Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dergisi, Cilt 24, Sayı 1, 2019 ARAŞTIRMA DOI: 10.17482/uumfd.486033 BURSA ĠLĠ KENTSEL DÖNÜġÜM ÇALIġMALARINDA ELDE EDĠLEN BETON BASINÇ DAYANIMININ DEĞERLENDĠRĠLMESĠ * Abdullah BEYAZ ** Ramazan LİVAOĞLU Alınma: 20.11.2018; düzeltme: 01.02.2019; kabul: 05.02.2019 Öz: Afet Riski Altındaki Alanların DönüĢtürülmesi Hakkında Kanun kapsamında Bursa Ġli’nde riskli yapı tespiti yapılan rastgele seçilmiĢ 500 adet betonarme binadan elde edilen karot sonuçları bu çalıĢmaya konu edilmektedir. Bursa Ġli mevcut yapı stoğunun önemli sayıda örnekle değerlendirmenin yanında, kentsel dönüĢüm mantığı açısından dönüĢüme tabi tutulan yapılara ait beton basınç dayanım değerleri irdelenmiĢtir. Söz konusu irdeleme sırasında ülkemizde önemli metropollerden biri olan Bursa için sonuçlar ilçelere göre de irdelenmektedir. Bununla beraber binaların yapım yıllarına ve o yıllarda yürürlükteki yönetmelik standartlarına göre sahip olduğu beton basınç dayanım değeri ile günümüz standartları ile sonuçların uyumu ve binaların projesinin olup olmaması durumları için de irdelemeler yapılmaktadır. Sonuç olarak riskli yapı tespiti yapılan binaların beton basınç dayanım değerleri incelenmiĢ olup, çalıĢmada Bursa Ġli mevcut yapı stoğunun beton kalitesinin çok düĢük olduğu ve mühendislik hizmeti almıĢ olmalarının kaliteye belirgin Ģekilde katkı sağlamadığı sonuçlarına varılmıĢtır. Anahtar Kelimeler: Kentsel dönüĢüm yasası, Beton basınç dayanımı, Riskli yapılar. Evaluation of Concrete Compressive Strength in Urban Transformation in Bursa Abstract: The results of core obtained from the randomly selected 500 reinforced concrete buildings in Bursa Province under the law known as the “Urban Renewal Law For Risk Mitigation” are the subject of this study. In addition to the evaluation of the existing building stock of Bursa Province with a great number of examples, the concrete compressive strength values of the structures subject to renewal in terms of urban renewal or transformation logic were examined. The results for Bursa, which is one of the important metropolitans in our country, are examined a according to districts. In addition to this, the concrete compressive strength value of the buildings according to the year of construction and the regulations standards in force in those years and the harmony of the results with the current standards and the fact that the buildings were constructed without taking the project or engineering services are also being examined. As a result, the concrete compressive strength values of the buildings at risk were investigated. In this study was concluded that the concrete quality of the existing building stock in Bursa Province is very low and engineering services are not significantly contributing to quality. Keywords: Urban renewal law, Concrete compressive strength, Buildings at risk. 1. GĠRĠġ Ülkemizin büyük bir bölümü birinci derece deprem bölgesinde yer almakta olup, nüfusun büyük bir kısmı ise Marmara Bölgesi’nde yaĢamaktadır. Dördüncü büyük Ģehir olması, sanayileĢmenin de getirmiĢ olduğu göç nedeniyle üç milyona yaklaĢan nüfusu ve Kuzey * Bursa Çevre ve ġehircilik Ġl Müdürlüğü, BURSA ** Bursa Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi ĠnĢaat Mühendisliği Bölümü, BURSA ĠletiĢim Yazarı: Abdullah BEYAZ (abdullah_beyaz2005@hotmail.com) 63 Beyaz A., Livaoğlu R.:Bursa İli Kentsel Dönüşüm Çalışmalarında Elde Edilen Beton Basınç Dayanımının Değerlendirilmesi Anadolu Fayı batı makro sismik zonunun etkisinde yer alan Bursa için plansız yapılaĢmanın sonucu olan yapı stoğu can ve mal güvenliği açısından doğal afetlerden önemli oranda etkilenme tehlikesi ile karĢı karĢıyadır. Özellikle 17 Ağustos 1999 Kocaeli/Gölcük depreminin etkileri Bursa’da da çok yakından hissedilmiĢ, toplamda 63 konut ve 5 iĢ yerinde ağır hasar, 434 konut ve 19 iĢ yerinde orta hasar, 940 konut ve 68 iĢyerinde hafif hasar meydana gelmiĢtir. Bursa’nın depremin meydana geldiği merkez üssüne 94 km uzaklıkta olmasına karĢın deprem nedeniyle 10 kiĢi ölmüĢ ve 2.375 kiĢi de yaralanmıĢtır (Özmen, 2000). Ayrıca 1855 yılında meydana gelen “Küçük Kıyamet” olarak adlandırılan Bursa merkezli deprem sonrasında iki binden fazla insanın öldüğü ve birçok yapının yıkıldığı ya da ağır hasarlar oluĢtuğu bildirilmektedir (Ambraseys ve diğ., 1995). 1855 depremine neden olan fay sistemine ek olarak Bursa Ġli’ni tehdit eden Marmara Bölgesi’nde diğer birçok fay sisteminden bahsetmek mümkündür. Söz konusu fay sistemleri değerlendirildiğinde, Bursa merkezli 1855 yılından sonra büyük ölçekli bir depremin meydana gelmemiĢ olması nedeniyle bu bölgede deprem tehlikesinin varlığı kaçınılmaz bir gerçektir. 1999 Marmara Depremi sonrasında 17 pilot ilde uygulanmak üzere Yapı Denetimi Hakkında Kanun (2001) yayımlanmıĢ, ülkemizde üretilen yapıların can ve mal güvenliğini teminen, imar planına, fen, sanat ve sağlık kuralları ile, standartlara uygun kaliteli yapı yapılabilmesi amaçlanmıĢtır. 2011 yılında meydana gelen Van Depremi, bu kanunun sadece büyükĢehirlerde uygulanmasının yetersiz olduğunu göstermiĢ ve bu uygulamanın ülke geneline yayılmasına yol açmıĢtır. Meydana gelen depremler sonrasında mevcut yapı stoğunun can ve mal güvenliği açısından gözden geçirilmesi gerekliliği gün yüzüne çıkmıĢtır. Bu bağlamda, afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dıĢındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve güvenli yaĢama çevrelerini teĢkil etmek amacıyla 31.05.2012 tarihinde 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların DönüĢtürülmesi Hakkında Kanun (2012) yayımlanmıĢtır. SanayileĢme ve artan göç ile birlikte ĢehirleĢmeye bağlı olarak kontrolsüz bir Ģekilde büyüyen, mühendislik hizmeti almadan, denetimsiz ve kaçak yapılaĢma ile ekseriyetle betonarme yapılardan oluĢan mevcut yapı stoğu meydana gelmiĢtir. Betonarme yapıları oluĢturan temel bileĢenlerden birisi olan beton yapı malzemesinin en temel fonksiyonu beton basınç dayanımıdır. Beton basınç dayanım değerleri hakkında bilgi sahibi olunarak mevcut betonarme yapı kalitesi açısından değerlendirme yapılan birçok araĢtırma bulunmaktadır. Canbaz ve ġengel (2015) çalıĢmalarında EskiĢehir’de kentsel dönüĢüme uğramıĢ 112 adet betonarme bina verisinin incelenmesi sonucunda incelenen binaların %15’inde beton dayanım değeri 5 MPa’ın altında, %80’inde 10 MPa’ın altında olduğunu ifade ederek tüm binaların %98’inin 20 MPa beton dayanımı sınır değerini sağlamadığını tespit etmiĢlerdir. 17 Ağustos ve 12 Kasım 1999 depremleri sonrasında Gölcük’te yıkılan ve/veya hasar gören binaların yanı sıra yeni yapılan betonarme yapıların beton basınç dayanım değerlerini incelemek üzere Uygur (2006) tarafından yapılan çalıĢmada binalardan karot numuneleri alınmıĢ, Schmidt çekici ve ultrasonik cihaz ile ölçümler yapılmıĢtır. Ġncelemesi yapılan 34 adet bina içerisinden 16 adet binada karot numunelerinin basınç dayanım değerleri olması gereken minimum 20 MPa değerinin altında kaldığı tespit edilmiĢtir. 19 Mayıs 2011 tarihinde 5,7 büyüklüğünde Kütahya-Simav Depremi sonrasında Kütahya Simav ilçesi ve çevresinde bulunan orta hasarlı olduğu belirtilen 113 adet betonarme binalardan karot numuneleri alınmıĢ ve beton basınç dayanım değerleri incelenmiĢtir. Değerlerin 4 MPa ile 12 MPa arasında değiĢtiği, ortalama beton basınç dayanımının da 7 MPa değerinde olduğu ve gözlenen hasarların orta büyüklükteki bir deprem sonrasında beklenen seviyenin çok üzerinde olduğu gözlenmiĢtir (Çaycı, 2012). Benzer bir çalıĢmada 2011 Van Depremi sonrasında Van ve ErciĢ’te yıkılan 27 adet betonarme bina ile ağır hasar gören 36 adet betonarme bina ele alınarak hasara sebep olan etkenler araĢtırılmaya çalıĢılmıĢ ve söz konusu betonarme binaların beton basınç dayanım değerleri incelendiğinde minimum beton basınç dayanımı 2,3 MPa, maksimum beton basınç dayanımı da 15,4 MPa olarak bulunmuĢtur (Erdil, 2016). 64 Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dergisi, Cilt 24, Sayı 1, 2019 Akçay (2000) tarafından yapılan çalıĢmada ise 1999 Gölcük Depremi sonrasında Ġstanbul Ġli ve çevresindeki 511 adet betonarme binadan karot numuneleri alınarak beton basınç dayanım değerleri araĢtırılmıĢ ve yapılan istatistiki çalıĢmalar sonucunda binaların %91’inin BS14 beton sınıfının basınç dayanımının altında kaldığı sonucuna ulaĢılmıĢtır. Bu çalıĢmalara benzer Ģekilde, Türkiye Hazır Beton Birliği’nce daha geniĢ bir alanda yapılan çalıĢmaya göre (http://www.thbb.org), Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik’te (2007) belirtilen minimum beton basınç dayanım değerinin 20 MPa olmasına karĢın 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi sonrasında depremin meydana geldiği bölgenin civar il ve ilçelerinde yıkılan betonarme binalardan alınan beton basınç dayanım değerleri incelenmiĢ olup, Yalova’da minimum 1 MPa, maksimum 16 MPa, Gölcük’te minimum 6 MPa, maksimum 17 MPa, Çınarcık’ta minimum 5 MPa, maksimum 6 MPa, Adapazarı’nda minimum 9 MPa, maksimum 19 MPa beton basınç dayanımı değerlerine ulaĢılmıĢtır. Binaların beton basınç dayanım değerlerinin olması gereken minimum sınır değerden oldukça uzak olduğu belirlenmiĢtir. Yıkılan binalardan elde edilen beton basınç dayanım değerlerine bakıldığında ülkemiz mevcut yapı stoğunun kalitesinin acilen değerlendirilmesi gerektiğini gözler önüne sermektedir. Yukarıda ifade edilen literatüre benzer Ģekilde bu çalıĢmada, Bursa Ġli sınırları içerisinde 6306 sayılı Kanun kapsamında riskli yapı tespiti yapılan betonarme binaların beton basınç dayanım değerleri incelenerek mevcut betonarme yapı stoğu hakkında bilgi sunarak, can ve mal güvenliği açısından risk durumunun belirlenmesi, kentsel dönüĢümün ana hedefi olan güvensiz yapıların yoğun olarak bulunduğu bölgelerin belirlenmesinde altlık oluĢturacağı düĢünülmektedir. Güncel literatürde konuyla ilgili olarak yalnızca dayanım değerlendirilmesine karĢın bu çalıĢmada yapıların inĢa edildiği yıl, mühendislik hizmeti alıp almadığı gibi diğer hususlar da dikkate alınarak Bursa Ġli kentsel dönüĢüm çalıĢmalarının önemine vurgu yaparak mevcut durumun değerlendirilmesi hedeflenmektedir. 2. YAPILAN ÇALIġMALAR ve BULGULARIN ĠRDELENMESĠ Yürürlüğe girdiği tarihten bugüne kadar ülkemizin önemli merkezlerinde önemli ölçüde dönüĢüm fırsatı sunmasına karĢın iyi niyetle ortaya konulmuĢ söz konusu kanunun uygulamalarının bu önemli merkezlerde dönüĢüme hizmet etmediği gerek sayılarla gerekse dönüĢümün odaklandığı bölgeler ile anlaĢılmaktadır. ÇalıĢmanın yapıldığı zaman dilimi dikkate alındığında ülkemizde toplamda 174.315 adet bireysel baĢvuru ve 191 adet alansal dönüĢüm gerçekleĢtirilmek üzere riskli alan ilan edilmiĢtir. Söz konusu iĢlemlerin en yoğun olarak gerçekleĢtiği ilimiz ise tahmin edilebileceği üzere Ġstanbul Ġli’dir ki yaklaĢık 100.000 adet bireysel baĢvuru ve 52 adet alansal dönüĢüm bulunmaktadır. Bu sayılar dikkate alındığında Bursa sınırları içerisinde yapı malikleri veya kanuni vekillerinin bakanlık tarafından lisanslandırılmıĢ kurum ve kuruluĢlara baĢvurusu sonucunda ise 2.244 adet onaylanmıĢ dosya iĢlem görmüĢ veyahut görmektedir. ÇalıĢmanın örneklemesinin alındığı tarih olan 24.11.2017 tarihine kadar oluĢturulmuĢ ve Bursa Çevre ve ġehircilik Ġl Müdürlüğü’nce onaylanmıĢ riskli yapı tespit raporu sayısı 2.244 adet olup, bunlar içerisinden 1.197 adedinin betonarme taĢıyıcı sisteme sahip olduğu düĢünüldüğünde bu yığından geliĢigüzel olarak seçilmiĢ 500 adet betonarme yapıya ait veriler bu çalıĢmada kullanılmıĢtır. Söz konusu 500 adet betonarme binanın riskli yapı tespit raporları içerisinden binanın bulunduğu ilçe bilgisi, yapım yılı, binaların projeli veya projesiz, ruhsatlı veya ruhsatsız olması ile beton basınç dayanım değeri bilgileri ve beton basınç dayanım değerlerinin günümüz yönetmelikleri ve yapım dönemlerine ait standartlarına uygun olup olmadıkları istatiksel olarak irdelenmeye çalıĢılmaktadır. Buna ek olarak söz konusu verilerin coğrafi dağılımları, mühendislik hizmeti alıp almamıĢ olmamaları, yapım dönemleri vb. gibi birçok parametreyle iliĢkileri de yine çalıĢmada tartıĢılmaktadır. 65 Beyaz A., Livaoğlu R.:Bursa İli Kentsel Dönüşüm Çalışmalarında Elde Edilen Beton Basınç Dayanımının Değerlendirilmesi 2.1. Bina Ġlçe Dağılımı Ġncelemesi yapılan betonarme taĢıyıcı sisteme sahip 500 adet binaya ait riskli yapı tespitinin Bursa’daki ilçelere göre dağılımına bakıldığında; Nilüfer’de 303 adet, Osmangazi’de 46 adet, Yıldırım’da 45 adet, Gemlik’te 37 adet, Orhangazi’de 22 adet ve Gürsu, Kestel, Ġnegöl, Mudanya, Karacabey, MustafakemalpaĢa, Ġznik, YeniĢehir ve Keles Ġlçeleri de diğer ilçeler adı altında 47 adet olduğu tespit edilmiĢtir. Bursa Ġli kentsel dönüĢüm çalıĢmalarının %61 gibi büyük bir çoğunluğunun Nilüfer Ġlçesi’nde gerçekleĢtiği belirlenmiĢtir. 9% 4% NĠLÜFER 8% OSMANGAZĠ YILDIRIM GEMLĠK 9% ORHANGAZĠ 61% DĠĞER 9% Şekil 1: Binaların İlçelere Göre Yüzdelik Dağılımı Bursa Çevre ve ġehircilik Ġl Müdürlüğü’nce onaylanmıĢ 500 adet betonarme taĢıyıcı sisteme sahip riskli yapı tespit raporlarından merkez üç ilçeye ait Nilüfer Ġlçesi’nde 303 adet, Osmangazi Ġlçesi’nde 46 adet ve Yıldırım Ġlçesi’nde 45 adet olmak üzere toplamda 394 adet binanın coğrafi bilgi sistemlerinden alınmıĢ enlem ve boylam bilgileri harita üzerinde kırmızı nokta Ģeklinde iĢaretlenmiĢtir. Ġncelemesi yapılan binaların harita üzerinde de hangi ilçede, hangi bölge veya mahallede daha yoğun talebin oluĢtuğu araĢtırılmıĢtır. Harita üzerindeki noktalara bakıldığında toplamda 172 adet riskli bina tespit raporunun Nilüfer Ġlçesi Ataevler Mahallesi ve civarında gerçekleĢtiği tespit edilmiĢtir (ġekil 3). 2.2. Bina Yapım Yılları Riskli yapı tespit raporu düzenlenmiĢ binaların 1954 ile 2004 yılları arasında yapıldığı saptanmıĢtır. Yapım yıllarının dağılımına bakıldığında 1985 ile 1990 yılları arasında 145 adet bina ve 1995 ile 2000 yılları arasında da 141 adet bina ile bu yıllar arasında yapılaĢmanın yoğun olduğu gözlenmiĢtir. 145 141 79 50 35 18 6 9 17 1954-1960 1960-1970 1970-1975 1975-1980 1980-1985 1985-1990 1990-1995 1995-2000 2000-2004 Şekil 2: Bina Yapım Yılları ile Bina Adet İlişkisi 66 Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dergisi, Cilt 24, Sayı 1, 2019 Şekil 3: Nilüfer, Osmangazi ve Yıldırım İlçelerinde İncelenen Binaların Coğrafi Konumu 67 Beyaz A., Livaoğlu R.:Bursa İli Kentsel Dönüşüm Çalışmalarında Elde Edilen Beton Basınç Dayanımının Değerlendirilmesi 2.3. Bina Proje ve Ruhsat ĠliĢkisi Ġncelemesi yapılan 500 adet bina içerisinden projesiz olarak yapılan bina sayısı 173, projeli olarak yapılan bina sayısı 327 adet bina olmasına karĢın projeli yapılan binalardan 277 adedinde projesine uyulmadan yapıldığı tespit edilmiĢtir. 6306 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliği (2012) ekinde yer alan Riskli Yapıların Tespit Edilmesine ĠliĢkin Esaslar EK-2 Madde 3.1.2.’de taĢıyıcı sistem bilgi düzeyinin asgari ve kapsamlı bilgi düzeyi olabileceği, binanın taĢıyıcı sistem projelerinin olmaması veya yerinde belirlenen taĢıyıcı sistem özelliklerinin binanın projeleri ile uyumlu olmaması durumunda asgari bilgi düzeyinde kabul edilmesi gerektiği, binanın taĢıyıcı sistem projelerinin mevcut olduğu ve yerinde kontrol edilen taĢıyıcı sistem özelliklerinin binanın projeleri ile uyumlu olması durumunda da kapsamlı bilgi düzeyi alınarak hesaplamaların yapılması gerektiği belirtilmiĢtir. Projesiz ve ruhsatsız yapılan bina sayısı 173 adet, proje ve ruhsatına aykırı yapılan bina sayısı 277 adet ve proje ve ruhsatına uyularak yapılan bina sayısı ise 50 adet olduğu tespit edilmiĢtir. PROJE VE RUHSATA 35% UYULMAYAN BĠNA YÜZDESĠ 55% PROJE VE 10% RUHSATINA UYGUN BĠNA YÜZDESĠ PROJESĠZ VE RUHSATSIZ BĠNA YÜZDESĠ Şekil 4: Binaların Proje ve Ruhsat İlişkisi Toplam 500 adet binadan proje ve ruhsatına uygun olarak yapılan bina yüzdesinin %10 ile sınırlı kaldığı görülmektedir. Bu durumda incelemesi yapılan binaların sadece %10’unda denetim ve kontrolün sağlandığı, geriye kalan yapı stoğunun %90’ında denetim ve kontrolden söz edilemeyeceği ve riskli yapı tespit raporları oluĢturulurken asgari bilgi düzeyinin kullanıldığı anlaĢılmaktadır. Binaların proje durumları ve projelerine uyulup uyulmadığına iliĢkin yıllara göre irdelemesi de yapılmıĢ olup, 1975 yılı ve öncesinde yapılan binaların %9,09’u projeli yapıldığı tespit edilmiĢtir. Ancak 1975 yılı öncesinde yapılan binalarda ya proje mevcut değil ya da projesi olsa bile projesine uyulmadan yapılmıĢtır. 1975 ile 1997 yılları arasında yapılan binaların %68,65’inin projesi vardır. Proje bakımından bu yıllar arasındaki binalarda oran oldukça yüksek olmasına karĢın projesi olan binalar arasından sadece %13,15’inde projesine uyulmuĢtur. 1997 ile 2004 yılları arasında yapılan binaların ise %76 oranında projeleri mevcut ve bunların %34,28’inde projelerine uyularak yapılmıĢtır. Yıllara bakıldığında 1997 ile 2004 yılları arası projeli yapılan bina yüzdesi ile projelerine uyularak yapılan bina yüzdesi en yüksek değere sahiptir. Yıllar geçtikçe projeli bina ve projesine uyularak yapılan bina yüzde değerlerinde artıĢ olduğu görülmektedir. 2.4. Bina Beton Basınç Dayanımları 6306 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliği (2012) ekinde yer alan Riskli Yapıların Tespit Edilmesine ĠliĢkin Esaslar EK-2 Madde 3.2.4.’te mevcut beton dayanımını belirlemek için kritik kat kolon ve perdelerinden en az 10 elemanda tahribatsız yöntemler kullanılacağı ve en düĢük 68 Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dergisi, Cilt 24, Sayı 1, 2019 2 sonucun alındığı 5 elemandan beton numunesi alınacağı, kritik kat alanının 400 m ’den fazla 2 2 ise, 400 m ’yi aĢan her 80 m için beton numunesinin bir adet arttırılacağı ve numunelerden elde edilen ortalama beton dayanımının %85’inin mevcut beton dayanımı olarak alınacağı ifade edilmiĢtir. Mevcut beton dayanımını belirlemek için riskli yapı tespiti yapılan 500 adet binadan toplamda 2.559 adet (karot) beton numunesi alınmıĢtır. Tüm beton numunelerinin ortalama basınç değerinin bu çalıĢmada 12,71 MPa olduğu anlaĢılmaktadır. Diğer taraftan yönetmelik gereği performans hesabında dikkate alınmak için mevcut beton dayanımını belirlenirken iki defa 0,85 ile çarpılmasından kaynaklı olarak hesaplarda dikkate alınan ortalama değerin ise 9,18 MPa olduğu görülmektedir. Ġncelemesi yapılan 500 adet binanın beton basınç dayanım değerlerine iliĢkin elde edilen istatistiki bilgiler Tablo 1’de sunulmuĢtur. Tablo 1. Beton Basınç Dayanım Bilgileri (MPa) En düĢük dayanım En büyük dayanım Ortalama dayanım Standart sapma 3,99 27,93 12,71 4,011 Bina yapım yılları ve beton basınç dayanımları incelendiğinde 1975 yılına kadar yapılan binaların mevcut beton basınç dayanımı ortalaması 10,03 MPa, 1975 yılı ile 1997 yılları arasında yapılan binaların 9,28 MPa ve 1997 yılı ile 2004 yılları arasında yapılan binaların da 9,73 MPa olduğu görülmektedir (ġekil 5). Bina yapım yılı arttıkça beton basınç dayanım değerinde de artıĢ olması beklenirken daha önceki yıllarda yapılmıĢ binalarda daha yüksek sonuçlar verdiği gözlenmiĢtir. 25 20 15 10 5 0 1950 1955 1960 1965 1970 1975 1980 1985 1990 1995 2000 2005 BĠNA YAPIM YILI Şekil 5: Binaların Yapım Yıllarına Göre Beton Basınç Dayanım Değerleri 500 adet binanın yapım yıllarına göre tarihsel sıralamasıyla 1954-1960, 1960-1970, 1970- 1975, 1975-1980, 1980-1985, 1985-1990, 1990-1995, 1995-2000 ve 2000-2004 yılları arasında yaklaĢık beĢer yıl arayla beton basınç dayanım ortalaması ile standart sapma değerleri irdelenmiĢtir (ġekil 6). 69 YILA AĠT ORTALAMA BETON BASINÇ DAYANIMI (MPA) Beyaz A., Livaoğlu R.:Bursa İli Kentsel Dönüşüm Çalışmalarında Elde Edilen Beton Basınç Dayanımının Değerlendirilmesi ortalama beton basınç dayanımı (MPa) standart sapma (MPa) 15,12 14,18 13,10 13,61 12,83 13,40 12,65 13,15 11,64 6,17 4,33 3,92 3,85 4,04 2,90 2,85 3,26 1,83 1954-1960 1960-1970 1970-1975 1975-1980 1980-1985 1985-1990 1990-1995 1995-2000 2000-200.4. … Şekil 6: Binaların Yıllara Göre Beton Basınç Dayanımı Ortalaması ve Standart Sapma Değişimi ġekil 6’da görüldüğü üzere 1960-1970 yılları ile 1975-1980 yılları arasındaki beton basınç dayanım değerlerinin standart sapması düĢük sonuçlar vermiĢtir. ġekil 5’te verilen grafikte belirtilen yıllar incelendiğinde söz konusu yıllara ait beton basınç dayanım değerlerinin birbirine yakın sonuçlar verdiği görülecektir. Projesiz yapılmıĢ 173 adet betonarme binanın mevcut beton basınç dayanımı 13,92 MPa, projeli ve projesine uyumlu yapılmıĢ 50 adet binanın mevcut beton basınç dayanımı 9,96 MPa, projeli olup projesine uyulmadan yapılmıĢ 277 adet binanın mevcut beton basınç dayanımı 8,55 MPa, projesi olan toplam 327 adet binanın mevcut beton basınç dayanımı 8,76 MPa olduğu tespit edilmiĢtir. Projesiz yapılmıĢ binaların mevcut beton basınç dayanımının projeli yapılmıĢ binalardan 5-6 MPa daha yüksek çıkması da bina üretimi açısından oldukça düĢündürücüdür (ġekil 7). 13,92 MPa 8,76 MPa PROJELĠ BĠNALAR PROJESĠZ BĠNALAR Şekil 7: Binaların Proje Durumuna Göre Mevcut Beton Basınç Dayanımları Bursa Ġli’nde riskli yapı tespiti yapılan binaların ilçelere göre mevcut beton basınç dayanımı dağılımı (Tablo 2) incelendiğinde 10,92 MPa ile Orhangazi Ġlçesi’ndeki binaların en yüksek beton basınç dayanım değerine, 8,82 MPa ile Nilüfer Ġlçesi’ndeki binaların da en düĢük beton basınç dayanım değerine sahip olduğu tespit edilmiĢtir. Osmangazi Ġlçesi’nde 9,73 MPa, Yıldırım Ġlçesi’nde 9,68 MPa, Gemlik Ġlçesi’nde 9,05 MPa, Gürsu, Kestel, Ġnegöl, Mudanya, Karacabey, MustafakemalpaĢa, Ġznik, YeniĢehir ve Keles ilçelerinde ise riskli yapı tespiti yapılan betonarme binaların beton basınç dayanım ortalaması da 9,72 MPa olduğu belirlenmiĢtir. 70 Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dergisi, Cilt 24, Sayı 1, 2019 Tablo 2. Ġlçelere Göre Beton Basınç Dayanım Değerleri Ġlçe Bina Adedi Mevcut Beton Dayanımı (MPa) Orhangazi 22 10,92 Nilüfer 303 8,82 Osmangazi 46 9,73 Yıldırım 45 9,68 Gemlik 37 9,05 Diğer 47 9,72 Ġlçeler bazında binaların mevcut beton basınç dayanım değerleri incelendiğinde yapılaĢmanın ve ĢehirleĢmenin en yeni olduğu Nilüfer Ġlçesi’nde en düĢük beton basınç dayanımının elde edilmesi, fay hatlarına ve denize yakınlığı yönünden Gemlik Ġlçesi’nde 2. düĢük değerin elde edilmesi tehlikeye karĢın ne denetimin ne de risk değerlendirmesinin düzgün yapılmadığını ifade etmektedir. Tüm ilçeler birlikte değerlendirildiğinde günümüz standartlarında kullanılan Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmeliğe (2007) göre 20 MPa olması gereken minimum beton basınç dayanım değerinin çok çok altında kalması ise riski arttıran bir diğer husus olarak karĢımıza çıkmaktadır. 3. SONUÇ ve ÖNERĠ Bursa Ġli’nde 6306 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 24.11.2017 tarihine kadar riskli yapı tespiti yapılmıĢ binalar içerisinden 500 adet betonarme binanın beton basınç dayanım değerlerinin incelenmesi neticesinde elde edilen sonuçlar aĢağıdaki gibi ifade edilebilir: Mevcut yapı stoğunun beton basınç dayanım değerleri günümüz standartlarının çok altında sonuçlar verdiği gibi binaların yapıldığı yıllardaki yürürlükteki standartların da altında kaldığı anlaĢılmaktadır. Bursa Ġli için mevcut yapı stoğunun proje ve ruhsat durumuna bakıldığında incelemeye konu edilen yığın içerisinde %65’in projesinin olmasına karĢın, proje, ruhsat ve eklerine uyularak yapılan bina yüzdesinin %10’una tekabül etmesi denetimin ne denli eksik yapıldığını gözler önüne sermektedir. Projesiz yapılmıĢ binaların beton basınç dayanımlarının projeli yapılmıĢ binalardan daha yüksek çıkmasının projeli yapılmıĢ binalarda yeterli denetim ve kontrolün sağlanmadığı, projesiz kaçak imal edilmiĢ binalarda mal sahibinin binayı kendisine ürettiği savından hareketle bireysel denetim ve özenin beton basınç dayanımını bu denli diğer yapılara göre arttırdığını düĢündürmektedir. Ġncelemesi yapılan binalardan %61’inin Nilüfer Ġlçesi’nde bulunması, bu ilçedeki dönüĢüm çalıĢmalarının diğer ilçelere göre oldukça fazla olduğuna iĢaret etmektedir. Diğer taraftan Nilüfer Ġlçesi’nde incelenen binaların çoğunluğunda yapım yılları ve projelerine bakıldığında site Ģeklinde yerleĢkelerin olduğu, bölgedeki farklı sitelerde proje olarak tip proje kullanıldığı, kooperatifler aracılığıyla yapımının gerçekleĢtiği, 5 katlı yapıların çoğunlukta olduğu görülmektedir. Diğer ilçelere göre daha sonradan ĢehirleĢmenin ve yerleĢim yerlerinin oluĢmuĢ olmasına karĢın beton basınç dayanım değerlerinin daha düĢük çıkması, binaların yapım yıllarına bakıldığında daha güncel olmalarına rağmen denetim mekanizmasının çalıĢmadığı, üretimin özensiz ve yetersiz olduğu gibi deprem riskini önemli ölçüde arttıran hususların fazlasıyla ön plana çıktığı anlaĢılmaktadır. 71 Beyaz A., Livaoğlu R.:Bursa İli Kentsel Dönüşüm Çalışmalarında Elde Edilen Beton Basınç Dayanımının Değerlendirilmesi Yapılan çalıĢma ile Bursa Ġli mevcut yapı stoğunun beton basınç dayanım değerinin çok düĢük değerler verdiği tespit edilmiĢtir. Ülkemizin 4. büyük Ģehri olması, 1. derece deprem bölgesinde yer alması, can ve mal güvenliği açısından mevcut yapı stoğunun büyük ölçüde riskli olduğuna iĢaret etmektedir. Mevcut yapı stoğunu oluĢturan betonarme binalar için önemli bir parametre olan beton basınç dayanımı değerlerinin acilen belirlenerek bölgesel risk analizlerinin ve öncelik sıralamasının tespit edilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda, 6306 sayılı Kanun kapsamında parsel bazında tek tek binalara riskli yapı tespitinin tüm hak sahiplerinin ittifakı durumunda herhangi bir rapor hazırlanmadan ilgili haklardan faydalanmasına olanak sağlanmasının yolu açılmalıdır. Kaldı ki incelenen yapılar arasında riskli bulunmayan hiçbir yapı yoktur. Ek olarak bina yapım yıllarına bakıldığında yoğun Ģekilde dönüĢüme tabi tutulan 1985-2000 yıllarına ait yapı stoğunun beton basınç dayanım değerlerinin oldukça düĢük sonuçlar vermesi 2000 yılı öncesinde yapılmıĢ binalar incelenmek istendiğinde, beton basınç dayanımı açısından günümüz standartlarının çok altında sonuçlarla karĢılaĢıldığı da görülmektedir. Diğer taraftan bireysel dönüĢüm mantığı ile yine bu çalıĢmadaki beton basınç dayanım değerlerinin projesi olan güncel yapılarda daha düĢük çıkması nedeniyle riskin büyük ölçüde ortadan kaldırılamayacağı da anlaĢılmaktadır. Bu kapsamda yerel yönetimler, sivil toplum kuruluĢları, üniversiteler, kamu, özel sektör ve vatandaĢlardan oluĢan tüm paydaĢların ortak katılımı sağlanarak Bursa Ġli’nde yapılması gerekli kentsel dönüĢüm programlarına ada bazında yeni bakıĢ açıları getirerek ivme kazandırılması gerekliliği açıktır. KAYNAKLAR 1. Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik, ABYYHY, (1975). 09.06.1975 tarih ve 15260 sayılı Resmi Gazete, Ankara. 2. Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik, ABYYHY, (1998). 02.07.1998 tarih ve 23390 sayılı Resmi Gazete, Ankara. 3. Ambraseys, N. N., Finkel, C. (1995). The seismicity of Turkey and adjacent areas: A historical review, Eren, Beyoğlu, Ġstanbul, pp: 1500-1800. ve Sezer, H. 1997. 1894 Ġstanbul Depremi hakkında bir rapor üzerine inceleme. Tarih Araştırmaları Dergisi, 19 (29): 169- 197. 4. Akçay, B. (2000). Ġstanbul binalarında karot yardımıyla beton nitelik tayini, Yüksek Lisans Tezi, K.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, Kocaeli. 5. Canbaz M., ġengel S. (2015) Betonarme binalarda kentsel dönüĢüm uygulamaları: EskiĢehir, Bilecik ġeyh Edebali Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi, 2 (2), 9-16. 6. Çaycı, B. (2012). Simav depremi sonrası bina yapısal özellikleri ile hasar seviye iliĢkisinin araĢtırılması, Yüksek Lisans Tezi, P.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, Denizli. 7. Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik, DBYBHY, (2007). 06.03.2007 tarih ve 26454 sayılı Resmi Gazete, Ankara. 8. Erdil, B. (2017). 2011 Van Depreminin ardından: tasarım ve uygulama farkları, 4. Uluslararası Deprem Mühendisliği ve Sismoloji Konferansı, 11-13 Ekim 2017, Anadolu Üniversitesi, EskiĢehir. 9. Özmen, B. (2000). 17 Ağustos 1999 Ġzmit Körfezi depreminin hasar durumu (rakamsal verilerle). Türkiye Deprem Vakfı, TDV/DR 010-53 nolu Deprem Raporu, Ankara. 10. Uygur, Ġ. (2006). Düzce ilindeki betonarme binaların yeniden yapılanma sürecinde incelenmesi, Politeknik Dergisi, 9(4), 279-288. 11. www.thbb.org/teknik-bilgiler/raporlar/marmara-depremi, EriĢim Tarihi:12.04.2018, Konu: 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nde Beton Kalitesi. 72 Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dergisi, Cilt 24, Sayı 1, 2019 12. 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun, (2001). 13.07.2001 tarih ve 24461 sayılı Resmi Gazete, Ankara. 13. 6306 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliği, EK-2, Riskli Yapıların Tespit Edilmesine ĠliĢkin Esaslar, (2012). DeğiĢiklik, 25.07.2014 tarih ve 29071 sayılı Resmi Gazete, Ankara. 14. 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların DönüĢtürülmesi Hakkında Kanun, (2012). 31.05.2012 tarih ve 28309 sayılı Resmi Gazete, Ankara. 73 74