T.C. BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ FELSEFE VE DİN BİLİMLERİ ANABİLİM DALI DİN EĞİTİMİ BİLİM DALI ÜNİVERSİTE GENÇLİĞİNİN DİN VE DEĞERLER EĞİTİMİ AÇISINDAN SOSYAL MEDYA DENEYİMİ (BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ) Doktora Tezi Berrin SARITUNÇ BURSA - 2021 T.C. BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ FELSEFE VE DİN BİLİMLERİ ANABİLİM DALI DİN EĞİTİMİ BİLİM DALI ÜNİVERSİTE GENÇLİĞİNİN DİN VE DEĞERLER EĞİTİMİ AÇISINDAN SOSYAL MEDYA DENEYİMİ (BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ) Doktora Tezi Berrin SARITUNÇ Danışman: Dr. Öğr. Üyesi Mehmet ŞANVER BURSA - 2021 TEZ ONAY SAYFASI ÖRNEĞİ T. C. BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim / Ana sanat Dalı, Din Eğitimi Bilim Dalı’nda 711721011 numaralı Berrin SARITUNÇ’un hazırladığı “ÜNİVERSİTE GENÇLİĞİNİN DİN VE DEĞERLER EĞİTİMİ AÇISINDAN SOSYAL MEDYA DENEYİMİ (BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ)” konulu Doktora Çalışması ile ilgili tez s.a.sunma sınavı, 27/07/ 2021 günü 14:00-16:00 saatleri arasında yapılmış, sorulan sorulara alınan cevaplar sonunda adayın tezinin/çalışmasının BAŞARILI olduğuna OYBİRLİĞİ ile karar verilmiştir. Üye (Tez Danışmanı ve Sınav Komisyonu Başkanı) Akademik Unvanı, Adı Soyadı Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Mehmet ŞANVER Üye Akademik Unvanı, Adı Soyadı Prof. Dr. Mehmet Akif KILAVUZ Bursa Uludağ Üniversitesi Bursa Uludağ Üniversitesi Üye Akademik Unvanı, Adı Soyadı Üniversitesi Prof. Dr. Ali YAKICI Gazi Üniversitesi Üye Akademik Unvanı, Adı Soyadı Üniversitesi Doç. Dr. Ahmet Ali ÇANAKÇI Balıkesir Üniversitesi Üye Akademik Unvanı, Adı Soyadı Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Ali İhsan AKÇAY Bursa Uludağ Üniversitesi 27 /07 / 2021 YEMİN METNİ Yüksek Lisans / Doktora Tezi/Sanatta Yeterlik Tezi/ Çalışması olarak sunduğum “ÜNİVERSİTE GENÇLİĞİNİN DİN VE DEĞERLER EĞİTİMİ AÇISINDAN SOSYAL MEDYA DENEYİMİ (BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ)” başlıklı çalışmanın bilimsel araştırma, yazma ve etik kurallarına uygun olarak tarafımdan yazıldığına ve tezde yapılan bütün alıntıların kaynaklarının usulüne uygun olarak gösterildiğine, tezimde intihal ürünü cümle veya paragraflar bulunmadığına şerefim üzerine yemin ederim. Tarih ve İmza Adı Soyadı: Berrin Sarıtunç Öğrenci No: 711721011 Anabilim/Anasanat Dalı: Felsefe ve Din Bilimleri Programı: Din Eğitimi Statüsü: Yüksek Lisans Doktora X : Sanatta Yeterlik YÜKSEK LİSANS/DOKTORA İNTİHAL YAZILIM RAPORU BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ FELSEFE VE DİN BİLİMLERİ ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI’NA 07/06/2021 Tez Başlığı / Konusu: “ÜNİVERSİTE GENÇLİĞİNİN DİN VE DEĞERLER EĞİTİMİ AÇISINDAN SOSYAL MEDYA DENEYİMİ (BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ)” Yukarıda başlığı gösterilen tez çalışmamın a) Kapak sayfası, b) Giriş, c) Ana bölümler ve d) Sonuç kısımlarından oluşan toplam 383 sayfalık kısmına ilişkin, 07/06/2021 tarihinde şahsım tarafından Turnitin* adlı intihal tespit programından aşağıda belirtilen filtrelemeler uygulanarak alınmış olan özgünlük raporuna göre, tezimin benzerlik oranı % 13’tür. Uygulanan filtrelemeler: 1- Kaynakça hariç 2- Alıntılar hariç/dahil 3- 5 kelimeden daha az örtüşme içeren metin kısımları hariç Bursa Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tez Çalışması Özgünlük Raporu Alınması ve Kullanılması Uygulama Esasları’nı inceledim ve bu Uygulama Esasları’nda belirtilen azami benzerlik oranlarına göre tez çalışmamın herhangi bir intihal içermediğini; aksinin tespit edileceği muhtemel durumda doğabilecek her türlü hukuki sorumluluğu kabul ettiğimi ve yukarıda vermiş olduğum bilgilerin doğru olduğunu beyan ederim. Gereğini saygılarımla arz ederim. 07/06/2021 Adı Soyadı: Berrin Sarıtunç Öğrenci No: 711721011 Anabilim Dalı: Felsefe ve Din Bilimleri Programı: Statüsü: Y.Lisans Doktora Danışman Dr. Öğr. Üyesi Mehmet ŞANVER 07/06/2021 * Turnitin programına Bursa Uludağ Üniversitesi Kütüphane web sayfasından ulaşılabilir. v ÖZET Yazar Adı ve Soyadı : Berrin Sarıtunç Üniversite : Bursa Uludağ Üniversitesi Enstitüsü : Sosyal Bilimler Enstitüsü Anabilim/Anasanat Dalı : Felsefe ve Din Bilimleri Bilim/Sanat Dalı : Din Eğitimi Tezin Niteliği : Yüksek Lisans Tezi/Doktora Tezi/Sanatta Yeterlik Tezi Sayfa Sayısı : xvii +373 Mezuniyet Tarihi : ……/……./2021 Tez Danışman(lar)ı : Dr. Öğr. Üyesi Mehmet ŞANVER ÜNİVERSİTE GENÇLİĞİNİN DİN VE DEĞERLER EĞİTİMİ AÇISINDAN SOSYAL MEDYA DENEYİMİ (BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ) Günümüzde kitleleri etkileyen en önemli güç olarak görülen sosyal medya, yaşamımızın en önemli parçalarından biri olarak görülmektedir. Her kesimden insanların elinde olan akıllı telefonlar ile kimileri sosyalleşmekte, kimileri eski eş, dost, arkadaşlarını bulmakta, kimileri hayranı olduğu kişileri takip etmektedir. Her yaş grubunun sosyal medyayı kulalnma amacı farklı olmasına rağmen, her yaş grubuna bir şekilde etki eden sosyal medya gençlere de nüfuz etmektedir. Gençler bu mecralardan bazı bilgileri edinmekte, bazı değer algıları da buradaki paylaşımlardan etkilenmektedir. Değerler eğitimi dini yapının temel yapıtaşlarından biridir. Bu hususta kazandırılacak değerler eğitimi dini konularda da temel yaklaşımlarda etkili olacaktır. Öyle ki gençlerde değerler eğitimi, dini hayatı da etkileyen bir sistem ön görür. Araştırma; kavramsal, teorik değerlendirme ve alan araştırması olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde sosyal medya, değerler ve gençlik kavramları üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde ise sosyal medya kullanımı ile gençlerin değerlere bakışı ele alınmıştır. Bu araştırma nitel araştırma yöntemine sahiptir. Bu çalışmada elde edilen veriler yarı yapılandırılmış görüşme yöntemiyle elde edilmiştir. Bunun için konuyla ilgili görüşme formu hazırlanmıştır. Bu vi kapsamda Bursa Uludağ Üniversitesinde öğrenim gören 96 öğrenci ile görüşülmüştür. Bu bağlamda üniversite öğrencilerinin din ve değerlere bakışında sosyal medyanın etkisi olmuş mudur? Üniversite öğrencileri sosyal medyadaki dini paylaşımlara nasıl bakmaktadır? sorusu incelenerek tespit edilmeye çalışılmıştır. Sonuçlara göre; sosyal medyanın gençlerin din ve değerlere bakış konusunda olumlu etkileri de olmakla birlikte olumsuz birçok tesiri de bulunmaktadır. Bu olumsuz etkileri giderebilmek için ailelere, eğitimcilere, medya sektöründe çalışanlara, Diyanet’e ve ilgili bakanlıklara büyük rol düştüğü söylenebilir. Bahsedilen kurum ve kuruluşların birlik olup çalışmaları genç nüfusu çok olan ülkemizin geleceğe dair politikalarını planlayabilmesi açısından stratejik bir önem arz etmektedir. Anahtar Sözcükler: Social Media, Youth, Religion, Values, Religion, Education, Values Education vii ABSTRACT Name and Surname : Berrin Sarıtunç University : Bursa Uludag University Institution : Social Science Institution Field : Philosophy and Religious Studies Branch : Religious Education Degree Awarded : Master/Doctorate/Proficiency in Art Page Number : xvii +373 Degree Date : …../….../2021 Supervisor/s :Dr. Öğr. Üyesi Mehmet ŞANVER SOCIAL MEDIA EXPERIENCE OF UNIVERSITY YOUTH IN TERMS OF RELIGION AND VALUES EDUCATION (Bursa Uludag University Sample) Social media, which is seen as the most important power affecting the masses today, is seen as one of the most important parts of our lives. Some people socialize with smartphones in the hands of people from all walks of life, some find old friends, some follow people they admire. Although the purpose of using social media for each age group is different, social media, which affects each age group in some way, also penetrates the youth. Young people get some information from these channels, and some of their value perceptions are also affected by the shares here. Values education is one of the basic building blocks of religious structure. The values education to be gained in this regard will also be effective in basic approaches to religious issues. So much so that values education for young people foresees a system that also affects religious life. In the first part, the concepts of social media, values and youth are emphasized. In the second part, the use of social media and the young people's view of values are discussed. This viii research has a qualitative research method. The data obtained in this study were obtained by semi-structured interview method. For this purpose, an interview form has been prepared on the subject. In this context, 96 students studying at Bursa Uludağ University were interviewed. In this context, has social media had an effect on university students' view of religion and values? How do university students view religious posts on social media? These questions were examined and tried to be determined. According to the results; Although social media has positive effects on young people's view of religion and values, it also has many negative effects. Families, educators, those working in the media sector, the Diyanet and relevant ministries play a major role in eliminating these negative effects. The cooperation of the mentioned institutions and organizations have strategic importance in terms of planning the future policies of our country, which has a large young population Keywords: Social Media, Youth, Religion, Values, Religion and Values Education ix ÖN SÖZ İnsan toplumsal bir varlıktır. Onun tarihselliğinde birlikte yaşama gereği vardır. Bu birlikte yaşama kuşkusuz toplumsallaşmanın dinamikleri ile belirginleşmiş ve belli kaidelere göre şekillenmiştir. Toplumların yaşam biçimi olarak nitelen kültür ise bireyden topyekün sosyal yapıya uzanan dinamik bir yapıdır. Kuşaklar arası bilgi aktarımı ve toplumsal devinimin devamında etkili olan kültür kodları ise kuşkusuz toplumların geçmişten geleceğe devamında büyük öneme sahiptir. İşte değerler eğitimi bu kodların analitik olarak devamını temin eden argümanlardır. Günümüz gençliğinin aktif olarak kullandığı sosyal medyanın da bir iletişim ve etkileşim platformu olduğu düşünüldüğünde bu yönde yapılacak olumlu yönlendirmelerin gençlerde kayda değer değerlere atıfta bulnacağı ve bunların kültürel aktarımda ileriye taşınacağı söz konusu olacaktır. Dolayısıyla söz konusu çalışmamızda geleceğimizin teminatı olan gençlerimizin yaşamlarında, düşüncelerinde, kararlarında, din ve değerlere bakışında sosyal medyanın ne gibi bir etkisi olduğunu, gençlerin konuyla ilgili düşüncelerinin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Öncelikle tez konuma karar verirken bana yardımcı olan, tez çalışmam sürecinde kıymetli bilgi, birikim ve tecrübelerini benimle paylaşan değerli hocam Dr. Öğretim Üyesi Mehmet ŞANVER’e sonsuz teşekkür ve saygılarımı sunarım. Yine araştırmalarımda değerli katkıları ile bana yardımcı olan kıymetli hocam Melike Tunç TEKİNDAL’a teşekkür ederim. Çalışmamı, beni sabırla bekleyen oyun ve uyku saatinden aldığım çalışmamı yazma sürecinde çok hakkı geçen biricik kızım Eylül Naz’a ithaf ederim. 04.05.2021 ix ÖN SÖZ İnsan toplumsal bir varlıktır. Onun tarihselliğinde birlikte yaşama gereği vardır. Bu birlikte yaşama kuşkusuz toplumsallaşmanın dinamikleri ile belirginleşmiş ve belli kaidelere göre şekillenmiştir. Toplumların yaşam biçimi olarak nitelen kültür ise bireyden topyekün sosyal yapıya uzanan dinamik bir yapıdır. Kuşaklar arası bilgi aktarımı ve toplumsal devinimin devamında etkili olan kültür kodları ise kuşkusuz toplumların geçmişten geleceğe devamında büyük öneme sahiptir. İşte değerler eğitimi bu kodların analitik olarak devamını temin eden argümanlardır. Günümüz gençliğinin aktif olarak kullandığı sosyal medyanın da bir iletişim ve etkileşim platformu olduğu düşünüldüğünde bu yönde yapılacak olumlu yönlendirmelerin gençlerde kayda değer değerlere atıfta bulnacağı ve bunların kültürel aktarımda ileriye taşınacağı söz konusu olacaktır. Dolayısıyla söz konusu çalışmamızda geleceğimizin teminatı olan gençlerimizin yaşamlarında, düşüncelerinde, kararlarında, din ve değerlere bakışında sosyal medyanın ne gibi bir etkisi olduğunu, gençlerin konuyla ilgili düşüncelerinin tespit edilmesi amaçlanmıştır. Öncelikle tez konuma karar verirken bana yardımcı olan, tez çalışmam sürecinde kıymetli bilgi, birikim ve tecrübelerini benimle paylaşan değerli hocam Dr. Öğretim Üyesi Mehmet ŞANVER’e sonsuz teşekkür ve saygılarımı sunarım. Yine araştırmalarımda değerli katkıları ile bana yardımcı olan kıymetli hocam Melike Tunç TEKİNDAL’a teşekkür ederim. Çalışmamı, beni sabırla bekleyen oyun ve uyku saatinden aldığım çalışmamı yazma sürecinde çok hakkı geçen biricik kızım Eylül Naz’a ithaf ederim. 04.05.2021 x İÇİNDEKİLER Sayfa TEZ ONAY SAYFASI ÖRNEĞİ................................................................................... ii YEMİN METNİ ............................................................................................................. iii YÜKSEK LİSANS/DOKTORA İNTİHAL YAZILIM RAPORU ............................ iv ÖZET................................................................................................................................ v ABSTRACT ................................................................................................................... vii ÖN SÖZ ........................................................................................................................... ix İÇİNDEKİLER ............................................................................................................... x TABLOLAR LİSTESİ ................................................................................................. xiv ŞEKİLLER LİSTESİ .................................................................................................... xv KISALTMALAR LİSTESİ ......................................................................................... xvi GİRİŞ ............................................................................................................................... 1 1. ARAŞTIRMANIN KONUSU VE PROBLEMİ ..................................................... 13 2. ARAŞTIRMANIN AMACI VE ÖNEMİ ............................................................... 21 3. ARAŞTIRMANIN VARSAYIMLARI .................................................................. 22 4. ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ ............................................................................... 23 5. ARAŞTIRMANIN KAPSAM VE SINIRLILIKLARI ........................................... 28 6. ARAŞTIRMANIN EVREN VE ÖRNEKLEMİ ..................................................... 28 7. ARAŞTIRMA VERİLERİNİN TOPLANMA SÜRECİ ........................................ 33 8. ARAŞTIRMA VERİLERİNİN ANALİZ SÜRECİ ................................................ 36 BİRİNCİ BÖLÜM SOSYAL MEDYA, DEĞERLER VE GENÇLİK 1. SOSYAL MEDYAYA BAKIŞ ............................................................................... 39 1.1. Sosyal Medya Kavramına Genel Bakış ........................................................... 39 1.2. Sosyal Medyanın Genel Özellikleri Nelerdir? ................................................. 40 1.3. Sosyal Medyanın Tarihçesi .............................................................................. 41 1.4. Sosyal Medyanın Kullanım Amaçları .............................................................. 42 xi 2. DEĞERLER OLGUSUNA KAVRAMSAL BAKIŞ ............................................. 48 2.1. Değer Nedir? .................................................................................................... 48 2.2. Değerlerin Genel Özellikleri ............................................................................ 54 2.3. Değerlerin Sınıflandırılması ............................................................................. 61 2.3.1. Spranger’e Göre Değerlerin Sınıflandırılması .......................................... 61 2.3.2. Morris’e Göre Değerlerin Sınıflandırılması .............................................. 61 2.3.3. Rokeach’e Göre Değerlerin Sınıflandırılması ........................................... 62 2.3.3.1. Amaç değerler .................................................................................... 62 2.3.3.2. Araç değerler ...................................................................................... 62 2.3.4. Schwartz’ın Değerleri Sınıflandırması ...................................................... 63 2.3.5. Dilmaç’a Göre Değerlerin Sınıflandırılması ............................................. 65 2.4. Değerlerin Görevleri ........................................................................................ 66 3. DİJİTAL ÇAĞDA GENÇLİĞE BAKIŞ ................................................................. 68 3.1. Gençlik Nedir? ................................................................................................. 72 3.2. Ülkemizdeki Genç Nüfus Oranı ....................................................................... 74 3.3. Gençlik Döneminin Özellikleri ........................................................................ 75 3.3.1. Y Kuşağı İnsanı ......................................................................................... 76 3.3.2. Z Kuşağı İnsanı ......................................................................................... 78 3.3.3. Z Kuşağının Özellikleri ............................................................................. 80 3.4. Dijital Çağ ve Gençlik ...................................................................................... 80 3.5. Sosyal Medya ve Din Eğitimi .......................................................................... 83 3.6. Sosyal Medyadaki Dini Uygulamalardan Örnekler ......................................... 84 İKİNCİ BÖLÜM SOSYAL MEDYA KULLANIMI İLE ÖĞRENCİLERİN DEĞERLERE BAKIŞI 1. GENÇLİĞİN “DEĞERLER ODAĞINDA” SOSYAL MEDYA KULLANIM DENEYİMLERİ .......................................................................................................... 96 1.1. Liyâkat.............................................................................................................. 98 1.2. Mahremiyet .................................................................................................... 102 1.3. Özgürlük ......................................................................................................... 112 1.4. Tutumluluk- Gösterişten Kaçınma ................................................................. 121 1.5. Diğergâmlık.................................................................................................... 129 1.6. Gelenek ve Göreneklere Bağlılık ................................................................... 132 xii 1.7. Adalet ............................................................................................................. 135 1.8. Yardımseverlik, Paylaşımcılık, İşbirliği ........................................................ 138 1.9. Hoşgörü ve Farklı İnançlara Saygı ................................................................. 144 1.10. Büyüklere Sevgi- Saygı, Misafirperverlik ................................................... 150 1.11. Kardeşlik ...................................................................................................... 153 1.12. Sabır ............................................................................................................. 156 1.13. Sorumluluk ................................................................................................... 162 1.14. Duyarlılık ..................................................................................................... 167 2. GENÇLİĞİN GENEL SOSYAL MEDYA KULLANIM DURUMU VE DENEYİMİ ............................................................................................................... 180 2.1. Ana Tema 1: Gençliğin "Sosyal Medyaya” Yönelik Görüş ve Değerlendirmeleri ................................................................................................. 182 2.1.1. Kullanılan Sosyal Medya Hesapları ........................................................ 183 2.1.2. Günlük Sosyal Medya Kullanım Süresi .................................................. 184 2.1.3. Sosyal Medyanın Kullanım Amaçları ..................................................... 185 2.1.4. Sosyal Medyanın Dini Amaçlı Kullanım Şekli ....................................... 193 2.1.5. Sosyal Medya Üzerinden Yardım ........................................................... 200 2.1.6. Belli Sayıda Kişiye Gönderilen Dilekler................................................. 204 2.1.7. İçerik Türü ve Paylaşım Sıklığı ve Demografik Özellikler .................... 207 2.1.8. Yapılan Paylaşımların Demografik Özelliklerle İlgisi ............................ 207 2.1.9. Sosyal Medya ve Mahremiyet: ............................................................... 210 2.1.10. Sosyal Medyanın Olumlu ve Olumsuz Yanları .................................... 214 2.1.11. Gençlerin Sosyal Medyayı Daha Olumlu Kullanması İçin Öneriler .... 219 2.2. Ana Tema 2: Gençliğin "Dine Yönelik” Görüş ve Değerlendirmeleri” ........ 236 2.2.1. Kendini Dini Açıdan Gördüğü Seviye .................................................... 237 2.2.2. Din ile İlgili Sorun Olduğu Zaman Başvurulan Referanslar ................... 240 2.2.3. Nerede Daha Dindar ................................................................................ 245 2.3. Ana Tema 3: Gençliğin "Sosyal Medya ve Din/Değerler" Bakışı ................. 256 2.3.1. Sosyal Medya Üzerinde Yapılan Dini Tartışmalara Katılma Durumu ... 257 2.3.2. Dini Sorunun Cevabını Bulmak İçin Sosyal Medya Kullanımı .............. 260 2.3.3. Yapılmayan Bir İbadetin Önemine Dair Paylaşım ................................. 264 2.3.4. Alt tema 4: Profil Fotoğrafında Dini Simge Kullanma ........................... 266 xiii 2.3.5. Sosyal Medyadan Dua İsteyenlere Yardım ............................................. 268 2.3.6. Sosyal Medya ve Dinde Özgür Hissetme ............................................... 271 2.3.7. Dini İçerikli Mesajlardan Huzur Bulma & Bulmama ............................. 274 2.3.8. Dini Zamanlarda Kutlama ve Tebrikler .................................................. 277 2.3.9. İnternet ve Sosyal Medya Ağlarının Din Üzerinde Olumsuz Etkileri .... 279 2.3.10. Bireyler Sosyal Medyada Niçin Dini İçerikli Paylaşımlarda Bulunurlar? 286 2.3.11. Dijital İbadet/Halkalar/Hac/Sadaka .................................................... 290 SONUÇ VE ÖNERİLER ............................................................................................ 303 KAYNAKÇA ............................................................................................................... 312 İNTERNET KAYNAKLARI.................................................................................... 348 EKLER ......................................................................................................................... 355 EK 1: TEZ GÖRÜŞME FORMU ............................................................................. 355 EK 2: ETİK KURUL ONAYI................................................................................... 358 EK 3: SOSYAL MEDYA VE DİN EĞİTİMİ BAĞLAMINDA ÇOCUKLARLA İLGİLİ YAPILMIŞ ÇALIŞMALAR ........................................................................ 359 EK 4: SOSYAL MEDYA VE DİN EĞİTİMİ BAĞLAMINDA GENÇLERLE İLGİLİ YAPILMIŞ ÇALIŞMALAR ........................................................................ 361 EK 5: SOSYAL MEDYA VE DİN EĞİTİMİ BAĞLAMINDA YETİŞKİNLERLE İLGİLİ YAPILMIŞ ÇALIŞMALAR ........................................ 365 ÖZGEÇMİŞ ................................................................................................................. 368 xiv TABLOLAR LİSTESİ Tablo 1: Katılımcıların Demografik Bilgi Tablosu .................................................... 30 Tablo 2: Gençliğin Sosyal Medyaya Yönelik Görüş ve Değerlendirmeleri ............... 34 Tablo 3: Gençliğin ‘Din ve Değerlere’ Yönelik Görüş ve Değerlendirmeleri ........... 34 Tablo 4: Gençliğin "Sosyal Medya ve Din/Değerler" Algısı ..................................... 34 Tablo 5: Rokeach’te Değer Tasnifi ............................................................................ 63 Tablo 6: Schwartz Değerlerin Sınıflandırılması ......................................................... 64 Tablo 7: 2021 Yılına Göre Ülkemizin Nüfus Dağılımı .............................................. 74 Tablo 8: Gençlerin Aileleriyle İlişkileri (“Haftada Bir ve Daha Sık” Yanıtlarının Oranı) ......................................................................................................... 152 Tablo 9: Öğrencilerin Sosyal Medya Kullanma Alışkanlıkları ............................... 187 xv ŞEKİLLER LİSTESİ Şekil 1: Nüfus Piramidi 2007-2020 ................................................................................ 72 Şekil 2: Yaş Gruplarına Göre Nüfus Oranı, 2007-2020 ................................................. 73 Şekil 3: Gençlerin Sosyal Sorumluluk Projelerine Katılımı ....................................... 164 Şekil 4: Gençliğin Din ve Değerler Eğitimi Açısından Sosyal Medya Deneyimi (Maxqda Hiyerarşik Kod-Alt Kod Modeli) .................................................... 181 Şekil 5: Gençliğin Sosyal Medyaya Yönelik Görüş ve Değerlendirmeleri (MAXQDA Hiyerarşik Kod-Alt Kod Modeli).................................................................... 182 Şekil 6: Gençlerin Sosyal Medya Kullanımı (“Haftada Bir ve Daha Sık Kullanıyorum” Yanıtlarının Oranı) .......................................................................................... 184 Şekil 7: Gençliğin Din ve Değerlere Yönelik Görüş ve Değerlendirmeleri (MAXQDA Hiyerarşik Kod-Alt Kod Modeli).................................................................... 236 Şekil 8: Gençliğin Sosyal Medyaya İlişkin Din ve Değerler Algısı (Maxqda Hiyerarşik Kod-Alt Kod Modeli) ..................................................................................... 256 xvi KISALTMALAR LİSTESİ ADNKS : Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi a.g.e. : Adı geçen eser a.g.g. : Adı geçen görüşme a.g.m. : Adı geçen makale b. : Baskı b. : Bin Bkz. : Bakınız C. : Cilt çev. : Çeviren DİA : Diyanet İslam Ansiklopedisi DİB : Diyanet İşleri Başkanlığı DKAB : Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi TDV : Türkiye Diyanet Vakfı ed. : Editör haz. : Hazırlayan haz. : Yayına hazırlayan İİBF : İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi MEB : Millî Eğitim Bakanlığı MEM : Millî Eğitim Müdürlüğü nşr. : Neşr trc. : Tercüme r.a. : Radiyallahu anh s. : Sayfa S. : Sayı s.a.v .: sallallâhu aleyhi ve selem SEKAM : Sosyal Ekonomik ve Kültürel Araştırmalar Merkezi ss. : Sayfa sayısı SODEV : Sosyal Demokrasi Vakfı xvii TÜİK : Türkiye İstatistik Kurumu vd. : Ve diğerleri 1 GİRİŞ İnsanoğlunun yaşayabilmesi için temel gereksinimlerinden bir tanesi de iletişim kurabilmektir. İletişim ile kişiler, çevresinde tezahür eden olayları öğrenirler. Fikir ve hislerini paylaşırlar. İletişim, kurumla bireylerin hedeflerini inşa etmek anlamında kullanılan bir olgudur. İnsanların yaşam standartlarıyla ilgili olarak bireylere bilgi aktarır. Bu bağlamda iletişim, toplumsal hayatın her aşamasında yer alır. İletişimsiz bir yaşam ise mümkün değildir. Kaynaktan hedefe doğru yönlendirilen bilginin paylaşımı olarak da bilinen iletişim aynı zamanda bir süreçtir. Bu anlamda iletişim unsurları çeşitli araçlarla yönlendirilmekte ve iletileri alan hedefte geri bildirim anlamında tepki ortaya koymaktadır. Bu doğrultuda oluşan iletişim süreci bireyin hayatında bir devinim olarak devam etmektedir. Bu açıdan bakıldığında iletişimin çift taraflı gerçekleşen bir transfer aktarımı olduğu görülür. Bu süreçte kaynak olan da hedef olan da ortak etkileşim yaşarlar.1 İletişim, kişilerarası ilişkilerin aracı olup; onları anlamlandırmak, ifade etmek ve bu doğrultuda öteki bireylerle bir bağ kurmak için iletişim gerçekleştirilir. İnsan esasen bir iletişim ekseninde yer alır: Bu hususta gerek kendisi gerek başka bireylerin diyalogları haricinde bazen bir dinleyen bazen bir okuyan bazen de bir izleyen olarak bu sürece katılır.2 Kişi kendisiyle ve başkalarıyla sürekli bir iletişim süreci içerisindedir. Burada değişen şey kişinin bu süreçteki rolleridir. Bu durum bazen dinleyici, bazen izleyici, bazen de okuyucu olarak değişebilir. Latince kökenli “communication” sözcüğünün karşılığı olan iletişim, Türkçe’ye etimolojik olarak Fransızca’dan gelmiş ve “komünikasyon” kavramı olarak Türk dilinde yer almıştır. Komünikasyon, haberleşmede kullanılan “iletişim” kavramıyla anlam olarak muhabereyi de kapsayan çok yönlü bir “iletişim eylemi” anlayışını yansıtmaktadır.3 1 Veysel Çakmak, İletişim Kaygısı ve Sosyal Medya, Konya: Eğitim Yayınevi, 2018, s.1. 2 Ayseli Usluata, İletişim, 1. b., İstanbul: İletişim Yayınları, Mart 1994, s.7 3 Zehra Güngör Sanyer, Diplomaside İletişim Yönetiminin Uygulanması, (Doktora Tezi), İstanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2007, s.3. 2 İletişim sözlüğüne göre iletişimin pek çok tanımı vardır. Bunlardan bazıları şunlardır: İletişim, düşüncelerin, hislerin, malumatlar vb.’nin semboller vasıtasıyla aktarılmasıdır.4 • İletişim, bir mana arayışı; bireyin kendisini çevreye bağlayan haberleri anlamlandıran dinamik bir eylemdir.5 • İletişim, semboller vasıtasıyla bir birey ya da topluluktan diğerlerine bilginin, aktarımıdır.6 • İletişim, iletilerle sağlanan sosyal bir bağdır.7 • İletişim, kendisinde yer alanların bilgiyi ortaya koyup, birbirlerini anlama maksadıyla verileri bölüştükleri bir vetiredir.8 • İletişim, evrenin anlamlandırılıp, bu mananın başka bireylerle paylaşıldığı dinamik bir süreçtir9 • İletişim, bireylerin toplumsallaşmayı gerçekleştirdikleri bir süreçtir.10 Türkiye'de yaşlı nüfus diğer ülkelerde olduğu gibi artmaktadır. Nüfus projeksiyonlarına göre yaşlı nüfus oranının 2025 yılında %11,0, 2030 yılında %12,9, 2040 yılında %16,3, 2060 yılında %22,6 ve 2080 yılında %25,6 olacağı öngörüldü.11 Dünyada yaşlı nüfusun arttığı bilinmekte, insanların sağlıklı bir şekilde yaşamını devam ettirebilmesi ve gerektiğinde bunu bağımsız olarak gerçekleştirebilmesi esas iken ülkemizde bu süreç içe kapanıp sosyal hayattan elini eteğini çekme, yalnız kalıp geçmişi düşünme, yetersizlik duygusu ile başa çıkma ve yaşlılığın getirdiği bazı rahatsızlıkların getirisi olarak “kimseye yük olmama” endişesi ile geçmektedir. Tüm bunlar, yetişkin kesimin gençken sahip olduğu özgüvenin kaybolmasına, “ben yapamam, beceremem” endişesine ve sonuç olarak yeni bilgi öğrenmeye kendini kapatıp bilgiden, teknolojiden 4 Barbara Celarent, Human Behavior: An Inventory of Scientific Findings. By Bernard Berelson and Gary A. Steiner, New York: Harcourt, Brace & World, 1964, s.55 5 Barnlund Dean, Barnlund’s Transactional Model of Communication,1970, s.99. 6 A Modern Dictionary of Sociology by George A. Theodorson and Achilles G. Theodorson London: Methuen and Co. Ltd., 1970. 7 Gerbner George, ‘’Mass Media and Human Communication Theory Frank E X Dance’’, (eds), Human CommunicationTheory Original Essays, Canada: Holt, Rinehart Winston, 1967, ss.40-60 8 Everett Rogers, Lawrence Kincaid, Communication Networks, New York: Free Press, 1981, s.386. 9 John Masterson, Beebe Steven, Norman H. Watson, Speech Communication, 1983, s.287. 10 Mutlu Erol, İletişim Sözlüğü, 4. b., İstanbul: Bilim ve Sanat Yayınları, 2004, ss.139-140. 11 Konu hakkında bkz: https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Istatistiklerle-Yaslilar, 37227(29.07.2021). 3 uzaklaşmasına neden olmaktadır. Oysaki yeni nesil teknoloji ile bankacılık işlemleri kolaylaşmakta, sağlık hizmetleri hızlanmakta, insanların ihtiyaçları, istekleri birkaç dakikada ayağına kadar gelmektedir. Bununla birlikte akıllı telefondaki pek çok uygulama yaşlıların sosyal hayata uyumunu kolaylaştırma amacıyla tasarlanmıştır. Bazı yetişkin kesim bu süreci olumlu yönetmekte, kendini geliştirmekte veya belediyelerin, sivil toplum kuruşlarının bu konudaki desteğinden istifade etmektedir. Günümüzde sosyal medyayı gençler gibi kullanan, eş dost ile hasbihal eden, oyunlar oynayan, fotoğraf paylaşıp yorumlar yapan bir yetişkin kesim de oluşmaktadır. Bu durum, günümüz yetişkin kesimin teknoloji ile barışması adına olumlu bir gelişmedir, denilebilir. Sosyal medya ve teknoloji kullanımını başlangıçta tepkiyle karşılayan, sadece eş-arkadaş bulmak için kullanılan bir mecra olarak düşünen kesim, sosyal medya ve teknoloji ile kendi arkadaşlarını da bulmakta, sohbet etmekte, sosyalleşmektedir. Yetişkin kesim, değişimin etkisinden kökleşmiş değerleri ve oturmuş kimlik yapısı ile kendini korurken; kimlik arayışı içerisinde olan, henüz yerleşmemiş değerlerini bulmaya çalışan gençler bocalamakta ve adeta bir imtihandan geçmektedirler. Bazen de geleneksel değerler ile küresel kültürün getirdiği değerler arasında kalarak bir girdabın içerisine sürüklenmektedirler. Oysa dinamik ve üretken bir sosyal kategori olarak gençlik, toplumlar açısından önemli potansiyel güçtür. İşte bu noktada çocukların, gençlerin din eğitiminde ailenin ve toplumdaki tüm unsurların etkisi bulunmaktadır. Edindiğimiz değerleri, bünyesinde yaşadığımız sosyal hayatın, kurumsallaşmış yapıların, yaşıtlarla oluşturulan çevrenin ve grupları saran kültürel ve tarihsel yapılar içinde öğreniriz. Değerlerin kazanılmasında ilk ortam ailedir. Bu anlamda ailelerin çocuklara nasıl bir toplumsallaşma imkânı sağladıkları önem arz etmektedir. Aile, çocuğunun istenir davranışları edinmesi ve istenmeyen davranışlardan uzaklaşması için bazen çocuklarına rol model olarak, bazen de ödül-ceza yöntemiyle değer aktarımını gerçekleştirebilir. Günümüzde değerlerin kazanılmasında aile ve okul ile kıyaslandığında daha başat bir argüman olan sosyal medyanın genç bireyler üzerinde büyük tesirleri görülmektedir. Bireyin sosyalleşmesi doğumla başlayıp, gençlik dönemiyle birlikte önemli sosyalleşme vasıtaları olarak aile, devam edilen okul, akranlar ve telefon gibi kitle iletişim araçları öne çıkmaktadır. Hatta “dijital çağ” adı verilen günümüzde gençler için “dijital yerli”, yaşlılar 4 için “dijital göçmen” tabiri kullanılmaktadır. Çünkü sosyal medya, özellikle gençlerin ürettiği, tükettiği, değerleri dönüşüp değiştirdiği bir alandır. Popüler kültür, günümüz sosyal hayatının genel bir kültürel formu olarak bilhassa medya yoluyla bireylere ulaşmaktadır. Bu bağlamda bireyler üzerinde televizyonun model alma ya da modelleme davranışlarının gelişmesinde önemli bir etken olduğu görülmektedir. Toplumsal öğrenmenin gerçekleşmesi anlamında ileri sürülen kuramlardan olan modelleme kuramı Albert Bandura12 tarafından ortaya konulmuştur. Bu anlamda Bandura’nın yaklaşımı “biz diğerlerini gözlemleyerek öğreniriz” şeklinde ifade edilebilir. Bu kurama göre, birey kendi yaşamında edindiği bilgilerle değil, etkileşim halinde bulunduğu diğer bireylerin yaşamlarından edineceği çıkarımlarla öğrenir. Sosyal öğrenme kuramının genel prensiplerinden birinci ilkesi şudur: “İnsanlar başkalarının davranışlarını ve bu davranışların sonuçlarını gözlemleyerek öğrenebilirler.” Öğrenciler öğretmenlerini, çocuklar anne babalarını, daha sonra da medyada dizilerde gördükleri karakterleri taklit ederek kendilerini bulurlar. Bu taklitlerde beğenme, eleştirme, ödül-ceza çok yer tutmakta ve bu tür öğrenme yoluna da modelleme yoluyla öğrenme denilmektedir.13 Yeni iletişim teknolojilerinin yaygın biçimde kullanılmaya başlanması yaşamımızda yeni bir kültür oluşturmaya başlamıştır. Bu yaşam formunun içine doğmuş olan kişiler ile bu kültüre yabancı olan bankacılık işlemlerini internetten yapmaktan çekinen, dışardan yemek sipariş vermeyi, uygulamaları kullanmayı garipseyen kültür arasındaki makas açılmaktadır. Yeni medya ile ortaya çıkan dijital medya kendi içinde gruplar da oluşturmaktadır. Bu kültür içinde doğan “indigo çocuklar” ile “telgraftan twitter”a geçiş yapmaya çalışan “dijital göçmenler” arasındaki farklar zamanla artmaktadır.14 Haber ve bilgi sağlama, eğitme/eğlendirme gibi fonksiyonları olan medya, farklı iletişim teknolojileri ile hayatın ayrılmaz birer parçası olma durumuna gelmiştir. Baudrillard, medyanın her yerde erişime hazır bir biçimde olmasının gerçeklik algımızı 12 Albert Bandura, ‘’Social Cognitive Theory: An Agentic Perspective’’, Asian Journal of Social Psychology, (1999), 21-41., (20.03.2020). 13 Vehbi Çelik, Sınıf Yönetimi, Ankara: Nobel Yayınevi, 2003, s. 46. 14 Burak Karabulut, “Bilgi Toplumu Çağında Dijital Yerliler, Göçmenler ve Melezler”, Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı 21, 2015, s.20. 5 ve gerçeklik kavramını köklü bir biçimde değiştirdiğini söyleyerek medya yoluyla üretilen “sanal gerçeklik”ten bahsetmektedir. 15 Sosyal bir olgu olan iletişim, iki yönlü bir süreç olarak ortaya çıkarken bu eylemin gerçekleşmesi için her zaman bir medyaya ihtiyaç olduğu göz ardı edilmemektedir. Sosyal iletişimde medya çok sayıda anlam oluşturabilmektedir. Orhan Gökçe, iletişim için “sembolik olarak anlamların karşılıklı paylaşılması” şeklinde bir tanım yapmaktadır.16 İletişim ekseninde medya, temel iletilere aracı olurken, Mc Luhan’ın17 ifadesiyle dijital medya, mesajın bilhassa kendisi olarak öne çıkmaktadır. Söz konusu medyanın bu özellikleri, iletişim evreninde süren kaynaktan hedefe olan uzamları radikal değişikliklere dönüştürmüştür. Bu anlamda bilgi ve enformasyonun yayılıp üretilmesinde gerekli olan herhangi bir etkeni pasif kılmıştır. Bu anlamda kullanıcı, medyanın kendisine sunduğu içeriğe mecbur olmaktan kurtulmuş ve kendi bilgi formunu oluşturma etkinliği elde etmiştir.18 Dolayısıyla kullanıcı, kendisine sunulanlarla sınırlı kalmamakta; kendi kanalını oluşturmakta; kendi kitabını yazmakta; dizisini çekmektedir. Günümüzde ayrıca sosyal medya, etkili bir iletişim teknolojisi olarak öne çıkmakta ve bireyleri sanal bir ortamda buluşturarak etkileşimlerini arttırmaktadır. Yapılan çalışmalara göre bireyler bu ortamda günden güne daha fazla zaman doldurmaya başlamakta hatta bir takım gerçek hayattaki ihtiyaçlarını da yine bu platformlardan karşılmaktadır. Bu anlamda insanlar sosyal medya üzerinden fikirlerini ortaya koymakta ve bu eksende başka bireylerle tartışmaktadırlar. İnsanlar ayrıca düşüncelerinin yanında fotoğraf ya da video gibi çeşitli etkinliklerini de bu platformlarda paylaşabilmekte ve bu yolla iş dahi arayabilmektedirler. Buradan hareketle sosyal medya kişileri ve toplumları etkileme gücüyle dikkate şayan olmakla birlikte farklı bir kavramsal dünya oluşturmuştur.19 15 Jean Baudrillard, Simülakrlar ve Simülasyon, Ankara: Doğu Batı Yayınları, 2016, s. 38. 16 Orhan Gökçe, İletişim Bilimine Giriş, Ankara: Turhan Kitabevi, Eylül 1993, s. 50. 17 Mcluhan, The Medium is The Message: An Inventory of Effects, California: Gingko Press, 2001, s. 26. 18 Mehmet Haberli, Sanal Din: Tarihsel, Kuramsal Ve Pratik Boyutlarıyla İnternet Ve Din, İstanbul: Açılım Kitap, 2014, s. 35. 19 Veysel Çakmak, İletişim Kaygısı ve Sosyal Medya, Konya: Eğitim Yayınevi, 2018, s. 15. 6 Çocukların, gençlerin ve yetişkinlerin yaşamları incelendiğinde, toplumda takdir görme, ilgi, daha güçlü olma, kazananın yanında yer alma gibi unsurların; diğerkâmlık, helâl kazanç elde etme, milli ve manevi değerlere saygı duyma/yaşatma gibi değerlerden daha fazla önem arz eder olduğu görülmektedir. Bu durumda da sosyal medyanın büyük bir etkisi olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Şöhretli olma, beğenilme, takip edilme gibi özelliklerin beslenmesine imkân veren sosyal medya bir anda kendini dünyanın merkezinde gören, herkesin onu takip ettiğini düşünen, “youtuber” olmayı hedef sayan, narsistik bozukluk durumuna geçen bir gençlik oluşmasına zemin hazırlamaktadır. Sosyal medyanın büyülü dünyasında yer alan gençler zamansal ve mekânsal olarak yaşadıkları ortamı aşıp başka bireylerle etkileşim kurmaktadırlar. Yani kısacası bu ortamda zaman ve mekan mefhumu muğlaktır. Bu bağlamda gençlerin sosyal medyaya tutkun olduklarını söylemek yanlış olmayacaktır. Hatta bu muvazenede gençler adına bir sosyal medya bağımlılığından söz bile edilebilir. Ortaya çıktığı ilk zamanlarda daha çok gençlerin tercih ettiği sosyal medya şu anda yediden yetmişe herkesin yaşamına girmiştir.20 İnsanlar günümüzde sosyal medyada paylaşımlarda bulunmak, oyun oynamak, akranlarıyla eğlenmek gibi amaçlarla gereğinden fazla vakit doldurmaktadır.21 Günümüzde insanlar sosyal medyayı sosyalleşmek, mutluluklarını paylaşmak, beğenilerini ve tepkilerini ortaya koymak için kullanmaktadırlar. Sosyal medya bazı insanların hayatını öyle bir kaplamıştır ki onsuz bir yaşam tahayyül edememekte, sosyal medya kullanmayanları garipsemektedirler. 22 Sosyal medya günümüzde her yaştan insanın ilgisini çekebilecek çeşitliliğe sahiptir. Sadece arkadaş edinmek, gündemi takip etmek için değil, dil öğrenmek isteyenden, yemek tarifine bakacak olan, yeni bir ürün tavsiyesi almak isteyen, memleketine gidemeyip oradaki gelişmeleri takip etmek isteyen her yaştan herkes bu mecrada yerini almaktadır. 20 Vusala Güleç, “Aile İlişkilerinin Sosyal Medyayla Birlikte Çöküşü,” Yeni Medya Elektronik Dergi, (2018), s. 115. 21 Khurana j. Mass, “The İmpact of Social Networking Sites On The Youth”, J. Mass Commun. Journal, C.5, S.12, (2015), s. 5. 22 Victoria Rideout, Michael Robb, ‘’Social Media, Social Life: How Teens View Their Digital Lives, Common Sense Media’s Program For The Study Of Children And Media’’, https://www.commonsensemedia.org/research/social-media-social-life-how-teens-view-their-digital- lives(21.03.2020). 7 Bu bağlamda özellikle çocuklar ve gençler, sosyal medyayı yaygın bir şekilde kullanmakta ve sosyal medyada giderek daha fazla zaman geçirmektedir.23 Bu doğrultudan bakarsak gençlerin bu mecrayı çok daha sık kullandığı görülmektedir. Değişen medya, toplumun değer algılarını ve değer yargılarını hızlı bir değişime uğratmaktadır. Medyanın tesiriyle eskiden olağan dışı görülen birçok şey artık günümüzde olağan görülür olmuştur. Bu husus, sosyal medyanın bireylerin değer yargılarında değişimler meydana getirdiğini ortaya koymaktadır.24 Medya ve değişen değer algıları, toplumsal değer yapısında da değişikliğe, hatta bozulmaya neden olabilmektedir. Yıllar öncesi yanlış, ayıp, günah, tuhaf görünen şeyler bugün normal kabul edilebilir noktaya gelmiştir. İnsanlar evlerinin, özel hayatlarının, çocuklarının neredeyse tamamını ifşa etmekte; challenge denilen saçma yarışlara girmekte; değişik akımlar oluşturabilmekte; farklı saç ve giyim tarzlarını benimsemektedir. İnsanlar üzerinde sosyal medya, bireylerin sosyalleşmesi, bazı alışkanlıkları kazanması ve onların kimlik geliştirmesi gibi tesirler uyandırmaktadır.25 Bireylerin kimliğini oluşturmasında, beğenilerini meydana getirmesinde, tercihlerini belirlemesinde, değer algısının oluşmasında ve sosyalleşmesinde en önemli unsurlardan biri de sosyal medyadır. Ayaydın ve Ayaydın’ın (2018) yapmış olduğu “Sosyal Medyanın Değer Oluşturma Sürecindeki Rolünün Öğrenci Görüşleriyle İncelenmesi” adlı çalışmada da belirtilmiş olduğu gibi, çocuklarda değer oluşturma ekseninde sosyal medyanın tesiri iki yolla gerçekleşmektedir. Bunlardan ilki, süreç içerisinde oluşan aşırı bağımlılığa bağlı olarak çocukların bazı değerleri artık görmezden gelmeleridir. İkinci yol ise çocukların bu sahada yaptıkları ya da maruz kaldıkları paylaşımlardır. Sosyal medyanın çocukların değer oluşturma sürecinde etkili olduğu, zamanla çocukların bazı değerleri bu sanal platform üzerinden hayata geçirmeye ve onu içselleştirmeye başladıklarından da ortaya çıkmaktadır. Örneğin yardımseverliği sosyal medyada yapılan bir paylaşımla özdeşleştiren çocuklar, icabında gerçek hayattaki yardımseverliği ve bunun anlamını 23 Livingstone, Sonia, Bovill Moira, Young People, New Media: Final Report Of The Project, “Children, Young People and The Changing Media Environment”, An LSE Report, London: London School of Economics And Political Science,1999, s. 4. 24 Kubilay Yazıcı, “Medya ve Değerler’’, Turan, R., & Ulusoy, K. (Ed.) Farklı Yönleriyle Değerler Eğitimi, Ankara: Pegem Akademi Yayınları, 2014, ss. 144-189. 25 Cemile Bakıroğlu, ‘’Sosyalleşme ve Kimlik İnşası Ekseninde Sosyal Paylaşım Ağları’’, Akademik Bilişim Konferansı, 23-25 Ocak 2013-Antalya, https://ab.org.tr/ab13/bildiri/228.pdf, (18.04.2020). 8 kavramakta zorluk çekmektedirler. Ama bu durumun tam tersi de yaşanabilmektedir. Örneğin yaralı bir hayvanla ilgili paylaşımla karşılaşan çocuk ve hayvanlara karşı daha saygılı, sevecen olabilmektedir. Bu anlamda verilen örnekler, değer oluşturma ekseninde sosyal medyanın çocuklar üzerinde olumlu ya da olumsuz tesirleri olduğunu bize göstermektedir.26 Bu durum gençler için de söz konusudur. Sosyal medya tüm değerleri olumlu veya olumsuz etkilerken insanların inanç dünyalarına da nüfuz etmektedir. Kitle iletişim araçlarının gelişmesiyle ön plana çıkan sosyal medya, aynı zamanda “sosyal medya dindarlığı” adlı yeni bir kavramı da toplum hayatına kazandırmıştır. Sosyal medya dindarlığı bu eksende Postmodern dünyanın dindarlığına evrilmiş ve bireylerin içselleştirdikleri inanç bağlamında birtakım tutumlarını diğer bireylere duyurma gibi aslında dindar olduğunun argümanı olarak ön plana çıkmaktadırlar. Bilhassa pazarlama dindarlığı ve gösterişçi dindarlığı biçiminde ön plana çıkan bu yaklaşımlar ile insanlar bu olguları pazarladıkları oranda adeta daha çok dindar olduklarını ortaya koymaktadırlar. Sosyal medyada söz konusu edilen din, eleştirmeye de müsait olduğu için aynı oranda daha geniş alanlara yayılmaktadır. Fakat “sosyal medya dindarlığı” yalnızca bu tür deyişlerden ibaret kalmaktadır. Din, insan ile yaradan arasındaki ilişkili olmasının yanı sıra sosyal hayatı da düzenleyen bir kurumdur. Din insan ile yaratıcı arasındaki diyaloğu belirlediği gibi sosyal hayatı da düzenlemeyi amaçlayan bir sistemdir. Bireyin kendi inanç varlığından toplumsal yaşam içindeki konumuna kadar kapsayıcı yaklaşımlarla ona yol gösteren din, ortaya koyduğu veriler ile ona yol gösterir. Hayatı kuşatan, ben neyim? Nereden geldim? Nereye gideceğim? veya herhangi bir durumda ne yapmalı, nasıl davranmalıyım? sorularına cevap veren ve bu dünyada yalnız olmadığımızı gösteren, bize rehberlik eden bir pusuladır. Bu anlamda tüm dinlerin temel amacının insanı iyi yöne sevk etmek, kötüden uzaklaştırmak olduğu söylenebilir. Peygamber efendimiz bir öğretmendir ve kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim de bize yol gösteren rehber kitap niteliğindedir. Peygamberimiz tutum, davranış, eylem ve söylemleriyle bize nasıl davranmamız, gençlerle nasıl konuşmamız, konuları basitten karmaşığa nasıl anlatmalıyız, muhataba göre nasıl hareket etmeliyiz, uygun iletişim metodunu nasıl seçmeliyiz noktasında tüm hayatı boyunca rehberlik etmiştir. Kimseyi rencide etmeden, konuyu en anlaşılır dille, en 26 Yakup Ayaydın, Hatice Ayaydın, “Sosyal Medyanın Değer Oluşturma Sürecindeki Rolünün Öğrenci Görüşleriyle İncelenmesi”, Değerler Eğitimi Dergisi, Haziran C. 16, No. 35, (2018), s. 59. 9 sade örneklerle anlatmış, dini sevdirerek, yaşayarak, yaşatarak öğretmiştir.27 Bununla beraber Kur’an-ı Kerim bize hayatın tümünde, ticaret, alışveriş, aile yaşamı, beslenme düzeni, çocuk terbiyesi, temizlik, dayanışma, kişisel bilgilerin gizliliği, mahremiyeti gibi şu anda değerler eğitimi adı altında işlenen tüm konularda izleyeceğimiz yolu göstermektedir.28 Bu anlamda din dünya işlerinden ayrı değildir; din hayatın ta kendisidir ve her yerdedir. Evden çıkarken, otobüse binerken, alışveriş yaparken, yolculuğa çıkarken size nasıl davranmanız gerektiğini adım adım, ilmek ilmek anlatır. İşte bu noktadan hareketle din, değerler eğitiminin başında gelmektedir. Günümüzde bu kavramların yerlerini bıraktığı mecralar olmaktadır. İnsanların bunları öğrendiği yerlerden biri sosyal medyadır. İşte bu bağlamda din, değerler ve 21. Yüzyılda toplum mühendisliği görevini inşa eden sosyal medya mecralarının bu vazifeyi almakta ancak layıkıyla yapmakta mı; yoksa kişiler, kurumlar, cemaatler veya sivil toplum kuruluşları işlerine geldiği gibi tahrifata mı gitmektedirler? Tüm dinler, kendi inanç sitemlerini daha çok kişiye ulaştırmak ister. Bu da demektir din ve değerlerin öğretilmesi noktasında tüm dinlerin farklı yöntemleri kullandığı ve kullanacağı açıktır. Bu kaynak doğru kullanılır ise, gençler inanç zayıflığından, şüphelerden uzaklaşır; iyilik yolunda kendisi, ailesi, ülkesi, vatanı ve de tüm insanlık için çalışır. Ancak yalan yanlış dini bilgilerin yüklenmesiyle kaybettiğimiz gençlerin sayısı ne yazık ki çoktur. Bu nedenle sosyal medyadaki gruplar, WhatsApp’taki, Telegramdaki paylaşımlar, buralarda verilen örnekler, seminerlerdeki kişilerin verdiği bilgilere dikkat edilmesi çok önemlidir. İnanç sistemleri, değerler eğitiminde önemlidir. Özellikle İslamiyet ve kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’de ahlâkî değerlerden bahsedilir. İnsanın iyiye, doğruya, güzele yönelmesi gerektiği ifade edilir. Aynı zamanda Hz. Peygamber’in (s.a.s) hâdislerinde de bu durum vardır. Mesela isrâf haramdır, kibir, hırsızlık büyük günahlardan sayılmakla beraber; sabır, şükür, alçakgönüllülük gibi değerler ön plandadır. Zaten Kur’an-ı Kerim’de kıssaların anlatılma sebeplerinden birisi de insanlara bu değerleri kazandırmaktır. Aynı zamanda İslam dininde dini hikâyeler yani menkıbeler de vardır. Bu hikâyelerde veya menkıbelerde geçen karakterlerin çoğu gerçek olduğu için insanlar 27 Emine Demil, “Hadisler Çerçevesinde Hz. Peygamber’in Eğitim Metodu”, Uluslararası Sosyal Bilimler Eğitimi Dergisi, 2019, ss. 216-234. 28 Mustafa Keskin, “Din ve Toplum İlişkileri Üzerine Bir Genelleme” Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi, 2004, s.16. 10 bunlardan etkilenir, iyiye doğruya, güzele yönlenir; yalandan, haramdan, riyâdan kaçınmaya gayret eder. Yine dinimiz açısından önem arz eden siyer kaynaklarına baktığımızda da Hz. Peygamber (s.a.v )’in hayatından örnekler ile değerlerin aktarımının gerçekleştirildiğini görebiliriz. Nitekim Resulullah “Ben güzel ahlâkî tamamlamak için gönderildim.”29 buyurmuştur. Peygamber efendimiz İslam’ın ve İslamî değerlerin öğreticisidir. Onun hayatını bilen kişi bütün ahlâkî değerleri öğrenmiş sayılabilir. Amerika’da koronavirüs salgınında Peygamber efendimiz örnek gösterilerek el yıkamanın, karantinaya girmenin önemi ve hasta kişilerle temas kurmanın yanlış olduğunu anlatan duyurucu tabelalar asılmıştır. Yine değerler eğitiminin önemli hususlarından biri olan ödül/mükâfat ile kötülükten men etmek, yalan söylemekten kaçmak ve karşılığında cennet/cehennem olgusunun bulunması dinin değerlerin aktarımına verdiği önemi ve ilişkiyi aktarır niteliktedir. Bu anlamda bunların öğretilmesi hususunda değerler eğitimi kavramı karşımıza çıkmaktadır. İnsanın doğuştan getirdiği fıtrata müdahale etmeden, onun iyi, güzel yanlarını geliştirmek, güzel ahlâk ile ahlâklanmasını sağlamak da eğitim sistemimizin bir amacı ve de değerler eğitiminin kapsamı altında yer almaktadır. Nitekim Hz. Muhammed (s.a.v.) Ebû Hureyre (r.a)’den gelen bir hâdiste insanın tevhide; Allah’a bağlanma özelliğinde yaratılmış olduğunu şöyle ortaya koymaktadır: “Her doğan (çocuk) fıtrat üzere doğar, (sonra) ana-babası onu Yahudileştirir, Hristiyanlaştır veya Mecusîleştirir.”30 Dinin daim olması için onun esas öğretilerini bireylere öğretmek lazımdır. Ancak bu yolla bireyler yanlış yollara sapmaktan, sapkın inançlardan ve Allah’ın emretmediği şeylerden kurtulabilirler. Bu anlamda değerler eğitimi, dinin özünün kavratılmasını da ön görmektedir.31 Modern zamanların insanlara sunduğu hayat, toplumsal değişimlerin de tesiriyle insanlarda farklı ihtiyaç ve anlayışlar doğurmaktadır. Bu gelişmeler bireylerde ve bilhassa araştırmanın kapsamında bulunan gençlerde kimlik ve kişiliğe dayalı sıkıntıları, 29 Muvatta, ‘’Hüsnü’l-Hulk’’, 8; Ahmed b. Hanbel, 2/381. 30 Müslim, ‘’Kader’’, 2658. 31 Mustafa Önder, Hüseyin Bulut, “Temel Dinî Değerler ve Değerler Eğitimi”, EÜSBED, (2013), s. 25. 11 psikolojik bunalımları vb. sorunları gün yüzüne çıkarmıştır. Bu bağlamda bireylere psikolojik destek sunan meslek dallarının bu hususlara dair çözüme dayalı öneriler sunmaları düşünülmektedir. Zira söz konusu gelişmeler, kimi zaman bir ruhsal sorun olarak, kimi zamanda manevi bir huzursuzluk olarak ortaya çıkmaktadır. İnsanın normal şartlarda kendine saygı duyması olağan bir durum iken; kendine gereğinden fazla hayranlık hissetmesi modern çağın etnosantrik sorunu olarak kabul edilmektedir. Bu bağlamda bireyin gün içerisinde her anını insanlarla bireyi kendine özgü olmaktan çıkarıp onu sıradan yapmaktadır. Bu durumda bireylerin yaşam tarzı, hayata bakışı, toplumsal hayatta kendilerine yer edinme çabaları, kimlik arayışları gibi hususlarda yer yer sorunlar yaşadıkları ve bu bağlamda yardım aradıkları da söz konusudur. Bu yüzden gençlerin uzman kişilerle iş birliği içinde çalışması gerekmektedir. Ülkemiz gibi genç nüfusa sahip olan ülkelerin en büyük güçlerinden birisi bu gençlik potansiyelidir. Bu bağlamda Türkiye’de değerler eğitimi alanında çalışan eğitimcilerin, ilahiyatçıların, din psikologlarının, sosyal hizmet uzmanlarının ve gençlerle birebir etkileşimde olan mesleklerin; bunun dışında ailelerin, medyanın bu konuya eğilmeleri ve işbirliği içerisinde çalışmaları zorunludur. Araştırma konusu ile ilgili olarak literatürde temel başvuru eserleri olarak kitaplar, makaleler ve tezler bulunmaktadır. Bu konuda gençlik ve gelişimi ilgili olarak Ünsal Söylemezoğlu’un Iskalanan Gençlik, medya ve tesirleri ile ilgili olarak, Defne Özonur’un Televizyon Mesih Mi Şeytan Mı?, adlı kitaplar söylenebilir. Yine iletişim ve araştırmaları ile akalı olarak Ali Şimşek’in İletişim Araştırmalarının Tarihi, iletişim Araştırmaları kitaplarından da bahs edilebilir. Yine konu ile alakalı olarak, Ali Murat Kırık ve Sevda Köyüstü’nün “Z Kuşağı Konusunda Yapılmış Tezlerin İçerik Analizi Yöntemiyle İncelenmesi’’, çalışmasında günümüz gençliğinin büyük bölümünü ihtiva eden gençlerle ilgili akademik çalışmaları analiz ederken; değerler eğitimi ile ilgili olarak, Enver Uysal “Değerler Üzerine Bazı Düşünceler ve Bir Erdem Tasnifi Denemesi: İnsanî Erdemler–İslâmî Erdemler’’ adlı çalışmasında değerler kavramının tespitlerini yapmaktadır. Çalışmada değer nedir? değerler öznel midir, nesnel mi? kişide ahlâk düşüncesi ve buna bağlı olarak değer yargısı nasıl oluşur? ahlâk anlayışlarının farklılığında değer yargılarının ve değerleri algılayış tarzımızın rolü nedir? Keza, bireyin davranışlarındaki tutarsızlıklarda değerler arasındaki çatışmanın etkisi nedir? sorularına cevap aranmıştır. 12 Literatürde ayrıca bireysel ve toplumsal değerlerin işlevlerine yönelik olarak, Emine Özmete ile Taner Algan’ın “Sosyal Hizmet Uygulamalarında Bireysel ve Toplumsal Değerlerin İşlevselliğine Kavramsal Bakış”, adlı makale çalışması yapılmıştır. Yine değerler uyumu ve bu bağlamda uygulanan yöntemlerle ilgili olarak Mesut Sağnak’ın “Kişi-Örgüt Değer Uyumunu Ölçme Çalışmaları ve Kullanılan Yöntemlerin Karşılaştırılması” adlı makalesi de söylenebilir. Değerler eğitimi, değerlerin kazanımı ve kavratılaması ile ilgili olarak ise yine literatürde yüksek lisans ve doktora tezleri de yer almaktadır: Buna göre film, sanat ve din eğitimi ile ilgili olarak Yunus Sancak’ın “Çizgi Filmlerin Din Eğitimindeki Rolü Hakkında Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi Öğretmenlerinin Görüşleri: Sivas ve Kars İli Örneği’’, Mahir Kaya’nın, dini yaşamda internet ve sosyal medya tesirlerini ele aldığı “Dini Sosyalleşmede İnternet ve Sosyal Medya Etkisi”, adlı yüksek lisans tezi ve yine ergenlik, din algısı yaklaşımlarından yola çıkılarak ergenlerde din algısı konulu Sümeyye Rabia Açar’ın “Televizyonun Ergenin Din Algısı ve Ahlâki Tutumu Üzerindeki Etkisi (Muş İli Örneği)’’, adlı yüksek lisans tez çalışması ile Bülent Dilmaç’ın ilköğretimde öğrencilere değerler eğitiminin kazandırılmasına yönelik yaklaşımlar ve ahlaki olgunluğun durumu hakkındaki “İlköğretim Öğrencilerine İnsani Değerler Eğitimi Verilmesi ve Ahlâki Olgunluk Ölçeği ile Eğitimin Sınanması’’ yüksek lisans tezi de söylenebilir. Araştırma konusu ile ilgili literatürde doktora tezlerine de rastlanmaktadır: Bu konuda Süleyman Tuğral’ın Kur’an’da değerler ve değer sistemlerinin insan davranışları ile ilgisinin incelendiği “Kur’an’da Değerler Sistemi” adlı doktora tezi önemlidir. Değerler sisteminin analitik tahlili ve yatay değerler ile dikey değerlerin tespitlerinin yapıldığı çalışma, aynı zamanda değerlerin insan davranışları ile ilgisini de sorgulamaktadır. Yine Kadir Ulusoy’un “Lise Tarih Programında Yer Alan Geleneksel ve Demokratik Değerlere Yönelik Öğrenci Tutumlarının ve Görüşlerinin Çeşitli Değişkenler Açısından Değerlendirilmesi’’ adlı doktora tezi de literetüre katkı sağlamaktadır. Gençlerde tarih dersinde geleneksel ve demokratik değerlerin aktarımına yönelik incelemenin yer aldığı araştırma, aynı zamanda tarih programlarının amaçlar ve açıklamalar bölümünde geleneksel ve demokratik değerlere yönelik bakış açılarını da ortaya koymaktadır. 13 Bu anlamda kitle iletişim araçlarının ve özelde de sosyal medyanın din ve değerler eğitimine etkisi pek çok çalışmada yer almıştır. Alanda yapılan çalışmaların genel eğilimini, hedef kitlesini görebilmek, bundan sonraki araştırmalara yön verebilmek için konumuzla alakalı yapılmış çalışmalar taranmıştır. Literatüre bakıldığında kitle iletişim araçları ve özelde sosyal medyaya dönük çalışmaların çocukluk, gençlik ve yetişkinlik olmak üzere üç hedef kitleye dönük yazıldığı söylenebilir. Çocuklara dönük çalışmalarda daha çok çizgi filmler üzerinde durulurken, gençlerle ilgili çalışmalarda sosyal medyanın kullanımı, akademik başarıya, alışveriş alışkanlığına, beslenme şekline etkisi yönündeki incelemeler göze çarpmaktadır. Bu da, çocukların din ve değerleri öğrenme hususunda nasıl ki çizgi filmlerden fikirler ediniyor, Keloğlan, Pepee, Caillou gibi çizgi film karakterleri üzerinden yardımlaşma, dürüstlük gibi değerleri öğreniyor ise gençlerin de sosyal medya uygulamalarındaki paylaşımlar, dua halkaları, dijital ibadet yöntemleri, buradaki âyet ve hâdislerin paylaşımı, peygamber kıssaları gibi sayfalardan din ve değerlerle ilgili bilgi edindiğini görmekteyiz. Yetişkinlerle ilgili çalışmalar ise daha çok ibadet, itikat ekseni üzerindedir. Bunlara kısaca göz atmak gerekirse: 1. ARAŞTIRMANIN KONUSU VE PROBLEMİ Birey doğumdan itibaren önce aile sonra okul ardında da sosyal çevreden çeşitli bilgi kaynakları ile yüz yüze gelmektedir. Sosyal medya da bir bilgi platformu olarak hedef aldığı bireylerde bir farkındalık uyandırır. Bu farkındalık onları karşı karşıya getirdiği bilgi yığınları ile muhatap kılar. Sosyal medya dini konularda da bireyleri muhatap etmekte ve onları birçok bilgi ile yüz yüz getirmektedir. Gençler, aile, okul yanında informal eğitim ile de farklı pek çok değeri ve dini bilgiyi öğrenmekte, bazıları kabul görmekte, bazıları ise çelişkilerin doğmasına sebep olmaktadır. Bu anlamda sosyal medya bireyleri birçok bilgi ile karşı karşıya getirmektedir. Bu hususta bireylerin muhatap oldukları sosyal medya ile ilgili yönlendirici sosyal medya okuryazarlığının önemi ön plana çıkmaktadır. Ahlâkî değerlerin fert ve toplum hayatındaki yeri, önemi ve belirleyiciliği tartışmasız bir gerçekliktir. Ancak hem insan yaşamını hem de içinde yaşadığı toplumu şekillendiren değerlerin niteliği, nasıllığı ve neredenliği hep tartışma konusu olmuştur. Evrensel değerler oluşturma ve bu değerleri yaşamın değişmez ilkeleri haline getirerek sağlıklı, huzurlu, müreffeh toplumlara ulaşabilme tarihin her döneminde insanlığın 14 gündeminde olmuştur. Birlikte yaşamı sağlayabilme faaliyeti olarak da adlandırabileceğimiz bu çabanın üzerinde kurgulandığı temel alan da ahlâkî değerler olmuştur. Bu değerlerin belirlenmesi, benimsenmesi, eğitiminin verilmesi ve değerler alanında evrensel bir yaklaşımın sağlanıp sağlanamayacağı konularında farklı görüşler ileri sürülmüş olsa da değerlerin ortaya çıkışı ile insan ve topluma mal edilip korunması aşamalarında dinin en etkili faktör olduğu genelde kabul görmüştür.32 Bu kavram aslında medya okuryazarlığının altında yer alan bir başlıktır. Sıradan okuryazarlık dışında entelektüel bir birikim gerektiren, eleştirel düşünmeyi, zihin açmayı, satır aralarını anlamayı hedefleyen bu kavram günümüzde finansal okuryazarlık, bilgi okuryazarlığı ve konumuzla ilgili olan kısmı dini okuryazarlık şeklinde de yaygınlaşmaktadır. Herkes her konuda eşit birikim, bilgi ve imkâna sahip değildir. Ayrıca tüm imkânlar, şartlar eşit bile olsa her insanın olayları yorumlama, hayata bakış tarzı, yetiştiği çevre vs farklıdır. Bu noktada formal eğitim ile belirli bir müfredat çerçevesinde öğrendiklerini anlamlandırmaya ve hayatında konumlandırmaya çalışan gencin sosyal medyadaki kontrolsüz şekilde bazen de bilgi kirliliği şeklinde akan süreci sağlıklı bir şekilde süzüp kendinde özdeşleştirmesi her zaman mümkün olmayabilmektedir. Dini bilgileri yetersiz olan bir gencin medyada söylenenleri sorgusuzca kabul etmesi de karşılaşılan olumsuz durumlardır. Bilgiyi araştırmak, sorgulamak, aslını öğrenmeye çalışmak gençlere verilecek en temel düstur olmalıdır. İlk emri “Oku!” olan dinimizde; körü körüne, sorgusuz sualsiz söylenen her şeye inanan, sosyal medyadan bilgi edinmeyi bilmek, öğrenmek sayen bir neslin din konusunda da olumsuz etkilere açık olması çok olağan bir durumdur. Bununla birlikte süreç olarak kendini tanıma, hayatı anlamlandırma, hayatın getirdiği hazlara karşı olabilme, meslek sahibi olma, meslek edinme, gelecek kaygısı ile birlikte yaşanılan sıkıntılar gençlerin sorularının artmasına bazen de umutsuzluğa düşmesine sebebiyet vermektedir. Bu noktada okunulan görülen bir mesajın içeriğinin doğruluğu sorgulamadan, araştırmadan kabule açık olan gencin okuduğunu/gördüğünü benimsemesine neden olabilmektedir. Bağlamda dini medya okuryazarlık kavramına 32 Eyüp Bekiryazıcı, Mehmet Dağ, “Toplumsal Birliğin Güçlendirilmesinde Ahlâkî Değerlerin Önemi”, Toplumsal Birliğin Güçlendirilmesinde Dinî Söylemin Önemi Tartışmalı İlmi Toplantı, Gaziantep: (2018), s.336. 15 verilmesi gereken önem, okullarda ders olarak okutulması, yaygın eğitim kurumlarında bu tarz çalışmalar yapılması önem arz etmektedir. Bundan on on beş yıl öncesine kadar ansiklopedilere bakıp araştıran, ilmihal karıştıran veya din alanında uzman kişiyi bulup sorusunu yöneltecek olan genç, artık parmaklarının ucunda her türlü dini bilgiye doğru veya yanlış ulaşabilmektedir. Tabletinde, telefonunda, arabasındaki radyoda veya TV’deki her 4-5 kanaldan birinde dini yayınlar yapıldığını gören, şifalı dualar sorular başlığı altında ticari pazarlama, içinde olan kişilerle her Cuma mesaj kutusuna düşen, hazır şablondan oluşan mesajlarla karşılaşmaktadır. Medyadaki faaliyetlerin genellikle amacı kazanmaktır, beğenilmektir. Medyanın asıl görevi, okul veya din gibi doğruyu öğretmek değildir. Medya sektörü, insanın insana vereceği zarardan kaçmaz, hatta reyting uğruna özellikle çatıştırır, yaptığı tartışma programlarıyla gıybeti, iftirayı kanıksatır; yemek programlarıyla sofra adabını, moda programlarıyla giyim adabını değiştirir ve bundan herhangi bir hoşnutsuzluk duymaz. Bu anlamda daha çok insana ulaşmak adına olayların manipüle edilmesi, çarpıtılması, sunuş şeklindeki bilinçli müdahaleler ancak bilen gözlerin görebileceği şeylerdir ki herkesin özellikle de genç neslin anlaması öğrenmesi gereken bir noktadır. Buna, farkına varmadan yoğun bir alt bilinç dışı (subliminal) aktivitesi yaşarlar. Bunun neticesinde özellikle gençlerde, kaygı ve öfke düzeyi artar. Türk halkının yaklaşık %25’lik bir kısmının medyayı bir dini bilgi kaynağı olarak gördüğünü hesaba katarsak burada ticari kaygılarla üretilen dini bilginin etki alanının azımsanmayacak kadar büyük olduğu daha açık bir şekilde anlaşılacaktır.33 Çağın vazgeçilmez bir fenomeni haline gelen medya, din ve ahlâk eğitimi için şüphesiz bünyesinde ciddi riskler barındırmaktadır. Çünkü hem medya hem de din ve ahlâk kurumu yapısal olarak birbirlerinin zıttı fonksiyonlara sahiptir. Birinin temel amacı, bireyi eğlendirerek reyting, tiraj ve para kazanmak iken; diğerinin temel amacı, olumsuz koşullar karşısında bireyi kontrol ederek onu muhtemel yan etkilerden ve telafisi zor zararlardan muhafaza etmektir. Bu noktada en mantıklı çözüm yolu, iki alanı ortak 33 Diyanet İşleri Başkanlığı, Türkiye'de Dini Hayat Araştırması, Ankara: DİB Yayınları, 2014, s. 113. 16 noktada buluşturmak, insanları medyayla eğlendirirken kendilerine koruma kalkanları oluşturmaktır. Bunun adı da genelde medya özelde dini medya okuryazarlığıdır.34 Başlangıçtan günümüze insan, her zaman rehberliğe ihtiyaç duyan bir varlık olmuştur. İnsanın, yaratıcısına karşı kulluk bilincine ulaşabilmesi, iyi ve kötü, sevap ve günah arasında doğru tercihte bulunabilmesi için, doğuştan taşıdığı din duygusunu sağlıklı ve sağlam bilgiyle beslemesi, yani din konusunda sağlıklı bilgiler edinmesi gerekir. Bu, bireysel ve toplumsal bir ihtiyaçtır. Değerlerin öğrenilmesinde bilgi ve düşünce boyutunun da önemli olduğunu söylememiz mümkündür. Bireyler tercihlerini ve yargılarını yeni öğrendikleriyle şekillendirmekte ve yeniden yapılandırma sürecine girmektedirler. Değerlerde genetiksel olarak bireyler arasında geçiş yapılmadığı gibi sosyal rollerle öğrenme sürecine kuşaktan kuşağa aktarılarak öğrenmeleri gerçekleşmiş olur.35 Değerlerde genetiksel olarak bireyler arasında geçiş yapılmadığı gibi sosyal rollerle öğrenme sürecine kuşaktan kuşağa aktarılarak öğrenmeleri gerçekleşmiş olur. Bu durum bireyin yaşamına bilgi potansiyeli kazandırarak onu sosyal ve kültürel hayatta hazır bulunmuşluğa taşır. Böylelikle birey edindiği değerler ile hayatını şekillendirir. Bu durum bireyin yaşamına bilgi potansiyeli kazandırarak onu sosyal ve kültürel hayata hazırlar, birey kazanımları ile daha bilinçli bir şekilde yaşamına yön verir. Buradan hareketle nesiller arası bilgi, görgü, etkileşim ve paylaşımın artırılmasına yönelik çalışmaların yapılması, bireylerde bilgi ve düşünce gücünü örnek almayı ön planda tutan yaklaşımların oluşmasına imkân verecektir. Bu durumda değerlerlerin doğru aktarımında etkli olacak bir husus olarak ön plana çıkacaktır. Günümüz teknolojik gelişmeleri dünya görüşlerimizde ve inançlarımızda birtakım değişikliklere yol açmakla birlikte, inanç ve görüşlerimizin de teknolojik gelişme üzerinde büyük etkisi olduğu muhakkaktır. Teknolojik gelişmenin hızı, sosyal gelişmeden fazla olduğu zaman insani değerlerin tehlikede olduğu söylenir. Günümüzde teknoloji, yapay zekâ, uzay çalışmaları, tıptaki ilerlemeler son hızla ilerlemesine rağmen insanî değerler konusunda aynı şey söylenememektedir. Hâlbuki insanın bilimle birlikte 34 Bayramali Nazıroğlu, “Din Eğitiminin Gerekliliği Açısından Dini Medya Okuryazarlığı”, Dinbilimleri Akademik Araştırmalar Dergisi, C. 15, (2015), ss.191-220. 35 Enver Sarı, “Öğretmen Adaylarının Değer Tercihleri: Giresun Eğitim Fakültesi Örneği”, Değerler Eğitimi Dergisi, C. 3, S.10, (2005), ss.73-88. 17 yaradılış gayesini bilmesi, dünyaya gönderilme sebebini anlaması da üzerinde durup düşünmesi gereken konulardandır. Ancak unutmamak gerekir ki, bir toplulukta fertler diğerkâmlık özelliklerini unutmuş, ayrı ayrı biz duygularını taşıyan gruplara dönüşmüş ise o topluluk sosyal açıdan çözülmüş demektir. Hangi toplum yapısı olursa olsun, toplumdaki küçük grupların sayısının fazlalığı, bunları bünyesinde bulunduran büyük grupların bütünlüklerini olumsuz etkilemektedir. Toplumsal bütünlüğü zedelenmiş ülkelerde din, mezhep ve ırk farklılıklarının artması topluluk içerisinde yaşayan bireylerin bir arada yaşayamaz hale gelmesine neden olmuştur. Oysaki İslam medeniyeti, müslümanların dışında kalan farklı dinlere mensup kesimler dâhil olmak üzere, toplum içerisinde yaşayan tüm birey ve grupları kapsayıcı, kuşatıcı bir anlayışa sahip olması ve herkese din, akıl, mal, can ve namus emniyeti sağlamasıyla birlikte yaşama kültürünün medeniyet düzeyinde ideal bir örneğini sergilemektedir.36 “(Resûlüm!) Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik”37 Bu ayette İslamiyet’in tüm insanları sarıp sarmalayan, kuşatan yönünü ortaya koymaktadır. “Gökleri ve yeri yaratması, lisanlarınızın ve renklerinizin birbirinden ayrı olması da O’nun (azamet ve kudretine delâlet eden) alâmetlerindendir. Şüphesiz ki bunlarda, bilenler için ibretler vardır” 38 “De ki: Gerçek Rabbinizdendir. Dileyen inansın, dileyen inkâr etsin” 39 “Allah dileseydi, sizi elbette tek bir ümmet yapardı. Ama size vermiş olduklarıyla sizi imtihana çeksin diye, öyle yapmamıştır. O halde hayırda yarışınız. Hepinizin dönüşü Allah’adır. O size, tartışmış olduğunuz şeylerin esasını bildirecektir”40 Bu ayetler de gösteriyor ki farklı mezhep, ırk ve inançlar aslında Kur’an-ı Kerimin bize vermek istediği mesajlarının birer göstergesidir. Ancak sosyal medyada ötekileştirici, ayrıştırıcı bu tip paylaşımlar toplumsal bütünlüğe zarar verir niteliktedir. 36 Nevzat Fırat Kunduracı, “İslam Medeniyetinde Birlikte Yaşama Kültürü”, Sosyal Politika Çalışmaları Dergisi, (2015), s. 64. 37 Enbiya, 21/107. 38 Rûm, 30/22. 39 Kehf, 18/29. 40 Mâide, 5/48. 18 Evreni anlamaya yönelik yaklaşımlar geliştiren Kur’an-ı Kerim’i anlama ve yorumlamanın en temel şartı her şeyden önce kendimizi merkeze koyarak onu anlamaya gayret göstermekten geçmektedir. Kişi aldığı mesajı hayatına tatbik etmeden ve bu inanç sistemini hayatında uygulamadan bunu başkalarına yansıtması mümkün görünmemektedir. Bu anlamda Kur’an-ı Kerim hayata geçirilmeyip, kişinin gerçek dünyasında alması gereken yeri almadığı vakit, gönderilme amacı olan evrensel mesajı da anlaşılmamış ve hak ettiği yeri bulamamış olacaktır. Yukarıda belirtilen hususlar doğrultusunda çalışmamızın amacı farklı bölgelerden hatta farklı ülkelerden Bursa Uludağ Üniversitesi’nin çeşitli fakülte ve yüksekokullarına gelmiş olan öğrencilerin, sosyal medyanın toplumsal ve bireysel değerlere bakışında etkisini görmek; gençlerin sosyal medya ile din ve değer eğitimi hakkındaki görüş ve düşüncelerini tespit edebilmektir. Toplumu oluşturan tüm bireyler değerlidirler. Eğitimde hiçbir fert feda edilemez. Okul öncesi çocuklar da yetişkinler de her yaş dönemi önem arz eder. Okul öncesinde ne anlayacak daha denerek, gençlikte geç kalındı diyerek, yetişkinlikte iş işten geçti diye düşünülerek bu konu atlanamaz. Bununla birlikte gençlik dönemi diyebileceğimiz üniversite döneminde çocukluk ve yetişkinlik arasında kalmış, henüz kimlik arayışı içinde olan, kendisine rol model arama sürecinde olan genç kuşağın sosyal medyadan etkilenmesi kaçınılmazdır. Bu nedenle çalışmamız, toplumda çok sık karşılaştığımız olumsuz pek çok olay ile sosyal medyanın gençlerde oluşturduğu din ve değer algısına etkisinin incelenmesini konu almaktadır. Nitekim Kamiloğlu ve Yurttaş’ın 2014 yılındaki “Sosyal Medyanın Bilgi Edinme ve Kişisel Gelişim Sürecine Katkısı ve Lise Öğrencileri Üzerine Bir Alan Çalışması”nda41 Facebook’un gençler için adeta birer sanal okul olduğunu ve çalışmaya katılan öğrencilerin %40’ının burada görüp bir konsere, filme, kursa gitmeye karar verdiğini göstermektedir. Kırık’ın da çalışmasında belirttiği internet ve sayısal teknolojiler ekseninde gelişen günümüz medyası ile sosyal bir başkalaşım başlamış ve bireylerin büyük bölümü bu durumdan etkilenmiştir. Önceki yıllarda komik, saçma, belki de ayıp diyebileceğimiz davranışlar, giysiler, şakalar, espriler, müzik anlayışı, sosyal medyadaki beğeniler, 41 Fatma Kamiloğlu, Özge U. Yurttaş, “Sosyal Medyanın Bilgi Edinme ve Kişisel Gelişim Sürecine Katkısı ve Lise Öğrencileri Üzerine Bir Alan Çalışması”, Galatasaray Üniversitesi İletişim Dergisi, S.21, (2014), 129-150. 19 akımlar, takipler ile şekillenmekte ve tüm dünyaya büyük bir hızla yayılmaktadır.42 Medya, hâlihazırdaki kültürel ögeleri yaygınlaştırma imkânı olmasına rağmen, kendisi yepyeni bir kültür, bir davranış biçimi oluşturarak suni ve aldatıcı bir dünya oluşturmaktadır. Bu nedenle yok sayamayacağımız sosyal medya gerçeğinin etkisini gençlerin davranışlarını yönlendirmeleri hususunda herkesin konuştuğu, ancak bir politika veya çalışmanın planlanmadığı da bilinen bir gerçektir. Dünyanın avucumuzda olmasının getirdiği cazibenin akımına/etkisine kapılan bizler, yeni nesil gençlik ile ilgili şikâyetlerimizi belirtirken bu konuda ne yapabiliriz? sorusu ne kadar sorulmaktadır? Her kuşağın bir öncekini eleştirdiği bilinen bir gerçektir. X, Y, Z kuşakları veya “İndigo çocuklar” diye de adlandırılan ve her bir kuşağın diğerinden farklı olduğu bilinmesine rağmen, değişen din ve değer algısı çok keskin bir şekilde göze çarpmaktadır. Bu nedenle gençleri eleştirmek yerine onları anlayıp dünyayı onların gözünden görmenin ve sosyal medyayı onların hayatlarındaki konumu açısından kavrayabilmenin, değişen din ve değer algısını daha iyi anlamamızı ve konuyla ilgili daha kalıcı, etkili yaklaşımlar geliştirebilmemizi sağlayacağı kanaati oluşturmuştur. Sosyal medya ile ilgili yapılan çalışmaların çoğunun sosyal medya ile ilgili betimlemeden öte gitmediği, ancak hayatımızdaki özellikle ülkemiz gibi genç nüfusun yoğunlukta olduğu bir ülkede gençlere etkisi ve özelinde din ve değerler gibi hassas önem arz eden, “klavye delikanlılığı” ile herkesin bir şeyler yazdığı konuda araştırma yapmak, toplum sosyolojisi, gençlik çalışmaları ve din ve değerlerin öğretimi noktasında yapılan hatalar, yeni planlamalar, eğitimdeki revizyonlar veya bilgiye ulaşmadaki ekonomik politikalara katkı sunması açısından önem arz etmektedir. Çünkü alfa kuşağı da denilen bu nesil, olayları bizler gibi algılamamakta, tepkilerini bizler gibi vermemektedir. Paylaşımları, öğrenme şekilleri farklıdır. Onları anlamak, ülkenin geleceğini emanet edeceğimiz kişileri tanımak ve ona göre hareket etmek demektir. Bu noktada bu tür çalışmalar önem arz etmektedir. Toplumsal hayatın içinde birlikteliğin, aidiyet duygusunun gelişmesi, huzurun sağlanabilmesi, değerlerin bilinmesi, öğretilmesi ve yaşatılması ile mümkündür. Üniversite öğrencileri çocukluktan çıkmış bir sonraki yetişkinlik aşamasına geçmek için 42 Ali Murat Kırık, “Yeni Medya Aracılığıyla Değişen İletişim Süreci: Sosyal Paylaşım Ağlarında Gençlerin Konumu”, Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Elektronik Dergisi, (2017), s. 30. 20 kendini yer açma aşamasında olan kişidir. Bu bağlamda değerlerin gençler arasındaki algılanış ve yaşatılış biçimini anlamak önemlidir. Bu nedenle bu çalışma, üniversite gençliğinin bireysel ve toplumsal değerlerle ilişkisini sosyal medya kullanımı ile ele alarak, gençleri daha iyi anlayabilmek, farkındalık kazandırmak ve konuyla alakalı kurumların önümüzdeki plan ve projelerinde bu konuyu da baz alarak çalışmalar yürütebilmesi açısından önem arz etmekle çalışma elbette ki bütün değerleri kapsamamaktadır. Çalışmamız Milli Eğitim Bakanlığının belirlemiş olduğu kök değerler doğrultusunda sınırlandırılmıştır. Çalışmamızın konusunu belirlemede öğrencilerde karşılaşılan bazı davranış değişikliklerinin gözlemlenmesi ve bundan duyulan rahatsızlıklar belirleyici etken olmuştur. Nesiller arasındaki farklılığın olması kaçınılmazdır; ancak teknolojinin etkisiyle birlikte meydana gelen davranış değişikliklerinin, söylemlerin öğrenciler bazında karşımıza açıkca çıkması meslek hayatımıza başladığımız zaman karşılaştığımız öğrenci profili ile 22 yılın sonundaki öğrenci profilinin kendini ifade etmedeki sığlığı, hayatta önem verdiği şeylerin maddi unsurlara kayması, özel günlere karşı yaklaşımındaki duyarsızlık, toplumsal konulara olan boşvermişlik, aile ve arkadaşlarıyla olan ilişkilerindeki günübirlik yaklaşımlar, geleceğe dair güvensizlik söylemleri, inanma noktasında artan şüpheleri sosyal medya kullanımı ile ilişkili olabilir mi sorusunu akla getirmektedir. Bu bağlamda öğrencilerin dile, tarihe, kültüre, geleneklere, kandil ve bayramlara, bayrağa, vatana, isrâfa, mahremiyete, evliliğe, aileye, devlet kurumlarına olan söylem ve eylemlerinin sosyal medya kullanımıyla ilişkili olabileceği düşünülerek bu problem ele alınmak istenmiştir. Elbette ki tüm gençliği tek vasıf altında toplamak mümkün ve de doğru değildir. Ancak gençlerle iç içe olan bir meslek grubunda yer almamız ve konuya yakın başka çalışmalarımızın da olması hasebiyle gençlik ve sosyal medya konusu seçilmiştir. Nitekim tüm dünyada gençlik esas güç olarak kabul edilmekte ve de onların enerjisini doğru yola kanalize etmeye dönük çalışmalara ağırlık verilmektedir. Bu bağlamda onları doğru anlamak ve anlatmak adına bu konu seçilmiştir. Biz eskiden… şeklinde başlayan cümleler yerine, nasıllar, neden böyleler, dünyayı ve hayatı nasıl algılıyor, ne bekliyorlar, ne düşünüyorlar kısmına yoğunlaşmak problemlerin çözümünde önemli mesafe kat ettirecektir. 21 Bu anlamda söz konusu çalışmanın temel problemi, günümüzün etkin iletişim ve etkileşim platformlarından olan sosyal medyanın gençlerde dini ve manevi değerlerin öğrenilmesindeki etkisini ortaya koyup, bu etkinin gençlerin ilgili değerleri kazanmadaki bakışına tesirini tespit etmektir. 2. ARAŞTIRMANIN AMACI VE ÖNEMİ Bu araştırmayla teknolojinin gelişmesiyle birlikte etkisini iyiden iyiye arttıran sosyal medyanın üniversite gençliğine ne anlam ifade ettiğini din ve değerler eğitimi açısından görünür kılıp, olumsuz etkilerini en aza indirebilmek için konuyla ilgili kişi ve kurumlara çeşitli öneriler sunup farkındalık geliştirmek ve katkı sağlamak amaçlanmaktadır. Çalışma her geçen gün etkisini daha da artıran ve özellikle değerlerin yozlaşması konusunda etkisi yadsınamaz olan kitle iletişim araçlarından sosyal medyanın din ve değerler eğitimi açısından gençlere ne anlam ifade ettiğini incelemektedir. Bu ana amaç kapsamında araştırmanın temel soruları; 1. Sosyal medyanın üniversite öğrencilerinin din ve değer algısına etkisi konusunda öğrencilerin görüşleri nelerdir? 2. Sosyal medya, kullanımı öğrencilerin din, dindarlık, değerler, mahremiyet, isrâf, gösteriş vb. kavramlarını algılayış şeklini nasıl etkilemiştir? 3. Sosyal medya kullanımı, üniversite gençlerinin dini öğrenme konusundaki yönelimini nasıl etkilemektedir? 4. Sosyal medya, üniversite gençlerinin dini konular hakkındaki sorularına cevap araması yönünde ne gibi bir fonksiyon üstlenmektedir? 5. Üniversite gençliği, özel gün ve bayramların kutlanması konusunda sosyal medyanın araç olarak kullanımı hakkında ne düşünmektedir? 6. Üniversite gençliği, sosyal medyadaki dini konulardaki bilgi kirliliği hakkında ne düşünmektedir? 7. Üniversite gençliğinin sosyal medyanın daha etkili ve verimli kullanılması yönündeki görüş ve önerileri nelerdir? 8. Üniversite gençliği, sosyal medyadaki dini paylaşımlar konusunda kendini özgür hissetmekte midir? 22 9. Üniversite gençliğinin sosyal medya üzerinden yapılan yardım isteklerine, sadaka zincirlerine, dua halkalarına bakışı nasıldır? 10. Üniversite gençliğinin din eğitiminde sosyal medyanın kullanılmasına ilişkin görüş ve önerileri nelerdir? Buna göre yapılan çalışmanın literatüre katkısı, günümüzde gençlerin sıklıkla kullandıkları sosyal medya iletişim ağlarının, değerler eğitimi açısından onlarda kazandırdığı kazanımları sorgulamak ve ortaya koymaktır. Günümüz üniversite gençliğinin din ve değerler eğitimi açısından yaklaşımlarının tespitine yönelik amaçlar da taşıyan araştırma, aynı zamanda ilgili değerlerin hangi yollarla kazanıldığı ve nasıl yorumlandığını da ortaya koymayı amaçlamaktadır. Konuyla ilişkili birçok eserin bulunmasına rağmen, doğrudan sosyal medyanın din ve değerlere bakışına etkisi özelinde araştırma konusu yapan eserlerin az olması, böyle bir çalışmanın hazırlanması gereğini gündeme getirmektedir. Bu gereklilik, insan eylemlerine yön veren en önemli etkenlerden birinin değerler sistemi olmasından kaynaklanmaktadır. Kur'an-ı Kerim’de de insanlara yol göstererek onlarda davranış değişikliğini amaçladığına göre, sosyal medyanın da toplumları şekillendirme noktasındaki gücü var kabul edildiğine göre Kuran-ı Kerim’in insanlara buyurdukları ile sanal ortamdaki yansımasının nasıl olduğu gençler özelinde incelenmesini gerekli kılmaktadır. Bu anlamda çalışmanın alandaki bir boşluğu dolduracağına inanmaktayız. 3. ARAŞTIRMANIN VARSAYIMLARI Bu çalışmada yönetici, öğretmen ve öğrencilerin görüşme sorularına ve anketlere verdikleri cevaplar gerçeği yansıtmaktadır. Öğrencilerin veriği cevaplar değiştirilmeden, aynen aktarılarak yazılmıştır. Sosyal medya, öğrencilerin tutum ve davranışlarını etkilemektedir. Sosyal medya, öğrencilerin değer algısını etkilemektedir. Sosyal medya, öğrencilerin din ve değerleri öğrenme mecralarından biridir. Sosyal medya öğrencilerin dini kurum ve kuruluşları takip etmede kullandığı yerlerden biridir. 23 4. ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ Bu araştırma nitel araştırma yöntemine sahiptir. Nitel araştırmanın herkes tarafından kabul edilen bir tanımını yapmak güçtür. Nitekim nitel araştırma alanyazınında birçok yazar böyle bir tanım yapmaktan özellikle kaçınır. Bunun nedeni ise, nitel araştırma kavramının bir şemsiye kavram olarak kullanılmasından ve bu şemsiye altında yer alabilecek birçok kavramın değişik disiplinlerle yakından ilişkili olmasından kaynaklanır. Kültür analizi, antropoloji, durumsal araştırma, yorumlayıcı araştırma, eylem araştırması, doğal araştırma, betimsel araştırma, kuram geliştirme, içerik analizi bu kavramlardan sadece birkaç tanesidir.43 Nitel araştırma, değerlendirmeci yaklaşımı ön görür. Bu araştırmanın tekniği ise bireylerin toplumsal hayatı nasıl anlayıp, yorumladıklarını kavramayı amaçlayan yaklaşım ve stratejileri kapsamaktadır. Bu bağlamda sosyal gerçeklik yaklaşımı, birbirleriyle ilişki içinde bulunan sosyal aktörlerin gayeli fiilleriyle ortaya çıkar. Söz konusu sosyal gerçeklik, ortama ve zamana göre devamlı değişliklik gösterir. Bu, statik ve yaygın değildir. Sosyal gerçekliğin ne anlam ifade ettiği bireylerin onu nasıl yaşadıkları, nasıl anlam verdiklerine dayalı olarak ortaya çıkmaktadır. Bu cümleden hareketle sosyal gerçekliğin esasen genelleştirilerek tahmin edilmesi mümkün değildir. Bu hususta sosyal araştırmanın gayesi, bireylerin deneyimledikleri sosyal gerçekliği nasıl yaşadıklarını, bunları nasıl anlamlandırdıklarını, ortaya çıkan toplumsal olay ve olguların birbirleriyle ilişkilerini doğru kurarak değerlendirmektir. Toplumsal olgular birbirleriyle karşılıklı diyalog içinde olarak çok yönlü, heterojen ve belirsizdir. Bunlar arasındaki ilişkinin yönünü net olarak belirlemek zordur. Bu bağlamda nitel yaklaşım nedensellik yaklaşımına önem atfetmez. Burada araştırmanın konusu, bireylerin gözlemlenebilen davranışları olmayıp, grup içinde toplumu en doğru anlama yolu olan toplumdaki aktörlerin kendileri yani bizzat bireylerin kendileridir. Bu nedenle nitel yaklaşıma dayalı çalışmalar, toplumsal aktörlerin edimlerini, yaklaşımlarını anlamaya ve ortaya çıkan toplumsal yapı içinde onları “içeriden bakarak’’ değerlendirmeye çalışır. Çalışmayı yürüten girişken ve subjektiftir. Mevcut çalışmada toplumsal olguların kendi evrenlerinde incelenmeleri gerektiği için, araştırmayı yürüten araştırmacı, söz konusu bireylerle bire bir görüşerek, onlarla ilişki kurar. Araştırmacı bu süreçte tarihi ve toplumsal olguyu 43 Ali Yıldırım Hasan Şimşek, Sosyal Bilimlerde Nitel Araştırma Yöntemleri, 8.b, Seçkin Yayınevi, Ankara, 2011, s.39. 24 deneyimlenen bireylerin bakış açısını sezmeye çalışır. Bu süreçte araştırmacı deneyimlenen bireylerle birebir görüşerek bilgiler toplar ki bu bilgiler karşılıklı etkileşim süreci içinde edinilir. Çalışma kendi evreninde devam eder. Bu nitel çalışmalarda, yürütülen sürece müdahil olunmaz; coğrafi ve toplumsal koşullar kontrol edilmez. Bu sebeple tarihi ve toplumsal olguların kendi evrenlerinde ve kendi yasalarına bağlı işleyen süreçlerde incelenmesi dolayısıyla varılan sonuçların başka ortamlara genellenmemesi lazımdır. Araştırmada özelden genele doğru gitme söz konusudur. Değerlendirmeyi esas alan anlayışa göre bütün, kendini meydana getiren bölümlerin toplamlarından daha çoğunu ifade etmektedir. Bu bağlamda nitel çalışmalarda tarihi ve toplumsal olgular kendini oluşturan eklemelere ayrılarak araştırılamaz. Bir başka anlatımla çalışmanın problemini ortaya koyan değişkenler birbirlerinden bağımsız değerlendirilemezler.44 Yine sosyal gerçeklik, prososyal bireyler tarafından daimi sûrette hayata geçirildiği için, söz konusu inceleme sonuçları kadar ilgili süreçlerinde anlaşılıp yorumlanmasını öngörür. Dolayısıyla söz konusu yaklaşım önden ortaya konulmuş bir hipotezle yürümeye başlamaz. Bilhassa bu araştırmanın süreci daha elastiki ve esnektir. Araştırma sürecinde varılan sonuçlar bir yaklaşımı ortaya koyacak değerleri sağlıyorsa araştırmayı yürüten, ulaşılan bulgulara bağlı olarak analitik hipotezini ortaya koymaya çalışır. 45 Ayrıca sosyal gerçeklik, konusu tarihi ve sosyal olay ile olgular olduğu ve yapı olarak karmaşık bulunduğu için bunun belli bir standart bir ölçüm aracı yoktur. Bu doğrultuda çalışma sırasında araştırmanın sorunsalları ve teknikleri değiştirilebilir. İşte bu sebeple nitel araştırmada nicel araştırmaya göre araştırmanın bizzat kendisi, teknikten daha önemlidir 46 diyebiliriz. Bu bağlamda nitel çalışmalar, kendi verilerini öz zenginliği içinde sergiler Araştırmada bulguların doğruluk değeri ise geliştirilen teori, çalışılan kişilerce tutarlı görülüyorsa ve öteki bireylerin de bunların gerçekliğine girmesini mümkün kılıyorsa doğru kabul edilir.47 44 Yıldırım, Şimşek, a.g.e., s.52. 45 Yıldırım, Şimşek, a.g.e., s.59. 46 Ali Yıldırım, Hasan Şimşek, a.g.e., s.51-52. 47 http://www.bingol.edu.tr/media/204988/sayt-bolum8-sosyolojide-nicel-ve-nitel-arastirma- yontemleri.pdf (08.02.2021). 25 Nitel araştırma, sosyal veya beşeri bir probleme bireylerin veya grupların atfettiği anlamları keşfetme ve anlamaya yönelik bir çabadır. İnsanların veya grupların bir davranışı neden, niçin yaptığını anlamaya çalışmak, bazı toplumsal olguları daha net anlayabilmek ve aralarındaki ilişkiyi açıklayabilmek için uygun bir yöntemdir. Çalışmamızın konusu olan sosyal medyadaki din ve değerlerle ilgili paylaşım, bunlar hakkında gençlerin düşünceleri, konunun neden ve niçinlerini örneklemimiz olan gençlerin birebir kendi cümleleriyle dinleyebilmek ve de anlayabilmek için çalışmada bu yöntem kullanılmıştır. Katılımcılar, öğrencilere daha çabuk ulaşabilmek için araştırmacının ders vermekle görevli olduğu ilahiyat fakültesi ve diğer fakülte ve meslek yüksekokullarından seçilmiştir. Ardından franklin yerleşkesinde ulaşabildiğimiz rastgele öğrenci gruplarıyla görüşmeler yapılmıştır. Çalışmaya birçok öğrenci gönüllü olarak katılmak istediğini, belirtmiş, “söyleyecek sözüm var, rahatsız olduğum şeyler veya önerilerim bulunmakta” şeklinde gönüllü katılımlarla da desteklenerek gerçekleştirilmiştir. Görüşme formunda yer alan sorular konuyla ilgili gözlemler- tespitler, akademide yapılmış ve ilgili literatür ksımında zikredilmiş olan çalışmalar ile çeşitli tartışma platformlarında dile getirilen hassasiyetler üzerinden seçilmiştir. 96 kişilik öğrenci görüşmeleri sonrasında, öğrencilerin söylemlerinin tekrara düşmesi (veri doygunluğuna ulaşılması) sebebiyle görüşmeler sonlandırılmıştır. Coreq ve Srqr kriterlerine göre nitel araştırma raporu yazılmıştır. Nitel araştırmada geçerlik, araştırmacının araştırdığı olguyu, olduğu biçimiyle ve olabildiğince yansız gözlemesi anlamına gelmektedir.48 Bu anlamda öğrencilerin sorulara verdikleri cevaplarda tarafsız yönlendirmeden ve etkiden uzak davranılmasına özen gösterilmiştir. Araştırma sürecinin ve sonuçlarının açık, tutarlı ve başka araştırmacılar tarafından teyit edilebilir olması gerekir.49 Çalışmanın veri toplama süreci, görüşme soru formunun hazırlanması, öğrencilerle yapılan görüşmeler, söylemlerin kodlanması ve yazıya 48 L. Dana Miller, One Strategy For Assessing The Trustworthiness Of Qualitative Research: Operationality The External Audi, (Higher Education), Chicago: 1 Paper presented at the Annual Meeting of the American Educational Research Association 1997. s.4. 49 Joseph Maxwell, ‘’Understanding and Validity İn Qualitative Research’’, Harvard Educational Review, (1992) s. 979-1000. 26 aktarılması, ardından yazılım programlarıyla tematik analizi ve kod kitabının oluşturulma süreci açık ve net bir şekilde yapılmış, uzman görüşleri alınmış, burada da ifade edilmiş olup bir başka araştırmacı tarafından da kullanılabilir özelliğe sahiptir. Nitel araştırmacılar için Maxwell, bunların, çalıştıkları alandaki objeleri insanlar veya gerçekleşen davranışların sadece geçerli fiziksel tanımlamalar yapmakla kalmayıp araştırdıkları olay içerisinde insanların nasıl davrandıklarını ya da olayın içerisinde hangi şartlarda yer aldıklarını incelediklerini ifade eder. 50 Biz de çalışmamızda iç geçerliliği sağlayabilmek için sürecin dışında kalmak yerine anlamaya ve konuya dâhil olmaya özen gösterdik. Öğrencilerin yoğunlukta olduğu internet sayfaları/WhatsApp gruplarında veya kandil, bayram gibi özel günlerin yapıldığı günlerdeki paylaşımlarda bulunulan alanlarda ne tarz söylemler yapıldığı, ne gibi geri bildirimler alındığı, öğrencilerin dini konularda en çok neleri, kime sordukları gibi hususların içinde yer alarak anlamaya gayret gösterdik. Gözlemlerimiz ve tespitlerimiz elde ettiğimiz verilerle tutarlılık oluşturduğu söylenebilir. Çalışmamızda kalıtımcılarla olan diyaloglarımızda onların söylemleri, tepkileri, hassasiyetleri, öncelikleri, kızgınlıkları gibi durumlarda kişisel önyargılardan, eleştirel cümlelerden bağımsız hareket edilerek çalışmanın niteliğinin artırılmasına özen gösterilmiştir. Nitel araştırmalarda nicel araştırmalardan farklı olarak çalışmanın güvenirliği ile farklılıklar oluşabilmektedir. Nicel araştırmalarda anketi defalarca uygulayıp her seferinde aynı sonuçları elde etme imkânı olurken, nitel araştırmalarda aynı çalışmayı farklı araştırmacı uyguladığında farklı çalışmalar elde edebilir. Çünkü burada araştırmacı esas kilit isimdir. Bu nedenle nitel araştırmalarda araştırmacının çalışma sürecini tüm aşamalarıyla şeffaf şekilde vermesi önemlidir. Konuyla ilgili olarak Creswell, nitel araştırma varsayımlarla ve bireyler veya gurupların bir sosyal ya da insan sorununa atfettikleri anlamlara değinen ve araştırma problemlerinin incelenmesini içeren yorumlayıcı/kuramsal çerçevelerin kullanımı ile başlar. Bu problemi araştırmak için, nitel araştırmacılar; araştırmada, çalışmadaki insan ve yerlere duyarlı olan doğal ortamdaki veri koleksiyonlarını ve hem tümevarım hem de tümdengelimli, örüntü ve temalar kuran veri analizlerini içeren nitel bir yaklaşım kullanırlar. Nihai yazılı bir rapor veya sunum; 50 Maxwell, a.g.e., s. 1002. 27 katılımcıların seslerini, araştırmacının derin düşünmelerini, problemin kompleks bir açıklama ve yorumlamasını, ve literatüre katkısını veya değişim çağrışım içerir şeklinde yaklaşımını ortaya koyarak51 nitel araştırmaların özelliğini tespit etmektedir. Nitel araştırmalarda çalışmanın etkin, verimli olabilmesi için araştırmacının sınırlarını baştan net olarak ortaya koyması gerekmektedir. Bu çalışmada da çalışmamızın ilk uygulanacağı yer olarak; din ve değerler ile bağlantılı olması hasebiyle ilahiyat fakültesi ve öğrencilere değerler eğitimini aktaracak ilk kişilerden olan öğretmenleri yetiştirmesi sebebiyle eğitim fakültesi olmuştur. Bunun dışında sadece fakülte öğrencileri değil meslek yüksekokulları öğrencilerinin de konuya yaklaşımını anlayabilmek için ders/sınav koordinatörü olunan meslek yüksekokulu öğrencileriyle de görüşülmüştür. Bununla beraber Bursa Uludağ Üniversitesi yurt dışından öğrenci sayısı çok olan bir üniversite olduğu için farklı ülkelerde yetişmiş öğrencilerin de düşüncelerini anlayabilmek için konuk öğrencilere de ulaşılmaya çalışılmıştır. Nitel araştırmada katılımcılar ile bulunulan ortam dokümanlar büyük önem arz ettiği için çok fazla kâğıt, kalem, kitap, kayıt cihazı, telefon gibi uyaranların olmadığı sessiz sakin bir şekilde öğrencinin kendini iyi rahat hissedebileceği ortamlarda görüşülmeye öncelik verilmiştir. Öğrencilerle görüşmenin başında etik kurul onayı alınmış, bilgilerin gizliliği konusunda açıklama yapılmış, görüşmeler Kasım 2019’da başlamış Nisan 2020’de tamamlanmıştır. Görüşme öncesinde 10 kişilik bir pilot görüşme gerçekleştirilmiş, ardından soruların net, açık, anlaşılır oması için düzenlemeler yapılmış, sorulara eklemeler yapılmıştır. Görüşme esnasında ses kayıt cihazı veya başka bir teknolojik alet kullanılmamıştır. Öğrencilerin kendilerini rahat ifade edebilmesi için sohbet tarzında konuşmalar ile kısa notlar alınmış, daha sonra alınan notların kodları açılıp Word programına aktarılmıştır. Çalışmamızı yürütürken alanyazın incelemesi sonucu ilgili kaynaklardan istifade edilmiştir. Bunlardan bazıları şu şekildedir: Silverman, D. (2006). Nitel Verilerin Yorumlanması (3 Ed.). Londra: Bilge. Silverman, D. (2015). Nitel Verilerin Yorumlanması (5 Ed.). Londra: Bilge 51 John W. Creswell, Nitel Araştırma Yöntemleri, çev. Mesut Bütün- Selçuk Beşir Demir, 3.b., Ankara: Siyasal Kitabevi, 2013, s.44. 28 Creswell, J.W. (2009). Research Design: Quantitative, Qualitative, And Mixed Methods Approaches. 3rd Ed. Thousand Oaks, CA: Sage. Karasar, N. (2005). Bilimsel Araştırma Yöntemi: Kavramlar, İlkeler, Teknikler. 15. Bs. Ankara: Nobel Yayın Dağıtım. Tekindal, M. & Uğuz Arsu, Ş. (2020). Nitel Araştırma Yöntemi Olarak Fenomenolojik Yaklaşımın Kapsamı ve Sürecine Yönelik Bir Derleme. Ufkun Ötesi Bilim Dergisi, 20 (1), ss. 153- 182. 5. ARAŞTIRMANIN KAPSAM VE SINIRLILIKLARI Bursa Uludağ Üniversitesinde 2019-2020 yılları arasında öğrenim görmekte olan 18- 25 yaş arasındaki farklı fakülte ve meslek yüksekokullarında okuyan, farklı sosyo- demografik bölgelerden gelmiş 96 öğrenciden oluşmaktadır. İlgili yıllarda üniversitenin lisans ve ön lisans programlarından mezun öğrenci sayısı 12678’dir. Çalışma ilgili eğitim öğretim yıllarında öğrenim görmekte olan öğrencilerle sınırlıdır. 52 6. ARAŞTIRMANIN EVREN VE ÖRNEKLEMİ Araştırma sonuçlarının genellendiği araştırma kapsamı içerisinde yer alan ortak özelliklere sahip birimler bütününe evren (yığın, ana kütle, toplum) denir. 53 Varolan evrenden, onu temsil edebilecek bir parça seçme işine örnekleme denir.54 Örneklem, herhangi bir evrenden belirli bir yolla seçilmiş daha küçük sayıdaki obje ve bireylerin oluşturduğu gruptur. Çalışmanın evreni 2019-2020 yılları arasında Bursa Uludağ Üniversitesinde öğrenim görmekte olan öğrencilerdir. Örneklemimiz ise ilgili yıllarda bu üniversitede öğrenim görmekte olan 18-25 yaş arasındaki üniversite öğrencilerinden farklı fakülte ve meslek yüksekokullarında okuyan, farklı sosyodemografik bölgelerden gelmiş 96 öğrencidir. Bu öğrencilerin soruları tam ve doğru anladığı, yeterli bilgi verildiği ve örneklemi temsil ettiği kabul edilerek bu çalışma yürütülmüştür. 52 https://uludag.edu.tr/dosyalar/oidb/19_20_mezun_ogrensi_sayilari_tablo.pdf 53 Ayhan Ural, İbrahim Kılıç, Bilimsel Araştırma Süreci ve SPSS ile Veri Analizi, Detay Yayıncılık, Ankara, 2011, s.13. 54 Saim Kaptan, Bilimsel Araştırma ve İstatistik Teknikleri, Bilim Kitap Kırtasiye Limited Şirketi, 11. Baskı, 1998, s.118. 29 Bursa Uludağ Üniversitesinde öğrenim görmekte olan 18-25 yaş arasındaki farklı fakülte ve meslek yüksekokullarında okuyan, farklı sosyo-demografik bölgelerden gelmiş 96 öğrenciden oluşmaktadır. Çalışmada amaçlı örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Bu yöntem, sınırlı kaynakların en etkin kullanımı için nitel çalışmalarda yaygın olarak kullanılan analitik bir yöntemdir. Bu yöntemde, deneyimli bireylerin ya da grupların tanımlanması ve seçilmesini içerir. Bu araştırmalarda ayrıca doygunluğa önem atfedilir.55 Bu cümleden hareketle bahsi geçen doygunluk, kaynaklarda “satürasyon” biçiminde ortaya konulmaktadır. Bu kavram, örneklem yöntemlerinde çalışmaların farklı bir bilgi ortaya konulmayana kadar çalışmanın sürdürülmesi biçiminde ifade edilmektedir. 56 Bu noktadan hareketle çalışmada, amaçlı örnekleme yöntemlerinden birisi olan maksimum çeşitlilik örneklemesi kullanılmıştır. Amaçlı örnekleme kapsamında kullanılan bu yöntemde amaç, izafi biçimde kısa çaplı bir örneklem ortaya koymak ve söz konusu örneklemde sorunsala meyil gösteren kişilerin farklılığını azami ölçüde ortaya koymaktadır. Bu çeşitliliği sağlamak, problemin farklı boyutlarının ortaya konulmasında da başat bir yaklaşım olmaktadır.57 Bu amaçla örneklemin araştırma konusuna ilişkin mümkün olduğunca geniş çeşitlilikte deneyim, bakış açısı, algı, durum bilgisi sağlayacak kişileri kapsamasına önem verilir. Dolayısıyla katılımcıların konuya ilişkin daha kapsamlı fikirlerini öğrenebilmek adına, maksimum çeşitlilik örneklemesi esas alınacaktır. Maksimum çeşitlilikte temel amaç, izafi biçimde bir örneklem ortaya koymak ve bu yaklaşımda yer alan probleme taraf kişilerin farklılığını ortaya koymaktır. Misal, ilköğretim ile alakalı sorunları araştırmak isteyen kişinin, örneklemini Ankara’nın il merkezi, kırsal, ve varoşlar bünyesindeki okullardan seçmesi olabilir. Bu kapsamda konu ile ilgili maksimum çeşitliliği sağlamak için, Bursa Uludağ Üniversitesinde öğrenim görmekte olan 18-25 yaş arasındaki üniversite öğrencilerinden farklı fakülte ve meslek yüksekokullarında okuyan, farklı sosyodemografik bölgelerden 55 Palinkas Lawrence vd., “Purposeful Sampling For Qualitative Data Collection And Analysis İn Mixed Method İmplementation Research”, Administration And Policy İn Mental Health And Mental Health Service