ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI HALK EDEBİYATI BİLİM DALI DEDE KORKUT HİKÂYELERİ İLE BEOWULF DESTANI’NDA YER ALAN TOPLUMSAL HAYATA AİT MOTİFLERİN SAPTANMASI VE KARŞILAŞTIRILMASI YÜKSEK LİSANS TEZİ FUNDA TUNÇDÖKEN DANIŞMAN ÖĞRETİM ÜYESİ: YARD.DOÇ.DR.HÜLYA TAŞ BURSA, 2009 T. C. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, Halk Edebiyatı Bilim Dalı’nda 700541003 numaralı Funda TUNÇDÖKEN’in hazırladığı “Dede Korkut Hikayeleri ile Beowulf Destanında Yer Alan Toplumsal Hayata Ait Motiflerin Saptanması ve Karşılaştırılması” konulu Yüksek Lisans Tezi ile ilgili tez savunma sınavı, ...../...../ 20.... günü ……… - ………..saatleri arasında yapılmış, sorulan sorulara alınan cevaplar sonunda adayın tezinin/çalışmasının ……………………………..(başarılı/başarısız) olduğuna …………………………(oybirliği/oy çokluğu) ile karar verilmiştir. Tez Danışmanı Üye Yard.Doç.Dr. Hülya TAŞ Prof.Dr. Mustafa CEMİLOĞLU Uludağ Üniversitesi Uludağ Üniversitesi Üye Üye Yard.Doç.Dr. Sadettin EĞRİ Yard.Doç.Dr.Muhsin YILMAZ Uludağ Üniversitesi Uludağ Üniversitesi Üye Yard.Doç.Dr.Bedri MERMUTLU Uludağ Üniversitesi ....../......./ 20..... II ÖZET Yazar : Funda TUNÇDÖKEN Üniversite : Uludağ Üniversitesi Anabilim Dalı : Türk Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı : Halk Edebiyatı Tezin Niteliği : Yüksek Lisans Tezi Sayfa Sayısı : 263+ XI Mezuniyet Tarihi : …. /…. / 2009 Tez Danışman(lar)ı : Yard.Doç.Dr.Hülya TAŞ DEDE KORKUT HİKÂYELERİ İLE BEOWULF DESTANINDA YERALAN TOPLUMSAL HAYAT MOTİFLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI Destan, bir kişinin, sanâtkârın değil, bir milletin müşterek dehasının mahsulüdür. Türk Edebiyatının kadim örneklerinden Dede Korkut Kitabı ile İngiliz Edebiyatının ilk destanı olan Beowulf, sözlü edebiyat geçmişleri boyunca yaşayan toplumu yansıtarak yazıya geçirildikleri için, toplumsal hayatların dönemsel özelliklerini net ve açık şekilde gözler önüne sermektedirler. Dede Korkut Hikâyeleri ile Beowulf Destanında yer alan toplumsal hayata ait motifler Stith Thompson’ın The Motif-Index of Folk Literature adlı eserinin cemiyet maddesi esas alınarak sınıflandırılmış ve karşılaştırılmıştır. Mekânsal yakınlığı bulunmayan, iki farklı coğrafyada dönemlerinin yaşayış biçimlerini yansıtan Oğuzlar ve Danimarkalılar arasında kesişen ve ayrışan toplumsal özellikler saptanmıştır. Beowulf’a ait Türkçe metin bulunmadığından, Dr.Breeden varyantı Türkçeye çevrilerek çalışmaya eklenmiştir. Anahtar Sözcükler Dede Korkut Kitabı Beowulf The Motif Index of Toplumsal Hayat Folk Literature III ABSTRACT Yazar : Funda TUNÇDÖKEN Üniversite : Uludağ Üniversitesi Anabilim Dalı : Türk Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı : Halk Edebiyatı Tezin Niteliği : Yüksek Lisans Tezi Sayfa Sayısı : 263+ XI Mezuniyet Tarihi : …. /…. / 2009 Tez Danışman(lar)ı : Yard. Doç. Dr. Hülya TAŞ An epic is a productıon of a nation. It has no poet but is the production of the living culture of a nation. Both the ancient examples of Turkish literature The Book of Dede Korkut and of English literature Beowulf tell us the social life of the period that they were written. The motives of The Book of Dede Korkut and Beowulf are classified, listed and compared through Stith Thompson’s The Motif Index Of Folk Literature. The common social events are fixed through Oguzs and Dans who lived two seperate geographical lands far from each other. Key Words The Book of Dede Korkut Beowulf The Motif-Index of Folk Literature Social Life IV ÖNSÖZ Dede Korkut Hikâyeleri ve Beowulf hakkında daha önce Türk Halk Edebiyatında karşılaştırmalı araştırma bulunmaması, bizi bu konuda çalışmaya yüreklendirmiştir. Fuat Köprülü’nün “Türk Edebiyatının tüm ürünlerini terazinin bir kefesine, Dede Korkut’u da diğer kefeye koysanız Dede Korkut ağır basar” diye nitelendirdiği dede Korkut Hikâyeleri ile İngilizlerin ilk destanı Beowulf’ta toplumsal hayata ait özellikler karşılaştırılarak verilmeye çalışılmıştır. Bu çalışma, girişten sonra dört bölümden oluşmaktadır. Giriş kısmında, Dede Korkut ve Beowulf destanı hakkında genel bilgi verilmektedir. Birinci bölümde Dede Korkut Hikâyeleri ve Beowulf destanının özetleri, ikinci bölümde Stith Thompson’un, The Motif-Index of Folk Literature’da cemiyet maddesinde yer alan motiflerin, metinlerin taranması sonucu ortaya çıkan listesi yer almaktadır. Üçüncü bölümde, tespit edilen motiflerin karşılaştırılması ve dördüncü bölümde Beowulf destanının Türkçesi verilmiştir. Çalışmaya başlarken, halk edebiyatında karşılaştırma yapmanın sınırsızlığı gözümüzü korkuturken, danışman hocam Yard.Doç.Dr.Hülya TAŞ’ın tavsiyeleri ile Stith Thompson’ın The Motif-Index of Folk Literature kitabını çalışmamıza katması, yolumuzu aydınlatan bir hamle olmuştur. Çalışmamız boyunca, güler yüzüyle her zaman desteğini hissettiğim hocam Yard.Doç.Dr. V Hülya TAŞ’a gönülden teşekkür ederim. Kaynak taraması sırasında ve sonraki tüm aşamalarda, yardımı ve güveni için Tarih Bölüm Başkanı, Prof.Dr.Yusuf OĞUZOĞLU’na teşekkür etmek isterim. Yüksek Lisansa başvuru aşamasından bugüne kadar tam moral testeği veren kardeşim Tarih bölümü Araş.Gör.Fulya D. KARAKOÇ’a, teşekkür ederim. Son olarak, benimle olan zamanını derslerimle paylaşan sevgili oğlum Deniz’e ve eşime minnettarlığımı ifade etmek isterim. Bursa 2008 Funda TUNÇDÖKEN VI İÇİNDEKİLER Sayfa TEZ ONAY SAYFASI....................................................................................................... II ÖZET............................................................................................................................ III ABSTRACT.................................................................................................................... IV ÖNSÖZ ........................................................................................................................ V-VI İÇİNDEKİLER................................................................................................................ VII-X KISALTMALAR............................................................................................................... XI GİRİŞ ............................................................................................................................. 1 BİRİNCİ BÖLÜM DEDE KORKUT VE BEOWULF’UN KONULARI VE KAPSAMI DEDE KORKUT HİKÂYELERİNİN MOTİF YAPISI 7 I. Savaşları Konu Alan Hikâyeler…………………………………………………………….. 13 a) Müslüman Olmayan Diğer Komşu Kavimlerle Yapılan Savaşlar……………. 13 1. Salur Kazan’ın Evinin Yağmalandığı Destan………………………………… 13 2. Kazan Bey Oğlu Uruz Bey’in Esir Olduğu Destan…………………………… 14 3. Kazılık Koca Oğlu Yigenek Destanı …………………………………………… 15 4. Begil Oğlu Ermen Destanı……………………………………………………… 16 5. Uşun Koca Oğlu Segrek Destanı……………………………………………… 17 6. Salur Kazan’ın Esir Olup Oğlu Uruz’un Çıkardığı Destan…………………… 18 b) Oğuz Türklerinin Kendi Aralarında Yaptığı Savaşları Anlatanlar……………… 20 1. Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanı……………………………………………. 20 2. İç Oğuz’a Dış Oğuz’un Asi Olup Begrek’in Öldüğü Destan………………….. 21 II. Bünyelerinde Mitolojik Unsurlar Bulunduran Hikâyeler…………………………………... 22 1. Duha Koca Oğlu Deli Dumrul Destanı………………………………………….. 22 2. Basat’ın Tepegöz’ü Öldürdüğü Destan………………………………………… 23 III. Aşk Konusu Üzerine Kurulmuş Hikâyeler………………………………………………… 23 1. Kam Püre Oğlu Bamsı Beyrek Destanı………………………………………… 23 2. Kanglı Koca Oğlu Kan Turalı Destanı………………………………………….. 25 BEOWULF DESTANININ MOTİF YAPISI…………………………………………………………………………… 29 Beowulf Destanındaki Karakterler 38 İKİNCİ BÖLÜM I) STITH THOMPSON VE The Motif-Index of Folk Literature……………………………………………….. 43 II) DEDE KORKUT HİKÂYELERİNDE TOPLUMSAL HAYATA İLİŞKİN MOTİFLER……. 56 P12 - Kralların Kişilikleri………………………………………………………………………… 56 P110 – Kralın Vekilleri ………………………………………………………………………… 57 P174 – Kölenin (Esirin) Çocukları Ve Özgür İnsanın Köle Olması………………………… 57 P178 – Esirin Özgür Bırakılması………………………………………………………………. 58 P210 – Karı-Koca……………………………………………………………………………….. 58 P212 – Akrabalardan Daha Merhametli Kadın………………………………………………. 59 P216 – Kocasını İkna Edebilen Tek Kişi Olarak Kadın……………………………………… 60 P231 – Anne Ve Oğul…………………………………………………………………………… 60 P232 – Anne Ve Kız…………………………………………………………………………….. 61 VII P233 – Baba Ve Oğul…………………………………………………………………………… 61 P234 – Baba Ve Kız……………………………………………………………………………. 64 P251 – Erkek Kardeşler………………………………………………………………………… 64 P253 – Kız Ve Erkek Kardeşler………………………………………………………………… 65 P261 – Kayınpeder……………………………………………………………………………….66 P262 – Kayınvalide……………………………………………………………………………….66 P272 – Sütanne…………………………………………………………………………………. 67 P291 – Büyükbaba……………………………………………………………………………… 67 P293 – Amca, Dayı……………………………………………………………………………… 67 P297 – Yeğen (Erkek)……………………………………………………………………………67 P315 – Birbiri İçin Ölümü Göze Alan Arkadaşlar…………………………………………….. 68 P316 – Diğeri İçin Hayatını Feda Eden Arkadaş…………………………………………….. 68 P319 – Arkadaşlık-Çeşitli……………………………………………………………………….. 68 P320 – Konukseverlik…………………………………………………………………………… 68 P324 – Misafirini Hediyelerle Onurlandıran Ev Sahibi………………………………………. 69 P327 – Kutlama………………………………………………………………………………….. 69 P361 – Sadık Hizmetkâr………………………………………………………………………… 69 P365 – Sadakatsiz Hizmetkâr………………………………………………………………….. 70 P412 – Çoban……………………………………………………………………………………. 70 P424 – Doktor……………………………………………………………………………………. 70 P427 – Ozan………………………………………………………………………………………70 P428 – Müzisyen………………………………………………………………………………… 71 P431 – Tüccar……………………………………………………………………………………. 71 P460 – Diğer Meslekler…………………………………………………………………………..71 P461 – Asker………………………………………………………………………………………72 P475 – Hırsız, Haydut…………………………………………………………………………….72 P525 – Kontratlar………………………………………………………………………………….72 P534 – Feodal Haraç……………………………………………………………………………..72 P553 – Silahlar…………………………………………………………………………………….73 P555 – Savaşta Mağlubiyet…………………………………………………………………….. 75 P556 – Savaşa Meydan Okumak……………………………………………………………….75 P557 – Askeri Gelenekler………………………………………………………………………..75 P634 – Bayram, Ziyafet…………………………………………………………………………. 76 P677 – Duello……………………………………………………………………………………..77 P710 – Milletler …………………………………………………………………………………...77 P716 – Irklar, Soylar……………………………………………………………………………...78 III) BEOWULF DESTANI’NDA TOPLUMSAL HAYATA İLİŞKİN MOTİFLER 79 P12 - Kralların Kişilikleri………………………………………………………………………. 79 P13 - Krallarla İlgili Gelenekler………………………………………………………………… 80 P14 - Kralların Uygulamaları…………………………………………………………………… 81 P16 - Kralın Saltanatının Sonu………………………………………………………………… 81 P18 - Kralların Evliliği…………………………………………………………………………… 81 P19 - Krallarla İlgili Diğer Motifler……………………………………………………………… 81 P20 – Kraliçeler………………………………………………………………………………….. 82 P29 - Kraliçeler-Çeşitli…………………………………………………………………………... 82 P30 – Prensler…………………………………………………………………………………… 82 P202 – Hiç Akrabası Olmadığı İçin Yakınan Kişi……………………………………………. 83 P210 – Karı-Koca………………………………………………………………………………... 83 P231 – Anne Ve Oğul…………………………………………………………………………… 83 P233 – Baba Ve Oğul…………………………………………………………………………… 84 VIII P234 – Baba Ve Kız…………………………………………………………………………….. 85 P251 – Erkek Kardeşler………………………………………………………………………… 85 P261 – Kayınpeder……………………………………………………………………………….85 P291 – Büyükbaba………………………………………………………………………………. 86 P293 – Amca, Dayı……………………………………………………………………………….86 P297- Yeğen (Erkek)……………………………………………………………………………..86 P315 – Birbiri İçin Ölümü Göze Alan Arkadaşlar……………………………………………...86 P319 – Arkadaşlık-Çeşitli……………………………………………………………………….. 87 P320 – Konukseverlik…………………………………………………………………………… 87 P324 – Misafirini Hediyelerle Onurlandıran Ev Sahibi………………………………………. 87 P327 – Kutlama………………………………………………………………………………….. 87 P340 – Öğretmen & Öğrenci…………………………………………………………………… 87 P361 – Sadık Hizmetkâr………………………………………………………………………… 88 P365 – Sadakatsiz Hizmetkâr………………………………………………………………….. 88 P413 – Denizci…………………………………………………………………………………… 88 P427 – Ozan………………………………………………………………………………………88 P428 – Müzisyen………………………………………………………………………………… 88 P460 – Diğer Meslekler…………………………………………………………………………. 89 P461 – Asker…………………………………………………………………………………….. 89 P475 – Hırsız, Haydut…………………………………………………………………………… 90 P500 – Hükümet…………………………………………………………………………………. 90 P548 – Çeşitli Yasal Adetler……………………………………………………………………. 90 P553 – Silahlar…………………………………………………………………………………… 90 P555 – Savaşta Mağlubiyet…………………………………………………………………….. 92 P556 – Savaşa Meydan Okumak……………………………………………………………….92 P557 – Askeri Gelenekler………………………………………………………………………..92 P634 – Bayram, Ziyafet…………………………………………………………………………. 93 P710 – Milletler……………………………………………………………………………………93 P716 – Irklar, Soylar……………………………………………………………………………...94 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM DEDE KORKUT HİKÂYELERİ VE BEOWULF DESTANI’NDA YER ALAN TOPLUMSAL HAYATA AİT MOTİFLERİN KARŞILAŞTIRILMASI P13 - Krallarla İlgili Gelenekler…………………………………………………………………. 95 P14 - Kralların Uygulamaları…………………………………………………………………….96 P16 - Kralın Saltanatının Sonu…………………………………………………………………. 96 P19 – Krallarla İlgili Diğer Motifler……………………………………………………………… 96 P20 – Kraliçeler………………………………………………………………………………….. 97 P29 - Kraliçeler-Çeşitli………………………………………………………………………….. 98 P30 – Prensler…………………………………………………………………………………… 98 P110 – Kralın Vekilleri……………………………………………………………………………99 P174 – Kölenin (Esirin) Çocukları Ve Özgür İnsanın Köle Olması…………………………. 99 P178 – Esirin Özgür Bırakılması……………………………………………………………….. 100 P202 – Hiç Akrabası Olmadığı İçin Yakınan Kişi …………………………………………….. 100 P210 – Karı-Koca………………………………………………………………………………... 101 P212 – Akrabalardan Daha Merhametli Kadın……………………………………………….. 104 P216 – Kocasını İkna Edebilen Tek Kişi Olarak Kadın……………………………………… 105 P231 – Anne Ve Oğul…………………………………………………………………………… 105 P232 – Anne Ve Kız…………………………………………………………………………….. 108 P234 – Baba Ve Kız…………………………………………………………………………….. 109 P251 – Erkek Kardeşler………………………………………………………………………… 109 P253 – Kız ve Erkek Kardeşler………………………………………………………………… 110 P261 – Kayınpeder……………………………………………………………………………… 111 P262 – Kayınvalide……………………………………………………………………………… 112 IX P272 – Sütanne………………………………………………………………………………….. 112 P291 – Büyükbaba………………………………………………………………………………. 113 P293 – Amca, Dayı……………………………………………………………………………….113 P297- Yeğen (Erkek)……………………………………………………………………………..114 P315 – Birbiri İçin Ölümü Göze Alan Arkadaşlar……………………………………………...114 P316 – Diğeri İçin Hayatını Feda Eden Arkadaş …………………………………………….. 115 P319 – Arkadaşlık-Çeşitli……………………………………………………………………….. 115 P320 – Konukseverlik…………………………………………………………………………… 116 P324 – Misafirini Hediyelerle Onurlandıran Ev Sahibi………………………………………. 117 P327 – Kutlama………………………………………………………………………………….. 118 P340 – Öğretmen & Öğrenci…………………………………………………………………… 119 P361 – Sadık Hizmetkâr………………………………………………………………………… 119 P365 – Sadakatsiz Hizmetkâr………………………………………………………………….. 119 P412 – Çoban……………………………………………………………………………………. 120 P413 – Denizci…………………………………………………………………………………… 121 P424 – Doktor……………………………………………………………………………………. 121 P428 – Müzisyen………………………………………………………………………………… 122 P431 – Tüccar……………………………………………………………………………………. 122 P460 – Diğer Meslekler…………………………………………………………………………. 123 P461 – Asker…………………………………………………………………………………….. 123 P475 – Hırsız, Haydut…………………………………………………………………………… 123 P500 – Hükümet…………………………………………………………………………………. 124 P505 – Kontratlar………………………………………………………………………………… 125 P534 – Feodal Haraç……………………………………………………………………………. 126 P548 – Çeşitli Yasal Adetler……………………………………………………………………. 126 P553 – Silahlar…………………………………………………………………………………… 128 P555 – Savaşta Mağlubiyet…………………………………………………………………….. 128 P556 – Savaşa Meydan Okumak……………………………………………………………… 129 P557 – Askeri Gelenekler………………………………………………………………………. 129 P634 – Bayram, Ziyafet…………………………………………………………………………. 130 P710 – Milletler…………………………………………………………………………………... 132 P716 – Irklar, Soylar…………………………………………………………………………….. 132 IV. BÖLÜM BEOWULF DESTAN ÇEVİRİSİ……………………………………………………………………………………… 140 SONUÇ............................................................................................................................. 239 EKLER.............................................................................................................................. 242 KAYNAKLAR..................................................................................................................... 260 ÖZGEÇMİŞ........................................................................................................................ 267 X Ek. 8: KISALTMALAR ÖRNEĞİ Kısaltma Bibliyografik Bilgi a.g.e. Adı Geçen Eser Bkz. Bakınız s. Sayfa XI GİRİŞ Halkbilimi bir ülkede yaşayan “halk”a özgü kültür yaratmalarını, geleneklerini ayrıntılarıyla ve derinliğine inceleyen, bununla da kalmayıp bir ülkenin bölgelerini ve bunların içinde küçük toplum birliklerini, onların dil, ağız, din, mezhep ayırımlarını, onlardaki üretim ve tüketim özelliklerinden gelme farklı töreleri, törenleri, çeşitli kültür ürünlerini inceler.1 Halkbilimi ile halk edebiyatının ilişkisi, özellikle anonim halk edebiyatı ürünlerinin, masal, ninni, efsane, fıkra, atasözü, deyimler vb. derlemesi, toparlanması, tasnifi ve bunların irdelenmesi bağlamında işlev kazanır.2 Halk bilimi içindeki unsurlar sözlü iletişim yoluyla aktarılır. Halk edebiyatı ve halkbilimi iç içe geçmiş disiplinler olarak birlikte hareket eder. Halk edebiyatının bilimsel materyali, ürünleri halkın yarattığı sözlü eserlerden oluşur. Genellikle gözleme dayanan halk edebiyatı ürünlerinin anlattığı şeyler gerçek yaşamdan alınmadır. Türk halk edebiyatı tarihi, Ziya Gökalp, Fuad Köprülü ve Rıza Tevfik’in halkın tasarrufundaki gelenek mahsulü eserleri, Türçede, Avrupa dillerinden tercüme ile “Halk Edebiyatı” olarak isimlendirmesiyle başlar.3 Şiir halk edebiyatında önemli yer tutar. Bu bağlamda destanların önemli bir yeri vardır. Andreas Tıetze, Tarihi ve Etimolojik Türkiye Türkçesi Lugatı4 adlı eserinde destanı, kahramanlık hikâyeleri anlatan uzun şiir olarak açıklar. Destan, kökü tarihe dayanan, ilhamını tarihten alan bir halk edebiyatı ürünüdür. Destanların oluşumları sırasında kullanılan temel malzeme mitlerdir.5 Türk edebiyatında destan sözcüğü yerine farklı sözler kullanılmıştır. Latince “Epos”, Yakut Türkçesinde “Olongo” (manzum kahramanlık şiiri, kahramanların hayat hikâyeleri) , Kırgız Türklerinde “comok” (kahramanlık destanı) olarak 1 Boratav, Pertev Naili, 100 Soruda Türk Halk Edebiyatı, Gerçek Yayınevi, İstanbul, 1973, s.11. 2 Artun Erman, Türk Halk Edebiyatına Giriş, Kitabevi, İstanbul, 2004, s.10. 3 Elçin Şükrü, Halk Edebiyatına Giriş, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1981, s.6. 4 Tietze Andreas, Tarihi ve Etimolojik Türkiye Türkçesi Lugatı, Simurg Kitapçılık Yayıncılık ve Dağıtım Ltd. Şti., İstanbul-Wien, 2002, s.598. 5 Karadağ Metin, Türk Halk Edebiyatı Anlatı Türleri, Ürün Yayınları, Ankara, 1995, s.43. 1 adlandırılmıştır.6 Destanlarda milletlerin dinleri, inanışları, yaşadıkları coğrafyanın özellikleri, insanların iyilikleri yeralır. Değişikliğe uğramış tarihi olayların izleri bulunur. Olağanüstü nitelikler kazanmış bir kahramanın hayatını kapsar. Kahraman, kimi özellikleriyle ilahi gücü bulunduğunu gösteren, ama hareket, duygu, düşünceleri ile insan olarak kalan, tam bir insan kaderinin yansımasıdır. Bu özellikler, her dönemde destanı çekici kılar. Destanların oluşumundaki dönemleri üç bölümde sıralayabiliriz;7 I. Milletin ortak hayal gücünde iz bırakmış tarihi olaylar ve olayların kahramanları II. Bu olayların kahramanlarla birlikte sözlü olarak, yeni nesillere, şairlerin çalgı eşliğinde şiir söyleyerek, aktarması. III. Bir şairin bu ürünleri bir araya getirerek destan bütünlüğünü kazandırması. Günümüze ulaşan, tüm dünyadan destanlar olmasına rağmen, destanın oluşumundaki dönemlerden üçüncü basamağı temsil eden, nazma çekeni ya da düzenleyicisi bilinmeyen birçok destan bulunur. Araştırmanın İlk Malzemesi: Dede Korkut Hikâyeleri Dede Korkut Hikâyeleri, gerek dil gerekse kültür ve sanat değeri olarak Türk Edebiyatının önemli eserlerinden biridir. Dede Korkut Hikâyelerinde Oğuz toplumunun sosyal ahlâkî, mukaddes değerleri tesbit edilmiştir.8 Muhayyileden süzüle süzüle geldiği ve yaratıldığı için Türk milli dehasının mahsülüdür. Konu 6 Elçin Şükrü, İslamiyet Öncesi Türk Destanları, “Türk dilinde destan kelimesi ve mefhumu”, Ötüken Yayınları, İstanbul, 2003, s. 18-27. 7 Boratav, Pertev Naili, a.g.e., s.41. 8 Duymaz Ali, Sakaoğlu Saim, “Dede Korkut Kitabında Alplığa Geçiş ve Topluma Katılma törenleri üzerine bir değerlendirme”, İslamiyet Öncesi Türk Destanları, Ötüken Yayınları, İstanbul, 2003, s. 137. 2 açısından baştan başa Türk içtimai ve milli hayatının bir aynası durumundadır. Kısaca yaratıcısı Türk milleti, konusu Türk millî hayatıdır.9 Kitabın, bilim adamlarınca da kabul gören iki nüshası bulunmaktadır. Bunlardan biri Dresden yazmasıdır ve Dresden krallık kütüphanesinde, Fleischer Külliyatı arasında 86 numaradadır.10 Dresden yazması, Dede Korkut’un dilinden söylenmiş atasözlerinden oluşan giriş ile başlar. Dirse Han oğlu Boğaç Han, Salur kazan’ın evinin yağmalanması, Kam Büre Bey oğlu Bamsı Beyrek, Kazan Bey oğlu Uruz Bey’in tutsak olması, Duha koca oğlu Deli Dumrul, Kanlı Koca oğlu Kan Turalı, Kazılık Koca oğlu Yegenek, Basat’ın Tepegöz’ü öldürmesi, Begil oğlu Emren, Uşun Koca oğlu Segrek Salur Kazan tutsak olup oğlu Uruz’un çıkarması iç Oğuz’a Taş Oğuz Asi olup Beyrak’in ölmesi olarak adlandırılan 12 bölümle devam eder. Vatikan Yazması, Vatikan Kütüphanesinde Türkçe yazmalar arasındadır.11 Bu yazmada girişle birlikte sadece altı hikâye bulunmaktadır. Bunlar; Hikayet-i Han oğlu Boğaç Han, Kazan’ın Evi Yağmalanduğudur. Hikayet-i Kazan Beg’ün oğlu Uruz Han Dutsak olduğudur, Hikayet-i Kazılık Koca oğlu Yegenek Beg, Hikayet-i Taş Oğuz iç Oğuz’a Asi olup Bayrek (Beyrek) vefatı, olarak sıralanır. Ne Dresden ne de Vatikan Yazmalarının ne zaman yazıya geçirildiklerine dair bir bilgi yoktur. Araştırmanın İkinci Malzemesi: Beowulf Destanı İngilizcenin arkaik şekli olan Anglo-Saksonca ile yazılmış edebî kayıtlar bulunmaktadır. Bu dilin harfleri bir Latin alfabesinden farklı olup Germen alfabesindendir. Bazı Edebiyat tarihçileri eski İngilizce Dönemini, İngiliz 9 Ergin Maharrem., Dede Korkut Kitabı, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü, Ankara, 1964, s.5. 10 Gökyay Orhan Şaik, Dede Korkut’un Kitabı, Kabalcı yayınevi, İstanbul, 2006, s.643. 11 a.g.e., s.644. 3 Edebiyatının Başlangıcından çok bir giriş sayarlar. Bu yaklaşımın sonucu olarak “The Pelican Guide to English Literature” gibi çok ayrıntılı bir antoloji eserinde bile eski İngilizce Dönemi ele alınmaz. Anglo-Saxonca XI. yüzyıla doğru iyice değişir ve orta İngilizce’ye dönüşür.12 Büyük Britanya Adalarının yerli halkı Keltlerdir. V. yüzyıldan itibaren Büyük Britanya’ya saldıran ve sonrada VIII. yüzyılda işgal eden Germen Kabileleri (Angle’lar, Saxson’lar ve Jute’lardan oluşan) Keltleri kuzeye ve batıya (İrlanda ve İskoçya’ya) doğru sürdüler. Ada’nın bu yeni sakinleri kendi ülkelerinde ürettikleri sözlü edebiyatı da taşıdılar. Bu yüzden Eski İngiliz şiirinde olduğu gibi Beowulf’ta da mekân Avrupa anakarasıdır. Eski İngiliz Edebiyatının Hıristiyanlık öncesi döneminin en ünlü ürünü ve İngiliz Edebiyatının ilk epik şiiri bizim ikinci temel malzememiz olan Beowulf’tur. Bu eser, Germenler’in Büyük Britanya’ya gelmeden önce, VII. yüzyılında geçen olayları anlatan, Avrupa’nın en eski destanıdır. Bu yüzden Beowulf’da İngiltere ya da İngiliz sözü geçmez. Olaylar Danimarka’da ve İsveç’in güney bölgesinde geçer. Beowulf bir Geat, yani güney İsveçlidir.13 Destandaki anlatımların İngiltere’nin hangi bölgesinde ortaya çıktığı bilinmediği gibi, tek bir şair tarafından mı ya da toplumun düzenlediği bir anlatım olarak mı, ortaya çıktığı da net değildir. Beowulf’un 1020’li yıllarda yazıya geçirilmiş olduğu söylenebilir. British Library Museum’da 18.yüzyılın ilk yarısında hazırlanmış bir metin bulunmaktadır. Kraliçe I. Elizabeth’in hükümdarlığı döneminde orijinal metin Sir Robert Cotton’un (1571 –1631) kütüphanesinde korunmuştur. Eser 1757’de British Museum’a taşınarak koruma altına alınmıştır. Bizim çalıştığımız metin Dr.David Breeden14 tarafından Sir Robert Bruce 12 Urgan Mina, İngiliz Edebiyatı Tarihi, Yapı Kredi yayınları, İstanbul, 2006, s. 17-30. 13 Donna Rosenber, Dünya Mitolojisi, Büyük Destan ve Söylenceler Antolojisi, İmge Kitabevi, Ankara, 2006, s. 416-420. 14 David Breeden İngiliz Edebiyatı profesörüdür. Sekiz adet şiir kitabı, dört adet romanı yayınlanmıştır. Şiirleri ve kısa hikâyeleri Mississippi Review, Nebo, Poet, Lore, MidAmerican Review, Narth, Atlantic Review, Boston Literary Review, Turnstile, Nidus, Paragraph ve New 4 Cotton Kütüphanesi nüshası temel alınarak hazırlanmıştır. Bu varyasyon satır satır orijinalinden adapte edilmemiş, geleneksel sözlü edebiyat göz önüne alınarak nazım halinde kaleme alınmıştır. Serbest ölçü ile orijinal metnin ritmi yeniden yaratılmıştır. Bu metin orijinalinin tam bir çevirisi değildir. Orijinal şiir formuna yakın yeni bir varyantıdır. Çalışmamızda kullanmış olduğumuz David Breeden’ın Beowulf varyasyonu, günümüz İngilizce’sinde yazılmış ve okuyucu tarafından anlaşılması hedeflenen bir metin olduğu için tercih edilmiştir. Beowulf’un çağdaş okuyucunun da ilgisini çekecek özellikleri bulunur. Birinci özellik, seçkin bir serüven öyküsü olmasıdır. Grendel, annesi ve ejderha, dehşet verici canavarlardır. Bu canavarlarla yapılan her mücadele hareket dolu ve heyecanlıdır. İkinci özellik, Beowulf çok alımlı bir kahramandır. Olağanüstü yetenekli, üstün cesaret sahibi bir savaşçıdır. Yaşamını dünyayı güvenli bir yer haline getirmeye adamıştır. Üçüncüsü, destan, insan davranışlarının psikolojik yönlerine değinmesidir. Dan kahramanı Unferth’in konuşması, Beowulf’u kıskandığını gözler önüne serer. Beowulf’un savaşçılarının ejderhayla olan savaştaki davranışları, korkaklıklarına dikkat çeker. Beowulf’un kahramanlığa karşı tutumu, olgunluğunu ve deneyimini yansıtır. Kral Hrothgar’ın yaşama karşı tavrı da, yaşlı bir soylunun deneyimlerini gösterir. Dede Korkut Kitabı ve Beowulf üzerinde çalışılmış tezler; Dede Korkut Hikâyeleri ve Beowulf destanını bir arada konu alan iki akademik çalışma mevcuttur. Çalışmaların ikisi de İngiliz Edebiyatı yüksek lisans tezi olarak hazırlanmıştır. Beowulf üzerine daha önce yapılan Türkçe Texas gibi saygın dergilerde yayınlanmıştır. The British Columbia Arts Council tarafından desteklenen “House whinw” adlı kısa metrajlı bir film çalışması bulunur. Diğer filmi “Off the Wall”, the Great Lakes Festivali’nde en iyi “film” ödülünü almıştır. 5 çalışma bulunmamaktadır. 1. A Critical Analysis of the theme of the heroic ideal in Beowulf and the Book of Dede Korkut, (Yüksek lisans tezi), tez yazarı: Nevzat Adil, Tez danışmanı: Prof Dr. Engin Uzmen, Hacettepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1990. 2. A Comparative study of the belief systems in Beowulf ve Dede Korkut (İnanç Sistemleri açısından Beowulf ve Dede Korkut Destanlarının karşılaştırılması). Yüksek lisans tez yazarı: Hülya Taflı, tez Danışmanı: Prof. Dr. Burçin Erol, Erciyes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2006. 6 BİRİNCİ BÖLÜM: A- DEDE KORKUT HİKÂYELERİ Orhan Şaik Gökyay, Dede Korkut Hikâyelerinin oluşumunu iki yönden ele almak gerektiğini savunur.15 Bunlar; 1. Hikâyelerin ilk defa ne zaman bir destan halinde sözlü geleneğin malı olduğu, 2. Bunların hangi, tarihte sözlü gelenekten yazıya geçerek bir kitap halinde toplandığıdır. Dede Korkut Hikâyelerinin hangi yıllarda ve nerelerde geçtiğini anlayabilmek için, bütün hikâyelerde adı geçen Türk Boyu Oğuzlar hakkında bilgi sahibi olmak gereklidir. Oğuzlar VI. yy.da Çin’den Karadeniz’e kadar olan alanda yaşayan Türk Kabileleri’ni İmparatorluk haline getirmiştir. VIII. yy.dan kalma Orhun yazıtlarında dokuz Oğuz olarak adları geçer. Bazen dağınık akıncılar olarak bazen de düzenli birliklerle XI. yy.da Batı Asya’da, Akdeniz’e kadar uzanan topraklarda medeni memleketlere ulaştılar. Güney Kafkasya ve Anadolu’ya yerleşmiş Oğuz Boyları XIV. yy.ın başından itibaren Moğol hakimiyetinin düşmesinden sonra Karakoyunlu ve Akkoyunlu adlarıyla Büyük Türkmen kabile ittifaklarını meydana getirdiler. Akkoyunluların başında Oğuzların bayındır boyu bulunarak Anadolu’nun Doğusunda Güneyde Urfa, Mardin ve Kuzeyde Bayburt olmak üzere Fırat ve Dicle’nin çeşitli kollarının suladığı yerlerde yaşadılar. Şehir ve köy halkına değil, göçebe Türkmenlere dayanan Akkoyunlulular Devleti büyük fetihler yaptılar.16 15 Gökyay Orhan Şaik, Dedem Korkudun Kitabı, Kabala Yayınevi, İstanbul, 2006, s.697. 16 İslam Ansiklopedisi, “Akkoyunlular” maddesi, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul, cilt I, s.251-270. 7 Dede Korkut Hikâyelerinin yazıya geçmeden önce sözlü gelenekte yaşadığı muhakkaktır. Bunlar çeşitli zamanlarda farklı ozanlar tarafından halkın arasında masal gibi yüzyıllarca anlatılarak gelişmişlerdir. Bu destanların yalnız halk arasında değil, saraylarda da ilgi çektiğine işaret eden Orhan Şaik Gökyay, Gazneli Mahmud’un İranlıların ve Türklerin çok eski devirlerine ait söylenceleri dinlemekten hoşlandığını belirtir. Hikâyelerin yazıya geçiriliş tarihiyle ilgili birçok çalışma bulunmaktadır. Bunlar arasında Barthold ve Gordlevsk XIV. yy. ortalarında da XV. yy ikinci yarısına dek olan zaman diliminde Akkoyunlu Türkmen hanedanlığı sırasında fikrini savunanlar. M. Fuat Köprülü önce Barthold fikrine katılır, sonra kesin bir tarih vermeden Osmanlılar devrinde tespit edilmiş demekle yetinir.17 Faruk Sümer, hikâyelerin tespit zamanını Bayındır Han’ın torunları Akkoyunlu Handanının Horasan’ın dışında bütün İran Kuzey Azerbaycan, Irak ve Doğu Anadolu’ya hakim olarak büyük bir İmparatorluğun başında bulunduğu XV. yy.ın ikinci yarısının kesin olarak söylenebileceğini ileri sürer.Daha sonra bu fikirden vazgeçerek bu tarihi daha sonraki bir zamana getirir. Bu konudaki kanıtlarını da şöyle sıralar;18 Destanlardaki bazı isim, hatta bazı kelimelere bakılacak olursa onların şimdiye kadar kabul edilen tarihlerden daha sonraki bir zamanda, yani XVI. yy.ın ikinci yarısında yazıldıklarına hükmetmek gerekiyor. Gerçekten IV. destanda başı açuk Tatyan Kalesinden bahsedilmektedir. Bu XVI. yy.da Gürcistan hakimi Bokrat’ın lakabıdır. “Başı açuk” adına daha önceki eserlerde rastlanmamaktadır. “Tatyan” a gelince, o da XVI. yy.dan daha önceki eserlerde görülemiyor. 17 Köprülü Fuat, İslam Medeniyeti Tarihi, 1940 s. 233 “Osmanlı İmparatorluğunun Etnik Menşei Meselesi”, Belleten, 1943, sayı 28, s.287. 18 Sümer Faruk, “Dede Korkut Kitabına Dair Bazı Mülahazalar”, Türk Folklor Araştırmaları, 1952, sayı 30, s. 496, “Oğuzlara ait Destanı Mahiyette Eserler”, TDCFD, 1959, Sayı 3–4, s. 396. 8 Yine destanlarda “paşa, alay, sancak beyi ve gönder” kelimeleri de geçiyor ki, bunlar Osmanlı tesiri ile ilgili olmalıdır. “Alay ve gönder” kelimeleri yalnız Osmanlı Devletinde kullanılmıştır. Yer adlarına gelince, bunlardan ancak birkaçı XVI. yy.dan önceki eserlerde görülemiyor, bu yer adlarından başlıcaları Ağca-kale, Akhisar, Ağlayan ve bir de Cızığlar’dır. Bu yer adlarının XVI. yy.dan önceki eserlerde görülmemesi onların bu zamanda mevcut olmadıklarına dair kesin bir delil olmamakla beraber, elimizdeki destanları XV. yy.da yazılı oldukları hakkında hiçbir bilgimiz yoktur. Bunlarda Akkoyunlu tesiri açıkça görülemiyor.” Pertev Naili Boratav ise kesin bir tarih saptamayarak, Barthold’un fikrine katılıyor, kitabın yazılış zamanının XV. yy. kabul ediyor.19 Orhan Şaik Gökyay, Dede Korkut Hikâyelerinin son şeklini XV. yy. başlarında aldığını ve Osmanlı Devletinin güçlenerek Anadolu’ya tamamen hâkim olduğu bir devirde yazıldığı için kitabın başına Osmanlı Hanedanının kıyamete kadar sürüp gideceği hakkında bir kehanetin ilâvesinin, hikâyeleri toplayan kişi tarafından gerek görülmüş olduğunu belirtir.20 Dede Korkut Hikâyelerinde olaylar Kars, Bayburt ve Trabzon illerinin adının geçmesinden anlaşıldığı gibi Doğu ve Kuzeydoğu Anadoluda geçer. Oğuzların ülkesi Oğuz ili olarak anılır, kâfir illeri ise Gürcü, Abaza, Trabzon ve Rum ülkeleridir. Oğuz ilinde hikâyeler boyunca düşmanlarla savaş yapılır ve savaşların sonucunda Oğuzlar galip çıkar. Kahramanlık gösteren beylere bölgelerin yönetimleri ödül olarak verilir. Dede Korkut Hikâyelerini konuları bakımından üç gruba ayırabiliriz; I. Oğuz Türklerinin Müslüman olmayan diğer komşu kavimlerle ve birbirleri ile yaptıkları savaşları konu edilen hikâyeler. 19 Baratov Pertev Naili, Halk Hikâyeleri ve Halk Hikâyeciliği, Ankara, 1946. 20 A.g.e. 9 A. Müslüman olmayan diğer komşu kavimlerle yapılan savaşları anlatanlar; 1. Salur Kazan’ın Evinin Yağmalandığı Destan. 2. Kazan Bey Oğlu Uruz Bey’in Esir olduğu Destan. 3. Kazılık Koca Oğlu Yigenek Destanı. 4. Bagil Oğlu Emren’in Destanı. 5. Uşun Koca Oğlu Segrek Destanı. 6. Salur Kazan’ın Esir Olup Oğlu Uruz’un Çıkardığı Destan. B. Oğuz Türklerinin kendi aralarında yaptıkları savaşları anlatanlar. 1. Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanı. 2. İç Oğuza Dış Oğuz’un Asi Olup Beyrek’in Öldüğü Destan. II. Bünyelerinde mitolojik unsurları da bulunduran kahramanlık hikâyeleri. 1. Duha Koca Oğlu Deli Dumrul Destanı. 2. Basat’ın Tepegöz’ü öldürdüğü Destan. III. Aşk konusu üzerine kurulmuş hikâyeler; 1. Kam Püre’nin Oğlu Bamsı Beyrek Destanı. 2. Kanglı Koca Oğlu Kanturalı Destanı. Bu tasnifin dışında kalan Mukaddime bölümünde eserin anlatıcısı Dede Korkut’un çeşitli konulardaki görüşleri yer almaktadır. Dede Korkut Oğuzların bir ozanıdır. Gerçek bir düşünür, her zaman akıl danışılan, gelecekten haber veren, sorunların çözümünde yardımı istenen ulu bir kişidir. Korkut’a sıfat olarak verilen ve kitabın türlü yerlerinde geçen “Dede” unvanı ile mukaddime bölümünde dört kere geçen “Ata” (sf.15) unvanının her ikisi de aynı anlamdadır.21 Korkut “Dede” dir. Çünkü herkesten çok yaşamış ve herkesten çok bilmektedir. Korkut “Ata”dır. Çünkü Oğuzlar’ın bilicisi ve doğru yol göstericisidir. 21 Gökyay Orhan Şaik, Dedem Korkut Kitabı, Kabalcı yayınları, İstanbul, 2006. 10 Prof.Dr. Muharrem Ergin’in, Boğaziçi Yayınlarından 34. baskısı çıkan, Dede Korkut Kitabı, çalışmamızda esas metin olarak ele alınmıştır. Dede Korkut Hikâyelerinin mukaddime bölümünde, Korkut aşağıdaki cümlelerle anlatılır. “Resul aleyhisselam zamanına yakın Bayat boyundan Korkut Ata derler bir er ortaya çıktı. Oğuzun o kişi tam bilicisi idi. Ne derse olurdu. Gaipten türlü haber söylerdi. Hak taala onun gönlüne ilham ederdi. Korkut Ata, Oğuz Kavminin müşkülünü hallederdi. Her ne iş olsa Korkut Ata’ya danışmayınca yapmazlardı. Her ne ki buyursa kabul ederlerdi. Sözünü tutup kabul ederlerdi”.22 Dede Korkut’un toplumsal alanda üç önemli özelliği vardır. Bunlar; 1. Ad koyuculuk, Oğuz töresinde yer alan erkek çocuğa hak ettiği zaman ad koyma işi Dede Korkut’a aittir. Erkek çocuk yiğitlik gösterdiğinde de topluma kendisini kabul ettirir. O zaman Dede Korkut tarafından çocuğa ad verilirdi. Dirse Han Oğlu Boğaç Han Hikâyesinde bu adetten söz edilir. “Çağırdılar, Dedem Korkut gelir oldu. Oğlanı alıp babasına vardı. Dede Korkut oğlanı babasına söylemiş, görelim hanım ne söylemiş; Der Hey Dirse Han beylik ver bu oğlana, Taht ver erdemlidir Boynu uzun büyük cins at ver bu oğlana Biner olsun hünerlidir. Ağıllardan onbin koyun ver bu oğlana etlik olsun hünerlidir. Develerden kızıl deve ver bu oğlana 22 Ergin Muharrem, Dede Korkut Kitabı, Boğaziçi Yayınları, Otuzdördüncü baskı, İstanbul, 2006, s.15. 11 Yük taşıyıcı olsun hünerlidir. Altın başlı otağ ver bu oğlana Gölge olsun erdemlidir. Omuzu kuşlu cübbe elbise ver bu oğlana giyer olsun hünerlidir. Bayındır Han’ın akmeydanında bu oğlan cenk etmiştir. Bir boğa öldürmüş senin oğlun, adı Boğaç olsun adını ben verdim yaşını Allah versin dedi.”23 2. Bilicilik; Dede Korkut, toplum içinde bir sorunla karşılaşıldığında çözüm bulunamadığında danışılan kişidir. Kam Püre’nin Oğlu Bamsı Beyrek Destanında Banu Çiçek’in evlenmesine karşı çıkan ağabeyi Deli Karçar’ı ikna ederek, gençlerin kavuşmasını sağlar.24 3. Olağanüstü güçlülük; Allah, Dede Korkut’a bir takım üstün güçler vermiştir. En zor anlarda bile bu güçleri ile zorluklardan kurtulabilmektedir. Kam Püre Oğlu Bamsı Beyrek Destanında konuyla ilgili bölümde bahsedilir. “Dedeyi kovalaya kovalaya Deli Karçar on tepe yer aşırdı. Dede Korkut’un ardından Deli Karçar erişti. Dede şaşkına döndü, Tanrıya sığındı, ismi azam duasını okudu. Deli karçar kılıcını eline aldı. Yukarısında öfke ile hamle kıldı. Deli bey diledi ki, Dedeyi tepeden aşağı çalsın. Dede Korkut dedi. Çalarsan elin kurusun dedi. Haktealanın emriyle Deli Karçar’ın eli yukarıda asılı kaldı. Zira Dede Korkut keramet sahibi idi, dileği kabul olundu.”25 Dede Korkut, yukarıda saydıklarımızdan başka bir önemli özelliği de hikâyelerin sonunda daima son sözü söyleyen olmasıdır. Cömertliği, konukseverliği, tanrı gücüne karşı rızayı ve tevekkülü öğütler. Topluluğun başındaki Han için iyi dileklerde bulunur, ana-babalar için cennet ister, hayatın geçiciliğini söyleyerek dinleyenleri uyarır. Herkesi bekleyen ölümden söz eder, 23 a.g.e. s.25-26. 24 a.g.e., s.67. 25 a.g.e., s.66 12 dinleyicileri dünya ihtiraslarından uzaklaştırır.26 Çalışmamızı Muharrem Ergin’in Boğaziçi Yayınlarından çıkan Dede Korkut Kitabı’nı esas alarak oluşturduk. Dede Korkut kitabının konu bakımından üç gruba ayrıldığından daha önce bahsetmiştik. I. Oğuz Türkleri Müslüman olmayan diğer komşu kavimlerle ve birbirleri ile yaptıkları savaşları konu edilen hikâyeler. A. Müslüman olmayan diğer komşu kavimlerle yapılan savaşları anlatanlar; 1-Salur Kazan’ın Evinin Yağmalandığı Destanın Motif Yapısı27 1-Salur Kazan Oğuz Beylerine ava çıkmayı teklif eder; teklifi kabul edilir. 2-Oğuz’un düşmanı Şökli Melik bu durumu haber alır ve adamlarını Kazan’ın Evini Yağmalamaya gönderir. 3-Kâfirler Kazan’ın altınlarını, koyunlarını, develerini alır, Kazan’ın eşi Burla Hatun’u, annesini, Uruz’u ve evdeki genç kızları tutsak ederler. 4-Karacık çoban,Kazan’ın koyunlarını almak isteyen kâfirleri sapanla öldürür. 5- Karacık çobanın iki kardeşi çatışma sırasında şehit olmuştur. 6-Salur Kazan avdan dönünce evinin harabesi ile karşılaşır. 7-Neler olduğunu öğrenmeye çalışırken, Karacık çobanın köpeğini izler, çobandan olanları öğrenir. 8- Salur Kazan, Karacık Çoban’ın beraber intikam alma teklifini kabul etmez. 9-Salur Kazan kâfiri, çobanda Kazan’ı takip eder. 10- Kazan, çobanı bir ağaca bağlar ve yola çıkar, çoban bağlı olduğu ağacı sökerek Kazanı izler. 26 a.g.e., s.36, s.56, s.89, s.111, s.122, s.142, s.150, s.163, s.176, s.189, s.203, s.212. 27 a.g.e., s.37-56. 13 11- Şökli Melik, Salur Kazan’ın eşi Burla Hatun yemek sırasında hizmet etmesini sağlamak için kim olduğunu öğrenmek ister. 12-Şökli Melik’in planına göre, Salur Kazan’ın Oğlu Uruz’un çengele asılan etinden parçalar koparıp pişirmelerince, kim yemezseş onun annesi Burla Hatun olduğu ortaya çıkacaktır. 13- Plandan Burla Hatun’un haberi olunca, Uruz ile konuşarak ne yaparlarsa yapsınlar namusunu korumak için ortaya çıkmamaya karar verirler. 14-Uruz’u çengele asıldığı sırada Karacık Çoban ve Salur Kazan gelir, arkalarından Oğuz Beyleri gelir, kâfirleri kılıçtan geçirirler. 15-Kâfir mallarını ganimet olarak alırlar. 16-Salur Kazan ailesini ve mallarını kurtararak evine döner. 17- Karacık çobanı tavlacı yapar. 18- Yedi gün yedi gece ziyafet verir. 19- Kırk köle ve kırk cariyeyi oğlu Uruz’un başı için azad eder. 2-Kazan Bey oğlu Uruz Bey’in Esir olduğu Destanın Motif Yapısı.28 1-Kazan Bey’in verdiği ziyafete Oğuz’un ileri gelenleri katılır, ziyafet sırasında Oğlu Uruz’a dönüp bakar ve ağlamaya başlar . 2-Uruz babasına ağlamasının nedenini sorar. 3- Kazan, Uruz’un onaltı yaşına gelmesine rağmen henüz bir kahramanlık göstermemesine üzüldüğünü söyler. 4- Uruz babasına, oğulu kahramanlığa babasının hazırlaması gerektiğini söyler. 5-Kazan bu cevabı beğenir, Uruz yanına kırk yiğidini alarak ava gönderir. 6-Kafile çadırlarını durup dinlendikleri sırada, durumu haber alan kâfir saldırıya geçer. 7-Düşman saldırısını kendi casuslarından öğrenen Kazan Bey tedbir alır, ama oğlunu tecrübesiz gördüğü için savaşa sokmak istemez. 8-Uruz, babasıyla savaşmak ister, kırk yiğidiyle yedekte beklemeye ikna edilir. 9-Babasının savaşını izleyerek tecrübe edinen Uruz, aşka gelir ve kırk yiğidiyle 28 a.g.e., s.90-111. 14 birlikte meydana gelir . 10-Kafir Uruz’u tanır, onu esir alır. 11-Kazan Bey, oğlunu bıraktığı yere döndüğünde onu bulamaz, yanındakiler Uruz’un korkudan annesinin yanına kaçmış olabileceğini söylerler. 12-Evine dönen Kazan Beyi, Burla Hatun karşılar oğlunu görmeyince ağlamaya başlar, Uruz’u sorar. 13- Kazan Burla Hatun’a Uruz’un avda olduğu söyleyerek onu avutmaya çalışır. 14- Burla Hatun Kazan’dan Uruz’u getirmesini ister, Kazan yola çıkar. 15- Kâfirlerle savaştığı yere gelince Uruz’un kırk yiğidinin öldürüldüğünü görür, Uruz’u bulamayıp onun kamçısını bulunca kâfirler tarafından kaçırıldığını anlar. 16- Kazan Bey, Kanlı Kara Derbent’te kâfirlere yetişir. 17- Baba-oğul karşılıklı konuşurlar, Kazan Bey düşman üzerine saldırır. 18-Kazan Bey’in gözkapağına kılıç darbesi gelir ve kan dolar, etrafı göremez . 19-Bu olaylar sırasında Burala Hatun, yanına kırk kadın alarak yola çıkar Kazan’ı takip eder, zor durumunda ona yetişir. 20- Bu sırada Oğuz Beyleri olay yerine gelir, düşman yenilir, Kazan Bey Uruz’u kurtarır. 21-Eve döndüklerinde Kazan Bey yedi gün yedi gece ziyafet verir. 22- Kırk köle ve kırk cariye Uruz’un başı için azad edilir. 3-Kazılık Koca Oğlu Yeğenek Destanının Motif Yapısı29 1-Bayındır Han, İç Oğuz, Dış Oğuz, beyleriyle yer içer sohbet ederken Bayındır Han’ın veziri Kazılık Koca’da meclisdedir. 2-Kazılık Koca çok şarap içip sarhoş olunca, hanın önünde diz çöker akın diler, han izin verir. 3- Kazılık Koca kendisi gibi tecrübeli yaşlıları alır, yola çıkar, Karadeniz kıyısındaki Düzmürt Kalesine gelirler . 4-Bu kalenin çok iri ve çok güçlü Direk adında bir tekürü vardır. 4-Kazılık Koca kâfirlerle savaşa başlar, Direk tekür meydana gelir , karşısına 29 a.g.e., s.143-150. 15 Kazılık Koca çıkar, tekür Kazılık Kocayı esir eder. 6-Kazılık Koca, 16 yıl Direk tekür’ün kalesinde esir kalır. 7-16 yıl boyunca Oğuz yiğidi Emren 6 defa kaleye gelir, Kazıklı Kocayı kurtarmak ister , başaramaz. 8-Kazılık Koca’nın esir düştüğü yıl henüz bir yaşında olan oğlu Yiğenek’in başına bir bela gelmesini istemeyenler ona babasının esaretini bildirmezler, öldü derler. 9-Bir gün Yiğenek, Karagüne Oğlu Budak ile tartışırken, Budak Yiğenek’e yıllardır esir olan babanı kurtar der. 10- Yiğenek annesine gider ve gerçeği öğrenir. 11-Bayındır hana çıkıp babasını kurtarmak için izin ister; Bayındır Han, Yiğenek’in yanına er katarak Düzmürt Kalesine gitmesine izin verir. 12-Direk Tekür casuslarından durumu haber alır, meydana gelir. 14-Yiğenek, Allah’a sığınarak dua eder, tekürü öldürür. 15- Serbest bırakılan Kazılık Koca kendisini kurtaranın oğlu olduğunu öğrenince gurur duyar. 16-Kalenin kilisesi yerine cami yapılır ve ezan okutulur. 17- Yanlarına ganimet alarak evlerine dönerler. 4-Beğil Oğlu Emren Destanının Motif Yapısı30 1-Bayındır Han, İç Oğuz, Dış Oğuz Beyleriyle sohbet ederken Gürcistan’dan bir at, bir kılıç ve bir çomaktan ibaret olan haraç gelir. 2-Bayındır Han, her yıl keselerce altını yiğitlerine dağıtır ve onları sevindirirken bu yılki haracı nasıl dağıtacağını düşünerek dertlenir. 3-Dede Korkut bu üç hediyenin de bir yiğide verilmesini, o yiğidin de Oğuz’a karakolluk yapmasını önerir, han öneriyi uygun bulur. 4-Beğil öneriyi kabul eder, atı, kılıcı, çomağı alarak yola çıkar, Gürcistan sınırına yerleşir ve Oğuz illerini düşmana karşı korur, 5-Bayındır Hanın Emren şerefine düzenlediği avda, ok atmadan yayı avın 30 a.g.e., s.163-176. 16 boğazına geçirerek yakalama yeteneği olan Begil’i kıskanan yiğitler, marifetin Beğil’de değil atında olduğunu söyleyince Beğil gücenir ve avı terk eder. 6-Eşine artık Oğuz’a asi olduğunu, Gürcistan’a gitmelerini söyler. 7-Eşi, düşüncenin yanlış olduğunu, hükümdara karşı gelinmemesi gerektiğini, moral için ava çıkmasını söyler. 8- Beğil eşinin tavsiyesini tutar, ava çıkar, bir geyiğin peşinden giderken uçurumdan düşer, sağ uyruk kemiği kırılır. 9- Eve dönüşte, oğlu Emren’den , yaralı olduğunu gizler, yorgun olduğunu söyler. 10-Gerçeği gece eşine anlatır; eşi hizmetçisine anlatır, ertesi gün bütün Oğuz durumu öğrenir. 11-Tekür, casuslarıyla durumu öğrenir, adam gönderir, Beğil’in öldürülmesini ister. 12- Beğil’de casuslarından tekürün planını öğrenir, oğlu Emren’den Bayındır Han’a giderek yardım getirmesini söyler. 13-Emren yardım istemeyi gururuna yediremez, babasından kâfirlerle savaşmak için izin ister, Beğil izin verir. 12-Emren, tekür ile teke tek dövüşür. 13-Tekür yenilince, şahadet getirir Müslüman olur ve kaçar. 14- Emren zaferi haber vermesi için babasına müjdeci gönderir. 15- Bayındır Han’ın divanına çıkarlar, Bayındır Han’da Emren’i kutlar ve hediyeler verir. 6-Uşun Koca Oğlu Segrek Destanının Motif Yapısı31 1-Uşun Koca’nın iki oğlundan biri olan Egrek, her istediğinde Bayındır Han’ın divanına çıkma yetkisine sahiptir. 2-Kazan’ın divanına diğer beyleri çiğneyerek çıktığı bir gün bir yiğidin gururunu kırınca,diğerleri meclisteki herkesin kahramanlık göstererek aç doyurarak, çıplak giydirerek yer edindiğini söyleyerek, Eğrek’e ne yaptığını sorarlar. 31 a.g.e., s.177-189. 17 3-Gururu incelen Eğrek, Kazan Bey’den akın izni ister ve izni alır, çeşitli akınlar sonunda birçok ganimet elde eder. 4-Eğrek, Alınca Kalesine girer; hayvanları avlar, pişirir ve yer. 5- Bunu haber alan Karatekür gelir, akıncıları öldürür ve Eğrek’i esir alır. 6-Eğrek’in sefere çıkarken bebek olan kardeşi Seğrek, bir eğlencede sarhoş olunca, çocuklardan kardeşinin Alınca kalesinde esir olduğunu öğrenir, kardeşini kurtarmaya karar verir. 7-Uşun Koca, Kazan Bey’den yardım ister. 8- Kazan, Segrek’i eve bağlamak için evlendirmelerini önerir. 9-Segrek büyük bir düğünle nişanlısıyla evlenir ama düşüncesinden vazgeçmeyip yola çıkar. 10-Alınca Kalesinin korusunda kâfir ve çobanları öldürünce, durumu casuslar Tekür’e bildirir. 11-Tekür, zindandaki Eğrek’i Segrek üzerine salmak ister, Eğrek’e Segrek’i öldürürse serbest bırakılacağını söyler. 12-Eğrek uyuyan Segrek’in yanına gelince belindeki kopuzu görür, Oğuz yiğidi olduğunu anlar, karşılıklı söyleşirken kardeş olduklarını anlarlar. 13-Birlikte atlarına binerek kâfirin üzerine yürürler. 14- Oğuz’a gelince, Segrek babasına müjdeci gönderir, kardeşini kurtardığını haber verir. 15- Uşun Koca büyük bir ziyafet verir. 16- Eğrek’e güzel bir gelin getirir. 6-Salur Kazan’ın Esir Olup Oğlu Uruz’un Çıkardığı Destanın Motif Yapısı 1-Salur Kazan, Trabzon Tekürünün gönderdiği şahini de yanına alarak ava çıkar. 2- Kazan avda şahini geri dönmeyince çok üzülür , şahinin peşine düşer. 3- Yolda çok yorulunca, gördüğü kalede uzun bir uykuya dalar. 4-Tomar tekürünün casusları durumu bildirir, Kazan’ın yiğitleriyle kâfir çarpışır. 5-Kazan’ın uykusunda elini kolunu bağlayıp arabaya koyarlar, kaleye gelince 18 ağzına değirmen taşı kapatılan kuyuya hapsederler, yemeğini de taşın deliğinden atarlar. 6-Kazan’ı çok merak eden Tekür’ün eşi onu görmeye gider. 7- Kazan’ın anlattıklarına inanan eş, Tekür’e gidip kuyuda Kazan’ın ölülerini rahat bırakması için onu biran önce çıkarmasını ister. 8-Tekür, Kazan’ın kuyudan çıkarılmasını buyurur. 9-Kuyudan çıkan Kazan’a kâfiri övmesi halinde esaretinin kalkacağını söylerler. 10-Kazan üzerine binmek için bir adam ister, adama eğer takar, üzerine çıkar oturur, kopuzunu eline alır, Oğuz’u öven kâfiri yeren sözler söyler. 11- Kâfir Kazan’ı domuz damına hapseder. 12-Kazan’ın küçük oğlu Uruz, babası bildiği Bayındır Han’ın divanına giderken yolda rastladığı adamdam Kazan’ın oğlu olduğunu, babasının esir olduğunu, Bayındır Han’ın dedesi olduğunu öğrenir. 13- Uruz, annesine gidip gerçeği öğrenir, babasının esir olduğu Tomar’ın Kalesine doğru yola çıkar. 14- Tekür’ün casusları durumu haber verirler. 15- Tekür, gelen düşmanla Kazan’ı savaştırmayı uygun bulur, Kazan’a düşmanını yenerse özgür olacağını söylerler. 16-Kazan kaleden çıkınca yiğitlerin başında kimin olduğunu sorar, oğlu Uruz olduğunu öğrenince gururlanır. 17-Uruz meydana gelir, Kazan’la dövüşür, Kazan kendisini tanıtır, baba- oğul kucaklaşırlar. 18-Oğuz Beyleri kâfirin üzerine yürür ve bütün kâfirleri öldürürler. 19- Uruz, annesine müjdeci gönderir. 20- Büyük ziyafetlerle kutlamalar yapılır. 19 B. Oğuz Türklerinin Kendi Aralarında Yaptıkları Savaşları Anlatanlar; 1-Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanının Motif Yapısı32 1-Bayındır Han, geleneksel şölen yemeklerinden birini vermektedir ve üç ayrı otağ kurulmuştur: ak rengi otağda oğlu olanlar, kızıl renkli otağda kızı olanlar, kara renkli orağda oğlu-kızı olmayanlar misafir edilecektir, ak ve kızıl otağlara şölen yemeklerinden ikram edilirken kara otağ misafirlerine kara koyun yahnisi sunulacak; yerlerse yiyecek yemezse gidecektir. Çünkü çocuksuz insanların lanetlendiği düşünülmektedir. 2-Konular arasında bulunan Dirse Han Kara otağa buyur edilir. 3-Dirse Han Bayındır Han’ın kendisini neden Karaotağa layık gördüğünü merak eder, anlamını öğrenince şöleni terk eder, evine döner 4-Evde eşi Dirse Hana büyük bir ziyafet vermesini, açları doyurmasını, çıplakları giydirmesini tavsiye eder, bu hayırları gören kişilerin dualarıyla bir çocuklarının olabileceğini söyler. 5-Dirse Han eşinin önerisini yerine getirir . 6- Bir çocukları olur. 7-Bayındır Han’ın her yıl dövüştürülen bir boğası,yine bir dövüş öncesi dışarı çıkarılır, Dirse Han’ın oğlu boğayı görünce kaçan arkadaşlarının aksine boğayla mücadeleye girer, boğayı yener ve öldürür. 8-Bu kahramanlık karşısında artık Dede Korkut tarafından adının konulmasına karar verilir,Boğaç adını alır. 9- Dirse Han’da oğluna bir beylik ve taht verir. 10-Dirse Han’ın kırk yiğidi durumu kıskanırlar ve Boğaç’ı gözden düşürmek için babasına kötülerler. 11- Dirse Han söylenenlere inanır, haset içindeki adamlarının etkisine iyice girer, ok atarak Boğaç’ı yaralar, av alanından ayrılır. 12-Dirse Han’ın eşi kendisi ve oğlunun avdan dönüşü şerefine büyük bir ziyafet 32 a.g.e., s.20-36. 20 hazırlamıştır. 13-Dirse Han’ın yanında oğlunu göremeyen anneye kırk haset adam Boğaç’ın hala avda olduğunu söyler. 14-Boğaç’ın annesi yanına kırk ince belli kız alarak av yeri olan Kazılık Dağı’na gider, oğlunu ok yarasıyla bulur. 15-Annesi gelmeden önce Boğaç’ın yanına gelen Hızır iyileşmesi için gereken reçeteyi söylemiştir, reçete gereği dağlardan toplanan çiçek ve ana sütü yaraya sürülür. 16-Eve dönüşte kırk haset adam Dirse Hanın gerçeği öğrendiğinde başlarının derde gireceğini bildiğinden yeni bir plan hazırlayıp Dirse Han’ı elleri bağlı yanlarına alıp, kâfir illerine yola çıkarlar. 17-Dirse Han’ın başına gelenleri öğrenen eşi, Boğaç’dan yardım ister. 18-Annesini kırmayan Boğaç babasını kurtarmak için kırk hasetin peşine düşer, onlarla savaşır, babasını kurtarır. 19-Eve dönüşte başarısı duyulan Boğaç’a beylik ve taht verir. 2-İç Oğuz’a Dış Oğuz’un Asi Olup Beyrek’in Öldüğü Destanın Motif Yapısı33 1-Kazan Han, İç Oğuz ve Dış Oğuz beylerine bir arada oldukları zaman evini yağmalatmayı gelenek haline getirmiştir, bir gün evini yine yağmalatırken bu kez yağmada bulunmayan Dış Oğuz beyleri, Kazan Han ve İç Oğuz’a düşmanlık duyarlar. 2-Kazan Han, Kılbaş isimli yiğiti Dış Oğuz beylerinin dostluğunu- düşmanlığını öğrenmek üzere Aruz’un evine gönderir, Dış Oğuz beylerinin kırgınlığını öğrenen Kırbaş geri döner. 3-Aruz, Dış Oğuz beylerini toplayarak olanları anlatır, diğer beylerde hemfikir olarak Kazan’a düşmanlıklarını kuran üzerine yemin ederek açıklarlar. 4-Aruz, Kazan Han’ın yakın dostu Begrek’i de yanına çekmek ister, Begrek kabul etmeyince onu ağır yaralar. 33 a.g.e., s.204-212. 21 5-Begrek durumunun ağır olduğunu fark ederek, Kazan Han’a kanının yerde kalmamasını vasiyet eder. 6-Begrek ölür, Kazan Han vasiyeti öğrenir; İç Oğuz beyleri ile yola çıkar. 7-Dış Oğuz beyleri durumu öğrenir ve karşı hazırlık başlatır. 8- Karşı karşıya geldiklerinde Karagöne Aruz’un başını keser. 9-Bundan sonra Dış Oğuz beyleri Kazan Han’dan bağışlanmalarını dilerler. 10- Kazan Han affeder. 11-Aruz’un evini yağmalatır. II. Bünyelerinde Mitolojik Unsurları Bulunduran Kahramanlık Hikâyeleri 1-Duha Kocaoğlu Deli Dumrul Destanının Motif Yapısı34 1-Deli Dumrul, kuru bir çayın üzerine kurduğu köprüden geçenden otuz, geçmeyenden kırk akçe alarak Oğuz ilindeki yiğitlere meydan okuyarak vuruşmasını sağlamaktır. 2-Deli Dumrul’un köprüsünün yakınına kurulan bir obada ağlama, feryat sesleri olunca Dumrul obaya gider ve nedenini sorar, genç bir yiğit öldüğünü öğrenince üzülür, kızar ve yiğidin canını kimin aldığını sorar. 3- Allah’ın emriyle Azrail’in aldığını öğrenince, Allah’a Azrail’i göstermesi için yalvarır. 4-Dumrul’un istekleri Tanrı’nın hoşuna gitmez, Azrail’e Dumrul’un canını almasını buyurur. 5-Azrail, Deli Dumrul’a yiğitleri ile yer-içerken görünür,mücadeleye girer, zor durumda kalan Dumrul Azrail’e yalvarır. 6-Azrail, Tanrıya yalvarması gerektiğini söyler. 7-Dumrul, Tanrıya canını aracısız kendisinin alması için yalvarınca, Tanrı 34 a.g.e., s.112-122. 22 Dumrul’u canı yerine can bulmak koşuluyla af eder. 8-Deli Dumrul annesi ve babasına kendi yerine canlarını istediğini söyler, ne annesi ne de babası canlarını vermezler. 9-Dumrul, eşi ve çocukları ile vedalaşmaya gider. 10-Eşine malının mülkünün onun olacağını, çocuklara iyi bakmasını, istediği biri ile evlenmesini söyler. 11-Anne ve babasının canlarını vermeyişlerine çok üzülen eşi malın mülkün önemli olmadığı kendi canını Dumrul için verebileceğini söyler. 12-Bu bağlılık Tanrının hoşuna gider, Azrail’e Dumrul’un anne ve babasının canını almasını söyler. 13- Dumrul ve eşine 140 yıl ömür verir. 2- Basat’ın Tepegöz’ü Öldürdüğü Destanın Motif Yapısı35 1-Oğuz iline düşman saldırıp, Oğuz beyleri gafil avlandığı ve kaçmaya yeltendiği sırada Aruz Koca’nın oğlu düşer. 2-Düşen oğlanı bir aslan besler. 3- Oğuzların at çobanı, kırlarda, sazlardan çıkan insan yürüyüşlü bir aslanın atları avladığını görür ve bunu Oğuzhan’a haber verir. 4-Aruz Koca, bu insan görünümlü aslanın yolda düşürerek kaybettiği oğlu olduğunu düşünür, oğlanı beylerine getirtir. 5- Şerefine şenlik yapar. 6-Oğlan insanlarla yaşayamaz kaçar gider, yine geri getirirler. 7- Dede Korkut, oğlana Basat adını verir ve insanlarla yaşamasını öğütler. 8-Oğuzların yaylalara göç zamanı geldiğinde önden Kanur Koca Sarı Çoban sürüleri yaylalara götürür, bu gidişlerden birinde uzun pınar denilen yerde perilerle karşılaşır, perilerden biriyle birlikte olur. 9-Peri kızı giderken Kanur Koca Sarı Çoban’a bir yıl sonra emanetini gelip almasını söyler. 10-Ertesi yıl göç zamanı Kanur Koca Sarı çoban yine önden yaylaya çıkar, 35 a.g.e., s.151-163. 23 Uzun pınara geldiğinde yerde parlayan bir kütle görür, peri kızı gelir ve emaneti almasını söyler. 11-Paniğe kapılan çoban yerde gördüğü parlayan kütleyi tekmelemeye başlar, vurdukça büyüyen kütle Sarı Çoban’ı korkutur, kaçmaya başlar. 12-Bayındır Han’ın yolu Uzun pınara düşer. 13-Tüm Oğuz beyleri yerdeki kütleyi merak ederek tekmelerler, kütle tekmelendikçe büyümeye devam eder. 14-Aruz Koca’nın tekmelediği sırada mahmuzunun yırtmasıyla kütlenin içinde tepesinde bir gözü olan bir erkek çocuğu ortaya çıkar. 15- Aruz koca çocuğu yetiştirip büyütmek için evine götürür. 16-Tek gözlü çocuk, kendisi için getirilen sütanneleri emerken öldürür, günde bir kazan süt de çocuğa az gelir. 17- Oynama çağına geldiğinde oyun arkadaşlarının burnunu kulağını yemeye başlar. 18-Halktan Aruz Koca’ya şikâyetler gelir, Aruz çocuğu döver, çare bulamayınca evden kovar. 19-Tepegöz’ün annesi, oğluna ok batmasın, kılıç kesmesin diye bir yüzük takar. 20- Tepegöz, yüce bir dağda yol kesmeye adam yemeye başlar. 21-Oğuz’dan da adam yemeye başladığında, bütün Oğuz toplanır, Tepegöz’e saldırır ancak başa çıkamazlar. 22- Dede Korkut’u, Tepegöz ile anlaşmaya yollarlar. 23-Yaptıkları pazarlık sonucu Tepegöz’e yemek pişirmek için iki adam, yemesi içinde hergün iki adam ve beşyüz koyun gönderilecektir. 24-Oğuzlar yemek pişirmek için Yünlü Koca ile Yapağılı Koca’yı gönderir. 25-Oğuz’dan her aile sıra ile çocuklarını Tepegöz’e verir. 26- İki oğlundan birini daha önce vermiş Kapak Han’ın ailesine sıra tekrar geldiğinde, annesi ikinci oğlunu vermemek için isyan eder. 27-Basat, kadına savaşta aldığı esirlerden vererek oğlunun yerine göndermesini söyler. 28-Basat, Tepegöz’e çok kızgın olduğundan onun bulunduğu Salahana kayasına gider, Tepegöz’ü öldürür. 24 29- Yünlü Koca ile Yapağılı Koca’yı, Tepegöz’ün öldüğü müjdesini vermek için Oğuz iline yollar. 30-Bütün Oğuz beyleri Salahana Kayasına gelir, kutlamalar yaparlar. III-Aşk Konusu Üzerine Kurulmuş Hikâyeler 1. Kam Püre’nin Oğlu Bamsı Beyrek Destanının Motif Yapısı36 1-Bayındır Han’ın divanında toplanan Oğuz Beyleri yer, içer, söyleşirler. 2-Pay Püre, oğlu olmadığı için ağlamaya başlayınca, hep beraber el açıp dua ederler. 3-Pay Piçen kendisi içinde dua etmelerini, eğer kızı olursa Pay Püre’nin oğlu ile evlendirmeyi kabul ettiğini söyler. 4-Zaman geçer, Pay Püre’nin bir oğlu, Pay Piçen’nin bir kızı olur. 5-Pay Püre, bezirgânlara Rum ülkesinden, oğlu için armağanlar ısmarlar, bezirgânlar İstanbul’dan, boz aygır, bir ok, bir yay ve altı kanatlı gürz alırlar. 6-Pay Püre’nin oğlu on beş yaşına gelmiş ve henüz bir kahramanlık göstermediğinden ad alamamıştır. 7-Oğul, bir gün ava çıkar, bezirgânlara saldıran , mallarını yağmalayan kâfirden bezirgânları kurtarıp yağmalanan malları geri alır. 8-Bezirgânlar Pay Püre’nin oğluna ellerindeki mallardan istediğini seçebileceğini söyler. 9-Delikanlı boz aygır, yay ve gürzü seçer. 10- Bezirgânlar da bunların Pay Püre’nin oğlu için olduğunu söyler,isteklerini vermezler. 11-Pay Püre’nin oğlu ve bezirgânlar oğuz iline döner. 12- Oğlan, bezirgânları babasının yanında karşılar, Bezirgânlar önce onları kurtaran oğlanın elini öpünce Pay Püre bu duruma önce sinirlenir, sonra olanları duyunca gururlanır. 13- Büyük şölen düzenler. 36 a.g.e., s.57-89. 25 14-Dede Korkut gelir, çocuğa Bamsı Beyrek adını koyar. 15-Bamsı Beyrek ava çıktığı bir gün, kırmızı bir otağ görür. 16- Otağ nişanlısı Banu Çiçek’e aittir, ama Bamsı Beyrek durumu bilmez. 17- Banu Çiçek, Kısırca Yenge’yi Bamsı Beyrek’e yollar ve otağı önünde avlanan geyikten pay ister. 18-Bamsı Beyrek geyiğin tümünü bırakır, otağın Banu Çiçek’e ait olduğunu öğrenir ve sevinir. 19- Banu Çiçek, delikanlının beşik kertmesi nişanlısı olduğunu düşünerek onu tanımak ister, kendisini Banu Çiçek’in dadısı olarak tanıtır ve Bamsı Beyrek’e yarışma teklif eder. 20- At koşturma, ok atma, güreşte eğer Bamsı Beyrek yenerse, Banu Çiçek’i görme hakkını elde edecektir. 21- Bütün yarışları kaybeden kız, Banu Çiçek olduğunu itiraf eder. 22- Bamsı Beyrek parmağındaki yüzüğü kıza verir. 23- Beyrek eve gelince babasına Banu Çiçek ile evlenmek istediğini söyler ama Banu Çiçek’in Deli Karçar isimli kardeşi tüm talipleri öldürmektedir. 24- Bu duruma çare olarak Oğuz beyleri Dede Korkut’u kız istemeye yollamaya karar verirler. 25-Dede Korkut yola çıkar. 26-Dede Korkut niyetini açıklar, Karçar silahını kuşanarak, Dede Korkut’u kovalar. 27-Deli Kaçar bazı şartların yerine getirilmesini ister, bunlar; dişi deve görmemiş bin erkek deve, kısrak görmemiş bin aygır, bin tane kuyruksuz- kulaksız köpek ve bin tane piredir, bu istekleri yerine gelince, kardeşinin evlenebileceğini söyler. 28-Dede Korkut, Pay Püre’nin evine döner ve durumu anlatır. 29- Pay Püre deve ve aygırı kendisinin bulacağını, köpekle, pireyi Dede Korkut’un bulmasını söyler. 30-Deli Kaçar’ın istekleri karşılanır, düğün hazırlıkları başlar, Bamsı Beyrek’in attığı okun düştüğü yere gelin odası kurulur. 31-Kız tarafından damada kırmızı kaftan hediye edilir. 26 32-Arkadaşları ak kaftanları olduğu için üzülünce, Beyrek kırmızı kaftanı sırayla giymeyi teklif eder. 33- Banu Çiçek’in Beyrek ile evleneceğini duyan Bayburt Tekürü otağı basar, Beyrek ve otuz dokuz arkadaşını esir alır. 34-Beyrek’in başına gelenleri duyan Banu Çiçek yas tutar. 35-Onaltı yıl boyunca Beyrek’ten haber gelmez. 36- Deli Kaçar, Bayındır Han’ın huzuruna çıkarak Beyrek’in ölü ya da sağ haberini getirene kız kardeşini vereceğini söyler. 37-Yalancı oğlu Yartacuk, Bamsı Beyrek’ten haber getirme görevini üstlenir, amacı Banu Çiçek ile evlenmek olan Yartacuk, Beyrek’in kendisine hediye ettiği bir gömleğisi kana bulayarak Banu Çiçek’e gösterir. 38- Banu Çiçek gömleğin Beyrek’e ait olduğunu söyler. 39-Oğuz beyleri Beyrek’ten ümidi keserler. 40-Banu Çiçek, Yaltacuk’a verilir, küçük düğünleri yapılır, büyük düğünleri için süre koyulur. 41-Beyrek’in ölümüne inanamayan babası Pay Püre bezirgânları dört yana yollar, haber ister. 42- Bayburt Kalesinde kopuz çalan Beyrek’i gören bezirgânlar, ona ana-babası ve Banu Çiçek’ten haberler verirler. 43-Bayburt Tekerünün Beyrek’e âşık bekâr kızı, kaçmasına yardım eder. 44-Beyrek yolda ozanla karşılaşır, ona atını vererek kopuzunu alır,düğüne gider. 45-Düğündeki ok atma yarışı sırasında Beyrek, Yartacuk’u yener. 46- Kazan Bey bu keskin nişancıyı tanımak ister, Beyrek’e dileğini sorar ve ona her yere girme izni verir. 47-Beyrek, kadınların bulunduğu yere gider, kopuz çalar, gelinin oynamasını ister. 48-Banu Çiçek, Beyrek’i tanır ve çok sevinir. 49-Ağlamaktan gözleri kör olmuş babası Pay Püre’ye ve annesine haber verir. 50-Beyrek serçe parmağını keserek çıkardığı kanı bir mendil ile babasının gözlerine sürer, Pay Püre’nin gözleri açılır. 27 51-Yartacuk, korkudan kaçar. 52-Beyrek,Yartacuk’u affeder. 53-Beyrek, esir arkadaşlarını kurtarmak için Bayburt Hisarına gider. 54- Sökli Melik’i öldürüp, Bayburt Hisarını alır. 55-Kiliseyi cami yapar. 56-Sökli Melik’in kızına verdiği söz üzerine, onu da alarak Oğuz iline döner. 57-Kırk gün kırk gecede düğün yapar. 2-Kanglı Koca Oğlu Kan Turalı Destanının Motif Yapısı37 1-Çok yaşlı olan Kanglı Koca, oğlu Kan Turalı’yı evlendirmek ister. 2-Kan Turalı eşinde aradığı özellikleri: kendisi kalkmadan eşi kalkmış olacak, kendisi ata binmeden eşi binmiş olacak, kendisi kafire saldırmadan eşi saldırmış olacak şeklinde sayar. 3- Kan Turalı kırk yiğidi ile yola düşer, Oğuz illerini dolaşır, aradığı kızı bulamaz. 4-Trabzona gelince, Tekür’ün kızının tam aradığı özelliklere sahip olduğunu öğrenir. 5-Kızını almak isteyenlere, Tekür’ün üç şartı vardır: damat adayı üç canavarla döğüşecek, yenerse kzı alabilecek, yenemezse kellesi uçurulacaktır. 6-Kanglı Koca Oğuz iline döner, durumu oğluna anlatır. 7-Kan Turalı, Tekür’ün kızı ile evlenmek için tüm şartları göze alarak, kırk arkadaşı ile yola çıkar. 8-Tekür’ün huzuruna çıkan Kan Turalı’yı, kızı da gizlice izler ve ona âşık olur. 9-Kan Turalı boğa, aslan ve deve ile mücadeleri kazanır. 10- Tekür’e gelerek kızını ister, tekür de kızını verir. 11- Düğün yapmak için Kan Turalı, Tekür’ün kızı Selcen Hatun’la yola çıkar. 12-Mola verdikleri bir yerde Kan Turalı uyur, Selcen Hatun nöbet tutarken kızını verdiğine pişman olan Tekür, altı yüz adamı ile gelir, Selcen Hatun ve Kan Turalı Tekür’ün adamlarıyla savaşır. 13-Selcen Hatun adamları sürer, yaralı olan Kan Turalı’ya yardıma yetişir. 37 a.g.e., s.123-142. 28 14-Oğuz iline dönerler, düğün dernek ile evlenirler. B- BEOWULF DESTANI NIN MOTİF YAPISI Beowulf’un metin çalışmasını, IV. bölümde tam nüshası bulunan Dr. David Bredeen varyantından Türkçe’ye çevirimiz üzerinde yaptık. Önsöz Danimarkalıların Erken Tarihi 1-Beowulf, kısa bir Scyldings (Dounes) tarihçesiyle başlar. 2-Kabile adını, uzun yıllar önce kazaya uğrayan hazine yüklü, esrarengiz bir gemide karaya vuran mitolojik bir bebek kahraman olan Scyld Scefing’den alır. 3-Çaba, cesaret ve karakteri sayesinde Scyld Scefing büyük bir lider ve onurlu bir kral olmuştur. 4-Scyld’in ölümünden sonra, oğlu Beow (bazen Beowulf olarak da anılır, ancak destanın ana kahramanı ile karıştırılmamalıdır) hükümdarlığı başarı ile sürdürür. 5-Beow’ın uzun süren saltanatı boyunca, halk kralını çok sever. Hrothgar Danimarka Kralı Olur 1-Beow’ın oğlu Healfdene’nin dört çocuğu olur, bunlardan biri Hrothgar, Scyldings kralı olur ve pek çok zafer kazanır. 2-Hrothgar, başarılarının bir sembolü olarak, büyük bir ziyafet salonu yaptırır. 3- Heorot adı verilen bu yapıda, Hrothgar ve halkı, ozanın şarkılarıyla eğlenerek kutlamalar yapar, refah içinde yaşarlar. Bölüm I Grendel Grendel Saldırır 1-Yakındaki bozkırda yaşayan Grendel adlı bir ejderha, komşularının mutluluğunu kabullenemez, insanoğlunu kıskanır, çekemez. 29 2-Bir gece ansızın Heorot’a saldırı ve Hrothgar’ın otuz adamını katleder. 3-Ertesi gece tekrar gelir, acımasız egemenliği 12 yıl sürer. Beowulf,Grendel’dan Haberdar Olur 1-Geot’lerin topraklarında (bugünkü İsveç) yaşayan savaşçıların en güçlüsü Beowulf, Hrothgar’ın içinde olduğu zor durumu duyar. 2- Kral Hygelac’ın kuzeni olan Beowulf, Geatland’ın en iyi ondört savaşçısını seçer ve Danimarka’ya yelken açarlar. Beowulf Herot’a Gelir 1-Hrothgar’ın kıyıyı koruyan askerî, karaya çıkan Beowulf ve adamlarını Heorot’a götürür. 2- Beowulf’un soylu duruşu, iri cüssesi ve güçlü görünüşüne herkes hayran olur. 3-Hrothgar’ın elçisi Wulfgar, Beowulf ve Geat’lerle görüşmeye, kralı ikna eder. 4-Kral Hrothgar Beowulf’un çocukluğunu bilir. 5-Beowulf’un babası Ecgtheow’un geçmiş zamanda yaşadığı bir kan davasını, kan parası ödeyerek çözümlemiştir. 6-Hrothgar, Beowulf’un otuz savaşçının gücüne sahip olduğunu duymuştur. 7-Konuklarını tüm bunları anımsayarak karşılar. 8-Beowulf, Heorot’un yıldıran zalim ejderle savaşmak için orada olduğuna Hrothgar’ı temin eder. 9-Genç savaşçının güçlü referansları vardır; bir dev kabilesini yok etmiş, bir savaşta deniz canavarlarını yenmiş ve üzeri düşman kanıyla savaştan dönmüştür. 10-Beowulf, Grendel ile kılıç ve zırhı olmadan savaşmakta kararlıdır, Ejderin silahsız olması, Beowulf’un bu kararı almasında etken olur. 11-Beowulf, ejder ile sevaşında ölürse, zırhının Kral Hygelac’a verilmesini ister. 12-Hrothgar, Beowulf’un şerefine bir şölen düzenler. 30 13-Hrothgar’ın baş hizmetkarlarından Unferth’in, Beowulf’un katıldığı bir müsabaka ile ilgili yanlış bilgiler vermesi, Unferth’in Beowulf’u kıskanmasından olsa da, ortamın gerilmesine neden olur, Beowulf, müsabakayı başarıyla bitirdiğini anlatınca, ortam yine yumuşar. 14-Zarif ve görkemli kraliçe Wealhteow, altın ve mücevherlerle donanmış halde krala ve Beowulf’a içki sunar, Beowulf’un gelişi nedeni ile Tanrı’ya şükreder. 15-Beowulf, Grendel’ı yenmeye and içer, ya yenecek ya da bu uğurda ölecektir. 16-Hrothgar, şölenden erken ayrılır. 17- Şölen sona erer fakat Beowulf ve arkadaşları geceyi geçirmek için Heorat’da kalırlar. Grendel Tekrar Saldırır 1-Grendel, yok edecek bir insan bulmak umuduyla, bataklıktan çıkar, Heorot’a gelir. 2-İki kolu, iki bacağı ve başı ile insana benzer, fakat insandan çok daha büyük ve güçlüdür. 3-İnsanların huzurunu bozmaktan hoşlanan kızgın bir canavar olduğu söylenebilir. 4-Herot’da uyuyan Geatlıları gördüğüne sevinir. 5-Grendel, savaşçılardan birini öldürüp yerken, Beowulf yattığı yerden onu izler. 6-Grendel, yemek için ikinci savaşçıya yöneldiğinde, Beowulf otuz adamlık gücüyle, Grendel’ın pençeye benzeyen kolunu kavrar, bırakmaz, Grendel kendisini kurtaramayınca korkunç mücadele başlar.,Beowulf, Grendel’ın kolunu koparana dek mücadele sürer. 7-Ölümcül bir yara alan Grendel kaçar. 8-Beowulf dev pençeyi Heorot’un tavanına asar. 31 Savaşçılar Sevinir 1-Ertesi sabah, savaşçılar ve bütün kabile liderleri, Beowulf’un zaferini kutlamak için Heorot’da toplanırlar 2- Bazıları, Gerendel’ın kanıyla kıpkırmızı olmuş bataklığa kadar, ejderin kanlı ayak izlerini takip eder. 3-Hrothgar’ın ozanı, geleneksel şarkılar ve Beowulf’un zaferiyle ilgili doğaçlama hikâyelerle topluluğu eğlendirir. 4-Ozanın söylediği hikâyelerden biri, Beowulf’un şerefine anılan, eski kahramanlarda Sigemund’a aittir; ozan, kötü bir yönetici olarak halkına acı ve ölüm getiren, Heremod’la ilgili de bir şarkı söyler. Konuşmalar 1-Hrothgar, topluluğa hitaben bir konuşma yapar 2- Beowulf’un büyük zaferi için Tanrı’ya şükreder. 3-Beowulf kısaca mücadeleyi anlatır ve onu kıskanan Ungerth bile sessiz kalacak kadar etkilenir. 4- Heorot temizlenip, düzenlenir, Beowulf’un şerefine bir şölen düzenlenir. 5-Beowulf ve savaşçı arkadaşlarına hediyeler verilir. 6-Kutlama sırasında, Hrothgar’ın ozanı, bir başka Danimarka zaferi olan Finnsburh hikâyesiyle Beowulf’u onurlandırır. Bölüm II Grendelîn Annesi Grendel’ın Annesinin Saldırısı 1-Grendel’ın ölümünü izleyen gece, Heorot’da yıllardır ilk kez, savaşçılar rahat uyurlar, ejderin zulmü artık geride kalmıştır. 32 2-Fakat Grendel’ın intikam almaya niyetli bir annesi olduğunun farkında değildirler. 3-Grendel’ın annesi bataklıktan çıkar ve Heorot’a baskın yapar, Grendel’ın pençesini alır, soylulardan birini kaçırır. 4- Beowulf, Grendel’ın annesinin peşine düşmeye karar verir. 5- Hrothgar, Beowulf’a daha fazla ün ve ödül sözü verir. Grendel’ın Bataklığına Yolculuk 1-Beowulf ve arkadaşları, Grendel’ın yaşadığı bataklığa gider, büyük yılanlar ve su canavarlarının yaşadığı karanlık ve uğursuz bir yer olduğunu görürler. 2-Beowulf, savaş giysilerini giyer ve gölgede düşmanı aramaya hazırlanır. 3- Unferth, kılıcını Beowulf’a vererek kibirini kırar. 4-Beowulf, son sözleri olabilecek kelimeler söyler. 5-Beowulf, elinde Unferth’in verdiği kını içindeki Hrunting adlı kılıç ile bataklığa dalar. 6-Gölün derinliklerinde, anne onu öyle sıkı yakalar ki kılıcını çekemez. 7-Anne Beowulf’u göz kamaştırıcı ışıkla aydınlatılmış sualtı mağarasına sürükler, bu sırada, zırhı onu su canavarlarının saldırılarından korur. 8-Mağaraya vardıklarında, Beowulf saldırıya geçmeyi başarır, fakan Hrunting anne ejderin sert derisi karşısında etkisiz kalır. 9- Beowulf, anne ejderle boğuşmaya çalışır, Grendel’da olduğu gibi öldürücü kavrayışı yakalayamaz, anne yere düşsede, hemen Beowulf’un saldırısına karşılık verir ve çok geçmeden üzerine oturur, bıçağını çeker fakat Beowulf’un zırhını delemez. 10-Tekrar ayağa kalkan Beowulf büyük bir kılıç görür, zorlukla kalırır ve kuvvetlice sallar, anne ejderin kafasını kopararak onu öldürür. 11- Birden, mağara kutsal bir ışık tarafından aydınlatılır, Grendel’in ölü bedeni görünür. 12- Beowulf, anne ejderin geri aldığı pençe yerine, zafer nişanı olarak Grendel’ın kafasını keserek alır. 33 13-Dev kılıç, şaşırtıcı bir şekilde erir, geriye sadece Beowulf’un Grendel’in kafasıyla birlikte bataklığın yüzeyine taşıdığı kabzası kalır. 14-Bataklığın dışında, Beowulf’un öldürüldüğünü düşünen Danimarkalılar Heorot’a döndüğü için, sadece Geatlılar beklemektedir. 15-Beowulf, Hrothgar’a Grendel’ın başını sunar, anne ejderle olan mücadelesini anlatır, Hrothgar ve halkının güvende olduğundan emin olması için, dev kılıcın altın kabzasını krala verir. Hrothgar bir Savaşçının Nasıl Olması Gerektiğini Açıklar 1- Kral, kabzayı inceler. 2- Beowulf’a şöhretin ve başarının tehlikeleri, hayatın kötü sürprizleriyle ilgili öğüt verir. 3-Grendel gelene kadar elli yıl ülkesini başarıyla yönettiğini ve büyük bir servet sahibi olduğunu anlatır. 4- Beowulf’un zaferi için Tanrı’ya şükreder. 5- Savaşçılar eğlenirler ve güvende uyurlar. 6- sabah olunca, Beowulf Unfert’e Hrunting’i geri verir. 7-Çeşitli hediyeler alıp Danimarkalılarla vedalaşırlar. 8-Beowulf ve adamları gemilerine döner, Geatland’e doğru yelken açarlar. 9-Beowulf’un kralı Hygelac’ın muhteşem sarayına varır. 10- Weaththeow’un Heorot’daki hayranlık uyandıran misafirperverliğini anımsatan bir sahne vardır, Hygd’e içki sunarlar. 11- Hygelac, Beowulf’a seyahatinin nasıl geçtiğini sorar. 12- Genç kahraman, Scyldings macerasını özetler, Grendel’ı nasıl alt ettiğini ,annesinin sürpriz saldırısını ve bataklığın dibindeki mağarada kazandığı zaferi anlatır. 13- Kral Hygelac ve kraliçe Hygd’e değerli hediyeler sunar, Wealththeow’un verdiği muhteşem altın gerdanlığı kraliçeye hediye eder. 34 14-Hygelac da Beowulf’u nadir bulunan, aile yadigarı, altın kaplı bir kılıçla ödüllendirilir, ayrıca toprak, şato ve taçla onurlandırır. Ülkenin efendisi olur ama hala Hygelac’ın tebasındadır. Beowulf Kral Olur 1-Yıllar geçer. Hygelac savaşta ölür, Beowulf’un desteğiyle, oğlu Heardred tahta geçer. 2-Heardred, İsveçliler tarafından öldürülünce Beowulf, Geat kralı olur ve ülkeyi elli yıl başarıyla yönetir. Ejderha Saldırır 1- Korkunç bir ejderha, geceleri ortalıkta gezerek korku salmaya başlar. 2-Beowulf’un büyük şatosu da dahil, birçok evlere zarar verir 3- Ejderha, artık yaşamayan bir kabilenin üçyüz yıllık gizli hazinesine bekçilik etmektedir. 4-Zalim efendisinden kaçan yalnız bir Geat, hazineden bir kupa çalmış ve ejderhayı öfkelendirmiştir. 5-Ejderhanın öfkesinin ve intikam duygusunun nedeni sürahiyi çalan bu Geat’lı olmuştur. Beowulf’un Saltanatını ve Ejderhaya saldırmaya Hazırlandığını Öğreniriz 1-Ejderhanın gece saldırılarını duyan Kral Beowulf, ilk olarak, halkının başına bu belayı sardığı için Tanrı’yı kızdıracak ne yaptığını düşünür. 2-Yaşlı savaşçı Beowulf, koruyucu olarak sorumluluğu alarak, canavarlarla yüzleşmek için savaş hazırlığına başlar. 3-Artık yaşlı bir adam olmasına karşın, ejderhayı tek başına yenebileceğine inanır. 4-Grendel ve annesine karşı kazandığı zaferleri hatırlar. 35 5- Her zaman silahların ve taktiklerin öneminin bilincinde olarak, Beowulf, demirden yeni bir kalkan hazırlatır, daima kullandığı ıhlamur ağacından yapılan kalkanının, ejderhanın alevinden yanacağını düşündüğü için bu çözümü bulur. 6-Yaşlı savaşçı, cesur ve kararlı olarak yola koyulur. Beowulf Ejderhayı Ziyaret Eder 1- En güvendiği onbir adamıyla ejderhayı aramaya başlar. 2- Pek gönüllü olmasa da, hazineden kupa çalan hırsız, Beowulf ve adamlarına yolu gösterir. 3-Ejderhanın mağarası, deniz kenarında, kayalıklarla sahil arasındadır. 4-Oraya vardıklarında, Beowulf’un hayatı gözlerinin önünden geçer, eski görkemli günlerini, kralı ve halkı için kazandığı zaferleri anımsar. 5-Son savaş konuşmasını yapar. 6-Ejderhayla tek başına savaşacaktır. Beowulf Ejderha İle Dövüşür 1-Kayalıkların altında mağaranın girişini bulur. 2-Alevler yüzünden içeri giremeyeceğine karar verir, ejderhayı çağırır ve ikisi karşı karşıya kalırlar. 3-Beowulf’un yeni kalkanı umduğundan daha az koruma sağlar, kılıcı ejderhanın derisine işlemez. 4-Yaralı, yaşlı kahramanın yardıma ihtiyacı vardır. 5-Bu kritik anda, adamlarından sadece biri dışında hepsi, yakındaki ormana kaçarlar. 6- Kalan genç Wiglaf, ilk savaşı olmasına karşın, kralı terk edemez. 7-Wiglaf, diğer on adama, Beowulf’un verdiği hediye ve toprağa karşılık, her şartta onu korumaya and içtiklerini hatırlatır. 8- Adamlar geri dönmez. 36 9-Beowulf, ejderha ile birebir savaşmaya niyetli olsa da yardıma ihtiyacı olduğunu gören Wilglaf ölebileceğinin farkında olmasına rağmen, Beowulf’un demir kalkanının arkasına sığınır. 10-Beowulf, kılıcını son kez sallamak için gücünü toplar, ne yazık ki kılıcı, ejderhanın kafasında kırılır. 11-Ejderha tekrar saldırır, keskin dişleriyle Beowulf’un boynunu ısırır. 12-Wiglaf, ejderhanın başının altında savunmasız bir yer bulur ve kılıcını saplar, ejderhanın alevi azalır. 13-Beowulf bıçağını kullanmak için gücünü toplar ve canavara saplayarak onu öldürür. Beowulf’un Ölümü 1- Wiglaf onu rahatlatmaya çalışırken, ölmek üzere olduğunun farkında olan Beowulf son sözlerini söyler. 2-Hayatta en sevdiği kişi Beowulf’un ölümüyle yıkılan Wiglaf, cansız bedeninin üzerine eğilir, ona can vermek istercesine kralını nazikçe temizler. 3- Ormandan dönen adamları, yeni krallarının acımasız azarlamasıyla karşılaşırlar. 4-Wiglaf savaşla ilgili haber bekleyen Greatlılere bir haberci gönderip Beowulf’un öldüğünü bildirir. 5- İsveçlilerle yeniden çıkabilecek sorunları tahmin ederek, Geatlerle olan kan davalarının hikâyelerini anlatır. Wiglaf Korkaklarla Konuşur 1- Üzgün Wiglaf, yanındakileri Beowulf ve ejderhanın cansız bedenlerinin olduğu yere çağırır. 2-Wiglaf, topluluğa eski krallarının cenaze töreni ile ilgili isteklerini bildirir ve Whale kayalıklarında yakılacağı yeri hazırlamalarını sağlar. 37 3- Yeni kral ve yedi hizmetkar, birlikte ejderhanın mağarasındaki hazineyi çıkarırlar. 4-Hazinenin lanetli olduğu ve Beowulf ile birlikte gömülmesi gerektiği açıklalınır. 5-Cenazenin yakılacağı odun yığını uzaktaki denizcilerin görebileceği kadar büyüktür. 6-Kraliçe, ölen kahraman için bir ağıt söyler, Beowulf’un koruması olmadan Geatlilerin geleceğinin ne kadar korkunç olacağının anlatır. Cenaze 1- Cenazenin gömüleceği höyüğün inşası on gün sürer. 2- Beowulf’un külleri ve uğrunda öldüğü hazine buraya gömülür. 3-Geatlılar, dünyadaki krallar arasında şöhrete en düşkün, en kibar, en hoşgörülü kral Beowulf için yas tutar. Beowulf Destanındaki Karakterler Beowulf: Beowulf mükemmel kahramanın en güzel örneğidir. Nazımda Beowulf’un kahramanlıkları iki evrede yansıtılır; gençliğindeki kahraman Beowulf,38 olgun yaşındaki kahraman Beowulf.39 Beowulf’un kahramanlıkları Grendel,40 Grendel’in annesi41 ve ejderha42 mücadelelerinde izlenir. Beowulf’un hayatındaki bu iki evre arasında elli yıllık bir zaman dilimi bulunur. Gençliğinde Beowulf güçlü ve cesur bir savaşçıyı temsil eder. Grendel ve Grendel’in annesine karşı savaşları cesaretinin göstergesidir. Bu kahramanlıkları gösterirken hayatına daha önce bilmediği krallık (ülke 38 ek I, s.1–57. 39 ek I, s.58–90. 40 ek I, s.20–23. 41 ek I, s.43–49. 42 ek I, s.70–75. 38 yönetmek) meziyetini de ekler. Hrotgar, epik boyunca genç savaşçıya baba figürü olarak gösterilirken, Beowulf’a olgun bir yöneticinin nasıl olacağının ipuçlarını verir.43 Olgun yaşındaki kahraman Beowulf hayatının orta yaşlarından başlayarak son günlerine kadar Geat ülkesinde geçen zamanlarını kapsar.44 Hygelac’ın ölümünü izleyen zamanda Beowulf ile ilgili yeni bir karakter özelliğine şahit oluruz. Kendisi kral olmak için heveslenmek yerine kraliyet ailesine sadakat ve Hyglac’ın oğlunu veliaht görür.45 Kraliyet için ne kadar değerli olduğunu böylece ispatlar. Final bölümünde halkının menfaatlerini kendi kişisel çıkarlarından önce düşünen sorumluluk sahibi Beowulf’u tanırız.46 Bu özelliği daha önceki bölümlerden aşina olduğumuz gözüpek savaşçı Beowulf’tan oldukça farklıdır. Kral Hrothgar: Hrothgar, Danimarka kralıdır. Grend ile karşılaşana kadar askerî başarıları ile gurur duyar.47 Olgun ve yaşlı bir kraldır. Beowulf’un gençliğinde simgelenen savaşçıdan bambaşka bir yönetici tipini temsil eder. Hrothgar’ın hayatı boyunca yaşadığı iyi ve kötü günler onu gözü kara savaşçıdan çok hayatı tanıyan bir yönetici yapmıştır.48 Beowulf’a sadece baba figürü olmakla kalmaz, gelecekteki yaşamında nasıl bir kral olup halkını yöneteceğini de belirler. Grendel: Beowulf’un macerası boyunca savaştığı üç canavardan birisidir. Dış görüntüsü her ne kadar bir hayvana, bir canavara benzese de,49 insani duygular 43 ek I, s.12,18,27,29,30,54–57. 44 ek I, s.58–90. 45 ek I, s.64. 46 ek I, s.65,70–72. 47 ek I, s.1–3. 48 ek I, s.10,12–13,27,29–30,40–42,54–57. 49 ek I, s.4 39 taşıdığını söyleyebiliriz. Grendel’in Danimarkalılara karşı kızgınlığının ve saldırganlığının altında yalnızlığı ve kıskançlığı yatıyor olabilir. Grendel’in Annesi: Beowulf’un macerasında savaştığı ikinci canavardır. Oğlunun intikamını almak gibi insani bir duyguyla Heorot’a gelen anne,50 Beowulf tarafından evinde öldürülür.51 Ejderha: Antik çağdan, güçlü bir sürüngendir. Gizli bir mağaradaki hazinenin koruyucusudur.52 Beowulf ejderha ile hayatı pahasına savaşır. Shield Sheafson: Shield Sheafson, efsanevi Danimarka kralıdır. Kahramanlık ve liderliğin önemli ismidir. Nazımda, savaşçı krallığından bahsedilir. “iyi bir kraldı” cümlesi ile tanıtılır.53 Grain: Danimarka’nın, destanda adı geçen Shield Sheafson’ın oğlu, Halfdane’nin babasıdır. “ Lidere ihtiyacı olan halka Tanrı’nın bir hediyesi” olarak söz edilir.54 Halfdane: Savaşta acımasız olan ve yaşlanana kadar ülkeyi yeneten bir kraldır. Halfdane; Hrothgar, Heorogar, Halga ve İsveç kralıyla evli adı geçmeyen biri olmak üzere dört çocuğu vardır. 55 Wealhtheow: Wealhtheow, Hrothgar’ın eşi, Danimarka kraliçesidir.56 Unferth: Unferth, Beowulf’u kıskanan Danimarkalı savaşçıdır. Beowulf’un mükemmel savaşçılığı ile karşıt bir karakteri temsil eder. Grendel ile savaşmak 50 ek I, s.38–42. 51 ek I, s.46. 52 ek I, s.58. 53 ek I, s.1 54 ek I, s.1–2 55 ek I, s.4 56 ek I, s.35 40 için ya isteği ya da cesareti Beowulf kadar olmadığından kahraman olarak nitelendirilemez. Beowulf’un Breca ile yaptığı yüzme yarışı hakkında dile getirdikleri,57 Unferth’in onu kıskandığının bir göstergesidir. Heorot’u koruyamıyor olmaktan utanç duyar. Unferth’in Beowulf’a, Grendel’in annesi ile mücadele ederken kendi kılıcını vermesi58 iyi bir adım olsa da onu ideal kahraman yapmaya yetmez. Hrethric: Hrethric, Hrothgar’ın en büyük oğludur. Danimarka tahtına en yakın isimken kuzeni Hrothulf tarafından engellenecektir. Hrothmund: Hrothmund, Hrohtgar’ın ikinci oğludur. Hyrothulf: Hyrothulf, Hrotgar’ın yeğenidir. Aeschere: Aeschere, Hrothgar’ın güvenilir danışmanıdır. Hygelac: Hygelac, Beowulf’un dayısıdır. Geat ülkesinin kralı, Hygal’in eşidir. Hygelac, Beowulf’un Danimarka’dan dönüşünden memnun olur. Hygal: Geat ülkesinin akıllı, genç, güzel kraliçesi, Hygelac’ın eşidir. Hygal, kraliçe Moalthryth’ın karakter olarak zıttıdır. Wiglaf: Beowulf’un dragon ile savaşında onun yanında olacak kadar cesur, tek savaşçısıdır. Efendisi için kendi hayatını tehlikeye atacak kadar kahraman ruhludur. Güçlü, korkusuz, sadık bir hizmetkârdır. Kahramanlığın ve krallığın gelecekteki durumlarını temsil eder. Beolwulf’un yerine gelecekte ideal kahraman ve kral olacağını düşündürtür. 57 ek I, s.13–14. 58 ek I, s.44. 41 King Hrethel: Babasının ölümünden sonra Beowulf’u vaseyeti altına alan Geat ülkesi kralıdır. Breca: Beowulf’un yüzme müsabakası yaptığı çocukluk arkadaşıdır. Unferth, Breca ile Beowulf arasındaki bu yarıştan bahsedince, Beowulf tüm detayları ile olanları anlatır. Kral Heremod: Efsanevi bir kraldır. Heorat’da Kral Heremod’un kahramanlıkları Beowulf’unkiler ile karşılaştırılır. Kraliçe Moalthryth: Kendisine kötü baktığını düşündüğü herkesi cezalandıracak kadar kötü oluşuyla ünlü efsanevi bir kraliçedir. Hygd’ın nazik davranışlarını öne çıkarmak için epikte sözü geçer. 42 İKİNCİ BÖLÜM DEDE KORKUT VE BEOWULF’DA TOPLUMSAL HAYATA İLİŞKİN MOTİFLER I) STITH THOMPSON VE MOTIF INDEX OF FOLK LITERATURE Stith Thompson59 7 Mart 1885’te John Thompson ve Elizabeth McClaskey oğulları olarak kentucky’de dünyaya geldi. İskoç – İrlanda, Fransız, İngiliz ve Holanda ve Alman soyağacına sahiptir. 1897 yılında aile hem parasal durumlarını iyileştirmek hem de oğullarına daha iyi bir eğitim sağlayabilmek içib İndiana’ya taşındı. Stith Thompson’un burada başladığı el işi eğitimi lisesindeki başarısızlığı onu başka branşlarda eğitime zorladı ve İngilizce Öğretmenliğini seçti. 1902’de Bobbs- Merril yayınevinde çalışmaya başlaması James Whitcomb Riley ve Booth Tarkington gibi edebiyatın içinden önemli isimler tanımasını sağladı. Butler Kolejinde, klasik Latin ve Yunan Edebiyatı öğrendikten sonra Kentuck dönüp, bir lisede İngilizce dersleri verdi. Bu işten az para kazanması iş tecrübesinin geliştirmesi yanında önemsiz bir ayrıntı olarak kaldı. Modern tiyatroya karşı içinde oluşan ilgi ve merakı Wisconsin Üniversitesinde eğitim olarak giderdi. Prof. Arthur Beatty’nin tavsiyesi ile Fransızca ve Almanca öğrenip ilk folklor araştırmalarını yaptı. Prof. Beatty’nin Thompson’un folklor ilgisini körükleyecek davranışları oldu. Örneğin Kuzey Amerika ve Afrika’daki ilkel insanların şarkılarını derlemesini istedi, Thompson içine baladların halihazırdaki köklerini sorgulayacak şüphe düşürdü, ve en önemlisi Thompson’un bitirme tezi olan “The Return from the Dead in Popular Jales and 59 Martin Peggy, Stith thampson, His Life and His role in Folklore Scholarship, FGP Monograph Series Volume II, İndiana. University, Bloomington, İndiana. 43 Ballads” ile onu motiflere götürecek folklor araştırmalarını başlattı. Üniversite eğitiminden sonra, tekrar İngilizce öğretmenliği yaparken kendi kendine Norveç’çe, Flemenk’çe, İsveç’çe, Danimarka’ca ve Rusça öğrendi. Aynı zamanda pozitivist yazarlara olan ilgisiyle, okumalarını bu yönde arttırarak felsefe ve dil bilimi konularında da kendisini geliştirdi. Stith Thompson, Harvard’da doktorasını yaparken “Europen Tales Among the North American Indians” adlı çalışması sırasında Avrupa halk hikâyesini toplamaya ve incelemeye başladı. Folklor tarihinde başka bir önemli isim olan Archer Taylor ile tanıştı ve ömür boyu sürecek dostlukları sırasında Avrupa’ya 1913 yılında birlikte gittiler. Harvard yayınlarının çok uzun olduğu gerekçesiyle yayınlamadığı doktora tezi, 1919 yılında Colorado Koleji tarafından “European Tales Among the North American Indians” adıyla yayınlandı. Bu yayın onun tanınması yolunda büyük bir adım olurken, folklor çalışmalarına yoğunlaşması konusunda da yüreklendirdi. 1923’te Bloomingtan ve Indianapolite folklor dersleri vermeye ve motif toplamaya başladı. 1925 yılında Thompson Avrupa ve Kuzey Amerika Kızılderililerinin folklorlerinden derlenen dörtyüz sayfalık motif-Index’ini tamamladı. Bundan on yıl sonra, 1935’te Thompson 50 yaşında iken Motif, Index of Folk Literature’ın tamamının ilk baskısını yayınladı. 1939’da New York Üniversitesinin İngiliz Edebiyatı Bölüm Başkanlığı teklifini, büyük şehirde yaşamaktan hoşlanmadığı için kabul etmedi. Indiana Üniversitesinde çalışmaya devam etti ve aynı yıl Amerika’nın ilk folklor Profesörü oldu. 1942’de, Amerikanın ilk folklor enstitüsü okulunu açarak öğrencileri ve 44 bilim adamlarını bir araya getirdi. Hayatı boyunca yaz okulları düzenledi. Üniversitede ders verdi, kongrelere katıldı ve araştırmalar yapmaya devam etti. 10 Ocak 1976’da, 90 yaşında öldü. The Motif – Index Of Folk Literature The Motif – Index, Thompson’ın kırk yıllık araştırma sonunda oluşturduğu en önemli eseridir. Thompson, indeksinde dünya çapında derlediği halk ürünlerindeki benzerlikleri listeler. Diğer indeks çalışmasını yapan Aarne’nın “the Type-Index’te” oluşturduğu hikâyelerin yarısı, Thompson’ın motiflerinden birine sığacak kadar geniş kapsamlı bir çalışmayı oluşturur. The motif – ındex’te motifler akademisyenler için pratik bir motif listesi işlevi taşır. The motif – ındex’te olduğu gibi motifler, konularına göre sınıflandırılmıştır ve the type Index’te olduğu gibi the motif-ındex’tede motifler arası bağlantıyı yazar kurmaz. The motif- ındex’te çalışma, biologlarının bilimsel sınıflama sistemlerine benzer Thompson, motiflerinin evrensel bağımsız elemanlar olduğunu savunur. Von Hahn, j. Jacobs, Köhler gibi akademisyenler The Motif-Index için çalışmalar yaptıysa da bunlar çok dar kapsamlı çalışmalar olarak kalır. The Motif-Index’in dikkat çekici özelliklerinden biride gelecekteki araştırmacıların genişletebileceği, yeni modele ve motifler ekleyebileceği bir düzende hazırlanmış olmasından kaynaklanır. “Hikâye etmenin en küçük unsuru” şeklinde tarif edebileceğimiz motif kavramı hakkında şimdiye kadar pek çok şeyler söylenmiştir. Nakışta, resimde ve mimaride motif kavramı ile halk nesrindeki motif kavramı arasında epeyce fark vardır. Halk nesrinde motif olabilmesi için, olağanüstülüğün olması gerekmektedir. Bu olağanüstülük kahramanda olayda, zamanda mekanda 45 kısacası bir nesirdeki her türlü hadisede karşımıza çıkar.60 Thopson “The Folktale” adlı eserinde motifleri üç kısıma ayırır. Birinci grupta yer alanlar “tanrılar, olağanüstü hayvanlar, cadılar, devler ve periler” gibi şahane yaratıklar ve hatta gözde olan en küçük çocukveya hain üvey anne gibi gelenek tarafından bilinen insan karakterlerini de içine alan masalın aktörleridir. İkinci grupta ise hareketin arkasındaki büyülü objeler olağanüstü görenekler, acayip inançlar ve benzeri unsurlardır. Üçüncü grupta ise tek tek olaylar yer alır.61 Stith Thompson tarafından belirlenen motiflerin ana başlıkları ve incelediğimiz cemiyet maddesinin alt başlıkları şöyledir: A. Mitolojik motifler. B. Hayvanlar. C. Yasak. D. Sihir. E. Ölüm. F. Harukuladelikler. G. Devler H. İmtihanlar J. Akıllılar ve aptallar. K. Aldatmalar. L. Kaderin ters dönmesi M. Geleceğin tayini N. Şans ve kader. P. Cemiyet. P10 Krallar P10 – Kralların doğduğu özel yerler 60 Alptekin Ali Berat, Halk Hikâyeleri Motif Yapısı, Akçağ Yayınları, İstanbul, 1997, s. 29.7 61 Oğuz M.Öcal, Türk Halk Edebiyatı El Kitabı, Grafiker Yayınları, Ankara, 2004, s. 94. 46 P11 – Kralların seçimleri P12 – Kralların kişilikleri P13 – Krallarla ilgili gelenekler P14 – Kralların uygulamaları P15 – Kralların maceraları P16 – Kralların saltanatının sonu P17 – Kralın başarıları P18 – Kralların evliliği P19 – Krallarla ilgili diğer motifler P20Kraliçeler P21 – Kraliçenin suçlu maiyet için aracı olması P22 – Kraliçenin nişanlısının katiliyle evlenmesi P23 – Kraliçenin kralı savaşa ikna etmesi P24 – Kraliçenin galip kraliçeye vergi ödemesi P25 – Kraliçenin yönetime karışması P26 – Esir kraliçenin intiharı P27 – Kraliçenin ölümüne yas P28 – Kraliçenin evliliği P29 – Kraliçeler çeşitli P30 Prensler P31 – Prensin eğitimi P32 – Prensin maiyetiyle ilişkileri P34 – Prensin kraldan korunmak için hapse atılması P35 – Bilinmeyen prensin oyunda çocukların lideri seçilmesi P36 – Kaçırılan prens P37 – Bebek prensin doğum ayiniyle asaletinin dasdik edilmesi P38 – Prensin babasının ve Tanrı’nın korumasını kaybetmesi P40 Prensesler P41 – Alt sosyal tabakadan biri sınavları geçmiş olsa bile prenses ile evlenemez 47 P50 Asiller P51 – Asil kişinin kendisini zorluklardan tecribüseyle kurtarması P55 – Asaletli ve vahşi adam P60 Asil kadınlar P61 Yabancılarla evlendirilen asil kadınlar P90 Krallık ve asalet-çeşitli P93 – Kraliyet için özel bazı yiyecek, alet, vs. P94 – Muhtelif pozisyondakiler için giysiler P95 – Başı dertteki bir asil kişinin ricasını reddetmenin imkânsızlığı P100–199 Diğer toplumsal kurallar P110 – Kralın vekilleri P111 – Sürgün edilen vekil P120 – Kilisede mevki sahipleri P150 Zenginler P150 – Çok zenginler P151 – Dilenciler P161 – Dilencilerin çocukları P162 – Cüzamlılar P163 – Dilencinin şiir için kral tarafından ödüllendirilmesi P170 Köleler P171 – Hayatının sonuna kadar birine köle olmak P172 – Kölelere emirler P173 – Kralın esir oğlunun köle yapılması P174 – Kölenin çocukları ve özgür insanın köle olması P175 – Esirin ölümü P176 – Esirin katil olması P178 – Esirin özgür bırakılması P190 Diğer toplumsal kurallar P191 - Yabancıların toplumdaki yeri 48 P192 – Deliler P200–299 Aile P201 – Aile bireyleri arasındaki düşmanlık P202 – Hiç akrabası olmadığı için yakınan kişi P203 – Ataların kemikleriyle oyun P205 – Akrabalarla savaşmayı reddetmek P210 – Karı-koca P211 – Kan davasında babasının tarafını tutan kadın P212 – Akrabalardan daha merhametli kadın P213 – Akrabalardan daha merhametli koca P214 – Kocasının kanını içen eş P216 – Kocasını ikna edebilen tek kişi olarak kadın P230 Ebeveynler ve çocuklar P231 – Anne ve oğul P232 – Anne ve kız P233 – Baba ve oğul P234 – Baba ve kız P236 – Hayırsız evlat P237 – Ebeveyni tarafından dövülen kız P241 – Oğlu yerine cehenneme giden ebeveyn P242 – Babalarının günahları için cezalandırılan çocuklar P250 Kardeşler P251 – Erkek kardeşler P252 – Kız kardeşler P253 – Kız ve erkek kardeşler P260 Evlilik akrabalıkları P261 – Kayınpeder P262 – Kayınvalide P263 – Kayınbirader P264 – Baldız-görümce P265 – Üvey evlat 49 P270 Akrabalar P271 – Besleme babası P272 – Sütanne P273 – Süt erkek kardeş P274 – Süt kız kardeş P275 – Süt oğul P280 Üvey akrabalar P281 – Üvey baba P282 – Üvey anne P283 – Üvey erkek kardeş P284 – Üvey kız kardeş P290 Diğer akrabalar P291 – Büyükbaba P292 – Büyükanne P293 – Amca-dayı P294 – Hala-teyze P295 – Kuzenler P296 – Vaftiz anne-baba P297 – Yeğen (erkek) P298 – Yeğen (kız) P300–399 Diğer sosyal ilişkiler P310 – Arkadaşlık P312 – Kan kardeşliği P313 – Süt kardeşliği P314 – Tartışan arkadaşların çarpışması P315 – Birbiri için ölümü göze alan arkadaşlar P316 – Diğeri için hayatını feda eden arkadaş P317 – Arkadaşının hakkında kötü konuştuğuna inanma P318 – Karanlık işlerde arkadaşına uymayı reddetmek P319 – Arkadaşlık-çeşitli P320 – Konukseverlik 50 P322 – Konuk edilen misafir P323 – Misafirine evdeki olanaksızlığı söylemekten çekinen evsahibi P324 – Misafirini hediyelerle onurlandıran evsahibi P325 – Misafirine amade edilen evsahibinin eşi P326 – Evsahibi dönmediği takdirde misafire kalan ev P327 – Kutlama P328 – Aile tarafından eğlendirilen yabancılar P331 – Ciddi hikâyeler anlatıldıktan sonra istenilen yardımın reddi P332 – Bencil misafir P334 – Uygunsuz evsahibinin misafiri ayrılmaya zorlaması P336 – Misafirlerini ağırlamak için zorluk çeken insanlar P337 – Kış misafirlerinden iş, spor, eğlence, vs. isteyen kral P338 – Yuvarlak ziyafet sofrasında oturmak P340 – Öğretmen-öğrenci P342 – Öğretmeniyle münazaraya giren öğrenci P360 – Efendi ve hizmetçi P361 – Sadık hizmetkâr P362 – Veliaht prense eğitim veren sadık hizmetkâr P365 – Sadakatsiz hizmetkâr P366 – İyi özellikleri gibi yanlışlarının a söylenmesini isteyen efendi P400–499 Ticaret ve Meslekler P401 – Babasının ticaretini devam ettirmekte ısrarlı oğul P410 – İşçiler P411 – Köylü-çiftçi P412 – Çoban P413 – Denizci P414 – Avcı P415 – Maden kömürü işçisi 51 P 420 Eğitimli işler P421 – Yargıç P424 – Doktor P425 – Yazıcı P426 – Rahipler P427 – Ozan P428 Müzisyen P430 Sermaye sahibi P431 – Tüccar P435 – Tefeci P440 Zanaatkâr P441 – Terzi P442 – Fırıncı P443 – Değirmenci P444 – Mobilyacı P445 – Dokumacı P446 – Berber P447 – Nalbant P448 – Kasap P451 – Eğirici P453 – Ayakkabıcı P454 – Şapkacı P455 – Duvarcı P456 – Marangoz P457 – Badanacı P458 – Oduncu P459 – Diğer zanaatlar P460 – Diğer meslekler P 461 – Asker P471 – Oyuncu P475 – Hırsız, haydut 52 P481 – Astlolog P482 – Ressam P483 – Hokkabaz P485 – Filozof P500–599 Hükümet P500 – Hükümet P510 – Mahkeme P511 – İdam şeklini seçmesine izin verilen suçlu P513 – İdam yerine çarpışmayı göze alan suçlu P515 – Suçlunun geç gelen özrü P516 – En genç yargıcın en erken karar vermesi P517 – Bir hanımın ricasıyla işlenen suç P518 – Sığınak P522 – Kanunlar P523 – Dava açmak P524 – Yasal güvenlik P525 – Kontratlar P526 – Meşru kaideler P531 – Gelirin vergilendirilmesi P534 – Feodal haraç P535 – Para cezaları P536 – Vergi hatası cezası P537 – Maaşın ödenmesi P541 – Yasa yapmak P548 – Çeşitli yasal adetler P550 – Askerî ilişkiler P551 – Ordu P552 – Savaş eğitimi P553 – Silahlar P554 – Savaş abideleri P555 – Savaşta malubiyet 53 P556 – Savaşa meydan okumak P557 – Askerî gelenekler P561 – Müsabakalar P600–699 Gelenekler P611 – Yıkanırken karşılaşan kadınlar P612 – Ölüm kararının açıklanmasından önce borozan çalınması P613 – Ölünün ağzına cennet girişi için para koymak P616 – Yeni gelenin geceyi prensesle geçirmek için zorlanması P617 – Yeni bir çocuk doğarken insanların ağlaması P621 – Gelinin atla gitmesi P623 – Oruç P631 – Yabancının ev halkından üstün tutulması P633 – Yaşlıya hürmet P634 – Bayram, ziyafet P641 – Aldatılmış bir koca, çıplak bir adamı öldürmez. P642 – Sadece cesurlar sakal bırakır P644 – Kahraman giyinmeden sorulara cevap vermek istemez. P651 – Çanlarla ilgili gelenekler P665 – Cinsel becerileriyle öğünmek P671 – Şaşırmış gibi yapan kadın P672 – Adamın sakalını onurunu kırmak için çekmek P673 – Uzlaşma için ayak yıkamak P674 – Gücünü kaybeden yaşlı adamın intihar etmesi P675 – Pazarlığın kabulü anlamında kafaya dokunmak P676 – Yalvarmak için ayaklara kapanmak P677 – Duello P700–799 Toplum-çeşitli P710 – Milletler 54 P711 – Vatanseverlik P715 – Irklar, soylar P720 – Nüfus, ahali P721 – Artan nüfus için salgın hastalıklardan medet ummak Q. Mükâfat ve cezalar. R. Esirler ve kaçaklar. S. Anormal zulümler. T. Evlilik V. Din W. Karakter ve özellikleri, X. Mizah Z. Çeşitli motif grupları 55 II) DEDE KORKUT HİKÂYELERİNDE TOPLUMSAL HAYATA İLİŞKİN MOTİFLER P12 - Kralların Kişilikleri - Hanlar hanı Bayındır (Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanı-Oğuz beylerine her yıl verdiği ziyafette) - Salur Kazan “Kendi aslımı kendi kökümü yermem yok Oğuz erenleri dururken seni övmem yok” (Salur Kazan’ın Esir Olup Oğlu Uruz’un Çıkardığı Destan-Kazan’ın, tekürün Oğuz’u yer, kâfiri öv sözüne karşılık cevabı) - Salur Kazan “Altı defa Oğuz vardı alamadı O kaleye altı tane erle ben Kazan vardım Altı güne koymadım onu aldım Kilisesini yıkıp yerine mescit yaptım ezan okuttum Kızını gelinini ak göğsümde oynattım Beyleri kul ettim O zaman bile erim beyim diye övünmedim Övünen erleri hoş görmedim” (Salur Kazan’ın Esir Olup Oğlu Uruz’un Çıkardığı Destan-Kazan’ın, tekürün kafiri öv isteğine cevabı) - Salur Kazan “At ile Karun eline baskın yaptım Ak Hisar Kalesinin burcunu yıktım Ak akçe getirdiler bakırdır dedim Kızıl altın getirdiler bakırdır dedim Elâ gözlü kızını gelinini getirdiler aldanmadım 56 Kilisesini yıktım mescit yaptım Altını gümüşü yağmalattım O zaman bile erim beyim diye övünmedim Övünenleri hoş görmedim” (Salur Kazan’ın Esir Olup Oğlu Uruz’un Çıkardığı Destan-Kazan’ın, teküre kâfiri öv isteğine cevabı) - Üç Ok, Boz Ok bir araya gelse Kazan evini yağmalatırdı. (İç Oğuz Dış Oğuz’un âsi olup Beyreğin öldüğü Destan) P110 – Kralın Vekilleri - Kazılık Koca, Bayındır Han’ın veziridir. (Kazılık Koca Oğlu Yigenek D.) P174 – Kölenin (esirin) çocukları ve özgür insanın köle olması - Kırk ince belli kız, Kazan’ın hatunu Burla, Kazan’ın ihtiyarcık anası, oğlu Uruz ve Uruz’un kırk yiğidini Şökli Melik’in adamları esir alır. (Salur Kazan’ın Evinin yağmalandığı Destan) - Uruz’un esir düştüğü Oğuz beylerine duyurulur. (Kazan Bey Oğlu Uruz’un Esir Olduğu) - Dirse Han esir oldu gider. (Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanı-Boğaç’ın annesi tarafından bulunup iyileştirildiğini duyan namertler, Dirse Han’dan çekindikleri için tuzak kurar ve esir ederler) - Otuz dokuz yiğit ile Beyrek esir gitti. (Kam Püre Oğlu Bamsı Beyrek Destanı-Bayburd tekürü Banu Çiçek’in Beyrek ile evleneceğini öğrenince) - Kazılık koca on altı yıl Düzmürd Kalesinde esir kalır. (Kazılık Koca Oğlu Yigenek Destanı) 57 - Eğrek’i Alanca Kalesinde zindana attılar. (Uşun Koca Oğlu Segrek Destanı-akın’a çıkan, geçtiği illeri yağmalayan Eğrek’i, Kara Tekür yakalar.) - Kazan’ı getirdiler, Toman’ın Kalesinde bir kuyuya hapsettiler. (Salur Kazan’ın Esir Olup Oğlu Uruz’un Çıkardığı Destan) Oğlu Uruz’un Çıkardığı Destan’da Kazan Toman tekürü tarafından esir edilir. P178 – Esirin Özgür Bırakılması - Uruz’un başı için kırk cariye kırk kul azât edildi. (Salur Kazan’ın Evinin Yağmalandığı Destan) - Kırk evli kul ile kırk cariye Uruz’un başı için âzât edildi. (Kazan Bey Oğlu Uruz Beyin Esir Olduğu Destan) P210 – Karı-Koca - Karılar dört türlüdür. Birisi solduran sop, birisi dolduran top, birisi evin dayağı, birisi ne dersen bayağıdır. (Mukaddime) - Dirse Han, Bayındır Han’ın ziyafetinde kara otağa oturtulunca sinirlenir, eve gelir, hatununa durumu anlatır, fikrini sorar. Dişi ehlinin sözü ile büyük ziyafet verir. (Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanı) - Kazan’ın helâli, boyu uzun Burla Hatun (Salur Kazan’ın Evinin Yağmalandığı Destan) - Burla Hatun der “Başımın bahtı evimin tahtı … Göz açıp da gördüğün. Gönül verip sevdiğim. Bey yiğidim Kazan”. (Kazan Bey Oğlu Uruz’un Esir Olduğu Testan-Burla Hatun’un, Kazan’ın oğlu Uruz’a ot atıp baş kesmeyi öğreteceği seferden yalnız döndüğünü görünce yakarışı) - Burla Hatun eşi Kazan için kâfire karşı yola çıkar (Kazan Bey Oğlu Uruz’un Esir Olduğu Destan) 58 - Burla, kâfire karşı savaşta Kazan’a yetişir. (Kazan Bey Oğlu Uruz’un Esir Olduğu Destan) - Deli Dumrul eşine “Yüksek yüksek kara dağlarım sana yaylak olsun, Soğuk soğuk sularım sana içme olsun, Tavla tavla koç atlarım sana binek olsun, Penceresi altın otağım sana gölge olsun, Katar katar develerim sana yük taşıyıcı olsun, Ağıllarda beyaz koyunum sana şölen olsun, Gözün kimi tutarsa, Gönlün kimi severse, Sen ona var, İki oğlancığı öksüz koyma” (Duha Koca Oğlu Deli Dumrul Destanı) - Dumrul, Tanrı’dan ya hatunuyla beraber ölmeyi ya da ikisinin canının da bağışlanmasını diler. (Duha Koca Oğlu Deli Dumrul) - Duasını kabul eden tanrı Dumrul ile hatununa yüzkırk yıl daha ömür verir (Duha Koca Oğlu Deli Dumrul) - Kan Turalı’nın eşi, Tırabuzan tekürünün kızı, Selcen Hatun, eşi uyurken düşmana karşı nöbet tutar. (Kanglı Koca Oğlu Kan Turalı) - Selcen Hatun at sürer, hasmını bastırır, koçanını kovalamaz, aman dileyeni öldürmez (Kanglı Koca Oğlu Kan Turalı Destanı) - Selcen Hatun, düşmanı önüne katar yener. Kan Turalı bunu gurur meselesi yapar. Selcen Hatun’u öldürmesi gerektiğini söyler. - Selcen Hatun temrensiz ok ile, Kan Turalı karşılıklı vuruşma teklif ederek birbirlerinin sevgi ve sadakatini denerler. (Kanglı Koca Oğlu Kan Turalı Destanı) - Begil ile eşi dertleşir. Begil, Oğuz’a âsi olduğunu söyler. (Begil Oğlu Emre Destanı) P212 – Akrabalardan daha merhametli kadın - Deli Dumrul’a canını kurban veren hatunu-anası babası vermez. (Duha Koca Oğlu Deli Dumrul Destanı) 59 P216 – Kocasını ikna edebilen tek kişi olarak kadın - Toman tekürünün karısı, Salur Kazan’ın kendisine anlattığı kâfir ölülerinin ellerinden yemeklerini alıp yediğine, sırtlarına binip gezdiğine inanır ve çok etkilenir. Tekürü, Salur Kazan’ı kuyudan çıkarması için ikna eder. (Salur Kazan’ın Esir Olup Oğlu Uruz’un Çıkar Destanı) P231 – Anne ve Oğul - Boğaç anasına der “ak sütünü emdiğim, ak bürçekli izzetli canım ana” (Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanı) - Boğaç’ın anası dağ çiçekleri ile sütünü karıp, oğlunun yarasına sürer, yarayı iyileştirir. (Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanı) - Boğaç’ın anası, kırk nâmerdin Dirse Han’a yaptıklarını duyup, oğluna babasını kurtarmasını öğütler. (Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanı) - Kazan’ın ihtiyarcık anası deve boynunda asılı geçti. (Salur Kazan’ın İhtiyarcık Ana Evinin Yağmalandığı Destanı) - Burla ile Uruz’un anlaşarak, Burla’nın kâfire şarap sunmasındansa, Uruz’un yapılacak işkenceye dayanma kararı almaları (Salur Kazan’ın Evinin Yağmalandığı Destan) - Uruz’un annesi ve babasının onuru için hayatını feda etmesi (Salur Kazan’ın Evinin Yağmalandığı Destan-annesi Burla Hatun’un Şökli Melik’e şarap sunarak babasının Salur Kazan’ın onurunu çiğnetmek yerine, Uruz canını fedaya hazırdır.) - Beyrek esir düşünce, ak bürçekli anası boncuk boncuk ağladı. (Pay Püre Oğlu Bamsı Beyrek Destanı) - Burla, Uruz’a “karşı yatan kara dağımın yükseği oğul” (Kazan Bey Oğlu Uruz’un Esir Olduğu Destan) 60 - Burla’nın Oğlu Uruz’u evlendirmekle ilgili hayalleri – Kudretli Oğuz iline varıp, elâ gözlü gelin almak, ak otağlar dikmek (Kazan Bey Oğlu Uruz’un Esir Olduğu Destan) - Uruz ölürse anasından ister el kızı helâline izin vermesini, onun olan gelin odasına başkasının girmesini, mavi giyip kara sarınsın (Kazan Bey Oğlu Uruz’un Esir Olduğu Destan) - Burla Hatun oğlu Uruz’u kâfir elinden kurtarmak için yola çıkar (Kazan Bey Oğlu, Uruz’un Esir Olduğu Destan) - Kan Turalı’nın ihtiyarcık anası (Kanglı Koca Oğlu Kan Turalı Destanı) P232 – Anne ve Kız - Korkut Ata söyler “Kız anadan görmeyince öğüt almaz” (Mukaddime) P233 – Baba ve Oğul - Korkut Ata söyler “Oğul babadan görmeyince sofra çekmez” (Mukaddime) “Oğul babanın yerine yetişenidir, iki gözünün biridir. Devletli oğul olsa ocağının korudur.” (Mukaddime) - Baba adını yürütmeyen hoyrat oğul doğmasa daha iyidir. (Mukaddime) - Kam Gan oğlu Han Bayındır (Dirse Han oğlu Boğaç Han destanı) - Ulaş oğlu Kazan (Salur Kazan’ın Evinin Yağmalandığı Destan) - Han Uruz’un babası Kazan (Salur Kazan’ın evinin Yağmalandığı Distan) - Kıyan Selçuk oğlu Deli Dündar (Salur Kazan’ın Evinin yağmalandığı Destan) - Kara Göne oğlu Kara Budak (Salur Kazan’ın Evinin Yağmalandığı Destan) - Eylik Koca oğlu Sarı Kulmaş kâfire Kazan’ın evini savunurken ölür. (Salur Kazan’ın Evinin Yağmalandığı Destan) - Kazan oğlu Uruz (Salur Kazan’ın Evinin Yağmalandığı Destan) 61 - Gaflet Koca oğlu Şîr Şemseddin (Salur Kazan’ın Evinin Yağmalandığı Destan) - Kazılık Koca oğlu Bey Yigenek (Salur Kazan’ın Evinin Yağmalandığı Destan) - Eylik Koca oğlu Alp Eren (Salur Kazan’ın Evinin Yağmalandığı Destan) - Selçûk oğlu Deli Durdar - Kam Gan oğlu Han Bayındır (Kam Püre Oğlu Bamsı Beyrek Destanı) - Kara Göne oğlu Kara Budak (Kam Püre Oğlu Bamsı Beyrek Destanı) - Kazan Oğlu Uruz (Kam Püre Oğlu Bamsı Beyrek Destanı) - Pay Püre oğlu Bamsı Beyrek (Kam Püre Oğlu Bamsı Beyrek Destanı) - Beyrek esir düşünce, babası kaba sarığı yere çaldı, oğul oğul diye böğürdü. (Pay Püre Oğlu Bamsı Beyrek) - Yalancı oğlu Yaltacuk (Pay Püre Oğlu Bamsı Beyrek Destanı) - Kıyan Selçuk oğlu Deli Dundar (Kam Püre Oğlu Bamsı Beyrek Destanı) - Ulaş oğlu Salur Kazan (Kam Püre Oğlu Bamsı Beyrek Destanı) - Gaflet Koca oğlu Şîr Şemseddin (Kam Püre Oğlu Bamsı Beyrek Destanı) - Ulaş oğlu Kazan Bey (Kazan Bey oğlu Uruz Bey’in Esir Olduğu Destan - Kazan, oğlu Uruz’a ok atmayı, baş kesmeyi öğretecek (Kazan bey Oğlu Uruz Beyin Esir Olduğu Destan) - Uruz, babası kazan için canını kurban edebiliyor (Kazan bey Oğlu Uruz Beyin Esir Olduğu Destan) - Uruz, babası Kazan’ın sözünü iki eylemez (Kazan bey Oğlu Uruz Beyin Esir Olduğu Destan) - Oğul için baba ölmek ayıp olur (Kazan bey Oğlu Uruz Beyin Esir Olduğu Destan) - Uruz Kazan’ın; “karşı yatan kara dağının yükseği oğul, güçlü belinin kuvveti oğul, karanlıkta gözlerinin aydını oğul” (Kazan bey Oğlu Uruz Beyin Esir Olduğu Destan) - Kıyan Selçuk oğlu Deli Dundar (Kazan bey Oğlu Uruz Beyin Esir Olduğu Destan) 62 - Gaflet Koca oğlu Şîr Şemseddin (Kazan bey Oğlu Uruz Beyin Esir Olduğu Destan) - Kazılık Koca oğlu Bey Yigenek (Kazan bey Oğlu Uruz Beyin Esir Olduğu Destan) - Duha Koca oğlu Deli Dumrul (Duha koca Oğlu Deli Dumrul Destanı) - Deli Dumrul babasına “Ak sakallı aziz izzetli canım baba” (Duha Koca Oğlu Deli Dumrul) - Babası Deli Dumrul’a “Canımın parçası oğul, Doğduğunda dokuz erkek deve kestiğim aslan oğul, Penceresi altın atağımın kabzası oğul” (Duha Koca Oğlu Deli Dumrul) - Kanglı Koca oğlu Kan Turalı (Kanglı Koca Oğlu Kan Turalı Destanı) - Kanglı Koca oğlu Kan Turalı’ya “Oğul kız görmek senden, mal rızk vermek benden” (Kanglı Koca Oğlu Kan Turalı Destanı) - Kan Turalı’nın ak sakallı babası (Kanglı Koca Oğlu Kan Turalı Destanı) - Babası oğlancığını görünce sevinir (Kanglı Koca Oğlu Kan Turalı Destanı) - Kam Gan oğlu Bayındır Han (Kazılık Koca Oğlu Yigenek destanı) - Arşın oğlu Direk Tekür (Kazılık Koca Oğlu Yigenek Destanı) - Kara Göne oğlu Budak (Kazılık Koca Oğlu Yigenek Destanı) - Kara Göne oğlu Budak (Kazılık Koca Oğlu Yigenek Destanı) - Kıyan Selçuk oğlu Deli Dündar (Kazılık Koca Oğlu Yigenek Destanı) - Eylek Koca oğlu Dülek Evren (Kazılık Koca Oğlu Yigenek Destanı) - Yağrıncı oğlu İlalmış (Kazılık Koca Oğlu Yigenek Destanı) - Toğsun oğlu Rüstem (Kazılık Koca Oğlu Yigenek Destanı) - Kazılık Koca oğlu Yigenek (Kazılık Koca Oğlu Yigenek Destanı) - Aruz Koca’nın oğlancığı kaçarken düşer (Basat’ın Tepegöz’ü Öldürdüğü Destan) - Düzen oğlu Alp Rüstem (Basat’ın Tepegözü Öldürdüğü Destan) - Aruz oğlu Basat (Basat’ın Tepegözü Öldürdüğü Destan) - Kam Gan oğlu Bayındır Han (Begil Oğlu Emre’nin Destanı) 63 - Begil evde oğlancıklarını okşamadan geçer (Begil Oğlu Emre’nin Destanı) - Kazan oğlu Uruz (Begil Oğlu Emre’nin Destanı) - Uşun Koca’nın iki oğlu Eğrek ve Segrek (Uşun Koca Oğlu Segrek Destanı) - Salur Kazan oğlu Uruz (Salur Kazan’ın Esir Olup Oğlu Uruz’un Çıkardığı Destan) - Pay Püre oğlu Bamsı Beyrek (Salur Kazan’ın Esir Olup Oğlu Uruz’un Çıkardığı Destan) - Eylik Koca oğlu Dönebilmez Düek Evren - Düzen oğlu Alp Rüstem (Salur Kazan’ın Esir Olup Oğlu Uruz’un Çıkardığı Destan) - Salur Kazan, Uruz’a “Kara dağımın yükseği oğul Karanlıklı gözleriin aydını oğul” - Aruz oğlu Basat (İç Oğuza Dış Oğuz Asi Olup Beyrek’in Öldüğü Destan) P234 – Baba ve kız - Pay Piçen kızı Banu Çiçek (Pay Püre’nin Oğlu Bamsı Beyrek Destanı) - Han kızı boyu uzun Burla Katun (Kazan Bey Oğlu Uruz’un Esir Olduğu Destan - Tırabuzan tekürünün bir fevkalâde güzel dilber kızı var (Kanglı Koca Oğlu Kan Turalı Destanı) - Tırabuzan tekürünün kızına istediği başlık üç canavarın öldürülmesi (Kanglı Koca Oğlu Kan Turalı Destanı) P251 – Erkek Kardeşler - Hz. Ali’nin oğulları Hasan ile Hüseyin, iki kardeş övülür. (Mukaddime) 64 - Kazan Bey’in kardeşi Kara Göne (Salur Kazan’ın Evinin Yağmalandığı Destan) - Karacık Çoban, kardeşleri Kıyan Gücü, Demir Gücü’nü yanına alır, kâfire karşı yola çıkar. (Salur Kazan’ın Evinin Yağmalandığı Destan) - Karacık Çoban’ın iki kardeşi şehit olur. (Salur Kazan’ın Evinin Yağmalandığı Destan) - Kazan bey’in kardeşi Kara Göne (Kazan Bey Oğlu Uruz Beyin Esir Olduğu Destanı) - Basat’ın kardeşi Kıyan Selçûk (Basat’ın Tepegözü Öldürdüğü Destan) - Kazan’ın kardeşi Kara Göne (Basat’ın Tepegözü Öldürdüğü Destan) - Segrek, kerdeşinin esir düşmesine dayanamayıp Alınca Kalesine yola çıkar (Uşun Koca Oğlu Segrek Destanı) - Segrek’in anası “Kara dağımın yükseği kardeş” Segrek’e öğütler. (Uşun Koca Oğlu Segrek Destanı) - Segrek “Kardeşli yiğitler kalkar kopar olur Kardeşsiz zavallı yiğit ensesine yumruk dokunsa Ağlayarak dört yanına bakar olur” (Uşun Koca Oğlu Segrek Destanı) - Salur Kazan’ın kardeşi Kara Göne (Salur Kazan’ın Esir Olup Oğlu Uruz’un Çıkardığı) P253 – Kız ve erkek Kardeşler - Banu Çiçek’in deli kardeşi Deli Karçar (Pay Püre Oğlu Bamsı Beyrek Destanı) - Beyrek esir düşünce, yedi kız kardeşi ak çıkarıp kara giydiler. (Pay Püre Oğlu Bamsı Beyrek Destanı) - Ağabeyim Beyrek (Pay Püre Oğlu Bamsı Beyrek Destanı-kız kardeşi esaretten kaçan ve kılık değiştirip ozan olarak oğuz iline dönen Beyrek’i tanımaz ama çok benzetir.) 65 - Beyrek, kız kardeşlerini karalı mavili oturuyor bulur. (Pay Püre Oğlu Bamsı Beyrek Destanı) P261 – Kayınpeder - Dirse Han, hatunun han babasının güveyisi (Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanı) - Bayındır Han’ın güveyi Kazan (Salur kazan’ın Evinin Yağmalandığı Destan) - Ak Melik Çeşme kızına nikâh eden Alp Eren (Salur Kazan’ın Evinin Yağmalandığı Destan) - Bayındır Han’ın güveyisi Salur Kazan (Pay Püre Oğlu Bamsı Beyrek Destanı) - Banu Çiçek’in kayınbabası (Pay Püre Oğlu Bamsı Beyrek Destanı) - Burla’nın han babasının güveyisi Kazan (Kazan Bey Oğlu Uruz’un Esir Olduğu Destan) - Selcen Hatun, görünce kayınbabasını tanır. (Kanglı Koca Oğlu Kan Turalı Destanı) - Segrek’in eşi “babamdan daha iyi kayınbaba” (Uşun Koca Oğlu Segrek Destanı) P262 – Kayınvalide - Dirse Han, hatunun anasının sevgisi (Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanı) - Banu Çiçek’in Kayınvalide (Pay Püre Oğlu Bamsı Beyrek) - Burla Hatun’un kadın anasının sevgisi Kazan (Kazan Bey Oğlu Uruz’un Esir Olduğu Destan) - Selcen Hatun, görünce kaynanasını tanır (Kanglı Koca Oğlu Kan Turalı Destanı) - Segrek’in eşi “anamdan daha iyi kayın ana” (Uşun Koca Oğlu Segrek) 66 P272 Sütanne - Tepegözü beslemesi için Aruz sütanne getirir (Basat’ın Tepegöz’ü öldürdüğü Destanı) P291 – Büyükbaba - Bayındır Han, Uruz’un dedesi (Salur Kazan’ın Esir Olup Oğlu Uruz’un Çıkardığı Destan) P293 – Amca, dayı - Kazan Bey’in dayısı Aruz Koca (Salur Kazan’ın Evinin Yağmalandığı Destan) - Kazan Bey’in dayısı Aruz (Kazan Bey Oğlu Uruz Beyin Esir Olduğu Destan) - Yigenek’in dayısı Emen (Kazılık Koca Oğlu Yigenek Destanı) - Uruz’un amcası Kara Göne (Salur Kazan’ın Esir Olup Oğlu Uruz’un Çıkardığı Destanı) - Kazan’ın dayısı Aruz (İç Oğuza Dış Oğuz Asi Olup Beyrek’in Öldüğü Destanı) P297 Yeğen (erkek) - Tırabuzan tekürünün kardeş oğlu vardır. (Kanglı Koca Oğlu Kan Turalı Destanı) - Basat’ın kardeşi Kıyan’ın elâ gözlü bebekleri öksüz kalır. (Basat’ın Tepegöz’ü Öldürdüğü Destanı) 67 - P315 – Birbiri için ölümü göze alan arkadaşlar - Kan Turalı kırk yiğidine canını kurban edebilir (Kanglı koca Oğlu Kan Turalı Destanı) P316 – Diğeri için hayatını feda eden arkadaş - Nâibi kılıcını sıyırdı, eline aldı, benim başım Beyrek’in başına kurban olsun dedi. Nâib paralandı, şehit oldu. Pay Püre Oğlu Bamsı Beyrek) P319 – Arkadaşlık-çeşitli - Banu Çiçek’in Beyrek’e gönderdiği kırmızı kaftanı, arkadaşları çok beğenince onlara da sıra ile giymelerini teklif eder. (Pay Püre Oğlu Bamsı Beyrek) P320 – Konukseverlik - Kırdan yabandan eve bir misafir gelse, kocası evde olmasa, hanım onu yedirir, içirir, ağırlar, azizler gönderir. (Mukaddime) - Hanlar hanı Bayındır, Oğuz Beyleri’ne ziyafet tertipledi. Attan aygır, deveden erkek deve, koyundan koç kestirdi. (Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanı) - Tırabuzan kafirleri Kan Turalı ve kırk yiğidi için ak çadır diker, alaca hali döşer, ak koyun keser, yedi yıllık al şarap içirir. (Kanglı Koca Oğlu Kan Turalı Destanı) - Kazan, Dış Oğuz beylerini attan aygır, deveden erkek deve, koyundan koç kestirerek ağarlar, ziyafet verir. (İç Oğuz’a Dış Oğuz Asil Olup Beyrek’in Öldüğü Destanı) 68 P324 – Misafirini hediyelerle onurlandıran ev sahibi - Bayındır Han, Begil’i misafir eder, güzel at, güzel kaftan, bol harçlık verir. Üç gün Begil’i av etiyle misafir eder. (Begil Oğlu Emre Destanı) P327 – Kutlama - Kazan, Uruz’u esaretten kurtarınca kırk otağ diktirir, yedi gün yedi gece yeme içme olur, kırk evli kul ile kırk cariyeyi oğlunun başına çevirir, âzât eder. Kahraman yiğitlere kale ülke verir, cübbe çuha verir. (Kazan bey Oğlu Uruz’un Esir Olduğu Destanı) - Kanglı Koca, oğlu Kan Turalı ve gelini Selcen Hatun’a düğün yapar. Kudretli Oğuz Beylerini ağırlar. Altınlıca gölgeliğini dikip Kan Turalı gelin odasına girer. (Kanglı Koca Oğlu Kan Turalı Destanı) - Aruz koca, ormandaki aslan-adamı alıp eve getirir. Şenlik yapılır, yeme içme olur. (Basat’ın Tepegözü Öldürdüğü Destanı) - Uşun Koca, oğullarının ikisi de sağ salim gelince gümbür gümbür davullar çaldırır, altın tunç borular öttürtür. (Uşun Koca Oğlu Segrek Destanı) Attan aygır, deveden erkek deve, koyundan koç kesilir. - Kazan güzel çimene çadır otağ diktirir. Yedi gün yedi gece toy düğün edilip, yeme içme olur. (Salur Kazan’ın) - Kazan yeşil düzlüğe, güzel çimene çadır diktirir, otağ kurdurur. (İç Oğuz’a Dış Oğuz’un Asil Olup Beyrek’in Öldüğü) P361 – Sadık hizmetkâr - Burla Hatun’un kırk ince belli kızının, Burla’yı ele vermemek için hepsinin aynı anda kendisinin Burla olduğunu söylemesi. (Salur Kazan’ın Evinin Yağmalandığı Destan) 69 P365 – Sadakatsiz hizmetkâr - Boğaç tahta çıkıpta babasının gözdesi olunca, Dirse Han’ın yiğitleri oğlu babaya vurdurup yeniden gözde olmak için plan kurar. (Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanı) - Boğaç’ın geri döndüğünü duyan 40 nâmert hizmetkâr yeni plan yapıp Dirse Han’ı kâfire eli bağlı, sicim boynunda götürüp esir ettirdiler. (Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanı) P412 – Çoban - Karacık Çoban, kara kaygılı rüya görür. (Salur Kazan’ın Evinin Yağmalandığı Destan) - Esir düşen Uruz’a, kâfir kara çoban keçesi giydirir (Kazan bey Oğlu Uruz’un Esir Olduğu Destan) - Aruz’un çobanı Konur Koca Sarı Çoban (Basat’ın Tepegöz’ü öldürdüğü Destan) - Kâfirin at güden çobanı (Uşun Koca Oğlu Segrek destanı) - Develeri güden deveci, kara koçu güden at çobanı, ağılları güden çoban (Uşun Koca Oğlu Segrek destanı) - Sığırmaç teküre kalenin alındığını haber verir. (Salur Kazan’ın Esir Olup Oğlu Uruz’un Çıkardığı Destan) P424 – Doktor - Boğaç’ın anası, dağ çiçekleri ve kendi sütü ile merhemlediği oğlunu hekime emanet eder. (Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanı) P427 – Ozan - Kolca kopuzlu ozan, beyden beye gezer. Erin cömerdini, cimrisini bilir. 70 (Mukaddime) - Ozan dili çevir olur. (Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanı) - Beyrek, Oğuz’a giderken karşılaştığı ozandan kapuzunu atıyla değiştirip, ozan kılığında yola devam eder. (Pay Püre Oğlu Bamsı Beyrek Destanı) - Ozan Pay Püre Oğlu Bamsı Beyrek Destanı) - Ozan coşturucu havalar çalar (Kanglı Koca Oğlu Kan Turalı Destanı) P428 – Müzisyen - Zurnacı, davulcu (Pay Püre Oğlu Bamsı Beyrek) P431 – Tüccar - Pay Püre bezirgânlara oğlu için Rum elinden güzel armağanlar ısmarladı. (Pay Püre Oğlu Bamsı Beyrek destanı) - Beyrek, çardaktan bezirgânları görür, onlara Banu Çiçek’ten haber sorar (Pay Püre Oğlu Bamsı Beyrek) - Tâcir, bezirgân kılığında Uruz, Kara Göne ve Yiğitleri (Salur Kazan’ın Esir Olup Oğlu Uruz’un Çıkardığı) P460 – Diğer meslekler - Kâfirin casusu, Oğuz beylerinin ava çıktığını Şâkli Melik’e haber verir. (Salur kazan’ın Evinin Yağmalandığı Destan) - Begil’in eşi, bacağının kırık olduğu sırrını hizmetçiye söyler. (Begil Oğlu Emre Destanı) - Begil’in eşinin hizmetçisi bacağının kırık olduğu sırrını kapıcıya söyler. (Begil’in Oğlu Emre Destanı) - Begil’in bacağının kırık olduğunu öğrenen casusu Teküde haber verdi. (Begil Oğlu Emre Destanı) - Tekor’ün haber aldığını Begil’in casusu kendisine bildirdi. (Begil Oğlu Emre Destanı) 71 - Alınca Tekürünün casusu Egrek’in tuzak koruda olduğunu bildirir. (Uşun Koca Oğlu Begrek Destanı) - Solur Kazan’ın Şahinci başısı (Salur Kazan Esir Olup Oğlu Uruz’un Çıkardığı Destan) P461 – Asker - Asker, Ala Dağa ava çıkar. (Salur Kazan’ın Evinin Yağmalandığı Destan) P475 – Hırsız, haydut - Tepegöz yol keser, harami olur. (Basat’ın Tepegöz’ü Öldürdüğü Destanı) P525 – Kontratlar - Dede Korkut, Tepegöz ile iki aşçı ve günlük yiyecek miktarı konusunda anlaşma yapar. (Basat’ın Tepegez’ü Öldürdüğü Destanı) P534 – Feodal haraç - Oğuz beyleri, Dede korkut aracılığı ile Tepegöz’e haraç teklif ederler. (Basat’ın Tepegözü Öldürdüğü destan) - Bayındır Han’a Gürcistan’ın haracı gelir; bir at, bir kılıç, bir çomak. (Begil Oğlu Emre Destanı) - Toman tekürü, Salur Kazan’a kaleyi saran düşmanı yenerse haraç ödemeyi teklif eder. (Salur Kazan’ın Esir Olup Oğlu Uruz’un Çıkardığı Destan) 72 P553 – Silahlar - Kılıç, ok ile kılıç (Mukaddime) - Kara çelik öz kılıç (Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanı) - Dirse Han’ın oğlu kaçan boğaya bıçağını çekti. (Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanı) - Kılıç, ok, sert yay (Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanı) - Kara çelik öz kılıç, ak kirişli sert yay, altın mızrak. (Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanı) - Kara çelik öz kılıcın çentilmesin, alaca mızrağın ufanmasın (Dirse Han Oğlu Boğaç Destanı) - Mızrak, kılıç, doksan ok (Salur Kazan’ın Evinin Yağmalandığı Destan) - Altmış tutam mızrak, ap alaca kalkan, kara çelik öz kılıç, okluğunda seksen ok, ak kirişli sert yay. (Salur Kazan’ın Evinin Yağmalandığı Destan) - Altı dilimli gürz (Salur Kazan’ın Evinin Yağmalandığı Destan) - Kara çelik öz kılıç, alaca mızrak (Salur Kazan’ın Evinin yağmalandığı Destan’ın Dede Korkut’un duası bölümü) - Ak kirişli sert yay, altı kanatlı gürz (Pay Püre Oğlu Bamsı Beyrek Destanı) - Yay çekmek, ok atmak (Kazan Bey Oğlu Uruz Beyin Esir Olduğu Destan) - Güneş gibi parlayan kâfirin miğferi, yıldız gibi parlayan kâfirin mızrağı (Kazan bey Oğlu Uruz beyin Esir Olduğu Destan) - Kara çelik öz kılıç yapısı pek demir elbise (Kozan Bey oğlu uruz’un esir olduğu destan) - Kargı mızrak, altın mızrak (Kazan Bey Oğlu Uruz’un Esir Olduğu Destan) - Altmış tutam alaca mızrak (Kazan Bey Oğlu Uruz’un Esir Olduğu Destan) - Kâfirin kara tuğu (Kazan Bey Oğlu Uruz’un Esir Olduğu Destan) - Kara kılıç (Duha Koca Oğlu Deli Dumrul Destanı) - Gürz (Kanglı Koca Oğlu Kan Turalı Destanı) - Kara çelik kılıç (Kanglı Koca Oğlu Kan Turalı Destanı) 73 - Mancınık (Kanglı Koca Oğlu Kan Turalı Destanı) - Ok (Kanglı Koca Oğlu Kan Turalı Destanı) - Mızrak (Kanglı Koca Oğlu Kan Turalı Destanı) - Gürz (Kazılık Koca Oğlu Yigenek Destanı) - Yay (Kazılık Koca Oğlu Yigenek Destanı) - Kılıç (Kazılık Koca Oğlu Yigenek Destanı) - Kargı dilli mızrak (Kazılık Koca Oğlu Yigenek Destanı) - Som altınlı ok (Kazılık Koca Oğlu Yigenek Destanı) - Sivri Mızrak (Kazılık Koca Oğlu Yigenek Destanı) - Altmış batman gürz (Kazılık Koca Oğlu Yigenek Destanı) - Kanatlı çomak (Kazılık Koca Oğlu Yigenek Destanı) - Sapan taşı (Basat’ın Tepegöz’ü Öldürdüğü Destan) - Kılıç (Basat’ın Tepegöz’ü Öldürdüğü Destan) - Ok (Basat’ın Tepegöz’ü Öldürdüğü Destan) - Mızrak (Basat’ın Tepegöz’ü Öldürdüğü Destan) - Demir Giyim (Basat’ın Tepegöz’ü Öldürdüğü Destan) - Katı yay (Basat’ın Tepegöz’ü Öldürdüğü Destan) - Kargı (Basat’ın Tepegöz’ü Öldürdüğü Destan) - Okluk (Basat’ın Tepegöz’ü Öldürdüğü Destan) - Hançer (Basat’ın Tepegöz’ü Öldürdüğü Destan) - Şiş (Basat’ın Tepegöz’ü Öldürdüğü Destan) - Mancınık (Basat’ın Tepegöz’ü Öldürdüğü Destan) - Kılıç (Begil Oğlu Emre Destanı) - Çomak (Begil Oğlu Emre Destanı) - Yay (Begil Oğlu Emre Destanı) - Ok (Begil Oğlu Emre Destanı) - Kiriş (Begil Oğlu Emre Destanı) - Yapısı sağlam demir giyim (Begil Oğlu Emre Destanı) - Mızrak (Begil Oğlu Emre Destanı) - Altı kanatlı gürz (Begil Oğlu Emre Destanı) - Kalkan (Begil Oğlu Emre Destanı) 74 - Mızrak (Uşun Koca Oğlu Begrek Destanı) - Kara çelik öz kılıç (Uşun koca Oğlu Begrek Destanı) - Kılıç (Salur Kazan’ın Esir Olup Oğlu Uruz’un Çıkardığı Destan) - Gürz (Salur Kazan’ın Esir Olup Oğlu Uruz’un Çıkardığı Destan) - Kalkan (Salur Kazan’ın Esir Olup Oğlu Uruz’un Çıkardığı Destan) - Demir giyim (Salur Kazan’ın Esir Olup Oğlu Uruz’un Çıkardığı Destan) - Mızrak - Çomak - Kılıç (İç Oğuz’a Dış Oğuz Asi Olup Beyrek’in Öldüğü Destan) - Yapısı sağlam demir giyim (İç Oğuz’a Dış Oğuz Asi Olup Beyrek’in Öldüğü Destan) - Kara çelik öz kılıç (İç Oğuz’a Dış Oğuz Asi Olup Beyrek’in Öldüğü Destan) - Miğfer (İç Oğuz’a Dış Oğuz Asi Olup Beyrek’in Öldüğü Destan) - Mızrak (İç Oğuz’a Dış Oğuz Asi Olup Beyrek’in Öldüğü Destan) - Kalkan P555 – Savaşta mağlubiyet - Uruz, kâfirle savaşında mağlup olup esir düşer (Kazan Bey Oğlu Uruz’un Esir Düştüğü Destan) - Emre savaşta Tekür’e aman diletir. Tekür müslüman olmak ister. (Begil Oğlu Emre Destanı) P556 – Savaşa meydan okumak - Boğaç, kırk yiğidi ile beraber at tepti, babasını kurtarmak için cenk ve savaş etti. (Dirse Han Oğlu Boğaç Han destanı) - Deli Dumrul, Azrail’e meydan okur (Duha Koca Oğlu Deli Dumrul destanı) - Emre “Yanımda yiğitlerim savaş diler 75 Alp ere korku vermek ayıp olur Beri gel bre kâfir savaşalım” (Begil Oğlu Emre Destanı) P557 – Askerî Gelenekler - Deli Karçar, arkadaşları ile nişan talimi yapar (Pay Püre Oğlu Bamsı Beyrek Destanı) - Savaşa giderken gümbür gümbür davullar dövüldü, burması altın tunç borular çalındı. (Kazan Bey Oğlu Uruz’un Esir Olduğu Destanı) - Dış Oğuz beyleri ile Dundar sağa at tepti. Kahraman yiğitleri ile Kara Budak sola at tepti. Kazan kendisi merkeze at tepti. (Kazan Bey Oğlu Uruz’un Esir Olduğu Destanı) - Burla Hatun, kâfire karşı savaşta kılıç ile savaşır. (Kazan bey Oğlu Uruz’un Esir Olduğu Destanı) - Kan Turalı, Tırabuzan tekürünün kızını almak için canavarlarla çarpışırken kırk yiğidi kopuz çalıp Turalı’yı över (Kanglı Koca Oğlu Kan Turalı Destanı) - Yigenek babası Kanglı Koca’yı kâfirin elinden kurtarınca, savaşta galip gelince aziz Tanrı adına hutbe okuttular. Kuşun alaca kanını, kumaşın arısını, kızın güzelini, dokuz katlı işlenmiş süslü elbise, cübbe Bayındır Han’a hisse çıkardılar. Geri kalanını gazilere bağışladılar. (Kazılık Koca Oğlu Yigenek Destanı) - Savaş günü önden at tepen alp Ulaş oğlu Salur Kazan (Basat’ın Tepegöz’ü Öldürdüğü Destan) - Eğrek akında yağmalar, sayısız ganimet alır. (Uşun Koca Oğlu Begrek Destanı) - Savaş günü önden at tepen alp Salur Kazan (Uşun Koca Oğlu Segrek Destanı) - Uruz, Kara Göne ve yiğitleri Salur Kazan’ı kurtarmak için boru çalarak yola çıkar. (Salur Kazan’ın Esir Olup Oğlu Uruz’un Çıkardığı Destan) 76 - Oğuzlar gümbür gümbür davullar çalarak kaleye yürür. (Salur Kazan’ın Esir Olup Oğlu Uruz’un Çıkardığı Destan) - Boru çalınır, davul vurulur (İç Oğuz’un Dış Oğuz’a Asi Olup Beyrek’in Öldüğü) - Ganimet alınır (İç Oğuz’un Dış Oğuz’a Asi Olup Beyrek’in Öldüğü) P634 – Bayram, ziyafet - Dirse Han, attan aygır, deveden erkek deve, koyundan koç kestirdi, ziyafet verdi. (Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanı) - Dirse Han’ın hatunu, oğlunun ilk avından dönüşü için Oğuz beylerine ziyafet hazırlar. Attan aygır, deveden erkek deve, koyundan koç kestirir. (Dirse Han Oğlu Boğaç Han destanı) - Kazan, 90 yerde alaca ipek hali döşeyip, seksen yere büyük kaplar kurup, altın kadehler sürahiler dizdirip, dokuz güzel yüzlü kâfir kızına, Oğuz beylerine kadeh sundurup, ziyafet verir. (Salur Kaz’ın Evinin Yağmalandığı Destan) P677 – Duello - Kan Turalı, Selcen Hatun’un düşmana karşı gösterdiği başarıdan rahatsız olur, gururu incinir, ok atarak koz paylaşmaya davet eder. Selcen Hatun, Turalı’ya kıyamadığından okun temrenini çıkarır, nişan alır. Turalı durumu fark edince kucaklaşır, barışırlar. (Kanglı Koca Oğlu Kan Turalı Destanı) P710 – Milletler - Bayat Boyundan Korkut Ata, Oğuz’un tam bulucusu idi. (Mukaddime) 77 - Bilici Korkut Ata Oğuz kavminin müşkülünü hallederdi. (Mukaddime) - Bayındır Han Oğuz beylerini misafir eder. (Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanı) - Gürcistan (Salur Kazan’ın Evinin Yağmalandığı Destan) - Gürcistan (Pay Püre Oğlu Bamsı Beyrek Destanı) - Türkistan (Pay Püre Oğlu Bamsı Beyrek Destanı) - Tatar oğlu Uruz (Kazan Bey Oğlu Uruz’un Esir Olduğu Destan) - Rum, Şam (Duha Koca Oğlu Deli Dumrul Destanı) - Türkmen (Kanglı Koca Oğlu Kan Turalı Destanı) - Kudretli Oğuz Eli (Kanglı Koca Oğlu Kan Turalı Destanı) - Oğuz’un hudut boyu (Kanglı Koca Oğlu Kan Turalı Destanı) - Oğuz ili (Kanglı Koca Oğlu Kan Turalı Destanı) - Türkistan (kazılık Koca Oğlu Yigenek destanı - Gürcistan (Begil Oğlu Emre Destanı) - Oğuz (Begil Oğlu Emre Destanı) - Oğuz eli (Uşun Koca Oğlu Segrek Destanı) - Oğuz Erenleri (salur Kazan’ın Esir Olup Oğlu Uruz’un Çıkardığı Destan) - Çerkes (Salur Kazan’ın Esir Olup Oğlu Uruz’un Çıkardığı Destan) - Kudretli Oğur (Salur Kazan’ın Esir Olup Oğlu Uruz’un Çıkardığı Destan) P716 – Irklar, soylar - Bilici Korkut Ata hanlığın tekrar Kayı boyuna geçeceğini söyler. Bu dediği Osman neslidir. (Mukaddime) - Dış Oğuz beyleri sağdan tepti, İç Oğuz beyleri merkeze tepti (Salur kazan’ın Evinin Yağmalandığı Destan) - Bayburt Hisarı (Pay Püre Oğlu Bamsı Beyrek) - Açık Tatyan Kalesi, Ak Saka kalesi (Kazan Bey Oğlu Uruz Beyin Esir Olduğu Destan) - İç Oğuz, Dış Oğuz (Kanglı Koca Oğlu Kan Turalı) - İç Oğuz, Dış Oğuz (Kazılık Koca Oğlu Yigenek Destanı 78 - İç Oğuz, Dış Oğuz (kazılık Koca Oğlu Yigenek Destanı) - Kudretli Oğuz beyleri - İç Oğuz, Dış Oğuz ( Begil Oğlu Emre Destanı) - Üç Ok (İç Oğuz), Boz Ok (Dış Oğuz) boyları (İç Oğuza Dış Oğuz Asi Olup Beyrek’in öldüğü) - Dış oğuz (İç Oğuza Dış Oğuz Asi Olup Beyrek’in öldüğü) - İç Oğuz III) BEOWULF DESTANI’NDA TOPLUMSAL HAYATA İLİŞKİN MOTİFLER P12 - Kralların Kişilikleri - Duymuşsundur eski günlerdeki Danimarka Krallarını ve onların ne büyük savaşçı olduklarını (Önsöz) - Hrothgar, yapılacak ziyafet salonunda Tanrı’nın tüm ona verdiği nimetleri, genç ve yaşlıyla paylaşacaktır. (Önsöz) - Savaşçıların adetlerini bilen Danimarka Lordu (Beowulf Herot’a Gelir) - halkın adil dostu Danimarka Lordu (Beowulf Herot’a Gelir) - hazine veren, savaşta cesur Hrothgar (Beowulf Herot’a Gelir) - Hrothgar iyi bir kraldır (Savaşçılar Sevinir) - yaşlı bilge kral (Grendel’ın Annesi) - bilge kral (Grendel’ın Bataklığına Yolculuk) - soylu Hrothgar (Grendel’ın Bataklığına Yolculuk) - bilge kral (Grendel’ın Bataklığına Yolculuk) - Beowulf, bilge kral (Beowulf Kral Olur) - Heardred, iyi bir kral (Beowulf’un Ejderha’ya Saldırmaya Hazırlandığını Öğreniriz) - Beowulf, cesur kral (Beowulf’un Ejderha’ya Saldırmaya Hazırlandığını Öğreniriz) - Savaşçı kral, Beowulf (Beowulf Ejderha ile Dövüşür) - bilge adam Beowulf (Beowulf Ejderha ile Dövüşür) 79 - Savaşçıların en cesuru (Beowulf’un Ölümü) - Beowulf, yiğitlikler yapan, savaşçıların hükümdarı (Beowulf’un Ölümü) - Böylece Geatlılar yasını tuttular büyük hükümdarlarının, söyleyerek onun, en kibar, en hoşgörülü, en nazik olduğunu halkına dünyadaki krallar arasında, ve en istekli sonsuz şöhret için. (Cenaze-Beowulf’un ölümünün ardından, halkının onun için düşünceleri.) P13 - Krallarla İlgili Gelenekler - Shield’ın oğlu Grain’in özellikleri anlatılır: Genç prensler, tıpkı onun yaptığı gibi, henüz gençken daha, dağıtmalıydılar hazineleri ki yaşlılık gelip çattığında, savaş zamanında destekleyecekti insanlar onları. (Önsöz-Danimarkalıların Erken Tarihi) - Kral Shield’in cenaze töreni: İnsanları taşıdı onu denize, Son isteği de buydu. Buzla kaplı ama açılmaya hazır, sağlam bir gemi bekliyordu limanda. Shield’i oraya yatırdılar, uzak diyarlardan gelen altın ve defineyle çevrili gemi direğine yasladılar. 80 …. Kalkanla ve kılıçla, Zırhla, hediyeyle dolu, Uzun yolculuğu için. (Önsöz-Danimarkalıların Erken Tarihi) P14 - Kralların Uygulamaları - Beowulf, kral olunca, ülkesini iyi muhafaza etti, yönetti. P16 - Kralın Saltanatının Sonu Shield, alnına yazılı saatte öldü. Güçlü gitti Tanrı’ya. İnsanları taşıdı onu denize, son isteği de buydu. Buzla kaplı ama almaya hazır, sağlam bir gemi bekliyordu limanda. Shield’i oraya yatırdılar, uzak diyarlardan gelen altın ve defineyle çevrili gemi direğine yasladılar. (Önsöz- Danimarkalıların Erken Tarihi) - “Beowulf ıslandı yaşamın kanıyla; taştı kan, dalgalar halinde.” (Beowulf Ejderha ile Dövüşür) Yara şişmeye ve yanmaya başladı, zehir kaynadı, şu içerideki zehir… Wiglaf yıkadı lordunu, miğferi çözülmüş, savaşta yorulmuş lordunu… Beawulf yaşamını halkın ihtiyaçlarıyla takas eder- hazinedeki ganimet halkı zengin edecek diye düşünür (Beowulf’un ölümü) P18 - Kralların evliliği - Hrothgar gitti kraliçenin yatağını bulmaya 81 (Beowulf Herot’a Gelir-Gece olunca herkes uyumaya çekilirken kral Hrothgar da odasına gider.) P19 - Krallarla ilgili diğer motifler - Yaşlı kral Hrothgar, ölen adamları için ağlar. (Grendel Saldırır) - Kral, yüzüklerin koruyucusudur. (Savaşçılar Sevinir) - Beowulf “Takas ettim eski yaşamımı halkın ihtiyaçlarıyla.” (Beowulf’un Ölümü) - Beowulf, ölmek üzereyken boynundaki altın kolyeyi, altın süslü miğferi, bir yüzük ve zırhı Wiglaf’a verir. (Beowulf’un Ölümü) - kral ile beraber hazinelerde yakılır (Beowulf’un Ölümü) P20 - Kraliçeler - Wealhtheow, Hrothgar’ın kraliçesi adamları karşılamak için altına bezenmişti. (Beowulf Herot’a Gelir-Kraliçe, altınlara bezeli kostümüyle Krala bira sunar.) - hafızası mükemmel kraliçe (Beowulf Herot’a Gelir-Kraliçe Konuşur.) - halkın altın bezeli kraliçesi (Beowulf Herot’a Gelir) P29 - Kraliçeler-çeşitli - Kraliçe bir grup bakireyle yürüdü ziyafet sandalyeleri arasından. (Savaşçılar Sevinir) 82 P30 – Prensler - Beowulf, iyi prens. (Beowulf’un Ejderhaya Saldırmaya Hazırlandığını Öğreniriz) - prensin yaşamını kaybetmesi (Beowulf’un Ejderhaya Saldırmaya Hazırlandığını Öğreniriz) P202 – Hiç akrabası olmadığı için yakınan kişi - “ Şimdi vermeliyim oğullarıma Savaş kıyafetlerimi, Lakin kader bahşetmedi bana Çocuk sahibi olayım.” (Beowulf’un Ölümü) P210 – Karı-Koca - Ongentheow, Heathayn’i öldürerek karısını kurtarır (Beowulf’un Ölümü) - Ongentheow, karısı ve çocuklarıyla toprak duvarın gerisine çekilir. (Beowulf’un Ölümü) - Beowulf’un eşi hüzünlü bir türkü söyler (Beowulf’un Ölümü) P231 – Anne ve Oğul - Beowulf’u doğuran kadın (Konuşmalar) - Grendel’ın annesi (Grendel’ın Annesi) - Grendel’ın annesi (Grendel’ın Bataklığına Yolculuk) - Hygd, Hygelc’ın karısı, kendi oğluna güvenmez (Beowulf’un Ejderhaya Saldırmaya Hazırlandığını Öğreniriz) 83 P233 – Baba ve Oğul - Shield, Sheaf’in oğlu (Önsöz) - Shield’in bir oğlu oldu, Grain (Önsöz) - Grain’in bir evladı oldu, Healfdene (Önsöz) - Healfdene’nin çocukları: Heorogar, Hrothgar, İyi Halga. - Lordunuz, Healfdene’nin oğlu (Beowulf, Grendel’dan haberdar olur) - Healfdene’nin oğlu yüce lord (Beowulf Herot’a gelir) - Edgtheow derler babasına (Beowulf Herot’a gelir) - Beowulf’un babasının bir cinayeti büyük bir kan davasına neden olur. (beowulf Herot’a Gelir) - Heorogar, Healfdene’nin oğlu (Beowulf Herot’a Gelir) - Unferth, Ecglaf’ın oğlu (Beowulf Herot’a Gelir) - Healfdene’in oğlu (Beowulf Herot’a GelirN - Beowulf, Ecgtheow’un oğlu (Konuşmalar) - Hunlaf’ın oğlu (Herot’da Ziyafet) - Beowulf, Ecgtheow’un oğlu (Grendel’ın Annesi) - Ecgtheow’un oğlu Beowulf (Grendel’ın Bataklığına Yolculuk) - Healfdene’in oğlu Danimarka Lordu (Grendel’ın Bataklığına Yolculuk) - Healfdene’in oğlu (Hrothgar Bir Savaşçının Nasıl Olması Gerektiğini Açıklar) - Othere’nin oğulları (Beowulf’un Ejderhaya Saldırmaya Hazırlandığını Öğreniriz) - Ongentheow’un oğlu (Beowulf’un Ejderhaya Saldırmaya Hazırlandığını Öğreniriz) - Ohthere’nın oğlu (Beowulf’un Ejderhaya Saldırmaya Hazırlandığını Öğreniriz) - Heardred, Hygelac’ın oğlu (Beowulf’un Ejderhaya Saldırmaya Hazırlandığını Öğreniriz) - Hrethal’ın oğulları; Herebeald, Haethcyn, Hygelac (Beowulf’un Ejderhaya Saldırmaya Hazırlandığını Öğreniriz) 84 - Ongentheow’un cengaver oğullarından (Beowulf’un Ejderhaya Saldırmaya Hazırlandığını Öğreniriz) - Wiglaf, Woehstan’ın oğlu (Beowulf Ejderha ile Dövüşür) - Eanmund, Othere’nin oğlu (Beowulf Ejderha ile Dövüşür) - Wiglaf, Weohstan’ın oğlu (Beowulf’un Ölümü) - Haethcyn, Hrethel’in oğlu (Beowulf’un Ölümü) - Wiglaf, Woehstan’ın oğlu (Beowulf’un Ölümü) P234 – Baba ve kız - Healfdene’nin dört çocuğundan biri kızdır, adı geçmez, İsveç Kralı Onela ile evli olduğundan bahsedilir. (Önsöz) - Hygelac, tek kızını Eofor’a verir (Beowulf’un ölümü-Hygelac, savaşta kendisine zafer kazandıran Eofor’a ganimet ve kızını verir.) - P251 – Erkek Kardeşler - Heorogar, Hrothgar’ın abisi (Beowulf Herot’a Gelir-Herogar Healfdene’nin ölen büyük oğlu) - Unferth, kendi kardeşinin katili (Beowulf Herot’a Gelir-Beowulf’un, Brecca ile yüzme müsabakasını yeren Unferth’e, hiçbir kahramanlığı olmadığı gibi kardeş katili olduğunu hatırlatan konuşmasından.) - Aeschere, Yrmenlaf’in abisi (Grendel’ın Annesi-Kral Hrothgar’ın, Grendel’ın annesi tarafından öldürülen arkadaşı Aeschere’ı anarken) P261 – Kayınpeder - Eofor, Hygelac’ın kayınpederi (Beowulf’un Ölümü-Ulak Beowulf’un ölümünü ve Şimdi Yinelenecek Olan Düşmanlığı Haber Verir-Hygelac, savaştaki zaferi karşılığında tek kızını Eofor ile evlendirince, Eofor’un kayınpederi olur.) 85 P291 – Büyükbaba - Hygelac, Swerting’in torunu (Kraliçe konuşur) P293 – Amca, dayı - Hygelac, Beowulf’un amcası (Kraliçe Konuşur) P297 Yeğen (erkek) - Sigemund’un yeğeni Fitela (Savaşçılar Sevinir) - Onela’nın kardeşinin evladı (Beowulf Ejderha ile Dövüşür) P315 – Birbiri için ölümü göze alan arkadaşlar - Wiglaf için, Beowulf’un canı kendininkinden daha değeörli (Beowulf Ejderha ile Dövüşür) P319 – Arkadaşlık-çeşitli - Beowulf’un babasının kan davasını çözmek için Kral Hrothgar’ın para, hazine ödemesi (Beowulf Herat’a Gelir-Beowulf’un babası Wylfings’lerden Heatholof’un katilidir, Kral Hrothgar Wylfings’e savaş çıkmaması için kan parası öder.) - Beowulf’un savaşçı arkadaşları liderlerini Grendel’dan korumaya çalışır (Grendel Tekrar saldırır) - Aeschere, Hrothgar’ın güvenli yoldaşı (Grendel’ın Annesi-Aeschere, Grendel’ın annesinin intikam saldırısında ölür, kral çok üzülür.) - Beowulf’un arkadaşlarından hiçbiri ejderha ile savaşında yanında olmuyor (Beowulf Ejderha ile Dövüşür) 86 P320 – Konukseverlik - “Kakmalı kupa taşıyarak ve tatlı içki dağıtarak“ misafire ikram yapılır. (Beowulf Herat’a Gelir) P324 – Misafirini hediyelerle onurlandıran ev sahibi - Hrothgar, Beowulf’a yaldızlı bir sancak, miğfer, zırh, değerli bir kılıç hediye eder. (Herot’ta Ziyafet) - Kral Hrothgar, Beowulf’a sekiz at verir. (Herot’ta Ziyafet) - Kral, Beowulf’un arkadaşlarının herbirine birer hediye verir. (Herot’ta Ziyafet) - Kraliçe, Beowulf’a kupa verir. (Hert’ta Ziyafet) P327 – Kutlama - Hrothgar, dünyanın en büyük ziyafet salonunun inşaatı bitince, söylediğini yapar, altın ve hazineyi büyük ziyafetlerle halkına dağıtır. (Önsöz) - Ziyafet Salonu, kadınlar ve erkekler tarafından altın süslerle, duvarlarda fevkalade manzaralarla süslenir. (Herot’da Ziyafet) - Ziyafet hazırlanır, Grendel ve annesinden kurtulma şerefine. (Hrothgar Bir Savaşçının Nasıl Olması Gerektiğini Açıklar) P340 – Öğretmen ve öğrenci - Beowulf, Heardred’e bir erkek oluncaya kadar hayata dair öğütler verir (Beowulf’un Ejderhaya Saldırmaya Hazırlandığını Öğreniriz) 87 P361 – Sadık hizmetkâr - Wiglaf, lordunu yıkar. (Beowulf’un Ölümü) - Wiglaf, Beowulf’a itaatle mağaradaki hazineyi çıkarmaya gider. (Beowulf’un Ölümü - Wiglaf, hazineleri Beowulf’a getirip, kanayan yarasını yıkar. (Beowulf’un Ölümü) - Beowulf’un cenazesinde, höyüğün etrafında methiyeler düzerek at süren, oniki savaşçı (Beowulf’un Ölümü) P365 – Sadakatsiz hizmetkâr - Korkak on savaşçı, Beowulf’un ihtiyacı olduğunda kaçanlar, ormana döner. (Beowulf’un Ölümü) P413 – Denizci - Kurnaz Denizci (Beowulf, Grendel’dan haberdar olur) P427 – Ozan - Büyük ziyafet salonunda ozan’ın kelimeleri coşturur. (Önsöz) - Ozan, dünyanın nasıl oluştuğunu, tanrı’nın dünyayı nasıl yarattığını, dünyayı nasıl süslediğini anlatır. (Önsöz) - Ozan, Hrothgar’a Grendel’ın neler çektirdiğini anlatır. (Grendel saldırır) - Şarkı sözler ozan (Beowulf Herot’a Gelir) - Ozan çocukların bilmediği şeyler anlattı (Savaşçılar Sevinir) - Ozan eski felaketin şarkısını söyler. (Herot’ta Ziyafet) - Ozanın neşeli şarkısı (Herot’ta Ziyafet) 88 P428 – Müzisyen - Harp çalan müzisyen (önsöz) - Harp (Beowulf Kral Olur) P460 – Diğer meslekler - Şeytanı yok edemeyen rehber (Beowulf, Grendel’dan haberdar olur) - Bilge adamlar kehanetleri inceler. (Beowulf Grendel’dan haberdar olur) - Ulak (Beawulf Herot’a Gelir) - Kupa taşıyıcı (Herot’ta Ziyafet) - Unferth, Hrothgar’ın sözcüsü (Herot’ta Ziyafet) - Gardiyan (Grendel’ın Bataklığına Yolculuk) - Binici (Beowulf’un Ejderhaya Saldırmaya Hazırlandığını Öğreniriz) - Ulak (Beowulf’un Ölümü) P461 – Asker - Savaşçı (Beowulf, Grendel’dan haberdar olur) - Akıllı bir savunma savaşçısı iki şeyi değerlendirmeli: İşler ve sözler. (Beowulf, Grendel’dan haberdar olur) - Savaşçı (Beowulf Hert’a Gelir) - Subay (Beowulf Hert’a Gelir) - Salonu koruyan savaşçılar (Grendel Tekrar Saldırır) - Savaşçı (Savaşçılar sevinir) - Savaşçı (Konuşmalar) - Savaşçılar sağlam içer. (Kraliçe Konuşur) - Savaşçı (Grendel’ın Annesi) - Beowulf, savaşçıların en iyisi (Hrothgar Bir Savaşçının Nasıl Olması Gerektiğini Açıklar) - Savaşçı (Hrothgar Bir Savaşçının Nasıl Olması Gerektiğini Açıklar) 89 - Savaşçı (Beowulf kral Olur) - Savaşçı (Beowulf’un Ejderhaya Saldırmaya Hazırlandığını Öğreniriz) - Woehstan’ın oğlu, kalkan dövüşçüsü (Beowulf Ejderha ile Dövüşür) - Savaşçı (Beowulf’un Ölümü) P475 – Hırsız, haydut - Hırsız, ihtiyaçtan, adeletten ayırıp yağmalamaya zorlanır (Beowulf Kral Olur) - Hırsız (Beowulf Ejderhayı Ziyaret Eder) P500 – Hükümet - Konsey, saldırılara karşı yapılacakları önerir. (Grendel Saldırır) - Konsey Üyeleri (Grendel’in Annesi) P548 – Çeşitli yasal adetler - Beowulf’a yardım etmeyip kaçan on savaşçı, toprak haklarını kaybeder (Beowulf’un Ölümü-Wilglaf Korkaklarla Konuşur.) P553 – Silahlar - Kalkan, kılıç, zırh (Önsöz) - Parlak silah (Beowulf, Grendel’dan haberdar olur) - Zırh (Beowulf, Grendel’dan haberdar olur) - Şangırdayan gömlek (Beowulf, Grendel’dan haberdar olur) - Parlak Kalkan (Beowulf, Grendel’dan haberdar olur) - Mızrak (Beowulf, Grendel’dan haberdar olur) - Altın kakmalı miğferde cengaver zihinleri koruyan, erkek domuz figürleri parlıyor. (Beowulf, Grendel’dan haberdar olur) 90 - Savaş zırhları (Beowulf Herot’a Gelir) - Gri ucuyla dişbudaktan yapılma mızrak (Beowulf Herot’a Gelir) - Altın işlemeli kalkan (Beowulf Herot’a Gelir) - Zırh (Beowulf Herot’a Gelir) - Maskeli miğfer (Beowulf Herot’a Gelir) - Kılıç (Beowulf Herot’a Gelir) - Savaş kılıcı (Grendel Tekrar Saldırır.) - Kılıç (Savaşçılar Sevinir) - Muazzam demir kılıç (Savaşçılar Sevinir) - Miğferin tepesinde kafayı koruması için metal şeritler sarılı (Herot’ta Ziyafet) - Zırh (Herot’ta Ziyafet) - Kılıç (Herot’ta Ziyafet) - Zırh (Kraliçe Konuşur) - Savaş aleti (Kraliçe Konuşur) - Parlak ahşap kalkan (Kraliçe Konuşur) - Miğfer (Kraliçe Konuşur) - Mızrak (Kraliçe Konuşur) - Kılıç (Grendel’ın Annesi) - Geniş kalkan (Grendel’ın Annesi) - Ok, dikenli mızrak, kılıç, zırh, miğfer, enli ve kahverengi kenarlı hançer (Grendel’ın Bataklığına Yolculuk) - Yay (Hrathgar Bir Savaşçının Nasıl Olması Gerektiğini Açıklar) - Ok (Hrathgar Bir Savaşçının Nasıl Olması Gerektiğini Açıklar) - Mızrak (Hrathgar Bir Savaşçının Nasıl Olması Gerektiğini Açıklar) - Kılıç (Hrathgar Bir Savaşçının Nasıl Olması Gerektiğini Açıklar) - Zırh (Beowulf Kral Olur) - Kalkan (Beowulf Kral Olur) - Kalkan (Beowulf’un Ejderhaya Saldırmaya Hazırlandığını Öğreniriz) - Yayın attığı ok (Beowulf’un Ejderhaya Saldırmaya Hazırlandığını Öğreniriz) 91 - Kılıcın keskin kenarı (Beowulf’un Ejderhaya Saldırmaya Hazırlandığını Öğreniriz) - Miğfer (Beowulf’un Ejderhaya Saldırmaya Hazırlandığını Öğreniriz) - Savaş sırığı (Beowulf’un Ejderhaya Saldırmaya Hazırlandığını Öğreniriz) - Zırh (Beowulf’un Ejderhaya Saldırmaya Hazırlandığını Öğreniriz) - Kalkan (Beowulf Ejderha ile Dövüşür) - Kılıç (Beowulf Ejderha ile Dövüşür) - Miğfer (Beowulf Ejderha ile Dövüşür) - Zırh (Beowulf Ejderha ile Dövüşür) - Savaş kaması (Beowulf Ejderha ile Dövüşür) - Kılıç, keskin demir, mızrak, miğfer, kolluk, zırh, kalkan, keskin silah (Beowulf’un Ölümü) P555 – Savaşta mağlubiyet - Savaşın şanı Beowulf’a gider, Grendel ölümcül yaralanır. (Grendel Tekrar Saldırır) - Beowulf, ejdere karşı olan savaşını kaybeder (Beowulf Ejderha ile Dövüşür) - Beowulf’un kılıcı kırılır (Beowulf Ejderha ile Dövüşür) P556 – Savaşa meydan okumak - Beowulf, krallığındaki ejderhaya, herkesten önce meydan okur (Beowulf’un Ejderhaya Saldırmaya Hazırlandığını Öğreniriz.) P557 – Askerî Gelenekler - Ganimet paylaşımı; iki kol takısı, zırhlar, yüzükler, boyun halkası (Kraliçe Konuşur) - Her zaman, hem savaş alanında hem evde savaşa hazırlar (Kraliçe 92 Konuşur) - Savaşa giderken boru çalmak (Grendel’ın Bataklığına Yolculuk - Trampet çalınır, savaşçılar gelir. (Beowulf’un Ölümü) P634 – Bayram, ziyafet - Ziyafet salonunun yüksek tavanı, ateşte dövülmüş kemerli kapısı (Grendel Tekrar Saldırır) - Ziyafet salonu, savaşçıların salonu. (Grendel Tekrar Saldırır) - İçinde ve dışında büyük beceriyle dövülmüş demir kemerli ziyafet salonu (Grendel Tekrar Saldırır) - Yangın yutmadıkça zarar görmeyecek görkemli ziyafet salonu (Grendel Tekrar Saldırır) - Kubbeli çatılı ziyafet salonu (Grendel Tekrar Saldırır) - Altın çatılı ziyafet salonu (Konuşmalar) - Yüksek tavanlı ziyafet salonunda bal likörü içilir. (Herot’ta Ziyafet) P710 – Milletler - Danimarka (Önsöz) - Altın sarısı sancak (önsöz) - Danimarkalılar (Grendel Saldırır) - Geat (Grendel Saldırır) - Geat Savaşçıları (Beowulf, Grendel’dan haberdar olur) - Danimarkalılar (Beowulf, Grendel’dan haberdar olur) - Danimarkalı (Beowulf Herot’a Gelir) - Geatlı (Beowulf Herot’a Gelir) - Finlerin diyarı (Beowulf Herot’a Gelir) - Danimarka (Grendel Tekrar Saldırır) - Jute (Savaşçılar Sevinir) - Danimarka (Savaşçılar Sevinir) 93 - Geat (Savaşçılar sevinir) - Juteler (Herot’ta Ziyafet - Danimarkalılar (Herot’ta Ziyafet) - Fin (Herot’ta Ziyafet) - Doğu Goth (Kraliçe Konuşur) - Geatlılar (Kraliçe Konuşur) - Frizyeliler (Kraliçe Konuşur) - Danimarka (Grendel’ın Annesi) - Geat (Grendel’ın Annesi) - Danimarkalılar (Grendel’ın Bataklığına Yolculuk) - Geat (Grendel’ın Bataklığına Yolculuk) - Danimarkalılar (Hrothgar Bir Savaşçının Nasıl Olması Gerektiğini Açıklar) - Geat (Hrothgar Bir Savaşçının Nasıl Olması Gerektiğini Açıklar) - İsveçli (Beowulf Kral Olur) - Geat (Beowulf Kral Olur) - Geat (Beowulf’un Ejderhaya Saldırmaya Hazırlandığını Öğreniriz) - İsveçliler (Hrothgar Bir Savaşçının Nasıl Olması Gerektiğini Açıklar) - Geot (Beowulf Ejderhayı Ziyaret Eder) - Frizya (Beowulf’un Ejderhaya Saldırmaya Hazırlandığını Öğreniriz) - Geat (Beowulf Ejderha ile Dövüşür) - Geat (Beowulf’un Ölümü) - Franklar (Beowulf’un Ölümü) - Frizyalılar (Beowulf’un Ölümü) - Mereovingianlar (Beowulf’un Ölümü) - İsveçliler (Beowulf’un Ölümü) P716 – Irklar, soylar - Wendla kabilesi (Beowulf Herot’a Gelir). 94 III. BÖLÜM DEDE KORKUT HİKÂYELERİ VE BEOWULF DESTANI’NDA YER ALAN TOPLUMSAL HAYATA AİT MOTİFLERİN KARŞILAŞTIRILMASI P13 - Krallarla İlgili Gelenekler Dede Korkut Kitabında krallarla ilgili gelenekler başlığının olmaması, Hanında halktan biri gibi yaşadığını düşündürür. Han için özel, ayırt edici bir gelenek saptanamamıştır. Beowulf’ta, krallarla ilgili Gelenekler başlığında iki özellik dikkat çeker. İlki, kral henüz genç bir prensken yaşlandığında da onu destekleyerek halkın var olması için, savaş ganimetlerini halkı ile paylaşması örneği ve önerisidir. İkincisi ise, daha dikkat çekici bir örnek olan kralın cenaze törenidir. Kral Shield, define, kalkan, kılıç, zırh ve hediyelerle dolu bir gemi içinde açık denize bırakılarak yakılır. Beowulf’un ölümünden sonra da ülkenin deniz kıyısındaki en yüksek tepesinde, öldürdüğü ejderhanın hazinesi ile oluşturulan höyükte yakılması dikkat çeker. Kral Shield, büyük bir gemi ile denize bırakılırken, Kral Beowulf, uzaktaki denizcilerin bile görebileceği büyüklükte ateş ister. Her iki kralın cenaze töreninde de deniz önemli bir çekim kaynağıdır. Burada Danimarkalıların denizle arasının iyi olmasının, deniz yolunu önemsemelerinin etkisi görülür. Dede Korkut Kitabında deniz ile ilgili hiçbir vurgunun olmaması coğrafyasından kaynaklanmaktadır. Oğuzlar, o dönemde, denize çok uzak yaşamaktaydılar. Deniz konusu, Dede Korkut Kitabı ve Beowulf arasındaki farklılıklardan birini oluşturur. 95 Krallarla ilgili gelenekler başlığı altında bahsetmek istediğimiz, Divan-ı Lügati’t-Türk’ü tararken rastladığımız “açıg”62 kelimesi. Han’ın verdiği ödül, bahşiş anlamına gelen bu sözcük, Dede Korkut Kitabı’nda hanlar hanı Bayındır Han’ın, tebaasına, memnun etmek ve teşekkür etmek için verdiği hediyelerle örtüşür. P14 – Kralların Uygulamaları Beowulf’un iyi bir kral olduğunu, halkı tarafından sevildiğini, ülkesini iyi koruduğunu, destan boyunca, Beowulf’un çeşitli maceralarının arasında verilen metin parçalarından öğreniyoruz. P16 – Kralın Saltanatının Sonu Beowulf destanında, kralın saltanatının sonu, Beowulf’un üçüncü ejder ile mücadelesinde ölümcül yara almasıyla karşımıza çıkar. Motif grubunda saltanatın sonu olarak, kralın başka bir güç tarafından tahttan devrilmesi anlaşıldığı gibi, kralın vefatıyla başlayan yeni saltanat süreci de anlaşılabilir. Çalışmamızda Beowulf’un hayatının sonuna kadar ülkesini adalet ve başarıyla yönetip, ülkesini ejderin gazabından kurtarmak için girdiği mücadelede, mağlup olarak hem yaşamını hem de saltanatını kaybetmesi kralın saltanatının sonu motifi altında işlenmiştir. P19 - Krallarla ilgili diğer motifler Kralların evliliğine ait motifi Beowulf Herot’a gelir bölümünde, akşam tüm askerler ve halk uyumak için evlerine giderken Kral Hrothgar’ın uyumak için kraliçe ile ortak odalarına çekilmesi ifadesi ile saptıyoruz. 62 Kâşgarlı Mahmûd, Divan-ı Lügat’i’t-Türk, Kabalcı Yayınları, İstanbul, 2005, s.129. 96 Beowulf’ta, krallarla ilgili çeşitli motiflere rastlanmaktadır. Bunların içinde yüzük sembolü dikkat çekici yer tutar. Kral savaşlarda ele geçirilen ganimet, hazine ve mücevherin sahibi, adil dağıtıcısı olarak tanıtılır. Yüzüklerin koruyucusu olarak anılır. Beowulf’un ölmek üzereyken, kendisine ait olan altın kolye, yüzük, miğfer ve zırhı Wilglaf’a vermesi, kendisinden sonra kral olarak onu gösterdiğinin bir işareti olarak algılanabilir. Beowulf’un cenaze töreninde, mücadele ettiği ve uğrunda öldüğü hazinenin lanetli olarak tanımlanıp onunla birlikte yakılması, ülkeyi lanetten korumanın bir yolu olarak yorumlanabileceği gibi, krallarını kaybetmekten dolayı büyük üzüntü duyan ve hazinenin yüksek maddi değerini önemsemeyen halkının, krallarına olan gönül bağlılığı olarak da yorumlanabilir. Oysa Beowulf, yarasının ölümcül olduğunu anladığı zaman, hayatını halkının ihtiyaçlarıyla takas ettiğini, hazinenin zenginliğinden ihtiyaç sahibi insanlarının faydalanacak olmasını kastettiğini sanıyoruz. Diğer bir bakış açısı ile, ülkenin ejderin zulmünden kurtulmuş olması ile ihtiyaçlarının karşılandığı da söylenebilir. Destandaki diğer kral motifi Hrothgar’a aitken, kral Hrothgar’ın Grendel’ın saldırısı ile ölen adamlarının ardından ağlaması, merhametli bir kral olduğunun göstergesidir. P20 - Kraliçeler Kraliçeler başlığı altında, Beowulf’ta, Kral Hrothgar’ın eşi Wealhtheow’dan bahsedilmesi gerekir. Kraliçenin rolü destanın içinde, Beowulf’a ikram ve hediye sunmaktan ileri gitmezken, üzerinde altın aksesuarlar olduğu muhtelif defalarda tekrarlanır. Dede Korkut Kitabında ise, kadın günlük hayatta, hatta savaşta, güreşte ve avda erkeklerle aynı alanlarda olurken, yönetici ya da yönetici eşi olarak bulunmaz, sembolik olarak bile gözükmez. 97 P29 - Kraliçeler-çeşitli Beowulf’ta karşımıza çıkan yukarıda ki motifin, Burla Hatun’un her ne kadar kraliçe olmasa da günlük hayatında bulunması dikkat çeker. Kraliçenin bir grup bakire nedimesi varken, Burla Hatun’un kırk ince belli kızı vardır. Burla Hatun’a refakat edenler hem nicelik hem de nitelik bakımından detaylandırılmıştır. Oysa Kraliçe Weolhtheow’un nedimelerinin sayısı ya da dış görünüşünden söz edilmemiştir. Burla Hatun’un ince belli nedimeleri, dönemin güzellik anlayışına da gönderme yapar ve esere estetik bir bakış açısı katar. P30 – Prensler Prensler başlığı Dede korkut Kitabında tanımsız kalır. Konunun üzerinde düşünüldüğünde Bayındır Han’ın varisi olarak Uruz’un gösterilmemesi, Bayındır Han’ın oğlu da olduğunu düşündürdüğü gibi, Salur Kazan’ın yönetimdeki rolünün büyüklüğü damat olduğu düşünüldüğünde, Bayındır Han’ın oğlu olduğu tezini çürütür. Varisten söz edilmemesi belki de; Dede Korkut Kitabında yaşamın sadece bir kesitini sergilemesinden kaynaklanmaktadır. Beowulf’ta da, Kral Hrothgar’ın çocuklarının sadece adı sayılıp, prens diye nitelendirilmez. Ancak Beowulf’un son ejderha ile mücadelesi bölümlerinde kendisinden kral yerine prens diye söz edilir. Bunun nedeni, mücadeleyi kaybedeceği belli olan bir durumda, kral kelimesinin kaybeden taraf olacağı için tercih edilmemesi, onun yerine prens denerek, deneyimi, tecrübesi daha az bir rol verilmesi olduğu düşünülmektedir. 98 P110 – Kralın Vekilleri Dede Korkut Kitabında, Kazılık Koca Oğlu Yigenek hikâyesinde sözü geçen Düzmürd kalesi beyine esir düşen, on altı yıl sonra oğlu Yigenek tarafından kurtarılan Kazılık Koca, Bayındır Han’ın veziridir. Vezirin toplumdaki rolü ile ilgili herhangi bir motif bulunmamaktadır. Beowilf’ta ise, ne Kral Hrothgar’ın zamanında ne de Beowulf kral olduktan sonra vezirden bahsedilmektedir. Her iki destanda da, erken onuncu yüzyıllarda kaleme alındıkları düşünüldüğünde vezir kavramının bugünkü anlamda şekillenmediği söylenebilir. Daha önce bahsedildiği gibi, Oğuzlarda “çift hükümdarlık” yaşandığından, manevi lider Bayındır Han ve asıl iş gören kahraman Salur Kazan’ın varlığı, yönetimde bugünkü anlamda bir vezire ihtiyaç olmadığının işaretleridir. P174 – Kölenin (esirin) çocukları ve özgür insanın köle olması Günlük hayatın içinden örneklerin daha çok yer aldığı Dede Korkut Kitabında, özgür insanın köle olmasıyla ilgili motiflere sıkça rastlanır. Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanında, Dirse Han Oğlu Boğaç’ı kıskanan kendi adamları tarafından tutulup esir edilir. Salur Kazan’ın ihtiyarcık anası, oğlu Uruz, Uruz’un kırk yiğidi Şökli Melik tarafından, Kam Püre Oğlu Bamsı Beyrek Destanında, otuz dokuz yiğit ile Beyrek Bayburd Kalesinin beyi tarafından, Kazan Bey Oğlu Uruz’un Esir Olduğu Destanda Uruz Açık Tatyan Kalesi ve Ak Saka Kalesi kâfirleri tarafından, Kazılık Koca Oğlu Yigenek Destanında Kazılık Koca Düzmürd Kalesi tekiri Direk tarafından, Uşun Koca Oğlu Segrek Destanında, Egrek Alanca Kalesine altı yüz kâfir tarafından, Salur Kazan’ın Esir Olup 99 Dede Korkut Kitabındaki esaret motiflerinde, esir köle olarak zor işlerde kullanılmaz ancak zindanda ya da Salur Kazan’ın Esir Olup Oğlu Uruz’un Çıkardığı Destan’da rastladığımız gibi kuyuda tutsak edilir. Tutsaklık Kam Püre Oğlu Bamsı Beyrek Destanında olduğu gibi kalenin içinden birinin yardımıyla, genelliklede Oğuz ilinden gelenlerin kale tekürüne karşı zaferiyle sona erer. P178 – Esirin Özgür Bırakılması Dede Korkut Kitabında esirin özgür bırakılması motifine; iki örnekte, Salur Kazan’ın oğlu Uruz için iki ayrı destanda cariye ve kulları azât etmesi olarak rastlıyoruz. Salur Kazan’ın, Bayındır Han’ın damadı ve Uruz’un da torunu olduğunu bilmemiz, Oğuzların “çift hükümdarlık” sisteminde Salur Kazan’ın, Hanlar hanı Bayındır Han’ın manevi kimliğinin yanında, kahraman figürü olarak ikinci hükümdar olarak görülmesi, kendisinde azât etme yetkisinin olduğunu düşündürüyor. Diğer destanlarda karşımıza çıkan çok sevinilecek ve kutlanması gereken tutsaklıkların sonu, savaşların zaferi temalarında, bu tür azât etme motiflerine rastlanmaması, Salur Kazan’ın devlet yönetimindeki önemli rolünü ispat ediyor. P202 – Hiç akrabası olmadığı için yakınan kişi Dede Korkut Kitabındaki destanların tümünde, geniş aile meclislerini, soyağaçlarını, erkek ve kız kardeşleri, dayı ve amcaları çeşitli kerelerde gözlemleyebiliyoruz. Akrabası olmadığı için yakınan kişiye, belki de, Dirse Han’ın çocuğu olmadığı için üzülmesini ekleyebiliriz, ancak çocuksuzluk durumu da çeşitli adaklar ve dualara neticesinde Boğaç’ın doğumuyla sonuçlandığından, motifi hiç akrabası olmadığı için yakınan kişi başlığına uygun bulmadık. Aynı çocuk özlemine Beowulf’ta, artık Kral Beowulf ölmek üzereyken, tahtını ve saltanatını miras bırakabileceği bir çocuğunun olmadığından yakındığı 100 bölümde rastlıyoruz. Gençliğindeki kahraman savaşçı dönemi ve parlak geçirilen krallık dönemlerinde etrafında olan dostlarına rağmen, Beowulf çocuğunun olmamasından dolayı kendisini mutsuz hissetmektedir. P210 – Karı-Koca Prof. Zeki Velidi Togan, Umumi Türk Tarihine Giriş adlı eserinde kadından şöyle bahseder63: Hakim unsurun öteki İslam milletlerden farkı, kadınların toplum hayatında açıkça oynadıkları rolde görülmektedir. Bütün Moğol hanedanlarında kadınlar törenlere, yemeklere, kimi kez de kurultaylara bile katılmışlardır. Törenlerde kadınlar, hanedan üyeleri arasındaki mevkilerine göre, hükümdarın ve tahtın yanında yer almışlar; Timur’un zamanında bile hatunlar resmi içkili ziyafet meclislerine katılmışlardır. Bu kadınlar devlet adamlarına içkili yemek vermişler; altın ve gümüş tepsilerle getirilen şarabı ipek mendillerle tuttukları küçük küçük kadehlerle ayrı bir merasimle içerek vakar ve haysiyetlerini yabancıların ve İslam âlimlerinin bile saygıyla söz ettikleri şekilde korumuşlardır. Kadınların İslam milletlerinin âdetlerine ve düzenlerine büsbütün aykırı olarak, toplumsal hayata katılması, Türk saltanat usullerinden biri ve onlara özgü olmak üzere mûbâh sayılarak o zamanın kimi İran şairlerince övülmüştür. Türkistan’da bilinen lonca teşkilatının, Ön Asya fütüvvet teşkilatlarıyla teması neticesinde Anadolu’da aldığı olgun şekil demek olan ahilik Osmanlı beylerini de içine almıştı. Seyyah İbn Batuta’nın Tebriz (İlhanlılar), Kayseri (Ertenoğulları), Kırım ve Saray’da görüp hayranlıkla anlattığı Türk kadını, onun toplumdaki açık ve saygın mevkisi de bütün Türk dervişlerince çok doğal bir hal olarak görülmüştür, Hülagu’nun dervişleri arasında kadın bacılar da vardır. Dede Korkut Kitabındaki evli çiftlerin tümünde, sadakat ve sevgi görülür. Kadınların da erkekler gibi yay çekip ok atmada, at binmekte, güreş tutmakta 63 Zeki Velidi Togan, Umumi Türk Tarihine Giriş, İstanbul, 1970 101 usta olduğu, toplumsal hayatın her alanında cinsiyet ayrımı olmaksızın bulunduğu görülmektedir. Eşlerine sadık, toplumsal hayatta etkin, iyi eş ve iyi anne olan kadınlar Mukaddime bölümünde evin dayağı sınıfında tarif edilir. Ocağına bunun gibi kadın gelsin diye dua edilir. Mukaddime bölümünde bahsi geçen solduran sop, dolduran top, ne dersen bayağı tarifleri, destanlardaki sözlü, nişanlı, eş tipleriyle örtüşmez. Solduran sopta kadir-kıymet bilmeyen nankör kadından söz edilir; onun gibisinin bebekleri yetişmesin, ocağına bunun gibi kadın gelmesin diye dua edilir. Dolduran top ta ise, haset dolu dedikoducu kadın tarif edilir, bebekleri yetişmesin, ocağına bunun gibi kadın gelmesin diye dua edilir. Ne desem bayağı tipteki kadın, eşine saygısı olmayandır. Nuh peygamberin eşeği asıllıdır diye tarif edilir; ondan sizi Allah saklasın diye dua edilir. Tarif edilen dört tipteki kadına rağmen, Dede Korkut Kitabındaki tüm destanlarda ideal eşi görmemiz ailenin kutsallığını, iyi örneklendirme ile insanların iyiye yöneleceğini düşündürüyor. Dede Korkut Kitabındaki, karı koca motifinin bolluğuna rağmen, Beowulf’ta konuya dair az örnek olmasının nedenini; destanlar daha sözlü edebiyat ürünü olarak anlatırken dinleyici kitlesinin erkeklerden oluşması olarak cevaplayabiliriz. Bu şekilde düşünüldüğünde, dinlenen günlerin toplumsal hayatını gözümüzde canlandırmak kolaylaşabilir. İçinde erkeklerin bulunduğu dinleyici topluluğuna savaş ve zafer hikâyeleri anlatılırken, içinde hem kadın hem de erkek olan dinleyici topluluğuna, eşinin sorunlarına çare arayan kadın sembolü, düşmana karşı darda kalındığında atına binip çarpışan kadın sembolü, eşiyle birlikte ölmeyi dileyen kadın sembolü, kocası ile dertleşen kadın sembolü bol destanlar söylenir. 102 Kadınların iyi eş olduklarından söz edip, erkeklerin eşlerini hoş tuttuklarından söz etmeden geçemeyiz. Dirse Han’ın eşine deyişi: “Beri gel başımın bahtı evimin tahtı Evden çıkıp yürüyünce servi boylum Topuğunda sarmaşınca kara saçlım Çift badem sığmayan dar ağızlım Kavunum yemişim düvleğim.” Deli Dumrul, anası ve babasından kendi yerine canlarını vermeyeceklerini öğrenince, helâllisinin yanına gelir, ona tatlı sözlerle vasiyet eder; “Yüksek yüksek kara dağlarım sana yaylak olsun Soğuk soğuk sularım sana içme olsun Penceresi altın otağım sana gölge olsun Katar katar develerim sana yük taşıyıcı olsun Ağıllarda beyaz koyunum sana şölen olsun Gözün kimi tutarsa Gönlün kimi severse Sen ona var İki oğlancığı öksüz koyma” Kam Püre’nin Oğlu Bamsı Beyrek Destanında, Beyrek’in Banu Çiçek ile at yarışı ve ok atışındaki galibiyetlerinden sonra, güreş tutarken yenileceğini düşünerek Oğuz içinde utanç duyacağını düşünmesi onu hileye iter. Beyrek, Banu Çiçekli göğsünden sıkınca, durumdan rahatsız olan kızın anlık boşluğundan faydalanıp onu yener. Bu durumu, Küçük Şeyler adlı kitabında Üstün Dökmen Beyrek’in rakibinin bir cinsel özelliğinden yararlanarak onu yendiğini yönünde açıklar. “Masallarda veya gerçek yaşamda Bamsı Beyrekler 103 eşlerinin gücünden rahatsız olmamalı, eşlerinin gücünü kendi onurlarını tehdit eden bir şey olarak görmemeliler” diyerek durumu açıklar. 64 Bamsı Beyrek’in ideal eş tarifinde, kendisi yerinden kalkmadan o kalkacak, kendisi atına binmeden o binecek, kendisi hasmına varmadan o varacak özelliklerini sayması, onun güreşte hile yapmasına engel olmaz. Onurun, bir erkek için her şeyden önemli olduğunu düşündürür. Kanglı Koca oğlu Kan Turalı’nın ideal eş tarifinde gördüğümüz benzerlik, dönemin ideal eşe bakışını göstermektedir. Kan Turalı da eşinin o yerinden kalkmadan kalkmış olmasını, o atına binmeden binmiş olmasını, o kâfir eline varmadan varmış baş getirmiş olmasını ister. Beyrek’in Oğuz içinden aradığı eşi bulmasından farklı olarak, Kan Turalı Trabzon Tekürünün kızı Selcen Hatun’da bulduğu aradığı özellikleri. Tekürün kızı ile evlenebilmek için türlü güçlç rakiplerle çarpıştı. Selcen Hatun’u hak edip, ana-babasına, Oğuz iline götürdü. Burada dikkat çekmek istediğimiz ilk nokta, erkeğin evleneceği kızı kendi iline götürmesi, ikincisi ile kâfirin kızı ile evlenecek kadar toplumda her dine ve inanışa saygı duyulduğunun, ayrım yapılmadığının işaretleridir. P212 – Akrabalardan daha merhametli kadın Deli Dumrul’un eşi canını onun için feda edecek kadar sadık ve sevgi doludur. Karı-koca motifi başlığında bahsettiğimiz ideal kadın tipine örnektir. Karısının, Deli Dumrul’a deyişini burada tekrarlamak isteriz. “Ne diyorsun ne söylüyorsun Göz açıp da gördüğüm Gönül verip sevdiğim Koç yiğidim şah yiğidim Tatlı damak verip öpüştüğüm Bir yastıkta baş koyup emiştiğim Karşı yatan kara dağları 64 Üstün Dökmen, Küçük Şeyler 1, İstanbul: Remzi Kitabevi, 2008. sf. 146. 104 Senden sonra ben neyleyim Yaylar olsam benim mezarım olsun Soğuk soğuk sularını İçer olsam benim kanım olsun Altın akçeni harcar olsam benim kefenim olsun Tavla tavla koç atını biner olsam benim tabutum olsun Senden sonra bir yiğidi Sevip varsam beraber yatsam Alaca yılan beni soksun Senin o nâmert anan baban Bir canda ne var ki sana kıyamamışlar Arş şahit olsun sekizinci kat gök şahit olsun Yer şahit olsun gök şahit olsun Kadir Tanrı şahit olsun Benim canım senin canına kurban olsun.” P216 – Kocasını ikna edebilen tek kişi olarak kadın Kocasını ikna edebilen tek kişi olarak kadın motifi için yeterli dayanağımız yoksa da, kuyularda kapatılarak tutsak edilen bir esiri, tekürün eşinin isteğiyle çıkarması bahsetmeye değer bir örnek oluşturur. Yukarıda sözü geçen motifte Toman ilinde de kadın-erkek ilişkisi hakkında bir fikre sahip olabiliyoruz. Tekürün eşi hem kuyuda tutsak esiri istediği zaman görebilecek serbestliğe hem de eşini önemli bir kararda etkileyecek güce sahiptir. P231 – Anne ve Oğul Anne ve oğul motifi altında maddelenen örneklerde en dikkat çekici unsur, oğlun anneye olan saygısı ve hürmeti, annenin de oğla karşı büyük sevgi bağıdır. 105 Öldürülen kahramanın anası tarafından diriltilmesi motifine halk masallarında çok sık karşılaşılır.65 Fakat Dede Korkut Kitabındaki Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanında, Boğaç ölmemiş, yaralanmıştır. Aldığı yaradan halsiz düşmüştür. Boğaç’ı iyileştiren ilâç, annesinin sütü ve dağ çiçekleri olmuştur. Salur Kazan’ın Evinin Yağmalandığı Destan’da, Uruz’un annesinin kadınlar arasında hangisi olduğunu bulmak için anaya oğlun etinden yedirme motifi kullanılmak istenmiş, ancak hikâye bu noktaya ulaşmadan Karaca Çoban ve Salur Kazan’ın yetişmesiyle sonlanmıştır. Ancak dikkat çekmek istediğimiz nokta Burla Hatun ile oğlu Uruz’un bu konu üzerinde konuşup, ailenin namusu ve şerefi için, Burla’nın önüne Uruz’un eti geldiğinde yemesi yönünde karar çıkmasıdır. Uruz, hayatını anne-babasının namusu için feda eder. Uruz’un annesine cevabı: “Hey ana arap atlar olan yerde Bir tayı olmaz mı olur Kızıl develer olan yerde Bir deve yavrusu olmaz mı olur Akça koyunlar olan yerde Bir kuzucağı olmaz mı olur Sen sağ ol kadın ana babam sağ olsun Bir benim gibi oğul bulunmaz mı olur” Kazan Bey Oğlu Uruz’un Esir Olduğu Destanda, Uruz’un tutsak düşmesi üzerine, Burla Hatun, Salur Kazan’dan sonra düşmanın üzerine yola çıkar. Kâfirin üzerine kılıçla yürür, savaşır, kâfirin kara tuğunu kılıçlayıp yere düşürür. Duha Koca Oğlu Deli Dumrul Destanında, Azrail’in canına karşılık can istemesi üzerine Dumrul anasından canını ister ancak anası vermez. Dede 65 106 Korkut Kitabındaki destanların tümünde kutsal anne sevgisi, annenin oğluna kayıtsız şartsız sevgisi yanında Deli Dumrul hikâyesi, hayatta her tür insan olduğu, her tür ilişki olduğu gerçeğini gözler önüne sermek için işlendiğini düşündürmektedir. Buna rağmen iyi örneklerin çokluğu gözden kaçmayacak bir gerçektir. Beowulf’ta ise, hiç şüphe yok ki en çarpıcı anne oğul motifi Grendel ve annesidir. Grendel, destan boyunca bizim gözümüzde kötü, vahşi bir canavar iken başka bir bakış açısı ile de annesinin sevgili yavrusudur. Tabiatın düzeni, yaşamın akışı içinde ironik, çelişkili, herkes için tek doğru olmadığının bir kanıtı bir motif Grendel ve annesi. Grendel, Danimarka halkı için mücadele edilmesi, kurtulunması gereken bir canavarken, annesi için hayatını sürdürmek için insanlarla karnını doyurması gereken bir evlat. Bahsedilen bu iki boyut yanında annenin oğluna düşkünlüğü, ölümü için acı çekmesi ve geri dönüp oğlunun intikamını almak istemesi, bir canavardan, ejderhadan çok insana özgü duygu ve tepkilerdir. Konuşmalar bölümünde geçen, “Beowulf’u doğuran kadın” ile annesine gönderme yapıldıysa da, konuyla ilgili bilgi verilmemiştir. Hygelac’ın karısı, Hygd’in kendi oğluna güvenmemesi ise okuyucuyu şaşırtan bir motiftir. Hygd, oğlu Heardred’a düşmana karşı, ülkesini ve ailesini koruyamayacağını düşünerek güvenemiyor. Daha sonraki satırlarda Heardred’ın yaşının küçük olduğunu öğrenmemize rağmen, bunun tek neden olup olmadığı, anne-oğulun ilişkisi konusunda herhangi bir açıklayıcı bilgi destanda bulunmadığından bilemiyoruz. Dede Korkut Kitabında, tüm destanlarda oğulların annelere hürmeti ve annelerin oğullarına karşı sevgileri çarpıcı diyaloglarla işlenmiştir. Boğaç, annesine: 107 “Beri gel ak sütünü emdiğim kadınım ana Ak bürçekli izzetli canım ana” Burla Hatun oğlu Uruz’a: “Penceresi altın otağımın kabzası oğul Kaza benzer kızımın gelinimin çiçeği oğul …. Dokuz ay dar karnımda taşıdığım oğul On ay diyince dünyaya getirdiğim oğul Dolaması altın beşikte belediğim oğul” P232 – Anne ve Kız “Kız anadan görmeyince öğüt almaz” ne kadar da anne-kız ilişkisi için söylenmişse de genelinde büyük bir hayat dersidir. Anne ya da kız, kişiselleştirmeden işlenmiş, annenin kızına verdiği öğütler kadar yaptıklarıyla da örnek olduğu işlenmiştir. Toplumun anne-kız ilişkisine bakışını evrensel bir biçimde açıklar. Hem Dede Korkut Kitabında hem de Beowulf’ta, temel olarak işlenen konu, ne çeşitten olursa olsun düşmana karşı çarpışmak ve zafer kazanmak olduğu için, diğer konuların ya az işlendiği ya da hiç değinilmediği gözlemlenir. Anne-kız motifinin örneklenememesi bu sebeple açıklanabilir. P234 – Baba ve kız Dede Korkut Kitabındaki, kız çocuk motifine ilk rastladığımız metin Dirse Han oğlu Boğaç Han destanıdır. Hanlar hanı Bayındır Han, beyleri için verdiği şölende üç çeşit otağ kurdurur. Oğlu olan beyler için ak otağ, kızı olan beyler için kızıl otağ, oğlu-kızı olmayan beyler için kara otağ hazırlattırır. Oğlu kızı olmayanın, Allah tarafından lanetlenmiş olduğu düşüncesi yanında çocuk sahibi 108 olan beyleri oğlu olanlar ve kızı olanlar diye sınıflandırması, kız ve erkek çocuk ayrımı olduğunun göstergesi olabilir. Akına giden, kâfir üzerine giden hep erkek çocuklar olmasına rağmen, kitapta adı geçen birçok hatun kişinin erkekler kadar, at binip kılıç kullanabildiği, söz hakkına sahip olduğu da açıkça gözlemlenir. Pay Püre’nin Oğlu Bamsı Beyrek destanında, Pay Püre bir oğul sahibi olmayı dilerken, Pay Piçen bir kız çocuk diler. Pay Piçen’in bu dileği bize kız çocuk sahibi olmanın da muteber bir durum olduğunun ipuçlarını verir. Ayrıca Bani Çiçek’in, Bamsı Beyrek ile at binip, ok atıp ve güreş tutması, kız çocuklarının da aynı eğitimlerden geçtiğini gösterir. Dede korkut Kitabında, babalar ile kızları arasındaki ilişkiyi açıklayan herhangi bir ifade yer almamaktadır. Kızlar, babalarının adı verilerek tanıtılır. Sadece Trabzon Tekürü örneğinde, tekürün kızı için başlık istediğini öğreniyoruz. Ancak kızların hiçbiri babalarıyla karşı karşıya gelip konuşmuş değildir. Beowulf’un önsözünde, Kral Healfdene’nin dört çocuğu olduğundan, erkek olan üç tanesinin isimleri sayılırken, kızının adından söz edilmez, onun yerine kızın İsveç Kralı Onela ile evli olduğundan bahsedilir. Beowulf’un Ölümü bölümünde Eofor’un tek kızını, savaşta başarı gösteren Hygelac’a bir dostluk gösterisi ve kutlama hediyesi olarak vermesi, Hygelac ile akrabalık ilişkisi kurarak onu onurlandırdığı, olarak yorumlanabilir. P251 – Erkek Kardeşler Dede Korkut Kitabındaki erkek kardeş motifi, baba ve oğul motifi örnekleriyle çok benzerlik göstermektedir. Erkek kardeş, bir kimlik tanımlaması 109 olarak göze çarpar. Kazan Bey’in kardeşi Kara Göne ya da, Basat’ın kardeşi Kıyan selçuk gibi. Salur Kazan’ın Evinin Yağmalandığı Destan’da, Kazan’a yardım etmek için Karacık Çoban, kardeşleri Kıyan Gücü ve Demir Gücü kâfir ile çarpışır ve kardeşleri şehit olur. Kıyan Gücü ve Demir Gücü, kardeşlerini yalnız bırakmayarak onun yanında savaşmaya gidecek kadar birbirlerine yakın ve düşkün kardeşlerdir. Karacık Çoban, kardeşlerinin ölümü üzerine, kâfir üzerine kardeşlerinin intikamını almak için tekrar gider. Karacık Çoban’ın bu sergilediği davranışta kardeşlerine olan bağlılığını ispatlar. Kardeşe olan bağlılığa güzel bir örnekte, Uşun Koca Oğlu Segrek Destanında görülür. Segrek “Kara dağımın yükseği” dediği kardeşi için, hayatını ortaya koyarak, esir olduğu Alınınca Kalesine, Egrek’i kurtarmak için gider ve büyük mücadelelerden sonra kardeşini esaretten kurtarır. Egrek, kardeşi Segrek’e söyler; “Ağzın için öleyim kardeş Dilin için öleyim kardeş Er mi oldun yiğit mi oldun kardeş Gurbete kardeşini aramağa sen mi geldin kardeş” Beowulf’ta rastlanan motiflerin ikisi, ilk grupta tanımlanan, kardeşin adı referans olarak kullanılan kimlik açıklamaya örnektir. Unferth’in kendi kardeşinin katili olarak bahsi geçer. Olayla ilgili ayrıntılı bilgi verilmez. Unferth, Kabil’in bir temsilcisi olarak sembolize edilmiş olabilir. P253 – Kız ve erkek Kardeşler Pay Püre Oğlu Bamsı Beyrek Destanında, Banu Çiçek’in deli kardeşi Deli Karçar’dan söz edilir. Deli Karçar, ataerkil bir aile yapısındaki erkek sembolünü 110 temsil eder. Kız kardeşinin evlenme niyetini önemsemeden, işi zora koşmak için olmayacak başlık bedelleri ister. Pay Püre Oğlu Bamsı Beyrek Destanında karşımıza çıkan diğer motif ise Beyrek’in yedi kız kardeşidir. Kız kardeşlerin, Beyrek esir düştükten sonra ak çıkarıp kara giyerek yas tuttukları, karalı mavili giyinerek oturduklarından söz edilir. Yedi kız kardeşin, erkek kardeşlerine olan düşkünlükleri, başka bir açıdan ataerkil aile yapısının yansımasıdır. Evin tek erkek çocuğu olarak Beyrek, anne- babasından olduğu kadar, kız kardeşlerinden de yoğun sevgi ve ilgi görür. Beyrek’in yokluğu kız kardeşlerine çok üzüntülü bir dönem yaşatır. P261 – Kayınpeder Dede Korkut Kitabında, kayınpeder motifi, damat ile ilişkilerde, baba-oğul motifine benzer kimlik tanımlama rolü taşır. Hanlar hanı Bayındır Han’ın toplumdaki öncü rolünden dolayı Salur Kazan için referans oluşturur. Kazan’dan Bayındır Han’ın güveyisi olarak sıkça söz edilir. Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanında, dirse Han’a eşi “han babamın güveyisi” olarak hitab eder. Kanglı Koca Oğlu Kan Turalı destanında, Selcen Hatun daha önce tanımadığı kayınpederini görünce tanır. Aile yapısının önemi, kutsallığı ve büyüklere saygı kavramlarının tümünü birden bu motifi tanımlamak için sayabiliriz. Beowulf’ta rastlanılan motif Dede Korkut Kitabındaki motiflerden oldukça farklıdır. Kayınpeder damat ilişkisi ile ilgili bilgiye Eofor’un, Hygela’ca; bir dostluk işareti olarak tek kızını verdiği ifadesiyle ulaşıyoruz. Bahsi geçen motifte toplumsal bir göstergeden çok kimlik açıklaması olarak dikkat çekiyor. Dikkat çeken bir başka nokta ise Hygelac’ın dostluk işareti olarak kızını Eofor ile evlendirmesi. Bu ipucu bize dönemin evlilikleri ile ilgili bir fikir de veriyor. Kam Püre ile Pay Piçen Beylerin çocukları henüz doğmadan beşik kertme 111 yapmasına rağmen, Bamsı Beyrek ile Banu Çiçek bu olaydan bağımsız olarak, birbirlerini tanımış ve hoş olarak, birbirlerini tanımış ve hoş olarak, birbirlerini tanımış ve hoşlanmışlardır. Evliliklerinin her ne kadar babalarının kararı olduğu düşünülse de, uygulamada yaşanan çocukların birbirlerini eş olarak seçmeleridir. Eofor’un evliliğinde, metinde yeteri kadar bilgi olmadığından, kesin bir sonuca, dönemin evlilik anlayışına ait bir yargıya varmak doğru olmaz. Ancak, küm evlilikler için geçerli olmasa da, bir kısmı için bile olsa, dostluk için, evlenecek kızın onayı olup olmadığı bilinmeden, erkekler arası anlaşmaların yapıldığını söyleyebiliriz. P262 – Kayınvalide Dede Korkut Kitabında, kayınvalide başlığı altında sıralanan tüm motifler saygı ve sevgi doluş ilişkilerin yansımasıdır. Gerek gelin gerekse damat rolünde olsun, tüm kayınvalide tanımlarında, bu göze çarpar. Dirse Han için kayınvalidesinin sevgisi olarak söz edilir. Selcen Hatun, Oğuz iline geldiğinde daha önce hiç görmediği kayınvalidesini tanır. Segrek’in eşi, kayınvalidesinin annesinden daha iyi ana olduğunu söyler. Hiç tereddüt yok ki, tüm sayılan örnekler, Türk ailesindeki bağları, birbirlerine olan sevgiyi kanıtlar. P272 Sütanne Tepegöz’ü beslemesi, emzirmesi için getirilen kadınlar, her ne kadar sözlük anlamı olarak sütanne kavramına uygunsa da, bebekle o esnada ya da daha sonra herhangi bir ilişkileri olmaz. Tepegöz’ün doğaüstü varlık olmasından sütanneler daha emzirirken, bebeğin açlığını gideremeden canlarından olurlar. Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanında, dirse Han’ın oğlu Boğaç’ı dadılara vererek büyüttüğü söylenir ancak dadının işlevi, dadı-çocuk ilişkisi üzerinde durulmaz. 112 P291 – Büyükbaba Dede korkut Hikâyeleri ve Beowulf’ta büyükbaba motifi altında birer örneğe rastlanmaktadır. Dede Korkut Hikâyelerinde, Bayındır Han kızı Burla Hatun’un oğlu Uruz’a referans olarak bahsedilir. Beowulf’ta Hygelac, Swerting’in torunu referansı olarak tanıtılır. P293 – Amca, dayı Dede korkut Hikâyelerinde, eserin Beowulf’a göre daha uzun bir metin olması göz ardı edilmeksizin, ikinci derece aile ilişkilerinden amca/dayı motifine sıkça rastlanır. Kazan Bey’in dayısı Aruz Koca Oğuz içinde önemli bir kişiliktir. Kazan Bey’in meclisinde bulunur. Anne tarafından akrabaların da bey meclisinde bulunması dikkat çekici bir unsurdur. Kazılık Koca Oğlu Yigenek Destanında, Yigenek rüyasında dayısı Emen ile Düzmürd Kalesine çıkacağı sefer ile ilgili konuşurken Emen’in sam altınlı ok, yay sahibi kahraman bir kişi olduğundan söz edilir. Yigenek ile Emen, Düzmürd kalesine birlikte akına giderler. Salur Kazan’ın Esir olup Oğlu Uruz’un Çıkardığı Destanda, Uruz, amcası Kara Göne ile babasının esir olduğu kaleye sefere gider. Sözü geçen tüm amca, dayı ve yeğen motiflerinde dikkat çekici olan taraf, tümünün iyi savaşçı, cesur, mert insanlar olmasıdır. Beowulf destanında, Kraliçe Konuşur bölümünde, Geatlıların kralı Hygelac’ın, Beowulf’un amcası olduğundan, Frizyeliler ile girdiği savaşta hayatını kaybetmesinden söz edilir. Hygelac Han Beowulf’a referans olarak söz edilir. Amca ile yeğen arasında herhangi bir ilişkiden bahsedilmez. 113 P297 Yeğen (erkek) Dede Korkut Hikâyelerinde, Kanglı Koca Oğlu Kan Turalı Destanında, Tırabuzan tekürünün kardeşinin oğlunun sözüne çok itimat ettiği, tekürün kararlarını verirken yeğeninin fikirlerinden etkilendiği, Kan Turalıya koştuğu şartlardan vazgeçmek üzereyken, yeğeninin düşüncesi ile diğer iki canavarla mücadeleye devam ettirmesi ile göze çarpar. Bu durum, erkek yeğene, oğul kadar önem verildiğinin, yaşı gençte olsa, düşüncesine saygı gösterildiğinin önemli işaretleri olarak adlandırılabilir. Beowulfta bahsi geçen, Sigemund’un yeğeni Fitela ve Onela’nın kardeşinin evladı, aile bağlarının, geniş aile düzeninin yaşamın içinde doğal bir kavram olarak yer aldığını gösterir. P315 – Birbiri için ölümü göze alan arkadaşlar Birbiri için ölümü göze alan arkadaşlar motifindeki çarpıcı örnekler, Dede Korkut Hikâyeleri ve Beowulf’ta birer adet saptanması, destanların tanımı içinde yer alan kahramanlık ve olağanüstülük özellikleri yanında, dönemin toplumsal yapısını gerçekçi bir boyutta yansıtıyor olabilme tezini güçlendirecek nitelikte azlık gösterir. Her iki destanda da, çokça rastlanan kahraman savaşçı motifine rağmen, canını verecek kadar birini önemsemek anlamına gelen birbiri için ölümü göze alan arkadaşlar motifinin birer örnekle temsil edilmesi, bizce de, gerçekçi bir boyut olarak algılanmaktadır. Kan Turalı’nın, yanında sefere gelen kırk yiğidine, sorumluluk bilinci ve sevgisi nedeni ile canını kurban edebilecek olması, Kan Turalının yüksek karakter sahibi olduğunu düşündürür. Beowulf Ejderha ile Dövüşür bölümünde, Beowulf’un artık çok yaşlanmış olduğunu bilmemize rağmen, Wiglaf’ın, kendi canını onun yerine feda edecek olması, ülkesinin geleceğinin kralsız bir ortamda karmaşaya sürüklenebileceği ihtimalini de göz önüne alarak, milliyetçi vatansever bir ruh durumunu sergilerken, kralına sadakat ile bağlı bir sade vatandaşın yüksek ruh düzeyinde gözler önüne serer. 114 Divan-ı Lügati’t-Türk’te geçen adaşlıg66 kelimesinin, vefa, bağlılık, sadakat anlamına geldiğinden söz edilir. Birbiri için ölümü göze alan arkadaş motifinde, arkadaşlık kavramının sözlük anlamından söz edilmesinin, motife bakış açısını değiştirdiği, arkadaşlık kelimesinin kapsamı içinde bağlılık ve sadakatın doğasında var olduğuna dikkat çekmek isteriz. P316 – Diğeri için hayatını feda eden arkadaş Dede Korkut Kitabında, Pay Püre Oğlu Bamsı Beyrek Destanında, Beyrek gelin odasında uyurken Banu Çiçek ile evlenmek isteyen Bayburt tekürünün adamları, düğünü önlemek için gelin otağını basarlar. Kendi canını Beyrek’e feda eden Nâibi, kâfirin üzerine kılıç ile yürür ve şehit olur. P319 – Arkadaşlık-çeşitli Dede Korkut Kitabında, Pay Püre Oğlu Bamsı Beyrek Destanında, Beyrek’in nişanlısı Banu Çiçek’ten hediye gelen kırmızı kaftanın arkadaşları tarafından çok beğenilmesi üzerine, onlarında sıra ile birer kere giymesini önermesi, arkadaşlığa verilen önemin gözlenmesi yanında, Beyrek’in alçak gönüllü bir karakter yapısına sahip olduğunu da göstermektedir. Beowulf’ta saptanan arkadaşlık motifinin belirgin derecede çokluğu, akrabalık bağı olmayan kişilerin ilişkilerinin yoğunluğunu ve derecesini göstermesi açısından dikkat çeker. Beowulf’un babasının kan davasını çözmek için, arkadaşı Kral Hrothgar’ın büyük bir hazineyi arkadaşı adına kan parası olarak ödemesi, Beowulf’un Danimarka’yı başına musallat olan ejderhadan kurtarmak için gelmesinin örtülü bir nedeni olarak kabul etmemiz, doğru bir davranış olur kanısındayız. Beowulf, kendi gücü ve kahramanlığını bir kez daha göstermek istediğini belirtse de, bu istek dile getirilen neden olarak kabul 66 Kaşgarlı Mahmûd, a.g.e., s. 131. 115 edilebilir. Kral Hrothgar’ın, kan bağı olmadan iyi ilişkiler kurduğu diğer karakter olarak Aeschere’den söz edilir. Eeschere’in Hrothgar’a güvenilir bir arkadaş olduğu Grendel’ın Annesi bölümünde yer alır. Buraya kadar bahsedilen iyi ve sadık arkadaş örneklerinin yanında, Beowulf’un Beowulf Ejderha ile Dövüşür bölümünde saptanan, Beowulf’un ejderha ile savaşında yanında yer almaktan kaçınan arkadaşları, arkadaşlık motifinin diğer boyutuna örnek teşkil eder. İnsanlık tarihinde ve her toplumda karşılaşılan sadakatsiz insan modelinin evrensel ve zamansız olduğunun kanıtını teşkil eder. P320 – Konukseverlik Dede Korkut Kitabının tüm bölümlerinde konuklar ile yeme içme sahneleri bulunur. Avı ya da akını kutlamak, düğün kurmak gibi nedenlerle açlar doyurulur, beyler misafir edilir. Mukaddime bölümünde sözü geçen evin kadını çeşitlerinde en çok takdiri alan, kırdan uzaktan eve bir misafir geldiğinde misafirini yedirip içirip ağırlayan hanımdır. Hanlar hanı Bayındır Han’ın, Oğuz beyleri için tertiplediği ziyafetlerde, yemeklerin en güzeli ikram edilerek, konukseverlik özellikleri gözlemlenir. Kanlı Koca Oğlu Kan Turalı Destanında, Trabzon kâfirleri, Kan Turalının tekürünün kızına talip olarak gelmesi üzerine ak çadır dikip, alaca halı döşeyerek, ak koyundan yemek yapan yanında yedi yıllık al şarap ikram ederler. Beowuf destanında, Beowulf Herot’a Gelir bölümünde, Geatlı konuklarını “kakmalı kupa içinde tatlı içki” ikram ederek ağırlayan Danimarkalılardan bahsedilir. Danimarkalılar, Geatlı misafirlerini hem Grendel neden olduğu dertten kurtaracağı için, hem de konukseverliklerinden dolayı güzel içkiler ve yemeklerle ağırlarlar. Kral Hrothgar’ın, Herot’a yaptırma nedeni büyük ziyafetler 116 ile bir arada olmak Herot’un yapım amacından dolayı, Kral Hrothgar, tüm Danimarka halkına karşı büyük bir konukseverlik motifi olarak algılanmalıdır. Tüm örneklerden ulaşılan sonuç Anadolu’da, Oğuzlarda ve kâfir diye söz edilen gayr-i Müslümler’de, batı Avrupa’da, Danimarkalılarda konuğu önemsendiği ve konuk ağırlamak için en iyi yöntemin yemek yedirip içki sunmak olduğu söylenebilir. Divânü Ligati’t-Türk’te sözü geçen “ketsem”67 kelimesinin, önceden sözleşmeden, aniden konuk olarak gelenler için verilen ziyafet anlamına geldiğinden bahsedilir. Bu da eserin yazıldığı tarihte, konukseverlik kavramının gelişmiş olduğunu kanıtlayan bir örnek olarak ele alınmalıdır. P324 – Misafirini hediyelerle onurlandıran evsahibi Begil Oğlu Emre Destanında, Hanlar hanı Bayındır Han, Gürcistan haracı olan at, kılıç ve çomağı kabul ederek, Oğuz iline karakol olarak gidecek Begil’i önce misafir eder, üç gün davetiyle sofralar kurdurur, sonra da güzel at, güzel kaftan ve bol harçlık vererek, Begil’in gönlünü alır. Begil’in, karakol olmayı kabul etmesine karşı teşekkürünü böylece sunmuş olur. Beowulf destanında, misafirini hediyelerle onurlandıran evsahibi olarak Kral Hrothgar ve kraliçesi göze çarpar. Kral ve kraliçe, Beowulf’un ülkeleri için yapmış olduğu yardımdan dolayı, Beowulf’a hediyeler sunarlar. Kral Hrothgar, Beowul’a, yaldızlı bir sancak, miğfer, zırh ve değerli bir kılıç ile sekiz at verir. Kral, Beowulf’un arkadaşlarına da hediyeler sunar, ancak sunulan hediyelerin cinsinden metinden söz edilmez. Kraliçe, Beowulf’a, bir kupa hediye eder. Misafirlerini hediyelerle onurlandıran evsahibi motifinde dikkat çekici nokta, iki farklı coğrafya ve kültürdeki iki kralın, teşekkürlerini iletmek için 67 Kaşgarlı Mahmûd, a.g.e., s. 309. 117 sunduğu hediyeler arasında altın bulunmasıdır. P327 – Kutlama Oğuzların kültürlerinde, ziyafetler ile yapılan kutlamaların olduğunu, Dede Korkut Hikâyeleri boyunca gözlemleyebiliriz. Kazan Bey Oğlu Uruz’un Esir Olduğu Destanda, Uruz’u esaretten kurtaran Kazan Bey, yedi gün yedi gece yeme içme ile, kul ve cariyeleri âzât ederek, kahraman yiğitlere ganimetler vererek kutlamalar yapar. Kanglı Koca Oğlu Kan Turalı Destanında, Kanglı koca, Trabzon’dan gelini ile dönen oğlu Kan Turalı için, altınlıca gölgeliği dikip, kudretli Oğuz beylerini ağırlar. Basat’ın Tepegöz’ü öldürdüğü Destan’da, Aruz Koca, bir düşman akını sırasında attan düşen küçük oğlunu aslan tarafından beslenmiş, sağlıklı yaşar bulunca, sevincinden ziyafetler vererek ağırlar. Uşun Koca Oğlu Segrek Destanında, Uşun Koca, esir düşen ağabeyi Eğrek’i kurtarmak için yola çıkan Segrek’in başarıyla döndüklerini görünce, gümbür gümbür davullar çaldırır, altın tunç borular öttürür, attan aygır, deveden erkek deve, koyundan koç kestirerek kutlamalar yapar. Salun Kazan’ın Esir Olup Uruz’un Çıkardığı Destan’da, Kazan, Oğuz iline dönünce oğlunun kahramanlığını ve kendisinin esaretten kurtuluşunu kutlamak için yedi gün, yedi gece yemeli içmeli kutlamalar yaptırır. Beowulf destanında, Kral Hrothgar, Herot’un bitmesi şerefine büyük ziyafetler vererek, halka hazine ve altın dağıtır. Herot’daki ziyafet için salon, kadınlar ve erkekler tarafından altın süslerle, duvarlara güzel manzara resimleri çizerek hazırlanır. Grendel ve annesinden ülke kurtulduktan sonra Herot’da bir kez daha büyük kutlama yapılır. Dede Korkut Hikâyeleri ve Beowulf’ta, ulaşılan başarılar, büyük sevinçler hep birlikte kutlanarak yaşanır. İnsanların sevinçlerinde birbirlerine ortak oluşları, toplumsal hayat içinde yaşanan bir paylaşımdır. 118 P340 – Öğretmen-öğrenci Beowulf’un Ejderhaya Saldırmaya Hazırlandığını Öğreniriz bölümünde, amcası Kral Hygelac’ın ölümünden sonra ülkesine dönen Beowulf, annesinin toyluğu yüzünden kendisine güvenmediği Kral’ın oğlu Heardred’e iyi tavsiyeler vererek, Heardred bir yetişkin oluncaya kadar yanında olur. P361 – Sadık hizmetkâr Sadık hizmetkâr başlığı altında, Dede Korkut Kitabında karşımıza, Salur Kazan’ın Evinin Yağmalandığı Destan’da Burla Hatun’a kâfire içki sunduracak pozisyona düşürmemek için, kırk ince belli kız refakatçisinin, tümünün birden tehlikeyi ve ölümü göze alarak, Burla’yı ele vermedikleri bölümde görüyoruz. Beowulf destanında, sadık hizmetkâr motifi Wiglaf ile gerçekleşiyor. Beowulf’un sadık hizmetkârı Wiglaf, Beowulf’un ejder ile mücadele edeceği bölümde sürekli yanında kalarak, sadakatini ispatlıyor. Yaralandığı sırada, Wiglaf lordunu yıkayarak yanında kalır. Beowulf ölmek üzereyken, ejderin hazinesini görmek isteyince Wiglaf lorduna yetişecek çabuklukla mağaradan devlerin kadim eserlerini göğsüne doldurarak getirir, Beowulf’un kanayan yarasını tekrar yıkar. Wiglaf’ın sadakati krallığın ona verilmesi ile ödüllendirilir. Cenaze bölümünde, Beowulf’un mezarı çevresinde, kederlerini dile getirip methiyeler düzerek, atla dolaşan oniki savaşçının, efendisi ölen savaşçılara örnek olacak davranışlardan söz edilir. P365 – Sadakatsiz hizmetkâr Dede Korkut Kitabı’nda, Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanı, sadakatsiz hizmetkâr motifinin en belirgin modelini yansıtır. Boğaç’ın gücü ve kahramanlıkları ile Dirse Han’ın gözdesi olmasını çekemeyen Dirse Han’ın 119 yiğitleri, oğlu babaya vurdurarak, Boğaç’ı ortadan kaldırmak ve yeniden gözde olmak isterler. Bununla yetinmeyip, Boğaç’ın geri dönmesi duyulunca, yeni plan ile Dirse Han’ı kâfire eli kolu bağlı, boynunda sicim ile götürüp teslim ederler. Boğaç, babası Dirse Han’ı kurtarmaya gider, kırk nâmert yiğidin kiminin boynunu vurdurur, kimini esir alır. Beowulf’un krallığı sırasında ejderle mücadelesinde, ejderin yakıcı gücünden korkan on savaşçı, kaçarak ormana gizlenirler. Beowulf’un ölümünden sonra Wiglaf Korkaklarla konuşur bölümünde, kaçan on savaşçının toprak haklarının ellerlinden alınacağını açıklar. Sadakatsizlik her iki metinde de cezalandırılır. Dede Korkut Kitabında ceza, ölüm ve esaret iken, Beowulf’ta, toprak kullanım haklarının elden alınması ve bunun sonucunda yaşanacak olan utanç olarak belirlenir. P412 – Çoban Dede Korkut Kitabı’nda, çoban motifi sık sık karşımıza çıkar. Oğuz döneminde, göçebelik sisteminin getirisi olarak hayvan besiciliği gelişmiştir. Salur Kazan’ın Karacık Çoban’ı, Aruz Koca’nın Konur Koca Sarı Çoban’ı, develeri güden deveci, koru koçu güden at çobanının varlığından söz edilir. Kâfirin at güden çobanı, Trabzon tekürünün sığırmaçından bahsedilir. Büyük imparatorluklar kuran Türkler, hayvan yetiştirme uygun olan yerleri seçip, yeni ele geçirilen bölgelerin halkına sürü vererek, hayvanları kendi hesaplarına otlattırarak yetiştiriyorlardı. Böylece halkta sürülerden faydalanıyordu. Türk beyleri ile yerli çobanlar arasında bir ortaklık şartı bulunurdu. Ekonomi büyük ölçüde hayvanlığa dayalı idi. Hayvancılık ise yarı göçebelik hayat tarzını getiriyordu. Bu hayatı yaylak-kışlak terimleri ile anlamak 120 mümkündür.68 Divan-ı Lügâti’t Türk’te kışlaktan şöyle söz edilir: qışlâg. Kışlak. Şu atasözünde geçer, öz köz ir qışlâg: Bir adamın kendi gözleri, dağın güneş alan tarafındaki kışlak gibidir-kendi işini kendi yapan ve başkasına emanet etmeyen kimse, dağın güneş alan tarafında bir kışlağa sahip olan kimse gibidir, çünkü güneşli tarafta yeşillik daha yoğun, kar daha az olur ve kış rahat geçer.69 Yaylâg. Yayla; yaz otagı.70 P413 – Denizci Dede Korkut Kitabı’nda, coğrafyanın denize uzak olmasından dolayı, denizcilikle ilgili motife rastlanmaz. Beowulf destanınca, denizcilik bahsi geçen Danimarka ve Geat toplumlarının yaşamlarının içinde yer alır. Geat topluluğu, Danimarka’ya bir gemi ile gelir. Beowulf, ölümünden sonra büyük bir ateş yakarak tüm denizcilerin görebileceği bir anıt yapılmasını vasiyet eder. Danimarkalıların Erken Tarihi bölümünde, Kral Shield’in cenazesinin bir gemiye, silahları ve hazineleri ile birlikte koyulup, buzla kaplı açık denize bırakıldığından söz edilir. Beowulf destanında sözü geçen toplulukların denizcilik konusunda gelişmiş olduklarını, bu motiflerden, çıkarabiliriz. P424 – Doktor Dede Korkut Kitabı’nda, hekimin varlığını, Boğaç’ın yarasına ilk müdahaleyi yapan annesinin, sonra oğlunu hekime emanet ettiğinden söz eden, Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanında öğreniriz. Doktorun varlığı belirtilse de, tedavi yöntemi ya da sürecini konu alan bilgi bulunmaması, motifle ilgili bilginin sınırlı olmasına neden olur. Beowulf’ta ise, ölümcül yara almış insanların varlığına, destanın sonunda 68 Ögel Bahaeddin, Türk Kültür Tarihine Giriş 1, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1978, s. 32- 59. 69 Kaşgarlı Mahmûd, Divânü Lügat-i’t-Türk, Kabalcı Yayınevi, İstanbul, 2005, s. 430. 70 Kaşgarlı Mahmûd, a.g.e., s. 678. 121 kral Beowulf’un aynı duruma düşmesine rağmen doktordan söz edilmez adı ya da varlığı konu olmaz. Kâşgarlı Mahmûd, ot71 maddesinin ilâç anlamına geldiğini söyler. Boğaç’ın yarasına, annesinin dağ otlarından hazırladığı merhemin, ilâç olarak algılanması, durumu masalsı yapıdan çıkarıp, somutlaştırır. P428 – Müzisyen Dede Korkut Kitabı’nda, savaşa akına giderken, Oğuzların önünde davulcu ve borucunun olduğunu, Oğuz yiğitlerinin kopuz çalıp söz söylediğini gözlemleriz. Düğünlerde kopuz çalarak geçimini sağlayan ozanların varlığından bahsedilir. Divânü Ligâti’t-Türk’te “qopuz”72 kopuz, uda benzer bir çalgı olarak geçer. Beowulf destanında, savaşa boru çalınarak gitme adetinin yanında ozanların harp çalarak halk öyküleri anlattıklarını gözlemleriz. P431 – Tüccar Dede Korkut Kitabı’nda, Anadolu’da Rum ilinden Şam’a uzanan geniş bir ticaret alanı olduğunu gözlemleriz. Bezirgânlar, beylerin sipariş verdikleri malzemeleri temin ederek, Anadolu’da gruplar halinde, sık sık karşımıza çıkar. Dede Korkut Kitabı’nda, kervancılara genel olarak bezirgân denirdi.73 XI. yy. Türkleri arasında “yırak yer savın arkış keldürür” (uzak yerin haberini kervan getirir) sözü yaygındı.74 Kervan aynı zamanda bir haberci durumunda idi. 71 a.g.e., s. 363. 72 Kâşgarlı Mahmûd, a.g.e., s. 440. 73 Ögel Bahaeddin, Türk Kültür Tarihine Giriş 1, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1978, s. 371. 74 a.g.e., s. 375 122 Kervanların önünde giden ve kervanın geldiğini haber veren kervan öncülerine yügürgen denirdi. Kâşgarlı Mahmûd, kervan öncülerine; “Ulak, kurye. Çin tüccarları adına, kervan ulaşmadan önce İslam ülkesine giden ve onlardan haberler getiren, iletişimlerini sağlayan kimse”, olarak söz eder.75 P460 – Diğer Meslekler Dede Korkut Kitabı’nda, Oğuz ilinde ve kâfir illerde gelişmiş bir casusluk mesleği bulunur. Oğuz’un casusları, kâfirin zayıf yönlerine karşılık, kâfirin casusları Oğuz beylerinin zayıflıklarını yakalayabilmek için çabalarlar. Begil Oğlu Emre Destanında, Begil’in eşinin hizmetçisi olduğunu öğreniriz. Salur Kazan Esir Olup Oğlu Uruz’un Çıkardığı Destan’da Salur Kazan’ın şahinci başısı olduğunu öğreniriz. Beowulf destanında, kâhin, kral sözcüsü, gardiyan, binici, ulak mesleklerinin adı geçer. P461 – Asker Asker motifi, Dede Korkut Kitabı’nda, sadece Salur Kazan’ın Evinin Yağmalandığı Destan’da karşımıza çıkar. Oğuz halkının asker, askerînin halk olmasından dolayı yiğitler, beyler ile ifade edilen ordudan söz edilir. Beowulf destanında, askerde savaşçı olarak da söz edilir. Destan boyunca tüm bölümlerde savaşçı sözcüğü geçer. Savaşçı kelimesi, Beowulf Grendel’dan Haberdar Olur bölümünde detaylandırılıp savunma savaşçısından bahsedilir. Bu motif, dönemin akıncı özelliğinden dolayı Finlilere ya da İsveçlilere karşı, savunma yapmak gerektiğini düşündürür. 75 Kâşgarlı Mahmûd, Divânü Lügâti’t-Türk, Kabalcı Yayınevi, İstanbul, 2005, s. 716. 123 P475 – Hırsız, haydut Dede Korkut Hikâyelerindeki haydut modeli, Tepegöz’ün kaba kuvvetine güvenerek yol kesip haraç toplaması ile temsil edilir. Tepegöz’ün hareketinin yanlışlığı bilinmesine rağmen, durum dinleyici ve okuyucuda sempati duyuracak şekilde yansıtılmıştır. Beowulf’ta ise, Beowulf’un krallığı sırasında, hırsızın, ejderin gizli mağarasına girerek, hazinesinden çalması, adalettin ayrılıp ihtiyaçtan yaptığı özrü ile açıklanır. Her iki örnekte de, hırsızlığın ahlâkî olmayan yanının altı çizilmiş, Dede Korkut’ta olaya mizah katılarak, Beowulf destanında ise ihtiyaç sahibi olmasına rağmen hırsızlık yapan yerilmiştirler. P500 – Hükümet Dede Korkut Hikâyelerinde, Bayındır Han’ın huzurunda toplanan beylerin aralarında savaş, akın, av gibi olayları konuşuyor olmalarının yanında, devlet yönetimiyle ilgili konulardan söz edildiğine ya da bir hükümetin varlığına rastlanmaz. Ancak, Bayındır Han’ın, mutlak söz sahibi olmadığı, beylerin kendi dilek ve fikirlerini hanın huzurunda açıkladıkları gözlenmektedir. Beowulf destanında, hükümet olarak söz edilebilecek bir konseyin varlığı dikkat çeker. Konsey, üyelerden oluşur, saldırılara karşı yapılacakları saptayıp, planlayıp, krala önerecek derecede kralın yanında söz sahibi olacak bir öneme sahiptir. P505 – Kontratlar Kontratlar başlığı altında sayılabilecek, Dede Korkut’un, bir türlü doymak 124 bilmeyen, Oğuz ilinde yaşayan delikanlı bırakmayacak raddedeki iştahına karşılık, uzlaşmak için Tepegöz’e gönderilmesiyle aralarında bir anlaşma yapılır. Bu anlaşmaya göre, Tepegöz’ün yemeklerini hazırlamak için iki aşçı tedarik edilecek, günlük yiyecek ihtiyacını karşılamak için de, her gün iki adam ve beş yüz koyun konusunda anlaşırlar. Dede Korkut’un bu anlaşmada ki yiyecek miktarından haraç diye söz etmesi dikkat çekicidir. P534 – Feodal haraç Dede Korkut Hikâyelerinde karşımıza çıkan üç haraç örneğini, iki grupta sınıflandırmak daha doğru olacaktır. İlk grupta, feodal bir yapı olmamasına rağmen, haraç kelimesinin aynen geçmesinden dolayı listemize eklenen, Oğuz beylerinin, Tepegöz’e, Dede Korkut aracılığı ile teklif ettikleri, daha önce söz ettiğimiz (bknz. P525) haraç teklifi yer alır. İkinci grupta, Bayındır Han’ın her sene Gürcistan’dan gelen haracının, sözü geçen senede çok düşük miktarda geldiği, hazineler, değerli silahlar, altınlar yerine, sadece bir at, bir kılıç ve bir çomak olarak ödenen haracın üleştirilip dağıtılması konusunda Bayındır Han’ın müşkül duruma düştüğünden söz edilir. Toman tekürünün, kaleyi saran Oğuzlara karşılık, kalede esir olan Salur Kazan’a, kaleyi kuşatmadan kurtardığı taktirde, kendisine haraç vermeyi teklif eder. Beowulf destanında, haraç kelimesinden söz edilmemesi, dönemin Avrupa’sında, sistemin içinde olmadığı anlamına gelmeyeceği gibi, kan parası gibi, Ortaçağ’a özgü bir sistemin varlığı, haraç konusunu sorgulamamıza neden olmuştur. 125 P548 – Çeşitli yasal adetler Beowulf’un, saltanatı zamanındaki ejderle mücadelesinde durumun çok zor şartları olduğunu fark eden savaşçılarından bazıları, korkarak, Beowulf’u mücadelede yalnız bırakırlar. Wiglaf durumu fark ettiğinde, korkaklara ithafen bir konuşma yapar ve katışlarından dolayı toprak haklarının ellerinden alınacağını söyler. Kazanılan zaferlerden sonra, ganimet dağıtılarak ödüllendirilen savaşçılar yanında, sahip oldukları toprak hakların korkaklığı nedeniyle kaybeden savaşçıların varlığını bu bölümde öğreniyoruz. Toprak haklarını kaybetmek, savaşçılara bir ceza olarak verilirken, bu cezanın halk arasında duyulmasıyla yaşayacakları utanç, ölümden bile daha kötü bir sonuç olarak açıklanarak, korkak savaşçılar bir kez daha cezalandırılmış oluyor. P553 – Silahlar Dede Korkut Hikâyelerinde ve Beowulf’ta, en sık karşımıza çıkan motif silahlar başlığı altında toplanmıştır. Araştırma yapılan eserlerin ikisinde de dikkat çekici olan kullanılan silahların aynı olması, savunma için ve saldırı için kullanılan silahların büyük benzerlikler taşımasıdır. Adı geçen silahların, yeni Türkçe Lügat’tan* karşılıkları aşağıda listelenmiştir. bıçak – kesecek alet. çomak – aslı çokmak. Başında topuzu olan değnek. demir elbise – zırh. gürz – uzun saplı demir topuz. hançer – ucu eğri ve sivri bir nevi büyük bıçak. kalkan – ok ve kılıçtan tahaffuza yarayan alet. kargı – ucu demirli kamıştan uzun mızrak. kama – ucu sivri tahta çivi, takoz. mancınık – vaktiyle taş atmakta kullanılan muharebe aleti. * Hayber Abdülkadir, Yeni Türkçe Lügat, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara, 2004. 126 (maskeli) miğfer – esnâ-yı harpte başa giyilen demir tas. mızrak – uzun saplı ucu demirli eski harp aleti, kargı. ok – yayla atılan ucu demirli değnek, siham, tir. şiş – ince uzun demir veya tahta. tuğ – at kuyruğu kılından yapılmış sorguç, evvelce paşalara verilirdi. zırh – esliha-i câriha tesirine karşı koymak için giyilen tel libas. yay – vaktiyle ok atmakta kullanılan alet. Bunlara ilâve olarak, Divânü Lugâti’t-Türk’te karşımıza çıkan iki kelimeden de burada söz etmek isteriz. İlki “qurmân”76 yay kılıfı, yaylık anlamında (Oğuz lehçesinde), diğeri “qurugluq”77, yay kılıfı anlamında kullanılan sözcüklerdir. Destanlarda sözü geçen dönemin yayılmacı özelliği göz önüne alındığında, silahlar başlığı altında bu kadar çok miktarda motifin toplanmış olması şaşırtıcı olmasa gerek. Dede Korkut’ta, Oğuzlar akınlar sırasında topraklarını genişletmek, diğer kalelerle anlaşmazlığa düşüldüğünde saldırı ve savunma için yukarıda sıralanan silahların tümünü kullanırlar. Beowulf destanında, kahramanın silahı sadece doğaüstü yaratıklara karşı kullanmış olması, dikkat edilmesi gereken bir noktayı oluşturmaktadır. Demir giyim ve zırh, Beowulf’ta zırhtan başka, kolluk adında, kolda oluşabilecek yaralanmaları önlemesi için giyildiği düşünülen bir parça savaş giysisinden de ayrıca söz edilir. Dede Korkut Hikâyeleri’nde sözü geçen Oğuzların kalkandan başka koruyucu kullanmamaları, kahramanlık ve cesaretlerinin altını bir kez daha çizmek için olduğu düşüncesini yaratır. Kalkan’ın yapıldığı malzemenin iki tür olduğunu, Beowulf’ta son ejdere saldırıya giden kahramanın tahtası ile yetinmeyip demir kalkan yaptırdığında öğreniyoruz. 76 a.g.e., s. 452. 77 a.g.e., s. 453. 127 P555 – Savaşta mâğlubiyet Savaşta mâğlubiyet motifi altında, Dede Korkut Hikâyeleri ve Beowulf kahramanlarının, gerçekçi bir bakış açısı ile her zaman galip taraf olmak yerine, zaman zaman savaşı kaybetmek ile, ait oldukları destanların değerlerini arttırmış olduklarını düşünmekteyiz. Kazan Bey Oğlu Uruz’un Esir Düştüğü Destanda, babasından kılıç çekmeyi, ok atmayı öğrenmek için yola çıkan Uruz, kâfir ile savaşını kaybeder ve esir düşer. Diğer destanımızda, Beowulf, Grendel ve annesi ile olan iki mücadelenin de galip tarafı olur. Sözü geçen mücadelelerin mağlup tarafını doğaüstü varlıklar Grendel ve annesi oluşturur. Beowulf’un üçüncü mücadelesinde, galip ve mağlup tarafları ayırmak, diğer iki örnekten daha zordur. Beowulf, üçüncüde hem ölümcül yara alır, hem de ejderi öldürerek, ülkesini onun kötülüğünden kurtarır. Bu durumu ifade edecek en iyi sözcükler, Beowulf’un Wiglaf’a söyledikleri şu sözlerdir: Takas ettim Eski yaşamımı Halkın ihtiyaçlarıyla. P556 – Savaşa meydan okumak Dede Korkut Hikâyeleri ve Beowulf’ta, savaşa meydan okuyan üç kahraman göze çarpar. Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanında, Boğaç esir olan babasını kurtarmak için kırk yiğidi ile at teperek kâfirin üzerine, savaşı göze alarak gider. Begil Oğlu Emre Destanında, Emre ailesini soyunu korumak için bacağı kırılan babası Begil’in güçsüzlüğü duyulduğunda, kâfirin illeri üzerine gelmemesi için, kendisi kâfir üzerine savaşa gider. Beowulf’un mücadelelerinin üçü de savaşa meydan okumak olarak nitelendirebildiği gibi, Grendel ve annesi ile mücadelesinin, gençliğindeki gücünden dolayı kesin galibi olarak Beowulf görüldüğünden listede savaşa 128 meydan okumak bölümünde yer almamıştır. Oysa üçüncü mücadelesi olan ejder ile olgun yaşında, fizikî üstünlüklerini kaybettiği dönemde mücadeleye girişmesi, savaşa meydan okumak olarak değerlendirilmiştir. Savaşa meydan okuyan kişiler, kahramanlık, cesaret yönü güçlü modeller olarak tanıtılır. P557 – Askerî gelenekler Türkler’de, “Ordu hak, halk ise, ordudur”. Eski Türk devlet teşkilatında, özellikle barış zamanlarında, sivil ve ordu düzeni diye bir ayırım yoktu. Ordu, bir halk ve halk da, bir ordu düzeninde yaşardı. Baskın, ancak karşı baskınla durdurulabilirdi. Bu nedenle boylar, ya da aileler uyurken gözcü denen nöbetçiler tarafından beklenirdi.78 Dede Korkut Hikâyeleri ve Beowulf’un her ikisinde de, savaşa boru çalınarak çıkılır. Dede Korkut Hikâyelerinde borunun yanında, davul dövüldüğünden de söz edilir. Savaşın sonunda galip gelinirse, her iki örnekte de ganimet alınır. Ganimet han ya da kral tarafından halkın arasında paylaştırılır. Oğuzlar da, savaşa at üzerinde gidilir. Kazan Bey Oğlu Uruz’un Esir Olduğu Destanda, daha detaylı bir bilgi ile atlıların düşmana karşı üç koldan saldırdığını öğreniriz. Bir grup atlı Dış Oğuz beyleri ve Dündar sağa, Kara Budak ve yiğitleri sola, Kazan merkezde, düşman üzerine at sürerler. Pay Püre Oğlu Bamsı Beyrek Destanında, Deli Karçar’ın nişan talimi yaptığından söz edilmesi, akın ya da savaş olmadığı zamanlarda da savaşa hazırlık için çalışmalar yapıldığını gösteren bir örnek olarak sayılabilir. Beowulf’un, Kraliçe konuşur bölümünde, Danimarka halkının her zaman, hem 78 Ögel, Bahaeddin, Türk kültürünün Gelişme Çağları, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, İstanbul, 2001, s.660–665. 129 savaş alanında hem evde savaşa hazır olduklarından bahsedilir. Konuyla ilgili detay bilgi metinde bulunmasa da, Danimarkalıların cesur olduğu kadar Oğuzlar gibi savaş talimi yaptıklarını da düşünebiliriz. Ganimet paylaşımı, Dede Korkut Hikâyeleri ve Beowulf destanında ortak olarak bulunan askerî gelenek motiflerinden biridir. Akınlar ve savaşlar sonunda alınan ganimetlerden Bayındır Han’a hisse çıkarıldıktan sonra, kalanın savaşa katılan gaziler arasında paylaşımı esastır. Beowulf’un çeşitli bölümlerinde ganimetin savaşçılar arasında paylaşıldığından söz edilir. P634 – Bayram, ziyafet Dede Korkut Hikâyelerinde ve Beowulf destanında kutlamalar ziyafetler ile yapılır. Dede Korkut Hikâyelerinde, ilk avından dönen oğulu kutlamak için beylere ziyafet hazırlanır. Devenin, koyunun erkekleri kesilerek kurban edilir ve bunlardan yemek hazırlanır. Gerek hanlar hanı Bayındır, gerekse Salur Kazan ziyafet sofraları kurdurarak, beyleri ve halkı ağırlarlar. Ziyafetler sırasında bol yemek ve kadehlerde içkiler ikram edilir. Beowulf destanında, Kral Hrothgar kutlama ve ziyafetler için Heorot adında bir mekân yaptırır. Bu mekân yüksek tavanlı, altın kubbeli çadırlı, içi ve dışı demir kemerli, ateşte dövülmüş kemerli kapısı olduğundan bahsedilir. Danimarkalıların yerleşik düzene geçmiş oldukları binanın tasviri ve inşasından anlaşılmaktadır. Dede Korkut Hikâyelerinde ise ziyafetler otağlarda verilir ki göçebeliğin sürdüğünün bir göstergesidir. “Ziyafete davet edenler, dört türlüdür. Gelenler de, dört türlü olur.79 1) Bunlardan biri, hangi aşa çağrılsalar, giderler! Aşı, içkiyi içer, yerler, ne ki verseler! Ancak öz evlerine çağırmazlar! Başlarını saklayıp, evde aşı, yalnız yerler! 2) Biri de görürse, ziyafete gider; yemeği yer. Ancak, karşılığında onu da, 79 Ögel, Bahaeddin, Türk kültürünün Gelişme Çağları, a.g.e., s.284-285. 130 yemeğe davet eder. 3) Biri de, ne (başkasına) yemeğe gider, ne de kimseyi evine davet eder. Böyle bir insan ölüdür! Onu dirilerden sayma! Böylelerine katılma! Onlarla birlikte bulunma! 4) Biri de; davete, yemeğe gitmez, çağrılsa da! Ancak kendisi, insanları yemeğe çağırır, hayvanlar keser. Bunlar arasında, en iyisi, en iyi karakterlisi, bu kişidir. Filozof ve bilgelerin övdükleri, kişi karakteri de budur!” İstersen davete git, istersen davet et! Aş ve içki işi, bu yol ve töre ile olur! İnsanlara katılmak dilersen, bu dünyanın hali, gidişi ve yolu budur!” Eski Türklerde “yeme-içme” hep bir arada olurdu. Bu nedenle Türkler ziyafet ya da sohbet yemeği için “yegü içkü” derlerdi. Bundan başka “aş içkü” de denirdi.80 Dede Korkut Kitabı’nın, Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanında Kam Gan oğlu Bayındır Han’ın ziyafetinde ikram edilen kara koyun yahnisi, bugün haşlama dediğimiz şekilde hazırlanırdı.81 (Haşlama, su içinde kaynatmak demektir.) Bunlara ilâve olarak, Divânü Lugâti’t-Türk’te sözü geçen “kenqliyû”82 sözcüğü, “hakanların şölenleri ya da bayramlarda kurulan, herkesin gönlünce, yağmalarcasına yemek yediği bir sofradır. Bu sofra minare gibi uzar gider, neredeyse otuz arşındır”, açıklaması dikkate değer bir toplumsal olayı ayrıntısıyla açıklar. Türk kültüründe misafiri sofrada, yemekle ağırlamanın, sevindirici olayların ziyafet sofralarında kutlanmasının Kutatgu Bilig (4573–4674) 80 Ögel Bahaeddin, Türk Kültür Tarihi 4, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1978, s. 189. 81 Ögel, a.g.e., s. 341, s. 403. 82 a.g.e., s. 303. 131 dayandığını ifade eden yukarıda söz edilen belge ile Beowulf destanında misafir şerefine ziyafet kurulması, Grendel’in ve annesinin şiddetinin sona ermesinden sonra kutlamaların ve mutluluğun yeme içme ile yapılması örtüşen motifler olarak karşımıza çıkar. P710 – Milletler Dede Korkut Hikâyelerinde, destanların Oğuzlara ait olduğunu, metnin içinde geçen, “Oğuz bilicisi Korkutun Ata”, “Oğuz ili”, “Oğuz kavmi”, “Oğuz beyleri”, “kudretli Oğuz eli”, “Oğuz’un hudut boyu”, “Oğuz erenleri”, “kudretli Oğuz” ifadelerinde açıkça görüyoruz komşu milletlerin, Gürcistan, Türkistan, olduklarını, Rum illeri ve Şam ile ticari ilişkiler içinde olduklarını yine metinin içinde P710 maddesi altında sıralanan motif saptamalarından biliyoruz. Beowulf destanında anlatılan olayların Danimarka’da geçtiğini, Danimarka kralı Hrothgar referansı ile biliyoruz. Danimarka’yı çevreleyen ülkelerden Beowulf’un memleketleri Geat ve Danimarka ile rekabet içinde olan Fin, Jute, Frizye, İsveç ve Goth’lar olduğunu listelenen motif saptamalarından öğreniyoruz. P716 – Irklar, soylar Dede Korkut Kitabı’nda, Oğuzların İç Oğuz (Üç Ok) ve Dış Oğuz (Boz Ok) olmak üzere iki koldan oluştuğunu P715 kodu ile listelenen motif referanslarından öğreniyoruz. Ayrıca ülke olmasa da, komşuları arasında, Oğuz illerine ait olmayan, Bayburt Hisarı, Açık Tatyan Kalesi, Turabzon Kalesi tekürü bulunduğunu biliyoruz. Beowulf destanında ise Wendla kabilesine ait bir referans bulunmaktadır. Dede Korkut Kitabı ve Beowulf Destanında, Stith Thompson’ın The Motif- Index of Folk Literature kitabının cemiyet maddesinde yer almayan başlıklardan oluşan saptamalarımızdan da söz etmek isteriz. 132 Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanında, Boğaç’ın boğaya karşı kahramanlığını isim vererek kutlayan Dede Korkut, çocuğun babası Dirse Han’a hitaben yaptığı konuşmada; ………… Boynu uzun büyük cins at ver bu oğlana Biner olsun hünerlidir Ağıllardan onbin koyun ver bu oğlana Etlik olsun hünerlidir Develerden kızıl deve ver bu oğlana Yük taşıyıcı olsun hünerlidir ………… Diyerek, erişkin bir Oğuz erkeğinin koyun, deve ve at sahibi olarak toplumda yer aldığını ifade ediyor. Bireyin çocukluktan yetişkinliğe geçiş sürecine ve toplumdaki ritüellere dikkat çekmek için verilen bu örnek, kanımızca toplumsal hayata dair önemli bir geçişe dikkat çekmektedir. Yine Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanında, Dirse Han’ın eşinin, çocuğu olması için yapmış olduğu adaklarda; Kara elbiseli dervişlere adaklar verdim Aç görsem doyurdum çıplak görsem donattım sözleriyle, toplumda ihtiyaç sahibi fakir kişilerin bazen adak aracılığı ile, varlıklı kişiler tarafından yardım edilip gözetildiğinin bir örneği olarak, altını çizmek istedik. Boğaç’ın dağda yaralanması ve dağ çiçekleri ile annesinin sütünün merhem edilerek şifa bulmasından sonra, toplum hayatına katılmasına “At biner kılıç kuşanır oldu, av avlar kuş kuşlar oldu” cümlesinden öğreniyoruz. Bu cümle, aynı zamanda bir Oğuz erkeğinin toplumdaki günlük rolünü işaret eder. 133 Dede Korkut’un destanın sonundaki,’’ koşar iken ak boz atın sendelemesin, vuruşunca kara çelik öz kılıcın çentilmesin, dürtüşürken alaca mızrağın ufanmasın’’, duası ile erkeğin toplum içindeki savaşçı rolünü sürdürmesi dileği olarak yansır. Salur Kazan’ın Evinin Yağmalandığı Destan’da, Kazan Han’ın verdiği ziyafetteki ön hazırlık, mekânsal olarak şöyle tarif edilir; “Doksan başlı otağlarını kara yerin üzerine diktirmişti. Doksan yerde alaca halı, ipek döşemişti. Seksen yerde büyük kaplar kurulmuştu. Altın kadehler, sürahiler dizilmişti. Dokuz kara gözlü güzel yüzlü, saçı ardına örülü, göğsü kızıl düğmeli, elleri bileğinden kınalı, parmakları süslü dilber kâfir kızları Kudretli Oğuz beylerine kadeh sunup, içiyorlardı.” Beylere kadeh sunup onlarla birlikte içki içen kâfir kızların varlığı da dikkat çeken bir noktadır. Dirse Han Oğlu Boğaç Han Destanında, Kam Püre Oğlu Bamsı Beyrek Destanında, Kazan Bey Oğlu Uruz Beyin Esir Olduğu Destanda, Kazılık Koca Oğlu Yigenek Destanında, Begil Oğlu Emre’nin Destanında, ziyafet kurulan otağların halılar serilerek hazırlandığından bahsedilir. “Yedi bin kaftanın ardı yırtmaçlı, yarısından kara saçlı, pis dinli, din düşmanı alaca atlı kâfir bindi” ifadesinden, dönemin giyim tarzının kaftan ile ifade edildiğini gözlemliyoruz. Ahmed Vefik Paşa’ya göre kaftanlar, bir nevi “astarsız cübbe” idiler.83 Karaca Çoban’ın sapanı şöyle tarif edilir, “Çobanın üç yaşında dana derisinden sapanının ayası idi, üç keçi tüyünden sapanının kolları idi, bir keçi tüyünden çatlayıcı idi. Her atınca on iki batman taş atardı.” Sapan, dönemin şartlarında hangi malzemelerin kullanılarak yapıldığını göstermesi açısından dikkat çeker. 83 Ögel Bahaeddin, a.g.e. 5, s. 7. 134 Salur Kazan’ın, kâfirle mücadelesinde kaçanı kovalamaması, aman dileyeni öldürmemesi, dönemin toplumsal değerlerini sergilemesi açısından önemlidir. Savaşın zaferle sonlanması ile kahramanlık gösteren Oğuzlara çok ülke, şalvar, cübbü, çiha vermesi, yönetici ile halkı arasında süren yazılı olmayan bir anlaşmanın bir işaretidir. Uruz’un başı için kırk cariye ile kırk kulun azat edilmesi, dönemdeki kul cariye kurumunun varlığını işaret ederken, azat edilmeleri yaşanan sevinci kutlarken başka kişilerinde mutluluğa ortak edilmesi fikrini düşündürür. Kam Püre’nin Oğlu Bamsı Beyrek Destanı’nda, beyin huzuruna çıkan bezirgânların, daha önce kendilerini yağmadan kurtaran Beyrek’in elini öpmeleri, minnet ve saygı ifadesi olarak günümüzde de yaşayan bu âdetin varlığını işaret eder. Beyrek’in beşik kertme nişanlısı Banu Çiçek’in varlığı, beşik kertmesi geleneğinin Oğuzlar’a dek uzandığını gösterir. Dede Korkut’un, Banu Çiçek’in ağabeyi Deli Karçar’a aracı olarak gitmesi, Deli Karçar’ın başlık olarak bin erkek deve, bin aygır, bin koyun, bin köpek, bin pire istemesi, kardeşi için şartları zorlayarak, imkânsıza yakın paha biçmiş olması dikkat çeker. Günümüzde de yaşayan dünür gitmek ve başlık parası kavramlarının dayandığı temeller olarak sayılabilir. Beyrek’in kâfire esir olması ile üzüntüye düşen Banu Çiçek’in “kızıl kına ak eline yakmaz olması”, günümüzde düğün hazırlığında sürmekte olan kına yakmanın, Oğuz zamanına dayandığını belgeler. Yalancı oğlu Yaltacuk ile Banu Çiçek’in küçük düğün yapıp, büyük düğüne mühlet koymaları, günümüzün nişan ve düğününü çağrıştırmaktadır. Düğün kutlamalarının kadınlar ve erkekler için ayrı yapılması, kopuz çalan ozanın eşliğinde kızların “kol sallayıp oynaması” toplumsal hayata dair önemli ipuçları verir. 135 Destanın sonunda, “kâfirin kilisesini yıktılar yerine mescit yaptılar. Keşişlerini öldürdüler. Ezan okuttular, aziz Tanrı adına hutbe okuttular. Kuşun alaca kanını, kumaşın temizini, kızın güzelini, dokuz katlı işlenmiş süsler elbise, cübbe hanlar hanı Bayındır’a hisse çıkardılar.” İfadesi savaşın sonundaki sürecin işleyişini göstermesi açısından dikkat çeker. Kazan Bey Oğlu Uruz’un Esir Olduğu Destan’da, Burla Hatun’un samur cübbesi dikkat çeker. Han kızı olarak Burla Hatun’un cübbesinin farklılığı önemli bir ayrıntıdır. Aynı bölümde, Uruz’a kara çoban keçesi giydirmeleri ile, çobanların giyim türü hakkında da bilgi sahibi oluyoruz. Arpadan ekmek yapıldığı yine bu bölümden öğrendiğimiz bir özelliktir. Kulağı küpeli olarak referans verilen Kazılık Koca oğlu Yigenek Bey ile Oğuz erkeklerinin de altın küpe taktığını öğreniyoruz. Duha Koca Oğlu Deli Dumrul Destanı’nda köprüsü olan çayların varlığı, toplumun mimarideki gelişimine dikkat çeker. Kanglı Koca Oğlu Kan Turalı Destanı’nda, Kanglı Koca’nın oğlunu evlendirmek için kız aramaya çıkması önemli bir toplumsal kuralı işaret eder. Trabzon tekürünün kızına üç canavarı yenmeyi başlık şartı olarak koşması belirtilmelidir. Begel Oğlu Emre Destanı’nda babası Emre’yi Bayındır Han’ın huzuruna çıkarır, Emre hanın elini öper. Han da Emre’ye cübbe, çuha, sırmalı elbise verir. Uşun Koca Oğlu Segrek Destanı’nda, Kazan Bey’in huzurunda akın dileyen Egrek, sefere çıkmadan önce meyhanede beş gün, mızraklı yiğitleri ile yeme içme yaparlar. Salur Kazan Esir Olup Oğlu Uruz’un Çıkardığı Destan’da, Trabzon tekürünün hediyesi olan şahini, Kazan Han’ın, şahinci başına emanet ettiğini 136 öğreniriz. Şahinin avda kullanıldığı, avın da Oğuzlar arasında çok yaygın olduğu bilgilerine dayanarak, av için beslenen şahinler olduğu ve bunlara bakmakla yükümlü şahincibaşılar bulunduğundan söz edilebilir. Salur Kazan esaretten kurtarılınca, başta oğlu Uruz olmak üzere tüm beyler Kazan’ın elini öper. “Beowulf Destanında” Beowulf Herot’a Gelir bölümünde, kaldırımlı yolun adamlara kılavuzluk ettiğinden söz edilir. Yolların kaldırımlı olması, yayalar ve atlılar için ayrı bölümler oluşturacak kadar gelişmiş bir toplumsal düzen olduğunun işaretidir. Aynı bölümde geçen “bira kupaları” tanımı, biranın o günlerde tüketilen bir içki olduğunu ispatlar. “Kakmalı kupa içinde dağıtılan tatlı içki”nin ne olduğunu bilemeyiz ancak ileriki sayfalarda kraliçenin krala bira sunduğuna dair yeni bir referans bulunur. Ozan’ın söylediği eski felaket şarkısında, Hildeburh’un ölen kocasının ardından yas tutarak, yas feryatları okuması, ağıt yakmanın Danimarka’da da yaşayan bir toplumsal hareket olduğunu gösterir. Kupa taşıyıcıların mükemmel çanaklarda şarap sunması, “tatlı içki” olarak yukarıda sözü geçen içkinin, şarap olabileceğini düşündürür. “Kraliçe Konuşur” bölümünde, erkekler sağlam içer, şarap içtiler ifadeleri bulunur. Bu ifade ile, savaşçıların sarhoş olana kadar şarap içtikleri sonucunu çıkarabiliriz. 137 SONUÇ Dede Korkut Hikâyeleri ve Beowulf destanını Stith Thompson’un The Motif-Index of Folk Literature adlı eserinin cemiyet maddesini rehber alarak karşılaştırılmaya çalışıldı. Muharrem Ergin’in Dede Korkut Kitabı ile David Breeden’in Beowulf varyantını esas alınarak, cemiyet maddesi altında 194 motifi, metinlerde tarandı. Dede Korkut Kitabı’na ait 43 motif ile Beowulf’a ait 41 motif saptandı. Dede Korkut ve Beowulf’un incelenmesi sonucu 28 ortak motif tespit edilirken, Dede Korkut’ta rastlanmayıp sadece Beowulf’ta rastlanan 13 motif ve Beowulf’ta rastlanmayıp sadece Dede Korkut’ta rastlanan 15 motif tespit edildi. Çalışmamızda dikkatimizi çeken önemli konulardan biri P553 kodu ile temsil edilen silahlardır. Dede Korkut Hikâyeleri ve Beowulf’ta, sayıca en çok bahsi geçen motif silahlara aittir. Silah adları, her iki destanda da benzerlikler göstererek dönemin teknolojik özelliklerini ortaya koyar. Örneğin kılıç, metinlerin başından sonuna kadar çokça adı geçen bir silah olarak tespit edildi. Kılıcı, mızrak izler. Dede Korkut’ta alaca mızrak, altmış tutam mızrak olarak nitelendirilirken, Beowulf’ta gri ucuyla dişbudaktan yapılma mızrak, dikenli mızrak olarak geçer. Kalkan motifi de iki destanda ortak olarak bulunur. Ok ve yay, Dede Korkut Hikâyelerinde çokça saptanmasına rağmen, Beowulf’ta seyrek olarak rastlanır. Dönemin akıncı ruhu göz önüne alındığında, Oğuzların ve Danimarkalıların, var olan topraklarını saldırganlara karşı korumak ve topraklarını genişletmek istediklerinde hareket edebilmek için günlük hayatın içinde bu kadar çok ve sık silah ismi kullanılmış olmalarını olağan karşılamak gerekir. Dikkatimizi çeken ve burada sözünü etmek istediğimiz diğer konu P327 ile tanımlanan kutlama ve P634 ile tanımlanan bayram-ziyafet maddeleridir. Dede Korkut Hikâyeleri ve Beowulf’ta kutlanacak sevinçli olayların sonunda 138 muhakkak ziyafet sofralarının kurulmaktadır. Dede Korkut Hikâyelerinde, av dönüşü, düğün, zaferle sonuçlanan akınların kutlamaları büyük sofralarda yemek yiyerek yapılırken, Beowulf’ta, Kral Hrothgar’ın sadece ziyafetler için Herot’u yaptırmış olması dikkat çeker. Burada yapılan ziyafetlerde tatlı içki içerek mutluluğun paylaşılması, iki kültür arasındaki ortaklıklardan biri olarak göze çarpar. The Motif-Index of Folk Literature’da, P233 olarak kodlanan baba-oğul maddesini incelendiğinde de, her iki metindeki maddelerin çokluğu dikkat çeker. Oğulların isimlerinin babaları ile birlikte anılması, Oğuzlar ve Danimarkalılar da aynı toplumsal gelişim sürecinin basamağı olarak yorumlanabilir. Daha açık bir deyişle, soyadının henüz kullanılmadığı çağlarda, her iki ülke insanı da kimliği açık olarak belirtebilmek için baba isimlerini kullanır. Beowulf’ta, Danimarkalılar yerleşik düzene geçen, kaldırımlı yolları olan, ziyafet salonları inşa eden bir ulus olarak, tanıtılırken, Dede Korkut Hikâyelerinde, Oğuzların göçebe hayata devam ettikleri, çadır ve otağlarda yaşadıkları işaret edilir. Halkın geçim kaynağı olarak Dede Korkut Hikâyelerinde hayvancılıktan bahsedilirken, Beowulf’ta bu konu ile ilgili açık bir bilgiye rastlanmaz. Kadın simgesini içinde barındıran motiflerden, P210 karı-koca, P231 ana- oğul, P216 kocasını ikna edebilen tek kişi olarak kadın, P212 akrabalarından daha merhametli kadın başlıkları altında, Dede Korkut Kitabı ve Beowulf destanında tespit edilebilen farklar şunlardır: Oğuzlarda, kadın aldığı ok atma, at binme, güreş tutma eğitimleri ile, erkeklerin yanında toplumsal hayatın her alanında yer alabilecek düzeyde gözükmektedir. Eşinin yanında, fikri sorulan, konuştuğu sözlere değer verilen olarak yansır. Beowulf’ta ise, Dede Korkut Hikâyelerine göre kapsadığı konunun darlığı ve manzumenin kısalığı göz ardı edilmeksizin söylenmek istenen, kadın simgesinin, toplumsal hayatın içinde bir rol olmaktan çok bir figür olduğu yönündedir. Destan’da kadın olarak 139 kraliçelerden söz edilir. Yaptıkları ve konuştuklarıyla değil, varlıklarıyla Beowulf’ta yer alırlar. Araştırmamızda, iki farklı coğrafyada, dönemin teknolojik ve lojistik şartları göz önüne alınarak, iletişim ve etkileşim ihtimali düşük, iki topluluğun Oğuzlar ve Danimarkalıların yaşayışlarında gözlemlenen ortak paydaları ortaya konmaya çalışıldı.Eksikliklerimize rağmen, bu konu ile ilgili yapılacak yeni çalışmalara ışık tutacağına inanıyoruz. 140 BEOWULF DESTAN ÇEVİRİSİ ÖNSÖZ PROLOGUE Danimarkalıların Erken Tarihi Early History of the Danes Dinle; Listen: Duymuşsundur eski günlerdeki You have heard of the Danish Kings Danimarka Krallarını ve onların in the old days and how ne büyük savaşçı olduklarını. they were great warriors. Shield, Sheaf’in oğlu, Shield, the son of Sheaf, bir yetim olarak bulunduktan sonra, took many an enemy's chair, çok düşmanın tahtını aldı, terrified many a warrior, çok savaşçıyı korkuttu. after he was found an orphan. Göğün altında başarılı oldu He prospered under the sky ta ki her yerdeki insanlar until people everywhere konuştuğunda onu dinleyene kadar. listened when he spoke. O iyi bir kraldı! He was a good king! Shield’ın bir oğlu oldu, Shield had a son, İnsanlara refah versin, child for his yard, onları korkudan ırak tutsun diye, sent by God Tanrı’nın, onun evine to comfort the people, gönderdiği bir evlat -- to keep them from fear-- Grain idi adı, Grain was his name; tanınırdı he was famous Kuzey boyunca. throughout the North. Genç prensler, tıpkı onun yaptığı gibi -- Young princes should do as he did-- henüz gençken daha, give out treasures dağıtmalıydılar hazineleri while they're still young ki yaşlılık gelip çattığında, so that when they're old savaş zamanında people will support them destekleyecekti insanlar onları. in time of war. Bir adam, A man prospers herhangi bir ulusta, by good deeds iyi işlerle başarılı olur. in any nation. Shield, alnına yazılı saatte öldü, Shield died at his fated hour, güçlü gitti Tanrıya. went to God still strong. İnsanları taşıdı onu denize, His people carried him to the sea, son isteği de buydu. which was his last request. Buzla kaplı ama açılmaya hazır, In the harbor stood sağlam bir gemi a well-built ship, bekliyordu limanda. icy but ready for the sea. 141 Shield’i oraya yatırdılar, They laid Shield there, uzak diyarlardan gelen altın propped him against the mast ve defineyle çevrili surrounded by gold gemi direğine yasladılar. and treasure from distant lands. Hiç duymamıştım daha önce I've never heard böyle güzel bir gemi, of a more beautiful ship, kalkanla ve kılıçla, filled with shields, swords, zırhla, hediyeyle dolu, and coats of mail, gifts uzun yolculuğu için. to him for his long trip. Boş bir teknede No doubt he had a little more çıplak bir yetimken gönderildiğinde, than he did as a child bir çocukkenki halinden when he was sent out, daha fazlası olduğuna şüphe yok. a naked orphan in an empty boat. Altın sarısı sancağı Now he had a golden banner başının üzerinde, high over his head, was, denize verilmiş, üzgünce sadly by a rich people, zengin bir halk tarafından. given to the sea. Yaşayan en bilge kişi söyleyemez, The wisest alive can't tell bir ölüm gemisinin nereye gittiğini. where a death ship goes. Babasının ölümünden sonra uzun süre Grain ruled the Danes Danimarkalıları yönetti Grain, a long time after his father's death, ve bir evladı oldu and to him was born büyük Healfdene, savaşta acımasız, the great Healfdene, fierce in battle, yaşlanana kadar yöneten. who ruled until he was old. Healfdene’nin dört çocuğu oldu-- Healfdene had four children-- Heorogar, Hrothgar, İyi Halga, Heorogar, Hrothgar, Halga the Good, ve bir kız çocuğu, İsveç Kralı and a daughter who married Onela ile evlenen. Onela, King of the Swedes. Hrothgar Danimarka Kralı Olur Hrothgar Becomes King of the Danes Kral olduktan sonra Hrothgar After Hrothgar became king birçok savaş kazandı; he won many battles: arkadaşları ve ailesi his friends and family seve seve uydular ona; willingly obeyed him; çocukluk arkadaşları his childhood friends meşhur askerler oldular. became famous soldiers. Böylece Hrothgar, So Hrothgar decided dünyanın bugüne kadar gördüğü ya da, he would build a mead-hall, hayal edebileceği en büyük, the greatest the world had ziyafet salonunu inşa etmeye karar verdi. ever seen, or even imagined. Orada, eşit bir şekilde, There he would share out (devletin arazileri ve insanların yaşamları to young and old alike 142 hariç) all that God gave him Tanrının tüm ona verdiklerini, (except for public lands and men's lives). genç ve yaşlıyla paylaşacaktı. I have heard that orders Her yere dağılan went out far and wide; emirleri duydum; tribes throughout the world dünyanın her bir ucundaki kabileler set to work on that building. bu binayı yapmaya koyuldular. And it was built, the world's Ve inşa edildi, greatest mead-hall. dünyanın en büyük ziyafet salonu. And that great man Ve büyük adam called the building “Herot”, erkek karaca "Herot," the hart. adını verdi binaya. After it was built, İnşa edildikten sonra, Hrothgar did what he said Hrothgar söylediğini yaptı he would: handed out gold dağıttı altını ve hazineyi and treasure at huge feasts. büyük ziyafetlerde. That hall was high-towered, Salon yüksek kuleliydi, tall and wide-gabled uzun ve sivri tepeli (though destruction awaited, (yine de bekleniyordu yıkım, fire and swords of family trouble; aile sorununun ateşi ve kılıçları; and outside in the night waited ve dışarıda, gecede bekliyordu a tortured spirit of hell). eziyet görmüş bir cehennem zebanisi.) The words of the poet, Ozanın kelimeleri, the sounds of the harp, harp sesleri, the joy of people echoed. insanların neşesi yankılandı. The poet told how the world Anlattı ozan, dünyanın nasıl oluştuğunu, came to be, how God made the earth Tanrının dünyayı nasıl yarattığını and the water surrounding, ve suyla çevrelediğini, how He set the sun and the moon insanlar için ışık saçan as lights for people güneşi ve ayı nasıl yarattığını, and adorned the earth dalları ve yapraklarıyla herkes için with limbs and leaves for everyone. dünyayı nasıl süslediğini. Hrothgar's people lived in joy, Hrothgar’ın halkı neşe içindeydi, happy until that wanderer of the mutluydu ta ki kırların sahibi, wasteland, şeytan Grendel, yabanda gezen, Grendel the demon, possessor of the cinayetlerine başlayana kadar. moors, began his crimes. Tanrının insan neslinden kovduğu yaratıkların soyundandı-- He was of a race of monsters Kabil soyundandı, exiled from mankind by God-- kardeş katlinden cezalı He was of the race of Cain, adamın soyundan. that man punished for 143 Bu soydan gelir murdering his brother. tüm kötü yaratıklar-- From that family comes canavarlar, cinler, yaşayan ölüler. all evil beings-- Ayrıca devler, monsters, elves, zombies. Tanrıyla savaşan ve Also the giants who karşılığını tufanla ödeyen. fought with God and got repaid with the flood. 144 BÖLÜM 1: GRENDEL PART ONE: GRENDEL Grendel Saldırır Grendel Attacks Bir gece, bira partisinin ardından, One night, after a beer party, uykuya koyuldu Danimarkalılar the Danes settled in the hall salonda; keder nedir bilmezlerdi. for sleep; they knew no sorrows. Şeytani yaratık, acımasız ve aç, The evil creature, grim and hungry, kaptı otuz savaşçıyı grabbed thirty warriors ve gitti evine sevinerek. and went home laughing. Şafak vakti, Grendel’in gücünü At dawn, when the Danes learned öğrendiği vakit Danimarkalılar, of Grendel's strength, büyük gözyaşı vardı. there was great weeping. Yaşlı kral oturdu üzgünce, The old king sat sadly, adamları için ağlayarak. crying for his men. Bloody Kanlı ayak izleri bulunmuştu. footprints were found. Bu yeterince kötüydü, That was bad enough, fakat ertesi gece but the following night daha fazlasını öldürdü Grendel-- Grendel killed more-- günahla gözleri kamaşarak, blinded by sin, hiç pişmanlık duymadan. he felt no remorse. (Hayatta kalanların, başka yerde (You can bet the survivors uyumaya başladığını sanabilirdiniz.) started sleeping elsewhere.) Böylece Grendel, hükmetti So Grendel ruled, çok kişiye karşı fighting right, tek başına savaşarak, one against many, ve tüm dünyadaki and the greatest hall en büyük salon in all the earth bomboş kalıverdi bir gecede. stood empty at night. On iki yıl devam etti böyle, Twelve years this went on, Hrothgar ise tattı Hrothgar suffering en büyük kederleri. the greatest of sorrows. Ozanlar acıklı şarkılar söylediler Poets sang sad songs tüm dünyaya, throughout the world, Grendel’in Hrothgar’a nasıl acı çektirdiğini; how Grendel tormented Hrothgar; hiçbir savaşçının, how no warrior, ne kadar cesur olursa olsun, no matter how brave, Grendel’i nasıl öldüremediğini. could kill Grendel. Grendel’in nasıl How Grendel wasn't durmak bilmediğini, about to stop, ya da karşılığının ödetilmediğini. or pay damages. 145 Grendel, ininden tuzak kurmaya devam etti, Grendel kept ambushing from his lair, ebedi karanlığın yattığı bataklıklardan. the moors which lay in perpetual darkness. Ardından, tüm hasarların en gaddarı, Then, the cruelest of all injuries, Yerleşti salona-- he moved into the hall-- her gece kaldı orada stayed there every night (her ne kadar Tanrı, asla izin vermese de (though God would never allow böylesi bir şeytanlığa, such an evil thing gerçekten tahta dokunmasına). to actually touch the throne). Hrothgar’a uyulmadı; Hrothgar was broken; konsey üzerine konsey, council after council proposed saldırılara karşı yapılacakları önerdi. what to do against the attacks. Putperest tapınaklara, tapınılan putlara They even went to heathen temples, bile gittiler, ve yakardılar worshipped idols, and called Şeytana yardım için. to the Devil for help. Danimarkalılar, Tanrıyı unuttular. The Danes forgot God. (Büyük üzüntüde bile, (Woe be to those who go ateşin kucağına düşenlere to the fire's embrace, eyvahlar olsun-- even in great distress-- Teselli yok orada.) There is no consolation there.) Hiçbir rehber, hiçbir savaşçı No counselor, no warrior yok edemez şeytanı. could destroy the evil. Ağlayıp sızladılar ve öfkeden köpürdüler. They wept and seethed. Beowulf, Grendel’den haberdar olur Beowulf Hears of Grendel Fakat Hygelac’tan bir savaşçı But a warrior of Hygelac's duydu Grendel’in yaptıklarını; heard of Grendel's doings; o gün yaşayanların he was the strongest of men en güçlüsüydü, alive in that day, kudretli ve asil. mighty and noble. Bu adam, bir gemi çağırdı, That man called for a ship, Söyledi okyanusu aşacağını ve said he would cross the ocean yardım isteyen krala yardım edeceğini. and help the king who needed help. Bilge adamlar kışkırttılar onu Wise men urged him bu maceraya to that adventure onlar için sevilen biri olmasına rağmen. though he was dear to them. Kehanetleri incelediler They examined omens ve onu teşvik ettiler. and whetted him on. Böylece iyi Geat, So the good Geat chose seçti en cesur savaşçıları, the bravest warriors, on dört tanesini, fourteen of them, 146 ve şu kurnaz denizci and that crafty sailor götürdü onları karanın ucundan, led them to the land's brim, gemiye. to the ship. Gemiyi hazırladılar They readied the ship uçurumun dibindeki dalgalar üzerinde on the waves under the cliffs ve savaşçılar dikildiler pruvada and the warriors stood at the prow su, kumu döverken. as the water wound against the sand. Savaşçılar, The warriors bore götürdüler parlak silahları, into the ship's bosom bağlı zırhları, bright weapons, geminin içine. fitted armor. Adamlar ittiler The men shoved sağlam desteklenmiş gemiyi the well-braced ship hayalini kurdukları out on the journey yolculuğa doğru. they'd dreamed of. Köpük yakalı gemi The foamy-necked ship gitti tıpkı bir kuş gibi went out like a bird böylece ertesi gün so that the next day kavisli pruvası its curved prow öyle ileriye gitmişti ki had gone so far karayı gördüler, that the seafarers saw land, ışıldayan sahil kayalıklarını shining shore cliffs ve dik dağları. and steep mountains. Yolculukları zaten sona ermişti Their journey was already over Ve Geat savaşçıları and the Geat warriors gemilerini sahile çektiler pulled their ship to the shore ve karada dikildiler and stood on land şangırdayan gömlekleri, in their rattling shirts, savaş kıyafetleriyle. their war-clothes. They Teşekkür ettiler Tanrıya, kolay yolculuk için. thanked God for an easy trip. Danimarkalıların deniz koruyan duvarından, From his wall the sea-guard of the Danes, kayalıkların koruyucusundan, protector of the cliffs, gördü parlak kalkanları saw bright shields hazır savaş kıyafetini and ready war dress gemiden inerlerken coming over the gang plank ve merak etti and he wondered kimin adamları bunlar diye. who those men were. Hrothgar’ın savaşçısı Hrothgar's warrior rode sürdü atını sahile doğru. to shore on his horse. Kudretli bir mızrak sallayarak, Shaking a mighty spear, he spoke: konuştu: “Kimsiniz siz, bu sarp gemide "Who are you, in armor, denizden gelen, who come over the sea-road 147 zırhlar içinde? in that steep keel? Dinle: Korurum ben burayı Listen: I guard here bu yüzden hiçbir düşman kuvveti so that no forces baskın yapamaz Danimarkalılara. hostile to the Danes akrabalarımın izni olmadan, may raid. Never has bir gemi dolusu ordu, one so openly brought savaşçılar, böyle aleni biçimde a ship's army, warriors, asla gelmedi daha önce. without the permission of my kinsmen. Ve daha önce And never have I seen hiç görmedim yeryüzünde, a greater man on earth, böyle zırhlar içinde any man in armor, aranızdaki adamdan daha büyük birini. than is one among you. Hatalı değilsem eğer, Unless I'm wrong, sadece zırh giyen, that is no hall-man, bir salon adamı değil-- just wearing armor-- boyu posu eşsiz. his stature is peerless. Soyunuzu öğrenmek isterim şimdi I wish to know your lineage now ki sizin, Danimarka topraklarına giden so I know you are not spies casuslar olmadığınızı bileyim. going into the land of the Danes. Siz uzak diyar sakinleri, gemi yolcuları, You far-dwellers, seafarers, işte saf düşüncem: hear my simple thought: en iyisi, acele söyleyin you had best hurry to tell me nereden geldiğinizi.” where you come from." Beowulf, grubun lideri Beowulf, leader of the host Söyleyiverdi sözlerini: unlatched his word-hoard: “Soya sopa bakarsan, Geat halkındanız, "As to kin, we are of the Geat nation, Hygelac’ın can yoldaşları. Hygelac's hearth-companions. Babam, halkı arasında My father was a leader well known iyi bilinen bir liderdi: Edgtheow. among the people: Edgtheow. Yaşlanmadan, He stayed many winters saraydan ayrılmadan önce before he went away, pek çok kış geçirdi. aged, from the court. Her bilge kişi, kolayca hatırlar onu Every wise man readily remembers tüm yeryüzünde. him throughout the earth. Dostane duygularla görmeye geldik We have come with friendly hearts Lordunuzu, Healfdene’nin oğlunu, to see your lord, Healfdene's son, halkın koruyucusunu. protector of the people. Bize iyi bir rehber ol; Be good counsel to us: Danimarka kralına we have come on a great errand büyük bir iş üzerine geldik. to the king of the Danes. Sır saklamak I think it foolish büyük aptallık olur diye düşünüyorum. Bilirsin to keep secrets. You know Eğer doğruysa duyduğumuz if it is true what we have heard, geceleri karanlık bir düşman that a dark enemy in the nights 148 şiddet ve katliam getiriyorsa works violence and slaughter Danimarkalılara… Belki de on the Danes. . . . Perhaps Kibarca, akıllı ve ünlü Hrothgar’a in kindness I may advise Hrothgar bu düşmanı nasıl yeneceğine dair how he, wise and famous, tavsiyede bulunabilirim-- may overcome this enemy-- eğer asla değişmeyecekse, if change will ever come, bu şeytandan nasıl kurtulacağına dair-- relief from this evil-- ve bu köpüren kederin and how this seething sorrow nasıl sakinleştirilebileceğine dair. might become cool. Yoksa, hanelerin en iyisinde Otherwise, he will suffer tribulation o yüksek mekânda yaşadığı müddetçe as long as he lives in that high place, ıstırap çekecek.” the best of houses." Sahilin koruyucusu, The protector of the coast, hala atın üzerindeyken, dedi ki still on his horse, spoke (iyi düşünen, (a wise shield warrior, akıllı bir savunma savaşçısı, one who thinks well, iki şeyi değerlendirmeli: must judge two things: işler ve sözler): works and words): “Danimarka lorduna dost "I see that you are a band bir grup olduğunuzu görüyorum. friendly to the lord of the Danes. İlerleyin, silah ve malzemelerinizi taşıyarak. Go forth, bearing arms and equipment. Size rehberlik edeceğim. I will guide you. Also, Hem de adamlarıma, I will order my men kumda yeni katranlanmış to protect your ship, geminizi korumalarını that new-tarred boat on the sand, emredeceğim, ki until it bears you again kavisli ahşap boynunda, back over the water streams su akıntılarının üzerinde with its curved wooden neck, Geats diyarına geri dönebilesiniz-- back to the land of the Geats-- eğer savaştan sağ çıkmanız if it be granted that you size bahşedilmişse.” endure the battle." İpini kendilerine doğru çekerek They left then the well-made ship sağlam yapılmış gemilerini bıraktılar. pulling at its rope. Altın kakmalı miğferlerinde On the gold-adorned helmets cengaver zihinleri koruyan, figures of boars shone, erkek domuz figürleri parlıyordu. those guards over war-like minds. Adamlar, yeryüzündeki en harika binayı, The men excitedly marched until kudretli olanın beklediği, they saw that ornamented hall, birçok diyar üzerine parıldayan the finest building on earth, süslenmiş salonu görene kadar that glittered light over many lands, heyecanlı bir şekilde uygun adım yürüdüler. where the mighty one waited. 149 Savaşta cesur olan, The one brave in battle pointed görkemli salona doğru işaret etti; toward the resplendent hall; sahil muhafızı çevirdi atını ve the guard of the coast turned arkalarından seslendi: his horse and said after them: “Benim için gitme vakti. "It is time for me to go. Her Şeye Kadir Tanrı, kılsın sizi May the Father Omnipotent hold you güvende ve sıhhatte! safe and sound in kindness! Döneceğim denize geri I will go back to the sea düşman çetelere karşı durmak için.” to hold against hostile bands." 150 Beowulf Herot’a Gelir Beowulf Comes to Herot Kaldırımlı yol, kılavuzluk etti adamlara. The paved road guided the men. Savaş zırhları parıldadı, Their war-coats shone, sert bukleler çınladı the hard locks ringing salona girerlerken. as they came toward the hall. Deniz yorgunları, koydular The sea-weary ones set geniş, güçlü kalkanlarını their broad, strong shields bina duvarına dayayıp, against the building's wall, ve oturdular sıralara, then sat down on benches, zırhları yankılanıyordu. their armor resounding. Gri ucuyla dişbudaktan yapılma They stood their spears together, mızraklarını getirdiler bir araya, ash wood tipped with gray, demirden bir bölük. an iron troop. Ve gururlu bir Danimarkalı savaşçı sordu: Then a proud Danish warrior asked them: “Nereden getirdiniz "From where have you carried bu altın işlemeli kalkanları, these gold-inlaid shields, bu zırhları, these shirts of mail, maskeli miğferleri ve savaş mızraklarını? masked helmets, and battle shafts? Hrothgar’ın ulağı ve subayıyım ben. I am Hrothgar's messenger and officer. Hiç görmemiştim daha cesur yabancılar. Never have I seen braver strangers. Macera bulmaya geldiğinizi umuyorum, I expect you're here sığınmaya değil.” to find adventure, not asylum." Cesur olan cevapladı onu, The brave one answered him, Geat kabilesinin gururu olan, he of the proud Geats tribe, miğferinin altında sert: hard under his helmet: “Hygelac’ın sofra dostlarıyız biz. "We are Hygelac's table companions. Beowulf’tur benim adım. Beowulf is my name. Eğer prensiniz bizi karşılarsa, I will declare to the great lord, Yüce lordum Healfdene’nin oğlu için, Healfdene's son, my errand, verecek haberlerim var.” if your prince will greet us." Wulfgar konuştu-- Wulfgar spoke--he was Wendla kabilesindendi of the Wendla tribe ve bilirdi çok şey and known to many dövüşmek ve bilgelik üzerine-- for fighting and wisdom-- “Soracağım Danimarka lorduna, "I will ask the lord of the Danes, yüzük verene, the giver of rings, mükafatlandıracak mı yolculuğunuzu if he will reward your journey ve hızlıca bildirecek mi isteklerini.” and speedily make his wishes known." Wulfgar gitti hızlıca Wulfgar went quickly yaşlı ve kırlaşmış Hrothgar’ın, to where Hrothgar sat, 151 en güvenilir adamlarıyla old and gray, with oturduğu yere. his most trusted men. Savaşçıların adetlerini bilen He went before the face Danimarka lordunun, of the Dane's lord, huzuruna çıktı. knowing the customs of warriors. Dostane lorduna konuştu Wulfgar: Wulfgar spoke to his friendly lord: “Denizin bucaksız ucundan ötelerden "From far over the sea's expanse geldi bir Geats’lı adam, has come a man of the Geats, Beowulf adında, savaşçıların başı. a chief of warriors named Beowulf. O ve adamları, lordum, He and his men have, my lord, sizinle fikir teati etmeyi istiyorlar. asked to exchange words with you. Reddetme taleplerini, Do not refuse the request, Hrothgar! Bu adamlar, Hrothgar! These men look worthy bir savaşçının itibarına layıklar. Aslında, of a warrior's esteem. Indeed, aralarındaki lider, the chief among them, onlara önderlik eden, güçlüdür.” he who guides them, is strong." Hrothgar, Danimarka koruyucusu, konuştu: Hrothgar, guard of the Danes, spoke: “Ta çocukluğundan bilirim onu. "I knew him when he was a boy. Edgtheow derler babasına. His father is called Edgtheow. Bu adama Geat’lı Hrethel To that man Hrethel of the Geats verdi biricik kızını. gave his only daughter. Şimdi onun evladı Now his offspring has come gelmiş cesurca sadık bir dost bulmaya. in bravery seeking a loyal friend. Hediyeleri Geatlılara götüren Seafarers who took gifts denizciler derler ki, to the Geats say that he bir avcunun kuvveti has the strength of thirty men denktir otuz adamın kuvvetine. in his hand grip. Kutsal Tanrı, çok şükür, Holy God, out of kindness, gönderdi bu adamı bize, has sent this man to us kurtarmak için bizi Grendel’in şiddetinden. to save us from Grendel's terror. Hazineler vereceğim I shall give treasures bu cesur adama to that brave man coşkun cesareti için. for his impetuous courage. Acele et: git, Be you in haste: go, çağır bu adamları. call in this band of kinsmen. De ki onlara, hoş gelmişler Say to them that they are welcome Danimarka halkına.” to the Danish people." Wulfgar, ünlü savaşçı, Wulfgar, famous warrior, gitti kapıya: went to the door: “Muzaffer lordum, "My victorious lord, Danimarka prensi, prince of the Danes, söylememi buyurdu bids me say he knows bildiğini asil soyunu ve your noble descent and 152 denizleri aşarak gelen that brave men who cesur adamların come over the sea swells memnuniyetle karşılandığını. are welcome to him. Gelin savaş kıyafetlerinizle Come with your war dress, miğferleriniz başınızda, under your helmets, görmek için Hrothgar’ı, lakin to see Hrothgar, but bırakın savaş kalkanlarınız let your war shields ve tahta mızraklarınız beklesin and wooden spears await konuşmanızın sonucunu.” the outcome of your talk." Kudretli kişi kalktı ayağa, The mighty one arose, savaşçılarla çevriliydi etrafı, surrounded by warriors, kudretli adamlardan oluşan bir grup. a mighty band of men. Bazıları kaldı silahların yanında, Some remained with the weapons, cesur adamın emrettiği gibi. as the brave one ordered. Geri kalanı acele etti, The rest hastened, adam götürürken onları, as the man guided, Herot’un çatısı altında. under Herot's roof. Büyük savaşçı ilerledi, The great warrior went, miğferinin altında sert, hard under his helmet, durana kadar until he stood within parlayan zırhının içinde, in his shining coat of mail, demircilerin dövdüğü ağdan zırh. his armor-net sewn by smiths. Beowulf konuştu: Beowulf spoke: "Ben, Hygelac’ın akrabası ve savaşçısıyım. "I am Hygelac's kinsman and warrior. Birçok şerefli kahramanlık I have undertaken many gerçekleştirdim. Duydum glorious deeds. I learned Grendel’i anayurdumda. of Grendel in my native land. Gemiciler derler ki bu yer, Seafarers say this place, salonların en iyisi, the best of halls, durur bomboş ve faydasız stands idle and useless gün battıktan sonra. Hrothgar, after sundown. Hrothgar, halkımın arasındaki bilge adamlar the wise men among my people seni görmeyi öğütlediler bana advised that I seek you çünkü bilirler benim kuvvetimi-- because they know my strength-- ızdırap isteyen they saw me come from battles Geatlılar’ın intikamını almak için stained in the blood of my enemies, dev ailesini yok ettiğimde, when I destroyed a family of giants, tüm gece acıya katlandığımda, when I endured pain all night, öldürürken su canavarlarını, killing water monsters, parçalara ayırırken onları, grinding them to bits, düşmanlarımın kanlarıyla boyanmış halde to avenge for the Geats savaşlardan dönerken gördüler beni. those who asked for misery. 153 Ve şimdi ben, tek başıma, And now I shall, alone, savaşacağım Grendel’le. Ve sizden fight Grendel. I ask you, Danimarka lordu, lord of the Danes, bu insanların koruyucusu, protector of this people, tek bir iyilik istiyorum: for only one favor: reddetmeyin beni, that you refuse me not, halkın adil dostu, fair friend of the people, Herot’u arındırma şansı için do not refuse those who uzaklardan gelmiş bu insanları have come so far the chance reddetmeyin. to cleanse Herot. Duydum ki yaratık I have heard that the monster Umursamazlıkla, kullanmazmış hiçbir silah. in his recklessness uses no weapons. Bu yüzden, eğlendirmek için Hygelac’ı lordum, I, therefore, to amuse Hygelac my lord, reddediyorum kılıç ya da kalkan taşımayı, scorn to carry sword or shield, ama zaptedeceğim düşmanımı but I shall seize my enemy avcumun tutuşuyla ve dövüşeceğim, in my hand grip and fight, düşmana karşı düşman, enemy against enemy, ve bırakalım Tanrı karar versin and let God decide ölümün kimi alacağına. who shall be taken by death. Eğer o kazanırsa, sanıyorum I expect, if he wins, that korkmadan Geat halkından he will eat fearlessly of yiyecektir korkusuzca tıpkı bu salonda the Geat people in this hall sizinkilerden çokça yediği gibi. as he often has of yours. Ve ne de siz, Nor will you need, eğer ölüm beni alırsa, if death takes me, bir cenazeyi dert edeceksiniz-- worry about a burial-- münzevi olan that solitary one taşıyacak cesedimi, will carry my corpse, kanlar damlayarak, dripping with blood, acımasız bir ziyafete. to a ruthless feast. Eğer savaş alırsa beni, If battle takes me, gönderin bu savaş giysilerinin, send this best of war garments, bu zırhın en iyisini this shirt of mail, Hygelac’a – o to Hygelac--it is Hrethel’den bir mirastır an inheritance from Hrethel ve Weland yapımıdır. and the work of Weland. Kader, daima olacağına varır!" Fate always goes as it will!" Hrothgar, Danimarka koruyucusu, konuştu: Hrothgar, protector of the Danes, spoke: "Geçmişte yapılmış iyilikler ve "Because of past kindness kahramanlıklar yüzünden, geldin and deeds done, you have come, dostum Beowulf. Babanın my friend Beowulf. By a killing bir cinayeti, yol açtı your father brought about kan davalarının en büyüğüne. the greatest of feuds. Wylfings’lerden He was the killer of Heatholaf 154 Heatholaf’ın katiliydi. Geat’lar, among the Wylfings. The Geats, savaş korkusuyla, göz yummayacaktı ona, for fear of war, would not have him, bu yüzden, biz Danimarkalıları aradı so he sought us Danes gümbürdeyen dalgaların üzerinde… over the rolling waves. . . eskiden ilk yönettiğimde, back when I first ruled, bir gençken, Danimarka halkının as a youth, this wide kingdom bu geniş krallığını, of the Danish people, kahramanların bu hazine şehrini. this treasure city of heroes. Heorogar ölmüştü o zamanlar, Heorogar was dead then, benim büyük abim, my older brother, Healfdene’nin oğlu. the son of Healfdene. (Benden daha iyiydi!) (He was better than I!) Babanın kan davasını çözmek için I paid money to settle para ödedim, hazine gönderdim your father's feud, sent suları aşarak treasure over the water's back Wylfings’e. Baban to the Wylfings. Your father yeminler etti bana. swore oaths to me. Benim için kederdir It is a sorrow for me herhangi bir adama anlatmak to say to any man Grendel’in yaptıklarını-- what Grendel has done-- Herot’ta küçük düşürülmeler-- humiliations in Herot-- kutsal savaşçılarıma düşmanca saldırılar hostile attacks on my hall warriors azalana kadar, until they are diminished, silip süpürdü Grendel’in korkusunu. swept away in Grendel's horror. Bir son verebilir kolayca Tanrı God may easily put an end bu kudurmuş azgının yaptıklarına. to that mad ravager's deeds. Oldukça sık böbürlendi adamlar, Quite often have men boasted, bira kupalarının üzerinde, over their ale-cups, bira içerken, drunk on beer, Grendel’in salondaki saldırısını that they would meet acımasız kılıçlarla Grendel's attack in the hall karşılayacaklarına dair. Lakin with grim swords. But sabah olup da gün ışığı parlayınca, in the morning when the daylight ziyafet salonu boyanmıştı shone, the mead hall was stained kan pıhtısıyla, salon ıslanmıştı in gore, the hall wet with savaş kanıyla. Ve benim the blood of battle. And I had birkaç sadık adamım kalmıştı. a few less loyal men. Otur şimdi ve doyasıya ye, Sit now and feast, savaşçıların gururu, glory of warriors, ve anlat düşündüklerini and speak your thoughts kalbinin sana söylediği şekilde.” as your heart tells you." Böylece temizlendi bir masa So a bench was cleared for Geatlılar için ve cesur adamlar the Geats and the brave men oturdular güçleriyle gurur duyarak. 155 sat down proud in their strength. Kakmalı kupa taşıyarak ve tatlı içki dağıtarak A warrior did his duty, bir savaşçı görevini yerine getirdi. bearing an etched cup Duru sesiyle şarkı söyledi ozan, and pouring sweet drink. ve Herot’ta, Danimarkalı ve Geatlı The poet sang in a clear voice, cesur adamlar neşeliydi. and in Herot there was the joy of brave men, Danes and Geats. Unferth, Ecglaf’ın oğlu, Danimarka kralının Unferth, Ecglaf's son, ayaklarının dibinde oturan, who sat at the feet konuştu, savaş-rûnunu gevşeterek of the king of the Danes, (Beowulf’un cesareti spoke, unloosing a battle-rune onun için kızılacak şeydi (The bravery of Beowulf çünkü bu orta-dünyada was a vexation to him kendinden daha ihtişamlı because he envied any man herhangi bir adama düşmanlık güderdi): on this middle-earth who had “Sen Beowulf değil misin, more glory than himself): hani şu Brecca ile "Are you that Beowulf engin denizde, who struggled with Brecca bir yüzme yarışında mücadele eden? in the broad sea Hem arkadaşları hem de düşmanlarınca in a swimming contest? çok tehlikeli olduğu söylenmesine karşın The one who, out of pride, gururdan tamamen arınmış, derin sularda risked his life in the deep water hayatını tamamen riske atmış kişi? though both friends and enemies Kışın kabaran told you it was too dangerous? kaynayan dalgalarında süzülen, Are you the one who hugged denizi kucaklayan kişi sen misin? the sea, gliding through the boiling Sen ve Brecca denizde waves of the winter's swell? yedi gece boyunca didindiniz, You and Brecca toiled ve o, daha fazla kuvvetle, seven nights in the sea, hakkından geldi senin. Ve and he, with more strength, sabah olduğunda dalgalar overcame you. And taşıdı onu Heathrames’e in the morning the waves oradan gittiği evine, bore him to the Heathrames Brondings’e, onların gözdesiydi, from whence he went home halkına ve ziyafet salonuna. to the Brondings, beloved of them, Brecca nail oldu tüm iftihara. to his people and mead hall. Bu yüzden, her ne kadar sen Brecca fulfilled all his boast. her yerde dirensen de savaş fırtınasına, Because of this, though you have pek bir şey ummuyorum senden everywhere withstood the battle storm, eğer beklemeye cüret edersen I don't expect much from you gece vakti Grendel’i.” if you dare await Grendel in the night." Beowulf konuştu: 156 “Peki, dostum Unferth, Beowulf spoke: söyledin birçok güzel şey "Well, my friend Unferth, you Brecca ve o yolculuk hakkında, have said a good many things senin kadar sarhoştu birayla. about Brecca and that trip, İşin aslı şu ki, daha fazla güce sahiptim drunk on beer as you are. fakat daha fazla da uğraştım dalgalarla. Truth to tell, I had more strength İkimiz de çocuktuk daha but also more hardships in the waves. ve güveniyorduk gençliğimize He and I were both boys denizde canımızı and boasted out of our youth riske atacak kadar. that we two would risk Ve öyle de yaptık. our lives in the sea. Elimizde sadece kılıçlar, And so we did. savuşturmak için balinaları, With naked swords in hand, yüzdük. Ne Brecca benden to ward off whales, daha iyi yüzebildi, ne de ben we swam. Brecca could not ona fark atabildim. Ve bu yüzden out-swim me, nor could I ikimiz de, beş gece geçirdik. out-distance him. And thus Hava soğuktu ve we were, for five nights. dalgalar kabardı, bizi ayrı yerlere sürükledi, It was cold weather and ve Kuzey rüzgarı geldi the waves surged, driving us tıpkı gece gelen bir savaş gibi. apart, and the North wind came Azgındı dalgalar like a battle in the night. ve balıkların öfkesi Fierce were the waves canlandı. Zırhım, and the anger of the sea fish altın kakmalı stirred. My coat of mail, ve elle örülmüş, adorned in gold yardım etti bu düşmanlara karşı. and locked hard by hand, Düşmanca bir şey sürükledi beni helped against those foes. dibe doğru zalim tutuşuyla, A hostile thing drew me lakin bana bağışlanmıştı to the bottom in its grim grip, vurmak kılıcımın but it was granted to me ucuyla. Savaş fırtınası, to reach it with my sword's elim aracılığıyla yok etti point. The battle storm bu güçlü deniz canavarını. destroyed that mighty Ve ara vermeden, şeytani şeyler sea beast through my hand. beni tehdit etti. And on and on evil İşini gördüm kılıcımla onların things threatened me. ki bunu yapmak doğruydu. I served them with my sword Bu melun şeylerin as it was right to do. ziyafet keyfi yoktu, Those wicked things oturmadılar denizin dibinde had no joy of the feast, kemiklerimi yerken. did not sit at the sea's Sabah olduğunda bottom eating my bones. birçoğunu uykuya When the morning came göndermişti kılıcım, ve bugün bile my sword had put 157 o fiyortta, kesmezler önünü many to sleep, and even today denizcilerin. Parladı in that fiord they don't ışık Doğu’dan, hinder seafarers. Light Tanrı’nın parlak işareti, shone from the East, sakinleşti denizler. that bright beacon of God, Kayalıkları gördüm, denizin and the seas subsided. rüzgarlı duvarlarını. I saw cliffs, the windy Kader çoğu kez kurtarır walls of the sea. hükmü verilmemiş bir adamı Fate often saves eğer cesareti devam ediyorsa. an undoomed man if Nasıl olsa, kılıcımla his courage holds. katletmiştim dokuz deniz canavarını. Anyway, with my sword Ne de duydum şimdiye kadar I slew nine sea monsters. daha çetin bir savaşın Nor have I heard tell ya da denize giden of a harder fight daha sıkıntılı bir adamın anlatıldığını. or a more distressed man Kurtuldum pençesinden ever to go in the sea. düşmanların, ve deniz I survived the grasp taşıdı beni, kabaran sular, of hostiles, and the sea bitkin, Finn’lerin diyarına. bore me, the surging water, Duymadım daha önce weary, into the land of the Finns. senin hakkında hiçbir şey, I have not heard kurtulduğuna dair böyle savaşlardan, anything about you böyle kılıç dehşetinden. surviving such battles, Ne Brecca ne de sen such terrors of the sword. Yaptınız böylesi şeyler Neither Brecca nor you have Savaş sporunda ya da parlayan kılıçlarla. performed such deeds in Yine de övünmem bununla. war sport or with shining swords. Fakat sen, kendi kardeşinin Yet I don't boast about it. katili, ne kadar güçlü But you, your own brother's olursa olsun zekan, lanetleneceksin murderer, shall be damned ve yanacaksın Cehennem’de. and burn in Hell no matter Söylüyorum sana içtenlikle, how strong your wit is. Ecglaf’ın oğlu, bu alçak I say to you truly, Grendel asla yapmazdı size son of Ecglaf, that wretch böyle korkunç şeyler şef, Grendel would never have done böyle aşağılanmalar, eğer olsaydınız such horrors, such humiliations sandığınız kadar sert. on you chief, if you were so Keşfetti Grendel fierce as you suppose. düşmanlıktan korkması gerekmediğine, Grendel has found halkınızdan gelecek he need not fear feud, herhangi bir kılıç hücumuna. any sword storm, Hırpalar from your people. Danimarka halkını, He takes his toll, hiçbir merhamet göstermeden. showing no mercy 158 Eğlendirir kendini, to the Danish folk. öldürerek ve ziyafet çekerek, He enjoys himself, ve beklemez karşılık killing and feasting, Danimarkalılardan. and expects no fight Lakin sunacağım ona from the Danes. gücü ve cesaretiyle But I shall offer him bir Geat’lı savaşı. the battle of a Geat in İşim onunla bittiğinde, strength and courage. dileyen herkes When I get done with him, sevinçle gidebilir ziyafet salonuna anyone who wishes may sabah parladığı zaman happily go into the mead hall evlatların üzerinde. as morning shines O gün güneş on the children of men. parlarken Güney’den, On that day the sun görkemle kaplanacak!” will be clothed in radiance as it shines from the South!" Hazine veren, Hrothgar, gri saçlı ve savaşta cesur, The giver of treasure, Hrothgar, mutlu hissetti--Danimarkalıların reisi gray-haired and brave in battle, yardıma güvenebilirdi. felt glad--the chief of the Danes Halkın bu koruyucusu could count on help. Beowulf’un sağlam kararlılığını duydu. That guardian of the folk heard in Beowulf firm resolution. Adamlar güldü, şamata yankılandı, ve kelimeler The men laughed, the din dostça yön değiştirdi. resounding, and the words Wealhtheow, Hrothgar’ın kraliçesi, turned friendly. akrabaları umursamayarak, ileri çıktı, Wealhtheow, Hrothgar's queen, adamları karşılamak için altına bezenmişti. came forth, mindful of kin, Ülkenin koruyucusuna, adorned in gold to greet the men. halkı tarafından sevilen kişiye, First she gave the cup verdi çanağı önce, to the country's guardian, bira içişinde neşe bekleyerek. that one dear to his people, O kral ki zaferleriyle ünlü biding joy in his beer drinking. mutlulukla aldı şölen çanağını. That king famous for victories Ardından, Helminglerin kadını happily took the feast cup. genç ve yaşlı, dolaştı etraflarında, Then that woman of the Helmings her birine paylaştırarak değerli çanağı. went round to each, young and old, Hafızası mükemmel, halka bezeli sharing the precious cup. kraliçe, o uygun zamanda In proper time that ring-adorned getirdi ziyafet çanağını Beowulf’a. queen excellent in mind Selamladı adamı, şükrederek Tanrıya brought the mead cup to Beowulf. dileğini yerine getirmiş She greeted him, thanking olduğu için, sonunda God that her wish had bir kahraman gelmişti been fulfilled, that finally 159 kadının güvenebileceği a hero had come who Grendel’in günahlarını durdurmaya. she could count on to stop Grendel's crimes. Savaşta acımasız Beowulf, aldı çanağı Wealhtheow’dan ve Beowulf, fierce in war, can atarak savaşa, konuştu: received the cup from Wealhtheow “Verdim kararımı teknemde and spoke eagerly of battle: açıldığımda denize savaşçılarımla "I resolved when I set to sea getireceğim yerine, tek başıma, in my boat with my warriors halkınızın arzusunu… that I, alone, will fulfill öleceğim ya da, düşmanın avcunda. the wish of your people. . . Yapacağım bir kahramanın or die in the foe's grasp. yaptıklarını ya da geçireceğim I shall perform the deeds son günümü bu ziyafet salonunda.” of a hero or I have passed my last day in this mead hall." Beğendi kadın bu sözleri, bu Geatlının cesur konuşmasını. The woman liked these words, Halkın altın bezeli kraliçesi this brave speech of the Geat. gitti lordunun yanına oturmaya. The gold-adorned folk queen went to sit by her lord. Şimdi yeniden, tıpkı eski günlerdeki gibi, Now again, as it had been cesur sözler söylendi ve halk mutluydu. in the old days, brave words Sürdü savaşçıların sevinci were spoken and the people were happy. ta ki Healfdene oğlu The gladness of warriors continued akşam uykusuna gitmeyi isteyene kadar. until the son of Healfdene Hrothgar biliyordu wished to go to his evening rest. alçağın salona saldırmayı planladığını, Hrothgar knew the wretch güneş battıktan, planned to attack the hall gece salonun üstüne çöktükten sonra, after the sun had set, bulutların altında karanlığa atlayan night over the hall, gölgeler geldiğinde. when the shadows came striding dark under the clouds. Bütün topluluk ayağa kalktı. Selamladı sonra savaşçı savaşçıyı, All the company arose. Hrothgar, Beowulf’a şans dileyerek Warrior then saluted warrior, salondaki savaşında. Hrothgar wishing Beowulf luck Şu sözleri söyledi Hrothgar: in his fight for the hall. “Kalkan kaldırabildiğim zamanlardan beri, Hrothgar said these words: asla emanet etmedim "Never, since I have been able bu salonu, Danimarkalıların bu to lift shield, have I entrusted kudretli evini, hiçbir adama. this hall, this mighty house Lakin şimdi, sana emanet ediyorum. of the Danes, to any man. Al ve koru bu hanelerin en iyisini. But now I entrust it to you. Çıkarma şöhreti aklından, Have and hold this best of houses. 160 dikkat et düşmana, ve sağla Keep fame in mind, watch cesaretinin bilinmesini! Dayanırsan against the foe, and make bu işe, çekmeyeceksin your valor known! You shall hiçbir şeyin yokluğunu.” lack nothing if you survive this deed." Ardından Hrothgar, koruyucusu Danimarkalıların, ve savaşçı grubu Then Hrothgar, protector terk ettiler salonu. of the Danes, and his band Hrothgar gitti kraliçenin yatağını bulmaya. of warriors left the hall. Hrothgar sought the queen's bed. Tanrı, adamların öğrendiğine göre, seçmişti bir adam God, as men learned, Grendel ile savaşabilecek. had chosen a man Geatlıların şefi, who could fight Grendel. gerçekte, güvendi adamın gücüne The chief of the Geats, ve Tanrı’nın iltimasına. indeed, trusted his strength Beowulf çıkardı zırhını, and God's favor. miğferini, uzattı Beowulf took off his armor, süslü kılıcını görevliye. off his helmet, handed Beowulf, o iyi adam, ardından his figured sword to the attendant. söyledi bazı cesur sözler Beowulf, that good man, then gitmeden hemen önce yatağa: spoke some brave words “İddia etmiyorum kendimin before he got in bed: Grendel’den daha aşağıda olduğunu "I don't claim myself güçte ya da cesur işlerde. Bu yüzden, any lower in strength or brave deeds öldürmeyeceğim onu bir kılıçla, than Grendel. Therefore, I will her ne kadar kolayca yapabilecek olsam da. not kill him with a sword, Gücü meşhur olmasına rağmen, though I easily might. bilir hiçbir silahın bir kalkanı kesmeyeceğini. Though he is famous for strength, Eğer seçerse bir kılıçtan vazgeçmeyi, he knows no weapons to cut a shield. ardımdan silahsız koşmaya cesaret ederse, If he chooses to forego a sword, o zaman ikimiz de silahsız dövüşeceğiz, if he dares seek me without weapon, ve bilge Tanrı, o kral, seçecek then we two shall fight without, kimin şeref kazanacağını.” and wise God, that king, shall choose who shall win glory." Savaşta cesur olan uzandı ardından, bir yastık değdi savaşçının yüzüne, The battle-brave one lay down then, ve cesur adamları dinlenmeye çekildiler a pillow received the warrior's face, salonda, onun etrafında. Biri bile and his brave men sought rest düşünmedi tekrar evini isteyeceğini, around him in the hall. Not one halkını ya da doğduğu yeri göreceğini. thought he would seek home again, Birçok Danimarkalı çoktan, see his people or birthplace. ölmüştü burada. Fakat Tanrı, Far too many Danes had already zaferi verecekti Geat halkına, died there. But the Lord would yardım ederek ve destekleyerek, böylece give victory to the Geat people, 161 bir adamın becerisi, üstün gelecekti hepsine. helping and supporting, so that (İyi bilinir ki Tanrı, one man's craft overcame all. hükmeder her zaman insan ırkına.) (It is well known that God always rules the race of men.) 162 Grendel Tekrar Saldırır Grendel Attacks Again Geldi daha sonra gecede uzun adımlarla Came then striding in the night karanlıkta gezen. the walker of darkness. Bu üçgen biçimli salonda In that gabled hall uyuyordu salonu korumakta the warriors slept, olan savaşçılar… those who guarded the hall. . . biri hariç hepsi. all but one. İnsanlar arasında iyi bilinir ki, It was well known among men eğer Tanrı olmasını istemezse, that, if God willed it not, hiç kimse çekemez no one could drag bu şeytanı gölgelere. that demon to the shadows. Lakin Beowulf But Beowulf watched izledi öfkeyle, in anger, waiting bekleyerek savaşın sonucunu. the battle's outcome. Geldi sonra Grendel Came then from the moor sisli bayırların altındaki bozkırdan, under the misty hills Tanrı’nın öfkesinin Grendel stalking under ağırlığı altında sinsice yaklaşarak. the weight of God's anger. Bu günahkar şeytan That wicked ravager planlamıştı kapana kıstırmayı planned to ensnare insan ırkından bir çoğunu many of the race of men yüksek salonda. in the high hall. İlerledi bulutların altında, He strode under the clouds, iştahlıca arayarak, şarap salonuna seeking eagerly, till he came to gelinceye kadar, altınla süslü the wine-hall, the treasure-hall insan salonu hazinesini. of men decorated in gold. Ne de bu bir ilkti Nor was it the first time he Hrothgar’ın evinde dolanması. had sought Hrothgar's home. Lakin yaşamında daha önce asla But never in his life before --ya da şimdiye dek-- --or since-- bulmamıştı daha kötü şans! did he find worse luck! Geldi daha sonra binaya Came then to the building neşeden yoksun bu yaratık. that creature bereft of joys. Dokunduğunda elleriyle When he touched it with his hands kapı açılıverdi önünde hemencecik the door gave way at once her ne kadar ateşte dövülmüşse de though its bands were forged kemerleri. Kötü niyetli, in fire. Intending evil, öfkeli, açtı kapıyı genişçe, enraged, he swung the door wide, durdu binanın girişinde. stood at the building's mouth. Hızlıca ilerledi düşman Quickly the foe moved 163 biçimli zemin üzerinde across the well-made floor, kızgın bir halde--korkunç bir ışıltı, in an angry mood--a horrible light, tıpkı ateş gibi, gözlerinde. like fire, in his eyes. Kalabalık savaşçıları gördü binada, He saw the many warriors in the building, o akraba grubu uyuyordu that band of kinsmen asleep bir arada, ve neşesi yerine geldi: together, and his spirit laughed: canavar umdu canlarını söküp almayı that monster expected her birinin vücudundan to rip life from the body of each sabah gelmeden önce. one before morning came. Bereketli bir ziyafet umdu. He expected a plentiful meal. (Kaderiydi onun (It was his fate o geceden sonra that he eat no more yememek artık of the race of men hiçbir insan ırkını…) after that night. . .) Kudretli kişi, Beowulf, izledi, The mighty one, Beowulf, watched, günahkarın nasıl gezmeye başlayacağını waiting to see how that wicked one görmeyi bekleyerek. would go about starting. Ve sefil yaratık oyalanmadan, Nor did the wretch delay, her şeyden habersiz, uyuyan bir savaşçıya but set about seizing saldırmaya koyuldu a sleeping warrior unawares ve kemiklerini ısırdı and bit into his bone locks, kanını içerek, drinking the streams of blood, ardından büyük lokmalar halinde then swallowing huge morsels etini yutarak. Hızlıca yedi bu adamı, of flesh. Quickly he ate that man, hatta ellerini ve ayaklarını. even to his hands and feet. İlerledi Grendel, Forward Grendel came, daha yakına adım atarak. Sonra stepping nearer. Then ulaştı Beowulf’a. he reached for Beowulf. Yakaladı kolunu Beowulf Beowulf grasped his arm ve oturdu. Cani and sat up. The criminal biliyordu ki daha önce knew he had not met karşılaşmamıştı orta-dünyada in this middle-earth hiç böylesi bir tutuşla. another with such a grip. Grendel’in ruhu korkmuştu Grendel's spirit was afraid ve kalbi can atıyordu and his heart eager kurtulmaya, kaçmaya to get away, to flee saklandığı yere, kaçmaya to his hiding place, flee arkadaşlık için sakladığı to the devils he kept iblislere. Karşılaşmamıştı daha önce for company. Never had he met böylesi bir adamla. a man such as this. Beowulf sonra hatırladı Beowulf then kept in mind 164 akşam vakti yapmış olduğu the speeches he had made konuşmaları ve kalktı in the evening and stood ayağa, sıkıca kavrayarak upright, firmly grasping Grendel’in elini Grendel's hand until parmaklar kırılana kadar. the fingers broke. Kaçmaya çalıştı canavar. The monster strove to escape. Yaklaştı bir adım daha Beowulf. Bu Beowulf stepped closer. That meşhur yaratık aniden, diledi famous monster suddenly wanted bataklıkta kaybolmayı. to disappear into the fens. Farkına vardı bu ellerin gücünü, He realized the power of those hands, onu tutan öfkeli kavrayışı. the wrathful grip he was in. Üzüldü Grendel Grendel felt sorry Herot’a bir yolculuk yaptığı için. he had made a trip to Herot. Çınladı savaşçıların salonu. That hall of warriors dinned. Tüm Danimarka şehri, All the Danes of the city, tüm cesur kişiler çekindi felaketten. all the brave ones, feared disaster. Bina yankılandı. The building resounded. Bir mucizedir şarap salonunun It is a wonder the wine-hall savaşa dayanması, withstood the battle, bu güzel binanın that the beautiful building yerin dibine yıkılmaması. did not fall to the ground. Lakin hızlı yapılmıştı, But it was made fast, içinde ve dışında, within and without, büyük beceriyle dövülmüş with iron bands demir kemerlerle. forged with great skill. Bu düşmanlar dövüşürken I have heard say altın bezeli many a mead bench birçok ziyafet masasının adorned in gold havada uçtuğunu went flying when söylediklerini duymuştum. those hostiles fought. Hiçbir bilge adam asla düşünmemiştir No wise man had ever thought bu görkemli binaya that splendid building could zarar verilebileceğini (bir yangın be damaged (unless a fire yutmadıkça onu). should swallow it). Gürültü gittikçe arttı, kalktı Danimarkalılar The din rose louder, the Danes stood korkunç dehşetle--herkes in dreadful terror--everyone duydu feryadı, dehşet şarkıyı, heard lamentation, a terrifying duvarlar boyunca: song, through the wall: Grendel, Cehennem dostu, Grendel, Hell's friend, Tanrı’nın düşmanı, yenilgiyle söyleniyordu, God's enemy, sang in defeat, hayıflanarak yarasına. bewailing his wound. Bu adam, yaşayan savaşçıların That man, mightiest 165 en kudretlisi, sıkıca tuttu. of warriors alive, held fast. Ne sebeple olursa olsun He would not izin vermeyecekti for any reason katil ziyaretçisinin allow his murderous visitor canlı kaçmasına, to escape alive, sürdürmek için yaşamını. to keep the days of his life. Beowulf’un savaşçıları savurdular Beowulf's warriors brandished kılıçlarını, eski günlerden many a sword, inheritances kalan bir miras, from the ancient days, liderlerini korumaya çalışarak, trying to protect their chief, lakin işe yaramadı: but that did no good: they bilemezlerdi ki, bu could not have known, those cesur savaşçılar dövüşürken, brave warriors as they fought, her yandan saldırırken, striking from all sides, seeking Grendel’in ruhunu almaya çalışırken, to take Grendel's soul, that hiçbir savaş kılıcı zarar veremezdi ona-- no battle sword could harm him-- kılıçların keskinliğine karşı he had enchantment against tılsımları vardı. the edges of weapons. Grendel’in yaşamının sonu The end of Grendel's life was sefildi, ve gidecekti miserable, and he would travel iblislerin eline doğru. far into the hands of fiends. Grendel, Tanrı’nın düşmanı, Grendel, the foe of God, who had suçlarıyla insanların ruhunu long troubled the spirits of men uzun süredir üzen, anladı ki with his crimes, found that vücudu dayanamayacaktı his body could not stand against bu savaşçının elinin kavrayışına. the hand grip of that warrior. Her biri nefret doluydu diğerine karşı. Each was hateful to the other Korkunç yaratık katlandı alive. The horrible monster endured bir yaraya: omzundaki a wound: the bone-locks kemikler çöktü, of his shoulder gave way, ve kasları koptu. and his sinews sprang out. Savaşın şanı gitti The glory of battle went to Beowulf’a, ve Grendel, Beowulf, and Grendel, ölümcül yaralandı, mortally wounded, gitti üzgünce evine sought his sad home bataklık bayırı altındaki. under the fen slope. İyi biliyordu ki He knew surely that yaşamı gelmişti sonuna. his life had reached its end, sayılı günleri bitmişti. the number of his days gone. Danimarkalıların umutları The hope of the Danes gerçek olmuştu--uzaklardan had come to pass--He 166 gelmiş olan kişi who came from far had arındırmıştı Hrothgar’ın salonunu cleansed Hrothgar's hall ve kurtarmıştı onu felaketten. and saved it from affliction. Çok sevindiler They rejoiced it that o geceki işe. Tutmuştu night's work. Beowulf had Beowulf Danimarkalılara fulfilled his promise verdiği sözü ve to the Danes and all çektikleri tüm acı, the distress they had endured, tüm üzüntü ve keder all the trouble and sorrow, sona ermişti. had reached an end. Hakikat basitti, The fact was plain when Beowulf o kolu ve omzu Beowulf laid that arm yere yatırdığında, orada and shoulder down, there hepsini bir arada, Grendel’in pençesini, altogether, Grendel's claw, kubbeli çatının altında. under the vaulted roof. Savaşçılar Sevinir The Warriors Rejoice O sabah savaşçıların I have heard say that mucizeye yakından ve uzaktan on that morning warriors bakmaya geldiklerinin came from near and far söylendiğini işitmiştim. to look at the wonder. Üzmemişti hiçbir savaşçıyı Grendel's death made Grendel’in ölümü. no warrior sad. Baktılar devasa ayak izlerine They looked at the huge footprints ve gelmiş olduğu patikaya, and the path he had taken, sürükleyerek kendisini yorgunca dragging himself wearily away savaşta alt edildikten sonra. after he had been overcome in battle. Lanetli kaçağın kanlı izleri The fated fugitive's bloody tracks gidiyordu su-yaratığının bataklığına. led into the water-monster's mere. Orada kaynadı kanlı su, There bloody water boiled, korkunç su girdapları a horrible swirl of waves sıcak kan pıhtılarıyla karıştı. mingled with hot gore. Lanetli şey ölmüştü, That doomed one had died, mahrum kalmıştı keyiften, deprived of joy, bataklık sığınağında, dinsiz ruhu in his fen refuge, his heathen gitmişti Cehenneme. soul taken into Hell. Bu yeri gördükten sonra After seeing that place savaşçılar bir kez daha the warriors once again sürdüler atlarını Herot’a. rode their horses to Herot. Anlattılar Beowulf’un They spoke of Beowulf's 167 görkemli kahramanlığını, glorious deed, often saying sıkça belirterek engin göğün that no man under the sky's altındaki hiçbir adamın, expanse, North nor South ne Kuzey ne de Güney’de denizler between the seas, no man arasındaki, kalkan taşıyan hiçbir adamın, who bore a shield, was more bir krallığa daha fazla layık olmadığını. worthy of a kingdom. They, Ancak, asla bulmadılar hata however, never found fault iyi kalpli Hrothgar’a-- with the gracious Hrothgar-- o iyi bir kraldı. he was a good king. Savaşçılar izin verdiler The warriors let their doru atlarının gitmesine, en iyi bay horses go, a contest at yarışması için, for the best horse, güzel görünen herhangi bir galloping through whatever patikada dört nala giderek. path looked fair. Bazen kralın bir adamı, Sometimes a king's man, a warrior eski gelenekleri bilen covered in glory who knew ihtişam dolu bir savaşçı, the old traditions, would be hatırlayacak kadim bir şarkıyı, reminded of an ancient song, ve canlandıracak hayalinde, gerçekle and he would call up words adorned bezeli sözleri. Adam düşünecek in truth. The man would think Beowulf’un kahramanlıklarını ve hızlıca of Beowulf's deeds and quickly sözlere dökecek usta bir hikâyeyi. compose a skillful tale in words. Sonra, Sigemund’un cesur işleri, Weals’ın Then he sang of things he'd heard oğluyla ilgili söylenmemiş şeyler, about Sigemund's valorous deeds, savaşları, geniş yolculukları ve kavgaları untold things about Weals's son, hakkında duyduğu şeylerin şarkısını söyledi. his struggles, his wide journeys and Ozan, adamların çocuklarının bilmediği feuds. şeyleri anlattı, tabi savaşta The singer told things the children onun yanında olan, of men did not know, except for Sigemund’un yeğeni, Fitela hariç. Fitela, Sigemund's nephew, who Kılıçlarıyla bu ikisi, devirdi stood with him in battle. dev ırkından birçoğunu. With swords those two felled Sigemund’un ölüm gününden sonra many from the race of giants. azıcık bir şöhret bile gelmedi ona, After Sigemund's death day bir definenin koruyucusu olan bir ejderhayla not a little fame sprang to him, cesur dövüşü ve onu öldürüşü hakkında. about his hardy fight and killing Gri taşın altında prens of a dragon, keeper of a hoard. giriştiğinde o cesur işe, Under gray stone that prince alone Fitela bile yoktu yanında. engaged in that audacious deed, not even Fitela with him. Bir şekilde, oluverdi Sigemund’un kılıcı bütünüyle giriverdi Anyway, it happened that devasa ejderhaya ve Sigemund's sword went clear through 168 bu muazzam demir the huge dragon and saplandı duvara. that splendid iron Ejderha öldü kıvranarak. stuck in the wall. Cesur davranışlarla kahraman The dragon died violently. kazandı bir yüzük definesi kendisi için. By brave deeds the hero Taşıdı bir geminin bağrına won a ring hoard for himself. Weal soyunun He bore into a ship's bosom bu parlak hazinelerini, those bright treasures ve ejderha eridi of the Weal kin, kendi ateşiyle. and the dragon melted of its own heat. Çok daha fazla tanındı Sigemund en bilindik maceracıdan. Ve o, Sigemund was by far the most önce Kral Heremod’un emrinde zenginleşti renowned adventurer. N He had ama bu adamın gücü first prospered under King Heremod, ve zaferi azaldı. but that man's strength Jute’ler arasında and victory subsided. Heremod ihanete uğradı Among the Jutes düşman elinde Heremod was betrayed ve öldürüldü. into enemy hands Keder yordu onu uzun bir süre. and put to death. Bir külfet oluverdi halkına. Sorrow oppressed him too long. Birçok bilge adam, He became a trouble to his people. Danimarka krallığının Many a wise man hazinesini korumak için bewailed the old days koruyucunun yerine when Heremod had taken geçtiğinde Heremod, the protector's position eski günlere ağladı. to hold the treasure Çok daha fazla sevmişti Geat’lıları of the Danish kingdom. kendi halkına kıyasla: He had loved the Geats şeytan ele geçirmişti onu. more than his own people: Bu şekilde söyledi şarkıyı. evil had seized him. Thus told the song. Bazen savaşçılar yarıştırdı sarı yolda atlarını. Sometimes the warriors raced Hızla geçip gitti sabah. their horses on the yellow road. Birçok cesur savaşçı The morning sped away. gitti yüksek duvara Many a brave warrior görmek için mucizeyi. went to the high hall Ayrıca kralın kendisi de, to see the wonder. yüzüklerin koruyucusu, So also the king himself, ayrılarak kraliçenin odasından, the keeper of the rings, gitti en ünlü arkadaşlarıyla. leaving the queen's rooms, Ve kraliçe de went with his famous company. bir grup bakireyle And the queen also 169 yürüdü ziyafet sandalyeleri arasında. with a troop of maidens walked among the mead seats. 170 -- Konuşmalar— --The Speeches-- Hrothgar, basamaklarda durup, Hrothgar, standing on the steps, altın çatıyı ve Grendel’in seeing the golden roof elini görerek, konuştu: and Grendel's hand, spoke: "Bu manzara için sunuyorum "For this sight I give şükranlarımı Tanrı’ya. thanks to the Almighty. Çok çektim I have suffered much Grendel’in felaketinden. from Grendel's scourge. Tanrı, yüce koruyucu, God, the glorious protector, mucize ardına mucize yaratır. works wonder after wonder. Daha dün sanıyordum Only yesterday I expected bu üzüntülerin asla bitmeyeceğini-- these woes would never end-- bu evlerin en iyisi this best of houses durdu ayakta kan içinde parlayarak stood shining in blood ve tüm bilge adamlarım dediler ki and all my wise ones said koruyamayız asla we could never protect halkı ve toprağı the people and land şeytanların ve kötü ruhların from the work of demons yaptıklarından. Şimdi and evil spirits. Now bir savaşçı, Tanrı’nın kudretiyle, a warrior, through God's might, gerçekleştirdi bir kahramanlık, bizim, has performed a deed we, hikmetimizle, başaramayacağımız şeyi. in our wisdom, could not contrive. Seni doğuran kadın, The woman who bore you, Beowulf, eğer hala yaşıyorsa, Beowulf, if she yet lives, söyleyebilir çocuk doğurduğunda may say the Eternal Maker Ölümsüz Tanrı’nın müşfik olduğunu. was kind in her child bearing. Şimdi, Beowulf, savaşçıların en iyisi, Now, Beowulf, best of warriors, seviyorum seni bir oğul gibi: I love you as a son: sahipsin bundan böyle have from this moment yeni bir akrabalığa. Olmayacak bundan böyle a new kinship. Nor will there be dünyevi şeylerden yana eksiğin any lack of earthly things gücüm yettiğince. I have power over. Genelde veririm hediyeler Often I have given gifts daha küçük bir savaşçıya, daha zayıf olan to a lesser warrior, weaker dövüşmede. Sen, yaptıklarınla, in fighting. You have, by kazandın sonsuz şöhreti. your deeds, achieved fame Versin Tanrı sana karşılığını her zaman forever. May God repay you tıpkı şimdi olduğu gibi!" always as He has just now!" Beowulf, Ecgtheow oğlu, konuştu: Beowulf, son of Ecgtheow, spoke: "Yaptık bu cesur işi "We have done this work of valor tekin olmayan bir düşmanın gücüne karşı. against the strength of an uncanny Dilerim görmüşsündür bu düşmanın foe. I wish you might have seen öldürüldüğünü kendi düzeninde. this enemy killed in his gear. 171 Planladım hızlıca düşürmeyi onu I planned to bind him quickly elin kavrayışıyla ölüm yatağına. to his deathbed with hand grips. Düşündüm onu mecbur edebileceğimi I thought I could pin him down vücudu kaçamadan yaşamı için struggling for life without mücadele ederek. Lakin alıkoyamadım his body's escape. But I could not onu gitmekten; Yaratıcı istememiş keep him from going; the Creator böyle olmasını, ve beceremedim ben de did not will it, and I could not onu yeterince sıkı tutmayı. Düşman hold him firmly enough. The foe çok güçlüydü kaçışında. was too powerful in his going. Ancak, bıraktı geride elini However, he left behind his hand canını kurtarmak için, ve kolunu to save his life, and his arm ve omzunu, yine de böylesi, and shoulder, though that won't buy vermeyecekti huzur bu sefile. the wretch much comfort. Kötülük yapan, günahın esiri, The evil-doer, afflicted by sin, yaşamayacak pek uzun; won't live much longer; sert tutuşuyla acı pain with its strong grip ele geçirdi onu ölümcül bağlarla, has seized him in deadly bonds, ve orada bekleyecek, and there shall he await, cinayet suçlusu, guilty of crime, the great judgment, görkemli yaratıcının how the bright creator nasıl buyuracağını büyük hükmü. . . " will decree. . . " Ardından savaşçı sustu Then was the warrior silent cengaver kahramanlığını anlatırken, in speaking of his war-like deed, ve soylular, dikkatle seyretti and the nobles beheld yüksek çatıdaki eli. the hand at the high roof. Düşmanın parmaklarının her biri, On each of the foe's fingers sanki çelikteki çiviydi. were nails like steel. Kabul etti herkes Everyone agreed the heathen's kafirin pençesinin claw was horrible korkunç olduğunu ve o sefilin and that the wretch's kanlı dalaş eline bloody battle hand demirin en iyisinin bile could not be harmed zarar veremeyeceğini. by the best of iron. Herot’ta Ziyafet Entertainment in Herot Ardından verildi emir Then it was ordered Herot yeniden süslensin diye. that Herot be decorated. Birçoğu oradaydı, Many there were, kadınlar ve erkekler, onlardı men and women, who ziyafet salonunu hazırlayanlar. prepared that guest-hall. Altın süsler parladı, Gold ornaments shone, fevkalade manzaralar duvarlarda, wondrous sights on the walls, insanlar baksın diye. for people to look at. 172 Bu ışıltılı bina That bright building çok zarar görmüştü, had been much hurt, her ne kadar kemerleri though its bands yapılmışsa da demirden. were made of iron. Menteşeleri çıkmıştı Hinges had been sprung yerinden. Çatı tek başına apart. The roof alone kurtulmuştu hasardan had escaped damage before bu canavar, hain haydut, that monster, wicked outlaw, kaçmadan önce turned in flight ümitsiz yaşamına. despairing of his life. (Kaderden kaçmak (Fate is not easy kolay değildir, to flee from, denesin kaçacak olan-- try it who will-- adamların çocukları, the children of men, ruhların taşıyıcıları, bearers of souls, gitmeliler hazırlanan yere, must go to the prepared place, cesedi uzanıyor his body rest derin mezarında, fast in the grave, uyuyor ziyafetten sonra.) sleep after the feast.) Ardından Hrothgar’ın kendisinin Then came the time ziyafete gitme that Hrothgar himself zamanı geldi. went to the feast. Duymamıştım daha önce hiç Never have I heard daha büyük bir topluluk of a greater company toplanmış hazine vericinin etrafında. gathered around a treasure giver. Kudretli olanlar oturdular sıralara Great ones sat at the benches ve neşelendiler çanakla. and rejoiced with the cup. Bu cesur adamlar Those brave kinsmen içtiler çokça bal likörü drank many a mead cup yüksek salonda in the high hall with Hrothgar ve yeğeni Hrothulf ile. Hrothgar and Hrothulf, his nephew. Herot doldu toplulukla Herot was filled with friends (vahşet gelmemişti henüz (treachery had not yet Danimarkalılara). come to the Danes). Hrothgar verdi Beowulf’a Hrothgar gave Beowulf yaldızlı bir sancak, a gilded banner, süslü savaş sancağı, decorated battle flag, zafer ödülü olarak. as reward for victory. Ayrıca bir miğfer, zırh ve Also a helmet, armor, and ünlü, değerli bir kılıç a famous, precious sword verildi kahramana were given to the hero bu topluluk huzurunda. before that company. Miğferin tepesinin çevresinde Around the helmet's top 173 kafayı koruması için as head-protection was metal şeritler sarılıydı a wrap of metal bands böylece hiçbir keskin kılıç so that no sharpened swords veremezdi ona zarar could harm him savaş fırtınasında in the battle storm zırhlı savaşçılar dövüşürken. when the shield-warriors fight. İçti kupadan Beowulf. Beowulf drank the cup. Hiçbir sebep yoktu He had no reason to be utanmasına savaşçılar arasında ashamed among warriors bu zengin hediyeleri aldığı için. for taking those rich gifts. Duymamıştım daha önce hiç Never have I heard altın hazinenin verildiğini of golden treasure given içki sofrasında at the ale bench in çok daha dostane bir biçimde. a more friendly way. Kral sekiz at buyurdu The king ordered eight horses salona gelsin diye with gold-plaited bridles altın örgülü yularları olan. led into the hall. Birinin üzerine yerleştirdi bir eyer On one sat a saddle mücevherlerle süslü -- inlaid with jewels-- Hrothgar'ındı it had been Hrothgar's kılıç oyununa gittiğinde bindiği. when he had gone to sword play. Asla başarısız olmamıştı Never had he failed ön cephede at the front cesetler yere yıkılırken. when corpses fell. Hrothgar verdi atları ve silahları, Hrothgar gave horses and weapons, onlara sahip olmasını söyleyerek Beowulf’a. telling Beowulf to enjoy them well. Böylece bir erkek gibi Thus like a man bu büyük prens, that great prince, kahramanlara hazine veren, treasure giver of heroes, savaşının karşılığını verdi Beowulf’a, repaid Beowulf for his battle, ve gerçeği anlatan hiçbir adam. and no man who tells the truth. suçlamayacaktır onu. Sonra soyluların şefi will blame him. Then that chief of nobles okyanustan Beowulf ile birlikte gelen gave to each one on the mead bench ziyafet masasındaki her bir adama who had taken the ocean's way bir hediye verdi with Beowulf an heirloom ve emretti Grendel’in acımasızlığıyla öldürülen and ordered that the one adamın Grendel killed in wickedness altınla mükafatlandırılmasını. should be paid for in gold. (Grendel öldürmüş olacaktı (Grendel would have killed çok daha fazlasını eğer bilge Tanrı, more of them if wise God, ve Beowulf'un cesareti, and Beowulf's courage, engellememiş olsaydı. had not prevented it. Yaratıcı sonra, hükmetti insan ırkına, The Creator then ruled the race of men, 174 şimdiye dek yaptığı gibi; ve, bu yüzden, as He does yet; and, therefore, anlamak en iyisidir: understanding is best: zihnin önsezisini. the forethought of mind. Birçoğuna tahammül edecektir, Much shall he abide, o, bu dünyadan faydalanırken from friends and foes, bu zorlu günlerde who lives long in these uzun yaşayan days of strife as he arkadaşlarından ve düşmanlarından gelen!) makes use of this world!) Ozan, Hildeburh’un nasıl, Jute’ler ve The Poet Sings Of Old Trouble, how Danimarkalılar arasındaki kan davasını Hildeburh, married to stop a feud durdurmak için, kocasının, kardeşinin ve between Jutes and Danes, saw her oğlunun öldürülüşünü görerek evlendiğini, husband, brother, and son killed Eski Felaketin Şarkısını Söyler Savaş liderinin huzurunda In the presence of the battle leader dokundu arpa Hrothgar'ın şairi Hrothgar's poet touched ve ezberden okudu the harp and recited bir çok şarkıyı, salondaki many songs for entertainment eğlence için. Söyledi in the hall. He sang Finn'in neslinin şarkısını ve of Finn's offspring and how Danimarkalı Hnaef’in nasıl devrildiğini Hnaef of the Danes fell bir Jute savaşında. in a Jute battlefield. Aslında Hildeburh’un yoktu Indeed Hildeburh did not have pek nedeni övmek için much cause to praise iyi niyetini kaynının, the good faith of her in-laws, Jutelilerin: suçsuz da olsa, the Jutes: though blameless, sevdiklerinden mahrum bırakılmıştı she was deprived of dear ones kalkan oyunu yüzünden, hem oğlu by the shield play, both her son hem de Hnaef, kardeşi, kaderinde and Hnaef, her brother, in fate mızrak yaralarıyla yiten. fell to spear wounds. Üzgün bir kadındı o. That was a sad woman. Sebep olmaksızın, Not without cause, after sabah olduktan sonra, görebildiğinde morning came, when she could göğün altında, see under the sky, ağladı kaderin hükmüne, did she bewail the decree katledilmesine of fate, the slaughter ailesindeki erkeklerin. Başta sahip oldu of kinsmen. At first she had dünyanın neşesine. possessed the world's joy. Savaş almıştı hepsini lakin War took all but birkaç Jute erkeği kalmıştı a few of the Jute men o yüzden savaşamazlardı so they could not Danimarkalı Hengst ile ne de fight the Dane Hengst nor kalanları koruyabilirlerdi. protect the survivors. 175 Ama Hengst sundu But Hengst offered onlara bir teklif: kuracaktı them a deal: that Juteliler bir oda the Jutes would make Danimarkalılar için room for the Danes ziyafet salonunda ve in the beer hall and hediyelerle that with gifts Kral Finn, onurlandıracaktı King Finn would honor Hengst'in adamlarını, yüzüklerle, Hengst's men, rings, eğlenceyle, ve altın kaplı entertainment, and treasures hazinelerle, sanki of plated gold as if kendi akrabalarıymış gibi. they were his kin. Kabul etti iki taraf da barışı. Both sides agreed to the peace. Finn sundu Hengst’e Finn declared to Hengst en dürüst yeminleri, sağ kalanların honest oaths that the survivors onurlu tutulacağına dair would be held in honor ve hiç bir adam, and that no man, ne sözlerle ne de yaptıklarıyla, by words nor works, bozmayacaktı barışı would break the peace zalimlikle anarak, nor in cruelty mention krallarının katiliyle that they were being friendly olacaklardı dost, with the killer of their king, kış ayazı onları since a winter freeze had zorlayana dek. Eğer herhangi bir Juteli forced it. If any of the Jutes cüretkar sözlerde bahsederse bundan, in daring speech mentioned it, o zaman çözecekti meseleyi then the edge of the sword kılıcın keskin ucu. would settle the matter. Hazırlandı bir odun yığını cenaze için A funeral pyre was readied ve defineden getirilen altın. and gold brought from the hoard. En iyi Danimarkalılar The best of the Danes hazırdı bu cenaze için. were ready for the pyre. Kana bulandı zırhlar, At the fire were blood stained domuz resimleri shirts of mail, boar images tüm altın ve sert demir ateşte. all golden and iron-hard. Azıcık soylu bile Not a few noble ones yok edilmemişti yaralarla! had been destroyed by wounds! Hildeburh buyurdu oğluna Hildeburh ordered her son yakmasını ateşi committed to the heat Hneaf'ın odun yığınında; omzundaki kaslar of Hneaf's pyre; his muscles burned yandı amcasının. at the shoulder of his uncle. Yas tuttu kadın, The woman mourned, yas feryatları okudu, sang lamentation, yükselirken savaşçı, as the warrior ascended, 176 giderken bulutlara, waned to the clouds, ölüm ateşlerinin en büyüğü as the greatest of death fires tümseğin üzerinde gürlerken. roared on the barrow. Başlar eridi, Heads melted, yaralar, düşman izleri wounds, hostile bites vücuttaki, açıldı to the body, opened ve çatladı; kan and burst; blood fışkırdı dışarıya. Ateş, sprang out. Fire, en hırslısı ruhların, the greediest of spirits, herşeyi yuttu, swallowed everything, her insanı, orada bir arada olan. of both peoples, there together. Güçleri, geçti öte aleme. Their power had passed away. Savaşçılar ayrıldı, The warriors departed, dostlarından yoksun, bereft of friends, aramak için sığınak to seek shelter Jute diyarında, in the Jute land, Jute evlerinde ve kalesinde. Jute homes and stronghold. Böylece Hengst geçirdi So Hengst spent katliam dolu bir kış a slaughter-stained winter Finn ile çünkü with Finn because ayrılamıyordu. he could not leave. Evini düşündü He thought of home ama gidemezdi but could not go yuvarlak pruvalı bir gemide in a ring-prowed ship deniz fırtınasına karşı, against the sea storm, rüzgara karşı. against the wind. Su dalgaları birbirine geçti The water waves locked buzlu bağlarda in icy bindings until bir başka yıl gelene kadar another year came bahçelere, to the gardens, şimdiye kadar olduğu gibi, as they do yet, olağanüstü parlak havayı glorious bright weather izlemek için salonun üstünden. to watch over the hall. Kış geçip gittiğinde When winter had passed ve dünyanın merkezi düzelmeye başladığında, and earth's bosom turned maceracı istekliydi fair, the adventurer was gitmeye, meskenden eager to go, the guest misafir, ama önce from the dwelling, but first Hengst düşündü intikamdan fazlasını Hengst thought more of revenge zarar için, deniz yolculuğundan başka for injury than of a sea journey, nasıl sebep olabilirdi how he might cause düşmanca bir buluşmaya a hostile meeting Juteler ile with the Jutes 177 demirle vermek için karşılığını. to repay them with iron. Böylece yakınmadı So it was he did not complain Hunlaf’ın oğlu when the son of Hunlaf hazırladığında Parlak Savaşı, laid Battle Bright, kılıçların en iyisi, the best of swords, kenarları farkedilirdi whose edges were Juteler tarafından, known to the Jutes, kucağında. on his lap. Böylece Finn, So it was that Finn, ruhu cesur, bold in spirit, sıra ona geldiğinde karşılaştı in his turn met zalim bir ölümle, kılıç tarafından a cruel death by sword kendi evinde in his own home Guthlaf ve Oslaf after Guthlaf and Oslaf acılarından yakındıktan sonra, complained of their sorrows, suçlayarak ıstıraplarını blaming their woes bu deniz yolculuğunda. on that sea journey. Huzursuz bir ruh A restless spirit is not engellenmedi yürek tarafından. restrained by the breast. Ardından kızardı salon Then was the hall reddened yaşam kanıyla düşmanların. with the life blood of enemies. Katledilmişti Kral Finn King Finn was slain ve Hildeburh alınmıştı. and Hildeburh taken. Danimarkalı savaşçılar The Danish warriors taşıdılar gemilerine carried to their ships evlerde bulabildikleri tüm malları, all the goods they could find değerli mücevherleri. in the house, precious jewels. Götürdüler kraliçeyi They took the queen bir deniz yolculuğuyla on a sea journey halkına geri. back to her people. Söylendi ozanın şarkısı, The poet's song was sung, neşe yükseldi, masa gürültüleri, the mirth rose, bench noise, kupa taşıyıcılar sundular şarap as the cup bearers offered mükemmel çanaklardan. wine from wondrous vessels. 178 --Kraliçe Konuşur-- --The Queen Speaks-- Sonra Wealhtheow çıkageldi Then Wealhtheow came out altın bir tacın altında under a golden crown iyi adamların oturduğu yere, to where the good men sat, yeğen ve amca (o zamanlar nephew and uncle (at that time ikisi arasında barış vardı, there was peace between the two, her biri dürüsttü diğerine karşı). each still true to the other). Unferth sözcü Unferth the spokesman oturdu Hrothgar'ın ayaklarına-- sat at Hrothgar's feet-- herkes düşündü onun everyone considered him ruhunun cesur olduğunu, her ne kadar brave in spirit though nazik olmamış olsa da he had not been kind to akrabasına kılıç oyununda. his kin at the sword's play. Konuştu sonra Danimarka kraliçesi: Spoke then the queen of the Danes: "Kabul et bu kupayı, "Receive this cup, benim sevgili lordum, my dear lord, hazineler veren. giver of treasure. Neşe içinde ol, Be in joy, erkeklerin altın dostu, gold friend of men, ve konuşma yap bu Geatlılara and speak to these Geats nazik sözlerle with kind words erkeklerin yapması gerektiği gibi. as men should do. Merhametli ol Geatlılara Be gracious to the Geats ve hediyelerde özenli and mindful of the gifts sahip olduğun yakından ve uzaktan. you have from near and far. Bir adam söyledi ki bana A man said to me alabilirmiş bu savaşçıyı that he would have bir evlat olarak. this warrior for a son. Herot, parlak yuvarlak salon, Herot, the bright ring hall, temizlendi. Ver hazır verebiliyorken is purged. Give while you can birçok ödül ve bırak kendi many rewards and leave akrabalarına ve arazi ver to your kin people and land gitmek zorunda olduğunda when you must go kaderin hükmünü öğrenmeye. to learn fate's decree. Biliyorum, yeğenim Hrothulf I know my nephew Hrothulf koruyacak onurunu will keep his honor eğer sen, Danimarka kralı, if you, king of the Danes, ondan erken terk edersen bu dünyayı. leave this world earlier that he. Biliyorum, Hruthulf hatırlayacak I know Hruthulf will remember ikimizin dilediği şeyi what we two wish ve gösterdiğimiz şefkati and the kindness we showed 179 o henüz bir çocukken." when he was a child." Wealhtheow döndü sonra Wealhtheow turned then evlatlarının olduğu masaya, to the bench where her sons Hrethric ve Hrothmund, were, Hrethric and Hrothmund, savaşçıların çocukları, children of warriors, delikanlı birlikte. the youth together. İşte orada oturuyordu iyi kişiler, There the good ones sat, Geatlı Beowulf Beowulf of the Geats ve iki kardeş. and the two brothers. Taşındı kupa ona doğru To him the cup was carried ve dostluk sunuldu sözcüklerde. and friendship offered in words. Savaş altını nazikçe verildi: Wound gold was kindly bestowed: iki kol takısı, zırhlar two arm ornaments, shirts yüzükler ve dünyada anlatıldığını of mail, rings, and the largest duyduğum en büyük neck ring I have heard boyun halkası. tell of on the earth. Duymamıştım daha önce I have not heard daha büyük herhangi bir istif hazine of any greater hoard-treasures gökyüzünün altında ta ki under the sky since Hama taşıyana kadar Hama carried away parlak kalesine to his bright fortress Brosinglerin kolyesini. the necklace of the Brosings. Kaçtı hain bir tartışmayla He fled a treacherous quarrel Doğu Goth kralından from the king of the East Goths övünç kaynağı ve onun takımıyla, with the ornament and its setting, seçerek bitmeyen kazancı. choosing everlasting gain. (Bu, Geatlıların Hygelac yüzüğüdür, (This is the ring Hygelac Swerting’in torunu, of the Geats, grandson of Swerting, Beowulf’un amcası, yakında tutacaktı uncle of Beowulf, would have near korurken savaş ganimetini when he guarded the battle-spoil sancağı altında. Kader alacaktı onu under his banner. Fate would take him bela arandığında-- when he courted trouble-- gururdan dolayı-- Frizyelilerle bir out of pride--in a feud kan davasında. Giyecekti şu with the Frisians. He would wear soylu taşları dalgaların those noble stones over kupası üzerine. Kalkanının the cup of the waves. He would altına düşecekti. Vücudu, fall beneath his shield. His body, zırhı, ve yüzüğü ayrıca, his armor, and the ring also, would geçecekti Frank eline. pass into the power of the Franks. Kötü savaşçılar yağmaladı cesetleri Bad warriors rifled the corpses savaş katliamından sonra. after the battle slaughter. Geat halkı kaldı The Geat people remained 180 ceset alanında.) in the field of corpses.) Müzik doldurdu salonu. Wealhtheow Music filled the hall. Wealhtheow konuştu topluluk önünde: spoke before the company: "Sevin bu boyun-halkasını, "Enjoy this neck-ring, sevgili Beowulf, genç kahraman, beloved Beowulf, young hero, ve kullanın bu zırhı, halkın and use this armor, these bu hazinelerini. treasures of the people. İyi gelişin, cesaretinizle Thrive well, be known tanının, ve verin hoş for valor, and give kind talimatlar bu iki çocuğa. instruction to these two boys. Hatırlayacağım kahramanlıklarınızı. I will remember your deeds. Kazandınız sonsuza dek You have earned forever insanların övgüsünü, the praise of men, yakın ve uzaktaki, from near and far, hatta rüzgarların evine even to the home of the winds ve denizin duvarlarına kadar. and the walls of the sea. Kutsanın yaşıyorken, prens! Be blessed while you live, prince! Güzellikler dilerim size hazinelerle. I wish you well with the treasures. Nazik olun, neşeli kişi, oğullarıma. Be gentle, joyful one, to my sons. Bu yerdeki her bir savaşçı In this place is each warrior dürüsttür diğerine, naziktir true to the other, mild ruhu, ve sadıktır in spirit, and faithful kralına. Savaşçılar to his king. The warriors kaynaşmış, erkekler sağlam içer, are united, the men drink ve uyarlar bekleyişime." deep, and they do my biding." Gitti kadın yerine. She went to her seat. Seçkin bir ziyafet vardı, There was a choice feast, erkekler şarap içtiler. men drank wine. Bilmiyorlardı They did not know zalim kaderin that grim fate akşam çöktükten sonra would come to many nobles geleceğini birçok soylu için after evening fell ve güçlü Hrothgar and powerful Hrothgar gitti evine dinlenmeye. went to his house to rest. Sayısız savaşçı korudu salonu, Countless warriors guarded the hall, sıklıkla yaptıkları gibi: as they had often done: masaların altını temizlediler, they cleared the floor of benches, serildiler yataklarına ve yastıklarına. spread out beds and cushions. İçki içenlerden biri, One of the beer drinkers, kader mahkumu ve alnına yazılmış olan, doomed and fated, uzandı sedire. lay on the couch. Başlarıyla ayarladılar They set by their heads 181 kendi savaş aletlerini ve parlak their war gear and bright ahşap kalkanlarını. Orada masada wood shields. There on the bench her bir savaşçının üstünde görülebilirdi over each warrior could be seen yükselen bir miğfer, halkalı zırh, a towering helmet, ringed armor, ve devasa bir ahşap mızrak. and a huge wooden spear. Adetleri buydu, hazırlardı Their custom was that they were her zaman savaşa, hem always ready for war, both savaş alanında hem evde, her biri in the field and at home, each hazırdı her daim, kral ne zaman isterse. ready anytime his king needed him. İyi insanlardı bunlar. Those were good people. Bölüm 2: Grendel'in Annesi Part Two: Grendel's Mother --Grendel’in Annesinin Saldırısı -- --The Attack of Grendel's Mother-- Daldılar uykuya. They sank into sleep. Biri ödedi pahalıya One paid dearly for akşam istirahatini, his evening's rest, tıpkı daha önce sıkça olduğu gibi as had happened often Grendel geldiğinde since Grendel had come altın salona to the gold hall yaparak kötülüğünü performing his evil sonu gelene kadar, until the end came to him, ölüm günahları ardından. death after his sins. Daha sonra öğrenildi It was soon learned ve iyice bilindi adamlar arasında and widely known among men bir intikamcının hala yaşadığı that an avenger yet lived bu savaş belasından sonra: after that war-trouble: Grendel'in annesi, bir canavar kadın, Grendel's mother, a monster korkunç sularda, woman, she who lived in soğuk derelerde the terrible water, yaşayan o kadın, the cold streams, düşünüyordu acısını. thought of her misery. Kabil öldürdü kardeşini, After Cain killed his brother, babasının oğlunu, his father's son, gitti suçlu olarak, he went in guilt, cinayetle damgalandı, marked by murder, kaçırarak insanların neşesini fleeing the joys of men çorak toprakta oturmak için. to occupy the waste land. Orada uyandı birçok mukadder ruh, There awoke many fated spirits, Grendel onlardan biri, Grendel being one, bu vahşi, iğrenç sürgün. that savage, hateful outcast. 182 Herot’ta buldu bir adam At Herot he found a man uyanık ve savaşa hazır. awake and ready for war. Canavar yakasına yapıştı adamın, The monster laid hold of him, fakat Beowulf, Tanrı’nın bahşettiği but Beowulf kept in mind his değerli hediye, tuttu aklında strength, the precious gift onun gücünü, ve Tanrı yardım etti God had granted, and God gave ve destekledi onu. him help and support. Böylece Beowulf alt etti bu düşmanı, Thus Beowulf overcame that enemy, boyun eğdirdi bu cehennem zebanisine. subdued that hellish demon. Sonra Grendel gitti, Then Grendel went, insanoğlunun düşmanı, the enemy of mankind, zevkten mahrum, deprived of joy, arayarak ölüm yerini. seeking his death place. Bu yüzden annesi, hırslı So his mother, greedy ve hüzünlü darağacı gibi, and gloomy as the gallows, gitti acılı bir yolculuğa went on a sorrowful journey oğlunun ölümünün intikamını almaya. to avenge her son's death. Böylece geldi Herot’a, So she came to Herot where Danimarkalılar’ın salonda uyuduğu yere. the Danes slept in the hall. Talihleri dönüverdi soylu kişilerin The fortunes of the noble ones Grendel’in annesi girdiğinde changed when Grendel's mother içeri: dehşet azdı got inside: the terror was less ancak ve ancak by just so much as bir kadının gücü kadar, is the strength of a woman, bir kadının savaş dehşeti, the war-horror of a woman, çekiçle dövülmüş ve is less than the horror of bir miğferin üzerindeki a sword forged with hammer domuzun sağlam kenarlarını kırpan and stained in blood kana bulanmış bir kılıcın shearing the strong edges dehşetinden daha azdır. of the boar on a helmet. Sert kenarlar çekildi salona, Hard edges were drawn in the hall, masaların ötesinde kılıçlar, swords off the benches, ve birçok geniş kalkan elde hızlı, and many broad shields fast in hand, her ne kadar unutsalar da miğferleri though they forgot about helmets ve geniş zırhları and broad mail shirts when dehşet onları ele geçirdiğinde. the terror seized them. Hepsi gördükten sonra onu, After they had seen her, acele etti she was in haste oradan çıkmak to get out of there ve canını kurtarmak için. and save her life. Çabucak kaptı She quickly seized 183 savaşçılardan birini one of the warriors sonra gitti bataklığa doğru. then headed back to the fens. Öldürülen savaşçı, The warrior she killed, uykusundayken, en güvendiği in his sleep, was Hrothgar's adamdı Hrothgar'ın, iki most trusted man, famous deniz arasında ünlü, between the two seas, şanlı bir kahraman. a glorious hero. (Beowulf orada değildi, (Beowulf was not there, çünkü hazine-verenden sonra for after the treasure-giving ünlü Geat gitmişti the famous Geat had gone bir başka eve.) to another house.) Aldı kadın oğlunun ünlü She took her son's famous kanla kaplı elini. blood-covered hand. Bir haykırış koptu Herot’tan, An outcry came from Herot, kaygı yenilenmişti care had been renewed ve dönmüştü konut and returned to the dwelling yerine—bu iyi bir place--that was not a good anlaşma değildi, her iki taraf da bargain, that both sides paid ödemişti dostlarının canlarını. with the lives of friends. Yaşlı bilge kral, The wise old king, boz savaşçı, the gray warrior, vahşi bir ruh halindeydi was in a savage mood duyduğu zaman when he heard his lider savaşçısının öldüğünü. chief warrior was dead. Beowulf hızlıca Beowulf was quickly getirildi odaya. fetched to the chamber. Gün ağardığında soylu şampiyon As day broke the noble champion savaşçılarıyla birlikte together with his warriors gitti bilge kişilere, salonun went to the wise ones, the hall's ahşap zemini çınlıyordu. wood floors resounding. Bilge kişilerin hepsi merak etti The wise ones all wondered Tanrı’nın bu kederli büyüyü if ever the Almighty would kaldırmış olup olmayacağını. remove this woeful spell. Beowulf sordu sözlerle Beowulf asked with words gecenin nasıl geçtiğini if the night had been arzusuna göre according to his desire ve kabul edilebilir tüm şeylere göre. and all things agreeable. Hrothgar, Danimarka hamisi, konuştu: Hrothgar, protector of the Danes, spoke: "Bana mutluluktan bahsetme! "Don't ask about happiness! 184 Keder tekrarlandı Sorrow is renewed Danimarka halkı arasında. among the Danish people. Aeschere öldü, Yrmenlaf'ın Aeschere is dead, Yrmenlaf's abisi, benim dert ortağım, elder brother, my confidant, tavsiyemin taşıyıcısı, benim the bearer of my advice, my güvenilir yoldaşım birlikler çarpışırken shoulder companion when troops ve domuz miğferleri parçalanırken. clash and boar helmets smashed. Bir soylu prens nasıl olmalıysa, As a noble prince should be, işte öyleydi Aeschere! such Aeschere was! Şimdi katledildi Now he has been slain Herot’da, bir huzursuz, in Herot by the hands katil ruhun elleriyle. of a restless, murderous spirit. Bilmiyorum ki I do not know where nereye götürüldü cesedi his carcass has gone afiyetle yenmek için. to be gladly feasted on. Dün gece Grendel’in She has avenged the feud sert elini kavrayan for your violent killing şiddetli cinayetin yüzünden with hard hand clasps kan davasının intikamını almaya geldi of Grendel yesternight azaltmak ve yok etmek for diminishing and destroying için halkımı. my people for so long. Grendel yere çalındı savaşta, Grendel fell in battle, kaybetti yaşamını, ve forfeited his life, and şimdi bir başkası geldi, now another has come, kuvvetli bir insan-yiyen a mighty man-eater ailesinin öcünü almaya, to avenge her kin, birçoğu tarafından görüldüğü üzere as is seen by many bir savaşçı yas tutan benim için, a warrior who mourns for me, hazine verene, zihinlerinde treasure giver, weeping in ağlayan benim yoğun their minds for my heavy acım için, cansız yatıyor bir el sorrow, a hand lying lifeless sana güzel şeyler vermiş olan.. who gave good things to you. Duymuştum söylediklerini I have heard tell halkım ve among my people konsey üyelerim arasında and councilors that görmüş olduklarını iki kudretli they had seen two mighty gezgini ıssız arazide wanderers in the waste land bozkırlarda koruyan, moors keeping guard, yabancı ruhları. Bir tanesi, alien spirits. One was, görebildikleri kadarıyla, as far as they could see, bir kadın kılığındaymış. the likeness of a woman. Diğer sefil şey The other miserable thing bir erkek endamında, in the stature of a man, yine de daha büyükmüş though he was larger herhangi bir başka adamdan, than any other man, 185 sürgün yollarında yürürlerken. as they trod the paths of exiles. Eski zamanların In the days of old sakinleri, Grendel derlermiş ona. earth dwellers called him Grendel. Bilgimiz yok bir babaya, We have no knowledge of a father, herhangi bir ataya dair kötü ruhlarda. of any forebears among evil spirits. İşgal etmişler gizli diyarı, They occupied the secret land, kurdun sığınağını-- the wolf's retreat-- rüzgarlı uçurumlar, tehlikeli bataklıklar, windy bluffs, perilous fens, bir şelalenin uçurumlar dibinde where a waterfall karardığı yer darkens under bluffs ve gittiği yerin altına. and goes down under the ground. Uzak değil buraya, It is not far from here, millerle ölçülürse, by measure of miles, bu bataklığın olduğu yer. that the mere stands. Üzerinde sallanır ayazla kaplı Over it hangs a frost-covered bir koru, ağaçların kökü derinde- grove, woods rooted deep- suyu gölgeleyerek. shadowing the water. Orada her gece There each night görülebilir bir işaret: a portent may be seen: su üstünde ateş. fire on the water. İnsanoğlu içinde No wise one among hiçbir bilge kişi the sons of men bilmez diptekini. knows the bottom. Her ne kadar fundalıkta gezen, Though the heath-stalker, sert boynuzlu geyik, the strong-horned hart, rahatsız edilse de tazılarca, arar harassed by hounds, seeks ormanı kaçarken, the forest in his flight, verecektir canını he will give his life korumaktansa kafasını rather than protect his head oraya giderek. by going there. Orası tekin bir yer değil! That is not a good place! Kabarır orada su, There water surges up, siyah, bulutlara kadar, black, to the clouds, ve rüzgar uyandırır and the wind stirs up nefret dolu havayı ki bu yüzden hateful weather so that kasvetli olur gökyüzü ve döker gözyaşı... the sky turns gloomy and weeps. . . Yine gerçekleşti işte Again it has happened that derman sadece sende. the remedy lies with you alone. Arazi, tehlikeli yer The land, the dangerous place bu katili bulabileceğin yer where you might find ayak basılmamıştır. this criminal is unexplored. Araştır orayı cesaret edebilirsen. . . Seek it if you dare. . . Bu kavga için ödeyeceğim For that fight I will pay daha önce ödediğim gibi as I did before with savaş altını ve antik hazineler wound gold and ancient 186 . . .eğer kalırsan hayatta." treasures. . .if you survive." Beowulf, Ecgtheow oğlu, konuştu: Beowulf, son of Ecgtheow, spoke: "Üzülme, bilge kral! "Do not sorrow, wise king! Daha yeğdir bir adam için It is better for a man bir dostun öcünü almak to avenge a friend daha fazla ağlamak yerine. Her birimiz than mourn much. Each of us beklemeli sonunu bu must await the end of this yaşamın. Dileyen, ölümden önce life. He who wishes will uğraşacak şan ve şeref için. work for glory before death. Budur en iyisi bir savaşçı için That is best for the warrior gittikten sonra. after he is gone. Ayağa kalk, krallığın koruyucusu, Arise, guardian of the kingdom, haydi gidelim hızlıca let us go quickly Grendel’in soyunu görmeye. to see Grendel's kin. Şunun sözünü veriyorum sana: I promise you this: kaçamayacak sığınmak için-- she will not escape to shelter-- gidecekse bile not into the earth's bosom, yerin merkezine, not into the mountain's wood, dağdaki ağaca, not into the sea's bottom, denizin dibine! go where she will! Bu gün için, sabırlı ol For this day, have her bir kederde." patience in each woe." Eski kurt fırladı birden sonra, The veteran leapt up then, şükrederek Tanrı’ya, Kudretli Olana, thanking God, the Mighty One, işte bunları konuştu adam. that the man had so spoken. 187 --Grendel’in Bataklığına Yolculuk-- --The Expedition to Grendel's Mere-- Örgülü yelesi olan bir ata A horse with plaited mane vurulmuştu semer Hrothgar için: was saddled for Hrothgar: bilge kral bindi ata görkemle, the wise king rode in splendor, bir grup erkek uygun adım yanında yürüyerek. a band of men marching on foot. Hrothgar’a evini korumada Tracks were clearly visible yardım eden bir adamı, going over the ground adamların en iyisini, cansız, along the forest paths taşıyarak iyi savaşçıyı where she had gone forth karanlık kırlar üzerinde over the murky moors gitmiş olduğu, carrying the good warrior, zeminden ormandaki patikaya the best of men, lifeless, geçip giden a man who had helped izler tamamen belliydi. Hrothgar guard his home. Soylu Hrothgar geçti The noble Hrothgar passed dar, ıssız patikalardan, over narrows, lonely paths, sarp, taşlı yokuşlar steep, stony slopes bu bilinmeyen yol üzerinde on that unknown way sarp kayalıklar ve among steep bluffs su canavarlarının evleri arasında. and the homes of water monsters. O ve deneyimli adamlar He and the wise men gittiler diğerlerinden önce went before the rest keşfetmek için yeri, to scout the place, ve aniden, gördü and suddenly, he saw kederli bir orman eğiliyor a joyless woods leaning over çamurlu ve kanlı suyun üzerine. turbid and bloody water. Tüm Danimarkalılar için For all the Danes üzücüydü, ve it was grievous, and savaşçılar acı çekti the warriors suffered gördüklerinde deniz kayalıklarında when they on the sea Aeschere'in kafasını. cliff saw Aeschere's head. Kaynadı su kanla The water boiled with blood ve sıcak kan pıhtısıyla adamlar seyrederken. and hot gore as the men watched. Bazen bir boru öter, Sometimes a horn sang out, istekli bir savaş şarkısı, lakin an eager war song, but tüm birlik bekledi, izleyerek the troop all waited, watching su boyunca yılanların soyunu, along the water the kin garip deniz ejderlerini, of snakes, strange sea dragons, derinlerde yüzen ya da swimming in the deep or uzanan sarp yokuşlarda-- lying on the steep slopes-- 188 su canavarları, yılanlar, ve water monsters, serpents, and vahşi yaratıklar, tıpkı sabah vakti wild beasts, such as the ones tehlikeli bir deniz yolculuğunda that appear on a dangerous görülenler gibi. sea journey in the morning time. Duyduklarında bu yaratıklar When those creatures heard savaş borusunun notasını the war horn's note kayboldular ortadan they hurried away acı ve öfkeyle. bitter and angry. Geat kabilesinden A man from the Geat bir adam okuyla tribe with his bow yaşamını aldı, deprived of life, of dalga savaşında, wave battle, one yaratıklardan birinin. Bir of the monsters. An ok, savaş zalimi, saplandı arrow, war hard, stuck kalbine, ve in its heart, and it ölüm onu aldığında swam more weakly daha zor yüzüyordu. as death took it. Hızlıca darbe aldı Quickly it was attacked dalgalarda, dikenli in the waves with barbed mızrak ve kılıçlarla ve spears and swords and zorla sürüklendi dragged by force to the uçuruma, harika deniz serserisine. bluff, a wondrous sea roamer. Savaşçılar inceledi Warriors examined korkunç yabancıyı. the terrible stranger. Beowulf giyindi üstüne Beowulf arrayed himself zırhı, katiyen in armor, not at all kaygılanmıyordu kendi yaşamı için, worrying about his life, giyerken zırhını, putting on his mail shirt, büyük ve süslü, large and decorated, elde dokunmuş woven by hand so that göğsünü koruyabilsin diye it could protect his chest suda boğuşurken, as he tried the water, böylece düşman pençeler, so that hostile grips, şiddetin şirret elleri, the fury's malicious grasps, incitmeyebilirdi canını. might not scathe his life. Parlak bir miğfer korudu kafayı A shiny helmet protected the head suyun derinliklerine gidecekken. that would go to the watery depths. Süslüydü hazinelerle, It was adorned with treasures, çevrelenmişti görkemli zincirlerle-- encircled with splendid chains-- eski günlerde silah ustaları in the old days weapon-smiths şekil verdiler ona harika biçimde, çizerek formed it wondrously, setting üzerine domuz figürleri, ki on it boar figures so that 189 hiçbir kılıç canını yakamasın savaşta diye. no sword could bite it in battle. Ve değildi yardımların en zayıfı And it was not the weakest of helps Unferth’in, Hrothgar'ın sözcüsünün verdiği: Unferth, Hrothgar's spokesman, Hrunting adlı kabzalı kılıç, loaned: the hilted sword called antik bir hazine Hrunting, an ancient treasure demirden kenarları ve süslenmiş with edges of iron and adorned zehir şeritleriyle. Bu kılıç, with poison strips. That sword, kanla sertleştirilmiş olan, asla başarısız olmadı hardened in blood, had never failed onu eline alan ve a man who grasped it in hand berbat bir yolculuğa, and dared a terrible journey, düşmanca bir yerde savaşlara cüret eden. battles in a hostile place. Cesur şeyler yapacak olması This would not be the first time bir ilk olmayacaktı. it had gone to do brave work. Unferth, gücü büyük, Unferth, great of strength, hatırlamıyordu ne söylediğini did not remember what he had şarapla sarhoş olmuştu, lakin ödünç vermişti said, drunk on wine, but loaned silahını, daha iyi bir kılıç his weapon to a better sword savaşçısına: o kendisi warrior: he himself did not cesaret etmedi hayatını tehlikeye atmaya dare venture his life kötü dalgalar altında under the terrible waves gerçekleştirmek için bir yiğitlik. to perform a deed of valor. Orada kaybetti ününü, There he lost his fame, cesaret şöhretini. his renown for valor. Kendisini savaşa hazırlayan, This was not so for that other man, öbür adam için böyle değildi bu. he who prepared himself for war. Ecgtheow oğlu Beowulf, konuştu: Beowulf, son of Ecgtheow, spoke: "Hatırla, Hrothgar, Healfdene’in akrabası, "Remember, Hrothgar, kin of Healfdene, adamların altın dostu, bilge kral, gold friend of men, wise king, işte hazırım başlamaya, now that I am ready to start, konuştuğumuz şey için-- what we have spoken of-- eğer ben, hizmetindeyken, if I, in your service, yitirirsem hayatımı, sen lose my life, that you olacaksın babamın yerinde. will be in position of my father. Koruyucusu ol savaşçılarımın, Be a protector of my warriors, yoldaşlarımın, eğer savaş alırsa beni. my comrades, if war takes me. Ayrıca, sevgili Hrothgar, Also, beloved Hrothgar, gönder bana verdiğin hazineyi send the treasure you gave me Hygelac’a, Geatlıların kralına, to Hygelac, king of the Geats, dikkatle seyrederken altın ve hazineyi, that he may perceive from the gold, böylece farkedebilir, beholding the treasure, faziletli bir yüzük veren bulduğumu that I found a virtuous ring giver eğlendiğimi onunla, yapabiliyorken. who I enjoyed while I could. Ve eski aile yadigarımı ver Unferth’e, And give Unferth my old heirloom, 190 benim şahane dalgalı kılıcımı my splendid wavy sword iyi bilinir insanlar arasında widely known among men sert kenarlara sahip olduğu. to have a hard edge. Yapacağım şerefli görevimi I will do my glory work Hrunting ile--ya da with Hrunting--or alacak ölüm beni. . ." death will take me. . ." Bu sözlerle With these words Geatlıların lideri, the chief of the Geats, beklemeden bir yanıt, waiting for no reply, cesurca çekti gitti. hastened with bravery. Kabaran su, aldı The surging water took savaşçıyı, ve bu the warrior, and it was iyi bir kısmıydı günün a good part of a day dibi bulmadan önce. before he found the bottom. O, korkunç ve hırslı, She who had fiercely guarded, cesurca savunan bu suları grim and greedy, that water elli yıldır, for a hundred half-years çabucak gördü bazı adamların quickly saw that some man yukarıda araştırdığını from above was exploring canavarların yuvasını. Ardından the monsters' home. Then düşman yakaladı savaşçıyı the enemy seized the warrior korkunç pençeleriyle, yine de in her horrid clutches, yet yaralanmamıştı--halkalı he was not injured--the ringed zırh korudu onu, ve kadın armor protected him, and she parçalayamadı ince zırhını could not break his mail shirt düşman pençeleriyle. with her hostile claws. Deniz kurdu taşıdı The sea wolf bore zırhlı savaşçıyı the armored warrior dipte yer alan down to her dwelling yuvasına aşağıya. Cesaretine rağmen, at the bottom. He could not, hakim olamadı despite his bravery, command silahlarına--birçok deniz canavarı his weapons--many a sea beast saldırdı ona savaş dişleriyle, harassed him with battle tusks, zırhını kesmeye çalışarak. trying to cut his armor. Ardından lider farketti Then the chief found kendisinin biriyle birlikte olduğunu that he was with someone düşman bir salonda. in a hostile hall. Zeminin saldırısı The flood's rush zarar veremezdi ona orada could not harm him there salonun çatısı yüzünden. because of the hall's roof. 191 Bir şömine ateşinin parlamasını gördü He saw a firelight shine göz alıcı bir parlaklıkta. in a brilliant flame. Sonra savaşçı gördü Then the warrior saw derinlerin canavarını, that monster of the deep, kudretli bataklık-kadınını. the mighty mere-woman. Çekti savaş kılıcını He swung his battle sword çabucak--çekinmedi-- quickly--he did not hold ve halkalı kılıcı back--and the ringed blade söyledi tamahkar bir savaş şarkısı sang a greedy war song kadının kafası üstünde. Fakat misafir on her head. But the guest farketti parlayan found that the flashing kılıcın onu acıtmayacağını, sword would not bite, zarar veremeyeceğini onun canına-- could not harm her life-- başarısız oldu keskin kenar gerekli olduğunda. the edge failed him at need. (dayanmıştı birçok dövüşe, (It had endured many çoğu kez kesmişti miğferleri combats, often slashed helmets ve mahvolmaya mahkum savaş giysilerini. . . and fated war garments. . . Bir ilkti bu This was the first time kıymetli hazinenin that precious treasure başarısız olması ihtişamında.) failed in its glory.) Lakin Beowulf azimliydi, But Beowulf was resolute, asla yavaşlamazdı yiğitlikte, by no means slow in valor, hala düşünüyordu gözüpek kahramanlıklarını. still thinking of daring deeds. Kızgın savaşçı fırlattı yere doğru The angry warrior threw süslerle kaplı the carved sword covered oymalı kılıcını, in ornaments, stiff and edged sert ve sivri demirden, in iron, to the floor ve güvendi güçlü and trusted in his powerful el tutuşuna. (İşte böyle yapmalı bir adam hand grip. (So must a man do istediğinde sonsuz şöhret when he wishes for enduring savaşta: yapamazdı fame at war: he cannot Geatlıların lordu The lord of the Geats kederlenmedi savaşta did not grieve at the battle ama tuttu Grendel'in anasını but seized Grendel's mother omzundan. by the shoulder. İşte şimdi öfkelenmişti Now he was enraged ve fırlattı ölümcül hasmını and flung his deadly foe yere doğru. to the ground. Çabuk karşılık verdi kadın She paid him back quickly kızgın pençeleriyle ve with angry claws and yakaladı karşısındaki adamı. clutched him against her. O anda At that moment 192 savaşçıların en güçlüsü the strongest of warriors zayıflık hissetti kalbinde: felt sick at heart: yere yıkıldı. Oturdu kadın he fell. She sat yurdundaki misafirinin üstüne on her hall guest ve çekti bir hançer, and drew a dagger, enli ve kahverengi kenarlı-- wide and brown-edged-- öcünü alacaktı oğlunun, she would avenge her son, tek evladının. her only offspring. Omzunun üstünde vardı On his shoulder lay ince dokuma zırh. the woven mail shirt. Korudu yaşamını, It protected his life, direndi girişine withstood the entrance sivri ucun ve keskin kenarın. of point and edge. Beowulf, Ecgtheow’un oğlu, Beowulf, son of Ecgtheow, Geatlıların şampiyonu, champion of the Geats, ölmüş olacaktı would have perished then bu geniş dipte under the wide ground sahip olmasaydı zırhına, had not his armor, sert savaş örgüsüne, yardım etti his hard war net, helped ona (ve Kutsal Tanrı, sebep olan him (and Holy God, who savaş zaferine). brought about war victory). Göklerin bilge hükümdarı The wise ruler of the skies adalete karar verdi kolayca decided justice easily when Beowulf tekrar ayağa kalktığında: Beowulf stood up again: orada silahlar arasında there among the weapons gördü zaferle kutsanmış bir kılıç, he saw a victory-blessed sword, eski bir kılıç, yapılmış devler tarafından an old sword made by giants güçlü kenarları olan, savaşçıların with strong edges, the glory medar-ı iftiharı. O kılıç of warriors. It was silahların en üstünüydü, the choicest of weapons, güzel ve haşmetli, good and majestical, devlerin eseri, lakin the work of giants, but daha büyüktü herhangi bir adamın larger than any other man savaş sporuna taşıyabileceğinden. could carry to battle sport. Danimarkalılar için dövüşmüştü, He who fought for the Danes, vahşi ve kılıç zalimi, fierce and sword grim, yaşamdan umutsuz, despairing of life, kavradı zincir yarası kabzasını, seized the chain-wound hilt, çekti halkalı kılıcı, drew the ringed sword, ve kızgınca savurdu -- and angrily struck-- Kavradı kadının boynunu sertçe It grasped her neck hard ve kemik halkaları kırıldı. and her bone rings broke. 193 Kılıç girdi The blade entered uğursuz bedene. the fated body. Düştü kadın yere. She fell to the ground. Kanlıydı kılıç, The sword was bloody, ve savaşçı memnun oldu and the warrior rejoiced yaptığı şeyden. in his work. Aniden ışık parladı, Suddenly light glittered, içeride canlanan bir ışık, a light brightened within, gökyüzünün kandili kadar as bright and clear as parlak ve aydınlık. the candle of the sky. Baktı binanın çevresine, He looked around the building, yürüdü duvarlar etrafında. walked around the walls. Kaldırdı kılıcını sertçe He raised the weapon kabzasından tutarak-- hard by its hilt-- Beowulf kızgın ve kararlıydı. Beowulf was angry and resolute. Keskinlik yararsız değildi The edge was not useless savaşçı için--Danimarkalılara to the warrior--he wished yaptığı birçok saldırı için to requite Grendel for diledi karşılığını vermeyi the many attacks he Grendel’e, had made on the Danes, çok daha fazlasını much more often tek bir seferden, than on one occasion, uykusunda katlettiğinde when he had slain Hrothgar'ın konuklarını. Hrothgar's guests in their sleep. Onbeş Danimarkalıyı Fifteen Danish men yalayıp yuttuğunda, onlar uyurken, he devoured while they slept, ve taşıdığında bir o kadarını, and carried as many away, iğrenç ganimet olarak. Vahşi hideous booty. The fierce şampiyon verdi ona ödülünü: champion paid him his reward: Beowulf gördü Grendel’i hareketsiz, Beowulf saw Grendel in rest, yorulmuş dövüşmekten, worn out with fighting, Herot’taki savaşta lifeless from the hard wounds aldığı sert yaralardan he had gotten in battle cansız. Ceset parçalandı at Herot. The corpse yediğinde o darbeyi split when it suffered ölümden sonra-- that blow after death-- sert kılıç çarptı. the hard sword stroke. Beowulf kesip ayırdı kafayı. Beowulf cut off the head. 194 --Bu esnada, Yukarıda-- --Meanwhile, Up Above-- Hrothgar’ın yanındaki bilge adamlar The wise men with Hrothgar gördüler kabaran suyun kanla karıştığını. Ak saw the surging water mingled saçlılar konuştu with blood. The old gray-hairs birlikte, söyleyerek spoke together, saying beklemediklerini ünlü prensin they did not expect the famous zaferi kazanacağını. prince to be victorious. Çoğuna göre deniz kurdu To many it seemed the sea wolf yok etmişti onu. had destroyed him. Ardından öğle vakti oldu Then came noon of the day ve ayrıldı yiğit Danimarkalılar and the valiant Danes left uçurumdan. Kral gitti evine. the bluff. The king went Misafirleri oturdu home. His guests sat down yürekten üzgün sick at heart ve izlediler bataklığı. and stared at he mere. Dilediler, ama umut etmediler, They wished, but did not hope, göreceklerini tekrar that they would see sevgili lordlarını. their dear lord again. O Esnada Mağarada Back in the Cave Kılıç, kan yüzünden, The sword, because of the blood, solmaya başladı--bir buz saçağı. began to fade--a battle icicle. Şaşılacak şeydi bu doğrusu: That was some wonder: tamamen eridi, it all melted, tıpkı bir buz gibi just like ice -- zaman ve mevsimler üzerinde when the Father-- gücü olan-- Tanrı who has power kayışları gevşettiğinde over times and seasons-- ve çözdüğünde loosens the bands dalga iplerini. and unwinds the wave ropes. (İşte budur Gerçeği Yaratan.) (That is the True Maker.) Geatlıların lideri The leader of the Geats almadı daha fazla hazine took no more treasures meskenden, from the dwelling, kafa ve hazineyle though he saw many, süslenmiş kılıç kabzası except for the head haricinde, her ne kadar and the hilt decorated gördüyse de bir çoğunu. Kılıç with treasure. The blade erimişti. . .süslenmiş had melted. . .the kılıç yanıp kül oldu -- ornamented sword burned up-- çok sıcaktı kan, so hot was the blood, çok zehirliydi yabancı so poisonous the alien 195 ruh, burada ölen. spirit who died there. Daha sonra yüzmeye başladı; Soon he was swimming; ölmüştü düşmanı kavgada. his enemy had fallen in fight. Suyun yüzeyine doğru yüzdü -- He swam up through the water-- kabaran sular temizlendi, the surging waters were purged, tüm genişlik yayıldı, all the broad expanse, yabancı ruh verdiğinde when the alien spirit yaşamını gave up her life days bu ödünç dünyada. on this loaned world. Beowulf Çıkagelir Beowulf Comes Up Geldi sonra karaya Came then to the land denizcilerin lideri, the chief of the sailors, cesurca yüzerek. Keyiflendi boldly swimming. He rejoiced deniz ganimetine, in the sea-booty, yanına aldığı the mighty burden of things büyük yüklere. he had with him. Adamları koşturdu ona doğru, His men rushed toward him, şükrederek Tanrı’ya, onu sağ gördükleri thanking God they saw him için. Miğferi ve zırhı safe. The helmet and armor çabucak çıkardılar were quickly loosed from güçlü adamdan. Göl sakinleşti, the strong man. The lake bulutlar altındaki su, grew calm, the water under boyandı kanla. the clouds, stained with blood. Ayrıldılar oradan They went from there ormanlık patikaları kullanarak on the forest paths içleri mutlu. glad in mind. Cesur adamlar ölçtüler The brave men measured iyi bilinen yolu the well-known road taşıyarak kafayı bearing the head göl kayalıklarından from the lake cliff zorlukla-- with difficulty-- Dört adam gerekti it took four men taşımak için altın salona to bear the spear shaft mızrak sapını with Grendel's head geçirilmiş Grendel’in kafasına. to the gold hall. Ondört cesur The fourteen brave cengaver Geatlı yürüdü war-like Geats marched doğruca salona straight to the hall aralarında gururlu with the lord of men 196 adamların lorduyla. proud among them. Çayırlığı geçti, He crossed the meadow, ardından girdi içeri, then came inside, selamlamak için Hrothgar’ı, the prince of warriors, savaşçıların prensi, the man of daring deeds, yiğit kahramanlıkların adamı, honored with glory, şerefle onurlanmış, a hero in battle, savaşta bir kahraman. to greet Hrothgar. Taşıdılar Grendel’in başını They carried Grendel's head saçından tutarak zemine doğru by its hair onto the floor adamların içtiği yere-- where the men were drinking-- berbat bir görüntü a terrible sight before savaşçıların ve yanlarındaki kadınların the warriors and the women önünde, şaşılacak bir görüntü. with them, a wondrous sight. Adamlar baktı ona. The men looked at it. Ecgtheow oğlu Beowulf konuştu: Beowulf, son of Ecgtheow, spoke: "Dikkatle bak, Healfdene’in oğlu, "Behold, son of Healfdene, Danimarka Lordu--getirdik sana Lord of the Danes--we have brought zevkle, burada gördüğün, you with pleasure this sea booty, bu deniz ganimetini, as token of glory, şeref hatırası olarak. which you see here. Zorla kaldım hayatta I hardly survived su altındaki savaşta, the battle under the water, uğraştım bu görevle engaged in that deed zorlukla. Savaş with difficulty. The battle bitecekti çabucak would have ended quickly eğer ki korumasaydı beni Tanrı. if God had not protected me. Ne de başarabilirdim herhangi birşey Nor could I accomplish anything Hrunting ile, o güçlü silahla, with Hrunting, that strong ama insanoğlunun hükümdarı weapon, but the ruler of men bağışladı bana görmeyi granted me to see güzel eski ve kudretli bir kılıcı a beautiful old mighty sword duvarda asılı duran. hanging on the wall. Çoğu zaman korur bir adamı He often guides a man arkadaşlarından yoksun olan. devoid of friends. Çektim bu silahı, I drew that weapon, kestim bu savaşta cut in that conflict oranın gardiyanlarını the house guardians fırsatı görünce. when I saw the chance. Bu süslü kılıç yanıverdi That ornamented sword burned kan fışkırdığında. up as the blood sprang. Alıp getirdim kabzayı I carried the hilt away 197 düşmanlardan. from the enemies. Cinayetler, The deeds of crime, Danimarkalıların katledilmesi, the slaughter of the Danes, alındı bunların öcü has been avenged çünkü olması gereken de buydu. as it was right to do. Söz veriyorum sana I promise you sen ve savaşçıların that you and your warriors uyuyabilir Herot’ta may sleep in Herot kaygıdan uzak free from care ve her savaşçısı and every warrior kabilenin, of your tribe, yaşlıları ve gençleri-- old men and young-- gerek yok artık, you need not, Danimarka Prensi, Prince of the Danes, korkmanıza onlardan, fear for them, savaşçılarınızın ölümünden death of your warriors şu andan itibaren from that side önceden olduğu gibi." as you did before." Ardından altın kabza, Then was the golden hilt, devlerin antik eseri, the ancient work of giants, verildi ellerine given to the hand yaşlı savaşçının, of the aged warrior, kırlaşmış savaş liderinin. the gray war leader. Kabzanın mülkiyeti, The possession of it, demircilerin harikulade yapıtı, the wondrous work of smiths, geçti, ölümünden sonra passed, after the deaths şeytanların, Danimarka kralına. of demons, to the king of the Danes. Zalim kalpli yaratık, When the grim-hearted being, Tanrı’nın düşmanı, cinayet günahkarı, God's adversary, guilty of murder, ve de annesi, left this world, bu dünyadan ayrıldığında, and his mother also, Kuzey diyardaki the hilt passed hazineyi dağıtan, into the power of the best denizler arasındaki of the world's kings dünya krallıklarının between the seas en iyisinin who dealt out treasure eline geçti kabza. in the Northland. Hrothgar inceledi kabzayı, Hrothgar examined the hilt, eski antikayı, the old heirloom, üzerinde yazıyordu on which was written antik rüniklerle in ancient runes tufanın hikâyesi, the story of the flood hızla akan deniz which with rushing sea 198 katletmişti dev ırkını slew the race of giants korkunç acılarla. with terrible suffering. Bir ırk ki, yabancı olan That was a race foreign Ebedi Hükümdar’a. to the Eternal Lord. Herşeye Kadir Olan, verdi onlara The Almighty gave them son bir ödül a final reward through suyun dalgalarıyla. the water's surging. Ayrıca kılıç muhafazasında Also on the sword guard altınla parlayan bright with gold yazılıydı kesin olarak -- was rightly written-- rünik harflerle in rune letters, süslenmişti ve söylüyordu -- set and said-- kim için yapılmıştı for whom the sword bu kılıç, had been wrought, kıvrımlı kabzasıyla this choicest of iron ve yılan süsleriyle with twisted hilt bu seçkin demir. and snake ornaments. Hrothgar Bir Savaşçının Nasıl Olması Hrothgar Expounds On How To Be A Gerektiğini Açıklar Good Warrior Ardından bilge kişi, Then the wise one, Healfdene’in oğlu, konuştu son of Healfdene, spoke (herkes sus pus olmuştu): (all were silent): "İşte, bu söyleyebilir "Lo, this he may say kimin doğruyu ve gerçeği yaptığını who does truth and right halkın arasında, among the people, hatırlar uzaktaki şeyleri, remembers things far distant, yaşlı bir muhafız: an old guardian: Bu doğuştan en iyi adamdır! This is the best-born man! Dostum Beowulf, My friend Beowulf, şöhretin biliniyor your renown is established geniş yolların ötesinde, beyond the wide ways, seninki tüm diğer ulusların üzerinde. yours over all the nations. Sağlam tut onu, Hold it steady, kudret, aklın bilgeliğiyle. might with mind's wisdom. Sürdüreceğim I shall carry out dostluğumu tıpkı my friendship as daha önce ikimizin konuştuğu gibi. we two spoke before. Kanıtlayacaksın You shall prove kalıcı bir ferahlamayı a long-lasting relief halkına, to your people, savaşçılara yardımı. a help to fighters. Heremod öyle değildi Heremod was not so 199 Ecgwela’nın soyuna, to the offspring of Ecgwela, şerefli Danimarkalılar. the honorable Danes. Yardımlarına değil He waxed not to their help katliamlarına kızdı, but to their slaughter, Danimarka halkının for the destruction yıkımı için. of the Danish people. Öfkeliydi, öldürdü Enraged, he cut down sofra dostlarını, his table companions, samimi arkadaşlarını, his bosom friends, yürüyene kadar tek başına, until he went about alone, hayatın zevkinden uzak away from the joy of life insanlar arasında, kötülüğüyle nam salmış among men, a notorious bir prens, her ne kadar Herşeye Kadir Tanrı prince, although Almighty God artırmışsa da gücünü, had raised his strength, geliştirdi onu tüm insanların üzerinde. advanced it over all men. Ruhu, kalbi, His spirit, his heart, kana susadı gittikçe. grew blood thirsty. Vermedi hiçbir yüzük He gave no rings şan şeref peşindeki Danimarkalılara. to Danes who pursued glory. Neşesiz ilerledi, Joyless he went on, kalıcı bir dertle uğraşarak. struggling on as a long-lasting Bundan bir ders al affliction. Learn from this ve anla erkekçe erdemleri. and understand manly virtues. Ben, kışları yaşlı ve bilge, I, old and wise in winters, söylüyorum sana bunu tell you this senin iyiliğin için. for your sake. Harikadır söylemek It is wonderful to say kudretli Tanrı’nın how mighty God through bilgeliği ve yüce kalbiyle His wisdom and large heart nasıl dağıttığını arazi ve rütbe distributes land and rank insan ırkına. to the race of men. O herşeyi yönetir. He controls all. Bazen sevgi dışında Sometimes out of love verir kişiye bilgelik, He gives a man wisdom, büyüklük akrabaları arasında, great among his kin, bir yuva verir ona, gives him a home, dünyanın neşesi, the joy of the earth, verir ona hakimiyetini gives him control bir kale dolusu adamın, of a fortress of men, dünyada geniş bir krallık, a wide kingdom in the world, böylece kişi so that the man akılsızlığıyla in his un-wisdom düşünmez sonu. does not think about the end. Yaşar bolluk içinde; He lives in plenty; ne hastalık ne de yaşlanma neither disease nor age 200 olur derdi; live with him; bulanmaz zihni his mind is not darkened kötü endişelerle, with evil worries, ne de düşmanlık nor does enmity getirir bir savaş. bring about war. Tüm dünya All the world uyuverir arzusuna-- turns to his will-- bilmez kötüyü-- he does not know worse-- ancak büyür işte o zaman kibir; but then arrogance grows; ruhunun muhafızı the guardian of his soul uykuya dalar. Çok ağırdır sleeps. That sleep is o uyku, bağlıdır felakete, too heavy, bound with affliction, ve yakındadır katil and the killer very near yayını çeken who shoots his bow kötü niyetle. with evil intent. Sonra vurulur Then he is hit kalbinden, in the heart, zırhının altında, beneath his armor, acı bir okla -- with a bitter arrow-- koruyamaz kendisini he cannot guard himself lanetlenmiş ruhunun against the perverse commands aksi buyruklarına karşı. of his accursed spirit. Ardından, sahip olduğu büyüklük Then what he has long held çok küçük görünür; zihni öfkeli, seems too little; angry-minded, gıpta eder, asla vermeyerek gururla he covets, never proudly giving altın yüzükler, ve unutur gold rings, and he forgets ve inkar eder gelecek halini and neglects the future çünkü Tanrı, İhtişam Hakimi state because God the Ruler vermiştir ona of Glory has given him oldukça büyük onurlar. a great deal of honors. Sonunda meydana geldi In the end it comes to pass ödünç olan bu vücutta that the body, on loan, çöküş, yenik düştü kaderine. Bir başkası, declines, falls fated. Another, umursamazca dağıtan who recklessly dispenses hazineyi, dehşet içinde treasure, one who does not elinde tutmayan kişi, ele geçirir hold it in terror, seizes savaşçının antik eşyalarını. the warrior's ancient possessions. Sevgili Beowulf, savaşçıların en iyisi, Beloved Beowulf, best of warriors, koru kendini bu günahkarlık protect yourself against that karşısında ve seç daha iyi, wickedness and choose better, sonsuz meclisleri. Kulak verme eternal councils. Do not heed kibire, meşhur şampiyon! arrogance, famous champion! Artık ünlüdür gücün. . . Now is your strength famous. . . bir süreliğine. Sonrasında for awhile. Soon after bu hastalık, it shall happen that disease, 201 ya da kılıcın keskin kenarı, or the sword's edge, shall kesip atacak gücünü. cut off your strength. Ya da belki ateşin kucaklaması, Or maybe the fire's embrace, ya da tufanın patlaması, or the flood's welling, ya da kılıcın kavraması, or the grip of the sword, ya da okun uçuşu, or the arrow's flight, veyahut korkunç çağ. . . Parlak gözler or dire age. . . Bright eyes küçülür ve kararır. do diminish and go dark. Doğrudan gelen ölüm hakkından gelecek Straightway death will overpower you, savaşçı. Bu yüzden yönettim bulutlar altında warrior. müreffeh Danimarkalıları elli yıldır, Thus I have ruled under the clouds ve savaşla korudum onları the prosperous Danes a hundred half- birçok ulusa karşı years, bu orta dünya boyunca and by war have protected them mızraklarla ve kılıçlarla, against many nations bu yüzden cennetin düzlüğünde throughout this middle earth düşünemiyorum hiçbir düşman. with spears and edges, İşte, bir aksilik geldi başıma-- so that under heaven's expanse evimde-- üzüntü neşeden sonra, I could think of no enemies. eski düşman Grendel Lo, a reverse came to me-- saldırdığında. Sürekli olarak in my home--sadness after joy erteledim endişeyi bu ziyarette. when the old adversary Grendel Bu yüzden, şükür olsun Yaratıcıya, invaded. I have continually Sonsuz Hükümdara, carried worry over that visitation. eski kapışmadan sonra Therefore, thanks to the Creator, gözlerimi bu kanla kaplı kafaya dikmem için the Eternal Lord, that I have beni sağ bıraktı! remained in life to gaze with Git şimdi masana, my eyes at the blood-stained head ye iç neşeyle, sen after that old contention! savaşta ünlü olan. Go now to your seat, Hepimiz paylaşacağız feast in joy, you who are birçok hazineyi distinguished in battle. sabah olmadan önce." We shall share a great many treasures Sevinçliydi içinden Geatlı, before morning comes." hızlıca ararken masasını bilge kişinin buyurduğu gibi. The Geat was glad in mind, Ardından tekrar ziyafet quickly seeking his seat hazırlandı, önceki gibi, as the wise one bade. salonda oturan Then again was the feast cesur kişiler için. prepared, as before, for the courageous ones sitting Gecenin miğferi karardı, in the hall. savaşçıların üzerinde karanlık. Tüm adamlar ayağa kalktı. The helmet of night turned black, 202 Ak saçlı olan, dark over the warriors. yaşlı Danimarkalı, The men all arose. gidecekti yatmaya. The gray-haired one would seek his bed, Memnun etti Geatlıyı, the old Dane. güçlü kalkan savaşçısını, dinlenmek zorunda olması. It pleased the Geat well, Bir salon savaşçısı yol gösterdi the strong shield warrior, evinden uzak olan adama, that he should have rest. hizmet ederek incelikle, A hall warrior guided her isteğine savaşçının. Böyleydi the man who was far from home, bir denizcinin bekleyebileceği tending to every courtesy, every bu günlerde. need of the warrior. Such Yüce gönüllü kişi dinlenmeye çekildi sonra.. in those days could Salon ulaştı yükseğe, a sea-fairer expect. kubbeli ve süslü altınla. The great-hearted one then rested. Misafir dinlendi içeride The hall reached high, siyah kuzgun söyleyene kadar vaulted and adorned in gold. cennetin neşesini The guest rested within mutlu bir yürekle. until the black raven Sonra geldi parlak ışık, told heaven's joy gölgelerin üzerine telaşla. with a happy heart. Then came the bright light, Savaşçılar acele etti, hastening over the shadow. halkına dönmeye istekli. The warriors hurried, Cesur ruh gitti gemisine. eager to go back to their people. The bold of spirit sought his ship. 203 -- Beowulf Kral Olur / Ejderha --Beowulf Becomes King/The Dragon Saldırır -- Attacks-- Daha sonra gerçekleşti, Later it happened, Hygelac’ın, savaş fırtınasında after Hygelac fell yenilmesinden sonra, in the storm of war, ve oğlu, Heardred’in de, and his son, Heardred, onun koruması altında yenilmesiyle, fell too under his shield, kılıçla öldürülmesinden sonra killed by the sword dövüşürken İsveçlilerle, fighting the Swedes, tüm krallık geçti that the broad kingdom Beowulf'un eline. came into Beowulf's hand. İyi muhafaza etti, yönetti He held it well, ruled elli kış; yaşlı bir fifty winters; he was diyar muhafızıydı o. an old land guardian. Sonra, karanlık gecelerde Then in the dark nights bir ejderha saltanat sürmeye başladı, a dragon began to rule, bir hazineyi koruyan, he who guarded a hoard, fundalığın tepesinde a steep stone burial mound dik kaya define höyüğünü. high on the heath. Bir patika gidiyordu altına A path led underneath insanlara yabancı. unknown to men. Lakin emin bir adam But a certain man rastladı ona, stumbled on it, barbar definesine, into the heathen hoard, ve aldı bir kupa, and took a cup, büyük, süslü bir hazine. a large, decorated treasure. Ejderha saklamadı The dragon did not hide bu iş hakkındaki fikrini; his opinion of that deed; komşu halk the neighboring people çabucak öğrendi öfkesini. quickly learned his anger. Lakin hırsız, But the thief did not kendi rızasıyla of his own accord yağmalamadı hazineyi: plunder the treasure: ihtiyaç zorladı onu, he was driven by need, adaletten firari. a fugitive from justice. Kaçarak düşman felaketlerden Fleeing hostile blows bir sığınma ihtiyacıyla, and in need of a roof, günaha girdi, he stumbled in, şanssız bir adam. a man distressed. Çok şaşırdı He was amazed at what gördüklerine--değerli bir he saw--a precious 204 define, kupalar ve silahlar. hoard, cups and weapons. Çok fazla antik hazine There were many such vardı bu toprak ancient treasures in evde, eski günlerde that earth house, for bir adam saklamıştı in the old days a man zenginliklerini bir soylunun, had hidden the riches burada ölmekte olan kabilenin. of a noble, dying tribe there. Sonuncuydu; ölüm He was the last; death aldı geri kalanları. had taken the rest. Sağ kalan bu yalnız adam, bilerek That lone survivor, knowing ölümün yakın olduğunu, ağladı death was near, mourning yitik dostlarına, saklayarak his lost friends, kept tüm bu hazineleri kimsesiz. those treasures all alone. Deniz kenarındaki mağara, The cave stood near the sea, korundu gizli büyülerle. protected by secret spells. Taşıdı hazineleri içeriye, He bore the treasures inside, büyük ve değerli istif a huge and worthy hoard işlenmiş altından. Dedi ki, of worked gold. He said, "Sakla şimdi, Dünya, "Hold you now, Earth, what savaşçıların yapamadığını. İşte, warriors could not. Lo, senden ilk kez alınmış olan. from you first it was taken. Savaş Ölümü aldı halkımı; War-Death has seized my people; taşıyamadı hiçbiri bir kılıç, none of them can bear a sword, tutamadı işlemeli bir kupa. hold an ornamented cup. They Gittiler başka bir yere. Şimdi have gone elsewhere. Now shall sert miğfer ve onun altın the hard helmet and its golden süsleri yitip gitti. Sahipleri ornaments fall. Their owners uyuyorlar ölümde, onlar ki sleep in death, those who giyerlerdi savaş maskeleri bir zamanlar. Bu once wore the war-mask. So yüzden zırhlıydı, it is with the coat of mail, çarpışan kalkanların arasında kalan, which stood amid crashing shields, uzak tutan demirin acısını: held off the bite of iron: uzanır, parçalara ayrılarak, it lies, falling to pieces, tıpkı ona sahip olan savaşçı gibi. like the warrior who owned it. Bir daha asla bu zırh gitmeyecek Never again will that armor uzaklara, bir savaş liderinin üzerinde travel far on a war chief kahramanların tarafında. by the side of heroes. Hiçbir neşe yok bu şarkıda, There is no joy in the song, hiçbir zevk harpta. no pleasure in the harp. Hiçbir atmaca süzülmüyor salon üzerinde. No hawk sweeps over the hall. Hiçbir at dört nala koşmuyor avluda. No horse gallops in the courtyard. Ölüm uğurladı birçok adamı." Death has sent off many men." Bu yüzden, içinde keder, Thus, sad in mind, 205 feryat etti kederine; he moaned his sorrow; sağ kalan adam tek başına gitti the lonely survivor moved gündüz ve gece üzüntüyle, day and night in sadness ölüm baskını until the flood of death kabarana kadar yüreğinde. surged into his heart. Ejderha Saldırır The Dragon Attacks Yanmakta olan, An old night-ravager, yaşlı bir gece intikamcısı, that one which, burning, arar bir gömülü höyük, seeks a burial mound, ateşi içine aldı the smooth dragon of malice gece uçmakta olan who flies by night kötülüğün sakin ejderhası, encompassed in fire, fark etti definenin found the hoard açık durduğunu. standing open. Toprak sakinleri korkan ondan çokça. Earth dwellers fear him much. Aramalı bir define He must seek a hoard toprakta, böylece burada, in the earth, where, kışları yaşlı olan, old in winters, he koruyacak kafirlerin will guard heathen altınını, her ne kadar gold, though he gains geçmese de eline hiçbir şey. nothing from it. Böylece halkın düşmanı, So that foe of the people, fazlasıyla güçlü, exceedingly powerful, korudu mağarayı guarded the cave üç yüz kış boyunca three hundred winters bir adam gelip de until a man yüreğini öfkelendirene, angered his heart, barış istemek için took a cup efendisine to his master bir kupa alana kadar. asking for peace. Barış bahşedilmişti: Peace was granted: Lord inceledi the lord examined kupayı, insanların the cup, the ancient eski eserini. work of men. Böylece soyuldu define, So was the hoard robbed, yağmalandı bir hazine. ransacked of a treasure. Ejderha uyandı, The dragon awoke, ve kavga geldi: and strife came: it kokladı taşları, buldu sniffed along the stones, davetsiz bir misafirin ayak izlerini. found an intruder's footprints. 206 Hırsız adımlamıştı The thief had stepped sinsi ustalıkla with insidious craft ejderhanın başının yanını. near the dragon's head. (Bu sebeple lanetlenmemiş bir adam (Thus may an undoomed man kurtulabilir tehlikeden survive danger eğer Kadiri Mutlak if the Almighty onun tarafını tutarsa.) holds him in favor.) Define-koruyan aradı The hoard-keeper sought hevesle yerleri, eagerly along the ground, bakındı looked for the man uykusunda onu who had robbed him soyan adamı. while he slept. Öfke ve şiddetle dolanmıştı adam Hot and fierce he moved mağara civarında. about the cave. He Tamamen dolandı went completely around boş arazide lakin the wasted place but yoktu orada kimse. no man was there. Dövüşmeye istekli, Eager for battle, he mağarayı arayarak turned and turned again tekrar tekrar döndü, searching the cave, fakat altın kupa gitmişti. but the golden cup was gone. Endişeyle bekledi Anxiously he awaited gecenin çökmesini; the fall of night; öfkeliydi, mağarayı-koruyan enraged, the cave-keeper alacaktı ateşle öcünü would with fire avenge kayıp kupanın. the loss of his cup. Gün bittiğinde, When the day was gone, ejderhanın istediği şekilde, as the dragon wanted, beklemedi daha fazla, he no longer waited, lakin gitti aleve, but went in flame, hazırlanmış ateşle. prepared with fire. Başlangıç korkunçtu The beginning was fearful diyardaki insanlar için, to people in the land, bitişte olduğu gibi: as was the ending: krallarına ölüm. death for their king. Ateş püskürttü iblis, The fiend spouted fire, yaktı parlak evleri -- burned bright houses-- Ateşin parıltısı kalktı ayağa, the glow of fire stood out, millete bir dehşet olarak. a horror to the people. O berbat gökte uçan That terrible sky-flier diledi hiçbir şeyi wished to leave 207 sağ bırakmamayı. nothing alive. Her yerde görüldü Near and far was seen ejderhanın zorbalığı, the dragon's violence, bu yok edicinin how that destroyer Geat halkından nasıl nefret ettiği ve hated and humbled the Geat aşağıladığı. Diyarın halkı people. The people of the land çevrilmişti ateşle. were enveloped in fire. Şafak vakti fırladı At dawn he darted geriye, mağarasına. back into his cave. Güvendi savaşına He trusted in his war ve mağarasına. and in his cavern. Lakin güven yanılttı onu. But trust was to play him false. Beowulf öğrendi dehşeti Beowulf learned the terror çabucak, hakikaten: quickly, in truth: Kabaran alevler the surging fires yaktı evini, burned his house, Geatlıların ziyafet salonunu. the mead hall of the Geats. Kederdi bu That was sorrow iyi adama, to the good man, kederlerin en büyüğü: the greatest of sorrows: bilge kral korktu the wise king feared Tanrı’yı öfkelendirdiği için, he'd enraged God, bozarak bir tanrı buyruğunu. broken a commandment. Kalbi sıkıştı His heart surged kasvetli düşüncelerle, with gloomy thoughts, bu değildi onun which was not bilindik tarzı. his usual way. Alev ejderhası yaktı The flame-dragon had burned insanların kalesini. the fortress of the people. Savaş kralı öğrendi intikamı. The war-king studied revenge. 208 -- Beowulf’un Saltanatını ve Ejderhaya --We Learn of Beowulf's Reign and Saldırmaya Hazırlandığını Öğreniriz -- he Prepares to Attack the Dragon-- O prens buyurdu That prince ordered demirden bir kalkan: an iron shield: iyi bilirdi he knew for a fact en iyi ahşabın, that the best wood, en iyi ıhlamur ağacının, the very best linden, ateşe karşı couldn't help yardım edemeyeceğini. against flame. İyi prens bekledi The good prince awaited son günlerini, the last of his days, dünyadaki yaşamının sonunu, the end of this world's life, ve onunla birlikte ejderhanınkini, and the dragon with him, önemli değildi ne kadar uzun no matter how long elinde tuttuğu hazineyi. he'd held the treasure. Beowulf hor gördü kalabalığı, Beowulf scorned a host, dev bir orduyu, a large army, gördüğünde ejderhayı; when he sought the dragon; ejderhayla savaştan he didn't fear korku duymadı; the dragon's war; güvendi kuvvetine he trusted his strength ve cesaretine çünkü and courage since he had sağ çıkmıştı birçok savaştan, survived many battles, savaş parıltılarının şimşeklerinden, the flashings of battle gleams, Hrothgar’ın şarap evinde since the time he'd cleared Grendel’in ailesiyle Hrothgar's wine-hall o nefret dolu ırkla, of Grendel's family, geçirdiği zamandan beri. that hateful race. Ne de daha küçük bir savaştı Nor was it a small battle Geat kralı, when the Geat king, halkın hükümdarı, that lord of the folk, Hygelac saldırdığında Frezya’ya Hygelac, attacked Fresland ve öldüğünde orada and died there kılıç içkileriyle, of sword drinks, silahlarla yere yıkıldığında. beaten down by weapons. Yine de oradan geldi Beowulf, Yet from that place Beowulf denize aşağıya, came, down to the sea, kollarında otuz savaş with thirty suits of battle kıyafetiyle, ve kuvveti in his arms, and in his strength yüzebilecek gibiydi. was able to swim. 209 Hetware sebep vermedi The Hetware had no cause neşeye askerleri arasında -- for joy among their soldiers-- kalkan taşıyanlardan few of those çok azı who carried shields terketti savaşı left that battle eve dönmek için. to seek their homes. Beowulf yüzdü engin suda, Beowulf swam the wide water, acınacak halde, tek başına, wretched, solitary, halkına döndü. back to his people. Orada Hygd, Hygelac'ın karısı, There Hygd, Hygelac's wife, sundu ona hazine offered him treasure ve krallık, and the kingdom, yüzükler ve de taht, rings and the throne, çünkü kadın because she did not güvenmiyordu kendi oğluna trust her son to keep them düşman orduya karşı korumasında. from foreign armies. Lakin Beowulf olmayacaktı But Beowulf would not hükümdar hiçbir sebep için for any reason be kralının oğluna karşı, lord over his king's son, bu yüzden korudu çocuğu, so he protected the boy, verdi ona iyi tavsiyeler gave him good council Heardred bir erkek oluncaya kadar. till Heardred became a man. Sürgün adamlar peşinden geldi Heardred’in, Banished men sought denizler üzerinden, Heardred over the sea, Othere’nin oğulları, sons of Othere, İsveçlilerin kralı; king of the Swedes; isyan etmişlerdi they had rebelled lordlarına karşı, against their lord, deniz krallarının en iyisine. the best of sea-kings. Bu Heardred'ın ölüm fermanıydı, That was Heardred's death-sentence, Hygelac’ın oğlunun: the son of Hygelac: bu adamları eğlendirirken for entertaining those men öldü kılıç darbeleriyle. he died of sword strokes. Sonra Ongentheow'un oğlu Then Ongentheow's son gitti evine, ve Beowulf left for home, and Beowulf elde etti hediye koltuğu, held the gift seat, hükmetti Geatlılara. ruled over the Geats. İyi bir kraldı. He was a good king. Öcünü aldı Heardred'in ölümünün He avenged Heardred's death sonraki günlerde, in later days, arkadaşı oluverdi became to the wretched Eadgils sefil Eadgils’in, destekledi a friend, supported Ohthere’nin bu oğlunu that son of Ohthere 210 engin denizin üzerinde over the wide sea adamlar ve silahlarla. with men and weapons. Soğuk bir yolculukta On a cold expedition he mahrum etti kral Onela’yı yaşamından. deprived king Onela of life. Bu yüzden Ecgtheow’un oğlu Thus had that son of Ecgtheow sağ çıktı her savaştan, berbat survived each battle, terrible savaştan, daha cesur işlerden, war, much courage-work, ejderhayla dövüştüğü until the day when güne kadar. he fought the dragon. Beowulf Ejderhayı Ziyaret Eder Beowulf Visits the Dragon Oniki öfkeli adam Twelve enraged men yaptılar ejderhaya bir ziyaret. paid the dragon a visit. Kral o zaman öğrendi The king had by then bu düşmanlığın nasıl ortaya çıktığını, learned how the feud arose, insanların bu ızdırabını: this affliction of men: onun eline geçmişti, to his possession had come, değerli kupanın mülkiyeti, through the hand of an informer, bir gammazcının elleriyle. the precious cup. Hırsız, bu kavganın sebebi, The thief, the cause of this göstermişti onüçüne, üzgün bir strife, made thirteen, a saddened esir, alçakça yolu. captive, abjectly showing the way. Arzusuna rağmen gitti He went against his will bu yer salonuna, to that earth-hall, savuran suyla the one he'd found kabaran denizin yanındakini near the surging sea, bulan kişi. by the tossing water. İçerisi doluydu The inside was full sanat eserleriyle. of works of art. Korkunç muhafız, The awful keeper, uyanık dövüşçü, alert fighter, tutmuştu bu altın hazineleri, held those gold treasures, uzun zaman yerin altında; old under the earth; hiç kimse bulamayacaktı kolayca. no man would buy them cheap. Cesur kral, The brave king, Geatlıların altın dostu, gold-friend of the Geats, oturdu burna sat down on the headland ve konuştu yoldaşlarıyla. and talked with his companions. Üzgündü, huzursuz, He was sad, restless, ve ölmeye hazır. and ready to die. Yakındı kader, That fate was near ki yaşlı adam which the old man 211 kucaklayacaktı onu. would greet. Ödülüne gidecekti, He would seek his reward, can bedenden ayrılırken; life from body parted; çok değildi not for long prensin ruhunun kalacak olması would the soul of the prince ete kemiğe bürülü. stay wrapped in flesh. Beowulf konuştu: Beowulf spoke: "Çoğu kez, gençken "Often in youth sağ kurtuldum I survived savaş fırtınasından, the storm of battle, savaş zamanı. the time of war. Hatırlarım bunların hepsini. I remember all that. Daha yedi yaşındaydım I was seven winters old babam beni götürdüğünde when my father took me halkın kralına. to the king of the people. Hrethal verdi bana hazine Hrethal gave me treasure ve ziyafet, hatırlatan akrabalığı. and feasting, remembering kinship. Nefret dolu değildim I wasn't more hateful ona karşı to him than any son evindeki herhangi bir evladına kıyasla-- in his house-- evlatlarının birine kıyasla-- than one of his children-- Herebeald, Haethcyn, ya da Hygelac’ım. Herebeald, Haethcyn, or my Hygelac. En yaşlıları, The eldest was, bir akrabanın işiyle, by a kinsman's deed, düştü ölüm döşeğine-- strewn on the bed of death-- Haethcyn devirdi lordunu Haethcyn struck his lord ve kardeşini, yayın attığı and brother with the arrow bir okla: ıskaladı işareti from a bow: missed the mark ve öldürdü akrabasını and killed his kinsman uğursuz bir okla. with a bloody arrow. Dövüşülemeyecek bir That was a feud that kan davasıydı bu. couldn't be fought. Usandırıcıydı yürek için: Weary it is to the heart: Prensin yaşamını kaybetmesi That prince lost his life . . .öcü alınmadı. . . .unavenged. Yaşlı bir adamın, That felt just as it does tıpkı kendi oğlunun for an old man to await darağacında sallanışını the swinging of his son beklemek gibi hissettirdi bu. on the gallows. Kederli bir türkü söylerdi He sings a mournful song oğlu astığında bir ziyafet when his son hangs kuzgunlar için a feast to ravens ve, yaşlı ve bilge olsa da, and, though old and wise, yardım edemez. he cannot help. 212 Her sabar hatırlar Every morning calls to mind bir başka yere yolculuğunu the journey of his son oğlunun-- baba to elsewhere--the father umursamaz diğer cares not to wait varisleri beklemeyi, for the other heirs kaçınılmaz bir ölüm üzerinden when he has, through kötülüğü tadacağı an unavoidable death, vakit geldiğinde. experienced an evil. Keder yuvada, Sorrow is in the home, şarap salonu terk edildi, the wine-hall abandoned, neşeden yoksun. bereft of joy. Biniciler uyuyor, The riders sleep, savaşçılar mezarda; warriors in the grave; arp şarkısı yok, there is no harp song, neşe yok sarayda. no joy in the court. Eskisi gibi değil şimdi. Not as there once was. Gelir sonra yataktan Comes then from the bedstead bir keder şarkısı. a song of sorrow. Ev ve tarlalar The house and fields görünür çok büyük." seem too large." Böyle anlattı Beowulf So Beowulf spoke Herebeald için olan of his sorrow acısını. for Herebeald. Bu cinayet için He could not arayamazdı intikam for that murder her ne kadar, seek revenge, faili olmasa da though the doer onun için kıymetli. was not dear to him. "Bu keder Hrethal’ın başına geldiğinde "When that sorrow befell Hrethal vazgeçti insanların neşesinden he gave up the joys of men ve seçti Tanrı’nın ışığını. and chose God's light. Bıraktı soyuna He left to his offspring bir ülke ve bir halk. a land and a people. Sonra peydah oldu suçlamalar Then were accusations suyun öte yakasından, across the water, şiddetli düşmanlık severe hostility Ongentheow’un from the war-like sons cengaver oğullarından. Onların, of Ongentheow. They would olmayacaktı hiçbir şeyi arkadaşlıktan yana, have nothing of friendship, lakin Hreosnaburg civarında but around Hreosnaburg planladılar korkunç bir katliam. planned a terrible slaughter. Akrabalarım aldı öcünü, My kinsmen avenged that, düşmanlığın ve cinayetin, the feud and crime, 213 bilindiği üzere, as is well known, her ne kadar biri ödemişse de canıyla, though one paid with his life, sıkı bir pazarlık: a hard bargain: Haethcyn için ölümcüldü savaş. for Haethcyn the battle was fatal. Ve duydum anlattıklarını And I've heard tell bir başka akrabanın nasıl how another kinsman saldırdığını katiline attacked his slayer kılıcın keskin kenarıyla; with sword's edge; Ongentheow aradığında Eofor’u When Ongentheow sought Eofor keşfetti miğferinin parçalandığını, he found his helmet split, düştü yere, savaş sırığı. fell down, battle pale. Karşılığını verdim Hygelac’a I repaid Hygelac göstermiş olduğu lütuflar için, for the favors he'd shown, araziler ve bir ev, lands and a house, parlak kılıcımla. with my bright sword. (Gerekmiyordu (He needn't look daha kötü bir adam araması). for a worse man). Tek başıma gittim cepheye, I went alone in the front, ve hep böyle de olacak, and will so ever, şimdiye dek bana iyi hizmet eden as long as this sword lasts bu kılıç dayandığı müddetçe. which has served me so well. Katiliydim Daghrefin’in, I was the killer of Daghrefin, Huga şampiyonunun. the Huga champion. Getirmedi hiçbir hazine He brought no treasures dönerken savaştan back from the battle Frizya kralına to the Frisian king lakin öldü dövüşte, but died in the fight, bu sancak muhafızı, that banner guardian, bir prens cesarette. a prince in bravery. Ne de benim kılıcımdı onun ölümü, Nor was my sword his death, ama avcumun kavrayışı but my hand grasp kırdı kaburgalarını, broke his bone-house, söktü dalgalanan kalbini. tore out his surging heart. Şimdi de kılıcın keskin kenarı, Now shall the sword's edge, eller ve sert kılıç, hands and hard sword, dövüşsün bu define üstünde." fight over this hoard." Sonra Beowulf yaptı son böbürlenmesini: Then Beowulf made his last boast: "Cesaret ettim birçok savaşa "I ventured many battles gençliğimde; şimdi, yaşlıyım, in my youth; now, old, arıyorum bir başkasını, I will seek another, tekrar deneyin şanlı işler try again for glorious için, eğer bu intikamcı tekrar deeds, if that avenger ortaya çıkacaksa." will come out." 214 Konuştu her bir He spoke to each cesur yoldaşına of his brave companions son defa: for the last time: "Kullanmayacaktım bir kılıç "I would not use a sword bu canavara karşı against this monster eğer dövüşebilseydim başka türlü, if I might otherwise fight, tıpkı Grendel’le yaptığım gibi. as I did with Grendel. Ama başka nasıl dövüşülür ateşle? But how else fight fire? zehirden bir nefesle? a breath of poison? Bu yüzden giyiyorum zırh ve kalkan. Therefore I wear shield and mail. Atmayacağım tek I will not back bir adım geri a step away bu define muhafızından. from that hoard-guardian. Biz ikimiz biteceğiz We two shall end kader nasıl buyurursa. as fate decrees. Cesurum zihnimde, I am brave in mind, o yüzden gideceğim savaş-uçucusuna so I go against the war-flyer gerekmeksizin in no need daha fazla böbürlenme. of further boasting. Sizler bekleyin tepede, You men wait on the hill, koruyun savaş teçhizatlarını protect the war-gear ve bakın, and see which will, ölüm koşturmacasından sonra, after the death rush, kim gelecek yara almadan. come away unwounded. Bu göreviniz değil, This is not your duty, ne de insanın elinde. nor in the power of man. Hiç kimse değil, ama ben No one but myself dövüşebilirim bu canavarla. can fight this monster. Lordunuz ya Your lord shall either kazanacak hazineyi win the treasure ya da kaybedecek hayatını." or lose his life." Savaşta cesur, kalktı ayağa sonra, The brave in battle arose then, götürdü kalkanını ve zırhını, bore his shield and mail, güvenerek gücüne trusting his strength taş kayalık altına. under the stone cliffs. (Bu korkağın tarzı değildir). (This is not the coward's way). 215 --Beowulf Ejderha İle Dövüşür -- --Beowulf Fights the Dragon-- Taş kemerden, He saw by the cave, bir selin aktığını-- he who had many virtues, bir ateş selinin aktığını he who had survived many times gördü mağaranın yanında, the battle flashes birçok erdeme sahip olan kişi, when troops rush together, çok kez kurtulan a stream running savaş şimşeklerinden, from the stone arch-- ordular birlikte saldırdığında. a stream of fire. Giremedi içeri He could not enter ejderhanın alevi yüzünden. for the dragon's flame. Beowulf kızgındı, Beowulf was angry, Geatlıların lordu, the lord of the Geats, esip gürleyen savaşta. he who stormed in battle. Bağırdı mağaraya doğru. He yelled into the cave. Hazine-koruyan farketti The hoard-keeper perceived bir insan sesi ve a man's voice and düşünmedi arkadaşlık didn't plan to ask kurmayı. for friendship. Alevler fırladı dışarıya Flames shot out taşların arasından, from among the stones, sıcak savaş-teri. hot battle-sweat. Yer zangırdadı. The ground dinned. Kahraman kaldırdı kalkanını The hero raised his shield dehşetli yabancıya karşı. against the dreadful stranger. Ardından sarılı şey Then the coiled thing girişti savaşa. sought battle. Savaşçı kral çekti kılıcını, The war king drew his sword, keskin kenarlarıyla an ancient heirloom antik yadigarını. with edges unblunt. Her biri niyetlendi Each of them intended korkutmaya diğerini. horror to the other. Cesur yürekli savaş prensi kalkı ayağa Stouthearted stood that war-prince kalkanını havaya kaldırarak, with his shield upraised, bekledi savaş kıyafetleri içinde. waited in his war-gear. Ejderha dolandı bir araya, The dragon coiled together, kaderine doğru yakarak, went forth burning, süzülerek ilerledi. gliding toward his fate. Kalkanı korudu His shield protected 216 yaşamını ve vücudunu life and body prensin umduğundan for a shorter time daha kısa bir süre. than the prince had hoped. Şan şeref bahşedilmemesi That was the first day savaşta, he was not granted ilk kez oluyordu bu. glory in battle. Geatlıların lordu The lord of the Geats kaldırdı kolunu, raised his arm, savurdu atadan kalma kılıcını struck the horrible thing korkunç şeye, with his ancestral sword, fakat kılıç dayanamadı: but the edge gave way: o parlak kılıç that bright sword çok az hasar verdi kemiğe bit less on the bone savaşçı kralın ihtiyaç duyduğundan. than the war-king needed. Bu vuruştan sonra After that stroke mağara muhafızı the cave-guardian girdi vahşi bir ruh haline. was in a savage mood. Fırlattı ölüm alevi-- He threw death-fire-- genişçe püskürttü widely sprayed savaş şimşeklerini. battle flashes. Geatlıların altın dostu The gold-friend of the Geats övünmüyordu zaferle. wasn't boasting of victory. Başarısız oldu savaş kılıcı, His war-sword had failed, ısıramadı yuvayı not bitten home olması gerektiği gibi, as it should have, ki bu kılıç her daim that iron which had olmuştu güvenilir. always been trustworthy. Hoş bir yolculuk değildi bu: This wasn't a pleasant trip: bu ünlü kral, Beowulf, that famous king, Beowulf, ayrılmak zorunda kalacaktı bu dünyadan, would have to leave this earth, gitmek zorunda kalacaktı, iradesine karşın, would have, against his will, bir başka yere. to move elsewhere. (Böyle vazgeçmeli (So must every man her erkek give up bu fani günlerden.) these transitory days.) Korkunç olanların It wasn't long before tekrar karşılaşmasının üzerinden the terrible ones çok zaman geçmedi-- met again-- Hazine-koruyan yüreklendirdi, The hoard-keeper took heart, fırlattı ateşini yeniden. heaved his fire anew. O, bir zamanlar bir ulusa hükmeden He who once ruled a nation kuşatıldı ateşle; was encircled by fire; dostlarından hiçbiri, no troop of friends, 217 güçlü prensler, strong princes, duramadı yanında: stood around him: kaçtılar ormana doğru they ran to the woods kurtarmak için canlarını. to save their lives. Yine de içlerinden birinin Yet in one of them kabardı kederli yüreği. welled a sorrowful heart. O ki iyi niyetli olan That true-minded one unutmadı akrabalığını. didn't forget kinship. Wiglaf derler ona, Wiglaf he was called, Woehstan’ın oğlu, the son of Woehstan, sevilen bir kalkan dövüşçüsü, a beloved shield-warrior, Scylfinglerin bir lordu, a lord of the Scylfings, Aelthere’nin bir akrabası. a kinsman of Aelthere. Gördü lordunu He saw his lord direnirken ateşe suffering from heat miğferinin altında. under his helmet. Hatırladı hediyeleri, He remembered the gifts, Waegmundingler arasında a rich home among zengin bir yuva, the Waegmundings, zengin miras, the rich inheritance, bir zamanlar babasının sahip olduğu. that his father had had. Wiglaf kendini tutamadı, Wiglaf could not refrain, ama kaptı kalkanını, but grabbed his shield, çekti antik kılıcını drew his ancient sword bilinen insanlar arasında that among men was known Eanmund’un, Othere’nin oğlunun, as the heirloom of Eanmund, yadigarı olarak. the son of Othere. (Eanmund, bir kavgadan sonra, (Eanmund, after a quarrel, öldürülmüştü Weohstan tarafından was killed by Weohstan keskin kılıçla. with the sword's edge. Weohstan oldu Weohstan became dostsuz bir sürgün. a friendless exile. Eanmund'un kendi akrabalarına To Eanmund's own kinsmen verdi parlak bir miğfer, he bore the burnished helmet, zincirden zırh, the ring-locked mail, eski bir kılıç, yapılmış devlerce. the old sword made by giants. Onela verdi Eanmund’a, Onela had given Eanmund that, savaş gereçlerini, the war-equipment, ve bahsetmedi and did not mention kan davasından, her ne kadar the feud, though his kardeşinin evladı öldürülmüşse de. brother's child was killed. Weohstan muhafa etti hazineyi Weohstan held the treasure yıllar boyunca, many years, 218 kılıcı ve zırhı, the sword and mail, oğlu yapana kadar until his son could kahramanlıklar do heroic deeds babasının yapmış olduğu gibi. as his father had done. Verdi savaş giysisini Wiglaf’a He gave the war-dress to Wiglaf ve harika birçok hazine, and a great many treasures, sonra ayrıldı bu dünyadan then departed this earth yaşlı yolculuğundan. old on his journey. Bu ilk değildi lakin But this was the first time genç şampiyon the young champion gitmişti savaş fırtınasına.) had gone into the war-storm.) Yenilmedi ruhu, His spirit did not fail, ne de yadigarı: farketti nor his heirloom: that ejderha bunu the dragon discovered dövüşte karşılaştıklarında. when they met in battle. Wiglaf konuştu bazı şeyler görev hakkında, Wiglaf spoke words about duty, söyledi yoldaşlarına keder içinde: said in sorrow to his companions: "Hatırlıyorum içki içtiğimiz "I remember the times zamanları ve nasıl we drank mead and how söz verdiğimizi lordumuza we promised our lord orada içki salonunda, there in the beer-hall, bize hediyeler veren adama, he who gave us gifts, vereceğiz karşılığını that we would repay tüm cömertliğinin, all his largess, miğferler ve sert kılıçlar, the helmets and hard swords, eğer ihtiyaç if the need zuhur olacaksa bir an için. should ever befall. Seçti en iyi adamlarını He chose his best men bu yolculuk için, for this expedition, verdi bize onur ve gave us honor and bu hazineleri çünkü these treasures because düşündü bizim en iyi olduğumuzu he considered us best mızrak dövüşçüleri arasında, among spear fighters, her ne kadar niyetlendiyse de though he proposed to işi tek başına yapmayı çünkü do the job alone because yapmıştı kahramanlıklar he had performed the most insanlar arasında en ünlü olan. famous deeds among men. İşte zamanı geldi Now has the day come lordumuz that our lord ihtiyaç duyuyor dövüşçülere, is in need of fighters, en iyi savaşçılar arasındaki. of good warriors. Haydi gidelim ona, Let us go to him, yardım edelim savaş liderine help the war-chief 219 bu korkunç ateşte. in this fire-horror. Tanrı bilir ya, benim için, God knows, to me, değerlidir lordum my lord means more kendi postumdan daha fazla. than my skin. Onunla birlikte With him I will kucaklayacağım ateşi. embrace the fire. Doğru değil It isn't proper çıkarmak kalkanları that we bare shields evimize dönerken back to our homes savunmadan önce before we can lordumuzu ve defend our lord öldürmeden düşmanı. and kill the enemy. Hak etmiyor He doesn't deserve tek başına acı çekmeye. to suffer alone. Biz ikimiz paylaşacağız We two shall share kılıcı ve miğferi, the sword and helmet, zırhı ve savaş giysisini." the mail and war-garment." Sonra Wiglaf ilerledi Then Wiglaf advanced ölüm dumanlarına doğru, through the death-fumes, giydi miğferini wore his helmet yardım etmek için efendisine. to help his lord. Şu sözleri söyledi: He spoke these words: "Sevgili Beowulf, hallet "Dear Beowulf, may you bu işi tamamen, accomplish all well, tıpkı gençliğinde yaptığın gibi, as you did in youth, anlatıldığını duyduğum gibi. as I have heard tell. Teslim etme Don't surrender the glory yaşamının şanını. Koru şimdi, of your life. Defend now, tüm gücünle, with all your strength, yaptığın cesurca şeyleri. your brave deeds. Yardım edeceğim." I will help." Bu sözlerin ardından After these words geldi ejderha kızgınca; the dragon angrily came; ürkünç ruh the terrible spirit tekrar saldırdı another time attacked kabaran alevlerle. with surging fire. Ateş dalgaları yaktı Fire waves burned Wiglaf'ın kalkanını Wiglaf's shield sapına kadar, down to the handle, zırhı beceremedi his mail could not korumayı protect the young genç mızrak savaşçısını. spear-warrior. 220 Eğildi akrabasının He ducked behind kalkanının ardına. his kinsman's shield. Sonra savaşçı kral Then the war-king hatırladı geçmiş yiğitlikleri, remembered past deeds, kuvvetlice savurdu kılıcını struck mightily with his sword böylece saplandı so that it stuck ejderhanın kafasına; in the dragon's head; Naegling, Beowulf’un büyük kılıcı, Naegling, the great sword of Beowulf, kadim ve ışıltılı, ancient and shining, kırıldı, başarısız oldu savaşta. broke, failed in battle. Kader bahşetmedi Fate had not granted that demir kılıcın yardımını. the iron sword would help. (Duydum ki Beowulf'un (I've heard that Beowulf's darbesi çok güçlüymüş swing was too strong herhangi bir kılıç için, for any sword, zorlarmış herhangi bir kılıcı, overstrained any blade, ne zaman götürse anytime he carried kanla sertleştirilmiş bir kılıç a blood-hardened sword savaşa.) into battle.) Sonra korkunç ejderha Then the terrible dragon saldırdı üçüncü kez, a third time rushed, sıcak ve merhametsiz. hot and battle-grim. Isırdı Beowulf'un boynunu He bit Beowulf's neck keskin dişlerle--Beowulf with sharp tusks--Beowulf ıslandı yaşamın kanıyla; was wet with life's blood; taştı kan, dalgalar halinde. blood gushed in waves. Sonra, duydum ki, Then, I've heard, Wiglaf gösterdi cesaret, Wiglaf showed courage, beceri ve yiğitlik, craft and bravery, doğasında vardı çünkü--gitmedi as was his nature--he went taht düşüncesiyle, not for the thought-seat, lakin saldırdı biraz hafifçe, but struck a little lower, yardım etti akrabasına helped his kinsman eli yanmış olsa da. though his hand was burned. Kılıç, parıltılı The sword, shining ve işlemeli, and ornamented, saplandı içeriye drove in so that böylece dindi ateş. the fire abated. Sonra kral hakim oldu Then the king controlled hislerine, çekti his senses, drew his 221 savaş kamasını, acı battle knife, bitter ve savaş keskinliğinde, and battle sharp, which taşıyordu zırhının içinde, he carried on his mail, ve kesti ejderhayı. and cut the dragon tam ortadan through the middle. Düşman düştü--güç The enemy fell--strength çekildi canından; had driven out life; iki akraba, birlikte, the two kinsmen, together, devirdiler düşmanı. had cut down the enemy. Böyle de yapmalı bir savaşçı. So should a warrior do. Son zaferiydi bu Beowulf'un; That was Beowulf's last victory; son yaptığı, bu dünyada. his last work in this world. 222 -- Beowulf’un Ölümü-- -- The Death of Beowulf-- Yara şişmeye ve The wound began yanmaya başladı, to swell and burn, zehir kaynadı, the venom seethed, şu içerideki zehir. that poison inside. Prens gitti The prince went oturdu duvar dibine, to sit by the wall, bilge adam oturdu yere the wise man sat down görmek için devlerin to look at the work eserini, taş direkler of giants held within üstünde duran yer evinin the earth-house standing içinde tutulan eseri. on stone pillars. Wiglaf yıkadı onu, Wiglaf bathed him, lordunu, his lord, yorulmuş savaşta, wearied in battle, ve çözülmüş miğferi. and unfastened his helmet. Beowulf konuştu, Beowulf spoke, yaralarına rağmen. despite his wounds. (İyi bilirdi (He knew well görmüştü bu dünyanın he'd seen the last neşesinin sonuncusunu, of this world's joys, hesaplamıştı that he'd numbered son gününü.) his last day.) "Şimdi vermeliyim oğullarıma "Now should I give my sons savaş kıyafetlerimi, my battle garments, lakin kader bahşetmedi bana but fate did not grant çocuk sahibi olayım. that I have sons. Hükmettim insanlara I ruled the people elli kış. fifty winters. Civar halklar arasından Not one king among bir kral bile the neighboring peoples cüret etmedi selamlamayı beni dared greet me bir kılıçla; with a sword; korkmadım hiçbirinden. I feared no one. Bekledim kaderimi güzelce: I awaited my destiny well: planlamadım asla bir kavga, never did I plot a quarrel, etmedim asla never did I swear adaletsiz bir yemin. an unjust oath. Zevk alırım bundan, I take joy in this, ölümcül bir yaraya rağmen. despite a mortal wound. İnsanoğlunun Hükümdarı The Ruler of Mankind suçlamayacak will not charge 223 öldürdüğüm için bir akraba that I murdered a kinsman canım ayrılırken when my life bu bedenden. departs this body. Hızlı git Wiglaf, Go quickly, Wiglaf, incele defineyi examine the hoard gri taş altındaki under the gray stone şimdi ejderha yatıyor orada now that the dragon lies uzanıyor bir yarayla, sleeping of a wound, hazinesinden yoksun. bereft of his treasure. Acele et ki Be in haste inceleyebileyim so that I may see antik hazineyi, the ancient treasure, inceleyebileyim may examine tuhaf taşları, the curious gems, ki böylece so that I may daha bir neşeyle vazgeçebileyim more cheerfully give up canımdan ve ülkemden." my life and country." Wiglaf acele etti Wiglaf hurried ayrılırken yaralı efendisinden, from his wounded lord, itaat etti yaralı savaşçıya, obeyed the battle-sick one, koşturdu zırhı üzerinde rushed in his mail mağaranın çatısı altında. under the cave's roof. Orada bir tahtın yanında There by a seat gördü cesur adam the brave young man saw birçok değerli mücevher, many precious jewels, parlayan altın yerde, shining gold on the ground, ve şaheserler and works of art duvarların üzerinde. on the walls. Orada ejderhanın mağarasında There in the dragon's den Wiglaf gördü kupaları Wiglaf saw the cups eski adamların, of ancient men, ele geçirilmiş takılarını. ornaments fallen. Miğferler vardı, There were helmets, eski ve paslı, old and rusty, ve birçok kolluk and many arm-rings beceriyle bükülmüş. twisted with skill. (Hazine, yerde altın, (Treasure, gold in belki kolayca the ground, may be easily ele geçirilebilirdi biri tarafından, seized by any man, saklardı yapacak olan.) hide it who will.) Wiglaf gördü tamamen altından Wiglaf saw a standard bir sancak all golden high hazinenin üstünde, over the treasure, 224 el işçiliğinin en iyisi, the greatest of hand-wonders, örülmüş el becerisiyle. woven with the skill of hands. Bir ışık parladı ondan, From it a light shone, aydınlattı tüm yeri lit all the ground böylece bakabildi so he could look tüm hazineye. over all the treasures. Sonra, duydum ki, Then, I have heard, yağmaladı hazineyi ve he rifled the hoard and doldurdu göğsüne into his bosom loaded devlerin kadim eserini -- the ancient work of giants-- kadehler ve tabaklar, goblets and dishes, ne bulduysa, whatever he chose, hatta altın sancağı. even the golden standard. Kılıç, keskin demir, The sword, the iron edge, öldürmüştü had carried off muhafızı the guardian who uzun bir zaman önce for a long while göğün ortasında carried surging fire kabaran ateşi taşıyanı. in the middle of the sky. Wiglaf telaşlıydı, Wiglaf was in haste, geri dönmeye istekli eager to return bu büyük hazinelerle; with these great treasures; korktu büyük ruhun he feared the great spirit ölmüş olabileceğinden might be dead uzandığı yerde. in the place where he lay. Hazineler With the treasure ellerinde in his hands buldu efendisini he found his lord kana bulanmış ve zayıf. bloody and weak. Yıkadı Beowulf’u He bathed Beowulf konuşabilene kadar, until he could speak, kelimeler dökülene kadar until words broke göğüs hazinesinden. from his breast-hoard. Kral, kederle yaşlanmış, The king, aged in sorrow, seyretti altını ve konuştu: beheld the gold and spoke: "Teşekkür ederim Muhteşem-Kral, "I thank the Wonder-King, Herşeyin Hakimi, the Ruler of All, kazanabildiğim için bunu that I could win this halkım için for my people ölüm günümden önce. before my death-day. Takas ettim I have traded eski yaşamımı my old life for halkın ihtiyaçlarıyla. the people's needs. 225 Geri kalamam. I cannot remain. Söyle savaşçılarıma Bid my warriors şahane bir höyük yapsınlar raise a splendid mound sahildeki kayalıkların üzerinde on the shore-cliffs cenaze ateşimden sonra after my funeral fire bir hatıra yükselecek that a remembrance shall Hronesness üzerinde. tower high on Hronesness. Denizciler sonradan Sea-farers shall afterward diyecek ona Beowulf'un Höyüğü call it Beowulf's Mound yürütürken gemileri when they pilot ships okyanusun sisleri arasında." far over the ocean's mists." Çözdü boynundan, He unfastened from his neck, altın kolyeyi, verdi onu his golden necklace, gave it cesur genç savaşçıya, to the brave young warrior, ve bir altın süslü miğfer, and a gold-trimmed helmet, bir yüzük ve bir zırh. a ring, and mail. Söyledi onları iyi kullanmasını. He bid him use them well. "Sen sonuncusun "You are the last soyumuzdan, Waegmundinglerden remnant of our kin, geriye kalan. of the Waegmundings. Kader götürdü Fate has swept geri kalanları, the rest away, o cesur savaşçıları. those courageous warriors. Onları takip ediyorum." I follow them." Bunlardı yaşlı kralın Those were the aged king's son sözleri, kalbinden gelen last words, thoughts from düşünceleri, tatmadan önce the heart, before he tasted cenaze ateşini, the funeral-fire, o sıcak, düşman alevi. that hot, hostile flame. Kalbi ayrıldı, ruhu, His heart departed, his soul, aramaya şan ve şeref. to seek glory. Wiglaf Korkaklarla Konuşur Wiglaf Speaks to the Cowards Genç adam baktı The young man looked çok kötü öldürülmüş olan, on his beloved lord, yerde yatan, wretchedly killed, sevgili lorduna. lying on the ground. Onun katili, korkunç His killer, the terrible mağara ejderhası da, yatmakta cave-dragon, also lay yaşamdan yoksun, altedilmiş bereft of life, overwhelmed yıkımla. in destruction. Ejderha artık The dragon no longer 226 yatmıyor definenin yanında, coiled round the hoard, lakin alındı demirle, but was taken by iron, ezildi savaşta hacked in battle çekicin yaradılışıyla. by the hammer's creation. Düştü He had fallen zemine on the ground hazine yuvasının yanına. near his treasure house. Etrafta dolaşamayacak artık No longer would he circle gece yarısı at midnight alevleriyle gurur duyarak; proud in his flames; düştü he had fallen prensin el becerisi before the prince's önünde. hand-work. Duyduğum kadarıyla As far as I have heard hiçbir adam başaramamış şimdiye dek no man ever prospered saldırmayı bu düşmana karşı; rushing against that enemy; düşmanı uyanık bulan no man ever prospered hiç bir adam asla başaramamış. who found that dragon awake. Beowulf satın aldı hazineleri Beowulf bought the treasures yaşamıyla. with his life. İkisi de buldu Both of them found bu yaşamın sonunu. the end of this life. Sonra korkaklar, Soon the cowards, on savaşçı, the ten warriors, döndüler ormana, returned from the woods, efendileri yardıma those who did not dare ihtiyaç duyduğunda fight with spears mızraklarla dövüşmeye when their lord cesaret edemeyenler. needed help. Taşıdılar kalkanlarını, They carried their shields, giydiler zırhlarını, wore their mail, utançla in shame Wiglaf’ın oturduğu yerde, to where Wiglaf sat, efendisinin omzu yanında near his lord's shoulder uyandırmaya çalışırken onu trying to wake him su ile. with water. Başarılı olmadı-- He did not succeed-- olamadı, he could not, her ne kadar çok istediyse de bunu, though he much wished it, liderini hayatta tutmayı. hold his chief in life. Tanrı’nın isteğini He could not change değiştiremezdi. the will of God. 227 Genç adam The young man sundu sert bir karşılama gave a grim welcome cesaretini yitiren to those who had şu adamlara. Wiglaf konuştu, lost courage. Wiglaf spoke, nefret dolu adamlara bakarak: glaring at the hated ones: "İşte, bunu söylecek "Lo, this will he say doğruyu söylemek isteyen kişi: who wishes to speak the truth: insanların bu efendisi that lord of men verdi size hazineler, gave you treasures, savaş kıyafetleri the war-equipment içinde durduğunuz. you stand in. İçki sofrasında At the ale-bench sıkça verdi size. . . he often gave you. . . meclis dostları. . . hall-sitters. . . miğferler ve zırh, helmets and armor, bulabildiği the most splendid en görkemliler, he could find, uzakta veya yakında. far or near. Tamamen tüketti He completely bu zırhı. wasted that armor. Savaş geldiğinde When war came övünemedi he couldn't boast savaşçılarla. of warriors. Yine de, Tanrı bahşetti Still, God granted zaferi ona victory to him tek başına aldı öcünü that he alone avenged kılıcıyla himself with sword yardıma ihtiyacı olduğunda. when he needed help. Çok az şey yapabildim savaşta, I could do little in battle, her ne kadar söz vermiş olsam da. though I undertook it. Becerimin ötesindeydi. It was beyond my measure. Lakin vurdum düşmana But I struck the foe ve ateş daha az güçlü and fire gushed less fışkırdı kafasından. strongly from his head. Çok az adam vardı orada There were too few men prensin çevresinde around the prince yüzleştiğinde when he faced ihtiyaç anıyla. his time of need. Şimdi hazine, Now shall the treasure, kılıç hediyeleri the sword gifts ve lezzetli yuvalar and delightful homes halkınıza verilen, given to your people, sona erecek. Kaybedeceksiniz cease. You will lose toprak haklarınızı your land rights uzaktaki insanlar iyice when men far and wide 228 duyunca kaçışınızı, hear of your flight, yaptığınız utanç verici şeyleri. your shameful doings. Ölüm yeğdir Death is better herhangi bir adama to any man bir yaşamın rezaletinden." than a life of disgrace." Emretti sonra He commanded then savaş yiğitliklerinin that the battle-deeds ilan edileceğini be announced kasabadakilere, to those in town, kayalık tarafın üstünde up over the cliff-side diğer savaşçıların where the other warriors tüm sabah the whole morning yürekleri kederli, had waited, lordlarının dönüşünü, sad in heart, ya da ölüm haberini for their lord's return beklediği yere. or news of his death. Ulak Beowulf’un Ölümünü ve Şimdi The Messenger Tells of Beowulf's Yinelenecek Olan Düşmanlığı Haber Verir Death and of the Feud Which Will Now Be Renewed Ulak sessizdi fakat söyledi içtenlikle The messenger was not silent duyan herkese: but said truly "Şimdi neşe-veren to all who heard: Geat halkına, "Now is the joy-giver hala ölüm döşeğinde, of the Geat people katil-sedirinde, still on his death-bed, ejderhanın yaptıkları his slaughter-couch, yüzünden. through the deeds Yanıbaşında yatıyor of the dragon. can düşmanı, bir hançer Beside him lies yarasıyla hasta. his life-enemy, sick Kılıcı beceremedi from a dagger wound. hiçbir şekilde His sword could not yaralamayı canavarı. in any way Wiglaf, Weohstan’in oğlu, wound the monster. oturdu Beowulf’un yanına, Wiglaf, son of Weohstan, bir savaşçı diğerinin yanına, sits by Beowulf, one ölüm nöbetinde. warrior by another, Şimdi insanlar in the death-watch. bekleyebilir savaş zamanını Now may the people Franklar ile Frizyalılar expect a time of war öğrendiğinde kralımızın öldüğünü. when the Franks and Frisians Sert bir kavga yapılmıştı learn of our king's fall. 229 Hugalarla A hard quarrel was made Hygelac gittiğinde with the Hugas gemiyle gezerek when Hygelac went Frizyalıların diyarına, traveling in ships saldırdığında Hetware’e. to the land of the Frisians, Daha büyük bir orduyla attacked the Hetware. indirdiler o savaşçıyı; With a larger army they düştü ordularının arasında. brought down that warrior; Vermedi hiçbir hediye he fell among his troops. savaşçılarına. He gave no gifts O zamandan beri Mereovingianlar to his warriors. etmedi bize hiç merhamet. Since then the Mereovingians Zaten beklemem have given us no kindness. iyilik İsveçliler’den -- Nor do I expect iyi bilinir kindness from the Swedes-- Haethcyn’in, Hrethel’in oğlunun, it is widely known yaraladığı Ongentheow’u that Haethcyn, son of Hrethel, Ravenswood yakınlarında, wounded Ongentheow Geatlılar near Ravenswood küstahça başlattığında when the Geats İsveçlilere karşı bir savaş . arrogantly sought Hızlıca Ongentheow, war against the Swedes. yaşlı ve korkunç, Quickly Ongentheow, yaptı bir karşı saldırı, old and terrible, öldürdü Haethcyn’i gave a counterblow, ve kurtardı karısını, cut down Haethcyn o yaşlı kadını, and rescued his wife, altınından yoksun, that aged woman, Onela ve Ohthere’nin annesi. bereft of her gold, Ongentheow kovaladı the mother of Onela and Ohthere. düşmanlarını-- Ongentheow pursued lordları olmadan kaçtılar his enemies-- Ravenswood’a, lordless they escaped ve o hayatta kalanlar, into Ravenswood, yaralarla yorgun düşmüş, and those survivors, kuşatıldılar weary with wounds, muazzam bir ordu tarafından. were besieged Çoğu kez gece boyunca by a huge army. o perişan grup Often through the night duyar tehditleri, that wretched band sabah olduğunda nasıl heard threats, kılıcıyla, how in the morning onları kesip açacağına dair, he would, ya da kuşlara eğlence olsun diye, with the sword, nasıl asacağını ağaçlara. cut them open, 230 Yardım geldi onlara or hang them from trees, erkenden a sport for birds. şafak vakti Help came to them Hygelac çaldığında with the early dawn trampetini, when Hygelac geldi yola sounded his trumpet, seçkin savaşçılar. came up the road Kanlı izler görülüyordu with picked warriors. genişçe, kanlı düşmanlık The bloody tracks were widely Geatlılar ve İsveçliler arasında. seen, the bloody feud Ongentheow zorlandı between Geats and Swedes. aramaya daha yüksek toprak, Ongentheow was forced yaşlı adam to seek higher ground, akrabalarıyla-- the old man çabucak öğrendi with his kinsmen-- Hygelac'ın savaşını, he quickly learned inanmadı of Hygelac's war, dayanamayacağına did not believe denizcilerin savaşına. he could not withstand Geri çekildi yaşlı adam the war of the sailors. çocuklarıyla ve karısıyla The old man retreated toprak bir duvarın gerisine. with his children and wife Hygelac saldırdı sığınağa, behind an earth-wall. istila etti çevreyi. Hygelac attacked the refuge, Ongentheow vardı orada, overran the enclosure. gri saçlı, getirdi körfeze There was Ongentheow, keskin silahlar. gray-haired, brought to bay Zorlandı teslim olmaya with the edges of swords. Eofor’un hükmüne. He was forced to submit Wulf vurdu ona kızgınca, to the judgement of Eofor. vurdu ona kılıcıyla Wulf hit him angrily, öyle ki kan fışkırdı struck him with sword damarlarından dışarı, so that blood sprang saçlarının altında. out of his veins, Lakin yaşlı adam out under his hair. yılmamıştı-- But that old man çabucak karşılığını verdi was not daunted-- o darbenin daha şiddetlisiyle, he quickly repaid ne de Wulf becerebildi that blow with a harder, darbeye karşılık verebilmeyi, nor could Wulf Ongentheow için return the blow, soymuştu miğferini for Ongentheow had böylece Wulf eğildi sheared his helmet yere doğru, so that Wulf bowed kanla kaplıydı. to the earth, 231 (İncinmişti, ama henüz lanetlenmemişti.) covered with blood. Kardeşi yatarken, (He was hurt, though not yet doomed.) Eofor, geniş kılıcıyla, As his brother lay, kadim bir kılıç Eofor, with his broad sword, yapılmış devlerce, an ancient sword parçaladı Ongentheow'un miğferini. made by giants, Bu kral, insanların çobanı, broke Ongentheow's helmet. boyun eğdi, ölümcül yaralanmıştı. That king, shepherd of his people, Wulf tutsak alındı. Hükmettiler bowed, mortally wounded. katliam yerine. Wulf was bound up. They Bir savaşçı yağmaladı diğerini. controlled the slaughter-place. Aldılar Ongentheow’dan One warrior plundered another. demir zırhını, They took from Ongentheow sert kılıcını, his iron mail, ve ayrıca miğferini. his hard sword, Taşıdılar and his helmet also. yaşlı adamın zırhını They carried Hygelac’a. the old man's armor Aldı bu silahları to Hygelac. ve vaadetti hazineleri He received these weapons halkına, and promised treasures yerine getirmişti, to his people, karşılığını vererek Wulf ve Eofor’a which he fulfilled, savaş için-- paying Wulf and Eofor verdi onlara hem for the storm of battle-- arazi hem de hazineler. gave them both Ne de herhangi bir adam land and treasures. şu dünyanın herhangi bir yerinde Nor should any man ayıplar bu hediyeleri-- throughout this world savaşta kazanıldı bunlar. reproach those gifts-- Ve Eofor’a they were earned in war. verdi tek kızını And to Eofor Hygelac Hygelac gave bir dostluk his only daughter işareti olarak. as a pledge Budur husumet, of friendship. ölümcül düşmanlık That is the feud, bu yüzden bekliyorum the deadly hostility İsveçliler saldıracak diye for which I expect öğrendiklerinde lordumuzun the Swedes will attack uzun süre koruyan when they learn our lord krallığı ve defineyi, who long protected öldüğünü. over hoard and kingdom, Savaşçıların en cesuru is dead. ilgilenmeyecek artık That most valiant of warriors 232 halkımızın ihtiyaçlarıyla, will no longer look after yapmayacak artık the needs of our people, gözüpek yiğitlikler. will do no more Şimdi acele etmeliyiz heroic deeds. görmek için kralımızı Now should we hurry ve getirmeliyiz onu to see our king cenaze ateşine. and bring him back Azıcık bile erimeyecek to a funeral pyre. o cesur adamla, Not a little will melt fakat muazzam bir hazine, with that bold man, sayısız zenginlik, but a huge treasure, zulümle alınan eriyecek countless wealth, bu cesur adamın yanında. bought with grimness Tümünü yutacak alevler, by that brave man. ateş kucaklayacak; All that the flames will eat, hiçbir savaşçı götürmeyecek the fire embrace; herhangi birini yadigar olarak, no warrior will carry hiçbir güzel kadın any of it as a token, takmayacak bir kolye, no beautiful woman fakat, altından yoksun will wear a neck-ring, yürüyecekler but, bereft of gold yabancı bir ülkede they shall walk şimdi efendimiz unuttu in a foreign country kahkaha ve neşeyi. now that our lord has forgotten Şimdi yükselecek mızrak, laughter and joy. tutulan ellerde, Now shall the spear be birçoğu soğuk bir sabahta; raised, clasped in hands, şimdi hiçbir arp sesi many a cold morning; uyandırmayacak savaşçıyı, now no sound of harp fakat sesi shall wake the warrior, kara kuzgunun, but the voice istekli kader mahkumunun üstünde, of the dark raven, anlatarak kartala eager over the doomed, yemeklerin nasıl olduğunu, speaking to the eagle nasıl yağmaladığını cesetleri of how the meals are, kurdun yanında." how he rifles corpses Böylece yiğit savaşçı beside the wolf." söyledi kederli sözler. Thus the valiant warrior Ve pek de hatalı sayılmazdı. spoke grievous words. And he was not much wrong. Cenaze The Funeral Üzgün bölükler ayağa kalktı, yürüdü gözyaşları içinde The sad troops rose, Earnaness’in aşağısında went in tears 233 izlemek için mucizeyi. below Earnaness Kumun üstünde cansız, to view the wonder. onun yatağında tuttuğu, Lifeless on the sand, kendilerine hazineler held in his rest-bed, vermiş olan adamdı. was the man who had Son günüydü bu given them treasures. Geatlıların prensinin; That was the last day vefat etti muhteşem bir ölümle. of the prince of the Geats; he died a wondrous death. Orada yerde ayrıca yabancı şey vardı, There too on the ground nefret dolu ölü ejderha, was the strange thing, ateş-saçan, the hateful dead dragon, korkunç renkleriyle, the fire-thrower, yakıldı alevlerle. in his horrible colors, Elli adım ölçtü, scorched by flames. o ki He measured fifty feet, gezinirdi gökyüzünde, he who had uçardı geceleri, joyed in the sky, sonra saklanırdı sığınağında. flown at night, Lakin mağarasından then hidden in his lair. son kez yararlandı-- But he'd made his last ölüm onu çabuk aldı. use of caverns-- death held him fast. Yanında uzanmakta kupalar ve sürahiler, Beside him lay tabaklar ve kılıçlar cups and pitchers, her tarafına pas dolmuş dishes and swords sanki yeryüzü kucaklamış onları eaten through with rust bin kış boyunca. as if the earth had embraced Bu, büyük bir gücün them a thousand winters. definesiydi, That was a hoard öyle ki altın of great power, kadim insanlar tarafından that gold çevrelenmişti bir büyüyle ancient men böylece hiç bir adam had encircled with a spell dokunamadı ona, so that no man ta ki Tanrı kendisi, could touch it, büyük Hakikat - Kralı, unless God himself, izin verdi the great Truth-King, her kim uygun gördüyse gave leave Tanrı’ya. to whichever man Lakin basitti bu seemed fit to Him. hiçbir şey iyi gitmedi But it was plain haksız bir biçimde, that nothing had gone well 234 bu sanat eserlerini for him who had, o çatı altına unrightly, hidden those saklayan kişi için. works of art under that roof. Bir gizemdir iyi bir adamın nereye gittiği It's a mystery where kendi sonuna ulaştığında, a good man goes insanların evinde when he reaches his end, daha fazla yaşayamadığında. when he can no longer Böylece Beowulf’laydı live in the houses of men. bulduktan sonra So it was with Beowulf mağaranın muhafızını. after he'd sought O kendisi bilemezdi the keeper of the cave. nasıl terkedeceğini dünyayı. He himself couldn't know Hazineyi derinden lanetleyen how he would leave the world. ünlü kral The famous kings who had cursed lanetledi onu yağmalayanı that treasure deeply sonsuz kafir mabetlere, damned him who plundered it Cehennemin katı bağına. into eternal heathen shrines, Ama Beowulf bakmadı the solid bond of Hell. ona açgözlülükle. But Beowulf did not look on it in greed. Wiglaf, Weohstan'ın oğlu konuştu: "Çoğu kez bir savaşçı Wiglaf spoke, Weohstan's son: katlanmalı bir başkasının hatasına, "Often must a warrior tıpkı burada olduğu gibi. suffer for another's mistake, İnandıramazdık as has happened here. sevgili prensimizi Nor could we convince altın muhafızına our beloved prince saldırmaması gerektiğini that he should not attack fakat bırakırdık onu that gold-keeper mağarasında tek başına yaşasın but let him lie dünyanın sonuna kadar. alone in his cave Yakaladı until the world's end. büyük kaderini-- He grasped define açık, his high fate-- vahşice alınmış. the hoard is open, O kader ki grimly bought. çok vahşiydi That fate harekete geçirilen was too cruel kralımıza karşı. to which our king İçeri girdim, was impelled. gördüm tüm hazineyi, I went inside, değerli şeyleri; saw all the treasure, girmedim içeri the precious things; 235 dostane bir biçimde. I didn't enter Kaptım aceleyle in a friendly way. birkaç şey ellerimle, I hastily grasped taşıdım birçok many things in my hands, istiflenmiş hazineyi carried out many lorduma. of the hoarded treasures Yaşıyordu hala, to my lord. sesi kulaklarımda; He was alive still, o yaşlı adam sound in mind; kederle söyledi that aged man birçok şey: sorrowfully said Yapmanızı istedi many things: cenaze ateşinin üzerine He wanted you to build yüksek bir höyük, on the site of his pyre büyük ve ihtişamlı, a high mound, çünkü o great and glorious, en muhteşem since he was savaşçılardandı, among warriors tüm dünyada meşhur. the most magnificent, Acele etmeliyiz şimdi famous throughout the world. görmek için tuhaf mücevherleri, We should now hasten yerin altındaki mucizeleri. to see the curious gems, Göstereceğim size yolu. the wonders under the earth. Cenaze ateşini hazırlayın ki I will show you the way. getirebilelim lordumuzu Make the pyre ready mekâna, so that we may bring our lord bekleyecek to the place korumasında he will abide Herşeye Gücü Yeten’in." in the keeping of the All-Powerful." Wiglaf emretti cesur askerlere Wiglaf ordered odun getirmesini the brave warriors uzaklardan bolca to carry wood cenazenin odun yığınına from far and wide halkın büyük to the funeral pyre lideri için. for the great leader of the people. "Şimdi yutacak ateş, büyüyen kara alevleri, "Now shall fire eat, savaşçıların hükümdarını, the flourishing dark flames, sıklıkla yiğitlikler yapan the ruler of warriors, demir yağmurunu, he who often braved ok fırtınasını the rain of iron, sert yaylardan gelen, the storming of arrows 236 kuvvetli mızrağı hard from bows, tüylü kanatların üzerinde süratli." the sturdy shaft swift on feathered wings." Wiglaf çağırdı yedi savaşçıyı, en iyileri, Wiglaf called seven warriors, ve kendisi de sekizinci oldu, the very best, gitmek için and made the eighth himself, o şeytani çatının altına. to go under Biri meşale taşıdı. that evil roof. Zorlamaya gerek yoktu hiç bir adamı One carried a torch. gördüğünde şu büyük hazineyi No man needed forcing muhafızsız paslanan. when he saw that great treasure Yas tutmadı hiçbiri rusting without guardian. alıp götürürken, None mourned ve tıkıştırdılar ejderhayı carrying that off, kayalıkların oraya-- and they shoved the dragon dalgalar kucakladı over the cliff-- hazine muhafızını. the waves embraced that treasure guardian. Sonra bükülmüş altın, sayılamaz hazine, Then the twisted gold, yerleştirildi vagona; treasure uncountable, taşıdılar yaşlı savaşçıyı was lain in a wagon; Hronesness’e. they carried the gray warrior Daha sonra onun için to Hronesness. hazırladılar For him then büyük bir cenaze ateşi they prepared toprakta, a huge funeral pyre asılı miğferlerle, on the earth, kalkanlarla, hung with helmets, ve parlak zırhlarla, war-shields, Beowulf’un istediği gibi. and bright coats of mail, as Beowulf had asked. Oraya yatırdılar ünlü prensi There they laid ve ağıt yaktılar the famous prince sevilen hükümdara. and lamented Savaşçılar yaktı daha sonra that beloved lord. ateşlerin en büyüğünü. Warriors then built Odun dumanı yükseldi, the greatest of fires. ateşlerin üstünde koyu karanlık. Wood-smoke ascended, Bu uğultu sardı etrafı dark black over the flames. kederli ağlayış. That roar wrapped around Rüzgar duruldu. sorrowful weeping. Ardından göğüs kafesi kırıldı, The wind stood still. 237 kalbi yandı. Then his bone-house broke, the heart burned. Beowulf'un kraliçesi söyledi elemli bir türkü, anlattı Beowulf's queen uttered yüreğinin üzüntüsünü, sık a mournful song, spoke bağlanmış saçıyla. Ciddiyetle anlattı her heart's care with her hair nasıl korktuğunu kötü günlerden, bound tight. She told earnestly savaşçıların büyük katliamından, how she feared evil days, aşağılanma ve esaretten. a great slaughter of warriors, Cennet yuttu dumanı. humiliation and captivity. Heaven swallowed the smoke. Geatlılar kurdu bir höyük sonra, on gün içinde, yüksek ve geniş The Geats built a mound then, tepe üzerinde, bir meşale in ten days, high and broad savaşçı için on the hill, a beacon adamakıllı göründü denizcilerce. for the warrior Çevrelediler külleri widely seen by sailors. bir duvarla, en akıllı They surrounded the ashes adamların yapabileceği kadar by a wall, as splendid görkemli biçimde. as the cleverest Höyüğe yerleştirdiler men could make. yüzükler ve bilezikler In the mound they placed ve bu türden şeyler rings and bracelets ne buldularsa definede. and all such things as Bıraktılar hazineyi they'd found in the hoard. toprağın ellerine, They left that treasure kendi halinde uzansın diye, in the hands of the earth, insanlara faydasız as it lies still, tıpkı daha önce olduğu gibi. as useless to men as it had been before. Sonra oniki savaşçı dolandı atla mezarın çevresinde Then twelve warriors dile getirerek kederlerini, rode round the grave methiyeler düzerek speaking their sorrow, hükümdarlarının gözüpek reciting praises yiğitliklerine. for their lord's (Bir savaşçı böyle yapmalı courageous deeds. efendisi öldüğünde.) (A warrior should do so when his lord dies.) Böylece Geatlılar yasını tuttular büyük hükümdarlarının, Thus the Geats söyleyerek onun, mourned their great lord, en kibar, en hoşgörülü, saying he was, en nazik olduğunu halkına among this world's kings, dünyadaki krallar arasında, the mildest, the gentlest, 238 ve en istekli the kindest to his people, sonsuz şöhret için. and the most eager for eternal fame. 239 EKLER Dede Korkut Literatürü’nden Seçmeler: (Türkçe Yayınlar): Makaleler: 2. Mustafa Rahmi (Balaban), Evvel Zaman Maarif Kütüphanesi, İstanbul, 1937 3. İbrahim Necmi Dilmen, Deli Dumrul (Kadro Haziran 1933, sayı 18, s 70- 79), Kanlı Koca Oğlu Kan Turalı (Kadro, Temmuz 1933, sayı 19, s.45- 51; Eylül sayı 21, s. 39-46, Ekim 1933, sayı 22, s. 47 – 54) 4. Veled İzbudak, Çankırı Duygu Gazetesi, Dirse Han oğlu Boğaç Han Hikâyesi (2 Ekim 1937, 6 Ekim 1937, 16 Ekim 1937, 23 Ekim 1937, 13 Kasım 1937, 20 Kasım 1937). Salur Kazan’ın Evinin Yağmalanması Hikâyesi, (27 Kasım 1937, 11 Aralık 1937, 29 Ocak 1938, 5 Şubat 1938) Kam Bure Bek oğlu Bamsı Beyrek Destanı, (19 Şubat 1938, 26 Şubat 1938, 5 Mart 1938, 12 Mart 1938, 26 Mart 1938, 2 Nisan 1938, 9 Nisan 1938, 16 Nisan 1938) Han Kazan oğlu Uruz Bey’in Tutsaklığı Boyu (23 Nisan 1938, 30 Nisan 1938, 7 Mayıs 1938, 14 Mayıs 1938, 28 Mayıs 1938, 4 Haziran 1938, 18 Haziran 1938) Suha Koca Oğlu Deli Dumrul Boyu (25 Haziran 1938), Kanlı Koca Oğlu Kan Turalı Boyu(2 Temmuz 1938, 9 Temmuz 1938, 16 Temmuz 1938, 10 Eylül 1938) Kadılık Koca Oğlu Yügnek Boyu (17 Eylül 1938, 24 Eylül 1938) Pusatın Tepe Gözü Öldürdüğü Boyu (1 Ekim 1938, 8 Ekim 1938, 15 Ekim 1938, 22 Ekim 1938) 5. Pertev Naili Boratov, Dede Korkut hikâyelerini türlü yönlerden çözümlediği yazılar; Oluş, 25 Haziran 1939, c.2, sayı 26, s.410. Oluş, 13 Ağustos 1939, c.2, sayı 33, s.539-42 240 6. M. Şakir Ülkütaşır; Kazan Bey Oğlu Uruz Bey’in Tutsak Olması Hikâyesi (Yeni Türk, İstanbul Eminönü Halkevi Mecmuası, Ekim 1939, sayı 82, s.406-10) Kanlı Koca Oğlu Kan Turalı Hikâyesi (Yeni Türk, Ocak 1940, sayı 85, s.15 – 18) 7. Şükrü Kugan, İzahlı Eski Metinler Antolojisi, 1943, s.137 – 43 (Tepegöz Hikâyesi Kısaltılarak). 8. Pertev Naili Boratav ve Halil Vedat Fıratlı, İzahlı Halk Şiiri Antolojisi, 1943, s.58 – 68. (Dirse Han Oğlu Boğaç Han) 9. Fahiz İz, Eski Türk Edebiyatına Nesir (I. 1964). (Dede Korkut kitanının giriş bölümü, Dirse Han Oğlu Boğaç Han, Salur Kazan’ın Evinin Yağmalanması, Kam Büre Bey Oğlu Bamsı Beyrek, Uruz Bey’in Tutsak Olması, Deli Dumrul, Kazlılık Koca oğlu Yigenek, Depegözü Basat’ın öldürülmesi, İç Oğuz’a Dış Oğuz’un Asi Olması) 10.W. Barthold ve M. Fuat Köprülü, İslam Medeniyeti Tarihi, Ankara, 1963, s. 200) 11.Şamil A. Cemşidof, “Kitab-ı Dede Korkut’un Rus Dilinde yeni Neşri”, Azerbaycan CCP Bilimler Akademisi Haberleri, İçtimai Bilimler Serisi, Bakü, 1963, No 6, s.123-26) 12.Şamil A. Cemşidof, “Kitab-ı Dede Korkut’un Dresden yazmasındaki bir vefat tarihi hakkında”, Azerbaycan CCP Bilimler Akademisi Haberleri, Bakü, 1965. 13. “Kadim Azerbaycan’ın Tali i” Drujva Naradov Jurnalı, Moskova, 1966, sayı 10. 14.Şamil A. Cemşidof, “Azarbaycan Sözlü Halk Edebiyatının Mahsulü Olarak Kitab-ı Dede Korkut Abidesi”, Azerbaycan Nizami Akademisi, Dil ve Edebiyat Enstitüsü, Bakü, 1965. 15.L. Sami Akalın, Dede Korkut Kitabının Folklor Bakımından Değerlendirilmesi. (tarihsiz), (1968 yılında verilen doktora tezi). 16.Şamil A. Cemşidof, Kitab-ı Dede Korkut’u Veraklarken, Bakü, 1969, bölümleri; 241 2. Asırların yadigârı 3. Dede Korkut Kitabında tasvir edilen Oğuz’un mana ve mevkisi hakkında 4. Halk bilicisi Dede Korkut. 5. Dede Korkut boylarında hümanizm ve vatanperverlik düşünceleri. 6. Dede Korkut kitabında tarih meselesine dair. 17.X. Cuinşelnev, Dede Korkut Kitabı Hakkında, Kazakistan Mektebi, Almatı, 1969, sayı 9, s.87 – 90. 18.Ali Sultanlı, Makaleler, Azerbaycan Devlet Neşriyatı, Bakü, 1971. 19.Ziya Gökalp Halk Klasikleri I. Nasrettin Hoca’nın Latifeleri, Diyarbakır, 1972, (ölümünden sonra çıkan kitabın giriş bölümünde klasiklerden bahsederken, Dede Korkut’un öneminden söz edilir. 20.Hüseyin Baykara, Dede Korkut, Edebiyatımızın Meşhurları 2, İstanbul, Net Kitabevi, tarihsiz. 21.Ekber Tuzlu, Dede Korkut Hikâyeleri, Kadılık Koca Oğlu Yüğnek Hikâyesi, Kardaşlık, Bağdat, yıl 12, sayı 1-2 (133 – 134), s.38- 41. Kitaplar 1. Kilisli Muallim Rifat, Kitab-ı Dede Korkut ala Lisan-ı Taife-i Oğuzan, Asar- ı İslamiyye ve Milliyye Tetkik Encümeni Neşriyatı, İstanbul, Matbaa-i A’mire, 1332 (1916). 2. Orhan Şaik Gökyay, Dede Korkut, İstanbul, Arkadaş Basımevi, 1938. 3. Orhan Şaik Gökyay, Bugünkü Dille Dede Korkut Masalları, Muallim Ahmet Halit Kitabevi, İstanbul, 1939. 4. Orhan Şaik Gökyay, Bugünkü Dille Dede Korkut, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1963. 5. Suat Hızarcı, Dede Korkut Kitabı, İstanbul, Eylül 1953, Varlık Yayınları Türk Klasikleri. 6. Cevdet Kudret, Bugünkü Türkçemizle Dede Korkut Hikâyeleri, Varlık Yayınları, İstanbul, 1970. 7. Muharrem Ergin, Dede Korkut Kitabı, T.D.K. Yayınları, sayı 169, Ankara, 1958. 242 8. Muharrem Ergin, Dede Korkut Kitabı, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları, Ankara, 1964. 9. Hamit Araslı Kitab-ı Dede Korkud (Azer neşr, Bedii Edebiyat Şubesi, Bakü, 1939. 10.Hamit Araslı Kitab-ı Dede Kotkud Azerbaycan Devlet Neşriyatı, Bakü, 1962. 11.Aydın Tataroğlu, Dede Korkut Masalları, Keloğlan Yayınevi, İstanbul, 1968. 12.M. Necati Sepetçioğlu, Dede Korkut, Toker Yayınları, İstanbul, 1972. 13.Adnan Binyazar, Dedem Korkuttan Öyküler, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara, 1972. Almanca Yayınlar: 2. Heinrich Friedrich von Diez, Denkwürdigkeiten van Asien, c.II, s.399- 457 (Tepegöz Hikâyesinin Çevirisi – Derneventdeckte oughuzische Cyklop-) 3. Theador Nöldeke (1836 – 1930), 1859’da Dresden yazmasından çevirileri. 4. Joachim Hein, Das Buch des Dede Korkut, Zürih, 1958 Rusça yayınlar: 1. V.V.Barthold, Rus Arkeoloji Cemiyeti Şark Şubesi Mecmualarında. Koca Oğlu Deli Dumrul Hikâyesi. Dirse Han Oğlu Boğaç Han Salur Kazan’ın Evinin Yağmalanışı Kam Büre Beg Oğlu Bamsı Beyrek 2. V.V.Barthold, Sultan Sincar i guz (Korkut Ata hakkında fıkra). 3. M.Köseyev, Kitab-ı Dede Korkut, Türkmen Edebiyatı, 1945, sayı 1-10. 4. Prof. Z. Muhammedov, Sovyet Edebiyatı, 1943, sayı 7. (Gorhut Ata hakkında not). 5. E. Virsaledze, Dede Korkud i voprosı Gruzinskogo Naradnoga eposa (Dede Korkut göçebe halk destanının meseleleri), Bakü, 1965. 243 6. W. Barthold, Dede Korkut, yay. Haz. Hamit Araslı ve M.G. Tahmasib, Azerbaycan Bilimler Akademisi, Bakü, 1950. 7. W. Barthold, V. M. Jirmunskiy, A. N. Lononov, Kniga Moego Deda Korkut’a Oğuzların Kahramanlık Destanı), Moskova, 1960. İtalyanca Yayın: Ettore Rassi, II Kitab-ı Dede Qurgut, citta del Vaticano, 1952. Hikâyelerden İşlenmiş Olanlar: I. Nazma çekilmiş olanlar. 2. Deli Dumrul Hikâyesi, Ziya Gökalp Yeni Mecmua, İstanbul, 2 Ağustos 1917. 3. Arslan Basat Hikâyesi, Ziya Gökalp, Yeni Mecmua, İstanbul, 19 Ağustos 1917. 4. Nihal Atsız Türk Destanı üzerinde çalışanlar, Orkun, 4 Nisan 1951, sayı 31, s. 10-11. Nihal Atsız, Türk Destanını Nazma Çekmek Teşebbüsleri, Orkun, 18 Mayıs 1951, sayı 33, s.6 – 7. 5. Behçet Kemal Çağlar, Dirse Han oğlu Boğaç Han Efsanesi, Türk Folklor Araştırmaları, İstanbul, Aralık 1950, sayı 17, s. 259 – 61. 6. Bulud Karaçarlu Sehend, Sazımın Sözü, II. Cilt, İntişarat-ı Şems, Çap-ı Celili, hazırlayan Dursun Yıldırım, Kültür Bakanlığı Yayınları, no. 357, Ankara, 1980 Düzyazı İşlemeler: 2. Abdullah Ziya ve Tahsin Demiray, (Dede Korkut Kitabından beş hikâyeyi “Türkün Altın Dağından” başlığı ile çocuk kitapları olarak çıkarmışlardır.) a. Boğaç Han, İstanbul, 1929. b. Bozayğırlı, İstanbul, 1929. c. Kanlı Oğlu Kanturalı, İstanbul, 1929. d. Kara Çoban, İstanbul, 1929. 244 e. Tepegöz, İstanbul, 1929. 3. Tezer Taşkıran, Dede Korkut Masalları, resimleyen Turgut Zaim, Ankara, 1945, Milli Eğitim Basımevi. (Boğaç Han, Deli Dumrul, Kanlı Koca Oğlu Kanturalı, Kazan Beyin Oğlu Uruz’un Tutsak Olması, Salur Kazan’ın Evinin Yağmalanması, Salur Kazan’ın Tutsak Olup Oğlu Uruz’un Kurtarması). 4. Yusuf Gür, Dede Korkut Masalları, resimleyen Nevzat Akoral, Köy ve Eğitim Yayınları 19, Çocuk ve Gençlik Klasikleri 9, Ankara, 1957 (Kazan Oğlu Uruz Bey Nasıl Tutsak Oldu, Uşun Koca Oğlu Seğrek, Beğil Oğlu Emren Basat Tepegöz’ü Nasıl Öldürdü, Salur Kazan’ın Oğlu Uruz Koca Oğlu Yüğnek Boğaç Han, Kanturalı, Deli Dumrul, Bamsi Beyrek). 5. Eflatun Cem Güney, kapak ve iç resimler Neşet Günal, Dede Korkut Masalları, Doğan kardeş yayınları, İstanbul, 1958. 6. Şükrü Elçin ve Turhan Oğuzkan, Deli Dumrul, Milli Eğitim Bakanlığı Halk Eğitim Yayınları, Ankara, 1964. 7. Ferruh (Gökçe) ve Şerif Güler, Ulusal Efsaneler, Ankara, 1935. 8. Enver Behnan Şapolyo, Türk Efsaneleri, İstanbul, 1947. (Tepegöz, Dumrul, Boğaç, Salur). 9. Enver Behnan Şapolyo, Dede Korkut Masalları, RAFET Zaimler Yayınevi, İstanbul, 1966. Oyun Şekline Konanlar: 1. Suat Taşer, Aşk ve Barış, 3 perde 7 tablo, Varlık Yayınları, İstanbul, Ocak 1962, (Kazılık Koca Oğlu Yeğenek hikâyesine dayanılarak). 2. Suat Taşer, nDeli Dumrul, Ölüm ve Aşk destan oyun, Dost Yayınları, İstanbul, 1962, (Deli Dumrul Hikâyesi). 3. Firuzan Toprak, Boğaç Han, 3 perde 5 tablo, Yeditepe Yayınları, İstanbul, 1973, (Dirse Han Oğlu Boğaç Han Hikâyesi) - Cembisbaef, “Korkut – Aulie (Evliya Korkut)”, Turkestanskie vodomosd, No. 92, 1899, s. 582. Kazak Efsaneleri. 245 - A.N. Samailoviç, “Legenda o korkude i Kar-ağlı (Korkut ve Köroğlu hakkında efsane)”Zapiski Vost. Otdeleniya, XIX., spd. 1909. - P.S. Spiridonov, “Odin iz variantov legendi o Hor-Hutek” ( Horhut hakkındaki efsanelerin varyantlarından biri) PTLLA, yıl XIII, Taşkent, 1909. - A.Divaev; Variantavı Legendı Xarı – Xutı, Z.V.O., Taşkent, 1909. - V.V. Barthold, “İz proşlogo turak” (Türklerin Geçmişinden) Ejemeseçnity Jurnal, 1917. - V.V. Barthold, “Vedeine k perevodu Kniga Korkuda (Korkut Kitabına giriş)”, 1922, yazma olarak Sovyet Akademizi Arşivi. - M. Jumbaev, “Korkıt”, Şolpen dergisi, Taşkent, 1922. - A. Divaev, “Koylibay baski”, Tartu dergisi, Taşkent, 1924. (Korkut hakkında Kazak Efsaneleri). - A. Musahanlı, Edebiyattan iş kitabı, Bakü, 1928, (s.124 – 30) - Emin Abid, “Aşiret Devrimdeki Edebiyatımıza Ait Vesikalar”, Azerbaycan’ı Öğrenme Yolu Mecmuası, Bakü, 1930, sayı 3, (s.48 – 52) - Hamit Araslı, “Dede Korkut” destanı, Kadim edebiyat (ortamektebin 8. sınıfı için ders kitabı), 1939 – 40. - Kitab-ı Dede Korkud’dan (s. 3 – 26). Azerbaycan Halkının kahramanlık Eposu “Kitab-ı Dede Korkud” hakkında düzenleyen M.G. Tahmasib, Bilimler Akademisi, CCPN, Azerbaycan Filialı, Nizami Edebiyat ve Dil Enstitüsü, Bakü, 1941. - M. Rafili, “Azerbaycanakii geroiçeskli epos, ropçii” (Azerbaycan Kahramanlık Destanı, Dede Korkut hakkında ). Bakü İşçisi, 13.06.1941. - M. Rafili, Dreniyaya oqerk, “(ob epose Kitab-ı Dede Korkut)”, En Eski Azaerbaycan Edebiyatı (başlangıçtan XVI.yy. sonuna kadar) “Dede Korkut” destanı hakkında küçük açıklama, Bakü, 1941. (s. 17 – 22). - A.H. Margulan “Korkıt Kuyşı”, Izvestiya Kazahskogo filiala AN 246 SSSR, seriya yazıka leteraturı. Cüz I. Almatı, 1944. (s.83- 84). - “Gorkut Ata Kitabı (Dede Korkut Kitabının Türkmence Çevirisi)”, Sovyet Edebiyatı, No 1-2, s.10, Aşkabat, 1945. - L. Hüseyinzade, “Dedtanın Bir Boyundaki Er Adları” (Dede Korkut destanları hakkında) edebiyat ve ince sanat, 13 Temmuz 1957. - M. Rafili, “Halk Yartışı Ölümsüzdür”, (Dede Korkut Destanı hakkında), Bakü İşçisi, 22 Ağustos 1957. - Kazak Ertebileri, c. I, Almatı, 1957. (s. 60-70) - A. M. Demircizade, “Kitab-ı Dede Korkut materiali pervoy vsesoyunznoy nauçnoy konferentşii vostokovedov Taşkentte)”, Taşkent, 1958, (s. 760-64). - A. M. Demircizade, “Oepose Kitab-ı Dede Korkud (Dede Korkut destanı hakkında)” Trudı Azerb. Gos. Ped. İnstituta im. V. I. Lenina, c VII, Bakü, 1959 (s.91 – 98) - V.M. Jirmunskiy “Skazanie obalpamışe i bogotırskaya skazka (Alpamış rivayeti ve kahramanlık hikâyesi)” , M. 1960, (S.63 – 64). - V. M. Jirmunskiy, “Legenda o prizvanii poeta (şairin misyonu hakkında bir rivayet)”, I. A. Orbeli Armağanı, Moskova – Leningrad, 1960 s. 187 – 95. - V.M. Jirmunskiy, “Istoriçeskie istaçniki skazanie o razgrobleni dama Salar-Kazana (Salur Kazan’ın Evinin Yağmalandığı Üzerine Tarihsel Kaynaklar)” - B. A. Karryev, “Kniga korkut Ata (Korkut Ata Kitabı, Türkmence versiyonu)” izvestiya Turkm. Filiala AN SSSR, cüz 3-4, Aşkabat, 1946. - V. M . Jirmunskiy ve H. T. Zarifov, “Izbekkiy nardony geroiçeskiy epos (Özbek Halk Kahramanlık Destanı)”, M. 1947, (s.11-16). - A.H.Margulan, “korkıt kuyşı”, Kazak Sovyet Sosyalist Bilimler Akademisi Haberleri Dil Serisi, 1948. - Ahundof- Guraenli, Gorkut Atanın Kitabı Korkut hikâyelerini yazan salur baba hakkında Kitab-ı Korkut’un Türkmen versiyonu, 1950. 247 - H. Araslı, A. M. Demircizade, M. Arifi ve M. Tahmasib, “Dede Korkut Destanları”, Kommunist, 26 Mart 1957. - A.M.Demircizade, “M. F. Ahundof’un Arşivinde Dede Korkut’un İzi”, Edebiyat ve ince sanat, 21 Nisan 1957, sayı 16. - Hamit Araslı, “Halk edebiyatımızın kıymetli abidesi “Dede Korkut’un” yeni el yazısı”, Edebiyat ve ince sanat, Bakü, 13 Temmuz 1957. - Mukaş Kabkenov, “Korkıt pen ajal (Kazak Efsanesi)”, Kazak Edebietı, No 35, 1963. - V.N. Basilov, “O turkmenskom pirel dojdya Barkut Baba (Türkmen Yağmur Piri Barkut Baba)”, Sovestkaya etnografiya, No 3, 1963 (Türkmen efsanelerinde Bürküt Ata Korkut Ata’nın prototipidir). - V.N. Basilov, “K. Baprosu O Genesiet oloraza korkut-Ata (Korkut Ata vasfının etnik yapısı meselesine dair)”, Moskova, 1961. - M.G.Tahmasib, Halk Destanlar, Bakü, 1965. - Mirza Ragımov, “Dede Korkut Kitabında” “anda, ende attributif şekilleri hakkında”, Azerbaycan CCP Bilimler Akademisi Haberleri, Edebiyat ve İnce Sanat Serisi, Bakü, 1966. - H.A. Bayramov, Dede Korkud Destanlarının bazı Frazeologi Vahidleri, Uçenie zapiski Azerbaydjan. Gosud Universiteta Seriya yazıka i literature, Bakü, 1969. - Şamil A. Cemşidof, Kitab-ı Dede korkud, Bakü, 1969. - A.H. Margulan, Kazak muzikasının Korkudeturi (Kazak Musikisinin Korkut Desturu), Leninşıl Jas (Leninci Gençlik) gazetesi, 29 Ocak 1970. - Vagıf Aliyev, Kitab-ı Dede Gorgud, Azerbaycan Şifahi Halk Edebiyatı, Bakü, 1970. - V.N.Basilov, K Voprosa O genezise dardza Korkut Ata (Kokrkut Ata tipinin doğuşu üzerine), Trudı Mejdunardnogo Kongresa antropoloji çerkih i etnograficis Lihnauk, c. 10, Moskova, 1970. - M.A. Seidov, Ob eimologii slova ozan ızan (ozan – uzan 248 kelimesinin etimolojisi hakkında), Svetskoya Tyurkologiya, no 1, Bakü, 1971. (s.38 – 48) - Kar-oğlı, Pensi korkuta (Korkut Şarkıları) Sovyetskaya Tyurkologiya, No 2, Bakü, 1971. - Kitab-ı Dede Kot-rkut (Salur Kazan’ın evinin yağmalanışı hikâyesi), Azaerbaycan şiir Antolojisi, B.A.Lukovskogo ve Samed Jurgun’un redaksiyonu altında, Moskova. - B.A.Karryev, Drevnyaya Turkm. Literature (Eski Türkmen Edebiyatı), Türkmen. Filiala ANN SSR, no 1, Aşkabat, s. 50-52 - A.V.Zataleviç, 1000 Pesen Kazahekogo Naroda (Kazak Ulusunuın 1000 Şarkısı). - Mahşur-Yusuf Kopey ağlı, korkıt Kazak Efsanesi, Rukopisnıy fond biblioteka, kaz SSR, I. Kitap, s. 90-91. 1. Dedem Korkut Öyküleri, Erdal Öz, resimler, Turgut Zaim, Cem yayın evi, 1979, 2. Günümüz Türkçesiyle Dede Korkut Kiatbı, Semih Güngör, Suffe Yayınları, İstanbul, 1984. 3. Dede Korkut, Osman Nuri Ekiz, Koztaş Yayınları, İstanbul, 1986. 4. Militanlarımızdan Dede Korkut Oğuznameleri’nin Tarih Belgesi Bakımından Değerleri, M. Fahrettin Kızıloğlu, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 1987. 5. Dede Korkut Hikâyeleri Üzerinde Edebi Sanatlar Bakımından Bir araştırma, Zeki Ömer Defne, Birinci Baskı, 1942, TDK. Yayınları, 1988. 6. Deli Dumrul Oyunlaştırılan Mevlüt Ulutekin Yılmaz, Ankara, 1988. 7. Dede Korkut, Ahmet Hikmet Altınkaynak, Bilgilik Yayıncılık, İstanbul, 1989. 8. Dede Korkut destanları, Yusuf Akgül, MEB. Yayınları’na 957, Ankara, 1989. 9. Kitab-ı Dede Korkut, Şamih Allahverdi, Cemşidof Türkiye Türkçesine aktaran üçler bulduk, Kültür Bakanlığı, Ankara, 1990. 249 10.Legends of Dede Korkut I. II. Paul Mirabile, Inkılap Yayınları, İstanbul, 1991. 11.Dede Korkut Hikâyeleri, Haz. Nurel Uğurlu, Örgün yayınları, İstanbul, 1992. 12.Dede Korkut Grameri – fiil hazırlayan, Reşide Gürses, 1990. 13.Dede Korkut Hikâyeleri, S. Kemal Karaalioğlu, Inkılap Kitabevi, İstanbul, 1994. 14.Dede Korkut Kitabı’nın eski ve yazılı kaynakları hakkında (Topkapı Sarayı’ndaki Oğuz Destanı Parçalarıyla Karşılaştırma), Baheddin Ögel, Ankara, 1994. 15.Dede Korkut Kitabı’ndaki bazı manzum parçaların hece vezni ve manzume türü açısından değerlendirilerek yeniden okunması, Osman Fikri Sertkaya, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1994. 16.Dede Korkut Kitabı ile Oğuz Destanı arasındaki münasebetler, Ahmet Bican Ercilasun, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1994. 17.Dede Korkut Hikâyelerinin Anadolu ve Rumeli’de yaşayan kolları Fikret Türkmen, Türk Tarik Kurumu Basımevi, Ankara, 1994. 18.Dede Korkut Hikâyelerinin Anadolu ve Rumeli’deki izleri; Kam Püre Oğlu Bamsı Beyrek Destanı’nın Bünyan, Deli Dumrul Destanı’nın Rumeli vanyantı, Tuncer Gülensoy, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1994. 19.Günümüz Türkçesiyle Dede Korkut Öyküleri Mahir Ünlü Inkılap Yayınları, İstanbul, 1994. 20.Dede Korkut Hikâyeleri tesiri ile teşekkül eden halk hikâyeleri Metin Ekici Atatürk Kültürevi. 21.Dede Korkut, Adnan Binyazar, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 1996. 22.Dede Korkut’ta Renkler, Seyfi Karabaş, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 1996. 23.Dede Korkut, Korkut Hikâyelerinin Türkmenistan’da Derlenen Sözlü Varyantları, Yusuf Akgül, MEB. Yayınları, Ankara, 1997. 24.Dede Korkut Destanları Yusuf Akgül, MEB. Yayınları 3059, Ankara, 1997. 250 25.Del, Dumrul’un Bilinci, Bilgin Saydam, Metis yayınları, İstanbul, 1997. 26.Gizli Dede Korkut, Kemal Abdullah, Öteken Neşriyat, İstanbul, 1997. 27.Bir destan kahramanı Salur Kazan, Ali Duyma, Öteken Neşriyat, 1997. 28.Dede Korkut Destanları ve Cümleden Büyük Birlikler, Kerime Üstünova, Alfa Basım yayın, İstanbul, 1998. 29.Dede Korkut Kitabı, Mustafa Miyasoğlu, Akçağ, Ankara, 1999. 30.Dede Korkut Kitabı, Saim Sakaoğlu, Selçuk Üniversitesi, 1999. 31.Dedem Korkut, Selçuk Kırbaş, Şule yayınları, İstanbul, 1999. 32.Kitab-ı Dedem Kokkut Destanlarının Dresden Nüshası, H. Achmed Scmeide, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara, 2000. 33.Uluslar arası Dede Korkut Bilgi Şöleni Bildirileri (19 – 21 Ekim 1999, Ankara). Yayını hazırlayan Alev Kahya- Birgül, Aysu Şimşekcanpolat, Atatürk Kültür Merkezi Yayını, Ankara, 2000. 34.Kazakistan’da Dede Korkut, yayına hazırlayan Abdimalik Nisanbayev ve başkaları, Türkiye Türkçesine aktarım: Dinara Düysebayeva, Banu Muhyeyava, Atatürk Kültür Merkezi yayınları, Ankara, 2000. 35.Dede Korkut Kitabı, haz. Sadık Yalsızuganar, Timaş yayınları, İstanbul, 2000. 36.Dede Korkut Öyküleri, Ayhan Göksan, Engin yayınevi, İstanbul, 2000. 37.Dede Korkut Hikâyeleri Üzerinde Söz Dizimi Bakımından Bir İnceleme, İsmet Cemiloğlu, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara, 2001. 38.Dede Korkut Oğuzname’leri, Semih Tezcan, Hendrik Boeschoten, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2001. 39.Dede Korkut Oğuznameleri Üzerine Notlar, Semih Tezcan, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2001. 40.Dede Korkut Hikâyeleri, Metin Barak, Gonca yayınları, İstanbul, 2002. 41.Poetics of the Book of Dede Korkut, Kamil Veli Nerimanoğlu, Atatürk Kültür Merkezi Yayınları, 2002. 42.Dede Korkut Hikâyeleri, haz. Mürşide Uysal, Uysal yayınları, İstanbul, 2002. 43.Dede Korkut Hikâyeleri, haz. Selim Hancıoğlu, çizimler logistic Art Sanat 251 Destek evi, Muştu yayınları, İstanbul, 2003. 44.Korkut Ata Mitolojiden Gerçekliğe Dede Korkut Prof. Dr. Fuzuli Bayat, Karam yayınları, 2003. 45.Dede Korkut Hikâyeleri, Cüneyd Emiroğlu, Sebil yayınevi, İstanbul, 2004. 46.Dede Korkut Masalları, resimleyen Alaaddin Barışkan, Say yayınları, 2004. 47.Oğuz Türklerinin Hikâyesi; Dedem Korkut’tan Öyküler, Necati Güngör, Toroslu Kitaplığı, İstanbul, 2004. 48.Dede Korkut, Suat Batur, Altın kitaplar, İstanbul, 2005. 49.Dede Korkut Hikâyeleri, haz. Alper Oruç, Bahar yayınevi, İstanbul, 2005. 50.Dede Korkut Hikâyeleri, haz. Ayşegül Kıraç, resimleyen Betül Yıldız, Beyan yayınları, İstanbul, 2005. 51.Dede Korkut (Araştırmalar, notlar, dizin, metin) Sadettin Öncelik, Gazi Kitabevi, Ankara, 52.Dede Korkut, Hülya Şat, Altın Yayınları, İstanbul, 2005. 53.Dedem Korkut Hikâyeleri, Engin Yılmaz, Metropol yayınları, 2005. 54.Dede Korkut Hikâyeleri, Ali Kurt, Birey yayınları, 2005. 55.Dede Korkut Hikâyeleri, Kemal Bek, Bordo Siyah yayınları, İstanbul, 2005. 56.Dede Korkut Kitabı’nın Dresden Nüshasının Giriş Bölümü (metin transkripsiyonu ve açıklama notları) Osman Fikri Sertkaya, Ölüken Neşriyat, İstanbul, 2006. 57.Dedem Korkut’un Kazan Bey Oğuznamesi, Mustafa S. Kaçalin, kitapevi yayınları, İstanbul, 2006. 58.Dede Korkut Hikâyeleri, Dr. Pervin Ergün Akça, Ankara, 2006. 59.Oğuzların Diliyle Dedem Korkut’un Kitabı, Mustafa S. Kaçalin kitapevi yayınları, İstanbul, 2006. 60.Dede Korkut Kitabı, Bekir Sami Özsoy, Akçağ, Ankara, 2006. 61.Dede Korkut Hikâyeleri, Hayati Develi, Alkım, 2006. 62.Dedem Korkut’un Kitabı (Kitab-ı Dedem Korkut Ala Lisan-ı Taife-i Oğuz), haz. Orhan Şaik Gökyay, 252 Beowulf Araştırmaları 1. J.R.R. Tolkien, Beowulf and critics Arizona Center for Medieval an Tempe, Arizona, 2002. 2. Dilip Ranade, Shared data clusters: scalable, manageable, and highly available Wiley Pub. Indınanapolis, I 2002. 3. Michael Alexander, Beowulf, Penguin Books, Harmondsworth, 1977. 4. Felix Genzmer, Beowulf: und das Finnsburg – Bruchstück Philipp Reclam Jun Stuttgart 1975. 5. Christine Rauer, Beowulf and the dragon: parallels and analogues D.S. Brewer Cambirdge; Roch 2000. 6. Gale Owen-Crocker, The four Funerals in Beowulf: and the structure of the poem, Manchester University Press: D. Manchester, 2000. 7. C.L. Wrenn, Beowulf: with the Finnesburg frahment George G. Harrap London 1953. 8. Jo. Bazelmans, By weapons made worthy; lords, retainers, and their relationship in Beowulf, Amsterdam University Press, Amsterdam, 1999. 9. Seamus Heaney, Beowulf, Faber and Faber, London, 1999. 10. Thomas Lawrence, Sterling, How to build a Beowulf: a guide to the imprmentation and app., MIT Press Cambirdge, Mass, 1999. 11. Paul Robert Lieder, British poetry and prose, Houghton Mifflin Company, Boston, 1938. 12. T.A. Shipley, Beowulf: the critical heritage, Routledge, London; New York ,1998. 13. Allen J. Frantzen, Before the closet: same-sex love from Beowulf to Angels in America, University of Chicago Press, Chicago, 1998. 14. Alvin A. Lee, Gold-Hall and earth-dragon: Beowulf as metaphor, University of Toronto Press, Toronto: Buffal, 1998. 15. Paul Beekman Taylor, Sharing story: Medieval Norse-English literary 253 relations, AMS Press, New York, 1998. 16. William Whallon, Inconsistencies: studies inthe New Tetament, the Inferno, Ot D.S. Brewer: Biblio Woodbridge (Eas 1983) 17. Richard M. Trask, Beowulf and Judith:two heroes, University Press of America, Lanham, 1997. 18. Stephen S. Evans, The heroic poetry of dark-age Britain: an introduction to its dat University Press of America, Lanham Md., 1996. 19. Robert. E. Bjork, A Beowulf handbook, University of Nebraska Press, Lincoln, 1997. 20. C.L. Wrenn, Beowulf: with the Finnesburg fragment, University of Exeter Press, Exeter, 1996. 21. Kevin S. Kierman, Beowulf and the Beowulf manucript, University of Michigan Press, Ann Arbor, 1996. 22. Susan E. Deskis, Beowulf and the medieval proverb tradition, Medieval & Renaissance Texts & Tempe, Arizona, 1996. 23. Hugh Megannis, Images of community in old English poetry, Cambridge University Press, Cambridge, 1996. 24. Davis Craig Beowulf the demise of Germanic legend in England Garland, New York, 1996. 25. Larry Dean Benson, Contradictions: from Beowulf to Chaucer: selected studies, Larry D Scolar Press, Hanti 1995 26. James Whitby Earl, Thinking about Beowulf, Stanford Llniversity Press, Stanford, 1994. 27. Edward L. Risden, Beasts of time: apocalyptic Beowulf, P. Lang, New York, 1994. 28. Andy Orchard, Pride and prodigies: studies in the monsters of the Beowulf-manuscrip, D.S. Brewer Woodbridge, Suf, 1995. 29. Fr. Klaeber, Beowulf and the fight at Finnsburg, DC. Heath, Boston, 1950 30. John M. Hill, The cultural world in Beowulf, University of Toronto Press, Toronto, 1995. 254 31. Gillian R. Overing, Landscape of desire: partial stories of the medieval Scandinavian wor University of Minnesota Press, Minneapolis, 1994. 32. Jack George, Beowulf: a student edition, Dover Publications, New York, 1994. 33. Hill John M., The Culturl world in Beowulf, New York, 1995. 34. Francekia Mason Clarck, Theme in oral epic and in Beowulf, Garland, New York, 1995. 35. Peter Stuart Baker, Beowulf: basic readings, Garland Pub., New York, 1995. 36. Hasenfratz, Robert J., Beowulf scholarship: an annotated bibliography, 1979-1990, Garland Pub., New York, 1993. 37. J.D.A. Ogilvy, Reading Beowu!f : an introduction to the poem, its background, University of Okiahoma Press, Norman, 1983. 38. Gilbert Phelps, A Survey of English literature: Some of the main themes, Pan Books, London, 1965. 39. Bernard Felix Huppe, Beowulf, a new translation, Medieval &. Renaissance Texts, Binghamton, N.Y, 1937. 40. Hope Nash Wolff, A study in the narrative structure of three epic poems, Garland, New York. 1987. 41. Ruth Lehmann, Beowulf: an imitative translation, University of Texas Press, Austin, 1988. 42. Gordon Walsh, Beowulf, Longman, Harlow, 1975. 43. Stanley B.Greenfield, Hero and exile the art of old English poetry, Hambledon Press, London, 1989. 44. Robert Manson Myers, From Beowulf to Virginia Woolf: an astounding and wholly unauthorized, University of lllinois Press, Urbana, 1984. 45. George Clark, Beowulf, Twayne Publishers, Boston, 1990. 46. John D. Niles, Beowulf: the poem and its tradition, Harvard University Press, Cambridge, 1983. 47. Marc Hudson, Beowutf: a translation and commentary, Bucknell University Press, Lewisburg: London, 1990. 255 48. Harold Bloom, BeowuIf, Chesea House, New York, 1987. 49. Randolph Swearer, Beowulf: a likeness, Yale University Press, New Haven, 1990. 50. John Miles Foley, Traditional oral epic: the Odyssey. Beowulf. and the Serbo-Cr, University of California Press, Berkeley, 1990. 51. R.D. Fulk, Interpretations of Beowulf: a criticıl anthology, Indiana University Press, Bloomington, 1991. 52. Giliian R. Overing, Language, sign, and gender in Beowulf, Southern Hinois University P, Carbondale, 1989. 53. Barry Tharaud, Beowulf, University Press of Colorado, Niwot, 1990. 54. Fred C. Robinson, The tomb of Beowulf and other essays on old English, Blackwell Oxford; Cambridge, 1993. 55. Stitt. J Michael, Beowulf and the bear’s son epic, saga, and fairytale in northern GarlandPub., New York, 1992. 56. Kendall Calvin B., The metrical grammar of Beowulf, Cambridge University Press, Cambridge, 1991. 57. Lawrence. Karen, The McGraw-HitI guide to English literature, McGraw-HiIl, New York, 1985. 58. Donaldson, E. Talbot, Beowulf: a new prose tarnslation, Norton, New York, 1966. 59. Jess B. Bessinger, Approaches to teaching Beowulf, Modern Language Association of New York, 1984. 60. Tripp. Raymond P., Literary essays on language and meaning in the poem called Beowulf, B E. Mellen Press, Lewiston, N.Y., 1992. 61. Stanley, Eric Geraid, ln the foreground: Beowulf, D.S. Brewer Cambridge, Roch 1994. 62. Sam Newton, The origins of Beowulf and the pre- Viking kingdom of East Anglo-Saxons, D.S. Brewer, Cambirdge, 1993. 63. Martin Puhuel, Beowulf and Celtic tradition, Waterloo, University Press, 1979. 64. Mary A. Parker, Beowulf and Christianity, New York, Lang, 1987. 256 65. A. Beowulf Handbook, edited by Robert E. Bjork and John D. Niles, Lincoln: University of Nebraska Pres, 1997. 66. William Witherle Lawrence, Beowulf and Epic Tradition, New York, Hafner, 257 British Museum’da korunan orjinal Beowulf metninin ilk sayfası. (Kaynak: http://www.lone- star.net/literature/beowulf/) 258 KAYNAKÇA Abdullayev, Kemal, Gizli Dede Korkut, Ekin Kitabevi Yayınları, Bursa, 1997. Aliyeva, Tamilla, “Kitab-ı Dede Korkut ve İskandinaw Destanları”, Bilge Dergisi 25 (2000), 19-21. Adil, Nevzat, A Critical Analysis of th Theme of the Heroic İdeal in Beowulf and The Book of Dede Korkut, Hacettepe Üniversity, Ankara, 1990. Artun, Erman, Türk Halk Edebiyatına Giriş, Kitabevi, İstanbul, 2004. Banarlı, Nihat Sami, Resimli Türk Edebiyatı Tarihi I., İstanbul, 1997. Bjork, Robert E., A Beowulf Handbook, Üniversity of Nebraska Pres, Lincoln, 1997. Borotav, Pertev Naili, Halk Hikâyeleri ve Halk Hikâyeciliği, Tarih Vakfı Yayınları, İstanbul, 2002. Boratav, Pertev Naili, 100 Soruda Türk Halk Edebiyatı, Gerçek Yayınevi, İstanbul, 2004. Early, James Whitby, Thinking About Beowulf, Stanford Üniversty Pres, California, 1994. Elçin, Şükrü, Halk Edebiyatına Giriş, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1981. Elçin, Şükrü, İslamiyet Öncesi Türk Destanları, Ötüken Yayınları, İstanbul, 2003. Enginün, İnci, Mukayeseli Edebiyat, Dergâh Yayınları, İstanbul, 1990. Ergin, Muharrem, Dede Korkut Kitabı I, II. , Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara, 2004. Gökyay, Orhan Şaik, Dede Korkut Kitabı, Kabalcı Yayınevi, İstanbul, 2006. Gökyay, Orhan Şaik. Bugünkü Dille Dede Korkut, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1963. Hill, John M., The Cultural World in Beowulf, Universty of Toronto Pres, Toronto, 1990. Hobsbawn, Marc., Beowulf: A Translation And Commentory, Bucknel University Pres, Lewisburg, 1990. 259 İlmi Araştırmalar Dergisi, Dil, Edebiyat, Tarih İncelemeleri. Sayı 12: İstanbul, 2001. İnan, Ubdulkadir, Dede Korkut Kitabında Eski İnançlar ve Gelenekler, Türk Kültür Araştırmaları, Ankara, 1966-99. Kaplan, Mehmet, Türk Edebiyatı Üzerine Araştırmalar III Tip Tahlilleri, İstanbul, 1991. Kaplan, Mehmet, “Dede Korkut Kitabı’nda Kadın”, Türkiyat Mecmuası (1946- 51) 99. Kinder, Hermann-Hilgemann Werner, Dünya Tarihi Atlası 1. Cilt., ODTÜ Yayıncılık, Ankara, 2006. Karadağ, Metin, Türk Halk Edebiyatı Anlatı Türleri, Ürün Yayınları, Ankara, 1995. Kefeli, Emel, Karşılaştırmalı Edebiyat İncelemeleri, Kitabevi, İstanbul, 2000. Kudret, Cevdet, Batı Edebiyatından Seçme Parçalar, İnkılap ve Aka Kitabevleri, İstanbul, 1980. Legousis, Emile, A History of English Literature, J.M. Dent And Sons LTD, London, 1993. Mazaheri, Ali, Ortaçağda Müslümanların Yaşayışları, Varlık Yayınevi, İstanbul, 1972. Morgan, Edwin, Beowulf, Carcanet Pres, Edinburg, 2002. Nebiyev, Bekir, “Kitabı-ı Dede Korkut Ansiklopedisi”, Bilge Dergisi 25 (2000) 66-99. Nisanbayev, Abdilmalik, Kazakistan’da Dede Korkut, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yayınları, Ankara, 2000. Ong, Walter I., Sözlü ve Yazılı Kültür, Metis Yayınları, İstanbul, 2003. Owen-Crocker, Gale R., The Four Funerals in Beawulf and the Structure of the Poem, Manchester U. Pres, UK, 2000. Ögel, Bahaeddin, Türk Kültür Tarihine Giriş Cilt 1, Kültür Bakanlığı Yayınları Ankara, 1978. Ögel, Bahaeddin, Dünden Bugüne Türk Kültürünün Gelişme Çağları, Türk Dünyası Araştırma Vakfı, İstanbul, 2001. 260 Ögel, Bahaeddin, Türk Mitolojisi Cilt II, Türk Tarihi Kurumu, Ankara, 1995. Öztekin, Nebahat, Turkish Studies Volume 2/4 Fall ,2007. Rechl, Karl, Turk Boylarının Destanları, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara, 2002. Rosenberg, Dona, Dünya Mitolojisi Büyük Destan ve Söylenceler Antolojisi, İmge Kitabevi, Ankara, 2006. Rousseau A.M.-Pichois Cl., Karşılaştırmalı Edebiyat. Sakaoğlu, Saim, Dede Korkut Kitabı Cilt I-II, Selçuk Üniversitesi Yaşatma ve Geliştirme Vakfı Yayınları, Konya, 1998. Saydam, Bilgin, Deli Dumrul’un Bilinci, Metis Yayınları, İstanbul, 1997. Seyidoğlu, Halil, Bilimsel Araştırma ve Yazma El Kitabı, Güzem Can Yayınları, İstanbul, 2003. Taflı, Hülya, A Comporative Study of th Belief Stystems in Beowulf and The Book of Dede Korkut, Kayseri, 2006. Togan, Zeki Velidi, Oğuz Destanı Reşideddin Oğuznamesi, Tercüme ve Tahlili, İstanbul, 1972. Tietze, Andreas, Tarihi ve Mitolojik Türkiye Türkçesi Lugatı, Simurg Yayınevi, İstanbul-Wien, 2002. Tighem, Paul Von, Mukayeseli Edebiyat, çev. Yusuf Şerif Kılıçel, Maarif Matbaası, Ankara, 1943. Thompson, Stith, Motif-Index of Folk Literature, Tripp, Raymond P., Literary Essays on Language and Meaning in the Poem Called Beowulf, E. Melen Pres, New York, 1992. Toven, Mehmet Bahaettin, Yeni Türkçe Lugat, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara, 2004. Türk Dili Edebiyatı Ansiklopedisi, Dergâh Yayınları, İstanbul, 1998. Unat, Faik Resit, Tarih Atlası, Kanaat Yayınları, İstanbul, 1990. Urgan, Mina. İngiliz Edebiyatı Tarihi, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2006. Yalsızuçanlar, Sadık, Dede korkut Kitabı, Kültür Bakanlığı Yayıncılık, İstanbul, 2008. 261 Yıldırım, Dursun, “Kitab-ı Dedem Korkud’un Metinleri Hangi Yaratıcılık Ortamından Geliyor?”. Türkbilig (2002), 130-71. 262 ÖZGEÇMİŞ Doğum Yeri ve Yılı : Bursa, 1970 Öğr.Gördüğü Kurumlar Kurum Adı Başlama Yılı Bitiş Yılı Lise Bursa Anadolu Lisesi 1981 1989 Lisans Hacettepe Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı 1989 1994 Yüksek Lisans Uludağ Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı 2005 Medeni Durum : Evli Bildiği Yabancı Diller ve Düzeyi : İngilizce (İyi), Almanca (Orta) Çalıştığı Kurumlar : Kurum Adı Başlama Tarihi Ayrılma Tarihi T.C.İşbankası Ağustos-1994 Şubat-1996 Pilot Sanayi İlköğretim Okulu 1996 2002 Yayınlanan Çalışmalar : “Zentinbağı’nın (Trilye’nin) Renkli Yemek Mirası”, Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, Uludağ Üniversitesi Basımevi, 2009, Yayın aşamasındaki 16. sayı. Mudanya’nın Akdenizli Konukları: Giritliler, Gaye Kitabevi, Bursa, 2008. 263