T. C. BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TEMEL İSLÂM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI TEFSİR BİLİM DALI KUR’ÂN’DA VÜCÛH-NEZÂİR VE TEFSİRDEKİ YERİ (DOKTORA TEZİ) Nadiye BULUT BURSA 2025 T. C. BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TEMEL İSLÂM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI TEFSİR BİLİM DALI KUR’ÂN’DA VÜCÛH-NEZÂİR VE TEFSİRDEKİ YERİ (DOKTORA TEZİ) Nadiye BULUT Danışman: Dr. Öğretim Üyesi Selahattin ÖZ BURSA 2025 TEZ ONAY SAYFASI T. C. BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE Temel İslâm Bilimleri Anabilim, Tefsir Bilim Dalı’nda 711823004 numaralı Nadiye BULUT’un hazırladığı “Kur’ân’da Vücûh-Nezâir ve Tefsirdeki Yeri” konulu Doktora ile ilgili tez savunma sınavı, .../.../… günü ……… - ………..saatleri arasında yapılmış, sorulan sorulara alınan cevaplar sonunda adayın tezinin …………………………..….. (başarılı/başarısız) olduğuna ……………………………… (oybirliği/oy çokluğu) ile karar verilmiştir. Üye (Tez Danışmanı ve Sınav Komisyonu Başkanı) BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ Üye Üye Üye Üye ....../......./ 20..... DOKTORA İNTİHAL YAZILIM RAPORU BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TEMEL İSLÂM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI’NA Tarih: 13/02/2025 1- Tez Başlığı / Konusu: Kur’ân’da Vücûh-Nezâir ve Tefsirdeki Yeri 2- Yukarıda başlığı gösterilen tez çalışmamın a) Kapak sayfası, b) Giriş, c) Ana bölümler ve d) Sonuç kısımlarından oluşan toplam 552 sayfalık kısmına ilişkin, 13/02/2024 tarihinde şahsım tarafından Turnitin adlı intihal tespit programından (Turnitin)* aşağıda belirtilen filtrelemeler uygulanarak alınmış olan özgünlük raporuna göre, tezimin benzerlik oranı %11‘dir. 3- Uygulanan filtrelemeler: 4- Kaynakça hariç 5- 5 kelimeden daha az örtüşme içeren metin kısımları hariç 6- Bursa Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tez Çalışması Özgünlük Raporu Alınması ve Kullanılması Uygulama Esasları’nı inceledim ve bu Uygulama Esasları’nda belirtilen azami benzerlik oranlarına göre tez çalışmamın herhangi bir intihal içermediğini; aksinin tespit edileceği muhtemel durumda doğabilecek her türlü hukuki sorumluluğu kabul ettiğimi ve yukarıda vermiş olduğum bilgilerin doğru olduğunu beyan ederim. 7- Gereğini saygılarımla arz ederim. 13/02/2025 Adı Soyadı: Nadiye BULUT Öğrenci No: 711823004 Anabilim Dalı: Temel İslâm Bilimleri Programı: Tefsir Statüsü: Y.Lisans Doktora Danışman Dr. Öğretim Üyesi Selahattin ÖZ 13/02/2025 YEMİN METNİ Doktora Tezi olarak sunduğum “Kur’ân’da Vücûh-Nezâir ve Tefsirdeki Yeri” başlıklı çalışmanın bilimsel araştırma, yazma ve etik kurallarına uygun olarak tarafımdan yazıldığına ve tezde yapılan bütün alıntıların kaynaklarının usulüne uygun olarak gösterildiğine, tezimde intihal ürünü cümle veya paragraflar bulunmadığına şerefim üzerine yemin ederim. Tarih ve İmza Adı Soyadı : Nadiye BULUT Öğrenci No : 711823004 Anabilim Dalı : Temel İslâm Bilimleri Programı : Tefsir Tezin Türü : Doktora vi ÖZET Yazar Adı ve Soyadı : Nadiye BULUT Üniversite : Uludağ Üniversitesi Enstitü : Sosyal Bilimler Enstitüsü Anabilim Dalı : Temel İslâm Bilimleri Bilim Dalı : Tefsir Tezin Niteliği : Doktora Tezi Tez Danışmanı : Dr. Öğr. Üyesi Selahattin ÖZ Kur’ân’da Vücûh-Nezâir ve Tefsirdeki Yeri Vücûh-Nezâir ilmi, tefsir ilminin bir alt dalı veya ulûmü’l-Kur’ân’ın bir bölümü olarak ifade edilen, Kur’ân’dak� lafızların farklı bağlamlarda kazandıkları anlamları ve bu anlamlara �şaret eden âyet örnekler�n� �nceleyen, bu yönüyle de Kur’ân’ın Kur’ân’la/âyet�n âyetle tefs�r�n�n en erken örnekler� olarak kabul ed�len b�r �l�md�r. Tar�hten günümüze Vücûh-Nezâ�r kavramlarına da�r farklı tanımlar yapılmıştır. Ancak bu tanımlar, �lk dönem müell�fler�n�n maksadını tam olarak yansıtmadığı g�b� �lg�l� kavramları muhtevasının dışına taşımış, özell�kle de son dönem Vücûh-Nezâ�r anlayışında, konunun nezâ�r boyutu çok farklı b�r anlama bürünmüştür. Çalışmanın �lk bölümünde; Vücûh-Nezâ�r kel�meler�n�n tar�hsel süreçte geç�rd�ğ� anlam değ�ş�kl�kler�, ter�mleşme sürec� ve kavramsal çerçeves� ele alınmış, Vücûh-Nezâ�r �lm�n�n tanımı, �lm�n müess�s� ve �lk müell�f� Mukât�l b. Süleymân (öl. 150/767) ve onun �z�nden g�den âl�mler�n bu �l�mden maksatlarını ortaya koyacak şek�lde oluşturulmaya çalışılmıştır. İk�nc� bölümde, �lm�n doğuşu ve temel kaynakları araştırılmış, Mukât�l’�n el-Vücûh ve’n-Nezâ�r adlı eser� başta olmak üzere sek�z kaynak �ncelenm�şt�r. Üçüncü bölümde, Vücûh-Nezâ�r �lm�yle �l�şk�l� kavramlar -eşbâh, müşterek, mütevâtı’, müterâd�f, ezdâd, çokanlamlılık, eşanlamlılık, semant�k- benzerl�kler� ve farklılıkları bakımından anal�z ed�lm�şt�r. Son bölümde �se bu �lm�n tefs�rdek� yer� ve önem� ele alınmış, müfess�rler üzer�ndek� etk�s� araştırılmıştır. Mukât�l’�n eser� temel alınarak seç�len y�rm� b�r lafız, “r�vâyet, d�râyet, mezhebî, fıkhî, �ct�mâî, �şârî ve �lmî tefs�rler” olmak üzere yed� farklı tefs�r grubundan y�rm� b�r tefs�rde �ncelenm�şt�r. Sonuç olarak Mukât�l’den günümüze kadar beş farklı tanımın yapıldığı görülmüş, bu �lm�n Hz. Peygamber (s.a.s.), sahâbe ve tâb�în dönemler�nde var olduğuna da�r r�vâyetler tesp�t ed�lm�şt�r. Ayrıca Vücûh-Nezâ�r �lm�n�n Kur’ânî b�r �l�m olduğu ve lügavî kavramlarla karıştırılmaması gerekt�ğ� vurgulanmıştır. Vücûh-Nezâ�r �lm�n�n tefs�rlere yansıması ve müfess�rler�n yorumlarına etk�s�n�n bazı yerlerde doğrudan, bazı yerlerde �se dolaylı olduğu tesp�t ed�lm�şt�r. Anahtar Kelimeler: Tefsir, Kur’ân, Vücûh-Nezâir, Mukâtil, Müşterek, Mütevâtı’, Müterâdif. vii ABSTRACT Name and Surname : Nadiye BULUT University : Bursa Uludag University Institution : Social Science Institution Field : İslâmic Sciences Branch : Tafsir Supervisor : Assistant Prof. Dr. Selahattin ÖZ Al-Wujuh wa Al-Nazair in the Qur’an and its place in Tafsir The Science of Wujūh and Nazāʾir is a discipline that examines the different meanings that Qur'anic terms acquire in various contexts and provides verse examples that indicate these meanings. In this respect, it is considered one of the earliest examples of the interpretation of the Qur'an through the Qur'an or the interpretation of a verse by another verse. Throughout history, different definitions have been made regarding the science of Wujūh and Nazāʾir. However, these definitions neither fully reflect the intent of early authors nor accurately represent the relevant concepts, often leading to an expansion beyond their original scope. Particularly in recent understandings of Wujūh and Nazāʾir, the concept of Nazāʾir has taken on a significantly different meaning. In the first section of this study, the semantic changes that the terms Wujūh and Nazāʾir have undergone throughout history, their process of becoming technical terms, and their conceptual framework are examined in detail. The definition of the science of Wujūh and Nazāʾir, its founder, and its first author Muqātil b. Sulaymān (d. 150/767), along with the objectives of later scholars following his approach, have been explored. The second section investigates the origins and primary sources of this discipline, analyzing eight sources, with a particular focus on Muqātil’s work al-Wujūh wa al-Nazāʾir. The third section examines related concepts such as Ashbāh (similar words), Mushtarak (homonymous terms), Mutawātiʾ (univocal terms), Mutarādif (synonyms), Aḍdād (antonyms), polysemy, synonymy, and semantics, analyzing their similarities and differences. The final section discusses the role and significance of this discipline in Qur’anic exegesis (tafsīr) and explores its influence on exegetes. Based on Muqātil’s work, 21 Qur'anic terms were selected and analyzed in 21 different tafsīr works from seven distinct exegetical approaches: narrative (riwāyah), rational (dirāyah), sectarian (madhhabī), juridical (fiqhī), social (ijtimāʿī/sociological), esoteric/mystical (ishārī/Sufi), and scientific (ʿilmī) tafsīrs. As a result, it has been determined that five different definitions of this discipline have emerged since Muqātil’s time. Furthermore, reports suggesting that the science of Wujūh and Nazāʾir existed during the time of the Prophet (peace be upon him), his companions (ṣaḥābah), and the generation following them (tābiʿūn) have been identified. Additionally, it has been emphasized that Wujūh and Nazāʾir is a Qur’anic science and should not be confused with linguistic concepts. The study has also found that the influence of Wujūh and Nazāʾir on tafsīr and exegetical interpretations is sometimes direct and, in other cases, indirect. Keywords: Tafsir, Qur'an, Wujuh-Nazāir, Muqatil, Homonymous, Univocal, Synonyms. viii ÖNSÖZ Kur’ân-ı Kerîm’in tefsiri, nüzûlüyle birlikte başlamıştır. İlk müfessiri de Hz. Muhammed (s.a.s.)’dir. Sahabe ve tâbiîn, Kur’ân’ın anlam derinliğini açıklama çabasını sürdürmüşlerdir. Nüzûl sürecinde Kur’ân, muhatapları tarafından büyük ölçüde anlaşılmış; tereddüt edilen hususlar ise Hz. Peygamber (s.a.s.) tarafından açıklanmıştır. Ancak sonraki dönemlerde toplumsal ve tarihi şartlardaki değişim, Kur’ân’ın yeniden yorumlama çalışmalarını zorunlu kılmıştır. Kur’ân’ın anlaşılması ve yorumlanmasında erken dönemlerden itibaren, âlimler tarafından büyük önem atfedilen ve bu doğrultuda müstakil eserler telif edilen Vücûh-Nezâir ilmi, tefsir ilminin bir alt dalı veya ulûmü’l- Kur’ân’dan bir bölüm olarak kabul edilen, Kur’ân lafızlarının farklı bağlamlarda kazandığı farklı anlamları ve bu anlamlara işaret eden âyet örneklerini inceleyen, bu yönüyle de Kur’ânî araştırmaların ve Kur’ân’ın Kur’ân’la/âyetin âyetle tefsirinin en erken örnekleri olarak kabul edilen bir ilimdir. Aynı zamanda Kur’ân’ın eşsiz i’câz ve belâgatini yansıtan bu ilim, ilahî kelâmın mucizevî yönlerinden biri olarak da telâkki edilmektedir. Nitekim Zerkeşî’nin de ifade ettiği gibi “Kur’ân’da bir lafız, kimi zaman yirmi hatta daha fazla veya daha az anlama gelebilmektedir ki bu da beşer kelâmında bulunmayan bir özelliktir.” Vücûh-Nezâir ilmi İslâmi ilimlerin ilk tedvîn edilen ilimlerindendir ve bu yönüyle de kadîm bir ilimdir. Kökleri, Hz. Peygamber (s.a.s.) dönemine kadar uzanmakta olup, İbn Abbâs’tan (ö. 68/687-88) nakledilen bir rivayette Hz. Peygamber’in “Kur’ân zü vücûhtur (farklı anlamlara delâlet etmeye müsaittir), bu sebeple siz onu, en güzel ve en uygun anlamına hamledin.” buyurduğu bildirilmektedir. Bu ilmin ortaya çıkış noktası, anlam arayışı ve anlamda ortaya çıkabilecek muhtemel problemler kısacası en güzeli ve en uygun olanı arama çabasıdır. Mukâtil’in kitabının başında merfû olarak aktardığı “Kişi Kur’ân’ın çok vecihli olduğunu/birçok anlama geldiğini bilmedikçe onu tam olarak anlayamaz.” şeklindeki hadis de bu gerçeği teyit etmektedir. Kur’ân’ın doğru bir biçimde anlaşılması ve hayata aktarılması, ilâhi mesajın muhatapta istenilen inanç, anlayış ve davranış değişikliğini gerçekleştirebilmesi için Kur’ân’da geçen lafızların ne anlamda ve ne maksatla kullanıldığının bilinmesi gerekmektedir. Nitekim Kur’ân’ı anlama çabasındaki en önemli hususlardan birisi de Kur’ân’da farklı anlamlar taşıyan lafızların anlamlarını, geçtiği âyet içerisinde en doğru şekilde tespit edebilmektir. Zira bu durum ihmal edildiği takdirde, Kur’ân’ın iletmek istediği mesaj doğru biçimde anlaşılmamış olur. İşte Vücûh-Nezâir ilmi, Kur’ân’daki lafızların bağlama göre kazandığı farklı anlamları tespit ederek bu ihtiyaca doğrudan cevap veren ilmî bir disiplindir. Her ne kadar Vücûh-Nezâir’le ilgili elimize ulaşan ilk kaynaklar hicrî ikinci asra ait olsa da ilmin evveliyatı çok daha eskiye dayanmaktadır. Bu sahada elimize ulaşan ilk eser aynı zamanda ilk tefsirin de sahibi Mukâtil b. Süleymân’ın (öl. 150/767) “el-Vücûh ve’n- Neẓâir” adlı eseridir. İkrîme, (öl. 105/723) Ali b. Ebî Talhâ (öl. 143/760) ve Muhammed Saîd el-Kelbî’ye (öl. 146/767) aynı adla eserler nispet edilmekle birlikte, bu eserlerin hiçbiri günümüze ulaşmamıştır. Ancak hicri ikinci asırdan itibaren zû vücûh lafızların delâlet ettiği anlamları ve Kur’ân’daki kullanımlarını konu edinen pek çok eser telif edilmiştir. Dolayısıyla bu ilim oldukça geniş bir külliyata sahiptir. ix Vücûh-Nezâir ilmi, Kur’ân’daki kelimeleri ve kavramları konu edinmesi bakımından, müfessirlerin âyetleri yorumlarken en çok başvurduğu Kur’ân ilimlerinden biridir. Bu yönüyle sadece tefsir ilminin alt bir dalı değil, aynı zamanda doğrudan bir tefsir türü olarak değerlendirilmesi de mümkündür. Ancak son derece önemi haiz olan bu ilim, günümüz tefsir ve ulûmü’l-Kur’ân çalışmaları açısından değerlendirildiğinde; müşkilü’l- Kur’ân, garîbü’l-Kur’ân, i’câzü’l-Kur’ân, esbâb-ı nüzûl gibi konular kadar ilgi görmemiştir. Dolayısıyla ihmal edilmiş bir konudur. Bu durumun temel sebepleri arasında, disiplinler arası çalışmaların yetersizliği, modern dönemde konulu tefsir, kavram merkezli tefsir gibi yeni ekollerin öne çıkması ve araştırmacıların daha çok bu alanlara yönelmesi sayılabilir. Ayrıca Bâkıllânî’nin “Bu ilim zordur, dolayısıyla talibi azdır.” şeklinde ifade ettiği gibi, ilmin zor oluşu ve çok yönlü bir ihtisas gerektirmesi taliplerinin az olmasına yol açmıştır. Nitekim günümüzde bu sahada yapılan çalışmaların büyük bölümü çoğunlukla makale düzeyinde kalmakta, yüksek lisans seviyesindeki az sayıdaki araştırma ise genellikle müellif-merkezli veya yöntem odaklı incelemelerle sınırlı kalmaktadır. Bu nedenlerle, Vücûh-Nezâir ilmi tarihten günümüze bütüncül ve kapsamlı biçimde ele alınmamış; teorik temelleri, tarihsel gelişimi ve tefsir ilmindeki yeri yeterince araştırılmamıştır. İşte bu çalışma, söz konusu boşluğu gidermeye yönelik bir çabanın ürünüdür. Giriş bölümünün ardından dört bölümden oluşan çalışmamızın birinci bölümünde, Vücûh-Nezâir’in terimleşme süreci ve kavramsal çerçevesi ele alınmıştır. İkinci bölümde, bu ilmin ortaya çıkışı ve temel kaynakları incelenmiştir. Üçüncü bölümde, Vücûh-Nezâir ile ilişkili kavramlar değerlendirilmiş; son bölümde ise ilmin tefsir ilmindeki yeri ve önemi üzerinde durulmuştur. Bu sürecin her aşamasında -ders döneminden tez yazım sürecine kadar- samimi ilgisi, yapıcı rehberliği ve teşvik edici tutumuyla daima yanımda olan, emekli olmasına rağmen savunma günümüzde bizleri yalnız bırakmayarak onurlandıran kıymetli ilk danışman hocam Prof. Dr. Remzi KAYA’ya en derin şükranlarımı sunuyorum. Gidenlerin yerini kalanların dolduramadığı bir dünyada yaşıyoruz maalesef. Bu durumun hemen hemen her sahada böyle olması ise ayrıca üzüntü verici… Danışman değişikliği sürecinde yaşanan zorlukların ardından, son derece titiz ve destekleyici yaklaşımıyla tezimin son bir yılına rehberlik eden danışman hocam Dr. Öğretim Üyesi Selahattin ÖZ’e ayrıca teşekkür ederim. Ders döneminden bu yana güler yüzünü ve içten desteğini esirgemeyen, emekliliğine rağmen savunma günümüzde bizleri onurlandıran değerli hocam Prof. Dr. Abdurrahman ÇETİN’e de şükranlarımı sunuyorum. Her daim teşvik edici ve yapıcı yaklaşımlarıyla sürece katkı sağlayan tez izleme komitesi üyesi hocalarım Doç. Dr. Şevket YILDIZ ve Dr. Öğretim Üyesi Ömer Faruk BİLGİN’e; jüri üyesi olarak bizleri onurlandıran ve tezime bilimsel yaklaşımlarıyla katkı sunan Prof. Dr. Necmettin GÖKKIR’a, tezimizi baştan sona okuyarak gerek teknik gerekse ilmî desteklerini esirgemeyen ve uzak mesafeye rağmen jüri üyesi olarak teşrif eden Dr. Öğretim Üyesi Zakir ARAS’a gönülden teşekkür ederim. Her daim kapısını çaldığımızda bizleri güler yüzle karşılayan ve kolaylaştırıcı tavrıyla sürece katkı sunan Prof. Dr. Cağfer KARADAŞ hocama da ayrıca teşekkür ederim. Bu yolculukta duaları, sabrı ve desteğiyle yanımda olan fedakâr aileme, kıymetli dostlarıma ve arkadaşlarıma da gönülden teşekkür ederim. Rabbim hepsinden razı olsun… Rabbim tüm ilim yolcularının yollarını kolaylaştırsın… 28 Şubat süreciyle 2000 yılında görevimizden ihraç edilince yarım kalan hayal ve hedeflerimize yıllar sonra kavuşmayı, yine bir Şubat ayında bu tezi tamamlamayı nasip eden Rabbime sonsuz hamd-ü senâlar, Habîb-i Edîbine sonsuz salât-ü selâm olsun… Nadiye BULUT-BURSA 2025 x İÇİNDEKİLER TEZ ONAY SAYFASI .................................................................................................. iii DOKTORA İNTİHAL YAZILIM RAPORU .............................................................. iv YEMİN METNİ .............................................................................................................. v ÖZET ............................................................................................................................... vi ABSTRACT ................................................................................................................... vii ÖNSÖZ ......................................................................................................................... viii İÇİNDEKİLER ............................................................................................................... x KISALTMALAR ......................................................................................................... xvi GİRİŞ ............................................................................................................................... 1 I. ARAŞTIRMANIN KONUSU VE AMACI ............................................................... 1 II. ARAŞTIRMANIN ÖNEMİ ...................................................................................... 3 III. ARAŞTIRMANIN KAPSAMI VE SINIRLARI ..................................................... 8 IV. ARAŞTIRMANIN METODU VE KAYNAKLARI ............................................ 11 V. KONU ÜZERİNDE YAPILAN ÇALIŞMALAR .................................................. 15 A. KİTAPLAR ......................................................................................................... 15 B. MAKALELER ..................................................................................................... 16 C. TEZLER .............................................................................................................. 18 BİRİNCİ BÖLÜM VÜCÛH-NEZÂİR İLMİNİN TANIMI I. KAVRAMSAL ÇERÇEVE...................................................................................... 24 A. VÜCÛH-NEZÂİR’İN SÖZLÜK ANLAMI ........................................................ 25 B. VÜCÛH-NEZÂİR’İN TERİM ANLAMI ........................................................... 35 II. VÜCÛH-NEZÂİR İLMİNİN MUKÂTİL’DEN GÜNÜMÜZE KADAR YAPILAN TANIMLARI ....................................................................................... 37 A. İLK DÖNEM VÜCÛH-NEZÂİR ANLAYIŞI; MUKÂTİL B. SÜLEYMÂN’IN TANIMI ................................................................................................................ 37 B. İBNÜ’L-CEVZÎ’NİN TANIMI ........................................................................... 52 C. İBN TEYMİYYE’NİN TANIMI ......................................................................... 58 D. ZERKEŞÎ’NİN TANIMI ..................................................................................... 63 E. GÜNÜMÜZ VÜCÛH-NEZÂİR ANLAYIŞI ...................................................... 71 III. TANIMLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ ............................................................ 75 A. İLK DÖNEM VÜCÛH-NEZÂİR ANLAYIŞININ DEĞERLENDİRİLMESİ .. 75 B. İBNÜ’L-CEVZÎ’NİN TANIMININ DEĞERLENDİRİLMESİ ......................... 79 C. İBN TEYMİYYE’NİN TANIMININ DEĞERLENDİRİLMESİ ....................... 82 D. ZERKEŞÎ’NİN TANIMININ DEĞERLENDİRİLMESİ .................................. 86 E. GÜNÜMÜZ VÜCÛH-NEZÂİR ANLAYIŞININ DEĞERLENDİRİLMESİ ..... 90 xi İKİNCİ BÖLÜM VÜCÛH-NEZÂİR İLMİNİN DOĞUŞU VE KAYNAKLARI I.VÜCÛH-NEZÂİR İLMİNİN DOĞUŞU .................................................................. 94 A. HZ. PEYGAMBER (s.a.s.) DÖNEMİ ................................................................. 96 B. SAHÂBE DÖNEMİ .......................................................................................... 104 C. TÂBİÎN DÖNEMİ ............................................................................................. 112 II. VÜCÛH-NEZÂİR TÜRÜ ESERLERİN ORTAYA ÇIKIŞ SEBEPLERİ ........... 115 III. VÜCÛH-NEZÂİR İLMİNİN KAYNAKLARI ................................................... 118 A. MUKÂTİL b. SÜLEYMÂN / el-Vücûh ve’n-neẓâʾir fi’l-Ḳurʾâni’l Aẓîm ....... 120 1. Eserin Tahkîki Hakkında Bilgi........................................................................ 127 2. Eserin Yöntemi ve Özellikleri ......................................................................... 130 B. HÂRÛN b. MÛS / el-Vücûh ve’n-neẓâʾir fi’l-Ḳurʾâni’l-Kerîm .................... 142 1. Eserin Tahkîki Hakkında Bilgi........................................................................ 143 2. Eserin Yöntemi ve Özellikleri ......................................................................... 144 C. YAHY b. SELLÂM /et-Teṣârîf: Tefsîrü’l-Ḳurʾân mimmeştebehet esmâʾühû ve taṣarrafet meʿânîh ................................................................................................... 147 1. Eserin Tahkîki Hakkında Bilgi........................................................................ 148 2. Eserin Yöntemi ve Özellikleri ......................................................................... 149 D. HAKÎM et-TİRMİZÎ / Taḥṣîlü neẓâʾiri’l-Ḳurʾân .............................................. 154 1. Eserin Tahkîki Hakkında Bilgi........................................................................ 155 2. Eserin Yöntemi ve Özellikleri ......................................................................... 156 E. EBÛ HİLÂL el-ASKERÎ / Taṣḥîḥü’l-vücûh ve’n-neẓâʾir ................................. 166 1. Eserin Tahkîki Hakkında Bilgi........................................................................ 167 2. Eserin Yöntemi ve Özellikleri ......................................................................... 169 F. HÎRÎ en-NEYSÂBÛRÎ / Vücûhü’l-Ḳurʾâni’l-Kerîm ......................................... 175 1. Eserin Tahkîki Hakkında Bilgi........................................................................ 176 2. Eserin Yöntemi ve Özellikleri ......................................................................... 176 G. DÂMEGĀNÎ / Ḳāmûsü’l-Ḳurʾân: Iṣlâḥu’l-vücûh ve’n-neẓâʾir fi’l-Ḳurʾâni’l- Kerîm ................................................................................................................. 182 1. Eserin Tahkiki Hakkında Bilgi........................................................................ 183 2. Eserin Yöntemi ve Özellikleri ......................................................................... 185 H. İBNÜ’L-CEVZÎ / Nüzhetü’l-aʿyüni’n-nevâẓır fî ʿilmi’l-vücûh ve’n-neẓâʾir ... 191 1. Eserin Tahkiki Hakkında Bilgi........................................................................ 192 2. Eserin Yöntemi ve Özellikleri ......................................................................... 193 IV. VÜCÛH-NEZÂİR KAYNAKLARINA DAİR GENEL DEĞERLENDİRME .. 201 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM VÜCÛH-NEZAİR İLMİYLE İLİŞKİLİ KAVRAMLAR I. el-EŞBÂH ve’n-NEZÂİR ....................................................................................... 209 A. el-EŞBÂH ve’n-NEZÂİR KAVRAMLARININ TANIMI ............................... 209 B. el-EŞBÂH ve’n-NEZÂİR KAVRAMLARININ DİĞER İLİMLERDEKİ KULLANIMI ..................................................................................................... 211 C. el-EŞBÂH ve’n-NEZÂİR ve VÜCÛH-NEZÂİR ARASINDAKİ İLİŞKİ........ 214 xii II. MÜŞTEREK LAFIZ ............................................................................................. 217 A. MÜŞTEREK LAFZIN TANIMI ....................................................................... 217 1. Mütekaddim Dönem Dil Âlimleri Nezdinde Müşterek Lafız ......................... 218 2.Usûl ve Mantık Âlimleri Nezdinde Müşterek Lafız ........................................ 223 3. Modern Âlimlere Göre Müşterek Lafız .......................................................... 227 B. MÜŞTEREK LAFIZLARIN DİLDE VARLIĞI MESELESİ ........................... 229 1. Vâcib (zorunlu) Diyenlerin Delili ................................................................... 230 2. Mümtenî (imkânsız) Diyenlerin Delili ............................................................ 231 3. Câiz Diyenlerin Delili ..................................................................................... 231 C. MÜŞTEREK LAFZI ORTAYA ÇIKARAN SEBEPLER ................................ 237 1. Dilsel Konumlandırma/Dilbilimsel Durum (ا���� ا����ي) ............................ 238 2. Farklı Lehçelerin İttifakı ................................................................................. 239 3. Mecâzî Kullanım ............................................................................................. 241 4. Istılâhî Kullanım ............................................................................................. 246 5. Başka Dillerden Aktarım (İktirâz) .................................................................. 249 6. Telâffuz Farklılıkları (Fonetik Gelişim) ......................................................... 251 7. Semantik (Dilsel Gelişim) ............................................................................... 251 D. KUR’ÂN’DA MÜŞTEREK LAFIZ .................................................................. 252 1. İsimlerde Müştereklik ..................................................................................... 254 2. Fiillerde Müştereklik ....................................................................................... 255 3. Edatlarda Müştereklik ..................................................................................... 256 E. MÜŞTEREK LAFIZLARIN HÜKMÜNE DAİR YAKLAŞIMLAR ............... 257 F. MÜŞTEREK LAFIZLARIN EDEBÎ SANATLARLA İLİŞKİSİ ..................... 262 G. MÜŞTEREK LAFIZ VE VÜCÛH-NEZÂİR ARASINDAKİ İLİŞKİ ............. 265 III. MÜTEVÂTI’ LAFIZLAR ................................................................................... 278 A. MÜTEVÂTI’ LAFZIN TANIMI ...................................................................... 278 B. MÜTEVÂTI’ LAFIZ ve VÜCÛH-NEZÂİR ARASINDAKİ İLİŞKİ .............. 281 IV.MÜTERÂDİF LAFIZLAR................................................................................... 284 A. MÜTERÂDİF LAFZIN TANIMI ..................................................................... 284 B. MÜTERÂDİF LAFIZLARIN DİLDEKİ VARLIĞI MESELESİ ..................... 291 1. Terâdüfü Kabul Edenler .................................................................................. 299 2. Terâdüfü Kabul Etmeyenler ............................................................................ 300 C. TERÂDÜFÜ ORTAYA ÇIKARAN SEBEPLER ............................................. 302 1. Lehçe Farklılıkları ........................................................................................... 302 2. Sıfatların İsim Haline Gelmesi (Kelimelerin Sıfat Özelliğini Kaybetmesi) ... 303 3. Telâffuz Farklılıkları (Fonetik Gelişim) ......................................................... 304 4. Anlam Değişmesi ............................................................................................ 305 5. Mecâz .............................................................................................................. 306 6. Arapların Diğer Milletlerle İlişkileri ............................................................... 306 7. Sözlük Müelliflerinin Kelime Tedvînleri ........................................................ 307 D. KUR’ÂN’DA TERÂDÜF ................................................................................. 308 E. MÜTERÂDİF LAFIZ ve VÜCÛH-NEZÂİR ARASINDAKİ İLİŞKİ ............. 313 V. EZDÂD LAFIZLAR ............................................................................................. 320 A. EZDÂD LAFIZLARIN TANIMI ...................................................................... 320 xiii B. EZDÂD LAFIZLARIN DİLDEKİ VARLIĞI MESELESİ .............................. 324 1. Ezdâdı Kabul Edenler ..................................................................................... 325 2. Ezdâdı Kabul Etmeyenler ............................................................................... 327 3. Ezdâdın Sınırlarını Daraltan ve Genişletenler................................................. 329 C. EZDÂDI ORTAYA ÇIKARAN SEBEPLER ................................................... 330 1. Lehçe Farklılıkları ........................................................................................... 331 2. Başka Dillerden Aktarım (İktirâz) .................................................................. 332 3. Anlam Genişlemesi veya Daralması ............................................................... 332 4. Ses Değişikliği ................................................................................................ 333 5. Vezin Farklılığı ............................................................................................... 333 6. İki Ayrı Kökten Oluşma .................................................................................. 334 7. Psikolojik ve Sosyal Sebepler ......................................................................... 334 8. Mecâz .............................................................................................................. 335 9. Zihinsel Çağrışım ............................................................................................ 335 D. KUR’ÂN’DA EZDÂD ...................................................................................... 336 E. EZDÂD LAFIZLAR ve MÜŞTEREK LAFIZ ARASINDAKİ İLİŞKİŞİ ........ 339 F. EZDÂD LAFIZLAR VE VÜCÛH-NEZÂİR ARASINDAKİ İLİŞKİ .............. 341 IV. ÇOKANLAMLILIK ............................................................................................ 343 A. SÖZCÜKSEL ÇOKANLAMLILIK .............................................................. 348 B. YAPISAL ÇOKANLAMLILIK ..................................................................... 351 VI. EŞADLILIK ........................................................................................................ 356 A. ÇOKANLAMLILIK- EŞADLILIK- MÜŞTEREK ARASINDAKİ İLİŞKİ .... 358 B. ÇOKANLAMLILIK-EŞADLILIK-VÜCÛH-NEZÂİR ARASINDAKİ İLİŞKİ ....................................................................................... 362 V. SEMANTİK (Dilsel Gelişim) ............................................................................... 363 A. SEMANTİK KAVRAMININ TANIMI ............................................................ 363 1. Tetavvuru’s-Savtî (����ّا���ّ�ر ا�) ................................................................... 368 2. Tetavvuru’d-Delâlî (����ّا���ّ�را�) ................................................................... 370 B. KUR’ÂN’DA SEMANTİK ............................................................................... 371 C. SEMANTİK-VÜCÛH-NEZÂİR ARASINDAKİ İLİŞKİ ................................. 374 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM VÜCÛH-NEZÂİR İLMİNİN TEFSİRDEKİ YERİ I. VÜCÛH-NEZÂİR İLMİNİN RİVÂYET TEFSİRLERİNE ETKİSİ .................... 378 A. TABERÎ, İBN KESÎR VE SÜYÛTÎ’DE “ا���ى/el-Hüdâ” LAFZININ ELE ALINIŞI .................................................................................................................. 379 B. TABERÎ, İBN KESÎR VE SÜYÛTÎ’DE “ا����/el-Küfr” LAFZININ ELE ALINIŞI .................................................................................................................. 406 C. TABERÎ, İBN KESÎR VE SÜYÛTÎ’DE “ ا���ك/eş-Şirk” LAFZININ ELE ALINIŞI .................................................................................................................. 414 xiv II. VÜCÛH-NEZÂİR İLMİNİN DİRÂYET TEFSİRLERİNE ETKİSİ ................... 419 A. MUKÂTİL, RÂZÎ VE NESEFÎ’DE “ا���ض/el-Maraz” LAFZININ ELE ALINIŞI .................................................................................................................. 419 B. MUKÂTİL, RÂZÎ VE NESEFÎ’DE “ا����س/el-Libâs” LAFZININ ELE ALINIŞI ................................................................................. 426 C. MUKÂTİL, RÂZÎ VE NESEFÎ’DE “ ���ِا�/el-Birr” LAFZININ ELE ALINIŞI .. 431 III. VÜCÛH-NEZÂİR İLMİNİN MEZHEBÎ TEFSİRLERE ETKİSİ ...................... 437 A. MÂTÜRÎDÎ, ZEMAHŞERÎ VE TABERSÎ’DE “ا���/el-İsm” LAFZININ ELE ALINIŞI ................................................................................. 438 B. MÂTÜRÎDÎ, ZEMAHŞERÎ VE TABERSÎ’DE “ا����/el-Fısk” LAFZININ ELE ALINIŞI ................................................................................. 443 C. MÂTÜRÎDÎ, ZEMAHŞERÎ VE TABERSÎ’DE “ �ُا����ُ� وا����/ el-Hasenetü ve’s-Seyyietü” LAFZININ ELE ALINIŞI .................................... 450 IV. VÜCÛH-NEZÂİR İLMİNİN FIKHÎ TEFSİRLERE ETKİSİ............................. 461 A. ŞÂFİÎ, CESSÂS VE KURTUBÎ’DE “ا����ر/et-Tuhûr” LAFZININ ELE ALINIŞI ................................................................................. 462 B. ŞÂFİÎ, CESSÂS VE KURTUBÎ’DE “ا����وف/el-Ma’rûf” LAFZININ ELE ALINIŞI .................................................................................................... 472 C. ŞÂFİÎ, CESSÂS VE KURTUBÎ’DE “ا����/er-Recm” LAFZININ ELE ALINIŞI ................................................................................. 477 V. VÜCÛH-NEZÂİR İLMİNİN İŞÂRÎ TEFSİRLERE ETKİSİ .............................. 480 A. KUŞEYRÎ, ALİ el-KÂRÎ VE BURSEVÎ’DE “ا�����/el-Hikmetü” LAFZININ ELE ALINIŞI ................................................................................. 480 B. KUŞEYRÎ, ALİ el-KÂRÎ VE BURSEVÎ’DE “ ا����/el-Lağvü” LAFZININ ELE ALINIŞI ................................................................................. 488 C. KUŞEYRÎ, ALİ el-KÂRÎ VE BURSEVÎ’DE “ا����ب/el-Esbâb” LAFZININ ELE ALINIŞI ................................................................................. 492 VI. VÜCÛH-NEZÂİR İLMİNİN İCTİMÂÎ TEFSİRLERE ETKİSİ ........................ 496 A. REŞÎD RIZÂ, MUSTAFA MERÂGÎ VE SEYYİD KUTUB’TA “��ّأ/ Ümmet” LAFZININ ELE ALINIŞI .................................................................. 497 B. REŞÎD RIZÂ, MUSTAFA MERÂGÎ VE SEYYİD KUTUB’TA “ َا�ِ���د/ el-Cihat” LAFZININ ELE ALINIŞI .................................................................. 508 C. REŞÎD RIZÂ, MUSTAFA MERÂĞÎ VE SEYYİD KUTUB’TA et-Tuğyân” LAFZININ ELE ALINIŞI ................................................ 513/ا��ّْ���ن“ VII. VÜCÛH-NEZÂİR İLMİNİN İLMÎ TEFSİRLERE ETKİSİ ............................. 517 xv A. ŞERKÂVÎ, el-İSKENDERÂNÎ VE TANTÂVÎ b. CEVHERÎ’DE el-Halk” LAFZININ ELE ALINIŞI ..................................................... 518/ا���� “ B. ŞERKÂVÎ, el-İSKENDERÂNÎ VE TANTÂVÎ b. CEVHERÎ’DE en-Necm” LAFZININ ELE ALINIŞI ................................................... 522/ا��ّ��“ C. ŞERKÂVÎ, el-İSKENDERÂNÎ VE TANTÂVÎ b. CEVHERÎ’DE el-Âlemîn” LAFZININ ELE ALINIŞI ............................................... 524/ا�������“ SONUÇ ......................................................................................................................... 528 KAYNAKÇA ............................................................................................................... 552 ÖZGEÇMİŞ ................................................................................................................. 575 xvi KISALTMALAR a.y. : Aynı Yer b.y. : Basım Yeri bk. : Bakınız c.c. : Celle Celâlühü çev. : Çeviren DİB : Diyanet İşleri Başkanlığı ed. : Editör Hz. : Hazreti haz. : Hazırlayan İFAV : Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı İSAV : İslâmi Araştırmalar Vakfı mür. : Müracaat nşr. : Neşreden öl. : Ölümü r.a. : Radıyallahü anh TDV : Türkiye Diyanet Vakfı thk. : Tahkik Yapan ts. : Tarihsiz s.a.s. : Sallallâhü Aleyhi ve Sellem SBE : Sosyal Bilimler Enstitüsü yy : Yayıncı yok vd. : Ve Diğerleri Yay. : Yayınları 1 GİRİŞ I. ARAŞTIRMANIN KONUSU VE AMACI Vücûh-Nezâir ilmi tefsir ilminin bir alt dalı1 veya ulûmü’l-Kur’ân’dan bir bölüm olarak kabul edilen, tedvini İslâmî ilimlerin tedvin sürecinden ve hatta rivâyet tefsirlerinin ortaya çıkışından da önceye dayanan, Kur’ânî araştırmaların dolayısıyla Kur’ân’ın Kur’ân’la/âyetin âyetle tefsirinin en erken örnekleri olan, kökü ve okunuşu aynı olmakla birlikte Kur’ân kelimelerinin farklı bağlamlarda kazandıkları anlamları inceleyen, yazılı ve özgün nakil biçimiyle, Kur’ân’ın meydan okuyan mucizevî yönlerinden biri olan ilimdir.2 Vücûh-Nezâir’in terim anlamı üzerine yapılan araştırmalara bakıldığında, ilk dönem eserlerinden günümüze kadar farklı tanımların yapıldığı görülmektedir. Ancak bu tanımlar, ilk dönem müelliflerinin maksadını tam olarak yansıtmadığı gibi bu ilmin içeriğini ve kapsamını da değiştirmiştir. Özellikle son dönem Vücûh-Nezâir anlayışında, nezâir kavramı oldukça farklı bir boyuta evrilmiş, böylece ilmin asıl kaynağından ve amacından uzaklaşılmıştır. Bu sahada ilk eseri telif eden Mukâtil b. Süleymân’dan (öl. 150/767), günümüze gelinceye kadar vücûh tanımında bazı nüanslar dışında genel olarak benzerlik mevcut iken, nezâir tanımında epeyce farklı yaklaşımlar ortaya çıkmıştır. DİA’da bile iki ayrı nezâir tanımı mevcuttur.3 Dolayısıyla Kur’ân’ın anlaşılması ve yorumlanması uğrunda âlimlerin önem atfettikleri ve ilk dönemlerden itibaren eser telif ettikleri bu ilim, tarihi süreç içerisinde sahip olduğu değeri pek de muhafaza edememiş, dolayısıyla hak ettiği konuma da ulaşamamıştır. İlmin ortaya çıkışı erken dönemlerde olsa da kanaatimizce 1 Mustafa b. Abdillah Kâtib Çelebi Hacı Halife, Keşfü’ẓ-ẓunûn ’an Esâmi’l-Kütüb ve’l-Fünûn (Bağdat: Mektebetü’l-Mesnâ, 1941), 2/2001; Ebü’t-Tayyib Muhammed Sıddîk Bahâdır Hân b. Hasen b. Ali el- Kannevcî, Ebcedü’l-Ulûm (b.y: Dâru İbnü Hazm, 1423/2002), 551. 2 Ali Özek, el-Vücûh ve’n-Nezâir (İstanbul: İSAV-İlmi Neşriyat, 1993), 26, 30; Selim Türcan,” Özgün Bir Nakil Biçimi Olarak Vücûh ve Nezâir Edebiyat”, Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 9/18 (2010/2), 102. 3 Bk. Abdülhamit Birışık, “Kur’ân/Kur’ân İlimleri”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (Ankara: TDV Yayınları, 2002), 26/404; M. Suat Mertoğlu, Vücûh ve Nezâir”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (İstanbul: TDV Yayınları, 2013), 43/141. 2 tanımının ilk dönem eserlerinde net olarak yapılmayışı, ilmi bir nevi kimlik ve tanım karmaşasına sürüklemiştir. Kur’ân’da Vücûh-Nezâir ve Tefsirdeki Yeri adlı bu çalışmanın temel hedefi, ilmin müessisi ve ilk müellifi Mukâtil b. Süleymân (öl. 150/767) ve onun izinden giden müelliflerin, bu ilimden maksatlarını ortaya koyacak şekilde Vücûh-Nezâir ilminin tanımının yapılmasıdır. Bu bağlamda Mukâtil’den günümüze gelinceye kadar Vücûh- Nezâir kavramlarının terimleşmesiyle ilgili ulûmü’l-Kur’ân veya diğer kaynaklarda ulaşabildiğimiz tüm tanımlar incelenerek değerlendirilecek ve bu tanımların, Vücûh- Nezâir sahasında yazılan eserlerin muhtevasına uygun olup olmadığı tartışılacaktır. İlmin ortaya çıkış amacı ve muhtevası da göz önünde bulundurularak, Vücûh-Nezâir terim çiftinin, tarihi süreç içerisinde terim anlamı açısından yaşadığı anlam farklılaşmaları, kazandıkları yeni anlamlar/terimleşme süreci ve kavramsal çerçevesi, ilmin aslını yansıtacak şekilde oluşturulmaya çalışılacaktır. Çalışmanın diğer bir hedefi ise Vücûh-Nezâir ilminin Kur’ân tefsirindeki yeri ve önemini örnekleriyle açığa çıkarmak, böylece tefsirdeki rolünü, etkisini ortaya koymaktır. Nitekim konuyla ilgili ülkemizde yapılan çalışmalar genelde makale ve yüksek lisans düzeyinde ve çoğunlukla eser-müellif incelemesi şeklinde olup, Vücûh-Nezâir ilmiyle ilgili genel bilgiler verilmiş, ancak Vücûh-Nezâir ilminin tefsir üzerindeki etkisine değinilmemiştir. Söz konusu çalışmalar önemli olmakla birlikte, Vücûh-Nezâir ilmine dair meselelerin daha çok genel olarak ele alınıp detaylı bir inceleme yapılmaması, bu çalışmayı daha da önemli hale getirmektedir. Nitekim bu çalışmada Vücûh-Nezâir ilminin ne olduğu, tanımları, doğuşu, kaynakları, ilişkili olduğu kavramlar gibi konuların detaylı bir şekilde ele alınmasının yanında; Vücûh-Nezâir ilminin tefsirdeki yeri ve önemi de açıklanmaya çalışılacaktır. Bu bağlamda aşağıdaki temel sorulara tezin farklı bölümlerinde cevaplar aranacaktır: Vücûh-Nezâir ilminin Mukâtil’den günümüze kadar yapılan tanımları nelerdir? Bu tanımlar ilk dönem Vücûh-Nezâir anlayışını yansıtmakta mıdır? Vücûh-Nezâir ilminin doğuşu ve kaynakları nelerdir? Vücûh-Nezâir teriminin, “eşbâh, müşterek, mütevâtı’, müterâdif, ezdâd, çokanlamlılık, eşadlılık semantik” gibi terimlerle arasındaki ilişki nedir? Vücûh-Nezâir ilminin önce İbn Teymiyye ile sonra da Zerkeşî tarafından “vücûhun elfâz-ı müştereke, nezâirin de elfâz-ı mütevâtie” olarak tanımlanması ilmin gelişimini nasıl etkilemiştir? Daha çok dil, usûl ve mantık âlimlerinin kullandığı bu terimlerin ilme dahil edilmesinin, günümüzdeki tefsir usûlü kitaplarındaki 3 Vücûh-Nezâir tanımına etkisi olmuş mudur? Vücûh-Nezâir müelliflerinin lafızlara verdikleri vecihler/farklı anlamlar, müfessirler tarafından dikkate alınmış mıdır? Mukâtil ve onun izinden giden müelliflerin vücûh anlayışı, tefsire yansımış mıdır? Bu bağlamda Vücûh-Nezâir ilminin tefsire etkisi, tefsirdeki yeri ve önemi nedir? Çalışıldığı sahadaki boşluğu bir nebze de olsa doldurmak, Vücûh-Nezâir ilminin tanımı ve tarihi süreçte geçirdiği anlam kaymalarını tespit etmek, böylece ilmin ilk müellifiyle onun izinden giden âlimlerin bu ilimdeki maksatları arasındaki farkı açıkça ortaya koymak, bu ilmin tefsir sahasına etkisini incelemek ve bu sahada araştırma yapmak isteyenlere yol gösterecek, kaynak oluşturacak, özgün ve faydalı bir çalışma ortaya koyabilmek yegâne temennimizdir. Gayret bizden, tevfîk Allah’tandır… II. ARAŞTIRMANIN ÖNEMİ Kur’ân-ı Kerîm’le ilgili ilk tefsir faaliyeti, onun nüzulüyle başlamıştır. Kur’ân’ı ilk tefsir eden de Hz. Peygamber’dir. Kur’ân’ın içerdiği anlamları keşfetme ve ortaya çıkarma çabası sahâbe ve tâbiînle devam etmiştir. Kur’ân’ın inzâl döneminde muhatabı olan kitle tarafından genel anlamıyla anlaşılmış olması ve tereddüt edilen hususlar için de Hz. Peygamber’in gerekli açıklamaları yaptığı vâkidir.4 Ancak sonraki dönemlerde hayatın tabii akışı içerisinde meydana gelen olaylar sebebiyle gelişim ve değişime cevap verebilmesi açısından yeniden yorumlama çalışmaları gerekli olmuştur. Çünkü Kur’ân, Müslümanlar tarafından hayatın her safhasında kendisine müracaat edilen kaynak kitap olarak kabul edilmektedir. Bu sadece ibadet ve inanç konuları yönüyle değil, hayatın tüm yönlerini ilgilendiren meseleler için de böyledir. Nitekim Müslümanlar önce kelimelerle, sonra da dilbilgisi ile sırf dini gayelerle ilgilenmişlerdir. Zaten tarihi sürece bakıldığında da önce Kur’ân’daki lafızların anlamları ve sonra da filolojik/dilbilimsel anlamda yapılan çalışmaların temelinde Kur’ân’ın bu mihver/kaynak olma özelliği yatmaktadır.5 Kur’ân’ın ve mesajının doğru şekilde kavranabilmesi, iletmek istediği varlık ve değer öğretisinin anlaşılabilmesi, Kur’ân dili Arapçanın kullanım özelliklerinin tam olarak bilinmesine bağlıdır. Bu doğrultuda atılması gereken ilk adım, Kur’ân’daki kelimelerin 4 İsmail Cerrahoğlu, Tefsir Tarihi (Ankara: Fecr Yayınları, 2019), 35; İsmail Cerrahoğlu, Kur’ân Tefsirinin Doğuşu ve Buna Hız Veren Amiller (Ankara: Ankara Üniversitesi Basımevi, LXXX, 1968), 105; Muhsin Demirci, Tefsir Tarihi (İstanbul: İfav, 2011), 59. 5 Cerrahoğlu, Kur’ân Tefsirinin Doğuşu, 105; Cemal Muhtâr “İslâm’da Sözlük Çalışmaları”, M.Ü.İ.F.D., 3 (1985), 366; Süleyman Kaya, Tahsîlu Nezâiri’l-Kur’ân’ı Bağlamında Hakîm Tirmizî’de Vücûh-Nezâir (İstanbul: Rağbet Yayınları, 2016), 14. 4 yine Kur’ânî bağlamda ele alınarak incelenmesidir. Zira Kur’ân metni içinde yer alan lafızlar, aynı kelimenin farklı bağlamlarda çeşitli anlamlar kazanmasına yol açan ilginç bir ilişki ağı sergiler. Nitekim, bu lafızlar Kur’ân’ın metinsel yapısı içerisinde birbirinden bağımsız değil, birbirine bağlı olarak somut anlamlarını da bu ilişki ağı içinde kazanırlar.6 Bu nedenle Kur’ân’ın sağlıklı bir şekilde anlaşılıp yorumlanabilmesi için bu lafızların Kur’ân’ın bütünlüğü içerisinde tek tek anlamlarının belirlenmesi gerekmektedir. Aksi halde zû vücûh/çokanlamlı bir lafza geçtiği her yerde, tek bir anlam yüklemek anlam daralmasına,7 aynı anlamı vermek ise Kur’ân’da ihtilaf ve çelişkilerin var olduğu fikrine sebep olabilir.8 Dini naslarda ve özellikle de Kur’ân’da çokanlamlı lafızların kullanılması tarih boyunca gerek fıkıh usûlü gerekse tefsir usûlü ve Kur’ân tefsiriyle ilgili yazılan diğer eserlerde ortaya çıkan ihtilafların nedenleri arasında zikredilmiştir. Dini nasların bu özelliği âlimlerin, Şâri’in çokanlamlı lafızlarla neyi murad ettiği konusunda farklı görüşlerin oluşmasına yol açmış, bu durum müfessirler arasında çeşitli âyetlerin yorumlanması hususunda ortaya çıkan ihtilaf sebeplerinden biri olmuştur.9 Bu nedenle gerek tefsirde ortaya çıkan yorum farklılıklarını etkilemesi, gerekse fıkıh ilminde hüküm çıkarma ameliyesindeki önemi sebebiyle fakihler ve müfessirler, çokanlamlı lafızların mahiyetinin belirlenmesi, sebepleri, anlam ve hükme delâletleri konusuna ayrı bir önem vermişlerdir.10 Fıkıhta el-Eşbâh ve’n-Neẓâʾir (İslâm hukukundaki temel kâideleri ve benzer meselelerin tâbi olduğu ortak yada farklı hükümleri açıklamayı konu alan ilim dalı ve bu dalda kaleme alınan eserlerin genel adı)11 tefsirde ise el-Vücûh ve’n-Neẓâʾir olarak adlandırılan bu ilmin ve çokanlamlı bir lafzın anlamını belirlemede lügatlerin yanı sıra, müfessirlerin âyetlerin tarihi bağlam ve söz dizimiyle birlikte metinsel bağlamı da göz önünde bulundurarak ortaya koydukları mana ve maksadı da içine alan Vücûh-Nezâir türü 6 Toshihiko İzutsu, Kur’ân’da Tanrı ve İnsan, çev: M. Kürşad Atalar (İstanbul: Pınar Yayınları, 2018), 35. 7 Ali Bulut, “Kur’ân’daki Çokanlamlı Kavramların Türkçe’ye Çevirisi Sorunu” (İsraf Kavramı Örneği), Diyanet İlmi Dergi, 42/1 (Ocak-Şubat-Mart, 2006), 84. 8 Mehmet Okuyan, Çokanlamlılık Bağlamında Kur’ân Sözlüğü (İstanbul: Düşün Yayıncılık, 2019), 35. 9 Muhammed b. Abdurrahmân b. Sâlih eş-Şâyi’, Esbâb-ü iḥtilâfü’l-müfessirîn (Riyad: Mektebetü’l- A’bikân, 1995), 78. 10 Mesut Okumuş, “Kur’ân Yorumunda Çokanlamlı Lafızlara Yaklaşımlar”, Gâzî Üniversitesi Çorum İlahiyat Fakültesi Dergisi 2/3 (2003/1), 28. 11 Mustafa Baktır, “Eşbâh ve Nezâir”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (İstanbul: TDV Yayınları, 1995), 11/456. 5 eserlerin, Kur’ân’ın tefsiri açısından önemi oldukça büyüktür. Nitekim bu eserler, günümüz dilbiliminde çokanlamlılık ve eşanlamlılık kavramları kapsamında ele alınan; dil, usûl ve mantık âlimleri arasında ise müşterek, mütevâtı’ veya müterâdif lafız olarak adlandırılan; Kurân’da farklı yerlerde çeşitli anlamlar kazanan aynı lafızları/vücûh ve bu lafızların her birinin anlam tekrarlarını/nezâir ihtiva eden eserlerdir. Bu sahada elimize ulaşan ilk eser Mukâtil b. Süleymân’ın (öl. 150/767) el-Vücûh ve’n- Neẓâir adlı eseridir. İbnü’l-Cevzî (öl. 597/1200); İkrîme (öl. 105/723) ve Ali b. Ebî Talhâ’ya (öl. 143/760), Abdullâh b. Abbâs’tan (öl. 68/687-88) rivâyet ettikleri birer el- Vücûh ve’n- Neẓâ’ir adlı eserin nispet edildiğini, Muhammed Saîd el-Kelbî’nin de (öl. 146/767) el-Vücûh ve’n-Neẓâ’ir adlı bir kitap telif ettiğini bildirmektedir.12 Hirî (öl. 430/1039) ve Kâtib Çelebi (öl. 1067/1657) ise Vücûh-Nezâir’le ilgili ilk eserin, Abdullâh b. Abbâs’a ait olduğunu ileri sürmektedirler. 13 Ancak bu eserlerin hiçbiri günümüze ulaşmamıştır. Vücûh-Nezâir ilmi, daha önce de ifade edildiği gibi İslâmi ilimlerin ilk tedvîn edilen ilimlerindendir. Kökeni İslâmi ilimlerin henüz sistematik olarak tasnif edilmeden ve birbirinden ayrılmadan önceye uzanmaktadır. Nitekim elimize ulaşan ilk kaynaklar hicrî ikinci asra ait olsa da ilmin evveliyatı çok daha eskidir. Bu ilmin ortaya çıkış noktası, anlam arayışı ve anlamda ortaya çıkan muhtemel problemlerle ilgilidir. Dolayısıyla Kur’ân’ı anlama faaliyetinde dikkate alınması gereken en önemli noktalardan birisi de Kur’ân’da farklı anlamlar taşıyan kelimelerin anlamlarını, geçtiği âyet içerisinde en doğru şekilde tespit edebilmektir. Zira bu durum ihmal edildiği takdirde, Kur’ân’ın iletmek istediği mesaj doğru biçimde anlaşılmamış olur. 14 Nitekim bir lafza belli başlı karînelerden dolayı- siyâk-sibâk, istiâre, teşbîh, kinâye, mecâz, i’râb gibi- birçok farklı anlam yüklenebilmektedir. Kur’ân’ın çok vecihli olması da Arap dilinin genişliğinden ve anlam sahasındaki bu zenginliğinden kaynaklanmaktadır. Bundan dolayı Kur’ân, bu dilde nazil olmuştur. Hz. Ali’nin (r.a.) (öl. 40/661), İbn Abbâs’ı (r.a.) Hâricîlerle tartışması ve onları ikna etmesi için gönderirken yaptığı tavsiyeler de bu meseleyi açığa 12 Ebü’l Ferec Cemâlüddîn Abdurrahmân b. Ali b. Muhammed el-Bağdâdî İbnü’l-Cevzî, Nüzhetü’l- aʿyüni’n-nevâẓır fî ʿilmi’l-vücûh ve’n-neẓâʾir, thk. Muhammed Abdü’l-Kerîm Kâzım er-Râdî (Beyrut: Müessesetü’r-Risâle, 1987), 82. 13 Ebû Abdirrahmân İsmâîl b. Abdillah ed-Darîr el-Hîrî, Vücûhü’l-Ḳurʾân, thk. Fâtıma Yûsuf el-Haymî (Dımeşk: Dâru’s-Sekâ, 1996), 23; Kâtib Çelebi, Keşfü’ẓ-ẓunûn, 2/2001. 14 Ali Karataş, “Kur’ân’da Çokanlamlı Kelimelerde Anlamın Tayini Meselesi- Savaş Âyetleri Bağlamında Fitne Kavramı Örneği”, Pamukkale Üniversitesi İlahiyat fakültesi, Marife (Bahar 2013), 68. 6 kavuşturmaktadır. Rivâyetlere göre, Hz. Ali, İbn Abbâs’a şöyle demiştir: “Hâricîlere git ve onlarla tartış. Ancak münakaşa esnasında sakın Kur’ân’dan delil getirme, sünnetten delil getir. Çünkü Kur’ân’da zü vücûh/ lafızlar (çeşitli ve farklı anlamlara gelen) ذو و��ه vardır.”15 Bu rivâyetin başka bir varyantında Hz. Ali’nin bu nasihatinden sonra İbn Abbâs; Hz. Ali’ye: “Ey mü’minlerin emiri, ben Allah’ın kitabını onlardan daha iyi bilirim. Zira o bizim evimizde nazil oldu (yani Kur’ân’ın inişine bizler şahit olduk)” demiş, buna karşılık Hz. Ali “Doğru söylüyorsun ancak Kur’ân zû vucûhtur. Sen bir anlamı ifade edince, onlar diğer anlamı söylerler. Dolayısıyla sen onlara sünnetten deliller getir, böylece tartışmanın çıkış yolu kapanacaktır.”16 şeklinde karşılık vermiştir. İbn Abbâs, Hz. Ali’nin bu tavsiyesini yerine getirmiş ve tartışmanın sonunda Hâricîlerin ileri sürebilecekleri hiçbir delil kalmamıştır. Ayrıca, hikâyenin geri kalanında İbn Abbâs’ın, Hz. Ali’ye vücûh meselesinin ne olduğunu sorduğuna dair kaynaklarda herhangi bir bilgi yer almamaktadır. Bu da Kur’ân’ın zû vücûh olduğunun o dönemde bilinen bir mesele olduğunu göstermektedir. Açıkça görüldüğü üzere, bu ilmin kökeni İslâm’ın en erken dönemlerine dayanmaktadır. Bu konudaki diğer bir rivâyet ise Mukâtil’in kitabının başında merfû olarak aktardığı; � ا���� ����� �� ا���� ��� ��ى ����آن و���� ����ة���ن /Kişi Kur’ân’ın çok vecihli olduğunu (birçok anlama geldiğini) bilmedikçe onu tam olarak kavrayamaz.17 şeklinde ifade edilen hadistir. Bu rivâyetler, Vücûh-Nezâir dediğimiz düşünce yapısının, Kur’ân tefsirinin ayrılmaz bir parçası olduğunu ve sahâbe ve tâbiînin Kur’ân lafızlarının anlamlarını ortaya çıkarmak ve tefsir etmek yönündeki gayretlerini açıkça ortaya koymaktadır. Bu nedenle, Vücûh-Nezâir ilminin doğrudan bir tefsir çeşidi olarak değerlendirilmesi de mümkündür. Dolayısıyla bu ilmin kaynağı bizzat Kur’ân-ı Kerîm’dir. Müslümanların her iki hayatını 15 İfade şu şekildedir: “اذهب إليهم فخاصمهم وادعهم إلى الكتاب والسنة ولا تحاجهم �لقرآن فإنه ذو وجوه ولكن خاصمهم �لسنة Bk. Ebû Abdillâh Muhammed b. Sa’d b. Menî’ el-Kâtib el-Hâşimî el-Basrî el-Bağdâdî, eṭ-Ṭabaḳātü’l-kübrâ (Mütemmimi ‘s-Sahâbe-et’Tabakâtü’l-Hâmise) thk. Muhammed b. Sâmil es-Sülemî, (Taif: Mektebetü’s- Sıddîyk, 1414/1993), 1/181; Ebü’l-Fazl Celâlüddîn Abdurrahmân b. Ebî Bekr b. Muhammed el-Hudayrî es-Süyûtî, el-İtḳān fî ʿUlûmi’l-Ḳurʾân thk. Muhammed Ebü’l-Fadl İbrâhîm (Mısır: el-Heyetü’l Mısriyyetü’l Âmme li’l-Küttâb, 1974), 1/445; a.mlf., Miftâḥu’l-Cenne fi’l-iʿtiṣâm (iḥticâc) bi’s-Sünne (Medine: el-Câmiatü’l-İslâmiyye, 1989), 59. 16 İbn Sa’d, Ṭabaḳāt, 1/181; Süyûti, el-İtḳān, 1/446; Süyûtî, Miftâḥu’l-Cenne, 59. 17 Ebü’l-Hasen Mukâtil b. Süleymân b. Beşîr el-Ezdî el-Belhî, el-Vücûh ve’n-neẓâʾir fi’l-Ḳurʾâni’l Aẓîm, thk. Hâtim Sâlih Dâmin (Bağdat: Mektebetü’r-Rüşd, 2011), 19. 7 tanzim eden bu yüce kitabın gereği gibi anlaşılabilmesi, delillerinden faydalanılabilmesi ve prensiplerinin hayata tatbik edilebilmesi için, ihtiva ettiği inceliklerle, taşıdığı vücûhların/farklı anlamların gereği gibi kavranılması gerekmektedir. Bu bağlamda Vücûh-Nezâir ilminin önemi ve Kur’ân’ı anlama ve yorumlamaya yönelik katkısını Ali Özek (1932-2021) şu şekilde ifade etmektedir: “Vücûh ilmi, Kur’ân’ı tefsir etmenin bir yoludur. Bu yöntem sağlam ve çok faydalıdır. Zira bu yöntemde esas olan âyeti âyetle tefsir etme usûlüdür. Bu ilke de kendine özgü büyük bir öneme sahiptir. Meselâ bir kimse Kur’ân’daki bir kelimenin anlamını bilse, o kelimeyi her âyette aynı şekilde anlamlandırmaya çalışırsa, büyük bir hataya düşebilir. Çünkü kelimeler seyyaldir (dinamik yapıya sahiptir), bulundukları cümle içindeki bağlama göre farklı anlamlar kazanırlar. Bu durum diğer eserlerde görülse de Kur’ân-ı Kerîm gibi bir kitapta çok daha mühimdir.”18 Bir diğer yönden Vücûhu’l-Kur’ân, Kur’ân’ın mucizevî yönlerinden biri olarak telâkki edilmektedir; çünkü bir kelime, kimi zaman yirmi ya da daha fazla veya daha az anlama gelebilmektedir. Bu da beşer kelâmında bulunmayan bir özelliktir.19 Konuyla ilgili olarak Muhammed Abdüssettâr; “Kur’ân’a has olan bu özellik, insanoğluna ait hiçbir kitapta bulunmamaktadır. Dolayısıyla Kur’ân’ı öğrenen bir kişi Vücûhu’l-Kur’ân’ı yeterince iyi bilmezse, Kurân’daki kelimelerin uygun anlamlarına vakıf olamaz. Bu durumda, sonucun hüsran olması kaçınılmazdır.”20 demektedir. İşte son derece önemi haiz bu ilimle ilgili yaptığımız bu çalışma, Vücûh-Nezâir ilminin tanımı açısından son derece önem taşımaktadır. Çünkü çalışmada, tanımlar detaylı bir biçimde ele alınmakta, mevcut tanımların bu alandaki eserlerle uyumluluğu değerlendirilmekte ve nihai bir sonuca varılmaya çalışılmaktadır. Ayrıca bu alanda yazılan temel kaynak eserlerin tanıtımı yönünden de bu araştırma mühimdir. Yine Vücûh- Nezâir ilminin tanımında bu ilmin yerine kullanılan eşbâh, müşterek, mütevâtı’, müterâdif, çokanlamlılık, eşanlamlılık vd. kavramlarla ilişkisi, benzerliği veya farklılığı dolayısıyla bu ilmin dilbilim, usûl, mantık âlimlerinin kullandığı bu kavramlarla değil de ulûmü’l-Kur’ân terimleri ile tanımlanmasının önemi üzerinde durulması açısından da son derece önemlidir. Yine bu çalışma Kur’ân’ın Kur’ân’la/âyetin âyetle tefsiri olarak da 18 Özek, el-Vücûh ve’n- Neẓâʾir, 27. 19 Ebû Abdillah Bedreddin Muhammed b. Abdillah b. Bahadır ez-Zerkeşî, el-Burhân fî Ulûmi’l- Ḳurʾân, thk. Muhammed Ebü’l-Fadl İbrâhîm (Beyrut: Dâru İhyâü’l-Kütübi’l-Arabiyye, 1957), 1/102; Süyûtî, el-İtḳān, 1/141. 20 Muhammed Abdüssettâr, “Vücûhu’l-Kur’ân, Tefsir Literatürünün Bir Branşı “, çev. F. Asiye Şenat Kazancı, Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi, IX/3 (2009), 279. 8 nitelendirilen bu ilmin tefsirdeki yeri ve önemi, Mukâtil ve onun izinden giden müelliflerin lafızlara verdikleri vecihlerin/anlamların tefsir çeşitleri, müfessirlerin yorumları üzerindeki etkisini ve bu ilmin tefsire yansımasını incelemesi bakımından da oldukça önemlidir. III. ARAŞTIRMANIN KAPSAMI VE SINIRLARI Çalışmamız giriş bölümü dışında dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, her ikisi de çokanlamlı olan Vücûh-Nezâir kavramlarının sözlük anlamları, klasik dönem dilcilerin lügatlerinde, “و��” ve “���” maddeleri taranarak incelenmiş, verilen benzer ve farklı anlamlar not edilmiş, vech/vücûh, kavramının müfred, terkip ve mecâz olarak ifade ettiği anlamlar örnekleriyle birlikte verilmiştir. Nazîr/nezâir kavramı da yine aynı titizlikle ele alınmıştır. Bu bölümde Vücûh-Nezâir ilminin aslına uygun tanımının verilmesi hedeflendiğinden, daha çok terim anlamı üzerinde durulmuş, kavramların semantik analizine değinilmemiştir. Vücûh-Nezâir’in terim anlamı üzerine yapılan incelemeler, ilk dönem eserlerinden günümüze kadar uzanan çalışmalar ve âlimlerin görüşleri göz önüne alındığında, bu terim çiftinin tarihsel süreç içerisinde, ilk telif edilen eserlerdeki kullanım biçiminden farklı şekillerde tanımlandığı görülmektedir. Nitekim eserler üzerinde yapılan araştırmalara göre, Mukâtil’den günümüze kadar bu ilme ilişkin beş farklı tanımın yapıldığı görülmüştür. Ancak günümüzde yayımlanan kitap, tez ve makalelerde genellikle İbnü’l- Cevzî ile Zerkeşî’nin (öl. 794/1392) tanımları üzerinden değerlendirmeler yapıldığı tespit edilmiştir. Bazı araştırmacılar İbn Teymiyye’nin (öl. 728/1328) tanımını üçüncü tanım olarak belirtirken, 21 bazıları ise bu tanımı hiç dikkate almamışlardır ki 22 bu durum kanaatimizce önemli bir eksikliktir. Ayrıca, bazı çalışmalarda kronolojik sıraya tam 21 Hasan Yaldızlı” Vücûh” ve “Nezâir” Hakkında Yapılan Tanımlara Dair Bir Değerlendirme”, İslâm Araştırmaları Dergisi, 31 (2014), 12-15. 22 Bk. Süleymân b. Sâlih el-Kar’âvî, el-Vücûh ve’n-neẓâʾir fi’l-Ḳurʾâni’l-Kerîm-Dirâsetün ve Muvâzenetün (Riyad: Mektebetü’r-Rüşd, 1990), 12-13; Selvâ Muhammed el-Avvâ, el-Vücûh ve’n-neẓâʾir fi’l- Ḳurʾâni’l-Kerîm, (Kahire: Dâru’ş-Şurûk, 1998), 40-46; Mustafa Karagöz, “Vücûh ve Nezâirin Terimleşme Süreci–Nezâir’in ‘Eşanlamlılık’ Olarak Tanımlanması Sorunu-”, Bilimname, XIV (2008/1), 447-454; Ancak Karagöz’ün İbn Teymiiyye ile ilgili 2018 yılında yazdığı bir makale de mevcuttur. bk. Mustafa Karagöz, “İbn Teymiyye’nin Vücûh-Nezâir Tanımının Etkileri ve Sorunları”, Bilimname XXXVI, (2018/2), 261-291; Muhammed Abdus Settâr, “Vücûhu’l-Kur’ân”, 276-278; M. Suat Mertoğlu, “Vücûh ve Nezâir”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (İstanbul: TDV Yayınları, 2013), 43/141; Kaya, Taḥṣîlü Neẓâʾiri’l-Ḳurʾân, 56-63; Ali Galip Gezgin, Tefsirde Semantik Metod (İstanbul: Rağbet Yayınları, 2018), 627-634. 9 olarak uyulmasa da Zerkeşî’nin tanımının eklenmesiyle dörtlü bir tanım verildiği de görülmektedir.23 Dolayısıyla konuyla ilgili günümüzde yapılan birçok çalışmada ikili, üçlü, dörtlü tanımların yapıldığı müşahede edilmiştir. Bu da kanaatimizce Vücûh-Nezâir ilminin detaylı, kapsamlı bir şekilde ele alınmadığı gerçeğine işaret etmektedir. Oysa bu kavramların terim anlamının net olarak verilmesi için bu tanımların bilinmesi ve incelenerek bir neticeye varılması gerekmektedir. Dolayısıyla bu inceleme ve değerlendirme ameliyesinden sonra ancak bu ilmin net olarak tanımlanması mümkün olabilir. Bu nedenle Vücûh-Nezâir kavramlarının terim anlamları, bu sahadaki ilk eser sahibi Mukâtil b. Süleymân’ın el-Vücûh ve’n-Nezâir adlı eseri başta olmak üzere, onu takip eden ilk dönem müellifleri Hârûn b. Mûsâ (öl. 170/786), Yahyâ b. Sellâm (ö. 200/815), Hîrî (öl. 430/1039’dan sonra), Hakîm Tirmizî (öl. 320/932) ve Dâmeğânî’nin (öl. 478/1085) eserlerinde uyguladıkları yöntem ve metot çerçevesinde incelenerek, oluşturulmaya çalışılmıştır. Özellikle bu ilmin ilk müellifi Mukâtil b. Süleymân’ın Vücûh-Nezâir ilmindeki maksadı ve ondan sonra gelen âlimlerin bu ilimden ne anladıkları ve nasıl yorumladıkları üzerinde uzunca durulmuştur. Mukâtil b. Süleymân ve onun izinden giden ilk dönem müellifleri her ne kadar eserlerinde Vücûh-Nezâir ilmine dair bir tanım yapmamış olsalar da eserlerinin muhtevası incelendiğinde, uyguladıkları yönteme bakılarak elde edilen, ilk dönem Vücûh-Nezâir anlayışını yansıtan tanımın, bu ilmin müessisi ve ilk müellifi olması yönüyle Mukâtil’in adıyla verilmesi uygun görülmüştür. Daha sonra, başta İbnü’l-Cevzî olmak üzere bu ilmi tanımlayan İbn Teymiyye, Zerkeşî, Süyûtî (öl. 911/1505), Taşköprizâde (öl. 968/1561), Kâtib Çelebî (öl. 1067/1657) gibi âlimlerin eserleri incelenerek tanımları verilmiştir. Mukâtil’den günümüze Vücûh-Nezâir ilmine dair yapılan bu tanımların ilk dönem Vücûh-Nezâir anlayışını yansıtıp yansıtmadığı ve ilmin gelişimine olumlu olumsuz etkileri üzerinde durularak değerlendirmeler yapılmıştır. Ayrıca yaptığımız araştırmalar neticesinde, ilmin tanımına dair oluşan kanaat da gerekçeleriyle birlikte paylaşılmıştır. Çalışmamızın ikinci bölümünde Vücûh-Nezâir ilminin doğuşu ve temel kaynakları üzerinde durulmuştur. İlmin doğuşu ve tarihi gelişimi açısından Hz. Peygamber (s.a.s.) dönemi, sahâbe ve tâbiîn dönemi tefsir hareketleri incelemeye tabi tutulmuştur. Bu ilmin, 23 Hide Sâbık, el-Vücûh ve’n-neẓâʾir el-Ḳurʾâniyye ve eseruhâ fi’t-tefsîr (Cezâyir: Câmiatü’l Hâc lihadar (Batne), Doktora Tezi, 2011), 19-24; Mustafâ Muhammed Mustafâ Ebû Şafka, el-Vücûh ve’n-Neẓâʾir fi’l-Ḳurʾâni’l-Kerîm (Ürdün: Câmiatü’l Ulûmi’l-İslâmiyye el-Âlemiyye, Doktora Tezi, 2015), 8-11. 10 Kur’ân’ın/Kur’ân’la, âyetin âyetle tefsiri şeklinde ele alınması nedeniyle, ilk müfessir olan Hz. Peygamber (s.a.s.) döneminden itibaren var olduğuna dair rivâyetlerin mevcut olduğu görülmüştür. Sahâbe ve tâbiîn döneminde de bu ilmin varlığına dair rivâyetler aktarılmıştır. Kaynakları bölümünde ise ilmin yazıya geçirildiği ilk eserler incelenmiştir. Bu bağlamda hicrî ikinci asırdan itibaren ilmin ilk müellifi olan Mukâtil b. Süleymân’dan başlayarak, bu sahada öne çıkan müelliflerin eserleri incelenmiş, metot ve yöntem olarak tanıtılmaya çalışılmıştır. Bu bölümde ilk olarak Mukâtil’in el-Vücûh ve’n-Neẓâʾir fi’l- Ḳurʾâni’l-Aẓîm adlı eserin tanıtımı yapılmış, akabinde kronolojik sıraya göre Hârûn b. Mûsâ’nın el-Vücûh ve’n-Neẓâʾir fi’l-Ḳurʾâni’l-Kerîm, Yahyâ b. Sellâm’ın et-Teṣârîf, Hakîm et-Tirmizî’nin Tahsîlü Neẓâʾiru’l-Ḳurʾân, Ebû Hilâl el-Askerî’nin el-Vücûh ve’n- Neẓâʾir fi’l-Ḳurʾâni’l-Kerîm, Hîrî’nin Vücûhü’l-Ḳurʾân, Dâmeğânî’nin Ḳāmûsü’l- Ḳurʾân: Iṣlâḥu’l-Vücûh ve’n-neẓâʾir fi’l-Ḳurʾâni’l-Kerîm ve İbnü’l-Cevzî’nin Nüzhetü’l- aʿyüni’n-nevâẓır fî ʿilmi’l-vücûh ve’n-neẓâʾir adlı eserleri incelenmiştir. Bu sahadaki kaynakların ve ilmi müktesebatın fazlalığı göz önünde bulundurularak hem çalışmanın hacmi açısından hem de bu sahadaki temel ve ilk akla gelen kaynakların tanıtımı hedeflendiğinden, asır/yüzyıl aralığı veya dönemler şeklinde bir tasnife gidilmemiştir. Ayrıca Vücûh-Nezâir ilmine dair hicrî ikinci asırdan itibaren günümüze kadar yazılan bütün kaynaklara ulaşmak ve bu eserleri tek tek incelemek mümkün olamayacağından, kaynaklar Mukâtil (öl. 150/767) ile İbnü’l-Cevzî (öl. 597/1201) arasındaki zaman diliminde yazılan eserlerle sınırlı tutulmuştur. Üçüncü bölümde ise Vücûh-Nezâir terim çifti ile ilişkili kavramlar üzerinde durulmuştur. Bu ilmin İbn Teymiyye ve Zerkeşî tarafından, daha çok dil, usûl, mantık âlimlerinin kullandığı elfâz-ı müştereke, elfâz-ı mütevâtı’e gibi lafızlarla birlikte tanımlanması, yine bazı kaynaklarda vücûh yerine eşbâh; nezâir yerine müterâdif gibi kavramların kullanılması, bu ilmin kavramsal çerçevesinin sınırlarının çizilmesini zorlaştırdığı gibi sonraki dönemlerde, ilmi mecrası dışına çıkararak farklı şekillerde tanımlanmasına yol açmıştır. Nitekim günümüzde gelinen noktada vücûh; çokanlamlılık, nezâir de eşanlamlılık olarak adlandırılmaktadır. Dolayısıyla bu kavramlar öncelikle detaylı bir şekilde ele alınarak tanımları ve özellikleri, bu lafızlar hakkında âlimlerin görüşleri verildikten sonra, Vücûh-Nezâir ilminin bu kavramlarla ilişkisi üzerinde durulmuştur. Vücûh-Nezâir lafızlarının, kendi literatürünün dışındaki kavramlarla tanımlanmasının, ilmin aslını yansıtıp yansıtmadığı, üzerinde değerlendirmelerde bulunularak eleştirisi de 11 yapılmıştır. Konuyla bağlantısı açısından ezdâd lafızlar, günümüzde vücûh deyince ilk akla gelen çokanlamlılık, genelde çokanlamlılık kavramı ile anılan ve kimi zaman çokanlamlılık olarak da ifade edilen eşadlılık ve çokanlamlılığın en önemli sebeplerinden biri olarak görülen semantik/dilsel gelişim kavramları ile ilişkili olup olmadığına da değinilerek değerlendirmeler yapılmıştır. Dördüncü ve son bölümde ise Vücûh-Nezâir ilminin, tefsirdeki yeri ve önemi ele alınmış, ilmin tefsirlere etkisi, katkısı araştırılmıştır. Tarihten günümüze Vücûh-Nezâir ilmine dair yapılan tanımlardan, ilk dönem Vücûh-Nezâir anlayışı/Mukâtil’in tanımı esas alındığından, bu bölümde ilmin ilk müellifi olması yönüyle Mukâtil’in el-Vücûh ve’n- Nezâir adlı eseri esas alınmıştır. Vücûh-Nezâir ilminin tefsirlere etkisini inceleyebilmek için Mukâtil’in eserinden üçer lafız seçilerek, sahasının önde gelen tefsir çeşitlerinde incelenmiştir. Öncelikle, Mukâtil’in seçilen lafızları nasıl ele aldığı, bu lafızlara hangi vecihlerde hangi anlamları verdiği açıklanmıştır. Ardından, belirlenen tefsirlerde, bu vecih örneklerini içeren âyetlerin müfessirler tarafından nasıl yorumlandığı incelenmiş ve Mukâtil’in görüşleriyle benzerlikleri veya farklılıkları değerlendirilmiştir. Bu incelemede rivâyet, dirâyet, mezhebî, fıkhî, iş’ârî, ictimâî ve ilmî tefsir olmak üzere yedi çeşit tefsir grubundan üçer tefsir seçilerek, her tefsir çeşidinde, farklı üç lafız ele alınmıştır. Böylece Mukâtil’in eserinden yirmi bir lafız, yirmi bir farklı tefsirde incelemeye tabi tutulmuştur. Bütün bu incelemeler sonucunda, her bir lafzın değerlendirilmesi yapılmış ve Vücûh-Nezâir ilminin tefsirlere ne ölçüde yansıdığı ya da yansımadığı dolayısıyla bu ilmin Kur’ân tefsiri üzerindeki etkisi ve tefsirde oynadığı rol ortaya konulmaya çalışılmıştır. Çalışmanın hacmi açısından incelenen lafız ve tefsir sayısı sınırlı tutulmuştur. İnceleme, tefsir çeşitleri üzerinde yapılmış, konulu tefsir veya kavram tefsirleri açısından bir değerlendirme yapılmamıştır. Çalışma sonucunda oluşan kanaat ve değerlendirmeler sonuç bölümünde belirtildikten sonra tez kaynakça ile tamamlanmıştır. IV. ARAŞTIRMANIN METODU VE KAYNAKLARI Sosyal bilimlerdeki araştırmalarda literatür taraması, veri toplama ve analizi, belgelendirme, belge inceleme gibi metot ve yöntemler ana unsurlardır. Bu yöntemler çerçevesinde, çalışmamıza başlamadan önce Vücûh-Nezâir ilmine dair kaynak ve literatür taraması yapılmış, Türkçe yayımlanmış, kitap, tez ve makalelerle birlikte, 12 Arapça temel kaynaklar, kitap, tez ve makaleler incelenerek, veriler toplanmıştır. Taramalar sonucunda elde edilen bilgilere göre tezin içeriği ve kapsamı belirlenmiştir. Böylece çalışma giriş ve dört ana bölüm olarak oluşturulmuştur. Bir sosyal araştırma olan bu çalışmada, tahriri anlatım, maddeleştirme ve tespit yönteminin yanında konunun ilk dönem Vücûh-Nezâir anlayışının dışında seyreden serüveni dolayısıyla problemli bir yönünün olması ve yorumlanmaya ihtiyaç duyulması nedeniyle, yoğun olarak tahlil ve mukayese yöntemi de kullanılmıştır. İlk dönem müelliflerinin eserleri, diğer kaynaklar ve tefsirlerin incelenmesinde istikrâ/tümevarım yöntemi esas alınarak, elde edilen veriler üzerinden analitik biçimde değerlendirmelerde bulunulmuştur. Çalışmamızda yazım ve noktalama işaretleri açısından Türk Dil Kurumu ve Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nün tez yazım kılavuzunda belirtilen ilkelere uyulmaya özen gösterilmiştir. Eser adı, müellif ismi, doğum-vefat tarihleri ve Arapça kökenli kelimelerin yazımında Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi esas alınmış dipnotlar ve kaynakçada ise isnad 2. atıf sistemi uygulanmıştır. Ayrıca, incelenen konuların âyetlerle örneklendirilmesinde Hayrettin Karaman, İbrâhîm Kâfi Dönmez, Mustafa Çağrıcı ve Sadrettin Gümüş’ün hazırladığı Kur’ân Yolu Meâli temel kaynak olarak kullanılmıştır. Âyetler konunun önemine binaen özellikle Vücûh-Nezâir ilminin tanımlarına dair incelemenin yapıldığı birinci bölüm ve tefsire etkisinin ele alındığı dördüncü bölümde meâlleri ve Arapça metinleriyle birlikte verilmiş, ancak âyet ve meâllerin, tamamından ziyade, eserlerde vurgunun yer aldığı ilgili kısım tercih edilmiş, âyet numaraları ve sûre isimleri genellikle metin içinde verilmiştir. Konularla ilgili hadisler için ise daha çok Kütübü’s-Sitte’den Ṣaḥîḥ-i Buḫârî, Ṣaḥîḥ-i-Müslim ve Ebû Dâvûd’un Sünen’i gibi hadis kitaplarına müracaat edilmiştir. Bunların yanında açıklayıcı olması bakımından bazı kavramlar hakkında bilgiler de dipnotlarda verilmiştir. Özellikle birinci bölümde Vücûh-Nezâir ilmine dair âlimlerin yaptığı tanımların Türkçelerinin yanında, destekleyici ve pekiştirici olması yönüyle Arapçaları da dipnotta gösterilmiştir. Tezde incelenen kavramların sözlük anlamları konusunda öncelikle klasik lügatlere müracaat edilmiştir. Bu bağlamda, Halîl b. Ahmed’in (öl. 175/791) Kitâbü’l- ‘Ayn’ı, başta olmak üzere İbn Düreyd’in (öl. 321/933) Cemheratü’l-luġa, el-Ezherî’nin Tehẕîbü’l-lüġa (öl. 370/980), İbn Fâris’in (öl. 395/1004) Muʿcemü meḳāyîsi’l-lüġa, Cevherî’nin (öl. 13 400/1009’dan önce) eṣ-Ṣıḥâh, Râgıb el-İsfahânî’nin (öl. V./ XI. yüzyılın ilk çeyreği) Müfredâtü elfâẓi’l-Ḳur’ân, İbn Manzûr’un (öl. 711/1311) Lisânü’l-‘Arab, Semîn el- Halebî’nin (öl. 756/1355) Umdetü’l-ḥuffâẓ, Cürcânî’nin (öl. 816/1413) et-Ta’rîfât, Fîrûzâbâdî’nin (öl. 817/1415) el-Ḳāmûsü’l-Muḥîṭ ve Besâir, Kefevî’nin (öl. 1095/1684) el-Külliyyât ve Zebîdî’nin (öl. 1205/1791) Tâcü’l-ʿarûs adlı eserleri başvurulan ana kaynaklardır. Bunların yanında Muhammed Fuâd b. Abdilbâkī b. Sâlih el-Mısrî’nin (1882-1968), el-Muʿcemü’l-müfehrest li-elfâẓi’l-Ḳurʾâni’l-Kerîm ve John Penrice’nin, Kur’ân Sözlüğü gibi günümüzde yapılan çalışmalardan da istifade edilmiştir. Vücûh-Nezâir kavramlarının terim anlamlarının açıklanması ve örneklendirilmesi hususunda başta Mukâtilin el-Vücûh ve’n-neẓâʾir fi’l-Ḳurʾâni’l Aẓîm adlı eseri olmak üzere, Hârûn b. Mûsâ’nın el-Vücûh ve’n-Neẓâʾir fi’l-Ḳurʾâni’l-Kerîm, Yahya b. Sellâm’ın et-Teṣârîf, İbnü’l-Cevzî’nin Nüzhetü’l-aʿyüni’n-nevâẓır fî ʿilmi’l-vücûh ve’n- neẓâʾir gibi bu ilmin ana kaynaklarının yanında konuyu kitaplarında bölüm/bab olarak ele alan İbn Teymiyye’nin Mecmûu-Fetâvâ, Zerkeşî’nin el-Burhân ve el-Baḥrü’l-muḥîṭ, Süyûtî’nin el-İtḳān ve Muʿterekü’l-aḳrân fî müştereki’l-Ḳurʾân, Kâtib Çelebi’nin Keşfü’ẓ-ẓunûn, Tehânevî’nin (öl. 1158/1745) Keşşâfü ıṣṭılâḥâti’l-fünûn gibi eserlerinden de istifade edilmiştir. Vücûh-Nezâir’le ilişkili eşbâh, müşterek, mütevâtı’, müterâdif, ezdâd gibi kavramların incelenmesinde ise daha çok mütekaddim ve modern dönem dil, usûl, mantık âlimlerinin eserlerinden istifade edilmiştir. Bu bağlamda dilcilerden başta Sîbeveyh’in (öl. 180/796) el-Kitâb, adlı eseri olmak üzere, el Hünâî’nin (Kürâu’n-Neml) (öl. 310/922) el-Münecced fi’l-lüġa, İbnü’l-Enbârî’nin (öl. 328/940) Kitâbü’l-Eżdâd, İbn Cinnî’nin (öl. 392/1002) el-Ḫaṣâʾiṣ, İbn Fâris’in (öl. 395/1004) eṣ-Ṣâḥibî fî fıḳhi’l-luġa adlı eserleri kaynak olarak incelenmiştir. Gazzâlî’nin (öl. 505/1111) el-Müstaṣfâ ve Miʿyârü’l-ʿilm, Fahrüddîn er- Râzî’nin (öl. 606/1210) el-Maḥṣûl, Şevkânî’nin (öl. 1250/1834) İrşâdü’l-fuḥûl, Süyûtî’nin el-Müzhir, gibi klasik dönem usûl ve mantık âlimlerinin eserleri yanında, İbn Dürüsteveyh’in (öl. 347/958), Taṣḥîḥu’l-Faṣîh, Ebû’t-Tayyib el-Lügavî’nin (öl. 351/962), Kitâbü’l-Eżdâd gibi erken dönem dil kitapları ve Suphi Sâlih’in (1926-1986) Dirâsât fî fıḳhi’l-luġa, Ahmed Muhtâr Ömer’in (1933-2003) Ilmû’d-delâle, Ali AbdülVâhid Vâfî’nin (1901-19992), Fıḳhu’l-Lüġa, Sâlim Mükrim’in, el-Müşterakü’l- Lafẓî, Müsâîd b. Süleymân’ın, et-Tefsîru’l-Lügavî, İbrâhîm Enis’in (1906-1977) fi’l- Lehecâti’l-Arabiyye gibi modern dönem dilcilerin eserlerinden de istifade edilmiştir. 14 Vücûh-Nezâir ilmi ile ilişkili olarak ele alınan çokanlamlılık, eşadlılık, semantik gibi kavramların incelenmesinde ise Abdülkâhir Cürcânî’nin (öl. 471/1078-79), Delâʾilü’l- iʿcâz ve Esrârü’l-belâġa adlı eserlerinin yanında, Palmer’in Semantik, Doğan Aksan’ın, Anlam Bilim, Her Yönüyle Dil ve Türkçenin Sözvarlığı adlı eserleri, Ahmet Cevizci’nin, Felsefe Sözlüğü adlı eserlerinden de yararlanılmıştır. İlmin doğuşu, tarihi gelişimi ve kaynakların incelenmesi hususunda, tabakât kitapları, klasik ve çağdaş İslâm tarihi ve biyografi kaynaklarından yararlanılmıştır. Bu bağlamda İbn Sa’d’ın (öl. 230/845), Tabaḳât, İbnü’l-Esîr’in (öl. 630/1233) el-Kâmil fi’t-târîḫ, İbn Kesîr’in (öl. 774/1373), el-Bidâye ve’n-Nihâye, İbn Hacer’in (öl. 852/1449), el-İṣâbe ve Tehẕîbü’t-Tehẕîb, İbn Teymiye’nin, Muḳaddime fî uṣûli’t-tefsîr, Hüseyin ez-Zehebî’nin (1915-1977) et-Tefsîr ve’l-Müfessirûn, Hâlid Abdurrahmân el-Akk’ın, Usûlü’t-Tefsîr ve Ḳavâidühû, Fuâd Sezgin’in (1924-2018), Târîḫu’t-Türâs̱i’l-ʿArabî, İsmail Cerrahoğlu’nun (1929-2022), Tefsir Tarihi ve Muhsin Demirci’nin Tefsir Tarihi gibi eserler başvurulan eserlerdir. Vücûh-Nezâir ilminin tefsirlere etkisi bölümünde Mukâtil’in el-Vücûh ve’n-Neẓâʾir fi’l- Ḳurʾâni’l Aẓîm adlı eserinden seçilen lafızlar alanında meşhur üçer tefsirde incelenmiştir. Bu bağlamda rivâyet tefsirlerinden; Taberî’nin, Câmiʿu’l-beyân ʿan teʾvîli âyi’l-Ḳurʾân, İbn Kesîr’in, Tefsîrü’l-Ḳurʾâni’l-ʿaẓîm, Süyûtî’nin, ed-Dürrü’l-mens̱ûr adlı eserleri, dirâyet tefsirlerinden; Mukâtil’in, Tefsîrü’l-kebîr, Fahreddîn er-Râzî’nin (öl. 606/1210) Mefâtîḥu’l-ġayb, Ebû’l-Berekât en-Nesefî’nin (öl. 710/1310), Medârikü’t-tenzîl adlı eserleri, mezhebî tefsirlerden; Mâtürîdî’nin (öl. 333/944) Te’vîlâtü’l-Kur’ân, Zemahşerî’nin (öl. 538/1144) el-Keşşâf, Tabersî’nin (öl. 548/1154) Mecmeu’l-beyân adlı eserleri, fıkhî tefsirlerden; İmam Şâfiî’nin (öl. 204/820) Aḥkâmü’l-Ḳurʾân, Cessâs’ın (öl. 370/981) Aḥkâmü’l-Ḳurʾân, Kurtubî’nin (öl. 671/1273) el-Câmiʿ li-Aḥkâmi’l-Ḳurʾân adlı eserleri, tasavvufî tefsirlerden; Kuşeyrî’nin (öl. 465/1072) Letâifü’l-işârât, Ali el- Kārî’nin (öl. 1014/1605) Envârü’l-Ḳurʾân, İsmâil Hakkı Bursevî’nin (öl. 1137/1725) Rûḥu’l-beyân” adlı eserleri, ictimâî/sosyolojik tefsirlerden; Reşîd Rızâ’nın (1865-1935) Tefsîrü’l-menâr, Mustafa el-Merâġî’nin (1883-1952) Tefsîrü’l-merâġī, Seyyid Kutub’un (1906-1966) Fî Zılâli’l-Ḳurʾân adlı eserleri, ilmî tefsirlerden; Şerkâvî’nin (öl. 1227/1812) el-Ḳurʾân ve’l-kevn, el-İskenderânî’nin (öl. 1306/1889) Keşfü’l-esrâr, Tantâvî b. Cevherî’nin (öl. 1862/1940), el-Cevâhir fî tefsîri’l-Ḳurʾâni’l-Kerîm adlı eserleri kaynak olarak incelenmiştir. 15 Buraya kadar zikredilen kaynakların yanı sıra, ilgili konuları tamamlayıcı nitelikte DİA’nın çeşitli maddeleri ve konuya ilişkin yazılan diğer kitap, tez ve makalelerden de istifade edilmiştir. Mukâtil’in el-Vücûh ve’n-nezâir adlı eserinin Şehhâte, Özek, Dâmin ve Ahmed Ferîd el-Mezîdî tahkiki olmak üzere dört ayrı tahkiki bulunmaktadır. Dâmin nüshası Mukâtil’in tefsirini de rivâyet eden Ebû Sâlih Hüzeyl b. Habîb (öl. 190/806’dan sonra) tarafından rivâyet edilmiştir. Mukâtil’in eserinden lafızların incelenmesi esnasında tefsirine de müracaat edildiğinden dolayı, çalışmada Dâmin tahkikinin kaynak olarak alınması uygun görülmüştür. V. KONU ÜZERİNDE YAPILAN ÇALIŞMALAR İslâmî ilimlerin ilk tedvîn edilen ilimlerinden biri olması bakımından kadîm bir ilim olarak hem Kur’ân’ın anlaşılması ve tefsiri hem de erken dönem tefsir hareketlerini yansıtması yönüyle son derece önemi haiz olan olan Vücûh-Nezâir ilmine dair geniş bir literatür bulunmasına rağmen, bu ilim ülkemizdeki araştırmacıların ilgisini pek de fazla çekebilmiş değildir. Zira Vücûh-Nezâir sahasında yapılan akademik çalışmaların sayısı oldukça azdır. Bu çalışmaları telif tarihi önce olandan başlamak sûretiyle kitap, makale ve tez olarak üç başlıkta ele almaya çalışacağız. A. KİTAPLAR 1. Mukâtil b. Süleymân, Kur’ân Terimleri Sözlüğü (el-Eşbâh ve’n-Nezâir fi’l-Kur’âni’l- Kerim) çev. M. Beşir Eryarsoy (İstanbul: İşaret Yayınları, 2006). 2. Süleyman Kaya, Taḥṣîlü Neẓâʾiri’l-Ḳurʾân’ı Bağlamında Hakîm Tirmizî’de Vücûh ve Nezâir (İstanbul: Rağbet Yayınları, 2016). 3. Şahin Güven, Kur’ân’ın Anlaşılması ve Yorumlanmasında Çokanlamlılık Sorunu. (İstanbul: M.Ü. İlahiyat Fakültesi Yayınları (İFAV), 2017). 4. Mehmet Okuyan, Çokanlamlılık Bağlamında Kur’ân Sözlüğü (İstanbul: Düşün Yayıncılık, 2019). Vücûh-Nezâir ilmi ile doğrudan ilişkili kitaplar olarak bu eserlere ulaşabildik. Bu sayının da oldukça az olduğunu söyleyebiliriz. Ancak İsmail Cerrahoğlu’nun, Tefsir Usûlü (Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 1989), Ali Turgut’un, Tefsir Usûlü ve Kaynakları (İstanbul: İFAV Yayınları, 2001), Cüneyt Eren’in, Kur’ân İlimleri ve Tefsir Istılahları (Erzurum: Ekev Kültür Eğitim Vakfı Yayınevi, 2001); Muhsin Demirci’nin, 16 Tefsir Usûlü (İstanbul: İFAV Yayınları, 2017), Ali Galip Gezgin’in, Tefsirde Semantik Metod (İstanbul: Rağbet Yayınları, 2018), Mehmet Paçacı’nın Kur’ân’a Giriş (Ankara: TDV Yayınları, 2021) adlı eserleri gibi tefsir usûlü, tefsir veya ulûmü’l-Kur’ân’a dair yapılan çalışmalarda konunun işlendiği muhakkaktır. Ancak biz bunların hepsinin taramasını yapmadık. B. MAKALELER Bu konuda yazılan makalelerin bir kısmında isim olarak “Vücûh-Nezâir” şeklinde ilmin orijinal terimleri kullanılırken, bir kısmında da özellikle “vücûh” lafzı yerine “çokanlamlılık” kavramının kullanıldığı görülmüştür. Vücûh-Nezâir ilmine dair Mustafa Karagöz’ün makaleleri öne çıkmaktadır. Nitekim konuyla alakalı üç makalesi mevcuttur. 1. Mustafa Çetin, “Kur'ân’da Vücûh ve Nezâir”, Diyanet İlmî Dergi 27/3 (1989), 97-127. 2. Halîl Altuntaş, “el-Vücûh ve’n-Nezâir”, Diyanet Dergisi 26/1 (1990), 13-30. 3. Mustafa Baktır, “Eşbâh ve Nezâir”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (İstanbul: TDV Yayınları, 1995), 11/456-457. 4. Hâtim Sâlih Dâmin, “el-Vücûh ven’nezâir fi’l-Kur’âni’l-Kerîm Inde’s-Süyûtî”, Mecelletü Âfâku’t-Türâs ve’s-Sekâfe, 9/34 (Temmuz 2001), 6-15. 5. Abdülhamit Birışık, “Kur’ân İlimleri”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (Ankara: TDV Yayınları, 2002), 26/401-404 6. Mesut Okumuş, “Kur’ân Yorumunda Çokanlamlı Lafızlara Yaklaşımlar”, Gazi Üniversitesi Çorum İlahiyat Fakültesi Dergisi 2/3 (2003/1), 27-62. 7. Muhammed Yûsuf eş-Şerbecî, “Ilmü’l-Vücûh ven’nezâir fi’l-Kurâni’l-Kerîm ve Eseruhû fi’t-Tefsîr ve ‘l-Keşfi an İ’câzi’l-Kurân”, Mecelletü Câmiatü Dımeşk, 19(2003), 455-491. 8. Ali Bulut, “Kur’ân’daki Çokanlamlı Kavramların Türkçe’ye Çevirisi Sorunu” (İsraf Kavramı Örneği), Diyanet İlmi Dergi, 42/1 (Ocak-Şubat-Mart, 2006), 79-94. 9. Mustafa Karagöz, “Vücûh ve Nezâirin Terimleşme Süreci–Nezâir’in ‘Eşanlamlılık’ Olarak Tanımlanması Sorunu-” Bilimname, XIV (2008/1), 441-475. 10. Muhammed Abdü’s-Settâr, Vücûhü’l-Kur’ân: Tefsir Literatürünün Bir Branşı, trc. F. Asiye Şenat Kazancı, Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi IX/3 (2009), 273-291. 17 11. Sabri Türkmen, “Arapçada Çokanlamlılık ve Kur’ân-ı Ker’im”, Diyanet İlmi Dergi 46/2 (2010), 79-96. 12. Selim Türcan, “Özgün Bir Nakil Biçimi Olarak Vücûh ve Nezâir Edebiyatı”, Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 9/18 (2010/2), 99-124. 13. Ömer Acar, “Çokanlamlılık-Eşadlılık İkileminde İştirâk-i Lafzî,” Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 51/2 (2010), 241-270. 14. Sabri Türkmen, “Arapçada Çokanlamlılık ve Kur’ân-ı Ker’im”, Diyanet İlmi Dergi 46/2 (2010), 79-96. 15. Ahmed Mâlik Sadiyk, “el-Vücûh ve’n-Nezâir ve Ehemmiyyetühâ fi’t-tefsîr”, Hey’etü Ulemâ’is-Sudan Mecelletü’l-Minber (Nisan 2011), 40-64. 16. M. Suat Mertoğlu, “Vücûh ve Nezâir”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (İstanbul: TDV Yayınları, 2013), 43/141-143. 17. Ali Karataş, “Kur’ân’da Çokanlamlı Kelimelerde Anlamın Tayini Meselesi- Savaş Âyetleri Bağlamında Fitne Kavramı Örneği”, Pamukkale Üniversitesi İlahiyat fakültesi, Marife (Bahar 2013), 67-87. 18. Hasan Yaldızlı “Vücûh” ve “Nezâir” Hakkında Yapılan Tanımlara Dair Bir Değerlendirme”, İslâm Araştırmaları Dergisi 31 (2014), 1-31. 19. Süleyman Kaya, “Vücûh ve Nezâir Kitapları Bağlamında Kur’ân’da Te’vîl Kavramı”, İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi 4/4 (2015), 922- 945. 20. Celâlettin Divlekci “Kur’ân’da Bazı Kelimelerin Kullanım Özelliklerine Dair Genel Kaideler”, İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi 6/1 (2017), 86-104. 21. Mustafa Karagöz, “İbn Teymiyye’nin Vücûh-Nezâir Tanımının Etkileri ve Sorunları”, Bilimname XXXVI (2018/2), 261-291. 22. Habip Gül, “Kur’ân Çevirilerinde Vücûh-Nezâir İlminin Önemi”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi 11/59 (Ekim 2018), 1315-1326. 23. İbrahim Yıldız, “Müberred ve “Mettefeka Lafzuhû ve’htelefe Manâhü mine’l- Kur'âni’l-Mecîd” Adlı Eseri Bağlamında Vücûh ve Nezâir İlmine Katkısı”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi 12/62 (2019), 1851-1857. 18 24. Murat Kaya, “Kur’ân’da Vezn, Mîzân ve Mevzûn Kelimeleri-Vücûh ve Nezâir Bağlamında Bir İnceleme-”, Usûl İslâm Araştırmaları 31 (2019), 9-36. 25. Mustafa Karagöz, “İbnü’l-Cevzî’nin Nezâir Anlayışının Sorunları” Bilimname XLIII (2020/3), 129-168. 26. Avnullah Enes Ateş, “Kur’ân Çevirisine Etkisi Bakımından Vücûh ve Nezâir: Sebîl Kelimesi Örneği”, Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 26/44 (2020), 1-18. 27. Davut Şahin, “Vücûh ve Nezâirin Tefsire Yansıması-Mukâtil b. Süleyman’ın İki Eseri Örneğinde-”, Kalemnane Kırıkkale Üniversitesi İslâmi İlimler Fakültesi Dergisi, 8/16 (2023), 475-502. 28. Muhammed el-Muhtâr, “Ilmü’l-Vücûh ve’n-Nezâir ve Kadâyâ et-Te’vîl”, Mecelletü’t-Tefâhüm, 59-89. C. TEZLER Bu sahada yapılan akademik çalışmalar çok olmamakla birlikte genellikle makale ve yüksek lisans seviyesindedir ve bu çalışmalara bakıldığında bunların çoğunlukla müellif- yöntem araştırması şeklinde olup, Vücûh-Nezâir ilmine dair genel bilgiler verildikten sonra, müelliflerin hayatı, eserleri ve metotları üzerinde durulduğu görülmektedir. Yapılan bu çalışmalar elbette çok kıymetlidir. Ancak ülkemizde konuyla alakalı kapsamlı bir doktora çalışması bulunmamaktadır. Bu da bizim çalışmamızın önemini ve değerini daha da artırmaktadır. Yapılan çalışmaların hepsini bahsedilen özellikleri sebebiyle tek tek değerlendirmeyip, özellikle konumuzla doğrudan ilgili olmaları yönüyle ulaşabildiğimiz kadarıyla yurt dışında yapılan çalışmalar hakkında kısa açıklamalar yapmayı uygun görüyoruz. 1. Ekber Bihruz Ali-âbâd, al-Dâmgânî ve Kitâb al-Vucûh va’l-Nazâ’ir’i (İstanbul: İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Matbaası, Doktora Tezi, 1968). Ülkemizde Vücûh-Nezâir ilmine dair ulaşabildiğimiz kadarıyla en erken çalışma olarak gözükmektedir. Neşredilen kısmı asıl tezin birinci kısmının bir faslı ile ikinci kısmını ihtiva etmektedir dolayısıyla tezin tamamına ulaşmak mümkün olmamıştır. Ancak yayınlanan kısmı itibariyle Vücûh-Nezâir ilmi açısından kıymetli bilgiler ihtiva etmektedir. 19 2. Süleymân b. Sâlih el-Kar’âvî, el-Vücûh ve’n-Neẓâʾir fi’l-Ḳurʾâni’l-Kerîm-Dirâsetün ve Muvâzenetün (Riyad: Mektebetü’r-Rüşd, 1990). el-Kar’âvî’nin 1990 yılında yaptığı bu çalışma doktora tezidir. Yazar tezin birinci bölümünde Vücûh-Nezâir ilminin tanımı (değerlendirmeyi İbnü’l-Cevzî ve Zerkeşî’nin tanımı üzerinden yapmış, İbn Teymiyye’nin tanımına yer vermemiştir) doğuşu ve önemine dair bilgilerden verdikten sonra, ikinci bölümde bu sahada eser telif edilen âlimler ve eserleri hakkında bilgiler vermiştir. Mukâtil’den başlayarak Hârûn b. Mûsâ, Müberred, İbn Fâris, Dâmegânî, İbnü’l-Cevzî ve İbnü’l- ‘Imâd’ın hayatı ve eserleri hakkında genişçe bilgi vermektedir. Müelliflerden sonra telif edilen eserleri de matbu (basılı), mahtût (yazma) ve mefkûd (kayıp) eserler olarak üç fasılda ele almaktadır. Çalışmanın üçüncü bölümünde ise tezin adında da ifade edildiği gibi mukayese ve analiz metodunu uygulamaktadır. Vücûh-Nezâir lafızlarının tamamını Mukâtil, Hârûn b. Mûsâ, Seâlebî, Dâmegânî, İbnü’l-Cevzî ve İbnü’l- ‘Imâd arasında tablolar şeklinde mukayeseli olarak incelemekte ve müelliflerin verdikleri anlamlar, benzerlik veya farklılıklara dair gerekli yerlerde de analiz ve değerlendirmeler yapmaktadır. Her ne kadar Yahyâ b. Sellâm, Hîrî, Tirmizî, Ebû Hilâl el-Askerî gibi ilk dönem Vücûh-Nezâir müelliflerine dair bilgiler yer almasa da çalışma ilklerden olduğu için oldukça kıymetlidir. (Tez oldukça hacimli olup tamamı 725 sayfadır.) Bizim çalışmamız Kar’âvî’nin tezinin birinci bölümüyle benzerlik gösterse de kapsam ve içerik yönünden onun tezinden ayrılmaktadır. Nitekim ele aldığımız tanımlar, işlediğimiz kavramlar, incelediğimiz kaynaklar ve Vücûh-Nezâir ilminin tefsire etkisi gibi konular Kar’âvî’nin tezinde bulunmamaktadır. 3. Selvâ Muhammed el-Avvâ, el-Vücûh ve’n-Neẓâʾir fi’l-Ḳurʾâni’l-Kerîm (Kahire: Dâru’ş-Şurûk, 1998). Selvâ el-Avvâ’nın yüksek lisans tezi olan bu çalışması 1998 yılında kitap olarak basılmıştır. el-Avvâ çalışmasını üç bölüme ayırır. Birinci bölümde Vücûh-Nezâir kavramlarının tanımı (Selvâ da, Kar’âvî gibi İbnü’l-Cevzî ve Zerkeşî’nin tanımını vermiştir) ulûmü’l-Kur’ân’daki yeri, bu ilmin dilde ve Kur’ân’daki kaynakları ve siyâk konusunu ele almaktadır. İkinci bölümde Ezdâd lafızları İbnü’l-Enbâri’nin Kitâbü’l- Ezdâd adlı eseri bağlamında ele almış “zan, recâ, havf” gibi lafızları örnek olarak incelemiştir. Üçüncü bölümde ise müşkil konusunu ele almaktadır. Müşkile dair kitaplardan da bahsederek “el-küffâr, el-kavl, en-nisyân, el-hasenetü ve ‘s-seyyietü” gibi 20 lafızları da bu bağlamda incelemiştir. el-Avvâ’nın çalışması meseleleri derinlemesine incelemesi ve özellikle de dilsel boyutu yönüyle önemli bir çalışmadır. Eşbâh, müşterek, mütevâtı’, çokanlamlılık gibi kavramları ele aldığı bölümler açısından, çalışmamızla benzer yönleri olsa da genel yaklaşım, içerik ve konu dağılımı yönüyle tamamen farklıdır. İncelediğimiz Vücûh-Nezâir tanımları, müterâdif, semantik ve diğer kavramların Vücûh- Nezâir’le ilişkisi, ilmin tefsire etkisi gibi konular el-Avvâ’nın çalışmasında yer almamaktadır. 4. Mehmet Ali Şimşek, Arap Dilinde Çokanlamlılık ve Karîne İlişkisi (Konya: Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, 2000). 5. Esma Çetin Dâmegânî’nin el-Vücûh ve’n-Nezâir İsimli Eserindeki Metodu (Bursa: Uludağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2006). 6. Hide Sâbık, el-Vücûh ve’n-Neẓâʾir el-Ḳurʾâniyye ve Eseruhâ fi’t-Tefsîr (Cezâyir: Câmiatü’l Hâc lihadar (Batne), Doktora Tezi, 2011). Hide’nin tezi iki bab/bölümden oluşan bir doktora tezidir. Tezinin birinci bölümünün başlığı Kur’ân’da Vücûh-Nezâir ve kaynakları şeklindedir. İlk başlıkta Vücûh-Nezâir kavramlarının sözlük ve terim anlamları üzerinde durduktan sonra “eşbâh, müşterek, mütevâtı’ ve ezdâd” kavramları ile ilişkilerine değinmektedir. Ancak günümüz nezâir anlayışı açısından bizim çok önem atfettiğimiz müterâdif lafızlar ve Vücûh-Nezâir’le ilişkisine dair bir başlık mevcut değildir. Hide, tanımlar kısmında Vücûh-Nezâir ilmine dair her ne kadar kronolojik sıraya uymasa da dörtlü bir tanım vermiş ve bu tanımları altı sayfalık gibi bir alanda açıklamaya ve değerlendirmeye çalışmıştır. Tanımlar üzerinde detaylıca durmamış ve müelliflerin eserlerinden tanımlarına dair-birinci görüş hariç- örnek uygulamalara da yer vermemiştir. Oysa biz tanımlar bölümünü oldukça detaylı incelemeye özen gösterdik. Bu bölümün diğer bir konusu olan Vücûh-Nezâir ilminin kaynaklarını ise; h.4. asra kadar olanlar, h.4. asırdan sonra yazılanlar ve bölüm/bab olarak konuyu ele alanlar, şeklinde üç başlık altında detaylı bir şekilde (yaklaşık 93 sayfada) ele almıştır. Biz ise kaynaklarla ilgili bölümde herhangi bir yüzyıl aralığı vermeden, sadece bu ilmin ana kaynaklarını dolayısıyla bu bağlamda sekiz kaynak eseri incelemeyi yeterli gördük. Ancak şurası da bir gerçektir ki Hide’nin tezi ilmin kaynakları açısından oldukça zengin bir malumat sunmaktadır. Tefsire etkisini incelediği ikinci bölümde ise öncelikle siyâkın önemi ve vücûha etkisi üzerinde uzunca durmuş, siyakî manaların Vücûh-Nezâir 21 müelliflerinin verdiği anlamlara etkisini de İbn Kuteybe, Hakîm Tirmizî, Ebû Hilâl el- Askerî ve İbnü’l-Cevzî’den örneklerle açıklamıştır. Bu bölümde kıraât farklılıklarının vücûha etkisine de değinmiştir. Bütün bu bölümler tezin 222 sayfasını oluşturmaktadır. Bundan sonra çokanlamlılığın, Ahkâm tefsirlerine etkisini en-nikâh, el-mess, el-fâhışetü, el-muhsanâtü, el-harac, el-havf lafızları bağlamında ele almış, konulu tefsir açısından önemini de el-fitne lafzı örneğinde incelemeye çalışmıştır. Biz ise ilmin tefsire etkisi bölümünde Mukâtil’in eserinden seçtiğimiz lafızlardaki vücûhun/anlamların, tefsire etkisini; rivâyet, dirâyet, mezhebî, fıkhî, tasavvufî, sosyolojik ve ilmî tefsirler açısından inceleyerek araştırmaya gayret ettik. Dolayısıyla isim itibariyle her ne kadar tezlerimiz aynı olsa da içerik, kapsam ve metot açsından birbirinden oldukça farklıdır. 7. Cüneyt Maral, Ebü’l-Ferec İbnü’l-Cevzî ve Nüzhetü’l-Ayüni’n-Nevâzır fî İlmi’l-Vücûhi ve’n-Nezâir Adlı Eserindeki Metodu (Diyarbakır: Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2013). 8. Selma Sarıkaya, Mukâtil b. Süleymân’ın Tefsiri ile el-Vücûh ve’n-Nezâir Adlı Eserinin Mukayesesi (Çorum: Hitit Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2013). 9. Halîl İbrahim Kocabıyık, es-Suyûtî ve “Kitâbü’l-Eşbâh ve’n-Nezâir fî’n-Nahv” İsimli Eseri (Isparta: Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi Isparta, 2013). 10. Hasan Yaldızlı, Vücûh ve Nezâir İlmi ve Mukâtil b. Süleyman’ın el-Vücûh ve’n-Nezâir Adlı Eseri (İstanbul: Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2013). 11. Muhammed Feyz el-Ebrar b. Saîd ez-Zafer Feyz, ‘İlmü’l-Vücûh ve’n-Neẓâʾir ve eseruhû fî fıkhi’l-Kur’ân (Pakistan; Külliyyetü’l-Âdâb bi-Câmiatü Karaçi, Doktora Tezi, 2014). Muhammed Feyz tezinin birinci bölümünde Vücûh-Nezâir ilminin tanımı, Vücûh-Nezâir kavramlarının diğer ilimlerdeki kullanımı, dini ilimler arasındaki yeri ve önemi üzerinde durmaktadır. Tezin ikinci bölümünde Vücûh-Nezâire dair yazılan eserler, Vücûh-Nezâir müellifleri, eserlerindeki yöntemleri, Vücûh-Nezâir’le müşterek lafız arasındaki ve tefsir müfredatları arasındaki fark ve Vücûh-Nezâir’i bilmenin önemini ele almıştır. Üçüncü bölümde Vücûh-Nezâir’in Kur’ân’ın anlaşılmasındaki rolü, çokanlamlılık siyâk, ezdâd, 22 terâdüf (terâdüf konusu diğer tezlerde mevcut olmayıp, sadece bu tezde incelenmiştir. Ancak o da genel olarak ele alınmış, bizim incelediğimiz şekilde-terâdüf-nezâir ilişkisi- ele alınmamıştır.) nahiv ve Kur’ân’ın üslûbu konuları üzerinde durmuştur. Dördüncü bölümde örnek olarak seçtiği hüdâ, tilâvet ve el-ityân lafızlarını, Vücûh-Nezâir müelliflerinin eserlerinde incelemiştir. Beşinci bölüme ise “eliften, yâ harfine kadar sekiz kitapta Kur’ân lafızları” şeklinde bir başlık atmış, böylece Kur’ân’dan 502 kelime incelemiştir. Bu kelimelerde de genellikle önce Dâmegânî ‘nin görüşünü, bazen de başka bir müellifin görüşünü vermiş, onun yanında birer ikişer diğer müelliflerin görüşlerini de zikretmiştir. Herhangi bir lafızla ilgili bahsettiği sekiz müellifin görüşünü de bir arada vermiş değildir. Çalışmanın bu yönü biraz dağınık olarak gözükmektedir. Örneğin bir lafızda ilk olarak, Mukâtil’den daha sonra gelen bir müellifin görüşünü vererek başlamış, bu ilmin kurucusunu ise son olarak zikretmiştir. Tezimizin kısmen benzer yanları olsa da konu çeşitliliği ve dağılımı, metot ve yöntem açısından farklılık arzetmektedir. 12. Mustafâ Muhammed Mustafâ Ebû Şafka, el-Vücûh ve’n-Neẓâʾir fi’l-Ḳurʾâni’l-Kerîm (Amman/Ürdün: Câmiatü’l-Ulûmi’l-İslâmiyye el-Âlemiyye, Doktora Tezi, 2015). Ebû Şafka tezinin birinci bölümünde Vücûh-Nezâir ilminin tanımı, doğuşu, önemi, gayesi, müellifleri ve bu müelliflerden dilcilerin ve müfessirlerin yöntemleri, çokanlamlılığın vücûhla ilşkisi üzerinde durmaktadır. İkinci bölümde Kur’ân’da siyâk, çeşitleri ve Vücûh-Nezâir lafızlarına etkisi üzerinde uzunca durmuştur. “Tefsirlerde Vücûh-Nezâir ve Taberî örneği” başlıklı üçüncü bölümde ise Taberî tefsiri hakkında bilgiler verdikten sonra, Taberî’nin Vücûh-Nezâir’e dair yöntemi üzerinde çeşitli lafızları incelemek sûretiyle açıklamaya çalışmıştır. Dördüncü bölümde ise Vücûh-Nezâir lafızlarından eş-şirâ’ ve’l-İştirâ’ ve el-îmân lafızları üzerinde tatbîkî bir çalışma yapmıştır. Lafızlara Vücûh-Nezâircilerin ve dilcilerin yaklaşımlarını ve Kur’ân’daki örneklerini vererek bölümü tamamlamıştır. Ebû Şafka’nın tezi ile birinci bölümün ilk başlığı hariç tezimizin benzeşen yönü bulunmadığı gibi içerik ve metot yönüyle de oldukça farklıdır. 13. Fatma Betül Baysal, Kur’ân’da Çokanlamlılık ve Eşanlamlılık (Konya: Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2019). 14. Emine Büşra Arıcı, Erken Dönem Vücûh-Nezâir Eserlerinin Karşılaştırılması (İzmir: Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimlere Enstitüsü, 2023). 23 *Ülkemiz dışında yapılan konumuzla ilgili bu tezlerin kısmen de olsa bizim tezimizle olduğu gibi birbirleriyle de benzerlikleri mevcuttur. Ancak dikkatimizi çeken bir nokta vardır ki o da şudur; Pakistan da Muhammed Feyz tarafından yapılan tez hariç hiçbirinde Vücûh-Nezâir’le ilişkili kavramlar arasında müterâdif lafız kavramı ele alınmamıştır. Ancak o da terâdüfü genel olarak ve kısaca ele almış, bizim incelediğimiz şekilde- terâdüfün nezâir yerine kullanılması veya ilişkisi-ele almamıştır. Bu durumda kanaatimizce bu ülkelerde, bizim ülkemizde son dönemlerde yazılan tefsir usulü kitapları, tez veya makalelerde olduğu gibi nezâirin müterâdif/eşanlamlılık şeklinde tanımlanması gibi bir durumun veya nezâir tanımıyla ilgili bir sorunun olmadığına işaret etmektedir. 24 BİRİNCİ BÖLÜM VÜCÛH-NEZÂİR İLMİNİN TANIMI Kur’ân’daki herhangi bir kelimenin kastedilen manasını doğru şekilde anlayabilmek için, öncelikle o kelimenin lügat anlamının belirlenmesi gerekmektedir. Ancak bir kelimenin Arapçada ve tarihin belirli bir döneminde ifade ettiği anlamı bilmek, tek başına yeterli değildir. Bunun yanı sıra, kelimenin Kur’ân içerisindeki bağlam ya da bağlamlar çerçevesinde ne tür bir anlam içeriğine sahip olduğunu kavramak da elzemdir. Bu bakımdan Kur’ân’ı anlamak, ancak murâd-ı ilâhi’yi o dilin sınırları/imkânları içerisinde anlamakla mümkün olabilir.24 Kur’ân ilimlerinden biri olan Vücûh-Nezâir ilminin tanımını da açık ve net olarak yapabilmek için öncelikle bu terim çiftinin sözlük anlamlarına, daha sonra da bu alanda yazılmış eserlerdeki kullanımına bakılmalıdır. Zira terimlerin, ait oldukları ilim dalının literatüründeki kullanıma göre tanımlanması yöntemsel açıdan önem arz etmektedir. Bu şekilde yapılan tanım hem konuyla ilgili literatürün içeriğiyle uyuşacak hem de terimlerin doğru anlaşılmasını sağlayacaktır.25 Bu saiklerle bu bölümde ilmin ortaya çıkış amacı ve muhtevası da göz önünde bulundurularak, Vücûh-Nezâir kavramlarının sözlük anlamları lügatlerden incelenerek verilecek, tarihi süreç içerisinde terim anlamı açısından yaşadıkları anlam farklılaşmaları, kazandıkları yeni anlamlar/terimleşme süreci ve kavramsal çerçevesi ilmin aslını yansıtacak şekilde oluşturulmaya çalışılacaktır. I. KAVRAMSAL ÇERÇEVE Vücûh-Nezâir terim çifti genelde aralarındaki anlam ilişkisinden dolayı birbirinden ayrılmayan bir konu başlığı olarak ele alınsa da her bir kavram birbirinden ayrı olarak değerlendirilerek tanımları yapılmaktadır. Bu ilim kimi zaman Vücûhu’l-Kur’ân 26 (Kur’ân’ın anlamları ilmi) olarak adlandırılmakla birlikte, yaygın kullanım el-Vücûh ve’n-nezâir şeklindedir. 24 Dücane Cündioğlu, Sözlü Kültürden Yazılı Kültüre Anlam’ın Tarihi (İstanbul: Kayı Yayınları 2020), 13. 25 Karagöz, “Vücûh ve Nezâir’in Terimleşme Süreci”, 441. 26 Abdus Settâr, “Vücûhu’l-Kur’ân”, 274. 25 Konuyla ilgili ilk eseri telif eden Mukâtil b. Süleymân’dan, günümüze gelinceye kadar vücûh tanımında bazı nüanslar dışında genel olarak mutabık kalınırken, nezâir tanımında ise epeyce farklı yaklaşımların ortaya çıktığı görülmektedir. Kavramların özellikle de nezâir teriminin, Vücûh-Nezâir literatüründeki kullanımından farklı şekillerde tanımlanmasının başlıca sebebi kanaatimizce, bu alanda yazılan ilk dönem eserlerinde ilmin tanımının açık ve net bir şekilde yapılmamış olmasıdır. Zira bu ilmin ilk derli toplu tanımı, doğuşundan yaklaşık dört yüz elli yıl kadar sonra İbnü’l-Cevzî (öl. 592/1201) tarafından yapılmıştır. Bu süreçte başta Arapça olmak üzere, birçok ilmi disiplinde yapılan çalışmalara ve kültürel gelişmelere bağlı olarak, eserlerin kavram sayılarında ve içeriklerinde gelişme ve farklılaşmalar oluşmuş, bunlar tanımlara da yansımıştır. Nitekim genel anlamda bütün ilimlerin özelde de tefsir ilminin terimlerinin tarihsel süreç içerisinde birtakım kırılmalara, değişimlere uğraması gâyet doğaldır. Ancak bizlere düşen bu kırılma sonucu yapılan tanımların, literatürdeki kullanımla örtüşüp örtüşmediğini iyi araştırmak ve bu eserlerdeki kullanımı ön plana çıkarmaktır.27 A. VÜCÛH-NEZÂİR’İN SÖZLÜK ANLAMI Vücûh/ و��ه, vech/ و�� kelimesinin çoğuludur. Bu kelime, kendisinin de çokanlamlı olması nedeniyle, sözlüklerde pek çok farklı anlamıyla yer almaktadır. Ancak kelimenin iki belirgin anlamı ön plana çıkmaktadır. Bunlardan ilki; “bir şeyin ya da nesnenin karşısında bulunan şey, ön yüzü veya karşısı” anlamıdır. İbn Fâris (öl. 395/1004) bu anlamla ilgili olarak; :أ�� وا�� ��� ������ ���� وا���ء: ا ��او وا���� و�� “bir nesnenin karşısında olmayı gösteren asıl durum” dedikten sonra ��� ������ :ا������� , Vech; “her şeyin geleceği, ön tarafı, karşısıdır”, der.28 Bu cümle aynı kullanımla Halîl b. Ahmed (öl. 170/786),29 Ezherî (öl. 370/980),30 Râgıb el-Isfahânî (öl. V./XI. yy’ın ilk çeyreği),31 27 Karagöz, “Vücûh ve Nezâir’in Terimleşme Süreci”, 445. 28 Ebü’l-Hüseyn Ahmed b. Fâris b. Zekeriyyâ b. Muhammed er-Râzî, Muʿcemü meḳāyîsi’l-luġa, thk. Abdüsselâm Muhammed Hârûn (Suriye: Dârü’l-Fikr, 1979), “vch”, 6/88. 29 Bk Ebû Abdirrahmân el-Halîl b. Ahmed b. Amr b. Temîm el-Ferâhidî, Kitâbü’l- ‘Ayn, thk. Mehdî el- Mahzûmî- İbrâhim es-Sâmirâî (b.y: Dârü’ ve Mektebeti’l-Hilâl, t.s), “vch”, 4/66. 30 Bk. Ebû Mansûr Muhammed Ahmed b. Ezher el-Ezherî el-Herevî, Tehẕîbü’l-lüġa, thk. Muhammed Avd Mu’rib, (Beyrut: Dâr-u İhyait-Türâsi’l-Arabî, 2001), “vch”, 6/186 31 Bk. Ebü’l-Kāsım Hüseyn b. Muhammed b. el-Mufaddal er-Râgıb el-İsfahânî, Müfredâtü elfâẓi’l-Ḳurʾân (el-Müfredât fî ġarîbi’l-Ḳurʾân), thk. Safvân Adnân ed-Dâvudî (Dımeşk: Dâru’l-Kalem, 1412), “vch”, 855-857. 26 Fîrûzâbâdî (öl. 817/1415),32 Kefevî (öl. 1095/1684)33 ve Zebîdî’nin (öl. 1205/1791)34 eserlerinde de mevcuttur. Benzer bir kullanım İbn Manzûr’da (öl. 711/1311) ise �� و�� ������� :��� “her bir şeyin yüzü/önü, onun geleceği/karşısıdır” şeklinde gelmiştir.35 Kelimenin diğer öne çıkan anlamı