T.C. BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TIP TARİHİ VE ETİK ANABİLİM DALI BELGELER IŞIĞINDA CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ TIP TARİHİ MÜZESİ KURULUŞU VE GELİŞİMİ BURCU ÖZDEMİR (YÜKSEK LİSANS TEZİ) BURSA–2020 BURCU ÖZDEMİR TIP TARİHİ VE ETİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS TEZİ 2020 T.C. BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TIP TARİHİ VE ETİK ANABİLİM DALI BELGELER IŞIĞINDA CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ TIP TARİHİ MÜZESİ KURULUŞU VE GELİŞİMİ Burcu ÖZDEMİR (YÜKSEK LİSANS TEZİ) DANIŞMAN: Dr. Öğr. Üyesi Sezer (ERER) KAFA BURSA–2020 İTHAF Sevgili babam Emin Özdemir ve Kıymetli dedem Haydar Özdemir’e... II III İÇİNDEKİLER ETİK BEYANI………………………………………………………………….......II TEZ KONTROL ve BEYAN FORMU………………………………….……......III İÇİNDEKİLER………………………………………………………………….....IV TÜRKÇE ÖZET………………………………………………………….……......VI İNGİLİZCE ÖZET…………………………………………………………..…...VII 1. GİRİŞ……………………………………………………………………………...1 2. GENEL BİLGİLER………………………………………………………………9 2.1. Türkiye’de Müzeciliğin Başlangıcı ve Gelişimi……………………………….9 2.2. Müzelerin Çeşitliliği……………………………...............................................16 2.3. Tıp Tarihi Müzeciliğinin Başlangıcı ve Gelişim Süreci………......................18 2.4. Cerrahpaşa Hastanesi Binasının CTF Tıp Tarihi Müzesi’ne Tahsis Edilmesinden Önceki Tarihi Süreç.........................................................................26 3. GEREÇ ve YÖNTEM…………………………………………………………...29 3.1. Çalışmanın Amacı……………………………………………………………..29 3.2. Çalışmanın Yöntemi…………………………………………………………..29 3.3. Çalışmanın Sınırlılığı………………………………………………………….34 4. BULGULAR……...……………………………………………………………...35 4.1. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin Oluşturulma Süreci............................................35 4.1.1. CTF Tıp Tarihi Müzesi Mekân Sorunu ve Yer Arayışı..............................36 4.1.2. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin Teşhir Tanzim Çalışmalarında İnsan Gücü ve Maddi Kaynak Temini.............................................................................................37 4.1.3. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin İlk Sergileme Tasarımı (1985) .......................39 4.1.4. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin (Tıp ve Eczacılık Müzesi) Açılışı (1985) …………………….....................................................................................................39 4.1.5. CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonunu Geliştirme Süreci ve Karşılaşılan Sorunları....................................................................................................................50 4.1.6. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin İkinci Teşhir Tanzim Aşaması...................…55 4.1.6.1. CTF Tıp Tarihi Müzesi İçin Oluşan Mekân Sorunu ve Bina Arayışı .....................................................................................................................................56 4.1.7. CTF Tıp Tarihi Müzesi’ne Tahsis Edilen Bina ve Tıp Tarihi Müze Binası Olarak Kullanılacağına Dair Tescili.......................................................................59 4.1.7.1. CTF Tıp Tarihi Müze Binasının İkinci Teşhir Tanzim Sürecinde İnsan Gücü ve Maddi Kaynakların Temini......................................................................68 4.1.8. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin (Tıp Kültür Birimi) Sergileme Planı ve 2004 Yılı Açılışı) .....................................................................…..........………….............75 4.1.9. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin Resmi Özel Müze Statüsüne Geçişi.............107 4.1.10. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin İkinci Kuruluş Döneminden İtibaren Zenginleşen Koleksiyon ve Karşılaşılan Sorunlar...............................................124 4.1.11. CTF Tıp Tarihi Müzesi Bünyesinde Gerçekleştirilen Sergiler (2004-2012) …...............................................................................................................................128 4.1.11.1. CTF Tıp Tarihi Müzesi Bünyesinde Gerçekleştirilen Sergilerin Medya Haberleri (2004-2012) ............................................................................................147 4.1.11.2. CTF Tıp Tarihi Müzesi Bünyesinde Gerçekleştirilen Sergilerden Müzeye Kazandırılan Bağışlar (2004-2012) ........................................................150 4.1.12. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nde Gerçekleşen Diğer Toplu Faaliyetler (2004- 2012) ........................................................................................................................153 IV 4.1.12.1. Okul Ziyaretleri.......................................................................................153 4.1.12.2. Çalıştay ve Söyleşiler...............................................................................150 4.1.12.3. Prof. Dr. Nil Sarı’nın Müzecilik Seminer Dersleri Programı..............154 4.1.12.4. İnceleme Ziyaretlerinden Örnekler........................................................155 4.1.13. İstanbul İl Özel İdaresi’nin CTF Tıp Tarihi Müzesi İçin Yaptığı Çalışmalar................................................................................................................156 4.1.13.1. CTF Tıp Tarihi Müzesi’ndeki Bazı Eserlerin Kayıt Altına Alınıp Envanterlenmesi ve Tümünün Paketlenip Konteynırlar İçine Muhafaza Altına Alınması...................................................................................................................156 4.1.13.2. CTF Tıp Tarihi Müzesi Binasının İstanbul İl Özel İdaresi Tarafından Restorasyon Girişimi..............................................................................................164 4.1.14.CTF Tıp Tarihi Müzesi Binasını Yeniden Yapılandırma Projesi ve Teşhir Tanzim Çalışmaları için İstanbul Üniversitesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Arasında İmzalanan Protokol Süreci (2016-2020) ..............................................179 4.1.14.1. CTF Tıp Tarihi Müzesi’ne Kayıtlı Eserlerin İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Temel Tıp Bilimleri Binasından CTF Tıp Tarihi Müzesi Bahçesine İnşa Edilen Geçici Depo Mekanına Taşınması.....................183 4.1.15. İstanbul Üniversitesinin İkiye Bölünmesi Sonucu CTF Tıp Tarihi Müzesi Taşınırlarının ve Tarihi Müze Binasının Durumu..............................................187 4.1.16. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin Üçüncü Teşhir Tanzim Aşaması (2018-2020) ...................................................................................................................................188 4.1.16.1. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin Üçüncü Teşhir Tanzimi (2018-2020) ...................................................................................................................................190 4.1.17. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin, CTF Binalarının Yıkımıyla Konteynırlara Taşınan Anabilim Dallarının Yer Darlığı Sonucunda Koleksiyonunun Zenginleşmesi (2018-2020) ....................................................................................194 4.1.18. CTF Tıp Tarihi Müzesi Konulu Yayınlar…………………………........201 4.1.18.1. Prof. Dr. Nil Sarı Tarafından Kaleme Alınan Yazılar.........................201 4.1.18.1.1. CTF Tıp Tarihi Müzesi Konulu Gazete Haberleri ve Prof. Dr. Nil Sarı ile Yapılan Ropörtajlar...................................................................................201 4.1.18.1.2. Prof. Dr. Nil Sarı’nın CTF Tıp Tarihi Müzesi Konulu Bilimsel Makaleleri................................................................................................................201 4.1.18.2. CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonlarıyla İlgili Çeşitli Yazarların Kaleme Aldığı Bilimsel Makaleler.........................................................................203 5. TARTIŞMA ve SONUÇ……………………………………………………….204 6. KAYNAKLAR…………………………………………………………………218 7. SİMGELER ve KISALTMALAR………………………………………….…226 8. EKLER………………………………………………………………………....227 9. TEŞEKKÜR……………………………………………………………………289 10. ÖZGEÇMİŞ…………………………………………………………………..290 V TÜRKÇE ÖZET Müze, tüm kültür varlıklarını içine alan ve içinde her insanın kendinden bir parça bulduğu eğitim kurumlarıdır. Müzeler, geçmiş ve gelecek hakkında kritik diyaloglar için demokratikleştirici, kapsayıcı ve çok sesli alanlardır. Günümüzün çatışmalarını ve zorluklarını kabul edip ele alarak, topluma olan güvende eserler ve örnekler tutar, gelecek nesiller için farklı hatıraları güvence altına alır ve eşit haklar sağlar ve tüm insanlar için mirasa eşit erişim sağlar. Bu çalışma ile CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin oluşturulmaya başlandığı 1983 yılından bugüne yaşanılan gelişmeler, tasarlanan teşhir tanzim çalışmaları ışığında sağlık/tıp tarihi müzeciliğinin kuruluş hikayesi ile gelişimini gözler önüne sermek amaçlanmaktadır. Bu gelişim çerçevesinde hem sağlık müzeciliğinin önemi hem de sağlık ve tıp tarihi açısından özelliği ve önemi ortaya konmaya çalışılacaktır. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin kuruluşundan itibaren biriktirilen, daha önce yayınlanmamış müze evrakı öncelikle konularına ayrılıp tasnif edilerek kronolojik olarak bir sıralama oluşturulmuştur. Tüm evrak ve belgeler incelenirken, belgeleri destekleyecek şekilde, müzenin kurucu başkanı ve küratörü olan Prof. Dr. Nil Sarı ile yapılacak olan söyleşiler ile sağlık/tıp tarihi müzeciliğinin ülkemizdeki gelişimi, CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin bu gelişim içindeki yeri, müzelerin oluşturulmasında görevli olacak kişilerin nitelikleri ve müzenin sağlık/tıp tarihi açısından önemi, koleksiyonun nasıl oluştuğu, tarihi dekanlık binasının müze binası olarak kullanılmaya başlaması vb. ile ilgili bilgilere ulaşılması planlanmıştır. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin ilk sergi salonu, ikinci kuruluşu ve üçüncü kuruluş aşamasını gösteren genel fotoğraflar, bağış ve teşekkür mektupları, müze binasına dair belgeler, kurum içi ve kurum dışı yazışmalar, ziyaretçi defterleri vb. evraklar daha önce yayınlanmamış ve ilk defa tez çalışmasında incelenmiştir. Bu incelemenin sonunda sağlık/tıp tarihi müzelerinin oluşturulmasındaki önem anlatılmaya, tarihi kültür mirasının korunması ve saklanılması konusunda gerekli tedbirlerin alınması gerektiği ortaya konulmaya çalışılmıştır. Elde edilen veriler ışığında tıp tarihi müzeciliği alanında uzmanlar eşliğinde kuruluşu gerçekleştirilen CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin, hem “Türk Tıp Tarihi Müzeciliği” hem de “Türk Tıp Tarihi” için yeni bir bakış açısı sağlayacağı düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: CTF Tıp Tarihi Müzesi, Müzecilik, Tıp Tarihi, Koleksiyon. VI İNGİLİZCE ÖZET THE FOUNDATION AND PROGRESSION OF CERRAHPAŞA FACULTY OF MEDICINE HISTORY OF MEDICINE MUSEUM BASED ON THE DOCUMENTS Museums are educational institutions that encompass all cultural assets and in which each person finds a part of him/herself. Museums are democratizing, inclusive and multi-voice spaces for critical dialogues about the past and the future. By acknowledging and addressing the conflicts and challenges of the today present, it maintains safe artifacts and examples for society, secures different memories for future generations and provides equal rights, and provides equal access to heritage for all people. The aim of this study is to present the history and development of Health/Medical History Museums in the light of the developments that have been experienced since 1983 when the CTF History of Medicine Museum was started to be established and the exhibition arrangement works have been designed. Within the framework of this development, both the importance of health museums and its characteristics and importance in terms of health and medical history will be tried to be revealed. The previously unpublished museum documents accumulated since the establishment of the CTF History of Medicine Museum will be classified into their subjects and sorted in chronological order. All documents and documents are examined in the light of, the documents and the museum's founding president and curator, Prof. Dr. Nil Sarı. The development of history of medicine/health museums in Turkey, the importance of CTF History of Medicine Museum in this development, the qualifications of the people who will be responsible for the creation of museums and the importance of the museum in terms of history of health / medicine, how the collection was gathered, the historical deanery building to be used as a museum building, etc. are discussed information about the plan to be reached. The first exhibition hall of the CTF History of Medicine Museum, general photographs showing the second foundation and third foundation stage, donation and thank you letters, documents about the museum building, in-house and out-of-House correspondence, guest books, etc. are introduced. These documents were previously unpublished and examined for the first time in this thesis work. At the end of this review, the importance of the establishment of history of health/medicine museums is tried to be viewed and the necessary measures to be taken to protect and preserve the historical cultural heritage is discussed. In the light of the data obtained, CTF History of Medicine Museum, which was founded by experts in the field of medical history museology, is thought to provide a new perspective for both “History of Turkish Medicine Museology” and “History of Turkish Medicine”. Key Words: CTF History of Medicine Museum, Museology, History of Medicine, Collection. VII 1. GİRİŞ Dünya genelinde ve Anadolu özelinde eski eser toplayıcılığının ilk olarak ne zaman başladığına dair kesin bir bilgi yoktur. Taşınabilir eski eser toplayıcılığının ilk kez gündelik yaşamı sürdürürken gereken bazı ihtiyaçlardan doğmuş olabileceği düşünülebilir. Kişinin yaşamını kolaylaştırmak için kullanılabilir hale gelen araç gereçleri toplama isteği sayesinde ilk koleksiyonerlerin tarih sahnesinde yerini aldığı söylenebilir. Bireysel koleksiyonların oluşturulma nedenleri geçmiş tarihi kültür mirasına sahip çıkma, anılarını arama ve saklama düşüncesi, tarih merakı, tarihi koruma ve muhafaza etme düşüncesi vb. olarak sayılabilir. Seviyeleri farklı olsa da her insanda biriktirme arzusu vardır. Atalardan, dedelerden, ninelerden kalan işlemeli örtüler, ahşap sandukalar, tesbihler, el oyası işlemeli mendillerin yanı sıra geçmişten kalan diplomalar, fotoğraflar, belgeler, nüfus cüzdanları gibi birçok belgeyi saklama ve koruma düşüncesi nerdeyse her insanda mevcuttur. Müzelerin ilk olarak saklama düşüncesine sahip bu evlerde oluştuğu söylenebilmektedir. Bu iç güdü her insanda bir koleksiyoner olma durumunu da yansıtmaktadır. Her obje ve belge bir kültür varlığıdır. Öncelikli amaç her zaman tarihe sahip çıkmak, korumak ve gelecek kuşaklara aktarmak olmalıdır. Günümüzde koleksiyon ve müzenin aynı anlama geldiği konusunda genel bir yargı olsa da iki ayrı kavram olarak tanımlamak gerekmektedir. Koleksiyonlar kişinin zevkine, ilgisine, bütçesine göre oluşturduğu; koleksiyoner ruhsatı1 alarak aldığı eserleri resmileştirdiği, tarihi kültür mirasına sahip çıkma düşüncesi olsa da bu eserlerin çoğu zaman sergilenemediği bir biriktirme şeklidir (Şenel, 2014). Fakat müzeleşmek çok farklı bir çalışma gerektirir. Belli kurallar çerçevesinde T.C. Kültür 1 Koleksiyon biriktirmek ve resmi koleksiyoner ruhsatı almak için gerekli olan şartları öğrenmek için bk. Korunması Gerekli Taşınır Kültür ve Tabiat Varlıklar Koleksiyonculuğu ve Denetimi Hakkında Yönetmelik. (1984, 15 Mart). (Sayı: 18342). Erişim tarihi ve adresi: 28.07.2020. https://teftis.ktb.gov.tr/TR-264557/korunmasi-gerekli-tasinir-kultur-ve-tabiat-varliklari-k- .html. 1 ve Turizm Bakanlığı tarafından belirlenen şartlar doğrultusunda onay alınmanın ardından özel resmi müze ruhsatı alınır ve artık o koleksiyon, ruhsatın ardından müze adını alır.2 On dokuzuncu yüzyılın geleneksel müzecilik anlayışında müzelerin işlevleri; toplama, koruma, belgeleme, depolama ve sergilemedir. Yirminci yüzyılda bu işlevlere eğitim de eklenmiş, bugün yirmi birinci yüzyılda ise müzelerin işlevleri koruma, araştırma, eğitim ve iletişim olmak üzere dört temel alanda toplanmıştır (Burnham ve Kai-Kee, 2020). Müzelerin varlık nedeni olan koleksiyonlarının korunması, bunların gelecek kuşaklara aktarılmasında öncelikli işlevdir. Hem koleksiyonların oluşumu ve gelişimi hem de müzenin iletişim işlevine katkı sağlayacak bilgi birikimini oluşturan temel faaliyet alanı da araştırmadır. Bu bağlamda koruma ve araştırma, bir yandan müzenin öncelikli sorumluluk alanları olarak değerlendirilirken diğer taraftan iletişim işlevini gerçekleştirmesine aracılık eden faaliyetler olarak karşımıza çıkarlar. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin kurucusu ve başkanı Prof. Dr. Nil Sarı, tıp tarihi müzeciliği konusundaki yazısında bu konudan şu şekilde bahseder: “Bir tıp tarihi uzmanının tıbbı ilgilendiren tarihi eşyayı toplama, koruma, onarma ve sergileme görevi ve sorumluluğu var mıdır? sorusunu cevaplandırmamız gerekir. Değerli hocam, rahmetli Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver’in, 1933’de tıp tarihi alanını İstanbul Üniversitesi’nde bir araştırma enstitüsü olarak kurmakla yetinmeyip, enstitü bünyesinde bir de müze yapmış olması bu sorunun en güzel cevabıdır.” (Sarı, 2004). Kendisinin tıp tarihi müzeciliğine başlama amacını ise şu şekilde tanımlamaktadır: “Birçok olayın beni etkilemesinin yanı sıra kişilik özelliklerimin dürtüsüyle başladım. İnanıyorum ki ailesinin maddi ve manevi anılarını koruma arzusu olmayanlar müzeci olamaz ya da yapay müzeci olur, benim fikrim bu. Çünkü müzeci olabilmek için ilk olarak maddi ve manevi hatıralara saygı duyan biri olmak gerekir. Bu eğilim bizim ailede çok güçlüdür. Mesela annem sakla samanı gelir zamanı zihniyetine sahipti. Evimizde hem israf yoktu hem de insanın emeğine değer verilirdi. Hem annem hem de babam değerlerin koruyucusuydu. Toplama ve saklama eğilimi kürsüde müze kurmama sebep olan nedenlerden biri. Zaten muhafazakarlığı da bu 2 T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın özel müze kurabilmek amacıyla belirlediği şartları detaylı incelemek için bk. https://teftis.ktb.gov.tr/TR-14444/ozel-muzeler-ve-denetimleri-hakkinda-yonetmelik.html. 2 bağlamda tanımlıyorum; iyiyi ve güzeli korumak, gericilik olarak algılanmasın, iyiyi koruyabilmek zordur.” (Ertin, Çekin ve Özekmekçi, 2017). Prof. Dr. Nil Sarı’ya, tıp tarihi müzesi kurmanızdaki amaç nedir diye sorduğumda; “tıp tarihi öğretim ve eğitimi yapan biri olarak ben tıp tarihi müzelerini bir “eğitim kurumu ve aracı” olarak görüyorum. Fakat, gerçekte en büyük amacım ve çabam tarihi malzemenin yok olmasını önlemek ve bu malzemeyi korumaktı. Tıp tarihi malzemesi öncelikle “koruma” amacıyla toplanmalıydı. Tıbba ait anılar taşıyan eski malzemeyi/eşyayı toplamayı ve hekim ailelerinin ellerindekini fakülteye bağışlamalarını sağlamayı 20 yıl boyunca görev bildim. Bu ödev bilincimi kamçılayan en önemli olay, 1984’de bir arkadaşımın sahaflarda tıp tarihimize ait bazı belge ve eserlerin satıldığını duyurması ve bunların fakültemize kazandırılması için verdiğim uğraş olmuştu. Üstlendiğim bu görev ileriki yıllarda yaşantımın bir parçası haline geldi…” şeklinde yanıtlamıştır (02.05.2019-Cerrahpaşa/NSSTÇ). Tarihi değer taşıyan kültür malzemesinin anabilim dallarında değil resmi koleksiyon olarak müzelerde muhafaza edilmesi gerektiğine yaşanılanlar sayesinde karar veren Prof. Dr. Nil Sarı, tarihi kültür mirası ve tarihin hafızaları olarak kabul edilen eserlerin yok oluşuyla ilgili bir diğer anısından şu şekilde bahseder: “Tıp Fakültesi iki ayrı fakülte olarak ayrıldığında bir kural getirilmiş; Cerrahpaşa’ya geçecek olan öğretim üyeleri demirbaşı, arşivi, malzemeyi beraberlerinde götürmeyecek, kürsüler yeniden donatılacaktı. Fakat Tıp Tarihi Kürsüsünün kurucusu olan Süheyl Ünver Hoca yanında çalışan akrabası Süreyya Hanımın da yardımıyla saat beşten sonra el yazmalarının bir kısmını ve Âkil Muhtar koleksiyonunu paketleyip Cerrahpaşa’ya götürmüştü. Fakat Bedii Beyle birlikte oluşturdukları tıp tarihi arşivi, müze ve binlerce nadir kitap Çapa’da kalmıştı. Bir gün Süheyl Hoca’nın çok kızmış olduğunu gördüm. ‘Ne oldu hocam?’ dedim. Öğrencisi Bedii Bey, Cerrahpaşa’ya getirdiği el yazmaları için kendisini mahkemeye vermiş, kısacası hırsızlıkla itham etmiş. Süheyl Hoca bu dava sebebiyle tüm yazmaları tek tek listeleyip damgalattı. Tabii bu davadan bir sonuç alınamadı, zaten el yazmaları aynı üniversitenin malı. Fakat o günü hiç unutamıyorum. Tarihi değer taşıyan eserlerin bir üniversitenin anabilim dalında korunamayacağını o gün bir kez daha idrak ettim. Tarihi eserlerin yeri müzeler olmalıdır.” (Ertin ve diğerleri, 2017). 3 Prof. Dr. Nil Sarı ile yapılan bir söyleşide ise diğer bir anısını paylaşarak müze kurma fikrini şu cümlelerle dile getirmiştir: “Süheyl Hoca Beyazıt’taki tıp tarihi arşivini ve nadir baskıları Cerrahpaşa’ya getirememişti. Süheyl Hoca’nın beraberinde getirdiği bir salon dolusu Ord. Prof. Dr. Âkil Muhtar Özden kitapları, arşiv belgeleri ve sanat eserleri ise 10 sene sonra geri gönderilecekti. Ord. Prof. Dr. Âkil Muhtar’ın kızı rahmetli Aliye Serhan Hanım, ‘babamın koleksiyonunu Çapa’ya bağışladım, sizden alıp oraya geri vereceğim’ diye ısrarlıydı. O sırada Anabilim Dalı başkanı olan Emine Hanım, Aliye Hanım’ın isteğini kabul etti. Çok zengin bir koleksiyondu. Aliye Hanım çok üzücü bir şey daha yaptı. Ben henüz asistandım ve çok gençtim; bugün olsaydı belki ona engel olabilirdim. Aliye Hanım aylarca kürsümüze gelerek babasının arşivini tek tek gözden geçirdi ve arşivin dörtte üçünü yırtıp çöpe attı, kimse okumasın diye. İçim parçalanarak seyrettim. Ord. Prof. Dr. Âkil Muhtar Özden, önemli mevkilerde bulunmuştu, aynı zamanda siyasi bir şahsiyetti ve tarihte pek çok olayın perde arkasında yer almıştı. Mesela, II. Abdülhamit’e karşı olmasıyla bilinir; kızların üniversiteye girmesine izin vermemiştir. O günlerde bugünkü bilince sahip olsaydım atılanları belki çöp kutularından toplardım. Tarihi kanıtları muhafaza edememe kaygısına yol açan bu gibi olaylar beni müze kurmaya iten nedenlerdi.” (Ertin ve diğerleri, 2017).3 Prof. Dr. Nil Sarı, müzeleşme fikrini oluştururken kendisini çok etkileyen bir anısını şu cümlelerle paylaşmaktadır: “1980 darbesi olduğunda ben kıdemli asistandım. Bir gün kürsünün kapısı gürültüyle açıldı, süngülü iki asker içeri girdi. Neler oluyor diye bakakalmıştım. Sırayla odalarda arama yapmaya başladılar. Kürsü asistanlarından Rengin Dramur’un odasında Kiril alfabesiyle yazılı dergiler vardı, önce bunları komünist yayın diye topladılar. Askerin ikisi de er, subay değiller, ellerinde de çuval var. Rengin Hanım Osmanlıca matbu ve el yazması eserleri çalışıyorum diye odasına getirip dolabına koymuş. Askerler Arap harfleriyle yazılı kitapları görünce hemen ‘yasaklı’ diyerek çuvala doldurmaya başladılar. Ben 3 Prof. Dr. Gönül Güreşsever Cantay’ın 3. Sağlık Tarihi ve Müzeciliği Sempozyumu (İstanbul 19-21 Mayıs 2017)’nda sunduğu İstanbul Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi Anılarım bildirisi 2018 yılında Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları Kitap No. 51 tarafından yayınlanmıştır. Bildirinin 167. sayfasında Gönül Güreşsever Cantay: “Bedii Hocanın vefatından sonraki süreçte de Tıp Tarihi Müzesi ile ilişkim devam etti. Bedii hoca ölünce müzeye, kütüphaneye yapılan bağışlarını geri almak ve Cerrahpaşa Tıp Tarihi Kürsüsüne geçirmek isteğinde bulunan rahmetli Prof. Dr. Âkil Muhtar Özden’in varisi gibi.” şeklinde yaptığı açıklama gerçeği yansıtmamakta; tam tersi olarak Âkil hocanın kızı Aliye Hanım’ın “ben babamın koleksiyonunu Çapa’ya bağışladım” şeklinde ifadesi, Prof. Dr. Nil Sarı tarafından anlatılmaktadır. Nitekim Ord. Prof. Dr. Âkil Muhtar Özden’in koleksiyonu Çapa’ya geri götürülmüştür ve bugün İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı’nda bulunmaktadır. 4 askere diyorum ki ‘hayır, bunlar bizim çalışma alanımızın malzemesi. Bunlar eski Türkçe tıp kitaplarıdır, kaldı ki Kur’anda yasak değil.’ Kitaplarımızı dini propaganda aracı sayarak çuvala atmaya devam ettiler. Giderken peşlerinden koştum, ‘nereye götürüyorsunuz bunları?’ dedim. Dekanlıkta görevlendirilen albaya götürüyorlarmış. Meğer resmî kurumlara birer subay tayin edilmiş. Kürsü başkanı Emine Hanım’a koştum, yalvardım ‘Emine Hanım ne olur birşeyler yapalım’. ‘Ne yapabiliriz ki, aldılar, gittiler’ dedi. Kürsünün diğer asistanı Ayten Altıntaş’a gittim, ‘hadi ne olur gel benimle’ dedim. Dekanlığa gittik, albayı bulduk, ağlamaklı durumdayım, korkuyorum da albaydan, sonuçta asker. ‘Bu kitaplar bizim ana kaynaklarımız, bunlar olmadan bizim bilim dalı olamaz’ dedim. Sert görünüşlü bir albaydı. Belli ki alınanların hepsini vermeyecek, o anda bir karar verdim. ‘Matbular kalsın, el yazmalarını bağışlayın lütfen’ dedim. Aralarında tek nüsha olabilirdi. Ve el yazmalarını aldım. O gün bir kez daha anladım ki tarihi eserler şahısların odalarında tutulmamalı.” (Ertin ve diğerleri, 2017). CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin temeli, 1983 yılında o dönem Doç. Dr. olan Nil Sarı tarafından atılmıştır. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Deontoloji Anabilim Dalı ve Tıp Tarihi Bilim Dalı’nın 1983 yılında başkanı olan Doç. Dr. Nil Sarı, tıp tarihi müzeciliği alanında ilk çalışmaları başlatmış ve obje, belge, arşiv malzemesi ile kitap bağışlar almaya başlamış; kendi imkanları ile eserler satın almış ve müzenin bugüne gelmesini sağlamıştır. Sağlık camiasından hızla kaybolan tarihi malzemeyi toplayabilmek ve fakültenin anabilim dallarındaki tarihi malzemeyi koruma altına alabilmek amacıyla oluşturulan bu koleksiyon Prof. Dr. Nil Sarı’nın gayretiyle büyüyerek zenginleşmiş ve 1985 yılına gelindiğinde sergilenmeye hazır duruma gelmiştir. Prof. Dr. Nil Sarı, bir objenin kıymetli sayılması için gereken kıstaslar nelerdir? sorusunu ise: “Benim değer ölçüm, kullanımdan kalkmış, ancak koleksiyonda benzeri bulunmayan tıbbi araç, gereç ve malzemenin toplanmasıydı. Koleksiyonumuzda bulunmayan tek mercekli pirinç bir mikroskobun ve Röntgen cihazının ilkel şekli olan Crookes tüplerinin bağışlanması sırasında duyduğum sevinci unutamıyorum.” şeklinde yanıtlamıştır (Sarı, 2009). Bahsettiğiniz kıstasları neye göre belirlediniz 5 sorusunu ise: “Bütün devlet müzelerinin satın alma yönergesi vardır.4 CTF Tıp Tarihi Müzesi’nde böyle bir yönerge yok. Eser satın almak için ne bütçe var ne de uzman bilir kişi. Tüm bunlar bir araya gelince ikinci bir aynı parçayı alma lüksün olmuyor. Kullanılan aletler de bağışlar da geliyor müzeye. Fakat mekân ve depo sıkıntısı olduğu için eserin kullanımdan kalkması çok önemlidir. Yeni modeli olsa bile o eserin artık kullanım dışı olması gerekmektedir. Bütçe imkânı olsa Arkeolojik Dönem, Selçuklu ya da Osmanlı Dönemi eserleri müzeye kazandırılabilir. Tıp tarihi için unik sayılan ve fahiş fiyatlarla satışa çıkan bazı eserler bütçe olmadığı için müzeye kazandırılamadı. Eserlerin çoğu bağış yoluyla alındığı için seçme şansın olmuyor. Seçmeye başladığın zaman vermekten vazgeçebiliyorlar. O yüzden bağış grubunun hepsini almak zorunda kalıyorsun. Topkapı Sarayı Müzesi ya da İstanbul Arkeoloji Müzelerinde olan uzman sayısının fazlalığı satın alınan eserin ince elenip sık dokunmasına sebep oluyor ama bizde durum aynı değil. Örneğin Adli Tıp Anabilim Dalı binası yıkılmadan asistanımla gidip kutulu bazı mikroskopları müze için ayırmıştık. Mikroskopları taşıtmak için görevli arayışına girip seçtiğimiz eserlerin yanına gittiğimizde eserlerin yerinde olmadıklarını gördük. Kimse de yerini bilmiyordu. Böyle durumlarla da karşılaştım. Bu eser kayıplarına insan kaynaklarındaki yetersizlik sebep olmaktadır. Kadronun olmayışı birçok eseri kaybetmemize de sebep olmuştur.” şeklinde yanıtlamıştır (27.07.2020-Biruni Üniversitesi/NSSTÇ). Doç. Dr. Nil Sarı, 20 Mayıs 1985 yılında müzenin teşhir tanzimini tasarlamış ve müzenin açılışını gerçekleştirmiştir. Tarihi objeleri saklama ve koruma düşüncesini kişisel bir sorumluluk olarak görmüş ve ailesinden kendisine miras bırakılan tarihe ve anılara sahip çıkma ve saygı duyma düşüncesi ile müzeyi bu günlere kadar getirmiş ve çevresindeki insanları da bu şekilde duyarlı bir birey olarak yetiştirmek adına gayret göstermiştir. Koleksiyonu gittikçe genişleyen müzenin ikinci teşhir tanzim aşaması 2002-2004 yılları arasında Prof. Dr. Nil Sarı’nın tasarımlarıyla ve koleksiyona tahsis edilen; müzeleşmenin ikinci adımı olan tarihi müze binasının üç katında başlayan restorasyon çalışmalarının tamamlanmasıyla 2004 yılında yeni binasında “Tıp Kültür Birimi” adıyla açılmıştır. 4 Ayrıntılı bilgi için bk. Korunması Gereken Taşınır Kültür ve Tabiat Varlıklarının Tasnifi, Tescili ve Müzelere Alınmaları Hakkındaki Yönetmelik. (2009, 20 Nisan) (Resmî Gazete Sayı: 27206). Erişim tarihi ve adresi: 28.07.2020 https://teftis.ktb.gov.tr/TR-14606/korunmasi-gerekli-tasinir-kultur-ve-tabiat-varliklarini-.html 6 Tıp Tarihi Koleksiyonu 2007 yılında T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından özel müze olarak tescil edilerek resmiyet kazanmış, İstanbul Üniversitesi’nin ilk resmi özel müzesi olarak “Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi” adıyla tarihe geçmiştir (Sarı, 2016). Koleksiyonun resmiyet kazanmasının en büyük yararını Prof. Dr. Nil Sarı şu şekilde dile getirmektedir: “Koleksiyonu tescil ettirdiğim zaman beni çok eleştirenler olmuştu. Eserleri T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığına verdiğimi düşündüler. Ama gerçek tabi öyle değildi. Koleksiyonun resmiyet kazanması bağışlanan ve satın alınan tüm eserlerin, arşivin ve kitapların kaybolmasını, çalınmasını ve koleksiyona el konulmasını engellemek anlamına geliyordu. Bunu başardık.” (02.06.2020- Cerrahpaşa/NSSTÇ). İstanbul Üniversitesi’nin 2018 yılında bölünmesi sonucu CTF Tıp Tarihi Müzesi tüm taşınır ve taşınmazlarıyla yeni kurulan üniversite olan İstanbul Üniversitesi- Cerrahpaşa’ya geçmiştir. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin 2020 yılı itibariyle 83bin obje ve 45bine yakın tarihi kitabı bünyesinde barındırmaktadır (Sarı, 2016). CTF Tıp Tarihi Müzesi koleksiyonu Osmanlı’nın son dönemi ile Cumhuriyet dönemi’nin ilk yıllarına tarihlenmektedir. Biriktirilen bu eserlerle oluşan zengin koleksiyon, Türk tıbbının bilgi ve teknolojisinin tarihi gelişimini gözler önüne serdiği gibi bu gelişimin Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin en eski tarihi binasında gerçekleşmesi ayrı bir önem taşımaktadır. Kurumsal aidiyet duygusunun güçlenmesini sağlayan tıp tarihi müzesi hem tıp eğitiminin hem de hastanelerdeki teknolojik gelişimlerin izlenmesi açısından büyük bir görev üstlenmektedir. Sergilemede oluşturulan hastanenin tarihi gelişimi, mevcut sergilemede kullanılan objelerin tarihi kaynaklarla teyit edilmesi bu fakültenin köklerinin Tıphane-i Âmire (1827)’ye kadar uzandığının en büyük kanıtını oluşturmaktadır (Sarı, Akgün ve Kurt, 2011). Bu bağlamda kurumsal kimlik oluşması açısından ayrıca bir önem arz etmektedir. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin en eski binasının tıp tarihi müzesine tahsis edilip düzenlenmesi ile üniversite ve fakülte mensupları için olduğu kadar İstanbul halkı için de bir bilgi ve eğitim alanı oluşturulmuştur. Tarihi Türk tıbbının araç gereçler, fotoğraf ve belgelerle gelişimini sunmak ve gelecek kuşaklara aktarmak, tıp camiasının mesleki tarihleri ile buluşturmak ve bilinçlendirmek, buluş ve hizmetleriyle Türk tıbbına hizmet veren bilim insanlarını anmak ve somut kültürel 7 mirası bir çatı altında toplayarak muhafaza altına alınmasını sağlamak, müzenin kuruluş amaçlarındandır (Sarı, 2004). Tarihi malzemeye sahip çıkmak, korumak ve muhafaza altına alma düşüncesiyle tıp tarihi müzesi eserleri, belge, fotoğraf ve tarihi kitaplarının günümüze kadar ulaşmasını sağlayan Prof. Dr. Nil Sarı, müze koleksiyonunun oluşmaya başladığı günden bugüne kadar tüm müze evrakını muhafaza etmiştir. Daha önce yayınlanmayan belgeler sayesinde, müzenin oluşturulma ve kurulma aşamaları, yaşanılan sorunlar, koleksiyonun zenginleşmesi, resmi kurumsal kimliğine kavuşması ve müzede yapılan faaliyetler ile çalışmalar belgeleriyle kanıtlanabilmektedir. Bu çalışma ile CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin kuruluş ve gelişimini daha önce yayınlanmamış müze arşiv belgeleri ve fotoğrafları ile değerlendirilerek Türkiye’deki tıp tarihi müzeciliğinin ve tıp tarihi alanında uzmanlaşmanın gerekliliği ve önemi somut belgelerle gözler önüne sermek amaçlanmıştır. Arşivin kronolojik olarak tasnif edilmesi sonunda 1983 yılında oluşturulmaya başlanan bu koleksiyonun 2020 yılında Türkiye’nin alanında en büyük koleksiyona ve resmi tıp tarihi müzesine nasıl dönüştüğü ve geçirilen süreçte başa çıkılan sorunlar gözler önüne serilecek; ilaveten tıp tarihi müzeciliğinin kuruluş hikayesi ve gelişimi, bu gelişim çerçevesinde hem tıp tarihi müzeciliği alanında yetişmiş uzman kişilerin gerekliliğini ortaya konacaktır. 8 2.GENEL BİLGİLER 2.1. Türkiye’de Müzeciliğin Başlangıcı ve Gelişimi Müze kelimesi Grekçe “mouseion” kelimesinden türemiştir. Anlamı ise Yunan mitolojisinde Musa’ların (ilham perileri) yaşadığı yer, bilimler tepesi ve Musa’lara ayrılan tepe anlamına gelmektedir (Gerçek, 1999). Müze tanımının şu anki anlamı ile kullanımı Rönesans sonrası 17. ve 18. yüzyılda açılan sanat müzeleri ile gerçekleşebilmiş ve tüm Avrupa’ya yayılmıştır (Gerçek, 1999). Rönesans’tan sonra müze tanımı yayılan coğrafyaya göre farklı şekiller almıştır. Müze-i Hümayun ya da Müzehane-i Hümayun olarak isimlendirilen Osmanlı İmparatorluk Müzesi’nin Osman Hamdi Bey’den sonra müzenin müdürü olan kardeşi Halil Edhem Bey’in tanımına göre müze: “İlim, fen ve sanatların her şubesine mahsus eserler ve eşyadan oluşan koleksiyonların teşhir ve muhafaza edildiği binalara müze denir.” (Arık, 2015). Cumhuriyet’in ilk Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürü Hamit Zübeyr Koşay da müzeyi tanımlamıştır. Koşay’a göre: Çağımızda müze, sanat ilmi ve kültür eserlerini bir araya toplayıp sergileyen ve umumun ziyaret ve istifadesine sunan bir kurumdur.” (Arık, 2015). Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı makamının 30/04/1990 tarih ve 1578 sayılı onayıyla yürürlüğe giren Müzeler İç Hizmetleri Yönetmeliğinin amacı Kültür Bakanlığı, Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğüne bağlı müzelerin görevlerini, işleyişini, personelin nitelikleri ile görevlerini belirtmek olarak gösterilmektedir. Bu yönetmelikte yer alan müze tanımı ise şu şekildedir: “Kültür varlıklarını tespit eden, bilimsel metodlarla açığa çıkaran, inceleyen, değerlendiren, koruyan, tanıtan, sürekli ve geçici olarak sergileyen, halkın eğitimini, bedii şevkini yükselten, dünya görüşünü geliştirmede etkin olan daimî kuruluşlar” olarak tanımlanmaktadır (Müzeler İç Hizmetler Yönetmeliği, 1990). Milletlerarası Müzeler Konseyi (ICOM) tarafından müzenin tanımı şu şekilde yapılmıştır: “Kültürel değer taşıyan unsurları korumak, incelemek, değerlendirmek, 9 özellikle halkın beğenisinin yükselmesi ve eğitimi için sergilemek amacıyla kamu yararı gözeten sürekli kurumlardır.” (Milletlerarası Müzeler Konseyi (ICOM) Türkiye Milli Komitesi Yönetmeliği, 1985). Resmî Gazetede 15.05 .1985 tarih ve 18755 sayısı ile yayımlanarak yürülüğe giren Milletlerarası Müzeler Konseyi (ICOM) Türkiye Milli Komitesi Yönetmeliğinin 4. maddesindeki müze tanımı ise: “Kültür eserlerini koruyan ve bu eserleri etüd, eğitim ve bedii zevki yüceltme amacıyla toplu halde teşhir eden kamu yararına çalışan, sanata, ilme, sağlığa, teknolojiye ait koleksiyonları bulunan müesseselere müze adı verilmektedir.” (Milletlerarası Müzeler Konseyi (ICOM) Türkiye Milli Komitesi Yönetmeliği, 1985). Aynı yönetmeliğin 5. maddesinde müzenin tarifi şu şekilde yapılmıştır: “Daimî teşhir bölümü bulunan kütüphaneler ve arşiv merkezleri resmi şekilde halkın ziyaretine açık bulunan tarihi anıtlar ve tarihi anıtlara ait binaların kısım ve müştemilatı, tarihi arkeolojik tabii önemi haiz mevkiler ve parklar, nebatat ve hayvanat bahçeleri, akvaryumlar ve benzeri teşekküller bu tarife girer.” şeklindedir (Milletlerarası Müzeler Konseyi (ICOM) Türkiye Milli Komitesi Yönetmeliği, 1985). Türk Dil Kurumu’nun da müze için bir tanımlaması vardır. TDK'ya göre müze: “Sanat ve bilim eserlerinin veya sanat ve bilime yarayan nesnelerin saklandığı, halka gösterilmek için sergilendiği yer veya yapı”dır (tdk.gov.tr). Müzeler için yapılan tüm tanımları ortak paydada buluşturarak bir müze tanımı yapılacak olursa; tüm kültür varlıklarını içine alan ve içinde her insanın kendinden bir parça bulduğu, yeraltı ve yerüstünde bulunan tarihi tüm belge ve objelerin sürekli ya da süreli olarak sergilendiği, bilimsel araştırma ve çalışmalara açık olan, akademik enstitü gibi çalışan ve laboratuvarda incelemeler yapan ve bu çalışmaları yayınlayıp tanıtan, koruyan ve muhafaza eden, unutulmaya yüz tutan tarihi değerleri halk ile paylaşarak tarih bilincini herkese aşılamayı hedefleyen eğitim kurumları olarak tanımlanabilir. Zaman zaman, ait olduğu şehrin eğitim, araştırma, kültür merkezi hâline gelen müzeler halkın sosyal, kültürel, psikolojik gelişimine de katkı sağlamaktadır. Ayrıca müzelerde araştırma ve inceleme alanlarının genişlemesiyle kültür tarihi, uygarlık tarihi, sanat tarihi, bilim tarihi, tıp, arkeoloji, psikoloji gibi birçok alana da katkısı artmaktadır (Akmehmet, Atagök, Gökalp, Küçükhasköylü, Özkasım, 2013). 10 Bazı çalışmalar Türklerin müzecilik çalışmalarını Selçuklulara kadar uzandırmaktadır. Müze kurumunun asli görevlerinden biri kültür varlıklarını koruma ve muhafaza etme olduğu için daha önceki uygarlıklara ait olan yapıları korumak maksadıyla Selçukluların bu yapıları tekrar kullanmasını da gerekçe olarak göstermektedirler. Prof. Dr. Semavi Eyice, Konya’daki sur duvarları ve kapılarında, Konya-Ilgın arasındaki Selçuklu Kervansarayı’nın cephelerinde, Antik Roma ve Bizans Dönemine ait kitabe ve işlenmiş mimari parçaların kullanıldığını yazmıştır (Eyice, 1990). Gerçek anlamda Türk Müzeciliğinin temeli, İstanbul Arkeoloji Müzeleri'nin temelini de oluşturan Mecma-ı Âsâr-ı Atîka’ya (Eski Eserler Koleksiyonu) dayanmaktadır. Padişah Abdülmecit'in 1845 yılında Yalova’ya gerçekleştirdiği gezi sırasında gördüğü Doğu Roma yazıtlarını İstanbul'a naklettirmesiyle bu eserler 1846 yılında Osmanlı Devlet adamı Ahmet Fethi Paşa tarafından o güne kadar silah deposu olarak kullanılan aslında bir tarihi silahlar koleksiyonunu içinde barındıran Aya İrini'de muhafaza altına alınmıştır. Ahmet Fethi Paşa, ülkenin değişik yerlerine giderek tarihi eserlerin toplanması konusunda görevlendirilmiştir. Böylelikle, toplanan eserlerin tümü Aya İrini kilisesi içinde muhafazaya alınmıştır. Bu bilgiler doğrultusunda Türkiye'de müzecilik çalışmalarının 1846 yılında Ahmet Fethi Paşa tarafından başlatılmış olduğu ve aynı zamanda ilk Türk müzecisi olduğu söylenebilmektedir (Çelik, 2016). İlaveten Türk müzeciliğinin başlangıcı sayılan bu müzenin kuruluşu Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılmaya başladığı ve çöküş dönemine girdiği zamana denk gelmiştir. Müzenin teşhire uygun olan yeri Mecma-i Eslihâ-i Atîka ve Mecma-i Âsâr-ı Atîka olmak üzere iki bölüm halinde düzenlenmiş olan ve kuruluşu daha eski dönemlere dayanan Mecma-i Eslihâ-i Atîka bölümü Harbiye Askeri Müzesi’nin de temelini oluşturmaktadır (T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Türkiye’de Müzecilik, 2020). Mecma-ı Âsâr-ı Atîka koleksiyonu Sadrazam Ali Paşa döneminde düzenlenmiş, 1869 yılında dönemin Maarif Nazırı Saffet Paşa tarafından Müze-i Hûmayun (İmparatorluk Müzesi) adıyla Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk müzesi olarak kurulmuş ve müze müdürü olarak Galatasaray Lisesinde tarih öğretmenliği yapan Katolik İrlandalı Edward Goold seçilmiştir (Eyice, 1985). Goold’un göreve geldiği an yaptığı ilk icraati, müzenin tam bir envanterini oluşturmak olmuş ve bu 11 kataloğu Sadrazan Ali Paşa’ya ithaf etmiştir. Envanter 288 sayfa tutmuş ve bunu 58 sayfa haline getirerek 1871 yılında Fransızca yayınlamıştır (Cengiz, 2010). Müze-i Hûmayun’un kurulmasıyla müze kavramı da resmi olarak ilk kez, sadrazamlık makamından Maarif Nezaretine gönderilen 29 Ocak 1869 tarihli bir talimat yazısında yer almış ve adının “Müzehane” olması kararlaştırılmıştır (Gerçek, 1999). Buna ilaveten vilayetlere bir genelge gönderilerek çevrelerindeki bütün tarihi eserlerin tahrip edilmeden müzeye iletilmeleri istenmiştir. Ayrıca 1869 yılında ilk Âsâr-ı Atîka Nizamnamesi yürürlüğe girmiştir. Kısa bir zamanda hazırlanan ve yedi maddeden oluşan bu nizamnamede genel olarak arkeolojik eser ve arkeolojik çalışmalar üzerinde durulduğu görülmektedir. Kazıların durumu, kazılarda ele geçen buluntuların hukuki durumu, saklanması, korunması ve çalınmasının yani kaçakçılığın engellenmesi konularına vurgu yapılmıştır (Çelik, 2016). Bu süreçte müzede muhafaza edilen eserlerin sayısının giderek artmasıyla birlikte yeni bir bina ihtiyacı doğmuş ve Çinili Köşk’e taşınmasına karar verilen müze, köşkte yapılan bazı değişikliklerin ardından 1880 yılında faaliyete geçmiştir (Cengiz, 2010). Müzenin Çinili Köşk’e taşınmasından sonra müze müdürü Philipp Anton Dethier’in ölmesi üzerine yeni müdür arayışları başlamış, Berlin müzesinde görevli Dr. Millhofer teklif olunmuşsa da Türk Müzecilik tarihinde önemli bir yere sahip olan Osman Hamdi Bey 11 Eylül 1881’de müdürlük görevine atanmıştır. Osman Hamdi Bey öldükten sonra müdürlük görevine kardeşi Halil Edhem Bey’in gelmesiyle birlikte gayrimüslim müze müdürlerinin müze müdürlüğüne atanma geleneğine de böylelikle son verilmiştir (Çal, 2009). Osman Hamdi Bey 1881 yılında Müze-i Hümayun’un (İstanbul Arkeoloji Müzeleri) müdürü olduğunda müzedeki eser sayısının 650 olduğu bilinmektedir (Arık, 2015). Beş bölüm ve 37 maddeden oluşan ikinci "Âsâr-ı Atîka Nizamnamesi" 1884 yılında yürürlüğe girmiştir. İlk Osmanlı Dönemi Arkeoloji kazısı Osman Hamdi Bey başkanlığında bir ekip tarafından 1883 yılında Nemrut Dağı’nda gerçekleştirilmiştir (Meydan, 2007). Sayda’da 1887 yılında gerçekleştirilen kazılar sonucunda İskender Lahti’nin de dahil olduğu bir grup lahit ortaya çıkarılmış ve İstanbul’a nakledilmesinden sonra Osman Hamdi Bey yeni bir müze binası yapımı için girişimlere başlamıştır. Osman Hamdi Bey’in talimatıyla o zamanki adıyla Müze-i Hümayun'un planlarını Mimar Valaury çizmiştir (Nazır, 2010). Müze binası 12 daha sonraları “Âsâr-ı Atîka Müzesi”, Cumhuriyet'ten sonra da “İstanbul Arkeoloji Müzesi” adını almıştır. Bu bina, yurt içinde müze binası olarak tasarımı yapılan ilk binadır. Açılışından kısa bir süre sonra Osman Hamdi Bey’in gayretleriyle müzede kitaplık, fotoğraf laboratuvarı ve mulaj (maket) atölyesi kurulmuştur (Cengiz, 2010). Kazılar sonucunda getirilen yeni eserleri sergilemek amacıyla 1903’te ve 1907’de müzeye yeni ek binalar inşa edilmiştir (T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Türkiye’de Müzecilik, 2020). Arkeoloji Müzesi ve Askerî Müzenin yanı sıra 1839’da Mekteb-î Tıbbiye Müzesi, 1885’de PTT Müzesi, 1895’de Bahriye (Deniz) Müzesi, 1904’de Konya, Bergama ve Bursa Müzeleri, 1914’de Evkâf-ı İslâmiye Müzesi, 1917’de Âsâr-ı Nakşiye Müzesi, 1918’de ise Sağlık Müzesi kurulmuştur. Tam bir müze olmasa da Topkapı Sarayı’nın bir bölümünde çinilerin teşhire konulması, Topkapı Sarayı’nın Cumhuriyet öncesinde de müzeye dönüştürme çabasının olduğu görülmektedir (Öz, 1949). Osmanlı Devleti’nde müze ve müzecilik kavramları, Batılılaşma çabaları sonucunda oluşturulmaya çalışılmaktadır. Avrupa’da müzecilik çalışmaları bilimsel anlamda on ikinci yüzyılda başlamasına rağmen, Osmanlı topraklarında kültür mirasını toplama, araştırma, koruma ve muhafaza etme düşüncesi 19. yüzyılda gerçekleşebilmiştir (Çelik, 2016). İlk etapta gayrimüslim uzmanlara emanet edilen kültür mirası, sonrasında Türk uzmanların yönetimine geçmiştir. Başlangıç dönemi 1846-1890 yılları arası olarak kabul edilse de Türk müzeciliği 1900’lerle birlikte gelişim ve değişim göstermiştir. Bu süreçte Türk müzecilerinin tecrübeleri artmış ve eski eserlerin nasıl muhafaza edileceği, müzecilik eğitiminin nasıl verileceği, çıkarılması gereken nizamnamelerin içeriğinin nasıl olacağı konusunda ilerleme kaydedilmiştir. Bunun yanında müzeleşme ve kurumlaşma konusunda batıyı takip edebilme amacıyla çalışmalara ağırlık verildiği ve kültür mirasını koruma ve çağdaş eğitim düzeyine ulaşabilme amacıyla gelişmelerin takip edildiği de söylenebilmektedir. I. Cihan Harbi (1914-1922) yıllarında Osmanlı Devleti topraklarında yürütülen kazı faaliyetleri durdurulmuştur. Bunu fırsat bilen işgalci kuvvetlerin, bazı kazı depolarını yağmaladıkları ve eserleri yurt dışına kaçırıp sattıkları bilinmektedir (Özkan, 2009). Bu dönemde Osmanlı toprakları sahasında kazı çalışmaları durdurulsa da müze depolarında müzecilerin çalışmaları ve araştırmaları devam 13 etmiştir. Savaş sonunda Anadolu topraklarını işgalci kuvvetler paylaşmış olduğu için Müze-i Hümayun yetkililerinin çalışma alanları daralmıştır. Arkeolojik kazıların çoğu da işgalci kuvvetlerin bilim insanları tarafından yürütülmeye başlanmıştır. Buna ilaveten 1921 yılında bu bilim insanları tarafından bir Âsâr-ı Atîka Nizamnamesi tasarısı hazırlanmıştır (Çal, 1997). Bu nizamnameye göre kazı başkanlarına teşvik amacıyla eser verilmesi konusu gündeme gelmiş ve kabul edilmiştir. Anadolu topraklarında I. Cihan Harbi sonrasında kültür mirasına sahip çıkma ve onu muhafaza altına alma düşüncesi Cumhuriyet’ten sonra da önemini korumaya devam etmiştir. Atatürk’ün doğup yetiştiği yıllar olan 19. yüzyıl sonu 20. yüzyıl başları pozitif bilim anlayışının tüm dünyaya hâkim olduğu bir dönemdir. Mustafa Kemal de bu anlayıştan etkilenmiş ve sürekli kendini geliştirmiştir. Atatürk, 1930’larda yerli ve yabancı bilim insanlarının ülkeye yapmış olduğu çalışma ve yatırımları destekleyerek, dil, kültür ve tarih duygusunun pekişmesi ve yaygınlaşması için gerekli çalışmaları başlatmıştır (Meydan, 2007). Atatürk’ün arkeolojiye verdiği önem ve değer de tartışmasızdır. Atatürk, Anadolu’da yapılan arkeolojik kazıları bizzat takip etmiş ve gelişimine katkı sağlamıştır. Anadolu’da, Cumhuriyet Dönemi’nde yapılan ilk arkeolojik kazı olan Ahlatlıbel kazısını yerinde incelemiştir. Akademisyen bilim insanları ve öğrencilerin arkeolojik kazı çalışmalarına verdiği maddi-manevi destek, tarihi kültür mirasına ne denli önem verdiğini ortaya koymaktadır. Bunun yanında müzecilik çalışmalarında, tarihi eserlerin kazılardan sonraki korunma ve araştırma sürecinin değerlendirilmesinde de gerekli olan atılımları sağlamaya çalışmıştır. TBMM, Kurtuluş Savaşı’ndan sonra ilk toplantısında Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı Türk Âsâr-ı Atîka Müdürlüğü kurulmuş ve bu müdürlük Hars Müdürlüğü adı altında çalışmalarını sürdürmüştür (Çelik, 2012). TBMM hükümet programında yer alan “Heyet-i İlmiye”, Cumhuriyet’in ilanından önce 15 Temmuz 1923 yılında toplanan ilk bilim kurulu toplantısıdır (Meydan, 2007). Bu kurulun aldığı kararlar arasında; Âsâr-ı Atîka Nizamnamesi’nin yeniden gözden geçirilmesi, milli bir müze kurulması, Etnografya Müzesi’nin kurulması gibi maddeler yer almaktadır. Bu toplantının ardından Etnografya Müzesi kurulmuştur, fakat milli müze kararı hiçbir zaman gerçekleşmemiştir. Bu dönemde 1906 yılında yürürlüğe konan son Âsâr-ı Atîka Nizamnamesi bir süre daha 14 yürürlükte kalmıştır. Ankara Etnografya Müzesi ise Cumhuriyet Döneminde kurulan ilk müze olma özelliği taşımaktadır. Müze olarak tanımlanabilecek yerler arasında tekke ve türbeler de bulunmaktadır. Türbelerde gömülü kişilerin silah, miğfer, zırh, elbise, kavuk gibi özel eşyaları ile buraya hediye edilmiş halı, seccade, kumaş, yazı levhaları ve Kur’anlar bulunmaktadır. Ayrıca devrin yazı ve bezeme özelliklerini gösteren, berat, ferman gibi belgeler de buralarda muhafaz altına alınmaktadır. Aynı şekilde tekkelerde de tarikatı kuran kişinin elbiseleri, yazı ve kitapları ile tarikatın âlem, bayrak, müzik aletleri, silahlar ve yazı levhaları gibi çeşitli eserler de bulunmaktadır. “Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Seddine ve Türbedarlıklar ile Birtakım Unvanların Men ve İlgası”na dair 677 sayılı kanunla kapatılan tekke, türbe ve zaviyelerdeki eşya ve eserler çeşitli müzelerde sergilenmeye başlanmıştır (Özkan, 2009). Bu müzelere bir örnek verilecek olunursa Konya Mevlâna Türbesi, Mustafa Kemal Atatürk’ün isteği üzerine kapatılmayarak koleksiyonları ile birlikte müzeye dönüştürülmüştür (T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Türkiye’de Müzecilik, 2020). Cumhuriyet Dönemi’nin ilk müze binası olan Ankara Etnografya Müzesi’nde, kapatılan tekke ve zaviyelerden alınan eserlerin de sergilendiği bilinmektedir. Ankara Etnografya Müzesi’nin kuruluşunun ardından 1921 yılında Ankara Anadolu Medeniyetleri, 1922 yılında Antalya, 1923 yılında Sivas, 1924 yılında ise Adana Müzeleri açılmıştır. Artık bu tarih itibariyle Anadolu’nun her köşesinde tarihi kültür varlıklarını koruyan ve sergileyen müzeler açıldığı gibi tarihi yapıların bakım ve onarımları da yapılmaya başlanmıştır. Osmanlı Dönemi’nde arkeoloji, müzecilik, tarihi kültür varlıklarını koruma ve muhafaza etme, milli kültür bilinci oluşmuş olsa da tüm bunların tasnifi, gerekli çalışma ve araştırmaları Cumhuriyet Dönemi’nde gerçekleştirilmiştir. Mustafa Kemal Atatürk’ün Milli Sarayların mülkiyetini halka, yönetimini meclise devretmesi sonucu saray koleksiyonları tasnif edilmiş ve birer kurumsal kimlik kazanarak müzeleşmiştir. Cumhuriyet Dönemi, müzeleşme ve kültür varlıklarını koruma ve muhafaza etme bilincinin yerleştiği ve bu konuda ayrıntılı çalışmaların yapıldığı bir dönemdir. Cumhuriyet Dönemi’nde müzelerde eğitim anlayışının varlığı bilinmektedir. Özellikle Remzi Oğuz Arık ve eğitimci Satı Bey tarafından bu anlayış 15 desteklenmiştir. Türkiye’de müze eğitimi, özellikle çocuk gelişimi için önemli bir kademe olan yaratıcı ve eğitici gelişim uygulamaları sayesinde gündeme gelmiş ve yayılmıştır (Önal, Çolak, Uygun ve Kınık, 2010). 2.2. Müzelerin Çeşitliliği UNESCO’nun 1958 tarihli Brezilya Bölgesel Semineri’nde belirlenen gruplamaya göre müzeler oluşturdukları koleksiyonun içeriğine göre şu şekilde sınıflandırılmıştır (Madran ve Atagök, 1999): 1. Sanat Müzeleri, 2. Modern Sanat Müzeleri, 3. Arkeoloji, Tarih ve Kültürel Miras Müzeleri, 4. Etnografya ve Folklor Müzeleri, 5. Doğa Tarihi Müzeleri, 6. Bilim ve Teknoloji Müzeleri, 7. Bölge Müzeleri, 8. Uzmanlık Müzeleri, 9. Üniversite Müzeleri. ICOM’un 17-25 Haziran 1962 tarihleri arasında Meuchatel’de düzenlediği “Hızlı Değişim İçerisinde Ülkelerdeki Müzelerin Sorunları” sempozyumunda müze çeşitleri konusuna da değinilmiştir. ICOM’un 1964 yılında kabul edilen ve şu anda geçerli olan müze çeşitleri yedi grupta toplanmaktadır (Madran ve Atagök, 1999). Bu çeşitler; 1. Sanat Müzeleri, 2. Arkeoloji ve Tarih Müzeleri, 3. Etnografya Müzeleri, 4. Tabiat Tarihi Müzeleri, 5. Bilim ve Teknoloji Müzeleri, 6. Bölge Müzeleri, 7. Özel Amaçlı Müzeler. 16 Eski Eserler ve Müzeler Müdürlüğü’nün ilk genel müdürü Dr. Hamit Zübeyr Koşay, 1973 yılında müzeler, içindeki eserlerin çeşitliliğine ve amacına göre uzmanlık bölümlerine ayırmıştır (Arık ve Arapoğlu, 2008). Bu bölümler; 1. Resim ve Heykel Galerileri gibi Sanat Tarihi Müzeleri, 2. Arkeoloji ve Tarih Müzeleri, 3. Etnoloji ve Milli Etnografya Müzeleri, 4. Açık Hava Müzeleri, 5. Ziraat Müzeleri, 6. Süsleme Sanatları Müzeleri, 7. Bilim ve Teknik Müzeleri, 8. Nakil Araçları ve Posta Tarihini de içine alan Haberleşme Müzeleri, 9. Havacılık Müzeleri, 10. Denizcilik Müzeleri, 11. Askeri Müzeler, 12. Sağlık Müzeleri, 13. Pedagoji Müzeleri, 14. Devrim Müzeleri. Hamit Zübeyr Koşay, müzeleri çeşitliliğine ve malzemesine göre sınıfladığı gibi kuruluşlarının ve kurumlarının çeşitliliğine göre de sınıflamıştır (Arık ve Arapoğlu, 2008). Buna göre; 1. Devlet Müzeleri ve Milli Müzeler, 2. Üniversite Müzeleri, 3. Vakıf Müzeleri, 4. Şehir Tarihi Müzeleri, 5. Büyük şahısların doğduğu, yaşadığı veya hatırasını bıraktığı konak, köşk vb. ile kurumlar, 6. Arkeoloji siteleri ve yerleşme yerleri vb. Müzeler koleksiyonlara göre şekillenmektedir. Bu bağlamda koleksiyona göre oluşturulan müzeler de belli gruplar altında toplanmaktadır. Bu müzeler: 17 1. Arkeoloji müzeleri, 2. Sanat müzeleri, 3. Özel ve Genel Tarih müzeleri, 4. Etnografya müzeleri, 5. Bilim müzeleri (Doğa Tarihi, Jeoloji vb.), 6. Askeri müzeler, 7. Endüstri müzeleri, 8. Ulaşım müzeleri’dir (Arık ve Arapoğlu, 2008). Müzeler birçok kamu kurumuna ya da özel kurumlara bağlı olarak gelişim göstermektedir. Biriktirilen tematik objeler ve belgeler ile T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile kamu ve özel kuruluşların müze kurabilme yetkisi bulunmaktadır (Arık ve Arapoğlu, 2008). Örneğin, üniversiteler, askeri kurumlar, ticari kuruluşlar da koleksiyonlarına bağlı olarak müzeleşme yoluna gitmektedirler. Müze sergilemesi, mevcut koleksiyona göre şekillenmektedir. Yaşamın her alanından miras kalan obje ve belgeler müzelerin birçok alt dalının oluşmasını sağlamıştır. Aynı zamanda müze binaları, sergileme şekilleri, eğitim faaliyetleri de müzelerin şekillenmesinde etkilidir. Tıp koleksiyonları, 1950 yılına kadar Bilim-Teknik ve Genel Tarih müzeleri içinde yer alırken II. Cihan Harbi’nden sonra bağımsız birer müze haline gelmişlerdir (Erbay, 2004). Oluşturulan bu gruplamalar doğrultusunda CTF Tıp Tarihi Müzesi, üniversiteye bağlı özel müze statüsünde tarih müzeleri grubunda bir alt dalı oluşturmakla birlikte, bilim müzeleri grubuna da dahil edilebilmektedir. 2.3. Tıp Tarihi Müzeciliğinin Başlangıcı ve Gelişim Süreci Tıp tarihi müzeleri, tıbbın yanı sıra tıp bilimine ait değişim ve dönüşümler ile yakından ilişkili toplumsal, ekonomik, teknolojik ve pozitif bilimlere ait disiplinler arası tarihi obje ve belgelerin toplandığı mekanlardır. Bu müzeler tematik olabileceği gibi tıbbın tüm alanlarını da kapsayabilir. Tıp ve insanlık tarihindeki değişim ve gelişimi, tıbbın çevre kültürlerle olan ilişkisini ve etkileşimini yansıtan tıp tarihi müzeleri tüm bilimsel alanlarla etkileşimli hareket eder. Bu müzeler halkın bilinçlenmesini sağlamayı, toplum sağlığını korumayı hedefleyen ve bunun yanında 18 tıp öğrencisinin meslek bilinci ile mesleğinin tarihine merak oluşturmayı hedefleyen eğitim kurumlarıdır. Tıp müzeleri her ulusun kendine ait, sağlık tarihi ile kültürünü ve bilimsel mirasını korumak, muhafaza etmek, gelecek nesillere aktarmak ve sergilemek amacıyla oluşturulan kurumlardır. Aynı zamanda halkı hastalıklara ve tedavilere karşı bilinçlendirmek ve eğitmek amacına sahip eğitim kurumlarıdır. Tıpta kullanılan araç-gereçlerin teknolojiye bağlı olarak değişim göstermesi birçok alanda tematik tıp müzelerinin kurulmasını sağlamıştır. Tıp bilimi, gelişen teknolojiye bağlı olarak, kullandığı malzemeyi, belgeyi ve eğitim şeklini sürekli kendi içinde yenilenmiştir. Ardında bıraktığı tüm malzemelerle ise tıp/sağlık tarihi müzeleri meydana gelmektedir. Ayrıca tıp tarihi müzeleri, tıbbın kendisi ve gelişimi ile yakından ilişkili tüm toplumsal, teknolojik, kültürel ve bilimsel obje ve belgeleri de içinde barındırır. Bu bağlamda tıp koleksiyonları da kendi içinde çeşitlilik göstermektedir (Erbay, 2004). Bu tematik müzelerin bazıları; 1. Tıp Tarihi Müzeleri, 2. Sağlık Tarihi Müzeleri, 3. Anatomi Müzeleri, 4. Patoloji Müzeleri, 5. Askeri Tıp Müzeleri, 6. Parazitoloji Müzeleri, 7. Hemşirelik Tarihi Müzeleri, 8. Eczacılık Tarihi Müzeleri, 9. Veteriner Hekimlik Tarihi Müzeleri, 10. Ulusal Sağlık Müzeleri, 11. Askeri Sağlık Müzeleri, 12. Adli Tıp Müzeleri, 13. Hijyen Müzeleri, 14. Diş Hekimliği Tarihi Müzeleri, 15. Psikiyatri Müzeleri, 16. Doğa Tarihi Müzeleri, 19 17. Hastane Müzeleri, 18. Hidrobiyoloji Müzeleri vb. Tıp tarihi ve sağlık tarihi müzeleri genellikle aynı tip müzeler olarak bilinmektedir. Fakat kökenleri ile kuruluş amaçlarından, sergilenen objelere ve verilen eğitimlere kadar iki müze arasında oldukça büyük farklılıklar vardır. Tıp tarihi müzesinin kökeni Avrupa’da 16. yüzyıldan itibaren anatomi mekânlarına dayanmaktadır. Bu mekanlar halka açık müzeler haline gelmiştir. Leiden’de, 1597’de açılan anatomi tiyatrosunda, diseksiyon tamamlandıktan sonra anatomi mekânı ziyaretçilerin ilgisini çeken bir müzeye dönüştürülmüştür. Groningen (1654/55), Kiel (1666), Kopenhagen (1640-1643) ve diğer bazı kuzey Avrupa üniversitelerinde benzer uygulamalar yapılmıştır (Schumacher, 2011). Sağlık tarihi müzeleri ise salgın hastalıklarla mücadele politikaları doğrultusunda 19. yüzyılda ortaya çıkmıştır (Tokaç, 2016). Tıp tarihi müzeleri obje odaklı, sağlık müzeleri ise insan odaklıdır. Tıp tarihi müzelerinde ana kitlenin önceliğinde alanında uzman kişiler yer alır, sağlık müzelerinde ise bu ana kitle kökeni doğrultusunda her zaman halktır. Genel müzecilik anlayışının değişmesiyle tıp tarihi müzelerinin ana kitlesi de genişlemiş ve tüm insanlığı ilgilendiren kurumsal müzeler haline gelmişlerdir. Tıp ile ilgili objeler yakın zamana kadar bilim, askeri, arkeoloji, etnografya ve kent müzeleri içinde sergilenmiştir. Zamanla zenginleşen koleksiyonlar bağımsız tıp müzelerinin oluşumuna yol açmıştır. Bu koleksiyonlar genellikle hastaneler ya da üniversiteler içinde bulunmaktadır. Kullanımdan kalkan obje ve belgeler hastane ya da üniversitelerde sergilenmeye başlanmıştır. Tarihi hastanelerdeki sağlık personeline ait kişisel eşyalar, fotoğraflar, diplomalar, uzmanlık belgeleri, kitaplar, hastanelerde kullanılan gündelik eşyalardan oluşan koleksiyonlar hastanelerin tıp tarihi belleklerini oluşturmaktadır. Aynı zamanda bu hastanelerdeki tıp eğitimi tarihi, halk sağlığı, hijyen, salgın hastalıklarla mücadele, eski tedavi yöntemleri de hastane müzelerinde ziyaretçiye sunulmaktadır. Türkiye (Erbay, 2010), Almanya (Keskin, 2018), Amerika (Sarı, 2018), Fransa (Nesipoğlu, 2018), İngiltere (Aydüz, 2017), Mısır’da (Erbay, 2004), Viyana’da (Gültekin, 2017) ve Dünya’nın daha birçok yerinde bu örnekler görülmektedir. 20 Tıbhâne-i Amire adıyla Türkiye’nin ilk modern tıp okulu 14 Mart 1827 tarihinde kurulmuştur. Bu dönemde anatomi dersleri çizimler ve modeller üzerinde anlatılmaktadır (Sarı ve Özdemir, 2020). Bu eğitim araçlarına ilaveten ölü doğmuş iki başlı, üç kollu ve başka anomalili bebek numunelerinin tıbhânede toplanmaya başladığını kanıtlayan belgeler mevcuttur (Sarı, 1996-97). Ana rahminde bebeğin sağlıklı ve hastalıklı gelişimini göstermek amacıyla bu makroskopik piyeslerin “Numunehane” adı altında biriktirildiği ve bir müze oluşturulduğuna dair araştırmalar bilinmektedir (Sarı ve Özdemir, 2020). Osmanlı Dönemi’nde Galatasaray’da 1839 yılında açılan Galatasaray Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane binası içinde doğa tarihi, zooloji, botanik, mineroloji ve anatomi müzelerinin olduğu bilinmektedir (Sarı ve Özdemir, 2020). O dönemde kurulan müzeler doğrudan tıp öğrencisinin eğitimi aracı görevi görmüşlerdir. Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’nin 1843-1844 öğretim döneminde Galatasarayı’ndaki binası içinde oluşturulan anatomi müzesi, 1848 Beyoğlu yangınında Tıbbiye binasıyla birlikte harap olmuştur (Sarı ve Özdemir, 2020). Yeniden bir koleksiyon oluşturma çalışmaları, Darülfünun Tıp Fakültesi Haydarpaşa’ya taşındıktan sonra tekrar başlamıştır. Burada anatomi müzesinin varlığı dönemin fotoğraflarından izlenebilmektedir (Sarı ve diğerleri, 2011). Bu müzede koruyucu formaldehit sıvıları içinde makroskopik piyesler yer almaktadır (Fotoğraf.2.3.1.). Bu koleksiyonun büyük bir kısmı şu anda İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi, Temel Tıp Bilimleri, Anatomi Anabilim Dalı’nda yer almaktadır. 21 Fotoğraf.2.3.1. Darülfünun Tıp Fakültesi Teşrih müzesinden bir görüntü. Sağda formaldehit içinde piyesler, solda modeller görülmektedir (Sarı ve diğerleri., 2011). Doğa tarihi müzeleri Avrupa’da 16. yüzyılda kurulmaya başlamışken, Türkiye’de ülkemizde doğa tarihi müzesinin kuruluşu ancak 19. yüzyıl ortalarına rastlamaktadır (İshakoğlu, 1998). İstanbul’daki ilk doğa tarihi müzesi, 1839 yılından itibaren Galatasaray’daki Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane içindeki Numunehane adı verilen mekânda kurulmuştur (Günergun, 2009/10). Bu müze de anatomi müzesi gibi 1848 yangınında harap olmuş ve koleksiyonun çoğu yok olmuştur. Bu büyük yangından 2.375 adet doğa tarihi koleksiyona ait parçanın, ancak birkaç adet kafatasının kurtarılabildiği kayıtlarda mevcuttur (Sarı ve Özdemir, 2020). Yeniden bir doğa tarihi müzesi kurma çalışmaları 1870’li yıllarda başlamış ve koleksiyon zenginleştirilmiştir. Daha sonra tıp eğitim ve araştırmalarında yararlanılan ve koruyucu sıvılar içinde cam kaplarda korunan ilm-i hayvanat koleksiyonu (Fotoğraf.2.3.2.) 1933 Üniversite Reformu ile Darülfünun Tıp Fakültesi’nden İstanbul Üniversitesi’ne taşınmıştır (Sarı ve Özdemir, 2020). 22 Fotoğraf.2.3.2. Darülfünun Tıp Fakültesi Hayvanat Laboratuvarından bir görüntü (Sarı ve diğerleri., 2011). Türkiye’nin genelinde yer alan tıp/sağlık tarihi müzeleri ve koleksiyonları Dünya geneli ile kıyaslandığında çok az sayıdadır. Bir eser grubunun müze olarak nitelendirilebilmesi için bazı zorunlu şartların yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu şartlar T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı KVMGM tarafından belirlenmiştir5. Bu sebeple Türkiye’de müze denilen birçok sergi mekânını aslında koleksiyon olarak tanımlamak daha doğru bir tabir olacaktır. Türkiye’de bir sağlık müzesi kurma çalışmaları 1915 yılında Sıhhiye Umum Müdürü Dr. Abdülhak Adnan Adıvar tarafından başlatılmış (Tokaç, 2016) olup, aynı zamanda bugünkü sağlık müzesi anlayışının miladı olarak da kabul edilebilmektedir. Dr. Adnan Bey, tıp müzesini kurma görevini Sıhhiye müfettişi ve aynı zamanda ressam ve hattat olan Dr. Hikmet Hamdi’ye vermiştir. Dr. Hamdi Bey, 1918 yılında Cağaloğlu’ndaki Sıhhiye Umum Müdürlüğü’nün bir odasını müze haline getirmiştir (Döger ve Kurum, 2012). O dönemde henüz müze ve koleksiyon arasındaki fark bilinmediğinden müze olarak tanımlanan Sağlık Müzesinin kurulma amacı, o sırada İstanbul’da yaşanan frengi, verem, tifo, çiçek, tifüs, sıtma gibi salgın hastalıklara 5 T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın özel müze kurabilmek amacıyla belirlediği şartları detaylı incelemek için bk. https://teftis.ktb.gov.tr/TR-14444/ozel-muzeler-ve-denetimleri-hakkinda-yonetmelik.html. 23 karşı halkı bilinçlendirmek ve eğitmektir. Koleksiyonun zenginleşmesiyle Divanyolu’ndaki Müdafaa-i Milliye Cemiyeti binasına taşınan koleksiyon 1960 yılına kadar bu binada kalır. Günümüzde bu koleksiyon Defter-i Hakanî Senedât Müdürü Salih Efendi tarafından 1875 yılında yanan ahşap konak yerine yaptırılan kâgir konakta muhafaza edilmektedir (Tokaç, 2016). Tarihi bina restorasyon sebebiyle şu an kapalı durumdadır. Dönemin önemli bir diğer tıp tarihi koleksiyonu, 1933 Üniversite Reformu ile Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver tarafından oluşturulmaya başlanan İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Koleksiyonu’dur (Yıldırım ve Ertin, 2016). Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver’in İstanbul Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Kürsüsüne atanmasından sonra yazma eserler, eski matbu tıp kitapları, çeşitli fotoğraf ve belgeler kendisine devredilmiştir. Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver tıp tarihi koleksiyonunu nasıl oluşturduğunu şu şekilde anlatmaktadır: “Müze Malzemesi: Enstitünün kuruluşundan beri bu sahadaki mesai memnuniyete şâyândır. Tıbbî folklor, eski tıbbî aletler, orijinal resim, minyatürler ve nadir fotoğraflarla koleksiyonumuz satın alınan ve gerek teberru edilen malzeme ile zenginleşmektedir. Bunlar dekanlıkça verilen büyük bir salon, bir asma kat ilavesiyle yapılan Tıp Tarihi Müzesi’ne konacaktır. Bu meyanda parası Prof. Dr. İhsan Rıfat Sabar tarafından verilerek satın alınan Yıldız Fabrikası mamulatından Şişli Etfal Hastanesi ilaç kapları ve diğer eczanelerden temin edilenler, ilk defa bizde röntgen tarzında kullanılan krooks borusu ve buna mümasil emsalsiz ve nadide eşya toplanmıştır ve hâlâ da bulunduğu nisbette tedarik olunmaktadır.” (Yıldırım ve Ertin, 2017). Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver’in bu koleksiyonun tasnifi ile tıp tarihi koleksiyonunun da ilk çalışmaları başlatılmış; yıllar içinde satın alma ve bağış yoluyla koleksiyonu çeşitlendirilmiştir. Prof. Dr. Bedii Şehsuvaroğlu’nun 1950 yılında kürsüye atanması ile bu çalışma hız kazanarak devam etmiştir (Yıldırım ve Ertin, 2016). Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver’in oluşturduğu tıp tarihi koleksiyona önce “Ord. Prof. Dr. A. Süheyl Ünver ve Prof. Dr. Bedi N. Şehsuvaroğlu Tıp Tarihi Müzesi” adı verilmiş, daha sonra “İstanbul Üniversitesi Tıp Tarihi Müzesi” olarak değiştirilmiştir. T.C. Kültür ve Turim Bakanlığı tarafından özel müze onayı olmadığı için tıp tarihi koleksiyonu olarak tanımlanması daha doğru olan eser grubu günümüzde İstanbul Üniversitesi İstanbul 24 Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı’nın Süphi Paşa Konağından taşınmasının ardından Esnaf Hastanesi deposuna taşınmıştır. Türkiye’nin ilk eczacılık tarihi koleksiyonunu oluşturma çalışmaları ise 1930’lu yıllarda başlamıştır (Mat, 2018). Naşit Baylav, 1968’de yayınladığı “Eczacılık Tarihi” kitabında “eczacılık ile ilgili eşyaların kaybolmasına engel olmak için bir müze kurduğunu ve bu müze sayesinde birçok eczacılık tarihi ile ilgili obje ve belge topladığını fakat araya II. Cihan Harbi girmesinden dolayı bu girişimi devam ettiremediğini” dile getirmektedir (Mat, 2018). Prof. Dr. Turhan Baytop tarafından 1960 yılında İstanbul Üniversitesi’nde ilk eczacılık koleksiyonu oluşturulmuştur. Müzenin çekirdeği Turhan Baytop’un kişisel koleksiyonudur. Bu koleksiyona daha sonra çeşitli eczacıların ve hekimlerin bağışladığı obje ve belgeler zenginlik ve çeşitlilik katmıştır. Topkapı Sarayı Enderun Eczanesi’ndeki bir takım malzeme 1962 yılında eczacılık koleksiyonunu geliştirmek amacıyla buraya devretmiştir (Mat, 2018). Eczacılık Fakültesi, tarihi binası Keçecizade Fuat Paşa Konağının restorasyon çalışmalarının 2010 yılında tamamlanmasının ardından birinci katta dekanlık yanındaki iki salonu koleksiyon için ayrılmış, obje ve belgeler teşhir edilerek 2017 tarihinde İstanbul Üniversitesi Türk Eczacılık Tarihi İhtisas Müzesi olarak tescillenerek özel müze statüsünde açılışı gerçekleştirilmiştir (Mat, 2018). Son yıllarda geleneksel müze tipinden sıyrılarak tematik müzecilik üzerinde çalışmaların yoğunlaştığı bilinmektedir (Baykan, 2010). Tıp tarihi müzeleri tam da bu anlayışla tıbbın tarihi gelişimini ve çevre bilimlerle ilişkisini yansıtması açısından oldukça büyük bir öneme sahiptir. Tarihi malzemenin korunması, muhafaza altına alınması ve gelecek kuşaklara aktarılması amacıyla oluşturulan bu müzelerin 2000’li yıllarda farkındalığı biraz daha artmış; kurumlar, üniversiteler, özel şirketler koleksiyonlar oluşturmaya ve müzeleşme girişimine başlamışlardır. Gülhane İslâm Bilim ve Teknoloji Tıp Tarihi Koleksiyonu (Quintern, 2017), Bursa Sağlık Tarihi Koleksiyonu, İstanbul Üniversitesi Hidrobiyoloji Koleksiyonu, İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Radyoloji Koleksiyonu, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Ostoearkeoloji Koleksiyonu, Validebağ Öğretmen Hastanesi Koleksiyonu, Florence Nigthingale Müzesi (Cook, 1913), Sultan II. Beyazıt Külliyesi Sağlık Müzesi, İnegöl Devlet Hastanesi içinde oluşturulan Ambulans Koleksiyonu, Zeynep Kâmil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Sağlık Tarihi Koleksiyonu 25 (Hallaç, 2016), Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Koleksiyonu (Kardeş, 2016), Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi Vakfı Koleksiyonu (Yarman, 2016), Ankara Üniversitesi Prof. Dr. Ferruh Dinçer Veteriner Hekimliği Tarihi Koleksiyonu (Yerlikaya, 2017), koleksiyoner Halûk Perk’in eczacılık tarihi seksiyonunun Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi giriş katında sergilenmesi (03.07.2020-Biruni Üniversitesi/NSSTÇ) gibi Türkiye’de oluşturulan müzeler ve koleksiyonlar, tarihi obje ile belgelerin saklanması ve muhafaza altına alınması adına olumlu adımların atıldığını göstermektedir. 2.4. Cerrahpaşa Hastanesi Binasının CTF Tıp Tarihi Müzesi’ne Tahsis Edilmesinden Önceki Tarihi Süreç İstanbul’da, 1893 (H 1309) yılında gerçekleşen kolera salgınıyla birlikte birçok yerde geçici hastaneler kurulmuştur. Bu hastanelerden biri de Cerrahpaşa’daki Takiyüddin Paşa Konağı’dır. İstanbul Şehremaneti tarafından hastaneye dönüştürülerek belediye hastanesi olarak hizmet vermeye başlamıştır (Tunca, 2017). Takiyüddin Paşa Konağı’nın 1893 yılındaki sahipleri Mutasarrıf Hasan Rüştü ve İhsan Efendiler’dir (Altıntaş, 2011). Daha önce yapılmış çalışmalara göre İstanbul Şehremaneti bu konağı daimî hastane haline getirebilme ihtimali doğrultusunda 1250 ya da 1.300 liraya satın almıştır (Yıldırım, 2010). Konağın daimî hastane olarak kullanılmasına karar verilmesine rağmen bir süre 3. Belediye Dairesi olarak kullanılmış olup; arsasına bir yapı daha inşa edilmiş ve konak bu dönemde boyatılmıştır (Tunca, 2017). Takiyüddin Paşa Konağı, 10 Temmuz 1894 yılında İstanbul’da gerçekleşen deprem ile zarar görmüş ve ardından tamir ettirilmiştir (Altıntaş, 2011). Belediye Dairesi olarak kullanılan konağın 3 Haziran 1898’ten itibaren hastane olarak hizmet vermesine karar verilmiştir (Tunca, 2017). Kolera salgınının 1907 yılında tekrar başlaması sonucu konağın arsasında yapılan ek yapılarda hizmete başlanmıştır (Altıntaş, 2011). Takiyüddin Paşa Konağı’nın büyüklüğü ve arsasının konumu hastane kurulmasına elverişlidir. Konağın, 3 Haziran 1898 tarihinde hastane olarak kullanılmasına dair verilmiş olan karar ancak 1908 yılından sonra gerçekleşmiştir. Konak, 1908 yılına kadar Belediye Dairesi olarak kullanılmış ve Babıali Meclisi 26 Mahsus Kararı ile 50 yataklı bir hastane olarak hizmet vermeye başlamıştır (Tunca, 2017). Yirminci yüzyıl başlarında, İstanbul’a diğer illerden çalışmaya gelen erkeklerin nüfusunda artış görülmektedir. Hastalanan erkeklerin gideceği hastanelerin sınırlı olması (Gureba-yı Müslimîn hastanesi de o dönemde erkekler içindi), erkeklere mahsus bir hastane ihtiyacının doğmasına sebep olmuştur. Bu sebeple konak, 1910 yılında Belediye Hastanesi olarak Cerrahpaşa Zükûr (Erkekler) Hastanesi adıyla hizmet vermeye başlamıştır (Altıntaş, 2011). Taküyiddin Paşa Konağı, yenisi yapılmak üzere yıkılmış ve yerine bodrum katlarından birbirlerine bir koridorla bağlanan iki yapı inşa edilmiştir. Yapımına 1911 yılında başlanan bu iki yapı 1915 yılında tamamlanmıştır (Altıntaş, 2011). I. Cihan Harbi ile devam eden savaş süreci Cerrahpaşa Hastanesine de yansımış ve Merkez İdaresi ile Cerrahi Kliniğinde devam eden eksiklikleri tamamlama süreci devam etmiştir. Bu yüzden Cerrahpaşa hastanesinin açılışı 1916 yılının mart ayında yapılabilmiştir (Manizade, 1976). Binanın birinci katında poliklinik, ikinci katında ise başhekimlik, laboratuvar ve eczane bulunmaktadır (Sarı ve Zülfikar, 2009). Plan.2.4.1’de kırmızı renkte görülen yapı 1916 yılında açılışı gerçekleşen ve Merkez İdare’nin kullandığı yapıdır. Plan.2.4.1. Takiyüddin Paşa Konağı yerine yapılan ve 2002 yılında tıp tarihi müzesi olarak kullanılmaya başlanacak olan yapının vaziyet planındaki yeri (Tunca, 2017). Mustafa Kemal Atatürk Cerrahpaşa Hastanesi’ni iki kez ziyaret etmiştir (Manizade, 1976). Atatürk’ün, 14 Aralık 1930 yılında yaptığı ilk ziyarette Dahiliye binasını (şimdinin CTF Tıp Tarihi Müzesi) gezmiş, hastanenin temizliğini, düzenini 27 ve hizmetini beğenmiştir. Ardından, 1936 yılında yaptığı ikinci ziyarette Cerrahi binasının (şimdiki Dekanlık binası) balkonunda oturarak şu sözleri dile getirdiği rivayet edilir: “Bu hastane at nalı şeklinde sahile kadar inmelidir.” (Manizade, 1976). Yıllar sonra Atatürk’ün söylediği gibi hastane gerçekten de sahile kadar inerek at nalı şeklini almıştır. Poliklinik, başhekimlik, eczane ve laboratuvar olarak kullanılan bina, 1976 yılında Derviş Manizade’nin anlatımıyla: “Merkez Röntgen Enstitüsü ve Dahiliye Kliniği III. Servisi” olarak hizmet vermiştir (Manizade, 1976). Hastanenin giriş ve çıkışları 1946 yılına kadar bu tarihi binanın giriş koridorundan sağlanmıştır (Gürkan, 1967). Daha sonra eski dekanlık binası olarak kullanılmış, 2004 yılından bu yana ise CTF Tıp Tarihi Müzesi (Tıp Kültür Birimi 2004-2007 / CTF Tıp Tarihi Müzesi 2007- ) olarak hizmet vermektedir. 28 3. GEREÇ ve YÖNTEM 3.1. Çalışmanın Amacı CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin kuruluş ve gelişimini, daha önce yayınlanmamış müze arşiv belgeleri ve fotoğrafları ile değerlendirerek Türkiye’deki tıp tarihi müzeciliğinin ve tıp tarihi alanında uzmanlaşmanın gerekliliği ve önemini somut belgelerle ortaya koymaya çalışmaktır. Tıp tarihi müzeciliği alanında bir uzman eşliğinde kuruluşu gerçekleştirilen CTF Tıp Tarihi Müzesi hem Türk tıp tarihi müzeciliği hem de Türk tıp tarihi için yeni bir bakış açısı sağlayacaktır. 3.2. Çalışmanın Yöntemi Tez çalışmasının amacı doğrultusunda hazırlanan araştırma soruları şu şekildedir: 1. Türk müzeciliğinin tarihsel gelişimi içerisinde tıp tarihi müzeciliğinin yeri nedir? 2. Tıp tarihi müzeciliğinde CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin yeri nedir? 3. Tıp tarihi müzeciliği alanında yetişmiş kişilerin olmasının önemi var mıdır? 4. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin Türk tıp tarihi camiasına ve ülkeye katkıları nelerdir? 5. Tıp Tarihi Müzesi kurulmasına neden ihtiyaç vardır? 6. Tıp Tarihi Müzesi kurmada Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dallarının rolü nedir? 7. Tıp Tarihi Koleksiyonu nereden ve nasıl toplanır? 8. Tıp Tarihi Müzesi eserlerini envantere geçirme sorunu var mıdır? 9. Müzedeki eserlerin sağlıklı şekilde korunması ve muhafaza edilmesi nasıl sağlanır? 10. Resmi müze olmanın ve kurum kimliği kazanmanın yararları nelerdir? 29 11. Tıp Tarihi Müzesi kime ya da kimlere hitap eder? 12. Müzecilik faaliyetlerinin bütçe sorunu nasıl aşılır? Bu soruların yanıtları aranırken iki hipotez üretilmiş ve kanıtlanmaya çalışılmıştır. Hipotezler şu şekildedir: 1. Tıp tarihi müzeciliği tıp/sağlık tarihinin gelişimi için önemlidir. 2. CTF Tıp Tarihi Müzesi, Türk tıp tarihi eğitim ve araştırmalarına yeni bir bakış açısı sağlayacaktır. Araştırma sorularının yanıtları bulmak ve hipotezleri kanıtlamak amacıyla öncelikle CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin oluşturulmaya başlanılmasından itibaren muhafaza edilen daha önce yayınlanmamış yaklaşık 1000 müze evrakı konularına ve tarihlerine göre tasnif edilerek bir sınıflama oluşturulmuştur. Bu sıralama oluşturulurken kronoloji temel alınmıştır. Müzenin kronolojik gelişimi, Prof. Dr. Nil Sarı’nın müze hakkında yazmış olduğu bilimsel yayınlardan yapılan literatür taraması ve basın haberleriyle de izlenmiş ve karşılaştırılmıştır. Koleksiyonun ilk oluşturulmaya başlanması, alınan bağışların kabaca listeleri, bağış alırken ve sergileme sırasında yaşanan maddi manevi zorluklar, mekan ve zaman sorunları, tıp tarihi koleksiyonunun sergilendiği ilk salonu, ikinci kuruluşunu ve üçüncü kuruluş aşamasını gösteren genel fotoğraflar, teşhir tanzim planları, müze içinde gerçekleştirilen sergi ve faaliyetler, müzenin özel müze statüsüne geçişi, günümüzdeki tarihi binasına taşınması, müzeyi konu edinen araştırmalar, daha önce yayınlanmış makaleler, haberler, müzenin son yıllarda yaşadığı yeniden yapılanma ile teşhir tanzimi kronolojik gelişim içinde verilmeye çalışılmıştır. Tez çalışmasına dahil edilen her bir fotoğraf ve belgeye numara verilmiş olup, “CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu” adı altında kaynağı belirtilmiştir. Tasnif edilen belgeler bilgileriyle tezin bulgular kısmında verilmiş olup ilave olarak tezin tamamı için CTF Tıp Tarihi Müzesi kurucu başkanı Prof. Dr. Nil Sarı ile sözlü tarih çalışması yapılmış ve kendisine çeşitli sorular yönlendirilerek konularla ilgili eksik ya da hatalı olan kısımlar tamamlanmaya çalışılmıştır. Prof. Dr. Nil Sarı’ya yöneltilen sorular şu şekildedir: 1. Tıp tarihi koleksiyonu oluşturmanızdaki amaç nedir? 30 2. Tıp tarihi müzeciliğine ne zaman ve nasıl başladınız? 3. Tıp tarihi müzesi kurmak için sizi görevlendirdiler mi? 4. 1985, 2004 ve 2020 yıllarında gerçekleşen teşhir tanzim sürecinde nasıl bir tasarım yolu izlediniz? 5. Koleksiyonun kuruluş ve müzeleşme aşamalarında çalıştığınız bir ekip var mıydı? 6. Tıp tarihi koleksiyonunu oluştururken ve müzeleşme aşamasında karşılaştığınız sorunlar nelerdir? 7. 2000’li yıllarda koleksiyon için yeni mekân arayışına girdiğinizde hangi mekanlarla karşılaştınız? 8. Tıp Kültür Birimi’ni nasıl tanımlarsınız? 9. Bir eserin kıymetli ve müzelik sayılması için kıstaslarınız nelerdir? Bu kıstasları neye göre belirlediniz? 10. Eserlerin envanter süreci nasıl gerçekleşti? 11. Koleksiyonun pekçok taşınma aşaması gerçekleşmiş. Bu taşınmalar sırasında karşılaştığınız sorunlar nelerdir? 12. 2014 yılında müzenin restorasyon sürecinin durmasıyla yetkililerle herhangi bir görüşme sağlayabildiniz mi? 13. Prof. Dr. Cemil Topuzlu Paşa’nın cerrahi kliniği için aldığı tarihi iki takım cerrahi alet seti 2020 yılında müze koleksiyonuna Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı’ndan bağışlanarak kazandırıldı. Bu cerrahi setler neden Tıbbı Farmakoloji Anabilim Dalı’ndan çıktı? 14. Tıp tarihi müzecisi yetiştirmek neden önemlidir? Prof. Dr. Nil Sarı’ya yöneltilen sorular ilgili bölümlere yerleştirilerek konu bütünlüğü ve metnin akıcılığının bozulmaması sağlanmaya çalışılmış; konuşmanın yapıldığı tarih, yer ve Nil Sarı ile Sözlü Tarih Çalışması (NSSTÇ) şeklinde cümle sonuna kaynak olarak belirtilmiştir. Ek olarak tezin bulgular bölümünde CTF Tıp Tarihi Müzesi konusunda yazılmış olan ve bulguların tasarlanması için kullanılması zorunlu olan toplam 14 adet ana kaynak tespit edilmiştir. Bu kaynakları elde etmek için kütüphane ve enstitülerde literatür taraması yapılmış tıp ve sağlık tarihi makaleleri, bilimsel kongre bildiri 31 kitapları, geçmiş yıllarda yapılmış olan sergi katalogları, yayınlanmamış yüksek lisans ve doktora tezleridir. Listelenen kaynaklardaki veriler derlenerek bulgularda verilmiştir. Bulgularda kullanılan kaynak listesi şu şekildedir: 1. Ertin, H., Çekin, M. D., Özekmekçi, M. İ. (2017). Prof. Dr. Nil Sarı ile Tıp Tarihinin Tarihi ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Tarihi Müzesi Üzerine. (Söyleşi: Hakan Ertin, Murat D. Çekin, M. İnanç Özekmekçi), Hayat Sağlık Sağlık ve Sosyal Bilimler Dergisi, 15: 92-104. 2. İÜ Hastaneleri Yeniden Yapılandırma Projesi Devam Ediyor. (2015, 29 Ağustos). Erişim tarihi ve adresi: 22.04.2020 https://www.istanbul.edu.tr/tr/haber/iu-hastaneleri-yeniden-yapilandirma- projesi-devam-ediyor- 39004D004500490068004B0049006B00410057006F003100 3. On Üç İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Altı İlçe Kuruluşu ile Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (2012, 6 Aralık). Resmî Gazete (Sayı: 28489). Erişim tarihi ve adresi: 20.04.2020 http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2012/12/28489-12.htm 4. Sarı, N. (1986). Cerrahpaşa Tıp Tarihi Müzesi. Tıp Tarihi Araştırmaları, İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Deontoloji Anabilim Dalı ve Tıp Tarihi Bilim Dalı Yayınları, Özel Seri No:1, İstanbul, 138- 142. 5. Sarı, N. (2004). Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde Tıp Tarihi Koleksiyonunun Oluşturulması ve Karşılaşılan Sorunlar. 7. Müzecilik Semineri (İstanbul, 20 -22 Ekim 2004) Bildiriler. Askeri Müze ve Kültür Sitesi Komutanlığı Yayıncılığı, 19-23. 6. Sarı, N. (2008). Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde Tıp Tarihi Koleksiyonunun Oluşturulması, Müzenin Kuruluşu ve Karşılaşılan Sorunlar. Yeni Tıp Tarihi Araştırmaları, 10-11: 33-48. 7. Sarı, N. (2009). Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi. Üniversite Müzeleri ve Müzecilik (Yay. Haz. Bekir Onur) Ankara Üniversitesi Çocuk Kültürü Araştırma ve Uygulama Merkezi Yayınları, 16, 25-36. 32 8. Sarı, N. (2016). Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi Örneğinden Çıkarılan Dersler. 1. Sağlık Tarihi ve Müzeciliği Sempozyumu (İstanbul 24 Mayıs 2015), Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları, Kitap No. 39, İstanbul, 9-37. 9. Sarı, N. ve Sağdıç, E. (2017). Süheyl Ünver’e Ressam Dostlarından Baki Kalan Eserler. 2. Sağlık Tarihi ve Müzeciliği Sempozyumu (İstanbul 3-4 Haziran 2016), Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları, Kitap No. 42, İstanbul, 313-349. 10. Sarı, N. ve Özdemir, B. (2020). Mekteb-i Tıbbiye Müzelerinden İÜ-CTF Tıp Tarihi Müzesine. Afyon ve İstanbul Uluslararası Türk-İslam Tıp Tarihi ve Etiği Kongreleri (2018-2019) Bildiri Kitabı (Afyon and Istanbul International Turkish-Islamic Medical History and Ethics Congresses) (ed. Berrin Okka, Ayşegül Demirhan Erdemir, Öztan Usmanbaş), Selçuk Üniversitesi Basımevi, Konya, 29-43. 11. Türk Tıp Tarihi Kurumu Tüzüğü. (2004). Erişim tarihi ve adresi: 24.06.2020 http://tttk.org.tr/tuzuk/ 12. Uzel, İ. (1995). Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Deontoloji ve Tıp Tarihi Anabilim Dalı Tıp Tarihi Müzesinde Bulunan Bir Antik Cerrahi Takım. Yeni Tıp Tarihi Araştırmaları, 1, (ed. Prof. Dr. Nil Sarı): 133-140. 13. Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun. (2018, 9 Mayıs). Resmî Gazete (Sayı: 20180518-1). Erişim tarihi ve adresi: 1.02.2020 http://www.resmigazete.gov.tr./eskiler 2018/05/20180518-1.htm Müzenin zaman içinde gerçekleşen dönüm noktalarını oluşturan belgeler metnin genel akışı içine, mükerrer belgeler ise EK kısmında tarih ve oluşum sırasına göre yerleştirilmiştir. Örneğin, müzenin açılış davetiyeleri, fotoğrafları, teşekkür mektuplarından örnekler, tarihi müze binasının tescili, özel müze statüsüne geçişi, yeniden yapılandırılması vs. konularını içeren önemli evraklar metnin akışı içinde verilmiş; akışın bozulmaması adına mükerrer belgeler EK’ler bölümünde verilmiştir. Ayrıca EK61’de bulgular bölümünde yer alan bazı tıbbi ve mesleki terimlerin kısa tanımları alfabetik olarak verilmiş olup; her bir terime bir numara verilmiştir. Örneğin, S1 Ben Mari, S2 Berat gibi. 33 3.3. Çalışmanın Sınırlılığı Tez çalışması, CTF Tıp Tarihi Müzesi arşivinde bulunan ve daha önce yayınlanmamış olan belgelerle sınırlıdır. Yaklaşık 1000 belge konularına göre tasnif edilmiş ve konularla ilgili müze kurucu başkanı Prof. Dr. Nil Sarı ile görüşülerek bütüncül bir yaklaşım sağlanmaya çalışılarak tez çalışmasına dahil edilmiştir. CTF Tıp Tarihi Müzesi, Türkiye’de alanında ilk ve tek resmi tıp tarihi müzesi olduğu ve tıbbın tüm alanlarını kapsayan, Türk tıp tarihini yansıtan bir müze olduğu için Türkiye (Türkiye’de resmi olarak başka bir tıp tarihi müzesi yoktur) ile Dünya’daki başka bir tıp ya da sağlık tarihi müzesi ile karşılaştırılmamıştır. 34 4. BULGULAR 4.1. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin Oluşturulma Süreci Koleksiyonun oluşturulmasını 1983 yılında başlatan Doç. Dr. Nil Sarı o dönem CTF içindeki anabilim dallarına birer mektup yazarak tarihi kıymeti olan eserlerin, kitapların ve belgelerin bağışlanması istenmiştir. Ancak fakültenin biyokimya laboratuvarı ve eczanesinde bulunan bazı tarihi objeler alınabilmiştir. CTF eczanesinden alınan tarihi ecza kaplarının Yıldız Sarayı eczanesine ait olduğunu düşünen Doç. Dr. Nil Sarı, Yıldız Sarayı’nda bulunan tarihi tıp ve ecza koleksiyonunun Belediye Hastanelerine dağıtıldığını yazmıştır. Darülfûnun Tıp Fakültesi malzemelerinin de İstanbul Üniversitesi’nin çeşitli bölümlerine dağıldığını öğrenmesinin ardından eski fotoğrafları inceleyerek aldığı bağışları değerlendirmiştir. Darülfünun Tıp Fakültesi’ne ait olup, CTF Anabilim Dallarında bulunan tarihi malzemeler ileriki yıllarda ilgili Anabilim Dallarının başkanları rıza verdikçe zaman içinde parça parça alınabilmiştir. Bu koleksiyonu ararken o günün Beyoğlu Göz Hastanesi’nde6 bulunan cam ve porselen ilaç kaplarında “Pharmacie Impériale” yazılı olduğunu görmüştür. Bu yazılar o ecza kaplarının saray için yapıldığının kanıtıdır. CTF Tıp Tarihi Müzesi’de bu ecza kaplarından örnekler mevcuttur. Bir dönem tıp eğitiminin yapıldığı yer olan Demirkapı Tıbbiyesi’nin bakteriyolojihanesinde ve kimyahanesinde kullanılan laboratuvar araç-gereçleri de CTF Tıp Tarihi koleksiyonuna Prof. Dr. Nil Sarı kazandırmıştır. Prof. Dr. Nil Sarı’nın 2016 yılında yayınladığı makaleye göre; İstanbul Büyükşehir Belediye Encümeni izniyle Belediye Sağlık İşleri Müdürlüğü’nden Levazım Müdürlüğü Ambarında bulunan tıp tarihi için değerli pirinç ve bakır objeler koleksiyona dahil edilmiştir. Psikiyatri Kliniği’nin çatısından marangozhaneye gönderilen ahşap tartı 6 O günün Beyoğlu Göz Hastanesi, günümüzde Prof. Dr. N. Nihat Reşat Belger Beyoğlu Göz Eğitim ve Araştırma Hastanesi adını almıştır. 35 koltuğu, Prof. Dr. Fevzi Samuk’un, Prof. Dr. Nil Sarı’ya haber vermesi üzerine marangozhaneden hızla alınarak parçalanması önlenip koleksiyona kazandırılmıştır. Müzenin açılmasından sonra koleksiyon giderek zenginleşmiştir. Bir kısmı bağışla, bir kısmı da tarihi obje ve belgeleri muhafaza altına almaya karşı duyarlı kişilerin satın alma yoluyla yaptığı bağışlar ile müzeye kazandırılan eser sayısı 1988’lerde bine yaklaşmıştır. Koleksiyon zenginleştikçe sergileme öncelikle Anabilim Dalı’nın koridorlarına ve depolarına taşmış; yer sıkıntısı nedeniyle CTF Temel Bilimler Binası’nda amfilerin girişindeki boş alana yaptırılan üç bölüm ile alt kattaki büyük depo, içindeki temizlik malzemesi başka yere taşıtılıp boşaltılarak müze depoları olarak kullanılmaya başlanmıştır. 4.1.1. CTF Tıp Tarihi Müzesi Mekân Sorunu ve Yer Arayışı İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Deontoloji Anabilim Dalı ve Tıp Tarihi Bilim Dalı başkanlığına atanan Doç. Dr. Nil Sarı, 1983 yılında Anabilim Dalına ait olan, fakat 1982 yılında Toplum Sağlığı Anabilim Dalı’nın kullanımına verilmiş onlardan önce de hastanenin müteahhitleri tarafından uzun süre işgâl edilmiş olan kürsünün en büyük salonu (Bina yıkılmadan önce Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı’nın seminer salonu olarak kullanıldı.) 1983’te Toplum Sağlığı Anabilim Dalı’ndan geri alarak bu salonda bir müze kurmaya karar vermiştir. Doç. Dr. Nil Sarı, büyük salonun boşaltılmasında dönemin Dekanı Prof. Dr. Bülent Berkarda’dan da destek almıştır. Nil Sarı’nın amacı, tarihi malzemeyi toplamak, koruyarak teşhir etmek ve müzeyi ziyarete açmaktır. Zamanla sergi mekânı yetersiz kaldığından eserlerin büyük çoğunluğu depolarda saklanmıştır. Prof. Dr. Nil Sarı’nın 2016 yılında yayınladığı makaleye göre, 1993 yılında dönemin Dekanı Prof. Dr. Hürol İnsel’in desteği ile müzeye Temel Bilimler binasında üç depo alanı inşa ettirilmiş ve büyük bir temizlik malzemesi deposu, müze deposuna dönüştürülmüştür. 36 4.1.2. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin Teşhir Tanzim Çalışmalarında İnsan Gücü ve Maddi Kaynak Temini Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı bünyesinde bir tıp tarihi müzesi olma zorunluluğu olmamasına karşın tarihi obje ve belgelerin muhafaza altına alınmasını, gelecek kuşaklara aktarılmasını kendisine görev edinen Doç. Dr. Nil Sarı’nın müzeyi kurma çalışmaları sırasında yanında yetişmiş bir ekibi bulunmadığından, taşıma ve yerleştirme sırasında, Anabilim Dalı personelinden destek alabilmiştir (26.06.2020- Acıbadem/NSSTÇ). Tıp tarihi müzeciliği açısından bakıldığında eserleri sergileme sorunu, eserlerin bakımı ve korunması yani güvenliği başlı başına sorun teşkil etmiştir. Teşhir vitrinleri için Topkapı Sarayı uzmanlarıyla görüşen Doç. Dr. Nil Sarı, tasarımı çizen kişilerin astronomik rakamlar istemesi karşısında tüm vitrinleri kendisi tasarlamış ve gerekli maddi kaynakları kendi uğraşları sonucu bağışçılar tarafından edinmiştir. Doç. Dr. Nil Sarı tüm problemler ile bizzat ilgilenerek topladığı malzemeyi sergilemek amacıyla, tasarım ve vitrinlerin imalatı için bütçe olmadığından babası Sabri Akdeniz’in iş adamı olan öğrencilerine ve o dönem IRCICA’nın başında olan Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu’nun tanıdığı iş insanlarına başvurarak onlardan müzenin vitrin imalatı için elde ettiği maddi destek ile yaklaşık 1.500.000 Türk Lirası karşılığında teşhir vitrinlerini yaptırdığını dile getirmiştir (EK1). Tıp tarihi koleksiyonu, yatay ve dikey vitrinler aracılığıyla sergilenmiştir. Masa tipi yatay vitrinlerin iç kısımları eğik olarak yaptırılmış olup; karşılıklı iki zeminde eser sergileme fırsatı olmuş; zemin yeşil kadife örtüler ile kaplanmış ve tüm vitrinlere kilit yaptırılmıştır. Ayrıca duvarların tümüne dikey dolap vitrinler yaptırılmıştır. Ardından Doç. Dr. Nil Sarı topladığı bağışlarla İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Deontoloji Anabilim Dalı ve Tıp Tarihi Bilim Dalı’nda yer alan büyük salona tıp tarihi obje ve belgelerinden meydana gelen sergilemenin kuruluşunu gerçekleştirmiştir (Fotoğraf.4.1.1.1.). 37 Fotoğraf.4.1.1.1. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde Tıp Müzesi açacağını duyuran Doç. Dr. Nil (Akdeniz) Sarı ile yapılan röportajlardan Aralık 1984 tarihli Medikal Gazete’de (s.7) ve 29 Aralık 1984 tarihli Türkeli Gazetesi’nde (s.3) yayınlanan açıklama (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 38 4.1.3. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin İlk Sergileme Tasarımı (1985) Tıp tarihi koleksiyonunu sergilerken müzeye kazandırılan obje ve belgeleri işlevlerine ve türlerine göre sınıflayarak bir sergileme yoluna gitmiştir. Nasıl bir tasarım yolu izlediğini Prof. Dr. Nil Sarı’ya sorduğumda: “1983-1985 yılları arasında yapılan bağışlar sergilemeyi yönlendirdi. Bu bağışlar teşekkür mektuplarından da çıkarılabilir.” demiştir (26.06.2020-Acıbadem/NSSTÇ) (EK60). Çeşitli boylarda cam ve porselen ilaç kapları, etüv ve otoklavlar, el yazması ve matbu tıp kitapları, reçeteler, cerrahi alet setleri, santrifüjler, pirinç mikroskoplar, pişmiş toprak ve pirinç şifa tasları, muska ve muska kapları, çeşitli boylarda ilaç çantaları ve ilaç şişeleri, hacamat bıçağı ve hacamat kupaları, havanlar ve havan elleri, diş hekimi aletleri, uçları fildişi cımbızlar ve çeşitli tıp aletleri ile araç gereçleri sergilenmiştir. Ayrıca Prof. Dr. Nil Sarı: “Vefatından kısa süre önce Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver, Selçuk Darüşşifasıyla ilgili sulu boya resimlerini kurulmakta olan müzede sergilenmek üzere bana teslim etti. Süheyl Hoca’nın ayrıca tıp tarihiyle ilgili olan ve olmayan bazı yağlı boya tabloları 7 da vardı.” şeklinde eklemiştir (26.06.2020-Acıbadem/NSSTÇ). Tıp tarihi koleksiyonunun 1985 yılında açılışı sırasında sergilenen eserler bağış yoluyla ve Doç. Dr. Nil Sarı’nın kendi imkanlarıyla satın aldığı eserlerden oluşmuştur (Fotoğraf.4.1.4.1 ve 4.1.4.2.). 4.1.4. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin (Tıp ve Eczacılık Müzesi) Açılışı (1985) Koleksiyonun “Tıp ve Eczacılık Müzesi” adıyla 20 Mayıs 1985 tarihinde açılışı gerçekleşmiştir.8 Müzenin açılması ve eserlerin sergilenmesiyle birlikte bağışların arttığı ve eserlerin çeşitlenerek zenginleştiğini Doç. Dr. Nil Sarı’nın bizatihi anlatımıyla öğrenilmektedir. 7 Prof. Dr. Nil Sarı Süheyl Ünver’in müzede sergilenmek üzere bağışladığı tabloları yayınlamıştır. Yayına ulaşmak için bk.: “Nil Sarı ve Elif Sağdıç (2017). Süheyl Ünver’e Ressam Dostlarından Baki Kalan Eserler. 2. Sağlık Tarihi ve Müzeciliği Sempozyumu (İstanbul 3-4 Haziran 2016), Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları, Kitap No. 42, İstanbul, 313-349.” 8 CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin, koleksiyon olarak ilk açılışı 1985 yılında gerçekleştirilmiştir. 2005 yılında Doç. Dr. Fethiye Erbay danışmanlığında, Necla Kınık tarafından hazırlanan “İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Tarihi Müzesi’nin Kuruluş Aşaması ve Müzecilik Açısından Fonksiyon Kazandırılması” başlıklı yüksek lisans tezinin ÖZET (s. vi) kısmında koleksiyonun açılış yılı 1987 olarak yanlış yazıldığı tespit edilmiştir. 39 Fotoğraf.4.1.4.1. Tıp Tarihi Müzesi’nin 20 Mayıs 1985 tarihindeki açılış davetiyesinin ön yüzü (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.4.2. Tıp Tarihi Müzesi’nin 20 Mayıs 1985 tarihindeki açılış davetiyesinin arka yüzü (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 40 İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Deontoloji Anabilim Dalı ve Tıp Tarihi Bilim Dalı’na bağlı olarak sergilenen ve 20 Mayıs 1985 tarihinde “Tıp ve Eczacılık Tarihi Müzesi” adıyla ziyarete açılan koleksiyona dair Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Nil Sarı tarafından yapılan açılış konuşması (Fotoğraf.4.1.4.3.) dönemin tıp tarihi anlayışı, müzelerde tıp tarihi ile ilgili objelerin yeteri kadar olmayışı, tarihi eserleri koruma ve muhafaza altına alma, gelecek kuşaklara aktarabilme düşüncesinin önemi, koleksiyon oluşturulurken karşılaşılan zorluklar, maddi imkansızlıklar, tarihi malzemeyi kurtarmaya çabası ve daha birçok konuya ışık tutmuştur. Konuşma metni, 1986 yılında yayınlamıştır: “Sayın Dekanımız, Değerli Misafirlerimiz, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Deontoloji Anabilim Dalı’na bağlı Tıp Tarihi Müzesi’nin açılışına hoşgeldiniz. Biz tıp tarihçileri, “eski”den, yâni “küf kokusu”ndan hoşlanırız. Bundan ötürü sık sık, eski eserlerin sergilendiği müzeleri ve eski kitapların bulunduğu kütüphaneleri gezeriz. Müzelerde, eskiden nasıl giyindiğimizi, nasıl yaşadığımızı, kullandığımız araç ve gereçleri, süs eşyalarını, san’at eserlerini hayranlıkla seyrederiz. Ama bizim bir de ilim hayatımız ve bunun da bir tarihî geçmişi vardır. Ne yazık ki, müzelerde ilim tarihimizle ilgili malzemeye pek rastlayamayız. Zira bunlar, yenilerinin, yâni daha gelişmiş yeni âletlerin keşfedilmesiyle beraber bir kenara atılmış veya yok edilmişlerdir. Çok daha kullanışlısı icâd edilen bir cerrahî aletin ya da teşhis aracının, korunması gerektiği pek düşünülememiştir. Bu araç ve gereçleri baba ya da dede hatırası olarak bir müddet saklar, sonra da yer işgâl etmekten başka bir işe yaramayan bu malzemeyi elden çıkarırlar. Böylece, değerli tıp ve ilim tarihi malzemeleri yok olur. Bunun hesabını gelecek nesiller bizden soracaktır. Meselâ tıp sahasında Türkiye’deki büyük gelişmeyi gençlere neyle isbat edeceğiz? Elle tutulur kanıtlarımızı, yâni tarihî malzemeyi dikkatle korumalıyız; şahsen koruyamıyorsak, ilgili kurumlara bağışlamayı millî bir görev olarak benimsemeliyiz. İşte bu düşüncelerle bir tıp tarihi müzesi kurmaya karar verdiğimiz zaman ortada pek bir şey yoktu. Nitekim bir hocamız bize çok haklı olarak karşı çıkmış ve 41 “bu müzeyi neyle kuracaksınız?” 9 demişti. Üstelik, kapısı üzerinde “Tıp Tarihi Müzesi” yazılı büyük salon da önce uzun süre binanın müteahhitleri tarafından ısrarla işgâl edilmiş, daha sonra da depo olarak kullanılmaktaydı. Elimizde “teşhir dolabı” olarak yararlanabileceğimiz hiçbir malzeme de yoktu. Bu arada müze salonumuz boş kabul edildiğinden iki seneye yakın süreyle başka bir bölüme tahsis edildi. Yeni kanunla, Tıp Tarihi Bilim Dalı büyük bir talihsizliğe daha uğramıştı: Eğitime, edebiyat ve güzel san’atlar gibi yeni kültür dersleri eklenirken, çok eski bir geleneği olan ve tıp talebesi için çok daha gerekli bir kültür eğitimi veren Tıp Tarihi bölümü ortadan kalkmıştı. Tıp tarihini seven ve gereğine inanan, değerli öğretim üyelerinin uzun süre ısrarlı girişimleri sonunda yeniden varlığımızı kazandık ve bir anabilim dalı hâline geldik; yardımcı olan herkese teşekkür ederiz. Varlığımızı bundan sonra da en iyi bir şekilde koruyabilmemiz, gençlerin bizlere katılmasıyla mümkündür. Salonumuzun yeniden boşalmasıyla, bir müze kurabilme ümidi tekrar doğmuştu. Sevgili hocam Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver’e danıştık, onunla dertleştik. Kendisi daima bizim yanımızda olacağını bildirdi. Artık harekete geçebilirdik. İslâm Tarih, Kültür ve San’at Araştırma Merkezi Genel Direktörü Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu’nu Süheyl Bey vasıtasıyla Tıp Tarihi’ne dâvet ettik, boş salonu gezdirdik ve kendilerinden maddî destek istedik.10 Ekmeleddin Bey çok kısa bir süre içinde çevresinden bize büyük miktarda yardım topladı. Çok önemli maddî desteği de Sayın Ahmed Aydın Bolat temin ettiler. Tıp tarihine ilgi ve sevgi duyan dostlarımız maddî- manevî büyük yardımlarda bulundular. Bu dostlarımızın isimleri müzemizin girişine kaydedilmiş bulunmaktadır. Hepsine gönül dolusu teşekkür borçluyuz.11 Bir mesele hâl yoluna girerken başka meseleler ortaya çıkıyordu. Bizler “müzeci” değildik. Zaten kadromuz da çok gençti. Bu işlerden anlayan usta kişiler olmalıydı. Madem ki en iyisini yapmak istiyorduk, birilerine danışmalıydık. Bunun için, burada adını veremiyeceğim bazı mimar ve dekoratörlerle görüştük; aldığımız fiyatlar çok ümit kırıcıydı. Ne toplayabildiğimiz bağışlar ne de Dekanlığın maddî 9 Bunu söyleyen kişi, Prof. Dr. Nil Sarı’dan önce CTF Deontoloji ve Tıp Tarihi Anabilim Dalı Başkanı olan Prof. Dr. Emine Atabek’tir (20.07.2020-Acıbadem/NSSTÇ). 10 Bu nedenle Prof. Dr. Nil Sarı, açılışta kurdele kesimini Süheyl Ünver ile Ekmeleddin İhsanoğlu’na yaptırmış, kendisi arka planda durmuştur (20.07.2020-Acıbadem/NSSTÇ). Kaynak için bakınız. Sarı, N. (1986). Cerrahpaşa Tıp Tarihi Müzesi. Tıp Tarihi Araştırmaları, İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Deontoloji Anabilim Dalı ve Tıp Tarihi Bilim Dalı Yayınları, Özel Seri No:1, İstanbul, s. 140. 11 Bu konuşmada Prof. Dr. Nil Sarı, destek gördüğü babasının adını “şahsileştirme” olacağını düşündüğünden dolayı vermekten sakınmıştır. 42 desteği, bizim gibi “resmî” ve “geliri olmayan” bir kurumun profesyonel müzecilerin bilgi ve görgülerinden yararlanmasına imkân vermiyordu. Bu nedenle son çare olarak, Fakültemiz dekoratörüne dikey ve yatay teşhir dolapları çizdirdik; dolapları, daha ucuz olur düşüncesiyle bir mobilyacıya yaptırdık. Duvarlardaki pis su borularının ahşapla kaplanması fiyatı yükseltti ve biz yine borçlandık! Ayrıca, yerin uygun olmaması nedeniyle dolapların arkadan işlemeyip önden açılır olması, kalın camlara kalın çerçevelerin takılmasını gerekli kıldı ve dolapları aydınlatma ihtiyacı ortaya çıktı. Yıldız Teknik Üniversitesi Yapı Fiziği Bölümü’nün yakın ilgisine rağmen, bu özel flüoresanları yurt dışından (Maddî bakımdan) temin edemedik; ama, müzenin açılışını da daha fazla erteleyemezdik... Geçen bir buçuk sene süresince Müzemiz’e tıp ve eczacılık tarihini ilgilendiren malzemeyi toplama çabamızdan sözetmek gerekiyor. Burada, maddî-mânevî yardımlarını bizden esirgemeyen, her türlü meselemizle yakından ilgilenen sayın öğretim üyelerimize özellikle teşekkür etmek isterim. “Tarihi malzemeyi kurtarma” çabalarımız 1984 Ocağında başlar. Bu tarihlerde Sayın Nedret İşli, konumuzla ilgili bazı malzemenin sahaflarda satıldığını bize duyurdu. Daha sonra, hurdacılardan, eskicilerden malzeme bulmaya başladık. Lâkin paramız yoktu. Bu tip harcama için ayrı fon olmadığından, çok büyük güçlüklerle karşılaştık. Giderlerimizi çoğu kere, bizi seven dostların bağışlarıyla karşıladık. Tutarı çok fazla olan bazı değerli malzemeyi ise, maalesef elden kaçırdık. Hâlen varlığını bildiğimiz, fakat satın alamadığımız, tıp ve eczacılık tarihiyle ilgili materyel vardır. İnşallah yine yardımlarınızla bunları müzemize kazandırabiliriz. Bu arada özellikle belirtmek istediğimiz bir husus var. Müzeyi gezerken, teşhir olunan eşyaların birçoğunun yanında, “filâncanın müzemize bağışıdır” ibaresini göreceksiniz. İşte bu âlicenap ve yaptığı bağışları bir “milli vazife” telakki eden dostlarımıza (ki bunlar arasında antikacılar dâhi vardır), sonsuz minnettarlığımızı bildirmek isterim. Birçok hekim ve eczacının ailesi, hiçbir maddî kazanç beklemeden, ata yadigârı eşyalarını müzemize sevinerek bağışlamışlardır. Vârolsunlar... Son olarak; Müzemiz’in kurulmasında sonsuz emeği geçen, geceleri geç saatlere kadar ve hafta sonları da hastaneye gelerek, istekle, bıkmadan usanmadan, 43 güleryüzünü eksik etmeden, hiçbir menfaat beklemeden çalışan Anabilim Dalımız’ın bütün personeline ve pek çok yorulan müstahdemlerimize teşekkür ederim.12 Değerli misafirlerimiz. Gördüğünüz gibi müzemizin açılışı millî bir mesele olup, hepimizin bundan sonra da yakın ilginizi beklemektedir. Sizlerin yeni katkılarınızla, yine Cerrahpaşa semtinde bulunan ve Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafınan bir Tıp Tarihi Müzesi ve Araştırma Merkezi yapılmak üzere Gevher Sultan Medresesi’nin tamirinin tamamlanması ve yeni malzemenin teşhiri ile, daha geniş ve kapsamlı hizmet sunmamız mümkün olabilecektir. Buraya kadar gelerek Müzemiz’in açılışını şereflendiren siz değerli misafirlerimize sonsuz şükrânlarımızı sunarız. Sayın Dekanımız’ın Tıp Tarihi Müzesi’ni açılış merasimine katılmak üzere, hepinizi Tıp Tarihi Bilim Dalı’na dâvet ediyorum.”. Fotoğraf.4.1.4.3. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin açılışında konuşmasını gerçekleştiren müzenin kurucusu Doç. Dr. Nil Sarı (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu) 12 CTF Deontoloji ve Tıp Tarihi Kürsüsüne yeni tayin edilmiş olan okutman Bedizel Zülfikar, kütüphaneci Gülten Dinç, sekreter Sinem Polat ile kıdemli müstahdem Kâmil Kılıç (20.07.2020-Acıbadem/NSSTÇ). 44 Fotoğraf.4.1.4.5. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin açılışında konuşmalarını gerçekleştiren İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şefik Kayahan (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.4.6. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin kurucusu Doç. Dr. Nil Sarı’nın 1985 yılında açılışta Ekmeleddin İhsanoğlu’na müze koleksiyonunu tanıtmasından bir an (Prof. Dr. Nil Sarı Kişisel Albümü). 45 Fotoğraf.4.1.4.7. Selçuk Erez’in Güneş Gazetesi’ndeki 23 Ağustos 1987 tarihli haberi (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 46 Fotoğraf.4.1.4.8. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin ilk kuruluşunun gerçekleştiği büyük salon (Sarı,2008). Fotoğraf.4.1.4.9-10. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin yeni binaya taşınmasının ardından ilk kuruluşunun gerçekleştiği büyük salonun 2002 yılından itibaren seminer odası olarak düzenlenen haliyle görünümü (Foto: Burcu Özdemir, 2018). 47 Fotoğraf.4.1.4.11. CTF Tıp Tarihi koleksiyonundan bir kısmının 2002 yılına kadar sergilendiği İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Deontoloji ve Tıp Tarihi Anabilim Dalı koridoru (Sarı, 2008). Fotoğraf.4.1.4.12. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin 1985 yılı açılışındaki ziyaretçi defterinden seçilmiş yazı örnekleri; “Mısır Nil’in eseridir (Heredot); Bu müze de Nil’in eseridir (Hatemi)”, “Paha biçilmez eserlerin yeni nesle armağanı. Kutlarım.” (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 48 Fotoğraf.4.1.4.13. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin 1985 yılı açılışındaki ziyaretçi defterinden seçilmiş yazı örnekleri; “Müzeyi gezerken büyük heyecan duydun. Başta Doç. Dr. Nil Sarı Hocamız başta olmak üzere tüm emeği geçenleri içtenlikle kutlarız.”, “Müzeyi gezerken gerçekten çok duygulandım. Doç. Dr. Nil Sarı ve tüm emeği geçenlere, candan tebriklerimi sunarım. Hakikaten BRAVO” (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.4.14. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin 1985 yılı açılışındaki ziyaretçi defterinden seçilmiş yazı örnekleri; “Doç. Dr. Nil Sarı’yı bu başarısından dolayı kutluyor daha nicelerini temenni ve niyaz ediyorum.”, “Hayatımın en güzel günlerinden birini yaşadım. Tebrikler”, “Sonsuz takdirlerimle” (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 49 4.1.5. CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonunu Geliştirme Süreci ve Karşılaşılan Sorunları Koleksiyonu zenginleştirmek, tarihi malzemeyi korumak ve muhafaza etmek amacıyla her türlü gayreti ve çabayı gösteren Prof. Dr. Nil Sarı 2004, 2016 yılında yayınladığı ve 2017 yılında yaptığı söyleşide bu konudaki anılarından birkaçını şu şekilde dile getirir: “Bir gün haber geldi ki Haseki Hastanesi’nin tarihi kitapları, arşivi ve patoloji müzesi görevlilere oda açmak için kilosu üç liradan eskiciye satılmış! Kitaplar Hastanenin yan sokağına yığılmış. Yağmurlu bir gündü. Seka’ya gönderilmeden önce yetişmek için asistanım ile koştuk. Yağmur altında toplayabildiklerimizi kilosu beş liradan satın aldım...”. “Bir başka gün Prof. Dr. Selçuk Erez, ünlü iş adamı, sanayici sayın Rahmi Koç’u koleksiyonu görmeye getirdi. Birkaç dakika içinde anlaşıldı ki sadece gezmeye gelmemiş. Kurmayı tasarladığı Koç müzesinde sergilemek üzere bizim malzemeyi istiyor. “Hayır” dedim; biz bunları Üniversitemiz için topladık. Bizler koleksiyoncu değiliz. Devletin memurlarıyız, devlete hizmet ediyoruz.” Verdiği karşılık çok rahatsız ediciydi: “Tabii, siz bunları emekle topladınız, elleyip, okşamak istersiniz ama bakamaz ve koruyamazsınız; veriniz biz sergileyelim, sizin adınıza bir teşekkür yazarız” dedi. İçim cız etmişti. Ona göre koleksiyonumuzda değerli parçalar ile, onun tabiri ile “junk” yani çöpler bir aradaydı. Bakış açısına şaşırıp kaldım. Bizler malzemenin maddi değerine, bir eser olup olmamasına hiç bakmıyorduk. Bizim için önemli olan, bir parçanın tıbbın tarihinde yerini almış olmasıydı. Daha sonra sayın Rahmi Koç bir mektup ile isteğini tekrarladı. Yine rahatsız olmuştum. Birkaç kere mektup yazdıktan sonra yollamayıp, yırtıp attım ve hiç cevap vermedim.” (20.06.2019-Cerrahpaşa/NSSTÇ). “Bir başka gün Kuledibi Hastanesinde görevli doktor arkadaşım telefon etti ve ameliyathane ile eczanede artık kullanılmayan tarihi araç gereç ve malzeme bulunduğunu söyledi. Gittik. Önce, pirinçten yapılma ve küçük boyutta pek güzel göz cerrahisi aletleri gösterdi, ama veremeyeceğini, kendisine saklayacağına söyledi. Israrla istedim; vermedi. Sonra bizi depoya götürdüler. Seçtiklerimizi kutulara yerleştirip paketledik: alıp götürmek isterken, “bunları şimdi alamazsınız” dediler. Yalvar yakar ancak küçük bir kutuyu alabildik. İçindekiler Yıldız Sarayı eczanesine 50 ait cam ilaç kaplarıydı ve üzerlerinde altın yaldız ile Emperial Pharmacie kaydı vardı. Bunlar benzerlerinin ancak küçük bir kısmıydı. Paketlediklerinizi alabilmek için İl Sağlık Müdürlüğü’nden izin getirin dediler. Dönemin müdürüne gittik. O da yardımcısına yolladı. Ne var ki, birdenbire onlarda da Sağlık Bakanlığı’na bağlı bir müze kurma hevesi oluşuvermişti. Kısa bir süre sonra tüm devlet hastanelerine bir yazı yollanarak, bir müze kurulacağı ve bunun için ellerinde bulunan tarihi malzemenin toplanması gereği bildirildi. O günden bugüne bir müze kurulamadı ama, ne yazık ki, yıllar sonra yeniden gittiğimiz sağlık kurumlarında bıraktıklarımızı bulamadık...”. Devlet kurumlarından atılan binlerce arşiv belgesi ve tarihi kitabı CTF Tıp Tarihi Müzesi koleksiyonuna nasıl kazandırdığını Prof. Dr. Nil Sarı 2004 yılındaki makalesine atıf yapar ve şu şekilde anlatır: “Bir gün Süheyl Hocaya gazeteci Murat Bardakçı’dan telefon gelmiş, ‘arşiviniz sahaflarda satılıyor’ diye. Kendi kendime düşünüyorum, bu arşiv nasıl olur da sahaflara düşer. Çok üzüldüm. Kime sorsam haberi yok. Birkaç gün sonra, o tarihte edebiyat fakültesinde okuyan Nedret İşli’den telefon geldi. ‘Süheyl Hocanın el yazısıyla evrakının da olduğu arşiv malzemesi var elimde, tıp tarihi kürsüsünden atılmış, alır mısın’ dedi. Nedret büyük kutu dolusu evrak getirdi. İçinde fermanlar bile var. Hatta getirdiklerinin çoğunda İstanbul Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Kürsüsü damgası ve etiketi var. Hepsini on bin liraya satın aldım. Sonra kendisinden bilgi almak için Murat Bardakçı’ya gittik, belki atılanların izini sürebilirim diye. ‘Siz attınız biz aldık’ dedi. ‘Biz atmadık’ diyorum, anlamak istemiyor. Milliyet Gazetesi’nin atılanlardan sekiz çuval dolusu belgeyi arşivine aldığını söyledi. Bu bilgi ne kadar doğruydu bilmiyorum. Sonradan öğrendim ki Osmanlıca belgeler ve kitaplar çoğunlukla SEKA’ya gönderilirmiş. SEKA’ya gittik, müdürü ile görüştük, dedi ki ‘1960’lı yıllara kadar üçüncü sınıf hamur kağıdımızın yüzde doksanını Osmanlı evrak ve kitaplardan elde ediyorduk. Dün Ankara’dan paşalar telefon etti; CHP arşivi de SEKA’ya gönderilmiş, Atatürk’ün imzaları varmış, geceleyin ışıklarda aradık, ama hepsi hamur olmuş’ dedi. ‘Ama eğer isterseniz; haftalarca Ankara’dan evrak geldi, gidin bakın belki bir şey bulursunuz’ diye ekledi. Gittim ne göreyim, birkaç kilometre boyunca uzanan tepeler halinde eski evrak, bütün bakanlıkların arşivleri boşaltılmış. Osmanlı’nın son dönemi, İstiklal Savaşı dönemi, Cumhuriyetin ilk dönemi, hep atılmış. İpekli kurdeleler ile bağlı 51 zarflarda, zarif antetli, damgalı resmi pullu milyonlarca evrak, üst üste atılmış, açıkta yağmur altında duruyorlardı öylece, hepsi kâğıt bunların! Toplayabildiğim birkaç evrakı iki kutuya doldurup arabamın arkasına koyup kürsüye getirdim.” (05.07.2019-Acıbadem/NSSTÇ). “Bir gün yine Çapa’dan atılanları aramak için sahaflara gitmiştim. Sahaflara cami tarafından girince köşede sahaf Turan Bey’in dükkânı vardı. Baktım bir yığın eski kitap kenarda duruyor. ‘Sizden önce Prof. Dr. Turan Baytop bunlardan satın aldı’ dedi. İstanbul Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Kürsüsü damgalı ve etiketli çok sayıda kitabı da ben satın aldım. Tıp Tarihi Kürsüsünden atılanlar arasında Bedii Hoca’nın hatıra defteri de varmış; meğer hatırat defterinde hoca ilk evliliğinden söz etmiş. Bu defter eşinin eline geçince, dönemin Rektörüne başvurdu ve mahkeme sürecini başlattı. Beyazıt’taki Tıp Tarihi Kürsüsünün üst katında İktisat Tarihi Kürsüsü vardı. Bu kürsüden bir asistan tıp tarihinden atılanlardan bolca toplamış. Asistanın eşi o sırada yeni çıkan renkli televizyonlardan istermiş. O tarihte renkli televizyon çok pahalı, asistan topladıklarını satmak istiyor. İstediği üç yüz lirayı bulabilmem mümkün değil. Fakültemizin Dekanına başvurdum, o da miktarı fazla buldu. Neyse, paranın üstünü daha sonra tamamlamak üzere az bir ödemeyle asistanı ikna ettik ve yine Tıp Tarihi Kürsüsü damgalı kitapları ve damgasız pek çok tarihi belgeyi müzemize kazandırdık.”. Gelişen teknolojiye bağlı olarak hastanelerde kullanımdan kalkan araç gereçler, kitaplar ve çeşitli belgeler, süregelen gelişimin gösterilmesi amacıyla Avrupa’da teşhir edilirken Türkiye’de bunlar hurdaya çıkarılmakta ayrıca âtıl durumda istiflendiği için kırılmış ya da parçaları dağılmıştır. Bu hurda depolarından zaman zaman bazı eserlerin müzeye kazandırıldığı, bazen ise buradan bile bir eser verilmediği Prof. Dr. Nil Sarı tarafından bildirilmiştir (09.04.2019- Acıbadem/NSSTÇ): “1993 yılında Sağlık Müdürlüğü’nün resmi yazısıyla İstanbul Bölge Depo ve Tamirhane Müdürlüğü’ne vardık ama burada tespit ettiğimiz tarihi pirinç ve bakır araç-gereçler makine-kimya sanayiye gönderileceği söylenerek verilmedi ve o nefis parçaların hurda işlemi görerek adi metale dönüştürüleceğini öğrendik. Bir kurumdan diğerine yapılacak bağışlarda bile bu gibi güçlükler çıkabiliyordu. Karşılaştığımız sıkıntıyı aşabilmek amacıyla çeyrek asır önce başvurduğumuz dönemin İstanbul İl Sağlık Müdürü, “Biz de müze kuracağız.” 52 diyerek bize yardımcı olamadı. Sağlık Müdürlüğü onca yıl bir müze kurmadığı gibi, bazı hastanelerde tespit ettiğimiz pek değerli malzemenin zaman içinde kaybolduğuna da şahit olduk.”. Prof. Dr. Nil Sarı ile yapılan görüşmede, 2008 yılındaki makalesine atıf yapmış ve CTF Tıp Tarihi Müzesi ziyarete açıldıktan ve çevrede tanınmaya başladıktan sonraki birkaç yıl içinde tıp ve eczacılık tarihine dair objeler, belge ve kitaplar koleksiyonerlerin dikkatini çekmeye başladığını; bu koleksiyoncuların obje ve belgelerin fiyatlarının artmasına sebep olduğunu; ilaç firmaları da tıp ve eczacılık koleksiyonlarını kendileri için bir şöhret ve ün sahibi olmak için araç olarak kullandıklarını; böylece tarihi parçalar koruma, eğitim, yatırım, saygınlık, ya da sadece bir merak-hobi çeşitli amaçlar doğrultusunda toplanmaya başladığını kaydetmiştir. Fotoğraf.4.1.5.1. CTF Tıp Tarihi Müzesi’ne alınan bağışlar karşılığında yazılan teşekkür mektubu örneği (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Alınan bağışların kaydı ve listesi koleksiyonun oluşturulduğu ilk on yıl istikrarlı şekilde tutulmuştur. Fotoğraf.4.1.5.1’de örneği görüldüğü gibi Prof. Dr. Nil Sarı tüm 53 bağışçılara birer imzalı teşekkür mektubu iletmiştir.13 Bu mektupta bağışçının adı soyadı, bağış yaptığı tarih, bağış yaptığı obje, belge ya da maddi yardımın ne olduğu ve bağışı alan kişinin adı soyadı ile ünvanı yazılmıştır. Prof. Dr. Nil Sarı eserleri kayıt altında tutarak yıllar içinde ne kadar eserin, belgenin müzeye kazandırıldığını belgelemiştir. Teşekkür mektuplarına bir süre sonra yapılan bağışların fotoğrafları da eklenmiştir. Teşekkür mektubu olmayan objeler, kitaplar ve belgeler doğrudan Prof. Dr. Nil Sarı tarafından bağışlanmıştır. Tıp tarihi koleksiyonunun kayıt altına alınması amacıyla, İstanbul Üniversitesi Bilimsel Araştırmalar Projesi (BAP)’ne Prof. Dr. Nil Sarı tarafından başvurulan, 1468/05052000 proje numarasıyla 05.05.2000 tarihinde başlangıcı, 01.07.2003 yılında bitişi planlanan “İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Deontoloji ve Tıp Tarihi Müzesi Katalog ve Envanter Çalışması” başlatılmıştır. Proje Yürütücüsü Prof. Dr. Nil Sarı, projede görev alan memurlar ise İnci Hot (Doç. Dr.) ve Zuhal Özaydın (Prof. Dr.)’dır. Bu projede amaçlanan 1985 yılında ziyarete açılan tıp tarihi koleksiyonunun fotoğraflanması ve envanterinin çıkarılmasıdır. Prof. Dr. Nil Sarı bu projenin başlangıcı, gelişimi ve envanter sorununun günümüzde dahi varlığını devam ettirdiğini şu şekilde anlatır: “Fotoğrafların çekimi için Sandoz ilaç firmasından o günün parasıyla 5000 TL aldım. Fotoğrafları Hüseyin Olcay çekti. Ben proje yürütücüsü olarak bir form hazırladım, fotoğraf çekimlerinin başında durdum. Görevliler İnci Hot ve Zuhal Özaydın, objelerin ölçülerini ve tanımlamalarını formlara geçirdiler. İnci’ye bu projeyle bir bilgisayar aldım, o ayrıca bu envanter bilgilerini bilgisayara geçirdi. İlerleyen yıllarda Fatma Tolan bu projedeki envanter bilgilerini envanter defterine kaydetti. Tabii gerek ilk kayıt gerekse Fatma Tolan’ın envanter bilgileri defterlere aktarılırken bazı hatalar oldu. Ben bunlar iş yoğunluğum sebebiyle kontrol edemedim. Ama en önemlisi 2002-2004 yılları arasında İ.Ü. Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu’nun korkutucu emirleriyle telaşla objeler yeni binaya taşınırken, ilk sergi salonundaki sergi vitrinlerinde objelerin hemen yanında bulunan etiketler birlikte toplanmadığından (etiketler bir torbaya dolduruldu), 1985 yılında ytaptığım açılış konuşmamda ifade ettiğim bağış sahiplerinin adları artık bağışladıkları objelerle bağlantısını kaybetti. Bu nedenle 13 Müzeye kazandırılan eserlerin bağış ve teşekkür mektuplarının fotoğrfaları ve listesi tez çalışmasının sonunda yer alan EK’ler kısmında listelenmiştir. 54 envanter bilgileri kuşku ile -sorgulanarak- temize çekilmedir.” (03.07.2020- Acıbadem/NSSTÇ). Müze koleksiyonunun 1983 yılında oluşturulmaya başlamasından 2003 yılına kadar bağışçıların isimleri ve yaptıkları bağışlar da kabaca listelenmiş (EK 2-7); bağış evrakları da 2020 yılına kadar kabaca gösterilmiştir (EK 8-46). 4.1.6. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin İkinci Teşhir Tanzim Aşaması CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin koleksiyonunun zenginleşmesi, alınan bağışların çoğalması dolayısıyla 1985 yılında sergileme için kurulan büyük salona eserler sığamaz hale gelmiştir. Fotoğraf.4.1.4.8’de görüldüğü gibi sergileme önce CTF Deontoloji Anabilim Dalı ve Tıp Tarihi Bilim Dalı koridorlarına taşmıştır. CTF Temel Tıp Bilimleri binasındaki dört ayrı depo alanı da zaman içinde gelen bağışlarla dolmuştur. Sergi alanına sığmayan eserler depolarda istifli bir şekilde muhafaza altına alınmış, sergilemeye uygun mekânın olmayışından dolayı teşhire açılamamıştır. Böylece Anabilim dalına sığmayan eserler için güvenlikli ve daha geniş bir depo mekânı ile koleksiyonun teşhiri için müzecilik şartlarına uygun, diğer birimlerden bağımsız bir binaya ihtiyaç doğmuştur. Müzenin nadir eserler kütüphanesinde yalnızca tıp kitapları değil aynı zamanda tasavvuf, sanat ve bilim tarihi, astronomi, kimya, felsefe, tarih, edebiyat gibi çok farklı branşlara ait nadir eserler de bünyesinde bulunduran çok geniş bir koleksiyon, bağış ve satın alma yoluyla müze koleksiyonuna kazandırılmıştır. Bu geniş nadir kitap koleksiyonu bağışlarla kazandırıldığı gibi, mekruh binaların içinde şans eseri ya da tanıdıklar sayesinde bulunmuşlardır. Bu konuyla ilgili anılarını 2016 yılındaki makalesinde Prof. Dr. Nil Sarı şu şekilde anlatır: “Bir gün kardeşim Sarıyer’deki terkedilmiş ahşap, yıkılmakta olan evin içinde pek çok eski kitap olduğunu haber verdi, gittiğimizde yıkılmakta olan evin içinden pek çok el yazması ve matbu Osmanlıca kitap topladık. Tarihî Balıklı Rum Hastanesi’nin kitaplarını da kayınpederimin tanıdığı bir antikacı dostu kamyonla getirdi.”. Prof. Dr. Nil Sarı, bu konuyla ilgili diğer bir anısı ise yine 2004 yılındaki makalesinde şu şekilde dile getirmiştir: “Gene, bir gün Fatih müftüsü aradı. “Burada, Tıp Encümeninin eski kitapları var”. dedi. “Tabip Odası 1960’larda binasını yenilerken eski kitaplarını buraya yığdı gitti, bir daha da aramadı. İstanbul 55 Tıp Fakültesi’ne sordum, istemediler, siz ister misiniz?” diye sordu. “Olur, ama kaç tane?” dedim. 5-6 bin demez mi! “Alırım, bana birkaç gün izin verin” dedim. Yer buldum, dolap, kamyon taşıyacak insan da buldum. Akşam üstü kamyon geldi, ama aşağı indirmeye kimsenin gücü kalmamıştı... Kamyonun üstüne çıktım, taşımaya başladım. Beni görenler de yardım etti, böylece kitapları alıp yerleştirdik...”. Konuya ilavesini de 2016 yılındaki makalesinde: “İyi ki almışız, içlerinde el yazmaları ve muazzam sayıda matbu Osmanlıca tıp kitapları ile 19. ve 20.yüzyıl başlarına ait yabancı dilde pek değerli tıp kitapları çıktı. Alınan bu bağışla elde edilen çeşitli el yazmaları, matbu Osmanlıca tıp kitapları ve sağlık dergileri müzenin nadir eser kütüphanesi koleksiyonunun önemli bir kısmını oluşturmaktadır” olarak belirtmiştir. 4.1.6.1. CTF Tıp Tarihi Müzesi İçin Oluşan Mekân Sorunu ve Bina Arayışı Prof. Dr. Nil Sarı, tarihi objelerin hak ettiği değere uygun bir mekânda sergilenmesi gerektiği, bununla birlikte tarihi kültürel mirasın çağdaş müzecilik şartlarına uygun bir sergileme ve koruma gerektirdiği inancına bağlı olarak bir arayışa girmiş ve karşısına birkaç yapı çıkmıştır. Prof. Dr. Nil Sarı ile yaptığım görüşme sırasında bu yapıların hangi tarihi mekânlar olduğunu sorduğumda şu şekilde yanıtlamıştır: “İlk olarak Cerrah Mehmet Paşa Camii karşısındaki tarihi Gevherhan Medresesini müze olarak kullanmak üzere vakıflar ile Rektörlük arasında bir sözleşme imzalanmıştı. Rektörlük yapının onarımı için çalışmalar başlattı. Onarımlar bitince bir şekilde sözleşme iptal oldu ve medreseyi vakıflar geri aldı. Böylelikle mekânın tıp tarihi müzesi olma projesi iptal oldu.”. “Gevherhan Medresesi iptal olunca, Süleymaniye Camii karşısındaki Süleymaniye Tıp Medresesini müze mekânı olarak istedim. Süleymaniye Camii’ni görmeye gelenler tam karşısında yer alan Tıp Medresesi ve Hastanesinin farkına bile varmıyorlardı. Yetkililer, bir Süleymaniye Üniversitesi kurulacağı gerekçesiyle isteğimi geri çevirdiler.”. “Gülhane parkı içindeki tarihi hastane binasının kullanımı için başvurular alınmaya başladığında müze yapmak için başvuruda bulundum. 10 başvurudan biri de benim başvurumdu. Sonuçlar açıklandığında binayı Topkapı Sarayı Müzesi deposuna verdiklerini öğrendim.”. 56 “CTF Dekanlığı’nın Oditoryum’un yanında inşa edilen yeni binasına geçerek Belediye’den devralınan tarihi binayı boşalttığı sırada kendisine başvurduğum ve tarihe büyük ilgisi olan İstanbul Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu’nun, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesinin en eski binasını -1911’de Belediye’ye bağlı hastane binası olarak yapımına başlanan ve 1915’te açılan kâgir yapıyı- tıp müzesine tahsis etmesi ile yer sorunu çözümlenmiş oldu (Fotoğraf.4.1.6.1.1. ve 4.1.6.1.2.). Böylece, bina arama serüveni de sona erdi. 1995 yılına kadar dekanlık olarak hastanenin idari birimlerine hizmet veren bu tarihi yapı artık tıp tarihi müzesine ev sahipliği yapacaktı. Binanın tarihi mimarisi ve dönemin yapı özellikleri burada bir müze kurulmasını çekici hale getiriyordu. Böylece Cerrahpaşa Tıp Fakültesi mensupları da tarihi binada sergilenen tarihi eserler ile geçmişlerine sahip çıkabilme imkanını elde etmiş oldu. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fikret Sipahioğlu çalışmaların tüm aşamalarında yakın ilgi göstermekte ve büyük destek sağlamaktaydı.” (20.6.2018-Cerrahpaşa/NSSTÇ). “Dönemin önde gelen müzecilik uzmanı ve öğretim üyesi Doç Dr. Sümer Atasoy ile tanışıyorduk. Kendisinin desteğini rica ettim. Sağolsun, kabul etti. Birlikte çalıştığı yüksek mimar Halil Onur da binanın restorasyon projesini çizdi. Üst kattaki iki salonun vitrinlerinin yapımında ve Anıtlar Kurulu ile ilgili girişimlerde de destek oldular.” (20.6.2018-Cerrahpaşa/NSSTÇ). Prof. Dr. Nil Sarı 2008 yılındaki makalesinde; Deontoloji ve Tıp Tarihi Anabilim Dalı’nın içinde yer alan ve müze olarak kullanılan büyük salonda sergilenenler 2002 yılında paketlenip yeni mekânına taşındığını belirtmiştir. Tarihi binanın üst katındaki iki salonuna 2003 yılında teşhir vitrinlerinin yapılmasıyla müze vücut bulmaya başlasa da binadaki tamir sürecinin devam etmesi, yeni teşhir vitrinlerinin yapımı ile tarihi vitrinlerin onarımı, depolardaki arşivin, tarihi kitapların ve malzemenin taşınması 2004 yılına kadar devam etmiştir. 57 Fotoğraf. 4.1.6.1.1. CTF Tıp Tarihi Müzesi’ne 2000 yılında tahsis edilmiş olan tarihi bina (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf. 4.1.6.1.2. CTF Tıp Tarihi Müzesi’ne 2000 yılında tahsis edilmiş olan tarihi bina (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 58 4.1.7. CTF Tıp Tarihi Müzesi’ne Tahsis Edilen Bina ve Tıp Tarihi Müze Binası Olarak Kullanılacağına Dair Tescili Fotoğraf.4.1.7. 1. Takiyüddin Paşa Konağı (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.7.2. Ülker Erke’nin Sulu Boya Çalışması, Takiyüddin Paşa Konağı (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 59 Fotoğraf.4.1.7.3. Takiyüddin Paşa Konağı yerine yapılan kagir yapılar (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu) Fotoğraf.4.1.7.4. Takiyüddin Paşa Konağı yerine yapılan ve 2000 yılında tıp tarihi müzesine tahsis edilen tarihi yapının cepheden görünümü (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyon 60 Fotoğraf.4.1.7.5. 2002 yılında tıp tarihi müzesine tahsis edilen tarihi yapının Dekanlık olarak kullanıldığı dönemden bir görünüm (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.7.6. Dönemin Cerrahpaşa Hastanesi, şimdinin Tıp Tarihi Müzesi’nin tarihi binası (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 61 Fotoğraf.4.1.7.7-8. Mustafa Kemal Atatürk’ün Cerrahpaşa Hastanesi ziyaretinin haberini yapan Cumhuriyet Gazetesi’nin küpürleri (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.7.9. Mustafa Kemal Atatürk’ün 1930 yılında Cerrahpaşa Hastanesi ziyaretinden ayrılışını gösteren fotoğraf (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 62 Fotoğraf.4.1.7.10-11. Dönemin Cerrahpaşa Hastanesi, şimdinin Tıp Tarihi Müzesi olan tarihi binanın giriş koridorunun geçmiş ve günümüz görünümü (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu/ Soldaki fotoğraf Prof. Dr. Ali Vural’ın bağışı). T.C. Kültür Bakanlığı, İstanbul 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 12.7.1995 gün ve 6848 sayılı kararı ile belirlenen Tarihi Yarımada, Kentsel ve Tarihi Sit Alanı içinde kalan ve İstanbul Üniversitesi mülkiyetinde bulunan İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Eski Dekanlık binasının (şimdinin CTF Tıp Tarihi Müzesi) rölöve, restitüsyon ve restorasyon projeleri sunulmuş (EK46), gerekli eksikliklerin tamamlanmasıyla; Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin 27.12.2002 tarihli başvuru sonucu eski dekanlık binası, 30.12.2002 gün ve 14543 sayılı karar doğrultusunda “tarihi ve kentsel sit alanı içerisinde kalan kültür varlığı” olarak tescil edilmiş olup, koruma grubu olarak II. grup olarak belirlenmiştir (Fotoğraf.4.1.7.14.). Bu tescilin sonrasında T.C. Kültür Bakanlığı, Fotoğraf.4.1.7.15’de görülen karar ile İstanbul 1 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu, müzenin korunmasını sağlamak, dağılmasını önlemek amacıyla tarihi binanın sadece “Tıp Tarihi Müzesi” olarak kullanılması kararını 28.04.2004 gün ve 16058 sayılı karar doğrultusunda onaylamıştır. Alınan bu kararlar ile tarihi binanın amacına uygun kullanılmasını sağlamak ve korumak, müze koleksiyonuna kayıtlı eserlerin dağılmasını önlemek, muhafaza etmek ve devamlılığını sağlamak amaçlanmıştır. 63 Fotoğraf.4.1.7.12-13. CTF Tıp Tarihi Müze binasının tapusu (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 64 Fotoğraf.4.1.7.14. Tıp Tarihi Müze binasının “tarihi ve kentsel sit alanı içerisinde kalan kültür varlığı” olduğunu ve müze olarak kullanılmasını onaylayan belge (CTF Tıp Tarihi Koleksiyonu). 65 Fotoğraf.4.1.7.15. Tarihi binanın “Tıp Tarihi Müzesi” olarak kullanılmasını 28.04.2004 tarihinde T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından onaylandığını gösteren belge (CTF Tıp Tarihi Koleksiyonu). 66 Tıp tarihi koleksiyonuna tahsis edilen yeni müze binasına taşınmasının ardından Prof. Dr. Nil Sarı’nın tüm koleksiyonu inceleyerek tasnif etmesi sonucunda toplamda 25 sergi odası tasarlamıştır. Tıbbın eğitici-öğretici yönünü yansıtması, tasarımı ve sergilemeyi koleksiyona göre şekillendirmesi, bilgi panoları ve fotoğraflarla objeleri bütünleştirmesi farklı bir tasarıma imza atmıştır. Fotoğraf.4.1.7.16. Türk Tıp Tarihi Kurumu’nun Şubat 2002 tarihli bülteninin ilk sayılarında verilen “Cerrahpaşa Tıp Müzesi Kuruluyor!” haberi (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.7.17. Türk Tıp Tarihi Kurumu’nun Mart 2003 tarihli bülteninde “Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi’nin Gelişimi” haberi (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 67 4.1.7.1. CTF Tıp Tarihi Müzesi Binasının İkinci Teşhir Tanzim Sürecinde İnsan Gücü ve Maddi Kaynakların Temini Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Deontoloji Anabilim Dalı ve Tıp Tarihi Bilim Dalı büyük salonda 1985 yılında teşhire açılan tıp tarihi koleksiyonu, yıllar geçtikçe zenginleşerek çeşitlenmiş ve gelen tüm bağışlar depolarda muhafaza altına alınmaya başlamıştır. Eski dekanlık binasının 2000 yılında müze binası olarak tahsis edilmesiyle biriktirilen tüm obje ve belgelerin teşhir edilenlerle birlikte yeni yerine taşınmasına ve yeni binada farklı bir sergileme tasarlanmasına ihtiyaç duyulmuştur. Planlanan ilk çalışma, büyük salonda sergilenen eserlerin paketlenmesi olmuştur. İnsan kaynağındaki yetersizlikten dolayı depolarda bekleyen eserlerin taşınması ise yıllar içinde parça parça devam etmiştir. Sonunda 2002 yılında dönemin dekanı Prof. Dr. Fikret Sipahioğlu başkanlığında müzenin teşhir tanzimi konusunda görevlendirilen bir ekip kurulmuştur.14 Bu ekibin çalışmaları yetersiz olmuş ve yapılan toplantılar sonuçsuz kalmıştır. Bu sürünceme sonunda Prof. Dr. Nil Sarı, biriktirilen tüm obje ve belgeyi 2002 yılından 2004 yılına kadar sınıflandırmış, teşhir salonlarına taksim etmiş ve kurgulamayı tasarlamıştır. Bir müzenin kurulma aşamasında A’dan Z’ye her türlü ihtiyaç ortaya çıkmıştır. Bu ihtiyaçların başında ise maddi kaynaklar ve insan gücü ile uzmanlığı gelmektedir. CTF’de tıp tarihi müzesi kurma fikri ile yola çıkan Prof. Dr. Nil Sarı, insan kaynağı yetersizliği ve maddi imkansızlıklardan dolayı müzenin tüm sorunlarıyla tek başına ilgilenmek durumunda kalmıştır. Örneğin, binanın yer karolarının temizlenmesi, badanası gibi işlerle de ilgilenmiştir. Müze binasının onarımı işiyle üniversite mimarlarının ilgilenmesi gerekirken bu iş de Prof. Dr. Nil Sarı’nın üstüne kalmıştır. Ayrıca eserlerin konservasyonu, vitrinlerin ve bilgi panoları ile eser kaidelerinin temini, temizlik, güvenlik, eserlerin taşınması, yerleştirmesi, eserlerin muhafaza altına alınması, kitaplıkların ve arşiv depolarının temini gibi her bir sorun ile bizzat ilgilenmiştir. İlerleyen zamanlarda yüksek lisans ve doktora öğrencileri ile adaylarından15 yardım almış olsa da müzecilik belli alanlarda uzmanlık16 gerektiren 14 Prof. Dr. Nil Sarı bu ekip kurulmadan evvel fakat İ.Ü. Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu’na müzecilerden oluşan bir teşhir tanzim komisyonu kurulmasını teklif etmiş fakat Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu ilk yıl bir klinikçiye, ertesi yıl bir başka emekli klinikçiye bu görevi vermiştir. Prof. Dr. Nil Sarı, Tıp Tarihi Kürsüsü Anabilim Dalı Başkanı ve müzenin kurucu olarak görevin verilmesi gereken asıl işi yapacak kişi olmasına rağmen iki yıl boyunca hiçbir iş yapılmadan beklenilmiştir (03.07.2020-Acıbadem/NSSTÇ). 15 Ümit Emrah Kurt, Necla Kınık, Elif Vatanoğlu, İbrahim Topçu, Ferda Gündoğdu, Ahmet Ataman ile birlikte çalışılmıştır. 16 O sırada yüksek lisans öğrencisi Necla Kınık’ı da beraberinde getiren ve Fethiye Erbay, Prof. Dr. Nil Sarı’ya danışmanlık yapmayı teklif etmiştir. Resmi olmayan bu danışmanlık çalışması Doç. Dr. Erbay’ın tanıdığı restorasyon firmalarının, onarım 68 ve çok yönlü araştırmayı ve düşünmeyi gerektiren bir bilim dalı olduğu için sayısız ihtiyaca gerek duyduğunu belirtmiştir (28.06.2018-Cerrahpaşa/NSSTÇ). Müzenin 25 sergi salonunun her birinde farklı bir tema işlenmiştir. Bununla birlikte bir müzede gerekli olan idare odası, araştırma ve toplantı odaları, arşiv, el yazmalarının bulunduğu mekanlar giriş katında yer almıştır. Selçuklu ve Klasik Osmanlı Dönemi eserleri koleksiyonda olmadığı için Selçuklu ve Osmanlı tıbbını tanıtan minyatürler de giriş katında sergilenmiştir. Bu minyatürler 2002 yılında Prof. Dr. Nil Sarı başkanlığında düzenlenen 38. Uluslararası Tıp Tarihi Kongresi için hazırlanan minyatürlerdir. Fotoğraf.4.1.7.1.1 ve 2’de görülen müze binasının giriş katındaki geçici sergi ve teşhir panoları ile birinci kattaki ahşap masa ve kaideleri Prof. Dr. Nil Sarı, dostu ünlü minyatür sanatçısı ve mimar Nusret Çolpan’a maliyetine yaptırmıştır. Fotoğraf.4.1.7.1.1. CTF Tıp Tarihi Müzesi giriş katında sergilenen minyatür ve yazmalardan bir görünüm (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). ve bakım ustalarının iletişimlerini Prof. Dr. Nil Sarı’ya iletmek, onları müzeye yönlendirmek üzerinde yoğunlaşmıştır (03.07.2020-Acıbadem/NSSTÇ). 69 Fotoğraf.4.1.7.1.2. CTF Tıp Tarihi Müzesi giriş katında yer alan geçici sergi panolarının görünümü (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). İkinci katın karşılıklı iki büyük salonunun vitrinleri CTF Vakfınca ödenerek yaptırılmıştır. Fotoğraf.4.1.7.1.3’te örneği görülen vitrinler, üst kısmı cam alt kısmı kilitli kasa olarak iki parça halinde tasarlanmış, camekanlı bölümde sergileme yapılırken kasa kısmında sergileme dışında kalan fakat sergilenen eserlerin devamı olanlar için depo olarak kullanılmıştır. Kalan 2/3 sergi alanı Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı’ndan ve farklı bölümlerden temin edilen tarihi dolapların konservasyonu yaptırılarak müzeye teşhir vitrini olarak kazandırılmıştır. Örneğin, Mikrobiyoloji ve Farmakoloji Anabilim Dallarındaki tarihi dolaplar Darülfünun Tıp Fakültesi’nden günümüze kalan nadir tarihi möblelerdir. Prof. Dr. Nil Sarı ile yapılan görüşmelerde, 2004, 2008 ve 2016 yıllarında yayınlamış olduğu makalelerde bu konudan bahsettiğini belirtmiştir. Fotoğraf.4.1.7.1.4’te görülen bu dolaplar müzeye taşınarak konservasyonları yaptırılmış ve eserlerin teşhir edildiği birer vitrin haline getirilmiştir. 70 Fotoğraf.4.1.7.1.3. CTF Tıp Tarihi Müzesi ikinci katında müzecilik Öğr. Üyesi Doç. Dr. Sümer Atasoy ve yüksek mimar Dr. Halil Onur’un danışmanlığında imal edilen ve maliyeti CTF Vakfınca karşılanan iki salonun yatay ve dikey teşhir vitrinleri (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.7.1.4. CTF Tıp Tarihi Müzesi ikinci katında, Darülfûnun Tıp Fakültesi’nden günümüze ulaşan tarihi dolaplarla yapılan sergilemeden bir örnek. Solda bulunan vitrin Darülfünun Tıp Fakültesi Üroloji Kliniğinden, Sandalyeler ise Oruç Güvenç’in bağışı (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 71 Müzenin bilgi panoları, sergilenen eserler ile bütünlük sağlaması açısından ve halkın bilgilendirilmesi bakımından önemlidir. Bilgi panolarını okuyan ziyaretçiler bu panolarda hem sergilenen eserlerle hem de dönemin tıbbı ile ilgili bilgiler bulmalıdırlar. Fotoğraf.4.1.7.1.5’de verilen örnekteki gibi, Prof. Dr. Nil Sarı her bölümde dönemin tarihi hastaneneleri, eczaneleri, laboratuvarları, tıp eğitimi, doktorlar, sağlık araç gereçleri konularını toplam 33 ayrı bilgi panosunda tasarlamış ve eserlerle bütünlüğün oluşmasını sağlamıştır. Müzenin ikinci kat koridoruna CTF Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı Öğr. Üyesi Prof. Dr. Ayten Altıntaş, CTF’nin tarihini anlatan panolar hazırlamıştır. İstanbul Avrupa Başkenti Projesi (2010) ile birlikte bu panoların yerine Darülfünun Tıp Fakültesi’ni tanıtan bilgi panoları hazırlanarak asılmıştır17. Bilgi panoları ve etiketleri hazırlanılırken tıp terimlerine yabancı ziyaretçilerin varlığı düşünülerek kolay anlaşılan, günlük dilde kullanılan kelimeler seçilmesine özen gösterilmiştir. FARMAKODİNAMİ LABORATUARINDAN DÜNYA LİTERATÜRÜNE AKİL MUHTAR ÖZDEN 1877 – 1946 “İlim Bakımından Ahlak” adlı eseri pozitif bilimin güçlü bir yansımasıdır. Askeri Tıbbiye İdadisi’ni bitirdi ve Demirkapı’daki Askeri Tıbbiye Mektebi’ne girdi ve burada üç yıl okudu. Usta araştırmacılığının yanı sıra, iyi bir ressam olan Akil Muhtar’ın 1896 İsviçre’ye gitti, Cenevre Tıp Fakültesi’ne girdi, 1902’de mezun çok sayıda karakalem, sulu ve yağlı boya resimleri vardır. oldu. Kobay deneyleri için kullandığı afyon alkoloidlerinin lokal anestezik 1902-3 Paris’te Pastör Enstitüsü’nde çalıştı. etkisini incelerken, dünyada “Muhtar Refleksi” olarak bilinen 1904 Cenevre’de doktora tezi olarak hazırladığı “Uzun süren yöntemi ortaya koydu (1909). Kobayların sırtına iğne ucu ile menenjit serebrospinal” adlı çalışmasını sundu; dokunduğunda kobayların sırtında cilt altı kaslarının kasıldığını ve Prof.Dr. Mayor ve Prof.Dr. Christiani’nin yanında yaptığı çalışmalarla sırtta çekilme olduğunu gözledi. Kobayın cilt altı dokusuna privat doçent oldu. sulandırılarak kokain, prokain gibi herhangi bir lokal anestezik 1907-8 “Pratik Tedavi ve Tıp Müfredatı” derslerini verdi şırınga edilince ise uyuşma olduğundan kasılmıyor ve refleks Bu sırada Prof.Dr. Mayor’un deneysel tedavi laboratuarında, meydana gelmiyordu. Etki kalkınca tekrar kasılma oluyordu. “Chloralose” ve “Opium alkaloidleri” üstüne yaptığı çalışmalar Uyuşmanın başlangıç ile bitişi maddenin etki süresini veriyordu. Fransızca yayınlandı. Böylece lokal anesteziklerin etkilerini ve aralarındaki etki farklarını 1909 Sivil Tıbbiye’ye “Hıfzısıhha muallimi” olarak çağrıldı. en iyi gösteren bir yöntem bulunmuş oluyordu. Bu buluşuna Döndüğünde, Hıfzısıhha adlı kitabını yayınladı. 1973’de Tübitak Hizmet Ödülü verildi. 1910 Profesör oldu; Askeri ve Sivil Tıbbiye birleşip Haydarpaşa’ya taşınınca, Akil Muhtar, “Tedavi Seririyatı Fenn-i Tedavi ve Tesirat-ı edviye” müderrisliğine getirildi. İstanbul Üniversitesi kurulunca Tıp Fakültesi Farmakodinami ve Tedavi Ordinaryüs Profesörü oldu. 1908-44 Türkiye’de 36 yıl hocalık yaptı; tek başına veya çalışma arkadaşlarıyla çeşitli dillerde yüzlerce araştırma yayınladı. Akil Muhtar, 20 damla digitaline adlı kalp ilacı ağızdan verildikten 1- 1,5 saat sonra etkisinin başladığını; 3,5 saat sonra etkinin şiddetlendiğini ve 5 saat sonra ise azalarak devam ettiğini ispat etti. Böylece digitaline kalp hastalarının tedavi ölçüleri ve etki süreleri belirlenebiliyordu. Digitaline adlı kalp ilacının ağızdan etki süresi önemli bir tespit idi, çünkü bundan önce, digitaline ağza alındıktan 12-24 saat sonra kalp hastalarına etkili olduğu sanılmaktaydı. Kimograf 1926’da yaptığı bu çalışması, atımların amplitüd ve ritminin ölçülmesinde kullanılan aletin adına dayanarak “Usskof Deneyi” Karaciğerin detoksifikasyon (zararlı maddelerden arındırma) işlevini diye de bilinir. Bu alet kola geçirilir ve içi hava ile doldurulmuş bir ölçerek karaciğer yetersizliği hakkında manşetle trase alınırdı. bilgi edinmek için kendi geliştirdiği kolorimetre aleti (renk ölçer) ile Santonin Deneyi’ni gerçekleştirdi. Buluşunu 1933’de yayınladı. Bu yöntem, karaciğer fonksiyon testleri içinde en iyi yöntem olarak kabul edildi; 1955’e kadar Fransa ve Almanya’da kullanıldı. Santonin Aleti Damar hastalıkları üzerinde yaptığı çalışmalarda toplardamar kapakçık flebitinde (iltihabında), epigaster Türk Tıp Tarihi Cemiyeti’nin kurucu üyesi, Balkan Birliği Hekimler Cemiyeti Başkanlığı yapmış; Kızılay’a (karın) bölgesinde devamlı bir üfürüm duyulduğunu gözledi ve bunun bir teşhis yöntemi olabileceğini ortaya değerli hizmetlerde bulunmuştur. koydu. Fotoğraf.4.1.7.1.5. CTF Tıp Tarihi Müzesi ikinci katında sergilenen bilgi panolarından bir örnek (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 17 Sarı, N., Akgün, B., Kurt Ü. E. (2011). Kuruluşundan 1933 Reformuna Fotoğraflarla Darülfünun Tıp Fakültesi. İstanbul Üniversitesi Yayınları, İstanbul. 72 Müze içi aydınlatma, vitrin içi ve genel aydınlatma olarak tasarlanmıştır. İkinci katta vitrin içi aydınlatma kullanılırken (küçük objeler olduğu için), diğer salonlarda genel aydınlatma tercih edilmiştir. Pencereler, gelen gün ışığının eserlere olası zarar verme durumunu engellemek için, ışık geçirmeyen stor perdeler aracılığıyla kapatılmıştır. Prof. Dr. Nil Sarı tanıtım amacıyla hazırlanan broşürde Tıp Kültür Birimi’ni şu şekilde tanıtmıştır: “Tıp Kültür Birimi adı verilen bu yeni mekân İstanbul Üniversitesi ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi mensuplarının yanı sıra yurt içinde ve dışındaki tıp tarihi araştırmacıları için de önemli bilgi kaynağı ve eğitim alanıdır. Bu birimde, tıp alanındaki tarihi gelişmeler araç-gereç, alet, fotoğraf, resim ve belge gibi somut örneklerle ziyaretçilere sunulmaktadır. Böylece, tıp mensuplarının meslek tarihleriyle bağlarının pekiştirilmesi, Türk tıbbına hizmet verenlerin anılması ve aynı zamanda tarihi malzemenin resmi bir çatı altında korunması da sağlanmıştır. Sergilenen tarihi malzeme kendi alanında Türkiye’deki en zengin koleksiyondur. Ne var ki, tarih boyunca deprem, yangın, savaş ve ilgisizlik pek çok malzemenin kaybolmasına neden olmuştur. Bu talihsizlikler nedeniyle koleksiyonun büyük çoğunluğu Osmanlı Devleti’nin son dönemi ile Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk dönemine, yani 19. yüzyıl sonları ile 20. yüzyıl başlarına aittir. Sergilenen malzeme ve kullanıldıkları dönem ve ilgili kişi ve kurumlar genel bilgi panoları ile tanıtılmakta; işlenen konular döneme ait fotoğraf ve belgelerle aydınlatılmaktadır. Ancak, halka dönük bilgilendirmeyi sağlayacak olan açıklamalar kadrosuzluk ve parasızlık gibi imkansızlıklar nedeniyle beklenen ölçüde gerçekleştirilememiştir.” (26.06.2020-Acıbadem/NSSTÇ). Müze teşhir tanzim çalışmaları (2002-2004) sırasında yapılan harcamalarda en büyük gider teşhir vitrinlerine aittir. İkinci kuruluş aşamasının vitrin giderleri CTF Vakfınca karşılanmıştır. Prof. Dr. Nil Sarı başkanlığında 2002 yılında düzenlenen 38. Uluslararası Tıp Tarihi Kongresi sonrası elde edilen maddi gelir (26.06.2020- Acıbadem/NSSTÇ) ile Prof. Dr. Nil Sarı’nın bizatihi şahsı ve yakın çevresi tarafından yapılan bağışlarla ve maddi desteklerle de müze koleksiyonu zenginleşmiştir. Türk Tıp Tarihi Kurumu’nun Prof. Dr. Nil Sarı başkanlığında 73 kurumun tüzüğüne müzeye eser bağış alınabilir maddesi ekletmesiyle 2004-2005 yılları arasında satın alma yoluyla müzeye eser kazandırmıştır.18 Binada yapılan badana, iyi kapanmayan pencerelerin tamiri, yer karolarının temizlenmesi gibi onarım ve bakım işleri Döner Sermaye Başkanlığı tarafından karşılanmıştır. Bu süreçte müzede fiilen çalışan lisansüstü öğrenciler ve öğrenci adayları herhangi bir ücret almamıştır. İhtiyacı olanlara Prof. Dr. Nil Sarı tarafından maddi katkı sağlanmıştır. Müzede sürekli yardım eden iki odacı da CTF’nin maaşlı personelidir. Fakat teşhir tanzim çalışmasında bir-iki günden sonra fiilen çalışan bir öğretim üyesi olmamıştır. Koleksiyonun ilk sergilenme aşamasında teşhir dolaplarının yapımı için özel sektörden alınan maddi yardımlar ikinci teşhir tanzim aşamasında mümkün olmamıştır. 18 (Türk Tıp Tarihi Kurumu Tüzüğünün I. maddesi: Tıp tarihi ile ilgili yapı ve eserlerin korunması ve onarımı ve satın alımını destekler. Türk Tıp Tarihi Tüzüğü, 2004). 2005 yılında Doç. Dr. Fethiye Erbay danışmanlığında, Necla Kınık tarafından hazırlanan “İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Tarihi Müzesi’nin Kuruluş Aşaması ve Müzecilik Açısından Fonksiyon Kazandırılması” başlıklı yüksek lisans tezi s.85’te en büyük harcama restorasyon olarak hatalı belirtilmiştir. En büyük harcama teşhir vitrinlerine aittir. Bu dönemde gerçek bir restorasyon yapılmamıştır. Yapılanlar badana, iyi kapanmayan pencerelerin tamiri, yer karolarının temizlenmesi gibi onarım ve bakım işleridir. Ayrıca Döner Sermaye Başkanlığı’ndan müzeye eser kazandırmak için ödenek sağlanmamıştır. Cerrahpaşa Vakfı olarak yazılan hatalı vakıf isminin doğrusu ise Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Vakfı’dır. Teşhir vitrinlerinin bedeli bu vakıf tarafından karşılanmıştır. Türk Tıp Tarihi Vakfı adında bir vakıf bulunmamaktadır. Prof. Dr. Nil Sarı’nın Türk Tıp Tarihi Kurumu başkanlığında kurumun tüzüğüne müzeye eser bağış alınabilir maddesi ekletmesiyle satın alma yoluyla müzeye eser kazandırmıştır (03.07.2020-Acıbadem/NSSTÇ). 74 4.1.8. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin (Tıp Kültür Birimi) Sergileme Planı ve 2004 Yılı Açılışı Fotoğraf.4.1.8.1. Tıp Kültür Birimi giriş katı sergi planı (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 75 CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin 2002 yılında ikinci teşhir tanzim çalışmalarını başlatan Prof. Dr. Nil Sarı, üç katta 25 salonda sergileme tasarlamıştır. Sergi planı müzenin üç katını kapsamış ve her salonda farklı bir tema işlemiştir. Müzede sergileme planı oluşturulurken varolan koleksiyona göre bir tasarıma gidilmiştir. Tıp biliminin gelişim sürecinin müze koleksiyonu aracılığı ile ziyaretçiye yansıtılması önemlidir. Teşhir tanzim planı oluşturulurken öncelikle katlar ana başlıklarla birbirinden ayrılmıştır. Ardından her bir katın salonlarına ayrı temalar kurgulanmış ve isimlendirilmiştir. Koridor duvarlarına ise resim, fotoğraf ve bilgi panoları yerleştirilmiştir. Giriş katın koridoru geçici sergi mekânı olarak ayrılmıştır. Girişte, Tıp Kültür Birimi’nin kuruluşunu anlatan bilgi panosu (Fotoğraf.4.1.8.4) ve tarihi müze binasının maketi; duvarlarda ise Kayseri Darüşşifası, İbn-i Sina ve Hipokrat konulu yağlı boya tabloları yer almıştır. Koridorun sonunda Darülaceze’den bağış olarak alınan aynalı tarihi bir dolap dolap ve dolabın iki yanında Türkiye’de psikiyatri kliniğinin kurucusu Dr. Mazhar Osman ve oğlu Dr. Lahut Uzman’a ait iki büst karşılıklı olarak yerleştirilmiştir (Fotoğraf.4.1.8.2. ve 4.1.8.3.). Fotoğraf.4.1.8.2. Tıp Kültür Birimi giriş katı koridorundan görünümler (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 76 Fotoğraf.4.1.8.3. Tıp Kültür Birimi giriş katı koridorundan görünümler (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 77 Fotoğraf.4.1.8.4. Tıp Kültür Birimi giriş katı koridorunda yer alan İÜ-CTF Tıp Kültür Birimi’nin teşhir-tanzim aşamalarını anlatan bilgi panosu (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 78 Giriş katın ana teması “Minyatürlerle Türk Tıp Tarihi ve Arşivi”dir. Giriş katında “Minyatürlerle Türk Tıp Tarihi ve Arşivi” temasını işleyen Prof. Dr. Nil Sarı, Selçuklu ve Osmanlı Dönemi ünlü hekimleri, cerrahi girişimler, doğum sahneleri, hekim ve hasta görünümler, toplum sağlığını yansıtan sahneler (sakatlar, mecnunlar, sünnet törenleri), sağlık kurumları, tıbbi bitki minyatürleri, gibi tıp tarihine ait konuların işlendiği çeşitli minyatürler ile el yazmalarını bu katta sergilemiştir. Seçilmiş 39 adet tıp ve eczacılık konulu yazma dört vitrin içinde sergilenmiştir. Minyatürler, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Deontoloji Anabilim Dalı ve Tıp Tarihi Bilim Dalı’nda faaliyet gösteren ve Prof. Dr. Nil Sarı’nın çeşitli kütüphanelerden topladığı minyatürlerin, Ord. Prof. Dr. A. Süheyl Ünver Nakışhanesi19 öğrencilerine yaptırılan röprödüksüyonlarıdır.20 Müzede toplamda 82 adet tıbbi bitki minyatürü sergilenmiştir (Fotoğraf.4.1.8.5, 4.1.8.6, 4.1.8.7-8). Minyatürlere ait bilgiler 2002 yılında 38. Uluslararası Tıp Tarihi Kongresi kapsamında Prof. Dr. Nil Sarı’nın yayınladığı “Minyatürlerle Türk Tıp Tarihi” ile “Yazma Eserlerden Tıbbi Bitki Hayvan ve Madenler Sergisi Materia Medica” adlı kitaplarından seçilerek bir kitapçık haline getirilmiş ve spiral bir kordon ile duvara sabitlenmiştir (EK57). Selçuklu ve Osmanlı Dönemi’ne ait tıbbi sahneler, örneğin, konsültasyon sahneleri, hasta tedavi eden hekimler ve ilaç hazırlama yöntemlerinin anlatıldığı 32 adet minyatür de giriş katında sergilenmiştir. Doğum sahneleri ile annenin çocuğunu emzirirken gösteren toplam 21 adet minyatür, Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi, Türk İslam Eserleri Müzesi Kütüphanesi ve Süleymaniye Kütüphanesinde bulunan çeşitli el yazması eserlerden aktarılmıştır. Bunların dışında çiniler, el yapımı ciltler, eski baskı kitaplar da giriş katında sergilemiştir. Aynı zamanda bu katta idari mekanlar olan sekreter ve kabul odaları ile arşiv ve araştırmacılara ait bir çalışma odası yer almıştır. 19 Sadece “Cerrahpaşa Grubu” olarak bilinen, haftada bir yapılan tezhip ve minyatür derslerine bu ad Prof. Dr. Nil Sarı tarafından verilmiştir (28.07.2020-Acıbadem/NSSTÇ). 20 2005 yılında Doç. Dr. Fethiye Erbay danışmanlığında, Necla Kınık tarafından hazırlanan “İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Tarihi Müzesi’nin Kuruluş Aşaması ve Müzecilik Açısından Fonksiyon Kazandırılması” başlıklı yüksek lisans tezi s. 29’da Prof. Dr. Nil Sarı’nın Anabilim Dalı başkanı olunca Süheyl Ünver ile çalışma fırsatı bulduğu yazılmıştır. Fakat Nil Sarı, 1973’de CTF Deontoloji ve Tıp Tarihi Kürsüsüne asistan olarak atandığında aynı yıl Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver emekli olmuştur. 1983 yılında Doç. Dr. Nil Sarı Anabilim Dalı başkanı olduğunda Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver 10 yıldır emeklidir. Ayrıca, 550 civarında yayını olan Prof. Dr. Nil Sarı’nın, Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver ile hiçbir ortak çalışması olmadığı görülmektedir (28.07.2020-Acıbadem/NSSTÇ). 79 Fotoğraf.4.1.8.5. Tıp Kültür Birimi giriş katında sergilenen Şerefeddin Sabuncuoğlu kitabındaki cerrahi girişim sahnelerini yansıtan minyatürler (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu) Fotoğraf.4.1.8.6. Tıp Kültür Birimi giriş katında sergilenen hasta muayenesi, tedavisi ve konsültasyon sahnelerini yansıtan minyatürler (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu) Fotoğraf.4.1.8.7-8. Tıp Kültür Birimi giriş katında sergilenen tıp ve eczacılık konulu yazmalar ve tıbbi bitkilerinin resmedildiği minyatürler (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 80 Fotoğraf.4.1.8.9’da görülen ve Tıp Kültür Birimi’nin giriş katında yer alan arşiv ve çalışma odası karşı karşıya yer almıştır. Müzeye bağışlanan ya da satın alınan belgelerin tasnifinin yapılarak kayıt altına ve güvenli bir şekilde muhafaza altına alınması için arşiv odasında direksiyonla hareket edebilen metal raflı iç içe sıralanmış altı dolap ve iki ahşap kartoteks dolabı yer almıştır. Arşiv çalışma odası büyük bir çalışma masası ile masa etrafında büyük boy camlı dolaplardan meydana gelmiştir. Camlı dolapların içinde çeşitli çini örnekleri ve matbu yabancı dilde tarihi tıp kitapları21 yer almıştır. Fotoğraf.4.1.8.9. Tıp Kültür Birimi giriş katında yer alan arşiv çalışma odasından bir görünüm (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Tıp Kültür Birimi’nin kuruluş aşamasında bodrum katın müze deposu olarak tasarlanmasına rağmen gerekli tamiratın bitmemesi üzerine müzenin teşhir dışında kalan eserleri önce üst katta sergileme yapılmayan odalarda depolanmıştır. Ayrıca vitrinlerin alt kısımları da kilitli birer depo olarak kullanılmıştır. Bodrum katta gereken tamiratın bitmesinin ardından buraya camlı ahşap dolaplar yaptırılarak depo ve kitaplık olarak kullanılmıştır. 21 Prof. Dr. Nil Sarı tarafından Büyükada’daki bir doktorun evinden çuvallarla vapura taşınarak (adada araç olmadığı için) müzeye getirilmiştir (03.07.2020-Acıbadem/NSSTÇ). 81 Fotoğraf.4.1.8.10. Tıp Kültür Birimi birinci kat sergi planı (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 82 Tıp Kültür Birimi’nin birinci katında tasarlanan ana tema “Eğitim, Araştırma, Tanı ve Tedavi Cihazları”dır. Bu kattaki eserler genel olarak Osmanlı Dönemi’nin sonuna ve Cumhuriyet Dönemi’nin ilk çeyreğine tarihlenmektedir. Eserler temalarına göre toplam sekiz salonda tasarlanarak bilgi panolarıyla desteklenmiştir. Koridorda ise tıp bilimine katkı yapan Türk hekimlerinin hayatlarını ve buluşlarını anlatan çeşitli bilgi panoları yer almıştır. Tıp eğitimi salonunda, tıp eğitimi sırasında kullanılan araç-gereçler, eski Türkçe ders kitapları ve ders notu defterleri, öğrenci fotoğrafları, diplomalar (kronolojik olarak sergilenmektedir), Osmanlı Dönemi’ndeki tıp eğitimini ve araştırmalarını yansıtan fotoğraflar (kronolojik olarak sıralanmıştır) ve Tıbbiye’de madalya töreninin işlendiği bir minyatür yer almıştır. Fotoğraflar genel olarak 1919 ve 1931 yılları arası Haydarpaşa Tıbbiyesi öğrenci ve hocalarının yer aldığı grup fotoğraflarıdır. Ayrıca tıp eğitimi salonunda askeri tıp mektebi üniforması giydirilmiş bir manken yerleştirilmiştir. Eğitim salonundaki diplomalar, fotoğraflar ile sergilenen araç-gereçlerin tarihi ve kime ait olduğunu aydınlatıcı etiket bilgileri yer almıştır (Fotoğraf.4.1.8.11-12). Fotoğraf.4.1.8.11-12. Tıp Kültür Birimi birinci kat tıp eğitimi salonunun çeşitli açılardan görünümü (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Haseki Tedavi Kliniği’nin Farmakodinami laboratuvarında kullanılan kimograflar (S6) ve trase (S8) örnekleri, organ banyoları, EKG cihazları, elektirik akım dağıtımı masaları, pirojensiz su (S10) elde etme cihazları, “hayvan deneyleri” olarak adlandırılan salonda sergilenmiştir. Bu salonda sergilenen kimograflar 1910- 1940 yılları arasında kullanılmış araçlardır. Bu salonda, sergilenen kimografların (Fotoğraf.4.1.8.13) birçoğunu kullanarak yaptığı buluşlar ile tıp bilimine katkı sağlayan Tedavi Kliniği ve Farmakodinami’nin kurucusu Ord. Prof. Dr. Âkil Muhtar 83 Özden’in bir de fotoğrafı vardır. Aynı zamanda tavşan deneylerinin yapıldığı ahşap masada içi doldurulmuş bir tavşan teşhir edilmiştir. Fotoğraf.4.1.8.13. Tıp Kültür Birimi birinci kat hayvan deneyleri salonundan bir görünüm (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Müzeye gelen ziyaretçilere Cumhuriyet Dönemi’nin ilk yıllarında bir tabip odasının nasıl olduğuna yansıtmak isteyen Prof. Dr. Nil Sarı’nın tasarımında dönemin möbleleri ve tabiplerin kullandığı aletlerin tanıtıldığı ve sergilendiği odada ahşap hekim masası ve koltuğu, çeşitli modellerde tansiyon aletleri, çocuk kalp sesi dinleme araçları, oftalmoskopları ve göz hokkalarının sergilendiği dört camekanlı dolap ve bir kartoteks dolabı yer almıştır (Fotoğraf.4.1.8.14). Duvarlara, hekimlerin toplu fotoğrafları ve eski Türkçe ve Latin harfleriyle hazırlanmış hekimlerin isim ve uzmanlık alanları yazılı olan doktor tabelaları yer almıştır. Fotoğraf.4.1.8.14. Tıp Kültür Birimi birinci kat tabip odası sergisinden bir görünüm (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 84 Prof. Dr. Nil Sarı, Tıp Kültür Birimi birinci katta yer alan bir başka salonun temasını sterilizasyon ve dezenfeksiyon olarak tasarladığını belirtmiştir. Bu salonda yedi etüv (Fotoğraf.4.1.8.16), altı otoklav (Fotoğraf.4.1.8.15) ve çeşitli boyutlarda tromeller (kaynatma kapları) sergilenmiştir. Bu araç-gereçler Osmanlı Dönemi’nin son ve Cumhuriyet Dönemi’nin ilk çeyreğine tarihlenmektedir. Fotoğraf.4.1.8.15. Tıp Kültür Birimi birinci katında sterilizasyon ve dezenfeksiyon salonununda sergilenen otoklav örnekleri (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.8.16. Tıp Kültür Birimi birinci katında sterilizasyon ve dezenfeksiyon salonunda sergilenen etüv örnekleri (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 85 Birinci katın bir diğer sergi salonunda Farmakoloji (S4), Mikrobiyoloji (S7) ve Röntgen araç-gereçleri sergilenmiştir. Sergi salonunda Darülfünun Tıp Fakültesi’nden Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne getirilmiş olan toplam sekiz camekanlı tarihi dolap teşhir vitrini olarak kullanılmıştır. Bahsi geçen tarihi dolaplar Prof. Dr. Nil Sarı tarafından müzeye bağış olarak alınmış ve onarımı yapılarak teşhirde kullanılmıştır. Tarihi dolaplar Cumhuriyet Dönemi’nin ilk çeyreğine tarihlenmektedir. Bu salonda, farmakodinami laboratuvarlarında kullanılmış olan ben mariler (S1), hassas teraziler, havanlar (büyük boy havanlar kapatılan bir ecza atölyesinden bağış alınmıştır), pirinç mikroskoplar, mikrobiyoloji eğitiminde kullanılan hayvanat grubu (yılan, akrep, balık, kertenkele vd.), Crookes tüpleri, röntgen ve pnömotoraks (S11) cihazları sergilenmiştir (Fotoğraf.4.1.8.17). Fotoğraf.4.1.8.17. Tıp Kültür Birimi birinci katında farmakoloji, mikrobiyoloji ve röntgen salonundan bir görünüm (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 86 Fotoğraf.4.1.8.18-19. Tıp Kültür Birimi birinci katta farmakoloji ve mikrobiyoloji araştırmalarında kullanılan araç-gereçlerin çeşitli açılardan görünümleri (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fizyoloji (S5) ve Patoloji (S9) salonunda bilim dallarına ait tarihi obje ve belgelerin sergilendiği salonda hastalık teşhisinde kullanılan araç-gereçlerin yanı sıra, fizyoloji ve patoloji derslerinde anlatılmak üzere hazırlanmış eğitim materyalleri de sergilenmiştir (Fotoğraf.4.1.8.23). Fotoğraf.4.1.8.20’de de görülen ve biyokimya (S3)’nın yanı sıra mikrobiyoloji, histoloji ve patoloji laboratuvarlarında da kullanılan cam, porselen, metal araç- gereçler, büret, huni örnekleri, kaynatma ve ayırma kabı, ölçüm cihazı, galvonometre ve hassas terazi gibi araç-gereçler biyokimya salonunda sergilenmiştir. Bu salondaki eserler de Darülfünun Tıp Fakültesi’nden Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne getirilmiş olan tarihi dolaplarda teşhir edilmiştir. Aynı salonda sergilenen yazı tahtası Darülfünun Tıp Fakültesi anatomi amfisinde yapılan derslerde kullanılan yazı tahtası olması açısından tarihi öneme sahiptir (Fotoğraf.4.1.8.21-22). Bahsi geçen yazı tahtasının tarihi değeri dönemin fotoğraflarından bilinmektedir. 87 Fotoğraf.4.1.8.20. Tıp Kültür Birimi birinci katta biyokimya salonundan bir görünüm (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.8.21-22. Tıp Kültür Birimi birinci katta teşhir edilen tarihi yazı tahtası ve tarihi fotoğraftaki görünümü (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Karşılıklı iki teşhir dolabı içinde nabız ölçüm aletleri, kan sayımında kullanılan cihazlar, doku preperatları, koruyucu formol sıvısı içinde fetüs, hasta el, ayak, bacak, anüs ve yüz mulajı, kurbağa kanülleri ve çeşitli ölçüm cihazları yer almıştır. Bu salonda cerrah Ord. Prof. Dr. Kâzım İsmail Gürkan (1905-1972)’a ait çalışma masası, büyük ebatlı üç adet kan gazı ölçüm cihazı ve bir metabolizma cihazı açıkta teşhir edilmiştir (Fotoğraf.4.1.8.24). 88 Salonun duvarlarında Ord. Prof. Dr. Âkil Muhtar Özden (1877-1949) tarafından resmedilen tedavi öncesini ve sonrasını gösteren Prof. Dr. Alaaddin Akçasu tarafından bağışlanan Fotoğraf.4.1.8.24’te görülen yedi adet sulu boya resim yer almıştır. Prof. Dr. Nil Sarı: “Bu çizimlerin renkli fotoğraf çekimlerinin olmadığı dönemde hastanın durumunu tam tespitte kullanıldığını” dile getirmiştir (03.07.2020-Acıbadem/NSSTÇ). Fotoğraf.4.1.8.23. Tıp Kültür Birimi’nin birinci katında fizyoloji ve patoloji salonundan bir görünüm (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.8.24. Tıp Kültür Birimi’nin birinci katında fizyoloji ve patoloji salonundan bir görünüm (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 89 Tıp Kültür Birimi’nde toplam on iki santrifüj (S12) cihazı kronolojik gelişimine göre sergilenmiştir (Fotoğraf.4.1.8.25). Basit el santrifüjlerinden elektrikli santrifüj cihazlarına doğru teknolojik gelişim kesintisiz izlenmektedir. Santrifüjlerin sergilendiği ahşap dolapların yer aldığı duvarlarda ise milli tıp kongrelerinde çekilmiş toplu fotoğraflar sergilenmiştir. Fotoğraf.4.1.8.25. Tıp Kültür Birimi’nin birinci katındaki santrifüj koleksiyonundan bir görünüm (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.8.26’da görülen ve aynı salonda, göz ölçümü amacıyla kullanılan optik aletler konularına ve kullanım amaçlarına göre sıralanarak sergilenmiş, pencere önüne ise demir dökümden koltuğu, masası ve aspiratör ile kulak burun boğaz muayenesi canlandırılmıştır. Fotoğraf.4.1.8.26. Tıp Kültür Birimi’nin birinci katında sergilenen göz ölçüm cihazlarının ve Kulak Burun Boğaz masasından bir görünüm (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 90 Tıp Kültür Birimi’nin birinci kat koridorunda, tasarım panolar aracılığıyla ziyaretçilere Dünya ve Türk tıbbına buluşları ile katkı sağlayan Türk hekimlerinin biyografileri ile yaptıkları buluşlar hakkında bilgi verilmiştir. Bahsi geçen hekimler, Besim Ömer Akalın, Esat Işık, Âkil Muhtar Özden, Celal Muhtar Özden, Münir Ahmet Sarpyener (Fotoğraf.4.1.8.27), İhsan Şükrü Aksel, Hulusi Behçet ve Hasan Reşat Sığındım’dır. Türk hekimlerinin yanı sıra başka panolarda da Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi sağlık kurumları hakkında bilgi verilmiştir. Bu kurumlar, Memleket Hastaneleri, Şişli Etfal Hastanesi, Vakıf Gureba Hastanesi (Fotoğraf.4.1.8.28), Gülhane Tatbikat Mektebi ve Hastanesi, Haseki Darüşşifası ve Hastanesi, Darülaceze, Hamidiye Etfal Hastanesi’dir. Bilgi panoları ile birlikte koridorda I. Cihan Harbi sonrasında Hilal-î Âhmer hemşirelerinin faaliyetlerini konu edinen suluboya tablolar da sergilenmiştir. Müzenin tüm tasarım bilgi panoları kurucu başkan Prof. Dr. Nil Sarı tarafından oluşturulmuştur. Bilgi panolarının bir amacı da halkı bilgilendirmek olduğu için dili sade ve akıcı olarak hazırlanmıştır. Bilgi panoları dışında koridorda iki adet büyük ebatlı fizik tedavi cihazı açık olarak teşhir edilmiştir. Giriş katından birinci kata çıkan merdivenlerin duvar kısmında ise CTF’nin ilk beş başhekiminin fotoğrafları sergilenmiştir. Ayrıca Cerrahpaşa Hastanesi’nde çekilmiş toplu hekim fotoğrafları da duvarlarda sergilenmiştir. Tıp Kültür Birimi’nin birinci katında bakım ve onarım için ayrılan iki odaya daha sonra dolaplar imal ettirilerek eski Türkçe el yazması ve matbu kitaplar yerleştirilmiştir. 91 KANAL STENOZU TANISI VE TEDAVİSİNDE MÜNİR AHMET SARPYENER 1902 – 1982 1902 Musul’da doğdu. 1914 Musul İdadisi’nden mezun oldu. Kadavralar üzerinde yaptığı incelemeler, klinikte karşılaştığı hastalar veröntgen bulguları ile “çocuklarda doğuştan olan kanal darlığını 1917 Halep Sultanisi’ni bitirdi. tespit etti ve omurga kanalını genişletici ameliyatlarla kanal 1923 Darülfünun Tıp Mektebi’nden mezun oldu. darlığı olan hastaların iyileşip, düzelebileceğini” 1944’te ortaya 1924 Gülhane Serriyat-ı Tatbikat Hastanesi’nde staj yaptı. koydu. 1925-26 Haydarpaşa Askeri Hastanesi cerrahi asistanlığına “Kanal Stenozu” olarak bilinen bu buluşla Sarpyener; omuriliğin ve atandı. uzantısının içinde yer aldığı omurga kanalının doğuştan var olan 1927 Gülhane Tatbikat Okulu cerrahi uzmanı oldu. darlığının, omurilik ve onu besleyen damarları sıkıştırması ile hastaların Lyon Tıp Fak. Çocuk Cerrahisi ve Ortopedi Kliniği’nde staj bacaklarında güçsüzlük, yürüme güçlüğü, uyuşma, idrar ve büyük yaptı. abdestini tutamama, felç, içe kıvrık ayak gibi klinik bulgulara yol açtığını 1928-32 Erzincan Askeri Hastanesi’nde çalıştı. gösterdi. 1934 Şişli Çocuk Hastanesi Çocuk Cerrahisi ve Ortopedi “Omurga Kanalının Doğuştan Yapısı (Daralması)” üzerine İngilizce Kliniği’ne Doçent oldu. Tezini Spina Bifida üzerine yaptı. ve Almanca olarak yayınladığı makalelerinde buluşunu, belki de ilk 1941 Profesör oldu. olduğunun henüz farkına varmadan duyurdu. (“Congenitile des Wirbelskanal”, Wiener Medizinische Wochenshrift, 1944; “Congenital structure of the spinal canal”, 1942-55 Haseki Hastanesi’nde çalıştı. Journal of Bone and Joint Surgery 1945) 1955 İstanbul Vakıf Gureba Hastanesi’ne atandı. 1958 İ.Ü. Cocuk Cerrahisi ve Ortopedi Kürsü Başkanı oldu. 1973 Emekliye ayrıldı. Kanal Stenoz Ameliyatı sırasında Kanal darlığının yalnızca çocuklarda değil, yetişkinlerde de görüldüğünü yine ilk kez Sarpyener bildirdi. Dünya ve Türk tıbbına yaptığı bu katkı ile o güne dek yanlış teşhis edilen ve tedavi edilemez denilen bu hastalara tedavi imkanı sağlanmıştır. Şişli Çocuk Hastanesi Çocuk Cerrahisi ve Ortopedi Kliniği Dönemin Tıp Fakültesi staj ve ihtisas hastanelerinden olan Şişli Çocuk Hastanesi’nin on yataklı Çocuk Cerrahisi ve Ortopedi Kliniği’nde 1934 yılında başlayan çalışmalarını, zor şartlar altında her an kliniğin kapatılma korkusu içinde asistansız ve tek bir hemşire ile sürdürmeye çalıştı. Uzun bir süre Tıp Fakültesi ve hastane yönetimince gereksiz, lüks ve Ameliyat öncesi ve sonrası çocukça bir uğraş olarak görülen bu dal, cerrahiye bağlı bir servis Acta Ortapedica Turcica dergisini çıkardı. şeklinde düşünülüyor ve bağımsız olamayacağı söyleniyordu. Henüz Türk Ortopedi ve Travmatoloji Derneği ve Türkiye uzmanlığı tanınmamış bir dal olduğu için klinik, cerrahi Spor Hekimliği derneği kurucuları içinde yer aldı. Polikliniği’nden gelen hastaları tedavi ederek sesini duyurmaya 6 kitap, 25’i yabancı dilde 200’den fazla Türkçe yayın çalışıyordu. bıraktı. VAKIF GUREBA HASTANESİ Vakfiyesinin ilk şartı yoksul ve kimsesiz Müslümanların ücretsiz tedavi edilmesiydi. 1843’te İstanbul’da baş gösteren şiddetli çiçek salgınında mevcut hastaneler yetersiz kalmıştı. Abdülmecit’in annesi Bezmiâlem Valide Sultan hastaların parasız tedavi edilebilecekleri bir hastaneye yaptırmaya karar verdi. Şehrin dışında havadar bir alan olduğundan hastanenin yapımı için bugün Vatan Caddesi ile Çapa arasında kalan Yenibahçe Çayırı uygun görüldü. Vakıf Gureba Hastanesi giriş kapısı 8. Koğuşta hekim hastayı muayene ederken Bezm-i Alem Gurebayi Müslimin Hastahanesi Muayenehanesi reçete kağıdı ve antetleri Yapım işlerinin nezaretine Darphane-i Amire Nazırı Tahir Bey ve Abdülhalim Efendi getirildi. 2 Nisan 1845’te törenle açılan hastanede yatak sayısı 201 idi. 12 hasta koğuşu, bir eczane ile başhekim, başhekim yardımcısı, müdür eczacılar ve cerrahlara ayrılmış birer oda bulunmaktaydı. Ayrıca mutfak, hamam ve çamaşır daireleri vardı. 1847’de düzenlenen vakfiyesinde hastanenin adı Kâin Bezmiâlem Gureba-i Müslimîn Hastanesi olarak geçmektedir. Türkiye’de hastane sözcüğü ilk kez kullanıldı. Çocuk koğuşunda hemşirelerle birlikte 1894’deki depremde hastanede hasar meydana geldi, çatının bir bölümü çöktü, bu nedenle başlayan onarım bir sene sürdü, çatı ve duvarlar yenilenmiştir. Ameliyat esnasında Çocuk koğuşunda hekimlerle birlikte Hastalar koğuşlara, hastalıklarına göre değil, sorumlu hekimlere göre ayrılmaktaydı. 1923 yılında Gureba idari bakımından Sağlık Bakanlığı’na 1892-1893’de göz ve cerrahi servisleri kuruldu. Hastane’de 1905’te Kulak-Burun- bağlandı. 1933 Üniversite Reformu’nda İstanbul Tıp Boğaz, 1909’da Laboratuar ile Deri ve Frengi Servisi, 1912’de Kütüphane, 1913’de Fakültesi’nin kulak-burun-boğaz, cilt hastalıkları ve ikinci Röntgen, 1915’te Ortopedi ve Patolojik Anatomi, 1918’de Üroloji servisleri hizmete dahiliye klinikleri olarak hizmet verdi. 1956 yılında 6760 sayılı girdi ve tam teşekküllü sayılabilecek bir yapılanmaya kavuştu. Vakıflar Genel Müdürlüğü Vazife ve Teşkilatı hakkındaki kanun Bina ihtiyacı karşılayamaz bir hale geldiğinden 1910 yılında Evkaf Nazırı Ürgüplü ile Gureba tekrar Vakıflar İdaresi’ne devredildi. Hayri Bey tarafından kurulan ve Mimar Kemaleddin Bey’in de yer aldığı bir heyet 1969 yılında yeni Bezm-i Alem Valide Sultan Gureba yeni pavyonlar yapılmasını kararlaştırıldı. Sonra ??? Hastanesi’nin temeli atıldı; Ekim 1990’da inşaat tamamlandı ve 1925’te Türkiye Kızılay Cemiyeti tarafından kurulan Hastabakıcı Hemşireler tarihi Vakıf Hastanesi’nden yeni hastaneye hastalar nakledildi. Mektebi’nin ilk uygulama hastanesi Gureba Hastanesi oldu. Tarihi bina ise restorasyon amacıyla yıkıldı ! Fotoğraf.4.1.8.27-28. Tıp Kültür Birimi birinci kat koridorunda sergilenen bilgi panolarından birkaçının görünümü (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 92 Fotoğraf.4.1.8.29. Tıp Kültür Birimi ikinci kat sergi planı (İCTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 93 Tıp Kültür Birimi’nin ikinci katındaki ana tema “Cerrahi ve İlaçla Tedavi- Portreler ve Beratlar” olarak tasarlanmış ve “Tedavi Katı” olarak adlandırılmıştır. Bu katta toplamda iki büyük salon ve dört oda yer almıştır. İki büyük salon ve iki oda teşhire ayrılmış olup, bir oda envanter ve katalog çalışma birimi, diğer oda ise teknik destek birimi olarak hizmet vermek üzere kullanılmış; daha sonra odalardan birine yeni dolaplar yaptırılarak Osmanlı Türkçesiyle matbu tıp kitapları muhafaza edilmiştir. Fotoğraf.4.1.8.30-31’de görülen beratlar ve nişanların sergilendiği salonda ödül ya da terfi verilen başarılı ve faydalı hekimlerin aldığı belgelerdir. Bu belgelerin kime ait olduğu, ne zaman, nerede ve neden verildiği belgelerin etiket bilgilerinde yer almıştır. Sergi odasının ortasında yer alan dörtlü masa tipi vitrinde ise hekimlere ve sağlık kurumlarına ait mühür ve madalyonlar sergilenmiştir. Fotoğraf.4.1.8.30-31. Tıp Kültür Birimi ikinci kat beratlar ve nişanlar salonunun çeşitli açılardan görünümü (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). İkinci katta yer alan iki büyük salon ilaçla ve cerrahi ile tedavi salonları olarak tasarlanmıştır. Bu salonlardan ilki olan ilaçla tedavi salonunda, çeşitli droglar ve ilaç hammaddeler, ilaç yapımında kullanılan araç-gereçler, hazır ilaca geçiş ve sonunda teknolojiye bağlı sanayileşmeye uzanan ilaç sektörünün kronolojik gelişimi obje ve bilgi panolarıyla yansıtılmıştır. İlaçla tedavi odasında duvar tipi ve masa tipi vitrinler kullanılmış olup, vitrinlerin alt kısımları kilitli depo olarak kullanılmıştır. Ayrıca büyük salonda spot ışıklarla vitrinler özelinde aydınlatma olduğu gibi salonun genel aydınlatması da yapılmıştır (Fotoğraf.4.1.8.32). Duvar tipi vitrinlerde havanlar, hassas teraziler, ölçü kapları, huniler, fitil kalıpları, mantar sıkacakları, çeşitli eczanelere ait kaşeler, el yapımı ve ilaçların hazırlanmasında kullanılan araç-gereçler, ilaçla tedavi malzemesi ve aletleri; Yıldız 94 Sarayı Eczanesi’ne ait cam ilaç kapları, Hamidiye Etfal Hastanesi’ne ait porselen ilaç kapları, Beykoz işi cam ilaç kapları, Büyük Eczane’ye ait ilaç kapları, üzerinde çeşitli eczanalerin mühürleri bulunan cam ilaç kapları ve çeşitli kozmetik ürünler yer almıştır. Girişteki masa tipi vitrinlerde ise ilaç ve telkin tedavisinin birlikte yürütüldüğü dönemi yansıtan pişmiş toprak ve pirinç yapımı şifa tasları, muska ve nazarlıklar, çeşitli ilaç hammaddeleri, hekim dükkânı maketi; orta vitrinlerde hekim el çantaları, çeşitli ilaç şişeleri, havan ve teraziler sergilenmiştir. Bu salonda ayrıca dikiş makinasından ilaç karıştırma makinasına dönüştürülen bir cihaz da sergilenmiştir. İlaçla tedavi salonunda sergilenen eserler tasarlanan bilgi panoları ile bütünlük oluşturmuştur. Bilgi panolarında geleneksel ilaç yapımı, ilaç reklamları ve ilaç yapım imalathaneleri tanıtılmıştır. Fotoğraf.4.1.8.32. Tıp Kültür Birimi ikinci katta ilaçla tedavi salonundan bir görünüm (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). İlaçla tedavi salonunun karşısında yer alan cerrahi ile tedavi odasında ise cerrahi aletler ve bu aletlerin kullanıldığı dönemin hekimlik anlayışını yansıtan bilgi panoları ve fotoğraflar sergilenmiştir. Objeler kronojiye dikkat edilerek tarihi gelişime göre teşhir edilmiştir. Masa tipi teşhir vitrinleri hazırlanırken bilgi panoları ile bütünlük sağlanmış, ayrıca büyük boyutlu eserler (hasta sandalyesi, berber koltuğu, anestezi 95 cihazları ve merdiven boşluklarında sergilenen muayene masaları vb.) açıkta sergilenmiştir. Cerrahi ile tedavi salonunun teşhiri, Tıp Kültür Birimi koleksiyonunun en dikkat çekici obje grubu olan Arkeolojik Dönem’e tarihli ve tümü bronzdan yapılmış cerrahi takım ile başlamıştır. Prof. Dr. İlter Uzel tarafından 1995 yılında yayınlanan, bağış yoluyla koleksiyona kazandırılan ve buluntu yeri belli olmayan bu eser grubu bilimsel arkeolojik kazılardan ele geçen benzer buluntu örnekleri ışığında M.Ö. IV. yüzyıla tarihlendirilebilmiştir. Toplam 13 parçadan oluşan cerrahi takımda dört bistüri, iki penset, iki kemik sondası, bir koter, iki spatül-sonda, iki küret-sonda vardır. Cerrahi takımın ardından ustunç takımları, berber ve sünnet malzemeleri, hacamat bıçakları ve şişeleri, dişçi aletleri, kadın-doğum araç gereçleri, elevatörler, özellikle beyin cerrahisinde kullanılan matkaplar, ortopedi araç gereçleri, akciğer cerrahisinde kullanılan alet takımları, üroloji, endoskopi aletleri, göz kliniğinde kullanılan araç gereçler ve hijyen araç gereçleri ile anestezi araç gereçleri ile kulak burun boğaz alet takımları sergilenmiştir (Fotoğraf.4.1.8.33). Fotoğraf.4.1.8.33. Tıp Kültür Birimi ikinci kat cerrahi ile tedavi salonundan bir görünüm (İCTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 96 Büyük çoğunluğu ressam Feyhaman Duran tarafından resmedilen bir kısmının ressamı bilinmeyen bazı hekim ve mühim şahsiyetlerin portreleri de sergilemenin önemli bir kısmını oluşturmuştur. Sergilenen portrelerdeki hekimler Fotoğraf.4.1.8.34’te görüldüğü üzere; Hekimbaşı Mustafa Behçet Efendi, Kazım İsmail Gürkan, Süheyl Ünver, Abdulkadir Noyan, Nihat Reşat Belger, Feridun Nafiz Uzluk, Naci Beginsu, Âkil Muhtar Özden, Burhaneddin Toker’dir. Diğer önemli şahsiyetler ise; Ömer Tosun Paşa’nın küçük kızı Prenses Ziba Tugay, Abdülhak Hamid Tarhan, Osman Ergin ve Yahya Kemal’dir.22 Ayrıca hekimlerin katıldıkları ve kongrelerde almış oldukları rozetler, yaka kartları ve kurum rozetleri odanın ortasında bir masa tipi vitrinde sergilenmiştir. Aynı zamanda Haseki Sultan’a ait bir büst de bu salonda yer almıştır (Fotoğraf.4.1.8.34). Fotoğraf.4.1.8.34. Tıp Kültür Birimi ikinci kat portreler ve rozetler salonundan bir görünüm (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 22 Bahsi geçen portrelerin bir kısmı yayınlanmıştır. Detaylı bilgi içib bk. Sarı, N. ve Sağdıç, E. (2017). Süheyl Ünver’e Ressam Dostlarından Baki Kalan Eserler. 2. Sağlık Tarihi ve Müzeciliği Sempozyumu (İstanbul 3-4 Haziran 2016), Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları, Kitap No. 42, İstanbul, 313-349. 97 Tıp Kültür Birimi ikinci kat koridorunda İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin tarihçesinden bahseden bilgi panoları yerleştirilmiştir. Bu panolar 2010 yılında Darülfünun Tıp Fakültesi’ni tanıtan bilgi panoları ile değiştirilmiştir. Ayrıca dört adet masa tipi vitrin içinde matbu Osmanlıca süreli yayın örnekleri ile dört adet kule tipi vitrin içinde Darülaceze’ye ait büyük boyutlu ecza kapları ikinci kat koridorunda sergilenmiştir. Birinci kattan ikinci kata çıkan merdivenlerin duvar kısmında ise Hilal-i Ahmer Cemiyeti’ne ait fotoğraflar çerçeveli bir biçimde asılmıştır. İkinci kat koridorunda ayrıca İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin kuruluşu ve gelişimini anlatan bilgi panosu yer almıştır. Fotoğraf.4.1.8.35. Tıp Kültür Birimi ikinci kat koridorunda bir görünüm (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Bağışların artması ve çeşitlenmesiyle birlikte İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin en eski binası, müzeleşme amacıyla tarihi koleksiyona tahsis edilmesi üzerine 2002-2004 yılları arasında Prof. Dr. Nil Sarı üç kat, yirmi beş seksiyonun teşhir tanzim tasarımını tamamlamış ve koleksiyonun, 17 Mayıs 2004 tarihinde “Tıp Kültür Birimi” adı altında açılışı gerçekleşmiştir. Fotoğraf.4.1.8.38- 39’da görülen davetiye üzerine müzenin açılışı ile aynı zamanda binanın geçici sergi mekânında resim sergisinin açılışı da gerçekleşmiştir. Müzenin her katına güvenlik kameraları yerleştirilmiş ve güvenlik görevlisi tahsis edilmiştir. 98 Fotoğraf.4.1.8.36-37. Tıp Kültür Birimi’nin 17 Mayıs 2004 Açılış Davetiyesi (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.8.38-39. Tıp Kültür Birimi binasında 17 Mayıs 2004 tarihinde açılan geçici resim sergisinin davetiyesi (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 99 Fotoğraf.4.1.8.40-41. Tıp Kültür Birimi için hazırlanan tanıtım broşürü (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.8.42-43. Tıp Kültür Birimi için hazırlanan tanıtım broşürü (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 100 Fotoğraf.4.1.8.44. Zaman Gazetesi’nin 11 Mayıs 2004 tarihli haberi (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.8.45. Zaman Gazetesi’nin 12 Mayıs 2004 tarihli haberi (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 101 Fotoğraf.4.1.8.46. Türk Tıp Tarihi Kurumu’nun Mart 2004 tarihli bülteni (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.8.47. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin 18.04.2004 tarihli Sabah Gazetesi’nin interner haber sitesinde yayındığı haberi. (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu – Erişim Tarihi 11.05.2004). 102 Fotoğraf.4.1.8.48. Pratisyen Dergisi’nin 2005 yılında CTF Tıp Tarihi Müzesi hakkında Prof. Dr. Nil Sarı ile yaptığı söyleşinin kapak fotoğrafı. (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 103 Fotoğraf.4.1.8.49. Diyabete Bakış Dergisi’nin 2006 yılında CTF Tıp Tarihi Müzesi ile ilgili yaptığı haber. (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 104 Fotoğraf.4.1.8.50. Farmaskop Dergisi’nin 2006 yılında CTF Tıp Tarihi Müzesi ile ilgili yaptığı haber. (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 105 Fotoğraf.4.1.8.51. Asklepion Dergisi’nin 2006 yılında CTF Tıp Tarihi Müzesi ile ilgili Prof. Dr. Nil Sarı ile yaptığı söyleşinin kapak fotoğrafı. (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 106 4.1.9. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin Resmi Özel Müze Statüsüne Geçişi İstanbul Üniversitesi mülkiyetinde bulunan eski dekanlık binası, korunması gereken taşınmaz kültür varlığı olarak T.C. Kültür Bakanlığı’nın İstanbul’daki bir numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 30.12.2002 tarihli, 926 ve 14543 sayılı kararları ile tescil edilmiştir. Tarihi yapının korunması ve müze olarak kullanılması kararının ardından tarihi bina müze konumuna getirilerek 2004 yılında tıp tarihi obje ve belgelerinin sergilendiği ve depolandığı Tıp Kültür Birimi adıyla faaliyete geçmiştir. Tıp Kültür Birimi’nin, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 2863 sayılı yasası doğrultusunda İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin resmi özel müzesi konumuna getirilmesi için Prof. Dr. Nil Sarı gerekli yazışma ve çalışmaları 27.10.2005 yılında başlatmıştır (Fotoğraf.4.1.9.1.). T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, 16. 02. 2006 tarihinde CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin özel müze olmasını uygun görerek onaylamıştır23 (Fotoğraf.4.1.9.2.). Böylelikle CTF Tıp Tarihi Müzesi, İstanbul Üniversitesi’nin ilk özel resmi müzesi ve Türkiye’nin ilk resmi tıp tarihi müzesi unvanını almıştır. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin resmi özel müze statüsüne geçişine T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın onay vermesiyle 15.03.2007 tarihinde İstanbul Üniversitesi Senatosu tarafından yapılan 41 sayılı toplantıda karar onaylanmıştır (Fotoğraf.4.1.9.3. ve 4.). 23 Özel müze açabilmek için T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nı tarafından belirlenen şartların detaylarına ulaşmak için bk. Özel Müzeler ve Denetimleri Hakkında Yönetmelik. (1984, 22 Ocak). (Sayı: 18289). Erişim tarihi ve adresi: 28.07.2020 https://teftis.ktb.gov.tr/TR-263867/ozel-muzeler-ve-denetimleri-hakkinda-yonetmelik.html 107 Fotoğraf.4.1.9.1. Prof. Dr. Nil Sarı’nın Tıp Kültür Birimi adıyla açılan koleksiyonun resmi özel müze olması adına 27.10.2005 tarihinde Topkapı Sarayı’na ilettiği başvuru dilekçesi (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 108 Fotoğraf.4.1.9.2. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin resmi özel müze konumuna gelmesini onayladığını gösteren belge (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 109 Fotoğraf.4.1.9.3. İstanbul Üniversitesi Senatosunun CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin resmi özel müze konumuna getirilmesinin onayladığını gösteren belge (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 110 Fotoğraf.4.1.9.4. İstanbul Üniversitesi Senatosunun CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin resmi özel müze konumuna getirilmesinin onayladığını gösteren belge (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 111 İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi Yönergesi’nin (EK48-49) 15.03.2007 tarihinde İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü tarafından onaylanması üzerine, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü tarafından 26.03.2007 tarihinde İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi Yönergesinin, 7. maddesinin (b) fıkrası uyarınca, müze başkanlığına Prof. Dr. Nil Sarı (Fotoğraf.4.1.9.5.), (Müze başkanı İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü tarafından atanmaktadır. Başkan müdür ve müdür yardımcısı arasındaki iş ve görev bölümünü düzenler. Başkan, müzedeki koleksiyonun korunmasını denetler; İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanlığı, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı arasındaki resmi yazışmaları yürütür; müzede eğitim faaliyetlerini, bilimsel toplantıları ile çalıştayları, geçici sergileri ve yayınları yürütür.), müze müdürlüğüne Fatma Tolan (Müze müdürü ise müze başkanı ve danışma kurulunun aldığı kararları uygular. Müzeyi, hazırlanan yönetmeliğe göre yönetir. Müze koleksiyonun korunması için her türlü önlemi alır. Müze başkanı ve müdür yardımcısı ile iletişimli çalışır. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile resmi ilişkileri yürütür. Müzde başkanı direktifleriyle eğitim faaliyetleri, bilimsel toplantıları ve çalıştayları, geçici sergiler ve yayınların yürütülmesinde çalışır.) atanmıştır. 112 Fotoğraf.4.1.9.5. Prof. Dr. Nil Sarı’nın Tıp Tarihi Müze Başkanı olarak atandığını gösteren belge (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 113 CTF Tıp Tarihi Müzesi yönergesinin 15.03.2007 tarihinde kabulünün ardından CTF Tıp Tarihi Müzesi her yıl T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı KVMGM tarafından denetlenmeye başlamıştır (Fotoğraf.4.1.9. ve 8.).24 Bu denetimlerde müzeye satın alma ya da bağış yoluyla kazandırılan eser, obje ve belgeler incelenmekte ve kayıt altına alınan envanter defterleri kontrol edilmektedir. Kayıt altına alınan eserler, müzenin zimmetinde koruma altına alınarak kültürel mirasa sahip çıkılmaktadır. Kaydedilen envanter defterlerinin bir kopyası da bağlı olunan devlet müzesinde muhafaza altında tutulmaktadır. Fotoğraf.4.1.9.9’daki envanter defter sayfası örneğinde görüldüğü gibi defterler noter onaylıdır ve her bir defterde 100 eser kaydedilecek kadar sayfa bulunmaktadır. Sırasıyla kaydedilen tüm eserlerin sağ üst köşesinde fotoğrafı ve sol kısımda sırasıyla kimliği çıkarılmaktadır. Envanter defterine geçen her bir eser varlığı artık tescillidir. Bu tescilli eser, bağlı olduğu müzenin zimmetine geçer ve ayniyat listesine alınır. Aynı zamanda her bir defterin bir kopyası bağlı olunan müzede de olduğu için takibi ve incelenmesinde kolaylık sağlanacaktır. Her bir esere verilen envanter numarası eserin bir köşesine rapido uçlu kalemle okunacak şekilde not edilmelidir. Aynı zamanda bu eserin depoda nerede muhafaza edildiğini de repertuar defterine kaydetmek gerekmektedir. Envanter defterlerinin noter onaylı olarak temini Prof. Dr. Nil Sarı’nın üniversiteye ilettiği yazı ile ücreti ödenerek temin edilmiştir (Fotoğraf.4.1.9.6.). Defterlerin ücreti üniversite tarafından sağlanmıştır. Fotoğraf.4.1.9.6. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nde kullanılmak üzere istenen envanter defteri isteği dilekçesi (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 24 Özel müze eserlerinin denetim süreçleri hakkında detaylı bilgi almak için bk. https://teftis.ktb.gov.tr/TR-263867/ozel- muzeler-ve-denetimleri-hakkinda-yonetmelik.html 114 Fotoğraf.4.1.9.7-8. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin 2007 yılına ait özel müze anket ve envanter formu (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.9.9 CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin ilk envanter defterinden örnek bir sayfa (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu) 115 Fotoğraf.4.1.9.9’da görülen envanter defterinde kayıtlı olan sayfadaki yağlı boya tablo hakkındaki anısını Prof. Dr. Nil Sarı şu şekilde dile getirmiştir: “Ord. Prof. Dr. Âkil Muhtar Özden’e ait olan bu yağlı boya tablo, kızı Aliye Hanım tarafından Âkil Muhtar’ın koleksiyonu ile birlikte Çapa’ya bağışlanmıştı. O dönem Çapa’nın tıp tarihi başkanı Prof. Dr. Aslan Terzioğlu, bu tabloyu dönemin Rektörü Prof. Dr. Bülent Berkarda’ya vermiş. Bülent Bey de emekli olunca tabloyu CTF’deki odasına götürmüş. Ülviye Barlas 1999 yılında Ord. Prof. Dr. Âkil Muhtar Özden ve Dünya Tıp Literatürüne Girmiş Buluş ve Kabul Edilen Çalışmaları konulu yüksek lisans tezini çalıştığı sıralarda yağlı boya tablo aranmaya başladı fakat bulunamadı. Uzun araştırmalar sonunda nerede olduğu keşfedilince Prof. Dr. Bülent Berkarda bir toplantı sırasında bir törenle tabloyu bana teslim etti. Bu durum bir kez daha göstermiştir ki bu gibi değerli bağışlar Anabilim Dallarında değil müzelerde olmalıdır. İlaveten bu tablo envanter defterine Prof. Dr. Süheyl Ünver’e armağan edildiği şeklinde kaydedilmiş fakat doğru değildir. Envanter kayıtlarında çok hatalar bulunmaktadır. Bu tablo Ord. Prof. Dr. Âkil Muhtar Özden koleksiyonuna ait bir parçadır. Âkil Muhtar’ın doğum yılı 1811 olarak yanlış yazılmış; doğrusu 1877 olmalıdır. Bu ve bunun gibi birçok hata, alanda uzman olan kişiler tarafından envanterin baştan hazırlanması gerektiğini göstermektedir.” (03.07.2020- Acıbadem/NSSTÇ). Müze envanterine, 2007 yılında 300 el yazması, 74 tablo (yağlıboya, suluboya, karakalem, gravür), 68 belge (berat, nişan, diploma), 103 etnografik obje, 155 madalyon kaydedilmiştir. İlerleyen yıllarda envanter kayır işlemleri devam etmiştir. Tıp tarihi koleksiyonunun “Tıp Kültür Birimi” adı altında 2004 yılında ziyarete açılmasının ardından müze başkanı Prof. Dr. Nil Sarı tarafından çeşitli programlar, toplantılar, sergiler ve çalıştaylar düzenlemeye başlatılmıştır. Faaliyetler oldukça ilgi görmüş ve geçici sergi mekânı neredeyse yılın tüm günlerinde sergilerle ziyaretçileri ağırlamıştır. 116 Fotoğraf.4.1.9.10. 1-15 Şubat 2007 yılında Fatih-Yerel Gazetesi’nin CTF Tıp Tarihi Müzesi hakkındaki haberi (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.9.11. Hisar Sağlık Dergisi’nin 2009 yılında Prof. Dr. Nil Sarı ile CTF Tıp Tarihi Müzesi hakkında yaptığı röportajın kapak fotoğrafı. (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 117 Prof. Dr. Nil Sarı müzeyi yurt içi ve yurt dışı kongre ve sempozyumlarda tanıtarak geniş bir kitleye ulaşmasını sağlamıştır. Müzenin ziyarete açılmasıyla yeniden bağış yoluyla müze koleksiyonuna pekçok eser, obje, belge ve nadir kitap kazandırılmıştır. Koleksiyona dahil edilen eserlerin kayıt altına alınması, arşiv ve kitapların mühürlenmesinde, müzenin kurumlarla resmi yazışmalarında, tanıtımlarda ve faaliyetlerde kullanılmak üzere bir kurumsal kimlik ihtiyacının doğması üzerine müzeye özgü bir logo çalışması başlatılmıştır. Prof. Dr. Nil Sarı’nın ricası üzerine İÜ Klasik Türk Bezeme Sanatları Atölyesinin başkanı ve tezhip hocası Jale Yavuz’un çizdiği logonun tamamlanmasının ardından Fotoğraf.4.1.9.12’de görülen ve 28.08.2007 tarihinde İstanbul Üniversitesi Rektörlüğüne iletilen logo ve yukarıda bahsedilen gerekçelerin sıralandığı bir dilekçe iletilmiştir. Fakat İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü müzenin kurumsal kimliğini oluşturmak için gerekli olan bu logonun kullanılmasını uygun görmemiş ve 30.09.2009 tarihinde ilettiği yazı ile reddetmiştir (Fotoğraf.4.1.9.13.). Bu karara ilaveten müzenin tanıtımında ve yazışmalarında CTF’nin ambleminin kullanılmasının uygun olduğuna karar vermiştir (Fotoğraf.4.1.9.14.). Prof. Dr. Nil Sarı bu konuyla ilgili: “CTF amblemli bir mührün basılı olduğu kitapların ve arşiv belgelerinin müzeye aidiyeti olmamaktadır. Müze dışına eser çıkarabilme durumu oluşmaktadır ve bu oldukça sakıncalıdır.” şeklinde bir açıklama yapmıştır (03.07.2020-Acıbadem/NSSTÇ). Fotoğraf.4.1.9.12. Prof. Dr. Nil Sarı’nın kurucusu olduğu İÜ Klasik Türk Bezeme Sanatları Atölyesinin başkanı ve tezhip hocası Jale Yavuz’un CTF Tıp Tarihi Müzesi için 2009 yılında çizdiği logo (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 118 Fotoğraf.4.1.9.13. CTF Tıp Tarihi Müzesi için 2009 yılında hazırlanan logonun kullanılmasının, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü tarafından reddedildiğini ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin logosunun kullanılmasının uygun görüldüğünü gösteren belge (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 119 Fotoğraf.4.1.9.14. CTF Tıp Tarihi Müzesi için 2009 yılında hazırlanan logonun kullanılmasının, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü tarafından reddedildiğini ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin logosunun kullanılmasının uygun görüldüğünü gösteren belge (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 120 CTF Tıp Tarihi Müzesi, kurulduğu tarihten itibaren farklı birçok isim almıştır. Bu isimler: “Tıp ve Eczacılık Tarihi Müzesi”, “İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Deontoloji ve Tıp Tarihi Anabilim Dalı Başkanlık Özel Müzesi” ve “Tıp Kültür Birimi”dir. T.C. Kültür Bakanlığı tarafından resmi özel müze ruhsatını almasının ardından müzenin adının “İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Deontoloji ve Tıp Tarihi Anabilim Dalı Başkanlık Özel Müzesi” yerine “Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi” olarak değiştirilmesi ve doğrudan İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanlığına bağlanması için gerekli yazışmaların yapılması sonrasında T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı KVMGM’nin 09.11.2009 tarihinde ilettiği onay yazısıyla müzenin adı “Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi” olarak değiştirilmiştir (Fotoğraf.4.1.9.15. ve 16.). Fotoğraf.4.1.9.15. Müzenin adının “Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi” olarak değişikliğinin onaylandığı gösteren belge (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 121 Fotoğraf.4.1.9.16. Müzenin adının “Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi” olarak değişikliğinin onaylandığı gösteren belge (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 122 Fotoğraf.4.1.9.17. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin 25.10.2010 tarihli Sabah Gazetesi’nin internet haber sitesinde yayındığı haberi. (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu – Erişim Tarihi 25.10.2010). Fotoğraf.4.1.9.18. 2011 yılında CTF Tıp Tarihi Müzesi hakkında Prof. Dr. Nil Sarı ile yapılan söyleşinin kapak fotoğrafı. (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 123 4.1.10. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin İkinci Kuruluş Döneminden İtibaren Zenginleşen Koleksiyon ve Karşılaşılan Sorunlar Tarihi malzemenin korunması, sergilenmesi ve gelecek kuşaklara aktarılması; Türk tıp tarihinin tanıtımı, halkla sağlık eğitimi gibi amaçlarla kurulan CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin kurumsal anlamda satın alma yoluyla eser kazandırmak için bir bütçenin hiçbir zaman sağlanamadığı görülmüştür. Müzenin eserleri bağış yoluyla ya da Prof. Dr. Nil Sarı ve duyarlı çevresi tarafından yapılan maddi yardımlar sayesinde toplanabilmiş olsa da maddi yardımlarda da bir istikrar görülememiştir. Örneğin, maddi imkânsızlık sebebiyle İstanbul Çukurcuma’daki antikacılar çarşısında bulunan Tombak Ahmet adlı antika dükkanında bulunan “Mustafa Kemal Atatürk’ün oturduğu dişçi koltuğu ile ilaç hazırlama amacıyla kullanılan bakır araç gereçlerin” müzeye kazandırılamadığı 2016’da yazdığı bilimsel makaleden, Prof. Dr. Nil Sarı’nın bizatihi anlatımıyla öğrenilmektedir. Tıp tarihini yansıtan eserlerin bir kısmı maddi imkansızlar sebebiyle diğer bir kısmı ise kamu kurumlarının yürüttüğü yanlış politikalar ile tarihi kültür mirasına gereken değerin verilmemesi yüzünden yok olmuştur. Bu konuyla alakalı yaşadığı anıları Prof. Dr. Nil Sarı 2016 yılında yayınladığı makalesinde şu şekilde dile getirir: “Sultan II. Abdülhamid döneminde yaptırılan Numune Hastanesi’ne yaptığım ziyaret sırasında hastanenin kütüphanesindeki tarihi kitapların Seka’ya gönderildiğini çok üzülerek öğrendim. Bu sebeple Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ndeki Anabilim dalı başkanlarını belli aralıklarla ziyaret ederek tarihi obje, belge ve kitapların müzeye kazandırılmasını sağlamaya çalıştım. Nice tarihi malzemenin kaybolduğunu ya da atıldığını kapı önlerinden, koridorlardan ya da depolardan tesadüfen topladığımda anladım. Bazı kürsüler müzeye vermedikleri malzemeleri hurdaya çıkararak eskilerden kurtulma yoluna gittiler ve tarihi malzemenin yok olmasına sebep oldular. Tarihi değeri olduğu ve kıymetli bir obje ya da kitap söz konusu olduğunda bu parçanın müzeye verilmek yerine şahısların eline de geçebiliyordu. Mesela, Türkiye’nin en eski ahşap möbleli ultrason cihazı bir hocanın özel muayenehanesine götürüldü. Tarihi değere sahip kadın-doğum kliniği araç gereçleri ve tarihi kitapları da bir hocanın özel muayenehanesinde yerini aldı.”. 124 Müzeye kazandırılamayan eserlerin yanında kazandırılan obje, kitap, belge vs. de oldukça fazladır. Prof. Dr. Nil Sarı’nın 2016 yılında yayınladığı makalesine göre, “Darülfünun Tıp Fakültesi dönemine ait biyokimya laboratuvar araç gereçleri iki kısımda, müzeye bağışlanmıştır. Haseki Tedavi Kliniği’nden Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne getirilen ve Darülfünun Tıp Fakültesi dönemine tarihlendirilen araç gereçler Prof. Dr. Esat Eşkazan başkanlığı döneminde, Dr. Reşat Belger’in diploması ve resmi evrakı Prof. Dr. Hidayet Sarı’nın hastası (Dr. Reşat Belger’in hizmetini yapan) aracılığıyla, tarihî Eyüp Eczanesi’nden alınan araç gereçler İlhan Gökşen aracılığıyla, fakülte içindeki tarihi objeler ilgili Anabilim Dalı başkanlarının aracılığıyla müze koleksiyonuna kazandırılmıştır. Prof. Dr. Cenk Büyükünal, Dünya’nın çeşitli ülkelerinden topladığı doktor, ambülans, hemşire oyuncaklarından oluşan koleksiyonunu, Türkolog Nedret İşli ise çok sayıda matbu Osmanlıca tıp kitaplarını müzeye bağışlamışlardır.” Prof. Dr. Nil Sarı bir başka gün Heybeliada’da gerçekleşen anısını 2016 yılında yayınladığı makalesinde şu şekilde dile getirmektedir: “Heybeliada Sanatoryumu’nda bir tıp tarihi müzesi vardı. Birkaç yıl önce gittiğimizde hepsinin bahçeye atılıp ortalığa saçılmış olduğunu gördük. Toplayabildiklerimizi müzeye getirdik. Getirdiklerimizin arasında bulunan camlı levhada müzeye giriş ve çıkış kuralları yazılıydı. Buna göre tek başına girilemeyecek olan müzede kalış süresi de kısıtlanmıştı.”. CTF Tıp Tarihi Müzesi kurulduğunda aynı zamanda müzeye bağlı bir nadir eserler kütüphanesi de oluşturulmaya başlanmıştır. Kütüphanede, Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver’in İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi’nden getirdiği el yazmalarına ilaveten Prof. Dr. Nil Sarı tarafından kazandırılan çok sayıda el yazması; Prof. Dr. Nil Sarı’nın oluşturduğu matbu Osmanlıca tıp kitapları koleksiyonu ile 19. yüzyıl sonu 20. yüzyıl başına tarihlenen Fransızca ve İngilizce nadir kitaplar yer almıştır. Tıp Kültür Birimi adıyla 2004 tarihinde açılışı gerçekleşen tıp tarihi koleksiyonunun, 2007 yılında T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı KVMGM tarafından resmi özel müze statüsüne geçmesinin ardından tarihi somut kültür mirasını koruma altına almak amacıyla Prof. Dr. Nil Sarı’nın 30 yıl boyunca başkanlığını yürüttüğü İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı 125 kütüphanesinde bulunan el yazmaları müze envanterine kaydedilmiş ve böylelikle yazmaların kaybolmasının önüne geçilmiştir. Şu anda müze envanterine kayıtlı toplam 812 el yazması mevcuttur. Bu el yazmaları içinde klasik İslam tıbbının öğretileri, telif ve tercüme kitapları, tezler, ders notları ve tıbbi raporlar muhafaza altına alınmıştır. Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’nin kuruluşundan itibaren burada eğitim gören talebelerin hazırlamış oldukları mezuniyet tezlerinin bir kısmı CTF Tıp Tarihi Müzesi envanterine kayıtlıdır. Adli Tıp Anabilim Dalı deposunda bulunan ve yaklaşık 250 parçadan oluşan çeşitli boylarda cam kavanozların içinde formol sıvı ile muhafaza edilen piyeslerin müzeye nasıl kazandırıldığını Prof. Dr. Nil Sarı şu şekilde anlatmaktad: “Adli Tıp Anabilim Dalı koridorundan geçerken kapısı açık bir depoda duran anatomik piyesleri tesadüfen gördüm. Anabilim Dalı başkanı Prof. Dr. Gökhan Oral ile görüşmemin ardından kurul kararıyla dokular müze koleksiyonuna kazandırıldı.” (3.7.2020-Acıbadem/NSSTÇ). Bahsi geçen dokuların, 1983 yılında Gülhane’den Cerrahpaşa’ya taşınan Adli Tıp Enstitüsü’nün koleksiyonuna ait olabileceğine dair Prof. Dr. Nil Sarı ve Burcu Özdemir’in 2020 yılında yayınladığı bir makale bulunmaktadır. Tarihi anatomik piyes koleksiyonu haricinde ahşap çerçevesi ve hasarlı camı içinde çok zengin böcek ve sineklerin tür bilgileriyle birlikte muhafaza edildiği büyük bir tablo ile ahşap kutulu pirinç ve metal mikroskoplar müzeye kazandırılmıştır. 126 Fotoğraf.4.1.10.1. CTF Tıp Tarihi Müzesine yapılan bağış ve teşekkür mektuplarından birer örnek (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Tıp tarihi koleksiyonun Tıp Kültür Birimi adıyla 2004 yılında açılmasının ardından müzeye gelen bağışların sayısı artmıştır. Müzeye alınan her bir bağış için 1983 yılından itibaren teşekkür mektupları iletilmiş ve bu süreç ilk zamanlarda olduğu kadar istikrarlı olmasa da devam etmiştir. Teşekkür mektuplarına Fotoğraf.4.1.10.1.’de görüldüğü gibi 2004 yılı itibariyle bağışlanan obje, fotoğraf, kitap, belgenin fotoğrafı eklenmeye başlamıştır. Ayrıca bağışlanan gün, ay, yıl olarak belirtilmiş ve imzalanmıştır. Prof. Dr. Nil Sarı bu konuyla ilgili anısını şu şekilde dile getirir: “Dönemin Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu hem beni hem Arın Namal’ı (Prof. Dr.) cezalandırmak amacıyla açılıştan sonra Arın’ı aniden müzeye (sürgün) tayin etti. Arın bu tayin karşısında dehşete düştü, çünkü o sırada Çapa’nın öğretim üyesiydi. Müzede kaldığı altı ay süresince bağışları bazen Arın Namal, bazen Fatma Hanım, bazen ben imzalamaya devam ettim.” (28.07.2020- Acıbadem/NSSTÇ). 127 4.1.11. CTF Tıp Tarihi Müzesi Bünyesinde Gerçekleştirilen Sergiler (2004-2012) CTF Tıp Tarihi Müzesi’nde 2004 ile 2012 yılları arasında 89 adet sergi açılmıştır (Fotoğraf.4.1.11.5./92.). Bu sergilerden 46 adedi yağlı boya resim sergisi, 20 adedi geleneksel sanatlar sergisi, beş adedi suluboya resim sergisi, sekiz adedi fotoğraf sergisi, iki adedi karikatür sergisi, üç adedi tıbbi çizim sergisi, iki adedi heykel sergisi, bir adedi gemi maketi sergisi, bir adedi karakalem çalışması sergisi ve bir adet kumaş ve nakış sergisidir. Sergiler bir yıl öncesinden planlanarak her biri üç hafta sürecek şekilde ayarlanmıştır. Fotoğraf.4.1.11.1.-2.-3. ve 4.’de görüldüğü gibi müzenin zemin katında bulunan girişteki salon ve salon duvarları sergileme alanı olarak kullanılmıştır. Eser sayısının fazla olduğu durumlarda ise sergi yapılan salona açılan teşhir salonlarının biri ya da ikisi sergi mekanına dahil edilmiştir. İlk üç yıl boyunca sergi davetiyeleri İstanbul Üniversitesi matbaasında bastırılmıştır. Sonrasında ise sergi sahipleri tarafından davetiyeler basılmıştır. Her serginin açılış gününde eserlerin güvenliğinin sağlanması amacıyla serginin açık olduğu resmi iş günlerinde, müzenin her üç katına güvenlik elemanı dağıtılması için Prof. Dr. Nil Sarı, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanlığına dilekçe vermiştir. Müzenin güvenliği bu süreçlerde, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi hastane müdürlüğünce sağlanmıştır. Sergiler yoğun ilgi toplamıştır. Kalıcı ve geçici sergiyi gezmeye gelen tüm ziyaretçilerin olumlu geri dönüşleri hastane yönetiminin de dikkatinden kaçmamış ve müzeyi “fakültenin vitrini” olarak tanımlamışlar; misyon ve vizyon toplantı kararlarıyle birlikte bu tanımı da yayınlamışlardır. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nde sergi açan sanatçılar arasında kendi ya da yakınının rahatsızlığı sebebiyle hastaneye gelen ve bu arada müzeye uğrayan ve tesadüfen müze faaliyetlerinden haberdar olanlar da vardır. Fakültenin öğretim üyeleri, doktorlar, hemşireler, tıp öğrencileri ve diğer personel ile ressam yakınları da müzede sergi açmışlardır. Bunun yanında iki tane omurilik felçlisi ile hastanede uzun süre yatan lösemili çocukların ve engelli çocukların sergiledikleri sanat çalışmaları sosyal sorumluluk açısından dikkat çeken sergiler arasında yer almıştır. Müzede sergi açan sanatçılar arasında daha önce mobilya oymacılığı yaparken ağaçtan düşerek omurilik felçlisi olmuş bir engelli de vardır. Bu şahıs; hayatını devam ettirebilmek ve hayata tutanmak amacıyla resim dersleri almıştır. Zaman geçtikçe yaptığı tablolarla 128 geçimini sağlamış ve ödüllü sanatçılardan biri olmuştur. Müzede sergi açan birden fazla sanatçıya ciddi hastalık teşhisi konulmuşken onlar tedavilerini sürdürürken sergi açabilme imkanları olmuştur. Bu sergiler “yeniden doğuş” sergileri olarak adlandırılmıştır. Sergiyi ziyaret edenlerin müzenin anı defterine izlenimlerini aktardıkları yazılara bakıldığında; hastanede tedavi gören hastaların tedavi sürecinde çok bunaldıklarını, çıkışta müzeyi fark ettikleri ve müzik eşliğinde sergiyi gezerken ruhen kendilerini iyi hissettiklerini ve daha mutlu olduklarını aktarmışlardır. CTF Tıp Tarihi Müzesi faaliyetlerini de içine katarak tıp ile sanatın ortak paydada buluştuğu, hasta-hekim, hoca-öğrenci ve aynı kurumda çalışan insanların bir araya geldikleri ortak mekân haline gelmiştir. Fotoğraf.4.1.11.1. 2009 yılında açılan “Yeniden Doğuş” isimli resim sergisi’nin açılışından bir kare (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.11.2. Müze Başkanı Prof. Dr. Nil Sarı sergi açılışı konuşması yaparken (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 129 Fotoğraf.4.1.11.3. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi (ortada) Dekan Prof. Dr. Özgün Enver ve çocuk onkolojisi bölümündeki hastaların sergi ziyareti (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.11.4. Tıbbi Ressamlar Karma Resim Sergisi açılışında Dünyaca ünlü tıbbi çizim ressamı ve anatomi profesörü Dr. Ahmet Sınav (sağdan ikinci) ve en sağda müzenin kurucu başkanı Prof. Dr. Nil Sarı (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 130 Fotoğraf.4.1.11.5. Düşlerde Kadın Resim Sergisi Fotoğraf.4.1.11.6. Selçuklu’dan Osmanlı’ya Hastaneler (Fethiye Erbay – Mutlu Erbay 13 Ekim – 21 Ekim 2004) Minyatür Sergisi (Ülker Erke 25 Ekim – 5 Kasım 2004) (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.11.7. İstanbul Minyatürleri Sergisi Fotoğraf.4.1.11.8. Klasik Türk Süsleme Sanatından Örnekler (Nusret Çolpan 18 Kasım – 3 Aralık 2004) Minyatür Sergisi (Jale Yavuz 6 Kasım – 24 Aralık 2004) (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.11.9. 16. Yüzyıl Türk Sanatında Çiçek Fotoğraf.4.1.11.10. Divriği Şifahanesi Taş Bezemeler Minyatür Sergisi (Gülbün Mesara 27 Aralık 2004 – Minyatür Sergisi (Süheyl Ünver Nakışhanesi 5 Şubat 2005 – 21 Ocak 2005) 18 Şubat 2005) (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 131 Fotoğraf.4.1.11.11. Renklerin Sevinci Resim Sergisi Fotoğraf.4.1.11.12. Yıllar Sonra Resim Sergisi (Prof. Dr. Günnur Yiğit 21 Şubat 2005 – 4 Mart 2005) (Prof. Dr. Rezzan Ataman 7 Mart 2005 – 18 Mart 2005) (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.11.13. Doğa ve Özgürlük Resim Sergisi Fotoğraf.4.1.11.14. Panayır Siyah Beyaz Fotoğraf Sergisi (Gönül Sultuybek Kanıgür 21 Mart 2005 – 1 Nisan 2005) (Yusuf Darıyerli 16 Mayıs 2005 – 27 Mayıs 2005) (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.11.15. Sanat, Tıp, Yaratıcılık Tıbbi Çizim Sergisi Fotoğraf.4.1.11.16.Yüzlerdeki İfadeler Karma Resim Sergisi (Dr. Levent Efe 6 Haziran 2005 – 17 Haziran 2005) (4 Ekim 2005 – 20 Ekim 2005) (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 132 SEMA UNDEĞER Kişisel Sergileri: Türkiye, Kıbrıs, Fransa, Avusturya, Romanya. Grup Sergileri:Türkiye, Fransa, Bulgaristan, Romanya, Yugoslavya, Belçika, Hollanda, İtalya, İskoçya,İngiltere, Kore, Japonya ve Kanada. Müzeler:1977(Tolentino) İtalya, 1977(Gabrovo)Bulgaristan, 1993 (1993 (Gabrovo) Bulgaristan, (Satirik Heykel), 1996 Hollanda, 1998(Omiya) Japonya,2002 (Galati) Romanya, Kitapları: ‘SEMA’kadın konulu 1992. ‘KİRLİ MELEKLER’ karikatür albümü,2001. ‘MÜZİKATÜR’ karikatür albümü,2004. Ödülleri: 16’sı ulusal, 10’u uluslar arası, toplam 26 adet ödüle sahip. Ayrıca, 1986 yılında (F.E.C.O, Federation of European ) Avrupa Çizerleri Birliği Türkiye temsilcisi seçilmiştir. 1986 yılında Amerika’da yayınlanan uluslar arası (Witty World International Cartoonists) dergisinin Türkiye edtörü olmuştur. 1993 yılında (İngiltere,Cambridge’de) yayımlanan International Biography (Uluslararası Biyografi) antolojisine alınmıştır. Undeğer karikatür çiziminin yanı sıra resim, seramik, fotoğraf, yazın sanatıyla da uğraşmaktadır. NECLA PERİ 1991-2000 yılları arasında ressam Ender Dandul ile atelye çalışmaları, ayrıca 2000 yılı içerisinde Prof.Gökhan Anlağan ile de atelye çalışmaları oldu. Sanatçı bugün özel atelyesinde sanatsal etkinliğini sürdürmektedir. Kişisel Sergileri : 1997 Kemer Country Sergi Salonu. 1998 TEGV Fatih Eğitim Parkı Resim Salonu. 1999 Koç Allianz Sergi Salonu. 2001 Akbank Bebek Sanat Galerisi. 2002 The Marmara Resim Salonu. 2002 Pera Resim Salonu. 2003 Hotel Dedeman İstanbul. Karma Sergileri: 1993 Yunus Emre Kültür Merkezi. 1994 Sandoz Sanat Galerisi. 1994 Yunus Emre Kültür Merkezi. 1995 Sandoz Sanat Galerisi. 1995 Yunus Emre Kültür Merkezi. 1996 Yunus Emre Kültür Merkezi. 1997 Kadıköy Kültür Sanat Galerisi. 1997 Askeri Müze Hasan Rıza Paşa Sergi Salonu. 1999 Trakya Üniversitesi Sanat Gakerisi. 1999 Kültür Koleji Sergisi. 2000 Askeri Müze Hasan Rıza Paşa Sergi Salonu. 2000 Bakırköy Belediyesi Kültür Merkezi. 2000 Levent Golf Kulübü Resim Salonu. 2002 Askeri Müze Hasan Rıza Paşa Sergi Salonu. 2003 Kile Sanat Galerisi. Fotoğraf.4.1.11.17. Doğa ve Çevre Resim Sergisi Fotoğraf.4.1.11.18. Katı Süsleme Sanatı Sergisi (Hatice Donma 24 Ekim 2005 – 10 Kasım 2005) (Dürdane Ünver 14 Kasım 2005 – 1 Aralık 2005) (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.11.19. Gündoğdu Fotoğraf Sergisi Fotoğraf.4.1.11.20. Çölde Yağmur Resim Sergisi (Prof. Dr. Asiye Perek 5 Aralık 2005 – 22 Aralık 2005) (Sema Undeğer 26 Aralık 2005 – 13 Ocak 2006) (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). SEVİLAY DEĞER Prof. Dr Ayşe KAYMAZ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı Başkanı olan Dr. Kaymaz resim Bilim Dalında hemşire olarak görev çalışmalarına Buca Ortaokulundaki resim dersleriyle yapmaktadır. Sevilay Değer,2000 yılında Nil başlamıştır. İzmir Kız Lisesi’nde yaptığı “Köy Düğünü” tablosu birinci seçilerek Hindistan’a Sanat Evi’nde başladığı resim çalışmalarını, gönderilmiştir. Üniversite öğrencisi iken ilk kişisel daha sonra Ressam Sabri Mehmedov’un sergisini açmıştır. Tablolarında gezdiği ve gördüğü atölyesinde sürdürmüştür. yerlerle ilgili izlenimlerini aktarmaktadır. Dr. Kaymaz doğa ve yaşam sevgisini bütünleştirerek kullandığı renklerde bazen sevinç bazen coşku bazen Halen çalışmalarına evinde devam de hüzünle, sanat severlerle buluşmaktadır. etmektedir. Katıldığı Sergiler: Kişisel Sergileri: 1992 Cerrahpaşa Tıp fakültesi Öğretim Üyeleri Sergisi 2002 yılında Basın Müzesi’nde İstanbul. 1998 Sanatçı hekimler sergisi. TTB 14 Mart sağlık 2003 yılında Hotel Martı Marmaris. haftası etkinlikleri arasında 1999 Sanatçı hekimler sergisi. TTB 14 Mart sağlık haftası etkinlikleri arasında 2000 Sanatçı hekimler sergisi. TTB 14 Mart sağlık haftası etkinlikleri arasında Fotoğraf.4.1.11.21. Doğaya Davet Yağlıboya Resim Sergisi Fotoğraf.4.1.11.22. Yaşamın Renkleri Resim Sergisi (Hemşire Sevilay Değer 6 Şubat 2006 – 23 Şubat 2006) (Prof. Dr. Ayşe Kaymaz 27 Şubat 2006 – 16 Mart 2006) (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 133 Prof. Dr. Gülyüz ATKOVAR • 1996 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Ana Bilim Dalı’nda profesör ünvanı aldı. Halen bu görevine devam ediyor. “ Güzel şeyler uzun bir zamanda olur, • H arika şeyler bir anda…” 2003- Ekim ayında Füsun Arıkan atölyesinde geleneksel Türk Ebru sanatı derslerine katıldı. Düşün cesinden hareketle 2005 yılında başladığım fotoğrafçılık Sergileri kariye rime ara vermeden devam ediyorum. Fotoğr aflarda hoşa giden o en güzel ‘an’ ı yakalamaya çalışıyorum. • Şubat 2004 Füsun Arıkan Atölyesi Ebru Sergisi 2005 y ılında yaptığım seyahatlerde objektifime yansıyan görüntüleri, • 13-15 Mayıs 2004 Füsun Arıkan atölyesi Ebru Sergisi fotoğr afçılığa gönül vermiş kişilerle paylaşmaktan mutluluk Haydarpaşa Garı duyuy orum. • 18-28 Mayıs 2004 Füsun Arıkan atölyesi Ebru Sergisi Halen İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi 4.sınıf öğrencisi Beyoğlu Belediyesi Sanat Galerisi. olarak eğitim hayatıma devam etmekteyim. Kişise l ilk sergim olan ‘SEYAHATNAME’ adlı sergime katkılarından dolayı ; Deont oloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nil SARI Deont oloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayten ALTINTAŞ Ve Minya tür Sanatçısı ve Mimar Sayın Nusret ÇOLPAN adlı ho calarıma teşekkür ederim. sergisi Fatih FARİZ Fotoğraf.4.1.11.23. Yaşamın Renkleri Ebru Sergisi Fotoğraf.4.1.11.24. İstanbul – Newyork – Paris – Amsterdam (Prof. Dr. Gülyüz Atkovar 20 Mart 2006 – 6 Nisan 2006) Seyahatname Fotoğraf Sergisi (Fatih Fariz 10 Nisan 2006 (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 27 Nisan 2006) (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.11.25. Düş Resim Sergisi Fotoğraf.4.1.11.26. Çeşitlenmeler Yağlıboya Resim Sergisi (Ressam Yusuf Yavaşça 1 Mayıs 2006 – 18 Mayıs 2006) (Şule Özbek 12 Haziran 2006 – 29 Haziran 2006) (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.11.27. Yağlıboya Resim Sergisi Fotoğraf.4.1.11.28. Yağlıboya Resim Sergisi (Sina Mirel 2 Ekim 2006 – 19 Ekim 2006) (Hüsniye Yeşiltepe 31 Ekim 2006 – 16 Kasım 2006) (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 134 Fotoğraf.4.1.11.29. Anatomi Üzerine Fotoğraf ve Grafik Çizim Fotoğraf.4.1.11.30. Yağlıboya Resim Sergisi Sergisi (Prof. Dr. Mehmet Yıldırım 20 Kasım 2006 – 7 Aralık 2006) (İsmet Selvi 11 Aralık 2006 – 28 Aralık 2006) (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.11.31. Koleksiyon Sergisi Fotoğraf.4.1.11.32. Türk El Nakışları Sergisi (Çetin Yapıcı 8 Ocak 2007 – 25 Ocak 2007) (Filiz İzgin 29 Ocak 2007 – 15 Şubat 2007) (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.11.33. Karikatür Çizimleri Sergisi Fotoğraf.4.1.11.34. Minyatür, Tezhip, Kat’ı Hat Sergisi (Yard.Doç.Dr. Vehbi Altunçul 5 Mart 2007 – 22 Mart 2007) (Emel Nurhan Ogan 26 Mart 2007 – 12 Nisan 2007) (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 135 Fotoğraf.4.1.11.35. Suluboya Resim Sergisi Fotoğraf.4.1.11.36. Heykel, Yağlıboya ve Suluboya Resim Sergisi (Gülçin Ceylan 16 Nisan 2007 – 3 Mayıs 2007) (Tülay Tama, Nermin Aybar, Mahbube Akar 7 Mayıs – 24 Mayıs 2007) (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.11.37. Yağlıboya Resim Sergisi Fotoğraf.4.1.11.38. Resim ve Fotoğraf Sergisi (Suna Doğruyol 28 Mayıs 2007 – 7 Haziran 2007) (Nebiye Göl 15 Haziran 2007 – 6 Haziran 2007) (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.11.39. Koleksiyon Resim Sergisi Fotoğraf.4.1.11.40. Kişisel Resim Sergisi (Çetin Yapıcı 8 Ekim 2007 – 1 Kasım 2007) (Nurper Demirhan 5 Kasım 2007 – 22 Kasım 2007) (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 136 Fotoğraf.4.1.11.41. Kişisel Resim Sergisi Fotoğraf.4.1.11.42. Yılbaşı Özel Resim Sergisi (Nuran Gülen Dağlı 26 Kasım 2007 – 13 Aralık 2007) (Çetin Yapıcı 25 Aralık 2007 – 3 Ocak 2008) (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.11.43. Kişisel Resim Sergisi Fotoğraf.4.1.11.44. Kişisel Resim Sergisi (Elif Çoruk 7 Ocak 2008 – 14 Şubat 2008) (Feyzullah Aydoğan 18 Şubat 2008 – 6 Mart 2008) (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.11.45. Karikatür Sergisi Fotoğraf.4.1.11.46. Kişisel Resim Sergisi (Dr. Namık Kemal Kurt 10 Mart 2008 – 27 Mart 2008) (Nilay Aydınoğlu 31 Mart 2008 – 17 Nisan 2008) (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 137 Fotoğraf.4.1.11.47. Kişisel Resim Sergisi Fotoğraf.4.1.11.48. Yağlıboya Resim Sergisi (Prof. Dr. Sema Bolkent 21 Nisan 2008 – 8 Mayıs 2008) (Nermin Doğdu 12 Mayıs 2008 – 23 Mayıs 2008) (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.11.49. Cerrahpaşa Karma Tıbbi Resim Sergisi (Ahmet Sınav, Levent Efe, Mehmet Yıldırım, Ahmet Sadi Çağdır, Ahmet Necati Şanlı 27 Mayıs 2008 – 13 Haziran 2008) (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.11.50. Halk Eğitim Merkezi Öğrencilerinin Fotoğraf.4.1.11.51. Fotoğraf Sergisi Karma Resim Sergisi (17 Haziran 2008 – 20 Haziran 2008) (Prof. Dr. Melek Öztürk 13 Ekim – 30 Ekim 2008) (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 138 Fotoğraf.4.1.11.52. Tıp Öğrencileri Fotoğraf Sergisi Fotoğraf.4.1.11.53. Kişisel Koleksiyon Sergisi (Yasin Ceylan 3 Kasım 2008 – 20 Kasım 2008) (Çetin Yapıcı 24 Kasım 2008 – 11 Aralık 2008) (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.11.54. Resim Sergisi Fotoğraf.4.1.11.55. Yağlıboya Resim Sergisi (Ayşe ve Hayriye Süvarierol 15 Aralık – 30 Aralık 2008) (Yılmaz Çimen 8 Ocak 2009 – 22 Ocak 2009) (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.11.56. Heykel Sergisi Fotoğraf.4.1.11.57. Kişisel Resim Sergisi (Tülay Meriç Karavit 30 Ocak 2009 – 20 Şubat 2009) (Nermin Doğdu 9 Mart 2009 – 26 Mart 2009) (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 139 Fotoğraf.4.1.11.58. Yeniden Doğuş Resim Sergisi Fotoğraf.4.1.11.59. Resim Sergisi (Nilgün Çiğdem Fidan 30 Mart 2009 – 16 Nisan 2009) (Osman Barlas 20 Nisan 2009 – 7 Mayıs 2009) (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.11.60. Renklerin Dansı Ebru Sergisi Fotoğraf.4.1.11.61. Engelli Çocukların Sanatsal Çalışmaları (Nurşen Yener 11 Mayıs 2009 – 28 Mayıs 2009) (Eyüp İlköğretim ve İş Okulu Öğrenci Sergisi 1 Haziran 2009 (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). – 18 Haziran 2009) (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.11.62. İstanbul Temalı Resim Sergisi Fotoğraf.4.1.11.63. Fotoğraf Sergisi (Prof. Dr. Turan Gürgen 26 Ekim 2009 – 26 Kasım 2009) (Prof. Dr. Ertuğrul Aydemir 8 Aralık 2009 – 30 Aralık 2009) (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 140 Fotoğraf.4.1.11.64. Yağlıboya Resim Sergisi Fotoğraf.4.1.11.65. Yağlıboya Resim Sergisi (İsmet Selvi-Eser Sarı 5 Ocak 2010 – 29 Ocak 2010) (Metin Oğurlu 2 Şubat 2010 – 26 Şubat 2010) (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.11.66. CTF Çocuk Onkolojisinde Tedavi Fotoğraf.4.1.11.67. Resim Sergisi (Görenn Çocukların Sergisi 2 – 12 Mart 2010) (Nilgün Çiğdem Fidan 16 Mart 2010 – 2 Nisan 2010) (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.11.68. Yağlıboya Resim Sergisi Fotoğraf.4.1.11.69. Üç Bakış Karma Fotoğraf Sergisi (Nermin Doğdu 6 Nisan 2010 – 30 Nisan 2010) (Yasin Ceylan-Baturalp Güner-Göksal Turhal (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 11 Mayıs 2010 – 11 Haziran 2010) (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 141 Fotoğraf.4.1.11.70. Hat ve Tezhip Sanatı Sergisi Fotoğraf.4.1.11.71. Yağlıboya Resim Sergisi (Mahnaz Sanchooli 15 Haziran 2010 – 30 Haziran 2010) (Prof. Dr. Sergülen Dervişoğlu 4 – 27 Ekim 2010) (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.11.72. Darülfünun Tıp Fakültesi 1909-1933 Fotoğraf Sergisi. (Nil Sarı- Ü. Emrah Kurt-Burhan Akgün 22 Ekim 2010 – 5 Kasım 2010) (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.11.73. Doğadan Esintiler Yağlıboya Sergisi. (Tülin Koçkanlı-Handan Ketsel 1 – 29 Kasım 2010) (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 142 Fotoğraf.4.1.11.74. Kelebeğin Kanatlarında Resim Sergisi Fotoğraf.4.1.11.75. Yaşantımız Tıp ve Hastane Sergisi (Yasemin Özen Gök 30 Kasım 2010 – 23 Aralık 2010) (Prof. Dr. Cenk Büyükünal 27 Aralık 2010 – 20 Ocak 2011) (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.11.76. Yağlıboya Resim Sergisi Fotoğraf.4.1.11.77. Suluboya Resim Sergisi (Dr. Gülçin Benbir 24 Ocak 2011 – 17 Şubat 2011) (Prof. Dr. Ayşe Kaymaz 28 Şubat 2011 – 31 Mart 2011) (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.11.78. Ebru Sanatı Sergisi Fotoğraf.4.1.11.79. Şifalı Tıbbi Bitkiler Minyatür Sergisi (Prof. Dr. Gülyüz Atkovar 4 Nisan 2011 – 29 Nisan 2011) (Gaye Özen 2 Mayıs 2011 – 26 Mayıs 2011) (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 143 Sergide yer alan ve tarihi kaynaklardan tespit edilerek tanımlanan Osmanlı dönemine ait üroloji ile ilgili minyatürler; son üç yıldır İstanbul Osmanlı Sanatı Üniversitesi Sürekli Eğitim Uygulama ve ve Araştırma Merkezi’ne bağlı olan Türk Süsleme Üroloji Sergisi Sanatları Atölyesi’nin eski ve yeni sanatçıları tarafından çalışılmıştır. Atölye, Prof. Dr. Nil Sarı’nın proje yönetmenliğinde ve Jale Yavuz’un başkanlığında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalında faaliyette bulunmaktadır. Sanatçılar Aktaş Fatma, Zehra; Alper, Süreyya; Anmaç, Gülçin; Benek, Bedia; Ciddi, Şermin; Çataloluk, Suzan; Duan, Emel; Kesgün, Fatma; Kocabay, Müşfika; Koçal, Suna; Özen, Gaye; Özen, İnci; Mesera, Gülbün; Pektaş, Nebahat; Şarlıgil, Nesrin; Şimşek, Lütfiye; Yavuz, Jale. Sergiyi Hazırlayanlar Prof.Dr. Nil Sarı Arş. Gör. Ümit Emrah Kurt Kaynaklar Cerrahiyetü’l Haniye (1465); Şehinşahname (1582); Taeshner Albümü (17. yüzyıl); Surname-i Vehbi (1720). Fotoğraf.4.1.11.80. Osmanlı Sanatı ve Üroloji Sergisi ve Fotoğraf.4.1.11.81. Tezhip Minyatür Sergisi Şehzade Sünnetleri Minyatürleri Sergisi. (Prof. Dr. Nil Sarı’nın (İstanbul Üniversitesi Türk Süsleme Sanatları Atölyesi Proje yönetmenliğinde İstanbul Üniversitesi Türk Süsleme Öğrencileri 11 Ekim 2011 – 27 Ekim 2011) Sanatları Atölyesi Öğrencileri 31 Mayıs 2011 – 16 Haziran 2011) (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.11.82. CTF Üroloji AD Mensuplarının Karma Sergisi Fotoğraf.4.1.11.83. Geleneksel Türk Evleri 2 (Prof. Dr. Ahmet Erözenci, Prof. Dr. Bülent Alıcı, Prof. Dr. Hamdi Resim Sergisi Özkara, Prof. Dr. Süleyman Ataus, Prof. Dr. Zübeyr Talat, Prof. Dr. (Aysun Aksoy 28 Kasım 2011 – 22 Aralık 2011) Oktay Demirkesen, Dr. Tünkut Doğanca, Hemşire Hülya Yasan (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 15 Kasım 2011 – 24 Kasım 2011) (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 144 Fotoğraf.4.1.11.84. Bakırköylü Sanatçılar Fotoğraf.4.1.11.85. Cerrahi ve Anatomik Atlas Çizimleri Derneği Sergisi (Bakırköy Basad 26 Aralık 2011 – (Habibe Hazal Kayahan 9 Ocak 2012 – 2 Şubat 2012) 5 Ocak 2012) (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.11.86. Aşk Sentezi Ebru ve Resim Sergisi Fotoğraf.4.1.11.87. Ebru Sergisi (Cansen Kuleci 6 Şubat 2012 – 1 Mart 2012) (Prof. Dr. Gülyüz Atkovar, Hilal Civelek ve (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Bedriye Murathanoğlu 5 Mart 2012 – 22 Mart 2012) (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.11.88. Hat Sergisi Fotoğraf.4.1.11.89. Gemi Maketleri Sergisi (Pardis Farniya 26 Mart 2012 – 12 Nisan 2012) (Tuğrul Özbekler 30 Nisan 2012 – 24 Mayıs 2012) (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 145 Fotoğraf.4.1.11.90. Hat Sergisi Fotoğraf.4.1.11.91. Hat, Minyatür ve Yağlıboya Sergisi (Pardis Farniya 26 Mart 2012 – 12 Nisan 2012) (Afra Art Resim Galerisi 8 Ekim 2012 – 31 Ekim 2012) (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.11.92. Atatürk’ü Cerrahpaşa’da Anmak Resim Sergisi (Rezzan Yıldız 12 Kasım 2012 – 23 Kasım 2012) (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 146 4.1.11.1. CTF Tıp Tarihi Müzesi Bünyesinde Gerçekleştirilen Sergilerin Bazı Medya Haberleri (2004-2012) Fotoğraf.4.1.11.1.1. Şule Toygan Özbek’in 12-29 Haziran 2006 tarihleri arasındaæ Tıp Tarihi Müzesi’nde açtığı Çeşitlenmeler adlı yağlıboya resim sergisinin Fatih Belediyesi Aylık Gazetesinde çıkan haberi. (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.11.1.2-3. Filiz İzgin’nin 29 Ocak-15 Şubat 2007 tarihleri arasında Tıp Tarihi Müzesi’nde açtığı Nakışın Dili adlı serginin Fatih Belediyesi Aylık Gazetesinde çıkan haberi. (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 147 Fotoğraf.4.1.11.1.4. Yard. Doç. Dr. Vehbi Altunçul’un 5 Mart-22 Mart 2007 tarihleri arasında Tıp Tarihi Müzesi’nde açtığı Karikatür Çizimleri adlı serginin Fatih Belediyesi Aylık Gazetesinde çıkan haberi. (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.11.1.5. Nuran Gülen Dağlı’nın 26 Kasım-13 Aralık 2007 tarihleri arasında Tıp Tarihi Müzesi’nde açtığı Kişisel Resim sergisinin haberi. (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 148 Fotoğraf.4.1.11.1.6. Nilgün Çiğdem Fidan’ın 30 Mart-16 Nisan 2007 tarihleri arasında Tıp Tarihi Müzesi’nde açtığı Yeniden Doğuş adlı resim sergisinin haberi. (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.11.1.7. Cansen Kuleci’nin 6 Şubat-1 Mart 2012 tarihleri arasında Tıp Tarihi Müzesi’nde açtığı Aşk Sentezi Ebru ve Resim adlı sergisinin haberi. (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.11.1.8. Necla Peri’nin 13 Ocak’ta Tıp Tarihi Müzesi’nde açtığı Doğa Resimleri ve Peyzaj Çalışmaları adlı serginin haberi. (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 149 4.1.11.2. CTF Tıp Tarihi Müzesi Bünyesinde Gerçekleştirilen Sergilerden Müze Envanterine Kazandırılan Bağışlar (2004-2012) CTF Tıp Tarihi Müzesi’nde 2004 ile 2012 yılları arasında açılan 89 adet serginin 46 sanatçısından toplam 62 adet tablo ve obje, bağış yoluyla müze koleksiyonuna kazandırılmıştır. Sergi açan sanatçılardan kullandıkları mekan için bir ücret talep edilmemiştir. Eser bağışı zorunlu tutulmadığı için her sergiden bir eser alınamamıştır. Kimi sanatçı hiç bağış vermezken kimi sanatçı da bir sergiden birden fazla eser bağışı yapmıştır. Bağışlanan eserlerin büyük kısmını ebru, hat, yağlıboya, suluboya, karakalem eserler ve fotoğraflar oluşturur. CTF Tıp Tarihi Müzesi tıp tarihiyle ilgili bir kurum olmakla birlikte yürütülen sanat faaliyetleri çerçevesinde bir kültür merkezi olma özelliğini de taşımıştır. Bağış yapan sanatçılar; Yusuf Darıyerli, Sema Bolkent, Yusuf Yavaşça, Şule Özbek, Sina Mirel, Hüsniye Yeşiltepe, Fatih Fariz, Emel Nurhan Ogan, Nuran Gülene Özen, Aysun Aksoy, Gülyüz Atkovan, Handan Kestel, Par Dağlı, Nurper Demirkıran, Nebihe Göl, Suna Doğruyol, Vehbi Altunçul, Gülçin Ceylan Yurdakul, Çetin Yapıcı, Feyzullah Aydoğan, Elif Çoruk, Güzel Bozdoğan, Nermin Doğdu, Nilay Yavuz, Yasin Ceylan, Nurşen Yener, Nilgün Çiğdem Fidan, Ertuğrul Hasbi Aydemir, Yılmaz Çimen, Tülay Meriç Karavit, Yasemin Özen Gök, İsmet Selvi, Sergülen Dervişoğlu, Mahnaz Sanchdi, Metin Uğurlu, Namık Kemal Kurt, Tülin Koçkanlı, Gülçin Benbir, Gaydis Farnia, Cansen Kuleci, Feride Atıkır, Afra Sanat Galerisi, Bedriye Menteşeoğlu, Hasan Akyol, Habibe Hazal Kayahan, Rezzan Yıldız, Tuğrul Özbekler’dir. Bu bağışlardan bazıları; Fotoğraf.4.1.11.2.1. Sema Bolkent bağışı 2005. Fotoğraf.4.1.11.2.2. Şule Özbek bağışı 2006. Yağlı boya tablosu 43*58cm Yağlı boya tablosu 41*57cm (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 150 Fotoğraf.4.1.11.2.3. Emel Nurhan Ogan bağışı 2007. Fotoğraf.4.1.11.2.4. Nuran Gülen Dağlı bağışı 2007. Minyatür tablosu 30*40cm Yağlı boya tablosu 40*52cm (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.11.2.5. Nurper Demirkıran bağışı 2007. Fotoğraf.4.1.11.2.6. Çetin Yapıcı bağışı 2007. Pastel boya tablosu 41*50cm Gravür tablosu 25*46cm (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.11.2.7. Batualp Güner bağışı 2008. Fotoğraf.4.1.11.2.8. Nermin Doğu bağışı 2009. Fotoğraf 31*46cm Yağlı boya tablosu 41*57cm (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 151 Fotoğraf.4.1.11.2.9. Tülay Meriç Karavit bağışı 2009. Fotoğraf.4.1.11.2.10. Şule Özbek bağışı 2009. Heykel 13*26cm Sulu boya tablosu 46*54cm (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.11.2.11. Mahnaz Sanchdi bağışı 2010. Fotoğraf.4.1.11.2.12. Metin Uğurlu bağışı 2010. Hat tablosu 36*47cm Yağlı boya tablosu 40*51cm (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.11.2.13. Aysun Aksoy bağışı 2011. Fotoğraf.4.1.11.2.14. Rezzan Yıldız bağışı 2012. Sulu boya tablosu 39*52cm Sulu boya tablosu 36*65cm (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 152 4.1.12. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nde Gerçekleşen Diğer Toplu Faaliyetler (2004- 2012) 4.1.12.1. Okul Ziyaretleri 1) 06.05.2009, İstanbul Atatürk Anadolu Lisesi öğrencileri. 2) 30.10.2009, Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileri. 3) 10.11.2009, Özel Sakarya Işık Fen Lisesi öğrencileri. 4) 23/12/2009, Sancaktar Hayrettin Paşa İlköğretim Okulu öğrencileri. 5) 29/12 2009, Şişli Sağlık Meslek Lisesi öğrencileri. 6) 18.03.2010, Sait Çiftçi İlköğretim Okulu öğrencileri. 7) 4.03.2010, Yeni Levent Lisesi öğrencileri. 8) 25.03.2010, Sait Çiftçi İlköğretim Okulu öğrencileri. 9) 15.04.2010, Acıbadem Tıp Fakültesi öğrencileri ve öğretim üyeleri. 10) 16.04.2010, C.T.F. öğrencileri ile yurt dışından gelen misafir öğrencileri. 11) 16.04.2010, Kayseri Kılıçarslan Fen Lisesi öğrencileri. 12) 20.09.2010, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğrencileri. 13) 21.10.2010, Davutpaşa Lisesi öğretmen ve öğrencileri. 14) 05.01.2011, Hekimoğlu Alipaşa İlköğretim Okulu öğrencileri. 15) 23.02.2011, İstek Vakfı Özel Kaşgarlı Mahmut Okulları öğrencileri. 16) 01.04.2011, Hollandalı Tıp Öğrencileri İle Türk İş öğrencileri. 17) 28.06.2011, İskenderun Toz Çelik Fen Lisesi öğrencileri. 18) 12.01.2012, Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileri. 19) 13.01.2012, Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencileri. 20) 08.02.2012, Hobyerli Ahmet Paşa İlköğretim Okulu öğrencileri. 21) 28.03.2012, Almanya Berlin’den gelen 2 Alman ve 2 Türk öğrenci. 22) 17.05.2012, Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Ebelik Yüksek Okulu öğrencileri. 4.1.12.2. Çalıştay ve Söyleşiler 1) Müzedeki ilk söyleşi ve kokteyl toplantısı, 18-21 Haziran 2008 tarihinde “9th European Congress of Paediatric Surgeons Association” tarafından düzenlenen 9. Uluslararası Çocuk Cerrahi Kongresi katılımcılarının söyleşi 153 ve kokteyl müze gezisi Prof. Dr. Cenk Büyükünal öncülüğündeki müze ziyaretidir. 2) 01 Nisan 2010, Ünlü Minyatür hocası ve sanatçısı mimar Nusret Çolpan’nı anma töreni. 3) 21 Nisan 2011, Prof. Dr. Nil Sarı’nın “Wellcome Trust Örneğinde Müze, Kütüphane ve Arşivlerin Halka Açılması” konulu sunum ve barkovizyon gösterimi. 4) 24 Haziran 2011, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin 76 mezunları toplantısı sonrası Prof. Dr. Cenk Büyükünal öncülüğünde müze gezisi. 5) 08 Eylül 2011, Avrupa Tıp Bilimleri ve Sağlık Müzelerine Yeni Yaklaşımlar projesi çerçevesinde CTF Tıp Tarihi Müzesi’nde yapılan “Tıp Tarihi Müzelerinin Amaçları ve Tasarımı” çalıştayına katılan müzeciler: § Phd. Dr. Marion Maria Ruisinger, Ingolstadt Alman Tıp Tarihi Müzesi Müdürü, § Dr. Richard Aspin, Wellcome Library Araştırma ve Burs Bölümü Başkanı, § Prof. Dr. Thomas Schnalke, Charité Tıp Tarihi Müzesi Müdürü, Berlin. 4.1.12.3. Prof. Dr. Nil Sarı’nın Müzecilik Seminer Dersleri Programı Listelenen seminer programlarının bazıları Prof. Dr. Nil Sarı’nın davet ettiği müzecilerin sunumları; bir kısmı ise Prof. Dr. Nil Sarı’nın müzecilik öğrencilerinin seminer derslerinde verdirdiği ödevlerin sunumlarıdır. 1) 17 Şubat 2010, Topkapı Sarayı Örneğinde Kültür ve Turizm Bakanlığına Bağlı Müzelerde Yönetim. 2) 24 Şubat 2010, Bilim Müzeleri Bağlamında Sağlık ve Tıp Müzeleri. 3) 3 Mart 2010, Sanal Müzeler. 4) 10 Mart 2010, Müzeciliğin Dünü, Bugünü ve Geleceği. 5) 17 Mart 2010, Bir Müze Uzmanının Mesleki Araştırmalarını Değerlendirirken Dikkat Edeceği Hususlar ve Yayın Etiği. 6) 24 Mart 2010, İstanbul Oyuncak Müzesi Kuruluşu ve İşletimi. 154 7) 31 Mart 2010, Müze Koleksiyonuna Yönelik Deprem Risklerinin Azaltılması. 8) 7 Nisan 2010, Müzelere Eser Kazandırılması ve Envanterlenmesi. 9) 14 Nisan 2010, IMOG İstanbul Grafik Sanatlar Müzesi Kuruluşu ve Yönetimi. 10) 21 Nisan 2010, İslam Eserleri Müzesi. 11) 28 Nisan 2010, Korumada Teşhis. 12) 5 Mayıs 2010, 17 Şubat 2010 Topkapı Sarayı Örneğinde Kültür ve Turizm Bakanlığına Bağlı Müzelerde Koruma ve Sergileme. 13) 12 Mayıs 2010, Sergi Tasarımı. 14) 3 Mart 2011-17 Şubat 2010 Topkapı Sarayı Örneğinde Kültür ve Turizm Bakanlığına Bağlı Müzelerde Sergileme. 15) 17 Mart 2011, İstanbul Sağlık Müdürlüğü Sağlık Müzesinin Kurulma Aşamaları. 16) 24 Mart 2011, Müzelere Eser Kazandırılması ve Envanterlenmesi. 17) 31 Mart 2011, İstanbul Oyuncak Müzesinin Kurulması ve İşletimi. 18) 7 Nisan 2011, Müze Koleksiyonuna Yönelik Deprem Riskinin Azaltılması. 19) 14 Nisan 2011, Sağlık Müzesi Kütüphanesinin Kurulması. 20) 28 Nisan 2011, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Müzesi Örneğinde Müzelerin Kurum Kimliğine Katkısı. 21) 5 Mayıs 2011, Müzelerde Önleyici Koruma. 22) 12 Mayıs 2011, Müzelerde Problemler ve Teşhisi. 23) 2 Haziran 2011, Kültür Varlıklarının Korunması ve Kaçakçılığına Yönelik Müzelerce Alınması Gereken Önlemler. 24) 9 Haziran 2011, Müzecinin Eğitiminde Ana Konular. 25) 9 Haziran 2011, Ayasofya: Üç Devirde Bir Mabed. 4.1.12.4. İnceleme Ziyaretlerinden Örnekler 1) 29 Nisan 2009, University of California, Sandiago’dan Dena Plemmond ile Jerry Wadoff’un müze incelemeleri ve ziyaretleri. 2) 5 Nisan 2011, Prof. Bozena Plonka Syroka'nın başkanlığında Polonyalı tıp tarihçilerinin ziyaretleri. 155 3) 24 Nisan 2012, Amerika Birleşik Devletleri’nden gelen Dr. Kirk Robert Wilhelmus ve Dr. William Booth Brown’ın müzeyi inceleme ziyareti. 4) 3 Ekim 2012, İsviçre’den Birgit Krueger ve Eric Schmutz çevre düzenleme dekorasyon konulu inceleme amaçlı müze ziyareti. Fotoğraf.4.1.12.4.1-2. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nde 2009-2012 yılları arasında gerçekleştirilen faaliyetleri belgeleyen evraklar (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 4.1.13. İstanbul İl Özel İdaresi’nin CTF Tıp Tarihi Müzesi İçin Yaptığı Çalışmalar 4.1.13.1. CTF Tıp Tarihi Müzesi’ndeki Bazı Eserlerin Kayıt Altına Alınıp Envanterlenmesi ve Tümünün Paketlenip Konteynırlar İçine Muhafaza Altına Alınması CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin nereye konumlanacağına dair karar verilmesinin ardından Müze’nin sistemli ve düzenli paketlenmesi ile her bir eser, obje ve belgenin kayıt altına alınarak envanterinin çıkarılması konusunda bazı planlar yapılmıştır. Müze’deki belgelerin ancak küçük bir kısmı taranabilmiştir. Bu iş İstanbul İl Özel İdaresi tarafından “İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Eski Dekanlık Binası (Tıp Tarihi Müzesi) Restorasyon İşinin İnşaat, Elektirik, Makina (Kalorifer, Müştemilat, Mutfak, 156 Yangın, İklimlendirme Tesisatları) Kısımlarının Yapılma İşi” adıyla Kübra İnşaat Tur. Taş. San. ve Tic. Ltd. Şti şirketine ihale etmiştir. Kübra İnşaat Tur. Taş. San. ve Tic. Ltd. Şti şirketi bu çalışmayı“İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi Dahilinde Bulunan Taşınabilir Eserlerin Ambalajlanması Ve Taşınması, Temizlenmesi, Künyelerinin Çıkarılması, Taranarak Dijital Ortama Aktarılması, Müze Objelerinin Ön Tespitinin Yapılması, Temizlenmesi, Fotoğraflanması, Taşınır Eserlere Rfıd Akıllı Etiketlerinin Takılması, Müze Otomasyon Sistemi Ve Web Arayüzünün Hazırlanması, Müze Otomasyonu İçin Teknik Altyapının Kurulması Amacıyla Sunucu Bilgisayar Temin Edilmesi İşi” kapsamında YORDAM firmasına 20.12.2012 tarihinde ihale etmiştir (Fotoğraf.4.1.13.1.1. ve 2.). İlk aşamada 25bin adet kitabın listesi çıkartılmış, 3487 adet nadir kitabın 874937 poz çekimi gerçekleşmiştir. Fakat müzedeki eserlerin sayıca fazla olması dolayısıyla bu çalışma müzenin tüm eserlerini kapsayamamış ve ikinci bir maddi temine ihtiyaç duyulmuş ve YORDAM firması ile bazı eserler kayıt altına alınarak envanterlenmiş fakat tümü paketlenmiştir. Paketleme işinin, 15 Şubat 2013-15 Ağustos 2013 tarihleri arasında “beş aylık bir süre” zarfında yapılmasına karar verilmiştir (Fotoğraf.4.1.13.1.3. ve 4.). Prof. Dr. Nil Sarı YORDAM’ın yaptığı envanter çalışmalarıyla ilgili şu sözleri aktarmıştır: “YORDAM firmasının getirdiği sanat tarihçi ve arkeoloji mezunu gençler obje tanıtımını yapmaya başladı. Bende sorularını cevaplamak için mesai dışı dahil müzede bulundum. Ancak, YORDAM koleksiyonun yoğunluğunu hesaplayamamıştı; belirli bir sürede işi teslim etme mecburiyeti vardı. Bu sebeple çok acele çalışıldı. Yanlış tanımlamalar kaçınılmaz oldu. Öncelikle onların düzeltilmesi gerek. Tüm kayıtlar tekrar incelenip envanter defterine geçirilmeli. Objelerin üstündeki firma adı gibi bilgiler dahi yanlış okunmuş. Envanter çalışması yapanlar objeleri tanımadığından; yanlış benzetmeler yapmış. Ben müzeci Cihan ile bunları incelerken hayretle ve üzülerek bu yanlışların bazılarını gördük. YORDAM, her gün en az belirli sayıda kayıt istiyordu, çalışanlar da istenen sayıya ulaşmak için inceleme-araştırma-sorma zamanı bulamadılar. Müzecilik, bir bilim dalıdır ve aceleye getirilemez, yoksa gelecek nesillere yanlış bilgiler aktarılır ve bu yanlış devam eder.” 157 “İş kapsamında yapılması planlanan bazı işler yapılmadı. Mesela, müze otomasyon sistemi ve web arayüzünün hazırlanması için bir ön çalışma yapıldı fakat iş tamamlanıp teslim edilmedi. Taşınır eserlere rfıd akıllı etiketleri takılmadı, müze otomasyonu için teknik altyapı kurulmadı, müzedeki eserler için gerekli olan ikinci bir maddi temin sağlanamadı, fotoğrafların sayısı dahi yanıltıcı olabilir çünkü her bir sayı bir objeyi karşılamamaktadır. Mesela bir objeyi dört ayrı ya da sekiz yönden farklı açılardan fotoğrafları olabiliyor. Kütüphanedeki el yazmaları ve matbu kitapları (sadece Osmanlıca olanlar) tarandı; diğer yabancı dillerdekiler ve arşiv taranmadı. Zaten tüm kitap sayısı da tahminen 45bin civarındadır.” demiştir (03.07.2020-Acıbadem/NSSTÇ). CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin restorasyon çalışması kapsamında, binanın restorasyonu öncesinde müze ve arşiv koleksiyonunun kısmen taranarak ve fotoğraflanarak kayıt altına alınması ve paketlenmesi işinin ardından eserler toplamda sekiz konteynırda depolanmıştır. Topkapı Sarayı’na kayıtlı eserler ise İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Temel Bilimler Binası Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı’nda müzecilik şartlarına ve depo olarak kullanılmaya uygun olup, klima takılan, yere palet döşenen, güvenlik kameralı, duman ve su dedektörü takılan, çelik kapılı, pencereleri demir parmaklıklı seminer salonunda muhafaza altına alınmıştır. YORDAM firması, 73.809 adet müze ve arşiv malzemesini müzecilik standartlarına göre ambalajlamış ve geçici ikamet yerine profesyonel ekip ve ekipman ile taşımıştır. Toplamda 615 adet kitap kütüphanecilik standartlarına göre künyeleri çıkarılmıştır. 3887 adet matbu ve nadir eser arşivcilik ilke ve standartlarına göre dijital ortama aktarılmıştır. Ayrıca, 19.408 adet müze objesinin ön tespiti yapılmış, temizlenmiş ve künyeleri çıkartılmıştır. 158 Fotoğraf.4.1.13.1.1. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin YORDAM firması tarafından koleksiyonun taranarak ve fotoğraflanarak kayıt altına alınması ve paketlenmesi işini gösteren belgeler (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.13.1.2. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin YORDAM firması tarafından koleksiyonun taranarak ve fotoğraflanarak kayıt altına alınması ve paketlenmesi işini gösteren belgeler (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 159 Fotoğraf.4.1.13.1.3-4. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin YORDAM firması tarafından yapılan envanterleme ve paketlenme aşamasını gösteren fotoğraflar (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Müze’deki obje, kitap ve arşiv belgelerinin 2013 yılında paketlenerek muhafaza altına alınmasının ardından tarihi müze binasının tabanı kazılarak sondajı yapılmıştır. Ardından çatısı kaldırılmış, pencere ve kapıları sökülmüş, iç ve dış sıva ile boyaları kazınmıştır. Tarihi müze binasının orjinaline uygun yeniden yapılandırılmasına bağlı olarak planda yer alan iki katlı ek yapının yeniden inşa edilmesine karar verilmiştir. Bahsi geçen ek yapının sosyal faaliyet alanı olarak kullanılmasına karar verilmiştir. Ayrıca tarihi binanın kemerli giriş alanının yeniden açılmasına, engelli asansörü 160 eklenmesi ve tuvaletlerinin yeniden yapımına karar verilmiştir. Fakat kararları verilen bu restorasyon projesine İstanbul İl Özel İdaresi’nin kapatılması sebebiyle başlanamamıştır. İl Özel İdareleri 6 Aralık 2012 tarihinde, 28489 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 6360 sayılı “On Üç İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Altı İlçe Kuruluşu ile Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”25 ile ilk mahalli idareler genel seçiminin ardından geçerli olmak üzere 29 ildeki İl Özel İdaresinin kapatılması öngörülmüştür. Söz konusu kanunun yayımlanması ardından ilk mahalli seçimler 30 Mart 2014 tarihinde yapılmış ardından İstanbul İl Özel İdaresi kapanmış ve bu idare tarafından yürütülen çalışma ve görevler belediyelere devredilmiştir. Müze binasının başlanamayan restorasyon çalışmalarının başlayabilmesi için yerel yönetimler, bağlantılı kurum ve kuruluşlarla Prof. Dr. Nil Sarı bizatihi görüşme sağlamıştır. Prof. Dr. Nil Sarı’ya görüşme sırasında: “önce yarım kalan yapıları bitireceğiz” demiş olsalar da bir netice alınamamıştır. “O sırada müze binası gibi 99 yapının ortada bırakıldığı” da yine Prof. Dr. Nil Sarı’dan öğrenilmektedir (25.06.2020-Acıbadem/NSSTÇ). “Müze binası sıvaları, kapıları, pencereleri sökülmüş halde yaklaşık üç yıl boyunca açıkta bırakılmış ve eskisinden çok daha fazla zarara uğramıştır. İnşaat halindeki tarihi müze binası, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin merkezi yaya giriş kapısının hemen sol tarafında yer aldığı için gelip geçen kişiler için de tehlike arz etmiştir”. (Fotoğraf.4.1.13.1.5.-6.-7.), (25.06.2020-Acıbadem/NSSTÇ). 25 (On Üç İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Altı İlçe Kuruluşu ile Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, 2012). 161 Fotoğraf.4.1.13.1.5. CTF Tıp Tarihi Müzesi binasının 2013 yılına ait dış mekân görünümü (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.13.1.6. CTF Tıp Tarihi Müzesi binasının 2013 yılına ait dış mekân görünümü (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.13.1.7. CTF Tıp Tarihi Müzesi binasının 2013 yılına ait iç mekân görünümleri (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 162 Fotoğraf.4.1.13.1.8. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin 15 Ağustos 2015 tarihine ait “Cerrahpaşa Kaderine Terk Edildi” manşetli haberi (www.haberzamani.com Erişim Tarihi: 11.03.2020). Fotoğraf.4.1.13.1.9. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin 15 Ağustos 2015 tarihine ait “Özel İdarelerin Kaldırılması “Tıpbın Hafızası’nı Sahipsiz Bıraktı” manşetli haberi (www.haberler.com Erişim Tarihi: 11.03.2020). 163 4.1.13.2. CTF Tıp Tarihi Müzesi Binasının İstanbul İl Özel İdaresi Tarafından Restorasyon Girişimi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin en eski binasının 2002 yılında müzeye tahsis edilmesiyle 2004 yılında Tıp Kültür Birimi adıyla açılışı gerçekleşmiştir. Fakat tarihi binanın hem iç mekân hem de dış mekânda restorasyon ihtiyacı açılıştan önce giderilememiştir. Sadece, badana, tarihi yer karolarının temizlenerek ortaya çıkarılması, işlemeyen pencere ve kapıların tamiratı yapılmıştır. Müzeleşmeye 2002- 2004 yılları arasında başlayan ve kurumsal kimliği oluşturulan tarihi yapı temelden bir restorasyon süreci geçirmediği için binada gittikçe artan hasarlar meydana gelmiştir. Prof. Dr. Nil Sarı ile yapılan görüşmede çatısının akması, pencerelerinden hava girmesi, su borularının sızıntıları, artan nem ve rutubet gibi müzenin geçici tüm onarım ve temizliği ile tek başıma ilgilendiğini dile getirmiştir (Fotoğraf.4.1.13.2.1.- 2.-3.-4.). Fakat zaman geçtikçe tarihi binada gerçekleşen geçici onarımlar yeterli olmamış ve çatı, bodrum ve tuvaletlerde su kaçakları meydana gelmiştir. Fotoğraf.4.1.13.2.7. ve 8.’de verilen hasar tespit raporu, 2009 yılında binada meydana gelen bir duvar çatlağının giderek büyümesi sonucu Prof. Dr. Nil Sarı çeşitli kurumlarla iş birliği yapmak amacıyla görüşmesi sonucunda durum tespiti için uzmanların müze binasına gelerek yazdıkları rapordur. Fotoğraf.4.1.13.2.1-2. Tarihi müze binasının 2002-2004 yılları arasında iç mekân yenilemesi ve bakımı yapılmadan önceki görünümünden birkaç kare (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 164 Fotoğraf.4.1.13.2.3-4. Tarihi müze binası içinde farklı yıllarda oluşan sorunların Prof. Dr. Nil Sarı tarafından Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Teknik Hizmetler Müdürlüğü’ne bildirildiğini gösteren belgelerden örnekler (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.13.2.5. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nde hasar tespit etmek üzere gelen bilirkişilerin görevlendirme yazıları (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 165 Fotoğraf.4.1.13.2.6. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nde hasar tespit etmek üzere gelen bilirkişilerin görevlendirme yazıları (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 166 Fotoğraf.4.1.13.2.7-8. CTF Tıp Tarihi Müzesi durum tespit raporu (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 167 İstanbul İl Özel İdaresi Bütçe ve Planlama Daire Başkanlığı ile İstanbul Üniversitesi arasında 01.03.2012 tarihinde yapılan protokol ile binanın boşaltılması ve orijinal mimariye uygun olarak restorasyonunun yapılmasına karar verilmiştir (Fotoğraf.4.1.13.2.9.). İstanbul İl Özel İdaresi Bütçe ve Planlama Dairesi Başkanlığı tarafından 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 12. Maddesine dayanarak 01.03.2012 tarihli ve 2012/1 sayılı karar gereğince müze binasının restorasyon işini ihaleye açılmış ve yüklenici firma olarak Özidaş İnş. San. ve Tic. A.Ş.’yi uygun görülmüştür. Özidaş firması ve alt yüklenicisi Kübra İnş. Tur. Taş. San. Tic. Ltd. Şti ile birlikte yürütülmüştür (Fotoğraf.4.1.13.2.10.). Prof. Dr. Nil Sarı bu konudaki anısını şu şekilde dile getirir: “İstanbul İl Özel İdareleri Genel Sekreteri Sabri Kaya, daha önce 2010 İstanbul Avrupa Başkenti Projesi olarak kurucusu olduğum İÜ Klasik Türk Bezeme Sanatları Atölyesinin ilk projesi olan “Bezemeleri ve Minyatürleri ile Osmanlı Çeşmeleri” sergisi ve kitabını desteklemişti, yani tanışıyorduk. Sabri Kaya, müze restorasyonunun İl Özel İdaresince üstlenmesinde çok etkili oldu. Ayrıca Sabri Kaya’nın ameliyatını gerçekleştiren Doç. Dr. Kazım Beşirli de bu konuda yardımlarını esirgemedi. Bu isimleri anmak bir vefa borcu gereğidir.” (28.07.2020-Acıbadem/NSSTÇ). 168 Fotoğraf.4.1.13.2.9. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin İstanbul İl Özel İdaresi tarafından restorasyon sürecinin başladığını gösteren karar belgeleri (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 169 Fotoğraf.4.1.13.2.10. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin İstanbul İl Özel İdaresi tarafından restorasyon sürecinin başladığını gösteren karar belgeleri (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Alınan kararda tarihi müze binasının restorasyonuna 20 Kasım 2012 tarihinde başlanması, 11 Temmuz 2014 tarihinde ise bitirilmesi kararlaştırılmıştır. Bununla birlikte müzedeki eser, obje, belge ve nadir tarihi kitapların tümünün paketlenme ve güvenlikli bir mekânda muhafaza altına alınma ihtiyacı doğmuştur. Bunun için öncelikle II. Beyazıt Hamamı depo mekânı olarak düşünülmüştür. Topkapı Sarayı uzmanları II. Beyazıt Hamamı’nda incelemelerde bulunmuşlar ve II. Beyazıt 170 Hamamı’nda raf sistemi ile iklimlendirmenin olmayışı, yangın ve hırsızlığa karşı gerekli emniyet tedbirlerinin bulunmayışından dolayı II. Beyazıt Hamamı’nın depo mekânı olarak kullanılmasının uygun olmayacağına dair rapor yazılmıştır (Fotoğraf.4.1.13.2.11. ve 12. ve 13. ve 14.). Fotoğraf.4.1.13.2.11. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin II. Beyazıt Hamamı’nın depo mekânı olarak kullanılmasına dair durum tespit raporları (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 171 Fotoğraf.4.1.13.2.12. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin II. Beyazıt Hamamı’nın depo mekânı olarak kullanılmasına dair durum tespit raporları (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 172 Fotoğraf.4.1.13.2.13. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin II. Beyazıt Hamamı’nın depo mekânı olarak kullanılamayacağına dair bilgilendirme evrakları (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 173 Fotoğraf.4.1.13.2.14. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin II. Beyazıt Hamamı’nın depo mekânı olarak kullanılamayacağına dair bilgilendirme evrakları (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 174 II. Beyazıt Hamamı’nın depo mekânı olarak kullanılamamasının ardından 07.04.2012 tarihinde Prof. Dr. Nil Sarı, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanlığına ilettiği yazı ile müze binasının restorasyonunun başlayabilmesi için binanın boşaltılması gerektiğini, bina içindeki mevcut eserlerin ve tüm eşyaların muhafaza altına alınacak bir mekâna ihtiyaç duyulduğunu belirtmiştir. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanlığı tarafından 15 Mayıs 2012 tarihinde bu yazı, İstanbul Üniversitesi Rektörlüğüne gönderilmiştir. İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü, 18 Mayıs 2012 tarihinde, müzenin mevcut eserleri ve tüm eşyaları için gereken bir depo mekanlarının olmadığını belirten bir yazı ile cevap vermiştir. Rektörlük tarafından verilen red cevabının ardından Prof. Dr. Nil Sarı, İstanbul Üniversitesi İdari ve Mali işler Başkanlığınca gerekli sayıda konteynır kiralanmasının gerekli ve ivedi olduğunu belirten bir yazı daha iletmiş (Fotoğraf.4.1.13.2.15.) olsa da bu yazıya da olumlu sonuç alınamamış ve gerekli bütçenin olmayışı karşılığı alınmıştır (Fotoğraf.4.1.13.2.16.). Fotoğraf.4.1.13.2.15. 07.04.2012 tarihinde Prof. Dr. Nil Sarı tarafından Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanlığına depo mekânı isteği için iletilen belge (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 175 Fotoğraf.4.1.13.2.16. 18 Mayıs 2012 tarihinde İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü tarafından depo mekânı isteğine verilen cevabı gösteren belge (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Bunun üzerine, Prof. Dr. Nil Sarı yeniden İl Özel İdaresi sekreteri ile görüşmüştür. Müzenin mevcut üç kat ve bodrumunda yer alan objeler, belgeler ile tüm eşya ve mobilyalar İstanbul İl Özel İdaresi tarafından YORDAM (Bilgi Teknoloji Danışmanlık Eğitim ve Elektronik Sistemleri San. Tic. Ltd. Şti.) firmasına ihale edilerek sekiz adet konteynır alınmasına ve bu konteynırların boşaltıldıktan sonra da müzenin bünyesinde kalmasına karar verilmiştir. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanlığı’nın arkasında bulunan boş alana depo olarak kullanılacak konteynır (Fotoğraf.4.1.13.2.17.) tahsisine 15 Nisan 2013 tarihinde karar verilmiştir. Prof. Dr. 176 Nil Sarı: “Yerin temininde dönemin Dekanı Prof. Dr. Özgün Enver’in destekleri olmuştur.” demiştir (28.07.2020-Acıbadem/NSSTÇ). Taşınma sürecinde güvenlik ve gerekli tüm emniyet tedbir işlerinin İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi sorumluluğunda olduğu ve tüm tedbirlerin alınması gerektiği de belirtilmiştir (Fotoğraf.4.1.13.2.18.). Fotoğraf.4.1.13.2.17. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanlığı’nın arkasında bulunan boş alanın depo mekânı olarak kullanılmasına ve konteynırların burada konumlanmasına karar verildiğini gösteren belge (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 177 Fotoğraf.4.1.13.2.18. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin konteynırlara taşınması esnasında güvenlik ve gerekli tüm emniyet işlerinin Cerrahpaşa Tıp Fakültesi sorumluluğunda olduğunu gösteren belge (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 178 4.1.14. CTF Tıp Tarihi Müzesi Binasını Yeniden Yapılandırma Projesi ve Teşhir Tanzim Çalışmaları için İstanbul Üniversitesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Arasında İmzalanan Protokol Süreci (2016-2020) İstanbul İl Özel İdarelerinin 2014 yılında kapanmasının ardından CTF Tıp Tarihi Müzesi’nde kayıtlı obje, eser, kitap ve arşiv malzemesi paketlenerek konteynıra taşınmış, tarihi müze binasının iskeleti açıkta ve sahipsiz bırakılmıştır. Yaklaşık üç yıl süren bekleyişin sonunda 2016 yılı ortalarında müzenin kurucu başkanı Prof. Dr. Nil Sarı’nın yeniden girişimleri ve İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak ile görüşmesi sonucunda, konuya büyük ilgiyle yaklaşan Rektörün, dönemin İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkanı Kadir Topbaş’ın ile görüşmesi sonucunda bu talep İBB Meclisi’nde onaylanmış ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından tarihi müze binasının restorasyon süreci yeniden başlatılmıştır. İstanbul Üniversitesi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi arasında 15 Ağustos 2016 tarihinde imzalanan protokol 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanunu ve 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 75. maddesine istinaden hazırlanmış olup, CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin restorasyon ikmal ve teşhir tanzim işlerinin onaylı projeler doğrultusunda yapılması, mevcut depolanan eserlerin müzeye taşınarak sergilenmesi, yeni eserlerin müzeye kazandırılması, müzenin İstanbul halkına ve yerli yabancı turistlerin gezebilmesine olanak sağlaması amacıyla işletilmesi ve nihai olarak İstanbul ilinin tarih ve turizmine katkı sağlamak amacıyla imzalanmıştır. Protokol doğrultusunda müzenin tek danışmanı ve küratörü olarak Prof. Dr. Nil Sarı görevlendirilmiştir. Ayrıca müzenin restorasyonu haricinde teşhir tanzim projesinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılmasına ve gerekli personelin teminine, müze açıldıktan sonra da 15 yıl süreyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından işletilmesine ve işletme süresinin müzenin açılış tarihinden itibaren başlatılmasına karar verilmiştir. İşletme süresinin bitmesiyle kurumların karşılıklı imzalarıyla bu sürenin uzatılabileceği de prokol kararları arasındadır. İki kurum arasında imzalanan protokolün ardından, İBB, Fen İşleri D.B., Yapı İşleri Müdürlüğü CTF Tıp Tarihi Müzesi restorasyon ihalesini 05.12.2016 tarih ve 571 sayılı karar ile “İstanbul Üniversitesi Tıp Tarihi Müzesi Restorasyonu İnşaatı” adıyla RESKON Mimarlık Rest. Tur. San. Tic. Ltd. Şti. ile SBS Rest. Org. İnş. Tur. Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. (İş Ortaklığı)’ne verilerek mekânın teslimi ihaleyi alan 179 firmalara 05.01.2017 tarihinde yapılmıştır (Fotoğraf.4.1.14.1.). Böylelikle tarihi müze binasının restorasyon çalışmalarına 2017 yılı başı itibariyle başlanılmış, 2019 yılının sonuna doğru tamamlanmıştır (Fotoğraf.4.1.14.3. ve 4. ve 5.). Fotoğraf.4.1.14.1. CTF Tıp Tarihi Müzesi restorasyonunu İBB, Fen İşleri D.B., Yapı İşleri Müdürlüğü’nün RESKON Mimarlık Rest. Tur. San. Tic. Ltd. Şti. ile SBS Rest. Org. İnş. Tur. Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. (İş Ortaklığı)’ye ihale ve teslim ettiğini gösteren belge (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). İBB Fen İşleri D. B., Yapı İşleri Müdürlüğü 04.04.2018 tarihli 66152964-2017/2 sayılı kararı ile, “İstanbul Üniversitesi Tıp Tarihi Müzesi Restorasyonu İnşaatı” projesinin danışmanı olarak Prof. Dr. Nil Sarı’yı, tespit çalışmalarında ise Arkeolog Uzm. Burcu Özdemir’i görevlendirmiştir (Fotoğraf.4.1.14.2.). 180 Fotoğraf.4.1.14.2. CTF Tıp Tarihi Müzesi restorasyon projesinde İBB, Fen İşleri D.B., Yapı İşleri Müdürlüğü’nün görevlendirme yazısı (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 181 Fotoğraf.4.1.14.3. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin restorasyon sonrası dış cephe görünümü (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.14.4-5. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin restorasyon sonrası dış ve iç cephe görünümleri (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 182 4.1.14.1. CTF Tıp Tarihi Müzesi’ne Kayıtlı Eserlerin İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Temel Tıp Bilimler Binasından CTF Tıp Tarihi Müzesi Bahçesine İnşa Edilen Geçici Depo Mekânına Taşınması İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü 29.08.2015 tarihinde üniversitesinin resmi internet sitesinde yayınladığı haberde bünyesindeki hastanelerin depremde yıkılma tehlikesi sebebiyle 2009 yılında bir proje başlattıklarından bahsetmektedir. Bu projeye “Yeni Çapa ve Cerrahpaşa Projeleri” adı verilmektedir.26 İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi yıkım süreci için 30.12.2011 tarihinde sözleşme imzalanmıştır. İlk olarak 17.12.2016 tarihinde Onkoloji-Kulak Burun Boğaz Poliklinik binasının yıkılmasıyla yeniden yapılandırma süreci başlamıştır. Bu süreçte CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Özel Müze envanter defterine kayıtlı yaklaşık 1000 eser ve taşınma sonrası alınan bağışların tümü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Temel Tıp Bilimleri Binası A Blok’ta yer alan Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı seminer salonunda hazırlanan geçici depo mekânında muhafaza altına alınmıştır. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin yeniden yapılandırma süreciyle birlikte Temel Tıp Bilimleri Binasının boşaltılması ve müzenin kayıtlı eserleri için yeni bir depo mekanına ihtiyaç söz konusu olmuştur. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanlığına, 19.08.2016 tarihinden itibaren belli aralıklarla depo alanı isteği yazılmış fakat herhangi bir netice alınamamıştır. Prof. Dr. Nil Sarı, taşınmak için gereken depo mekânı arayışına girdiğinde ne tür sorunlarla karşılaştığı sorusunu: “Müze envanterinin taşınma süreçleri hep zorlu geçmiştir. 2012 yılında müze binasının restorasyonu için taşınmak gerektiğinde II. Beyazıt Hamamı’nı istedik. Bakanlık yetkilileri tarafından nem olduğu gerekçesiyle rededildi. Sonrasında eserlerin bir kısmı konteynırlara taşındı, bir kısmı Temel Bilimler Binası’nda depolandı. Temel Bilimler Binası’nın yıkılması söz konusu olduğunda da öncelikle bugünkü Dekanlık binasının deposu Fakülte Sekreteri Sadi Bey ile görüşmem sonucunda Müze’ye tahsis edildi, ama gerekli tadilatlar ve emniyeti sağlanamadığı için taşınamadık, sonra da başkasına verdiler. Ardından CTF İngilizce Tıp Bölümü Binası’nın üst katında boş olan salonu vardı. Dekanlıktan 26 İÜ Hastaneleri Yeniden Yapılandırma Projesi Devam Ediyor, 2015). 183 talep ettim. Öğrencilerin bilgisayarları buraya konacak dendi ve verilmedi.” şeklinde cevaplamıştır (3.7.2020-Acıbadem/NSSTÇ). Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanlığından müzedeki kayıtlı eserler için bir depo alanı oluşturma konusunda olumlu bir yanıt alınamaması üzerine Prof. Dr. Nil Sarı ile müze binasının restorasyonunu üstlenen İBB, Fen İşleri D. B., Yapı İşleri Genel Müdürlüğü arasında yapılan görüşmeler sonucunda, restorasyonu devam eden müzenin bahçesine İBB, Fen İşleri D.B., Yapı İşleri Genel Müdürlüğü tarafından geçici bir depo mekânı yapılması kararlaştırılmıştır. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, KVMGM müzelerin depo mekanları için bazı ölçütler koymuştur. Bu ölçütler, Fotoğraf.4.1.14.1.1’de görüldüğü üzere mühür mandalı olan çelik kapı, alarm, ikisi içte ikisi dışta olmak üzere kayıt alabilen güvenlik kamerası, kayıt cihazı, yangın söndürme cihazı, duman ve su dedektörü, klimalı, yere palet, camların içten koruma altına alınması olarak belirlenmiştir. Fotoğraf.4.1.14.1.1. CTF Tıp Tarihi Müzesi kayıtlı eserleri için ihtiyaç duyulan depo mekânı isteğine dair yazının bir örneği ve depo mekânı için gereken koşulların listesi (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 184 T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı KVMGM’nin öngördüğü ölçütler doğrultusunda inşa edilen depo mekânı olacak olan prefabrik yapıya taşınmadan evvel T.C. İstanbul Valiliği İKTM Topkapı Sarayı Müze Müdürlüğü’nden uzmanlar gelerek prefabrik yapıyı incelemişler ve şartlara uygun olup olmadığına dair rapor yazmışlardır. T.C. İstanbul Valiliği İKTM Topkapı Sarayı Müze Müdürlüğü’nden 29.08.2018 tarihinde iletilen onay yazısı (Fotoğraf.4.1.14.1.2.) ile taşınma işlemi başlatılmış olup, taşınma işinde çalışmak için anlaşılan YORDAM firmasının görevlendirdiği kişiler ve müzenin yetkili kişileri ile birlikte yaklaşık on gün süren paketleme ve taşınma işlemi gerçekleştirilmiştir (Fotoğraf.4.1.14.1.3. ve 4.). Fotoğraf.4.1.14.1.2. T.C. İstanbul Valiliği, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Topkapı Sarayı Müze Müdürlüğü’nden 29.08.2018 tarihinde iletilen onay yazısı (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 185 Fotoğraf.4.1.14.1.3. CTF Tıp Tarihi Müzesi kayıtlı eserleri için, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanlığı Yapı İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yaptırılan depo mekanının dış görünümü (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.14.1.4. CTF Tıp Tarihi Müzesi kayıtlı eserleri için, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanlığı Yapı İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yaptırılan depo mekanının iç mekân görünümü (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 186 4.1.15. İstanbul Üniversitesi’nin İkiye Bölünmesi Sonucu CTF Tıp Tarihi Müzesi Taşınırlarının ve Tarihi Müze Binasının Durumu “Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” 27 9 Mayıs 2018 tarihinde 7141 Kanun Numarası ile Resmî Gazete’de yayınlanmıştır. Bu kanunun, EK MADDE 182’de, İstanbul’da İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa adıyla yeni bir üniversite kurulmuştur. Bu Üniversite; a) İstanbul Üniversitesi’ne bağlı iken bağlantısı değiştirilerek (İÜ-Cerrahpaşa) Rektörlüğü’ne bağlanan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Florence Nightingale Hemşirelik Fakültesi, Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi, Orman Fakültesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Spor Bilimleri Fakültesi, Veteriner Fakültesi, Mühendislik Fakültesi ile Rektörlüğe bağlı olarak yeni kurulan Diş Hekimliği Fakültesi, İktisat Fakültesi, İşletme Fakültesi ile Eczacılık Fakültesinden, b) İstanbul Üniversitesine bağlı iken bağlantısı değiştirilerek Rektörlüğe bağlanan Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu, Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu, Ormancılık Meslek Yüksekokulu, Veteriner Fakültesi Meslek Yüksekokulunun adı ve bağlantısı değiştirilerek Rektörlüğe (İÜ-C) bağlanan Veterinerlik Meslek Yüksekokulu, Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu ile yeni kurulan Yabancı Diller Yüksekokulundan, c) İstanbul Üniversitesine bağlı iken bağlantısı değiştirilerek Rektörlüğe (İÜ-C) bağlanan Adli Tıp Enstitüsü, Kardiyoloji Enstitüsü, Nörolojik Bilimler Enstitüsü, Akciğer Hastalıkları ve Tüberküloz Enstitüsü ve Rektörlüğe (İÜ-C) bağlı olarak yeni kurulan Lisansüstü Eğitim Enstitüsünden oluşur. Alınan bu karar doğrultusunda Cerrahpaşa Tıp Fakültesi 2018 yılında tüm taşınır ve taşınmazları ile İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa’ya geçmiştir. Bu bağlamda CTF Tıp Tarihi Müzesi, tarihi binası ile demirbaşına kayıtlı tüm obje, belge ve eşyalarıyla yeni üniversite İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa’ya devredilmiştir. 27 (Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, 2018). 187 4.1.16. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin Üçüncü Teşhir Tanzim Aşaması (2018-2020) İl Özel İdarelerin 2014 yılında kapanmasıyla, iki yıl duraksamanın ardından İstanbul Üniversitesi ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi arasında 2016 yılında imzalanan protokol doğrultusunda CTF Tıp Tarihi Müze binasının restorasyon çalışmaları 2016 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Fen İşleri Daire Başkanlığı, Yapı İşleri Müdürlüğü tarafından yeniden başlatılmıştır. Müze binasının restorasyonu 2019 yılında tamamlanmıştır. Aynı protokol ile müzenin yeniden teşhir ve tanziminin Prof. Dr. Nil Sarı’nın danışmanlığı ve küratörlüğünde yürütüleceği belirtilmiştir. Müzenin restorasyonunun bitmesi ardından 2019 yılında İBB Fen İşleri D.B. Yapı İşleri Müdürdüğü teşhir tanzim yapım işini Müteahhit firma “Mavva Yapı Proje İnşaat San. Tic. Ve Tic. Ltd. Şti”’ye vermiştir. Bu iş için yeni ihale açılmayarak var olan ihaleye eklenmiştir. Mavva Yapı da teşhir tanzim uygulamasını “Müze Sergi Tasarımı ve Yapım İşleri (Müze Sergi İşleri)” firmasına vermiştir. Prof. Dr. Nil Sarı üçüncü teşhir tanzim tasarımını, objeleri belirli tıp tarihi temaları çerçevesinde kurgulayarak 25 ayrı teşhir mekânı tasarlamıştır. İlk etapta zemin katta bulunan dört sergi salonunun tasarımı uygulanmaya başlamıştır. Bu katta toplam otuz vitrin, geçiş koridorları dahil kırk iki tasarım grafik panoları hazırlanmıştır. Ayrıca her bir sergi odasının temasına uygun interaktif uygulamalar da çalışmaya dahil edilmiştir. Müzenin kurumsal kimliğinin oluşması için gereken tasarımlar da hazırlanmıştır. Prof. Dr. Nil Sarı’nın bizatihi kendisinin tasarladığı (Fotoğraf.4.1.16.1.), tezhip sanatçısı (Fotoğraf.4.1.16.2.), grafiker (Fotoğraf.4.1.16.3.) ve uygulama firmasına (Fotoğraf.4.1.16.4.) da öncülük ederek hazırlanan logo çalışmaları mevcuttur. Fakat kurumsal kimlik için hangi logonun kullanılacağına henüz karar verilmemiştir. 188 Fotoğraf.4.1.16.1. Prof. Dr. Nil Sarı tarafından tasarlanan Fotoğraf.4.1.16.2. Tezhip hocası Jale Yavuz logo çalışması (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). tarafından tasarlanan logo çalışması (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). Fotoğraf.4.1.16.3. Prof. Dr. Nil Sarı öncülüğünde grafiker İsa Ceylan tarafından hazırlanan logo çalışması Fotoğraf.4.1.16.4. Müze Sergi İşleri uygulama firması tarafından hazırlanan logo çalışması 189 4.1.16.1. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin Üçüncü Teşhir Tanzimi (2018-2020) Prof. Dr. Nil Sarı, 20 yıl arayla CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin üçüncü teşhir tanzim tasarımını belirli temalar çerçevesinde kurgulamıştır. Bu süreçte zenginleşen koleksiyon dolayısıyla tasarımını yenileyen Prof. Dr. Nil Sarı, daha önceki teşhir tanzim tasarımlarından farklı bir sergileme planlamıştır. Aradan geçen yıllarda müzecilik bağlamında ve teknolojide meydana gelen gelişmeler, yeni düşünceler, görgü birikimleri yeni uygulama ve tasarımlara yol açmıştır. Sağlık konusu her kesimi ilgilendirdiği için müze ziyaretlerini toplumun çeşitli gruplarını kapsayacağı varsayılarak, çok çeşitli tıbbi eserin her bir salonda farklı kurgulanan temalar çerçevesinde tanıtımını öngörmüştür. Eserlerin grafik tasarımlarla da bütünleşmesini sağlayan bir yaklaşım izlemiştir. Mevcut koleksiyonun dönemine ait tarihi bir hastane binasının müze mekânı olarak kullanılıyor olunması da dikkate alınarak binanın tarihi özelliklerini göz ardı etmeyen bir teşhir anlayışı uygulanmıştır. Prof. Dr. Nil Sarı, müzenin üçüncü sergilemesini kurgularken üç tür müzecilik yaklaşımından yararlanmıştır. Bu türlerden ilki, tıp müzeleridir. Tıp müzeleri, tıp eğitimi için kullanılan materyalleri içermektedir. Tıp öğrencileri için seçilen belirli numuneler tıbbiye müzelerinde sergilenmekte; derslerde örnek olarak öğrencilere gösterilmektedir. Örneğin ders levhaları, anatomi mulajları, doku örnekleri vd. bu materyal grubuna girmektedir. İkinci yaklaşım, sağlık müzeleridir. Sağlık müzeleri, halkın ve orta öğretim öğrencilerinin temel sağlık bilgisini geliştirmeye, salgın hastalıklardan korunma ve hijyen gibi konularda bilinçlenmeye yönelik sergiler ve faaliyetler yürütmektedir. Bulaşıcı hastalıklar ve mikroplardan arındırma sergi salonları buna örnektir. Prof. Dr. Nil Sarı’nın 2016 yılında yayınladığı makaleye göre bu tür müzelere örnek olarak 1918 yılında Sultanahmet’te kurulan Türkiye’nin ilk sağlık müzesi kabul edilen “Sıhhiye Müzesi”dir. Üçüncü ve son tür yaklaşım ise tıp tarihi müzeleridir. Tıbbın gelişimini eser, obje, belge, kitap ve fotoğraflar aracılığıyla göstermesi açısından önem taşımaktadırlar. Bu üç yaklaşımdan yararlanarak sergileme tasarımını kurgulayan Prof. Dr. Nil Sarı, teşhirde zarar görebilecek olan kâğıt malzemenin asıllarını sergilemek yerine, anlatılan hikâyeleri besleyecek şekilde grafik tasarım, dijital gösterim gibi yöntemlerin kullanılmasına karar vermiştir. Grafikler, ziyaretçilerin teşhir edilen objeleri daha iyi kavramalarına yardımcı olacak şekilde tasarlanmıştır. Uzun 190 cümlelerden ve yabancı kelimelerle yazılı bilgi etiketlerinden kaçınılmasına karar vermiştir. Aydınlatmanın sergilemeye bağlı olarak çeşitli yoğunluk ve parlaklıkta olmasını arzu etmiştir. Bazı teşhir salonlarında ses ve koku efektlerine yer vermiş olup her bir bölümde ziyaretçinin müzeye katılımını sağlayacak birtakım uygulamalar eklemiştir. Aynı zamanda müzenin bir eğitim vasıtası olmasına dikkat etmiştir. Sergilemelerle birlikte objelerden aktif birer öğrenme aracı olarak yararlanılmasını amaçlamıştır. Sergilemede, tarihle günümüz arasında bağ kurmayı, ziyaretçilerin dikkatlerini çekecek gösterimlerle, müzeyi dolaşırken aktif olarak yararlanabilecekleri en üst düzey faydayı sağlayabilmeyi, sergilenen objelerle insanlar arasında birbirini tamamlayan bir yaklaşım sağlayarak ziyaretçilerin müzedeki hikâye ve kurgu ile kendilerinden bir hikâye ya da bir parça bulabilmelerini hedeflemiştir. Zemin katın dört salonunda dört temel tema kurgulanmıştır. Bu temalar; “sağlıklı ve hasta insan bedeninin tanınması (anatomi ve patolojik anatomi)”, “tıpta hayvan bilimi”, “insana bulaşan hastalıklar” ve “bulaşıcı hastalıklardan korunma”dır. Bulaşıcı hastalıklar odasında, frengi, su çiçeği, trikofiton gibi bulaşıcı hastalıkları gösteren yüz, el, ayak mulajları sergilenmektedir. Osmanlı Dönemi’nde bakterilerin tespitinde kullanılmış olan tarihi pirinç mikroskoplar, mikrop görünümlerinden oluşan arka planındaki bir grafik pano ile bütünlük sağlamaktadır. Frenginin tedavisinde kullanılan salvarsan ve diğer ilaçlar, ilaçları zerk etmede kullanılan cam ve metal enjektörler, doktor çantaları bu bölümde sergilenmektedir. Tarihi fotoğraflar ve yağlı boya tablolar ile konu bütünlüğü sağlanmaktadır. Sağlıklı ve hasta insan bedeninin tanıtıldığı anatomi ve patolojik anatomi salonunda, tarihi anatomi mulajları ve maketleri ile tıp eğitiminde kullanılan anatomi ve patoloji piyesleri (uzuvlar ve dokular) dönemin cam kapları içinde sergilenmektedir. Osmanlı Dönemi’nde kadavra üstündeki eğitimi gösteren tarihi fotoğraflardan oluşan tasarımlar konu bütünlüğünü sağlamaktadır. Anatominin yüzyıllara göre değişim ve gelişimi Osmanlıca kitaplardan taranıp derlenen anatomi çizimlerinin gösterildiği dokunmatik tablet aracılığıyla izlenmektedir. Bu salona girmeden önce kapıda belli bir yaş aralığı için uyarı levhası yerleştirilmesi 191 planlanmıştır. Burada amaçlanan bazı kişilerin ya da çocukların korkabileceği varsayımı üzerinden önlem alınmasıdır. Hayvan bilimi ve tıp salonunda, hastalığa neden olan haşarat örnekleri parazitler, yılanlar, solucanlar vd. dönemin cam muhafazaları içinde sergilenmektedir. Osmanlı Dönemi’nde mikrobiyoloji eğitiminde kullanılan el yapımı maketler, levhalar vd. sergilenmektedir. Bu salona da girmeden önce kapıda belli bir yaş aralığı için uyarı levhası yerleştirilmektedir. Burada da amaçlanan bazı kişilerin ya da çocukların korkabileceği varsayımı üzerinden önlem alınmasıdır. Bulaşıcı hastalıklardan korunma salonunda ise, mikropların arındırılmasında kullanılan tarihi sterilizasyon cihazlarından, pirinç otoklavlar, bakır etüvler, tromeller ve bu cihazlarda mikroptan arındırılan araç-gereçler (enjektörler, laboratuvar malzemesi) ile hijyen araç-gereçleri (sübek, lazımlık, ördekler) teşhir edilmektedir. Dönemin tıp kitaplarından taranan çizimlerden derlenen tasarım grafiklerle bu araç- gereçler tanıtılmaktadır. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin zemin katında bulunan dört sergi salonunun teşhir tanzim çalışmaları 2017-2020 yılları arasında çalışılarak tamamlanmış olup müzenin zemin katının açılışına hazırlanılmaktadır. Müzenin birinci ve ikinci katındaki yirmi sergi salonunun teşhir tanzim çalışmaları Prof. Dr. Nil Sarı’nın başkanlığı ve danışmanlığında devam etmiştir. Fakat, işin yürümesi için gerekli olan ve İBB bünyesinde bulunan yetkililerin seçim sonrası birkaç kez değişmesi, sürekli kadrolaşmanın sağlanamaması, tek bir muhatap olması gerekirken oluşan çift başlılık, müzenin teşhir tanzim çalışmalarını halihazırda varolan bir ihale kapsamında değerlendirip ayrı bir bütçenin çıkarılmayışı, COVID-19 salgını sebebiyle işleyişin durması gibi sebeplerle tamamlanamamıştır. Müzenin teşhir tanzim çalışmalarında Prof. Dr. Nil Sarı ile İBB uzmanlarının arasında oluşan tasarım görüşü farklılığı da müzenin çalışmalarını durduran bir başka sebeptir. Prof. Dr. Nil Sarı bu görüş farklılığını şu şekilde açıklar: “Müzecilerin çoğu, ziyaretçinin dikkatini çekecek bir genel teşhir görünümü sağlamaya ve ziyaretçiyi eğlendirecek katılımcı faaliyetlerin bolluğuna öncelik tanıyor. Sergilenecek objeleri bu iki amaç doğrultusunda değerlendirmek istiyor. Ayrıca, müzenin ağırlıklı olarak halka hitap etmesini istiyor. Bu sebeplerle de olabildiğince az obje sergilemek istiyor. Ben ise, sergilenen tarihi objelere ve bu objelerle anlatmak istediğim tıp tarihi temalarına 192 öncelik tanıyorum. Bunun için, sergilenecek objelerin üç boyutlu renkli görünümlerini, her birinin boyutlarını gözeterek, çalıştığımız mimar ile vitrinlerin içine dijital olarak yerleştirdim. Firma ile yaşanan sorunların bir sebebi de genel müzecilik anlayışı gibi eserlerin yerlerini vitrinlerin belirlemesini istemelerindendi. Ben objelerin vitrinleri şekillendirmesi gerektiğini düşünürken, onlar objelerin vitrinlere göre, yani genel yerleşim planına göre yerleştirilmesini istiyorlar. Ben, Tıp Tarihi Müzesini, diğer müzelerden farklı olarak, bilim zihniyetinin gelişimine yardımcı bir vasıta olarak görüyorum. Eski bir tarihte İBB uzmanlarından biri, CTF Kadın-Doğum Kliniğine arka kapıdan girdiğinde kavanoz içindeki ceninleri dolap içlerinde görünce çok irkilmiş. Bu gibi malzemenin asla sergilenmesini istemiyor. Ama bu bir tıp tarihi müzesidir. Bu gibi piyesler Batı Müzelerinde 16. ve 17. yüzyıldan beri sergileniyor. Tıp tarihi müzesi’nde sergilenecekleri şahsi arzularımıza göre sınırlayamayız. Her bir obje belirli bir gerçeği temsil ediyor. Tıbbın konusu zaten insan bedeni, hastalıkları ve tedavileri değil mi? Müzeciler tabii ki sergilemeye öncelikle müzeci olarak yaklaşıyorlar. Benim önceliğim ise tıbbın gelişimini, değişimini, objelerin tıbbın tarihi içindeki anlamını belirli temalar doğrultusunda sergileyebilmektir. Tasarladığım grafiklerde de amacım, sadece görsellerin kendilerini tanıtmak değil, birbiriyle ilgili çeşitli görselleri bir araya getirerek sergilenen objelere en üst düzeyde anlam katmak ve kullanıldıkları dönemi ziyaretçiye en gerçekçi biçimde yansıtmaktır. Tasarımlarımda, tarihten bugüne tıbbın düşünce boyutundaki gelişimini de aktarmayı amaç edindim.” (28.07.2020- Acıbadem/NSSTÇ). Müzenin açılmasının aksamasında payı olan bir diğer önemli sebep ise müzenin teşhir tanzim uygulama ihalesinin devredildiği firmalar ile yaşanan iletişim aksaklıklarıdır. Bu durumu Prof. Dr. Nil Sarı: “Binanın restorasyonu tamamlandıktan sonra ilgili firma, daha önceki müze işlerinde vitrinlerini yaptırttığı Adana’daki ustasını çağırttı ve bizlerle tanıştırttı. Bu sırada önemli bir sınırlama getirildi; vitrin çeşidi 3-4’ü geçmeyecekti, yoksa fiyatlar artacaktı, İBB bunu istemiyordu. Yani, özgür bir tasarım yapılması söz konusu değildi. Bu ustanın yaptığı örnek vitrin de beğenilmediğinden İBB, müzenin teşhir-tanzim işini bir başka firmaya ihale etti; o da işi bir taşeron firmaya havale etti. İşte bundan sonra teşhir-tanzimin bütün yükü üstümde kaldı. Objeleri belirli tıp tarihi temaları çerçevesinde 193 kurgulayarak 25 ayrı teşhir mekânı tasarlamıştım. Ama ben bir iç mimar değilim, yani vitrinlerin şeklini çizmem söz konusu değildir. Ancak, kurguladığım tema doğrultusunda hangi objelerin nasıl, hangi sıra ile ve nerelerde teşhir edileceğini belirledim. Yanıma yeni mezun mimarlar verildi, iyi niyetliydiler ama tecrübesizdiler ve daha önce bir müze tasarımında çalışmamışlardı. Deneyimli müzecilerle çalışmak şarttır. Daha önce de müzecilik firmalarıyla çalıştım. Doğrusu şudur: firmanın tüm görevlileri ile oval bir masa etrafında toplanılır. Ben onlara nasıl bir sergileme tasarladığımı hem fikir olarak hem de objelerle anlatarak bilgilendiririm. Onlar bana soru sorarlar, ben onlara soru sorarım. Nihayet ortak bir yol bulunup izlenir. CTF Müzesi teşhir-tanziminde durum böyle olmadı. Firma elemanları kurmakta olduğu diğer müzelerde de görevli olduğundan, daima bir-iki kişi olarak toplanılabildik. Hatta bazı ekip üyeleri ülke (grafikçisi Amerika’daydı) ve şehir dışında olduğu için; onlarla hiç tanışıp görüşemedik. Yazdığım bilgi panolarındaki metinlerin ifadelerini ziyaretçi diline çevirme işini üstlenen şehir dışındaki ekip üyesi birçok hata yaptı! Vitrin malzemesi, aydınlatma, iklimlendirme, anahtar gibi konularda benim piyasa deneyimimin olması söz konusu değildir. Onun içindir ki, firmanın çeşitli malzemeyi ve teknikleri getirip tanıtması ve her birinin artısını ve eksisini anlatması gerekir. Çalıştığımız firma, sadece kendi kullanmak istediklerini getirirdi. Mesela, vitrinlerde değişen bir aydınlatmayı en başta istedim, ama hepsini standart yaptılar. Boydan boya yüksek camlar istedim, olmaz dediler. Yansıtmayan camlar istedim, hayır dediler. Örnekler göstererek açık renklerde vitrin saçları istedik, bunlar olmaz deyip sadece gri tonları arasından seçim yaptırdılar. Vitrin içi kaideleri fildişi gibi açık tonda istedim, çirkin olur deyip reddettiler. Kaideleri objelere göre çizdirttim, yapmadılar, sadece üç boyda ve saçla aynı renkte sütunlar yaptılar. Ama başka müzelerde istediklerimin bütün örneklerini görebilirsiniz.” şeklinde açıklamıştır (28.07.2020-Acıbadem/NSSTÇ). 4.1.17. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin CTF Binalarının Yıkımıyla Konteynırlara Taşınan Anabilim Dallarının Yer Darlığı Sonucunda Koleksiyonunun Zenginleşmesi (2018-2020) CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin üçüncü kuruluş aşaması sırasında İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin yerinde yeniden yapılandırılması 194 projesinin hayata geçmesiyle 2016 yılında fakültenin binaların yıkımına başlanılmıştır. Bu süreç içinde fakültedeki tarihi değere sahip kitapların, obje ve belgelerin tıp tarihi müzesi envanterine devredilmesi amacıyla fakültedeki tüm Anabilim Dallarına bir yazı iletilmiştir. Bahsedilen devir yazıları, yıllar içinde ara ara Prof. Dr. Nil Sarı tarafından Anabilim Dallarına iletilmiş olup 25 Şubat 2018 tarihinde hocanın emekliliği sonrası yeniden bir yazı ile istekte bulunulmuştur. İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanlığının 10.07.2018 tarihli, 50200903-903.07.01 sayılı kararı doğrultusunda fakülte kampüsü içindeki birimlerde mevcut bulunan ve tarihi eser niteliği taşıyan nadir eserlerin obje, belgelerin tespiti konusunda çalışmalar yapmak üzere “Tarihi Eser Niteliği Taşıyan Nadir Eserlerin Tespiti Komisyonu” kurulmasına karar verilmiştir. Prof. Dr. Nil Sarı, 2018 yılından evvel de bu amaçla birçok kez komisyonların kurulduğunu dile getirmektedir (03.07.2020-Acıbadem/NSSTÇ). Komisyonun üyeleri, İstanbul Üniversitesi- Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı’ndan Doç. Dr. Ahmet Özaydın, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nden Öğr. Gör. Dr. Nilüfer Kiraz, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden Uzm. Burcu Özdemir olarak belirlenmiştir (Fotoğraf.4.1.17.1.). İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin yeniden yapılanma sürecinde tüm Anabilim Dallarına iletilen “tarihi değere sahip kitapların, obje ve belgelerin tıp tarihi müzesi envanterine devredilmesi” hakkındaki yazı olumlu neticelenerek müze envanterine çok çeşitli bağışlar alınmıştır. Bu yazının olumlu neticelenmesinde CTF binalarının yıkım etkisi büyüktür. Konteynırlara taşınan tüm Anabilim Dallarının en büyük sıkıntısı mekân darlığıdır. Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı, Tıbbi Biyoloji, Tıbbi Mikrobiyoloji ve Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dallarındaki koleksiyonların bir kısmını daha evvelki yıllarda müzeye verilmiş fakat yeniden yapılanma süreciyle binaların yıkılacak olması nedeniyle Anabilim Dallarında kalmış olan, artık saklayacak yer bulunamadığından ve tıbbın eğitici-öğretici yönünü yansıtan çok çeşitli tarihi obje ile belgeyi bünyesinde barındıran zengin koleksiyonlar CTF Tıp Tarihi Müzesi’ne nakledilmiştir. 195 Fotoğraf.4.1.17.1. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanlığı tarafından “Tarihi Eser Niteliği Taşıyan Nadir Eserlerin Tespiti Komisyonu” kurulmasına karar verildiğini gösteren belge (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 196 İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı’nda muhafaza edilen tarihi objeler iki etapta müzeye kazandırılmıştır. Fakat öncesinde Prof. Dr. Nil Sarı, koleksiyona dahil ettiği malzemeyi nasıl temin ettiğini: “Önce atılanları koridorlardan ve yangın merdivenlerinden topladık. 200 yıllık Tıbbiye araç-gereçleri vardı.” şeklinde açıklamıştır (28.07.2020-Acıbadem/NSSTÇ). Daha önce 2010 yılında Prof. Dr. Mustafa Samastı’nın başkanlık döneminde koleksiyonun büyük bir kısmı bağışlanmış, ikinci etap geride kalan küçük koleksiyon ise 05.07.2018 tarihinde Prof. Dr. Gökhan Aygün’ün başkanlık döneminde müze koleksiyonuna kazandırılmıştır. Sekiz sene arayla koleksiyonun tamamını müze koleksiyonuna kazandırmanın çeşitli olumsuz yanları da olmuştur. Öncelikle oluşturulan koleksiyonun bütünlüğü bozulmuştur. Herbir esere etüt numarası verildiğinden öncelikli alınan koleksiyon üzerinden başka bölümlerden alınan koleksiyonlar karışarak eserlerin kimliğini oluşturmakta zorluk çekilmiştir. Koleksiyonların bu şekilde parça parça alınmasının sebebi Anabilim Dallarında bulunan bazı hocaların sebepsiz şekilde koleksiyonu vermek istememeleri, saklamalarıdır. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin tıpta hayvan bilimi salonunda sergilenen objelerin çoğu Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalından gelen bağışlardan oluşmaktadır. Prof. Dr. Nil Sarı ve Burcu Özdemir’in 2020 yılında yayınladığı makaleye göre, burada sergilenen eserlerin bir kısmının Darülfünun Tıp Fakültesi’nde kullanılan eğitim araç-gereci olma ihtimali yüksektir. İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Temel Tıp Bilimleri Fizyoloji Anabilim Dalı’nda bulunan 1980’lere tarihlenen çeşitli tıp kitapları, süreli yayınlar ile Prof. Dr. Meliha Terzioğlu’na ait on yedi adet ahşap işlemeli çerçeve içinde yer alan fotoğraf koleksiyonu 05.07.2018 tarihinde müze koleksiyonuna dahil edilmiştir. Önceki yıllarda Fizyoloji Anabilim Dalı’nda araştırmalarda kullanılan bakır ve pirinç aletlerin varlığı Prof. Dr. Nil Sarı’dan öğrenilmiştir: “Burada daha önce araştırmalarda kullanılan bakır ve pirinç aletler vardı. İstedim, vermediler. Prof. Dr. Günnur Yiğit Anabilim Dalı başkanı olunca bölümde bir temizlik ve onarım- yenilenme yaptırmış; bir yaz döneminde, izinden döndüğümde hepsinin atılmış olduğunu duydum. Geri kalan bazı aletleri de Biyofizik Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şefik Dursun: “hurdaya atıldı” dedi. Asistanımla gittik hastanenin hurdaları arasından bulabildiklerimizi yerden topladık. Eski kimografları hurdadan 197 toplayabildim. Fakat asıl tarihi malzeme ve araç-gereçler yok oldu.” (3.7.2020- Acıbadem/NSSTÇ). Prof. Dr. Asım Cenani, 1985 yılında müze koleksiyonunun ilk oluşturulmaya başlandığı sıralarda çeşitli laboratuvar araç-gereçleri bağışlamıştır. Sonrasında İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Temel Tıp Bilimleri Tıbbi Biyoloji Anabilim Dalı’nda muhafaza edilen ve Prof. Dr. Asım Cenani’ye ait olan 34 parça obje 27.07.2018 tarihinde müze koleksiyonuna kazandırılmıştır. Bu objeler çeşitli mikroskoplar ile mikroskop filtreleri, fotoğraf makinesi ve çeşitli güç kaynaklarıdır. Bunların dışında 1940’lı yıllara ait tıp kitapları ve süreli yayınlar da müze kütüphanesine bağışlanmıştır. İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Temel Tıp Bilimleri Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı’nda muhafaza edilen, Haseki Tedavi Kliniği’ne ait objeler müzeye iki etapta kazandırılmştır. İlk etaptaki malzeme grubu 2004 yılında bağışlanmıştır. İkinci etap bağışı oluşturan yaklaşık 65 adet obje grubu ise 19.03.2019 tarihinde CTF Tıp Tarihi Müzesi koleksiyonuna kazandırılmıştır. Bu objeler çeşitli büyüklükte mikroskoplar, santrifüjler, fotoğraf makineleri, sterilizasyon cihazları, organ banyosu, çeşitli boyutlarda desikatörler, çeşitli büyüklükte laboratuvar tüpleri, hayvan gözetleme kafesi, hayvan pompası, çeşitli büyüklükte hayvan deney masaları, Reichertz deney masası, büyük boyutlu masası ile kimograf, çok sayıda kurutulmuş droglar, çeşitli deney düzenekleri olarak sıralanabilmektedir. Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalında eksiksiz olarak muhafaza edilmiş olan ve Türk cerrahi tarihi için ayrı bir önem taşıyan iki adet büyük boy, ahşap çantalı cerrahi alet takımı, 2019 yılında müzeye kazandırılmıştır. Prof. Dr. Nil Sarı, 2016 yılındaki yayınında da yer verdiği fakat yıllardır müze koleksiyonuna dahil edilemeyen modern cerrahinin Türkiye’deki kurucusu Ord. Prof. Dr. Cemil Topuzlu’nun Cerrahi Kliniği için satın aldığı cerrahi takımlar olması açısından büyük önem taşıdığını dile getirmiştir. Fotoğraf.4.1.17.2’de görülen bu cerrahi takımlar yaklaşık olarak Cumhuriyet Dönemi’nin ilk çeyreğine tarihlenmektedir. 198 Fotoğraf.4.1.17.2. İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Temel Tıp Bilimleri Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı’nda muhafaza edilen iki takım cerrahi alet (Foto: Burcu Özdemir, 2019). Prof. Dr. Nil Sarı’ya cerrahi takımlar neden Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı’ndan çıktı? Genel Cerrahi Anabilim Dalı’ndan çıkması gerekmez miydi? diye sorduğumda, “Prof. Dr. Âkil Muhtar Özden 1917-1923 yılları arasında Tıp Fakültesinin Dekanıydı, 1924-1925 yılları arasında Darülfünun Tıp Fakültesi’nin İstanbul yakasına nakli sırasında, Haydarpaşa’dan Haseki’ye taşıyabildiğini getirdi. CTF Tıbbı Farmakoloji Anabilim Dalı, Prof. Dr. Âkil Muhtar Özden’in Haseki’deki Tedavi Kliniği idi. Tedavi Kliniği, Cerrahpaşa’ya taşınınca tüm malzemeler de buraya geldi. O takımları çok istedim ama vermemişlerdi, kısmet şimdiymiş...” şeklinde yanıtlamıştır (14.05.2020-Acıbadem/ NSSTÇ). 199 İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Üroloji Kliniği’nde görev yapan Prof. Dr. Cafer Yıldıran’ın renkli el çizimlerinin asılları, Üro Genital Plastikler (1945) kitabı için yapmış olduğu el çizimlerinin asılları, kendisinin girdiği ameliyatlara ait el çizimlerinin asılları, anatomik ve patolojik çizimleri ile yağlı boya tabloları; kütüphanesinde bulunan tıp kitapları, arşiv malzemesi ve kendi yazdığı kitaplar 11 Mayıs 2019 tarihinde Prof. Dr. Cafer Yıldıran’ın kızı Prof. Dr. Güzver Yıldıran ve oğlu Dr. Bora Yıldıran tarafından müze koleksiyonuna bağışlanmıştır. İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı binasının zemin kat koridorunda ahşap dolapların içinde cam fanuslarda muhafaza edilen bebek, fetus ve organ koleksiyonu Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı’nda olduğu gibi iki aşamada müze koleksiyonuna kazandırılmıştır. İlk etap bağış 2000’li yıllarda Prof. Dr. Seyfettin Uludağ’ın Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı başkanlığı döneminde, ikinci etap bağış ise 19 Haziran 2019 tarihinde Prof. Dr. Fahri Öçer’in başkanlık döneminde müzeye kazandırılmıştır. Koleksiyonda yaklaşık 140 parça formoldehit içinde ve cam fanuslarda muhafaza edilen bebek ve organlar ile dokuz adet kauçuktan yapılmış Fransızca etiketli organ mulajı yer almaktadır (Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı’ndan müzeye kazandırılan yaklaşık 140 parça bebek ve organ koleksiyonun Prof. Dr. Nil Sarı ve Burcu Özdemir’in 2020 yılında yayınladığı makale doğrultusunda, büyük olasılıkla 1933 Reformu’nda Haseki Hastanesi’nin İstanbul Üniversitesi’ne bağlanmasıyla Haseki’den Cerrahpaşa’ya getirilmiş olabileceğine dair fikirler vardır.). Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin yeniden yapılanma süreciyle birlikte bağışların artışı söz konusu olmuştur. Binalardan taşınılırken tarihi koleksiyonlar için ayrıca bir mekân bulunmayışı bağışların artmasının en büyük nedenidir. CTF Tıp Tarihi Müzesi’ne yıllarca fakülte içinden binbir bahane gösterilerek verilmeyen koleksiyonlar ya da yarım verilen koleksiyon parçaları, binaların yıkımı sayesinde zoraki de olsa verilmiştir (06.07.2020-Acıbadem/NSSTÇ). 200 4.1.18. CTF Tıp Tarihi Müzesi Konulu Yayınlar 4.1.18.1. Prof. Dr. Nil Sarı Tarafından Kaleme Alınan Yazılar 4.1.18.1.1. CTF Tıp Tarihi Müzesi Konulu Gazete Haberler ve Prof. Dr. Nil Sarı ile Yapılan Ropörtaj Yazıları 1) Sarı N. 1984. Türk Tıp ve Eczacılık Müzesi Açılıyor. Medikal Gazete: 7. 2) Sarı N. 1984. Türk Tıp Müzesi Açılıyor. Türkeli: 3. 3) Sarı N. 1985. Türk-İslam Tıp Müzesi Açılıyor. Türkiye: 1 ve 6. 4) Sarı N. 1991. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi. Spatula (1): 12- 15. 5) Sarı N. 2000. Cerrahpaşa Tıp Tarihi Müzesi. Tombak (31): 80-86. 6) Sarı N. 2004-2005. Bilim ve Sanat Birarada/Cerrahpaşa Tıp Müzesi. Pratisyen: 4-6. 7) Sarı N. 2006. Osmanlı arşivinden müzeye, tıp tarihinden sergilere…. Asklepios (10): 29-37. 8) Sarı N. 2006. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Kültür Birimi. Diyabete Bakış 1 (2): 41-43. 9) Sarı N. 2007. Cerrahpaşa’da Tıp Tarihi Müzesi. (Haber söyleşi) Fatih Yerel:1 10) Sarı N. 2008. Bu Müzede Tıp Tarihine Yolculuk Var. Zaman: 32. 11) Sarı N. 2009. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi. Hisar Sağlık 3(6): 34-35. 12) Sarı N. 2011. Türk Tıp Tarihinin Tanığı: Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi. Sano Vizyon: 18-21. 4.1.18.1.2. Prof. Dr. Nil Sarı’nın CTF Tıp Tarihi Müzesi Konulu Bilimsel Makaleleri 1) Sarı N. 1986. Cerrahpaşa Tıp Tarihi Müzesi. Tıp Tarihi Araştırmaları, İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Deontoloji Anabilim Dalı ve Tıp Tarihi Bilim Dalı Yayınları, Özel Seri No:1, İstanbul: 138-142. 201 2) Sarı N. 2004. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde Tıp Tarihi Koleksiyonunun Oluşturulması ve Karşılaşılan Sorunlar. 7. Müzecilik Semineri (İstanbul, 20 - 22 Ekim 2004) Bildiriler. Askeri Müze ve Kültür Sitesi Komutanlığı Yay.: 19-23. 3) Sarı N. 2008. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde Tıp Tarihi Koleksiyonunun Oluşturulması, Müzenin Kuruluşu ve Karşılaşılan Sorunlar. Yeni Tıp Tarihi Araştırmaları (10-11): 33-48. 4) Sarı N. 2008. Founding a Medical History Museum in a Medical School and Questions Encountered as Medical Historians. Yeni Tıp Tarihi Araştırmaları (10-11): 49-60. 5) Sarı N. 2009. Tıp Tarihi Müzesi. Kuruluşundan Günümüze Cerrahpaşa Tıp Fakültesi 1827-1967-2007, (Ed. N Sarı, Z Özaydın, B Akgün), İstanbul- Nobel Tıp Kitabevleri: 519-533. 6) Sarı N. 2009. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi. Üniversite Müzeleri ve Müzecilik (Yay. Haz. Bekir Onur) Ankara Üniversitesi Çocuk Kültürü Araştırma ve Uygulama Merkezi Yay. (16): 25-36. 7) Sarı N. 2016. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi Örneğinden Çıkarılan Dersler. 1 Sağlık Tarihi ve Müzeciliği Sempozyumu, İstanbul: 9- 37. 8) Sarı, N. ve Sağdıç, E. (2017). Süheyl Ünver’e Ressam Dostlarından Baki Kalan Eserler. 2. Sağlık Tarihi ve Müzeciliği Sempozyumu (İstanbul 3-4 Haziran 2016), Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları, Kitap No. 42, İstanbul, 313-349. 9) Sarı N. 2017. Prof. Dr. Nil Sarı ile “Tıp Tarihinin Tarihi ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Tarihi Müzesi Üzerine. (Söyleşi: Hakan Ertin, Murat D. Çekin, M. İnanç Özekmekçi), Hayat Sağlık Sağlık ve Sosyal Bilimler Dergisi (15): 92-104. 10) Sarı N. 2018. Tıp Tarihi Müzelerinde Teşhir Tanzim Tasarımı: Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi ve Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Halûk Perk Sağlık Tarihi Müzesi Örnekleri. IV. Sağlık Tarihi ve Müzeciliği Sempozyumu, İstanbul: 10. 202 11) Sarı N. ve Özdemir B. 2020. Mekteb-i Tıbbiye Müzelerinden İÜ-CTF Tıp Tarihi Müzesine. Afyon ve İstanbul Uluslararası Türk-İslam Tıp Tarihi ve Etiği Kongreleri (2018-2019) Bildiri Kitabı (Afyon and Istanbul International Turkish-Islamic Medical History and Ethics Congresses) (ed. Berrin Okka, Ayşegül Demirhan Erdemir, Öztan Usmanbaş), Selçuk Üniversitesi Basımevi, Konya: 29-43. 4.1.18.2. CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonlarıyla İlgili Çeşitli Yazarların Kaleme Aldığı Bilimsel Makaleler 1) Uzel, İ. 1995. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Deontoloji ve Tıp Tarihi Anabilim Dalı Tıp Tarihi Müzesinde Bulunan Bir Antik Cerrahi Takım. Yeni Tıp Tarihi Araştırmaları (1), (Ed. Prof. Dr. Nil Sarı), İstanbul: 133-140. 2) Erbay, F. 2005. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Tarihi Müzesi’nde Portreler Sergisi. Sanat Çevresi Dergisi, No. 325, İstanbul: 102-103. 3) Şen F.M. 2016. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi Kütüphanesi El Yazması Koleksiyonu. 1. Sağlık Tarihi ve Müzeciliği Sempozyumu (İstanbul 24 Mayıs 2015), Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları, Kitap No. 39, İstanbul: 61-79. 4) Sağlıcak Tolan F. 2017. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi’nde Açılan Sergiler. 2. Sağlık Tarihi ve Müzeciliği Sempozyumu (İstanbul 3-4 Mayıs 2016), Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları, Kitap No. 42, İstanbul: 379-395. 5) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi. 2017. İstanbul’un Yüzleri-82 İstanbul’un Yüz Müzesi, (ed. Esra Manavoğulları), İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. Yayınları, İstanbul, 18-19. 203 5. TARTIŞMA ve SONUÇ Tıp tarihi müzeleri, halkı bilinçlendirmeyi, toplum sağlığını korumayı hedefleyen ve bunun yanında tıp öğrencisine meslek bilinci ile mesleğinin tarihine merak uyandırmayı amaçlayan eğitim kurumlarıdır (03.07.2020-Acıbadem/NSSTÇ). Bunun yanında sağlık kurumlarında bulunan tarihi kültür mirasını yani objeleri, fotoğrafları, belgeleri, tarihi kitapları vb. eğitim materyallerinin yok olmasını engelleyerek güvenli bir şekilde muhafaza ederek gelecek kuşaklara aktarmayı görev edinmiştir (26.06.2020-Acıbadem/NSSTÇ). Tıp tarihi müzesi kurmak kanun ya da nizamla yapılması zorunlu işler arasında değildir. Ve kimse tıp tarihi müzesi kurmadığı için sorgulanamaz ya da yargılanamaz. Tarihi esere sahip çıkmak, onu korumak, muhafaza etmek, gelecek nesillere aktarabilmek kişinin kendisinde olan vicdani sorumluluk bilinciyle gerçekleşebilmektedir. Bu bilinç çerçevesinde şu anda CTF Tıp Tarihi Müzesi özelinde yaklaşık 85bin obje, 45bin tarihi kitap Prof. Dr. Nil Sarı sayesinde müzeye kazandırılmıştır. Prof. Dr. Nil Sarı, 1983 yılından bu yana karşılıksız fahri olarak bu çalışmayı sürdürmektedir. Etikte buna “kahramanlık” adı verilmektedir. Kendisi milli kültür bilinci ile hareket eden ve görev dışı bir iş için bu kadar çaba gösteren nadir şahsiyetlerden biridir. Bu emeğinin karşılığında bir teşekkür dahi edilmediği zamanları da bizzat yaşadığını üzülerek anlatmaktadır. Devletin ya da kurumların istekleri doğrultusunda kurulan müzelerin bir ekibi ve bütçesi bulunmaktadır fakat CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin hiçbir döneminde ne bütçe ne de bir çalışma ekibi sağlanmamıştır; bu sebepledir ki 2020 yılı dahil hala karşılaşılan aksaklıkların çözülmesi için Prof. Dr. Nil Sarı tek başına çaba göstermektedir. Türkiye’de yaklaşık 38 üniversitede Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı bulunmaktadır. Bu Anabilim Dallarının birer müzesi olmalı mıdır? Örneğin, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinde Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver tarafından başlatılan ve Prof. Dr. Bedii N. Şehsuvaroğlu tarafından zengileştirilmiş bir tıp tarihi koleksiyonu 204 vardır. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Prof. Dr. Feridun Nafiz Uzluk’un tarafından biriktirilen bir tıp tarihi koleksiyonu bilinmektedir (Sarı, 2016).28 Prof. Dr. İlter Uzel ve Prof. Dr. Adnan Ataç’ın katkılarıyla Gülhane Tıp Fakültesi’nde askeri tıp tarihini yansıtan bir koleksiyon oluşturulmuştur (Sarı, 2009). Prof. Dr. Ekrem Kadri Unat, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Kürsüsünde bir koleksiyon oluşturmuş, (CTF Tıp Tarihi Müzesi koleksiyonuna 2019 yılında bağışlanmıştır.) aynı zamanda yurt dışında gezdiği tıp tarihi müzelerini yayınlayarak tıp tarihi camiasına tanıtmıştır (Unat, 1962). Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı öğretim üyelerinin tıp tarihini yansıtan eserleri, kitap ya da belgeleri korumak, saklamak, sergilemek ya da muhafaza etmek gibi sorumlulukları yoktur. Bu bilinç insanın kendinde olan bir sorumluluk ve kendisine yüklediği gönüllü vazifeden ileri gelmektedir. Tıp fakültesinden emekli hocalar ve sağlık çalışanları, vefat eden hocaların yakınlarının geride bıraktıkları kitap, fotoğraf, belge, objeleri bağışlamak için Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dallarına başvurmaktadırlar (Sarı, 2009). Çünkü bu kürsüleri tarihe, anılara sahip çıkacak, koruyacak ve tanıtacak güvenilir tek yer olarak görmektedirler. Bu sebeple bu Anabilim Dalında görevli tüm öğretim üyeleri ve personelin müze kurmasa bile tarih bilinci oluşmuş ve tarihi malzemeye değer verecek kişiler olması gerekmektedir. Tıp tarihi araştırmaları yapabilmek, gelecek nesillere tıbbın tarihi gelişimini gösterebilmek adına bilimsel araştırmaların somut kaynaklarını korumak ve muhafaza etmek gerekmektedir. Müze adına gelen herhangi bir eserin ya da belgenin şahsına ait olmadığını, bağış alırken müze adına bağış aldığını unutmaması gerekmektedir. Tıp tarihi müzesini oluşturacak koleksiyonlar emekli ya da vefat etmiş hekimler, hocalar ve sağlık personellerinin yakınlarından oluşturulacağı gibi terk edilmiş, yıkılan ya da tadilata başlayan hastanelerden, sağlık kurumlarından, boşaltılan ya da yenilenen sağlık mekanlarından geride bırakılanlardan, tarihi eczaneler, imalathaneler, muayenehaneler ve taşınan kütüphanelerden oluşturulmaktadır (Sarı, 2016). 28 Prof. Dr. Feridun Nafiz Uzluk tarafından oluşturulan koleksiyonun Arkeolojik Dönem’e tarihlenen bölümü şu anda Ankara Etnografya Müzesi maden, cam ve pişmiş toprak eserler seksiyonunda, Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi el yazması ve matbu kitaplarının bir kısmı Konya Yazma Eserler Kütüphanesinde muhafaza edilmektedir. 205 Toplanılan eserler güvenlikli bir mekânda muhafaza edilmelidir. Güvenlik kamerası, alarmı olan, çift kilitli, klimalı bir mekânda muhafaza edilen eserler daha sonra toplanılan esere göre uygun bir mekânda sergilenmelidir. CTF Tıp Tarihi Müzesi ilk oluşturulmaya başladığında amacı, tıp tarihinin hafızası olan kaynakların yok olmasını, atılmasını engellemek, kurtarmak ve muhafaza etmekti. Bu sebeple eserler bağış alınırken seçici davranılmamış öncelik atılmasını engelleme, kurtarma, koruma ve muhafaza edilmeye verildiği için mecburen belli bir sınır konulmamış ve koleksiyon politikası belirlenememiştir. Sınır konulamamasının en büyük sebebi bir bağışın seçilmeye başlandığı sırada kıymet görmesi ve verilmek istenmemesi olmuştur. Eserler satın alma yoluyla kazandırılamadığı için seçme şansı da olamaıştır. Eserlerin alındığı yerlerde o eserle ilgili tarihi bilgi ya da kaynağın bulunmayışı da ayrı bir sorun meydana getirmiştir. Eserlerle ilgili tek bilgi kaynağını teşekkür mektupları oluşturmuştur. Ayrıca diğer önemli sorun alanında yetişmiş tıp tarihi müzecisi olmadığı gibi; müzeye hiçbir zaman kadro da sağlanamamıştır. Bu sebeple envanterin oluşturulması ve eserlerin tanımlanmasında zorluk yaşanmıştır. Bundan sonra öncelikli iş eserlerin sağlıklı ve eksiksiz envanterinin çıkarılması olmalıdır. Bu sayede “Hangi eser grubunda yoğunluk vardır?”, “Toplam ne kadar eser mevcuttur?”, “Aynı eserden kaç tane vardır?” gibi soruların cevapları bulunmuş olacaktır. Envanter oluşturulurken öncelikle koleksiyon tasnif edilmelidir. Prof. Dr. Nil Sarı, 2002-2004 yılları arasında müzenin ikinci kuruluşunu gerçekleştirirken eserleri konularına göre tasnif etmiş fakat eserler envantere kaydedilmemiştir. Konusuna, kullanım amacına, malzemesine, dönemine, kullanılan yerine göre eserler gruplara ayrıldıktan sonra online bilgisayar ortamına, envanter defterine kaydedilmeli; bunun yanında teşhirdeki eserin hangi sergi salonu, eserin hangi teşhir vitrininde kaçıncı sırada yer aldığını gösteren referans defteri hazırlanmalıdır. Bu referans defteri depodaki eserler için de oluşturulmalıdır. Envanterin çıkarılmasının ardından yeni eser bağışı için bir koleksiyon politikasının belirlenmesi gerekmektedir. Prof. Dr. Nil Sarı, müzenin kuruluşundan itibaren koleksiyona kazandırdığı obje ve belgelerin tıbbın gelişimini göstermesini, kullanımdan kalkmasını ve yok olmasını önlemeyi kıstas aldığından dolayı bağış ya da satın alma yoluyla bir objeyi müzeye kazandırırken iki ölçü koymuştur: “Bu 206 parça veya aletin yeni modeli üretilmiş ve artık kullanılmıyor mu?” ve “Bunlar müzemizde bulunan benzerlerinden farklı mıdır?” (Sarı, 2008). Bu iki ölçü rehber alınarak oluşturulacak koleksiyon politikası ile yeni alınan eserlerin, koleksiyona uygunluğu tartışılmalıdır. Koleksiyonun sağlıklı bir şekilde korunması için öncelikle malzemesine göre tasnifi gerçekleşmelidir. Daha sonra eserlerin bozulmasına neden birçok etkenler belirlenmeli ve ortam sağlıklı bir hale getirilmelidir. Isı, ışık, nem, kirlilik, küf, böceklenme vs. nedenlerden dolayı gerçekleşebilecek olan olası bozulmalara karşı koruyucu önlemler alınmalıdır. Bunun yanında her eser grubu için düzenli bakım dönemleri planlanmalıdır. Eserlerin dışarıdan gelecek her türlü tehlikeye karşı korunması ancak sağlıklı bir koleksiyon yönetiminin varlığı ile sağlanabilir. Müzenin temasına uygun eserlerin toplanması, envanterlenmesi, korunması, gerekli onarımların yapılması, uygun temalarla sergilenmesi, sergilenen koleksiyon ile ziyaretçi arasında kurulması gereken bağın kurulması gerekmektedir. Müzeler toplumsal hayatta eski dönemlere nazaran halk için daha kilit bir noktadadır. Bugün bir müzeden beklenen eğitim için bir laboratuvar; araştırma için bir enstitü; ziyaretçinin keyif alabileceği bir dinlenme mekânı; eser toplanılan, korunan, muhafaza edilen, sergilenen, iletişim kurulabilen ve tüm bunları bünyesinde toplayan, aynı zamanda kendi kurumsal kimliğini oluşturan kurumlar olması yönündedir. Koleksiyon yönetim politikası o koleksiyonun gelecek kuşaklara aktarılması açısından önemlidir. Bir müzenin amacını, hedeflerini ve bu hedefler doğrultusunda koleksiyonun nasıl faaliyetler içinde olacağı, koleksiyonu biriktirirken toplanacak eserlerin niteliği, gerektiği gibi kayıt altına almayı, belgeleme ve arşivlemeyi, korumayı ve sergilemeyi, fiziksel ve mali kaynakların teminini, hitap edeceği kitleye uygun sergileme planı oluşturmayı iyi hesaplamak gerekmektedir. Müze kurulurken amacı, misyonu ve vizyonunu iyi tanımlamak gerekmektedir. Eserlerin nasıl korunacağı, belgelenip arşivleneceği ve envanterinin oluşturulacağı planlanmalıdır. Müzede yapılacak olan eğitim faaliyetlerini de müzenin amacına uygun tayin ederek ziyaretçi ile bağ kurulması gerekmektedir. Tüm bunlara ilaveten oluşturulacak politikanın, müze personeli ve koleksiyonlarla ilgili tüm taraflar için kullanışlı bir rehber niteliğinde olmasına dikkat edilmelidir. Politika, müzenin koleksiyonlarla 207 ilgili işleyişini kolaylaştırıcı düzeyde ve aynı zamanda açık, net, anlaşılır bir dille ifade edilmiş olmalıdır. Müze binası içinde sağlıklı koşullarda bir depo sistemi oluşturabilmek oldukça önemlidir. Müzelerde koleksiyonların tümü, teşhir mekanlarının kısıtlılığından dolayı sergilenememektedir. Bu sebeple depolarda muhafaza edilecek eserlerin korunması ve yok olmasını engellemek gerekmektedir. Depo mekanlarından önemli olan ilk aşama ısı, ışık ve nem ayarlarının yapılabilmesidir. Emniyetin sağlanması açısından pencere içlerine ve kapılara demir korkuluklar yapılmalıdır. Ayrıca depo odalarında 7/24 kayıt altına alan güvenlik kameraları yerleştirilmelidir. Depolarda muhafaza edilen eserler malzeme yoğunluklarına ve boyutlarına göre tasnif edilmelidir. Küçük boyutlu eserler, hareket etmeyen korunaklı küçük bölmeli kutular, büyük boyutlu eserler için ise düşme ve kırılmasını engelleyecek sabit dolaplar yapılmalıdır. Kitap, arşiv belgesi, gazete, el yazması ya da nadir matbu kitapların ışık ve nem ile teması kesilmelidir. Özellikle ışık, kâğıt malzemeye çok zarar verdiği için aydınlatma oranı o bölümde azaltılmalı ve ısı belli bir oranda sabitlenmeli, nem dengesi korunmalıdır. Tüm bu eserler için depreme ve yangına dayanıklı, belli bir ısıda şişme ya da çökme yapmayacak depo dolapları imal edilmeli ve bu dolaplar su baskınlarına karşı belli bir yükseklikte, tavan akmalarından korunmak için ise belli bir alçaklıkta imal edilmelidir. Odalarda yer alan nem alıcılar 7/24 çalıştırılmalı ve sürekli kontrol edilmelidir. YORDAM firması tarafından 2012 yılında CTF Tıp Tarihi Müzesi binasının restorasyonunun başlaması amacıyla müzedeki eserlerin paketlenip taşınması sırasında küçük boyutlu objeler için küçük kutular, büyük boyutlu objeler için ise dayanıklı koliler kullanılmıştır. Kutuların üzerinde eserin adı, fotoğrafı, varsa envanter numarası, demirbaş numarası ve taşınır kod numarası eklenmiştir. Bu bilgiler aynı zamanda bilgisayar ortamına da kaydedilmiştir. Bu şekilde eserleri mevcut depolardan bulmada kolaylık sağlanacaktır. Kitap, arşiv belgesi, gazete, el yazması ve nadir matbu kitapların ışık ve nem ile teması kesilmesi amacıyla asitsiz kağıtlara ve zarflara konularak paketlenmiştir. Sonunda büyük dayanıklı kutulara zarflar konulmuş ve kutunun dış kısmına kitabın ya da belgenin ne olduğu, taşınır kod numarası eklenmiştir. Eserleri taşıdıkları depo mekânı klima sayesinde nemden 208 ve ısıdan korunmakta; 7/24 güvenlik kamerası ile kayda alınmaktadır. Ayrıca kapısı çift demir kapıdan meydana gelmektedir (EK58). Depo olarak kullanılan her odanın bir referans kayıt defteri bulunmalıdır. Bu defterde, depo odasının numarası, odada yer alan dolapların sayısı, dolaplarda bulunan eserlerin raf ve sıra numarası ile her bir eserin kayıt numarasının karşısına tanımlayıcı özellikleri kaydedilmelidir. Eğer eser, konservasyonda ise, teşhire alındı ise mutlaka belirtilmeli bu şekilde kayıplardan oluşan sorunların önüne geçilmelidir. Bunun yanında tüm pencerelere içten güvenliğin sağlanacağı mekanizmalar imal edilmelidir. Sağlıklı ortamın oluşması ardından buradaki bir oda T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı KVMGM tarafından denetlenen ve envantere kaydedilen eserler için ayrılmalıdır. Envantere hazırlanılan diğer eserler malzeme yoğunluklarına göre tasnif edilip sağlıklı biçimde muhafaza altına alınmalıdır. Prof. Dr. Nil Sarı’nın CTF Adli Tıp Anabilim Dalı’nda bir odada tesadüfen gördüğü ve müze koleksiyonuna kazandırdığı formaldehit içinde muhafaza edilen çeşitli boyutlardaki doku örneklerinin çok kötü şartlarda muhafaza edildiğine şahit olmuştur. Nem ve atık suların içinde bulunan, iklimlemdirme, güvenlik önemlerinin alınmadığı kavanozlar kırık, formaldehitleri eksik ve bakımsız olan doku örneklerini ve önceden müze koleksiyonuna kazandırılan hayvanat kavanozları için ısısı belli bir oranda kalacak ve bozulmayacak şekilde bir depolama şekline gidilmelidir. Kavanozları onarılmalı, formolleri yenilenmeli ve her bir dokuya tanımlayıcı etiketler oluşturulmalıdır. Dokular ve hayvanat kavanozları dışında kalan eserler de malzeme özelliklerine göre ayrılıp nem oranları belli seviyede tutulurak muhafaza altına alınmalıdır. CTF Tıp Tarihi Müzesi ikinci kuruluşunun Tıp Kültür Birimi adıyla açılması sırasında (2002-2004 yılları arası) maddi imkanlar doğrultusunda ve Prof. Dr. Nil Sarı’nın tek başına tüm sorunlarla mücadele etmesiyle müzenin ikinci kat vitrinleri Fotoğraf.4.1.7.1.1’de görüldüğü gibi üst kısmı cam alt kısmı kilitli kasa olarak iki parça halinde tasarlanmış, camekanlı bölümde sergileme yapılırken kasa kısmında sergileme dışında kalan fakat sergilenen eserlerin devamı olanlar için depo olarak kullanılmıştır. Mevcut imkanlar doğrultusunda yapılan bu vitrinler tek aydınlatmalı, manuel kilit sistemli, yansıma yapan camlar kullanılarak imal edilmiştir. Aynı zamanda iklimlendirme için salonun mevcut sistemi kullanılmıştır. Bununla birlikte 209 Prof. Dr. Nil Sarı, Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı’ndaki ve farklı bölümlerdeki tarihi dolapların konservasyonunu yaptırarak müzeye teşhir vitrini olarak kazandırmıştır. Örneğin, Mikrobiyoloji ve Farmakoloji Anabilim Dallarındaki tarihi dolaplar Darülfünun Tıp Fakültesi’nden günümüze kalan nadir tarihi möblelerdir (Sarı, 2016). Fotoğraf.4.1.7.1.4’de örneği görülen bu dolapların konservasyonu yapılarak müzeye taşınmış ve eserlerin teşhir edildiği birer vitrin haline getirilmiştir. Fakat bir müzenin teşhir vitrininde yer alan eserler için ideal vitrin güvenlik alarmlı, kırılmaz camlı vitrinler içinde muhafaza edilendir. Teşhir vitrinleri yangın, deprem ile su taşkınlarına karşı korunaklı ve dayanıklı imal edilmelidir. Zamana karşı oluşan şişme ve çökme vs. sorunlarına karşı dayanıklı malzeme kullanılmalı, eserler kaidelere “esere zarar vermeden” sabitlenmeli; kaideler de vitrinlere sabitlenmelidir. Vitrin içi aydınlatmanın esere zarar vermesinin önüne geçmek için bilimsel yayınlardan yararlanarak teşhirdeki eser grubunun malzemesine göre bir aydınlatma aralığı seçilmelidir. Müzenin üçüncü kuruluşuyla birlikte yenilenen teşhir tanzim tasarımıyla imal edilen vitrinlerin ana malzemesi sacdır. Vitrinlerin otomatik kilitleri bulunmakta, dokuların sergilendiği vitrinlerde vitrin içi, kalan vitrinlerde oda içi iklimlendirme bulunmaktadır. Vitrinleri ışıklandırması tepeden tek bir aydınlatma ile sağlanmaktadır. Bununla birlikte tabana kadar inen vitrin camlarında yansımanın önüne geçilememiştir. Vitrin saclarının koyu renk olması ve camların yansıma yapması, müze binasının tabanındaki renkli karoların olduğu gibi vitrindeki kaidelere yansımasına sebep olmuştur. Ayrıca kaideler vitrine sabitlenmemiş. Eserlerin kaidelere yerleştirilmesiyle eserlerin düşme tehlikesine sebebiyet verilmiştir. Teşhir salonlarına da tıpkı depolarda olduğu gibi her bir sergi salonu için ayrı referans defteri oluşturulmalı ve bu deftere salon, vitrin ve sıra numarası ile eserler kaydedilmelidir. Depolarda ya da teşhirde bulunan obje, belge ya da herhangi bir eser grubu için de öncelikli amaç o eserin korunması ve sağlıklı muhafazası olmalıdır. ICOM’un yayınladığı Müzecilik Etik Yasası’nın 2.23. maddesine göre: “Müzelerin görevi, doğa, kültür ve bilim mirasını korumaya bir katkı olarak koleksiyonlar edinmek, bu koleksiyonları korumak ve geliștirmektir. Müze koleksiyonları, önemli bir kamusal miras olup, yasada özel bir yere sahiptirler ve uluslararası mevzuat tarafından korunurlar. Önleyici koruma, müze politikasının ve koleksiyon bakımının önemli bir 210 öğesidir. Korumaları altındaki koleksiyonlar için –ister depoda ya da sergideyken ister bir yerden bir yere tașındıkları sırada– koruyucu bir ortam olușturup bu ortamı korumak, müze mesleği üyelerinin asli sorumluluklarından biridir.” (ICOM Code of Ethics, 2017). Prof. Dr. Nil Sarı, tıp tarihi koleksiyonunu oluştururken milli kültür varlıklarını koruma ve muhafaza etme bilinci ile gönüllü olarak hareket etmiştir. CTF Tıp Tarihi Müzesi’ni korumak ve muhafaza ederek zenginleştirmek herhangi bir öğretim üye ya da asistanların görevleri arasında olmadığı ve böyle de bir sorumluluk taşımadıkları için Prof. Dr. Nil Sarı koleksiyonu resmi olarak müzeleştirmiş; tarihi kültür varlıklarını korumaya almıştır. Bu sebeple müzelerdeki tüm personel kendisini koleksiyona karşı sorumlu hissetmeli ve bu bilinçle hareket etmeli; müze personelinin tümünü kapsayacak şekilde koleksiyonun hangi amaçla, kimler tarafından, nasıl ve ne süre ile kullanılacağı maddeleri müzenin koleksiyon yönetimi programında yer almalıdır. Koleksiyon politikasında yer alması gereken başka bir önemli konu eser konservasyonudur. Müzede bulunan tüm eserler belli aralıklarla kontrol edilmeli ve onarıma ihtiyaç duyulan eserlere öncelikli müdahale etmek gerekmektedir. Prof. Dr. Nil Sarı müzenin iknici kuruluş çalışmaları sırasında kendi imkanlarıyla gerekli yerlere başvuru yapmış ve öncelikli bazı eserlerin konservasyonunu sağlamıştır. Bu onarımlar için İstanbul Üniversitesi Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Bölümü, Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi aracılığıyla belli ücretler karşılığında ahşap işlemeli hasta sandalyesi, Arkeolojik Dönem tıp aletleri, Dr. Cemil Topuzlu Paşa’ya ait yağlı boya tablosunun konservasyonu gerçekleştirilmiştir. Eser konservasyonu, alanında uzmanlık (her malzeme için uzmanlık alanları ayrılmaktadır) ve yüklü bir ücret gerektirmektedir. Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi tarafından onarımı gerçekleştirilen Dr. Cemil Topuzlu Paşa’ya ait yağlı boya tablonun ücretini Prof. Dr. Nil Sarı’nın çabalarıyla 02.06.2006 tarihinde İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü Strateji Geliştirme Başkanlığı tarafından karşılanmıştır (EK59). CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin 2002 yılı itibariyle eserlerinin restorasyonu için şu an depo olarak kullanılan konteynırına bir laboratuvar kurulmalı; müze binasına taşınmanın ardından ise bu laboratuvar kalıcı hale getirilmelidir. Öncelikli teşhir edilecek eserlerin ve sağlıksız durumda olanların bakımları yapılmalı 211 sonrasında tüm obje grupları elden geçmelidir. Bu bakım belli aralıklarla kontrol edilmelidir. Prof. Dr. Nil Sarı, tıp tarihi koleksiyonunu, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan tarihi obje, belge ile kitaplarını kurtarmak ve muhafaza etmek amacıyla oluşturmaya başlamıştır. Koleksiyon sürecinin 1983 yılında başlangıcından günümüze kadar sayısız sorunlarla karşılaşmıştır. CTF Temel Bilimler Binasına yaptırılan depo mekanları için yapılan şikayetler, yer kaplıyor bahanesiyle eserlerin atılmak istenmesi, Anabilim Dalı odaları ve koridorlarının objelerle dolup taşmasına öğretim üyelerinin rahatsız olduklarına dair tutumları vb. sayısız olumsuzlukla karşı tek başına mücadele etmiş ve müzenin bugünlere gelebilmesini sağlamıştır. CTF Tıp Tarihi Müzesi, 2007 yılında T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı KVMGM tarafından tescil edilen ve resmi bir tıp müzesi durumuna gelmesinin ardından her yıl Kültür Bakanlığı tarafından denetlenmeye başlamıştır.29 Bu denetim eserlerin korunması, kaybolmaması, sağlıklı muhafazasının ve güvenliğinin sağlanması üzerinedir. Müzeye kayıtlı olan eser artık Bakanlık tarafınca da kayıt altına alınır ve kaybolma tehlikesi ortadan kalkmış olur. Prof. Dr. Nil Sarı sayesinde Türkiye’nin ilk resmi tıp tarihi müzesi olma özelliği CTF Tıp Tarihi Müzesi’ndedir. Tıp tarihi müzeleri, çocukların temizlik, ağız ve diş sağlığına, öz bakım becerilerine, hareket, spor, sağlıklı beslenme ve benzeri çeşitli alanlarda farkındalık yaratmak ve eğitmek için en uygun mekanlardır (Sağlam, 2016). Burada yapılacak çocuklara dair eğitim faaliyetleri ile hem sosyal anlamda hem de kişisel anlamda kendilerini eğitecekleri, becerilerini ve yeteneklerini fark edebilecekleri bir alan oluşturulacaktır. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin üçüncü kuruluş aşamasında Prof. Dr. Nil Sarı, her bir sergi salonuna dokunmatik ekranlar ekleyerek çocuklarda görsel hafızanın kuvvetlenmesi ve müzenin daha ilgi çekici olmasını sağlamıştır. Ayrıca müzede Prof. Dr. Cenk Büyükünal tarafından bağışlanan Dünya’nın çeşitli ülkelerinden topladığı doktor, ambülans, hemşire oyuncaklarından oluşan koleksiyon yer almaktadır. Yaşlılar için yakın zamanda yaşadıkları olayları hatırlamak zor, geçmiş yaşantılarını hatırlamak ise her zaman daha hatırlanması kolay anılar olmuştur (Karay, 2016). Geçmiş ile bugün arasında köprü kurmak için eski objeler, eski 29 T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Başkanlığında Topkapı Sarayı uzmanlarınca CTF Tıp Tarihi Müzesi’nde yapılan denetimleri incelemek için bk. EK50/56. 212 müzikler, fotoğraflar, oyuncaklar, filmler ve benzeri aracıları müzeleri ziyaret ederek yararlanılabilmektedir. Yaşlı bir kişi eski fotoğrafa ya da objeye bakarken geçmişle arasında bağ kurmaktadır. Müzede yer alan sağlıkla ilgili eserler ve fotoğraflar yaşlı kişinin geçmişiyle temel bir bağ kurmasına yardımcı olmaktadır. Yaşlılar için müzede dikkat edilmesi gereken kurallar vardır: ulaşımı kolay olmalı, zemin kaygan olmayan bir malzeme ile kaplanmalı, bir refekatçi sağlanmalı, engelli asansörü olmalı, yaşlıların sosyal etkileşimini sağlamak için onlara uygun etkinlikler düzenlenmedir (Karay, 2016). CTF Tıp Tarihi Müzesi’ne, engelli vatandaşların rahat dolaşabilmesi için müzenin üç katına da ulaşan engelli asansörü imal edilmiştir. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin ilk etapta tasarlanan zemin kat dört dergi salonunun birinde “Bulaşıcı Hastalıklarla Tedavi” konusu işlenmektedir. Bu salonun ziyaret edilmesiyle tarihte yaşanan bulaşıcı hastalıklar, bu hastalıkların vücuda verdiği tahribat, bulaşıcı hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaçlar, tarih boyunca varolan mikroplar ve bu mikropların günümüz teknolojisi ile görünümleri konusunda bilgi sahibi olması amaçlanmaktadır. Özellikle 2020 yılında tüm Dünya’da COVID-19 salgını sebebiyle yaşanan pandemi sürecinde halkın bilinçlendirilmesi konusunda birçok kampanya yapılmıştır. Tıp tarihi müzeleri bu ve benzeri salgınla mücadele, toplum sağlığı, kişisel temizlik konusunda halkı bilinçlendirmeyi hedeflemektedir. Tıp Fakültesi Öğretim Üyeleri, personel ve tıp öğrencisinin meslek bilinci ile mesleğinin tarihine merak oluşturmayı hedeflemektedir. Müzede yapılacak olan eğitimler, faaliyetler tıp öğrencisinin mesleğiyle bütünleşmesine yarar sağlayacaktır. CTF Tıp Tarihi Müzesi’ne 2004-2011 yılları arasında bireysel ziyaretler dışında toplu geziler düzenlenmiştir. Kayıt altına alınabilen yaklaşık 22 ilkokul, ortaokul ve liseli öğrenci grupları müzeyi ziyaret etmişlerdir. Bunun dışında yaklaşık 30 kez müzecilik konulu seminer, çalıştay ve söyleşiler düzenlenmiştir. Yurt içi ve yurtdışından tıp tarihi uzmanları, yurt dışında bulunan tıp tarihi müzelerinin uzmanları inceleme ziyaretlerinde bulunmuşlardır. Bu faaliyetler dışında müzenin zemin kat koridoruna hazırlanan geçici sergi mekanıyla üç haftada bir sergi düzenlenmiştir. Müzenin açılışı sırasında toplam 89 adet geçici sergi açılmıştır. Bu sergiler CTF öğretim üyeleri, hemşireler, personel, öğrenciler, hastalar; koleksiyoncular, tanınmış sanatçılar tarafından hazırlanmıştır (Sarı, 2016). Bu sayede CTF bünyesindeki tüm çalışanlar arasında bağların kuvvetlenmesi sağlanmıştır. 213 Ayrıca hastalar arasında geçici sergi açanların olması da onların moral bulması açısından ayrı bir önem taşımaktadır. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin koleksiyonunu oluşturan obje, kitap ve belgelerin büyük çoğunluğu bağış yoluyla müzeye kazandırılmıştır. Eserler, Prof. Dr. Nil Sarı ya da yakın çevresinin satın almasıyla koleksiyona dahil edilmiştir. Müze için üniversite ya da hastane tarafından bir bütçe hiçbir dönemde oluşturulamamıştır. Bu sebeple bağış yoluyla kazandırılan eserlerin yanında satın alınması gereken çok değerli parçalar bütçenin olmaması sebebiyle koleksiyona kazandırılamamıştır. CTF Tıp Tarihi Müzesi’nin restorasyon ve teşhir tanzimi için, CTF ve İBB arasında 2016 yılında imzalanan protokol doğrultusunda iki kurum tarafından da oluşturulamayan kadro ve mali bütçe sebebiyle müzenin açılışı zora girmektedir. Müzeler kâr amacı gütmeyen kuruluşlar olduğu için envantere eser kazandırmak için öncelikle kurum desteği gerekmektedir. Ayrıca, müze içi çeşitli etkinlikler, bilimsel toplantı, kongre, çalıştay, kurs düzenleyebilmek için maddi bir kaynak teminine ihtiyaç vardır. CTF Tıp Tarihi Müzesi adına maddi destek sağlanabilinecek kaynaklardan biri üniversitedir. Bütçesine eser satın alma maddesini ekleyebilir ya da hastane, Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü’nün müzenin eser satın alması için bir gider kalemi eklemesi adına genel kurul kararı çıkarılabilir. Bunun dışında 2016 yılında İBB ile İstanbul Üniversitesi arasında yapılan protokole göre müzede kitap, çay, kahve, hediyelik eşya satışı yapılabilecek bir mekân oluşturulacak ve işletmesi belediye bünyesinde olacaktır. Bu mekândan elde edilen gelirin bir kısmı müzeye bütçe olarak aktarılabilir. Son olarak ise hayırsever kişiler (Örneğin, Dr. Kasım Bey, İdris Bey, Evyap Vakfı vb.) tarafından yapılacak maddi bağışlar, ilaç firmaları, tıbbi malzeme ve hastane malzemeleri üreticilerinden30 sponsorluklar sağlanabilir. Sonuç olarak; 1. Tıp tarihi müzeleri sadece sağlık mensupları için değil, İstanbul ve hatta tüm Türkiye için bir bilgi kaynağı ve eğitim kurumudur. Sadece Türkiye’de değil, Dünya çapında sayılı tıp tarihi müzelerinden biri olma özelliği taşımaktadır. Türk tıbbının gelişimi somut kanıtlarla yani obje, belge, fotoğraflar ile gözler önüne sererek gelecek kuşaklara aktarılmaktadır. Dün ile bugün arasında bir köprü vazifesi görerek aradaki bağın kuvvetlenmesine katkı sağlayarak Türk 30 Tıp tarihi koleksiyonun oluşturulması sırasında yapılan maddi bağışların tümü için bk. EK8-9-10-11. 214 tıp tarihinin gelişimine öncülük etmektedir. Türk tıp dünyasının geçirdiği evrim neredeyse tam bir kronoloji içinde bu müzede kesintisiz izlenebilmektedir. Çeşitli sağlık kurumlarından, sağlık mensuplarının evlerinden, muayenehanelerinden atılan, satılan ve yok olmaya terk edilen tarihi eserlerin, tarihi kültür mirasının koruma bilinci gelişmiş kişilerin çabalarıyla nasıl Türkiye’nin ilk ve tek resmi tıp tarihi müzesi konumuna gelebileceği kanıtlarla gözler önüne serilmiştir. Müzedeki eser çeşitliliği tüm ziyaretçilerin kendisinden bir anı, hatıra, bir parça bulması sağlanmaya çalışılacaktır. 2. CTF Tıp Tarihi Müzesinin kuruluş hikayesi, korunması gereken kültür varlıklarının milli kültür bilinci ile korunup muhafaza edilmesine; bundan sonraki koleksiyon oluşturma, geliştirme ve müzeleşme süreçlerine örnek olacaktır. Prof. Dr. Nil Sarı bu işi kendisine görev edinen ve bunu milli bir görev olarak gören bir kişidir. Bu iş bir mecburiyet değil gönül işidir. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin yıkılması sürecinde taşınan Anabilim Dallarının yer darlığı sebebiyle tarihi obje ve belgelerini müze koleksiyonuna nakletmeleri bu duruma en güzel örnektir. 3. CTF Tıp Tarihi Müzesi, Türk tıbbının gelişimini somut kanıtlarla obje, belge, fotoğraf, tarihi kitaplarla gözler önüne seren Türkiye’nin ilk ve tek resmi tıp tarihi müzesidir. Müze koleksiyon zenginleştikçe obje ile belgelerin ilgi çekiciliği artarak dönemin tıp anlayışını ve eğitimini göstermesi açısından sayılı koleksiyonlardan biri haline gelmeye başlamıştır. Şu anda müze demirbaşına kayıtlı 83bin obje, 45bin tarihi kitabı bulunmaktadır. Türk tıp tarihinin başlangıcı, gelişimi, geçirdiği evrimi gözler önüne sermeyi amaçlayan CTF Tıp Tarihi Müzesi koleksiyonu Osmanlı’nın son Dönemi, Cumhuriyet’in ilk Dönemine tarihlenmektedir. Dönemin sağlık tarihini yansıtan eserlerin yanı sıra, iktisadi ve sosyal hayatı, tıp eğitim hayatını yansıtan eser ve belgeler yer almaktadır. Bu özellikleri nedeni ile Cerrahpaşa Tıp Tarihi Müzesi, Türkiye’nin en kapsamlı tıp tarihi müzesi olma özelliğini taşımaktadır. 4. Müze içinde yapılacak olan eğitim faaliyetleri hem çocuklar için hem de halk için eğitim alanı haline gelecektir. Bu sayede sağlığına dikkat eden geçmişten 215 ders alarak geleceğe daha bilinçli ve emin adımlarla ilerleyen bir kuşak oluşturulmaya çalışılacaktır. 5. Birinci hipotez olan, “CTF Tıp Tarihi Müzesi, Türk tıp tarihi eğitim ve araştırmalarına yeni bir bakış açısı sağlayacaktır.” Bu hipotez bulgularda ele alınan veriler doğrultusunda kanıtlanabilmektedir. Çünkü, Tıp tarihi alanında çalışan uzmanlar ana kaynakları bizzat görme fırsatı elde ederek çalışmalarını bu yönde geliştirebilmesinin yanı sıra tıp tarihi alanında ana kaynağa ulaşma zorluğunun herkesçe bilindiği bu zaman diliminde CTF Tıp Tarihi Müzesi’ndeki obje, belge, fotoğraf ve tarihi kitaplar tıp tarihinin birçok açıdan bilinmeyen yönlerinin ortaya çıkmasına ve gelişimine katkı sağlayacaktır. Tıp tarihini yansıtan obje, belge, arşiv ve fotoğrafların yok olmasını engelleyerek Türkiye’nin alanında en zengin koleksiyonuna sahip olan CTF Tıp Tarihi Müzesi Türk tıp ve sağlık tarihinin ana kaynaklar üzerinden çalışmasına olanak sağlayacaktır. Bu şekilde tıp ve sağlık alanında uzmanlaşmaya çalışan kişiler için geniş bir çalışma alanı oluşacaktır. 6. Birinci hipoteze ilaveten, CTF Tıp Tarihi Müzesi, Türk tıp tarihi müzeciliği ve tıp tarihi uzmanlık alanında uzmanlaşmak isteyen kişiler için faydalı olacağı gibi; somut kanıtların müzede sergilenmeye başlaması ve araştırmaya açılmasıyla birlikte Türk tıp tarihi eğitim ve araştırmalarına da yenilik sağlayacaktır. 7. Tıp tarihi müzesi eserlerin doğru bir biçimde envantere geçirecek “tıp tarihi müzecisi” bulunmamaktadır. Tıp tarihi müzecisi hem müzecilik alanında hem de tıp tarihi alanında yetişmiş uzman kişi olmalıdır. CTF Tıp Tarihi Müzesi eserlerinin envanteri, tanımlanması ve tarihlenmesi diğer birçok eser envanterinden çok daha zor ve karmaşıktır. CTF Tıp Tarihi Müzesi, Türkiye’nin ilk resmi tıp tarihi müzesi olması dolayısıyla bu sorunu fazlasıyla yaşamaktadır. Örneğin bulgular bölümünde yer alan Fotoğraf.4.1.9.9. adlı belgede CTF Tıp Tarihi Müzesi envanter defterinden bir örnek bulunmaktadır. Bu örnekte Prof. Dr. Âkil Muhtar Özden’in doğum yılı hatalı yazılmıştır.31 Tıp tarihi müzecisinin özellikle Türk tıp tarihini iyi bilmesi ve Dünya tıp tarihini yakından takip etmesi gerekmektedir. Defter örneğinde 31 Ord. Prof. Dr. Âkil Muhtar Özden (1877-1949) Tedavi Kliniği ve Farmakodinami (Unat, 1989). 216 müze eserinin nereden bağış yapıldığı da hatalıdır. Bu durum koleksiyon yönetim politikasının sağlıklı olmadığını göstermektedir. Koleksiyon politikasının oluşturulmasıyla eserlerin en baştan envanterleri yapılması ve hataların düzeltilmesi gerekmektedir. Tıp Tarihi Anabilim Dalı’nda yüksek lisans yapmak da bir müzeci için yeterli değildir. Yüksek Lisans eğitimi boyunca tıp tarihi müzeciliği, obje, belge ya da arşivleme konusunda bir eğitim verilmemektedir. Bu sebeple Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı yüksek lisans ve doktora programlarına “tıp tarihi müzeciliği” dersinin eklenmesi ya da Tıp Tarihi ve Etik, Tarih, Müzecilik, Arkeoloji, Sanat Tarihi vb. alanların yer aldığı ortak bir lisansüstü eğitim programının oluşturulması yararlı olacaktır. Bu veriler doğrultusunda ikinci hipotez olan, “Tıp tarihi müzeciliği tıp/sağlık tarihinin gelişimi için önemlidir.” Görüşü de desteklenmiş ve kanıtlanmış olup, bu alanda yetişmiş tıp tarihi müzecilerinin sayısının artması gerekmektedir. 217 6. KAYNAKLAR Alemdar, S. (2014). Müzelerde Teknolojik Etkileşimli Sergileme Yöntemleri: İstanbul Sağlık Müzesi İçin Bir Öneri. [Yayınlanmamış yüksek lisans tezi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Fen Bilimler Enstitüsü]. Akmehmet, T., Atagök, T., Gökalp, Z. D., Küçükhasköylü, N., Özkasım, H. (2013). Müzecilik ve Sergileme. Anadolu Üniversitesi Yayını No: 2958, Eskişehir. Altıntaş, A. (2011). Hastaneden Fakülteye; Cerrahpaşa 44. Yıl Anısına. Müka Matbaacılık Ltd. Şti, İstanbul. Arık, R. O. (1953). Türk Müzeciliğine Bir Bakış. Milli Eğitim Bakanlığı Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü Yayını, İstanbul: Milli Eğitim Basımevi. Arık, M. (2015). Türk Müzeciliğinin Tarihsel Gelişimi. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara. Atasoy, S. ve Çakmakoğlu N. B. (1996). Müzeler ve Müzecilik Bibliyografyası (1977-1995). Yıldız Teknik Üniversitesi Yayınevi, Üniversite Yayın No. 306, İstanbul. Atasoy, S. ve Ertürk, N. (2003). Müzeler ve Müzecilik Bibliyografyası (1996-2001). İ. Ü. Edebiyat Fakültesi, İstanbul. Aydüz, S. (2017). İngiltere’deki Tıp Müzeleri: Thackray Medical Museum, Leeds, 2. Sağlık Tarihi ve Müzeciliği Sempozyumu (İstanbul 3-4 Mayıs 2016), Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları, Kitap No. 42, İstanbul, 181-195. Barlas, Ü. (1999). Ord. Prof. Dr. Akil Muhtar Özden ve Dünya Tıp Literatürüne Girmiş Buluş ve Kabul Edilen Çalışmaları. [Yayınlanmamış yüksek lisans tezi, İstanbul Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü]. Bayat, A. H. (2011). Tıp Tarihi. Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları, İstanbul. Baykan, D. (2010). İstanbul’da Kurulabilecek Anadolu Tıp Tarihi Müzesi Hakkında Görüşler. Geçmişten Günümüze İstanbul’da Sağlık (Health in Istanbul From Past to Present) Kongre Kitabı, Nobel Yayın ve Dağıtım, İstanbul, 271-276. Burnham, R. ve Kai-Kee E. (2020). Müze Dersleri, Yorum ve Deneyim, Koç Üniversitesi Yayınları, 2. Baskı, İstanbul. Cengiz, H. (2010). İstanbul Müzeleri Literatürü. Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi, 8(16): 277-332. 218 Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi. (2017). İstanbul’un Yüzleri-82 İstanbul’un Yüz Müzesi, (ed. Esra Manavoğulları), İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. Yayınları, İstanbul, 18-19. Code of Ethics (2017). (2020, 11 Haziran). Erişim adresi: https://icom.museum/wp-content/uploads/2018/07/ICOM-code-En-web.pdf Cook, S. E. (1913). The Life of Florence Nightingale. Macmillan, England. Çal, H. (2009). Osmanlı’dan Günümüze Türkiye’de Müzeler. Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi, 7(14): 315-333. Çelik, Z. (2016). Asar-ı Atika, Osmanlı İmparatorluğu’nda Arkeoloji Siyaseti, Koç Üniversitesi Yayınları, İstanbul. Çolak, C. (2016). Dünya’da Sağlık Tarihi Müzeleri ve Sanal Tanıtımı. 1. Sağlık Tarihi ve Müzeciliği Sempozyumu (İstanbul 24 Mayıs 2015), Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları, Kitap No. 39, İstanbul, 177-188. Döger, F. K. ve Kurum, M. (2012). Tıp Tarihi Müzeleri. Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 13(1): 43-46. Erbay, F. (2004). Tıp Müzelerinin Gelişimi. 7. Müzecilik Semineri, Askeri Müze ve Kültür Sitesi Komutanlığı, Harbiye-İstanbul, 136-141. Erbay, F. (2004). The Role of Medical Museum in the Education of Medicine. The 39th ISHM International Congress on the History of Medicine Proceedings. Editör: Musajo-Somma A, İstanbul: 99-102. Erbay, F. (2010). İstanbul Hastanelerinin Tarihi Belleiği Müzeler. Geçmişten Günümüze İstanbul’da Sağlık (Health in Istanbul From Past to Present) Kongre Kitabı, Nobel Yayın ve Dağıtım, İstanbul, 337-34. Ertin, H., Çekin, M. D., Özekmekçi, M. İ. (2017). Prof. Dr. Nil Sarı ile Tıp Tarihinin Tarihi ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Tarihi Müzesi Üzerine. (Söyleşi: Hakan Ertin, Murat D. Çekin, M. İnanç Özekmekçi), Hayat Sağlık Sağlık ve Sosyal Bilimler Dergisi, 15: 92-104. Eyice, S. (1985). Arkeoloji Müzesi ve Kuruluşu. Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Türkiye Ansiklopedisi, 1596. Eyice, S. (1990). Müzeciliğimizin Başlangıcı ve Türk-İslam Müzeleri. Müze/Museum, 5-8. Gerçek, F. (1999). Türk Müzeciliği, T.C. Kültür Bakanlığı, Ankara. Göksoy, H. A. ve Erez, S. (1976). Cerrahpaşa Tıp Fakültesi 1967-1976. İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Hilal Matbaası, İstanbul. 219 Güher, N. (2016). Sağlık Arayışında Müzelerin Rolü. Hayatsağlık Sağlık ve Sosyal Bilimler Dergisi, 15: 40-43. Günergun, F. (2009-10). Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’nin 1870’li Yılların Başındaki Doğa Tarihi Koleksiyonu. (Çeviren ve Derleyen: Feza Günergun) Osmanlı Bilimi Araştırmaları, XI (1-2): 337-344. Gültekin, E. (2017). Cerrah Yetiştiren Bir Askeri Tıp Akademisinden Müzeye: Josephinum. 2. Sağlık Tarihi ve Müzeciliği Sempozyumu (İstanbul 3-4 Mayıs 2016), Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları, Kitap No. 42, İstanbul, 173-181. Gürkan, K. İ. (1967). Cerrahpaşa Hastanesi Tarihi. Cerrahpaşa Kadın-Doğum Kliniği Kalkındırma Derneği Monografileri, 1. Baha Matbaası, İstanbul. Hallaç, E. (2016). Zeynep Kâmil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Sağlık Müzesi Oluşturma. [Yayınlanmamış yüksek lisans tezi, Okan Üniversitesi, Sağlık Bilimler Enstitüsü]. İshakoğlu, S. (1998). 1900-1946 Yılları Arasında Darülfünun ve İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’nde Botanik, Zooloji ve Jeoloji Eğitimi. Osmanlı Bilimi Araştırmaları, 2: 319-348. İÜ Hastaneleri Yeniden Yapılandırma Projesi Devam Ediyor. (2015, 29 Ağustos). Erişim tarihi ve adresi: 22.04.2020 https://www.istanbul.edu.tr/tr/haber/iu-hastaneleri-yeniden-yapilandirma-projesi- devam-ediyor-39004D004500490068004B0049006B00410057006F003100 Karay, A. (2016). Yaşlılık Döneminde Sağlık Müzesinin Rolü ve Yaşlılar İçin Gözetilmesi Gerekenler. 1. Sağlık Tarihi ve Müzeciliği Sempozyumu (İstanbul 24 Mayıs 2015), Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları, Kitap No. 39, İstanbul, 169- 177. Kardeş, F. (2016). Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Müzesi Koleksiyonu. 1. Sağlık Tarihi ve Müzeciliği Sempozyumu (İstanbul 24 Mayıs 2015), Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları, Kitap No. 39, İstanbul, 55-61. Kardeş-Gülmez, F. (2016). Psikiyatri Müzeleri. Hayatsağlık Sağlık ve Sosyal Bilimler Dergisi, 15: 32-39. Kaynak, A. (2012). İstanbul Sağlık Müzesi’nin Sanat Yönetimi Açısından İncelenmesi. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Kültür Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul. Kınık, N. (2005). İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Tarihi Müzesi’nin Kuruluş Aşaması ve Müzecilik Açısından Fonksiyon Kazandırılması. [Yayınlanmamış yüksek lisans tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü]. 220 Kocatürk, U. (1999). Açıklamalı Tıp Terimleri Sözlüğü. Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara. Korunması Gerekli Taşınır Kültür ve Tabiat Varlıklar Koleksiyonculuğu ve Denetimi Hakkında Yönetmelik. (1984, 15 Mart). (Sayı: 18342). Erişim tarihi ve adresi: 28.07.2020 https://teftis.ktb.gov.tr/TR-264557/korunmasi-gerekli-tasinir-kultur-ve-tabiat- varliklari-k-.html. Korunması Gereken Taşınır Kültür ve Tabiat Varlıklarının Tasnifi, Tescili ve Müzelere Alınmaları Hakkındaki Yönetmelik. (2009, 20 Nisan). (Sayı: 27206). Erişim tarihi ve adresi: 28.07.2020 https://teftis.ktb.gov.tr/TR-14606/korunmasi- gerekli-tasinir-kultur-ve-tabiat-varliklarini-.html Madran, B. ve Atagök, T. (1999). Müzelerin Çeşitlenme Süreci, Yeniden Müzeciliği Düşünmek. Yıldız Teknik Üniversitesi Yayını, İstanbul, 3-11. Manizade, D. (1976). 65 Yıllık Cerrahpaşa Hastanesi (39 Yılda Duyduklarım ve Gördüklerim). Matematik Araştırma Enstitüsü Baskı Atölyesi, İstanbul. Mat, A. ve Tekiner, H. (2014). Türkiye’deki Eczacılık Tarihi Müzeleri. Osmanlı Bilimi Araştırmaları, XV (2): 1-20. Milletlerarası Müzeler Konseyi (ICOM) Türkiye Milli Komitesi Yönetmeliği. (1985, 11 Nisan). Resmî Gazete (Sayı: 18755). Erişim tarihi ve adresi: 15.05.2020 https://www.resmigazete.gov.tr/arsiv/18755.pdf Müzeler İç Hizmetleri Yönetmeliği. (1990, 30 Nisan). (Sayı: 1578). Erişim tarihi ve adresi: 1.02.2020 https://teftis.ktb.gov.tr/TR-14442/muzeler-ic-hizmetler-yonetmeligi.html. Namal, A. (1997). Yurt İçi ve Dışı Tıp Tarihi Faaliyetlerinden İzlenimler. Yeni Tıp Tarihi Araştırmaları, 2-3: 282-286. Nazır, B. (2010). Osmanlı Devleti’nde Müzeciliğin Doğuşu ve Dersaadet Numunehane-i Osmani. History Studies, 2(1): 98-113. On Üç İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Altı İlçe Kuruluşu ile Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (2012, 6 Aralık). Resmî Gazete (Sayı: 28489). Erişim tarihi ve adresi: 20.04.2020 http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2012/12/28489-12.htm Önal, G., Çolak, C., Uygun, G., Kınık, N. (2010). Müze Pedogojisi Bağlamında İstanbul Sıhhıye Müzesi. Geçmişten Günümüze İstanbul’da Sağlık (Health in Istanbul From Past to Present) Kongre Kitabı, Nobel Yayın ve Dağıtım, İstanbul, 359-373. Öz, T. (1949). Topkapı Sarayı Onarımları. Güzel Sanatlar, (6), İstanbul, 6-74. 221 Özel Müzeler ve Denetimleri Hakkında Yönetmelik. (1984, 22 Ocak). (Sayı: 18289). Erişim tarihi ve adresi: 28.07.2020 https://teftis.ktb.gov.tr/TR-263867/ozel-muzeler-ve-denetimleri-hakkinda- yonetmelik.html. Özkan, S. (2009). Osmanlı Devleti’nde Arkeolojik Kazı Çalışmaları. Ege Üniversitesi Basımevi, İzmir-Bornova. Özkasım, H. ve Ögel, S. (2005). Türkiye’de Müzeciliğin Gelişimi. İstanbul Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, II(1). Pasinli, A. (2002). Türkiye Müzeleri. T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara. Patoloji Dernekleri Federasyonu. (2004, 4 Nisan). Erişim tarihi ve adresi: 25.06.2020 http://www.turkpath.org.tr/content.php?id=35 Quintern, D. (2017). Gülhane İslâm Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi Tıp Tarihi Koleksiyonu. 2. Sağlık Tarihi ve Müzeciliği Sempozyumu (İstanbul 3-4 Mayıs 2016), Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları, Kitap No. 42, İstanbul, 103-115. Sağlam, F. K. (2016). Çocuk ve Gençlik Müzelerinde Sağlık Eğitim Programları ve Etkinlikleri. 1. Sağlık Tarihi ve Müzeciliği Sempozyumu (İstanbul 24 Mayıs 2015), Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları, Kitap No. 39, İstanbul, 153-169. Sağlıcak Tolan, F. (2017). Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi’nde Açılan Sergiler. 2. Sağlık Tarihi ve Müzeciliği Sempozyumu (İstanbul 3-4 Mayıs 2016), Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları, Kitap No. 42, İstanbul, 379-395. Sarı, N. (1984). Türk Tıp ve Eczacılık Müzesi Açılıyor. Medikal Gazete: 7. Sarı, N. (1984). Türk Tıp Müzesi Açılıyor. Türkeli: 3. Sarı, N. (1985). Türk-İslam Tıp Müzesi açılıyor, Türkiye: 1 ve 6. Sarı, N. (1986). Cerrahpaşa Tıp Tarihi Müzesi. Tıp Tarihi Araştırmaları, İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Deontoloji Anabilim Dalı ve Tıp Tarihi Bilim Dalı Yayınları, Özel Seri No:1, İstanbul, 138-142. Sarı, N. (1991). Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi. Spatula, 1: 12-15. Sarı, N. (1996/97). Osmanlı Sağlık Hayatında Kadının Yeri. Yeni Tıp Tarihi Araştırmaları, 2-3, İstanbul, 11-64. Sarı, N. (2000). Cerrahpaşa Tıp Tarihi Müzesi. Tombak, 31: 80-86. 222 Sarı, N. (2004). Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde Tıp Tarihi Koleksiyonunun Oluşturulması ve Karşılaşılan Sorunlar. 7. Müzecilik Semineri (İstanbul, 20 -22 Ekim 2004) Bildiriler. Askeri Müze ve Kültür Sitesi Komutanlığı Yayıncılığı, 19-23. Sarı, N. (2004-2005). Bilim ve Sanat Birarada / Cerrahpaşa Tıp Müzesi. Pratisyen: 4-6. Sarı, N. (2006). Osmanlı Arşivinden Müzeye, Tıp Tarihinden Sergilere… Asklepios, 10: 29-37. Sarı, N. (2006). Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Kültür Birimi. Diyabete Bakış, 1(2): 41-43. Sarı, N. (2007). Cerrahpaşa’da Tıp Tarihi Müzesi. (Haber söyleşi) Fatih Yerel: 1. Sarı, N. (2008). Bu Müzede Tıp Tarihine Yolculuk Var. Zaman Gazetesi: 32. Sarı, N. (2008). Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde Tıp Tarihi Koleksiyonunun Oluşturulması, Müzenin Kuruluşu ve Karşılaşılan Sorunlar. Yeni Tıp Tarihi Araştırmaları, 10-11: 33-48. Sarı, N. (2008). Founding a Medical History Museum in a Medical School and Questions Encountered as Medical Historians. Yeni Tıp Tarihi Araştırmaları, 10-11, 49-60. Sarı, N. (2009). Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi. Hisar Sağlık, 3(6), 34- 35. Sarı, N. ve Zülfikar, M. B. (2009). Tarihle İç İçe Bir Eğitim Kurumu Cerrahpaşa Tıp Fakültesi. Kuruluşundan Günümüze Cerrahpaşa Tıp Fakültesi 1827-1967-2007. (ed. Sarı N, Özaydın Z, Akgün B.), İstanbul-Nobel Tıp Kitabevleri, 519-533. Sarı, N. (2009). Tıp Tarihi Müzesi. Kuruluşundan Günümüze Cerrahpaşa Tıp Fakültesi 1827-1967-2007. (ed. Sarı N, Özaydın Z, Akgün B.), İstanbul, Nobel Tıp Kitabevleri. Sarı, N. (2009). Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi. Üniversite Müzeleri ve Müzecilik (Yay. Haz. Bekir Onur) Ankara Üniversitesi Çocuk Kültürü Araştırma ve Uygulama Merkezi Yayınları, 16, 25-36. Sarı, N. (2009). Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi, Ankara Üniversitesi Çocuk Kültürü Araştırma ve Uygulama Merkezi. Üniversite Müzeleri ve Müzecilik Sempozyumu Bildiri Kitabı, Ankara, 25-36. 223 Sarı, N. (2011). Türk Tıp Tarihinin Tanığı: Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi. Sano Vizyon: 18-21. Sarı, N., Akgün, B., Kurt Ü. E. (2011). Kuruluşundan 1933 Reformuna Fotoğraflarla Darülfünun Tıp Fakültesi. İstanbul Üniversitesi Yayınları, İstanbul. Sarı, N. (2016). Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi Örneğinden Çıkarılan Dersler. 1. Sağlık Tarihi ve Müzeciliği Sempozyumu (İstanbul 24 Mayıs 2015), Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları, Kitap No. 39, İstanbul, 9-37. Sarı, N. ve Sağdıç, E. (2017). Süheyl Ünver’e Ressam Dostlarından Baki Kalan Eserler. 2. Sağlık Tarihi ve Müzeciliği Sempozyumu (İstanbul 3-4 Haziran 2016), Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları, Kitap No. 42, İstanbul, 313-349. Sarı, N. (2018). Tıp Tarihi Müzelerinde Teşhir Tanzim Tasarımı: Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi ve Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Halûk Perk Sağlık Tarihi Müzesi Örnekleri. IV. Sağlık Tarihi ve Müzeciliği Sempozyumu İstanbul, 10. Sarı, N. ve Özdemir, B. (2020). Mekteb-i Tıbbiye Müzelerinden İÜ-CTF Tıp Tarihi Müzesine. Afyon ve İstanbul Uluslararası Türk-İslam Tıp Tarihi ve Etiği Kongreleri (2018-2019) Bildiri Kitabı (Afyon and Istanbul International Turkish-Islamic Medical History and Ethics Congresses) (ed. Berrin Okka, Ayşegül Demirhan Erdemir, Öztan Usmanbaş), Selçuk Üniversitesi Basımevi, Konya, 29-43. Schumacher, G. H. (2007). Theatrum Anatomicum in History and Today. Int. J. Morphol., 25(1), 15-32. Shaw, M. K. W. (2004). Osmanlı Müzeciliği. 1. Baskı, İletişim Yayınları, İstanbul, 7- 237. Sirel, H. (1999). Müze Eşyasının Korunması ve Sergilemesi ile Aydınlatma İlişkisi. Yeniden Müzeciliği Düşünmek, (Derleyen: Tomur Atagök), Yıldız Teknik Üniversitesi Yayınevi, İstanbul. Şen, F. M. (2016). Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi Kütüphanesi El Yazması Koleksiyonu. 1. Sağlık Tarihi ve Müzeciliği Sempozyumu (İstanbul 24 Mayıs 2015), Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları, Kitap No. 39, İstanbul, 61- 79. Şenel, E. (2014). Koleksiyon Yönetim Politikası Oluşturmanın Müzecilik Açısından Önemi ve Düzenleyici Faktörler. İDİL: 3(14), 39-50. T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Türkiye’de Müzecilik. (2020, Mayıs 15). Erişim tarihi ve adresi: 15.05.2020 https://kvmgm.ktb.gov.tr/TR-69904/turkiye39de-muzecilik.html TDV İslâm Ansiklopedisi/berat-belge. (1992). Erişim tarihi ve adresi: 6.04.2020 https://islamansiklopedisi.org.tr/berat--belge 224 Tokaç, M. (2016). Sıhhi Müze Atlası’nda Enfeksiyon Hastalıkları. 1. Sağlık Tarihi ve Müzeciliği Sempozyumu (İstanbul 24 Mayıs 2015), Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları, Kitap No. 39, İstanbul, 79-89. Tunca, E. S. (2017). Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Yerleşkesi’nin Gelişimi ve İçindeki Tarihi Yapılar. [Yayınlanmamış yüksek lisans tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü]. Türk Biyokimya Derneği. (1975). Erişim tarihi ve adresi: 25.06.2020 http://www.turkbiyokimyadernegi.org.tr/ Türk Tıp Tarihi Kurumu Tüzüğü. (2004). Erişim tarihi ve adresi: 24.06.2020 http://tttk.org.tr/tuzuk/ Unat, E.K. (1989). Ord. Prof. Dr. Âkil Muhtar Özden’in hayatına bir bakış. Ölümünün Kırkıncı Yılında Ord. Prof. Dr. Âkil Muhtar Özden (1877-1949). Mustafa Nevzat Eczacılık, Tıp ve Kültür Evi Yayınları, İstanbul. Uzel, İ. (1995). Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Deontoloji ve Tıp Tarihi Anabilim Dalı Tıp Tarihi Müzesinde Bulunan Bir Antik Cerrahi Takım. Yeni Tıp Tarihi Araştırmaları, 1, (ed. Prof. Dr. Nil Sarı): 133-140. Yarman, A. (2017). Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi Vakfı Müzesi. Hayatsağlık Sağlık ve Sosyal Bilimler Dergisi, 15: 72-90. Yıldırım, N. (2010). İstanbul’un Sağlık Tarihi, Düzey Matbaacılık, İstanbul. Yıldırım, N. ve Ertin, H. (2016). İstanbul Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi/Koleksiyonu 1933-2015. 1. Sağlık Tarihi ve Müzeciliği Sempozyumu (İstanbul 24 Mayıs 2015), Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları, Kitap No. 39, İstanbul, 39-55. Yıldırım, N. ve Ertin, H. (2017). İstanbul Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi/Koleksiyonu 1933-2015. Hayatsağlık Sağlık ve Sosyal Bilimler Dergisi, 15: 22-31. Yıldırım, N. (2019). Tıphâne-i Âmire ve Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane’den İstanbul Tıp Fakültesi’ne. BETİM Kitaplığı, İstanbul. Yücel, E. (1999). Türkiye’de Müzecilik. 1. Baskı, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İstanbul, 19-109. Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun. (2018, 9 Mayıs). Resmî Gazete (Sayı: 20180518-1). Erişim tarihi ve adresi: 1.02.2020 http://www.resmigazete.gov.tr./eskiler 2018/05/20180518-1.htm 225 7- SİMGELER ve KISALTMALAR bk. – Bakınız CTF – Cerrahpaşa Tıp Fakültesi CTTM – Cerrahpaşa Tıp Tarihi Müzesi CTTMA – Cerrahpaşa Tıp Tarihi Müzesi Arşivi ed. – Editör Fen İşleri D.B. – Fen İşleri Daire Başkanlığı Foto – Fotoğraf Haz. – Hazırlayan İBB – İstanbul Büyükşehir Belediyesi İKTM – İl Kültür Turizm Müdürlüğü İÜ – İstanbul Üniversitesi İÜ-C – İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa İÜ-CTF – İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Tıp Fakültesi KVMGM – Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Lev. – Levha No. – Numara NSSTÇ – Nil Sarı Sözlü Tarih Çalışması Ref. – Referans s. – Sayfa Şek. – Şekil TTK – Türk Tarih Kurumu TDK – Türk Dil Kurumu TBMM – Türkiye Büyük Millet Meclisi TTM – Tıp Tarihi Müzesi Yay. Haz. – Yayına Hazırlayan 226 8. EKLER EK1 CTF Tıp Tarihi Müzesi eserlerinin sergilenmesi için 1985 yılında yaptırılan vitrinlerin faturaları ve yazışmaları (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 227 EK2 CTF Tıp Tarihi Müzesi kurulma aşamasında 1984 ile 2003 yılları arasında müzeye yapılan Eser, kitap, belge bağışları ile yapılan maddi yardımların ne zaman, kim tarafından ve yardımın ne olduğunu gösteren listesi (CTF Tıp Tarihi Koleksiyonu). 228 EK3 CTF Tıp Tarihi Müzesi kurulma aşamasında 1984 ile 2003 yılları arasında müzeye yapılan Eser, kitap, belge bağışları ile yapılan maddi yardımların ne zaman, kim tarafından ve yardımın ne olduğunu gösteren listesi (CTF Tıp Tarihi Koleksiyonu). 229 EK4 CTF Tıp Tarihi Müzesi kurulma aşamasında 1984 ile 2003 yılları arasında müzeye yapılan Eser, kitap, belge bağışları ile yapılan maddi yardımların ne zaman, kim tarafından ve yardımın ne olduğunu gösteren listesi (CTF Tıp Tarihi Koleksiyonu). 230 EK5 CTF Tıp Tarihi Müzesi kurulma aşamasında 1984 ile 2003 yılları arasında müzeye yapılan Eser, kitap, belge bağışları ile yapılan maddi yardımların ne zaman, kim tarafından ve yardımın ne olduğunu gösteren listesi (CTF Tıp Tarihi Koleksiyonu). 231 EK6 CTF Tıp Tarihi Müzesi kurulma aşamasında 1984 ile 2003 yılları arasında müzeye yapılan Eser, kitap, belge bağışları ile yapılan maddi yardımların ne zaman, kim tarafından ve yardımın ne olduğunu gösteren listesi (CTF Tıp Tarihi Koleksiyonu). 232 EK7 CTF Tıp Tarihi Müzesi kurulma aşamasında 1984 ile 2003 yılları arasında müzeye yapılan Eser, kitap, belge bağışları ile yapılan maddi yardımların ne zaman, kim tarafından ve yardımın ne olduğunu gösteren listesi (CTF Tıp Tarihi Koleksiyonu). 233 EK8 Fen-İş Aliminyum, Yıltex Munsucat, Ç.B.S. Holding Boya Sanayii ve Ticaret A.Ş.’nin 1984 yılında CTF Tıp Tarihi Müzesi’ne Yaptıkları Bağışlar ve Teşekkür Mektupları (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 234 EK9 Ercan Holding A.Ş., Yıltex Munsucat, Soytaç Sosyal Yatırımlar Organizasyon ve Ticaret A.Ş, Dr. İlhami Faydagör’ün 1984 yılında CTF Tıp Tarihi Müzesi’ne Yaptıkları Bağışlar ve Teşekkür Mektupları (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 235 EK10 Dinçel Laboratuarı, Yıltex Munsucat, Dr. Osman Üçer, Adeka İlâç Sanayii ve Limited Şirketi’nin 1984 yılında CTF Tıp Tarihi Müzesi’ne Yaptıkları Bağışlar ve Teşekkür Mektupları (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 236 EK11 Dr. Rıfat İnsel, İdris Cemal Kartal, Dr. Rengin Bütün’ün 1984-1985 yıllarında CTF Tıp Tarihi Müzesi’ne Yaptıkları Bağışlar ve Teşekkür Mektupları (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 237 EK12 Ekrem Kadri Unat, Mustafa Kayabek, Prof. Dr. Türköz Uğur’un 1985 yılında CTF Tıp Tarihi Müzesi’ne Yaptıkları Bağışlar ve Teşekkür Mektupları (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 238 EK13 Doç. Dr. Sezer Hâtemi, Dr. Adil Üçok, Dr. Med. S. Selim Berkol’un 1985 yılında CTF Tıp Tarihi Müzesi’ne Yaptıkları Bağışlar ve Teşekkür Mektupları (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 239 EK14 İlhan Gökçen, Dr. Armağan Yücel Samancı, Mustafa Kınacı’nın 1985 yılında CTF Tıp Tarihi Müzesi’ne Yaptıkları Bağışlar ve Teşekkür Mektupları (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 240 EK15 Doç. Dr. Müzeyyen Erk, Doç. Dr. Mehmet Sakaoğlu, Prof. Dr. Asım Cenani’nin 1986 yılında CTF Tıp Tarihi Müzesi’ne Yaptıkları Bağışlar ve Teşekkür Mektupları (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 241 EK16 CTF Tıp Tarihi Müzesine 1984-1987 Yılları Arasında Bağış Yapan Kişi ve Kurumların Listesi (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 242 EK17 Dr. Pınar Akata, Prof. Dr. Halit Kayalı, Doç. Dr. Gültekin Kaner’in 1987 yılında CTF Tıp Tarihi Müzesi’ne Yaptıkları Bağışlar ve Teşekkür Mektupları (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 243 EK18 İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından 1987 yılında CTF Tıp Tarihi Müzesine Yapılan Bağış Listesi ve Tutanağı (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 244 EK19 Dr. Mehmet Ali Kevser, Şevket Karagözler, Dr. Reyhan Songar’ın 1987 yılında CTF Tıp Tarihi Müzesi’ne Yaptıkları Bağışlar ve Teşekkür Mektupları (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 245 EK20 Mustafa Kayabek, Mürüvvet Evyap, Selma Orhon’un 1987 yılında CTF Tıp Tarihi Müzesi’ne Yaptıkları Bağışlar ve Teşekkür Mektupları (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 246 EK21 Ata Evliyazade, Güzin Yorgancıoğlu, Dr. Nevzat Baban’ın 1987-1988 yıllarında CTF Tıp Tarihi Müzesi’ne Yaptıkları Bağışlar ve Teşekkür Mektupları (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 247 EK22 Hülya Tezcan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Darülaceze Müessesesi Müdürlüğü’nün 1988 yılında CTF Tıp Tarihi Müzesi’ne Yaptıkları Bağışlar ve Teşekkür Mektupları (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 248 EK23 Hasan Ali Göksoy, Emine Melek Atabek, Osman Üçer’in 1988 yılında CTF Tıp Tarihi Müzesi’ne Yaptıkları Bağışlar ve Teşekkür Mektupları (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 249 EK24 Züleyha Münif, Nurten Özer, Yeşim Buzluca’nın 1988-1989 yıllarında CTF Tıp Tarihi Müzesi’ne Yaptıkları Bağışlar ve Teşekkür Mektupları (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 250 EK25 Prof. Dr. Asaf Ataseven, Fikret Dedeoğlu, Zeki Çalışkan, Yekta Alper 1988- 1989 yıllarında CTF Tıp Tarihi Müzesi’ne Yaptıkları Bağışlar ve Teşekkür Mektupları (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 251 EK26 Osman Üçer, Avni H. Kılıçturgay, Sedat Görgan’nın 1990 yılında CTF Tıp Tarihi Müzesi’ne Yaptıkları Bağışlar ve Teşekkür Mektupları (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 252 EK27 Hayri Tanaçam, Boğos Işıkbay, Necip Bey’in 1991-1992 yıllarında CTF Tıp Tarihi Müzesi’ne Yaptıkları Bağışlar ve Teşekkür Mektupları (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 253 EK28 Engin Altuğ, Sadık Perek, Müfide Çalapüver, Hilâl Çini’nin 1992 yılında CTF Tıp Tarihi Müzesi’ne Yaptıkları Bağışlar ve Teşekkür Mektupları (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 254 EK29 Sedat Gürgan, Sati Eser, Evyap Vakfı, İstanbul Sağlık Müdürlüğü’nün 1993 yılında CTF Tıp Tarihi Müzesi’ne Yaptıkları Bağışlar ve Teşekkür Mektupları (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 255 EK30 Talia Bali Aykan, Nazım Özdemir, Leyla Aysel’in 1993 yıllarında CTF Tıp Tarihi Müzesi’ne Yaptıkları Bağışlar ve Teşekkür Mektupları (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 256 EK31 Leyla Aysel’in, eşi Op. Dr. İhsan Şükrü Aksel’in kitaplarını 1993 yıllarında CTF Tıp Tarihi Müzesi’ne Bağışı Sonrası Hazırlanan Teşekkür Mektubu (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 257 EK32 Dr. Kâzım Ertürk’ün 1993 yılında CTF Tıp Tarihi Müzesi’ne Yaptığı Bağışlar ve Teşekkür Mektupları (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 258 EK33 Dr. Kâzım Ertürk’ün 1993 yılında CTF Tıp Tarihi Müzesi’ne Yaptığı Bağışlar ve Teşekkür Mektupları (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 259 EK34 Tomris Atikkan, Somer Öneş, Gülgün Aysay’ın 1994 yılında CTF Tıp Tarihi Müzesi’ne Yaptığı Bağışlar ve Teşekkür Mektupları (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 260 EK35 Dr. Güzin Eymezoğlu, Celil Ender, Dr. Kâzım Ertürk 1994-1995 yıllarında CTF Tıp Tarihi Müzesi’ne Yaptığı Bağışlar ve Teşekkür Mektupları (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 261 EK36 Dr. Kâzım Ertürk, Prof. Dr. İsmail Petorak, Bayhan Çubukçu’nun 1995 yılında CTF Tıp Tarihi Müzesi’ne Yaptığı Bağışlar ve Teşekkür Mektupları (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 262 EK37 Dr. Kâzım Ertürk, Dr. Sıtkı Akyol, Dr. Pakize Tarzı’nın 1996-1997-1998 yıllarında CTF Tıp Tarihi Müzesi’ne Yaptığı Bağışlar ve Teşekkür Mektupları (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 263 EK38 CTF Tıp Tarihi Müzesine Yapılan Bağış Listesi ve Teşekkür Mektupları (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 264 EK39 Dr. Kâzım Ertürk, Dr. Mahpeyker Enver Ürgüp, Prof. Dr. İsmail Aydemir, Prof. Dr. Hüsrev Hatemi’nin 2000-2002-2003 yıllarında CTF Tıp Tarihi Müzesi’ne Yaptığı Bağışlar ve Teşekkür Mektupları (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 265 EK40 Prof. Dr. Cenk Büyükünal, Prof. Dr. Halûk Yılmaz, Prof. Dr. Rengin Dramur, Celil Ender’in 2004 yılında CTF Tıp Tarihi Müzesi’ne Yaptığı Bağışlar ve Teşekkür Mektupları (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 266 EK41 Dr. Kâzım Ertürk, Prof. Dr. Yalçın Tüzün, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Eczanesi’nin 2005 yılında CTF Tıp Tarihi Müzesi’ne Yaptığı Bağışlar ve Teşekkür Mektupları (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 267 EK42 Prof. Dr. Hilal Ünal, Sücettin Aydemir, İlgen Kayrak, Ruhi Okuş’un 2005-2006 yıllarında CTF Tıp Tarihi Müzesi’ne Yaptığı Bağışlar ve Teşekkür Mektupları (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 268 EK43 Nazım Naqvı, Prof. Dr. Özgün Enver, Kenan Partal, Münevver Uraz’ın 2006 yılında CTF Tıp Tarihi Müzesi’ne Yaptığı Bağışlar ve Teşekkür Mektupları (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 269 EK44 Selime Evyap, Ali Berker, Mehmet Berker, Bilge Berker’in 2009-2011 yıllarında CTF Tıp Tarihi Müzesi’ne Yaptığı Bağışlar ve Teşekkür Mektupları (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 270 EK45 Necmi Türker, BASAD Bakırköy Sanatçılar Derneği, Prof. Dr. Şefik Dursun, Elif Taşkıran’ın 2002-2013-2015 yıllarında CTF Tıp Tarihi Müzesi’ne Yaptığı Bağışlar ve Teşekkür Mektupları (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 271 EK46 İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Temel Tıp Bilimleri Tıbbi Mikrobiyoloji, Tıbbi Biyoloji, Kadın Hastalıkları ve Doğum, Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı’ndan ikinci etapta alınan bağışın tutanak belgesi (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 272 EK47 Tarihi binanın 2002 yılında müzeye dönüştürülmesi için hazırlanan röleve, restitüsyon ve restorasyon projesinden örnek sayfalar (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 273 EK48 İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi Yönergesi (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 274 EK49 İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi Yönergesi (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 275 EK50 İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi’nin T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Tarafından 2008 Yılı Denetim Raporu (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 276 EK51 İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi’nin T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Tarafından 2009 Yılı Denetim Raporu (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 277 EK52 İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi’nin T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Tarafından 2011 Yılı Denetim Raporu (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 278 EK53 İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi’nin T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Tarafından 2012 Yılı Denetim Raporu (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 279 EK54 İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi’nin T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Tarafından 2015 Yılı Denetim Raporu (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 280 EK55 İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi’nin T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Tarafından 2017 Yılı Denetim Raporu (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 281 EK56 İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi’nin T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Tarafından 2018 Yılı Denetim Raporu (CTF Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonu). 282 EK57 38. Uluslararası Tıp Tarihi Kongresi kapsamında Prof. Dr. Nil Sarı tarafından yayınlanan “Minyatürlerle Türk Tıp Tarihi Sergisi” ve yine aynı kongre kapsamında Prof. Dr. Nil Sarı tarafından yayınlanan “Yazma Eserlerden Tıbbi Bitki Hayvan ve Madenler Sergisi Materia Medica” adlı kitapların kapak fotoğrafları. 283 EK58 Ctf Tıp Tarihi Müzesi’nin paketlenen eserlerin depolandığı mekândan görünümler. 284 EK59 Ctf Tıp Tarihi Müzesi Koleksiyonunda bulunan Dr. Cemil Topuzlu Paşa’ya ait tablonun konservasyon bilgileri 285 EK60 Ctf Tıp Tarihi Müzesi’ne 1983-1985 yılları arasında yapılan bağışların listesi 286 EK61 Bulgular kısmında kullanılan bazı tıbbi terimlerin açıklaması S1 – Ben Mari: Buharlı eritme ve ısıtma için kullanılan bir araçtır. S2 – Berat: Osmanlı Dönemi’nde hekimlerin görev tayini; ödül ve terfisi, bunun yanında başarılı ve faydalı olan kişilere verilen ödül ile terfilerin yazılı olduğu resmî belge (TDV İslâm Ansiklopedisi/berat-belge, 1992). S3 – Biyokimya: Canlı organizmalarda, özellikle insan vücudunda seyreden kimyasal olayları konu alan bir bilim dalıdır (Kocatürk, 1999). S4 – Farmakoloji: Çeşitli ilaçların hazırlanış şekilleri, özellikleri ve etkilerini konu alan bir bilim dalıdır (Kocatürk, 1999). S5 – Fizyoloji: Canlı organizmanın çalışmasını dolayısıyla organ ve sistemlerin görevlerini inceleyen bir bilim dalıdır (Kocatürk, 1999). S6 – Kimograf: Organlardaki dalgalanma hareketlerini kaydeden cihaz (https://www.tipterimlerisozlugu.com/kymograph.html / erişim tarihi: 29.07.2020). S7 – Mikrobiyoloji: Mikropları ve oluşturdukları hastalıkları incelemektedir (Kocatürk, 1999). S8 – Trase: Kimografın dalgalanma hareketlerinin isli kâğıda ya da kartona çizilmesiyle oluşan iz ya da yoldur (https://tip-sozlugu.nedir.org/#t / erişim tarihi: 29.07.2020). S9 – Patoloji: Hastalıklara yol açan nedenleri, bunların doku ve organları etkileme biçimlerini, hastalıklı doku ve organların özellikle morfolojik özelliklerini inceler (Patoloji Dernekleri Federasyonu, 2004). Anatomi ve fizyolojide öğrenilen bilgilere, hastalıklı organların çıplak gözle ya da mikroskop altındaki anormal görünüşlerini ekleyerek hastalıkların daha kolay anlaşılmasını sağlar (Patoloj Dernekleri Federasyonu, 2004). S10 – Pirojensiz Su (injeksiyonluk su): Vücut ısısını yükselten biyokimyasal maddelerin olmadığı su (https://bilimgenc.tubitak.gov.tr/makale/hasta-oldugumuzda- neden-atesimiz-yukselir /erişim tarihi: 29.07.2020). S11 – Pnömotoraks: Akciğerde yırtılma meydana gelmesi sonucunda göğüs boşluğunda oluşan hava birikmesi anlamına gelmektedir (https://www.florence.com.tr/pnomotoraks/ erişim tarihi: 29.07.2020). S12 – Santrifüj: Santrifüj cihazı, dönme hareketiyle oluşan merkezkaç kuvvetinden yararlanılarak örnek içindeki parçacıkları şekil, büyüklük ve yoğunluklarına göre ayrıştırmaktadır (Türk Biyokimya Derneği, 1975). Sıvı içindeki tanecikler merkezkaç kuvvetiyle santrifüj sayesinde dibe çökmektedir (Kocatürk, 1999). On dokuzuncu yüzyılda bulaşıcı hastalıkların etkeni olan mikroorganizmaların 287 keşfedilmesiyle birlikte mikroplarla mücadeleye başlanmış ve bu amaçla çeşitli yöntemler geliştirmiştir. On dokuzuncu yüzyılın son çeyreğinden itibaren etüv ve otoklav adı verilen cihazlar geliştirilmiştir. Basınçlı buhar sistemiyle çalışan otoklavlar tıbbi malzeme ve araç-gereçlerin mikroplardan arındırılmasında kullanılmıştır. Kuru sıcak hava ile çalışan etüvler fırını andırmaktadır. İç kısımlarında ızgaraları bulunan etüvler de tıbbi aletlerin mikroplardan arındırılmasında kullanılmaktadır. 288 9. TEŞEKKÜR İnsan hayatı boyunca birçok kez dönüm noktası yaşamasına rağmen bu noktaların sadece birkaçının farkına varabilmektedir. Ben dönüm noktalarım arasında sanırım en önemlisinin farkına varabildiğim için çok şanslı hissediyorum kendimi. Yıllardır yaşamın her alanında fedakârca yanımda olan, varlığıyla güç veren ve bana her zaman destek olan sayın hocam Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi Kurucu Başkanı, Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nil Sarı’ya minnettarım. Bu çalışma kendisinin öneri ve izniyle gerçekleşmiştir. Bunun için ayrıca teşekkür ederim. Yüksek lisans eğitim süresi boyunca anlayışı, sabrı ve çözümvari yaklaşımıyla her daim yanımda olarak desteğini esirgemeyen ve bütün sorularıma sabırla yanıt vererek beni bu süreçte yalnız bırakmayan tez danışmanı hocam sayın Dr. Öğr. Üyesi Sezer (Erer) Kafa’ya çok teşekkür ederim. Desteklerini her daim hissettiğim Bursa Uludağ Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı Kurucu Başkanı, Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ayşegül Demirhan Erdemir ile Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. M. Murat Civaner ve öğretim üyesi Doç. Dr. Elif Atıcı’ya teşekkür borçluyum. Tez sürecimde yardımını ve evrakların taranması ile arşivlenmesi konusunda destek olan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi sekreteri Nevin Hayatsever’e teşekkür ediyorum. Son teşekkürüm ise her daim bana güvenen ve onlar için gurur verici işler yaptığıma gönülden inanarak bana destek olan ailem içindir. Burcu Özdemir 2020 289 10. ÖZGEÇMİŞ Burcu Özdemir, 14.07.1988’de Kadıköy’de doğmuştur. İlköğretimi Küçükyalı Merkez İlköğretim Okulu’nda, Ortaöğretimimi Küçükyalı Rezan Has Lisesi’nde bitirmiştir. 2006 yılında Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü’nü kazanmıştır. 2010 yılında “Demir Çağı’nda Nairi Konfederasyonu” konulu teziyle Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü’nden mezun olmuştur. Diyarbakır ili, Bismil ilçesinde yer alan Hakemi Use kazısında çalışmıştır. 2010 yılında Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Arkeoloji Anabilim Dalı’nda yüksek lisans öğrenimine başlamıştır. 2019 yılında Kütahya Dumlupınar Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Arkeoloji Anabilim Dalı yüksek lisansını “Halûk Perk Müzesi’nden bir Grup Damga Mühür” teziyle tamamlamıştır. Kütahya Seyitömer Höyük Kazısı’nda arkeolog olarak görev almıştır. 2013-2017 yılları arasında Halûk Perk Müzesi’nde yönetici ve arkeolog olarak görev yapmıştır. 2017 yılında Bursa Uludağ Üniversitesi Sağlık Bilimler Enstitüsü Tıp-Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı’nda ikinci yüksek lisansına başlamıştır. 2017 yılı itibariyle Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi’nde uzman müze araştırmacısı olarak görev yapmaktadır. Bilimsel Yayınları: 1. Halûk Perk-Burcu Özdemir 2014. Halûk Perk Sağlık Müzesi’nden Örneklerle Anadolu Ecza Havanlarının Tarihsel Gelişimi. XI. Eczacılık Tarihi Kongresi Bildirileri, Kayseri. 2. Halûk Perk-Burcu Özdemir 2016. Halûk Perk Müzesi’ndeki Veteriner Hekimliği Diplomaları. 22. Yeni Tıp Tarihi Araştırmaları, İstanbul. 3. Halûk Perk-Burcu Özdemir 2016. Halûk Perk Müzesi Koleksiyonundaki Şifalı Su Kapları. Tarihte Sağlık ve Su Kültürü, İstanbul. 4. Halûk Perk-Burcu Özdemir 2017. Halûk Perk Müzesi’ndeki Antik Çağ’dan Günümüze Biberon Koleksiyonu. II. Sağlık Tarihi ve Müzeciliği Sempozyum Bildirileri, İstanbul. 5. Murat Dinçer Çekin-Halûk Perk-Burcu Özdemir 2017. Hilal-i Ahdar’dan Yeşilay’a: Bağımlılıklarla Mücadele Sergisi Hakkında. II. Sağlık Tarihi ve Müzeciliği Sempozyum Bildirileri, İstanbul. 6. Halûk Perk-Burcu Özdemir 2018. Halûk Perk Müzesi’ndeki Antik Çağ’dan Günümüze Hacamat Koleksiyonu. III. Sağlık Tarihi ve Müzeciliği Sempozyum Bildirileri, İstanbul. 7. Nil Sarı-Burcu Özdemir 2020. Mekteb-i Tıbbiye Müzelerinden İÜ-CTF Tıp Tarihi Müzesine. Afyon ve İstanbul Uluslararası Türk-İslam Tıp Tarihi ve Etiği Kongreleri (2018-2019) Bildiri Kitabı (Afyon and Istanbul International Turkish-Islamic Medical History and Ethics Congresses) (ed. Berrin Okka, Ayşegül Demirhan Erdemir, Öztan Usmanbaş), Selçuk Üniversitesi Basımevi, Konya. 8. Burcu Özdemir-Müge Savrum Kortanoğlu 2020. Halûk Perk Müzesi’nden Bir Grup Mührün Değerlendirilmesi. Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 11 (20), 173-203. 290 Bilimsel Dernek ve Kurumlarda Üyelikleri: 1. Sağlık Tarihi ve Müzeciliği Derneği Yönetim Kurulu Üyesi 2. Tıp Etiği, Tıp Hukuku ve Tıp Tarihi Derneği Üyesi 3. Türk Tıp Tarihi Kurumu Üyesi 291 292