Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi http://kutuphane.uludag.edu.tr/Univder/uufader.htm Fen Bilgisi Öğretmen Adaylarının Küresel Isınma Hakkındaki Bilgi Düzeylerinin Belirlenmesi1 Barış EROĞLU1, Mustafa AYDOĞDU2 1Yrd. Doç. Dr., Aksaray Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, İlköğretim Bölümü, Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı, AKSARAY, bariserogl@gmail.com 2Prof. Dr., Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi, İlköğretim Bölümü, Fen Bilgisi Öğretmenliği Anabilim Dalı, ANKARA, musayd@gazi.edu.tr ÖZET Bu araştırmanın temel amacı; Fen Bilgisi öğretmen adaylarının, küresel ısınma hakkındaki bilgi düzeylerinin belirlenmesidir. Araştırmada nicel araştırma yöntemlerinden tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma evrenini bir devlet üniversitesinin ilköğretim bölümü fen bilgisi öğretmenliği anabilim dalında öğrenim gören lisans öğrencileri oluşturmaktadır. Araştırma süresince veriler, araştırmacı tarafından geliştirilen kapalı uçlu likert tipi anket ile elde edilmiştir. Araştırmada küme örnekleme yöntemi ile iki örneklem oluşturulmuştur. 328 Fen Bilgisi öğretmen adayından oluşan ilk örneklem ile anketin geçerlik ve güvenirlik çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Ardından 271 Fen Bilgisi öğretmen adayından oluşan ikinci örneklem ile anketin uygulaması gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre Fen Bilgisi öğretmen adaylarının küresel ısınmaya ilişkin bilgi düzeylerinin ortalamanın üzerinde olmasına rağmen bazı konularda bilgilerinin eksik olduğu ortaya çıkmıştır. Anahtar Sözcükler: Küresel Isınma, Fen Bilgisi Öğretmen Adayı, Bilgi Düzeyi, Likert Tipi Anket. 1 Bu çalışma daha önce II. Uluslararası Türkiye Eğitim Araştırmaları Kongresi’nde Sözlü Bildiri olarak sunulmuştur. B. Eroğlu ve M. Aydoğdu / Eğitim Fakültesi Dergisi 29 (2), 2016, 345-374 Determination of Pre-Service Science Teachers’ Knowledge Level About Global Warming ABSTRACT The main purpose of this research is to determine of pre-service science teachers’ knowledge level about global warming. Survey method one of the quantitative research methods was used in this research. Population of this research consist of undergraduate students, who have been studying in a public university, department of elementary school teaching, science teaching program. During research, data was gathered via closed-form likert type questionnaire developed by the researcher. In this research two samples have been built up via cluster sampling method. Questionnaire’s validity and reliability studies were carried out with the first sample, which consist of 328 pre-service science teachers. Then the application of the questionnaire was carried out with the second sample, which consists of 271 pre-service science teachers. According to the results pre-service science teachers’ knowledge level about global warming is above average but they have lack of knowledge about some issues. Key Words: Global Warming, Pre-Service Science Teacher, Knowledge Level, Likert Type Questionnaire. GİRİŞ Meydana gelen dünya savaşları ve ardından yaşanan soğuk savaş dönemi ile birlikte yükselen sanayileşme sonucunda yeryüzünün sahip olduğu kaynaklar bilinçsizce tüketilmeye ve doğal çevre hızla tahrip edilmeye başlanmıştır (Yapıcı, 2003). Fosil yakıt tüketimindeki artış, nüfus artışı, doğal kaynakların bilinçsiz ve aşırı kullanımı ve beraberinde getirdiği çevre problemleri, insanoğlunun yaşamını tehdit eden en önemli sorunlar haline gelmiştir. Özellikle üçüncü dünya ülkelerinde çevresel problemler daha açık bir şekilde gözlenebilir durumdadır. Çevrede meydana gelen bu tahribatta ise insanoğlunun önemli bir paya sahip olduğunu söylemek mümkündür (Yeşiltaş, 2009). Bu sebeple meydana getirdiğimiz bu tahribatta en önemli görevler bizlere düşmektedir (Alım, 2006). Amaç yeryüzü kaynaklarının dengeli kullanımı ve sanayi anlamında büyümenin devam edebilmesi olmalıdır. Bu düşüncenin yerleşebilmesi için doğa ile etkileşim içinde olan insanoğluna etkili bir çevre eğitiminin verilmesi gerekmektedir (Arslan, 2008). Bilim insanları özellikle biyologlar, kimyacılar ve çevre mühendisleri çevre kavramı ile ilgili tanımları kendi disiplinleri açısından yapmaktadır. Zamanla çevre problemlerinin de artmasıyla çevre kavramının 346 B. Eroğlu ve M. Aydoğdu / Eğitim Fakültesi Dergisi 29 (2), 2016, 345-374 tanımları farklı bilim dallarında farklı şekiller alarak artmayı sürdürmektedir. Literatürde yer alan çevre kavramı ile ilgili bazı tanımlar şu şekildedir: “Çevre, bir canlı ya da canlı grubunu çevreleyen durum ya da koşullardır” (Cunningham, Cunningham ve Saigo, 2005). “Çevre, insan faaliyetleri ve canlı varlıklar üzerinde, hemen ya da zaman içerisinde dolaylı ya da dolaysız bir etkide bulunabilecek; fiziksel, kimyasal, biyolojik ve toplumsal etkenlerin belli bir zamandaki toplamıdır” (Yel, Bahçeci ve Yılmaz, 2004; s.270). “Çevre bir birey ya da toplumu etkileyen sosyal ya da kültürel koşullar kompleksidir” (Cunningham ve diğ., 2005; s.16). “Bireyin ve toplumun fiziksel, biyolojik, sosyal psikolojik, sosyal ekonomik ve kültürel yaşamını etkileyen tüm etmenleri çevre olarak tanımlamak mümkündür” (Özmen, Çetinkaya ve Nehir, 2005; s.331). İnsanoğlunun tüm çabası karşılaştığı bu problemlerle mücadele ederek yaşamını daha kolay ve kaliteli bir hale getirmektir (Avinç, 1998). Bilim ve teknolojide meydana gelen bu denli hızlı gelişimler yaşam standartlarımızın artmasını sağlarken, aynı zamanda etkileşim içerisinde bulunduğumuz çevrede pek çok şeyin yok olmasına ve farklılaşmaların meydana gelmesine sebep olmaktadır (Yılmaz, Morgil, Aktuğ ve Göbekli, 2002). İlk bakışta yerel gibi görünen çevre sorunlarının birçoğunun küresel sonuçlar doğurduğu görülmektedir. İnsan ve çevre sürekli bir etkileşim içerisinde bulunmuş ve bu etkileşim sanayi devrimine kadar kısmi bir uyum içerisinde devam etmiştir. Ancak sanayi devrimi ile insanların doğaya hâkim olma, müdahale edebilme imkân ve şartları hazırlanmış, ekolojik dengenin tahribiyle çevre sorunlarının canlılar için hayati tehlike oluşturma olasılıkları artmıştır (Görmez, 2007). İnsanoğlunun günümüzde karşı karşıya kaldığı en önemli çevre sorunlarından birisi de küresel ısınmadır. İnsanların çeşitli aktiviteleri sonucunda atmosferde bulunan ve “sera gazları” olarak nitelenen bazı gazların artması sonucunda, atmosferin yeryüzüne yakın kısımlarında ve yerkürenin katı kısmının sıcaklığının yapay olarak artması sürecine küresel ısınma denilmektedir. Küresel ısınma, sera etkisi olarak ifade edilen durumun artması sonucunda meydana gelmektedir. (Çepel, 2008; McKinney ve Schoch, 2003). Yapılan iklim ölçümleri doğrultusunda yeryüzü doğal iklim değişimleri yaşamıştır. Ancak fosil yakıt kullanımı, orman yangınları ve alternatif enerji kaynaklarına yeterli yönelimin gerçekleşememesi gibi örneklerden dolayı ortaya çıkan küresel ısınma ile birlikte bu doğal değişim çok kısa sürelerde gerçekleşmekte ve “küresel iklim değişiklikleri” ismini almaktadır (Çepel, 2008). Küresel ısınma ile birlikte yaşamımızın daha da zorlaşması ve ciddi sağlık sorunları ile karşı karşıya kalmamız olasıdır. 347 B. Eroğlu ve M. Aydoğdu / Eğitim Fakültesi Dergisi 29 (2), 2016, 345-374 İklimlerde meydana gelebilecek olan kısa süreli değişimlere ayak uyduramayan canlı türleri ise yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalacak ve bu durum ise ekosistemi olumsuz yönde etkileyecektir (Aksay, Ketenoğlu ve Kurt, 2005). Yukarıda da bahsedildiği gibi küresel boyutta bir çevre problemine insanların tutum ve davranışları sebep olduğundan dolayı temelde bu durum bir eğitim sorunudur. Eğitimden, çevre sorunları açısından bireyleri bilinçlendirme aracı olarak yararlanılabilir. Çevre problemlerine karşı birey ve devletin önlem alması ve gerekli bilinç ile çevreye yönelik olumlu tutum ve davranışların kazanılmasında ise çevre eğitimi önemli rol oynamaktadır (Yılmaz ve diğ., 2002). Verilecek olan çevre eğitiminin niteliği, çevre sorunlarına karşı oluşturulabilecek çözümlerin çeşitliliğiyle orantılıdır. Sağlanan çevre eğitimiyle bireylerde olumlu tutum ve davranışlar oluşturulabiliyorsa eğitimin başarısından söz edilebilir (Uzun ve Sağlam, 2006). Literatürde yer alan çalışmalar incelendiğinde farklı yaş gruplarında yer alan öğrenciler (Bahar ve Aydın, 2002; Boyes ve Stanisstreet, 1997, 1998; Daniel, Stanisstreet ve Boyes, 2004; Jeffries, Stanisstreet ve Boyes, 2001; Kılınç, Stanisstreet ve Boyes, 2008; Mason ve Santi, 1998; Pekel ve Özay, 2005; Rye, Rubba ve Wiesenmayer, 1997), öğretmen adayları (Khalid, 2003; Groves, and Pugh, 1999; ve toplumun farklı kesimleri ile (Fortner, Lee, Corney, Jeffrey, Romanello, Bonnel, ve diğ., 2000) yapılmış çalışmalara rastlanılmaktadır. Çalışmalarda dikkat çeken noktalardan biri de çalışmaya katılan bireylerin küresel ısınma ve ozon tabakasındaki inceleme olayları hakkında kavram yanılgılarına sahip olmalarıdır (Gautier, Deutsch ve Rebich, 2006). Çalışmalara katılan öğrenciler cilt kanserindeki artış ile küresel ısınmadaki artış arasında bağlantı kurdukları gözlenmiştir. Öğrenciler küresel ısınmanın sebepleri arasında ozon tabakasındaki incelmeyi belirttikleri gibi ozon tabakasındaki incelmenin de küresel ısınmaya sebep olduğunu ve birbirlerini tetikleyen bu süreçler sonunda ise cilt kanseri vakalarında artış olduğunu düşündüklerini belirtmişlerdir (Boyes ve Stanisstreet, 1998; Jeffries ve diğ., 2001; Kılınç ve diğ., 2008). Lisans öğrencileri ile gerçekleştirilen çalışmalarda (Boyes ve Stanisstreet, 1992; Jeffries ve diğ., 2001; Khalid 2003) genellikle öğrencilerin sera etkisi ve ozon tabakasındaki incelme olaylarını birbirleri ile karıştırdıkları, sebep ve sonuç ilişkileri kurarken ciddi kavram yanılgılarına sahip oldukları gözlenmiştir. Radyoaktivite ve nükleer enerji kullanımı gibi konuları öğrenciler küresel ısınma süreci ile ilişkilendirerek farklı kavram yanılgıları ortaya koydukları ortaya çıkmıştır (Daniel ve diğ., 2004; Kılınç ve diğ., 2008). 348 B. Eroğlu ve M. Aydoğdu / Eğitim Fakültesi Dergisi 29 (2), 2016, 345-374 Özellikle ulusal literatür incelendiğinde çeşitli çevre sorunları ve “sera etkisi” kavramı üzerinde öğrencilerin kavram yanılgılarının araştırıldığı çalışmalara rastlamak mümkündür. Şahin, Cerrah, Saka ve Şahin (2004) tarafından biyoloji ve sınıf öğretmenliği lisans öğrencileri ile ortaya konulan çalışmada “çevre eğitimi” dersi kapsamında öğrencilerin yaratıcı becerileri ortaya koymaya yönelik eğitim uygulamaları gerçekleştirilirken “sera etkisi” konusundan bir ders materyali olarak yararlanılmıştır. Gerçekleştirilen çalışmada özellikle uygulama grubunda yer alan lisans öğrencilerinin yaratıcı becerileri ortaya koymayı amaçlayan etkinlikler sayesinde sera etkisi, hava kirliliği, ozon tabakası ve asit yağmurları gibi konuları anlamlı bir şekilde öğrendikleri ortaya çıkmıştır. Bahar (2000) tarafından ortaya konulan çalışmada ise yine lisans öğrencilerinin ozon tabakasındaki delinme ve sera etkisi gibi konularda bilgi sahibi olmadıkları ya da yanlış bilgilere sahip oldukları ortaya çıkmıştır. Şahin, Cerrah, Saka ve Şahin (2004) ile Demirbaş ve Pektaş (2009) tarafından ortaya konulan çalışmaların çarpıcı bir benzer noktası ise araştırmaya katılan lisans ve ilköğretim öğrencilerinin benzer bir şekilde sera etkisi kavramı ile seracılık kavramlarını karıştırmaları olmuştur. Bozkurt ve Cansüngü Koray (2002) tarafından ortaya konulan çalışma 6. ve 7. Sınıf öğrencileri ile gerçekleştirilmiş olup öğrencilerin sera etkisi konusunda yaygın bir şekilde kavram yanılgısına sahip oldukları ortaya çıkmıştır. Uluçınar Sağır, Aslan ve Cansaran (2008) tarafından 525 7. ve 8. sınıf öğrencisi ile gerçekleştirilen çalışmada ise öğrencilerin çevreye yönelik tutumları ve çevre konusundaki bilgileri incelenmiştir. Sınıf seviyelerine göre çevreye yönelik bilgilerinde anlamlı farklılık bulunurken cinsiyete göre anlamlı bir farklılığa rastlanılmamıştır. Talim ve Terbiye Kurulu (TTKB, 2005)’nin hazırladığı programda da belirtildiği üzere ilk ve ortaokul fen bilimleri dersi öğretim programlarının amaçları içerisinde çevreye karşı hassasiyet duygusu, sürdürülebilir kalkınma bilinci ve çevre sorunlarının çözümüne yönelik bilimsel bakış açısı ön planda olmaktadır. Gerçekleştirilen bu çalışmanın amacı ise fen bilgisi öğretmen adaylarının küresel ısınmanın mekanizması, sebepleri, sonuçları ve alınabilecek önlemleri hakkındaki bilgi düzeylerinin ne olduğunun ortaya çıkarılmasıdır. Bu amaç doğrultusunda aşağıda yer alan araştırma problemlerine de yanıt aranmıştır; - Fen bilgisi öğretmen adaylarının küresel ısınma hakkındaki bilgi düzeyleri sınıf seviyelerine göre anlamlı farklılık göstermekte midir? 349 B. Eroğlu ve M. Aydoğdu / Eğitim Fakültesi Dergisi 29 (2), 2016, 345-374 - Cinsiyet açısından Fen bilgisi öğretmen adaylarının küresel ısınma hakkındaki bilgi düzeylerinde anlamlı bir farklılık bulunmakta mıdır? YÖNTEM Araştırmanın modeli Fen bilgisi öğretmen adaylarının küresel ısınma hakkındaki bilgi düzeylerinin belirlenmesinin amaçlandığı bu araştırmada nicel araştırma yöntemlerinden tarama modeli kullanılmıştır (Karasar, 2007). Araştırmanın çalışma evrenini bir devlet üniversitesinin ilköğretim bölümü fen bilgisi öğretmenliği anabilim dalı’nda öğrenim gören normal ve ikinci öğretim lisans öğrencileri oluşturmaktadır. Araştırmada olasılıklı örnekleme yöntemlerinden küme örneklemesi kullanılmıştır. Küme örneklemesi (Cluster sampling ya da Cluster random selection) ile bireyler değil gruplar örneklendirilir. Örneklem olarak seçilen üniteler gruplardır. Küme örneklemesi zamandan kazanç ve kolaylık sağlar (Lodico, Spaulding ve Voegtle, 2006; Green ve Browne, 2005). Araştırmada iki örnekleme ihtiyaç duyulmuştur. Bunlardan biri araştırmada kullanılmış olan anketin geliştirilme aşamasında yani geçerlik ve güvenirlik çalışmalarında yararlanılan örneklem, bir diğeri ise geliştirilen anketin uygulandığı diğer örneklemdir. Her iki örneklemde yer alan öğrenciler birbirinden farklı öğrencilerdir. Araştırmada oluşturulan pilot çalışma örneklemi ve uygulama örneklemi öğrenci sayıları sırası ile Tablo 1. ve Tablo 2.de verilmiştir. Tablo 1. Pilot Çalışma Örneklemi Öğrenci Sayıları ve Yüzdeleri Sınıf Öğrenci Sayısı % 1 85 25,90 2 66 20,12 3 70 21,34 4 107 32,45 Toplam 328 100 Tablo 1’de belirtildiği üzere çalışmanın pilot uygulama aşamasında 328 fen bilgisi öğretmen adayı çalışmada yer almıştır. Bu öğrencilerin 85’i (% 25,90) 1. sınıfta, 66’sı (%20,12) 2. sınıfta, 70’i (%21,34) 3. sınıfta, 107’si (% 32,45) ise 4. sınıfta öğrenim görmektedir. 350 B. Eroğlu ve M. Aydoğdu / Eğitim Fakültesi Dergisi 29 (2), 2016, 345-374 Tablo 2. Uygulama Örneklemi Öğrenci Sayıları ve Yüzdeleri Sınıf Cinsiyet 1 % 2 % 3 % 4 % Toplam % Kız 62 29,54 50 84,74 41 59,42 37 67,27 190 70,11 Erkek 26 70,46 9 15,26 28 40,58 18 32,73 81 29,89 Toplam 88 59 69 55 271 100 Tablo 2.’de belirtildiği üzere uygulamanın yapıldığı örneklem 271 öğrenciden oluşmaktadır. Bu öğrencilerin 190’ı (% 70,11) kız, 81’i (% 29,89) ise erkek öğrencilerden oluşmaktadır. 1. sınıfta öğrenim gören toplam 88 öğrencinin 62’si (% 29,54) kız, 26’sı (% 70,46) erkek öğrencilerden oluşmaktadır. 2. sınıfta öğrenim gören toplam 59 öğrencinin 50’si (% 84,74) kız, 9’u (% 15,26) erkek öğrencilerden oluşmaktadır. 3. sınıfta öğrenim gören 69 öğrencinin 41’i (%59,42) kız, 28’i (% 40,58) erkek öğrencilerden oluşmaktadır. 4. sınıfta öğrenim gören 55 öğrenciden ise 37’si (% 67,27) kız, 18’i (% 32,73) erkek öğrencilerden oluşmaktadır. Verilerin Toplanması Veri toplama Aracının Geliştirilmesi Araştırmacılar tarafından geliştirilen anket yardımıyla Fen Bilgisi öğretmen adaylarının küresel ısınma hakkındaki bilgi düzeylerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda daha önce de literatürde yer alan çalışmalarda (Kılınç ve diğ., 2008; Pekel, Kaya, Demir, 2007; Daniel ve diğ., 2004; Jeffries ve diğ., 2001; Boyes ve Stanisstreet, 1997; Boyes ve Stanisstreet, 1992) kullanıldığı gibi kapalı uçlu bir anket (a closed- form questionnaire) geliştirilmiş ve kullanılmıştır. Geliştirilen ankette ayrıca beşli bir likert tipi ölçek kullanılmıştır. Veri toplama aracı olarak kullanılan anketin geliştirilmesi esnasında şu aşamalar takip edilmiştir (Büyüköztürk, Kılıç Çakmak, Akgün, Karadeniz ve Demirel, 2008). - Problemi Tanımlama (Amaç ve Soru Belirleme) - Madde Yazma (Taslak Form Oluşturma) - Uzman Görüşü Alma - Ön Uygulama ve Ankete Son Şeklini Verme Problemi Tanımlama Araştırmada ele alınan konu güncel bir çevre problemi olan küresel ısınmadır. Araştırmanın amacı ise Fen Bilgisi öğretmen adaylarının bu konu hakkında sahip oldukları bilgilerin ne düzeyde olduğunu ortaya koymaktır. 351 B. Eroğlu ve M. Aydoğdu / Eğitim Fakültesi Dergisi 29 (2), 2016, 345-374 Ayrıca araştırmada Fen Bilgisi öğretmen adaylarının küresel ısınma hakkındaki bilgi düzeylerinin cinsiyete ve sınıf düzeylerine göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğinin ortaya konulması da amaçlanmıştır. Madde Yazma Anket geliştirme sürecinin bu basamağında konu ile ilgili literatürün taranması ile çeşitli çalışmalar (Kılınç ve diğ., 2008; Daniel ve diğ., 2004; Jeffries ve diğ., 2001; Boyes ve Stanisstreet, 1997; Boyes ve Stanisstreet, 1992), ve kitaplardan (Cunningham ve diğ., 2005; Çepel, 2008) yararlanılarak, alanında uzman akademisyenlerin de yardımı aracılığıyla konu ile ilgili bir kavramsal çerçeve oluşturulmuştur. Oluşturulan kavramsal çerçevede küresel ısınmanın ve sera etkisinin ne olduğuna, küresel ısınmanın sebep ve sonuçlarına ve küresel ısınmaya karşı alınabilecek önlemlere yer verilmiştir. Bu kavramsal çerçeve kapsamında araştırmacı tarafından oluşturulan bir kavram haritası ise Şekil 1’de sunulmuştur. Yapılan literatür çalışmaları ile kapalı uçlu likert tipi ankete uygun olan, “küresel ısınma” ile ilgili olan bir ifade havuzu oluşturulmuştur. Bu ifade havuzunda ayrıca araştırmacı tarafından oluşturulan ifadelere de yer verilmiştir. Uzman Görüşü Alma Ardından araştırmacı tarafından 45 maddelik bir taslak anket oluşturulmuştur. Oluşturulan bu taslak anketteki ifadelerin kapsam geçerliğine uygunluğu ve ifadelerin doğruluğu için iki fen bilgisi eğitimi alan uzmanı, iki kimya eğitimi alan uzmanı ve bir biyoloji eğitimi alan uzmanı öğretim elemanından yardım alınmıştır. Kapsam geçerliğini test etmede kullanılan yöntemlerden biri de uzman görüşüne başvurmaktır (Büyüköztürk, 2007). Elde edilen dönütler ışığında taslak ankette yer alan ifadelerde gerekli düzenlemeler yapılarak taslak ankette 45 ifadeye yer verilmiştir. Taslak anket bu hali ile Fen Bilgisi öğretmen adaylarına uygulanmak üzere hazır duruma gelmiştir. Ön Uygulama ve Ankete Son Şeklini Verme Hazırlanan 45 maddelik taslak anket 2008-2009 yılında bir devlet üniversitesinin ilköğretim bölümü fen bilgisi öğretmenliği anabilim dalı’nda öğrenim görmekte olan 328 lisans öğrencisine uygulanmıştır. Uygulamanın ardından veriler ile SPSS paket programında gerekli istatistiksel işlemler yapılarak elde edilen sonuçlar doğrultusunda, taslak anket üzerinde geçerlik ve güvenirlik çalışmaları tekrar yukarıda belirtilen alan uzmanı öğretim üyelerinin görüşleri alınarak ankete son hali verilmiştir. 352 B. Eroğlu ve M. Aydoğdu / Eğitim Fakültesi Dergisi 29 (2), 2016, 345-374 Anketin geliştirilmesi esnasında geçerlik, kapsam geçerliği ile; güvenirlik ise cronbach alfa (α) güvenirliği ve madde-toplam puan korelasyonu ile sağlanmıştır. Geçerlik Çalışmaları Anketin geçerliği kapsam geçerliği ile sağlanmıştır. Kapsam geçerliği testi oluşturan maddelerin, ölçülmek istenen davranışı (özelliği) ölçmede nicelik ve nitelik olarak yeterli olup olmadığının göstergesidir (Büyüköztürk, 2007). Anketin kapsam geçerliği ise uzman görüşleri ve oluşturulan kavram haritası ile sağlanmıştır. Kapsam geçerliği için ayrıca İlköğretim Fen ve Teknoloji Öğretim Programı’nda yer alan Fen-Teknoloji- Toplu-Çevre (FTTÇ) kazanımları da göz önünde bulundurulmuştur. Konu ile ilgili müfredatta yer alan FTTÇ kazanımlarına örnek verecek olursak; • Modern teknolojik sistemlerle küresel çevre problemleri arasındaki bağlantılarını belirler ve çevre problemlerini çözmek için önerilerde bulunur. • Yerel, ulusal ve küresel çevre sorunlarını bilir ve olası çözüm yolarını ve sonuçlarını tartışır. • Çevreyi ve yabani hayatı koruma yollarını bilir ve tartışır. • Çevre ve yabani hayatı korumada hem bireylerin hem de toplumun sorumlu olduğunu bilir. • Doğal kaynakların korunması ve geliştirilmesi gerektiğini bilir. • İnsanların ve toplumun çevreyi nasıl etkilediğini bilir. • Çevre koruma ile ilgili faaliyetlerin öneminin bilincine varır ve bu faaliyetlere katılır. • Fen ve teknoloji uygulamalarının birey, toplum ve çevre üzerinde olumlu veya olumsuz etkiler yapabileceğini anlar. • Geçmişten günümüze geliştirilen teknolojilerin insanların bireysel ve toplumsal yaşam ve çalışma tarzlarını ve çevreyle etkileşimlerini nasıl değiştirdiğini örneklerle açıklar. • Teknolojinin kendi başına ne iyi ne kötü olduğunu ancak ürünlerin ve sistemlerin kullanımı hakkındaki kararların istendik veya istenmedik sonuçlara yol açabileceğini fark eder ve örneklerle açıklar (TTKB, 2005, s.76) şeklindedir. Hazırlanan 45 maddelik anketin FTTÇ kazanımları açısından uygunluğu ve konu ile ilgili hazırlanan kavram haritasının içeriğine uygunluğu, alanında uzman öğretim elemanları tarafından incelenmiş ve maddelerin uygun olduklarına karar verilmiştir. 353 B. Eroğlu ve M. Aydoğdu / Eğitim Fakültesi Dergisi 29 (2), 2016, 345-374 Şekil 1. Küresel Isınma Kavram Ağı 354 B. Eroğlu ve M. Aydoğdu / Eğitim Fakültesi Dergisi 29 (2), 2016, 345-374 Güvenirlik Çalışmaları Anketin güvenirliği Cronbach alfa (α) güvenirliği ve madde-toplam puan korelâsyonu ile sağlanmıştır. Madde-toplam korelâsyonu yorumlamada bazı sınır değerler ölçüt olarak alınmaktadır. Genel olarak madde toplam korelâsyonu .30 ve daha yüksek olan maddelerin bireyleri iyi derecede ayırt ettiği, .20-.30 arasında kalan maddelerin zorunlu görülmesi durumunda teste alınabileceği söylenebilir (Büyüköztürk, 2007). Fen Bilgisi öğretmen adaylarının küresel ısınma hakkındaki bilgi düzeylerinin belirlenmesi üzerine yapılan bu çalışmada madde toplam korelâsyonu sınır değeri 0.20 olarak alınmıştır. Yani 0.20 nin altındaki pozitif ne negatif değerler anketten çıkarılmıştır. Ankette yer alan 26 maddenin toplam korelasyon değerleri .215 ve .568 arasında yer almaktadır. Yapılan işlemlerin ardından anket 26 maddeden oluşmuştur. Yapılan çalışmada elde edilen 26 maddelik anketin cronbach alfa (α) güvenirlik katsayısı ise .85 olarak bulunmuştur. Güvenirlik ve geçerlik uygulamaları tamamlanan anket ilgili üniversitenin 2009 yılı bahar döneminde uygulanmıştır. BULGULAR ve YORUM Fen Bilgisi Öğretmen Adaylarının Bilgi Düzeylerine İlişkin Bulgular Araştırmaya katılan 271 Fen Bilgisi öğretmen adayının küresel ısınma hakkındaki bilgi düzeylerinin belirlenmesinde öğretmen adaylarının ifadelere verdikleri cevapların frekansları incelenmiştir. Öğretmen adaylarının ankete verdikleri cevapların frekansları ve yüzdeleri Tablo 3’de sunulmuştur. 355 B. Eroğlu ve M. Aydoğdu / Eğitim Fakültesi Dergisi 29 (2), 2016, 345-374 Tablo 3. Öğretmen Adaylarının Anket Cevaplarına İlişkin Frekans Tablosu İfade No K.D. D. F.Y. Y. K.Y. f % f % f % f % f % 1 102 37,6 98 36,2 44 16,2 22 8,1 5 1,8 2 148 54,6 108 39,9 7 2,6 8 3,0 - - 3 92 33,9 135 49,8 38 14,0 6 2,2 - - 4 63 23,2 100 36,9 95 35,1 9 3,3 4 1,5 5 90 33,2 130 48,0 29 10,7 19 7,0 3 1,1 6 107 39,5 134 49,4 23 8,5 5 1,8 2 0,7 7 99 36,5 126 46,5 36 13,3 7 2,6 3 1,1 8 54 19,9 94 34,7 113 41,7 8 3,0 2 0,7 9 93 34,3 163 60,1 9 3,3 5 1,8 1 0,4 10 48 17,7 82 30,3 131 48,3 9 3,3 1 0,4 11 26 9,6 100 36,9 114 42,1 27 10,0 4 1,5 12 109 40,2 139 51,3 16 5,9 6 2,2 1 0,4 13 86 31,7 131 48,3 51 18,8 2 0,7 1 0,4 14 142 52,4 114 42,1 13 4,8 2 0,7 - - 15 112 41,3 125 46,1 32 11,8 2 0,7 - - 16 153 56,5 109 40,2 4 1,5 3 1,1 2 0,7 17 68 25,1 142 52,4 52 19,2 9 3,3 - - 18 116 42,8 139 51,3 13 4,8 2 0,7 1 0,4 19 72 26,6 108 39,9 86 31,7 4 1,5 1 0,4 20 165 60,9 97 35,8 6 2,2 3 1,1 - - 21 88 32,5 100 36,9 62 22,9 19 7,0 2 0,7 22 87 32,1 101 37,3 75 27,7 8 3,0 - - 23 109 40,2 118 43,5 32 11,8 12 4,4 - - 24 70 25,8 82 30,3 98 36,2 19 7,0 2 0,7 25 97 35,8 133 49,1 38 14,0 3 1,1 - - 26 138 50,9 112 41,3 15 5,5 5 1,8 1 0,4 K.D.: Kesinlikle Doğru, D.: Doğru, F.Y.: Fikrim Yok, Y.: Yanlış, K.Y.: Kesinlikle Yanlış Tablo 3’de yer alan değerler incelendiğinde Fen Bilgisi öğretmen adaylarının 1 no’lu ifadeye (karbondioksit (CO2) gazı bir sera gazıdır) verdikleri cevaplar incelendiğinde büyük bir kısmının (%73,8) CO2’i bir sera gazı olarak düşündükleri ortaya çıkmıştır. Öğretmen adaylarının 2 no’lu ifadeye (karbondioksit gazı, yaşam için atmosferde bulunması gereken bir gazdır) verdikleri cevaplar incelendiğinde ise yarısından çoğunun (%54) kesinlikle doğru, %39,9’unun ise “doğru” seçeneğini tercih ettikleri gözlenmiştir. Öğretmen adaylarının 3 no’lu ifadeye (sera gazlarının salınımında sağlanabilecek düşüş ile küresel ısınmanın etkileri azaltılabilir) “kesinlikle doğru” ve “doğru” seçeneklerine verilen cevapların yüzdeleri sırası ile %33,9 ve %49,8’dir. 356 B. Eroğlu ve M. Aydoğdu / Eğitim Fakültesi Dergisi 29 (2), 2016, 345-374 Öğretmen adaylarının sera etkisinin mekanizmasını açıklayan 4 no’lu ifadeye (yeryüzünden yansıyan kızılötesi ışınların bir kısmı sera gazları tarafından emilir ve bu emilim sera etkisine neden olur) verdikleri cevaplar incelendiğinde “doğru” ve “fikrim yok” seçeneklerini sırası ile öğrencilerin %36,9’u ve %35,1’inin tercih ettiği gözlenmiştir. “Orman yangınları ve küresel ısınma arasında bir ilişki yoktur” şeklindeki 5 no’lu ifadeye verilen cevaplarda ise göze çarpan değerler “kesinlikle doğru” ve “doğru” seçeneklerindeki cevap yüzdeleridir. Bu yüzdeler sırası ile %33,2 ve %48,0’dır. 6 numaralı ifade olan “Atmosferde biriken sera gazlarının miktarındaki artış, yeryüzünde daha fazla ısının hapsolmasına neden olacaktır” cümlesine verilen cevaplarda göze çarpan yüzde değerleri “kesinlikle doğru” (39,5) ve “doğru” (49,4) seçeneklerine aittir. “Atmosferde daha fazla karbondioksit gazı birikmesi ile küresel ısınma daha da artacaktır” şeklindeki 7. ifadeye verilen cevaplarda doğru düşünceleri (kesinlikle doğru ve doğru seçenekleri) tercih eden öğrenci sayısı oldukça fazladır. “Kesinlikle doğru” ve “doğru” seçeneklerinin cevaplanma yüzdeleri sırası ile %36,5 ve %46,5’tir. Ankette yer alan 8. ifadeye (kloroflorokarbonlar ozon tabakasına (stratosferik ozon) zarar vermektedir) ait seçeneklerin dağılımında “fikrim yok” seçeneğinin yüzdesi (%41,7) göze çarpmaktadır. Öğrencilerin yaklaşık yarısının bu seçeneği tercih ettiği gözlenmiştir. 9. ifade olan “küresel ısınmaya insan kaynaklı faktörler sebep olmaktadır” ifadesine verilen cevaplar incelendiğinde öğrencilerin neredeyse tamamının bu önermenin doğru olduğu yönünde düşünceye sahip oldukları ortaya çıkmıştır. Öğrencilerin bu ifadeye verdikleri cevapların yüzdece göze çarpanları “kesinlikle doğru” ve “doğru” cevaplarının sırası ile %34,3 ve %60,1 şeklindeki yüzdeleridir. Sera etkisinde rol oynayan gazların sıralandığı 10. ifadeye (Metan (CH4), Azotoksitler (NOx) ve Kloroflorokarbonlar (CFCs) sera gazlarıdır) öğrencilerin verdikleri cevaplar incelendiğinde öğrencilerin “fikrim yok” seçeneğinde sahip oldukları yüzde (%48,3), öğrencilerin yaklaşık yarısını oluşturmaktadır. Ayrıca bu ifade de öğrencilerin “doğru” seçeneğinde sahip oldukları yüzde de (30,3) göze çarpmaktadır. Ankette yer alan 11. ifadenin (gübrelerden çıkan gazlar küresel ısınmayı artırmaktadır) seçeneklerinin yüzdece dağılımları incelendiğinde “fikrim yok” seçeneğinin en yüksek yüzdeye (%42,1), “doğru” seçeneğinin ise %36,9’luk bir yüzdeye sahip olduğu gözlenmiştir. 357 B. Eroğlu ve M. Aydoğdu / Eğitim Fakültesi Dergisi 29 (2), 2016, 345-374 Ağaçlandırma ve küresel ısınma arasında ilişkinin kurulduğu 12. ifadenin (yeryüzünün daha fazla ağaçlandırılması ile küresel ısınmanın etkileri azaltılabilir) seçenekleri incelendiğinde öğrencilerin yarısından fazlasının (%51,3) “doğru” seçeneğini işaretledikleri görülmektedir. Ayrıca %40,2 kadar öğrencinin ise “kesinlikle doğru” seçeneğini tercih ettikleri de tespit edilmiştir. 13. ifadeye (küresel ısınma kullanılabilir tatlı su miktarında azalmaya neden olmaktadır) ait seçeneklerin yüzdeleri incelendiğinde “kesinlikle doğru” ve “doğru” seçeneklerinin yüzdeleri sırası ile %31,7 ve %48,3’tür. Ankette yer alan 14. ifade (sanayi devrimi küresel ısınmayı tetiklemiştir) incelendiğinde ise öğrencilerin yarısından fazlasının (%52,4) “kesinlikle doğru” seçeneğini, büyük bir kısmının ise (%42,1) “doğru” seçeneğini tercih ettikleri ortaya çıkmıştır. Yine insan ve küresel ısınma arasındaki ilişkinin konu olduğu 15. ifadenin (fosil yakıt (petrol, doğal gaz, kömür) tüketimi atmosferdeki sera gazları miktarında artışa sebep olmaktadır) seçenekleri incelendiğinde öğretmen adaylarının büyük bir çoğunluğunun ifadeyi doğru olarak düşündükleri ortaya çıkmıştır. Fen Bilgisi öğretmen adaylarının %41,3’ü “kesinlikle doğru” seçeneğini işaretlerken, %46,1’inin “doğru” seçeneğini işaretledikleri ortaya çıkmıştır. Anketin 16. ifadesinin (küresel ısınmadan dolayı iklim değişiklikleri meydana gelmektedir) cevap yüzdeleri incelendiğinde öğretmen adaylarının önemli bir kısmının (%56,5) bu ifadeyi “kesinlikle doğru” buldukları ortaya çıkmıştır. Ayrıca yine öğretmen adaylarının %40,2’sinin bu ifadede “doğru” seçeneğini işaretledikleri ortaya çıkmıştır. Küresel ısınmaya karşı alınabilecek bir önlemin yer aldığı 17. ifadenin (fosil yakıt tüketiminden kaçınılması küresel ısınmayı azaltıcı yönde etkiler) cevaplanma yüzdeleri incelendiğinde “doğru” seçeneğinin cevaplanma yüzdesinin (%52,4) fark edilebilir bir yüzde olarak ortaya çıktığı görülmektedir. Küresel ısınmanın canlılar üzerindeki etkilerini konu alan 18. ifadenin (küresel ısınma canlıların yaşam alışkanlıklarını ve yaşam alanlarını değiştirmelerine sebep olmaktadır) seçeneklerinin yüzde dağılımında öğrencilerin çoğunun bu ifadeyi doğru olarak nitelendirdikleri sonucu ortaya çıkmıştır. %42,8 öğrenci “kesinlikle doğru” seçeneğini işaretlerken, %51,3 öğrenci ise “doğru” cevabını tercih etmiştir. Ankette yer alan “atmosferde daha fazla kloroflorokarbon gazı birikmesi ile küresel ısınma daha da artacaktır” şeklindeki 19. ifadeye öğretmen adayları tarafından verilen cevaplar incelendiğinde öğretmen 358 B. Eroğlu ve M. Aydoğdu / Eğitim Fakültesi Dergisi 29 (2), 2016, 345-374 adaylarının %39,9’u “doğru” ve %31,7’inin “fikrim yok” seçeneklerini tercih ettikleri ortaya çıkmıştır. “Küresel ısınma ve küresel iklim değişikliği, insan sağlığını olumsuz yönde etkilemektedir” şeklindeki 20. ifadenin cevap yüzdeleri incelendiğinde öğretmen adaylarının %60,9’unun “kesinlikle doğru” seçeneğini tercih ettikleri ortaya çıkmıştır. Ayrıca öğretmen adaylarının %35,8’inin ise bu ifadeyi “doğru” olarak düşündükleri saptanmıştır. Ankette yer alan bir diğer ifade olan 21. ifadeye (elektriğin boşa harcanmaması küresel ısınmaya karşı alınabilecek önlemler arasındadır) verilen cevap yüzdeleri incelendiğinde öğretmen adaylarının %32,5’inin “kesinlikle doğru”, %36,9’unun “doğru”, %22,9’unun ise “fikrim yok” seçeneğini işaretledikleri görülmektedir. Öğretmen adaylarının 22. ifadeye (küresel ısınma ile birlikte hastalık taşıyıcı organizmalar daha geniş alanlara yayılacaktır) verdikleri cevaplar incelendiğinde %32,1’inin bu ifadenin “kesinlikle doğru” olduğunu, %37,3’ünün bu ifadenin sadece “doğru” olduğunu düşündüğü, %27,7’sinin ise bu ifade hakkında bir “fikri olmadığı” ortaya çıkmıştır. Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı ve küresel ısınma arasında ilişki kurulan 23. ifadeye (yenilenebilir enerji kaynaklarının (rüzgâr, güneş, dalga, vs.) kullanımı ile küresel ısınmanın etkileri azaltılabilir) öğretmen adayları tarafından verilen cevaplar incelendiğinde öğretmen adaylarının %40,2’sinin “kesinlikle doğru”, %43,5’inin ise “doğru” seçeneğini tercih ettikleri ortaya çıkmıştır Hava olayları ve küresel ısınma arasında ilişki kuran 24. ifadeye (küresel ısınma ile birlikte yeryüzünde daha sert rüzgârlar ve fırtınalar meydana gelecektir) öğretmen adaylarının verdikleri cevaplar incelendiğinde öğretmen adaylarının %36,2’sinin bu konu hakkında bir fikrinin olmadığı, %30,3’ünün ise bu ifadeyi “doğru” olarak bulduğu saptanmıştır. “Geri dönüşümlü kâğıt kullanımı ile küresel ısınmanın etkileri azaltılabilir” şeklindeki 25. ifadeye öğretmen adaylarının %35,8’inin “kesinlikle doğru”, %49,1’inin ise “doğru” seçeneğini tercih ettikleri ortaya çıkmıştır. Anketin son ifadesi olan 26. ifadeye (kişisel taşıtlar yerine mümkün olduğunca toplu taşıma araçlarının kullanımı, küresel ısınmanın etkilerini azaltabilir) öğretmen adaylarının yaklaşık yarısının (%50,9) “kesinlikle doğru” cevabını tercih ettikleri, yine yaklaşık olarak yarısının (%49,1)’inin “doğru” cevabını tercih ettikleri ortaya çıkmıştır. 359 B. Eroğlu ve M. Aydoğdu / Eğitim Fakültesi Dergisi 29 (2), 2016, 345-374 Sınıf Seviyelerine Göre Küresel Isınma Hakkındaki Bilgi Düzeylerine İlişkin Bulgular Ankette yer alan likert tipi ölçeğe göre öğretmen adaylarının aldıkları puanlar şu şekilde sıralanmıştır; - Kesinlikle yanlış: 1 puan - Yanlış: 2 puan - Fikrim yok: 3 puan - Doğru: 4 puan - Kesinlikle Doğru: 5 puan. (Ankette yer alan negatif ifadeler için SPSS programında “recode” işlemi uygulanmıştır.) Çalışmanın güvenirliği açısından kullanılacak teste karar vermek için sınıf seviyelerine göre anketten elde edilen puanların normal bir dağılıma sahip olup olmadığının belirlenmesi amacıyla normallik testi uygulanmıştır. Sınıf seviyelerine göre anketten elde edilen puanların normallik incelemeleri sonucundaki Kolmogrov-Smirnov ve Shapiro-Wilks sonuçları Tablo 4’ de verilmiştir. Tablo 4. Sınıf Seviyelerine Göre Normallik Testi Sonuçları Sınıf Kolmogorov-Smirnov(a) Shapiro-Wilk İstatistik Sd p İstatistik Sd p. 1 0,056 88 0,200 0,989 88 0,681 2 0,081 59 0,200 0,984 59 0,606 3 0,101 69 0,075 0,984 69 0,522 4 0,098 55 0,200 0,905 55 0,000 Örneklem büyüklüğü göz önünde bulundurularak (N=271>50) normallik testi sonuçlarından Kolmogorov-Smirnov dikkate alınmalıdır. Tablo 4.de yer alan Kolmogorov-Smirnov sonuçlarına göre dört sınıf seviyesine göre de öğrencilerin aldıkları anket puan sonuçları normal bir dağılım göstermektedir (1. sınıf için p=.200>.05; 2. sınıf için p=.200>.05; 3. sınıf için p=0.75>.05 ve 4. sınıf için p=.200>.05). Bu durumda fen bilgisi öğretmen adaylarının küresel ısınma hakkındaki bilgi düzeyleri arasında anlamlı fark olup olmadığının belirlemek amacıyla parametrik bir test kullanılabilir. Fen bilgisi öğretmen adaylarının küresel ısınma hakkındaki bilgi düzeyleri arasında sınıf seviyelerine göre 360 B. Eroğlu ve M. Aydoğdu / Eğitim Fakültesi Dergisi 29 (2), 2016, 345-374 anlamlı bir farkın olup olmadığını belirlemek için parametrik bir test olan ilişkisiz örneklemler için tek faktörlü varyans analizi (One-Way Anova) kullanılmıştır. Bulgular Tablo 5’de verilmiştir. Tablo 5. Anket Puanlarının Sınıf Seviyelerine Göre One-Way ANOVA Sonuçları Kaynak Kareler Sd Kareler Toplamı Ortalaması F p Gruplar arası 557,044 3 185,681 2,246 0,083 Gruplar içi 22070,654 267 82,662 Toplam 22627,697 270 Tablo 5 sonuçlarına göre 1., 2., 3. ve 4. sınıfta öğrenim görmekte olan Fen Bilgisi öğretmen adaylarının küresel ısınma hakkındaki bilgi düzeyleri arasında anlamlı bir farklılık olmadığı gözlenmiştir (F(3,267)=2.246; p>.05). Varyansların homojenliği testi (Test of Homogeneity of Variance) sonuçları anlamlı bir farklılık ortaya koyduğundan (p=.002<.05) varyansların eşit varsayılmadığı karşılaştırma testlerinden Tamhane kullanılmıştır. Tamhane testi de sınıflar arasında gerçekleştirdiği ikili karşılaştırmalar sonucunda sınıf düzeyleri arasında küresel ısınma hakkındaki bilgi düzeyleri açısından anlamlı bir farklılık olmadığını ortaya koymaktadır. Cinsiyetlere Göre Küresel Isınma Hakkındaki Bilgi Düzeylerine İlişkin Bulgular Fen Bilgisi öğretmen adaylarının küresel ısınma hakkında sahip oldukları bilgi düzeylerinin cinsiyetlerine göre (erkek ya da kız) anlamlı farklılık gösterip göstermediği araştırılmıştır. Ancak öncelikle parametrik ya da parametrik olmayan bir testin kullanılabilmesi için cinsiyetlere göre anket puanlarının normal dağılıma sahip olup olmadıkları incelenmiştir. Normallik ile ilgili sonuçlar Tablo 6’da verilmiştir. Tablo 6. Cinsiyetlere Göre Normallik Testi Sonuçları Cinsiyet Kolmogorov-Smirnov(a) Shapiro-Wilk İstatistik Sd p İstatistik Sd p Kız 0,072 190 0,019 0,963 190 0,000 Erkek 0,073 81 0,200 0,988 81 0,648 361 B. Eroğlu ve M. Aydoğdu / Eğitim Fakültesi Dergisi 29 (2), 2016, 345-374 Örneklemdeki öğrenci sayısı göz önünde bulundurulduğunda (271 öğrenci) Kolmogorov-Smirnov değerlerinin göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Örneklemdeki öğrenci sayısının evrendeki öğrenci sayısına göre yeterince büyük olması normallik için gerekli ve yeterli şartlardan biri olmasına rağmen Kolmogorov-Smirnov değerleri incelendiğinde kız öğrencilerin puanlarında normal bir dağılım göstermediği ortaya çıkmıştır (p=.019<.05). Bu durumda çalışma sonuçlarının güvenirliği açısından hem bir parametrik test olan ilişkisiz (bağımsız) örneklemler T-Testi (Independent Samples T-Test), hem de parametrik olmayan bir test olan ilişkisiz ölçümler için Mann Whitney U-Testi (Mann-Whitney U-Test for Independent Samples) uygulanmıştır. Fen Bilgisi öğretmen adaylarının küresel ısınma hakkında sahip oldukları bilgi düzeylerinin cinsiyetler açısından anlamlı bir farklılığa sahip olup olmadığını belirlemek üzere bağımsız örneklemler t-testi sonuçları Tablo 7’de sunulmuştur. Tablo 7. Anket Puanlarının Cinsiyete Göre t-Testi Sonuçları Cinsiyet N X SS Sd t p Kız 190 104,68 9.281 269 0,081 0,935 Erkek 81 104,58 8.906 Tablo 7 sonuçları incelendiğinde Fen Bilgisi öğretmen adaylarının küresel ısınma hakkındaki bilgi düzeyleri cinsiyetlere göre anlamlı bir farklılık göstermemektedir (t(269)=.081; p=.935>.05). Tablo 7’den de görüleceği gibi erkek ve kız öğrencilerin anketten elde ettikleri puanlar arasında çok küçük bir fark bulunmaktadır. Bu fark da istatistiksel olarak bir anlam ifade etmemektedir. Çalışmanın güvenirliği açısından Fen Bilgisi öğretmen adaylarının cinsiyetlerine göre küresel ısınma hakkındaki bilgi düzeyleri arasında anlamlı bir farklılık olup olmadığının ortaya konulması amacıyla bağımsız örneklemler t-testine ek olarak bu testin parametrik olmayan karşılığı olan ilişkisiz ölçümler için Mann Whitney U-testi uygulanmıştır. Testin sonuçları tablo 8’de sunulmuştur. 362 B. Eroğlu ve M. Aydoğdu / Eğitim Fakültesi Dergisi 29 (2), 2016, 345-374 Tablo 8. Anket Puanlarının Cinsiyete Göre Mann-Whitney U-Testi Sonuçları Cinsiyet N Sıra Ortalaması Sıra Toplamı U p Kız 190 135,85 25812,00 7667,000 0,962 Erkek 81 136,35 11044,00 Tablo 8 değerleri incelendiğinde cinsiyete göre Fen Bilgisi öğretmen adaylarının küresel ısınma hakkında sahip oldukları bilgi düzeyleri arasında anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır (U=7667,000; p=.962>.05). Mann- Whitney U-Testi sonuçları da bağımsız örneklemler t-testi sonuçlarını desteklemektedir. Cinsiyete göre Fen Bilgisi öğretmen adaylarının küresel ısınma hakkındaki bilgi düzeyleri arasında anlamlı bir fark bulunmamaktadır. SONUÇ ve ÖNERİLER Elde edilen bulgular incelendiğinde öğrencilerin doğru olduğunu düşündükleri bir ifade için genellikle “doğru” ve yanlış olduğunu düşündükleri bir ifade için ise genellikle “yanlış” seçeneğini tercih ettikleri gözlenmiştir. Öğretmen adaylarının “kesinlikle doğru” ya da “kesinlikle yanlış” seçeneklerini bazı ifadelerde daha az tercih edilme sebepleri arasında, öğrencilerin farklı kaynaklardan (televizyon, internet, radyo vb.) elde edilen bilgiye karşı bir güvensizlik ya da iklim konularının karmaşık yapısının yattığı düşünülebilir. Kılınç ve diğ. (2008) tarafından gerçekleştirilen çalışmada lise öğrencileri küresel ısınma ile ilgili bilgilerin yaklaşık %60 ’ına okul dışındaki kaynaklardan (%24 Televizyon, %17 Gazete, %14 internet ve %3 radyo) ulaştıklarını belirtmişlerdir. Fen Bilgisi öğretmen adaylarının küresel ısınma konusunda göz önünde belki de en çok bulunan gaz olan CO2’nin bir sera gazı olduğu hakkında bilgi sahibi oldukları ortaya çıkmıştır. Ortaya çıkan önemli bir sonuç ise öğretmen adaylarının büyük bir çoğunluğunun CO2’nin yaşam için gerekli bir gaz olduğunu bildiği gibi, bu gazın atmosferdeki oranında gerçekleşebilecek artış ile küresel ısınmanın da artacağını düşündüklerinin ortaya çıkmasıdır. Kılınç ve diğ. (2008) tarafından gerçekleştirilen çalışmada lise öğrencilerinin büyük bir kısmının (%82) CO2’nin sera gazı olduğunu düşündükleri, ancak karbondioksitin ozon tabakasına zarar verdiği yönünde kavram yanılgılarına sahip oldukları ortaya çıkmıştır. Boyes and Stanisstreet 363 B. Eroğlu ve M. Aydoğdu / Eğitim Fakültesi Dergisi 29 (2), 2016, 345-374 (1992) tarafından gerçekleştirilen çalışmada lisans öğrencilerinin büyük bir kısmının CO2’yi sera gazı olarak düşündükleri ortaya çıkmıştır. Yine Boyes ve Stanisstreet (1997) tarafından gerçekleştirilen çalışmada ortaokul öğrencilerinin yaklaşık yarısı kadarının CO2’yi sera gazı olarak düşündükleri ortaya çıkmıştır. Rye ve diğ. (1997) tarafından gerçekleştirilen çalışmada ise öğrencilerin karbondioksit ile ilgili kavram yanılgılarının olduğu ortaya çıkmıştır. Örneğin öğrencilerin karbondioksitin ozon tabakasına zarar verdiği bu sebepten dolayı da küresel ısınmanın artığını düşündükleri ortaya çıkmıştır. Küresel ısınma ve stratosferik ozon tabakasındaki incelmede rolü bulunan CFC’lerin yer aldığı ifadelere verilen cevaplarda öğretmen adaylarının büyük bir kısmının “fikrim yok” seçeneğini tercih ettikleri göze çarpmaktadır. Öğretmen adaylarının CFC’ler hakkındaki bilgi düzeylerinin düşük olduğu elde edilen bulgularca saptanmıştır. Özellikle CFC’lerin atmosferdeki stratosferik ozon tabakasında meydana getirdikleri incelme hakkında öğretmen adaylarının yaklaşık yarısının bu konu hakkında bir bilgiye sahip olmadıkları ortaya çıkmıştır. Öğretmen adaylarının yaklaşık %30’unun CFC’lerin atmosferdeki miktarında meydana gelebilecek artışın, küresel ısınmaya olan artırıcı etkisine dair bir bilgiye sahip olmadıkları açığa çıkmıştır. Demirbaş ve Pektaş (2009) tarafından gerçekleştirilen çalışmada da benzer bir şekilde ilköğretim öğrencilerinin ozon tabakasındaki incelme ve küresel ısınma arasında sebep sonuç ilişkisi kurdukları ve bu konuda bilgi eksikliklerinin bulunduğu saptanmıştır. Boyes ve Stanisstreet (1992) tarafından gerçekleştirilen çalışmada ise lisans öğrencilerinin çoğunun CFC’lerin küresel ısınmaya katkısı olduğu hakkında bilgi sahibi oldukları ortaya çıkmıştır. Kılınç ve diğ. (2008) tarafından gerçekleştirilen çalışmada öğrencilerin %82’sinin küresel ısınmada CFC’lerin payı olduğunu düşündükleri ortaya çıkmıştır. Yine Erten (2005) tarafından gerçekleştirilen çalışmada ise okulöncesi öğretmen adaylarının ozon tabakasına zarar veren ve küresel ısınmaya neden olan gazlar hakkında bilgilerinin eksik olduğu ortaya çıkmıştır. Gerçekleştirilen çalışmada fen bilgisi öğretmen adaylarının büyük bir kısmı uygulanan ankette yer alan ifadelerde “fikrim yok” seçeneğini tercih ettiği ortaya çıkmıştır. Yani sadece CFC’ler için değil, anketin geneli itibari ile “fikrim yok” seçeneği öğretmen adayları tarafından tercih edilmiştir. Pedagojik olarak ciddi bir seviye farkı olsa da Bozkurt ve Cansüngü Koray (2002) tarafından gerçekleştirilen çalışmada da 6. ve 7. Sınıf öğrencilerinin de sera etkisi ile ilgili ciddi kavram yanılgılarının olduğu ve ankette yer alan “bilmiyorum” seçeneğini oldukça fazla tercih ettikleri 364 B. Eroğlu ve M. Aydoğdu / Eğitim Fakültesi Dergisi 29 (2), 2016, 345-374 ortaya çıkmıştır. Bu durum genel anlamda “sera etkisi” ve “küresel ısınma” hakkında bilgi eksikliğinin olduğu şeklinde yorumlanabilir. Fen Bilgisi öğretmen adaylarının bir kısmının (%35,1) sera etkisinin mekanizması ile ilgili herhangi bir düşünceye sahip olmadıkları ortaya çıkmıştır. Fen Bilgisi öğretmen adaylarının küresel ısınmanın sebepleri hakkında bilgi sahibi oldukları ortaya çıkmıştır. Öğretmen adaylarının küresel ısınmanın sebepleri arasında yer alan atmosferdeki sera gazı miktarının artışı, insan kaynaklı faktörler, sanayi devrimi ve fosil yakıt tüketimi hakkında bilgi sahibi oldukları gözlenmiştir. Ancak gübrelerden çıkan gazların küresel ısınmayı artırıcı etkisi hakkında öğretmen adaylarının yaklaşık yarısının (%42) bilgiye sahip olmadıkları ortaya çıkmıştır. Kılınç ve diğ. (2008) tarafından gerçekleştirilen çalışmada ise lise öğrencilerinin yarıdan çoğunun yapay gübrelerin küresel ısınmayı hızlandırdığını düşündükleri ve yine yarıdan fazla yetişkin Türk nüfusunun, insan aktivitelerinin küresel ısınmaya katkısı olduğunu düşündükleri ortaya çıkmıştır. Küresel ısınmanın sonuçları ile ilgili Fen Bilgisi öğretmen adaylarının bilgi düzeyleri ise oldukça yüksektir. Öğretmen adaylarının neredeyse tamamı küresel ısınma ile birlikte kullanılabilir tatlı su miktarında azalmalar meydana geleceğini, iklim değişiklikleri meydana geleceğini, canlıların yaşamlarının olumsuz etkilendiğini, insan sağlığının olumsuz etkilendiğini, hastalık taşıyıcı organizmaların daha geniş alanlara yayılacağını düşündükleri ortaya çıkmıştır. Ancak bazı Fen Bilgisi öğretmen adaylarının küresel ısınma sonucunda yeryüzünde meydana gelebilecek olan sert rüzgâr ve fırtınalar hakkında bilgi sahibi olmadıkları, bir kısmının ise bu konuda yanlış bilgiye sahip oldukları ortaya çıkmıştır. Boyes ve Stanisstreet (1992) tarafından gerçekleştirilen çalışmada lisans öğrencilerinin neredeyse tamamının sera etkisinde gerçekleşecek artış ile sellerde artış meydana geleceğini düşündükleri, öğrencilerin küçük bir kısmının ise küresel ısınma ile birlikte zararlı böcek sayısında artış olacağını düşündükleri ortaya çıkmıştır. Kılınç ve diğ. (2008) tarafından gerçekleştirilen çalışmada ise öğrencilerin yarısına yakın bir kısmını ekinlere zararlı böceklerin daha geniş alanlara yayılacağını düşündükleri ve büyük bir kısmının sera etkisindeki artış ile daha fazla sel baskını olacağının farkında oldukları ortaya çıkmıştır. Küresel ısınmaya karşı yapılabilecekler ve alınabilecek önlemlerin yer aldığı ifadelere verilen cevaplar incelendiğinde öğrencilerin bu konular hakkında bilgi düzeylerinin oldukça yüksek olduğu gözlenmiştir. Öğretmen adaylarının neredeyse tamamı küresel ısınmanın etkilerinin azaltılabilmesi 365 B. Eroğlu ve M. Aydoğdu / Eğitim Fakültesi Dergisi 29 (2), 2016, 345-374 için ağaç dikiminin artırılması ve fosil yakıt tüketiminden kaçınılması gerektiğini, elektriğin boşa harcanmaması, yenilenebilir enerji kaynakları, geri dönüşümlü kâğıt ve mümkün olduğunca toplu taşım araçlarının kullanılması gerektiğini düşündükleri ortaya çıkmıştır. Boyes ve Stanisstreet (1992) tarafından gerçekleştirilen çalışmada öğrencilerin çoğunun ağaç dikmeyi ve geri dönüşümlü kâğıt kullanımını sera etkisindeki artışı azaltabilecek faktörler olarak düşündükleri ortaya çıkmıştır. Yine aynı çalışmada öğrencilerin çoğunun araçların az kullanımı ve yenilenebilir enerji ile elektrik üretiminin sera etkisinde bir azalma meydana geleceğini düşündükleri ortaya çıkmıştır. Kılınç ve diğ. (2008) tarafından gerçekleştirilen çalışmada öğrencilerin büyük bir kısmının ağaç dikiminin, geri dönüşümlü kâğıt kullanımının ve araç kullanımındaki azalmanın küresel ısınmayı azaltacağını düşündükleri ortaya çıkmıştır. Ayrıca çalışmada öğrencilerin büyük bir kısmının küresel ısınmaya karşı alınabilecek önlemler arasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının olduğunu düşündükleri ortaya çıkmıştır. Çalışmada öğrencilerin sadece %20’sinin sağlanabilecek elektrik tasarrufu ile küresel ısınmanın azalacağını düşündükleri ortaya çıkmıştır. Gerçekleştirilen çalışma ile elde edilen bir başka sonuç ise öğretmen adaylarının büyük bir kısmının orman yangınları ve küresel ısınma arasında bir ilişkinin bulunmadığını düşünmesidir. Oysaki devasa karbon depoları ağaçların yanması sonucunda atmosfere büyük miktarlarda CO2 salınmaktadır. Yani orman yangınları küresel ısınmayı tetikleyici bir rol oynamaktadır. Ancak araştırma sonucunda Fen Bilgisi öğretmen adaylarının büyük bir kısmının bu şekilde bir düşünceye sahip olmadıkları ortaya çıkmıştır. Ayrıca araştırma sonuçlarına göre Fen Bilgisi öğretmen adaylarının küresel ısınma hakkındaki bilgi düzeylerinde cinsiyet (erkek ve kız) ve sınıf düzeylerine (1., 2., 3., ve 4. Sınıf) göre bir farklılık gözlenmemiştir. Öğretmen adaylarının hem cinsiyetlerine göre hem de sınıf düzeylerine göre anketten elde ettikleri puanlar birbirine çok yakındır. Boyes ve Stanisstreet (1992) tarafından gerçekleştirilen çalışmada kız öğrencilerin küresel ısınmanın mekanizması ve sonuçları hakkında erkek öğrencilerden daha az bilgili oldukları ortaya çıkmıştır. Araştırmacılara göre bu durumun sebebi tam olarak net değildir. Araştırmacılara göre bu durumun sebebi şu olabilir. Küresel ısınma halen programlarda yer almayan informal bir şekilde hakkında bilgi edinilen bir konudur. Yazılı ve görsel medyanın özellikle televizyonun bu bilgilerin edinilmesinde payı büyüktür. Araştırmacılar, televizyonda izlenecek programın tercihi kişilere ait olduğundan belki de 366 B. Eroğlu ve M. Aydoğdu / Eğitim Fakültesi Dergisi 29 (2), 2016, 345-374 erkeklerin daha fazla bu konuya yönelik programları tercih ettiklerini düşünmekteler. Öneriler Çalışmanın sonuçları genel bir çerçevede değerlendirildiğinde öğretmen adaylarının “sera etkisi” ve “küresel ısınma” konusu hakkında ciddi bilgi eksikliklerinin olduğu söylenebilir. Bu durum ulusal literatür ile uyuşmaktadır. Şahin, Cerrah, Saka ve Şahin (2004) tarafından biyoloji ve sınıf öğretmen adayları ile gerçekleştirilen çalışmada da lisans öğrencilerinin sera etkisi ve hava kirliliği gibi konularda bilgi eksikliğine sahip oldukları ortaya çıkmıştır. Bahar (2002) tarafından gerçekleştirilen çalışmada üniversite öğrencilerinin sera etkisi hakkında ya bilgi sahibi olmadıkları ya da yanlış bilgilere sahip oldukları ortaya çıkmıştır. Uluçınar Sağır, Aslan ve Cansaran (2008) tarafından gerçekleştirilen çalışmada da sadece bir 8. sınıf öğrencisinin “yaşadığınız yerdeki çevresel sorunlar nelerdir?” sorusuna “küresel ısınma” olarak cevap verdiği ortaya çıkmıştır. Bu durumun önüne geçebilmek için özellikle öğretim programlarında ilgili derslerin içeriklerinde “sera etkisi” ve “küresel ısınma” konuları hakkında alan bilgisi ve etkili eğitim metodları (probleme dayalı öğrenme, işbirlikli öğrenme vb.) ya da yaklaşımlardan (sosyobilimsel konular, argümantasyon vb.) yararlanılabilinir. İlköğretim birinci ve ikinci kademedeki Fen ve Teknoloji ders programında sera gazları ya da küresel ısınma hakkında yeterli bilginin bulunmadığı göze çarpmaktadır. İlköğretim birinci kademe Fen ve Teknoloji ders kitapları incelendiğinde sadece bir ya da iki cümle ile doğrudan küresel ısınma ya da sera etkisine değinilmeden sadece belirli çevre koşullarının Dünya’nın sıcaklığını etkileyeceğinden bahsedilmektedir. İlköğretim ikinci kademede ise 7. ve 8. sınıf Fen ve Teknoloji ders kitaplarında sera etkisi ve küresel ısınmadan yeterince bahsedilmemekte ve birkaç cümle ile konuya yer verilmektedir. Fen Bilgisi Öğretmenliği Lisans Programı’nda ise sera etkisine ve küresel ısınmaya V. yarıyılda yer alan “Kimyada Özel Konular” ve VI. yarıyıl “Çevre Bilimi” derslerinde kısaca yer verilmektedir. Araştırmaya konu olan küresel ısınmanın potansiyel önemi açısından ilköğretim ve üniversite Fen Bilgisi programlarında yeteri kadar yer verilmesi gerektiği düşünülmektedir. Öğretmen adaylarına sağlanabilecek sağlıklı bir eğitim sonucunda hatalı kavramların ilköğretim öğrencilerinin zihinlerinde oluşmasının önüne geçilebilir. Çevre eğitiminin disiplinler arası yapısından dolayı da üniversitelerin tüm öğretmen yetiştirme programlarında konuya, gereği kadar yer verilmesi gerekmektedir. Ayrıca küresel ısınma konusuna örgün 367 B. Eroğlu ve M. Aydoğdu / Eğitim Fakültesi Dergisi 29 (2), 2016, 345-374 eğitim ve yaygın eğitimde öğrencilerin seviyelerine uygun bir şekilde yer verilmelidir. Bu şekilde öğrencilerde farklı kaynaklardan edindikleri bilgiler sebebiyle meydana gelebilecek kavram yanılgılarının önüne geçilebilir. Bu çalışmada sadece Fen Bilgisi öğretmen adaylarının küresel ısınma hakkında bilgi düzeyleri belirlenmeye çalışılmıştır. Benzer veri toplama araçlarından yararlanılarak bu tip araştırmalar farklı disiplinlerde öğrenim görmekte olan öğrenciler ile gerçekleştirilebilir. Ayrıca farklı disiplinlerdeki öğrenciler küresel ısınma hakkındaki bilgi düzeyleri açısından karşılaştırılabilir ve ortaya çıkacak sonuçlar tartışılabilir. Örgün eğitimde yeterince yer verilmeyen küresel ısınma konusuna öğrenciler genellikle farklı kaynaklardan ulaşmaktadırlar. Kılınç ve diğ. (2008) tarafından gerçekleştirilen çalışmada lise öğrencilerinin %60 kadarının küresel ısınma ile ilgili bilgilere televizyon, gazete, internet ve radyodan ulaştıkları ortaya çıkmıştır. Öğrenciler çevre eğitimi açısından televizyona büyük bir eğilim göstermektedirler (Boyes ve Stanisstreet, 1992). Bu sebeple küresel ısınma, sera gazları ya da sera etkisi hakkında medyada yer verilen yayınlara özen gösterilmelidir. Konu ile ilgili verilecek olan sağlıksız ve yanlış bilgiler öğrencilerde kavram yanılgılarına sebep olabilmektedir. Fen Bilgisi öğretmen adayları ile bu çalışma farklı veri toplama araçları ile (gözlem, görüşme, doküman analizi vb.) derinleştirilebilir. Bu şekilde öğretmen adaylarının veri toplama aracı olarak kullanılan ankette yer alan ifadelere verdikleri cevapların sebepleri araştırılabilir. Örneğin ankette yer alan elektrik tasarrufu, geri dönüşümlü kâğıt kullanımı ya da toplu taşıma araçlarının kullanımı hakkındaki ifadelere verilen cevaplarda öğretmen adaylarının küresel ısınmayı mı yoksa maddi durumlarını mı göz önünde bulundurdukları ortaya çıkarılabilir. KAYNAKLAR Aksay, C., Ketenoğlu, O. ve Kurt, L. (2005). Küresel ısınma ve iklim değişikliği. Selçuk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Fen Dergisi, 25, 29-41. Alım, M. (2006). Avrupa birliği üyelik sürecinde Türkiye’de çevre ve ilköğretimde çevre eğitimi. Kastamonu Eğitim Dergisi, 14(2), 599-616 Arslan, M. (2008). Çevre Bilincindeki Değişimler ve Çevre Eğitimi. http://e kutuphane. egitimsen. org. tr/ pdf/108.pdf adresinden 20 Ekim 2008 tarihinde edinilmiştir. 368 B. Eroğlu ve M. Aydoğdu / Eğitim Fakültesi Dergisi 29 (2), 2016, 345-374 Avinç, A. (1998). Değişik Enerji Kaynakları ve Çevreye Etkileri. Ekoloji Dergisi, 7, (27), 19-23. Bahar, M. (2000). Üniversite Öğrencilerinin Çevre Eğitimi Konularındaki Ön Bilgi Düzeyi, Kavram Yanılgıları. V. Uluslararası Ekoloji Ve Çevre Sorunları Sempozyumunda Poster Çalışması, TUBİTAK, Ankara. Bahar, M., Aydın, F. (2002). Sınıf öğretmenliği öğrencilerinin sera gazları ve global ısınma ile ilgili anlama düzeyleri ve hatalı kavramlar. V. Ulusal Fen ve Matematik Eğitimi Kongresi, 22-25 Eylül. ODTÜ, Ankara Boyes, E. and Stanisstreet, M. (1992). Students’ perceptions of global warming. International Journal of Environmental Studies, 42, pp. 287-300. Boyes, E., and Stanisstreet, M. (1997). Children’s models of two major global environmental ıssues (ozone layer and greenhouse effect). Research in Science & Technological Education, 15,(1), 19-29. Boyes, E. and Stanisstreet, M. (1998). High school students’ perceptions of how major global environmental effects might cause skin cancer. Journal of Environmental Education, 29,(2), 31-36 Bozkurt, O. ve Cansüngü Koray Ö. (2002). İlköğretim öğrencilerinin çevre eğitiminde sera etkisi ile ilgili kavram yanılgıları. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 23, 67-73. Büyüköztürk, Ş. (2007). Sosyal Bilimler İçin Veri Analizi El Kitabı. Ankara: Pegem Yayıncılık Büyüköztürk, Ş., Kılıç Çakmak, E., Akgün, Ö., E., Karadeniz, Ş., Demirel, F. (2008) Bilimsel Araştırma Yöntemleri, Ankara: Pegem Yayıncılık Cunningham W. P., Cunningham M., and Saigo, B. (2005). Environmental Science Global Concern. McGraw Hill Higher Education (8th. Edition) New York: McGraw Hill Education. Çepel, N. (2008). Ekolojik Sorunlar ve Çözümleri. Ankara: Tübitak Popüler Bilim Kitapları. Daniel, B., Stanisstreet, M. and Boyes, E. (2004). How can we best reduce global warming? school students’ ideas and misconceptions. International Journal of Environmental Studies. 61,(2), 211-222. Demirbaş, M. ve Pektaş, H. M. (2009). İlköğretim öğrencilerinin çevre sorunu ile ilişkili temel kavramları gerçekleştirme düzeyleri. Necatibey Eğitim Fakültesi Elektronik Fen ve Matematik Eğitimi Dergisi, 3(2), 195-211. Erten, S. (2005). Okul öncesi öğretmen adaylarında çevre dostu davranışların araştırılması. Hacettepe Eğitim Fakültesi Dergisi, 28, 91-100. 369 B. Eroğlu ve M. Aydoğdu / Eğitim Fakültesi Dergisi 29 (2), 2016, 345-374 Fortner, R. W., Lee, J., Corney, J. R., Jeffrey, R., Romanello, S., Bonnel, J., Luthy, B., Figuerido, C., and Ntsiko, N. (2000). Public understanding of climate change: certanty and willingness to act. Environmental Education Research, 6, (2), 127-41. Gautier, C., Deutsch, K. and Rebich S. (2006). Misconceptions about greenhouse effect. Journal of Geoscience Education. 54,(3), 386-395. Görmez, K. (2007). Çevre Sorunları. Ankara: Nobel Yayınları. Green, J. and Browne, J. (2005). Principles of social research. J. Green and J. Browne (Editors). New York: McGraw-Hill Education. Groves, F.H. and Pugh, A.F. (1999). Elementary pre-service teacher perceptions of the greenhouse effect. Journal of Science Education and Technology, 8(1), 75-81. Jeffries, H., Stanisstreet M., and Boyes, E. (2001). Knowledge about the “greenhouse effect”: Have college students improved?. Research in Science & Technology Education, 19, (2), 205-221. Karasar, N. (2007). Bilimsel araştırma yöntemi. Ankara: Nobel Yayın Dağıtım. Khalid, T. (2003). Pre-service high school teachers’ perceptions of three environmental phenomena. Environmental Education Research. 9, (1), 35- 50. Kılınç, A., Stanisstreet, M. and Boyes, E. (2008). Turkish Students’ Ideas About Global Warming. International Journal of Environmental & Science Education. 3,(2), 89-98. Lodico, M. G., Spaulding, D. T. and Voegtle, K. H., (2006). Methods in educational research from theory to practice. San Francisco: Jossey-Bass AWiley Imprint. Mason, L., and Santi, M. (1998). Discussing the greenhouse effect: children’s collaborative discourse reasoning and conceptual change. Environmental Education Research. 4,(1), 67-85. Özmen, D., Çetinkaya, A. ve Nehir, S. (2005). Üniversite Öğrencilerinin Çevre Sorunlarına Yönelik Tutumları. TSK Koruyucu Hekimlik Bülteni, 4 (6), 330-344. Pekel, F. O., Kaya, E. ve Demir, Y. (2007). Farklı lise öğrencilerinin ozon tabakasına ilişkin düşüncelerinin karşılaştırılması. Kastamonu Eğitim Dergisi, 15, (1), 169-174. Pekel, F. O. and Özay, E. (2005). Turkish high school students’ perceptions oof ozone depletion. Applied Environmental Education and Communication, 4, s.115-123. 370 B. Eroğlu ve M. Aydoğdu / Eğitim Fakültesi Dergisi 29 (2), 2016, 345-374 Rye, J. A., Rubba P.A., and Wiesenmayer, R. A. (1997). An investigation of middle school students’ alternative conceptions about global warming. International Journal Of Science Education, 19,(5), 527-551. Şahin, Cerrah, Saka ve Şahin (2004). Yüksek öğretimde öğrenci merkezli çevre eğitimi dersine yönelik bir uygulama. Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, 24,(3), 113-128. TTKB (Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı). (2005). İlköğretim fen ve teknoloji dersi öğretim programları ve kılavuzu. Ankara: Milli Eğitim Bakanlığı. Uluçınar Sağır, Ş., Aslan O. ve Cansaran, A. (2008). İlköğretim öğrencilerinin çevre bilgisi ve çevre tutumlarının farklı değişkenler açısından incelenmesi. İlköğretim Online, 7,(2), 496-511. Uzun, N. ve Sağlam, N. (2006). Orta öğretim öğrencileri için çevresel tutum ölçeği geliştirme ve geçerliliği. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 30. Yapıcı, M. (2003). Sürdürülebilir kalkınma ve eğitim. Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, V,(1). Yel, M., Bahçeci, Z. ve Yılmaz, M. (2004). Canlılar Bilimi (Biyolojiye Giriş). Ankara: Gündüz Eğitim ve Yayıncılık Yeşiltaş, N. K. (2009). I. ve II. Dünya Savaşları Arasında Dünya’da Bilim, Teknoloji ve Sosyal Değişme (1914-1945). Bilim Teknoloji ve Sosyal Değişme. Ata, B. (Ed.) Ankara: Pegem Akademi. Yılmaz, A., Morgil, İ., Aktuğ, P. ve Göbekli, İ. (2002). Ortaöğretim ve üniversite öğrencilerinin çevre, çevre kavramları ve sorunları konusundaki bilgileri ve öneriler. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 22, 156-162 EXTENDED ABSTRACT It is really important that educate society about the potential importance of global warming which is an environmental problem on a global scale (Boyes and Stanisstreet, 1992). It is actually an educational problem because peoples' attitudes and behaviours are responsible for this scale of the environmental problem. Education can be useful for the raising the awareness about environmental problems. Environmental education plays an important role to take precautions for the environmental problems and to earn necessary consciousness and positive attitudes and behaviours towards the environment. According to the literature, it can be an encounter with studies that focused on the misconceptions of the students are studying at the different levels (eg. middle school, high school) especially about global warming and ozone layer depletion. Studies showed that both public and students have lots of misconceptions about the greenhouse effect and ozone layer depletion (Gautier, Deutsch, and Rebich, 2006). 371 B. Eroğlu ve M. Aydoğdu / Eğitim Fakültesi Dergisi 29 (2), 2016, 345-374 According to the Turkish Education Board's (TTKB, 2005) reports it is indicated that sensitiveness feeling to the environment, consciousness of the sustainable development and scientific aspect to the solutions for the environmental problems are at the forefront for the purposes of the primary and middle school science curriculum. The purpose of this research is to reveal the knowledge levels of preservice science teachers about the mechanism, reasons, results and precautions of the global warming. Towards this purpose answers are sought for the research questions below; - Are there any significant differences among the undergraduate levels of the pre- service science teachers' knowledge level about global warming? - Are there any significant differences between genders of the pre-service science teachers' knowledge level about global warming? Survey method (Karasar, 2007) was used for this research. The population of this research consist of undergraduate students who are studying faculty of education science teacher education programme in a state university. Cluster sampling one of the probability sampling method was used in this study. In this research two sample groups needed. First one is needed for the development of the questionnaire (during the reliability and the validity process of the questionnaire) and the second one is needed for the applications of the questionnaire. Closed form likert type questionnaire was developed by the researcher to reveal the knowledge levels and the thoughts of the pre-service science teachers about global warming. The outcomes of the Science-Technology-Society- Environment approach in the national science curriculum was put account for the content validity. The reliability of the questionnaire was ensured with Cronbach alpha (α) (.85) and item-total correlation. After the reliability analysis, the questionnaire is consist of 26 items. One Way ANOVA is used to find out that if there are any significant differences among the undergraduate levels of pre-service science teachers in terms of knowledge levels about global warming. The results are shown in Table 5. Table 5. One-Way ANOVA results related to mean scores of questionnaires among undergraduate levels Sum of Squares df Mean Square F p Between groups 557,044 3 185,681 2,246 0,083 Within groups 22070,654 267 82,662 Total 22627,697 270 372 B. Eroğlu ve M. Aydoğdu / Eğitim Fakültesi Dergisi 29 (2), 2016, 345-374 According to the results are shown in table 5. There are no significant differences among undergraduate levels of pre-service science teachers in terms of knowledge levels about global warming (F(3,267)=2.246; p>.05). Because of the test of homogeneity of variance revealed a significant difference Tamhane test was used and it revealed again no significantly difference among undergraduate levels in terms of knowledge levels about global warming. Independent sample T-test is used to find out that if there is any significantly differences between the genders of pre-service science teachers in terms of knowledge levels about global warming. The results are shown in Table 7. Table 7. Independent Sample T-test results of the mean score of questionnaires related to genders Gender N X Sd df t p Female 190 104,68 9,281 269 0,081 0,935 Male 81 104,58 8,906 As the results of Table 7 analyzed it can be seen that there are no any significant differences between genders of pre-service science teachers in terms of knowledge levels about global warming (t (269) =.081; p=.935>.05). There is a little percentage difference between mean scores of the genders and it is statistically meaningless. Mann-Whitney U-Test was applied for strengthening the reliability of the results related to the mean scores of pre-service science teachers obtained from questionnaires. This test is the nonparametric equivalent of the independent sample T-test which is a parametric test. The results are shown in Table 8. Table 8. Mann-Whitney U Results related to mean scores of genders Gender N Mean Rank Sum of Ranks U p Female 190 135,85 25812,00 7667,000 0,962 Male 81 136,35 11044,00 According to the results in table 8 that there is no significant difference between genders mean scores related to knowledge levels about global warming. So the results of Mann-Whitney U test verify and supports the results of the independent sample T-test according to genders. 373 B. Eroğlu ve M. Aydoğdu / Eğitim Fakültesi Dergisi 29 (2), 2016, 345-374 In the light of the results of this study pre-service science teachers are aware of CO2 is a greenhouse gas and they agree that if the amount of CO2 in the atmosphere rises global warming will rise too. Kilinc et al. (2008) found that relatively bigger proportion of the high school students (%82) think that CO2 is a greenhouse gas but also they have a misconception that they think CO2 damages the ozone layer in the atmosphere. Similarly, Boyes and Stanisstreet (1992) found that according to undergraduate students CO2 is a greenhouse gas. Because of the potential importance of the global warming, it must adequately find a place in science education programme at primary and college education level. With an effective science education, misconceptions in students' minds can be a hinder. Students are obligated to reach the knowledge about global warming from different sources rather than formal education. Therefore, media must have more sensitiveness on the news about global warming, greenhouse gases or the greenhouse effect. Wrong and erroneous news about these issues can be the reason for the misconceptions. Başvuru: 01.05.2016 Yayına Kabul: 11.07.2016 374