T. C. BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TEMEL İSLÂM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI ARAP DİLİ VE BELÂGATI BİLİM DALI ANADİLİ ARAPÇA OLMAYANLARA ARAP DİLİ ÖĞRETİMİNDE DİNLEME BECERİSİNİN ROLÜ (DOKTORA TEZİ) Almuttasm ALALI BURSA-2022 T. C. BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TEMEL İSLÂM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI ARAP DİLİ VE BELÂGATI BİLİM DALI ANADİLİ ARAPÇA OLMAYANLARA ARAP DİLİ ÖĞRETİMİNDE DİNLEME BECERİSİNİN ROLÜ (DOKTORA TEZİ) Almuttasm ALALI Danışman Doç. Dr. Fadime KAVAK BURSA-2022 TEZ ONAY SAYFASI T. C. BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı Arap Dili ve Belagatı Bilim Dalı’nda 711823021 numaralı Almuttasm ALALI’ nin hazırladığı “Anadili Arapça Olmayanlara Arap Dili Öğretiminde Dinleme Becerisinin Rolü” konulu Doktora çalışması ile ilgili tez savunma sınavı, 16/09/2022 günü 11:00 – 13:00 saatleri arasında yapılmış, sorulan sorulara alınan cevaplar sonunda adayın tezinin/çalışmasını başarılı olduğuna oybirliği ile karar verilmiştir. Üye (Tez Danışmanı ve Sınav Komisyonu Başkanı) Doç. Dr. Fadime KAVAK Bursa Uludağ Üniversitesi Üye Bursa Uludağ Üniversitesi Üye Bursa Uludağ Üniversitesi SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ İNTİHAL YAZILIM RAPORU BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TEMEL İSLAM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI’NA Tarih: 29/08/2022 1- Tez Başlığı / Konusu: “Anadili Arapça Olmayanlara Arap Dili Öğretiminde Dinleme Becerisinin Rolü” 2- Yukarıda başlığı gösterilen tez çalışmamın a) Kapak sayfası, b) Giriş, c) Ana bölümler ve d) Sonuç kısımlarından oluşan toplam sayfalık kısmına ilişkin, 29/08/2022 tarihinde şahsım tarafından Turnitin adlı intihal tespit programından (Turnitin)* aşağıda belirtilen filtrelemeler uygulanarak alınmış olan özgünlük raporuna göre, tezimin benzerlik oranı % 1 dir. 3- Uygulanan filtrelemeler: 4- Kaynakça hariç 5- 5 kelimeden daha az örtüşme içeren metin kısımları hariç 6- Bursa Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tez Çalışması Özgünlük Raporu Alınması ve Kullanılması Uygulama Esasları’nı inceledim ve bu Uygulama Esasları’nda belirtilen azami benzerlik oranlarına göre tez çalışmamın herhangi bir intihal içermediğini; aksinin tespit edileceği muhtemel durumda doğabilecek her türlü hukuki sorumluluğu kabul ettiğimi ve yukarıda vermiş olduğum bilgilerin doğru olduğunu beyan ederim. 7- Gereğini saygılarımla arz ederim. 29/08/2022 Adı Soyadı: Almuttasm ALALI Öğrenci No: 711823021 Anabilim Dalı: Temel İslam Bilimleri Programı: Arap Dili ve Belagati Statüsü: Y.Lisans Doktora Danışman Doç. Dr. Fadime KAVAK YEMİN METNİ Doktora tezi olarak sunduğum “Anadili Arapça Olmayanlara Arap Dili Öğretiminde Dinleme Becerisinin Rolü” başlıklı çalışmanın bilimsel araştırma, yazma ve etik kurallarına uygun olarak tarafımdan yazıldığına ve tezde yapılan bütün alıntıların kaynaklarının usulüne uygun olarak gösterildiğine, tezimde intihal ürünü cümle veya paragraflar bulunmadığına şerefim üzerine yemin ederim. 29 /08/2022 Tarih ve İmza Adı Soyadı: Almuttasm ALALI Öğrenci No: 711823021 Anabilim Dalı: Temel İslam Bilimleri Programı: Arap Dili ve Belagati Statüsü: Y.Lisans Doktora v ÖZET Adı ve Soyadı : Almuttasm ALALI Üniversite : Bursa Uludağ Üniversitesi Enstitü : Sosyal Bilimler Enstitüsü Anabilim Dalı : Temel İslâm Bilimleri Bilim Dalı : Arap Dili ve Belagati Tezin Niteliği : Doktora Mezuniyet Tarihi : …. / ….. / 2022 Tez Danışmanı : Doç. Dr. Fadime KAVAK ANADİLİ ARAPÇA OLMAYANLARA ARAP DİLİ ÖĞRETİMİNDE DİNLEME BECERİSİNİN ROLÜ Bu çalışmada, dil öğretiminde dinleme becerisi ve bu becerinin ana dili Arapça olmayanlara Arapça öğretimindeki rolü ele alındı. Çalışmaya işitme duyusunun önemi, oluşum aşamaları, Kur’ân-ı Kerîm ve hadis-i şeriflerdeki yeri açıklanarak başlandı. Daha sonra dinleme becerisinin tanımına, doğasına, önemine ve diğer becerilerle olan ilişkisine yer verildi. Ardından dilsel düzeylere bağlı olarak bu becerinin amaçları açıklanıp yabancı dil öğretim teorilerindeki yerine değinildi. Dinleme becerisinin öğretiminde öğretmenin rolünün önemi üzerinde duruldu. Dinleme sürecinin boyutları ve bilinçli dinlemenin bileşenleri açıklanıp bu becerinin öğretimi için öneriler sunuldu. Dinlemeyi öğrenme stratejileri, türleri, stratejinin yapısını etkileyen faktörler, strateji oluşturma teknikleri, öğrenme adımları, stratejinin amacı ve ona dayalı etkinliklerin özellikleri açıklanmaya çalışıldı. Ders planı ve müfredat hazırlayanlara katkı sağlayacağı ümit edilerek, stratejilerle birlikte işitsel öğretim materyallerinin hazırlanmasından bahsedildi. Daha sonra, dinleme becerisini öğretmek için, tüm teorik strateji ve kurallar -mümkün olduğunca- sınıf ortamına ve pratik hayata aktarılarak iki örnek ders planı sunuldu. Son olarak hem araştırmada bahsedilen hem de bahsedilmeyen bazı stratejiler kullanılarak, görsel (dizi seyretmeye dayalı) Arapça öğrenimi için alternatif bir program tasarımı sunuldu. Söz konusu programın uygulamasında Arapça öğrenimine ilişkin bilinen geleneksel yöntemlerden kaçınılıp öğrencilerin Arapçayı hızlı ve kısa sürede öğrenebilmeleri için en güncel dilbilimsel teoriler dikkate alındı. Anahtar Kelimeler: Dinleme Becerisi, Ana Dili Arapça Olmayanlar, İşitme Duyusu, Arapça Öğretim Stratejileri. vi ABSTRACT Name and Surname: : Almuttasm ALALI University : Uludag University Institution : Institute of Social Sciences Field : Basic Islamic Sciences Branch : Arabic Language and Rhetoric Degree Awarded : Doctorate Degree Date :…/…. /2022 Supervisor (s) : Doç. Dr. Fadime KAVAK THE ROLE OF LISTENING SKILL IN TEACHING ARABIC LANGUAGE TO NON-NATIVE SPEAKERS OF ARABIC In this study, listening skill in language teaching and the role of this skill in teaching Arabic to non-native speakers of Arabic were discussed. The study started by explaining the importance of the sense of hearing, its stages of formation, and its place in the Qur'an and hadith. Then, the definition, nature, importance of listening skill and its relationship with other skills were given. Then, depending on the linguistic levels, the purposes of this skill were explained and its place in foreign language teaching theories was mentioned. The importance of the teacher's role in teaching listening skill was emphasized. Without neglecting the shape and dimensions of the listening process, the components of conscious listening were explained and suggestions were presented for the teaching of this skill. Strategies for learning to listen, types of strategies, factors affecting the structure of strategy, techniques of strategy formation, steps of learning strategy, purpose of strategy and characteristics of activities based on strategies were tried to be explained. In the hope that it will contribute to those who prepare the lesson plan and curriculum, the preparation of audio instructional materials together with the strategies was mentioned. Then, two sample lesson plans were presented to teach the listening skill by transferring all the theoretical strategies and rules- as much as possible- to the classroom environment and practical life. Finally, an alternative program design for visual (based on watching TV series) Arabic learning is presented, using some strategies both mentioned and not mentioned in the research. In the implementation of the program in question, the most up-to-date linguistic theories were taken into account so that the traditional methods of learning Arabic were avoided and the students could learn Arabic quickly and in a short time. Keywords: Listening Skill, Non-native speakers of Arabic, Sense of Hearing, Strategies for Learning Arabic. vii TEŞEKKÜR Bu tezin hazırlanmasında her zaman sınırsız hoşgörü ve sabırla desteğini görmüş olduğum, öneri ve değerlendirmeleriyle tezime büyük katkı sağlayan saygıdeğer hocam Doç. Dr. Fadime KAVAK hanımefendiye teşekkür ederim. Aynı şekilde araştırma boyunca psikolojik desteğini arkamda hissettiğim çok değerli hocam Prof. Dr. Hüseyin GÜNDAY’a ve her daim maddi-manevi yardımlarıyla yanımda olan kıymetli meslektaşım Öğr. Gör. Memet AK’a şükranlarımı sunarım. Bu çalışmamı dokuz yıldır görmediğim anneme, rahmetli babama, biricik eşime, çocuklarıma ve kardeşlerime ithaf ediyorum. viii ÖNSÖZ Şüphesiz Yüce Allah’ın insana bahşettiği büyük nimetlerden biri de dildir. Bütün semâvî dinler, Hz. Âdem’in (as.) öğrendiği ilk şeyin dil olduğu konusunda mutabıktır. Nitekim Bakara suresi 31. ayette “Allah Âdem’e bütün varlıkların isimlerini öğretti…”1 buyurulmuştur. Önce yaratılış, hemen ardından dil olgusu vuku bulmuştur. Dil, yaratılış ile hayatın inşası arasındaki köprüdür. Yaratılış ile dil arasındaki bu yakın ilişki Kur’ân-ı Kerîm’de Rahmân suresi 1-4. ayetlerde açıkça görülmektedir: “Rahmân, Kur’ân’ı öğretti. İnsanı yarattı. Ona beyânı (anlama ve anlatma) öğretti.”2 Dil bir iletişim aracı olmanın yanı sıra, düşüncenin ve ilmin kabı, bilgiye ve kültüre açılan kapıdır. Dil, toplum ve medeniyet inşasının temelidir. O olmadan tam bir yaşam olmaz. Milletler ve halklar dilleriyle birbirinden ayırt edilir ve benlikleri dil ile kendini gösterir. Dil milletlerin kalkınma anahtarıdır.3 Şüphesiz Arapça en eski, köklü, büyük, derin ve kutsal metinlerin kendisiyle yazıldığı dillerden biridir. Kur’ân-ı Kerîm’in indirilişinden sonra bir kavmin dilinden, bir ümmetin diline, şiir ve belagat dilinden ilim ve marifet diline dönüşmüştür. Bu nedenle dünyanın en yaygın dilleri arasında seçkin bir yer edinmiş ve dünya çapında birçok insan onu çeşitli amaçlarla öğrenmeye başlamıştır. Bunların en önemlisi şüphesiz dinî amaçtır. Bunun yanı sıra eskiden olduğu gibi günümüzde de Arapça öğrenimi akademik, ekonomik, politik ve daha birçok amaçla da gerçekleşmektedir. Bu nedenle son zamanlarda ana dili Arapça olmayanlara Arapça öğretimi önemli ölçüde gelişmiş ve dünyanın birçok bölgesinde Arapça öğrenimine talep artmıştır. Şüphesiz Arapça öğrenimine yönelik yoğun isteğin olduğu ülkelerden biri de Türkiye’dir. Özellikle son on yılda Türkiye’de Arapça öğrenimine karşı benzersiz bir istek ve talebin oluştuğu gözlemlenmektedir. Türkiye’deki çoğu üniversitenin ve birçok eğitim kurumunun Arapça öğretimini benimsediklerine, bu 1 Kur’ân Yolu, Erişim 11 Şubat 2022, https://kuran.diyanet.gov.tr. 2 er-Rahmân 55/1- 4. 3 Ahmed b. Muhammed ed-Dabîb, el-‘Arab ve’l-hıyâru’l-lugavî (Dirâsât ve makâlât fi’l-vâkı‘ı’l- lugaviyyi’l-‘Arabiyyi’l-mu‘âsır), (es-Su‘ûdiyye: Nâdi’l-Kasîm, 2016), 41. ix dili öğrenmek isteyen çok sayıda insanın ihtiyaçlarına cevap olarak müfredatlarına Arapçayı dâhil ettiklerine tanık olunmaktadır. Diğer diller gibi Arapça öğrenmenin de en önemli hedefinin iletişim olduğu düşünüldüğünde, Arapça öğretim ve öğreniminde dinleme becerisinin rolü daha iyi ortaya çıkmaktadır. Dinleme becerisi iletişimin temel köprüsü ve dil âlemine giriş kapısıdır. Nitekim işitme duyusu işlevsel olmayan birinin dil âlemine giremeyeceği açıktır. Buradan dinleme becerisinin öneminin, dilin kendi öneminden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Dinleme becerisi, dilin tüm unsurlarının üzerine yansıdığı ayna gibidir. Dil ile dinleme becerisi arasındaki bu ilişki nedeniyle dilin önemli bir tarafını teşkil eden bu beceriyi tüm yönleriyle ele alıp işlemeyi planladık. 1. ARAŞTIRMANIN ÖNEMİ Araştırmanın önemi, ana dili Arapça olmayanlara Arapça öğretiminin önemli bir ayağı olan dinleme becerisinin tüm yönleriyle aydınlatılmasına ışık tutmasında ve bu becerinin Arapça öğrenimini kolaylaştırmada oynadığı büyük role olan inancımızda yatmaktadır. Bu araştırmada, dinleme becerisinin önemini açıklamaya ve temellerini hem teorik hem pratik olarak iki çerçevede oluşturmaya çalıştık. Teorik çerçeve, genel olarak işitme duyusunun ve dinleme becerisinin önemi, boyutları vb.; pratik çerçeve ise dinlemeyi öğrenme, işitsel materyal hazırlama ve bunları sınıf içinde pratik ders planları aracılığıyla uygulama stratejileri, sınıf dışında pratik ve bağımsız bir şekilde dinleme becerisi yoluyla Arapça öğrenimi için alternatif bir programdan ibarettir. Pratik ve teorik çerçevelerin kombine edilerek uygulanışının daha önce pek görülmediği belirtilmelidir. Bu araştırmada dinleme becerisi her yönüyle ele alınmaya çalışılmıştır. Çünkü bu becerinin teorik yönündeki netlik, doğru bir pratik kullanım ve onu diğer beceriler arasında uygun bir yere yerleştirmek için bir ön koşuldur. Ayrıca dinleme becerisi yoluyla Arapça öğrenme ve öğretmede yaratıcılığın da neredeyse ön koşulu sayılır. Buna ilaveten bu araştırmada daha önce gerek kaynak eksikliği gerekse bu konular hakkındaki tartışma yolunun açılmamış olması nedeniyle nadiren ele alınan dinlemeyi öğrenme stratejileri ve görsel-işitsel materyallerin hazırlanması gibi bilimsel noktalara değinilmiştir. Bu araştırmanın, ana dili Arapça olmayanlara Arapça öğretimi alanında önemli bir boşluğu dolduracağını ve öğrencilere Arapçayı en iyi şekilde öğretmeye çalışan dil x öğretmenlerine bu becerinin tüm avantajlarından yararlanmalarına yardımcı olacak zengin bir materyal sağlayacağını umuyoruz. 2. ARAŞTIRMANIN KONUSU Arap ülkeleri dışında yabancı dil olarak Arapça öğretimi gerçeğine ve Türk üniversitelerindeki hazırlık sınıfı programlarında takip edilen öğretim metotlarına dayanarak, ana dili Arapça olmayanlara Arapça öğretimi konusunda hala çoğu öğretmenin eski bakış açısına sahip olduğu söylenebilir. Ana dili Arapça olmayanlara Arapça öğretiminde önemli bir yere sahip olan dinleme becerisinin, bu becerinin kullanımıyla alakalı öğretim materyalleri ve yöntemlerinin eğitim sürecini yönlendiren öğretmene bağlı olduğu bilinmektedir. Dil öğretmeni bu sürecin en önemli ve en büyük bileşenidir. Bu araştırmamızda aşağıdaki sorularda somutlaşan problemlere yanıt bulmaya çalıştık: Öğrenciler, Arapça öğrenmek için önce dinleme becerisinden mi yoksa konuşma becerisinden mi başlaması gerekir? Dinleme becerisinin Arapça öğretiminde giriş pozisyonunda olması mümkün müdür? Bu mümkünse bunun gerekçeleri ve faydaları nelerdir? Stratejilerin oluşturulmasını etkileyen faktörler ve bunları oluşturma teknikleri nelerdir? Öğretmen öğrencilerini bu hususta nasıl eğitmektedir? Öğretim materyallerinin öğretmenler ve öğrenciler için önemi nedir? 3. ARAŞTIRMANIN AMAÇLARI - İşitme duyusunun önemini genel olarak ele almak. - Dinleme becerisinin önemini ve anadili Arapça olmayanlara Arapça öğretimindeki rolünü açıklamak. - Arapçayı iyi öğrenmek isteyen kişinin, öğrenmeye başlaması gereken ilk becerinin dinleme becerisi olduğunu vurgulamak ve Arapça öğrenmeye dinleme becerisi ile başlamanın yararlarını anlatmak. - Eğitim sürecinin başarısı için öğretim materyallerinin nasıl hazırlanacağının yanı sıra bunların öğretmen ve öğrenci için önemini belirtmek. xi - Anadili Arapça olmayanlara dinleme becerisini öğretmek için en önemli stratejileri tanıtmak. - Stratejileri kullanmaları için öğrencilerin nasıl eğitileceğini açıklamak. - Dinleme becerisinin öğretimi için net özelliklere ve detaylara sahip bir plan çizmek. - Dinleme becerisinin öğretilmesinde öğretmenin rolünün önemini açıklığa kavuşturmak ve yaratıcı bir öğretici olması için ona bazı tavsiyelerde bulunmak. 4. ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ Bu araştırmanın çoğu bölümünde, olguları tanımlayan betimleme yöntemi benimsendi. Bu yönteme göre bilgiler toplanır, gözlemler yapılır, bu bilgi ve gözlemler betimlenir, ardından bunlar arasında karşılaştırma yapılır, daha sonra bu bilgi ve gözlemler yorumlanır ve kabul edilebilir genellemelere ulaşmak için analiz edilir.4 Araştırmada, işitme duyusunun oluşumu ve yabancı dil öğretimi derslerinde geçmişte hâkim olan eğilimlerin tarihî gelişimi ile ders işleme yöntemleri sunulurken, dinleme becerisini kullanmanın yanı sıra boyutları ve kalıplarıyla dinleme becerisi betimlenmiştir. Ayrıca, araştırmacının dinleme becerisi, stratejileri ve stratejilere dayalı yaklaşımla ilgili kitaplardan ve teorik çalışmalardan derlediği bilgiler aracılığıyla dinleme stratejileri, etkinlikleri ve değerlendirme yöntemleri hakkında ayrıntılı bilgi verilmiştir. Araştırmada başlangıç ve orta düzeyler için çalışma planı ele alınırken, ana dili Arapça olmayanların Arapça öğrendikleri görsellere dayalı dinleme programında deneysel yöntem kullanılmıştır. Deneyler uygulanırken, hipotezler geliştirilip ispatlanırken gözlemlere, doğrudan ve dolaylı deneyimlere dayanılmıştır. 5. ARAŞTIRMADA KULLANILAN TERİMLER Dinleme: Bir kişinin, kulağına bilerek veya bilmeyerek gelen ve duyma sınırlarını aşan her şeyi duymasıdır. Dinleme, dinleyicinin aldığı seslere özel bir önem ve kasıtlı bir dikkat vermesi demektir. Bu seslere dikkat etmek ve anlam vermeye çalışmak, sesleri sadece duymaktan daha karmaşıktır.5 4 Ahmed Bedr, Usûlü’l-bahsi’l-‘ilmî ve menâhicühü (Kuveyt: Vekâletü’l-Matbû‘ât, 1986), 234. 5 Carine M. Feyten, “The Power of Listening Ability: An Overlooked Dimension in Language Acquisition”, The Modern Language Journal 75/2, (1991), 174. xii Dinleme Becerisi: Ses birimleri, sözcükler ve yapıların yanı sıra dinleyicinin beklentilerinin, durumunun, bağlamın, bilişsel arka planın ve konunun rolünü içeren sesli konuşmayı anlama süreci anlamına gelir. Dinleme, öğrencinin sesli metne ait fikirleri anlamak için gerçekleştirdiği artımlı ve azalımlı süreçler gibi çeşitli süreçleri içerir.6 Bu terim, öğrencinin diyaloglarda dinleyici tarafından soru sormak ve cevap vermek gibi yürütülen etkileşimli süreçleri de kapsar. Anadili Arapça Olmayanlar: Çocukluklarından beri konuştukları ilk dillerinden sonra öğrendikleri Arapçayı ikinci bir dil olarak öğrenenlerdir. Stratejiler: Öğrencinin dili öğrenme amacına ulaşmak için kasıtlı veya kasıtsız olarak kullandığı bir yöntem veya yöntemler grubu olarak öğrenmede, düşünmede vb. kullanılan uygulamalardır. Öğrenme ve iletişim stratejileri olmak üzere ikiye ayrılır.7 Bu araştırmada geçen strateji terimi ile stratejilerin birini diğerinden ayırmadan her iki türü de kastedilmektedir. Çünkü dil öğreniminde ister dinleyiciyle sözlü ister yazılı iletişimde olsun her şeyden önce anadili olanlarla iletişim kurmak amaçtır. 6. BENZER ÇALIŞMALAR Dil öğreniminde dinleme konusunu ele alan daha önceki çalışmalardan bazılarını sunup; bunların yöntemlerinden, hedeflerinden, sonuçlarından ve çalışmamıza olan katkılarından bahsetmek hem konunun hem de çalışmanın önem ve değeri açısından faydalı olacaktır. Bu çalışmalardan bazıları şunlardır: - Bernâmec Mukterah li Tedrîsi İstrâtîciyyâti Ta‘lîmi Mehârati’l-İstimâ‘8 Bu çalışmada, çoğu öğretmenin öğrencilere dinleme becerisini öğretme yöntemlerini karakterize eden eski görüşü, öğretim materyalleri ve dinleme öğretimi stratejileri açısından güncellemek amaçlanmıştır. Araştırmada betimsel yöntem benimsenmiştir. Araştırmada yer alan en önemli bulgular şunlardır: 6 Jack C. Richard vd., Mu‘cemu Longman li ta‘lîmi’l-lugât ve ‘ılmü’l-lugati’t-tatbîkî, çev. Mahmûd Fehmi Hicâzî - Rüşdî Ahmed Tu‘ayme, (Beyrut: Mektebetü Lübnân, 2007), 399. 7 Richard vd., Mu‘cemu Longman li ta‘lîmi’l-lugât, çev. Mahmûd Fehmi Hicâzî - Rüşdî Ahmed Tuayme, 644. 8 Râviye el-Muhannî, Bernâmec mukterah li tedrîsi istrâtîciyyâti ta‘lîmi mehârati’l-istimâ‘ (Dımaşk: Câmi‘atü Dımaşk, el-Ma‘hedü’l-‘âlî li’l-lugât, Kısmü ta‘lîmi’l-lugati’l-‘Arabiyye, Risâletü Mâcistır, 2013). xiii - Dinleme stratejilerini eğitim hedefleri ve iletişimsel dilsel konularla ilişkilendirmek çok önemlidir. - Öğretmen, sınıf içerisindeki önemli işitsel öğretim araçlarından biridir. - Arapça öğrenenler arasında başarılı öğrenme sürecini pekiştirmek için görevlerin uygulanmasına yönelik adımlar ve stratejiler konusunda öğrencileri eğitmek gerekir. Bu eserle çalışmamız arasındaki benzerlikler ve farklılıklar şunlardır: Çalışmamızda işitsel materyallerin hazırlanması, bunların nitelikleri ile öğrencinin Arapçayı öğrenmesine yardımcı olan strateji türleri konusunda bu eserden istifade edilmiştir. Ancak çalışmamız, bilinçli dinlemenin bileşenlerinden başlangıç öncesi stratejilere odaklanma, başarılı bir dinleme öğretmeninin nitelikleri ve genel olarak dinleme becerisinin önemi konusunda söz konusu çalışmadan farklılık göstermektedir. - İstrâtîciyyâtü’l-İstimâ‘ Ledâ Dârisi’l-‘Arabiyye bi Vasfihâ Lugaten Ecnebiyye9 Bu çalışma, Çin’de Arapça öğretimi için düzenlenen uluslararası bir konferansta sunulmuş, Malezyalı öğrencilerin Arapça öğrenirken dinleme stratejilerini ne ölçüde kullandıklarını ve en çok hangi strateji türlerinden yararlandıklarını belirlemeyi amaçlamıştır. Çalışmada saha araştırması yapılmış, betimleme ve analitik yöntem kullanılmıştır. Araştırmanın en önemli bulguları şunlardır: - Arapça öğrenen Malezyalı öğrenciler, orta ile yüksek arasında değişen dinleme stratejilerini bilinçli olarak kullanmışlardır. - Kullanım açısından telafi edici strateji ilk, bilişsel stratejiler ikinci sırada yer alır. Bu çalışma ile tezimiz arasındaki benzerlik ve farklılıklar şunlardır: Bilişsel ve duygusal stratejiler ile bunların sunulma şekli konusunda bu çalışmadan yararlanıldı. Araştırmamızda dinleme stratejileri; anımsatıcı, bilişsel, üst bilişsel, telafi 9 Sâlih et-Tinkârî – Ömer Zekeriyyâ, “İstrâtîciyyâtü’l-istimâ‘ ledâ dârisi’l-‘Arabiyye bi vasfihâ lugaten ecnebiyye”, el-Mu’temaru’d-devliyyü’l-evvel li ta‘lîmi’l-‘Arabiyye fi’s-Sîn, Câmi‘atü’t-dirâsâti’l- ecnebiyye, Bekîn, Tahrîr: Li Jintao, (5-6 Aralık, 2011). xiv edici, sosyal ve duygusal olarak kısımlara ayrılmıştır; fakat söz konusu çalışmada stratejiler farklı açılardan kullanılmamıştır. - Listening Comprehension Strategies of Arabic Speaking ESL Learning10 Bu çalışma, Colorado Üniversitesi’nde İngilizceyi ikinci dil olarak öğrenen orta ve ileri düzeydeki öğrencilerin dinleme stratejilerini belirlemeyi amaçlamıştır. Çalışmada betimleyici ve deneysel yöntemler kullanılmıştır. Araştırmadaki en önemli bulgular şunlardır: - Orta ve ileri düzeydeki öğrencilerin bilişsel, üst bilişsel ve sosyo-duygusal stratejileri kullanımı. - Bilişsel ve üst bilişsel stratejilerin kullanımının çeşitliliği. - Üst bilişsel stratejilerin kullanımında önemli bir farklılığın olmaması. - Bilişsel stratejilerin, dinleme stratejilerinde en güçlü etken oluşu. Bu çalışma ile araştırmamız arasındaki benzerlikler ve farklılıklar şunlardır: Öğrencilerin metindeki fikirleri anlamak için kullandıkları artımlı (yukarıdan aşağıya) ve azalımlı (aşağıdan yukarıya) bilgi işleme yöntemleri konusunda bu çalışmadan yararlanıldı. Araştırmamız, bu çalışmada benimsenen strateji türleri (bilişsel, üst bilişsel ve duyuşsal) açısından ona benzerlik göstermektedir; ancak dinleme becerileri stratejilerinin öğretimi için bütünsel bir model sunması yönünden bu çalışmadan farklıdır. - İstrâtîciyye Muktereha fî Dav’i’l-Medhali’t-Tevâsulî li Tenmiyeti Mehârâti’l- Fehmi’s-Sem‘î Ledâ Dârisi’l-Lugati’l-‘Arabiyye li’n-Nâtıkîne bi gayrihâ11 Bu çalışmada betimleyici yöntem kullanılmıştır. Araştırmada yer alan en önemli bulgular şunlardır: 10 Fouad, Abdalhamid, Listening Comprehension Strategies of Arabic Speaking ESL Learning (Colorado: Colorado State University, Master Thesis, 2012). 11 Hidâye Hidâye, “İstrâtîciyye Muktereha fî dav’i’l-medhali’t-tevâsulî li tenmiyeti mehârâti’l-fehmi’s- sem‘î ledâ dârisi’l-lugati’l-‘Arabiyye li’n-nâtıkîne bi gayrihâ”, Câmi‘atü’l-İmâm Muhammed b. Su‘ûd el- İslâmiyye, Ma‘hedü ta‘lîmi’l-lugati’l-‘Arabiyye li gayri’n-nâtıkîne bihâ, (Mecelletü’l-‘ulûmi’l-insâniyye ve’l-ictimâ‘iyye, 24/1 (Haziran-2012), 15-95. xv - Arapça öğrenenler için iletişimsel yaklaşım ışığında geliştirilebilecek işitsel anlama becerilerinin belirlenmesi. - İletişimsel yaklaşım ışığında hazırlanan ve öğrencilerin işitsel anlama becerilerinin geliştirilmesinin mümkün olduğu önerilen stratejinin temellerinin belirlenmesi. - Öğrencilerin işitsel anlama becerilerinin geliştirilebileceği önerilen öğretim stratejisinin aşamalarının ve uygulama biçimlerinin belirlenmesi. - İşitsel anlama becerilerini geliştirmede önerilen stratejinin etkisinin doğrulanması. Bu çalışma ile tezimiz arasındaki benzerlikler ve farklılıklar şunlardır: Dinlediğini anlama becerisini geliştirmek için önerilen öğretim aşamaları ve stratejileri konusunda bu çalışmadan yararlanıldı. Ancak araştırmamız, işitsel öğretim materyallerinin konusu olarak stratejilerin ötesine ışık tutması bakımından farklılık göstermektedir. xvi İÇİNDEKİLER TEZ ONAY SAYFASI ................................................................................................... ii DOKTORA TEZİ İNTİHAL YAZILIM RAPORU ................................................... iii YEMİN METNİ ............................................................................................................. iv ÖZET ............................................................................................................................... v ABSTRACT .................................................................................................................... vi TEŞEKKÜR .................................................................................................................. vii ÖNSÖZ ......................................................................................................................... viii İÇİNDEKİLER ............................................................................................................ xvi KISALTMALAR .......................................................................................................... xx GİRİŞ ............................................................................................................................... 1 I. İŞİTME DUYUSU VE GELİŞİMİ............................................................................ 1 A. İşitme Mekanizması .............................................................................................. 1 B. İşitme Duyusunun Oluşumu ve Gelişim Evreleri ................................................. 1 II. DUYU ORGANININ YAPISI ................................................................................. 4 A. İşitme Sürecinin Oluşumu .................................................................................... 5 B. Uyku Esnasında İşitme Duyusu ............................................................................ 6 III. İNSAN İÇİN İŞİTME DUYUSUNUN ÖNEMİ ..................................................... 7 A. Kur’ân-ı Kerîm’de İşitme Duyusunun Yeri .......................................................... 8 B. Kur’ân-ı Kerîm’de İşitme Duyusunun Diğer Duyulardan Üstün Tutulması ........ 9 C. Hadis-i Şeriflerde İşitme Duyusu ....................................................................... 12 BİRİNCİ BÖLÜM DİNLEME BECERİSİNİN ÖNEMİ, AMAÇLARI ve DİĞER DİL BECERİLERİYLE İLİŞKİSİ 1. BECERİNİN TANIMI ............................................................................................ 17 2. BECERİNİN BİLEŞENLERİ ................................................................................. 18 3. DİL BECERİLERİNİN TESPİTİ ........................................................................... 19 4. DİNLEME BECERİSİ ............................................................................................ 19 4.1. Dinleme Becerisinin Doğası ............................................................................. 22 4.2. Dinleme Becerisinin Önemi ............................................................................. 23 4.3. Dinleme Becerisinin Diğer Dil Becerileriyle İlişkisi ....................................... 28 4.3.1. Dinleme ve Konuşma Becerisi Arasındaki İlişki .......................................... 28 4.3.2. Dinleme ve Okuma Becerisi Arasındaki İlişki .............................................. 29 4.3.3. Dinleme ve Yazma Becerisi Arasındaki İlişki .............................................. 29 4.4. Dil Öğrenen Öğrenciyi Dinlemeye Alıştırmaya Başlamanın Doğru Zamanı .. 31 4.5. Dinleme Becerisinin Amaçları ......................................................................... 32 xvii 5. YABANCI DİL ÖĞRETME VE ÖĞRENME TEORİLERİ İLE DİNLEME BECERİSİNİN BU TEORİLERDEKİ YERİ ............................................................. 37 5.1. Klasik Yaklaşım ............................................................................................... 37 5.1.1. Gramatikal Yöntem ....................................................................................... 37 5.2. Yapısalcı Davranışsal Yaklaşım ....................................................................... 39 5.2.1. Yapısalcı Davranışsal Yaklaşımın Ortaya Çıkışı .......................................... 40 5.2.2. Yapısalcı Davranışçı Akımın İlkeleri ............................................................ 41 5.3. Modern Yaklaşımlar ......................................................................................... 48 5.3.1. İletişimsel Yaklaşım ...................................................................................... 48 5.3.1.1. İletişimsel Yaklaşımın Ortaya Çıkış Nedenleri .......................................... 48 5.3.1.2. İletişimsel Yeterlilik Kavramı .................................................................... 49 5.3.1.3. İletişimsel Yeterlilik Çeşitleri ..................................................................... 50 5.3.1.4. İletişimsel Yaklaşımın Aşamaları ............................................................... 51 5.3.1.5. Dinleme Becerisinin İletişimsel Yaklaşımdaki Yeri .................................. 53 6. DİNLEME BECERİSİNİN ÖĞRETİMİNDE ÖĞRETMENİN ROLÜ ................. 55 6.1. Öğretmenin Rolünün Önemi ............................................................................ 55 6.2. Anadili Arapça Olmayanlar İçin Dinleme Öğretmeninin Yeterlilikleri ........... 56 6.2.1. Dilsel Yeterlilik .......................................................................................... 56 6.2.2. Fiziksel Yeterlilik ...................................................................................... 56 9.2.3. Kültürel Yeterlilik ...................................................................................... 56 6.3. Yaratıcı Bir Dinleme Öğretmeninin Özellikleri ............................................... 57 6.4. Dinleme Öğretmeni İçin İpuçları ve Öneriler .................................................. 58 6.5. Dinleme Öğretmeninin Hazırlanması ve Eğitimi ............................................. 61 6.5.1. Hazırlık (Donanım) .................................................................................... 62 6.5.2. Eğitim (Mesleki Gelişim) .......................................................................... 62 İKİNCİ BÖLÜM BİLİNÇLİ DİNLEMENİN BİLEŞENLERİ DİNLEME SÜRECİNİN METOTLARI VE BOYUTLARI 1. BİLİNÇLİ DİNLEMENİN BİLEŞENLERİ ........................................................... 65 2. DİNLEME EĞİTİMİNİN TEMEL KURALLARI ................................................. 72 2.1. Dinleme Eğitiminde Temel Yol Göstericiler ................................................... 73 2.2. Dinleme Becerisi ve Eğitimiyle İlgili Bazı Önemli Terimler .......................... 74 3. DİNLEME SÜRECİNİN METOTLARI ................................................................ 77 3.1. Artımlı İşlem Metodu ....................................................................................... 77 3.1.1. Artımlı İşlem Metodunun Özellikleri ........................................................ 77 3.2. Azalımlı İşlem Metodu ..................................................................................... 78 3.2.1. Azalımlı İşlem Metodunun Özellikleri ...................................................... 78 3.3. Etkileşimli İşlem Metodu ................................................................................. 79 4. DİNLEME SÜRECİNİN BOYUTLARI ................................................................ 80 4.1. Bireysel Farklılık Boyutu ................................................................................. 80 4.2. Kültürel Boyut .................................................................................................. 81 4.3. Sosyal Boyut ..................................................................................................... 81 xviii 4.4. Bağlamsal Boyut .............................................................................................. 82 4.5. Duygu Boyutu .................................................................................................. 82 4.6. Metinsel Örtüşme Boyutu ................................................................................. 83 4.7. Stratejik Boyut .................................................................................................. 84 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ÖĞRENİM STRATEJİLERİ, AMAÇLARI İŞİTSEL ÖĞRETİM MATERYALLERİ VE DİNLEME ETKİNLİKLERİ 1. ÖĞRENİM STRATEJİLERİ .................................................................................. 86 1.1. Stratejinin Tanımı ............................................................................................. 86 1.2. Stratejilere Dayalı Yaklaşım ............................................................................. 87 1.3. Öğrenme Stratejilerini Etkileyen Faktörler ...................................................... 88 1.4. Strateji Oluşturma Teknikleri ........................................................................... 89 1.5. Strateji Eğitiminin Amaçları ve Basamakları ................................................... 91 1.6. Stratejilere Dayalı Etkinliklerin Özellikleri ...................................................... 93 1.7. Dinleme Stratejileri Türleri .............................................................................. 94 1.8. Aktif ve Pasif Dinleyicilerin Özellikleri ......................................................... 103 2. İŞİTSEL ÖĞRETİM MATERYALLERİNİN HAZIRLANMASI ...................... 105 2.1. İşitsel Öğretim Materyallerinin Hazırlanmasına Yönelik Planlama Aşaması 106 2.2. İşitsel Öğretim Materyallerinin Çeşitleri ........................................................ 112 2.3. Sesli Özgün Metinlerin Özellikleri ................................................................. 113 2.4. Öğretim Materyalinin Uyarlanması ................................................................ 115 2.5. Dinleme Sorularının Türleri ........................................................................... 118 2.6. Dinleme Etkinlikleri ....................................................................................... 123 2.7. Dinleme Dersini Planlama .............................................................................. 125 2.8. Dinleme Becerisinin Değerlendirilmesi ......................................................... 126 2.9. Alternatif Dilsel Değerlendirme ..................................................................... 131 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM DİNLEME ODAKLI DERS PLANININ PRATİK UYGULAMASI VE GÖRSEL MATERYALLERE DAYALI ALTERNATİF PROGRAM ÖNERİLERİ 1. DİNLEME ODAKLI DERS PLANININ SINIFTA PRATİK UYGULAMASI .. 138 1.1. Uyarılar ........................................................................................................... 138 1.2. Dinleme Dersinin Aşamaları .......................................................................... 139 1.2.1. Dinleme Öncesi Aşama ............................................................................... 139 1.2.2. Dinleme Esnasındaki Aşama ....................................................................... 140 1.2.3. Dinleme Sonrası Aşama .............................................................................. 141 1.3. Üst Başlangıç Seviyesi İçin Örnek Metin ve Ders Planı ................................ 142 1.4. Orta Ara Seviye İçin Örnek Metin ve Ders Planı ........................................... 148 2. DİNLEME BECERİSİNİ GELİŞTİRMEK VE BU BECERİ ARACILIĞIYLA ARAPÇA ÖĞRENMEK İÇİN GÖRSEL MATERYALLERE (DİZİLERE) DAYALI ALTERNATİF BİR PROGRAM ÖNERİSİ ............................................................. 155 xix 2.1. Alternatif Programın Vizyonu ........................................................................ 155 2.2. Alternatif Programı Uygulama Yöntemi ........................................................ 156 2.3. Alternatif Programın Misyonu ....................................................................... 156 2.4. Alternatif Programın Amaçları ....................................................................... 156 2.5. Alternatif Programın Hazırlık Kaynakları ...................................................... 156 2.6. Alternatif Programın Oluşumunda Ön Kabuller ............................................ 157 2.7. Alternatif Programın Bileşenleri .................................................................... 157 2.7.1. Görsel Materyallere Özgü Özellikler .......................................................... 158 2.7.2. Programa Hizmet Eden Dizi Türlerini ve Uygun Etkinlikleri Seçmede Öğretmenin Rolü ................................................................................................... 159 2.7.3. Seçilen Diziler ............................................................................................. 160 2.7.3.1. Heidi ...................................................................................................... 160 2.7.3.2. Selahaddin ............................................................................................. 166 2.7.3.3. Endülüs’ün Fethi ................................................................................... 169 2.7.3.4. Ömer ..................................................................................................... 173 2.8. Alternatif Programın Uygulanması Neticesinde Ortaya Çıkan Sonuç ve Açıklamalar ........................................................................................................... 177 SONUÇ VE ÖNERİLER ........................................................................................... 180 KAYNAKÇA ............................................................................................................... 183 ÖZGEÇMİŞ ................................................................................................................ 192 xx KISALTMALAR b. : binas. as. : aleyhisselâm b. : bin b. : bin Bkz. : bakınız b.y. : baskı yok c. : cilt c.c. : celle celâlühü çev. : çeviren Ed. : editör h. : hicrî Hz. : Hazreti ö. : ölüm tarihi Ör. : Örnek r.a. : radıyallâhu anh sav. : Sallallahu aleyhi ve sellem şrh. : şerh eden TDV. : Türkiye Diyanet Vakfı thk. : tahkik eden ts. : tarihsiz vb. : ve benzeri vd. : ve diğerleri vs. : vesâire 1 GİRİŞ İŞİTME DUYUSU VE ÖNEMİ I. İŞİTME DUYUSU VE GELİŞİMİ Beş temel duyudan biri olan işitme duyusu; kulağın hava, cisim, gaz gibi çeşitli fiziksel ortamlarda dolaşan ses dalgalarının frekanslarını alma yeteneğine sahiptir. İşitme süreci, işitmenin kaynağı olarak kabul edilen sesin yayılmasıyla başlayıp sesi algılayan kulaktan geçtikten sonra beynin işitme merkezinde sona erer. İnsanlar 20 ile 20.000 hertz arasındaki sesleri işitebilmektedir. A. İşitme Mekanizması Oldukça karmaşık bir yapıya sahip olan işitme sürecini, fiziksel açıdan şu şekilde betimlemek mümkündür: Ses, hava parçacıklarının titreşiminden oluşmaktadır. Hareket eden her şey bir ses çıkarır. Sesler, kulak kepçesi tarafından toplandıktan sonra dalgalar halinde kulağa iletilir. Daha sonra dış işitsel kanaldan kulak zarına geçer. Burada tekrar titreşimlere dönüştürülerek çekiç, örs, üzengi ve daha sonra kokleaya (salyangoza) iletilir. Bu da kokleanın içindeki işitsel ve vestibüler kanalların titreşimine ve daha sonra iç kulakta bir dizi titreşimin üretilmesine yol açar. Bu titreşimler, işitme siniri tarafından beynin bundan sorumlu kısmına sinirsel dürtüler şeklinde iletilir. Beynin işitmeden sorumlu kısmı da bu sinirsel sinyalleri duyduğumuz seslere çevirir.12 Sesler, frekans ve yoğunluk bakımından farklılık gösterir. Frekans, saniyede meydana gelen ve hertz cinsinden ölçülen ses titreşimlerinin sayısını, yoğunluk ise bir ses dalgasındaki enerji miktarını ifade etmekte olup desibel cinsinden ölçülür. B. İşitme Duyusunun Oluşumu ve Gelişim Evreleri İşitme duyusunun oluşum evreleri oldukça önem arz etmektedir. Embriyoloji bilimine göre oluşumu ilk başlayan ve tamamlanan duyu, işitme duyusudur.13 Ayrıca, iç kulağın 12 Hâlis Celebî Kenco, et-Tıbb mihrâbu’l-îmân (Beyrut: Müessesetü’r-Risâle, 1971), 1/193-194. 13 Sâdık el-Hilâlî, “el-İ‘câzü’l-‘ılmî li’l-Kur’âni’l-Kerîm fi’s-sem‘ ve’l-basar ve’l-fuâd”, Mecelletü’l- i‘câzi’l-‘ılmî, 9/1, (Mekke 2006), 6. 2 oluşum başlangıcı, fetüsün yaşamının yirmi ikinci gününde, fetüs uzunluğunun sadece 1,5 ile 2 milimetre olduğu zamandır. İç kulak, son boyutuna ulaşana kadar büyümeye devam etmekte ve hamilelik döneminin ortalarına denk gelen 20-22. haftalarda,14 yetişkin bir insanın iç kulağına benzer bir şekil almaktadır. Buna göre işitme duyusu oluşumu ilk başlayan ve tamamlanan bir duyudur. İşitme duyusunun gelişimine dair bu bilimsel açıklamalardan sonra, konuyla ilgili hadis rivayetine bakmak da faydalı olacaktır. Sahih-i Müslim’de Hz. Ali’den nakledilen şu hadise göre Hz. Peygamber (sav.) secdeye vardığında şöyle derdi: آمَنْتُّٰوَلَكَّٰأسَْلَمْتُّٰالل ّٰ ّٰلَكَّٰسَجَدْتُّٰوَبِكَّٰ ّٰسَمْعَهُّٰوَبَصَرَهُّّّّٰٰٰٰ،هُمَّ فَشَقَّ رَهُّٰ فَصَوَّ لِلَّذِيّٰخَلَقَهُّٰ سَجَدَّٰوَجْهِيّٰ ُّٰ .ّّٰٰأحَْسَنُّٰالْخَالِقِينَّٰفَتَبَارَكَّٰاللّ “Allah’ım! Yalnız sana secde ettim, yalnız sana iman ettim ve yalnız sana teslim oldum. Yüzüm, kendisini yaratana, suret verene, onda işitecek kulak, görecek göz oluşturana secde etmektedir. Yaratanların/şekil verenlerin en güzeli Allah ne yücedir.”15 Hz. Peygamber (sav.) bu sözünde neden özellikle “yarmak” anlamına gelen ( شَق) fiilini tercih etmiştir? sorusu, konumuz açısından oldukça önemlidir. Ayrıca bilimin bu konuyla ilgili açıklaması nedir? diye de düşünülebilir. Dilbilimsel açıdan ( شَق) fiili, kulağın yaratılışını anlatmak için en uygun kelimedir. Çünkü “yarmak” anlamına gelen bu fiil; deri altında bir şeyin kristalleşip oluştuğunu, daha sonra deride yarılmanın meydana geldiğini, bu yarılma neticesinde kulağın ilk şeklini aldığı anlamına işaret etmektedir. Bilimsel açıdan bakıldığında Cenâb-ı Hak, ceninin hayatının ilk dört ayında kulağın bütün kısımlarını (iç, orta ve dış) yaratmıştır. Yaratma olayı, işitsel deri diye isimlendirilen bir deri tabakasıyla başlamaktadır. Bu deriden iç kulak şeklinde genişleyen ve daha sonra on sekizinci haftada kıkırdak bir örtü ile çevrelenen kulak kepçesi oluşmaktadır. Bu kitle büyüyüp kemiğe dönüşmekte, gebeliğin yirmi birinci haftasının sonunda erişkinlerdeki normal boyutuna ulaşmaktadır. İç kulak hassas bir şekilde oluşmuş bir dizi kesi halinde belirir. Daha sonra östaki borusunu oluşturan yarığın bir uzantısı yoluyla orta kulak 14 Zaglûl en-Neccâr, Huluku’l-insân fi’l-Kur’âni’l-Kerîm (Beyrut: Dâru’l-Ma‘rife, 2008), 541-542. 15 Müslim b. el-Haccâc en-Nîsâbûrî, Sahîhu Müslim, nşr. Muhammed Fuâd Abdülbâkî, (Beyrut: Dâru’l- Kütübi’l-‘Ilmiyye, 1991), “ed-Du‘â fi salâti’l-leyl ve kıyâmihi”, 5/534, (No: 771). 3 oluşur, sonrasında ucu orta kulak kemikçiklerinin etrafına uzanarak orta kulak boşluğunu oluşturur. Daha sonra dış kulak kanalının boşluğunu oluşturacak şekilde bir yarık şeklinde açılarak dış kulağı oluşturur. Ardından dış kesi iç kesi ile buluştuktan sonra kulak zarı onları ayırır.16 Kulağın oluşum aşamalarındaki şaşırtıcı ilahi inceliği öğrendikten sonra ceninin, annesinin kalp atışlarını ve damarlarındaki kan akışını duyduğunu, sesini hatta dışardan gelen sesleri tanıdığını bilmek bizleri şaşırtmayacaktır. Anne, hamileliği esnasında Kur’ân-ı Kerîm dinlediğinde, karnındaki çocuğu da dinler. Yapılan deneylerin birinde, anne karnındaki cenine bazı sözleri söyleyen babası, doğumundan sonra da aynı sözleri tekrar ettiğinde, bunların yeni doğan bebeğin ağlamasını ve huzursuzluğunu giderdiği tespit edilmiştir.17 Bu durum, ceninin henüz ilk aylarında kulağının maksimum kapasitede çalıştığının en iyi kanıtıdır. Yakın zamanda bilim adamları tarafından anne karnındaki fetüsün, hamilelik döneminde ultrasonik muayene esnasında hareketini arttırarak muayeneye tepki göstermesinin keşfedilmesi de bahsi geçen bilgileri doğrulamaktadır. Beynin işitsel bölgesinin fonksiyonları, görsel bölgesinden önce tamamlanmıştır. Bu nedenle çocuğun yaşamının ilk döneminde genel olarak beceri, özel olarak da dil öğrenimi, duyduğu şeylere bağlı olmaktadır. Çocuk duyup algıladığı konuşmayı anlar ve daha sonra taklit eder. Bu nedenle konuşmayı okuma ve yazma eyleminden çok daha erken bir zamanda öğrenir.18 Doğumdan önce fetüste işitme duyusunun tamamlandığını ve kulağın oluşum evrelerini bize gösteren bu önemli bilgi eğitim bilimcilerin gözünden kaçmamış; dil öğreniminde dinlemeyi ötelemeyi eleştirerek, eğitimin doğumdan önce başlaması gerektiğini savunmuşlar ve bazı yeni çalışmalarla görüşlerini desteklemişlerdir. İşitme temelli eğitimin erken yaşta başlamasının önemini çeşitli nedenlere bağlamışlardır. Bu nedenlerden bazılarını şu şekilde sıralamak mümkündür: 1. Doğum esnasında kulak oluşumunun tamamlanması. 16 Yûsuf el-Hâc Ahmed, Mevsû‘atü’l-i‘câzi’l-‘ılmî fi’l-Kur’âni’l-Kerîm ve’s-sünneti’l-mutahhara (Dımaşk: Dâru İbni Hacer, 2003), 93. 17 Meryem Selim, ‘Ilmü nefsi’n-nümüvv (Beyrut: Dâru’n-Nahdati’l-‘Arabiyye, 2002), 112. 18 Huseyn Rıdvân el-Lebîdî, Hâssetü’s-sem‘ beyne’l- Kur’âni’l-Kerîm ve’l-‘ılmi’l-hadîs (Dubey: el- Mu’temaru’l-‘ılmiyyü’s-sâbi‘ li’l-i‘câzi’l-‘ılmî fi’l-Kur’ân ve’s-sünne, 2004), 7. 4 2. Bir çocuğun doğumdaki beyin kapasitesi, bir yetişkinin beyninin üçte birinden daha azdır. Dinleyerek öğrenme, doğumdan sonra beyin kapasitesini arttırmada en önemli faktördür. 3. Sinir sistemi, yüzde yetmiş beş oranında yaratıldığımız genetik programlamaya dayanarak olgunlaşır ve gelişir. Gelişmenin geri kalan yüzde yirmi beşi, öğrenme yoluyla kazanılan deneyimlerden elde edilir. 4. Nöronlar, yaşlarına ve kullanım şekillerine bağlı olarak doğumdan altı yaşına kadar yapısal ve işlevsel olarak değişebilir. 5. Beyindeki nöronlar, kendi arasında bir bağlantı ağı oluşturur ve beyin her uyarıldığında hücreler arasında yeni bağlantılar meydana gelir. Hücreler arasında bağlantılar arttıkça, entegrasyon da artar. Bu da çocuğun zekasını, sosyal ve duygusal becerilerini ciddi şekilde etkiler.19 Yukarıdaki bilgilerden yola çıkarak oluşumu ilk başlayan ve tamamlanan işitme duyusunun henüz anne karnında bir cenin halindeyken çalışmaya başlamasının büyük bir avantaj olduğunu söyleyebiliriz. Doğumdan sonra çalışmaya başlayan ilk organın da kulak olması sebebiyle, Allah’ın bizi yarattığı bu yaratılışla orantılı teoriler üretmek ve duyuların oluşumundaki bu ardışıklığın göz ardı edilmemesi gerektiği düşünülmektedir. II. DUYU ORGANININ YAPISI İşitme duyusunun doğasını anlamak için kulağın şeklini ve bölümlerini görselleştirmek, her bölümünü ayrı ayrı açıklamak ve işitme sürecindeki rolünü netleştirmek gerekir. Bunun için de öncelikle kulağın bölümlerinden bahsetmekte yarar var. Kulak üç bölümden oluşmaktadır: 1. Dış Kulak Kulak kepçesi ve dış işitsel kanaldan oluşur. Bu kanalın işlevi ses dalgalarını toplamak ve bunları kulak zarının iç ucundaki kapakçığa iletmektir. 2. Orta Kulak 19 İbn Kayyim el-Cevziyye, Tuhfetü’l-mevdûd bi ahkâmi’l-mevlûd, thk. Osman Damîriyye (Cidde: Mecma‘u’l-Fıkh, 2010), 38. 5 Titreşimleri kulak zarından iç kulaktaki gerçek işitsel organa iletmek için donatılmış işitsel kemikçiklerin bulunduğu hassas bir ünitedir. 3. İç Kulak Temporal kemiğin boşluklarında sıkıca merkezlenmiş, birbirine bağlı membranöz keselerden oluşur. Bu keseler, şekil olarak kemik labirenti diye adlandırılacak kadar karmaşıktır ve duymamızı sağlayan hassas duyu organlarıdır.20 A. İşitme Sürecinin Oluşumu Bir enerji türü olarak bilinen ses, havadaki kompresyon ve seyrekleşmelerden meydana gelir. Normal bir kulak, ses belirli bir frekans (saniyede 20 ile 20.000 frekans) ve ses yoğunluğu (10 ile 110 desibel) aralığında olduğu sürece sese yanıt vermektedir. Ses kulağın işitsel aralığının dışındaysa, yani duyabileceği frekansların altında olduğu takdirde kulak bu sesi algılayamayabilir. Ya da algılayabildiği frekansların çok üzerinde ise kulak bundan zarar görebilir ve sinirsel işitme kaybı yaşanabilir. Bu olgu fetüs için de geçerlidir. Fetüs, annesinin bağırsak ve kalp hareketlerinin seslerini duyar ve bu işitme sonucunda iç kulakta, işitme sinirinde ve beynin işitsel bölgesinde laboratuvar kayıt cihazları ile kaydedilebilen sinirsel işitsel sinyaller üretilir. Bu durum, fetüsün iç kulağının sesleri erken dönemde (beşinci ayda) duyduğunun bilimsel bir kanıtıdır. Bu tür sinir sinyalleri fetüsün görme sisteminde ancak doğumdan sonra kaydedilebilmektedir. Öte yandan seslerin iç kulağa şu iki yoldan ulaştığını belirtmek de önem arz etmektedir. 21 1. Normal bir insanda hava ile dolu olan dış ve orta kulak yoluyla. 2. Kafatasının kemikleri aracılığıyla. Ses titreşimleri önce hava yoluyla, daha sonra iyi bir ses iletici olan kafatasının kemikleri tarafından iletilir. Belki de bu yüzden insan, ses dalgaları her yöne hareket ettiğinden, her yönden ve yükseklikten kulağına ulaşan sesleri duyabilir. Ses dalgaları köşeleri dolanabilir, karşılaştıkları katı cisimlere nüfuz edebilir, sıvıların içinden geçebilir ve böylece insanlar onları duyabilir. İşitme duyusunun bu özel doğası, başka hiçbir duyu 20 en-Neccâr, Huluku’l-insân fi’l-Kur’âni’l-Kerîm, 541. 21 Emîn âl Nâsıruddîn, Mu‘cemu dekâikı’l-‘Arabiyye ve câmi‘u esrâri’l-luga ve hasâisuhâ (Beyrut: Mektebetü Lübnan, 1997), 75. 6 organında bulunmaz. Ayrıca şunu da belirtmeliyiz ki her kulakta bulunan işitme gücü, beynin her iki tarafındaki işitme merkezine bağlıdır. Beynin iki kısmından birinde bir sağlık sorunu meydana geldiğinde, hastanın kulaklarının birinde işitme kaybı olmaz. Bu nedenle, kişinin kulaklarıyla aldığı ses duyumları net olarak şuur düzeyine ulaşır. İşitsel hafıza iyi yapılandırıldığı için fonetik semboller sabit çıkarımlar ve refleksler verir. Bu fonetik sembolleri tanımak, sesi fark etme ve daha yüksek işlevler aşaması olmak üzere iki kademeden oluşur. Bunların her ikisi de dinleme olgusunun anlamlarındandır. İleride bununla ilgili daha detaylı bilgi verilecektir. İşitme duyusunun doğası gereği, işitenin sahip olduğu dil yeteneği, muhatabınkinden daha kapsamlıdır. İyi bir hatip olmak isteyen kişi, aynı zamanda iyi bir dinleyici olmalıdır. Kulak yetisi, kulağın kendisi ve kulağa giren şey için tabir olunan işitme, tek bir yeti olup bir eylemi vardır. Bu nedenle bir kişi aynı anda iki kelimeyi kontrol edemez. Çünkü sözün ulaştığı yer kulaktır ve onun da başka bir alternatifi yoktur. Kulak, hangi yönden gelirse gelsin sesin bir kısmını idrak edip diğerini ihmâl etme yeteneğine sahip değildir. Kulak, işitmenin gerçekleştiği bir organ olduğundan dolayı “sem‘ (سَمْع)” olarak da tabir olunur. İşitmenin evrelerinden birinin “sesi tanıma” olduğunu öğrendikten sonra, işitme duyusunun uyku esnasında da aktif olduğunu duymamız bizleri şaşırtmayacaktır.22 B. Uyku Esnasında İşitme Duyusu Uyku ve koma sırasında işitme duyusu aktifliği devam eder. Çalışmalar; otuz beş desibelden daha yüksek bir sesin uyuyan kişiyi uyandırabildiğini, kişi sesle uyanmasa bile elektriksel beyin aktivitesi alfa dalgalarında değişiklik meydana getirdiğini göstermiştir. O halde beyin duyduğundan etkilenir ve işitilen şeyin önemine göre uykudan veya komadan uyanır. Örneğin Müminlerin Emiri Ömer b. el-Hattâb (ra.) yaralanınca bayılmış, “es-salâ, es-salâ/haydi namaza, haydi namaza” diye çağrı yapıldığında da namazın öneminden dolayı uyanmış, yarasından kan akmaya devam ettiği halde namazını kılmıştır.23 Bu olay, kulağın uyku ve koma sırasında aktif olduğunu göstermektedir. 22 Kenco, et-Tıbb mihrâbu’l-îmân 1/193-194. 23 İbn Abdülber, Ebû Ömer Yûsuf b. Abdillah en-Nemerî, el-İstizkârü’l-câmi‘ li mezâhibi fukahâi’l-emsâr, thk. Abdülmu‘tî Kal‘acî (Dımaşk: Dâru Kuteybe li’n-neşr, 1993), 1/35. 7 III. İNSAN İÇİN İŞİTME DUYUSUNUN ÖNEMİ Hiçbir felsefi veya entelektüel doktrin genel olarak bilişsel süreçlerde duyuların rolünü inkâr etmemiştir. Ancak duyuların bilişsel değeri ve algı aşamalarındaki rolleri hakkında anlaşmazlık mevcuttur. Duyu organı sayesinde canlılar sesleri işitebilir, ayırt edebilir ve onlar aracılığıyla kendi türleri ile iletişim kurabilir. İşitme duyusu, telaffuzu öğrenmenin ve dış dünyayla iletişim kurmanın tek yoludur. O olmadan, kişi hayatı boyunca bir dilsel stok edinme imkânı elde edemeyeceği için konuşmadan mahrum kalacaktır. Bu yüzden her hâlükârda en önemli duyulardan biri olarak kabul edilmektedir. Bir insanın sağır olarak doğduğunu hayal edelim. Bu kişi dil öğrenebilir mi? Herhangi biriyle iletişim kurabilir mi? Bu sorulara cevabımız elbette ‘hayır’ olacaktır. Çünkü işitme duyusunda herhangi bir problemin ortaya çıkması; kişide zihinsel yetersizliğe, algılarında, farkındalığında ve düşünebilme becerisinde bozulmalara neden olmaktadır. Ayrıca beyindeki daha yüksek düşünme merkezleriyle yakından ilişkili ciddi davranışsal ve fiziksel rahatsızlıklara sebebiyet vermektedir.24 Bu da kişinin dış dünyaya uyum sağlamasını zorlaştırmaktadır. İşitme; denge, hareketlerin koordinasyonu ve hayati süreçlerin düzenlenmesi açısından tüm insan vücudunu kontrol eden duyu olarak kabul edilmektedir. Ayrıca sinir sistemini kontrol etme ve fonksiyonlarını etkileme konularında önemli bir role sahiptir. Ses titreşimleri genel olarak vücudun performansını etkiler. Çünkü iç kulak kalp, akciğer, mide ve sindirim sistemi gibi vücudun tüm organlarıyla bağlantılıdır. İç kulak, başın hareketlerine tepki veren özel organlar sayesinde insan dengesinin korunmasına yardımcı olur. Başın pozisyonundaki herhangi bir değişiklik hakkında beyne bilgi gönderir, böylece beyin de kişi ayakta dururken, otururken veya yürürken olduğu gibi baş ve vücudun dengesini korumak için, tüm kaslara sinir sinyalleri gönderir. Çünkü bu fonksiyondaki herhangi bir kusur, kişiyi en basit hareketleri yapamaz hale getirir, baş dönmesine ve düşmeye neden olur.25 Bu açıklamalardan kişinin işitme duyusu sayesinde algılarını elde ettiği ve dış dünyadan kendisine ulaşan bilgilere göre varlığını uyarladığı anlaşılmaktadır. 24 Michael Haynes, el-Kuva’l-‘akliyye el-havâssü’l-hams, çev. Abdurrahman et-Tayyib, (Amman: el- Ehliyye li’n-neşr ve’t-tevzî‘, 2009), 317. 25 Kenco, et-Tıbb mihrâbu’l-îmân, 1/201. 8 A. Kur’ân-ı Kerîm’de İşitme Duyusunun Yeri İşitme duyusunun büyük öneminden dolayı Allah Teâlâ, Kur’ân-ı Kerîm’de insana bahşettiği nimetlerin en başında bu duyudan bahsetmiş; genel olarak tüm nimetleri, özelde ise çoğu zaman görme nimeti ile ilişkilendirilen işitme duyusu için şükretmemizi emretmiştir. Kur’ân-ı Kerîm’de bununla ilgili pek çok ayet yer almaktadır. İşitmenin bilindiği gibi birçok manası vardır. Kur’ân-ı Kerîm’deki anlamlarını kavramak için ise öncelikle fizyolojideki şu manalarını bilmek gerekmektedir: a. Sesi tanıma aşaması: Duyum ve ayırt etme. b. Diğer ileri fonksiyonlar aşaması: Duygular, irade ve eylemler. İşitme kelimesinin bu anlamları, Kur’ân-ı Kerîm’deki geniş bir anlam yelpazesini içeren üç anlam ile tutarlıdır. Bunlar da şöyledir:26 1. Anlama ve kavrama olmadan sesleri soyut olarak duyumsamak: Bu duruma Bakara 2/171. ayet örnek olarak gösterilebilir: “İnkârcılara seslenenin durumu, bağırıp çağırmadan başka bir şey işitmeyen hayvana haykıran çobanın durumuna benzer. Onlar sağır, dilsiz ve kördürler; çünkü onlar düşünmezler.” 2. Anlama ve kavrama ile sesleri duyumsamak: Bu durum için Bakara 2/75. ayet örnek verilebilir: “Şimdi (Ey Müminler!) Onların size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Oysa onlardan bir zümre, Allah’ın kelâmını işitirler; sonra o kelâmı iyice anlamış olmalarına rağmen yine de bile bile onu tahrif ederlerdi.” 3. Tatmin, iman ve itaatin yanı sıra anlama ve kavrama ile sesleri duyumsamak: Bu duruma En‘âm 6/36. “Ancak (samimiyetle) dinleyenler daveti kabul eder. Ölülere gelince, Allah onları diriltecek, sonra da O’na döndürülecekler” ve Rûm 30/53. ayet “Sen körleri yanlış gittikleri yoldan çevirip doğru yola sokamazsın. Sen (çağrını) ancak ayetlerimize inanıp teslim olanlara duyurabilirsin” örnek gösterilebilir. 26 Hüseyin b. Muhammed ed-Dâmegânî, el-Vücûh ve’n-nazâir li elfâzi Kitâbillâhi’l-azîz, thk. Abdülhamîd Ali, (Beyrût: Dâru’l-Kütübi’l-‘Ilmiyye, 2003), 261-262. 9 B. Kur’ân-ı Kerîm’de İşitme Duyusunun Diğer Duyulardan Üstün Tutulması Kur’ân-ı Kerîm’de işitme anlamına gelen sem‘ (سمع) kelimesi ve türevleri, yüz seksen beş defa zikredilmiştir.27 Bu da aziz ve celil olan Allah’ın bu duyuya verdiği önemi göstermektedir. Kur’ân’da Sem‘ ( سمع) Kelimesinin Kullanımı Kip Örnek Sayısı Örnek Mâzi fiil 34 “Oraya atıldıklarında, onun kaynarken çıkardığı uğultuyu işitirler.” (Mülk 67/7) ( ورُّٰفُّٰتَّّّٰٰٰيَّٰهِّٰيقًاّٰوَّٰهِّٰاّٰشَّٰهَّٰلَّّّٰٰٰواع م س اّّٰٰيهَّٰاّٰألُقُواّٰفِّٰذَّٰإِّٰ ) Muzâri fiil 61 “Yoksa onlar, gizlediklerini ve fısıldaştıklarını bizim işitmediğimizi mi sanıyorlar!” (Zuhruf 43/80) ( وَنجَْوٰيهُمّّّْٰٰٰمّْٰهُّٰرَّّٰسِّّّٰٰٰع م س ن ّّٰٰاّٰلَّٰنَّّٰونَّٰأَّٰبُّٰسَّٰحّْٰيَّّّٰٰٰمّْٰأَّٰ ) Emir fiil 13 “İşte ben rabbinize iman etmiş bulunuyorum; bana kulak verin.” (Yâsin 36/25) ( ون ع م اس ف ّّٰٰمّْٰكُّٰب ِّٰرَّٰتُّٰبِّٰنّْٰيّٰآمَّٰن ِّٰإِّٰ ) Masdar 22 “… Sizi kulak, göz ve gönüllerle donatmıştır. Ne kadar da az şükrediyorsunuz!” (Secde 32/9) ( ونَّٰرُّٰكُّٰشّْٰاّٰتَّٰيلًًّٰمَّٰلِّٰقَّّّٰٰٰةَّٰدَّٰئِّٰفّْٰالَّْٰارَّٰوَّٰصَّٰبّْٰالَّْٰوَّّّٰٰٰع م الس ّّٰٰمُّٰكُّٰلَّّّٰٰٰلَّٰعَّٰجَّٰوَّٰ ) İsm-i fâil 3 “…Ama sen kabirlerdekilere de işittirecek değilsin!” (Fâtır 35/22) ( س ب ّّٰٰتَّٰنّْٰاّٰأَّٰمَّٰوَّٰ ورِّٰقُبُّٰيّٰالّْٰفِّّّٰٰٰنّْٰمَّّّٰٰٰع م م ) İsm-i mef‘ûl 1 “…İşittik ve karşı geldik; dinle, dinlemez olası..” diyorlar.” (Nisâ 4/46) 27 Muhammed Fuâd Abdülbâkî, el-Mu‘cemu’l-mufehres li elfâzi’l-Kur’âni’l-Kerîm (Kahire: Dâru’l- Kütübi’l-Mısriyye, 1945), 358. 10 ( ع مَعّْٰغيرَّّٰٰسّْٰاعَصَيْنَاّٰوَّٰاّٰوَّٰنَّٰسَمِعّّّْٰٰٰونَّٰولُّٰقُّٰيَّٰوَّٰ سم م ) Mübalağalı ismi fail 47 “…O’na benzer hiçbir şey yoktur. O her şeyi işitir, her şeyi görür.” (Şûrâ 42/11) ( يرُّٰصِّٰبَّٰالّّّْٰٰٰيع م الس ءٌّٰوَهُوَّّٰٰيّْٰشَّّّٰٰٰهِّٰلِّٰثّْٰمِّٰكَّّّٰٰٰسَّٰيّْٰلَّٰ ) Mübâlağalı ismi fail 4 “Onlar, hep yalana kulak veren ve durmadan haram yiyen kimselerdir.” (Mâide 5/42) ( حّْٰونَّٰلِّٰالُّٰأكََّّّّٰٰٰبِّٰذِّٰكَّٰلّْٰلِّّّٰٰٰون ع اسم تِّٰلسُّ ) Kur’ân-ı Kerîm’deki işitme duyusunun önemi birkaç maddeyle şu şekilde özetlenebilir: 1. İşitme duyusu bilgiye açılan kapı, insan zihnine ve ruhuna giden ışığın menfezidir. “Sizler hiçbir şey bilmez bir durumdayken Allah sizi analarınızın karnından dışarı çıkardı; şükredesiniz diye size kulaklar, gözler, kalpler verdi.” (Nahl 16/78) Allah, sizin için sesleri işiteceğiniz, aranızda konuştuğunuz zaman birbirinizi işitip anlamanız ve bilgi edinmeniz için kulaklar vermiştir. Allah’ın nimetlerini, yaratıldıkları amaçlara uygun bir şekilde kullanarak ve O’na itaat ederek her organınızla şükredin.28 2. İnsan yaratılışından bahseden birçok ayette işitme duyusu, görme ve diğer duyulardan önce zikredilmiştir. Yüce Allah İnsan 76/2. ayette şöyle buyurmaktadır: “Biz insanı katışık bir nutfeden yarattık; imtihan edelim diye onu işitir ve görür kıldık.” Yüce Allah’ın sözleri büyük bir incelik ve eşsiz bir güzelliktedir. İnsan işiten ve gören bir varlık olduğuna göre, Cenâb-ı Hakk’ın niçin insanın işitme özelliğini görme özelliğinden önce kullandığını kendimize sorduk mu? Buradaki ilginçlik, ayetin anlamı üzerinde tefekkür ve dikkatli bir inceleme ile ortadan kalkacaktır. Çünkü kişi, bilgilerinin çoğunu işitme ve görme duyuları yoluyla elde etmektedir. Ancak işitme duyusu, sesi altı (sağ, sol, ön, arka, üst ve alt) farklı yönden hem karanlıkta hem aydınlıkta, gecede ve gündüzde 28 Ahmed Mustafa el-Merâgî, Tefsîru’l-Merâgî (Kahire: Matba‘atü’l-Bâbî el-Halebî, 1946), 14/156. 11 algılaması bakımından görme duyusundan ayırt edilmektedir. Engellere rağmen nerede olursak olalım ses kulağımıza ulaşır. Ancak görme organı göz, baktığımız taraftan başkasını algılamaz. Kulaklar her zaman açık ve sesi işitmeye hazırdır. Gözler ise kapalı olduklarında görmezler. Bu yüzden öğrenme sürecinde işitme, görme duyusundan daha çok önemlidir. Doğuştan görme engelli pek çok insan yüksek ilim mertebelerine ulaşmıştır; ancak doğuştan sağır olan kimseler, konuşmayı öğrenemeyeceği için hemen hemen hiçbir şey öğrenemez. Çağdaş âlimler, Yüce Allah’ın ayetlerde görme duyusu yerine işitme duyusuna öncelik vermesinden birçok sonuç çıkarmışlardır. Bunlardan bazıları şunlardır: a. Bir insan için işitme, görme duyusundan daha önemli kabul edildiği için Kur’ân-ı Kerîm’de işitme, görme duyusundan önce zikredilmiştir. Çünkü kör kişiler nesneler, sağır kimseler ise insanlar dünyasından soyutlanmış olarak kabul edilir.29 b. Kur’ân-ı Kerîm’de işitmenin görme duyusundan önce zikredilmiş olması kulağın ve işlevinin rolünü vurgulamak içindir. Nitekim bir kişinin duyduğu sesler, görme vb. başka duyu organları aracılığıyla elde ettiği duyumlardan insanı daha iyi farkındalık düzeyine ulaştırır. İşitsel bellek görsel bellekten daha sağlamdır.30 Cenâb-ı Hak, “Bunu sizin için ibretli bir ders olsun ve kulaklardan hiç çıkmasın diye yaptık”31 buyurarak kulağın mü’minin şuuruna olumlu etkisini belirtmiştir. c. Âlimler, işitmenin görme duyusunun önüne geçirilmesini, Kur’ân-ı Kerîm’in, her iki duyunun oluşum zamanını gösteren bilimsel gerçeği doğrulamak istemesine bağlamaktadırlar. Zira işitme, görme duyusundan önce oluşup şekillenmekte hatta görevini ondan önce yerine getirmektedir. Yani fetüsün işitme sistemi görme sisteminden önce gelişmekte ve tamamlanmaktadır.32 Burada olağanüstü bilimsel bir mucize ortaya çıkmakta ve embriyoloji tarafından doğrulanmaktadır. Bazı ayetlerde hidayet vesilelerinden bahsedilirken işitme ve akıldan bahsetmekle yetinilmiştir. “Yoksa sen, onların büyük çoğunluğunun gerçekten senin davetine kulak 29 es-Seyyid Ali Ahmed - Fâika Muhammed Bedr, el-İdrâkü’l-hissî ve’l-basarî ve’s-sem‘î (Kahire: Mektebetü’n-Nahdati’l-Mısriyye, 2001), 253. 30 el-Hilâlî, el-İ‘câzü’l-‘ılmî, Mecelletü’l-i‘câzi’l-‘ılmî, 9-10. 31 el-Hâkka 69/12. 32 el-Hilâlî, el-İ‘câzü’l-‘ılmî, Mecelletü’l-i‘câzi’l-‘ılmî, 7. 12 verdiklerini yahut doğru dürüst düşündüklerini mi sanıyorsun? Aksine onlar, başka değil, bir hayvan sürüsü gibidirler, hatta tuttukları yol bakımından daha da sapkındırlar.”33 Bazı ayetlerde ise sadece işitme yetisinden bahsetmekle yetinilmiştir. “Ancak (samimiyetle) dinleyenler daveti kabul eder. Ölülere gelince, Allah onları diriltecek, sonra da O’na döndürülecekler.”34 3. Cenâb-ı Hak, şükretsinler ve inkâr etmesinler diye kullarına yaratma nimetinden sonra işitmeyi bahşettiğini bildirmiştir. “De ki: Sizi yaratan, size işitme duyusu, gözler ve kalpler veren O’dur. Ne az şükrediyorsunuz!”35 C. Hadis-i Şeriflerde İşitme Duyusu Yüce Allah’ın Kur’ân-ı Kerîm’de zikrini öncelediği şeyleri Hz. Peygamber (sav.) de öncelemiştir. Örneğin Safa ile Merve arasında sa‘y yapmaya “Ben Allah’ın başladığıyla başlıyorum” diyerek Safa tepesinden başlamıştır.36 Hz. Peygamber’in işitme duyusuna verdiği önem birçok bağlamda açık bir şekilde kendini göstermektedir. Bunlardan bazıları şunlardır: Hz. Peygamber, uyurken ve uyandığında vücudunun, işitme organı kulağının ve görme uzvu gözünün bir bütün olarak afiyette olmasını istemiştir. Abdurrahman b. Ubeyy naklettiği bir rivayette babasına şöyle demiştir: “Ey babacığım! Senin her sabah ‘Allah’ım! Bedenime, kulağıma, gözüme afiyet ver. Senden başka ilah yoktur şeklinde dua ettiğini işitiyorum. Sen bunu sabah üç, akşam da üç defa tekrar ediyorsun’ deyince; Babam: ‘Rasûlullâh’ın bu ifadelerle dua ettiğini işittim. Bu yüzden ben de onun bu sünnetine uymak istiyorum’ diye cevap verdi.” Aynı şekilde Hz. Peygamber’in dualarından biri de “Allah’ım, bizi yaşattığın sürece kulaklarımızdan, gözlerimizden ve gücümüzden yararlanmayı nasip eyle. Ölene dek bu nimetlerden bizleri mahrum etme” şeklindedir.37 33 el-Furkân 25/44. 34 el-En‘âm 6/36. 35 el-Mülk 67/23. 36 İbn Abdülber, el-İstizkâr, Kitâbü’l-Hacc, Bâbu’l-bed’i bi’s-safâ fi’s-sa‘y, 12/199. 37 Muhammed b. Îsâ b. Sevra et-Tirmizî, Sahîhu’t-Tirmizî, thk. ve şrh. Ahmed Muhammed Şâkir, (Kahire: Matba‘atü Mustafa el-Bâbî el-Halebî, 1978) 5/494, (No: 3502). 13 Hadis-i şerifte kulak ve gözün tahsis edilmesi bu iki duyunun önemini göstermektedir. Ayrıca Hz. Peygamber’in, işitme nimetinden yararlanmak ve tüm duyularıyla Allah’a intikal etmek istemesine işaret edilmektedir. Yüce Allah'ın “Kime uzun ömür verirsek onu yaratılış çizgisinde tersine çeviririz. Hiç düşünmezler mi!”38 ayetiyle ilerleyen yaşla birlikte bazı kişilerde işitme kaybı geliştiğine dikkat çekilmektedir. Altmış yaş üstü bazı kişilerde her iki kulakta da sabit ve simetrik nöral işitme bozukluğu olduğu bilimsel olarak bilinmektedir. Bu zayıflık yetmiş beş yaş üstü kişilerin üçte birinden fazlasında görülmektedir.39 Bu nedenle Peygamberimiz ölene dek kulağını, gözünü koruması ve bu duyularını almaması için Allah’a dua etmiştir. Hz. Peygamber’in, yeni doğan bebeğin kulağına ezan okuması ve bizleri bu sünneti yapmaya teşvik etmesi de işitme duyusuna verdiği önemi göstermektedir. Müslümanlar olarak bizler, Rasûlullâh’ın bir şeyi boş yere söylemediğini biliriz. Bu nedenle onun bu sünneti, daha önce de belirttiğimiz gibi kulağın doğuştan tam olarak oluştuğunu bize gösteren bilimsel gerçeklikle örtüşmektedir. Yeni doğan bebeğin kulağına ezan okumanın sünnet olduğuna dair Ebu Râfi‘ (ö. 40/660) şöyle der: “Rasûlullâh’ın Hz. Fâtıma’nın oğlu Hasan b. Ali’nin kulağına doğumundan sonra ezan okuduğunu gördüm.”40 İbn Kayyim (ö. 961/1553) da “Ezanın sırrı -ki en doğrusunu Allah bilir- insanın kulağına ilk çarpan sözlerin, Rabbin büyüklük ve yüceliği ile İslam’a girişte söylenen kelime-i şehadeti içeren sözler olması içindir. Dünyadan irtihal etmek üzere olan bir Müslümana nasıl ki kelime-i tevhit telkin ettiriliyorsa, dünyaya yeni gelen çocuğa da İslam'ın şiarı olarak ezan telkin edilmektedir”41 der. Bu iki sözde dikkat çekici iki husus vardır: Birincisi; ezanın yeni doğan çocuğun kulağına çok erken dönemde telkin edilişi. Kendimize “Bunun çocuğa herhangi bir faydası var mı? Bu doğru bir zaman mı? gibi sorular sorabiliriz. Oysaki işitme duyusu kavramı ve oluşumu hakkındaki son çalışmalar; 38 Yâsîn 36/68. 39 Sâlih b. Ahmed Rızâ, el-İ‘câzü’l-‘ılmî fi’s-sünneti’n-nebeviyye (Riyad: Mektebetü’l-‘Ubeykân, 2001), 1/65-66. 40 Muhammed b. Îsâ b. Sevra et-Tirmizî, el-Câmi‘u’l-kebîr (Sünenü’t-Tirmizî), thk. Beşşâr ‘Avvâd Ma‘rûf, (Beyrut: Dâru’l-Garbi’l-İslâmî, 1988), “Ezân fî üzüni’l-mevlûd”, 3/149, (No: 1514). 41 İbn Kayyim, Tuhfetü’l-mevdûd, 21. 14 çocuk yetiştirmeye çok erken dönemde başlamak gerektiğini, hatta bazıları doğumdan önceki eğitime vurgu yapmaktadır. İbn Kayyim’a göre “Ezanın çocuğun kalbine ulaşan etkisi, o ne olduğunu fark etmese bile garip bir durum değildir. Yeni doğan çocuğun kulağına okunan ezanın bir diğer faydası da çocuğun doğumunu gözetleyen şeytanın ezanın sözlerinden kaçışıdır. Zira şeytan, anne karnındaki çocuğun doğumundan hemen sonra Allah’ın insanoğlu için takdir etmiş olduğu imtihan gereği çocukla uğraşmaya başlayacaktır. Bu nedenle şeytan çocukla olan daha ilk ilişkisinden itibaren kendisini zayıf düşüren ve öfkelenmesine neden olan sözleri duymuş olmaktadır.”42 İkincisi; ezanın yeni doğan çocuğun Allah’a inanması ve İslam’a davet edilmesi hususunda şeytanın çağrısının önüne geçmesi. Hadiste dikkati çeken bir diğer husus ise Hz. Peygamber’in yeni doğanın bulunduğu yerde değil bizzat kulağına ezan okumasıdır. Allah’ın Rasûlü neden yeni doğanın bulunduğu yerde ezan okumamıştır? Diğerlerinin duyduğu gibi o da duyabilsin diye mi bizzat kulaklarına okumuştur? Bu soruların cevabı şöyle verilebilir: Yeni doğanın kulağı tamamen gelişmiş olmakla birlikte, anne karnındaki fetüs amniyotik sıvı içinde yaşamını sürdürmektedir. Bu sıvı, orta (amniotic fluid) ve dış amnios kulak da dâhil olmak üzere fetüsün vücudunun tüm boşluklarında bulunur. Bu da orta kulağın, yaklaşık 20-40 desibel olarak tahmin edilen iletim tipi işitme bozukluğuna yol açan mukus salgılarıyla doldurulduğu, sekretuar otitis media olarak bilinen benzer bir duruma yol açar. Kulağın bu salgılardan kurtulması birkaç gün sürer. Bu nedenle doğumdan birkaç gün sonra işitme güçleşir. Yani müezzin yeni doğanın kulağından uzakta bir yerde ezan okusa bebek iyi duyamayabilir.43 Zikredilen ayet, hadis ve bilimsel kanıtlardan “işitme”nin en önemli beş duyudan biri olduğu, oluşum ve gelişim bakımından bunların başında yer aldığı sonucuna varılabilir. Hz. Peygamber (sav.)’in işitme duyusuna da iki nedenden dolayı önem verdiği söylenebilir: 1. Yüce Allah’ın önem ve öncelik verdiği her şeye onun da önem verip öncelik tanıması. 42 İbn Kayyim, Tuhfetü’l-mevdûd, 22. 43 Hüsnî Hamdân ed-Desûkî, Hâssatü’s-sem‘ beyne’l-Kur’âni’l-Kerîm ve’l-‘ılmi’l-hadis, Alukah.net. (Erişim Tarihi: 24/12/2021). 15 2. İşitme duyusunun büyük öneminden dolayı onun da bu duyuya değer vermesi. Bu hususta Hz. Peygamber döneminde Kur’ân-ı Kerîm'in dinlenerek ezberlendiğini hatırlamak yeterli olacaktır. Aslında sahabe-i kirâm, İslam dinine ait tüm öğretileri ve kaideleri Hz. Peygamber’den dinleme yöntemiyle öğrenmiştir. Daha önce de belirttiğimiz gibi, işitme duyusunun, kişinin dış dünyaya baktığı pencere olması şaşırtıcı değildir. İşitme duyusu, ilim talebesinin ilim öğrenmek üzere girdiği kapıdır. Yüce Allah, bize pek çok nimet bahşetmiştir. İşitme de bunların en önemlilerinden biridir ve Allah Teâlâ, bu nimetten dolayı bizlere büyük sorumluluklar vermiştir. Nitekim İsrâ 17/36. ayette, “Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi ondan sorumludur” buyrulmaktadır. Bu yüzden işitme duyusunu dünyada ve ahirette bize faydalı olacak hususlarda kullanmalıyız. Bunlardan bazıları şunlardır: a. İşitme yetisini din ve dünya işlerinde insana zarar veren her şeyden korumak. Müslüman, kulağını Allah’ın dininden sapanlardan ve din hakkında küçültücü söz söyleyenlerden korumalıdır. Bunun yanı sıra gıybet, dedikodu, insanların şerefi, ırzı vb. konular hakkında da rahatsız edici sözlerden koruması gerekmektedir. Yüce Allah Lokmân 31/6. ayette “İnsanlar arasında öyleleri vardır ki bilgisizlik yüzünden başkalarını Allah yolundan saptırmak ve o ayetleri alay konusu etmek için eğlendirici sözler kullanırlar. İşte bunları alçaltıcı bir azap bekliyor” buyurmaktadır. O halde kulağı yüce Allah’ın gazabına neden olan şeylerden korumakla kalp, ruh ve duygular da korunmuş olacaktır. b. İşitme duyusunu din ve dünyayla ilgili faydalı işlerde kullanmak. İşitme duyusuyla Rabbimizin sözlerini, faydalı bilgileri, vaaz ve ibretleri öğrenmekteyiz. Nitekim yüce Allah Kur’ân-ı Kerîm’de “Söylenenleri dinleyip de en güzeline uyan kullarımı müjdele!”44 buyurmaktadır. Şu halde kulak, bizi ilim dünyasına götüren en güçlü köprü olmalıdır. Allah’ın yüce kitabında işitme duyusuna öncelik verdiği gibi, bizlerin de dil öğretim programlarında işitme duyusuna öncelik vermemiz gerektiği ve eğitim öğretim teorilerini, işitme duyusunun büyük önemine dayalı olarak yeniden formüle etmenin önemli olduğu kanaatindeyiz. 44 ez-Zümer 39/18. 16 BİRİNCİ BÖLÜM DİNLEME BECERİSİNİN ÖNEMİ, AMAÇLARI ve DİĞER DİL BECERİLERİYLE İLİŞKİSİ 17 1. BECERİNİN TANIMI Dört dilsel beceriden biri olan dinleme becerisini anlamak için, bu manada kullanılan “mehâra (مَهَارَة)” kavramına, ifade ettiği anlama ve tanımlarına ışık tutmak gerekir. Sözlükte ustalık, beceriklilik, yeteneklilik, hamaratlık gibi manalara gelen bu kelime,45 terim olarak pek çok araştırmacıya göre “birikim” anlamında kullanılır. Belki de yukarıdaki manalarla en tutarlı olanı, beceriyi “kabul edilebilir bir yeterlilik derecesi ile bir şeyi gerçekleştirme yeteneği” olarak ifade eden tanımdır.46 Rüşdî Tuayme’nin el-Mehârâtü’l-lugaviyye adlı kitabında “mehâra” kavramına dair birçok tanım mevcuttur. Bunlardan en önemlileri şunlardır: Amerikalı eğitim ve sosyal bilimci Carter Victor Good’un (1897-1997) eğitim sözlüğünde, “Beceri ister duyusal ister zihinsel olsun, kişinin doğru ve kolay bir şekilde öğrenip gerçekleştirdiği şeydir. Ayrıca el, parmak ve göz hareketlerini koordine etme yeteneğini de ifade eder”47 şeklinde tanımlanmaktadır. İngiliz dilbilimci Samuel Driver’ın (1836-1906) psikoloji sözlüğündeki tanımı “Beceri, devimsel bir işin gerçekleştirildiği esnada sahip olunan kolaylık, doğruluk ve hızdır” şeklindedir.48 Alman eğitimci, dilbilimci ve şair Franz Munn’a (1926-2002) göre beceri, herhangi bir işi yapma yetkinliğidir. Yapılan işler de ikiye ayrılır. Birincisi kinestetik, ikincisi ise dilseldir. Ona göre devimsel beceriler bir dereceye kadar sözeldir. Sözel beceriler ise kısmen devimseldir.49 Amerikalı psikolog Robert Mills Gangne (1916-2002) ve Edwin Fleshman’ın (1927- 2010) tanımı; “Beceri ve hareket, insanların alışık olduğu tepkileri takip eder ve bunlar 45 Halîl b. Ahmed el-Ferâhîdî, Kitâbu’l-‘Ayn, thk. Mehdî el-Mahzûmî - İbrâhîm es-Sâmerrâî, (Beyrut: Dâru Mektebeti’l-Hilâl, 1985), “me-ha-ra”, 4/821; el-Cevherî, İsmâil b. Hammâd. es-Sıhâh. thk. Muhammed Tâmir. Kahire: Dâru’l-Hadîs, 2009; Cemâlüddîn Muhammed b. Mükerrem b. Manzûr, Lisânü’l-Arab (Beyrut: Dâru Sâdır, 1993), 5/51. 46 ‘Abdullah ‘Ali Mustafa, Mehârâtü’l-lugati’l-‘Arabiyye (Ammân: Dâru’l-Mesîre, 2007), 43. 47 Tu‘ayme, el-Mehârâtü’l-lugaviyye (Kahire: Dâru’l-Fikri’l-‘Arabî, 2004), 29-30. 48 Tu‘ayme, el-Mehârâtü’l-lugaviyye, 30. 49 Tu‘ayme, el-Mehârâtü’l-lugaviyye, 30. 18 kısmen veya tamamen önceki tepkilerden kaynaklanan duyusal geri bildirimler ışığında düzenlenir” şeklindedir.50 Yukarıdaki tanımlara dayanarak beceriyi betimlemenin kolay, ancak tanımlamanın zor olduğu söylenebilir. Buna rağmen beceriyi şu şekilde tanımlayabiliriz: “Beceri, herhangi bir işi düzenli bir çaba ve dikkat ile gerçekleştirmek için gerekli olan yeterlilik ve yetkinliğin şart olduğu kümülatif bir süreçtir. Bu süreç, performanstaki başarının ölçüldüğü teorik temellerin bilinmesi için kontrollere ihtiyaç duyar ve eğitim aşamasına uygun uygulamalı eğitim ile elde edilmelidir.” 2. BECERİNİN BİLEŞENLERİ Her araştırmacı, becerinin bileşenleri hakkında özel bir görüşe sahiptir. Bu, onun dil öğretme ve öğrenme sürecine ilişkin deneyim ve anlayışından kaynaklanmaktadır. Rüşdî Tuayme, becerinin bileşenleri hakkında bazı görüşleri aktarmıştır. Bunlardan en önemlileri şunlardır: a. Scott’un Görüşü İngiliz filolog ve dilbilimci Robert Scott’un (1811-1887) görüşü belki de en isabetli olanlardan biridir. Ona göre, beceri performans süreci ön hareket, olay ve dikkatli takip şeklinde üç aşamada sınıflandırılabilir. b. Seashore’nin Görüşü Beceri, bir eylemin yerine getirilmesinde yeterlilik derecesi olarak kabul edilir. Ayrıca tüm beceriler bütün vücudun devinimini salt büyük veya küçük kas sisteminden daha fazla yapısında bulundurur. İsveç kökenli Amerikalı Psikolog Carl Emil Seashore (1866- 1949), ayrıca kinetik becerilerin hız, güç, stabilite veya hassasiyet olmak üzere üç bileşene sahip olduğunu belirtmektedir. c. Mager ve Beach’ın Görüşü Mager ve Beach, beceri performansının bileşenlerini açıklamışlar ve ayırt etme, anımsama, fiziksel ve sözel hareket şeklinde bölümlere ayırmışlardır.51 50 Tu‘ayme, el-Mehârâtü’l-lugaviyye, 29-30. 51 Câbir Abdülhamid ve dğr., Mehârâtü’t-tedrîs (Beyrut: Dâru’n-Nahdati’l-‘Arabiyye, 1994), 71. 19 Yukarıdaki bilgilere dayanarak, insana ilişkin durumlardan etkilenmesi bakımından dil becerilerinin içeriğini üç bölümde değerlendirmek mümkündür: 1. Zihinsel bilişsel yönle ilgili bölüm. 2. Hassas duygusal yönle ilgili bölüm. 3. Psikomotor yönle ilgili bölüm.52 3. DİL BECERİLERİNİN TESPİTİ Kuşkusuz dil, birleşik yapıya sahip bölünmez bir bütündür. Dil becerilerinin farklı kısımlara ayrılmış olması bu bölünmez bütünle çelişmemektedir. Dilbilimciler dil becerilerini belirlemeye çalışırken, öğretmenlerin ve öğrencilerin işini kolaylaştırmak istemişlerdir. Onların bu çalışmaları dil öğretimi alanını düzenleyen ilke ve kuralların ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bu çalışmaların amaçları şu şekilde özetlenebilir.53 a. Müfredatı yazanlara yardımcı olmak. b. Öğrencilerin dil düzeylerinin değerlendirilmesi. c. Öğretmene öğrencilerinin problemlerini teşhis etme, eksiklerini bilme, bunlar için çözüm üretme ve öğrencilere ders hazırlama konularında yardımcı olmak ve böylece öğrencilerin deneyim kazanması gereken becerilere odaklanmak. Dil becerileri bilim adamları tarafından belirlenmesine rağmen, bu becerilerden her birinin, ikincisi için bir giriş ve temel mahiyetinde iç içe olup birbirini tamamladığını söylemek mümkündür. 4. DİNLEME BECERİSİ Beceriyi genel olarak tanımladıktan ve dil becerilerini belirledikten sonra, dinleme becerisine geçelim. Çünkü dinleme becerisini tanımlayıp doğasını belirtmek, önemini açıklamak, boyutlarından bahsetmek ve bu etkileşimli beceriden bahsederken tekrarlanan terimleri açıklamak konunun anlaşılması açısından faydalı olacaktır. Dinleme becerisi; ses birimleri, sözcükler ve sözdizimsel yapıların yanı sıra dinleyicinin beklentileri, durumu, bağlamı, bilişsel arka planı ve ortaya konulan konunun rolü de dâhil 52 Tu‘ayme, el-Mehârâtü’l-lugaviyye, 33. 53 Tu‘ayme, el-Mehârâtü’l-lugaviyye, 33. 20 olmak üzere genellikle sesli konuşmayı anlama süreci manasına gelir. Daha sonra bu süreç, öğrencinin sesli metnin fikirlerini anlamak için gerçekleştirdiği çeşitli işlemleri içerir. Bunlar daha sonra bahsedeceğimiz artan (yükselen) ve azalan (alçalan) süreçlerdir.54 Dinleme becerisi; temel olarak odaklanılacak sesleri kulakla almak, ardından bu fonetik sembolleri analiz edip zihin tarafından fikir ve bilgilere dönüştürmekle başlayan bir süreçtir. Daha sonra analiz edilen bu fikirlerle etkileşim, onları red veya kabul etme süreci başlar. Duyduğumuzu reddetme veya kabul etme, anlama ve dinleme becerilerinin daha önce de belirtildiği gibi dil üzerinde fonksiyonel kontrolü sağlama bakımından sahip olduğu önem itibariyle Arapçayı öğrenmek isteyenlerin, öğrenmeye başlamakla birlikte pratik yapmaları gereken eksiksiz iki dil becerisi oldukları anlaşılmaktadır. Dinleme ve anlamanın bütünleştirilmesi, bizi üzerinde çokça çalışılan acil bir soru ile karşı karşıya getiriyor: Doğru dinleme ile ne kastedilmektedir? Bu soruya, Mahmud Kâmil en-Nâka’nın şu sözüyle cevap vermek uygun olacaktır: “Dinlemekten maksat duymak değil, insât yani kulak vererek dinlemektir. Sınıftaki öğrenci öğretmenin karşısındayken onun sesine dikkat eder, konuşmasını ve direktiflerini takip eder. Anlattıklarını anlayıp kavramak, yorumlamak ve eleştiri yapmak istediği için öğretmenini dinler. Bu nedenle kulak verme, anlama, kavrama, yorumlama ve eleştiri yapma anlamını ifade etmek için istimâ ( اِسْتمِاع) kelimesi kullanılır.”55 Dinleme becerisi kavramına ışık tutmaya çalıştıktan sonra, bu hususta yapılan bazı açıklama ve tanımlamalara yer vermek konunun netlik kazanması açısından yararlı olacaktır. en-Nâka’nın dinleme becerisini tanımladığı açıklamasından çok uzaklaşmayan Ahmed Madkûr’un tanımıyla başlıyoruz: “Semâ (işitme), kulağın fizyolojisine ve ses titreşimlerini alma yeteneğine bağlı olan basit bir süreçtir. Dinleme ise; algılamak, anlamak, analiz etmek, yorumlamak, uygulamak, eleştirmek ve değerlendirmektir.”56 54 Ahmed er-Ruhbân ve dğr., Delîl tatbîkî li mu‘allimi’l-lugati’l ‘Arabiyye li’n-nâtikîne bi gayrihâ (Tecârib fi’l-meydân) (İstanbul: Akdem, 2015), 104. 55 Mahmûd Kâmil en-Nâka, Ta‘lîmü’l-lugati’l-‘Arabiyye li’n-nâtıkîne bi lugât uhrâ (Mekke: Câmi‘atü Ümmi’l-Kurâ, 1985), 122. 56 Ali Ahmed Medkûr, Tedrîsü fünûni’l-lugati’l-‘Arabiyye (Kahire: Dâru’l-Fikri’l-‘Arabî, 2006), 84. 21 Salâh Abdülmecîd el-Arabî’ye göre; “Öğrenenin dinleme ve anlama yetkinliği için en uygun ölçüt, konuşmacının amaçladığı anlama herhangi bir fazlalık, eksiklik veya çarpıtma olmaksızın ulaşacak şekilde dilsel kodları deşifre edebilmesidir.”57 Fâdıl Fethî’ye göre istimâ (dinleme); “Herhangi bir işitsel materyali anlamak, analiz edebilmek, kavrayabilmek, eleştiri yeteneği elde etmek ve dinleyiciden istenirse onun hakkında fikir belirtmek amacıyla bilinçli olarak almaktır.”58 Mahmûd Muhammed es-Seyyid de dinleme becerisini kulak verme, anlama ve yorumlama şeklinde tanımlar.59 Bazı bilim adamları istimâ (dinleme) ile insât (kulak verme) arasında bir ayırım yapmış ve şöyle demişlerdir: “İcrâ edilme ve mekanizma bakımından her ne kadar istimâyla insât aynı olsalar da; insât eylemindeki konsantrasyon, istimâdakinden daha yüksektir. İnsât, bir kişinin belirli bir amaç veya hedef için duyduklarına dikkatini yoğunlaştırmasıdır.”60 Bu görüş yeni olmayıp eski âlimlerimiz tarafından daha önce de dile getirilmiştir. Nitekim onlar insât eyleminin, istimâdan daha üstün olduğu doktrinini benimsemiş ve insâtın sessizlikle birleşmiş istimâ ile aynı şey olduğunu belirtmişlerdir. Yüce Allah’ın “Kur’ân okunduğu zaman onu dinleyin ve sessiz durun ki rahmete nâil olasınız”61 ayeti de bu görüşü desteklemektedir. Ayetin tefsirinde insâtın, konuşmaksızın dinlemek olduğu söylenmiştir.62 Alimler, semânın (işitme) tanımı konusunda farklı görüşlere sahip olmayıp “doğuştan geldiği için özel bir beceri ve öğrenme gerektirmeyen işlevsel bir süreç” olduğunu söylemişlerdir.63 Yukarıda bahsedilen bilgilere dayanarak şu sonuca varılabilir: Semâ, kişinin işitme duyusu sağlam ise doğuştan gelen bir süreçtir. İstimâ ve insât ise eğitim ve yüksek derecede bir konsantrasyon gerektirir. Bu ikisi arasındaki fark ise, insâta sessizliğin eşlik 57 Salâh Abdülmecîd el-‘Arabî, Te‘allümü’l-lugâti’l-hayye ve ta‘lîmühâ (Beyrut: Mektebetü Lübnan, 1981), 65. 58 Fâdıl Fethî - Muhammed Vâlî, Tedrîsü’l-lugati’l-‘Arabiyye fî’l-merhaleti’l-ibtidâiyye -Turukuhu, esâlîbühü, kadâyâhu- (Cidde: Dâru’l-Endelüsi’l-Hadrâ, 1998), 143. 59 Mahmûd Ahmed es-Seyyid, Fî tarâikı tedrîsi’l-lugati’l-‘Arabiyye (Dımaşk: Menşûrâtü Câmi‘ati Dımaşk, 1997), 305. 60 Rüşdî Tu‘ayme, el-Merci‘ fî ta‘lîmi’l-lugati’l-‘Arabiyye li’n-nâtıkîne bi lugât uhrâ (Mekke: Menşûrâtü Câmi‘ati Ümmi’l-Kurâ, 1986), 419. 61 el-A‘râf 7/204. 62 Muhammed et-Tâhir b. ‘Âşûr, Tefsîru’t-tahrîr ve’t-tenvîr (Tunus: ed-Dâru’t-Tûnusiyye, 1984), 9/239. 63 Ebû Bekr Abdullâh Şu‘ayb, el-Mehârâtü’l-lugaviyye (Mefhûmühâ, ehdâfühâ, turuku tedrîsihâ), (es- Su‘ûdiyye: Mektebetü’l-Mütenebbî, 2014), 290. 22 etmesi gerektiğidir. Buna göre dinleme becerisi, duyulan mesaj üzerine kurulan yorum ve yargının kendisine dayandığı doğru anlamı elde etmek amacıyla dinlemektir. Yani istimâ, anlaşılmak istenen ses ve sözcüklerin toplanmasıyla başlayan, bu ses ve sözcükleri çözümleme aşamasından geçen, bu verilerle etkileşim aşamasıyla biten ve üzerinde olumlu ya da olumsuz yargıda bulunulan bir süreçtir. 4.1. Dinleme Becerisinin Doğası Yapılan tüm tanımlarda bilim adamları dinleme becerisinin, işitilebilir sembolleri doğal biçimlerinde anlama süreci olduğu konusunda hemfikirdir. Yani dinleme becerisi, duyduklarının anlamını alıntılama ve anlama sürecidir. Mahmud Kâmil en-Nâka’nın görüşlerine dayanarak dinleme sürecinin doğasını ayırt eden en önemli özellikleri şu şekilde sıralamak mümkündür.64 a. Sembollerin anlaşılmasındaki hız Becerinin doğasını ve onu diğer dil becerilerinden ayıran en önemli şey budur. Çünkü gerçek dilsel iletişim durumları tekrarlanmamaktadır. b. Odaklanma yeteneği Bu özellik olmadan dinleme süreci başarısız olur. Kanadalı ve Amerikalı filolog David Russell (1869-1933), dinleme ile okumayı karşılaştırarak görmenin işitmeye, gözlemin dinlemeye ve okumanın insâta tekabül ettiğini belirtmektedir. Bu duruma bir kişinin trenin sesini ya da sokağın gürültüsünü geçici olarak duyduğunu ancak şarkı, film ve haberleri aktif bir şekilde dinlediği örnek olarak verilebilir. Aynı şekilde öğrencinin, ders ortamında öğretmeni can kulağıyla dinlediği, onun ağzından çıkan her kelimeye, harfe ve fısıltıya odaklandığı görülür. Çünkü derste anlatılanı anlamak, analiz etmek ve yorumlamak zorundadır. Yani duyulan şeyi tam farkındalıkla duyma, kulak vererek dinlemenin ön şartıdır. c. Psişik bir eylem olarak istimâ İstimâ, psişik bir eylemdir. Çünkü -daha önce de bahsedildiği gibi- istimâ eylemi fıtrîdir. Dinleme becerisi ise pratikle kazanılabilmektedir. 64 en-Nâka, Ta‘lîmü’l-lugati’l-‘Arabiyye li’n-nâtıkîne bi lugât uhrâ, 122-123. 23 d. Güdümlü bir eylem olarak istimâ Dinleme becerisi sayesinde hem temel hem küçük ayrıntılar yakalanır; konuşulan şeyin anlamı tahmin edilmeye, konuşmada bağlantı kurulmaya ve özet çıkarılmaya çalışılır. Ayrıca dinleyici nezdinde yüksek düzeyde dikkat, konsantrasyon ve bilişsel yetenek gerektiren birçok küçük beceri yine dinleme becerisi sayesinde kazanılmaktadır. e. İstimâ sürecinin kolay olmaması Dinleme süreci psikolojik ve fiziksel yetenek gerektirir. Ayrıca insanlar dinleme eylemini gerçekleştirme açısından eşit olmayıp yetkinlikleri bu konuda farklılık gösterir. Bu yüzden, bir şeyi dinledikten sonra onu anlama derecesi dinleyiciler arasında değişir. Birçok araştırma, kişinin duyduğu her şeyi hafızasında saklamadığını, hafızaya aldıklarını da istediği zaman geri getiremeyeceğini göstermiştir.65 Yapılan bu açıklamalardan, boyutları ve özellikleri yönünden dinleme becerisinin yapısı anlaşılmaktadır. Dinleme becerisi sadece dinleyiciyle değil, mesajın göndericisiyle, konuşulan metinle ve mesajın geldiği bağlamla da ilgilidir. Bazen mesajı veren kişi, dinleyicinin dinleme becerisini etkileyen ses hataları yapabilir. Aynı şekilde dinleyicinin dinleme becerisinde büyük rol oynayan psikolojik durumu da dinleme becerisini etkileyebilir. Bazen de konu dinleyicinin bilişsel sistemiyle uyuşur. Bizler, dinleme becerisinin doğasının dilin doğal kullanımını gerektirdiği kanaatindeyiz. Bu nedenle, bu becerinin etkili bir şekilde geliştirilmesi isteniyorsa öğrencinin, anadili olarak bilinen konulara hitap eden ve hedef dilde normal konuşma ritmini kullanan çok sayıda ve çeşitli konuşma durumlarına maruz bırakılması gerekmektedir. 4.2. Dinleme Becerisinin Önemi Dil öğretim ve öğrenim teorileri, dil ediniminin en önemli yöntemleri konusunda ihtilaf ederken; dinleme becerisinin dil öğrenimindeki öncü rolü hususunda ittifak etmişlerdir. Ayrıca -daha önce bahsettiğimiz gibi- işitmenin, oluşmaya başlayan ilk duyu olduğu, fetüsün anne karnındayken işittiği, çocuğun konuşabilmek için ilk yıllarını terkip ve kelimeleri dinleyerek ve ezberleyerek geçirdiği, sağır bir çocuğun konuşamayacağının ve bu durumun dinleme becerisinin dil öğrenmenin en önemli menfezi olduğunun en iyi kanıtı olduğu konularında da ittifak etmişlerdir. Hatta ister çocuk ister yetişkin olsun, 65 en-Nâka, Ta‘lîmü’l-lugati’l-‘Arabiyye li’n-nâtıkîne bi lugât uhrâ, 123. 24 anadilini veya herhangi bir yeni yabancı dili öğrenen her kişinin bu beceriyle başlaması gerekir. Çünkü o, dil öğrenmek isteyenlerin hedef dile nüfuz etmelerini sağlayan ilk giriş kapısıdır. Nitekim İbn Haldun Mukaddime’sinde “İşitme yeteneklerin babasıdır” demiştir.66 Bu görüş, eski bilginlerimizin dil ediniminde dinlemenin rolüne olan inançlarının boyutunu ifade etmektedir. Onların dinleme becerisine vermiş oldukları büyük önemi gösteren çok sayıdaki sözlerden birisi “İyi konuşmayı öğrenmeden önce iyi dinlemeyi öğren, çünkü işitip anlamaya konuşmaktan daha çok ihtiyacın var”67 şeklindedir. Bu sözden de ilim yolundaki ilk adımın susmak, ikinci adımın da dinlemek olduğu anlaşılmaktadır. Dinleme becerisi ile ana dil veya hedef dili edinimi arasında güçlü bir ilişki vardır. O halde “Kişinin dili öğrenmesini sağlayan şey işitme duyusudur”68 diyebiliriz. Bu nedenle, dil becerilerinin geri kalanına hâkim olmak, dinleme becerisini etkinleştirmeye ve dil öğrenmek isteyenlerin hedef dili dinlemeye mümkün olduğunca çok fazla maruz kalmasına bağlıdır. Rüşdî Tuayme pek çok araştırmanın ortaya koyduğu “Ortalama bir kişi dinleme eylemi için okumaya nazaran üç kat zaman harcamaktadır. Uyanık olduğu saatlerin %70’ini sözel etkinlikle geçiren bireyde bu etkinliğin yüzdelik dağılımı, %11 yazma, %15 okuma, %32 konuşma, %42 dinleme şeklindedir.69 Amerikalı dilbilimci Carine Feyten, bir çalışmasında dinlemenin öğrenme sürecinin merkezi olduğunu belirtmiş ve “İletişim için harcadığımız zamanın %45’inden fazlasını dinlemekle, %30’unu konuşmak, %16’sını okumak ve %9’unu da yazmakla geçiririz” demiştir.70 Bu oranlardan dinleme ve konuşma becerilerinin bariz rolü anlaşılmaktadır. Aslında bu durum şaşırtıcı değildir. Çünkü dil, özünde sözel bir olgudur.71 Bu da bizi, dinleme becerisinin öneminin dilden kaynaklandığına dair doğal bir sonuca götürmektedir. Buna göre, dinlediğini anlama, birçok araştırmada doğrulandığı gibi, dört dil becerisinden en önemlisi olarak kabul edilmektedir. Çünkü iyi bir dinleyici değilseniz iyi konuşamazsınız. 66 Abdurrahman Muhammed b. Haldûn, el-Mukaddime, thk. Abdullah Muhammed ed-Derviş, (Dımaşk: Dâru Ya‘rub, 2004), 2/368. 67 Ali el-Cambolâtî - Ebu’l-Futûh, el-Usûlü’l-hadîse li tedrîsi’l-lugati’l-‘Arabiyye ve’t-terbiyeti’d-dîniyye (Kahire: Dâru’n-Nahda, 1984), 56. 68 Cemâl Muhammed el-Hatîb - Munâ Subhî el-Hadîdî, el-Medhal ile’t-terbiyeti’l-hâssa (Ammân: Dâru’l- Fikr, 2009), 317. 69 Tu‘ayme, el-Merci‘ fî ta‘lîmi’l-lugati’l-‘Arabiyye, 416. 70 Feyten, The Power of Listening Ability, The Modern Language Journal, 174. 71 Cum‘a Seyyid Yûsuf, Saykûlûciyyetü’l-luga ve’l-maradi’l-aklî (Kuveyt: Âlemü’l-Ma‘rifeti’l- Kuveytiyye, Ocak 1994), Sayı: 145, s. 24. 25 Okuma ve yazma becerilerine hâkim olmanız da dinleme yeteneğinize bağlıdır. Bu konuyu, dinleme becerisinin diğer becerilerle olan ilişkisi bölümünde daha ayrıntılı olarak ele alacağız. Mahmud en-Nâka, dinleme becerisinin önemiyle ilgili olarak bu becerinin, hedef dili konuşan kişiye güven verdiğine işaret ederek temel bir noktaya dikkat çekmektedir. Arapça öğrenmek isteyenlerin bu dili öğrenmeye devam etmelerinin ve ustalaşmak için sabırlı olmalarının neredeyse en önemli nedeni, dinleme becerisinin kişiye verdiği bu güvendir. Arap dilinin veya herhangi bir dilin öğreniminde sabırlı olmanın ne kadar önemli olduğu bilinmektedir. Gerçek yaşamda duyduklarını anlayamama problemi, dil öğrenen kişinin bir tür gerginliğine, hayal kırıklığına, kendine ve sahip olduğu dil yeteneğine olan güvenini kaybetmesine neden olmaktadır.72 Bu da onun dili öğrenmeye devam etme arzusunu kaybetmesine ve sonuç olarak dili edinmede mutlak başarısızlığa veya eksikliğe yol açmaktadır. Mahmud en-Nâka, dil öğrenen kişinin eğitim dışı yaşam durumlarında anadili konuşanı anlama becerisine sahip olmadıkça güven duygusunun kazanılamayacağını ve bu yeteneğe erişimin dinleme eğitiminin temel amacı olduğunu vurgulamaktadır.73 Dinleme eyleminden arzulanan hedef, dil öğrenenlerin bir diyalogdaki bazı kelimeleri veya cümleleri kulak vererek dinlemeleri değil, bu diyalog aracılığıyla hedef dilin sahibi olan topluluğun kültürü ve gelenekleriyle dolu orijinal materyalleri anlamalarıdır. Suriyeli dilbilimci Muhammed el-Mübârek (1912-1982), dinleme becerisini ve bu beceriyi kullanmamızın önemini şu şekilde belirtmektedir: 1. İnsanlar, yazı ve harflerin icadından önce başkalarıyla iletişim kurmak ve haberleşmek için dinleme becerisine bağlı kalmışlardır. 2. Önceki nesillerden gelen kültürel mirasın günümüze ve sonraki nesillere aktarılması da dinleme becerisine dayalıdır. Kur’ân-ı Kerîm’de de adı geçen yok olmuş kavimlere ait şiir, hikâye ve haberlerin bu yolla nakledilmesi buna en güzel delildir. 72 en-Nâka, Ta‘lîmü’l-lugati’l-‘Arabiyye li’n-nâtıkîne bi lugât uhrâ, 121. 73 en-Nâka, Ta‘lîmü’l-lugati’l-‘Arabiyye li’n-nâtıkîne bi lugât uhrâ, 122. 26 3. Çocukların dinleme süreci olmadan dil öğrenmeleri mümkün değildir. Dinleme eylemi sayesinde çocuklar hem dilsel hem de bilişsel olarak gelişmekte; kelime, terkip ve terminoloji açısından dil zenginlikleri artmaktadır. 4. Dinleme eyleminin, öğrencinin akademik düzeyinin yükseltilmesinde önemli bir rolü mevcuttur. İyi dinlemeyen iyi konuşamaz, okuyamaz ve yazamaz. Hatta diğer akademik konulardaki seviyesi de azalır. Çünkü genel olarak eğitim başarısı, iyi anlama ve idrakle birleşik olan iyi dinlemeye bağlıdır.74 Çağımızda, dinlemeye olan büyük ihtiyaç ve bu eylemin sahip olduğu değer net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Nitekim günümüzde, yeryüzünde neredeyse hiçbir insanın ayrı kalmadığı görsel ve işitsel iletişim araçları hızla çoğalmış, artık bu büyük gelişmeye yeni algı ve kanaatlerle uyum sağlama gereksinimi artmıştır. Araştırmacılar, dijital devrimden sonra araştırmalarını, özellikle dillerin edinimi ve bilimin kazanılması konusunda bu becerinin sağladığı büyük hizmetler üzerinde yoğunlaştırmaya çalışmışlar; dinlediğini anlamanın önemi üzerine gerçekleştirdikleri uzun araştırmalardan sonra, dinleme yoluyla dil öğrenme yaklaşımına ulaşmışlardır. Bu da istîâbî yaklaşım (comprehension approach) diye adlandırılmıştır. Bu yaklaşım, öğrencilere dinlediklerini anlamaları için bir alışma dönemi vermenin önemine odaklanır. Bu durum onların hedef dili doğal bir şekilde öğrenmelerine yardımcı olur. Ayrıca bu yaklaşımda konuşmayı geciktirmenin ve dinlemeye odaklanmanın birçok faydasından bahsedilmiştir. Bunlardan bazılarını şu şekilde sıralamak mümkündür: 1. Bilişsel Fayda: Öğrencinin aynı anda iki beceriye odaklanması pek olası olmadığı için birine odaklanması, dili edinmesini daha mümkün kılar. 2. Öğrenci, dinleyerek iyi bir miktarda dil edinebilir. Çünkü zihnin bilgiyi kabulü, konuşma ve yazma gibi üretken olarak adlandırılan bilgiyi üretmeye başlamasından daha hızlı gerçekleşmektedir. 3. Eğitim süreçlerindeki dinleme etkinliklerinden gerçek iletişimsel dinlemeye hızlı geçiş kolaylığı. Bu sâik, öğrencilerin dili öğrenmeye devam etme isteklerini artırmaktadır. 74 Sa‘d Muhammed er-Raşîdî - Semîr Yûnus Ahmed, et-Tedrîsü’l-‘âmm ve tedrîsü’l-lugati’l-‘Arabiyye (Kuveyt: Mektebetü’l-Felâh, 1999), 131. 27 Çünkü onları motive eden, dil gelişimi konusundaki kararlılıklarını ve isteklerini artıran hızlı ve somut dilsel sonuçlar verir. 4. Özgüven Duygusu: Öğrencileri korku ve utangaçlıktan alıkoyar. Çünkü dinleme etkinlikleri, dil ile iştigal edip dili konuşma esnasında oluşabilecek heyecanı azaltır. 5. Kuşkusuz dinleme etkinlikleri, kayıtları dinleyerek kendi kendine öğrenme için oldukça uygundur.75 Dinleme becerisinin önemini vurgulamanın yanı sıra dil öğrenimi için başarılı ve önemli erken dinleme fırsatları sağlamak için teknolojilerin geliştirilmesi ihtiyacına dikkat çekmek amacıyla istîâbî (anlama dayalı) yaklaşımın dil öğrenimindeki etkisinden bilinçli olarak bahsettiğimizi belirtmeliyiz. Dinleme becerisi öğrencinin çevresindeki insanlarla iletişim kurduğu araçtır. Bunun yanı sıra, çevre hakkında bilgi edinmek ya da çevreyle etkileşim kurmanın yoludur. Söz konusu dinleme becerisi bir yandan konuşanlar, diğer yandan da dinleyiciler arasında dilsel iletişimi kolaylaştırmaktadır. Bizleri kuşatan çevreyi etkilemek ve onunla etkileşimde bulunmak açısından bu konunun önemi herkesçe bilinmektedir.76 Dinleme, “Bir kişinin yaşamının ilk evrelerinde başkalarıyla iletişim kurduğu ve bu sayede kelime hazinesi edindiği, cümle ve yapı kalıplarını öğrendiği, fikir ve kavramları aldığı, bu sayede de başka beceriler kazandığı bir araçtır.”77 Özetle şunu söyleyebiliriz: Dinleme olmadan hayat olmaz. Çünkü o, bilgiye ve tüm dünyaya açılan penceremizdir. Bizler, bu beceriye hak ettiği değerin verilmesi ve yukarıda bahsettiğimiz birçok nedenden dolayı modern müfredatın ekseni haline getirilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Modern müfredatın telifi esnasında, dinleme ve konuşma becerileri arasındaki kombinasyonun gözetilmesi gerekmektedir. Çünkü bu iki beceri neredeyse ayrılmaz bir bütündür. Bunlardan birincisi alımlama, ikincisi ise üretim becerisi olup aralarındaki bu kombinasyon sayesinde, hedef dili öğrenme ve onu kullanmaya başlama hızıyla okuduğunu anlama yüzdesi artmaktadır. 75 I.S.P. Nation – J. Newton, Teaching ESL/EFL Listening and speaking, (New York – London: Routledge Taylor&Francis Group, 2009) 38-39. 76 Muhammed b. İsmâîl, el-‘Arabiyye li gayri’n-nâtıkîne bihâ, tkd: Müncî eş-Şamlî, (Tunus: Menşûrâtü’l- Ma‘hedi’l-Kavmî li ‘Ulûmi’t-Terbiye, 1983), 23. 77 Ömer es-Sıddîk Abdullah, Ta‘lîmü mehârati’l-istimâ‘ li’n-nâtıkîne bi gayrihâ (Sûdan: Ma‘hedü’l- Lugati’l-‘Arabiyye, Câmi‘atü İfrîkıyâ el-Âlemiyye, 2005), Sayı 2, s. 225-226. 28 4.3. Dinleme Becerisinin Diğer Dil Becerileriyle İlişkisi Öğrenci, dil ile doğal bir şekilde iştigal ettiğinde dil becerileri birbirleriyle bütünleşmekte ve harmanlanmaktadır. Dinleme becerisi, dil ediniminde öncü bir role sahip olduğundan, diğer dil becerilerini geliştirmenin de en önemli yoludur. Dinleme ile diğer beceriler arasında güçlü bir ilişki vardır. Geri kalan becerilerin kazanılması, dinleme becerisine ve bu becerinin dilin ediniminden sonra öğrenciye sağladığı şeye bağlıdır dersek abartmış olmayız. Bu nedenle en önemli ve güçlü ilişki olan dinleme ve konuşma becerisinden başlayalım. 4.3.1. Dinleme ve Konuşma Becerisi Arasındaki İlişki Dil yoluyla iletişim iki temel aktivite olan dinleme ve konuşmayla78 gerçekleştiğinden, iki beceri büyük ölçüde iç içe gi