MUSTAFAKEMALPAġA ÇA YI'NIN (BURSA) ĠKĠ FARKLI DÖNEMDEKĠ SU K ALĠTESĠNĠN EPĠLĠTĠK DĠYATOMELER KU LLANILARAK DEĞERLENDĠ RĠLMESĠ Dilara MES TĠK T.C. BURSA ULUDAĞ ÜNĠVERSĠTESĠ FEN BĠLĠMLERĠ ENSTĠTÜSÜ MUSTAFAKEMALPAġA ÇAYI'NIN (BURSA) ĠKĠ FARKLI DÖNEMDEKĠ SU KALĠTESĠNĠN EPĠLĠTĠK DĠYATOMELER KULLANILARAK DEĞERLENDĠRĠLMESĠ Dilara MESTĠK 0000-0003-0808-6593 Dr. Öğr. Üyesi Didem KARACAOĞLU (DanıĢman) YÜKSEK LĠSANS TEZĠ BĠYOLOJĠ ANABĠLĠM DALI BURSA – 2019 Her hakkı saklıdır ÖZET Yüksek Lisans Tezi MUSTAFAKEMALPAġA ÇAYI'NIN (BURSA) ĠKĠ FARKLI DÖNEMDEKĠ SU KALĠTESĠNĠN EPĠLĠTĠK DĠYATOMELER KULLANILARAK DEĞERLENDĠRĠLMESĠ Dilara MESTĠK Bursa Uludağ Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Biyoloji Anabilim Dalı DanıĢman: Dr. Öğr. Üyesi Didem KARACAOĞLU Bu çalıĢmada Bursa ilinin önemli su kaynaklarından birini oluĢturan MustafakemalpaĢa Çayı‟nın biyolojik su kalitesinin epilitik diyatomeler kullanılarak belirlenmesi amaçlanmıĢtır. MustafakemalpaĢa Çayı üzerinde belirlenen iki istasyondan Ekim 2016- Eylül 2017 tarihleri arasında aylık olarak epilitik diyatome örnekleri toplanmıĢ, aynı zamanda suda bazı fiziko-kimyasal değiĢkenlerin ölçümü yapılmıĢtır. Ölçülen fiziko- kimyasal değiĢkenlerin yıllık ortalama değerleri Yerüstü Su Kalitesi Yönetmeliği‟ne göre değerlendirilmiĢ ve su kalite sınıfları ortaya konmuĢtur. ÇalıĢma verileri aynı çalıĢma bölgesinden ve aynı istasyonlardan Nisan 2001-Mayıs 2002 tarihleri arasında aylık olarak elde edilen veriler ile karĢılaĢtırılmıĢ, örnekleme periyotları arasında epilitik diyatome kompozisyonunun karĢılaĢtırılması yapılmıĢtır. MustafakemalpaĢa Çayı‟nın epilitik diyatome florasında 2001-2002 periyodunda 41 cinse ait 97 takson, 2016-2017 periyodunda 31 cinse ait toplam 68 takson tespit edilmiĢtir. Her iki periyotta da Achnanthidium minutissimum (Kützing) Czarnecki, Amphora ovalis (Kützing) Kützing, Amphora pediculus (Kützing) Grunow, Navicula tripunctata (O.F.Müller) Bory, Navicula veneta Kützing, Nitzschia frustulum (Kützing) Grunow ve Rhoicosphenia abbreviata (C.Agardh) Lange-Bertalot nisbi bolluk ve tekerrürleri bakımından en önemli taksonlar olmuĢlardır. ÇalıĢmada epilitik diyatomeler kullanılarak Trofik Diyatom Ġndeksi uygulanmıĢtır. ÇalıĢmada uygulanan Trofik Diyatome Ġndeksi sonuçlarına göre her iki örnekleme periyodunda da çalıĢma alanının ötrofik seviyede olduğu tespit edilmiĢtir. Ġki örnekleme periyodu karĢılaĢtırıldığında epilitik diyatome takson sayısının yıllara göre azaldığı tespit edilmiĢtir. Diyatome takson sayısının yıllara bağlı olarak azalması insan faaliyetleri sonucunda artan kirlilik yükü artıĢına bağlanmıĢtır. Bu çalıĢmada Trofik Diyatome Ġndeksi‟nin biyolojik su kalitesinin belirlenmesinde kullanılmasının uygun olduğu ve epilitik diyatomelerin su kalitesinin belirlenmesinde iyi bir indikatör olduğu sonucuna varılmıĢtır. Anahtar Kelimeler: biyolojik su kalitesi, epilitik diyatomeler, MustafakemalpaĢa Çayı, Trofik Diyatome Ġndeksi, 2019, ix + 99 sayfa. i ABSTRACT MSc Thesis ASSESSMENT OF WATER QUALITY OF MUSTAFAKEMALPAġA STREAM (BURSA) AT TWO DIFFERENT PERIODS USING EPILITHIC DIATOMS Dilara MESTĠK Bursa Uludağ University Graduate School of Natural and Applied Sciences Department of Biology Supervisor: Dr. Öğr. Üyesi Didem KARACAOĞLU In this study, it is aimed to determine the biological water quality of MustafakemalpaĢa Stream which is one of the important water resources of Bursa province by using epilithic diatoms. Epilithic diatom samples were collected monthly from October 2016 to September 2017 at two stations on MustafakemalpaĢa Stream, and some physico- chemical variables were measured in stream water. The annual average values of the measured physico-chemical variables were evaluated according to the Surface Water Quality Regulation and water quality classes were determined. The study data were compared with the monthly data obtained from the same study area and the same stations between April 2001 and May 2002, epilithic diatom composition was compared between sampling periods. 97 taxa belonging to 41 genera in 2001-2002 period and 68 taxa belonging to 31 genera in 2016-2017 period were detected in epilithic diatom flora of MustafakemalpaĢa Stream. In both periods, Achnanthidium minutissimum (Kützing) Czarnecki, Amphora ovalis (Kützing) Kützing, Amphora pediculus (Kützing) Grunow, Navicula tripunctata (O.F.Müller) Bory, Navicula veneta Kützing, Nitzschia frustulum (Kützing) Grunow and Rhoicosphenia abbreviata (C.Agardh) Lange-Bertalot are the most important taxa in terms of their relative abundance and recurrence. In this study, Trophic Diatom Index was applied by using epilithic diatoms. According to the results of the Trophic Diatom Index applied in the study, the study area was found to be eutrophic in both sampling periods. When the two sampling periods were compared, it was found that the number of epilithic diatom taxa decreased compared to years. The decrease in the number of diatom taxa over the years has been attributed to the increase in pollution load as a result of human activities. In this study, it is appropriate to use the Trophic Diatom Index to determine the biological water quality and epilithic diatoms are a good indicator for determining water quality. Key words: biological water quality, epilithic diatoms, MustafakemalpaĢa Stream, Trophic Diatom Index, 2019, ix + 99 pages. ii TEġEKKÜR Lisans ve yüksek lisans öğrenimim boyunca değerli fikirlerinden ve yardımlarından faydalandığım ve bu tezi hazırlamamda bana büyük destek veren, gösterdiği ilgi ve sabrından dolayı, danıĢman hocam Sayın Dr. Öğr. Üyesi Didem KARACAOĞLU‟ na, Destekleri, görüĢ ve önerileriyle bana yardımcı olan değerli hocalarım Prof. Dr. ġükran DERE, Doç. Dr. Nurhayat DALKIRAN ve AraĢ. Gör. Mihriban ÖZEN‟e sonsuz teĢekkürlerimi sunarım. Yüksek lisans tezi arazi ve laboratuvar çalıĢmalarını birlikte gerçekleĢtirdiğim değerli arkadaĢım Güllü KARABAYIR „a Ayrıca hayatım ve eğitimim boyunca maddi ve manevi her yönüyle benim yanımda olan, beni destekleyen ve sabır gösteren annem Aynur TAġ‟a, babam Oğuz Murat TAġ‟a ve kardeĢim Batuhan TaĢ‟a, çalıĢmalarım boyunca beni destekleyen ve her zaman bana güç veren sevgili eĢim Ali MESTĠK‟e teĢekkürü bir borç bilirim. Dilara MESTĠK 17/10/2019 iii iv SĠMGELER ve KISALTMALAR DĠZĠNĠ Simgeler Açıklama NH4-N Amonyum Azotu HCO₃ Bikarbonat B Bor Fe Demir PO4-P Fosfat Fosforu pH Hidrojen Gücü CO₃ Karbonat L Litre Μg Mikrogram μS Mikrosiemens mg Miligram NO3-N Nitrat Azotu NO2-N Nitrit Azotu °C Santigrat Derece Cm Santimetre Si Silis SiO₂ Silisyumdioksit T Su Sıcaklığı SO4 Sülfat TH Toplam Sertlik % Yüzde Oranı Kısaltmalar Açıklama AKM Askıda Katı Madde BBI Belçika Biyotik Ġndeksi BDI Biyolojik Diyatome Ġndeksi BMWP Biyolojik Ġzleme ÇalıĢma Grubu Skor Sistemi BMWP Biyolojik Ġzleme ÇalıĢma Gurubu Skor Sistemi BOD₅ Biyolojik Oksijen Ġhtiyacı BSI Biyotik Sediment Ġndeksi BUSKĠ Bursa Su ve Kanalizasyon Ġdaresi ÇO ÇözünmüĢ Oksijen DESCY Descy Ġndeksi PTI Diyatom Kirlilik Tolerans Ġndeksi DAIpo Diyatome Birliği Ġndeksi IBD Diatom Biyolojik Ġndeksi WHO Dünya Sağlık Örgütü v EC Elektriksel Ġletkenlik EBI GeniĢletilmiĢ Biyotik Ġndeksi GDI Generic Diatom Index GI Generik Ġndeks DI-CH Ġsviçre Diatom Ġndeksi MHBI Modifiye Hilsenhoff Biotik Ġndeksi MI Makrofit Endeksi EPI-D Ötrofikasyon / Kirlilik Ġndeksi IBPAMP Pampean Biyotik Ġndeksi IDP Pampean Diyatome Ġndeksi SID Rott Sabrobite Ġndeksi DI-CH Swiss Diatom Ġndeksi SÇD Su Çerçeve Direktifi SI Saprobi Ġndeksi SLA Sládecěk Ġndeksi TBI Trent Biyotik Ġndeksi TDI Trofik Diyatome Ġndeksi TI Trophic Ġndeks TIT Trofik Ġndeks-Türkiye TN Toplam Azot TP Toplam Fosfor vi ġEKĠLLER DĠZĠNĠ Sayfa ġekil 3.1. ÇalıĢma bölgesinin haritası………………………………………………..16 ġekil 3.2. Döllük istasyonunun genel görünümü……………………………………..17 ġekil 3.3. Ayazköy istasyonunun genel görünümü………………………………......17 ġekil 4.1. Achnanthidium minutissimum türünün 2001-2002 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi ………………………………………………....39 ġekil 4.2. Achnanthidium minutissimum türünün 2016-2017 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi………………………………………………….39 ġekil 4.3. Amphora pediculus türünün 2001-2002 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi…………………………………………………….....40 ġekil 4.4. Amphora pediculus türünün 2016-2017 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi…………………………………………………….....41 ġekil 4.5. Cocconeis placentula türünün 2001-2002 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi……………………………………………..…….....42 ġekil 4.6. Cocconeis placentula türünün 2016-2017 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi ………………………………………………..…….43 ġekil 4.7. Cymbella affinis türünün 2001-2002 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi ………………………………………………..…….44 ġekil 4.8. Cymbella affinis türünün 2016-2017 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi …………………………………………………….45 ġekil 4.9. Gomphonema calcareum türünün 2001-2002 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi……………………………………...……….....47 ġekil 4.10. Gomphonema calcareum türünün 2016-2017 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi……………………………………......48 ġekil 4.11. Navicula capitatoradiata türünün 2001-2002 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi………………………………………………..49 ġekil 4.12. Navicula tripunctata türünün 2001-2002 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi……………………………………………….........51 ġekil 4.13. Navicula tripunctata türünün 2016-2017 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi…………………………………………………….51 ġekil 4.14. Navicula veneta türünün 2001-2002 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi…………………………………….………………52 ġekil 4.15. Navicula veneta türünün 2016-2017 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi…………………………………………………....52 ġekil 4.16. Nitzschia amphibia türünün 2001-2002 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi……………………………………………....53 ġekil 4.17. Nitzschia amphibia türünün 2016-2017 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi………………………………………………54 ġekil 4.18. Nitzschia inconspicua türünün 2001-2002 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi…………………………………….…………55 ġekil 4.19. Nitzschia inconspicua türünün 2016-2017 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi……………………………………………...56 ġekil 4.20. Nitzschia palea trünün 2001-2002 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi…………………………………………………….57 ġekil 4.21. Nitzschia palea türünün 2016-2017 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi…………………………………….....................57 vii Sayfa ġekil 4.22. Rhoicosphenia abbreviata türünün 2001-2002 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi…………………………………………58 ġekil 4.23. Rhoicosphenia abbreviata türünün 2016-2017 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi…………………………………………….59 ġekil 4.24. Ulnaria ulna türünün 2001-2002 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi……………………………………………………...61 ġekil 4.25. Ulnaria ulna türünün 2016-2017 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi…………………………………………................61 ġekil 4.26. Cyclotella meneghiniana türünün 2001-2002 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi.........................................................................................62 ġekil 4.27. Cyclotella meneghiniana türünün 2016-2017 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi…………………………………..…………….63 ġekil 4.28. 2001-2002 örnekleme periyoduna ait TDI sonuçları…………….………64 ġekil 4.29. 2016-2017 örnekleme periyoduna ait TDI sonuçları…………………….65 ġekil 4.30. 2001-2002 periyoduna ait takson zenginliği değerlerinin değiĢimi……...67 ġekil 4.31. 2016-2017 periyoduna ait takson zenginliği değerlerinin değiĢimi.........68 viii ÇĠZELGELER DĠZĠNĠ Sayfa Çizelge 3.1. Trofik Diyatome Ġndeksi su kalite sınıfları................................................................................................22 Çizelge 4.1. MustafakemalpaĢa Çayı‟nda 2001-2002 periyodunda ölçülen fizikokimyasal analiz sonuçları ve YSKY (2016) kriterlerine göre su kalite sınıfları........25 Çizelge 4.2. MustafakemalpaĢa Çayı‟nda 2016-2017 periyodunda ölçülen fizikokimyasal analiz sonuçları ve YSKY (2016) kriterlerine göre su kalite sınıfları……26 Çizelge 4.3. MustafakemalpaĢa Çayı‟nda tespit edilen epilitik diyatomelerin takson listesi………………………………………………………………………...31 Çizelge 4.4. MustafakemalpaĢa Çayı‟nda tespit edilen epilitik diyatomelerin tekerrür oranları ……………………………………………………….…..35 Çizelge 4.5. MustafakemalpaĢa Çayı 2001-2002 çalıĢma periyoduna ait bazı biyolojik izleme sonuçları ……………………………………….…...66 Çizelge 4.6. MustafakemalpaĢa Çayı 2016-2017 çalıĢma periyoduna ait bazı biyolojik izleme sonuçları ………………………………………...66 ix 1. GĠRĠġ Su, en küçük canlı organizmadan, en büyük canlı varlığa kadar, bütün insan faaliyetlerini ve biyolojik hayatı ayakta tutan, canlılar için hayati öneme sahip dünya üzerinde doğal olarak bulunan en yaygın kaynaktır. Yeryüzündeki suyun % 97‟sini deniz ve okyanuslar, % 2‟sini akarsular, göller ve yeraltı suları, % 1‟ini buzullar ve karlar oluĢturmakta olup, bu su kaynakları yeryüzünün yaklaĢık dörtte üçünü kaplamaktadır. % 97‟sini oluĢturan deniz ve okyanuslar tuzlu sudur. Geriye kalan % 3‟lük bölüm ise tatlı su kaynağı olup bunun sadece % 1‟i kullanılmaktadır (Açıkalın 2006). Dünyadaki tatlısu kaynaklarının oldukça sınırlı olduğu, iklim değiĢikliğinden kolayca etkilendikleri ve su miktarındaki azalmanın hem insanlar hem de ekosistemler için büyük öneme sahip olduğu açıkça görülmektedir (Kazancı 2008). Yeryüzünde, kullanılabilir su kaynaklarının dağılımı eĢit değildir. Dünya nüfusunun % 20‟si temiz içme suyuna ulaĢamamaktadır. % 50‟si ise yeterli kalitede su kaynaklarından yoksundur (Biswas 1997). Bu nedenle tatlı su kaynaklarının büyük bir hassasiyetle korunması gerekmektedir. Ülkemiz su potansiyeli bakımından çok Ģanslı olmasına rağmen, zaman içerisinde sürekli artan su kirliliği de önemli sorun olarak karĢımıza çıkmaktadır. SanayileĢme ile birlikte artan sanayi atıkları, hızla artan dünya nüfusunun getirdiği su tüketimi, yoğun kanalizasyon atıkları, zirai ilaçlar gibi çevresel atıklar temiz suya ulaĢma sorunlarından biri olmaktadır. Ayrıca su kirliliğinin oluĢ nedenleri arasında arıtılmadan deĢarj edilen evsel, endüstriyel ve tarımsal nitelikli atık sular çok önemli bir yer tutar. Akarsular açık sistemler olduklarından çevreden gelen etkileri hızla yansıtmakta ve meydana gelecek kirlenme akarsuyun ulaĢtığı tüm havza boyunca hem akarsuyu hem de akarsu çevresini etkilemektedir. Akarsuda yaĢayan tüm canlılar dıĢarıdan gelen bu etkilerden doğrudan etkilenmektedir (Kalyoncu ve ark. 2004). Sonuç olarak su kalitesinin bozulması, ekolojik dengenin bozulmasına yol açmaktadır. Bu konu, yol açabileceği büyük felaketler nedeniyle, eğitim verilmesi, seminerler düzenlenmesi ve olabildiğince çok insana ulaĢarak bir bilinç yaratılması gereken bir konudur. 1 Su kirliliğinin her geçen gün önemli boyutlara ulaĢması ülkeleri ciddi derecede önlemler almaya zorlamıĢtır. Böylelikle pek çok mevzuatın oluĢmasına sebebiyet vermiĢtir. Avrupa Birliği su kaynaklarının korunması ve yönetimine iliĢkin mevzuat, AB mevzuatları içerisinde önemli bir değere sahiptir. Yirmiyi aĢkın direktif bulunmaktadır ve en önemlisi 23 Ekim 2000 tarihli ve 2000/60/EC sayılı “Su Çerçeve Direktifi”dir. Bu direktif, Avrupa Birliği‟nin çıkardığı en kapsamlı su mevzuatıdır. Türkiye, AB Su Çerçeve Direktifi‟ni kendi mevzuatıyla uyumlaĢtırma çabası içine girmiĢtir. Ülkemizin 2025 yılında büyük su sorunu ve su kıtlığı çeken ülkeler arasında yer alacağı düĢünüldüğünde konu oldukça önem kazanmaktadır. Avrupa Birliği üyesi ülkeler, geliĢmiĢ ülke statüsünde olduğundan, su ve toprak kaynaklarının % 100‟e yakın bir bölümünü karĢılıklı anlaĢmalarla geliĢtirmiĢlerdir ve iyi duruma getirmiĢlerdir. Oysa ülkemizde su kaynaklarının geliĢtirilmesinde ancak % 40‟lar seviyesine gelinebilmiĢ olmasıyla, daha kalan % 60‟lık bölümünün hedeflendiği gibi 2030 yılına kadar geliĢtirilmesi gerekmektedir. Direktifin amacı, ülkemizin su yönetimi konusunda mevcut durumunu ve mevzuat maddelerini dikkate alarak söz konusu direktifin ülkemizde uygulanabilirliğine yönelik değerlendirme yapmaktır. Bu değerlendirmeler ile ülkemizin su kaynaklarının kötüye gidiĢini engelleyip iyi bir statüye getirilmesi en temel hedeftir. Su kalitesinin izlenmesi, ilk yapılan çalıĢmalarda suyun fiziksel ve kimyasal verilerine göre yapılmakta ve sınıflandırılmaktaydı. Son yıllarda suda yaĢayan canlı organizmalar da araĢtırmalara yeni bir boyut kazandırmıĢtır (Lowe ve Pan 1996, Soininen 2004). Özellikle kimyasal maddelerin konsantrasyonlarının kısa sürede değiĢim göstermediği akarsularda; su kalitesinin izlenmesinde biyolojik indikatörlerin daha güvenilir olduğu kanıtlanmıĢtır (Whitton ve ark. 1991, Prygiel ve Coste 1993, Whitton ve Rott 1996). Biyolojik indikatör olarak kullanılabilecek organizmalar; balık, fitoplankton, diyatome, makrofit, makroomurgasızlar gibi biyolojik elementlerdir. Su Çerçeve Direktifi‟ne göre de biyolojik olarak su kalitesini izleme çalıĢmalarında adı geçen organizma gruplarının düzenli aralıklarla izlenmeleri önerilmektedir (Anonim 2000). Uzun yıllar kimyasal izlemeye odaklanılmıĢ olsa da son dönemde su kalitesi izlenmesinde biyolojik izleme çalıĢmaları giderek artmaktadır. Günümüzde su kalitesi çalıĢmalarında özellikle sucul 2 canlılar ön plana çıkmaktadır. Su kalitesini biyolojik yönden belirlemeye yönelik çalıĢmalar Avrupa‟da oldukça uzun bir geçmiĢe sahiptir ve konu ile ilgili çeĢitli indekslerin geliĢtirildiği görülmektedir (Rott ve ark. 1999). Avrupa‟da algleri (özellikle diyatomeleri), makrozoobentik omurgasızları, balıkları ve sucul vejetasyonu kullanarak geliĢtirilen indeksler akarsularda ayrı ayrı uygulanarak bir sonuca varılmaya çalıĢılmıĢtır. Bu sonuçlar değerlendirilerek ülkelere göre indeksler geliĢtirilmiĢ ve tablolaĢtırılmıĢtır (Kalyoncu ve ark. 2009). Ülkemizde su kalitesinin değerlendirilmesinde biyolojik yöntemleri kullanarak yapılan ilk çalıĢmalar Girgin ve Kazancı‟ya (1994) aittir. Fakat yapılan çalıĢmada taban büyük omurgasızlarına dayanan biyolojik indeksler kullanılmıĢtır. Diyatome indekslerinin kullanılarak yapıldığı su kalitesi araĢtırmaları hem çok yeni hem de çalıĢma sayısı oldukça azdır. Bu yüzden su kalitesi çalıĢmalarında diyatome indeksini kullanan Kalyoncu ve Barlas‟ın (1997) Isparta Deresinde yaptığı çalıĢmalar kayıtlara ilk yapılan çalıĢmalardan biri olarak geçmiĢtir. Ayrıca Barlas ve ark.‟nın (2001) kullandığı Sládeček Ġndeksi (SLA) ile Gürbüz ve Kıvrak (2002)‟ın kullandığı Generik Ġndeks (GI), Trofik Diyatome Ġndeksi (TDI), Sládeček Ġndeksi (SLA), Organik Kirlilik Ġçin Diyatome Birliği Ġndeksi (DAIpo) su kalitesi çalıĢmalarında diyatome indekslerinin kullanımına ivme kazandırmıĢtır. Günümüzde sucul biyoindikatör organizmalardan yararlanılarak su sistemlerinin biyolojik su kalitelerinin izlenmesine yönelik geliĢtirilen çeĢitli biyotik indeks ve metrikler bulunmaktadır. Su kalitesi izleme çalıĢmalarında diyatomelerin kullanıldığı çok sayıda diyatome indeksi geliĢtirilmiĢtir ve bu indeksler arasında yaygın olarak kullanılanlardan biri Trofik Diyatome Ġndeksi (TDI)‟dir. TDI (Trofik Diyatome Ġndeksi) Zelinka ve Marvan (1961) tarafından geliĢtirilen formüle dayanmaktadır. TDI su sistemlerinin trofik seviyelerini belirleyebilmek için uygulanan biyotik bir indekstir (Tokatlı 2012). Dalkıran ve ark. (2008), Orhaneli Çayı‟nda yaptıkları çalıĢma sonucunda TDI indeksinin komunite yapılarını karakterize eden ve su kalitesi çalıĢmalarına uygun, kullanılabilir bir metrik olduğunu belirlemiĢlerdir. Akarsularda yapılan çalıĢmalarda kullanılan diyatome indekslerinin çoğunun Türkiye‟nin farklı sularında, su kalite 3 değiĢimini iyi yansıttığı belirtilmiĢtir (Kalyoncu ve ark. 2004, 2008, 2009, Solak 2011, Kıvrak ve ark. 2012, Tokatlı 2012, Çiçek ve Ertan 2015). Fiziko-kimyasal analizler akarsuyun o anki durumu hakkında bilgi sağlarlar, kısa vadedeki su kalitesi hakkında bilgi verirler. Fakat biyolojik veriler kullanılarak yapılan su kalitesi çalıĢmaları orta ve uzun vadedeki su kalitesi hakkında bilgi verirler. Bu durumda suyun hem fiziko-kimyasal analizlerinin hem de biyolojik verilerin kullanılmasının su kalitesi çalıĢmalarında daha güvenilir olacağı düĢünülmektedir (Sukatar ve ark. 2006). Diyatomeler, ortamdaki değiĢikliklere karĢı gösterdiği hassasiyet ve çevresel etmenlerin değiĢimine hızlı bir Ģekilde yanıt vermelerinden dolayı su kalitesinin belirlenmesinde biyoindikatör olarak kullanılmaktadır. Biyoindikatörler bir ortamda bulunuĢları, bollukları, iyi bir geliĢim göstermeleri, belirli koĢullarda da ortadan kaybolmalarıyla, yetiĢme ortamı koĢulları hakkında bir karĢılaĢtırma yaparak sonuca varma olanağı sağlayan canlı türleridir (Ellenberg ve ark. 1991). Diğer bentik organizmalara göre, diyatomeler primer üreticiler olmalarından dolayı besin tuzlarına karĢı daha duyarlıdır ve diğer sucul organizmaların temel besin kaynaklarını oluĢtururlar. Ayrıca hayat döngülerinin kısa olması sebebiyle değiĢimlere karĢı çok hızlı cevap verme özellikleri diyatomelere limnolojik açıdan önemli bir grup olma özelliği katmıĢtır (Steinberg ve Schiefele 1988, Descy ve Coste 1991). AraĢtırmacıların akarsuyun biyolojik açıdan kirliliğinin tespit edilmesinde algleri, özellikle bentik diyatome kompozisyonunu kullandıkları çalıĢmalar oldukça sıktır (Kalyoncu ve ark. 2004, Kalyoncu 2006, Sıvacı ve Dere 2007, Pala ve Çağlar 2008, Kıvrak ve Gürbüz 2010, Tokatlı ve Dayıoğlu 2011). Yürürlükteki su yönetmeliği ile bazı AB ülkelerinde (WFD- Water Framework Directive, Avrupa Birliği Parlamentosu 2000/60/EC) bentik diyatomelerin, su kaynaklarının ekolojik açıdan kalitesinin incelenmesinde temel alınabilecek organizmalardan biri olduğu belirlenmiĢtir. MustafakemalpaĢa Çayı Bursa ilinin önemli akarsularından biridir. MustafakemalpaĢa Ġlçesinde kanalizasyon atıkları, deri sanayicileri deĢarjı, mezbaha atıkları, peynir altı suyu atıkları, su içerisindeki ağır metal artıĢının olması MustafakemalpaĢa Çayı‟nın su kalitesinin incelenmesinin önemli olduğunu düĢündürtmektedir. Kirletici unsurları bu 4 kadar belirgin olan bir Çay‟ın yarattığı ve yaratacağı olumsuzlukları belirleyebilmek için kirletici kaynaklara yoğunlaĢılmalıdır. Bu kirletici fonksiyonlarını en aza indirgemek için yapılması gereken çalıĢmaların verilerle desteklenmesinin bir çözüm olacağı düĢünülmektedir. Bu çalıĢmada; Ekim 2016 - Eylül 2017 örnekleme periyodunda MustafakemalpaĢa Çayı'nda belirlenen iki istasyondan toplanan örneklerde epilitik diyatome kompozisyonunun ortaya konması, epilitik diyatomeler kullanılarak hesaplanan Trofik Diyatome Ġndeksi sonuçlarına göre MustafakemalpaĢa Çayı‟nın biyolojik su kalitesinin tespiti, MustafakemalpaĢa Çayı yüzey suyunda ölçülen bazı fiziksel ve kimyasal değiĢkenlere ait sonuçların Yerüstü Su Kalitesi Yönetmeliği‟nde verilen limit değerler ile karĢılaĢtırılarak su kalite sınıflarının belirlenmesi amaçlanmıĢtır. Bununla birlikte çalıĢmada 2001-2002 yılları arasında aynı çalıĢma bölgesinden örneklemeleri yapılmıĢ olan, aynı istasyonlardan toplanmıĢ epilitik diyatome örnekleri de değerlendirilmiĢ ve bu örnekleme periyoduna ait epilitik diyatomelerin de tür kompozisyonu ortaya konmuĢtur. Böylece MustafakemalpaĢa Çayı'ndan iki farklı periyotta (Nisan 2001 – Mayıs 2002 ve Ekim 2016 - Eylül 2017) tespit edilen epilitik diyatome florasının karĢılaĢtırılması, diyatomelerin kullanıldığı Trofik Diyatome Ġndeksi‟nin uygulanması ile her iki periyotta biyolojik su kalitesinin belirlenmesi ve MustafakemalpaĢa Çayı su kalitesinin (biyolojik ve fiziko-kimyasal) uzun dönemdeki değiĢiminin karĢılaĢtırılması amaçlanmıĢtır. 5 2. KAYNAK ÖZETLERĠ 2.1. Akarsuların Biyolojik Su Kalitelerinin Belirlenmesinde Diyatome Ġndekslerinin Kullanılmasına Yönelik Ülkemizde Yapılan ÇalıĢmalar Türkiye‟nin alg florası üzerine yapılmıĢ ilk çalıĢmaların 1937‟de Skuja ve 1957‟de Gessner adında iki yabancı araĢtırmacıya ait olduğu bildirilmiĢtir (Aysel ve ark. 1998). Türkiye'de alglerle ilgili yapılan çalıĢmalar 1980'den sonra hız kazanmıĢ ve artıĢ göstererek ilerlemeye devam etmiĢtir. Yapılan çalıĢmalarda tatlısu alglerinin teĢhisleri yapılmıĢ ve bunların mevsimsel değiĢimleri incelenmiĢ, baskın türler verilmiĢtir. Ancak su kalitesini belirlemek için bentik alglerin indikatör özelliklerinden yararlanılarak yapılan çalıĢmalar oldukça yenidir (Barlas ve ark. 2001, Gürbüz ve Kıvrak 2002, Bingöl ve ark. 2006, Kalyoncu ve Barlas 2006). Avrupa‟da uzun yıllardan beri kullanılan Saprobi indeks ülkemizde 1997 yılından beri çok az çalıĢmada kullanılmıĢ ve genellikle Sladecek (1973) tarafından geliĢtirilen indeks, Lawa (1980) ve Klee (1991)‟nin geliĢtirdiği sistem akarsulara uygulanmıĢtır. Ülkemizde 1995 yılından itibaren diyatome indekslerinin kullanımı baĢlamaktadır. Ġlk yayında Barlas (1995) saprobi indeksi teorik olarak anlatmıĢ ve ilk uygulama ise Kalyoncu (1996) tarafından yapılmıĢtır. Yine saprobi indeksin kullanıldığı yayınlar ilk çalıĢmaları oluĢturmaktadır (Kalyoncu ve Barlas 1997). 2000‟li yıllarda indeks kullanımları artarak devam etmiĢ ve farklı diyatome indeksleri de kullanılmıĢtır (Kalyoncu ve ark. 2004, Sabancı ve Koray 2011, Solak ve Acs 2011, Kıvrak ve ark. 2012, Tokatlı 2012, Çiçek ve Ertan 2015). Ülkemiz akarsularında bentik diyatome floralarını belirlemeye yönelik, bentik diyatomelerin su kalitesi çalıĢmalarında kullanıldıkları çalıĢmalardan bazıları aĢağıda özetlenmiĢtir. Kalyoncu ve ark. (2004), çalıĢmalarında Ağlasun Deresi üzerinde Nisan 1995-Mart 1996 tarihleri arasında seçtikleri 3 istasyondan epilitik alg örnekleri toplamıĢ ve su numuneleri almıĢlardır. ÇalıĢmada epilitik alglerden 75 takson tespit etmiĢler, epilitik algleri kullanarak saprobi indeks uygulamıĢlar, aynı zamanda fizikokimyasal verilere göre çalıĢma bölgesinin su kalitesini ortaya koymuĢlardır. Saprobi indeks sonuçları ile 6 fizikokimyasal verilere dayalı su kalitesini karĢılaĢtırmıĢlar, saprobi indeks sonuçlarına dayalı su kalitesi değerlendirmesinin yarım su kalite basamağı iyi yönde sapma gösterdiğini bildirmiĢlerdir. Kalyoncu (2006), Isparta Deresi‟nin su kalite değiĢimlerini fizikokimyasal analizlere ve epilitik diyatomelere göre belirlenmesi amacıyla 1995-1996 ve 2000-2001 tarihleri arasında farklı iki periyotta araĢtırma yapmıĢtır. Isparta Deresi‟nde 1995-1996 periyodunda epilitik diyatomelere ait 44 takson, 2000-2001 periyodunda ise 43 takson belirlenmiĢtir.Su kalitesi değerlendirmesi Sabrobi indeksine göre yapılmıĢtır. Sonuç olarak fizikokimyasal değiĢkenlere ve Saprobi indekse göre yapılan su kalitesi sonuçlarının birbirini desteklediği ifade edilmiĢtir. Kalyoncu ve ark. (2009a), Darıören ve Isparta derelerinden fiziksel ve kimyasal değiĢkenlerle birlikte epilitik diatomları Mayıs 2002-Nisan 2003 tarihleri arasında su kalitesinin belirlenmesi için altı örnekleme noktasından toplamıĢladır. Epilitik diyatomelere ait toplam 32 cinse ait 110 takson tespit etmiĢlerdir. ÇalıĢmada Swiss Diatom Ġndeksi (DI-CH), Trophic Ġndeks (TI) ve Saprobic Ġndeksi (SI) uygulanıĢ ve bu üç bentik diyatome indeksinin performansları karĢılaĢtırılmıĢtır. Biyotik indeksler ile çözünmüĢ oksijen, klorür, biyolojik oksijen ihtiyacı (BOD₅) ve nutrient konsantrasyonları arasında anlamlı iliĢki olduğu tespit edilmiĢtir. Kalyoncu ve ark. (2009b), Aksu Çayı'nda ġubat 2000-Temmuz 2001 tarihleri arasında yapılan çalıĢmalar sonucunda bentik omurgasızlara göre 6 (MHBI, BMWP, SI, EBI, BSI ve IBPAMP), diyatomlara göre 7 (DI-CH, TI, TDI, TI(DIA), SI, EPI-D ve IDP) indeks kullanılarak akarsuyun su kalitesi ortaya konmuĢtur. Ayrıca su kalite tayininde fizikokimyasal parametreler de kullanılmıĢtır. Aksu Çayı‟nda uygulanan indekslerin birbirleri arasındaki iliĢkiler belirlenirken, Türkiye‟de kullanılabilirlikleri de belirlenmeye çalıĢılmıĢtır. Solak (2011), Yukarı Porsuk Çayı‟nın su kalitesini belirlemek amacıyla epilitik diyatome örneklerini incelemiĢ, çalıĢma bölgesinde toplam 57 diyatome türü tespit etmiĢtir. ÇalıĢmasında epilitik diyatomeleri kullanarak SLA- Sládecěk Ġndeksi, EPI-D- 7 Ötrofikasyon-Kirlilik Ġndeksi, TDI-Trofik Diyatome Ġndeksi ve DESCY-Descy Ġndeksi uygulamıĢtır. Ġndeks değerlerinin istasyonlar arasında belirgin farklılıklar gösterdiği ve indeks değerlerine göre kirliliğin Çay boyunca artıĢ gösterdiği ifade edilmiĢtir. Çiçek ve Ertan (2012), çalıĢmalarında Köprüçay Nehri epilitik alg çeĢitliliğini ve fizikokimyasal parametrelerle çeĢitlilik arasındaki iliĢkiyi belirlemeyi amaçlamıĢlardır. ÇeĢitliliğin belirlenmesi için Margalef, Shannon-Weiner ve Simpson çeĢitlilik indeksleri kullanılmıĢtır. Sonuç olarak epilitik alg çeĢitliliğiyle fizikokimyasal nitelikler arasında korelasyon olduğu bulunmuĢtur ve canlı çeĢitliliği üzerine su kirliliğinin yanı sıra akarsuyun fiziksel özelliklerinin de önemli bir etkiye sahip olabileceği saptanmıĢtır. Kıvrak ve ark. (2012) çalıĢmalarında Mart-Aralık 2008 tarihleri arasında Akarçay‟ın bentik diyatomelerini ve bazı fiziko-kimyasal özelliklerini aylık olarak alınan örneklerde belirlemeye çalıĢmıĢlardır. ÇalıĢmada Ötrofikasyon Kirlilik Ġndeksi (EPI-D), Pampean Diyatome Ġndeksi (IDP), Rott Sabrobite Ġndeksi (SID) ve Trofik Diyatome Ġndeksi (TDI) kullanılmıĢtır. Diyatome indeksleri ile TÇM, NH4-N, NO2-N, PO4-P, BOĠ5 ve KOĠ arasında kuvvetli pozitif iliĢki olduğu belirlenmiĢtir. Diyatome indeksleri ve fizikokimyasal analizlere göre çayın baĢlangıç kısımlarının orta derecede kirlenmiĢ, çayın son kısımlarının ise aĢırı derecede kirlenmiĢ olduğunu tespit etmiĢlerdir. Kıvrak ve ark. (2012) tarafından yapılan çalıĢmada Mart-Aralık 2008 tarihleri arasında Akarçay‟ın bentik diyatomeleri ve bazı fiziko-kimyasal özellikleri dört istasyondan aylık olarak alınan örneklerde incelenmiĢtir. ÇalıĢmada Akarçay‟ın su kalitesini belirlemek için bentik diyatomelerin kullanıldığı çeĢitli indeksler uygulanmıĢ, diyatome indeksleri ile suyun fiziko-kimyasal özellikleri arasındaki iliĢkiler incelenmiĢtir. ÇalıĢma sonucunda Akarçay‟ın baĢlangıç kısımlarında orta derecede kirlenmenin olduğu, Çay‟ın son kısımlarında kirlenmenin büyük ölçüde artıĢ gösterdiği saptanmıĢtır. Solak ve ark. (2012), Haziran 2006 ile ġubat 2007 arasında Felent deresi boyunca 41 epilitik diatom örneği toplanmıĢ ve toplam 117 diyatom taksonu belirlenmiĢtir. ÇalıĢmada Watanabe indeksi, Sládečék indeksi ve Nehir Kirlilik Ġndeksi uygulanmıĢtır. 8 Sonuçlar değerlendirildiğinde yazın organik kirliliğin arttığını ve tür zenginliğinin kıĢ aylarında yaz aylarından çok daha yüksek olduğu belirlenmiĢtir. Tokatlı (2012), Gürleyik Çayı Yukarı Havzası‟ndan 2010 yılı ilkbahar mevsiminde topladığı örneklerde 19 cinse ait 45 epipelik diyatome türü tespit etmiĢ, diyatomelerin kullanıldığı iki indeksi uygulayarak çalıĢma bölgesinin trofik seviyesini belirlemiĢtir. Gürleyik Çayı Yukarı Havzası su kalitesinin; Trofik Diyatome Ġndeksi‟ne (TDI) göre mezo- ötrofik, Biyolojik Diyatome Ġndeksi‟ne (BDI) göre mezotrofik seviyede olduğunu bildirmiĢtir. Kalyoncu ve ġerbetçi (2013), Isparta Darıderesi kalitesinin tahmini için OMNIDIA programını kullanmıĢlardır. Genel olarak, SID ve IBD endeksleri en iyi sonuçları vermiĢtir. Ayrıca Türkiye‟de nehirlerin izlenmesi için bentik diyatom topluluklarının ve diyatom indekslerinin, özellikle SID‟nin kullanılabileceği belirlenmiĢtir. Lirika ve ark. (2013), „Ohrid Gölündeki Su Kalitesinin Değerlendirmesinde Diatome ve Makrofit Endekslerinin Kullanılması‟ adlı çalıĢmalarında su kalitesini belirleyebilmek için diyatome ve makrofitleri kullanmıĢlardır. ÇalıĢmada Shannon Endeksi, Saprobik indeksi, Trofik Diatome Endeksi (TIDIA), Makrofit Ġndeksi (MI) ve Saprofit Ġndeksi (SI) kullanılmıĢtır. Shannon Endeksi, mevsimler üzerinde bio-çeĢitlilik varyasyonları kanıtladığı gözlemlenmiĢtir. Saprofik Endeksi oligo-β-mesosaprob için belirleyici olmuĢtur. Trofik Diatome Endeksi (TIDIA), Makrofit Endeksi (MI) ve Saprofit Endeksi (SI) aynı trendleri takip ettiği tespit edilmiĢtir. Çiçek ve Ertan (2015), Köprüçay nehrinde yaptıkları çalıĢmada ġubat 2008-Ocak 2009 tarihleri arasında seçilen 7 örnekleme noktasından aylık olarak alınan örneklerde akarsuyun fizikokimyasal özelliklerini ve epilitik diyatomelerin mevsimsel dağılımlarını ve geliĢimlerini incelemiĢlerdir. Ayrıca akarsuyun fizikokimyasal verileri ile diyatomeleri arasındaki iliĢki ortaya konmuĢtur. ÇalıĢmada Bacillariophyta grubuna ait 119 takson tespit edilmiĢ, diyatomelerin kullanıldığı Trofik Diyatome Ġndeksi (TDI) ve Saprobi Ġndeksi (SI) uygulanarak Köprüçay Nehri‟nin biyolojik su kalitesi tespit edilmiĢtir. Ġstasyonlar arasındaki benzerlik Sorensen Benzerlik Ġndeksi kullanılarak 9 ortaya konmuĢtur. Fizikokimyasal değiĢkenlere su kalitesi değerlendirilmesi yapılmıĢ ve alglere göre yapılan su kalitesi değerlendirmesi ile karĢılaĢtırılmıĢtır. Kalyoncu ve ark. (2016), Temmuz 2010 - Haziran 2011 arasında Andık Çayı boyunca seçilen 6 istasyondan su ve epilitik diatom örnekleri toplamıĢlardır. Andık Çayı'nın su kalitesi OMNIDIA Yazılım Programı kullanılarak diyatom taksonlara göre belirlenmiĢtir. Sonuçlar indekslerin kimyasal değiĢkenlerle oldukça düĢük korelasyon gösterdiğini göstermektedir. GDI en iyi sonucu verirken IDAP ise çalıĢma için uygun olmadığı belirlenmiĢtir. Morkoyunlu Yüce ve Gönülol (2016), Ekim 2009 - Eylül 2010 tarihleri arasında Sakarya Nehri‟nin epilitik diyatome dağılımını ve çeĢitliliğini araĢtırmıĢlardır. Epilitik diyatomlarla uygulanan indeksler (SI, DI-CH,TI)) arasında anlamlı bir iliĢki tespit edilmiĢtir. Yaptıkları çalıĢmada Saprobik Ġndeksi (SI), Swiss Diatom Ġndeksi (DI-CH) ve Trophic Ġndeksi (TI) uygulayarak örnekleme noktalarının su kalite sınıfları belirlenmiĢtir. MaraĢlıoğlu ve ark. (2017), Haziran 2013-Mayıs 2014 tarihleri arasında Batlama Çayı'nın epilitik alg komunitesinin yapısını ve epilitik alglerin taksonomik kompozisyonunun mevsimlere ve istasyonlara göre değiĢimini incelemiĢ ve suyun bazı fizikokimyasal özelliklerini çalıĢmıĢlardır. Florada toplam 90 epilitik alg taksonu tanımlanmıĢtır. ÇalıĢmada tespit edilen epilitik diyatomeleri kullanarak hesaplanan Trofik Diyatome Ġndeksi (TDI), Biyolojik Diyatome Ġndeksi (BDI), Saprobi Ġndeks ve Diyatom Kirlilik Tolerans Ġndeksi (PTI) sonuçlarına göre ve klorofil-a ölçümlerine göre Batlama Çayı‟nın trofik seviyesi ve kirlenme durumu belirlenmiĢtir. Atıcı ve ark. (2018), çalıĢmalarında Seydisuyu Çayı Havzası (Türkiye)'nın diyatome florasını incelemiĢler, sistemin su kalitesini istatistiksel ve biyolojik olarak değerlendirmiĢlerdir. Seydisuyu Çayı Havzası boyunca 2012 yılında 12 istasyondan mevsimsel olarak epipelik, epilitik ve epifitik diyatome örneklerini toplamıĢlar ve bazı fiziksel ve kimyasal su kalitesi parametrelerinin ölçümünü yapmıĢlardır. Havzanın su kalitesini Biyolojik Diyatom Ġndeksi uygulayarak değerlendirmiĢlerdir. ÇalıĢmada 10 fiziksel, kimyasal ve biyolojik verilere bazı mono ve multi istatistiksel yöntemler uygulanmıĢtır. Toplam 48 diyatome türü kaydedilen Seydisuyu Çayı Havzasının incelenen su kalitesi parametreleri açısından II. – III. sınıf (Türk Yönetmeliğine göre) su kalitesine sahip olduğu bildirilmiĢtir. Biyolojik Diyatom Ġndeksi sonuçlarına göre araĢtırılan bölgenin mezotrofik ve orta derece su kalitesine sahip olduğu belirlenmiĢtir. Çelekli ve ark. (2019), Bu çalıĢmayla Türkiye‟deki diyatome türlerinin trofik ağırlık ve gösterge (indiktör) değerlerini belirleyerek, suyun ekolojik durumunu değerlendirmek için trofik indeks-Türkiye (TIT)‟yi geliĢtirmek için sekiz havzada toplam fosforun (TP) değiĢimiyle ilgili diatom türlerinin dağılımını araĢtırmayı amaçlamıĢlardır. Diyatome türlerinin dağılımı için 2014 (yaz ve sonbahar) ve 2015 (ilkbahar ve yaz) yılı içerisinde örnekleme yapılmıĢtır. Bu çalıĢma sırasında 219 türün trofik değerleri belirlenmiĢ ve birçoğu ilk defa sunulmuĢtur. Optima ve tolerans, farklı su ekosistemlerindeki her tür için ağırlıklı ortalama regresyon kullanılarak TP değerleri hesaplanmıĢtır. Diyatome türleri içinde Clevamphora ovalis, Caloneis amphisbaena, Gyrosigma acuminatum, Navicula tripunctata ve Nitzschia umbonata gibi yüksek trofik ağırlık değerleri gösterirken, Achnanthidium minutissimum, Cymbella excisa, Didymosphenia geminata, Hannaea arcus, Meridion circulare düĢük trofik ağırlık değerleri gösterdiği belirtilmiĢtir. Bu bulgular, su kütlelerinin biyotik bütünlüğü hakkında ek bilgi sağlarken, tatlı su ekosistemlerinin, özellikle de akan su kütlelerinin biyolojik değerlendirmesi için TIT'in geliĢtirilmesinde kullanılabilir olduğu verilere geçmiĢtir. 2.2. MustafakemalpaĢa Çayı Alt Havza / Susurluk Havzası Akarsularında Yapılan Su Kalitesi ÇalıĢmaları Marmara Denizi‟ne dökülen ve geçtiği yerlere göre isim alan MustafakemalpaĢa Çayı, Adranos Çayı/Kocasu olarak da anılmaktadır. Kolları olan Orhaneli ve Emet Çayları‟nın MustafakemalpaĢa üzerinde birleĢmesiyle oluĢan Çay, Uluabat Gölü‟ne dökülmektedir. Orhaneli ve Emet Çayları‟nın jeolojik yapısı ve Çay‟larda oluĢan kirlilik doğrudan MustafakemalpaĢa Çayı‟nı etkileyecektir. Birbirinin etkisi altında kalabilecek olan bu alanlarla ilgili yapılan bazı su kalitesine yönelik çalıĢmalar mevcuttur ve aĢağıda verilmiĢtir. 11 Kalaycı ve Kahya (1998), "Susurluk Havzası Nehirlerinde Su Kalitesi Trendlerinin Belirlenmesi‟ adlı çalıĢmalarında, Susurluk Havzası nehirlerinin yüzey suyu kalite verilerine bazı istatistiksel testler uygulamıĢlardır. Sonuç olarak debi ve sediment konsantrasyonunda azalan; su sıcaklığı, elektriksel iletkenlik, sodyum, potasyum, kalsiyum+magnezyum, bikarbonat ve klorid konsantrasyonlarında ise artan bir trend bulmuĢlardır. Ayrıca karbonat, pH, sülfat, organik madde ve bor konsantrasyonlarında herhangi bir trend bulamamıĢlardır. ġentürk (2003), “Orhaneli, Emet ve MustafakemalpaĢa Çayları‟nın Su Kalitesinin Belirlenmesi” isimli yüksek lisans tez çalıĢmasında belirlenen istasyonlardan örnekleme yapmıĢtır. Mevsimsel olarak bentik omurgasız örnekleri toplamıĢ ve suda bazı fizikokimyasal ölçümler yapmıĢtır. Uyguladığı indekslerle (Trent Biyotik Ġndeks-TBI, Biyolojik Ġzleme ÇalıĢma Grubu Skor Sistemi-BMWP, Belçika Biyotik Ġndeksi-BBI) su kalitesini biyolojik olarak belirlemiĢtir. Dalkıran (2006) „Orhaneli Çayı‟nın Epilitik Diyatomeleri ve Bentik Omurgasızlarının ĠliĢkilendirilmesi ile Kirlilik Düzeyinin Saptanması‟ adlı doktora tezinde diyatome ve bentik omurgasızlara ait metrikler uygulamıĢ, suyun fiziksel ve kimyasal analizini yapmıĢtır. ÇalıĢmasında bentik omurgasızlardan 103 takson, epilitik diyatomelerden 199 takson tespit etmiĢtir. Test edilen birçok metrik fiziksel ve kimyasal değiĢkenlerle anlamlı iliĢki göstermiĢtir. Yapılan çalıĢma sonucunda Orhaneli Çayı‟nda organik kirliliğin belirlenmesinde bentik omurgasızların, epilitik diyatomelere göre daha duyarlı olduğu tespit edilmiĢtir. Ayrıca analizler sonucunda Çay‟ın kirlenmeye maruz kaldığı tespit edilmiĢtir. Karacaoğlu (2006) „Emet Çayı'nın Epipelik Diyatomeleri ve Bentik Omurgasızlarının ĠliĢkilendirilmesi ile Kirlilik Düzeyinin Saptanması‟ adlı doktora tezinde Nisan 2001 ile Mayıs 2002 tarihleri arasında Emet Çayı'nda belirlenen beĢ istasyondan aylık olarak su, epipelik diyatome ve bentik omurgasız örnekleri toplamıĢtır. ÇalıĢmada 180 epipelik diyatome taksonu, 88 bentik omurgasız taksonu tespit edilmiĢtir. Epipelik diyatomelerin ve bentik makroomurgasızların kullanıldığı çok sayıda metrik uygulanmıĢ ve çalıĢma bölgesinin kirlilik düzeyi belirlenmiĢtir. ÇalıĢmada bazı fiziksel, kimyasal ve biyolojik 12 değiĢkenler kullanılarak istasyonların su kalite sınıfları belirlenmiĢtir. Ġstatistiksel sonuçlara göre Çay'da organik kirlenmenin önemli olmadığı, inorganik kirlenmenin daha önemli olduğu ifade edilmiĢtir. Ünlü ve ark. (2011), „Kütahya-Emet Bölgesi Yeraltı Sularında Bor ve Arsenik Kirliliğinin AraĢtırılması‟ adlı çalıĢmalarında Kütahya-Emet Bölgesinde, aylık periyotlarla alınan su örneklerinde bor ve arsenik değerlerini incelemiĢler ve analizleri gerçekleĢtirmiĢlerdir. Sonuçlar Emet yöresindeki suların yüksek oranda bor içerdiğini göstermektedir. Ayrıca içme ve kullanma amaçlı suyun kullanılıp kullanılmayacağını da değerlendirmiĢlerdir. Bor ve arsenik kirlilikleri için bazı bölgelerde acilen tedbir alınması gerektiğini belirtmiĢlerdir. Tokatlı (2012), „Emet Çayı Su, Sediment ve Bazı Balık Türlerinde Ağır Metal Birikimlerinin AraĢtırılması‟ adlı doktora tezinde, çalıĢma bölgesi üzerinde belirlenen istasyonlardan mevsimsel olarak su, sediment ve balık örnekleri toplamıĢtır. ÇalıĢmada bazı limnolojik parametrelerin ölçümü yapılmıĢ, sistemin biyotik ve abiyotik öğelerinde bazı elementler analiz edilmiĢ, veriler ulusal ve uluslararası standartlarda izin verilen sınır değerler ile karĢılaĢtırılmıĢtır. ÇalıĢma sonuçlarına göre havzanın organik ve inorganik kirliliğe maruz kaldığı ifade edilmiĢtir. Arslan (2013), Orhaneli ve Emet Çayları‟nda yaptığı çalıĢmasında bölgeden topladığı su, sediment, bazı omurgasız türleri ve bir balık türündeki bor seviyelerini araĢtırmıĢtır. Her iki Çay‟da sudaki bor seviyelerinin hem ulusal hem de uluslararası standartlarda izin verilen değerlerden yüksek olduğu belirlenmiĢtir. Semiz (2014), çalıĢmasında Susurluk havzasında bulunan Emet, Orhaneli ve MustafakemalpaĢa Çaylarını sulama sularının bor içeriği açısından değerlendirmiĢtir. Orhaneli Çayı‟nda yapılan ölçümlerde bor içeriğini güvenli bulmuĢtur. Emet ve MustafakemalpaĢa Çayları‟nın 2004 yılından sonra ortalama bor içeriğinin arttığını gözlemlemiĢtir. 13 Tokatlı ark. (2014), Emet Çayı havzasında, mevsimsel olarak sekiz farklı istasyondan su, sediment ve balık örnekleri toplamıĢlardır. Harmancık krom madenlerinin sisteme olan etkilerini belirlemek için sudaki bazı limnolojik parametrelerin (pH, iletkenlik ve toplam sertlik) ölçümlerini yapmıĢlar, havzanın biyotik ve abiyotik bileĢenlerinde Cr, Ca, Mg, Ni ve Mn düzeylerini belirlemiĢlerdir. Verilere çeĢitli istatistiksel yöntemler uygulamıĢlardır. Su örneklerini ulusal su kalitesi kriterlerine göre ve sediment örneklerini ise sediment kalite kriterlerine göre değerlendirmiĢlerdir. Emet Çayı havzasının Harmancık krom madenlerinin baskısı altında olduğu bildirilmiĢtir. Tokatlı ve ark. (2016), Emet Çayı havzasında belirlenen sekiz istasyondan mevsimsel olarak su örnekleri toplamıĢlardır. Bölgenin su kalitesinin belirlenmesi için bazı limnolojik parametrelerin ölçümleri yapılmıĢ ve elde edilen veriler istatistiksel olarak değerlendirilmiĢtir. ÇeĢitli ulusal ve uluslararası kuruluĢlar tarafından ortaya konan limit değerler ile karĢılaĢtırma yapmıĢlardır. Sonuç olarak, havzanın yüksek oranda organik kirlilikten etkilendiği bildirilmiĢtir. Omwene (2018) tarafından yapılan, “MustafakemalpaĢa Çayı Su ve Sediment Kalitesinin Ġstatistik Teknikleri ve Coğrafik Bilgi Sistemi Analizleri Kullanılarak Değerlendirilmesi” adlı yüksek lisans tezi kapsamında Mart, Temmuz ve Ekim 2017 tarihlerinde bölgeden su ve sediment örnekleri toplanmıĢtır. Ayrıca Devlet Su ĠĢleri Genel Müdürlüğü‟nden alınan hidrolojik ve su kalitesi verileri kullanılmıĢtır. Su ve sediment kalitesinin belirlenmesinde çeĢitli indeksler uygulanmıĢtır. Veriler çok değiĢkenli istatistiksel analiz yöntemleri ile değerlendirilmiĢtir. Sonuçlar bölgedeki baĢlıca kirleticilerin arsenik ve bor olduğunu, çözünmüĢ oksijen seviyelerinin genellikle kentsel yerleĢim alanlarında Dünya Sağlık Örgütü‟nün (WHO) sınır değerlerinden daha düĢük olduğunu göstermiĢtir. Ayrıca sediment örneklerinde en fazla kirliliğe B, Cr, Ni, Zn ve As elementlerinin sebep olduğu görülmüĢtür. Sonuç olarak giderek kötüleĢen su kalitesinin iyileĢtirilmezse hem insan sağlığını hem de su yaĢamını olumsuz yönde etkileyebileceği verilere geçmiĢtir. 14 3. MATERYAL VE YÖNTEM 3.1. Materyal 3.1.1. ÇalıĢma alanının tanımı ve istasyonlar ÇalıĢma alanını oluĢturan MustafakemalpaĢa Çayı Bursa ilinin önemli su kaynaklarından biridir. Eski adı Kirmastı olarak bilinen MustafakemalpaĢa Çayı, Bursa ilinin MustafakemalpaĢa ilçesinde bulunur. MustafakemalpaĢa (Kirmasti) Çayı, Uluabat Gölü alt havzası‟nda yer alan ve Uluabat Gölü‟nü besleyen en önemli kaynaktır. Uluabat Gölü alt havzası Susurluk Havzası‟nın alt havzalarından biridir. MustafakemalpaĢa Çayı Orhaneli ve Emet Çayları‟nın MustafakemalpaĢa Ġlçesinin Camandar Köyü mevkiinde birleĢmesi ile oluĢmakta, yaklaĢık 40 km sonra Uluabat Gölü‟ne dökülmektedir. MustafakemalpaĢa Çayı‟nın kollarından biri olan Orhaneli Çayı, Kütahya Ġli Çavdarhisar Beldesi‟nde Murat Dağı‟nın kuzey yamaçlarından doğmakta ve yaklaĢık 285 km akıĢ yolu kat etmektedir. Emet Çayı ise Kütahya ilinin Gediz Ġlçesi‟nde ġaphane Dağı‟nda 1100 m‟de doğmakta ve yaklaĢık 180 km aktıktan sonra Orhaneli Çayı ile birleĢmektedir (ġekil 3.1.). MustafakemalpaĢa Çayı üzerinde belirlenen 2 farklı noktadan örnek alınmıĢtır. Ġlçenin giriĢinde bulunan Döllük (1. Ġstasyon) ve ilçenin çıkıĢında bulunan Ayazköy (2. Ġstasyon) noktalarından örnekleme yapılmıĢtır. Döllük istasyonu (1. Ġstasyon); Koordinatları 39 57' 38,10'' K –28 30' 57,48'' D olup, yüksekliği 78 m‟dir (ġekil 3.2.). Döllük, Bursa ilinin MustafakemalpaĢa ilçesine bağlı bir mahalledir. Bursa il merkezine 103 km, MustafakemalpaĢa ilçesine 18 km uzaklıktadır. 2018 verilerine göre nüfusu toplam 87„dir. YerleĢim az olmasıyla birlikte tarımda faaliyet göstermektedir. 15 ġekil 3.1. ÇalıĢma bölgesinin haritası Ayazköy stasyonu (2. Ġstasyon); Koord natları 40 6' 0,35'' K –28 28' 43,75'' D olup, yüksekliği 40 m‟dir (ġekil 3.3.). Ayazköy, MustafakemalpaĢa ilçesi merkez bucağına bağlı olup, ilçenin kuzeydoğusunda MustafakemalpaĢa‟dan 9 km uzaklıktadır. 2018 verilerine göre nüfusu toplam 393 „tür. Tarımsal üretim için gerekli olan su ihtiyacı, MustafakemalpaĢa Çayı‟ndan sulama kanallarıyla karĢılanmaktadır. 16 ġekil 3.2. Döllük istasyonunun genel görünümü ġekil 3.3. Ayazköy istasyonunun genel görünümü 17 MustafakemalpaĢa Çayı kil, kum ve çakıldan oluĢmuĢtur (Beygirci 2017). MustafakemalpaĢa Çayı ve kolları olan Orhaneli ve Emet Çayları‟ndan kaynaklanan kirlilik yükünün Uluabat Gölüne geldiği bilinmektedir. Uluabat gölü çevresinde 16, gölü besleyen en önemli kollardan olan MustafakemalpaĢa, Orhaneli ve Emet çaylarının çevresinde 67 yerleĢim yeri bulunmaktadır. Bu yerleĢim birimlerinin atık suları büyük ölçüde arıtılmadan çaylara deĢarj edilmekte, ayrıca MustafakemalpaĢa ilçesinde bulunan 54 Deri Sanayi ĠĢletmesi ile toplam 27 Mandıra ve Mezbahanın organik ve inorganik atıkları da MustafakemalpaĢa Çayı‟na verilmektedir (Tokatlı ve ark 2016). MustafakemalpaĢa Çay‟ının yakın çevresinde, Kolemanit (Boraks) ve Kömür madenleri ile mermer ve taĢocakları mevcuttur. Kolemanit Eti holding tarafından, diğerleri ise özel sektör tarafından iĢletilmektedir (Beygirci 2017). MustafakemalpaĢa ilçesi sınırları içerisinde yer alan bor madeni Etibank Kurumu tarafından faaliyet göstermekte ve maden atıklarını MustafakemalpaĢa Çayı‟na bırakmaktadırlar. Bu durum çayda yaĢayan canlılara zarar verdiği gibi suyu tarımda kullanan MustafakemalpaĢa ovası için de olumsuz etki yaratmaktadır. MustafakemalpaĢa, Emet ve Orhaneli çaylarının çevresinde bor, krom, kömür, gümüĢ, demir, bakır, manganez ve mermer madenciliğinin bulunması bölgedeki su ve sediment kalitesinin bozulmasına neden olduğu düĢünülmektedir (Omwene 2019). Akarsu sistemleri üzerindeki Hisarcık ve Emet Bor ĠĢletmeleri (atık sularını Emet çayına deĢarj ederler), Kestelek Bor ĠĢletmesi (atık sularını Orhaneli çayına deĢarj eder), Tunçbilek ve Keles Linyit ĠĢletmeleri, Tunçbilek Termik Güç Santrali (atık sularını Orhaneli çayına deĢarj ederler) ve Harmancık Krom Madeni (atık sularını Emet çayına deĢarj eder) havzanın en önemli kirlilik kaynaklarını oluĢtururlar (Tokatlı ve ark. 2016). Ayrıca bor, nehir havzalarında toprakta da bulunduğundan yağıĢlar ve erozyonla nehirlere, buradan da Uluabat gölüne taĢınmaktadır (Demir ve ark, 1998). Ayrıca MustafakemalpaĢa Çayı 1. derece deprem bölgesi içerisinde olması nedeniyle deprem ve su baskını gibi doğal afetlerin tehdidi altındadır. Ancak yapılmıĢ olan kurutma kanalları sayesinde su baskını riski oldukca azalmıĢtır (Beygirci 2017). 18 3.2. Yöntem 3.2.1. Fiziksel ve kimyasal analizler MustafakemalpaĢa Çayı üzerinde belirlenen iki istasyondan (Döllük ve Ayazköy) Ekim 2016-Eylül 2017 tarihleri arasında aylık olarak su örnekleri alınmıĢ, fiziksel ve kimyasal analizleri yapılmak üzere laboratuvara getirilmiĢtir. Su sıcaklığı (T), pH, elektriksel iletkenlik (EC) ve çözünmüĢ oksijen (ÇO) değerleri arazide örnek alma esnasında Lovibond marka multiprob ile ölçülmüĢtür. Bikarbonat (HCO3), karbonat (CO3), toplam sertlik (TH), askıda katı madde (AKM), silisyumdioksit (SiO2), fosfat fosforu (PO4-P), toplam fosfor (TP), toplam azot (TN) analizleri Bursa Uludağ Üniversitesi Limnoloji AraĢtırma Laboratuvarı‟nda standart yöntemlere göre (Anonim 1998) yapılmıĢtır. Amonyum azotu (NH4-N), nitrit azotu (NO2-N), nitrat azotu (NO3- N), sülfat (SO4) analizleri TETRA marka Ġyon Kromatografi cihazında ve demir (Fe), bor (B), arsenik (As) analizleri ise Perkin Elmer marka ICP-MS cihazında BUSKĠ Ġçme Suyu Laboratuvarı‟nda standart yöntemlere göre (Anonim 1998) yapılmıĢtır. Bu çalıĢmada Nisan 2001-Mayıs 2002 tarihleri arasında MustafakemalpaĢa Çayı‟nın Döllük ve Ayazköy istasyonlarından aylık olarak alınan su örneklerinde gerçekleĢtirilen su analizi sonuçları da değerlendirilmiĢ, böylece MustafakemalpaĢa Çayı'nda iki farklı örnekleme döneminde ortaya konan fizikokimyasal su kalitesinin uzun dönemdeki değiĢiminin karĢılaĢtırılması yapılmıĢtır. 2001-2002 örnekleme periyodunda su analizleri için su örnekleri Nurhayat Dalkıran ve Didem Karacaoğlu tarafından alınmıĢtır. Hava koĢulları dikkate alınarak alınan örneklerden 2001-2002 periyodunda Aralık 2001 ve Mart 2002 tarihlerinde Döllük istasyonundan zor hava koĢulları ile istasyona ulaĢım engeli yüzünden örnekleme yapılamamıĢtır. Bu örnekleme periyodunda su sıcaklığı ve EC arazi tipi WTW LF95 marka cihaz ile, pH Hanna marka pH metre ile arazi esnasında ölçülmüĢ, ÇO Winkler metodu ile arazi esnasında belirlenmiĢtir. Su analizleri DSĠ I. Bölge Müdürlüğü Çevre Laboratuvarı‟nda ve Bursa Uludağ Üniversitesi Limnoloji AraĢtırma Laboratuvarı‟nda titrasyon ve spektrofotometrik metotlar kullanılarak standart yöntemlere göre (Anonim 1998) gerçekleĢtirilmiĢtir. 19 Mülga Orman ve Su ĠĢleri Bakanlığı‟nca yüzeysel sular ile kıyı ve geçiĢ sularının biyolojik, kimyasal, fiziko-kimyasal, hidromorfolojik kalitelerinin belirlenmesi ve sınıflandırılması için yayınlanmıĢ olan „Yerüstü Su Kalitesi Yönetmeliği (YSKY) kapsamında kıta içi yerüstü su kaynaklarının sınıflarına göre kalite kriterleri tespit edilmiĢtir (Anonim 2016), MustafakemalpaĢa Çayı‟nda ölçülen bazı fiziksel ve kimyasal değiĢkenlere göre su kalitesi ve sınıfları Yerüstü Su Kalitesi Yönetmeliği (YSKY 2016)‟nde Ek 5‟de yer alan Tablo 2, 4 ve 5‟e göre değerlendirilmiĢtir. Ayrıca çalıĢmada ölçümü yapılan su analizi sonuçlarına t-testi uygulanmıĢ, t-testi SPSS 22 paket programında gerçekleĢtirilmiĢtir. 3.2.2. Epilitik diyatomelerin toplanması, tespiti, tayini ve sayımı Epilitik diyatomelerin incelenmesi için MustafakemalpaĢa Çayı üzerinde belirlenen iki istasyondan Ekim 2016-Eylül 2017 tarihleri arasında aylık olarak taĢ örneği toplanmıĢtır. Seçilen istasyonlardan alınan düzgün yüzeyli taĢlar naylon bir poĢete konularak laboratuvara getirilmiĢtir. TaĢlar üzerinde yaĢayan (epilitik) diyatomeler laboratuvarda bir fırça yardımıyla taĢların üzerlerinden temizlenmiĢ ve saf su ile 50 ml‟ye tamamlanmıĢtır. Elde edilen örneklerin bir kısmı (10 ml) % 4‟lük formol çözeltisi ile tespit edilerek saklanmıĢtır. Diğer kısmının (20 ml) organik materyalinin uzaklaĢtırılması ve diyatome früstüllerinin elde edilmesi için “soğuk asit permanganat yöntemi” uygulanmıĢtır (Kelly ve ark. 2001). Bu çalıĢmada ayrıca Nisan 2001-Mayıs 2002 tarihleri arasında MustafakemalpaĢa Çayı‟nın Döllük ve Ayazköy istasyonlarından aylık olarak toplanan epilitik diyatome örnekleri de değerlendirilmiĢ, böylece iki örnekleme periyodunun epilitik diyatome kompozisyonu yönünden karĢılaĢtırılması yapılmıĢtır. 2001- 2002 örnekleme periyodunda epilitik diyatome örnekleri Nurhayat Dalkıran ve Didem Karacaoğlu tarafından toplanmıĢtır. Adı geçen araĢtırmacılar doktora tez çalıĢmaları kapsamında Orhaneli ve Emet Çayı‟nda örnekleme yapmıĢlar, tez arazileri esnasında ayrıca MustafakemalpaĢa Çayı‟ndan da örnek toplamıĢlardır, ancak toplanılan örnekler bu döneme kadar değerlendirilmemiĢtir. Bu örnekleme periyodunda toplanan epilitik 20 diyatomelerin organik materyalden uzaklaĢtırılmasında deriĢik nitrik asit-sülfirik asit ile kaynatma yöntemi uygulanmıĢtır (Dalkıran 2006, Karacaoğlu 2006). Diyatome içeren su örneklerinin asit yöntemi ile muamele edilmesi örneklerin uzun yıllar bozulmadan muhafaza edilmesine imkan sağlamaktadır. Asit ile muamele edilen diyatome örneklerinin sayımı ve tayinleri için mikropipet yardımı ile 0,05 ml‟lik örnekler lam üzerine damlatılarak kurutulmuĢ ve entellan kullanılarak daimi preperat haline getirilmiĢtir. Epilitik diyatomelerin teĢhisleri Nikon Eclipse E100 marka mikroskopta 10x100‟lük büyütmede yapılmıĢtır. Diyatomelerin teĢhisleri Hustedt (1930), Patrick ve Reimer (1966, 1975), Round ve ark. (1990) ve Krammer ve Lange-Bertalot‟a (1991a, 1991b, 1997a, 1997b) göre gerçekleĢtirilmiĢtir. ÇalıĢmada her örneklemede kaydedilen epilitik diyatomelerin nisbi bollukları hesaplanmıĢtır. Epilitik diyatomelerin nispi bollukları her taksonun o örneklemede sayılan toplam organizma sayısına oranının yüz ile çarpılması ile bulunmuĢtur. ÇalıĢmada epilitik diyatome taksonlarının nispi frekansları (tekerrür oranları, sıklık ya da % oranları) da hesaplanmıĢtır. Bir ortamda, bireylerin farklı ve özgün Ģekillerde dağıldığı gözlenmektedir. Bir türün araĢtırılan alanda mevcut olma yüzdesi, o canlının sıklığını gösterir. Belirli bir bölgede birden çok örnekleme yapıldığında aynı türe ait bireylerin her zaman görülmesi olanaksızdır. Görülen örnekleme sayısı ile türün örnekleme sayısının oranının yüzdesi o türün sıklık derecesini ifade etmektedir (KocataĢ 1994). Bir komünite içinde bulunan türler tekerrür oranları diğer deyiĢle sıklıkları bakımından 5 kategoriye ayrılmıĢlardır. Buna göre % 1 – 20 arasında bulunanlar nadir bulunan türler, % 21 – 40 arasında bulunanlar bazen ya da seyrek bulunan türler, % 41 – 60 arasında bulunanlar ekseriya ya da genellikle bulunan türler, % 61 – 80 arasında bulunanlar çoğunlukla bulunan türler, % 81 – 100 arasında bulunanlar ise devamlı bulunan türler olarak kabul edilmektedir. 21 3.2.3. Trofik diyatome indeksi (TDI) Trofik Diyatome Ġndeksi, su sistemlerinin trofik düzeylerini belirlemek amacı ile Kelly ve Whitton isimli araĢtırmacılar tarafından geliĢtirilmiĢ bir indekstir (Kelly ve Whitton 1995). Ġndeksin temeli Zelinka ve Marvan (1961)‟ın ağırlıklı ortalama hassasiyetine dayandırılmaktadır. TDI indeksi aĢağıdaki formüller yardımıyla hesaplanmaktadır. WMS= Ʃ Aj x Sj x Vj / Ʃ Aj x Vj TDI = (WMS x 25) – 25 Formülde yer alan WMS değeri taksonların “ağırlıklı ortalama hassasiyet değerini” vermektedir. Formülde yer alan Aj değeri j türüne ait valvelerin bolluğu ya da oranını, Sj değeri j türünün kirlilik hassasiyetini (1-5), Vj değeri ise j türüne ait indikatör değerini (1-3) ifade etmektedir. WMS değeri 1-5 arasında değiĢmekte olup 1 değeri çok düĢük nutrient konsantrasyonu olan alanları, 2 değeri düĢük nutrient konsantrasyonu olan alanları, 3 değeri orta derecede nutrient konsantrasyonu olan alanları, 4 değeri yüksek nutrient konsantrasyonu olan alanları ve 5 değeri çok yüksek nutrient konsantrasyonu olan alanları ifade etmektedir. WMS değerinin 0‟dan 100‟e kadar olan bir skala üzerinde ifade edilmesi ile TDI değeri bulunmaktadır. Yukarıdaki formüller yardımıyla bulunan TDI değerinden suyun kalitesini ortaya koymak amacıyla aĢağıda bulunan skaladan yararlanılmıĢtır (Çizelge 3.1.). Çizelge 3.1. Trofik Diyatome Ġndeksi su kalite sınıfları (Kelly and Whitton, 1995) TDI SU KALĠTE SINIFI EKOLOJĠK STATÜ TROFĠK STATÜ <35 I YÜKSEK Oligotrofik 35-50 II ĠYĠ Oligo/Mezotrofik 50-60 III ORTA Mesotrofik 60-75 IV KÖTÜ Ötrofik >75 V ZAYIF Hipertrofik 22 3.2.4. Diyatome takson zenginliği Diyatome takson zenginliği, her bir örneklemede kaydedilen diyatome takson sayısını ifade etmekte ve sucul birliklerin çeĢitliliğini yansıtmaktadır. Takson zenginliği genellikle tür düzeyindeki tanımlamaları içerir, ancak genus, familya, ordo gibi daha yüksek taksonomik gruplar da kullanılmaktadır. Birçok habitat besin tuzu azlığı, ıĢık yoğunluğunun düĢük olması ya da baĢka faktörlerden dolayı doğal olarak stres altına girmektedir. Bu stresten dolayı, tür zenginliğinin artan kirlilikle azalacağı tahmin edilmektedir. Kaynak sularında, verimsiz ve besin tuzu bakımından fakir sularda besin miktarındaki çok az artıĢ bile tür zenginliğinde artıĢa sebep olabilmektedir (Bahls ve ark. 1992). 23 4. BULGULAR 4.1. Fiziksel ve Kimyasal Bulgular MustafakemalpaĢa Çayı‟nda belirlenen istasyonlardan (Döllük, Ayazköy) iki farklı örnekleme periyodunda aylık olarak alınan su örneklerinde ölçülen fiziksel ölçümler ve kimyasal analizlerin sonuçlarına ait değiĢkenlerin minimum, maksimum, ortalama ve standart sapma değerleri belirlenmiĢ ve bu değerlerin YSKY (Anonim 2016)‟ye karĢılık gelen su kalite sınıfları Çizelge 4.1. ve Çizelge 4.2.‟de verilmiĢtir. Su kalite sınıflarının ortaya konmasında fizikokimyasal ölçüm sonuçlarının yıllık ortalama değerleri kullanılmıĢtır. MustafakemalpaĢa Çayı‟nda 2001-2002 periyodunda ölçülen pH değerlerinin yıllık ortalaması 8,32±0,23 ve 2016-2017 periyodunda ölçülen pH değerlerinin yıllık ortalaması 8,35±0,15 arasında değiĢmiĢtir. pH değerleri 2001-2002 periyodunda 7,72- 8,9 ve 2016-2017 periyodunda 8,02-8,66 arasında değiĢkenlik göstermiĢtir. Bu değerler YSKY (Anonim 2016)‟ye göre MustafakemalpaĢa Çayı‟nın her iki örnekleme periyodunda I. sınıf su kalitesinde olduğunu göstermektedir. ÇalıĢma döneminde MustafakemalpaĢa Çayı‟nda belirlenen istasyonlarda, 2001-2002 periyodunda EC değerleri 385 μS/cm – 820 μS/cm arasında değiĢkenlik gösterirken, 2016-2017 periyodunda 340 μS/cm – 845 μS/cm arasında değiĢkenlik göstermiĢtir. Yıllık ortalama EC değeri 2001-2002 periyodunda 620,11±122,67 iken, 2016-2017 periyodunda 639,225 ±154,28 olarak bulunmuĢtur. YSKY (Anonim 2016)‟ye göre MustafakemalpaĢa Çayı‟nın her iki örnekleme periyodunda yıllık ortalama EC değerlerine göre II. sınıf su kalitesinde olduğu belirlenmiĢtir. ÇO değerleri 2001-2002 periyodunda 6,1-23,88 mg/L arasında değiĢmiĢ, yıllık ortalaması 11,04±3,09 olarak hesaplanmıĢtır. 2016-2017 periyodunda ise 4,1-15,2 mg/L arasında değiĢmiĢ, yıllık ortalaması 9,64±2,68 olarak tespit edilmiĢtir. YSKY (Anonim 2016)‟ye göre yıllık ortalama ÇO değerleri MustafakemalpaĢa Çayı‟nın her iki periyotta da I. sınıf su kalite sınıfında olduğunu göstermektedir. 24 Çizelge 4.1. MustafakemalpaĢa Çayı‟nda 2001-2002 periyodunda ölçülen fizikokimyasal analiz sonuçları ve YSKY (2016) kriterlerine göre su kalite sınıfları DeğiĢken Birim min. maks. yıllık ort. St.Sapma YSKY 2016 Su sıcaklığı (T) °C 6,5 28,7 16 7,29 - pH - 7,72 8,9 8,32 0,23 I.sınıf Elektriksel µS/cm 385 820 620,11 122,67 II.sınıf Ġletkenlik (EC) ÇözünmüĢ mg/L 6,1 23,88 11,04 3,09 I.sınıf oksijen (ÇO) Bikarbonat mg/L 102 318,57 186,74 52,64 - (HCO3) Karbonat (CO3) mg/L 0 99,2 22,77 27,43 - Toplam Sertlik F° 141 446 297,36 72,05 - (TH) Amonyum µg/L 0,7 740 117 210 I.sınıf azotu (NH4-N) Nitrit azotu µg/L 3 112 18,5 23 - (NO2-N) Nitrat azotu µg/L 140 10050 2339 2390 I.sınıf (NO3-N) Fosfat fosforu µg/L 0 858 194 230 III.sınıf (PO4-P) Sülfat (SO4) mg/L 46 229,5 110,82 50,64 - Silisyumdioksit MAK üstünde mg/L 0,77 3,53 2,36 0,84 (SiO2) YO üstünde Toplam fosfor µg/L 455.2 19690 3440 4880 IV.sınıf (TP) Toplam azot µg/l 2525 12800 4979,5 3180 II.sınıf (TN) Askıda katı mg/L 6 446 93,65 126,36 - madde (AKM) MAK üstünde Demir (Fe) µg/L 32 4550 665,2 1123,54 YO üstünde MAK altında Bor (B) mg/L 0,019 2,66 0,76 0,74 YO üstünde Arsenik (As) µg/L 5 110 50,17 33,53 YO altında YO: yıllık ortalama çevresel kalite standardı; MAK: maksimum çevresel kalite standardı 25 Çizelge 4.2. MustafakemalpaĢa Çayı‟nda 2016-2017 periyodunda ölçülen fizikokimyasal analiz sonuçları ve YSKY (2016) kriterlerine göre su kalite sınıfları St. DeğiĢken Birim min. maks. yıllık ort. YSKY 2016 Sapma Su sıcaklığı (T) °C 5,67 24,5 14,71 6,37 - pH 8,02 8,66 8,35 0,15 I.sınıf Elektriksel µS/cm 340 845 639,225 154,28 II.sınıf Ġletkenlik (EC) ÇözünmüĢ mg/L 4,1 15,2 9,64 2,68 I.sınıf oksijen (ÇO) Bikarbonat mg/L 94,55 408,7 210,91 101,83 - (HCO3) Karbonat mg/L 9,6 91,2 30,7 18,04 - (CO3) Toplam Sertlik F° 10 37,6 21,16 8,45 - (TH) Amonyum µg/L 13,64 1116,28 202,77 285,75 II.sınıf azotu (NH4-N) Nitrit azotu µg/L 3,04 93,13 27,84 31,25 - (NO2-N) Nitrat azotu µg/L 197,67 1176,07 534,98 242,02 I.sınıf (NO3-N) Fosfat fosforu µg/L 51,54 267,61 123,28 60,73 II.sınıf (PO4-P) Sülfat (SO4) mg/L 33,41 149,04 93,88 35,97 - Silisyumdioksit mg/L 0,43 1,12 0,66 0,15 YO altında (SiO2) Toplam fosfor µg/L 117,60 355,17 202,74 65,13 III.sınıf (TP) Toplam azot µg/L 702,55 2605,85 1498,65 477,95 I.sınıf (TN) Askıda katı mg/L 0,3 141,8 19,14 30,91 - madde (AKM) MAK üstünde Demir (Fe) µg/L 146,61 2865,14 793,89 873,98 YO üstünde MAK üstünde Bor (B) mg/L 1,31 20,86 9,32 6,32 YO üstünde MAK üstünde Arsenik (As) µg/L 16,75 167,96 85,55 47,71 YO üstünde YO: yıllık ortalama çevresel kalite standardı; MAK: maksimum çevresel kalite standardı 26 ÇalıĢmada 2001-2002 periyodunda ölçülen yıllık ortalama NH4-N değeri 117±210 µg/L ve 2016-2017 periyodunda ölçülen yıllık ortalama NH4-N değeri 202,77±285,75 µg/L‟dir. YSKY‟ne (Anonim 2016) göre yıllık ortalama NH4-N değerleri MustafakemalpaĢa Çayı‟nın 2001-2002 periyodunda I. sınıf, 2016-2017 periyodunda ise sınır değeri çok az geçerek II. sınıf su kalitesinde olduğunu göstermektedir. ÇalıĢma boyunca NO3-N değerlerinin yıllık ortalaması 2001-2002 periyodunda 2339±2390 µg/L, 2016-2017 periyodunda 534,98±242,02 µg/L olarak bulunmuĢ olup, bu değerler YSKY (Anonim 2016)‟ye göre MustafakemalpaĢa Çayı‟nın her iki periyotta da I. sınıf su kalitesinde olduğunu iĢaret etmektedir. Yıllık ortalama PO4-P değerleri 2001-2002 periyodunda 194±230 µg/L, 2016-2017 periyodunda 123,28±60,73 µg/L olarak bulunmuĢtur. Bu değerler YSKY (Anonim 2016)‟ye göre 2001-2002 periyodunda III. sınıf, 2016-2017 periyodunda II. sınıf su kalitesini göstermektedir. SiO2 değerlerinin yıllık ortalaması 2001-2002 periyodunda 2,36±0,84 mg/L, 2016-2017 periyodunda 0,66±0,15 mg/L arasında hesaplanmıĢtır. 2001-2002 periyodunda SiO2 değerleri YSKY (Anonim 2016)‟de izin verilen yıllık ortalama değerin ve yönetmelikte izin verilen yıllık maksimum değerin üzerinde tespit edilmiĢtir. 2016-2017 örnekleme periyodunda ise YSKY (Anonim 2016)‟de izin verilen yıllık ortalama değerin altında bulunmuĢtur. TP değerleri yıllık ortalaması 2001-2002 periyodunda 3440±4880 µg/L, 2016-2017 periyodunda 202,74±65,13 µg/L olarak bulunmuĢtur. Bu değerler MustafakemalpaĢa Çayı‟nın YSKY (Anonim 2016)‟ye göre 2001-2002 periyodunda IV. sınıf, 2016-2017 periyodunda III. sınıf su kalitesinde olduğunu göstermektedir. 2001-2002 periyodu yıllık ortalama TN değerleri 4979,5±3180 µg/L, 2016-2017 periyodu yıllık ortalama TN değerleri 1498,65±477,95 µg/L olarak kaydedilmiĢtir. Yıllık ortalama TN değerleri YSKY (Anonim 2016)‟ye göre 2001-2002 periyodunda 27 MustafakemalpaĢa Çayı‟nın II. sınıf, 2016-2017 periyodunda ise I. sınıf su kalite sınıfında olduğunu göstermektedir. Fe değerlerinin yıllık ortalaması 2001-2002 periyodunda 665,2±1123,54 µg/L, 2016- 2017 periyodunda 793,89±873,98 µg/L olarak hesaplanmıĢtır. Fe deriĢimi her iki örnekleme periyodunda YSKY (Anonim 2016)‟de izin verilen yıllık ortalama ve maksimum değerin üzerinde tespit edilmiĢtir. ÇalıĢmada yıllık ortalama B değeri 2001-2002 periyodunda 0,76±0,74 mg/L; 2016-2017 periyodunda 9,32±6,32 mg/L olarak bulunmuĢtur. Bor metalinin yıllık ortalama değeri 2001-2002 örnekleme periyodunda YSKY (Anonim 2016)‟de izin verilen yıllık ortalama değerin üzerinde bulunmuĢ, ancak bu yönetmelikte izin verilen maksimum değerin altında tespit edilmiĢtir. 2016-2017 örnekleme periyodunda ölçülen yıllık ortalama bor deriĢimleri ise YSKY (Anonim 2016)‟de izin verilen yıllık ortalamanın ve maksimum değerin üzerinde bulunmuĢtur. As değerlerinin 2001-2002 periyodunda yıllık ortalaması 50,17±33,53 µg/L, 2016-2017 periyodunda ise 85,55±47,71 µg/L olarak tespit edilmiĢtir. 2001-2002 örnekleme periyodunda ölçülen yıllık ortalama As deriĢimleri YSKY‟de (Anonim 2016) izin verilen yıllık ortalamanın altında bulunmuĢtur. 2016-2017 örnekleme periyodunda ölçülen yıllık ortalama As deriĢimleri ise YSKY (Anonim 2016) ‟de yıllık ortalamanın ve izin verilen maksimum değerin üzerinde bulunmuĢtur. ÇalıĢmada ölçülen çevresel değiĢkenlerin istasyonlar arasında ve farklı iki örnekleme periyodunda anlamlı farklılık gösterip göstermediğini belirlemek için t-testi uygulanmıĢtır. t- testi sonuçlarına göre 2001-2002 periyodunda ölçümü yapılan çevresel değiĢkenler istasyonlar arasında anlamlı farklılık göstermemiĢtir (p>0,05). 2016-2017 periyodunda ölçümü yapılan çevresel değiĢkenlerden PO4-P (t= -4,097; p: 0,001), TP (t= -3,260; p: 0,004), NO2-N (t= -3,120; p: 0,007), NH4-N (t= -3,691; p: 0,004) istasyonlar arasında anlamlı farklılık göstermiĢtir. Ölçülen çevresel değiĢkenlerden SiO2 (t= 10,064; p: 0,000), AKM (t= 2,574; p: 0,018), TH t=3,9; p: 0,000), TP (t= 2,437; p: 0,029), TN (t= 3,444; p: 0,007), NO3-N (t= 3,963; p: 0,000), B (t= 6,580; p: 0,000), As 28 (t= 2,708; p: 0,01) ise çalıĢmanın iki farklı örnekleme periyodu arasında anlamlı farklılık gösteren çevresel değiĢkenler olmuĢlardır. 4.2. Biyolojik Bulgular 4.2.1. MustafakemalpaĢa Çayı epilitik diyatomeleri ve mevsimsel değiĢimi MustafakemalpaĢa Çayı'ndan Nisan 2001 – Mayıs 2002 ve Ekim 2016 - Eylül 2017 olmak üzere iki farklı periyotta, Çay üzerinde belirlenen iki istasyondan toplanan aylık örneklemelerde epilitik diyatomeler incelenmiĢtir. Florada tespit edilen epilitik diyatomelerin nisbi bollukları ve tekerrürleri mevsimsel olarak ve çevresel değiĢkenlere göre farklılık göstermiĢtir. 2001-2002 yılında epilitik diyatome florasında Bacillariophyta divizyosuna ait toplam 97 takson bulunmuĢtur. Tespit edilen taksonlar Bacillariophyceae, Coscinodiscophyceae ve Mediophyceeae sınıflarına ait toplam 41 cins ile temsil edilmiĢlerdir. Bacillariophyceae sınıfı Achnanthidium, Amphipleura, Amphora, Caloneis, Cocconeis, Craticula, Cymatopleura, Cymbella, Cymbopleura, Diatoma, Encyonema, Encyonopsis, Epithemia, Fallacia, Fragilaria, Frustulia, Gomphonema, Gyrosigma, Halamphora, Hantzschia, Hippodonta, Iconella, Kobayasiella, Lemnicola, Luticola, Meridion, Navicula, Nitzschia, Pinnularia, Planothidium, Platessa, Rhoicosphenia, Rhopalodia, Sellaphora, Staurosira, Staurosirella, Surirella, Tryblionella, Ulnaria cinslerine ait toplam 93 takson ile temsil edilmiĢtir. Coscinodiscophyceae sınıfına ait diyatomeler Melosira cinsine ait 1 takson ile, Mediophyceae sınıfına ait diyatomeler Cyclotella cinsine ait 3 takson ile temsil edilmiĢlerdir. 2016-2017 yılında ise Bacillariophyta divizyosuna ait 68 epilitik diyatome taksonu bulunmuĢtur. Tespit edilen taksonlar Bacillariophyceae, Coscinodiscophyceae ve Mediophyceae sınıflarına ait toplam 31 cins ile temsil edilmiĢlerdir. Bacillariophyceae sınıfı Achnanthidium, Amphipleura, Amphora, Caloneis, Cocconeis, Craticula, Cymatopleura, Cymbella, Cymbopleura, Diatoma, Encyonopsis, Fragilaria, 29 Gomphonema, Gyrosigma, Halamphora, Hippodonta, Lemnicola, Luticola, Navicula, Nitzschia, Pinnularia, Planothidium, Rhoicosphenia, Rhopalodia, Staurosirella, Surirella, Tryblionella, Ulnaria cinslerine ait toplam 66 takson ile temsil edilmiĢtir. Coscinodiscophyceae sınıfına ait diyatomeler Melosira cinsine ait 1 takson ile Mediophyceae sınıfına ait diyatomeler ise Cyclotella cinsine ait 1 takson ile temsil edilmiĢlerdir. ÇalıĢma boyunca tespit edilen taksonlar sırasıyla en fazla Nitzschia (16 takson), Navicula (11 takson), Gomphonema (8 takson), Cymbella (7 takson), Cocconeis (5 takson) ve Ulnaria (5 takson) cinslerine aittir. Florada her iki örnekleme periyodunda tespit edilen epilitik diyatomelerin takson listesi Çizelge 4.3.‟de ortaya konmuĢtur. Epilitik diyatome florasında yer alan bazı taksonlara sadece 2001-2002 örnekleme periyodunda rastlanılmıĢ, bu taksonlar 2016-2017 örnekleme periyodunda gözlenmemiĢlerdir. Bu taksonlar; Caloneis amphisbaena, Caloneis bacillum, Cocconeis neodiminuta, Craticula cuspidata, Cyclotella iris, Cyclotella sp, Cymatopleura elliptica, Cymbella tumida, Encyonema auerswaldii, Encyonema minutum, Epithemia sorex, Fallacia pygmaea, Frustulia vulgaris, Gomphonema angustatum, Gomphonema sp., Hantzschia amphioxys , Iconella tenera, Kobayasiella jaagii, Luticola goeppertiana, Meridion circulare, Navicula capitatoradiata, Navicula radiosa, Navicula schroeteri, Nitzschia acicularis, Nitzschia capitellata, Nitzschia gracilis, Nitzschia intermedia, Nitzschia linearis, Nitzschia umbonata, Platessa salinarum, Sellaphora pupula, Staurosira binodis, Surirella ovalis, Surirella angusta, Tryblionella debilis, Tryblionella levidensis‟dir. 30 Çizelge 4.3. MustafakemalpaĢa Çayı‟nda tespit edilen epilitik diyatomelerin takson listesi 2001- 2016- 2002 2017 Phylum: Bacillariophyta + + Class: Bacillariophyceae + + Achnanthidium minutissimum (Kützing) Czarnecki + + Amphipleura pellucida (Kützing) Kützing + + Amphora ovalis (Kützing) Kützing + - Amphora pediculus (Kützing) Grunow + - Caloneis amphisbaena (Bory) Cleve - + Caloneis bacillum (Grunow) Cleve + + Caloneis permagna (Bailey) Cleve + - Cocconeis lineata Ehrenberg + + Cocconeis neodiminuta Krammer + + Cocconeis pediculus Ehrenberg + + Cocconeis placentula Ehrenberg + - Cocconeis placentula var euglypta (Ehrenberg) Grunow + + Craticula cuspidata (Kutzing) D.G.Mann + - Craticula subminuscula (Manguin) C.E.Wetzel & Ector + + Cymatopleura elliptica (Brébisson) W.Smith + + Cymatopleura solea (Brébisson) W.Smith + + Cymbella affiniformis Krammer + + Cymbella affinis Kützing + + Cymbella cistula (Ehrenberg) O.Kirchner + + Cymbella excisa Kützing + + Cymbella helvetica Kützing + - Cymbella lanceolata (C.Agardh) C.Agardh + + Cymbella tumida (Brébisson) Van Heurck - + Cymbopleura naviculiformis (Auerswald ex Heiberg) Krammer + + Diatoma constricta (Grunow) D.M.Williams + + Diatoma moniliformis (Kützing) D.M.Williams + - Diatoma vulgaris Bory + - Encyonema auerswaldii Rabenhorst + + Encyonema minutum (Hilse) D.G.Mann + - Encyonopsis microcephala (Grunow) Krammer + - Epithemia sorex Kützing + + Fallacia pygmaea (Kützing) Stickle & D.G.Mann + + Fragilaria capucina Desmazières + + Fragilaria vaucheriae (Kützing) J.B.Petersen + + Frustulia vulgaris (Thwaites) De Toni + - Gomphonema affine Kützing - + 31 Çizelge 4.3. MustafakemalpaĢa Çayı‟nda tespit edilen epilitik diyatomelerin takson listesi (devamı) 2001- 2016- 2002 2017 Phylum: Bacillariophyta Class: Bacillariophyceae Gomphonema angustatum (Kützing) Rabenhorst + - Gomphonema augur Ehrenberg + + Gomphonema calcareum Cleve + + Gomphonema capitatum Ehrenberg + + Gomphonema olivaceum (Hornemann) Brébisson + + Gomphonema parvulum (Kützing) Kützing + + Gomphonema sp. + - Gyrosigma attenuatum (Kützing) Rabenhorst + + Halamphora montana (Krasske) Levkov - + Hantzschia amphioxys (Ehrenberg) Grunow + - Hippodonta capitata (Ehrenberg) Lange-Bertalot, Metzeltin & Witkowski + + Iconella tenera (W.Gregory) Ruck & Nakov + - Kobayasiella jaagii (Meister) Lange-Bertalot + - Lemnicola exigua (Grunow) Kulikovskiy, Witkowski & Plinski + + Luticola goeppertiana (Bleisch) D.G.Mann ex J.Rarick, S.Wu, S.S.Lee & Edlund + - Luticola nivalis (Ehrenberg) D.G.Mann + + Meridion circulare (Greville) C.Agardh + - Navicula capitatoradiata H.Germain ex Gasse + - Navicula cincta (Ehrenberg) Ralfs + + Navicula cryptotenella Lange-Bertalot + + Navicula oblonga (Kützing) Kützing - + Navicula phyllepta Kützing + + Navicula radiosa Kützing + - Navicula rhynchocephala Kützing + + Navicula schroeteri F.Meister + - Navicula tripunctata (O.F.Müller) Bory + + Navicula veneta Kützing + + Navicula viridula (Kützing) Ehrenberg + - Nitzschia acicularis (Kützing) W.Smith + - Nitzschia amphibia Grunow + + Nitzschia capitellata Hustedt + - Nitzschia dissipata (Kützing) Rabenhorst + + Nitzschia fonticola (Grunow) Grunow + + Nitzschia frustulum (Kützing) Grunow + + Nitzschia gracilis Hantzsch + - Nitzschia microcephala Grunow + + 32 Çizelge 4.3. MustafakemalpaĢa Çayı‟nda tespit edilen epilitik diyatomelerin takson listesi (devamı) 2001- 2016- 2002 2017 Phylum: Bacillariophyta Class: Bacillariophyceae Nitzschia paleacea (Grunow) Grunow + + Nitzschia sigma (Kützing) W.Smith + + Nitzschia sigmoidea (Nitzsch) W.Smith + - Nitzschia umbonata (Ehrenberg) Lange-Bertalot + + Pinnularia brebissonii (Kützing) Rabenhorst + + Planothidium lanceolatum (Brébisson ex Kützing) Lange-Bertalot + - Platessa salinarum (Grunow) Lange-Bertalot C + + Rhoicosphenia abbreviata (C.Agardh) Lange-Bertalot + + Rhopalodia gibba (Ehrenberg) O.Müller + + Rhopalodia gibberula (Ehrenberg) O.Müller + - Sellaphora pupula (Kützing) Mereschkovsky + - Staurosira binodis (Ehrenberg) Lange-Bertalot + + Staurosirella pinnata (Ehrenberg) D.M.Williams & Round + + Surirella minuta Brébisson ex Kützing + - Surirella ovalis Brébisson + - Surirella angusta Kützing + + Tryblionella angustata W.Smith - + Tryblionella apiculata W.Gregory + - Tryblionella debilis Arnott ex O'Meara + - Tryblionella levidensis W.Smith + + Ulnaria acus (Kützing) Aboal - + Ulnaria biceps (Kützing) Compère + + Ulnaria danica (Kützing) Compère & Bukhtiyarova + + Ulnaria oxyrhynchus (Kützing) Aboal + + Ulnaria ulna (Nitzsch) Compère Class: Mediophyceae Cyclotella iris Brun & Héribaud-Joseph + - Cyclotella meneghiniana Kützing + + Cyclotella sp + - Class: Coscinodiscophyceae Melosira varians C. Agardh + + ÇalıĢmada tespit edilen epilitik diyatome taksonlarından Caloneis permagna, Diatoma constricta, Gomphonema affine, Halamphora montana, Navicula oblonga, Nitzschia 33 microcephala, Tryblionella apiculata ve Ulnaria biceps 2016-2017 örnekleme periyodunda ortaya çıkmıĢ, bu taksonlar 2001-2002 örneklerinde bulunmamıĢlardır. ÇalıĢmanın 2001-2002 periyodunda toplanan örneklerinde tespit edilen Encyonema, Epithemia, Fallacia, Frustulia, Hantzschia, Iconella, Kobayasiella, Meridion, Platessa, Sellaphora ve Staurosira cinslerine 2016-2017 örnekleme periyodunda rastlanılmamıĢtır. 2016-2017 periyodunda tespit edilen ancak 2001-2002 periyodunda rastlanılmayan tek cins Halamphora olmuĢtur. Halamphora cinsine ait tespit edilen tek tür Halamphora montana türüdür (Çizelge 4.3.). Yıllık tekerrür oranları açısından Bacillariophyceae sınıfına ait diyatomeler oldukça önemli olmuĢlardır. Amphora türlerinden Amphora ovalis ve Amphora pediculus, Navicula türlerinden Navicula veneta ve Navicula tripunctata, Achnanthidium minutissimum, Nitzschia frustulum, Rhoicosphenia abbreviata iki periyotta da (2001- 2002 ve 2016-2017) örneklenen iki istasyonda devamlı mevcut olmuĢlardır. Navicula capitatoradiata ise sadece 2001-2002 periyodunda, örneklenen her iki istasyonda devamlı mevcut olmuĢtur. Her iki periyotta da gözlemlendikleri istasyonlarda nadiren mevcut olan türler ise Amphipleura pellucida, Caloneis amphisbaena, Caloneis permagna, Cocconeis neodiminuta, Cymbella tumida, Cymbopleura naviculiformis, Diatoma constricta, Encyonema minutum, Encyonopsis microcephala, Epithemia sorex, Frustulia vulgaris, Gomphonema affine, Gomphonema sp., Halamphora montana, Hippodonta capitata, Iconella tenera, Kobayasiella jaagii, Luticola goeppertiana, Luticola nivalis, Navicula cincta, Navicula oblonga, Navicula radiosa, Navicula schroeteri, Nitzschia intermedia, Nitzschia microcephala, Nitzschia sigma, Nitzschia umbonata, Rhopalodia gibba, Rhopalodia gibberula, Staurosira binodis, Surirella ovalis, Tryblionella angustata, Tryblionella debilis, Cyclotella sp.‟dir. Taksonların tekerrür oranları Çizelge 4.4.‟de verilmiĢtir. 34 Çizelge 4.4. MustafakemalpaĢa Çayı‟nda tespit edilen epilitik diyatomelerin tekerrür oranları Örnekleme periyodu 2001-2002 2001-2002 2016-2017 2016-2017 Örnek alma istasyonları DÖLLÜK AYAZKÖY DÖLLÜK AYAZKÖY Alınan örnek sayısı 14 12 12 12 Phylum: Bacillariophyta Class: Bacillariophyceae Achnanthidium minutissimum (Kützing) 100 92.857 100 100 Czarnecki Amphipleura pellucida (Kützing) Kützing 0 7.143 16.667 8.333 Amphora ovalis (Kützing) Kützing 100 100 100 100 Amphora pediculus (Kützing) Grunow 100 100 100 100 Caloneis amphisbaena (Bory) Cleve 0 7.143 Caloneis bacillum (Grunow) Cleve 41.667 28.571 Caloneis permagna (Bailey) Cleve 0 8.333 Cocconeis lineata Ehrenberg 16.667 14.286 41.667 50 Cocconeis neodiminuta Krammer 0 7.143 Cocconeis pediculus Ehrenberg 58.333 42.857 75 83.333 Cocconeis placentula Ehrenberg 83.333 85.714 75 66.667 Cocconeis placentula var euglypta 66.667 57.143 91.667 91.667 (Ehrenberg) Grunow Craticula cuspidata (Kutzing) D.G.Mann 41.667 50 Craticula subminuscula (Manguin) 91.667 92.857 58.333 50 C.E.Wetzel & Ector Cymatopleura elliptica (Brébisson) 25 7.143 W.Smith Cymatopleura solea (Brébisson) W.Smith 41.667 64.286 25 8.333 Cymbella affiniformis Krammer 0 7.143 25 8.333 Cymbella affinis Kützing 83.333 50 100 83.333 Cymbella cistula (Ehrenberg) O.Kirchner 33.333 21.426 91.667 83.333 Cymbella excisa Kützing 25 14.286 83.333 33.333 Cymbella helvetica Kützing 8.333 14.286 91.667 66.667 Cymbella lanceolata (C.Agardh) 33.333 21.429 58.333 33.333 C.Agardh Cymbella tumida (Brébisson) Van Heurck 8.333 0 Cymbopleura naviculiformis (Auerswald 16.667 0 16.667 8.333 ex Heiberg) Krammer Diatoma constricta (Grunow) 8.333 0 D.M.Williams Diatoma moniliformis (Kützing) 58.333 71.429 91.667 75 D.M.Williams Diatoma vulgaris Bory 58.333 64.286 66.667 33.333 (%100-81 Devamlı mevcut, %80-61 Çoğunlukla mevcut, %60-41 Ekseriya mevcut, %40-21 Bazen mevcut, %20-1 Nadiren mevcut) 35 Çizelge 4.4. MustafakemalpaĢa Çayı‟nda tespit edilen epilitik diyatomelerin tekerrür oranları (devamı) Örnekleme periyodu 2001-2002 2001-2002 2016-2017 2016-2017 Örnek alma istasyonları DÖLLÜK AYAZKÖY DÖLLÜK AYAZKÖY Alınan örnek sayısı 14 12 12 12 Phylum: Bacillariophyta Class: Bacillariophyceae Encyonema auerswaldii Rabenhorst 75 71.429 Encyonema minutum (Hilse) D.G.Mann 7.143 Encyonopsis microcephala (Grunow) 0 8.333 Krammer Epithemia sorex Kützing 0 7.143 Fallacia pygmaea (Kützing) Stickle & 12 21.429 D.G.Mann Fragilaria capucina Desmazières 33.333 42.857 16.667 0 Fragilaria vaucheriae (Kützing) 50 28.571 25 33.333 J.B.Petersen Frustulia vulgaris (Thwaites) De Toni 0 7.143 Gomphonema affine Kützing 8.333 0 Gomphonema angustatum (Kützing) 33.333 35.714 Rabenhorst Gomphonema augur Ehrenberg 0 7.143 8.333 25 Gomphonema calcareum Cleve 58.333 78.571 91.667 91.667 Gomphonema capitatum Ehrenberg 0 28.571 41.667 41.667 Gomphonema olivaceum (Hornemann) 66.667 85.714 91.667 91.667 Brébisson Gomphonema parvulum (Kützing) 91.667 100 25 83.333 Kützing Gomphonema sp. 0 7.143 Gyrosigma attenuatum (Kützing) 50 64.286 8.333 8.333 Rabenhorst Halamphora montana (Krasske) Levkov 8.333 0 Hantzschia amphioxys (Ehrenberg) 16.667 21.429 Grunow Hippodonta capitata (Ehrenberg) Lange- 8.333 14.286 0 8.333 Bertalot, Metzeltin & Witkowski Iconella tenera (W.Gregory) Ruck & 8.333 7.143 Nakov Kobayasiella jaagii (Meister) Lange- 0 7.143 Bertalot Lemnicola exigua (Grunow) Kulikovskiy, 16.667 21.429 16.667 66.667 Witkowski & Plinski (%100-81 Devamlı mevcut, %80-61 Çoğunlukla mevcut, %60-41 Ekseriya mevcut, %40-21 Bazen mevcut, %20-1 Nadiren mevcut) 36 Çizelge 4.4. MustafakemalpaĢa Çayı‟nda tespit edilen epilitik diyatomelerin tekerrür oranları (devamı) Örnekleme periyodu 2001-2002 2001-2002 2016-2017 2016-2017 Örnek alma istasyonları DÖLLÜK AYAZKÖY DÖLLÜK AYAZKÖY Alınan örnek sayısı 14 12 12 12 Phylum: Bacillariophyta Class: Bacillariophyceae Luticola goeppertiana (Bleisch) D.G.Mann ex J.Rarick, S.Wu, S.S.Lee & 0 7.143 Edlund Meridion circulare (Greville) C.Agardh 33.333 28.571 Navicula capitatoradiata H.Germain ex 100 100 Gasse Navicula phyllepta Kützing 41.667 42.857 41.667 75 Navicula radiosa Kützing 8.333 14.286 Navicula rhynchocephala Kützing 8.333 0 33.333 50 Navicula schroeteri F.Meister 0 7.143 Navicula tripunctata (O.F.Müller) Bory 100 100 100 100 Navicula veneta Kützing 100 100 100 100 Navicula viridula (Kützing) Ehrenberg 66.667 50 Nitzschia acicularis (Kützing) W.Smith 33.333 14.286 Nitzschia amphibia Grunow 75 100 75 91.667 Nitzschia capitellata Hustedt 8.333 28.571 Nitzschia dissipata (Kützing) 100 100 50 41.667 Nitzschia fonticola (Grunow) Grunow 25 50 91.667 100 Nitzschia frustulum (Kützing) Grunow 100 100 100 100 Nitzschia gracilis Hantzsch 16.667 21.429 Nitzschia inconspicua Grunow 100 100 50 75 Nitzschia intermedia Hantzsch 0 7.143 Nitzschia linearis W.Smith 33.333 57.143 Nitzschia microcephala Grunow 0 8.333 Nitzschia palea (Kützing) W.Smith 75 92.857 91.667 91.667 Nitzschia paleacea (Grunow) Grunow 25 28.571 8.333 8.333 Nitzschia sigma (Kützing) W.Smith 0 14.286 8.333 0 Nitzschia sigmoidea (Nitzsch) W.Smith 75 64.286 25 16.667 Nitzschia umbonata (Ehrenberg) Lange- 16.667 14.286 Bertalot Pinnularia brebissonii (Kützing) 33.333 21.429 16.667 16.667 Rabenhorst Planothidium lanceolatum (Brébisson ex 33.333 28.571 50 66.667 Kützing) Lange-Bertalot (%100-81 Devamlı mevcut, %80-61 Çoğunlukla mevcut, %60-41 Ekseriya mevcut, %40-21 Bazen mevcut, %20-1 Nadiren mevcut) 37 Çizelge 4.4. MustafakemalpaĢa Çayı‟nda tespit edilen epilitik diyatomelerin tekerrür oranları (devamı) Örnekleme periyodu 2001-2002 2001-2002 2016-2017 2016-2017 Örnek alma istasyonları DÖLLÜK AYAZKÖY DÖLLÜK AYAZKÖY Alınan örnek sayısı 14 12 12 12 Phylum: Bacillariophyta Class: Bacillariophyceae Sellaphora pupula (Kützing) 33.333 71.429 Mereschkovsky Surirella angusta Kützing 33.333 50 Tryblionella angustata W.Smith 8.333 14.286 8.333 0 Tryblionella apiculata W.Gregory 75 92.857 50 50 Tryblionella debilis Arnott ex O'Meara 8.333 0 Tryblionella levidensis W.Smith 33.333 42.857 Ulnaria acus (Kützing) Aboal 8.333 14.286 91.667 83.333 Ulnaria biceps (Kützing) Compère 50 50 Ulnaria danica (Kützing) Compère & 8.333 14.286 41.667 91.667 Bukhtiyarova Ulnaria oxyrhynchus (Kützing) Aboal 16.667 35.714 83.333 83.333 Ulnaria ulna (Nitzsch) Compère 66.667 92.857 83.333 100 Class: Mediophyceae Cyclotella iris Brun & Héribaud-Joseph 33.333 42.857 Cyclotella meneghiniana Kützing 83.333 92.857 66.667 91.667 Cyclotella sp 8.333 0 Class: Coscinodiscophyceae Melosira varians C.Agardh 50 57.143 66.667 91.667 (%100-81 Devamlı mevcut, %80-61 Çoğunlukla mevcut, %60-41 Ekseriya mevcut, %40-21 Bazen mevcut, %20-1 Nadiren mevcut) ÇalıĢma bölgesinde tespit edilen bazı epilitik diyatome taksonları gerek nisbi bolluk değerleri gerekse tekerrür oranları bakımından florada ortaya çıkan diğer taksonlardan daha önemli bulunmuĢlardır. Bu taksonlardan biri Achnanthidium minutissimum‟dur. Bu takson her iki örnekleme periyodunda, örneklenen tüm istasyonlarda devamlı mevcut bulunmuĢ, tekerrür oranları % 92,86 ile % 100 arasında değiĢmiĢtir. 2016-2017 periyodunda % 55,66‟lara ulaĢan nisbi bolluk değeri, 2001-2002 periyodunda en fazla % 33,24 olarak kaydedilmiĢtir. Bu takson her iki örnekleme periyodunda da en yüksek nisbi bolluk değerine Döllük istasyonunda ulaĢmıĢtır. Türün nisbi bolluk değerleri Ayazköy istasyonunda özellikle 2001-2002 periyodunda daha düĢük bulunmuĢ, Mayıs 2002 tarihinde % 21,02 değerine ulaĢan nisbi bolluk değeri diğer aylarda % 8‟in altında kaydedilmiĢtir (ġekil 4.1., ġekil 4.2.). 38 DÖLLÜK Achnanthidium minutissimum AYAZKÖY 60 50 40 30 20 10 0 ġekil 4.1. Achnanthidium minutissimum türünün 2001-2002 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi DÖLLÜK Achnanthidium minitissimum AYAZKÖY 60 50 40 30 20 10 0 ġekil 4.2. Achnanthidium minutissimum türünün 2016-2017 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi Amphipleura cinsine ait tespit edilen tek takson olan A. pellucida her iki örnekleme periyodunda nadiren mevcut organizma olmuĢ, bu tür sadece 2001-2002 periyodunda Döllük istasyonunda gözlenmemiĢtir. 39 Nisbi bolluk (%) Nisbi bolluk (%) Amphora cinsine ait 2 takson (A.ovalis, A. pediculus) tespit edilmiĢtir. Bu cinse ait türler hem Döllük istasyonunda hem de Ayazköy istasyonunda her iki örnekleme periyodunda da devamlı mevcut olmuĢtur. A. ovalis türünün çalıĢma boyunca nisbi bolluk değerleri oldukça düĢük bulunmuĢtur. Bu türün 2001-2002 periyodunda ulaĢtığı en yüksek nisbi bolluk değeri Döllük istasyonunda % 2,5 olarak kaydedilirken, 2016-2017 periyodunda ulaĢtığı en yüksek nisbi bolluk değeri % 3,92 olarak Ayazköy istasyonunda tespit edilmiĢtir. A. pediculus türü ise nisbi bolluk değerleri bakımından daha önemli bulunmuĢtur. Bu türün nisbi bolluk değerleri Döllük istasyonunda özellikle 2001-2002 periyodunda artıĢ göstermiĢtir. Türün 2001-2002 periyodunda Döllük istasyonunda kaydedilen en yüksek nisbi bolluk değerleri Nisan 2001, Mayıs 2001 ve Mayıs 2002 tarihlerinde tespit edilmiĢ ve sırasıyla % 33,57, % 30,73 ve % 28,14 olarak kaydedilmiĢtir. Aynı periyotta Ayazköy istasyonunda türün ulaĢtığı en yüksek nisbi bolluk değeri %19,61 olmuĢtur. A. pediculus türünün nisbi bolluk değerleri 2016-2017 periyodunda azalmıĢ ve yıl boyunca %11‟in üstüne çıkmamıĢtır (ġekil 4.3., ġekil 4.4.). DÖLLÜK Amphora pediculus AYAZKÖY 40 35 30 25 20 15 10 5 0 ġekil 4.3. Amphora pediculus türünün 2001-2002 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi 40 Nisbi bolluk (%) Nis.01 May.01 Haz.01 Tem.01 Ağu.01 Eyl.01 Eki.01 Kas.01 Ara.01 Oca.02 Şub.02 Mar.02 Nis.02 May.02 DÖLLÜK Amphora pediculus AYAZKÖY 40 35 30 25 20 15 10 5 0 ġekil 4.4. Amphora pediculus türünün 2016-2017 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi Caloneis cinsine ait 3 takson (C. amphisbaena, C. bacillum, C. permagna) tespit edilmiĢtir. C. amphisbaena çalıĢma boyunca sadece 2001-2002 örneklemesinde Ayazköy istasyonunda kaydedilmiĢ ve nadiren mevcut olarak bulunmuĢtur. C. bacillum türü de benzer Ģekilde sadece 2001-2002 periyodunda gözlenmiĢ, Döllük istasyonunda ekseriya mevcut iken, Ayazköy istasyonunda bazen mevcut bulunmuĢtur. C. permagna ise 2001-2002 periyodunda tespit edilmeyen, 2016-2017 periyodunda Ayazköy istasyonunda gözlenen ve nadiren mevcut bulunan bir tür olmuĢtur. Caloneis cinsine ait türlerde nisbi bolluk değeri çok düĢük olup % 0,09 ile % 1,17 arasında değiĢkenlik göstermiĢtir. Cocconeis cinsine ait beĢ takson (C. lineata, C. neodiminuta, C. pediculus, C. placentula, C. placentula var. euglypta) belirlenmiĢtir. C. lineata 2001-2002 örneklemelerinde nadiren mevcut, 2016-2017 örneklemelerinde ekseriya mevcut bulunmuĢ olup, nisbi bolluk değerleri %1‟in altında tespit edilmiĢtir. C. neodiminuta sadece 2001-2002 periyodunda Ayazköy istasyonunda % 1,63 nisbi bolluk değeri ile tespit edilmiĢ ve nadiren mevcut olmuĢtur. C. pediculus 2001-2002 örneklemelerinde ekseriya mevcut iken, 2016-2017 örneklemelerinde Döllük istasyonunda çoğunlukla mevcut, Ayazköy istasyonunda devamlı mevcut olarak gözlemlenmiĢtir. C. pediculus türünün nisbi bolluk değerleri her iki çalıĢma periyodunda da oldukça düĢük 41 Nisbi bolluk (%) bulunmuĢtur. 2001-2002 periyodunda türün en yüksek nisbi bolluk değeri Döllük istasyonunda Ekim 2001 örneklemesinde % 4 olarak kaydedilmiĢtir. Türün aynı periyotta Ayazköy istasyonunda kaydedilen nisbi bolluk değerleri yıl boyunca %1,17 değerinin altında bulunmuĢtur. 2016-2017 periyodunda türün ulaĢtığı en yüksek nisbi bolluk değeri % 4,78 olarak Temmuz ayında Ayazköy istasyonunda ve % 4,93 olarak Ağustos ayında Döllük istasyonunda tespit edilmiĢtir. C. placentula 2001-2002 örneklemelerinde devamlı mevcut olurken, 2016-2017 örneklemelerinde çoğunlukla mevcut olarak tespit edilmiĢtir. 2001-2002 periyodunda en yüksek nisbi bolluk değeri Aralık ayında % 3,79 olarak Ayazköy istasyonunda kaydedilmiĢtir. Bu tür 2016-2017 periyodunda en önemli artıĢını Ağustos 2017 tarihinde Döllük istasyonunda gerçekleĢtirmiĢ, bu esnada nisbi bolluk değeri % 12,54 olarak belirlenmiĢtir. Bu periyodun diğer tüm örneklemelerinde C. placentula türünün nisbi bolluk değeri % 2,6‟nın altında bulunmuĢtur (ġekil 4.5., ġekil 4.6.). C. placentula var euglypta tekerrür oranı bakımından 2001-2002 Döllük istasyonunda çoğunlukla mevcut, Ayazköy istasyonunda ekseriya mevcut olarak gözlemlenirken, 2016-2017 örneklemelerinde devamlı mevcut olarak gözlemlenmiĢtir. En yüksek nisbi bolluk değeri 2001-2002 periyodunda % 3,25 olarak Aralık örneklemesinde Ayazköy istasyonunda, 2016-2017 periyodunda ise % 4,48 olarak Ağustos örneklemesinde yine Ayazköy istasyonunda kaydedilmiĢtir. DÖLLÜK Cocconeis placentula AYAZKÖY 14 12 10 8 6 4 2 0 ġekil 4.5. Cocconeis placentula türünün 2001-2002 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi 42 NĠSBĠ BOLLUK (%) Nis.01 May.01 Haz.01 Tem.01 Ağu.01 Eyl.01 Eki.01 Kas.01 Ara.01 Oca.02 Şub.02 Mar.02 Nis.02 May.02 DÖLLÜK Cocconeis placentula AYAZKÖY 14 12 10 8 6 4 2 0 ġekil 4.6. Cocconeis placentula türünün 2016-2017 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi Craticula türlerinden Craticula cuspidata 2001-2002 örneklemelerinde ekseriya mevcut olarak gözlemlenirken, 2016-2017 örneklemelerinde gözlemlenmemiĢtir. Türün nisbi bolluk değerleri % 1,6„nın üzerine çıkmamıĢtır. Craticula subminuscula 2001-2002 örneklerinde devamlı mevcut, 2016-2017 örneklerinde ekseriya mevcut olmuĢtur. Türün çalıĢma boyunca kaydedilen en yüksek nisbi bolluk değeri Mayıs 2001 tarihinde % 10,08 olarak Döllük istasyonunda belirlenmiĢtir. 2016-2017 periyodunda türün nisbi bolluk değerleri oldukça düĢük bulunmuĢ, tüm örneklemelerde % 2,5‟un altında kaydedilmiĢtir. Cymatopleura cinsine ait 2 takson (C. elliptica, C. solea) tespit edilmiĢtir. Bu taksonlardan biri olan Cymatopleura elliptica sadece 2001-2002 periyodunda gözlenmiĢ, Döllük istasyonunda bazen, Ayazköy istasyonunda nadiren mevcut bulunmuĢ ve nisbi bolluk değeri örnekleme periyodu boyunca %1‟in altında tespit edilmiĢtir. Cymatopleura solea türü tekerrür oranları ve nisbi bollukları yönünden daha önemli bulunmuĢtur. Cymatopleura solea 2001-2002 Döllük istasyonunda ekseriya mevcut, Ayazköy istasyonunda çoğunlukla mevcut; 2016-2017 Döllük istasyonunda bazen mevcut, Ayazköy istasyonunda nadiren mevcut olarak gözlemlenmiĢtir. 43 NĠSBĠ BOLLUK (%) Cymatopleura solea nisbi bolluk değerleri bakımından her iki periyotta da en yüksek değere Ayazköy istasyonunda ulaĢmıĢ, 2001-2002 örneklerinde türün ulaĢtığı en yüksek nisbi bolluk değeri % 5,55 iken, 2016-2017 örneklerinde kaydedilen en yüksek değer % 0,37 olmuĢtur. ÇalıĢmada Cymbella cinsine ait 7 takson tespit edilmiĢtir. Bu taksonlardan nisbi bolluk değerleri bakımından en önemli bulunan takson C. affinis olmuĢtur. C. affinis 2001- 2002 örneklemelerinde Döllük istasyonunda devamlı mevcut iken, Ayazköy istasyonunda ekseriya mevcut bulunmuĢ; 2016-2017 örneklemelerinde ise her iki istasyonda devamlı mevcut olmuĢtur. C. affinis türünün 2001-2002 örneklerinde en yüksek nisbi bolluk değeri Ayazköy istasyonunda Nisan 2001 tarihinde % 4,70 olarak gözlemlenmiĢtir. 2016-2017 örneklerinde Cymbella affinis türünün nisbi bolluk değerleri nispeten yükselmiĢtir. Haziran ve Eylül 2017 tarihleri arasında Döllük istasyonunda türün nisbi bolluk değerleri % 12‟nin üstünde tespit edilmiĢ, en yüksek nisbi bolluk değeri Döllük istasyonunda Haziran 2017 tarihinde % 19,32 olarak gözlemlenmiĢtir (ġekil 4.7., ġekil 4.8.). DÖLLÜK Cymbella affinis AYAZKÖY 20 18 16 14 12 10 8 6 4 2 0 ġekil 4.7. Cymbella affinis türünün 2001-2002 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi 44 NĠSBĠ BOLLUK (%) Nis.01 May.01 Haz.01 Tem.01 Ağu.01 Eyl.01 Eki.01 Kas.01 Ara.01 Oca.02 Şub.02 Mar.02 Nis.02 May.02 DÖLLÜK Cymbella affinis AYAZKÖY 20 18 16 14 12 10 8 6 4 2 0 ġekil 4.8. Cymbella affinis türünün 2016-2017 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi Cymbella cistula 2016-2017 örnekleme periyodunda tespit edilen diyatome taksonları arasında her iki istasyonda da devamlı mevcut bulunan, tekerrür oranı yüksek taksonlardan biri olmuĢtur. Ancak aynı türün tekerrür oranları 2001-2002 periyodunda oldukça düĢüktür ve bazen mevcut bulunmuĢtur. Türün nisbi bollukları her iki örnekleme periyodunda da düĢük olup, 2001-2002 örneklerinde en yüksek % 0,59 değerinin, 2016-2017 örneklerinde ise en yüksek % 2,91 değerinin üstüne çıkamamıĢtır. Cymbella excisa 2001-2002 döneminde Döllük istasyonunda bazen mevcut, Ayazköy istasyonunda nadiren mevcut iken, 2016-2017 döneminde Döllük istasyonunda devamlı mevcut, Ayazköy istasyonunda bazen mevcut olarak gözlemlenmiĢtir. Cymbella excisa türünün nisbi bolluk değerleri 2001-2002 örneklerinde % 1,60 değerinin üstüne çıkamazken, 2016-2017 örneklerinde Döllük istasyonunda Haziran 2017 tarihinde en fazla % 8,46 olarak kaydedilmiĢtir. ÇalıĢmanın 2016-2017 örnekleme döneminde tekerrür oranları yüksek Cymbella taksonlarından bir diğeri Cymbella helvetica olmuĢtur. Cymbella helvetica türü 2016- 2017 döneminde Döllük istasyonunda devamlı, Ayazköy istasyonunda çoğunlukla mevcut bulunmuĢtur. Bununla birlikte 2001-2002 döneminde her iki istasyonda da 45 NĠSBĠ BOLLUK (%) nadiren mevcut olmuĢtur. Türün nisbi bolluk değerleri oldukça düĢük bulunmuĢ, her iki örnekleme periyodunda da % 1,8‟in üstüne çıkmamıĢtır. Cymbella lanceolata türü sadece 2016-2017 örnekleme periyodunda Döllük istasyonunda ekseriya mevcut iken, çalıĢmanın diğer tüm örneklemelerinde bazen mevcut bulunmuĢtur. Cymbella lanceolata türünün nisbi bolluk değerleri 2001-2002 periyodunda % 0,39, 2016-2017 periyodunda ise % 0,57 değerinin üstüne çıkmamıĢtır. ÇalıĢmada tespit edilen Diatoma taksonlarından D. moniliformis ve D. vulgaris her iki örnekleme döneminde mevcut bulunurken, D. constricta sadece 2016-2017 örnekleme döneminde bulunmuĢtur. D. moniliformis 2001-2002 periyodunda Döllük istasyonunda ekseriya mevcut, Ayazköy istasyonunda çoğunlukla mevcut, 2016-2017 periyodunda ise Döllük istasyonunda devamlı mevcut, Ayazköy istasyonunda çoğunlukla mevcut olarak gözlemlenmiĢtir. Türün en yüksek nisbi bolluk değeri 2001-2002 periyodunda % 5,06 olarak Döllük istasyonunda kaydedilmiĢ, 2016-2017 periyodunda ise nisbi bolluk değerleri biraz yükselerek en fazla % 7,90 olarak Döllük istasyonunda tespit edilmiĢtir. Diatoma vulgaris 2001-2002 periyodunda Döllük istasyonunda ekseriya mevcut, Ayazköy istasyonunda çoğunlukla mevcut, 2016-2017 periyodunda Döllük istasyonunda çoğunlukla mevcut, Ayazköy istasyonunda bazen mevcut olarak tespit edilmiĢtir. Tür çalıĢma boyunca en yüksek nisbi bolluk değerine 2001-2002 örnekleme periyodunda Ekim 2001 tarihinde Döllük istasyonunda % 7 olarak ulaĢmıĢtır. 2016- 2017 örnekleme periyodunda ulaĢtığı en yüksek nisbi bolluk değeri ise % 1,64 olarak Ekim 2016 tarihinde Döllük istasyonunda kaydedilmiĢtir. Encyonema cinsine ait çalıĢmada tespit edilen iki taksondan biri olan Encyonema auerswaldii 2001-2002 periyodunda her iki istasyonda da çoğunlukla mevcut olarak gözlemlenirken, 2016-2017 örneklerinde bu türe rastlanmamıĢtır. Bu türün en önemli artıĢı Temmuz 2001 tarihinde gözlenmiĢ, bu örneklemede nisbi bolluk değeri % 16,88‟e ulaĢmıĢtır. Ayazköy istasyonunda ulaĢtığı en yüksek nisbi bolluk değeri % 3,23 olarak Kasım 2001 tarihinde kaydedilmiĢtir. 46 Gomphonema cinsine ait 8 takson tespit edilmiĢtir. G. calcareum 2001-2002 periyodunda Döllük istasyonunda ekseriya mevcut, Ayazköy istasyonunda çoğunlukla mevcut iken, 2016-2017 periyodunda her iki istasyonda devamlı mevcut olmuĢtur. Türe ait en yüksek nisbi bolluk değerleri her iki örnekleme periyodunda da Döllük istasyonunda kaydedilmiĢtir. G. calcareum türü en önemli artıĢını ġubat 2002 tarihinde gerçekleĢtirmiĢ, bu esnada Döllük istasyonunda % 18,43 nisbi bolluk değerine ulaĢmıĢtır. Aynı örneklemede Ayazköy istasyonunda kaydedilen nisbi bolluk değeri % 11,86 olmuĢtur. 2016-2017 periyodunda türün en yüksek nisbi bolluk değeri Ocak 2017 tarihinde Döllük istasyonunda % 12,5 olarak belirlenmiĢtir (ġekil 4.9., ġekil 4.10.). DÖLLÜK Gomphonema calcareum AYAZKÖY 20 18 16 14 12 10 8 6 4 2 0 ġekil 4.9. Gomphonema calcareum türünün 2001-2002 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi 47 NĠSBĠ BOLLUK (%) Nis.01 May.01 Haz.01 Tem.01 Ağu.01 Eyl.01 Eki.01 Kas.01 Ara.01 Oca.02 Şub.02 Mar.02 Nis.02 May.02 DÖLLÜK Gomphonema calcareum AYAZKÖY 20 18 16 14 12 10 8 6 4 2 0 ġekil 4.10. Gomphonema calcareum türünün 2016-2017 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi Gomphonema olivaceum özellikle tekerrürleri bakımından florada önemli bulunan taksonlardan biridir. Bu tür 2001-2002 periyodunda Döllük istasyonunda çoğunlukla mevcut, Ayazköy istasyonunda devamlı mevcut, 2016-2017 periyodunda her iki istasyonda devamlı mevcut olmuĢtur. Türün nisbi bolluk değerleri çalıĢma boyunca yüksek bulunmamıĢtır. G. olivaceum türünün nisbi bolluk değerleri 2001-2002 periyodunda en fazla Döllük istasyonunda % 3,23 değerine ulaĢmıĢken, 2016-2017 periyodunda en fazla Ayazköy istasyonunda % 6,68 değerine ulaĢmıĢtır. Gomphonema parvulum türü 2001-2002 periyodunda her iki istasyonda ve 2016-2017 periyodunda Ayazköy istasyonunda devamlı mevcut iken, aynı periyotta Döllük istasyonunda bazen mevcut bulunmuĢtur. Türün nisbi bolluk değerleri her iki örnekleme periyodunda da Ayazköy istasyonunda daha yüksek bulunmuĢtur. Özellikle Ayazköy istasyonunda türün nisbi bolluk değerlerinde aylara bağlı olarak artıĢlar ve azalıĢlar görülmüĢtür. Türün en yüksek nisbi bolluk değeri 2001-2002 periyodunda % 4,22 olarak Kasım 2001 tarihinde, 2016-2017 periyodunda ise en yüksek % 1,71 olarak Mayıs 2017 tarihinde kaydedilmiĢtir. Örnekleme boyunca her iki periyotta da Gyrosigma cinsini G. attenuatum tek takson olarak temsil etmiĢtir. G. attenuatum 2001-2002 periyodunda Döllük istasyonunda 48 NĠSBĠ BOLLUK (%) ekseriya mevcut, Ayazköy istasyonunda çoğunlukla mevcut, 2016-2017 periyodunda nadiren mevcut olarak gözlemlenmiĢtir. Ancak nisbi bolluk değerleri her iki çalıĢma periyodunda da oldukça düĢük bulunmuĢ, çoğunlukla % 1‟in altında kaydedilmiĢtir. ÇalıĢmada Navicula cinsine ait 11 takson belirlenmiĢtir. N. capitatoradiata örnekleme boyunca sadece 2001-2002 periyodunda gözlenmiĢ ve her iki istasyonda %100 tekerrür oranına sahip olarak devamlı mevcut olmuĢtur. Türün nisbi bolluk değeri Kasım 2001 tarihinde Ayazköy istasyonunda en yüksek değerine ulaĢmıĢ, bu örneklemede tespit edilen taksonların % 20,25‟in oluĢturan N. capitatoradiata örneklemenin baskın türü olarak bulunmuĢtur. Aynı tür Döllük istasyonunda en yüksek nisbi bolluk değerine % 15,04 değeri ile Eylül 2001 tarihinde ulaĢmıĢtır (ġekil 4.11.). DÖLLÜK Navicula capitatoradiata AYAZKÖY 25 20 15 10 5 0 ġekil 4.11. Navicula capitatoradiata türünün 2001-2002 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi Lemnicola exigua 2001-2002 periyodunda Döllük istasyonunda nadiren mevcut, Ayazköy istasyonunda bazen mevcut, 2016-2017 periyodunda Döllük istasyonunda nadiren mevcut, Ayazköy istasyonunda çoğunlukla mevcut olmuĢtur. Nisbi bolluk değerleri 2001-2002 periyodunda düĢük bulunmuĢ ve en yüksek değeri Ayazköy istasyonunda % 1,62 olarak kaydedilmiĢtir. 2016-2017 periyodunda nisbi bolluk değeri yükselmiĢ ve en yüksek değeri Döllük istasyonunda % 12,75 olarak kaydedilmiĢtir. 49 NĠSBĠ BOLLUK (%) Nis.01 May.01 Haz.01 Tem.01 Ağu.01 Eyl.01 Eki.01 Kas.01 Ara.01 Oca.02 Şub.02 Mar.02 Nis.02 May.02 N. cryptotenella türü 2001-2002 periyodunda devamlı mevcut, 2016-2017 periyodunda ekseriya mevcut olarak tespit edilmiĢtir. Bu tür en önemli artıĢını Eylül 2001 tarihinde Döllük istasyonunda gerçekleĢtirmiĢ, bu esnada nisbi bolluk değeri % 12,16 olarak bulunmuĢtur. Aynı örnekleme döneminde Ayazköy istasyonunda türün ulaĢtığı en yüksek nisbi bolluk değeri % 4,91 olarak Mayıs 2002 tarihinde kaydedilmiĢtir. Türün nisbi bolluk değerleri 2016-2017 örnekleme periyodunda daha düĢük bulunmuĢ, % 2,5 değerinin üstünde bulunmamıĢtır. N. phyllepta 2001-2002 periyodunda her iki istasyonda ekseriya mevcut, 2016-2017 periyodunda Döllük istasyonunda ekseriya mevcut, Ayazköy istasyonunda çoğunlukla mevcut olarak tespit edilmiĢtir. Bu türün en yüksek nisbi bolluk değerleri her iki periyotta da yaklaĢık olarak % 1,6 çıkmıĢtır. 2001-2002 periyodunda en yüksek değere Ayazköy istasyonunda ulaĢılmıĢken, 2016-2017 periyodunda en yüksek değere Döllük istasyonunda ulaĢılmıĢtır. Navicula tripunctata ve Navicula veneta her iki periyotta da % 100 tekerrür oranına sahip olarak devamlı mevcut bulunmuĢlardır. N. tripunctata türünün en yüksek nisbi bolluk değerleri her iki örnekleme periyodunda da Ayazköy istasyonunda kaydedilmiĢtir. 2001-2002 periyodunda en yüksek değer % 8,36 olarak Nisan 2002 tarihinde, 2016-2017 periyodunda en yüksek değer % 18,1 olarak ġubat 2017 tarihinde tespit edilmiĢtir (ġekil 4.12., ġekil 4.13.). N. veneta türü 2001-2002 periyodunda en önemli artıĢını Nisan 2002 tarihinde % 20,1 nisbi bolluk değerine ulaĢarak gerçekleĢtirmiĢ, bu periyotta Döllük istasyonunda kaydedilen en yüksek nisbi bolluk değeri % 18,03 olarak Haziran 2001‟de tespit edilmiĢtir. Türün 2016-2017 periyodunda ulaĢtığı en yüksek nisbi bolluk değeri Mart 2017 tarihinde Döllük istasyonunda % 18,03 olarak belirlenmiĢtir (ġekil 4.14., ġekil 4.15.). 50 DÖLLÜK Navicula tripunctata AYAZKÖY 20 18 16 14 12 10 8 6 4 2 0 ġekil 4.12. Navicula tripunctata türünün 2001-2002 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi DÖLLÜK Navicula tripunctata AYAZKÖY 20 18 16 14 12 10 8 6 4 2 0 ġekil 4.13. Navicula tripunctata türünün 2016-2017 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi 51 NĠSBĠ BOLLUK (%) NĠSBĠ BOLLUK (%) Nis.01 May.01 Haz.01 Tem.01 Ağu.01 Eyl.01 Eki.01 Kas.01 Ara.01 Oca.02 Şub.02 Mar.02 Nis.02 May.02 DÖLLÜK Navicula veneta AYAZKÖY 25 20 15 10 5 0 ġekil 4.14. Navicula veneta türünün 2001-2002 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi DÖLLÜK Navicula veneta AYAZKÖY 25 20 15 10 5 0 ġekil 4.15. Navicula veneta türünün 2016-2017 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi Navicula viridula 2001-2002 periyodunda Döllük istasyonunda çoğunlukla mevcut, Ayazköy istasyonunda ekseriya mevcut olarak gözlenmiĢtir. Bu türün nisbi bolluk değerleri düĢük olup, Döllük istasyonunda en fazla % 3,62, Ayazköy istasyonunda % 3,26 değerine ulaĢmıĢtır. 52 NĠSBĠ BOLLUK (%) NĠSBĠ BOLLUK (%) Nis.01 May.01 Haz.01 Tem.01 Ağu.01 Eyl.01 Eki.01 Kas.01 Ara.01 Oca.02 Şub.02 Mar.02 Nis.02 May.02 Nitzschia cinsine ait 16 takson belirlenmiĢtir. N. amphibia 2001-2002 periyodunda ve 2016-2017 periyodunda Döllük istasyonunda çoğunlukla mevcut, Ayazköy istasyonunda devamlı mevcut olmuĢtur. N. amphibia türü Eylül 2001 tarihinde Ayazköy istasyonunda önemli bir artıĢ göstermiĢ, nisbi bolluk değeri % 40,13 değerine yükselmiĢ ve bu örneklemenin en baskın türünü oluĢturmuĢtur. 2001-2002 örneklemesinde Döllük istasyonunda bu türün nisbi bolluk değeri en yüksek % 6,5 olarak bulunmuĢtur. 2016- 2017 periyodunda Döllük istasyonunda türün nisbi bolluk değerleri % 3‟ün üstüne çıkmamıĢtır. Aynı periyotta Ayazköy istasyonunda çoğu ayda türün nisbi bollukları artıĢ göstermiĢ ve en yüksek Ekim 2016 tarihinde % 29 değerine ulaĢmıĢtır (ġekil 4.16., ġekil 4.17.). DÖLLÜK Nitzschia amphibia AYAZKÖY 45 40 35 30 25 20 15 10 5 0 ġekil 4.16. Nitzschia amphibia türünün 2001-2002 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi 53 NĠSBĠ BOLLUK (%) Nis.01 May.01 Haz.01 Tem.01 Ağu.01 Eyl.01 Eki.01 Kas.01 Ara.01 Oca.02 Şub.02 Mar.02 Nis.02 May.02 DÖLLÜK Nitzschia amphibia AYAZKÖY 45 40 35 30 25 20 15 10 5 0 ġekil 4.17. Nitzschia amphibia türünün 2016-2017 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi Nitzschia dissipata 2001-2002 periyodunda her iki istasyonda %100 tekerrür oranına sahip olarak devamlı mevcut bulunmuĢ, 2016-2017 periyodunda ise ekseriya mevcut olarak tespit edilmiĢtir. Türün en yüksek nisbi bolluk değeri 2001-2002 periyodunda %7,59 olarak Ayazköy istasyonunda Kasım 2001 örneklemesinde kaydedilmiĢ, 2016- 2017 periyodunda ise nisbi bolluk değerleri en fazla % 4,81 olarak Döllük istasyonunda Nisan 2017 örneklemesinde tespit edilmiĢtir. Nitzschia fonticola 2001-2002 periyodunda Döllük istasyonunda bazen mevcut, Ayazköy istasyonunda ekseriya mevcut, 2016-2017 periyodunda ise her iki istasyonda devamlı mevcut olmuĢtur. N. fonticola türünün nisbi bolluk değerleri her iki çalıĢma periyodunda da düĢük bulunmuĢtur. 2001-2002 periyodunda tüm örneklemelerde nisbi bollukları % 1 değerinin altında bulunmuĢ, 2016-2017 periyodunda ise % 4,71 değerinin üstüne çıkmamıĢtır. Nitzschia frustulum her iki periyotta da % 100 tekerrüre sahip olmuĢ ve devamlı mevcut olarak gözlemlenmiĢtir. Bu türün nisbi bolluk değerleri çoğu örneklemede Ayazköy istasyonunda daha yüksek bulunmuĢtur. 2001-2002 periyodunda Mart 2002 tarihinde Ayazköy istasyonunda % 8,68 değerine ulaĢan nisbi bolluk değerleri, 2016-2017 periyodunda en yüksek % 13,08 olarak Haziran 2017‟de tespit edilmiĢtir. 54 NĠSBĠ BOLLUK (%) Nitzschia linearis 2001-2002 örneklemesinde Döllük istasyonunda bazen mevcut, Ayazköy istasyonunda ekseriya mevcut olarak gözlemlenmiĢtir. Sadece 2001-2002 periyodunda gözlenen bu türün nisbi bolluk değeri düĢük olup % 0,14 ile % 6,86 değerleri arasında değiĢkenlik göstermiĢtir. Nitzschia inconspicua 2001-2002 periyodunda her iki istasyonda devamlı mevcut, 2016-2017 periyodunda Döllük istasyonunda ekseriya mevcut, Ayazköy istasyonunda çoğunlukla mevcut olmuĢtur. N. inconspicua türünün 2001-2002 periyodunda kaydedilen en yüksek nispi bolluk değeri % 22,28 olarak Döllük istasyonunda bulunmuĢtur. Tür 2001-2002 periyodunda daha yüksek nisbi bolluk değerlerinde kaydedilmiĢtir. 2016-2017 periyodunda sadece Ekim 2016 tarihinde Ayazköy istasyonunda önemli bir artıĢ göstermiĢ ve bu esnada nisbi bolluk değeri % 19,13 olmuĢtur. Bu periyodun diğer tüm örneklemelerinde türün nisbi bolluk değerleri % 3,8‟in üstüne çıkmamıĢtır (ġekil 4.18., ġekil 4.19.). DÖLLÜK Nitzschia inconspicua AYAZKÖY 25 20 15 10 5 0 ġekil 4.18. Nitzschia inconspicua türünün 2001-2002 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi 55 NĠSBĠ BOLLUK (%) Nis.01 May.01 Haz.01 Tem.01 Ağu.01 Eyl.01 Eki.01 Kas.01 Ara.01 Oca.02 Şub.02 Mar.02 Nis.02 May.02 DÖLLÜK Nitzschia inconspicua AYAZKÖY 25 20 15 10 5 0 ġekil 4.19. Nitzschia inconspicua türünün 2016-2017 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi Nitzschia sigmoidea 2001-2002 istasyonlarında çoğunlukla mevcut olurken, 2016-2017 Döllük istasyonunda bazen mevcut, Ayazköy istasyonunda nadiren mevcut olmuĢtur. 2001-2002 periyodunda bu türün nisbi bolluk değerleri Nisan ayında Ayazköy istasyonunda ve Kasım ayında Döllük istasyonunda olmak üzere iki kez artıĢ göstermiĢ, bu esnada nisbi bolluk değerleri sırasıyla % 4,89 ve % 4,25 olarak bulunmuĢtur. Bu periyotta türün nisbi bolluk değerleri diğer aylarda en fazla %1,84 değerini geçememiĢtir. 2016-2017 periyodunda ise N, sigmoidea türünün nisbi bollukları çok düĢük bulunmuĢ ve en fazla % 0,38 olarak tespit edilmiĢtir. Nitzschia palea türü 2001-2002 periyodunda Döllük istasyonunda çoğunlukla mevcut, 2001-2002 periyodunda Ayazköy istasyonunda ve 2016-2017 periyodunda her iki istasyonda devamlı mevcut olmuĢtur. Her iki periyotta en yüksek değerleri Ayazköy istasyonunda kaydedilen N. palea türünün 2001-2002 periyodunda en yüksek değeri % 13,43 olarak ġubat 2002 tarihinde tespit edilmiĢtir. 2016-2017 periyodunda N. palea türünün nisbi bollukları oldukça azalmıĢ, tüm örneklemelerde % 3 değerinin altında bulunmuĢtur (ġekil 4.20., ġekil 4.21.). 56 NĠSBĠ BOLLUK (%) DÖLLÜK Nitzschia palea 16 AYAZKÖY 14 12 10 8 6 4 2 0 ġekil 4.20. Nitzschia palea türünün 2001-2002 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi DÖLLÜK Nitzschia palea AYAZKÖY 16 14 12 10 8 6 4 2 0 ġekil 4.21. Nitzschia palea türünün 2016-2017 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi Planothidium cinsine ait tespit edilen tek takson olan P. lanceolatum 2001-2002 periyodunda her iki istasyonda bazen mevcut, 2016-2017 priyodunda Döllük istasyonunda ekseriya mevcut, Ayazköy istasyonunda çoğunlukla mevcut olmuĢtur. Ancak nisbi bolluk değerleri her iki çalıĢma periyodunda da düĢük bulunmuĢ, 2001- 57 NĠSBĠ BOLLUK (%) NĠSBĠ BOLLUK (%) Nis.01 May.01 Haz.01 Tem.01 Ağu.01 Eyl.01 Eki.01 Kas.01 Ara.01 Oca.02 Şub.02 Mar.02 Nis.02 May.02 2002 periyodunda % 2,39, 2016-2017 periyodunda ise % 0,66 değerinin üstüne çıkmamıĢtır. Rhoicosphenia abbreviata çalıĢmada tekerrür oranları ve nisbi bolluk değerleri yönünden önemli bulunan taksonlardan biridir. R. abbreviata türünün her iki örnekleme periyodunda tekerrür oranları % 91,67 ile % 100 arasında değiĢmiĢtir. Türün nisbi bolluk değerleri özellikle 2016-2017 periyodunda önemli sayılara ulaĢmıĢtır. Bu periyotta ilk önemli artıĢı Kasım ve Aralık 2016 tarihlerinde Ayazköy istasyonunda gözlenmiĢ, bu esnada nisbi bolluk değerleri sırasıyla % 42 ve % 45,5 olarak bulunmuĢtur. Türün ikinci önemli artıĢı yine Ayazköy istasyonunda Mayıs 2017 tarihinde gözlenmiĢ, bu örneklemede toplanan organizmaların %44,9‟unu R. abbreviata türü oluĢturmuĢtur. 2001-2002 periyodunda R. abbreviata türünün nisbi bolluk değerleri oldukça düĢük bulunmuĢ, en fazla % 6,46 nisbi bolluk değerine ulaĢmıĢtır (ġekil 4.22., ġekil 4.23.). DÖLLÜK Rhoicosphenia abbreviata AYAZKÖY 50 45 40 35 30 25 20 15 10 5 0 ġekil 4.22. Rhoicosphenia abbreviata türünün 2001-2002 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi 58 NĠSBĠ BOLLUK (%) Nis.01 May.01 Haz.01 Tem.01 Ağu.01 Eyl.01 Eki.01 Kas.01 Ara.01 Oca.02 Şub.02 Mar.02 Nis.02 May.02 DÖLLÜK Rhoicosphenia abbreviata AYAZKÖY 50 45 40 35 30 25 20 15 10 5 0 ġekil 4.23. Rhoicosphenia abbreviata türünün 2016-2017 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi ÇalıĢmanın sadece 2001-2002 periyodunda gözlenen taksonlarından biri olan Sellaphora pupula Döllük istasyonunda bazen mevcut, Ayazköy istasyonunda çoğunlukla mevcut olmuĢtur. S. pupula türü Ağustos ve Ekim 2001 tarihlerinde Ayazköy istasyonunda yoğunluğunu arttırmıĢ, nisbi bolluk değerleri sırasıyla % 11,3 ve % 17,8 olarak bulunmuĢtur. Türün nisbi bolluk değerleri Döllük istasyonunda çok düĢük olup, en fazla % 1,3 değerinin üstüne çıkmamıĢtır. Surirella cinsine ait florada tespit edilen 3 taksondan (S. minuta, S. ovalis, S. angusta) biri olan S. minuta tekerrürleri ve nisbi bollukları yönünden Surirella cinsine ait tespit edilen diğer iki taksondan daha önemli bulunmuĢtur. Bu takson 2001-2002 periyodunda örneklenen her iki istasyonda çoğunlukla mevcut, 2016-2017 periyodunda Döllük istasyonunda bazen mevcut, Ayazköy istasyonunda ekseriya mevcut olarak gözlemlenmiĢtir. S. minuta türü ġubat 2002 tarihinde Ayazköy istasyonunda önemli bir artıĢ göstermiĢ ve % 12,4 nisbi bolluk değerine ulaĢmıĢtır. 2001-2002 periyodunun diğer tüm örneklemelerinde türün nisbi bolluk değerleri % 3,5‟un altında tespit edilmiĢtir. 2016-2017 periyodunda ise sadece Mart 2017 tarihinde Ayazköy 59 NĠSBĠ BOLLUK (%) istasyonunda türün nisbi bolluk değeri % 3,77 olarak bulunmuĢ, diğer tüm örneklemelerde genellikle %1‟in altında tespit edilmiĢtir. Tryblionella cinsine ait florada tespit edilen 4 taksondan (T. angustata, T. apiculata, T. debilis, T. levidensis) biri olan Tryblionella apiculata tekerrürleri bakımından her iki örnekleme periyodunda da önemli olmuĢtur. Bu tür 2001-2002 periyodunda Döllük istasyonunda çoğunlukla mevcut, Ayazköy istasyonunda devamlı mevcut, 2016-2017 periyodunda her iki istasyonda ekseriya mevcut olarak gözlemlenmiĢtir. Türün en yüksek nisbi bolluk değerleri 2001-2002 periyodunda % 5,35 olarak Ayazköy istasyonunda Kasım 2011 tarihinde ve % 5,03 olarak Döllük istasyonunda Ağustos 2001 tarihinde kaydedilmiĢtir. 2016-2017 periyodunda ise nisbi bolluk değerleri düĢerek en fazla % 0,73 olarak Döllük istasyonunda tespit edilmiĢtir. Ulnaria cinsine ait 5 takson (U. acus, U. biceps, U. danica, U. oxyrhynchus, U. ulna) tespit edilmiĢtir. Bu taksonlardan biri olan U. acus‟un tekerrür oranları özellikle 2016- 2017 periyodunda oldukça yüksek bulunmuĢtur. Tür 2016-2017 periyodunda her iki istasyonda da devamlı mevcut olmuĢ, ancak nisbi bolluk değerleri her iki istasyonda da % 3‟ün altında bulunmuĢtur. U. acus türü 2001-2002 periyodunda her iki istasyonda da nadiren mevcut bulunan bir tür olmuĢ, nisbi bolluk değerleri hiçbir örneklemede % 0,6 değerinin üstüne çıkmamıĢtır. U. biceps türü sadece 2016-2017 periyodunda gözlenen ve ekseriya mevcut bulunan bir tür olmuĢtur. U. danica türü 2016-2017 periyodunda Ayazköy istasyonunda devamlı mevcut olan bir türdür. Aynı periyotta Döllük istasyonunda ekseriya mevcut bulunmuĢtur. 2001-2002 periyodunda ise her iki istasyonda da nadiren mevcut olmuĢtur. U. danica türünün nisbi bolluk değerleri her iki periyotta da % 0,09 ile % 0,76 olarak çok düĢük değerlerde tespit edilmiĢtir. 2016-2017 periyodunda devamlı mevcut bulunan Ulnaria türlerinden biri U. oxyrhynchus‟dur. 2001-2002 periyodunda bu tür Döllük istasyonunda nadiren, Ayazköy istasyonunda bazen mevcut olmuĢtur. Türün nisbi bolluğu örnekleme periyotları boyunca % 2‟nin altında bulunmuĢtur. ÇalıĢmada Ulnaria cinsine ait tespit edilen taksonlar arasında her iki periyotta da tekerrürü yüksek olan takson Ulnaria ulna olmuĢtur. U. ulna 2001-2002 periyodunda Döllük istasyonunda çoğunlukla mevcut olurken, aynı periyotta Ayazköy istasyonunda ve 2016-2017 periyodunda her iki istasyonda devamlı mevcut 60 bulunmuĢtur. Türün nisbi bolluk değerleri 2001-2002 periyodunda % 6,5‟un, 2016-2017 periyodunda % 6‟nın üzerine çıkmamıĢtır (ġekil 4.24., ġekil 4.25.). DÖLLÜK Ulnaria ulna AYAZKÖY 7 6 5 4 3 2 1 0 ġekil 4.24. Ulnaria ulna türünün 2001-2002 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi DÖLLÜK Ulnaria ulna AYAZKÖY 7 6 5 4 3 2 1 0 ġekil 4.25. Ulnaria ulna türünün 2016-2017 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi 61 NĠSBĠ BOLLUK (%) NĠSBĠ BOLLUK (%) Nis.01 May.01 Haz.01 Tem.01 Ağu.01 Eyl.01 Eki.01 Kas.01 Ara.01 Oca.02 Şub.02 Mar.02 Nis.02 May.02 Mediophyceae sınıfındaki diyatomelere bakıldığında Cyclotella cinsine ait 3 takson (C.iris, C.meneghiniana, C. sp) tespit edilmiĢtir. Bu taksonlar içinde C. meneghiniana her iki örnekleme döneminde de hem yüksek tekerrüre sahip olmuĢ, hem de bazı aylarda yüksek nisbi bolluk değerlerine ulaĢmıĢtır. Bu tür 2016-2017 periyodunda Döllük istasyonunda çoğunlukla mevcut olmuĢ, aynı periyotta Ayazköy istasyonunda ve 2016- 2017 periyodunda her iki istasyonda devamlı mevcut bulunmuĢtur. Türün nisbi bolluk değerleri 2001-2002 periyodunda oldukça yüksek olup Ayazköy istasyonunda Temmuz ve Ağustos örneklemelerinde sırasıyla % 30,79 ve % 36,75 değerine ulaĢmıĢtır. Diğer örneklemelerde türün nisbi bolluk değerleri en fazla % 8 olmuĢtur. 2016-2017 örnekleme periyodunda C. meneghiniana türü Haziran ile Eylül 2017 tarihleri arasında Ayazköy istasyonunda nisbi bolluk değerlerinde artıĢ göstermiĢtir. Bu tarihler arasında türün nisbi bolluk değerleri % 5,8 ile % 21 arasında değiĢmiĢtir. Tür en önemli artıĢını % 17 nisbi bolluk değeri ile Haziran 2017 tarihinde ve % 21 olarak Ağustos 2017 tarihinde Ayazköy istasyonunda gerçekleĢtirmiĢtir. Ayazköy istasyonunun diğer aylarında ve Döllük istasyonunda tüm aylarda türün nisbi bolluk değerleri %3,5‟in altında bulunmuĢtur (ġekil 4.26., ġekil 4.27.). DÖLLÜK Cyclotella meneghiniana AYAZKÖY 40 35 30 25 20 15 10 5 0 ġekil 4.26. Cyclotella meneghiniana türünün 2001-2002 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi 62 NĠSBĠ BOLLUK (%) Nis.01 May.01 Haz.01 Tem.01 Ağu.01 Eyl.01 Eki.01 Kas.01 Ara.01 Oca.02 Şub.02 Mar.02 Nis.02 May.02 DÖLLÜK Cyclotella meneghiniana AYAZKÖY 40 35 30 25 20 15 10 5 0 ġekil 4.27. Cyclotella meneghiniana türünün 2016-2017 periyodunda nisbi bolluk (%) değerlerinin değiĢimi Coscinodiscophyceae sınıfından Melosira cinsine ait gözlenen tek tür olan Melosira varians 2001-2002 periyodunda her iki istasyonda ekseriya mevcut, 2016-2017 periyodunda Döllük istasyonunda çoğunlukla mevcut, Ayazköy istasyonunda devamlı mevcut olarak tespit edilmiĢtir. M. varians türünün nisbi bollukları 2001-2002 periyodunda oldukça düĢük bulunmuĢ, en fazla Mart 2002 tarihinde Ayazköy istasyonunda % 2,39 değeri kaydedilmiĢtir. 2016-2017 periyodunda Mayıs 2017 tarihinde Döllük istasyonunda türün nisbi bolluk değeri önemli bir artıĢ göstererek % 19,7 değerine ulaĢmıĢtır. Aynı periyotta türün bir diğer artıĢı Ayazköy istasyonunda Eylül 2017 tarihinde % 7,88 olarak kaydedilmiĢtir. Diğer örneklemelerde nisbi bolluk değerleri % 4‟ün altında bulunmuĢtur. 4.2.2. Trofik diyatome indeksi (TDI) sonuçları MustafakemalpaĢa Çayı epilitik diyatomeleri kullanılarak hesaplanan Nisan 2001 – Mayıs 2002 dönemine ait TDI indeks değerleri 53,61- 93,67 arasında değiĢmiĢ en düĢük değer Ekim 2001 tarihinde 53,61 olarak Döllük istasyonunda, ikinci en düĢük TDI değeri ise 53,62 olarak Kasım 2001 tarihinde Döllük istasyonunda gözlemlenmiĢtir. Bu örnekleme periyodunda en yüksek TDI değeri Eylül 2001 tarihinde 97,24 olarak 63 NĠSBĠ BOLLUK (%) Ayazköy istasyonunda kaydedilmiĢtir. Diğer aylarda ise TDI değerleri 55,77 değerinin üzerinde kaydedilmiĢtir (ġekil 4.28.). 2001- 2002 periyodunda örneklenen aylarda ve istasyonlarda hesaplanan TDI indeks değeri ortalama 71,38 olarak bulunmuĢtur. 2001- 2002 periyodunda kıĢ mevsiminde en yüksek TDI değeri 68,28 olurken, yaz mevsiminde en yüksek TDI 93,67 değerine ulaĢmıĢtır. 2001-2002 periyodunda sonbaharda en yüksek TDI değeri 97,24 olurken, ilkbaharda en yüksek TDI 81,75 değerine ulaĢmıĢtır. 2001-2002 periyodu verilerine göre hesaplanan TDI indeks değerleri MustafakemalpaĢa Çayı‟nın su kalitesinin III.-V. kalite (orta-zayıf) arasında olduğunu göstermektedir (Çizelge 4.5.). Bu örnekleme periyodunda Döllük istasyonunun Temmuz, Eylül, Ekim ve Kasım 2001 örneklemeleri ile Ayazköy istasyonunun Ocak 2002 örneklemesinde III. sınıf; Döllük istasyonunun Haziran 2001, Ağustos 2001, Ocak, ġubat ve Nisan 2002 örneklemeleri ile Ayazköy istasyonunun Nisan, Kasım, Aralık 2001, ġubat, Mart ve Mayıs 2002 örneklemelerinin IV. sınıf; bu periyotta gerçekleĢtirilen diğer tüm örneklemelerin ise V. sınıf su kalitesinde olduğu gözlenmiĢtir. DÖLLÜK TDI AYAZKÖY 120 100 80 60 40 20 0 ġekil 4.28. 2001-2002 örnekleme periyoduna ait TDI sonuçları 2016-2017 örnekleme periyoduna ait TDI sonuçlarına göre en düĢük değer Haziran 2017 tarihinde 42,45 olarak Döllük istasyonunda, ikinci en düĢük TDI değeri ise 44,82 64 Nis.01 May.01 Haz.01 Tem.01 Ağu.01 Eyl.01 Eki.01 Kas.01 Ara.01 Oca.02 Şub.02 Mar.02 Nis.02 May.02 olarak Eylül 2017 tarihinde Döllük istasyonunda gözlemlenmiĢtir. Bu örnekleme periyodunda en yüksek değer Ekim 2016 tarihinde 88,47 olarak Ayazköy istasyonunda kaydedilmiĢtir (ġekil 4.29.). 2016- 2017 periyodunda örneklenen aylarda ve istasyonlarda hesaplanan TDI indeks değeri ortalama 62,94 olarak bulunmuĢtur. 2016- 2017 kıĢ mevsiminde en fazla 78,71 olan TDI değeri yaz mevsiminde 69,41 değerine düĢmüĢtür. 2016-2017 sonbaharda en fazla 88,47 olan TDI değeri ilkbaharda 78,95 değerine düĢmüĢtür. 2016-2017 periyodu verilerine göre TDI indeks değerleri MustafakemalpaĢa Çayı‟nın su kalitesinin II.-V. kalite (iyi-zayıf) olduğunu göstermektedir (Çizelge 4.6.). TDI sonuçlarına göre bu örnekleme periyodunda Döllük istasyonunda Kasım, Aralık, Ocak, Haziran ve Eylül örneklemelerinde II. sınıf; Ekim, ġubat, Mart, Nisan, Temmuz, Ağustos örneklemelerinde III. sınıf; Mayıs örneklemesinde ise IV. sınıf su kalitesi gözlenmiĢtir. Ayazköy istasyonunun ise Mart ve Nisan örneklemelerinde III. sınıf; Ocak, ġubat, Haziran ve Temmuz örneklemelerinde IV. sınıf, diğer aylara ait örneklemelerinde ise V. sınıf su kalitesi gözlenmiĢtir. DÖLLÜK TDI AYAZKÖY 100 90 80 70 60 50 40 30 20 10 0 ġekil 4.29. 2016-2017 örnekleme periyoduna ait TDI sonuçları 65 Eki.16 Kas.16 Ara.16 Oca.17 Şub.17 Mar.17 Nis.17 May.17 Haz.17 Tem.17 Ağu.17 Eyl.17 2001-2002 periyodunda hesaplanan yıllık ortalama TDI değeri 71,84 olmuĢtur. Bu değer MustafakemalpaĢa Çayı su kalitesinin yıllık ortalama TDI sonuçlarına göre IV. kalite (kötü), ötrofik seviyede olduğunu göstermektedir (Çizelge 4.5.). Çizelge 4.5. MustafakemalpaĢa Çayı 2001-2002 periyoduna ait biyolojik su kalitesi değerlendirilmesi metrik min. maks. yıllık std. su kalite sınıfı ort. sapma (kirlilik düzeyi) Trofik Diyatome Ġndeksi (TDI) 53,61 97,24 71,84 13,39 III.-V. (IV) takson zenginliği 23 60 39 9,40 - 2016-2017 periyodunda hesaplanan yıllık ortalama TDI değeri 62,94 olmuĢtur. Bu değer bu örnekleme periyodunda MustafakemalpaĢa Çayı su kalitesinin yıllık ortalama TDI sonuçlarına göre IV. kalite (kötü) ötrofik seviyede olduğunu göstermektedir (Çizelge 4.6.). Çizelge 4.6. MustafakemalpaĢa Çayı 2016-2017 periyoduna ait biyolojik su kalitesi değerlendirilmesi metrik min. max. ort. std. su kalite sınıfı sapma (kirlilik düzeyi) Trofik Diyatome Ġndeksi (TDI) 42,45 88,47 62,94 13,64 II.-V. (IV) takson zenginliği 23 52 34 5,87 - 4.2.3. Diyatome takson zenginliği sonuçları MustafakemalpaĢa Çayı‟nın iki periyodunun tüm istasyonlarında toplam 105 epilitik diyatome taksonu tespit edilmiĢtir. 2001-2002 periyodunda çalıĢma dönemi boyunca her bir örneklemede kaydedilen toplam diyatome takson sayısı 23 ile 60 arasında değiĢmiĢtir. En düĢük diyatome takson sayısı Ağustos 2001 tarihinde Ayazköy‟de, en 66 yüksek diyatome takson sayısı Mart 2002 tarihinde Ayazköy‟de kaydedilmiĢtir (ġekil 4.30.). 2001-2002 periyodunda hesaplanan yıllık ortalama takson zenginliği değeri 39 olmuĢtur. ÇalıĢma boyunca takson zenginliği 23-60 değerleri arasında tespit edilmiĢtir (Çizelge 4.5.). Takson Zenginliği değerleri 2001-2002 periyodunda 23 – 60 arasında değiĢim göstermiĢtir. En düĢük takson zenginliği değeri Ağustos 2001‟ de kaydedilmiĢ, en yüksek takson zenginliği değeri Mart 2002‟de tespit edilmiĢtir. En yüksek ve en düĢük takson zenginliği değeri Ayazköy istasyonunda gözlemlenmiĢtir. 2001-2002 periyodunda kıĢ mevsiminde en yüksek takson zenginliği değeri 50 takson olarak kaydedilirken yaz mevsiminde 44 taksona düĢmüĢtür. 2001-2002 periyodunda sonbaharda en yüksek takson zenginliği değeri 51 takson olurken, ilkbaharda en yüksek takson zenginliği 60 değerine ulaĢmıĢtır. Takson zenginliği DÖLLÜK 70 AYAZKÖY 60 50 40 30 20 10 0 ġekil 4.30. 2001-2002 periyoduna ait takson zenginliği değerlerinin değiĢimi 67 Nis.01 May.01 Haz.01 Tem.01 Ağu.01 Eyl.01 Eki.01 Kas.01 Ara.01 Oca.02 Şub.02 Mar.02 Nis.02 May.02 Takson Zenginliği DÖLLÜK 70 AYAZKÖY 60 50 40 30 20 10 0 ġekil 4.31. 2016-2017 periyoduna ait takson zenginliği değerlerinin değiĢimi 2016-2017 periyodunda her bir örneklemede kaydedilen en düĢük toplam diyatome takson sayısı 23 olarak Nisan 2017‟de, en yüksek diyatome takson sayısı 52 olarak Ekim 2016‟da kaydedilmiĢtir. Bu periyotta en düĢük ve en yüksek diyatome takson sayısı Döllük istasyonunda tespit edilmiĢtir (ġekil 4.31.). 2016-2017 periyodunda hesaplanan yıllık ortalama takson zenginliği değeri 34 olmuĢtur. ÇalıĢma boyunca minimum takson zenginliği değeri 23, maximum takson zenginliği değeri 52 olarak kaydedilmiĢtir (Çizelge 4.6.). Takson Zenginliği değerleri 2016-2017 periyodunda en yüksek 23 takson olarak Nisan 2017‟de, en yüksek 52 takson olarak Ekim 2016 tarihinde Döllük istasyonlarında kaydedilmiĢtir. 2016-2017 periyodunda kıĢ ve yaz mevsiminde takson zenginliği en fazla 41 takson olarak tespit edilmiĢtir. 2016-2017 periyodunda sonbaharda en fazla 52 olan takson zenginliği değeri ilkbaharda 37 değerine düĢmüĢtür. 68 5. TARTIġMA ve SONUÇ Bu çalıĢmada; MustafakemalpaĢa Çayı'ndan iki farklı periyotta (Nisan 2001 - Mayıs 2002 ve Ekim 2016 - Eylül 2017) örneklenen epilitik diyatomelerin tür kompozisyonu belirlenmiĢ, her iki örnekleme periyodunda takson zenginliği değerleri karĢılaĢtırılmıĢ, epilitik diyatomelerin indikatör özellikleri kullanılarak hesaplanan Trofik Diyatome Ġndeksi sonuçlarına göre MustafakemalpaĢa Çayı‟nın biyolojik su kalite sınıfları ortaya konmuĢtur. MustafakemalpaĢa Çayı yüzey suyunda ölçülen bazı fiziksel ve kimyasal değiĢkenlere ait sonuçlar Yerüstü Su Kalitesi Yönetmeliği‟nde (Anonim 2016) verilen limit değerler ile karĢılaĢtırılarak su kalite sınıfları belirlenmiĢ, MustafakemalpaĢa Çayı su kalitesinin (biyolojik ve fiziko-kimyasal) uzun dönemdeki değiĢimi ortaya konmaya çalıĢılmıĢtır. MustafakemalpaĢa Çayı‟ndan alınan su örneklerinden ölçümü yapılan çevresel değiĢkenlerden bazıları pH, EC, ÇO, NH4-N, NO3-N, PO4-P, TP ve TN‟dur. Bu çevresel değiĢkenlerin değerleri YSKY (Anonim 2016)‟ye göre değerlendirilmiĢ ve yıllık ortalama değerleri bu yönetmelikte yer alan “Kıtaiçi Yerüstü Su Kaynaklarının Genel Kimyasal ve Fizikokimyasal Parametreler Açısından Sınıflarına Göre Kalite Kriterleri” tablosunda yer alan değerler ile karĢılaĢtırılmıĢtır. MustafakemalpaĢa Çayı‟nın su kalitesinin her iki periyotta da pH, ÇO ve NO3-N değerlerine göre I. sınıf su kalite sınıfında, EC değerine göre II. sınıf su kalite sınıfında yer aldığı görülmüĢtür. 2001- 2002 örnekleme periyodu NH4-N değerlerine göre I. sınıf, PO4-P değerlerine göre III. sınıf su kalite sınıfında yer alırken, 2016-2017 örnekleme periyodunun NH4-N ve PO4-P değerleri bakımından II. sınıf su kalite sınıfında yer aldığı belirlenmiĢtir. TP değerlerine göre 2001-2002 örnekleme periyodunun IV. sınıf su kalite sınıfında, 2016-2017 örnekleme periyodunun III. sınıf su kalite sınıfında olduğu gözlemlenmiĢtir. TN değerleri ise 2001-2002 örnekleme periyodunda II. sınıf su kalitesini iĢaret ederken, 2016-2017 örnekleme periyodunda çalıĢma bölgesinin TN değerleri açısından I. sınıf su kalite sınıfında olduğu tespit edilmiĢtir. YSKY (Anonim 2016)‟ye göre SiO2, Fe, B ve As değiĢkenleri de değerlendirilmiĢtir. SiO2 değerleri 2001-2002 periyodunda yönetmelikte izin verilen yıllık ortalama (YO) ve maksimum çevresel kalite standardı (MAK) değerinin üstünde gözlemlenirken, 2016-2017 örnekleme periyodunda ölçülen 69 yıllık ortalama SiO2 değerleri yönetmelikte izin verilen yıllık ortalama değerin altında bir değer göstermiĢtir. Fe iki periyotta da yönetmelikte izin verilen yıllık ortalama (36 µg/L) ve maksimum (101 µg/L) çevresel kalite standardı değerinin üstünde bir değerde gözlemlenmiĢtir. ÇalıĢmada ölçülen yıllık ortalama B değerleri her iki periyotta da yönetmelikte izin verilen yıllık ortalama çevresel kalite standardı değerinin (0,707 mg/L) üstünde bir değerde gözlenirken, 2001-2002 örnekleme periyodunda yönetmelikte izin verilen maksimum çevresel kalite standardı değerinin (1,472 µg/L) altında, 2016-2017 örnekleme periyodunda ise izin verilen maksimum değerin üstünde tespit edilmiĢtir. As değerlerinin 2001-2002 periyodunda yönetmelikte izin verilen yıllık ortalama ve maksimum çevresel kalite standardı değerinin (53 µg/L) altında, 2016-2017 periyodunda ise bu değerlerin üstünde olduğu kaydedilmiĢtir. ÇalıĢma dönemi boyunca ölçülen yıllık ortalama sıcaklık değeri 2001-2002 periyodunda 16 °C, 2016-2017 periyodunda 14,71 °C olarak bulunmuĢtur. Su sıcaklığı canlıların büyüme ve üreme hızı gibi önemli yaĢamsal faaliyetlerini (Barlas 2002), özellikle diyatome türlerinin dağılımını etkileyen (Karacaoğlu ve Dalkıran 2017) en önemli değiĢkenlerden birisidir. MustafakemalpaĢa Çayı‟nda ölçülen yıllık ortalama pH değeri 2001-2002 periyodunda 8,32 ve 2016-2017 periyodunda 8,35 olarak tespit edilmiĢtir. pH değerlerinin 8 değerine yakın veya 8‟in üzerinde bulunmuĢ olması MustafakemalpaĢa suyunun alkali özellikte olduğunu göstermektedir. Karacaoğlu (2006), Emet Çayı havzasında yaptığı doktora tez çalıĢmasında, havzanın doğal yapısında bol miktarda kireçtaĢı bulunması sebebiyle akarsu sert su karakteristiği göstermekte olduğundan pH‟sının çoğunlukla alkali karakter gösterdiğini ifade etmiĢtir. Sularda ölçülen önemli değiĢkenlerden biri suyun elektriksel iletkenlik değeridir. Kirlilik arttıkça sudaki elektriksel iletkenlik değerleri de artmaktadır. MustafakemalpaĢa Çayı‟nda ölçülen yıllık ortalama elektriksel iletkenlik değeri 2001-2002 periyodunda 620,11 µS/cm, 2016-2017 periyodunda 639,225 μS/cm olmuĢtur. YSKY (Anonim 2016)‟ye göre EC değerleri değerlendirildiğinde iki periyotta da MustafakemalpaĢa Çayı‟nın II. sınıf su kalite sınıfında olduğu görülmektedir. Elektriksel iletkenlik değerinin yükselmesi Çay‟a karıĢan atık suların etkisinin olduğunu düĢündürmektedir. Uluabat Gölü su kalitesini belirlemeye yönelik yapılan bir çalıĢmada, MustafakemalpaĢa Çayı‟nın göle giriĢ yaptığı örnekleme istasyonlarında ölçülen pH, 70 alkalinite ve kimyasal oksijen ihtiyacı değerlerinin nispeten yüksek bulunduğu ifade edilmiĢ, MustafakemalpaĢa Çayı‟na evsel ve endüstriyel atıksu deĢarjlarının yapıldığı bildirilmiĢtir (Ġleri ve ark. 2014). Tokatlı ve ark. (2016), Emet Çayı‟nda yaptıkları su kalitesi çalıĢmalarında havzanın tarımsal faaliyet ve evsel atık baskısına maruz kaldığını belirlemiĢlerdir. Su içerisinde yaĢayan canlıların özellikle de alglerin yaĢamlarını devam ettirebilmeleri için su içeriğinde belli oranda besin tuzları bulunması gerekmektedir. Azot ve fosfor bileĢikleri önemli inorganik tuzlardandır ve ötrofikasyona sebep olmaktadır. MustafakemalpaĢa Çayı‟nda 2016-2017 örnekleme periyodunda ölçülen yıllık ortalama NO3-N değeri (534,98 µg/L), 2001-2002 periyodunda ölçülen yıllık ortalama NO3-N değerinden (2339 µg/L) düĢük bulunmuĢ, bununla birlikte her iki örnekleme periyodu da NO3-N değerlerine göre I. sınıf su kalitesinde tespit edilmiĢtir. Bununla birlikte yıllık ortalama NO2-N değerleri 2016-2017 örnekleme periyodunda (27,84 µg/L) yükselmiĢ, 2001-2002 periyodunda ölçülen yıllık ortalama NO2-N değerlerinden (18,5 µg/L) yüksek bulunmuĢtur. Nitrat azotu temiz sularda çok az bulunurken, nitrit temiz sularda ya hiç bulunmamakta ya da eser miktarda bulunmaktadır. NO3-N değerlerinin artıĢı organik kirlenme, NO2-N değerinin artıĢı ise lağım kirlenmesi ile iliĢkilendirilmektedir (Tanyolaç 2000). Özellikle NO3-N ve NO2-N değerinin artıĢı mevsimsel olarak yağıĢ durumunda, yağmur sularının tarım arazilerini yıkaması sonucu ve atıksu deĢarjının arttığı dönemlerde gözlemlenmiĢtir. Ayrıca ortamdaki bu geliĢmelere bağlı olarak çözünmüĢ oksijen değerinin de zamanla düĢtüğü gözlemlenmektedir. Azotlu bileĢikler nitrata dönüĢümü sürecinde önemli miktarda oksijen tüketirler ve bu bileĢiklerin yüksek olması sucul canlılara ve insanlara olumsuz etkiler yapmaktadır (Tepe ve ark. 2006). NH4-N yıllık ortalama değerlerine göre 2001- 2002 periyodunda çalıĢma bölgesinin su kalitesi I. sınıf, 2016-2017 periyodunda ise II. sınıf olarak tespit edilmiĢtir. Temiz olarak tabir edilen bol oksijenli sularda az miktarda amonyum bulunmasına karĢı organik gübreleme, evsel ve endüstriyel atık suların boĢaltılması sonunda amonyum miktarı artmaktadır. Amonyum azotu değerlerinin zaman içerisinde yükselmesi bu bilgilerle paralellik göstermektedir. MustafakemalpaĢa Çayı çevresinde mevcut olan tarım arazilerinde yüksek oranda tarımsal faaliyetler yürütülmektedir. Tarımının yapıldığı arazide azotlu ve fosforlu gübrelerin kullanımı, 71 yağıĢ sebebiyle yüzey sularının ve evsel atık suların çaya karıĢması azot ve fosfor yükünü arttıran en önemli unsurdur. Canlılar için önemli besin elementlerinden biri olan fosfor, doğal ve atık sularda fosfat halinde bulunmaktadır. Genellikle alglerin geliĢmesinde sınırlayıcı besindir ve sudaki birincil üretimi kontrol etmektedir (Baltacı 2000). PO4-P yıllık ortalama değerleri 2001-2002 periyodunda 194 µg/L, 2016-2017 periyodunda 123,28 µg/L olarak tespit edilmiĢtir. PO4-P değerlerine göre 2001-2002 örnekleme periyodunun III. sınıf su kalite sınıfında, 2016-2017 örnekleme periyodunun II. sınıf su kalite sınıfında olduğu gözlemlenmiĢtir. Amonyum azotu, ortofosfat, sülfat değerlerinin artıĢı ile çeĢitliliğin azaldığı belirlenmiĢtir (Kalyoncu ve ark. 2008). Fosfor içeren gübrelerin üretimi son zamanlarda artmıĢtır ve aĢırı kullanım sonucu bir Ģekilde toprağa, sulara özellikle yeraltı sularına karıĢmaktadır. Belli bir süreden sonra fosforun suda artıĢı ötrofikasyona neden olmaktadır. Fosfat suya kaya ve topraktan geçebildiği gibi yapay gübrelerden, evsel ve endüstriyel atıklardan da karıĢabilir. Bu yüzden su içerisindeki fosforun zararını en aza indirgemek için tarım arazilerinin atık sularını bir merkezde toplayarak ileri arıtma yöntemleri kullanılarak arıtılması zorunludur. MustafakemalpaĢa Çayı‟nda TN değerleri yıllık ortalaması 2001-2002 örnekleme periyodunda 4979,5±3180 µg/L, 2016-2017 örnekleme periyodunda ise 1498,65±477,95 µg/L olarak tespit edilmiĢtir. Yıllık ortalama TN değerleri YSKY (Anonim 2016)‟ye göre değerlendirildiğinde MustafakemalpaĢa Çayı su kalitesi 2001- 2002 örnekleme periyodunda II. sınıf, 2016-2017 periyodunda I. sınıf su kalite sınıfında bulunmuĢtur. TP değerleri yıllık ortalaması ise 2001-2002 örnekleme periyodunda 3440±4880 µg/L, 2016-2017 örnekleme periyodunda 202,74±65,13 µg/L olarak belirlenmiĢtir. MustafakemalpaĢa Çayı‟nın YSKY (Anonim 2016)‟ye göre 2001-2002 periyodunda IV. sınıf, 2016-2017 periyodunda III. sınıf su kalitesinde olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu değerlere göre MustafakemalpaĢa Çayı‟nın YSKY (Anonim 2016)‟ye göre 2001-2002 periyodunda IV. sınıf, 2016-2017 periyodunda III. sınıf su kalitesinde olduğu görülmektedir. TN ve TP yıllık ortalama değerlerinin yıllara bağlı değiĢimi incelendiğinde iki örnekleme periyodu arasında geçen 15 yıllık süre içinde TN ve TP değerlerinin azaldığı ortaya çıkmaktadır. Dodds ve ark. (1998), akarsuların trofik 72 seviyelerini belirlemede TN ve TP değerlerini kullanmıĢlardır. Bu araĢtırmacılara göre TN değerinin 700 μg/L‟dan küçük olması oligotrofik karakterli, 700–1500 μg/L arasında olması mezotrofik karakterli, 1500 μg/L‟den büyük olması ötrofik karakterli suları iĢaret etmektedir. TP değerlerine göre ise 25 μg/L‟nin altında olması oligotrofik karakterli, 25-75 μg/L arasında olması mezotrofik karakterli ve 75 μg/L‟den büyük olması ötrofik karakterli suları temsil etmektedir. Dodds ve ark. (1998)‟nın ortaya koyduğu sınır değerlere göre değerlendirildiğinde, MustafakemalpaĢa Çayı‟nın TP ve TN değerlerine göre her iki periyotta da ötrofik karakterli olduğu ortaya konmuĢtur. Tatlısularda silis element halinde bulunmayıp genellikle silisyum dioksit halinde bulunmaktadır (Tanyolaç 2009). Diyatomelerin hücre duvarlarının özelliği silisli yapısının olmasıdır. Hücre duvarları parçalanmaya karĢı dirençlidir, diyatome frustülleri suyun geçmiĢ yıllardaki durumlarını incelemede yardımcı olmaktadır. MustafakemalpaĢa Çayı‟nda SiO2 yıllık ortalama değerleri 2001-2002 periyodunda 2,36 mg/L, 2016-2017 periyodunda 0,66 mg/L olarak ölçülmüĢtür. YSKY (Anonim 2016)‟ye göre silisyumun yönetmelikte izin verilen yıllık ortalama ve maksimum çevresel kalite standardı değeri 1,830 mg/L‟dir. Bu duruma göre 2001-2002 periyodunda ölçülen SiO2 yıllık ortalama değeri yönetmelikte verilen sınır değerin üstünde, 2016-2017 periyodunda ölçülen değer ise sınır değerin altında bulunmuĢtur. Ġki örnekleme periyodu arasında silis değerlerinin değiĢimi ve 2016-2017 periyodunda silis değerlerindeki azalma havzanın jeolojik yapısı ve suyun fizikokimyasal kompozisyonu ile iliĢkilendirilebilir. Sucul organizmalarda, ağır metaller sebebiyle stres oluĢmaktadır ve sonrasında biyokimyasal bozukluklar ve fizyolojik etkiler görülmektedir (Kayhan ve ark. 2009). MustafakemalpaĢa Çayı alt havzasının en önemli özelliklerinden biri havzanın zengin bor kaynaklarına sahip olmasıdır. Emet ve Orhaneli Çayı havzaları bölgenin ana borat minerali olan kolemanit madenciliği ile karakterize edilmektedir. Dünyadaki borat yataklarından farklı olarak, bu bölgenin kolemaniti arsenik mineralleri içermektedir (Omwene ve ark. 2019). 2001-2002 periyodunda yıllık ortalama bor değeri 0,76 mg/L olurken, arsenik değeri 50,17 µg/L‟dir. 2016-2017 periyodunda ise yıllık ortalama bor değeri 9,32 mg/L, Arsenik değeri 85,55 µg/L‟dir. Dalkıran ve ark. (2006), 73 MustafakemalpaĢa Çayı‟nda yıllık ortalama 0,701 ton Bor‟un taĢındığını belirtmiĢlerdir. YSKY (Anonim 2016)‟ye göre izin verilen yıllık ortalama çevresel kalite standardı değeri bor için 0,707 mg/L ve Arsenik için 53 µg/L‟dir. Belirtilen yönetmeliğe göre maksimum çevresel kalite standardı ise bor için 1,472 mg/L olurken, arsenik için 53 µg/L‟dir. Buna göre çalıĢmada ölçülen yıllık ortalama bor değeri her iki periyotta da yönetmelikte belirtilen yıllık ortalama değerin üzerinde gözlemlenmiĢtir. 2001-2002 periyodunda bor‟un yıllık ortalaması yönetmelikte verilen maksimum çevresel kalite standardı değerinin altında olurken, 2016-2017 periyodunda yönetmelikteki maksimum değerin üzerinde çıkmıĢtır. Arsenik ise 2001-2002 periyodunda yönetmelikte belirtilen yıllık ortalama sınır değerinin altında, 2016-2017 periyodunda ise bu değerin üzerinde gözlenmiĢtir. B ve As yıllık ortalama değerleri 2016-2017 periyodunda artıĢ göstermiĢ, yönetmelikte belirtilen yıllık ortalama ve maksimum çevresel kalite standardı değerlerinin üstünde tespit edilmiĢtir. Dünyanın en önemli iki bor yatağı Orhaneli ve Emet Çayları‟nın havzasında bulunmaktadır (Dalkıran 2006). Semiz (2014) yaptığı çalıĢmasında MustafakemalpaĢa Çayı‟ndaki bor seviyesinin 2004 yılından sonra arttığını gözlemlemiĢtir. Bu artıĢı Emet Çayı‟ndan gelen suyun bor içeriğinin yüksek olmasından kaynaklandığını vurgulamıĢtır. Yüzey sularındaki arsenik kirliliği jeotermal su (termal su kaynakları) kaynakları sebebiyle artmaktadır (Omvene 2019). Omwene (2018), yüksek lisans tez çalıĢmasında MustafakemalpaĢa Çayı‟nda Cr, Ni, Pb, Zn, B ve As elementlerinin değerlerinin yüksek olduğunu gözlemlemiĢtir. Özellikle kömür ve krom madenciliği tesislerinin yakınında ağır metal değerlerinin yüksek oluĢu dikkat çekmiĢtir. Ağır metal kirliliği havzanın jeolojisinden kaynaklanmıĢ gibi görünse de dağılımlarını TavĢanlı, Tunçbilek ve Muhaciler kentsel yerleĢim yerlerinde iĢlenmemiĢ atık suyu çaya boĢalttıklarından dolayı olduğunu tespit etmiĢtir (Omwene 2018). Omwene ve ark. (2019), 2017 yılı Mart, Temmuz ve Ekim örneklemelerine ait Emet Çayı As ve B değerlerinin sırasıyla 1,88–1907 μg/L ve 0,01– 1900 mg/L arasında değiĢtiğini, Orhaneli Çayı‟nda As ve B değerlerinin sırasıyla 5,17 -116 μg/L ve 0,01- 5,45 mg/L arasında değiĢtiğini ifade etmiĢlerdir. Tokatlı (2012), doktora tezinde Emet Çayı‟nın havzanın jeolojik yapısında bor ve arsenik akümülasyonlarının önemli bir etken olduğunu belirlemiĢtir. Özellikle Emet Çayı‟na bor madenlerinin yakın oluĢu hem yeraltı suları hem de direkt deĢarjlar vasıtasıyla bor madenlerinin sistemi önemli ölçüde etkilediğini tespit etmiĢtir. Karacaoğlu (2006), Emet Çayı havzasının bor, arsenik, krom, 74 askıda katı madde (AKM) ve yerleĢim birimlerinin kanalizasyon atıklarının etkisi altında bulunduğunu belirtmiĢtir. Dalkıran (2006), çalıĢmasında havzanın jeolojik özellikleri, havza içinde bulunan kömür ve bor madenleri, havzanın çevresinde bulunan Ģehir ve kasabaların bulunması sebebiyle atıkların arıtılmadan akarsuya boĢaltılmasının akarsuda organik kirliliğin artıĢına sebep olduğunu tespit etmiĢtir. MustafakemalpaĢa Çayı havzasında önemli olan metallerden biri de Fe‟dir. MustafakemalpaĢa Çayı‟nda 2001-2002 periyodunda Fe yıllık ortalama değeri 665,2 µg/L, 2016-2017 periyodunda yıllık ortama değeri ise 793,89 µg/L olarak ölçülmüĢtür. YSKY (Anonim 2016)‟ye göre izin verilen Fe yıllık ortalama değeri 36 µg/L ve maksimum değeri 101 µg/L olarak belirtilmiĢtir. ÇalıĢmanın her iki periyodunda kaydedilen yıllık ortalama Fe değerleri yönetmelikte verilen sınır değerlerin üstünde tespit edilmiĢtir. Demir alglerin klorofilinin yapısına katılmadığı halde, sentezi için katalizör görevi yaptığından geliĢmesinde önemli rol oynayan bir elementtir (Cirik ve Cirik 1999). ÇalıĢma alanı havzasında önceki yıllarda yapılan çalıĢmalar incelendiğinde Dalkıran (2006) Orhaneli Çayı‟nda Fe deriĢimininin 0,03-4,71 mg/L arasında değiĢtiğini, Karacaoğlu (2006) ise Emet Çayı‟nda Fe deriĢiminin 0,01-20,5 mg/l arasında değiĢtiğini tespit etmiĢlerdir. Bu değerler MustafakemalpaĢa Çayı‟ndaki yüksek Fe değerlerinin Orhaneli ve Emet Çayları‟ndan kaynaklandığını göstermektedir. MustafakemalpaĢa Çayı‟nda 2001-2002 periyodunda epilitik diyatome florasında 41 cinse ait 97 takson tespit edilmiĢtir. Nitzschia (15 takson), Navicula (10 takson), Cymbella ve Gomphonema (7‟Ģer takson), Cocconeis (5 takson) ve Ulnaria (4 takson) cinsleri en fazla taksonla temsil edilmiĢlerdir. Surirella, Tryblionella ve Cyclotella cinsleri 3‟er takson, Amphora, Caloneis, Craticula, Cymbopleura, Diatoma, Encyonema, Fragilaria, Rhopalodia 2‟Ģer taksonla temsil edilirken, florada bulunan diğer cinsler ise 1‟er takson ile temsil edilmiĢlerdir. 2016-2017 periyodunda 31 cinse ait toplam 68 takson tespit edilmiĢtir. En çok takson sayısı Nitzschia (10 takson), Navicula (7 takson), Cymbella ve Gomphonema (6‟Ģer takson), Ulnaria (5 takson), Cocconeis (4 takson) cinslerine ait olmuĢtur. Amphora, Diatoma, Fragilaria, Rhopalodia, Tryblionella 2‟Ģer takson ile temsil edilmiĢlerdir. Florada bulunan diğer cinsler ise 1‟er takson ile temsil edilmiĢlerdir. Her iki periyotta da bollukları ve tekerrür oranları 75 bakımından florada en baskın olan taksonlar Achnanthidium minutissimum, Amphora ovalis, Amphora pediculus, Navicula tripunctata, Navicula veneta, Nitzschia frustulum, Rhoicosphenia abbreviata olup iki istasyonda da devamlı mevcut olarak tespit edilmiĢlerdir. Bolluk ve tekerrür oranları bakımından önemli taksonlardan biri olan Navicula capitatoradiata ise sadece 2001-2002 periyodunda gözlenmiĢtir. Türkiye alg florasında yaygın olarak bulunan türlerden Achnanthidium minutissimum, Cocconeis pediculus, Craticula subminuscula, Cyclotella meneghiniana, Gomphonema parvulum, Navicula capitatoradiata, Navicula cryptocephala, Navicula veneta, Nitzschia capitellata, Nitzschia inconspicua, Nitzschia palea, Nitzschia umbonata, Sellaphora pupula türleri yapılan çalıĢmamızda da baskın olan türlerdendir ve bu çalıĢmada tespit edilen türlerin ülkemizin çeĢitli su kaynaklarında gözlenen türler ile benzerlik gösterdiği belirlenmiĢtir (Gönülol 2017). Karacaoğlu (2006) doktora tez çalıĢmasında Emet Çayı epipelik diyatome florasında Achnanthes minutissima, Amphora perpusilla, Diatoma moniliformis taksonlarının toplam organizma içinde önemli taksonlar olduğunu ifade etmiĢlerdir, adı geçen bu taksonlar MustafakemalpaĢa Çayı epilitik diyatome florasında da tespit edilmiĢtir. Dalkıran (2006) tarafından yapılan doktora tez çalıĢmasında Orhaneli Çayı epilitik diyatome florasında tespit edilen Achnanthes minutissima, Amphora perpusilla, Cyclotella iris, Gomphonema olivaceum, Gomphonema parvulum, Nitzschia inconspicua, Navicula veneta taksonlarının MustafakemalpaĢa Çayı epilitik diyatome florasında da mevcut olduğu belirlenmiĢtir. Achnanthidium minutissimum florada baskın olan, önemli tekerrür ve nispi bolluk değerlerine ulaĢan, devamlı mevcut bulunan önemli taksonlardan biridir. Achnanthidium minutissimum türünün en yüksek nisbi bolluk değerine 2001-2002 periyodunda Kasım 2001‟de (% 33,25), 2016-2017 periyodunda Aralık 2016‟da (% 55,66) ulaĢtığı görülmüĢtür. Achnanthes türleri genellikle oligosaprob bölgenin baskın organizmalarıdır (Kalyoncu 2002). Achnanthidium minutissimum türünün farklı kirlilik kaynaklarında (ör: zirai, endüstriyel, evsel) farklı kirlilik seviyelerini tolere edebildiği söylenmektedir (Van Dam ve ark. 1994, Köster ve Hübener 2001). Bu türün besin tuzları ile kirlenmiĢ akarsularda ya düĢük yoğunlukta bulunduğu ya da hiç gözlenmediği, kirlenmemiĢ bölgelerin önemli indikatör türlerinden olduğu, organik 76 ve inorganik kirliliğe karĢı oldukça duyarlı türlerden biri olduğu ifade edilmektedir (Dere ve ark. 2006). Potapova ve ark. (2007), Achnanthidium minutissimum taksonunun nutrientler ile kirlenmiĢ akarsularda sadece düĢük yoğunlukta bulunduğunu ya da hiç gözlenmediğini bildirmiĢlerdir. B-Beres ve ark. (2014) yaptıkları çalıĢmalarında Achnanthidium minutissimum taksonunun düĢük besin seviyelerini gösterdiğini ve aynı özelliğin Amphora pediculus için de geçerli olduğunu tespit etmiĢlerdir. Amphora türlerinin ötrofikasyona toleranslı olduğu (Sıvacı ve ark. 2013) ve alkali ortamda yaygın olarak bulunduğu kabul edilmektedir. Amphora pediculus çalıĢmanın her iki örnekleme periyodunda da devamlı mevcut olarak gözlemlenen, önemli tekerrür ve nisbi bolluk değerine sahip bir taksondur. Amphora pediculus ötrofik su ile iliĢkili bir taksondur (Kelly ve Whitton 1995). Kelly ve ark (1995) yaptıkları çalıĢmalarının sonucunda ağır metallerle zenginleĢtirilmiĢ bölgelerde Amphora pediculus türüne bol miktarda rastlamıĢlardır. ÇalıĢmamızda Amphora pediculus taksonunun en yüksek nisbi bolluk değerlerine 2001-2002 periyodunda Nisan 2001‟de (% 33,57), 2016-2017 periyodunda Nisan 2017 (% 10,87) tarihinde ulaĢtıkları gözlenmiĢtir. B-Beres ve ark. (2014), Achnanthidium minutissimum ile Amphora pediculus türlerinin nispi bollukları ile su akıĢ hacmi arasında güçlü bir pozitif iliĢki bulmuĢlardır. AraĢtırmacılar çalıĢmalarında, her iki türün de nispi bolluklarının en yüksek olduğu aylarda, yüksek su akıĢ hacmi ve toplam azot değerinin (TN) düĢük olduğu aylarla karĢılaĢtıklarını belirtmiĢlerdir. Bu iki taksonun aylara bağlı değiĢimlerinin birbirlerine paralel oldukları, yağıĢların düĢtüğü yaz aylarında yoğunluklarını azalttıkları ifade edilmiĢtir. Ġki periyotta da tekerrür oranları yüksek ve devamlı mevcut olan Amphora ovalis taksonun, 2001-2002 periyodunda nisbi bolluğu % 0,43-% 2,5, 2016-2017 periyodunda % 0,3-% 3,9 aralığında çok düĢük değerlerde gözlemlenmiĢtir. Amphora türleri ötrofikasyona toleranslı olarak kabul edilmektedir (Bellinger ve ark. 2006). Amphora ovalis Cox‟a (1996) göre elektriksel iletkenliğe sahip sularda yaygın olarak bulunduğu ve az da olsa tuzlu (acı) sularda da bulunabileceği yönündedir. Stevenson ve ark. (2001) ise bu türün kirliliğe hassas türlerden biri olduğunu belirtmiĢlerdir. Çubuk (Gönülol 1985) ve Bayindir Baraj (Gönülol 1987) Gölü bentik alglerinden biri olan Amphora ovalis taksonunun alkali sularda dağılım gösteren bir diyatome olduğu belirtilmiĢtir. 77 Cocconeis placentula 2001-2002 periyodunda her iki istasyonda da devamlı mevcut olarak görülürken 2016-2017 periyodunda iki istasyonda da çoğunlukla mevcut olarak gözlemlenmiĢtir. Fakat en yüksek nisbi bolluk değeri 2016-2017 periyodunda gözlenmiĢtir. Bu tür en yüksek nisbi bolluk değerine Ağustos 2017 tarihinde % 12,54 olarak Döllük istasyonunda ulaĢmıĢtır. Cocconeis placentula türünün ileri derecede ötrofik sularda ve organik olarak az kirlenmiĢ sularda iyi geliĢtiği belirlenmiĢtir (Soininen 2002). Cocconeis placentula ülkemizdeki akarsuların nispeten kirlenmemiĢ ve ötrofik sularında yaygın olarak bulunmuĢtur (Gürbüz ve Kıvrak 2002, Kıvrak ve Gürbüz 2010). Cocconeis placentula pH‟ın 7‟den büyük olduğu ve düĢük N:P oranının olduğu sularda gözlemlenmektedir (Kelly 2000). Cocconeis placentula var. euglypta 2016-2017 periyodunda devamlı mevcut olurken, 2001-2002 periyodunda Döllük istasyonunda çoğunlukla mevcut ve Ayazköy istasyonunda ekseriya mevcut olarak gözlemlenmiĢtir. Nisbi bolluk değeri ise en fazla Ağustos 2017 tarihinde % 4,48 olarak düĢük bir değerde tespit edilmiĢtir. Yılmaz (2013) yaptığı tez çalıĢmasında Cocconeis placentula var. euglypta ve Cocconeis pediculus türlerinin özellikle sıcaklık ile pozitif iliĢki gösterdiğini gözlemlemiĢtir. Kıvrak ve Gürbüz (2010) Tortum Çayı‟nda yaptıkları araĢtırmalarında dominant diyatome türlerinden iki grup (ötrofik ve kirlenmiĢ) oluĢturmuĢlardır. I. grupta (ötrofik) Cocconeis placentula var. euglypta türü ve II. grupta (kirlenmiĢ) Nitzschia palea ve Navicula cryptocephala türlerinin dominant türler olduğunu belirlemiĢlerdir. Cymbella affinis çalıĢmada önemli türlerden biridir. En yüksek nisbi bolluk (% 19,32) değerine 2016-2017 periyodunda Haziran 20017 tarihinde Döllük istasyonunda ulaĢmıĢtır. Solak ve ark. (2009) yaptıkları araĢtırmalarında kireçlenmemiĢ ve kirlenmemiĢ istasyonlarda yüksek yoğunlukta Cymbella affinis türünün bulunduğunu belirtmiĢlerdir. Kireçlenmeye maruz kalıp kirlenmeye dayanıklı taksonlar arasında Gomphonema parvulum, Nitzschia palea, Nitzschia capitellata ve Navicula cryptocephala türlerinin bulunduğu belirtilmiĢtir. Cymbella affinis oksijen bakımından zengin temiz sularda baskınlık gösteren taksondur (Bingöl ve ark. 2007). Bingöl ve ark. (2007), Yukarı Porsuk Çayı‟nda yaptıkları çalıĢmalarında Cymbella affinis taksonunun temiz bölgelerde baskınlık gösterdiğini ve baskınlık derecesinin artan kirliliğe bağlı 78 olarak düĢtüğünü tespit etmiĢlerdir. Cymbella cistula en yüksek nisbi bolluk değeri Mart 2017 tarihinde Döllük istasyonunda belirlenmiĢtir. Cymbella cistula türünün yüksek elektriksel iletkenliğe sahip suları tercih ettiği bildirilmiĢtir (Cox 1996). Cymbella helvetica türü için her iki istasyona bakıldığında nisbi bolluk değerlerinin 2016-2017 periyodunda biraz daha yüksek olduğu gözlemlenmiĢtir. Bu tür, en yüksek nisbi bolluk değerine Mart 2017 tarihinde Döllük istasyonunda ulaĢmıĢtır. Cymbella helvetica türünün akarsuların oligotrofik-ötrofik bölgelerine uyumlu, yüksek elektriksel iletkenliğe sahip olan sularda sıkça rastlanan yaygın bir tür olduğu belirtilmiĢtir (Cox 1996). Diatoma moniliformis türünün Haziran 2017 tarihinde Döllük istasyonunda en yüksek nisbi bolluk değeri (7,9) belirlenmiĢtir. Epifitik olan Diatoma moniliformis türü yüksek elektrolit içeriğine sahip sularda gözlemlenmiĢtir (Cox 1996). Gomphonema parvulum türünün en yüksek nisbi bolluk değeri 2001-2002 periyodunda Ayazköy istasyonunda Kasım 2001 (% 4,22) tarihinde ulaĢmıĢtır. Gomphonema parvulum çoğunlukla polisaprobik koĢullara tolerans gösteren bir taksondur (Lange- Bertalot 1979). Organik olarak kirlenmiĢ sularda bulunur (Kelly ve Whitton 1995). Medley ve Clements (1998) bu taksonu diğer diyatome taksonlarına kıyasla metallere karĢı oldukça hassas bulmuĢlardır. Ivorra ve ark. (2002), Gomphonema parvulum türü ile yaptıkları çalıĢmalarında metallere karĢı hassas olmalarına rağmen belli bir süreden sonra adapte olarak sayılarının normale döndüğünü gözlemlemiĢlerdir. Gomphonema parvulum türünün nehirlerdeki çok çeĢitli fiziksel ve kimyasal strese (genetik olarak) adapte olabilen bir tür olduğu sonucuna varmıĢlardır. Gomphonema olivaceum tekerrür oranları bakımından önemli bir türdür. 2001-2002 periyodunda sadece Döllük istasyonunda çoğunlukla mevcut olarak gözlemlenirken, 2001-2002 periyodu Ayazköy istasyonu ile 2016-2017 periyodu her iki isyasyonda da devamlı mevcut olarak gözlemlenmiĢtir. Bu tür en yüksek nisbi bolluk değerine (% 6,68) Ocak 2017 tarihinde Ayazköy istasyonunda ulaĢmıĢtır. Gomphonema olivaceum α-β mesosaprobik sulara toleranslıdır ve kirliliğe karĢı hassas bir türdür (Lange-Bertalot 2013). Navicula türlerinin organik madde bakımından zengin ortamlarda bulunabildiği gibi organik madde bakımından fakir ortamlarda da yaygın ve bol olarak bulunabileceği açıklanmıĢtır (Kıvrak ve Gürbüz 2010). Navicula tripunctata ve Navicula veneta önemli 79 nisbi bolluk ve tekerrür oranlarına sahip türlerdendir. Her iki periyotta ve her iki istasyonda da % 100 tekerrür oranına sahip olarak devamlı mevcut türlerin arasına yerleĢmiĢlerdir. Navicula tripunctata en yüksek nisbi bolluk değerine ġubat 2017 tarihinde % 18,1 olarak ulaĢmıĢtır. Navicula veneta ise her iki periyotta da nisbi bolluk değerleri yüksek olarak birbirine yakın değerlerde belirlenmiĢtir ve en yüksek nisbi bolluk değeri (% 20,096) Nisan 2002 tarihinde belirlenmiĢtir. Navicula tripunctata, genellikle I-II. su kalite sınıfını temsil eden organizmalardandır (Kalyoncu ve Barlas 1997). Navicula cryptotenella, düĢük besinli temiz sularda yetiĢen oligotrafentlerdendir (Miho ve ark. 2004). Navicula cryptotenella ve Nitzschia palea taksonları subtropikal / tropikal tatlı sularına ve karstik sulak alanlarına özgüdür (La Hée ve Gaiser 2012). Nitzschia cinsine ait çoğu takson acısu ve besin tuzlarınca zengin, oksijence fakir olan sularda bulunma eğilimi göstermektedir (Van Dam ve ark. 1994). Nitzschia cinsine ait türler içerisinde kirliliğe toleranslı birçok tür barındırmakta olup, insan etkisi yolu ile besin tuzları veya biyolojik olarak parçalanıp bozunabilen organik materyalleri alan ortamlarda çok sayıda bulunmaktadır (Hustedt 1957). MustafakemalpaĢa Çayı‟nda bu cinse ait taksonlardan bolluk değeri ve tekerrürleri bakımından önemli olan Nitzschia amphibia türünün kirlilik yükü fazla olan Ayazköy de nisbi bolluk değerlerinin yüksek olduğu gözlenmiĢtir. Özellikle her iki periyoda bakıldığında en yüksek nisbi bolluk değeri % 40,13 olarak Eylül 2001 tarihinde Ayazköy istasyonunda gözlenmiĢtir. Nitzschia amphibia türü yüksek fosfor varlığında yaĢayan ve yüksek fosfor varlığını tespit eden indikatör bir organizmadır (McCormick ve Stevenson 1998). Çelekli ve ark. (2019), Nitzschia amphibia türünün yüksek trofik değerler gösteren türlerden biri olduğunu tespit etmiĢtir. Nitzschia amphibia türünün alfa–mezosaprobik suları temsil ettiği araĢtırmacılar tarafından bildirilmiĢtir. Krstić ve ark. (1999), Nitzschia dissipata taksonunun α-β-mesosaprobic koĢullarda daha çok rastlanıldığını belirtmiĢlerdir. AraĢtırmacılar tarafından Nitzschia dissipata oldukça yaygın bir takson olup orta ve yüksek elektrolit içeren ötrofik suları tercih eden bir tür olarak tanımlanmıĢlardır. Nitzschia fonticola çok yüksek olmayan elektrolit içeriğine sahip sularda yaygındır (Cox 1996). Zebek (2014) yaptığı araĢtırmasında Nitzschia fustulum türünün bolluk artıĢının yağıĢ miktarıyla yakından iliĢkili olduğunu belirtmiĢtir. Gomà ve ark. (2004) yaptığı araĢtırmalarında Navicula veneta, Nitzschia palea ve Nitzschia frustulum düĢük 80 fosfat konsantrasyonlarına sahip ve kirliliğe karĢı son derece toleranslı türlerden olduğunu tespit etmiĢlerdir. Nitzschia palea türünün nisbi bolluk değerleri 2001-2002 periyodunda daha yüksek değerlere ulaĢtığı gözlenmiĢtir. 2001-2002 periyodunda en yüksek nisbi bolluk değeri % 13,43 olarak (ġubat 2002) Ayazköy istasyonunda gözlenirken, 2016-2017 yılında nisbi bolluk değeri düĢerek en yüksek % 3,11 olarak (Kasım 2016) Ayazköy istasyonunda gözlenmiĢtir. Nitzschia palea mezosaprobik Ģartlardan polisaprobik Ģartlara kadar hoĢgörü gösterebilmektedir (Cox 1996). Kalyoncu ve ark. (2009) Nitzschia palea taksonunu yoğun toksik etkilere karĢı toleranslı tür olarak ifade etmiĢ ve yaptığı analizlere göre II-III. ve III. su kalite sınıfına dahil su bölümlerinde iyi geliĢim gösterdiğini belirtmiĢtir. Nitzschia inconspicua türü nisbi bolluk değerlerine göre iki periyot karĢılaĢtırıldığında 2001-2002 periyodunda önemli ve gözle görülür derece bir fark olduğu tespit edilmiĢtir. 2001-2002 periyodunda her iki istasyona göre nisbi bolluk değerlerinin ortalaması % 7,69 olurken 2016-2017 periyodunda bu ortalama düĢerek % 1,62 olarak gözlemlenmiĢtir. Bu tür en yüksek nisbi bolluk değerine (% 22,28) Mayıs 2001 tarihinde Döllük istasyonunda ulaĢmıĢtır. Nitzschia inconspicua kozmopolit türlerden biri olduğu birçok araĢtırmacı tarafından yazılmıĢtır. ÇalıĢmada gözlenen taksonlardan biri olan Rhoicosphenia abbreviata iki periyotta da gözlenmiĢtir. Bu türün 2016-2017 periyodunda nisbi bolluk değerleri özellikle Ayazköy istasyonunda yüksek çıkmıĢtır. Aralık 2016 tarihinde Ayazköy istasyonunda en yüksek nisbi bolluk değeri % 45,5 olarak tespit edilmiĢtir. Rhoicosphenia abbreviata türünün genellikle yüksek elektriksel iletkenliğe sahip tuzlu (acı) suların epifitik florasında bulunabilen, β-α mezosaprobik (Cox 1996) koĢullarda kirliliğe toleranslı bol ve yaygın olarak bulunan bir tür olduğu bildirilmiĢtir. Ulnaria ulna tekerrür oranları bakımından önemli bir türdür. Sadece 2001-2002 periyodunda Döllük istasyonu (çoğunlukla mevcut) hariç, 2001-2002 periyodu Ayazköy istasyonu ve 2016-2017 periyodu her iki istasyonda da devamlı mevcut olmuĢtur. Ulnaria ulna taksonunun her iki periyotta da gözlenen en yüksek nisbi bolluk değeri birbirine çok yakındır. Ulnaria ulna, Mart 2002 (% 6,51) ve Temmuz 2017 (% 6,02) tarihlerinde en yüksek nisbi bolluk değerlerine ulaĢmıĢlardır. Ulnaria ulna türünün 81 organik kirliliğe toleranslı bir tür olduğu bildirilmiĢtir (Szczepocka ve Szulc 2009). Ulnaria ulna pH 7‟den yüksek olan tatlısularda oldukça yaygın bir taksondur (Kelly 2000). Ulnaria ulna, mesotrofik sulardan ötrofik sulara kadar bulunabilen bir taksondur (Cox 1996). Ulnaria ulna organik kirliliğe toleranslı türlerdendir (Palmer 1969). Kavya ve Ulavi (2014), Ulnaria ulna türünün antropojenik kirliliği gösteren en yaygın tür olduğunu bildirmiĢlerdir. Ulnaria acus ve Ulnaria danica çalıĢma alanında önemli tekerrür oranlarına sahip iki türdür. Ulnaria acus 2016-2017 periyodunda her iki istasyonda da devamlı mevcut olurken, Ulnaria danica 2016-2017 periyodunda sadece Ayazköy istasyonunda devamlı mevcut olmuĢlardır. Ulnaria acus, α–β mezosaprobik koĢullara toleranslı türlerden biridir. De Seve (1993) ise Ulnaria acus türünü oligohalobien bir takson olarak tanımlamıĢtır. Melosira varians türü 2016-2017 periyodunda Mayıs 2017 tarihinde Döllük istasyonunda en yüksek nisbi bolluk değerine (% 19,70) ulaĢmıĢtır. Kolkwitz ve Marson (1909) Melosira varians türünün β-mezosaprobik zonlarda, Kalyoncu (1996) akarsuyun kirli bölgelerinde, Cox (1996) ötrofik sularda baskın bir Ģekilde bulunduğunu tespit etmiĢlerdir. ÇalıĢmamızda da gözlenen Melosira varians türüne Murat Çayı (Tokatlı ve Dayıoğlu 2011)‟nda yapılan çalıĢmada da rastlanmıĢtır. Bu çalıĢmada Cyclotella meneghiniana türü önemli tekerrür ve nisbi bolluk değerlerine sahip bulunmuĢtur. Bu türün 2001-2002 periyodunda en yüksek nisbi bolluk değeri % 36,75 (Ağustos 2001) olarak gözlemlenirken, 2016-2017 periyodunda en yüksek nisbi bolluk değeri % 20,97 (Ağustos 2017) olarak gözlemlenmiĢtir. Her iki periyotta da en yüksek nisbi bolluk değerlerine Ayazköy istasyonunda ulaĢılmıĢtır. Cyclotella cinsine ait türlerin kirliliğe karĢı tolerans derecesi yüksek diyatomeler olduğu bildirilmiĢtir (Atıcı ve Ahıska 2005). MustafakemalpaĢa Çayı‟nda yaptığımız örneklemelerde dominant olan Cocconeis placentula, Cyclotella meneghiniana, Encyonema minutum, Sellaphora pupula, Cymatopleura solea, Amphora veneta, Amphora pediculus, Ulnaria ulna, Gomphonema parvulum, Gomphonema angustatum, Navicula cryptocephala ve Nitzschia palea taksonları Akarçay‟da (Kıvrak ve ark 2012) yapılan çalıĢmada da dominant olarak gözlemlenmiĢtir. 82 2001-2002 yılında epilitik diyatome florasında Bacillariophyta divizyosuna ait toplam 97 takson, 2016-2017 yılında ise Bacillariophyta divizyosuna ait 68 epilitik diyatome taksonu bulunmuĢtur. ÇalıĢmanın ilk periyodu (2001-2002) diyatome florası açısından zengin iken 2016-2017 periyodunda takson sayısında düĢüĢ olduğu tespit edilmiĢtir. Ġki farklı örnekleme periyoduna ait diyatome florası karĢılaĢtırıldığında ilk periyotta önemli tekerrür oranlarına sahip Craticula cuspidata, Cymatopleura elliptica, Gomphonema angustatum, Meridion circulare, Navicula capitatoradiata, Nitzschia acicularis, Platessa salinarum ve Surrirella angusta türlerinin ikinci periyotta gözden kaybolduğu görülmektedir. Navicula capitatoradiata 2001-2002 örnekleme periyodunda her iki istasyonda da % 100 tekerrür oranına sahip olarak devamlı mevcut olmuĢtur. Nisbi bolluk değerleri % 0,12 ile % 20,25 arasında değiĢmiĢtir ve en yüksek nisbi bolluk değerine (% 20,25) Kasım 2001‟de ulaĢmıĢtır. Aynı tür 2016-2017 periyodunda ortadan kalktığı gözlenmiĢ ve 2016-2017 periyodunda bu türe rastlanmamıĢtır. Kirliliğe toleranslı türler arasında olduğu gözlemlenmiĢtir. Krstić ve ark. (1999), Navicula capitatoradiata türüne Β-α mezosaprobik koĢullarda rastlanıldığını belirtmiĢtir. DüĢük nisbi bolluk değeri gösteren Nitzschia acicularis, nisbi bolluk değeri en fazla % 1,31 olarak Haziran 2001 tarihinde Ayazköy istasyonunda gözlemlenmiĢtir. Sadece 2001- 2002 periyodunda karĢılaĢılan diğer türlerden Platessa salinarum kozmopolit bir tür olup mineral içeriği zengin sularda tespit edilmiĢtir (Krammer ve Lange-Bertalot 1986). Platessa salinarum en yüksek nisbi bolluk değerine (% 5,85) Ağustos 2001 tarihinde Ayazköy istasonunda ulaĢabilmiĢtir. Craticula cuspidata türünün çalıĢma boyunca ulaĢtığı en yüksek nisbi bolluk değeri Eylül 2001 tarihinde (Döllük) % 1,6 olarak gözlemlenmiĢtir. Craticula cuspidata türü kirliliğe toleranslı türler arasındadır (Palmer 1969). Surirella angusta türünün en yüksek nisbi bolluk değeri % 2,63 olarak Haziran 2001 tarihinde Ayazköy istasyonunda tespit edilmiĢtir. Salomoni ve ark. (2006), yaptıkları çalıĢmada Surirella angusta türünü toleranslı ve geniĢ dağılımlı tür olarak ifade etmiĢlerdir. Surirella angusta taksonu Hancock (1973)‟a göre alkalik karaktere sahip sularda görülmüĢtür. Fragilaria vaucheriae türünün en yüksek nisbi bolluk değeri Ayazköy istasyonunda % 1,77 (Nisan 2002), Döllük istasyonunda % 1,76 (Mayıs 2002) olarak birbirine yakın değerler göstermiĢtir. Fragilaria vaucheriae ötrofentik karakterli 83 sularda gözlemlenmektedir (Van dam ve ark. 1994). Schoeman (1976), Fragilaria vaucheriae ile Surrirella angusta taksonlarının aynı kategoride yer aldığını ve iki taksonunda oksijence zengin ortamlarda bulunan oksijen indikatörü olduğunu belirtmiĢtir. Gomphonema angustatum türünün ulaĢabildiği en yüksek nisbi bolluk değeri % 3,39 (ġubat 2002) olarak Döllük istasyonunda kaydedilmiĢtir. Gomphonema angustatum türü sadece tatlısu özelliği gösteren sularda bulunduğu bildirilmiĢtir (Krammer ve Lange-Bertalot 1986). Meridion circulare türünün en yüksek nisbi bolluk değeri % 11,48 olarak Ocak 2002 tarihinde Ayazköy istasyonunda kaydedilmiĢtir. Cox (1996); Meridion circulare bol kalkerli ve soğuk olan sularda fazla miktarda bulunduğunu vurgulamıĢtır. Meridion circulare temiz sularda bulunan bir taksondur (Palmer 1969). Meridion circulare oligosaprop bölgenin baskın organizmalarındandır (Kolkwitz ve Marson 1909). Yüksek elektriksel iletkenliğe sahip sularda yaygın olarak bulunduğu bilinen (Cox 1996) Cymatopleura elliptica türünün MustafakemalpaĢa Çayı‟nda genellikle Döllük istasyonunda gözlenmiĢ ve önemli nisbi bolluk (% 0,32) değerlerine ulaĢamadığı tespit edilmiĢtir. 2016-2017 periyodunda tespit edilen ancak 2001-2002 periyodunda rastlanılmayan tek cins Halamphora olmuĢtur. Halamphora cinsine ait tespit edilen tek tür olan Halamphora montana gözlenen diğer taksonlara göre daha yüksek tekerrür oranına sahip olmuĢtur. Sadece Döllük istasyonunda gözlenen Halamphora montana türü en yüksek nisbi bolluk değerine % 0,36 olarak Ekim 2016 tarihinde ulaĢmıĢtır. Halamphora montana yüksek oksijen seviyesine sahip, bentik ve alkalifil bir türdür (Sıvacı ve ark. 2013). TDI indeksi nehirlerin trofik seviyelerini belirlemek için suların besin tuzu konsantrasyonlarına diyatome türlerinin hassasiyeti göz önünde bulundurularak geliĢtirilmiĢ, düĢük değerleri düĢük nutrient seviyelerini gösterirken, yüksek indeks değerlerinin ötrofik koĢulları yansıttığı bir indeks türüdür (Kelly 1998). Yani TDI indeksi, diyatome türlerinin hassasiyetine ve suların besin tuzu konsantrasyonlarına dayanılarak geliĢtirilmiĢ bir indekstir (Kelly ve Whitton 1995). MustafakemalpaĢa 84 Çayı‟nda 2001-2002 örnekleme periyodunda TDI indeksi yıllık ortalaması 71,84 olmuĢtur. 2016-2017 örnekleme periyodunda TDI indeksi yıllık ortalaması 62,94 olmuĢtur. TDI sonuçları her iki örnekleme periyodunda da çalıĢma alanının IV. sınıf yani ötrofik olduğunu göstermektedir. Ġki örnekleme periyodunda istasyonlarda hesaplanan yıllık ortalama TDI sonuçları ayrı olarak değerlendirildiğinde iki örnekleme periyodunda da Ayazköy istasyonuna ait değerlerin daha yüksek bulunduğu ortaya çıkmıĢtır. Ayazköy istasyonu konumu itibariyle Çay‟ın mansabında yer almakta olup, MustafakemalpaĢa ilçesi‟nin evsel ve endüstriyel atıksularının etkisi altında kalmaktadır. Kimyasal analiz sonuçları besin tuzları açısından özellikle de fosfat fosforu ve toplam fosfor açısından incelendiğinde 2001-2002 örnekleme periyodunda TP‟a göre IV.sınıf, fosfat fosforuna göre III.sınıf ; 2016-2017 örnekleme periyodunda TP‟a göre III. sınıf, fosfat fosforuna göre II.sınıf su kalitesinde olduğu tespit edilmiĢtir. Her iki örnekleme periyodu birbiriyle karĢılaĢtırıldığında hem TDI, hem de fosfat değerlerinin düĢtüğü gözlenmiĢtir. TDI indeksi taksonların fosfat hassasiyetlerine bağlı olarak akarsularda trofik seviyenin belirlenmesi için geliĢtirilmiĢ bir indekstir. TDI indeksi değerleri ile fosfat değerleri her iki örnekleme döneminde de uyumlu bulunmuĢtur. Bu bulgu TDI indeksinin MustafakemalpaĢa Çayı‟nın biyolojik su kalitesinin belirlenmesinde uygun bir indeks olduğunu göstermektedir. 2001-2002 periyodunda MustafakemalpaĢa Çayı‟nın mansap bölgesinde kalan Ayazköy istasyonunun yıllık ortalama TDI değeri (77,27), Döllük istasyonunun yıllık ortalama TDI değerinden (65,51) daha yüksek çıktığı tespit edilmiĢtir. Aynı durumun 2016-2017 periyodunda da gözlendiği ve Ayazköy istasyonunun (73,3), Döllük istasyonuna göre (52,58) daha yüksek yıllık ortalama TDI değerine ulaĢtığı belirlenmiĢtir. Ġstasyonların genel ortalamalarına bakıldığında 2001-2002 periyodunda yıllık ortalama TDI değerinin (71,39), 2016-2017 periyoduna (62,94) göre düĢtüğü gözlemlensede trofik seviyesinin aynı kaldığı tespit edilmiĢtir. Yani MustafakemalpaĢa Çayı iki farklı periyotta da ötrofik su kalitesine sahiptir. Ötrofik sularda yaygın olaral dağılım gösteren Amphora pediculus, Cocconeis placentula, Cocconeis placentula var. euglypta, Cymbella helvetica, Fragilaria vaucheriae, Melosira varians, Nitzschia dissipata türleri MustafakemalpaĢa Çayı‟nda önemli oranda olduğu bulunmuĢtur. Bu durum 85 MustafakemalpaĢa Çayı‟nın ötrofik olduğun göstermektedir ve TDI sonuçlarını doğrulamaktadır. Bursa ilinin önemli su kaynaklarından birini oluĢturan MustafakemalpaĢa Çayı, ülkemizin önemli Ramsar alanlarından biri olan Uluabat Gölü‟nü besleyen ana kaynak olması sebebiyle büyük öneme sahiptir. MustafakemalpaĢa Çayı‟nın su kalitesi ve ağır metal içeriği ile ilgili önceki yıllarda yapılmıĢ çalıĢmalar oldukça sınırlıdır (Semiz 2014, Omwene 2019). Bununla birlikte MustafakemalpaĢa Çayı‟nda alg florasını belirlemeye yönelik önceki yıllarda yapılmıĢ kayıtlı bir çalıĢma mevcut değildir. Yapılan bu tez çalıĢması ile Çay‟ın epilitik diyatome florası ortaya konmuĢ, aynı zamanda epilitik diyatomelere dayalı biyolojik su kalitesi belirlenmiĢtir. MustafakemalpaĢa Çayı‟nda biyolojik su kalitesi ile ilgili olarak yapılmıĢ literatürde yer alan tek çalıĢma ġentürk (2003)‟e aittir. ġentürk (2003) tarafından yapılan yüksek lisans tez çalıĢmasında Orhaneli, Emet ve MustafakemalpaĢa Çayları‟nın su kalitesi Kasım 2000-Temmuz 2001 tarihleri arasında mevsimsel olarak alınan örneklerde fizikokimyasal analizler ve bentik omurgasızlar kullanılarak belirlenmiĢtir. ÇalıĢmasında örnekleme yaptığı istasyonlar bu tez çalıĢmasında da örnekleme yapılan istasyonlar olmuĢtur. Bentik omurgasızlara dayalı uygulanan indekslere göre su kalitesinin I.-III. arasında değiĢtiği, çoğunlukla I. sınıf olarak bulunduğu ifade edilmiĢtir. ÇalıĢmanın iki örnekleme periyoduna ait epilitik diyatome takson sayıları karĢılaĢtırıldığında zamana bağlı olarak takson sayısında azalma olduğu tespit edilmiĢtir. MustafakemalpaĢa Çayı epilitik diyatome florasında 2001-2002 örnekleme periyodunda 41 cinse ait toplam 97 takson, 2016-2017 örnekleme periyodunda 31 cinse ait toplam 68 takson tespit edilmiĢtir. ÇalıĢma dönemi boyunca yıllık ortalama takson zenginliği değerleri 2001-2002 periyodunda 39 takson, 2016-2017 periyodunda 34 takson olmuĢtur. Yüksek tür zenginliğinin yüksek biyotik bütünlüğü gösterdiği varsayılmaktadır, çünkü birçok tür habitatta mevcut koĢullara adapte olmuĢtur. Artan kirlilik sebebiyle birçok türün stres altında kalması nedeniyle tür zenginliğinin azalması beklenmektedir. Besin tuzlarının artıĢıyla oluĢan organik kirlilik baskın olan türlerin birey sayısını arttırmasına rağmen çeĢitliliğin azalmasına sebep olmaktadır (Kalyoncu ve ark. 2008). Bununla birlikte tür zenginliği habitattaki düĢük besinler, düĢük ıĢık 86 veya diğer faktörler sebebiyle de azalabilmektedir (Bahls ve ark. 1992). Buna göre çalıĢma yapılan iki farklı periyotta epilitik diyatome takson sayılarının zamanla düĢtüğü görünmektedir. Diyatome takson sayılarının zamana bağlı azalmasında çalıĢma alanının kirliliğe maruz kalması ve havzadaki ağır metal yükünün fazlalığının etkili olabileceği düĢünülmektedir. ÇalıĢma alanının dönem dönem kuruması ve dönem dönem yoğun yağıĢın altında kalmasından dolayı baskın olan taksonların değiĢken Ģartlara uyum sağlayabildikleri düĢünülmektedir. Fakat zamanla tür azalması Çay‟ın kirlilik yönünden kritik noktaya doğru gittiğini göstermektedir. ÇalıĢmada TDI indeksi uygulanmıĢ ve MustafakemalpaĢa Çayı‟nın trofik durumunun ötrofik seviyede olduğu belirlenmiĢtir. TDI indeksinin su sistemlerinin trofik seviyelerinin belirlenmesinde uygun bir metrik olduğu ve biyolojik su kalitesinin belirlenmesinde epilitik diyatomelerin iyi bir indikatör organizma grubu olduğu çeĢitli çalıĢmalarda ortaya konmuĢtur. Ayrıca çalıĢma sonuçları değerlendirildiğinde epilitik diyatomelerin komunite yapısına dayanarak hesaplanan TDI indeksinin MustafakemalpaĢa Çayı‟nın biyolojik su kalitesinin belirlenmesinde kullanılmasının iyi sonuçlar verdiği görülmüĢtür. ÇalıĢmamızda belirlenen kirlilik kaynaklarının zararlarını en aza indirgemek için arıtma sistemleri kullanılmalı ve tarım ilaçları kullanımı denetimleri kontrol altına alınmalıdır. Özellikle yöre halkına tarım ilaçları kullanımı ve tarım arazisinin sulanması hakkında eğitimler verilmelidir. Ayrıca Çay‟ın dönemsel olarak izlenmeye devam edilmesi gerekmektedir. Önlemler alınmaması durumunda hem çevre sağlığını hem de insan sağlığını tehdit eden büyük bir unsur haline gelecektir. 87 KAYNAKLAR Açıkalın, S. 2006. Sağlıklı içme suyu temini, Su Dünyası Dergisi, 38: 22-34. Anonim, 2016. Yerüstü Su Kalitesi Yönetmeliğinde DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik. Resmi Gazete, Tarihi: 10.08.2016, Sayı: 29797. Anonim, 2000. Water Framework Directive (WFD). Directive 2000/60/EC of the European Parliament and of the Council of 23 October 2000 establishing a framework for Community action in the field of water policy. Anonim, 1998. Standart Methods for the Examination of Water and Wastewater 20th Edition. American Public Health Association, Washington, 1193 pp. Arslan, N. 2013. Invisible face of boron pollution in fluvial ecosystem: the level in the tissues of sentinel and nectonic organisms. AMBIO, 42: 715-723. Atıcı, T., Ahıska, S. 2005. Pollutıon And Algae Of Ankara Stream. G.Ü. Fen Bilimleri Dergisi, 18(1): 51-59. Atıcı, T., Tokatlı, C., Çiçek, A. 2018. Dıatoms of Seydısuyu stream basın (Turkey) and assessment of water qualıty by statıstıcal and bıologıcal approaches. Sigma J Eng & Nat Sci, 36 (1): 271-288. Aysel, V., Gönüz, A., Bakan, A. N., Gezerler-ġipal, U. 1998. Oğlananası Gölü‟nün (Gaziemir, Ġzmir, Türkiye) Alg Florası. XIV. Ulusal Biyoloji Kongresi, Samsun. Bahls, L. R., Burkantıs, R., Tralles, S. 1992. Benchmark biology of Montana reference streams. Department of Health and Environmental Science, Water Quality Bureau, Helena, Montana. Baltacı, F. 2000. Su Analiz Metotları. T. C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Devlet Su ĠĢleri Genel Müdürlüğü, Ġçmesuyu ve Kanalizasyon Dairesi BaĢkanlığı, 335 s. Barlas, M. 1995. Akarsu Kirlenmesinin Biyolojik ve Kimyasal yönden Değerlendirilmesi ve Kriterleri. Doğu Anadolu Bölgesi I. ve II. Su Ürünleri Sempozyumu Bildirileri, 14-16 Haziran 1995, Erzurum. Barlas, M. 2002. Su Kalitesi Tayin Yöntemleri. Yüksek Lisans Ders Notları, Muğla, 37 s. Barlas, M., Mumcu, F., Dirican, S., Solak, C.N. 2001. Sarıçay (Muğla-Milas)'da yaĢayan epilitik diatomlarin su kalitesine bağlı olarak incelenmesi. IV. Ulusal Ekoloji ve Çevre Kongresi Bildiri Kitabı, 5-8 Ekim 2001, Muğla Üniversitesi, Muğla. B-Beres, V., Török, P., Kokai, Z., Krasznai, T. E., Tothmeresz, B., Bacsi, I. 2014. Ecological diatom guilds are useful but not sensitive enough as indicators of extremely changing water regimes. Hydrobiologia, 738: 191-204. 88 Bellinger, B. J., Cocquyt, C. O., Reilly, C. M. 2006. Benthic diatoms as indicators of eutrophication in tropical streams. Hydrobiologia, 573: 75–87. Beygirci, H. 2017. Piliç yetiĢtirme tesisi kapasite artıĢı, Bursa ili, MustafakemalpaĢa ilçesi, Ormankadı mahallesi, Malalçakları mevkii. MĠM ÇEVRE, ÇED BaĢvuru Dosyası, Bursa. Bıswas, A.K., 1997. Water resources, McGraw-Hill, USA, 736 pp. Bingöl, N. A., Özyurt, M. S., Dayıoğlu, H., Solak C. N., Leblebici, S. 2006. Porsuk nehri (kütahya) diyatomelerine bağlı saprobi indeksinin belirlenmesi. 18. Ulusal Biyoloji Kongresi, 26-30 Haziran, KuĢadası-Aydın. Bingöl, N. A., Özyurt, S. B., Dayıoğlu, H., Yamık, H., Solak C. N. 2007. Yukarı Porsuk Çayı (Kütahya) epilitik diyatomeleri. Çevre Koruma Dergisi, Ekoloj, 15(62): 23- 29. Cirik, ġ., Cirik, S., 1999. Su bitkileri (Deniz bitkilerinin biyolojisi ekolojisi yetiĢtirme teknikleri). Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Yayınları, 188 s. Cox, E. J. 1996. Identification of Freshwater Diatoms From Live Material. Chapman & Hall, London, 158 pp. Çelekli, A., Toudjanı, A. A., GümüĢ, E. Y., Kayhan, S., Lekesiz H. Ö., Çetın, T. 2019. Determination of trophic weight and indicator values of diatoms in Turkish running waters for water quality assessment. Turkish Journal of Botany, 43: 90-101. Çiçek, N. L. ve Ertan, Ö. O. 2012. Köprüçay Nehri epilitik alg çeĢitliliğinin bazı fizikokimyasal değiĢkenlerle iliĢkisi. Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Dergisi, 8(1): 22-41. Çiçek, N., L. Ertan, Ö., O. 2015. Köprüçay Nehri su kalitesinin epilitik diyotomlarla belirlenmesi (Antalya). Su Ürünleri Dergisi (EgeJFAS), 32(2): 65-78. Dalkıran, N. 2006. Orhaneli Çayı‟nın epilitik diyatomeleri ile bentik omurgasızlarının iliĢkilendirilmesi yoluyla kirlilik düzeyinin saptanması. Doktora Tezi, U.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, Biyoloji Anabilim Dalı, Bursa. Dalkıran, N., Karacaoğlu, D., Dere, ġ., ġentürk, E. 2008. Orhaneli Çayı‟nın kirlilik düzeyinin diyatomelere dayandırılarak saptanması. 19. Ulusal Biyoloji Kongresi Özet Kitapçığı, 23-27 Haziran, Trabzon. De Sève, M. A., 1993. Diatom bloom in the tidal freshwater zone of a turbid and shallow estuary, Rupert Bay (James Bay, Canada). Hydrobiologia, 269(1): 225-233. Demir, A. O., Aksoy, E., Torunlu, T., 1998. The environmental problems and solution suggestions of Lake Uluabat. T.C. Bursa BüyükĢehir, Yerel Gündem 21 Genel Sekreterliği, Uluabat ÇalıĢma Grubu, Türkiye. 89 Dere, ġ., Dalkıran, N., Karacaoğlu, D., Elmacı, A., Dülger, B., ġentürk, E. 2006. Relationships Among Epipelic Diatom Taxa, Bacterial Abundances And Water Quality Ġn A Highly Polluted Stram Catchment, Environmental Monitoring And Assessment, 112: 1-22. Descy, J.P., Coste, M. 1991. A test of methods for assessing water quality based on diatoms. Verhandlungen der internationale vereinigung für theoretische und angewandte Limnologie, 24: 2112-2116. Dodds, W. K., Jones, J. R., Welch, E. B. 1998. Suggested classification of stream trophic state: distributions of temperate stream types by chlorophyll, total nitrogen, and phosphorus. Water Res., 32 (5): 1455–1462. Ellenberg, H., Arndt, U., Bretthauer, R., Ruthsatz, B., Steubing, L., 1991. Biological monitoring; signals from the environment. Friaedr, Viewegand Sohn Verlagsgesellschaft mbH, Braunschweig, 318 pp. Girgin, S., Kazancı, N. 1994. Researches on Inland Waters of Turkey I: Evaluation of water quality of Ankara Stream using physicochemical and biological parameters, Özyurt Printinghouse, Ankara, 184 pp. Gomà, J., Ortız1, R., Cambra, J., Ector, L. 2004. Water Qualıty Evaluatıon In Catalonıan Medıterranean Rıvers Usıng Epılıthıc Dıatoms As Bıoındıcators. Dıatoms Indıces Water Qualıty Monıtorıng Medıterranean Rıvers, Vıe Mılıeu, 54 (2-3) : 81-90. Gönülol, A. 1985. Çubuk-I baraj Gölü Algleri Üzerinde AraĢtırmalar II. Kıyı Bölgesi Alglerinin Kompozisyonu ve Mevsimsel DeğiĢimi. Doğa Bilim Dergisi, A2 (9)2: 253- 268. Gönülol, A. 1987. Studies on the Benthic Algae of Bayındır Dam Lak. Doğa, Turkish Journal of Botany, 11(1): 38-55. Gönülol, A. 2017. Turkishalgae Electronic Publication, Samsun, Turkey. http://turkiyealgleri.omu.edu.tr.; searched on (EriĢim Trahih: 07 June 2019). Guiry, M. D., Guiry, G. M. 2019. AlgaeBase. World-wide electronic publication, National University of Ireland, Galway. http://www.algaebase.org; searched on (EriĢim Tarihi: 28.06.2019). Gürbüz, H., Kivrak, E. 2002. Use of epilithic diatoms to evaluate water quality in the Karasu River of Turkey. Journal of Environmental Biology, 23 (3): 239-46. Hancock, F. D. 1973. The ecology of the diatoms of the Klip River, Southern Transvaal. Hydrobiologia, 42(2-3): 243-284. Hill, B. H., 2000. Use of periphyton assemblage data as an index of integry. Journal of the North American Benthological Society, 19: 50–67. 90 Hustedt, F. 1957. Die Diatomeenflora des Flusssystems der Weser im Gebiet der Hansestadt Bremen. Bremen: Abhandlungen Naturwissenschaftlichen Verein, 34(3): 81– 440. Hustedt, F., 1930. Bacillariophyta (diatomeae). Heft: 10 a pascher die susswasser flora mitteleuropas, Gustav Fischer, Germany, 468 pp. Ivorra, N., Barranguet, C., Jonker, M., Kraak, M. H. S., Admiraal, W. 2002. Metal-induced tolerance in the freshwater microbenthic diatom Gomphonema parvulum. Environmental Pollution, 116: 147–157. Ġleri, S., Karaer, F., Katip, A., Onur, S. 2014. Sığ göllerde su kalitesi değerlendirmesi, Uluabat Gölü örneği. Uludağ Üniversitesi Mühendislik- Mimarlık Fakültesi Dergisi, 19(1): 47-57. Kalaycı, S., Kahya, E. 1998. Susurluk Havzası nehirlerinde su kalitesi trendlerinin belirlenmesi. Tr. J. of Engineering and Environmental Science, 22: 503 - 514. Kalyoncu, H. 1996. Isparta Çayı Algleri Üzerine Bir AraĢtırma. Yüksek Lisans Tezi, Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Biyoloji Anabilim Dalı, Isparta. Kalyoncu, H. 2002. Aksu Çayının Fiziksel, Kimyasal ve Biyolojik Yönden Ġncelenmesi. Doktora Tezi, Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Biyoloji Anabilim Dalı, Isparta. Kalyoncu, H. 2006. Isparta Deresi Su Kalitesinin Fizikokimyasal Parametrelere ve Epilitik Diyatomelere Göre Belirlenmesi. SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi Fen Dergisi, 1(1-2): 14-25. Kalyoncu, H., Barlas, M. 1997. Isparta Deresi‟nde yoğun olarak belirlenen epilitik diatomların su kalitesine bağlı olarak mevsimsel geliĢimleri. IX. Ulusal Su Ürünleri Sempozyumu, 17-19 Eylül 1997, Eğirdir-Isparta. Kalyoncu, H., Barlas, M. 1997. Su Kalitesine Bağlı Olarak Isparta Deresi‟nde Tespit Edilen Ġstasyonlarda Yoğun Olarak Belirlenen Epilitik Diyatomların Mevsimsel GeliĢimleri. IX. Ulusal Su Ürünleri Sempozyumu, 17-19 Eylül 1997, Eğirdir-Isparta. Kalyoncu, H., Barlas, M. 2006. Aksu Çayının su kalitesinin fizikokimyasal ve biyolojik yönden belirlenmesi. 18. Ulusal Biyoloji Kongresi, 26-30 Haziran 2006, KuĢadası-Aydın. Kalyoncu, H., Barlas, M., Ertan Ö.O. 2009b. Aksu Çayı‟nın Su Kalitesinin Biotik Ġndekslere (Diyatomlara ve Omurgasızlara Göre) ve Fizikokimyasal Parametrelere Göre Ġncelenmesi, Organizmaların Su Kalitesi Ġle ĠliĢkileri. Türk Bilim Araştırma Vakfı Dergisi, 2(1):14-25. 91 Kalyoncu, H., Barlas, M., Ertan, O. Ö., Gülboy, H., 2004. Ağlasun Deresi‟nin su kalitesinin fizikokimyasal parametrelere ve epilitik alglere göre belirlenmesi. Süleyman Demirel Üniversitesi Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Dergisi, 2(12): 7-14. Kalyoncu, H., Barlas, M., Ertan, Ö. O. 2009. Aksu Çayı‟nın su kalitesinin biotik indekslere (diyatomlara ve omurgasızlara göre) ve fizikokimyasal parametrelere göre incelenmesi. Organizmaların Su Kalitesi ile ĠliĢkileri. Tübav Bilim Dergisi, 2(1): 14-25. Kalyoncu, H., Barlas, M., Ertan. O. Ö., Gülboy, H. 2004. Ağlasun Deresi‟nin su kalitesinin fizikokimyasal parametrelere ve epilitik alglere göre belirlenmesi. Süleyman Demirel Üniv. Eğridir Su Ürünleri Fak. Dergis,. 2 (12): 7-14. Kalyoncu, H., Barlas, M., Yorulmaz, B. 2008. Aksu Çayı (Isparta-Antalya) epilitik alg çeĢitliliği ve akarsuyun fizikokimyasal yapısı arasındaki iliĢki. Ekoloji, 17(66): 15- 22. Kalyoncu, H., Çiçek, N.L., Akköz, C., Yorulmaz, B. 2009a. Comparative performance of diatom indices in aquatic pollution assessment. African Journal of Agricultural Research, 4(10): 1032-1040. Kalyoncu, H., Dayıoğlu, H., Kılcık, F. 2016. Using Diatoms in Water Quality Assessment in the Andık Stream (Isparta-Turkey). Fresenius Environmental Bulletin, 25(12): 5237-5244. Kalyoncu, H., ġerbetçi, B. 2013. Applicability of Diatom-Based Water Quality Assessment Indices in Darı Stream. World Academy of Science, Engineering and Technology International Journal of Environmental and Ecological Engineering, 7(6): 386-394. Karacaoğlu, D. 2006. Emet Çayı‟nın epipelik diyatomeleri ve bentik omurgasızlarının iliĢkilendirilmesi ile kirlilik düzeyinin saptanması. Doktora Tezi, Uludağ Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Biyoloji Anabilim Dalı, Bursa. Karacaoğlu, D., Dalkıran, N. 2017. Epilithic diatom assemblages and their relationships with enviromental variablaes in the Nilüfer Stream Basin. Environ. Monit. Assess., 189:227. Kavya, S., Ulavi, S. 2014. Bacillariophyceae as Ecological Indicators of water Quality in Two lakes of Mysore. Universal Journal of Environmental Research and Technology, 4(1):1-11. Kayhan, F. E., MuĢlu, M. N., Koç, N. D. 2009. Bazı Ağır Metallerin Sucul Organizmalar Üzerinde Yarattığı Stres Ve Biyolojik Yanıtlar. Journal of Fisheries Sciences, 3(2): 153-162. Kazancı, N. 2008. Limnolojide geliĢmeler. E.Ü. Su Ürünleri Dergisi, 25(4): 365-369. 92 Kelly, M. 2000. Identification of Common Benthic Diatoms in Rivers. Field Studies, 9: 583-700. Kelly, M. G. 1998. Use of the trophic diatom index to monitor eutrophication in rivers, Water Research, 32(1),236-242. Kelly, M. G., Adams, C., Graves, A. C., Jamıeson, J., Krokowski, J., Lycett, E. B., Murray-Bligh, J., Pritchard S., Wilkins. C. 2001. The trophic diatom ındex: a user‟s manual, revised edition. R&D Technical Report E2/TR2, Environment Agency, Bristol. Kelly, M. G., Penny, C. J., Whitton, B. A. 1995. Comparative performance of benthic diatom indices used to assess river water quality. Hydrobioligia, 302(3): 179–188. Kelly, M. G., Whıtton, B. A. 1995. The Trophic Diatom Index: a new index for monitoring eutrophication in rivers. Journal of Applied Phycology, 7: 433-444. Kıvrak, E., Gürbüz, H. 2010. Tortum Çayı'nın (Erzurum) epipelik diyatomeleri ve bazı fizikokimyasal özellikleri ile iliĢkisi. Çevre Koruma Dergisi, Ekoloji, 19(74): 102- 109. Kıvrak, E., Uygun, A., Kalyoncu, H. 2012. Akarçay‟ın (Afyonkarahisar, Türkiye) Su Kalitesini Değerlendirmek için Diyatome Ġndekslerinin Kullanılması. Afyon Kocatepe Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi, 12(021003): 27-38. Klee, O. 1991. Angewandte Hydrobiologie.- G. Theieme Verlag, 2. neubearbeitete und erweiterte Auflage, Stuttgart-New York, 272 pp. KocataĢ, A. 1994. Ekoloji ve Çevre Biyolojisi. Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Ders Kitapları Serisi, Bornova/Ġzmir, 564 s. Kolkwitz, R., Marsson, M. 1909. Ökologie der Tierischen Saprobien. Beiträge zur Lehre von der Biologische Gewässerbeurteilung. Int. Rev. Hydrobiol, 2: 125-152. Köster, D., Hübener, T. 2001. Application of Diatom Indices in a Planted Ditch Constructed for Tertiary Sewage Treatment in Schwaan, Germany. Int. Rev. Gesamten Hydrobiol, 86: 241–252. Krammer, K., Lange-Bertalot, H. 1991a. Süβwasserflora von Mitteleuropa Bacillariophyceae 3. Teil: Centrales, Fragilariaceae, Eunotiaceae. Gustav Fischer Verlag, Stuttgartt, New York, 576 pp. Krammer, K., Lange-Bertalot, H. 1997b. Süβwasserflora von Mitteleuropa Bacillariophyceae 2. Teil: Bacillariaceae, Epithemiaceae, Surirellaceae. Spektrum Akademischer Verlag, HeidelbergBerlin, 611 pp. Krammer, K., Lange-Bertalot, H. 1986. Bacillariophyceae. 1. Teil: Naviculaceae. In: Ettl H., Gerloff J., Heynig H. & Mollenhauer D. (Eds.) Süsswasser flora von Mitteleuropa, Band 2/1. Gustav Fischer Verlag: Stuttgart, New York, 1-876 pp. 93 Krammer, K., Lange-Bertalot, H. 1991b. Süβwasserflora von Mitteleuropa Bacillariophyceae 4. Teil: Achnanthaceae, Kritische Ergänzungen zu Navicula (Lineolatae) und Gomphonema Gesamtliteraturverzeichnis Teil 1-4. Gustav Fischer Verlag, Stuttgartt, 437 pp. Krammer, K., Lange-Bertalot, H. 1997a. Süβwasserflora von Mitteleuropa Bacillariophyceae 1. Teil: Naviculaceae. Spektrum Akademischer Verlag, Heidelberg/Berlin, 875 pp. Krstić, S., Levkov, Z., Stojanovski, P. 1999. Saprobiological characteristics of diatoms microflora in river ecosystems in the Republic of Macedonia as a parameter for determiation of the intensity of anthropogenic influence: Use of Algae for Monitoring Rivers III. Ed.: Prygiel, J., Whitton, B. A., Bukowska, J., Douai, pp: 145-153. La Hée, J. M., Gaiser, E. E. 2012. Benthic diatom assemblages as indicators of water quality in the Everglades and three tropical karstic wetlands. The Society for Freshwater Science, 31(1): 205-221. Lange-Bertalot H. 2013. Diatomeen im Süßwasser - Benthos von Mitteleuropa. Koeltz Sci. Books, Germany, 908 pp. Lange-Bertalot, H. 1979. Pollution tolerance of diatoms as a criterion for water quality estimation. Nova Hedwigia, 64: 285–304. Länderarbeitsgemeinschaft Wasser (LAWA), 1980. Die Gewässergütekarte der Bundesrepublik Deutschland. Esslingen/Neckar, Bechtle-Druck, 16 pp. Lirika, K., Alma, I., Magdalena, C., Dashnor, K. 2013. Ohrid Gölü'ndeki su kalitesinin değerlendirmesinde diatome ve makrofit endekslerinin kullanılması. Journal of the Faculty of Engineering and Architecture of Gazi University, 28(2): 393-400. Lowe, R. L., Pan, Y. 1996. Benthic Algal Communities as Biological Monitors: Algal Ecolocy Freshwaters Benthic Ecosystems, Ed.: Stevenson, R. J., Bothwell, M. L., Lowe, R. L., Academic Press, San Diago, pp: 705-739. MaraĢlıoğlu, F., Soylu, E. N., Karaca, S. A. 2017. Seasonal and spatial variation of epilithic algal community in batlama stream (Giresun, Turkey). Hittite Journal of Science and Engineering, 4(1): 39-44. McCormick, P. V., Stevenson, R. J. 1998. Periphyton as a tool for ecological assessment and management in the florida everglades. J Phycol, 34 (5): 726–733. Medley, C. N., Clements, W. H. 1998. Responses of diatom communities to heavy metals in streams: the influence of longitudinal variation. Ecological Applications, 8: 631–644. 94 Miho, A., Tase, D., Lange-Bertalot, H. 2004. Overview on diatoms from Ohrid Lake. Proceedings of BALWOIS (Water Observation and Information System for Balkan Countries), 25-29 May 2004, FY Republic of Macedonia. Morkoyunlu, Y. A., Gönülol, A. 2016. Evaluations of epilithic diatoms and biotıc index in Sakarya River, Turkey. Pak. J. Bot., 48(5): 2153-2158. Omwene, P. I. 2018. MustafakemalpaĢa Çayı Su Ve Sediment Kalitesinin Ġstatistik Teknikleri Ve Coğrafik Bilgi Sistemi Analizleri Kullanılarak Değerlendirilmesi. Yüksek Lisans Tezi, Gebze Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Çevere Mühendisliği Anabilim Dalı, Gebze. Omwene, P. I., Öncel, M. S., Çelen, M., Kobya, M. 2019. Influence of arsenic and boron on the water quality index in mining stressed catchments of Emet and Orhaneli streams (Turkey). Environ Monit Assess, 191: 199. Pala (Toprak), G., Çağlar, M. 2008. Peri Çayı (Tunceli/Türkiye) Epilitik Diyatomeleri ve Mevsimsel DeğiĢimleri. Fırat Üniversitesi Fen ve Mühendislik Bilimleri Dergisi, 20(4): 557-562. Palmer, C. M. 1969. A Composite Rating of Algae Tolerating Organic Pollution. Journal of Phycology and International Journal of Algal Research, 5 (1): 76- 82. Patrick, R. C., Reimer, W. 1966. The diatoms of the United States, Volume I. The Academy of Natural Sciences of Philadelphia, USA. 688 pp. Patrick, R. C., Reimer, W. 1975. The diatoms of the United States, Volume II. The Academy of Natural Sciences of Philadelphia, USA. 213 pp. Potapova, M. G., Charles, D. F., Ponader, K. C., Winter, D. M. 2004. Quantifying species indicator values for trophic diatom indices: comparison of approaches. Hydrobiologia, 517: 25–41. Prygiel, J., Coste, M. 1993. The assessment of water quality in the Artois-Picardie water basin (France) by the use of diatom indices. Hydrobiologia, 269/270: 343-349. Rott, E., Van Dam, H.,. Pıpp, E., Pall, K., Pfıster, P., Binder, N., Ortler, K. 1999. Indikationslisten für Aufwuchsalgen. Teil 2: Trophieindikation und autökologische Anmerkungen Bundesministerium für Land- und Forstwirtschaft. Wasserwirtschaftskataster, Wien, 248 pp. Round, F. E., Crawford, R. M., Mann, D. G. 1990. The diatoms. biology and morphology of the genera. Cambridge University Press, Cambridge. 747 pp. Sabancı, F. Ç., Koray, T. 2011. Ġzmir körfezi‟nde 2008-2010 yılları arasında diyatom tür komposizyonu ve tür çeĢitliliğinin mevsimsel değiĢimi. Ege J Fish Aqua Sci (Su Ürünleri Dergisi), 28(2): 53-58. 95 Salomoni, S. E., Rocha, O., Callegaro, V. L., Lobo, E. A. 2006. Epilithic diatoms as indicators of water quality in the Gravataı River. Hydrobiologia, 559: 233–246. Schoeman, F. R. 1976. Dıatom Indıcator Groups In The Assessment Of Water Qualıty In The Jukskeı-Crocodıle Rıver System (Transvaal, Republıc Of South Africa). Journal of the Limnological Society of Southern Africa, 2(1): 21-24. Semiz, G. D. 2014. Sulama suyu açısından bor içeriğinin değerlendirilmesi: Uluabat Gölünü besleyen Orhaneli, Emet Ve MustafakemalpaĢa Çayları. Tekirdağ Ziraat Fakültesi Dergisi, 11(1): 98-105. Sıvacı, E. R., Dere, ġ. 2007. Melendiz Çay‟ nın (Aksaray-Ihlara) Epilitik Diyatome Florasının Mevsimsel DeğiĢimi ve Su AkıĢının Toplam Organizmaya Etkisi. Çevre ve Ekoloji Dergisi, 16 (64): 29-36. Sıvacı, R. A., Barinova, S., Solak, C. N., Çobanoğlu, K. 2013. Ecological assessment of Great Lota Lake (Turkey) on the base of diatom communities. African Journal of Biotechnology, 12 (5): 453-464. Sladecek, V. 1973. System of Water Quality from the Biological point of View. Archiv für Hydrobiologie (Arch. Hydrobiol), 7(1):218. Soininen, J. 2004. Benthic diatom community structure in boreal streams. Ph.D. Thesis, Faculty of Biosciences, University of Helsinki, Finland. Soininen, J., 2002. Responses of epilithic diatom communities to environmental gradients in some Finnish Rivers. International Review of Hydrobiology, 87: 11- 24. Solak, C. N. 2011. The application of diatom ındices in the upper Porsuk Creek. Turkish Journal of Fisheries and Aquatic Sciences, 11: 31-36. Solak, C. N., Àcs, É. 2011. Water quality monitoring in european and turkish rivers using diatoms. Turkish Journal of Fisheries and Aquatic Sciences, 11: 329-337. Solak, C. N., Àcs, É., Dayioglu, H. 2009. The application of diatom indices in Felent Creek (Porsuk-Kütahya). Diatomededlingen, 33: 107 -109. Solak, C. N., Barinova, S., Acs, E., Dayığlu, H. 2012. Diversity an ecology of diatoms from Felent Creek (Sakarya river basin) Turkey. Turkish Journal of Botany (TUBITAK), 36: 191-203. Sömek, H., Balık, S. 2009. Karagöl‟ün (Dağ Gölü, Ġzmir-Türkiye) alg florası ve çevresel koĢullarının mevsimsel değiĢimi. Ege Üniversitesi Su Ürünleri Dergisi, 26(2), 121-28. Steinberg, C., Schiefele, S., 1988. Biological indication of trophy and pollution of running waters. Z. Wasser-Abwasser-Frosch, Germany, 234 pp. 96 Stevenson, R., Janl, P. V., McCormick, R., Frydenborg, R. 2001. Using algae to assess environmental conditions in wetlands. 1Dept. of Zoology, Michigan State University. 2The Nature Conservancy, Klamath Falls, OR. 3 Florida Dept.of Environmental Protection, Talahassee. Sukatar, A., Yorulmaz, B., Ayaz, D., Barlas, M. 2006. Emiralem Deresi‟nin (Ġzmir- Menemen) bazı fiziko-kimyasal ve biyolojik (Bentik Makroomurgasızlar) özelliklerinin incelenmesi. Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 10(3): 328-333. Szczepocka, E., Szulc, B. 2009. The use of benthic diatoms in estimating water quality of variously polluted rivers. Oceanological and Hydrobiological Studies, 38(1): 17–26. ġentürk, E. 2003. Orhaneli, Emet ve MustafakemalpaĢa Çaylarının Su Kalitesinin Belirlenmesi. Yüksek Lisans Tezi, Uludağ Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Biyoloji Anabilim Dalı, Bursa. Tanyolaç, J. 2000. Limnoloji (Tatlısu Bilimi). Hatiboğlu Yayınevi, Ankara, 237 s. Tanyolaç, J. 2009. Limnoloji (Tatlısu Bilimi). Hatiboğlu Yayınevi, Ankara, 294 s. Tepe, Y., AteĢ, A., Mutlu, E., Töre, Y. 2006. Karagöl‟ün (Erzin-Hatay) bazı fizikokimyasal özellikleri. Ege Üniversitesi Su Ürünleri Dergisi, 23(1/1): 155-161. Tokatlı, C. 2012. Emet Çayı Su, Sediment Ve Bazı Balık Türlerinde Ağır Metal Birikimlerinin AraĢtırılması. Doktora tezi, Dumlupınar Fen Bilimleri Enstitüsü, Biyoloji Anabilim Dalı, Kütahya. Tokatlı, C. 2012. Sucul sistemlerin izlenmesinde bazı diyatome indekslerinin kullanılması: Gürleyik Çayı örneği (EskiĢehir). Dumlupınar Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, (29): 21-28. Tokatlı, C., Çiçek, A., Emiroğlu, Ö., Arslan, N., Köse, E., Dayıoğlu, H. 2014. Statistical approaches to evaluat the aquatic ecosystem qualities of a significant mining area: Emet Stream Basin (Turkey). Environmental Earth Sciences, 71: 2185-2197. Tokatlı, C., Dayıoğlu, H. 2011. Murat Çayı (Kütahya) epilitik diyatomeleri. Dumlupınar Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi, 25: 1-12. Tokatlı, C., Köse, E., Arslan, N., Emiroğlu, Ö., Çiçek, A., Dayıoğlu, H. 2016. Emet Çayı su kalitesinin mevsimsel değiĢimi. Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dergisi, 21(2): 9-23. Ünlü, M. Ġ., Bilen, M., Gürü, M. 2011. Kütahya-Emet bölgesi yeraltı sularında bor ve arsenik kirliliğinin araĢtırılması. Gazi Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Dergisi, 26(4): 753-760. 97 Van Dam, H., Mertens, A., Sinkeldam, J. 1994. A coded checklist and ecological indicator values of freshwater diatoms from the Netherlands. Netherlands Journal of Aquatic Ecology, 28(1): 117-133. Whitton, B. A., Rott, E., Friedrich, G., 1991. Use of algae for monitoring rivers. Proceedings of the International Symposium, Universität Innsbruck, Institut für Botanik, Germany, 193 pp. Whitton, B. A., Rott, E. 1996. Use of algae for monitoring rivers II. Proceedings International Symposium, 17-19 September 1995, Universität Innsbruck, Institut Für Botanik, Austria, 196 pp. Yılmaz, Ö. 2013. Elekçi Deresi (FATSA, ORDU)‟nin fizikokimyasal özellikleri ve epilitik alg florasının incelenmesi. Yüksek Lisans Tezi, Ordu Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Biyoloji Anabilim Dalı, Ordu. Zębek, E. 2014. Successıon Of Perıphyton And Phytoplankton Assemblages In Years Wıth Varyıng Amounts Of Precıpıtatıon In A Shallow Urban Lake (Lake Jezıorak Mały, Poland). Ekológia (Bratislava), 33(3): 259–273. Zelinka, M., Marvan, P., 1961. Zur präzisierung der biologischen klassifikation der reinheit flieβender gewässer. Archiv für Hydrobiologie, 57: 389- 407. 98 ÖZGEÇMĠġ Adı Soyadı : Dilara MESTĠK Doğum Yeri ve Tarihi : YeĢilyurt / K.K.T.C. 16.02.1991 Yabancı Dil : Ġngilizce Eğitim Durumu Lise : Nilüfer Fatih Lisesi (2005-2009) Lisans : Uludağ Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi (2010-2015) Yüksek Lisans : Uludağ Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü (2015-) ÇalıĢtığı Kurum/Kurumlar : ĠletiĢim (e-posta) : Dilaratas.16@gmail.com Yayınları : 99