T. C. ULUDAĞ ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ ĠSLAM TARĠHĠ ve SANATLARI ANABĠLĠM DALI TÜRK ĠSLAM EDEBĠYATI BĠLĠM DALI YUNANĠSTANLI DĠVAN ġAĠRLERĠ: BĠYOGRAFĠK ĠNCELEME (YÜKSEK LĠSANS TEZĠ) Amet MOLLA MEMET BURSA 2016 T. C. ULUDAĞ ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ ĠSLAM TARĠHĠ ve SANATLARI ANABĠLĠM DALI TÜRK ĠSLAM EDEBĠYATI BĠLĠM DALI YUNANĠSTANLI DĠVAN ġAĠRLERĠ: BĠYOGRAFĠK ĠNCELEME (YÜKSEK LĠSANS TEZĠ) Amet MOLLA MEMET DanıĢman: Prof.Dr. Bilal KEMĠKLĠ BURSA 2016 ÖZET Yazar Adı ve Soyadı: Amet MOLLA MEMET Üniversite: Uludağ Üniversitesi Enstitü: Sosyal Bilimler Enstitüsü Anabilim Dalı: Ġslam Tarihi ve Sanatları Bilim Dalı: Türk Ġslam Edebiyatı Tezin Niteliği: Yüksek Lisans Sayfa Sayısı: XII + 155 Mezuniyet Tarihi: … / … / 20… Tez DanıĢman(lar)ı: Prof. Dr. Bilal KEMĠKLĠ YUNANĠSTANLI DĠVAN ġAĠRLERĠ: BĠYOGRAFĠK ĠNCELEME Klasik Türk Edebiyatının geliĢmesinde Rumelili Ģairlerin katkıları büyüktür. Günümüzde pek çok ülkeyi kapsayan Rumeli coğrafyası, Yunanistan‟ı da içine almaktadır. BeĢ asır Osmanlı hâkimiyetinde kalan ve önemli kültür merkezi konumunda Ģehirlere sahip olan bölgeden yüzü aĢkın divan Ģairi yetiĢmiĢtir. Bu tezde, XV. ve XIX. yüzyıllar arasında yaĢamıĢ, tezkirelerde ve diğer biyografik kaynaklarda bulunan Ģairlerin hayatları kısaca ele alınmıĢtır. ġairler yaĢadıkları yüzyıllar içerisinde değerlendirilerek dönemsel ayrıma gidilmiĢ; biyografileri ve telif ettikleri eserler tespit edilmeye çalıĢılmıĢtır. Ayrıca tevellüdü baĢka yer olup bilvesile bölgeye gelen ve orada medfun olan Ģairler de gösterilmiĢtir. Anahtar Sözcükler: Yunanistan, divan Ģairi, biyografi, inceleme. iii ABSTRACT Name and Surname: Amet MOLLA MEMET University: Uludağ University Institution: Social Science Institution Field: History of Islam and Islamic Arts Branch: Turkish Islamic Literature Degree Awarded: Master Page Number: XII + 155 Degree Date: … / … / 20… Supervisor (s): Prof. Dr. Bilal KEMĠKLĠ GREEK DIVAN POETS: BIOGRAPHICAL EXAMINATION It is obvious that the poets coming from Rumeli contribute to the Classical Turkish Literature. In this time, the region of Rumeli has so many countries including Greece. This region was governed by Ottoman Empire for five centuries. In this region there are so many cities known as cultural centers and there was a more than a hundred poets grew up. This thesis examines the lives of these poets who lived between 15th -19 th centuries. For this purpose it was used tezkires and biographies. These biographies and works were evaluated according the centuries in which the poets lived. There are also some poets who were born in different region but came to Rumeli region with different reasons, lived and buried here. This thesis also provides with some information about these poets. Key Words: Greece, divan poet, biography, examination. iv ÖNSÖZ Kültür tarihimizin sonraki nesillere aktarılmasında biyografik eserler mühim bir yere sahiptir. Bunlar ihtiva ettiği konulara göre, bazen tabakât, bazen menâkıbnâme, bazen de tezkire gibi isimler alarak, çağımıza ıĢık tutan Ģair, âlim, arif ve sanatkârlarımızla bizleri buluĢturup, tanıĢtırmıĢtır. Ġlk Ģairler tezkiresi XV. yüzyılda Ali ġir Nevâî tarafından kaleme alınmıĢ olup, XX. yüzyılda son tezkire olarak kabul edilen Fatin Davut‟un “Hâtimetü‟l-EĢ‟âr” isimli eserine kadar 30 civarında tezkire yazılmıĢtır. Ekserisinin yazarı yaĢadığı döneme kadar Memâlik-i Osmâniye‟de zuhur eden Ģuarayı cem etmiĢ olmasına rağmen, bir kısmı belli tarikata müntesip olanları ve bir kısmı da belli Ģehirlerden neĢ‟et etmiĢ olanları barındırmaktadır. Ayrıca “Osmanlı Müellifleri”, “Sicill-i Osmânî” ve “ġakâik-i Nu‟mâniye ve Zeyilleri” gibi eserler de devlet adamları, ulema ve mutasavvıfları kaydetmesinin yanında Ģairlere de ayrı bölümlerde yer vermiĢlerdir. Zikrolunan âsâr içerisinde Rumeli kökenli Ģairler önemli bir yer tutmaktadır. Hazırladığımız bu tezimizde ise, Osmanlı Devleti‟nin Batı‟ya açılan kapısı olan günümüz Yunanistan sınırları içerisinde doğan ve baĢka yerde doğmasına rağmen bilvesile bölgeyi yurt edinen ve burada medfun olan Ģairlerin tespitine gayret edilmiĢtir. Ayrıca telif ettikleri eserler belirtilmiĢ; yüksek lisans, doktora tezi veya kitap olarak hazırlanmıĢ olanlar, “kim tarafından, nerede ve hangi tarihte” olduğu gösterilip, üzerinde her hangi bir çalıĢılma yapılmayanların ise, yazma yahut matbu olarak hangi kütüphanede bulunduğuna iĢaret edilmiĢtir. ġimdiye kadar bu çapta bir inceleme yapılmıĢ değildir. Var olanlar makale düzeyinde olup, dönemsel, bölgesel yahut belli bir kitleyi ele alır vaziyettedir (Kaynaklardaki makalelere bakınız). Kadim medeniyetimizin ses bayrakları olan Ģairler ve içinden çıktıkları kültür merkezleri araĢtırılıp tanındıkça nice güzel çalıĢmaların meydana geleceği muhakkaktır. “Yunanistanlı Divan ġairleri: Biyografik Ġnceleme” isimli tezimizin tespitinde, geliĢmesinde ve nihayetlenmesinde mühim katkıları olan danıĢman hocam sayın Prof. Dr. Bilal KEMĠKLĠ Bey‟e en kalbî Ģükranlarımı sunarım. Lisans ve yüksek lisans tahsilimde maddî imkân sağlayan Türkiye Cumhuriyeti Devleti‟nin muhtelif v kurumlarına da teĢekkürü bir borç bilirim. Hususen fikirleri ve moral katkılarını sunan cümle ahbâb u yârânıma, tezimizi okuma zahmetinde bulunan Uludağ Üniversitesi Ġlahiyat Fakültesi AraĢtırma Görevlilerinden sayın Olcay Kocatürk‟e, feyizyâb olduğum Bursa‟nın gönül erlerine ve bu yaĢıma kadar her zaman arkamda duran, madden ve mânen hiçbir zaman desteklerini esirgemeyen aileme gönülden muhabbet ve Ģükranlarımı arz ederim. Gayret bizden muvaffakiyet Hz. Hak‟tandır. Amet MOLLA MEMET Bursa 2015 vi ĠÇĠNDEKĠLER Sayfa No. TEZ ONAY SAYFASI ........................................................................................... ĠĠ ÖZET ..................................................................................................................... ĠĠĠ ABSTRACT ........................................................................................................... ĠV ÖNSÖZ .................................................................................................................... V ĠÇĠNDEKĠLER .................................................................................................... VĠĠ KISALTMALAR.................................................................................................. XĠĠ GĠRĠġ ....................................................................................................................... 1 BĠRĠNCĠ BÖLÜM GÜNÜMÜZ YUNANĠSTAN SINIRLARI ĠÇĠNDE DOĞAN DĠVAN ġAĠRLERĠ 1.YÜZYILLARA GÖRE GÜNÜMÜZ YUNANĠSTAN SINIRLARI ĠÇERĠSĠNDE DOĞAN DĠVAN ġAĠRLERĠ: ................................................................................. 4 1.1. XV. Yüzyıl:....................................................................................................... 4 HASAN .......................................................................................................... 4 KANDÎ ........................................................................................................... 6 NĠYÂZÎ .......................................................................................................... 6 1.2. XVI. Yüzyıl: ...................................................................................................... 7 ÂGEHÎ ........................................................................................................... 7 BAHÂRÎ ........................................................................................................ 9 BAHTÎ ......................................................................................................... 10 BÂLÎ ............................................................................................................ 10 CĠVÂNÎ ........................................................................................................ 11 CEVHERÎ .................................................................................................... 12 GARÂMÎ ..................................................................................................... 13 GARÎBÎ ........................................................................................................ 13 GÜNÂHÎ ...................................................................................................... 15 HÂFIZ .......................................................................................................... 16 HAYÂLÎ ...................................................................................................... 16 HAYRETÎ .................................................................................................... 18 HĠLMÎ .......................................................................................................... 19 HÜSEYNÎ .................................................................................................... 19 ĠLÂHÎ ........................................................................................................... 21 vii KEBÎRÎ ........................................................................................................ 21 LAYĠHÎ ........................................................................................................ 23 MAKÂMÎ ..................................................................................................... 24 MÂNEVÎ ...................................................................................................... 25 MUHÎTÎ ....................................................................................................... 25 NECÂHÎ....................................................................................................... 27 NĠSÂRÎ ........................................................................................................ 27 NĠYÂZÎ ........................................................................................................ 28 RÂZÎ ............................................................................................................ 29 SÂ‟ĠLÎ .......................................................................................................... 30 SELMÂN ..................................................................................................... 31 SELMÂN ..................................................................................................... 32 SIRRÎ ........................................................................................................... 32 SUN‟Î ........................................................................................................... 33 SÜHÂYÎ....................................................................................................... 33 ġÂNÎ ............................................................................................................ 34 TÂBÎ ............................................................................................................ 35 USÛLÎ .......................................................................................................... 35 VASFÎ .......................................................................................................... 37 VASFÎ .......................................................................................................... 37 VÂSÎ ............................................................................................................ 38 VEDÂYÎ ...................................................................................................... 38 YUSUF-I SÎNEÇÂK .................................................................................... 39 ZEYNÎ.......................................................................................................... 40 ZÎNETÎ ......................................................................................................... 41 1.3.XVII. Yüzyıl: ................................................................................................... 42 ADNÎ ........................................................................................................... 42 AHMED ....................................................................................................... 43 ÂLÎ ............................................................................................................... 43 ÂRĠFÎ ........................................................................................................... 44 BEYÂZÎ ....................................................................................................... 45 DERÛNÎ....................................................................................................... 45 DÜRRÎ ......................................................................................................... 46 ES‟AD .......................................................................................................... 46 HASAN ÇELEBĠ ......................................................................................... 47 HATMÎ ........................................................................................................ 48 MUÎN ........................................................................................................... 49 NAZÎF .......................................................................................................... 50 NECÎB.......................................................................................................... 51 NĠZÂMÎ ....................................................................................................... 51 RAGÎB ......................................................................................................... 51 RAHMETÎ.................................................................................................... 52 RÂZÎ ............................................................................................................ 53 viii SÂFÎ ............................................................................................................. 54 SÂFÎ ............................................................................................................. 55 TABÎ ............................................................................................................ 55 VELÎ ............................................................................................................ 56 YÜMNÎ ........................................................................................................ 56 1.4.XVIII. Yüzyıl: .................................................................................................. 57 AHMED ....................................................................................................... 57 AHMEDPAġA ............................................................................................. 58 BELĠĞ .......................................................................................................... 59 CEZBÎ .......................................................................................................... 60 EMÎN ........................................................................................................... 61 ES‟AD .......................................................................................................... 62 MUHLĠS ...................................................................................................... 64 NÂKĠD ......................................................................................................... 65 NÂġĠD ......................................................................................................... 66 RÂMĠZ ......................................................................................................... 67 RÂTĠB.......................................................................................................... 68 RESMÎ ......................................................................................................... 69 RESMÎ ......................................................................................................... 71 RÜġDÎ.......................................................................................................... 73 SEMÂHAT .................................................................................................. 74 SEZÂÎ .......................................................................................................... 75 ġEYHÎ .......................................................................................................... 76 VECDÎ ......................................................................................................... 77 ZÜHDÎ ......................................................................................................... 78 1.5.XIX. Yüzyıl: ..................................................................................................... 78 AVNÎ ........................................................................................................... 78 BEHCET ...................................................................................................... 80 FÂĠK ............................................................................................................ 81 FATĠN .......................................................................................................... 82 FEHMÎ ......................................................................................................... 84 HAKKI ĠBRAHĠM (Yek-çeĢm) .................................................................... 85 HUSREV ...................................................................................................... 86 ĠZZET .......................................................................................................... 87 ĠZZET .......................................................................................................... 88 ĠZZET EFENDĠ ............................................................................................ 89 KÂZIM HÜSEYĠN ....................................................................................... 91 KEMÂLEDDĠN ........................................................................................... 92 LÜTFÎ .......................................................................................................... 93 MÂHĠR ........................................................................................................ 94 MEġHÛRÎ .................................................................................................... 95 MUHLĠS ...................................................................................................... 97 NÂMIK ........................................................................................................ 98 ix NECÎB.......................................................................................................... 99 NEVRES .....................................................................................................100 RAHMÎ .......................................................................................................102 RÂTĠB.........................................................................................................104 SABRÎ .........................................................................................................105 SÂMÎ ..........................................................................................................106 SÂMÎ ..........................................................................................................107 ġÂKĠR.........................................................................................................109 ĠKĠNCĠ BÖLÜM YUNANĠSTAN'DA MEDFUN DĠVAN ġAĠRLERĠ 1.YÜZYILLARA GÖRE YUNANĠSTAN‟DA MEDFUN DĠVAN ġAĠRLERĠ: .112 1.1.XV.Yüzyıl: ......................................................................................................113 ĠLÂHÎ ..........................................................................................................113 1.2.XVI. Yüzyıl: ....................................................................................................115 ÂHÎ .............................................................................................................115 ARġÎ ...........................................................................................................117 HÂVERÎ......................................................................................................118 HAZÂNÎ .....................................................................................................119 HIFZÎ ..........................................................................................................120 SÂFÎ ............................................................................................................121 VAHYÎ ........................................................................................................122 VEZNÎ.........................................................................................................123 1.3.XVII. Yüzyıl: ..................................................................................................124 ABDÎ ...........................................................................................................124 AġKÎ ...........................................................................................................125 AZÎZÎ ..........................................................................................................125 FAHRÎ.........................................................................................................126 NĠYÂZÎ .......................................................................................................126 VECDÎ ........................................................................................................129 ZÂKĠRÎ .......................................................................................................130 1.4.XVIII. Yüzyıl: .................................................................................................130 ÂNÎ .............................................................................................................130 ÇÂRESĠZ ....................................................................................................131 FÂHĠR.........................................................................................................132 HASÎB.........................................................................................................133 HÂTEM ......................................................................................................133 KÂMĠL .......................................................................................................135 RÂMÎ ..........................................................................................................136 x ZARÎF .........................................................................................................137 SONUÇ ................................................................................................................. 139 EKLER ................................................................................................................. 140 KAYNAKLAR ..................................................................................................... 145 ÖZGEÇMĠġ ......................................................................................................... 155 xi KISALTMALAR Kısaltma Bibliyografik Bilgi age Adı Geçen Eser agm Adı Geçen Makale agmd Adı Geçen Madde agt Adı Geçen Tez ArĢ. ArĢiv bkz. Bakınız Bl. Bölüm C. Cilt DĠA Türkiye Diyanet Vakfı Ġslam Ansiklopedisi Ens. Enstitü h. Hicrî Ef. Efendi Haz. Hazırlayan Ktp. Kütüphane m. Miladî md. Madde Nu. Numara s. Sayfa ss. Sayfadan sayfaya TDEA Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi Üni. Üniversite v.dğr. Ve Diğerleri Yay. Yayınları xii GĠRĠġ Klasik Türk edebiyatında Rumelili Ģairler Ģüphesiz mühim bir yere sahiptir. Bu çalıĢmada Rumeli coğrafyasında yer alan ve beĢ asır Osmanlı idaresinde kalan Yunanistan sınırları içerisinde doğmuĢ ve bilvesile bölgeye gelip orada medfun Ģairler, vefat ettikleri tarih esas alınarak, kronolojik olarak taksim edilip biyografileri incelenmiĢtir. Yunanistan sahasında bu geniĢlikte bir çalıĢma ilk olma özelliğini taĢımaktadır. Günümüze kadar ortaya konulanlar makale düzeyinde olup; bölgesel, dönemsel ve belli bir zümreye ait Ģuarayı kapsayıcı mahiyettedir. Yüksek lisans ve doktora düzeyindeki tahkikler ise, Ģahıs ve eseri üzerinedir. Bu tezde, mevcut araĢtırmaların aksine Ģairler yüzyıllar içerisinde gösterilmiĢ, biyografik kaynaklardan alınan bilgiler terkip edilerek, birbirini tekrar eden değil, en doğru olan ortaya konulmaya çalıĢılmıĢtır. Kimi kaynaklarda verilen hatalı bilgilerin tashihi de yapılmıĢtır. Varlığından bahsedilen lakin durumuna değinilmeyen eserler hakkında da malumat verilmiĢtir. Ġncelemede kılavuz olarak alınan kitap, komisyonun hazırladığı “Tezkirelere Göre Divan Edebiyatı Ġsimler Sözlüğü”dür. Buradan hareketle tüm tezkireler taranarak konumuz dâhiline giren Ģairler fiĢlenmiĢtir. Ayrıca “Osmanlı Müellifleri”, “Sefîne-i Evliya”, “Sicill-i Osmânî” ve “ġakâik-i Nu‟mâniye ve Zeyilleri” de gözden geçirilerek bilgi düzeyinin sağlamlığı sağlanmıĢtır. Ġlgili makale, kitap ve tezlere de baĢvurulmuĢtur. Birçok tezkirenin temininde Kültür Bakanlığı‟nın e-yayınlarından, tezlerin temininde YÖK tezler veri tabanından istifade edilmiĢ, yazma eserlerin tespitinde de “yazmalar.gov.tr” adresinden ve ĠSAM yazmalar veri tabanından taramalar yapılmıĢtır. ÇalıĢmaya alınan Ģairlerin bir kısmı da tezkirelerde bulunmamaktadır. Yukarıda ismi geçen eserlerin incelenmesiyle ulaĢılan isimler, çalıĢmaya ayrı bir hususiyet kazandırmaktadır. Pek tabiidir ki, kaynaklarda her Ģair hakkında aynı derecede bilgi mevcut değildir. Bu sebeple kimilerine dair birkaç cümle ile yetinilmiĢtir. Klasik tezkire üslûbunda Ģairin mahlası baĢlık olarak kullanılıp; hayatını içeren kısımlar ise, sırasıyla: doğduğu Ģehir (parantez içinde bugünkü Yunanca ismi ile), ismi, babası, varsa lakabı, ders gördüğü hocaları, müntesip olduğu tarikat, bulunduğu görev, seyahatleri, vefat ettiği yer, edebî Ģahsiyeti, eserleri 1 kaydedilmiĢ, son olarak da Ģiirinden örnek verilerek düzenlenmiĢtir. Sözü edilen eserler ilmî bir çalıĢmaya konu olmuĢ ise dipnotlarda “kim tarafından, nerede ve hangi tarihte” yapıldığı belirtilmiĢtir. Ayrıca araĢtırılmayanların da “hangi kütüphane, bölüm ve numarada” bulunduğuna iĢaret edilmiĢtir. Ġki bölümden oluĢan tezin birinci kısmında, Yunanistan sınırları içerisinde doğan Ģairler incelenmiĢtir. Ġlk olarak tablo hâlinde hangi Ģehirden kaç Ģairin yetiĢtiği gösterilmiĢ, ardından ölüm tarihleri esas alınarak yüzyıllara bölünmüĢ alt baĢlıklarda Ģairlerin Ģiirleriyle beraber biyografileri yazılmıĢtır. Ġkinci bölümde ise Yunanistan sınırlarında doğmayan lakin görev, sürgün vs. gibi muhtelif sebeplerle bölgeye gelenler ele alınmıĢtır. Yine tablo hâlinde hangi Ģehirden hangi Ģehire kaç Ģairin geldiği gösterilip, yüzyıllar hâlindeki bölümlerde, Ģiirleriyle beraber biyografileri sunulmuĢtur. Ekler kısmında oluĢturulan tablolarda ise öz bilgiler net olarak bir araya getirilmiĢtir. Edebiyat ve kültür coğrafyamıza, Rumeli‟ye dair tespitler içeren bu tez, Yunanistan sahasında çalıĢacaklara da büyük kolaylıklar sağlayacaktır. 2 BĠRĠNCĠ BÖLÜM GÜNÜMÜZ YUNANĠSTAN SINIRLARI ĠÇĠNDE DOĞAN DĠVAN ġAĠRLERĠ 3 BĠRĠNCĠ BÖLÜM GÜNÜMÜZ YUNANĠSTAN SINIRLARI ĠÇĠNDE DOĞAN DĠVAN ġAĠRLERĠ 1. YÜZYILLARA GÖRE GÜNÜMÜZ YUNANĠSTAN SINIRLARI ĠÇERĠSĠNDE DOĞAN DĠVAN ġAĠRLERĠ: Ġlk defa XIV. yüzyılda Rumeli topraklarına giren ve beĢ asır günümüz Yunanistan sınırlarını hâkimiyetinde tutan Osmanlı Devleti, bölgenin TürkleĢme ve ĠslamlaĢmasının yanında sosyo-kültürel yapısının geliĢmesine de vesile olmuĢtur. Fethettiği toprakları coğrafî geniĢlik olarak değil de bir vatan parçası olarak gören Osmanlı; iskân politikaları ile muhtelif alanlarda pek çok mühim Ģahsiyetin yetiĢeceği muhitlerin oluĢmasına zemin hazırlamıĢtır. Abdalan-ı Rum veya Gaziyan-ı Rum olarak isimlendirilen asker derviĢler sayesinde muharebe meydanlarında muzafferiyet sağlanırken gönüllerin fethi de gerçekleĢmiĢtir. Evrenoszâde Ahmet Bey‟in daveti sonucu Yenice Vardar‟a gelen Kütahyalı Abdullah Ġlâhî ile bölgede hissedilir varlık gösteren tasavvuf düĢüncesi, muhataplarını içine aldığı mistik iklim ile edebî Ģahsiyetlerin ortaya çıkmasında büyük rol oynamıĢtır. Zaman içerisinde Devlet‟in büyüyüp güçlenmesinden XIX. yüzyıl sonuna kadar, günümüz Yunanistan sınırları içerisinde kalan 29 farklı Ģehirden 109 Ģair yetiĢmiĢtir. Bu Ģairlerin 34 tanesi divan sahibidir. Ayrıca muhtelif alanlarda 30 farklı eser meydana getirmiĢlerdir. AĢağıdaki tabloda hangi Ģehirden kaç Ģair yetiĢtirği gösterilmiĢtir: Tablo 1. Anabolu 3 Golos 1 Aydonat 1 Gördüs 4 Dimetoka 1 Gümülcine 1 Drama 3 Ġnebahtı 1 Eğriboz 4 Ġzdin 1 Florina 1 Kandiye 2 4 Karaferye 6 Selanik 13 Kavala 1 Semadirek 1 Kesriye 2 Serez 17 Meysûri 1 Tırhala 4 Midilli 2 Tripoliçe 2 Mora 4 Yanya 1 Resmo 3 Yenice Vardar 16 Rodos 2 YeniĢehir Feneri 9 Sakız 2 TOPLAM 109 BeĢ asırlık sürede en çok Ģair, 40 tane olmak üzere XVI. yüzyılda yetiĢmiĢtir. Yine bu dönemde 9 divan ve 9 muhtelif eser telif edilmiĢtir. Bu devri çokluğa göre sırasıyla: XIX. yüzyıl 25 Ģair, 10 divan, 1 divançe ve 16 muhtelif eser; XVII. yüzyıl 22 Ģair ve 6 divan; XVIII. yüzyıl 19 Ģair, 8 divan ve 5 muhtelif eser; XV. yüzyıl 3 Ģair ve 1 divan ile takip etmektedir. ÇalıĢmanın devam eden kısmında bu Ģairler ve eserleri tanıtılmıĢtır. 1.1. XV. Yüzyıl: HASAN (ö. XV. yy.) 1 Karaferye (Veria)‟de doğmuĢtur. Ġsmini mahlas olarak kullanan Ģair, kaynaklarda Baba Hasan ve Hasan-ı Rumî olarak da anılır. DerviĢ mizaçlı biri olan Hasan‟a, tahsiline devam ettiği sırada tasavvufî neĢve galip gelip abdallar zümresine dâhil olmuĢtur. II. Bâyezid devri (1481-1512) ortalarında derviĢler arasında bulunduğu esnada bilinmeyen bir kiĢi tarafından öldürülmüĢtür. 2 Bir esere sahip olup olmadığı bilinmeyen Hasan‟ın Ģiir tarzı beğenilmiĢtir. 1 Bıçakçı, Ġsmail, Yunanistan‟da Türk Mimari Eserleri, ĠSAR Yay. Ġstanbul 2003, s. 214; Sezen, Tahir, Osmanlı Yer Adları, BaĢbakanlık Devlet ArĢivleri Genel Müdürlüğü Yay. Ankara 2006, s. 277; Tuğlacı, Pars, Osmanlı ġehirleri, Milliyet Yay. Ġstanbul 1985, s. 361. 2 Edirneli Nazmî, Mecma‟u‟n-Nezâ‟ir, Haz. M. Fatih Köksal, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yay. E- Kitap, 2012, s. 2756, http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10721,edirneli-nazmi-mecmaun- ezairpdf.pdf?0(04.04.2014); Ġpekten, Haluk v.dğr.Tezkirelere Göre Divan Edebiyatı Ġsimler Sözlüğü, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yay. Ankara 1988, s. 185; Ġsen, Mustafa, Latîfî Tezkiresi, Akçağ Yay. Ankara 1999, s. 217; Latîfî, Tezkiretü‟Ģ-ġu‟arâ ve Tabsiratü‟n-Nuzamâ, Haz. 4 Mısr-ı hüsnünde ki güm kıldı gönül cân u seri ġâm-ı zülfünde imiĢ aldı lebünden haberi Haber-i firkat-i gülden ki kelâm itdi sabâ Bülbülün lâle-sıfat kana boyandı cigeri Cigeri gamzen okı deldi vü dilden geçüben Cânuma oldı revân tutmadı sînem siperi Siperi pâreleyüp tîrüne cânlar vireyin BaĢa togarsa bu devlet güneĢinün eseri Eseri kılca belürmez belünün çün sanemâ Ne ümîde tolanur iĢbu sa‟âdet kemeri Kemeri himmet ile belüne bagladılar Ki kemer beste kul itdi sana Ģems ü kameri Kameri bedr ü hilâl eyleyen ol Tanrı hakı 3 Hasanun hüsnünedür evvel ü âhir nazarı Rıdvan Canım, AKM Yay. Ankara 2000, s. 227; Nail Tuman, Tuhfe-i Nâilî, Haz. Cemal Kurnaz- Mustafa Tatcı, C. I, Bizim Büro Yay. Ankara 2001, s. 195; Sehi Bey, HeĢt BehiĢt Haz. Mustafa Ġsen, Akçağ Yay. Ankara 1998 s. 171. 3 Edirneli Nazmî, s. 2756. 5 KANDÎ (ö. XV. yy.) 4 Serez (Serres) doğumludur. ġekerci olduğu için bu mahlası kullanmıĢtır. Cem Sultan (1459-1495) Ģairlerindendir. Sultanla birlikte Avrupa‟ya gitmiĢ ve orada vefat 5 etmiĢtir. ġiirleri pek meĢhur olmasada güzeldir. Cem Sultan‟a nazireleri vardır. Kande kandum ey sanem cüllâb-ı la‟lün kandine 6 Kim bana Kandî diyü bühtân idersün her nefes NĠYÂZÎ (ö. XV. yy.) 7 Serez (Serres)‟de doğmuĢtur. Latifî Bursalı olduğunu söyler. Yıldırım Bayezid dönemi Ģairlerindendir. Türkçe ve Farsça pek çok gazeli ve kasidesi ile padiĢaha sunduğu Divan‟ı vardır. Timur ile giriĢilen harp sonrası Divan‟ı 8 kaybolmuĢtur. Ahmet PaĢa, Niyâzî‟nin birçok kasidesine nazire yazmıĢtır. Zülfün gicesinden baĢuma gün toga yârâ Tahkîk ise ger nüktetü‟l-leyletü hublâ Âhû-yı felek çarh pelenginden emîndür Bebr-i alemün sâyesini ideli melcâ 4 Balta, Evaggelia (2009), “Serez”, TDV Ġslam Ansiklopedisi, Türkiye Diyanet Vakfı Yay. C. XXXVI, ss. 556-558; Bıçakçı, age, s. 345; Sezen, age, s. 450; Tuğlacı, age,s. 391. 5 Ġpekten, v.dğr. age, s. 243; Ġsen, age, s. 254; Latifî, s. 449; Sehi Bey, s. 175; Tuman, C. II, s. 821. 6 Latifî, s. 450. 7 Balta, “agmd”, C. XXXVI, ss. 556-558; Bıçakçı, age, s. 345; Sezen, age, s. 450; Tuğlacı, age, s. 391. 8 Çeltik, Halil, Rumeli ġairlerinin ġiir Dünyası, Kurgan Edebiyat Yay. Ankara 2013, s. 103; Ġpekten, v.dğr. age, s. 348; Kınalızâde Hasan Çelebi, Tezkiretü‟Ģ-ġu‟arâ, Haz. Aysun Sungurhan- Eyduran, C. II, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yay. E-Kitap, Ankara 2009, s. 394, http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10739,tsmetinbpdf.pdf?0(13.12.2012); Tuman, C. II, s. 1128. 6 Âhû-yı felek gördi seher Ģîr-i livânı 9 Hûn-ı cigerinden dem-i subh oldı dem illâ 1.2. XVI. Yüzyıl: ÂGEHÎ (ö. h. 985 / m.1577) 10 Vardar Yenicesi (Giannitsa)‟nde doğmuĢtur. Ġsmi Mansur‟dur. Mekke kadılığından emekli, Hoca Kaynı namıyla meĢhur Mehmed Efendi‟den mülâzım olmuĢtur. Müderrislik ve kadılık yapmıĢtır. Kadılıktan azledilmiĢken Ġstanbul‟da vefat etmiĢtir. Hayatının bir döneminde bir gemici dilberine âĢık olmuĢ, bu sebeple gemiciliğe baĢlayıp Kaptan Piyâle PaĢa ile donanmada bulunmuĢtur. Âgehî, denizcilik 11 terimlerinden oluĢan bir kaside (ġütür Kasidesi) de kaleme almıĢtır. Âgehî‟nin baĢlattığı bu ifade tarzı birçok Ģairi tahmis ve nazîre yazmaya teĢvik ederek kısa süreli de olsa bir edebiyat cereyanına vesile olmuĢtur. Tanınan ve beğenilen bir Ģair olmasına rağmen divanı bulunmamaktadır. ġairin Ģiirleri mecmualar kanalıyla günümüze taĢınmıĢtır. ġiirlerinin en bariz özelliği lirik ve rindane söylenmiĢ 12 olmalarıdır. Çekdirüp firkateni bizden ırag oldun sen Bahr-ı firkatde nice fırtınalar çekdüm ben 9 Kınalızâde, C. II, s. 394. 10 Bıçakçı age, s. 411; Kiel, Machiel (2013), “Yenice-i Vardar”, DĠA, C. XLIII, ss. 445-448; Sezen, age, s. 524; Tuğlacı, age, s. 407. 11 PektaĢ, Mehmet; Ünal, Mehmet, “Âgehî‟nin ġütür Kasidesi”, Turkish Studies, Sayı 8/1, Ankara 2013, ss. 2165-2177. 12 Ahdî, GülĢen-i ġu‟arâ, Haz. Süleyman Solmaz, C. II, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yay. E-Kitap, Denizli 2009, s. 98, http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/TR,78461/ahdi---gulsen-i- suara.html(13.12.2012); ÂĢık Çelebi, MeĢâ‟irü‟Ģ-ġuarâ, Haz. Filiz Kılıç C. I, Ġstanbul AraĢtırmaları Enstitüsü Yay. Ġstanbul 2010, s. 351; Beyânî, Tezkiretü‟Ģ-ġu‟arâ, Haz. Aysun Sungurhan Eyduran, C. II, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yay. E-Kitap, Ankara 2008, s. 19, http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/TR,78462/beyani----tezkiretus-suara.html(13.12.2012); Ekinci, Ramazan, “Osmanlı Kültür Merkezlerinden Vardar Yenicesi Ve Tezkirelere Göre Vardar Yeniceli ġairler”,Turkish Studies, Sayı 7/4, Ankara 2012, ss. 1664-1679, http://www.turkishstudies. net/Makaleler/1665066167_EkinciRamazan_S-1663- 1679.pdf(21.08.2015); Ġpekten, vd, age, s. 13; Kınalızâde, C. I, s. 137; Mehmet Süreyya, Sicill-i Osmanî, Haz. Nuri Akbayar, C. I, Tarih Vakfı Yurt Yay. Ġstanbul 1996, s. 144; Tuman, C. I, s. 82. 7 Barbariçen siyeh atlasdan olaldan cânâ Gemici neftilerin âĢık-ı zâr itdün sen Seyr iden yüzüni deryâda iriĢür Hızr‟a Kadre ugrar seni bir kerre kadırgada gören Bahr-ı ıĢk içre yürürsem n‟ola yelken torıda Bir harâmî bakıcı yâre esîr oldum ben Alamargayla yüri yog ise yil yelkende Çünki âĢık olımazsın hele bâri yelten Geldi çatdı dil ü cân zevrakına derd ü belâ Bizi çignetmege bu fülk-i felek dutdı dümen Ġtmek ister isen eger bâg-ı cihânda manca Amel ü zühd kumanyasını vâfir yüklen Orsa varsan çıkamazsın poca gitsen girdâb Nice kullansan atar karaya bu keĢtî-i ten Bahr-ı ıĢk içre olan âĢıka pend ey nâsih Karadan âlet onarmak gibidür gen yakadan Kelimâtum dür-i deryâ-yı hakîkat anlar Bahr-ı ma‟nâda Ģinâverlik iden ehl-i suhen 8 Olsa deryâ kumı mikdârı kayırmaz derdün 13 Sâ‟âti var geçer ey Âgehî sabr it katlan BAHÂRÎ (ö. h.958 / m.1551) 14 Ġsmi Ali‟dir. Latîfî‟ye göre Prizren‟de, diğer kaynaklara göre Tırhala (Trikala)‟da doğmuĢtur. Seydî Çelebi‟den mülâzım olmuĢtur. Edirne ve Karaferye‟de müderrislik yaptıktan sonra Dülbendzâde Kâsım PaĢa gibi ekâbirin çocuklarına hocalık yapmıĢ, ardından kadılık görevine geçerek Edirne‟de vefat etmiĢtir. Önceleri Kemâlî mahlasını kullanan Bahârî, tarih düĢürmede usta bir Ģairdi. Yusuf u Züleyha mesnevisi ve Divan‟ı olduğu kaynaklarda belirtilmesine rağmen 15 nüshası mevcut değildir. Âh kim sırr-ı gamum düĢdi rakîbün diline Korkarum fâĢ ola esrâr-ı nihânum biline Ne kadar bârid ü sengîn-dil ise zâhid-i huĢk ÂĢık-ı sûhtenün döymeye tâb-ı diline Ey Bahârî mey ü mahbûb ola sebze vü âb 16 Kangı kâfir ola meyl eylemeye Rûmiline 13 ÂĢık Çelebi, C. I, s. 434 14 Bıçakçı, age, s. 375; Kiel, Machiel (2012), “Tırhala”, DĠA, C. XLI, ss. 114-116; Sezen, age, s. 488; Tuğlacı, age, s. 398. 15 ÂĢık Çelebi, C. I, s. 434; Beyânî, C. II, s. 33; Ġpekten, v.dğr. age, s. 62; Ġsen, age, s. 127; Kınalızâde, C. I, s. 183; Latîfî, s. 192; Tuman, C. I, s. 108; Sehi Bey, s. 221. 16 Kınalızâde, C. I, s. 183. 9 BAHTÎ (ö. XVI. yy.) Mora‟daki Ġzdin kasabasında doğmuĢtur. Üç dilde Ģiir yazmaya muktedir 17 değerli Ģairlerdendir. Divan‟ı, Münşeat Mecmuası ve Tuhfetü’l-efkâr der-cevâb-ı 18 deryâ-yı ebrâr isimli 150 beyitlik bir manzumesi vardır. Vefat tarihi bilinmeyip 19 manzumesini 989/1581 tarihinde yazdığına iĢaretle bu döneme alınmıĢtır. Ne raht ve baht dâret ne dirahtî 20 Enîs-i sıdk u safâ âvâre Bahtî BÂLÎ (ö. XVI. yy.) 21 Göllü Kesriye (Kastoria) Ģehrinde dünyaya gelmiĢtir. Tımar sahibi Ģairlerdendir. Farsça ile beraber pek çok ilmi tekmil etmiĢtir. ġiiri de güçlü olan Bâlî maalesef döneminin Ģairleri kadar meĢhur değildir. Yavuz Sultan Selim‟in Mısır‟ı 22 fethi (1516-1518) sırasında vefat etmiĢtir. Bâgun güli vü sünbüli serv ü benefĢesi Yâri gelür diyü kodılar gözci nergisi Aldı haber sabâdan ü döndi göz eyledi Ya‟nî gelür o gözleri âhû kesün sesi 17 Osmanlı Müellifleri‟nde Divan ve MünĢeat‟ı olduğu söylense de bir bilgiye ulaĢılamamıĢtır. 18 Nuruosmaniye Yazma Eserler Ktp. Nu. Nk 4279. 19 Mehmet Tahir, Osmanlı Müellifleri, Haz. A. Fikri Yavuz-Ġsmail Özen, C. II, Meral Yay. Ġstanbul 1972, s. 50; Tuman, C. I, s. 92. 20 Mehmet Tahir, age, s. 51. 21 Bıçakçı, age, s. 233; Sezen, age, s. 301; Tuğlacı, age, s. 364. 22 Ahdî, C. II, s. 115; Beyânî, C. II, s. 31; Ġpekten, v.dğr. age, s. 67; Ġsen, age, s. 127; Kınalızâde, C. I, s. 172; Latîfî, s. 185; Tuman, C. I, s. 87. 10 MüĢtak imiĢ benefĢe ki pâyuna yüz süre Miskînün uymıĢ çemen içinde sinmesi Bâlî nice halâs ola kaplân-ı ıĢkdan 23 Çünkim iriĢdi tenden öte câna pençesi CĠVÂNÎ (ö. XVI. yy.) 24 Tırhala (Trikala)‟da doğmuĢtur. Babası kadı olduğu için Kadızâde namıyla tanınmıĢtır. Kemal PaĢazâde‟den mülâzım olup pek çok yerde kadılık yapmıĢ ve Vize kadısı iken vefat etmiĢtir. Latifeleri ile tanınan Civânî, Kili‟de kadı olduğu dönemde bir gazel söylemiĢ 25 ve ardınca gelen pek çok kadı bu gazele nazireler yazmıĢtır. O gazel Ģöyledir: Kankı hûbun ki cemâl ü hüsn içinde ânı yok Ehl-i hüsn olanlar içinde tutarlar anı yok Gonçeye ol la‟l dür-pûĢı niçe teĢbîh idem Gonçe ancak bir dehendür kim anun dendânı yok ġol gönül ki anda Ģevk ü ıĢkdan yokdur eser Bir harâb-âbâda benzer ki anun sultânı yok 23 Kınalızâde, C. I, s. 172. 24 Bıçakçı, age, s. 375; Kiel, “agmd”, DĠA, C. XLI, ss. 114-116; Sezen, age, s. 488; Tuğlacı, age, s. 398. 25 ÂĢık Çelebi, C. I, s. 495; Ġpekten, v.dğr. age, s. 93; Kınalızâde, C. I, s. 221; Mehmet Süreyya, age, C. II, s. 398; Tuman, C. I, s. 164. 11 ÂĢık olan Ģem‟den görmek gerekdür yanmagı Yüregi yanar yaĢı akar velî efgânı yok Defter ü dîvâna sıgmaz kankı birin diyeyüm 26 Mihnet ü derdün Civânî haddi yok pâyânı yok CEVHERÎ (ö. h.999 / m.1591) 27 Karaferye (Veria) Ģehrinde doğmuĢtur. Ġsmi Ġsa Yemin‟dir. Öğrenimini tamamladıktan sonra Perviz Efendi‟den mülâzım olmuĢtur. ÇeĢitli Ģehirlerde müderrislik ve kadılık yaptıktan sonra Dimetoka kadısı iken vefat etmiĢtir. Kaynaklar Ģiirini latif ve makbul, kendisini hoĢ sohbet ve derviĢ meĢreb birisi 28 olarak tanımlar. Gelmege hergiz hilâf anlanmaz idi yârdan Dostlar ammâ geçilmez n‟eylesün agyârdan Hâr hârundan meh-i dîvâne her ay baĢına Dırnagını kana gark eyler kaĢına kaĢına Tıfldur diyü yetîm-i eĢki gâfil çaglaman 29 Katı çok baĢludur anun bakmanuz az yaĢına 26 ÂĢık Çelebi, C. I, s. 495. 27 Bıçakçı, age, s. 214; Sezen, age, s. 277; Tuğlacı, age, s. 361. 28 ÂĢık Çelebi, C. I, s. 501; Beyânî, C. II, s. 44; Ġpekten, v.dğr. age, s. 91; Kınalızâde, C. I, s. 225; Tuman, C. I, s. 167. 29 Kınalızâde, C. I, s. 225. 12 GARÂMÎ (ö. XVI. yy.) 30 Karaferye (Veria) Ģehrinde doğmuĢtur. Ġsmi Mehmet‟tir. Eğitimini tamamladıktan sonra Leyszâde‟den mülâzım olmuĢ, muhtelif Rumeli kasabalarında kadılık yapmıĢtır. Tanbur üstadı, büyük bir musikiĢinâs olan Ģairin kendi icadı olan bir saz da mevcuttur. Remil ilmine de hâkim olan Garâmî, Ģiirlerini sâde bir üslupla 31 32 yazmıĢtır. Divan sahibidir. Diler isen ki dile cevr idersin nâz ögren Haz olunsun der isen çok da degül az ögren Göz kulağ ol güzelim dinle dehânın haberin Sırr-ı aĢkında bugün gizlice bir râz öğren Nice olur merhamet âĢıka bilmem derisen Gel begim mihr-i vefâ âyetini yaz ögren Gayre dem-sâz oluban hem-nefes olmakdansa 33 Gel Garâmî‟yle ye iç Ģi‟rle sâz ögren GARÎBÎ (ö. h.954 / m.1547) 34 YeniceVardar (Giannitsa)‟da doğmuĢtur. Ġsmi Muhammet‟tir. Defterdar Mehmet Çelebi‟nin oğlu olduğundan Defterdarzâde namıyla da tanınmıĢtır. 30 Bıçakçı, age, s. 214; Sezen, age, s. 277; Tuğlacı, age, s. 361. 31 ÂĢık Çelebi, C. III, s. 1625; Beyânî, C. II, s. 137; Erdemir, Avni, MusikiĢinas Divan ġairleri, Türk Sanatı ve Eğitimi Vakfı Yay. Ankara 1999, s. 169; Ġpekten, v.dğr. age, s. 157; Kınalızâde, C. II, s. 132; Sehi Bey, s. 242; Tuman, C. II, s. 726. 32 British Museum (Ġngiltere Ulusal Kütüphanesi), Nu. Or.1148, http://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=91934 (10.08.2015). 33 Erdemir, age, s. 170. 13 HemĢehrisi ġair Usûlî vesilesiyle GülĢenîliğe giren Garibî, bilahare Yusuf Sineçak‟ın derviĢi olup Mevlevîliğe geçmiĢtir. Konya Mevlevîhanesi‟ne gidip çile çıkarmıĢtır. CoĢkun bir mizaca sahip olan Ģair, epey Ģehirler dolaĢmıĢ, bir müddet Bursa‟da ÂĢık Çelebi‟nin yanında da kalmıĢtır. Ġstanbul‟da bulunduğu sırada vefat 35 etmiĢtir. Kaynaklar kendini garip mânâlar bulmada usta olarak tanımlar. Ayrıca gazel, kaside ve mesnevi nazım biçimde de mahirdir. ÂĢık Çelebi: “Eger ecelden âmânı ve hayâtdan bir mikdâr zemânı olaydı andan çok âsâr zuhûr iderdi ve niçe sudûrun 36 sînesinde dâg-ı hasret koyacak eş’âr sudûr iderdi” der. Olur güm cân u dil n‟iderse cismüm nâ-gehân âteĢ Varır yagmâya nakdi kanda yaksa bir dükkân âteĢ Du‟âlar okıyup her dem üfürmen def‟-i söz içün Ki zîrâ Ģu‟ledâr olur nefesle her zemân âteĢ Ruhunla ârızun gün gibi bir yirden togar bir gün Ne hikmetdür bu kim âb ile olmıĢ tev-emân âteĢ Sipihr ü mihri zulmet tutdı sanman tâs-bâz-ı mihr Siyeh cübbe içinde tâs ile eyler nihân âteĢ 34 Bıçakçı, age, s. 411; Kiel, “agmd”, DĠA, C. XLIII, ss. 445-448; Sezen, age, s. 524; Tuğlacı, age, s. 407. 35 Ahdî, C. II, s. 240; ÂĢık Çelebi, C. III, s. 1633; Ekinci, “agm” s. 1668; Esrar Dede, Tezkire-i ġu‟arâ-yı Mevleviyye, Haz. Ġlhan Genç, AKM Yay. Ankara 2000, s. 406; Ġsen, age, s. 182; Ġpekten, v.dğr. age, s. 158; Kınalızâde, C. II, s. 132; Latîfî, s. 409; Mehmet Süreyya, age, C. II, s. 545; Sehi Bey, s. 208; Tuman, C. II, s. 728. 36 ÂĢık Çelebi, C. III, s. 1633. 14 Gelüp gönlüm alup bir lahza ârâm itmedin gitdi 37 Garîbî geldi sankim almaga ol dil-sitân âteĢ GÜNÂHÎ (ö. h.988 / m.1580) 38 Yenice Vardar (Giannitsa)‟da doğmuĢtur. Ġsmi Hasan‟dır. Tarik-i Mevelevîyye‟ye dâhil olup, Yusuf-ı Sîneçâk tarafından yetiĢtirilmiĢtir. Sîneçâk‟ın ağabeyi Hayretî ile de yakın dostluk kurmuĢtur. Ömrünün çoğunu seyahatle geçiren Günâhî, Konya ve Tırhala‟da bulunmuĢ nihayetinde Selanik‟i tavattun ederek Farsça öğretmenliği yapmaya baĢlamıĢtır. Kaynaklar Ģiirlerini mânâlı, rengîn ve belîğ olarak 39 tanımlar. Geçmesün her kec-küleh meydân anun yügrügi Ol elif-kâmet kaĢı nûn mıdur anun yügrügi Peyk-i Cibrîli kodun deĢt-i fenâda süst-peyk Âferîn ey arsagâh-ı lâ-mekânun yügrügi Hızr u Îsâ gibi çâbük-dil sebük-rûh olmıĢuz Tan degül olsak zemîn ile zemânun yügrügi Ey gönül çâlâk isen sâhib-nazar kıl ârzû Azm ider ummâna dek âb-ı revânun yügrügi 37 Kınalızâde, C. II, s. 132. 38 Bıçakçı age, s. 411; Kiel, “agmd”, DĠA, C. XLIII, ss. 445-448; Sezen, age, s. 524; Tuğlacı, age, s. 407. 39 ÂĢık Çelebi, C. II, s. 722; Beyânî, C. II, s. 166; Ekinci, “agm” s. 1669; Esrar Dede, s. 448; Ġpekten, v.dğr. age, s. 164; Kınalızâde, C. II, s. 221; Latîfî, s. 220; Mehmet Süreyya, age, C. II, s. 550 (Hayretî‟nin kardeĢi olarak sunulması ve ölüm tarihinin 987/1579 gösterilmesi hatalıdır.); Tuman, C. II, s. 867. 15 Ey Günâhî arsa-i nazm içre pervâz it yüri 40 Kim semend-i tab‟la sensin cihânun yügrügi HÂFIZ (ö. h.949 / m.1533) 41 Serez (Serres)‟de doğmuĢtur. Öğrenimini yarıda bırakıp derviĢliğe yönelmiĢtir. Ömrünü Cemâl Halife zaviyesinde ve diğer hangahlarda melâmet üzere 42 geçirmiĢtir. ÂĢıkane ve rindane Ģiirleri vardır. Yârdan geh lutf u geh ihmâli hoĢ görmek gerek ÂĢık olan cümle-i ahvâli hoĢ görmek gerek Ben kulunda gerçi istihkâk yok ihsânuna PâdĢâhum bende-i pâ-mâlı hoĢ görmek gerek Çünki dehrün nîk ü bed Hâfız ölümdür âhiri 43 Bir geçinmekdür hemân her hâli hoĢ görmek gerek HAYÂLÎ (ö. h.964 / m.1557) XVI. yüzyılın Ģüphesiz en önemli Ģairlerinden biri olan Hayâlî Bey, Yenice 44 Vardar (Giannitsa)‟da doğmuĢtur. Asıl ismi Mehmet, lakabı Bekâr Memi‟dir. YetiĢme çağında esaslı bir eğitim görmemiĢtir. Gençlik çağında iken Vardar 40 ÂĢık Çelebi, C. II, s. 723. 41 Balta, “agmd”, C. XXXVI, ss. 556-558; Bıçakçı, age, s. 345; Kiel, “agmd”, DĠA, C. XLIII, ss. 445- 448; Sezen, age, s. 450; Tuğlacı, age, s. 391. 42 ÂĢık Çelebi, C. II, s. 607; Beyânî, C. II, s. 45; Ġpekten, v.dğr. age, s. 169; Ġsen, age, s. 182; Kınalızâde, C. I, s. 227; Latîfî, s. 220; Mehmet Süreyya, age, C. II, s. 556; Tuman, C. I, s. 174. 43 ÂĢık Çelebi, C. II, s. 608. 44 Bıçakçı age, s. 411; Kiel, “agmd”, DĠA, C. XLIII, ss. 445-448; Sezen, age, s. 524; Tuğlacı, age, s. 407. 16 Yenicesi‟ne uğrayan Kalenderî Ģeyh Baba Ali Mest-i Âcemî‟nin müridleri arasına katılmıĢtır. Birkaç defa Ġstanbul‟a da gidip gelmiĢtir. Bu yolculukların birinde Ġstanbul kadısı Sarı Gürz Nureddin tarafından fark edilelerek, Kalenderî derviĢler arasından alınıp, Ģehir muhtesibi Uzun Ali‟ye teslim edilmiĢtir. Defterdar Ġskender Çelebi‟nin dikkatini çeken Hayâlî, daha sonra da Sadrazam Ġbrâhim PaĢa‟nın teveccühünü kazanıp çok geçmeden Kanûnî‟nin musâhibleri arasında yer almıĢtır. Rodos‟un fethinde, Irakeyn Seferi‟nde ve Bağdat‟ın fethinde padiĢahın yanında bulunmuĢtur. Önce ulûfe bağlanıp sonra tımar ve zeamet sahibi olan Hayâlî‟nin elde ettiği bu mevki, döneminin Ģairlerinin onu kıskanmasını beraberinde getirmiĢtir. En büyük hâmileri Ġskender Çelebi ve Ġbrahim PaĢa‟nın öldürülmesiyle korumasız kalan Ģair, Ġstanbul‟dan ayrılarak Edirne‟ye yerleĢmiĢtir. Hayatının sonuna kadar burada yaĢayıp burada vefat etmiĢtir. Kınalızâde Hasan Çelebi‟nin “Vilâyet-i Rum’un melikü’ş- 45 şuarâsı” diye tavsif ettiği Hayâlî Bey‟in Divan‟ından baĢka eseri yoktur. Hayâlî Bey‟in ölümüne pek çok tarih düĢülmekle beraber, en meĢhuru“Sözi 46 dilde Hayâlî gözde kaldı” mısraıyla ArĢî isimli Ģairin tarihidir Cihân-ârâ cihân içindedür arayıbilmezler O mâhîler ki deryâ içredür deryâyı bilmezler Harâbat ehline dûzah azâbın anma ey zâhid Ki bunlar ibn-i vakt oldu gam-ı ferdâyı bilmezler ġafak-gûn kan içinde dâgını seyr etse âĢıklar GüneĢde zerre görmezler felekde ayı bilmezler 45 Ahdî, C. II, s. 137; ÂĢık Çelebi, C. III, s. 1538; Beyânî, C. II, s. 63; Çeltik, age, s. 76; Ekinci, “agm”, s. 1669; Ġpekten, Haluk-Ġsen, Mustafa, Basılı Divanlar Kataloğu, Akçağ Yay. Ankara 1997, s. 51; Ġpekten, v.dğr. age, s. 196 (Hayâlî Bey‟in Güftî‟nin tezkiresinde bulunduğu bilgisi hatalıdır); Ġsen, age, s. 224; Kınalızâde, C. I, s. 290; Kurnaz, Cemal (1998), “Hayâlî Bey”, DĠA, C. XVII, s. 5-7; Latîfî, s. 254; Mehmet Süreyya, age, C. II, s. 656; Mehmet Tahir, age, C. II, s. 168; Muallim Nâci, Osmanlı ġairleri, Haz. Cemal Kurnaz, Akçağ Yay, Ankara 2000, s. 198; Sehi Bey, s. 224; Tuman, C. I, s. 260. 46 Kınalızâde, C. I, s. 293. 17 Hamîde kadlerine riĢte-i eĢki takub bunlar Atarlar tîr-i maksûdu nedendür yayı bilmezler Hayalî fakr Ģâlına çekenler cism-i uryânı 47 Anunla fahr ederler atlas ü dîbâyı bilmezler HAYRETÎ (ö. h.941 / m.1535) 48 Yenice Vardar (Giannitsa) doğumludur. Ġsmi Mehmet olup Yusuf Sîneçâk‟ın kardeĢidir. Önce GülĢenî sonra BektaĢî olmuĢtur. Tahsil hayatına dair bilgi bulunmayan Ģair akıncı ocaklarında sipahi olarak ömür sürmüĢtür. Ġstanbul‟da bulunduğu bir esnada sadrazam Makbul Ġbrahim PaĢa‟ya sunduğu Bahariyye epey beğenilmiĢ, PaĢa yüklü bir caize verecekken Hayâlî, Hayretî‟nin tok gözlü olduğunu söyleyip buna mani olmuĢtur. Ufak bir tımar verilen Ģair “Dil-i bîmar bu denlü merhem ile tîmâr olmaz” deyip tekrar memleketine dönmüĢtür. Ömrünün sonlarında görme yetisinin kaybeden Hayretî, Yenice Vardar‟da yaptırdığı zaviyesinde vefat edip 49 defnedilmiĢtir. Açık, sade ve lirik Ģiirleriyle hem Rumeli‟nin hem de divan edebiyatının önemli Ģairlerindendir. Tasavvufî terimleri ustaca kullandığı, renkli ve ahenkli 50 nazımlarıyla bir Divan sahibidir. ÂĢıkun bagrında taglar denlü baĢı var imiĢ Kendi bir kem katre deryâlarca yaĢı var imiĢ 47 Hayâlî, Divan, Haz. Ali Nihat Tarlan, Akçağ Yay. Ankara 1992, s. 107. 48 Bıçakçı age, s. 411; Kiel, “agmd”, DĠA, C. XLIII, ss. 445-448; Sezen, age, s. 524; Tuğlacı, age, s. 407. 49 Ahdî, C. II, s. 129; ÂĢık Çelebi, C. II, s. 639; Beyânî, C. II, s. 52; Çeltik, age, s. 78; Çeltik, Halil, “Rumeli ġairlerinde Abdallık Vurgusu”, Türk Kültürü ve Hacı BektaĢ Veli AraĢtırma Dergisi, Sayı 67, Ankara 2013, http://www.hbvdergisi.gazi.edu.tr/index.php/TKHBVD/article/view/1388/1287(30.03.2015); Ekinci, “agm”, s. 1670; Ġpekten, Haluk-Ġsen, Mustafa, age, s. 53; Ġpekten, v.dğr. age, s. 200 (ġairin Beyânî tezkiresinde de bulunduğu bilgisi gösterilmemiĢtir.); Ġsen, age, s. 229; Kınalızâde, C. I, s. 259; Latîfî, s. 240; Mehmet Süreyya, age, C. II, s. 663; Sehi Bey, s. 226; Tatcı, Mustafa (1998), “Hayretî”, DĠA, C. XVII, ss. 61-62; Tuman, C. I, s. 234. 50 Hayretî, Divan, Haz. Mehmet ÇavuĢoğlu-M. Ali Tanyeri, Ġstanbul Üni. Ed. Fk. Yay. Ġstanbul 1981. 18 Yok sanurdum bâliĢ-i râhat bu mihnet-hânede ġimdi bildüm dil-berün iĢigi taĢı var imiĢ Bî-sütûnun gördi kim tîg ile taĢı var imiĢ Geldi baĢın egdi Ferhâdun tırâĢı var imiĢ Cân ile cânân arasında hicâb oldı diyü 51 Hayretînün kendi kendiyle savâĢı var imiĢ HĠLMÎ (ö. h.1003 / m.1595) 52 Mora‟da Anabolu (Nafplion) kasabasında doğmuĢtur. Ġsmi Abdülhalim Ali Çelebi olup, Muzaffer diye tanınmıĢtır. Öğrenimini tamamladıktan sonra Kadızâde‟den mülâzım olmuĢtur. Muhtelif Rumeli Ģehirlerinde kadılık yaptıktan 53 sonra Belgrad‟da vefat etmiĢtir. Kaynaklar Ģiirlerini zarif olarak nitelendirir. Arz itdi gerçi ârız ol meh-nikâbdan 54 Gün yüzine bakılmadı ammâ hicâbdan HÜSEYNÎ (ö. XVI. yy.) 55 XVI. yüzyıl Ģairlerinden Hüseynî Serez (Serres)‟de doğmuĢtur. Babasının isimi Ahmet‟tir. Halvetiyyenin Cemaliyye koluna bağlı mutasavvıf Ģairlerdendir. 51 Kınalızâde, C. I, s. 260. 52 Bıçakçı, age, s. 16; Sezen, age, s. 27; Tuğlacı, age, s. 314. 53 Ġpekten, v.dğr. age, s. 209 (ġairin sadece Faizî‟de geçtiğinin belirtilmesi eksiktir.); Kınalızâde, C. I, s. 248; Mehmet Süreyya, age, C. II, s. 588; Rıza, Tezkire, Haz. Gencay Zavotçu, Sahhaflar Kitap Sarayı Yay. Ġstanbul 2009, s. 178; Tuman, C. I, s. 214. 54 Kınalızâde, C. I, s. 249 55 Balta, “agmd”, C. XXXVI, ss. 556-558; Bıçakçı, age, s. 345; Sezen, age, s. 450; Tuğlacı, age, s. 391. 19 56 57 58 Câmiu’n-Nesâyih , Câmiu’l-Envâr ve Dürr-i Meknûn isimli üç eseri vardır. Ġlk eserinde Yâsin suresini ve çeĢitli tasavvufî konuları, ikincisinde ise Ġhlâs suresini mesnevi nazım tarzıyla Ģerh etmiĢtir. Üçüncü eserinde Kaside-i Cezeriyye‟yi manzum 59 olarak Ģerh etmiĢtir. Ġlâhî sensin ol Hallâk ü Mevlâ Ki zâtındır münezzeh kadrin a‟lâ Kimse yokdur hergîz Ģerîkin Bedel mi olıser sana ya meselâ Ehaddir zât-i pâkin çok sıfâtın EriĢmez ilmine akl ü dil aslâ Yalnızsın anadansın mücerred Atadan gelmedin yok sana neslâ Ġki diyen olur mağbûn ü mahrûm 60 Münezzeh tanrısın hâĢâ ve kellâ 56 Ġstanbul Merkez Ktp. Nu. 567; Süleymaniye Ktp. Hacı Mahmut Ef. Bl. Nu. 1604, Serez Bl. Nu. 1744; Almanya Millî Ktp. Türkçe Yazmaları Bl. Nu. Ms. or. oct.2320. (GeniĢ bilgi için bir sonraki dipnotta verilmiĢ makaleye bakınız) 57Arkeoloji Müzesi, Nu. 66; Çolak, Murat-Düzenli, Mesut Bayram, “Hüseyi b. Ahmed Sirôzî‟nin Hayatı, Eserleri Ve Câmiu‟l-Envâr „Alâ Tefsîri‟l-Ġhlâs Adlı Eseri Üzerine Bir Ġnceleme”, Turkish Studies Sayı 9/9, Ankara 2014, ss. 407-436, http://www.turkishstudies. net/Makaleler/200071670_27%C3%87olakMurat-vd-edb_S-407-436.pdf (25.08.2015) 58 Süleymaniye Ktp. Kasidecizâde Bl. Nu. 8. 59 Çolak, Murat-Düzenli, Mesut Bayram, “agm”, s. 409; Güftî, TeĢrîfatü‟Ģ-ġu‟ara, Haz. KaĢif Yılmaz, AKM Yay. Ankara 2001, s. 183; Ġpekten, v.dğr. age, s. 221; Ġsen, age, s. 244; Latîfî, s. 228; Mehmet Süreyya, age, C. II, s. 202; Mehmet Tahir, age, C. II, s. 145; Tuman, C. I, s. 202. 60 Mehmet Tahir, age, C. II, s. 146. 20 ĠLÂHÎ (ö. h.985 / m.1577) 61 Yenice Vardar (Giannitsa) doğumludur. Asıl ismi Selman‟dır. Öğrenimini memleketinde tamamlamıĢtır. Tasavvuf derslerini bir GülĢenî Ģeyhi olan babasından görmüĢ, babası vefat edince onun yerine Ģeyh olmuĢtur. Ġlk zamanlar ismini mahlas olarak kullanan Ģair, Ģiirleri karıĢır endiĢesiyle aynı Ģehir ve mahalleli olduğu Abdullah-ı Ġlâhî‟ye nispetle Ġlâhî‟yi kendine tahallus etmiĢtir. Genç yaĢta vefat eden 62 Ġlâhî‟nin âĢıkane Ģiirleri vardır. Ölümüne “İlâhî’ye kıla rahmet Mennân” cümlesi 63 tarih düĢülmüĢtür. Çekilür gelmege tîrün kati ey kaĢı kemân Bu kez olmaz gibi gam-hâne-i dilde mihmân Ey Ġlâhî bedenün kılca degülken ne aceb 64 Âh-ı pür-sûzun olur ejder-i âteĢ-efĢân KEBÎRÎ (ö. h.915 / m.1509) 65 Florinalıdır. Sultan II. Bayezid döneminde meydana gelen büyük depremde hayatını kaybetmiĢtir. Mahlasından da anlaĢılacağı üzere kibirli birisiydi. Kaynaklar Ģiir ve söz sanatlarını iyi bildiğini lakin tabiatının Ģiir söylemeye müsait 66 olmamasından dolayı nazmının az olduğunu söyler. Döneminin Ģairlerinden Kâtib ġevkî, Kebîrî için Ģu kıt‟ayı söylemiĢtir: 61 Bıçakçı age, s. 411; Kiel, “agmd”, DĠA, C. XLIII, ss. 445-448; Sezen, age, s. 524; Tuğlacı, age, s. 407. 62 Ahdî, C. II, s. 106; ÂĢık Çelebi, C. I, s. 354; Çeltik, age, s. 82; Ekinci, “agm”, s. 1672; Ġpekten, v.dğr. age, s. 226; Kınalızâde, C. I, s. 139; Mehmet Süreyya, age, C. III, s. 793; Öztürk, Ali, “Halvetiyye Tarikatına Mensup XVI. Yüzyıl Divan ġairlerine Dair Bir Ġnceleme”, Tasavvuf Ġlmî ve Akademik AraĢtırma Dergisi, 2005, Sayı 15, ss. 225-252, http://www.eskieserler.com/dosyalar/mpdf%20(169).pdf(01.07.2014); Tuman, C. I, s. 54. 63 Tuman, C. I, s. 54. 64 ÂĢık Çelebi, C. I, s. 355. 65 Bıçakçı, age, s. 89; Sezen, age, s. 513; Tuğlacı, age, s. 345. 66 Ġpekten, v.dğr. age, s. 248; Ġsen, age, s. 261; Latîfî, s. 460; Sehi Bey, s. 165; Tuman, C. II, s. 850. 21 Kebîrî Ģi‟r-gûylar arasında Hemin ta‟dâd içinde sıfra benzer Tezâyüd virür a‟dâd-ı hisâba 67 Hisâba saymaz anı ehl-i defter Kendi Ģiirine örnek: Ey güneĢ-tal‟at gamun odına yanaldan çerâg Yüreginde eriyüp bir zerrece kalmadı bâg Zülfin alurdı bu dil murgın elinden çeĢmünün Kâdir olsa çeĢm-i Ģâhînden Ģikâr almaga zâg Serverâ sen servün ayagına yüz sürmek içün Su gibi her sû akar bu eĢk-i çeĢmüm çag çag Zâhidâ câm-ı meyi terk it diyü pend itme kim BaĢ eger elden giderse gitmeye elden ayag Dest-res olmaz ise yâr ile sahrâ seyrine Sabr idüp taĢlar basam bagruma her dem hem-çü tag Bâg u râgı n‟eylerem ey gülsitân-ı cân u dil GülĢen-i hüsnün yiter âlemde bana bâg u râg 67 Ġsen, age, s. 261. 22 Ruhlarun vasfın Kebîrî ideliden bâgda 68 Güllere açıl diyü ol dem kenâra sürdi bâg LAYĠHÎ (ö. h.973 / m.1566) 69 Serez (Serres)‟de doğmuĢtur. Ġsmi Mustafa‟dır. Sahn müderrislerinden Kemal Çelebi‟den mülâzım olduktan sonra tasavvufa meyletmiĢ, Mısır‟a gidip Ġbrahim 70 GülĢenî‟nin oğlu Ahmet Hayâlî‟ye intisab edip ondan hilafet almıĢtır. 957/1550 yılında Ġstanbul‟a döndüğünde Kanunî Sultan Süleyman‟ın veziri Ali PaĢa ile aralarında yakın iliĢki kurulmuĢtur. Bir müddet sonra kendisini çekemeyenlerce bu dostluk bozulmuĢtur. Ġstanbul‟dan ayrılmak zorunda kalan Layihî, memleketinedönüp 71 72 orada vefat etmiĢtir. Mecmûa-i Eşâr ve’l Fevâid isimli Ģiir mecmuası ile tasavvufa 73 dair Terceme-i Şerhi Cünneti'l-Esma adında eseri vardır. Kamuya feyzün irer bârgâhdur iĢigün ġu resme ki felek-i mihr ü mâhdur iĢigün Tarîk-i Ka‟be-i tahkîka reh-revân olana Cenâb-ı Hazrete bir Ģâh-râhdur iĢigün Kapunda secde idersem revâdur ey Ka‟bem Safâ vü Merve hakı kıblegâhdur iĢigün 68 Edirneli Nazmî, s. 1281. 69 Balta, “agmd”, C. XXXVI, ss. 556-558; Bıçakçı, age, s. 345; Sezen, age, s. 450; Tuğlacı, age, s. 391. 70 Öztürk, “agm”, s. 239. 71 Ahdî, C. II, s. 261; ÂĢık Çelebi, C. II, s. 755; Beyânî, C. II, s. 169; Ġpekten, v.dğr. age, s. 262; Kınalızâde, C. II, s. 230; Mehmet Tahir, age, C. II, s. 219; Mehmet Süreyya, age, C. III, s. 900; Tuman, C. II, s. 875. 72 Süleymaniye Ktp. Ali Nihat Tarlan Bl. Nu. Sü-Tarlan 61/1, https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=60762 (03.09.2015). 73 Millî Ktp. Yazmalar Bl. Nu. A 4662, https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=401 (03.09.2015). 23 Çerâg-ı hüsnüne mihr ü meh oldı iki ıĢık Gedâ-yı ıĢk olana tekyegâydur iĢigün Vilâyet ıssı Ģu sultan-ı dehrsin sen kim Livâ-yı ma‟delete arsagâhdur iĢigün Kapundan özge olur mı bu Lâyihî‟ye sened 74 Garîb ü bî-kes olana penâhdur iĢigün MAKÂMÎ (ö. h.941 / m.1534) 75 Serez (Serres) doğumludur. Mûsikiye olan yoğun ilgi ve bilgisinden dolayı bu mahlası kullanmıĢtır. Sarayda önce hatiplik sonra da saray oğlanlarına hocalık görevlerinde bulunmuĢtur. Bağdat seferinde vefat etmiĢ ve oraya defnedilmiĢtir. Rindane ve parlak Ģiirleri, süslü güzel gazelleri yanında pek çok eser de bestelemiĢ 76 olan Ģairin maalesef günümüze ulaĢmıĢ bir nüshası yoktur. Mihrî Hatun ile birbirlerine Ģiirler yazmıĢlardır. Mihrî Hatun‟a nazmettiği bir gazel Ģöyledir: Hüsnündür âftâb anun mâh gencidür Kaddin mehün hilâl iden ebrûn rencidür NakĢ itdi levh-i hüsnüne tâvus kuyrugı Gûyâ berât-ı hüsnüne zülfün niĢâncıdur 74 ÂĢık Çelebi, C. II, s. 757. 75 Balta, “agmd”, DĠA, C. XXXVI, ss. 556-558; Bıçakçı, age, s. 345; Sezen, age, s. 450; Tuğlacı, age, s. 391. 76 ÂĢık Çelebi, C. II, s. 826; Erdemir, age, s. 272; Sehi Bey, s. 192. 24 Hatt-ı izâr u hâl-i ruh u zülf ü kirpigün Her biri haste dillere bir kara sancıdur Mihrî aceb mi mihrüni sînemde saklasam Dil Ģehryârınun hele gör key güvencidür Ahdüm budur ki bûsene karĢunda cân virem 77 Sun leblerüni sanma Makâmî yalancıdur MÂNEVÎ (ö. h.980 / m.1572) 78 Selanik (Thessaloniki)‟te doğmuĢtur. Mesnevî‟nin inceliklerine vâkıf ve Mevlevîliğin hakikatlerine nâil olması dolayısıyla bu mahlası kullanmıĢtır. Mushaf 79 kâtipliği yaparak geçimini sağlayan Manevî, Selanik‟te vefat etmiĢtir. Devr ider Ka‟be-i kûyunda senün leyl ü nehâr 80 Raks ider ġemsî külâhıyla kamer mevlevîvâr MUHÎTÎ (ö. h.1008 / m.1599) Rodos‟ta doğmuĢtur. Ġsmi Ahmet‟tir. Kadızâde ve Bostanzâde Mehmet Çelebi‟den ders alıp, Bostanzâde‟den mülâzım olmuĢtur. ġam, Edirne ve Ġstanbul‟da naiblik yapmıĢ, Bostanzâde Anadolu kazaskeri olunca Erzurum‟a askerî kassam 77 ÂĢık Çelebi, C. II, s. 827. 78 Bıçakçı, age, s. 302; Kiel, Machiel (2009), “Selanik”, DĠA, C. XXXVI, ss. 352-357; Sezen, age, s. 629; Tuğlacı, age, s. 389. 79 ÂĢık Çelebi, C. II, s. 823; Esrar Dede, s. 480; Ġpekten, v.dğr. age, s. 275; Kınalızâde, C. II, s. 300; Özcan, Nurgül, “ġuara Tezkirelerine göre Selanikli Divan ġairleri”, Uluslararası Sosyal AraĢtırmalar Dergisi, Sayı 6/26, 2013, ss. 415-427, http://www.sosyalarastirmalar.com/cilt6/cilt6sayi26_pdf/ozcan_nurgul.pdf (29.05.2014); Tuman, C. II, s. 967. 80 Esrar Dede, s. 481. 25 olarak atanmıĢtır. Lala Mustafa PaĢa serdarlıkla Erzurum‟a gelince onun hocası, sonra 80 akçe ile ordu kadısı olmuĢtur. 990/1582 yılında Bağdat maldefterdârı olan Lalezâr Efendizâde Ahmed Efendi ile birlikte Bağdat‟a gitmiĢtir. Orada Ģairlerle sohbet etme fırsatı bulmuĢtur. 992/1583‟de Hz.Hüseyin‟in kabrini ziyaret edip; bu esnada bir gazel 81 82 söylemiĢtir . Ahdî, Muhîtî‟nin bu gazeline nazire yazdığını söyler. Pek çok yer 83 84 gezen Muhîtî Ġstanbul‟da vefat etmiĢtir. Divan‟ı vardır. Tuhfe bahrinde Molla Câmî ve Ma‟ruf-ı Kerhî gibi büyük sufilere medhiyeler yazmıĢtır. Ey Muhitî umarum dergâh-ı Hak‟dan rûz u Ģeb Kullarını gayre muhtâc eyleyüp ac itmesün Mâh muhtâc oldugıçün âftâbe eksilür 85 Hak Te‟âlâ sag gözi sol göze muhtâc itmesün 81 Kemingâh-ı safâdan zâhir olup lutf-ı zebânı Bihamdillah ziyâret eyledüm Ģâh-ı Ģehidânı Sen ol Ģâh-ı güzînün kurretü‟l-aynısın ey server Olur Yûsuf ile Ġsmâ‟îl anun kulı kurbânı Ġki aynum efendi ravzasına sen gül-i âlün Birisi nehr-i Ģâhî birisi nehr-i Süleymânî Sipihr üzre Ģafakla encüm-i tâbendeler yir yir IĢıklardur ki seylâb eylemiĢdür el içün kanı Muhitî mâteminde böyle kan dökmezdi çeĢminden Eger ayn-ı sa‟âdet bilmeyeydi kendüye anı 82 Ahdî, C. II, s. 276. 83 Ahdî, C. II, s. 276; Beyânî, C. II, s. 176; Ġpekten, v.dğr. age, s. 295-296; Kınalızâde, C. II, s. 275; Tuman, C. II, s. 930; Rıza, s. 205 84 Millet Ktp. Ali Emirî Ef. Manzum Eserler Bl. Nu. 396, 397/1, https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=117455(03.09.2015) https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=117453(03.09.2015); Süleymaniye Ktp. Hacı Mahmut Ef. Bl. Nu. 3523, https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=117462(03.09.2015); Ġstanbul Üniversitesi Ktp. Nu. T. 67; Ayrıca Bkz. Tuman, C. II, s. 930. 85 Ahdî, C. II, s. 277. 26 NECÂHÎ (ö. XVI. yy.) 86 Selanik (Thessaloniki) yakınlarında dünyaya gelmiĢtir. Tahsilini tamamlayınca memleketinde mukataa kâtibi olmuĢtur. Kadı ve önde gelenlerden caize 87 alabilmek için pek çok gazel ve kaside söylemiĢtir. Ölüm tarihi tam bilinmemekle beraber ÂĢık Çelebi‟nin tezkiresini yazdığı vakitler nakd-i ömrünü epey tükettiğine iĢaretle bu döneme alınmıĢtır. Bûse vir gel dile cân almağa meĢgûl olıcak Ki diyet lâzım olur kâtile maktûl olıcak Gamze vü zülf ü hat u hâl iver almaga dili Tâlibün bini üĢer bir yire mahlûl olıcak ġâdi-i vaslun anar dil gam-ı hecründe senün Mansıbun kadrini bilür kiĢi ma‟zûl olıcak Hak bu kim saltanat-ı dehre tahassür çekmez 88 Bir senün gibi efendiye kiĢi kul olıcak NĠSÂRÎ (ö. XVI. yy.) 89 Serez (Serres)‟de doğmuĢ, Kanunî devri (1520-1566) Ģairlerindendir. Eğitimini tamamlayınca Kadri Efendi‟den mülâzım olup, kadılık yapmıĢtır. Üç dilde 86 Bıçakçı, age, s. 302; Kiel, “agmd”, DĠA, C. XXXVI, ss. 352-357; Sezen, age, s. 629; Tuğlacı, age, s. 389. 87 ÂĢık Çelebi, C. II, s. 860; Çeltik, age, s. 99; Ġpekten, v.dğr. age, s. 329 (Kayak olarak Esrar Dede tezkiresinin gösterilmesi hatalıdır. Ayrıca ÂĢık Çelebi atlanmıĢtır); Kınalızâde, C. II. s. 357; Mehmet Süreyya, age, C. IV, s. 1242; Özcan, “agm”, s. 422; Tuman, C. II, s. 1033 (Tuman Ģairi Necâtî olarak kaydetmiĢtir.) 88 ÂĢık Çelebi, C. II, s. 860. 27 Ģiir söyleyen Ģair, Hafız divanındaki tüm Ģiirlere nazire yazmıĢtır. Ahdî, “keĢke hiçbir 90 91 dilde Ģiir söylemeseydi” der. Divan‟ı vardır. Sûfîyâ var oda ur hânkah-ı nâmusu Zâhidâ gel yile vir savma‟a-ı sâlûsı Bend-i zincir-i gam itmiĢdür o Leylâ zülfün Dil-i Mecnûn‟umızı silsile-i gîsûsı Nice germ olmayalum baĢda hevâ-yı zülfün Dil-i sevdâ-zedeme mirvaha-i tâvûsı Zülf-i dildârı cefâ kiĢverinün sultânı ÇeĢm-i fettânı belâ askerinün câsûsı Ey Nisârî yüri vassâf-ı cemâl-i yâr ol 92 Ko hikâyât-ı Cem ü Hüsrev ü Keykâvusı NĠYÂZÎ (ö. XVI. yy.) 93 Serez (Serres)‟de doğmuĢtur. Sipahidir. Ġbrahim PaĢa‟dan mülâzım olmuĢ, Kanunî devri (1520-1566) Ģairlerindenir. Latifî, Ģiirlerinin renk ve sanattan uzak 94 olduğunu söyler. 89 Balta, “agmd”, C. XXXVI, ss. 556-558; Bıçakçı, age, s. 345; Sezen, age, s. 450; Tuğlacı, age, s. 391. 90 Ahdî, C. II, s. 276; ÂĢık Çelebi, C. II, s. 847; Çeltik, age, s. 102; Ġpekten, v.dğr. age, s. 345; Mehmet Tahir, age, C. II, s. 251;Tuman, C. II, s. 1031. 91 Ġstanbul Yapı Kredi Sermet Çifter ArĢ. Ktp. Türkçe Yazmalar Bl. Nu. 408, https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=117774 (03.09.2015). 92 ÂĢık Çelebi, C. II, s. 849. 28 Devlet el virmez ise yine felâket bâkî Ġzzet olmazsa müyesser yine zillet bâkî Mansıb-ı âlî nasîb olmaz ise âlemde Eskiden zillet ileyüz yine zillet bâkî Devlet el vimeyüp olmazsa müyesser izzet Elümüzden ne gelür yine nekbet bâkî Bir belâdur çekegeldük ana mu‟tâd olduk Kimse almaz elümüzden yine nekbet bâkî Gussa hod hâzırum olmazsa müyesser Ģâdî 95 Hurrem olmak yogise yine kasâvet bâk RÂZÎ (ö. XVI. yy.) 96 Yenice Vardar (Giannitsa)‟da doğmuĢtur. Ġsmi Mehmut Çelebi olup Ģair Ġlâhî‟nin akrabalarındandır. Arapça‟yı tam manasıyla öğrenince ilimle meĢgul olmuĢtur. Kitabet, inĢa, hatve imla öğrenmek için çok çalıĢıp hepsinde muvaffak olmuĢtur. ÂĢık Çelebi‟ye göre, Ģiirlerinde o kadar çok istiare, telmih, tevriye ve istihdam sanatlarıyla bezeli güzel hayallerle dolu mânâları vardır ki; bu durum bunları 97 çözmek için uğraĢanların feragatine sebep olur. 93 Balta, “agmd”, C. XXXVI, ss. 556-558; Bıçakçı, age, s. 345; Sezen, age, s. 450; Tuğlacı, age, s. 391. 94 Ġpekten, v.dğr. age, s. 348; Ġsen, age, s. 351; Latîfî, s. 553; Tuman, C. II, s. 1127. 95 Latîfî, s. 553. 96 Bıçakçı age, s. 411; Kiel, “agmd”, DĠA, C. XLIII, ss. 445-448; Sezen, age, s. 524; Tuğlacı, age, s. 407. 97 ÂĢık Çelebi, C. III, s. 1342; Ġpekten, v.dğr. age, s. 372; Tuman, C. I, s. 305. 29 Ca‟d-ı zülfün kim melâhat tûbınun çevgânıdur GülĢen-i kûyunda bâd-ı subh ser-gerdânıdur Derd katma derdine nâsıh dil-i bîmârumun Derd-i bî-dermânı yârun derdümün dermânıdur ÇeĢmümi kılsa n‟ola ser-çeĢme-i deryâ-yı Nîl Hüsn ile Mısr-ı cemâlün Yûsuf-ı Ken‟ânıdur Subh-dem olup ufukda bâde-i hamrâ Ģafak Bezm-i hüsninde güneĢ anuñ kadeh gerdânıdur Nefha-i cân-perverinden mürdeler ihyâ iden Tîb-ı enfâs-ı nesîm-i zülf-i müĢk-efĢânıdur Destine zer-deste çûb alup cenâbına seher ġevk ile hurĢîd-i rahĢân ol mehün derbânıdur Râziyâ gird-âb-ı gamda olalı gark-âb göz 98 YaĢumun her bir habâbı dîde-i giryânıdur SÂ‟ĠLÎ (ö. h.960 / m.1553) 99 YeniĢehir Feneri (Larissa)‟de doğmuĢtur. Ġsmi Mehmet‟tir. Âlim, fakir, zarif ve mutasavvıf bir Ģairdi. Ebussuud Efendi‟nin fetvasıyla ġeyh Muhyiddin Karamanî 98 Edirneli Nazmî, s. 640. 99 Bıçakçı, age, s. 3420; Sezen, age, s. 337; Tuğlacı, age, s. 407. 30 idam ettirilince, sufiyân arasında bir teftiĢ baĢlatılmıĢ, Sâ‟ilî, Ebussuud Efendi‟ye bağlanarak bu yoklamadan halas olmuĢtur. Daha sonra akıl sağlığını kaybedip 100 DarüĢĢifa‟ya yatırılmıĢ ve orada vefat etmiĢtir. Katre katre sînem üzre eĢk sanma ey püser 101 ÂteĢ-i hicrân ile sînem kabardı ser-te-ser SELMÂN (ö. h.979 / m.1571) 102 Yenice Vardar (Giannitsa)‟da doğmuĢtur. Hasan Bey tarafından yetiĢtirilip, Saçlı Ġbrahim Efendi‟den mülâzım olmuĢtur. ġiir ve inĢasıyla tanınmıĢtır. ġiirleri nazikânedir. Muamma söylemek ve çözmekte usta olan Ģair, kaside alanında Rum 103 Selmânı diye tanınmıĢtır. Ol pâdiĢâh-ı hüsn ide mi bana i‟tibâr Ben bir gedâ-yı bî-küleh ol Ģâh-ı tâcdâr Gam leĢkeri alurdı beden kal‟asın eger Peykânlarundan olmasa cismüm demür hisâr Sırrumı fâĢ eyledi ol nokta nokta haller 104 Kumda oynasun begüm Ģimdengirü remmâller 100 ÂĢık Çelebi, C. II, s. 941; Ġpekten, v.dğr. age, s. 419; Kınalızâde, C. II, s. 367; Mehmet Süreyya, age, C. V, s. 1459; Öztürk, “agm”, s. 242; Riyazî, s. 129;Tuman, C. I, s. 400 101 ÂĢık Çelebi, C. II, s. 942. 102 Bıçakçı age, s. 411; Kiel, “agmd”, DĠA, C. XLIII, ss. 445-448; Sezen, age, s. 524; Tuğlacı, age, s. 407. 103 Ahdî, C. II, s. 174; Beyânî, C. II, s. 90; Ġpekten, v.dğr. age, s. 435; Kınalızâde, C. I, s. 394; Mehmet Süreyya, age, C. V, s. 1494; Tuman, C. I, s. 445. 104 Beyânî, C. II, s. 90. 31 SELMÂN (ö. h.995 / m.1587) 105 Midilli (Lesvos)‟de doğmuĢ ve yine orada vefat etmiĢtir. Maktul Ġbrahim PaĢa‟nın tabiilerindendir. Bundan faydalanarak evkafından tevliyet almıĢ ve hayatını 106 bu Ģekilde idâme ettirmiĢtir. Cürm-i hüsnine oldun diyü yârin nâzır 107 Urdı çep-rast-ı müjem çeĢme vâfir SIRRÎ (ö. h.990 / m.1582) 108 Yenice Vardar (Giannitsa)‟da düyaya gelmiĢtir. Adı Ġsa‟dır. ġah Efendi‟ye hizmet edip mülâzım olmuĢtur. Muhtelif kasabalarda müderrislik ve kadılık yapmıĢtır. 109 ġiirleri az olmasına rağmen lezizdir. Sende hadden ziyâde ra‟nâlık Bana yüz tutmasun mı Ģeydâlık Kad kıyâmet ziyâde ince miyân Hâsılı ortalık temâĢâlık Olmaz ogul durur kelâm-ı belîg 110 Sırrîyâ ancak ola babalık 105 Sezen, age, s. 367. 106 Ġpekten, v.dğr. age, s. 436; Mehmet Süreyya, age, C. V, s. 1494; Tuman, C. I, s. 445. 107 Tuman, C. I, s. 445. 108 Bıçakçı age, s. 411; Kiel, “agmd”, DĠA, C. XLIII, ss. 445-448; Sezen, age, s. 524; Tuğlacı, age, s. 407. 109 Ahdî, C. II, s. 174; Beyânî, C. II, s. 88; Ekinci, “agm”, s. 1672; Ġpekten, v.dğr. age, s. 445; Kınalızâde, C. I, s. 385; Mehmet Süreyya, age, C. V, s. 1507;Tuman, C. I, s. 421 110 Kınalızâde, C. I, s. 386. 32 SUN‟Î (ö. XVI. yy.) 111 Selanikli(Thessaloniki)‟dir. Tımar sahibi Ģairlerden olup II. Selim devrinin sonlarına doğru (1566-1574) vefat etmiĢtir. Genç yaĢta Ģiire baĢlamasına rağmen 112 Ģiirleri iddialı değildir. Kapuna halka-i zer olmagla ey mâh-likâ 113 Meh-i nev eyledi zülfün gibi kaddini dü-tâ SÜHÂYÎ (ö. h.941 / m.1534) 114 Serez (Serres)‟de doğmuĢtur. Sipahidir. Kanunî Sultan Süleyman‟ın Irakeyn 115 Seferi (941/1534) zamanında Ġstanbul‟da vefat etmiĢtir. Kaddümüz yâ gibidür her-bâr çekmekden elem Sînemüz sandûkası oldı niĢân-ı tîr-i çarh Tatlu sözine arûs-ı dehrün aldanma er ol 116 IyĢ-ı Ferhâdı sakın helvâ-yı ġîrîn itdi telh 111 Bıçakçı, age, s. 302; Kiel, “agmd”, DĠA, C. XXXVI, ss. 352-357; Sezen, age, s. 629; Tuğlacı, age, s. 389. 112 Ġpekten, v.dğr. age, s. 454; Ġsen, age, s. 409; Kınalızâde, C. II, s. 9; Latîfî, s. 464; ; Mehmet Süreyya, age, C. V, s. 1521; Özcan, “agm”, s. 423; Tuman, C. II, s. 568. 113 Latîfî, s. 465. 114 Balta, “agmd”, C. XXXVI, ss. 556-558; Bıçakçı, age, s. 345; Sezen, age, s. 450; Tuğlacı, age, s. 391. 115 ÂĢık Çelebi, C. II, s. 1009; Ġpekten, v.dğr. age, s. 457; Mehmet Süreyya, age, C. V, s. 1524; Kınalızâde, C. I, s. 406; Tuman, C. I, s. 457. 116 Kınalızâde, C. I, s. 406. 33 ġÂNÎ (ö. XVI. yy.) 117 Yenice Vardar (Giannitsa)‟da doğumludur. Asıl adı Yakup‟tur. Garibî‟nin kız kardeĢinin oğludur. III. Murat devrinde (1574-1595) danıĢmend iken genç yaĢta 118 vefat etmiĢtir. Kaynaklar yaĢasaydı iyi Ģair olurdu kanısındadır. Fürûg-ı ârızun olsun mı her kâĢâneye lâyık O bir Ģem‟-i safâdur meclis-i Ģâhâniye lâyık Adûlar bâde-i la‟l-i safâ-bahĢundan el çeksün Çün olmaz câm-ı bezm-ârâ-yı Cem bîgâneye lâyık Kemend-i kâkül-i anber-feĢânun takma agyâra Begüm zencîr-i zülfün görme her dîvâneye lâyık DüĢer mi degme bir kalb-i hazîne fikr-i ruhsârun Olur mı genc-i ser-pûĢîde her vîrâneye lâyık Cigerler kanını nûĢ itmeyince kâse-i serden 119 Safâ bezminde ġânî olmadı peymâne lâyık 117 Bıçakçı age, s. 411; Kiel, “agmd”, DĠA, C. XLIII, ss. 445-448; Sezen, age, s. 524; Tuğlacı, age, s. 407. 118 Ahdî, C. II, s. 191; Ekinci “agm”, s. 1673; Ġpekten, v.dğr. age, s. 467; Kınalızâde, C. I, s. 416; Mehmet Süreyya, age, C. V, s. 1567; Tuman, C. II, s. 475 (Tuman‟ın kaynaklarında Beyanî ve Latifî tezkirelereni göstermesi hatalıdır. Zikredilen eserlerde ġânî mahlaslı baĢka Ģair tanıtılmaktadır.). 119 Kınalızâde, C. I, s. 417. 34 TÂBÎ (ö. h.960 / m.1552) 120 Yenice Vardar (Giannitsa) doğumludur. Tâbi-i Dirâz namıyla da bilinir. Bir dönem, Konya‟ya gidip Hz. Mevlana‟nın dergâhında uzunca süre kalmıĢtır. HoĢ 121 sohbet, laubali mezheb olan Tâbî‟nin Türkçe ve Farsça Ģiirleri vardır. Sâye-veĢ bir serve her kim bende-i üftâdedür Kâr u bârından cihânun farîg u âzâdedür Gerçi Husrev sevdi ġîrîn‟i iriĢdi vaslına Yolına rûhın revân itdi nazar-Ferhâd‟edür ÂĢıkun fikri dem-â-dem rûyet-i dîdârdur Zâhidün endîĢesi evrâd ile esmâdadur YaĢunı bahr it o mâhı kılmak istersen kenâr Tâlib-i dürr-i semîn isen dilâ deryâdadur Tâbiyâ vasf-ı leb ü dendân-ı cânân eyledün 122 Kim ola nazmun nezâketden diye kim sâdedür USÛLÎ (ö. h.945 / m.1538) 123 Yenice Vardar (Giannitsa)‟da dünyaya gelmiĢtir. Eğitimini bulunduğu yerde tamamladıktan sonra tasavvufa meyledip Ģöhretini iĢittiği Ġbrahim GülĢenî‟ye intisap 120 Bıçakçı age, s. 411; Kiel, “agmd”, DĠA, C. XLIII, ss. 445-448; Sezen, age, s. 524; Tuğlacı, age, s. 407. 121 Ahdî, C. II, s. 117; Ekinci “agm”, s. 1673; Ġpekten, v.dğr. age, s. 457; Tuman, C. I, s. 124. 122 Ahdî, C. II, s. 117. 35 etmek üzere Mısır‟a gitmiĢtir. ġeyhinin vefatından sonra Rumeli‟ye dönmüĢ bazen Yenice‟de bazen de Gazi Evrenoz Bey‟in oğlu Abdi Bey‟in yanında ömrünü geçirip 124 nihayete erdirmiĢtir. Vefatına “Vâh kim gitdi Usûlî derdmend” mısraıyla tarih düĢülmüĢtür. ÂĢık Çelebi GülĢenîliği Rumeli‟de onun yaydığını söyler. ġiirdeki üslûbu Seyyid Nesîmî‟ye benzetilen Usûlî‟nin, pek çok tasavvufî ve âĢıkane Ģiirleri 125 126 vardır. Divan sahibidir . Hâk-i râhında zelîl olduğumuz izzet imiĢ Ġtlerin kullugun etmek bir ulu devlet imiĢ Mest ü bî-hod gezer idim görüp ahvâlimi yâr Dedi hey yâr görün aĢkı ne güzel hâlet imiĢ ÂteĢ-i aĢka düĢelden beri bildim bunu kim Vâ‟izin nâr-ı cehennem dediği firkat imiĢ Ey gönül çok sözü ko kesret-i iĢgali koyup Günc-i uzletde oturmak ne güzel vahdet imiĢ ÂĢık olalı gönül olmadı gamdan hâlî 127 Be Usûlî bu muhabbet dediğin mihnet imiĢ 123 Bıçakçı age, s. 411; Kiel, “agmd”, DĠA, C. XLIII, ss. 445-448; Sezen, age, s. 524; Tuğlacı, age, s. 407. 124 Tuman, C. I, s. 47. 125 Ahdî, C. II, s. 92; ÂĢık Çelebi C. I, s. 344; Beyânî, C. II, s. 18; Büyükyıldırım, AyĢe, “Usûlî Divan‟ında Tasavvufî Unsurlar”, Osmanlı AraĢtırmaları, Sayı XXVI, Ġstanbul 2005, ss. 133-146; Çeltik, age, s. 127; Ekinci “agm”, s. 1673; Ġsen, age, s. 452; Ġsen, Mustafa, Ötelerden Bir Ses, Akçağ Yay. Ankara 1997, s. 267; Ġpekten, v.dğr. age, s. 510; Kaya, Bayram Ali (2012), “Usûlî”, DĠA, C. XLII, ss. 213-214; Kınalızâde, C. I, s. 135; Latîfî, s. 175; Mehmet Tahir, age, C. II, s. 202; Muallim Naci, age, s. 123; Öztürk, “agm”, s. 245; Sehi Bey, s. 226; Tuman, C. I, s. 47. 126 Usûlî, Divan, Haz. Mustafa Ġsen, Akçağ Yay. Ankara 1990. 127 Usûlî, s. 149. 36 VASFÎ (ö. XVI. yy.) 128 Göllü Kesriye (Kastoria) doğumludur. Eğitimine küçük yaĢta baĢlamıĢtır. 129 ġiirleri güzel olup takdir edilmiĢtir. Semend-i tab‟um itdi arsa-i nazm içre cevlânı 130 Erenlerden eger himmet olursa aldı meydânı VASFÎ (ö. XVI. yy.) 131 Serez / Demirhisar (Serres/Siderokastro)‟da doğmuĢtur. II. Bayezid devri (1481-1512) Ģarilerindendir. Öğrenimini tamamladıktan sonra vezir Hadım Ali PaĢa‟nın himayesini kazanmıĢ; Serez, Demirhisar ve Malkara‟da kadılık yapmıĢtır. Malkara‟da vefat edip oraya defnedilmiĢtir. ġair Mesîhî ile de iyi arkadaĢlık kurmuĢ olan Vasfî, beğenilen ve takdir gören Ģiirlerinin yanında, Necâtî‟nin de pek çok Ģiirini 132 133 tazir etmiĢtir. Divan sahibidir. Yâ Rab n‟olaydı âlem içinde dil olmasa Bârî olursa her güzele mâ‟il olmasa Dil sabr iderdi vaslun ümîdiyle hicrüne Ömrüm gibi ecel dahı müsta‟cil olmasa 128 Bıçakçı, age, s. 233; Sezen, age, s. 301; Tuğlacı, age, s. 364. 129 ÂĢık Çelebi, C. I, s. 563; Ġpekten, v.dğr. age, s. 521; Tuman, C. II, s. 1169. 130 ÂĢık Çelebi, C. I, s. 563. 131 Balta, “agmd”, C. XXXVI, ss. 556-558; Bıçakçı, age, s. 345; Sezen, age, s. 450; Tuğlacı, age, s. 391. 132 ÂĢık Çelebi, C. I, s. 560; Beyânî, C. II, s. 230; CoĢkun, Vildan (2012), “Vasfî”, DĠA, C. XLII, ss. 534-535; Çeltik, age, s. 130; Ġpekten, v.dğr. age, s. 520; Ġsen, Latîfî Tezkiresi, s. 462; Kınalızâde, C. II, s. 411; Latîfî, s. 563; Sehi Bey, s. 147; Tuman, C. II, s. 1169. 133 Vasfî, “Divan”, Haz. Mehmet ÇavuĢoğlu, Ġstanbul Üni. Ed. Fk. Yay. Ġstanbul 1980. 37 Ey Vasfî‟nün kemâline inkâr iden anun 134 ġi‟ri kemâle irmez idi kâmil olmasa VÂSÎ (ö. h.945 / m.1538) 135 Abdülvâsi Çelebi Dimetoka (Didimotiho) doğumludur. Babası ümeradan Hayrettin Hızır Bey‟dir. Ġlk tahsilini tamamlayınca Dimetoka‟da müderris Mevlana ġücauddin, Mevlana Lutfî ve Mevlana Ġdris gibi önde gelen ulemanın hizmetinde bulunmuĢtur. AĢere-i Muhabbese (On habis insan) olayı ortaya çıkınca takibattan kurtulmak için Ġran‟a kaçmıĢtır. Vaka unutulunca tekrar dönmüĢ, devlet hizmetine girerek Bursa ve Ġstanbul kadılıklarında bulunup Rumeli kazaskeri olmuĢtur. Emekli 136 olunca Mekke‟ye yerleĢmiĢ ve orada vefat etmiĢtir. Az sayıda Ģiiri vardır. ÇeĢmin bakalıdan bana hıĢm ile bakıĢlar 137 Ceyhun u Fırat‟a gözüm ögretdi akıĢlar VEDÂYÎ (ö. XVI. yy.) 138 Ġnebahtı (Nafpaktos)‟da doğmuĢtur. Asıl adı Mehmet‟tir. ÂĢık Çelebi‟nin çağdaĢı olup bazı görevlerde birlikte bulunmuĢlardır. Muhasebe ve mukataat iĢlerinde 139 kabiliyetlidir. ġiirleriyle etrafında ün yapmıĢtır. 134 Kınalızâde, C. II, s. 412. 135 Bıçakçı age, s. 44; Kiel, Machiel (1994), “Dimetoka”, DĠA, C. IX, ss. 305-308; Sezen, age, s. 150; Tuğlacı, age, s. 338. 136 Ġpekten, v.dğr. age, s. 523; Ġsen, age, s. 464; Latîfî, s. 554; Mecdî Mehmed Efendi, Hadaiku‟Ģ- ġakaik, ġakaik-ı Nu‟maniye ve Zeyilleri, Haz. Abdülkadir Özcan, Çağrı Yay. C. I, Ġstanbul 1989, s. 394; Mehmet Süreyya, age, C. I, s. 130; Sehi Bey, s. 76; Tuman, C. II, s. 1169. 137Sehi Bey, s. 76. 138 Bıçakçı, age, s. 185; Kiel, Machiel (2000), “Ġnebahtı”, DĠA, C. XXII, ss. 285-287; Sezen, age, s. 581; Tuğlacı, age, s. 553. 139 ÂĢık Çelebi, C. I, s. 558; Ġpekten, v.dğr. age, s. 526; Tuman, C. II, s. 1162. 38 Zülf-i yâr ile periĢân oldı ey dil cân iĢi Bilmezem âhir n‟ola haste-i hicrân iĢi Bir agız la‟l-i lebin sordum Ģehâ kan itmedüm 140 Katlüme kasd itmesün gamzen ki biter kan iĢi YUSUF-I SÎNEÇÂK (ö. h.953 / m.1546) 141 Yusuf Sinaneddin Sîneçâk Dede Yenice Vardar (Giannitsa) doğumludur. ġair Hayretî‟nin kardeĢidir. Eğitimini yarıda bırakıp Mısır‟a giderek, Ġbrahim GülĢenî‟ye intisap etmiĢtir. Daha sonra okuduğu Mesnevi-i Mânevî‟nin tesiriyle Konya‟ya gelip Mevlevîliğe intisap ederek seyr u sülûkunu tamamlamıĢtır. Edirne‟de irĢad faaliyetleri yürütmüĢ, Ġstanbul Sütlüce‟de vefat ettikten sonra Cafer-âbad 142 143 144 tekkesine defnedilmiĢtir. Müntehabât-ı Rebab-nâme , Nazire-i Muhammediye 145 ve Mesnevi‟nin muhtelif 366 beyitini cem ettiği Cezire-i Mesnevi isimli eserleri vardır. Bu eser daha sonra yazılacak Cezire-i Mesnevi‟lere kaynaklık etmiĢ, Bağdatlı 146 147 148 149 Ġlmî Dede , ġeyh Gâlip , Cevrî ve Abdullah Bosnavî gibi isimler de ĢerhetmiĢlerdir. 140 ÂĢık Çelebi, C. I, s. 559. 141 Bıçakçı age, s. 411; Kiel, “agmd”, DĠA, C. XLIII, ss. 445-448; Sezen, age, s. 524; Tuğlacı, age, s. 407. 142 Ahdî, C. II, s. 312; ÂĢık Çelebi, C. II, s. 685; Beyânî, C. II, s. 244; Ekinci “agm”, s. 1674; Esrar Dede, age, s. 524; Güleç, Ġsmail, “Türk Edebiyatında Cezîre-i Mesnevî ġerhleri”, Osmanlı AraĢtırmaları, Sayı 24, Ġstanbul 2004, ss. 159-179, http://english.isam.org.tr/documents/_dosyalar/_pdfler/osmanli_arastirmalari_dergisi/osmanl%C4% B1_sy24/2004_24_GULECI.pdf(05.09.2015); Hüseyin Vassaf, Sefîne-i Evliyâ, Haz. Mehmet AkkuĢ-Ali Yılmaz, C. V, Kitabevi Yay. Ġstanbul 2011, s. 165; Ġpekten, v.dğr. age, s. 538; Kınalızâde, C. II, s. 450; Mehmet Süreyya, age, C. V, s. 1685; Mehmet Tahir, age, C. I, s. 181; Tuman, C. II, s. 1227. 143 Mehmet Tarih bu isimde bir eserinin olduğunu söylemesine rağmen kaydına ulaĢılamamıĢtır. 144 Ankara Üni. Ktp. Üniversite B Bl. Nu.6. 145 Ankara Adnan Ötüken Ġl Halk Ktp, Nu. Hk 1719, https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=69012(05.09.2015); Millî Ktp. Nu. A 8542/1, B 253/11, https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=128309(05.09.2015); Nuruosmaniye Ktp. Nu. Nk 5008/2, https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=168478(05.09.2015). 146 Ankara Adnan Ötüken Ġl Halk Ktp. Nu. Hk 10,https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=77157(05.09.2015). 147 Topkapı Sarayı Müzesi Ktp. Nu. H. 293, https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=106711(05.09.2015). 39 Biz tâc-rübâ-yı ser-i Ģâhân-ı cihânuz Biz hâk-i kef-i pây-ı gedâyân-ı zemânuz Biz dinlemezüz gulgulını bülbül-i bâgun Biz nâme-serâyân gülistân-ı cinânuz Âfâkı bütün tutmıĢ iken nâlemüz ey dil Biz turfe durur kim yine bî-nâm u niĢânuz Bî-nâm u niĢânuz ne „aceb kavs-i kazâda Her tîr-i belâ kim atılur ana niĢânuz Erbâb-ı mahabbet bizi Yûsuf bilür ammâ 150 Ashâb-ı hased gözine ey dôst sinânuz ZEYNÎ (ö. XVI. yy.) 151 Serez (Serres)‟de doğmuĢtur. ÂĢık Çelebi‟nin dostu ve Anadolu kazaskeri 152 Muallimzâde‟nin hocasıdır. ġiire kabiliyeti olan birisidir. Ġtmeyüp dilde Ģehâ mihrüni pinhân subh Eyledi Ģevkün ile çâk-i giribân subh 148 Nuruosmaniye Ktp. Nu. Nk 2370/2, https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=166061(05.09.2015). 149 Süleymaniye Ktp. Nazif PaĢa Bl. Nu. 528. 150 Beyânî, C. II, s. 244. 151 Balta, “agmd”, DĠA, C. XXXVI, ss. 556-558; Bıçakçı, age, s. 345; Sezen, age, s. 450; Tuğlacı, age, s. 391. 152 ÂĢık Çelebi, C. I, s. 590; Ġpekten, v.dğr. age, s. 550; Tuman, C. I, s. 394. 40 Destine Ģa‟Ģa‟adan aldı asâ-yı zerrin Kûyuna geldi yine olmaga derbân subh Sahn-ı sahrada seherden görinen jâle degül Görüp ahvâlümi oldı bana giryân subh Sanma peydâ olanı Ģa‟Ģa‟a ey meh mihrün Kapmaga topını aldı ele çevgân subh Her seher kûyına azm itse n‟ola Zeynî-i mest 153 Hûb olur ey yüzi gül seyr-i gülistân subh ZÎNETÎ (ö. h.963 / m.1556) 154 Serez (Serres) doğumludur. Genç yaĢta daniĢmend iken vefat etmiĢtir. Kaynaklar, yaĢasaydı büyük Ģair olacağı kanaatindedir. Ölümüne “Fevt-i Zînetî”(963) 155 tarih düĢülmüĢtür. Dâmen âlûde vü destâr perîĢân yaka çâk 156 Kûyuna geldi yine Zînetî-i rüsvâyî 153 ÂĢık Çelebi, C. I, s. 590. 154 Balta, “agmd”, C. XXXVI, DĠA, ss. 556-558; Bıçakçı, age, s. 345; Sezen, age, s. 450; Tuğlacı, age, s. 391. 155 Ahdî, C. II, s. 169; ÂĢık Çelebi, C. I, s. 586; Beyânî, C. II, s. 78; Ġpekten, v.dğr. age, s. 554; Kınalızâde, C. I, s. 356; Mehmet Süreyya, age, C. V, s. 1715; Tuman, C. II, s. 393. 156 Ahdî, C. II, s. 169. 41 1.3.XVII. Yüzyıl: ADNÎ (ö. h.1100 / m.1688) 157 Serez (Serres) doğumludur. Ġsmi Recep‟tir. Serez mevlevihânesi Ģeyhi Ramazan Dede‟ye intisap edip Mevlevî olmuĢ, Belgrad Mevlevîhânesi‟nde Ģeylik 158 159 160 yapmıĢ ve orada vefat etmiĢtir. Divan‟ı ve Nahl-i Tecellî isimli Mesnevî‟den bazı beyitleri Ģerh ettiği eseri vardır. ġâh olmak isteyen gam ile mübtelâ olmak gerek Âlemde saltanat taleb iden gedâ gerek Âh itdügümce cûĢa gelür gözlerüm yaĢı Deryâ temevvüc itmege elbet hevâ gerek Dil mülkine hayâlün ider hükm ki gamun Bu bir harâbeye ne iki pâdiĢâ gerek Kanlu çıkardu yaĢumı yolum basar diyü Evvel bu iĢi iĢlemege dest ü pâ gerek 157 Balta, “agmd”, C. XXXVI, DĠA, ss. 556-558; Bıçakçı, age, s. 345; Sezen, age, s. 450; Tuğlacı, age, s. 391. 158 Çeltik, age, s. 46; Esrar Dede, s. 350; Güzel, Bilal, “Kemiksiz-zâde Safvet Mustafa ve Nuhbetü‟l- Âsâr Min Ferâidi‟l-EĢ‟ar Ġsimli ġair Tezkiresi”, Gazi Üni. Sosyal Bilimler Ens. (YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi), Ankara 2012, s. 431; Ġpekten, v.dğr. age, s. 17; Ġpekten, v.dğr. age, s. 11; Mehmet Süreyya, age, C. I, s. 142; ġeyhî Mehmed Efendi, Vakayü-„l-Fudalâ, ġakaik-ı Nu‟maniye ve Zeyilleri, Haz. Abdülkadir Özcan, Çağrı Yay. C. III, Ġstanbul 1989, s. 682; Tok, Eda, “Adnî‟nin Penceresinden ġems-i Tebrîzî” Uluslararası Sosyal AraĢtırmalar Dergisi, Sayı 7/35, 2014, ss. 224-232, http://www.sosyalarastirmalar.com/cilt7/sayi35_pdf/1dil_edebiyat/tok_eda.pdf(21.02.2015); Tuman, C. II, s. 654. 159 Göre, Zehra, “Adnî Receb Dede, Hayatı ve Eserleri”, Selçuk Üni. Sosyal Bilimler Ens. (YayımlanmamıĢ Doktora Tezi), Konya 2004. 160 Göre, Zehra, Nahl-i Tecellî, Öncü Kitap, Ankara 2009. 42 Ġzin tozuna Adnî yüzün sürdigi bu kim 161 Derdlü gözine sıhhat içün tûtiyâ gerek AHMED (ö. XVII. yy.) Mora‟da doğmuĢtur. DerviĢ Ahmed diye tanınır. Bağdat seferi (1638) esnasında Konya‟ya gelmiĢtir. Kadı-zâdeliler hareketi kendisinde bir intibah oluĢturup Konya Mevlevî âsitânesine intisab edip hizmete girmiĢtir. Bağdat ve ġam 162 Mevlevihânelerinde Ģeyhlik yapıp, ġam‟da vefat etmiĢtir. Yâ Rab Cenâb-ı Ahmed-i Muhtâr hakkı içün ArĢ-ı mecîde fer viren envâr hakkı içün Lütfunla sakla Hayder-i Kerrâr hakkı içün 163 Sürme kapundan Ahmed‟i didâr hakkı içün ÂLÎ (ö. h.1100 / m.1688) Moralıdır. Ġsmi Ali olup, yeniçerilerdendir. Ġsmini mahlas olarak kullanmıĢ, 164 böyle meĢhur olmuĢtur. Pûte-i aĢk-ı hakîkatde vücûdum kâl edip 165 Sikke-i nâmım verildi Âliyâ a‟lâ bana 161 Esrar Dede, s. 351. 162 Ġpekten, v.dğr. age, s. 17; Esrar Dede, s. 38; Tuman, C. I, s. 19. 163 Esrar Dede, s. 39. 164 Ġpekten, v.dğr. age, s. 17; Sâlim, Tezkiretü‟Ģ-ġu‟arâ, Haz. Adnan Ġnce, AKM Yay. Ankra 2005, s. 488; Tuman, C. II, s. 628. 165 Sâlim, s. 488. 43 ÂRĠFÎ (ö. h.1057 / m.1647) 166 Kavala‟da doğmuĢtur. Ġsmi Mehmet Kâmil Çelebi‟dir. Öğrenimini Ġstanbul‟da tamamlamıĢ, muhtelif yerlerde kadılık yapmıĢtır. Türkçe ve Farsça Ģiirleri bulunan Ârifî, bazen Kâmil mahlasını da kullanmıĢtır. Döneminin tanınmıĢ 167 Ģairlerindendir. Aceb bu fülk-i belâ-keĢ kenâra düĢmez mi Yem-i emelde kalır bir diyâra düĢmez mi NiĢân-ı sümm-i semendin eden temâĢâ hîç Gubâr-ı dergeh-i devlet-medâra düĢmez mi Nedir bu cûĢiĢin ey eĢk-i çeĢm-i hûn-âlûd O mihr-i hüsne koya bir nezâre düĢmez mi Gören o hattı ruh-ı âlin ey perî-sîmâ Hevâ-yı seyr-i gül ü sebzezâra düĢmez mi Görürse Kâmil eger nâle-i seher-hîzim 168 Hezâr Ģerm ile sad i‟tizâre düĢmez mi 166 Bıçakçı, age, s. 221; Kiel, Machiel (2002), “Kavala”, DĠA, C. XXV, s. 60-62; Sezen, age, s. 581; Tuğlacı, age, s. 361. 167 Ġpekten, v.dğr. age, s. 42; Rıza, s. 99; Sâlim, s. 591; Safvet, s. 407; ġeyhî Mehmed Efendi, age, C. III, s. 174; Tuman, C. II, s. 611. 168Sâlim, s. 591. 44 BEYÂZÎ (ö. h.1036 / m.1627) 169 Yenice Vardarlı (Giannnitsa) Mehmet Çelebi‟dir. Eğitimini tamamlayınca 170 müderris olmuĢtur. ġiir ve inĢası güçlü Ģairlerden olup memleketinde vefat etmiĢtir. Arz eyle metâ‟-ı dili dil-dâre düĢerse Yirine düĢer ol yüzi gül-zâre düĢerse YaĢum gibi gözden bıragup itme fütâde Gâhice nazar eyle dil-i zâre düĢerse DERÛNÎ (ö. h.1060 / m.1650) 171 Yenice Vardar (Giannitsa) doğumludur. Yusuf-ı Sîneçâk‟ın talebesidir. Muhasebeciliği ve Farsça bilgisiyle ün yapmıĢtır. Esrar Dede Mevlevî olduğunu 172 söyler. IĢkun sipâhına olalı dil konak yiri Dâg-ı gamun tenümde olupdur ocak yiri Terk itse mâl ü mülki Derûnî aceb degül 173 Külhanda dahi bulmıya mı bir yatak yiri 169 Bıçakçı age, s. 411; Kiel, “agmd”, DĠA, C. XLIII, ss. 445-448; Sezen, age, s. 524; Tuğlacı, age, s. 407. 170 Mehmet Süreyya, age, C. II, s. 372; Rıza, s. 120; ġeyhî Mehmed Efendi, age, C. III, s. 90;Tuman, C. I, s. 113. 171 Bıçakçı age, s. 411; Kiel, “agmd”, DĠA, C. XLIII, ss. 445-448; Sezen, age, s. 524; Tuğlacı, age, s. 407. 172 Ahdî, C. II, s. 152; ÂĢık Çelebi, C. I, s. 516; Ekinci, “agm”, s. 1668; Esrar Dede, s. 201; Ġpekten, v.dğr. age, s. 98; Kınalızâde, C. I, s. 301; Mehmet Süreyya, age, C. II, s. 410; Tuman, C. I, s. 276. 173 Ahdî, C. II, s. 152. 45 DÜRRÎ (ö. XVII. yy.) 174 Gümülcine (Komotini)‟de doğmuĢ ve yaĢamıĢ XVII. yüzyıl Ģairlerindendir. Tezkirelerde ismi mevcut değildir. ġiirlerinden ilmiye sınıfına mensup olduğu anlaĢılan Ģair; Kara Çelebizâde Mehmut Efendi, Kemal Efendi, ġerif Efendi gibi ulema zümresinden kiĢiler ile SiyavuĢpaĢazâde ve Bosna valisi Mehmet PaĢa gibi tanınmıĢlara kasideler yazmıĢtır. Bağdat‟ın fethi ve Bahadır Giray‟ın cülûsuna tarihler düĢmüĢtür. ÂĢıkâne ve sade bir üslupla Ģiirlerini kalme almıĢ olan Dürrî‟nin 175 tezkirelerde yer almayıĢı, ihmal edildiğine delalet eder. Divan sahibi olan Ģair, 176 ayrıca 1642 yılında 186 beyitlik bir Gümülcine Şehrengizi de kaleme almıĢtır. ÂĢıka cevr u cefâ gayrıya lutf eylersin 177 Sevmeyenler seni yanında sevenden yegdir ES‟AD (ö. h.1043 / m.1634) 178 Selaniklidir (Thessaloniki). Dönemin müderrislerinden olan Es‟ad, Ģeyhzâde lakabıyla da anılırdı. Ömrünü memleketinde geçirmiĢ ve orada vefat 179 180 etmiĢtir. Divan sahibi olan Ģairin Ģiirleri âĢıkane ve rindanedir. 174 Bıçakçı age, s. 122; Kiel, Machiel, “Gümülcine” (1996), DĠA, C. XIV, s. 268-279; Sezen, age, s. 208; Tuğlacı, age, s. 347. 175 Kılıç, Ġhsan, “Gümülcineli Dürrî Divanı”, Yüzüncü Yıl Üni. Sosyal Bilimler Ens. (YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi), Van 2010. 176 Türk Dili ve Edebiyatı Ans. “Dürrî Gümülcinevî”, Dergâh Yay. C. II, Ġstanbul 1980, s. 400; Yazar, Ġlyas, “Dürrî‟nin ġehrengizinden Gümülcine‟ye BakıĢ”,Turkish Studies Sayı 2/2, Ankara 2007, ss. 770-789, http://www.turkishstudies. net/dergi/cilt1/sayi4/yazarilyas. pdf(13.10.2012); 177 TDEA, C. II, s. 400. 178 Bıçakçı, age, s. 302; Kiel, “agmd”, DĠA, C. XXXVI, ss. 352-357; Sezen, age, s. 629; Tuğlacı, age, s. 389. 179 Karayerli, Ercan, “Selânikli Esad Efendi Hayatı Edebî KiĢiliği ve Divanı‟nın Yeni Harflere Çevirisi”, Kocatepe Üni. Sosyal Bilimler Ens. (YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi), Afyon 1997. 180 Çeltik, age, s. 62; Ġpekten, v.dğr. age, s. 116; Özcan, “agm”, s. 420; Rıza, s. 143; Tuman, C. I, s. 35. 46 Mâdâm gamze-i mest-i kadeh-nûĢ-ı fitnedür Müjgân-ı çeĢm-i yâr hem-âgûs-ı fitnedür Sahbâ-perest-i iĢve degül Ģâhid-i nigâh Mest-i mey-i giriĢme vü ser-hoĢ-ı fitnedür Hûn-ı nigâh-ı dilbere kan itdüren müdâm Hep keyf-i câm-ı bâde-i pür-cûĢ-ı fitnedür Eyler mezâd kale-i âĢub-ı hüsnini Dellâl-ı gamze emit‟a-ber-dûĢ-ı fitnedür Mümkin mi Es‟ad olmaya âteĢ-zen-i salâh 181 Çarh-ı sitem-füruĢ Ģerer-pûĢ-ı fitnedür HASAN ÇELEBĠ (ö. h.1024 / m.1615) 182 Serez (Serres) doğumludur. Lütfibeyzâde‟nin sahnda muidi olduğu için Muid Hasan Çelebi namıyla tanınmıĢtır. Kadı Ali Efendi‟nin oğludur. Öğrenimini tamamladıktan sonra müderrislik ve kadılık yapmıĢtır. Kaynaklar Ģiirlerini nazikâne 183 bulurlar. Güm-geĢte idi dil der-i cânânda bulındı Kimün sözi var hidmet-i sultânda bulındı 181 Özcan, “agm”, s. 420; Rıza, s. 143. 182 Balta, “agmd”, DĠA, C. XXXVI, ss. 556-558; Bıçakçı, age, s. 345; Sezen, age, s. 450; Tuğlacı, age, s. 391. 183 ÂĢık Çelebi, C. II, s. 624; Ġpekten, v.dğr. age, s. 185; Kınalızâde, C. I, s. 239; Mehmet Süreyya, age, C. II, s. 616; Tuman, C. I, s. 194. 47 Bend itse n‟ola tîgini ol gamzesi cellâd ÂĢıkların öldürdi niçe kanda bulındı Gamzen kimi öldürse Ģehîd olur imiĢ ol Bu mes‟ele ayniyle Tatar hânde bulındı Tahrîk ider âhum yemm-i ıĢkı n‟ola yâ Rabb Dil zevrakınun hâli ki ummânda bulındı Bir gice o meh gelmiĢ idi tâli‟ini gör 184 Bî-çâre hüsn ol gice yâbânda bulındı HATMÎ (ö. h.1029 / m.1619) 185 Semadirek (Samothraki) adasında doğmuĢtur. Ġsmi Abdürrahim Çelebi‟dir. Divan kâtiplerinden olup, güzel konuĢmasıyla ün yapmıĢ; Kudüs‟te vefat etmiĢtir. 186 ġiirleri ve kiĢiliğiyle meclislerin aranan simalarından olmuĢtur. Yalnız sana degildür cevr-i devr-i rûzgâr 187 Açlıgındanen gönül deryâ köpük kusmakdadur 184 Kınalızâde, C. I, s. 239. 185 Bıçakçı, age, s. 344; Sezen, age, s. 450; ġahin, Ġlhan (2009), “Semadirek”, DĠA, C. XXXVI, ss. 458-459. 186 Ġpekten, v.dğr. age, s. 195; Tuman, C. I, s. 245. 187 Tuman, C. I, s. 245. 48 MUÎN (ö. h.1063 / m.1652) 188 Selanikli (Thessaloniki) olup ismi Mehmet‟tir. Geçliğinde tahsil için Ġstanbul‟a gelmiĢ, mülâzım olduktan sonra muhtelif kazalarda kadılık yapmıĢtır. Ġstanbul‟da beylerbeyi olarak da görevde bulunmuĢtur. Döneminin tanınmıĢ ve Ģiiri 189 190 takdir gören Ģairlerdendir. Divan‟ı vardır. Hatun tahrîrini keĢf-i rümûz-ı tâzedür dirler Kitâb-ı hüsne târ-ı kâkülün Ģîrâzedür dirler Hevâ evc-i belâda nagme-i sehnâzdur ammâ Makâm-ı aĢk uĢĢâk içre hûb âgâzedür dirler Anunçün her biri bir dem ayılmaz mest ü âlûde ġarâb-ı Ģevka rindânun dili cemmâzedür dirler Dükân-ı aĢka ölçüp dolmayınca bir kadem varma Metâ-ı derd ü mihnet hayli bî-endâzedür dirler N‟ola erbâb-ı dil bir dem düĢürmezse dehânından 191 Mu„în‟ün Ģi„rine Ģîrîn-zebân-ı tâzedür dirler 188 Bıçakçı, age, s. 302; Kiel, “agmd”, DĠA, C. XXXVI, ss. 352-357; Sezen, age, s. 629; Tuğlacı, age, s. 389. 189 Çeltik, age, s. 93; Ġpekten, v.dğr. age, s. 301; Rıza, s. 206; Özcan, “agm”, s. 421; Safvet, s. 608; Sâlim, s. 591; ġeyhî Mehmed Efendi, age, C. III, s. 700; Tuman, C. II, s. 970. 190 Muîn, Divan, Haz. Ömer Savran, Digital Sanat Yay. Ġstanbul 2010. 191 Rıza, s. 206 49 NAZÎF (ö. h.1106 / m.1695) 192 Ġsmi Mehmet olana Ģair Tırhala (Trikala) doğumludur. Gençliğinde Ġstanbul‟a gelip eğitim görmüĢ sonra memleketine dönenerek müftülük ve kadılık 193 görevlerinde bulunmuĢtur. Tırhala‟da Muharrem ayında vefat etmiĢtir. Divan‟ı 194 vardır. ġiirlerinin çoğu dinî ve tasavvufî mahiyettedir. HurĢîd mi yâ bârika-i tal‟at-i Ahmed Subh itdi seban-gâh-ı gamı nûr-ı Muhammed Müjgân-ı gamı câm-ı dili münkesir itmez Bî-rahne geçer ĢîĢeden ol tîr-i muhadded Her târını bin cân-ı kirâmı vatan itmiĢ MahĢer-geh-i ervâhdır ol zülf-i mücemmed Bu dâmda bâla-rû tahkîk olmazsın Ankâ ise pervâz idemez murg-i mukayyed Oldun Ģeref-i zât ü tabî‟atle Nazîfâ 195 Seccâde-i irfânda mansûb-ı müebbed 192 Bıçakçı, age, s. 375; Kiel, “agmd”, DĠA, C. XLI, ss. 114-116; Sezen, age, s. 488; Tuğlacı, age, s. 398. 193 Ġpekten, v.dğr. age, s. 325; Mehmet Süreyya, age, C. IV, s. 1238; Mustafa Safayî Efendi, Nuhbetü‟l-Âsâr min Fevâidi‟l-EĢ‟ar, Haz. Pervin Çapan, AKM Yay. Ankara 2005, s. 606; Safvet, s. 725; Salim, s. 667; ġeyhî Mehmed Efendi, age, C. IV, s. 118 Tuman, C. II, s. 1071. 194 Darıcık, Murat, “Nazîf Divanı (Transkripsiyonlu Çeviri Ve Metin-Ġnceleme)”, Cumhuriyet Üni. Sosyal Bilimler Ens. (YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi), Sivas 2006. 195 Darıcık, "agtz”, s. 187. 50 NECÎB (ö. h.1085 / m.1674) 196 Selaniklidir (Thessaloniki). Ġsmi Mehmet‟tir. Öğrenimini tamamladıktan 197 sonra muhtelif Rumeli kasabalarında kadılık yapmıĢtır. NĠZÂMÎ (ö. h.1108 / m.1696) 198 Aydonat (Paramithia) kasabasında doğmuĢtur. Müneccel/Mincel Ahmet Efendi‟dir. Zamanın büyük âlimlerinden Minkarîzâde Yahya Efendi‟den mülâzım olmuĢtur. Müderrislik yapmıĢtır. Hicrî 1107 yılında, Piyale PaĢa Darü‟l-Hadis‟i ile Gazanfer Ağa Medresesi ve nihayetinde Saray-ı Cedit hocalığı verilmiĢtir. Arapça ve 199 Farsçaya hâkim olan Nizâmî, iyi bir Ģair ve münĢirdir. Felekde mihr ü mehde cüst ü cûlar hep seninçündür Zemînde zâr u giryân âb-ı rûlar hep seninçündür Nola bir kerre meyl etsen kenâre ey dür-i yek-tâ 200 Der-i mey-hânelerde hây u hûlar hep seninçündür RAGÎB (ö. h.1096 / m.1685) 201 Eğriboz (Evvia)‟da doğmuĢtur. Adı Mehmet Çelebi‟dir. Devrinin iyi 202 Ģairlerinden kabul edilmiĢtir. 196 Bıçakçı, age, s. 302; Kiel, “agmd”, DĠA, C. XXXVI, ss. 352-357; Sezen, age, s. 629; Tuğlacı, age, s. 389. 197 Ġpekten, v.dğr. age, s. 330 (Age‟de zikredilmesine rağmen tezkirelerde kaydına rastlanmamıĢtır). 198 Sezen, age, s. 51. 199 Ġpekten, v.dğr. age, s. 348; Mehmet Süreyya, age, C. IV, s. 1259; Sâlim, s. 667; ġeyhî Mehmed Efendi, age, C. IV, s. 132; Tuman, C. II, s. 1066. 200 Sâlim, s. 667. 201 Bıçakçı, age, s. 74; Kiel, Machiel (1994), “Eğriboz”, DĠA, C. X, ss. 491-493; Sezen, age, s. 9; Tuğlacı, age, s. 311. 202 Ġpekten, v.dğr. age, s. 360; Mehmet Süreyya, age, C. IV, s. 1342; Safayî, s. 207; ġeyhî Mehmed Efendi, age, C. III, s. 669; Tuman, C. I, s. 358. 51 Hâl-i siyehün ben rûh-ı pür-tâbda gördüm San kevkebümi pençe-i meh-tâbda gördüm Efkâr-ı rûhunla nola dil muzdarîb olsa 203 Bir tâze gülü ĢîĢe-i sî-âbda gördüm RAHMETÎ (ö. h.1030 / m.1620) 204 Serez (Serres) doğumludur. Ġsmi Rahmetullah‟tır. Hatiptir. Mevlevî olup Adnî Dede‟nin derviĢidir. Adnî Dede Belgrad Mevlevihanesine Ģeyh olunca, Rahmetullah Dede icazet isteyip Konya‟ya gitmiĢ, ġems-i Tebrizî ve Hz. Mevlana‟nın 205 türbelerinde mesnevihânlık yapmıĢtır. Üsküp ve Gelibolu Mevlevihanelerinde Ģeyh olarak bulunmuĢ, Gelibolu‟da vefat etmiĢtir. Esrar Dede eserleri olduğunu fakat Üsküp Mevlevîhanesi‟nde bulunduğu vakit tekkeyi istila eden eĢkiyalarca tarümar 206 edildiğini söyler Es-salâ erbâb-ı aĢka açılıp meydân-ı hû Tutdı ser-tâ-ser cihânı pertev-i cevlân-ı hû Âdem ü âlem olup per-kâr-ı devr ü dâ‟ire Sâbit ü seyyârı yek-reng eyledi devrân-ı hû Girdi ehl-i vecd ü hâlet birbirine Ģevk ile BaĢları saldı ayaga gerdiĢ-i çevgân-ı hû 203 ġeyhî Mehmed Efendi, age, C. III, s. 669. 204 Balta, “agmd”, DĠA, C. XXXVI, ss. 556-558; Bıçakçı, age, s. 345; Sezen, age, s. 450; Tuğlacı, age, s. 391. 205 Sicill-i Osmanî‟de Ġskilip Mevlevihanesi de geçer. 206 Esrar Dede, s. 213; Ġpekten, v.dğr. age, s. 362; Mehmet Süreyya, age, C. IV, s. 1343; Tuman, C. I, s. 330. 52 Enfüs ü âfâkı gark-ı mevce-i tûfân idüp CûĢ itdi her tenûr-ı sîneden irfân-ı hû Pey-rev-i nây u kudûm ü sine-çâk ü zahm-ı hâr Olmak ister vird-i Mevlânâ ile meydân-ı hû Mesnevî vü Mevlevî Ģîr ü Ģekerdür bezmine Hasretü‟l-Firdevsdür ayĢ-i hoĢ-ı rindân-ı hû Evvel ü âhir ile çün zâhir ü bâtın odur 207 Rahmetî olsa n‟ola dil gevher-i ummân-ı hû RÂZÎ (ö. h.1027 / m.1618) 208 Yenice Vardar (Giannitsa)‟da doğmuĢtur. Ġsmi Yusuf‟tur. Eğitimini tamamladıktan sonra mülâzım, müderris ve kadı olmuĢtur. Medine kadılığı da yapmıĢ, 209 Ġstanbul‟da vefat etmiĢtir. Niçün ey meh-likâ uĢĢâk-ı zâra rahm itmezsün 210 Hele mey-hâneden geçdük vefâya bârî gitmezsün 207 Esrar Dede, s. 213. 208 Bıçakçı age, s. 411; Kiel, “agmd”, DĠA, C. XLIII, ss. 445-448; Sezen, age, s. 524; Tuğlacı, age, s. 407. 209 Ġpekten, v.dğr. age, s. 372; Nev‟îzâde Atâî, Hadaiku‟l-Hakaik Fî Tekmileti‟Ģ-ġakaik, ġakaik-ı Nu‟maniye ve Zeyilleri, Haz. Abdülkadir Özcan, Çağrı Yay. C. II, Ġstanbul 1989, s. 628; Rıza, s. 228; Tuman, C. II, s. 970. 210 Rıza, s. 228. 53 SÂFÎ (ö. h.1100 / m.1688) 211 Serez (Serres) doğumludur. ġehrindeki Mevlevî Ģeyhlerinden Kerim Dede‟ye intisab edip hizmetinde bulunmuĢ; Ģeyhi vefat edince pek çok yer dolaĢıp Yenice Vardar (Giannitsa)‟a gelmiĢtir. Yenice Mevlevihânesinde Vecdî Dede‟ye bağlanmıĢ, Ma‟nevî Dede ve ġeyh Muhammed Dede‟nin sohbetlerine katılıp hizmet etmiĢtir. Ömrü burada son bulup Mevlevihânenin haziresine defnolunmuĢtur. ġiir ve 212 inĢası güçlü olup âĢıkâne gazelleri vardır. Bildi bir dürr idügin atmadı yabâne seni Togtıgun gibi sarup sarmaladı ana seni Ko bu bilmezliği kim kendüyi bildürmek içün Kodı Hallâk-ı ezel sûret-i insâna seni Rahm-i mâder gibi zindâna giriftâr oldun Mâlik idince Hudâ Yûsuf-ı irfâna seni Sükker-i nazm ile mir‟ât-ı safâ-yı kalbün Söyledürse n‟ola tûti gibi yârâna seni Mahlasun Sâfî ise terk ide gör gıll ü gıĢı 213 Ġrgürür himmet-i âli dahi akrâna seni 211 Balta, “agmd”, DĠA, C. XXXVI, ss. 556-558; Bıçakçı, age, s. 345; Sezen, age, s. 450; Tuğlacı, age, s. 391. 212 Esrar Dede, s. 312; Ġpekten, v.dğr. age, s. 409; Tuman, C. II, s. 536. 213 Esrar Dede, s. 313. 54 SÂFÎ (ö. h.1076 / m.1665) 214 YeniĢehir Feneri (Larissa) doğumludur. Ġsmi DerviĢ Ahmet‟tir. Halvet- meĢrep biri olduğundan eğitimini tamamlayınca göz önünde bulunmayı tercih 215 etmeyip kendi halinde hayatını devam ettirmiĢtir. Sîne pür-dâg-ı gamındır nâleler bülbüllerim EĢk-i çeĢmimden alır neĢv ü nemâyı güllerim Dûd-ı âhımrevnâk-ı bâg-ı derûndur amma 216 Açılır fasl-ı hazân bilmez benim sümbüllerim TABÎ (ö. h.1077 / m.1666) 217 Selaniklidir (Thessaloniki). Ġsmi Mehmet‟tir. Tahsilini tamamlayınca sipahi 218 zümresine dâhil olmuĢtur. Kaynaklar marifetli usta Ģair olduğunu söyler. Dil-i sûzâna hayâl-i hat-ı dilber düĢdi Gϋyiyâ micmer-i pür-âteĢe ahker düĢdi Çesm-i pür-nemde karâr eyledi aks-i ruh-ı yâr 219 Âb-ı sâfîye meger pertev-i hâver düĢdi 214 Bıçakçı, age, s. 3420; Sezen, age, s. 337; Tuğlacı, age, s. 407. 215 Çınarcı, M. Nuri, “ġeyhülislâm Ârif Hikmet Bey‟in Tezkire‟Ģ-ġu‟arâsı ve Transkripsiyonlu Metni”, Gaziantep Üni. Sosyal Bilimler Ens. (YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi), Gaziantep 2007, s. 77; Ġpekten, v.dğr. age, s. 410; Mehmet Süreyya, age, C. V, s. 1431; Tuman, C. II, s. 526. 216 Tuman, C. II, s. 526. 217 Bıçakçı, age, s. 302; Kiel, “agmd”, DĠA, C. XXXVI, ss. 352-357; Sezen, age, s. 629; Tuğlacı, age, s. 389. 218 Ġpekten, v.dğr. age, s. 496; Mehmet Süreyya, age, C. V, s. 1608; Özcan, “agm”, s. 423; Tuman, C. II, s. 585. 219 Tuman, C. II, s. 585. 55 VELÎ (ö. h.1066 / m.1655) Rodos‟tadoğmuĢtur. Ġsmi Veliyüddin‟dir. Eğitimini Ġstanbul‟da tamamlayıp, Kafzâde Faizî‟den mülâzım olmuĢtur. Atik Ali PaĢa müderrisi iken vefat etmiĢtir. Hiciv ve hezelleri ile ün yapan Ģairin, Sicill-i Osmanî‟de Divan sahibi olduğu 220 belirtilmiĢtir. Gönlüm aldıysa ziyân eyledüm yârumdan Râzıyum ben hele bir cânıla bâzârumdan Zâyi olmadı benüm âh-ı seher-gâhlarum Raks ider kilk-i terüm nağme-i âsârumdan Ne kadar nâdire-gû Ģâ„ir-i sehhâr idigüm Bilinür çâĢni-i lezzet-i güftârumdan Rûz-ı nev-rûz gibi geldi VelîĢâhid-i Ģevk 221 Haber itdi bana pâyân-ı Ģeb-i târumdan YÜMNÎ (ö. h.1083 / m.1694) 222 Selaniklidir (Thessaloniki). Ġsmi Mehmet‟tir. Eğitimini Ġstanbul‟da tamamladıktan sonra müderris ve kadı olarak farklı Rumeli kasabalarında görev 223 yapmıĢtır. 220 Ġpekten, v.dğr. age, s. 528; Mehmet Süreyya, age, C. V, s. 1660 (Divan sahibi olduğu söylenmesine rağmen bir kaydına ulaĢılamamıĢtır); Özcan, “agm”, s. 424; Rıza, s. 286; Safayî, s. 694; Safvet, s. 784; ġeyhî Mehmed Efendi, age, C. III, s. 231; Tuman, C. II, s. 1179. 221 Rıza, s. 286. 222 Bıçakçı, age, s. 302; Kiel, “agmd”, DĠA, C. XXXVI, ss. 352-357; Sezen, age, s. 629; Tuğlacı, age, s. 389. 56 Oldı sahn-ı bâg-ı âlem dil-güĢâ nev-rûzdur Âlem et elden koma câm-ı safâ nev-rûzdur El iriĢip geh izâr u geh hatt-ı müĢgînine Bir olurdu âĢıka subh u mesâ nev-rûzdur Devlet el vermez diyenler dest-bûsı eymez niyâz 224 Lutf edersen eyle gel bir merhabâ nev-rûzdur 1.4. XVIII. Yüzyıl: AHMED (ö. h.1113 / m.1702) 225 Selanik (Thessaloniki)‟te doğmuĢtur. MüneccimbaĢı Ahmed Dede namıyla da bilinir. ġiirlerinde “ÂĢık” mahlasını kullanmıĢtır. Ġlk eğitimini kendi Ģehrinde Müftü Abdullah Efendi‟den almıĢ, daha sonra dönemin Selanik Mevlevihânesi postniĢini Muhammed Dede‟ye intisap etmiĢtir. 24 yaĢında Ġstanbul‟a gelip Arzî Muhammed Dede‟nin hizmetinde bulunmuĢ ve sâir Mevlevî büyüklerinden Mevleviliğin inceliklerini öğrenme gayreti içerisinde olmuĢtur. Salih Efendi ve Müneccimek Mehmet Çelebi‟den riyazî ilimleri öğrenmiĢtir. KasımpaĢa Mevelvihânesi Ģeyhi Seyyid Fazıl Halil Dede‟nin 15 yıl kadar hizmetinde bulunduktan sonra IV. Mehmet kendisini müneccimbaĢı olarak görevlendirmiĢtir. 18 yıllık müneccimbaĢılıktan sonra Kahire‟ye göçmüĢ iki yıl orada ikamet edip Mekke-i Mükerreme‟ye geçmiĢtir. 12 yıl Mekke Mevlevihânesi Ģeyhliği yapan Ahmed Dede, 70 yaĢını aĢkınken vefat etmiĢtir. Mekke‟de medfundur. Âlim, ârif, fâzıl, nâĢir, Ģair bir insan olan Ahmed Dede, pek çok eser kaleme almıĢtır. Eserlerinden bazıları Ģunlardır: Haşiye-i Beyzâvî, Zeyl-i Sadreddinzâde, 223 Ġpekten, v.dğr. age, s. 538; Mehmet Süreyya, age, C. V, s. 1703; ġeyhî Mehmed Efendi, age, C. III, s. 718; Tuman, C. II, s. 1179. 224 Tuman, C. II, s. 1179. 225 Bıçakçı, age, s. 302; Kiel, “agmd”, DĠA, C. XXXVI, ss. 352-357; Sezen, age, s. 629; Tuğlacı, age, s. 389. 57 “Risâle-i Fârisiye-i Ġslamiye”nin metin ve Ģerh olarak Gâyetü’l-Beyân adıyla Arapça tercümesi, Şerh-i Ahlâk-ı Adudiye, astronomi, geometri, tıp ve musiki risaleleri ile “MüneccimbaĢı Tarihi” olarak da bilinen Câmiu’d-Düvel isimli Arapça tarih kitabıdır. Üç dilde Ģiir yazmaya muktedir olan Ģairin, Ģiir ve inĢa alanında baĢarılı olduğu ifade 226 edilmekte ve Divan sahibi olduğu belirtilmektedir. PerîĢân oldı dikkat eyleyince zülf-i cânâne Meger kim sîne-veĢ bîzârdır târ-ı nigâhımdan O Kays dest peymâ-yı Ģeb-i târîk hicrin kim 227 Sevâd-ı zülf-i Leylî reng- âlûd dûd-ı siyâhımdan AHMED PAġA (ö. h. 1170 / m.1757) 228 Mora‟da Gördüs (Korinthos) kasabasında doğmuĢ, müderris Ali Efendi‟nin oğludur. Bölge pırasa yetiĢtiriciliği ile meĢhur olduğundan “Pırasa Ahmed PaĢa” olarak da tanınmıĢtır. Babasının vefatından sonra müderris olmuĢ ardından bazı yerlerde voyvodalık ve kapıcıbaĢılık yapmıĢtır. 1158/1745 yılında vezirlik rütbesi alıp 229 Mora‟ya vali olarak atanmıĢ, bir-iki memuriyetten sonra emekli olmuĢtur. Gönül ister ki devr itsin felek kendi merâmınca Felekden o felek ondan haberdâr olmamıĢ bildim 226 Esrar Dede, s. 20; Ġğci, Alpay-Güler, Aydın, “Osmanlı Ġmparatorluğu XVII. Yüzyılında Rumelili Edebî ġahsiyetler”, Turkish Studies Sayı 9/6, Ankara 2014,ss. 545-581, http://www.turkishstudies. net/Makaleler/1287543671_36%C4%B0%C4%9FciAlpay-vd-edb-545-581.pdf(09.09.2015); Ġpekten, v.dğr. age, s. 16; Mehmet Süreyya, age, C. I, s. 184; Özcan, “agm”, s. 417; Salim, s. 191; ġeyhî Mehmed Efendi, age, C. IV, s. 206; Tuman, C. II, s. 614 Eserleri hakkında geniĢ bilgi için bkz. Ağırakça, Ahmet (2006), “MüneccimbaĢı, Ahmed Dede”, DĠA, C. XXXII, ss. 4-6; (Divan sahibi olduğu söylenmesine rağmen bir kaydına ulaĢılamamıĢtır). 227 ġeyhî Mehmed Efendi, age, C. IV, s. 206. 228 Bıçakçı, age, s. 182; Kiel, Machiel (1994), “Gördüs”, DĠA, C. XIV, ss. 154-156; Sezen, age, s. 203. 229 Fatin Davut, Hatimetü‟l-EĢ‟âr, Haz. Ömer Çiftçi, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yay. E-Kitap, s. 49, http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10736,metinpdf.pdf?0(13.12.2012); Ġpekten, v.dğr. age, s. 24; Mehmet Süreyya, age, C. I, s. 217; Tuman, C. I s. 17. 58 ġuûnât-ı Ġlahî hem tabîat seyrini anlar 230 Aristâlîs-i tedkîkât-ı Ahmed kalmamıĢ bildim BELĠĞ (ö. h.1172 / m.1759) 231 YeniĢehir Feneri (Larissa) doğumludur. Ġsmi Mehmet Emin‟dir. Eğitimini Ġstanbul‟da almıĢ, NakĢî Ģeyhi Akovalızâde Hatem Efendi‟nin de talebesi olmuĢtur. Kadı olarak göreve baĢlayıp, Eski Zağra (Stara Zagora/Bulgaristan)‟da nâib iken vefat etmiĢtir. 232 Devrinin önde gelen Ģairlerinden olan Beliğ, Divan sahibidir. ġiirde kendini 233 çağdaĢı Râgıb PaĢa‟ya üstün görmüĢtür. Maksûdunu sa‟y ile tarîkinde bulunca Deryâya irer âb-ı revân gitse yolunca Elbetde olur zâlime vâsıl eser-i âh Duymaz elem-i zahmını âdem urulunca Mağbûni-i kâlâ-yı fenâ zâhir olur hep Sabr ile bu bâzâr-ı nedâmet bozulunca 230 Fatin, s. 49. 231 Bıçakçı, age, s. 3420; Sezen, age, s. 337; Tuğlacı, age, s. 407. 232 Demirel, Gamze, “18. Yüzyıl ġairlerinden Belîğ Mehmed Emîn Dîvânı: Ġnceleme-Tenkitli Metin-Tahlil”, Fırat Üni. Sosyal Bilimler Ens. (YayımlanmamıĢ Doktora Tezi), Elazığ 2005; Dereli, Üzeyir, “Belîğ Mehmed Emîn, Hayatı, Edebî KiĢiliği ve Türkçe Eserlerinin Tenkidli Metni”, Süleyman Demirel Üni. Sosyal Bilimler Ens. (YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi), Isparta 1996. 233 Çeltik, age, s. 59; Esad Mehmed Efendi, Bağçe-i Safâ-Endûz, Haz. Rıza OğraĢ, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yay. E-Kitap, Burdur 2001, s. 70, http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10734,bahcepdf.pdf?0(13.12.2012); Fatin, s. 70; Ġpekten, v.dğr. age, s. 74; Mehmet Tahir, age, C. II, s. 219; Mehmet Süreyya, age, C. II, s. 368; Muallim Naci, s. 282; Tuman, C. I, s. 104. 59 Erbâb-ı kemâlin yeri hâkister-i gamdır Hâk üzre düĢer meyve kemâliyle olunca Râhat yine ukbâdadır insâna ki sâlik Her yirde bulur nermi-i pister yorulunca Tıfl-ı dile virmez mi o dûĢîze-i ra‟nâ Bostançe-i nârencini sağınca solunca Söz yok suhan-ı Râgıb Efendi‟ye Belîğâ 234 Âlemde kiĢi böyle gerek Ģâir olunca CEZBÎ (ö. h.1161 / m.1748) 235 Tırhala (Trikala)‟da doğmuĢtur. Ġsmi Ġbrahim olan Ģair, Kızkapanzâde namıyla da tanınmıĢtır. Öğrenimini tamamlayınca PaĢmakçızâde Seyyid Ali Efendi‟nin Rumeli kalemine devam edip, bazı Rumeli kasabalarında kadılık yapmıĢtır. Bir Bayramî derviĢi olan Cezbî, Himmetzâde Abdullah Efendi ve Abdüssamet Efendi‟lerden de feyz almıĢtır. CoĢkun bir mizaca sahip olduğu için Ģiirlerinde Cezbî mahlasını kullanan Ģair, Ģeriata aykırı sözler söylediği için ZiĢtovi‟ye sürülmüĢtür. Vefat edince (bir rivayete göre Ģehit edilince) Edirnekapı‟ya defnedilmiĢtir. ġiirlerinde Örfî uslûbunu izlemiĢtir. ÂĢıkâne ve tasavvufî 236 237 niteliktedir. Hüsyin Vassaf‟a göre Divan‟ı vardır. 234 Fatin, s. 70. 235 Bıçakçı, age, s. 375; Kiel, “agmd”, DĠA, C. XLI, ss. 114-116; Sezen, age, s. 488; Tuğlacı, age, s. 398. 236 Esad, s. 100; Güftî, s. 115; Hüseyin Vassaf, age, C. II, s. 567; Ġpekten, v.dğr. age, s. 92; Mehmet Süreyya, age, C. II, s. 398; Mehmet Tahir, age, C. II, s. 73; Sâlim, s. 271; Tuman, C. I, s. 147. 237 Hüseyin Vassaf, gayr-ı matbu olan Divan‟ını mütalaa ettiğini söylemesine karĢın bir nüshasına ulaĢılamamıĢtır. Topkapı Sarayı Müzesi Ktp. Hazine Bl. H.1089 ArĢiv numarasında kayıtlı olan Himmetzâde Ahmed Cezbî‟ye ait Divan‟la karıĢtırılmıĢ olması muhtemeldir. 60 Mekteb-i dilden açıldı nüsha-i tefsîrimiz Ehl-i aĢka bahĢ-ı cân eyler bütün takrîrimiz Tâlib-i ilm-i maânî anlamaz zâhid anı Bir muammâ söyleriz esrârdır tâ‟bîrimiz Biz Mesîhâ-demleriz hem haste-i cânân içün Bir devâdır ehl-i derde nefha-i iksîrimiz Biz gürûh-ı Himmetî‟yiz sorar isen zâhidâ Mümtezicdir çün nüfûs-ı aĢk ile tahmîrimiz GelmiĢizdir aĢk ile Cezbî cihân iklîmine 238 Çün uyanmıĢdır ezelden Ģem‟a-i takdîrimiz EMÎN (ö. h.1123 / m.1712) 239 Selaniklidir (Thessaloniki). Ġsmi Mehmet olup, döneminde Nazirizâde namıyla tanınmıĢtır. Sarayda değiĢik hizmetlerde bulunduktan sonra kapıcıbaĢı olarak görevlendirilmiĢtir. Yazdığı bir rubainin beğenilmesiyle Kıbrıs‟a defterdar olarak atanmıĢtır. Arapça ve Farçaya hâkim olan Emîn, musiki ve tarih düĢürmede de mahir 240 bir Ģairdir. Kıbrıs‟ta vefat etmiĢtir. Kıbrıs‟ta bulunduğu dönemlerde Ģiddetli bir fakirlik yaĢayan Ģair, halini ġeyhülislam Seyyid Fazlullah Efendi‟ye bir rubai ile Ģöyle Ģikâyet etmiĢtir: 238 Hüseyin Vassaf, age, C. II, s. 568. 239 Bıçakçı, age, s. 302; Kiel, “agmd”, DĠA, C. XXXVI, ss. 352-357; Sezen, age, s. 629; Tuğlacı, age, s. 389. 240 Erdemir, age, s. 127; Ġpekten, v.dğr. age, s. 109; Mehmet Süreyya, age, C. II, s. 471; Safayî, s. 81; Sâlim, s. 181; ġeyhî Mehmed Efendi, age, C. IV, s. 460;Tuman, C. I, s. 66. 61 Ey dest-i dilet be-lutf u cûd âmâde Vey hâk-i dere melâz-ı her üftâde Et‟imnî kalbe en yekûle‟l-kâilû Kad mâte mine‟l-cû‟î Nazîrî-zâde ġeyhülislam‟da cevaben Ģöyle mukabelede bulunmuĢtur: Ey ân ki Ģode zi-nakĢ-ı hestî sâde Vez-fakr u mecâ‟a hem zi-pâ üftâde Hâ ibtede‟a‟l-gına izâ temme‟l-fakru 241 Hâzâ Ģey‟un ceret aleyhi‟l-âde ES‟AD (ö. h.1144 / m.1731) 242 Yanya (Ioannina)‟da doğmuĢtur. Ġsmi Mehmed‟tir. Es‟ad Hoca olarak tanınmıĢtır. Ayrıca devrinin âlimleri kendine muallim-i salis demiĢlerdir. Ebu Saidzâde Feyzullah Efendi‟den ders almıĢ; pek çok medresede müderrislikte bulunduktan sonra hususî hocalık yapmıĢtır. Ġstanbul‟da vefat edip Edirnekapısı Emir Buhari Tekkesi yakınlarındaki kabristana defnedilmiĢtir. Latince, Yunanca, Arapça ve Farsça dillerine hâkim olan Es‟ad bu dillerden pek çok nakiller yapıp, risaleler ve 243 Ģerhler kaleme almıĢtır. Eserleri Ģöyledir: Et-Ta'lîmü's-Sâlis, Aristo‟nun sekiz bölümden oluĢan Fizika (es-Semâ‟ü‟t-Tabi‟î) adlı eserinin Karaferyeli Ioannis Kuttinius tarafından yapılan kısmen Ģerhi, kısmen özetinin Yunanca‟dan Arapça‟ya 244 tercüme ve Ģerhidir. Tercümetü’ş-Şerhi’l-Envee: Porphyrius‟un Ġsagoci‟si ile 241 Tuman, C. I, s. 66. 242 Bıçakçı, age, s. 389; Kiel, Machiel (2013), “Yanya”, DĠA, C. XLIII, ss. 317-321; Sezen, age, s. 518; Tuğlacı, age, s. 406. 243 Esad, s. 36; Ġğci-Güler, “agm”, s. 553; Ġpekten, v.dğr. age, s. 116; Mehmet Süreyya, age, C. II, s. 487; Mehmet Tahir, age, C. I, s. 308; Salim, s. 172; Tuman, C. I, s. 35. Eserleri ve hayatı hakkında geniĢ bilgi için ayrıca bkz. Sarıkavak, Kazım (2013), “Yanyalı Esad Efendi”, DĠA, C. XLIII, ss. 322-323. 244 Râgıb PaĢa Ktp. Nu. 824; Râgıb PaĢa Ktp. Nu. 825; Süleymaniye Ktp. BeĢir Ağa Bl. Nu. 414, Hâlet Efendi Bl. Nu. 540, Ayasofya Bl. Nu. 2489, Hasan Hüsnü PaĢa Bl. Nu. 1238, Esad Efendi Bl. Nu. 62 Aristo‟nun Kategoriler, Peri Hermeneias, I. ve II. Analitikler‟inin bir özeti niteliğinde olup Ioannis Kuttinius Ģerhi esas alınarak Arapça‟ya çevrilmiĢ, ayrıca ĢerhedilmiĢ, 245 Esad Efendi Ģerhte kendi görüĢlerine de yer vermiĢtir. Er-Risâletü’l- Lâhûtiyye: Eserde kelâm ilminin en önemli problemlerinden olan isbât-ı vâcib konusundaki deliller ele alınmıĢ, mümkin ve zorunlu (vâcip) varlık, Allah‟ın varlığı, Allah hakkında zât-vücûd veya mahiyet-vücûd ayrımı yapılamayacağı vurgulanmıĢ, 246 bu konuda filozoflar ve mutasavvıfların görüĢlerine de yer verilmiĢtir. El- Hâşiyetü’l-Fethiyye ale’ş-Şerhi’l-Hanefiyye li’r-Risâleti’l- Adudiyye: Adudüddin el- Îcî‟nin âdâb-ı bahse dair risâlesi üzerine Molla Hanefî (Muhammed ġemseddin et- Tebrîzî) tarafından yazılan er-Risâletü‟l-hanefiyye (el-Hanefiyye) adlı Ģerhin hâĢiyesi 247 olup eksik bir nüshası bulunmaktadır. Haşiye alâ İsbâti’l-Vâcib: Konusu ve 248 muhtevası er-Risâletü‟l-lâhûtiyye ile aynı olup bunun da mevcut nüshaları eksiktir. Kitâbü Ameli’l-Murabba’i’l-Müsâvî li’d-Dâ’ire: Archimedes‟in eserinden faydalanılarak kaleme alınan, bir dairenin alanına eĢ alana sahip bir kare tesbitine dair 249 olan bu eserin iki nüshası bilinmektedir. Ayrıca Divan sahibi olduğu da 250 belirtilmiĢtir. Mahv etdi âlemi dehen-i bî-niĢân eden KılmıĢ helâk halkı lebin mahz-ı cân eden Mürg-i dili niĢânına sehm-i gam eyledi Müjgân u ebruvânını tîr ü kemân eden 1936, Hacı Mahmud Efendi Bl. Nu. 414; Nuruosmaniye Ktp. Nu. 2656; Ġstanbul Üni. Ktp. AY Bl. Nu. 534, 4024. 245 Manisa Ġl Halk Ktp. Nu. 45 Hk 5842/1‟de "Tercemetü‟Ģ-ġerhi‟l-Envâr fi‟l Mantık"; Süleymaniye Ktp. Ayasofya Bl. Nu. 2565, Hamidiye Bl. Nu. 803, Esad Efendi Bl. Nu. 1939; Râgıb PaĢa Ktp. Nu. 881; Nuruosmaniye Ktp. Nu. 2655; TSMK, Nu. 6895. 246 Süleymaniye Ktp. BeĢir Ağa Bl. Nu. 390, Cârullah Efendi Bl. Nu. 1135. 247 Ġstanbul Üni. Ktp. AY Bl. Nu. 414; Manisa Ġl Halk Ktp. Nu. Hk 2039/3; Çorum Hasan PaĢa Ġl Halk Ktp. Nu. Hk 2313. 248 Süleymaniye Ktp. BeĢir Ağa Bl. Nu. 390. 249 Dârü‟l-Kütübi‟l-Mısriyye, Mîkat Bl. Nu. 172/2; Mustafa Fâzıl, Riyâza Bl. Nu. 41/22. 250 Kaynaklar Divan sahibi olmasından bahsetmesine rağmen bir kaydına ulaĢılamamıĢtır. 63 Ayâr-ı aklım eyledi mahbûs-ı çâh-ı gam 251 Hüsn-i bedî‟ ile anı sâhib-kırân eden MUHLĠS (ö. h.1170 / m.1757) Halil Muhlis Bey Mora doğumludur. Mora hanedanından Koca Halil Beyzâde Abdi Bey‟in oğludur. Hanedana müntesip olduğundan kapıcıbaĢı olmuĢtur. ġiiri pek 252 makbul görülmemiĢtir. Râz-ı aĢkı söyleme âlem hevâdan nem kapar Pek dakîk olmuĢ cihânâsâ begim dirhem kapar La‟bile ta‟lîk-i vakt eyler visâli bezmini Lîk hasta âĢıkın nakdini pek muhkem kapar ġâhid-i gül olmağa ol gonce-i nâz getiren Gülsitân-ı bezmgehde bûse-i gül-fam kapar Dil-rübâlar iltifât itmez muhibb-i sâdıka Ol metâ-ı bî-bahâdır anı hep âlem kapar Muhlisâ terk-i mecâz it rütbe-i tahkîka er 253 Kim bilirsin pîrine mahrem olan mahrem kapar 251 Sâlim, s. 174. 252 Fatin, s. 371; Mehmet Süreyya, age, C. IV, s. 1099; Tuman, C. II, s. 937. 253 Fatin, s. 371. 64 NÂKĠD (ö. h.1127 / m.1715) 254 YeniĢehir Feneri (Larissa)‟nde doğan Ģairin ismi Ġbrahim‟dir. Öğrenimini 255 Ġstanbul‟da görüp mülâzım ve müderris olmuĢtur. Şerh-i Sedîd isminde Avâmil 256 Ģerhi, Nakd-ı Nâkıd adında Fars dili kuralları içeren eseri ve münazara adabına dair 257 “Mir Ebu‟l-Feth” isimli kitaba Haşiye alâ Âdâbi’l-bahs namında haĢiyesi vardır. 258 Kaynaklar nazik tabiatlı biri olduğunu zikredip, Ģairliğini vasat bulurlar. Ümîd-i valsa mîkât-ı felek olmuĢ döner sâ‟at Meger kim seb‟a-i seyyâreden aldı eser sâ‟at Muâdil çarh-ı gerdûnaçü rebi‟ ceyb-i usturlab Müselsel devr-i dâimdem-be-dem Ģâm u seher sâ‟at Aceb Ģûh u kalender-meĢreb ü seyyâh-ı âlemdir Eder geh Ģarka gâhi cânib-i garba sefer sâ‟at Görünce hicr ü fürkat beste-i rîk-i revân oldu Olup bu tengnâ-yı ĢîĢede zîr ü zeber sâ‟at 254 Bıçakçı, age, s. 3420; Sezen, age, s. 337; Tuğlacı, age, s. 407. Esad, s. 36; Ġğci-Güler, “agm”, s. 567; Ġpekten, v.dğr. age, s. 316; Mehmet Tahir, age, C. II, s. 262; Safayî, s. 682; Sâlim, s. 648; Tuman, C. II, s. 1021. 255 Köksoy, Mesut, “Nâkıd Ġbrahim Efendi ve EĢ-ġerhu‟s-Sedîd li‟l-i vâmili‟l-Cedîd Adlı Eseri (Ġnceleme ve Tahkik)”, Ġstanbul Üni. Sosyal Bilimler Ens. (YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi), Ġstanbul 2008. 256 Çorum Hasan PaĢa Ġl Halk Ktp. Nu. Hk 1886/1, https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=35266(11.09.2015). 257 Safranbolu Ġzzet Mehmet PaĢa Ktp. Nu. Saf 277/2, https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=17323(11.09.2015). 258 Esad, s. 36; Ġğci-Güler, “agm”, s. 567; Ġpekten, v.dğr. age, s. 316; Mehmet Tahir, age, C. II, s. 262; Safayî, s. 682; Safvet, s. 660; Sâlim, s. 648; Tuman, C. II, s. 1021. 65 Ne zîbâ pîĢe-pey-rev oldu Nâkıd devr-i hüsnünde 259 Muvakkitdir zamân-ı vuslata her ân u her sâ‟at NÂġĠD (ö. h.1206 / m.1791) Mora doğumludur. Râtib Ahmet PaĢa‟nın oğlu olup, ismi Ġbrahim‟dir. Dersaadet‟e gelip, Enderun‟da yetiĢmiĢtir. Mabeyncilik ve KapıcıbaĢılık yaptıktan sonra Abdülhamid Han‟ın kızıEmine Sultan‟ın kethüdalığında bulunmuĢtur. Ġstanbul‟da vefat eden Ģair, Üsküdar Ayazma Camii hazirasine defnedilmiĢtir. XVIII. yüzyılın karakteristik özelliklerinin görüldüğü Ģiirlerinde, Nedîm ve Nâbî etkisi kendisini hissettirir. Ayrıca Sebk-i Hindî‟nin izlerine de rastlanmak 260 mümkündür. Divan‟ı vefatından sonra Câvid Ahmet Bey tarafından toplanılarak 261 oluĢturulmuĢtur. Bir zamân ben mahrem-i her râzın oldum bilmedün Bir zamân pâ-mâl-ı esb-i nâzın oldum bilmedün Bir zamân va‟d-i visâl itdin tegâfül eyledin Bir zamân Ģâyeste-i incâzın oldum bilmedün Bir dem oldu sen de cevr-i yâr ile kan ağladın Ben o demlerde senin dem-sâzın oldum bilmedün 259 Safayî, s. 682. 260 Alıcı, Lütfi, “Divan-ı NâĢid Ġnceleme-Tenkitli Metin”, Ġnönü Üni. Sosyal Bilimler Ens. (YayımlanmamıĢ Doktora Tezi), Malatya 1998; Öztürk, Raziye, “NaĢid Ġbrahim Bey (hayatı, eseri, edebî kiĢiliği ve Divanı‟nın tenkitli metni”, Selçuk Üni. Sosyal Bilimler Ens. (YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi), Konya 1998; Zülfe, Ömer, “NaĢid Divan (1749-1791)”, Marmara Üni. Türkiyat AraĢtırmaları Ens. (YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi), Ġstanbul 1998. 261 Çeltik, age, s. 96; Esad, s. 158; Fatin, s. 388; Ġpekten, v.dğr. age, s. 321; Mehmet Süreyya, age, C. IV, s. 1238; Mehmet Tahir, age, C. II, s. 278; ġefkatî, Tezkire-i ġu‟arâ, Haz. Filiz Kılıç, C. II, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yay. E-Kitap, s. 148, http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10742,metinsbpdf.pdf?0(13.12.2012); Tuman, C. II, s. 1013. 66 Sen de zannım ben gibi bî-hûĢsun ey andelib Bir zamân gülĢende hem-âvâzın oldum bilmedün Aklım aldın dün gice meclisde sen bir nağmede Mutribâ pek mübtelâ-yı sâzın oldum bilmedün Nakd-ı cân sarfın taahhüd eyledim yolunda ben Cümle-i uĢĢâkdan mümtâzın oldum bilmedün BaĢımı kûy eyledim çevgân-ı dest-i nâzına 262 NâĢidâsâ sevdigim sır-bâzın oldum bilmedün RÂMĠZ (ö. h.1173 / m.1759) 263 Karaferye (Veria) doğumludur. Ġsmi Seyyit Mehmet olup, Sarı Râmiz diye tanınmıĢtır. Eğitimini tamamlayınca, Edirne‟de müderris olmuĢtur. Hacdan dönünce 264 265 vefat etmiĢtir. ġiirlerinde Nedîm tarzını izlemiĢtir. Divan sahibidir. Karaferyeli RüĢdî, Râmiz‟in ölümüne Ģu tarihi düĢmüĢtür:“Geldi ser-cümle ehibbâ dedi Rüşdî 266 târîh / Nâ’il-i Rahmet-i Allâh ola Seyyid Râmiz”. O yârin hüsnünü görmekle neyl-i kâmdır mir‟ât Safâ-yı vuslatıyla vâsıl-ı encâmdır mir‟ât 262 Zülfe, Ömer, “NaĢid Divan (1749-1791)”, Marmara Üni. Türkiyat AraĢtırmaları Ens. (YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi), Ġstanbul 1998, s. 50. 263 Bıçakçı, age, s. 214; Sezen, age, s. 277; Tuğlacı, age, s. 361. 264 Ġpekten, v.dğr. age, s. 366; Mehmet Süreyya, age, C. IV, s. 1349; ġefkatî, s. 59; Tuman, C. I, s. 321. 265 Polat, Fatih, “Ramiz Mehmet Efendi Divanı (Edisyon-Kritik-Metin-Ġnceleme)”, Cumhuriyet Üni. Sosyal Bilimler Ens. (YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi), Sivas 2003. 266 ġefkatî, s. 60. 67 Olur sûret-nümâ Ģevk-i ruhuyla bir meh-i hüsnün Hele her mihr-i hüsne cilvegâh-ı kâmdır mir‟ât Ruh-ı hamrâ-yı cânân aks edince Ģevk eder izhâr NümâyiĢde mücellâ sûretâ bir câmdır mir‟ât Güzel tasvîr eder zülf-i nigârı mû-be-mû el-hak Eder her yüzden izhâr-ı hüner ressâmdır mir‟ât Hat-âver dil-rübânın nazrasından ihtirâz eyler Onunçün perde-pûĢ-ı rü‟yet-i akĢamdır mir‟ât Musaffâdır o rütbe tab‟-ı dânâ-yı ârîf Râmiz 267 Mukâbil olmada her vech ile bî-nâmdır mir‟ât RÂTĠB (ö. h.1170 / m.1757) 268 YeniĢehir Fenerli (Larissa) Topal Osman PaĢa‟nın oğlu olup, ismi Ahmet‟tir. Mora muhassılı olan babasının Ģehit edilmesinden sonra onun yerine göreve getirilmiĢtir. III. Ahmet‟in kızı AyĢe Sultan ile evlenince Rumeli valisi olmuĢ; Kaptan-ı Derya ve muhtelif yerlerde valilik görevlerinde bulunmuĢtur. Dördüncü defa Mora valiliğini yürütüyorken 50 yaĢına yakın vefat etmiĢtir. Vefatına Müstakimzâde 269 “Mansıbın kişver-i me’vâ ola Ahmed Paşa” tarihini düĢürmüĢtür. 267 ġefkatî, s. 60. 268 Bıçakçı age, s. 411; Kiel, “agmd”, DĠA, C. XLIII, ss. 445-448; Sezen, age, s. 524; Tuğlacı, age, s. 407. 269 Arif Hikmet, s. 55; Çeltik, age, s. 106; Fatin, s. 141; Ġpekten, v.dğr. age, s. 371; Mehmet Süreyya, age, C. IV, s. 1360; Mehmet Tahir, age, C. II, s. 308; ġefkatî, s. 71; Tuman, C. I, s. 321. 68 Bir NakĢî Ģeyhi olan Akovalızâde Hatem Efendi‟ye müntesip olan Râtib, Ģairliğini burada geliĢtirmiĢtir. ġiirlerinde hikemî tarzın yanında Sebk-i Hindî ve 270 mahallileĢme izleri de görülür. Divan sahibidir. CûĢ idib nağme-i tanbûr hele mânend-i Fürât Mutribün aĢdı baĢından yine cûy-i nakarât Ey gönün kadrini bil sende kovânun yohsa ġeh perîĢân olur âzürde olınca nakarât KıĢra bakma ne kadar sâf ise lübbe nazar it Ma‟nâdır matlab eger olsada mevzûn kelimât Çokdan almıĢdum ıtık-nâme-i aĢkı senden Herkesün dest-i ümîdine verilseydi berât Hâl-i âlem neye müncer olacakdı bilmem 271 Râtibâ olmasa mahlûk hayât ile memât RESMÎ (ö. h.1197 / m.1783) 272 Asıl ismi Ahmet olan Ģair, Girit adasında bulunan Resmo (Kriti- Rethimno) Ģehrinde doğmuĢtur. Tahsilini Ġstanbul‟da tamalayıp, TavukçubaĢı Damadı olarak bilinen Reis Mustafa Efendi‟ye damat olmuĢtur. Osmanlı topraklarında pek çok devlet görevinde bulunmasının yanı sıra Viyana ve Berlin elçiliği de yapmıĢtır. Ġyi bir kâtip 270 Kılıç, Yasin, “Râtib Ahmet PaĢa Hayatı, Edebî ġahsiyeti, Divanı‟nın Tenkiltli Metni ve Ġncelemesi”, Atatürk Üni. Sosyal Bilimler Ens. (YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi), Erzurum 1996. 271 Kılıç, agtz, s. 180. 272 Bıçakçı age, s. 99; Sezen, age, s. 419; Tuğlacı, age, s. 384. 69 273 ve dirayetli bir Ģair olan Rasmî‟nin Viyana ve Berlin Sefaretnâmeleri , Darüssaade ağalarının biyografilerini ihtiva eden Hâmiletü’l-Küberâ, reisülküttabların 274 biyografilerini içeren Hadikatü’r-Rü’esâ , Küçük Kaynarca AntlaĢmasını ve sefirlik 275 276 hikayelerini anlatan Hülasatü’l-İtibar , Coğrafya-i Cedîd , Arapça atasözlerini barındıran Zülâliye, Pend-i Attâr ile Türkçe, Arapça, Farsça beyit, deyim ve darb-ı 277 mesellerin derlendiği El-İstinas bi-Ahvâli’l-Afrâs isimli eserleri vardır. Ġstanbul‟da 278 vefat edip Üsküdar‟a defnolunmuĢtur. Sabâ gîsûlarından gülĢene anber getirmiĢdir Lebinden rekb-i ġâmî piste vü Ģekker getirmiĢdir Melâhat mülkünün sultânısın âĢûb-ı âlemsin Seni cânâ felek kuyruklu bir ahter getirmiĢdir DonanmıĢ çâr-sû sünbül-izâr u gonca-femlerle Sitanbula bu yıl leylek meger dil-ber getirmiĢdir 273 Birbenli, Safinaz, “Ahmed Resmî Efendi ve Sefaretnameleri”, Gazi Üni. Sosyal Bilimler Ens. (YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi), Ankara 1999. 274 Süleymaniye Ktp. AĢir Ef. Bl. Nu.256, Esad Ef. Bl. Nu.3378 ve 2296, Halet Ef. Bl. Nu. 597, Laleli Bl. No 2092, Reisülküttab Bl. Nu.639, Zühtü Bey Bl. Nu.461; Millet Ktp. Ali Emiri Bl. Nu.719 ve 720; Selimiye Yazma Eserler Ktp. Nu.2006; Topkapı Sarayı Müzesi Ktp. Revan KöĢkü Bl. Nu.1455, Yeniler Bl. Nu.4041, https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=122832(12.09.2015), https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=122832(12.09.2015). 275 Atıf Ef. Ktp. Nu.1881 ve 484; Millet Ktp. Ali Emiri Bl. Nu.258, 259 ve 260; Selimiye Yazma Eserler Ktp. Nu. Sel 1946 ve Sel 5626/6, EriĢim Tarihi: 12.09.2015, https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=214690(12.09.2015), https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=218582(12.09.2015). 276 Millet Ktp. Nu. Yz. A 6677/1, https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=130780(12.09.2015). 277 Son dört eserini Mehmet Tahir “Osmanlı Müellifleri” eserinde zikretmekte olup bir kaydına ulaĢılamamıĢtır. 278 Ġpekten, v.dğr. age, s. 380;Kılıç, Filiz, “Giritli Divan ġairleri”, Türk Kültürü ve Hacı BektaĢ Velî AraĢtırma Dergisi, Sayı 32, Ankara 2004, s. 6; Mehmet Süreyya, age, C. IV, s. 1376; Mehmet Tahir, age, C. III, s. 123;Ramiz, Âdâb-ı Zurafâ, Haz. Sadık Erdem, AKM Yay. Ankara 1994, s. 124; ġefkatî, s. 65; Tuman, C. I, s. 335. 70 Bi-hamdi‟llâh rakîbin sıkletinden bâkimiz yokdur BeĢâret-nâme-i yârı kebûterler getirmiĢdir Hatın mûyu kederdir sevdigim mir‟ât-ı ruhsâra Kırılsın elleri teklîf ile berber getirmiĢdir Tabî‟at dest-yârî-i kalemle Resmîyâ gûyâ 279 Huzûr-ı izzete ĢeĢ-hâne bir cevher getirmiĢdir RESMÎ (ö. h.1204 / m.1789) 280 Resmî Ali Efendi Girit Adası‟nın Resmo (Kriti-Rethimno) Ģehrinde doğmuĢtur. “Resmî Ali Baba”, “Ali Resmî-i Giridî” ve “Resmî Baba Giridî BektaĢî” isimleriyle da anılmaktadır. Tezkirelerde kaydı bulunmayan Ģairin hayatı hakkında da fazla bilgi yoktur. Mevcut kaynakların onu Batı Trakya Evros ilinde dergâhı bulunan ve orada medfun olan BektaĢî Ģeyhlerinden Seyyid Ali Sultan‟ın halifelerinden 281 göstermesi hatalıdır. Zira Seyyid Ali Sultan XIV. yüzyılda yaĢamıĢtır. Resmî‟nin o dergâhta postniĢîn olan dönemin Ģeyhine müntesip olduğunu söylemek daha doğru olacaktır. Ġstanbul‟da vefat etmiĢ ve Örük/Erdik Baba Tekkesi‟ne defnedilmiĢtir. Arapça, Farsça ve klasik edebiyat geleneğimize hâkim olan Resmî‟nin Ģiirlerinde BektaĢîliğe dair pek çok unsura rastlanır. Tarikatına, Piri Seyyid Ali Sultan‟a, ehl-i beyte, oniki imama bilhassa Hz. Ali‟ye büyük muhabbet besleyen bir 282 283 Ģairdir. Sade ve akıcı bir üslubu sahiptir. Divan‟ı , Uyûnu’l-Hidâye isimli 284 285 286 tasavvufî eseri, Ģiir mecmuası ve Risâle fî Bektaşiyye isimli eserleri vardır. 279 ġefkatî, s. 65. 280 Bıçakçı age, s. 99; Sezen, age, s. 419; Tuğlacı, age, s. 384. 281 Yıldırım, Rıza, “BektaĢî-Alevî Geleneğine Göre Seyyid Ali Sultan”, Türk Kültürü ve Hacı BektaĢ Velî AraĢtırma Dergisi, Sayı 53, Ankara 2010, http://rizayildirim.com/articles/BAGSAS. pdf(02.10.2012). 282 Arslan, Saime, “Giritli Ali Baba ve Divanı”, Gazi Üni. Sosyal Bilimler Ens. (YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi), Ankara 2003. 283 Atatürk Kitaplığı, Nu.144, 404, 1266/2, 0.27/18, 0.29, https://www.yazmalar.gov.tr/tarama.php?cmd=search&genel=Ali+Resm%EE&submit=Ara(12.09.2 015); Süleymaniye Ktp. Ali Nihat Tarlan Bl. Nu.141, Hacı Mahmut Ef. Bl. Nu.2355; Mevlana 71 Benim Ģâhım benim cânım Alî‟dir Gözüm ziyâsı imânım Alî‟dir Bana gösterdi râh-ı müstakîmi Ġki âlemde sultânım Alî‟dir Muhammed Ģehr-i ilmim dedi el-hak Ulûm-ı Ģehre derbânım Alî‟dir Benim mahbûbum Ahmed‟dir dedi Hak Dilâverlikde arslanım Alî‟dir Muhammed dü cihâna rehber oldı Ġden irĢâd cânânum Alî‟dir Kelâm-ı Ġncil ü Tevrat u Zebur hem Rumûz-ı vahy-i Kur‟ânım Alî‟dir ġecâ‟at kiĢverinde merd-i meydân Sehâvet ıssı yezdânım Alî‟dir Müzesi Ktp. Nu.1666; Millî Ktp. Ali Emiri ġeriyye Bl. Nu.801, A 467/1, A 782/1, A 2242, A 3373, A 3890/1, A 3629/2, A 4036, A 4396/1, A 4366, A 7916/1, https://www.yazmalar.gov.tr/tarama.php?cmd=search&genel=Resm%EE+Baba&submit=Ara (12.09.2015). 284 Millî Ktp. Nu. A 3958, https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=134853(12.09.2015). 285 Millî Ktp, Nu. A758/2, https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=139909(12.09.2015). 286 Kılıç, “agm”, s. 14; ġimĢek, Selami, “Doğu Akdeniz‟de Tahrip Olan Bir Kültür Mirası: Girit‟te Tarikatlar ve Tekkeler”, Atatürk Üni. Türkiyat AraĢtırmaları Ens. Dergisi, Sayı 32, Erzurum 2007, s. 224, http://e- dergi.atauni.edu.tr/ataunitaed/article/view/1020001752/1020001751(09.08.2015); Tuman, C. I, s. 336. 72 Olur her bir garîb bir Ģâha bende Benim de Ģâh-ı merdânım Alî‟dir Nice bin mürde-diller kıldı ihyâ Bu bende feyz-i ihsânım Alî‟dir Ne gam yer Resmî huffâĢ olsa münkir 287 Bugün meydânda sübhânım Alî‟dir RÜġDÎ (ö. XVIII. yy.) 288 Karaferye (Veria) doğumludur. Babası Alanyalızâde Abdülhalim Efendi‟dir. Ġsmi Ali olup Alanyalızâde olarak da tanınmıĢtır. Öğrenimini tamamlayınca Rumeli‟de müderrislik ve kadılık yapmıĢtır. Nevrokop kadısı iken III. 289 Selim devrinde (1789-1807) vefat etmiĢtir. KardeĢi ġeyhî de Ģairdir. Bak nutk-ı yâra gonca-dehen söylerim sana ġîrîn-zebân ü pâk-suhan söylerim sana Gül-bün-tırâz-ı iĢve vü pehlûsu yâsemen Gül-berg-i nâzdan ne beden söylerim sana Ruhsâr-ı ali gâh gehî çeĢm-i mesti gör Hep sîm-i gerdeni hele ben söylerim sana 287 Kılıç, “agm”, s. 15. 288 Bıçakçı, age, s. 214; Sezen, age, s. 277; Tuğlacı, age, s. 361. 289 Ġpekten, v.dğr. age, s. 397; Mehmet Süreyya, age, C. V, s. 1404; Ramiz, s. 125; ġefkatî, s. 59; Tuman, C. I, s. 344. 73 Cellâd-gamze tîg-i cefâ dest-i nâzda YaklaĢma kanlıdır bu giden söylerim sana Hablü‟l-metîn-i sabr u tevekkülveĢ istinâd Olmaz hemân yapıĢ ki resen söylerim sana RüĢdî nazîre-cûy olalım Râmiz-i zamân 290 Elbette nutk edip diye ben söylerim sana SEMÂHAT (ö. h.1204 / m.1789) 291 YeniĢehir Feneri (Larissa) doğumludur. Ġsmi Ömer olup, babası Mevlevî Ģeyhi Hasan Dede‟dir. Konya‟ya gidip Âsitane-i Hazret-i Pir‟de bir müddet hizmette bulunmuĢ, babası vefat edince memleketine dönüp YeniĢehir Mevlevihânesi‟nde Ģeyh olmuĢtur. Bilahare Edirne Muradiye Mevlevihânesi daha sonra da KasımpaĢa 292 293 Mevlevihânesi‟nde Ģeyhlik yapmıĢtır. Ġstanbul Eyüp‟te vefat etmiĢtir. Vefatına Hüseyin Vassaf “Didi târîh-i vefâtın / Göçdü bu yıl kutb-ı zamân” tarihini 294 düĢmüĢtür. Bâreke‟llâh ârifân eyler semâ-ı devr-i tâm Nefh-i neyle makdem-i tennûr-ı aĢk eyler kıyâm Çarh ider devvâr-ı âlem encümân ü Ģems ü mâh Çün ezelden aĢk ile pervânedür her subh u Ģâm 290 ġefkatî, s. 59. 291 Bıçakçı age, s. 411; Kiel, “agmd”, DĠA, C. XLIII, ss. 445-448; Sezen, age, s. 524; Tuğlacı, age, s. 407. 292 Sicill-i Osmanî‟de Galata Mevlevihânesi de geçer. 293 Esrar Dede, s. 234; Fatin, s. 229; Ġpekten, v.dğr. age, s. 436; Tuman, C. I, s. 451. 294 Hüseyin Vassaf age, C. V, s. 294. 74 Tâ elestün neĢ‟esinden sûr-ı ma‟nâ âĢkâr Ma‟nide haĢr ü kıyâmet hâletin gör ey hümâm Sırr-ı aĢkı sem‟ine eyler nidâ kerrûbiyân Hâl-i aĢkı Ģerh ider def ü kudûm ü ney temâm Sırr-ı Yâsîn elf ü dâl ü mîme idgâm eyledi Kadd-i elf dâl oldı îmâ ayn mîm virdi selâm Nokat-i per-gâr-ı sırra hâl hâl-i muhtefî 295 Oldı her neĢ‟en Semâhat dürr-i yektâ ve‟s-selâm SEZÂÎ (ö. h.1151 / m.1738) Halvetiyye tarikinin GülĢeniyye kolunun Pir-i Sani‟si kabul edilen Sezâî, 296 ekseri kaynaklarda Mora/Gördüs (Korinthos)‟te doğmuĢtur. Babası Ali Bey olup kendi ismi Hasan‟dır. Sezâî mahlasını Niyazî-i Mısrî‟nin iĢaretiyle tahallus buyurmuĢtur. Kaynaklarda, Sezâi-i GülĢenî ve Hasan Sezâî olarak ismi geçer. On sekiz yaĢına kadar memleketinde bulunan Sezâî, Ġstanbul‟a hicret etmiĢ burada da fazla kalmayıp Edirne‟ye göçmüĢtür. Edirne‟de ÂĢık Musa Efendi Hangahı‟nda GülĢenî Ģeyhlerinden Muhammed Sırrî Efendi‟ye intisap etmiĢtir. ġeyhi vefat edince kendisini asıl yetiĢtirecek olan ġeyh ġuca‟ Zaviyesi postniĢîni ġeyh Muhammet La‟lî-i Fenâî Efendi‟ye bağlanmıĢtır. La‟lî Efendi‟nin irtihalinden sonra 297 298 meĢihatı devralıp ömrü tamam oluncaya kadar devam ettirmiĢtir. Mürettep Divan 295 Esrar Dede, s. 235. 296 Bıçakçı, age, s. 182; Kiel, “agmd”, DĠA, C. XIV, ss. 154-156; Sezen, age, s. 203. 297 Ġsmail Beliğ, Nuhbetü‟l Âsâr li Zeyl-i Zübdetü‟l-EĢ‟ar, Haz. Abdülkerim Abdülkadiroğlu, AKM Yay. Ankara 1999, s. 162; Çeltik, age, s. 118; Fatin, s. 220; Hüseyin Vassaf, age, C. III, s. 189; Ġpekten, v.dğr. age, s. 442; Mehmet Süreyya, age, C. V, s. 1503; Mehmet Tahir, age, C. I, s. 185; Muallim Naci, s. 305; Ramiz, s. 159; Safayî, s. 306; Sâlim, s. 397; Tuman, C. I, s. 426. 75 299 sahibi olan Sezâî‟nin ayrıca Şerhu Mısrî isminde Niyazî-i Mısrî‟nin “Halk içre bir 300 âyîneyim herkes bakar bir an görür mısrayla başlayan” gazeline Ģerhi ile 301 Mekûbât‟ı vardır. Bülbül-i gülzâr-ı aĢkım âĢiyân olmaz bana Mürğ-i lâhutum anınçün bir mekân olmaz bana Gülsitânım tâze tâze güllerim açmaktadır Ârzû-yı nev-bahâr itmem hazân olmaz bana Büte-i zilletde kâl itdi beni üstâd-ı aĢk Zer-i sâfiyim muhkem imtihân olmaz bana Sûretim sîretde nihân eylemiĢtir cânımı Sîretim sûretde cân oldu zamân olmaz bana Ey Sezâî Ģem‟-i vasla per yakar pervâneyim 302 Hâlet-i vaslın safâsından figân olmaz bana ġEYHÎ (ö. XVIII. yy.) 303 Karaferye (Veria) doğumludur. Ġsmi Mustafa olup Alanyalızâde Abdülhalim Bey‟in oğlu, Ģair RüĢdî‟nin küçük kardeĢidir. Eğitimini tamamlayınca 298 Hasan Sezâî GülĢenî, “Divan”, Haz. ġahver Çelikoğlu, Yazı Yay. Ġstanbul 1985; Özuygun, Ali Rıza, “Hasan Sezâyî‟nin Hayatı, Edebî KiĢiliği, Eserleri, Divanı‟nın Tenkitli Metni ve Ġncelemesi”, Atatürk Üni. Sosyal Bilimler Ens. (YayımlanmamıĢ Doktora Tezi), Erzurum 1999. 299 Millî Ktp. Nu. A 4332/3, https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=134508(12.09.2015). 300 Kılıç, Rüya, “Osmanlı Devleti‟nde GülĢenî Tarikatı”, OTAM (Ankara Üni. Osmanlı Tarihi AraĢtırma ve Uygulama Merkezi Dergisi, Sayı 15, Ankara 2004, ss. 209-226. 301 Hasan Sezâî-i GülĢenî, Mektûbât-ı Hazret-i Sezâî, Haz. Cezair Yarar, Divan Yay. Ġstanbul 2001. 302 Fatin, s. 220. 76 muhtelif Rumeli kasabalarında kadılık yapmıĢtır. Sultan III. Selim devrinde (1789- 304 1807) vefat etmiĢtir. Olsam aceb mi ben de firâkıyla bî-karâr Çünki enîsim oldu benim her dem âh u zâr Dûr oldu çünki dîdeden ol Ģûh-ı gülizâr Ġnler gönül firâk ile mânende-i hezâr Gizlendi bin belâ ile sînemde tab-ıaĢk Sûz-ı derûnum eyleyemem âh âĢikâr Etdi firâk-ı yâr-ı cefâ-kâr ile hemân Mülk-i derûnı leĢker-i gam Ģimdi târ u mâr ġeyhî o mâhdan beni dûr eyledi felek 305 Olsam aceb mi ben de firâkıyla bî-karâr VECDÎ (ö. h.1141 / m.1728) 306 Gördüs (Korinthos)‟te bir imamın oğlu olarak dünyaya gelmiĢtir. Ġsmi Ahmet‟tir. Memleketinde bir müddet müezzinlik yaptıktan sonra Ġstanbul‟a göç etmiĢ, 303 Bıçakçı, age, s. 214; Sezen, age, s. 277; Tuğlacı, age, s. 361. 304 Ġpekten, v.dğr. age, s. 486; Mehmet Süreyya, age, C. V, s. 1597; Ramiz, s. 125; ġefkatî, s. 80; Tuman, C. I, s. 426. 305 ġefkatî, s. 80. 306 Bıçakçı, age, s. 182; Kiel, “agmd”, DĠA, C. XIV, ss. 154-156; Sezen, age, s. 203. 77 ġehit Ali PaĢa ve Damat Ġbrahim PaĢa ile münasebet kurarak KapıcıbaĢı olmuĢtur. 307 Ġzmir‟de vefat etmiĢtir. Kemâlin feyz almıĢ câhile arz eyleme Vecdî 308 Sana sonra Kadir‟de arz-ı rûy-ı infi‟âl eyler ZÜHDÎ (ö. h.1186 / m.1772) 309 Gördüs (Korinrhos) doğumludur. Eğitimini tamamlayınca YeniĢehir Feneri‟ne gelip Akovalı Hâtem Efendi‟ye ve Beliğ Efendi‟ye hizmette bulup eğitim görmüĢtür. Bilahare Ġzmir‟e geçen Ģair, pasbanbaĢı görevinde iken vefat etmiĢ ve 310 orada defnedilmiĢtir. Kaynaklar iyi bir Ģair olduğunu söyler. Tasavvurla kıyâs etdim o Ģûhun zâtını Zühdî 311 Netîce Ģeklinin hem-tâsı yok sügrâ vü kübrâda 1.5.XIX. Yüzyıl: AVNÎ (ö. h.1301 / m.1884) 312 Hüseyin Avnî Bey YeniĢehir Feneri (Larissa)‟nde doğmuĢtur. YeniĢehirli Avnî olarak bilinir. Babası Bekir Sıdkî PaĢa‟dır. Ġlk eğitimini memleketinde almıĢtır. Babasının bir dönem kethüdalığını yaptığı Abdurrahman Sami PaĢa‟nın hizmetinde bulunmuĢ, PaĢa Vidin‟e tayin olununca Ġstanbul‟a gelmiĢtir. Burada BeĢiktaĢ Mevlevihânesi Ģeyhi Nazif Dede‟ye intisap etmiĢ daha sonra da damadı olmuĢtur. 307 Fatin, s. 429; Ġpekten, v.dğr. age, s. 524; Mehmet Süreyya, age, C. V, s. 1654; Tuman, C. II, s. 1149. 308 Fatin, s. 429. 309 Bıçakçı, age, s. 182; Kiel, “agmd”, DĠA, C. XIV, ss. 154-156; Sezen, age, s. 203. 310 Ġpekten, v.dğr. age, s. 557; Mehmet Süreyya, age, C. V, s. 1719; ġefkatî, s. 74; Tuman, C. I, s. 395. 311 ġefkatî, s. 74. 312 Bıçakçı age, s. 411; Kiel, “agmd”, DĠA, C. XLIII, ss. 445-448; Sezen, age, s. 524; Tuğlacı, age, s. 407. 78 Mustafa Nuri PaĢa Bağdat valiliğine atanınca onunla beraber gidip divan kâtipliğini yapmıĢtır. Âhir Ġstanbul‟a gelip Üsküdar Bidayet Mahkemesi âzası olmuĢtur. Ömrünü burada tamamlayıp Bahariye Mevlevihânesi haziresine defnedilmiĢtir. Türk ve Fars edebiyatına hâkim olan Avnî Bey, asrının önde gelen Ģairlerindendir. ġiirlerinde yenilikler bulunmasına karĢın âĢıkane, derviĢane ve 313 hakimanedir. Türkçe ve Farsça Divanı‟nın yanında ġeyh Gâlib‟in Hüsn ü AĢk‟ına 314 315 nazire olarak yazdığı tamamlanmamıĢ Âteş-gede mesnevisi, Mir’at-i Cünûn 316 mesnevisi, Âb-nâme isimli dilekçesi, Rumca‟dan tercüme etmeye çalıĢtığı ve yarım 317 318 319 kalan İntak romanı, Nihân-ı Kazâ hicviyesi vardır. Sanman taleb-i devlet ü câh etmeye geldük Biz âleme bir yâr için âh etmeye geldük Sad-kâfile Ģekvâ ile âzâr-i felekde Hâk-i der-i cânâna penâh etmeye geldük Ser tâ-be-kadem dîde olup dâğ-ı hevesden Âyîne-i dîdâra nigâh etmeye geldik 313 Atalay, Mehmet, YeniĢehirli Avnî Bey Farsça Divan, Aktif Yay. Erzurum; Turan, Lokman, “YeniĢehirli Avnî Bey Divanı‟nın Tahlili (Tenkitli Metin), Encümen-i ġu‟arâ ve Batı Tesirinde GeliĢen Türk Edebiyatına GeçiĢ”, Atatürk Üni. Sosyal Bilimler Ens. (YayımlanmamıĢ Doktora Tezi), Erzurum 1998. 314 Turan, Lokman, “YeniĢehirli Avnî Bey‟in ÂteĢgede Mesnevisi Üzerine Bir Ġnceleme”, Turkish Studies, Sayı 3/4, Ankara 2008, ss. 866-903, http://turkoloji.cu.edu.tr/ESKI%20TURK%20%20EDEBIYATI/lokman_turan_yenisehirli_avni_ate sgede_mesnevi.pdf(13.09.2015). 315 YeniĢehirli Avnî, Mir‟at-i Cünûn, Haz. Abdülkadir Erkal, Büyüyen Ay Yay. Ġstanbul 2014; Turan, Lokman, “YeniĢehirli Avnî Beyîn Mir‟at-i Cünûn‟u”, Turkish Studies, Sayı 3/2, Ankara 2008, ss. 680-736, http://www.turkishstudies. net/Makaleler/341933324_turanlokman.pdf(13.09.2015). 316 Süleymaniye Ktp. Nu. 4356/3. 317 Adnan Ötüken Ġl Halk Ktp. Nu. Hk. 1011, https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=63533(13.09.2015). 318 Kaynaklarda belirtilmesine rağmen elimizde değildir. 319 Çeltik, age, s. 55;Ġbnü‟l-Emin Mahmud Kemal Ġnal, Son Asır Türk ġairleri, Haz. Müjgan Cumbur, C. I, AKM Yay. Ankara 1999, s. 190; Mehmet Tahir, age, C. II, s. 37; Muallim Naci, s. 134; Tuman, C. II, s. 712. 79 Ey hâce günâh ise nazar rûy-ı bütâna Biz âlem-i îcâda günâh etmeye geldük Hâr olmasın a‟dâ ki bu gülzâr-ı fenâya Bir gül koparıp zîb-i külâh etmeye geldük Bu meykede-i mihnete Avnî gibi biz de 320 Hâl-i dil-i Ģeydâyı tebâh etmeye geldük BEHCET (ö. XIX. yy.) 321 Ali Nâmık PaĢa‟nın oğlu olan Mehmet Behcet Bey Selanik (Thessaloniki)‟te doğmuĢtur. Babasının görevi sebebiyle Ġstanbul‟a gelip Mekteb-i Harbiye‟ye devam etmiĢtir. Arapça ve Farsçaya hâkim olduğundan muhtelif dairelerde kâtiplik yapıp hâcelik payesine layık görülmüĢtür. Nazımdan ziyade nesir alanında etkili olan Ģair Sultan Abdülmecid devri (1839-1861) sonlarında vefat 322 etmiĢtir. Mürg-i hayâl her gehi bir gülsitân bulur Her çûpda kelîm-nazar nûr-ı ân bulur Bulmaz misâlin âlem-i sîretde dil senin Mihrin yanında âyîne mâhı nihân bulur 320 Turan, “agtz”, s. 823. 321 Bıçakçı, age, s. 302; Kiel, “agmd”, DĠA, C. XXXVI, ss. 352-357; Sezen, age, s. 629; Tuğlacı, age, s. 389. 322 Fatin, s. 73; Ġpekten, v.dğr. age, s. 71; Mehmet Süreyya, age, C. II, s. 363; Özcan, “agm”, s. 418; Tuman, C. I, s. 109. 80 Vîrâne dilde ehl-i dil esrâr-ı gayb ile Açsa tılsım-ı aĢkı nice genc u kân bulur Fikr eyledikçe gonce-i envâr-ı la‟lini Dil-haste-i hazân-ı elem tâze cân bulur Cânâ gül-i hayâl-i terinden izârının Kâm-ı derûn nükhet-i bâğ-ı cinân bulur Erbâb-ı zevki tâlib-i feyz-i müĢâhede Bulsa cihân-ı Ģevkde bî-nâm u Ģân bulur Bir Ģu‟ledir ki rûyu degil kâbil-i hicâb Pervâne-i Ģühûd-ı nigârı ayân bulur Bulsam da Behçetâ iderem gayb kendimi 323 Ben bulmadımsa bende o Ģûhu cihân bulur FÂĠK (ö. h.1253 / m.1837) 324 Sakız Adası (Chios) doğumludur. Sakız muhassılı Hafız Ali PaĢa‟nın oğlu olup, ismi Süleyman‟dır. Küçük yaĢta Ġstanbul‟a gelip eğitimini burada tamamladıktan sonra hocalık ve farklı memuriyetlerde bulunmuĢtur. Ġstanbul‟da vefat 325 etmiĢ Rumelihisarı kabristanına defnedilmiĢtir. 323 Fatin, s. 73. 324 Sezen, age, s. 428. 325 Fatin, s. 325; Ġbnü‟l-Emin, age, C. I, s. 533; Ġpekten, v.dğr. age, s. 122; Mehmet Süreyya, age, C. V, s. 1539; Mehmet Tahir, age, C. III, s. 133; ġimĢek, Selami (2010), “Süleyman Fâik Efendi”, DĠA, C. XXXVIII, ss. 85-86; Tuman, C. II, s. 743. 81 ĠnĢada baĢarılı bir kâtip olan Fâik, Giritli Ahmet Resmî Efendi‟nin 326 “Sefînetü‟r-Rüesâ” isimli eserine ve Müstakimzâde‟nin “Devhatü‟l-MeĢâyih” 327 328 isimli eserine zeyli ile Ģiir mecmuası vardır. Mukbilin câhına mı mâlına mı ta‟n idelim Müdbirin kârına mı hâline mi ta‟n idelim Olmadı mes‟ele-i müĢkilimiz Ģerh ile hâl Hâcenin kîlına mı kâlına mı ta‟n idelim O bütün ateĢ-i ruhsârı beni yandırdı Vechinin eline mi nâlına mı ta‟n idelim Gam ile geçmededir vaktimiz eyvâh eyvâh Felegin mâhına mı sâline mi ta‟n idelim Hazret-i mîr-i suhan-pervere olmaz tanzîr 329 Fâik‟in tab‟ına mı kâlına mı ta‟n idelim FATĠN (ö. h.1283 / m.1867) 330 Fatin Davut Drama doğumludur. Babası Drama Ģehrinin ileri gelenlerinden Hacı Halit Bey‟dir. Ġlk tahsili memleketinde gören Fatin, daha sonra Kavalalı 326 Beyazıt Devlet Ktp. Veliyyüddin Ef. Bl. Nu. 145/6-3442; Selimiye Yazma Eserler Ktp. Nu.1984; Süleymaniye Ktp. Hâlet Ef. Bl. Nu. 609; Dârü‟l-kütübi‟l-Mısriyye, TY, Nu. 176, https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=214745(13.09.2015). 327 Ġstanbul Üni. Ktp. TY, Nu. 3421; Süleymaniye Ktp. Bağdatlı Vehbi Efendi Bl. Nu. 1148; Millet Ktp. Ali Emîrî Ef. ġer„iyye Bl. Nu. 1084-1085; Millî Ktp. Nu. A 3681/3; Dârü‟l-kütübi‟l-Mısriyye, TY, Nu. 156. 328 Ġstanbul Üni. Ktp. TY, Nu. 3472-9577. 329 Fatin, s. 325. 82 Mehmed Ali PaĢa‟nın damadı olan amcası Mehmed Hüsrev Bey‟in yanına Kahire‟ye gitmiĢtir. Sekiz yıl burada kalıp eğitimini ikmal etmiĢtir. Kandiyeli Salih Racih Efendi‟den de Ģiire dair hususî dersler görmüĢtür. Ġstanbul‟a geldiğinde Divan-ı Hümayun Kaleminde mühime-nüvisanlık görevine baĢlamıĢtır. Bu görevi dolayısıyla kendisine Fatin denilmiĢtir. Daha sonra Sadaret Mektubi Kalemine, nihayeten de Ticarethane-i Amire Ġ‟lamat Odasına mukabeleci olmuĢtur. Yakalandığı göğüs hastalığında kurtulamayan Fatin Efendi Ġstanbul‟da vefat edip Göksu mezarlığına defnedilmiĢtir. Fatin döneminin önde gelen Ģairleri arasında bulunsada, kaynaklar Ģairliğini 331 vasat, Ģiirlerini sanattan uzak görürler. Hâtimetü’l-Eş’ar isminde bir Ģairler 332 tezkiresi ve Divan‟ı vardır. Divan‟ı vefatından sonra oğlu Rasim tarafından 333 bastırılmıĢtır. Tâ ezel dîvâne gönlüm mübtelâ-yı aĢkdır Ol sebebden çekdiğim her dem belâ-yı aĢkdır Bir hilâl-ebrûya gönlüm düĢdi mâh-ı rûzede Geydiğim îdiyyeler cümle kabâ-yı aĢkdır Pâyına ol serv-kaddın akdı gönlüm su gibi ġimdi baĢımda esen dâ‟im hevâ-yı aĢkdır ÇeĢm-i giryânım abes bîhûde sarf-ı eĢk ider Degme seyl-âbla yıkılmaz bu binâ-yı aĢkdır 330 Bıçakçı age, s. 66; Sezen, age, s. 156; Tuğlacı, age, s. 340. 331 Çiftçi, Ömer, “Hâtimetü‟l-EĢ‟ar”, Ġnönü Üni. Sosyal Bilimler Ens. YayınlanmıĢ Yüksek Lisans Tezi, Malatya 2007. 332 Fatin Davut, Divan, Haz. Mehtap Erdoğan, Kitabevi Yay. Ġstanbul 2007. 333 Çeltik, age, s. 65; Ġbnü‟l-Emin, age, C. I, s. 565; Fatin, s. 6; Mehmet Süreyya, age, C. II, s. 510; Mehmet Tahir, age, C. II, s. 121; Tuman, C. II, s. 779. 83 Gam degil müstagrak-ı bahr-i elem olsa Fatîn 334 Çünki ol bî-çâre çokdan âĢinâ-yı aĢkdır FEHMÎ (ö. h.1278 / m.1862) 335 Girit adasında bulununa Kandiye (Kriti-Ġraklion) Ģehrinde doğmuĢtur. Babası attar Molla Osman‟dır. Ġsmi Mustafa olup, Mustafa Mazlum Fehmî PaĢa olarak bilinir. Küçük yaĢta annesi ile Dersaadet‟e gelip eğitimini burada tamamlamıĢtır. Hariciye nazırı Ömer Lütfi Efendi‟ye damat olduktan sonra pek çok memuriyet ve müsteĢarlıkta bulunmuĢ, vezirliğe kadar yükselmiĢtir. Ġdare melekesine sahip, Ģair ve hoĢ tabiatlı biri olan Fehmî, Ġstanbul‟da vefat edip, Eyüp‟te TaĢburun 336 Tekkesi haziresine defnedilmiĢtir. Hayâlin rûĢenâ-sâz-ı dü çeĢm-i intizârımdır O mürg-i vahĢi gûyâ beste-i dâm-ı Ģikârımdır Ko itsün iltizâm-ı nâz u istiğnâ o meh-i bikr Hevâ-yı zülf ü rûyu matlab-ı leyl u nehârımdır O servin sâye-i lutfundan olmaz hâtırım âzâd Misâl-i lâle dâğ-ı aĢkı dilde bergüzârımdır Niçün tîr-i nigâhı meyl-i semt-i gayr ider bilmem Fezâ-yı sînede rengîn nihâl-i i„tibârımdır 334 Fatin, Divan, s. 81. 335 Bıçakçı age, s. 105; Sezen, age, s. 196; Tuğlacı, age, s. 360. 336 Esad, s. 150; Ġbnü‟l-Emin, age, C. I, s. 558; Ġpekten, v.dğr. age, s. 136; Fatin, s. 341; Kılıç, “agm”, s. 7; Mehmet Süreyya, age, C. III, s. 934; Tuman, C. II, s. 797. 84 O ġûhun âĢıkâne vasf-ı hüsn-ı dil-rübâsında 337 Gazel tarh eylemek Fehmi medâr-ı iĢtihârımdır HAKKI ĠBRAHĠM (Yek-çeĢm) (ö. h.1312 / m.1894) Mora Meysûri (Peloponnisos-Mesohori)‟de doğmuĢtur. Babası Meysûri muhafızı Ġsmail PaĢa‟dır. Babasının sürgün ve tayinleri sebebiyle eğitimini Gelibolu‟da sürdürüp Ġstanbul‟da tamamlamıĢtır. Evkaf Nazırlığı kalemlerinde bulunmuĢ ve emekli olmuĢtur. Yek-çeĢm diye anılmasının sebebi ömrünün sonlarına doğru sol gözünün görme yetisini kaybetmesindendir. Üsküdar‟da Çamlıca semtine yerleĢip ömrünü burada nihayetlendirmiĢtir. Celvetî Selami Ali Efendi Tekkesi civarına defnedilmiĢtir. 338 Divan sahibi olan Hakkı Ġbrahim Bey, kasideciliğiyle ün yapmıĢtır. 339 Kaynaklar onu, bu sahada ikinci Nef‟i olarak görülmeye layıktır diye tanıtır. Mürg-i cân yine ruhun Ģevkine gûyâ ederiz Rûh-ı kudsîyi dil-i âĢüfte-i sevdâ ederiz Öyle me‟yûs-ı vücûd-ı zebu‟l mehânede kim Ademi bin dil ü cân ile temennâ ederiz Sîneden çeĢme verip eĢk-i bedîü‟s-seylâb Âb-ı hayvânı görün Ģu‟leden icrâ ederiz 337 Fatin, s. 341. 338 Yıldırım, Arzu, “Üsküdarlı Hakkı Bey Divanı (Ġnceleme-Metin)”, Sakarya Üni. Sosyal Bilimler Ens. (YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi), Sakarya 2006. 339 Fatin, s. 110; Ġbnü‟l-Emin Mahmud Kemal Ġnal, Son Asır Türk ġairleri, Haz. M.Kayahan Özgül, C. II, AKM Yay. Ankara 2000, s. 738; Mehmet Süreyya, age, C. II, s. 561; Mehmet Tahir, age, C. II, s. 158; Tuman, C. I, s. 208. 85 Feyz-i aĢkınla edip sâha-i cânı bir Tûr Dâgımız hem-sıfat-ı Ģem‟-i tecellâ ederiz Biz o mecrûh-dem-i tîg-i nigâhız ki dile Merhemi dest-i Mesîh ursa da rüsvâ ederiz Turfa kıssîs-i sanem-hâne-i aĢk-ı ezeliz Bang-ı Hakkı fem-i nâkûsdan ısgâ ederiz Cevher-i aĢka verip dilde fürûg-ı diger Mihri hurĢîd-i mücellâmıza horyâ ederiz Hakkıyâ âyîne rûyâna edip hasr-ı nigâh 340 HaĢre dek çeĢmimizi vakf-ı temâĢâ ederiz HUSREV (ö. h.1249 / m.1833) 341 Drama doğumludur. Ġsmi Mehmet olan Ģair, Halil Ġbrahim Ağa‟nın oğlu, tezkire sahibi Fatin Davut‟un amcasıdır. Eğitimini bulunduğu yerde tamamladıktan sonra Kahire‟ye gitmiĢtir. Burada askerî görevlerde bulunarak Sudan‟ı zabt edip, hâkimiyeti altına almıĢtır. Daha sonra Mısır valisi Mehmet Ali PaĢa‟nın kızı Nazlı Hanım ile evlenmiĢ ve Mısır defterdarı olmuĢtur. Mısır‟da vefat edip orada defnolunmuĢtur. 342 Fatin‟in elinde bulunan az sayıda Ģiirden baĢkasına vâkıf değiliz. 340 Yıldırım, “agtz”, s. 188. 341 Bıçakçı age, s. 66; Sezen, age, s. 156; Tuğlacı, age, s. 340. 342 Fatin, s. 123; Ġpekten, v.dğr. age, s. 216 (ġairin Fatin‟in kardeĢi olarak gösterilmesi hatalıdır); Mehmet Süreyya, age, C. II, s. 682; Tuman, C. I, s. 248. 86 Ana üftâde der halk âĢık-ı ra‟nâyı bilmez ol Daha pek nâ-resîde tıfldır dünyâyı bilmez ol Sakın âĢık gücenme arz-ı hüsn eyler sana bir gün Henüz tâze cüvândır remz ile îmâyı bilmez ol OturmuĢ bister-i nâz üzre istiğnâ serîrinde Sır-ı goyende olan âh u vâveylâyı bilmez ol Hikâye eyleyüp aĢkı didi ra‟nâ cevâbında 343 Nice mümkün ola Hüsrev ki lâilâyı bilmez ol ĠZZET (ö. h.1241 / m.1825) 344 Asıl ismi Ahmet olan Ģair, Eğriboz (Evvia) doğumludur. Bulunduğu yerde Sami Ebubekir PaĢa‟nın hazinedarlık ve kethüdalık hizmetlerinde bulunmuĢ; PaĢa vefat edince Ġstanbul‟a gitmiĢtir. Burada haceganlık rütbesini alınca ReĢit PaĢa‟nın divan kâtipliğini yapmıĢtır. YeniĢehir Feneri (Larissa)‟nde olduğu bir dönemde vefat 345 346 etmiĢtir. Divan sahibidir. Fatin, Ģairin ölümüne Ģu mısra ile tarih düĢmüĢtür:“Şâir 347 İzzet Beg bekâya gitdi hay”. Müreccahdır künûz-ı dehre dilde mâye-i ihlâs Kabâ-yı zîver olmaz hem-ser-i pirâye-i ihlâs 343 Fatin, s. 123. 344 Bıçakçı, age, s. 74; Kiel, “agmd”, DĠA, C. X, ss. 491-493; Sezen, age, s. 9; Tuğlacı, age, s. 311. 345 Fatin, s. 301; Ġpekten, v.dğr. age, s. 233 (ġairin vefat tarihi 1124/1712 olarak gösterilmesi hatalıdır); Mehmet Süreyya, age, C. III, s. 844; Tuman, C. II, s. 660. 346 Eğribozlu Ahmed Ġzzet, Divan, Haz. Nazmi Özerol, Serhat Yay. Malatya 2013. 347 Fatin, s. 302. 87 Olur dâd u sitâdı mekteb-i kâlâ-yı maksûdu Bu benderde o kim a‟mâl ider sermâye-i ihlâs Kabûl-ı indirâs itmez nikabkârî-i düĢmenle Esâs-ı müstakîm-i kasr-ı gerdûn-pâye-i ihlâs Acep mi müĢfik olsa âĢık-ı zâr u dil-fikâre Mürebbidir o mahdûm-ı güzîne dâye-i ihlâs Masûn eyler dili tâb-ı temuz-ı mekr-i a‟dâdan 348 Sezâdır Ġzzet olsun zîver-i sermâye-i ihlâs ĠZZET (ö. h.1310 / m.1893) 349 Girit adasında bulunan Resmo (Kriti/Rethimno) kasabasında doğmuĢtur. Girit valisi Erzincanlı Hacı Osman HaĢim PaĢa‟nın oğludur. Ġsmi Ahmet‟tir. 1824‟te babası vefat edince Ġstanbul‟a gelmiĢ, bir müddet ikamet edip Erzincan‟a geçmiĢtir. Erzincan‟da Voyvodalık görevinde bulunmuĢ, muahharen Erzurum asakir-i redife binbaĢılığına getirilerek miralay olmuĢtur. Daha sonra Çıldır kayamakamlığına atanmıĢtır. Irak, ġam, Cidde ve Trablusgarb gibi pek çok bölgede valilik yapmıĢ; ġeyhü‟l-vüzera ünvanına layık görülmüĢtür. Edirne‟de vefat edip oraya 350 defnolunmuĢtur. Ölümüne Edirneli Bâdî Efendi Ģu tarihi düĢmüĢtür:“Yaş düşüp iki 351 gözünden dedi Bâdî târih/ Göçtü Firdevs-i ulâya Hacı İzzet Pâşâ” Nev‟i Ģahsına münhasır bir yapıya sahip olan Ġzzet PaĢa, garip halleriyle ün yapmıĢtır. Bu halleri etrafındakilerce de hicvedilmiĢtir. Ġbnü‟l-Emin Mahmud Kemal Ġnal, resmî binalar için söylediği tarih manzumeleri ve bir-iki naat ve gazelinden 348 Fatin, s. 301. 349 Bıçakçı age, s. 99; Sezen, age, s. 419; Tuğlacı, age, s. 384. 350 Fatin, s. 304; Ġbnü‟l-Emin, C. II, s. 1091; Ġpekten, v.dğr. age, s. 234; Mehmet Süreyya, age, C. III, s. 844; Tuman, C. II, s. 660. 351 Ġbnü‟l-Emin, C. II, s. 1092. 88 352 baĢka nazmını görmediğini söyler. Miraciye-i Hazret-i Nebevî isimli eseri 353 bulunmaktadır. Etmedi hâlime vâkıf eseri âh seni Hak ede derd-i dilimden meğer âgâh seni EylemiĢ zümre-i uĢĢâka beni ser-defter Hüsn ile leĢker-i hûbâna eden Ģâh seni Nâr-ı hicrânına bir lâhza tahammül edemez Görmek ister dil-i sevdâ-zede her gâh seni Hâlimi arz u beyân eyle var ol dildâra Ey sabâ eyleyelim âhıma hem-râh seni Ġzzetâ etmedi âzâde-i gam bir dem çarh 354 Edeli müĢtagıl-i dağdağa-i câh seni ĠZZET EFENDĠ (ö. h.1237 / m.1821) 355 YeniĢehir Feneri (Larissa) doğumludur. Öğrenimini bulunduğu Ģehirde tamamlayıp ve yine aynı yerde müftü olarak görev yapmıĢtır. YaĢı kırka varmadan 352 Ġbnü‟l-Emin, C. II, s. 1092. 353 Edirne Selimiye Yazma Eserler Ktp. Nu. 2311, https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=212157(20.09.2015). 354 Ġbnü‟l-Emin, C. II, s. 1100. 355 Bıçakçı, age, s. 3420; Sezen, age, s. 337; Tuğlacı, age, s. 407. 89 356 357 vefat etmiĢtir. Divan sahibidir. Nazmı beğenilen Ģairin özellikle Ģu beyti Ģuara arasında meĢhur olmuĢtur: Üftâde-i hûbân-ı YeniĢehir Fenârız Aldık fitili mûm gibi Ģimdi yanarız Bir gazeli: Âh ey büt-i bîgâne-edâ mahremin olsam Ahvâlimi hep söyler idim hem-demin olsam Sanma kapılırdım gül-i hurĢîde felekde DüĢsem çemen-i vuslatına Ģebnemin olsam Hall eyler idim mesele-i cevher-i ferdi Öpsem lebini vâkıf-ı sırr-ı femin olsam GülĢende ne aynımda idi deste-i sünbül Ger dest-zen-i kâkül-i ham-ender-hamın olsam Billûr gibi gerdenine sâbır idemezdim Sarkındılık eylerdim eger perçemin olsam 356 Fatin, s. 301; Ġpekten, v.dğr. age, s. 234; Mehmet Süreyya, age, C. III, s. 844; Tulum, M. Emir, “YeniĢehirli Ġzzet ve Divanı‟na Dair”, TÜRÜK Dil, Edebiyat ve Halkbilimi AraĢtırmaları Dergisi, Sayı 2/3, Bolu 2014, ss. 239-260, http://www.turukdergisi.com/Makaleler/514155828_17%20Emin%20Tulum%20239- 260.pdf(10.10.2015); Tuman, C. II, s. 659. 357 Tulum, M. Emir, “YeniĢehr-i Fener Müftüsü Ġzzet Divanı (Ġnceleme-Metin)”, Sakarya Üni. Sosyal Bilimler Ens. (YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi), Sakarya 2014; YeniĢehirli Ġzzet, Divan, Haz. Nazmi Özerol, Serhat Yay. Malatya 2013. 90 Sînemde bakup zahmıma rahm eylemedin hiç Bir kere tabîbim demedin merhemin olsam Hep hâtır-ı Ġzzet‟de varır sâkin olurdum 358 Âlemde senin ey büt-ı iĢve gamın olsam KÂZIM HÜSEYĠN (ö. h.1279 / m.1862) 359 Drama kazasına bağlı Sarı ġaban nahiyesinin Olıcak Köyü‟nde (Drama/Chrysoupoli/Platamonas) doğmuĢtur. 17 yaĢında Ġstanbul‟a gelmiĢ, Kavalalı Yusuf Efendi‟den Arapça, Hâce Fehim Efendi‟den Farsça öğrenmiĢ, eğitimini tamamlayınca Mısır valisi Ġbrahim PaĢa‟nın oğlu Mustafa Bey‟in hizmetinde 360 bulunmuĢtur. Girit mollası olduktan sonra vefat etmiĢtir. Güzel ve beğenilen Ģiirleri olan Ģairin ayıca Ġranlı tarihçi Vassaf ReĢidüddin Fazlullah ġirazî‟nin “Ahlâku‟s- 361 Saltana” isimli siyasetnamesini Risâle-i Seciyye adıyla tercüme etmiĢtir. Sinân-ı gamze-i cânâna girmiĢ sîne âyîne Bu sûretle müĢâbih âĢık-ı gamgîn-i âyîne Görüp âyîne-i ruhsâr-ı zîbâsı hicâbından Büründü baĢına bir perde-i peĢmîne âyîne Bakup âyîneye çîn-i cebîni eylemiĢ âyîn Kalır hayretde ol âyîne her âyîne âyîne 358 Fatin, s. 300. 359 Bıçakçı age, s. 66; Sezen, age, s. 156; Tuğlacı, age, s. 340. 360 Fatin, s. 353; Ġpekten, v.dğr. age, s. 247; Mehmet Süreyya, age, C. III, s. 712; Tuman, C. II, s. 839. 361 Selçuk, Bahir, Elçi, Fatih, “Sultan Abülaziz‟e SunulmuĢ Bir Siyasetnâme Çevirisi: Kavalalı Hüseyin Kazım‟ın Risâle-i Seciyyesi‟si”, Adıyaman Üni. Sosyal Bilimler Ens. Dergisi, Sayı 12, Adıyaman 2013, ss. 191-228, http://dergipark.ulakbim.gov.tr/adyusbd/article/view/5000041647/5000039175(22.10.2015). 91 Abes âyîne-i Ģeffâfa bakma ey melek-sîmâ Görür mü rû-be-rû gelse biri birine âyîne Nola mir‟ât-ı dil Kâzım çerâğ-ı bezm-i yâr olsa 362 YakıĢmaz mı acep ol bezm-i Cem-ayine âyîne KEMÂLEDDĠN (ö. h.1306 / m.1888) 363 Mahmut Kemâleddin Efendi Golos (Volos) doğumludur. Babası eĢraftan Ömer Ağa‟dır. Ġlk eğitimini Golos Ġbtidâî Mektebi‟nde alan Kemâleddin, babası vefat edince annesi ile birlikte memleketi olan YeniĢehir Feneri‟ne gitmiĢtir. O sırada YeniĢehir‟de bulunan Muallim Nâci ile tanıĢmıĢ ve istifade etme imkânı bulmuĢtur. Buradan da Bursa‟ya hicret edip YeĢil Cami Medresesi‟ne devam etmiĢtir. Genç yaĢta 364 vefat eden Kemâleddin, Emir Sultan kabristanına defnedilmiĢtir. 365 Âsârım isminde manzum ve mensur yazılarından oluĢan eseri vardır. Her nevâ-yı ney gelir bir nefta-i mâtem bana Fart-ı hüznümden cihân olmuĢ cihân-ı gam bana Her safâ zucret-fezâ-yı kalb-i hicrân ibtilâ Ser-te-ser mâtem-nümâ-yı aĢktır âlem bana Dinleyen yok âh-ı hayret-bahĢ-ı nevmîdânemi Bir garîb-i derd-mendim yok mu bir hem-dem bana 362 Fatin, s. 353. 363 Bıçakçı age, s. 120; Sezen, age, s. 197; Tuğlacı, age, s. 347. 364 Ġbnü‟l-Emin, C. II, s. 1098; Mehmet Tahir, age, C. II, s. 208;Tuman, C. II, s. 865. 365 Süleymaniye Ktp. Hacı Mahmut Ef. Bl. Nu.6282. 92 Ses veren feryâdıma aks-i figânımdır yine Bek ne hüzn-âbâd-ı feryâd oldu vîrânem bana Seyredeydi neĢve-i bî-imtinân-ı tab‟ımı Âferin-bahĢa-yı istiğnâ olurdu Cem bana Fart-ı isti‟dâdım oldu kâĢif-i sırru‟l-butûn 366 Kalmadı bir nükte-i râz-ı sühan mübhem bana LÜTFÎ (ö. h.1306 / m.1888) 367 Lütfi Sâlih Efendi Selanik (Thessaloniki)‟te doğmuĢtur. Ġsmi Sefîne-i 368 Evliya‟da Süleyman olarak geçer. Halvetiye tarikatının Sinaniye kolu Ģeyhlerindendir. Vefat edince Ģeyhliğinde bulunduğu Selanik‟te Pazar Tekkesi olarak 369 bilinen ġeyh Ahmet Zührî Efendi Dergâhı haziresine defnedilmiĢtir. ÂĢıkane ve derviĢane Ģiilerinden oluĢan Divan‟ının yanında, Gülşen-i Kerâmât 370 isimli, Ģeyhinin menkıbelerini barındıran mensur bir eseri de vardır. Meyl idüp âlâyiĢ-i dünyâya gel itme heves Mürg-i can pervâz idüp bir gün kalır tenhâ kafes Kârbân-ı âlem-i fâni koyup göçmektedir Tut kulağın dinle ne feryâd ider yâ hû ceres 366 Ġbnü‟l-Emin, C. II, s. 1201. 367 Bıçakçı, age, s. 302; Kiel, “agmd”, DĠA, C. XXXVI, ss. 352-357; Sezen, age, s. 629; Tuğlacı, age, s. 389. 368 Hüseyin Vassaf, age, C. IV, s. 280. 369 Mehmet Tahir, age, C. II, s. 219; Hüseyin Vassaf, age, C. IV, s. 280; Tuman, C. II, s. 886. 370 Kaynaklarda eserlerinin bulunduğunu söylenmesine rağmen bir bilgiye ulaĢılamamıĢtır. 93 Aldanıp virme gönül nakĢ-ı nigâr ü ziynete Dildeki hubb-i sivâyı tîğ-i aĢkın ile kes KûĢe-i vahdete uzlet ile tecrîd eyleyüp Ülfeti kes sende hergiz olmaya bîm-i ases Ġtme zâyi elde fırsat varken vaktin sakın 371 Lütfîyâ vuslat dilersen Hakkı zikr et her nefes MÂHĠR (ö. h.1259 / m.1843) 372 Mâhir Numan Bey Eğriboz (Evvia) doğumludur. Babası Osman ReĢid Bey, Eğriboz‟un eĢrafındandır. 1238/1822-23 yılında Ġstanbul‟a göçetmiĢtir. Sadrazam mektupçuluğu görevine baĢlamıĢ bilahare Âmedî Odasına geçmiĢtir. Bir müddet sonra Hicriye Kitabeti ve Takvim-i Vekâyi nezaretine tayin olunmuĢtur. Saray mensuplarının vakıflarından sorumlu bir memuriyette bulunduğu esnada vefat etmiĢtir. Eyüp‟te Bostan Ġskelesinde imaret karĢısındaki kabristana defnedilmiĢtir. BaĢarılı bir memuriyet geçiren Mâhir, nazım ve nesre kadir, maharetli bir 373 374 375 Ģairdir. Münşeat‟ı ve Divan‟ı vardır. Ukde-bend-i hâtır-ı âzâde-gândır perçemin Bâis-i dil-bestegi-i bî-dilândır perçemin 371 Mehmet Tahir, age, C. II, s. 219. 372 Bıçakçı, age, s. 74; Kiel, “agmd”, DĠA, C. X, ss. 491-493; Sezen, age, s. 9; Tuğlacı, age, s. 311. 373 Fatin, s. 367; Ġpekten, v.dğr. age, s. 272; Mehmet Tahir, age, C. II, s. 233; Mehmet Süreyya, age, C. III, s. 907; Tuman, C. II, s. 902. 374 Konya Ġl Halk Ktp. Nu.569, https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=192628(25.10.2015); Selimiye Yazma Eser Ktp. Nu.3174, https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=216208(25.10.2015); Süleymaniye Ktp. Ġbrahim Ef. Bl. Nu.581, Zühdü Bey Bl. Nu.125. 375 Batğı, Özlem, “Numân Mâhir Divanı”, Gazi Üni. Sosyal Bilimler Ens. (YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi), Ankara 2012. 94 Bestedir her târ-ı müjgânında bir nûr-ı siyâh Hâle-gerd-i mâhitâb-ı hüsn ü ândır perçemin Zeyn olur zülf-i arusuyla Ģebistân-ı bahâr Deste deste tuhfe-i sünbül-sitândır perçemin Mürg-ı dil ser-pençe-i Ģehbâz-ı çeĢminde zebûn Çînden gelmiĢ kemend-i âhuvândır perçemin Vasf-ı zülfünde gönüller bağlı diller bestedir ġâirâne bâis-i ıkdı‟l-lisândır perçemin Sâye salmıĢ ebruvânınla siyeh müjgânına Kabza almıĢ mâlik-i tîr u kemândır perçemin Ben de aldandım siyeh reng-i füsûn-ı gamzene 376 Mâhir‟e ser-riĢte-i sihr u beyândır perçemin MEġHÛRÎ (ö. h.1268 / m.1851) 377 MeĢhûrî Ahmet Efendi Selanik (Thessaloniki) doğumludur. Babası Mehmet ÇavuĢ‟tur. Tahsilini memleketinde tamalayınca Debbağlar Babalığı olarak bilinen memuriyete baĢlamıĢtır. Filibe nazırı kâtipliği ve Selanik‟te muhtelif görevlerinden sonra ġeyhülislam Arif Hikmet Bey‟e sunduğu bir kasideyle Edirne‟de müderrisliğe tayin olunmuĢtur. Resmî hizmetlerde fazla tutunamayıp Selanik‟te kendine bir çiftlik 376 Batğı, “agtz”, s. 271. 377 Bıçakçı, age, s. 302; Kiel, “agmd”, DĠA, C. XXXVI, ss. 352-357; Sezen, age, s. 629; Tuğlacı, age, s. 389. 95 satınalan MeĢhurî, ömrünü burada dostlarıyla oluĢturdukları Ģiir ve muhabbet meclislerinde meĢk edip eğlenerek geçirmiĢtir. Selanik‟te Kalamarya bölgesinde defnolunmuĢtur. 378 MeĢhurî‟nin bilinen tek eseri Divanı‟dır. ġairin en dikkat çeken özelliği tarih düĢürmedeki mahirliğidir. Özellikle Selanik için düĢürdüğü tarihler buradaki inĢaatlar, tamirler veya buraya gelen görevliler gibi konularda aydınlatıcı bilgiler 379 vermektedir. Bize hem-dem olup inler her-bâr Gam gibi var mı aceb sâdık yâr Gâhîce gelse de Ģâdî vü ferah Bir sâat eylemez ârâm u karâr Hergiz ak gün mü görürdün O Ģûh mihrveĢ etmese arz-ı dîdâr Bir nigâh ile bizi kendi gibi Etdi dil-haste o çeĢm-i bî-mâr Ġltifât kılmıĢdı lütfa bedel Onu da Ģimdi dirîğ etdi kibâr 378 MeĢhûrî, Divan, Haz. YaĢar Aydemir-Halil Çeltik, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yay. E-Kitap, Ankara 2009. 379 Çeltik, age, s. 91; Fatin, s. 378; Ġbnü‟l-Emin Mahmud Kemal Ġnal, Son Asır Türk ġairleri, Haz. Hidayet Özcan, C. III, AKM Yay. Ankara 2000, s. 1334; Ġpekten, v.dğr. age, s. 286; Mehmet Tahir, age, C. II, s. 233; Mehmet Süreyya, age, C. IV, s. 1090; Özcan, “agm”, s. 421; Tuman, C. II, s. 959. 96 Görelim bu felek-i Ģu‟bede-bâz Ne oyunlar dahi eyler izhâr Kalmadı kadri bu bendergehde 380 Satma MeĢhûrî metâ‟-ı eĢ‟âr MUHLĠS (ö. h.1259 / m.1843) 381 Serez âyânı Ġsmail Râsih Bey‟in oğlu olan Yusuf Muhlis PaĢa, Serez (Serres)‟de doğmuĢtur. Ġsmail Râsih Bey oğullarının eğitimine çok ehemmiyet gösterip Ġstanbul‟dan hususî hocalar getirtmiĢtir. Ġsmail Bey‟in Ġstanbul‟a tayiniyle Muhlis PaĢa da eğitimini orada tamamlamak durumunda kalmıĢtır. Mezuniyetini müteakip muhtelif memuriyetlerle birlikte, Eğriboz muhafızlığı, Selanik, Saruhan ve Halep valiliklerinde bulunmuĢtur. Varna‟nın tesliminde Rusya‟ya esir düĢmüĢ, bürokratik çabalar sonucu kurtarılmıĢtır. Birkaç görevde daha bulunduktan sonra tekaüt olup memleketi Serez‟e yerleĢmiĢ ve orada vefat etmiĢtir. Küçüklüğünden beri Ģiire meraklı olan Muhlis PaĢa, Selanikli Âkif Efendi gibi Ģair devlet adamlarının divan kâtipliğinde bulunduğundan, bunlardan ve etrafındaki 382 383 Ģuaradan istifade edip kendini geliĢtirmiĢtir. Divançe sahibidir. Hisâb-ı aĢk-ı kim anlar kiminle söyleĢelim Kitâb-ı aĢkı kim anlar kiminle söyleĢelim Bu bezm-i gamda bulunmaz suâle ehl-i hired Cevâb-ı aĢkı kim anlar kiminle söyleĢelim 380 MeĢhûrî, s. 143, http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10627,metinpdf.pdf?0(05.12.2012). 381 Balta, “agmd”, DĠA, C. XXXVI, ss. 556-558; Bıçakçı, age, s. 345; Sezen, age, s. 450; Tuğlacı, age, s. 391. 382 Arif Hikmet, s. 100; Fatin, s. 372; Ġbnü‟l-Emin, C. III, s. 1346; Ġpekten, v.dğr. age, s. 296; Mehmet Süreyya, age, C. V, s. 1694; Tuman, C. II, s. 938. 383 Zengin, Bayram, “Yusuf Muhlis PaĢa Divançesi”, Fatih Üni. Sosyal Bilimler Ens. (YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi), Ġstanbul 2000. 97 Cehîm-i hecrine düĢdüm o mâlik-i hasenin Gadâb-ı aĢkı kim anlar kiminle söyleĢelim Urur mu gûĢunu herbir tehî-dilân-ı cihân Hitâb-ı aĢkı kim anlar kiminle söyleĢelim Degil verâsına zühhâd mu‟tekif vâkıf Hicâb-ı aĢkı kim anlar kiminle söyleĢelim Uluvv-ı himmeti uĢĢâka feyz ider ihsân Cenâb-ı aĢkı kim anlar kiminle söyleĢelim Neler çeker güzelim firkatinle Muhlis-i zâr 384 Ġtâb-ı aĢkı kim anlar kiminle söyleĢelim NÂMIK (ö. h.1252 / m.1836) 385 386 Nâmık Ali PaĢa, Mora Anabolu (Nafplion)‟da doğmuĢtur. Eğitimini memleketinde tamamlayıp Ġstanbul‟a gelmiĢ, burada da bir müddet müderrislik yapmıĢtır. Daha sonra Rumeli valisi HurĢid PaĢa‟ya kethüdalık hizmetine geçmiĢtir. Bosna, Vodin, ĠĢkodra, Elbasan ve Selanik sancaklarında valilik görevlerinde bulunmuĢ, Ġstanbul‟da vefat etmiĢtir. Ehl-i dil ve kabiliyetli bir idareci olmasının 387 yanında iyi Ģairdir. 384 Fatin, s. 372. 385 Bıçakçı, age, s. 16; Sezen, age, s. 27; Tuğlacı, age, s. 314. 386 Sicill-i Osmanî‟de Aydonat olarak geçer. 387 Fatin, s. 395; Mehmet Süreyya, age, C. IV, s. 1226; Tuman, C. II, s. 1124. 98 GülĢende hezâr nağme-i dem-sâz ile mahzûz Mutrib tarab u sâz-ı hoĢ-âgaz ile mahzûz Bî-hude komaz kimseyi tesliyet-i hâtır Muhtâc-ı kerem va„de-i incâz ile mahzûz Pîçîde olur dâmen-i gayret kemerinde Erbâb-ı neberd Ģöhret-i mümtâz ile mahzûz Vâdi-i tekâpûya nigâh eylemez ol kim Ġhsân-ı hudâvendiyi enbâz ile mahzûz Nâmık heme hâl sıdk u ubûdiyet-i dâim 388 Sultân-ı selâtîn-i ser-efrâz ile mahzûz NECÎB (ö. h.1236 / m.1820) 389 ġeyh Necîb Efendi Mora‟da Tripoliçe (Tripoli) Ģehrinde doğmuĢtur. ġehrin ileri gelenlerinden ve Halevetiyyenin Cerrahiyye kolu Ģeyhlerindendir. Ömrünü memleketinde tamamlayıp buraya defnedilmiĢtir. Sami PaĢa ve Hayrullah PaĢa 390 isminde iki oğlu vardır. Mutasavvıfane ve sanatlı hayli Ģiiri vardır. Yed-i beyzâ-yı tecelliden olur ferr mehtâb Meh-i nevle ider engüĢtünü enver mehtâb 388 Fatin, s. 394. 389 Bıçakçı, age, s. 380; Sezen, age, s. 494; Tuğlacı, age, s. 400. 390 Fatin, s. 398; Mehmet Süreyya, age, C. IV, s. 1244; Tuman, C. II, s. 1038. 99 Dökdü çil akçelerin Ģu‟le-i cevvâla degil Makdem-i yâra nisâr eyledi dirler mehtâb Çâh-ı NahĢeb‟de bulup Yûsuf-ı zerrîn-resini Delvi teĢrîf ile tebĢîrini eyler mehtâb Gice mihrin sakızın aldı ağız miski deyu Dehen-i dilbere teĢbih ile çekinir mehtâb Felegin hâsıl-ı nev-bâdesi yek sünbüledir Ne çeker re‟s-i hilâlini çü hançer mehtâb Pey-rev meslegi sen hazret-i Nûreddin‟in 391 Nola destinde Necîb olsa musahhar mehtâb NEVRES (ö. h.1293 / m.1876) 392 Osman Nevres Efendi Sakız Adası (Chios)‟nda doğmuĢtur. Aslen Rumdur. ġam ve Bağdat valisi Laz Ali Rıza PaĢa‟nın kölesidir. PaĢa, marifetin kıymetini bilen marifet sahiplerinden olduğu için Nevres‟i talim ve terbiye ettirip; kitabet hizmetinde kullanmıĢtır. Efendisinin vefatından sonra Ġstanbul‟a gelip, Hariciye Mektubî Kalemi‟nde görev yapmıĢtır. MünĢir Abdülkerim Nâdir PaĢa‟nın maiyetinde Bağdat‟a gitmiĢ, bilahare Irak-Hicaz orduları tahrirat baĢkâtipliğine atanmıĢtır. Ayrıca Irak- Hicaz orduları muhasebeciliği de yapmıĢtır. ġumnu‟da görevde bulunduğu sırada hırsızlık iftirası ile azledilmiĢtir. Bu olay sonrası aklî dengesi bozulan Nevres, HaydarpaĢa Hastanesi‟ne yatırılarak tedavi görmüĢtür. Kısmen sıhhatine kavuĢunca, Zaptiye Nezareti mektupçuluğuna getirilmiĢtir. Hastalığı tekrar nüksedince iĢinden 391 Fatin, s. 398. 392 Sezen, age, s. 428. 100 ayrılıp evine çekilmiĢ ve bir müddet sonra vefat etmiĢtir. Karacaahmet Mezarlığı‟na 393 defnolunmuĢtur. “Nevres kendi döneminde Ģairliğinden ziyade münĢîliğiyle tanınmıĢtır. Nesrinin Âkif ve Mustafa ReĢid PaĢaların, nazmının ise Ali Rızâ PaĢa‟nın etkisinde geliĢtiği söylenir. ġiirlerin Ģekil ve muhtevasında gösterdiği yenilikleri nesirde gösterememiĢtir. Bağdat‟ta sıbyan mektebine giderken Ģiir yazmaya baĢladığı söylenen Ģairin ilk uzun manzumeleri Ali Rızâ PaĢa‟ya hitaben söylediği kasidelerdir. Daha çok Fuzûlî‟den etkilenmiĢ, Nevres-i Kadîm (Abdürrezzâk), Nedîm, Tarihçi RâĢid, Keçecizâde Ġzzet Molla gibi Ģairlerle Ali Rızâ, Mûsâ Kâzım ve Ziyâ PaĢa gibi çağdaĢlarına nazîreler yazmıĢtır. Süleyman Senih, Sırrı PaĢa ve Nasûhîzâde‟den Ģiir öğrenen Nevres, Arapça ve Farsça‟sını geliĢtirerek bu dillerde de Ģiir yazmıĢtır. Hatta Arapça Ģiirlerinin Türkçe Ģiirlerinden daha üstün olduğu söylenir. Ziyâ PaĢa ve Muallim Nâci gibi Ģairler tarafından takdir edilen Ģiirleri bilhassa Irak Türkleri arasında Ģöhret kazanmıĢ, bestelenen na„tları tekkelerde icra edilmiĢtir. ġarkı da besteleyen Nevres genellikle Ģiirlerinde klasik çizgiyi devam ettirmiĢse de bazan hem Ģekil hem muhtevada yenilikler yaparak gazel formunda kaside yazmıĢ ve bir gazeli iki vezne de uyabilecek Ģekilde söylemiĢtir. Döneminde kullanılan telgraf, vapur, Avrupa gibi kelimeleri divan Ģiiri mazmunları arasına sokmuĢ ve Ģiirde bilinmeyen kelimeleri açıklamak gibi alıĢılmadık bir yol izlemiĢtir. Bu sebeple onun klasik çizgide bazı yenilikler yaptığı söylenebilir. Türkmen lehçesiyle de Ģiirler söyleyen Ģair bu türden yenilikleri sebebiyle eleĢtirilmiĢtir. ġiirlerinden bazılarının Ali Rızâ PaĢa‟dan alıntı olduğuna dair iddiaları ve Nâmık Kemal‟in “hâr” ithamıyla onun Ģairliğini eleĢtirmesi Ġbnü‟l-Emin Mahmud Kemal tarafından yersiz bulunmuĢtur. 394 Nâmık Kemal‟le olan karĢılıklı hicviyeleri Ģairin ölümüne kadar devam etmiĢtir.” 395 Üç dilde Ģiirler yazan Ģair, Divan sahibidir. Ayrıca içinde altı hikâyenin 396 anlatıldığı Destâr-ı Hayâl mesnevisi ve Eser-i Nâdir Mecmûâtü’t-tarab alâ lisâni’l- 397 edeb isimli maiyetinde bulunduğu Abdülkerim Nâdir PaĢa için yazdığı eseri mevcuttur. 393 Arif Hikmet, s. 108; Erdemir, age, s. 341; Fatin, s. 417; Ġbnü‟l-Emin, C. III, s. 1603; Ġpekten, v.dğr. age, s. 337; Mehmet Süreyya, age, C. V, s. 1694; Mehmet Tahir, age, C. II, s. 283; Tuman, C. II, s. 1102. 394 Serdaroğlu, Vildan (2007), “Nevres, Osman”, DĠA, C. XXXIII, ss. 57-58. 395 Osman Nevres, Divan, Haz. Bayram Ali Kaya, Akçağ Yay. Ankara 2010. 396 Osman Nevres, Destâr-ı Hayâl, Matbaa-i Âmire, Ġstanbul 1872. 397 Osman Nevres, Eser-i Nâdir Mecmûâtü‟t-tarab alâ lisâni‟l-edeb, Daru‟t-Tıbbatü‟l-Âmire, Ġstanbul. 101 Müteyakkız eger olmazsa dil-i gâfilimiz Korkaram âhiri derd-i ser olur hâsılımız Özleriz Ka‟be-i ikbâle vusûlü ammâ Bir alay fazl u hüner reh-zenidir hâ‟ilimiz Geçdi hadden elem-i minneti nev-câhların Âkibet havf iderim gayret olur kâtilimiz Bize mümkün degil izhâr-ı tarab âlemde Ki dem-â-dem hedef-i tîr-i cefâdır dilimiz Gerçi ahmak gibiyiz sûret-i zâhirde velîk Hikmet-âmûz-ı Felâtûn olur en câhilimiz Kalmadı kudretimiz râh-ı talebde meĢye Nidelim dâmen-i ikbâla eriĢmez elimiz Dost sandıklarımız çıkdı bütün bî-gâne 398 Âh Nevres ki bin oldu bir iken müĢkilimiz RAHMÎ (ö. h.1312 / m.1894) 399 Ġbrahim Rahmî Efendi Girit adasının Kandiye (Kriti-Ġraklion) Ģehrinde doğmuĢtur. Babası Kandiye ahalisinden Abdülhamid Efendi‟dir. Ġbtidai mektebi 398 Osman Nevres, Divan, s. 104. 399 Bıçakçı age, s. 105; Sezen, age, s. 196; Tuğlacı, age, s. 360. 102 tamamlayınca dayısı Hoca Salih Racih Efendi ve memleketindeki diğer ulemadan özel dersler görmüĢtür. Ġzmir, Edirne, Girit, Preveze ve Cidde‟de gümrük memurluğu ve müdürlüklerinde bulunmuĢtur. Ġskenderun gümrük müdürü iken vefat edip 400 Ġskenderun yakınlarında Bilan isimli bölgedeki kabristana defnedilmiĢtir. Üç lisanda da nazım ve nesre muktedir bir edip olan Rahmî‟nin bilinen Ģu eserleri vardır: 401 Arapçadan tercüme ettiği Vâsıtâtu’s-Sülûk fi Siyâseti’l-Mülûk , Hafız-ı 402 ġirâzî‟nin divanının Ģerhi olan Ferâ’idü’l-Fevâ’id , Ġmam Gazali‟nin “Bidâyetü‟l- 403 Ġnsân”isimli eserinin “Âdâb-ı Ġnsaniye” bölümün Âdâb-ı İnsan isminde tercümesi 404 ve Mevlana Halid‟in rabıtaya ait risalesinin Tereceme-iRisâle-i Rabıta çevirisidir. Dil âĢinâ-yı sırr-ı hüviyyet değil midir Mücellâ-yı lem‟a-i ehadiyyet değil midir Dil vâkıf-ı rümûz-ı hıkem olsa çok değil Üstâd-ı nüktedân-ı hakîkat değil midir Rencîde etme kalbini zinhâr kimsenin Kesr-i kulûb mûcib-i nekbet değil midir Tâkey-hevâ-yi nefs ile Ģeytâna ittiba‟ Bu hâletin nihâyeti cinnet değil midir 400 Ġbnü‟l-Emin Mahmud Kemal Ġnal, Son Asır Türk ġairleri, Haz. Ġbrahim BaĢtuğ, C. IV, AKM Yay. Ankara 2002, s. 1778; Mehmet Tahir, age, C. II, s. 327; Tuman, C. I, s. 328. 401 Atatürk Kitaplığı, Nu.694; Süleymaniye Ktp. Hacı Mahmud Ef. Bl. Nu.4921, https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=112299(15.10.2015). 402 Kaynaklar eseri zikretmesine rağmen bir kaydına ulaĢılamamıĢtır. 403 Millet Ktp. Ali Emiri Bl. Nu.664, https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=189273(15.10.2015). 404 Süleymaniye Ktp. M.Arif-M.Murat Bl. Nu.158. 103 Bir nîm nigâhı mülket-i dil pâdiĢâhının 405 Rahmî medâr-ı feyz ü saâdet değil midir RÂTĠB (ö. h.1317 / m.1899) 406 Mahmut Râtib Bey, YeniĢehir Feneri (Larissa) doğumludur. Babası KapıcıbaĢı Hacı ġerif Ağa‟dır. Babası ile Hicaz‟a gidip, döndüğünde Sultan Abdülaziz‟in emriyle Mızıka-i Humayun‟a katılmıĢtır. On sene onbaĢı olarak görev yaptıktan sonra emekli olmuĢtur. Bahariye Mevlevihanesi Ģeyhi Nazif Dede‟ye müntesip olan Râtib Ġstanbul‟da vefat edip Kuzguncuk‟ta NakkaĢ Mezarlığında babasının yanına defnedilmiĢtir. Ġlmî, edebî, hikemî birikimi ile nazik tabiatı etrafındakilerce itibar görmüĢtür. 407 Döneminin önde gelen mutasavvıfane Ģiir söyleyenlerindendir. Kaside-i Garrâ-yı 408 İnek isimli manzumesi oldukça meĢhurdur. Bûd ü nâbûd-i cihânın cümle yeksandır bana Nîsiti-i âleme heb varı bürhandır bana Eyler isbât-ı âdem bî-Ģek vücûd-ı kâinât În ü ân nîk bed beyhûde unvandır bana Hîçbir feyzi kemâl-i âdemîde hâsılım Hiç iken tâbîr-i noksan ayni noksandır bana 405 Mehmet Tahir, age, C. II, s. 327. 406 Bıçakçı, age, s. 3420; Sezen, age, s. 337; Tuğlacı, age, s. 407. 407 Erdemir, age, s. 367; Fatin, s. 148; Ġbnü‟l-Emin, C. IV, s. 1822; Mehmet Süreyya, age, C. IV, s. 1360; Mehmet Tahir, age, C. II, s. 331; Tuman, C. I, s. 302. 408 Babacan, Ġsrafil, “XIX. Asırda Sosyo-Kültürel ve Folklorik Özellikler TaĢıyan Bir Kaside: Kasîde-i Garrâ-yı Ġnek”, Millî Folklor Dergisi, Sayı 8/58, Ankara 2003, ss. 133-149. 104 Aczine kesb-i vukûfe sa‟y ü verzîĢdir kemâl Ġtirâf-ı cehl ü noksan ilm ü irfandır bana Gâmyâbî var ise âlemde nâ-gâmîdedir 409 Terk-i nâm ü Ģan Râtib izzet ü Ģandır bize SABRÎ (ö. h.1229 / m.1813) 410 Seyyid Mehmet Emin Sabrî Efendi Mora‟nın Anabolu (Nafplion) kasabasında doğmuĢtur. Karayılanzâde demekle meĢhur olmuĢtur. Küçük yaĢta geçirdiği çiçek hastalığında görme yetisini kaybetmiĢtir. Anabolu Nakibü‟l-EĢrafı‟dır. Ömrünü geçirdiği Anabolu‟da vefat edip defnolunmuĢtur. 411 412 Âmâ olmasına rağmen Ģiirleri beğnilmiĢ bir Ģairdir. Sabrî‟nin Divan‟ının 413 yanında “Tuhfe-i Vehbî”yi Türkçe, Farsça ve Rumca olarak tanzir etmiĢtir. Hayfâ o gül‟izâr hezâr âĢinâ imiĢ Her gördüğüne mâil olur bîvefâ imiĢ Âyîne-i tasavvurum oldu Ģikeste hayf Mihr ü muhabbeti o mehin sûretâ imiĢ Bîgânelerle tarh-ı tekellüfden anladın Üftâdegâna kârı hemîĢe cefâ imiĢ 409 Ġbnü‟l-Emin, C. IV, s. 1828. 410 Bıçakçı, age, s. 16; Sezen, age, s. 27; Tuğlacı, age, s. 314. 411 Çeltik, age, s. 110; Ġbnü‟l-Emin, C. IV, s. 1988; Mehmet Tahir, age, C. II, s. 384; Tuman, C. II, s. 546. 412 Keçeci, Mustafa, “Karayılan-zâde Mehmed Emin Sabrî Divanı”, Gazi Üni. Sosyal Bilimler Ens. (YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi), Ankara 2012. 413 Kaynaklar böyle bir nazirenin varlığından söz etmesine karĢın bir bilgiye ulaĢılamamıĢtır. Ayrıca Ġbnü‟l-Emin “Tuhfe-i Sabrî anLisânî Bulgarî” adında bir lugattan bahsedip, Sabrî‟ye ait olabileceğini öne sürmektedir. Bkz. Ġbnü‟l-Emin, Son Asır Türk ġairleri, C. VI. s. 1990. 105 Kâr etmedi sımah-ı dili saht-ı dilbere Bu sûzinâk nağmelerim heb hebâ imiĢ Sabrî yeter Ģikâyet-i dildâr tâ bekey 414 Bildik o mest-i nâzı murâdı fidâ imiĢ SÂMÎ (ö. h.1229 / m.1813) 415 Ebubekir Sâmî PaĢa Eğriboz (Evvia) doğumlu olup, Ġbrahim PaĢa‟nın oğludur. “Sarığı güzel” diye meĢhur olmuĢtur. Muhtelif bölgelerde ve farklı konumlarda pek çok görevlerde bulunmuĢ, II. Abdülhamid Han zamanında vezirliğe getirilmiĢtir. Fatin, Sâmî PaĢa‟nın vezirliğinden sonra Eğriboz‟a dönüp orada vefat 416 ettiğini söylerken, Sicill-i Osmanî‟de kendisine verilen Karlıili (Karleli) sancağında 417 vefat ettiği geçer. Vefatına Nebîl Bey Ģu tarihi düĢmüĢtür:“Tam olur târîhi fikr-i 418 hazf ismiyle Nebîl / Ebûbekir Pâşâ bula Firdevs’te Sâmi makâm”. Ġyi bir devlet adamı olmasının yanında usta bir Ģair olan Ebubekir Sâmî PaĢa, bir 419 divançe oluĢturacak kadar Ģiire sahiptir. Rind olan yeksân bilir hecr ile zevk-i vuslatı Pûla saymaz hâl-i hırmânında kenz-i fırsatı Hâksârı irtifâ-ı kadre bâdî olmasa GûĢe-i dâmen ne yüzden buldu âyâ rağbeti 414 Ġbnü‟l-Emin, C. IV, s. 1990. 415 Bıçakçı, age, s. 74; Kiel, “agmd”, DĠA, C. X, ss. 491-493; Sezen, age, s. 9; Tuğlacı, age, s. 311. 416 Fatin, s. 212. 417 Mehmet Süreyya, age, C. V, s. 1479. 418 Fatin, s. 212. 419 Fatin, s. 212; ; Ġpekten, v.dğr. age, s. 425; Mehmet Süreyya, age, C. V, s. 1479; Tuman, C. I, s. 412. 106 Ey olan kâĢâne-nahvetde ser-mest-i gurûr Bir de fikret hâk-i zilletde humâr-ı mihneti ġeh-süvâr-ı arsa-i miknet dahi olsun merâm Sahn-ı acze rıfkile atf it inân-ı kudreti Hikmetü‟l-aynın iĢârâtın nükâtın bilmeyen ġîve-i gamzenden ögrensin rumûz-ı hikmeti Benzedirsem la‟line sahbâyı rengîn söylerim Kanda bolsun bâde-i telh öyle Ģîrîn lezzeti Bir gazel tarh eyledin Sâmî fasîhâne yine 420 Var ise kasdın Belîğ eyle maâni hücceti SÂMÎ (ö. h.1298 / m.1881) 421 Abdurrahman Sâmî PaĢa, Mora Tripoliçe (Tripoli)‟de doğmuĢtur. Babası Tripoliçe Halvetî Cerrahî Dergâhı Ģeyhlerinden Ahmet Necib Efendi‟dir. Babasının vefatına kadar Tripoliçe‟de kalmıĢ daha sonra Mısır‟a gidip Ġbrahim PaĢa‟nın mektupçuluğunu yapmıĢtır. Bilahare Mısır valisi Mehmet Ali PaĢa‟nın maiyetinde Tırhala mutasarrıflığına tayin edilmiĢtir. Rumeli müfettiĢliği, Bosna, Girit, Trabzon ve Vidin valiliğinde bulunmuĢtur. Meclis-i Âyân âzâsı iken 88 yaĢında Ġstanbul‟da vefat etmiĢ Sultan II. Abdülhamit‟in emriyle Sultan II. Mahmut türbesi haziresine defnedilmiĢtir. Latif ve zarif bir mizaca sahip olan Sâmî PaĢa, ilmî, dinî ve ledünnî zenginliği nefsinde toplamıĢ, Ģiir ve inĢada oldukça baĢarılı bir münevver 420 Fatin, s. 212. 421 Bıçakçı, age, s. 380; Sezen, age, s. 494; Tuğlacı, age, s. 400. 107 422 423 424 425 devletadamıdır. Rumûzu’l-Hikem , Kişver-i Derûn , İnşâ-yı Sâmî ve Letâif- 426 nâme isminde eserleri bulunmaktadır. Hasretinle câm-ı dâğ lâledir çeĢmânıma Katre-i mey la„lsiz tebhâledir çeĢmânıma Eyledikçe ârızın ey mâh-rû zîb-i hayâl Halka-i devr-i derûnum hâledir çeĢmânıma Fikr-i zülfünle dem-â-dem eylerim icrâ-yı eĢk Her müjem bir sünbül-i pür-jâledir çeĢmânıma Aks-i câm-ı meyle ruhsârın görünce tâbdâr Bezm-i gamda ateĢ-i seyyâledir çeĢmânıma Târ u pûdı riĢte-i medh-i nigâhımdır benim 427 Sâmiyâ bu nev-gazel bir kâsedir çeĢmânıma 422 Fatin, s. 214; Ġbnü‟l-Emin, C. IV, s. 2104; Ġpekten, v.dğr. age, s. 426; Mehmet Süreyya, age, C. V, s. 1478; Mehmet Tahir, age, C. II, s. 361; Tuman, C. I, s. 316. 423 Yahya Ef. Matbaası‟nda 1871 yılında basılmıĢtır; Süleymaniye Ktp. A-Tekellioğlu Bl. No965, Düğümlü Baba Bl. Nu.196, Hacı Mahmud Ef. Bl. Nu.1452, Hidiv Ġsmail Bl. Nu. 71, Ġbrahim Ef. Bl. Nu.560 ve 20, Ġzmirli Ġ. Hakkı Bl. No 1601, Nazif PaĢa Bl. No 1225, Tahir Ağa Tekke Bl. Nu.146, Tırnovalı Bl. Nu.1107. 424 1894 tarihinde TrablusĢamlı Abdüllatif Efedi tarafından Arapça‟ya tercüme edilerek basılmıĢtır. Bkz. Mehmet Tahir, age, C. II, s. 361. 425 Oğlu Necip Bey tarafından 1873 tarihinde Ġstanbul‟da basılmıĢtır. Bkz. Ġpekten, Haluk-Ġsen, Mustafa, Basılı Divanlar Kataloğu, s. 94. 426 GümüĢ, Nevin, “Abdurrahman Sâmî PaĢa‟ya Ait Mensur Bir Letâif-nâme”, Türkiyat AraĢtırmaları Dergisi, Sayı 31, Konya 2012, ss. 21-32, EriĢim Tarihi: 28.10.2015 http://sutad.selcuk.edu.tr/sutad/article/view/557/546. 427 Fatin, s. 214. 108 ġÂKĠR (ö. h.1284 / m.1867) 428 Midilli Adası (Lesvos) doğumlu olan Ģairin ismi Ahmet‟tir. Babası adanın müftüsü Ebubekir Efendi‟dir. Öğrenimini Ġstanbul‟da tamamlayıp, zaptiye ve ziraat meclisi müftülüklerinde bulunmuĢtur. Bir müddet Mısır ve Mekke‟de görev yaptıktan sonra tekrar Ġstanbul‟a gelerek müderris olmuĢtur. Ġstanbul‟da vefat edip Eyüp kabristanlığına defnedilmiĢtir. “Avâmil”i Türkçe nazmeden ġâkir‟in pek çok latif 429 Ģiiri vardır. ġem‟-i ruhsârı o Ģûhun nûr Ģeklin gösterir Gûyiya Mûsa-i aĢka Tûr Ģeklin gösterir Kangı sûretle acep sayd eylesem ol âfeti Gâh âdem geh perî geh hûr Ģeklin gösterir Kursa da tel bahs-i zülfünde rakîb-i rû-siyâh Bezm-i cânânda yine ma‟zûr Ģeklin gösterir Hayretindendir sakın ber-dâr sanma âĢıkı Bend-i zülf-i yâr olan Mansûr Ģeklin gösterir Bî-muhâbâ açılır bî-gâneye ol mest-i nâz Meclis-i uĢĢâkda mestûr Ģeklin gösterir 428 Sezen, age, s. 367. 429 Arif Hikmet, s. 73; Fatin, s. 235; Ġpekten, v.dğr. age, s. 465; Mehmet Süreyya, age, C. V, s. 1567;Tuman, C. II, s. 471. 109 Rûz-ı uĢĢâkı iderse mihr-rûyı rûĢenâ Zülf-i müĢkîni Ģeb-i deycûr Ģeklin gösterir ġâkirâ bî-Ģübhe mahzûn u harâb olur o ki 430 Bu harâb-âbâdda ma‟mûr Ģeklin gösterir 430 Fatin, s. 235. 110 ĠKĠNCĠ BÖLÜM YUNANĠSTAN‟DA MEDFUN DĠVAN ġAĠRLERĠ 111 ĠKĠNCĠBÖLÜM YUNANĠSTAN‟DA MEDFUN DĠVAN ġAĠRLERĠ 1. YÜZYILLARA GÖRE YUNANĠSTAN‟DA MEDFUN DĠVAN ġAĠRLERĠ: XIV. yüzyılda fethi baĢlayan, XVII. yüzyılda tamamına hâkim olan Osmanlı için Yunanistan toprakları, Avrupa‟ya açılan bir kapı mesabesindeydi. Gerek Ege adaları ve Girit, gerekse Selanik gibi stratejik Ģehirler, her dönemde ehmmiyetini koruyan bölgeler olmuĢtur. OluĢturulan sancaklar, kazalar ve idare merkezlerinin yönetimine Rumeli kazaskerliğince yahut Saray‟dan yapılan atamalarla tevellüdü baĢka yer olan pek çok memur gelmiĢtir. Farklı tarikatlarca küĢad edilen tekke ve dergâhların da bir kısmının bânisi veya Ģeyhi muhtelif Ģehirlerden gelenlerden oluĢmaktaydı. Payitahttan uzak oluĢu, aynı zamanda gözaltında tutulacak kadar yakın oluĢu, sürgüne gönderilecekler için bölgenin ada ve Ģehirleri tercih edilmiĢtir. XIX. yüzyıla kadar 16 farklı Ģehirden, günümüz Yunanistan sınırları içerisinde bulunan 13 Ģehire; davet, görev, sürgün ve yaĢamını burada sürdürmeyi tercih eden 24 Ģair gelmiĢtir. Bu Ģairler toplamda 11 divan ve muhtelif alanlarda 25 eser telif etmiĢlerdir. AĢağıdaki tabloda hangi Ģehire hangi Ģehir doğumlu Ģairlerin geldiği gösterilmiĢtir: Tablo 2. GELĠNEN ġEHĠRLER DOĞDUKLARI ġEHĠRLER Anabolu Bosna Eğriboz Karabağ Karaferye Edirne, Filibe, Manastır, Niğbolu Kesriye Manastır, Manastır Limni Malatya Mora Kastamonu, Tire Resmo Ġstanbul Rodos Ġstanbul 112 Sakız Adası Ġstanbul, Karaman Ereğlisi Selanik Bosna, (Sâfî ?) Yanya Çorlu Yenice Vardar Kütahya, Sofya YeniĢehir Feneri Akova, Debre, Ergene, Ġstanbul TOPLAM 24 En çok Ģairin geldiği ve eserin kaleme alındığı dönemler sırasıyla Ģöyledir: XVIII. yüzyıl 8 Ģair, 3 divan,8 muhtelif eser; XVI. yüzyıl 8 Ģair, 5 divan 5 muhtelif eser; XVII. yüzyıl, 7 Ģair, 3 divan, 4 muhtelif eser ve XV. yüzyıl 1 Ģair, 8 muhtelif eser. ÇalıĢmanın devam eden kısmında bu Ģairler ve eserleri tanıtılmıĢtır. 1.1.XV. Yüzyıl: ĠLÂHÎ (ö. h.896 / m.1490) Kütahya‟nın Simav kasabasına bağlı Tekellüf köyünde doğmuĢtur. Ġsmi Abdullah‟tır. Molla Ġlâhî veya Abdullah Simâvî olarak da tanınır. Ġlk öğrenimini doğduğu yerde görmüĢ, daha sonra Ġstanbul‟a gelerek Zeyrek Medresesi‟nde tahsiline devam etmiĢtir. Ġlim gayesiyle Ġran‟a gidip Mevlânâ Ali Tûsî ile mülâki olup, bir müddet Kirman‟da dersler görmüĢtür. Bilahare Semerkant‟a geçip Ubeydullah Ahrar‟ın sohbetlerine katılmıĢ ve burada sülûkunu tamamlamıĢtır. Daha sonra Buhara‟da ġah-ı NakĢibend‟in türbesinde inzivaya çekilip bir yıl çile çıkarmıĢtır. ġeyhi olan Ubeydullah Ahrar‟ın iĢaretiyle memleketine dönmüĢtür. Yolculuğu esnasında Molla Câmî ile de görüĢme fırsatı bulmuĢtur. Kütahya‟da irĢad faaliyetleri yürütürken Fatih Sultan Mehmet‟in yoğun ısrarı üzerine Ġstanbul‟a giden Ġlâhî, Ģehrin hengâmesinden rahatsız olsa gerek ki Evrenoszâde Ahmet Bey‟in Yenice Vardar‟a davetini kabul edip yerine Emir Sultan‟ın amcasının oğlu olan derviĢi Emir Buharî‟yi bırakarak Ġstanbul‟dan ayrılmıĢtır. Ahmet Bey‟in ġeyh Ġlâhî‟yi Yenice‟ye davetinin pek çok sebebi bulunmakla beraber en önemlisi, Osmanlı devletinin vurucu gücü olan akıncıları gazaya teĢvik edip gazilik ve Ģehitliğin faziletlerini anlatacak, kısacası onları Ģarj edip moral desteği 113 verecek olmasıdır. Bu iĢi medrese hocalarının yerine getirmesi elbette güçtür. Ancak akıncılarla beraber coĢup taĢacak ermiĢ Ģairler gereklidir. Ġlâhî‟nin Anadolu‟dan getirdiği vahdet-i vücud görüĢü ile hür derviĢ fonksiyonu Ģehirde asırlar boyu devam edecek bir kültür oluĢumunu da sağlamıĢtır. Kendisinden sonra gelen Âgehî, Garîbî, Hayretî, Hayâlî, Usûlî ve Yusuf-ı Sîneçâk v.b. tanınmıĢ Ģairler sanki aynı fabrikanın mahsulü gibi benzer mizaç ve neĢve ile Ģiirler söylemiĢlerdir. Ġlâhî, mühim bir 431 geleneğin tohumlarını ektiği topraklarda vefat etmiĢ ve orada defnolunmuĢtur. Abdullah Ġlâhî‟nin pek çok eseri olmasına karĢın bazısının ona aidiyeti Ģüphelidir. Kendine ait olanlar Ģöyledir: Keşfü’l-Vâridât li-tâlibi’l-Kemâlât ve Gayeti’d-Derecât: ġeyh Bedreddin 432 Simavnavî‟nin meĢhur “Vâridât” adlı eserinin Arapça Ģerhidir. Meslekü’t-tâlibîn 433 ve’l-vâsılîn: Tasavvufî hayatın âdâb ve erkânına dair bilgi verir. Zâdü’l-Müştâkîn: Vardar Yenicesi‟ne gittikten sonra kaleme aldığı bu Türkçe eser, yüzden fazla 434 tasavvuf ıstılahının açıklamasını ihtiva etmektedir. Esrar-nâme: Tasavvufî ahlâkla 435 ilgili olan bu eser de Türkçe‟dir. Risâle-i Vücûd: Vahdet-i vücûd konusunda kaleme 436 alınan Arapça bir eserdir. Risâle-i Ehadiyye: Farsça yazılan eser, hazarât-ı hams, âlem-i ceberût, âlem-i lâhût, âlem-i hakaik, cem‟u‟l-cem, gaybü‟l-mechûl, 437 mâhiyyetü‟l-mâhiyyât, hüviyyet-i gayb, ahadiyyet gibi terimleri incelemiĢtir. Menâzilü’l-Kulûb: Rûzbihân-ı Baklî‟nin “Risâle-i Kuds” adlı eserine Farsça olarak 438 yaptığı Ģerhtir. 439 Buraya kadar zikredilen eserler Ġlâhî‟ye ait olduğu bilinmekle beraber, Necâtü’l-ervâh, Risâle-i Molla İlâhî, Mi’râciyye, Divân-ı İlâhî isimli eserler Abdullah 431 Algar, Hamit-Kara, Mustafa (1988), “Abdullah-ı Ġlâhî”, DĠA, C. I, ss. 110-112; ÂĢık Çelebi, C. I, s. 285; Hüseyin Vassaf, age, C. II, s. 54; Ġpekten, v.dğr. age, s. 225; Ġsen, Latifî Tezkiresi, s. 57; Ġsen, Ötelerden Bir Ses, s. 82; Kara, Mustafa, “Molla Ġlâhî‟ye Dair”, Osmanlı AraĢtırmaları Dergisi, Sayı 7/8, Ġstanbul 1988, ss. 365-390, http://english.isam.org.tr/documents/_dosyalar/_pdfler/osmanli_arastirmalari_dergisi/osmanl%C4% B1_sy7_8/1988_7-8_KARAM.pdf(31.10.2014); Latîfî, s. 126; Mecdî Mehmed Efendi, Hadaiku‟Ģ- ġakaik, ġakaik-ı Nu‟maniye ve Zeyilleri, C. I, s. 262; Mehmet Süreyya, age, C. I, s. 55; Tuman, C. I, s. 54. 432 Süleymaniye Ktp. Nazif PaĢa Bl. Nu.1235. 433 Süleymaniye Ktp. UĢĢaki Tekkesi Bl. Nu.25, Lala Ġsmail Bl. 140, Ġbrahim Ef. Bl. Nu.64. 434 Hacı Selim Ağa Ktp. KemankeĢ Bl. No206; Süleymaniye Ktp. Hacı Mahmud Ef. Bl. Nu.4738, Ġbrahim Ef. Bl. Nu.420; Mevlana Müzesi Ktp. Nu.5031. 435 Süleymaniye Ktp. HaĢim PaĢa Bl. Nu.15, Hacı Mahmud Ef Bl. Nu.2741, 2751, 3032, 3037, 3103, 3164, 3191, Kasidecizâde Bl. Nu.343. 436 Süleymaniye Ktp. MihriĢah Bl. Nu.203. 437 Süleymaniye Ktp. ġehit Ali PaĢa Bl. Nu.1390. 438 Manisa Ġl Halk Ktp. Nu.1153/1. 439 Ayrıca bkz. Algar, Hamit-Kara, Mustafa (1988), “Abdullah-ı Ġlâhî”, DĠA, C. I, ss. 110-112. 114 Ġlâhî‟ye nispet edilmesine karĢın çağdaĢı Ahmet Ġlâhî‟ye yahut baĢka birine ait olması 440 daha kuvvetli ihtimaldir. Abdullah Ġlâhî pek çok Arapça, Farsça ve Türkçe Ģiir söylemiĢtir. Farsça bir rubaisi Ģöyledir: Ger kâr to nîk-est be tedbîr to nist Der nîz bed-est hem zi taksîr to nist Teslîm u rızâ bîĢe-kon Ģâd berî 441 Ki nîk u bed cihân be tedbîr to nist 1.2.XVI. Yüzyıl: ÂHÎ (ö. h.923 / m.1517) Niğbolu doğumludur. Ġsmi Hasan‟dır, Benli Hasan olarak da tanınmıĢtır. Annesi Melek Hanım, babası zengin bir tâcir olan Seydi Efendi‟dir. Bir süre ticaretle uğraĢan Âhî, babası vefat edip annesi baĢka biryle evlenince iĢini bırakıp Ġstanbul‟a göçetmiĢtir. YaĢı ilerlemiĢ olmasına rağmen tahsilini burada tamamlamıĢ, Ģiirler 442 yazmaya baĢlamıĢtır. Kaleme aldığı Hüsrev ü Şirin mesnevisi devrin padiĢahı Yavuz Sultan Selim‟e sunulmuĢtur. Mesneviyi beğenen sultan, Ģaire bir medrese verilmesini emreder. Etrafındakilerinin daha büyük bir ödül hakettiği yönündeki kıĢkırtmalarına aldanan Âhî, medreseyi kabul etmez ve padiĢahı kızdırarak etrafından uzaklaĢtırılır. Bilahare affedilen Âhî‟ye Karaferye‟de bir medrese tahsis edilir. Burada göreve baĢlayan Ģair Manastırlı Hâverî ile arkadaĢlık kurar ve kız kardeĢi ile evlenir. 443 Müderrisliği döneminde Hüsn ü Dil mesnevisi yazmaya baĢlar fakat tamamlamaya ömrü vefa etmez. Kendisinden sonra Hâverî bu mesneviyi tamamlamıĢtır. Bunların 440 Kara, “agm”, s. 378. 441 Latîfî, s. 127. “Eğer iĢlerin yolunda Ġse, bu, senin tedbîrinle değildir. Kötü ise, bu da senin kusurundan değildir. Teslim ve rızayı kendine meslek edin de mutlu yaĢa. Çünkü dünyanın iyisi de, kötüsü de senin tedbirinde değildir.” 442 Köksal, M. Fatih, “Âhî‟nin Hüsrev ü ġirin Mesnevisi”, Türklük Bilimi AraĢtırmaları Dergisi, Sayı 6, Sivas 1998, ss. 209-253. 443 Çakır, Mümine, “Âhî‟nin Hüsn ü Dil‟i (Ġnceleme-Metin)”, Fatih Üni. Sosyal Bilimler Ens. (YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi), Ġstanbul 1999. 115 444 yanında Divan sahibi olan ĢairKaraferye (Veria)‟de vefat edip buraya 445 defnedilmiĢtir. Zamanın mühim Ģairlerinden olan Âhî için Hasan Çelebi, tezkiresinde “…ebyât-ı şîrîn ve kelimât-ı rengînin Nizâmî görse tahsîn idüp Hüsrev hezârâferîn dir 446 idi” der. Ne musâhib bulunur derd ü gam-ı yâr gibi Ne ferâgat yeri var gûĢe-i hammâr gibi Bir bölük baĢına gün togmaduk üftâdelerüz Yerlere çalma iken sâye-i dîvâr gibi Getürüp nokta gibi ortaya atdı beni çarh BaĢladı kendü kıyı çizmege pergâr gibi Yaralu kollarumı dâg-ı gamundan nice bir Destmâl ile asam boynuma tûmâr gibi Ol kıyâmet beni ferdâya salup Âhî hemân 447 Yarına kaldı iĢüm va‟de-i dîdâr gibi 444 Âhî, Divan, Haz. Mustafa S. Kaçalın, TC Kültür ve Turizm Bakanlığı Yay. E-Kitap, http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10590,ahidivanimustafakacalinpdf.pdf?0(05.12.2012); Sungur, Necati, “Âhî Divanı (Ġnceleme- Metin)”, Gazi Üni. Sosyal Bilimler Ens. YayınlanmıĢ Yüksek Lisans Tezi, Ankara 1990; Yaman, Yalçın, “Âhî Divanı (Ġnceleme-Tenkitli Metin), Marmara Üni. Türkiyat AraĢtırmaları Ens. (YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi), Ġstanbul 2014. 445 ÂĢık Çelebi, C. I, s. 391; Beyânî, C. II, s. 27; Çeltik, age, s. 48; Ġpekten, v.dğr. age, s. 14; Ġsen, Latifî Tezkiresi, s. 90; Kınalızâde, C. I, s. 157; Ġsen, Mustafa (1988), “Âhî, Benli Hasan”, DĠA, C. I, ss. 527; Latîfî, s. 182; Mehmet Süreyya, age, C. I, s. 145; Mehmet Tahir, age, C. II, s. 5; Muallim Nâci, s. 279; Sehi Bey, s. 195; Tuman, C. I, s. 81. 446 Kınalızâde, C. I, s. 157 447 Âhî, Divan, s. 58. 116 ARġÎ (ö. h.1000 / m.1591) Tire doğumludur. Bölgesinde yetiĢmiĢ meĢhur âlim ve ediplerden olan ġâhidî ve ġuhûdî‟den dersler almıĢtır. Talebelik zamanında derviĢliğe yönelip Mevlevî olmuĢtur. Eğitimini tamamlayınca seyahate çıkan Ģair, pek çok yeri ziyaret etmiĢtir. Bu yolculukları sırasında Günâhî Dede ve Hayâlî Bey ile arkadaĢlık kurup Ģiir yarıĢmaları yapmıĢtır. Nihayetinde Mora‟yı tavattun edip, ömrünü burada 448 449 tamamlamıĢtır. Mürettep Divan sahibi olan ArĢî‟nin beğenilen Ģiirleri vardır. Yatma uyan itme ziyân vakt-i seher kum kum kum Tâ olasın vâkıf-ı cân vakt-i seher kum kum kum Togdı saâdet güneĢi tutdı zıyâ tâgı tâĢı Gaflete aldurma baĢı vakt-i seher kum kum kum Aç gözün ey âĢık-ı zâr gitdi mesa irdi nehâr Cânunı gafletden uyar vakt-i seher kum kum kum Âdeme oldunsa halef eyleme eyyâmı telef Ġster isen ire Ģeref vakt-i seher kum kum kum Esdi nesîm-i dem-i subh eyledi def‟-i gam-ı subh Yagdı hayât-ı nem-i subh vakt-i seher kum kum kum 448 Konya Koyunoğlu Ktp. Nu.10830,15017, http://88.255.225.19:8091/tarama.php (02.11.2015); Mevlana Müzesi Ktp. Nu.202; Nuruosmaniye Ktp. Nu.5130; Süleymaniye Ktp. Hacı Mahmud Ef. Bl. Nu.3353, Yazma BağıĢlar Bl. Nu.3030, 3408. 449 ÂĢık Çelebi, C. II, s. 1067; Esrar Dede, s. 359; Ġpekten, v.dğr. age, s. 43; Kınalızâde, C. II, s. 51; Mehmet Süreyya, age, C. I, s. 325; Mehmet Tahir, age, C. II, s. 20; Tuman, C. II, s. 655. 117 Vakt-i kadîm-i müte‟âl eyledi ızhâr-ı cemâl Ġrdi dem-i rûz-i visâl vakt-i seher kum kum kum Kıldı seher bâd-ı sabâ ehl-i harâbâta salâ Al elüne câm-ı safâ vakt-i seher kum kum kum Uyma sakın arbedeye gel beru iĢret-kedeye Bas kademün mey-kedeye vakt-i seher kum kum kum ArĢî-i Ģeydâdan eger ister isen togrı haber 450 Râh-ı Hakk‟a eyle sefer vakt-i seher kum kum kum HÂVERÎ (ö. h.972 / m.1565) Manastır doğumludur. Ġsmi Ali‟dir. Açık Kadıoğlu olarak da tanınır. ġair Âhî‟nin kayınbiraderidir. Eğitimini tamamladıktan sonra Zeyrekzâde‟den mülâzım olmuĢtur. Karaferye‟de müderrislik yaptıktan sonra kadılık görevine geçmiĢtir. Selanik, Üsküp, Galata, Eyüp ve Karaferye kadılıklarında bulunmuĢ, Karaferye (Veria)‟da vefat etmiĢtir. Gençliğinde harabatî hayat süren Ģairlerdendir. ÂĢıkane ve rindane Ģiirlerinden 451 oluĢan Divanı‟ndan baĢka, eniĢtesi Âhî‟nin yarım kalan “Hüsn ü Dil” mesnevisini tamamlamıĢtır. Tüm kaynaklar Ģiir ve Ģairliğinden övgüyle bahsederken Latifî 452 olumsuz görüĢ bildirmiĢtir. 450 Esrar Dede, s. 359. 451 Milli Ktp. Nu.FB 433, https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=676(02.11.2015). 452 Ahdî, C. II, s. 139; ÂĢık Çelebi, C. III, s. 1506; Beyânî, C. II, s. 54; Ġpekten, v.dğr. age, s. 195; Ġsen, age, s. 223; Kınalızâde, C. I, s. 270; Latîfî, s. 245; Mehmet Süreyya, age, C. II, s. 656; Tuman, C. I, s. 244. 118 Yiryüzini eyledüm sanan ihâta dünyede Kara topragı ider âgûĢ deryâlar gibi Bî-hevâ vü bî-heves bakma sükûnuma benüm Rüzgâr ile iderdüm cûĢ deryâlar gibi Toldururdum na‟ra-i yâ hû ile âfâkı ben Curâ-i ıĢkı iderdüm nûĢ deryâlar gibi Rüzgârına göre kullan cihânı Hâverî 453 Gâh pür-cûĢ ol gehî hâmuĢ deryâlar gibi HAZÂNÎ (ö. h.979 / m.1571) Ġsmi Mustafa olan Ģair, Sofya‟da doğmuĢtur. Eğitimini tamamladıktan sonra Halep kadılığından emekli Ġmamzâde Efendi‟den mülâzım olmuĢtur. Ġstanbul kadısı Kara Çelebi‟ye kâtiplik yapmıĢ, bilahare Yenice Vardar‟a müderris olarak tayin edilmiĢtir. Âlim ve fâzıl biri olmasının yanında güçlü Ģair olan Hazânî, Yenice Vardar 454 (Giannitsa)‟da vefat etmiĢtir. Gırre-i ebrûsıdur ol mâhı garrâ gösteren Cezbe-i gîsûsıdur uĢĢâkı Ģeydâ gösteren Kaddidür eyvân-ı hüsnin gösteren gerçi bülend KaĢı tâkıdur veli a‟lâdan a‟lâ gösteren 453 ÂĢık Çelebi, C. III, s. 1510. 454 ÂĢık Çelebi, C. III, s. 1524; Ġpekten, v.dğr. age, s. 202; Kınalızâde, C. I, s. 275; Mehmet Süreyya, age, C. IV, s. 1169; Nev‟îzâde Atâî, Hadaiku‟l-Hakaik Fî Tekmileti‟Ģ-ġakaik, ġakaik-ı Nu‟maniye ve Zeyilleri, C. II, s. 157;Tuman, C. I, s. 247. 119 Görse zülf ü haddini hayrân kalur tasvîrine NakĢ ile Meryem kucagında Mesîhâ gösteren Ey Hazânî her zemân ol bâg-ı hüsnün güllerin 455 ReĢha-i bârân-ı eĢkümdür mutarrâ gösteren HIFZÎ (ö. XVI. yy.) Kanunî devri (1520-1565) Ģairlerinden olan Hıfzî Edirne‟de doğmuĢtur. Ġsmi Mehmet, lakabı Sarı Memi‟dir. Hafız olduğu için bu mahlası edinmiĢtir. Eğitimini tamamlayınca mülâzım ve müderris olarak göreve baĢlayıp, Yenice Vardar ve Karaferye‟de müderrislik yapmıĢtır. Kaynakların çoğu Karaferye (Veria)‟de vefat 456 ettiğini belirtirken, Sehi Bey Ġstanbul‟da öldürüldüğünü söyler. 457 Büyük Ģairlere yazdığı nazirelerle tanınan Hıfzî, Divan sahibi olmasının 458 459 yanında, Münşeat‟ı , atasözlerini topladığı Manzûme-i Durûb-i Emsâl isimli eseri 460 ve A’mâlü’s-Sâliha adıyla bir ahlak kitabı kaleme almıĢtır. ÂĢık Çelebi “Fenn-i 461 belâgatte manend-i Câhız idi”der. Sînende tügme-i zer ey dil-ber-i semen-ber 462 Ay aydunına karĢu tan yılduzına benzer 455 ÂĢık Çelebi, C. III, s. 1526. 456 ÂĢık Çelebi, C. II, s. 627; Ġpekten, v.dğr. age, s. 205; Kınalızâde, C. I, s. 244; Mehmet Süreyya, age, C. II, s. 667; Mehmet Tahir, age, C. II, s. 146; Sehi Bey, s. 191; Tuman, C. I, s. 205. 457 Yapı Kredi Sermet Çifter ArĢ. Ktp. Nu.525, http://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=118667(04.11.2015). 458 Atıf Efendi Yazma Eserler Ktp. Nu.2792/1, http://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=159637(04.11.2015). 459 TBMM Ktp. Nu. LD 1234/4, http://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=11861(04.11.2015). 460 Süleymaniye Ktp. Pertevniyal Bl. Nu.468, Yazma BağıĢlar Bl. Nu.698, 1289. 461 ÂĢık Çelebi, C. II, s. 627. 462 ÂĢık Çelebi, C. II, s. 627. 120 SÂFÎ (ö. XVI. yy.) Cezerî Kasım PaĢa‟nın mahlasıdır. Fatih Sultan Mehmet ve II. Bayezid devri devlet adamı ve Ģairlerinden olan Kasım PaĢa‟nın nerede doğduğuna dair kaynaklar fikir birliği içerisinde değildir. Fatih devri niĢancılarından Cezerî Mehmet Çelebi tarafından yetiĢtirildiğinden kendisine de Cezerî denilmiĢtir. II. Bayezid Amasya‟da Ģehzadeyken lalalığında bulunmuĢ, tahta geçtiğinde ise veziri olmuĢtur. Bir yıla yakın vezirlik görevinden sonra Selanik sancağına atanmıĢ, emekli olunca bu Ģehri tavattun edip burada vefat etmiĢtir. Hayır iĢlerine meraklı olan Kasım PaĢa, Ġstanbul, Bursa ve Selanik‟te pek çok sosyal kurumlar inĢa ettirmiĢtir. Devlet adamlığının yanında Ģairliğiyle de anılan Kasım PaĢa, Ģiirde muteber 463 kiĢilerdendir. Latifî de Osmanlı Ģiirine atasözleri ve deyimleri ilk onun soktuğunu 464 465 söyler. Divan sahibi Ģairlerdendir. Sünbülün her dem gül üzre târmâr olmak neden Nergisün her kûĢede mest ü humâr olmak neden Hûn-ı dildür dem-be-dem derd ü gamunla yidigüm Ol dahı zülfün ucından zehr-i mâr olmak neden Geh cefâsı hükm ider mülk-i dile gâhî gamı Bir harâb-âbâda iki Ģehryâr olmak neden Çünki mir‟at-ı cemâlinden göründü kâ‟inât Der-be-der mihr ile mâh âyînedâr olmak neden 463 ÂĢık Çelebi, C. III, s. 1267; Beyânî, C. II, s. 103; Ġpekten, v.dğr. age, s. 411; Ġsen, age, s. 385; Kınalızâde, C. I, s. 449; Latîfî, s. 349; Mehmet Süreyya, age, C. III, s. 875; Nev‟îzâde Atâî, age, C. II, s. 105; Sehi Bey, s. 66; Tuman, C. II, s. 535. 464 Latîfî, s. 349. 465 Divan‟ın tek nüshası Ġsmail E. Erünsal‟ın özel kütüphanesinde bulunmaktadır. 121 Hatt-ı dil-ber gibi âhir çün gelürmiĢ yazılan 466 Sâfiyâ âyîne-i dilde gubâr olmak neden VAHYÎ (ö. h.958 / m.1551) Asıl ismi Mustafa olan Ģair Manastır‟da doğmuĢtur. Haverî‟nin kız kardeĢinin oğludur. ġiir eğitimini Haverî‟den almıĢtır. Medrese tahsilini tamamladıktan sonra da 467 babası gibi kadı olup Kesriye (Kastoria)‟de göreve baĢlamıĢtır. ÂĢık Çelebi‟nin anlattığına göre, gençliğinde güzel huylu, temiz ahlaklı biri iken, kadı olunca mizacı değiĢip, hodbîn ve kibirli birine dönüĢüp çok mazlumun ahını almıĢtır. Evinde çıkan 468 bir yangında hayatını kaybetmiĢtir. Eyledi rûz-ı Ģitâda bezmi gülĢen çerçeve Gül gül oldı aks-i tâb-ı câm-ı mülden çerçeve Hâne hâne oldı kim seyr ide diyü Ģâh anı Nat‟-ı Ģatranca müĢâbih yapdı revzen çerçeve Bâd-ı âh-ı serd-i düĢmenden Ģitâlar kopdı kim Revzen-i çeĢm-i sepîde eyledüm ben çerçeve Niçe yirden Ģekl-i hıĢt-ı kasr-ı dil-ber arz ider Câm-ı mihr ü mehden olsa n‟ola rûĢen çerçeve 466 Kınalızâde, C. I, s. 449. 467 ÂĢık Çelebi, C. I, s. 555; Beyânî, C. II, s. 228; Ġpekten, v.dğr. age, s. 517; Kınalızâde, C. II, s. 408; Mehmet Süreyya, age, C. V, s. 1649; Tuman, C. II, s. 1159. 468 ÂĢık Çelebi, C. I, s. 555. 122 Câm-ı çeĢmün revzen-i cisme münâsib düĢi kim Cân u dil uryân ister hâne-i ten çerçeve Penbe urma dag-ı cisme bî-huzûr olur gönül Eylemez çün revzenine ehl-i külhen çerçeve Oldı taksîmât-ı reyhâna müĢâbih Ģimdiden 469 Vahyiyâ vakt-i Ģitâda itdi gülĢen çerçeve VEZNÎ (ö. h.985 / m.1577) Manastır doğumlu olan Ģairin ismi Abdülkerim‟dir. Ġlk tahsilini babasından görmüĢtür. Babasının vefatından sonra mülâzım olmak için epey sıkıntı çekmiĢtir. Kınazlızâde Hasan Çelebi‟nin kardeĢi Kınalızâde Ali Çelebi Kesriye (Kastoria) kadılığına gelince onun yanında nâib olarak göreve baĢlamıĢtır. Vazife esnasında 470 vefat etmiĢtir. Dil-hânesini yıkdı çün ol yâr-ı cefâen Yapdum der ü dîvâr-ı gamı ana binâen Kaddine göre dikün câmesini cânânun Ol boyı serve dik â‟lâsı gerek kemhânun Avrete meftûn olan Mecnûn u Ferhâdı gider 471 Vezniyâ n‟eylersin anup bir iki zen-pâreyi 469 ÂĢık Çelebi, C. I, s. 557. 470 Beyânî, C. II, s. 229; Ġpekten, v.dğr. age, s. 529; Kınalızâde, C. II, s. 409; Mehmet Süreyya, age, C. V, s. 1664; Tuman, C. II, s. 1162. 471 Beyânî, C. II, s. 229. 123 1.3.XVII. Yüzyıl: ABDÎ (ö. h.1102 / m.1691) Ġstanbul Anadoluhisarı‟nda doğmuĢtur. NiĢancı Abdurrahman PaĢa‟nın mahlasıdır. Enderûn-i Hümâyun‟da eğitim görmüĢtür. Sarayda muhtelif görevlerde bulunduktan sonra vezâret rütbesi alıp niĢancı olmuĢtur. Uzun süre niĢancılık hizmetinden sonra Ġstanbul kaymakamlığı ve dördüncü vezirliğe terfi etmiĢtir. Bosna, Basra ve Rumeli‟de valilik yapıp, Kandiye muhafızlığına atanmıĢtır. Âhir Sakız Adası 472 (Chios) muhafızı iken vefat etmiĢtir. BaĢarılı devlet hizmetlerinin yanında Abdî PaĢa, edebî sahada da önemli eserler meydana getirmiĢtir. Sarayda Has Oda‟da görevli iken, VI. Mehmet‟in emri ile 473 bir Vakâyinâme kaleme almıĢtır. Sicill-i Osmânî‟de dendiği üzere: “Osmanlı 474 475 476 Devleti’nin ilk vak’anüvisidir”. Divan sahibi de olan PaĢa, Müfîd isimli 477 eserinde Attar‟ın Pendnâme‟sini, Şerh-i Kasîde-i Lâmiyye adıyla Ka‟b b. Zuhayr‟ın Kaside-i Lâmiyye (Kaside-i Bürde)‟sini Ģerh etmiĢ ve Divan-ı Örfî-i ġirazî‟de 478 bulunan bazı kasaide de Ģerhler yazmıĢtır. Ruh-ı dil-cû da güzel zülf-i semen-bû da güzel Nice tercih edeyim o da güzel bu da güzel Nice sarsılmasın Allah‟ı seversen âdem Sîne sîmin ü miyân ince o pehlû da güzel 472 Ġpekten, v.dğr. age, s. 3; Mehmet Süreyya, age, C. I, s. 52; Mehmet Tahir, age, C. III, s. 22;Safvet, s. 413; Sâlim, s. 498; ġeyhî Mehmed Efendi, age, C. IV, s. 114; Tuman, C. II, s. 641. 473 Derin, Fahri Çetin, “Abdurrahman Abdi PaĢa Vekayı-namesi: Tahlil ve Metin”, Ġstanbul Üni. Sosyal Bilimler Ens. (YayımlanmamıĢ Doktora Tezi), Ġstanbul 1993. 474 Mehmet Süreyya, age, C. I, s. 53. 475 Atatürk Kitaplığı, Türkçe Yazmalar Bl. Nu. O.126. 476 Karacan, BüĢra, “Abdurrahman Abdî PaĢa‟nın Müfîd Adlı Eseri”, Karadeniz Teknik Üni. Sosyal Bilimler Ens. (YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi), Trabzon 2015. 477 Süleymaniye Ktp. Esad Ef. Bl. Nu.2754, H. Hüsnü PaĢa Bl. Nu.1013-002, Yazma BağıĢlar Bl. Nu.4229-001; Fatih Millet Ktp. Ali Emiri Bl. Nu. Edebiyat 340, http://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=191518(11.11.2015); RaĢit Efendi Ktp. Nu.196/10, http://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=116156(11.11.2015). 478 Süleymaniye Ktp. Halet Ef. Bl. Nu.720. 124 Böyle pakîze bir âĢûb-ı cihân sev Abdî 479 Yohsa Ģâyeste degil aĢka her âlûde güzel AġKÎ (ö. h.1031 / m.1622) Ergene (Uzunköprü) doğumludur. Deli Abdülvâsi namıyla ün yapmıĢtır. Ergeneli ġeyh Sinan Efendi‟nin küçük kardeĢidir. DerviĢ sîret ve coĢkun meĢreb olan AĢkî, kasabadan kasabaya seyahat edip nasihat ve vaaz ile halkı aydınlatmaya kendini adamıĢtır. Bir gün YeniĢehir (Larissa)‟de vaaz ederken Ģeraite aykırı sözler söylediği 480 için tutuklanıp idam edilmiĢtir. Vasf-ı ruhsârın yazar dâ‟im o mâhun hâmemüz 481 N‟ola gün gibi cihâna Ģu‟le virse hâmemüz AZÎZÎ (ö. h.1100 / m.1688) Kara Çelebizâde Abdülaziz Efendi‟nin torunu, Bosnalı Ġsa Efendi‟nin oğlu, Ġsazâde Mehmet Aziz Efendi‟dir. Ġlk eğitimini Bosnavî Süleyman Efendi‟den almıĢ bilahare Minkarîzâde Efendi‟den istifade edip mülâzım olmuĢtur. Ġstanbul‟da pek çok medresede müderrislik yapıp Süleymaniye Medresesi‟ne kadar yükselmiĢtir. Bursa pâyesine layık görülüp, Selanik kadılığına atanmıĢtır. Kadılıktan azledildikten kısa bir süre sonra vefat etmiĢtir. Müderrisliğinin yanında iyi bir Ģair olan Azîzî, Suyolcuzâde Mustafa 482 Efendi‟den hat meĢk edip pek çok Mushaf-ı ġerif yazmıĢtır. 479Sâlim, s. 499. 480 Ġğci-Güler, “agm”, s. 551; Ġpekten, v.dğr. age, s. 116; Rıza, s. 101; Tuman, C. II, s. 677. 481 Rıza, s. 101. 482 Ġğci-Güler, “agm”, s. 551; Ġpekten, v.dğr. age, s. 60; Mehmet Süreyya, age, C. II, s. 346;Sâlim, s. 507; ġeyhî Mehmed Efendi, age, C. III, s. 625; Tuman, C. II, s. 669. 125 Ey Ģarâb-ı aĢk ile âlûde-i renc-i humâr 483 Gam yeme bir gün keser susuzlugun ĢemĢîr-i yâr FAHRÎ (ö. h.1055 / m.1645) Mehmet Fahrî Çelebi Çorlu‟da doğmuĢtur. Eğitimini tamamlayınca Yanya valisi ArslanpaĢazâde Ali PaĢa‟nın kâtib ve müezzinliğini yapmıĢtır. Yanya (Ġonnina)‟da vefat edip oraya defnolunmuĢtur. 484 Ġyi bir hattat da olan Fahrî, devrinin mühim Ģairlerinden görülmüĢtür. Makâm-ı evc-i a‟lâya irem dirsen Ģihâb-âsâ Vücûd-ı pür-gubârun pây-mâl eyle türâb-âsâ Ben ol müstagrak-ı girdâb-ı deryâ-yı gamam Ģimdi Döner seyl-âb-ı eĢküm üzre gerdūn âsiyâb-âsâ N‟ola ser-geĢte-i bâd-ı fenâ olsa ser-i Fahrî 485 Hevâ-yı aĢk-ı yâr-ıla bir olmıĢdur habâb-âsâ NĠYÂZÎ (ö. h.1105 / m.1694) Malatya‟nın Soğanlı kasabasında doğmuĢtur. Ġsmi Muhammed‟tir. Niyâzî-i Mısrî olarak tanınır. Babası NakĢî derviĢi Soğancı-zâde Ali Çelebi‟dir. Ġlk tahsiline memleketinde baĢlamıĢtır. Tasavvufa meyli olan Ģair, babasının mensubu bulunduğu ve kendisini de yönlendirdiği NakĢî yolunu tercih etmeyip, hemĢehrisi Halvetî Ģeyhi 483 Sâlim, s. 507. 484 Beliğ, s. 314; Ġğci-Güler, “agm”, s. 554; Ġpekten, v.dğr. age, s. 121 (ġairin Sâlim tezkiresinde gösterilmesi hatalıdır.); Mehmet Süreyya, age, C. II, s. 506; Safayî, s. 442; Safvet, s. 502; Rıza, s. 145; ġeyhî Mehmed Efendi, age, C. III, s. 174; Tuman, C. II, s. 755. 485 Rıza, s. 145. 126 Hasan Efendî‟ye intisap etmiĢtir. ġeyhi vefat edince Malatya‟da barınamamıĢ, hem ilim hem de kendine bir mürĢit bulmak için yola koyulmuĢtur. Diyarbakır, Mardin, Kerbela ve ġam‟da kalıp Mısır‟a gelmiĢtir. Kahire‟de El-Ezher medresesine dahil olmuĢ; bir Kadirî mürĢidine de biat ederek hem zahirî hem batınî ilimleri tekmil etmeye baĢlamıĢtır. Mederese tahsilini tamamlayan Niyâzî, gördüğü bir rüya ve Ģeyhinden tatmin olamaması sebebiyle tekrar Anadolu‟ya dönmüĢtür. Önce Ġstanbul‟a sonra Bursa‟ya nihayetinde UĢak Elmalı‟ya varıp Ümmî Sinan-ı Halvetî‟ye bağlanmıĢtır. Burada seyr u sülûkunu tamamlayan Niyâzî, Ģeyhinin emriyle UĢak, Çal ve Kütahya‟da irĢat görevlerinde bulunmuĢtur. Ümmî Sinan vefat edince Bursa‟ya hicret etmiĢtir. Bursa‟da postu seren Mısrî, irĢat faaliyetleri yürüterek Halvetiyye‟nin Mısrıyye kolunu oluĢturmuĢtur. CoĢkun bir mizaca sahip olan Mısrî, devrinin zahir uleması ve iktidarıyla sıkça karĢı karĢıya gelmiĢtir. Doğru bildiklerini korkusuzca dillendiren Ģair, bu sebeple ilki Rodos‟a diğer ikisi Limni adasına olmak üzere üç defa sürgüne gönderilmiĢtir. Ömrü Limni‟de sürgündeyken nihayet bulan Mısrî, buraya 486 defnedilmiĢtir. XVII. asrın ve Türk tasavvuf Ģiirinin en önemli temsilcilerinden olan Niyâzî, Ģiirlerinde Ġbn Arabî, Yunus Emre ve Mevlânâ‟nın düĢüncelerini mükemmel bir Ģekilde harmanlayıp terkip etmiĢtir. ġiirlerinde Niyâzî ve Mısrî mahlaslarını kullanmıĢtır. Mısrî denilmesinin sebebi de Mısır‟da bulunmasından dolayıdır. Devrinin en güzel Türkçesiyle aĢka ve irfana ait hakikatleri damıtıp insalığa sunmuĢtur. Edebiyat tarihimizde de kendisini takip eden mutasavvıf Ģair ve ediplerce 487 488 oluĢturulan edebî okulun kurucusudur. Niyâzî-i Mısrî Divanı‟nın yanında muhtelif konular ile sâliklerin merak ettiği bazı hususları aydınlatmak ve müĢkülleri 489 gidermek için küçüklü büyüklü 35 risale kaleme almıĢtır. 486 AĢkar, Mustafa, “Mehmed Niyâzî-i Mısrî el-Malatî, Hayatı, Eserleri ve Tasavvufî GörüĢleri”, Ankara Üni. Sosyal Bilimler Ens. (YayımlanmamıĢ Doktora Tezi), Ankara 1997, s. 50; AĢkar, Mustafa (2007), “Niyâzî-i Mısrî”, DĠA, C. XXXIII, ss. 166-169; Ġpekten, v.dğr. age, s. 347; Kara, Mustafa, Niyazî-i Mısrî, Türkiye Diyanet Vakfı Yay. Ankara 2010, s. 8; Mehmet Süreyya, age, C. IV, s. 1258; Mehmet Tahir, age, C. I, s. 162; Safayî, s. 540; Safvet, s. 754; Sâlim, s. 680; Hüseyin Vassaf, age, C. V, s. 73; ġeyhî Mehmed Efendi, age, C. IV, s. 92; Tuman, C. II, s. 959. 487 Tatcı, Mustafa, Burc-ı Belâda Bir Merd-i Hudâ Niyâzî-i Mısrî, H Yay. Ġstanbul 2011, s. IX. 488 Erdoğan, Kenan, “Niyazî-i Mısrî Hayatı, Edebî KiĢiliğ, Eserleri ve Divanı‟nın Tenkitli Metni”, Atatürk Üni. Sosyal Bilimler Ens. YayınlanmıĢ Doktora Tezi, Erzurum 1993; Yakıcı, Ali, “Niyazî- i Mısrî‟nin Divan-ı Ġlahiyat‟ı”, Gazi Üni. Sosyal Bilimler Ens. (YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi), Ankara 1985; Niyâzî-i Mısrî, Divan-ı Ġlahiyat, Haz. Mustafa Tatcı, H Yay. Ġstanbul 2015. 489 Tatcı, Burc-ı Belâda Bir Merd-i Hudâ Niyâzî-i Mısrî, s. 131. 127 Ey gârib bülbül diyârın kandedir Bir haber ver gülizârın kandedir Sen bu ilde kimseye yâr olmadın Var senin elbette yârin kandedir Artdı günden güne feryâdın senin Âh u efgân oldu mu‟tâdın senin AĢk içinde kimdir üstâdın senin Bu senin sabru karârın kandedir Bir enîsin yok aceb hasretdesin Râhatı terk eyledin mihnettsin Gece gündüz bilmeyip hayretdesin Yâ senin leyl ü nehârın kandedir Ne göründü güle karĢı gözüne Ne büründü bakdığınca özüne Kimse mahrem olmadı hiç râzına Bilmediler Ģehsüvârın kandedir Gökde uçarken seni indirdiler Çâr anâsır bendlerine urdular Nûr iken adın Niyâzî koydular 490 ġol ezelki itibarın kandedir 490 Niyâzî-i Mısrî, Divan, Sağlam Kitabevi Yay. Ġstanbul 1976, s.56. 128 VECDÎ (ö. h.1080 / m.1669) Ġsmi Mustafa olan Ģair Debre doğumludur. Saraybosna‟da Mevlevî Ģeyhi Tevekkülî Dede‟ye intisap edip, onun himayesinde yetiĢmiĢtir. ġeyhinin emri ile YeniĢehir Feneri‟ne gidip orada Mevlevihâne kurmuĢtur. Uzun süre Mesnevî okutup 491 pek çok derviĢ yetiĢtirmiĢtir. Mürettep Divan sahibi olan Vecdî, Girit‟in fethi 492 zamanında YeniĢehir Feneri (Larissa)‟nde vefat etmiĢtir. Cân-bahĢ-ı nefh-i Îsî rûzgârı Konyanun Cennet-âbâd oldı ey dil her kenârı Konyanun Tûtiyâ-yı cân ü dildür hâk-i râh-ı âĢıkân Hazret-i Sultânumuzdur Ģehryârı Konyanun Bâg-ı Cennetden niĢân virür disem lâyık olur Âb-ı Kevser-veĢ bütün çıkara suları Konyanun Nev-bahâr irdükçe olur ziynet-i bâg-ı Ġrem Her nihâl üstinde gûyâ berg-bârı Konyanun Vakt-i azhâ pir ü dil-berler olup serv-i revân 493 Âlınurlar Vecdî ile gül-izârı Konyanun 491 Esrar Dede Ģairin Divan sahibi olduğu belirtmesine rağmen bir kaydına ulaĢılamamıĢtır. 492 Demirci, Süleyman-Ösen, Serdar, “Osmanlı Devletinin Balkanlardan Çekilme Sürecinde Mevlevîhânelerin Durumu: YeniĢehir (Larissa)Mevlevîhânesi Örneği”, SDÜ Fen Ed. Fk. Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı 26, Isparta 2012, ss. 1-6, http://sablon.sdu.edu.tr/dergi/sosbilder/dosyalar/26/26_01.pdf (11.11.2015); Esrar Dede, s. 517; Ġğci-Güler, “agm”, s. 576; Ġpekten, v.dğr. age, s. 524; Mehmet Tahir, age, C. II, s. 426; Tuman, C. II, s. 1149. 493 Esrar Dede, s. 517 129 ZÂKĠRÎ (ö. h.1097 / m.1685) Filibe‟de doğmuĢtur. Ġsmi Ahmet olup, Kurdzâde namıyla tanınmıĢtır. Eğitimini Ġstanbulda baĢlayıp tamamlayan Ģair, muhtelif Rumeli kasabalarında 494 kadılıkta bulunmuĢ; Karaferye (Veria) kadısı iken vefat etmiĢtir. Bu âh u eĢk ile eyler cihâna sırrumı ifĢâ Yanar kan agların iki gözümdendür yine Ģekvâ Ne denlü duzah-ı gamda yanarsan Zâkirî Ģükr it 495 Ki ol Ģâh-ı kerîmün rahmet-i deryâsı müstevfâ 1.4.XVIII. Yüzyıl: ÂNÎ (ö. h.1122 / m.1710) Kadın Ģairlerden olan Ânî‟nin ismi Fatma‟dır. Ġstanbul doğumludur. Bilgili olması münasebetiyle kadınlar arasında “hâce-i zenân” olarak anılmıĢtır. Hz. Hasan soyundan gelmektedir. Akrabalarından Ġsazâde Mehmet Efendi‟den hat meĢk edip icazet almıĢtır. Oğlu Emir Ağazâde Seyyit Mehmet Emin Efendi YeniĢehir Feneri kadısı iken yanına gitmiĢ ve orada vefat etmiĢtir. YeniĢehir Feneri (Larissa)‟nde 496 497 medfundur. Divan sahibi olan Ânî‟nin Ģiirlerini kaynaklar vasat bulmaktadır. FerâmûĢ etdi hayl-i dem durur yâd etmeden kaldı Benim çok sevdigim mahzûnu diĢ-Ģâd etmeden kaldı 494 Beliğ, s. 82; Güftî, s. 130; Ġğci-Güler, “agm”, s. 577; Ġpekten, v.dğr. age, s. 542; Mehmet Süreyya, age, C. V, s. 1704; Safayî, s. 198; Safvet, s. 221; ġeyhî Mehmed Efendi, age, C. III, s. 667; Tuman, C. II, s. 755. 495 ġeyhî Mehmed Efendi, age, C. III, s. 667. 496 Kaynaklar Divan sahibi olduğunu lakin günümüze sadece birkaç gazelinin ulaĢtığını belirtmektedir. 497 Ġpekten, v.dğr. age, s. 33; Mehmet Süreyya, age, C. I, s. 307; Mehmet Tahir, age, C. II, s. 8; Safayî, s. 230; Safvet, s. 109; Sâlim, s. 230; ġeyhî Mehmed Efendi, age, C. IV, s. 460; Tuman, C. I, s. 76. 130 Nola ta‟mîrine kasd etmese Ģâh-ı cihânbânım Bilir kim hâtır-ı virânım âbâd etmeden kaldı Kalıbdır bahr-i gamda fulk-i dil yok sâhil-i maksûd Hayıflar rûzgârım bana imdâd etmeden kaldı DüĢelden râh-ı aĢk-ı yâre zâr u nâtüvândır dil Ser-i kûyunda hâlim yâre feryâd etmeden kaldı Niçün der-pey olur Ânî ki hâl-i Kays‟ı bilmez mi 498 O bî-çâre yitirdi kendin irĢâd etmeden kaldı ÇÂRESĠZ (ö. h.1118 / m.1706) Karaman Ereğlisi doğumludur. Ġsmi Ġlyas‟tır. Ġstanbul‟a gelip, Akbıyık Tekkesi postniĢîni Halvetî Cihangirî Ģeyhi Ahmet Efendi‟ye intisap etmiĢtir. Sakızlı Abdurrahman PaĢa Sakız adasında bir tekke yaptırınca oraya Ģeyh olarak tayin olunmuĢtur. Ada istila edilince Manisa‟ya gidip, emniyet sağlanınca tekrar dönmüĢtür. Sakız adasında (Chios) vefat eden Ģairin ölümüne Nesib Dede “Sakızlı 499 Şeyh” tarihini düĢürmüĢtür. Gel haber vireyüm haber sorarsan Bugünün yaruna salub yürüme Bâzergânsan bunda sermâyen bozub Aslını ziyâna virüb yürüme 498 Sâlim, s. 230. 499 Gönel, Hüseyin, “Bir Zarif ÂĢık: Rusçuklu Zarîfî ve Divanı”, Turkish Studies, Sayı 8/1, Ankara 2013, ss. 1449-1483; Özkan, Halit (2013), “Yusufefendizâde”, DĠA, C. XLIV, ss. 41-42; Tuman, C. II, s. 1238. 131 Çâresize çâresizlikdür ögüt Kahrı lutfı ne gelür aĢk ie yut Ululardan sana bu direm ögüt 500 Sakın Ģikâyet idüben yürüme FÂHĠR (ö. h.1127 / m.1715) Saray Bosna‟da doğmuĢtur. Ġsmi Salih‟tir. Askerî baĢarılarından dolayı pâyesi yükseltilip bazı paĢalara imamlık yapmıĢtır. Bilahare divan kâtipliği görevi tevcih edilmiĢtir. Görevi esnasında, Sakız adasında Halvetî Cihangirî Ģeyhi Ġlyas Efendi ile tanıĢıp derviĢi olmuĢtur. Mora ikinci defa fethedildiğinde Anabolu kalesi mukabeleciliğine tayin edildikten kısa bir müddet sonra vefat edip, oraya 501 defnedilmiĢtir. Görünmez âleme ol nev-cihân nâzikdir Olur perî gibi gözden nihân nâzikdir Ġder su‟âl u cevâbı rumûz-ı gamze ile Tekellüm itmez o gonce-dehân nâzikdir Dehân-ı nâziki ile meyânı vasfında 502 Misâl-i Fâhir-i tâze zebân nâzikdir 500 Tuman, C. II, s. 1238. 501 Beliğ, s. 291; Ġğci-Güler, “agm”, s. 554; Ġpekten, v.dğr. age, s. 120; Safayî, s. 478; Safvet, s. 481; Sâlim, s. 538; ġeyhî Mehmed Efendi, age, C. IV, s. 469; Tuman, C. II, s. 747. 502 ġeyhî Mehmed Efendi, age, C. IV, s. 469. 132 HASÎB (ö. h.1130 / m.1719) Ġsmi Mehmet olan Ģair Kastamonu‟da doğmuĢtur. ġiirlerinde Ferdî mahlasını kullanmıĢtır. Arayıcızâde Hüseyin Efendi tarafından yetiĢtirilmiĢtir. Divan kâtipliği görevinde bulunurken, Baltacı Mehmet PaĢa tarafından baĢ mukataacılığa terfi ettirilmiĢtir. Çorlulu Ali PaĢa vezir olunca görevinden alınmıĢ, Kahire valisi Abdi PaĢa‟nın yanına Mısır mukataacılığına gönderilmiĢtir. Nemçe seferine giden Ali PaĢa‟ya savaĢın sonucunu fal yoluyla söylediği için Bozcaada‟ya sürgün edilmiĢtir. Af edilce Mora defterdarlığına tayin olunmuĢ ve burada vefat etmiĢtir. Kaynaklar 503 Ģiirlerinin güzel olduğundan bahsetmektedir. Eder giryeyle her geldikçe bin cân ile istikbâl 504 Hayâl-i yâri âyâ çeĢm-i pür-nem nem kıyâs eyler HÂTEM (ö. h.1168 / m.1754) Ġsmi Ahmet‟tir. Akova‟da (günümüz Karadağ sınırları içinde) dünyaya gelmiĢtir. Babası Divan-ı Humayun memurlarından aynı zamanda Saray Bosna‟da kütüphanesi olan Akovalı Osman ġehdî Efendi‟dir. Babasına nispetle Akovalızâde namıyla tanınmıĢtır. Eğitimini devam ettirmek üzere Ġstanbul‟a gelen Hâtem, zahirî ilimlerin yanında ġehzade Camii‟nde vaaz eden NakĢî Ģeyhlerinden Mehmet Emin Tokadî Efendi‟ye intisap ederek batınî ilimleri de kesbetmeye çalıĢmıĢtır. Bir süre sonra Mekke‟ye gidip burada Yek-dest ġeyh Ahmet Cüryânî‟ye hizmette bulunmuĢtur. ĠrĢad vazifesiyle Mısır‟a gönderilip on yıl vazifede bulunduktan sonra tekrar Rumeli coğrafyasına dönerek YeniĢehir Feneri‟ne yerleĢmiĢtir. Tekkesini kurup pek çok talebe yetiĢtiren Hâtem, ömrünü YeniĢehir Feneri‟nde tamamlamıĢtır. 503 Ġpekten, v.dğr. age, s. 187 (ġairin Sâlim tezkiresinde gösterilmesi hatalıdır); Mehmet Süreyya, age, C. II, s. 649; Safayî, s. 128; Safvet, s. 181; ġeyhî Mehmed Efendi, age, C. IV, s. 462; Tuman, C. I, s. 173. 504 Tuman, C. I, s. 173. 133 Vefatına Belîğ “Resûl-i Ekrem’e Ahmed Efendi hem-civâr olsun” tarihini 505 düĢmüĢtür. Velud bir Ģair, âlim, arif olan Hâtem, Türkçe, Arapça ve Farsça Ģiirlerinin 506 507 508 bulunduğu Divanı‟nın yanında, Şerh-i Tuhfe-i Şâhidî , Mültekâ Şerhi , Şerh-i 509 510 511 Elfâz-ı Küfr , Manzume-i Ahlâk ve Şerhu’l-Lumâ fi’l Hisâb isimli eserleri bulunmaktadır. Temiz bir Türkçe ile Ģiirlerini yazan Hâtem, atasözleri ve deyimleri ustalıkla kullanmıĢtır. Güçlü bir musiki bilgisine de sahip olan Ģair, musikiye ait öğeleri beceriyle iĢlemiĢtir. Gönüller her biri bir vechile meftûnun olmuĢtur Dil-i zârım çerâğ-ı tarz-ı gûnagûnun olmuĢtur Hezârân kumru-i ser-âĢinâ-yı gülĢen-i iffet DilâĢûb-ı nihâl-i kâmet-i mevzûnun olmuĢtur Hilâf-ı tarz-ı âyîn-i vefâdır ey perî-çehre Adûlar nev-Ģuhundan bendeler mahzûnun olmuĢtur 505 Çeltik, age, s. 75; Fatin, s. 120; Ġpekten, v.dğr. age, s. 191; Mehmet Süreyya, age, C. II, s. 654; Mehmet Tahir, age, C. II, s. 174; Ramiz, s. 80; Tuman, C. I, s. 236. 506 VarıĢoğlu, M. Celal, “Hâtem, Hayatı, Edebî ġahsiyeti, Divanı‟nın Tenkitli Metni ve Ġncelemesi”, Atatürk Üni. Sosyal Bilimler Ens. (YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi), Erzurum 1997. 507 Ġzmir Millî Ktp. Nu.1399; Köprülü Ktp. Nu.684; Mısır Millî Ktp. Nu. Et-Timuriye 276, 37, 684; Millî Ktp. Nu. A 969, A 3338; TDK Ktp. Nu. A 251, https://www.yazmalar.gov.tr/tarama.php?cmd=search&genel=akoval%FD- zade&submit=Ara(14.11.2015); Kütahya Ġl Halk Ktp. Nu. Va 2225, https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=154392(14.11.2015); Süleymaniye Ktp. Bağdatlı Vehbi Bl. Nu.1918, Laleli Bl. Nu.3562, Nazif PaĢa Bl. Nu.1478, Yahya Tevfik Bl. Nu. 1718; Topkapı Sarayı Ktp. Mehmed RaĢt Bl. Nu.778. 508 Kaynaklar böyle bir eserinin varlığından bahsetse de bir bilgiye ulaĢılamamıĢtır. 509 Kaynaklar böyle bir eserinin varlığından bahsetse de bir bilgiye ulaĢılamamıĢtır. 510 Süleymaniye Ktp. AĢir Ef. Bl. Nu.305; Kastamonu Ġl Halk Ktp. Nu.4058/1, https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=83220(14.11.2015). 511 Süleymaniye Ktp. Nu. Giresun 3653, Hamidiye Bl. Nu.880, https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=49951(14.11.2015). 134 Açılsın mihr-i ruhsâr güle gülĢen gelsin ey meh-rû Dehân-ı gonce-i subh handeveĢ memnûnun olmuĢtur Tekellüf bertaraf ma‟lûmun olsun ey saçı Leylâ 512 Senin bin cânile Hâtem kulun Mecnûn‟un olmuĢtur KÂMĠL (ö. h.1148 / m.1735) Ġshakzâde Mehmet Kâmil Çelebi Karabağ doğumludur. Babası ġam kadılarından Ârifî mahlasıyla Ģiirler yazan Karabağlı Ġshak Efendi‟dir. Eğitimini tamamlayıp mülâzım olmuĢtur. Eğriboz (Evvia) kadısı iken vefat etmiĢtir. Türkçe ve 513 Farsça beğenilen Ģiirleri vardır. Aceb bu fülk-i belâ-keĢ kenâra düĢmez mi Yem-i emelde kalır bir diyâra düĢmez mi NiĢân-ı sümm-i semendin eden temâĢâ hîç Gubâr-ı dergeh-i devlet-medâra düĢmez mi Nedir bu cûĢiĢin ey eĢk-i çeĢm-i hûn-âlûd O mihr-i hüsne koya bir nezâre düĢmez mi Gören o hattı ruh-ı âlin ey perî-sîmâ Hevâ-yı seyr-i gül ü sebzezâra düĢmez mi 512 Fatin, s. 120. 513 Ġpekten, v.dğr. age, s. 242; Mehmet Süreyya, age, C. III, s. 861; Ramiz, s. 254; Sâlim, s. 591; Tuman, C. II, s. 740. 135 Görürse Kâmil eger nâle-i seher-hîzim 514 Hezâr Ģerm ile sad i‟tizâre düĢmez mi RÂMÎ (ö. h.1119 / m.1707) Asıl ismi Mehmet olan Ģair, Râmî mahlasıyla meĢhur olmuĢtur. Ġstanbul Eyüp doğumludur. Babası Terazici Hasan Ağa da Ģairdir ve Merâmî mahlasıyla Ģiirler söylemiĢtir. Ġyi bir eğitim gören Râmî, divan kâtibi olarak ilk görevine baĢlamıĢtır. ġiar Nâbî ile tanıĢmıĢ, onun himayesine girip yetiĢmiĢtir. Musahip Mustafa PaĢa‟nın masraf kâtipliğini yürütmüĢ; PaĢa vefat edince Nâbî ile hacca gitmiĢtir. Hacdan döndüğünde beylikçi ve reisülküttab görevlerine tayin edilmiĢtir. Nemçe ile yapılan Karlofça BarıĢ AndlaĢmasında baĢ murahhas olarak yer almıĢ, gösterdiği baĢarılardan dolayı padiĢah tarafından iltifat görüp sadrazamlığa terfi ettirilmiĢtir. Sultan II. Mustafa‟nın vezirliğini de yapan Râmî, Edirne Vakası olarak da bilinen Cebeciler ayaklanmasında pasif kaldığı için görevinden azledilip Kıbrıs‟a sürülmüĢ daha sonra Mısır valiliğine atanmıĢtır. Buradaki görevinden de azledilen Râmî PaĢa Rodos‟ta yaĢamaya mecbur kılınmıĢtır. Ömrünü Rodos adasında tamamlayıp buraya 515 defnedilmiĢtir. Devlet adamlığının yanında sanatçı kiĢiliğiyle de tanınan Râmî pek çok Ģaire nazireler yazmıĢtır. ġairane tabiatı ve söz söylemedeki mahareti ile Türkçe, Farsça ve Arapça‟yı ustalıkla kullanmıĢtır. ġiirlerinde kendisini yetiĢtiren Nâbî‟nin etkisi 516 517 518 hissedilir. Divanı‟nın yanında, Münşeat , Hülâsa-i İnşâ ve Vekâyi-i 519 Müsâlehâ isimli eserleri vardır. 514 Sâlim, s. 592. 515 Ġpekten, v.dğr. age, s. 365; Mehmet Süreyya, age, C. IV, s. 1348; Mehmet Tahir, age, C. II, s. 305; Muallim Naci, s. 302; Safvet, s. 237; Sâlim, s. 312; ġeyhî Mehmed Efendi, age, C. IV, s. 219; Tuman, C. I, s. 364. 516 Kavukçu, Fatma Zehra, “Râmî Divanı”, Uludağ Üni. Sosyal Bilimler Ens. (YayımlanmamıĢ Doktora Tezi), Bursa 2000; Râmî, “Divan”, Haz. Erdal Hamami, TC Kültür ve Turizm Bakanlığı Yay. Ankara 2001. 517 Ġstanbul Üni. Ktp. Türkçe Yazmalar Bl. Nu.5492. 518 Ġstanbul Üni. Ktp. Türkçe Yazmalar Bl. Nu.5492. 519 Süleymaniye Ktp. RaĢid Ef. Bl. Nu. 268. 136 Yok sînemizde zerre kadar kînemiz bizim Mahsûd-ı âftâbdır âyînemiz bizim Olma kabâ-yı câh içün ey dîde hun-feĢân Ter-dâmen etme hırka-i peĢmînemiz bizim Derlerse nola mâlik-i gencînedir bize Zîrâ ki feyz ile toludur sînemiz bizim Geçdik mey-i sabûhdan ey pîr-i mûg hemân Çok görme neĢve-i mey-i dûĢînemiz bizim Âzâde-tıfl-ı mekteb-i emniyyeyiz nola Yeksân olursa Ģenbe vü âdînemiz bizim Râmî aceb demez mi ki bir kez o nev-cevân 520 Âyâ nic‟oldu bende-i dîrînemiz bizim ZARÎF (ö. h.1115 / m.1703) Ġstanbul‟da doğmuĢtur. ġakaik-i Numaniyye, Beliğ‟in tezkiresinde ve Sicill-i Osmanî‟ye göre ismi Abdullah Çelebi, Salim ve Safayi‟ye göre Mehmet‟tir. Yeniçeri kaleminde bulunmuĢtur. Girit adasında Resmo (Rethimno) kasabasında yeniçeri ağası 521 iken vefat etmiĢ ve orada defnolunmuĢtur. Kaynaklar, Ģiirde mâhir, nazik tabiatlı ve hoĢ sohbet biri olduğundan bahseder. 520 Sâlim, s. 317. 521 Beliğ, s. 239; Ġpekten, v.dğr. age, s. 545; Mehmet Süreyya, age, C. V, s. 1705; Mehmet Tahir, age, C. II, s. 446; Safayî, s. 367; Safvet, s. 391; Sâlim, s. 475; ġeyhî Mehmed Efendi, age, C. IV, s. 468; Tuman, C. II, s. 596. 137 Ne gün ki yanıma ol reĢk-i âftâb gelür Vücûd ra‟Ģeye baĢlar gözümden âb gelür Cefâyı hayr bilür hayrı Ģer kıyâs ider Âna sevâb günâh vü kem sevâb gelür Ayagın öpmege koymaz o Ģeh-süvâr bana 522 Gelürse yanımıza pây-der-rikâb gelür 522 Sâlim, s. 475. 138 SONUÇ Bölgesel bir biyografik kaynak hüviyetine sahip bu çalıĢmada, günümüz Yunanistan sınırları içinde doğan ve o coğrafyaya gelip vefat eden Ģuaranın biyografileri ortaya konulmaya çalıĢılmıĢtır. Ġki bölümden oluĢan tezin birinci kısmında Yunanistan sınırları içerisinde doğanlar incelenmektedir. Evvela hangi Ģehirlerden kaç Ģairin yetiĢtiği, toplamda kaç Ģairin olduğu ve ne kadar eser verildiği gösterilmiĢtir. XV. yüzyıldan baĢlayarak XIX. yüzyıla değin ölüm tarihleri esas alınarak bir sınıflandırma yapılmıĢ; Ģiirleriyle beraber Ģairlerin hayatlarına dair bilgiler verilmiĢtir. Ġkinci bölümde ise baĢka yerde doğmasına rağmen muhtelif sebeplerden dolayı o toprakları tavattun eden ve orada medfun Ģairler ele alınmıĢtır. Ġlk kısımda olduğu gibi tablo halinde hangi Ģehirden hangi Ģehire kaç Ģairin geldiği gösterilmiĢ, toplam sayılarıyla birlikte kaç adet eser verildiğine de iĢaret edilmiĢtir. Aynı dönemsel sınıflandırma burada da uygulanıp, Ģiirleriyle beraber biyografileri yazılmıĢtır. Lakin siyasi sebeplerden ve Yunanistan‟ın bağımsızlığını kazanma sürecinin yaĢandığı XIX. yüzyıl içerisinde bölgede Ģair bulunmamaktadır. ġair tezkirelerinin taranmasının yanında, diğer biyografik eserler, tezler ve makaleler de incelenerek en doğru bilgiye ulaĢmaya çalıĢılarak, çeliĢki ve hata bulunan kaynaklar dipnotlarda izah edilmiĢtir. Bu tahkikat sonucu tezin en önemli yönlerinden birini oluĢturan Ģairlerin eserlerine dair malumat ortaya çıkmıĢtır. Divan‟ları ve çeĢitli alandakı eserleri, eğer akademik bir çalıĢmaya konu edilmiĢ ise detaylarıyla gösterilmiĢ, araĢtırılmamıĢsa hangi kütüphanede bulunduğu belirtilmiĢtir. Bu detayın pek çok çalıĢmaya kapı aralayacağı muhakkaktır. Tezin sınırlarını aĢacağı düĢünülerek Ģehirler hakkında bilgi verilmeyip dipnotlarda baĢvurulan ve baĢvurulacak kaynaklar beyan edilmiĢtir. Bir kültür tarihi araĢtırması sayılabilecek bu inceleme, beĢ asır Osmanlı hâkimiyetinde kalan Yunanistan sahasındaki edebî, sanatsal ve tarihi varlığı gözler önüne sermektedir. Bu sebeple bölge ile alakalı yapılacak, Ģehir tarihi, kültür tarihi, edebî muhitler ve tasavvufi Ģahsiyetler araĢtırmalarına rehberlik edecek niteliktedir. 139 EKLER YUNANĠSTAN SINIRLARINDA DOĞANLAR TABLO 1. DOĞUM ÖLÜM ÖLÜM SAYI ĠSĠM ESERĠ YERĠ YERĠ TARĠHĠ 1 Adnî Serez Belgrad 1100/1688 Divan, Nahl-i Tecellî Yenice 2 Âgehî Ġstanbul 985/1577 ġütur Kasidesi Vardar Divan, Câmiu'd-Düvel, Gâyetü'l-Beyân, HaĢiye-i 3 Ahmed Selanik Mekke 1113/1702 Beyzâvî, ġerh-i Ahlak-ı Adudiye, Zeyl-i Sadreddinzâde 4 Ahmed Mora ġam XVII. yy. Ahmed 5 Gördüs 1170/1757 PaĢa 6 Âlî Mora 1100/1688 7 Ârifî Kavala 1057/1647 Divan, Âb-nâme, ÂteĢ-gede, YeniĢehir 8 Avnî Ġstanbul 1301/1884 Ġntak, Mir'at-i Cünûn, Nihân- Feneri ı Kazâ Divan, Yusuf u Züleyha 9 Bahârî Tırhala Edirne 998/1551 Mesnevisi 10 Bahtî Ġzdin XVI. yy. Manzume 11 Bâlî Kesriye XVI. yy. 12 Behcet Selanik XIX. yy. YeniĢehir 13 Beliğ Eski Zağra 1172/1759 Divan Feneri Yenice Yenice 14 Beyâzî 1036/1627 Vardar Vardar 15 Cevherî Karaferye Dimetoka 999/1591 16 Cezbî Tırhala Ġstanbul 1161/1748 Divan 17 Civânî Tırhala Vize XVI. yy. Yenice 18 Derûnî 1060/1650 Vardar 19 Dürrî Gümülcine Gümülcine XVII. yy. Divan 20 Emîn Selanik Kıbrıs 1123/1712 21 Es'ad Selanik Selanik 1043/1634 Divan Divan,El-HâĢiyetü'l- Fethiyye, Er-Risâletü'l- Lâhûtiyye, Et-Ta'lîmu's- Sâlis, HaĢiye alâ Ġsbâti'l- 22 Es'ad Yanya Ġstanbul 1144/1731 Vâcib, Kitabü Ameli'lMurabba'i'l-Müsâvî li'd-Dâ'ire, Tercümetü'Ģ- ġerhi'l-Enver Sakız Mecmua, Zeyl-i Devletü'l- 23 Fâik Ġstanbul 1253/1837 Adası MeĢâyih, Zeyl-i Sefînetü'r- 140 Rüesâ 24 Fatin Drama Ġstanbul 1283/1867 Divan, Hâtimetü'l-EĢ'ar 25 Fehmî Kandiye Ġstanbul 1278/1862 26 Garâmî Karaferye XVI. yy. Divan Yenice 27 Garîbî Ġstanbul 954/1547 Vardar Yenice 28 Günâhî Selanik 988/1580 Vardar 29 Hâfız Serez Selanik 949(1553 Hakkı 30 Meysûrî Ġstanbul 1312/1894 Divan Ġbrahim 31 Hasan Karafeye XV. yy. Hasan 32 Serez 1024/1615 Çelebi 33 Hatmî Semadirek Kudüs 1029/1619 Yenice 34 Hayâlî Edirne 964/1557 Divan Vardar Yenice Yenice 35 Hayretî 941/1535 Divan Vardar Vardar 36 Hilmî Anabolu Belgrad 1003/1595 37 Husrev Drama Mısır 1249/1833 Câmiu'l-Envâr, Câmiu'n- 38 Hüseynî Serez XVI. yy. Nesâyih, Dürr-i Meknûn Yenice Yenice 39 Ġlâhî 985/1557 Vardar Vardar YeniĢehir 40 Ġzzet Eğriboz 1241/1825 Divan Feneri 41 Ġzzet Resmo Edirne 1310/1893 YeniĢehir YeniĢehir 42 Ġzzet Efendi 1237/1821 Divan Feneri Feneri 43 Kandî Serez XV. yy. Kâzım 44 Drama Girit 1279/1862 Risâle-i Seciyye Hüseyin 45 Kebîrî Florina Florina 915/1509 46 Kemâleddin Golos Bursa 1306/1888 Âsârım Mecmua, Terceme-i ġerhi 47 Layihî Serez Serez 973/1566 Cünnetü^l-Esmâ 48 Lütfî Selanik Selanik 1306/1888 Divan, GülĢen-i Kerâmât 49 Mâhir Eğriboz Ġstanbul 1259/1843 Divan, MünĢeat 50 Makâmî Serez Bağdat 941/1534 51 Mânevî Selanik Selanik 980/1572 52 MeĢhûrî Selanik Selanik 1268/1851 Divan 53 Muhîtî Rodos Ġstanbul 1008/1599 Divan 54 Muhlis Mora 1170/1757 55 Muhlis Serez Serez 1259/1843 Divançe 56 Muîn Selanik 1063/1652 Divan YeniĢehir HaĢiye alâ Âdâbi'l-bahs, 57 Nâkid 1127/1715 Feneri Nakd-ı Nâkıd, ġerh-i Sedîd 58 Nâmık Anabolu Ġstanbul 1252/1836 59 NâĢid Mora Ġstanbul 1206/1791 Divan 141 60 Nazîf Tırhala Tırhala 1106/1695 Divan 61 Necâhî Selanik XVI. yy. 62 Necîb Selanik 1085/1674 63 Necîb Tripoliçe Tripoliçe 1236/1820 Sakız Divan, Destâr-ı Hayâl, Eser-i 64 Nevres Ġstanbul 1293/1876 Adası Nâdir 65 Nisârî Serez XVI. yy. Divan 66 Niyâzî Serez XV. Divan 67 Niyâzî Serez XVI. yy. 68 Nizâmî Aydonat 1108/1696 69 Ragîb Eğriboz 1096/1685 70 Rahmetî Serez Gelibolu 1030/1620 Âdâb-ı Ġnsan, Ferâidü'l- Fevâid, Terceme-i Risâle-i 71 Rahmî Kandiye Ġskenderun 1312/1894 Râbıta, Vâsıtatu's-Sülûk fi Siyâseti'l-Mülûk 72 Râmiz Karaferye 1173/1759 Divan YeniĢehir 73 Râtib Mora 1170/1757 Divan Feneri YeniĢehir 74 Râtib Ġstanbul 1317/1899 Kaside-i Garra-yı Ġnek Feneri Yenice 75 Râzî Ġstanbul 1027/1618 Vardar Yenice 76 Râzî XVI. yy. Vardar Coğrafya-i Cedîd, El-Ġstinas bi-Ahvâli'l-Afrâs, Hadikatü'r-Rüesâ, 77 Resmî Resmo Ġstanbul 1197/1783 Hâmiletü'l-Küberâ, Hülasatü'l-Ġtibar, Sefaretnâme, Zülâliye Divan, Risâle fi BektaĢiyye, 78 Resmî Resmo Ġstanbul 1204/1789 Uyûnu'l-Hidâye 79 RüĢdî Karaferye Nevrokop XVIII. yy. 80 Sabrî Anabolu Anabolu 1229/1813 Divan YeniĢehir 81 Sâfî 1076/1665 Feneri Yenice 82 Sâfî Serez 1100/1688 Vardar YeniĢehir 83 Sâ'ilî Ġstanbul 960/1553 Feneri 84 Sâmî Eğriboz Eğriboz 1229/1813 ĠnĢâ-yı Sâmî, Letâif-nâme, 85 Sâmî Tripoliçe Ġstanbul 1298/1881 KiĢver-i Derûn, Rumûz'l- Hikem Yenice 86 Selman 979/1571 Vardar 87 Selman Midilli 995/1587 YeniĢehir 88 Semâhat Ġstanbul 1204/1789 Feneri 89 Sezâî Gördüs Edirne 1151/1738 Divan, Mektûbât, ġerh-i 142 Gazel-i Mısrî Yenice 90 Sırrî 990/1582 Vardar 91 Sun'î Selanik XVI. yy. 92 Sühâyî Serez Ġstanbul 941/1534 93 ġâkir Midilli Ġstanbul 1284/1867 Yenice 94 ġânî XVI. yy. Vardar 95 ġeyhî Karaferye XVIII. yy. 96 Tâbî Selanik 1077/1666 Yenice 97 Tâbî 960/1552 Vardar Yenice Yenice 98 Usûlî 945/1538 Divan Vardar Vardar 99 Vasfî Kesriye XVI. yy. 100 Vasfî Serez Malkara XVI. yy. Divan 101 Vâsî Dimetoka Mekke 945/1538 102 Vecdî Gördüs Ġzmir 1141/1728 103 Vedâyî Ġnebahtı XVI. yy. 104 Velî Rodos 1066/1655 Divan Cezire-i Mesnevî, Yusuf-ı Yenice 105 Ġstanbul 953/1546 Müntehabât-ı Rebab-nâme, Sîneçâk Vardar Nazire-i Muhammediye 106 Yümnî Selanik 1083/1694 107 Zeynî Serez XVI. yy. 108 Zinetî Serez 963/1556 109 Zühdî Gördüs Ġzmir 1186/1772 143 YUNANĠSTAN SINIRLARI DIġINDAN GELENLER TABLO 2. DOĞUM ÖLÜM ÖLÜM SAYI ĠSĠM ESERĠ YERĠ YERĠ TARĠHĠ Sakız Divan, Müfîd, ġerh-i Kasîde-i 1 Abdî Ġstanbul 1101/1691 Adası Lâmiyye, Vakâyı-nâme Divan, Hüsn ü Dîl, Hüsrevü 2 Âhî Niğbolu Karaferye 923/1517 ġirin YeniĢehir 3 Ânî Ġstanbul 1122/1710 Divan Feneri 4 ArĢî Tire Mora 1000/1591 Divan Ergene YeniĢehir 5 AĢkî 1031/1622 (Uzunköprü) Feneri 6 Azîzî Bosna Selanik 1100/1688 Karaman Sakız 7 Çâresiz 1118/1706 Ereğlisi Adası 8 Fâhir Bosna Anabolu 1127/1715 9 Fahrî Çorlu Yanya 1055/1645 10 Hasîb Kastamonu Mora 1130/1719 Divan, Manzume-i Ahlâk, YeniĢehir Mültekâ ġerhi, ġerh-i Elfâz-ı 11 Hâtem Akova 1168/1754 Feneri Küfr, ġerhu'l-Lumâ fi'l Hisâb, ġerh-i Tuhfe-i ġâhidî 12 Hâverî Manastır Karaferye 972/1565 Divan Yenice 13 Hazânî Sofya 979/1571 Vardar Divan, A'mâlü's-Sâliha, 14 Hıfzî Edirne Karaferye XVI. yy. Manzûme-i Durûb-i Emsâl, MünĢeat Esrar-nâme, Gayeti'd-Derecât, KeĢfü'l-Vâridât, Menâzilü'l- Yenice 15 Ġlâhî Kütahya 896/1490 Kulûb, Meslekü't-Tâlibîn, Vardar Risâle-i Ehadiyye, Risâle-i Vücûd, Zâdü'l-MüĢtâkin 16 Kâmil Karabağ Eğriboz 1148/1735 Limni 17 Niyâzi Malatya 1105/1694 Divan, Risaleler Adası Divan, Hülâsa-i ĠnĢâ, MünĢeat, 18 Râmî Ġstanbul Rodos 1119/1707 Vekâyi-i Müsâleha 19 Sâfî Selanik XVI. yy. Divan 20 Vahyî Manastır Kesriye 958/1551 YeniĢehir 21 Vecdî Debre 1080/1669 Divan Feneri 22 Veznî Manastır Kesriye 985/1577 23 Zâkirî Filibe Karaferye 1097/1685 24 Zarîf Ġstanbul Resmo 1115/1703 144 KAYNAKLAR Kitaplar: ÂĢık Çelebi, MeĢâ'iru'Ģ-ġuarâ, Haz. Filiz Kılıç, C. I-III, Ġstanbul AraĢtırmaları Enstitüsü Yayınları, Ġstanbul 2010. BIÇAKÇI Ġsmail, Yunanistan'da Türk Mimari Eserleri, ĠSAR Yayınları, Ġstanbul 2003. ÇELTĠK Halil, Rumeli ġairlerinin ġiir Dünyası, Kurgan Edebiyat Yayınları, Ankara 2013. ERDEMĠR Avni, MusikiĢinas Divan ġairleri, Türk Sanatı ve Eğitim Vakfı Yayınları, Ankara 1999. Esrar Dede, Tezkire-i ġu'arâ-yı Mevleviyye, Haz. Ġlhan Genç, Atatürk Kültür Merkezi BaĢkanlığı Yayınları, Ankara 2000. Fatin Davut, Divan, Haz. Mehtap Erdoğan, Kitabevi Yayınları, Ankara 2007. Güftî, TeĢrifatü'Ģ-ġu'arâ, Haz. KaĢif Yılmaz, Atatürk Kültür Merkezi BaĢkanlığı Yayınları, Ankara 2001. Hayâlî, Divan, Haz. A. Nihat Tarlan, Akçağ Yayınları, Ankara 1992. Hüseyin Vassaf, Sefine-i Evliya, Haz. Mehmet AkkuĢ – Ali Yılmaz, C. I-V, Kitabevi Yayınları, Ġstanbul 2011. Ġbnü'l-Emin Mahmud Kemal Ġnal, Son Asır Türk ġairleri, Haz. Müjgan Cumhur, C. I, Atatürk Kültür Merkezi BaĢkanlığı Yay. Ankara 1999. Ġbnü'l-Emin Mahmud Kemal Ġnal, Son Asır Türk ġairleri, Haz. M. Kayahan Özgül, C. II, Atatürk Kültür Merkezi BaĢkanlığı Yay. Ankara 2000. Ġbnü'l-Emin Mahmud Kemal Ġnal, Son Asır Türk ġairleri, Haz. Hidayet Özcan, C. III, Atatürk Kültür Merkezi BaĢkanlığı Yay. Ankara 2000. Ġbnü'l-Emin Mahmud Kemal Ġnal, Son Asır Türk ġairleri, Haz. Ġbrahim BaĢtuğ, C. IV, Atatürk Kültür Merkezi BaĢkanlığı Yay. Ankara 2002. ĠPEKTEN Haluk – Mustafa Ġsen – Recep Toparlı – Naci Okçu – Turgut Karabey, Tezkirelere Göre Divan Edebiyatı Ġsimler Sözlüğü, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, Ankara 1988. ĠSEN Mustafa, Ötelerden Bir Ses, Akçağ Yayınları, Ankara 1997. ĠSEN Mustafa, Latîfî Tezkiresi, Akçağ Yayınları, Ankara 1999. ĠSEN Mustafa – Haluk Ġpekten, Basılı Divanlar Kataloğu, Akçağ Yayınları, Ankara 1997. 145 Ġsmail Beliğ, Nuhbetü'l-Asâr li Zeyl-i Zübdetü'l-EĢ'âr, Haz. Abdülkerim Abdülkadiroğlu, Atatürk Kültür Merkezi BaĢkanlığı Yayınları, Ankara 1999. KARA Mustafa,Niyâzî-i Mısrî, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara 2010. Latîfî,Tezkiretü'Ģ-ġu'arâ ve Tabsıratü'n-Nuzamâ, Haz. Rıdvan Canım, Atatürk Kültür Merkezi BaĢkanlığı Yayınları, Ankara 2000. M. Nail Tuman, Tuhfe-i Nâilî, Haz. Cemal Kurnaz – Mustafa Tatcı, C. I-II, Bizim Büro Yayınları, Ġstanbul 2001. Mecdi Mehmet Efendi, Hadaiku'Ģ-ġakaik, ġakaik-ı Nu'maniye ve Zeyilleri, Haz. Abdülkadir Özcan, C. I, Çağrı Yayınları, Ġstanbul 1989. Mehmet Süreyya,Sicill-i Osmânî, Haz. Nuri Akbayar, C. I-VI, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, Ġstanbul 1996. Mehmet Tahir, Osmanlı Müellifleri, Haz. A. Fikri Yavuz – Ġsmail Özen, C. I-III, Meral Yayınları, Ġstanbul 1972. Muallim Naci, Osmanlı ġairleri, Haz. Cemal Kurnaz, Akçağ Yayınları, Ankara 2000. Mustafa Safayî Efendi, Nuhbetü'l-Âsâr min Fevâidi'l-EĢ'ar, Haz. Pervin Çapan, Atatürk Kültür Merkezi BaĢkanlığı Yayınları, Ankara 2005. Nev'izâdeAtâî, Hadaiku‟l-Hakaik Fî Tekmileti'l-ġakail, ġakaik-ı Numaniye ve Zeyilleri, Haz. Abdülkadir Özcan, C.II, Çağrı Yayınları, Ġstanbul 1989. Niyâzî-i Mısrî, Divan, Sağlam Kitabevi Yayayınları, Ġstanbul 1976. Osman Nevres, Divan, Haz. Bayram Ali Kaya, Akçağ Yayınları, Ankara 2010. Ramiz, Adâb-ı Zurafâ, Haz. Sadık Erdem, Atatürk Kültür Merkezi BaĢkanlığı Yayınları, Ankara 1994. Rıza, Tezkire, Haz. Gencay Zavotçu, Sahhaflar Kitap Sarayı Yayınları, Ġstanbul 2009. Sâlim, Tezkiretü'Ģ-ġu'arâ, Haz. Adnan Ġnce, Atatürk Kültür Merkezi BaĢkanlığı Yayınları, Ankara 2005. Sehî Bey, HeĢt BehiĢt, Haz.Mustafa Ġsen, Akçağ Yayınları, Ankara 1998. SEZEN, Tahir, Osmanlı Yer Adları, Devlet ArĢivleri Genel Müdürlüğü Yayınları, Ankara 2006. ġeyhî Mehmet Efendi, Vakayü'l-Fudalâ, ġakaik-ı Nu'maniye ve Zeyilleri, Haz. Abdülkadir Özcan, C. III, Çağrı Yayınları, Ġstanbul 1989. 146 TATCI Mustafa, Burc-i Belâda Bir Merd-i Hudâ Niyâzî-i Mısrî, H Yayınları, Ġstanbul 2011. TUĞLACI Pars, Osmanlı ġehirleri, Milliyet Yayınları, Ġstanbul 1985. Usûlî, Divan, Haz. Mustafa Ġsen, Akçağ Yayınları, Ankara 1990. E-Kitaplar: Ahdî, GülĢen-i ġu'arâ, Haz. Solmaz Süleyman, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, E-Kitap, Denizli 2009, C.I-II. http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/TR,78461/ahdi---gulsen-i-suara.html. (13.12.2012) Âhî, Divan, Haz. Mustafa S.Kaçalın, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları , E-Kitap, http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10590,ahidivanimustafakacalinpd f.pdf?0. (05.12.2012) Beyânî, Tezkiretü'Ģ-ġu'arâ, Haz. Aysun Sungurhan Eyduran, C. I-II, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, E-Kitap, Ankata 2008, http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/TR,78462/beyani----tezkiretus-suara.html (13.12.2012) Edirneli Nazmî, Mecma'u'n-Nezâir, Haz. M. Fatih Köksal, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, E-Kitap, Ankara 2012, http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10721,edirneli-nazmi-mecmaun- nezairpdf.pdf?0 (04.04.2014) Esad Mehmed Efendi, Bağçe-i Safâ Endüz, Haz. Rıza OğraĢ, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, E-Kitap, Burdur 2001, http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10734,bahcepdf.pdf?0 (13.12.2012) Fatin Davut, Hatimetü'l-EĢ'âr, Haz. Ömer Çiftçi, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları,E-Kitap, http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10736,metinpdf.pdf?0 (13.12.2012) Kınalızâde Hasan Çelebi, Tezkiretü'Ģ-ġu'arâ, Haz. Aysun Sungurhan Eyduran, C. I, II, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, E-Kitap, Ankara 2009, http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10739,tsmetinbpdf.pdf?0 (13.12.2012) MeĢhûrî, Divan, Haz. YaĢar Aydemir - Halil Çeltik, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, E-Kitap, Ankara 2009, http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10627,metinpdf.pdf?0 (05.12.2012) ġefkatî-i Bağdadî, Tezkire-i ġu'arâ, Haz. Filiz Kılıç, C. I, II, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, E-Kitap, 147 http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/Eklenti/10742,metinsbpdf.pdf?0 (13.12.2012) Maddeler: AĞIRAKÇA Ahmet, "MüneccimbaĢı, Ahmed Dede", TDV Ġslam Ansiklopedisi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2006, Cilt XXXII, ss. 4-6. ALGAR Hamit - KARA Mustafa, "Abdullah-ı Ġlâhî", TDV Ġslam Ansiklopedisi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları Yayınları, 1988, Cilt I, ss. 110-112. AġKAR Mustafa, "Niyâzî-i Mısrî", TDV Ġslam Ansiklopedisi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2007, Cilt XXXIII, ss. 166-169. BALTA Evaggelia, "Serez", TDV Ġslam Ansiklopedisi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2009, Cilt XXXVI, ss. 556-558. COġKUN Vildan, "Vasfî", TDV Ġslam Ansiklopedisi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2012, Cilt XLII, ss. 534-535. "Dürrî Gümülcinevî", Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi, Haz. Ezel Erverdi - Mustafa Kutlu - Ġsmail Kara, Cilt II, Dergâh Yayınları, Ġstanbul 1980, s. 400. ĠSEN Mustafa, “Âhî, Benli Abdullah”, TDV Ġslam Ansiklopedisi, Türkiye DĠyanet Vakfı Yayınları, 1988, Cilt I, s. 527. KAYA Bayram Ali, “Usûlî”, TDV Ġslam Ansiklopedisi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2012, Cilt XLII, ss. 213-214. KĠEL Machiel,“Dimetoka”, TDV Ġslam Ansiklopedisi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 1994, Cilt IX, ss. 305-308. KĠEL Machiel, “Eğriboz”,TDV Ġslam Ansiklopedisi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 1994, Cilt X ss. 491-493. KĠEL Machiel,“Gördüs”, TDV Ġslam Ansiklopedisi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 1994, Cilt XIV, ss. 154-156. KĠEL Machiel, “Gümülcine”, TDV Ġslam Ansiklopedisi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 1996, Cilt XIV, ss. 268-279. KĠEL Machiel, “Ġnebahtı” TDV Ġslam Ansiklopedisi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2000, Cilt XXII, ss. 285-287. KĠEL Machiel, “Kavala”, TDV Ġslam Ansiklopedisi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2002, Cilt XXV, ss. 60-62. KĠEL Machiel, “Selanik” TDV Ġslam Ansiklopedisi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2009, Cilt XXXVI, ss. 352-357. 148 KĠEL Machiel, “Tırhala”, TDV Ġslam Ansiklopedisi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2012, Cilt XLI, ss. 114-116. KĠEL Machiel, “Yanya”, TDV Ġslam Ansiklopedisi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2013, Cilt XLIII, ss. 317-321. KĠEL Machiel,“Yenice-i Vardar”, TDV Ġslam Ansiklopedisi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2013, Cilt XLIII, ss. 445-448. KURNAZ Cemal, “Hayâlî Bey”, TDV Ġslam Ansiklopedisi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 1998, Cilt XVII, ss. 5-7. ÖZKAN Halit, “Yusufefendizâde”, TDV Ġslam Ansiklopedisi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2013, Cilt XLIV, ss. 41-42. SARIKAVAK Kazım, “Yanyalı Esad Efendi”, TDV Ġslam Ansiklopedisi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2013, Cilt XLIII, ss. 322-323. SERDAROĞLU Vildan, “Nevres, Osman”, TDV Ġslam Ansiklopedisi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2007, Cilt XXXIII, ss. 57-58. ġAHĠN Ġlhan, “Semadirek”, TDV Ġslam Ansiklopedisi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2009, Cilt XXXVI, ss. 458-459. ġĠMġEK Selami, “Süleyman Fâik Efendi”, TDV Ġslam Ansiklopedisi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2010, Cilt XXXVIII, ss. 85-86. TATCI Mustafa, “Hayretî”, TDV Ġslam Ansiklopedisi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 1998, Cilt XVII, ss. 61-62. Makaleler ve Dergiler: BABACAN Ġsrafil, "XIX. Asırda Sosyo-Kültürel ve Folklorik Özellikler TaĢıyan Bir Kaside: Kasîde-i Garrâ-yı Ġnek", Millî Folklor Dergisi, Ankara 2003, Cilt 8, Sayı 58, ss. 133-149. BÜYÜKYILDIRIM AyĢe, "Usûlî Divanı'nda Tasavvufî Unsurlar", Osmanlı AraĢtırmaları,Ġstanbul 2005, Sayı 26, ss. 133-146. ÇAKIR Mümine, "Ahî'nin Hüsrev ü ġirin Mesnevisi", Türklük Bilimi AraĢtırmaları Dergisi, Sivas 1998, Sayı 6, ss. 209-253. ÇELTĠK Halil, “Rumeli ġairlerinde Abdallık Vurgusu”, Türk Kültürü ve Hacı BektaĢ Veli AraĢtırma Dergisi, Ankara 2013, Sayı 67, ss.50,http://www.hbvdergisi.gazi.edu.tr/index.php/TKHBVD/article/view/ 1388/1287, (30.03.2015) ÇOLAK Murat - DÜZENLĠ Mesut Bayram, "Hüseyin b. Ahmed Sirozî'nin Hayatı, Eserleri ve Câmiu'l-Envâr 'Alâ Tefsîri'l-Ġhlâs Adlı Eseri Üzerine Bir Ġnceleme", Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, Ankara 2014, Cilt 9, Sayı 9, ss.407- 149 436,http://www.turkishstudies.net/Makaleler/200071670_27%C3%87olak Murat-vd-edb_S-407-436.pdf, (25.08.2015) DEMĠRCĠ Süleyman - OSEN Serdar,“Osmanlı Devletinin Balkanlardan Çekilme Sürecinde Mevlevîhânelerin Durumu: YeniĢehir (Larissa) Mevlevîhânesi Örneği”, SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, Isparta 2012,Sayı 26, ss. 1- 6,http://sablon.sdu.edu.tr/dergi/sosbilder/dosyalar/26/26_01.pdf, (11.11.2015) EKĠNCĠ Ramazan, “Osmanlı Kültür Merkezlerinden Vardar Yenicesi ve Tezkirelere Göre Vardar Yeniceli ġairler”, Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, Ankara 2012, Cilt 7, Sayı 4, ss. 1664-1679, http://www.turkishstudies.net/Makaleler/1665066167_EkinciRamazan_S- 1663-1679.pdf, (21.08.2015) GÖNEL Hüseyin, “Bir Zarif ÂĢık: Rusçuklu Zarîfî ve Divanı”, Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, Ankara 2013, Cilt 8, Sayı 1, ss. 1449-1483. GÜLEÇ Ġsmail,“Türk Edebiyatında Cezîre-i Mesnevî ġerhleri” Osmanlı AraĢtırmaları, Ġstanbul 2004, Sayı 24, ss. 159- 179,http://english.isam.org.tr/documents/_dosyalar/_pdfler/osmanli_arasti rmalari_dergisi/osmanl%C4%B1_sy24/2004_24_GULECI.pdf, (05.09.2015) GÜMÜġ Nevin,“Abdurrahman Sâmî PaĢa'ya Ait Mensur Bir Letâif-nâme”, Türkiyat ArĢtırmaları Dergisi, Konya 2012, Sayı 31, ss. 21- 32,http://sutad.selcuk.edu.tr/sutad/article/view/557/546, (28.10.2015) ĠĞCĠ Alpay - GÜLER Aydın,“Osmanlı Ġmparatorluğu XVII. Yüzyılında Rumelili Edebî ġahsiyetler”, Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, Ankara 2014, Cilt 9, Sayı 6, ss. 545- 581,http://www.turkishstudies.net/Makaleler/1287543671_36%C4%B0% C4%9FciAlpay-vd-edb-545-581.pdf, (09.09.2015) KARA Mustafa, “Molla Ġlâhî'ye Dair”, Osmanlı AraĢtırmaları Dergisi, Ġstanbul 1988, Cilt 7, Sayı 8, ss. 365-390, http://english.isam.org.tr/documents/_dosyalar/_pdfler/osmanli_arastirmal ari_dergisi/osmanl%C4%B1_sy7_8/1988_7-8_KARAM.pdf, (31.10.2014) KILIÇ Filiz, “Giritli Divan ġairleri”, Türk Kültürü ve Hacı BektaĢ Veli AraĢtırma Dergisi, Ankara 2004, Sayı 32. KILIÇ Rüya, “Osmanlı Devleti'nde GülĢenî Tarikatı”, OTAM Dergisi, Ankara 2004, Sayı 15, ss. 209-226. 150 ÖZCAN Nurgül, “ġuara Tezkirelerine Göre Selanikli Divan ġairleri”, Uluslararası Sosyal AraĢtırmalar Dergisi, 2013, Cilt 6, Sayı 26, ss. 415-427, http://www.sosyalarastirmalar.com/cilt6/cilt6sayi26_pdf/ozcan_nurgul.pd f, (29.05.2014) ÖZTÜRK Ali, “Halvetiyye Tarikatına Mensup XVI. Yüzyıl Divan ġairlerine Dair Bir Ġnceleme”, Tasavvuf Ġlmî ve Akademik AraĢtırma Dergisi, 2005, Sayı 15, ss. 225-252, http://www.eskieserler.com/dosyalar/mpdf%20(169).pdf, (01.07.2014) SELÇUK Bahir - ELÇĠ Fatih, “Sultan Abdülaziz'e SunulmuĢ Bir Siyâsetnânem Çevirisi: Kavalalı Hüseyin Kazım'ın Risâle-i Secciyye'si”, Adıyaman Üni. Sosyal Bilimler Ens. Dergisi, Adıyaman 2013, Sayı 12, ss. 191- 228,http://dergipark.ulakbim.gov.tr/adyusbd/article/view/5000041647/500 0039175, (22.10.2015) ġĠMġEK Selami, “Doğu Akdeniz'de Tahrip Olan Bir Kültür Mirası: Girit'te Tarikatlar ve Tekkeler”, Atatürk Üni. Türkiyat AraĢtırmaları Ens. Dergisi, Erzurum, Sayı 32, ss. 215-244, http://e- dergi.atauni.edu.tr/ataunitaed/article/view/1020001752/1020001751, (09.08.2015) TOK Eda, “Adnî'nin Penceresinden ġems-i Tebrîzî”, Uluslararası Sosyal AraĢtırmalar Dergisi, 2014, Cilt 7, Sayı 35, ss. 224-232, http://www.sosyalarastirmalar.com/cilt7/sayi35_pdf/1dil_edebiyat/tok_ed a.pdf, (21.02.2015) TULUM M. Emir, “YeniĢehirli Ġzzet ve Divanı'na Dair”, TURUK Dil, Edebiyat ve Halkbilimi AraĢtırmaları Dergisi, Bolu 2014, Cilt 2, Sayı 3, ss. 239- 260,http://www.turukdergisi.com/Makaleler/514155828_17%20Emin%20 Tulum%20239-260.pdf, (10.10.2015) TURAN Lokman, “YeniĢehirli Avnî Bey'in AteĢgede Mesnevisi Üzerine Bir Ġnceleme”, Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, Ankara 2008, Cilt 3, Sayı 4, ss. 866-903, http://turkoloji.cu.edu.tr/ESKI%20TURK%20%20EDEBIYATI/lokman_t uran_yenisehirli_avni_atesgede_mesnevi.pdf, (13.09.2015) TURAN Lokman, “YeniĢehirli Avnî Bey'in Mir'at-i Cünûnu”, Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, Ankara 2008, Cilt 3, Sayı 2,http://www.turkishstudies.net/Makaleler/341933324_turanlokman.pdf, (13.09.2015) ÜNAL Mehmet - PEKTAġ Mehmet, “Âgehî'nin ġütür Kasidesi”, Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, Ankara 2013, Cilt 8, Sayı 1, ss. 2165-2177. YAZAR Ġlyas, “Dürrî'nin ġehrengizinden Gümülcine'ye BakıĢ”, Turkish Studies - International Periodical For The Languages, Literature and History 151 of Turkish or Turkic, 2007, Cilt 2, Sayı 4, ss. 770-789, http://www.turkishstudies.net/dergi/cilt1/sayi4/yazarilyas.pdf, (13.10.2012) YILDIRIM Rıza,“BektaĢî-Alevî Geleneğine Göre Seyyid Ali Sultan”, Türk Kültürü ve Hacı BektaĢ Velî AraĢtırma Dergisi, Ankara 2010, Sayı 53, ss. 59- 88,http://www.hbvdergisi.gazi.edu.tr/index.php/TKHBVD/article/viewFil e/1124/1113, (02.10.2012) Tezler: AġKAR Mustafa Mehmed (1997), Niyâzî-i Mısrî el-Malatî, Hayatı, Eserleri ve Tasavvufî GörüĢleri, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (YayınlanmamıĢ Doktora Tezi), Ankara. BATĞI Özlem (2012), Numân Mâhir Divanı, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi), Ankara. ÇINARCI M. Nuri (2007), ġeyhülislam Arif Hikmet Bey'in Tezkiretü'Ģ-ġu'arâsı ve Transkripsiyonlu Metni,Gaziantep Üniversitesi Sosyal bilimler Enstitüsü, (YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi), Gaziantep. DARICIK Murat (2006), Nazîf Divanı (Transkripsiyonlu Çeviri ve Metin-Ġnceleme), Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi), Sivas. GÜZEL Bilal (2012), Kemiksiz-zâde Safvet Mustafa ve Nuhbetü'l-Âsâr Min Ferâidi'l- EĢ'ar Ġsimli ġair Tezkiresi, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,(YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi), Ankara. TURAN Lokman (1998), YeniĢehirli Avnî Bey Divanı'nın Tahlili (Tenkitli Metin), Encümen-i ġu'arâ ve Batı Tesirinde GeliĢen Türk Edebiyatına GeçiĢ,Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (YayımlanmamıĢ Doktora Tezi) , Erzurum. ZÜLFE Ömer(1998), NaĢid Divanı (1749-1791), Marmara Üniversitesi Türkiyat AraĢtırmaları Enstitüsü, (YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi), Ġstanbul. Diğer Kaynaklar: http://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=91934 (10.08.2015) https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=60762 (03.09.2015) https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=401 (03.09.2015) https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=117455 (03.09.2015) https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=117453 (03.09.2015) https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=117462 (03.09.2015) 152 https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=117774 (03.09.2015) https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=69012 (05.09.2015) https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=128309 (05.09.2015) https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=168478 (05.09.2015) https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=77157 (05.09.2015) https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=106711 (05.09.2015) https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=166061 (05.09.2015) https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=35266 (11.09.2015) https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=17323 (11.09.2015) https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=122832 (12.09.2015) https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=122832 (12.09.2015) https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=214690 (12.09.2015) https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=218582 (12.09.2015) https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=130780 (12.09.2015) https://www.yazmalar.gov.tr/tarama.php?cmd=search&genel=Ali+Resm %EE&submit=Ara (12.09.2015) https://www.yazmalar.gov.tr/tarama.php?cmd=search&genel=Resm%EE +Baba&submit=Ara (12.09.2015) https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=134853 (12.09.2015) https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=139909 (12.09.2015) https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=134508 (12.09.2015) https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=63533 (13.09.2015) https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=214745 (13.09.2015) https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=212157 (20.09.2015) https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=112299 (15.10.2015) https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=189273 (15.10.2015) https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=216208 (25.10.2015) https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=192628 (25.10.2015) 153 http://88.255.225.19:8091/tarama.php (02.11.2015) https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=676 (02.11.2015) http://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=118667 (04.11.2015) http://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=159637 (04.11.2015) http://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=11861 (04.11.2015) http://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=191518 (11.11.2015) http://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=116156 (11.11.2015) https://www.yazmalar.gov.tr/tarama.php?cmd=search&genel=akoval%FD -zade&submit=Ara (14.11.2015) https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=154392 (14.11.2015) https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=83220 (14.11.2015) https://www.yazmalar.gov.tr/detay_goster.php?k=49951 (14.11.2015) 154