üretimde tekrar Kötü hava koşulları kullanmak Denetim yetersizliği Atık malzemelerin verileceği kullanıcı ve geri Atık yönetim planı eksikliği dönüştürücülerin önceden belirlenmesi Atık yönetim planı oluşturmak Yeniden kullanılabilir ve geridönüştürülebilir Atık yönetim planı eksikliği malzemelerin belirlenmesi ve sökümü için uygun İşçilik hataları stratejilerin belirlenmesi Uygulama hataları Sökülecek malzemeler konusunda ön bilgilendirme Uygun olmayan ekipman Malzemelerin kullanım ömrünün yeniden kullanımı değerlendirilmesi Kötü hava koşulları Malzemelerin verileceği kullanıcı veya geri Denetim yetersizliği dönüştürücülerin önceden belirlenmesi Özenli söküm ve sınıflandırma yapılması Zararlı bileşenli malzemelere karşı dikkat 47 Malzeme Yenileme ve/veya Yıkım Yapım Malzeme Temini Tasarım Üretimi Tasarım aşaması; yapı atıklarının üretimini, malzemelerinin yeniden kullanımını, geri dönüşüm seçeneklerini ve özelliklerini belirlemek için yapı üretim sürecinin çok önemli bir parçasıdır. Tasarım aşamasında alınan önlemler yapım, kullanım ve yıkım aşamasında oluşan yapısal atıkları doğrudan etkilemektedir. Yapı yaşam döngüsü aşamalarında tasarımdan kaynaklı atık oluşmaktadır (Çizelge 3.5). Tasarım aşamasında alınan kararlarla yapım, kullanım / yenileme ve geri dönüşüm basamaklarında oluşan atıklar minimuma indirilebilir. Araştırmalar son dakika tasarım değişikliklerinin sıkça yapıldığını ortaya koymaktadır. Bu değişikliklerin kısmi yıkıma neden olması yapısal atık oluşumunda önemli yer kaplamaktadır. Bu durum sözleşme dokümanlarındaki hatalar da dahil olmak üzere tasarımla ilgili çeşitli verimsizliklerden kaynaklanmaktadır. Son dakika müşteri gereksinimleri ve sonraki aşamalarda gerekli olan yapı malzemelerinin türüne veya miktarına ilişkin çizimleri veya değişiklikleri ayrıntılandırmadaki karmaşıklıklar aslında tasarımın ilk aşamasında çözülebilmektedir. Won ve arkadaşlarının yaptığı bir araştırmada tasarım hatalarının nedenleri üç tipe ayrılmaktadır: farklı yapı elemanlarının doğru tasarımla bir araya getirilip çözülememesi, çizimler arasındaki tutarsızlıklar ve eksik öğeler (Won ve diğerleri 2016). Tasarım değişikliklerinden kaçınarak yerinde yapısal atık üretimini azaltabilen bir bina tasarımı ele alınabilir (Cheng ve diğerleri 2015). Osmani ve Llatas (2016)’nın araştırmalarında tasarım safhasında kaçınılması mümkün olan yapısal atığına tasarım atığı olarak değinilmektedir. Tasarım stratejilerini atık azaltımına bağlayan niceliksel yöntemlerin olmaması, projelerde atık kontrolünü engellemektedir. Bu nedenle, Llatas ve Osmani bir çalışmalarında tasarım değişkenleri ile yerinde atık azaltımı üzerindeki etkilerini araştırmayı amaçlayan Bina Tasarımı Atık Azaltma Stratejileri (Waste Rest) modeline değinmişlerdir. Bu modelin birinci aşaması tasarım atığının değerlendirilmesi, ikinci aşaması tasarım atığı azaltmak için stratejilerin geliştirilmesi, üçüncü aşaması ise tasarım atığı stratejilerinin değerlendirilmesidir. Tasarımda gereken fonksiyon ihtiyacı ve kullanıcı ihtiyacı göz ardı edilerek yapılan projeler ile artış gösteren yenileme projelerine bağlı olarak kullanılan malzeme oranları değişeceğinden yapısal atık oluşumu da artış göstermektedir. Tasarımcıların (mimarlar ve mühendisler) yapım kısmında bilgi yetersizliği ve bina yapım sürecinde yer alan ara 48 elemanların yeni sistem ve malzemeler konusunda yeterli bilgiye sahip olmamaları da ayrıca atık oluşumuna sebebiyet vermektedir. Mimarlar tasarım ve projelendirme aşamasında çevre dostu ve tekrar kullanılabilir ürünleri tercih etmeli; ayrıca mühendisler, müteahhitler ve mal sahiplerini ile işbirliği içinde olmalılarıdır. 3.1.2. Yapım kaynaklı yapısal atık oluşumu İnşaat sektörü ve yapısal atık konusunda yapılmış literatür ve uygulama çalışmalarının sonucunda, özellikle yapım şantiyelerindeki yönetimsizliğe bağlı olarak oluşan yapısal atığın oldukça önemli boyutta olduğu ortaya çıkmaktadır. “Yapısal atıklar” olarak kısaca nitelendirilebilecek genel olarak hafriyat, yapım, yenileme, bakım/onarım, yıkım, yol çalışmaları ve diğer inşaat sektörü ile ilişkili faaliyetler sonucunda ortaya çıkan yapı malzemeleri/bileşenleridir. Şantiyede yapısal atık sebepleri tasarım hataları, depolama hataları ve uygulama hataları olarak ele alınabilmektedir (Balaban 2014). Afet riskli alanların kentsel dönüşümü ile birlikte fazla sayıda yapının aynı anda yıkılması sonucu büyük hacimlerde yönetim gerektiren yapısal atık üretimi gerçekleşmektedir. 2013-2023 yılları arasında Türkiye genelinde planlanan afet riskli alanların kentsel dönüşüm uygulamasında yaklaşık olarak beş milyon yapı yıkımının yapılacağı ve bu yapıların yıkımının beraberinde oldukça büyük hacimlerde yapısal atık üretimini getireceği varsayılmaktadır. Türkiye’nin yıllık yapısal atık üretimi beş milyon ton iken kentsel dönüşümle birlikte iki katına çıkacağı düşünülmektedir. Ancak Türkiye gelişmiş bir yapısal atık yönetimi modeline sahip olmadığı için bu büyük miktarlardaki yapısal atığı yönetebilmesi ve değerlendirebilmesi oldukça güçtür. Yönetilemeyen ve değerlendirilemeyen bu boyuttaki heterojen karışmış ve kirlenmiş büyük yapı ürünlerinin doğal çevreye dönüşü olumsuz yönde olacağı ve çevre için tehdit oluşturacağı düşünülmektedir (Limoncu ve Ustaoğlu 2013). *Kentsel dönüşüm proje ve uygulamaları ile yoğun yapılaşma süreci, yapısal atık konusunu günlük yaşamın bir parçası haline getirmelidir. *Yapım şantiyelerinde oluşan yapısal atıkların nicelik ve oluşum sebepleri incelenerek bu atıkların oluşumunu azaltmak için bir öneri geliştirmek gerekmektedir. 49 Şantiyede yapım faaliyeti, temel için yumuşak-sert toprak kazısının yapılması ile başlar. Yapım sürecinin başında ortaya çıkan hafriyat toprağı şantiye alanında uygun bir şekilde değerlendirilemezse yapısal atık niteliği kazanabilir. Bu nedenle açığa çıkan hafriyat malzemeleri ilk etapta şantiye alanında dolgu ve tesviye faaliyetleri için kullanılabilir. Kazı işlerinden sonra projenin tasarım aşamasında belirlenen, bina üretim sistemine göre şantiyede yapım işleri başlar. Türkiye’ de en fazla tercih edilen ve uygulanan yöntem betonarme yapım sistemidir. Bu sistemle yapı üretiminde beton atığı, donatı atığı ve kullanılan kalıp malzemesinin türüne göre atık oluşumu gözlemlenir. Kaba yapım işleri sürecinde ortaya çıkan beton, demir-çelik yapısal aksamları, yalıtım malzemeleri, kalıp malzemeleri, ve duvar yapım malzemeleri şantiye sahası içinde uygun depolama alanlarında toplanması, ayrıştırılması ve daha sonra tekrar kullanılabilmesi yönünde tedbirlerin alınması şantiyede atık oluşumunu azaltan faaliyetlerdendir. Kaba yapım işlerinin hemen ardından ince yapım işleri ile bağlantılı bir şekilde yürütülecek olan tesisat işleri başlar. Tesisat işleri olarak su tesisatları, elektrik tesisatları (sıcak, soğuk, atık su), ısıtma kalorifer tesisatı, havalandırma tesisatı, klima tesisatı, asansör tesisatı, kanalizasyon tesisatı, telefon tesisatı, televizyon tesisatı işleri yapılır. Yetersiz proje verileri, hatalı kesimler, yanlış montajlar, düşük kaliteli, kalitesiz malzeme kullanımları, niteliksiz işçilik vb. sebeplerden malzemeler yapısal atık niteliği kazanabilir. 3.2. Yapısal Atıkların Çevresel Etkileri Ve Yönetimi Tasarım aşamasında yapı malzemelerin yeniden kullanabilirlik ve geri dönüştürülebilirlik özelliklerinin göz önünde bulundurulması önemlidir (Osmani ve ark. 2007). Atık yönetimi; yapısal atığın farklı yapısal bileşenleri, etkileri ve kaynakları nedeni ile farklı süreçlerle gerçekleştirilmektedir. Bu süreçler Şekil 3.1’de anlatıldığı üzere; koruma, atık önleme ve azaltma, yeniden kullanım, geri dönüşüm, depolama, yok etme şeklindeki bir düzen içinde değerlendirilmektedir. Yapısal atık yönetimindeki süreçte hiyerarşi mevcuttur (Çizelge 3.6). 50 Şekil 3.1. Atık yönetim hiyerarşisi (Steiner ve Wiegel 2009) Çizelge 3.6. Atık yönetimi hiyerarşisi 51 3.2.1. Atık Önleme ve Azaltma Yapısal atıklarda geri kazanım ve yeniden kullanım potansiyelinin en yüksek olduğu aşamanın tasarım aşaması olduğu kabul edilmektedir. Tasarım aşamasında bir yapının doğal kaynakların israfına neden olacak detaylardan arındırılması, yapı malzemelerinin nitelik ve niceliklerinin yanı sıra bu malzemelerin bir araya geliş biçimlerinin kararlaştırılması, kullanım sonrası aşama da düşünülerek malzeme seçilmesi yapısal atıkları önlemenin ilk evresinde uygulanması gereken adımlardır. Yapısal atıkların yönetiminde ilk aşama olan atık önleme iki noktada değerlendirilmektedir. Bunlar, tasarım yaklaşımları ve malzeme seçimidir. Yapılarda kullanılacak malzemeler, malzemelerin ekolojik etkileri ve yapıların kullanım sonrası aşamaları da düşünülerek seçilmelidir. Bu konuda son yıllarda ortaya çıkan ve diğer yapı malzemelerine kıyasla daha pahalı olan, inşaat sektöründe kullanılmaya başlayan doğaya uyumlu “ekolojik yapı malzemeleri” tercih edilmelidir. Ayrıca yapı malzemelerinin de geri kazanılabilecek madde oranları ve bakım-onarım-söküm kolaylığı gibi detaylar göz önünde bulundurulmalıdır (Acar 2002). 3.2.2. Atıkları Yeniden Kullanma Bir yapıdan çıkarılıp başka bir yapıda kullanılabilecek yapı ürünleri arasında kapı ve pencere doğramaları, kiremit, alüminyum, bakır, galvanizli saç gibi çatı örtü malzemeleri, kiremit altı tahta veya panoları, çatı makasları, aşıklar ve mertekler, sıcak su tankları, pompalar, termostatlar, tesisat boruları, radyatörler, lavabo, küvet, duş kabinleri, musluklar, evyeler, mutfak tezgahları, dolaplar, yağmur olukları, yağmur iniş boruları sayılabilir (Çizelge 3.7). Alçı veya beton panel malzemeler (asma tavan, duvar paneli) ve cam ürünleri de yapının yıkımı esnasında ayrıştırılarak yeniden kullanılabilecek malzemelerdir. Taş bloklar, tuğla, kiremit gibi yapı malzemeleri de hiçbir ek işleme gerek duymadan başka bir yapıda yeniden kullanılabilir (Yüksek ve Esin 2013). Doğal kaynakların kıtlığı, çevrenin korunmasına olan ilginin artması, depolama alanlarının yetersizliği vb. sebepler yerel yönetimleri ve hükümetleri yapısal atıkların yeniden kullanımı ve dönüşümleri ile ilgili tedbirler almaya zorlamaktadır (Çizelge 3.7). 52 Çizelge 3.7. Yapı ayrıştırma işleminde malzemelere uygulanan işlemler (Onal 2009) Yapısal atık malzemelerinin yeniden kullanılmasına kültür varlığı yapılarını örnek gösterebiliriz. Yeniden yapma (rekonstrüksiyon); korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olarak tescil edilen yapının gerek kültür varlığı niteliği, gerekse kültürel çevreye olan tarihsel katkıları açısından eldeki mevcut belgelerden (yapı kalıntısı, rölöve, fotoğraf, her türlü özgün yazılı - sözlü, görsel arşiv belgesi vb.) yararlanmak suretiyle kendi parsellerinde daha önce bulunduğu yapı oturum alanında, eski cephe özelliğinde, aynı kitle ve gabaride, özgün plan şeması, malzeme ve yapım tekniği kullanılarak, kapsamlı restitüsyon etüdüne dayalı rekonstrüksiyon uygulamasının sağlanmasıdır. Kültür varlığı yapılarında eski yapının orijinal malzemelerini atmadan yapıda tekrar kullanılması beklenmektedir. Yapı yeniden yapılırken %40’ından fazla malzeme yeni olursa rekonstrüksiyon değil yeni yapı sınıfına girer. Bursa Botanik Park’ta bulunan İskender Efendi Konağı özellikle tarihi özelliği bulunan yapıların atıklarından faydalanarak yeniden inşa edilen bir bina özelliği taşımaktadır. 53 3.2.3. Atıkları Geri Dönüştürme İnşaat sektörü hammaddeyi çok fazla tüketen bir sektör olması sebebiyle diğer sektörler gibi imalat süreçlerindeki girdilerin maliyetini minimum seviyeye indirmeye, enerji tüketimini mümkün olduğu kadar azaltmaya ve minimum hammadde kullanmaya çalışmaktadır. Atık bertarafı için arazi sıkıntısı ve ek olarak artan depolama maliyeti, çevre ve doğal agrega kaynaklarının korunması gereği yapısal atıkların geri dönüşümü için temel itici güçler olarak belirtilmiştir. Geri dönüşüm sayesinde;  Doğal kaynaklara olan talep azalır, hammaddeden tasarruf edilmiş olur  Üretim ve ulaşıma ait enerji maliyetleri azalır  Atık malzemenin çöp alanlarında yok olması engellenir  Daha az dolgu alanı kullanılır ve yaşam alanları rahatlamış olur  Ayrıca bu alanların yapım/yıkım atığı ile doldurulmasının önlenmesi; sıva, ahşap, plastik, bitümün ve boya gibi zararlı maddelerin toprağa karışması önlenir  Bunlara paralel olarak atıkların çevreye olan olumsuz etkileri azalır ve çevre korunmuş olur (Tam ve Tam 2006, EC 2000 ; alıntılayan Demir 2009). Pek çok ülkede yapısal atıklar, inşaat sektörü için geri kazanılabilecek bir kaynak olarak görülmektedir ki bu atıklar çimento, briket, tuğla, ahşap, asfalt, beton, agrega, demir, alüminyum vb. diğer atıkları içerir (Palabıyık 2000). Nihai bertaraf alanlarının kısıtlılığı ve sınırlı doğal kaynaklar bu tip atıkların geri kazanılmasını ön plana çıkarmıştır. Teknolojik bakımdan günümüz Avrupa ülkelerinden birçok yönden ileride olan Japonya’da yapısal atıkların değerlendirilmesine sektörel bazda çok önem verilmektedir. Japon yönetmelikleri kullanılmış beton da dahil olmak üzere yeniden kullanılabilecek her türlü malzemenin geri kazanılmasını şart koşmaktadır. Bunun için malzemeler kullanıldıktan sonra geri dönüştürülebilirliğine göre ayrıca sınıflara ayrılmaktadır (Bozbei 2006). Japonya'da %90 oranında geri kazanım hedefi belirlenmiş, 2000 yılında yaklaşık %96'ya ulaşılmıştır. Hollanda’da ise %90 oranında yapısal atık geri kazanılmaktadır (Demir 2009). 54 Çizelge 3.8.’ de yapısal atıkların geri dönüşüm sonrası kullanım alanları gösterilmektedir (Macozoma 2001; alıntılayan Ölmez ve Yıldız 2008). Çizelge 3.8. Yapısal atıkların geri dönüşüm sonrası kullanım alanları Malzemeler Kullanım Alanları Yakıt, yeni yapılarda tekrar modelleme, peyzaj Tahta atık malzemeleri, inşaat şekilleri, hayvan yatağı malzemesi Asfalt Kaldırım, agrega Beton Temel ve yol inşaatları Duvar Temel ve yol inşaatları Briket Dekoratif bina cepheleri Çelik Güçlendirme çeliği, yeni çelik üretimi, çelik yapılar Metaller, pirinç, bakır, Yeni metalüretiminde kullanılır alüminyum ve çelik Kağıt ve toprağı giderilmiş alçı, yeni alçı taşı üretimi Alçı malzemeleri ve diğer amaçlar için Plastikler Yeni plastik malzeme üretiminde kullanılır Yıkımdan önce ayrıştırılan kiremitler yeni Kiremit inşaatlarda ve kil üretiminde kullanılabilir Elektrikli aletler Alüminyum ve bakır dönüşümü Su tesisat donanımı ve Pirinç, bronz ve bakır dönüşümü borular Atıkları geri dönüştürmek için önce kaynaklarından ayrıştırılarak ürünlerin kullanılabilen kısımları toplanmaktadır. Ürünlerin bileşenlerini oluşturan parçalar ayrıştırma işlemi ile gruplandırılmakta ve cam, plastik ve kağıt gibi sınıflandırma yapılmaktadır. Geri dönen ürünlerde stok kontrolü yapılmakta ve geri dönüştürülecek malzemeler kimyasal ve fiziksel değişime uğratılarak yeni bir malzeme üretilmektedir. Türkiye’de yıkım üstlenicileri; yıktıkları binalardan geri dönüşüme göndermek üzere öncelikli olarak demir, çelik, alüminyum, ahşap almayı hedeflemektedirler. Bunlar yüksek kar getiren malzemeler oldukları için kurtarılması en çok tercih edilen malzemelerdir. Metaller, metal dönüşümcülerine; ahşap, preslenip laminant yapımında kullanılmak üzere bu işte uzmanlaşmış firmalara satılır. Kalın ahşaplar, kapılar, pencereler, banyo elemanları, borular, gömme mobilyalar, vitrifiye elemanları ve kiremitlerin ise geri dönüşümden ziyade yeniden kullanımı tercih edilir. Yeniden kullanılacak yapı malzemeleri, bir takım onarımlardan geçirildikten sonra veya hiç bir 55 onarım yapılmadan satışa sunulmaktadır. Örneğin yıkılacak bir binadan sökülen PVC pencere veya kapılar contaları değiştirilerek ve boyanarak kalitesi arttırılıp satılmaktadır. Kiremitler en az satılan ürünlerdir, vitrifiye ürünleri de sökümleri zahmetli olduğu ve kolay kırılabildiği için çok tercih edilmez. İkinci el yapı malzemeleri, çok yer kapladığı ve hareket ettirilmeleri zor malzemeler olduğu için genelde açıkta bırakılırlar ve hava koşullarına maruz kalırlar. Bu durum da malzemelerin kalitesini azaltan bir faktördür ve eskimeye sebep olur. Türkiye’de, yeni yapılașma alanlarında ve kentsel dönüșüm alanlarında ikinci el yapı malzemelerini alan ve satan ișletmeleri görmek mümkündür. Bu, ekolojik değeri yüksek olan bir yaklașımdır. Bu yerler genellikle yıkımını yaptığı binalarda yeniden kullanılabilir yapı malzemelerinin ve elemanlarının satıș alanlarına kendi imkânları ile tașımaktadırlar. Satıș alanına gelen yapı malzeme ve elemanları birtakım onarımlar gördükten sonra satıșa sunulmaktadır (Șekil 3.2). Şekil 3.2. Yeniden kullanılabilir malzemelerin depolandığı ve satıldığı bir alan Atık yönetiminin temelinde atıkların ayrıştırılarak geri kazanılabilecek olanların ülke ekonomisine kazandırılması olduğu halde Türkiye’de kaynağında ayrıștırma ve geri kazanım faaliyetleri ile yapısal atıkların değerlendirilmesi için gerekli tesis ve olanaklar oldukça yetersizdir. Bu nedenle yapısal atıkların gelecekte çevre problemlerine yol 56 açmadan Türkiye’de bu olanakların sağlanması gerekmektedir. Etkin ve kullanılan bir atık yönetimi sistemini ancak; kamu kuruluşları, ticari kuruluşlar, sivil toplum kuruluşları, akademik kuruluşlar, medya gibi kurum ve kuruluşların birlik içinde çalışarak katılımcı politikalar geliștirerek sağlayabilirler. Ülke ihtiyaçlarına cevap verebilecek nitelikte ve türde geri dönüşüm tesisleri kurulmalıdır. Bu tesislerde üretilen malzemelerin kullanımı teşvik edilmelidir. Bakanlık, yerel yönetimlerde yerel yönetimin türü ve büyüklüğünü göz önünde bulundurmak suretiyle model atık yönetim birimleri oluşturulmalı ve bunların yapılandırılmalarında ve işleyişlerinde uyulacak standartları belirleyip uygulatmalıdır. Bu koşullar altında geri dönüştürülmüş ürünler piyasaya sürüldükten sonra ürünlerin yaygınlaşması ve tanıtılmasıyla geri dönüşüm sektörünün gelişimine en büyük destek malzeme seçimini yapacak mimarlar, mal sahipleri ve müteahhitlerle olacaktır. Mimarlar, piyasada teşvikli ve garantili olarak sunulan sıfır malzeme kalitesine yükseltilmiş geri dönüştürülmüş ürünler hakkında bilgi sahibi oldukça kullanımı artacaktır. Bu şekilde, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de yapısal atıklar bir sorun olmaktan çıkıp gelir getiren bir kaynağa dönüştürülebilir. 3.2.4. Atıkları Depolama Atık yönetim hiyerarşisinde uygulanan en son adımlardan biri olan depolama; atıkların yeniden kullanılamaması veya geri dönüştürülememesi durumlarında kontrollü olarak depolanmasıdır (HTYAK 2004). İstatistiksel veriler göstermiştir ki yapısal atıklar dünya çapında birçok yerde depolama sahalarına alınan atıkların %10-30’unu oluşturmaktadır (Chen et al. 2002). 3.2.5. Atıkları Yok Etme Geri kazanılma ihtimali olmayan katı atıkların insan sağlığına ve çevreye zarar vermeden bertaraf edilmesi uygun olmaktadır. Doğru teknolojiyi seçmek için ekonomik ve teknik araştırma yapmak gerekmektedir. Teknolojiyi saptayan en önemli parametre ise o yörenin katı atığının özelliğidir. Atığın özelliği detaylıca araştırılmazsa seçilen bertaraf teknolojileri, yerel yönetimler ve ülke için maddi zararlar doğurabildikleri gibi çevreyi de olumsuz yönde etkileyebilirler. Atıkların bertaraf edilmesi atık yönetiminde 57 en son yapılacak işlemdir. Öncelikli hedefler atıkları önlemek ve dolayısıyla sıfır atık yönetimi olmalıdır. Gelecekteki olası çevre felaketlerinin önüne geçmenin çaresi en kısa zamanda bu atıkların en aza indirilmesi, hatta sıfırlandırılmasıdır. Bu nedenle “sıfır atık” hareketinin tüm ülkeler, yerel yönetimler, sanayi kuruluşları ve eğitim kurumlarınca benimsenip uygulamaya dönük adımların atılması gerekmektedir. Bu hedefe ulaşmak için yapılması gereken, öncelikle bilgi altyapısının kurulması ve toplumun her kesiminin bu konuda bilinçlendirilmesidir. Uluslararası anlamda Sıfır Atık kavramının güncel tanımı 2004 yılında Sıfır Atık Uluslararası Birliği ( Zero Waste International Alliance ) tarafından yapılmış olup şu şekildedir; Sıfır Atık; ekonomik yapıya uygun, etik kurallara, randımanlı bir biçimde işleyebilecek ve vizyon sahibi bir maksat ile insanoğlunu sürdürülebilir bir doğal yaşam döngüsüne ve hayat biçimini bu yönde değiştirmeye özendirerek, tüm ıskartaya çıkarılabilen malzemelerin diğer ürünler için kaynak olarak kullanabilecek biçimde dizayn edilmesine yol göstermektedir. Sıfır Atık kavramı; atıkların ve ürünlerin yapısındaki toksisitesinin azaltılması ve önlenmesi, tüm kaynakların korunması ve muhafaza edilmesi, atıkların yakılması ve gömülmesinin engellenmesi için sistemli bir biçimde ürün ve proseslerin dizaynı ve yönetilmesi şeklinde açıklanabilmektedir. Sıfır Atık Uygulaması ile toprağa, suya ya da havaya olan deşarjlar; dünyaya, insana, hayvana ya da bitki yaşamına olan tehditler yok edilebilmektedir (Yaman 2010). Sıfır atık yönetimi, atıkların sıfıra indirgenmesini ve bu şekilde sürdürülebilirliğinin sağlanmasını ifade etmektedir. Bu sisteme göre hedef, çevre kirliliklerinin olabilecek en uygun şekilde kaynağında azaltılması olup daha sonraki süreçte yapılacak yönlendirmeler ile atıkların en aza indirgenmesinin sağlanmasıdır (Şekil 3.3). 58 Şekil 3.3. Atık yönetim stratejileri riskler ve maliyet karşılaştırılması (Cheremisinoff 2003). Sıfır Atık Yönetimi sayesinde büyük miktarda tasarruf, daha üretim esnasında atığın en aza indirgenmesi ile yapılmaktadır. Sıfır Atık Yönetimi ile ilk etapta istenilen; atığın oluşmasının önlenmesi, eğer bu sağlanamıyorsa da atığın kaynağında azaltılmasıdır. Atıklar tüm dünyanın sorunu haline geldiği için ülkeler ve yönetimleri bu konuda çalışmalarını sürdürmektedir. 59 3.3. Türkiye’de Yapısal Atık Yönetimi Yönetmelikleri Atık yönetimini teşvik için devlet organları tarafından yasalar yönetmelikler çıkartılmıştır. Bunlardan Türkiye’de yapısal atıkları kapsayan yönetmelikler: 2872 sayılı Çevre Kanunu Katı Atıkların Kontrolü Yönetmeliği; Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü; Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği; Atık Pil ve Akümülatörlerin Kontrolü Yönetmeliği; Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği; Toprak Kirliliğinin Kontrolü ve Noktasal Kaynaklı Kirlenmiş Sahalara dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına dair Yönetmelik; Hafriyat Toprağı, Atıkların Yakılmasına İlişkin Yönetmelik; Tehlikeli Maddelerin Su ve Çevresinde Neden Olduğu Kirlilik Kontrolü Yönetmeliği; İSKİ Atık suların Kanalizasyon Şebekesine Deşarj Yönetmeliği (beton artıkları için); Atık Yönetimi Genel Esaslarına İlişkin Yönetmeliği ; Görüntü Kirliliği ve Kontrol Yönetmeliği Taslağı, TC. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Altyapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürlüğü İle TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi arasında imzalanan “İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Geri Dönüşümü ve Kullanım Kriterlerinin Belirlenmesi Projesi” adlı protokol anlaşmasına göre yıkıntı atıklarının çeşitli sektörlerde hammadde ve/veya agrega olarak kullanım kriterlerinin ve kullanım alanlarının belirlenmesi amacıyla çalışmalara başlatılmıştır. Türkiye’de katı atıklar ile ilgili 14.03.1991’de hazırlanan Katı Atık Kontrolü Yönetmeliği’ne göre; katı atıkların toplanılmasından yokedilmesine kadar Belediye ve Büyükşehir Belediyeleri sorumluluğundadır. Türkiye’de yapısal atık yönetimi ile ilgili olarak hafriyat toprağı ve yapım/yıkım atığının kontrolü ile ilgili çalışmalar, 08/02/2002 tarihinden itibaren "Hafriyat Toprağı ve İnşaat Molozlarının Kontrolü Yönergesi" kapsamında yürütülmeye başlanmıştır. Daha sonra 18/03/2004 tarihinde, Hafriyat Toprağı ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği (HTYAKY) ile atık yönetimine bir düzenleme getirilmeye çalışılmıştır. İlgili Yönetmeliğin "Hafriyat toprağı ile yapım ve yıkım atıklarının çevreye zarar vermeyecek şekilde öncelikle kaynakta azaltılması, toplanması, geçici biriktirilmesi, taşınması, geri kazanılması, değerlendirilmesi ve bertaraf edilmesi" amacı ve Yönetmelik hükümleri kapsamında çalışmalara devam edilmektedir (ResGaz 1). Söz konusu Yönetmelik 26/03/2010 tarih ve 27533 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak 60 yürürlüğe giren "Atıkları Düzenli Depolanmasına Dair Yönetmelik" in yürürlüğe girmesi sonrası değiştirilmiştir (Çevre Koruma Müdürlüğü 2016). Yönetmelik kapsamında Çevre Kanunu uygulama yetki devri, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 01.04.2014 tarih ve 51148829- 020-108 sayılı Bakanlık Oluru ile Bursa ili için Büyükşehir Belediye Başkanlığına yapılmış olup; Kanun ve Yönetmeliklere aykırı olarak hareket eden tüm özel/tüzel kişiliklere Çevre Kanununun 20. Maddesinin (r) bendine göre idari yaptırım uygulanmaktadır (Bursa Büyükşehir Belediyesi 2016). Şekil 3.4’te Bursa’da düzenli depolama sahaları ve düzenli depolama sahalarına atık bırakan ilçelerin yer aldığı atık yoğunluk haritası verilmiştir. Şekil 3.4. Bursa mevcut katı atık düzenli depolama tesis yerleri (İstaç 2015). Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hafriyat ve inşaat yıkıntı atıklarını düzenleyerek geri dönüştürme konusunu içeren yeni bir yönetmelik çıkarılması adına çalışmalar yapılmıştır. Bu yönde “atık yönetimine” ilişkin mevzuatta yer alan kavramların ortak bir yapı altında toplanması, mevzuatın sadeleştirilmesi ve atık yönetiminde güncel uygulamaları ile 2008/98/EC direktifine uyum sağlanabilmesi 61 amacıyla “Atık Yönetimi Yönetmeliği Taslağı” Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanmıştır. Yeni Yönetmeliğin amacı; hafriyat toprağından başlayarak inşaat yıkıntı atıklarına kadar genel çevre politikaları çerçevesinde bu atıkların çevreye zarar vermeden toplanması, biriktirilmesi, taşınması, geri kazanılması ve buna ilişkin teknik idari esasların belirlenmesini kapsamaktadır (Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 2016). Genel olarak literatüre bakıldığında; yapı üretim süreçlerinde oluşacak yapısal atıkları önleme ve/veya azaltmada tasarım sürecinin önemi ortaya çıkmaktadır. Çalışma, tasarım sürecinde alınan kararların yapı yaşam sürecinde oluşacak atık türünü, miktarını önleyebileceği/azaltabileceği varsayımına dayandırılmaktadır ve yapısal atıkların önlenmesi/azaltılması hedefiyle mimarlara yol gösterici olması açısından önemlidir. Literatür çalışması ile ortaya çıkan hipotezlerin, seçilmiş alan olan Bursa’da araştırılarak yapılan anket çalışması ile doğruluğu incelenecektir. 62 4. BULGULAR Tez çalışmasının bu bölümünde çalışma alanı olarak seçilen bölge irdelenecek ve seçim sebeplerine yer verilecektir. Daha sonrasında literatür çalışmalarından çıkarılan sorular ile hazırlanan anket çalışması yapılacaktır. 4.1. Çalışma Alanı: Bursa Bursa Türkiye'nin nüfus yoğunluğunun yüksek olduğu dördüncü büyük şehridir. 2016 itibariyle nüfusu 2.901.396’dır. Marmara Bölgesinin güneyinde 40° batı boylam ve 29° kuzey enlem daireleri arasında yer alır. Kuzeyinde Marmara Denizi ve Yalova, kuzeydoğuda Kocaeli ve Sakarya, doğuda Bilecik, güneyde Kütahya ve batıda Balıkesir illeri bulunmaktadır (Şekil 4.1.). Ayrıca Bursa, Marmara bölgesinin İstanbul'dan sonraki ikinci büyük ilidir. Yüzölçümü 10.813 km2 olan, kent Uludağ’ın yamaçlarına kurulmuştur. TÜİK verilerine göre (2016) 17 ilçe ve belediyesi bulunmaktadır. Şekil 4.1. Türkiye Haritası’nda Bursa 63 Sanayi istatistiklerine göre Türkiye'nin en büyük sanayi kentlerinden biri ve otomotiv üretim merkezidir. Günümüzde Bursa; sanayi ve ticaret kenti olması ile beraber iş ve eğitim olanaklarının gelişmişliği, sosyal-kültürel imkânları ve coğrafi yapısının elverişliliği gibi sahip olduğu birçok özelliği nedeniyle önemli göç çekim merkezilerinden biri haline gelmiştir. 2015 yılı itibariyle Türkiye nüfusunun %3,61’i Bursa’da yaşamaktadır. 2014-2015 yılları arasında Bursa’nın nüfusu binde 19,7 artmıştır. İlin net göç hızı ise aynı dönemde binde 7 olmuştur. TÜİK verilerine göre 2016 senesi il nüfusu 2.901.396'dır (Çizelge 4.1). İlin yüzölçümü 10.813 m2'dir. İlde km2'ye 268 kişi düşmektedir. Net göç hızı Bursa’da 2012 yılından itibaren devamlı artmıştır. Çizelge 4.1. Bursa’nın; aldığı - verdiği göç, net göç ve net göç hızı (Türkiye İstatik Kurumu 2017) Net göç Dönem İl Toplam Aldığı göç Verdiği göç Net göç hızı nüfus (‰) Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi 2015-2016 Toplam - Türkiye 79 814 871 2 619 403 2 619 403 0 0 Bursa 2 901 396 84 458 63 812 20 646 7,1 2014-2015 Toplam - Türkiye 78 741 053 2 720 438 2 720 438 0 0 Bursa 2 842 547 84 253 64 558 19 695 7,0 2013-2014 Toplam - Türkiye 77 695 904 2 681 275 2 681 275 0 0 Bursa 2 787 539 80 717 65 027 15 690 5,6 2011-2012 Toplam - Türkiye 75 627 384 2 317 814 2 317 814 0 0 Bursa 2 688 171 67 736 61 520 6 216 2,3 2010-2011 Toplam - Türkiye 74 724 269 2 420 181 2 420 181 0 0 Bursa 2 652 126 74 243 58 258 15 985 6,0 2009-2010 Toplam - Türkiye 73 722 988 2 360 079 2 360 079 0 0 Bursa 2 605 495 72 640 57 220 15 420 5,9 2007-2008 Toplam - Türkiye 71 517 100 2 273 492 2 273 492 0 0 Bursa 2 507 963 82 964 47 370 35 594 14,3 Göç alımı ile artan nüfusun beraberinde, kaçak yapılaşma,çevre kirliliği gibi sorunlar doğmaktadır. Günümüzde Bursa’da zamanla oluşmuş olan gecekondu bölgeleri, kentsel dönüşüm uygulamalarıyla farklı birer yapıya kavuşturulmaya çalışılmaktadır. Bursa 64 Büyükşehir Belediyesi’nin yürüttüğü Kentsel Dönüşüm Projelerinden tamamlananlar, devam edenler ve proje aşamasında olanlar Çizelge 4.2’de gösterilmiştir. Çizelge 4.2. Bursa kentsel dönüşüm projeleri (Bursa Büyükşehir Belediyesi 2015 Faaliyet Raporu 2017) PROJE ADI DURUMU Yeni Kent Hali Tamamlandı Kent Meydanı ve Çarşısı Tamamlandı Nilüfer Vadisi Tamamlandı Emir sultan Devam Ediyor Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi Tamamlandı Merinos Parkı Tamamlandı Hamitler Toplu Konut Projesi Tamamlandı Sıcak su Kentsel Dönüşüm Projesi Proje aşamasında Kent Meydanı Geliştirme Projesi Proje aşamasında İntam Blokları ve Çevresi Kentsel Dönüşüm Proje aşamasında Projesi Akpınar mahallesi 1050 Konutlar Kentsel Proje aşamasında Dönüşüm Alanı Gemlik Kayhan Mahallesi Kentsel Proje aşamasında Dönüşüm ve Gelişim Projesi Santral Garaj Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje aşamasında Projesi Yalova Yolu Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Proje aşamasında Projesi Çelebı̇ Mehmet Bulvarı Ve Çevresı̇ Kentsel Proje aşamasında Dönüşüm Ve Gelişim Alanı Tüm bu etmenler göz önünde bulundurulduğunda; göç alımı, kentsel dönüşüm, sanayi ve ticarette hızla gelişim, yurtdışından gelen yoğun yatırım talebi inşaat sektörünün ivmelenmesini tetikleyen faktörlerdendir. Talep ve beklentilerin fazla olması mimarlık ve inşaat sektörünü ‘seri üretim’ gibi tip çalışmalar yapmaya yönlendirmektedir. Mal sahibi / yapımcı / müteahhit tarafından az maliyetle çok sayıda konut yapımı için mimarların üzerinde baskı oluşturulmaktadır. Mimari tasarım yapılırken gözetilmesi gereken minimum koşulları göz önünde bulundurmanın ötesine geçerek, sektörün hızla gelişimiyle meydana gelen yapısal atıklar için ne gibi önlemler alınmaktadır? Mimarlar projelerini tasarlarken nelere dikkat etmekte, neler gözden kaçırılmaktadır? Literatür çalışmalarından çıkarılan sorular ile hazırlanan anket çalışması ile araştırılacaktır. 65 4.2. Anket Çalışması Alan olarak seçilen Bursa şehrinde 2016-2017 verilerine göre TMMOB Mimarlar Odası Bursa Şubesi’ne kayıtlı mimar sayısı 1600’dür. Bu sayı içerisinde büro tescili olan mimarlar yaklaşık 400 kişidir. Yapılan araştırma; tesadüfi olmayan örnekleme yöntemi ile anket çalışması olarak Bursa’da, Nisan-Haziran 2017 tarihleri arasında büro tescili bulunan 91 cevaplayıcı ile yapılmıştır. Yapısal atıkları önlemek / azaltmak için projenin tasarımcıları olan mimarlara bilimsel kaynakların hipotezlerinden derlenerek hazırlanan anket soruları yöneltilmiştir. Anket verileri SPSS versiyon 24 (Statistical Package for the Social Sciences) bilgisayar programı ile değerlendirilmiş ve anket soruları faktör analizi ile gruplandırılmış, sonuçları korelasyon yöntemi, tek yönlü varyans analizi (anova) ve t testi ile incelenmiştir. T testi hipotez testlerinde yaygın olarak kullanılan yöntemlerden biridir. Bağımsız Örneklem T Testi’nde iki grubun ortalamaları karşılaştırılarak aralarında anlamlı bir fark olup olmadığını test etmek amacıyla kullanılmaktadır. Tek yönlü varyans analizi (Anova) ise üç ve daha fazla grubun ortalamaları arasındaki farkı karşılaştırmaktadır. Anova analiz literatürde bağımsız örneklerde T Testi’nin ikiden fazla grup için genellenmiş hali olarak da geçmektedir. Korelasyon analizi ise iki değişken arasındaki ilişkiyi veya bir değişkenin iki veya daha çok değişken ile olan ilişkisini test etmek, varsa bu ilişkinin derecesini ölçmek için kullanılan istatistiksel bir yöntemdir. Anket beşli Likert ile hazırlanmıştır (EK 1). Ankette bulunan 22 adet soru faktör analizi ile beş gruba ayrılmıştır (EK 2). Bu gruplar da cinsiyete göre Bağımsız Örneklem T- Testi (EK 3-4-5-6-7) ile yaş, eğitim ve deneyimlerine göre Tek Yönlü Anova testi ile incelenmiştir. Sonrasında her soru için korelasyon yöntemi uygulanmıştır. Verilerin dağılımları cinsiyet değişkenine göre incelendiğinde anket katılımcılarının %54,9’u kadındır. Ankete katılanların çoğunluğu, % 49,5’i 22-30 yaş arasında, %36,3’ü 31-40 yaş aralığındadır. Elde edilen veriler, katılımcıların öğrenim düzeyi açısından değerlendirildiğinde; % 71,4’ ünün lisans, % 26,4’ünün ise yüksek lisans olduğu belirlenmiştir. Katılımcıların %36,3’ünün 1-5 senelik deneyimi varken % 22’sinin 6-10 senelik, % 17,6’sının ise 11-15 senelik mesleki deneyimi vardır. Katılımcılardan özellikle % 10’u sürdürülebilir yapılar üzerinde çalışma yapanlardan tercih edilmiştir. 66 Tasarım aşamasında; hedeflere yönelik veri toplama ve koordinasyon toplantıları devam ederken mimari projeler şekillenir. Bu çalışmalar bir süreç ürünüdür. “Tasarım süresi projenin niteliğini etkilemektedir” sorusunda katılımcılardan kesinlikle katılıyorum seçeneğini işaretleyenler % 60,4’tür. Cevaplar mimarların tasarım yapabilmeleri için zamana ve belirli verileri toplamaya ihtiyaçları olduğunu göstermektedir (Çizelge 4.3). Çizelge 4.3. Mimari tasarım esnasında tasarım süre kısıtının önemi Tasarım süresi kısıtı projenin niteliğini Frekans Yüzde (%) etkilemektedir Kesinlikle Katılıyorum 55 60,4 Katılıyorum 29 31,9 Kararsızım 5 5,5 Katılmıyorum 1 1,1 Kesinlikle Katılmıyorum 1 1,1 Toplam 91 100 Mimarın; gelişmekle beraber karmaşıklaşan toplum ve çevre şartlarında, yaklaşımları değişmektedir. Mimar, tasarımlarında gelecekteki muhtemel kullanıcıları, onların sorularını ve sonuçlarını düşünmelidir. Bu yaklaşım ancak tasarımlarının esnek olabilmesi ile gerçekleşebilir. Farklılaşan kullanıcı tipleri ile birlikte esneklik kavramı, adaptasyon, modülerlik, hareketlilik, değişim ve dönüşüm gibi yaklaşımlar ile sağlanabilir (Kızmaz ve Koş 2015) . Literatürdeki araştırmalar ile oluşturulan “iç mekan için farklı çözümler öneririm ve değişime karşı esnek tasarım yaparım” sorularında kesinlikle katılıyorum ve katılıyorum seçeneğini seçenler % 75’den fazladır (Çizelge 4.4). Çizelge 4.4. Mimari tasarım esnasında iç mekan için farklı çözüm önerileri tercihi İç mekan için farklı çözüm önerileri Frekans Yüzde (%) üretirim Kesinlikle Katılıyorum 25 27,5 Katılıyorum 53 58,2 Kararsızım 8 8,8 Katılmıyorum 5 5,5 Kesinlikle Katılmıyorum 0 0 Toplam 91 100 67 Mimarların yapıların kullanım değişikliği ihtimalini göz önünde bulundurdukları görülmektedir (Çizelge 4.5). Çizelge 4.5. Mimari tasarım esnasında esnek tasarım tercihinin incelenmesi Yapı kullanımının değişme olasılığına karşı Frekans Yüzde (%) esnek tasarım yaparım Kesinlikle Katılıyorum 16 17,6 Katılıyorum 52 57,1 Kararsızım 16 17,6 Katılmıyorum 7 7,7 Kesinlikle Katılmıyorum 0 0 Toplam 91 100 Literatür araştırmaları gösteriyor ki: tasarıma etki eden faktörlerin (mimar, işveren ve kullanıcı) düşüncesel bir altyapı oluşturması ve beraber geri beslenmeli bir çalışma yürütmeleri tasarım açısından sağlam bir temel oluşturmaktadır. Anket yanıtlayıcıları “tasarımı ve malzeme seçimini kullanıcı odaklı yaparım” sorularına olumlu yanıt vermiştir (Çizelge 4.6). Bu da tasarım esnasında kullanıcının verilerinin önemini göstermektedir (Çizelge 4.7). Dolayısıyla kullanıcı katılımlı tasarımlarda, kullanıcı beklentilerinin karşılanmasıyla yapım ve/veya söküm sırasında olası yapısal atıklar azaltılabilmektedir. Çizelge 4.6. Mimari tasarım esnasında kullanıcının yapısına uygun tasarım yapılmasının incelenmesi Kullanıcının biyolojik/psikolojik/sosyolojik Frekans Yüzde (%) yapısını göz önünde bulundururum Kesinlikle Katılıyorum 40 44 Katılıyorum 37 40,7 Kararsızım 8 8,8 Katılmıyorum 6 6,5 Kesinlikle Katılmıyorum 0 0 Toplam 91 100 68 Çizelge 4.7. Mimari tasarım esnasında malzeme seçiminde kullanıcı katılımının incelenmesi Malzeme/ürün seçiminde kullanıcı katılımlı Frekans Yüzde (%) bir çalışma yürütürüm Kesinlikle Katılıyorum 26 28,5 Katılıyorum 45 49,5 Kararsızım 12 13,2 Katılmıyorum 7 7,7 Kesinlikle Katılmıyorum 1 1,1 Toplam 91 100 Wright’ ın mimarlık anlayışının temel ilkelerini oluşturan önermelerden biri, malzemelerin doğalarını ortaya çıkarmak ve bunları samimice mimari şemaya dahil etmektir (Wright 1975). Malzemeleri özelliklerine uygun olarak kullanırım sorusunu katılımcılar % 59,3 oranında katılıyorum olarak cevaplamıştır (Çizelge 4.8). Soru mimarların tasarımda malzeme seçimini yapıp yapmadıklarını ve malzeme bilgilerini ölçmektedir. Çizelge 4.8. Mimari tasarım esnasında malzeme seçimi sürecinin incelenmesi Tasarımda malzemelerin özelliklerine Frekans Yüzde (%) uygun olarak yer veririm Kesinlikle Katılıyorum 24 26,4 Katılıyorum 54 59,3 Kararsızım 7 7,7 Katılmıyorum 6 6,6 Kesinlikle Katılmıyorum 0 0 Toplam 91 100 Ekoloji, sağlık ve etik değerlerin önemli olduğu sürdürülebilirlik ölçütleri ile karar verildiğinde binanın yaşam döngüsü çerçevesinde; enerji ve hammadde tüketimi minimum olan, ekolojik verileri kullanan, çevreye en az olumsuz etkisi olan seçimler yapılmalıdır. Yaşamın devamı için çevresel sürdürülebilirlik kavramı kaynak ve enerji tüketen tüm sektörlerce hassasiyetle ele alınmalıdır. Ekolojik yıkım, canlı sağlığı tahribatı ve kaynak tüketiminde tüketiciler de yaşam tarzları ve tanımladıkları ihtiyaç kavramları ölçüsünde sorumludur (Özçuhadar 2007). “Ekolojik verileri kullanırım” 69 sorusunda katılımcılardan bir kısmının kararsız kaldığı veya katılmadığı görülmüştür (Çizelge 4.9). Çizelge 4.9. Mimari tasarım esnasında ekolojik verilerin kullanımı Güneş enerjisi/rüzgar enerjisi gibi doğal kaynakları kullanmaya özen gösteririm Frekans Yüzde (%) (ekolojik verileri kullanırım) Kesinlikle Katılıyorum 15 16,5 Katılıyorum 38 41,8 Kararsızım 16 17,6 Katılmıyorum 20 22 Kesinlikle Katılmıyorum 2 2,2 Toplam 91 100 Mimarların tasarımı etkileyen etmenlerin neler olduğunu (kullanıcı talepleri, ekolojik veriler, malzeme niteliği, ekonomi ve bulunabilirlik gibi) tahlil edilerek, tasarımı etkileyen diğer fiziksel sorunları da göz önüne alması ve bu koşulları bir araya getirerek doğru bir denge kurması gerekmektedir. Malzeme seçimi de tasarımda önemli bir yer tutmaktadır. Malzemeler kullanımı doğru zamanda, doğru yerde, doğru malzeme seçimi ile olmalıdır. Tasarımcının bu sebeple malzeme bilgisinin kuvvetli olması avantaj olmaktadır. Ankete katılan mimarların tasarım yaparken malzeme seçimi yapmaya önem verdiği görülmüştür (Çizelge 4.10). Çizelge 4.10. Mimari tasarım esnasında malzeme seçimi Tasarım esnasında yapının malzeme Frekans Yüzde (%) seçimini yaparım Kesinlikle Katılıyorum 25 27,5 Katılıyorum 54 59,3 Kararsızım 6 6,6 Katılmıyorum 6 6,6 Kesinlikle Katılmıyorum 0 0 Toplam 91 100 Mimarların malzeme seçimi yaparken ortamın coğrafi koşullarını ve kullanıcıların koşullarını göz önünde bulundurmaya özen gösterdikleri görülmüştür. Katılımcılardan yalnızca % 6,6’sı katılmıyorum seçeneğini işaretlemiştir (Çizelge 4.11). Soruda kesinlikle katılmıyorum seçeneğini tercih eden mimar olmamıştır. 70 Çizelge 4.11. Mimari tasarım esnasında malzeme seçiminde dikkat edilenler Yapının coğrafi / kullanıcı koşullarına Frekans Yüzde (%) uygun malzeme seçerim Kesinlikle Katılıyorum 25 27,5 Katılıyorum 50 54,9 Kararsızım 10 11 Katılmıyorum 6 6,6 Kesinlikle Katılmıyorum 0 0 Toplam 100 Malzeme seçimi yaparken yerel malzemeleri işaretleyenler katılımcıların % 45,1’ini oluştursa bile kararsızım ve katılmıyorum seçeneklerini tercih edenler de yüksek sayıdadır. Katılımcıların % 1,1’ i kesinlikle katılmıyorum şıkkını seçerek yerel malzeme tercih etmediklerini belirtmişlerdir (Çizelge 4.12). Çizelge 4.12. Mimari tasarım esnasında yerel malzeme seçimi Tasarımlarımda yerel malzeme seçmeye Frekans Yüzde (%) özen gösteririm Kesinlikle Katılıyorum 9 9,9 Katılıyorum 32 35,2 Kararsızım 28 30,7 Katılmıyorum 21 23,1 Kesinlikle Katılmıyorum 1 1,1 Toplam 91 100 Ankete katılan mimarlardan çoğu malzeme seçimini yaparken yapının kullanım ve yıkım sürecinde oluşabilecek komplikasyonlar için bakım-onarım-değişim olanaklarını göz önünde bulundururum olarak yanıtlamışlardır (Çizelge 4.13). Çoğunluk % 57,1’lik oranla katılıyorum seçeneğini işaretlemiştir. Bu soruyu 12 kişi kararsızım, 9 kişi de katılmıyorum olarak cevaplamıştır. 71 Çizelge 4.13. Mimari tasarım esnasında malzeme seçimi kriterleri Malzeme seçiminde bakım/onarım/değişim Frekans Yüzde (%) olanaklarını göz önünde bulundururum Kesinlikle Katılıyorum 18 19,8 Katılıyorum 52 57,1 Kararsızım 12 13,2 Katılmıyorum 9 9,9 Kesinlikle Katılmıyorum 0 0 Toplam 91 100 Yapısal atık azaltılması, tasarım aşamasında başlar. Tasarım ve malzeme seçimi, oluşacak atık ve ortaya çıkacak zararlı maddelerin miktarını etkilediğinden çok dikkatli yapılmalıdır. Tasarım aşamasında: dayanıklı, bakımı yapılabilir malzemeler kullanılırsa sık malzeme değişiminin önüne geçilebilir. Malzeme ve ürün tercihi yaparken estetik, ekonomik, üretici garantisi olanları seçerim sorusunda ankete katılanlardan 35 kişi kesinlikle katılıyorum seçeneğini, 51 kişi ise katılıyorum seçeneğini işaretlemiştir (Çizelge 4.14). Çizelge 4.14. Mimari tasarım esnasında malzeme seçiminde dikkat edilen özellikler Malzeme ve ürün tercihi yaparken ekonomik / performansı yüksek / üretici Frekans Yüzde (%) garantisi ve kullanıcı memnuniyeti olanları tercih ederim Kesinlikle Katılıyorum 35 38,5 Katılıyorum 51 56 Kararsızım 3 3,3 Katılmıyorum 2 2,2 Kesinlikle Katılmıyorum 0 0 Toplam 91 100 Tasarımcıların standart boylarda malzeme kullanımı sağlayıcı yönde modüler çözümler yapabilmesi uygulama sırasında malzemenin atığa dönüşmesini engelleyici önemli etkenlerden biridir. Her projenin modüler malzeme kullanımına imkan sağlamayacağı düşünüldüğünde tasarım aşamasında kullanılacak malzemelerin boyut, miktar ve çeşitlerinin tam olarak belirlenmesi ile şantiyede malzeme kayıplarının önüne geçilebileceği düşünülmektedir (Balaban 2014). Mimarların çoğu uygulama aşamasında 72 kırpıntı atık oluşmaması için tasarım esnasında modüler tasarım yapmaya özen gösterse bile bu konuda 91 katılımcıdan 22 kişi kararsız kalmış, 2 kişi kesinlikle katılmıyorum seçeneğini tercih etmiştir (Çizelge 4.15). Çizelge 4.15. Mimari tasarım esnasında dikkat edilecek kriterler Kırpıntı atıkları engellemek için malzeme Frekans Yüzde (%) ölçülerine uygun modüler tasarım yaparım Kesinlikle Katılıyorum 13 14,3 Katılıyorum 39 42,9 Kararsızım 22 24,2 Katılmıyorum 15 16,5 Kesinlikle Katılmıyorum 2 2,2 Toplam 91 100 Amacına uygun nitelikli ekipman seçimi ve kullanımı ile hem istenilen kalitede yapılar üretilebilecek hem de doğal kaynaklar daha az zarar görecektir. Tesisat ve ekipman seçiminde doğru kaynak kullanımını yapan ürün ve malzeme seçimi yapılmaya çalışılmaktadır. Ankete katılan mimarlardan % 13,2’si kesinlikle katılıyorum, % 54,9’u katılıyorum seçeneğini seçmiştir (Çizelge 4.16). Çizelge 4.16. Mimari tasarım esnasında ekipman seçimi kriterleri Doğal ve yapay kaynakları verimli kullanan Frekans Yüzde (%) tesisat ve ekipman seçmeye dikkat ederim Kesinlikle Katılıyorum 12 13,2 Katılıyorum 50 54,9 Kararsızım 19 20,9 Katılmıyorum 10 11 Kesinlikle Katılmıyorum 0 0 Toplam 91 100 Yapısal atıklar yapım, yenileme, tadilat, yıkım gibi faaliyetler sonucunda ortaya çıkan, her geçen gün artış gösteren katı atıklar sınıfına girmektedir. Yapı üretiminin hemen her aşamasında yapısal atıkların etkin yönetimi ile çevre, ekonomi ve halk sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri önlenebilmekte / azaltılabilmektedir. Yapı üretim sürecinin en önemli aşamalarından biri olan tasarım aşamasında, yapısal atık oluşumuyla ilgili 73 önlemlerin düşünülmesi yapı malzemelerinin yeniden kullanılabilirlik ve geri dönüştürülebilirlik özelliklerinin göz önünde bulundurulması önemlidir. Bu konuda tasarımcılara önemli görevler düşmektedir (Coşgun ve ark. 2009). Anket sonuçlarına göre Çizelge 4.17’deki katılımcıların % 59’4’ü tasarım aşamasında yapım, kullanım, yıkım ve geri dönüşüm basamaklarını göz önünde bulundurmaktayken; 20 kişi kararsızım, 17 kişi katılmıyorum seçeneğini seçmiştir.Bu konunun göz ardı edilebildiği görülmüştür. Çizelge 4.17. Mimari tasarım esnasında yapı yaşam döngüsüne yer verilmesi Tasarım aşamasında yapım / kullanım / geri dönüşüm basamaklarını göz önünde Frekans Yüzde (%) bulundururum Kesinlikle Katılıyorum 18 19,8 Katılıyorum 36 39,6 Kararsızım 20 22 Katılmıyorum 17 18,6 Kesinlikle Katılmıyorum 0 0 Toplam 91 100 Tasarım aşamasında yapısal atık oluşumunu engellemeye yönelik çalışmalar yapılması yapı üretim sürecini doğrudan etkilemektedir. Yapım ve yıkım süreçleri sonucunda, oluşan yapısal atıkların yeniden değerlendirilip tekrar kullanılması, atık miktarının azaltılmasında önemli rol oynamaktadır. Yeni bir ürünün üretiminde eski bir malzemenin hammadde olarak kullanılması geri kazanılabilirlik ölçüsüdür. Kullanım ömürleri sonunda geri dönüştürülebilen veya yeniden kullanılabilen ve kolaylıkla sökülebilir ürünler kullanılması ile yeni ürün veya malzeme üretiminde gerekecek hammaddeden tasarruf sağlayacaktır. Anket cevaplarına göre mimarların bir kısmı geri dönüştürülebilir ve yeniden kullanılabilir malzemeleri kullanmakta olsa dahi katılımcıların çoğunluğunun kararsız kaldığı, bir kısmının da tercih etmediği ortaya çıkmıştır (Çizelge 4.18). 74 Çizelge 4.18. Mimari tasarımda geri dönüştürülebilir malzemenin yeri Malzeme seçiminde geri dönüştürülebilir / yeniden kullanılabilir malzemelere öncelik Frekans Yüzde (%) veririm Kesinlikle Katılıyorum 6 6,6 Katılıyorum 24 26,4 Kararsızım 36 39,6 Katılmıyorum 24 26,4 Kesinlikle Katılmıyorum 1 1,1 Toplam 91 100 Anket sonuçlarına göre geri dönüştürülebilir malzemeler ikinci el malzemeye kıyasla tercih edilmektedir. Tasarımlarımda ikinci el malzeme veya ürünü kesinlikle kullanırım seçeneğini seçen kimse olmamıştır (Çizelge 4.19). Bu çekimserlik ikinci el üründe hijyen, kalite, performans gibi soru işaretlerinden kaynaklanmaktadır. İkinci el malzemenin garantisinin olmaması mimarı konudan uzaklaştırmaktadır. İkinci el malzeme teşvik edilebilir, kullanımındaki avantajlara yönelik eğitimler verilebilir, kamuoyu konuya özendirilebilir. Çizelge 4.19. Mimari tasarımda ikinci el malzeme kullanımı Tasarımlarımda ikinci el malzeme / ürün Frekans Yüzde (%) kullanırım Kesinlikle Katılıyorum 0 0 Katılıyorum 3 3,3 Kararsızım 20 22 Katılmıyorum 51 56 Kesinlikle Katılmıyorum 17 18,7 Toplam 91 100 Literatür çalışmaları ve anket sonuçlarından elde edilen verilere göre mimari projelerde detayların eksik ve/veya yetersiz olması karşılaşılan önemli bir sorundur (Çizelge 4.20). Uygulama projelerinde yeterince detay verilmeme sebepleri arasında: mimarın/ tasarımcının detay konusuna hakimiyet eksikliği, yasa ve yönetmeliklerin projelerin ruhsatlarını almak için ayrıntılı detay istememesi, mimari projelerin fiyatlarının piyasa koşullarında çok fazla indirilmesi sebebiyle detay çizimine fazla vakit ayrılamaması 75 sayılmaktadır. Mal sahibinin / yüklenicinin şantiye aşamasında taleplerinin sürekli değişmesi de yeterince detay verilememesini etkilemektedir. Çizelge 4.20. Mimari tasarımda detay projeleri hazırlama Taşıyıcı sistem ve yapı kabuğu bağlantıları Frekans Yüzde (%) için detay projeleri hazırlarım Kesinlikle Katılıyorum 11 12,1 Katılıyorum 45 49,5 Kararsızım 19 20,9 Katılmıyorum 14 15,4 Kesinlikle Katılmıyorum 2 2,2 Toplam 91 100 Mimari tasarım tamamlanıp yasalar nezdinde yetkililerce onaylandıktan sonra uygulama/yapım aşamasına geçilir. Şantiyede; mal sahibi için mali kaygılar, taşeronların detay uygulayabilme kabiliyetlerinin yeterli olmaması, geleneksel yöntemler dışında teknolojiyi kullanmak istememeleri gibi sebeplerle uygulama aşamasında mimari projenin dışına çıkılabilmektedir. Projelendirme aşamasından sonra uygulama basamağında yerinde kontrol yapmayı tercih eden mimarların sayısı yüksektir. Çizelge 4.21’de ankete katılan mimarların % 12,1’i projelerinin yerinde uygunluğunu kontrol etmedikleri sonucu ortaya çıkmaktadır. Çizelge 4.21. Mimarın şantiye kontrolü Şantiyesi başlayan projenin tasarım aşamasında verilen kararlara uygunluğunu Frekans Yüzde (%) yerinde kontrol ederim Kesinlikle Katılıyorum 24 26,4 Katılıyorum 45 49,5 Kararsızım 11 12,1 Katılmıyorum 11 12,1 Kesinlikle Katılmıyorum 0 0 Toplam 91 100 Literatür çalışmalarıyla beraber şantiyelerde edinilen deneyimlere göre: taşeronların kullandıkları teknolojilerin yetersizliği, proje okuması bakımından eksiklikleri ve iş anlayışı bakımından proje dışı iş yapmaya yönelebildikleri görülmektedir. Tasarımda anlaşılamayan yerler olabileceğinden şantiyenin yöneticisi olan şantiye şefi ile irtibatta 76 olunmasıyla olası yapısal atıkların önüne geçilebilir. Mimarların çoğunluğu uygulama aşamasında şantiye şefi veya yöneticisi ile ihtiyaç halinde koordinasyonumu devam ettirmeyi tercih ederim seçeneğini işaretlemişlerdir (Çizelge 4.22). Çizelge 4.22. Mimarın şantiye ile koordinasyonu Uygulama aşamasında müteahhit ve/veya şantiye şefi ile irtibat / koordinasyon Frekans Yüzde (%) halinde çalışırım Kesinlikle Katılıyorum 28 30,8 Katılıyorum 46 50,5 Kararsızım 9 9,9 Katılmıyorum 8 8,8 Kesinlikle Katılmıyorum 0 0 Toplam 91 100 Mimarların çoğunluğu tarafından yetersiz tasarım verilerinin yapısal atık oluşturduğu düşünülmektedir. Çizelge 4.23’teki soruyu katılımcıların % 36,3’ü kesinlikle katılıyorum, % 52,7’si ise katılıyorum olarak yanıtlamıştır (Çizelge 4.23). Çizelge 4.23. Mimarın yetersiz tasarım verilerinin yapısal atık oluşumunda etkisine bakışı Yetersiz tasarım verilerinin yapısal atık Frekans Yüzde (%) oluşumuna sebep olduğunu düşünüyorum Kesinlikle Katılıyorum 33 36,3 Katılıyorum 48 52,7 Kararsızım 8 8,8 Katılmıyorum 2 2,2 Kesinlikle Katılmıyorum 0 0 Toplam 91 100 Katılımcılar tarafından bilgi ve/veya deneyim eksikliğinin yapısal atık oluşturduğu düşünülmektedir. Bu konuda 1 katılımcı kesinlikle katılmıyorum seçeneğini seçmiş, 13 katılımcı ise kararsız kalmıştır (Çizelge 4.24). 77 Çizelge 4.24. Mimarın bilgi ve deneyim eksikliğinin yapısal atık oluşumunda etkisine bakışı Bilgi ve deneyim eksikliğinin yapısal atık Frekans Yüzde (%) oluşumuna sebep olduğunu düşünüyorum Kesinlikle Katılıyorum 37 40,7 Katılıyorum 38 41,8 Kararsızım 13 14,3 Katılmıyorum 2 2,2 Kesinlikle Katılmıyorum 1 1,1 Toplam 91 100 T Testi Analizi Ankete 50 kadın, 41 erkek mimar katılmıştır. Cinsiyet ile T Testi analizi yapılmıştır. Beş gruba ayrılan sorulardan malzeme seçimi ve uygulama kontrolünü içeren 1. grupta 20. soru hariç varyanslar homojen çıkmıştır (EK 3). Ankette 20.soru olan kadın ve erkek mimarların “tasarımlarının uygulamaları esnasında şantiye şefi ve/veya müteahhitle koordinasyon halinde çalışırım” sorusu için yapılan t testi sonrasında kadın ve erkeklerin şantiye ile irtibatlarının birbirinden farklı olduğu görülmüştür (t0.05:89=0.636). Buna göre kadın mimarların (𝑋=2,020) erkek mimarlara (𝑋=1,902) oranla şantiyedeki soru ve sorunlar için şantiye şefi ile daha koordineli çalıştığı sonucu çıkmaktadır. Ekolojik veriler ve geri dönüşümü içeren 2. grupta varyanslar homojen çıkmıştır (EK 4). Tasarımda kullanıcıların dahil edildiği 3. grupta 7. Soru haricinde varyanslar homojen çıkmıştır (EK 5). Ankette 7. Soru olan katılımcılarının “tasarımda malzemelerin özelliklerine uygun olarak yer veririm” sorusuna cevaplarında (sig 0.019 < 0.05) varyanslar homojen çıkmamıştır. Kadın ve erkek mimarların “tasarımda malzemelerin özelliklerine uygun olarak yer veririm” sorusuna verdikleri cevapların düzeylerinin karşılaştırılması için yapılan t testi sonrasında kadın ve erkeklerin cevaplarının birbirinden farklı olduğu görülmüştür(t0.05:89=-0.878). Buna göre erkek mimarların (𝑋=2,0244) kadın mimarlara (𝑋=1,8800) oranla tasarımlarında malzemelerin özelliklerine uygun kullanmaya özen gösterdikleri ortaya çıkmaktadır. Tasarım anlayışını irdeleyen 4. grupta 1.soru haricinde varyanslar homojen çıkmıştır (EK 6). Anket katılımcılarının “tasarım süresi kısıtı projenin niteliğini etkilemektedir” sorusuna cevaplarında (sig 0.004 < 0.05) varyanslar homojen çıkmamıştır. Kadın ve 78 erkek mimarların “tasarım süresi kısıtı projenin niteliğini etkilemektedir” sorusuna verdikleri cevapların düzeylerinin karşılaştırılması için yapılan t testi sonrasında kadın ve erkeklerin cevaplarının birbirinden farklı olduğu görülmüştür(t0.05:89=-2.691). Buna göre erkek mimarlar (𝑋=1,7317) kadın mimarlara (𝑋=1,3200) oranla tasarımlarında süre kısıtının tasarımın niteliğini etkilediğini düşünmektedirler. Hipotezleri içeren 5. grupta varyanslar homojen çıkmıştır (EK 7). Tek Yönlü Anova Testi Mimarların yaş, eğitim ve deneyimlerine göre ankete verdikleri cevaplar Tek Yönlü Anova testi ile incelenmiştir. Yaş durumuna göre (EK 8) ekolojik veri kullanma algıları arasında, gruplar arasında istatistiksel anlamlı bir farklılık vardır (sig.0.003 < 0.05). Soru 3’e göre yapılan karşılaştırma testlerinden Tukey testi sonuçlarına göre bu farklılığın 31-40 yaş / 51 ve üzeri yaş grupları arasında olduğu görülmektedir (Çizelge 4.25). Tasarım yaparken bu iki grubun ekolojik verileri kullanma yönünde hassasiyeti birbirinden farklı çıkmaktadır. Anket sonuçlarına göre 31-40 yaş grubu mimarlar diğer meslektaşlarına kıyasla daha fazla ekolojik verileri kullanmaktadır. Çizelge 4.25. Ekolojik verileri kullanırım sorusu ile yaş grupları arasında Tukey testi sonucu Ortalamalar Anlamlılık 95% Güven Aralığı Arasındaki Fark Standart Düzeyi (I) yas (J) yas (I-J) Hata (Sig.) Alt Sınır Üst Sınır 22-30 31-40 -,51717 ,23233 ,124 -1,1257 ,0914 41-50 ,25556 ,44058 ,938 -,8985 1,4096 51 ve üzeri ,99365 ,41188 ,082 -,0852 2,0725 31-40 22-30 ,51717 ,23233 ,124 -,0914 1,1257 41-50 ,77273 ,44990 ,321 -,4057 1,9512 51 ve üzeri 1,51082* ,42184 ,003 ,4059 2,6158 41-50 22-30 -,25556 ,44058 ,938 -1,4096 ,8985 31-40 -,77273 ,44990 ,321 -1,9512 ,4057 51 ve üzeri ,73810 ,56398 ,560 -,7392 2,2154 51 ve üzeri 22-30 -,99365 ,41188 ,082 -2,0725 ,0852 31-40 -1,51082* ,42184 ,003 -2,6158 -,4059 41-50 -,73810 ,56398 ,560 -2,2154 ,7392 79 Yaş durumuna göre geri dönüştürülmüş malzemelere öncelik verme algısında, gruplar arasında istatistiksel anlamlı bir farklılık vardır (sig.0.00 < 0.05). Soru 9’a göre yapılan karşılaştırma testlerinden Tukey testi sonuçlarına göre bu farklılığın 22-30 yaş / 51 ve üzeri yaş ve 31-40 yaş / 51 ve üzeri yaş grupları arasında olduğu görülmektedir (Çizelge 4.26). Tasarım yaparken bu iki grubun geri dönüştürülmüş malzemeye yönelme hassasiyeti birbirinden farklı çıkmaktadır. Öncelikli olarak 31-40 yaş grubunun ardından 22-30 yaş grubunun yeniden kullanılabilir malzemelere öncelik verdiği görülmektedir. Çizelge 4.26. Malzeme seçiminde geri dönüştürülebilir malzemelere öncelik veririm sorusu ile yaş grupları arasında Tukey testi sonucu Ortalamalar Anlamlılık 95% Güven Aralığı Arasındaki Fark Standart Düzeyi (I) yas (J) yas (I-J) Hata (Sig.) Alt Sınır Üst Sınır 22-30 31-40 -,16566 ,19108 ,822 -,6662 ,3348 41-50 ,28889 ,36235 ,855 -,6602 1,2380 51 ve üzeri 1,38413* ,33874 ,001 ,4968 2,2714 31-40 22-30 ,16566 ,19108 ,822 -,3348 ,6662 41-50 ,45455 ,37002 ,611 -,5147 1,4238 51 ve üzeri 1,54978* ,34694 ,000 ,6410 2,4585 41-50 22-30 -,28889 ,36235 ,855 -1,2380 ,6602 31-40 -,45455 ,37002 ,611 -1,4238 ,5147 51 ve üzeri 1,09524 ,46384 ,092 -,1197 2,3102 51 ve üzeri 22-30 -1,38413* ,33874 ,001 -2,2714 -,4968 31-40 -1,54978* ,34694 ,000 -2,4585 -,6410 41-50 -1,09524 ,46384 ,092 -2,3102 ,1197 Yaş aralığı ve yapının coğrafi / kullanıcı koşullarına göre malzeme seçimine özen gösterme algıları arasında, gruplar arasında istatistiksel anlamlı bir farklılık vardır (sig.0.023 < 0.05). Yapılan karşılaştırma testlerinden Tukey testi sonuçlarına göre bu farklılığın 22-30 yaş / 51 ve üzeri yaş ile 31-40 yaş / 51 ve üzeri yaş grupları arasında olduğu görülmektedir (Çizelge 4.27). Tasarım yaparken bu iki grubun malzeme seçimi yapma hassasiyeti birbirinden farklı çıkmaktadır. 80 Çizelge 4.27. Yapının kullanıcı ve coğrafi koşullarına uygun malzeme seçeri sorusu ile yaş grupları arasında Tukey testi sonucu Ortalamalar Anlamlılık 95% Güven Aralığı Arasındaki Fark Standart Düzeyi (I) yas (J) yas (I-J) Hata (Sig.) Alt Sınır Üst Sınır 22-30 31-40 ,05859 ,17855 ,988 -,4091 ,5263 41-50 ,42222 ,33859 ,599 -,4647 1,3091 51 ve üzeri ,94603* ,31654 ,019 ,1169 1,7752 31-40 22-30 -,05859 ,17855 ,988 -,5263 ,4091 41-50 ,36364 ,34576 ,720 -,5420 1,2693 51 ve üzeri ,88745* ,32419 ,037 ,0383 1,7366 41-50 22-30 -,42222 ,33859 ,599 -1,3091 ,4647 31-40 -,36364 ,34576 ,720 -1,2693 ,5420 51 ve üzeri ,52381 ,43343 ,623 -,6115 1,6591 51 ve üzeri 22-30 -,94603* ,31654 ,019 -1,7752 -,1169 31-40 -,88745* ,32419 ,037 -1,7366 -,0383 41-50 -,52381 ,43343 ,623 -1,6591 ,6115 Yaş durumuna göre tasarımda yerel malzeme kullanımına yer verme algıları arasında, gruplar arasında istatistiksel anlamlı bir farklılık vardır (sig.0.035 < 0.05). Soru 11’e göre yapılan karşılaştırma testlerinden Tukey testi sonuçlarına göre bu farklılığın 22-30 yaş ile 51 ve üzeri yaş grupları arasında olduğu görülmektedir (Çizelge 4.28). Tasarım yaparken bu iki grubun yerel malzemeyi tercih etme durumları farklı çıkmaktadır. 22-30 yaş grubunun yerel malzeme kullanmaya özen gösterdikleri görülmektedir. 81 Çizelge 4.28. Yerel malzeme seçmeye özen gösteririm sorusu ile yaş grupları arasında Tukey testi sonucu Ortalamalar Anlamlılık 95% Güven Aralığı Arasındaki Fark Standart Düzeyi (I) yas (J) yas (I-J) Hata (Sig.) Alt Sınır Üst Sınır 22-30 31-40 ,03434 ,21564 ,999 -,5305 ,5992 41-50 ,32222 ,40893 ,860 -,7489 1,3934 51 ve üzeri 1,10794* ,38229 ,024 ,1066 2,1093 31-40 22-30 -,03434 ,21564 ,999 -,5992 ,5305 41-50 ,28788 ,41759 ,901 -,8059 1,3817 51 ve üzeri 1,07359* ,39153 ,037 ,0480 2,0992 41-50 22-30 -,32222 ,40893 ,860 -1,3934 ,7489 31-40 -,28788 ,41759 ,901 -1,3817 ,8059 51 ve üzeri ,78571 ,52347 ,441 -,5855 2,1569 51 ve üzeri 22-30 -1,10794* ,38229 ,024 -2,1093 -,1066 31-40 -1,07359* ,39153 ,037 -2,0992 -,0480 41-50 -,78571 ,52347 ,441 -2,1569 ,5855 Yaş durumuna göre malzeme seçiminde bakım onarım olanaklarına yer verme algıları arasında, gruplar arasında istatistiksel anlamlı bir farklılık vardır (sig. 0.016 < 0.05). Soru 12’ye göre yapılan karşılaştırma testlerinden Tukey testi sonuçlarına göre bu farklılığın 22-30 yaş ile 51 ve üzeri yaş grupları arasında olduğu görülmektedir (Çizelge 4.29). Tasarım yaparken bu iki grubun malzeme seçimi yaparken onarım değişim durumları için hassasiyeti birbirinden farklı çıkmaktadır. 82 Çizelge 4.29. Malzeme seçiminde bakım onarım değişim olanaklarını göz önünde bulundururum sorusu ile yaş grupları arasında Tukey testi sonucu Ortalamalar Anlamlılık 95% Güven Aralığı Arasındaki Fark Standart Düzeyi (I) yas (J) yas (I-J) Hata (Sig.) Alt Sınır Üst Sınır 22-30 31-40 ,30303 ,18588 ,367 -,1839 ,7899 41-50 ,16667 ,35250 ,965 -,7567 1,0900 51 ve üzeri 1,04762* ,32954 ,011 ,1844 1,9108 31-40 22-30 -,30303 ,18588 ,367 -,7899 ,1839 41-50 -,13636 ,35996 ,981 -1,0792 ,8065 51 ve üzeri ,74459 ,33751 ,130 -,1395 1,6286 41-50 22-30 -,16667 ,35250 ,965 -1,0900 ,7567 31-40 ,13636 ,35996 ,981 -,8065 1,0792 51 ve üzeri ,88095 ,45124 ,214 -,3010 2,0629 51 ve üzeri 22-30 -1,04762* ,32954 ,011 -1,9108 -,1844 31-40 -,74459 ,33751 ,130 -1,6286 ,1395 41-50 -,88095 ,45124 ,214 -2,0629 ,3010 Yaş durumuna göre tesisat ve ekipman seçiminde kaynakları verimli kullanılmasına dikkat etme algıları arasında, gruplar arasında istatistiksel anlamlı bir farklılık vardır (sig. 0.022 < 0.05). Soru 15’e göre yapılan karşılaştırma testlerinden Tukey testi sonuçlarına göre bu farklılığın 22-30 yaş / 51 ve üzeri yaş ve 31-40 yaş / 51 yaş ve üzeri yaş grupları arasında olduğu görülmektedir (Çizelge 4.30). Tasarım yaparken bu iki grubun malzeme seçimi yapma hassasiyeti birbirinden farklı çıkmaktadır. 83 Çizelge 4.30. Kaynakları verimli kullanan tesisat seçimi yaparım sorusu ile yaş grupları arasında Tukey testi sonucu Ortalamalar Anlamlılık 95% Güven Aralığı Arasındaki Fark Standart Düzeyi (I) yas (J) yas (I-J) Hata (Sig.) Alt Sınır Üst Sınır 22-30 31-40 ,00606 ,18452 1,000 -,4773 ,4894 41-50 ,40000 ,34991 ,664 -,5166 1,3166 51 ve üzeri ,97143* ,32711 ,020 ,1146 1,8283 31-40 22-30 -,00606 ,18452 1,000 -,4894 ,4773 41-50 ,39394 ,35732 ,689 -,5420 1,3299 51 ve üzeri ,96537* ,33503 ,025 ,0878 1,8429 41-50 22-30 -,40000 ,34991 ,664 -1,3166 ,5166 31-40 -,39394 ,35732 ,689 -1,3299 ,5420 51 ve üzeri ,57143 ,44792 ,581 -,6018 1,7447 51 ve üzeri 22-30 -,97143* ,32711 ,020 -1,8283 -,1146 31-40 -,96537* ,33503 ,025 -1,8429 -,0878 41-50 -,57143 ,44792 ,581 -1,7447 ,6018 Yaş durumuna göre şantiyenin tasarım kararlarına uygunluğunu kontrol etme algıları arasında, gruplar arasında istatistiksel anlamlı bir farklılık vardır (sig. 0.017 < 0.05). Soru 19’a göre yapılan karşılaştırma testlerinden Tukey testi sonuçlarına göre bu farklılığın 22-30 yaş ile 51 ve üzeri yaş grupları arasında olduğu görülmektedir (Çizelge 4.31). Tasarım yaparken bu iki grubun şantiye kontrol hassasiyeti birbirinden farklı çıkmaktadır. 84 Çizelge 4.31. Yapımın tasarım aşamasındaki kararlara uygunluğunu şantiyede kontrol ederim sorusu ile yaş grupları arasında Tukey testi sonucu Ortalamalar Anlamlılık 95% Güven Aralığı Arasındaki Fark Standart Düzeyi (I) yas (J) yas (I-J) Hata (Sig.) Alt Sınır Üst Sınır 22-30 31-40 ,42424 ,20483 ,171 -,1123 ,9608 41-50 ,00000 ,38842 1,000 -1,0174 1,0174 51 ve üzeri 1,04762* ,36312 ,025 ,0965 1,9988 31-40 22-30 -,42424 ,20483 ,171 -,9608 ,1123 41-50 -,42424 ,39664 ,709 -1,4632 ,6147 51 ve üzeri ,62338 ,37190 ,342 -,3508 1,5975 41-50 22-30 ,00000 ,38842 1,000 -1,0174 1,0174 31-40 ,42424 ,39664 ,709 -,6147 1,4632 51 ve üzeri 1,04762 ,49722 ,159 -,2548 2,3500 51 ve üzeri 22-30 -1,04762* ,36312 ,025 -1,9988 -,0965 31-40 -,62338 ,37190 ,342 -1,5975 ,3508 41-50 -1,04762 ,49722 ,159 -2,3500 ,2548 Mesleki deneyim senesine göre yapılan Tek Yönlü Anova Testi sonuçları (EK 9): Mesleki deneyim senesine göre ekolojik veri ve geri dönüşüm algıları arasında gruplar arasında istatistiksel anlamlı bir farklılık vardır (sig. < 0.05). Soru 3’e göre yapılan karşılaştırma testlerinden Tukey testi sonuçlarına göre bu farklılığın 11-15 sene ile 16 ve üzeri senelik mesleki deneyime sahip gruplar arasında olduğu görülmektedir. Tasarım yaparken bu iki grubun ekolojik verileri kullanma hassasiyeti birbirinden farklı çıkmaktadır (Çizelge 4.32). 11-15 sene mesleki deneyime sahip mimarların diğer gruplara oranla ekolojik verilere uygun tasarım yapmakta oldukları görülmektedir. 85 Çizelge 4.32. Ekolojik verileri kullanırım sorusu ile mesleki deneyim arasında Tukey testi sonucu Ortalamalar Anlamlılık 95% Güven Aralığı Arasındaki Fark Standart Düzeyi (I) deneyim (J) deneyim (I-J) Hata (Sig.) Alt Sınır Üst Sınır 1 yıldan az 1-5 -,33333 ,53824 ,972 -1,8331 1,1665 6-10 -,90000 ,55683 ,491 -2,4516 ,6516 11-15 -1,12500 ,56831 ,285 -2,7086 ,4586 16 ve üzeri ,00000 ,56196 1,000 -1,5659 1,5659 1-5 1 yıldan az ,33333 ,53824 ,972 -1,1665 1,8331 6-10 -,56667 ,28809 ,291 -1,3694 ,2361 11-15 -,79167 ,30970 ,088 -1,6546 ,0713 16 ve üzeri ,33333 ,29789 ,796 -,4967 1,1634 6-10 1 yıldan az ,90000 ,55683 ,491 -,6516 2,4516 1-5 ,56667 ,28809 ,291 -,2361 1,3694 11-15 -,22500 ,34099 ,964 -1,1752 ,7252 16 ve üzeri ,90000 ,33029 ,058 -,0204 1,8204 11-15 1 yıldan az 1,12500 ,56831 ,285 -,4586 2,7086 1-5 ,79167 ,30970 ,088 -,0713 1,6546 6-10 ,22500 ,34099 ,964 -,7252 1,1752 16 ve üzeri 1,12500* ,34930 ,015 ,1517 2,0983 16 ve üzeri 1 yıldan az ,00000 ,56196 1,000 -1,5659 1,5659 1-5 -,33333 ,29789 ,796 -1,1634 ,4967 6-10 -,90000 ,33029 ,058 -1,8204 ,0204 11-15 -1,12500* ,34930 ,015 -2,0983 -,1517 Mesleki deneyim senesine göre yapı koşullarına uygun malzeme seçimi sorusunda gruplar arasında istatistiksel anlamlı bir farklılık vardır (sig. < 0.05). Soru 8’e göre yapılan karşılaştırma testlerinden Tukey testi sonuçlarına göre bu farklılığın 6-10 sene / 16 sene ve üzeri ile 11-15 sene / 16 sene ve üzeri grupları arasında olduğu görülmektedir (Çizelge 4.33). Tasarım yaparken bu iki grubun tasarıma ve koşullara uygun malzeme seçimi yapma hassasiyeti birbirinden farklı çıkmaktadır. 86 Çizelge 4.33. Yapının coğrafi/kullanıcı koşullarına uygun malzeme seçerim sorusu ile mesleki deneyim arasında Tukey testi sonucu Ortalamalar Anlamlılık 95% Güven Aralığı Arasındaki Fark Standart Düzeyi (I) deneyim (J) deneyim (I-J) Hata (Sig.) Alt Sınır Üst Sınır 1 yıldan az 1-5 -,56061 ,40720 ,644 -1,6953 ,5741 6-10 -,65000 ,42127 ,538 -1,8239 ,5239 11-15 -,75000 ,42995 ,413 -1,9481 ,4481 16 ve üzeri ,05556 ,42515 1,000 -1,1291 1,2402 1-5 1 yıldan az ,56061 ,40720 ,644 -,5741 1,6953 6-10 -,08939 ,21795 ,994 -,6967 ,5179 11-15 -,18939 ,23430 ,927 -,8423 ,4635 16 ve üzeri ,61616 ,22537 ,057 -,0118 1,2441 6-10 1 yıldan az ,65000 ,42127 ,538 -,5239 1,8239 1-5 ,08939 ,21795 ,994 -,5179 ,6967 11-15 -,10000 ,25797 ,995 -,8188 ,6188 16 ve üzeri ,70556* ,24988 ,045 ,0093 1,4019 11-15 1 yıldan az ,75000 ,42995 ,413 -,4481 1,9481 1-5 ,18939 ,23430 ,927 -,4635 ,8423 6-10 ,10000 ,25797 ,995 -,6188 ,8188 16 ve üzeri ,80556* ,26426 ,025 ,0692 1,5419 16 ve üzeri 1 yıldan az -,05556 ,42515 1,000 -1,2402 1,1291 1-5 -,61616 ,22537 ,057 -1,2441 ,0118 6-10 -,70556* ,24988 ,045 -1,4019 -,0093 11-15 -,80556* ,26426 ,025 -1,5419 -,0692 Kırpıntı atıkları engellemek için malzeme ölçülerine uygun modüler tasarım yapmayı tercih etme düzeyini ölçen soruya verilen cevaplara göre 1 yıldan az ve 16 sene ve üzeri mesleki deneyimi olan mimarlar arasında farklılık görülmektedir. 1 seneden az mesleki deneyimi olan mimarlar modüler tasarıma çalışmalarında daha fazla yer vermektedir (Çizelge 4.34). 87 Çizelge 4.34. Modüler tasarım yaparım sorusu ile mesleki deneyim arasında Tukey testi sonucu Ortalamalar Anlamlılık 95% Güven Aralığı Arasındaki Fark Standart Düzeyi (I) deneyim (J) deneyim (I-J) Hata (Sig.) Alt Sınır Üst Sınır 1 yıldan az 1-5 1,20455 ,50705 ,132 -,2084 2,6174 6-10 1,05000 ,52457 ,274 -,4117 2,5117 11-15 1,37500 ,53538 ,085 -,1168 2,8668 16 ve üzeri 1,75000* ,52940 ,012 ,2748 3,2252 1-5 1 yıldan az -1,20455 ,50705 ,132 -2,6174 ,2084 6-10 -,15455 ,27140 ,979 -,9108 ,6017 11-15 ,17045 ,29176 ,977 -,6425 ,9834 16 ve üzeri ,54545 ,28063 ,303 -,2365 1,3274 6-10 1 yıldan az -1,05000 ,52457 ,274 -2,5117 ,4117 1-5 ,15455 ,27140 ,979 -,6017 ,9108 11-15 ,32500 ,32123 ,849 -,5701 1,2201 16 ve üzeri ,70000 ,31116 ,172 -,1670 1,5670 11-15 1 yıldan az -1,37500 ,53538 ,085 -2,8668 ,1168 1-5 -,17045 ,29176 ,977 -,9834 ,6425 6-10 -,32500 ,32123 ,849 -1,2201 ,5701 16 ve üzeri ,37500 ,32907 ,785 -,5419 1,2919 16 ve üzeri 1 yıldan az -1,75000* ,52940 ,012 -3,2252 -,2748 1-5 -,54545 ,28063 ,303 -1,3274 ,2365 6-10 -,70000 ,31116 ,172 -1,5670 ,1670 11-15 -,37500 ,32907 ,785 -1,2919 ,5419 Eğitim durumunun lisans yüksek lisans veya doktora olmasıyla anket sorularına verilen yanıtlar için Tek Yönlü Anova testi sonuçlarında gruplar arasında istatistiksel anlamlı bir farklığın olmadığı görülmektedir (sig. > 0.05). Grupların varyansları homojendir (EK 10). Korelasyon İki kavram arasında düzenli bir ilişki olup olmadığını görmek için kullanılan en temel istatistiksel yöntemlerden bir tanesi korelasyondur. Sorular arası ilişkiler bu yöntem ile incelenmiştir.Tasarımlarında malzeme seçimi yapan mimarların malzemelerin özelliklerine uygun olarak yer vermeye özen gösterdikleri görülmektedir. Çizelge 88 4.35’te belirtildiği gibi bu sorulara verilen cevaplar arasında p:0,000 olduğundan anlamlı bir ilişki olduğu ve r: 0,579 olduğunda orta şiddette korelasyon olduğu söylenebilmektedir. Çizelge 4.35. Anketteki “malzeme seçimi yaparım” ve “malzemeleri özelliklerine uygun olarak seçerim” sorularının korelasyon sonucu s5 s7 s5 Pearson Korelasyonu 1 ,579** Anlamlılık Düzeyi(2 yönlü) ,000 Örneklem Sayısı 91 91 s7 Pearson Korelasyonu ,579** 1 Anlamlılık Düzeyi(2 yönlü) ,000 Örneklem Sayısı 91 91 Tasarımda malzemelerin özelliklerine uygun olarak yer veren mimarların coğrafi koşullara uygun malzeme seçimi yaptıkları görülmektedir. Çizelge 4.36’da görüldüğü üzere sorular arasında aynı yönlü ve orta düzeyde ilişki söz konusudur (p:0,000 , r: 0,578). Çizelge 4.36. Anketteki “malzemeleri özelliklerine uygun olarak seçerim” ve “yapının koşullarına uygun malzeme seçerim” sorularının korelasyon sonucu s7 s8 s7 Pearson Korelasyonu 1 ,578** Anlamlılık Düzeyi(2 yönlü) ,000 Örneklem Sayısı 91 91 s8 Pearson Korelasyonu ,578** 1 Anlamlılık Düzeyi(2 yönlü) ,000 Örneklem Sayısı 91 91 Malzemelerin özelliklerine uygun olarak tercih yaparken ekonomik, yüksek performanslı ürün garantili olanlarını tercih etmekte ayrıca bakım, onarım ve değişim olanaklarını da değerlendirmektedirler. Çizelge 4.37, Çizelge 4.38 ve Çizelge 4.39’da sorular arasında aynı yönlü ve orta düzeyde ilişki olduğu görülmüştür. 89 Çizelge 4.37. Anketteki “malzemeleri özelliklerine uygun olarak seçerim” ve “malzeme seçiminde bakım/onarım/değişim olanaklarını göz önünde bulundururum” sorularının korelasyon sonucu s7 s12 s7 Pearson Korelasyonu 1 ,466** Anlamlılık Düzeyi(2 yönlü) ,000 Örneklem Sayısı 91 91 s12 Pearson Korelasyonu ,466** 1 Anlamlılık Düzeyi(2 yönlü) ,000 Örneklem Sayısı 91 91 Çizelge 4.38. Anketteki “tasarımda malzeme seçimi yaparım” ve “malzeme seçiminde bakım/onarım/değişim olanaklarını göz önünde bulundururum” sorularının korelasyon sonucu s5 s12 s5 Pearson Korelasyonu 1 ,455** Anlamlılık Düzeyi(2 yönlü) ,000 Örneklem Sayısı 91 91 s12 Pearson Korelasyonu ,455** 1 Anlamlılık Düzeyi(2 yönlü) ,000 Örneklem Sayısı 91 91 Çizelge 4.39. Anketteki “malzemeleri özelliklerine uygun olarak seçerim” ve “malzeme seçiminde ekonomik / estetik / garantili olanları tercih ederim” sorularının korelasyon sonucu s7 s13 s7 Pearson Korelasyonu 1 ,452** Anlamlılık Düzeyi(2 yönlü) ,000 Örneklem Sayısı 91 91 s13 Pearson Korelasyonu ,452** 1 Anlamlılık Düzeyi(2 yönlü) ,000 Örneklem Sayısı 91 91 Tasarımlarında doğal kaynakları / ekolojik verileri kullanmayı tercih eden mimarların aynı zamanda; yapı yaşam döngüsü basamaklarına dikkat ederek tasarım yaptıkları, coğrafi koşullara uygun malzeme seçmeye özen gösterdikleri ve doğal kaynakları verimli kullanan malzemelere öncelik verdikleri görülmektedir. Çizelge 4.40, Çizelge 90 4.41. ve Çizelge 4.42.’de yer alan sorular arasında aynı yönlü ve orta düzeyde ilişki söz konusu olduğu görülmüştür. Çizelge 4.40. Anketteki “ekolojik verileri kullanırım” ve “tasarım sırasında yapı yaşam döngüsü basamaklarını göz önünde bulundururum” sorularının korelasyon sonucu s3 s4 s3 Pearson Korelasyonu 1 ,524** Anlamlılık Düzeyi(2 yönlü) ,000 Örneklem Sayısı 91 91 s4 Pearson Korelasyonu ,524** 1 Anlamlılık Düzeyi(2 yönlü) ,000 Örneklem Sayısı 91 91 Çizelge 4.41. Anketteki “ekolojik verileri kullanırım” ve “yapının koşullarına uygun malzeme seçerim” sorularının korelasyon sonucu s3 s8 s3 Pearson Korelasyonu 1 ,414** Anlamlılık Düzeyi(2 yönlü) ,000 Örneklem Sayısı 91 91 s8 Pearson Korelasyonu ,414** 1 Anlamlılık Düzeyi(2 yönlü) ,000 Örneklem Sayısı 91 91 Çizelge 4.42. Anketteki “ekolojik verileri kullanırım” ve “kaynakları verimli kullanan malzeme ve ekipman seçerim” sorularının korelasyon sonucu s3 s15 s3 Pearson Korelasyonu 1 ,469** Anlamlılık Düzeyi(2 yönlü) ,000 Örneklem Sayısı 91 91 s15 Pearson Korelasyonu ,469** 1 Anlamlılık Düzeyi(2 yönlü) ,000 Örneklem Sayısı 91 91 91 Yapının coğrafi ve kullanıcı koşullarına uygun malzeme seçimi yaparken; ekolojik verileri kullandıkları, kullanıcıların biyolojik/sosyolojik yapılarını gözönünde bulundurdukları görülmektedir (Çizelge 4.43). “Kullanıcının biyolojik/psikolojik/sosyolojik yapısını göz önünde bulundururum” ve “yapının coğrafi / kullanıcı koşullarına uygun malzeme seçerim” soruları arasında aynı yönlü ve orta düzeyde ilişki söz konusudur (p:0,000 , r: 0,449). Çizelge 4.43. Anketteki “kullanıcının biyolojik/psikolojik/sosyolojik yapısını göz önünde bulundururum” ve “yapının coğrafi / kullanıcı koşullarına uygun malzeme seçerim” sorularının korelasyon sonucu s2 s8 s2 Pearson Korelasyonu 1 ,449** Anlamlılık Düzeyi(2 yönlü) ,000 Örneklem Sayısı 91 91 s8 Pearson Korelasyonu ,449** 1 Anlamlılık Düzeyi(2 yönlü) ,000 Örneklem Sayısı 91 91 Tasarım esnasında malzeme seçimi yapan mimarların coğrafi ve kullanıcı koşullarına göre malzeme seçtikleri ve bu malzemelerden oluşan ürün ve/veya ekipmanların doğal ve yapay kaynakları verimli kullanmasına özen gösterdikleri görülmüştür. “Tasarımda malzeme seçimi yaparım”, “yapının coğrafi / kullanıcı koşullarına uygun malzeme seçerim” ve “kaynakları verimli kullanan malzeme / ekipman seçerim” soruları arasında aynı yönlü ve orta düzeyde ilişki söz konusu olduğu görülmektedir (Çizelge 4.44 ve Çizelge 4.45). Çizelge 4.44. Anketteki “yapının coğrafi / kullanıcı koşullarına uygun malzeme seçerim” ve “kaynakları verimli kullanan malzeme ve ekipman seçerim” sorularının korelasyon sonucu s8 s15 s8 Pearson Korelasyonu 1 ,556** Anlamlılık Düzeyi(2 yönlü) ,000 Örneklem Sayısı 91 91 s15 Pearson Korelasyonu ,556** 1 Anlamlılık Düzeyi(2 yönlü) ,000 Örneklem Sayısı 91 91 92 Çizelge 4.45. Anketteki “tasarımda malzeme seçimi yaparım” ve “kaynakları verimli kullanan malzeme ve ekipman seçerim” sorularının korelasyon sonucu s5 s15 s5 Pearson Korelasyonu 1 ,531** Anlamlılık Düzeyi(2 yönlü) ,000 Örneklem Sayısı 91 91 s15 Pearson Korelasyonu ,531** 1 Anlamlılık Düzeyi(2 yönlü) ,000 Örneklem Sayısı 91 91 “Tasarımı tamamlanan bir projenin şantiye aşamasında yerinde uygunluğunu kontrol eder ve şantiye şefi ile irtibat halinde olurum” seçeneklerini seçen mimarların korelasyonları da cevapları desteklemektedir. Çizelge 4.46’da bu sorular arasında aynı yönde ve kuvvetli şiddette bir korelasyon olduğu görülmüştür (p:0,000 , r: 0,658). Aynı yönlü ilişki olmasıyla değişkenler beraber artmakta veya azalmaktadır. Çizelge 4.46. Anketteki “yapımın tasarım aşamasındaki kararlara uygunluğunu şantiyede kontrol ederim sorusu” ve “şantiye şefi ile koordine çalışırım” sorularının korelasyon sonucu s19 s20 s19 Pearson Korelasyonu 1 ,658** Anlamlılık Düzeyi(2 yönlü) ,000 Örneklem Sayısı 91 91 s20 Pearson Korelasyonu ,658** 1 Anlamlılık Düzeyi(2 yönlü) ,000 Örneklem Sayısı 91 91 93 5. SONUÇ VE DEĞERLENDİRME Günümüzde inşaat sektöründe kullanılan birçok malzeme doğal kaynaklardan elde edilmektedir. Bu durum malzeme üretiminin dünyanın doğal kaynaklarını uzun vadede eriteceği anlamına gelmektedir. Yapısal atıklar çevre sağlığında ve geleceğinde oluşturdukları riskler ve olumsuz etkiler nedeniyle yönetilmesi, yönetilirken denetlenmesi ve çevresel risklerinin kontrol altında tutulması gereken atıklardır. Yapısal atık oluşumunu en aza indirebilmek için sürdürülebilir yapıları tasarlayıp uygularken mimara da önemli görevler düşmektedir.  Kullanıcının yaşam tarzı, talep ve ihtiyaçları göz önünde bulundurularak ihtiyaç programına yönelik tasarım yapılmalı,  Güneş rüzgar enerjisi gibi ekolojik verilere tasarımda yer verilmeli,  İç mekan için farklı çözüm önerileri ve esnek tasarımlar üzerinde çalışılmalı,  Malzeme seçimi doğru yapılmaya özen gösterilmeli; yapının coğrafi ve kullanıcı koşulları göz ardı edilmemeli,  Yapı malzemelerinin kalitesi, dayanıklılığı ve bakımı yapılabilir olması dikkate alınarak sık malzeme değişiminin önüne geçilip yapının ekonomik ömrü uzatılmalı,  Atık malzemeleri minimumda tutmak için projelendirirken uygulama göz önünde bulundurulmalı ve gerekli ölçü ile yeterli boyutta tasarım yapılmalı,  Taşıma maliyetlerini ve yakıt tüketimini engellemek, ulaşım kirliliğini en aza indirmek, atıkları ve enerji tüketimini azaltmak için yerel malzeme tercih edilmeli,  Yapı tasarımından itibaren üretim süreçleri düşünülmeli, oluşabilecek atıklar göz önünde bulundurularak tasarım geliştirilmeli; yapım sırasında ve bina ya da yapının faydalı ömrü ve hem de ömrünün bitiminde minimum atık oluşumunu göz önünde bulunduran tasarım yapılmalıdır. Örnek olarak minimum tehlikeli içeriği olan dayanıklı ürünler veya malzemeler ya da yeniden kullanılabilir ve/veya geri dönüşümlü ürünler kullanılmalı,  Yanlış tasarım verileri verilmemeli, detaylara dikkat edilmeli, bilgi eksikliği (planlama, ön çalışmalar, ön tasarım, uygulama ve detay tasarımı) minimuma indirilmeli, 94  Tasarım kararlarını besleyebilmek için geri beslenmeye açık olunmalı,  Tasarımda son dakika değişikliklerinden kaçınılmalı, eğer zorunlu bir durum oluşursa tüm ekiple doğru iletişim ve koordinasyon kurulmalı,  Uygun koşullar yakalandığında yıkım yerine yenileme yapılması tercih edilmelidir. Anket çalışmaları ve yapılan test sonuçlarına göre mimarın cinsiyeti, yaşı ve mesleki deneyimi mimari tasarım ve yapısal atık yönetimi anlayışını etkilemektedir. Mesleğinin henüz başında olan genç mimarlar ile deneyimli mimarlar arasında farklılıklar görülmektedir. Tasarımda ekolojik verilerin kullanılması ve geri dönüştürülebilir malzeme / ürün kullanımında 31-40 yaş grubu mimarların daha fazla özen göstermekte oldukları görülmüştür. Literatür çalışmaları ve anket sonuçlarından elde edilen verilere göre mimari projelerde detayların eksik ve/veya yetersiz olması karşılaşılan ve önemli bir sorundur. Tasarımcının mal sahibi / yüklenici ile sözleşme imzalarken detayların öneminin doğru aktarılması, mümkün olduğunca proje bedelinde iş alınması, ihtiyaç programının baştan doğru olarak çıkarılması ve mimarın kendini geliştirmeye açık olması projede detay eksiklerini en aza indirebilir. Yapılan çalışmanın sonucuna göre çoğu mimarın atık azaltımının öneminin bilincinde olduğunu ancak geri dönüştürülmüş veya ikinci el malzeme kullanımına uzak durduğu ortaya çıkmaktadır. Ülkenin sisteminin desteklediği geri dönüşüm için devlet kuruluşları, okullar ve meslek odaları mesleki eğitimde yer vermeli, ayrıştırma evden başlamalıdır. Mimarlar ile beraber ilgili akademik odaların destek vermesiyle Bakanlıklar, belediyeler, üniversiteler sivil toplum kuruluşları ve medya konuya yapıcı ve uygulamacı olarak yaklaşmalıdır. Geri dönüştürülmüş ve/veya ikinci el malzemelerin kullanımı devlet organları tarafından teşvik edilmesi ve kullanımı özendirilmesi; hijyen, kalite, performans, teknik, estetik ve dayanıklılık konularındaki talepleri yerine getirebilmesiyle piyasa oluşturulması gerekmektedir. Geri dönüştürülmüş malzemeler için indirimli satışlar yapısal atıkların geri dönüşümü için gelişim sağlanabilir. Bütün ülkeler, geri dönüştürülmüş malzemelerin yeni ürünler gibi garanti sürelerine sahip olmaları sağlamalı ve kullanım için uygun oldukları bilgisini vermelidir. Kamuoyu konu ile ilgili eğitici ve bilgilendirici yayınlarla aydınlatılmasıyla; devlet tarafından ilgili 95 sanayi kolunda faaliyet yürütenlerin vergi ödemeleri gibi konularda fiyat indirimi ya da muafiyeti sağlanmasıyla bu ürünlerin kullanımın artacağı düşünülmektedir. Mimarlar, yapımcılar, malzeme üreticilerinin duyarlı çalışmalarıyla ortak bir yapı kültürü oluşturulmalıdır. Geri kazanılmış yapı malzemelerinin kullanımının yaygınlaşması, kaynak korunumunun yanı sıra atıkların oluşturacağı çevresel ve ekonomik yükün hafifletilmesi ve sürdürülebilirlik açısından da olumlu katkılar sağlayacağı düşünülmektedir. 96 KAYNAKLAR Akarsu, S. 2009. Yapısal Atıkların Yeniden Değerlendirilebilirliği Sulukule Örneği. Yüksek Lisans Tezi, Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü, Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul. Al-Ansary, M. S., El-Haggar S. M., Taha M. A. 2004. Sustainable Guidelines For Managing Demolition Waste in Egypt. International Rılem Conference On The Use Of Recycled Materials in Buildings and Structures, 8 –11 November, Barcelona, Spain, 335-561. Al-Hajj A., Hamani K. 2011. Material Waste in the UAE Construction Industry: Main Causes and Minimization Practices. Architectural Engineering and Design Management, (7): 221-235. Anonim, 2016a. Türk Standartları Enstitüsü. https://www.tse.org.tr/tr/icerikdetay/2/1/tse-nin-kurulusu.aspx - (Erişim Tarihi:01.12.2016). Anonim, 2016b. Aralık 2016 sonuna kadar Dünya'da ilk 10 sırayı alan ülkelerin tam listesi. http://www.cedbik.org –(Erişim Tarihi:31.12.2016). Anonim, 2016c. LEED Sertifika Sistemleri. http://www.usgbc.org/leed - (Erişim Tarihi: 30.12.2016). Arsan, Z. 2010. Bilinen ve Sürdürülebilir, http://www.ekoyapidergisi.org/133-bilinen- ve-surdurulebilir.html - (Erişim tarihi: 19.10.2015). Balaban, B. 2014. Yapım Şantiyelerinde Oluşan Yapı Malzemesi Atıklarının Yönetimine Yönelik Bir Öneri. Yüksek Lisans Tezi, T.C. Gebze Yüksek Teknoloji Üniversitesi, Mühendislik Ve Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul. Baldwin, A., Poon, C., Shen, L., Austin, A., Wong, I. 2006. Designing Out Waste in High-Rise Residential Buildings: Analysis of Precasting and Prefabrication Methods and Traditional Construction. In: Runming, Y., Baizhan, L., Stammers, K. (Eds.), International Conference on Asia-European Sustainable Urban. Birleşmiş Milletler, 1992a. Çevre ve Kalkınma Konferansı: Rio Bildirgesi, İlke 1. Birleşmiş Milletler, 1992b. Çevre ve Kalkınma Konferansı: Gündem 21, 38.11-13. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı, 2012. İstediğimiz Gelecek. Rio de Janeiro, Brezilya 20-22 Haziran 2012. http://www.surdurulebilirkalkinma.gov.tr/wp- content/uploads/2016/06/Future_We_Want.pdf - (Erişim Tarihi: 30.12.2016). Bora, A. 2012. Yeşil Binaların Proje Yönetimi Üzerine Bir İnceleme. Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Mimarlık Anabilim Dalı, İstanbul. Bossink, A.G., Brouwers, H.J.H. 1996. Construction Waste: Quantification and Source Evaluation. Journal of Construction Engineering and Management, ASCE, Vol. 122(1): 55–60. Bozbei, H. 2006. İnşaat ve Hafriyat Toprağının Ekonomiye Geri Kazandırılması. Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstiüsü, İstanbul. Bozlağan, R. 2005. Sürdürülebilir Gelişme Düşüncesinin Tarihsel Arka Planı http://www.journals.istanbul.edu.tr/iusskd/article/viewFile/1023000277/1023000261- (Erişim tarihi: 14.11.2015). 97 Bursa Büyükşehir Belediyesi, 2015. Faaliyet Raporu 2015. http://www.bursa.bel.tr/dosyalar/birimek/strateji/faaliyet_raporlari/2015.pdf - (Erişim Tarihi: 17.02.2017). Bursa Büyükşehir Belediyesi, 2016. Harfiyat Yönetim Sistemi http://www.bursa.bel.tr/dosyalar//hafriyat_brosuru.pdf – (Erişim Tarihi:05.11.2016). Bursa Çevre Merkezi, 2016. “Atık Azaltımı İle İșletmenizde Olușan Kirliliği Önlemek Mümkün”, http://www.bcm.org.tr/pdf/atik%20azaltimi.pdf – (Erişim Tarihi:05.11.2016). Chandrakanthi, M., Hettiaratchi, P., Prado, B., Ruwanpura, J. 2002. Optimization of the waste management for construction projects using simulation. In: Proceedings of the 2002 Winter Simulation Conference, December 8–11, San Diego, California, pp. 1771– 1777. Chen Z., Li H., Wong T. C. C. 2002. An Application of Bar-Code System for Reducing Construction Wastes. A Science direct Article Automation in Construction” , 11 (5): 521-533. Cheremisinoff, N.P. 2003. Handbook of Solid Waste Management and Waste Minimization Technologies. Elsevier Science, Burlington, USA, s:4,5. Chini, A.R. ve Bruening, S.F. 2005. Deconstruction and Metarial Reuse in United States, CIB Publication,s. 300. Civan, U., 2006. Akıllı Binaların Çevresel Sürdürülebilirlik Açısından Değerlendirilmesi. Yüksel Lisans Tezi, İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, Mimarlık Anabilim Dalı, İstanbul. Coşgun, N., Esin, T 2009. Yapı Yaşam Döngüsünde Yapısal Atık Yönetimi – Atık Önleme / Azaltma. Türkiye’de Katı Atık Yönetimi Sempozyumu, YTÜ, İstanbul. Coşgun, N., Güler, T., Doğan, B. 2009. Yapısal Atıkların Önlenmesinde/Azaltılmasında Tasarımcının Rolü. Mimarlık Dergisi, 348: 75-78. Coventry, S., Guthrie, P. 1998. Waste Minimisation and Recycling in Construction: Design Manual. In: CIRIA SP134. Construction Industry Research and Information Association (CIRIA), London, United Kingdom. Çahantimur, A., 2007. Sürdürülebilir Kentsel Gelişmeye Sosyo-Kültürel Bir Yaklaşım: Bursa Örneği. Doktora Tezi, İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, Mimarlık Ana Bilim Dalı, İstanbul. Çedbik, 2015. Yeşil Bina Değerlendirme Sistemleri http://www.cedbik.org/yesil-bina- degerlendirme-sistemleri_p1_tr_17_.aspx-(Erişim 13.12.2015). Çevre Koruma Müdürlüğü, 2016. http://cevrekoruma.ibb.gov.tr/Hafriyat/Sayfalar/1/HafriyatTopragiInsaatveYikintiAtikla riKontrolu - (Erişim Tarihi:05.11.2016) Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 2016. Atık Yönetimi Yönetmeliği Taslağı. http://www.csb.gov.tr/turkce/index.php -( Erişim Tarihi:07.11.2016). Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Atık Yönetimi Sunumu. kosano.org.tr/wp- content/uploads/2014/02/atikyonetimi.pptx – (Erişim Tarihi: 02.05.2016). Demir, İ. 2009. İnşaat Yıkıntı Atıklarının Beton Üretiminde Kullanımı ve Beton Özelliklerine Etkisi. Afyon Kocatepe Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi, 02: 105 - 114. Ekanayake, L. L.,Ofori, G. 2000. Construction Material Waste Source Evaluation. In: Proceedings of the Second Southern African Conference on Sustainable Development in the Built Environment: Strategies for a Sustainable Built Environment, 23–25 August, Pretoria. 98 Esin, T., Coşgun, N. 2005. İstanbul’daki Konut Yapılarının Kullanım Sürecinde Değiştirilen Yapı Malzeme Ve Elemanlarının Yeniden Kullanılabilirliği ve Geri Dönüştürülebilirliğinin Ekolojik Açıdan Analizi. International Union of Architects, 126: 3-10. Faniran, O.O., Caban, G. 1998. Minimizing Waste on Construction Project Sites. Engineering Construction and Architectural Management, 5 (2): 182–188. Greenwood, R. 2003. Construction Waste Minimisation – Good Practice Guide. CRiBE (Centre for Research in the Build Environment), Cardiff, United Kingdom. İstanbul Çevre Koruma ve Atık Maddeleri Değerlendirme San.ve Tic.A.Ș. www.istac.com.tr Gölemen, S. 2014. Mevcut İlköğretim Binalarında Sürdürülebilirlik Olanaklarının Araştırılması. Yüksel Lisans Tezi, UÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, Mimarlık Anabilim Dalı, Bursa. Hoşkara, E. 2007. Ülkesel Koşullara Uygun Sürdürülebilir Yapım İçin Stratejik Yönetim Modeli. Doktora Tezi, İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, Mimarlık Ana Bilim Dalı, İstanbul. İstaç, 2015. Bursa Entegre Katı Atık Yönetim Planı. İstanbul Çevre Yönetimi Ticaret ve Sanayi A.Ş., Eylül. Karaaslan, S. 2011. Sürdürülebilir Mimari Tasarım Sürecinde Ön Tasarım Kararlarını İçeren Bir Model Önerisi. Yüksel Lisans Tezi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul. Karabulut, E. 2004 Sürdürülebilir Kalkınma Anlayışının İşletmelerde Uygulanması. TÜHİS Dergisi, Cilt 19, Sayı 1–2. Kızmaz, C. K., ve Koş, Ç. F., 2015. Esneklik Kavramında Kullanıcı Katılımının Önemi Ve Güncel Yaklaşımlar. Beykent Üniversitesi, Mühendislik-Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü, İstanbul, Türkiye. Köksal, L., ve Sur, H. 2005. Katı Atık Sorunu Ve Katı Atıkların Geri Kazanılmasının Ekonomik Önemi. Sağlık Bakanlığı Sağlık Bilgi Erișim Merkezi http://www.sabem.saglik.gov.tr/Akademik_Metinler/linkdetail.aspx?id=1593 Köse, H. Ö., Ayaz, S. ve Köroğlu, B. 2007. Türkiye'de Atık Yönetimi. Ulusal Düzenlemeler ve Uygulama Sonuçlarının Değerlendirilmesi Performans Denetimi Raporu, Ocak. Limoncu, S. ve Ustaoğlu, S.S. 2013. Afet Riskli Alanların Kentsel Dönüşümünde Açığa Çıkan Yapısal Atıklar ve Yapısal Atıkların Çevre Etkileri. Çevre-Tasarım Kongresi, 12-13 Aralık 2013, Uludağ Üniversitesi, Bursa. Llatas, C., ve Osmani, M. 2016. Bina Tasarımı Atık Azaltma Modelinin Geliştirilmesi Ve Geçerliliği. Waste Management 56: 318–336. https://www.researchgate.net/publication/303951411_Development_and_validation_of_ a_building_design_waste_reduction_model (Erişim Tarihi: 30.12.2016). Magdich, P. 1995. ‘The Construction and Demolition Industry’, Construction and Demolition, Pollution Prevention Hand Book, düzenleyen Thomas E. Higgins, Lewis Publishers, Kanada, s. 389-400. MBDC McDonough Braungart Design Chemistry, 2012. LLC, Ocerview of the Cradleto Cradle Certified Product Standard, Version 3.0. http://www.c2c- centre.com/sites/default/files/C2CCertified%20Product%20Standard%20V3_121112.pd f – (Erişim Tarihi:07.11.2016). 99 Oktar, T. Ö. 1992. Çevre Kirliliği Sorunu ve Katı Atıkların Ekonomik Değerlendirilmesi. İnsan ve Çevre Sempozyumu, İnsan ve Çevre, İnsanlığa Hizmet Vakfı Yayınları No:3, İstanbul Okumuş, İ. 2013. Yeşil Ekonomi Göstergeleri Açısından Türkiye’nin Sürdürülebilir Kalkınma Performansı. Yüksel Lisans Tezi, Gaziantep Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İktisat Anabilim Dalı, Gaziantep. Onal, M.T. 2009. Yapısal Atıkları Azaltma Yönünde Türkiye Koşullarına Uygun Yapı Yıkım Sisteminin Belirlenmesi. Yüksek Lisans Tezi, Gebze İleri teknoloji Enstitüsü, Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul. Osmani, M., Glass J., Price A. D. F. 2008. Architects’ Perspectives on Construction Waste Reduction by Design. Waste Management, 28: 1147-1158. Özçuhadar, T. 2007. Sürdürülebilir Çevre için Enerji Etkin Tasarımın Yaşam Döngüsü Sürecinde İncelenmesi. Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul. Öztürk, M. 2005. İnșaat Yıkıntı Atıkları Yönetimi. Çevre ve Orman Bakanlığı, Ankara, www.cevreorman.gov.tr Öztürk, A. 2015. Yeşil Bina Sertifikasyon Sistemlerinin Analizi. Yüksek Lisans Tezi, İTÜ, Enerji Enstitüsü, Enerji Bilim ve Teknoloji Anabilim Dalı, İstanbul. Ölmez, E. ve Yıldız, Ş. 2008. İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Yönetimi ve Planlanan İstanbul Modeli. Kent Yönetimi İnsan ve Çevre Sorunları’08 Sempozyumu, 1-7, 02-06 Kasım, İstanbul, Türkiye. Palabıyık, H. 2000. Marmara Depremi ve Düşündürdükleri: Afet Yıkıntı ve Atıkları Yönetimi. Çağdaş Yerel Yönetimler, 9: 81-95. Plessis, D. C., 2002. Agenda 21 for Sustainable Construction in Developing Countries, pp. 5-19, Capture Pres, Pretoria. Polat, G., Ballard, G. 2004. Waste in Turkish Construction: Need For Lean Construction Technıques. Proc. 12th International Group of Lean Construction Congress, 488-501, 08 July, Copenhagen,Denmark. Poon, C.S., Yu, A.T.W., Jaillon, L. 2004. Reducing Building Waste at Construction Sites in Hong Kong. Construction Management and Economics 22 (June): 461–470. ResGaz 1, 2004. Hafriyat Toprağı İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği, 18 Mart 2004 tarih ve 25406 sayılı Resmi Gazete. http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2004/03/20040318.htm#25 – (Erişim Tarihi: 05.11.2016). Salgın, B., Balanlı, A., ve Taygun G.T. 2015. Yapının Kullanım Sürecinde Oluşacak Yapısal Atıkları Önlemeye/Azaltmaya Yönelik Tasarım Yaklaşımları. Araştırma Makalesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü Doktora Tezi Kapsamında Hazırlanan Yayın, Sigma J Eng & Nat Sci 6 (1): 79-89. Sev, A. 2009. Sürdürülebilir Mimarlık. Yem Yayınları, İstanbul. Steiner, M., Wiegel, U. 2009. Katı Atık Yönetimi. Eflatun Yayınevi, Ankara. Tam, W. Y., Tam C. M. 2006. Evaluations of Existing Waste Recycling Methods: A Hong Kong Study. Elsevier, Building and Enviroment, 41: 1649–1660. Tekeli, İ. 1996. Habitat II Konferansı Yazıları, T.C. Toplu Konut İdaresi Başkanlığı, Ankara. Türkiye İstatik Kurumu, 2017. Bursa’da Göç. http://www.tuik.gov.tr – (Erişim Tarihi: 17.02.2017). 100 T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı, 2009. Tehlikeli Atıkların Sınıflandırılması Klavuzu Cilt I http://www.csb.gov.tr/dosyalar/images/file/TR_Vol_1-03_04_2012.pdf -(Erişim Tarihi:01.05.2016) U.S. Environmental Protection Agency, 2007. Construction Waste Management (alıntılayan: Ayan,2013). United Nations, 1987. Report of the World Commission on Environment and Development. General Assembly Resolution 42/187. http://www.un.org/documents/ga/res/42/ares42-187.htm-(Erişim Tarihi: 20.10.2008). Wright, F. L., 1975. In The Cause Of Architecture, New York: Architectural Record Books. Won, J., Cheng, J.C., Lee, G. 2016. Quantification of construction waste prevented by BIM-based design validation: Case studies in South Korea. Waste Manage, 49: 170– 180. World Commission on Environment and Development, 1987. Our Common Future. Oxford University Press, Oxford. Yaman, K., Ve Orhan, E. 2010. Atık Yönetiminde Sıfır Atık Yaklaşımı ve Bu Anlayışa Küresel Bir Bakış. Biyoloji Bilimleri Araştırma Dergisi 3: 53-57. Yüksek, İ., Esin, T. 2013. Yapı Malzemelerinin/Elemanlarının Geri Dönüşüm ve Yeniden Kazanım Olanaklarının Araştırılması Üzerine Bir Araştırma. VIII. Uluslararası Sinan Sempozyumu Farkındalık, 305-312, 25-26 Nisan, Edirne,Türkiye. Zorer, G. 1992. Yapılarda Isısal Tasarım İlkeleri, Yıldız Teknik Üniversitesi Yayınları No.264 Fakülte Yayınları No. 92.045. Vehkamäki, S., 2005. The Concept of Sustainability in Modern Times. University of Helsinki, Department of Economics and Management, University of Helsinki, Finland. http://www.helsinki.fi/metsatieteet/tutkimus/sunare/22_Vehkamaki.pdf - (Erişim Tarihi: 12.10.2015) 101 EKLER EK 1 Anket Çalışması.....................................................................................106 EK 2 Soruların Faktör Analizi.........................................................................107 EK 3 1. Grubun Bağımsız Örneklem T Testi Sonuçları..................................108 EK 4 2. Grubun Bağımsız Örneklem T Testi Sonuçları..................................109 EK 5 3. Grubun Bağımsız Örneklem T Testi Sonuçları..................................110 EK 6 4. Grubun Bağımsız Örneklem T Testi Sonuçları..................................111 EK 7 5. Grubun Bağımsız Örneklem T Testi Sonuçları..................................112 EK 8 Yaş İle Soru Grupları Arasında Tek Yönlü Anova Sonuçları...............113 EK 9 Mesleki Deneyim İle Soru Grupları Arasında Tek Yönlü Anova Sonuçları................................................................................................115 EK 10 Eğitim Durumu İle Soru Grupları Arasında Tek Yönlü Anova Sonuçları................................................................................................117 102 EK 1 –Anket Çalışması BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ MİMARLIK ANA BİLİM DALI YÜKSEK LİSANS TEZ ÇALIŞMASI İÇİN HAZIRLANMIŞTIR Yaşınız : 22-30 ( ) 31-40 ( ) 41-50 ( ) 51 ve üzeri ( ) Cinsiyetiniz : Kadın ( ) Erkek ( ) Eğitiminiz : Lisans ( ) Yüksek Lisans ( ) Doktora ( ) Mesleki deneyiminiz : 1 yıldan az ( ) 1-5 ( ) 6-10 ( ) 11-15 ( ) 16-20 ( ) 21 yıl ve üzeri ( ) Sıra Aşağıdaki ifadeleri okuyarak, "Tasarımcının Yapısal Atık Oluşumunda Rolü" ile ilgili her No: bir ifadeye katılıp katılmadığınızı sağ taraftaki dikdörtgenlere X koyarak belirtiniz. 1 Tasarım süresi kısıtı projenin niteliğini etkilemektedir. 2 Kullanıcının biyolojik/psikolojik/sosyolojik yapısını gözönünde bulundururum. Güneş enerjisi/rüzgar enerjisi gibi doğal kaynakları kullanmaya yönelik tasarım yapmaya 3 özen gösteririrm. (Ekolojik verileri kullanırım.) Tasarım aşamasında yapının yapım/kullanım/yıkım/geri dönüşüm basamaklarını göz 4 önünde bulundururum. 5 Tasarım esnasında yapının malzeme seçimini yaparım. 6 Malzeme seçiminde kullanıcı katılımlı bir çalışma yürütürüm. 7 Tasarımlarımda malzemeleri özelliklerine uygun olarak yer veririrm. 8 Yapının coğrafi / kullanıcı koşullarına uygun malzeme seçerim. Malzeme seçiminde geri dönüştürülebilir / yeniden kullanılabilir malzemelere öncelik 9 veririm. 10 Tasarımlarımda ikinci el malzeme kullanırım. 11 Tasarımlarımda yerel malzeme seçmeye özen gösteririm. 12 Malzeme seçiminde bakım-onarım-değişim olanaklarını göz önünde bulundururum. Malzeme ve ürün tercihi yaparken ekonomik/estetik/performansı yüksek/üretici garantisi 13 ve kullanıcı memnuniyeti olanları tercih ederim. 14 Kırpıntı atıkları engellemek için malzeme ölçülerine uygun modüler tasarım yaparım. 15 Doğal ve yapay kaynakları verimli kullanan tesisat ve ekipman seçmeye dikkat ederim. 16 İç mekan için farklı çözüm önerileri üretirim. 17 Yapı kullanımının değişme olasılığına karşı esnek tasarım yaparım. 18 Taşıyıcı sistem ve yapı kabuğu bağlantıları için detay projeleri hazırlarım. Şantiyesi başlayan projenin tasarım aşamasında verilen kararlara uygunluğunu yerinde 19 kontrol ederim. Uygulama aşamasında müteahhit ve/veya şantiye şefi ile irtibat/koordinasyon halinde 20 çalışırım. 21 Yetersiz tasarım verilerinin yapısal atık oluşumuna sebep olduğunu düşünüyorum. 22 Bilgi ve deneyim eksikliğinin yapısal atık oluşumuna sebep olduğunu düşünüyorum. Eklemek istedikleriniz var mı? 103 Kesinlikle Katılıyorum Katılıyorum Kararsızım Katılmıyorum Kesinlikle Katılmıyorum EK 2 –Soruların Faktör Analizi 1.Grup 2.Grup 3.Grup 4.Grup 5.Grup s1 ,663 s2 ,749 s3 ,680 s4 ,685 s5 ,639 s6 ,517 s7 ,741 s8 ,574 s9 ,697 s10 ,728 s11 ,638 s12 ,641 s13 ,519 s14 ,589 s15 ,785 s16 ,772 s17 ,748 s18 ,488 s19 ,612 s20 ,710 s21 ,842 s22 ,685 104 EK 3 – 1. Grubun Bağımsız Örneklem T Testi Sonuçları 105 EK 4 – 2. Grubun Bağımsız Örneklem T Testi Sonuçları 106 EK 5 – 3. Grubun Bağımsız Örneklem T Testi Sonuçları 107 EK 6 – 4. Grubun Bağımsız Örneklem T Testi Sonuçları 108 EK 7 – 5. Grubun Bağımsız Örneklem T Testi Sonuçları 109 EK 8 – Yaş İle Soru Grupları Arasında Tek Yönlü Anova Sonuçları Serbestlik Serbestlik Anlamlılık Kareler Derecesi Kareler Derecesi Düzeyi Toplamı (df) Ortalaması (F) (Sig.) s1 İlişkisiz Gruplar ,948 3 ,316 ,552 ,648 İlişkili Gruplar 49,800 87 ,572 Toplam 50,747 90 s2 İlişkisiz Gruplar ,860 3 ,287 ,374 ,772 İlişkili Gruplar 66,744 87 ,767 Toplam 67,604 90 s3 İlişkisiz Gruplar 15,321 3 5,107 4,970 ,003 İlişkili Gruplar 89,404 87 1,028 Toplam 104,725 90 s4 İlişkisiz Gruplar 4,642 3 1,547 1,545 ,209 İlişkili Gruplar 87,117 87 1,001 Toplam 91,758 90 s5 İlişkisiz Gruplar 3,527 3 1,176 2,008 ,119 İlişkili Gruplar 50,934 87 ,585 Toplam 54,462 90 s6 İlişkisiz Gruplar 3,967 3 1,322 1,622 ,190 İlişkili Gruplar 70,934 87 ,815 Toplam 74,901 90 s7 İlişkisiz Gruplar 2,832 3 ,944 1,583 ,199 İlişkili Gruplar 51,893 87 ,596 Toplam 54,725 90 s8 İlişkisiz Gruplar 6,096 3 2,032 3,348 ,023 İlişkili Gruplar 52,805 87 ,607 Toplam 58,901 90 s9 İlişkisiz Gruplar 14,427 3 4,809 6,919 ,000 İlişkili Gruplar 60,474 87 ,695 Toplam 74,901 90 s10 İlişkisiz Gruplar 2,606 3 ,869 1,661 ,181 İlişkili Gruplar 45,504 87 ,523 Toplam 48,110 90 s11 İlişkisiz Gruplar 7,968 3 2,656 3,000 ,035 İlişkili Gruplar 77,022 87 ,885 Toplam 84,989 90 110 EK 8 – Yaş İle Soru Grupları Arasında Tek Yönlü Anova Sonuçları Devamı Serbestlik Serbestlik Anlamlılık Kareler Derecesi Kareler Derecesi Düzeyi Toplamı (df) Ortalaması (F) (Sig.) s12 İlişkisiz Gruplar 7,186 3 2,395 3,641 ,016 İlişkili Gruplar 57,232 87 ,658 Toplam 64,418 90 s13 İlişkisiz Gruplar 1,093 3 ,364 ,873 ,458 İlişkili Gruplar 36,292 87 ,417 Toplam 37,385 90 s14 İlişkisiz Gruplar 7,432 3 2,477 2,587 ,058 İlişkili Gruplar 83,315 87 ,958 Toplam 90,747 90 s15 İlişkisiz Gruplar 6,596 3 2,199 3,392 ,022 İlişkili Gruplar 56,393 87 ,648 Toplam 62,989 90 s16 İlişkisiz Gruplar ,808 3 ,269 ,454 ,715 İlişkili Gruplar 51,654 87 ,594 Toplam 52,462 90 s17 İlişkisiz Gruplar 1,219 3 ,406 ,624 ,601 İlişkili Gruplar 56,627 87 ,651 Toplam 57,846 90 s18 İlişkisiz Gruplar 3,620 3 1,207 1,296 ,281 İlişkili Gruplar 80,996 87 ,931 Toplam 84,615 90 s19 İlişkisiz Gruplar 8,621 3 2,874 3,598 ,017 İlişkili Gruplar 69,489 87 ,799 Toplam 78,110 90 s20 İlişkisiz Gruplar 5,727 3 1,909 2,629 ,055 İlişkili Gruplar 63,174 87 ,726 Toplam 68,901 90 s21 İlişkisiz Gruplar 1,361 3 ,454 ,922 ,434 İlişkili Gruplar 42,793 87 ,492 Toplam 44,154 90 s22 İlişkisiz Gruplar 1,605 3 ,535 ,748 ,526 İlişkili Gruplar 62,219 87 ,715 Toplam 63,824 90 111 EK 9 – Mesleki Deneyim İle Soru Grupları Arasında Tek Yönlü Anova Sonuçları Serbestlik Serbestlik Anlamlılık Derecesi Kareler Derecesi Düzeyi Kareler Toplamı (df) Ortalaması (F) (Sig.) s1 İlişkisiz Gruplar 4,481 4 1,120 2,082 ,090 İlişkili Gruplar 46,266 86 ,538 Toplam 50,747 90 s2 İlişkisiz Gruplar ,041 4 ,010 ,013 1,000 İlişkili Gruplar 67,564 86 ,786 Toplam 67,604 90 s3 İlişkisiz Gruplar 15,842 4 3,960 3,832 ,006 İlişkili Gruplar 88,883 86 1,034 Toplam 104,725 90 s4 İlişkisiz Gruplar 5,682 4 1,420 1,419 ,234 İlişkili Gruplar 86,076 86 1,001 Toplam 91,758 90 s5 İlişkisiz Gruplar 4,692 4 1,173 2,027 ,098 İlişkili Gruplar 49,770 86 ,579 Toplam 54,462 90 s6 İlişkisiz Gruplar 6,544 4 1,636 2,058 ,093 İlişkili Gruplar 68,357 86 ,795 Toplam 74,901 90 s7 İlişkisiz Gruplar 4,102 4 1,026 1,742 ,148 İlişkili Gruplar 50,623 86 ,589 Toplam 54,725 90 s8 İlişkisiz Gruplar 8,028 4 2,007 3,393 ,013 İlişkili Gruplar 50,873 86 ,592 Toplam 58,901 90 s9 İlişkisiz Gruplar 5,390 4 1,348 1,667 ,165 İlişkili Gruplar 69,511 86 ,808 Toplam 74,901 90 s10 İlişkisiz Gruplar 3,062 4 ,765 1,461 ,221 İlişkili Gruplar 45,048 86 ,524 Toplam 48,110 90 s11 İlişkisiz Gruplar 7,280 4 1,820 2,014 ,100 İlişkili Gruplar 77,709 86 ,904 Toplam 84,989 90 112 EK 9 – Mesleki Deneyim İle Soru Grupları Arasında Tek Yönlü Anova Sonuçları Devamı Serbestlik Serbestlik Anlamlılık Kareler Derecesi Kareler Derecesi Düzeyi Toplamı (df) Ortalaması (F) (Sig.) s12 İlişkisiz Gruplar 6,087 4 1,522 2,244 ,071 İlişkili Gruplar 58,331 86 ,678 Toplam 64,418 90 s13 İlişkisiz Gruplar 1,337 4 ,334 ,797 ,530 İlişkili Gruplar 36,048 86 ,419 Toplam 37,385 90 s14 İlişkisiz Gruplar 11,865 4 2,966 3,234 ,016 İlişkili Gruplar 78,882 86 ,917 Toplam 90,747 90 s15 İlişkisiz Gruplar 4,625 4 1,156 1,704 ,157 İlişkili Gruplar 58,364 86 ,679 Toplam 62,989 90 s16 İlişkisiz Gruplar 2,959 4 ,740 1,285 ,282 İlişkili Gruplar 49,503 86 ,576 Toplam 52,462 90 s17 İlişkisiz Gruplar 3,295 4 ,824 1,298 ,277 İlişkili Gruplar 54,552 86 ,634 Toplam 57,846 90 s18 İlişkisiz Gruplar 8,037 4 2,009 2,256 ,070 İlişkili Gruplar 76,579 86 ,890 Toplam 84,615 90 s19 İlişkisiz Gruplar 2,625 4 ,656 ,748 ,562 İlişkili Gruplar 75,485 86 ,878 Toplam 78,110 90 s20 İlişkisiz Gruplar ,846 4 ,212 ,267 ,898 İlişkili Gruplar 68,055 86 ,791 Toplam 68,901 90 s21 İlişkisiz Gruplar 1,507 4 ,377 ,760 ,554 İlişkili Gruplar 42,647 86 ,496 Toplam 44,154 90 s22 İlişkisiz Gruplar 2,367 4 ,592 ,828 ,511 İlişkili Gruplar 61,457 86 ,715 Toplam 63,824 90 113 EK 10 – Eğitim Durumu İle Soru Grupları Arasında Tek Yönlü Anova Sonuçları Serbestlik Serbestlik Anlamlılık Kareler Derecesi Kareler Derecesi Düzeyi Toplamı (df) Ortalaması (F) (Sig.) s1 İlişkisiz Gruplar ,001 2 ,001 ,001 ,999 İlişkili Gruplar 50,746 88 ,577 Toplam 50,747 90 s2 İlişkisiz Gruplar 2,756 2 1,378 1,870 ,160 İlişkili Gruplar 64,849 88 ,737 Toplam 67,604 90 s3 İlişkisiz Gruplar 1,667 2 ,833 ,712 ,494 İlişkili Gruplar 103,058 88 1,171 Toplam 104,725 90 s4 İlişkisiz Gruplar 6,238 2 3,119 3,210 ,045 İlişkili Gruplar 85,520 88 ,972 Toplam 91,758 90 s5 İlişkisiz Gruplar ,565 2 ,282 ,461 ,632 İlişkili Gruplar 53,897 88 ,612 Toplam 54,462 90 s6 İlişkisiz Gruplar 4,927 2 2,464 3,098 ,050 İlişkili Gruplar 69,974 88 ,795 Toplam 74,901 90 s7 İlişkisiz Gruplar ,616 2 ,308 ,501 ,608 İlişkili Gruplar 54,110 88 ,615 Toplam 54,725 90 s8 İlişkisiz Gruplar ,458 2 ,229 ,345 ,709 İlişkili Gruplar 58,443 88 ,664 Toplam 58,901 90 s9 İlişkisiz Gruplar 2,291 2 1,146 1,389 ,255 İlişkili Gruplar 72,610 88 ,825 Toplam 74,901 90 s10 İlişkisiz Gruplar ,748 2 ,374 ,695 ,502 İlişkili Gruplar 47,362 88 ,538 Toplam 48,110 90 s11 İlişkisiz Gruplar 2,589 2 1,295 1,382 ,256 İlişkili Gruplar 82,400 88 ,936 Toplam 84,989 90 114 EK 10 – Eğitim Durumu İle Soru Grupları Arasında Tek Yönlü Anova Sonuçları Devamı Serbestlik Serbestlik Anlamlılık Kareler Derecesi Kareler Derecesi Düzeyi Toplamı (df) Ortalaması (F) (Sig.) s12 İlişkisiz Gruplar 1,059 2 ,530 ,736 ,482 İlişkili Gruplar 63,358 88 ,720 Toplam 64,418 90 s13 İlişkisiz Gruplar ,372 2 ,186 ,443 ,644 İlişkili Gruplar 37,012 88 ,421 Toplam 37,385 90 s14 İlişkisiz Gruplar 2,689 2 1,344 1,344 ,266 İlişkili Gruplar 88,058 88 1,001 Toplam 90,747 90 s15 İlişkisiz Gruplar ,794 2 ,397 ,562 ,572 İlişkili Gruplar 62,195 88 ,707 Toplam 62,989 90 s16 İlişkisiz Gruplar 2,708 2 1,354 2,395 ,097 İlişkili Gruplar 49,754 88 ,565 Toplam 52,462 90 s17 İlişkisiz Gruplar ,259 2 ,129 ,198 ,821 İlişkili Gruplar 57,587 88 ,654 Toplam 57,846 90 s18 İlişkisiz Gruplar 2,054 2 1,027 1,095 ,339 İlişkili Gruplar 82,562 88 ,938 Toplam 84,615 90 s19 İlişkisiz Gruplar ,030 2 ,015 ,017 ,983 İlişkili Gruplar 78,079 88 ,887 Toplam 78,110 90 s20 İlişkisiz Gruplar ,276 2 ,138 ,177 ,838 İlişkili Gruplar 68,625 88 ,780 Toplam 68,901 90 s21 İlişkisiz Gruplar ,536 2 ,268 ,541 ,584 İlişkili Gruplar 43,618 88 ,496 Toplam 44,154 90 s22 İlişkisiz Gruplar ,612 2 ,306 ,426 ,654 İlişkili Gruplar 63,212 88 ,718 Toplam 63,824 90 115 ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı : Berfin PAKER Doğum Yeri ve Tarihi : İstanbul 05.02.1990 Yabancı Dili : İngilizce Eğitim Durumu(Kurum ve Yıl) Lise : Özel Ar-el Koleji 2004-2008 Lisans : Kocaeli Üniversitesi 2008-2013 Yüksek Lisans : Uludağ Üniversitesi 2015-2017 Çalıştığı Kurum/Kurumlar ve Yıl Dumankaya / Konsept Halkalı Şantiyesi : 2013-2014 Zorlu / Raffles Hotel Şantiyesi : 2014-2015 Merdoğlu Mimarlık : 2015-2016 Dore Mimarlık : 2016-devam etmekte İletişim (e-posta) : berfinpaker@gmail.com Yayınları Paker, B. ve Taş, N. 2017. Sürdürülebilir Yapım Sürecinde Mimarın Yapısal Atık Oluşumuna Etkisinin İrdelenmesi: Bursa Örneği. Uluslararası Sürdürülebilir Kalkınma İçin Yeni Yaklaşımlar ve Teknolojiler Kongresi, Isparta 21-24 Eylül 2017, Isparta, Türkiye. 116