T. C. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI ESKİ TÜRK EDEBİYATI BİLİM DALI BANDIRMALIZÂDE HÂŞİM BABA DÎVÂNI (METİN-İNCELEME) (YÜKSEK LİSANS TEZİ) Mehmet Akif YALÇINKAYA BURSA 2008 T. C. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI ESKİ TÜRK EDEBİYATI BİLİM DALI BANDIRMALIZÂDE HÂŞİM BABA DÎVÂNI (METİN-İNCELEME) (YÜKSEK LİSANS TEZİ) Mehmet Akif YALÇINKAYA Danışman Yrd. Doç. Dr. Sadettin EĞRİ BURSA 2008 T. C. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE ........................................................................................................ Anabilim/Anasanat Dalı, ............................................................................ Bilim Dalı’nda ...............................numaralı …………………….................. ..........................................’nın hazırladığı “.......................................... ...................................................................................................................................................” konulu ................................................. (Yüksek Lisans/Doktora/Sanatta Yeterlik Tezi/Çalışması) ile ilgili tez savunma sınavı, ...../...../ 20.... günü ……… - ………..saatleri arasında yapılmış, sorulan sorulara alınan cevaplar sonunda adayın tezinin/çalışmasının ……………………………..(başarılı/başarısız) olduğuna …………………………(oybirliği/oy çokluğu) ile karar verilmiştir. Tez Danışmanı Üye Yrd. Doç. Dr. Sadettin EĞRİ Prof. Dr. Coşkun AK Uludağ Üniversitesi Uludağ Üniversitesi Üye Üye Prof. Dr. Bilal KEMİKLİ Prof. Dr. Mustafa KARA Uludağ Üniversitesi Uludağ Üniversitesi Üye Yrd. Doç. Dr. Mustafa ÜSTÜNOVA Uludağ Üniversitesi ....../......./ 20..... ÖZET Yazar : Mehmet Akif YALÇINKAYA Üniversite : Uludağ Üniversitesi Anabilim Dalı : Türk Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı : Eski Türk Edebiyatı Tezin Niteliği : Yüksek Lisans Tezi Sayfa Sayısı : xi + 376 Mezuniyet Tarihi : …. /…. / 2008 Tez Danışman(lar)ı : Yrd. Doç. Dr. Sadettin EĞRİ BANDIRMALIZÂDE HÂŞİM BABA DÎVÂNI (METİN-İNCELEME) Bu çalışmada Bandırmalızâde Hâşim Baba Dîvânı’nın metnini ortaya koymayı amaçladık. Metnin yanı sıra Hâşim Baba’nın hayatı ve eserleri hakkında bilgiler vermeye çalıştık. Çalışma “Bandırmalızâde Hâşim Baba’nın Hayatı”, “Din ve Tasavvuf” ve “Dîvânının Metni” olmak üzere üç ana bölümden meydana gelmektedir. Şiirlerinde “Hâşim” “Hâşimî” mahlasını kullanan Mustafa Hâşim Baba 1718 yılında İstanbul Üsküdar’da doğmuştur. Bandırmalızâde Tekkesi şeyhi Yusuf Nizâmeddin Efendi’nin oğludur. Celvetî âdâb ve erkânına göre yetişen Hâşim Baba daha sonra Bektâşîliğe meyletmiş, hatta bir ara dedebabalık makamına kadar yükselmiştir. Fakat Celvetîlerce Celvetîliği, Bektâşîlerce Bektaşîliği kabul görmemiştir. Şâir 1782’te vefât etmiştir. Bandırmalızâde Tekkesi’nin avlusuna gömülmüştür. Vefatından sonra Hâşim Baba’nın takipçileri tarafından kurulan Hâşimiyye tarikatı kendisine nispet edilmiştir. Ömrünü irşat ve tarikat hizmetlerine adamış olan Hâşim Baba’nın Dîvânı’nda Celvetîliğin, Bektâşilîğin ve Melâmîliğin tesirleri görülür. Muhtelif kütüphanelerde Dîvân’ın yazma nüshaları mevcuttur. Hâşim Baba’nın eserleri: Divân, Vâridât, Ankâ-yı Meşrık, Devriyye-i Ferşiyye. Anahtar Sözcükler Osmanlı Şiiri Hâşim Baba Divan Tasavvuf iii ABSTRACT Yazar : Mehmet Akif YALÇINKAYA Üniversite : Uludağ Üniversitesi Anabilim Dalı : Türk Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı : Eski Türk Edebiyatı Tezin Niteliği : Yüksek Lisans Tezi Sayfa Sayısı : xi + 376 Mezuniyet Tarihi : …. /…. / 2008 Tez Danışman(lar)ı : Yrd. Doç. Dr. Sadettin EĞRİ THE DIVAN OF BANDIRMALIZÂDE HÂŞİM BABA (Text -Examination) In this study, we aimed to demonsrate the text of Hâşim Baba’s Dîvân. Besides, we tried to give information about Hâşim Baba’s life and works. This study consists of three main chapters including “The Life of Bandırmalızâde Hâşim Baba”, “Religion and Mystic” and “The Text of Dîvân”. Mustafa Haşim Baba whose pseudonym was “Hâşim, Hâşimî” in his poets, was born in Üsküdar, İstanbul in 1718. He was the son of the Yusuf Nizâmeddin Efendi Sheikh of Bandırmalızade Tekkesi (Dervish lodge). Haşim Baba was educated according to the practices of Jalwatiyya orders, after that he inclinated to Bektashism orders and even he was appointed to the post of Dedebabalık. However, neither the Jalwatis nor the Bektashis had accepted him. He died in 1782. He was buried to the Bandırmalızâde Tekkesi. After his death, the Hasimiyyas, which was established by the followers of Haşim Baba, was related to him. In the Divan of Haşim Baba, who spended his life on preaching and Sufi order services, the influences of Celvetism, Bektashism and Condemnathism can be seen. The manuscripts of Divan are in different libraries. The works of Haşim Baba: Divân, Vâridât, Ankâ-yı Meşrık, Devriyye-i Ferşiyye. Key Words Ottoman Poetry Haşim Baba Divan Mystic iv ÖNSÖZ Türklerin İslamiyet’i kabulüyle başlayıp, Arap ve Fars edebiyatlarının etkisinde gelişerek Tanzimat dönemine kadar varlığını sürdürmüş olan Divan edebiyatı, kendine has edebiyat anlayışıyla asırlar boyunca Türk milletinin estetik duygularını ifadede bir aracı olmuştur. Bu edebiyat, ilk kıpırdanışlarını 13. yüzyılda Ahmet Fakih ve Hoca Dehhanî ile gerçekleştirmiştir. Mevlana ve Yunus Emre bu süreçte önemli katkıları olan isimlerin başında gelir. Daha çok dini-tasavvufî, tarihî ve ahlakî eserlerin ön planda olduğu 14. yüzyılda Aşık Paşa, Gülşehrî, Kadı Burhanettin ve Seyyit Nesimî gibi şairler dikkatimizi çeker. 15. yüzyıla gelindiğinde artık Divan şiirinin atağa geçtiği görülür. Şeyhî, Ahmet Paşa ve Necatî gibi şairlerin yanı sıra Avnî (Fatih), Adlî (II. Beyazit), Cem Sultan vd. şair padişah ve devlet adamlarının da ilgi ve desteğiyle gelişimini sürdürür. Türk şiirine damgasına vuran başta Fuzulî ve Bakî olmak üzere Zatî, Nevî ve Hayalî gibi büyük üstatların yetiştiği 16. yüzyılda artık Divan şiiri her yönüyle en ihtişamlı dönemine girmiştir. 17. yüzyılda ise bir önceki yüzyılın sağlam temelleri üstünde Nefî, Nabî, Şeyhülislam Yahya, Nailî ve Neşâtî gibi usta şairler yetişmiştir. Görüldüğü gibi her geçen yüzyılda Divan şiiri bir adım öteye gitmiş ve gitgide daha anlaşılmaz, karmaşık, girift bir hal almıştır. 18. yüzyıl ise bu gidişattan bir parça geri dönüşün yaşandığı bir dönem olmuştur. Osmanlı Devleti’nin siyasi, sosyal, ekonomik ve daha pek çok alanda yaşamış olduğu olumsuz koşullara rağmen Divan edebiyatı, asrın başında Nedim ve sonunda Sebk-i Hindî’nin en önemli temsilcilerinden Şeyh Gâlip gibi iki büyük şairi yetiştirmiştir. Temelleri önceki yüzyıllara dayanan mahallileşme cereyanı bu yüzyılda Nedim’le aleni olarak kendini gösterir hatta bu asrın en müessir akımı haline gelmiştir. Tarihimizde Lale Devri olarak adlandırılan 1718-1730 yılları arasında bilimsel, kültürel, sosyal vb. alanlarda görülen ilerleme ve gelişmeden şüphesiz Divan Edebiyatı da nasibini almıştır. Bu dönem şair kadrosu bakımından en kalabalık dönemdir. Bununla birlikte çok az sayıda şair nitelikli eserler ortaya koyabilmiş ve 18. yüzyıl Divan edebiyatının son parlak dönemi olmuştur. Başlangıcından itibaren divan şairleri tasavvufla ilgili sembollere şiirlerinde yoğun olarak yer vermişlerdir. Önceki yüzyıllarda olduğu gibi 18. yüzyılda da tasavvuf şiirde işlenen konuların başında gelir. Şiirlerinde “Hâşim ve Hâşimî” mahlaslarını kullanan Bandırmalızâde Mustafa Hâşim Baba, bu asrın önemli mutasavvıf şairleri arasında yerini alır. Ömrünün bir dönemine kadar Celvetî âdab ve erkânına göre yetişen şair, daha sonra Bektaşîliğe meylederek bu yolda kayda değer gayretler göstermiştir. Öyle ki Hacıbektaş Pirevi’nde dört yıl kalarak Bektaşîlikte önemli bir makam olan Dedebabalık makamına kadar yükselmiştir. Şiirlerinde Bektaşiliğin en temel konularından olan Hz. Ali’ye, on iki imama ve Âl-i Âbâ’ya muhabbet ile Yezid’e laneti sıklıkla işlemiştir. Bununla birlikte şiirlerinde Melâmîliğin etkisi de görülür. Melâmî meşrep bir şair olan Hâşim Baba’ya göre melâmet peygamberlikle birlikte vardır. Nebiliğin tamamlanmasından sonra velayet devreye girmiştir ve bu durum sonsuza kadar devam edecektir. Dün olduğu gibi bugün de veliler, kınayanların kınamasından korkup çekinmezler. Hâşim Baba şiirlerinde, bizzat kendi iç dünyasında muhtelif tezahürleriyle yaşamış olduğu tasavvufî hayatı ifade etmeye çalışmıştır. Şair, Allah aşkını, Ehl-i Beyt sevgisini en samimi duygularla terennüm eder. Didaktik bir amaçla kaleme aldığı şiirlerinde Allah’a ulaşmanın yollarını ve bu yolda sâliklerin karşılaşacakları güçlükleri anlatır. Ona göre, vahdete ulaşabilmek için bir mürşide-pîre bağlanmak ve onun rehberliğinde azami gayret göstermek gerekmektedir. Bütün divan şairleri gibi Hâşim Baba da rindâne bir yaşam tarzını savunur. Kaba, hoşgörüsüz tavırlarından dolayı zâhidi eleştirir. Ona, aşk yoluna girmeyi tavsiye eder. Gerek konu seçiminde gerekse bu çalışmayı hazırlamam esnasında yardımlarını esirgemeyen değerli hocam Yrd. Doç. Dr. Sadettin Eğri Bey’e ve emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunarım. Bursa 2008 Mehmet Akif YALÇINKAYA vi İÇİNDEKİLER TEZ ONAY SAYFASI………………………………………………………………… ii ÖZET……………………………………………………………………………………iii ABSTRACT…………………………………………………………………………….iv ÖNSÖZ…………………………………………………………………………………..v İÇİNDEKİLER….…...……………………………………………...………………….vii KISALTMALAR………………………………………………………………………...x SEMBOLLER…………………………………………………………………………..xi GİRİŞ…………………………………………………………………………………….1 BİRİNCİ BÖLÜM BANDIRMALIZÂDE HÂŞİM BABA 1. HAYATI ...................................................................................................................5 2. ŞAİRİN İNANÇ DÜNYASINI ETKİLEYEN TARİKATLAR..................................7 2.1. Celvetîlik ............................................................................................................7 2.2. Bektaşîlik............................................................................................................8 2.3. Melâmîlik ...........................................................................................................8 3. FİKRİ YÖNÜ............................................................................................................9 4. EDEBÎ YÖNÜ ........................................................................................................10 5. ESERLERİ ..............................................................................................................11 5.1. Divan:...............................................................................................................11 5.2. Vâridât:.............................................................................................................11 5.3. Ankâ-yı Meşrık:................................................................................................11 5.4. Devriyye-i Ferşiyye: .........................................................................................11 1. DİN .........................................................................................................................12 1.1. Allah:................................................................................................................12 1.2. Melek: ..............................................................................................................13 1.2.1. Cebrâil: ......................................................................................................13 1.2.2. İsrâfîl: ........................................................................................................14 1.3. Kur’ân-ı Kerîm: ................................................................................................14 1.4. Peygamberler:...................................................................................................15 1.4.1. Âdem:........................................................................................................15 1.4.2. Hızır: .........................................................................................................17 1.4.3. İsâ:.............................................................................................................18 1.4.4. Mûsâ:.........................................................................................................20 1.4.5. Yûsuf: ........................................................................................................21 1.4.6. Muhammed:...............................................................................................21 1.5. Dört Halife ve Ehl-i Beyt: .................................................................................24 1.5.1. Ebu Bekir, Osman, Ömer: ..........................................................................24 1.5.2. Ali .............................................................................................................24 1.5.3. Hasan:........................................................................................................27 378 1.5.4. Hüseyin ve Kerbelâ faciası:........................................................................27 1.5.5. Fatıma:.......................................................................................................29 1.6. Sahabeler: .........................................................................................................29 1.6.1. Kanber-Selman: .........................................................................................29 1.6.2. On iki İmam (eimme-i isnâ-aşer):...............................................................30 1.7. Ahiret ...............................................................................................................31 1.7.1. Kabir:.........................................................................................................31 1.7.2. Kıyamet, Haşr, Mahşer: .............................................................................32 1.7.3. Cennet ve cennetle ilgili unsurlar: ..............................................................33 1.7.4. Cehennem:.................................................................................................35 1.8. Ölüm: ...............................................................................................................37 1.9. Ruh:..................................................................................................................37 1.10. Bezm: .............................................................................................................37 1.11. Hidâyet: ..........................................................................................................38 1.12. Şefaât:.............................................................................................................39 1.13. Kâfir, Küfr......................................................................................................39 1.14. Secde: .............................................................................................................40 1.15. Kıble:..............................................................................................................41 1.16. İsrâ ve Mi’râc: ................................................................................................41 1.17. Kabe, Beytullah ..............................................................................................42 1.18. Kurban:...........................................................................................................43 1.19. Mescid............................................................................................................43 2. TASAVVUF ...........................................................................................................44 2.1. Tarikat: .............................................................................................................44 2.2. Seyr u sülûk:.....................................................................................................45 2.3. Abdal:...............................................................................................................46 2.4. Derviş:..............................................................................................................47 2.5. Pir, mürşid: .......................................................................................................47 2.6. Hırka: ...............................................................................................................49 2.7. Zikir: ................................................................................................................49 2.8. Himmet, inâyet: ................................................................................................51 2.9. Kerâmet:...........................................................................................................51 2.10. Marifet:...........................................................................................................52 2.11. Zühd: ..............................................................................................................52 2.12. Mâsivâ:...........................................................................................................53 2.13. Fenâ-Bekâ: .....................................................................................................54 2.14. Rind-Zâhid: ....................................................................................................55 2.15. Dünya: ............................................................................................................56 2.16. Sır, esrâr, râz:..................................................................................................57 2.17. Fakr, Kanaât: ..................................................................................................58 2.18. Sâlik, mürit: ....................................................................................................59 2.19. Dergâh:...........................................................................................................60 2.20. Tecellî: ...........................................................................................................61 2.21. Vahdet, Kesret: ...............................................................................................62 2.22. Gönül, Dil, Kalb: ............................................................................................62 2.23. Âşık:...............................................................................................................63 379 2.24. Semâ:..............................................................................................................64 2.25. Vuslat, Firkat: .................................................................................................65 2.26. Meyhâne:........................................................................................................66 2.27. Riyâ:...............................................................................................................66 2.28. Terk:...............................................................................................................67 2.29. Hallâc-ı Mansûr: .............................................................................................68 2.30. Edhem: ...........................................................................................................69 2.31. Attar: ..............................................................................................................70 2.32. Ab-ı hayat:......................................................................................................70 2.33. Kafdağı- Ankâ: ...............................................................................................71 2.34. Nefis:..............................................................................................................73 2.35. Velâyet-Nübüvvet:..........................................................................................75 2.36. Dört Kapı (Çehâr Bâb):...................................................................................76 2.37. Tevellâ ve teberrâ etmek: ................................................................................79 2.38. Aşk: ................................................................................................................80 2.39. Sahibu’z-zamân: .............................................................................................81 2.40. Mehdî: ............................................................................................................81 2.41. Çârdeh ma’sûm-i pâk:.....................................................................................82 2.42. Ye’cûc-Me’cûc: ..............................................................................................82 2.43. Cem, Cemü’l-cem:..........................................................................................83 DİVANIN METNİ ......................................................................................................85 SONUÇ.....................................................................................................................369 KAYNAKLAR .........................................................................................................371 EKLER .....................................................................................................................374 Ek. 1 Bursa İnebey Yazma ve Eski Basma Eserler Kütüphanesi, Genel, 750-1 nolu nüshadan örnek, vr. 6.............................................................................................374 Ek. 2 Süleymaniye Yazma Eserler Kütüphanesi’nde Mihrişâh Sultan 363 nolu nüshadan örnek, vr. 15...........................................................................................375 ÖZGEÇMİŞ ..............................................................................................................376 380 KISALTMALAR Kısaltma Bibliyografik Bilgi a.g.e. Adı Geçen Eser a.g.m. Adı Geçen Makale a.g.md. Adı Geçen Madde Bkz. Bakınız c. Cilt çev. Çeviren ed. Editör h. Hicrî haz. Hazırlayan m. Miladî s. Sayfa ss. Sayfadan sayfaya sy. Sayı ts. Basım tarihi yok v.dğr. Ve diğerleri vb. Ve benzeri vd. Ve devamı vr. Varak TRANSKRİPSİYON ALFABESİ Elif ا a,e, À Be  b Pe پ p Te  t Se  å Cim ج c Çim چ ç Ha ح ó Hı خ ò Dâl د d Zel õ Re ر r Ze ز z Je ژ j Sin  s Şin  ş Sad  ã Dad ض ø, ê Tı  ù Zı  ô Ayın ع è Gayın غ à Fe ف f Kaf ق ú Kef  k, g, ñ Lâm ل l Mim  m Nun ن n Vav و v, o, ö, u, ü, ū He  h, e, a Ye ى ì, i, ı, y GİRİŞ Osmanlı Devleti’nin tarihindeki ilk toprak kaybı olan 1699 Karlofça Barışı ile başlayan yıkım süreci 18. yüzılda da devam etti. Rusya, Avusturya ve İran’la yapılan savaşlarda mağlup olan Osmanlı Devleti içinde isyanlar, şehir ayaklanmaları, vezir ve padişah öldürmeleri gibi vakalar artış göstermiştir.1 Uzun bir süre Batının bilim ve teknikteki ilerlemesine kayıtsız kalan Osmanlı Devleti, oluşan bu olumsuz tablo neticesinde çıkış yolunu Batıda aramaya başladı. Başlangıçta ağırlıklı olarak askeri alanlarda görülen reformlar daha sonra hemen her kurumda etkisini hissettirdi. Yüzyılın başında siyasi ve sosyal açıdan önemli bir olay olan “Edirne Vakası” yaşandı. 1703 senesinde gerçekleşen bu olayda IV. Mustafa tahttan indirilip yerine III. Ahmed getirildi. III. Ahmed, Karlofça’dan beri yaşanan huzursuzlukları gidermek amacıyla barışçı bir siyaset izledi. Osmanlı Devleti 1718’de imzalamış olduğu Pasarofça Antlaşmasıyla yeni bir barış sürecine girildi. III. Ahmed bu fırsatı değerlendirmekte gecikmedi. Damat İbrahim Paşa’yla birlikte bir takım yeni uygulamalara imza attı. Avrupayı daha iyi tanımak amacıyla oraya elçiler gönderdi. Lale Devri (1718-1730) adıyla anılan bu dönemde kültürel ve sanatsal açıdan bir hareketlilik yaşandı. Patrona Halil İsyanı’yla sona eren Lale Devri’nden sonra da ıslahat hareketleri devam etti. Fakat bir türlü çözülmenin önüne geçilememiştir.2 Sosyal ve siyasî anlamda yaşanan bütün bu olumsuzluklardan bilim ve kültür hayatı pek etkilenmemiştir. XVIII. yüzyıl edebiyatı genel anlamda XVII. yüzyılın devamı niteliğinde varlığını sürdürmüştür. Özellikle kendileri de şair olan yüzyılın başında III. Ahmed ve sonunda Sultan III. Selim devirlerinde, sanatçı ve şairlerin himaye edilmesiyle dönemin kültür ve edebiyatında büyük bir gelişme görülmüştür.3 Şairler eski ustaları takip etmişler fakat onlardan farklı bir sanat gücü ortaya koyamamışlardır. Bununla birlikte Nedim ve Şeyh Gâlip gibi Divan edebiyatının iki 1 Kabaklı, Ahmet, Türk Edebiyatı, c. II, Türk Edebiyatı Vakfı Yayınları, İstanbul, 2006, s. 713. 2 Eflatun, Muzaffer, Eski Türk Edebiyatına Giriş, Akçağ Yay., Ankara, 2006, s. 510. 3 XVIII. Yüzyıl Dîvân Edebiyatına Toplu Bakış, Büyük Türk Klasikleri, c. VI, Ötüken-Söğüt Yay., İstanbul, 1987, s. 193. büyük şairi bu yüzyılda yetişmiştir. Nedim, “Nedimâne şiir” tarzının, Şeyh Gâlip ise “Sebk-i Hindî”nin en başarılı örneklerini vermişlerdir.4 XVII. asırda hikemî tarzın öncüsü Nâbi ve Sebk-i Hindî’nin öncüsü Nâilî’nin bu dönemde de şairler üzerinde etkisi söz konusudur. Fakat gamdan, kederden uzak, neşeli ve coşkun bir şiir anlayışının temsilcisi Nedim’den sonra şairlerin çoğu onu takip ettiler.5 Bu asır şair kadrosu açısından eski edebiyatın en zengin dönemidir. Şiir ve şair asrı olarak nitelendirilen XVIII. yüzyılda “her kaldırım taşı altından bir şâir”in çıkması eleştiri konusu olmuştur. Bu asır şiir ve şair bakımından klasik şiirin en verimli çağıdır.6 Edebiyat ve sanat merkezi İstanbul olmakla birlikte Edirne, Bursa, Diyarbakır gibi merkezlerle Balkanlar’da edebî ve kültürel hayat canlılığını sürdürmüştür.7 Özellikle bu asırda divan şiirinin İstanbul dışında da kuvvetli temsilcilerini yetiştirdiği görülmektedir.8 Divan edebiyatının başlagıcından itibaren en önemli kaynaklarından biri de şüphesiz tasavvuftur. Divan şairleri, şiirlerinde tasavufî sembolleri kullanmışlardır. Hâşim Baba, 18. yüzyılın önemli mutasavvıf şairleri arasında yerini almıştır. 1718’de İstanbul Üsküdar’da doğan şair, celvetî adâb ve erkânına göre yetişmiş fakat bir süre sonra Bektaşîliğe meylederek bu yolda kayda değer bir gayret sarfetmiştir. Vefatından sonra takipçileri tarafından kendisine Hâşimiyye tarikatı nispet edilmiştir. Torunu Ahmed Münib Efendi’nin Mir’âtü’turuk adlı eserinde Hâşimiyye’ye Celvetiyye’nin bir kolu olarak yer vermesiyle Hâşimiyye tarikat literatürüne girmiştir. Bu durum şairin muhtelif kaynaklarda yer almasını sağlamıştır. Çalışma, üç bölümden meydana gelmektedir. Birinci bölümde; Bandırmalızâde Hâşim Baba’nın hayatı, eserleri, inanç dünyasını etkileyen tarikatlarla fikri ve edebi yönü hakkında bilgiler verilmiştir. İkinci bölümde Divan; dini ve tasavvufî unsurlar açısından incelenmiştir. Üçüncü bölümde ise Divanın metni yer almaktadır. Bursa İnebey Yazma ve Eski Basma Eserler Kütüphanesi, Genel, No: 750/1’de kayıtlı nüshaya 4 Mengi, Mine, Eski Türk Edebiyatı Tarihi, Akçağ Yay., Ankara, 2003, s. 206. 5 Kurnaz, Cemal, Eski Türk Edebiyatı, Gazi Kitabevi, Ankara, ty., s. 335. 6 İsen, Mustafa, v.dğr., Eski Türk Edebiyatı El Kitabı, Grafiker Yay., Ankara, 2002, s. 138-139. 7 Şentürk, Ahmet Atilla; Kartal, Ahmet, Eski Türk Edebiyatı Tarihi, Dergah Yay., İstanbul, 2004, s. 400- 401. 8 Üzgör, Tahir, Eski Türk Edebiyatı, Toker Yay., İstanbul, 1978, s. 114. 2 göre Hâşim Baba Dîvânı’nda 3 naat, 4 mersiye, 22 kaside, 3 muhammes, 1 müseddes, 124 gazel, 27 müfred mevcuttur. Muhtelif kütüphanelerde şairin Divanının nüshaları bulunmaktadır. Bandırmalızâde Hâşim Baba Dîvânı (Metin-İnceleme) adlı tez çalışmasının ilk aşamasında Bursa İnebey Yazma ve Eski Basma Eserler Kütüphanesi’nde kayıtlı adı geçen nüsha transkripsiyon alfabesi ile okundu. Okumada sorun yaşadığımız yerlerde Hâşim Baba Divanı’nın Süleymaniye Yazma Eserler Kütüphanesi’nde Mihrişâh Sultan nr. 363’te kayıtlı nüshasından istifade edildi. Okunan beyitlerden hareketle inceleme kısmının ana başlıkları oluşturuldu ve muhtelif kaynaklardan istifade edilerek bu başlıklarla ilgili açıklamalar yapıldı. Beyitlerin divandaki sıralamasına göre parentez içerisinde numaraları belirtildi. Parentez içerisindeki numaraların ilki, şiirin eser içindeki sırasını; ikincisi ise beyitin şiir içerisindeki sırasını göstermektedir. Çalışmada İmlâ Kılavuzu’nun9 kuralları esas alınmıştır. Metin kısmında aşağıdaki yazım özellikleri takip edilmiştir: 1. “up” gerundiumunun sonu metinlerde “b” olarak geçtiği halde, Türkçe kelimelerin sonunda “b” bulunmadığından “-up/-üp” şeklinde kullanılmıştır: Heb-hep; olub-olup gibi. 2. Türkiye Türkçesinde uzun vokal bulunmadığından vezin sebebiyle uzun okunan vokaller transkripsiyonda gösterilmemiştir. 3. “ne” sözcüğüyle yapılan birleşmelerde düşen vokal kesme işaretiyle gösterilmiştir: n’ola, n’ittiñ gibi. 4. Arapça ve Farsça birleşik kelimelerde, kelimeler arasına kısa çizgi konulmuştur: dem-be-dem, lâ-dîn gibi. 5. Atıf vavları u/ü şeklinde gösterilmiş, atıf vavı ile bağlanan bileşik kelimeler arasına çizgi konulmamıştır: kâbil u irşâd gibi. 6. Arapça terkipler “urvetü’l-vuskâ, zü’l-kemâl” şeklinde yazılmıştır. 9 İmlâ Kılavuzu, TDK, Ankara, 2000. 3 7. Farsça kelimelerde “vâv-ı ma’dule” harflerin dizisi üzerinde gösterilmiştir: hˇâce gibi. 8. Metin içinde yer almayan; ancak anlam açısından bulunması gereken kelimeler parentez içinde yazılmıştır: hâs (ü) âm, subh (u) mesâ gibi. 4 BİRİNCİ BÖLÜM BANDIRMALIZÂDE HÂŞİM BABA 1. HAYATI Bandırmalızâde Hâşim Baba’nın ismi Sicil-i Osmânî’de10 Hâşim Mehmed Efendi, Osmanlı Müellifleri’nde11 ise Hâşim Mustafa Baba olarak geçmektedir. Eserlerinde kendisinin verdiği bilgilere göre doğrusu Mustafa Hâşim’dir. Şair, 1718 senesinde12 İstanbul Üsküdar’da doğmuştur.13 Üsküdar’da İnâdiye Dergahı’nın şeyhi Celvetî meşâyihinden Şeyh Yusuf Nizâmeddin Efendi’nin14 ortanca oğludur.15 Bazı kaynaklarda Moralı, bazılarında ise Bandırmalı olduğu söylenen dedesi Hâmid Efendi,16 Üsküdar’da İnâdiye Tekkesi’nin yakınında ikamet etmiş, Üsküdar’da muhtelif camilerde tedris ve vaaz ile meşgul olmuştur.17 Hâşim Baba, babası Yûsuf Nizâmeddin Efendi’nin vefatından (1166/1752-53) sonra bu tekkenin postnişini olmuştur. Celvetî âdâb ve erkânına göre yetişen şair daha sonra Bektaşîliğe meylederek Mısır Kasrülayn’daki Kaygusuz Abdal Bektaşî Tekkesi şeyhi Hasan Baba’ya intisap etmiştir. Babasından aldığı Celvetîlikle Hasan Baba’dan aldığı Bektaşîliği melâmet neşvesinde birleştirmeye çalışmışsa da Bektaşîler Bektaşîliğini Celvetîler Celvetîliğini kabul etmemişlerdir.18 Yine Hacıbektaş’daki Bektaşî Âsitânesi’nde dört yıl kadar kalmış ve Dimetokalı Seyyid Kara Ali Baba zamanında bir ara dedebabalık yapmıştır. Buna rağmen Bektaşîlerin bir kısmı onun şeyhliğini kabul etmemiştir. Soyunu Mûsâ el- Kâzım’a dayandıran Hâşim Baba Vâridât’ında Mervân’ı melun saymış, on iki imam anlayışını benimsemiştir ve Hz. Ali’den ceddim diye bahsederek divanının sonunda Safiyyüddîn-i Erdebilî vasıtasıyla Hz. Ali’nin soyundan geldiğini ifade etmiştir. 10 Süreyya, Mehmet, Sicil-i Osmânî, c. II, Tarih Vakfı YurtYayınları, İstanbul, 1996, s. 652. 11 Tahir, Mehmed, Osmanlı Müellifleri, c. I, Matbaa-i Amire, İstanbul, 1333, s. 189. 12 TDEA’de şairin doğum tarihi 1717 olarak verilmiştir, Dergah Yay., c. IV, s. 139. 13 Yılmaz, H. Kamil, “Hâşim Baba”, DİA, c. XVI, İstanbul, 1997, ss. 406-407, s. 406. 14 Fındıklılı, İsmet Efendi, Tekmîletü’ş-Şekâik, 1989, s. 484. 15 Süreyya, a.g.e., s. 652. 16 Yılmaz, H. Kamil, “Hâşimiyye”, DİA, c. XVI, İstanbul, 1997, ss. 415-417, s. 415. 17 Fındıklılı, a.g.e., s. 484-485. 18 Yılmaz, a.g.md., s. 415. 5 Hâşim Baba ilim ve irşatla meşgul olan bir ailede yetişmiştir. Nitekim babası Yûsuf Nizâmeddin Efendi yedi defa hacca gitmiş, hadis ilmini öğrenmek amacıyla üç yıl Medine’de kalmıştır. Büyük kardeşi Hâmid Efendi de bir yıl Medine’de kaldıktan sonra Suriye ve Mısır’da pek çok alimle görüşmüş, dönüşte Bandırma’ya yerleşmiştir. Hâşim Baba’nın da ailesinin bu seyahatları vesilesiyle pek çok Anadolu, Mısır ve Arap ülkelerini dolaştığı tahmin edilmektedir. Hâşim Baba’nın, Vâridât’ında ilm-i cefr ve ebced hesabıyla geleceğe ait bazı bilgiler verdiği görülmektedir. Çok yönlü kişiliği nedeniyle bir yerde karar kılamamış, bu yüzden Bektaşîler tarafından Bektaşîliği; Celvetîler tarafından Celvetîliği kabul görmemiştir. Hayatının önemli bir kısmını irşat ve tarikat faaliyetlerine vakfeden Hâşim Baba 1782 tarihinde vefat etmiştir. Cenazesi Celvetiyye’nin merkezi Hüdâyî Dergâhı’na getirilmiş fakat o sırada postnişin olan Büyük Rûşen Efendi tarafından içeri alınmayıp cenaze namazı dergâhın alt kapısında Cennet Efendi haziresi önünde kılınabilmiştir. Hâşim Baba’nın Celvetî Âsitânesi şeyhleri tarafından dışlanması neticesinde vefatından sonra bağlıları kendisine Hâşimiyye adlı bir tarikat nisbet etmişlerdir. Meşihatında bulunduğu Bandırmalızâde Tekkesi bu tarikatın âsitanesi olarak faaliyet göstermiştir. Tekkenin avlusunda yer alan kabri yol genişletilmesi sırasında kaldırılarak yerine parmaklıklı bir kabir yapılmış, üzerine yeni harflerle “Üsküdarlı Hâşim Baba” levhası asılmıştır.19 Hâşim Baba’nın torunu Bandırmalızâde Ahmed Münib Efendi’nin Mirâtü’t- turuk adlı eserinde Haşimiyye’ye Celvetiyye’nin bir kolu olarak yer vermesiyle Haşimiyye, tarikat literatürüne girmiştir. 1826 yılında Yeniçeri Ocağı ile birlikte Bektaşî tekkeleri de kapatılırken Bandırmalızâde Dergahı’nın kapatılmaması, üstelik bu tekkelerin kapatılmasıyla ilgili toplantıya Hâşim Baba’nın oğlu Mehmed Galib Efendi’nin de Bandırmalızâde Dergâhı şeyhi olarak davet edilmesi, Hâşimîlerin resmen Celvetî olarak kabul edildiklerini göstermektedir. Hâşimîler zikir ve ayine hep birlikte okunan salât-ı efdaliyye ile başlarlar, ardından kelime-i tevhid zikrine geçilir, sonra “yâ Allâh” çekilir ve “yâ Mevlâm” denilerek ayağa kalkılır. Bu sırada zikir yapanlar cumhur ilahisi okurlar. Bu ilahi bazen 19 Yılmaz, a.g.md., s. 406. 6 Hüdâyî’nin bazen de Hâşim Baba’nın na’tlarından alınır. Çoğu zaman “Hüdâyî’ye şefâat eğer zâhir eğer bâtın” diye başlayan ilahi özel perdesinden daha ağır ve yürüyerek topluca söylenir. Bazan da “Seng-i izzet budur Hâşim/ Ki ceddindir Ebü’l-Kâsım” ilahisi okunur. İlahiler okunurken dervişler “ism-i hû” ile dem tutarlar. İlahilerin sonunda şeyh efendi yeni bir perdeden tekrar ism-i hû’ya geçer. Bu esnada zikir yapanlar cumhur ilahisi okurlar. İsm-i hû, namazda sağa sola selam verir gibi başı sağa sola döndürmek suretiyle aralıklı ve tane tane okunur. Sonuna doğru “hû”nun söylenişi ağırlaşır ve ardından çifte hû’ya geçilir. Kısa bir süre sonra tekrar oturulur ve zakirler yine cumhur ilahisi okurlar. Şeyh efendi de dua eder ve gülbank çeker.20 2. ŞAİRİN İNANÇ DÜNYASINI ETKİLEYEN TARİKATLAR 2.1. Celvetîlik Bu tarikat, Aziz Mahmud Hüdâyî tarafından kurulmuştur. Esas itibariyle Halvetiyye’nin bir kolu olan Celvetiyye, Safiyyüddîn-i Erdebilî’de (ö. 1334) Safeviyye, Hacı Bayrâm-ı Velî’de (ö. 1429-30) Bayramiyye ile birleşmektedir. Aziz Mahmud Hüdâyî döneminde İstanbul başta olmak üzere Anadolu ve Balkanlar’da yayılmaya başlamıştır. Aziz Mahmud Hüdâyî’nin vefâtından sonra Selâmiyye, Hakkıyye, Fenâiyye ve Hâşimiyye olmak üzere dört gruba ayrılmıştır. Cehrî zikri esas alan Celvetiyye’de sülûkun dört mertebesi vardır. Bunlar, tabiat, nefis, ruh ve sırdır. Şeriatın karşılığı olan ilk mertebede sâlik bedenî ihtiyaçlarını karşılar ve helal olanlarla yetinirse nefis mertebesine yükselir. Nefis mertebesine ulaşan sâlik sürekli mücâhade ve riyâzetle nefsini kötü huy ve fiillerden arındırır. Bu mertebenin karşılığı tarikattır. Ruh mertebesinde ise sâlik ruhu ile ilgi kurar ve mârifettullaha yönelir. Burada ilm-i ledün esrârı zâhir olmaya başlar. Bu makam marifet makamına karşılık gelir. Mârifet ve ilâhî aşk mertebesine ulaşan sâlik son olarak mahv, fenâ, tecellî ve vuslat makamına varır. Bu mertebe de hakikatın karşılığıdır.21 20 Yılmaz, a.g.md., s. 415-416. 21 Yılmaz, Hasan Kamil, “Celvetiyye”, DİA, c. VII, İstanbul, 1998, ss. 273-275, s. 273-274. 7 2.2. Bektaşîlik Kurucusu Hacı Bektaş Velî (1209/10-1270-71) olarak kabul edilen Bektaşîlik ondan bir, bir buçuk asır sonra oluşumunu sağlamıştır. Hurûfiliğin etkisinde kalan Bektaşîlikte Babâîlik, Ahîlik, Abdallık gibi akımların da etkisi söz konusudur. Yine bu tarikat Kalenderî, Hayderî, Şemsî, Câmî ve Celâlî gibi Şiî-Bâtınî zümreleri içerisinde barındırmaktadır. Osmanlı Devleti’nin kuruluşu esnasında kayda değer bir yayılma kabiliyeti göstermişti. Yeniçerilerin Hacı Bektaşî Velî’yi pîr kabul etmeleri ve Bektâşilîğin havasdan ziyade avama hitap etmesi bu yayılmada etkili olmuştur. Bektaşîlik İstanbul ve Anadolu dışında Irak, Mısır, Rumeli, Bulgaristan, Romanya, Sırbistan, Yunanistan, Arnavutluk ve Avusturya-Macaristan olmak üzere geniş bir coğrafyada etkisini sürdürmüştür. Bektaşîlikte teşkilat Bektaşîlik inancına göre düzenlenir. Tarikatın erkân ve âdâbı “Erkânnâme”, “Velâyetnâme”, “Saltıknâme” gibi kitaplarda toplanmıştır. Bu kaideler açıkça söylenmez. Bir kısmı söylenir, bir kısmı okuyanın irfânına bırakılır. Diğer bir kısmı da mazmun ve rumuzlarla ifade edilir. Bektaşîlik teşkilatında hiyerarşi şu beş sıradan meydana gelir: 1. Muhiblik, 2. Dervişlik, 3. Babalık, 4. Mücerretlik, 5. Halifelik.22 2.3. Melâmîlik Başlangıçta bir meşrep olan melâmet, daha sonraları bir tarikat olarak ortaya çıkmıştır. Esasını “kınayanın kınamasından korkmamak, bunu fiiliyâta dökmek için de nefsin istek ve arzularına karşı durmak, ruhî halleri gizlemek veya aksini dışa vurmak” oluşturur. Melâmîlik, zühd hareketi altında gerçekleşen kurumsallaşmaya ve şekilciliğe karşı bir hareket olarak doğmuştur. Fütüvvet ve Kalenderîlik bu hareketin önemli kaynakları arasındadır. Fütüvvetin dört esası vardır. Bunlar: (1) Nefsin arzularına aykırı hareket etmek, (2) Kendini beğenme duygusunu içten çıkarıp atmak, (3) Sır ve bâtını zâhirden çok gözetmek, (4) Halleri gizlemektir.23 22 “Bektaşîlik”, TDEA, c. I, Dergâh Yay., İstanbul, 1998, ss. 385-387, s. 385. 23 “Melâmet, Melâmetiyye”, TDEA, c. VI, Dergâh Yay., İstanbul, 1998, s. 236. 8 3. FİKRİ YÖNÜ Hâşim Baba’nın fikri yönüyle ilgili muhtelif fikirler ileri sürülmüştür. Bazı araştırmacılar onun Celvetî olduğunu savunurken; bazıları da Bektaşî, Melamî olduğu görüşündedirler. Zaten şairin bu çok yönlü kişiliği daha önce bahsetmiş olduğumuz gibi vefatından sonra defnedilmesi esnasında bir takım olumsuz hadiselerin yaşanmasına neden olmuştur. Şairin fikri yönüyle ilgili şunlar ileri sürülmüştür: Cemalettin Server Revnakoğlu’na göre Hâşimiyye’nin Bektaşîlikle ilgisi izâfì bir ilgidir. Hâşimîler’e Bektâşîlik icâzeti verilmesini teberrüken yapılan bir işlemdir. Haşimîler herhangi bir Bektâşî dergâhında şeyhlik yapmadıkları gibi Bektaşîler de onların Bektaşîliğini kabul etmemektedirler.24 Bir diğer görüşe göre Hâşim Baba “Sünnî bir ortamda ve Sünnî bir eğitim alarak yetişmiş; ancak daha sonra içinde Şiî öğelerin de bulunduğu Bektaşîliğe intisap etmiş ve samimi bir Bektaşî olmuştur. Pek çok konuda Bektaşîler gibi düşünmesine rağmen, “Hak-Muhammed-Alî”, “Muhammed-Alî” birliği inancına, Hz. Alî’nin Hz. Muhammed’den üstün bir mevkide görülmesine ve ilk üç halifeye karşı takınılan olumsuz tavra taraftar olmamıştır”.25 Bununla birlikte bir ara Hâşim Baba’nın Hacı Bektaş’a kadar giderek hilâfet aldığı, Bektaşî âyinini değiştirerek yeni bir kol kurmak için bir Erkânnâme yazdığı rivayetler arasındadır.26 Haşim Baba postnişinliği döneminde (1752-1782), Bandırmalızâde Tekkesi 1752’de Bektaşîliğe bağlanmıştır. Mısır’daki Kaygusuz Baba Tekkesi Şeyhi Hasan Baba’dan (ö. 1756) Bektaşî halifeliği alan ve bir süre Hacıbektaş Pirevi’nde dedebabalık yapan Hâşim Baba’dan sonra da yönetime gelen postnişinler bu tekkede Bektaşî ve Celvetî erkanını yürütmüşlerdir. Bu çift tarikatlı şeyhlik statüsü 1925’e kadar devam etmiştir.27 Yılmaz Soyyer’e göre “Hâşim Baba bir Celvetîdir. Aynı zamanda Melâmi ve Bektaşidir. Belli bir açıdan bakıldığında toplumun bu üç kısmına (Celveti, Melami ve Bektaşilere) şeyhlik, kutupluk etmiş bir birleştirici toplum adamıyla karşı karşıya 24 Yılmaz, a.g.md., s. 416. 25 Temizkan, Mehmet, “Üsküdarlı Hâşim Baba’nın Fikri Kimliği Üzerine Bir İnceleme”, II. Üsküdar Sempozyumu Bildiriler, c. II, İstanbul, 2005, ss. 100-107, s. 107. 26 TDEA, a.g.md., s. 139; Meydan Larousse, c. V, Meydan Yayınevi, İstanbul, 1990, s. 662. 27 Öz, Baki, Bektaşilik Nedir?, Der Yay., İstanbul, 1997, s. 335. 9 bulunulmaktadır. Ancak, karşı açıdan bakıldığında durum değişmektedir. Kendilerinin yanı sıra Melami ve Bektaşilerin de şeyhi olmuş olan Hâşim Baba, bir kısım Celvetilerce dışlanmıştır”.28 Yaşar Aydemir, Hâşim Baba’nın melâmi meşrep bir şair olduğunu ifade eder. Şairin, eserlerinde melâmetin peygamberlikle birlikte var olduğunu ve nebiliğin sona ermesinden sonra velayetin devreye girdiğini ve bu durumun sonsuza kadar süreceğini dile getirdiğini söyler.29 Sadettin Nüzhet, Hâşim Baba’yı hurûfî şairler arasında saymıştır.30 Gölpınarlı’ya göre şair “hem Celvetîdir, hem ikinci devre Melâmîliği olan Hamzavîliğe intisap etmiştir; hem de Bektâşî şeyhi Kutbu Abdal Hasan Baba’dan nasîb alarak Bektâşî olmuş; hatta bir aralık Hacı Bektaş Tekkesinde Dedebabalık makamında da bulunmuştur. Böylece Celvetiyye’nin Hâşimiyye kolunun Celvetîlik ve Bektâşîliğin birleştirilmesinden meydana geldiği anlaşılmaktadır”.31 4. EDEBÎ YÖNÜ Hâşim Baba mutasavvıf bir şair olması nedeniyle şiirlerinde tasavvufî sembollere yoğun olarak yer vermiştir. Divanda Bektaşîliğe ve Melâmîliğe ait unsurlar dikkati çeker. Bektaşiliğin en temel konularından olan Hz. Ali’ye, on iki imama ve Âl-i Âbâ’ya muhabbet ile Yezid’e lanet32 yoğun olarak işlenmektedir. Şair döneminin sanat anlayışına uygun Arapça ve Farsça tamlamalara yer vermiştir. Şiirlerinden şairin iyi bir Arapça bilgisine sahip olduğu görülmektedir. Şair adeta muhatabıyla konuşuyormuş edasıyla şiirlerinde sâliklere seslenir, onlara aşk yolunda mesafe kat etmek için aşılması gereken engelleri anlatır. Kendi iç tecrübelerini, yoğun olarak yaşadığı aşk duygusunu dile getirir. Çoğu zaman zahide çatar. Ona aşk yoluna tâbi olmayı tavsiye eder. Şiirlerinde, başta mirac hadisesi olmak 28 Soyyer, A. Yılmaz, “Üsküdarlı Hâşim Baba’nın Anka-i Maşrıkı”, II. Üsküdar Sempozyumu Bildiriler, c. II, İstanbul, 2005, ss. 108-113, s. 113. 29 Aydemir, Yaşar, “Üsküdarlı Hâşim Baba’nın Melâmîlik Görüşü”, II. Üsküdar Sempozyumu Bildiriler, c. II, İstanbul, 2005, ss. 114-130, s. 122. 30 Grolier İnternational Americana Encyclopedia, Sabah Yay., c. VII, İstanbul, 1993, s. 90. 31 Turnalı, A. Bilgin, “Celvetilik İle Bektâşîliği Birleştiren İlgi Çekici Bir Dal: Hâşimiyye Kolu ve Üsküdar’da Bandırmalı Tekkesi”, Türk Dünyası Araştırmaları, sy. 66, İstanbul, 1990, s. 119. 32 Levend, Agâh Sırrı, Divan Edebiyatı Kelimeler ve Remizler Mazmunlar ve Mefhumlar, Enderun Kitabevi, İstanbul, 1984, s. 65. 10 üzere muhtelif konularla ilgili ayetlerden ve hadislerden iktibaslara yer verir. Şair ahenkli bir dil kullanmıştır. Aruzu kullanmada başarılıdır. 5. ESERLERİ 5.1. Divan: 1252 (1836) yılında basılan divanının çeşitli kütüphanelerde yazma nüshaları mevcuttur. Elimizdeki nüshasında 3 naat, 4 mersiye, 22 kaside, 3 muhammes, 1 müseddes, 124 gazel, 27 müfred yer almaktadır. 5.2. Vâridât: Hâşim Baba’nın bu mensur eseri melâmete dair risaleleriyle çeşitli zamanlarda kendisine vâki olan tecellîleri içerir. Cefr ilmi ve ebced hesabıyla geleceğe dair bir takım bilgiler verir. 5.3. Ankâ-yı Meşrık: İbnü’l-Arabî’nin Ankâü mugrib (şaşırtan anka) adlı eserini “Ankâ-yı Mağrib” (batının ankası) olarak değerlendiren Hâşim Baba, bu esere nazire olarak Ankâ-yı Meşrık’ı (doğunun ankası) kaleme almıştır. Hâşim Baba’nın bu eserinde Hz. Mevlânâ’dan meczup olarak bahsetmesi Mevlevîler tarafından tepkiyle karşılanmasına neden olmuştur. Eserde Hacı Bektaşi Velî’den çok sık bahsetmesi dikkate değerdir. Eserin muhtelif kütüphanelerde yazma nüshaları mevcuttur. 5.4. Devriyye-i Ferşiyye: Lisânü’l-gayb adıyla da anılan ve doksan dört beyitten oluşan bu manzume eseri Hâşim Baba, Niyâzî Mısrî’nin “Devriyye-i Arşiyye”sine zeyil olarak yazmıştır. Eserin Süleymaniye Kütüphanesi’nde nüshaları bulunmaktadır.33 33 Yılmaz, a.g.md., s. 406-407. 11 İKİNCİ BÖLÜM DİN VE TASAVVUF 1. DİN Hâşim Baba Divânı, dini kavramlar yönünden incelendiğinde aşağıdaki unsurlar tespit edilmiştir: 1.1. Allah: Allah, Hakk, Mevlâ, Hudâ, Rahmân, Hayy, İlâhî, Yezdân, yâ İlâh, Hâlil, Celâl, Fettâh, Pâdişâ, Rabb, Raûf, Rahîm, Yed-i Kudret, Sübhân, Cemâlu’llâh, Celîl, Halîl, Kahhâr, Habîr, Basîr, Kudret, Kadîr, Feyyâz isimleriyle Hâşim Baba Divânında yer almaktadır. Divân edebiyatında Allah, muhtelif vasıflarıyla zikredilir. Allah ezelî ve ebedîdir. O, birdir, eşi ve benzeri yoktur: ÔÀhir AllÀh eóaddir bÀùın AllÀhü’ã-ãamed Lem yekün küfüven ehad’den bulalar bì-èadd-i meded (83/5) Vaãfıñ seniñ ferd-i ãÀmed hem lem yekün küfüven ehad Sensin ezel sensin ebed yÀ Rabb nìce şükr idelim (111/6) Her şey O’na muhtaç olduğu halde O’nun hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. İstediğini var eder; istediğini yok eder. Bunun için O’nun “kün” (ol) demesi kafidir: Ádem-i maènÀdan irer rÿó-ı eşyÀ dem-be-dem Cümle eşyÀ hem vücÿddur kün değil mi bir nefes (72/7) O, her şeyi bilen ve görendir. Kudret O’ndadır, O her şeye kadîrdir: 12 Sensin bilen sensin Òabìr sensin gören sensin Baãìr Úudret seniñ sensin Úadìr yÀ Rabb nìce şükr idelim (111/7) 1.2. Melek: Melekler nurdan yaratılmış olup cinsiyetleri yoktur. Yemezler, içmezler, uyumazlar. İlahî emirlerin gerçekleştirilmesinden sorumludurlar. Daima tesbih ve zikir içindedirler. Gece-gündüz Allah’a ibadet ederler ve hiçbir suretde Allah’ın emirlerine karşı gelmezler.34 Şâire göre felekler yüceliğin yarısıdır, melekler ise onun gücüdür. Bundan sonraki hayatı kavramak için Sidre makamı Allah’ın yardımına kavuşma yeridir: Nıãf-ı aèlÀsı eflÀkdır úuvvÀsıdır melekler hep Nühum-i èaúl-ı maèÀd içün maúÀm-ı Sidre tevfìúÀt (24/6) Nebilerin kalpleri şaire medfen, sekiz cennet de teni olmuştur. Melekler nefsi olunca Allah’ın hem Celâl hem de Cemâl sıfatları onda tezâhür etmiştir: Úulÿbü’l-enbiyÀ medfen bize tendir sekiz cennet Meleklerdir bize enfÀs celÀliz hem cemÀliz biz (71/11) 1.2.1. Cebrâil: Hâşim Baba Divânında Cebrâîl, Cibrîl, Rûhü’l-emìn, Rûh-i Kudsî isimleriyle karşımıza çıkmaktadır. Daha çok miraç gecesinde Peygamber’e musâhabe etmesiyle yer almaktadır. Cibrile korku gelince aşkla ona refref yetişmiştir. Şair mekandan ve zamandan azade bir şekilde ruhla seyran etmiştir: Gelince Cibrìle òavf yetişdi èaşúla refref MekÀnım bì-mekÀn bì-keyf iderdim rÿóla seyrÀn (125/4) 34 Pala, İskender, Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü, Kapı Yay., İstanbul, 2004, s. 303. 13 Şeb-i mièrÀc óaøretde teşehhüd eylemek Cibrìl MaúÀm- ı èaúl-ı küldendir taóiyyÀt ile teşhìdÀt (25/1) Dimişdi lev denevtü çün muúaddem Sidrede Cibrìl MaèÀş-ı aúla nisbetdir tereddüdle bu taèvìúÀt (25/2) 1.2.2. İsrâfîl: Dört büyük melekten biri olan İsrafil kıyamete kadar Levh-i Mahfûz’a bakacak ve diğer üç meleğe ne yapacaklarını bildirecektir. Kıyamet gününü, haşır ve neşri Sûr’uyla haber verecektir. Bütün canlılar Sûr’a ilk üfürüşünde ölecek, ikinci üfürüşünde hesap için dirilecektir. Edebiyatta en çok ikinci üfürüşüyle tenâsüp içinde ele alınır.35 Gelür nefò ile İsrÀfìl zaól-ı ùabèındadır ãÿrı Gelür óaşre úamu ervÀó sücÿd-ı eynemÀ geldi (168/25) Buldı her fevc fevcini óÀlindi ãÿr-i maènevì Óaşr ile ôÀhir olur geldükde İsrÀfìle óaôô (80/4) İrer bu deme her dem Ádemle olan hem-dem İsrÀfìl dem bu dem ÿlÀda ve uòrÀda (141/5) 1.3. Kur’ân-ı Kerîm: Hâşim Baba Divânında, Kur’ân, Mushaf, Kitâbu’llâh, Furkân isimleriyle geçmektedir. Hâşim Baba, Allah Kelâmı’nın konuştuğunu, Mushaf’ta yazılan ayetlerin hiçbir şekilde tahrif olmayacağını beyan eder: 35 Pala, a.g.e., s. 239. 14 ÚuréÀna eğer lafô-ı óadìå aèmÀl-i teõkìr eylese ÚuréÀn içün dÀòil olur úavl-i maãdar muèteber (56/6) KelÀmu’llÀh-ı nÀùıúdır cemÀl-i muãóaf-ı anıñ Úamu ÀyÀt yazılmışdır ki olmaz anda taórìfÀt (25/17) Telif edilmiş olan Allah’ın Yüce Kitâbı’ndan mükelleflik söz konusudur. Muhabbet onun asli hutbesidir, aşkı tafsilatıdır: Müèellef hem mükellef bir KitÀbu’llÀh-ı èuômÀdır Muóabbet óuùbe-i õÀtı olubdur èaşúı tafãìlÀt (24/2) Hâşim’i bizzat bilenler onu nasıl ispatlayacaklarını bilirler. Zira onun sözlerini ispatlamaya delil olarak Kur’ân yeter: Bilenler kim dürür isbÀù bilürler HÀşimì bi’õ-õÀt İderler bu sözüm iåbÀt delìl (ü) óüccet yiter FurúÀn (125/13) 1.4. Peygamberler: Haber getiren, Allah’ın emirlerini insanlara haber veren, rasûl, nebî anlamlarında kullanılır. 1.4.1. Âdem: Semavî dinlere göre Allah’ın ilk yarattığı ilk insan ve peygamberdir. Allah, onu topraktan yaratmış ve ona ruh verdiği zaman meleklere “Âdem’e secde edin!”36 diye emretmiştir. Ateşten yaratıldığı için kendisini Âdem’den üstün tutan İblis dışında bütün melekler bu emre uymuşlardır. Allah bu yüzden onu lanetleyerek rahmetinden uzaklaştırmıştır. Bunun üzerine İblis düşmanı olan Âdem 36 Bknz. el-Bakara 2/34; el-A’râf 7/11; el-Hicr 15/29-31; el-İsrâ 17/61; el-Kehf 18/50; Tâhâ 20/116; Sâd 38/72-74. 15 soyundan gelenleri doğru yoldan saptırmak için Allah’tan mühlet istemiş, Allah da ona bu mühleti vermiştir. Daha Sonra Âdem’le Havvâ cennete yerleştirilmişlerdir. Orada bir tek ağaç dışında bütün meyvelerden yiyebilecekleri söylenmiştir. Âdem’e karşı büyük bir kıskançlık içinde olan şeytanın teşvikiyle Âdem ve Havvâ yasak meyveden yemişler ve cennetten çıkarılmışlardır. Rivayete göre Âdem Serendib’e Havvâ da Cidde’ye inmiştir. Daha sonra ikisi Müjdelife ve Arafat’ta buluşmuşlardır. Âdem ve Havvâ cennetten atıldıktan sonra pek çok güçlüklerle karşılaşmışlardır. Fakat Tanrı her defasında yardımını esirgememiş, onlara cennete döneceklerini müjdelemiştir. Cennetten çıktıktan 223 gün sonra evlenmişlerdir. Havvâ, her batında bir kız ve bir erkek çocuk olmak üzere yirmi batına kırk çocuk doğurmuştur. Âdem bin yıl yaşamıştır.37 Kur’ân-ı Kerîm’de hakkında pek çok ayet vardır. Hâşim Baba Divânında daha çok ilk yaratılan insan olması, alemin ondan neşet etmesi hususu ifade edilmiştir: Penc òavÀs bÀùınìdir ôÀhirìden bir demi Tuòm-ı èÀlem Ádem oldı èÀlem anıñ bir demi (5/23) Gariptir ki bunca asır (yaşamış olan insanlar) nefis sayesinde meydana gelmiştir. Âdem ve Havvâ’nın nefse uyması neticesinde: èAceb sırr bunca edvÀrdan nefis bil ôÀhir olmuşdur Nefisden cümle òalú oldı eğer Ádem gerek ÓavvÀ (167/5) Zâhidin zühdü başına beladır. (Âdem) gibi bin yıl da yaşasa adam olmaz: ZÀhidiñ zühdü beladır başına ey HÀşimì Ádem olmaz zehrle ol yaşasa biñ yıl da yaş (74/5) 37 Bolay, Süleyman Hayri, “Adem”, DİA, c. I, İstanbul, 1988, ss. 358-363, s. 358-363. 16 Cenâb-ı Allah’ın Zât’ı her şeyden münezzehtir. Âdem için (melekelere) secde etmelerini emretmesi ne büyük bir hikmettir: ÕÀt-ı pÀkiñ çün münezzehdir ÒudÀyÀ cümleden Bu ne óikmet Ádem içün secde fermÀn eylediñ (91/2) Dem olmayan kişi mürşide ulaşamaz. Âdem’in demine bulamayan Hakk’ın nefhasını bulamaz. Âdem’in demini anlayan kurtuluşa ermiştir. Şeytan ise bunu inkar ettiği için asla doğru yolu bulamayacaktır: Dem olmayan Àdemì mürşide yol bulamaz Bulmayan Ádem demi nefòa-i Óaúú bulamaz ( 3/7) Fehm iden Ádem demiñ Óaúla buldı felÀó Oldı İblìs münkir bulmadı úaùèÀn ãalÀó (3/8) 1.4.2. Hızır: Hızır Peygamber, divan şiirinde çoğunlukla âb-ı hayat’ı bulması ve ölümsüzlüğe kavuşmasıyla zikredilir. Haşim Baba’ya göre öbür dünyaya geçenler (orası hakkında) haber vermezler, (dünyaya) gelenler de bir şey demezler. Bu sırrı ancak Hızır açıklayabilir: Geçenlerden òaber gelmez gelenler hìç òaber virmez Óıøır óÀøır gerek tÀ kim èayÀn ide bu pinhÀnı (157/25) Zülümat (ülkesini) geçebilmek için Hızır gereklidir. Eğer Hızır olmazsa bu yolculuk cehenneme çıkar: 17 İre ôulmÀta çün rÀhıñ gerek óÀøır ola Óıørıñ Eger Óıørıñ irişmezse sefer ider saúar peydÀ (15/9) Eğer vezirin cahil olursa Hızır sana yar olmaz. Karanlıkta kalırsın ve bütün askerlerin bir fener bulamaz: Veziriñ ola ger cÀhil saña yÀr olmaya Óıørıñ Úalur ôulmetde hep èasker idemez bir fener peydÀ (15/10) Şair, mana denizine mecra olmuştur. Ab-ı hayattan içerek Hızır mana olmuştur: Óamdüli’llÀh kim yem-i maènÀya mecrÀ olmuşum İçmişim Àb-ı óayÀtı Óıøır maènÀ olmuşum (114/1) 1.4.3. İsâ: “Hz. Îsâ Kur’ân-ı Kerîm’de Îsâ, İbn Meryem ve Mesîh şeklinde zikredilen, kendisine İncil’in verildiği, Hz. Muhammed’i müjdelediği bildirilen, Allah’tan bir ruh ve kelime” olarak tavsif edilen, ancak bir kul olduğu vurgulanan peygamberdir. Hıristiyanlık’ta ise Îsâ Mesîh Tanrı’nın oğlu, dolayısıyla tanrı kabul edilmektedir.38 Kur’ân’a göre, Melek Meryem’e Allah’ın ruhundan üflemiş ve bakire olan Meryem Îsâ’ya hamile kalmıştır. Meryem, Îsâ’yı dünyaya getirdikten sonra kavminin yanına dönmüştür. Kavmi Meryem’i kucağında çocukla görünce çocuğu gayr- i meşru sanmışlar ve Meryem’i tenkit etmişlerdir. Bunun üzerine beşikteki Îsâ, kendisine Allah’ın kitap verdiğini ve peygamber yaptığını söylemiştir. “Kur’ân’a göre Allah, Îsâ’ya kitap vermiş, ve onu mübarek kılmıştır (el-Mâide 5/75; Meryem 19/30-31). O İsrâiloğulları’na gönderilen bir peygamberdir (Âl-i İmrân 3/49; en-Nisâ 4/171). Bir olan Allah’a kulluğa çağırmış (el-Mâide 5/117), Tevrat’ı tasdik etmiş, bazı hususlarda onu neshetmiş (Âl-i İmrân 3/50; el-Mâide 5/46), kavmine 38 Harman, Ömer Faruk, “Îsâ”, DİA, c. XXII, İstanbul, 2000, ss. 465-472, s. 465. 18 namazı ve zekatı emretmiştir (Meryem 19/31). Kur’ân’da Hz. Îsâ’nın doğduğundan, öleceğinden ve tekrar hayata döneceğinden söz edilir (Meryem 19/33). Ancak genel İslâmî telakkiye göre onun bu dirilişi Hıristiyanlık’taki gibi çarmıha gerildikten sonraki diriliş değil kıyamet sonrası diriliştir”.39 Divânda Îsâ, Mesîh, Rûh-i kudsî, Ruhu’llâh adlarıyla geçer. Şâire göre Allah’ın nefesi Îsâ’ya can vermiştir. Kamuya Hakk’ın feyzi ve irfânı Peygamber sayesindedir: èAcebdir nefòa-i RaómÀn Mesìóa oldı úuvvet cÀn Úamuya feyø-i Óaúú èirfÀn Resÿl-i kibriyÀdandır (47/2) Hz. Meryem gebe kaldığında, şair İsâ ile birlikte ilm-i hikmetle süslenmiş, eşi benzeri olmayan bir durum içindedir: Óaml-i Meryem Rÿó-i úuds ile ôuhÿr itdikde ben èİlm-i óikmetle müzeyyen emr-i bì-hemtÀ idim (112/5) Sevgili yüzünü göstermeye karşılık imâ ile aşığından canını feda etmesini istemiştir. Bu durumda şair İsâ misali çarmıha gerilmiştir: Vechini gösterdi cÀnÀn remz ile cÀn istedi Eyledim çarmıòı dilber çünki èÌsÀ olmuşum (109/5) “Hz. İsâ’nın mucizelerinden biri hastaları iyileştirmesi ve ölüyü diriltmesidir. İsa, nefesiyle ve dokunmasıyla hastaları iyileştirirdi. Bu yüzden geçeceği yollarda yüzlerce hasta bekleşirdir”.40 Onun her bir nefesinden yeni bir hayat meydana gelir. Feyz ve nefs sahibi İsâ İmrân gelir: 39 Harman, a.g.md., s. 469-470. 40 İpekten, Haluk; Fuzûlî Hayatı Sanatı Eserleri, Akçağ Yay., Ankara, 2000, s. 127. 19 Her bir deminden anıñ peydÀ olur nev-óayÀt Feyø ü nefs anıñdır èÌsì-i èİmrÀn gelür (54/6) Nebiler ikinci kapıda kalmıştır fakat İsa üçüncü kapıya ulaşmıştır: Nebìler bÀb-ı åÀnìde úarÀr itdi velì ÌsÀ Üçünci bÀba vÀãıldır èale’l-èarşi’stivÀ’yız biz (71/42) 1.4.4. Mûsâ: “Fir’avun’un helâkinden sonra Allah tarafından Tûr dağına çağırıldı. Mûsâ, Allah’ın kendisiyle konuştuğuna şahit olmaları için kavminden 70 kişiyi alarak yola çıktı. Tûr-ı Sînâ’ya vardı. Kırk gün oruçla geçirdikten sonra dağa çıktı. Musa’nın yokluğunda kavmi Samirî’nin teşvikiyle buzağıya tapıyordu. Allah bu durumu Mûsâ’ya haber verdi. Sonra ak bir bulut Mûsâ’yı kuşattı. Allah, Mûsâ’ya nasihat, din ve şeriat emirlerini içeren levhalar verdi. Mûsâ rabbine: “Ya Rabbi, bana dîdârını göster; sana bakayım dedi. Cenâb-ı Hak: “Sen beni göremezsin”, dedi. Fakat dağa bak; eğer o benim tecellîme tahammül edip yerinde durursa beni görürsün (yani sen de tahammül edersin). Allah dağa tecellî edince Allah’ın heybeti onu parçaladı; ve Mûsâ düşüp bayıldı” (A’râf: 7/142).41 Hz. Mûsâ, Vadi-i Eymen’de yer alan Tûr Dağı’nda Tanrı tecellîsine mazhar olmasıyla Divânda zikredilmiştir. Şâir, sırrın Tûr’unda daima Allah’ın tecelli etmesini ister. Gönlünü Mûsâ’ya benzeterek (Allah’a kavuşmanın verdiği) zevkin hiç sona ermemesini diler: Ùÿr-ı sırda tecellì ile dÀéim yÀ İlÀh Õevúinde MÿsÀ dil hìç bulmaya nihÀyet (22/4) 41 Tarlan, Ali Nihat, Şeyhî Divânı’nı Tetkik, Akçağ Yayınları, Ankara, 2004, s. 263. 20 Şair , Eymen Vadisi’ne varmadan Ene’llâh sırrına mazhar olmuştur. Vasf-ı zatının tecellisi ile vahdet-i sırra erişmiştir: Ene’llÀh sırrını bu yüzden dinür VÀdì-i Eymen’siz Tecellì-i vaãf-ı õÀtımla irişdim vaódet-i sırra (143/2) Úalbimiz VÀdì-i Eymen Bukaè-i ÓaêrÀdayız Ùabèımızdır mühmile biz cilve-i MÿsÀdayız (70/2) 1.4.5. Yûsuf: “Divân şiirinde adı en çok anılan peygamberlerden biri Yûsuf’tur. Harikulâde güzelliği ile çok zaman sevgili ona benzetilir, hatta sevgili, Yûsuf- ı sânî (ikinci Yûsuf) olarak nitelenir. Ay ile güneşin ona secde etmeleri, kuyuya atılması, terazi ile tartılıp ağırlığınca altın karşılığı satılması, Züleyhâ ile olan maceraları, zindana atılması, güzel rüyâ tabir etmesi, Yakûb’dan ayrı oluşu, köle iken Mısır’a sultan oluşu vs. kıssalar nedeniyle birçok beytin konusunu oluşturur”.42 Haşim Baba’nın Piri gönül Mısr’ının Yusuf’udur. Haşim’i hayran eden piridir: Pìrim Yÿsuf-ı KenèÀn Mıãr-ı dilimde sulùÀn HÀşimì iden óayrÀn pìrim azìzim yÀ hÿ (138/8) 1.4.6. Muhammed: Hâşim Baba Divânında Peygamber, Muhammed, Mustafâ, Ahmed, Resûl, Resûlü’llâh, Nebî, Hayrü’l-beşer, Hayrü’l-enâm, Fahrü’l-mürselîn, Habîb isimleriyle anılır. Hz. Muhammed son peygamberdir, O’nunla nübüvvet sona ermiştir. Bu yüzden O’na peygamberlerin sonuncusu denmiştir: 42 Pala, a.g.e., s. 484. 21 Nübüvvet çünki òatm oldı açıldı bÀbı bu şehriñ Anıñçün òÀtemü’l-mürsel denildi Aómede ol ana (135/15) Sırrımı şaúúü’l-úamerle vaódeti farú itmeğe Küfr ìmÀn lebs-i keåret cümleniñ sırrı menim (108/4) Alemde her şey, Peygamber’in nurundan (yaratılmıştır), O’nun nuru ise Allah’ın nurudur. Durum bu kadar açık iken (ey zahid) küfürle iman konusunda nasıl iddialaşırsın: Cümle eşyÀ nÿr-i Aómed nÿr-i Aómed nÿr-i Óaúú Böyle iken nice itdiñ küfr ìmÀnla baóiå (26/4) O, Allah’ın rahmetine vesiledir; hikmet ve irfan kaynağı Muhammed Mustafa’dır: Raómet-i raómÀna raómetdir Muóammed MuãùafÀ Menbaè-ı èirfÀn-ı óikmetdir Muóammed MuãùafÀ (160/1) Hz. Muhammed, peygamberlerin en erdemlisidir. O’nun şanını Cebrâil tazim etmiştir. “(Biz seni ancak) âlemlere rahmet olarak (gönderdik)” (ayeti) O’nun için nâzil olmuştur. Yardım Hakk’ın vechi olan Resûlullah’dandır: Sen ki faòrü’l-mürselìnsin nÿr-i erbÀb-ı yaúìn ŞÀnına tenzìl ile taèôìm iden Rÿóü’l-emìn Vaãfına nÀzil değil mi raómeten li’l-èÀlemìn 22 YÀ Resÿlu’llÀh meded senden kerem ey vech-i Óaúú (87/1) Hz. Peygamber insanlığın rehberidir, peygamberlerin sonuncusudur. Şâir bu gün ilm-i Hudâ mektebinin vârisi olmuştur: PìşvÀmızdır nebìyyü’l-ümmì òÀtemü’l-enbiyÀ VÀriåiyiz mekteb-i èilm-i ÒudÀyız biz bu gün (123/5) Mi’râc gecesinde Hz. Muhammed’e Yüce Mevlâ görünmüştür: Nebìdir leyletü’l-iårÀ görindi Óaøret-i MevlÀ Ki Ádem ãÿreti óaúúan úaùaù şÀbb emred (ü) aèlÀ ( 2/1) Göñül Àyìnesi ol ferd ü yektÀ ZamÀnıñ ãÀóibi bì-meåel-i hemtÀ Ôuhÿrı úabe úavseyn ev ednÀ FerdÀsı sırrıdır yÿóÀ fe-evóÀ Muóaúúaú beyt-i Óaúú miréÀt-ı maènÀ (17/4) Kâbe kavseyn ev ednâ, “iki yay aralığı kadar belki daha da yakın” anlamına gelmekte olup Hz. Peygamber’in Mi’râc’ta Allah’a olan yakınlığını ifade etmektedir. Kur’ân-ı Kerîm’de (Necm sûresi/8, 9) “Sonra ona yaklaştı. Derken sarktı. (Bu suretle o, peygambere) iki yay kadar, yahut daha da yakın oldu” şeklinde geçmektedir. Mi’râc hadisesinde gerçekleşen bu olay ilgili olarak bazı alimler ayette geçen “o” zamiri ile kastedilenin Cebrail olduğunu savunurken bazı alimler ise kastedilenin Allah olduğunu 23 ifade ederler. Sufîler bu ayeti daha çok mecazî anlamıyla benimsemişler ve bunu Allah ile Peygamberimiz arasındaki yakınlığa delil olarak saymışlardır.43 Cephesindeki elif hat istivâ remzine beyandır. Sevdiği, iki kaşı kabe kavseyn, ve’d-duhâ’dır: İstivÀ remzin beyÀndır cebhesinde elif òaù ÚÀbe úavseyn iki úaşı ve’ê-êuhÀ’dır sevdiğim (118/22) 1.5. Dört Halife ve Ehl-i Beyt: 1.5.1. Ebu Bekir, Osman, Ömer: Hâşim Baba Divânında 38 no’lu murabbada Ebu Bekir, Osman, Ömer ve Ali’yi övgü dolu sözlerle anmaktadır: Ùabìèat sırrına maôhar Resÿlüñ Ebu Bekr èÖmer èOåmÀn èAlìdir èAnÀãır pertevi ol şÀh-ı dìniñ Ebu Bekr èÖmer èOåmÀn èAlìdir (39/1) 1.5.2. Ali: Hz. Ali, Hz. Peygamber’in damadı, Hulefâ-yı Râşidîn’in dördüncüsüdür. Hz. Muhammed’in peygamberliğine ilk iman edenlerdendir. Hz. Peygamber Ali’yi kendine kardeş seçmiş, onu kızı Fâtıma ile evlendirmiştir. Bu evlilikten Hasan, Hüseyin, (ölü doğan) Muhsin, Zeyneb ve Ümmü Külsûm doğmuştur. Hz. Ali, Peygamber’in hemen hemen bütün gazve ve seriyelerine katılmış, bu savaşlarda büyük kahramanlıklar göstermiştir. Hz. Peygamber’e katiplik ve vahiy katipliği görevinde bulunmuştur. Hz. Osman’ın şehit edilmesinden sonra halife olmuştur. Hz. Osman’ı şehit edenleri desteklediği iddiasıyla Hz. Osman’ın yeğeni Muâviye kendisine biat için gelen elçiye red cevabı vermiştir. Önceleri kocasının 43 Pala, a.g.e., s. 245. 24 halifeliğini destekleyen Hz. Âişe daha sonra buna karşı çıkmış tarihte Cemel Vakası adıyla aralarında meşhur bir savaş yapılmıştır. Bu savaşta Hz. Ali galip gelmiş fakat savaşta pek çok müslümanın ölmesinden dolayı derin bir üzüntü duymuştur. Muâviye’yi tekrar biata davet etmiş fakat yine aynı cevabı alınca bu defa müslümanlar Sıffın’da karşı karşıya gelmişlerdir. Muâviye’nin ordusu tam yenilmek üzereyken bir hileye başvurdu. Mızraklarının ucuna mushafları bağlayarak Allah’ın kitabının aralarında hakem olması teklifinde bulundular. Bunun bir hile olduğu ikazlarına rağmen Hz. Ali ordusuna söz dinletemedi ve hakem kararına başvurulmasını kabule mecbur oldu. Allah’ın kitabı ve Resûlullah’ın sünneti ile hükmetmek şartıyla anlaşıldı. Savaşın sonunda halifenin ordusundaki bir grup “Lâ hükme illâ lillâh” sloganıyla hakem olayına karşı çıktılar ve Hz. Ali’den hakem tayin etmesinden dolayı tövbe etmesini, Kur’ân’ın hükmüne göre hareket edilmesini, isyancılarla itaat edinceye kadar savaşılmasını istediler. Hz. Ali, Kur’ân’a göre bu anlaşmayı bozamayacağını ifade etti ve 6000 kişilik bir grupla Kûfe’ye dönmüştür. Geride kalan 4000 kişilik grup ise Hâricîler olarak tarihe geçecektir. Muâviye ile tekrar savaşmaya hazırlanan Hz. Ali, Hâricîler’i ikna etmek için mektup yazar fakat bundan bir sonuç alamayınca Hâricîlerle savaşmaya karar verdi. Yapılan savaşta Hâricîler’in pek çoğu öldü, kalanlar da Mekke’ye kaçtı. Bütün bu olaylardan sonra halife ordusu savaşmak istemedi ve bunu gören Hz. Ali Muâviye’ye karşı faaliyetlerini durdurmaya karar vermiştir. Hakemler Şaban 38’de (Ocak 659) Ezruh’ta ilk toplantılarını yaparlar. Ali b. Ebû Tâlib ve Muâviye b. Ebû Sufyân’ın her ikisinin de azledilerek halifenin bir şura tarafından seçilmesi hususunda anlaşırlar. Bu karar önce Hz. Ali’nin hakemi Ebû Musâ tarafından açıklanır. Sıra Muâviye’nin hakemi Amr b. el-As’a geldiğinde o hilafet makamına Muâviye’yi atadığını söyler. Ebû Musâ’nın itirazına rağmen konu bir çıkmaza girer. Bir grup Hz. Ali’nin halifeliğini tanırken diğer grup da Muâviye’yi halife olarak kabul eder. Hz. Ali, Muâviye’ye karşı yeni bir sefer için hazırlıklara başlar. Ancak hârici Abdurrahman b. Mülcem tarafından zehirli hançerle sabah namazında yaralanır, iki gün sonra vefat eder. Bu sırada Muâviye Suriyeliler’in de desteğini alarak 25 Hz. Ali’nin hakimiyetindeki pek çok yeri ele geçirerek Emevî Devleti’nin temellini atar.44 “Ali ile ilgili olaylar. Bektaşilik’te en çok üzerinde durulan, tarikatin kesin biçimini almasına yol açan kaynaklar Ali ile ilgili olaylardır. Bunlar da Peygamber’le Ali arasında yakınlık, arkadaşlık, düşünce birliği, inanç tıpkılığı, görüş özdeşliği, Halife seçimi, Muaviye ile Ali arasında geçen olaylar, Yezid’in tutumu, Hasan ile Hüseyn’e Kerbelâ’da yapılan saldırılar, Hüseyn’in öldürülüşü, Ali soyuna karşı girişilen kıyım, Ali’den sonra imamlık sorunu bg. ardı arkası kesilmeyen sayısız olaylardır”.45 Hâşim Baba, Bektaşîliğe olan meyli, Hz. Ali ve Ehl-i Beyt muhabbeti nedeniyle Divânının pek çok yerinde Hz. Ali’den bahsetmiştir. Muhammed Hakk’ın nutkudur, Ali ise furkanıdır: Muóammed nuùú-ı Óaúú furúÀnı èAlìdir (43/1) Şair, evlad-ı Ali’nin kulu kurbanıdır. Yezid’in bedbaht kavmini lanetleyenlerin başıdır: Ál-i evlÀd-ı èAlìniñ úulıyum úurbÀnıyım Úavm-i bed-baòt Yezìdiñ bir ÿlÿ leèÀnıyım (115/1) RıøÀsile geyüp tÀc-ı şehÀdet meşhed-i Óaúda KitÀbu’llÀh-ı nÀùıúla èAlì şÀhım èAlì geldi (159/9) Bütün evliyalar davet eylemiştir ve sırrın noktasını Ali’de bulmuşlardır: Her ne deñlü evliyÀ geldikse daèvet eyledi 44 Fığlalı, Ethem Ruhi, “Ali”, DİA, c. II, İstanbul, 1989, ss. 371-374, s. 371-374. 45 Eyuboğlu, İsmet Zeki, Bütün Yönleriyle Bektaşilik, Der Yay., İstanbul, 2000., s. 57. 26 Noúùa-i sırrı èAlìde buldılar hep intihÀ (160/24) Mi’raç gecesi Ali’de Hakk görünmüştür: Anınçün leyle-i isrÀ èAlìden oldı Óaúú mücellÀ O dem maóbÿb idi ulyÀ ãıfat mìm èaynla bir õÀt (2/3) Şairin içindeki dalga Ali’dir: Baña ãadrımda mevcim bu èAlìdir Velì Bayramım sulùÀna geldim (102/23) 1.5.3. Hasan: “Hz. Ali’nin büyük oğludur. Hz. Ali’den sonra gelen ikinci İmamdır. Hicretin ikinci ya da üçüncü yılında doğdu (625). Hazreti Muhammed adını “Hasan” koymuştur. Künyesi “Ebu Muhammed” olup lakâpları “Takî”, “Zeki” ve “Sıbt”dır. “Hasan’ül-Müctebâ” da denir”. “Medine’de hiçbir şeye karışmadan yaşadığı 46 sırada Muaviye tarafından karısına zehirlettirildiği söylenir. Ölümü 669”dur. 1.5.4. Hüseyin ve Kerbelâ faciası: Hz. Hüseyin, hicretin üçüncü, bir rivayete göre dördüncü senesi Şabânın üçüncü günü Medine’de doğdu. Hz. Fatıma’nın ikinci oğludur.47 Hz. Peygamber onu kucağına alıp ağlamıştır. Umeys kızı Esmâ bu ağlayışlarının sebebini sorduğuna “Azgın bir tâife, O’nu öldürecek; onlar şefâatime nâil olmazlar” buyurmuşlar ve bunu Hz. Fatıma’ya haber vermemesini söylemişlerdir.48 Hicretin 54. senesinin sonlarına doğru Muâviye oğlu Yezid’i halife olarak yerine atamıştı. Yezid’in halifeliğini Hz. Hüseyin ve Hâşimoğulları kabul etmemiş ve bu yüzden ona beyat etmemişlerdi. Esasen İmam Hüseyin Muâviye’nin de halifeliğini kabul etmemişti. Fakat kardeşi Hz. Hasan bu hususta ona ısrar etmemesini söylemiş, 46 Öztelli, Cahit, Bektaşi Gülleri, Özgür Yay., İstanbul, 1997, s. 50. 47 Gölpınarlı, Abdülbâkıy, Tarih Boyunca İslâm Mezhepleri ve Şîîlik, Der Yay., İstanbul, 2003, s. 380. 48 Gölpınarlı, a.g.e., s. 382. 27 Muâviye de bunu kabul etmişti. Muâviye Medine’den son dönüşünden bir süre sonra halk arasında herhangi bi kargaşalık çıkarmamasını öğütleyen bir mektubu Hz. Hüseyin’e gönderdi. Töhmet, düzen ve tehdit içeren bu mektuba Hz. Hüseyin şiddetle karşılık verdiler. Bu mektupta Muâviye’nin yaptığı bir takım haksızlıklara ve zulümlere yer veren Hz. Hüseyin, içki içen, köpeklerle oynaşan bir oğlanı (Yezid’i) halife seçmesini eleştirmişti. Hicretin 60. yılında Muâviye’nin ölümünden sonra yerine Yezid geçti. Babası ölürken bile yanında bulunmayan Yezid, günlerini içki içme, eğlenme, maymunlarla, köpeklerle oynama gibi sefih bir yaşam içinde geçirmekteydi.49 Yezid, Medine Valisi Utbe oğlu Velîd’e Hz. Hüseyin’in kendisine beyat etmesini içeren bir mektup yolladı. Velîd, Hz. Hüseyin’le hükümet konağında görüştü ve durumu kendisine iletti. Hz. Hüseyin böyle önemli bir konunun özel bir mecliste görüşülmesi gerektiğini, böyle halktan gizli saklı yapılmasının doğru olmayacağını ifade etti. Velîd, Hz. Hüseyin’i haklı buldu. O sırada Velîd’in yanında bulunan Mervân “Hüseyn’i bırakma, hapset; giderse bir daha ele geçmez; ya beyat etsin, ya boynunu vurdur” diye bağırarak bu duruma itiraz etti. Hz. Hüseyin ona “A gökgözlü karının oğlu, sen mi beni öldürmeye kalkışıyorsun?” diyerek oradan ayrıldı. Mervân, bu yaptığının doğru olmadığını söyleyince Velîd “Sen, benim dinimi mahvetmeye uğraşıyorsun; bütün dünyâ malını verseler, gene de Hüseyn’in öldürülmesine râzı olmam” dedi. Velîd’in bu davranışı Yezid tarafından duyulunca görevinden azledildi. Bu görüşmeden bir gün sonra Hz. Hüseyin, Hz. Fatıma’nın ve Ehlibeyt’in kabirlerini ziyaret etti. Hâşimoğullarına “Kendileriyle gelenlerin şehîd olacaklarını, fakat kendilerine uymayıp kalanların da bir fethe, bir huzûra erişemeyeceklerini” bildiren kısa bir mektup yazdı. Ayrıca kardeşleri Muhammed bin Hanefiyye’ye yazılı bir vasiyyet bıraktı. Mekke’den Medine’ye hareket etti. Hz. Hüseyin Medine’den ayrılırken kardeşi Muhammed b. El- Hanefiyye, Mekke’de kalmasını, imkan olmazsa Yemen’e gitmesini tavsiye etmişti. Hz. Hüseyin, Şaban, Şevvâl ve Zilkade’yi Mekke’de geçirdikten sonra –Mekke’de şehit olmamak için- Irak’a hareket etti. İmam Hüseyin hicretin 61. yılı Muharremin 10. günü, ikindi vakti Kerbelâ’da şehit düştü.50 Hz. Hüseyin şehit olduğunda 57 yaşına basmıştı. 49 Gölpınarlı, a.g.e., s. 386-387. 50 Gölpınarlı, a.g.e., s. 389-395. 28 Kerbelâ faciasına katılanların hemen hemen hepsi çeşitli hastalıklara uğramış, pek çoğu da delirmişti.51 1.5.5. Fatıma: Peygamberimizin Hz. Ali ile evlenen kızıdır. Hz. Hatice’nin dört kızından en küçüğüdür. Hz. Peygamber’in soyu onda devam etmiştir. Yüzünün pek beyaz oluşundan dolayı Zehra lakabıyla anıldı.52 Eã-ãalÀ ey Ümm-i sıbteyn tÀc-ı eşref ve’s-selÀm Zevce-i Óaydar Betÿl FÀùıma òayrü’n-nisÀ (18/8) FÀùıma Óaydar Óasanla hem Óüseyniñ şÀnına HÀéülÀi ehli beytì didi şÀh-ı enbiyÀ (18/27) 1.6. Sahabeler: 1.6.1. Kanber-Selman: Kanber, Hz. Ali’nin sadık, vefakar kölesidir. Daha sonra azat edilmiştir. Hz. Ali’ye bağlılığıyla ün salmıştır.53 Selman, önceleri Mecusî iken Peygamber’i görüp Müslüman oldu. Daha sonra uzun bir süre Hz. Ali ile birlikte bulunmuştur. Rivayete göre Hz. Selman, başkanlığını Hz. Ali’nin yaptığı Kırklar’danmış. 54 VelÀyet menbaèı Óaydar úavli SelmÀn ile Úanber Gelür devr ile Şeyò Ekber ider devri emn (ü) itmÀm (2/24) Meşhedi cÀnı gören Àl-i èabÀya iren Õevú-i tevellÀ süren Úanber (u) SelmÀn olur 51 Köksal, Mustafa Asım, Hz. Hüseyin ve Kerbelâ Faciası, Köksal Yay. ty. s. 209. 52 Pala, a.g.e., s. 149. 53 Pala, a.g.e., s. 256. 54 Pala, a.g.e., s. 398. 29 (40/8) 1.6.2. On iki İmam (eimme-i isnâ-aşer): “Alevîlere göre Tanrı tarafından gönderilmiş peygamber niteliğinde on iki başkan... On iki imama Arapça eimme-i isnâ aşer denir. Şiî inançlarına göre Hz. Ali’den başlayarak ve ondan sonra bu imamlar halîfe’lik görevini sürdürmüşlerdir. Şiî’lerin temel inancı, Peygamber Hz. Muhammed’den sonra halîfelik makamının Hz. Ali ve çocuklarına ait olduğudur. On iki imam sırasıyla şunlardır: Hz. Ali, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin, Zeynelâbidîn, Muhammet Bekir, Câfer-us-Sâdık, Mûsâ Kâzım, Ali Rızâ, Muhammet Takî, Ali Nakî, Hasan Askerî, Mehdî... Bunlar her türlü suçtan arınmış sayıldıklarından mâsûm adıyla anılırlar. On iki imam inancına bağlı olanlara İmamiyye denir. Sünnîler, Peygamber Hz. Muhammed’in ölümünden sonra yerini Hz. Ali’ye ve onun çocuklarına bırakmak istediğini kabul etmezler”.55 “Ali soyunun dışında kimsenin bu görevi yüklenmeye yetkisi yoktur. Kimse imamlık konusunda gereken nitelikleri taşımamaktadır. Ali soyunun imamlığı tanrısal bir olay niteliğindedir. Tanrı’nın görevlendirmediği kimsenin imam olmaya yetkisi, “hakk”ı yoktur. Tanrı “Bir”dir, bütün varlıkları yaratmıştır, Muhammed onun elçisidir. Ancak Muhammed’ten sonra tek yetkili Ali’dir. Bu yetki çizgisi Allah- Muhammed-Ali üçlüsüyle bütünlenmiştir. On İki İmam geleneğine dayanan bu görev inancı sürdürülür”.56 “Aleviliğin kollarından biri olan Bektaşilik’e göre “imam” insanüstü nitelikler taşıyan, Tanrı’ya yakınlığı bulunan kutsal kişidir. Onun görevi yalnız toplumu yönetmek değil, toplum içinde Tanrı’ya en yakın kimse olduğundan, olgunluk bakımından en yüksek aşamada bulunduğundan, bütün insanlara örnek olmak, yüceliğin, ululuğun yolunu göstermek, insanlarla Tanrı arasında bağlantı kurmaktır. İmam, insanları Tanrı’nın yüce görevler vererek gönderdiği kimsedir. Onun bütün yapıp ettikleri Tanrı adınadır. Bu yüzden imam “suçsuz”dur eski bir deyimle “masum”dur. Eylemlerinden sorumlu değildir, ölümsüzdür, yücedir, uludur. İslamdan olmanın ilk koşulu imam’a bağlanmak, ona inanmaktır”.57 Şair, sırasıyla on iki imamı zikreder: 55 Hançerlioğlu, Orhan, İslam İnançları Sözlüğü, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1994, s. 441. 56 Eyuboğlu, a.g.e., s. 109. 57 Eyuboğlu, a.g.e., s. 84. 30 Eã-ãalÀ ey ekber-i evlÀdı Şeppìr ve’s-selÀm NÀm-ı Zeynü’l-Àbidìn hem mefòar-i Àl-i èabÀ (18/12) Eã-ãalÀ ey BÀúırü’l-èilm Muóammed ve’s-selÀm CÀbir ile cedd-i pÀkìnden selÀm irdi aña (18/13) Eã-ãalÀ ey faòr-i ümmet ãad hezÀrındır selÀm Caèferü’ã-äÀdıú imÀmü’l-evliyÀ şemsü’ê-êuóÀ (18/14) Eã-ãalÀ ey seyf-i úudret yedu’llÀh ve’s-selÀm MusÀ KÀôım veliyyü’l-müéminìn ãÀóib èaùÀ (18/15) Eã-ãalÀ ey maózen-i nÿr-i hidÀyet ve’s-selÀm Ebu’l-Óasan sırr-ı èAlì óaúúan Naúì òayrü’l- verÀ (18/18) Eã-ãalÀ ol òÀtemü’l-esrÀra bizden ve’s-selÀm NÀm-ı Mehdìdir zamÀnıñ ãÀóibidir dÀéimÀ (18/20) 1.7. Ahiret 1.7.1. Kabir: Hâşim Baba Divânında kabir, “kabr, kubûr, merkad” kelimeleriyle yer almıştır. Kabir, insanın öldükten sonra ahiret gününe kadar geçireceği yerdir. 31 Gelür óayvÀn-ı vaóşìler enìs ü hem-demiñ olur Bulursuñ ôulmet úabri olur nÀrdan úafr peydÀ (15/12) Nice Àyet óadìå vardır èaõÀb-ı úabri vaãf eyler Naôar çoú ikişer revzen ki her bir úabr ider peydÀ (166/45) Cesedlerdir úubÿr Àñla berÀziò ùavr-ı istièdÀd İki ùavrıñ miyÀnıdır berÀziò añla bil Ànı (157/18) Hem riyÀ-òïr münÀfıú cümlesi Merúadinde ola cÀdÿ mürdesi (169/83) 1.7.2. Kıyamet, Haşr, Mahşer: Hâşim Baba Divânında kıyamet “kıyâmet, haşr, mahşer” kelimeleriyle yer almıştır. Kıyamet, bütün insanların dirilerek mahşerde toplanacakları gün, dünyanın sonu, ölümden sonra hayat bulmadır: Didiler õevúine cennet èaõÀb-ı èaõbiñe nìrÀn ÚıyÀmet úÀmetiñ oldı bu ùavrıñ tÀmmetü’l-kübrÀ (6/4) CÀme-i rÿmì geyüp ger óaşr olursa aòiret Mevúif-i maóşerde anuñ işi olur Àh u zÀr (60/6) 32 Bir gün olur münkirÀ bu işleri görürsüñ Berzaò-i maóşerde bil hÀliñ ola pek yaman (3/40) Devr-i evvelde cesed-i terkìbi olan müfredÀt Óaşr-ı kübrÀda olurlar rÿóla hep ÀşinÀ (170/4) 1.7.3. Cennet ve cennetle ilgili unsurlar: Cennet, “örtmek, gizlemek” manasındaki cenn kökünden gelen bir isim olup “bitki ve ağaçları ile toprağı örten bahçe” manasına gelmektedir. “Âhiret hayatında müminlerin ebedî saadet yurdu olan yerin bu şekilde adlandırılmasının sebebi, genel görünümüyle dünya bahçelerine benzemesi veya eşsiz nimetlerini insan idrakinden gizlenmiş olması şeklinde açıklanmıştır”.58 İslâm literatüründe cenneti ifade etmek için kullanılan başlıca ifadeler şunlardır: Cennet, Cennetü’n-naîm, Adn, Firdevs, Hüsnâ, Dârüsselâm, Dârülmulâme.59 Divânda cennet, “cennet, bâg-ı cennet, cennetü’l-me’vâ, bû-yı cennet, sekiz cennet, cennet-i Rıdvân, cennet-i ‘adn, cennet-i na’îm, cennet-i kuds, ehl-i cennet, behişt” gibi isimlerle yer almaktadır. 1.7.3.1. Kevser: Kur’ân’da kevser sûresinde bir kere zikredilmektedir. Kelime olarak “çok, pek çok” ve “ırmak” anlamlarına gelmektedir. Bazı kaynaklarda “Hz. Peygamber’e cennette bahşedilen nehir” anlamı verilmekle birlikte Peygamber’e lutfedilen nübüvvet, hikmet, ilim, tevhid vb. manevî nimetler olarak da yorumlanmıştır. Muhtelif rivayetlerde kevser, etrafı incilerle örülmüş kubbelerle çevrili, suyu gümüşten beyaz, baldan daha tatlı, miskten daha hoş kokulu bir nehirdir.60 Edebiyatta sevgililinin dudağına benzeyen olarak kullanılır.61 Haşim Babaya göre, (sevgilinin) dudağı kevser 58 Şahin, M. Süreyya, “Cennet” DİA, c. VII, İstanbul, 1993, ss. 374-376, s. 374. 59 Topaloğlu, Bekir, DİA., c. VII, İstanbul, 1993, ss. 376-386, s. 376-377. 60 Ertürk, Mustafa, “Havz-ı Kevser”, DİA, c. XVI, İstanbul, 1997, ss. 546-549, s. 546. 61 Pala, a.g.e., s. 268. 33 havuzudur, kelamı kevser gibi (tatlıdır); hurufu kevser kadehidir, ilmi mâ evhâ’nın sırrıdır: DehÀnıñ óavø-ı kevåerdir kelÀmıñ èayn-ı kevåerdir Óurÿfuñ cÀm-ı kevåerdir èulÿmuñ sırr-ı mÀ evóÀ (6/3) Şehadet bezmine sema zevkiyle gelenler kevser kadehinden içip Hak’la konuşurlar: ŞehÀdet bezmine õevú-i semÀè ile gelenler hep İçerler cÀm-ı kevåerden iderler Óaúla güftÀr (63/20) Kevser’in sahibi Ali’dir, Hasan’la Hüseyin (kevseri sunan) sakilerdir. Bu sırra Kanber ya da Selman varis olur: ÒÀzin-i kevåer èAlì sÀúì Óaãanla Óüseyn VÀriå olan bu sırra Úanber olur yÀ SelmÀn (3/36) 1.7.3.2. Tubâ: “Güzel kokulu ve temiz anlamlarına gelmektedir. Cennetteki ağacın adıdır. Tuba kelimesi tasavvufi edebiyatta farklı anlamlar almıştır. Bazılarına göre Tuba makamı Hak ile üns makamıdır”.62 Akarsu nehirlerin kaynağı, cennetin aynıdır. Sidredeki Tuba kamete, Rıdvan’ın cennetine bak! Áb-ı cÀrì èayn-ı enhÀr cennÀtıñ èaynıdır ÚÀmet-i ÙÿbÀ-yı sidre cennet-i RıêvÀna baú (88/6) 62 Seccâdî, Seyyid Cafer, Tasavvuf ve İrfan Terimleri Sözlüğü, (Ferheng-i Istılahat ve Tabirat-i İrfanî), çev. Hakkı Uygur, Ensar Neşriyat, İstanbul, 2007, s. 487. 34 1.7.3.3. Hur- Gılman: Hur (Huri), “cennetliklere verilen cennet kadınları. Kuran ayetlerinde gılmanların iyi insanlara hizmet edecekleri, güzel yüzlü hurilerin ise dünyadaki amellerinin karşılığı ve ödülü olarak cennetliklerin istifadesine sunulacağı belirtilmiştir. Bu kelime tasavvuf edebiyatında güzel ve iyi sıfatlar anlamında kullanılmış”tır.63 Hâşim’in kelamı tevhittir. Onun için cennetin anahtarıdır. Zuhuru mazhar-ı tamdır. Demi huriyle gılmandır: KelÀmıñ HÀşimÀ tevóìd anıñçün cennete miftÀó Ôuhÿruñ maôhar-ı tÀmdır demiñ àılmÀnla óÿrÀ (6/9) 1.7.3.4. Rıdvan: Şair, Ehl-i beytin Rıdvan’ın bahçesine (cennete) girmesini temenni eder: Úudretiñdir ey şafìèüèl-müõnibìn her kim sever ÒÀnedÀnıñ rÀh-ı Óaúda her biri buldı ôafer Ravøa-i RıêvÀnıñ ile bunlara luùf it maúarr YÀ Resÿle’llÀh meded senden kerem ey vech-i Óaúú (87/13) 1.7.4. Cehennem: Cehennem Arapça kökenli bir kelime olup “derin kuyu: hayırsız, uğursuz” anlamına gelmektedir.64 “Kur’ân-ı Kerîm’in yetmiş yedi âyetinde yer alan cehennem, herhangi bir sözlük anlamı taşımaktan çok kâfirlerin, münafıkların, zalimlerin, gerçeğe boyun eğmeyenlerin azap görecekleri yer olarak tasvir edilir”. “İslâm literatüründe genel anlamda cehennemi, azap türleri veya onun bölümlerinden birini ifade etmek üzere çeşitli kelimeler kullanılmıştır. Muhtemelen cehennemin yedi kapısı olduğunu beyan eden âyet (el-Hicr 15/44) sebebiyle bunlardan yedisi önem kazanmıştır”. Bu tabakalar şu şekilde sıralanmıştır: Cehennem, Cahîm, Hâviye, Hutame, Lezâ, Saîr, Sakar. Cehennem bunlar içinde azabı en hafif olandır. Sünnî 63 Seccâdî, a.g.e., s. 205. 64 Harman, Ömer Faruk, “Cehennem”, DİA, c. VII, İstanbul, 1993, ss. 225-226, s. 225. 35 âlimelere göre günahkâr müminler burada azap görecek, cezası sona erdikten sonra burası boş kalacaktır. Divanda bir kez geçen “sakar” ise “şiddetli bir ısı ile yakıp kavurmak” anlamındadır.65 Şair, zahide çatar ve cennete gitmenin yolunun sırra vakıf olmakla mümkün olabileceğini ifade eder: Bu sırra vÀúıf olsaydıñ bugün ey õÀhid-i òïdbìn Geçerdin òavf-ı berzaòdan olurduñ cennetü’l-meévÀ (6/8) Hâşim’in sözü cennetin anahtarıdır: KelÀmıñ HÀşimÀ tevóìd anıñçün cennete miftÀó Ôuhÿruñ maôhar-ı tÀmdır demiñ àılmÀnla óÿrÀ (6/9) Eğer insanoğlu cennetin kokusunu zerre kadar duysaydı nefsine uymazdı: Õerrece olsaydı bÿ-yı cennet vicdÀna naãìb Óaúúı bilüp eylemezdiñ nefs-i şeyùÀnla baóiå (26/3) Cehennem, “cehennem, cahîm” isimleriyle Dîvân’da yer alır: Cehennemden suéÀl itseñ ÀàÀze üzredir dÀéim Dem-À-dem nÀr-ı fürúatle ki bilmez yanmadır şÀnı (155/4) RıêvÀn seniñ cennet naèìm nìrÀn seniñ naúmet cahìm FermÀn seniñ sensin óakìm yÀ Rabb nìce şükr idelim (111/4) 65 Topaloğlu, Bekir, DİA., c. VII, İstanbul, 1993, ss. 227-233, s. 227. 36 1.8. Ölüm: Dünya hayatının sonu, ahiret hayatının başlangıcı olan ölüm, divanda, “mevt” kelimesiyle yer almıştır. “Ariflerin nezdinde yerilmiş beşeri sıfatları yok etmek demektir. Nitekim şöyle demişlerdir: “Ölüm ahiretin kapılarından biridir. Hakikati ise nefsin ölmesinden başka bir şey değildir”.66 Tuòm-ı èÀlem sırr-ı Ádem maôhar-ı eşyÀ biziz Hem nümÀ-yı kÀèinÀtız mevtle ióyÀ biziz Rÿó-ı ecsÀmız óaúìúat menşe-ié rüéyÀ biziz Her nefes her dem biziz hem ãÿret-i maènÀ biziz (70/4) 1.9. Ruh: “Rûh, canlılığı sağlayan şeydir. Duygu ve tutkuların merkezidir. Kötülüklere meyli olan ruha nefs denir. İnsanlardaki ruh ölümsüzdür. Cemâdî, nebâtî, hayvânî ve insânî olmak üzere dört çeşit ruh vardır. Rûh-ı küllî bütün ruhların me’hazıdır. Rûh-ı insânîye nefs-i nâtıka denir. Dünya yaratılmadan önce bütün varlıkların rûhları yaratılmıştır”.67 Divânda rûhların yaratılması yer almıştır: Senden èaùÀ nefs-i fütÿó emriñdir her tende rÿó Budur iden úalbe ãünÿó yÀ Rabb nice şükr idelim (111/5) Tecellì ile her bir rÿó teselli ide yüz biñe KervÀnıñla óaşr olup ola bir ãad hezÀr peydÀ (14/12) 1.10. Bezm: Bezm, içkili, eğlenceli meclis, toplantı demektir. Bu eğlence zamanına göre evlerde, meyhanelerde (mecâzen tekkeler) de yapılabilir. Şairler bezmi bazen alelâde toplantı için de kullabilirler. Bezm-i hazân, bezm-i gam, bezm-i kemâl vs. 66 Seccâdî, a.g.e., s. 319. 67 Pala, a.g.e., s. 377-378. 37 68 Hâşim Baba Divânında bezm, “bezm-i irfân, bezm-i vuslat, hakikat bezm, şehâdet bezmi, bezm-i aşk, bezm-i dil” gibi isimlerle gelmiştir. Seóerlerde úurılur bezm-i vuãlat Seóerlerde içilir cÀm-ı vaódet (35/2) Elest meclisinde eğer mürşid muhabbet badesini sunarsa belî kadehiyle onu içen bu devranı tamamlar: Elest bezminde ger mürşid muóabbet bÀdesin ãunsa Belì cÀmıyla nÿş iden tamÀm ider bu devrÀnı (157/23) 1.11. Hidâyet: Arapçada “irşad etmek, doğru yolu göstermek”69 anlamında bir masdar kelimedir. “Hidayet yol göstermek ve hayır ve sevap yollarını göstermek demektir. İlkin Allah insanları yaratmış, daha sonra onları doğru yola hidayet etmiştir”.70 Lutfıyla hidayeti gösterecek olan Allah’tır. O, inayet ederse her iş kolay olur: Luùfıñla yüce MevlÀ eyle úula hidÀyet Her iş olurdı ÀsÀn ola senden èinÀyet (22/1) Hidayet yolunu âl-i evlad göstermiştir. Onlara bağlı olanlar berzahta kurtuluşa ereceklerdir: Ál-i evlÀdıñ hidÀyet rÀhını itdi èayÀn Anlara münúÀd olanlar buldı berzaòdan necÀt 68 Pala, a.g.e., s. 71. 69 Cebecioğlu, Ethem, Tasavvuf Terimleri ve Deyimleri Sözlüğü, Rehber Yay., Ankara, 1997, s. 360. 70 Seccâdî, a.g.e., s. 197. 38 (1/9) 1.12. Şefaât: “Aracılık, yardım etmek. Yüce bir makam sahibinin, dileğini kabul etmesini veya suçunu affetmesini sağlamak için bir kimsenin o yüce makam sahibine daha yakın olduğuna inandığı bir şahsı aracı (vasıta-vesîle) yapması”dır.71 Mustafa’nın hanedanının varislerine kul ol ki hidayet ve şefaat onlara mahsustur: ÒÀnedÀn-ı MuãùafÀ vÀriålerine bende ol Anlara maòãÿã hidÀyet hem şefÀèat ùÀlibÀ (170/13) 1.13. Kâfir, Küfr : Kâfir, Allah’ın varlığına ve birliğine inanmayandır. Ancak Divan şiirinde Müslüman olmayanlar için kullanılmıştır. Küfr, dine inanmayıp Allah’a ortak koşma anlamına gelmektedir. Divan şiirinde çoğunlukla küfür, imanla birlikte zikredilir: Şems-i õÀtıñ perteviyle ôÀhir oldı her vücÿd Münkir-i õÀtıñ içündür cehl (ü) küfr hem memÀt (1/12) Hâşim Baba, hakikat nurunun kafiri bile imana getireceğini ifade eder: Nÿr-i óaúìúat eğer HÀşime itse eåer KÀfirde úılsa naôar maôhar-ı ìmÀn olur (40/9) Hz. Hüseyin’i şehit edenleri kâfir olarak niteler, hatta kafir bile böyle işkence yapmayacağını söyler: KÀfirìn u ôÀlimìne itdi MevlÀ laèneti 71 Uludağ, Süleyman, Tasavvuf Terimleri Sözlüğü, Marifet Yay., İstanbul, 1991, s. 448-449. 39 Böyle ekfer úavm olur mı èÀlem içre münkirÀ (160/17) LÀşe içre İbn äıddíú oldı biryÀn ÀşikÀr Didi Úayãer kÀfiriz biz itmeyiz böyle eõÀ (160/8) 1.14. Secde: “Arapça, secde etmek, Allah’ı tazim için, yüzü yere koymak anlamını ifade eden bir kelime. Mukaddes zatın sürekli zuhuru ile beşerî özelliklerin silinip yok olması. İki türlü secdeden söz edilir: 1) Küllî secde: Kul, âlemin tamamı olması bakımından secde ederse buna küllî secde denir. 2) İhtisas secdesi-kalb secdesi: Kul, kendisini Hakk’a bağlayan özel bir yönden secde ederse, buna da ihtisas secdesi veya kalb secdesi denir. İlkinde, Allah kuluna her dil ile seslenirken, ikincisinde, özel bir dille seslenir”.72 “Divan şiirinde ay ve yıldızların Yusuf’a secde etmeleri, meleklerin Âdem’e secde etmeleri söz konusu edilir. Aşık ise bir kulluk ifadesi olarak sevgilinin yüzü, eşiği ve kaşlarına secde eder. Ayrıca yine sevgilinin kapısı, eşiği ve kaşları secde- gâh olarak düşünülür”.73 Artık herkese hacc-ı manevi farz-ı ayn olmuştur. Allah’ın evi insanoğluna kaş mihrabının secdesidir: Cümleye óacc-ı maènevì farø-ı èayn HÀşimÀ Beyt-i ÓudÀ Àdemi secde-i miórÀb-ı úaş (75/7) Kim nefsini bilir de halkla savaşmazsa, kavuşma kıblesine varmak için varını harcarsa ona gönül Kabe’sinin kapısı açılır ve Kabe’yi görüp secdeye başını koyar: Kim ki bilür nefsini òalúa itmez ãavaş Úıble-i vaãl içün varını eyler ùiraş (75/1) 72 Cebecioğlu, age., s. 623-624. 73 Aktaş, Hasan, Çağdaş Türk Şiirinde Din ve Tasavvuf, Çizgi Kitabevi, Konya, 2001, s. 114. 40 Kaèbe-i dilde aña bÀb-ı selÀm açılır Beyte naôar eyleyüp secdeye hem úoya baş (75/2) 1.15. Kıble: “Müslümanların namaz kılarken kendilerine yöneldikleri Kâbe’nin bulunduğu yöndür. Tasavvuf edebiyatında ise “hakikî matlub ve mahbuba kinaye olarak kullanılır. Hakkın zatına teveccüh etmek anlamına da gelir”.74 Namazda yönelinen kıble Kabe tarafıdır. Başlangıçta kıble Kudüs iken daha sonra gelen ayetler üzerine Kabe olmuştur.75 Şaire göre irfan meclisine varan gönüle her yön kıble olmuştur: Yoluna cÀn itse úurbÀn cedd-i pÀkìñ çok mıdır Bezm-i èirfÀnı buldı úıble oldı hep cihÀt (1/6) 1.16. İsrâ ve Mi’râc: İsrâ “geceleyin yürüme, yürütme” anlamlarına gelir. Daha çok leyle-i İsrâ, şeb-i İsrâ terkibiyle kullanılır. Peygamber’in ilk merhalesinden son mertebesine kadar olan hali ifade eder. yükselmesini ifade eder. Miracın başlangıcını İsrâ oluşturur. Peygamber’in Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksâ’ya kadar uzanan gece yolculuğudur. Bu yolculuğu Burak isimli vasıtasıyla gerçekleştirmiştir. Miracta beş mertebe ve beş vasıta vardır. Mescdi-i Haram’dan Mescid-i Aksâ’ya kadar Burak isimli vasıtayla tayy-i mekan, mirac vesilesi ile gökyüzüne yükseliş, meleklerin kanatlarında yedi asumanı aşma, Cebrail’in kanadı ile Sidretü’l-Müntehâ’ya ulaşma ve Refref ile Kâbe Kavseyn ev ednâ’ya kadar varmadır. Tasavvufta Cibril akla, Refref aşka karşılık gelir. İnsanın hakikate ulaşabilmesi için bir takım enfüsî basamakları aşması gerekir.76 74 Seccâdî, age., s. 282. 75 Özel, Ahmet, “İslâm’da Kıble”, DİA, c. XXV, Ankara, 2002, ss. 365-369, s. 366-367. 76 Eraydın, Selçuk, Tasavvuf ve Edebiyat Yazıları, Mavi Yay., İstanbul, 1997, s. 69. 41 Kabe kavseyn ilm-i idrak, ev ednâ’da yakîndir. Şair bugün mirac seyrine delil ve müntehâdır: ÚÀbe úavseyn èilm-i idrÀk ev ednÀ’dır yaúìn Seyr-i mièrÀca delìl ü müntehÀyız biz bu gün (123/15) “Mirac ile ilgili beyitlerde ilgisinden dolayı Burak ve Cebrâil yer alır. Sidre (Sidretü’l-müntehâ), Cebrâil’in makamıdır ve Cebrâil bu kattan yukarıya çıkamaz. İnsanın aklı ve ilmi de bu noktadan öteye âciz kalır. Bu sebeple Cebrâil ile akıl arasında ilgi kurulur”.77 Dimişdi lev denevtü çün muúaddem Sidrede Cibrìl MaèÀş-ı aúla nisbetdir tereddüdle bu taèvìúÀt (25/2) 1.17. Kabe, Beytullah: “Hacıların ziyaretine gittikleri Allah’ın evidir. Istılahî anlamı kalbin Allah’a tevbe etmesi ve visal makamıdır. Zira âşık ve talip mahrem olmadan ulaşamazlar. Kim ayakla giderse Kâbe’nin ziyaretine ulaşır, kim de kalple giderse Kâbe onun ziyaretine gelir.78 Aşığa, hem semme vechü’llâh suretde Beytu’llah olur. Hakikat Kabe’si pirdir. Pire hürmet göstermek ise Kabe’yi tavaf etmek gibidir: Aña hem åemme vechü’llÀh olur ãÿretde Beytu’llÀh Óaúìúat Kaèbesi pìri aña òürmet tavÀf eõkÀr (44/5) 77 Sefercioğlu, Nejat, Nev’î Divanı’nın Tahlîli, Akçağ Yay., Ankara, 2001, s. 36. 78 Seccâdî, a.g.e., s. 263. 42 Çok şükür Haşim’e sırdan zerre kadar ulaşınca kavuşma Kabe’sine (giden) saliklere yol gösteren rehber olmuştur: Óamdüli’llÀh õerrece sırrıñdan irdi HÀşime Kaèbe-i vaãlına oldı reh-nümÀ-yı sÀlikìn (121/5) ÒarÀbÀtı kerÀmetle idüp maèmÿr Beytu’llÀh MuèallÀ òÀn-gÀh itdi binÀ luùf eyleyüp RabbÀh (139/7) 1.18. Kurban: “Allah’a yakınlık peyda etmek niyetiyle belli özelliklere sahip hayvanın ibadet maksadıyla kesilmesi”dir. Tasavvufta “fenâ mertebesi, fedâkârlık, kulun kendini (nefsini) Allah yolunda fedâ etmesi”dir.79 Gerçekten Mevlâ’ya talip olan canını (onun yolunda) kurban eder. Eğer mâsivâ gönülde kalırsa ihsana erişemez: Óaúìúat ùalib-i MevlÀ olan cÀnı ider úurbÀn Eğer óubb-i sivÀ dilde úalursa bulamaz iósÀn (30/1) 1.19. Mescid: Kelime anlamı “secde edilecek yer, cami” demektir. Osmanlıcada “küçük câmi” anlamında kullanılmıştır. İbn Haldun gibi bazı alimler bu kelimeyi genel anlamda “tapım yeri (mabed)” olarak kullansalar da mescid kelimesi “Müşrikler Allah’ın mescidlerine ayak basamazlar”80 ayetinde de görüldüğü üzere İslamiyetle birlikte bu kelime İslamî bir kimlik kazanmıştır.81 Semme vechu’llah açılınca her tarafta hû görünür. Ona her yer mescid olur ukbadan dünyayı görür: Açulur åemme vechu’llÀh görinür her ùarafta hÿ 79 Uludağ, a.g.e., s. 293. 80 Tevbe/17. 81 Hançerlioğlu, a.g.e., s. 324. 43 Aña mescid olur her yer görür dünyÀyı èuúbÀdan (163/15) 2. TASAVVUF Hâşim Baba Divânı’nda, tasavvufla ilgili olarak aşağıdaki unsurlar tespit edilmiştir: 2.1. Tarikat: Allah’a ulaşmak için tutulan tasavvuf yoludur. Sufîlere göre dinin dış yüzü olan şerîattan dinin iç yüzü olan hakîkata ulaşmak için manevi bir yol vardır. Bir mürşide tâbi olan yolcu, onun emriyle belli şartlara uyarak ahlakını güzelleştirir, kötülükleri bırakır, ve hakîkata erişir”.82 Divânda “tarîkat, yol, râh, râh-ı Hakk, râh-ı hidâyet, râh-ı vuslat, râh-ı silm, râh-ı tevhîd” kelimeleriyle zikredilmiştir. Hak yoluna girmek için zühdü bırakıp gönülden aşka bağlanmak ve bir mürşide tâbi olmak gerekmektedir. Allah’ın emirlerini idrâk etmeli ve zevkle semâ edilmelidir. ZÀhidÀ olmaú dilerseñ rÀh-ı Óaúda muútedÀ Terk-i zühd it cÀn u dilden èaşúa eyle iútidÀ (11/1) Ehl-i tevóìde úarìn ol ayırma izinden göziñ RÀh-ı Óaúda vÀcib oldı mürşidìne irtibÀù (79/4) RÀh-ı Óaúda maùlab-ı vuãlat dilerseñ ol şücÀè Emr-i Óaúúı eyle idrÀk õevúle eyle semÀè (81/1) Her divân şairi gibi Hâşim Baba da Tanrı’ya kavuşmayı ve O’ndan hiç ayrılmamayı temenni eder: 82 Pala, a.g.e., s. 439. 44 Küntü kenziñ sırrı iôhÀr ide rÀh-ı vuãlatı İrelim eõvÀú-i vaãlÀ görmeyelim fürúati (99/9) Şâir, hakiki aşkı arayana bir mürşide tâbi olmayı tavsiye eder. Zira bu yolda bir mürşide tabi olmayan ne kadar çaba gösterirse göstersin netice elde edemeyecektir: Budur saña Óaúú sözüm netìce pendim de bu Mürşidsiz Àdem olmaz eylese biñ cüst ü cÿ (3/6) 2.2. Seyr u sülûk: “Bedenimizde ruh, sır, hafi, ahfa, vicdan, akıl gibi manevi gelişim gösteren yerler vardır. Bunlara latifeler veya letâif denir. Kulun Rabbine yakınlaşmasında diğer ifadeyle terakki göstermesinde kalbin yardımcısı konumundadırlar. İnsanda manevi latifeler terbiye edilip temizlenince asıl vazifelerine dönerler. İşte o zaman insan gerçek kulluk ve güzel ahlakı elde edebilir. Buna tasavvufta “seyr u sülûk” adı verilir.83 Şair, sülûk ile neticede bu deme ulaşmıştır. Ceddi, Hüseyin bin Ali, demi kevser, sözü Rıdvan’dır: Sülÿk ile gelüp gitdim netìce bu deme yitdim Hüseyn bin èAlì ceddim demim kevåer sözüm RıêvÀn (126/11) Sohbet eyleyip deruna aşina olmak gerektir. Musahipsiz sülûk olmaz seni ağyar rüsvay eder: Derÿnı ÀşinÀ olmaú gerekdir eyleye ãoóbet MuãÀóibsiz sülÿk olmaz seni rüsvÀy ider aàyÀr (63/4) 83 Selvi, a.g.e., s. 51. 45 Haşim’in sırrından sülûku üzerine çok erler gelir. Mükerrer nokta-i zatını elifle furkan ederler: Gelür elbetde sırrımdan sülÿkum üzre çoú erler Mükerrer noúùa-i õÀtım iderler elifle furúÀn (135/39) Ey zahid gel söz dinle aşk yoluna gir, kuru zühdü terk eylersen Hakk’ın ihsanını görürsün: Gel ey zÀhid sözim diñle sülÿk-ı èaşúla eyle Úuruca zühdi terk eyle göre iósÀnını Óaúúıñ (94/1) 2.3. Abdal: Abdal kelimesi Arapça’da “karşılık, birinin yerine geçen” bedel ve bedîl kelimelerinin çoğuludur.84 “Allah yeryüzünü yedi iklim üzerine yaratmıştır. Bu iklimlerin mânevî idâresini birer abdâl ma’rifetiyle idâre etmektedir. Her iklimin işleri, mensûb olduğu semâdan gelir ve buraya o semânın en büyük yıldızının ruhâniyeti bakar. Her iklim abdâlı, yani bedeli peygamberlerden birinin kalpleri üzerine bulunurlar”.85 “Birtakım itikadlar halitası olan Bektaşîliğin bütün bâtınî-şiî tarîkatlarıyla ve abdâllıkla münasebeti hatta bazı hususlarda müşâbeheti vardır. Abdâllık gitgide Bektaşîliğe karışmıştır. Her abdâl Bektaşîdir. Her Bektaşî de az çok abdâldır. Abdâl Mûsâ, Kaygusuz Abdâl, Abdâl Kumral, Abdâl Murâd, Pîr Sultân Abdâl hep Bektaşî erenlerindendir”.86 Gerçek aşık daima mâsivâdan kurtulmuş, özüne abdal ve sinesi çâkdır: èÁrìdir õÀtı sivÀdan dÀéimÀ 84 Uludağ, Süleyman, “Abdal”, DİA, C. I, İstanbul, 1998, ss. 59-61, s. 59. 85 Onay, Ahmet Talat, Eski Türk Edebyiatında Mazmunlar ve İzahı, Akçağ Yay., Ankara, 2000., s. 56. 86 Onay, a.g.e, s. 56. 46 Özüñe abdÀl sìne çÀkdır èaşú-ı pÀk (92/5) Gerek sufi gerek abdal mücerred, tek başına olmalıdır, şair ruhların haşrolduğunda cesedle “eynemâ” olmuştur: Gerek abdÀl gerek ãÿfì mücerred ola ger yektÀ Úamuya óaşr-ı ervÀóız cesedle eynemÀ’yız biz (71/45) 2.4. Derviş: Derviş, Eski Farsça’da (Avesta) drigôş, deryôş ve drigu; Orta Farsça’da (Pehlevîce) driyôş; Yeni Farsça’da derviş şeklinde kullanılmıştır. Kelimenin esas anlamı “muhtaç, yoksul ve dilenci”dir. Zamanla değişik anlamlar kazanmıştır. Dervişler genellikle kılık kıyafetlerine önem göstermezler. Onlar iç yüzlerinin iyi olması için dış yüzlerinin çirkin görünmesi gerktiğine inanırlar. “bir hırka bir lokma” düstûruna göre hareket eder, fakirliğiyle övünç duyarlar. Alçak gönüllü ve cömerttirler.87 Şaire göre Hakk’ı isteyen kişi derviş olmalıdır, böylece her işi kolaylaşır: Óaúúı isteyen kişi gel ola gör dervìşi ÁsÀn ola her işi pìrim azìzim yÀ hÿ (138/7) 2.5. Pir, mürşid: Pir, kelime anlamı “ihtiyar, yaşlı, koca”dır. Tasavvufi bir terim olarak ise “bir tarikatın kurucusuna” denir.88 Haşim Baba’ya göre Hakkı bugün görmeyen yarın da göremez. Kalp gözünü açmak için piri duymazsa işi çok güçtür: Óaúúı bugün görmeyen yarın daòì görmez imiş Çeşm-i úalbiñ açmaàıçün pìri duymazsa ne güç (28/5) 87 Yazıcı, Tahsin, “Derviş”, DİA, c. IX, İstanbul, 1994, ss. 188-190, s.188-189. 88 Kara, İsmail, “Pir”, TDEA, c. VII, Dergâh Yayınları, İstanbul, 1998, ss. 249-250, s. 249. 47 Pirin sohbetine melâmet tavrıyla erenler, denizin okyanusa kavuşması gibi muhakkak Hakk’a ulaşırlar: İrenler ãoóbet-i pìre bu eùvÀr-ı melÀmetle Muóaúúaú vÀãıl-ı Óaúdır irişdi baóre çün enhÀr (44/9) Bu cihanda pire teslim olmadan Hakk’a kavuşmak mümkün değildir. Eğer olan varsa beri gelsin: Úanàı èÀlim bu cihÀnda pìre teslìm olmadan ÕÀt-ı Óaúúa vÀãıl olmuş var ise sen gel beru (137/4) Mürşid, “irşad eden, doğru yolu gösteren, rehber” anlamlarına gelir. Bir tasavvuf terimi olarak “seyr u sülûkunu tamamlamış, irşada yetkili kılınmış, hilafet-icazet almış mutasavvıf” demektir.89 Elest bezm’inde ger mürşid muóabbet bÀdesin ãunsa Belì cÀmıyla nÿş iden tamÀm ider bu devrÀnı (157/23) Fırsat elde iken bir mürşidin eteğinden tutmak gerekir. Âl-i abâ’ya ancak bu şekilde mülhak olunabilir: Furãatıñ elde iken ùut dÀmeniñ bir mürşidiñ Dest-gìr olsa olursun mülóaú-ı Àl-i èabÀ (170/15) 89 “Mürid”, TDEA, c. VI, Dergâh Yayınları, İstanbul, 1998, s. 480. 48 Şimdi kevseri sunan bir mürşide eriş. Böylece onun ilmiyle bahr-i ummanda küçük bir damla olursun: İmdi iriş mürşide sÀúì-i kevåer ola Úaùre-i nÀçìz ola èilm ile baór-i èummÀn (3/37) 2.6. Hırka: “Dervişlerin toplu zikir esnasında giydikleri yelektir. Bir mürid adayı belli bir deneme ve hazırlık döneminden sonra tarikate ehil ve şeyhe layık görülürse ona tekkede yapılan bir törenle hırka giydirilir. Hırka giyen tâlib artık bundan böyle şeyhin müridi, tarikat mensubu ve diğer müridlerin kardeşidir.”90 Haşim Baba’ya göre zahit Hakk’ı bulmak isterse zühdü terk edip melâmet hırkasını giymelidir: Óaúúı bulmaú istersiñ zÀhidÀ Zühdi terk it giy melÀmet òırúasın (134/1) 2.7. Zikir: “Anmak, hatırlamak, Kur’an’da Allah’ı anmak/hatırlamak, ibadet etmek, kalıbı etrafında değişik şekillerde kullanılan zikir, Kur’an’ın adlarından biridir. Fikir ve ahlak terimi olarak zikir hem nizami olarak yapılan ibadetleri hem de doğrudan Allah’ı zikretmek (Allah Allah demek, esmâ-yı hüsnayı okumak, lâ ilâhe illallah demek) veya böyle bir anmaya vesile olacak işleri yapmak, sözleri söylemek gibi geniş bir çerçevede kullanılmaktadır. Tasavvuf terimi olarak zikir belli kelime ve ibareleri, belli zamanlarda, belli sayıda, belli bir edep ve erkan dahilinde söylemek manasına gelir”.91 Zikir Allah’a giden yolda temel şarttır. Kişi ancak devamlı zikir ile Allah’a ulaşabilir.92 90 Uludağ, a.g.e., s. 222. 91 “Zikir”, TDEA, c. VIII, Dergâh Yayınları, İstanbul, 1998, s. 658. 92 Kuşeyrî, Abdulkerim, Kuşeyrî Risâlesi, Haz. Süleyman Uludağ, Dergah Yay., İstanbul, 1981, s. 367. 49 Şair, nübüvvet hazinesini açmış, velayet incilerini saçmıştır. Semaı ayn-ı cem, zikri on iki rütbedir: Nübüvvet gencini açdım velÀyet dürlerin ãaçdım SemÀèım èayn-ı cemè õikrim düvÀzdeh rütbedir her bÀr (61/2) Bir mürşid-i kamil bulup ikrar edilmeli, Hakkı zikre gayret ederek nurlara erişilmeli. Masivayı terk edip sırlara ulaşılmalı, zühdü terk edip melâmet hırkasını giymeli: Mürşid-i kÀmil bulup iúrÀra ir Õikr-i Óaúúa saèy ile envÀra ir MÀsivÀyı terk eyle esrÀra ir Zühdi terk it giy melÀmet òırúasın (134/2) Arife tevhid efâli her nefes hû zikridir. İşbu gülşen seyrinde ten cisminin mülkü ona kafestir: èÁrife efèÀl-i tevóìd õikr-i hÿdır her nefes Seyr-i gülşen işbu mülk-i cism-i ten aña úafes (Beyit/4) Şair, Allah’ın zikri ve fikriyle kendinden geçmek ister. Çünkü insanın içini aydınlatan Allah’ın düşünmedir: ÒudÀyÀ õikr (ü) fikriñle göñülde bulam istiàrÀú 50 Seniñ fikriñ dürür dÀéim derÿne nÿr iden işrÀú (89/1) 2.8. Himmet, inâyet: Himmet, “Bir kemâl hâlini veya diğer bir şeyi elde etmek için bütün rûhanî güçleriyle birlikte kalbin Hakk’a yönelmesi. Halis ve iyi niyet. Ermiş kişilerin maksadı hasıl eden, iş bitiren ve dilediklerini yerine getiren manevi gücü” gibi muhtelif anlamları ihtiva etmektedir.93 İnâyet “lûtuf, ihsan, kayırma” tasavvufi manada Allah’ın kulunu kayırması, koruması, kollaması, ona destek olması”nı ifade etmektedir.94 “Velinin himmet etmesine mürşidin teveccühü, manevi tasarrufu, nazarı, feyzi, duası da denir.”95 Şair, pirden himmeti almış, kesretin sırrını bilmiştir. Piri ona vahdet camını sunmuştur: Pìrden aldım himmeti bildim sırr-ı keåreti äundı cÀm-ı vaódeti pìrim azìzim yÀ hÿ (138/6) Reşad sahibinden himmet almayınca zahid mabudunu bilemez: Bilemezsiñ zÀhidÀ maèbÿdıñı Olmayınca himmet-i ãÀóib-reşÀd (33/4) Yüce Mevlâ inâyet ederse her iş kolaylaşır: Luùfıñla yüce MevlÀ eyle úula hidÀyet Her iş olurdı ÀsÀn ola senden èinÀyet (22/1) 2.9. Kerâmet: Kelime anlamı “kerem, ihsan, lütuf” gibi manalara gelmektedir. Tasavvufi terim olarak “sûfîlerin hayatlarında görülen harikulade olay ve davranışlardır. 93 Uludağ, a.g.e., s. 227. 94 Uludağ, a.g.e., s. 247. 95 Selvi, Dilaver, Kaynaklarıyla Tasavvuf-1, Semerkand Yay., İstanbul, 2001, s. 365. 51 Denizde yürümek, havada uçmak, kısa bir sürede bir yerden diğer bir yere gitmek…”.96 Haşim Baba, keramet değil melamet beklemektedir. Söhreti, zühdü terk etmiştir: Biz melÀmet bekleriz ãanma kerÀmet bekleriz Şöhreti zühdi bıraúdıú hem nedÀmet bekleriz (70/1) 2.10. Marifet: Kelime anlamı “bilgi, tecrübî ve amelî bilgi, tanımak, âşinâlık”tır. Tasavvufta “sûfîlerin rûhanî halleri yaşayarak, mânevî ve ilâhî hakîkatleri tadarak (iç tecrübe ile ve vasıtasız olarak) elde ettikleri bilgi, irfân”dır.97 “Tanımak, ariflerin nezdinde marifetin aslı Allah’ı tanımaktır. Marifetin altı yüzü vardır: Vahdaniyet marifeti, tazim marifeti, minnet marifeti, kudret marifeti, ezel marifeti, sırlar marifeti”. “Marifet kalbin Hak ile hayat bulması ve Haktan başkasından yüz çevirmesidir. Marifeti olmayanın değeri de yoktur” 98. Şaire göre, fani vücuttan geçen, vahdet oduna yanan, marifet abını içen daima sarhoş olur; FÀnì vücÿddan geçen vaódet odına koçan Maèrifet Àbıñ içen dÀéimì sekrÀn olur (40/6) 2.11. Zühd: “Zühdün sözlük anlamı her şeyden yüz çevirmektir. Kendisinden yüz çevrilen şey hakkında ihtilaf vardır. Bazıları bunun dinar ve dirhem olduğunu söylerken bazıları kuvvet, yemek ve içmek olduğunu söylerler. Bazıları ise şöyle demektedirler: “Zühd, dünyayı ve ahireti terk etmek ve onlara rağbet etmemektir”.99 “Tasavvufta masivaya yâni Allah dışında kalan her şeye sırt çevirmek olan zühd; kanaat, tevekkül, vera’ hatta teslim ve tevfîz gibi kavramların anlamlarını da içine alır”. 96 Kara, Mustafa, Tasavvuf ve Tarikatlar Tarihi, Dergah Yay., İstanbul, 1999, s. 156. 97 Uludağ, a.g.e., s. 316. 98 Seccâdî, a.g.e., s. 306. 99 Seccâdî, a.g.e., s. 526. 52 “Zühde karşı olumsuz tavrın sergilenmesi, bu kavramın bize âşık rolünü benimseyen şairin gözüyle anlatılmasından dolayıdır”.100 Vakit kaybetmeden şair gönül hanesinde zühd ve takvadan soyunmuştur. Sır deryasına dalıp eşsiz inciyi çıkarmıştır: HemÀn-dem òÀne-i dilde ãoyunup zühd (ü) taúvÀdan Dalup deryÀ-yı sırrıma çıúardım dürr-i yektÀyı (152/5) Ey zahit! Hak yoluna girmek istersen zühdü bırak. Can-ı gönülden aşka bağlan: ZÀhidÀ olmak dilerseñ rÀh-ı Óaúdan muútedÀ Terk-i zühd it cÀn (u) dilden èaşúa eyle iútidÀ (11/1) 2.12. Mâsivâ: Tasavvufta, Allah’tan başka her şey, varlık, eşyadır. Dünya ve dünya ile ilgili her şey anlamına da gelir. Tasavvufî anlayışa göre Allah’a ulaşmak için mâsivâyı kalpten çıkarmak gerekir. Çünkü mâsivâ tecelliye, zuhûra ve ruhî mertebeleri aşmaya engeldir.101 Şaire göre mâsivâyı terk ederek esrâra ulaşabilmek mümkün olacaktır: MÀsivÀyı terk eyle esrÀra ir Zühdi terk it giy melÀmet òırúasın (134/2) Mâsivâ gönülden ancak aşk-ı İlâhî ile çıkarılabilir: Òalè idüp dilden libÀs-ı mÀsivÀyı èaşúla èAşúla giyen melÀmet óırúasıñ bulmaz fenÀ 100Üstüner, Kaplan, Divan Şiirinde Tasavvuf, Birleşik Yay., Ankara, 2007, s. 141. 101 Kara, Mustafa, “mâsivâ”, TDEA, c. VI, Dergah Yay., İstanbul, 1998, s. 154. 53 (11/2) Óakk idüp dilden nuúÿş-ı mÀsivÀnıñ resmini Naúş ide envÀr-ı sırrıñ MuãùafÀnıñ óüsnini (99/3) 2.13. Fenâ-Bekâ: “Yok olmak, son bulmak anlamına gelen fena ile bunun zıddı bir mana taşıyan beka bir tasnife göre tasavvufi hayatın son merhalesidir. Sufilere göre tasavvufi terbiyesini tamamlayarak ahlâkî olgunluğa ulaşan kişinin, iç dünyasındaki coşkunluk sebebiyle şuurunu bütünüyle Allah düşüncesi kaplar. Bu halin bitimiyle birlikte beka hali başlar”.102 Beka “Fena’nın zıddıdır. Bu makam beka billah makamı olup marifetin son noktasıdır”.103 “Sufiler fenâ sözü ile insandaki kötü sıfatların yok olmasına işaret ettikleri gibi, bekâ sözü ile de insanın güzel vasıflar edinerek bunda devam etmesine işaret ederler”.104 Gönlünden mâsivâyı çıkaran âşık fenâ bulmaz: Òalè idüp dilden libÀs-ı mÀsivÀyı èaşúla èAşúla giyen melÀmet óırúasıñ bulmaz fenÀ (11/2) Şâir, fenâdan (dünyadan) el çekmiştir: BeúÀdır ÜsküdÀra hicret itdim FenÀdan el çeküp rindÀna geldim (102/27) Hâşim Baba, fenâ mertebesinden sonra bekâ’ya erişmiştir: Tecellì õÀta irişdim fenÀ-ender-fenÀ buldum 102 Kara, Mustafa, Tasavvuf ve Tarikatlar, İletişim Yay., İstanbul, 1992, s. 45. 103 Seccâdî, a.g.e., s. 66-67. 104 Kuşeyrî, a.g.e., s. 196. 54 BeúÀ-ender-beúÀ buldum baña feryÀd ider herkes (73/2) Sırr-ı vaódet cemÀl-i Óaúla buldı beúÀ Oldı ol miréÀt-ı Óaúúıñ bildi ev ednÀ nedir (58/5) 2.14. Rind-Zâhid: “Sözlüklerde dinsiz, başıboş, vurdumduymaz, sarhoş gibi olumsuz anlamları da sıralanan rind, eski şiirimizde dünya işine ve varlığına önem vermeyen, ahiret çıkarı gözetmeyen aşk ve zevk yolunda yürümeyi yeğ tutan gösterişsiz, tasasız gönül eridir”.105 Zâhid ise rindin tam zıddıdır. “Kaba sofu, dini konularda anlayışı kıt, ilim ve imanı dış görünüşüyle anlayan bunu da ısrarla başkalarına anlatan ve durmadan öğütler verip topluma düzen verdiklerini sana kişilerdir.” Hâşim Baba divanında “zâhid, fakîh” isimleriyle karşımıza çıkar. Şair her divan şâiri gibi rindin tarafında; zâhidin tam karşısındadır. Bu yüzden divanının pek çok yerinde zâhide çatar ve onun kuru, kaba, aşk ve sevgiden yoksun tavırlarını alaycı bir dille eleştirir. BeúÀdır ÜsküdÀra hicret itdim FenÀdan el çeküp rindÀna geldim (102/27) Zâhid’in derdi cennete girmektir, rindler ise Allah’a kavuşmayı arzularlar: èAceb ebleh dürür zÀhid yanar cennet diyü cÀnı Ki bilmez cennet içredir ãanur kim oluser fÀnì 105 Mengi, Mine, Divan Şiiri Yazıları, Akçağ Yay., Ankara, 2000, s. 215. 55 (155/1) İrfan ehli ile tartışmak zâhidin haddi değildir: Eylemek óaddiñ mi zÀhid ehl-i èirfÀnla baóiå Zühd-pìşe eylemekdir ehl-i vicdÀnla baóiå (26/1) Saña pendim be hey zÀhid delìliñ óaúú gerekdir óaúú Óaúìúat iòtilÀf olmaz úamu birdir sened isnÀd (34/4) ZÀhidÀ beyhÿde ãanma hÀ-yı hÿ-yı èÀşıúı Seyr ider her yüzde yarın dime kim dìvÀnedir (58/2) Gel ey zÀhid sözim diñle sülÿk-ı èaşúla eyle Úuruca zühdi terk eyle göre iósÀnını Óaúúıñ (94/1) Ve’êêuóÀ ve’l-leyli sırrın bilmediñ adıñ faúìh Cehliñi bil eyleme hiç èilm-i Úur’Ànla baóiå (26/5) èİlm-i nÀfiè bu değildir Óaúúı añla ey faúìh HÀşimiñ nuùúın úabÿl it iètiúÀdıñ eyle ãÀf (84/5) 2.15. Dünya: Divân edebiyatında dünya bir ayrılık mekanıdır. Zira elest meclisinde Allah’a âşina olan ruhlar dünya hayatında Sevgili’den uzak kalmışlardır. 56 Onun için dünya hayatı âşık için bir eziyettir. Dünya vefâsızdır, geçicidir. Asıl olan ise Allah’a kavuşmaktır. Şâir bu yüzden dünyaya aldanmamayı tavsiye etmektedir: äaúın mekrine aldanma zen-i dünyÀ-yı nÀ-pÀkiñ Ki ùıfl-ı dil gider elden saña dost olmaz ol düşmÀn (133/3) 2.16. Sır, esrâr, râz: Sır, “Hakk’ın gayb durumuna getirdiği, ancak halka birdirmediği”106 Allah’ın kendisine tahsis ettiği şeylerdir.107 Tasavvuf ehline göre avâmdan vahdet sırrının gerçeğini anlaması beklenemez. Bu sırrı ancak bu konuda belli bir birikime sahip kişiler (havâs) anlayabilir. Nitekim Hallâc-ı Mansur hakikat sırrını nâ-ehil kişilere açınca bunun bedelini canıyla ödemiştir.108 Haşim Baba’nın sırrından sülûku üzere çok erler gelecektir. Elifle mükerrer nokta-i zatını göstereceklerdir: Gelür elbetde sırrımdan sülÿkum üzre çoú erler Mükerrer noúùa-i õÀtım iderler elifle furúÀn (135/39) Şair, vakit kaybetmeksizin gönül evinde zühd ve takvadan soyunmuş, sır deryasına dalıp biricik inciyi çıkarmıştır: HemÀn-dem òÀne-i dilde ãoyunup zühd (ü) taúvÀdan Dalup deryÀ-yı sırrıma çıúardım dürr-i yektÀyı (152/5) Bu esrarın tamamını bilenler Hak kelamını anlarlar. Bunlar daima Allah yolundadırlar ve bilmedikleri bir sözü söylemezler: 106 Korkmaz, Esat, Ansiklopedik Alevilik-Bektaşilik Terimleri Sözlüğü, Kaynak Yay., İstanbul, 2003, s. 381. 107 Memduh, ez-Zubi, Mucemu’s-sufiyye alam turuk mustalahat tarih, Beyrut, 2004, s. 207. 108 Noyan, Bedri, Bütün Yönleriyle Bektâşîlik ve Alevîlik, c. VII, Ardıç Yay., Ankara, 2006, s. 326. 57 Bilenler işbu esrÀrı tamÀmı Olardır fehm idenler Óaúú kelÀmı Ùarìú-i Óaúdadır bunlar müdÀmı Dimezler bir sözi tÀ bilmeyince (145/7) Arifin gönül hanesi Hakk’ın sırlarının kaynağıdır. Hüviyet nurlarının güneşi O’nun zatının pervanesidir: Maùlaè-ı esrÀr-ı Óaúdır èÀrifiñ dil-òÀnesi Şems-i envÀr-ı hüviyyet õÀtınıñ pervÀnesi (150/1) Esrarı bilmek kadar onu ağyara açmamak da önemli bir husustur: Yÿnusdur meded söyleyen Seyyid-i HÀşimdir diñleyen Bu esrÀrı fehm eyleyen aàyÀra açma rÀzımı (153/9) 2.17. Fakr, Kanaât: Sufilere göre fakr, “kulun maldan-mülkden vazgeçerek sadece Allah’a ihtiyaç duymasıdır”.109 Başka bir ifadeyle “sâlikin kendisini daima Allah’a muhtaç bilmesi, Allah’ın hiçbir şeye ihtiyacı olmadığını kavramasıdır”.110 Kanâat, “tutumlu, gönlü zengin ve tok gözlü olmak, hırslı ve açgözlü olmamaktır”.111 Fakir birinin mutlu olabilmesi bir yönüyle de kanâata bağlıdır. Fakirlik, yoksulluk, insanların Allah’a karşı fakirliklerini bilmeleridir. Tasavvufa göre fakr, mevhum varlığı yok etmek, ondan sıyrılmaktır. Böylece fenâ fi’llâh’a mazhar olunur. Bir hadiste 109 Memduh, a.g.e., s. 318. 110 Uludağ, a.g.e., s. 171. 111 Uludağ, a.g.e., s. 277. 58 Peygamber “Fakr (yoksulluk) benim övüncümdür. Diğer peygamberlere onunla övünürüm” sözü fakrın tasavvufta önemli bir yer tutmasına vesile olmuştur.112 Hâşim Baba Divânı’nda da bu hadis-i şerif pek çok yerde geçmektedir. Haşim, el-fakr fahrî sözüyle melamette huzur bulmayı tavsiye eder: HÀşimÀ el-faúr faòrì’ñ bul melÀmetde óuøÿr Şems-i bÀùınla dilerseñ dÀéimÀ raòşÀn olam (103/18) Hâşim Baba, gönlüne ankâ-sıfat olmayı tavsiye eder. Kanaât hazinesini bulan can fena bulmaz: DilÀ èanúÀ-ãıfat ol kim saña bende ola sulùÀn ÚanÀèat kenzini bul kim fenÀ irmez ola ey cÀn (133/1) 2.18. Sâlik, mürit: Mürîdin kelime anlamı “irâde eden, buyuran, bir şeyhe bağlı olan kimse”dir. Terim anlamı ise “kalbini Allah Teâlâ’dan gayri her şeyden öldürmüş, sâdece O’nu arzûlayan, O’na müştâk, dünyânın süsünden, debdebe ve ihtişâmından yüz çevirmiş bir kimse olarak tarif edilmiştir. Gerçek mürîd, yüzünü Hakk’a yönelten ve O’na ulaşmak için tarîkat disiplinine uyan, mürşidine bağlı bir vasfa sahip olmalıdır”113. Sırrıyla sâlik olan, kalbine mâlik olan, şehvetini yok eden aleme sultan olur: Sırr ile sÀlik olan úalbine mÀlik olan Şehveti hÀlik olan èÀleme sulùÀn olur (40/3) 112 Pala, a.g.e., s. 146. 113 Eraydın, Selçuk, Tasavvuf ve Tarikatlar, Marmara Ünv. İlâhiyat Fakültesi Vakfı Yay., İstanbul, 1994, s. 114. 59 Kamu meslekle sâliklerin mezhebi Hak’dır. Melâmet onların bahridir, galtân bunları zâhir eder: Úamu meslekle sÀlikler bularıñ meõhebi Óaúdır MelÀmet baóridir bunlar olur ôÀhir iden àalùÀn (135/50) Kamil insana mürid olan muhakkak felaha ulaşır. Can-ı gönülden hizmet edenler kurtuluş semtini bulur: KÀmil insÀna mürìd olan bulur lÀ büdd felÀó CÀn (u) dilden òidmet idenler bulur semt-i ãalÀó (29/1) 2.19. Dergâh: Kelime olarak “tekke, kapı önü” manasına gelir. Terim olarak ise “tarikat mensuplarının topluca ibadet ve törenlerini yaptıkları yer”dir.114 “Dervişler ve şeyhler burada bulunurlar. Dergâhın büyüğüne âsitâne, küçüğünü de zâviye denir. Âsitâne, daha çok tarîkatın pîrinin medfûn bulunduğu yerde; zâviye ise yol uğraklarında bulunurdu. Divân edebiyatında halka açık yer olarak ele alınan dergâh, derviş ile birlikte çok kullanılır. Dergeh şeklinde de kullanılan kelime her fakir ve yolcunun barındığı bir yer olarak görülmüştür. Özellikle mutassavvıf divân şâirleri tarafından daha çok sözü edilen dergâh, bazan “eşik, kapı önü” anlamında da kullanılır. Dergâh-ı âlî (padişah katı), dergâh-ı İlahî (Allah katı) vs. tamlamalarda ise dergâh, “sığınılacak bir yer” olarak ele alınır”115. Yüce bir dergâh açıldı, onda Allah’tan gayrısı görünmez. Gören ve görülen yoktur. Nihân olan da zâhir olan da O (Allah)’tır: Açıldı bir yüce dergÀh görünmez anda àayru’llÀh Ki rÀéì meréì yoú bi’llÀh O’dur ôÀhir O’dur nihÀn (125/7) 114 Pala, a.g.e., s. 111-112. 115 Pala, a.g.e., s. 112. 60 2.20. Tecellî: Kelime anlamı “zuhûr”dur. Tasavvufî terim olarak ise “Hakk’ın zât ve sıfâtının zuhûrudur. Daha doğrusu, Allah Teâlâ’nın ârifin gönlünde zâhir olmasıdır. İnsanların ekserîsi hicâblara bürünmüştür. Allah Teâlâ ile kulları arasında yetmiş bin hicâb vardır. Mutasavvıflar –bilhassa Halvetiyye Tarîkati mensupları hicâbın yedi nefse tekâbül ettiğini (nefs-i emmâre, nefs-i levvâme, nefs-i mülhime, nefs-i mutmainne, nefs-i râdiyye, nefs-i merdıyye, nefs-i kâmile), Hak Teâlâ’nın yedi isminden birinin on bin hicâbı kaldırdığını, setr perdesi kalktıkça, ilâhî sırların açılıp Hakk’ın tecellîlerini müşâhedenin gerçekleştiğini ifâde ederler”.116 Bu kavram Hâşim Baba Divânı’nda daha çok Hz. Musa’ya Allah’ın Tûr dağında tecelli etmesiyle birlikte kullanılır. Şâir, sır Tûr’unda tecellî ile daima zevkinde Mûsâ dilin hiç nihayet bulmamasını arzu eder: Ùÿr-ı sırda tecellì ile dÀéim yÀ İlÀh Õevúinde MÿsÀ dil hìç bulmaya nihÀyet (22/4) Seherlerde âh (u) feryâd edene Allah cemaliyle tecellî eder: CemÀl ile tecellì ider AllÀh Seóerlerde idegör Àh (u) feryÀd (35/3) Allah dilerse seven âşığın kalbine tecellî eder: Tecellì ider èayş-i Óaúú kişi sevse kimi muùlaú O yüzdür cilveye elyaú teèÀrüfle gider aócÀb (2/2) 116 Eraydın, a.g.e., s. 197-198. 61 2.21. Vahdet, Kesret: “Birlik, hakiki anlamda Bir (vahid) Hak’tır”. Kul kendi iradesinden yok edip yerine Tanrı’nın iradesinin koymak suretiyle vahdete ulaşır.117 Kesret ise “çokluk, bolluk, ziyâdelik, tasavvufta vahdetin zıddıdır”. “Mutasavvıflara göre eşyayı Allah’ın dışında ve ondan ayrı olarak bilmek ve algılamak kesret, eşya ve olaylarda Allah’ın tecellilerini müşâhade etmek vahdet’tir. Allah’ın dışındaki her şey diye tarif edilen mâsivâ kesreti oluşturur. Kesretten kurtulamayan vahdete ulaşamaz”.118 Önemli olan ise kesret içinde vahdeti bulmaktır. Kesret içinde vahdeti bilmeyen kişi adeta hayvan gibidir: İtmeyen keåretde vaódet seyrini leyl ü nehÀr Seyr ider óayvÀn-veş seyrÀn bilmez úandedir (57/3) Vahdet bezmine erişen artık hayrı da şerri de bir bilmeye başlar, kendi zâtını Hakk’ın zâtında yok eder: Õevú idelden õÀt-ı vaódet bezmini bu HÀşimì Òayr şerri bir bilüp şeyùÀn bilmez úandedir (57/5) Ehl-i vaódet õÀt-ı Óaúda õÀtını maóv eyleyüp MüfredÀtı oldı sÀrì şirk bilmez úandedir (59/6) 2.22. Gönül, Dil, Kalb: Gönül, aşkın tecellî-gâhıdır. Aşk, gönülde yer eder. Hâşim Baba, gönlünü kesretten arındırmak ister: èÁlem-i lÀhÿta iregör sırrıma eyle èaùÀ YÀ İlÀhì naúş-ı keåretle dile virme melÀl 117 Uludağ, a.g.e, s. 506. 118 “Kesret”, TDEA, c. V, Dergâh Yay., İstanbul, 1998, s. 294. 62 (99/1) Gönül mektebinde okunan Ali’dir: Levn-i èAlìdir õÀtım oúunan mekteb-i dilde Alup ders-i òˇÀce-i dilden sözi ÚurèÀn olan gelsin (128/4) Gönülde aşk olmazsa o gönül safâ bulmaz, demini bilmeyen kişi o demde vefâ bulamaz: Bir dildeki èaşú olmaz hìç anda ãafÀ olmaz Bilmez demini Àdem ol demde vefÀ olmaz (Beyit-8) Gönül mülküne aşkı şâh eden ölümsüzleşir, şirk-i ma’nîde özünü o daima pak eyler: Mülk-i dilde şÀó iderseñ èaşúı óaysın tÀ ebed Şirk-i maènìde özüñ pÀk eyler ol hem dÀéimÀ (11/4) 2.23. Âşık: Divânda, “âşık, âşık-ı şeydâ, âşıkân, âşık-ı dil-dâde, âşık-ı dil-rübâ, habîb, ehl-i hâl, ehl-i aşk, sâlik” gibi isimlerle yer alır. Divân edebiyatında şâir daima âşıktır. Âşık daima sevgilisinden, felekten, talihten eziyet görür. Zaten aşkının gıdası üzüntüdür. Onun için bu durumdan şikayet etmez. Sevgilisi için canını bile verir. Bu durum bir nevi aşkını göstermek için bir fırsat olur. Kim canını verirse aşıkdır, bu dem ona layıktır. Kudretde Haydar (gibi) herkese sultan olur: Kim cÀn vire èÀşıúdır bu dem aña lÀyıúdır Úudretde ola Óaydar sulùÀn ola efrÀda (141/3) 63 Allah’a gönülden âşık olan önce bir mürşid-i kâmil bulmalıdır. Candan bedenden vazgeçmelidir: Óaúúa èÀşıú iseñ dilden bula gör mürşid eriñden Geçe gör cÀnla tenden bulup bir mürşid-i kÀmil (98/1) 2.24. Semâ: “Dinleme, işitme, kulak verme, musiki heyeti eşliğinde belli bir düzen dahilinde icrâ edilen mevlevî âyinine” denir.119 “Gerçekte semâ’ işitmek mânâsına gelir. Semâ’dan murat Allâh’ın kelâmını işitmek ve işittirmektir.120 Şaire göre, Tanrı’ya kavuşmak isteyen emr-i Hakkı idrak etmeli ve zevkle semâ etmelidir: RÀh-ı Óaúda maùlab-ı vuãlat dilerseñ ol şücÀè Emr-i Óaúúı eyle idrÀk õevúle eyle semÀè (81/1) Hâşim Baba, nübüvvet hazinesini açmış, velâyet incilerini saçmıştır. Semaı ayn-ı cem, zikri on iki rütbedir: Nübüvvet gencini açdım velÀyet dürlerin ãaçdım SemÀèım èayn-ı cemè õikrim düvÀzdeh rütbedir her bÀr (63/2) Şehâdet bezmine hep sema zevkiyle gelenler cam-ı kevserden içip Hak’la konuşurlar: ŞehÀdet bezmine õevú-i semÀè ile gelenler hep İçerler cÀm-ı kevåerden iderler Óaúla güftÀr 119 Uludağ, a.g.e., s. 422. 120 Eraydın, a.g.e., s. 144. 64 (63/20) 2.25. Vuslat, Firkat: Vuslat “kavuşma, visâl, âşıkın sevgilisine kavuşması”dır.121 Hicrân “ayrılık, firâk, hasret”tir.122 “Divân şiirinde âşıkın en belirgin hedefi vuslattır. Ağlayıp inleyişi yanlızca vuslat içindir. Yani hicrân içindedir. Hicrânın sonunda vuslat vardır. Tabiî vuslatın sonu da hicrandır. Âşık vuslatın nimetlerini düşünerek hicrânın zahmetlerine katlanır”.123 Visal-vasl: “Mahbuba kavuşmak, vâsıl olmak hakikî vahdettir. Kul Hakka kavuşunca Hak’tan başkasını görmez ve nefsinden tamamen uzaklaşır ve kimseden haberi olmaz.124 Bu yüzden Hâşim Baba, sevgiliye vuslatı ve O’ndan bir daha ayrı düşmemeyi dile getiriyor: Küntü kenziñ sırrı iôhÀr ide rÀh-ı vuãlatı İrelim eõvÀú-i vaãlÀ görmeyelim fürúati (99/9) Vuslata eren elbette mestânedir: èAşúıñ òaberiñ èuşşÀú-ı pervÀneye ãorsunlar Vuãlat demini el-óaúú mestÀneye ãorsunlar (46/1) Ayrılık ateşi aşığı yakar, berbâd eder: NÀr-ı fürúat yaúdı yandırdı bizi PÀdişÀhÀ saña senden el-èıyÀõ Áb-ı vaãlıñla meded úandır bizi PÀdişÀhÀ saña senden el-èıyÀõ (38/1) 121 Pala, a.g.e., s. 476. 122 Pala, a.g.e., s. 207. 123 Pala, a.g.e., s. 476. 124 Seccâdî, a.g.e., s. 513. 65 2.26. Meyhâne: “Meygede, harâbât, humhane gibi adlarla da anılan meyhane, içki içilen ve satılan yer demektir. Tasavvufî mecaz olarak şu anlamlara sahiptir: İlâhî aşkın sunulduğu tekye, dergah ve hankah; her çeşit ihtirastan uzak aşk ve şevk dolu bir âlem; Allah sevgisi ile dolu âşığın, ârifin gönlü; sâlikin aşk ve şevkle Hakk’a münâcât yeri”dir.125 Şâir zahiren divanedir, (İlâhî aşkla kendinden geçip) meyhâneleri mesken edinmiştir. Görünüşte viran gibi dursa da kalbi Hakk’ın hazinesi olmuştur: ÔÀhiren dìvÀneyiz mesken bize meyòÀneler Genc-i Óaúdır úalbimiz ãÿretde vìrÀn olmışız (66/2) 2.27. Riyâ: “Gösteriş, ikiyüzlülük, sahtekarlık”. Tasavvufi anlamda “Hak rızâsı için yapılmayan ihlâssız işler ve samîmiyetsiz ibâdetler”i ifade etmek için kullanır.126 Hakk’ın Zatı sırr-ı müsemmada aşk üzere zahirdir. Bu yüzden aşıklar Hak yolunda riyasız olmuşlardır: ÕÀt-ı Óaúú sırr-ı müsemmÀ ôÀhir üzre ism-i èaşú èÁşıúÀn oldı anıñçün rÀh-ı Óaúda bì-riyÀ (7/5) Daima cebine kağıt parçalarını dolduran (zahit) riya eder. Hayır toplamak için çarşı pazar gezer durur: DÀéimÀ ceybine úırùÀs doldurup eyler riyÀ Cerr içün eyler úamu esvÀú ü ebvÀbı ùavÀf (84/4) Riya ile yapılan amelin kabul edilmesi hayaldir: RiyÀ ile èamel tehlìl-i temcìd 125 Üstüner, a.g.e., s. 255-256. 126 Uludağ, a.g.e., s. 399. 66 ÒayÀlun fì òayÀlin fì òayÀlin (97/8) 2.28. Terk: Kelime anlamı “bırakmak”tır. Tasavvufi anlamda terkin dört şekli vardır: 1. Terk-i dünya: Ahiret için zahidin bütün dünya nimetlerini, malı ve mülkü terketmesidir. 2. Terk-i ukbâ: Arifin ilâhi cemâli temaşa için cennet ve cennet nimetlerini terk etmesidir. 3. Terk-i hestî: Sâlik kendi varlığını da terk etmek suretiyle Hak’ta yok olmasıdır. 4. Terk-i Terk: Kamil arif terki de terk ederek aklında ve zihninde terke dair hiçbir şey kalmaz. Terk-i dünya (taazzuf) tasavvufun esasıdır.127 Bektaşilikte bu üç terk şeklindedir, bunlar; 1. Terk- i dünya: Dünyaya dair her şeyden vazgeçmek. 2- Terk-i ukba: Öteki dünyaya dair nimetlerden (cennetten) vazgeçme. 3. Terk-i terk: Dünya ve ahirete dair bütün kaygılardan uzak durma diğer bir ifadeyle dünya ve ahiretten geçmedir. Terk-i terk olgunlaşmanın en yüksek aşamasıdır.128 Şaire göre ehl-i tecridi alaik ehline sormamak lazımdır. Bunu canını ve dünyayı terk eden deyyara sormalı: Yüri var ehl-i tecrìdi èalÀyıú ehline ãorma Anı cÀn ü cihÀnı terk idüp deyyÀr olandan sor (50/2) Bu sırrı bilmek istersen bir kamile var yetiş. Bu sır için tacını tahtını terk eden şu iyiler (zümresine) bak! Bilmek istersen bu sırrı var iriş bir kÀmile Kim bu sırra tÀc (u) taótıñ terk iden ebrÀra baú (90/4) 127 Uludağ, a.g.e., s. 482-483. 128 Eyuboğlu, a.g.e., s. 166. 67 Can u gönülden Hakka talip isen beri gel. Terk-i terke, varını yoğunu sarf etmeye niyetliysen beri gel: CÀn ü dilden sırr-ı Óaúúa ùÀlib iseñ gel beru Terk-i terke maóv-ı ãarfa rÀàıb iseñ gel beru (137/1) 2.29. Hallâc-ı Mansûr: Miladi 858 senesinde İran’ın Fars eyaletinde bulunan Beyzâ’nın kuzeydoğusundaki Tûr’da doğdu. Babasının mesleğinden dolayı “Hallâc” diye tanındı. Asıl adı Hüseyin olmakla birlikte Osmanlılar ve Farslar arasında baba adı “Mansûr”la anıldı. Hallâc, Tûr’dan halkı hanbeli olan ve hafızlarıyla meşhur Vâsıt’a gitti. Orada on iki yaşındayken hıfzını tamamladı. Ardından Tuster’e geçti ve Sehl et- Tüsterî’nin iki yıl talebesi oldu. Yirmi yaşında Bağdat’a gelerek burada Cüneyd-i Bağdâdî başta olmak üzere tanınmış sufilerin sohbetlerine iştirak etti. Cüneyd’e sorduğu bazı suallerin cevabını alamadı. Cüneyd, Hallâc’ın sorularını maksatlı bularak onu sohbetlerinden uzaklaştırdı. Bunun üzerine Tuster’e dönen Hallâc, kaldığı bir yıllık süre zarfında hiçbir mezhebe bağlı kalmadan ancak her mezhebin en ağır hükümlerini uygulamak suretiyle halk tarafından büyük bir ilgi ve iltifata mazhar oldu. Muhtelif yerlere seyahatler düzenledi. Vaaz ve irşad faaliyetlerinde bulundu. Eserler telif etti. Bir grup alim fikirleri nedeniyle Hallâc’ın aleyhinde faaliyetlerde bulunmaya başladı. Bunun neticesinde önce sekiz yıl süren bir hapis hayatı yaşadı. Vezir Hamid b. Abbas’ın ısrarlı takibi sonucunda bir oldu-bittiye getirilerek idamına hükmedildi. 26 Mart 922 tarihinde Bağdat’ın Bâbüttâk semtinde önce kırbaçlandı. Burnu, kolları ve ayakları kesildikten sonra idam edildi. Hallâc’ın idamıyla ilgili muhtelif sebepler ileri sürülmüştür: Ene’l-hakk diyerek ulûhiyyet iddiasında bulunduğu, haccın farziyetini 68 inkar etmek suretiyle yeni bir hac anlayışı ortaya koyduğu gibi.129 Hallâc, edebiyatta “inancı uğruna her şeye göğüs germe ve ölmenin sembolü olarak bilinir”.130 Şair Hallâc-ı Mansur misali “Ene’l-hakk” narasını atmak ister. Hakk’tan yüz çeviren biganedir: HÀşimÀ Manãÿr-veş urun Ene’l-Óaúú naèrasın Yüz çevirse dÀr-ı Óaúdan bil ki ol bìgÀnedir (58/6) 2.30. Edhem: İbrahim b. Edhem’in babası Belh’ta hükümdardı. Bir gün avda dolaşırken “Bunun için mi dünyaya geldin?” şeklinde bir nidâ işitti yahut bir rüya gördü. O günden sonra abâ giyerek bir müddet dağlarda ve mağaralarda riyâzet ve ibâdetle meşul oldu. Bir süre sonra Mekke’ye giderek mücâvir oldu, imam ve velilerin sohbetlerinde bulundu. Şam’a giderek bağ bekçiliği yaptı. Lazkiye’de vefat etti. Hakkında pek çok rivayetler mevcuttur. Ana rahmindeyken bıraktığı oğlu, Edhem’i bulmak için Mekke’ye gelmiş, tavâf sırasında Edhem oğlunu tanımıştır. Oğlunun ısrarına rağmen dönmemiştir.131 Edebiyatta daha çok dervişliği sultanlığa tercih etmesi ve menkıbeleriyle anılır. Onun dünya nimetlerinden el etek çekip kanaât köşesinde huzur bulması övülür.132 Her biri söze gelse ya Edhem (gibi) olur ya da Bayezid. Sahibu’l-beyt manasıyla itikadında sağlam olur: Söze gelse her biri Edhem olur ya BÀyezìd äÀóibü’l-beyt maènÀsila iètiúÀdında mürìb (19/7) 129 Uludağ, Süleyman, “Hallâc-ı Mansûr”, DİA, c. XV, İstanbul, 1997, ss. 377-381, s. 377-378. 130 Pala, a.g.e., s. 186. 131 Onay, a.g.e., s. 182. 132 Pala, a.g.e., s. 133. 69 2.31. Attar: Ferîdüddün Attâr, 537-540 (1142-1145) yılları arasında Nîşâbur’da doğdu. Eczacılık ve tıp ilmiyle uğraştığı için “Attâr” lakabaını aldı. Gençliğinde bir taraftan attarlıkla meşgul olurken diğer taraftan tasavvufi bilgiler edinmiş, muhtelif şeyhlerin hizmetinde bulunmuştur. Peygamberle ve velilerle ilgili pek çok eser okumuş, otuz dokuz yıl boyunca tasavvufla ilgili şiir ve hikayeleri toplamıştır. Tasavvuf erbabının sırlarını öğrenmeye çalışmıştır. Tam anlamıyla bir sufi olmasa da tasavvufu benimseyip seyr ü sülûk ile meşgul olarak bu konuda Mevlana, Sadi, Hafız ve Molla Câmi gibi pek çok mutasavvıf şaire öncülük etmiştir. Klasik nazım şekillerinin pek çoğunu kullanmakla birlikte en çok mesnevi ve gazel sahasında başarı göstermiştir. İlâhînâme, Esrârnâme, Hüsrevnâme, Mantıku’t-tayr’ı en meşhur eserlerindendir. 1187’de kaleme aldığı Mantıku’t-tayr mesnevîsinde temsîli bir şekilde vahdet-i vücud inancını anlatır. Eserde, kuşlar sâlikleri, hüdhüd kılavuzu yani mürşidi temsil eder.133 Şair gönlüne seslenerek “mantıku’t-tayr”ı fesahat ehlinin anlamayacağını söyler. Bunu anlasa anlasa ya Attar ya da Tayyar olan anlar: DilÀ bu manùıúu’ù-ùayr’ı feãÀóat ehli añlamaz Bunı ancak ya èAùùÀr yÀòÿd ÙayyÀr olandan ãor (50/4) 2.32. Ab-ı hayat: Eski Türk edebiyatında âb-ı hayat, âb-ı bekâ, âb-ı câvid, âb-ı câvidân âb-ı câvidânî, âb-ı cevân, âb-ı cevânî, âb-ı hayvan, âb-ı Hızır, âb-ı İskender, âb- ı zindegî, âb-ı zindegânî gibi isimlerle karşımıza çıkan âb-ı hayat’ın kelime anlamı “hayat suyu, ölmezlik suyu, damlaları ölmezliğe ulaştıran su”dur.134 İnsan ömrünün faniliği ve insanın ebedi olarak dünyada kalma isteği onu ebedi yaşama fikrine yöneltmiştir. Bunun neticesinde bazı toplumlarda bununla ilgili mitolojik unsurlar yer almıştır.135 “Kur’an’da âb-ı hayat Zülkarneyn, Hızır ve İlyas’tan bahsedilirken geçmektedir. Zülkarneyn (bknz. el-Kefh, 85. ayet; Saffât, 123-130) veya İskender-i Kebîr, Sûm ibn Nûh neslindendir; hem peygamber, hem de padişahtır. Hızır (el-Kefh, 133 Şahinoğlu, M. Nazif, “Ferîdüddin Attâr”, DİA, c. IV, İstanbul, 1991, ss. 95-98, s. 95-97. 134 “Âb-ı hayat”, TDEA, c. I, Dergâh Yayınları, İstanbul, 1998, ss. 23-24, s. 23. 135 Ocak, Ahmet Yaşar, “Âb-ı hayat”, DİA, c. I, İstanbul, 1988, ss. 1-3, s. 1. 70 60-72. ayetler) Zülkarneyn’in savaşlarında onunla beraber bulunmuş, ikisi âb-ı hayatı bulmak için yola çıkmışlar, Hızır İskender’e rehberlik etmişse de, İskender Hızır’ı kaybetmiştir. Hızır ve İlyas (En’âm, 85. ve Saffât, 123-130. ayetler) âb-ı hayattan içmişler, ölmezlik kazanmışlar. İskenderse içememiştir”.136 Halk ve divan edebiyatında âb-ı hayat ebedi hayata kavuşma, ölümden kurtulmanın yanısıra muhtelif tasavvufi manaları da ihtiva etmektedir. “Âb-ı hayat vahdet sırrına ermektir. Bu itibarla iman veya İslam, âb-ı hayat ve kevsere benzetilir. Mümin ise bunu içen kimsedir. Aynı zamanda Kur’an-ı Kerim de âb-ı hayattır”. Aşksız insanın ölüden farkı yoktur. Sevgili ise dudaklarından bir buse ile hayat verir. Bu yüzden aşık sevgilisinin karşısında ölmeyi ister. Zira onun can bağışlayan dudağıyla tekrar dirilecektir. Ayrıca dudaklar aşk derdine derman, aşk hastalığına şifadır.137 Âb-ı hayatı içip Hızır mana olan Haşim Baba böylece mana denizine mecra olmuştur ve bu durumdan dolayı Tanrı’ya şükreder: Óamdüli’llÀh kim yem-i maènÀya mecrÀ olmuşum İçmişim Àb-ı óayÀtı Óıøır maènÀ olmuşum (114/1) 2.33. Kafdağı- Ankâ: Kafdağı, “klasik kozmos anlayışlarında arzı çevrelediği düşünülen efsanevî bir dağdır. Taberî’ye göre Kafdağı parmağı saran yüzük gibi arzı çevrelemekte ve onun sabit tutmaktadır; ona ulaşmak için dört ay süren karanlık bir mesafeyi katetmek gerekmektedir. Bu dağın rengi zümrüt yeşili ve mavidir; gökyüzü rengini ondan almıştır. Bütün dağlar ona bağlı olduğundan yeryüzünün sürekli sallanmasını engellemektedir”. Başka bir rivayette ise “Kafdağının arkasındaki bölgenin meleklerle dolu olduğu, ötesinde başka âlemlerin bulunduğu, bunlardan birinin altından, yetmişinin gümüşten, yedisinin de miskten yaratıldığı, her birinin 10.000 günlük yol uzunluğunda olduğu ve buralarda meleklerin veya cinlerin oturduğu” ifade edilmektedir.138 136 “Âb-ı hayat”, a.g.md., s. 23-24. 137 Ocak, a.g.md., s. 3. 138 Demirci, Kürşat, “Kafdağı”, DİA, c. XXIV, İstanbul, 2001, ss. 145, s. 144. 71 Bu efsaneyle ilgili bir başka figür de Arapların “ankâ”, İranlıların “sîmurg”, Türklerin de “zümrüdüanka” olarak adlandırdıkları, dağın tepesinde köşke benzeyen bir yuvada yaşayan, insanlar gibi düşünüp, konuşabilen aynı zamanda geniş bir bilgi sahibi olan, kendisine başvuran hükümdar ve kahramanlara akıl hocalığı yaptığı ileri sürülen bir kuştur. Edebiyatta, Ferîdüddin Attâr’ın Mantıku’t-tayr adlı eserinde Kafdağı’na ve sîmurga ulaşmak isteyen kuşların yolculuğu anlatılır. Yine Firdevsî’nin Şâhnâme’si ve Binbir Gece Masalları’nda da aynı konu işlenmiştir.139 Efsanelere göre ankâ kuşu “Kafdağı’nın tepesinde direkleri abanoz, sandal ve öd ağacından yapılmış köşk benzeri bir yuvada yaşayan ankanın başı, yassıca burunlu bir köpek (yırtıcı hayvan) başı gibidir. Cüssesi çok iri olup “uçtuğu zaman hava kararır” ve “yağmuru mercan olan bir buluta benzer”. Uçarken sel sesine veya gök gürültüsüne benzer sesler çıkarır. Ayrıca çok parlaktır, bakan gözler kamaşır (sîmurg-ı âteşînper, sîmurg-ı zerrînper “güneş”). İnsanlar gibi düşünür, konuşur. Çok geniş bilgi ve hünerlere sahiptir; kendisine başvuran hükümdar ve kahramanlara akıl hocalığı yapar. Tüyleriyle sıvazlayıp yaraları iyi eder”.140 Attâr’ın Mantıku’t-tayr’ında anka kuşu geniş olarak ele alınmıştır. Buna göre anka birlik-çokluk (vahdet-kesret) gibi iki zıt kavrama karşılık gelmektedir. Sîmurg otuz kuş olarak ele alındığında kesreti ifade eder. Oysa varlığın birden çok olması vehmî ve hayalîdir. Diğer taraftan sîmurg kuşların tek padişahı olması hasebiyle birliği ve gerçek varlığı (Allah’ı) ifade eder. Ankanın en önemli özelliği kimseye muhtaç olmadan kendi başına yaşamasıdır. Bu yönüyle kanaâti temsil etmektedir. Bundan dolayı kanaât sahiplerine “ankâmeşrep”, “ankâ-tabiat” adı verilir.141 Şaire göre bu sırrı ancak velâyet hâtimi mürşid keşf eder. Kafdağı’ndaki ankâ meseli gibi nübüvvet son bulmuştur: VelÀyet òÀtimi mürşid bu sırr keşf ider ancaú Nübüvvet òatm olup gitdi meåeldir úÀf-ı èanúÀdan 139 Demirci, a.g.md., s. 145. 140 Erdem, Sargon, “Anka”, DİA, c. III, İstanbul, 1991, ss. 198-200, s. 198-199. 141 Uludağ, Süleyman, “Anka”, DİA, c. III, İstanbul, 1991, ss. 200-201, s. 200-201. 72 (163/19) Ankâ talibi olan hakikat Kâf’ına gider: Ùalib-i èanúÀ olan gider óaúìúat ÚÀfına Lebiñ rehber-i kÀmil iste çoúdır bu yolda sibÀè (81/4) Haşim Baba, gönlüne “ankâ-sıfat” olmayı tavsiye eder. Böylece bende sultan olur. Kanaât hazinesini bulan can fena bulmaz: DilÀ èanúÀ-ãıfat ol kim saña bende ola sulùÀn ÚanÀèat kenzini bul kim fenÀ irmez ola ey cÀn (133/1) 2.34. Nefis: “Can ve ruh… İslâm felsefesinde ve tasavvuf anlayışında nefis (özbenlik), insanın bedeni dışında kalan ve Tanrısal bir özden yapılmış olan bölümüdür. Kötülük de iyilik de ondan gelir. Bundan ötürü dinsel ve gizemsel eğitimi usun (aklın) eğitimi değil, nefsin eğitimidir. Nefis (nefs) deyimi (çoğulu: Anfûs, Nufâs) Kur’anın çeşitli âyetlerinde çeşitli anlamlarda (İnsan, İnsan ruhu, Tanrı, İlâhlar, İnsan topluluğu, Cin topluluğu) kullanılmıştır”. “Bâtınîlere göre Tanrı önce akıl’ı, sonra ve onun yardımıyla nefis’i yaratmıştır. Akıl tam, nefis ise noksandır. Evren, bu noksanlığın tamlık istediğinden ötürü devinmesinden oluşmuştur. Usun (Akl-ı kül ) yetkinliğine imrenen ruh (Nefs-i kül) onun yetkinliğine varmak için dönmeye başlayınca ilkin gökler (Felekler) meydana geldi, onların dönmesinden de cisimler (Ecsâm) oluştu. Mâdenler, bitkiler ve hayvanlar işte bu cisimlerdir. Cisimler meydana gelince tümel nefis (Nefs-i kül) tikellere bölünmüş ve bedenlere girmiştir. İnsan, daha özel bir oluşma sonunda varlaşmış ve tümel akıl’ı da kendi kişiliğinde somutlaştırmıştır. 73 Tümel akıl ve nefis, bu açıdan evrende tek ve üstün varlık olarak sâdece insanda yanısamaktadır. Bunları en yetkin biçimde kullanan nâtık (söyleyen, peygamber)’dır. Ne var ki nâtık’ın sözlerini herkes anlayamaz. Onları anlayan ve yorumlayan da sâmit (susan, imâm)’tir. Nefsin yedi derecesi vardır (Bu yüzden özellikle Halvetîler, Tanrı’nın yedi adını söyleyerek zikrederler). Bu yedi derece şunlardır: 1. Nefs-i emmâre (Kötülüğe, bedensel isteklere eğilimli nefis), 2. Nefs-i levvâme (Kötülüğü kınayan, iyiliğe eğilimli nefis), 3. Nefs-i mülhime (Esinlendiren, ilham veren nefis), 4. Nefs-i mutmaine (Gerçeği bilmede kuşkusuz olan nefis), 5. Nefs-i râdiyye (Tanrı’dan gelene razı olan nefis), 6. Nefs-i mardıyye (Buna karşı Tanrı’nın rızâsını kazanan nefis), 7. Nefs-i sâfiyye ya da zekiyye (Her türlü kötülükten arınmış, sâf ve temiz nefis)”.142 Şeriat zevki dildir. Nefis çocuğunu ölüdürüp bir mürşid-i kamil bulmalı ve hakikatle içini doldurmalı: Şerìèat õevúiñ dildir àulÀm-ı nefsiñi öldür Óaúìúatle için doldur bulup bir mürşid-i kÀmil (98/5) Uğursuz nefsin hilesini Hakk zanneden bizden değildir. Nefsimiz Hakk ilmidir: Nefs-i şÿmıñ mekrini Óaúú ôann iden bizden değil èİlm-i Óaúdır nefsimiz èarş-ı istivÀyız biz bu gün (123/3) Nefsini bilmeyene meyil edilmez. Şâir, gına hazinesinin mayası ankâ kuşudur: Nefsini bilmeze meyl itmeziz hep lÀşedir Mürà-i anúÀ mÀye-i kenz-i àınÀyız biz bu gün (123/4) Ey nefsine esir olan gel pirin yoluna gir: 142 Hançerlioğlu, a.g.e., s. 423. 74 Ey nefse olan esìr gel ùarìú-i pìre gir Ola saña dest-gìr pìrim azìzim yÀ hÿ (138/5) Aşk şiirini nefis atına gıda etmeden hiçbir kimse âriflerin kervanına ulaşamaz: KÀrbÀn-ı èÀrifìne vÀãıl olmaz bir eóad Şièr-i èaşúı esb-i nefse itmeyince tÀ àıdÀ (7/3) Sırrın son noktasına varmak için nefsin berrak olması gerekir: MüntehÀ-yı sırrıçün nefsiñ berraú olmaú gerek Sırr-ı rÿóuñ õÀtına vuãlat içün iki cenÀó (29/3) Hâşim, nefsini bilmeye gayret et: Nefsiñi bilmeğe saèy it HÀşimÀ Nefsiñi bilmek dürür vaãl-ı maèÀd (33/5) 2.35. Velâyet-Nübüvvet: “Velâyet, velilik, ermişlik. Tanrı’nın kendine dost kıldığı ve verdiği ilhamla yaratıcı varlığına kattığı velilerin, ermişlerin aşaması, makamı; velâyet aşaması, velâyet makamı” anlamlarına gelmektedir.143 Nübüvvet “peygamberlik, nebilik” demektir.144 “Tasavvuf ehline göre velilik peygamberlikten daha üstündür. Velayet nübüvvetin irfanıdır. Onun anlayış (iz’ân) yönüdür. Bu kapının bekçisi Hz. Ali’dir. Hz Muhammed: “Ben ilmin şehriyim, (şehrin) kapısı (ise) Ali’dir.” yani: “Velilerin şahı olan Alî’den girilmedikçe, bana ulaşılamaz” derken Hz. Alî’nin konumunu açıklamaktadır. Vilâyet’in başı İbrâhim Halîlullâh’tan görünmüştür. 143 Korkmaz, a.g.e., s. 448-449. 144 Korkmaz, a.g.e., s. 332. 75 Ermişliğin, başka bir sözle Tanrı’ya yakınlığın başlangıcı ondadır. Fakat vilâyet kutbu, yani ermişliğin en yüce aşaması ise Hz. Alî’dir. Kendisine “Alî Velî-yyullâh” denir.145 Şaire göre, nübüvvetten velayete (geçiş) ilahî hadiselerdendir. Nübüvvet sona erince velayet başlamıştır: Nübüvvetden velÀyet ger şüèÿnÀt-ı İlÀhìdir Nübüvvet òatm-i şÀnında velÀyet ibtidÀ geldi (159/17) Nübüvvetle velayetden hakikat ortaya çıkmıştır. Velayet menbaı Haydar bint Resulullah’tır: Nübüvvetle velÀyetden óaúìúat ôÀhir olmuşdur VelÀyet menbaèı Óaydarìdir bint-i Resÿlü’llÀh (163/21) Kevser, velayet sırrıdır, onun sakisi Haydar’dır. Bu sır kimde bulunursa saki de odur şah da: VelÀyet sırrıdır kevåer anıñ sÀúìsi Óaydardır Bu sırr kimde bulunursa odur sÀúì odur ola şÀh (163/29) 2.36. Dört Kapı (Çehâr Bâb): “Bektaşilik’in özünü oluşturan, ona öteki kuruluşlar arasında ayrı bir özellik kazandıran dört temel ilke vardır, buna dört kapı denir. Bektaşilik’e girmek, bu kuruluşta yükselmek, ilerlemek bu dört kapı anlayışına dayanır. Bu yüzden bu dört kapı’yı bilmek, Bektaşilik’in özünü kavramaya açılan ilk pencereyi bulmak demektir. 1- Şeriat kapısı, Bektaşi dilinde “Beloğlu” da denen bu kapı tarikatın başlangıcı durumundadır. Burada İslam dininin, Alevilik’in koyduğu genel kurallara, kurduğu düzene uyma gereği vardır. Ancak burada sözü geçen “şeriat” sünnilik’in 145 Noyan, a.g.e., s. 31. 76 anladığı gibi değildir. Bu daha çok Bektaşilik’in genel yasasını oluşturan kurallar niteliğindedir. İslâm dininin temel ilkelerine inanma gereği varsa da, sünnilik’in anladığı tapınma (ibadet) biçimine uyma gereği yoktur. Bu kapıda Allah-Muhammed- Ali inancı temel ilkedir. Bektaşilik’te islam dininin özüne karşı çıkma, onu tanımama gibi bir durum yoktur. Bütün değişiklik islam dininin getirdiği ilkeleri yorumlamadadır. Kur’an’a, Hadis’e, daha önce anlatılan islam ilkelerine inanma vardır. Buna “hukuk” da denebilir. Ancak bu da Alevilik’in anladığı biçimde bir hukuktur. Bektaşilik’te şeriat kapısı’ndan girmeye yada girene “Beloğlu” denir. “Beloğlu” olmak ise Hacı Bektaş Veli’yi “pir” olarak tanımak, onun izinden yürümektir. 2- Tarikat kapısı, “Yoloğlu” adı verilen bu kapı Bektaşilik’e girmenin yollarını, törelerini, genel ilkelerini gösteren kurumdur. Tarikata giriş yoludur. Bu kapıdan girerek Bektaşi olmak isteyenler bir “Mürşid”e, yetkili bir yol göstericiye bağlanma gereğindedir. Bektaşilik’e girmek isteyene “talib” denir. “Talip” istekli, dileyen anlamına gelir. “Tâlip” önce bir yolgösterici (Mürşid) bulur, ondan tarikatın kurallarını, ilkelerini öğrenir. Bu kapıdan girince tarikatın törelerine, kurallarına uyar, “yoloğlu” olur. “Talib”in tarikata “aşk”la bağlanması gerekir. Tarikata giren bir “yoloğlu”nun önemli sorumlulukları vardır. Bunların başında “tarikat sırları”nı saklamak, korumak, kimseye söylememek gelir. Öteki önemli sorumluluk ise “Eline, Beline, Diline” bağlı olmak, bunlardan dolayı bir suç işlememektir. Bu üçüzlü sorumluluğun genel anlamı şudur: Kimseye elkaldırmayacaksın, alçakgönüllü olacaksın, kimseyi dilinle incitmeyeceksin, kimseye saldırmayacaksın bg.” Tarikat kapısı Bektaşilik’te bir öğrenme kurumu, okul durumundadır. Burada gereken bütün bilgiler “mürşid”ten öğrenilir. Öğrenilen bilgilerin bir süs olarak başta taşınması değil davranışlara uygulanması, tarikat içinde onlara göre işlem yapılması gerekir. 3- Marifet Kapısı, bilginin, Bektaşilik’te önemli sayılan “ilmin” yoluna girme yeri burasıdır. Buna “Atam gök Anam yer” de denir. Bilgisizlikten, hamlıktan, kabalıktan kurtulma bu kapıda gerçekleşir. Ancak bu kapının da üç aşaması vardır: A- Ayne’l yakıyn: Görerek, duyarak tanıma, anlama, olup bitenleri kavrama. Gerçekleri gözle, kendi bütünlükleri içinde öğrenme. 77 B- İlm’el yakıyn: Bilgi edinerek, bilerek, bilim yoluyla öğrenip tanıma, anlama. Burada edinilen bilginin uygulanışı, yararlanışı sözkonusudur. Tarikata giren bir kimse yaptıklarını, düşündüklerini, edindiği bilgilerle değerlendirme durumundadır. C- Hakk’el yakıyn: Gerçeğe ulaşma, bütün olayları, evrenin yaratılışın, oluşun gizliliklerini görme, tanıma. Burada kişi en yüksek aşamaya varmış, gördüklerini, duyduklarını değerlendirebilecek olgunluğa ulaşmış sayılır. Bilginin en yüksek aşaması budur. 4- Hakikat Kapısı, evrenin bütün sırlarını, yaşamanın anlamını, önemini, insanın değerini, gerçeğini anlayıp kavrama aşamasıdır. Burada kişi Tarikat düzenine göre olgunluğa (kemâle) ulaşmış sayılır. Bütün gizlilikler açılmış, gerçekleri örten örtüler kalkmış, kişi gerçeklerin gerçeği olan yüce varlıkla, Tanrı’yla karşı karşıya gelme olanağına kavuşmuştur. Artık burada kişi “iloğlu” olmuş, benlikten, bencillikten sıyrılmış, gönlünde bütün “insanlık” duygularını toplamış, kesin “Birlik”e varmış demektir. Tanrı’nın kişiye göründüğü aşama burasıdır. Bu kapıda önemli olan insanın kendini eğitmesi, yetiştirmesi, bütün eksikliklerden sıyrılmasıdır. Tanrı’ya (Hakk’a) ulaşma yoluna giren, onunla yüzyüze gelen, varlıkların sırlarını kavrayabilecek olgunluk aşamasına ulaşan bir kimsenin bütün kötülüklerden, yakışıksız davranışlardan, suçlardan, suç sayılabilecek işlerden sıyrılması, uzak kalması insanın kendi özünü arıtmasına, bir ayna gibi pırıl pırıl duruma getirmesine bağlıdır. Bu kapıdan “ben”, “sen” gibi ayrılık, ikilik gösteren sözlerin yeri yoktur. Bütün “ben’ler”, “sen’ler” karışıp kaynaşmış “Birlik”e varmıştır. Bu kapıya ulaşan kişiye tarikat dilinde “İnsan’ı kâmil” denir.146 äaúın nefsiñe aldanma çehÀr bÀbıñ úalur noúãÀn Saña menzil olur süflì åüreyyÀ hem åerÀyız biz (71/22) ÇehÀr bÀbıñ olur maèmÿr ãadÀúatle kerÀmetle MünÀfıú cÀna aldanma saña òışm-ı ÒudÀyız biz 146 Eyuboğlu, a.g.e., s. 41-43. 78 (71/19) 2.37. Tevellâ ve teberrâ etmek: Tevellâ, “Ehlibeyt ve Ehlibeyt soyundan gelenleri sevmek, onları sevenleri de sevmek” teberrâ “Ehlibeyt’e ve Ehlibeyt soyundan gelenlere ve bunları sevenlere düşmanlık gösterenleri sevmemek, bunları sevenleri de sevmemek”tir.147 Bektâşîler, bu konuya büyük önem vermektedirler.148 Şairin zuhuru Peygamber’e tevellâdır. Teberrâ ettiği ise hâriciyyedir: Hep tevellÀdır ôuhÿrum èırú-i pÀk-i Aómede ÒÀricìyedir teberrÀm ÕülfiúÀrıñ kÀnıyım (115/2) Teberrâ bilmeyen Resulün şanını da bilemez. Bu yüzden Haşim Baba her dem tevellâ etmektedir: Hem teberrÀ bilmeyen bilmez Resÿlüñ şÀnını Eylerim her dem tevellÀ çün RıøÀyım bil meni (158/3) Tevellâ, muhabbet feyz kaynağıdır. Melun (Yezid)’in ailesine teberrâ Hudâ’nın sırlarındandır: Bil tevellÀ menbaèı feyø-i muóabbetdir dile Ál-i melèÿna teberrÀ sırr-ı esrÀr-ı ÒudÀ Teberrâdan haberdar olmayan Yezit taraftarıdır. O, domuz, fare, tavşan gibi tevellâ nurunu göremez: Yezìdìdir teberrÀdan òaber-dÀr olmayan MervÀn TevellÀ nÿrını görmez şebìhì òÿk mÿş ùavşan 147 Korkmaz, a.g.e., s. 436. 148 Atalay, Besim, Bektaşilik ve Edebiyatı, Osmanlıcadan çev. Vedat Atilla, Ant Yay., İstanbul, 1991, s. 27. 79 (162/4) 2.38. Aşk: “Tasavvufî anlayışta aşk, mecazi ve hakiki olmak üzere ikiye ayrılır. Mecazi aşk, insanın insanı veya diğer yaratıkları sevmesi; hakiki aşk ise Allah’ın kulu veya kulun Allah’ı sevmesi anlamındadır. Her çeşit ve durumuyla aşk, insanı Hakk’a götürür. Hakiki aşk yoluna mecazdan girilir. Zira mecaz hakîkatın köprüsüdür (el- mecazü kantaratü’l-hakîka). Dünyadaki güzeller, hakiki güzel olan Hakk’ın güzelliğinin zuhûr ettiği yerler olarak tasavvur edilir. Onları sevmekle, sevmek nedir öğrenilir. Onlardaki güzelliklerin Hakk’ın güzellikleri olduğu bilinerek hakiki aşka varılır”.149 Hâşim Baba, 16 numaralı gazelde aşkı şöyle tarif eder: 16 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Ey göñül gel àayrdan geç èaşúa eyle iútidÀ èAşú-ı Óaúdur ùÀlib-i Óaúúıñ demìne müntehÀ 2 èAşúla irdi murÀda evvelìn u Àòirìn èAşúla geldi ôuhÿra her meôÀhir ibtidÀ 3 èAşúla geldi vücÿda küntü kenz’iñ cevheri èAşúla irdi kemÀle enbiyÀ vü evliyÀ 4 èAşúla ùÀéir melÀéik rÿó-ı Aèôam-ı Cibrìl èAşúla irsÀl olundı her rüsül enbiyÀ 5 èAşúla úÀèim dürür sebè-i semÀvÀt èarş ferş Mesken-i èaşú beyt-i maèmÿr aña olmaz hìç fenÀ 6 èAşúla İdrìs Ádem Lÿt äÀlió Hÿd Nÿó Yÿsuf u Yaèúÿb MÿsÀ buldı cümle aãfiyÀ 149 Üstüner, a.g.e., s. 86. 80 7 Sırr-ı èaşúı HÀşimÀ nÀ-ehle ifşÀdan ãaúın CÀm-ı èaşúı nÿş idenler oldu cümle muútedÀ 2.39. Sahibu’z-zamân: “İlk berzahın kuşatıcılığına ulaşarak zamanın hükmünden çıkan; geçmiş ve gelecek zamanın kendisinde ve ondan çıktığı şeylerde tasarruf edemediği kimse. Bu kişinin hal ve fiillerinin yolları, dışı, içi ve kendisinden zuhur eden her şey, daimî hal hâline gelir. Söz konusu hâlin bir anı, bilinen zamânın asırları, o zamanın asırları da geçmiş ve geleceğin hükmünün kendisine baskın geldiği ve egemen olduğu bir an gibidir”.150 Ayrıca, “Zamanın sahibi anlamında 12. imam Mehdî’ye verilen unvan”dır.151 İmÀmet bÀùın oldıúda òilÀfetle òilÀf oldı Gelür ãÀóib-i zamÀn mürşid münÀfıúlar ide inkÀr (63/7) Úamu envÀr esrÀr-ı İlÀhì bizde ôÀhirdir Her Ànıñ Ànıyız ãÀóib-i zamÀnız muútedÀyız biz (71/8) Mehdì-i ãÀóib-i zamÀndır eyleyen óaşri èayÀn ÇÀr èalÀmet ãÀóibi Óaydar edÀdır sevdiğim (118/17) 2.40. Mehdî: Mehdî kelimesi, “doğru yolu bulmak; yol göstermek, rehberlik etmek” manasındaki hüdâ (hedy, hidâyet) kökünden türemiş bir sıfat olup “hidayete erdirilmiş, kendisine doğru yol gösterilmiş kişi” demektir. Mehdî inancı gerek semâvî gerekse ilkel dinlerde muhtelif farklılıklar görülmekle birlikte temelde aynı şeyi ifade etmektedir. Buna göre: Dünyanın sonunda (ahir zamanda) Tanrı tarafından yeryüzüne 150 Kâşânî, Abdürrezzak, Tasavvuf Sözlüğü (Letâifu’l-a’lâm fî işarâtı ehli’l-ilhâm), çev. Ekrem Demirli, İz Yay., İstanbul, 2004, s. 323. 151 Korkmaz, a.g.e., s. 373. 81 gönderilecek ve yeryüzünü hakimiyeti altına alarak insanlara doğru yolu gösterecektir.152 2.41. Çârdeh ma’sûm-i pâk: Çârdeh ma’sûm, Hz. Peygamber, Hz. Fâtıma ve on iki imamdan meydana gelir. Şia uleması tarafından ileri sürülen bu görüşe göre imâmet makamına geçmeden önce veya sonra bu on dört masum yanlışlıkla da olsa herhangi bir günah işlemeleri imkansızdır. Bu duruma, “Ey Ehl-i Beyt! Allah sizden ancak kiri gidermek ve sizi tertemiz yapmak diler” (el-Ahzâb 33/33) ayeti delil getirilmektedir. Yine “Zalimler ahdime eremez” (el-Bakara 2/124) meâlindeki ayet de Allah’ın ahdine yani nübüvvet veya imamete mazhar olan kişilerin günahtan uzak olduklarını, dolayısıyla ismet sahibi olduklarını desteklemektedir.153 Resûlullah’ın sırlarına varis olan on dört pak masumdur. Mümine gereken onların hepsine sevgi duymaktır: ÇehÀrdeh pÀk-i maèãÿmdur Resÿle vÀriå-i esrÀr Gerekdir müémine cümle muóabbet eylemek iôhÀr (63/8) 2.42. Ye’cûc-Me’cûc: Nuh peygamberin evlatlarından Yâfes’in soyundan oldukları rivayet edilen iki kabilenin adıdır. Kur’ân’da iki yerde (Kehf/97; Enbiya/96) bu iki kavim kısaca zikredilmekle birlikte tefsirlerde ve diğer kaynaklarda Ye’cûc ve Me’cûc hakkında teferruatlı bilgilere yer verilmektedir. Bu bilgiler çoğunlukla isrâilî kaynaklarla kadim milletlerin din ve mitolojilerine ait eserlere dayanmaktadır. Kefh suresi, Zulkarneyn kıssasında olay şu şekilde anlatılmaktadır: Ye’cûc ve Me’cûc etrafında yaşayan kavimlere zulmederek onları rahatsız etmektedir. Bu durumdan rahatsız olan kavimler Zülkarneyn’den kendilerini Ye’cûc ve Me’cûc’ün şerrinden koruyacak bir set yapmalrını istediler. “Dediler ki: Zülkarneyn! Doğrusu Ye’cûc ve Me’cûc bu ülkede bozgunculuk yapıyorlar. Bizimle onların arasında bir set yapman için sana bilgi verelim mi?”.154 Bunun üzerine Zülkarneyn, onlardan demir getirmelerini 152 Sarıkçıoğlu, Ekrem, “Mehdî”, DİA, c. XXVIII, Ankara, 2003, ss. 369-371, s. 369. 153 Algar, Hamid, “Çârdeh ma’sûm-i pâk”, DİA, c. VIII, İstanbul, 1993, ss. 227-228, s. 227. 154 Kefh/94. 82 ister. Bu demiri eriterek iki dağ arasını kaparlar ve erimiş demirin üzerine erimiş bakır dökerler. Böylece, Ye’cûc ve Me’cûc, bu setin arkasına hapsedilmiştir. Bu şer kavim kıyamete kadar orada kalacak, kıyamete yakın akınlar halinde yeryüzüne yayılarak fitne fesat çıkaracaklardır.155 Saña ey Àdem oàlanı olur elbet sefer peydÀ İrince sedd-i Yeécÿce idegör bir memerr peydÀ (15/1) Nefs-i Yeécÿc seddini òalè eyleyüp Reh-nümÀ-yı õÀt-ı pÀkdir èaşú-ı pÀk (92/1) 2.43. Cem, Cemü’l-cem: Sözlükte “toplamak, bir araya getirmek; dikkat ve iradeyi bir noktaya teksif etmek” manasına gelir. Tasavvufta “ruh ilâhî güzelliği seyre dalınca zât-ı ilâhî nurunun galebesi karşısında eşyayı birbirinden ayıran aklın nuru söner, böylece hakkın ortaya çıkması ve bâtılın kaybolması sebebiyle kadîm (Allah) ile hâdis (mahluk) arasındaki fark ortadan kalkar ki bu hale cem denir”. “Bazı mutasavvıflar insanın yaratılışı ile cem hali arasında ilgi kurarlar. Onlara göre cem yaratılış sırasında Hakk’ın konuşmasıdır. İnsanlar o zaman gaybet halinde oldukları için konuşan da cevap veren de Hakk’ın kendisiydi”. “Cem’in en üst derecesi olan cem’u’l-cem’, bütün varlık ve yaratıkları Hak ile görerek birinin varlığı diğerine engel olmadan kesrette vahdeti, vahdette kesreti müşahede etmektir. Sâlik, cem’u’l-cem’ halinde her şeyi hakikati üzere Hak ile kaim görerek her hak sahibine hakkını verir”.156 155 Tökel, Dursun Ali, Divan Şiirinde Mitolojik Unsurlar, Akçağ Yay., Ankara, 2000, s. 397. 156 Yılmaz, Hasan Kamil, “Cem”, DİA, c. VII, İstanbul, 1993, ss. 278-279, s. 278-279. 83 Bilmeğe saèy eyle vaódet sırrını gel zÀhidÀ Bulmayan keåretde vaódet cemè bilmez úandedir (59/3) Neşirden óaşra remz eyler olup cemè-i cemède ervÀó Gelince òalúa-i õikrde görürler óaşr-i kübrÀdan (163/14) Cemè-ü cemèi’l-cemèe maôhar her biri Meslekü’l-èuşşÀúıñ olmuş rehberi (169/106) Sırr-ı Ádemdir müsemmÀ sırr-ı sırrı nuùú-ı åavt Cemè-i Ádem cemè-i cemèe maôhar oldı MuãùafÀ (8/6) 84 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM DİVANIN METNİ 1 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 EããalÀtü ve’s-selÀm ey sırr-ı èÀlem nÿr-i õÀt 5b EããalÀtü ve’s-selÀm ey aósen-i òulk-ı ãıfÀt 2 Devre-i Ádem åafì Àb ile òÀki geçmeden Gelmemişken mevlid maèdenle óayvÀn u nebÀt 3 ÕÀt-ı Óaúúa maórem ideñ hem nebiyy-i muóterem Evvelìne irmiş idi sırr-ı vaóyiñden nikÀt 4 Nûr-ı èirfÀnıñla bildi sırr-ı Óaúúı her nebì èİlm-i õÀtından bilindi cehl ile şirk ü menÀt 5 Gördi Ádem óüsn-i vechiñ bildi sensin sırr-ı Àb Cenneti ferdÀya ãaldı buldı nÿrıñla åebÀt 85 6 Yoluna cÀn itse úurbÀn cedd-i pÀkìñ çok mudur Bezm-i èirfÀnı buldı úıble oldı hep cihÀt 7 Müéminìn (ü) müéminÀtdan geldi nÿrıñ naúl ile Nÿr-i pÀkìñ virdi cümle ãulb-ı eróÀma óayÀt 8 Cümle-i ceddÀta ecdÀdıñ idüp èaúd-i şerìf Gelmedi nÿrıñ sifÀhdan böyledir naúl-i åiúÀb 9 Ál-i evlÀdıñ hidÀyet rÀhını itdi èayÀn Anlara münúÀd olanlar buldı berzaòdan necÀt 10 ÇÀr erkÀnıñla oldı çÀr èalÀmet ümmete Nÿr-i õÀtından irişdi penç òavÀã ile ãalÀt 11 èİlm- i èirfÀnıñla peydÀ oldı eõvÀú-ı cinÀn Ál-i MervÀnì bu sırrı bilmeyip oldı biàÀt 12 Şems-i õÀtıñ perteviyle ôÀhir oldı her vücÿd Münkir-i õÀtıñ içündür cehl (ü) küfr hem memÀt 13 Olduàıçün küntü kenz’iñ157 sırr-ı raómet èÀleme Óubb-i Àliñ ehl-i nìrÀn èıtúına oldı berÀt 14 Ehl-i beytiñ óubbıdır leõõet viren eşyÀya hep 157 Küntü kenzen mahfiyyen. Ben gizli bir hazine idim. Hadis-i Kudsi. 86 Sırr-ı baèø oldı merÀret böyledir naúl-i rüvÀt 15 Nisbet-i el-faúru faòrì 158ehl-i beytiñ óücceti Nisbetiñ iåbÀt ider faòr ile HÀşim vÀridÀt 2 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1 Nebìdir leyletü’l-iårÀ görindi Óaøret-i MevlÀ Ki Ádem ãÿreti óaúúan úaùaù şÀbb emred (ü) aèlÀ 2 Tecellì ider èìş-i Óaúú kişi sevse kimi muùlaú O yüzdür cilveye elyaú teèÀrüfle gider aócÀb 3 Anınçün leyle-i isrÀ èAlìden oldı Óaúú mücellÀ O dem maóbÿb idi ulyÀ ãıfat mìm èayn’la bir õÀt 4 İrince şemse her õerrÀt ider maóbubını miréÀt İder mevcÿd vücÿd iåbÀt èabd maèbÿd ider iódÀå 5 Bu keåretde dinür esmÀ nedir vaódetde tÀm ÀyÀ MüsemmÀya ism-i maènÀ bu sırda muòtaãar intÀc 6 MüsemmÀ ismle ben sen baña Óaúú sen saña Óaúú ben Ki Óaúú sen ben diyen bütün bu sözi söz ider ìøÀó 158 Yoksulluğum iftiharımdır. Hadis. 87 7 MüsemmÀ ismle úÀéim úıyÀmetdir bu dem cÀnım Neşrle devr olur dÀéim ki óaşrıñ èarãası eşbÀó 8 Bu úÀmet bil úıyÀmetdir sücÿd sırr-ı èalÀmetdir ŞeyÀùìne melÀmetdir tamÀm itdi işi üstÀd 9 Buùÿnı neşri eşyÀnıñ ôuhÿrı óaşridir anıñ 6a èAnÀãır sırrı mìzÀnıñ ùabÀyiè cemè idenler şÀõõ 10 ÚıyÀmet üç úısm ey cÀn biri maèden nebÀt óayvÀn İkinci úÀmet-i insÀn üçünci cÀmiè-i eùvÀr 11 Óaşr-i terkìye nisbetdir úamu efrÀda vuãlatdır Netìce sırr-ı vaódetdir tekellüfle olur mümtÀz 12 NihÀyet devre-i èÀlem ôuhÿr-i úÀmet-i Ádem Bu úaddiñ òÀtimi òÀtem o dem tecdìd olur enfÀs 13 Muóammed óamdle demdir eóad Aómedle maóremdir Úamu Àdemde bir demdir ãuverler naúş ider naúúÀş 14 Nebìlerde olan esrÀr Muóammed eyledi iôhÀr Anı iúrÀr ider inkÀr bu sırrı fehm ider faããÀã 15 Eğer ins ü melek şeyùÀn anıñ sırrında hep yeksÀn Dinildi òalúına Úur’Àn meôÀhirde odur FeyyÀø 88 16 Óaúìúat cümle-i ekvÀn ùabÀyièden dürür ey cÀn ÙabÀyièden dürür eyvÀn ùabÀyiè süflìdir aòlÀù 17 ÙabÀyièden dürür eflÀk ùabÀyièden dürür emlÀk ÙabÀyièle olur idrÀk ùabÀyièdir olan óuffÀô 18 ÙabÀyiè nefs-i küllidir ùabÀyiè rÿó-i kevnìdir èÁnÀãır bil ki levnìdir anıñla kevn olur ibdÀè 19 èAnÀãırla olur meşhÿd ùabÀyiè dinilen maèhÿd ÙabÀyiè ferèidir mevlÿd kemÀline ider iblÀà 20 MevÀlìd üç úısm ey cÀn biri maèden ufú mercÀn NebÀt biri biri óayvÀn feres òurmÀ ufú aòlÀú 21 ÓayÀt alınca óayvÀndan gelir insÀn bil Àndan ÒalÀã olmaz bu devrÀndan meğer kÀmil ide eşfÀú 22 İre çün Ádeme devri nübüvvetle ola seyri Bula irşÀd içün Óıôrı bu sırrıçün döner eflÀk 23 Nübüvvet òatm olunca ola Óaydar añÀ hem-dem VelÀyetle ola maórem haúìkatle bula iclÀl 24 VelÀyet menbaèı Óaydar úavli SelmÀn ile Úanber Gelür devr ile Şeyò Ekber ider devri emn (ü) itmÀm 89 25 Gelir sırla äafiyyü’ddìn ÓÀcı BayrÀm ile Sikkìn Óıôır maúèad bulup temkìn gelir ÜftÀde Şeyò OàlÀn 26 Bu devr seyr-ı óÀvìdir ki Pìr Maómÿd HemdÀìdir AñÀ pìr u fenÀyìdir ki Şeyò-i cennet Muhammed o 27 Veliyyü’ddìn ÙobòÀnì bu kenziñ oldı der-bÀnı İdip ceddime iósÀnı bu sırdan eyledi ÀgÀh 28 Bu sır pìrimle sÀrìdir maúÀmı ÜsküdÀrìdir Vaãıfdan şÀn èÀrìdir añÀ Bandırmadır emlÀ 29 Elif lÀm’ıyladır HÀşim odur sırda Ebu’l-ÚÀsım Bu sırr ile gelür ÚÀsım ider óayy cümle mevtÀyı 30 Bu sırdır Ádemiñ ùavrı libÀs ile olur seyri İder irşÀd içün devri olur mevcÿd hep efkÀrı 31 İrişmeğe bu esrÀra düşeş cÀndan olur çÀre Bu sırr-ı ulvìde ara verÀåetle bu sırr sÀrì 32 Bu sırra ùÀlib oldılar bu sırra vÀúıf oldılar Bu sırrıñ sırrı oldılar idenler pìre iúrÀrı 33 Bu eşèÀrım imÀm oldı sì dü zÀtda tamÀm oldı Úamu èilme zimÀm oldı budur pìrÀnıñ eùvÀrı 90 3 Müfteèilün FÀèilün Müfteèilün FÀèilün 1 Diñle müretteb sözüm ùÀlib-i Óaúsañ dilÀ 6b Nÿr-i ÒudÀ bu kelÀm úalbine virür cilÀ 2 ÙÀlib iseñ Óaørete eyle taóãìl-i edeb Rehber gerek evvela ola cÀnından eóabb 3 CÀnıñ fedÀ itmeğe şehr-i dilden eyle göç Varıñ gide eliñden hìç gelmeye ãaña güç 4 Seni saña bildirir ùabèıñla gitse muètÀd ÕÀtıña miréÀt olup sırr ile ider imdÀd 5 Görürsüñ kendiñ anda sırdan olunca ÀgÀh Mürşid yüzünden ider itse tecellì AllÀh 6 Budur saña Óaúú sözüm netìce pendim de bu Mürşidsiz Àdem olmaz eylese biñ cüst ü cÿ 7 Dem olmayan Àdemì mürşide yol bulamaz Bulmayan Ádem demin nefòa-i Óaúú bulamaz 8 Fehm iden Ádem demiñ Óaúla buldı felÀó Oldı İblìs münkir bulmadı úaùèÀn ãalÀó 91 9 Òalìfedir Àdemì vaãfında olmaz àalaù Temlìk içün èÀlemi aókÀmına çekdi òaùù 10 Anınçün Àdemì èÀlemde oldı nebì Òatm-i merÀtib içün Àòirde geldi velì 11 Òatm-i merÀtib içün devrin ider nüh felek Bu sırra maórem olmaz olsa kişi ger melek 12 Maôhar olur bu sırra bÀùın-ı Àl-i Resÿl Nesl-i pÀkì Óaydarıñ hem daòì èırú-ı betÿl 13 SÀúì-i kevåer bular hÀdì-i cümle ümem Mülk-i óaúìúat úamu bunlara oldı óarem 14 VÀriå-i sırr-ı nebì fÀtih-i bÀb-ı cinÀn Menbaè-ı feyø-i Àl òÀzin-i genc-i nihÀn 15 Meõheb-i Óaúdır bular anlara olmaz úıyÀs èİlm-i uãÿl-i teévìl bunlara olmuş libÀs 16 Cümle fünÿn-ı mecÀz úavl-i ÒallÀú-i semaè Bunlara ancaú delìl Óaúdan ola istimÀè 17 Óatm-i sırr-ı nübüvvet oldı ise bì-òilÀf Áyine-i velÀyet sırrı ile oldı ãÀf 92 18 Bu sözimi fehm iden ola èavÀm ger òavÀã èİlm-i èirfÀn ile ol cehlinden oldı òalÀã 19 Bu yolda ehl-i taóúìú eylediler ittifÀú İúrÀra irmeyenler ehl-i şiúÀú u nifÀú 20 Elbetde sırrı olur yevm-i teblÀda ôÀhir Lebs-i óayvÀnı geyip òalúla ola sÀéir 21 Oàul úaçar pederden sırrı úaçan ola fÀş Merkeb ile úurd gibi úardaşı yırùa úardaş 22 Òavf-ı òaşyetle gide èaúlı idrÀk ola mÀt Úabrini şaúú olup görine aúbeó ãıfÀt 23 Rÿó ile ola úuvvÀ òalú-ı úabìóa vÀriå Sìreti ãÿret olup ùavrında ola nikÀå 24 BÀùın olur óiss-i úuvva esfele atdıúça çarò Rÿz-i cezÀda ider ùaş ile başın maùaò 25 Esfel-i sÀfilde tÀ òÀk ola aña nebìõ 7a ÒÀzin-i esfel vire sufli-dem úab-ı leõìõ 26 Esfel-i sÀfil tamÀm olması óiss ide feyø BÀùın olan hiss-i úuvvÀ ôÀhir ola baèø baèø 93 27 Óiss tamÀm olunca cümle úuvvÀ ola faôô èAúl-ı maèÀşda tamÀm şehvet ile bula óaôô 28 Esfeli ider tamÀm cümle úuvvÀ olsa ãaà Maómil-i çÀr bend olur ãÿret baãar hem úulaà 29 Ehl-i cenÀnı görür õevúini anlar tamÀm İster ki cÀnıñ vire zebÀnı virmez emÀn 30 ÚıyÀmete irince selÀsil bend olur Silsile-i heftÀd olur devr-i aóúÀb-ı zamÀn 31 Mevúif-i sırr-ı èaşer hem biri pencÀh ulÿf Elf heftÀd bir óuúb şekille olur èayÀn 32 ŞefÀèatiñ maõharı vÀriå-i òatm-i velì Dem ile feyø eyleyip bula úamu tÀze cÀn 33 Muóibb-i Àl-i èabÀ olup içse kevåeri Mürşidi olur anıñ sÀúì-i kevåer hemÀn 34 CÀm-ı muóabbet ile óavø-ı Àl-i èabÀdan Kevåer-i èirfÀn içen oldı cenÀnı cinÀn 35 CinÀna dÀòil olmaú mümkin değil kimseye Kevåeri ãunmayınca vÀriå-i şÀh-ı merdÀn 94 36 ÒÀzin-i kevåer èAlì sÀúì Óaãanla Óüseyn VÀriå olan bu sırra Úanber olur yÀ SelmÀn 37 İmdi iriş mürşide sÀúì-i kevåer ola Úaùre-i nÀçìz ola èilm ile baór-i èummÀn 38 Burc-i melÀmetinden doàup şems-i velÀyet Úalb-i mücellÀda tÀ aks ide pertevle Àn 39 Úavli fièli daéimÀ óikmete taùbìú ola Nuùúı ile cÀn bula HÀşimÀ kevn ü mekÀn 40 Bir gün olur münkirÀ bu işleri görürsüñ Berzaò-ı maóşerde bil hÀliñ ola pek yaman 4 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1 Bu sırrı bildiren ey cÀn olandır maènÀ-yı insÀn Ôuhÿr ile döner devrÀn úıyÀmıyla durur ekvÀn 2 Bu sırrı isteyen cÀna gerek ire ol insÀn Ánıñ rengìne boyana döner kul ise sulùÀn 3 VelÀyetle döner devrÀn çehardehle ider seyrÀn Bu sırrıñ cÀhili óayvÀn bu sırrıñ münkiri MervÀn 95 4 VelÀyet penc kitÀb oldı on iki saùr bÀb oldı ÇehÀrdeh faãl-ı şÀbb oldı sì dü óarfden lübÀb oldı 5 Bu èilmi ãanma vehbìdir göñülde kesbi maòfìdir Müderrisi nuùú-ı maènìdir oúunur dersi Türkìdir 6 Bu èilme ùÀlibÀ raàbet idenlere gerek ãoóbet O ãoóbetdir saña vuãlat o ãoóbet menbaè-ı óikmet 7 O ãoóbet bil muóabbetdir o ãoóbet maóv-i keåretdir O ãoóbet èilm-i vaódetdir o ãoóbet èayn-ı vuãlatdır 8 O ãoóbetden olan ÀgÀh olur fikri hemÀn AllÀh İder òatm-i kelÀmu’llÀh budur erkÀn-ı Beytu’llÀh 5 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Cümle ervÀó nÿr-i vÀhid keåret-i ebdÀna baú 7b Her biri bir nevè-i vÀhid vaódet-i ÀşyÀna baú 2 Her biriniñ tuòm-ı õÀtı küntü kenz’dir dÀne baú äÿret-i èilm ile oldı tuòm-ı Óaúú inãÀna baú 3 Hep hüviyyet bir bir eşyÀ her bir èÀlem Óaúú-nümÀ Cümleside bir vücÿddur rÿó-i Ádem Óaúú-nümÀ 96 4 Nüh felekle üç mevÀlìd birbirine perdedir ÒÀr bÀr u raùb yÀbis her biri bir yerdedir 5 NÀr bÀd Àb òÀkiñ her biriyle zindedir Çeşm-i vaódetle naôar úıl cümlesi bir yerdedir 6 ÇÀr ùabÀyiè çÀr èanÀãır cümlesi bir Àn olur äÿret-i nevèiyyesile maèdenìye kÀn olur 7 Levn-i çÀrıñ vaódet ile her biri bir şÀn olur Levn-i çÀrdan nìce elvÀn gösterir kim úan olur 8 Levn-i evvel bil sefìddir ãoñra øıdd ile gelir Levn-i aóêardan geçince øıddı óumretle gelir 9 Gil mevlÿd-ı sefìd sevdÀsı küfr ile gelir Levn-i aómerdir velÀyet sırrı Óıør ile gelir 10 Her bir èunãur hem ùabÀyiè bil kemÀlin görmeğe BÀùınıñ ôÀhir ider ôÀhir cemÀlin görmeğe 11 Òavf-ı berzaòdan diler dÀéim zevÀlin görmeğe İsm-i Àòirle nümÀ bulup viãÀlin görmeğe 12 Çün nümÀ ile ùabÀyiè maèdenìden devr ide Sürò-i levn ile tamÀmet ŞÀò-ı sÀúì seyr ide 97 13 Olıcaú tekmìl nümÀsı ol ufúdan ùayr ide İrişüp ùabè-ı nebÀta menzilinde òayr ide 14 İricek tertìble çünkim nebÀtıñ devrine äıbà-i ebyaø ùab-ı bÀridle irişir sırrına 15 Nev-be-nev òilèatle eùvÀr óÀãıl ider seyrine İrişir Àòir ufúdan ùabè-ı òurmÀ ùavrına 16 ÓÀãıl idicek tezevvüc ùavr-ı óurmÀdan geçer Eyleyüp taóãìl-i aòlÀù hiss gelir mÀdan geçer 17 Evveli bì-dest (ü) pÀdır tìzce aèmÀdan geçer Sırr-ı óayy óayvÀn idince dest-i aèdÀdan geçer 18 İbtida levni beyÀødır sırr-ı şehvetden gelir 8a Óissi kÀmil olmaàıçün kürre ãÿretden gelir 19 Birbir ile on yedile nìce kerretden gelir èÌş-i èaúlı derk içün hem levn-i óumretden gelir 20 İki yÀdır ibtidÀsı intihÀsı iki yÀ ÇÀr erkÀn óÀãıl ider óìle irişince tÀ 21 Hem òayÀli ôÀhir olur bulur anda intihÀ Bu ufúdan òayr iderse Àdeme ider ãalÀ 98 22 İctimÀèıdır òayÀl (ü) ùabè-ı óissiñ Àdemì Nefòa-i Óaúú nuùú-ı kÀmilden alır Ádem demi 23 Penc òavÀss bÀùınìdir ôÀhirìden bir demi Tuòm-ı èÀlem Ádem oldı èÀlem anıñ bir demi 24 Penc òavÀs bulmayan kes odur óayvÀn-ãıfat Fièli nefsìdir şefìèi rütbesi cehl ü menÀt 25 èİlm-i vaódet èaúl-ı tÀmdır naúãı cehl hem memÀt èAúl-ı küll aòlÀú-ı Óaúdır èilm-i Óaúú oldı óayÀt 26 Òulú-i Óaúúa ùÀlib olur isteyen insÀn ola Óiss-i òalú èilm-i ÒudÀdır bilmeyen óayvÀn ola 27 İsteriseñ òulú-i aósen óÀãılı insÀn ola Maôhar-ı tÀm Àdemì bul òalú-ı Óaúú insÀn ola 28 Oldı çÀrdeh maôhar-ı tÀm Àl-i beyt-i HÀşimì Devr ile bir bir gelirler Àòiri bil ÚÀsımì 29 ÒˇÀce-i èilm-i ledünnì oldı anlar dÀéimì Nefò irüp ecsÀda ãÿret óayy iderler Àdemi 30 MüfredÀt-ı terkìb olup tÀmdan gelir bu HÀşimì Her devirde óaşr-ı kübrÀdan gelir bu HÀşimì 99 31 SÀúì-i kevåer èAlì şÀnından gelir bu HÀşimì Hüve fì şeén’den159 geçip andan gelir bu HÀşimì 6 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1 Gel imdi nefsiñi añla nedir õÀtıñ nedir eşyÀ Bilirsiñ işbu maènÀyı olursuñ Ádem-i maènÀ 2 Çü heft Àyet yazılmışdır cemÀl-i Muãóafıñ üzre Didim sebèüél-meåÀnìdir óaúìúat resmidir ùuàrÀ 3 DehÀnıñ óavø-ı kevåerdir kelÀmıñ èayn-ı kevåerdir Óurÿfuñ cÀm-ı kevåerdir èulÿmuñ sırr-ı mÀ evóÀ160 4 Didiler õevúine cennet èaõÀb-ı èaõbiñe nìrÀn 8b ÚıyÀmet úÀmetiñ oldı bu ùavrıñ tÀmmetü’l-kübrÀ161 5 Olunsa şekline diúúat óaúìúat üzre ey Àdem Okunur cümle-i esmÀ budur lafôıñdaki maènÀ 6 ÚıyÀmetde olur ôÀhir úamu esrÀr-ı èulviyyÀt Úuèÿduñ èÀlem-i süflì ider ùavr ile hep ìmÀ 159 Külle yevmin hüve fî şen. O, her an kâinata tasarruf etmektedir. Rahman/ 29. 160 Fe evhâ ilâ abdihi mâ evhâ. Böylece Allah kuluna vahyedeceğini vahyetti. Necm/ 10. 161 Fe izâ câeti’t-tâmmetü’l-kübrâ. Fakat o büyük (dayanılmaz) musibet (kıyamet vakti) geldiği zaman. Naziat/ 34. 100 7 Óaúìúatdan òaber aldıú seniñ eşkÀl-i óüsnüñden Bu ùavrıñ bÀà-ı cennetdir cemÀliñ vaède-i ferdÀ 8 Bu sırra vÀúıf olsaydıñ bugün ey õÀhid-i òïdbìn Geçerdin òavf-ı berzaòdan olurduñ cennetü’l-meévÀ162 9 KelÀmıñ HÀşimÀ tevóìd anıñçün cennete miftÀó Ôuhÿruñ maôhar-ı tÀmdır demiñ àılmÀnla óÿrÀ 7 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Sırr-ı èaşúa maórem olmaz itmeyen cÀnıñ cüdÀ ÕÀt-ı Óaúúa èÀrif olmaz èaşúa irmeyen dilÀ 2 Bil metÀè-ı vaãl-ı yÀriñ èaşú dürür sermÀyesi Böyledir aúvÀl-i cümle enbiyÀ vü evliyÀ 3 KÀrbÀn-ı èÀrifìne vÀãıl olmaz bir eóad Şièr-i èaşúı esb-i nefse itmeyince tÀ àıdÀ 4 äunè-ı èaşúdır alleme’l-esmÀ’yı163 iôhÀr eyleyen 162 Emmellezîne âmenû ve amilu’s-sâlihâti fe lehum cennâtul me'vâ, nuzulem bi mâ kânu ya'melûn. İman edip salih amel işleyenlere gelince, onlar için, yapmakta olduklarına karşılık bir mükâfat olarak Me’vâ cennetleri vardır. Secde/ 19. 163 Ve alleme Âdeme’l-esmâe kullehâ summe aradahum ale’l-melâiketi fe-kâle embiûnî bi-esmâi hâulâi in kuntum sâdikîn. Allah, Âdem’e bütün varlıkların isimlerini öğretti. Sonra onları meleklere göstererek, “Eğer doğru söyleyenler iseniz, haydi bana bunların isimlerini bildirin” dedi. Bakara/ 31. 101 Küntü kenz’iñ manùıúı hem oldı èaşú üzre binÀ 5 ÕÀt-ı Óaúú sırr müsemmÀ ôÀhir üzre ism-i èaşú èÁşıúÀn oldı anıñçün rÀh-ı Óaúda bì-riyÀ 6 èÁşıú (u) maèşÿú èaşúıñ vaódetine HÀşimÀ İrmeyince ôÀhir olmaz sırr-ı tevóìd-i ÒudÀ 8 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Cümle envÀr-ı hüviyyet rÀyına yokdur òafÀ Aç gözün baú her ùarafdan görinen vech-i ÒudÀ 2 æemme vechü’llÀh’dan164 añla èÀrif Óaúú nuùúını Nuùú-ı èÀrif maàz-i Úur’Àn oldı ãavt ile edÀ 3 Vech-i Óaúdır cümle èÀlem nuùú-ı ãÿret zÀtıdır Gör işit bil sen de mevcÿd bÀùınen hem ôÀhirÀ 4 Úudret-i Óaúú cümleyi cemè eyleyüp Ádem didi Ádemìde buldı temkìn gine õÀt-ı kibriyÀ 164 Ve lillâhil meşriku vel mağribu fe eynemâ tuvellû fe semme vechullah, innallâhe vâsiun alîm. Doğu da, Batı da (tüm yeryüzü) Allah’ındır. Nereye dönerseniz Allah’ın yüzü işte oradadır. Şüphesiz Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir. Bakara/ 115. 102 5 Yaènì Ádemden muúaddem çoú ãıfatlar gösterüp Ádemìde tÀm ãıfÀtıñ itdi RaómÀn istivÀ 6 Sırr-ı Ádemdir müsemmÀ sırr-ı sırrı nuùúı åavt Cemè-i Ádem cemè-i cemèe maôhar oldı MuãùafÀ 7 Her ne deñlü enbiyÀ geldiki daèvet eyledi İrdiler ancaú ãıfÀta irdi õÀt-ı müctebÀ 8 Her kim ister sırr-ı Óaúúıñ nefòine maôhar ola İre semèine anıñ telúìn-i èahd u MurtaõÀ 9 Ál-i òayr taóte’ş-şecerde èahd ü bìèat ãıóóatın İtdi hem sırrını iôhÀr nÀzil oldı innemÀ 10 Sırr-ı telúìne müselsel irişen buldı necÀt 9a Şeksiz esfeldir maúÀmı olmaya telúìn aña 11 Peyrev-i perver nesl-i Óaydar oldı rehber HÀşimì Maózen-i esrÀr olup hem ola òatm-i evliyÀ 9 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Mürà-ı lÀhÿtum ki dÀéim ÀşiyÀn óaúdır baña DÀne-i sevdÀ-yı vechim óüsn (ü) Àn óaúdır baña 103 2 äÿretim miréÀt-ı õÀtım çÀr erkÀn sìretim RÀéì meréì sırr-ı miréÀt Àn şÀn óaúdır baña 3 Küllü şeyéin vechiyim heftÀd iåneyn meşrebim Mesleğimdir her bir enfÀs hep lisÀn óaúdır baña 4 Ùavr-ı maùlaèdan terÀkìb müfredÀtdır èunãurum Óaşr-ı kübrÀdır ôuhÿrum kevn (ü) kÀn óaúdır baña 5 Mescid-i aúãÀyı sırda ger imÀm olsam n’ola BÀùınım sırr-ı nübüvvet hem imÀm óaúdır baña 6 Sırr-ı SelmÀn Úanberim hem nesl-i pÀk-i Óaydarım VÀriå-i èilm-i ledünnüm ìn ü Àn óaúdır baña 7 ÓÀmil-i yÀr-ı emÀnet Àna mekå sırrı benim İşbu aàdır emÀnet her zamÀn óaúdır baña 8 äÿretÀ çÀrdeh merÀtibdir ôuhÿrı HÀşimiñ Şems-i vaódet maùlaèıdır òïş-sìmÀn óaúdır baña 10 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Pertev-i èaks-i cemÀliñdir görinen her yaña Perteviñdir cümle èÀlem èÀleme èilmiñ cilÀ 104 2 Oldı vechinden mürekkeb müfredÀt-ı sırr-ı bÀ Sensin ol sebèü’l-meåÀnì nÿr-i miréÀt Óaúú-nümÀ 3 Şems-i õÀtıñdır münevver eyleyen her èÀlemi Şems-i óüsniñ döndürüpdür bu óayÀli daéimÀ 4 Rÿó-ı èÀlemsiñ bilürsüñ emr-i Óaúdır ãÿretiñ Óaúúa maènÀdır özüñ Óaúú senden işler mÀ yeşÀ165 5 Devr ider eflÀk (u) emlÀk çÀr èunãur ùabè-ı çÀr Cümleniñ maùlÿbı sensin sende óÀãıldır rıøÀ 6 İbtidÀ-yı òalú-ı èÀlem èÀúl-ı külsün emr-i kün166 MümkinÀtdır cilvegÀhıñ fehmiñe yok intihÀ 7 èUlvì süflì cümle ecsÀma demiñdir feyø-i cÿd Rÿó-i óayvÀnıñdan ióyÀ oldı ecsÀm HÀşimÀ 11 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 ZÀhidÀ olmaú dilerseñ rÀh-ı Óaúda muútedÀ Terk-i zühd it cÀn u dilden èaşúa eyle iútidÀ 165 Lillâhi mülküs semâvâti vel ard (ardı), yahluku mâ yeşâu, yehebu li men yeşâu inâsen ve yehebu li men yeşâuz zukûr (zukûra). Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. Dilediği şeyi yaratır. Dilediğine kız (çocuk) ve dilediğine erkek (çocuk) bağışlar. Şura/49. 166 Bedîus semâvâti vel ard, ve izâ kadâ emran fe innema yekûlu lehu kün fe yekûn. O, gökleri ve yeri örneksiz yaratandır. Bir işe hükmetti mi ona sadece “ol” der, o da hemen oluverir. Bakara/ 117. 105 2 Òalè idüp dilden libÀs-ı mÀsivÀyı èaşúla èAşúla giyen melÀmet óırúasıñ bulmaz fenÀ 3 èUlvì süflì her ne kim var sever göñülden èaşúla 9b Óubb-i õÀtı oldıàı úalblere olur èaşú-ı ÓudÀ 4 Mülk-i dilde şÀó iderseñ èaşúı óaysın tÀ ebed Şirk-i maènìde özüñ pÀk eyler ol hem dÀéimÀ 5 Ùurfetü’l-èaynıñ içünde èaşúla vuãlat bulur Eyleyen bu rÀh-ı Óaúda sırr-ı èaşúdan ibtidÀ 6 Sırr-ı õÀt-ı óaøret aúdes dürür èaşú maùlaèı Anıñçün èaşúa yoúdur ibtidÀ vü intihÀ 7 Sırr-ı èaşúı HÀşimÀ keşf itme bunda úıl sükÿt èÁrif añlar Óaúú sözidir cÀhilÿn mülóid saña 12 FÀèilÀtün FÀèilÀtün (FÀèilÀtün) FÀèilün 1 Sırr-ı ebcedden İlÀhì sırrıma eyle èaùÀ Nÿr-i hevvezle münevver ola úalbim dÀéimÀ 2 ÓÀ-i òaùùı ùayy ide müşkillerim Lafô-ı óÀ’yı ide taúdìm óarf-i yÀ 106 3 Gelmen keşf itmeye esrÀrımı Feyø-i saèfeã rÿóıma ola àıdÀ 4 Bula efèÀlim úaraşetle kemÀl On sekiz biñ èÀleme olam nümÀ 5 Şaóõ ile óarflerim terkìb ola ÒˇÀce-i sırrım ölünce veyleya 6 ëaôaà ile fÀtióam tekmìl ola Sìretimden olmaya ãÿret cüdÀ 7 Óikmet-i ebced bilenler HÀşimÀ Olıserlerdir úamu derde devÀ 13 MefÀèìlün MefÀèìlün Feèÿlün 1 ZebÀn-ı Óaú dürür hep cümle eşyÀ Saña Cibrìl olur her lafô-ı maènÀ 2 MeôÀhir şekline itme naôar gel HeyÿlÀ bir dürür ãÿretde esmÀ 3 Úamu eşyÀda esmÀ Àriyetdir Hüviyyetden èibÀretdir müsemmÀ 107 4 Mücedded lebs-i eşyÀ hem delìlim MuòÀlif elsine emvÀl-i imlÀ 5 Eğer esmÀ müsemmÀdan geleydi Óaúìúat bir olurdı ism-i eşyÀ 6 èİsmÀè it bu sözümden Mevlevìseñ Nedendir bunca esmÀ birse MevlÀ 7 Melamet ôulmetidir úalb-i HÀşim Bu dem Àb-ı óayÀta oldı mecrÀ 14 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1 NihÀyetden beyÀn itdim saña ey èÀşıú-ı şeydÀ 10a ÒaberdÀr ol óaúÀyıúdan ne yüzden eyledim imlÀ 2 HezÀrı gör hezÀr naàme ider èaşú ile gülşende HezÀr ender hezÀrı naàme èaşú ile olam gÿyÀ 3 HezÀr ervÀóla maèmÿr óaúìúat cÀmièüél-esmÀ MüsemmÀsıda bir ismi dinilür aèôamü’l-esmÀ 4 HezÀr biñ rÿóla mebnÀ mürekkeb úabr-i rÿóÀnì Muóammeddir hezÀrı bil iøÀfìdir biri ammÀ 108 5 Ne óikmet cümle-i aòlÀú İlÀhì birde cemè olmaú Nefisle her biri biñdir ki bir rÿó-ı müsteånÀ 6 Tecellì ile her bir rÿó teselli ide yüz biñe KervÀnıñla óaşr olup ola bir ãad hezÀr peydÀ 7 MeôÀhir nÿr-i Aómedden mürekkeb hem mürettebdir Yine ol nÿra àarú ola úamu terkìb-i cÀn-efzÀ 8 Ne sırdır óaşr-ı rÿóÀnì beyÀn itdim èayÀn itdim Muóammed Mehdì-i Mıãrì muúaddem eylemiş ìmÀ 9 Òalìlu’llÀh MÿsÀdan bu dersi HÀşimì almış EbÀbìl eyledi tekrÀr bu dersi ey dil-i dÀnÀ 10 HezÀrÀn Àdem oàlanı fedÀ olmaú gerek tÀ kim HemÀn ol cümle efrÀdın ola bir gerçek er peydÀ 15 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1 Saña ey Àdem oàlanı olur elbet sefer peydÀ İrince sedd-i Yeécÿce idegör bir memerr peydÀ 2 Gerekdir evvela merkeb zi òÀéir çoú delìl kÀmil SilÀóıñ óÀøır it cümle idüp tìr ü teber peydÀ 109 3 HezÀr ãad şeş olur cümle seniñçün óÀdim-i òÀã Ki her bir óÀdime ãad çÀr olur óÀdim nefer peydÀ 4 Olur pencÀh hezÀr rÀkib èasÀkir her biri bir biñ Olur heftÀd hezÀr her biñ ãÀóib-i kemer peydÀ 5 Gerekdir bunlara menzil gerekdir òayme vü òar-gÀh Netìce bu nice askerle olur òavf-i òaùar peydÀ 6 Eger fehm eylediñ nuùúım sen İskendersiñ İskender Úarìniñ olmaàa layıú idegör iki er peydÀ 7 Biri ôÀhir FelÀùÿnıñ maèÀş-ı èaúl-ı idrÀkiñ Biri LoúmÀn bÀùındır ide ol nÿr-i fer peydÀ 8 Veziriñ ola EflÀùÿn gerekdir ola maókÿmuñ Eğer Óıørıñ ola LoúmÀn ider emre ôafer peydÀ 9 İre ôulmÀta çün rÀhıñ gerek óÀøır ola Óıørıñ Eger Óıørıñ irişmezse sefer ider saúar peydÀ 10 Veziriñ ola ger cÀhil saña yÀr olmaya Óıørıñ Úalır ôulmetde hep èasker idemez bir fener peydÀ 11 Olur hep askeriñ bÀàı gelir ol dem saña dehişt İderler varını yaàma olur cÀna òaùar peydÀ 110 12 Gelir óayvÀn-ı vaóşìler enìs ü hem-demiñ olur Bulursuñ ôulmet úabri olur nÀrdan maúarr peydÀ 13 HezÀrÀn cÀn çıúa her bir úabirden remz fehm eyle Úabr şaúú olıcaú maóşer ola ide naôar peydÀ 14 SelÀmet yine müşkildir gelir çün maóşere aèmÀ 10b Cehennem cevb ider anı idüp resm-i baúar peydÀ 15 Muúaddem HÀşimiñ vechiñ görüp iúrÀra gelseydi Gelirdi óaşre anıñla iderdi çoú hüner peydÀ 16 FelÀùÿn-ı zamÀn ider seni LoúmÀn-ı her devriñ NevÀsız bir şecer ider úalemle òÿb åemer peydÀ 16 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Ey göñül gel àayrdan geç èaşúa eyle iútidÀ èAşú-ı Óaúdır ùÀlib-i Óaúúıñ demìne müntehÀ 2 èAşúla irdi murÀda evvelìn ü Àòirìn èAşúla geldi ôuhÿra her meôÀhir ibtidÀ 3 èAşúla geldi vücÿda küntü kenz’iñ cevheri èAşúla irdi kemÀle enbiyÀ vü evliyÀ 111 4 èAşúla ùÀéir melÀéik rÿó-ı Aèôam-ı Cibrìl èAşúla irsÀl olundı her rüsül her enbiyÀ 5 èAşúla úÀéim dürür sebè-i semÀvÀt èarş (u) ferş Mesken-i èaşú beyt-i maèmÿr aña olmaz hìç fenÀ 6 èAşúla İdrìs Ádem Lÿt äÀlió Hÿd Nÿó Yÿsuf u Yaèúÿb MÿsÀ buldı cümle aãfiyÀ 7 Sırr-ı èaşúı HÀşimÀ nÀ-ehle ifşÀdan ãaúın CÀm-ı èaşúı nÿş idenler oldu cümle muútedÀ 17 MefÀèìlün MefÀèìlün Feèÿlün 1 MuãaffÀ göz ki olmuş òÀk-i àabrÀ Göñül Àyìnesidir ol muãaffÀ MeùÀf-ı úudsiyÀñ èarş-ı muallÀ MuãallÀdır muãallÀdır muãallÀ Muóaúaú beyt-i Óaúú miréÀt-ı maènÀ 2 Göñül Àyìnesi olsa mücellÀ İder elbetde Óaúú andan tecellÀ TecellÀdan olur óÀãıl tesellÀ Olur çirkÀb-ı keåretden müberrÀ Muóaúúaú beyt-i Óaúú miréÀt-ı maènÀ 112 3 HezÀr pÀre olursa ger bu miréÀt Görinür her birinde èayn-ı bi’õ-õÀt MüşÀheddir meôÀhirde bu óÀlÀt Görür èaynıñ iden bu sözi iåbÀt Muóaúúaú beyt-i Óaúú miréÀt-ı maènÀ 4 Göñül Àyìnesi ol ferd ü yektÀ ZamÀnıñ ãÀóibi bì-meåel (ü) hemtÀ Ôuhÿrı úabe úavseyn ev ednÀ167 ÚuvvÀsı sırrıdır yÿóÀ fe-evóÀ Muóaúúaú beyt-i Óaúú miréÀt-ı maènÀ 5 CelÀli tìà-i raómet müslimìne 11a CemÀli bÀà-ı cennet mü’minìne NigÀhı remz-i vuãlat ùÀlibìne KelÀmı èilm-i vaódet èÀrifìne Muóaúúaú beyt-i Óaúú miréÀt-ı maènÀ 6 Úamuya õü’l-fiúÀrıdır her Àyet Muùahhardır vücÿdı hem be-àÀyet BidÀyetdir bidÀyetdir bidÀyet NihÀyetdir nihÀyetdir nihÀyet Muóaúúaú beyt-i Óaúú miréÀt-ı maènÀ 7 MerÀtibde òitÀmü’l-evvelìndir 167 Fe kâne kâbe kavseyni ev ednâ. (Peygambere olan mesafesi) iki yay aralığı kadar, yahut daha az oldu. Necm/ 9. 113 MaúÀmÀtda úulÿbü’l-Àòirìndir Nübüvvetde úubÿrü’l-mürselìndir VelÀyetde úıbÀbu’l-èÀrifìndir Muóaúúaú beyt-i Óaúú miréÀt-ı maènÀ 8 Muóaúúaú èunãurıdır nÿr-i aèôam Müdebbir èaúl-ı evvel rÿó-ı aèôam Muãavverdir deminde şekl-i Ádem Müéeyyeddir müéeyyeddir mükerrem Muóaúúaú beyt-i Óaúú miréÀt-ı maènÀ 9 Eger bir Àn demine ire noúãÀn Vücÿdı beyt-i àaybe ola mihmÀn MeôÀhir àayb ola ùavr ile ol Àn Netìce bulmaya devrinde bir cÀn Muóaúúaú beyt-i Óaúú miréÀt-ı maènÀ 10 MaãÀdırda anıñdır fièl-i tedbìr MeôÀhirde anıñdır levn-i tenvìr Feleklerde anıñdır óükm-i te’åir LibÀsıdır úamu eşkÀl-i taãvìr Muóaúúaú beyt-i Óaúú miréÀt-ı maènÀ 11 ßlu’l-èazmi bulursuñ enbiyÀnıñ Sülÿk ile òitÀmı evliyÀnıñ İmÀm-ı mürşidi Àl-i èabÀnıñ 114 Mücedded Àdemi devri cihÀnıñ Muóaúúaú beyt-i Óaúú miréÀt-ı maènÀ 12 İóÀùa eylemişdir kÀéinÀtı Deminden her ten almışdır óayÀtı Úulÿbuñ õikr (ü) fikridir ãıfÀtı äıfÀtından müşÀhed nÿr-i õÀtı Muóaúúaú beyt-i Óaúú miréÀt-ı maènÀ 13 Óaúìúat sırr-ı miréÀt-ı Muóammed Ra’ìdir beyÀnı úavl-i Aómed Teceddüd üzre bu maènÀ müeyyed 11b VerÀåetle úamu ùavrı mücedded Muóaúúaú beyt-i Óaúú miréÀt-ı maènÀ 14 KemÀli HÀşimiñ nuùú demidir Dem ile her nefs her ten diridir KelÀmı her demi sırr-ı èAlìdir Úulÿbı úÀlıb ider Óaydarìdir Muóaúúaú beyt-i Óaúú miréÀt-ı maènÀ 18 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 115 1 Muãùafanıñ rÀhına èÀşıú olan rÿó-i èalÀ Ál-i evlÀdına bir bir it ãalÀt ile åenÀ 2 Hem muóarremde gerekdir terk-i èìş ola tamÀm Úıããasın kerb-i belÀnıñ yÀd ide ãubh (ü) mesÀ 3 Bu úaãìdem ehl-i beytiñ rÀhına oldı zimÀm CÀn (u) dilden kim oúursa bulur elbetde beúÀ 4 Rÿó-ı Aómedden muóabbet isteyen èÀşıú müdÀm Oúuya ebyÀtımı tertìb üzere ùÀlibÀ 5 EããalÀ ey nÿr-ı õÀt-ı kibriyÀ òayrü’l-enÀm Ve’s-selÀm ey kün fe-kÀn’ıñ maôharı nÿr-i vefÀ 6 Eã-ãalÀ ey maôhar-ı küll-i óaúìúat ve’s-selÀm Úavl-i Óaúú şÀnında nÀzil hel etÀ168 hem lÀ fetÀ169 7 Eã-ãalÀ ey yÀr-ı Aómed Ümmü ZehrÀ ve’s-selÀm Óaøret-i KübrÀ Óadìce cÀ-nişìn-i MuãùafÀ 8 Eã-ãalÀ ey Ümm-i sıbteyn tÀc-ı eşref ve’s-selÀm Zevce-i Óaydar Betÿl FÀùıma òayrü’n-nisÀ 9 Eã-ãalÀ aãóÀb-ı òayrıñ cümlesine ve’s-selÀm 168 Hel etâ alel'insani hînum mined dehri lem yekun şey'em mezkura. İnsan (henüz) anılır bir şey değilken (yaratılmamışken) üzerinden uzunca bir zaman geçti. İnsan/ 1. 169 Lâ fettâ illâ Ali lâ seyfâ illâ Zülfikâr. Ali’den başka yiğit, Zülfikârdan başka kılıç yoktur. 116 Her biri ehl-i kisÀya oldılar èavn-i ÒudÀ 10 Eã-ãalÀ ey ZehrÀ aèdÀnıñ şehìdi ve’s-selÀm İsm-i òulúide Óasandır nÿr-i çeşm-i MurtaøÀ 11 Eã-ãalÀ ey vÀriå-i èilm-i nübüvvet ve’s-selÀm Òuùbe-i ümmü’l-kitÀbdır hem şehìd-i KerbelÀ 12 Eã-ãalÀ ey ekber-i evlÀdı Şeppìr ve’s-selÀm NÀm-ı Zeynü’l-Àbidìn hem mefòar-i Àl-i èabÀ 13 Eã-ãalÀ ey BÀúırü’l-èilm Muóammed ve’s-selÀm CÀbir ile cedd-i pÀkinden selÀm irdi aña 14 Eã-ãalÀ ey faòr-i ümmet ãad hezÀrındır selÀm Caèferü’ã-äÀdıú imÀmü’l-evliyÀ şemsü’ê-êuóÀ 15 Eã-ãalÀ ey seyf-i úudret yedu’llÀh ve’s-selÀm MusÀ-i KÀôım veliyyü’l-müéminìn ãÀóib èaùÀ 16 Eã-ãalÀ ey rükn-i erkÀn-ı imÀmet ve’s-selÀm Arø-ı beyøÀ Meşhedì nÀmı èAlìdir hem RıøÀ 17 Eã-ãalÀ ey ehl-i èirfÀnıñ cevÀdı ve’s-selÀm ŞÀn-ı şöhretde Muóammeddir Taúì ãÀóib-dilÀ 117 18 Eã-ãalÀ ey maózen-i nÿr-i hidÀyet ve’s-selÀm Ebu’l-Óasan sırr-ı èAlì óaúúan Naúì òayrü’l- verÀ 19 Eã-ãalÀ ey ehl-i Óaú ãÀóib-livÀsı ve’s-selÀm Çend vaódet askeridir Õü’lfiúÀrı SeyfulÀ 20 Eã-ãalÀ ol òÀtemü’l-esrÀra bizden ve’s-selÀm 12a NÀm-ı Mehdìdir zamÀnıñ ãÀóibidir dÀéimÀ 21 Her nefes olsun şerìèat ehline bizden selÀm MuãùafÀnıñ fièl òalúıñ eylediler pìşvÀ 22 CÀn (u) dilden hep ùarìúat ehline bizden selÀm Ehl-i beyt-i MuãùafÀya eylediler iútidÀ 23 Maèrifet ehline bizden maèrifet üzre selÀm Nÿr-i vech-i muútedÀyı bildiler kim Óaúú-nümÀ 24 Óaúúa miréÀtdır óaúìúat ehline bizden selÀm èİlm-i úudretle tamÀmen buldılar óayy ü beúÀ 25 ÒÀøıran àayben erenler şÀnına bizden selam Cehl-i inkÀr ôulmetine oldılar nÿr-i øiyÀ 26 ÒÀricìdir hem münÀfıú bil Betÿle cevr iden ŞÀhidim aãóÀb-ı Úur’Àn úavl-i pÀk-i müctebÀ 118 27 FÀùıma Óaydar Óasanla hem Óüseyniñ şÀnına HÀéülÀi ehli beytì didi ŞÀh-ı enbiyÀ 28 Bunları taht-ı kisÀya aldı hem didi Resÿl Bunlarıñ neslinden olmaz èilm-i Óaúú Úur’Àn cüdÀ 29 Óaşre dek tÀ Àb-ı kevåer nÿş olunca bunlarıñ Nesl-i ãulbunden gelir her bir imÀm muútedÀ 30 HÀşimÀ geldi muóarrem õevú (ü) şevú ola óarÀm ÒÀnedÀnıñ óürmetiçün ola icrÀ mÀ cerÀ 31 Her kim isterse maúÀm ola aña dÀrü’s-selÀm Ehl-i beytiñ èaşúına öz varlıàın eyle fedÀ 32 TercemÀn-ı Àl-i ùÀóÀ’dır bu naômım òïş-edÀ Diñleyenler oúuyanlar óaúúıyla bulur beúÀ 19 Müfteèilün Müfteèilün Müfteèilün Müfteèilün 1 Mürşid-i èÀlem olanlar seyyid olur hem edìb YÀòÿd olur Úanber u SelmÀn gibi sırda nesìb 2 Ál-i evlÀd-ı Óüseyne eyleyen iúrÀr tamÀm ÕÀhiren hem bÀtınen irşÀd olur aña naãìb 119 3 Eyleyen bu sırrı inkÀr maôhar-ı feyø olamaz Taht-ı irşÀd anlarındır cümleden anlar óasìb 4 ÔÀhiren anlar giyer tÀc-ı melÀmet òırúasın Cümlesiniñ bÀùını sırr-ı nübüvvet ey óabìb 5 Bilmeyip bu sırrı irşÀd daèvÀsın itdin òabìå Bilmez ol cÀhil ki belki olamaz vÀriå rebìb 6 Başına tÀc-ı riyÀ hem òırúa-i cehli geyüb Müéminìn ü müéminÀt óÀlleri ancaú úarìb 7 Söze gelse her biri Edhem olur ya BÀyezìd äÀóibü’l-beyt maènÀsile iètiúÀdında mürìb 8 ÔÀhir olduúda imÀm-ı heft iúlìm vaút ile Olur aóvÀli bu úavmiñ ol-zamÀn àÀyet èacìb 9 Kimi inkÀr kimisi ãÿretde iúrÀr eyleyüp Ola ol kevn anlara óaşr u úıyÀmetden mehìb 10 Óamdüli’llÀh nesl-i pÀk-i MurtaøÀdan ãÿretim Sìretim kÀn-ı velÀyet gevheri õÀtım necìb 11 ÔÀhiren hem bÀùınen irşÀda vÀriå olmuşum 12b äÿretim şÀb ise el-Àn sìretim ammÀ meşìb 120 12 Şükrü’llÀh mesleğim şÀh-ı rÀh-ı Àl-i MuãùafÀ DÀòil-i dÀrü’l-emÀndır HÀşimÀ senden münìb 20 MefÀèìlün MefÀèìlün Feèÿlün 1 CemÀl-i Ádem üzre òaùù-ı esved KitÀbun fì kitÀbin fì kitÀbin 2 Bu èilm-i sırda Óaydarla Muóammed LübÀbun fì lübÀbin fì lübÀbin 3 Bulardır maôhar-ı úurb ev ednÀ ÓibÀbun fì óibÀbin fì óibÀbin 4 Óaúìúatde ôuhÿr iden hep eşyÀé Bulardır baór-ı õÀt sırr-ı maènÀ 5 Óaúìúatde úamu şeyién miåÀli FenÀdır ki beúÀdır cümle óÀli 6 MeôÀhir ehliniñ ancaú kemÀli SerÀbun fì serÀbin fì serÀbin 7 Eğer cennet eğer óÿr ile RıêvÀn 121 Caóìm olsun gerekse ehl-i nìrÀn 8 Eğer cinn eğer şeyùÀn ü insÀn ÓicÀbun fì óicÀbin fì óicÀbin 9 Bugün olsuñ úamu eşyÀya mÀlik Olur elbetde yÀrın cümle hÀlik 10 Olur ãÿretde hep cümle keõÀlik NiúÀbun fì niúÀbin fì niúÀbin 11 Olur sırrım gehì Naúşì-i KirmÀn Gehì Mıãrì olur ki nÿr-i YezdÀn 12 Gehì olmaú bu HÀşim Mehdì Àn èUcÀbun fì èucÀbin fì èucÀbin 21 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Óamdüli’llÀh vaódet-i Óaúda bu dem buldum åebÀt Fenn-i tevóìdden çıúardım nìce esrÀr-ı nikÀt 2 Eyledim taèbir ü taúrir èilm-i tevhìd üzre kim Remz-i éìmÀ ile tefhìm eylemişlerdi åiúÀt 3 ŞÀhideyn-i èÀdileynim oldı Úur’Àn u óadìå 122 Nefs rÿó olup kelÀm cevherim buldı óayÀt 4 Eylemem bir noúùa øÀyiè şöyle taùbìú eylerim Kim vücÿd ãıóóatine oldılar õÀt (u) ãıfÀt 5 HÀşimÀ èilm-i ledünnìdir kelÀmıñ maùlaıè Neår-i mevzÿnuñla icrÀ eylediñ şÀùù u fürÀt 22 Mefèÿlü FÀèilÀtün Mefèÿlü FÀèilÀtün 1 Luùfıñla yüce MevlÀ eyle úula hidÀyet 13a Her iş olurdı ÀsÀn ola senden èinÀyet 2 Bì-çÀredir úullarıñ sendeñ olur çÀre hep Zerrece raómet ider cümlesine kifÀyet 3 Sensin murÀd murìdu faèÀlün limÀ yürìd170 Úullara hel min mezìd171 senden ider sirÀyet 4 Ùÿr-ı sırda tecellì eyle dÀéim yÀ İlÀh Õevúinde MÿsÀ dil hìç bulmaya nihÀyet 170 Hâlidîne fîhâ mâ dâmetis semâvâtu vel'ardu illâ mâ şâe rabbuk (rabbuke), inne rabbeke fe'âlun limâ yurîd (yurîdu).Onlar, semalar ve yeryüzü (cehennemin semaları ve arzı) durdukça orada ebedî kalanlardır (kalacaklardır). Rabbinin dilediği şey (cehennemi yok etmeyi dilemesi) hariç. Muhakkak ki senin Rabbin, dilediği şeyi yapandır. Hud/ 107. 171 Yevme nekûlu li cehenneme helimtele’ti ve tekûlu hel min mezîdin. O gün cehenneme: “Doldun mu?” deriz. Ve o: “Daha fazlası var mı?” der. Kaf/ 30. 123 5 Çü sensin evvel Àòir òayr ü şerriñ ÒÀliúi HÀşime olsun maúÀm òatm-i sırr-ı velÀyet 23 MefÀèìlün MefÀèìlün Feèÿlün 1 Görür èÀrif olan her bir ùarafdan BiõÀtin fì biõÀtin fì biõÀtin 2 Bulur elbet anıñçün her òaùardan NecÀtün fì necÀtin fì necÀtin 3 èİnÀyet itmese ger peyrev irşÀd Kişiye şirk olur elbetde muètÀd 4 Ki mürşid eylemek faøl ile imdÀd ÓayÀtün fì óayÀtin fì óayÀtin 5 Güzel aòlaúla úurtul cefÀdan Budur maúãÿd bu èÀlemde ãafÀdan 6 Ki yoòsa ùapdıàın şirk-i òafÀdan MenÀtün fì menÀtin fì menÀtin 7 Getürdüm bunca esrÀrı beyÀna 124 Bulup bir kÀmili úalbiñ uyana 8 Döner ùavrıñ irişmezseñ o kÀne äıfÀtun fì ãıfÀtin fì ãıfÀtin 9 İder èilm-i ledünnì úalbi ióyÀ KelÀm-ı HÀşimìde oldı icrÀ 10 Benim nuùúımdan alır ehl-i maènÀ NikÀtün fì nikÀtin fì nikÀtin 24 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1 DilÀ insÀn-ı kÀmilden işit tertìb-i tekmìlÀt Mürettebdir mürekkebdir odur fi’l-aãl mevcÿdÀt 2 Müéellif hem mükellef bir KitÀbu’llÀh-ı èuômÀdır Muóabbet óuùbe-i õÀtı olupdur èaşúı tafãìlÀt 3 Eğer esfel eğer ednÀnıñ èuøvı óurÿfÀtdır Teşekküller èibÀretdir maèÀnì cümle teéåirÀt 4 Mücelled cümle eczÀsı anıñ terkìb-i ùabıèdır LibÀs-ı cismi şirÀze cemÀl-i óüsni tertìbÀt 125 5 Vücÿdı maènÀ-i ümmi’l-kitÀb oldı budur mefhÿm KitÀbu’llÀh óÀvìdir úuvvÀsı cümle terkibÀt 6 Nıãf-ı aèlÀsı eflÀkdır úuvvÀsıdır melekler hep Nühum-i èaúl-ı maèÀd içün maúÀm-ı Sidre tevfìúÀt 7 Müheyminÿn dürür úalbi úuvvÀsı dinilür èÀlÿn Bulardır cümleye óÀkim bu sırdır èaúl-ı külliyÀt 25 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1 Şeb-i mièrÀc óaøretde teşehhüd eylemek Cibrìl 13b MaúÀm- ı èaúl-ı küldendir taóiyyÀt ile teşhìdÀt 2 Dimişdi lev denevtü çün muúaddem Sidrede Cibrìl MaèÀş-ı aúla nisbetdir tereddüdle bu taèvìúÀt 3 Güzer itmek nihÀyetden irişmek èaúl-ı küll-i külle Bu küll óatm-i nübüvvetdir bu küldür òatm-i òatmiyyÀt 4 Bu sırdan ibtidÀ eyler velÀyet sırrına ùÀlib Nübüvvet bÀùınındandır velÀyet üzre teslìkÀt 5 Nübüvvet bÀùın-ı sırr-ı velÀyetdir maèÀrifde Nübüvvet òatmidir bedéan velÀyet añla taóúìúÀt 126 6 Nübüvvet tuòm-i izhÀr-ı velÀyetdir meôÀhirde Nübüvvetden ôuhÿr itdi velÀyet üzre tevlìdÀt 7 Bunı ôann itme ey zÀhid velÀyet gayri şeyé ola Çekirdekle şecerdir bu uãÿle feriè-i teşbìhÀt 8 Çekirdek şekli maóv olmaú nübüvvet òatmine temåìl Ôuhÿr itmek şecer şekli velÀyetdir bu temåìlÀt 9 VelÀyet òatmidir fehm it kemÀl-i mìveniñ şekli Olur tecdìd-i şekl ile meôÀhir içre taóvìlÀt 10 Netìce söz velìler hep nübüvvetden olur ôÀhir Gelenler sırren ve neslen bulur irşÀd-ı tekrìmÀt 11 Nübüvvetle merÀtibden ne rütbetde ise èilmi O rütbetdir aña meéhaõ gider ãoóbetle taòfìfÀt 12 Nübüvvet pertev-i burc-ı velÀyetden ôuhÿr itdi Düzer çÀrdeh merÀtibden meùÀliè içre taúvìmÀt 13 Ki her èulvì meùÀliède muúÀbil õıddı èÀrìdir Anıñçün Mehdì aña ider DeccÀl taúlìdÀt 14 Budur maúãÿdum ey ùÀlib odur maúãÿd-ı RabbÀnì Bilinmekdir óakìúat Óaúú bu sırrıçün döner mìúÀt 127 15 Gel imdi diñle tekrÀren idem evãÀf-ı insÀnì Ol insÀndır bu insÀn kim ki yoúdur aña tebdìlÀt 16 Taòalluú bi’l-ÒudÀdır ol bürimüş òulúi aòlÀúı Ôuhÿrı gel añ şÀn ki olmaz aña tanôìrÀt 17 KelÀmu’llÀh nÀùıúdır cemÀl-i Muãóaf-ı anıñ Úamu ÀyÀt yazılmışdır ki olmaz anda taórìfÀt 18 KelÀmu’llÀh ãÀmitde olan sebèüél-meåÀnìde Yedi óarf-i sÀúıù olmuşdur dimez sırrını teélìfÀt 19 HemÀn ùuàrÀ gibi vechiñ düzüp sebèüél-meåÀn ile Ene’l-Óaúú’ı ider ìmÀ òaùù-ı beyøÀ-yı tevfìúÀt 20 Óaúìúat Ádem maènÀ ki maófÿôdur sevÀúıùdan Daòì cümle neúÀyiãden irişmez aña taèbìrÀt 21 Úamu èilm-i İlÀhìyi ider nuùúile istinùÀú İder bir noútada cümle èulÿmı naúl-i taúrìrÀt 22 HeyÿlÀ-yı èavÀlimdir óaúìúat cevher-i õÀtì èAvÀlim aña ãÿretdir bu eşkÀl èayn-ı tezyìnÀt 23 Hem oldur cevher-i evvel hem èaúl-ı küll-i evveldir Ebu’l-ervÀh aèrÀødır anıñdır sırr-ı tekvìnÀt 128 24 Óaúìúat şÀn-ı evveldir mecÀzen şÀn-ı Àòirdir Ki her Ànı anıñ şÀndır şüéÿn-i õÀt-ı teşéìnÀt 25 ÚuvvÀ-yı şÀn ùabıèdır feleklerle burÿc encüm èAnÀãırla mevÀlìd hem úuvÀsı nefs-i taèyìnÀt 26 ÙabÀyièle mevÀlìdde olan eùvÀr ger maùlaè 14a Anıñ eùvÀr-ı èilmidir firÀset óiss-i taèlìmÀt 27 ÚuvvÀ-yı sırr-ı úahrıdır olan geç òulú-i bed-evãÀf ÚuvvÀ-yı sırr-ı luùfıdır ôuhÿr-ı óüsn-i tavãìfÀt 28 MeôÀhir üzre her maôhar eğer maùlaè eğer eùvÀr Ùavr-ı teéåìr ùabıèdur meùÀliè òÀããa tenúìşÀt 29 ÚuvvÀ-yı èilm-i ÀfÀúì anıñ sırr-ı rübÿbiyyet Ulÿhiyyetle vÀóiddir değül add ile taódìdÀt 30 Bu elfÀô-ı maèÀnì kim bugün ketebe eyledim taóúìú İrişür pür seyr-i irşÀddan budur tecdìd (ü) tenvìrÀt 31 Vücÿd taòmìrine pìrden ger ilúÀ olmaya mÀye Olur bì-behre èirfÀndan ider süflìde tesòìrÀt 32 Dinilen sırru sır ger sır diyem taóúìúini fehm it Bu sır pìre irişmekdir odur hep sırr-ı mevcÿdÀt 129 33 Muóaúúaú sırr-ı sırr noúùa ki oldur menbaıè nuùúıñ SüveydÀ-yı derÿn dirler odur miréÀt-ı maãnÿèÀt 34 DilÀ sırr ile sırrü’s-sırr ãıfÀt-ı õÀt-ı mürşiddir äıfÀtı sì vü dü cevher-i muèayyen õÀtı maèlÿmÀt 35 Bu sırdanda òaberdÀr ol ki mürşid-i dürr-i yektÀdır Anıñ feyø ile ióyÀdır úamu envÀè-ı maòlÿúÀt 36 MeôÀhir sırr-ı sırr hem sırr-ı óafìdir nuùú-ı kÀmildir İrişür cümle esrÀra gören pìrinde tekrìmÀt 37 Bu da bir sırr-ı aàrebdir ki noúùa õÀtıdır cìmin Elif lÀm mì’mi melfuôdur anıñ ayende teébìdÀt 38 CemÀl-i Aómedi melfÿô se pencÀh sırr-ı Mehdìdir CelÀli sì merÀtibde olan DeccÀl taêlìlÀt 39 Anıñçün sÀlikim sırrım velÀyet mesleğim celvet İrişdi noúùa-i cìm’de baña esrÀr-ı tecmìèÀt 40 CelÀl hem cemÀliñ maùlaıè cìm’dir meôÀhirde Óurÿf içre odur bÀsıù anıñdır cümle tafãìlÀt 41 İóÀùa eyledi taóúìú eóadle Aómedin sırrın Ki noúùa óÀ dÀl beynin ider cemèile tefrìúÀt 130 42 ÚavÀèid üzre elif gibi olur maùlaè-ı óurÿfÀt ÓurÿfÀt içre mezc olmuş daòì tevlìddir tebsìùÀt 43 CihÀt-ı cìm melfÿôdur velÀyet naòlinin tuòmı VelÀyetden ôuhÿr itdi çehÀrdeh miål-i teåmìrÀt 44 Ôuhÿrum noúùa-i cìmdir eğer ôÀhir eğer bÀùın ÒitÀm-ı meslek-i Óaúdır ùarìúim añla tafêìlÀt 45 Bi-külli naôm (u) neår ile èayÀn itdim nìce esrÀr Baña mìrÀå-ı ceddimdir èulÿm-ı baèdu tefrìúÀt 46 Óaúìúat sırr-ı çÀrdehle bu dem mesrÿr olup HÀşim ŞarÀb-ı nÀb-ı vaódet hem ãunar keés ile tesnìmÀt 26 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Eylemek óaddiñ mi zÀhid ehl-i èirfÀnla baóiå Zühd-pìşe eylemekdir ehl-i vicdÀnla baóiå 2 Men eóabbe şeyèen oldı nÀr-ı cehliñe delìl DÀéimÀ õevúıñ anıñçün ehl-i nìrÀnla baóiå 3 Õerrece olsaydı bÿ-yı cennet vicdÀna naãìb 14b Óaúúı bilüp eylemezdiñ nefs-i şeyùÀnla baóiå 4 Cümle eşyÀ nÿr-i Aómed nÿr-i Aómed nÿr-i Óaúú 131 Böyle iken nice itdiñ küfr ìmÀnla baóiå 5 Ve’êêuóÀ ve’l-leyl 172 sırrın bilmediñ adıñ faúìh Cehliñi bil eyleme hiç èilm-i Úur’Ànla baóiå 6 Cümle enfÀs meslek-i Óaúú oldıàı ôÀhir iken Eylemek ancaú cehldir úavl-i NuèmÀnla baóiå 7 HÀşimÀ efèÀli taúlìd kÀmile şirk-i òafì Óaúúı inkÀr eylemekdir kÀmil insÀnla baóiå 27 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Enfüs (ü) ÀfÀúì bildi àayre olmaz iótiyÀc èİlm-i Óaúda nuùú-ı pìrin eyleyenler ióticÀc 2 VÀriå olur èilm-i sırra küfrin ìmÀn eyleyen Án dÀéimde virir vicdÀnı õevúine revÀc 3 Naôra-i semè (u) kelÀmı dÀéimÀ tevhìd olur Áb-ı aõÀb olur úatında şübhesiz miló (ü) ücÀc 4 Vech-i eşyÀ-yı óaúìúat çeşm-i õÀt ile görür Cevher elmÀs olur èilminde billÿr u zücÀc 172 Ved duhâ. Vel leyli izâ secâ. Duhâ (kuşluk) vaktine andolsun. Ve zifiri karanlık çöktüğü zaman geceye (andolsun) ki. Duha/ 1-2. 132 5 HÀşimÀ beõl eyle naúdle èilm-i Óaúúı õevú ile Nièmet-i nuùúıñla duysun òˇÀn-ı vaãl Óaúúa aç 28 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Yevm-i tüblÀ olmayan kes Óaúúı bulmazsa ne güç İçi ùaşa dönmeyen bu sırrı duymazsa ne güç 2 Şirk-i aòfÀ içre nefsiñ bilmeyüp óaúúa’l-yaúìn Men èaref’’le úad èaref’de remzi duymazsa ne güç 3 Nuùú-ı kÀmildir dimişler bildiren Óaúúı èayÀn Øamm-ı inkÀr ile semèi nuùúı duymazsa ne güç 4 Beht-i vaódet-meşreb olanlar dürür insÀn olan Óaşr-i óayvÀn olmayan bu neşri duymazsa ne güç 5 Óaúúı bugün görmeyen yarın daòì görmez imiş Çeşm-i úalbiñ açmaàıçün pìri duymazsa ne güç 6 Ki ãaúın uzaúda bilme sen saña baú sende ol Kim èanÀãır ôulmetinde nÿrı bulmazsa ne güç 7 HÀşimÀ bu naôm-ı taóúìú bes dürür sÀliklere 133 Kim bu nuùk-ı pÀkìñ ile devri duymazsa ne güç 29 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 KÀmil insÀna mürìd olan bulur lÀ büdd felÀó CÀn (u) dilden òidmet idenler bulur semt-i ãalÀó 2 Vaãf-ı õÀtıñ derk idüp sırrı vücÿdı anlasañ Maóv olur õenb-i vücÿdıñ yoòsa her fièliñ cenÀó 3 MüntehÀ-yı sırrıçün nefsiñ berraú olmaú gerek 15a Sırr-ı rÿóuñ õÀtına vuãlat içün iki cenÀó 4 Gelme ger rÿó-i úudsì èÀşıúa daèvet içün CÀh-ı nefsiñ ôulmetinde eyler ol dÀéim niyÀó 5 HÀşimÀ taht-ı cenÀóa geldi çün sulùÀn-ı èaşú Gice gündüz èaşú u şevúe vir teraúúì it ãabÀó 30 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 134 1 Óaúìúat ùalib-i MevlÀ olan cÀnı ider úurbÀn Eğer óubb-i sivÀ dilde úalursa bulamaz iósÀn 2 Úalur cÀh-ı cehÀletde irişmez èilmle èirfÀn Eğer bu beyt-i èulyÀnıñ iderse naúşını seyrÀn 3 Óaúìúat üzre eşyÀyı baña bildir ayÀ FettÀó Seni görem seni bilem bu óÀl ile olam ıãlÀó 4 RıøÀ-yı Óaúda ol dÀéim òilÀfından óazer eyle Ümìdiñ luùf-ı Óaúú olsun úamu şeyden güzer eyle 5 Saúın òalúa òïr baúma úamuya òïş naôar eyle Bu nuùúım cÀnla ders it murÀduñ mÀ óaøar eyle 6 äaúın ÀlÀyiş-gÿn baúup aldanmaàıl zinhÀr Çalış tebdìl-i aòlÀúa budur ancaú saña iõkÀr 7 CenÀndır óüsn-i aòlÀúıñ budur saña olacak yÀr HemÀn leyl ü nehÀr saèy it bu maènÀyı idüp iúrÀr 8 Úamu şeyeé óaúìúatle naôar úılmaú dürür maúãÿd Kime kim geç naôar úılsıñ olur óÀlün aña maúlÿb 9 Muóaúúaúdır óisÀb ey cÀn óisÀb gör olmadın maósÿb Bu sözden bir òaber alsıñ olur óÀliñ èaceb maósÿb 135 10 Delìlim bu söze taóúìú òaber virdi baña Úur’Àn Yine nefsine rÀcièdir kime kim eylesüñ iósÀn 11 İden isnÀd-ı fièline odur Óaúúa iden ùuàyÀn Olur ol vaódete rÀøı bu sözi eyleyen iõèÀn 12 èAcebdir óÀliñ ey HÀşim ne sırdır cÀnınıñ cÀnı Niçün geldiñ bu ekvÀna nedir bil óükm-i sulùÀnı 13 Seni sen bilmedir maúãÿd öziñdür emr-i RabbÀnì ÒaberdÀr ol ôuhÿrundan bu sözdür nuùú-ı RaómÀnì 31 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1 MurÀduñca döner ãanma seniñ ey zÀhidÀ bu çarò 15b Döner óikmetle úudretle müdevver dÀéimÀ bu çarò 2 O bir kenz-i İlÀhìdir rübÿbiyyetle maófÿôdur Ùabìèat bÀbıdır anıñ olur pey-rev aña bu çarò 3 Görinür úubbesi òaêrÀ èanÀãır ferşidir anıñ Olur lÀhÿtì bevvÀbı mutiè olur buña bu çarò 4 ÙabÀyièdendir ÀlÀtı ùabÀyiè üzre devr eyler MevÀlìd aña dendÀndır döner durmaz dilÀ bu çarò 5 Ùoúuz çaròdan mürekkebdir kimi maùlaè kimi eùvÀr 136 Döner èaks ile kim eùvÀr iner ednÀya tÀ bu çarò 6 Gehì maùlaèla devr eyler gelür ancaú kemÀl ehli Gehì esfelden esfelde ider seyrin bil a bu çarò 7 MücellÀ maènevì bir ùop óaúìúat çarò dinen maèhÿd Anıñ çevgÀnıdır nuùúıñ demiñdir HÀşimÀ bu çarò 32 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Rÿó-ı úudsì zÀhidÀ kÀmil dem ile oldı nefò Çek eliñ gel àayrıdan kÀmil eteğin eyle maãò 2 Bunda tekmìl idegör ôÀhirle bÀùın menziliñ äoñra teétÿn Àyetiyle olasın şÀyed ki mesò 3 Her úaçan görsün libÀs-ı faúr ile bir dervìşi AyÀàına ãür yüziñ iste murÀdıñ itme melò 4 èÁrif-i bi’llÀh yüzünden òalúa irer feyø-i Óaúú Óaúúa irmez eyleyenler meclis-i èirfÀnı telò 5 CÀn ü dilden idegör èÀrifleriñ nuùúıñ úabÿl Münkirìne uyma cÀnım itseler cildini selò 6 HÀşimÀ furãat var iken Óaúla kÀmil nuùúını 137 Girmez ele bir daòì ùaşlarla başın eyle maùaò 33 Müfteèilün Müfteèilün FÀèilün 1 İsteriseñ óÀãıl ola her murÀd Geç úamu şeyden murÀdıñ it mezÀd 2 Bì-murÀd ol dÀéimÀ ey òaste-dil Óaúú murÀdıdır murÀd òÀã èibÀd 3 èAúıl mÀle ùapmaàıl eyle óaõer èİlm-i vaódet úalbini eyler güşÀd 4 Bilemezsiñ zÀhidÀ maèbÿdıñı Olmayınca himmet-i ãÀóib-reşÀd 5 Nefsiñi bilmeğe saèy it HÀşimÀ Nefsiñi bilmek dürür vaãl-ı maèÀd 34 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 138 1 Diyem envÀè-ı insÀnì nedir bu nevè-i se heftÀd MeôÀhir içre her nevèiñ dilinde daèvet-i irşÀd 2 Úamu dirler evvel ile berÀhìnle bezmdir Óaúú èAcebdir Óaúú bir iken yandandır mezheb-i aødÀd 3 Kimi teévìl kimi temåìl kimi teşbìh úıyÀs itdi 16a Bilenler bellidir taóúìú kimiñdir fitne vü ifsÀd 4 Saña pendim be hey zÀhid delìliñ óaúú gerekdir óaúú Óaúìúat iòtilÀf olmaz úamu birdir sened isnÀd 5 Eğer benden suéÀl itseñ nedir bu úavliñe iåbÀt Óaúìúat ehliniñ úavli yeter óaúú meõhebe işhÀd 6 Yeter òüccet eğer taóúìú iderseñ èilm-i tevóìdi Bilürsüñ ehl-i Óaúú kimdir ne sırdan ezdiler zühhÀd 7 Gelüp iúrÀra nuùúıñla bilenler HÀşimÀ sırrıñ Bulurlar meõhebiñ tÀcı iderler mesleğiñ muètÀd 35 MefÀèìlün MefÀèìlün Feèÿlün 1 Seóerde şemè-i èaşúı eyle sÿzÀn Yaúup pervÀne cÀnıñ eyle giryÀn İdem dirseñ cemÀl-i Óaúúı seyrÀn Seóerlerde idegör Àh (u) feryÀd 139 2 Seóerlerde úurılur bezm-i vuãlat Seóerlerde içilir cÀm-ı vaódet Seóerlerde görinür nÿr-i óaøret Seóerlerde idegör Àh (u) feryÀd 3 Seóerdir naôar-ı Óaúúa naôargÀh Göñül ùıflın seherde eyle ÀgÀh CemÀl ile tecellì ider AllÀh Seóerlerde idegör Àh (u) feryÀd 4 Seóerdir èÀşıúa ùavr-ı tecellì Teceddüd üzre Óaúú eyler tecellì Tecellìden bulur èÀşıú tesellì Seóerlerde idegör Àh (u) feryÀd 5 Seóerde àarú olur envÀr-ı eşyÀ Seóerde ôÀhir olur feyø-i MevlÀ İder HÀşim ãınıú úalbiñi ióyÀ Seóerlerde idegör Àh (u) feryÀd 36 MefÀèìlün MefÀèìlün Feèÿlün 1 Vücÿdıñ maôharıñ úÀbil mi taèdÀd 140 Ôuhÿrıñ remzine şems oldı mirãÀd èUluvv-i úadrine pÀye dü heftÀd KemÀliñ sırrıdır edvÀr-ı aødÀd KelÀmıñdır hidÀyet èilm-i irşÀd KemÀliñle olam mesrÿr-ı dilşÀd 2 äıfÀtıñdır ôuhÿr-ı õÀt-ı ekmel Óaúìúat sende gördi Óaúúı ekmel Seni Óaúú görmeyenler oldu aóvel KelÀmım óüsn-i rÀyinle müdellel KelÀmıñdır hidÀyet èilm-i irşÀd ViãÀliñle olam mesrÿr-ı dilşÀd 3 Saña èÀşıú olandır èayn-ı insÀn 16b Muóabbetdir saña hem dìn ü ìmÀn KelÀmıñ bÀà-ı cennet rÿó-ı reyóÀn Ôuhÿruñ pertevi el-Àn kemÀ kÀn KelÀmıñdır hidÀyet èilm-i irşÀd MaúÀliñle olam meémÿr-ı dilşÀd 4 Musaóóardır saña dünya vü uúbÀ Ùaleb-kÀrıñdır efrÀd-ı eşyÀ Feleklerde mevÀlìd èilm-i esmÀ Úamu envÀr-ı èilmiñden hüveydÀ KelÀmıñdır hidÀyet èilm-i irşÀd CemÀliñle olam manãÿr-ı dilşÀd 141 5 Óaúìúat úıblesidir õÀt-ı vechiñ İmÀm oldı bu veche ehl-i beytiñ Úamu derbÀnı oldı bÀb-ı Óaúúıñ Olar dÀrü’l-emÀnı ehl-i óaşrıñ KelÀmıñdır hidÀyet èilm-i irşÀd MeèÀlinle olam meşkÿr-ı dilşÀd 6 Nebìler ümmetiñ hep cümle mürsel Úamunuñ nÿr-i õÀtısın muóaããal Faøìlet senden irdi sensin efêal Bu sırrı bilmeyen bu cehl-i echel Ôuhÿrıñdır hidÀyet èilm-i irşÀd KelÀmıñla olam meşhÿd-ı dilşÀd 7 Ôuhÿruñ evvelìnin evvelidir KemÀliñ Àòirìniñ Àòiridir Muóibbiñ ehl-i beytiñ hep velìdir Bu HÀşim cümlesiniñ Àóúarıdır MiåÀliñle olam menşÿr-ı dilşÀd KemÀliñle olam mestÿr-ı dilşÀd 37 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Küll-i mevlÿd rumÿzıñ fehm idenler oldu şÀõõ èİlim bu sırrıñ ãırÀùı õevúle itmek neffÀõ 2 Dìn-i ecdÀd üzre úaldı gitmeyenler Óaúú yola 142 MÀ vecednÀ úavli bÀùıl vÀcib andan ièviõÀõ 3 Bunca buùlÀn üzre edyÀn úaldıàı taúlìd sebeb İbn-i taóúìú èayn-ı deryÀ ibn-i taúlìd çün eòòÀõ 4 Her bir eşyÀ cümle èÀlem óÀl-i fièli bi’t-tamÀm äunè-ı Óaúdır dirseñ amma seyf-i reybiñ ihtiõÀõ 5 HÀşimiñ bu dem ôuhÿrı Óaúúı iôhÀr eyledi Kerrema’llÀhu úıblesidir veche melceé maèÀõ 38 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 NÀr-ı fürúat yaúdı yandırdı bizi 17a PÀdişÀhÀ saña senden el-èıyÀõ Áb-ı vaãlıñla meded úandır bizi PÀdişÀhÀ saña senden el-èıyÀõ 2 Cehl-i fürúatden bizi úurtar meded Baór-i vaãlıña bizi daldır meded Óubb-i õÀtıñla bizi doldur meded PÀdişÀhÀ saña senden el-èıyÀõ 3 Kimini luùfıñla insÀn eylediñ Kimini úahrıñla şeyùÀn eylediñ Kimini her derde dermÀn eylediñ 143 PÀdişÀhÀ saña senden el-èıyÀõ 4 Kimini èaşúıñla serdÀr eylediñ Kimini èaşúıñla berdÀr eylediñ Perde içün kimin eşrÀr eylediñ PÀdişÀhÀ saña senden el-èıyÀõ 5 Var iden sensin êalÀlet cÀhını Gösteren sen hem hidÀyet rÀhını HÀşime virgil saèÀdet tÀcını PÀdişÀhÀ saña senden el-èıyÀõ 39 MefÀèìlün MefÀèìlün Feèÿlün 1 Ùabìèat sırrına maôhar Resÿlüñ Ebu Bekr èÖmer èOåmÀn èAlìdir èAnÀãır pertevi ol şÀh-ı dìniñ Ebu Bekr èÖmer èOåmÀn èAlìdir 2 Şerìèat hem ùarìúat hem óaúìúat Bilindi bunlar gele sırr-ı vaódet MaèÀrif maùlaıè miréÀt-ı vuãlat Ebu Bekr èÖmer èOåmÀn èAlìdir 3 Resÿle cehli nisbet itme zinhÀr æelÀåÿn remzini ders eyle tekrÀr ÒilÀfet maôhar-ı ebrÀr u aòyÀr Ebu Bekr èÖmer èOåmÀn èAlìdir 144 4 Beğim èalemde kim ãıddìú-i ekber Daòì FÀrÿú õì’n-nüreyn-i eşher Veliyyü’l-müéminìn kerrÀr-ı Óaydar Ebu Bekr èÖmer èOåmÀn èAlìdir 5 NişÀn-ı müéminiñ úalbinde taãdìú MünÀfıúdır iden bu çÀrı tefrìú Nübüvvet peyrevi aãóÀb-ı taóúìú Ebu Bekr èÖmer èOåmÀn èAlìdir 6 Óabìbe cÀn fedÀdır ãÀhibu’l-àÀr äalÀtı eyleyen bu dinde iôhÀr CihÀnıñ maôharı sìretde kerrÀr Ebu Bekr èÖmer èOåmÀn èAlìdir 7 Bulardır dìn-i Aómedde muvÀfıú Buları farú idenlerdir münÀfıú Óükümde óaúú u èadl üzre muùÀbıú Ebu Bekr èÖmer èOåmÀn èAlìdir 8 Muóabbet bunlara doàrı èameldir 17b Buları sevmeyen úavm-i aêalldir ÓavÀriyyÿn èÌsÀya bedeldir Ebu Bekr èÖmer èOåmÀn èAlìdir 9 Óaúìúat yine bunlar bir vücÿddur 145 Bu sırrı fehm iden ehl-i şuhÿddur Ki äÀlió èÌsÀ vü MÿsÀ ve Hÿddur Ebu Bekr èÖmer èOåmÀn èAlìdir 10 Delìliñ var sözünde HÀşim iõèÀn İden elbetde olur ehl-i èirfÀn ÒilÀfet gülşenünde bülbül-i cÀn Ebu Bekr èÖmer èOåmÀn èAlìdir 40 Müfteèilün FÀèilün Müfteèilün FÀèilün 1 Maúãÿdı èÀrifleriñ óikmet-i YezdÀn olur Maùlabı dervişleriñ meslek-i ìmÀn olur 2 Göñül evin bekleyen mürşidini óaklayan Nefsini pÀk eyleyen ZÀhid-i GeylÀn olur 3 Sırr ile sÀlik olan úalbine mÀlik olan Şehveti hÀlik olan èÀleme sulùÀn olur 4 Maèrifete èÀr iden gülşenini òÀr iden Mürşidi inkÀr iden tÀbiè-i MervÀn olur 5 Şehvete mÀéil olan óikmete cÀhil olan Òidmete kÀhil olan maãdar-ı òiõlÀn olur 146 6 FÀnì vücÿddan geçen vaódet odına koçan Maèrifet Àbıñ içen dÀéimì sekrÀn olur 7 Ádemi bil Àdemì nefòa-i Óaúdur demi Bulmayan Ádem demi maùlaè-ı şeyùÀn olur 8 Meşhedi cÀnı gören Àl-i èabÀya iren Õevú-i tevellÀ süren Úanber (u) SelmÀn olur 9 Nÿr-i óaúìúat eğer HÀşime itse eåer KÀfire úılsa naôar maôhar-ı ìmÀn olur 41 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Maôhar-ı luùf-ı èinÀyet olmuşum yÀ Rabb şükür Meşhed-i rÀh-ı hidÀyet olmuşum yÀ Rabb şükür 2 ÔÀhir u bÀtın bilürüm sen bilürsüñ maùlabım ŞÀhid-i maúãÿda àÀyet olmuşum yÀ Rabb şükür 3 Eylediñ luùfıñla Ádem maôhar itdiñ hem-dem Nefòa-i úudsìye Àlet olmuşum yÀ Rabb şükür 4 Ádemiñ sırrına maórem eylediñ ôÀhir bütün Maómil-i genc-i emÀnet olmuşum yÀ Rabb şükür 5 HÀşime irdi beşÀret men reèÀnì’den òaber 147 Menbaè-ı èayn-ı şefÀèat olmuşum yÀ Rabb şükür 42 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Ey göñül óÀliñ nedir ol yüce kÀnıñ úandedir Kande idiñ nìce geldiñ Àn şÀnıñ úandedir 2 Bil ezeliñi óÀliñi úandan irişdiñ bu ile Neyledüñ n’itdiñ bu yolda azık nÀnıñ úandedir 3 Per açup ùayrÀn iderken düşdüñ èunãur bendini 18a Mürà-i úudretsiñ ezeliñi aşyÀnıñ úandedir 4 Ùabè-ı èunãur bÀbıñ oldı üç mevÀlìd seyrine Berr ü baóri eylediñ geşt şimdi cÀnıñ úandedir 5 Fikrine gelmez mi ÀyÀ dostla èahdiñ seniñ Mióneti rÀóat ãanursıñ fehm anıñ úandedir 6 Hem-dem idin yÀr ile õevú u ãafÀyı bilmediñ Bülbül-i cÀnÀn idiñ ol gülistÀnıñ úandedir 7 Rÿó-i úudsilerle dÀéim èìş ü nÿş idi demiñ 148 Yoà idi aàyÀra meyliñ bu nişÀnıñ úandedir 8 Añladım bildim unutdun ol demi óayretdesiñ Gel òaber al HÀşimìden ol mekÀnıñ úandedir 43 MefÀèìlün MefÀèìlün Feèÿlün 1 Muóammeddir muóabbet Òaydarìdir Muóabbet rÀh-ı vuãlat rehberidir Veliler hep muóabbet pertevidir KelÀmı Óaúú bilen her cÀn velìdir Muóammed nuùú-ı Óaúú furúÀnı èAlìdir 2 Hüve’llÀh ismine maôhar Muóammed Raèÿf hem Raóìm mìm-i Aómed KelÀmınıñ zimÀmı èilm-i ebced KelÀm-ı Óaúú bilen her cÀn velìdir Muóammed èilm-i Óaúú mÀ kÀne èAlìdir 3 Muóabbet dinilen Aómed demidir ÇehÀr rükni úulÿbı enveridir Zemìn (ü) ÀsmÀnıñ cevheridir KelÀm-ı Óaúú bilen her cÀn velìdir Muóammed şems-i Óaúú tÀbÀnı èAlìdir 4 Deminde gizli idi cÀn-ı Ádem 149 äıfÀt-ı õatı hem-dem idi ol dem MecÀlìden maôÀhirden muúaddem KelÀm-ı Óaúú bilen her cÀn velìdir Muóammed beyt-i Óaúú mihmÀnı èAlìdir 5 Nice kez Ádem (u) ÓavvÀdan evvel Ôuhÿra gelmemişken èarş-ı ekmel èİlm-i maèlÿmı olmadan mübeddel KelÀm-ı Óaúú bilen her cÀn velìdir Muóammed ùavr-ı Óaúú erkÀnı èAlìdir 6 Óaúúıñ her bir ôuhÿrı òalúa mestÿr Teceddüd àaflet ile cümle mesrÿr NiyÀm sırrını fehm eyle maàrÿr KelÀm-ı Óaúú bilen her cÀn velìdir Muóammed sırr-ı Óaúú iõèÀnı èAlìdir 7 èİlm-i evvel değil Àòir değildir Ezeldir hem ebed ôÀhir değildir Taàayyürden biri dÀéir değildir KelÀm-ı Óaúú bilen her cÀn velìdir Muóammed nÿr-ı Óaúú her şÀnı èAlìdir 8 èİlm-i maèlÿmla olmış hüveydÀ èİlm-i Ádem demi maèlÿm-ı eşyÀ èİlm-i maèlÿm èamel ber-emr-i maènÀ 150 KelÀm-ı Óaúú bilen her cÀn velìdür Muóammed vech-i Óaúú her Àn èAlìdir 9 èİlm-i Óaúdır muóabbet bil èilimdir èİlm-i vuãlat cehl-i fürúat aêaldir Óarf u ãÿret ôuhÿrına maóaldir KelÀm-ı Óaúú bilen her cÀn velìdir Muóammed genc-i Óaúú her kÀnı èAlìdir 10 MeôÀhir miómeli bil ki ãadÀdur 18b ÓurÿfÀt mürekkebi lìk aòfÀdır Mürekkebdir libÀsı sırr-ı óÀ’dır KelÀm-ı Óaúú bilen her cÀn velìdir Muóammed èarş-ı Óaúú devrÀnı èAlìdir 11 Muóammed bil èAlìniñ hem-demidir èAlì cümle nebìniñ maóremidir ÓayÀtı HÀşimiñ hem her demidir KelÀm-ı Óaúú bilen her cÀn velìdir Muóammed ùavr-ı Óaúú èumrÀnı èAlìdir 44 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 151 1 Gel ey ùÀlib nedir maùlab saña pend-nÀme bu güftÀr ÒudÀ òalúı durur maúãÿd Ànıñla gör ebrÀr 2 KerÀmetle taãarrufdan óaõer úıl dÀm-ı keåretden MelÀmet òulúıñ zeyn it ãafÀdır kÀmile inkÀr 3 äaúın bì-mÀye insÀndan óaõer úıl el-óaõer ey dil Şu cÀn peyrev-i irşÀddan naãìb olmaya kim iúrÀr 4 Óaúìúat bì-nişÀnlıúdır nişÀn-ı ehl-i iúrÀrıñ Daòì bì-yed tevellÀdır teberrÀdan òaber al var 5 Aña hem åemme vechu’llÀh olur ãÿretde Beytu’llÀh Óaúìúat Kaèbesi pìri aña òidmet tavÀf eõkÀr 6 äalÀtı dÀéimÀ pìriñ óuøÿrıñda teveccühdür Sücÿd erkÀn niyÀzıdır úırÀèat olmaú efkÀr 7 Óuøÿr-i pìre irmekdir anıñ taèbìr tesellìsi Uãÿl-i esmÀsı òidmetdir edeb erkÀnla her bÀr 8 İrÀdet pìriniñ dÀéim murÀdıñ eylemek icrÀ Vücÿdıñ maóv ider anda èörf-i sırrı budur ey yÀr 9 İrenler ãoóbet-i pìre bu eùvÀr-ı melÀmetle Muóaúúaú vÀãıl-ı Óaúdır irişdi baóre çün enhÀr 152 10 Eğer mürşid ile biñ yıl bilÀ-iúrÀr ide ãoóbet Dinür ibn-i vezaà aña dinilmez ãoóbet ü aòyÀr 11 Eğer iúrÀra ùÀlibseñ saña rehber olur nuùúım MelÀmet èurvesin pek ùut eliñ çek àayriden zinhÀr 12 Eğer kim bilmeseñ taóúìú mülÀúıyyÿnıñ esrÀrıñ Değilseñ úÀbil u irşÀd olursuñ maôhar-ı eşrÀr 13 MülÀúıyyÿn olan ãÀóib-naôardır bÀùını maèmÿr Olar nÿr-i Óüseynìdir olardır yüdrikü’l-ebãÀr173 14 MelÀmet mesleği üzre irdiler dÀéimÀ irşÀd Bulardır maôhar-ı nesl-i cenÀb-ı Aómed-i MuòtÀr 15 Bulardır mürşid-i èÀlem nübüvvet sırrına vÀriå Nübüvvetden iden kÀn-ı velÀyet gevheriñ iôhÀr 16 Nübüvvet òÀtemi Aómed velÀyet òÀtemi kimdir VelÀyetle olur ôÀhir nübüvvetde olan ıømÀr 17 Nübüvvet òatmi bildiñ velÀyetle olur irşÀd Gelür çÀrdeh merÀtibden velÀyetde budur esrÀr 18 VelÀyet sırrına vÀúıf olan SelmÀn olur sırda 173 Lâ tudrikuhul ebsâru ve huve yudrikul ebsâr (ebsâru) ve huvel lâtîful habîr (habîru). Görme hassaları onu idrak edemez. Ve O, görme hassalarını idrak eder. Ve O, lâtiftir, herşeyden haberdardır. Enam/ 103. 153 Gelür ãulb-i velÀyetden olur èÀlemlere envÀr 19 Óaúìúat beyt-i maèmÿrda velìler ãaffına HÀşim İmÀm oldı melÀmetle iúÀmetdir aña güftÀr 45 MefÀèìlün MefÀèìlün Feèÿlün 1 ÓayÀt Àbıyla seyrÀna gelenler 19a LibÀs-ı nuùúla cÀna gelenler MelÀéik ãaffına bir bir tamÀmet İmÀm olup bu cevlÀna gelenler 2 Gezerler bir bir eflÀki nücÿmı Geçerler ùavr-ı evùÀna gelenler SemÀvÀtı geçerler èarş (ü) kürsì MerÀtib üzre insÀna gelenler 3 BelÀ diyen elestde mürşidine Muóabbetle bu devrÀna gelenler Muóabbet bÀdesile cümle ser-òïş Gelürler dÀra merdÀne gelenler 4 Bilür ecdÀdını doàmazdan evvel Muóaúúaú ùavr-ı SelmÀna gelenler Bilür aóvÀlini müstaúbeliñ hep Ezelden pìr-i èirfÀna gelenler 154 5 Óaşr u neşrin esrÀrın bilürler DüvÀzdeh ùavr-ı erkÀna gelenler Mücedded lebs ile bayram iderler Óaúìúat üzre úurbÀna gelenler 6 Nebìler zümresine pey-rev olur KelÀm-ı Óaúúı enbiyÀna gelenler MelÀmet ehline òilèat kisÀdır Bulardır şÀh-ı merdÀna gelenler 7 VelÀyet óÀtimi elbetde birdür Bilür HÀşimdeki Àna gelenler 46 Müstefèilün Müstefèilün Müstefèilün Müstefèilün 1 èAşúıñ òaberiñ èuşşÀú-ı pervÀneye ãorsunlar Vuãlat demini el-óaúú mestÀneye ãorsunlar 2 Her kim ki ola ãıddíú dirlermiş aña zındíú Taúlìde nedir taóúìú büt-òÀneye ãorsunlar 3 Dem-i maôharıdır ekvÀn demdir bu eve mihmÀn Demle diridir her cÀn cÀnÀneye ãorsunlar 4 èÁúil bu deme irmez èaúl ile giden gelmez èÁúil bu demi bilmez dìvÀneye ãorsunlar 155 5 Sür dildeki efkÀrı maóv eyle úamu vÀrı Göñüldeki esrÀrı vìrÀneye ãorsunlar 6 Bir dil ki dolı efkÀr gelmez diline iúrÀr EãdÀfda nedir esrÀr dür-dÀneye ãorsunlar 7 Kevåer demidir nuùúım ùÀliblere hep ãundum HÀşim bu benim õevúim peymÀneye ãorsunlar 47 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1 Ôuhÿr-ı maôhar-ı Ádem Resÿl-i kibriyÀdandır Muúaddes olması her dem Resÿl-i kibriyÀdandır 2 èAcebdir nefòa-i RaómÀn Mesìóa oldı úuvvet cÀn Úamuya feyø-i Óaúú èirfÀn Resÿl-i kibriyÀdandır 3 Nübüvvetde olan envÀr velÀyetde olan esrÀr Tecellì-i ÒudÀ her bÀr Resÿl-i kibriyÀdandır 4 Muóammed óamdle õÀkir ehad Aómedledir bÀhir Eğer bÀùın eğer ôÀhir Resÿl-i kibriyÀdandır 5 Demidir nefòa-i RaómÀn dem ile óayy olur ebdÀn Ôuhÿr-ı her melek insÀn Resÿl-i kibriyÀdandır 156 6 Ôuhÿrı maôharı esbaú kelÀm ile bilindi Óaúú Úulÿbe feyø-i Óaúú muùlaú Resÿl-i kibriyÀdandır 7 Saña èizzet budur HÀşim ki ceddindür Ebu’l-ÚÀsım Tesellìler saña dÀéim Resÿl-i kibriyÀdandır 48 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1 EyÀ sen ãanma kim senden bu güftÀr-ı dehÀn söyler 19b Veya Àlet olan uøvuñ yÀòÿd tabè-ı zebÀn söyler 2 TemÀşÀ-yı cemÀliçün özüñ miréÀt idüb MevlÀ Yüzünden seyr idüp kendin demiñle hem èayÀn söyler 3 Yed-i úudret olup ùabèıñ cemÀline dutup perde MeôÀhirle ôuhÿr idüp úamusından beyÀn söyler 4 Óaúìúat èÀlem-i àaybıñ ôulÀmında òafì eşyÀ Ôuhÿr-ı şemè-i óüsnüñle òayÀliñdir cihÀn söyler 5 èAcebdir HÀşimiñ óÀli gehì Naúşì gehì Mıãrì Dil ü dÀnÀya vÀriådir aña kevn ü mekÀn söyler 49 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 157 1 Óaúìúat cümle eşyÀdan ÒudÀ her dem èayÀn söyler Úulaàuñ ùut úamu ãavte işit ãanma nihÀn söyler Aña Àlet olan diller ene’l-Óaúúı hemÀn söyler AyÀ sen ãanma kim senden bu güftÀr dehÀn söyler VeyÀ terkìb olan èunãur yÀòud laóm-i zebÀn söyler 2 Seni ol õÀtuna miréÀt ôarfın dürür eşyÀ Seniñ nÿrıñla mücellÀdır merÀyÀ esfel ü aèlÀ Ôuhÿrıñ maôhar-ı tÀmdır vücÿdıñ nüsòa-i kübrÀ Seni evvel saña bildirmek murÀduñ úasd idüp MevlÀ èAnÀãırdan geyip bir ùon yüzünden tercemÀn söyler 3 Muóabbet kenzini èaşúı idüp ièlÀn dil ü cÀnda Bitirdi bir şecer gÿyÀ ola seyrÀn bu meydÀnda MeôÀhir her cÀmè-i esmÀ düzüp insÀn bu elvÀnda Yaratdı cümle eşyÀyı özin pinhÀn idüp anda Görinür nice biñ yüzden velì kendin nihÀn söyler 4 Vesaòdan pÀk ider cümle maèÀdini diliñ zerger NebÀtıñ feyø-i óayvÀnıñ óayÀtıdır demiñ ey er Seniñ emriñle sÀridir hüviyyet her işi işler Kimiñdir bunca cünbişler kimiñdir nuùú iden gevher Özüñden olmadın èÀrif ki senden özüñ kÀn söyler 5 KelÀm-ı HÀşimì õevúiñ duyan èÀşıúlar ey naúşì CemÀl-i óüsnüñ seyriñ iden èÀşıúlar ey naúşì Óaúìúat bezminiñ cÀmıñ dutan èÀşıúlar ey naúşì 158 SeúÀhüm rabbuhüm òamrıñ içen èÀşıúlar ey naúşì İrer maèşÿúına anlar mekÀndan lÀ mekÀn söyler 6 Óaúìúat õÀt-ı MevlÀdan úamu eşyÀ èayÀn söyler İşit semè-i baãìretle ãaúın ãanma nihÀn söyler ÚıyÀmet añlayup Óaúla ene’l-Óaúú’ı hemÀn söyler ÁyÀ sen ãanma kim senden bu güftÀr-ı dehÀn söyler VeyÀ terkìb olan èunãur yÀòÿd laóm-ı zebÀn söyler 7 Saña irmek içün durmaz dün ü gün devr ider eşyÀ 20a Seni miréÀt idinmişdir meôÀhir esfel ü aèlÀ Vücÿduñ maôhar-ı tÀmdır cemÀliñ Àyet-i kübrÀ Seni evvel saña bildirmek murÀdıñ úaãd idüp MevlÀ èAnÀãırdan geyüp bir ùon yüzüñden tercemÀn söyler 8 Mürekkeb cümle müfredden nümÿne sırr-ı ekbersin Bugün nefò eyleyen rÿó-ı úamu ecsÀda bil sensin Eğer bilmez iseñ úadriñ gezer meydÀnda bir òarsın Olar kim bilmedi nefsiñ èörfden almadı dersin Değildir Óaúúa èÀrifler özin bilmez yalan söyler 9 Büùÿnıñ şÀh-ı èÀlemdir ôuhÿrıñ ãÿretÀ kemter ØiyÀ-baòş-ı cihÀn sensin cemÀliñ sì vü dü defter Deminden var olur eşyÀ idegör bu sözi ezber 159 Kimiñdür bunca cünbişler kimiñdür nuùú iden gevher Özüñden olmadın èÀrif ki senden özge kÀn söyler 10 Ôuhÿrından ôuhÿr itdi èaceb seyrÀn bu eyvÀnda ZamÀn maòfì ãuver ôÀhir vücÿd imkÀn bu bir Ànda Muóabbet kenzini iôhÀr iden insÀn bu ekvÀnda Yaratdı cümle eşyÀyı özin pinhÀn idüp anda Görinür nìce biñ yüzden velì kendi nihÀn söyler 11 SelÀmet bulmaú isterseñ olagör mürşide bende İrÀdet vir murÀdına göresin tÀ seni sende Ki Àòir öz ki ãÿretle görinür olma şermende ÒayÀl-i ôıll yeter èibret görinen òayme-i tende Değildir nuùú iden ãÿret derÿnunda ùuran söyler 12 KelÀmından alır feyøi bugün èÀşıúlar ey naúşì Seniñ luùfuñla ióyÀdır bugün èÀşıúlar ey naúşì Ôuhÿruñ sırr ile HÀşim bilür èÀşıúlar ey naúşì SaúÀhüm rabbühüm òamrıñ içen èÀşıúlar ey naúşì İrer maéşÿúına anlar mekÀndan la mekÀn söyler 50 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 160 1 Óuøÿr-ı etúıyÀyı maôhar-ı envÀr olandan ãor Ôuhÿr-ı evliyÀyı cÀmiè-i eùvÀr olandan ãor Künÿz-ı MurtaøÀyı noúta-i devvÀr olandan ãor Rumÿz-i enbiyÀyı vÀúıf-ı esrÀr olandan ãor Ene’l-Óaúú sırrını cÀndan geçüp berdÀr olandan ãor 2 Ùarìú-i Óaúda taúlìdi óaúÀyıú ehline ãorma Óaúìúat-ı nÿr-i tevhìdi dakÀyıú ehline ãorma äaúın bu silk-i tefrìdi èavÀyık ehline ãorma Yüri var ehl-i tecrìdi èalÀyıú ehline ãorma Anı cÀn ü cihÀnı terk idüp deyyÀr olandan ãor 3 FenÀda terk eyle yÀriñ viãÀliñ görmek isterseñ 20b BeúÀda õevúle dÀéim cemÀliñ görmek isterseñ èAceb èayn-ı cemÀlìde celÀliñ görmek isterseñ Gehì úahr u gehì luùfıñ kemÀliñ görmek isterseñ FenÀ ender fenÀda yoà olup hem-vÀr olandan ãor 4 äafÀ-yı mescid didi belÀàat ehli añlamaz MeôÀhir sırr ile òayrı nihÀyet ehli añlamaz Mürekkeb noúùa-i devri bidÀyet ehli añlamaz DilÀ bu manùıúu’ù-ùayr’ı feãÀóat ehli añlamaz Bunı ancak ya èAùùÀr yÀòÿd ÙayyÀr olandan ãor 5 MüsemmÀ bilmeyen HÀşim kemÀhi bilmez eşyÀyı Özin èulvì ãanur dÀéim kemÀhi bilmez ednÀyı MecÀzıñ maôhar-ı esfel kemÀhi bilmez aèlÀyı 161 Anadan ùoàma gözsüzler kemÀhi bilmez ednÀyı NiyÀzı vech-i dildÀrı ÿlü’l-ebãÀr olandan ãor 51 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Mevciyim men òÀnedÀnıñ baór-i èummÀn bendedir Sırrıyım men MurtaøÀnıñ genc-i pinhÀn bendedir Sırr-ı tecellìden ôuhÿrım her ãıfatla ôÀhirim Õerreyim ãÿretde ammÀ şems-i tÀbÀn bendedir 2 Neşeé-i Ànım görenler ãandılar óÀdiå meni ÕÀtıyım her neşeéniñ men sırr-ı SübóÀn bendedir Nuùú-ı õÀtım cümle èÀlem her ãıfÀtım bir óurÿf ÇÀr KitÀbıñ maènìsiyim èilm èirfÀn bendedir 3 ÕÀtımı õÀtımla ièlÀn eyledim her õerreden İstivÀ-yı nuùú-ı Óaúúım èarş-ı RaómÀn bendedir Vaódetim õÀtımda demdir úÀmetim elif eyledim Cennet (ü) nìrÀn ãıfÀtım óÿr (u) àılmÀn bendedir 4 Gösterüp her cÀmeden baş devr idüp her kaéseden Nükhet-i neşvemdir èirfÀn ùavr-ı Kur’Àn bendedir Her ôuhÿrımda taàayyur úudretim iôhÀr ider Her tecellìden èayÀnım seyr-i evtÀn bendedir 162 5 Var olan dem var iden dem HÀşimì demdir bu dem Evvelim dem Àòirim dem çÀr erkÀn bendedir 52 MefÀèìlün MefÀèìlün Feèÿlün 1 MekÀndan lÀ mekÀn hem kÀn göñüldür ZamÀnsız hem zamÀn her Àn göñüldür 2 Göñül anda ider her ùavrı iôhÀr MetÀliède ôuhÿr imkÀn göñüldür 3 Göñüldür menbaè-ı feyø-i ôuhÿrÀt Óaúìúat mülküne sulùÀn göñüldür 4 Göñüldür eyleyen terkìb-i efrÀd İden bir úaùre-i èummÀn göñüldür 5 Úamu efkÀr óavÀss-ı èaúlı vü vehmi İden peydÀ òayÀl-i cÀn göñüldür 6 Göñüldür HÀşime terkìb-i ãÿret 21a Vücÿd-i èÀleme insÀn göñüldür 163 53 MefÀèìlün MefÀèìlün Feèÿlün 1 Göñül ùıfl-ı muóabbet dÀyesidir Göñül pìr-i óaúìúat Ànesidir 2 Göñüldür baór àaybi’l-àayb lÀhÿt äadef-i èirfÀn nuùúıdır dÀnesidir 3 Göñül ümmü’l-kitÀb tuòmü’l-meôÀhir Muóaúúaú õÀt-ı Óaúúıñ òÀnesidir 4 Düzer bir demde biñ èarş ü semÀvÀt Göñül Óaúúıñ muãavver òÀnesidir 5 Göñüldür òˇÀcesi ervÀó-ı úudsiñ Úamu èilmiñ muallim òÀnesidir 6 Gerek mÀøi gerek müstaúbel ü óÀl Ezel Àòir tecellì òÀnesidir 7 CihÀt-ı sitte aña nisbet èademdir 164 CihÀtsiz mürà-i vaóyiñ lÀnesidir 8 Nebìlerle velìler beyt-i maèmÿr Bu HÀşim cümleniñ vìrÀnesidir 54 Mefèÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü FÀèilün 1 èÁrifler Óaúú yolunda bì-dil ü bì-cÀn gelir CÀn ü dili ÒudÀdan õÀtına bürhÀn gelir 2 ÕÀt-ı ãıfÀtı bì-reng naúşı yoúdur müsemmÀ Cümle ism-i müsemmÀ her naúşa elvÀn gelir 3 Çü varlıà ile úÀéim cümle mevcÿdÀt anıñ EmrÀø-ı úalb ü cÀn óikmet-i LoúmÀn gelir 4 Her ãıfÀtı ÒudÀnıñ fièlinde ôÀhir olur ÕÀtını bildirmeğe èÀleme mihmÀn gelir 5 Evveli yoú Àòiri Àòiri yoú evveli Devre-i kübrÀ zamÀn aña nisbet Àn gelir 6 Her bir deminden anıñ peydÀ olur nev-óayÀt Feyø ü nefs anıñdır èÌsì-i èİmrÀn gelir 7 Maùlaıè vü eùvÀr ile seyr-i sülÿk iden ol 165 äÿretde HÀşim ammÀ sırr ile SelmÀn gelir 55 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 èAlleme’l-esmÀ rumÿzı baú òaùù u vechiñdedir Cümle eşyÀnıñ ôuhÿrı pertev-i óüsnüñdedir 2 Cümle eşyÀyı óurÿfı cemè ü terkìb eyleseñ Bir kitÀb olur muóaşşÀ kim seniñ vaãfıñdadır 3 Úudret-i ãunè-i ÒudÀ hem oldı vechiñde tamÀm Maôhar-ı tÀmsın óaúìúat fièl-i Óaúú ãunèıñdadır 4 DaéimÀ müjgÀn-ı çeşmiñdir Ene’l-Óaúú sırrını Baùınıñ miréÀt-ı Óaúdır şekk-i óicÀb benlikdedir 5 Õevú-i cennÀt úuãÿr istebrak u kevåer óulel Eyleseñ diúúat óaúìúat cümle vicdÀnıñdadır 6 Esfel u aèlÀ ne kim var ger óaúìúat ger mecÀz Ger mürekkeb müfredÀt eşyÀ úamu ùavrıñdadır 7 Sì dürür veznle sekiz bÀb-ı óaúìúat cennetiñ 21b 166 Sırr-ı miftÀóıñ dilersiñ maènÀ-i nuùúıñdadır 8 Nuùúla úÀbil değil Àdem seniñ vaãfıñ ol MÀ vesaèanì174 lì maèa’llÀh sırrıçün şÀnıñdadır 9 TercemÀn oldı zebÀnı èilm-i Óaúúa èÀrifiñ HÀşimÀ èilm-i óaúìúat metn çün úalbiñdedir 56 MefÀèilün FÀèilÀtün MefÀèilün Feèilün 1 Nehy eyledi taúlìd hep ôıll-i ÒudÀ òayrü’l-beşer Müémin odur terk eyleye budur óaúìúatde òaber 2 äÀlió èamel taóúìúmiş şirk olmaya taúlid ile èİlminde hem olmaya hìç teévìl ile vardır eåer 3 Bu meõheb-i èÀrifleriñ kim olmaya taúlìd-i èamel Taúlìd ile úayd-ı èamel lÀyıú aña ola baúar 4 ÔÀhirde bu èibret yeter kim úayd ile ider èamel ÓayvÀna baú itmez úabül úaydın úarar bulsa ôafer 5 Maèmÿl eğer ôÀhir ola taóúìú èamel dinür aña Yoòsa eğer lafô-ı murÀd úalbi muàÀyirdi küfr 174 Ma vesaani ardi vela semai velâkin veseaini kalbi abdil mümin. Yerlere ve göklere sığmadım, Mü'min kulumun kalbine sığdım. Hadis-i Kudsi. 167 6 ÚuréÀna eğer lafô-ı óadìå aèmÀl-i teõkìr eylese ÚuréÀn içün dÀòil olur úavl-i maãdar muèteber 7 Budur óaúìúat bildiğim maèmÿl-i èamel şirk-i celì Taúlìd ile èÀmil olan şeyùÀn değil belki eşerr 8 Meéòaõ-i delìl bu naúlime fıúh ü uãÿl ü maènevì äıóóat içün taóúìú ider Şeyò-i èArab İbn-i èÖmer 9 Tecdìd ile eyle èamel yoúdur òilÀfı HÀşimÀ ÒÀyrü’l-meõÀhib bu ki hìç olmaz òatÀ ile òaùar 57 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Baór-i èaşúa ùalmayan èummÀn bilmez úandedir äıdúla úul olmayan sulùÀn bilmez úandedir 2 Bende ol bir mürşide var añla sebeb-i sırrını Küntü kenz’i bilmeyen RaómÀn bilmez úandedir 3 İtmeyen keåretde vaódet seyrini leyl ü nehÀr Seyr ider óayvÀn-veş seyrÀn bilmez úandedir 4 Levó-i dilde naúş iden naúúÀşa kim maórem değil èÁrif ise ãÿretÀ èirfÀn bilmez úandedir 168 5 Õevú idelden õÀt-ı vaódet bezmini bu HÀşimì Òayr şerri bir bilüp şeyùÀn bilmez úandedir 58 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Nÿş iden ãahbÀ-yı èaşúı tÀ ezel mestÀnedir Şemè-i Óaúúa yanmaàa ol tÀ ebed pervÀnedir 2 ZÀhidÀ beyhÿde ãanma hÀ-yı hÿ-yı èÀşıúı Seyr ider her yüzde yarın dime kim dìvÀnedir 3 Oynadup ãaórÀ-yı vaódetde bıraú nefsini Refref-i èaşúa süvÀr olmaú aña şÀyÀnedir 4 Terk idüp Cibrìl èaúlı nÿş idüp zehr-i melÀl Úab úavseyn zemzeminden içeñ èaùşÀnedir 5 Sırr-ı vaódet cemÀl-i Óaúla buldı beúÀ Oldı ol miréÀt-ı Óaúúıñ bildi ev ednÀ nedir 6 HÀşimÀ Manãÿr-veş urun Ene’l-Óaúú naèrasın Yüz çevirse dÀr-ı Óaúdan bil ki ol bìgÀnedir 59 169 Müfteèilün FÀèilün Müfteèilün FÀèilün 1 NÀr-ı èaşúa yanmayan cÀn nÿr bilmez úandedir 22a Úalıbı münkir ki şeyùÀn úalb bilmez úandedir 2 Men èarefe’den oúı dersi mekteb-i èirfÀna gel Bilmeyen kendi vücÿduñ Óaúúı bilmez úandedir 3 Bilmeğe saèy eyle vaódet sırrını gel zÀhidÀ Bulmayan keåretde vaódet cemè bilmez úandedir 4 Gice gündüz àayret idüp Óaúla kÀmil nuùúını Ùuymayanlar emr-i Rabbì nuùú bilmez úandedir 5 Ceõb iden vaódet meşÀmmuñ cÀmiè (vü) put-òÀneden ÔÀhiren kÀfirdir ol küfr bilmez úandedir 6 Ehl-i vaódet õÀt-ı Óaúda õÀtını maóv eyleyüp MüfredÀtı oldı sÀrì şirk bilmez úandedir 7 YÀd-ı Óaúla sürmeyen óicÀb seóÀbıñ HÀşimÀ Görmez ol õerrÀt-ı Óaúúı şems bilmez úandedir 60 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 ÇÀr çÀre êarb idince ôÀhir olur sırr-ı çÀr èAks-i ôulmet øamm olunca sì dü olur ÀşikÀr 170 2 Ol muóìù ü èÀlem Ádem cümleniñ mièrÀc hem Ùabè-ı çÀrdendir úuvvÀsı èunãur olur aña yÀr 3 Nÿrıñ aãlı çÀr èunãur ôulmetiñ aãlıda çÀr ÓÀrr bÀrid raùb yÀbis Àdem olur her ne var 4 Raùb çÀrdendir melÀéik óÀrr yÀbis cinn olur NÀr-ı nÿrıñ sırrı budur èaksi olur bì-úarÀr 5 MüfredÀta ricèat itse ger èanÀãır ùabıèla Neşr-i èÀlem dirler aña berzaò olur aña dÀr 6 CÀme-i rÿóì geyüp ger óaşr olursa aòiret Mevúif-i maóşerde anıñ işi olur Àh u zÀr 7 NÀr nÿrla nÿr nÀrla çÀr tabèıñ óaşr iden áuããa-i ferdÀyı çekmez gülşen olur aña nÀr 8 äÿreti cennetdir anıñ èaúl-ı RıêvÀndır hemÀn èİlmle eyler tecellì vuãlat olur aña yÀr 9 Ana dÀéimde ãıfÀt u õÀtla olur muóìù Eyleyüp tecdìd-i enfÀs lebsi olur bì-şümÀr 10 HÀşimÀ tecdìd-i òulú oldı bu óÀliñ cilvesi Anıñçün èÀrifiñ maòlÿúı olmaz dir kibÀr 171 61 Mefèÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü FÀèilün 1 Her bir veli muèteber bu vechle virmiş òaber Süflì ùabìèat her beşer bir bir gelür bir bir gider 2 Bu bir èaceb úudret dürür bu bir èaceb óikmet dürür äÿret değil sìret dürür bir bir gelür bir bir gider 3 Süflì demi esfel diler èulvì ider aãla sefer Ádem değil süflì meğer bir bir gelür bir bir gider 4 Süflì demi ùabèıyladır õevú-i müdÀm nefsiledir Nefsi ùıfla óìledir bir bir gelür bir bir gider 5 RÿóÀnìlerle ber-devÀm nefsÀniyye müşkil niôÀm Bed-òulúla eyler úıyÀm bir bir gelür bir bir gider 6 Baúsañ güzeldir ãÿreti cinnìyedir bil sìreti 22b ÓayvÀndır çün òilúati bir bir gelür bir bir gider 7 İdem saña naúl-i beyÀn aãlı budur cinniñ hemÀn Bu vaãfla olur èayÀn bir bir gelür bir bir gider 8 Ol bed-nefs tenden çıúar eyler hemÀn Óaúdan firÀr Bu ùavr ile itmez úarÀr bir bir gelür bir bir gider 172 9 Çün èunãur-ı òÀki ola sìret aña ãÿret ola Ekåer naôardan devr ola bir bir gelür bir bir gider 10 Gizlu olunca ãÿreti cÀn-ı cinn olur bu èÀdeti Esfelde ãÿret sìreti bir bir gelür bir bir gider 11 Cinnìde èÀdet budur esfel dem ile demlenir Her úalıbı süflì olur bir bir gelür bir bir gider 12 Her meékele ãÿret düzer eklinde çoú òavf-i òaùar Meékel olur baèøÀn meğer bir bir gelür bir bir gider 13 ÓÀlince çoú ãÿret yapar çÀr pÀ görünce bil úapar Ùabèa muvÀfıúsa yudar bir bir gelür bir bir gider 14 Ùabiledir meşy ü úarÀr ãÿretinde yoúdur medÀr Eyler ãıfatlardan güõer bir bir gelür bir bir gider 15 Áòirde kÀn-ı ebdÀn ola àÀyet siyeh elvÀn ola Meymÿn şebiñ imkÀn ola bir bir gelür bir bir gider 16 Ùuta siyehlerde mekÀn bula yedi dürlü nişÀn Her bir nişÀn dürlü nişÀn bir bir gelür bir bir gider 17 Döner beyÀøa devr ile ãÿret yedidir ùavr ile Áòir sefìde cevr ile bir bir gelür bir bir gider 173 18 Eyler sekiz devri sefìd her bir devr lebs-i cedìd Ola nihÀyetde mürìd bir bir gelür bir bir gider 19 İnsÀnla ünsi tamÀm olunca ide ihtimÀm İrşÀdla bula maúÀm bir bir gelür bir bir gider 20 Mürşid demidir mÀyesi hem nuùú-ı emri dÀyesi İrer kemÀle pÀyesi bir bir gelür bir bir gider 21 Cinden gelen rÿó ebed irişmeye úahriledür EsmÀ duèÀsı beyèidir bir bir gelür bir bir gider 22 İèrÀb sìdir didiğim devr-i èarab vaãf itdiğim Daèvetçilerdir didiğim bir bir gelür bir bir gider 23 èAvdet gelürse siór-bÀz úuúla óayÀl hem óoúúa-bÀz Devrince envÀè sÀz bir bir gelür bir bir gider 24 Gerçi gelür baèøı ricÀl bu ùavr ile bulur kemÀl Õevú ile eyler vaãf-ı óÀl bir bir gelür bir bir gider 25 Baèøı kemÀl ehli èaceb olmaz firÀşine èarab İtmez ise ùavrın neseb bir bir gelür bir bir gider 26 Her kÀmiliñ èaynı hemÀn olur yedincide beyÀn Olunca bu èayn-ı èayÀn bir bir gelür bir bir gider 174 27 HÀşim beyÀnıñ Óaúú cevÀb mürşidsiz olmaz ãavÀb İtmezse mürşid fetó-i bÀb bir bir gelür bir bir gider 62 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Ey göñül gel mÀtem it kim KerbelÀnıñ günidir Ehl-i èaşúıñ isteği hep òÀnedÀnıñ òÿnidır Ál-i evlÀd-ı Óüseyniñ etúıyÀnuñ rÿóıdır Gel göñül gel mÀtem it kim KerbelÀnıñ günidir 2 Ger diriseñ ben muóibb-i óÀnedÀnım ey óabìb 23a İt Yezìde laèneti itme tevaúúuf ey àarìb Gir gürÿh-ı èÀşıúÀna olmaàıl cÀnım rebìb Gel göñül gel mÀtem it kim KerbelÀnıñ günidir 3 Gel bu mÀha it rièÀyet terk-i şürb eyle dilÀ Úıl óaõer gel olma münkir başına iz belÀ Böyle yazmışdır ãavÀèiú lÀ-dìn gelsün ãalÀ Gel göñül gel mÀtem it kim KerbelÀnıñ günidir 4 Her kimiñ ìmÀnı varsa bu zamÀn eyler ôuhÿr Derd-i mÀtem ateş ile çekerin eyler buòÿr Óubb-i Óaydar àayretinde HÀşimÀ itme úuãÿr Gel göñül gel mÀtem it kim KerbelÀnıñ günidir 175 63 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1 Bióamdili’llÀh kemÀl üzre imÀmet ùavrına irdim MelÀmet õevúini buldum derÿnum fikr ider eõkÀr 2 Nübüvvet gencini açdım velÀyet dürlerin ãaçdım SemÀèım èayn-ı cemè õikrim düvÀzdeh rütbedir her bÀr 3 Gelenler işbu erkÀna geçerler àayrı iõkÀrdan Gelür óaúúÀnì istiànÀ gerekmez àayr-i Óaúú diyÀr 4 Derÿnı ÀşinÀ olmaú gerekdir eyleye ãoóbet MuãÀóibsiz sülÿk olmaz seni rüsvÀy ider aàyÀr 5 Gerekdir rehberiñ tÀcı ola meşrebde óaúúÀnì Sülÿkuñ ùavrıdır nuùúım diliñ çek àayriden zinhÀr 6 Resÿlüñ òÀnedÀnıdır bu silkiñ pìşvÀsı hep İmÀmet evveli soñra çehÀrdeh rütbe-i iúrÀr 7 İmÀmet bÀùın oldıúda òilÀfetle òilÀf oldı 176 Gelür ãÀóib-i zamÀn mürşid münÀfıúlar ide inkÀr 8 ÇehÀrdeh pÀk-i maèãÿmdur Resÿle vÀriå-i esrÀr Gerekdir müémine cümle muóabbet eylemek iôhÀr 9 Şehìd-i tìà-i aèdÀdır bu ervÀó-ı muúaddes hep BeyÀn idem saña bir bir nedir esmÀları ey yÀr 10 Muóammed ekber olmışdır biriniñ nÀm-ı pÀkì bil İmÀmeyniñ úarındaşı pederdir Óaydar-ı KerrÀr 11 Birine dirler Abdullah Óasan maôlÿmuñ oàludır Şehìd-i KerbelÀdandır helÀk itdi nìce eşrÀr 12 İki şühedÀsı şÀh-ı şehìdÀnıñ biri ÚÀsım Birisi Ekber Abdullah bular gencine-i envÀr 13 İmÀm el-óaúú óuøÿrında buları tìr ü bÀrÀnla Şehìd itdi münÀfıúlar olardır úÀtil-i aòyÀr 14 Biri Zeynü’l-ibÀduñ nÿr-i èaynıdır Saèìd ÚÀsım Şehìd itdi babasile münÀfıú òÀricì murdÀr 15 èAlìyyü’l-Aúùarì añla İmÀmü’l-BÀúırıñ oàlu Zehirle eyledi ikrÀm münÀfıú pÀdişÀh àaddÀr 177 16 Biri YaóyÀ-yı HÀdìdir öbiri Aãàar èAbdu’llÀh İmÀm Caèferü’ã-äÀdıú deminden bu iki ebrÀr 17 CenÀb-ı MÿsÀ-i KÀôımdan olmışdır iki gevher Biri äÀlió biri Ùayyib bulardır úıble-i şuùùÀr 18 Taúayyüdün ôÀhir olmışdur iki cevher kemÀl üzre Biri Caèfer biri ÙÀhir velÀyet cündeyn-i serdÀr 19 èAlì nÀm-ı Naúìden Caèfer ü ÚÀsım ôuhÿr itdi 23b èAcebdir cümle maèãÿmÀn gelür ãÀóib-zamÀn tekrÀr 20 ŞehÀdet bezmine õevú-i semÀè ile gelenler hep İçerler cÀm-ı kevåerden iderler Óaúla güftÀr 21 Seniñ bu nuùúını HÀşim idenler Óaúla iõèÀn Girerler úalb-i insÀna olurlar Óaúla seyyÀr 64 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Şemè-i èaşúuñ zÀhidÀ pervÀnesidir göñlümüz Mürà-ı lÀhÿt-i semender lÀnesidir göñlümüz 2 Nÿr-i mÀ zÀàa’l-baãar’dır175 feyø-i Óaúúıñ dÀyesi Ùıfl-ı ser dÀm-ı tecellì dÀnesidir göñlümüz 175 Mâ zâgal basaru ve mâ tegâ. Bakış kaymadı ve haddi aşmadı. Necm/ 17. 178 3 İtdirür tecdìd-i elbÀs ùıfl-ı rÿóa dÀéimÀ Bir nefesde biñ tecellì-òÀnesidir göñlümüz 4 Mekteb-i åümme dinÀnuñ òˇÀcesinden ders alur Lì maèa’llÀh dersiniñ ders-òÀnesidir göñlümüz 5 Bir şerÀre aña nisbet şuèle-i şems ü úamer DÀéimÀ envÀr-ı óüsnüñ Ànesidir göñlümüz 6 èArş (u) kürs cennet cehennem cümle bir õerresi ÒÀliú-i arø u semÀnuñ òÀnesidir göñlümüz 7 äÿreti òam kÀse-i Óaúdır kelÀm-ı èÀrifiñ Bezm-i èaşúı Óaydarì mey-òÀnesidir göñlümüz 8 Baór-i tevóìd hüviyyetdir anıñ bir úaùresi Baór-i õÀtıñ HÀşimÀ dür-dÀnesidir göñlümüz 9 An dÀéimde úamu eşyÀya sırr-ı feyø ider Sikke-i şems ü úamer êÀrb-òÀnesidir göñlümüz 65 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 ZÀhidÀ gel bì-nişÀndan bir nişÀn işte biziz Cümle mevcÿdÀt nişÀndır bilmediñ bilseñ biziz 2 Lìk úurı zehrle bilmek muóÀl ey lÀ-perest 179 Göremezsiñ vechimiz Óaúú úabøaya girmez biziz 3 Yüzümüzdür bil óicÀbıñ vech-i Óaúúı görmeğe Hem nihÀnız hem èayÀnuz hep gören görmez biziz 4 Yoú òafÀé aşikÀre gice gündüz zÀhidÀ An dÀéim yoú taàayyür Óaúú budur cümle biziz 5 Gel sükÿt it HÀşimÀ bu sırr-ı Óaúúı itme fÀş Gey melÀmet óırúasın hìç söyleme kim Óaúú biziz 66 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Biz òarÀbÀt ehliyiz her cÀne cÀnÀn olmışız Ùayy-i eùvÀr eyleyip her ilde mihmÀn olmışız 2 ÔÀhiren dìvÀneyiz mesken bize meyòÀneler Genc-i Óaúdır úalbimiz ãÿretde vìrÀn olmışız 3 Nüsòa-i tekmìl oúudun nefsimiz fehm itmediñ Noúùa-i úalbi bilince èayn-ı insÀn olmışız 4 Úalb-i kÀmil òˇÀcemizdir nefsimiz tefsìr-i rÿó ÓÀşiye ùabè-ı selìmdir saùr-ı FurúÀn olmışız 5 Añladıú óaşr-ı úıyÀmet úopdı girdiñ cennete 180 Vech- i Óaúúa nÀôırız biz ehl-i vicdÀn olmışuz 6 CÀm-ı vaódet cürèasın nÿş eyledik sekrÀn biziz 24a An dÀéim naúlimizdir mest ü óayrÀn olmışız 7 æemme vechu’llÀh bizimdir beyt-i maèmÿr bizdedir Rÿó-ı úudsiler meùÀfı èarş-ı RaómÀn olmışız 8 HÀşimÀ dünya vü èuúbÀ èaşıúa mekr ü óicÀb ÔÀhir u bÀùın bir oldı nÿn-ı imkÀn olmuşız 67 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1 DilÀ zülf-i dilÀrÀdan dimÀà-ı cÀn ãafÀ almaz Muèaùùar eyleyüp cismim beni benden baña ãalmaz 2 Gehì vaódet gehì fürúat gehì õevú gehì nièmet Gehì naúmet gehì miónet virüp benden beni almaz 3 Yem-i vaódet olup sırrım temevvüc eylemez bir dem SivÀdan ãoyunup göñlüm o baóriñ kaèrına dalmaz 4 Eğer evveli eğer Àòiri eğer dünya eğer èuúbÀ Bulardan el yusuñ HÀşim sivÀdan hìç eåer úalmaz 68 181 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Óamdüli’llÀh ãoóbet-i vicdÀna nÀéil olmışız Óamdüli’llÀh cennet-i vicdÀna dÀòil olmışız Rüyetu’llÀh õevúimiz iósÀna vÀãıl olmışız Nuùú-ı Óaúú dem-i nefòayız her şÀna óÀmil olmışız 2 Óÿr àılmÀn óarfimiz nehr-i çÀrdır ãavtımız Óavø-ı Tesnìm meclis-i òÀã èayn-ı kevåer nuùúımız Heşt cennÀt ùavrımızdır naúş-ı elvÀn óüsnümüz Nuùú-ı Óaúú dem-i nefòayız her şÀna óÀmil olmışız 3 Ne felekdir çeşmimiz hep nÀr-ı envÀr bizdedir Farúımızdır èarş-ı sidre èaúl-ı esrÀr bizdedir Ùabè-ı mevlÿd pÀyemizdir óükm-i devvÀr bizdedir Nuùú-ı Óaúú dem-i nefòayız her şÀna óÀmil olmışız 4 Mìm dÀl’ı mìm óÀ’yı şekille kÀtib biziz Óarf-i çÀrla her müsemmÀ sırrını óÀsib biziz äıbàatu’llÀh naúşımız hem óÀøır àÀéib biziz Nuùú-ı Óaúú dem-i nefòayız her şÀna óÀmil olmışız 5 Sırr-ı sübóÀnne’lleõì esrÀ’yı176 iúrÀr eylediñ Men reèÀnì úad reèÀnì remzin iôhÀr eylediñ Óubb-i Àl-i MuãùafÀyı dilde iõkÀr eylediñ Nuùú-ı Óaúú dem-i nefòayız her şÀna óÀmil olmışuz 176 Subhânellezî esrâ bi abdihî leylen minel mescidil harâmi ilel mescidil aksallezî bâreknâ havlehu li nuriyehu min âyâtinâ, innehu huves semîul basîr (basîru). Âyetlerimizi göstermek için, kulunu geceleyin Mescid-i Haram'dan, etrafını mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa'ya yürüten Allah, Sübhan'dır (bütün noksanlıklardan münezzehtir). Muhakkak ki O, en iyi işiten, en iyi görendir. İsra/ 1. 182 6 Bilmişiz ãÀóib-zamÀnı bu deme şükr eyleriz Görmüşüz Óaúdır cemÀli dÀéimÀ õikr eyleriz Mülóaú-ı Àl-i èabÀya faúr ile faòr eyleriz Nuùú-ı Óaúú dem-i nefòayız her şÀna óÀmil olmışız 7 Eylediñ òatm-i kırÀéat HÀşimÀ olduñ imÀm İútidÀ iden ãalÀtı dÀéimì itdi tamÀm CÀn u dilden oúusun bu mıãraıè her ãubó ü şÀm Nuùú-ı Óaúú dem-i nefòayız her şÀna óÀmil olmuşız 69 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1 Şerìèat başımız tÀcı ùarìúatle olduú nÀci MaèÀrif rÿóuñ mièrÀcı óaúìúatdır seyrÀnımız 2 Terk eyleyip naóv ãarfı oúuyup tevóìd óarfi 24b Bir noúùada cümle óarfi cemè itmekdir èirfÀnımız 3 Sırr-ı sırdan alup sebaú her şeyde görüp nÿr-i Óaúú Şerò ider bir bir her varaú oúumaúdır insÀnımız 4 Bu yolda oduñ iúrÀr gerek ãoóbet-i pìr iõkÀr gerek CÀn u teni ìåÀr gerek terk itmekdir olanımız 5 Oldıú teslìm erenlere rÀh-ı Óaúúı bilenlere Óaúdan òaber virenlere úul olmaúdır àavÀnımız 183 6 Keåret yolların geçmişiz dost ellerine irmişiz Óaúdan òayırla gelmişiz her dem Óaúdır mihmÀnımız 7 Dost baàçesinde bülbülüz vaãf-ı Óaúda nÀúılız Seóerde açılur gülüz èaúl-ı küldür bürhÀnımız 8 Pìrden alduksa òaber vücÿdında úoma óasr Bir ola òayr ile şerr inanmaúdır ìmÀnımız 9 Erenler izini izle ÀdÀb erkÀnını gözle HÀşimì sırrıñı gizle sır virendir óayvÀnımız 70 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Biz melÀmet bekleriz ãanma kerÀmet bekleriz Şöhreti zühdi bıraúdıú hem nedÀmet bekleriz Ádem-i maènÀ içün her dem òilÀfet bekleriz Şehr-i dilde her nefes bÀb-ı velÀyet bekleriz Óıãn-ı tevóìde girüp burc-i melÀmet bekleriz İbn-i vaútız kÿs-i tecrìd ile nevbet bekleriz 2 Úalbimiz VÀdì-i Eymen Bukèa-i ÓaêrÀdayız Ùabèımızdır mühmile biz cilve-i MÿsÀdayız Ùÿr-ı SìnÀ fikrimizdir Meşhed-i aèlÀdayız áarú iden Firèavnı küfri bizim maènÀdayız Óıãn-ı tevóìde girüp burc-i melÀmet bekleriz İbn-i vaútız kÿs-i tecrìd ile nevbet bekleriz 184 3 Ehl-i èirfÀnız ki cennÀt õevú-i vicdÀndır bize Cümle inkÀr ü úuvvÀmız óÿr (u) àılmÀndır bize Bezm-i dilde naúl-i èişret ãoóbet-i cÀndır bize Bu vücÿd şehrinde óÀkim sırrıyız önder bize Óıãn-ı tevóìde girüp burc-i melÀmet bekleriz İbn-i vaútız kÿs-i tecrìd ile nevbet bekleriz 4 Tuòm-ı èÀlem sırr-ı Ádem maôhar-ı eşyÀ biziz Hem nümÀ-yı kÀéinÀtız mevtle ióyÀ biziz Rÿó-ı ecsÀmız óaúìúat menşe-ié rüéyÀ biziz Her nefes her dem biziz hem ãÿret-i maènÀ biziz Óıãn-ı tevóìde girüp burc-i melÀmet bekleriz İbn-i vaútız kÿs-i tecrìd ile nevbet bekleriz 5 Emr-i Óaúdır nuùúımız biz nuùúı cÀn itmişleriz PÀyemiz èarş-ı muèallÀ devri Àn itmişleriz Bir nefesde biñ tecellì anı şÀn itmişleriz HÀşimÀ her demde bir dem nefsi úan itmişlerüz Óıãn-ı tevóìde girüp burc-i melÀmet bekleriz İbn-i vaútız kÿs-i tecrìd ile nevbet bekleriz 71 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1 Bióamdili’llÀh Resÿlüñ Àliyiz ãÀóib-kisÀyız biz 25a MevÀlìden temennÀ ehliyiz ãÀóib-vefÀyız biz 185 2 Muvaóóid müémine ìmÀn bize iúrÀr-ı teslìmdir äalÀt-ı èayn-ı mièrÀca delìl ü müntehÀyız biz 3 Bizimdir èilm-i ÚurèÀnì bizimdir óükm-i furúÀnì Biziz sebè-ü’l-meåÀnì hem óaúìúat innemÀ’yız biz 4 Muúaùùaè óarf-i nÿrÀnì çehÀrdeh levó-i ÚurèÀnda ZimÀmdır vaãfımız içün óurÿfa istivÀyız biz 5 El-úader aãlımız õÀten beyÀnı sırr-ı ùÀhÀ’dır äıfÀten Àl-i yÀsìn’iz müşedded lÀm hÀ’yız biz 6 MeèÀd (u) melceié her bir nebìniñ cedd ü aèlÀmız Velìler cümle ümmetdir úamuya mültecÀyız biz 7 Livaü’l-óamd óÀmilidir èAlìdir ceddimiz ammÀ Nebìler anda cemè oldı livÀè-i MurtaøÀyız biz 8 Úamu envÀr esrÀr-ı İlÀhì bizde ôÀhirdir Her Ànıñ Ànıyız ãÀóib-zamÀnız muútedÀyız biz 9 Uãÿlimiz kelÀmu’llÀh delìlimiz Resÿlü’llÀh Nübüvvet sırrına miréÀt úubÿr-ı enbiyÀyız biz 10 Bizimdir ãıdkle äıddíú bizimdir şerèle FÀrÿú Bizimdir cÀmiè-ü’l-ÚurèÀn èale’l-èarşi’l-èalÀ’yız biz 11 Úulÿbü’l-enbiyÀ medfen bize tendir sekiz cennet 186 Meleklerdir bize enfÀs celÀliz hem cemÀliz biz 12 Bizimdir saùr-ı bismil’llÀh bizi vaããÀf odur bi’llÀh MiåÀli sırrıdır bÀ’sı rumÿz-ı dÀl yÀ’yız biz 13 KelÀmu’llÀh-ı èulyÀ-yı yedü’llÀh’da temÀşÀ úıl ÒilÀfet sırrını añla bilürsüñ Óaúú-nümÀyız biz 14 Gel imdi añla esrÀrı ne yüzden eyleriz irşÀd Gelenler dÀr-ı ìúrÀra bilür her cÀna cÀnız biz 15 Gerekdir ÀşinÀ meşreb mürebbile muãÀóib hem Mükemmel ola her bir cÀn bu yolda reh-nümÀyız biz 16 Biri ãaàda biri ãolda ikisi peyrev-i dÿşüñ Se pervÀne gerek óÀøır èaceb meclis güşÀyız biz 17 DüvÀzdeh er gerek óÀøır çehÀr erkÀnla zinde Geçersün cÀn-ı varından úamuya can fedÀyız biz 18 Seni rehber çeküp dÀra gelürsüñ èahd-i iúrÀra Bilürsün õÀt-ı mürşid kim seniñle ÀşinÀyız biz 19 ÇehÀr bÀbıñ olur maèmÿr ãadÀúatle kerÀmetle MünÀfıú cÀna aldanma saña òışm-ı ÒudÀyız biz 20 Saña mürşid ki nuùú eyler èahd (ü) mìåÀú-ı ìmÀndan 187 Úabÿl it cÀnla yoòsa seniñçündür úafayız biz 21 Eğer esrÀr-ı iúrÀrıñ duyarsa zÀhid ü nÀ-dÀn Çekerler dÀr-ı aàyÀre o dem tìr ü cefÀyız biz 22 äaúın nefsiñe aldanma çehÀr bÀbıñ úalur noúãÀn Saña menzil olur süflì åüreyyÀ hem åerÀyız biz 23 Kimiñ iúrÀrını bu gözle görmezsen óaõer eyle Seni rüsvÀy ider òalúa saña ol dem belÀyız biz 24 Erenler sırrını izle edeb erkÀnı pek güzel Maèan gelsün úamu gel ki saña Óaydar edÀyız biz 25 TamÀm olunca iúrÀrıñ bilürsiñ şÀh-ı irşÀdı Úamu erkÀn ola icrÀ bu sırla mÀcerÀyız biz 26 MuãÀóib ÀşinÀ-meşreb mürebbì gölgeler cümle KisÀ-yı ehl-i beyt oldı bu dem Àl-i èabÀyız biz 27 Erenlerden sì dü çille se heftÀd er gerek óÀøır Gerekdür Õü’l-fikÀr anda bu kÀre lÀ fetÀ’yız biz 28 NiyÀz ü neõri óaddìnce gerekdir úoya meydÀne Seni taùhìre bÀdìdir èaceb úalbe cilÀyız biz 29 NiyÀzıñ nıãf-ı şÀhındır çehÀr taúsìm ola nıãfı 188 Gerek diúúat bu erkÀna bu taúsìme revÀyız biz 30 ÇehÀrıñ nıãfı irşÀdıñ biri óÀøır erenlere Biri de Óaú meydÀndır bu esrÀra revÀyız biz 31 MuãÀóib ÀşinÀ cümle gerekdir varını ìåÀr 25b Daòì cemèile cemè ola bu cemè ile òafÀyız biz 32 KisÀ ehlindeñ elbette çehÀr bÀbı gerek maèmÿr Úamu ùavrı ola èÀrif semÀè dem ãafÀyız biz 33 Úapu evvel şerìèatdir óaúìúi ÀşinÀ ister İkinci cÀn-ı meşrebdir ùarìúatde liúÀyız biz 34 Mürebbìdir üçüncisi óaúìúatde úapu anda MuãÀóib bÀb-ı rÀcièdir maèÀrifle àıdÀyız biz 35 Óaúìúat üzre hem meydÀn müzeyyen ola hem enver Úamunuñ nÿriyız el-óaúú daòì şemsü’d-dücÀyız biz 36 Ferş istebrak sündüs olup mihmÀn içün óÀøır KisÀnıñ taótı bu sırdır gelir anıñ atayız biz 37 KisÀ beş ten ola bir cÀn geyüpsermek libÀsını Bular Àl-i èabÀdandır bulara pìşvÀyız biz 38 Úalem-i nÿn levóine yaza úamu esrÀr-ı insÀnı 189 KemÀl ile ôuhÿr eyler cemÀlinde øiyÀyız biz 39 KisÀ beş nÿrı cÀmièdir èAlì ZehrÀ ile Şüpper Daòì Şebbìr ile KübrÀ vaãiyyü’l-müctebÀyız biz 40 KisÀ Ádemle ÓavvÀnıñ nikÀóıdır muúaddemde Gerek MÿsÀ gerek èÌsÀ úamuya iútidÀyız biz 41 Nebìdir ger velì cümle bu sırr ile mükemmeldir ÓavÀriyyÿn gerek esbÀù bu sırla ıãtıfÀyız biz 42 Nebìler bÀb-ı åÀnìde úarÀr itdi velì ÌsÀ Üçünci bÀba vÀãıldır èale’l-èarşi’stivÀ’yız177 biz 43 Nübüvvet genciniñ òatmi velÀyet bÀb-ı rÀbièdir MuãÀóib cemèidir aãóÀb òitÀmü’l-enbiyÀyız biz 44 MelÀmiyyÿnıñ eùvÀrı ùarìúat ehliniñ remzi Ezel èahdinde resmi bu ebedle ibtidÀyız biz 45 Gerek abdÀl gerek ãÿfì mücerred ola ger yektÀ Úamuya óaşr-ı ervÀóız cesedle eynemÀ’yız biz 46 Velì BÀlim CelÀl AbdÀl Necm DÀyile Bedre’ddìn Úamu bu kÀrı nÀùıúdır Óüseynìde nevÀyız biz 177 Errahmânu alel arş’istevâ. Rahmân, Arş’a kurulmuştur. Taha/ 5. 190 47 Óaúìúat ŞÀh äafiyyü’ddìn Velì Bayram Emir Sikkìn Sülÿk itdi bu siretle bu sìretle melÀyız biz 48 Óaúìúat merkebi bu dem bu demdir òˇÀn-ı rÿóÀnì VelÀyet ãofrası bu dem sahiyyü’l-eshıyÀyız biz 49 HezÀr ãad sìde mevlÿdum naôm-ı sÀlìde nüh heftÀd Nemed bu cismime èömrüm mükÀşif ãad àıtÀyız biz 50 Temìm MuãùafÀ şöhret elif şín mìm hÀ geldi Zamanıñ Mehdìsi ammÀ óaúìúatde RıøÀyız biz 51 Óüseynìyim melÀmìyim ôuhÿrum ÜsküdÀrìdir LibÀs-ı tÀzeler cÀnız ebed ãÀóib-kisÀyız biz 72 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Sırr-ı Óaúúa ùÀlib iseñ zÀhid-i òïdbìn meges 26a Ádem-i maènÀdır ancaú maôharı bil itme ses 2 Nefò-i Óaúdır her bir eşyÀ emr-i Rabbìden işit Nuùú-ı èÀrif maàz-i ÚuréÀn rÿó-i Óaúdır her nefes 3 ÇÀr ùabÀyièle èanÀãır nuùú-ı ãavte mebnìdir Fehm iderseñ cümleside emr-i Óaúdan muótebes 4 İrdi ise sırrına nÿru’s-semevÀtdan òaber èİlm-i Ádem añladıñ nÿr-i ÒudÀdan muútebes 191 5 Ádeme cümle melÀéik secde niçün itdüğün Gel óaúìúat sırrını duymaàa cÀndÀn it heves 6 Emred (ü) şÀb ãÿretinde gördi Aómed Rabbisin Münkir añla eyle ìmÀn nuùúına itme èabeã 7 Ádem-i maènÀdan irer rÿó-ı eşyÀ dem-be-dem Cümle eşyÀ hem vücÿddur kün değil mi bir nefes 8 MÀ vesaèanì’den muóìù èÀlem Ádem olduàıñ Fehm idersiñ bildiñ Ádem õÀt kimdir sözi kes 9 Ádemì maènÀyı Ádem şöyle bilgil HÀşimÀ ÕÀt-ı Óaúúıñ maôharıdır ãanma kim her òÀr (ü) òas 73 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1 Bugün deryÀ-yı èaşú içre benim úaùrem dürür herkes Tecellì õevú ü şevú içre benim õerrem dürür herkes 2 Tecellì õÀta irişdim fenÀ-ender-fenÀ buldum BeúÀ-ender-beúÀ buldum baña feryÀd ider herkes 3 Úamu yoúluúla varlıàım Óaúúıñdır hep óaúìúatda 192 Nidem ol baór-i vaódetde beni ãayd eyledi herkes 4 Gehì yÀd-ı firÀú ile beni sürdi bu illerde Açup yollar göñüllere benimle bil Óaúú herkes 5 Úamu sırlar beyÀn oldı cemÀlu’llÀh èayÀn oldı Dil-i HÀşim zebÀn oldı dem ile demlenir herkes 74 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Áb-ı óayvÀn-ı òaúìúat èaşúla olan èaùaş Óıør-i irşÀdı bulup terk eyleye cÀn ile baş 2 Olmaya teslìm ola ki hiç gelmeğe benlik aña Dönmeye vechini andan èÀlem ana atsa ùaş 3 AllÀh AllÀh diye dÀéim emrini Óaúdan bile Yüzseler cildini anıñ itmeye sırrını fÀş 4 Cümle nuùúın Óaú bile cÀndan ide emrin úabÿl Ùas ùolusı zehri ãunsa içe anı miål-i mÀş 5 ZÀhidiñ zühdü beladır başına ey HÀşimì Ádem olmaz zehrle ol yaşasa biñ yıl da yaş 193 75 Müfteèìlün FÀèilün Müfteèìlün FÀèilün 1 Kim ki bilür nefsini òalúa itmez ãavaş Úıble-i vaãl içün varını eyler ùiraş 2 Kaèbe-i dilde aña bÀb-ı selÀm açılır Beyte naôar eyleyüp secdeye hem úoya baş 3 Rükn-i menÀsik tamÀm beyte girince hemÀn SÀcid-i mescÿd ile gel ola èaúl-ı maèÀş 4 Dildeki beyte giren bir ùarafdan Óaúú budur Raómet-i Óaúú maèrifet õÀtına ola àavÀş 5 Keåret-i mìnÀda hem vaódet şÀhid ola 26 Eyleye varın mezÀd Àle óaúìúat úumÀş 6 Cümle-i erkÀn-ı óacc meslek-i Óaúúa nişÀn SÀlik-i Óaúdır metn-i meslek ãÿrı óavaş 7 Cümleye óacc-ı maènevì farø-ı èayn HÀşimÀ Beyt-i ÓudÀ Àdemi secde-i miórÀb-ı úaş 76 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Ùıfl-ı dil bulmaú muóÀldir nefs-i bed-òÿdan òalÀã 194 Olmayınca pey-rev irşÀdıñ velì cÀ-yı menÀã 2 BÀùınıñ taùhìre saèy it levå-i keåretden müdÀm Naúş-ı ôÀhirde beúÀ yoú dÀr-ı fenÀsı çün reãÀã 3 Òilúatinde mÿra òïş baú it èadÀlet cÀnla èÁmil olsañ nefsle elbet olur fièl-i úıãÀã 4 Esfel (ü) aèlÀya çeşm-i vaódetle eyle naôar Yek naôarda vÀãıl oldı maùlaba cümle òavÀã 5 Evvelìn (ü) Àòirìne vaódet oldı çün maèÀd HÀşimÀ tevóìd ile itdi bidÀyet èÀmm ü òÀãã 77 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1 èIyÀl ü mÀl nefsiñdir muóabbet gencine leãÀã ÓiãÀrındır ãıdúıñdır anıñ derbÀnıdır iòlÀã 2 ÒayÀl ü fikr-i vehmiñden òazer úıl dÀéimÀ ey cÀn Bulardır pek ãaúın genci delüp yaàma iden eşòÀã 3 Buları eyleyüp iàfÀl adüvvü şehvet ü òırãıñ Geçüp taht-ı muóabbetde olurlar õevúle raúúÀã 4 Açarlar òazne-i èaşúı virirler asker-i nefse Saña taót-ı ledünnìye olur øıd Àle-i úaããÀã 195 5 YaúÀrlar òÀne-i úalbì görinir rÀz-ı maózÿnì èUyÿbıñ faãã-ı cebheñde yazar faãlı ile faããÀå 6 Yem-i keåretde òavf idüp èadüvv-i nefs-i úorsandan Gerek óÀøır ola felek maèÀrifde ùob u miúrÀã 7 İdüp bu HÀşimiñ fièliñ vücÿdın èırúıyım vaódet MelÀóatde olup yektÀ óaúìúatle olur àavvÀã 78 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1 SemÀvÀtı peder añla olur mÀder úamuya arø ÚuvvÀsı èunãur-ı tabèıñ olur şehvet olunsa farø 2 Peder ãulbi ùabèiyetdir mevÀlìd raóm-ı mÀderdir Yed-i úudretle taòmìr-i şüéÿnÀt mücevher óavø 3 Ùabèiyet sırr-ı gevherdir úamu kÀne virir revnaú Dinildi mecmaèü’l-baóreyn bu Àna cÀn iderler èarø 4 NemÀ ile tesÀviri nebÀtÀtı ider ìmÀ Ki her tuòma nemÀ olmaz olur nÀúıã nemÀ-yı baèø 5 Óaúìúatde alır mÀder pederden nev-be-nev úısmet Pişirir nÀr-ı faãl ile àıdÀ içün miåÀl-i óayø 196 6 Muãavver sırr-ı aòlÀùdır teşekkül mevlid-i óayvÀn Bu Àdem rÿó-ı Àlemdir ider HÀşim úamuya feyø 79 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Nièmet-i èirfÀna ùÀlip olana nuùúım simÀù 27a Ehl-i õevú olan ùarìúat ehline èayn-ı neşÀù 2 Ehl-i iúrÀr ol dilerseñ óÀãıl ola maùlabıñ Münkirìn fikr ü òayÀle gelse gider inbisÀù 3 Ehl-i inkÀrdan óaõer úıl eyle dÀéim ictinÀb Ola ger müfti müderris itme aãlÀ iòtilÀù 4 Ehl-i tevóìde úarìn ol ayırma izinden göziñ RÀh-ı Óaúda vÀcib oldı mürşidìne irtibÀù 5 Ehl-i faúre ãavt-ı èavèavdır ãadÀsı münkiriñ HÀşimÀ dendÀn-ı inkÀrından eyle iótiyÀù 80 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Nuùú-ı münkirden gelir mi Àdem olanlara óaôô ÓÀşÀ’llÀh sırr-ı Ádem olan Àdem ide óaôô 197 2 Şekl-i insÀnda görüp sen anları ãanma beşer Sìreti kelb-i èaúÿrdır bulamaz nevèile óaôô 3 EnbiyÀ didi münÀfıú evliyÀ didi Yezìd Şimdi inkÀr ãÿret ile buldılar sìretde óaôô 4 Buldı her fevc fevcini óÀlindi ãÿr-i maènevì Óaşr ile ôÀhir olur geldükde İsrÀfìle óaôô 5 HÀşimÀ mazmÿn-ı teétÿn Àyeti naômıñ seniñ Münkirìne maóø-ı òüsrÀn ehl-i tevhìd bula óaôô 81 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 RÀh-ı Óaúda maùlab-ı vuãlat dilerseñ ol şücÀè Emr-i Óaúúı eyle idrÀk õevúle eyle semÀè 2 Her ne ãÿret kim görürsüñ bil òayÀliñ èaksidir Sırr-ı nuùúı Óaúdan añla Óaúdan eyle istimÀè 3 Burc-ı mìzÀn kemÀlden doàdı şems-i maèrifet Ôulmet cehli giderdi virdi èirfÀnla şuÀè 4 Ùalib-i èanúÀ olan gider óaúìúat ÚÀfına Lìk rehber-i kÀmil iste çoúdır bu yolda sibÀè 198 5 HÀşimÀ bu hÀ-yı hÿy güft ü gÿlardan àaraø Sırr-ı tevóìd-i ÒudÀdır yoòsa bir úurı nizÀè 82 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Ehl-i tevóìdiñ úamu aèøÀsı olmışdır úulaà El ayaú göz hep lisÀndır ardı öñdür ãolı saà 2 èUlvì süflì redd ü iúbÀl yoúdır èilminde anıñ Girme çıúma yapma yıúma iştirÀé olmış yasaà 3 ÓÀl-i fièlinde iøÀfet meslek-i emr-i maèÀş Óaúla isnÀdı Óaúúa rÀhı açıú yoú tebÀà 4 Ger fenÀdır ger beúÀdır ger devÀm ü inúılÀb Lafô-ı bì-maènÀ úatında bì-sütÿn ôılsiz ser otaà 5 DÀéimìdir HÀşimÀ seyf-i vücÿdı èÀrifiñ Tìà-i èüryÀn oldıàçün her ôuhÿrı tÀze dÀà 83 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Ùalib-i faúr u fenÀya eyle imdÀd yÀ İlÀh 199 Ola dÀéim fikr ü õikriñ èaşúla aña penÀh 2 Luùfa maôhar ile her bÀr eyleme saèyiñ tebÀh 27b Lì maèa’llÀh sırrına vÀãıl ola luùfuñla gÀh 3 èİlm ü óÀlì ola tevóìd köhne óÀli ola saà Göre Óaúdan bile Óaúdan Óaúdan işide kulaà 4 èİlm-i õÀtından irişe dem-be-dem feyø-i eyd Aómede óamd ide dÀéim keşf-i sırr-ı eóad 5 ÔÀhir AllÀh eóaddir bÀùın AllÀhü’ã-ãamed Lem yekün küfüven ehad’den178 bulalar bì-èadd-i meded 6 ÙÀlibe semt-i selÀmet Óaúú ola cümle müdÀm Bile Óaúdan her ôuhÿrı ola Óaú her bir kelÀm 7 Bir ola yanında cümle úayd-ı ıùlÀú òÀã (ü) èÀm DÀéimÀ Óaúúı müşÀhid ola her şeyde tamÀm 8 èAyn àayn úÀf’ı geçdi ôÀhiren sırr-ı èidÀd äoóbet-i dÀnÀda irşÀd buldı zÀhidler kesÀd 9 Olsa aúlÀm cümle eşcÀr olsa baóirler midÀd Olsa kÀtib cümle ervÀó olmaya bir sır güşÀd 178 Ve lem yekul lehu kufuven ehad. Hiçbir şey O’na denk ve benzer değildir. İhlas/ 4. 200 10 Kime kim feyø-i naãìb itmiş ola MevlÀ ezel DÀéimÀ kesb-i kemÀlde görmez ol aãlÀ kesel 11 Sırr-ı tevóìde irişüp eylemez úatèen cedel HÀşimÀ keåret ôuhÿrın vaódete aèlÀ bedel 84 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 NÀúil-i úaããÀã olanıñ èilm-i óÀli cümle lÀf Meclis-i tedrìsi anıñ şÀn-ı cinniñ bir meãÀff 2 èİlm (ü) èirfÀnı úıyÀs-ı nefs ile hem sÿ-èi ôann Sindi müsned òÀlì vaãf-ı terkìb yÀ muøÀf 3 Fenn-i şettÀdan mÀéil cemèiniñ teélìf edÀ èAúılla nefsiñ müellef zaèm ider eyler güzÀf 4 DÀéimÀ ceybine úırùÀs doldurup eyler riyÀ Cerr içün eyler úamu esvÀú ü ebvÀbı ùavÀf 5 èİlm-i nÀfiè bu değildir Óaúúı añla ey faúìh HÀşimiñ nuùúın úabÿl it iètiúÀdıñ eyle ãÀf 85 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 RÀh-ı Óaúda vaãf-ı óÀliñ itmez ol kimse telef 201 Cevher-i õÀtını anıñ pÀk ide baór-i Necef 2 Varlıàından ãoyunup àavvÀã ola èirfÀn ile SÀóiline baúmayıp úaèrına ire çün ãadef 3 Dürr-i yektÀ-yı óaúìúat úalb-i èilminde anıñ ÔÀhir olup on sekiz biñ èÀleme vire şeref 4 DÀéimÀ eãdÀf-ı óikmet ile sırrın setr ide èAyş-i keåretle melÀmet itmedir óÀl-i selef 5 Úaùre-i baór-i Necefdir kevn-i kÀnıñ cevheri HÀşimÀ ol baóre àavvÀã olmadır òayrü’l-òalef 86 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1 Eğer iúrÀra irdiñse gerekmez sende aãlÀ òavf 28a Óaúìúat òÀne-i dilde özüñ bil dÀéimÀsın øayf 2 Olursuñ mükrim elbetde ùarìúatde budur èÀdet Eğer bilmezseñ ikrÀmı olur õikriñ dem-À-dem óayf 3 Gerekdir cÀnla òidmet o meydan-ı muóabbetde O òidmet õevú ola cÀna ola ãubó (ü) mesÀ hem keyf 4 Muúaddem niyyetiñ bil ki øÀyiè olmaya òidmet DevÀm üzre ola òidmet şitÀ olsun gerekse ãayf 202 5 Bu sözlerden bilen HÀşim maèÀrifde nedir òidmet Cünÿd-ı nefsi úırmaúçün virilür maènevì bir seyf 87 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Sen ki faòrü’l-mürselìnsin nÿr-i erbÀb-ı yaúìn ŞÀnına tenzìl ile taèôìm iden Rÿóü’l-emìn Vaãfına nÀzil değil mi raómeten li’l-èÀlemìn179 YÀ Resÿle’llÀh meded senden kerem ey vech-i Óaúú 2 Çünki Rabbü’l-èÀlemìn itmiş cenÀbıñ èaùÀ Óubb-i õÀtından èaceb virmiş muóabbet ıãùıfÀ MuãùafÀ vü müctebÀ vü muútedÀ vü müntehÀ YÀ Resÿle’llÀh meded senden kerem ey vech-i Óaúú 3 Cümle ervÀó-ı melÀéik enbiyÀ vü evliyÀ èİlm-i taóúìúine itdi her birisi iútidÀ ÕÀt-ı pÀkìñ enbiyÀ vü mürselìne muútedÀ YÀ Resÿle’llÀh meded senden kerem ey vech-i Óaúú 4 Evvelìn ü Àòirìn õÀt-ı pÀkìñdir delìl Nÿr- õÀtından seni òalú itmişdir ol Celìl Raóm-ı ãulbündür muùahhar cedd-i pÀkìñdir Òalìl 179 Ve mâ erselnâke illâ rahmetel lil âlemîn. (Ey Muhammed!) Seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik. Enbiya/ 107. 203 YÀ Resÿle’llÀh meded senden kerem ey vech-i Óaúú 5 Gelmedi aãlÀ sifÀhden nÿrıñ ey òayrü’l-beşer Hep nikÀódan oldı ôÀhir nÿr-ı pÀkìñ muèteber Bÿy-i işrÀkdan maãÿn ecdÀd ü ceddÀd müşteher YÀ Resÿle’llÀh meded senden kerem ey vech-i Óaúú 6 VÀlideyn-i ekremeyniñ şanları aèlÀ’l-èÀlÀ Dürr-i õÀtıña ãadefdir her birisi nÿr-ı mÀ PÀk raómden pÀk ãulbünden geldiñ ey nÿr-i ÒudÀ YÀ Resÿle’llÀh meded senden kerem ey vech-i Óaúú 7 Ál-i aãóÀbından itdi nìce úudretler ôuhÿr Muèciziñle nuùúa geldi ùaş u eşcÀr hem ùuyÿr VÀlideyniñ eylemeñ ióyÀ èaceb mi fi’l-úubÿr YÀ Resÿle’llÀh meded senden kerem ey vech-i Óaúú 8 MuècizÀtıñ sırrını derk idemez èaúl-ı èalìl Naúøla bürhÀn netìce hem úıyÀã olmaz delìl Dìn-i şerèiñde anıñçün manùıúı oldı rezìl YÀ Resÿle’llÀh meded senden kerem ey vech-i Óaúú 9 MünkirÀndır ekåeri emriñle itmezler èamel İètibÀr itmez óadìåiñ óükmüne ekåer maóall Dìnle aókÀmları olmış feleklerle óaml YÀ Resÿle’llÀh meded senden kerem ey vech-i Óaúú 204 10 Birbiriniñ úavlini aókÀm iderler redìf Her birisi zaèmla óükmünde olmışdır óanìf Óükm-i Àyet óadìåe iètibÀr itmez óarìf YÀ Resÿle’llÀh meded senden kerem ey vech-i Óaúú 11 Ümmetinden ôann olur çoú kimse òïd-bìn oldılar 28b Ehl-i beytiñe ihÀnet birle rüsvÀy oldılar Seng-i ùaènı êarb içün hem-dest hem-pÀy oldılar YÀ Resÿle’llÀh medet senden kerem ey vech-i Óaúú 12 Óamdüli’llÀh bu zamÀnda ehl-i beytiñ óÀli òïş Òavf ile her bir münÀfıú idemez ùaèna òurÿş Ger tecellì-pìşe itmiş ekåerisi dìn-fürÿş YÀ Resÿle’llÀh meded senden kerem ey vech-i Óaúú 13 Úudretiñdir ey şafìèüèl-müõnibìn her kim sever ÒÀnedÀnıñ rÀh-ı Óaúda her biri buldı ôafer Ravøa-i RıêvÀnıñ ile bunlara luùf it maúarr YÀ Resÿle’llÀh meded senden kerem ey vech-i Óaúú 14 Ümmetiñdir ehl-i beytiñ rÀhına cÀnın fedÀ Eyleyenler ey celìlü’l-úader miréÀt-ı ÒudÀ Her úarnda ehl-i beytiñdir imÀm-ı muútedÀ YÀ Resÿle’llÀh meded senden kerem ey vech-i Óaúú 15 Ehl-i beytiñ zümresine eyleyen cevr ü cefÀ Nesl-i MervÀnì dürür hep düşmen-i Àl-i èabÀ 205 Ümmetinden add olunmaz bu gürÿh-i eşúıyÀ YÀ Resÿle’llÀh meded senden kerem ey vech-i Óaúú 16 Her kelÀmım úavl-i pÀkìñle müdellel ey Nebì Bu òayr-ı maømÿn úavliñ vaãf iden sensin seni èİlm-i úudret hep seniñdir söyleyen sensin seni YÀ Resÿle’llÀh meded senden kerem ey vech-i Óaúú 17 Bu àarìbiñ sırr-ı ãulbünden gelen ùÀlibleri Genc-i èirfÀnıña bir bir maôhar eyle anları Her vechiñden õÀtıña miréÀt ola bÀùınları YÀ Resÿle’llÀh meded senden kerem ey vech-i Óaúú 18 HÀşimìdir òÀnedÀn-ı ehl-i beytiñe òalef Cedd (ü) ecdÀd èiôÀmıdır aña viren şeref Dest-gìridir şehìd-i KerbelÀ şÀh-ı Necef YÀ Resÿle’llÀh meded senden kerem ey vech-i Óaúú 19 ÒÀnedÀna mülóaú itdim nìce cÀnı nìk-nÀm RÀh-ı silmiñ òÀnedÀnda ideler bir bir úıyÀm Uòlufÿnì emrine bu vechle virdim niôÀm YÀ Resÿle’llÀh meded senden kerem ey vech-i Óaúú 88 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 206 1 Çeşm-i èÀrif Óaúúa revzen òÀnesi dil ana baú Vechidir sebèü’l-meåÀnì ãÿret-i cÀnÀna baú 2 Sebaè-ı arø ü semÀyı èarşla kürsì vü hem Cümle eşyÀyı cÀmiè vaódet-i ebdÀna baú 3 Hem daòì esmÀ-yı õÀtiyye ile mümtÀz olup Esfel (ü) aèlÀya óÀkim óikmet-i YezdÀna baú 4 Metn-i enmÿzec vücÿdı hem meôÀhirle şürÿó èAyn-ı miréÀt-ı èavÀlim ãafvet-i insÀna baú 5 ÔÀhir ü bÀùın èavÀlim úalıb-ı úalbi olup BÀà-ı ezhÀr-ı behiştdir behçet-i elvÀna baú 6 Áb-ı cÀrì èayn-ı enhÀr cennÀtıñ èaynıdır ÚÀmet-i ÙÿbÀ-yı Sidre cennet-i RıêvÀna baú 7 ŞÀn-ı èirfÀnında nÀzil úavl-i Óaúú lÀ taúrebÿ 29a TÀ ebed vaódetle sekrÀn şerbet-i vicdÀna baú 8 Ádemìdir vaãf-ı õÀtıñ fe’s-cudÿ180 ièlÀn ider Böyle ôÀhir emr-i Óaúda óamaúat şeyùÀna baú 9 Men reèÀnì’den181 èAlìyyü’l-MurtaøÀdan ders alup Eyledi bu sırrı inkÀr sìret-i MervÀna baú 180 Fescudû lillâhi va'budû. Haydi Allah’a secde edin ve O’na kulluk edin. Necm/ 62. 181 Men reânî fekad reel Hakk. Beni gören Hakk’ı görmüştür. Hadis-i Nebevî. 207 10 HÀşimÀ hep devr-i eşyÀ Àdemìde òatm olur Ve’şrebÿ lÀ tüsrifÿ’dur182 Àyet-i Úur’Àna baú, 89 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1 ÒudÀyÀ õikr (ü) fikriñle göñülde bulam istiàrÀú Seniñ fikriñ dürür dÀéim derÿne nÿr iden işrÀú 2 Hem ola beyt-i dil maèmÿr óaúìúat üzre èaşúıñla Bi-èaşú-i seyyidi’l-kevneyn anıñdır enfüs (ü) ÀfÀú 3 Óaúìúatdan olup ÀgÀh bilem sırrını eşyÀnıñ Olup tÀ noúùa-i vaódet idem her óarfi istinùÀú 4 İrişe cÀna mÿtÿ’den183 òiùÀb-ı ircièì her dem FenÀ-ender-fenÀ ile beúÀya bulam istióúÀú 5 Nedir HÀşim tefekkür it seniñ şÀnıñda óikmetler Değildir kesb ile bunlar meğer pìr itdi istişfÀú 90 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 182 Ya benî âdeme huzû zinetekum inde kulli mescidiv ve kulû veşrabû ve la tusrifû, innehu lâ yuhibbul musrifîn. Ey Âdemoğulları! Her mescitte ziynetinizi takının (güzel ve temiz giyinin). Yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez. Araf/ 31. 183 Mûtû kable en temûtû. Ölmeden önce ölün. Hadis-i Kudsi. 208 1 Gel maúÀm-ı kÀf’a ñÿn’dan devr iden devvÀra baú ÕÀtını iôhÀr ile hem sırr iden settÀra baú 2 Bunca naúş u ãÿret ile vechini ièlÀn içün ÇÀr èunãur çeşmesinde seyr iden seyyÀra baú 3 İètibÀr ider celÀli hem cemÀliñ nisbeti Ki celÀliñ perdesinde úahr iden ÚahhÀra baú 4 Bilmek istersen bu sırrı var iriş bir kÀmile Kim bu sırra tÀc (u) taótıñ terk iden ebrÀra baú 5 áayrı yoúdur àayr bilme cümle birdir HÀşimÀ Farú terk it àayn èayn it yÀr deyu aàyÀra baú 91 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Bilmeziz yÀ Rabb ne sırdan kevnde biñ şÀn eylediñ Münkire seyr-i cemÀliñ ehl-i ùuàyÀn eylediñ 2 ÕÀt-ı pÀkiñ çün münezzehdir ÒudÀyÀ cümleden Bu ne óikmet Ádem içün secde fermÀn eylediñ 3 Bunca elvÀn u ãuverle eylediñ õÀtıñ nihÀn Yine kendiñ seyr içün her gün bir şÀn eylediñ 4 Gösterüp her bir ãıfatdan dürlü dürlü fitneler Vaódetiñ sırrın bu yüzden ãanki pinhÀn eylediñ 209 5 BÀà-ı óüsniñ zeyn idüp izhÀr-ı Ádemle hemìn Her birinde õevúiñ içün nice seyrÀn eylediñ 6 İtdirüp bu HÀşimì cümle ãıfatlardan güzer Kendüziñ bildirmek içün bunda mihmÀn eylediñ 92 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Nefs-i Yeécÿc seddini òalè eyleyüp Reh-nümÀ-yı õÀt-ı pÀkdir èaşú-ı pÀk 2 Bir nefesde èarş (ü) kürsì ùayy ider 29b SÀlik-i Óaúúa berrÀúdır èaşú-ı pÀk 3 Sırr-ı mÀ zÀàa’l-baãar’dır Ànesi Refref-i cemè-i firÀúdır èaşú-ı pÀk 4 ÔÀhir ü bÀùın menÀzil úatèine Dilde çÀbük-süvÀrdır èaşú-ı pÀk 5 èÁrìdir õÀtı sivÀdan dÀéimÀ Özüñe abdÀl sìne çÀkdır èaşú-ı pÀk 6 Şeyò-i kÀmil hem mükemmel bir èazìz äÀf-meşreb hem ãıfÀtdır èaşú-ı pÀk 210 7 İtmedi úahrı tecellìsiz úabÿl Maôhar-ı èayn-ı cemÀldir èaşú-ı pÀk 8 HÀşimÀ dilden èalÀyıú úaùèına èÁşıúÀna õü’l-feúÀrdır èaşú-ı pÀk 93184 Müfteèilün FÀèilün Müfteèilün FÀèilün 1 Diñle óaúúÀnì sözim èayn-i mürşiddir özüm MiréÀt-ı pÀki yüzüm pìrim Bandırmalınıñ 2 ErkÀn ile sünneti göñülleriñ zìneti ÓÀøır ola himmeti pìrim Bandırmalınıñ 3 Úomaz işiñ yarına baúmayanlar varına Gelür óayrÀn dÀrına pìrim Bandırmalınıñ 4 Vaódet şarÀbıñ içer tevóìd-i õÀta irer Her kim erkÀnıñ sürer pìrim Bandırmalınıñ 5 DevrÀne èÀşıú dÀrına naôar eyler yÀrine DÀòil olur şÀrına pìrim Bandırmalınıñ 6 èÁşıú olan óaddine vÀãıl olur sırrına 184 Bu şiirin vezni problemlidir. 211 áarú olur envÀrına pìrim Bandırmalınıñ 7 Her kim ola maóremi Àdemìdir her demi Áòir olur hem-demi pìrim Bandırmalınıñ 8 Yolunda vardır ey cÀn on iki ùavr-ı erkÀn Noúùa-i elif Úur’Àn pìrim Bandırmalınıñ 9 Cümle baór semekler èarø iderler dilekler ÇÀr u bekşì mülkler pìrim Bandırmalınuñ 10 Nesl-i pÀkì velìdir ceddi Óaydar-ı èAlìdir HÀşim ednÀ úulıdır pìrim Bandırmalınıñ 94 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1 Gel ey zÀhid sözim diñle sülÿk-ı èaşúla eyle Úuruca zühdi terk eyle göre iósÀnını Óaúúıñ 2 Çalış ledün èirfÀnına iriş sırrıñ sulùÀnına Girüp fÀnì meydÀnına göre iósÀnını Óaúúıñ 3 SÀlik bulur bunda kemÀl nuùúı olur Àb-ı zülÀl Bulur celÀl içre cemÀl göre iósÀnını Óaúúıñ 4 O dem olur göñli deryÀ ider mevtÀları ióyÀ 212 Sücÿd ider aña eşyÀ göre iósÀnını Óaúúıñ 5 Bu ceddi HÀşimiñ Óaydar aña úuùb-ı zaman rehber Dönüp Óaúúa sefer eyler göre iósÀnını Óaúúıñ 95 MefÀèìlün MefÀèìlün 1 Bu sözim eylegil idrÀk 30a Bu keåret cÀdısın it çÀk Gide vaódetle hep işrÀk Bir ola cevherile òÀk Bir ola yÀr (u) aàyÀruñ 2 Baúılsa ãÿretiñ Ádem Ôuhÿrıñ dem behey Àdem Vücÿdıñ èÀleme òÀtem Ne sırdır olasan nÀ-pÀk Úanı namus ile èÀrıñ 3 Eğer sen Ádem olsaydıñ YÀòÿd insÀnı bulsaydıñ Sücÿd sırrını bilseydiñ MaèÀãìden olurdıñ pÀk Giderdi şirk ü inkÀrıñ 4 İrişdi Ádeme devriñ 213 Niçün õevú olmaya cevriñ Hemìn dermÀn ola derdiñ CenÀbetden ola gör pÀk äalÀt ola úamu kÀrıñ 5 Nedendir Ádemiñ devri Ne sırrıçün ider seyri Ne vÀdidir anıñ ùavrı Bu óÀli eyleseñ idrÀk Olurdı Ádem eùvÀrıñ 6 İmdi bu sözim Óaúla KemÀl ehlini bul añla Der-i èirfÀnını bekle MaèÀrifle olup eflÀk Óaú olurdı hep efkÀrıñ 7 Gel imdi HÀşimÀ her dem Ola gör Ádeme hem-dem Olursun sırrına maórem Dinülür sırrına levlÀk Açar ôulümÀtı envÀrıñ 96 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Maùlaè-ı envÀr-ı tefrìddir kemÀli kÀmiliñ 214 Mebde-èi envÀè-ı terkìbdir kelÀmı kÀmiliñ èUøv-ı envÀè-ı óurÿf hem noúùa úalbi kÀmiliñ Óarf-i teşdìddir kitÀb-gÿne nuùúı kÀmiliñ 2 Besmele insÀn-ı kÀmil cümle èilmiñ menbaèı Noúùa-i bÀ’sı óaúìúat si dü óarfìn maùlaèı Sırr-ı õÀtı èilm-i Óaúdır ÜsküdÀrdır bürúaèı Sırr-ı çÀrla çÀr sedir vaãf-ı óÀli úÀmiliñ 3 Óarf-i penc var besmelede gerçi kim mektÿbdur Nuùú-ı ãavte gelmez ammÀ óaùù ile maóvìdir áayr-i manùıú oldıàçün maènÀsı maùlÿbdur ÔÀhiren hem bÀtınen remz-i óavÀssı úÀmiliñ 4 Óarf-i penc sırr-ı óavÀs çün óarf-i çÀrdeh ey hümÀm İsm-i maèãÿmÀnì istinùÀú olmışdır zimÀm Her biriniñ vaútini işèÀr ider olur imÀm Her biri ãÀóib-zamÀn hem cism-i rÿóì kÀmiliñ 5 Devr ile bir bir gelürler òalúı irşÀd itmeğe èAyn-ı ãahbÀ-yı muóabbetle göñül şÀd itmeğe Óaúúı iôhÀr vaódetiñ sırrını işhÀd itmeğe Mekteb-i èilm-i óaúìúatdir mekÀnı kÀmiliñ 6 Enfüs ü ÀfÀúa mürşid devr ile çÀrdeh gelir 215 VÀriå-i sırr-ı nübüvvetdir velÀyetle gelir Sìreti vaódetle vÀóid nìce ãÿretle gelir 30b Sırr-ı vaódet ãÿretÀ keåret libÀsı kÀmiliñ 7 Penc esrÀr bir vücÿdda óaşr olup oldı velì Faòr-i èÀlem Óaøret-i ZehrÀ ile Óaydar èAlì Şübber ü Şeppìr imÀmeyn hümÀmeyn celì BÀùını sırrını el-faúru faòrì kÀmiliñ 8 Zemzem-i feyø-i óayÀtıñ dÀéimÀ şeyòi bular Beyt-i maèmÿr vücÿdıñ vÀlid-i miftÀóı bular Arø-ı beyøÀ-yı óaşirdir sÀúì-i kevåer bular Nÿr-i èÀlem MurtaøÀ hem cedd-i pÀki kÀmiliñ 9 Dürr-i irşÀd èurve-i vuåúÀda yektÀ devr ider ÓÀne-i penciñ ôuhÿriçün tabÀyiè seyr ider Úaùre-i Nìl Nìl-i emvÀc mevci Àòir baór ider Úaùre baóri zerre-i bì-òod şems-i kÀmiliñ 10 Sırr-ı irşÀd Rÿma naúl itdi ledün virdi òaber Sÿre-i Rumda mübeyyindir bu úavl-i muèteber Elif tÀm òatm-i nübüvvetdir velÀyet müşteher HÀşimÀ òatm-i velÀyet oldı sırr-ı kÀmiliñ 97 216 MefÀèìlün MefÀèìlün Feèÿlün 1 Cehl-i èaùşÀnına bu èilm-i èirfÀn ZülÀlün fì zülÀlin fì zülÀlin 2 Óaúìúat cennet ü èadnı bu vicdÀn ÔılÀlün fì ôılÀlin fì ôılÀlin 3 Bu èÀlemde budur esrÀr èAlìyÀ Ola õÀt-ı ãıfÀtıñ Óaúúa mücellÀ 4 MaúÀm olmaú maèÀrifle ev ednÀ KemÀlun fì kemÀlin fì kemÀlin 5 Olasın ãÿret-i Ádemde ôÀhir Ola saèy-i sülÿkıñ anda Àòir 6 Óaúìúat olmamaú bu veche nÀôır Fì êalÀlun fì êalÀlin fì êalÀlin 7 Anıñçün ehl-i taóúìú itdi tehdìd Ola maófÿô-ı óaúìúat sırr-ı tevóìd 8 RiyÀ ile èamel tehlìl (ü) temcìd ÒayÀlun fì òayÀlin fì òayÀlin 217 9 İşitdüğün kelÀmı eyle tedúìú Budur añla óÀl-i ehl-i taóúìú 10 Seni Óaúúa ider her söz ki teşvìú ViãÀlun fì viãÀlin fì viãÀlin 11 MaèÀrif gencine bÀb oldı nuùúıñ Bu gence merkeb oldı añla şaòãıñ 12 Geçer boynuna olmazsa bu Óaúúıñ ÓubÀbun fì óubÀbin fì óubÀbin 13 Olanlar HÀşimÀ bu sırra ùÀlib Gerekmez anda bÀùıl meõÀhib 14 Ola ancaú aña õevú-i menÀãıb MenÀlun fì menÀlin fì menÀlin 98 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1 Óaúúa èÀşıú iseñ dilden bula gör mürşid eriñden 31a Geçe gör cÀnla tenden bulup bir mürşid-i kÀmil 2 Yüziñ sür òÀk-pÀyine idin õÀtını Àyine Girüp úalb-i serÀyine bulup bir mürşid-i kÀmil 3 KelÀm-ı feyø-i RabbÀnì zebÀnı rÿó-i sulùÀnì 218 CemÀliñ añla óaúúÀnì bulup bir mürşid-i kÀmil 4 ÓayÀt Àbıñ içüp andan geçüp bu canla tenden Seni farú idesiñ senden bulup bir mürşid-i kÀmil 5 Şerìèat õevúiñ dildir àulÀm-ı nefsiñi öldür Óaúìúatle için doldur bulup bir mürşid-i kÀmil 6 Vücÿdıñ úaùresi baóre ire gör şemse çün õerre Gelüp cemèiyyet fırúa bulup bir mürşid-i kÀmil 7 CemÀl-i Óaúúı kim ister ola HÀşim gibi Óaydar Ùarìúatde ola Úanber bulup bir mürşid-i kÀmil 99 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 èÁlem-i lÀhÿta iregör sırrıma eyle èaùÀ YÀ İlÀhì naúş-ı keåretle dile virme melÀl 2 Sırr-ı sırra maórem eyle maóø-ı faølıñla şehÀ YÀ İlÀhì naúş-ı keåretle dile virme melÀl 3 Óakk idüp dilden nuúÿş-ı mÀsivÀnıñ resmini Naúş ide envÀr-ı sırrıñ MuãùafÀnıñ óüsnini 4 İde idrÀk dil óaúìúat evliyÀnıñ óubbını 219 YÀ İlÀhì naúş-ı keåretle dile virme melÀl 5 İdelim taóãìl-i sırrı óÀl-i cümle evliyÀ Õikr-i dilden fikr idüp tÀ olalım etúıyÀ 6 Maôhar-ı sırr-ı şefÀèat ide şÀh-ı enbiyÀ YÀ İlÀhì naúş-ı keåretle dile virme melÀl 7 èAyn-i aèyÀnıñ İlÀhì èaynı keşf ola dile YÀr olup Óaydar bu yolda gide ùoàrı yola 8 ÇÀr yÀriñ nÿrı ile ùolsa bu göñlüm n’ola YÀ İlÀhì naúş-ı keåretle dile virme melÀl 9 Küntü kenz’iñ sırrı iôhÀr ide rÀh-ı vuãlatı İrelim eõvÀú-i vaãlÀ görmeyelim fürúati 10 HÀşimì ölmezden evvel bula sırr-ı vaódeti YÀ İlÀhì naúş-ı keåretle dile virme melÀl 100 MefÀèìlün MefÀèìlün Feèÿlün 1 Úaùaù emred şebÀbıñ óüsn (ü) Ànı CemÀlun fì cemÀlin fì cemÀlin 2 MenÀzil sırrına úaş-ı kemÀnı 220 HilÀlun fì hilÀlin fì hilÀlin 3 Gehì úavseyn ile ednÀ’ya mÀéil İşÀretle beşÀşet remzi úÀéil 4 HilÀl-ı çeşm-i saèdda ola nÀzil CelÀlun fì celÀlin fì celÀlin 5 Cebìni matlè-ı şems-i velÀyet Zülf ebr simÀyÀ hem èalÀmet 6 Tekerrür eylemek vaãf-ı èalÀmet MuóÀlun fì muóÀlin fì muóÀlin 7 DehÀnı hÀ-yı hevvez mÀh-ı tÀbÀn 31b MenÀzildir nübüvvet üzre dendÀn 8 VelÀyet üzre HÀşim baø esnÀn LeéÀlun fì leéÀlin fì leéÀlin 101 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Gel vücÿdıñ içre zÀhid Mehdì-i cÀnÀnı bul Bu vücÿdıñ şehr içre gizli sırdır anı bul 221 2 Hem Benì Aãfar òavÀùır şehriñi øabù itmeden ŞÀm-ı úalbe hicret içün bir mürüvvet kÀnı bul 3 Hem semÀ-ı şeyòden ine rÿó-ı aèôam şehrine Adını èÌsì dimişler sende bu èirfÀnı bul 4 Bu Dımışú-ı şeyòe girüp aç muóabbet kenzini èAsker-i aèdÀ-yı menèa èasker-i rÿóÀnì bul 5 Hem òilÀfetle vücÿdıñ şehrine Mehdì gele Ceyş-i rÿóa óükm içün úalbindeki Úur’Ànı bul 6 Fetó ider tekrÀr vücÿdıñ úalèasıñ Mehdiñ seniñ Ol zamÀn DeccÀliñ iôhÀr eyleyen şeyùÀnı bul 7 Mehdì-i sırrıñla rÿhuñ úatl ide DeccÀlı çün İòtilÀfÀt refè idici úÀtiè-i bürhÀnı bul 8 Mehdì-i sırrıñdan ola bir gulÀm-ı pÀk-edÀ Bint-i rÿóa èaúd eyle ãulbuñdedir bu úÀnı bul 9 HÀşimÀ gel èilm-i sırra èÀrifiseñ úıl sükÿt Bu vücÿdıñ şehri içre küll-i yevm şÀnı bul 102 MefÀèìlün MefÀèìlün Feèÿlün 222 1 Ezelden Àdemim insÀna geldim Bu derde merd olup merdÀna geldim 2 äıfÀtım õÀtıma miréÀt-ı vaódet Felekden ser çeküp seyrÀna geldim 3 Naôardan paralandı èayn-ı miréÀt Yine her pÀreden seyrÀna geldim 4 Görüp óaúúa’l-yaúìni’l-èayn-ı Óaúú Benim èarşı’stivÀ RaómÀna geldim 5 Nebìler òÀtemi devr ile KerrÀr VelÀyet şehrine derbÀna geldim 6 MeôÀhirle ôuhÿr-ı keåretde vaódet Ki her bir maôhara óaúúÀne geldim 7 MeôÀhir yevm-i nÀsÿt şÀna geldim Li-yevmi’l-cemè olan bu şÀna geldim 8 Mükerrer ùavrım oldı sırr-ı irşÀd MeôÀhir cemèine evùÀna geldim 9 Nübüvvet òatmidir bildim velÀyet VelÀyet sırrını ièlÀna geldim 223 10 VelÀyet mektebinde óˇÀce oldum Úamu maèãÿmlara furúÀna geldim 11 Úamusına oúutdum èilm-i óarfi Geçüp bir noúùa-i Úur’Àna geldim 12 Muóabbet ehli hep sırrıma vÀriå Úamusın sırrıma mihmÀna geldim 13 Bana iúrÀr idenler oldı nÀcì 32a İmÀm oldum edeb erkÀna geldim 14 Muóibbim òÀnedÀnım ehl-i beytim TemennÀ ehline iósÀna geldim 15 HidÀyetle idüp çoú õÀta irşÀd Teferrüc eyleyüp her kÀna geldim 16 Úulÿb-ı ehl-i èirfÀndır libÀsım Mücedded lebs ile bu Àna geldim 17 Baña hem-dem kelÀmım Óaúú bilendir MünÀfıú münkire dìvÀna geldim 18 ÓayÀt Àbı gibi zehri idüp nÿş BuàÀtıñ óabsine zindÀna geldim 224 19 SiyÀsetçün müzeyyen òÀricìler ŞehÀdet èìdine úurbÀna geldim 20 Gerekdir mürşide rehber muãÀóib Anıñçün ZÀhid-i GeylÀna geldim 21 äafiyyü’d-dìn ãıfÀtımla göründi MaúÀmım Erdebìl şÀhÀna geldim 22 Gehì şemsem ùulÿèum mÀha nÀôır Bedirdir maùlaèım tÀbÀna geldim 23 Baña ãadrımda mevcim bu èAlìdir Velì Bayramım sulùÀna geldim 24 Óıøır oldum Emir Sıkkìne nÀrı Münevver eyleyüp òïş yana geldim 25 Zamanıñ pìri hem esmÀ èAlìyim ŞehÀdet bezmine meydÀna geldim 26 Benim ÜftÀdedir nÀm (u) nişÀnım Óaúìúat neşrine iòvÀna geldim 27 BeúÀdır ÜsküdÀra hicret itdim FenÀdan el çeküp rindÀna geldim 225 28 Bilüp İbrÀhìmi Maómÿd mı ben Benim emred cevÀna oàlana geldim 29 MaèÀrif cenneti oldı maúÀmım Bilik İdrìs hem RıêvÀna geldim 30 èAlì zaòme irişdi menzilinde èAceb Manãÿr-veş yÀrÀna geldim 31 Baña mülküñ virüp Mıãrıñ èazìzi Óaúìúat sükkerin efşÀna geldim 32 Ùoàurdum raóm-ı sırrımdan atamı Veled vÀlid gelür aèyÀna geldim 33 Ezelden HÀşimÀ demdir libÀsım NihÀyet maènì-i insÀna geldim 34 İrişmez sırrıma erbÀb-ı ãÿret äanurlar meõheb-i buùlÀna geldim 35 Muúallid úatlime dendÀn biler hep Óaúìúat ehline bürhÀna geldim 36 Elif lÀm’a muúÀrin mìm-i úalbim Taúallüb devrine devrÀna geldim 226 37 MuãÀóibsiz benim sırrım bilinmez Netìce ãoóbet-i vicdÀna geldim 103 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Şol zamÀn kim úabrimi şaúú eyleyüp óayrÀn olam 32b Ol zamÀnda úaùreler cemè eyleyen èummÀn olam 2 Şems-i rÿóum maàrib-i tenden ùuluè itdikde ben Enfüsi iden münevver pertev-i tÀbÀn olam 3 èİlm-i idrÀk maèrifet õevú ile vicdÀn-ı òavÀã Sìretimde ãÿretimdir her ôuhÿra kÀn olam 4 Bu zamÀn erbÀb-ı õikriñ fikrim ola mÀyesi Õikrimi òayr ideniñ her óÀline yeksÀn olam 5 Ehl-i èirfÀn dillerinde õevúle cevelÀn idem äÿretinde her biriniñ sırrına mihmÀn olam 6 Fikrine geldim ãanur úalbe tenezzül eylesem èÁrifiñ èilmine idrÀk õevúine vicdÀn olam 7 Bir zamÀn münkir delìle vaãfü’l-óÀdim ola 227 Ehl-i tevóìd dillerinde nÿr ile lemeèÀn olam 8 MüşkilÀtıñ óallini derdiñ devÀsın isteyen İsmimi yÀd eylesin ki derdine dermÀn olam 9 Nuùú-ı óarfim refref-i ãavta süvÀr olduúda ben LÀ mekÀnì kün fekÀnı ùayy ile her Àn olam 10 èİlm-i õÀtım refref ola müntehÀdan èÀrife äayyit-i èirfÀnımla bÀùın seyrine bürhÀn olam 11 NÀr bÀd u Àb óÀkim beyt-i maèmÿr olalar Her úuvvÀ ervÀó-ı èÀlÿn ravøa-i RıêvÀn olam 12 Ana dÀéim ol Àòir baña kÀne yekÿn Eskimiz erkÀn-ı úalbim bir muèaôôam şÀn olam 13 NÀmım Aómed biñ Muóammed úabrim ola her biri äad hezÀr ervÀóa mÀye peyrev hem erkÀn olam 14 Her kim isterse benimle óaşr ola sevsin beni Her bir ile baór-i vÀódetde hemìn àalùÀn olam 15 èİlm (ü) èirfÀnımla her kim ùavrımı fehm eyleye RÀh-ı Óaúúa ùÀlib ise fehmine iõèÀn olam 228 16 Çoú zamÀn çoú dem geçe her dem bizimle demlene Hem-demimle her demimde devr ile devrÀn olam 17 Devr ile Àòir irişdi noúùa-i õÀt evvele Mercièìne ricèat itmiş bir øamìr-i şÀn olam 18 HÀşimÀ el-faúru faòrì’ñ bul melÀmetde óuøÿr Şems-i bÀùınla dilerseñ dÀéimÀ raòşÀn olam 19 ÔÀhiriñ taèmìri benlik èarø ider eyle óaõer El-àıyÀå ey şÀh-ı èÀlem úabriñe şÀyÀn olam 104 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 KÀr-ı mièmÀr-ı ezeldir bu vücÿd şehr-i tamÀm TÀ ezel bünyÀd olupdur oldı anıñçün imÀm 2 İbtidÀ-yı òalú-ı èÀlemdir vücÿd-ı kÀmiliñ Kün fekÀn’ıñ lafô-ı terkìbine olmuşdur zimÀm 3 Her ne kim vardır taèayyün lÀ-taèayyün cümleten ÔÀhir ile bÀùınıdır evvel Àòir òÀãã (ü) èÀm 4 LÀ-òalÀ hem lÀm’ladır kuvve-i vehm ü èaúl Noúùa-i sevdÀ-yı úalbi vaóy-i ilhÀm-ı kelÀm 5 èAúl-ı evveldir hem anıñdır merÀtibde ôuhÿr 33a 229 èAúl-ı idrÀk ile virdi cümle eşyÀya niôÀm 6 Rabbü’l-erbÀb sırrı aletidir her vücÿd Eyledi icrÀ úamu eşyÀda òaããa didi nÀm 7 èAúl-ı èÀşirden òaberdir bu kelÀmıñ ãıóóati èAlleme’l-esmÀ didi Úur’Ànla òayrü’l-enÀm 8 Rütbesile on sekiz biñ èÀleme zìnet virüp Lebs-i eşkÀl ile terkìb eyleyüp virdi maúÀm 9 Eyledi èilm-i heyÿlÀsile òatm ãÿreti Sìretin tekmìl içün geldi bu HÀşim ve’s-selÀm 105 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1 Óaúìúat genc-i pinhÀnım velì ãÿretde insÀnım Sì dü tefsìr-i Úur’Ànım çehÀr heşt baór-i èummÀnım 2 Ôuhÿr merciè-i eşyÀ müsemmÀyım daòì esmÀ Baña sÀcid úamu tersÀ ki her şÀn ile bir şÀnım 3 CenÀn-ı ùabèımı gezdim maèÀrif gencini sezdim Bu eşkÀl-i òafì düzdüm merÀtib üzre nirÀnım 4 ÙabÀyiè óaşr-i efrÀdım ãırÀùıñ sırr-ı muètÀdım 230 èAnÀãır óaşr-ı ecsÀdım kemÀl óüsnüne ben Ànım 5 Atam ùoúuz anam heftdir bu àam pestle heştdir Se heftÀdda dilim mestdir bu dem İlyÀ vü SelmÀnım 6 Teceddüd üzre İlyÀsım çehÀrdeh oldı enfÀsım Netìce maùlaèım ÚÀsım mücedded dìn ü ìmÀnım 7 VelÀyet òatmidir ÚÀsım bu dìniñ rüknidir ÚÀsım Anıñçündür Ebu’l-ÚÀsım bu meõheb içre nihÀnım 8 Ne sırdır bilmez ÚÀsım ledünnì bilmeyen HÀşim Óaşırdan neşr olur dÀéim disün ehl-i ìmÀnım 106 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1 Vücÿdum mülkün èaşú-ı muóabbetle òarÀb itdim Derÿnum èÀlemiñ yaúdım cigerim òïş kebÀb itdim 2 Dolup nÿr-i óaúìúat úalbime sırr-ı İlÀhìden Óaúìúat baór-ı vaãlında serÀbım òïş şarÀb itdim 3 O dem duydum şeh-i şÀhÀn idenmiş õÀtımı miréÀt İdindim õÀtımı úıble dilim beytü’l-óarÀm itdim 4 Açıldım cÀm-ı vaódetden melÀmet eyledi èÀlem 231 èUlÿm-ı èÀrifÀn ile derÿnum pür kebÀb itdim 5 Gehì cemèiñ firÀú ile èaceb óayrÀn olur HÀşim Anıñçün õikrini dilde bu gün leb-i lübÀb itdim 107 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1 CemÀliñ şemèine pervÀne-veş yanmaú diler göñlüm ViãÀliñ õevúine cÀnÀ irüp yanmaú diler göñlüm 2 Duyaldan vaãf-ı pÀkìni beni benden cüdÀ úıldı ViãÀliñsiz ãafÀ bulmaz anıñçün çoú cefÀ úıldı 3 Meh görüp her yüzde nurını seni sanmaú diler göñlüm CemÀliñ şemèine pervÀne-veş yanmaú diler göñlüm 4 Her irilüp õÀt-ı pÀkini giyüp kendin òafÀ úıldı CemÀliñ şemèine pervÀne-veş yanmaú diler göñlüm 5 ViãÀliñ õevúini arzu idüp terk-i cihÀn itdi 33b Óuøÿr-ı pÀke irmekçün èaceb kendin nihÀn itdi 6 GülistÀn cemÀliñçün dilÀ bunca fiàÀn itdi CemÀliñ şemèine pervÀne-veş yanmaú diler göñlüm 7 Didiñ õÀt-ı şerìfimi görenler gördiler Óaúúı 232 Anıñçün õÀt-ı pÀkìni görenler gördiler Óaúúı 8 CemÀliñ perteviyim cÀnÀ bulanlar buldılar Óaúúı CemÀliñ şemèine pervÀne-veş yanmaú diler göñlüm 9 Kerem ıssı kerem ile cemÀliñ HÀşime göster áarìb derdmendiñdir úapunda cümleden aóúar 10 FirÀúıñ nÀrına yanmış zülÀl-i vuãlatıñ ister CemÀliñ şemèine pervÀne-veş yanmaú diler göñlüm 108 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 ÓÀdiåim ãÿretde ammÀ úudret-i muùlaú menim Áòirim ôÀhirde ammÀ muèìnde evvel menim 2 Maènì-i maènÀ’l-meèÀnì sırrına mübhem menim Keşf-i esrÀr-ı óaúÀyıú eyleyen giru menim 3 Cümle maôharlar ãıfÀtım el-fetÀ tevlìd ider Ùavr-ı inkÀrda nihÀnım münkir-i iúrÀr menim 4 Sırrımı şaúúü’l-úamerle vaódeti farú itmeğe Küfr ìmÀn lebs-i keåret cümleniñ sırrı menim 5 NÀr-ı Nemrÿd celÀlimle Óalìl sırrımı 233 Mancınıú-ı èaúılla èaşú nÀrına atan menim 6 Eylemem bu cÀnı úurbÀn çün bedel Óaúdan baña Sırr-ı Yÿsuf MuãùafÀyım hem yine HÀşim menim 109 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Ta ezel èaşú (u) muóabbet ile şeydÀ olmuşum Úayd-ı zencìr-i melÀmet ile rüsvÀ olmuşum 2 SÀóil-i baór-i hüviyyetdir mekÀnım ãÿretÀ áarú idüp felek vücÿdım èayn-i deryÀ olmuşum 3 İòtiyÀr itdim memÀtı Óızr-ı èirfÀn vaãlına Nÿş idüp Àb-ı óayÀtı sırr-ı ióyÀ olmuşum 4 Óaúú iôhÀr itdi òalúa çünki Ádem sìreti äÿret-i Ádeme geldim Óaúúa maènÀ olmuşum 5 Vechini gösterdi cÀnÀn remz ile cÀn istedi Eyledim çarmıòı dilber çünki èÌsÀ olmuşum 6 èArş-ı ãafÀ-yı saúfım oldı kürsi makèad sıdúıma èAúl-ı küll refref olaldan sırr-ı evóÀ olmuşum 7 Keåret-i elvÀn-ı evrÀú ãudÿrdur vaódetim 234 Úayd-ı èunãur cennetimdir tuòm-i ÙÿbÀ olmuşum 8 ÚÀmetim elif eóaddir HÀşimim mìm menşeim Cemè içün óarf-i vücÿdı noúùa-i bÀ olmuşum 110 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Ben muúìm-i beyt-i Óaúúım sırr-ı úuùb-ı èÀlemim Beyt-i maèmÿr ãÿretimdir maôhar-ı tÀm Ádemim 2 Bir àıdÀ-yı tìn mevcÿd bezm-i vaãlında baña Ben àıdÀ-yı mürà-i èaşúım sırr-ı èaşúa maóremim 3 MÀlik (ü) RıêvÀna nìrÀn cennet-i õevú-i èaõÀb 34a Oldılar fièlimle ôÀhir Àòirim hem aúdemim 4 Ben nümÀ-yı her vücÿdum feyø-i engÿr-i óayÀt BÀdeyim hem sÀúìyim hem cÀm-ı èaşúım hem cemim 5 Teşne-i bingÀm-i èaşúım buldı ezhÀr-ı vücÿd èAyn-ı ãaóbÀ-yı muóabbet cümle derde merhemim 6 KÀf nÿn baórinde emvÀc nev-be-nev òilèat baña TÀc-ı levlÀk185 dürre beytim ser-i sırda eğer mim 185 Levlâke levlâke lema halaktü’l eflâk. Eğer Sen olmasaydın varlığı yaratmazdım. Hadis. 235 7 Noúùa-i õÀtımla terkìb oldı eşyÀ-yı óurÿf BÀtınen maèrÿf úÀéim ôÀhiren hem mübhemim 8 Mìm-i Aómeddir úuèÿdum úÀmetim elif eóad ÇÀr kitÀbıñ noúùasıyım èilm-i bÀde aèlemim 9 èÁlemi dem Ádemì dem HÀşimì demdir bu dem Matlaèımdır bir bir ecsÀd cümlesinde bir demim 111 Müstefèilün Müstefèilün Müstefèilün Müstefèilün 1 Bulduú ãafÀ tevóìd ile yÀ Rabb nìce şükr idelim Òïş óÀlimiz tefrìd ile yÀ Rabb nìce şükr idelim 2 Nièmet seniñ iósÀn seniñ dertlilere dermÀn seniñ Tenler seniñ her cÀn seniñ yÀ Rabb nìce şükr idelim 3 Senden eger tevfìú ola úullar gire ùoàrı yola Sensin muèìn her bir úula yÀ Rabb nìce şükr idelim 4 RıêvÀn seniñ cennet naèìm nìrÀn seniñ naúmet cahìm FermÀn seniñ sensin óakìm yÀ Rabb nìce şükr idelim 5 Senden èaùÀ nefs-i fütÿó emriñdir her tende rÿó Budur iden úalbe ãünÿó yÀ Rabb nìce şükr idelim 236 6 Vaãfıñ seniñ ferd-i ãÀmed hem lem yekün küfüven ehad Sensin ezel sensin ebed yÀ Rabb nìce şükr idelim 7 Sensin bilen sensin Òabìr sensin gören sensin Baãìr Úudret seniñ sensin Úadìr yÀ Rabb nìce şükr idelim 8 Her õerre bir metn-i mütÿn her meôÀhir bir fünÿn Yazdı úamusın kÀf nÿn yÀ Rabb nìce şükr idelim 9 Bu HÀşimì vaãlındadır vaãlıñ ile óayretdedir Luùfuñ ile şermendedir yÀ Rabb nìce şükr idelim 112 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 LÀ yezÀl baórinde yektÀ lüélüé-i lÀ lÀ idim SÀóil-i imkÀnda evvel Ádeme maènÀ idim 2 Keff şeyiñ òuùbesi ebced velakin bì-naúù èAyn-i óikmet suóuf-i İdrìs óükmüne imøÀ idim 3 Nÿr-i úalble Òalìl eyledikde nÀr-ı nÿr Ehl-i tuàyÀnı helÀke úuvvet-i İlyÀ idim 4 Mülk-i baùóÀ nÿr-ı Aómedle münevver olmaàa äulb-i İsmÀèìle nÀzil cevher-i yektÀ idim 5 Óaml-i Meryem Rÿó-i úudsìle ôuhÿr itdikde ben 237 èİlm-i óikmetle müzeyyen emr-i bì-hemtÀ idim 6 Nefòa-i úudsì ile oldum MesìhÀya úarìn Eyleyen İncili taúrìr rÿó-i müsteånÀ idim 7 Mekteb-i dilde oúutdum èilm-i tecdìd ol zamÀn Bulıcaú èayn-i óayÀtı hem-dem-i èÌsÀ idim 8 İòtilÀf-ı dìn-i millet eyledikde èİsevì 34b Úıble-i taóúìúe sÀcid óÀkim-i batóÀ idim 9 Óamdüli’llÀh nÿr-i õÀt-ı Aómede miréÀt özüm Bÿy-i õÀtımla muèaùùar bir gül-i raènÀ idim 10 Sırr-ı pÀk ile tenezzül eyledim her menzile HÀşimÀ taht-ı kisÀda kevåer-i ãahbÀ idim 11 Nuùúla her bir göñül derdine dermÀn olmuşum Úaùre úaùre her göñülde cemè olan deryÀ idim 113 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Her bir eùvÀra muóaúaú dest-i hem-pÀ olmuşum Her bir evùÀna müzeyyen levn-i aãfÀ olmuşum 2 Baór-ı vaódet úaùre úaùre õerre õerre her ôuhÿr 238 Revzenimde cümleside şems-i aêóÀ olmuşum 3 Sırr-ı vaódetle velÀyet nÿrı oldı ÀşikÀr Nÿn elif’iñ vuãlatında noúùa-i bÀ olmuşum 4 Sırr-ı pÀk-i Aómed ü muòtÀra maôhar olalı äÿretÀ bir úaùre iken èayn-i deryÀ olmuşum 5 EynemÀ nÿrını dilden cÀn göz ile göreli Úad reèÀnì pertev ile nÿr-ı yektÀ olmuşum 6 Varımı terk eyleyüp irince vaódet àÀrine äıdúla äıddíú refìúim şÀh-ı maènÀ olmuşum 7 Lev denevtü remzini refref baña itdi èayÀn èAúl-ı küllüñ úudret ile úalb-i eşyÀ olmuşum 8 Baór-i dilden felek tenle sÀóil-i farúa èubÿr Eyleyüp her bir göñülde genc-i aòfÀ olmuşum 9 Vaóy-i FurúÀn hicretimde ôÀhir oldı Limnide Óarf-i çÀrdehdedir zimÀmı kÀf rÀ ùÀ olmuşum 10 Vehm-i fikri nevm-i õikri aãlıma itdim fedÀ Ferèim ãÿretde ammÀ èayn-i baba olmuşum 239 11 Ùavr-ı edvÀr-ı HÀşimiñ nuùú ile olmuşdur beyÀn Her ôuhÿrıñ maôhar ile óaşr-ı kübrÀ olmuşum 12 SÀlikìne seyr-i úalbi naômla itdim beyÀn RÀh-ı Óaúú göñül evidir lÀ’da illÀ olmuşum 13 Feyø-i Óaúú dilden dile nuùú ile teéåìr itmede Her cihetle her göñülde Óaúúı gÿyÀ olmuşum 114 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Óamdüli’llÀh kim yem-i maènÀya mecrÀ olmuşum İçmişim Àb-ı óayÀtı Óıøır maènÀ olmuşum 2 Óikmetime vÀãıl olmaz itse EflÀùun ôuhÿr Eylerim LoúmÀnı óayrÀn Ùÿr-ı MÿsÀ olmuşum 3 Virmezem İskendere miréÀtımı olmam vezìr Ferd-i vÀóid devre geldim dürr-i yektÀ olmuşum 4 Ádem (u) İdrìs Nÿóuñ devrini itdim tamÀm Devr ile geldim Óalìle èilm-i rüéyÀ olmuşum 5 Çün fedÀya maôhar oldum oldı baùhÀ meskenim Vech-i İsmÀèìl gördüm beyt-i èulyÀ olmuşum 6 Raóm-ı ãulbı seyr idüp buldum nice HÀşimde dem 240 Millet ü meõheb bilindi nÿr-i MevlÀ olmuşum 7 äulb-i èAbdu’llÀha geldim çoú münÀfıú gözledim 35a Mecmaèü’l-baóreyn geçdim èayn-ı deryÀ olmuşum 8 Eyledim mürà-ı ebÀbìlden èaceb úudret ôuhÿr Verd-i ãad-berg ôÀhir oldu verd-i raènÀ olmuşum 9 äulb-i Aómed MuãùafÀyı eyledim menzil vaùan Pertev-i şems-i óaúìúat şemè-i aãfÀ olmuşum 10 Eyledim seyr-i sefer geldim óaúìúat şehrine BÀb-ı èilmü’llÀhı açdım èayn lÀm yÀ olmuşum 11 Her nebìniñ bÀùın ile eyledim seyr ü sülÿk MuãùafÀda ôÀhir oldum ãıbà-ı İlyÀ olmuşum 12 Bìst heşt èilmiñ rumÿzın añladım buldum èayÀn Úalb-i ÚurèÀn sırrı bildim noúùa deryÀ olmuşum 13 Elif úÀf’ıñ èayn hÀ’nıñ devrini itdim tamÀm TÀ’yı bulam õÀ’le irem remz-i èİsÀ olmuşum 14 Mìm óÀ gelse yiterdi HÀşimÀ bu dem saña Gitmezem ben gelmezem ben sırr-ı isrÀ olmuşum 241 115 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Ál-i evlÀd-ı èAlìniñ úulıyum úurbÀnıyım Úavm-i bed-baòt Yezìdiñ bir ÿlÿ leèÀnıyım 2 Hep tevellÀdır ôuhÿrum èırú-i pÀk-i Aómede ÒÀricìyedir teberrÀm ÕülfiúÀrıñ kÀnıyım 3 RÀfıøì merdÿdumuzdur çÀr yÀriñ sırrıyım Münkirìn cÀnına tìàim müéminiñ ìmÀnıyım 4 Ál-i evlÀda mürüvvet itmeyen òÀr zÀàa ben Eyledim biñ biñ teberrÀ KerbelÀ mihmÀnıyum 5 Anlarsız dü cihÀnı virseler itmem úabÿl Men gedÀ-yı òÀnedÀnım Mıãr-ı dil sulùÀnıyım 6 Óubb-i nesl-i seyyidìñ ìmÀn didüğün bileli Mecmaèü’l-baóreyn-i vaódet sÀóil-i èummÀnıyım 7 Men àarìbim hem øaèìfim HÀşimìyim hem faúìr Ehl-i faúrıñ aóúarıyım ceyş-i bÀùın óÀnıyım 116 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 242 1 İstièÀõe besmeleyle idelim fetó-i kelÀm äıóóati üzre şeúÀvet ehl-i naúl ola tamÀm 2 Evveli äÀlió nebìniñ nÀúasın õìó eyleyen İbn Belóam biri hem muòbir-i òayrü’l-enÀm 3 Hem Resÿlüñ aúrabÀsın sevmeyen şeksiz şaúì Úavl-i Aómedle mübeyyen aúrabÀ kim ey hümÀm 4 Óaúú kelÀm ile meveddet vÀcib oldu bunlara Her biriniñ ism-i vaãfıñ söyledi faòrü’l-enÀm 5 FÀùıma Óaydar Óasandır hem Óüseyn õü’n-neseb èAyn-ı ìmÀn u edebdir bunları sevmek müdÀm 6 èİlm-i ÚurÀn hem hidÀyet bunlarıñ neslindedir VÀriå-i òayrü’l-enÀm bunlar ilÀ yevmi’l-úıyÀm 7 Her úarnda her devrde Mehdì bunlardan olur DÀéimÀ ãÀóib zamÀna mürşid dürür hem imÀm 8 Sevmeyenler bunları şeksiz münÀfıú hem şaúì İbn èAbbÀs hem MuèÀõ bin Cebelden bu peyÀm 9 TÀ zamÀn-ı MuãùafÀda bulunurdu eşúıyÀ 35b Úalè-ı dìn-i Aómedìye eylediler ihtimÀm 243 10 Hep úıyÀs-ı zaèmle teévìl-i buùlÀn eyleyüp Her biri bir meõhebi ifsÀdına itdi úıyÀm 11 Bu vechden òÀnedÀnıñ úatl teşnìè eyleyüp Eylediler sebb (ü) laènet bunlara her ãubó ü şÀm 117 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Bilmek istersen eğer cünd-i şaúì ser-èaskeri İstimÀè it Meånevimden ideyin bil her biri 2 Ál-i SüfyÀn eşúıyÀsı ol Yezìd bed èanìd KerbelÀda cemè olan etbÀèı raómetden baèìd 3 Saèdın oàlıdur èÖmer hem ol Pelìd bin ZiyÀd Şimr Õi’l-cevşen SinÀn bin Enes Nevfel èinÀd 4 Naãr ŞÀmı ibn-i EşèÀå ibn-i Nefvel Bihterì Şìt Rebìè úüsÿra bil rÿó-ı İblìs her biri 5 MÀlik bin èUrve-i Ezraú äÀmiyye dirler Yehÿd İbn-i ÓüccÀc äÀlió bin Seleme äufvÀn pek èanÿd 6 İbn ÙÀrıú ibn-i Úaóùa İbn áÀlib Òürmele İbn-i ÓüccÀc èAmrula Úays bin ŞeyùÀn Òanôala 7 ÒÀlid bin Ùalóa ÙÀrıú İbn Şìt muókem Yezìd 244 İbn Úays ile Yezìd Ebùaóì ÓüccÀc Pelìd 8 Zürèa Óavlì HÀnì Caède ibn-i Kelbì hem Nemìr Bunlarıñ ervÀóına menzil olupdur zemherir 9 Şeyò Necdì Pìr-i melèÿn óÀricì merdÿd-ı dìn İbn-i ErùÀù Yesr-i bì-dìn ôulm-i ùuàyÀnda metìn 10 èAsker ile ehl-i İslÀm mülkini itdi òarÀb NÀr-ı cevr ile úulÿb-ı müéminìn oldı kebÀb 11 İki defèa Yesribi taòrìb (u) berbÀd itdiler èArø-ı şÀnı MuãùfÀyı hetk (ü) ifsÀd itdiler 12 Şerè-i pÀkì hezl-i taóúìr itdiler bu úavm-i şÿm Ehl-i ìmÀnı helÀk oldılar bÀdü’s-semÿm 13 Eyleyen ÚuéÀnı tezyìf bu melÀèìn eşúıyÀ Mescid-i şÀh-ı rüsülde eylediler hem zinÀ 14 Vakèateyn el-óürreteyn vaãfını yazmış åiúÀt HÀşimiñ bu úavline şübhe idenlerdir buàÀt 15 Bint-i ãıddíúıñ şehÀdet úıããasın bilen èayÀn Sözlerim taãdìú ider ol cÀn (u) dilden bì-gümÀn 245 16 Kim münÀfıú óÀlini ièlÀn içündür bu maúÀl Müéminìne èurvetü’l-vuåúÀdır rÀy-ı zü’l-kemÀl 118 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Maôhar-ı õÀt-ı İlÀhì MuãùafÀdır sevdiğim ÇÀr-yÀr-i òayr aãóÀb MurtaøÀdır sevdiğim 2 Yaèni ùuàyÀn tìrine oldu hedef aãóÀb-ı dìn Ál-i YÀsin maôhar-ı faúr u fenÀdır sevdiğim 3 Faòr-i èÀlem maóremi hem ümmühÀt-ı müéminìn Ùaèn-ı MervÀn zamÀn-ı mübtelÀdır sevdiğim 4 èAyn-i ìmÀn èilm (ü) èirfÀn hem ùarìú-i müstaúìm CÀnla Àl-i Resÿle iútidÀdır sevdiğim 5 Nesl-i pÀk-i MuãùafÀdır hep úamu ãÀóib-zamÀn ŞÀhidim ùÀ hÀ ve yÀsìn hel etÀ’dır sevdiğim 6 Nÿr-i haøret èilm-i óikmet bunlara olmuş libÀs 36a Her úurÿna muútedÀdır mültecÀdır sevdiğim 7 Seyyid-i şebÀn-ı cenÀn menbaè-ı tesnìm-i sır 246 Úurretü’l-èayn Resÿlü’l-KibriyÀdır sevdiğim 8 Faòr-i èÀlem ôÀhirim bÀùınım bunlar didi Hem Óasandır hem Óüseyn KerbelÀdır sevdiğim 9 Faúr-ı tÀma maôhar oldu çünki Zeyne’l-èÀbidìn Şübber Şeppìr çerÀàı òÿb-liúÀdır sevdiğim 10 BÀúır u ilm-i óakìúat nÿr-ı úalbi CÀbiriñ Ol imÀmü’l-evliyÀdır muútedÀdır sevdiğim 11 Caèfer-i äÀdıúdır cümle èulÿmuñ menbaèı Hem KitÀbu’llÀh-ı nÀùıú sırr-ı bÀ’dır sevdiğim 12 èAúl-ı küllüñ maôharıdır MÿsÀ-i KÀôım şehìd ÔÀhiren hem bÀùınen müşkil güşÀdır sevdiğim 13 Bilmişim Àb-ı óayÀtıñ maúsimidir Meşhedì Nÿr-i mişkÀt-i velÀyet şÀh RıøÀdır sevdiğim 14 Sırr- ı mÀ zÀàa’l-baãar’dır neşéesi èÀşıúlara Hem CevÀd hem Taúì ãÀóib-èaùÀdır sevdiğim 15 Nÿr-i eflÀk-i óaúìúatdır èAlì HÀdì Naúì èArş-ı RaómÀn sÀyesine istivÀdır sevdiğim 247 16 Remz-i mÀ evóÀ’ya vÀúıfdır Óasan hem èAskerì Rÿó-ı èÀlem ãÀóibü’s-seyf ü livÀdır sevdiğim 17 Mehdì-i ãÀóib-zamÀndır eyleyen óaşri èayÀn ÇÀr èalÀmet ãÀóibi Óaydar edÀdır sevdiğim 18 Ehl-i beyte mülóaú olur bende-i ãÀóib-zamÀn Menziletle her biri SelmÀn äafÀdır sevdiğim 19 Sebèa-i sebèü’l-meåÀndır ùÀliben ãÀóib-zamÀn Her biri ümmü’l-kitÀb hem elif hÀ’dır sevdiğim 20 Bil ki ãÀóib-zamÀnı bul muãÀóib rehberi Õü’l-fiúÀr ile tirÀş ol lÀ fetÀ’dır sevdiğim 21 Beyt-i maèmÿruñ mücedded kisvesidir èunãurı Sidredir nuùú-ı zebÀnı müntehÀdır sevdiğim 22 İstivÀ remzin beyÀndır cebhesinde elif òaù ÚÀbe úavseyn iki úaşı ve’ê-êuhÀ’dır sevdiğim 23 ÔÀhir u bÀùın dimÀàı sırr-ı vaóyiñ mektebi èAúl-ı óikmet tob-ı vaódet bu verÀdır sevdiğim 24 èİlm (ü) idrÀki muóìùdir şeş cihÀtı vechidir Nüh felek ùabèı vü óavÀsı eynemÀ’dır sevdiğim 248 25 Mesleği her bir nebìniñ ùavrını cÀmiè dürür ÒÀtemü’l-esrÀr ebced-i evliyÀdır sevdiğim 26 èUlvì süflì her ôuhÿruñ tuòmıdır nuùú-ı demi Her nefsde rÀh-ı Óaúda reh-nümÀdır sevdiğim 27 Devr-i eşyÀ devr-i èÁdem òalú fièlinde tamÀm Vaóy-i ilhÀmdır kelÀmı dil-rübÀdır sevdiğim 28 Nüh merÀtibdir nişÀnı cennet anıñ berzaòı Mecmaèü’l-enfÀs-ı ervÀó úul kefÀ’dır sevdiğim 29 Bend-i èunãur oldıàı irşÀd içündür yoòsa kim Küntü kenz’iñ sırrına ol ibtidÀdır sevdiğim 30 Her mürÀyÀdan ôuhÿrı bil şefÀèat sırrıdır Devr-i eùvÀrdan murÀdı iòtifÀdır sevdiğim 31 èİlm-i esrÀr-ı nübüvvet vÀriåi oldur hemÀn 36b Ùavr-ı irşÀd hem vaóiyyü’l-enbiyÀdır sevdiğim 32 HÀşim ãÀóib-zamÀn hamdüli’llÀh vÀriåim èAyn-ı irşÀd meşrebim Àl-i èabÀdır sevdiğim 119 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 249 1 HÀşimìyim hem faúìrim müctebÀdır sevdiğim Ál-i evlÀd-ı Muóammed MuãùafÀdır sevdiğim 2 ÇÀr-yÀr-i pÀk gevher-i ümmühÀt-ı müéminìn äuffa-i aãóÀb-ı yÀrÀna vefÀdır sevdiğim 3 Óaøret-i şÀh-ı velÀyet Şübber ü Şeppìr ü cÀn Pìr vÀciddir Úanber ü SelmÀn ãafÀdır sevdiğim 4 Zeyd ÚÀsım İbn èAbbÀs Veys Caèfer Erúamı Sırr-ı esbÀù maôharı faúr u fenÀdır sevdiğim 5 Seyyidü’s-sÀdÀt Zeyne’l-èÀbidìn bin eş-şehìd KerbelÀda maôharı cevr ü cefÀdır sevdiğim 6 Ol imÀmü’l-evliyÀ tevóìd-i èilmiñ BÀúırı Ol kerìm bin el-kerìm ãÀóib-èaùÀdır sevdiğim 7 Evvelìn (ü) Àòirìniñ maôhar olan sırrına Caèferü’ã-äÀdıú veliyyü’l-evliyÀdır sevdiğim 8 KÀôımü’l-àayô HÀdì-i dìn meşèal-i ehl-i yaúìn MÿsÀ KÀôım imÀmü’l-etúıyÀdır sevdiğim 9 KÀf nÿn’uñ menbaèı ol úıble-i erbÀb-ı dìn KÀşif-i sırr-ı èAlì èaynu’r-RıøÀdır sevdiğim 250 10 Menbaè-ü’l-cÿd mürşidü’l-óaúú ol-cevÀd İbnü’l-imÀm Kim Muóammed müttaúìdir muútedÀdır sevdiğim 11 Faøl-ı Óaúdandır Naúìdir hem èAlìdir hem velì èİlm ü èirfÀn menbaèı èayn-i óayÀdır sevdiğim 12 Mülk-i bÀùın şÀhıdır hem èasker-i ehl-i fenÀ Hem Óasandır hem èAlì ãÀóib-livÀdır sevdiğim 13 Nesl-i pÀk-i MuãùafÀ vü MurtaøÀdır HÀşimì Mehdì-i ãÀóib-zamÀn Àl-i èabÀdır sevdiğim 120 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 ŞÀh-ı iúlìm-i risÀlet doàdıàı aydır gelen Mebde-i sırr-ı velÀyet doàdıàı aydır gelen 2 ÕÀt-ı baòt-ı èilmì nihÀyet bulmaàa èÀriflere Kenz-i envÀr-ı bidÀyet doàdıàı aydır gelen 3 äıbàatu’llÀh’a irüp hem maôhar-ı tÀm olmaàa SÀlike ùavr-ı hidÀyet doàdıàı aydır gelen 4 Cümle õerrÀt-ı óaúÀyıú varlıàıñ iôhÀr iden Şems-i èirfÀn (u) feãÀóat doàdıàı aydır gelen 5 Ümmetine HÀşimÀ teblìà-i aókÀm eyleyen 251 RÀfiè-i şirk ü êalÀlet doàdıàı aydır gelen 121 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Ey şahen-şÀh-ı velÀyet müsneden li’l-èÀrifìn Şems-i tÀbÀn risÀlet raómeten li’l-èÀlemìn 2 CebrÀìlde ùay-yi úudret nÿr-ı õÀtıñ sırrıdır EnbiyÀ vü evliyÀ hem nÿr-ı õÀtıñ èÀşıkìn 3 ÚÀmetiñle óaşr olup hep cümle ümmet olmaàı 37a İtdiler Óaúdan temennì enbiyÀ-yı sÀlifìn 4 Şems-i õÀtıñ õerresidir enbiyÀ vü evliyÀ Pertev-i èaşúla irdi Óaúúa cümle vÀãılìn 5 Óamdüli’llÀh õerrece sırrıñdan irdi HÀşime Kaèbe-i vaãlına oldı reh-nümÀ-yı sÀlikìn 122 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Her cihetle maôhar oldum bì-cihet İlyÀya ben 252 Ten libÀsın zìnet içün gelmişim dünyÀya ben 2 Küntü kenz’iñ sırrı ôÀhir oldıàı nuùúımladır ÕÀt-ı muùlaú ÀşikÀrdır dolmuşum her cÀna ben 3 Sırr-ı õÀtdır nuùú-ı ãavtım úuvvet-i fièlim ãıfÀt BÀùınen hem ôÀhiren ãÿret viren eşyÀya ben 4 Üç mevÀlìd úıblesidir zevc-i ÓavvÀ Ádemi Úıblesi anıñda ÓavvÀ mescidim ÓavvÀya ben 5 Cümle evùÀn ile eùvÀr-ı ùabè rÿó-i enfÀs-ı dem Se mevÀlìdi ufúdan irgürün aèlÀya ben 6 Hep melÀéik silkine gelsün diyü ehl-i cenÀn Her biri èÀlÿn olup ìãÀl iden MevlÀya ben 7 NÀr-ı nÿr itmekledir devr-i müdÀm cinnìleriñ ÒˇÀce-i emlÀk olunca devr iden ednÀya ben 8 Süfl-i cinniñ berzaòı óayvÀn ãıfÀtı levn-i yek Hep sefìd ü aómer olmaz cümlesine sÀye ben 9 Her nevè-i elvÀn ile óayvÀn insiñ berzaòı GÀh cinnìdir mücerred ilettim evlÀya ben 253 10 Ne èalÀmetle mükemmel Àdemì ãÀóib-zamÀn Bil çehÀrdehdir úamusı her birine mÀye ben 11 HÀ elif şín mìm èaúfed òatm-i ÚurèÀna delìl Noúùa-i bÀ’ya mücerred başlarım maènÀya ben 123 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Óamdüli’llÀh maôhar-ı Àl-i èabÀyız biz bu gün Cemè-i cemèa vÀãılız èayn-i kisÀyız biz bu gün 2 Nefs ôulümÀtı değildir nefsimiz ider bezm äÿfì-i ãÀf meşrebiz şemsü’ê-êuhÀyız biz bu gün 3 Nefs-i şÿmıñ mekrini Óaúú ôann iden bizden değil èİlm-i Óaúdır nefsimiz èarş-ı istivÀyız biz bu gün 4 Nefsini bilmeze meyl itmeziz hep lÀşedir Mürà-i anúÀ mÀye-i kenz-i àınÀyız biz bu gün 5 PìşvÀmızdır nebìyyü’l-ümmì òÀtemü’l-enbiyÀ VÀriåiyiz mekteb-i èilm-i ÒudÀyız biz bu gün 6 äavm-ı vaãlıñ èìdine çün cÀn úurbÀn eylediñ èÌd-i aêóÀ úıble-i ehl-i fenÀyız biz bu gün 7 Ñuùú-ı èirfÀn ãavmımızdır mÀsivÀ ifùÀrımız 254 Õevú-i vicdÀn èìd-i ekber Óaú-nümÀyız biz bu gün 8 Şerè-i münkirdir der imiş bizlere baèøen cehÿl Eåer-i şerè-i MuãùafÀya iútidÀyız biz bu gün 9 Nefsine eyler úıyÀs ol úavl-i pÀk-i Aómedì Şerèini infÀõa ammÀ cÀn fedÀyız biz bu gün 10 Ôannına teévìl-i ÚurèÀnı úıyÀs eyler faúìh 37b MuókemÀt olmuş beyÀnı mìm lÀ’yız biz bu gün 11 Bizdedir sebèü’l-meåÀnì maàz-i ÚurèÀn-ı èaôìm èİlm-i istinùÀú ÀyÀt-ı sırr-ı bÀyız biz bu gün 12 äÿretine baúmaàıl Àl-i èabÀnıñ zÀhidÀ Sìreti nÿr-i mücellÀ bir ãafÀyız biz bu gün 13 Úalb-i úudsìdir úulÿbü’l-enbiyÀnıñ cÀmièì Mescidü’l-aúãÀ-yı dilde muútedÀyız biz bu gün 14 Başımızdır èayn-i Sidre vechimizdir èayn-i Óaúú Úalbimiz kürsì vaãiyyü’l-aãfiyÀyız biz bu gün 15 ÚÀbe úavseyn èilm (ü) idrÀk ev ednÀ’dır yaúìn Seyr-i mièrÀca delìl ü müntehÀyız biz bu gün 255 16 Bizleri cÀndan seven müémin bizimle óaşr olur Nÿr-i úalbi’l-müéminìn hem lÀ fetÀ’yız biz bu gün 17 Müttaúìne vÀcib oldı bizlere itmek ãalÀt HÀşimÀ Àl-i Muóammed MuãùafÀyız biz bu gün 124 Mefèÿlü MefÀèìlün Mefèÿlü MefÀèìlün 1 EsmÀ ile envÀr-ı kerem yaàmadır alan alsın EõkÀr ile efkÀrım yaàmadır alan alsın 2 Taóúìú ile taãdìúe çoú saèy-i sülÿk itdim Ol ùavr ile iúrÀrım yaàmadır alan alsın 3 Bildim ki müsemmÀda esmÀda değil taóúìú Taãdìúle eùvÀrım yaàmadır alan alsın 4 EsmÀ ile eflÀka çoú seyr ü sefer úıldım èArş ile olan kÀrım yaàmadır alan alsın 5 Buldum dem-i èÌsÀyı MÿsÀya naôar itdim IùlÀúla zünnÀrım yaàmadır alan alsın 6 äandım nice dem zühdi sermÀye-i taóúìúim Hep cehd ile ezkÀrım yaàmadır alan alsın 7 Milletde óanìf oldum İsmÀèìl İbrÀhìm 256 ÙÀliblere ÀsÀrım yaàmadır alan alsın 8 Tecdìd-i libÀs itdim İdrìs olalı òalúa Maòvı gibi her varım yaàmadır alan alsın 9 Ùaèn ile münÀfıúlara dendÀn biledi HÀşim Münkir ile bÀzÀrım yaàmadır alan alsın 10 Her lebs-i melÀmetle bayrama iren söyler Namus ile hep èÀrım yaàmadır alan alsın 125 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1 Benimdir çün bu gün meydÀn benimdir ùobla çevgÀn Demimle óayy olur ebdÀn kelÀmım daèvÀya bürhÀn 2 Ôuhÿrum èÀleme sÀye nefisdir nefsime mÀye Úılup bu demim dÀye benimle devr olur dervÀn 3 äıfÀtım devrine Ádem irişdi õÀtıma òÀtem Mülk-i eflÀk olup pÀyem cenbim sidre-i RaómÀn 4 Gelince Cibrìle çün òavf yetişdi èaşúla refref MekÀnım bì-mekÀn bì-keyf iderdim rÿóla seyrÀn 5 Göründi arø kÀf nÿn riúÀbımda yürür èÀlÿn 257 Budur èÀşıúlara úanun úalurser olur her cÀn 6 Gelüp sırdan òiùÀbu’llÀh idüp daèvet o dem AllÀh 38a èAyÀn olur cemÀlu’llÀh gidüp úayd-ı vücÿb imkÀn 7 Açıldı bir yüce dergÀh görünmez anda àayru’llÀh Ki rÀéì meréì yoú bi’llÀh odur ôÀhir odur nihÀn 8 Bu õevúden geldi bir óÀlet libÀs oldı o dem òayret Açıldı èÀlem-i vaódet nüzÿl itdi bu dem ÚurèÀn 9 Taóiyyet eyledi sırrım teşehhüd eyledi úalbim ŞehÀdet eyledi èaúlım oúıdım sÿre-i LoúmÀn 10 Vücÿdum nÿra àarú oldı maèÀnì èilm-i õevú oldı MerÀtib cümle farú oldı bilindi küfrle ìmÀn 11 Sülÿk ile gelüp gitdim netìce bu deme yitdim Hüseyn bin èAlì ceddim demim kevåer sözüm RıêvÀn 12 KitÀbım cÀhile mestÿr óaúìúat ehline menşÿr Vücÿdum beyt-i Óaúú-ı maèmÿr ùavÀf eyler melek insÀn 13 Bilenler kim dürür isbÀù bilirler HÀşimì bi’õ-õÀt İderler bu sözüm iåbÀt delìl óüccet yiter FurúÀn 258 126 MefÀèìlün MefÀèìlün Feèÿlün 1 CemÀl-i Ádem üzre òaùù-ı úudret BeyÀnun fì beyÀnin fì beyÀnin 2 Çeküp èünvÀnına ùuàrÀ-yı óikmet èAyÀnun fì èayÀnin fì èayÀnin 3 Cebìn-i istivÀsı müntehÀdır Ki er-raómÀnu èale’l-èarşi’stivÀ’dır 4 MeõÀú òilúate dersiñ sezÀdır CenÀnun fì cenÀnin fì cenÀnin 5 Elif nÿn’ı ider ìmÀ dü çeşmi Geçer müjgÀnınıñ her cÀn óükmi 6 Müretteb óarf olan her èuøv-i naômı ZamÀnun fì zamÀnin fì zamÀnin 7 Eóad Aómed óamd-i cebhende ôÀhir 259 Baãìret ehlidir bu veche nÀôır 8 Muóammed oldıàı şekl ile bÀhir EmÀnun fì emÀnin fì emÀnin 9 Elif’den yÀ’ya dek her óarf-i hecÀ CemÀl ãafóasında oldı peydÀ 10 Aña ümmü’l-kitÀb oldıàı esmÀ MaèÀnun fì maèÀnin fì maèÀnin 11 Úamu ervÀóa mecmaèdır vücÿdı Óaúìúat cÀmiè-i esmÀdır şühÿdı 12 Aña farú eylemek Óaúdan sücÿdı LaóóÀnun fì laóóÀnin fì laóóÀnin 13 BidÀyet noúùadır HÀşim nihÀyet İki noúù ile bir semè-i neôÀret 14 Ne sır bir noúùadan nuùú-ı feãÀóat ÙınÀnun fì ùınÀnin fì ùınÀnin 127 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 260 1 Hel ayetinden óadìåü’l-àÀşiye óükmüñ èayÀn Bilmeyen cÀndır münÀfıú bulamaz nÀrdan emÀn 2 NÀcìdir meõhebi ãÿretde òÀşiè muttaúì 38b Eyledi ÚurèÀnı inkÀr ol münÀfıú bed-zebÀn 3 ŞÀhidim rüéyÀ altıdır hüm erìnÀke úavl-i Óaúú Her biriniñ sìretiñ itmiş Resÿlü’llÀh beyÀn 4 Ne ãıfatla seyr ider maóşerde hep bu eşúıyÀ Rehù-i tisèa müfsidÿndur dìne virdiler ziyÀn 5 Her biriniñ sìretinden ne merÀtib ÀşikÀr Óaşr-ı ervÀóı bilür kÀmil sözi bu ey cevÀn 6 Kelb meymÿn òÿk erneb åaèleb mÿş bì-òilÀf KerbelÀda iki nevèile vezaà biri çıyan 7 Her biriniñ nevèi nedir cümlesi oldı nÿr Enfüs ÀfÀúì ifsÀd eyleyen bunlar hemÀn 8 Her birine biñ muúÀbil ehl-i èirfÀn ehl-i Óaúú Leyletü’l-isrÀ’da èaùÀ eyledi Óaúú bì-gümÀn 9 Nesl-i sırr-ı MuãùafÀ vü MurtaøÀdan bu ôuhÿr Her biri kÀmil mükemmel bende-i ãÀóib-zamÀn 261 10 HÀşimÀ yiter ÒudÀ ùoúsÀn hezÀr bu fırúadır Her úurÿnuñ hÀdìsi ãÀóib-zamÀnıdır gümÀn 128 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1 ŞarÀb-ı nÀb-ı vaódetden içüp òayrÀn olan gelsin Óaúìúat cennet-i úudse bu gün RıêvÀn olan gelsin 2 Bióamdili’llÀh óaúìúatle fenÀ buldı fenÀ bezmi BeúÀ bezminde ãoóbetle hemìn sekrÀn olan gelsin 3 İrişdi úaùremiz baóre görünmez sÀóil-i úaèrı Vücÿdı úaùresin baóre úatup èummÀn olan gelsin 4 Ledünnì èilmìdir dÀéim oúunan mekteb-i dilde Alup ders òˇÀce-i dilden sözi ÚurèÀn olan gelsin 5 Óaúúıñ õÀtı ãıfÀt ile görüp bir zerre-i úÀéim MürÀyÀ-yı ôuhÿr içre özi seyrÀn olan gelsin 6 Geçüp cümle merÀtibden nümÿ-dÀrı olup kevniñ Devirden neşr ile óaşrı görüp devrÀn olan gelsin 7 Úamu aèrÀø cevherde görüp õÀt-ı ãıfÀtımı 262 Gelüp terkìbe HÀşimle bugün bir cÀn olan gelsin 8 Erenler ãoóbetin her dem óaúìúat isteyen cÀnlar Geçüp hep cümle varından yaúup úurbÀn olan gelsin 129 Mefèÿlü MefÀèìlü MefÀèìlü Feèÿlün 1 PÀk eyle göñül òÀnesini levå-i sivÀdan èAks eylemeye úalbine tÀ óubb-i hevÀdan 2 Úalbinde ola õerre úadar Àòire şirkiñ Elbetde gelür èaks saña vaút-i liúÀdan 3 Tevóìde bedel olmaz ise bÀùın iken Bì yed ü pÀ ôÀhir olur óaşr-ı èimÀdan 4 Emr-i Óaúúı ãanmaàa õerre úadar çÀre mi var Pìre iriş emrini bil emr-i ÒudÀdan 5 Sırr-ı irşÀda iren çekmeye ferdÀ elemiñ Nuùú-ı HÀşim saña mürşid ola bu èilm-i òafÀdan 130 Mefèÿlü MefÀèilü Mefèÿlü MefÀèilü 263 1 Her var olan èÀlemde õÀtımda idi pinhÀn 39a İôhÀra murÀd itdim mevc virdi olup èummÀn 2 Her úaùresi ol baóriñ oldı nìce biñ èÀlem Bir úaùre oldı ãaórÀ vü cebel ey cÀn 3 Yebs olmaàa yüz dutdı bu bir cebel-i ãaórÀ AèlÀda neccÀr ile úurdum ne èaceb bünyÀn 4 Düzdüm felekiyyÀt-ı tÀsièle idüp itmÀm èArş üzere úurup taótım didim bu deme RaómÀn 5 İtdim se mevÀlìdden cevherle èarø peydÀ èUnãurla idüp temyìz ùabèıla idüp seyrÀn 6 Óavli nebÀtı çekdim maèdenle bisÀù itdim Tezyìn-i èanÀãırla òaymemi idüp óayvÀn 7 Bu vechle kendimi kendim daòì bilmezdim Bildim daòì hem gördüm õÀtımı idüp insÀn 8 ÇÀr üzre düzüp ùabèım çÀr üzre úurup erkÀn Pest ile daòi heştdir eczÀ-yı kütüb-i èirfÀn 9 Úudretde elim iki terbiyyet-i eşyÀya Didim birine mÀlik-i Eymen yedime RıêvÀn 264 10 ÕÀtımdan iki teéåìr úoydum daòì ekvÀna Úahr ile küfr èaksi luùf ile biri ìmÀn 11 Ùoúsan ùoúuz esmÀyı dü nevè-i ãıfÀt itdim Şems ki biri enver mÀhì ki biri tÀbÀn 12 Ôulmetde úurdum nÿrı nÿr-i Àyende hem ôulmet Taóúìú iden aúvÀlim bildi ki nedir şeyùÀn 13 Şín ile elif hÀ’dan mìm ile edem itmÀm ÔÀhirde vü bÀùında Ádem demidir her cÀn 131 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Bu vücÿdum mülkini kevnden kevne nÀlÀn iden Benliğim benden alup bu èaúlımı óayrÀn iden 2 Neşée-i èaşú ile sırrım èaleme fÀş eyleyip Düşürüp òalúıñ diline gizlüce seyrÀn iden 3 Naère-i ennÀ ene’yi MÿsÀ-yı Ùÿr’um úılup Ôulmet óayretde nÿr-ı nÀrını èuryÀn iden 4 ÕÀtıma itdi tecellì vaãfını bildim èayÀn Her vechden óüsnüni bu bendeye ièlÀn iden 5 ÕÀtını èÀlemde maóbÿb óüsnüne miréÀt idüp 265 èÁşıú-ı bì-çÀreyi bu vechle nÀlÀn iden 6 NÀr-ı èaşúa yaúmaàıçün zülfüni dÀm eylemiş DÀne-i óÀlile cennet bÀàını nìrÀn iden 7 Sì dü óarfiñ rumÿzıñ HÀşime taèlìm içün ÒÀne-i dilde òayÀl-i dilberi mihmÀn iden 132 Mefèÿlü FÀèìlÀtün Mefèÿlü FÀèilÀtün 1 èAşúdır muóabbet vuãlata oldı nişÀn Kimde ki ide ôuhÿr bula Óaúúı bì-gümÀn 2 èAşú-ı muóabbet ôuhÿr itdiği kÀn úandedir Olar úable’ô-ôuhÿrın idi oldı èayÀn 3 Cümleniñ aãlı Óaúdır derler evvel Àòir ol èAşúıñ evvel adına Àòirde niçün nihÀn 4 èUnãurdan mı ãıfÀtı yoòsa ùabÀyièden mi 39b Yoòsa mevÀlìden mi olsa bu müşkil beyÀn 5 Evvel Àòir bir midir ôÀhir ü bÀùında bir mi ÕÀt-ı ãıfÀtda bir mi küll-i şÀn-ı hevÀn 6 Maèrifet midir bu èaşú yoòsa muóabbet midir 266 èAõb-i èaõÀb èaşú mıdır èaşú mıdır õevú-i cenÀn 7 Her bir eşyÀ ôuhÿrı HÀşimÀ èaşúiledir ÌcÀd-ı èÀlem-i èaşúdır èaşúla úÀéim cihÀn 133 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1 DilÀ èanúÀ-ãıfat ol kim saña bende ola sulùÀn ÚanÀèat kenzini bul kim fenÀ irmez ola ey cÀn 2 Tevekkülde olup dÀéim beğim zell iòtiyÀr itme Ki er-rıõúu ale’llÀh’ıñ idegör maènìsin iõèÀn 3 äaúın mekrine aldanma zen-i dünyÀ-yı nÀ-pÀkiñ Ki ùıfl-ı dil gider elden saña dost olmaz ol düşmÀn 4 Ders-i tevóìdin Óaúúıñ gice gündüz idüp àayret Beğim òidmet iden úula efendisi ider iósÀn 5 Úabÿl it HÀşimÀ cÀndan bu nusó-ı pür úuãÿrını Saña bunca kerem itdi ider yine yüce SübóÀn 134 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 267 1 Óaúúı bulmaú istersiñ zÀhidÀ Zühdi terk it giy melÀmet òırúasın Şuèle vire cÀnını nÿr-ı ÒudÀ Zühdi terk it giy melÀmet òırúasın 2 Mürşid-i kÀmil bulup iúrÀra ir Õikr-i Óaúúa saèy ile envÀra ir MÀsivÀyı terk eyle esrÀra ir Zühdi terk it giy melÀmet òırúasın 3 CÀn (u) dilden èÀrife úul ola gör Saèy idüp senden saña yol bula gör Áteş-i èaşúla yanup kül ola gör Zühdi terk it giy melÀmet òırúasın 4 Óaúúa irmek sen seni bilmek dürür Levó-i dilden şirkini silmek dürür Yoòsa ãanma serseri gezmek dürür Zühdi terk it giy melÀmet òırúasın 5 èİlm-i Óaúdan isteriseñ bir varaú Gel bu naôm-ı HÀşimìden al sebaú Çeşm-i úalbiñ sil àubÀrdan hoşça baú Zühdi terk it giy melÀmet òırúasın 135 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1 Óaúìúatde meôÀhirde benim bu devre-i devrÀn 268 Benim ãÀórÀ-yı èirfÀnda benimdir ùobla çevgÀn 2 Ôuhÿr itdim meôÀhirle merÀtib eyledim taóãìl NebÀt ile maèÀdinden libÀsım eyledim óayvÀn 3 ÙabÀyièle èanÀãırdan vücÿdum eyledim terkìb Úamu eşkÀl-i ãÿretle dönüp naúş eyledim elvÀn 4 MerÀtib üzre her isme müsemmÀ bir bir oldum ben 40a Feleklerde hem itdim ism-i aèôamla nice seyrÀn 5 MaúÀmÀt-ı nübüvvetden geçüp bir bir velÀyetle Gerek Ádem gerek ÒÀtem gerekse MÿsÀ-yı èİmrÀn 6 Yed-i úudret göñül oldı irince Ùÿr-ı İlyÀya Óüseynle Óasan muòtÀr Betÿlüm eyledim mihmÀn 7 Bu penç envÀr õÀtımda olan şehre libÀs itdim Olur şÀhid iki eller budur vaãfımdaki bürhÀn 8 SüveydÀ-yı derÿn derler ki óÀlÀ şehr-i aèôamdır EsÀsı burc-i bÀrÿsı benimken yine ben óayrÀn 9 Netìce èizz ü şevketle bu şehri eyledim bünyÀd ÇehÀrdeh şÀh èaôamÀtı bu şehre eyledim èünvÀn 10 Felekler saúf bÀbıdır on iki burc bÀrÿsı ÇehÀr erkÀn iki bÀbı anı taèmìre yoú imkÀn 269 11 MevÀlìdden gelen cÀnlar bu şehre girmedi girmez Bu şehriñ yolı sırrıdır melÀmetdir aña derbÀn 12 MuãaffÀ arø vardır kim bu envÀr anda ôulmetdir Hem olmaz hem daòì olmuş değil arøında hìç èiãyÀn 13 Muúayyed ola ger muùlaú bu eùvÀr ehli girmezler Anıñ ôıll-ı ôalìlidir úamu òabbÀt ile vicdÀn 14 Girilmez ana mürşidsiz gerek ehl-i cenÀn olsun Melik mürsel nebì olsun gerekse óÿr ile àılmÀn 15 Nübüvvet çünki òatm oldı açıldı bÀbı bu şehriñ Anıñçün òÀtemü’l-mürsel dinildi Aómede ol an 16 Ki olur òÀtemü’l-mürsel velÀyet şemsine maùlaè Bu sırdır èilm (ü) èirfÀnım bu sırr ùabèımdaki cevlÀn 17 Bu şehri èilmle bildi didi Óaydar anıñ bÀbı Mücedded adına bÀb-ı èAlì didi olup iòvÀn 18 Bu şehriñ bedé-i fetóinde velÀyetle ôuhÿr itdim Bilenler sırrımı Óaydar iderler bu sözim iõèÀn 19 LibÀsım eyledim tecdìd úumaş-ı èilm-i vaódetle TamÀmen kevåer-i èilmi içince olmuşum sekrÀn 270 20 Nübüvvetden naãìb aldım èAlì oldum velÀyetle KemÀl-i luùf (u) úahrımla elimde Õü’l-fiúÀr ekvÀn 21 Delìl oldum maúÀmÀt-ı Óüseynìde úarÀr itdim Gehì zìn-i ÓicÀz itdim gehì èazm-i èIrÀú ey cÀn 22 Acemde Meşhede irdim rıøÀm ile idüp nev-rÿz äabÀ oldum NişÀbura hidÀyet evcine ÌrÀn 23 NihÀdında olup ervÀó Taúì oldum Naúì oldum LivÀ-yı èaskerim oldı ãafÀ-hÀn zübde-i ùuàrÀn 24 Muóabbet istivÀsında óavf itdi küsÿf itdim ŞeúÀvetle cilÀ buldum ôuhÿrum pertevim MervÀn 25 KerÀmÀt-ı velÀyetle nice dem müştehì oldum äafiyyü’d-dìn olup gÀhì ôuhÿrum eyledim ièlÀn 26 Gehì cemè eyleyüp sırrım Velì BayrÀma Óızır oldum Gehì tefriú sırrımla gelüp òamr ile Şeyò Oàlan 27 PerìşÀnım gehì cemèim budur ùavrım ezelden tÀ Gehì Muóammed olur ùavrım gahì Yÿsuf ile KenèÀn 28 MerÀtib üzre irşÀda bu eùvÀr-ı ôuhÿrumdur LibÀs-ı maènevì birdir gerek Úanber ile SelmÀn 271 29 Budur mefhÿm bu maènÀda ne deñlü var úuvvÀtında 40b MuúÀbil èulvìye süflì hidÀyetdir biri òiõlÀn 30 Anıñçün şems gibi dÀéim bu eùvÀr üzredir seyrim Gehì taóte’s-serÀ’da ki feleklerde idüp lemeèÀn 31 Ôuhÿrum èulvì süflìne gerek evvel gerek Àòir Gerek ôÀhir gerek bÀùın taóãìã dÀrına òïd zamÀn 32 Her bir èÀlì maùlaèda àurÿbum eylerim ednÀ Ùulÿèum Ádem ÓavvÀ àurÿbum ÚÀbil şeyùÀn 33 Gehì Nemrÿd İbrÀhìm gehì MÿsÀ ile Firèavn Gehì DÀvÿd ile ÙÀlÿt gehì óikmet ile LoúmÀn 34 Gehì LeylÀ ile Mecnÿn gehì VÀmıú ile èAõrÀ Gehì inkÀr ile iúrÀr gehì şÀdÀnla aózÀn 35 Gehì tÀbiè gehì mübtediè riyÀ ile gehì zÀhid Gehì taúlìd ile NuèmÀn gehì taóúìú ile GeylÀn 36 Gehì ana gehì baba gehì òˇÀce teveccühle Gehì esmÀ ile şeyòim gehì inkÀr ile ùuàyÀn 37 Budur õÀtımdaki teéåìr gider elbetde inkÀrım Ôuhÿrum Seyfle ÚÀsım mezÀhible gider buùlÀn 272 38 Edeb erkÀnla taóãìl idenler işbu esrÀrı Olurlar noúùa-i sırrım olurlar maôhar-ı iósÀn 39 Gelür elbetde sırrımdan sülÿkum üzre çoú erler Mükerrer noúùa-i õÀtım iderler elifle furúÀn 40 äıfÀtım eê-êuóÀ tevóìd ile maèlÿm olur õÀtım Olur terkìb-i lafôımla mücedded maènÀ-i ÚurèÀn 41 Ùuluèum şems-i õÀtıma olur maùlaè bular bir bir Kimi ezel kimi evsaù kiminiñ Àòiri dendÀn 42 èAyn óÀ elif mükerrer mìm gelür ÚÀsım hidÀyetle MelÀmetle olup ôÀhir bularla óayy olur ebdÀn 43 Bi-óamdi’llÀh òitÀmımla bu şehr-i èilm-i èulvìde Eğer ôÀhir eğer bÀùın úuvvÀmı eyledim insÀn 44 èAşerdan sırr-ı ièdÀdı bularla eyledim tekmìl èUlÿmımla mübeşşirler ebed gelmez cehl-i nisyÀn 45 Ôuhÿr-i óaşr-i kübrÀma bulardır èarsa-i maóşer Bulardır neşr-i sırrıma mübeddel arø-i bì-pÀyÀn 46 Gerek ôÀhir gerek bÀùın bularlardan görünür HÀşim Gelürler õÀt-ı ãÿretle bu ùavra cÀn olur úurbÀn 273 47 NişÀnım bildiler bì-şÀn bu eùvÀra olup nÀôır LibÀsımla olup ôÀhir bulunmaz bunlara aúrÀn 48 Benimle olur ôÀhir çü cevbinde oldılar bÀùın Dem-i èirfÀn feyøimle iderler èÀlem-i òazÀn 49 MelÀmidir Óüseynìdir bular vaódetde hem birdir Bulardır pertev-i şems óaúìúatda olan yeksÀn 50 Úamu meslekle sÀlikler bularıñ meõhebi Óaúdır MelÀmet baóridir bunlar olur ôÀhir iden àalùÀn 51 èUmÿmen feyøe maôharlar müselsel HÀşimiñ eli Óaúìúat Sidre-i sırdan bula cÀrì olan aèyÀn 136 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Sırr-ı Óaúúı dem-be-dem iôhÀr iden envÀr hÿ Vaãf-ı Óaúdan naúş-ı aóõÀr eyleyen iôhÀr hÿ 2 Bir tuòmdan gösterüp bunca diraòt-ı müntehÀ 41a Sıbà-ı vÀóid nev-be-nev elvÀn iden eåmÀr hÿ 3 Cümle esmÀnıñ müsemmÀsında ancaú maôharı Maôhariyetden úamusın ferd iden iômÀr hÿ 274 4 ÕÀtını keåret yüzünden saúar içün sırr-ı ÒudÀ ÇÀr èunãurdan libÀs zeyn iden esrÀr hÿ 5 HÀşimÀ senden muúaddemde gelenler didiler Her nefesde bÀb-ı àaybı fetó ider tekrÀr hÿ 137 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 CÀn ü dilden sırr-ı Óaúúa ùÀlib iseñ gel beru Terk-i terke maóv-ı ãarfa rÀàıb iseñ gel beru 2 Maùlabıñ MevlÀ ise al mekteb-i dilden sebaú èİlm-i ôÀhirle bilinmez eyleseñ biñ cüst ü cÿ 3 Ehl-i ôÀhir şübhesinden kíl ü úÀliñ artar äanma kim taóúìúe irmiş itdiği hep güft ü gÿ 4 Úanàı èÀlim bu cihÀnda pìre teslìm olmadan ÕÀt-ı Óaúúa vÀãıl olmuş var ise sen gel beru 5 HÀşimÀ ÚurèÀnla müåbet değil midir bu kim Ádem-i maènÀya münúÀd olmaya İblìsdir u 138 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Maôhar-ı sırr-ı RaómÀn menbaè-ı feyø (ü) èirfÀn 275 Mülkde beúÀda sulùÀn pìrim azìzim yÀ hÿ 2 Velìleriñ òÀtemi ehl-i faòrıñ òÀdimi Nesl-i pÀk-i HÀşimì pìrim azìzim yÀ hÿ 3 KÀşif-i àayb-i eóad maôhar mìm-i Aómed BevvÀb-ı Óaúú Muóammed pìrim azìzim yÀ hÿ 4 SÀlik-i Óaúúa bürhÀn göñül derdine dermÀn Sırrı sırrımda mihmÀn pìrim azìzim yÀ hÿ 5 Ey nefse olan esìr gel ùarìú-i pìre gir Ola saña dest-gìr pìrim azìzim yÀ hÿ 6 Pìrden aldım himmeti bildim sırr-ı keåreti äundı cÀm-ı vaódeti pìrim azìzim yÀ hÿ 7 Óaúúı isteyen kişi gel ola gör dervìşi ÁsÀn ola her işi pìrim azìzim yÀ hÿ 8 Pìrim Yÿsuf-ı KenèÀn Mıãr-ı dilimde sulùÀn HÀşimì iden óayrÀn pìrim azìzim yÀ hÿ 139 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1 Müselseldir ùarìúim feyø-i irşÀdım bi-hamdil’llÀh Benim ÀfÀú enfüsde delìlim daldım bi’llÀh 276 2 MevÀlì sırrına maôhar daòì ãÀóib-zamÀn olmuş TemennÀ ide õÀtına tesellÀdan olan ÀgÀh 3 KemÀl-i òulú-i vaãfınıñ delìli ism-i Yÿsufdur ÒilÀfetle nice eyyÀm olup Bandırmada irşÀd 4 İşÀretle idübdür ÜsküdÀra ol velì hicret èAceb úudretle óikmetle kerÀmÀtında yoú eşbÀh 5 Óaúìúat kenz-i lÀ-yüfnÀ’ya mÀlik oldıàı ôÀhir èAùÀsını àayb-ı ceybinden hezÀr ãad şeş ü pencÀh 6 Ùulÿè itmiş idi şems-i velÀyet burc-i õÀtında 41b Süzüp ôulmÀtı dillerden niceler oldılar çü mÀh 7 ÒarÀbÀtı kerÀmetle idüp maèmÿr-ı beytu’llÀh MuèallÀ òÀn-gÀh itdi binÀ luùf eyleyüp RabbÀh 8 Delìli mürşidi el-óaúú anıñda vÀlidi olmuş Vücÿdı nÿr-i Óaúú ÓÀmid Efendi Morevì evvÀh 9 Anıñda mürşidi TopòÀnevì óaúúan Veliyyü’d-dìn MücÀhid úabr ü pÀkinde müşÀhid ehline her gÀh 10 MurÀdı üzre irşÀdı bunuñda ehl-i cennetdir Óaúìúat üzre eşyÀyı aña bildirdi çün MevlÀh 277 11 èAzìzin terk-i úalb-i irşÀdı FenÀyì defteri zÀd Muóammed terk-i terk itmiş úamu devletle èizzet cÀh 12 HevÀ-yı óaøretiniñ hep kemÀline olup miréÀt Anıñ mÀl ile mebnÀdır muãaffÀ ravøa-i dergÀh 13 Aña üftÀdedir mürşid anıñ muúèad Óaøret-i Şeyòi Aña Óacı Bayram Velì ve feyø-i Óaúú hem cÀh 14 Ebu ÓÀmid aña mürşid anıñ óˇÀce èAlì Şeyòì Aña da Şeyò èAlì el-Erdebìlìdir olam hem-rÀh 15 äafiyyü’d-dìn şÀh-ı ãÀfì anıñda vÀlidi pìri Odur hem ãÿfiyÀnıñ úıble-i miórÀb-ı ehlü’llÀh 16 èAtìúu’llÀh ile Óaydar nihÀyet silk-i irşÀda Gerek neslen ger sırren seniñdir HÀşimÀ bu rÀh 140 MüstefèilÀtün MüstefèilÀtün 1 Şebbìr ü Şübber mürşidi rehber äundılar kevåer el-óamdüli’llÀh äofre èAlìniñ himmet velìniñ Şöhreti dìniñ el-óamdüli’llÀh 2 Óaúdur Muóammed olmuşuz ümmet 278 Bulmuşuz rifèat el-óamdüli’llÀh Muóammed güldür pìrim bülbüldür Cümlemiz úuldur el-óamdüli’llÀh 3 Dosta mihmÀnız cümle bir cÀnız Ehl-i ìmÀnız el-óamdüli’llÀh Pìre muóabbet cÀn ile òidmet ÙÀlibe nièmet el-óamdüli’llÀh 4 Aãlımız nÿrdur vaútimiz sÿrdur Sözimüz budur el-óamdüli’llÀh HÀşimiñ õikri el-faúru faòrì Bu demiñ şükri el-óamdüli’llÀh 141 Mefèÿlü MefÀèìlün Mefèÿlü MefÀèìlün 1 Ey èÀşıú-ı dil-dÀde gel nÿş idelim bÀde Ol bÀde ki bir demdir noúùa gibidir bÀde 2 Vaódetde olup úÀéim bu demle durup dÀéim Her kim bile bu sırrı meémÿr olur irşÀda 3 Kim cÀn vire èÀşıúdır bu dem aña lÀyıúdır Úudretde ola Óaydar sulùÀn ola efrÀda 4 Her kim bu demi özler mürşid izini gözler Her dildeki nuùú eyler Óaúdır bulur eşyÀda 279 5 İrer bu deme her dem Ádemle olan hem-dem İsrÀfìle dem bu dem ÿlÀda ve uòrÀda 6 MÿsÀ demi bu demdir Óıørıñ demi göreyim der Meryemdeki dem bu dem èÌsì dinür esmÀda 7 Aómed demine mülóaú HÀşimdeki dem el-óaúú Bu demle diri her cÀn dünyÀda vü èuúbÀda 142 Mefèÿlü MefÀèìlü Mefèÿlü MefÀèìlü 1 Ey bülbül-i üftÀde gül faãlına amÀde 42a Sözin pìr-i muàÀnıñdır gülden ùaleb it bÀde 2 Gülsüz olamazsın señ señsiz olamaz gülşen Gir ãaónına gülzÀrıñ gel nÀle vü feryÀda 3 Gülşen saña èÀşıúdır cünbiş saña lÀyıúdır Bil señ seni õevú ile dünyÀda vü èuúbÀda 4 Nergisde beúÀ yoúdur sünbülde cefÀ çoúdur Güldür ezeli yÀriñ gel itme naôar-ı yÀda 5 İt şÀh-ı gül mesken çıúup gelemez düşmen Şevketle seni bekler düşmen úomaz aòfÀda 280 6 Gel bÿy-i gül şemm it vuãlat demini fehm it İrmez demine noúãÀn ÿlÀda ve uòrÀda 7 Kim cÀnını terk ider cÀnÀnına ol irer Vuãlatda olup dÀéim àamdan olur ÀzÀde 8 Ádem sıfatıdır gel HÀşim demidir bülbül Her güldeki bu bir dem ôÀhirde vü maènÀda 143 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1 İrişdüm menzil-i úudse bu gün meydÀn-ı èaşú içre Benim rÿóum dürür úudsì ne minnet eylerim Óıøra 2 Ene’llÀh sırrını bu yüzden dinür VÀdì-i Eymen’siz Tecellì-i vaãf-ı õÀtımla irişdim vaódet-i sırra 3 Hem iôhÀr-ı ôuhÿrumçün baña miréÀt olup èÀlem FüyÿøÀt-ı cenÀbımdan irişür cümleye behre 4 Ne kim mevcÿd dürür alan baña irmek dilerler hep Gerek RıêvÀn gerek cennet gerek ÙÿbÀ gerek Sidre 5 ÓicÀbımdan úamu encüm bu göñüldür èarş ile kürsì MaúÀmım cemèile farúdır benim nuùúımladır kürre 281 6 Úamer şemsile gündüzler ùabÀyièle bu èunãurlar Görünmezler görinürler benim emrimde bir õerre 7 Göründüm cümle ãÿretle urundum her bir esmÀyı Gehì cÀn gehì cinnì gehì Ádem gelüp dehre 8 Úamu eùvÀra levn oldum hem oldum èaúl-ı küll Àòir Gelince KÀbe Úavseyn’e irişdim tÀm ile faúra 9 Elif mìm şín ile hÀ’dan didiler ismi şimdi İrişdim bunca elùÀfa taóammül eyleyüp úahra 144 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1 İriş bir kÀmil insÀna saña senden sefer eyle Vücÿdın èÀlemin seyr it mecmaè sen naôar eyle 2 Göñül miréÀtını cÀnÀ arıdup levå-i keåretden Tecellì-i ÒudÀ içün göñül taótın maúarr eyle 3 Eke gör tuòm-ı tevóìdi vücÿdıñ arøına saèy it Aúıdup mÀ-i èirfÀnı bitirüp bir şecer eyle 4 Bürünüp bì-èaded ãÿret derÿnum dirseñ esmÀsıñ Geçüp cümle semÀvÀtı beğim èarşdan güõer eyle 282 5 İrüp ol èÀlem-i úurbe içem dersiñ mey-i vuãlat DilÀ yiter celÀliçün göñül levóiñ siper eyle 145 MefÀèìlün MefÀèìlün Feèÿlün 1 Ne gördiler görenler gördük mi 42b Ne bildiler bilenler bildik mi Ne oldılar ölenler öldüà mi Bu yolda yoà olup var olmayınca 2 Duyarlar mı olalar esrÀr-ı Óaúúı Bulurlar mı olar hìç dilde õevúi Ne bilsün kendüzin bilmez bu nuùúı Bu yolda cÀn virüp cÀn almayınca 3 Beğim èınnin cimÀè óÀlin bilir mi Ki zÀhid zühd ile Óaúúı bulur mı Oturan kişide cevher olur mı Bulup cevher-fürÿşı almayınca 4 Şol sırr-ı èörfden bì-òaberdir Olar ãanma beşerdir belki òardır Bular ôulmet óicÀbından geçem der Óaúìúat şems-i pertev ãalmayınca 5 LibÀs-ı luùf bulardan alurlar 283 LibÀs-ı úahr ile melbÿs olurlar Bu çeròi èaksle dutup yürürler Duyamazlar bu remzi ölmeyince 6 Yüz üstüne sürerler òÀk-i yeksÀn Olan maòfì öñünde olur aèyÀn O gün HÀşim söziñ eylerler iõèÀn İnanmazlar bular tÀ görmeyince 7 Bilenler işbu esrÀrı tamÀmı Olardır fehm idenler Óaúú kelÀmı Ùarìú-i Óaúdadır bunlar müdÀmı Dimezler bu sözi tÀ bilmeyince 146 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün Feèÿlün 1 äanma zÀhid èilm-i ledün olur bu kÀn içinde ÕÀt-ı Óaúdır èilm-i muóìù kevn ü mekÀn içinde 2 SÀèir èulÿm ferèiniñ cümlesiniñ aãlı ledün Ferè-i aãla irişmezse úalur gümÀn içinde 3 Aãl-ı ferè-i ÀlÀt olup aãl-ı ferèa miréÀt olur Sırr-ı ôuhÿr teúÀbüldür nihÀn èayÀn içinde 4 Aãl-ı ferè ferèi aãl olur müşÀheddir bu sırr Aãl-ı ferè bir úurı ÀdÀndır bevÀn içinde 284 5 Aãl-ı ferè olmaú budur şekl-i evvel kim maóv olur Bir nÀm olur beúÀ fenÀ devr-i cihÀn içinde 6 Bu sözimi fehm iden ferè ise ol aãl olur Aãlıla vuãÿl-i èameldir èayÀn nihÀn içinde 7 Bì-naôm hem vezinsiz sözlerimde maènÀ yoú èAyn-i maèna sözlerim maèna’l-maèÀn içinde 8 HÀşim seniñ sözleriñ değme kimse añlamaz Şeró eyleyip oúurlar Àòir zamÀn içinde 147 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1 äaladır ehl-i vicdÀn beşÀret ehl-i ìmÀn Mededdir ehl-i ìmÀna belüre seyf-i merdÀn NişÀnı çaúdı meydÀna sürer óükmüñ dilberÀn 43a MerÀúım sırr-ı YezdÀna muùÀbıú úavl-i ÚurèÀn BeşÀret ehl-i èirfÀn hidÀyet Àl-i èOåmÀn 2 áurÀbıñ remzin it iõèÀn saña óÀãıl ola ìúÀn Seni nuùúım ide şÀdÀn èayn úÀf ãÀd ile bevvÀn èAsere yaúdiru yüsire ìmÀn bu óÀl ile döner devrÀn Bu sırrıñ èilmini ey cÀn òaber virdi baña ÚurèÀn BeşÀret ehl-i èirfÀn hidÀyet Àl-i èOåmÀn 285 3 Ôuhÿr eyler nice ÀåÀr òıyÀnet eyleye tÀ nÀr Úalbimle úavl ide tekrÀr èAlì şÀnında bir úahhÀr Aña tÀbiè olup aòyÀr muèìni Óaydar-ı KerrÀr Şebìhi Caèfer-i ÙayyÀr aña raómet ide áaffÀr BeşÀret ehl-i èirfÀn hidÀyet Àl-i èOåmÀn 4 Ôuhÿrumu Erúam úıyÀmında èdüvv maúhÿr zamÀnında Yazılmışdır cemÀlinde úamu Àyet kemÀlinde Óased yoúdur óayÀlinde gice gündüz ãafÀsında ŞÀhen-şÀh tÀc başında muóabbet ehli yanında BeşÀret ehl-i èirfÀn hidÀyet Àl-i èOåmÀn 5 Yesè sırrına bir sırdır sülÿkumuza ola rehber Musaòòar aña her kişver reèÀyÀsı Benì Aãfar SeffÀn ile beğim ola CezÀirden çeúüp èasker Frenkiñ taótını ister èalem-dÀrı emìr Óaydar BeşÀret ehl-i èirfÀn HidÀyet Àl-i èOåmÀn 6 Muóabbet ehli hem iúrÀr elinde Õü’l-fiúÀrı var Refìúi üç èaded ebrÀr birisi naúıyy-ı serdÀr Biri ser-èasker-i şüttÀr niôÀmü’l-mülk biri her-bÀr Değil bu Mehdì esrÀr velì ol úÀtil-i eşrÀr BeşÀret ehl-i èirfÀn hidÀyet Àl-i èOåmÀn 286 7 Beğim óamdi óafìdin hˇÀn-ı cihÀna eyleye sulùÀn Meded àayÿr ide ol Àn úamu meşkle ola ÀsÀn MünÀfıúlar bula òüsrÀn muvaóóidler göre iósÀn Bu dìnde çoú ola seyrÀna giyer olma úızıl úaftÀn BeşÀret ehl-i èirfÀn hidÀyet Àl-i èOåmÀn 8 Eóadle yenôurÿn ùavrı gelür devletle çün gavri Geçe müéminleriñ cevri èacÀyib luùufla òayrı Úıla mescid nice diri gize hem baór ile bitdi Biline şÀnla úadri anıñ sìne ola şehri BeşÀret ehl-i èirfÀn hidÀyet Àl-i èOåmÀn 9 İki er vÀr ôuhÿr eyler biri ÌrÀnı seyr eyler Birisi Rÿma naúl eyler FrengistÀna meyl eyler Úızıl elmaya görenler daòi pÀpÀ-yı mihr eyler Ola úul-ı Engürÿs bekler èaceb ôulümÀtı nÿr eyler BeşÀret ehl-i èirfÀn hidÀyet Àl-i èOåmÀn 10 áayÿrdan ãoñra bil anı güher lafôın èadüvv tanı 43b Gele Mehdì ÓaúúÀnì açıla genc-i pinhÀnı Biline èilm-i èirfÀnı nice meõheb ola fÀnì Biline nuùúımıñ şÀnı dirler hey ger mekÀnı BeşÀret ehl-i èirfÀn hidÀyet Àl-i èOåmÀn 287 11 Muúaddem Óaúú nişÀn eyler úaóù-ı óükmüñ revÀn eyler Nicesi terk-i cÀn eyler ÒudÀ bir er èayÀn eyler Úamuya baòş-ı nÀn eyler ôuhÿr ana nişÀn eyler Bu şÀnım dÀsitÀn eyler ne eylerse hemÀn eyler BeşÀret ehl-i èirfÀn hidÀyet Àl-i èOåmÀn 12 Biline bu demim úalim gele terkìbe aóvÀlim Ebu’l-ÚÀsım dürür HÀşim dinülür Mehdìye ÚÀsım Nübüvvet devrini òÀtem velÀyetle odur úÀéim Mücedded rÿóla dÀéim gelir aókÀm-ı İbrÀhìm BeşÀret ehl-i èirfÀn hidÀyet Àl-i èOåmÀn 13 Zaól-ı devri çü ôÀhirdir velÀyet nÿr-i bÀhirdir Nübüvvet úarn-ı èÀşirdür şerìèat úalbe nÀôırdır èAúl bu sırra úÀsıddır zamÀnıñ Óıørı óÀøırdır Gelen her emre úÀdirdir bu devriñ şÀn-ı Àòirdir BeşÀret ehl-i èirfÀn hidÀyet Àl-i èOåmÀn 14 Büùÿn ola meõheb hep büùÿn ola meşÀrib hep Büùÿn ola meùÀlib hep büùÿn ola nevÀyib hep Büùÿn ola muãÀhib hep büùÿn ola merÀtib hep Büùÿn ola necÀyib hep büùÿn ola menÀãıb hep NedÀmet ehl-i òiõlÀn şeèÀmet Àl-i ùuàyÀn 288 15 Tecellì çün vurÿd ide èAlì şeró-i vücÿd ide Buùÿlı feyø-i cÿd ide èaceb ãulbünde sÿd ide LivÀ-ü’l-óamd sücÿd ide úamu nesil şuhÿd ide äırÀù üzre úuèÿd ide berÀõìòi óudÿd ide BeşÀret ehl-i èirfÀn hidÀyet Àl-i èOåmÀn 16 CihÀn aèrÀf-ı èörfìdir merÀtib òalúa vÀfìdir Úamusı nesl-i kÀfidir mükellef èabd-i èÀfìdir Muóabbet beyè-i sÀfìdir àıdÀsı cümle şÀfìdir Naôar-ı èiãyÀnı nÀfìdir úamu ãÿretle ãÀfìdir BeşÀret nevè-i insÀn hidÀyet ehl-i vicdÀn 17 CinÀn ola cihÀn bu dem úamu sırlar beyÀn bu dem Caóìm ehli èayÀn bu dem saña mevtiñ hemÀn bu dem Teraúúì-i cenÀn bu dem ne kim eylerse cÀn bu dem Gelir nuùúa zebÀn bu dem şefìèiñ mürşidÀn bu dem BeşÀret luùf-ı merdÀn èinÀyet ehl-i iósÀn 148 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1 Elif èÀşıú olup úa’fa münevver itdi dünyÀyı 44a Çeküp sìn seyfini dÀra iki biçdi o dem kÀ’nı 289 2 áurÀbıñ lafô-ı sırrından óaõer itmiş vezaàlar çoú SerÀb-ı cehl-i èaùşÀndır biri görmez bu deryÀyı 3 Felekde ÀfitÀb ôÀhir úamer encüm görünmez hìç Ki bi’llÀh iótirÀúı yoú meğer münkir ola cÀnì 4 Eğer mìm’den óaõer itse muúìm olur iúÀmetle NişÀngÀha geçer tìri iki el ile dutup yayı 5 Nübüvvet òatmine vÀriå velÀyet òÀtemi cümle MelÀmiyyÿn olan sÀdÀt idüp bÀùın bu maènÀyı 6 Úamusı itdiler tedrìs bu èilmi mekteb-i dilde SevÀd-òÀnlar òaùÀ itdi nihÀyet zaèm idüp rÀyı 7 EsÀs devleti tecdìd idüp mièmÀr-ı ehlu’llÀh Didiler devlet cìmdir kim añlar bu muèammÀyı 8 ŞehÀdet øabù olup evvel óükm itmiş iken óÀkim Değişdi ãÿret daèvÀ erenler virdi fetvÀyı 9 Mülk-i àaøabından el çekdi delinmek istemez geşti Yitişdi èavn-i ehlü’llÀh Óıøır faãl itdi daèvÀyı 10 Sefìne óarfi Óıørındır gider melÀmiyyÿn iderler àarú VelÀyetde Óıøır anlar açarlar genc-i aòfÀyı 290 11 Bu sırra HÀşimÀ ceffÀr müneccim vÀúıf olmazlar Erenlerden olup tevfìú ki keşf itdiñ bu ÀrÀyı 149 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 ÙÀlib-i Óaúúıñ óaúìúat feyø-i Óaúdır dÀyesi Maóv idüp zenb-i vücÿdıñ nÿr-i Óaúdır sÀyesi 2 Pertev-i şems-i hüviyyetdir anıñ her õerresi Cevher-i õÀtında úonmuş sırr-ı Óaúdır mÀyesi 3 Mekteb-i lÀhÿt sırda hem sebaúdÀşı melek ÒˇÀcesi maènì-i Ádem èilm-i Óaúdır vÀyesi 4 ÔÀhiri tevóìd-i efèÀl bÀùını tevóìd-i õÀt èAyn-ı mebdeédir maèÀdı vaóy-i Óaúdır Ànesi 5 Úalbidir Ùÿr-ı tecellì VÀdi-i Eymen fikridir Bülbül-i bÀà-ı óaúìúat şÀh-ı èaşúdır lÀnesi 6 ÚÀmeti ÙÿbÀ-yı vuãlat úaãr-ı vaódet maúèadı Mürà-i ùÀvÿs-i muóabbet õikr-i Óaúdır dÀnesi 7 HÀşimÀ pìrÀna pey-revsiñ yiter Mıãrì dimiş Bir velìniñ èarş (ü) kürsìden giñişdir Àbesi 291 150 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Maùlaè-ı esrÀr-ı Óaúdır èÀrifiñ dil-òÀnesi Şems-i envÀr-ı hüviyyet õÀtınıñ pervÀnesi 2 Nice biñ úÀf-ı mecÀz bir mÿyunuñ bir õerresi Secde-gÀhı rÿó-ı enfÀs èÀrifiñ her yÀnesi 3 èİlmine nisbetle anıñ levó-i ãÿret noúùadır èArş-ı aèôamdan èaôìmdir óarfiniñ bir dÀnesi 4 MÀ vesaèanì dirseñ al-Àn ebcedìdir èÀrifiñ Lì maèa’llÀh mektebinde oúunan sübóÀnesi 5 Si dü defterle müfessir èÀrifiñ bir noúùası Nuùú-ı HÀşim òuùbesidir vechìdir ser-nÀmesi 6 Bir nefesde menzil sümme dünyÀyı ùayy ider 44b Vaóy-i ilhÀmdır cenÀhı mìm-i Aómed lÀnesi 151 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Cism-i eşyÀya óaúìúat cÀn olan añlar bizi 292 èAyn àayn terk idüp her Àn olan añlar bizi 2 èÁlem (u) kevne fesÀdıñ ekleyüp esrÀrını Her nuúÿşıñ naúşına elvÀn olan añlar bizi 3 İètibÀr iden èubÿr idüp mecÀzı fehm idüp èAyn-ı aèyÀndan görüp seyrÀn olan añlar bizi 4 Seyr-i ekvÀnı mükerrer seyr idüp seyyÀre-veş Her derde devr iden devrÀn olan añlar bizi 5 Küll-i mevlÿd rumÿzıñ añladıú müémin biziz Nefs-i şeyùÀnı geçüp insÀn olan añlar bizi 6 NÀúıã u kÀmil dimekden Óaúúa tevbe itmişiz NÀr-ı vaãla cÀn atup nìrÀn olan añlar bizi 7 èİlm (ü) èirfÀndan muèarrÀyız hüviyyet èaynımız Mülk-i èaşúa nuùúla sulùÀn olan añlar bizi 8 ÔÀhir ü bÀùın şuhÿddan õevúimiz yoú zÀhidÀ ÒÀãã-ı èamel èilm-i ledünne kÀn olan añlar bizi 9 Noúùa-i bÀb-ı vücÿdıñ nidüğün bilmez faúìh Naúl-i teévìlden geçüp ÚuréÀn olan añlar bizi 10 HÀşimÀ leffÀf olan reh-zenlere yÀr olmazız Bì-zebÀn-ı ãoóbet ile yÀrÀn olan añlar bizi 293 152 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1 Bi-óamdili’llÀh olup tevfìú irişdim merd-i meydÀna Sulÿk itdim berÀziòden bulam diyü o LeylÀyı 2 Taèayyün lÀ taèayyünden geçince rÿó yolum aldı Hemìn cÀnı fedÀ itdim görem diyü dil-ÀrÀyı 3 Görindi Sidre-i óayret irişdi refref-i èaşúıñ O dem èaúlımı terk itdim bulam diyü o ednÀ’yı 4 Yitişdi èaúl-ı küll andan òiùÀb feyø-i aúdesle Benimle olayım dirseñ çÀlış sırrını yoúlayı 5 HemÀn-dem òÀne-i dilde ãoyunup zühd (ü) taúvÀdan Dalup deryÀ-yı sırrıma çıúardım dürr-i yektÀyı 6 İşitdim her ùarafdan naèra-i innì ena’llÀh’ı186 Açıldı perde-i vaódet görüp her yüzde MevlÀyı 186 İnnenî enallâhu lâ ilâhe illâ ene fa’budnî ve ekımis salâte li zikrî. Muhakkak ki Ben, Ben Allah'ım. Benden başka İlâh yoktur. Öyleyse Bana kul ol ve Beni zikretmek için namazı ikame et! Taha/ 14. 294 7 Gel ey HÀşim dil ü cÀndan şükr it himmet-i pìre Ne miónet çekdi ecdÀdıñ bulunca ol tecellÀyı 153 Müstefèilün Müstefèilün Müstefèilün Müstefèilün 1 Bir bir diyem saña derdim ezelden ben neler çekerim Niçün değişdim ben yüridüm añla óaúúÀnì sözimi 2 Baór-i ezel dürri idim küntü kenz’de gizli idim èİlm-i ledün sırrı idim kimse görmezdi izimi 3 Gizlenip ataldan göğe indim andan ben bu yere TÀ ki gözüm yüzüm göre münkir görmeye yüzimi 4 Bezm-i elest’e úul oldum cevher iken nebÀt oldum Ùabè-ı èunãurda bulundum úöz añlama kül tozımı 5 Anam babam bir oldılar beni ôulümÀta atdılar 45a Vücÿdum ôÀhir itdiler bilmek içün ben özümi 6 Buldum óayÀtı ôulmetde keåret aldım o vaódetde RÀóat içün o ãıúletde bükdüm yatdım ben dizimi 7 Feyø-i òurÿc oldı baña èÀlem-i óayretdedir buña Tizcek vardım didim aña çehÀr bend buldum özümi 295 8 Úoçsuz úoyun kuzılatdım deryÀ yüzünde otlatdım Bir úaããÀba boàazlatdım yimek içün ben úuzımı 9 Yÿnusdur meded söyleyen Seyyid-i HÀşimdir diñleyen Bu esrÀrı fehm eyleyen aàyÀra açma rÀzımı 154 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Vech-i Ádemde yazılmış úul hüva’llÀh Àyeti Óüsn-i tertìb cemÀli oldı úudret àÀyeti 2 Òaùù-ı úudretle muóarrer seyirdi cümle óurÿf Óarf-i envÀr mübeyyin óarf-i ôulmet zìneti 3 Òaùù-ı esvedle müzeyyen óüsn (ü) Àn ãÿreti Nÿr-i envÀr-ı cemÀliñ òaùù-ı beyøÀ óücceti 4 èÁlem-i èulve bedeldir nıãf-i aèlÀ-yı vücÿd èÁlem-i süfle nümÿne nıãf-ı esfel şehveti 5 İstivÀ òaùùına teşbìh oldı elif müntehÀ Sidre-i èarşı ióÀùa itdi úadd-i úÀmeti 6 Her bir èuøvıdır muãavver şekl-i nÀsÿta bedel Rÿó-i rÿóÀnì óavÀssı èilm-i Óaúúıñ ãÿreti 296 7 Cümle-i eşyÀya cÀmiè òÀne-i úalbi anıñ Rükn-i çÀrı secde-gÀhdır beyt-i maèmÿr şöhreti 8 HÀşimÀ nuùúıñ ãalÀt dÀéima erkÀn-ı farø Hem iúÀmet ãÿretinde gitmemekdir sìreti 155 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1 èAceb ebleh dürür zÀhid yanar cennet diyü cÀnı Ki bilmez cennet içredir ãanur kim oluser fÀnì 2 Gice gündüz çalışur ol ki bula Óaøret-i Óaúúı äanur kim Óaúúı àayridır özi olupdur fÀnì 3 İrişmez semèine aãla kelÀm-ı èÀrif-i bi’llÀh Duyamaz saòn-ı aúrebden nedir maúãÿd-ı RabbÀnì 4 Cehennemden suéÀl itseñ ÀàÀze üzredir dÀéim Dem-À-dem nÀr-ı fürúatle ki bilmez yanmadır şÀnı 5 ZebÀn-ı Óaúú bu HÀşimden işit zÀhid ne nuùú eyler Vücÿd-ı imkÀn úamu birdir taèayyün rÿó-ı sulùÀnì 156 FÀèìlÀtün FÀèìlÀtün FÀèìlÀtün FÀèilün 1 Sırr-ı aòfÀ àaybü’l-àayb maôharı õÀtıñ demi 297 Ùavr ile yektÀ gelir bil maôhar-ı õÀt-ı Àdemì 2 èAlleme’l-esmÀ’yı nÀùıú oldıàı meşhÿdumuz Remz ider TevrÀt İncìl Zebÿrı her demi 3 MÀye-i sırr-ı nübüvvet oldıàına şübhe yoú Ádemì-zÀda değil mi cümle mürsel her nebì 4 Dem-i sìmÀya pederdir nefòa-i rÿó mÀyesi Rÿó-ı úudsì ãÿret ile èilm-i Óaúdır hem-demì 5 ÙÀlibÀ fehm eyle sözden Ádemiñ evãÀfını 45b Ádemiñ bu ùavr ile Óaúdan ôuhÿr eyler demi 6 Yoòsa Ádem ãÿretinde raóm-ı ãulbden devr iden Cümlesi sìretde óayvÀn Óaúúıñ olmaz maóremi 7 Küll-i mevlÿd rumÿzıñ fehm idenler bildiler İki kerre doàmayan cÀn içemez bu kevåerimi 8 ÔÀhir ü bÀùında cümle emr ü nehyiñ ãÀóibi Maôhar-ı tÀm Àdemìdir fehm idersiñ nuùúımı 9 Nehr-i heştdir devr-i Ádem baóridir ãÀóib-zamÀn èAyn-ı emvÀc Àl-i yÀsìn HÀşimiñ yemdir demi 298 157 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1 Demiñ insÀn iden elbet bulur eùvÀr-ı insÀnı Geçince ùavr-ı óayvÀndan görinür semt-i cÀnÀnı 2 MevÀlìd üzredir devrÀnı ki her devrinde tertìb yoú Kiminin evveli Àòir kimisi nuùúa erzÀnì 3 NebÀtìdir gerek maèden ùabìèatdır aña şehvet NigÀh-ı ùavr-ı şekl ile kemÀli mevlid-i åÀñì 4 CelÀliñ maôharı cümle maèÀdinle nebÀt óayvÀn Meğer insÀn-ı kÀmilden irişse feyø-i ÓaúúÀnì 5 Muóaúaú bir ùavr-ı evùÀn mücedded heft merÀtibdir Ki her bir ùavr-ı elvÀnıñ bu yüzden ola seyrÀnı 6 BeyÀbÀn Àdemìsile ôuhÿr eyler nice úuşlar Taèallümle gelir nuùúa velì maòrecde noúãÀnı 7 Ecinnìden ôuhÿr eyler dimişler baèøı kÀmiller Biri ùavr üzre bunlarda müzeyyen nevè-i müràÀnı 299 8 Dü iden var nevè-i óayvÀna kelÀm (u) úavli fehm eyler Bular mensÿò-i maènÀdır nefsdir èayn-ı èayÀnı 9 NebÀt olsun gerek óayvÀn èacebdir meékeliñ óÀli Kimi ùabèa àıdÀ olur kimisi úuvvet-i cismÀnì 10 Nevè ile heft şekiller var ùuyÿr olsun gerek dÀbbe Sibaèdır isimle bunlar óarÀmdır ekl-i úurbÀnı 11 Daòì var heft óayvÀnı àıdÀdır nefsle cÀn ÚuvvÀdır Ádeme bunlar fedÀdır bunlarıñ şÀnı 12 áıdÀ-yı rÿó olan óayvÀn iderler cismle ülfet Kiminiñ óìle òulúı kiminiñ vardır izèÀnı 13 áıdÀdır òulú olan aòlÀú riyÀ èaceb ile kibr oldı Nefs-i nefsÀnìden óÀãıl nebÀtıñ óükm-i rÿóÀnì 14 ÙabÀyiè ùavr-ı maèdenle nebÀtìden ôuhÿr eyler Úamu aòlÀú bed-óayvÀn ãıfÀtı ey kerem kÀnı 15 MürebbÀ olmayan ebdÀn olurlar maózen-i óayvÀn Giyüp óayvÀnì òilèatler seyr-i semmÿr ôulümÀtı 16 MünÀfıú müctehidlerden düzenler meõheb-i bÀùıl Óaşırda olalar òargÿş giyerler lebs-i ùuàyÀnı 300 17 èAõÀb-ı úabre maôhardır berÀziòde münÀfıúlar Ki her bir berzaòıñ şeş biñ óisÀbı óükm-i furúÀnı 18 Cesedlerdir úubÿr Àñla berÀziò ùavr-ı istièdÀd İki ùavrıñ miyÀnıdır berÀziò añla bil Ànı 19 Úabr-i şaúú olmaàa muótÀc ölümden öñ benim cÀnım CenÀn-ı heştì seyr eyler görine rÿó-i sulùÀnì 20 Gelüp devr ile insÀna şefÀèat maôharı olan 46a İrişür pìr ü irşÀda açılur genc-i vicdÀnì 21 HezÀr ãad kerre ey ùÀlib èavÀlimden güõer úılsıñ SelÀmet èaks olmaz bil meğer pìr ide iósÀnı 22 Óaşirden hem berÀziòden òalÀã olmaú dilerseñ señ Gerekdir mürşidiñ Àl-i Resÿlden ùavr-ı erkÀnı 23 Elest bezm’inde ger mürşid muóabbet bÀdesin ãunsa Belì cÀmıyla nÿş iden tamÀm ider bu devrÀnı 24 Dem ile HÀşimiñ hem-dem olan ùÀliblere bendi Demì ãÀóib-zamÀnıñdır muóìù olmuş bu ekvÀnı 25 Geçenlerden òaber gelmez gelenler hìç òaber virmez Óıøır óÀøır gerek tÀ kim èayÀn ide bu pinhÀnı 301 158 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Óamdüli’llÀh sırr-ı pÀk-i MuãùafÀyım bil meni ÇÀr yÀriñ sırrı bende MurtaøÀyım bil meni 2 Küfr (ü) ùuàyÀn itdi èuryÀn ôulümle ecdÀdımı Bilmişim MervÀnı óaşrın ol ãafÀyım bil meni 3 Hem teberrÀ bilmeyen bilmez Resÿlüñ şÀnını Eylerim her dem tevellÀ çün RıøÀyım bil meni 4 Óıãn-ı vaódetde taóaããun eyledim çÀr se úapu ÒÀnedÀn-ı ehl-i faúrım her cefÀyım bil meni 5 Almadı ehl-i teberrÀ feyøimizden çün naãìb Nÿr-i dil ehl-i tevellÀ innemÀ’yım bil meni 6 Cedd-i ecdÀd èiôÀmımdır èAlìyyü’l-MurtaøÀ Nÿr-i èaynin veliyyü’l-evliyÀyım bil meni 7 Fitne-i ôulm (ü) şeúÀvet itdi ecdÀdım şehìd Cümlesiniñ Meşhedìyim hem revÀyım bil meni 302 8 Mefòar-i Àl-i èabÀ Zeyne’l-èibÀd Baúırım Caèfer MÿsÀ vü KÀôım hem RıøÀyım bil meni 9 Ol Ùakì’yim hem Naúì’yim èAskerì ibn-i èAlì Nesl-i Mehdì HÀşimì Àl-i èabÀyım bil meni 159 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1 Bu gün ervÀó-ı úuds ile Muóammed MuãùafÀ geldi Úamu yÀrÀn yÀr ile èAlìyyü’l-MurtaøÀ geldi 2 Şehìdeyni’l-kerìmeynim Óasan maôlÿm dilim nÿrı Ne àam kerb-i belÀ çeksem Óüseynle ãafÀ geldi 3 èAlì èAbbÀs hürr ÚÀsım şehìd-i KerbelÀ cümle Mülebbes nÿr-i Aómedle úamusı mìm hÀ geldi 4 Gelince Óamza vü Caèfer şecÀèat nÿrını gördüm Şehìd èAmmÀr ile Erúam úamu ãÀóib-vefÀ geldi 5 Óaúìúat nÿra müstaàrıú ki pìr SelmÀnla Úanber Ebu’l-BÀúır delìl olmuş daòì ehl-i kisÀ geldi 6 HidÀyet pertevin ãalmış óaúìúat şems BÀúır kim RikÀbında yürür CÀbir Sümeyye MüctebÀ geldi 303 7 Nübüvvet raòtına binmiş velÀyet tÀcını geymiş LivÀ-yı úudreti açmış èAlì Caèfer èAlì geldi 8 èAdÿnıñ àayôını KÀôım èafv hem maôhar-ı iósÀn Dil ü cÀndır dìn-i Óaúdan dem-i MÿsÀ şifÀ geldi 9 RıøÀsile geyüp tÀc-ı şehÀdet Meşhed-i Óaúda 46b KitÀbu’llÀh-ı nÀùıúla èAlì şÀhım èAlì geldi 10 MelÀmet ehline mürşid göñüller gencine mÀlik İmÀmü’l-etúıyÀ úalbe Muóammed çün cilÀ geldi 11 Ebü’l-esrÀr İbnü’s-sır naúiyyü’l-úalb ve’l-evãÀf Óaúìúat rÀh-ı tevóìde èAlì hÀdi hüdÀ geldi 12 İmÀmet bÀr-ı kÀhinde oturmuş taót-ı irşÀda Óasandır èAskerì ehl-i muóabbet muútedÀ geldi 13 Muóammed Óaøret-i Mehdì velÀyet rütbesin òÀtem RikÀbında velìlerle bize Óaúdan èaùÀ geldi 14 DüvÀzdeh rütbe-i irşÀd tamÀm oldı meôÀhirde ÇehÀrdeh rütbe bÀùında fenÀsı yoú beúÀ geldi 15 LibÀs-ı tÀzeler ancaú óaúìúat bir dürür mürşid ŞüÿnÀt-ı libÀs ile çü ÚÀsım intihÀ geldi 304 16 LibÀs-ı ten nübüvvetdir çıúardı Aómed-i MuótÀr VelÀyet lebsini giydi bu sırdan evliyÀ geldi 17 Nübüvvetden velÀyet ger şüèÿnÀt-ı İlÀhìdir Nübüvvet òatm-i şÀnında velÀyet ibtidÀ geldi 18 LibÀs-ı sırr-ı vaódetle melÀmiyyÿn olup Àòir VelÀyet òÀtemi olan muúaddem enbiyÀ geldi 19 Ezel Àòir libÀsıdır Ebü’l-ÚÀsım benì HÀşim Mücedded õevk-i èirfÀna irenler hep baña geldi 20 Resÿlü’llÀh nedir AllÀh nedir mürşid nedir HÀşim Bulur idrÀk ider nuùúım bu ùavrım óïş-edÀ geldi 160 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Raómet-i raómÀna raómetdir Muóammed MuãùafÀ Menbaè-ı èirfÀn-ı óikmetdir Muóammed MuãùafÀ 2 Geldi çün mÀh-ı Muóarrem gitdi èÀşıúdan ãafÀ TÀ ezel úısmet imiş çün Àşıúa cevr ü cefÀ 3 Böyledir bu óÀl-i Ádem sırr-ı ÓavvÀdan biri Görenler çekdi nifÀúdan ôÀhiren hep enbiyÀ 305 4 Menbaè-ı feyø-i risÀlet şÀfiè-i kevn (ü) mekÀn Bu cehl-i MervÀnìlerden görmedi aãlÀ vefÀ 5 Seóerle uyanmaz nesò itdi ceddiñüz diyü Çoú óaúÀret itdiler Àl-i Resÿle ôÀhirÀ 6 Minber-i Yeåribde laènet itdiler äıddíúaya Hem daòì ZehrÀya laènet itdi Àl-i eşúıyÀ 7 İbn-i ÙÀlib óaøretine Óaøret-i Sıbteyne hem İtdiler minberler üzere laèn ü sebb ey cÀnÀ 8 LÀşe içre İbn äıddíú oldı biryÀn ÀşikÀr Didi Úayãer kÀfiriz biz itmeyiz böyle eõÀ 9 Nÿr-i çeşm aãfiyÀ óÀøır iken her cümlede Emr-i èavèav üzre èavèavlar iderdi nÀ-sezÀ 10 ŞÀh-ı kevneyn taót-gÀhıñ itdiler yaàma tamÀm Minber-i şÀh-ı rüsülde kelbler itdi iàviùÀ 11 Cümle enãÀrıñ benÀt ü zevcleriñ teşnìè idüp İtdiler ona kevne mübÀhÀt úavm-i melèÿn bì-óayÀ 12 Bunca aãóÀb-ı Resÿli itdiler on gün şehìd Vaúèa-i óurre didi ol güne şÀh-ı KerbelÀ 306 13 Oldı anda yidiyüz úarra şehìd EnãÀrìden 47a MuèciõÀt ile bu úavme laènet itdi MuãùafÀ 14 TÀ zamÀn-ı óaøret-i èÀdil-i èÖmer İbni’l-èAzìz Sebb (ü) laénet olur idi òÀnedÀn dÀéima 15 Yuòricü’l-óayye187 sırr-ı ôÀhir oldı geldi çün èAmr İtdi ibùÀl bÀùılı ôÀhir olup sırr-ı èalÀ 16 Ey bu naômım içre şübhe eyleyen èÀlim iseñ Úıl tetebbuè vakèateyni gören yazmış muútedÀ 17 KÀfirìn u ôÀlimìne itdi MevlÀ laèneti Böyle ekfer úavm olur mı èÀlem içre münkirÀ 18 Çünki AllÀh hem Resÿli laènet itdi bunlara Eyleriz bu úavme laènet ôÀhiren hem bÀùınen 19 YÀr-ı àÀr yÀr-ı ãoóbet yÀr-ı miónet her zamÀn Óaøret-i åıddíú-ı ekber maôhar-ı èizz ü ãafÀ 20 Óaøret-i FÀrÿú ekber-i şemè-i dìn ü èavn-i Óaúú FÀtió-i úuds-i óaúìúat ãÀóib-i luùf ü èaùÀ 187 Yuhricul hayye minel meyyiti ve yuhricul meyyite minel hayyi ve yuhyil arda ba’de mevtihâ, ve kezâlike tuhrecûn (tuhrecûne). O, ölüden diriyi çıkarır ve diriden ölüyü çıkarır. Ve arzı (toprağı), ölümünden sonra diriltir. Ve işte (tıpkı) bunun gibi (topraktan) çıkarılacaksınız. Rum/ 19. 307 21 äÀóib-i envÀr pes cÀmiè-i KurÀn úÀf Óaøret-i èOåmÀn-ı èAffÀn maôhar-ı èayn ü óayÀ 22 İbn ÙÀlib İbn èamm-i Aómed ü MuótÀr èAlì SÀúì-i kevåer odur hem bÀb-ı èilm-i enbiyÀ 23 Cümle aãóÀb muútedÀdır Mehdì-i dìn her biri Cümleden ekmel mükemmel çÀr-yÀr bÀ-ãafÀ 24 Her ne deñlü evliyÀ geldikse daèvet eyledi Noúùa-i sırrı èAlìde buldılar hep intihÀ 25 Bende-i Àl-i èabÀyım sırr-ı óÀ-yı Óaydarım LÀ ve illÀ Õü’l-fikÀrım Óaydar İbn-i Óaydarım 26 Dürre-i pÀkize gevher-i sırr-ı õÀt-ı kibriyÀ Nÿr-i çeşm neşée-i feyø-i Muóammed MüctebÀ 27 Mecmaèü’l-baóreyn Óıørın aènì ZehrÀ FÀùıma BÀb-ı luùfı úullarıdır cümle aúùÀb evliyÀ 28 Söyle ey dil aósen-i óüsn Óasandan bir òaber Zehr içirdiler aña melèÿn-ı bì-dìn-i eşúıyÀ 29 Nÿr-i çeşm-i MuãùafÀya zehri ilúÀ eylediñ MÀderiñ nÀrını iùfÀ eylediñ buldıñ ãafÀ 308 30 Ey vezaà ibn-i vezaà kimdir saña ola şefìè CÀnıñ içün bir cehennem yeñiden itdiñ binÀ 31 Nÿr-i çeşm-i èÀşıúÀn aènì Óüseyn İbn-i Betÿl Yoluna cÀn virdi cümle vÀãıl-ı aèlÀ’l-èalÀ 32 Çekmeyen àayret anıñçün maôhar-ı feyø olamaz Böyledir aúvÀl cümle evliyÀ vü etúıyÀ 33 Ey dirìà hey vÀh kim şimden gerü mÀtem dutın KerbelÀ-yı miónet içün cÀnımı idem fedÀ 34 Ál-i melèÿn vücÿdum pÿùa-i ùaèna úılam Tìr-i düşmenle derÿnum pÀre pÀre ola tÀ 35 Õikr-i tesbìóim teberrÀdır teberrÀ ehline Secde-i şükrüm tevellÀ óubb-i şÀh-ı KerbelÀ 36 Bil tevellÀ menbaèı feyø-i muóabbetdir dile Ál-i melèÿna teberrÀ sırr-ı esrÀr-ı ÒudÀ 37 Bilmeyen sırr-ı teberrÀdan tevellÀ nidüğün 47b Sırr-ı óayvÀna irişür olıcaú rÿz-i cezÀ 38 Bende-i Àl-i èabÀyım sırr-ı óÀ-yı Óaydarım LÀ ve illÀ Õü’l-fiúÀrım Óaydar İbn-i Óaydarım 309 39 æÀni-i iåneyn èAlì bin Óüseyn-i KerbelÀ Óaøret-i Zeynü’l-èabÀdır bu pÿùÀ-i cefÀ 40 İbn-i Zeyne’lèÀbidìn aènì İmÀm-ı ehl-i dìn Óaøret-i Baúır Muóammed nÿr-i çeşm-i aãfiyÀ 41 İbn-i BÀúır Óaøret-i Caèfer velì äÀdıú èAlì ÓˇÀce-i sırr-ı meõheb u hem menbaè-ı faøl-ı èalÀ 42 İbn-i Caèfer İbn-i bint Aómed-i MuòtÀr imÀm MÿsÀ-i KÀøım şehìdeynü’ş-şehìd bi’r-RıøÀ 43 Şems-i iúlìm-i óaúìúat nÿr-i KÀøım şÀh RıøÀ Ol imÀm çÀr-erkÀn èarş-ı dilde muútedÀ 44 Ravøa-i pÀk meùÀf-i úudsiyÀndır dÀéima NÀm-ı èÀlìsi èAlìdir şöhreti oldı RıøÀ 45 El-İmÀm ibnü’l-imÀm İbnü’r-RıøÀ aènì CevÀd NÀm-ı pÀkidir Muóammed el-Ùaúì bu en-NiúÀ 46 Şuèle-i şemè-i hidÀyet ol èAlì bin en-Naúì HÀdìèü’l-ümmet Naúìdir ôulm-i şirke øiyÀ 47 Luùf-ı iósÀn menbaıè òulú-ı óasen aènì Óasan Úahr-ı aèdÀ-yı Resÿle èasker-i ãÀóib-livÀ 310 48 Maôhar-ı tÀm-ı ÒudÀdır sırr-ı faòrü’l-mürselìn Vaãf-ı pÀkidir Muóammed Mehdì-i èÀl-i èabÀ 49 YÀ İlÀhì sırlar ile bu àarìbe vir sürÿr Rÿó-i pÀk-i úudsiyÀnla sırrım ola ÀşinÀ 50 HÀşimÀ óaddince itmÀm eylediñ meråiyeñi Rÿó-i pÀk-i úudsiyÀna it ãalÀt ile duèÀ 51 Bende-i èÀl-i èabÀyım sırr-ı óÀ-yı Óaydarım LÀ ve illÀ Õü’l-fiúÀrım Óaydar ibn-i Óaydarım 161 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Her nefesde ãad ãalÀt olsun Resÿle ãad selÀm Áline evlÀdına aãóÀb-ı sırra ãad selÀm 2 Çar-yÀr be-eãfÀya ãad ãalÀt ãad selÀm Hem daòì iúÀmet ehl-i faúra benden ãad selÀm 3 TÀc-ı èizzet ÁminÀ ZehrÀya benden ãad selÀm Óaøret-i KübrÀ Óadìce èavn-i dìne ãad selÀm 4 EşceèÀn-ı müé minìn aèmÀm-ı pÀke ãad selÀm Ál-i beyt-i HÀşimiyye ãad ãalÀt ãad selÀm 311 5 Óaøret-i Sıbùeyne dÀéim ãad ãalÀt ãad selÀm Efcer úavm-i Úureyşe ãad hezÀr laènet tamÀm 6 Her devirde devr iden MervÀna ãad laènet tamÀm Óaøret-i Zeynü’l-èabÀya ãad ãalÀt ãad selÀm 7 Óaøret-i BÀúır imÀma ãad ãalÀt ãad selÀm ÒˇÀce-i dìn Óaøret-i Caèfer imÀma ãad selÀm 8 Óaøret-i MÿsÀ-yı KÀôım nÿr-i èarşa ãad selÀm Maôhar-ı nÿr-i ÒudÀ her dem RıøÀya ãad selÀm 9 äad ãalÀt olsun Taúìye her nefesde ãad selam 48a Maôhar-ı sırri’l-livÀ ol èAskerìye ãad selam 10 Ál-i evlÀd-ı muóibb eşbehlerine nesle ãad selam VÀãıl-ı sırr-ı tevellÀ èÀşıúìne ãad selam 11 Ol şehìd-i KerbelÀnıñ cümlesine ãad selam KerbelÀya àayret iden müéminìne ãad selam 12 ÙÀlib-i ôıll-ı fenÀ aãóÀb-ı faúra ãad selam Óaøret-i SelmÀn u Úanber tÀbièìne ãad selam 13 Cümle òuddÀm-ı dìne ãad ãalÀt ãad selam èÁlemeyn èilm-i Óaúúa ãad ãalÀt ãad selam 312 14 Sırr-ı tevóìde müselsel ùÀlibine ãad selam Án dÀéimde óaúìúat èÀrifine ãad selam 15 Bende-i Àl-i èabÀyım sırr-ı óÀ-yı Óaydarım LÀ ve illÀ Õü’l-fiúÀrım Óaydar İbn-i Óaydarım 16 ÙayyibÀt-ı aãlÀya benden ãad ãalÀt ãad selam ÙÀhirÀt-ı eróÀma benden ãad ãalÀt ãad selam 17 Ol muóìù-i baór-i óikmete baór-i èummÀna selÀm Dürr-i yektÀ-yı óaúìúatçün ãadef-kÀrına selÀm 18 Ána dÀéimde Resÿle hem daòì İlyÀya tÀ äad hezÀrÀndır hezÀrÀn ãad selÀm 19 Ol süvÀr-ı èarş (ü) kürsì Şeppìre benden selÀm Nÿr-i aèyÀn faøl-ı YezdÀna vech-i Şeppìre selÀm 20 äad selÀm èiãmetle maèãÿmÀna benden ãad selÀm äad ãalÀt her dem düvÀzdeh cÀnÀneden ãad selÀm 21 Maôhar-ı esrÀr-ı si dü cÀna benden ãad selÀm Şeş ü şeştÀr se heftÀd ricÀle benden ãad selÀm 22 Ve’ê-êuóÀ ve’l-leylì’le dÀéim ãad ãÀlÀt ãad selÀm ÚÀf kÀf’e hÀ’ya dÀéim ãad ãalÀt ãad selÀm 313 23 Peyrev-i pìrÀn merd-i meydÀn zülf-i ìmÀn sırr-ı Àna Maôhar-ı sırr-ı úamer şÀnına elyaú ãad selÀm 24 HÀ elif şín mìm ola ãad ãalÀt ãad selÀm Ál-i evlÀdına etbÀèına ola ãad selÀm 25 äad ãalÀt ola úamu eşyÀèına her dem selÀm Evvel Àòir hep muóibb-i òÀnedÀna ãad selÀm 162 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Noúùa-i sırr-ı velÀyet óaúúıçün ey cÀna cÀn Virme aàyÀra bu naômım sırr-ı çÀrla it nihÀn 2 Maôhar olur bil teberrÀ sırrına Kim virir bu naômım èaàyÀr eline 3 Muóarremde óarÀm olmaú gerek aàyÀr ile ülfet TeberrÀ ola tesbìóiñ åaúìle eyleme raàbet 4 Yezìdìdir teberrÀdan òaber-dÀr olmayan MervÀn TevellÀ nÿrını görmez şebìhì òÿk mÿş ùavşan 5 Muóarremde mevÀlì sünnetin icrÀ gerek cÀna Derÿnıñ nÀr-ı àayretle kebÀb olmaú gerek ammÀ 314 6 Resÿlüñ Àl-i nesl ile èaceb kerb-i belÀ geldi Getür yÀdına ey müémin beyÀnı úul kefÀ geldi 7 äaúın icrÀ-yı adÀb-ı ùarìúatden bu günlerde 48b SemÀèìle ãafÀ iúrÀr gerekmez bil bu demlerde 8 Seniñ õikriñ seniñ fikriñ bu demde KerbelÀ olsun ÒavÀricden óaõer eyle åaúìle òïş-edÀ olsun 9 Gerekmez müémine mÀtemden özüñ õevú-i dil aãla MünÀfıú münkiri bilme muóabbet eyleme úaùèen 10 Şehìd-i KerbelÀ vaãfıñ èayÀn itmiş muóaúúiúler èAdüvv-i ehl-i ìmÀnı beyÀn itmiş müdaúúiúler 11 Yezìdiñ mÀcerÀsından òaber virsem gerek diñle Nübüvvet iddièÀ iden Ümeyye neslidir añla 12 äanem iódÀå iden evvel èArabda İbn-i äalìb idi ŞeyÀùìne úarìn olmuş èaceb kÀhin èAnìd idi 13 èArabda èilm-i vesvÀsa muúaddem maôhar olmuşdur VaúÀyièden òaber birle úarìni Ehrem olmuşdur 14 Nice eyyÀm bu celìleye şeyÀùìn ùurresin urdı Gelince rÿó-i sulùÀnı libÀs-ı Ehremi giydi 315 15 èAyÀn idince İslÀmı Nebiyy-i nÿr-i Óaúú Aómed èAdÀvet eyledi iôhÀr Ümeyye ol òar nekbed 16 Úamu evlÀd (u) aófÀdı èadÀvet itdi başına Vaãiyyet eylemiş evvel èadÀvet aúrabÀsına 17 Óadìåinde Resÿlü’llÀh òaber virdi bu óikmetden Ümeyyeyle benì Maòzÿm berìdir nÿr-ı ümmetden 18 Ümeyye putlarıñ şÀh-ı velÀyet eyledi ihlÀk Anıñçündür èAlìye àayø ider bu úavm-i bì-idrÀk 19 Nübüvvet muècizÀt ile gelince Ahmed-i MuótÀr Ümeyye cedd-i SüfyÀnı èadÀvet eyledi iôhÀr 20 Ümeyye nesl-i ãulbinden ôuhÿr itdi nice bir òÿ Kimisi úÀtil aòyÀr kimi ùÀliblere bed-gÿ 21 Medìne şehrini Àòir bu ôÀlimler idüp yaàma èIyÀl-i èarø-ı aãóÀbı şenÀèatle idüp rüsvÀ 22 Esìr itdiler evlÀd-ı aãóÀbdan nice cÀnı èAceb rüsvÀylıú itdiler bu úavmiñ yoúdur ìmÀnı 23 Münevver-i ravøa-i pÀki Yezìdi eyledi òargÀh KilÀblar minber-i nÿra teàavvuù eyledi hey vÀh 316 24 Dinildi vaúèa-i òurre bu àadr-i ôulm-i ifsÀd Resÿlü’llÀh bu ifsÀdı òaber virmişdi evvelÀda 25 Bu úavmiñ nÀr-ı úahr ile òarÀbe vardı Beytu’llÀh Püser-i İbn-i ZiyÀdìden helÀk oldı èibÀdu’llÀh 26 Vezaà İbn-i ZiyÀd ammÀ peser-i melèÿn müsteånÀ Biri kÀfir biri mürtedd ikisi bir vücÿd ammÀ 27 Òaber virdi Resÿlü’llÀh bu ôulm-i àadr-i èadavÀti Muãarraó eyledi laènet Yezìde ol ger mekÀnı 28 Muèayyen ism-i vaãf ile Yezìdiñ kibr-i ùuàyÀnı KelÀmu’llÀh-ı nÀùıúdır beyÀnı óükm-i ÚurèÀnì 29 Şerìèat münkiri ekåer Yezìd-i Àl-i MervÀnì MübÀhì meõheb olmışlar kiminiñ óükm-i şeyùÀnì 30 Kimisi sevmedi Àl-i Resÿli ŞÀm şÿmıdır HumeyrÀ úÀtili taóúìú mülÿk-i MelikşÀh mıdır 31 Óüseyn ile Óasan ZehrÀ èAlìye óuùbede bunlar Nice sebb ile laèn itdi òavÀric aãlıdır bunlar 32 Resÿlü’llÀhıñ Àline úahırdır bunlarıñ şÀnı 49a MuàÀyir úavl-i RaómÀna bularıñ óükm-i nefsÀnì 317 33 KelÀmu’llÀh-ı èaôamÀyı murÀd üzere idüp teévìl ÚıyÀs-ı nefsle Àòir şerìèat itdiler tebdìl 34 Vaãiyyü’l-müéminìn iken muóaúúaú MurtaøÀ Óaydar èAcebdir itdiler inkÀr bu úavm-i bed-gümÀn-ı ebter 35 RivÀyet eyledi óaccü’l-vedaèda bulunan aãóÀb Vaãiyyü’l-müéminìn itdi èulemÀya Seyyidü’l-ensÀb 36 áadìr-i òamde minberde beyÀn itdi Resÿlü’llÀh Kimiñ MevlÀsı oldisem èAlìdir hem anıñ MevlÀh 37 İlÀhì sev èAlìyi cÀnla her kim ki sevdise İlÀhì düşmen ol her kim èAlìye düşmen oldise 38 Vasiyyet eyledi cümle umÿrıñ ŞÀh-ı MerdÀna èAceb bürhÀn-ı vÀøıódır óadìåim ehl-i ìmÀna 39 Kemer-best miyÀn best bu meclisde bulup èünvÀn FütÿóÀt-ı bÀb-ı Óaydardır mürebbì cümleye sulùÀn 40 VelÀyet maôharı mürşid muóaúúaú oldur efrÀda ÒavÀric eyleyüp inkÀr sebeb oldılar ifsÀda 41 Yemen óüccÀcına tekrÀr vaãiyyet eyledi iôhÀr áadìr-i óamde minberde Resÿlü’llÀh Seyyidü’l-aòyÀr 318 42 èAdüvler el-veled sırr-ı ebìhe belki maôhardır Úamu eslefde seyr eyler vezaà meåel ile eşherdir 43 KelÀmıñ HÀşimÀ iúrÀr iden müéminlere kÀfì İrişmez nÿr-i iúrÀra göñül kim olmaya ãÀfì 44 KisÀ taótında óaşr olmuş muùahhar cism-i rÿhız biz Óaúìúat nuùúımuz kevåer-i ãubÿóız hem fütÿóız biz 163 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1 Óaúìúat üzre ey tÀlib ãalÀt-i úurbe ùÀlibseñ Úulaú ùut işbu elfÀôa òaber-dÀr ol bu maènÀdan 2 ÙahÀret itmeğe evvel gerekdir mÀé ola ùÀhir İder èaøÀsını ol pÀk bilen efÀl-i MevlÀdan 3 Úamu efèÀl-i tevóìde virüp pÀk eyleye ùabèıñ CevÀrió-i Óaúúıñ oldıàıñ bilüp pÀk ola taúvÀdan 4 Vuõuè itmiş olur ol dem óaúìúat mÀ-èi vaódetle Óuøÿr-ı Óaúúa irişüp geçerse ger bu evÀndan 5 Óuøÿr-i Óaúúa varmaúçün ãıfÀtını ider miréÀt Derÿnuñ Àb-ı óikmetle ide pÀk cümle sevÀddan 319 6 Óuøÿr-i Óaúúa irince gerek niyyet ki bilmekdir Teveccüh-i tÀm ile oldum ide tekbìr iclÀdan 7 O dem aúvÀl (ü) aóvÀliñ idüp terk bilmeye nefsiñ Sözi ÚuréÀn olur ol dem alur dersini aòfÀdan 8 Rüúÿèı eylemek icrÀ èörf-i sırrını ìmÀdır Bilür Óaúúı görüb nefsiñ alur feyø Rabb-i èaôamÀdan 9 Rüúuèdan olıcaú úÀéim görür eşyÀda Óaúú ôÀhir Sücÿd eyler úamu veche geçince vaút-i vusùÀdan 10 Geçince vaút-i vusùÀyı sözinde Óaúú olur ôÀhir Olunca óalú aña mestÿr olur ôÀhir Óaúú eşyÀdan 11 Aña ôulmet daòì dirler ki örtmüş Àb-ı óayvÀnı Ôuhÿr-ı úurbet-i Óaúdır seóerde sırr-ı İsrÀdan 12 TamÀm idince esrÀr-ı ãalÀtı emr-i Óaúú üzre 49b İmÀm olmaàa lÀyıúdır alur ders Rabb-i aèlÀdan 13 Tecellì õÀt olur ôÀhir tamÀm olunca erkÀnı O dem èarø (u) niyÀzla eyler görünce vech-i èulyÀyı 14 Neşirden óaşra remz eyler olup cemè-i cemède ervÀó Gelince òalúa-i õikrde görürler óaşr-i kübrÀdan 320 15 Açulur åemme vechu’llÀh görinür her ùaraftan hÿ Aña mescid olur her yer görür dünyÀyı èuúbÀdan 16 FenÀ-ender-fenÀ olur úamu bildiği maóv olur BeúÀsı èilm-i Óaúú olur bilür ÿlÀyı uòrÀdan 17 KitÀbu’llÀh olur úalbi úamu eşyÀ olup Cibrìl MaèÀnì aña refrefdir èulÿmı sırr-ı evóÀ’dan 18 O dem bilüründür AllÀh Resÿlü’llÀh ile mürşid Ulÿhiyyet olur ôÀhir geçer bu cümle àavàÀdan 19 VelÀyet òÀtimi mürşid bu sırr keşf ider ancaú Nübüvvet òatm olup gitdi meåeldir úÀf-ı èanúÀdan 20 VelÀyet sırrını kÀşif èAlì ibn-i Ebì ÙÀlib èAlìdir fÀtió-i evvel odur maósÿs bi’õÀti’ llÀh 21 Nübüvvetle velÀyetden óaúìúat ôÀhir olmuşdur VelÀyet menbaèı Óaydarìdir bint-i Resÿlü’llÀh 22 Nübüvvet bÀùın olmuşdur velÀyet ôÀhir olduúda VerÀåetle bu sırr bÀúì bu sırdır sırr-ı sırru’llÀh 23 Nebiyy (ü) mürsel merÀtibce óaúìúatdan müfìø oldı MerÀtible velÀyetden gelür seyr ile ehlu’llÀh 321 24 MerÀtible olup vÀriå ledünnì èilmine bir bir Netìce rütbesi ÚÀsım velÀyet òÀtimi ol mÀh 25 MaèÀdinle nebÀt óayvÀn bularla úÀéim olmuşdur ÙabÀyièle felekler hem burÿc (u) encümle èarşu’llÀh 26 Úulÿbe vÀridÀt-ı ilhÀm bularıñ sırr-ı feyøìdir Bularıñ ôıllìdir ecsÀm bularıñ nuùú-ı rÿóu’llÀh 27 Bularıñ emridir dÀéim feleklerde olan edvÀr ÒitÀmıñ misk ider her kim bu sırdan ol ola ÀgÀh 28 Ulÿf heftÀd óuúb ile olur iôhÀr bu devriñ Geçerler işbu edvÀrı içenler kevåer nÀgÀh 29 VelÀyet sırrıdır kevåer anıñ sÀúìsi Óaydardır Bu sırr kimde bulunursa odur sÀúì odur ol şÀh 30 VelÀyet bezmine HÀşim kelÀmıñ cÀm-ı vaódetdir ÒitÀm-ı èilm (ü) èirfÀnda demin òatm-i kelÀmu’llÀh 164 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1 Gel ey dem ãÀóibi Ádem demiñ sırrına ol maórem Demiñ sırrını bilmezseñ gelürsüñ maóşere ehrem 322 2 Bilenler dem bu dem Ádem bulardır Ádem maènÀ Bular her demde Ádemdir bulardır èurve-i vuåúÀ 3 Olar kim bilmedi taóúìú nedir Ádemdeki esrÀr Olar berzaòda óaşr olur idenler bu demi inkÀr 4 Benim bu meåneviyÀtım oúuyan óarf-be-óarf pìrden Geçer cümle berÀziòden libÀsıñ tÀzeler nÿrdan 5 Óaúìúat tuòm-ı èÀlem dem-i ôuhÿr itdi ola Ádem 50a Bu demden ôÀhir olmuşdur şecer meåeli úamu èÀlem 6 Bu mebdeéden dürür devriñ ôuhÿrı müntehÀ Ádem Bu dem mübhem idi evvel bu sırrıñ kÀşifi òÀtem 7 èİmÀdın geldi dem-i èilme yazıldı levó-i maèlÿma LibÀs-ı èilmle maèlÿm olunca geldi mefhÿma 8 BilÀ-óarfin bilÀ-ãavtin tekellüm işbu demdendir BilÀ-óarfin ôuhÿrı ãavt bu demdir dem bu demdendir 9 İrÀdetle murÀd oldı irişdi emr-i lÀhÿta äadÀdan kÀf’a yüz ùutdı irince óarfle nÿn 10 SüveydÀ şekl-i dem noúùa ôuhÿr itdi bu maèúÿlÀt ÓayÀt abına menbaèdır bu ôülÿmÀt içre maèlÿmÀt 323 11 Girüp elif şekline noúùa ãad’À oldı èilm-i maèlÿm Ceberÿtuñ ôuhÿrı elif melekÿtıñ lafô-ı mefhÿm 12 MelÀéik óarf-i libÀsıdır felekler lafô-ı kÀfìdir MerÀùib nÿ’na tekvìndir rübÿbiyetle óÀvìdir 13 ÙabÀyiè çÀr merÀtibde taàayyürler ider iôhÀr èAnÀãır óaşrıdır anıñ mevÀlìdde ider tekrÀr 14 Ùabìèat èÀlem-i mülkdür èanÀãır èÀlem-i eşkÀl Ulÿhiyyet hüviyetdir rübÿbiyyet dürür efèÀl 15 Óaúìúat vaãf idem tekrÀr saña gel èÀlem-i aãlı Úamunuñ aãlı bir demdir bilinmekdir anıñ faãlı 16 Muóabbet kenzi bu demdir bu demle èÀlem Ádemdir MerÀtib seyri bu demdir gelen Àòirde bu demdir 17 Úamu ervÀó bu demdendir mülk-i eşbÀó bu demdendir Felekler èarşla kürsi ôulÀm miãbÀó bu demdendir 18 èAvÀlimden geçüp bir bir görindi vech-i Ádemden èAdemden lÀ mekÀnìden ôuhÿr itdi bu dem demden 19 Ki evvel èÀlem-i lÀhÿt aña menzil (ü) maúÀm oldı Mülk-i ismiñ urunduúda o dem ãavt-i kelÀm oldı 324 20 Taèayyünle ôuhÿr itdi mekÀnı èarş (u) kürsìdir ÚuvvÀ tehlìl ve tesbìói okıdı levó-i maènìden 21 ÓarÀretle yubÿsetden geçürdüm boynıma bir ùavú Bürÿdetle rutÿbetle irÀde mÀceramız çoú 22 HevÀ nÀr Àble òÀkden ôuhÿr itdi èaceb merkeb Dil (ü) cÀna òiùÀb itdi o dem emreyledi f’erkeb 23 Rükÿb itdim aña oldum mevÀlìd seyrine gitdim Ufúlardan geçüp bir bir cinÀn-ı ùabèıma yitdim 24 Ùabìèat cennetim oldı èanÀãır õevúine irdim Òaber virince esmÀdan müsemmÀya irem dirdim 25 İrişdim beyt-i maèmÿra òaber aldım müsemmÀdan ÒiùÀb-ı fescüdÿ geldi úuvvÀma Rabb-i aèlÀdan 26 Mücedded lebs-i Ádemle merÀtib eyledim iôhÀr Nübüvvetle òaber geldi bu ùavrı eylemem tekrÀr 27 Nübüvvet gencini açdım ne kim varsa niåÀr itdim VelÀyet gevherin aldım o dem bir òïşca kÀr itdim 28 MelÀmetle şurÿè itdim óaúìúat kenzini açdım èAceb dest-i velÀyetle maèÀrif gevherin ãaçdım 325 29 Ùarìúat mektebi içre oúutdum hìce-i ebced Elif ãad’dañ geçüp bildim eóaddir óamdle Aómed 30 Eóad elfeyn virip óamde dem-i òÀtem Muóammeddir 50b Veled eb sırrıdır HÀşim vücÿdıñ nÿr-i Aómeddir 31 Kime kim èaúıl gerek ise gerekmez naômıma naôìre Úurı èaúıl ider elbet anı her demde bì-behre 32 Meğer çeşmine Àb-ı óayÀt insÀn-ı kÀmilden İrişse feyø-i dil her dem bilür ol Óaúúı bÀùıldan 165 MefÀèìlün MefÀèìlün Feèÿlün 1 MevÀlìdiñ maôÀhir içre devri ÒayÀlün fì òiùÀmin fì lisÀnin 2 MeùÀlièle geçirmek cümle ãÿrı ZevÀlun fì devÀmin fì mekÀnin 3 Ulÿhiyetde olmaz terk-i muètÀd Rübÿbiyyet ider terkìb-i ifrÀd 4 HeyÿlÀ dem ãuver taàyìr-i ìcÀd MaúÀlun fì maúÀmin fì cenÀnin 326 5 Bilinmez óÀl-i evvel õÀt birdir ÙabÀyièdir mübeddel şekl-i tendir 6 Ezel Àòir bilen bir gizli sırdır MiåÀlün fì enÀmin fì zamÀnin 7 Taàayyürden değişmez şekl-i evvel èAmel-i èilmiñ óurÿf ile mükemmel 8 Teceddüddür fenÀsı hem müşekkel MiåÀlün fì zamÀnin fì emÀnin 9 KelÀmıñ HÀşimÀ oldı beşÀret MaèÀrif ehline ider kifÀyet 10 Óaúìúat èÀrife remz-i işÀret CemÀlun fì óıyÀmin fì cenÀnin 166 FÀèìlÀtün FÀèìlÀtün FÀèìlÀtün FÀèìlün 1 Gel ey ùÀlib felekler bil ne cünbişler ider peydÀ èAcebdir bir devrde bir meleklerden ider peydÀ 2 Baúarsıñ her bir eflÀke nice yüz biñ melÀéik var Nüzÿl itse biri arøa birine bir ider peydÀ 327 3 Feleklerden biri åÀbit anıñ her devri dehrìdir Her şems itmiş óuúbdir kim bir ile kevn ider peydÀ 4 Bilinmez devri aòfÀdır úamu edvÀrı devr eyler İóÀùa eylemiş varı úamuya óaşr ider peydÀ 5 Meleklerle beşer eflÀk gerek anıñ taótında kürsìdir Muóìù oldı úamu èilmi åebÀt-i úalb ider peydÀ 6 NiôÀm-ı ùavr-ı eflÀkiñ gerek òırÀmınıñ vaãfı æebÀt ile hezÀrÀn ãad ùavr-ı evãÀf ider peydÀ 7 MelÀéik ism-i şerèìdir ilÀhiyyÿn dimiş ervÀó ÚuvvÀdırlar ùabìèiyyÿn èamel maôhar ider peydÀ 8 Baña ùut semè-i úalbini ne sırdır añla edvÀrı Diyem diñle óisÀbını neden devrÀn ider peydÀ 9 Felekler devr-i dehrìdir felek devrini fehm eyle Ki anıñ dehrìdir şems óuúbe kim úÀn ider peydÀ 10 Feleklerden óuúb-i heftÀd ulÿf bildir ki her yevmi ÓisÀb-ı Ádeme pencÀh olup yıllar ider peydÀ 11 Saña bir sırr daòì iôhÀr idem èilm-i ledünnìden Anı derk idemez Óıørıñ meğer benden ider peydÀ 328 12 Dehr efrÀd terkìb eyleyüp terkìb-i efrÀddır 51a Sinín tecdìd-i elbÀsdır yevm-i aòlÀú ider peydÀ 13 Ebr-i nÿr eylemek nÀrı şüèÿnÀtı idüp bir şÀn èAúl u idrÀk ilm-i sırrım teceddüd õevú ider peydÀ 14 èAceb terkìb-i maènÀdan feleklerden òaber aldıñ ÙabÀyìè terkìbiñ añla neden edvÀr ider peydÀ 15 ÙabÀyiè evvela terkìb olunca mÀ ôuhÿr eyler äudan maèden ôuhÿr eyler necef cevher ider peydÀ 16 Õiraè (vü) silsile heftÀd berÀziò maèdeniñ devri Şühÿr eyyÀm sinìn ancaú aña eùvÀr ider peydÀ 17 Yedi nevè üzredir maèden ki her nevèinde ùavrı on Geçer heftÀd ile ùavrı bint-i nevèin ider peydÀ 18 NebÀtıñ şekl-i envÀèı yedi nevè üzredir ammÀ Úalemle ictimÀèından ki bir şÀn ider peydÀ 19 NebÀtıñ cismidir rÿó-i maèÀdin nümÀ sırrı MaèÀdinden bilÀ cümle nebÀtÀt óiss ider peydÀ 20 èAşer ùavr üzredir ammÀ nebÀtıñ nevè-i eşkÀli èAcebdir nevè-i ùavr ile nice efrÀd ider peydÀ 329 21 NebÀtıñ óaşr-i edvÀrı olur heftÀd ile itmÀm Netìce tìn òurmÀdan tezevvüc óiss ider peydÀ 22 NihÀyet óiss-i tezvìci geçer şehvetle óayvÀn ÓarÀretden gelür sırr óayÀt-ı nev ider peydÀ 23 Yedi envÀè-ı óayvÀnda úamu şeyde ôÀhirdir Ve mÀ min dÀbbetin fi’l-èarø nesl-i sırrın ider peydÀ 24 TenÀsül meåel miål ile ãırÀùü’l-müstaúìm óaúúan Cebìninden çeker MevlÀ tuòm-ı mevlÿd ider peydÀ 25 Rübÿbiyyet durur ancaú tabÀyiè iõdivÀc ile Gelür ùavr-ı Àòirde ãanÀyièler ider peydÀ 26 NebÀtıñ rÿó-i nümÿnenden mürekkeb cism-i óayvÀnì NebÀt-ı maèdeniñ rÿóı èaceb terkìbi ider peydÀ 27 NümÀ sırrı nebÀtıñdır maèÀdin sırrıdır cevher Biri erkek biri ünåÀ peder mÀder ider peydÀ 28 MaèÀdin òÀããa vü elvÀn nebÀtÀt óiss-i teéåìri Ne sırdır bu terÀkìble tuòm-ı şehvet ider peydÀ 29 Saña bir èilm-i aòfÀdan òaber virdim be hey dervìş Bilen èÀşıú bu esrÀrı mücedded õevú ider peydÀ 330 30 KemÀl-i maèdeniñ ancaú nümÀdır úıblesi mercÀn Beyaõdır bedèan idüp Àòir úızıl elvÀn ider peydÀ 31 NümÀsı maèdeniñ Àòir nebÀtÀta olur mebdeé Aña evvel nihÀyetdir óiss-i idrÀk ider peydÀ 32 NebÀtıñ Àòiri óisdir olur óayvÀna ol mebdeé ÒayÀl-i èayş-i idrÀki kemÀl ile ider peydÀ 33 KemÀl-i nevè-i óayvÀnıñ vilÀdetle ôuhÿr itmek ÙabÀyièle vilÀdetden beşer ùavrın ider peydÀ 34 äaúın aldanma eşkÀle beşerdir ãanma her ãÿret Eşerdir baèõ-ı óayvÀndan nice insÀn ider peydÀ 35 KelÀmu’llÀh-ı nÀùıúla gele ke’l-enèÀm dürür anlar Değil bil hem aêalldir Óaúú úamu òüsrÀn ider peydÀ 36 Ne mümkin ol bir óayvÀn muêilliñ maôharı cümle Delìlim hem aêaldendir øamìr-i merciè ider peydÀ 37 Süfl-i cÀhil münÀfıúdır hidÀyet nÿrını görmez Úaçar şemsü’l-maèÀrifden cehl (ü) ôulmet ider peydÀ 38 Óurÿfı ehl-i inkÀrıñ kelÀmı cümle ãÀmitdir 51b äadÀsı bì-maèÀnìdir muòavvif eãvÀt ider peydÀ 331 39 MaèÀşı nefsdir ancaú èibÀdÀtı iøÀfÀtı Óasedle ùabè-ı şÿmına nice ekdÀr ider peydÀ 40 VelÀkiñ nevè-i ùavr ile mevÀlìd sırrını iden èAcebdir bilmese nefsi libÀs nÀrdan ider peydÀ 41 LibÀsın nÀr iden cÀnlar ùabìèatde olur cinnì Geçerler cennet nÀrı èanÀãır ten ider peydÀ 42 LibÀsın nÿr iden Àòir bilür Ádemdeki sırrı Aña ol dem ider secde èahd ü iúrÀr ider peydÀ 43 Şüèÿn kim ùabè-ı cinnìdir irişmezse aña iúrÀr äaúın deccÀl cÀõÿdan úabr-i aøyaú ider peydÀ 44 Anıñçündür berÀziòde nice aúbeó ãıfatlar var Úamu aòlÀú bedendir meğer münkir ider peydÀ 45 Nice Àyet óadìå vardır èaõÀb-ı úabri vaãf eyler Naôar çoú ikişer revzen ki her bir úabr ider peydÀ 46 Úubÿruñ keşf-i esrÀrı baãìret ehline maèlÿm Demimle óayy olur ebdÀn aña rüéyet ider peydÀ 47 Muóammed vechini evvel görenler nÿr-i MevlÀdan CinÀna geldi Ádemle ùabìèat nÿr ider peydÀ 332 48 Ezel maôhar olan nÿra nübüvvetle gelür bÀùın ÙabÀyièle düzüp maómil taàallüb-i óÀl ider peydÀ 49 Müzeyyen çÀr èunãurla èaceb merkeb idüp óÀøır Aña taómìl olup maómil emÀnet-kÀr ider peydÀ 50 Felek edvÀr mevÀlìdiñ ôuhÿrı nÿr-i maómilden Nefisdir Ádeme ol nÿr nevè-i eùvÀr ider peydÀ 51 MerÀtible sekiz cennet beşer envÀèınıñ vaãfı Ki her nevèi düvÀzdehdir nÿr-i şeş add ider peydÀ 52 èAlì ãulb ile bir rütbe daóì vardır cinÀn içre ÇehÀrdeh úubbe-i haêrÀ cemÀlü’llÀh ider peydÀ 53 ÚıbÀbu’llÀh ile cennÀù gelür yüz on merÀtibde Muóammed neslidir ÙÿbÀ úamuya feyø ider peydÀ 167 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1 CelÀlü’ddìn Muóyi’ddìn äafiyyü’ddìn Bedre’ddìn èAcebdir kim bu vaãf ile birisi virdi fetvÀ 2 Kimi icmÀl rumÿz ile işÀret itdiler devri Eğer bu sırra èÀrifseñ sözime dirsin ÀmennÀ 333 3 Tetebbuè eyleseñ cümle óaúìúat ehliniñ úavlin Bilürsün kim ledünnìdir úamu bu ketebe olan maènÀ 4 èAceb edvÀr-ı èarşìden èayÀn itdim nedir ÀfÀú Nedir enfüs beyÀn itdim nefs devrin idem imlÀ 5 èAceb sırr bunca edvÀrdan nefis bil ôÀhir olmuşdur Nefisden cümle òalú oldı eğer Ádem gerek ÓavvÀ 6 Nefis nÿr-i Muóammedden nefisdir nefòa-i Óaúdan Biri rÀkib biri merkÿb ikisi gevher-i yektÀ 7 Eóad Aómedde ôÀhirdir Muóammed óamdle úÀéim Óamd Aómed Muóammed óamd şecer tuòmiledür sırra 8 Muóammed mìmine mezc it mürekkeb Aómed elifin MaèÀnìdir olur ôÀhir èaceb esrÀr ola peydÀ 9 Elif mìmiñ beyÀnıdır nefs-i enfüs Muóammed Óaúú 52a Úamuya ümm Muóammeddir nebiyyü’l-ümm odur óaúúan 10 Resÿlü’llÀhı fehm eyle iøÀfetle muøÀfı bil Òaberde cümlesi birdir ki müsteånÀdır istiånÀ 11 äıfat mevãÿf úabìlinden èilm-i maèlÿma tÀbièdir èAbd maèbÿd ile úÀéim ki sübóÀne’lleõì esrÀ 334 12 Şerìèatle nübüvvet òatm-i ôÀhirdir merÀtibde VerÀåetle velì geldi kelÀmıñ Óaúú ider icrÀ 13 Şecerdir her ùaraf meõheb-i velìler mìvesi anıñ Nübüvvet òÀtemi tuòm muóiblerdir budaú farøÀ 14 Çiçeklerdir beşer nevèi úamunuñ ãÿreti Ádem Nice yüz biñ çiçek øÀyiè ider her bir budaú nevèa 15 Gelür her bir budaúdan biñ kemÀli mìve-i Ádem èAceb ekåer olur øÀyiè gelür bir mìvesi êuóÀ 16 MeôÀhir mìveniñ tuòmı şecer miålile bÀùındır Ôuhÿr ile olur ôÀhir nümÀsıdır anıñ eşyÀ 17 Nice biñ gerçek erlerden fedÀ olmaú gerek tÀ kim Gerekdir mürşid-i yektÀ ola miålile müsteånÀ 18 Óaúìúat devr-i eşyÀyı bilenler Àl-i ùÀóÀ’dır Bilenler sırr-ı ùÀ’yı iderler óüccetim imøÀ 168 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1 Muúaddem Ádemiñ devriñ saña bir bir beyÀn itdim Nefisle añla gel Ádem ne sırdan aãfiyÀ geldi 335 2 Óaşirdir muùlaú cismi úamu edvÀr-ı cemè itdi ÚuvvÀsı maóşer-i ervÀó ùavırla ibtidÀ geldi 3 èAcebdir her cesed aòlÀú anıñ ùabèında peydÀdır Anıñçün ãulb-i sırrından saèìd ü eşúıyÀ geldi 4 MevÀlìdi olup cÀmiè geçüp hep cümle esfelden MerÀtible geyüp cÀma devirle intihÀ geldi 5 Muóammedden dem irişdi ki oldır nefòa-i úudsì Dem ile demlenir ecsÀd bu deñlü enbiyÀ geldi 6 O demle devre-i mürsel òitÀmıñ misk idüp Àòir Dem-i Aómed eóad bir an Muóammed müntehÀ geldi 7 Ôuhÿr naòline ZehrÀ olupdur FÀùıma sÀúì Óüseyn ile Óasan şÀòı nümÀsı Murtaøa geldi 8 Óaúìúatden òaber virdim úabÿl it cÀnla nuùúım Óüseyniñ ãulb-i sırrından gelenler evliyÀ geldi 9 èAceb mişkÀt-i Aómedden meãÀbìó ehl-i beytidir Nübüvvet òatmine vÀriå gelenler óitÀmü’l-evliyÀ geldi 10 ÒilÀfetle nübüvvetden åelÀåÿni óisÀb eyle ÒilÀfet sırr-ı òatm oldı Óasan aósen nidÀ geldi 336 11 Nübüvvet ümm-i òilÀfet Àb biri Aómed biri Óaydar Bir sırdır mecmaèü’l-baóreyn şehìdü’l-KerbelÀ geldi 12 Óaúìúat mülkünüñ şÀhı maèÀrif burcunıñ mÀhı Óüseyn İbn-i Betÿl Óaydar İmÀmü’l-aãfiyÀ geldi 13 äıfÀt õÀt-ı èAlìle nübüvvet anda bÀùındır Ki oldır vÀriå muùlaú anıñçün muútedÀ geldi 14 MerÀtib òatmine õÀtı úamu envÀr cÀmièdir Nesilden maôhar sırrı olanlar hep hüdÀ geldi 15 Resÿlü’llÀh aña sıbùım didi ôÀhirde bÀùında 52b KelÀmu’llÀh-ı nÀùıúda beyÀnı úul kefÀ geldi 16 Resÿlü’llÀh didi ÚurèÀn anıñ neslinden ayrılmaz Anıñ neslide ÚurèÀndan delìlim ıãùıfÀ geldi 17 MurÀd sebüél-meåÀnìden çehÀrdeh nesl-i úarnìdir Ki her úarnıñ imÀmı mürşidi òayrü’n-NiúÀ geldi 18 İmÀmü’l-evliyÀ ãÀóib-zamÀn mürşid çehÀrdehdir Budur òayrü’l-úurÿn úarnı úamu aèlÀ’l-aèlÀ geldi 19 Bularıñ her birisi bir úarnda Mehdì-i Óaúdır Úamuya münkir ü deccÀl anıñçün ibtilÀ geldi 337 20 VelÀkin úarn-ı Àòirde èaceb mi Mehdì-i ÚÀsım HelÀk itseydi DeccÀli bu dem aña úuvvÀ geldi 21 Eğer ey ùÀlib u ãÀdıú bileydiñ ÚÀsımıñ ceddiñ Bilürdün kim Ebu’l-ÚÀsım bu demle ıãùıfÀ geldi 22 HelÀki çeşm-i DeccÀliñ gidermek şirk-i inkÀrı Gelür tevóìde her millet òiùÀb-ı óayåümÀ geldi 23 Nüzÿl-i rÿó-i èÌsÀnıñ nübüvvet nÿrını tecdìd Mücedded óaşr-i ebdÀn èAlì ãÀóib-livÀ geldi 24 Gelüp ãÀóib-livÀ óaşre gelür terkìbe her müfred Nedir èuúbÀ ôuhÿr eyler úamer devri fenÀ geldi 25 Gelür nefò ile İsrÀfìl zaól-ı ùabèındadır ãÿrı Gelür óaşre úamu ervÀó sücÿd-ı eynemÀ geldi 26 İki nevè üzredir nefòa biri ifnÀ biri ibúÀ Neşr-i ifnÀyı ãÿretle óaşirde òïş-liúÀ geldi 27 Óaşirde maúãÿdıñ buldı livÀ-ü’l-óamdde kim irdi İçer èirfÀn-ı kevåerden o kim Àl-i èabÀ geldi 28 ZamÀnıñ ãÀóibi ister saña óaşrı èayÀn itsün äaúın naúúÀl münÀfıúdan bu gün ol èamÀ geldi 338 29 èAmÀ geldi èamÀdandır èamÀdır berzaò-ı úabri Muúaddem bilmedi bilmez èamel cehl-i cefÀ geldi 30 èAceb óayvÀn-ı nÀùıúdır òayÀline olur tÀbiè äanur kim ôann u fikr ile aña cehl èaùÀ geldi 31 ÓayÀtında ãıfÀt ile èacebdir bilmeyen Óaúúı Ne mümkin bile dehşetle o dem MÿsÀ àıdÀ geldi 32 Úamu òayrÀt u mÀlı úuvvÀ-yi nefsle ôÀhir Anıñçündür ider tekrÀr úamu fièl-i riyÀ geldi 33 Nedir ìmÀnı bilmezsin neyi taãdìú ider úalbiñ Niçün ìmÀnla gitmek saña mestÿr-i òafÀ geldi 34 Be hey óayvÀn be hey nÀ-dÀn nedir ìmÀnına şübhe Meğer úalbinde şekkiñ var saña senden ibÀ geldi 35 Gerek ata gerek úardaş yanında cÀn virir Óaúúa Yaúìnen bilmez ìmÀnıñ daòì küfrüñ èamÀ geldi 36 èİnÀd (u) cehl (ü) inkÀrı çeker ìmÀnına perde èAceb maócÿb ãÿretdir aña küfri óayÀ geldi 37 Eğer ìmÀna ùÀlibseñ saña nuùúım muãÀóibdir MuãÀóibsiz bilinmez Óaúú aña ãoóbet-revÀ geldi 339 38 MuãÀóibdir seni mürşid óuøÿrunda iden iåbÀt MünÀfıúdır iden merdÿd olar úalbe àışÀ geldi 39 äaóÀbi her kelÀmı óaúla Óaúdan bilenlerdir Değil ãoóbet iden aãóÀb ve lÀ entüm ve mÀ geldi 40 VelÀyet nÿrına medfen óaúìúat HÀşimiñ úalbi 53a Anıñçün şaúú olup úabr Muóammed müctebÀ geldi 41 Úaãidem saúf-ı èulvìdir elf ebyÀt ile maèmÿr èAlì sırrı dürür nÀmı èaceb müşkil-güşÀ geldi 169 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Óamdüli’llÀh maôhar oldum bu deme Eyledim taúrìr edvÀr-ı Ádeme 2 Ádemìniñ vaãfıdır her bir kitÀb Ádemì şÀnında eşyÀ faãl-ı bÀb 3 Hep óayÀta maôhar olan bì-gümÀn Her biri bir Àdeme olmuş nişÀn 4 Óamde maôhar ùÀèir óayvÀn meğer Her biri bir Àdemiñ nuùúıñ ider 340 5 Her lisÀn bir Ádemiñ devriñ tamÀm Eyleyip tekrÀr anı eyler èayÀn 6 Òalù-ı nesl ile nuùú taàayyür olur Nuùú-ı óayvÀnı aña taèbìr olur 7 Nuùú-ı óayvÀndan murÀd tefhìm-i óÀl Baèøısı eùvÀr ile añlar miåÀl 8 BizbÀnıñ ùavrına iden naôar Feyø-i nuùúa göñlüni eyler maúarr 9 Óaşr-i ecsÀdıñ ölünce ey dede Çoú ùavırlar ôÀhir olur dünyÀda 10 Óaşr-i ervÀó ol àonce cilvede ger Áòiretdir ol zamÀnda muèteber 11 Maôhar-ı sırr-ı kisÀdır muòbiri VÀriå-i èilm-i nebìdir her biri 12 Nesl-i Óaydar zìdesi bunlar dürür Ehl-i Óaúúıñ úıblesi bunlar dürür 13 Bunlara nÀôır olan göñül gözi Baúırı altun ider her bir sözi 341 14 Ádemìdir bunlarıñ her bir demi Buñlar gele hem-dem olan Àdemì 15 Sırlarına maórem olan evliyÀ Çoú óaúÀyıú söylemişler bì-riyÀ 16 Óaøret-i Mıãrì muúaddem söylemiş Devre-i èarşı èaceb naúl eylemiş 17 Baèøılar bir dÀèire farø eylemiş SÀlike ol cehle èarø eylemiş 18 Dimemişler ferş ü baóriñ devrini 53b Diñle benden bu rumÿzıñ naúlini 19 Aãl-ı edvÀr ùabè-ı èunãur kÀrıdır Ùavr-ı rÿóa ñÿr-i vaódet sÀrìdir 20 èArş (u) eflÀk cümlesi rÿóÀnìdir Cism-i èunãurdan değil nÿrÀnìdir 21 Rÿó-i taàayyürdan maãÿndur ey püser Merkebinde ôÀhir olur òayr ü şerr 22 Yek vücÿddur cevher-i rÿó ey peder Revzenidir bir bir eşyÀ úıl naôar 342 23 Her bir ecsÀd rÿóa bir lebs-i cedìd Pertevidir revzene òalúdan berìd 24 Devr-i ferşi baór ile benden işit Nefsini bil aña göre var işit 25 Nuùú-ı Óaúdır devre-i èarşa zimÀm Ferşe mensÿb maôhar-ı Óaúú bi’t-tamÀm 26 Õikr ü Àdem èarş ü kürsüñ zìneti Feyø-i nuùúından melÀéik òilúati 27 Ádemìdir zìneti ferşiyyeniñ Ádemìdir müntehÀsı her demiñ 28 İntihÀ ferşiyyede edvÀr hep İntihÀdır ibtidÀya bil sebeb 29 Maènevì ãÿrı maèÀrif her merÀm èÁlem-i dünyÀda óÀãıl bi’t-tamÀm 30 èÁlem-i süflìdedir feyø tamÀm Maôhar-ı küll Àdemìdir ve’s-selÀm 31 Ùavr devri fehme aúreb òïş-maúÀl Meånevile söyleyem ey ehl-i óÀl 343 32 Diñle imdi devre-i ferşiyyeyi Zeyl-i tÀmdır devre-i èarşiyyeyi 33 èArş u eflÀk miålidir ferşe hevÀ Eylemiş arøı ióÀùa ol hümÀ 34 Ebr ile òÀkden değildir mevlidi Nuùú-ı úÀdirdir dem-À-dem mevridi 35 Rìó-i ãarãar ãanma kim ola hevÀ Lìk taórìkine bÀdıdır dilÀ 36 Ùob arøıñ muèayyende çevgÀnıdır Her ùavırla devriniñ erkÀnıdır 37 KÀèinÀta meåel cevherdir hevÀ Bil àaraø àaym-i seóÀbı èayn-ı mÀ 38 Hem heyÿlÀsı hevÀdır èunãurıñ Áb-ı ùayyÀr ãÿreti ol gevheriñ 39 Bil óavÀss-ı òamseden ôÀhir hevÀ áaym ile doàdı hevÀdan èayn-ı mÀ 40 Nevè-i Àbıñ çÀr olupdur ùaèmla Maèdeni milóì muøırdır ùabèıla 344 41 MÀ süflìden ôuhÿrı maèdeniñ Òalúına bÀdì olupdur cümleniñ 42 Sırr-ı Rabbi’l-Àlemìn ne maôhar ol Anıñ ile ôÀhir olur üç oàul 43 Gerçi maèden doàar cümle benÀt 54a MÀ-i devvÀr olmasa bulmaz óayÀù 44 Baùn-ı èarõda devr ile èabdi bula Ùavr-ı maèdende nihÀyet zer ola 45 Bu devirde èÀyıú eylerse ôuhÿr Maèdeniñ kÀnında bir cevher olur 46 Levn-i evvel cümlede olmuş sefìd äıbà-ı aòmer müntehÀ lebs-i cedìd 47 Her bir eşkÀl-i nebÀt (u) maèdenì Doàurur bir nevè-i óayvÀn bì-menì 48 Maèdeniñ òilúati bi-dest ü pÀ KÀnın terk eylese bulur fenÀ 49 Ger nebÀtdan eylese óayvÀn ôuhÿr Perr ü pÀ ile gezer miål-i ùuyÿr 345 50 Nesl-i tuòm ile değildir òilúati Kim èufÿnetle hevÀdır òilkati 51 Bil hayatının hayatı ùavrıdır Maèdenìniñ èömri kendi õÀtıdır 52 ÇÀr tabÀyiè devrini iden nebÀt äulb-i óayvÀnìde bulur ol åebÀt 53 Çünki óayvÀnla nebÀtıñ bì-riyÀ Devrin serd eyledim bir bir saña 54 ÇÀr ùabÀyìèdir peder aãl u uãÿl ÇÀr èanÀãır mÀder oldı ey oàul 55 Bil peder ãulbi òavÀss-ı òamsedir Raóm-i mÀder bil hevÀ àaymındadır 56 Hem óarÀretden ôuhÿr şehveti Nevè-i tezvìcdir èarÿs zìneti 57 Raóm-ı mÀderden doàunca üç oàul El-veled sırrıñ úamu itdi úabÿl 58 Birbirine taèúìble devr ideler Üç ufúdan devirle seyr ideler 346 59 Maèden mercÀn ufúdur evvelÀ Şekille feyø-i nebÀtìdir dilÀ 60 Mevlidiñ añla nebÀtıñ ey emìr Devrini söyler saña bil bu faúìr 61 İbtidÀ tuòm-ı nebÀtıñ bil sefìd İntihÀ eşcÀr-ı müsmirden bedìd 62 İzdivÀcı naúl-i aúlÀmdır şehÀ Naòl-i òurmÀdır ufúdan müntehÀ 63 Bì-åemerdir óÀmil olmayan şecer ŞÀò sÀúì kibr ü èacebdir meğer 64 KÀmile olsa úarìn ol bi-nevÀ Eylese óükm ile başını fedÀ 65 Baèõ kÀmilden ola ol behremend Mürde iken óayy ola ol derd-mend 66 Naòl-i òurmÀda ufú şehvetledir Zen gibi merdÀnla ülfetledir 67 ÓÀmil olmaz bÿy-ı merdÀn olmasa Bÿy-i merdÀnla dimÀàı ùolmasa 347 68 Mevlid-i óayvÀna şehvetdir sebeb 54b Ol sebebden izdivÀc eyler ùaleb 69 Úalb-i èÀlemdir muóarrik çeşmini CÀn demdir ùabè-ı cin óayvÀn ten 70 Süfl-i óayvÀn tuòmla eyler ôuhÿr Beyøasından fikri hìç olmaya devr 71 Perr ü bÀl ôÀhir olup seyr ide TÀ ölünce murà-ı şÀhı devr ide 72 Baèøı óayvÀn şÀhı var hem şükri Òidmetinde cÀn fedÀdır her biri 73 Cins-i óayvÀnda òilÀfı çift ola Şekl-i Àòirle doàanlar heft ola 74 Her biri bir dÿzÀh olmuş nişÀn Küfr ü inkÀr sìreti bunlar hemÀn 75 Óaşr-ı ecsÀddır bularıñ sìreti Óaşr-ı ervÀó Àdemìniñ ãÿreti 76 Üç mevÀlìdiñ saña seyriñ tamÀm Söyledim óìle gelince ey hümÀm 348 77 At ufúdur nevè-i insÀna zimÀm Üç mevÀlìd oldı anıñla tamÀm 78 Aósen aómer levndir tìz-revìş Óiss ü rüéyÀ ãÀóibi itmez gÿyeş 79 Berzaòıdır Àdemiñ çÀr pÀ ãıfÀt Mÿ-yi ãadrı elif ola bì-irtibÀù 80 Ádem ile el-fetÀ úÀbil değil Òÿkla maymun miålidir àÀfil değil 81 Devr-i cevzÀda gelen cinnì olan Ùabè-ı nefsiñ ÀsiyÀbıdır hemÀn 82 Fikr-i Óaúdan bir göñül àÀfil ola Cinn vesvÀs bil aña dÀòil ola 83 Hem riyÀ-òïr münÀfıú cümlesi Merúadinde ola cÀdÿ mürdesi 84 Si dü ãad eyyÀmla teéåìr ide Tisèa şehr ile teni taèmìr ide 85 Her kemÀle istivÀ óaùù-ı nişÀn Óaùù-ı muèavvec esfeli eyler beyÀn 349 86 Esfeliñ çeşmi iki vechindedir Rüéyetine enf u reési perdedir 87 äÀà gözile göremez ãol cÀnibi Bil teraúúi cebhesile óÀcibi 88 äavt-ı maòrecden óurÿfı èÀrìdir Óarf-i maòrec Àdemin kÀrıdır 89 Eylemiş evùÀn eùvÀrı tamÀm Maòrec ile nuùú iden Ádem kelÀm 90 Her óurÿfuñ maòreci mìzÀnıdır Ádemìdir kÀtibi hem cÀnıdır 91 èArş u ferşiñ mecmaèıdır Àdemì Mecmaèü’l-baóreyn óÀvì bir demi 92 Devr ile her bir meôÀhir her bì-òilÀf Ferd-i èÀlem Àdemi eyler ùavÀf 93 Devr hem bu ùarza taúrìr eyledim 55a Ùavr ile evùÀnı taèbìr eyledim 94 Devr-i maèdenle nebÀtı bir maúÀm Devr-i óayvÀn ile cinnì bi’t-tamÀm 350 95 Eyledim taórìr ü taúrìr saña hep Ádemìniñ devridir buña sebeb 96 Bu óurÿfÀt-ı terÀkìb cümlesi Bil kitÀb-ı Ádemiñ müsveddesi 97 Vech-i Ádeme yazılmış cümlesi Pest hest esrÀrla hem devresi 98 Cebhesinde istivÀ òaùùı hemÀn Ádemiñ eyler kemÀliñ ola beyÀn 99 Vech-i miréÀtında bÀhir nÿr-i Óaúú Men reèÀnì sırrı budur òïşça baú 100Heşt merÀtibdir ôuhÿr-ı Àdemi Bul simÀè õevúle gel bu demi 101Gerçi vardır bir merÀtib ey oàul Her zemÀnda bir velìye maôhar ol 102Maôhar-ı tÀm ne merÀtib ãÀóibi Her vechden õÀt-ı baòtıñ nÀèibi 103EnbiyÀ vü evliyÀya vÀriå ol Anıñ ile bula cümle Óaúúa yol 351 104EnbiyÀda bÀùın idi ol maúÀm EvliyÀda ôÀhir oldı bi’t-tamÀm 105Ol maúÀmıñ maôharı Àl-i èabÀ Ehl-i beyte MüctebÀ vü MurtaøÀ 106Cemè-ü cemèi’l-cemèe maôhar her biri Meslekü’l-èuşşÀúıñ olmuş rehberi 107İsm-i vaãf ile bular ãÀóib-zamÀn áavå-i aèôam meslek-i Óaúúa nişÀn 108Áşina-meşreb muãÀóib rehberi Oldılar ãÀóib-zamÀnıñ şehìdi 109Lìk çÀrda rütbedir ãÀóib-zamÀn Her biri ÀyÀt furúÀn bì-gümÀn 110Ùavr-ı vaãf ile úamu ãÀóib-zamÀn Remz-i yÀsin sırr-ı ùÀ’dan èayÀn 111Söylemişler çoú úaãÀyid-i vÀridÀt Úalb-i ùÀlib bula õevú ile åebÀt 112Õevú-i ilhÀm vaóy ile bu nuùúumuz RÀh-ı Óaúúa bir nişÀn her beytimiz 352 113Devr-i ìúaè HÀşimìniñ şÀnıdır Ol zamÀn ãÀóib-i zamÀnıñ cÀnıdır 114Bu gedÀdır rÀh-ı Óaúúıñ aóúarı Olsa lÀyıú her ùarìúiñ rehberi 115Diñleyen sÀliklere ey èÀşıúÀn Meånevìmiz cümlesine fevt-i cÀn 116İsmini bir kez görenler söylesin Hem lisÀnü’l-àayb (u) tÀrìò eylesin 117Söyleyem èilm-i ledünden bir òaber Söylemiş yoú bir òaberdir muèteber 118Devr-i Àtìden òaber-dÀr eyleyem 55b Devr-i åÀnìdir ki tekrÀr eyleyem 119Bu úaãìdem ùÀlibe bürhÀn ola Bu úaãìdemle göñül şÀdÀn ola 170 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Bir zamÀn ola ki nesl-i Àdemì bula fenÀ äulb-i Óaydardan gele ecsÀd-ı rÿó bula beúÀ 353 2 Nesl-i Óaydar müfredÀtı cemè ü terkìb eyleye MüfredÀt ola mürekkeb rÿóla bula beúÀ 3 Her devrlerde mürekkeb ola rÿó-ı müfred ile Ùavr-ı insÀn bu ùarza eyleyeler ibtidÀ 4 Devr-i evvelde cesed terkìbi olan müfredÀt Óaşr-ı kübrÀda olurlar rÿóla hep ÀşinÀ 5 Rÿóla her birisi bir devr-i eùvÀr göstere Esfeli terk eyleyüp bir bir bulalar intihÀ 6 Sebè-i eùvÀr ile óayvÀn mülkini seyr ideler Devr idüp bir bir merÀtib nuùúla bula ãafÀ 7 Lìk var durur ve esfel baèøısına ãÿretÀ Sìret ile ãÿretine yine eyler irtifÀ 8 Hep ùabÀyiè cemèidir her maèÀdinle nebÀt MüfredÀta rÀciè olmaú anlara olmaú àıdÀ 9 Belki bu terkìb-i insÀn cümleyi cÀmièdir äÿretine sìreti taùbìú olmaz cüdÀ 10 äÿretine sìretiñ taùbìk saèy it ey èazìz èArø-ı óÀl it mihr-i taùbìú ura úalbe evliyÀ 354 11 Ehl-i irşÀddır bu demde úalbini pÀk eyleyen DÀmenin dutmaz iseñ devr iderseñ úahúarÀ 12 Mülk-i insÀn heşt menzildir óaúìúat şehrine Çalış imdi menziliñ itmÀma èÀşıú dil-rübÀ 13 ÒÀnedÀn-ı MuãùafÀ vÀriålerine bende ol Anlara maòãÿã hidÀyet hem şefÀèat ùÀlibÀ 14 Ol gürÿh-ı nÀzenìne mülóaú olmuşsañ eğer Menzilinden redd olursun òayr yoútur mültecÀ 15 Furãatıñ elde iken ùut dÀmeniñ bir mürşidiñ Dest-gìr olsa olursun mülóaú-ı Àl-i èabÀ 16 Bilmeyüp bu ehl-i irşÀd óÀlini münkir olan Úahúar ile devr ile óayvÀn cÀnla eyler fedÀ 17 Çoú zamÀn óayvÀnı òalúlar giye öz nefsine Óırãla dÀm-ı belÀdan bulmaya ol hìç fenÀ reòÀ 18 Úalb-i mürşidden olursa her kime èafv-ı naôar Göñlüne dÀòil olup õÀtına ide iútidÀ 19 ÒÀnedÀn eyleyen èAmmÀr-veş cÀnıñ fedÀ Ehl-i beyte mülóaú olur ırcièì ire nidÀ 355 20 Diñleriseñ òïş maèÀrif söyleyem pek diúúat it Kimse bu sırdan òaber virmiş değildir cÀnı 21 Arøa nisbet baórın maòlÿúı iki rütbedir Bil semeklerdir ùuyÿrÀt anda yoú ãubh ü mesÀ 22 Üç ùabÀyiè üzre terkìb evveli baórìleriñ 56a Her birini çÀr èunãur ide taórìk-sezÀ 23 Taóammüle ôÀhir olur ùÿr-ı semek birine biñ Birbirin eyler àıdÀ yoúdur birinde óubb-i cÀn 24 SÀfilìniñ esfelidir cins-i baóri cümleten Òilúati esfel deminden miål-i MervÀn dÀéimÀ 25 Bed-nefsden olduàçün bunlarıñ òilúatleri Úurb-i insÀnda taèayyüş itmeğe hep mübtelÀ 26 Nefs-i maàøÿbuñ deminden olanıñ ehl-i óarÀm Cürm-i èiãyÀndan olur hep nevèile óÿt ü fenÀ 27 DÀéimÀ maòlÿú-ı baóriñ evveline úıl naôar Maèden-i eùvÀrla yoúdur birinde dest (ü) pÀ 28 Yine maèdenden àıdÀsı baú èaceb òidmetdedir Bir değirmÀndır ki bunlar ùÀşı ider èayn-i mÀ 356 29 Her devirde baór-i raómet ehl-i şirki èàarú ider Óıfô-ı ãÿret eyledi gör ãuda óayy-i kibriyÀ 30 Her biri baóriñ fenÀsile giyer cinn òilúati Bu devirle devr ider hep sÀfilìn eşúıyÀ 31 Arø-ı baórımken ire her birisi bunlarıñ Nice menzilden geçe bì-èaôm hem bì-nevÀ 32 PÀ-yi çille seyr iderken iki pÀye bulalar ÇÀr erkÀn ile Àòir seyr ide şehre úara 33 ÇÀr pÀde heft nevèidir her bir devri yedi Anıñçün bil yedidir pÿùa-i nÀr-ı laôì 34 ÚÀtil ü eşcaè yedidir ùavr-ı óayvÀnìde hem Nicesi var her biriniñ arúasında post (u) úaba 35 Söz bu mühlik yedidir tuòmla eyler ôuhÿr Her biri yerler içinde eylemişler iòtifÀ 36 Nevè-i óayvÀndan yedidir Ádeme olan àıdÀ Ùarafını kim iki şaúdır azu dişi olmaya 37 Enfî geç ùayyÀr úÀtil pence sî var sebèadır Sìreti zühhÀd münÀfıú bulmamışlardur hüdÀ 357 38 Pence sî úıtÀl olanlar nefsine maàlÿb olan Mevzinin içi òıyÀnet óükm-i vesvÀs-ı mÀsivÀ 39 Nicesiñ gez devri derse bulmaya biri felÀó ÒÀnedÀn-ı MuãùafÀdan olmayınca pìşvÀ 40 Bu úaãìdem müntehìniñ ãoóbet ile fehm olur Mübtedìlerden ãaúın kim atdurursuñ ùaş hÀ Tertìb ü terkìb úaãide vü meånevì li’d-devreè-i el-ferşiyye fì meslek-i melÀmiyye Sene erbaèa ve tisèìn ve miéetin ve elf fi’l-yevmi’t-tÀsiè èaşera min Şehr-i RamaøÀn MübÀrek RUBÂİYYÂT 1 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün Var kemÀl-i èÀlemde añlarsıñ nice Àdemde var Var kemÀliñ añla saèy it sende tekmìl her ne var Maúsim-i õÀtında taúsìm oldı mÀh feyø-i cÿd èAyn-i miréÀtıñdır èÀlem sende var èÀlemde var 2 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün äÿretiñ çÀr noúùadan elife işÀret eylemiş 56b Sìretiñ demden anıñçün Óaúú beşÀret eylemiş ÕÀt-ı èulyÀya iòÀnetle beyÀn min rÿóinÀ Beyt-i emri rükn-i çÀrla òïş èimÀret eylemiş 358 3 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün Sen seni bilseñ eğer èÀlem-i kübrÀsıñ señ Menşeè-i feyø-i ezel nüsòa-i kübrÀsın señ Maózen-i sırr-ı ÒudÀ òÀne-i kübrÀsın señ Maôhar-ı emn ü emÀn maómil-i kübrÀsın señ 4 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün ÒÀk-pÀy-ı òÀnedÀnı eyleyen tÿtiyÀ göze èÁlem-i lÀhÿtì bil ki ègaybü’l- ammÀli göre Naôra-i vÀóidde vaódet gözgüsünden èÀlemi Ana dÀéimde ezel Àòir temÀşÀsın göre 5 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün Sevmeyenler òÀnedÀn-ı MuãùafÀyı cÀnla Óaşr olur elsiz ayaúsız gözi yoú óayvÀnla Zehr-i úÀtil ola sırrı èaúreb aúraè gibi KerbelÀ úancıàı gelipdir kim Yezìd MervÀnla 6 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün èAded devri nübüvvetle tamÀm itdi temÀşÀyı VelÀyet devridir zÀhid olur müşrik KesÀd buldı zühd òalvet gerekmez celle vü esmÀ HemÀn iúrÀrla òidmet açar vech-i müsemmÀyı ferd 359 MÜFREDLER 1 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün Her kim ola bende-èi Àl-i èabÀ Diye oàlum aña şÀh-ı enbiyÀ 2 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün äalÀdır cemaè cemièñ zÀtıñ daèvet-i eşbÀó ÒiùÀbet daèvet-i enfüs iúÀmet daèvet-i ervÀó 3 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün Maùlaè-ı sırr-ı hüviyetle bu èÀlem ser-te-ser Óükm-i ùÀlièdir ki işler işleyenler òayr u şerr 4 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün Saña senden yaúìndir Óaú ôÀhir de Óaú bÀùın da Óaú Her mekÀna eyler secde evvelde Óaúú Àòirde Óaúú 360 5 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün èÁrife efèÀl-i tevóìd õikr-i hÿdır her nefes Seyr-i gülşen işbu mülk-i cism-i ten aña úafes 6 Müstefèilün Müstefèilün Müstefèilün Müstefèilün Óaúdan olur her bir ôuhÿr Óaúdan gelür úalbe nidÀ Her bir vücÿd emr-i Àl-i Óaúdan ôuhÿr cevr ü cefÀ 7 Müstefèilün Müstefèilün Müstefèilün Müstefèilün Her kim diler Óaúúı bile Ádemle hìç itmez baóiå Óaşrıñ bilüp esrÀrın bildim ki bu demdir baèå 8 Mefÿèlü MefÀèìlün Mefÿèlü MefÀèìlün Bir dildeki èaşú olmaz hìç anda ãafÀ olmaz Bilmez demini Àdem ol demde vefÀ olmaz 9 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün Bulurdıñ èÀlem-i aãlı gelenlerden suéÀl itseñ Bilürdüñ èÀlem-i ferèì geçenlerden suéÀl itseñ 361 10 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün Bilmeyeydim sırr-ı Óaúúı Óaúdan itmezdim suéÀl Óaúúı bildim sırr-ı úalbim eyledim andan suéÀl 11 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün èAcebdir itmediñ zÀhid maèÀrifden niçün sen óaôô Anıñçündür seniñ úalbiñ maèÀdinden olupdur òaôô 12 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün YÀ veliyyü’llÀh meded úıl pÀkine AllÀh èaşúına İbn-i èÌsÀdan mecÀzım bir serÀbıñ köşkine 13 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün ÒÀn-àÀh-ı dilde mürşid èÀleme yektÀ gelir äÿreti sìretden anıñ Àdeme maènÀ gelir 14 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün Levó-i maófÿô òaùù-ı úudret dört kitÀbı bi’t-tamÀm Vech-i Ádem üzre MevlÀ eylemişdir òïş-zimÀm 362 15 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün èAcebdir her kese èÀrif úamu varın niåÀr eyler èAdÀvetle baúup münkir münÀfıúdır firÀr eyler 16 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün Ger irersen rÿó-ı aèôam sırrına İrişirsin ùavr-ı èirfÀn nÿrına 17 FÀèilÀtün FÀèilÀtün Key ãaúın èirfÀn úÀline Bu úalaú ile iregör ser-i óÀline 18 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün Küntü kenzi’ñ oldı dile miftÀóı Gel yevm-i şÀn bürhÀndır özüm 19 FÀèilÀtün MefÀèìlün FÀèilün Nuùúım merciè-i øamìrdir ãÿret-i necm Óarf-i ãÿret olur libÀs sìretim 363 20 Mefèÿlü FÀèilÀtü MefÀèìlü FÀèilün Aósenü’l-aòlÀú cÀmiè òulú-i nìk çÀr ey hümÀ Bil seni eyle óayÀ èilm ü tevÀøuè dÀéimÀ 21 MüstefèilÀtün MüstefèilÀtün MüstefèilÀtün MüstefèilÀtün Seyyiéü’l-aòlÀú cÀmiè-i òulú-i bed çÀr didiler Cehl-i naòl-i kebìr ü kin oldıàıñ bildirdiler 22 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün Terk idersen ger ùabèiyyet varùasın Rubÿbiyyet ôÀhir olur göresin 23 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün Óarf idersin úayd-ı nefsiñ perdesin èUlÿhiyet ôÀhir olur göresin 24 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün èİlm-i Óaúúı añla õevú it eyle vicdÀn-ı ãafÀ Õevú-i vicdÀn èilm-i Óaúdır rÿó-ı sulùÀn-ı dilÀ 364 25 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün İrişen bu yoúluàa bulur beúÀ TÀ ebed dÀéim olur bulmaz fenÀ 26 MefÀèìlün MefÀèìlün Feèÿlün İder elbet seni bilsen úabÿl Rabb èÖrf-i sırrı budur hem sırr-ı hÀ 27 MefÀèìlün MefÀèìlün Feèÿlün Netìce söz dilersen Óaúúa vuãlat HemÀn ehl-i kemÀli eyle rüéyet 28 MefÀèìlün MefÀèìlün Feèÿlün İdenler èÀlem-i lÀhÿta mièrÀc MelÀmiyyÿn olup geydi yeşil tÀc 171 FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilÀtün FÀèilün 1 Üç ùabÀyiè üzre terkìb evveli baórìleriñ Her birini çÀr èunãur ide taórìke sezÀ 365 2 Taóammül ôÀhir olur ùavr-ı birine biñ Birbirin eyler àıdÀ yoúdur birinde óubb-i cÀ 3 SÀfilìñ esfelidir cins-i baóri cümleten Òilúati esfel deminden meåel-i MervÀn dÀéima 4 Bed nefsden oldıàçün bunlarıñ òilúatleri Úurb-i insÀnda taèayyüş itmeğe hep mübtelÀ 5 Nefs-i maàøÿbuñ deminden olanıñ ehl-i óarÀm Cürm-i èiãyÀndan olur hep nevèile vü fenÀ 6 DÀéimÀ maòlÿú baóriñ evveline úıl naôar Maèdeni eùvÀrla yoúdur birinde dest (ü) pÀ 7 Yine maèdenden àıdÀsı baú èaceb òidmetdedir Bir diğer ki bunlar ùÀsı ider èayn-ı mÀ 8 Her devirde baór-i raómet ehl-i şirki àarú ider Óıfô-ı ãÿret eyledi gör ãuda óayy-i kibriyÀ 9 Her biri baóriñ fenÀsile gire òilèatin Bu devirle devr ider hep sÀfilìn eşúıyÀ 10 Arø-ı baóir mesken ire her birisi bunlarıñ Nice menzilden geçe bì-èaôm hep bì-nevÀ 366 11 PÀ-yi çe seyr iderken iki pÀye bulalar ÇÀr erkÀn ile Àòir seyr ide şehre úara 12 ÇÀr pÀde heft tendir her biriñ devri idi Anıñçün bil berìdir pÿùÀè-i nevden 13 ÚÀtil ü eşcaé berìdir ùavr-ı óayvÀnìde hem Nicesi var her biriniñ arúasında post (u) úaba 14 Söz bu mühlik yedidir tuòmle eyler ôuhÿr Her biri yerler içinde eylemişler iòtifÀ 15 Nevè-i óayvÀndan berìdir Àdeme olan àıdÀ Ùarafını kim iki şaúdır olmaya 16 Enf geç ùayyÀr úÀtil penc se var Sìreti münÀfıú bulmamışlardır hüdÀ 17 Penc se úıtÀl olanlar nefsine maàlÿb olan İçi òıyÀnet óükm-i vesvÀs-ı mÀsivÀ 18 Nice biñ kez devr iderse bulmaya biri felÀó ÒÀnedÀn-ı MuãùafÀdan olmayınca pìşvÀ 19 Bu úaãìdem müntehìniñ ãoóbet ile fehm olur Mübtedìler ãaúınkim atdırısıñ ùaş ha 367 Tertìb ü terkìb úaãìde vü meånevì li’d-devreti’l-ferşiyye Fì meslek-i melÀmiyye sene erbaèa ve tisèìn ve miée ve elf Fi’l-yevmi’t-tÀsiè èaşere min şehr-i RamaøÀn mübÀrek 172 MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün MefÀèìlün 1 Sülÿk-ı seyr ile cümle maúÀmÀt kÀr-ı nÀùıúdır 57a Óüseynìde úarÀr eyler úamu ÀàÀze-i èuşşÀú 2 MaúÀmÀt ile edvÀrı geçerler kÀr-ı nÀùıúla Óüseynìde úarÀr eyler èacebdir nefòa-i èuşşÀú 3 èAcebdir her perdeden ùÀlib maúÀmÀtda mürÿr eyler èIrÀúda bulıcaú mÀye Óüseynìde óuøÿr eyler 4 Uãÿl-i kÀr-ı nÀùıúla maúÀmÀt ile edvÀrlar Geçince nefòa-i èuşşÀú Óüseynìde úarÀr eyler 368 SONUÇ Bu çalışmada Bandırmalızâde Hâşim Baba Dîvânı’nın metninin ortaya konulması amaçlandı. Metnin yanında şairin hayatı, eserleri, inanç dünyasını etkileyen tarikatlar, şairin fikrî ve edebî yönü, divanında yer alan dinî ve tasavvufî unsurlar hakkında bilgi verilmeye çalışıldı. Ulaşılan sonuçları şöyle özetlemek mümkündür: Şiirlerinde “Hâşim” ve “Hâşimî” mahlaslarını kullanan şairin esas adı “Mustafa Hâşim’dir. 1718 senesinde İstanbul Üsküdar’da doğmuştur. Celvetî âdâb ve erkânına göre yetişen Hâşim Baba daha sonra Bektaşîliğe meylederek Mısır Kasrülayn’daki Kaygusuz Abdal Bektaşî Tekkesi şeyhi Hasan Baba’ya intisap etmiştir. Yine Hacıbektaş’taki Bektaşî Âsitânesi’nde dört yıl kadar kalmış ve Dimetokalı Seyyid Kara Ali Baba’nın zamanında bir ara dedebabalık yapmışsa da Bektaşîlerin bir kısmı onun şeyhliğini kabul etmemiştir. Çok yönlü kişiliği nedeniyle Hâşim Baba bir yerde karar kılamamamıştır. Bu yüzden Celvetîlerce Celvetîliği, Bektaşîlerce Bektaşîliği kabul görmemiştir. 1782’de vefat ettiğinde cenazesi Bandırmalızâde Tekkesi’nin avlusuna defnedilmiştir. Bu kabir yol genişletilmesi esnasında kaldırılarak yerine parmaklıklı bir kabir yapılmış ve üzerine yeni harflerle “Üsküdarlı Hâşim Baba” levhası asılmıştır. Hâşim Baba’nın şiirlerinde tasavvuf ana temadır. Şâir, içindeki Allah aşkını mısralarıyla ifade etme gayretindedir. Genel olarak didaktik bir amaçla kaleme aldığı şiirlerinde Hakk’a ulaşmanın yollarını anlatır. Kendi iç tecrübe ve duygularını dile getirmiştir. Kalpten mâsivâyı temizlemeyi, nefsi dünyevî isteklerinden uzaklaştırarak 369 berraklaştırmayı tavsiye eder. Zira vahdete ulaşmanın yegane yolu günahlardan ve dünyevî arzulardan arınmış bir nefistir. Aşık bütün bunları tek başına gerçekleştiremez. Bu yüzden bir mürşidin/pirin eteğinden tutup ona bağlanması gerekir. Şaire göre, dünyanın hilelerine aldanmamak esastır. Hâşim Baba’nın şiirlerinde Celvetîliğin, Bektaşîliğin ve Melâmîliğin tesirleri görülür. Allah aşkını, Ehl-i Beyt sevgisini en samimi duygularıyla ifade eder. Pek çok şiirinde Hz. Peygamber’e ve Hz. Ali’ye muhabbetini dile getirir. Bununla birlikte bir murabbasında da dört halifeden övgüyle söz eder. Bu çalışmada Bursa İnebey Yazma ve Eski Basma Eserler Kütüphanesi, Genel, 750-1’de kayıtlı nüsha kullanılmıştır. Okumada sorun yaşadığımız yerlerde Hâşim Baba Divanı’nın Süleymaniye Yazma Eserler Kütüphanesi’nde Mihrişâh Sultan nr. 363’te kayıtlı nüshasından istifade edildi. Hâşim Baba Divanı’nda 3 naat, 4 mersiye, 22 kaside, 3 muhammes, 1 müseddes, 124 gazel, 27 müfred yer almaktadır. Böylece bu çalışmada Hâşim Baba Divânı’nın metni, şairin hayatı, fikri ve edebi yönü, inanç dünyasını etkileyen tarikatlar, eserleri ile divanındaki dinî ve tasavvufî unsurlar hakkında bilgiler ortaya konulmaya çalışıldı. Hâşim Baba hakkında yapılacak muhtelif çalışmalar onun birçok yönünün ortaya çıkmasına katkı sağlayacaktır. 370 KAYNAKLAR “Âb-ı hayat”, TDEA, c. I, Dergâh Yay., İstanbul, 1998. “Bektaşîlik”, TDEA, c. I, Dergâh Yay., İstanbul, 1998, ss. 385-387. “Hâşim Baba”, TDEA, c. IV, Dergah Yay., İstanbul, 1998. “Hâşim Baba”, Meydan Larousse, c. V, Meydan Yayınevi, İstanbul, 1990. “Kesret”, TDEA, c. V, Dergâh Yay., İstanbul, 1998. “Mürid”, TDEA, c. VI, Dergâh Yay., İstanbul, 1998. “Zikir”, TDEA, c. VIII, Dergâh Yay., İstanbul, 1998. XVIII. Yüzyıl Dîvân Edebiyatına Toplu Bakış, Büyük Türk Klasikleri, c. VI, Ötüken- Söğüt Yay., İstanbul, 1987. Aktaş, Hasan, Çağdaş Türk Şiirinde Din ve Tasavvuf, Çizgi Kitabevi, Konya, 2001. Algar, Hamid, “Çârdeh ma’sûm-i pâk”, DİA, c. VIII, İstanbul, 1993, ss. 227-228. Atalay, Besim, Bektaşilik ve Edebiyatı, Osmanlıcadan çev. Vedat Atilla, Ant Yay., İstanbul, 1991. Aydemir, Yaşar, “Üsküdarlı Hâşim Baba’nın Melâmîlik Görüşü”, II. Üsküdar Sempozyumu Bildiriler, c. II, İstanbul, 2005. Bandırmalızâde Hâşim Baba Divânı, Bursa İnebey Yazma ve Eski Basma Eserler Kütüphanesi, Genel, No: 750/1. Bandırmalızâde Hâşim Baba Divânı, Süleymaniye Yazma Eserler Kütüphanesi, Mihrişâh Sultan Bölümü, No: 363. Bolay, Süleyman Hayri, “Âdem”, DİA, İstanbul, 1988, c. I, ss. 358-363. Demirci, Kürşat “Kafdağı”, DİA, c. XXIV, İstanbul, 2001, ss. 144-145. Eflatun, Muzaffer, Eski Türk Edebiyatına Giriş, Akçağ Yay., Ankara, 2006. Eraydın, Selçuk, Tasavvuf ve Tarikatlar, Marmara Ünv. İlâhiyat Fakültesi Vakfı Yay., İstanbul, 1994. _____________, Tasavvuf ve Edebiyat Yazıları, Mavi Yay., İstanbul, 1997. Erdem, Sargon “Anka”, DİA, c. III, İstanbul, 1991, ss. 198-199. Ertürk, Mustafa, “Havz-ı Kevser”, DİA, c. XVI, İstanbul, 1997, ss. 546. Eyuboğlu, İsmet Zeki, Bütün Yönleriyle Bektaşilik, Der Yay., İstanbul, 2000. Fığlalı, Ethem Ruhi, “Ali”, DİA, c. II, İstanbul, 1989, ss. 371-374. Fındıklılı, İsmet Efendi, Tekmîletü’ş-Şekâik, 1989. Gölpınarlı, Abdülbâkıy, Tarih Boyunca İslâm Mezhepleri ve Şîîlik, Der Yay., İstanbul, 2003. Grolier İnternational Americana Encyclopedia, Sabah Yay., c. VII, İstanbul, 1993. Hançerlioğlu, Orhan, İslam İnançları Sözlüğü, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1994. İmlâ Kılavuzu, TDK, Ankara, 2000. İpekten, Haluk; Fuzûlî Hayatı Sanatı Eserleri, Akçağ Yay., Ankara, 2000. Kabaklı, Ahmet, Türk Edebiyatı, c. II, Türk Edebiyatı Vakfı Yay., İstanbul, 2006. 371 Kara, İsmail, “Pir”, TDEA, c. VII, Dergâh Yay., İstanbul, 1998. Kara, Mustafa, Tasavvuf ve Tarikatlar Tarihi, Dergah Yay., İstanbul, 1999. Kara, Mustafa, Tasavvuf ve Tarikatlar, İletişim Yay., İstanbul, 1992. Kara, Mustafa, “mâsivâ”, TDEA, c. VI, Dergah Yay., İstanbul, 1998. Kâşânî, Abdürrezzak, Tasavvuf Sözlüğü (Letâifu’l-a’lâm fî işarâtı ehli’l-ilhâm), çev. Ekrem, Demirli, İz Yay., İstanbul, 2004. Köksal, Mustafa Asım, Hz. Hüseyin ve Kerbelâ Faciası, Köksal Yay., ty. Korkmaz, Esat, Ansiklopedik Alevilik-Bektaşilik Terimleri Sözlüğü, Kaynak Yay., İstanbul, 2003. Kuşeyrî, Abdulkerim, Kuşeyrî Risâlesi, Haz. Süleyman Uludağ, Dergah Yay., İstanbul, 1981. Levend, Agâh Sırrı, Divan Edebiyatı Kelimeler ve Remizler Mazmunlar ve Mefhumlar, Enderun Kitabevi, İstanbul, 1984. Memduh, ez-Zubi, Mucemu’s-sufiyye alam turuk mustalahat tarih, Beyrut, 2004. Mengi, Mine, Eski Türk Edebiyatı Tarihi, Akçağ Yay., Ankara, 2003. __________, Divan Şiiri Yazıları, Akçağ Yay., Ankara, 2000. Noyan, Bedri, Bütün Yönleriyle Bektâşîlik ve Alevîlik, c. VII, Ardıç Yay., Ankara, 2006. Ocak, Ahmet Yaşar, “Âb-ı hayat”, DİA, c. I, İstanbul, 1988, ss. 1-3. Onay, Ahmet Talat, Eski Türk Edebiatında Mazmunlar ve İzahı, Akçağ Yay., Ankara, 2000. Öz, Baki, Bektaşilik Nedir?, Der Yay., İstanbul, 1997. Öz, Mustafa, “Kerbelâ”, DİA, c. XXV, Ankara, 2002, ss. 271-272. Özel, Ahmet, “İslâm’da Kıble”, DİA, c. XXV, Ankara, 2002, ss. 365-369. Öztelli, Cahit, Bektaşi Gülleri, Özgür Yay., İstanbul, 1997. Pala, İskender, Ansiklopedik Divan Şiiri Sözlüğü, Kapı Yay., İstanbul, 2004. Sarıkçıoğlu, Ekrem, “Mehdî”, DİA, c. XXVIII, Ankara, 2003, ss. 369. Seccâdî, Seyyid Cafer, Tasavvuf ve İrfan Terimleri Sözlüğü, (Ferheng-i Istılahat ve Tabirat-i İrfanî), çev. Hakkı Uygur, Ensar Neşriyat, İstanbul, 2007. Sefercioğlu, Nejat, Nev’î Divanı’nın Tahlîli, Akçağ Yay., Ankara, 2001. Selvi, Dilaver, Kaynaklarıyla Tasavvuf-1, Semerkand Yay., İstanbul, 2001. Soyyer, A. Yılmaz, “Üsküdarlı Hâşim Baba’nın Anka-i Maşrıkı”, II. Üsküdar Sempozyumu Bildiriler, c. II, İstanbul, 2005. Süreyya, Mehmet, Sicil-i Osmânî, c. II, Tarih Vakfı YurtYayınları, İstanbul, 1996. Şahinoğlu, M. Nazif, “Ferîdüddin Attâr”, DİA, c. IV, İstanbul, 1991, ss. 95-97. Şentürk, Ahmet Atilla- Kartal, Ahmet, Eski Türk Edebiyatı Tarihi, Dergah Yay., İstanbul, 2004. Tahir, Mehmed, Osmanlı Müellifleri, c. I, Matbaa-i Amire, İstanbul, 1333. Temizkan, Mehmet, “Üsküdarlı Hâşim Baba’nın Fikri Kimliği Üzerine Bir İnceleme”, II. Üsküdar Sempozyumu Bildiriler, c. II, İstanbul, 2005. Tarlan, Ali Nihat, Şeyhî Divânı’nı Tetkik, Akçağ Yay., Ankara, 2004. Topaloğlu, Bekir, “Cennetin İsimleri”, DİA, c. VII, İstanbul, 1993, ss. 376-386. Tökel, Dursun Ali, Divan Şiirinde Mitolojik Unsurlar, Akçağ Yay., Ankara, 2000. Turnalı, A. Bilgin, “Celvetilik İle Bektâşîliği Birleştiren İlgi Çekici Bir Dal: Hâşimiyye Kolu ve Üsküdar’da Bandırmalı Tekkesi”, Türk Dünyası Araştırmaları, sy. 66, İstanbul, 1990. Uludağ, Süleyman, Tasavvuf Terimleri Sözlüğü, Marifet Yay., İstanbul, 1991. 372 _______________, “Hallâc-ı Mansûr”, DİA, c. XV, İstanbul, 1997, ss. 377-378. _______________, “Anka”, DİA, c. III, İstanbul, 1991, ss. 200-201. _______________, “Abdal”, DİA, c. I, İstanbul, 1998, ss. 59-61. Üstüner, Kaplan, Divan Şiirinde Tasavvuf, Birleşik Dağıtım Kitabevi, Ankara, 2007. Üzgör, Tahir, Eski Türk Edebiyatı, Toker Yay., İstanbul, 1978, Yazıcı, Tahsin, “Derviş”, DİA,, c. IX, İstanbul, 1994, ss.188-190. Yılmaz, Hasan Kamil, “Celvetiyye”, DİA, c. VII, İstanbul, 1998, ss. 273-275. _________________, “Hâşim Baba”, DİA, c. XVI, İstanbul, 1997, ss. 406-407. _________________, “Hâşimiyye”, DİA, c. XVI, İstanbul, 1997, ss. 415-416. 373 EKLER Ek. 1 Bursa İnebey Yazma ve Eski Basma Eserler Kütüphanesi, Genel, 750-1 nolu nüshadan örnek, vr. 6. 374 Ek. 2 Süleymaniye Yazma Eserler Kütüphanesi’nde Mihrişâh Sultan 363 nolu nüshadan örnek, vr. 15. 375 ÖZGEÇMİŞ Doğum Yeri ve Yılı : Dursunbey- 07.03.1978 Öğr.Gördüğü Kurumlar : Başlama Yılı Bitirme Yılı Kurum Adı Lise : 1992 1996 Dursunbey Sağlık Mes. Lisesi Lisans : 1998 2002 Atatürk Ünv. Edebiyat Fak. Yüksek Lisans : 2005 2008 Uludağ Ünv. Sosyal Bil. Enst. Doktora : Medeni Durum : Bekar Bildiği Yabancı Diller ve Düzeyi: İngilizce (İyi), Arapça (İyi), Farsça (Orta) Çalıştığı Kurum (lar) : Başlama ve Ayrılma Tarihleri Çalışılan Kurumun Adı 1. 2006 Afyon-Bolvadin İHL … Yurtdışı Görevleri : Kullandığı Burslar : Aldığı Ödüller : Üye Olduğu Bilimsel ve Mesleki Topluluklar : Editör veya Yayın Kurulu Üyelikleri : Yurt İçi ve Yurt Dışında katıldığı Projeler : Katıldığı Yurt İçi ve Yurt Dışı Bilimsel Toplantılar: Yayımlanan Çalışmalar: Diğer: …./…/2008 Mehmet Akif YALÇINKAYA 376