Mazdek Hareketi Üzerine Bir Araştırma1 Allahyar Hala’tberi - Abbas Zarei Mehrvarz Çeviren: Nevfel Akyar Doktora Öğrencisi, Bursa Uludağ Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi, Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı Bursa/Turkey nevfelakyar@gmail.com http://orcid.org/0000-0002-2712-7576 Eski tarihçilerin İslamiyet öncesi İran tarihi hakkında Farsça veya Arapça nakil- leri önemli bir kaynağa, yani Sâsânî saltanatının sonunda (muhtemelen III. Yezdicerd döneminde) Pehlevî dilinde kaleme alınmış yarı resmi bir metin olan Ħudâynâme’ye dayanır. Onun Arapça çevirileri arasında en bilineni İbnü’l-Mukaffa’nın tercümesi- dir.2 İbnü’l-Mukaffa ve Pehlevî Ħudâynâme’nin diğer yazarları, Sâsânî saltanat yıllık- ları veya mezkûr yıllıklara dayanan başka kaynaklardan faydalanmışlardır. Ħudâynâme’de olayların gidişatı hükümdarların, soyluların ve Zerdüştî din adamları- nın bakış açısıyla ifade edilmektedir. Bu bakış açısı Müslüman tarihçi ve yazarların metinlerine doğrudan yansımıştır.3 İslam tarihçileri sayılı birkaç örnek haricinde her ne kadar menşeini ve kaynaklarını belirtmemiş olsalar da yazdıklarını Ħudâynâme’nin Arapça çevirisinden alıntılamış oldukları açıktır. Geliş Tarihi/Received Date: 24.06.2020 Kabul Tarihi/Accepted Date: 21.06.2021 Çeviri Makale/ Translated Articele Atıf/Citation: Hala’tberi, Allahyar - Mehrvarz, Abbas Zarei. “Mezdek Hareketi Üzerine Bir Araştırma”. çev. Nevfel Akyar. Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 30/1 (Haziran 2021), 301-316. https://doi.org/10.51447/uluifd.799752 1 Bu makalenin Farsça aslı “Berresî Cunbiş-i Mazdek” adıyla “Pejûheşnâme-i Ulûm-i İnsânî (Şehit Beheşti Üniversitesi Edebiyat ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dergisi) 27 (1379), s. 108-126.”de yayımlanmıştır. 2 Ârtur Kristensen, Saltanat-ı Kubâd ve Zuhûr-u Mazdek, çev. Nasrallâh Falsafî - Ahmet Bîrşek (Tahran: Kelâle-i Hâver, 1309), 25. 3 Ehsan Yarshater, “Mazdakism”, The Cambridge History of Iran: Seleucid Parthian (Cambridge: Cambridge University Press, 1986), 3/993. Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 30/1 (Haziran 2021) 302 ▪ Çeviren: Nevfel Akyar Bununla birlikte konuları tamamlama maksadıyla Mazdeknâme ve diğer kitap çe- virilerinden de faydalanmış olmaları mümkündür.4 Hükümdar Kubâd ve Mazdekîlik hakkındaki anlatıları; Müslüman tarihçilerin ri- vayetleri, Zerdüştî kutsal kitaplarındaki kısa referanslar ve Greko-Romen5 kaynaklar olmak üzere üç kategoride değerlendirebiliriz: Müslüman tarihçilerin kitapları; İbn Kuteybe ed-Dîneverî’nin El-Ma’ârif’i, Ebû Hanîfe Ahmed Dîneverî’nin el-Aḫbârü’ṭ-ṭıvâl’i, İbn Vâzıh el-Ya‘kūbî’nin Târîh’i, Ta- berî’nin Târîh’i ve Bel’amî’nin onun hakkında yaptığı tercümesi, Mutahhar bin Tâhir el-Makdisî’nin Bedʾ ve’t-Târîḫ’i, Hamza b. el-Hasen el-İsfahânî’nin Târîḫu Sinî Mülûki’l- Arż ve’l-Enbiyâʾ’sı, Mes’udî’nin Mürûcü’ẕ-Zeheb’i, İbn Miskeveyh’in Tecâribü’l-Ümem’i, Ebu Reyhân el-Bîrûnî’nin el-Âsâ̱rü’l-Bâḳıye’si, Hârizmî’nin Mefâtîḥu’l-ʿUlûm’u, Fir- devsî’nin Şâhnâme’si, Hâce Nizâmülmülk’ün Siyâsetnâme’si, İbnü’l-Belhî’nin Fârsnâme’si, Mucmel’ut-Tevarih ve’l-Kısas6 ve Şehristânî’nin el-Milel ve’n-Niḥal’inden meydana gelmektedir. Bunlara ek olarak, miladi 14. Yüzyılın (hicrî 5. yüzyıl) sonla- rında yazılan Muhammed bin Muhammed bin Mahmûd Ḫaṭîb'in Fustât el-Adâle-i fî Kavâid es-Sultane adlı el yazmasının yeniden düzenlenmiş versiyonunun da göz önünde bulundurulması gerekir.7 Kısacası (Saîd bin Bıtrîk’in naklettiği) El-Ma’ârif’in anlatısı, Târîh-i Taberî’de zikredilen birbiriyle hemen hemen çelişkili iki rivayet ve Şehristânî’nin el-Milel ve’n-Niḥal’indeki Mazdek inancına dair şerh dışında tarihçile- rin nakilleri neredeyse aynıdır. Dört kitapta yani Şâhnâme, Fârsnâme, Siyâsetnâme8 ve Fustât el-Adâle’deki rivayetler çelişkili ifadeler barındırmaktadır. Şâhnâme’deki bilgi- ler İbn Mukaffa’nın tercümesi ile uyumludur. Ancak bazıları bu bilgilerin de Ħudâynâme’nin Farsça bir çevirisinden alındığına inanmaktadır.9 4 İbnü’l-Mukaffa’nın “Ħudâynâme” haricinde Kitâbu Mazdeknâme ve Kitâbu’t-Tâc fî Sîreti Enûşirvân isimli Pehleviceden Arapçaya iki çevirisi daha bulunmaktadır. Muhtemel bu üç eser de Müslüman tarihçilerin Mazdekle ilgili kaynakları arasında yer almaktadır. bk. Ebû Ali Bel‘amî, Târîḫ-i Belʿamî, ed. Muhammed Cevâd Meşkûr (Tahran: Hayyam, 1337), Önsöz III. 5 Asıl metinde ‘Rûm’ olarak geçen ifade hem Romalı hem de Yunan yazarları kapsayan bir terim olması nedeniyle ‘Greko-Romen’ olarak tercüme edilmiştir. [Çevirmen Notu] 6 Yazarı bilinmemektedir. [Çevirmen Notu] 7 Rivayetlerin detayı ve sınıflandırması konusunda daha fazla bilgi için bk. Otakar Klima, Târîh-i Cünbüş- ü Mazdekîyân, çev. Cihângîr Fikrî Erşâd (Tahran: Tus, 1358); Kristensen, Zuhûr-u Mazdek; Hâyde Rebîî - Humâyûn Fulâdpûr, “Negâhî Tâze be Dâstân-i Mazdek ve Kubâd”, Mâhnâme-i Kelk 28 (1371), 37-79. Son makalede Mazdek’in hikayesi tamamen efsane olarak kabul edilmekle beraber elbette daha öncekiler gibi müellifler vahim bir hataya düşmüşlerdir. (Gaube’de aynı sonuca varmıştı.); H. Gaube, “Mazdak: Historical Reality or Invention?”, Studia Iranica 11 (1982), 111-122.. Fustât el-Adâle-i fî Kavâid es-Sul- tane el yazmasının giriş ve açıklamalarla birlikte Abbâs Zâreî Mihrvâz tarafından tashih edildiğini ve yakında yayınlanacağını açıklamak elzemdir. 8 Fârsnâme ve Siyâsetnâme’deki Mazdek rivayetlerinin mukayesesi için bk. Ârtur Kristensen, “Dû Tahrîr ez Sergüzeşt-i Mazdek”, çev. Ahmed Tefazzoli, Kitâb-ı Sahn (Tahran: İlmî, 1364), 33-40. Kristen- sen "Saltanat-ı Kubâd ve ..." kitabını yazarken Farsnâme'nin rivayetini görmemiştir. 9 Kristensen, “Dû Tahrîr ez Sergüzeşt-i Mazdek”, 1/31. Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 30/1 (Haziran 2021) Mazdek Hareketi Üzerine Bir Araştırma ▪ 303 Şâhnâme'de Mazdek'e atfedilen bazı ifadeler diğer kaynakların hiçbirinde görül- memektedir. Muhtemelen İbnü’l-Belhî Fârsnâme’sinde, var olan Mazdeknâmelerin10 Arapça ya da Farsça tercümelerinin birinden faydalanmıştır. Fustât el-Adâle ve Siyâsetnâme’nin müellifleri kesinlikle İslamî usullerle yazılmış olan mevcut Maz- deknâmelerin birinden faydalanmışlardır. Her ne kadar Fustât el-Adâle ile Siyâsetnâme’de zikredilen rivayetler benzer olsa da muhtemelen daha eski bir kay- naktan elde edilmiş bazı ilavelerde bulunmaktadır. Miladi dokuzuncu ve onuncu yüzyılda kaleme alınmış olan Pehlevî kaynaklardan elimize ulaşan bilgiler ise beklenenin aksine yeterli değildir.11 Behmen Yeşt, Bundahişn ve Dinkerd; Mazdek inancı hakkında sınırlı ve dolaylı bilgiler ihtiva eden üç kaynaktır. Kubâd döneminden elimize ulaşan miladi altıncı yüzyılın başında yazılmış olan Josue Stylite’in yıllığı (Yeşu’ Stun - Neşin) ve Bizans hükümdarı Belisarius’un danış- manlığını yürüten ve Kubâd ile yapılan savaşa bizzat iştirak eden Yunan Proko- pius’un Târîh-i Cenghâyi Îrân ve Rûm [İran - Roma Savaşları Tarihi] [De Bello Persico] kitabı olmak üzere biri Süryani diğeri Greko-Romen, sadece iki detaylı kaynak bulun- maktadır. Bizanslı yazar Malalas ise altıncı yüzyılın ilk yarısında yalnızca İran’daki Maniheistlerin faaliyetleri hakkında yazılar kaleme almıştır. Myrina’lı bir avukat olan Agathias’ın (yaklaşık Miladi 532-582) Şâhlığın arşiv belgelerine erişebilmesi, Ra- porlar’ının Kubâd dönemi sonrasında yazılmış olmasına rağmen onları oldukça önemli hale getirmektedir.12 Bunların dışında birkaç Greko-Romen rivayet daha bu- lunmaktadır. Bunlar, I. Heraklius (M.S. 610-641) zamanında yaşamış olan Teofilaktos Simokates’in raporları; Theofanis Homulugtus [Theofanes Continuatus] tarafından yazılanVakâi Negârî [Kronik] (M.S. 684 yılından 811 yılına kadar); Georgios Kedre- nos’un miladi 1057 yılına kadar olan olayları kapsamakla birlikte İoannis [John] Zo- naras tarafından Tarih-i Muhtasar olarak tamamlanan [M.S. 1118 yılının olaylarına kadar] Çeşm-i Endâzeyi ber Tevârîh isimli kitabıdır.13 Mazdek hareketinin tarihi ve Şâh Kubâd hakkında yapılacak bir inceleme ciddi bir sorunu beraberinde getirmektedir. Elimize ulaşan eserler arasında Mazdek adı miladi IX. Yüzyıl (Hicri III. yüzyıl) öncesi hiçbir eserde geçmemektedir. Bu durum bazı araştırmacılar tarafından şüphe ile karşılanmış olup Mazdek hikâyesi bütünüyle bir efsane ve uydurma olarak kabul edilmiştir.14 10 Daha sonrada görüleceği gibi, İslâm’ın ilk yüzyıllarında halkın elinde çok sayıda Mazdeknâme mev- cuttu. 11 Yarshater, “Mazdakism”, 3/8. 12 Rebîî - Fulâdpûr, “Negâhî Tâze be Dâstân-i Mazdek ve Kubâd”, 47. 13 Teodor Nöldeke, Îrâniyân ve Arabhâ der Zamân-ı Sâsâniyân (Ta’lîgât-ı Nöldeke ber Bahş-ı Sâsâniyân-ı Târîh- i Taberî), çev. Abbâs Zeryâb Huv’î (Tahran: Encümen-i Âsâr-ı Millî, 1358), 689-690. 14 Dipnot 4’te belirtilen iki makaleye ek olarak bk. Ahmad Tafazzoli, “Observations sur Ie soi disant Maz- daknamag”, Acta Iranica 9 (Leiden: Brill, 1984), 507; Mansour Shaki, “ Orintalia in Honour of J. Duchesne Guillemin”, Archiv Orientalni 58 (1990), 280. Bir dereceye kadar Mazdek rivayetleri tereddütlü değildir. Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 30/1 (Haziran 2021) 304 ▪ Çeviren: Nevfel Akyar Fakat Greko-Romen ve Süryani rivayetlerde Mazdek adının geçmemesi -ki onlar- dan bazıları İslamî kaynaklardan önce kaleme alınmıştır- İranlı olmayan yazarların Sâsânî sarayı hakkında yeterli bilgiye sahip olmamalarından kaynaklanmaktadır. Bu- nunla birlikte onların tamamı Kubâd dönemi dini hareket ve isyanlarına değinmiş- lerdir. Ayrıca, daha önce de zikredildiği gibi Müslüman yazar ve tarihçiler Ħudâynâme, Mazdeknâme ve diğer Sâsânî dönemi Pehlevî metinlerinin Arapça ter- cümelerinden faydalanmışlardır. Dolayısıyla, yazılarında Sâsânî devletinin bir nevi propagandasını aktarmalarına rağmen, Süryani ve Greko-Romen kaynaklara göre daha orijinaldirler. İslam kaynaklarında ilgi çekici nokta ise, Kubâd hakkındaki resmi hususlarla Maz- dek hareketini birbirinden ayırmalarıdır. Yani Kubâd’ın yönetimi anlatıldıktan sonra Mazdekiyye hakkında bilgi verilmektedir. Bu durum, Şâh Kubâd ile ilgili materyal Sâsânî sarayının hemen hemen bir kroniği olarak bilinen Ħudâynâme’nin Arapça ter- cümesinden kaynaklanırken Mazdek ile ilgili materyal ise Ħudâynâme ve Maz- deknâme’nin Arapça tercümelerinin birleştirilmesi ve derlenmesi ile meydana gel- mesi gibi iki husustan ileri gelebilir. Müslüman tarihçi ve yazarların materyalindeki farklılık kasıtlı olmayıp onların Pehlevî doküman ve kaynaklarından ileri gelmektedir. Bu rivayetlerin incelenmesin- den, onların tamamının Şâh Hüsrev Enûşirvân dönemindeki yeni bakış açısı ile yazıl- dığı ve Mazdek’i bu açıdan vurguladığı anlaşılabilir. Buradan da anlaşılacağı üzere Sâsânî sarayındaki keskin siyasi ihtilaflar, rivayetlerin Kubâd dönemi sonrasında de- ğiştirilmesi ve tahrif edilmesinin asıl nedeniydi. Müsteşrikler de bu konuda dikkate değer birkaç eser bırakmışlardır. Sözü fazla uzatmamak adına yalnızca onların en önemlilerinden bazıları bahsedilebilir. Bunlar Târîh-i Îrâniyân ve der zamân-ı Sâsânîyân isimli Tarih-i Taberî’nin Sâsânî dönemi üze- rine (Theodor) Nöldeke’nin âlimane notları, (Arthur) Kristensen’in Saltanat-ı Kubâd ve Zuhuru Mazdek ve Îrân der Zamân-ı Sâsânîyân adındaki kitapları, Otakar Klíma’nın Târîh-i Cunbiş-i Mazdekîyân isimli kapsamlı çalışması ve bayan Nina Viktorovna Pigu- levskaia’nın elbette ki Marksist bir bakış açısı ve ekonomik bir vurgu ile yazılmış olan Şehirhâyı Îrân der Rûzgâr-ı Partıyân ve Sâsânîyân kitabındaki araştırmalarıdır.15 Hareketin Zemini Söze başlamadan önce şu noktayı hatırlatmak gerekir ki Mazdek’e nispet edilen eylemlerin bir kısmının veya tamamının Kubâd’dan kaynaklandığı ve Mazdek’in bu yeni yasaları Zerdüştîliğe tatbik ve intibak ettirmiş olması muhtemeldir. Bütün bun- ların Mazdek’e atfedilmesinin sebebi bu olabilir. Bununla birlikte, Kubâd’a dair bu gibi olgularda egemen otoriteye uyan yazarları tamamen suçlu ilan etmek kabul edi- lemez. Mitlerin yaygınlaşması da bu duruma katkıda bulunmuştur. İlerleyen bölüm- lerde bu mesele incelenecektir. 15 Bu eserlerin tamamı Farsçaya çevrilmiştir. Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 30/1 (Haziran 2021) Mazdek Hareketi Üzerine Bir Araştırma ▪ 305 Acı çeken Sâsânî toplumunda reformların uygulanması esastı. Kubâd’ın babası Fîrûz’un Eftalitler’e [Heyâtıle-Akhunlar] yenilgisi (M.S. 484) ile birlikte ödenen ağır vergilerin sonucunda devlet hazinesinin boşalması, Fîrûz döneminde yedi sene bo- yunca devam eden kıtlık ve akabinde tarımın çökmesi bu durumun öne çıkan sebep- lerinden bazılarıydı. Zâreh ve Belâş16 arasındaki ihtilaftan beri Kubâd’ın zihnindeki güç kazanma arzusu ve soylular ile Zerdüştî din adamları [mubedler] hakkındaki menfi bakış açısı da ayrıca dile getirilmelidir.17 Söz konusu kıtlık Kubâd döneminde tekrar oldu.18 Bundan en çok köylü sınıfı zarar gördü. Bu nedenle reformlar onların üzerine odaklanmalıydı. Ona atfedilen kaynakların çoğuna göre Kubâd’ın yumuşak huylu tabiatı onu köylülere yaklaştırdı, böylece soyluları ve Zerdüşti din adamlarını kendine düşman etti. Bu çerçevede, Kubâd aile hukukuna müdahalede bulunmuş ve alt sınıfların yararına bazı değişiklikler yapmış olabilir. Bu alan herhangi bir müda- halenin birtakım iftiralar için bahane olmasına oldukça müsaittir.19 Bu durum elbette ki Mazdek’in yardımı ve fetvası ile meydana gelmiştir. Kubâd Kubâd, Belâş (M.S. 484-488) dönemi sonrası miladi 488 yılında tahta çıktığında on altı yaşında olup sultanın yardımcısı Sûhrâ idi.20 Sekiz yıl sonra miladi 496’da yani 24 yaşında iken, memleket idaresinin elinden çıktığını fark ederek Şâpûr Râzî’ye Sûhrâ’yı öldürttü ve önde gelen diğer kişiler ve din adamları hakkında kovuşturma başlattı.21 Bu dönemde Mazdek onun yardımına geldi. Bu kovuşturmalar üzerine soy- lular ve din adamları – güya babası Kubâd tarafından katledilmesine rağmen görü- nüşte ona sadık olan Sûhrâ’nın oğlu Zermihr22 liderliğinde- Kubâd’a isyan ettiler. El- bette soyluların ve din adamlarının Kubâd’a karşı başlattığı isyan, sultanın yardım- cısı Sûhrâ’nın öldürülmesinden kaynaklanmamaktaydı. Kubâd’ın onlara karşı tepki- sizliği ve öfkesi, din adamlarının ve soyluların isteklerine muhalefet eden Mazdek’e yakın tutumu ve toplumun çoğunluğunu oluşturan yoksulların ekonomik alanda 16 Kubâd’ın amcaları olup I. Fîrûz’un ölümü sonrası Zâreh, Belâş’ın M.S. 484-488 yılları arasındaki ikti- darına karşı mücadele vermiş ve başarılı olamamıştır. [Çevirmen Notu] 17 Klima, Mazdekîyân, 329; Nina Viktorovna Pigulevskaia vd., Târîh-i Îrân ez Devrân-ı Bâstân tâ Pâyân-ı Sed’e Hecdehem Mîlâdî, çev. Kerîm Keşâverzi (Tahran: Muessese-i Mutâliât ve Tahkîkât-ı İctimâî, 1346), 1/110. 18 Ebûlkâsım Firdevsî, Şâhnâme, ed. Rüstem Alîyev - Âdil Âzer (Moskova: İntişârât-ı Dâniş (Bahş-ı Edebîyât-ı Hâver), 1970), 8/42 (213-215. Beyitler). 19 Rebîî - Fulâdpûr, “Negâhî Tâze be Dâstân-i Mazdek ve Kubâd”, 63. 20 Firdevsî, Şâhnâme, 8/30. 21 Firdevsî, Şâhnâme, 8/30; Nöldeke, der Zamân-ı Sâsâniyân, 214. 22 Çoğu İslamî kaynakta Sûhrâ ve Zermihr tek kişi olarak bilinmekte veya öldürülüşü Kubâd’ın tahta geri dönmesi sonrasında olmuş gibi ele alınmaktadır. Fakat Firdevsî’nin rivayetini dikkate alırsak tahttan indirilmeden önce babası, diğer kaynaklara göre ise tekrar tahta çıktıktan sonra oğlu Zermihr öldü- rülmüştür. Kaynaklardaki bu hatalar nedeniyle Nöldeke de hata yapmıştır. bk. Nöldeke, der Zamân-ı Sâsâniyân, 229. Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 30/1 (Haziran 2021) 306 ▪ Çeviren: Nevfel Akyar yaptığı ıslahatlarla desteklenmesi, isyanlarının asıl nedenini oluşturmaktaydı. Ta- berî, (Mazdekîler’in) Kavâz’ı (Kubâd) onlar dışında hiç kimsenin erişemediği bir yere götürdüklerini nakleder.23 Bu rivayet önde gelen soyluların ve Zerdüştî ruhanilerin iktidardan uzakta kaldığını işaret etmektedir. Tabi ki o zamanlar genç bir adam olan Siyâvuş gibi bazı soylular Kubâd’ı desteklemekteydi.24 Kubâd’ın tahtan indirilmesi sonrası soylular ve din adamları onun kaderini tayin etmek için bir toplantı (görünüşte Zermihr başkanlığında) tertiplediler. Eftalit sını- rının askeri komutanı Kenâreng ve Eftalit sınırının ordu komutanı Nahvîr Guşensap Dâz, Kubâd’ın öldürülmesi gerektiğine inanıyordu fakat diğerleri (güya Zermihr’in ısrarıyla) bunu kabul etmedi. Bunun yerine onu Huzistan’daki Unutulmuş Kale’de [Andâmişu] zindana hapsettiler. Kubâd uzun süre zindanda kalmadı, kız kardeşi (veya karısı?) ve Siyavuş’un yardımıyla zindandan kaçarak25 birkaç gün içinde İran’ın doğusunda yer alan Eftalit ülkesine gitti. Orayı seçmesinin nedeni, Kubâd’ın, Fîrûz’un Eftalitlere mağlup olması sonrası uzun yıllar orada rehin tutulması sonucu Eftalit sa- rayı ile yakın ilişkiler geliştirmesi ve onlara bazı imtiyazlar vererek elinden alınan tahtına ulaşmasında yardım edeceklerinden emin olmasıydı. Soyluların ve din adamlarının bu hareketine karşılık Mazdek’in ne gibi bir tavır takındığı kaynaklarda geçmemektedir. Yalnızca Bel’amî bu konuya kısaca değinmek- tedir: “Mazdek (Kubâd zindandan kaçtıktan sonra) saklandığı bir yıl boyunca onunla görüştü ve Kubâd’a “Müritlerim çoktur, askerler onlardan daha fazla değildir. Seni çıkarmaları ve askerlerinle savaşmaları için onları toplayacağım.” dedi ve Kubâd ce- vaben “Senin müritlerinin tamamı avamdandır. Askerler ile savaşamazlar. Bana on- ları öldürmek ve tahtı geri almak için asker gerekli.” diyerek onu geri çevirdi”.26 Kısa atıflar haricinde kaynaklarda Şâh Câmâsp27 döneminden bahsedilmemekte- dir. Aynı zamanda soyluların Mazdek ile ne şekilde bir çatışma halinde olduğu da hiçbir kaynakta geçmez. Yalnızca Farsnâme’de Kubâd’ın tahttan indirilmesi sonrası Mazdek’in Azerbaycan’a kaçarak müritlerini etrafına topladığı ve “sukutuhayale uğ- rayarak amacına ulaşma azminin kırıldığı…”28 bahsedilmektedir ki bu rivayeti red- detmek için hiçbir sebebimiz yoktur. Bununla birlikte, güya sarayda Mazdek’in hala güçlü taraftarları bulunmaktaydı hatta bazıları Câmâsp’ı dahi onun taraftarlarından saymaktadır.29 Kubâd’ın kan dökmeksizin tahta tekrar oturması, onun Sâsânî sara- 23 Nöldeke, der Zamân-ı Sâsâniyân, 215; İbn Miskeveyh, Tecâribü’l-Ümem, ed. Ebulkâsım İmâmî (Tahran: Sürûş, 1369), 1/157. 24 Kristensen, “Dû Tahrîr ez Sergüzeşt-i Mazdek”, 1/114. 25 Kristensen, “Dû Tahrîr ez Sergüzeşt-i Mazdek”, 1/115. 26 Bel‘amî, Târîḫ-i Belʿamî, 145. 27 Câmâsp: Kubâd’ın genç kardeşi olup Kubâd’ın tahtan indirilip iktidarı tekrar ele geçirmesi süresince (M.S. 496-498/9) iktidarda kalmıştır. [Çevirmen Notu] 28 İbnü’l-Belhî, Fârsnâme, ed. R. E. Nikolsen - Guy Le Strange (Tahran: Dünyâ, 1363), 85. 29 İbn Miskeveyh, Tecâribü’l-Ümem, 1/157. Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 30/1 (Haziran 2021) Mazdek Hareketi Üzerine Bir Araştırma ▪ 307 yındaki manevi nüfuzunu ve soylular arasındaki taraftarlarının çokluğunu göster- mektedir. Eğer İbnü’l-Belhî’nin rivayeti doğruysa Azerbaycan hükümdarının Kubâd’ın hal’ine karşı olduğu ve Mazdek’in bu nedenle ona sığındığı düşünülebilir. Bununla birlikte, Eftalitler’in yardımıyla muhaliflerini saf dışı bırakarak geri dön- dükten sonra Kubâd, Câmâsp’ı ve -Nahvir Guşensap dışındaki- soyluları affetti. Sal- tanatı boyunca Câmâsp’ı da yönetime dâhil etti ve tutuklamadı. Kendisine çok yar- dımı dokunan Siyâvuş’u yüksek bir makam olan Arteşterân-ı Sâlâr (başkomutan) ola- rak atadı. Kaynaklara göre, Kubâd saltanatının ikinci döneminde Mazdek’i himaye etmek- ten vazgeçerek resmî dine geri döndü ve hatta onu cezalandırmak amacıyla Erme- nistan bölgesini ve diğer bazı şehirleri işgal etti.30 Fakat bu ifade Kubâd’ın ikinci kez başa geldikten otuz bir yıl sonraki yani saltanatının sonunda ve Hüsrev Enûşirvân’ın saltanat tahtına oturduğu miladi 531 yılındaki “Mazdekîlerin” toplu katliama uğra- maları ile çelişmektedir. Eğer Kubâd 469 yılında Mazdek’i himaye etmekten ve onunla iş birliği yapmaktan vazgeçmiş olsaydı onu yok etmek için otuz bir yıl bekle- mesinin bir anlamı olmazdı. Kubâd Eftalit ordusunun gücüne güvenerek ülke idaresinde eşitliği ve dengeyi sağlamaya yönelik tedbirler aldı. Bununla birlikte İran’ın kuzey doğusundaki Temûrî ve Kûdîşî kabileleri ile Ermeni ve Arapları hâkimiyeti altına aldı.31 O irade ve kudre- tini kan dökmek yerine olağan dışı bir şekilde mümkün olduğunca şefkat ve lütuf için kullanan bir kraldı. Agathias’a göre, siyasi bir mekanizma ve inkılabî yenilikler or- taya koymasına rağmen alışılagelmiş gelenekler buna engel olmaktaydı.32 O, gücünü hiçbir sebeple soyluların ve din adamlarının sınırlandırmaları olmaksızın kullanmak istediği için Mazdek’in yardımına başvurdu. Ayrıca Mazdek’in hayırseverliği ve top- lumdaki fakirleri koruyup kollaması Kubâd’ın yaratılışına ve karakterine uymak- taydı. Taberî, Mazdek onu kendi isteklerini yapmaya zorlayana kadar Kavâz’ın her zaman İran’ın en seçkin hükümdarlarından biri olduğunu33, herkese iyi davrandığını, kan dökmekten kaçındığını ve bu nedenle düşmanlarına yumuşak bir şekilde davran- dığını ifade etmektedir.34 Kubâd’ın ahlakı hususunda yukarıda bahsedilenler ve diğer 30 Prokopius, Târîh-i Cenghâyi Îrân ve Rûm, çev. Muhammed S’aîdî (Tahran: Bungâh-ı Tercüme ve Neşr-i Kitâb, 1338), 37; Agathias, The Histories, çev. Joseph D. Frendo (Berlin, Newyork: Walter de Gruyter, 1975)’den naklen; Rebîî - Fulâdpûr, “Negâhî Tâze be Dâstân-i Mazdek ve Kubâd”, 54. 31 Romen Girişmen, Îrân ez Âgâz ta İslâm, çev. Muhammed Muayyen (Tahran: İlmî ve Ferhengî, 1364), 363; Ârtur Kristensen, Îrân der Zamân-ı Sâsânîyân, çev. Gulâm Rızâ Reşîd Yâsemî (Tahran: Emîr-i Kebîr, 1367), 376. 32 Agathias, The Histories’den naklen; Rebîî - Fulâdpûr, “Negâhî Tâze be Dâstân-i Mazdek ve Kubâd”, 56. 33 Nöldeke, der Zamân-ı Sâsâniyân, 215-216. 34 Nöldeke, der Zamân-ı Sâsâniyân, 218, 220. Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 30/1 (Haziran 2021) 308 ▪ Çeviren: Nevfel Akyar güvenilir kaynaklar göz önüne alındığında, daha önceleri ona yardım eden çoğu ki- şinin öldürüldüğüne inanmak zordur.35 Sâsânî rivayetlerinden oluşan Ħudâynâme’nin tesiri altındaki bazı İslamî kaynaklarda “Kubâd’ın Mazdek’e iman- dan başka çaresi olmadığı ve onların sayılarının çokluğundan çekindiği” ifade edi- lir.36 Bu elbette ki Kubâd’ın yaptıklarına karşı Sâsânî resmi ve siyasi mekanizmasının bir mazeretidir. Hamza (el-İsfehani), “Kubâd Mazdek dinini kabul ettikten sonra… ona Kuvâd perîr-i în duş37 (Kubâd dün kötü bir dine girdi?) denildi” yazmıştır.38 Mazdek Mazdek’in kişiliği tam anlamıyla mitoloji ile iç içedir bu nedenle bazı modern araştırmacılar ona dair rivayetlerin tamamını efsane olarak değerlendirmektedir- ler.39 İsmi ve doğum yeri konusu ihtilaflıdır. Mazdek adı onun lakabı olabilir (Zendîk ya da Zendîg’in bozulmuş hali). Bazıları onun adını (Bir Sâsânî kanunnamesi olan Mâtîkân-î Hezâr Dâtestân’da geçtiği üzere) Mervek (َمرَوک) olarak bilir.40 Babasının adı Bâmdâd’tı. Bu nedenle Mazdek-i Bâmdâdân olarak da ifade edilir.41 Biruni onu Hem- dâdân42, Dîneverî ise Mâzîyâr43 olarak adlandırmaktadır. Mazdek’in doğum yeri hakkında Mazarîyye44, Nesâ45 veya İstahr46 ihtilafları mev- cuttur. Kristensen’e göre Mazarîyye’nin, Dicle’nin doğu kıyısında yer alan Mâdâzî 35 Kad şehri halkının Kubâd tarafından öldürüldüğüne dair rivayet sadece önyargı ve duygusallıktan bağımsız olmayan Süryanî ve Rumî kaynaklarda mevcuttur. 36 Örneğin bk. Ebu Reyhân Bîrûnî, Âsâ̱rü’l-Bâḳıye, çev. Ekber Dânâ Sereşt (Tahran: Emîr-i Kebîr, 1363), 311. 37 Kubâd’ın Mazdek dinini kabul etmesi sonucu saltanatını kaybetmesini ve hapisten kurtulup tekrar tacına kavuşmasını anlatan genel bir ifadenin Kubâd zamanındaki lafzıdır. bk. Hamza b. el-Hasen İs- fahânî, Târîh-i Peyâmberân ve Şâhân, çev. Cağfer Şuâr (Tahran: Pedîde, ts.), 54 (Dipnot 2). [Çevirmen notu] 38 İsfahânî, Târîh-i Peyâmberân ve Şâhân, 36; Hamza b. el-Hasen İsfahânî, Târîḫu Sinî Mülûki’l-Arż ve’l-En- biyâʾ, çev. Cağfer Şuâr (Tahran: Emîr-i Kebîr, 1367), 28; Muhammed Tagî Bahâr (ed.), Mücmelü’t-Tevârîḫ ve’l-Kıṣaṣ, ts. 39 bk. Dipnot 4’de zikredilen son iki eser. 40 Mansour Shaki, “Orintalia in Honour of J. Duchesne Guillemin”, Archiv Orientalni 58 (1990)’den naklen; Tafazzoli, “Observations sur Ie soi disant Mazdaknamag”, 509-534. 41 Nizâmülmülk, Sîyâsetnâme, ed. Muhammed Tagî Bahâr (Tahran: Zuvâr, 1357), 195; Nöldeke, der Zamân- ı Sâsâniyân, 215-216. 42 Bîrûnî, Âsâ̱rü’l-Bâḳıye, 311. 43 Ebû Hanîfe Ahmed Dîneverî, el-Aḫbârü’ṭ-Tıvâl, çev. Mahmûd Mehdevî Dâmğânî (Tahran: Neşrenî, 1365), 96. 44 Nöldeke, der Zamân-ı Sâsâniyân, 252. 45 Bel‘amî, Târîḫ-i Belʿamî, 143; Bîrûnî, Âsâ̱rü’l-Bâḳıye, 311. 46 Dîneverî, el-Aḫbârü’ṭ-Tıvâl, 96. Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 30/1 (Haziran 2021) Mazdek Hareketi Üzerine Bir Araştırma ▪ 309 (şimdiki Kûtül‘Amâre) olması muhtemeldir.47 Sonuç olarak Belamî ve Bîrûnî’nin ri- vayetlerinden doğum yerinin Murgab Harezm olduğu ortaya çıkmaktadır.48 Dîneverî, Kubâd’ın Mazdek ile dostluklarını saltanatının onuncu yılına denk geti- rirken49 Firdevsî kıtlık yılında tanıştıklarını ifade etmektedir. Daha öncede ifade edil- diği üzere Sûhrâ saltanatının sekizinci yılında Kubâd tarafından öldürülmekle50 be- raber Kubâd ve Mazdek’in dostluğunun Sûhrâ’nın söz konusu katli ile ilişkili olması muhtemeldir. Bununla birlikte soyluların isyanı Kubâd’ın saltanatının on birinci yı- lına denk gelmiş51 ve en fazla üç yıl kadar devam etmişti. Firdevsî’nin naklinden, kıtlık ve kuraklığın Kubâd ve Mazdek’teki reformist ve ekonomik fikirlerin ortaya çıkmasına zemin hazırladığı değerlendirilebilir. Bu du- rumda Mazdek, Sultanı fakirlere yardım etme konusunda razı edebildi. Soyluların ta- hıl depolarının yağmalanması Mazdek tarafından teklif edildi.52 Fakat bir süre sonra, insanlar Kubâd ve Mazdek’in -dünyevi nimetlerin insanlar arasında eşitçe paylaşılması- düsturundan uzaklaştılar. Daha güçlü olanlar daha çok mala göz diktiler. Mazdekîler zenginlerden alıp ihtiyaç sahiplerine paylaştırarak top- lumda eşitliği sağlamaya çalıştılar. Çünkü çok fazla mal ve hırsın gerekli olmadığına inanmaktaydılar. Onların eşit paylaştırma isteği insan toplumunun kökeninde ol- dukça derin bir yere sahiptir.53 Bu nedenle Mazdek taraftarları el-Adliye (Adalet İlke- lerinin Savunucuları) olarak adlandırılmaktadır.54 Bu olup bitene rağmen, Mazdek ve Kubâd’ın kadın ortaklığını tavsiye etmesi pek olası görünmemektedir.55 Kaynaklarda zikredilenin aksine, Mazdek ve Kubâd’ın isteği bir kadının birkaç erkeğe ait olması değil her bir erkeğin bir karısının olması şeklindeydi. Belki de çok eşli olan soyluların ve din adamlarının böylece eşlerinin çoğunu bırakmak zorunda kalmaları Kubâd ve Mazdek’e duydukları öfkenin önemli bir nedeni olabilir. 56 Mazdek ve Kubâd’ın bu eylemleri dini bir hareketin tezahürü olarak öne çıkmak- tadır. Mazdek ile ilişkilendirilen bu ifadelerden bu gibi bir sonuç çıkmaz. Bu arada, İslami kaynakların tamamında kadın ortaklığı olarak bilinen şey aslında söylentiler- den yapılan çıkarımlardır, fakat onlardan bu tarz bir anlam çıkmaz: “İnsanları ona 47 Kristensen, Îrân der Zamân-ı Sâsânîyân, 364. 48 Klima, Mazdekîyân, 182. 49 Dîneverî, el-Aḫbârü’ṭ-Tıvâl, 94. 50 Firdevsî, Şâhnâme, 8/30, 48. 51 Agathias, The Histories, 131’den naklen; Rebîî - Fulâdpûr, “Negâhî Tâze be Dâstân-i Mazdek ve Kubâd”, 54. 52 Firdevsî, Şâhnâme, 8/42-45 (220-267. Beyitler); karşılaştırma için Ebû Mansûr Seâlibî, Ġureru Aḫbâri Mülûki’l-Fürs ve Siyerihim, ed. Herman Zutinberg (Tahran: Mektebe el-Esedî, 1963), 597-599. 53 Nina Viktorovna Pigulevskaia, Şehirhâyı Îrân der Rûzgâr-ı Pârtiyân ve Sâsânîyân, çev. İnâyetulllah Rızâ (Tahran: İlmî ve Ferhengî, 1367), 418. 54 İbn Miskeveyh, Tecâribü’l-Ümem, 1/156; İbnü’l-Belhî, Fârsnâme, 84. 55 Klima, Mazdekîyân, 330. 56 Yazar bu hususla ilgili herhangi bir delil göstermemektedir. [Çevirmen Notu] Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 30/1 (Haziran 2021) 310 ▪ Çeviren: Nevfel Akyar çeken şeylerden biri… malda ve kadında eşitlikti. Bunun Yezdan’ı memnun eden en iyi şey ve kendisine verilen en güzel mükâfat olduğunu söyledi. Yine de (onun) söy- lediklerinin din olmadığını, (fakat) mükemmel bir şey ve mutlu olmaya dayalı bir yoldaşlık olduğunu söyledi.”57 “Tanrı [Hüda] kullarının eşitçe bölüştüğü bolca gün yarattı. Fakat insanlar birbirlerine zorbalık ettiler.58” Kubâd’a eyledi anda nasihat Didi biş nesne-y-ile olur âfet Biri gayret biri hıkd u gazabdur Biri fakr u biri hırs u talebdür Bu bişi dahı oldı hulk-ı şeytân Bu evsâfı gerek terk ide insân Bulardan kim geçerse adem oldur Cihan içinde şad u hurrem oldur Bu bişün aslı dahı ikidür pes Bu ikiden geç artuk sözleri kes Mubah ide-bilürsen mal u ‘avrat Olursın dünyede ehl-i mürüvvet59 Yukarda bahsi geçen ifadelerden kısaca Mazdek ve Kubâd’ın amacının bozulmuş Sâsânî toplumunda toplumsal ve ekonomik ıslahatları gerçekleştirmek olduğu anla- şılmakla beraber bu, doğal olarak soyluların, aristokrat kesimin ve din adamlarının zararına olup onların muhalefetiyle karşı karşıya kalmıştır. Kubâd’ın güçlü bir şe- kilde tahta geri dönmesi, isyancıların duruma tam olarak egemen olamadığını ve soyluların düşüncesinin aksine Sâsânî halkının Kubâd’ın ıslahatlarından memnun ol- duğunu göstermektedir. 57 Nöldeke, der Zamân-ı Sâsâniyân, 252; karşılaştırma için İbn Miskeveyh, Tecâribü’l-Ümem, 1/162. 58 Nöldeke, der Zamân-ı Sâsâniyân, 214; karşılaştırma için İbn Miskeveyh, Tecâribü’l-Ümem, 1/156; Ebû Nasr el-Mutahhar b. Tâhir (el-Mutahhar) Makdisî, el-Bedʾ ve’t-Târîḫ, ed. Clement Huart (Tahran: Mek- tebe el-Esedî, 1962), 167. 59 Firdevsî, Şâhnâme, 8/46 (284-290. Beyitler); karşılaştırma için Seâlibî, Ġureru Aḫbâri Mülûki’l-Fürs ve Si- yerihim, 599. [Farsça asıl metindeki Şâhnâme’nin Mazdeknâme bölümünde bulunan söz konusu beyit- ler manzumenin âhengini bozmamak adına yine Şâhnâme’yi manzum bir şekilde dilimize aktaran Şerîfî’nin çevirisinden aynen nakledilmiştir. Firdevsî, Şerîfî Şehnâme Çevirisi, ed. Zuhal Kültüral - Latif Beyreli, çev. Şerifi (Ankara: Ankara Üniversitesi Basımevi, 1999), 3/1643 (46408-46413. beyitler). (Çe- virmen Notu)] Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 30/1 (Haziran 2021) Mazdek Hareketi Üzerine Bir Araştırma ▪ 311 Katliam Sâsânî devletinin bakış açısını aksettiren İslami kaynaklarda Hüsrev Enûşirvân Mazdekîlerin katledilmesi hadisesini hazırlayan asıl fail olarak bilinir. Buna göre Mazdek ve Kubâd, Enûşirvân’dan Mazdek dinine girmesini istedi. Ancak Enûşirvân onların sapkınlıklarını kanıtlamak amacıyla dine girmek için onlardan mühlet60 is- tedi. Bundan sonra illerin valilerini61, soyluları ve din adamlarını, özellikle Farslı din adamlarını62 yardıma çağırdı. Onların yardımıyla Mazdekîleri öldürdü ve Kubâd’ı hapsetti63 daha sonra öldürdüğü de söylenir.64 Katliamdan önce soylular, Kubâd’ın oldukça yakınında yer alan Başkomutan Siyâvuş’a çeşitli suçlar isnat ederek Kubâd’ı onun hakkında ölüm fermanı imzala- maya zorladılar.65 Kubâd’a vurulan bu ilk darbeden sonra soylular, Siyâvuş’u Romalılar ile yapılan müzakereleri durdurmakla suçlayan ve onun mahkûm edilmesinin asıl müsebbibi olan Mâhbûz’u “sernahvîrgân” unvanıyla ona baş danışman olarak atadılar.66 O esnada İran ordusu Gürcistan’da savaşmaktaydı ve I. Justin’in ölümü sonrasında Justinyanus’un doğu roma imparatoru olmasıyla birlikte (M.S. 527) iki devlet arasın- daki savaş tekrar kızışmıştı. Kubâd’ın hastalığı nedeniyle ülkedeki düzen bozuldu ve soylular veliaht olarak üçüncü oğlu Hüsrev’i desteklediler. Kubâd’ın üç oğlu vardı: Güşensap’ın öldürülmesinden sonra Kubâd tarafından Taberistan’a yönetici olarak atanan Pedeşhârgerşâh [67[پدشخوارگرشاه Kâvûs büyük oğluydu; tanınmış bir savaşçı olan Cem ikinci oğluydu ve bir gözü âmâ olduğundan resmi kurallara göre hüküm- darlığa uygun değildi;68 üçüncü oğlu Hüsrev ise iyi bir siyasetçiydi. Katliam tam da Kubâd’ın hastalığı, Roma ile savaşın yoğunlaşması ve soyluların Hüsrev’i desteklemesi olayları ile aynı döneme denk gelmiştir. Tarihçilerin anlatısına 60 Muhammed bin Muhammed bin Mahmûd Ḫaṭîb, Fustât el-Adâle-i fî Kavâid es-Sultane (Paris Milli Kütüp- hanesi, Tahran Üniversitesi Merkez Kütüphanesi ve Dokümantasyon Merkezi Nüshası), 32A; Nizâmül- mülk, Sîyâsetnâme, 200’de bu süre kırk gündür; Firdevsî, Şâhnâme, 8/46 (299. Beyit)’de beş ay olarak zikredilir. 61 Ḫaṭîb, Fustât el-Adâle-i fî Kavâid es-Sultane (Tahran Üniversitesi Merkez Kütüphanesi ve Dokümantas- yon Merkezi Nüshası), 38A,B. 62 Nizâmülmülk, Sîyâsetnâme, 200; Ḫaṭîb, Fustât el-Adâle-i fî Kavâid es-Sultane (Tahran Üniversitesi Merkez Kütüphanesi ve Dokümantasyon Merkezi Nüshası), 32A Kurâk şehri (Pars’dan). 63 Nizâmülmülk, Sîyâsetnâme, 213; Ḫaṭîb, Fustât el-Adâle-i fî Kavâid es-Sultane (Tahran Üniversitesi Merkez Kütüphanesi ve Dokümantasyon Merkezi Nüshası), 39P. 64 İbn Miskeveyh, Tecâribü’l-Ümem, 1/158. 65 Kristensen, Îrân der Zamân-ı Sâsânîyân, 381. 66 Prokopius, Târîh-i Cenghâyi Îrân ve Rûm, 106-107. 67 Pedeşhârger: Taberistan’ın güneyindeki bir dağ silsilesine verilen addır. Bu bölgenin hâkimlerine Pe- deşhargerşâh unvanı verilirdi. [çevirmen notu] 68 Prokopius, Târîh-i Cenghâyi Îrân ve Rûm, 111; Kristensen, Îrân der Zamân-ı Sâsânîyân, 377. Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 30/1 (Haziran 2021) 312 ▪ Çeviren: Nevfel Akyar göre, Hüsrev hile ile Mazdek ve dostlarını devlette ve ordudaki uygun olan yerlerde görevlendirmek maksadıyla bir toplantıya davet eder.69 Bu korkunç toplantıya katı- lanlar arasında Mâhbûz, Âzermihr, Âzerfernbeg, Âzerîz, Baht Âfrîd, Mubedan-ı Mu- bed Gülnâz ve İran Hristiyan Piskoposu Bâzâns (Bâzân) vardı.70 Çok sayıda Mazdek taraftarı Hüsrev’in Mihrigân günündeki71 davetine iştirak etmişti. Bir oyun gösterisi akabinde Hüsrev Mazdek’in başını bir balta ile gövdesinden ayırdı. Sonrasında em- rindeki askerler müritlerine saldırdı ve tamamını katletti. Söz konusu katliam diğer şehirlerde de eş zamanlı olarak gerçekleşti. Tüm mallarına el konuldu ve kitapları yakıldı.72 Kesin ölü sayısı bilinmemekle birlikte Müslüman tarihçilerin verdiği ra- kamlar abartılı görünmektedir. Farsnâme’de en az iki bin kişinin bahsi geçmekte olup diğer şehirlerdeki ölü sayısı da buna eklenir.73 Mes’ûdî, katliam mahallini Hâder (Câzer?) ve Nehrân arasındaki yol üzerinde tanımlamakta74 ve bundan sonra Hüs- rev’in -sonsuz ruh anlamındaki- Enûşirvân lakabını takındığını eklemektedir.75 Bu olaydan kısa bir süre önce Mâhbûz, Kubâd’ın vasiyetnamesini hazırlamış ve saltanat mührü ile mühürlemişti. Söz konusu vasiyetnamede Kubâd’ın üçüncü oğlu Hüsrev veliaht olarak açıklanmıştı. Fakat Mâhbûz, yeni şâhın soylular tarafından onaylanması gerektiğini söyledi ve soylular vasiyetnameyi işittikten sonra doğal ola- rak Hüsrev’in şâhlığını tanıdılar. Bu duruma muhalefet eden Kâvûs’un ölümünde76, Hüsrev Enûşirvân’ın belirleyici rolü aşikârdır. Sonuç Mazdek ve Kubâd hakkındaki İslamî kaynaklara daha yakından bakıldığında, kay- nakların tamamının oğlu Hüsrev Enûşirvân döneminde kaleme alındığı ve Hüsrev’in bakış açısının Kubâd dönemindeki olaylara yansıtıldığı anlaşılabilir. Mazdek ile ilgili rivayetlerin Kubâd dönemi olaylarından ve diğerlerinden maksatlı olarak ayrılması, Mazdek’in katli hadisesine Hüsrev’in de dâhil edilmesi ve her ikisi de Hüsrev’den bü- yük olan Kubâd’ın diğer iki oğlu Kâvûs ve Cem’in isimlerinin ihmal edilmesi bu du- rumun açık göstergeleridir. 69 Malalas’ın kitabından yararlanan Theofanis’in rivayetine göre katliam yanlışlıkla Kubâd’a atfedilmek- tedir. Ancak Malalas’ın rivayetinde Kubâd ya da Hüsrev’in adı geçmez. Diğer taraftan, Prokopius’un rivayetine göre ise Kubâd o sırada hasta olduğundan böyle bir fiilde bulunması mümkün değildir. Prokopius, Târîh-i Cenghâyi Îrân ve Rûm, 106. 70 Kristensen, Zuhûr-u Mazdek, 127; Karşılaştırma için Firdevsî, Şâhnâme, 8/47 (302-303. Beyitler). 71 İbnü’l-Belhî, Fârsnâme, 90. 72 İbnü’l-Belhî, Fârsnâme, 91; Farsnâme’nin rivayeti Malalas ve Theofanis tarafından da özetlenmiştir. bk. Kristensen, Zuhûr-u Mazdek, 19,22. 73 İbnü’l-Belhî, Fârsnâme, 90; Karşılaştırma için Ḫaṭîb, Fustât el-Adâle-i fî Kavâid es-Sultane (Tahran Üniver- sitesi Merkez Kütüphanesi ve Dokümantasyon Merkezi Nüshası), 37A; Nizâmülmülk, Sîyâsetnâme, 228, sırasıyla on ve on iki bin kişiden bahsetmektedir. 74 İbnü’l-Belhî, Fârsnâme, 90: Dicle yakınında. 75 Ebu el-Hasen Mesûdî, Mürûc ez-Zeheb ve Meâdin el-Cevher (el-Kitab el-İlmiye, ts.), 1/162. 76 Kristensen, Zuhûr-u Mazdek, 127. Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 30/1 (Haziran 2021) Mazdek Hareketi Üzerine Bir Araştırma ▪ 313 Eski İslamî kaynaklarda açıkça belirtildiği üzere Mazdek, Kubâd döneminde Mu- bedan-ı Mubed [Din adamlarının başı] ya da Kadı el-Kudad [Yargıçların başı] idi. Yal- nızca bu derecedeki bir din adamı Şâhın yanına yaklaşabilirdi. Ancak, Zerdüştî ruha- nilerin neden bu Mubedan-ı Mubed’in emrine boyun eğmediği, Kubâd ve onun aley- hine soylular ile iş birliği yaptığı konusu dikkate değer bir noktadır. Sâsânî devletinin yapısı soyluların ve din adamlarının kolayca müdahale etme- sine uygun olup tahta çıkan şâhlar onların isteklerini yerine getirmek zorunda kalı- yordu. Kubâd tahtta bir süre kaldıktan sonra onların devlet işlerine gayrı meşru mü- dahalelerini fark etti. Sâsânî eski devlet düzeninin aksine bu duruma dur dedi ve sal- tanat naibi Sûhrâ gibi birçoğunu öldürerek bu gibi müdahalelerin önünü kesti. Soy- lulara yapılan bu darbe Zerdüşti rûhani ve din adamlarının menfaatlerini de kötü etkiledi; böylece el ele verip Kubâd’a karşı ayaklandılar ve onu tahttan indirdiler. Daha sonra Kubâd ve Mazdek’in, mal ve kadında herkesin ortak olması şeklinde, Zer- düştî dinîne ve ahlakına aykırı bidatler çıkardığı gerekçesiyle bu ayaklanmayı haklı çıkardılar. Geleneksel İran toplumunda dini bir neden ortaya koymak her zaman si- yasi akımlarla mücadele etmenin yollarından biri olmuştur. Kubâd’ın Mazdek ile irtibatı ve tanışıklığı, soylular ve Zerdüştî din adamlarının ona muhalefeti ile alakalıdır. Kubâd’ın Mazdek’i eski Mubedan-ı Mubed’in yerine seç- mesi ve önceki Mubedan-ı Mubed’in tahrikleri, Zerdüştî ruhanilerin ona ve Kubâd’a karşı olmalarının nedeni olabilir. Hüsrev’in, Kubâd’ın Parse’den (Sâsânî Şehinşâhlı- ğının ve Zerdüştîliğinin merkezi) sürgün ettiği eski mubedan-ı mubede veya oğluna kendisine yardım ettiği takdirde eski görevine geri getireceği vaadi, onun [Mazdek] bir din adamı olduğunu düşündürebilir. Kubâd’ın saltanatının son dönemlerinde soyluların ve Zerdüştî ruhanilerin dev- let yönetimine müdahale çabaları devam etmekteydi. Bu defa başlarında şâhın oğlu Hüsrev bulunuyordu. Kubâd’ın yakınındakileri birer birer devirerek yavaş yavaş ül- kedeki duruma hâkim oldular. Kubâd’ın hastalığı ve Doğu Roma ile İran arasında ye- niden alevlenen savaş saraydaki vahim tabloyu daha da kötüleştirdi. Mazdekîlerin katli ile ilgili kaynaklarda geçen olayların Hüsrev’in hükümdarlığına muhalefet edenlerin tasfiyesinden başka bir şey olmadığı söylenebilir. Kubâd’ın Hüsrev tarafın- dan hapsedilmesi de yarı efsanevî Mazdeknâme’de açıkça belirtilmiş olup Kubâd öl- dürülmüş ve bu durum sonra da gizlenmiş olabilir. Hatta daha sonra Şâh Kubâd’ın onu vekil tayin ettiği yazılmıştır. Mazdek ve Hüsrev’in hükümdarlığına muhalefet edenlerin bu sözü yayması kolay ve basit bir işti. Mazdek, Kubâd’ın soyluları tasfiye etmesi ve toplumun alt tabakası lehine sosyal ve ekonomik reformları yürürlüğe koy- ması yönündeki inkılabî tavırlarıyla dini kurallara aykırı davranmayan ve bu yolda Kubâd’a öneriler sunarak yardımcı olan bir dini kişiliğe sahipti. Katliamda Mazdek, ölen önemli kişilerden yalnızca biriydi. Payitahtta ve diğer şehirlerde öldürülenlerin çoğu Kubâd yanlısı soylulardı ve sayıları az değildi. Daha sonra, Hüsrev Enûşirvân ve soylular, saltanatı ve gücü elde etmek için yapılan bu kanlı tasfiyeyi açıklamak için Mazdek ve Mazdek’in fiillerini gereğinden çok abartarak Kubâd’ın tahttan indirilme- sinin nedeni olarak onun soylulara muhalefeti değil Mazdek’e olan desteği olduğunu Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 30/1 (Haziran 2021) 314 ▪ Çeviren: Nevfel Akyar öne sürdüler. Hüsrev Enûşirvân, Ħudâynâme’de (Sâsânî devletinin resmî yıllığı) ve Mazdeknâme’de aktarılan Mazdek hikâyesi ve kendi fiilleri hakkındaki rivayetlerin tamamını tahrif etti. Muhtemelen Mazdeknâme onun hükümdarlığının ikinci yarı- sında kaleme alınmıştır. Geçen zaman efsanenin kabulünü ve kavranılmasını kolay- laştırmaktadır. Zamanla Mazdeknâme herkes tarafından kabul gören bir halk destanı haline ge- lirken gitgide daha efsanevi bir hale büründü; dallanıp budaklanarak ondan çeşitli rivayetler ortaya çıktı. Sâsânî hanedanlığı sonrası, Abbasi döneminin başlarında, bazı versiyonları Arapçaya tercüme edilerek resmen İslam medeniyetine dâhil oldu. Bu rivayetlerin yayılması öyle bir hal aldı ki Afşin77 tutuklandıktan sonra kendisine yö- neltilen, evinde “Mazdek kitabı” bulundurma suçlamasına cevaben “hepinizin evinde o kitabın nüshaları var” diyerek kendini savunmuştur.78 Bu söz konusu şöhret, Müslümanların hikâyenin mahiyeti hakkında hiç şek ve şüphe duymamasına neden olmuştur. Ayrıca Abbasi yönetimi İran topraklarındaki başkaldırı ve ayaklanmaları bastırmada dini bir bahane olarak ondan çokça istifade etmiştir.79 Günümüze sadece Şâhnâme (dolaylı olarak), Tarih-i Zenâdika el yazma nüshası ve Siyâsetnâme ile Farsnâme’de geçen üç rivayet var olmakla beraber diğer rivayet- ler elimize ulaşmamıştır. 77 Haydar b. Kâvûs el-Afşin: Halife Me’mun ve Mu’tasım dönemlerinde yaşamış ve Azerbaycan bölge- sinde ayaklanan Bâbek-i Hürremî’yi uzun uğraşlar sonunda öldürerek Abbâsî sarayında önemli bir şöhrete sahip olan Türk kumandan. Kimilerine göre bir iftira neticesinde gizliden gizliye eski dini olan Mecûsîliği ihya etmeye çalışma suçlamasıyla hapiste ölüme terk edilmiştir. bk. Hakkı Dursun Yıldız, “Afşin, Haydar b. Kâvûs”, TDV İslam Ansiklopedisi (Ankara: TDVYayınları, 1988). [çevirmen notu] 78 Ebû Ca‘fer Muhammed Taberî, Târîh el-Taberî (Beyrut: Dâr el-Kitab el-İlmiye, 1211), 6/224-225; Sadîkî bu kitabı “Kitâb-ı [Edebî ve Hakemî] Mazdek” olarak tanımlar. Ancak evde edebî bir kitap bulundur- mak güçlü bir ithama neden olmaz. Hakimler “Kitâb-ı Mazdek (Mazdeknâme)” ifadesiyle suçunu ka- nıtlamak istemiş olabilirler, Krş. Sadîkî, Cünbüşhâyi Dînî İrânî der Garnhâyı Devam ve Sevm-i Hicrî (Tah- ran: Pâjeng, 1372), 343. 79 İslam sonrası İran hareketlerine bakış açısı yüzeysel olsa da Klima dahi bu noktayı vurgulamıştır. bk. Otakar Klima, Târîhçe-i Mekteb-i Mazdek, çev. Cihângîr Fikrî Erşâd (Tahran: Tus, 1371), 81-82. Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 30/1 (Haziran 2021) Mazdek Hareketi Üzerine Bir Araştırma ▪ 315 Kaynakça Agathias. The Histories. çev. Joseph D. Frendo. Berlin, Newyork: Walter de Gruyter, 1975. Bahâr, Muhammed Tagî (ed.). Mücmelü’t-Tevârîḫ ve’l-Kıṣaṣ, ts. Bel‘amî, Ebû Ali. Târîḫ-i Belʿamî. ed. Muhammed Cevâd Meşkûr. Tahran: Hayyam, 1337. Bîrûnî, Ebu Reyhân. Âsâ̱rü’l-Bâḳıye. çev. Ekber Dânâ Sereşt. Tahran: Emîr-i Kebîr, 3. Basım, 1363. Dîneverî, Ebû Hanîfe Ahmed. el-Aḫbârü’ṭ-Tıvâl. çev. Mahmûd Mehdevî Dâmğânî. Tah- ran: Neşrenî, 1365. Firdevsî. Şerîfî Şehnâme Çevirisi. ed. Zuhal Kültüral - Latif Beyreli. çev. Şerifi. Ankara: Ankara Üniversitesi Basımevi, 1999. Firdevsî, Ebûlkâsım. Şâhnâme. ed. Rüstem Alîyev - Âdil Âzer. Moskova: İntişârât-ı Dâniş (Bahş-ı Edebîyât-ı Hâver), 1970. Gaube, H. “Mazdak: Historical Reality or Invention?” Studia Iranica 11 (1982), 111-122. Girişmen, Romen. Îrân ez Âgâz ta İslâm. çev. Muhammed Muayyen. Tahran: İlmî ve Ferhengî, 5. Basım, 1364. Ḫaṭîb, Muhammed bin Muhammed bin Mahmûd. Fustât el-Adâle-i fî Kavâid es-Sultane. Paris Milli Kütüphanesi, Tahran Üniversitesi Merkez Kütüphanesi ve Doküman- tasyon Merkezi Nüshası. İbn Miskeveyh. Tecâribü’l-Ümem. ed. Ebulkâsım İmâmî. Tahran: Sürûş, 1369. İbnü’l-Belhî. Fârsnâme. ed. R. E. Nikolsen - Guy Le Strange. Tahran: Dünyâ, 2. Basım, 1363. İsfahânî, Hamza b. el-Hasen. Târîh-i Peyâmberân ve Şâhân. çev. Cağfer Şuâr. Tahran: Pedîde, 3. Basım, ts. İsfahânî, Hamza b. el-Hasen. Târîḫu Sinî Mülûki’l-Arż ve’l-Enbiyâʾ. çev. Cağfer Şuâr. Tah- ran: Emîr-i Kebîr, 2. Basım, 1367. Klima, Otakar. Târîhçe-i Mekteb-i Mazdek. çev. Cihângîr Fikrî Erşâd. Tahran: Tus, 1371. Klima, Otakar. Târîh-i Cünbüş-ü Mazdekîyân. çev. Cihângîr Fikrî Erşâd. Tahran: Tus, 1358. Kristensen, Ârtur. “Dû Tahrîr ez Sergüzeşt-i Mazdek”. çev. Ahmed Tefazzoli. Kitâb-ı Sahn. 1/33-40. Tahran: İlmî, 1364. Kristensen, Ârtur. Îrân der Zamân-ı Sâsânîyân. çev. Gulâm Rızâ Reşîd Yâsemî. Tahran: Emîr-i Kebîr, 5. Basım, 1367. Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 30/1 (Haziran 2021) 316 ▪ Çeviren: Nevfel Akyar Kristensen, Ârtur. Saltanat-ı Kubâd ve Zuhûr-u Mazdek. çev. Nasrallâh Falsafî - Ahmet Bîrşek. Tahran: Kelâle-i Hâver, 1309. Makdisî, Ebû Nasr el-Mutahhar b. Tâhir (el-Mutahhar). el-Bedʾ ve’t-Târîḫ. ed. Clement Huart. Tahran: Mektebe el-Esedî, 2. Basım, 1962. Mesûdî, Ebu el-Hasen. Mürûc ez-Zeheb ve Meâdin el-Cevher. el-Kitab el-İlmiye, ts. Nizâmülmülk. Sîyâsetnâme. ed. Muhammed Tagî Bahâr. Tahran: Zuvâr, 3. Basım, 1357. Nöldeke, Teodor. Îrâniyân ve Arabhâ der Zamân-ı Sâsâniyân (Ta’lîgât-ı Nöldeke ber Bahş-ı Sâsâniyân-ı Târîh-i Taberî). çev. Abbâs Zeryâb Huv’î. Tahran: Encümen-i Âsâr-ı Millî, 1358. Pigulevskaia, Nina Viktorovna. Şehirhâyı Îrân der Rûzgâr-ı Pârtiyân ve Sâsânîyân. çev. İnâyetulllah Rızâ. Tahran: İlmî ve Ferhengî, 1367. Pigulevskaia, Nina Viktorovna vd. Târîh-i Îrân ez Devrân-ı Bâstân tâ Pâyân-ı Sed’e Hecde- hem Mîlâdî. çev. Kerîm Keşâverzi. Tahran: Muessese-i Mutâliât ve Tahkîkât-ı İc- timâî, 1346. Prokopius. Târîh-i Cenghâyi Îrân ve Rûm. çev. Muhammed S’aîdî. Tahran: Bungâh-ı Ter- cüme ve Neşr-i Kitâb, 2. Basım, 1338. Rebîî, Hâyde - Fulâdpûr, Humâyûn. “Negâhî Tâze be Dâstân-i Mazdek ve Kubâd”. Mâhnâme-i Kelk 28 (1371), 37-79. Sadîkî. Cünbüşhâyi Dînî İrânî der Garnhâyı Devam ve Sevm-i Hicrî. Tahran: Pâjeng, 1372. Seâlibî, Ebû Mansûr. Ġureru Aḫbâri Mülûki’l-Fürs ve Siyerihim. ed. Herman Zutinberg. Tahran: Mektebe el-Esedî, 1963. Shaki, Mansour. “Orintalia in Honour of J. Duchesne Guillemin”. Archiv Orientalni 58 (1990). Taberî, Ebû Ca‘fer Muhammed. Târîh el-Taberî. Beyrut: Dâr el-Kitab el-İlmiye, 3. Ba- sım, 1211. Tafazzoli, Ahmad. “Observations sur Ie soi disant Mazdaknamag”. Acta Iranica 23, 507- 510. Leiden: Brill, 1984. Yarshater, Ehsan. “Mazdakism”. The Cambridge History of Iran: Seleucid Parthian. 3/991- 1024. Cambridge: Cambridge University Press, 1986. Yıldız, Hakkı Dursun. “Afşin, Haydar b. Kâvûs”. TDV İslam Ansiklopedisi. Ankara: TDV Yayınları, 1988. Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 30/1 (Haziran 2021)