Uluda!} Üniversitesi E!}itim Fakültesi Dergisi Cilt: Xl, Sayı: 1, 1996-1997-1998 Vygotsky'nin Gelişim Psikolojisi* Yazan : R. Van Der Veer** Çeviren : M. Reşat PEKER *** ÖZET Çağdaş çocuk psikologları, Sovyet psiko/og Lev S. Vygotsky tarafından formüle edilen görüşleri artan bir şekilde kullanmaktadır/ar. Fakat, onun çalışmalarının sadece bir kısmı İngilizceye çevrilmiştir. Bu durum, Vygotsky 'nin gelişim psikolojisi hakkındaki izlenimimizi yarım bırakır. Bu yazı, şu ana kadar Aniasakson ülkelerde henüz bilinmeyen ek bilgiler sunmayı amaçlamaktadır. Amaç, Vygotsky 'e ait bilgilerimizi tamamlamak ve onun kuramının b6lümlerinin günümüzdeki gelişim psikolojisi araştırmaları için hata ilgili olduğunu g6stermektedir. Sovyet psiko/og Lev Vygotsky'nin (1896-1934) yazıları zengin bir esin kaynağı olmaya devam etmektedir. Onun sonraki gelişimiere ufuklar açan (daha sonraki gelişimin tohumlarını içeren) görüşlerinden bahseden gelişim psikolojisi alanındaki Batılı araştırmacıların sayısı hala artmaktadır. Bilişsel ve dil gelişimi kuranıcıları Vygotsky 'e ait kavramları oldukça çok kullandılar. Orneğin, Lock (1980) nativist ve enıpirisist dil gelişim kuramiarını eleştirdi. Çünkü, onlar "hücredeki tutuklu" g6rüşünii paylaşırlar. O, dil öğrenen çocuklarm büyük oranda başkaları tarafından geliştirilen yetenekler üzerine, sosyal etkileşim sureci yoluyla aktarıldığını ileri siiren Vygotsky 'ci görüşü savundu. Sosyal etkileşim, Bruner (1984) için de temel kategoridir. Bruner, gelişimi çocuk için "yalnız macera" olarak g6ren Piaget 'ci kurama doğru şiiphecidir ve Vygotsky 'ci g6rüşü tercih eder. Onun dil kazanımı ile ilgili PsychologicalReports, 1986. 59. 527-536 " University ofL eiden. Department ofE ducation, Stationsp /eri n, P. O. B. 9507. 2300 RA Leiden, The Nether/ands. Yrd. Doç. Dr.: Uludağ Üniversitesi Egitim Fakültesi Eğilim Bilimleri Böltimii-BURSA 75 tanımlaması, ~ygots!.y 'nin sosyal etkileşim ve en yakın gelişim bölgesini (the zone of proximal development) vurgu/amasıyla açıkça uyum/udur. Başka araştırmacılar (Pea, 1980; Wertsch, 1978, 1979) yetişkin-çocuk etkileşimleri sırasında ortaya çıkan anlamın görüşülmesi ile i/ği/i detaylı analizler/e bu görüş açısını desteklemeye çalıştılar. Ozellikle Wertsch (1980), ortak problem çözme esnasındaki bazı semiotik (işaret bilim) mekanizmaları ortaya çıkardı. Daha başka araştırmacılar (Kaye & Charney, 1980}, yüz ifadelerinin anlamı ile i/ği/i Vygotsky 'ci fikirleri kullanarak, dil öncesi iletişim modellerini analiz ettiler. Kozulin (1984), Vygotslı.y 'nin kuramının bu bölümünü tanımladı ve Van der Veer (1985), G. H. Mead'in yüz ifadeleri kuramı ile bazı paralellikleri olduğunu açıkladı. En azından bir grup gelişim psikoloğu için, Tlygotsky 'nin geride bıraktığı şey (mirası), verimli bir şekilde bilişbilgisi (meta-conition) ve dil gelişimi problemleri üzerine ışık tutacak şekilde kullanılabilir. Vygotsky 'nin kuronuyla ilgilenen araştırmacılarm çoğu, Vygotsky (1962, 1978) 'e yada Wertsch 'in (1981) anto/ofisine başvurur/ar. Bu kitaplar, şüphesiz Vygotsky 'nin gelişim psikolojisinin tam bir tasvirini vermez/er. Vygotsky çok yazan bir yazardı ve çalışmalarının sadece küçük · bir bölümü İngilizceye çevrilmiştir. Bundan dolayı, bizim Vygotsky 'nin gelişim ve genel psikolojisi tanımlamamız zorunlu olarak eksik/ir. Bu yazı. eski ve yeni Sovyet yayınlarmda çocuk psikolojisi ile ilgili bilinmeyen bazı materyalleri sunma ' girişimidir. Amaç iki yönlüdür: 1) Vygotsky 'nin gelişim psikolojisi tanımlamamızı tamamlamak için görüş aç mı ız bilim tarihçisinin görüştı olmalıdır. 2) Onun çalışmasının bir böltımünün halii günümüz araştırmalarıyla ilgili olduğunu göstermek ıçın ~ygotsky 'nin kavramlarını günümüz bilgilerini kullanarak ve günümtızün bilimsel çalışma standartlarıyla tartmalıyız. ÇOCUK GELİŞİMİNİN NİTELİGİ Vygotsky, çocuk gelişimi üzerine birçok makaleler ve kitaplar yazmıştır. Bilinen kitapları şunlardır: "Pedology of the school age" ( 1928), "Pedology of adolescence" (1929), "Pedology of the teen-agei'" (1930/31), "Thought and language" (1934) ve "Foundations ofpedology" (1935). Bu çalışmalann sadece bir bölümü yakın zamanda 6 ciltlik seri halinde yayınlanan Vygotsky'nin yazılarında (Vygotsky, 1984) yeniden yayınlanmıştır. Bu yazıda, Vygotsky' nin zihin evreleri kuranu ile hayatın ilk yıllarını tanımlayışı üzerinde duracağım. Başlıca kaynaklanın Vygotsky (1935) ve Vygotsky (1984)'dür. İlk olarak, Vygotsky'nin çocuk gelişimini (diyalektik) krizler ve devrimler süreci gibi gördüğüne dikkat etmek gerekir. Durgun (sabit) gelişim dönemleri, ani değişmeler, duraklama dönemleri ve hatta gerileme dönemleri tarafından takip edilir. Bundan dolayı, çocuk gelişimi niteliksel olarak farklı bir seri evreler olarak tanımlanabilir. Vygotsky "drama" kelimesini sıkça kullanarak, çocuk gelişiminin kademeli olmayan (nongradual) niteliğini tanımlamak için kullandı. "Devrimci" gelişim görüşünde, gelişimin açıklayıcı yeni prensipleri gerektiren yeni faktörler 76 görüntüye dahil olur. Bundan dolayı, bir kimse tek bir açıklayıcı prensipler serisi kullanarak çocuk gelişimini açıklayamaz (Vygotsky, 1984, s. 246). Bu temellerde, Vygotky. tek bir açıklayıcı prensip (etki-tepki bağlan gibi) görüşünü ileri süren kurarnları (katı davraruşçılık gibi) eleştirdi. Vygotsky'nin görüşü, onun daha üst düzey psikolojik süreçleri taruınlarken de açık hale gelir. Vygotsky'e göre, bu fonksiyonlar ilk önce "biyolojik" evreye ve daha sonra "kültürel" evreye doğru giderler. İkinci evre, biyolojik prensipiere başvurarak tam olarak açıklanamaz (Van der Veer &Van Ijzendoorn, 1985). Vygotsky' nin zihin gelişim kurarnını açıklamadan önce, onun çocuk gelişiminin niteliği ile ilgili bazı düşüncelerinin tanıtılması gerekir. Vygotsky (1984)'de aşağıdaki düşünceler bulunabilir. İlk olarak, Vygotsky insan ontogeninde çevrenin etkisine dikkat eder. Onun görüşünde çevre, sıklıkla mutlak ve değişmez faktör olarak düşünülür. Bu iki sebepten yanlıştır. Vygotsky' e göre, çevreyi mutlak faktör olarak kabul etmek yanlıştır, çünkü bazı çevresel faktörlerin etkisi çocuğun yaşına ve kişiliğine bağlı olacaktır. Farklı çocuklar, aynı çevreyi farklı bir şekilde algılarlar. Çevreyi değişmez faktör olarak kabul etmek başka bir hataya daha neden olur, çünkü o sosyal bir çevredir. Hayvanlar için çevrenin oldukça durağan olması doğru olabilir, böylece hayvan, yaşayabilmek için çevreye uyum sağlanıak zorunda kalacaktır. Fakat insan yavrusu için durum tamamiyle farklıdır: "Çocuğun çevresi ile hayvanın çevresi arasındaki temel fark, insan çevresinin sosyal bir çevre olmasıdır. Sosyal çevrede, çocuk yaşayan bir çevrenin parçasıdır. Çevre çocuk için asla dışsal değildir" (Vygotsky, 1984, s. 381). Bu sosyal çevre çocuk değiştikçe değişir. Ernekleyen çocuk, yürüyebilen çocuktan tamaıniyle farklı bir dünyada yaşar. Aynı şey, dil öncesindeki ve konuşan çocuk için de söylenebilir. Vygotsky için açık davranışı genetik donanım ile çevresel faktörlerin basit toplamı gibi düşünmek anlamsızdır. Başka yerde, Vygotsky, çocuk gelişiminin kendine has dinamikleri olduğunu ve her döneınin büyük oranda daha önceki dönemler tarafından belirlendiğini gösterdi. Bu kitapta O, bir çocuğun gelişimi ile biyolojik evrim gibi diğer tür gelişimler arasındaki temel farkı da ortaya koydu. Kayda değer önemli bir şey de evrimsel gelişimin nihai sonucu hiçbir şekilde daha önceden belirlenemezdi. Temel fomılar, şimdiki hallerine bilinçsi bir şekilde geliştiler. Çocuk gelişimi açıkça farkhdır. Burada "temel form" ve nihai sonucun modeli (yetişkin) beraber var olur ve yetişkin aktif bir şekilde çocuğu şekillendirmeye çalışır (Vygotsky, 1935, s. 71-72). Eğer böyle bir model tanıtılmazsa, özellikle konuşma gibi insan gelişimindeki süreçler gelişemeyecekti. Sağır-dilsiz yetişkinlerin çevresinde yetişen bir çocuk, açık bir şekilde, ilkel babıldamanın ötesinde hiç konuşma kabiliyeti geliştirmeyecektir. Gelişimin nihai sonucunu temsil eden model eksiktir. Vygotsky'e göre, çocuğun gelişimi, çocuklar ile yetişkinlerin benzersiz işbirliğinin sonucudur. Bu. şüphesiz en yakın gelişim bölgesi (the zone of proximal development) kavranunı formüle etmenin biraz egzotik ve genel yoludur (Wertsch, 1984). İşbirliği yada sosyal etkileşim insana has tüm süreçlerin kayna~ıdır (Vygotsky, 1984, s. 265). Sanırım, çocuk gelişiminin niteliğine ilişkin bu düşünceler, bir yönden, çocuk. gelişimini kademeli büyüme (gelişme) süreci gibi gören refleksi ve davraruşçı çocuk gelişim kavramianna karşı yöneltilmiş olduğu açıktır. Diğer 77 yönden, onlar belki de Marksist kavramları çocuk psikolojisinde kullanmanın gerçek çabalarıydı. İnsan-hayvan farkı üzerindeki vurgu ve gelişimi kademeli olmayan bir süreç olarak ele almak, diyalektik-materyalist düşüncenin parçasını oluşturur. Çocuğun gelişimini aktif bir şekilde biçiınlendirmeye çalışan yetişkin üzerinde durma bile, Sovyetler Birliğinin 1920 ve 1930 ' lardaki sosyal iyimserlik (sosyal hayat hakkında umut dolu mutlu duygular besleme) ortanuna karşı görülmelidir. Sunulan uygun araç-gereçler (imkanlar) "yeni insan"ın (the new man) gelişimine yol açacaktır (Bauer, 1952; Kozulin, 1984). Gelişim Evrelcri: Vygotsky 1934'de öldüğü zaman, çocuk gelişimi üzerine hazırlık halinde bir kitabı vardı. Bu kitabın bölünlleri onun özel arşivinde bulundu. Kitapta o, bir zihinsel evreler kuramı ortaya koydu (Vygotsky, 1984). Tablo: 1 ÇocukJuk Dönemindeki Gelişim Evreleri (Vygotsky, 1984, s. 256) Dönem Yaş Bebeklik 0.2-1 Erken çocukluk 1-3 Okulöncesi yaş 3-7 Okul yaşı 7-13 Yeni yetme (ergen) 13- 17 Vygotsky, çocuk gelişiminin beş evreye bölünebileceğini öne sürdü (Bakınız Şekil 1). Bunların tümü durağan evreler olarak adlandırılırlar . Bu gelişim evreleri esnasında, gelişim az çok durağan bir büyüme sürecidir. Fakat, evreterin her biri ocuğun doğum krizi ile başlayan krizler dönemi, başka bir kriz dönemi ile son bulur. Böyle bir evre, psikolojik fonksiyonların tutarlı bir bileşiği olan spesifik bir yapı ile nitelenir. Algı, konuşma ve hafıza gibi fonksiyonlar, her dönemde özel bir şekilde içiçe girmiş hale gelir. Gerçekte, Vygotsky'nin bilinç kavramı, bu foııksiyonlar arası ilişkilere dayalıdır. Onun görüşüne göre, bu fonksiyonlar arası ilişkilerdeki değişiklikler aracılığıyla çocukta bilincin gelişimini açıklayabiliriz. Kriz dönemlerinde çocuk çok çabuk bir şekilde değiştiğinden. bu değişmeler sık sık pek ciddi olmayan eğitimsel problemlerle sonuçlarur. Vygotsky, yeni bir dönemin varlığı için ölçüt olarak gerçekte yeni bazı şeylerin gelişimini düşünür. O, "yeni düzen" (a new formation - novoob - razovanie) kelimesini uydurdu. özerk dil, yeni düzene bir örnektir. Kriz dönemlerindeki bu yeni oluşunuar açık bir şekilde geçici özelliğe sahiptirler. Vygotsky, zihinsel gelişimdeki kriz dönemlerini çözümlerneyi özellikle istedi. Çünkü, bunlar çocuk gelişiminin dinamik niteliği olarak varsayılıyorlardı. Daha önce söylediğim gibi, dinamikler çocuğun sosyal çevresi tarafından onun yetişkinlerle etkileşimi aracılığıyla büyük oranda belirlenmişlerdir. 78 Vygotsky' nin gelişim evrelerini sınıflaması oldukça eskiye dayalı ve fikjrlerini hayatın ilk yıllarına ilişkin hazırladığı için, şimdi bu oldukça soyut düşüncelere somut şekil vermeye döndüğümüz dönem bu dönemdir. Okuyucu, daha sonraki gelişim döneinieri için Vygotsky (1984)'e başvurur. Yenidoğan Çocuk Yenidoğan çocuk, dramatik bir sahne değişiminin konusudur. Vygotsky, bunu bir örnekle anlatmak için Kral Lear' ın "Doğduğumuzda, bu aptallar sahnesine geldiğimize ağlanz" (diyen) meşhur sözlerini alıntı yaptı. Vygotsky, yaklaşık olarak iki ay süren bir kriz yada geçiş dönemi hakkında konuşma eğilimindeydi . Bu dönemin geçici özeliğini göstermek için Vygotsky şu iddiaları ortaya koydu. İlk önce, yenidoğan çocuk anneden fiziki olarak ayrılmıştır, fakat henüz "biyolojik" olarak değil. O, hala annenin vücudunda üretilen besini kullanmaktadır. Vygotsky, bundan dolayı, bu ilk dönemi göbek bağı vasıtasıyla raltim içi besin alma dönemi ile "normal'' yiyecek yeme arasındaki geçiş olarak düşündü. Bundan başka, yeni doğan çocuk, tercihen cenin pozisyonunda uyuma, kısa ve yayılmış uyku dönemlerine doğru gider. Bebek, bundan başka, (Moro refleksi gibi) açıkça bazı kısa süreli refleksler gösterir. Bu olaylar, birlikte ele alındığında, Vygotsky' i yenidoğanların bir geçiş dönemine doğru gittikleri sonucuna götürdü. Bu dönenlin "yeni oluşumu" (the new formation) zihinsel hayatın ilk işaretleridir. Vygotsky, çocuğun tamamlanmarruş sinir sistemi tartışmasını tamamladıktan sonra, çocuklar için ilkel bir zihinsel hayatın olması (sinir liflerinin miyelin kaplamaları tamamlanmış, neokorteks' in saboptimal fonksiyonu) sonucuna vardı. Zihinsel hayatın ilk işaretleri baskın bir şekilde duygusal bir nitelik göstermesi, beynin daha alt kısmının halihazırda operasyonel olduğu gerçeği ile uyuşur. Vygotsky, yenidoğanlarda zihinsel hayatın var olduğunu şu temellere dayandırarak savundu. Önce, kişi içsel hayatı ortaya çıkaran yüzün, kol ve hacakların açığa vurucu davranışlarını gözlernleyebilir. İkinci olarak, henüz yürüyemeyen yada konuşamayan bebek, soğuk, susuzluk gibi fiziksel gereksinirnlerle ilgili olarak "içgüdüsel" davranışlar gösterir (Vygotsky, 1984, s. 276). Bununla birlikte, bu durum en azından zihinsel iç hayatın çok ilkel bir şeklini gösterir. Vygotsky, çok küçük bebeklerin dağıruklığı (diffuseness) ile nitelendiğini gösteren Charlotte Bühler ve öğrencilerinin araştırmalanna oldukça çok güveniyordu. O, içsel duyumlan ve dışsal etkileri henüz ayırt edemediği gibi, fiziksel ve toplumsal uyarıcılar arasında da ayırım yapamaz. Bu, yenidoğan ile gerçek toplumsal etkileşimin neredeyse mümkün olmayacağı anlamına gelir. Çünkü, bu tür önyargılar çocuğıın diğer kişinin kendisiyle etkileştiğini varsayar. Varsayılan toplumsal insani "objeler" ile fiziksel objeler arasındaki ayırımdtr. Bebeğin insan sesini duyunca gülümsemesi, Vygotsky tarafından ilk gerçek toplumsal tepki olarak görülür. Bu, Charloote Bühler'in çalışma arkadaşlarından biri olan Retzer tarafından gerçekleştirilen araştırmalara dayandınldı. Hetzer, ilk gülümserpenin yaklaşık olarak 4 hafta sonra ortaya çıktığını gösterdi (Bühler, 1930). Beşiğe bir yetişkinin yaklaşmasında ağlamayı kesme gibi, diğer toplunısal tepkiler de bu dönemde gelişir. Bu Vygotsky' i ilk kriz döneminin burada bittiği tezine götürdü. Şimdi, hayatın ikinci yılına kadar süren 79 çocuksu dönem (the infantile period) başlar. Bu dönem, çocuk ve yetişkinin gerçek karşılıklı etkileşmelen ile nitelenir (karakterize edilir). Toplumsal Bebek Bebeğin toplumsal durumunun tanımı ile bebeklik dönemini anlatmaya başlaması, Vygotsky'nin özelliğindir. İlk bakışta, bebek neredeyse tamamiyle sosyal bir yaratık olarak tümü ile yoksundur. Fakat, Vygotsky bunu bir yanlış anlama olarak düşündü. Bebek, onun acizliğini gözönünde bulundurursak tamamiyle başkalarına bağımlıdır ve eylemlerini başkalarının diğer yetişkinlerin yardımıyla yapmak zorundadır. Vygotsky (1984, s. 281): "Bu şekilde bebeğin gerçek ile ilk karşılaşması tamamiyle toplumsal olarak sağlanmıştır. Yetişkinlerin eylemleri sayesinde, nesneler çocuğun görsel alanının içinde görünür ve kaybolurlar. Çocuk. başkalarının kollarında taşınır. Onun duruşunun değişmesi, hatta basit bir geri dönüşü bile, toplumsal durum ile birbirine girmiş olarak çıkar ... Bu durumlara bağlı olarak çocuğun kendine has ve tekrarlanamayan bağımlılığı gelişir. Bu, çocuğun gerçekle ve hatta kendisi ile olan ilişkilerinde kendine özgü karakterini tam olarak verir. Bu, ilişkilerin daima başkalannın aracılığı ile olduğu ortaya çıkar. Onlar, daima diğer kişi ile ilişkilerinin prizması ile kırılırlar (Vyotsky, 1984, s. 281). Bebeğin çevresindeki dünya ile ilişkisi böylece toplumsal bir ilişkidir ve Bruner'in dediği gibi, "çocuğun isteklerini gerçekleştirmede başlıca ' araç ' tanıdık diğer insanlardır" (Bruner, 1983, s. 26). Vygotsky, bebeğin durumunun çelişkili olduğunu düşündü, çünkü bu en fazla bir şekilde toplumsal olan durumda o "dil" gibi en önemli iletişim aracından yoksundur. "Başından sonuna kadar, hayatın tüm düzenlenişinde, o, yetişkinler ile en üst düzeyde toplumsal etkileşime girmeye zorlanır. Fakat, bu toplumsal etkileşim sözsüzdür, sıklıkla sessiz etkileşim, tamamiyle kendine özgü toplumsal bir etkileşimdir" (Vygotsky, 1984, s. 282) İşte bu çelişkili durumda, çocuğun toplumsal tepkileri gelişir. Bir insan sesi duyma dahi gülümseme, bir insan yüzü görme üzerine gülümseme ile birleştirilir. Bebek yetişkine döner, ses yapar, kısaca. gerçek toplumsal etkileşim için hazırdır. Yaklaşık altı ay sonra, bebek, yetişkinin beşikten uzaklaştığında şiddetli protestotarla gösterilen toplumsal etkileşim için özel bir ihtiyaç geliştirrniştir. İşte tekrar, Vygotsky'nin gerçekiere dayanan bulguları, Charlotte Bühler ve arkadaşlarının yaptığı araştırmadan alındı. Hayatın ilk yılında gözlediğirniz toplumsal etkileşim, gayet tabii, karşılıklı anlayış üzerine dayandınlamaz. O, büyük bir oranda duygusal bağdır. Vygotsky'e göre, çocuğun yetişkin ile güçlü duygusal bağlar geliştirmesi oldukça anlaşılır bir durumdur. Önemli bir sebep, onun etkinliği doğrudan doğruya yetişkine bağlanmasıdır. Eğer yetişkin ayrılırsa "0, kollarından, hacaklarından ve arzu ettiği nesneleri yakalama ihtimalinden tümü ile yoksun kalmış gibidir" (Vygotsky, 1984, s. 302). Bakıcıların çocuğun isteklerini tercüme etme becerikliliği gösterdiklerinden dolayı, çocuk ilk bakışta kendisi ile bakıcı arasında açık bir ayrım yapaınayacaktır. Diğerleri arasında, H. Wallon tarafından yapılan araştırmalara dayanarak, Vygotsky, bu yaştaki çocuğun yetişkinden farklı olarak, kendisini bağımsız bir varlık olarak görme anlayışına sahip olmadığını ileri sürdü. Bireysel bilinçlilik henüz daha gelişmemiştir. 80 Yaklaşık 12 aylık olduğunda. yeni bir kriz dönemi ya da geçiş başlar. Vygotsky'e göre, bu aşamada üç yeni olgu görebiliriz: çocuk yürümeye başlar, konuşmanın ilk işaretlerini gösterir ve bazı duygusal tepkiler gösterir. Bu son nokta, bir yaşındaki çocuğun gösterebileceği protesto, öfke ve buna benzer birtakım duygusal tepkileri söz konusu etti. Vygotsky, bu döneme ait çözümlenmesinin daha geniş bir bölümünü dil gelişimine ayırdı. Bu temel "yeni oluşumu" (new forrnation), ''özerk konuşma" (autonornous speech)'dır. W. Eliasbergden alınan bu kavram, çocuğun bu yaşta aşırı genellemesinden bahsetmek için ödünç alındı . İlk önce; ~dece biberon ile süt, daha sonra, belki kahve ve çay yada aynı renk ve şekildeki diğer sıvılar da "süt" olarak aqlandınlır. Belirli bir kelime ile çocuğun ne dediği, böylece sadece işin iç yüzünü bilenlerce anlaşılır ve hatta onlar çoğu zaman bağlcımsal (conte~iual) bilgiye ihtiyaç duyarlar. Vygotsky, ilk kelimelerin bağlam dışında (out of context) anlamı olmayan sözel el, kol işaretlerinden başka birşey olmadığını iddia etti. "Özerk konuşmanın kelirneleri, belirtici ve isimlendirici bir fonksiyona sahiptir, fakat onlar anlamsal fonksiyona sahip değildir. Onlar henüz olmayan nesnelerin yerine geçemezler, fakat eplar uygun bir durunıda onun bazı yönleri ve taraflanna işaret edebilirler ve b!l bölümlere bir isim verebilirler" (Vygotsky, 1984, s. 332). Bu durunı, bu yaştaki bir çocuğun görsel alanında olmayan nesneler hakkında konuşmayacağım iıpa eder. Vygotsky'e göre, böylece sözel düşünme mümkün değildir ve konuşma ~dece daha sonraki bir dönemde bağlamdışı (decoteştual) olacaktır. Wertsch (1985) Vygotsky'nin bağlamdışılıkla (deconte:\1ualization) ilgili düşüncelerini açıklamak için çok çaba göstermiştir. Bruner (1983)'in ilgi ve istek gelişimi üzerine yazdığı ilginç açıklaıııa, Vygotsky'nin düşünceleriyle ayru paraleldedir. SONlJÇIAR Yukarıda, Vygotsky'nin gelişim psikolojisi alanında bilinmeyen çalışmasının bir bölümü sunuldu. İlgi merkezi, hayatın ilk yılı üzerindeydi, çünkü Vygotsky'nin yazıları burada en aynntılıdır. Zann