ISTD, Vol.1, No.1, 2020 INTERNATIONAL JOURNAL OF SCIENCE, TECHNOLOGY AND DESIGN ULUSLARARASI BİLİM, TEKNOLOJİ VE TASARIM DERGİSİ Psikobiyotik Etki Mekanizmaları ve Bağırsak Mikrobiyotası Merve Begum OZYUREK1,Tulay OZCAN2 1B.U.U., Faculty of Agriculture, Department of Food Engineering, Bursa, TURKEY,ORCID ID 0000-0001-6889-9938 2B.U.U., Faculty of Agriculture, Department of Food Engineering, Bursa, TURKEY,ORCID ID 0000-0002-0223-3807 Corresponding Author: Tulay OZCAN, tulayozcan@uludag.edu.tr Özet Article Info Review Article Günümüzde zihinsel rahatsızlıkların tedavisinde fayda Received:09/06/2020 sağlayabileceği düşünülen psikobiyotikler ile probiyotik ve Accepted:27/06/2020 prebiyotikleri içeren gıda takviyelerine olan ilgi giderek artmaktadır. Kaygı ve davranış bozuklukları veya stres gibi Anahtar Kelimeler durumlarda kullanılan antipsikotik ilaçlara alternatif Psikobiyotik, çözümler sağlayabilme potansiyeline sahip olan postbiyotik, psikobiyotikler hakkındaki çalışmalar, umut vadetmektedir. mikrobiyota- Gastrointestinal sistemde gerçekleşen fermantasyon bağırsak-beyin sonucunda oluşan metabolitler, mikrobiyota-bağırsak-beyin ekseni, mental sağlık ekseni aracılığı ile fiziksel ve zihinsel fayda sağlamakta, psikiyatrik rahatsızlıkların tedavisinde farklı yaklaşımlara Öne Çıkanlar olanak tanımaktadır. Bu çalışmada, psikolojik sağlık Probiyotik bakteriler üzerine yararlı etkileri bulunan psikobiyotikler hakkında ve prebiyotik yapılan araştırmaların derlenerek sunulması ve bağırsak bileşenler, bağırsak mikrobiyotası ile beyin arasındaki etkileşim dengesini olumlu mekanizmalarının anlaşılmasının sağlanılması yönde etkilemektedir. amaçlanmaktadır. Gastrointestinal sistemdeki bakteriyel çeşitlilik, bağırsak ve beyin iletişimi üzerinde etkili olmaktadır. Psikiyatrik hastalıkların 59 ISTD, Vol.1, No.1, 2020 önlenmesi ve tedavi edilmesi konusunda yeni yaklaşımlar öne süren psikobiyotik çalışmaları giderek dikkat çekmektedir. Mechanisms of Psychobiotic Effect and Gut Microbiota Abstract Keywords Psychobiotic, In these years, there is an increasing interest in food postbiotic, supplements containing probiotics, prebiotics and microbiota-gut-brain psychobiotics, which are thought to be beneficial in the axis, mental health treatment of mental disorders. Studies on psychobiotics that provide potential alternative solutions to antipsychotic Highlights drugs, which use in conditions such as anxiety, behavioral Probiotic bacteria disorders or stress conditions are promising. The and prebiotic metabolites consists of fermentation in the gastrointestinal substrates positively tract provide physical and mental benefits through the affect the intestinal microbiota-gut-brain axis and allow different approaches in microflora. the treatment of psychiatric disorders. In this study, it is Bacterial variety in aimed to present compiled researches about health benefits the gastrointestinal on psychobiotics and explain the interaction mechanisms tract have an impact between the gut microbiota and the brain. on gut and brain communication. Psychobiological researches that suggest new approaches to the prevention and treatment of psychiatric diseases are remarkable. 1. Giriş Son yıllarda yapılan klinik araştırmalar, yaşam ve beslenme tarzının konakçının sağlık durumu ile önemli ölçüde ilişkili olduğunu ortaya koymaktadır. Bu bağlamda proteinler, karbonhidratlar, lipitler, vitaminler, mineraller, fenolik ve antioksidanlar gibi biyoaktif bileşenler, probiyotikler, prebiyotikler, sinbiyotikler ve postbiyotikler gibi sağlık üzerine 60 ISTD, Vol.1, No.1, 2020 faydalı bileşenleri içeren fonksiyonel gıdaların önemi, araştırmacılar, üreticiler ve tüketiciler tarafından daha fazla dikkat çekmektedir. Doğal, takviye edilmiş, iyileştirilmiş veya zenginleştirilmiş olarak sınıflandırılan bu gıdalardan probiyotikler, prebiyotikler ve postbiyotikler gibi biyoaktif bileşenleri içerenler, nutrasötik gıdalar olarak kabul edilmekte ve sağlık üzerine etkileri araştırılmaya devam etmektedir (Birch ve Bonwick 2019, Rad ve ark. 2020). Probiyotik bakteriler ve prebiyotik bileşenler, nörolojik, immünolojik, metabolik ve hormonal sinyal yolları ile psikobiyotik etki gösterebilmekte, konakçı hücre için temel besinleri ve bağışıklık sistemine faydalı bileşenleri sağlamanın yanı sıra beyin-bağırsak ekseni üzerinde etkili olan nöroaktif bileşenleri de üretebilmektedirler. Son yıllarda yapılan çalışmalar psikobiyotiklerin vücutta iltihabı azaltıcı etkilerinin olduğunu, kortizol seviyesini düşürdüğünü, Otizm, Parkinson ve Alzheimer hastalıkları başta olmak üzere nörodejeneratif ve nörogelişimsel bozukluklarının iyileştirilmesinde etkilerinin bulunduğunu göstermektedir (Bermudez-Humaran ve ark. 2019, Cheng ve ark. 2019). 2. Probiyotik, prebiyotik ve postbiyotikler Probiyotik çalışmalarının temelleri 20.yy’ın başlarında Elie Metchnikoff tarafından bağışıklık sistemi üzerine yapılan araştırmalarda, gıda takviyelerinin bağırsak mikrobiyotası üzerine olumlu etkileri olduğunun ve toksin üreten bakterilerin gelişimlerini baskıladığının belirtilmesiyle atılmıştır. Sonraki yıllarda yapılan bilimsel araştırmalarda probiyotikler; yeterli miktarda (≥ 7 Log10 kob/g-L) tüketildiklerinde sağlık üzerine olumlu etkileri olan bakterileri ve mayaları içeren canlı mikroorganizmalar olarak tanımlanmıştır (Lourens-Hattingh ve Viljoe 2001, Govender ve ark. 2014). Bir mikroorganizmanın probiyotik olarak sayılabilmesi için; insanların mide-bağırsak sisteminde doğal olarak bulunuyor olması, bağırsak florasını başta patojen bakteriler olmak üzere istenmeyen mikroorganizmalara karşı koruyan antimikrobiyel bileşenler üretebilmesi, mide asidi, safra tuzları, oksijen ve enzimlere karşı stabilitesini koruyabilmesi, bağırsak duvarına yüksek oranda tutunabiliyor olması, antibiyotiklere karşı dirençli olması ve insan sağlığına fayda sağlıyor olması gerekmektedir (Govender ve ark. 2014, Barat ve Ozcan 2018, Champagne ve ark. 2018, Özcan ve Akpınar-Bayizit 2020). Yeterli miktarda tüketildiklerinde psikiyatrik hastalıkların tedavisinde yarar sağlayan ve bağırsak disbiyozunu (bağırsak mikrobiyotasının dengesinin bozulması) tedavi etmek için kullanılan bazı probiyotik bakterilere örnekler ve uygulandıkları nörolojik rahatsızlıklar Çizelge 1’de verilmektedir (Misra ve Mohanty 2019). Probiyotik gıdaların üretiminde kültürlerin etkinliğini arttıran prebiyotik substratlar; bağırsaklardaki yararlı bakterilerin gelişimlerini takviye ederek, ilgili organizmanın bağırsak dengesini olumlu yönde etkileyen gıda bileşenleri olarak tanımlanmaktadır. Konakçı mikroorganizma tarafından seçici olarak kullanılan ve sağlık açısından yarar sağlayan bu bileşenler, kalp sağlığını koruma, kolon kanseri riskini azaltma, solunum sistemi ve sindirim sistemi enfeksiyonlarına karşı vücut direncini arttırma, bağırsaklardaki iltihabi reaksiyonları azaltarak alerjilere karşı koruma, vitaminlerin bakteriyel yollarla sentezini arttırma, kalsiyum ve magnezyum gibi minerallerin 61 ISTD, Vol.1, No.1, 2020 emilimini yükseltme ve kolestrol seviyesini düşürme gibi birçok aktif rol oynamaktadır. Prebiyotiklerin bağırsakta fermente edilmesi sonucunda bütirik, propiyonik ve asetik asit gibi kısa zincirli yağ asitleri (KZYA) ile laktik asit oluşmakta, bu bileşenler bağırsak pH’sını düşürmekte, bağırsak epitel hücreleri için gerekli enerjiyi sağlamakta ve ayrıca epitel hücrelerini mekanik, kimyasal ve mikrobiyel etkilere karşı korumaktadır (Patil 2013, Gibson ve ark. 2017, Karaman ve Özcan 2018, Mohanty ve ark. 2018). Fermente süt ürünleri başta olmak üzere, izomaltooligosakkaritler açısından zengin olan miso, sake, bal, soya sosu gibi gıdalar, kimchi, fermente balık yağı gibi besinler, diyet lifi açısından zengin olan baklagil tohumları, buğday türleri gibi ürünler prebiyotik özellik gösterebilmekte ve bağırsaktaki faydalı bakterilerin gelişimini teşvik etmektedirler (Goffin ver ark. 2011, Selhub ve ark. 2014, Misra ve Mohanty, 2019). Çizelge 1. Bazı nörolojik durumlarda kullanılan probiyotik bakteriler Nörolojik durum Probiyotik bakteri Probiyotik bakteri suşu L. fermentum NS9 L. casei Shirota Lactobacillus spp. L. rhamnosus JB-1 L. helveticus ROO52 Anksiyete B. breve 1205 B. infantis Bifidobacterium spp. B. longum 1714 B. longum NCC3001 B. longum R0175 L. acidophilus L. acidophilus W37 L. brevis W63 L. casei Shirota Lactobacillus spp. L. casei W56 L. gasseri OLL2809 L. helveticus NS8 Depresyon Lactococcus spp. L. lactis W19 L. lactis W58 B. infantis B. bifidum Bifidobacterium spp. B. bifidum W23 B. lactis W52 B. longum R0175 L. casei Shirota L. helveticus Lactobacillus spp. L. helveticus R0052 Stres L. plantarum PS128 L. rhamnosus Bifidobacterium spp. B. infantis B. longum R0175 62 ISTD, Vol.1, No.1, 2020 Sinbiyotikler; yeterli miktarda tüketildiğinde (6-8 Log10 kob/g-L) konakçının sağlığı üzerine olumlu etkileri olan probiyotik mikroorganizmaların ve prebiyotik kaynağına göre yine yeterli miktarda tüketildiğinde (2.5-10 g/gün) sindirim sistemindeki mikroorganizmaların aktivitesini seçici olarak uyaran, mide-bağırsak sisteminde sindirilmeden kolona ulaşan, burada fermente olan ve konakçı sağlığına yarar sağlayan prebiyotiklerin kombine şekilde bir arada kullanımları anlamına gelmektedir. Sinbiyotikler sayesinde probiyotik mikroorganizmaların ve prebiyotiklerin ayrı ayrı etkilerinin, birlikte kullanımları ile arttırılması sağlanmaktadır (Svensson ve Håkansson 2014, Kumar ve ark. 2016, Moumita ve ark. 2017). Postbiyotikler, probiyotik bakteri fermantasyonu ile üretilen yan ürünler/metabolitler, bunların hücresel bileşenleri veya metabolik aktiviteyi arttıran faktörler olup, ayrıca “parabiyotikler”, “canlı olmayan probiyotikler” ve “biyojenikler” olarak da tanımlanmaktadır. Konakçıya doğrudan veya dolaylı yoldan fayda sağlayabilen bu bileşenler, probiyotik mikroorganizmalar tarafından fermantasyon sırasında doğal olarak ya da laboratuvar koşullarında sentetik olarak üretilebilmektedirler. Postbiyotikler terimi içerisine bakteriyosinler, kısa zincirli yağ asitleri, enzimler, organik asitler gibi hücre metabolitleri, teikoik asit, endo ve ekzopolisakkaritler gibi hücre fraksiyonları ve inaktif halde bulunan mikrobiyel hücreler de dahil edilmektedir. Bağırsaklardaki mikroorganizmalar tarafından salgılanan bu bileşenler, yararlı mikroorganizmaların gelişimini desteklemekte, hücreler arasında iletişimi güçlendirmekte, uygun doz ve sürelerde kullanıldıklarında terapötik etki göstermektedirler. Son yıllarda probiyotik, prebiyotik ve postbiyotiklerin sağlığın korunması ve geri kazanımı üzerindeki etkileri araştırılarak, probiyotikler ve postbiyotikler çeşitli fonksiyonel gıda formülasyonlarında, eczacılık ve veterinerlik alanlarında kullanılmaktadır (Şekil 1). Bu sebeple postbiyotiklerin sağlık üzerine koruyucu, önleyici ve tamamlayıcı metabolizmalarının araştırılması da önem teşkil etmektedir (Tomar ve ark. 2015, Malashree ve ark. 2019, Barros ve ark. 2020, Rad ve ark. 2020). 63 ISTD, Vol.1, No.1, 2020 Şekil 1. Postbiyotiklerin potansiyel uygulama alanları Örneğin CytoFlora (BioRay Inc., Laguna Hills, CA, USA) firması tarafından geliştirilen ve dünyada en çok bilinen postbiyotik ürünlerden olan ve Lactobacillus casei, L. plantarum, L. acidophilus DDS-1, L. reuteri, L. salivarius, L. rhamnosus, L. sporogenes, L. bulgaricus, L. acidophilus, Bifidobacterium bifidum, B. infantis, B. bulgaricus ve Streptococcus thermophilus bakterilerinden üretilen lizatın (parçalanmış hücrelerin içeriğini ihtiva eden sıvı), bağırsak homeostazının sağlanmasına yardımcı olduğu, bağırsak mikrobiyotasının dengesinin korunmasına katkı sağladığı, bağışıklığı güçlendirdiği ve otistik bireylerin semptomlarında iyileşme sağladığı belirtilmektedir (Ray ve ark. 2010). 3. Bağırsak mikrobiyotası ve beyin iletişimi Gastrointestinal sistem, doğum anından başlayarak yaşam süresince çeşitli mikroorganizmaların bağırsaklara yerleşmesi ve bağırsak mikrobiyotasını oluşturması ile kolonize edilmektedir. Yetişkin bir bireyin gastrointestinal sisteminde, insan vücudunu oluşturan toplam hücre sayısının 10 katından daha fazla bakteri hücresi bulunduğu belirtilmektedir. Bireylerde gebelik yaşı, doğum yöntemi, beslenme şekli, yaşanılan coğrafya, kullanılan ilaç ve antibiyotiklere bağlı olarak çeşitlilik gösteren bağırsak mikrobiyotası; stres faktörü, alkol ve sigara kullanımı, yaşam tarzı, yetersiz ve dengesiz beslenme sonucunda değişiklik gösterebilmekte, konak ile mikroorganizma arasındaki simbiyozun bozulması sonucunda disbiyoz durumları ortaya çıkabilmektedir 64 ISTD, Vol.1, No.1, 2020 (Wasilewski ve ark. 2015, Boulangé ve ark. 2016, Carvalho ve ark. 2018, Durmaz 2019, Süzük-Yıldız ve Öztaş 2019). Yapılan araştırmalarda plasenta, göbek kordonu ve amniyon sıvısında yer alan bakterilerin, yeni doğanların bağırsak mikrobiyotasını şekillendirdiği ve bu mikrobiyel içeriğin de doğum yöntemlerine göre değişiklik gösterdiği belirtilmektedir. Normal doğum koşullarında bebeklerin mikrobiyotasında Laktobasil kolonizasyonu yoğunluktayken, sezaryen doğumlarda Stafilokok kolonizasyonu daha fazla bulunmakta ve bunun hastane personelinin deri ve mukozasına benzer özellikte olduğu belirtilmektedir (Liu 2016, Sherwin ve ark. 2019). Yaşamın ilk üç yılında gelişen mikrobiyota, coğrafi yerleşim, iklim, kültür, cinsiyet, antibiyotik kullanımı, yaşanılan ülkenin gelişmişlik düzeyi gibi çeşitli faktörlerden etkilense de genelllikle benzer kalmaktadır (Şekil 2) (Sherwin ve ark. 2019). Çalışmalar, erken dönem bağırsak mikrobiyotasındaki olumsuz olayların yetişkin dönemdeki davranışlar ve psikolojik rahatsızlıklar üzerinde etkili olduğu göstermektedir (Mayer ve ark. 2015, Kalıp ve Atak 2018). Mide-bağırsak sisteminde bulunan mikroorganizmaların beyin fizyolojisi ve davranışları üzerine etkilerinin incelendiği çalışmalar mikrobiyotanın, bağışıklık aktivasyonu, mikrobiyel metabolitlerin ve peptitlerin üretimi, vagus sinirinin uyarılması ve bağırsakta çeşitli nörotransmitterlerin ve nöromodülatörlerin üretimi de dahil olmak üzere farklı yollardan beyne sinyaller gönderebileceğini göstermektedir (Sherwin ve ark. 2019). Örneğin temelde Crohn ve ülseratif kolit hastalıklarını tanımlamak için kullanılan ve genetik yatkınlık ile ilişkili olduğu düşünülen inflamatuar bağırsak hastalıkları (İBH), bireylerde bağırsak iltihabı ile ortaya çıkmaktadır. Bağışıklık sistemindeki rahatsızlıklar, doku hasarları, uygulanan diyetler ve anormal bağırsak mikrobiyotasının İBH üzerinde etkili olduğunu düşünülmektedir (Shanahan 2002, Wasilewski ve ark. 2015). Şekil 2. Mikrobiyota çeşitliliğini etkileyen faktörler 65 ISTD, Vol.1, No.1, 2020 İBH gibi bağırsak rahatsızlıkları ve depresyon, anksiyete gibi zihinsel rahatsızlıkların sıklıkla bir arada görülmesi, bağırsak-beyin ekseni olarak adlandırılan gastrointestinal sistem ve merkezi sinir sistemi arasında bir bağlantı olduğunu göstermektedir. Gastrointestinal sistem fonksiyonları üzerinde etkili olan mikrobiyota da göz önünde bulundurulduğunda, bu eksenin mikrobiyota-bağırsak-beyin ekseni olarak genişletilmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Mikrobiyota, bağışıklık sistemi ve sinir uçlarının mukozal hücreler ile interaksiyonu sonucunda bağırsak-beyin ekseni ile iletişime geçmektedir. İntestinal sistemde herhangi bir bozukluk olması durumunda mikrobiyel bileşikler sentezlenmekte, kan dolaşımı yolu ile beyne ulaşmakta ve merkezi sinir sistemi ile ilişkili hastalıklara yol açabilmektedir (Şekil 3) (Rhee ve ark. 2009, Fichna ve Storr 2012, Wasilewski ve ark. 2015). 4. Psikobiyotikler Psikobiyotik tanımı ilk kez psikiyatrist Ted Dinan tarafından 2013 yılında yapılmış ve “psikobiyotikler” terimi, psikiyatrik hastalıkların tedavisinde potansiyel uygulamalar öneren yeni bir probiyotik sınıfı olarak tanımlanmıştır. Psikobiyotikler yeterli miktarda alındıklarında, bağışıklık sistemi ve sinir sistemi gibi metabolik yollar ile beyin-bağırsak eksenini oluşturan sistemler aracılığıyla merkezi sinir sistemi üzerinde etkili olan, psikiyatrik hastalıklarda fayda sağlayan, depresyon ve kaygı giderici özelliklere sahip olan probiyotik mikroorganizma grubu olarak belirtilmektedir (Dinan ve ark. 2013, Cheng ve ark. 2019). Şekil 3. Mikrobiyota-bağırsak-beyin ekseninde çift yönlü etkileşim (MSS: Merkezi sinir sistemi, GİS: Gastrointestinal sistem) 66 ISTD, Vol.1, No.1, 2020 Latince “mens sana in corpore sano” (a healthy mind in a healthy body) şeklinde belirtilen “sağlıklı bir bedende sağlıklı bir zihin” söylemi, fiziksel ve psikolojik sistemlerin birbirleriyle bağlantılı olduğunu ifade etmektedir. Mikrobiyota-bağırsak- beyin ekseni üzerine yapılan son çalışmalar, bağırsak mikrobiyotasının konakçının zihinsel durumu ile etkileşimini, korelasyonunu ve ilişkisini ortaya çıkarmaktadır. Son on yıl içerisinde bağırsak mikrobiyotasının anksiyete, depresyon, stres, duyarlılık, otizm spektrum bozukluğu, şizofreni, Parkinson hastalığı ve Alzheimer hastalığı gibi hastalıklara etkisi yaygın olarak tartışılmaktadır (Johnson ve Foster 2018, Beck ve ark. 2019). Hayvanlar aleminde gözlemlenen birçok davranışsal yanıtın, insanların yaşamlarının çeşitli evrelerinde sahip oldukları bağırsak mikrobiyotası tarafından düzenlenebileceği düşünüldüğünde, enterik bakterilerin beyinle iletişim kurma mekanizmalarının aydınlatılmasının önemi anlaşılmaktadır (Sherwin ve ark. 2019). 4.1. Psikobiyotik etki mekanizmaları Psikobiyotikler, nöronların birbirleri arasında veya nöron ile başka bir hücre arasında iletişimi sağlayan kimyasallar olan nörotransmitter maddeleri ve proteinleri düzenleyebilmektedir. Bu nörotransmitter maddeler, nöroendokrin sistemini kontrol ettiği ve kan yoluyla beyin ile etkileşime geçtiği için önem teşkil etmektedirler. Mikrobiyota-bağırsak-beyin eksenini düzenleyen faktörler arasında bulunan, böbrek üstü bezlerinden salgılanan, stres hormonu olarak da adlandırılan kortizol, sitokinlerin salgılanmasını, mikrobiyotanın kompozisyonunu ve fonksiyonlarını modüle ederek bağışıklık hücrelerini etkileyebilmektedir. Vücuttaki bazı bakteriler tarafından gama- aminobütirik asit (GABA), serotonin, beyin-türevli nörotrofik faktör (BDNF), melatonin, katekolaminler, histamin ve asetilkolin gibi birçok nörohormon üretilebilmektedir. Bu nörolojik hormonlar ruh hali, duygu durum değişiklikleri, denge, bilişsel işlevler, öğrenme ve hafıza süreçleri gibi birçok aşamada etkili olmakta, periferik ve sistemik etkiler yaparak davranış ve beyin fonksiyonunu etkileyebilmektedir Yapılan çalışmalarda, sinir inhibisyonunda nörotransmiter olarak bilinen GABA'nın stres ve anksiyeteyi baskılayıcı etkisinin bulunduğu belirtilmektedir (Kalueff ve Nutt 2007, Martinowich ve Lu 2008, Özcan ve ark. 2012, Wasilewski ve ark. 2015). L. plantarum, L. odontolyticus ve B. dentium gibi bazı türler GABA, serotonin ve asetilkolin, Candida, Streptoccus, Escherichia türleri serotonin, Bacillus ve Serratia türleri dopamin, Bacillus ve Saccharomyces türleri norepinefrin sentezini indüklemekte ve bu sebeple psikiyatrik hastalıkların tedavisinde mikroorganizmaların psikobiyotikler olarak kullanım potansiyelleri üzerine yapılan araştırmalar önem kazanmaktadır (Şekil 4) (Roshchina 2016, Cheng ve ark. 2019). Mutluluk hormonu olarak da adlandırılan ve bir nörotransmitter madde olan serotoninin sentezinin, vücuttaki triptofan aminoasitinin metabolize edilme düzeylerine bağlı olarak değiştiği bilinmektedir. Yapılan çalışmalarda düşük serotonin seviyelerinin depresyonla ilişkili olduğu ve probiyotiklerin serotonin sentezini arttırabilme potansiyellerinin bulunduğu, ayrıca kronik olarak uygulandıklarında triptofan düzeylerini yükselttiği belirtilmektedir (Desbonnet ve ark. 2008). 67 ISTD, Vol.1, No.1, 2020 Bağırsaklardaki mikrobiyel dengenin sağlanması ile majör depresyon oluşumunda en büyük etkenlerden olan stres faktörünün düşürülmesi arasında korelasyon bulunmaktadır. Stres, bağırsak bariyeri fonksiyonu değiştirerek kortikotropin salgılatıcı hormon (CRH) ve vazopressin (AVP) salınımını arttırmakta, hipotalamik pituiter eksenini (HPA) aktive etmekte, interlökin-1 ve interlökin-6 seviyelerini yükseltmekte ve proinflamatuar sitokinlerin aşırı salgılanmasına neden olmaktadır. Bağışıklık sisteminin aktif olması sonucunda üretilen PGE2, ön hipofiz bezini (adrenal korteks) doğrudan uyararak fazla miktarda üretilen inflamatuar sitokinleri baskılayabilmektedir. Psikobiyotikler, antiinflamatuar sitokin olan interlökin-10 seviyesini yükselterek, proinflamatuar sitokin seviyesini düşürüp, HPA aktivitesini de baskılayarak stres koşullarının baskılanmasını sağlamakta ve bağırsak bariyeri fonksiyonları iyileştirmektedir (Şekil 4) (Tuǧlu ve Kara 2003, Dinan ve ark. 2013, Foster ve ark. 2017). Şekil 4. Psikobiyotiklerin stres faktörü üzerine etkisi Bifidobacterium ve Lactobacillus türü probiyotik bakterilerin ve oligosakkaritler gibi prebiyotiklerin beslenme düzenine eklenmesi ile proinflamatuar sitokin seviyelerinin azalıp, antiinflamatuar sitokin seviyelerinin artması, bunun sonucunda da bağırsak bütünlüğünün korunarak bakteriyel translokasyonun yani bakterilerin bağırsak ortamından çıkarak doku ve organlarda enfeksiyonlara yol açması önlenmektedir (O’Mahony ve ark. 2005, Ait-Belgnaoui ve ark. 2012, Sarkar ve ark. 2018). Bağırsak mikrobiyotasının davranış süreçlerini ve dolayısıyla psikolojik süreçleri etkileyen mekanizmalarından olan ve gastrointestinal sistemdeki bakteriyel fermantasyon sonucunda oluşan metabolitlerden kısa zincirli yağ asitleri, vagus siniri üzerinde bulunan serbest yağ asidi reseptörlerine bağlanarak beyin fizyolojisini ve davranışlarını değiştirebilmekte, Gram negatif ve Gram pozitif bakterilerin hücre duvarında bulunan peptidoglikan tabaka, PGLYRP2 gibi spesifik tanıma reseptörlerinin aktivasyonu ile davranış gelişimini etkileyebilmektedir. Mikrobiyota aynı zamanda koku alma feromonları olarak işlev gören metabolitlerin salgılanmasıyla da sosyal davranışlar üzerinde etkili olabilmektedir (Şekil 5) (Sherwin ve ark. 2019). 68 ISTD, Vol.1, No.1, 2020 Gastrointestinal bakteri populasyonundaki çeşitliliğin, bağırsak ve beyin ekseni arasındaki iletişim üzerine etkili olduğu fizyolojik süreçler ve mikrobiyota-bağırsak- beyin arasındaki iletişim yolları Şekil 6’da özetlenmektedir (Myint ve ark. 2007, Eiwegger ve ark. 2010, Perez-Burgos ve ark. 2014, O’Mahony ve ark. 2015, Zhou ve ark. 2015, Sarkar ve ark. 2018). Şekil 5. Bağırsak mikrobiyotasının sosyal davranışları etkileme mekanizmaları 4.2. Klinik araştırmalar Bağırsak bakterilerinin beyin fizyolojisini ve davranışını etkileyebileceği kavramı uzun yıllardır varlığını sürdürmektedir. 20 yy’ın başlarında İngiliz doktor George Porter Phillips tarafından yapılan çalışmada, majör depresyonun laktik asit bakterileri ihtiva eden jelatin peynir altı suyu formülasyonu ile tedavi edilebileceği önerilmiş ve laktik asit bakterilerinin gıda maddelerinin hızlı bir şekilde emilimi sağladığını, ayrıca bağırsak kanalından emilen toksin miktarını azaltarak hastalığın iyileşme şansını arttırdığı belirtmiştir (Philips, 1910). Zaman içerisinde yapılan çalışmalar ile bağırsaklarda yer alan bakterilerin konakçıda üretilenlere benzer şekilde nöroaktif bileşikler sentezleyebildiği ve beslenme düzenine 69 ISTD, Vol.1, No.1, 2020 ilave edilen probiyotik takviyelerinin bilişsel hastalıkları önleyebileceği veya tedavisine yardımcı olabileceği bilgisine erişilmiştir (Gabbay ve ark. 2012, Daliri ve ark. 2016). Probiyotik bakterilerin insanlarda depresyonu önleme üzerine etkilerini incelemek için çalışmalar yapan Steenbergen ve ark. (2015), L. brevis W, B. lactis W, L. acidophilus W37, B. bifidum W2, L. salivarius W2, L. casei W5 ve Lactococcus lactis içeren karışık probiyotik kültürü, plasebo kontrollü, randomize ve müdahele öncesi/sonrası kontrollü olmak üzere, herhangi bir duygu durum bozukluğu yaşamayan sağlıklı bireylere uygulamış, 4 hafta deney süresi sonunda katılımcıların ruh hali değişikliklerini kaydetmişlerdir. Çalışma sonucunda probiyotik takviyesinin üzüntülü ruh hali, agresif davranışlar ve olumsuz düşünceleri azaltmaya yardımcı olduğunu tespit etmişlerdir. Bununla birlikte araştırmacılar probiyotiklerin depresyon ve anksiyete hastalarını tedavi etme yeteneği üzerine daha kapsamlı çalışmalara ihtiyaç olduğunu da belirtmişlerdir. Şekil 6. Psikobiyotiklerin beyinle etkileşiminde çeşitli fizyolojik süreçler Allen ve ark. (2016) tarafından yapılan çalışmada sağlıklı bireylere 4 hafta boyunca B. longum 1714 suşu takviyesi yapılmış, plasebo kontrollü olarak değerlendirilmiş ve Cold Pressor testi uygulanmıştır. Probiyotik tüketiminin kortizol seviyesini düşürerek, anksiyete ve stresi azalttığı, ayrıca hafıza fonksiyonları gibi nörobilişsel fonksiyonları geliştirdiği öne sürülmüştür. 70 ISTD, Vol.1, No.1, 2020 Liu ve ark. (2016) tarafından yapılan çalışmada psikobiyotik etkileri olduğu düşünülen L. plantarum bakterisinin PS128 suşu 109 kob/gün olacak şekilde 16 gün süreyle erken yaşam evresinde strese maruz kalan ve daha önce herhangi bir etkiye maruz kalmayan yetişkin farelere uygulanmış ve davranışsal olarak gösterdikleri farklılıklar tespit edilmiştir. PS128 suşunun yetişkin farelerde anksiyete benzeri davranışlarda, erken dönem evresinde strese maruz kalan farelerde ise depresyon benzeri davranışlarda belirgin düşüşe, dopamin ve seratonin seviyelerinde ise artışa neden olduğu tespit edilmiştir. Musa ve ark. (2017) tarafından yapılan bir çalışmada, beslenmenin Alzheimer hastalığının ilerlemesinin geciktirilmesi üzerine etkileri araştırılmış, laktik asit bakterilerinden L. fermentum LAB9 veya L. casei LABPC ile fermente edilmiş inek sütünün nöroprotektif etkileri in vitro ve in vivo koşullarda incelenmiştir. 28 gün süreyle oral yolla beslenen farelerde öğrenme ve hafıza davranışları Morris Water Maze testi kullanılarak değerlenmiştir. Çalışma sonucunda farelerde öğrenme ve hafıza davranışları ile antioksidan miktarlarının arttığı, preinflamatuar (iltihap yapıcı) sitokin seviyelerinin azaldığı belirtilmiştir. Shaaban ve ark. (2018) tarafından yapılan çalışmada otizm spektrum bozukluğu tanısı konulan 5-9 yaş arasındaki çocukların tedavisinde probiyotiklerin etkinliğinin değerlendirilmesi amaçlanmış ve hastalara 3 ay süreyle 106 kob/gün olacak şekilde L. acidophilus, L. rhamnosus ve B. longum probiyotik bakteri suşları verilerek, bulgular belirlenmiştir. Probiyotik takviyesi sonucunda otizm hastası çocuklarda sosyalleşme, konuşma ve dil etkileşimleri ile duyusal ayrımsama özelliklerinde ve karın ağrısı, şişkinlik, kabızlık gibi gastrointestinal semptomlarda iyileşmeler olduğu tespit edilmiştir. Çalışma sonucunda farmakolojik ve nispeten daha az riskli olan probiyotiklerin, otizm spektrum bozukluğu tedavisinde kullanılabileceği belirtilmiş, farklı probiyotik bakterilerin ve prebiyotikler ile kombinasyonların araştırılması gerektiği önerilmiştir. 5. Sonuç Yapılan çalışmalar incelendiğinde bağırsaktaki faydalı bakteri miktarındaki artışın, depresyon ve anksiyete semptomlarını azaltma, stres aktivitesini düşürme, hafızayı geliştirme ve sosyal kaygıyı azaltma gibi potansiyel etkilere sahip olduğu görülmektedir (Misra ve Mohanty 2019). Psikobiyotiklerin kullanımının, Alzheimer, Parkinson, Prion, motor nöron hastalıkları gibi nörodejeneratif bozukluklar ve Down sendromu, Serebral Palsi gibi çocukluk çağında başlayan bazı nörogelişimsel bozukluklar yaşayan bireyler için tedavi yöntemi olabileceği düşünülmektedir (Cheng ve ark. 2019). Canlılar aleminin zihinsel davranışlarını ve gelişimlerini etkileyen faktörleri anlayabilmek, sinir sisteminde meydana gelen bozuklukların tedavisinde faydalı olabilecek çalışmalar yapabilmek açısından oldukça önemlidir. Gelecekte çeşitli psikiyatrik bozuklukların tedavisi olarak beyin-mikrobiyota etkileşimlerini ve fizyolojik mekanizmalarını belirlemek için daha fazla psikobiyotik çalışmalarına ihtiyaç duyulmaktadır. 71 ISTD, Vol.1, No.1, 2020 6. Kaynaklar Ait-Belgnaoui, A., Durand, H., Cartier, C., Chaumaz, G., Eutamene, H., Ferrier, L., Houdeau, E., Fioramonti, J., Bueno, L., Theodorou, V. 2012. Prevention of gut leakiness by a probiotic treatment leads to attenuated HPA response to an acute psychological stress in rats. Psychoneuroendocrinology, 37(11): 1885-1895. Allen, A. P., Hutch, W., Borre, Y. E., Kennedy, P. J., Temko, A., Boylan, G., Murphy, E., Cryan, J. F., Dinan, T. G., Clarke, G. 2016. Bifidobacterium longum 1714 as a translational psychobiotic: Modulation of stress, electrophysiology and neurocognition in healthy volunteers. Translational Psychiatry, 6(11): 1-7. Barat, A., Ozcan, T. 2018. Growth of probiotic bacteria and charecteristic of fermented milk containing fruit matrices. International Journal of Dairy Technology, 71: 120-129. Barros, C. P., Guimaraes, J. T., Esmerino, E. A., Duarte, M. C. K. H., Silva, R., Ferreira, B. M., Sant’Ana, A. S., Freitas, M. Q., Cruz, A. G. 2020. Paraprobiotics and postbiotics: Concepts and potential applications in dairy products. Current Opinion in Food Science, 32: 1-8. Beck, B. R., Park, G. S., Jeong, D. Y., Lee, Y. H., Im, S., Song, W. H., Kang, J. 2019. Multidisciplinary and comparative investigations of potential psychobiotic effects of Lactobacillus strains isolated from newborns and their ımpact on gut microbiota and ileal transcriptome in a healthy murine model. Frontiers in Cellular and Infection Microbiology, 9(July): 1-12. Bermudez-Humaran, L. G., Salinas, E., Ortiz, G. G., Ramirez-Jirano, L. J., Morales, J. A., Bitzer-Quintero, O. K. 2019. From probiotics to psychobiotics: Live beneficial bacteria which act on the brain-gut axis. Nutrients, 11(4): 1-22. Birch, C. S., Bonwick, G. A. 2019. Ensuring the future of functional foods. International Journal of Food Science and Technology, 54(5): 1467-1485. Boulangé, C. L., Neves, A. L., Chilloux, J., Nicholson, J. K., Dumas, M. E. 2016. Impact of the gut microbiota on inflammation, obesity, and metabolic disease. Genome Medicine, 8(1): 1-12. Carvalho, R., Carmo, F., Heloisa, S., Cordeiro, B., Vaz, A., Gimenez, E., Goulart, L., Góes-Neto, A., Loir, Y. Le, Jan, G., Azevedo, V. 2018. Metagenomic approaches for investigating the role of the microbiome in gut health and inflammatory diseases: Metagenomics for gut microbes, Editor(s): Imchen, M., Kumavath, R., London, UK, pp: 55-76. Champagne, C. P., Gomes da Cruz, A. Daga, M. 2018. Strategies to improve the functionality of probiotics in supplements and foods. Current Opinion in Food Science, 22: 160-166. 72 ISTD, Vol.1, No.1, 2020 Cheng, L. H., Liu, Y. W., Wu, C. C., Wang, S., Tsai, Y. C. 2019. Psychobiotics in mental health, neurodegenerative and neurodevelopmental disorders. Journal of Food and Drug Analysis, 27(3): 632-648. Daliri, E. B. M., Oh, D., Lee, B. 2016. Psychobiotics; A Promise for neurodevelopmental therapy. Journal of Probiotics and Health, 4(2): 2-5. Desbonnet, L., Garrett, L., Clarke, G., Bienenstock, J., Dinan, T. G. 2008. The probiotic Bifidobacteria infantis: An assessment of potential antidepressant properties in the rat. Journal of Psychiatric Research, 43(2): 164-174. Dinan, T. G., Stanton, C., Cryan, J. F. 2013. Psychobiotics: A novel class of psychotropic. Biological Psychiatry, 74(10): 720-726. Durmaz, B. 2019. Bağırsak mikrobiyotası ve obezite ile ilişkisi. Türk Hijyen ve Deneysel Biyoloji Dergisi, 76(3): 353-360. Eiwegger, T., Stahl, B., Haidl, P., Schmitt, J., Boehm, G., Dehlink, E., Urbanek, R., Szepfalusi, Z. 2010. Prebiotic oligosaccharides: In vitro evidence for gastrointestinal epithelial transfer and immunomodulatory properties. Pediatric Allergy and Immunology, 21(8): 1179-1188. Fichna, J., Storr, M. A. 2012. Brain-gut interactions in IBS. Frontiers in Pharmacology, 3: 1-12. Foster, J. A., Rinaman, L., Cryan, J. F. 2017. Stress & the gut-brain axis: Regulation by the microbiome. Neurobiology of Stress, 7(2):124-136. Gabbay, V., Mao, X., Klein, R. G., Ely, B. A., Babb, J. S., Panzer, A. M., Alonso, C. M., Shungu, D. C. 2012. Anterior cingulate cortex γ-aminobutyric acid in depressed adolescents. Archives of General Psychiatry, 69(2): 139-149. Gibson, R. G., Hutkins, R., Sanders, M. E., Prescott, S. L., Reimer, R. A., Salminen, S. J., Scott, K. Stanton, C., Swanson, K. S., Cani, P.D., Verbeke, K., Reid, G. 2017. The International Scientific Association for Probiotics and Prebiotics (ISAPP) consensus statement on the definition and scope of prebiotics. Nature Reviews Gastroenterology and Hepatology, 14(8): 491-502. Goffin, D., Delzenne, N., Blecker, C., Hanon, E., Deroanne, C., Paquot, M. 2011. Will isomalto-oligosaccharides, a well-established functional food in Asia, break through the European and American market? The status of knowledge on these prebiotics. Critical Reviews in Food Science and Nutrition, 51(5): 394-409. Govender, M., Choonara, Y.K., Kumar, P., du Toit, L. C., van Vuuren, S., Pillay, S. 2014. A review of the advancements in probiotic delivery: Conventional vs non- conventional formulations for intestinal flora supplementation. The Association of Pharmaceutical Scientists Journal, 15(1): 29-43. 73 ISTD, Vol.1, No.1, 2020 Johnson, K. V. A., Foster, K. R. 2018. Why does the microbiome affect behaviour? Nature Reviews Microbiology, 16(10): 647-655. Kalıp, K., Atak, N. 2018. Bağırsak mikrobiyotası ve sağlık. Turkish Journal of Public Health, 16(1): 58-73. Kalueff, A.V., Nutt, D.J. 2007. Role of GABA in anxiety and depression. Depress Anxiety, 24(7): 495-517. Karaman, S., Özcan, T. 2018. Fonksiyonel süt ürünlerinin geliştirilmesinde nutrasötik bileşenler. Gıda ve Yem Bilimi Teknolojisi, 20: 30-45. Kumar, M., Nagpal, R., Hemalatha, R., Yadav, H., Marotta, F. 2016. Probiotics and prebiotics for promoting health: Through gut microbiota: probiotics, prebiotics, and synbiotics, Editor(s): Watson, R.R., Preedy, V.R., Academic Press, Amsterdam, Netherlands, pp. 75-85. Liu, S. 2016. The development of our organ of other kinds-The gut microbiota. Frontiers in Microbiology, 7: 1-5. Liu, Y. W., Liu, W. H., Wu, C. C., Juan, Y. C., Wu, Y. C., Tsai, H. P., Wang, S., Tsai, Y. C. 2016. Psychotropic effects of Lactobacillus plantarum PS128 in early life-stressed and naïve adult mice. Brain Research, 1631: 1-12. Lourens-Hattingh, A., Viljoen, B. C. 2001. Yogurt as probiotic carrier food. International Dairy Journal, 11(1): 1-17. Malashree, L., Vishwanath-Angadi, K. Shivalkar-Yadav, Prabha, V. 2019. “Postbiotics” -one step ahead of probiotics. International Journal of Current Microbiology and Applied Sciences, 8: 2049-2053. Martinowich, K., Lu, B. 2008. Interaction between BDNF and serotonin: Role in mood disorders. Neuropsychopharmacology, 33(1): 73-83. Mayer, E. A., Tillisch, K., Gupta, A. 2015. Gut/brain axis and the microbiota. Nutrition and Cancer, 125(4), 463-479. Misra, S., Mohanty, D. 2019. Psychobiotics: A new approach for treating mental illness? Critical Reviews in Food Science and Nutrition, 59(8): 1230-1236. Mohanty, D., Misra, S., Mohapatra, S., Sahu, P.S. 2018. Prebiotics and synbiotics: Recent concepts in nutrition. Food Bioscience, 26: 152-160. Moumita, S., Goderska, K., Johnson, E. M. Das, B., Indira, D., Yadav, R., Ojha, S., Jayabalan, R. 2017. Evaluation of the viability of free and encapsulated lactic acid bacteria using in-vitro gastro intestinal model and survivability studies of synbiotic microcapsules in dry food matrix during storage. Lebensmittel-Wissenschaft and Technologie, 77: 460-467. 74 ISTD, Vol.1, No.1, 2020 Musa, N. H., Mani, V., Lim, S. M., Vidyadaran, S., Abdul Majeed, A. B., Ramasamy, K. 2017. Lactobacilli-fermented cow’s milk attenuated lipopolysaccharide-induced neuroinflammation and memory impairment in vitro and in vivo. Journal of Dairy Research, 84(4): 488-495. Myint, A. M., Kim, Y. K., Verkerk, R., Scharpé, S., Steinbusch, H., Leonard, B. 2007. Kynurenine pathway in major depression: Evidence of impaired neuroprotection. Journal of Affective Disorders, 98(1–2): 143-151. O’Mahony, L., Mccarthy, J., Kelly, P., Hurley, G., Luo, F., Chen, K., O’Sullivan, G. C., Kiely, B., Collins, J. K., Shanahan, F., Quigley, E. M. M. 2005. Lactobacillus and Bifidobacterium in irritable bowel syndrome: Symptom responses and relationship to cytokine profiles. Gastroenterology, 128(3): 541-551. O’Mahony, S. M., Clarke, G., Borre, Y. E., Dinan, T. G., Cryan, J. F. 2015. Serotonin, tryptophan metabolism and the brain-gut-microbiome axis. Behavioural Brain Research, 277: 32-48. Özcan, T., Akpınar-Bayizit, A. 2020. Probiyotik kültürlerin muhafazası: Probiyotik Yüz Yılı, 8. Bölüm, Editörler: Akçelik, M., Şanlıbaba, P., Akçelik, N., Tezel, B.U., Gazi Kitabevi, s. 247-293. Özcan, T., Aydınol, P., Delikanlı, B. 2012. γ - Aminobütirik asit (GABA) ve süt ürünlerinde önemi. Süt Endüstrisinde Yenilikçi Yaklaşımlar Sempozyumu, 15-16 Kasım, Acıpayam Denizli, 149. Patil, S. 2013. Probiotics and prebiotics: Fabulous nutritional supplements. International Journal of Scientific and Engineering Research, 4(4): 318-333. Perez-Burgos, A., Mao, Y. K., Bienenstock, J., Kunze, W. A. 2014. The gut-brain axis rewired: Adding a functional vagal nicotinic “sensory synapse.” FASEB Journal, 28(7): 3064-3074. Philips, J. G. P. 1910. The treatment of melancholia by the lactic acid bacillus. Journal of Mental Science, 56(234): 422-430. Rad, A. H., Maleki, L. A., Kafil, H. S., Zavoshti, H. F., Abbasi, A. 2020. Postbiotics as novel health-promoting ingredients in functional foods. Health Promotion Perspectives, 10(1): 3-4. Ray, B., Sherlock, A., Wilken, T., Woods, T. 2010. Lysed probiotic tincture decreases immune response to pathogenic enteric bacteria and improves symptoms in autistic and immune compromised children. Explore!, 19(1), 1-5. Rhee, S. H., Pothoulakis, C., Mayer, E. A. 2009. Principles and clinical implications of the brain-gut-enteric microbiota axis. Nature Reviews Gastroenterology and Hepatology, 6(5): 306-314. 75 ISTD, Vol.1, No.1, 2020 Roshchina, V. V. 2016. New trends and perspectives in the evolution of neurotransmitters in microbial, plant, and animal cells: Microbial endocrinology: Interkingdom signaling in infectious disease and health, Editor(s): Lyte, M., Cham, Springer, pp: 25-77. Sarkar, A., Harty, S., Lehto, S. M., Moeller, A. H., Dinan, T. G., Dunbar, R. I. M., Cryan, J. F., Burnet, P. W. J. 2018. The microbiome in psychology and cognitive neuroscience. Trends in Cognitive Sciences, 22(7): 611-636. Selhub, E. M., Logan, A. C., Bested, A. C. 2014. Fermented foods, microbiota, and mental health: Ancient practice meets nutritional psychiatry. Journal of Physiological Anthropology, 33(1): 1-12. Shaaban, S. Y., El Gendy, Y. G., Mehanna, N. S., El-Senousy, W. M., El-Feki, H. S. A., Saad, K., El-Asheer, O. M. 2018. The role of probiotics in children with autism spectrum disorder: A prospective, open-label study. Nutritional Neuroscience, 21(9): 676-681. Shanahan, F. 2002. Crohn’s disease. Lancet, 359(9300): 62-69. Sherwin, E., Bordenstein, S. R., Quinn, J. L., Dinan, T. G., Cryan, J. F. 2019. Microbiota and the social brain. Science, 366(6465): 1-15. Steenbergen, L., Sellaro, R., van Hemert, S., Bosch, J. A., Colzato, L. S. 2015. A randomized controlled trial to test the effect of multispecies probiotics on cognitive reactivity to sad mood. Brain, Behavior, and Immunity, 48: 258-264. Svensson U., Håkansson J. 2014. Safety of probiotics and prebiotics: Safety of food and beverages: Encyclopedia of food safety. Editor(s): Motarjemi, Y, Elsevier Inc., New York, USA, pp. 441-446. Süzük-Yıldız, S., Öztaş, D. 2019. Antibiyotik kullanımı ve obezite arasındaki köprü: Mikrobiyota mı? Türk Hijyen ve Deneysel Biyoloji Dergisi, 76(1): 99-108. Tomar, S. K., Anand, S., Sharma, P., Sangwan, V., Mandal, S. 2015. Role of probiotics, prebiotics, synbiotics and postbiotics in inhibition of pathogens. The Battle Against Microbial Pathogens: Basic Science, Technological Advances and Educational Programs. Formatex. Badajoz, Spain, pp: 717-732. Tuǧlu, C., Kara, S. H. 2003. Depresyon, sitokinler ve baǧışıklık sistemi. Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, 13(3): 142-150. Wasilewski, A., Zielińska, M., Storr, M., Fichna, J. 2015. Beneficial effects of probiotics, prebiotics, synbiotics, and psychobiotics in inflammatory bowel disease. Inflammatory Bowel Diseases, 21(7): 1674-1682. Zhou, W., Lv, H., Li, M. X., Su, H., Huang, L. G., Li, J., Yuan, W. M. 2015. Protective effects of Bifidobacteria on intestines in newborn rats with necrotizing enterocolitis and 76 ISTD, Vol.1, No.1, 2020 its regulation on TLR2 and TLR4. Genetics and Molecular Research, 14(3): 11505- 11514. 77