T.C. BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İSLAM TARİHİ VE SANATLARI ANA BİLİM DALI TÜRK İSLAM EDEBİYATI BİLİM DALI HAYLÎ AHMED ÇELEBİ DİVANINDAN SEÇME ŞİİRLER (TRANSKRİPSİYONLU METİN) YÜKSEK Lİ SANS TEZİ Seher Zeynep YILMAZ BURSA- 2023 T.C. BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İSLAM TARİHİ VE SANATLARI ANA BİLİM DALI TÜRK İSLAM EDEBİYATI BİLİM DALI HAYLÎ AHMED ÇELEBİ DİVANINDAN SEÇME ŞİİRLER (TRANSKRİPSİYONLU METİN) YÜKSEK LİSANS TEZİ Seher Zeynep YILMAZ Danışman: PROF. DR. Bilal KEMİKLİ BURSA- 2023 TEZ ONAY SAYFASI T. C. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE İslam Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı, Türk-İslam Edebîyatı Bilim Dalı’nda 702022019 numaralı Seher Zeynep YILMAZ’ın hazırladığı “Haylî Ahmed Çelebi Divanından Seçme Şiirler (Transkripsiyonlu Metin)” konulu Yüksek Lisans Tezi ile ilgili tez savunma sınavı...../...../ .... günü ……… -………..saatleri arasında yapılmış, sorulan sorulara alınan cevaplar sonunda adayın tezinin/çalışmasının …………………………..….. (başarılı/başarısız) olduğuna………………………………(oybirliği/oy çokluğu) ile karar verilmiştir. Üye (Tez Danışmanı ve Sınav Komisyonu Başkanı) Prof. Dr. Bilal KEMİKLİ Bursa Uludağ Üniversitesi Üye Üye Prof. Dr. Ali YILMAZ Dr. Öğr. Üyesi Ali İhsan AKÇAY Uşak Üniversitesi Bursa Uludağ Üniversitesi YEMİN METNİ Yüksek Lisans tezi olarak sunduğum “Haylî Ahmed Çelebi Divanından Seçme Şiirler (Transkripsiyonlu Metin)” başlıklı çalışmanın bilimsel araştırma, yazma ve etik kurallarına uygun olarak tarafımdan yazıldığına ve tezde yapılan bütün alıntıların kaynaklarının usulüne uygun olarak gösteri ldiğine, tezimde intihal ürünü cümle veya paragraflar bulunmadığına şerefim üzerine yemin ederim. Tarih ve İmza Adı Soyadı: Seher Zeynep YILMAZ Öğrenci No: 702022019 Anabilim Dalı: İslam Tarihi ve Sanatları Programı: Türk İslam Edebîyatı Tezin Türü: Yüksek Lisans SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS İNTİHAL YAZILIM RAPORU BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İSLAM TARİHİ ve SANATLARI ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI’NA Tarih:13/07/2023 Tez Başlığı / Konusu: “HAYLÎ AHMED ÇELEBİ DİVANINDAN SEÇME ŞİİRLER (TRANSKRİPSİYONLU METİN)” Yukarıda başlığı gösterilen tez çalışmamın a) Kapak sayfası, b) Giriş, c) Ana bölümler ve d) Sonuç kısımlarından oluşan toplam 200 sayfalık kısmına ilişkin, 13/07/2023 tarihinde şahsım tarafından Turnitin adlı intihal tespit programından (Turnitin)* aşağıda belirtilen filtrelemeler uygulanarak alınmış olan özgünlük raporuna göre, tezimin benzerlik oranı % 16‘tür. Uygulanan filtrelemeler: 1- Kaynakça hariç 2- Alıntılar hariç/dahil 3- 5 kelimeden daha az örtüşme içeren metin kısımları hariç Bursa Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tez Çalışması Özgünlük Raporu Alınması ve Kullanılması Uygulama Esasları’nı inceledim ve bu Uygulama Esasları’nda belirtilen azami benzerlik oranlarına göre tez çalışmamın herhangi bir intihal içermediğini; aksinin tespit edileceği muhtemel durumda doğabilecek her türlü hukuki sorumluluğu kabul ettiğimi ve yukarıda vermiş olduğum bilgilerin doğru olduğunu beyan ederim. Gereğini saygılarımla arz ederim. Tarih ve İmza Adı Soyadı: Seher Zeynep Yılmaz Öğrenci No: 702022019 Anabilim Dalı: İslam Tarihi ve Sanatları Programı: Türk İslam Edebîyatı Statüsü: Yüksek Lisans Danışman Prof. Dr. Bilal KEMİKLİ ÖZET Yazar Adı ve Soyadı : Seher Zeynep YILMAZ Üniversite : Bursa Uludağ Üniversitesi Enstitü : Sosyal Bilimler Enstitüsü Anabilim Dalı : İslam Tarihi ve Sanatları Bilim Dalı : Türk İslam Edebiyatı Tezin Niteliği : Yüksek Lisans Tezi Mezuniyet Tarihi : … / … / 2023 Tez Danışman(lar)ı : Prof. Dr. Bilal KEMİKLİ HAYLÎ AHMED ÇELEBİ DİVANINDAN SEÇME ŞİİRLER (TRANSKRİPSİYONLU METİN) Bu çalışmada XVII. yüzyılda yaşamış, ilmî yönü ve şairliğiyle edebîyat dünyamızda yer edinmiş olan Haylî Ahmed Çelebi’nin Dîvânı incelemeye tâbi tutulmuştur. Eserin tespit edebildiğimiz tek nüshası Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi Türkçe Yazmalar Kataloğu, Fehmi Ethem Karatay Koleksiyonu’nda Bağdat 164 numarasıyla kayıtlı bulunmaktadır. Elimizde bulunan gayr-ı mürettep Dîvân incelendiğinde şairin klasik Türk edebiyatında kullanılan birçok nazım şekliyle şiir yazdığı görülür. Yazma içerisinde Haylî’ye ait şiirlerin yanında başka şairlere ait şiirler ve mensur parçalar da yer almaktadır. Çalışma üç temel bölümden müteşekkildir. İlk olarak XVII. asrın siyasî ve edebî dokusundan bahsedilerek çalışmaya girizgâh yapılmıştır. Birinci bölümde Dîvânın müellifi Haylî Ahmed Çelebi’nin hayatı ve edebî kişiliğine değinilmiştir. İkinci bölümde ise sırasıyla nüsha tavsifi, Dîvânın tertibi, nazım şekilleri ve türleri, kullanılan vezinler, kâfiye ve redif unsurları, dil ve üslup özellikleri, kullanılan edebî sanatlar, başlıklar halinde incelenmiştir. Üçüncü bölümde ise metin kurulurken izlenen yöntem ifade edildikten sonra tezimize konu olan şiirler çeviriyazıya aktarılmıştır. Çalışmanın temel gayesi, Haylî Ahmed Çelebi’nin hayatı, edebî kişiliği, eserleri ve Dîvânından seçme şiirlerin çeviriyazıya aktarımıyla müstakil bir eser ortaya koyarak şairi akademik sahaya tanıtmaktır. Anahtar Kelimeler: Haylî Ahmed Çelebi, Dîvân Edebîyatı, Şair, Transkripsiyon vi ABSTRACT Name and Surname : Seher Zeynep YILMAZ University : Bursa Uludag University Institution : Social Science Institution Field : Islamic History and Arts Branch : Turkish Islamic Literature Degree Awarded : Master Degree Date : … / … / 2023 Supervisor/s : Prof. Dr. Bilal KEMİKLİ SELECTED POEMS FROM HAYLÎ AHMED ÇELEBİ'S DİVAN (TRANSCRIBED TEXT) In this study, the Divan (collection of poems) of Hayli Ahmed Çelebi, who lived in the 17th century and made a name for himself in the literary world with his scholarly contributions and poetic talent, is subjected to examination. The only known copy of the work that we were able to identify is cataloged as number 164 in the Topkapi Palace Museum Library Turkish Manuscripts Catalog, Fehmi Ethem Karatay Collection, located in Baghdad. When we examine the incomplete Divan we have, it becomes evident that the poet used various poetic forms commonly employed in classical Turkish literature. In addition to poems by Hayli, the manuscript also contains poems by other poets and prose passages. The study is divided into three main sections. Firstly, an introduction is provided by discussing the political and literary context of the 17th century. In the first section, the life and literary personality of the author of the Divan, Hayli Ahmed Çelebi, are discussed. In the second section, the manuscript's classification, the arrangement of the Divan, types and forms of poetry, meters used, rhyme and refrain elements, language and stylistic features, literary devices employed, are all examined in sections. In the third section, after explaining the method followed in establishing the text, the selected poems relevant to our thesis are translated into prose. The main aim of this study is to introduce the poet Hayli Ahmed Çelebi to the academic field by presenting a comprehensive work on his life, literary personality, works, and a selection of poems from his Divan in translation. "Keywords: Haylî Ahmed Çelebi, Dîvân Literature, Poet, Transcription" vii ÖNSÖZ Olmaķ istersen andelîb-i sühan Haylî'den başla gel gülistâna Klasik metinler Türk edebîyatının asırlık mirasını kapsayan ve geleceğe uzanan sağlam kökleridir. Kültürel birikimimize sahip çıkmak düşüncesiyle ulaştığımız ve üzerine çalıştığımız her metin, edebî kültürümüzün zenginleşmesine ve nesiller arası aktarılmasına katkı sağlayacaktır. Edebîyatımız içerisinde yegâne bir konuma sahip olan Dîvânlar, Klasik Türk Edebîyatını oluşturan temel yapı taşlarındandır. Şairler bir Dîvân oluşturarak tarihe adlarını yazdırmak ve bu sayede şiirlerinin yüzyıllar boyunca okunmasını istemektedirler. Çalışmaya konu olan Haylî Dîvânı da bu görkemli geleneğin taşıyıcı metinlerinden bir tanesidir. XVII. yüzyıl şairlerinden olan Haylî Ahmed Çelebi Dîvânının kaynaklarda, bilinen tek nüshası bulunmaktadır. 73 varaktan oluşan yazmanın içerisinde yer alan gayr- ı müretteb Dîvânın yanı sıra 7a, 8b, 10a-11b ve 54b- 67b sayfaları arasında mensur bölümler de yer almaktadır. Şiirler beyaza çekilmemiş olduğundan müretteb bir divan olarak terakki edilemez. Yazının zaman içerisinde yıpranması, okunmayan, üzeri çizilmiş kelimelerin olması şiirlerin yazımında rastlanan karalamalar, yazım hataları, sonradan eklenen bölümler, kararsız kalıp üzeri çizilen kelimeler sebebiyle metnin transkribe edilmesi ve incelenmesi konusunda güçlüklere sebep olmuştur. Şairin şiirlerinin yer aldığı başka bir nüshaya kaynaklarda rastlanmamıştır. Elimizdeki nüshanın ise şairin kendi el yazısı ile yazılmış olması, eserin kıymetini artıran yegâne unsurdur. Başlangıçta Dîvân’ı esas alan bir çalışma düşünülmüş fakat metni okurken yaşadığımız problemler sebebiyle seçme şiirler olarak devam etmiştir. Bu tez çalışması üç bölümde ele alınmıştır. Giriş bölümünde, şairin hayatı ve edebî şahsiyetinde önemli bir yer arz eden XVII. yüzyıl Osmanlı coğrafyasının siyasî ve kültürel yapısı ortaya konulmuştur. Yüzyılı etkisi altına alan edebî anlayış ve akımlar ile dönemin karakteristik özellikleri değerlendirilmiş ve çalışmaya girizgâh yapılmıştır. Birinci bölümde, kaynaklardan edinilen bilgiler ışığında “Haylî’nin hayatı”, “edebî kişiliği” ve “eserleri” başlıklarına yer verilmiştir. Edebî kaynaklarda bugüne kadar adından bahsedilmiş Haylî mahlasını kullanan üç şair bilinmektedir. Tez konumuzun seçiminde bu durum kritik bir noktayı oluşturmuştur. Araştırmalar neticesinde Osmanlı Müellifleri1 kitabında Haylî mahlaslı şairimize ulaşıldı. Yazma Eserler Kurumu Portalında bu isim ile iki kayıt bulunmaktadır. Birincisi na’tı ve Dîvânı olduğu belirtilen Bursalı Haylî idi. Sistemde kayıtlı olan esere ulaşıldığında yazmanın Dîvân olmadığını içerisinde farklı metinlerin, kıraat risalelerinin yer aldığı bir mecmua olduğunu tespit edildi. Bursalı Haylî üzerine yapılan araştırmalarda Ramazan Ekinci’nin “Bursalı Haylî Ahmed ve Şiirleri”2 başlıklı makalesi ile Nusret Gedik’in “Rızâyî-i Vânî (ö. XVII yy.?) Mecmû‘ası ve Haylî (ö. 1040/1630-31)” nin “Mavrav Hicviyyesi”3 yol gösterici 1 Bursalı Mehmet Tahir (hzl. Yekta Saraç), Osmanlı Müellifleri, (I.Cilt), Türkiye Bilimler Akademisi, Ankara, 2016, s. 252 2 Ramazan Ekinci, (2020). “Bursalı Haylî Ahmed Çelebi ve Şiirleri”, Journal of Turkish Language and Literature Dergisi Sayı 6, s. 356-390. 3 Nusret Gedik, (2020). “Rızâyî-i Vânî Mecmû‘ası ve Haylî’nin Mavrav Hicviyyesi”, Dîvân Edebîyatı Araştırmaları Dergisi Sayı 24, s. 195-219. viii olmuştur. Bursalı Haylî’nin Dîvânı’na henüz ulaşılmadığı, yalnızca kaynaklarda ve tezkirelerde yer alan şiirlerinin derlendiğini görmekteyiz. Bu evrelerin sonucunda Yazma Eserler Portalında yer alan ikinci Haylî mahlaslı şairimiz ve tez çalışmamıza konu olan eser Haylî Dîvânına ulaşıldı. Bu Dîvân, Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi Türkçe Yazmalar Kataloğunu hazırlayan Fehmi Ethem Karatay tarafından yanlışlıkla 1040/1630-31 yılında Bağdat’ta vefat eden Bursalı Haylî’ye ait olarak gösterilmiştir. Kayıtlarda meydana gelen karışıklığa bunun sebep olduğu düşünülmektedir. Tezimize konu olan ve Kırklarelili olarak kaydedilen şairi ve Dîvânını tanıtmak üzerine yayınlanmış ve faydalanmış olduğumuz tek çalışma Erdoğan Taştan’ın “17. Yüzyıl Şairi Haylî Çelebi ve Dîvânı4” adlı bildirisidir. Tezimizin ilk bölümünü Haylî mahlaslı şairlerin ayrımı, hayatları ve edebî şahsiyetleri ile Haylî mahlasının kelime anlamını açıklamaya ayırdık. İkinci bölümde ise sırasıyla; nüsha tavsifi, Dîvânın tertibi, nazım şekilleri ve türleri, kullanılan vezinler, kâfiye ve redif unsurları, dil ve üslup özellikleri, kullanılan edebî sanatlar başlıklar altında, şiirlerinden örnekler verilerek incelenmiştir. Örnek olarak kullanılan şiirlerin Dîvân içerisindeki yeri ve numarası dipnotta belirtilmiştir. Üçüncü bölümde, metin kurulurken izlenen yöntem ifade edildikten sonra Haylî Dîvânından seçme şiirlerin transkripsiyonlu metni verilmiştir. Beyitlerde geçen bazı kavram, mekân ve özel isimlere dair bilgiler dipnotlarda açıklanmıştır. Şiirler, şiirlerde yer alan beyitler ve bendler numaralandırılmış; eserin varak numaraları orijinal numaralandırma esas alınarak dipnot bölümünde, örneğin “4b” şeklinde gösterilmiştir. Şiirlerin başlıklarında ve bütün numaralandırmalarda kalın punto kullanılmıştır. “Elif” harfinin yazılmadığı “ile” bağlacı, bitiştiği kelime ile arasına tire (-) koyularak yazılmış, kapalı “e”ler “i” harfiyle gösterilmiştir. Anlam bakımından metinle örtüşmediğini ya da yazım hatası yapıldığını düşündüğümüz kelimeler hakkındaki kanaatlerimiz dipnotlarda belirtilmiştir. Ek kısmında ise Haylî Dîvânı’nın dijital ortamdan fotoğraflanan orijinal metni verilmiştir. Çok tanınmayan bir eserde yer alan şiirleri ilmî metotlar ile neşrederek gün yüzene çıkartıp klasik Türk edebîyatının zenginleşmesine katkı sağladığına inandığımız bu çalışmanın, bundan sonra alanla ilgili yapılacak akademik araştırmalara kaynak oluşturmasını temennî ediyoruz. Bu çalışmada, konu seçiminden nihayetine kadar desteklerini esirgemeyen, çalışma süresi boyunca katkı ve yönlendirmelerini sunan değerli danışmanım Prof. Dr. Bilal KEMİKLİ’ye, emekliliği öncesinde fakültede yetiştirdiği son öğrencilerinden olmakla müşerref olduğum çok kıymetli hocam Doç. Dr. Murat YURTSEVER’e, heyecanı ve eğitime olan tutkusuyla her zaman örnek alacağım kıymetli hocam Dr. Öğr. Üyesi Ali İhsan AKÇAY’a, kıymetli ablam Hilal Nur KILIÇ’a şükranlarımı sunuyorum. Hayatımın her aşamasında desteklerini hissettiğim, okumayı ve edebiyatı sevdiren; çok kıymetli anneme, babama, kardeşlerime ve dayım Nurullah AVCI’ya bu süreçte yanımda oldukları için çok teşekkür ediyorum. Seher Zeynep YILMAZ Bursa - 2023 4 Erdoğan Taştan, (2017). “17. Yüzyıl Şairi Haylî Çelebi ve Dîvânı”. Al-Farabi 1. Uluslararası Sosyal Bilimler Kongresi, Bildiriler Kitabı. Gaziantep, s. 746-755. ix İÇİNDEKİLER TEZ ONAY SAYFASI ................................................................................................... iii YÜKSEK LİSANS İNTİHAL YAZILIM RAPORU ................................................... v ÖZET ............................................................................................................................... vi ABSTRACT ................................................................................................................... vii ÖNSÖZ .......................................................................................................................... viii İÇİNDEKİLER ............................................................................................................... x KISALTMALAR ......................................................................................................... xiii GİRİŞ ............................................................................................................................... 1 BİRİNCİ BÖLÜM HAYLÎ, HAYATI VE EDEBİ ŞAHSİYETİ 1. HAYATI .................................................................................................................. 10 1.1. Adı ve Mahlası .................................................................................................. 10 1.2. Doğum Yeri, Yılı ve Ailesi ............................................................................... 10 1.3. Tahsili ve Mesleği ............................................................................................. 11 1.4. Eserleri .............................................................................................................. 11 1.5. Ölümü ............................................................................................................... 12 1.6. Mahlas Beyitlerinden Hareketle Kişiliğine Dair İzler ...................................... 13 1.7. Haylî Mahlaslı Şairler ....................................................................................... 13 1.7.1. Haylî Hâfızı ................................................................................................ 13 1.7.2. Bursalı Haylî .............................................................................................. 14 1.8. Edebî Şahsiyeti ................................................................................................. 16 x İKİNCİ BÖLÜM HAYLÎ DİVANI VE METİN İNCELEMESİ 2. DİVAN İNCELEME ............................................................................................... 21 2.1. Nazım Şekilleri ve Türleri ................................................................................ 21 2.1.1. Nazım Şekilleri .......................................................................................... 21 2.1.2. Nazım Türleri ............................................................................................. 22 2.1.2.1. Gazel .................................................................................................... 22 2.1.2.2. Kıt’a ..................................................................................................... 22 2.1.2.3. Kasîde .................................................................................................. 24 2.1.2.4. Tahmis ................................................................................................. 24 2.1.2.5. Müseddes ............................................................................................. 25 2.1.2.6. Terciibend ............................................................................................ 25 2.1.2.7. Rubâî.................................................................................................... 25 2.1.2.8. Nazm ................................................................................................... 26 2.1.2.9. Müfred ................................................................................................. 26 2.1.2.10. Matla .................................................................................................. 26 2.1.2.11. Tarih .................................................................................................. 26 2.2. Vezin Özellikleri ............................................................................................... 27 2.3. Kâfiye ve Redif ................................................................................................. 27 2.4. Edebî Sanatlar ................................................................................................... 28 2.4.1. Teşbih ......................................................................................................... 28 2.4.2. Leff ü Neşr ................................................................................................. 29 2.4.3. Tezad .......................................................................................................... 29 2.4.4. Tevriye ....................................................................................................... 30 2.4.5. Tenâsüp ...................................................................................................... 30 2.4.6. İstifham ...................................................................................................... 31 2.4.7. Nidâ ............................................................................................................ 31 2.4.8. Tekrîr .......................................................................................................... 31 2.4.9. İstiâre .......................................................................................................... 32 2.4.10. İktibas ....................................................................................................... 33 2.4.11. İştikâk ....................................................................................................... 33 2.5. Tasavvuf ........................................................................................................... 33 xi ÜÇÜNCÜ BÖLÜM DİVÂN-I HAYLÎ: SEÇME METİNLER 3.1. HAYLÎ DİVANI GENEL ÖZELLİKLERİ.......................................................... 37 3.2. ÇEVİRİYAZI ALFABESİ ................................................................................... 39 3.3. TRANSKRİPSİYONLU METİN ......................................................................... 40 SONUÇ ......................................................................................................................... 175 KAYNAKÇA ............................................................................................................... 177 EKLER ......................................................................................................................... 181 xii KISALTMALAR age. : Adı geçen eser agm. : Adı geçen makale a.s. : Aleyhi’s-selam bkz. : Bakınız hz. : Hazreti haz. : Hazırlayan s. : Sayfa TTK : Türk Tarih Kurumu TDK : Türk Dil Kurumu (sav.) : Sallallahu Aleyhi ve Sellem yay. : Yayınları xiii GİRİŞ 1 GİRİŞ Sanatçı içine doğduğu toplumun siyasî, sosyal ve kültürel durumundan etkilenerek eserler verir. Bu sebeple Haylî Ahmed Çelebi’nin hayatı ve edebî şahsiyetini ele almadan önce, yaşadığı devrin kısaca siyasî ve sosyal tarihini, ana hatlarıyla dönemin önemli şahsiyetlerini tanıtmak Haylî’nin sanatının oluşmasında önemli yer tutan siyasî, sosyal ve edebî şartları tanımış olmakta fayda var. XVII. yüzyıl genel olarak Türk tarihinin güçlü döneminin sona erdiği ve gerileme devrinin yaşandığı bir yüzyıldır. Daha önceki yüzyılda başlamış olan karışıklıklar, siyasî çekişmeler Türk dünyasının bütün yerleşim alanlarında kendini gösterir.5 XVII. yüzyıl, Osmanlı devletinin hayatında bir “Duraklama devri” dir. Asrın ikinci yarısında bazı yerler ele geçirilmekle beraber, devletin esas gayreti umumiyetle mevcut toprakların muhafazası hususuna tevcih edilmiştir. Gerek cemiyet ve idare hayatındaki dalgalanmalar, gerekse Avrupalılar gibi bir fikir ve sanat rönesansı yapılmaması, XVII. yüzyılda yalnızca siyasî sınırlar bakımından değil, ilim hayatı bakımından da bir duraklama devri yaşanmasına âmil olmuştur.6 Dönemin ilk yarısında duraklama çok hissedilmese de ikinci yarısından itibaren yeni topraklar kazanılamaması, eldeki toprakların kaybedilmesi, idârî açıdan bozulmaların başlaması, rüşvet ve iltimasın artması, medreselerin bozulması gibi sebeplerle duraklama toplumun her kademesinde kendini göstermeye başlamıştır. Bu dönemde padişahların çocuk yaşta tahta geçmeleri özellikle vâlide sultanların devlet işlerine müdahale etmelerine sebep olmuştur. Devlet yönetiminde yaşanan bu bozulmalar halkın devlete olan güveninin sarsılmasına yol açmıştır.7 Siyasî başarısızlıkların getirmiş olduğu otorite boşluğu sık sık padişah değişikliklerinin yaşanmasına sebep olmuş ve yüzyılın sonunda imzalanan Karlofça Antlaşması’yla Osmanlı Devleti ilk defa büyük çapta bir toprak kaybı yaşamıştır.8 5 Mine Mengi, Eski Türk Edebîyatı Tarihi (Edebîyat Tarihi-Metinler), 21. Baskı, Ankara: Akçay, 2015, s.189. 6 Mustafa Cezar, Mufassal Osmanlı Tarihi Resimli-Haritalı IV. Cilt, Ankara: TTK, 2011, s. 2308. 7 Fatma Baş, “17. Yüzyıl Dîvânlarında Köprülü Ailesinden Sadrazamlara Sunulan Kasideler”, Journal of Turkish Language and Literature, Volume 2, Winter 2016. s.36. 8 Mengi, a.g.e. s. 190. 2 İmparatorluğu içinde bulunduğu bu kötü vaziyetten kurtarmayı amaçlayan devlet yetkilileri birtakım ıslahat faaliyetlerine başlamışlardır. Özellikle Köprülüler’in bu konuda başarılı olduğu söylenebilir. Devletin uzun zamandır kötü giden vaziyetini bir anda tersine çevirmişler ve toplumda düzeni sert tedbirlerle yeniden tesis etmeye çalışmışlardır.9 Yine de bütün çabalara karşın duraklamaya engel olunamamış yüzyılın sonuna doğru Osmanlı Devleti için gerileme dönemi başlamıştır. Çalışmanın konusu olan Haylî IV. Mehmet devrinde Köprülü Fazıl Ahmet Paşa’nın, daha sonra Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın tezkirecisi oldu Dördüncü Mehmed’in üçüncü defa Edirne’ye gidişi münasebetiyle hükümdarın yanında bulunan babasının hastalanması üzerine Fazıl Ahmed Paşa da İstanbul’da kalamayarak Edirne’ye gitmiş ve sadâret kaymakamı olmuştur. Sokullu Mehmed Paşa’dan bu tarafa on seneden fazla sadrıâzamlık eden şahsiyetlerin ilki olan Fazıl Ahmed Paşa’nın 15 yıllık sadrıâzamlığının 9 senesi serdarlıkla muhârebe sahalarında geçmiştir. Babasının okur-yazar olmamasına mukâbil kendisi âlim bir kimse olan Fazıl Ahmed Paşa sadrıâzamlığı boyunca ilme ve ilim adamına kıymet vermiştir. Kütüphane kurmuş ve kendi kitaplığını da buraya devr etmiştir. 10 Köprülü Fazıl Ahmed Paşa gibi asrın önemli siyasî ve ilim insanının yanında tezkireci olarak çalışmış olması bizlere Haylî’nin de hatrı sayılır bir çevresi ve ilmi alt yapısı olduğunu gösterir. Edebî Ortam XVII. asırda edebî faaliyetler imparatorluğun siyasî ve içtimaî durumu ile ayarlı yürümemiştir. Birçok kimseler edebîyat için “Edebîyatı fikrî ve bilhassa esef, sevinç gibi hissî tarafları aksettirmesi dolayısıyla cemiyetin ifadesidir.” derler. Bu söz umumiyetle doğru olmakla beraber, on yedinci asrın ilk yarısındaki Osmanlı edebîyatı için hakikati pek bir şey ifade etmemektedir. Zira Osmanlı devletinin siyasî ve içtimaî hayatında derin sarsıntı ve buhranlar mevcut olduğu halde, edebî mahsüller adeta bu durumdan müteessir olmamış gibidir. Nitekim Nef’î’nin kasîdelerinde bir önceki asır yaşamakta devam ediliyormuşcasına yine haşmet hâkim bulunmakta, Şeyhülislâm Yahya Efendi’nin 9 Baş, a.g.m., s. 36. 10 Cezar, a.g.e., s. 2107. 3 gazellerinde, şiir söylediği devrin türlü ahlaksızlıklarla dolu dağdağalı hayatı değilde, zengin bir his ve hayal aleminin mahsulü halinde rindâne terennümler, zarâfet ve şuhluğun süzgecinden dökülen kelime ve hisler yer almıştır. Ancak asrın ikinci yarısında yaşayıp eser vermiş şairlerde kudret ve azamet yerinin bedbinliğe kaçan hislerin epeyce akislerine rastlanır.11 Nef’î, Nâbî ve Şeyhülislâm Yahya Efendi gibi şahıslar klasik Dîvân şiirinin tekâmül seyrinde üst katlara yücelmiş iri yıldızlar gibidir. Bu üç kıymet ve daha bazı kimseler sayesinde XVII. asır klasik Türk nazmının XVI. asra nazaran teknik âhenk ve zarâfet bakımından daha çok güzelleştiği ve biraz daha ileri seviyeye yükseldiği görülür.12 Osmanlı coğrafyası, tarihi ve sosyal çalkantılara rağmen Türk edebîyatının bu yüzyıldaki en verimli sahasıdır. Türk Edebîyatı, XVI. yüzyılda eriştiği olgun ve verimli yapıyı bu yüzyılda da korumuş olup, özellikle yüzyılın ilk yarısında edebî türlerin çeşitliliği ile edebî eser sayılarındaki çokluk dikkat çekicidir. XVII. yüzyılda İmparatorluğun içinde bulunduğu sözü edilen olumsuz gelişmelerin edebîyat üzerindeki etkisi hemen görülmez. Yüzyılın ilk yarısında edebîyat üstünlüğünü korumuştur. Padişahlar ve devlet adamları sanatı ve sanatçıyı korur, kendileri de eser vermeyi sürdürürler.13 Bu yüzyılda dilde bilinçli bir Türkçeleşme çabası görülmemektedir. Ancak şairler belirli ölçüde teknik kolaylığa ulaştıkları için, yani şiirde belli bir bilgi birikimine sahip olduklarından, sade, özlü şiirler söyleyebilmiş, aruzu Türkçeye daha rahat uydurabilmişlerdir.14 XVII. yüzyıl Osmanlı sahası Türk şiiri önceki yüzyıllardan gelen geleneksel yapısını sürdürmekle birlikte dil kullanımı, anlatım biçimi ve konu bakımından üslupta yeni arayışlar peşindedir. Hem bu yeni anlatım biçimi arayışı sonucu, hem de Fars edebiyatının Türk edebiyatı üzerindeki etkisi sebebiyle, bu yüzyılda iki yeni şiir anlayışının varlığı dikkat çeker. Bunlar, Sebk-i Hindî şiiri ile Hikemî şiirdir. Sebk-i Hindî 11 Cezar, a.g.e. 2318. 12 Cezar, a.g.e. 2319. 13 Mengi, a.g.e., s. 193. 14 Mengi, a.g.e., s. 194. 4 şiiri konunun yanı sıra daha çok dil kullanımı ve anlatım; Hikemî şiir ise daha çok konu ve amaç bakımından özellikler gösterir.15 Siyasî, ekonomik ve askerî alanda sorunların baş gösterdiği bu yüzyılda Türk edebîyatı bu kötü gidişten etkilenmemiştir. Özellikle yüzyılın ilk yarısında yetişen Nef’î, Nâ’ilî, Neşâtî gibi sanatçılar sadece kendi dönemlerindeki şairleri değil; daha sonraki yüzyıllarda yetişen şairleri de etkileyip onlara üstat olmuşlardır. Bu dönem Türk şiiri önceki yüzyıllara göre oturmuş ve yerli bir yapıdadır. Şiirdeki yerlilikle beraber İran edebîyatının etkisi de azalmış16 ve güçlü eserler kaleme alınmıştır. XVII. yüzyıl Dîvân edebîyatı sanatçıları bu dönemde eserlerini kaleme alırken yeni anlatım biçimi arayışlarına girmişlerdir. Bu anlamda en fazla dikkat çeken söyleyişler Sebk-i Hindî ve Hikemî Şiir üslubudur.17 XVII. yüzyıl şiirinde, şiirin hem muhtevâsında hem de şeklinde meydana gelen değişiklikler ve yenilikler bu dönem şairlerinde üslup sorunu doğurmuş ve buna paralel olarak değişik üsluplar ortaya çıkmıştır. Bu üslupları dört ayrı grupta sıralamak mümkündür: 1-Klasik Üslup, 2-Sebk-i Hindî Üslup, 3-Hikemî (Didaktik) Üslup ve 4- Mahallî Üslup.18 XVII. yüzyıl, Dîvân şiiri geleneğinin bir kabuk değiştirme dönemi olarak değerlendirilebilir. Klasik Dönem ya da Orta Klasik Dönem olarak adlandırılan XVII. yüzyıl Dîvân şiirinde bir önceki dönemde başlayan yükseliş devam etmiştir. Bu dönemin tezkirelerine baktığımız zaman şair sayısının oldukça fazla olduğunu görürüz. Rızâ Tezkiresi’nde 1591-1641 yılları arasında yaşamış şair sayısı 266, Âsım’da 1620-75 yılları arası 123, Safāyî’de ise 1640-1720 yılları arası 476 şair tesbit edilmiştir. Bu dönemin edebî muhitleri ve kültür merkezleri bakımından bir önceki dönemden farklı değildir. Bu dönemde en fazla şair yetiştiren muhitler İstanbul (65 şair), Bursa (42 şair) ve Edirne (44 şair) ön plana çıkmaktadır. 19 15 Mengi, a.g.e., s. 195. 16 Mengi, a.g.e., s. 195. 17 Mengi, a.g.e., s. 197. 18 Abdulkadir Erkal, Dîvân Şiiri Poetikası (17. Yüzyıl, Ankara: Birleşik Yayınevi, 2009, s. 176. 19 Erkal, a.g.e., s. 177. 5 XVII. yüzyıl nazmı, kullanılan nazım şekli bakımından bir önceki yüzyılın devamı olarak görünmesine rağmen, bu nazım şekillerindeki anlam ve ifade tarzları önceki yüzyıla oranla büyük değişime uğramıştır. Kullanılan dil zaman zaman çok ağırlaşmış, zaman zaman ise oldukça sade Türkçe ile ifadesini bulmuştur. XVI. Yüzyıl şiirini göz önüne aldığımız zaman, bu yüzyılın başı ve sonu arasındaki şiir karakterinin aynen muhafaza edildiğini ve fazla bir değişime uğramadığını görürüz. Ama bu yüzyıl şiirinde anlam ve ifade tarzında, farklı karakterlere bürünen üsluplar art arda gelmiştir. Bu yüzyılın önemli sayılacak şairleri, deyim yerindeyse kendi üslubunu ortaya çıkarmaya çalışmış ve bu amaca hizmet etmiştir. Bu şairlerimizin XVII. yüzyıla kattığı yenilikleri nazım şekillerine ve üsluplarına göre değişim göstermektedir. 20 XVII. yüzyıl, Dîvân şiiri geleneğinin kabuk değiştirme dönemi olarak değerlendirilebilir. XIII. yüzyılın sonlarına doğru Fars şiirinin bir uzantısı olarak var olmaya başlayan ve olgunluk devresini Fars şiirinin etkisi altında tamamlayan Dîvân şiiri, XVII. yüzyılla beraber zincirlerini kırarak kendi öz şiirini oluşturma yolunda büyük eğilimler göstermiştir. Özellikle XV. ve XVI. Yüzyıl şiirlerine baktığımız zaman, genel olarak yöneltilen eleştirilerin başında olan mazmunculuk, tekdüzecilik, aşırı sanat içinde boğulma, Türkçe kelimelere fazla yer vermeme, halktan kopuk olma vs. gibi özelliklerin bu yüzyıllarda baş gösterdiğini görmekteyiz. Klişeleşmiş ifade ve kalıpların sürekli olarak kullanılması, şairlerin dünyaya, olaylara ve eşyalara tek bir çerçeveden bakıyor olması, aslında Türk Dîvân şiiri geleneğinin tam olarak oturtulamamış olmasından kaynaklanmaktaydı. Bu dönemde Fuzûli, Bâkî, Lâmî’i, Ahmed Paşa, Necâtî gibi büyük şairlerin ortaya çıkması, Dîvân şiiri geleneğinin bu arayış devresini çabuk atlatmasına büyük zemin hazırlamıştır.21 XVII. yüzyıl şiiri, kendi öz karakterini arayış dönemi içinde geçirmiş olması bakımından önemlidir. Bu yüzyılın şairleri klişeleşen mazmunlar geleneğine aykırı hareket ederek yeni arayışlar içerisine girmişlerdir. Aslında bunun ilk ipuçları XVI. yüzyılda farklı bir tarz olarak sadece dilde sadeleşme amacıyla ortaya çıkan Türkî-i Basit’le ortaya çıkmıştır. Oysaki XVII. yüzyıl şairleri şekilden çok muhteviyatta farklı anlayışlar getirerek özellikle şiirin mânâ ve imgeleriyle oynamaya başlamışlardır. 20 Erkal, a.g.e., s. 238. 21 Erkal, a.g.e., s. 239. 6 Yüzyılın başlarında ortaya çıkan Sebk-i Hindî bu hareketin ana göstergesi olmuş ve Sebk- i Hindî üslubunun özellikleri Dîvân şiirine yerleşmeye başlamıştır. Bu üslupla beraber eski mazmun sisteminin yerini yeni ve orijinal mânâlar almış, düşünce ve tahayyülde kalıplaşmış ifadelerin yerine özgür ifadeler bulunmuştur. Bu devrede dilde zaman zaman sadeleşme temayülleri görülse de bu düşünce tam anlamıyla mahalli üslupla kimliğini bulmuştur. 22 XVIII. yüzyıl, Osmanlı Devleti’nin ekonomik, askerî, siyasî ve sosyal hayatta kötüye doğru gidişi sebebiyle gerilemeye başladığı bir asır olarak değerlendirilmesine rağmen bu sorunlardan, edebîyat ve kültür fazla etkilenmemiştir. Bilhassa bundan önceki yüzyılların bir devamı niteliğindeki olgunluk devri, edebîyatta devam etmiştir. Bu asrın kaynakları incelendiğinde, kadim edebîyatın şiir sahası içinde bu devir en engin ve verimli devir olarak kabul edilmektedir.23 XVIII. yüzyıl içerisinde edebîyatta dikkate değer ve mühim bir yeri oluşturan Sebk- i Hindî tarzı şiirlerde yeni mazmun ve söyleyişleri kullanmakla başlamış, daha sonra anlama dair kapalılığın ve ince hayal gücünün şiire girmesiyle karmaşık çağrışımlarla az kelimeyle birçok şeyi anlatma şeklinde devam etmiştir. Toplumun hayat biçimini ön plana çıkaran tasavvufî anlayışı şiire taşımak, bu yüzyıl şairlerinin asıl gayelerinden biri olmuştur. Dîvânını tetkik ettiğimiz Haylî Ahmed Çelebi’nin şiirlerinde tasavvufî kaygılar yer almamaktadır. Daha çok Klasik Dîvân Şiir ve Anlayışı ile şiirlerini yazmıştır. Yer yer tasavvufî öğeler yer almakla birlikte şiir anlayışının genelini kapsamamaktadır. XVII. asır, Dîvân şiiri açısından oldukça verimli bir dönemdir. Şeyhülislâm Yahyâ, Fehîm, Nâilî, Necâtî, Nâbî gibi önemli şairlerin yetiştiği bu asır, aynı zamanda Sebk-i Hindî ve hikemî tarz gibi Şiirimizi derinden etkileyen edebî akımların güçlü örneklerinin de görüldüğü bir dönemdir. Klasik Türk Şiirinin gelişimi açısından son derece önemli olan bu yüzyılda yetişen yüzlerce Şairden biri de Kırklareli’de doğmuş olan Haylî Çelebi’dir. Bugün elimizde Haylî’ye ait olarak sadece müsvedde hâldeki Dîvânı bulunmaktadır. Gayr-ı müretteb olan bu Dîvân incelendiğinde şairin yaşadığı dönemin şiir anlayışını yansıtan başarılı şiirler kaleme aldığı göze çarpar. Şiirlerinde çoğunlukla klasik Türk Şiirinin hayal ve mazmun dünyasına bağlı kalan şairin bazı şiirlerinde ise 22 Erkal, a.g.e., s. 242. 23 Erkal, a.g.e., s. 243. 7 tasavvufî konuları işlediği, Bâkî, Nefî, Bağdatlı Rûhî, Fehîm gibi Osmanlı sahası şairleri yanında Örfî-i Şîrâzî, Molla Câmî ve Hâfız-ı Şîrâzî gibi Fars Şairlerinden de etkilendiği görülür. Dîvânında klasik şiirimizde kullanılan belli başlı nazım şekil ve türlerinin birçoğuna ait örnekler bulunan şairin, asrın ön plana çıkan şairlerinden hiç de geri kalmadığı ve başarılı bir şair olduğu söylenebilir.24 Çalışmamız ile Haylî Ahmed Çelebi ve Dîvân’ını şiirlerinden örnekler ile bilim dünyasına tanıtmaktır. İncelememizde söz konusu edilen şairin hayatına dair kısıtlı bilgileri oluşturan kaynaklardan başka, kişiliğini ve eserlerini anlayabilmek için şiirlerinden yararlanılmıştır. Metin bölümü oluşturulurken, XVIII. yüzyılın dil ve imla özellikleri dikkate alınmıştır. Bu çalışma ile XVIII. yüzyıl şairlerinden Haylî Ahmed Çelebi ve Dîvânı tanıtılarak Türk kültürünün dilini geleceğe taşımak ve edebîyatımıza katkı sağlamak amaçlanmıştır. Şiir sayısı ve çeşitliği bakımından yaşadığı asrın dikkate değer şairlerinden biri olan ve şu ana kadar kendisi hakkında herhangi bir ilmî çalışmanın yapılmadığı Kırklarelili Haylî’nin hayatı, edebî yönü ve elimizdeki tek eseri olan Dîvânı hakkında bilgi vermek şairin klasik Türk edebîyatı içindeki yeri ve önemini ortaya koymaktadır.25 24 Taştan a.g.m., s. 746 25 Taştan a.g.m., s. 747 8 BİRİNCİ BÖLÜM HAYLÎ, HAYATI VE EDEBİ ŞAHSİYETİ 9 1. HAYATI 1.1. Adı ve Mahlası “Haylî” mahlasını kullanan şairin asıl adı tezkirelerde Ahmed olarak geçer.26 Dîvân şiiri geleneğinde şairler, kendi mizaç, psikoloji, memleket, meslek, yaşadığı çevre veya dış görünüş gibi unsurlardan hareketle farklı mahlaslar edinmişlerdir. Mahlas alımı Arap edebîyatında başlamış fakat İran ve Türk edebiyatında gelenekselleşmiştir. Şairlerin kullanmış olduğu bu takma adlar ayırt edilebilmeleri açısından oldukça önemlidir. Dîvân şairi genellikle şiirinin son beytinde mahlasına yer verir. Haylî de mahlas beyitlerine çok daha fazla özen göstermiş, edebî sanatlardan yoğun olarak faydalanmıştır. Mahlasın kökünü oluşturan hayl kelimesi (a.i.c.: ahyâl, hüyûl): sürüsü, süvari takımı, 1. at. 2. at sürüsü. 4. zümre, takım, güruh27 anlamlarına gelmektedir. “Hayl” kelimesine, nisbet î’sinin getirilmesiyle oluşturulan Haylî mahlası, Farsça kökenli olup 1. epeyice, çokça. 2. bir takım. 3. zf. oldukça28 anlamlarına gelir. Kaynaklarda şairin neden bu mahlası seçtiğine ya da kendisine bu mahlası kimin verdiğine dair bir bilgiye rastlanmamaktadır. 1.2. Doğum Yeri, Yılı ve Ailesi Kırklareli’li olduğu bilinen Haylî’nin doğum yerine dair kaynaklarda29 “Kırkiliseli’dir. Tahsîl-i maârif mevfûrdan sonra Dîvân-ı sultânî zümresine iltihâk ile fenn-i kitâbette kesb-i mahâret etmekle Mısır vâlisi İbrâhim Paşa’ya Dîvân efendisi badehü Köprülüzâde Fâzıl Ahmed Paşa’ya badehü Merzifonî Kara Mustafa Paşa’ya tezkireci ve 1094’te mevkûfâtî olup o sene Belgrad’da vefât etmekle orada Defterdâr Câmii’ne defn edildi.” bilgisi yer almaktadır. 26 Mustafa Safâyî Efendi, Tezkire-i Safâyî (Nuhbetü’l-Âsâr min Fevâ’idi’l-Eş‘âr) İnceleme Metin- İndeks, (Haz. Pervin Çapan), Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yayınları, Ankara 2005, s. 178. 27 Ferit Devellioğlu, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat, 31. Baskı, Ankara: Aydın Kitabevi Yay., 2015, s. 399. 28 Devellioğlu, a.g.e. s. 399. 29 Ahmed Bâdî Efendi, Riyâz-ı Belde-i Edirne 20. Yüzyıla Kadar Osmanlı Edirne’si 3 (19. Yüzyılda Edirne Vilayetine Bağlı Sancaklar ve Buralardaki Âlimler, Mutasavvıflar, Şairler ve Devlet Adamları, Trakya: Trakya Üniversitesi Yayını, s.2023 10 Haylî’nin hangi yılda doğduğuna dair kesin bir tarih ve ailesi hakkında bilgilere kaynaklarda rastlanmamıştır. 1.3. Tahsili ve Mesleği Yetişme çağında yaşadığı asrın kabul gören ilimlerini tahsil ettikten sonra Dîvân kâtipleri zümresine katılmış kitâbet ilmiyle şiir ve inşâda ki kâbiliyeti sayesinde Mısır valisi İbrahim Paşa’ya Dîvân efendisi olmuştur. Ardından IV. Mehmed dönemi vezirlerinden Köprülüzâde Fâzıl Ahmed Paşa’ya intisap edip onun yanında uzun müddet tezkirecilik hizmetinde bulunmuş, sonra da Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’ya tezkireci olmuştur. Bu sayede adını duyuran Haylî, daha sonra da Dîvân-ı Hümâyûn’da uzun süre mevkûfatçılık görevinde bulunmuştur. Biyografisinden bahseden kaynaklarda yer almasa da şairin kerem sahibi biri vasıtasıyla 1065/(1654-55) yılında sipâhî zümresine dâhil olduğu dîvân’ında yer alan aşağıdaki tarih kıt‘asından anlaşılmaktadır30: TĀRĮĦ Ĥaķķ’a minnet bu dār-ı dünyāda Maŧlabum üzre döndi bu çarħ-ı anįd Bir kerem kānı sa‘y ü himmet edüp Şebümi Ķadr ķıldı rūzumı ‘iyd Defter-i zümre-i sipāhįde Eyledi nāmum āşikār u bedįd Devlet ü ‘ömr ilemu‘ammer ola Yessire’llāhü mā yeşā’ü yüríd Şād olup bį-vera‘ dedüm tārįħ Żamene’llāhü rızķa külle vāĥįd (1065) 1.4. Eserleri Kaynaklar Haylî’nin herhangi bir eserinin olup olmadığı hakkında bilgi vermez. Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi “Bağdad 164” arşiv numarada kayıtlı Dîvân 30 Taştan, a.g.m., s. 745 11 Haylî’ye aittir. Eser yanlışlıkla kütüphane kayıtları ve kataloğuna Haylî’yle aynı yüzyılda yaşayan ve asıl ismi de aynı olan Bursalı Haylî’ye ait gösterilmiştir. Ancak eserin zahriyesindeki “Dîvân li- Haylî-i Kırkkilisevî” ve birçok şiir başlığındaki “Haylî-i Kırkkilisevî” ibareleri eserin Kırkkiliseli Haylî’ye aidiyeti hususunda tereddütlere mahal bırakmaz. 1.5. Ölümü Haylî, 1094/1686-87 yılında Belgrad’da vefat etmiştir. Ölümü üzerine Mehmed Adlî (ö.1156/1743-44) tarafından aşağıdaki kıt‘a ile tarih düşürülmüştür: Merĥūm rūz-nāmçe-i evvel Ĥażret-i Ħaylį efendi mürteĥil-i bendergāh-ı ‘uķbā olduķda Ol ferįd-i ‘ālemüñ olmış idi Meskeni dünyāda rif‘at muĥteli Dār-ı ‘uķbāda daĥı yā rab anuñ Ġarķa-i envār ola cān u dili Fevtine tārįħ içün ‘Adlį dedi ‘Adn ola Ħaylį Efendi menzili (sene 1098/1686-87)31 Merzifonî Kara Mustafa Paşa’ya tezkireci ve 1094’te mevkûfâtî olup o sene Belgrad’da vefât etmekle orada Defterdâr Câmii’ne defn edildi. Vefâtına Adlî bu târîhi demiştir.” Târîh Adn ola Haylî Efendi menzili Nesr: Bu eş’âr zâde-i tab’-ı dürerbârlarıdır Anın yâ nükte-i cân-bahşın en Bihzâd neylersin32 31 Seval Baltalı, Mehmed Adlî Dîvânı, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Kırklareli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2016, s. 131 32 Çapan, s. 178. 12 1.6. Mahlas Beyitlerinden Hareketle Kişiliğine Dair İzler XVII. yüzyıl şairlerinden Nef’î’nin kasîde nazım şekline getirdiği yeniliklerden en önemlisi Dîvân şiiri geleneğinde pek rastlanmayan “şairin şahsiyetini ifade etmesi” olarak vasıflandırabileceğimiz özelliktir. Dîvân şiiri geleneğinde şairin klasikleşmesinin aksine bu yeni tarzda şahsî hayatı değer kazanmış ve şiirdeki değerlendirmeler de şahsîleşmiştir.33 Bu yüzyılda yaşamış, gelenek ve anlayışlarından etkilenmiş Haylî’nin mahlas beyitlerinde şairin kişiliğine ve poetikasına dair izler bulabilmekteyiz. Şiir yazma hususunda oldukça mahâretli olduğunu bildiğimiz şair, özellikle mahlas beyitlerinde yetenek ve hayal dünyasını çok daha yetkin ve başarılı şekilde kullanmıştır. Haylî’nin şiirlerinde yer alan beyitleri arasında mahlas beyitleri ön plana çıkmıştır. 1.7. Haylî Mahlaslı Şairler 1.7.1. Haylî Hâfızı Çalışmamıza konu olan Haylî ile birlikte kaynaklarda Haylî mahlaslı üç farklı şair tespit edilmiştir. Sicill-i Osmanî’de Haylî Bey ve Haylî Hâfızı adı ile Haylî mahlası başlığı altında iki isime rastlamaktayız. “Haylî Hâfızı” “Bursa’da doğdu. Hayatı hakkında eldeki bilgiler sınırlıdır. Asıl adı Mustafa’dır. Şair Haylî Bey’in yetiştirmesi olduğu için “Haylî Hâfızı” diye tanındı. 1065/1654-55 yılında vefat etti. Safâyî, Hâfız’ın Dîvân sahibi olduğunu bildirmektedir. Ancak şimdilik bu Dîvân elde değildir. Mehmed Süreyyâ’nın bilgili, latifeci bir şair olarak tanımladığı Hâfız’ın edebî kişiliği hakkında kaynaklarda herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır.” 34 Haylî Çelebi Sipahîdendir. Zabitândan olup devr-i Sultan Osman Hân-ı Sânî’de fevt oldu. 35 Eserlerinden Örnekler 33 Erkal, a.g.e., s.281 34 https://teis.yesevi.edu.tr/arama (11.05.23). 35 Nuri Akbayar, (hzl.) (1998). Mehmed Süreyya Sicill-i Osmânî (Yâhud Tezkîre-i Meşâhir-i Osmânî). C. 5. İstanbul: KB-Tarih Vakfı Ortak Yay., s. 1181. 13 Ol serv-i sehî nâz ile geşt-i çemen eyler Ferşini sabâ berg-i gül ü yâsemen eyler Hâfız ser-i zülfini düşüpdür zekân üzre Diller ki çeh-i gamdadır ana resen eyler Şarâb-ı neşve-i la’liyle bâde-nûş olalım Dilâ bilip hattı esrârını hâmûş olalım36 1.7.2. Bursalı Haylî Safayi tezkiresinde Kırklarelili Haylî dışında yer alan ikinci isim Bursalı Ahmed Haylî Çelebi’dir. “Bursa’da doğdu. Asıl adı Ahmed’dir. Sipâhi zümresinden İbrahim Bey’in oğludur. Eslâf’ta babasının adının Ahmed olduğu kayıtlıdır. Ancak Nâil Tuman, bunun yanlış olduğu görüşündedir. Öğrenimini tamamladıktan sonra babası gibi sipâhi oldu. 1025/1616-17 yılında Bursa’da bir kahvehanede Saçaklıoğlu adında bir hikâyeciyi bıçaklayarak öldürmesi üzerine hapishaneye girdi. Ahmed Paşa’nın Kerem Kasîdesi’nin bir beytini tazmin ve tahmis edip kadıya sunarak bu hapisten kurtuldu. Bu olaydan sonra İstanbul’a gelerek sipahi kâtipliği yaptı. 1040/1630-31 tarihinde Hüsrev Paşa ile Bağdat Seferi’ne katıldı ve 24 Rebîülevvel 1040/ 09 Aralık 1630 tarihinde Bağdat Kalesi'ne yapılan saldırıda şehit düştü. İmam-ı Azam türbesi civarında medfundur.37 Haylî Ahmed Efendi Burusalıdır. Sipahî Ocağından yetişip Sipahiler kâtibi oldu. Bağdad muharebesinde 1040 (M. 1630)’ta şehid olmuştur. Erbâb-ı marifetten güler yüzlü bir zat idi. Dîvân şiiri vardır.38 Ölümüne Cevrî; “Bekâya göçdi Haylî menzilin buldı” mısraını tarih düşürmüştür. Rızâ’da ölüm tarihi 1041/1631-32 olarak kayıtlı olsa da vefat tarihini Na‘îmâ’nın gün, ay 36 https://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/hafiz-hayli-hafizi (11.05.23). 37 Ekinci, a.g.m., s. 357. 38 Akbayar, a.g.e., s. 1181. 14 ve yıl olarak belirtmesi ve şairin şehadetine Cevrî’nin düşürdüğü tarihin 1040 yılına tekabül etmesi ihtilafı bertaraf edecek niteliktedir.39 Haylî’nin bilinen tek eseri Dîvânıdır. Biyografi yazarları arasında bu eserden ilk bahsedenler Bursalı İsmail Belîğ ve Şeyhî Mehmed Efendi’dir. Belîğ, Güldeste-i Riyâz-ı İrfân’da, Şeyhî de Vekâyi‘u’l-fuzalâ’da Haylî Dîvânı’ndan birçok şiir alıntıları yapmıştır. Ayrıca Şeyhî, Haylî’nin 24 farklı şiirini alıntılayarak şairin mürettep Dîvân sahibi olduğunu ifade etmiştir. Her iki yazarın da beyanları Haylî Dîvânı’nı gördüklerini göstermektedir. Mezkûr bu Dîvân’ın şimdilik herhangi bir nüshasına ulaşılamamıştır. Ancak Ramazan Ekinci, biyografik kaynaklar ve mecmualardan hareketle Haylî’ye ait şiirleri bir araya getirerek yayımlamıştır. Bu çalışmada şaire ait kaside, gazel, kıt’a, tahmis, müseddes, müstezad ve matla/müfred olmak üzere farklı nazım şekilleriyle yazılmış 46 adet manzumeye yer verilmiştir.40 Safâyî ve Bursalı İsmail Belîğ’e göre Haylî; yazdığı şiirleri temiz, mazmun bulmada usta, selis bir şairdir. Zehrimâr-zâde Rızâ’ya göreyse şairin beğenilen şiirleri vardır. Eserlerinden Örnekler: Bizümle azm-i rezm-i feth-i Bagdâd eyleyen gelsün Gazâ ecrin şehâdet rütbesin yâd eyleyen gelsün Salâdur bu gazâyı kendüye farz eyleyen gelsün Bu niyyetle imâmun rûhını şâd eyleyen gelsün Dönüş yokdur adûdan almayınca dâd-ı Bagdâdı 39 Ekinci, a.g.m., s. 358. 40 Ekinci, a.g.m., s. 359. 15 Döküp hûn-ı seri âlemde bir ad eyleyen gelsün Ceresveş dil ucıyla söyleyen pes-mândeler kalsun Derûn-ı sîsebep ney gibi feryâd eyleyen gelsün Bize râz-ı gazâda nev-hevesler yâr-ı gâr olmaz Ezelden kendi zâtun cenge mutâd eyleyen gelsün Muhassal çâr-yâr-ı bâ-safâ aşkına ey Haylî Bu yolda kâr u bârın cümle berbâd eyleyen gelsün 41 1.8. Edebî Şahsiyeti Haylî Ahmed Çelebi ve Dîvânı üzerine birkaç makale dışında yapılmış bir çalışma ve edebî inceleme bulunmadığı için bu bölümü oluştururken şairin; Dîvân’ından, yaşadığı yüzyıl ve etkilendiği şairlerden, kullandığı edebî sanatlar ve konu edindiği türlerden hareketle Haylî’yi edebiyat dünyamıza kazandırmak ve şiire kattıklarını daha geniş bir kitleye tanıtmak amacıyla şairlik yönü ve edebî şahsiyeti üzerine inceleme ve değerlendirmelerde bulunduk. Tezin ilerleyen bölümlerinde şairin şiirlerinden örneklerle ve kullandığı sanatlara yönelik değerlendirmeler gerçekleştirilmiştir. Şairin şiirden kastı nedir? Şiirden nasıl bir zevk alıyor? Şiir yazarken yaşadıkları, his ve coşkuları nedir? gibi sorular ile elimizdeki şiirler incelenmiştir. 41 https://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/hayli-ahmed-celebi-mdbir (11.05.23) 16 Tezkire yazarı Mustafa Safâyî, eserinde Haylî’nin asrın şu‘arâsından olduğunu belirttikten sonra “Eş‘ārı muĥayyel ve güftārı ķatı bį-bedeldür.”42 diyerek şairin hayal gücüne ve şiirdeki kabiliyetine dikkat çekmektedir. Dünya hayatı ve telaşından geriye yalnızca bırakılan eserler kalacağından emin olan Haylî şiirinde duygularını bu şekilde ifade eder: Ħayli yaz (bu) baǾde’l fenā şiǾrün gören ögsün seni Şübhe yoķ bāķį ķalur çün śafĥa-i dünyāda haŧŧ43 Büyük çoğunlukla klasik şiir değer ve anlam dünyasından yararlanarak şiirler üretmiş olan şairin beyitlerde ve şiir dünyasında kurduğu hayaller; yeni, orijinal ve usta işi. Genç bir kelime olan “çaglasa”yı beyitlerinde kullanmış. Şiirlerinde mana bakımından başarılı, kullandığı kelime kadrosunun çok geniş olması sebebiyle iyi bir eğitim almış, şiir ile irtibatı ve muhabbetinin kuvvetli olduğunu görmekteyiz. XVII. yüzyıl şairlerinin etkilenmiş olduğu akımlardan olan Sebk-i Hindi anlayışının tersi bir özellik olarak ve şairin kendi tarzı dolayısıyla bilinçli olarak çok zengin kelime ve terkiplere iltifat etmediğini görmekteyiz. Daha çok kendi üslubunun ön gördüğü ve şiir dünyasında yer edinen kelimeleri seçiyor. Şairlik yönü kuvvetli olduğu bilinen ve kelime kadrosunun geniş olduğu tespit edilmiş olan Haylî’nin bir beyitte kullandığı kelimeleri rahatlıkla sonraki beyitlerde de kullandığı ve tekrîr sanatından sıklıkla faydalandığını görmekteyiz. Bu durum şairin şiirlerinde kelime bulmakta zorlanmasından değil, tekrîr sanatına düşkünlüğünden kaynaklandığını ve bilinçli olarak her fırsatta yararlandığını düşünmekteyiz. Kelime tekrarları onu rahatsız etmiyor aksine estetik keyif veriyor. Örnek verecek olursak: Perįşānį-i dil ālūde-i ġam oldıġumdandur Ġam-ālūd oldıġum Ǿışķ ile hem-dem oldıġumdandur44 Şiirlerinde sıklıkla kullanmış olduğu kelimelerden birkaçı: ālüfte, şūh, kūy, āşüfte, şükūfe, rah-reh-rehzen, sâlik-i reh. vb. Şair doldur boşalt dediğimiz türden kelimeleri 42 Çapan, a.g.e., s.179. 43 52b/ I/ I 44 34a/ I/ I 17 şiirinde kullanmıyor. Kelime seçimi konusunda oldukça seçici. Beyitlerinde gramer çok düzgün. “Netice” çok sık ve vezni kurtarmak için kullandığı bir kelime. ŦabǾı degüldür ülfet-i rindān u zāhidān Olmaz netįce Ǿāķile dįvāne āşinā45 Şairin şiirinde beyit ve mısrâlar arasında anlam bağı çok kuvvetli, leff ü neşr sanatını beyitlerinde neredeyse bir kural haline getirmiş. Tenasüp, teşbih gibi diğer sanatlardan da yararlanan şairin, beyitlerinde okurları birbirini tamamlayan farklı hikâye ve hayal dünyasına götürdüğünü görmekteyiz. Şiir sanatındaki maharetini ve anlam dünyasındaki coşku ve fikri bizlere en güzel şekilde aktarırken gazellerini sanatsal bir şölene çevirmektedir. Haylî, özneye yani (kendine ve sevgiliye) özellikle Farsça sıfatlar eklemekten keyif alıyor. Farsça son ekleri tercih ediyor. Osmanlı Türkçesi’nde en zor düşen harf “g” fakat şair düşmesine hiç izin vermiyor. Kendi tarzı içerisinde sıfatların şiirini güzelleştirdiğine kāni, öyle düşünüyor. Şiirde yeni ve canlı bir üslubu tercih etse de mazmunlara hiç düşkün değil. Örnek: Yār-ı ālüfte, bülbül değil de Ħaylį-i felāketzede. Şiirlerde mazmun yok bu sanatsal açığı teşbih ile doldurmakta. Örnek: Dildār fehimem, güzelden anlarım. 17. Yüzyıl şairlerinden olan ve bu sürecin edebî anlayış ve akımlarından etkilendiği görülen Haylî’nin mahlasının yer aldığı beyitlerde şairin şiir hakkındaki görüşlerine dair güzel örneklere rastlamaktayız. Şiirini sesi olarak kullanmış ve fikirlerini, edebî görüşlerini bu yöntem ile ifade etmiştir. Tarih düşürme sanatında maharetlidir. Şairin elimizde bulunan gayr-ı mürettep Dîvânı incelendiğinde klasik Türk edebiyatında kullanılan birçok nazım şekliyle şiir yazdığı görülür. Dîvân’ında “gazel, kaside, tahmis, müseddes, terciibend, kıt‘a, rubâî, nazm, müfred, matla‘, makta‘, tarih, sûriyye, ‘iydiyye, nevrûziyye” gibi nazım şekil ve türlerine ait örnekler bulunan şairin, şiir çeşitliliği ve sayısı bakımından asrın ön plana çıkan şairlerinden hiç de geri kalmadığı görülür. Ayrıca klasik Türk edebiyatında 45 52b/ Dikey/ I 18 kullanılan belli başlı aruz kalıplarının hemen hepsiyle şiir yazan Haylî, bu konuda da klasik şiir geleneğine bağlı olduğunu ortaya koymaktadır. Haylî’nin şiirleri incelendiğinde yaşadığı XVII. asrın edebî ortamına ve bu asırda görülen şiir tarzlarına uygun eserler verdiği, bir anlamda asrın genel edebî ortamını yansıttığı söylenebilir. Bütün bu değerlendirmelerin neticesinde Haylî’nin çok farklı nazım şekillerinde başarılı şiirler verebilen çok yönlü bir şair olduğu, Dîvândaki Farsça ve az da olsa Arapça yazılmış şiirlerden hareketle bu iki dili iyi derecede bildiği ve Nef‘î, Fehîm-i Kadîm, Bağdatlı Rûhî, Bâkî gibi Osmanlı şairleri yanında Örfî-i Şîrâzî, Molla Câmî ve Hâfız-ı Şîrâzî gibi Fars edebiyatının önemli şairlerinden etkilendiği söylenebilir.46 46 Taştan, a.g.m., s.751 19 İKİNCİ BÖLÜM HAYLÎ DİVANI VE METİN İNCELEMESİ 20 2. DİVAN İNCELEME Haylî’nin gayr-ı mürettep Dîvânı, Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi Bağdat 164 numarada kayıtlıdır. Yazmanın fiziksel özellikleri şu şekildedir: 195mm X 130 mm. Aharlı kâğıt. 73 varak. Müellif hattı. Ta‘lik ve kırık Dîvânî hat. Kahverengi deri cilt. Haylî Dîvânı, Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi Türkçe Yazmalar Kataloğu’nu hazırlayan Fehmi Ethem Karatay tarafından yanlışlıkla 1040/1630-31 yılında Bağdat’ta vefat eden Bursalı Haylî’ye ait olarak gösterilmiştir.47 2.1. Nazım Şekilleri ve Türleri Haylî Ahmed Çelebi Dîvânı Klasik Türk edebiyatı üslup ve şekil özelliklerine uygun bir Dîvândır. İçerisinde Dîvân edebiyatının özelliklerini ve gereksinimlerini yoğun bir şekilde barındırmaktadır. Şiirlerinde aruz ölçüsünü oldukça başarılı bir şekilde kullanmış olup vezin eksiği görülebilecek yerler yok denecek kadar azdır. Şairin elimizde bulunan gayr-ı mürettep Dîvânı incelendiğinde klasik Türk edebiyatında kullanılan birçok nazım şekliyle şiir yazdığı görülür. Dîvân’ında “gazel, kaside, tahmis, müseddes, terciibend, kıt‘a, rubâî, nazm, müfred, matla‘, makta‘, tarih, sûriyye, ‘iydiyye, nevrûziyye” gibi nazım şekil ve türlerine ait örnekler bulunan şairin, şiir çeşitliliği ve sayısı bakımından asrın ön plana çıkan şairlerinden hiç de geri kalmadığı görülür. Ayrıca klasik Türk edebiyatında kullanılan belli başlı aruz kalıplarının hemen hepsiyle şiir yazan Haylî, bu konuda da klasik şiir geleneğine bağlı olduğunu ortaya koymaktadır.48 En çok kullandığı nazım şekli ise gazeldir. 2.1.1. Nazım Şekilleri Haylî Dîvânı’nda 323 gazel, 94 kıt‘a, 19 tarih manzumesi, 8 tahmis, 2 müseddes, 1 sûriyye, 1 nevrûziyye, 3 ıydiyye, 1 terciibend, 1 kasîde (na‘t), 4 rubâ‘î, 2 nazm, 32 müfred, 11 matla‘, 3 makta‘ yer almaktadır. 47 Fehmi Ethem Karatay, Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi Türkçe Yazmalar Kataloğu, İstanbul 1961, c.I s. 142. 48 Taştan, a.g.m., s.749 21 2.1.2. Nazım Türleri 2.1.2.1. Gazel Gazel; kâfiye örgüsü aa ba ca... olan bir nazım şeklinin adıdır.49 Şair, yukarıda bahsi geçen nazım şekilleri içinde birçok Dîvân şairinde olduğu gibi en çok gazele rağbet etmiştir. Dîvân’da 323 tane gazel mevcuttur. Dîvân’da yer alan gazellerin konularını geniş tutmuştur. Yine şairin bazı gazellerinde matla beyitlerinde yer alan mısralardan birini gazelin sonunda tekrarladığı, yani redd-i matla yaptığı görülmektedir. Dîvân’da yer alan 30 gazelde redd-i matla yapılmıştır. Bu da bir üslup özelliği olarak ön plana çıkmaktadır. Dîvân’da yer alan gazellerin önemli bir kısmı Türkçe, bazıları da Farsça veya Farsça-Arapça mülemmâ olarak kaleme alınmıştır. Bu gazellerden bazılarının nazire olarak yazıldığı görülmektedir. Hatta şair, Hâfız-ı Şîrâzî’nin; Yūsuf-ı güm-geşte bāz āyed be-Ken‘ān ġam me-hor Külbe-i aģzân şeved rūzí gülistān gam me-hor matla‘ı ile başlayan meşhur gazeline de Farsça bir nazire yazarak hem Fars dilini kullanmada hem de nazire yazmadaki kabiliyetini ortaya koymuştur. Şairin, Dîvân şiirinin önemli bir unsuru olan nazire geleneğini de dikkate alarak bu yolda örnekler vermesi, onun bu geleneğe sıkı sıkıya bağlı olduğunu gösterir. Bununla birlikte Dîvânda Nevâyî dili olarak bilinen Çağatay Türkçesi ile yazılmış bir gazel de vardır. Bu da Ali Şîr Nevâyî etkisinin 17. yüzyılda devam ettiğini gösteren önemli bir veridir. 2.1.2.2. Kıt’a Haylî Dîvânı’nda, gazelden sonra sayıca en fazla kıt‘a nazım şekliyle yazılmış şiirler yer almaktadır. Dîvânda 94 tane kıt‘a vardır. Bu kıt‘ların büyük bölümü dört mısradan meydana gelmiştir. Ancak aralarında 5, 6 ve 8 mısralık olan ve kıt‘a-i kebîre şeklinde yazılmış şiirler de vardır. Şair bu kıt‘alarda Dîvân şiirinin klasik konuları yanında öğüt verici, ahlakî, dinî ve toplumsal bazı konulara da yer vermiştir. Söz konusu şiirlerde; 49 Haluk İpekten, Eski Türk Edebîyatı Nazım Şekilleri ve Aruz, İstanbul: Dergâh Yayınları, 2018, s.19 22 Āh kim göñlüm muŧį‘-i ĥükm-i Sübĥān olmadı Étdigi cürm ü ķabāĥatden peşįmān olmadı El çeküp bu güft ü gūdan ‘ārif-i bi’llāh olup Nefs-i şūmum āh göñlümce müselmān olmadı Örneğinde olduğu gibi kimi zaman kendi nefsinden yakınan şair, bazen de; Ĥāl-i Ĥaylį’ye raĥm ķıl yā Rab İsm-i pāküñ-dürür Raĥįm ü Ġafūr Cürmüm ‘afv eyle çün kelāmuñdur Āyet-i inne Rabbenā le-Ġafūr diyerek günahlarının affını ister. Bazen de: Bu cihānuñ śebātı yoķdur hįç ‘Āķıbet āĥırı fenādır anuñ Ey dil iķbāl éderse aldanma ‘Aks-i iķbāli lā-beķādur anuñ örneğinde olduğu gibi dünyanın geçiciliğinden dem vurur. Haylî, sadece şiir yazmakla kalmayıp Dîvân şiiri üzerine poetik görüşler de dile getiren bir şairdir. Aşağıdaki kıt‘a şairin bu tür görüşlerinin yer aldığı bir şiirdir: Şi‘r-i şā‘ir laŧįf [ü] rind gerek Şi‘re kim meyl éderdi olmasa şūĥ Şi‘r mevzūn söze dénür ŝanma Sözde mażmūn gerekdür a ma‘tūh Bu kıt‘adan anlaşıldığına göre, şairde rind bir taraf olması gerektiğini düşünen Haylî, şiirin de sadece vezinli olmasının yeterli olmayacağını, içinde mazmunun da bulunması gerektiğini düşünmektedir. Şair, Kitāb-ı ruĥuñda ĥaŧuñ fikrini 23 Dil eylerse kendüye yār u celįs ‘Aceb mi bu ma‘nāyı ‘ālem bilür Kitābu’n-nefįsi fe-ni‘me’l-enįs örneğinde olduğu gibi bazı kıt‘alarının son mısraını Arapça bir kelâm-ı kibâr olarak yazmıştır.50 2.1.2.3. Kasîde Kaside (niyet etmek, yaklaşmak) anlamlarında “kasada” kökünden gelen Arapça bir kelimedir. Bir kişiyi öğmek ve genellikle karşılığında yardım istemek için yazılan şiirlere denir. Arap edebiyatında doğmuş ve İran’da bazı değişikliklere uğrayarak gelişmiş, oradan da Türk edebiyatına girmiştir. Kasîde 9 beyitten 100 beyte kadar, aynı aruz kalıbıyla yazılmış ve gazel gibi aa ba ca da… şeklinde kâfiyelenen bir nazım şeklidir. Kasîdeler konuyu işleyiş bakımından dört kısma ayrılırlar: Nesib veya Teşbib ile başlayan kaside Medhiyye ile sürer ve Fahriyye’den sonra Du’ā kısmı ile sona erer. Kasîdeler bu nesib kısımlarının konularına göre adlandırılmışlardır.51 Haylî Ahmed Çelebi Dîvânında, kaside şeklinde yazılmış 3 ıydiyye, 1 sûriyye, 1 nevrûziyye ve 1 na‘t kaleme aldığı görülmektedir. 2.1.2.4. Tahmis Beşleme anlamında olan Tahmîs aslında bir muhammestir. Bir gazelin her bir beytinin önüne aynı vezin ve kâfiyede üç mısrâ eklenerek muhammes haline getirmeğe “tahmis etme” ve ortaya çıkan muhammese de Tahmîs denir.52 Yukarıdaki nazım şekillerinin yanında Haylî’nin 8 tane tahmis de kaleme aldığı görülmektedir. Nef‘î, Bağdatlı Rûhî, Bâkî, Nesîmî gibi şairlerin gazellerini tahmis eden şairin, kendine ait bir gazeli de tahmis ettiği dikkati çekmektedir. Gazellerini tahmis ettiği bu şairlerin, aynı zamanda üslup olarak Haylî’yi etkileyen şairler olduğu görülmektedir. Bunun yanında İranlı meşhur Sebk-i Hindî şairi Örfî-i Şîrâzî’nin iki gazelini Farsça olarak 50 Taştan, a.g.m., s.750 51 İpekten, a.g.e., s.40 52 İpekten, a.g.e., s.100 24 tahmis etmesi de bizce önemlidir. Zira bu durum şairin Farsçayı kullanmadaki maharetini gösterdiği gibi bir Sebk-i Hindî şairinden etkilendiğini ve bu asırda edebiyatımızda ortaya çıkan bu akıma yabancı kalmadığını da göstermektedir. Şair ayrıca devrin padişahı IV. Mehmet’e ait bir gazeli de tahmis etmiştir. IV. Mehmet, kaynaklarda şiirlerine pek rastlamadığımız padişahlardan biri olduğu için bu tahmis önemlidir, zira söz konusu padişaha ait bilinmeyen bir gazel metninin de ortaya konmasını sağlamaktadır. 2.1.2.5. Müseddes Aynı vezinde altı mısrālık bendlerin birleşmesiyle meydana gelen musammatlara Müseddes denir. Genellikle 5-7 bend arasında yazılmışlardır. Az olmakla birlikte 12 bende kadar uzayan müseddesler de vardır. Müseddeslerin kâfiye şekilleri oldukça değişiktir. Bütün musammatlarda olduğu gibi müzdeviç ve mütekerrir olanların olanların yanında, bendlerde beşinci mısraların ve altıncı mısraların kâfiyeli olduğu müseddesler de yazılmıştır. Bir kısmında ise son iki mısra aralarında kâfiyelidir. 2.1.2.6. Terciibend Terciibendler de terkibibendler gibi 8-20 mısrâlık bendlerin birleştirilmesiyle yapılır. Bend sayıları da 5-7 arasındadır. Az olmakla birlikte daha uzun terci’lerin yazıldığı da görülmüştür. Bendlere Tercihāne, hāneleri birleştiren beyitlere de Vâsıta denir. Terciibendin, terkibibendden ayrılığı, vasıta beyitlerinin her bendin sonunda aynen tekrar edilmesindedir. Terci’lerde son bendde mahlas söylenir. 2.1.2.7. Rubâî Sözlük anlamıyla rubā’i (dörtlü, dörtlük) demektir. Nazım terimi olarak da dört mısralık bir nazım şeklinin adıdır. Rubā’į’de kâfiye ilk, ikinci ve dördüncü mısrâlar sonundadır. Yani kâfiye düzeni dört mısrâlık nazmda olduğu gibi a a x a şeklindedir. 53 53 İpekten, a.g.e., s.76 25 2.1.2.8. Nazm Nazm, sözlüklerde “dizmek, düzeltmek, ipliğe inci dizmek” anlamlarındadır. Edebiyat terimi olarak da, kelimenin genel anlamında vezinli, kâfiyeli söylenen sözlere nazm, manzum, manzume adları verildiği gibi, özel anlamıyla bir nazm şekline de nazm denmiştir. Nazım şekli olan nazm, kıt’anın ilk beyti kâfiyeli olan şeklidir. Kâfiye örgüsü aa ba ca… düzenindedir. Yani şekil ve kâfiyelenişi bakımından bütünüyle gazele benzer. Yalnız mahlas beytinin bulunmayışı ve konusunun değişik olmasıyla gazelden ayrılır. Konusu ve öteki özellikleriyle de kıt’anın aynıdır.54 2.1.2.9. Müfred Dîvânında 32 adet Müfred bulunmaktadır. 2.1.2.10. Matla 11 matla‘ ve diğer Dîvân şairlerinde pek görmediğimiz 3 tane makta‘ beytine yer verildiği de göze çarpar. Şairin bazı gazellerinde matla‘ beyitlerinde yer alan mısralardan birini gazelin sonunda tekrarladığı, yani redd-i matla‘ yaptığı görülmektedir. Dîvânda yer alan 30 gazelde redd-i matla‘ yapılmıştır. Bu da şairin önemli bir üslup özelliği olarak ön plana çıkmaktadır.55 2.1.2.11. Tarih Haylî’nin şiirleri arasında tarih manzumeleri de önemli bir yer tutar. Şair bu manzumeleri kıt‘a-i kebîre nazım şekliyle yazmıştır. Devrinde meydana gelen olaylarla ilgili olarak şairin kaleme aldığı bu şiirler hem döneme ışık tutması hem de Haylî’nin hayatına dair ayrıntılara yer vermesi bakımından önemlidir. Şair, 19 tane tarih manzumesi kaleme almıştır. Birçoğu doğum ve vefat münasebetiyle kaleme alınan bu tarihlerden biri bir çeşme yapımı için, biri de 1660 yılında meydana gelen büyük İstanbul yangını için yazılmıştır. Ayrıca şairin yine 1660 yılında Osmanlı topraklarına dahil edilen Varat/Varad’ın fethi için dört ayrı tarih manzumesi yazdığı göze çarpar. Dîvândaki tarih manzumelerinde şairin hayatına dair bilgilere de yer verildiği de görülür. Örneğin bir manzumede sipâhî ocağına kaydolduğunu belirten Şair, bir diğerinde ise evinin tamirinden veya yeniden 54 İpekten, a.g.e., s.58 55 Taştan, a.g.m., s. 26 inşasından bahsetmekte bir başkasında ise belli bir dönem müezzinlik yaptığını aktarmaktadır. 2.2. Vezin Özellikleri Haylî klasik Türk edebiyatında kullanılan belli başlı aruz kalıplarının hemen hepsiyle şiir yazan Şiirlerinde aruz ölçüsünü oldukça başarılı bir şekilde kullanmış olup vezin eksiği görülebilecek yerler yok denecek kadar azdır. 2.3. Kâfiye ve Redif Şiiri 'güfte'den çıkarıp 'beste'ye doğru yaklaştıran unsurlardan biri olan kâfiye ve redif gerek Halk gerekse Dîvan şiirimizin çok önemli bir tarafını teşkil eder. Yahya Kemâl, mısra mısra bir beste olmayan şiiri nesir sahasına atar. Dîvân’da yer alan 323 gazel incelendiğinde şiirin “ث “ve “و “harfleri hariç Arap alfebesindeki her harften gazel yazmış olduğu görülür. Hatta diğer şairlerin Dîvânlarında pek rastlamadığımız şekilde Haylî’nin “پ “ve “چ “harflerinden de gazelleri olduğu dikkati çeker. Şairin kâfiye harfine göre yazmış olduğu gazellerin sayıları şu şekildedir: “ا “harfinden 29, “ب “ harfinden 6, “پ “harfinden 1, “ت “harfinden 12, “ج “harfinden 2, “چ “harfinden 3, “ح “harfinden 4, “17 ”س, harfinden” 64 ”ز, harfinden” 1 ”ر, harfinden” ”ذ 12, harfinden” 2 ”د, harfinden” خ” harfinden 1, “ش “harfinden 4, “ص “harfinden 1, “ض “harfinden 1, “ط “harfinden 1, “ظ “harfinden “8 ”ل, harfinden” 1 ”ك, harfinden” 1 ”ق, harfinden” 3 ”ف, harfinden” 2 ”غ, harfinden” 1 ”ع, harfinden 25, “م “harfinden 22, “ن “harfinden 35, “ه “harfinden 34, “ى “harfinden 30 gazel. Sözlük anlamı “arkadan gelen”dir. Uyak sözcüğünün revį harfinden sonra gelen harf, ek, takı ve sözcüklere denir. Redif, İran ve Türk şiirinde vardır. Güçlü ve sanatkâr şairler değişik redifler bularak ve bunları iyi kullanarak şiirlerine ayrı bir güzellik 27 vermişlerdir. Redifin bir önemi de gazellere ve özellikle kasîdelere kendi adlarını vermelerinden ileri gelir. Halk edebiyatında redif ve beyit arasında anlam ilişkisi yoktur fakat Dîvân edebiyatında redif ve beyit arasında güçlü bir bağ vardır. Haylî Ahmed Çelebi’nin şiirlerinde ise bu bağ kendini güçlü bir şekilde göstermekte ve redif şairin edebî kişiliğinde önemli bir rol oynamaktadır. 1. Ārzū-yı şarāb-ı laǾlüñ ile Söyler olduķ redįf-i bāde ġazel56 Redif ile ilgili düşüncelerini şiirde belirttiğini görmekteyiz. 1. Yārine eşǾār ile işǾār ider Ĥālini Ħayli-i felāket-şiǾār57 eşǾâr ile işǾâr şiirlerinde sıklıkla kullandığı bir rediftir. 2.4. Edebî Sanatlar Haylî Ahmed Çelebi’nin Dîvânında yer alan edebî sanatlardan bazılarını aşağıda gösteriyoruz: 2.4.1. Teşbih “Sözü daha etkili bir duruma getirmek için, aralarında türlü yönlerden ilgi bulunan iki şeyden, benzerlik bakımından güçsüz durumda olanı nitelikçe daha üstün olana benzetmektir.”58 Benzeyen, benzetilen, benzetme yönü ve benzetme edatı olmak üzere dört unsurla oluşabilmektedir. Örnek: Aşağıdaki beyitte aşkın hararetli bir aşk tufanına benzetilmiş, benzetme edatı ile beraber üç unsurlu teşbih kullanılmıştır. Ey śoran nār-ı maħabbetden baña cāy-ı menāś Żevraķ-ı meyle olur ŧūfān-ı āteşden ħalāś59 56 51b/ I/ I 57 52a/ I/ I 58 Dilçin, a.g.e., s. 405. 59 68a/ I/ I 28 2.4.2. Leff ü Neşr “Genellikle bir beyit içinde, birinci dizede en az iki şeyi söyleyip, ikinci dizede bunlarla ilgili benzerlik ve karşılıkları vermektir. Dîvân şiirinde çoğunlukla mazmunlarla (klişeleşmiş mecaz)larla yapılmıştır.”60 Aşağıdaki birinci beytin ilk mısrasında sevgilinin zülüfleri, saçı ikinci mısrada mâr (yılana) benzetilmiştir. Beytin ilk mısrasındaki ruhsâr yani sevgilinin al renkli yüzü ikinci mısrada nâra benzetilmiştir. Müretteb ve teşbihli oluşu ile harika bir leff ü neşr örneğidir: Cān ruĥsāruña dil źülf-i siyeh-kāra fedā Derd-mendüñ birisi nāra biri māra61 Şairin şiirlerinde leff ü neşirler özellikle matla ve makta beyitlerinin dışında görülmektedir. Haylî leff ü neşr sanatını beyitlerinde neredeyse bir kural haline getirmiş ve sıklıkla kullanmıştır. Şairin üslubunu oluşturan ve zenginlik katan en önemli edebî sanatlardan olan leff ü neş, tenâsüp ve teşbih sanatı ile bir araya geldiğinde şiirde mânâ ahenginin en güzel taşıyıcılarından olmuştur. Leff ü neşr sanatının bu kadar başarılı kullanılması müellif ve müsvedde bir yazma olan elimizdeki Haylî Dîvânında yer alan metinlerin tamir edilmesini kolaylaştıran bir unsur olarak karşımıza çıkar. Gazellerde beyitler arasında ve özellikle mısralar arasında anlam bağı çok kuvvetli bir şekilde görülmektedir. Şairin belirgin bir üslup özelliği bu mânâ sanatlarındaki beceri ve başarısı olduğunu söyleyebiliriz. 2.4.3. Tezad “İki düşünce, duygu ve hayal arasında birbirine karşıt olan nitelikleri ve benzerlikleri bir arada söylemektir.”62Aşağıdaki beyitlerin ilkinde “aşık ve rakib” kelimeleri ile; ikincisinde “Dîv ve Âdem” sözcükleri ile tezad sanatı yapılmıştır: Müşkildür ehl-i Ǿışķa raķįb ile iħtilāŧ Dįv ile Ādem eyler mi ülfet iħtiyār 60 Dilçin, a.g.e., s. 437. 61 34b/ I/ II 62 Dilçin, a.g.e., s. 449. 29 2.4.4. Tevriye “İki ya da ikiden artık anlamı olan bir sözcüğü bir dize ya da beyit içinde yakın anlamını söyleyip uzak anlamını kastetmektir.”63 Aşağıdaki ikinci beyitte, “yüze” kelimesi ile hem yüzeye (ortaya) çıktı anlamı; hem de sevgilinin yüzü ârız anlamına gelmektedir. Źülfini çün Ǿārıżına dökdi yār Hep yüze çıķdı fiten-i rūzgār64 Aşağıdaki ikinci beyitte, “Çin” kelimesi ile hem ülke olan Çin anlamı hem de kıvrım, büklüm (saçla ilgili, çin-i zülfün) anlamına gelmektedir. Dil-beste olma ey dil-i ālüfte ķıl ĥaźer Seyyāĥ-ı Çįn ider seni sevdā-yı kāküli65 2.4.5. Tenâsüp “Bir konu üzerinde, aralarında türlü ilgiler bulunan en az iki sözcük, terim ve deyimi bir dize ya da beyit içinde rastgele sıralama amacı gütmeden kullanmaktır. Ancak, bu sözcükler arasında karşıtlık ilgisi bulunmaması gerekir.”66Aşağıdaki beyitlerin ilkinde “hatt ve leb” kelimeleri ile; ikincisinde “mey ve gubar” kelimeleri ile; ile tenâsüb ve gayr- ı müretteb leff-ü neşr yapılmıştır: Ĥaŧŧuñ görüb lebünde göñül oldı bį-ķarār Bį-Ǿaķl ider görenleri birden mey ü gubār 67 63 Dilçin, a.g.e., s. 427. 64 52a/ I/ I 65 68a/ Dikey/ II 66 Dilçin, a.g.e., s. 431. 67 53b/ I/ II 30 2.4.6. İstifham “Sözü, sorulan şeye yanıt isteme amacını gütmeden, duyguyu ve anlamı güçlendirmek için soru biçiminde söylemektir. Türlü varlıklar ve olaylar karşısında duyulan şaşkınlık, hayranlık gibi durumlarda da bu yola başvurulur. Herhangi bir duygu, düşünce ve kavram üzerine dikkati çekmek ya da dikkati sürekli olarak bunlar üzerinde tutmak da yinelenen soru adıllarıyla sağlanır.”68 Örnek: Sebep bilmem ve âyâ ile istifham yapılmıştır. Taĥayyül eyleyen Ǿuşşāķı mest eyler neden bilmem Bu maǾcūn-ı leb-i dilberde var āyā ne keyfiyyet 2.4.7. Nidâ “Şairin, çok duygulanması ve heyecanlanması sonucunu doğuran olayları ve varlıkları gözönüne getirip “ey, hey” gibi ünlemlerle onlara seslenmesidir.”69 Ol ħūnı śanma śaña lebin hem-zebān ider Ey dil ĥazer ki tefriķa-i ħānümān ider70 2.4.8. Tekrîr “Sözün etkisini güçlendirmek amacıyla anlamın üzerinde yoğunlaştığı sözcük ya da söz öbeklerini arka arkaya yinelemektir.”71 Haylî’nin şiir tarzında önemli bir rol oynayan bir diğer edebî sanat tekrirdir. Şiirlerinde çok cömert ve cesurca kelime tekrarları kullanıyor. Şair, eserde sıklıkla tekrir sanatından yararlanıyor. Kelime tekrarları onu rahatsız etmiyor aksine estetik keyif veriyor. Bilinçli olarak kelime tekrarlarına başvurması kelime bulamadığından değil, bundan keyif alıyor ve üslup olarak kullanıyor oluşundan yoksa kelime haznesi geniş, ilim sahibi ve yetkinlikte bir şair. Sık kullanılan kelimeler: ālüfte, şūh, kūy, āşüfte, şükūfe, rah-reh-rehzen, sâlik-i reh. vb. Örnek: âlûde ve gam kelimesi beyitte iki yerde farklı tamlamalar ile kullanılırken, oldıgum kelimesi aynı beyitte üç defa kullanılmıştır. 68 Dilçin, a.g.e., s. 456. 69 Dilçin, a.g.e., s. 453. 70 34b/ I/ I 71 Dilçin, a.g.e., s. 452. 31 Perįşānį-i dil ālūde-i ġam oldıġumdandur Ġam-ālūd oldıġum Ǿışķ ile hem-dem oldıġumdandur72 Bįhūde śanma eyler isem şiǾre iştigal ŞiǾr ile saña eylemedür ķaśdum Ǿarż-ı ĥāl73 2.4.9. İstiâre “Bir şeyi kendi adının dışında, türlü yönlerden benzediği başka bir şeyin adıyla anma. Bu bakımdan İstiâre hem bir mecaz hem de bir benzetme sanatıdır.”74 Açık ve kapalı olmak üzere iki çeşidi vardır. “Açık İstiâre, benzetme öğelerinden yalnız benzetmelik ile yapılan İstiâredir. Bu türlü İstiârede benzetilen söylenmez. Dîvân edebiyatındaki klişeleşmiş mecazların çoğu açık İstiâre durumundadır.”75 Aşağıdaki beyitte şehsüvâr kelimesi ile sevgili kastedilerek açık İstiâre yapılmıştır: Ħaylį(y)i āħir eyledüñ ey şehsüvār-ı nāz Bįm-i semend-i Ǿişve vü nāz ile pāy-māl76 “Kapalı İstiâre, benzetme öğelerinden yalnız benzetilenle yapılan İstiâredir. Bu türlü İstiârede benzetmelik söylenmez, bir anlamda gizlenir.” 77 72 34a/ I/ I 73 38b I/I 74 Dilçin, a.g.e., s. 412. 75 Dilçin, a.g.e., s. 412. 76 38b/ I/ I 77 Dilçin, a.g.e., s. 414. 32 2.4.10. İktibas İrsâl-i Mesele benzer. Söze, anlamı pekiştirmek amacıyla ayet, hadis ya da bunlardan parçalar almaktır.78 Yārdan ey dil der-āġūş-ı miyānın ķıl ŧaleb Sen hemān ol Ǿāmil-i lā ħayra illā fi'l-vasaŧ79 2.4.11. İştikâk Aynı kökten türemiş en az iki sözcüğü bir dize ya da beyit içinde kullanmaktır. 80 Örnek: hutûr ve hâtır kelimeleri ile aynı kökten türemiş olmaları sebebiyle iştikak sanatı yapılmıştır. Gelüp bir gün nedāmet Ħaylį'ye cevr itmeden cānā Ķaża itmek ħuŧūr eylerse ger ĥāŧırda mā-fātı Cefā żımnında eylerseñ vefākārį olur ammā Leyāl-i vuślata eyyām-ı hicrānuñ mükāfātı81 Klasik şiirin tabiatı gereği Haylî Ahmed Çelebi yukarıda zikrolunan edebî sanatlardan büyük ölçüde yararlanmış ve şiirlerine nakış gibi işlemiştir. Bununla beraber tenasüp ve tekrir sanatları şairin tarzını yansıtması bakımından ağırlığını hissettirmektedir. 2.5. Tasavvuf Klasik Türk Edebiyatımızın bütün şekil ve mânâ özelliklerini şiirlerinde başarıyla kullandığını gördüğümüz Haylî muhtevâ olarak dini-tasavvufi, tekke geleneğinden ziyade Tasavvuf edebiyatı kavram, anlam dünyası ve mazmunları ile yazmış olduğu şiirler oldukça az. Mâ-hasal, (hasılat, ömrün meyvesi) ve tecdîd-i vifâk gibi kullanmış olduğu kelimelerde medrese ve vaiz dili kullanıyor. CemǾiyyet-i ĥavāŧırı terk itdi mā-haśal 78 Dilçin, a.g.e., s. 465. 79 52b/ I/ I 80 Dilçin, a.g.e., s. 483. 81 43a/ Dikey/ I 33 Dil olalı o źülf-i perįşāna āşinā82 Gülebaķdı yüzine ŧālibinüñ dehr-i denį Yine tecdįd-i vifāķ itdi sipihr-i ġaddār83 Şair çok mahallî, Dîvân şiiri kelime kadrosu dışında ve çok kitâbî, tasavvufi terminolojiye ait kelimeleri kullandığını görmüyoruz. Begüm, didaktik ve tekke. Dar kelime kadrosuyla; fıkıh, kelam, tefsir, medrese ve tekke diline hiç itibar etmiyor, kullanmıyor. Rızâ, Cemâl, Fakr gibi bir terminolojisi yok. Bir bölümde Kâdirîliğe intisap ettiğini söylüyor. Halvetîlikten de bahsediyor fakat bu mecaz anlamda olabilir. Daha çok Kâdirîliği vurguluyor. Biz ol belākeşiz ki idüb terk-i māsivā İtdük reh-i muĥibbį bį Ǿillet iħtiyār84 Sen hemān fürķat-i cānāneye temeŝŝül eyle Ey göñül senden iderlerse sü’āl-i ġurbet85 Sana gurbeti soran olursa, sevgiliden ayrılığı misal getir. Farķ-ı reh-i mecāz u ĥaķįķat ķılan kişi Rindān-ı bezme eylemesin śoĥbet iħtiyār Sûfiyâne bir bakış açısı ve tarz ile yazmış olduğu bazı şiirlerine örnek verecek olursak: Aldanup dehre mālı neylersin Meyl-i žıll-i ħayāli neylersin Çünki mefhūmuñ oldı āħir-i kār 82 52b/ Dikey/I 83 53b/ I/ I 84 50b Dikey/ II 85 50b/ Dikey/ I 34 SaǾy-i cāh u cidāli neylersin Mālik-i māl-ı bį-hisāb olsañ Yine yevmü's-sü'āli neylersin Bu ķadar ża'f-ı ĥāl ile ey dil Yüklenüp bu vebāli neylersin Tā-be-key fikr-i Ǿömr-i müstaķbel Bu geçen māh u sāli neylersin Ey dil it Ǿilm-i nā-girįze heves Sen reh-i iǾtizāli neylersin Ĥālden Ħaylį sen de ĥālįsin Basŧ idüp bu vebāli neylersin86 86 46a En Alt Ek Şiir 35 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM DİVÂN-I HAYLÎ: SEÇME METİNLER 36 3.1. HAYLÎ DİVANI GENEL ÖZELLİKLERİ Haylî Dîvânı, Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi Türkçe Yazmalar Kataloğu’nu hazırlayan Fehmi Ethem Karatay tarafından yanlışlıkla 1040/1630-31 yılında Bağdat’ta vefat eden Bursalı Haylî’ye ait olarak gösterilmiştir. Yazmanın özellikle ilk varaklarında yer alan şiirlerin başlarında defalarca “Haylî-i Kırkkilisevî” ibaresi geçmesine rağmen böyle bir yanlışlık yapılmasını anlamak mümkün değildir. Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi Bağdat 164 numarasına kayıtlı Dîvânın künyesi: Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi Bağdat 164 Ebat: 195mm X 130 mm. Varak: 73. Sütun: İki sütun temel olmak üzere bazı sayfalarda sütunlar arası dikey bölümler bulunmaktadır. Cilt: Kahverengi deri cilt. Kâğıt: Aharlı. Yazı: Ta‘lik ve kırık Dîvânî hat. Müstensih: Müelif Hattı Yazma, müsvedde şeklindedir. Haylî’ye ait şiirlerin yanında başka şairlere ait şiirler ve mensur parçalar da yazmada yer almaktadır. Yazmanın 1a varağında Hz. Fatma için yazılmış dört mısralık bir mersiye, “lâ-edrî” başlıklı dört mısralık bir şiir, “İbrahim Gülşenî” başlıklı bir şiir, Haylî’ye ait bir gazel; 1b varağında Nizâmî-i İstanbulî’ye ait Arapça bir şiir, Haylî’ye ait bir gazel, Haylî’ye ait ve Şâh İsmâîl’e nazîre olarak yazılmış Farsça bir beyit; 2a varağında Haylî’ye ait gazeller; 2b varağında Haylî’ye ait bir gazel; 3a varağında kime ait olduğu belli olmayan bir kıt‘a, yine kime ait olduğu belli olmayan Türkçe ve Farsça müfredler, Sun‘î, Şifâyî ve Şâkir’e ait tarih kıt‘aları; 3b varağında Sûzî- i Mardinî’ye ve Bahâyî’ye ait gazeller; 4a-53a varakları arasında Haylî’ye ait şiirler; Yazma, müsvedde şeklindedir. 37 Haylî’ye ait şiirlerin yanında başka şairlere ait şiirler ve mensur parçalar da yazmada yer almaktadır. 13087 Ĥüsn-i Mükātebe Sāl-i mübārek-fāl (ü) ħayr-me'āl, sāl-i ĥuceste-ĥıśāl (ü) śaǾd-iştimāl, sāl-i meserret-me'āl (ü) meymenet-āmāl, sāl-i ferħunde-fāl (ü) źü'l-ikbāl, tādiħ-i hicret (ü) pür- ĥikmet, Ǿinān-ı Ǿazįmet (ü) źimām-ı niǾmet, pādişāh-ı celālet-şiǾār, şehriyār-ı nuśret- diŝār, pādişāh-ı deryā-ħurūş, şehriyār-ı encüm-cüyūş, pādişāh-ı heft-iķlįm ve şehriyār-ı saǾādet-nedįm, pādişāh-ı ġazā-āmāl ve şehriyār-ı nuśret-efǾāl, pādişāh-ı Rüstem-intiķām ve şehriyār-ı Āśaf-ġulām, pādişāh-ı hümāyūn-evķāt, şehriyār-ı žafer-şiǾār (u) fet-āyāt, pādişāh-ı düşmen-şikār, şehriyār-ı žafer-āŝār, pādişāh-ı gerdūn-bārgāh, şehriyār-ı encüm- sipāh, pādişāh-ı Ǿadālet-libās, şehriyār-ı nuśret-iltimās, pādişāh-ı heft-kişver, şehriyār-ı manśūr (u) mużaffer, pādişāh-ı gerdūn-iktidār ve şehriyār-ı felek-medār, pādişāh-ı Ferįdūn-şevket, şehriyār-ı İskender-śavlet, pādişāh-ı felek-bārgāh, şehinşāh-ı ķadr- destgāh, fi'l-arżı žıll-i İlāh, pādişāh-ı Ǿālem-penāh, sulŧān-ı heft-kişver, ĥāķān-ı bülend- aħter, sulŧān-ı Ǿālį-şān, ĥāķān-ı süreyyā-mekān.88 Yazmanın 1a varağında Hz. Fatma için yazılmış dört mısrâlık bir mersiye, “lâ- edrî” başlıklı dört mısrâlık bir şiir, “İbrahim Gülşenî” başlıklı bir şiir, Haylî’ye ait bir gazel; 1b varağında Nizâmî-i İstanbulî’ye ait Arapça bir şiir, Haylî’ye ait bir gazel, Haylî’ye ait ve Şâh İsmâîl’e nazîre olarak yazılmış Farsça bir beyit; 2a varağında Haylî’ye ait gazeller; 2b varağında Haylî’ye ait bir gazel; 3a varağında kime ait olduğu belli olmayan bir kıt‘a, yine kime ait olduğu belli olmayan Türkçe ve Farsça müfredler, Sun‘î, Şifâyî ve Şâkir’e ait tarih kıt‘aları; 3b varağında Sûzî-i Mardinî’ye ve Bahâyî’ye ait gazeller; 4a-53a varakları arasında Haylî’ye aitşiirler; 53b-67b varakları arasında mensur parçalar; 68a-70a varakları arasında yine Haylî’ye ait şiirler; 70b-72b varakları arasında. Hemdemî’nin Târîh-i Âl-i Osman mesnevîsi, 73a varağında ise kime ait olduğu bilinmeyen bir gazel yer almaktadır. Haylî Dîvânı’nda 323 gazel, 94 kıt‘a, 19 tarih 87 54a 88 27a 38 manzumesi, 8 tahmis, 2 müseddes, 1 sûriyye, 1 nevrûziyye, 3 ıydiyye, 1 terciibend, 1 kaside (na‘t), 4 rubâ‘î, 2 nazm, 32 müfred, 11 matla‘, 3 makta‘ yer almaktadır.89 3.2. ÇEVİRİYAZI ALFABESİ 89 Taştani bkz. 39 3.3. TRANSKRİPSİYONLU METİN Tezimizin bu bölümünde, çalışma konusu edindiğimiz Haylî Dîvânı’ndan seçme şiirlerin transkripsiyonu yer alacaktır. Haylî Efendi’ye ait olan bu yazma, ünik nüsha olması hasebiyle metin tamiri yapılması gerektiren yerlerde, metin tamirleri yapılmıştır. Eserdeki şiir başlıkları koyu bir şekilde yazılmıştır. Bunun yanı sıra tesbit ettiğimiz vezinler koyu ve italik olarak başlığın hemen altında gösterilmiştir. Mecmuadaki sırayı takip etmeyi kolaylaştırmak maksadıyla her bir şiire bir numara verilmiştir. Numaralara dipnot verilerek o şiirin mecmua içindeki yeri gösterilmiştir. 40 190 Fâilâtün/ Fâilâtün/ Fâilâtün/ Fâilün 1. ǾArśa-ǿi endįşe kim Ǿālemde sellemdür baña Bir velāyetdür o baġ cedd-i müsellemdür baña 2. Mekteb-i endįşede göñlüm muǾallimdür benüm Cümle ehl-i dāniş Ǿālim-i muǾallimdür baña 3. Ben o mest-i rind ü irşādem bezm-i Ǿışķuñam Kim seg-i kūyuñ sifāli sāġar-ı Cemdür baña 4. Milket-i nažma Süleymānem ķalemdür Āśaf'um Midĥat-i devr-i femüñ maǾnįde ħātemdür baña 5. Āb-ı rūy-ı sālikān-ı nažmem illā kim yine Ol ŧarįķuñ kemteri mįr-i mükerremdür baña 6. Hem o ġavvāś-ı biĥār-ı güft ü gūyem kim ķalem Nažm-ı maǾnįdārumuñ baĥşında ħāmemdür baña 7. Ħaylį irmez dest-i fikri nažma her nā-maĥremüñ El-ĥaķķ ebkār-ı maǾānį baña maĥremdür baña 90 2a /I 41 291 Fâilâtün/ Fâilâtün/ Fâilâtün/ Fâilün 1. ǾĀşıķam mihrüñle dil bir özge Ǿālemdür baña Anda fikr-i nāb-ı rūyuñ mihr-i aǾžamdur baña 2. Hicr-i laǾlüñ ile ser ehl-i ħarābāt olmuşam Kim sifāl-i miskde bir tāc-ı Edhemdür baña 3. Dāne-ǿi ħālüñe virdüm cennet-i rūyuñda dil Ya aña meyl itmesem kim der ādemdür baña 4. Śorsalar ĥüsnüñle ĥüsn-i Yūsuf'ı ey meh-cebįn Sen daħi maĥbūbsun Allāhü aǾlemdür bana 5. Gelmez ey meh yanuma şemǾile daǾvet ķılmışam Gerçi kim hemdem-i şeb hicrüñde sāyemdür baña 6. Ķayd-ı dünyādan ĥalāś itdi beni Ǿışkuñ senüñ Şimdi vadį-ǿi maĥabbet ĥıśn-ı muĥkemdür baña 7. Dād-ı ĥaķdur Ħayli bu ŧarz ve budur āy dānegā Ħāśıl olmaz fikr ile çok maǾnā mülhemdür baña 91 2a/II 42 392 Mefâįlün/ Mefâįlün/ Mefâįlün/ Mefâįlün 1. Uçurduñ bāz-ı nāz-ı yāri ey feryād neylersin Ederse ķaśd murġ-ı cāna ol śayyād neylersin 2. Şehįd-i tįġ-ı Ǿışķ-ı dilber olmaksa murād ey dil Yine Ĥıżr-ı ĥaŧından edüp istimdād neylersin 3. Dehānın resm edersin tutalım biñ sa’y ü diķķatle Anuñ yā nükte-i cān-baħşın en Bihžād neylersin 4. Dil-i senġįn-i yāri cehd edüp nerm eylemezsen de Varıp taşlar kesüp dağlarda ey Ferhād neylersin 92 4a/ I/ I 43 493 Fâilâtün/ Fâilâtün/ Fâilâtün/ Fâilün 1. Ĥançerįn elde kaçan kim şūħ-ı fettānum dutar Ķaçma dur diyü maĥabbet desti dāmānum dutar 2. Cān yaķasın nice ķurtarsın elinden çeşmümi Bir eli ĥançer çeker biri girįbānum dutar 3. Ol gül-i ħandāndan özge bāg-ı Ǿālemde bugün Var mı bir gül kim anı bu çeşm-i giryānum dutar 4. Giceler tā śubĥa dek bezm-i firāķ-ı yārda Sāz-ı ġam āhengini feryād u efgānum dutar 5. Dir imiş ġam çekmesün çāk-i girįbāndan bugün Rūz-ı ħaşr olduķda Sūzį çūbeki dāmānum dutar 93 4b/ I / I 44 594 Mefâįlü/ Fâilâtü/ Mefâįlü/ Fâilün 1. ǾAşķuñ yolında menzil-i maķśūda yetmişem Kūy-ı belā vü derdi baña mesken itmişem 2. Bir sözle seyr-i bāġa iletdüm o serkeşi Bir sāĥirem ki siĥr ile servi yürütmişem 3. Źülfüñ şebinde çekdügi derd ü belāyı ben Bād-ı śabādan ey gül-i raǾnā işitmişem 4. Bārį dil-i şikestemi luŧf it ele getür Elden men-i şikeste ĥod ey dost gitmişem 5. Ŧoġmadı Sūźį başuma bir gün ferah güni Ol sebzem ki maǾrece-i ġamda bitmişem 94 4b/ I/ II 45 595 Mefâįlün/ Mefâįlün/ Mefâįlün/ Mefâįlün 1. Ŧaġıtduñ ħāb-ı nāz-ı yāri ey feryād neylersin İdüp fitne ile dünyāyı ħarāb-ābād neylersin 2. Dil-i mecrūĥuma raĥm eyle ķalsun dām-ı źülfüñde Şikeste-bāl olan mürgı idüp āzād neylersin 3. İdersin gerçi her derde ŧabįbüm bir devā ammā Cünūn-ı ehl-i Ǿışķ olınca māder-zād neylersin 4. Varup gįsû-yı źülf-i yāri biri birine ķatduñ Yine bir fitne taĥrįk eyledüñ ey bād neylersin 5. Şehįd-i tįġ-ı Ǿışķ-ı yārdur ser-cümle-i Ǿālem Urup şemşįre dest ey ġamze-i cellād neylersin 6. Güzel taśvįr idersin ĥaŧŧ (u) ħāl-i dilberi ammā Fünūn-ı fitneye geldikde ey Bihzād neylersin 7. Bahāyį-veş degülsin ķābil-i feyz (ü) śafāsından Tekellüf ber-ŧaraf ey ĥāŧır-ı nā-şād neylersin 95 4b/ II/ I 46 696 Fâilâtün/ Fâilâtün/ Fâ’lün Lā Teħaf Tevekkel ǾAlellāh Fe İnnehü Yuĥibbü'l-Mütevekkilįn 1. Źikr-i hicr olalı dilüñ yādı Oldı tebdįl-i giryeye şādı 2. Aña şādem ki vādi-i ġamda Çeşmüm oldı ħayālüne vādį 3. Siĥri źülfinden ögrenür amm Nāzda kim ki yāruñ üstādı 4. Āşıķuñ ķıllet-i maĥabbetden Keŝret-i nāz-ı yārdur yādı 5. Sālik-i rāh-ı Ǿışķa hem-rāh it Ħaylį'ye yā İlāhį ol Ĥādį 96 13b/ II/ I 47 797 ĶıŧǾa 1. Şi'r-i şāir laŧįf [ü] rind gerek Şi're kim meylederdi olmasa şūħ Şi'r mevzūn söze dinür sañma Sözde mazmûn gerekdür 898 Fâilâtün/ Fâilâtün/ Fâilâtün/ Fâ’lün Rūhį 1. Śanma ey ĥāce ki senden zer ü sįm isterler Yevme lā yenfeǾu da ķalb-i selįm isterler 2. Berzaħ-ı ħavf-ı recādan gice gör nākām ol Dem-i āħirde ne ümmįd ne bįm isterler 3. Unudub bildigüñi Ǿārif iŝeñ nādān ol Bezm-i vaĥdetde ne Ǿilm ü Ǿalįm isterler 4. ǾĀlem-i bį-meh ħurşįd felekde her gįz 97 13b En Alt 98 14b/II 48 Ne müneccįm ne mühendįs ne ĥakįm isterler 5. Sakindür ki teslįm-i rıźā ol dāǿim Ber-murād olmaġa ħidmetde muķįm isterler 6. ǾĀlem-i keşf-i seǾānįde çevġ-i esrār içilür Varamaz nefsin ġaźub anda ĥalįm isterler 7. Dergâh-ı faķre varub dirligü ki Ǿarź itmeye Anda her gezene sipahtār zaǾįm isterler 8. Cermege muǾterif ol ŧāǾat- i sıġar olma Keşfā ħāne-ǿi ĥikmetde seķįm isterler 9. ǾĀşıķ ol ŝerbest-i vaśl istersen kim Ǿaşān Ter zengin pāre bir cennāt-ı naǾįm isterler 10. Çāresiz derd arayub renc-i elįm isterler Ķıble-ǿi maǾni-ǿi fehm eylemeyen gicerdüler 11. NiǾmet-i źāhir ü dil beste olan girsineler Sehv ile secde idüb ecr-i Ǿaźįm isterler 12. Gürsineler ezber eylese ķıssa-ǿi erbāb-ı dile Ey Ruhį ĥāźır ol bezm-i ilahįde nedįm isterler 49 999 Fâilâtün/ fâilâtün/ fâilâtün/ fâ’lün 1. Mest-i şįrįn-süħanem telħįn-i güftār nedür Lüŧfuñ evvel ne idi şimdi bu āzār nedür 2. Pür-tegāfül ne ki gūş u bîmâr nedür Gonce key-i gül-i la'lįn-i şeker-bār nedür 3. Beni gördükde şitāb ile o reftār nedür Renciş-i bį-sebeb-i ġamze-i pür-kār nedür 4. Sitem-i ġamze-i ter çeşm-i cefākār nedür Mübtelā ki nedür ey şūħ bu eŧvār nedür 5. Sitem itmekde yine ķādir isen eyle baña Āşıķam āşıķam ey yār-ı cefākār saña 6. Ħūr-peretem reviş-i dįnüne ķurbān olayum Āşık-āyįnesin āyįnene ķurbān olayum 7. Yemiş-i turra-i müşgįnüne ķurbān olayum 99 15b / I 50 Reşkden beste-i bāşuña ķurbān olayum 8. Çeşm-i ayyār-ı süħan-çįnüne ķurbān olayum Kemān-ebrū-yı pür-çįnüne ķurbān olayum 9. Nāvek-i ġamze-i pür-kįnüne ķurbān olayum Zehr-i kand-i leb-i şįrįnüne ķurbān olayum 51 10100 Fâilâtün/ Feilâtün/ Feilâtün/ Fâ’lün 1. Sįneni ger kįsebep ise āyine ruħ-ı śāf eyle Olmayam mı ele mir'āt alup insāf eyle 2. Ĥüsnüni görse eger Yūsuf olur bende saña Ħayl-i Ǿuşşāķ nice olmasun efgende saña 3. ǾĀşıķ olurduñ eger görse idüñ sen de saña BaǾde źįn bendeyem ey şūħ hemān ben de saña 4. Ħande it aġlasa ĥālin dil-i mālin den saña Böyledür ķısmet-i Ĥaķ girye baña ħande saña 5. Bir naśįĥatdür ider āşıķ-ı teşr-i mesnede saña Fer ķārįn yār olup aġyār-ı ķarįbinde saña 6. Girde-bālįn gel anda ki idüp teşne-i įmār Derd-i gayretle helāk ola Fehįm-i bįmār 100 15b/ Dikey 52 11101 fâilâtün/ fâilâtün/ fâilâtün/ fâ’lün 1. Būse-i laǾlįn mercān ile erzān almadur Şįven-i ehl-i maĥabbet cān virüp cān almadur 2. Cūy-veş her yana pūyān olmada maķśūd-ı dil Yanına bir sįm-ten serv-i hırāmān almadur 3. Āşıķ-ı dil-ĥasteye sermāye-i Ǿömr-i ebed Cān virüp aġışta bir āfet-i cān almadur 4. Ey gül-i nev-ħįz āgāh ol ki feryād eyleyen Devlet-i şāh-ı gül hep āh efgān almadur 5. Āl göñlüm ķaśd-ı ārifān-ı rūzigār Gevher-i kān olmadur ya gevher-i kān almadur 6. Źaħm-ı peykānını tįg eyler reg-i dilden o şūħ BāǾis-i raĥmet bilür bįmāra çün kan almadur 7. Nev-Ǿarūs-ı nažma zįnet virmenün sermāyesi Ey Bahāyį destüne kilk-i dem-efşān almadur 101 15b/ II 53 12102 Mefâilün/ mefâîlün/ mefâîlün/ mefâilün Ħaylį 1. Yine bir nevresüñ meftūnı oldı bu dil-i şeydā Ne nevres nevres-i āfet ne āfet āfet-i dünyā 2. Geçüpdür ħod bir saǾġi māĥuñ ķāmeti el-ĥaķķ Ne ķāmet ķāmet-i ǾarǾar ne ǾarǾar ǾarǾar-ı bālā 3. Nevādā-ǿi firāķ u miĥnete vuślat virür vuślat Ne vuślat vuślat-ı dilber ne dilber dilber-i ġarrā 4. Belā-yı hicr-i yāra kimse śabr itmez meġer Ǿāşıķ Ne Ǿāşıķ Ǿāşıķ-ı Ǿārif ne Ǿārif Ǿārif-i dānā 5. Sezādur Ħaylį dirseñ şaǾir-i siĥr-āferįnem ben Ne şaǾir şaǾir-i sāħir ne sāħir sāħir-i aǾlā 102 22b/I /I 54 13103 Mefâilün/ feilâtün/ mefâilün/ feilün Velehū 1. Semend-i dil ŧaraf-ı kūy-ı yāra pūyāndur Süvār o raħş-ı mebkūr Ǿaź üstine cāndur 2. Lebinde ĥaŧŧını sordum görince yâr didi Yazıldı ħātem-i muǾal üzre ĥaŧŧ-ı reyĥāndur 3. Ķabāsın atdı niyāz-ı viśāl-i Leylā'da Sebeb budur ten-i Mecnūn hemįşe Ǿüryāndur 4. Lebüñde ĥāśśa-ǿi iĥyā-yı mürde var ammā Ne Ħıżr u zinde-ǿi Ǿayşį ne laǾl-i mercāndur 5. Mey ü ney olsa olur Ħaylį źevķ bezm içre Biri gül ü biri bülbül biri gülistāndur 103 22b/I/II 55 14104 Fâilâtün/ Fâilâtün/ Fâilâtün/ Fâilün Li-muharririhi 1. Mübtelā-yı Ǿışķuña cevr itme cānum tāze sen El-ĥazer dil inkisārından civānum tāze sen 2. Nāle-ǿi bülbüldür (mār-ı Ǿıyş) hazân-ı gülşene Āh-ı Ǿāşıķdan śaķın ġonce dehānum tāze sen 3. Sįne-ǿi Ǿuşşāķı āmāc-ı hadeng-i hicr idüp Eyleme ġırbāl-veş kaşı kemānum tāze sen 4. Serkeş olsañ serv-veş daħl itmez ehl-i dil saña Sinn ü sālüñ ĥükm ider serv-i revānum tāze sen 5. İnkisār-ı kalb-i Ħaylį-ǿi belākeşden śaķın Mübtelā-yı Ǿışķuña cevr itme cānum tāze sen 15105 1. Kitāb-ı ruħuñda ħaŧŧuñ fikrini Dil eylerse kendüye yār u celįs Acep mi bu maǾnāyı ālem bilür Kitābü'n-nefįsfe-niǾme'l-enįs 104 22b/II/I 105 22b/II/II 56 16106 ŦÂRĮĦ Feilâtün/ Mefâilün/ Feilün 1. Mevt kim berzaħ-ı Ǿazįmedür ol Uġrar ol cisre hep śıġār u kibār 2. Ŧūli-i Ǿömre ġurrelenme śaķın Giyeħ-i ħuşk olur o lāle Ǿizār 3. Pendüm işit śadā-yı ĥātifdür "Leyse fi'd-dāri ġayruhū deyyār " 4. Virme ālāyiş-i cihāna göñül Bį-vefādur bu çarħ-ı kec-reftār 5. Dilde taśvįr olınmadıysa ._ _ ._ _/ . yā üli'l-ebsār 6. Saña yetmez mi ĥāl-i Seyyid ǾAlį Ced iken aña Aĥmed-i Muĥtār 7. İrtiĥāl itdi olmadı āħir Gülşen-i kām-ı dilde ĥūr-ı źār 106 22b/Dikey 57 8. İrtiĥālinde Ǿālem eyleyüp āh Aġladılar miŝāl-i ebr-i bahār 9. ǾĀķibet uçdı terk-i nāle idüp Ŧūŧi-i sebze-gūn-ı naĥl-i menār Sene:1070 17107 Feilâtün (Fâilâtün)/ Feilâtün/ Feilâtün/ Feilün (fa'lün) 1. Elzem olan baña isbāt-ı vücūd itmekdür Tā-be-key ĥāl-i dili güft ü şinūd itmekdür 2. Her ne dem kim ola nümāyān o miĥrāb ebrū Rind-i bį-ķayda lüzūm ana sücūd itmekdür 3. Dil ser-i kūyuna vardukça ider nāle vü āh Bülbülüñ kārı gülistānda sürūd itmekdür 4. Ŧoķunup ĥātır-ı Ǿuşşāķa daġıd tek źülfün Ķaśduñ ey bād-ı seĥer fitne-güşūd itmekdür 5. İsmüñ añılsa ider Ħaylį sitāyiş-kārı Şāh yād olsa ķuluñ kārı dürūd itmekdür 107 33a/I/I 58 18108 Mefâilün/ mefâîlün/ mefâîlün/ mefâilün 1. Beni çok böyle şeydā śanmañ iflās u ġam itmişdür Benüm ĥālüm perįşān ol perįşān perçem itmişdür 2. Nigāhından ĥazer ķıl ey göñül kim ol kemān ebrū Ĥadengi-i ġamzesin sehm-i ķażāya tev'em itmişdür 3. Aķar şām (u) seĥer seylāb-ı eşküm eylemez ārām Każā çeşmüm meger kim Ǿayn-ı eşki maķsem itmişdür 4. Senüñ kūyuñ sifālin cām idüp dil yine meclisde Cihān-ı köhnede tecdįd-i āyįn-i Cem itmişdür 5. Muĥaśśal ħalķ-ı Ǿālem Ǿibret alur ħāl-i Ħaylį'den Anı Ǿışķuñ senüñ Ǿibret-nümā-yı Ǿālem itmişdür 108 33a /I/II 59 19109 Mefâilün/ feilâtün/ mefâilün/ feilün 1. Nažar it cāma ruħ-ı pür-dür ile hem-çü ĥabāb Felek-i aŧlasa dönsün meh ü encümle şarāb 2. Ārzū-yı dil olur būs lebüñ kūyunda İtdürür ādeme gülşen heves-i şürb-i şarāb 3. Eşk-i ħūn-ā mey ü ney nāle ciger ķanlu kebāb (ĥayālüñ rūşen) Oldı dil ħānesi gül-bezm müheyyā esbāb 4. Dil ki bir ķaśr-ı ħayālüñ idi vįrān itdüñ Āferįnler saña ey pādişeh-ǿi ħān-ı ħarāb 5. Ħaylį ķıl źevķ-i mey-i köhne-civān-ı tāze Geçmedin pįre-źen-i dehrde eyyām-ı şebāb 109 33a/ II/ I 60 20110 Fâilâtün/ Fâilâtün/ Fâ’lün 1. Urıcak ĥāniķah-ı derd ü gama bünyādı Senüñ kime eyledi mįnā-yı ezel feryādı 2. Aśılur mıydı ser-i źülfüñe Manśūr-āsā Dil-i sevdā-zedenüñ olmasa istiǾdādı 3. Pend ile zā'il olur śanma sen bu…… Gide mi şerbet ile Ǿillet-i māder-zādį 4. Bįm-i hecrüñ beni eylerdi firākuñda śālāt Fikr-i vaśluñ baña ger itmeye istimdādı 5. Ħayliyā ĥaŧŧ-ı Ǿizārını görüb yāra didüm Bir ķıl üstünde imiş ħūy-ı bünyâdı 110 33a/ II/ II 61 21111 Fâilâtün/ Fâilâtün/ Fâilâtün/ Fâilün 1. Cām-ı Ǿışķ-ı yārdan añlar ki lezzet buldılar Bį-taǾab ķayd-ı taǾalluķdan selāmet buldılar 2. Olmadı erbāb-ı dil şekvā-ger-i derd-i firāķ Ol şarāb-ı telĥde āyā ne ĥālet buldılar 3. Sālik-i Ǿışķa raśad-bend-i belā bi'l-ittifāķ Ķāmet-i yāri ķıyāmetden Ǿalāmet buldılar 4. Vādi-i Ǿışķı eger geşt itdiler Ferhād u Ķays Her seyir-gāhında biñ dürlü nedāmet buldılar 5. N'ola Ħaylį ķıssa-i Ķaysı ferāmūş itse ħalķ Sergüzeşbütün gibi bir şįrįn kitābet buldılar 111 33b/ I 62 22112 Fâilâtün/ Fâilâtün/ Fâilâtün/ Fâilün 1. Sūzināk eyler o cismin bu dil ü cānının yaķar Nār-ı dūzaħla dilā sūz-ı maħabbet bir degül 2. MenǾ idersin śoĥbet-i meyden viśāl-i yārdan VāǾižā fikr eyleseñ sende ĥamāķat bir degül 3. Ruħ mıdur kākül midür ol gül midür sünbül midür Ķanġı birin diyeyim dilberde ĥālet bir degül 4. Hem sever bir şāhid-i bāzārı hem ižhār ider Ħayli-i ālüfte-ħāŧırda ķabāĥat bir degül 112 33b/ II 63 23113 (Fâilâtün) Feilâtün/ Feilâtün/ Feilâtün/ Feilün (Fâ’lün) Îdiyye 1. Eyleyüp kilk-i ķażā śafĥa-i dehre tesvįd Yine timŝāl-i hilāl-i meh-i Ǿīyd oldı beddua 2. Bu ħuş Allâh zihį vaķt-i sürūr-efzā kim Žāhir itdi felek-i köhnede bir şevķ-i cedįd 3. Bārekallāh źihį dem ki anuñ feyżinden Düşdi rindān-ı cihān destine cām-ı Cemşįd 4. Var ķıyas it ne ķadar vaķt-i śafā-perverdür ǾĀşıķa seyr-i ruħ-ı dilber iken emr-i nevmįd 5. Merĥabā itmede ižhār-ı tekāsül ķılmaz Dilberān Ǿāşıķına her ne ķadar olsa Ǿanįd 6. Bu yeter ĥāśıyet-i Ǿįd dilā 'irfāna Kim ola vaķt-i dem-i rūzeye bir sırr-ı sedįd 7. İķtiśār eyleyelüm midĥat-i feyż-i 'įdi Ħayliyā çünki olur muĥteķıru'l-ķāl müfįd 113 33b/ En Alt 64 24114 ĶıŧǾa Li-Ħaylį 1. Çekmişem derd-i Ǿışķı bilmez idim Bir muŧalsam şarāb imiş meselā Elem-i Ǿışķ ile muķayyed olup Çekmez añı çeken ġam-ı dünyā 25115 ĶıŧǾa Li-Ħaylį 1. Cefāña çāredür cānā taĥammül Belā-yı fürkatüñ olmazsa ĥālik Dil eyler Ǿāķıbet vaśluñ taĥayyül LeǾallallāhü yuĥaddis baǾde źālik 114 33b/ Dikey/ I 115 33b Dikey/ II 65 26 116 Mefâilün/ mefâîlün/ mefâîlün/ mefâilün El-müsveddetü'l-aĥķar 1. Perįşānį-i dil ālūde-i ġam oldıġumdandur Ġam-ālūd oldıġum Ǿışķ ile hem-dem oldıġumdandur 2. Miyānuñ gibi bārįk oldıġum tārįk-i fürķatde Esįr-i bend ü dilüm źülf-i pür-ham oldıġumdandur117 3. Ĥaŧā senden degül bį-behre-i ĥān-ı viśāl olsam Bu bāzār içre bį-dįnār u dirhem oldıġumdandur 4. Senüñ cevrüñ cihān gibi nihāduñ ķahr-ı pür-zehri Degül ġayrı baña illā ki ādem oldıġumdandur 5. Oķursa yār şiǾrüm Ħaylį raĥmet Ǿizz (ü) iķbāli Degül dūşįze-i maǾnāya maĥrem oldıġumdandur 116 34a/ I/ I 117 ("Esįr-i bend-i dām-ı źülf-i pür-ham oldıġumdandur" olsaydı vezne ve anlama daha uygun olurdu) 66 27 118 Mefâilün/ feilâtün/ mefâîlün/ fâilün 1. Selām-ı meymenet-efzā ki yārdan gelmez Nesįme beñzer o kim ġonce-zārdan gelmez 2. Ruħunda ħaŧŧ ola žāhir diyü o ġonce-gülüñ Göñül bu fikr ile hįç sebze-zārdan gelmez 3. Raķįb ķatlüme taĥrįk idermiş ol māhı Göñül dime kerem aġyār u yārdan gelmez 4. Nigāh-ı şefķat (ü) raĥm itme ġamzesinden ümįd Zülāl-i merĥamet ol çeşme-sārdan gelmez 5. Dir istimāǾ-ı fiġānum iden şeb-i hicrān Bu vāh u nāle bu sūziş hezārdan gelmez 6. Śabādan idemezüz būy-ı yāri istişmām Meger ki Ħaylį bu bād ol diyārdan gelmez 118 34a/ I/ II 67 28 119 Feilâtün (Fâilâtün)/ Feilâtün/ Feilâtün/ Feilün (fa'lün) 1. Yāri nerm eylemedi bunca gün āhum bilmem Bāri bildürse baña cürm ü günāhum bilmem 2. Bį-żiyā itdi göñül şemǾini bād-ı hicrān Yine tenvįr ide mi ol yüzi māhum bilmem 3. Sālik-i dil ire mi menzil-i vaśla yoħsa Deŝt-i fürķat mi olur ġāyet-i rāhum bilmem 4. Şeb-i hicr ola mı āħir ire mi rūz u śāl Nice olur Ǿāķıbet-i ĥāl-i siyāhum bilmem 5. Ħayliyā vefret-i Ǿiśyān beni rüsvāy eyler Meger elŧāf-ı Ħudā ola penāhum bilmem 119 34a/ II/ I 68 29 120 ĶIŦǾA 1. Ey dil belā-yı kākül-i dildār tā-be-key İnśāf ümįd-i būs-ı leb-i yār tā-be-key Terk-i mecāz idüp reh-i taĥķįķe ķıl sülūk Bu ibtilā-yı bāde vü zünnār tā-be-key 30 121 Fâilâtün/ Fâilâtün/ Fâilâtün/ Fâilün 1. Cām-ı Ǿışķ-ı yārdan anlar ki lezzet buldılar Bį-taǾab ķayd-ı taǾalluķdan selāmet buldılar 2. Olmadı erbāb-ı dil şekvā-ger-i derd-i firāķ Ol şarāb-ı telĥde āyā ne ĥālet buldılar 3. Sālik-i Ǿışķa raśad-bend-i belā bi’l-ittifāķ Ķāmet-i yāri ķıyāmetden Ǿalāmet buldılar 4. Vādi-i Ǿışķı eger geşt itdiler Ferhād u Ķays Her seyir-gāhında biñ dürlü nedāmet buldılar 5. NǾola Ħaylį ķıssa-i Kaysı ferāmūş itse ħalķ Sergüzeşbütün gibi bir şįrįn kitābet buldılar 120 34a/ II/ II 121 33b/ I/ I 69 31122 Mef'ûlü/ Fâilâtü/ Mefâîlü/ Fâilün VE LİNĀ MÜNAĶĶAHÜ'L-AHKAR 1. Ol ħūnı śanma śaña lebin hem-zebān ider Ey dil ĥazer ki tefriķa-i ħānümān ider 2. Gāhį ki ĥaŧŧ-ı rūyını ifşā ķılar meger Ižhār-ı remz-i fitne-i āħir zamān ider 3. Göñlüm hevā-yı kākül-i dilberde fi'l-meŝel Ol mürġdur ki naħl-i sehįyi āşiyān ider 4. Dil Ǿazm-i kūyuñ itse ķıl nāle lā-cerem Gülzāra varsa bülbül-i şeydā fiġān ider 5. Ħaylį ĥayāl-i ġamze vü ebrūnı yād idüp Beñzer ki ez-māyış tįr u kemān ider 122 34b/ I/ I 70 32123 1. Cān ruĥsāruña dil źülf-i siyeh-kāra fedā Derd-mendüñ birisi nāra biri māra fedā 2. Nigeh-i mestüñe ķurbān ġazālān-ı Ĥuten Kebg-i śaĥrā-yı İrem şįve-i reftāra fedā 3. Girih-i ŧurraña meftūn nigārende-i Çįn Büt-i Ferhād o evżaǾ u o eŧvāra fedā 4. Çįn-i gįsū-yı girih-gįriñi naĥcįr-i Hümā Gūy-ı ħurşįd o başuñdaki destāra fedā 5. Cümleten māmelek-i śabr u taĥammül Ħaylį Medĥ ehlüñde olan lezzet-i efkāra fedā 123 34b/ I/ II 71 33124 Fâilâtün/ fâilâtün/ fâ'ilün TĀRĮĤ-İ İNTİĶĀL-İ MUŚŦAFĀ EFENDİ El-müsveddetü'l-aĥķar-ı Ħaylį 1. Muśŧafā nām ol ĥaŧįb-i ehl-i ĥāl Bildi mezmūm oldıġın dār-ı fenā 2. İntiķāl itdi ķılup terk-i cihān Eyledi ümmįd-i ġufrān iktifā 3. Yā İlāhį aña olsun hem-nefes Bülbülān-ı gülşen-i bāġ-ı beķā 4. Tā kim ola dāħil-i ħuld-i berįn Reh-nümā-yı luŧfuñ olsun reh-nümā 5. Muśŧafā Ǿışķına yā Rab Muśŧafā Ehl-i ħuld içre ola engüşt-nümā 6. İgnesün ķaŧǾ-ı nažar tārįħ olur Muśŧafā olsun şefîǾ-i Muśŧafā Sene 1039 124 34b/ II/ I 72 34125 ĶIŦǾA 1. Ey dil esįr-i çāh-ı zeñahdān-ı yār olup Olduñ ħafį bu tįre-i aǾmāle mübtelā Yād eyle ol güni ki ola efǾālün āşikār Ol çāh içinde ol Ǿamel ola saña belā 35126 Mef'ûlü/ Mefaîlü/ Mefaîlü/ Feûlün El-Makdūru Kāin127 1. Bir ġamzede biñ nāz ider ol çeşm-i pür-āşūb Maĥśūś aña sāĥirį-i mu'cize-üslūb 2. Olmasa o timŝāl-i ķıyāmet idemezdi Bir cilvede śad Ǿişveyi ol ķāmet-i merġūb 3. Ferĥād ile Şįrįn'i unutdurdı cihāna Ĥāl-i dil-i sevdā-źede vü ol leb-i maħbūb 4. Rüsvā-şöde-i źülfüñ olup deşt-i belāda Mecnūnı vü Leylā'yı beġenmez dil-i meczūb 5. Bįhūde degül yine bu güstāhį-i Ħaylį Girmez ĥarem-i vaśla Ǿāşık-ı maĥcūb 125 34b/ II/ II 126 36b/ I/ I 127 (Olan biten takdir edilmiş. Olan ne varsa Allāh'ın takdiridir) 73 36128 Mef'ûlü/ Mefaîlü/ Mefaîlü/ Feûlün Ve'l-müsveddetü'l-ahkar 1. Şeb-tā-be-seĥer eyler isen yāri der-āġūş Eyyām-ı ġam-ı hicri dilā itme ferāmūş 2. Bāzīçe-i Ǿışķ mel'abe-i ŧıfl degüldür Zinhār heves itme sakın ey dil-i serhūş 3. Bilmez nicedür çāşni-i cām-ı viśāli Her rıŧl-ı girān-ı ġam-ı hicrānı iden nūş 4. Kūyunda varup nāle vü āh itmeseñ olmaz Gülzārda bį-raġbet olur bülbül-i ħāmūş 5. Gör Ħaylį ķuluñ Ǿāķibetü'l-Ǿākibe cānā Sevdā-yı ser-i źülfün ile oldı Ǿabā-pūş 128 36b/ I/ II 74 37 129 Mefâįlün/ Mefâįlün/ Mefâilün/ Mefâįlün Ve li-muharririhi'l-ahkar 1. Belā-yı Ǿışķdan bir dil ki cānā ĥisse-yāb olmaz Ne deñlü pür-ġam olsa yine gönlümce ħarāb olmaz 2. Hücūm-ı ceyş-i cevrüñ eylemez dil mülkini muĥtel Begüm iklįm-i Ǿışķ içinde aślā inķılāb olmaz 3. Münevver ruĥlaruñ źülfüñle mestūr itme bįhūde ŞuǾā-ı mihre zįrā perde-i żulmet hicāb olmaz 4. Müdām āzürde-ĥātır itme Ǿuşşāķı dime cānā DuǾā-yı sūz-nāki ehl-i Ǿışķuñ müstecāb olmaz 5. Firāķa gâyet olmaz mı didüm vuślat bulup yāra Didi nāz eyleyüp ey Ħaylį tā rūz-ı ĥisāb olmaz 129 36b/ II/ I 75 38 130 ĶIŦǾA 1. VāķıǾa bir maķām-ı dil-keş imiş Bu maķām-ı teraĥ-zidā ĥaķķā Bir iki defǾa menzil oldı bize Ceyyiden menzil-i ferah-efzā Hürmetine Rasūl-i kevneynüñ Śāĥibini muǾammer ide Ħudā 39131 mef'ûlü/ fâ'ilâtü/ mefâîlü/ fâilün Ve li-muharririhi'l-ahkar 1. ǾĀlemde Ǿālem itmek olurdı ġam olmasa Ġam olmaz idi olmasa ġam Ǿālem olmasa 2. Çoķdan olurdı śarśar-ı hicrāndan ĥarāb ǾIşķuñ esāsı dide eger muĥkem olmasa 3. Ey dil beyān-ı midĥat-i sırr-ı dehān-ı yār Olmazdı ķīl ü ķāle sebep müphem olmasa 4. Ümmįd-i laǾlüñ olmasa añılmaz idi laǾlüñ Yād olmaz idi devr-i piyāle Cem olmasa 5. Kalurdı Ħaylį genc-i süĥan tāliǾim gibi Bir beyt-i nā-güşūde ger endįşem olmasa 130 36b/ II/ II 131 38a II/ I 76 40132 TÂRÎH-İ VELÂDET Fâilâtün/ Fâilâtün/ Fâilün 1. Ħażret-i Dāmād Paşa kim aña Olup iĥsān-ı Ħudāvend-i Celįl (ya da "Halįl") 2. Nāgehān ķalbini mesrūr eyledi Maķdem-i maĥdūm-ı maŧbūǾ-ı cemįl 3. Yā İlāhį Aĥmed-i Muĥtâr içün Źevķ u şevķe eyle teşrįfin delįl 4. İsticābį-i duǾā-i Nūĥ içün Ķıl o maĥdūma naśįb Ǿömr-i ŧavįl 5. " Yā ebed" mevlūdine tārįħ olur Cā’e ǾAbdullāh min-śulbi'l-Ĥalįl Sene: 1070 132 37a/ II/ I 77 41133 KIT'A Mefûlü/ Fâilâtü/ Mefâįlü/ Fâilün 1. Dükkānda İbn-i Ĥācei taǾlįmden ġaraż Beñzer ki ĥāce śan'atı yārāna gösterür Žāhir budur ki ķuşı ķuş ile şikār içün Tesĥįr-i yāra dām ķurar dāne gösterür 42134 MÜSVEDDETÜ'L-AHKAR Mefâilün/ Feilâtün/ Mefâilün/ Feilün 1. Göñül ki nāķıl-i destān-serā-yı ĥasretdür Sirişk-i dįde aña mācerā-yı ĥasretdür 2. ǾAceb mi ĥasret-i dilberden eylesem nefrįn Belā-keşįdeligüm hep belā-yı ĥasretdür 3. Cihānda hįç kes olmaz benüm tek āşüfte Meger ki sākin-i miĥnet-serāy-ı ĥasretdür 133 37a/ II/ II 134 37a/ III/ I 78 4. Sükūt nāleden aǾlādur ehl-i Ǿışķa eger Ne çāre neyleyelüm muķteżā-yı ĥasretdür 5. Yeter bu Ǿişve nigāh-ı teġāfülāne yeter Efendi Ħaylį ķuluñ mübtelā-yı ĥasretdür 43135 Mefâilün/ Feilâtün/ Mefâilün/ Feilün Ve linā Ma'ahü'l-ahkar 1. Göñül ki vālih ü mest-i şarāb-ı ĥasretdür Sirişk-i çeşm aña sākį ĥarāb-ı ĥasretdür 2. ǾAceb mi _.. ger sūziş-i firāķ ise dil Buña taĥammül olmaż ĥasretdür 3. Figān ki žāhir olur dįde-i bįhūde Śavt-ı cūş naġamāt-ı rebāb-ı ĥasretdür 4. Sözümden olmasa maķśūd-ı dil nǾola tefhįm Netįce Ħaylį bu şiǾrüm kitāb-ı ĥasretdür 135 37a/ III/ I 79 44136 Mefāįlün/ mefāįlün/ mefāįlün/ mefāįlün EL-ǾABDÜ YÜDEBBİR VALLĀĦÜ YUĶADDİR 1. Görüp źevķ (u) neşāŧum śanmañuz şād oldıġumdandur Bu keyfiyyet belā-yı Ǿışķa muǾtād oldıġumdandur 2. Ne ġam sūrāħ sūrāħ itse başum tįşe-i hicrān Bu ĥālet ol leb-i Şįrįne Ferhād oldıġumdandur 3. Haŧā benden degül güm-kerde-i rāh-ı viśāl olsam Vādį-i Ǿıŧır-nākįde bį-zād oldıġumdandur 4. Degül ħūnum giriftārį-i bend-i źülf-i dilberden O dur lem-i hum-zedādan āzād oldıġumdandur 5. Śafā-yı ĥāŧır içün śanmañuz hem-vārį-i şiǾrem Fen-i nažm içre Ħaylį ħaylį üstād oldıġumdandur 136 37b/ I/ I 80 45137 Mefâįlün/ Mefâiün/ Mefâįlün/ Mefâįlün Müfredāt 1. Gülistān-ı melāĥatde hele ey naĥl-i ümmįdüm Ķıyāmet olsa ķaddüñ gibi bir serv olmadı peydā 46138 Fâilâtün/ Fâilâtün/ Fâilâtün/ Fâilün Ve linā münakkahü'l-aĥkar 1. Olmasun zeñcįr-i hicrān bend ü baġı kimsenüñ Düşmesün pāyına bezm-i ġam ayaġı kimsenüñ 2. Cām-ı çeşmüm pür olup efsūn sirişküm istemem Ķalmasun bį-rāĥ-ı rūĥ-efzā çanaġı kimsenüñ 3. Yeter aġlatdun beni kūyuñda didüm didi yār Olmasun bį-bülbül-i ĥoş-lehce bāġı kimsenüñ 4. Sālik-i Ǿışķa İlāhį raĥm ķıl göñlüm gibi Deşt-i hicrān olmasun āħir ķonaġı kimsenüñ 5. Ķılmasun hicrān dilüm yā Rabbi nevmįd-i viśāl Ķalmasun nā-sūħte Ħaylį çerāġı kimsenüñ 137 37a/ En Alt 138 37b/ I/ II 81 47139 Fâilâtün/ Fâilâtün/ Fâilâtün/ Fâilün 1. Eyledüñ nevmįd-i ümmįd vaǾd-i ferdādan beni Ĥāśılı hicrüñ uśandırdı bu dünyādan beni 2. İtmez oldum güft (ü) gūy-ı ħalķı aślā istimāǾ Fürķatüñ bir ĥırz imiş ķurtardı ġavġādan beni 3. Āyir-i taķdįr dir gören şeydālıġum bilmez meger Çoķdan āźād itdigi cevrüñ o daǾvādan beni 4. Bend idüp dām-ı ser-i źülfüñde luŧf idüp ķıl ħalāś Bu dil-i ālüfte-i pür-şūr u şeydādan beni 5. Muĥyi-i emvāt o cānā rūĥ-baĥş-ı maǾnį ben Ħaylį ya kim farķ ider şimdi Mesįhā'dan beni 139 37b/ II/ I 82 48140 Fâilâtün/ Fâilâtün/ Fâilâtün/ Fâilün 1. Yār źülfi gibi ālūde vü ālüfte gerek Dil-i mecnūn gibi Ǿāşıķ olan āşüfte gerek 2. Deldi tįr-i sitemüñ sįne-i ney-timsālüm Delicek didi ney nālesüz āşüfte gerek 3. Dir gören dįde-i fettānuñı (ĥāb-ālūde)141 Śanemā bāǾŝ-i āşūb-ı fiten ĥābda gerek 4. Ĥāśılı sencileyin būdsuñ o śāfiyetin İşte söz böylece bu tāźe vü bu güfte gerek 5. Olmaġa Ħaylį-i āşüfte ile hem-meşreb Yār źülfi gibi ālūde vü ālüfte gerek 140 38a/ III 141 Parantez içindeki birleşik kelime vezindeki eksiği tamamlamak için eklendi) 83 49142 Feûlün/ Feûlün/ Feûlün/ Feûl 1. Eger vardur dinilse her dilde ĥāl Dilārā ola hādil-âsâ muĥāl 2. Kederle mükedder-dil ola meger Selām u kelāmuñla mesrūr-ĥāl 3. Merām ehl-i derde ĥuśūl-i devā Murād-ı dil ammā vuśūl-i viśāl 4. Meded-kār olursa eger Kirdgār Elem Ǿāhlem ü Ǿālem olur melāl 5. Eger medĥ-i dildāra me'mūr olam Kelāmum olur siĥr-i helāl 142 39a/ I 84 50143 Mefûlü/ Fâilâtü/ Mefâįlü/ Fâilün VE Lİ-NÂMIKIHİ'L-AHKAR144 1. Bįhūde śanma eyler isem şiǾre iştigal ŞiǾr ile saña eylemedür ķaśdum Ǿarż-ı ĥāl 2. Hicriñde girse nǾola fiġānum ķulaġuña Ebrūlaruñ ħayāli ķılupdur ķadüm hilāl 3. Cān bįm-i hicre dil elem-i vaśla mübtelā Efkār-ı cān u dil ile geh bįm ü geh ħayāl 4. Hicriñde gerçi vuślatuñ ümmįd ider göñül Ammā bu emr-i ber-Ǿakis olmaķ ne iĥtimāl 5. Ħaylį(y)i āħir eyledüñ ey şehsüvār-ı nāz Bįm-i semend-i Ǿişve vü nāz ile pāy-māl 143 38b I/I 144 (Bu manzumeyi kaleme alanın değersiz bir şiiri daha) 85 51145 Mefâilün/ Feilâtün/ Mefâilün/ Feilün 1. Źebān ki ĥāme-i fürķat-nihād-ı ĥasretdür Sirişk-i çeşm aña ħūnā-midād-ı ĥasretdür 2. Zamān ile göñül Anķā-yı evc-i vuślat idi Zemįn-i ġamdaki ki şimdi cerād-ı ĥasretdür 3. Egerçi müşkiledür iştiġāl-i şiǾr ammā Ne çāre dāfiǾ-i ħükm-i fesād-ı ĥasretdür 4. Zihį Ǿacįbe leŧā'if zihį ġarįb aĥvāl Nigāh olınsa dile yine şād-ı ĥasretdür 5. Olursa Ħaylį kuluñ (göñül) nā-murād-ı rezm-i belā ǾAceb mi Rüstem-i dāruǾl-cihād-ı ĥasretdür 145 38b II/ II 86 52146 Mefâilün / Feilâtün / Mefâilün / Feilün (Fa'lün) Li-Muharririhi'l-Efkār 1. Fiġān ki lücce-i ġamda ġarįk-i cāvįdem Fiġān ki sāhil-i şādį-reŝāna nevmįdem 2. Fiġān ki feyż-i figānum cihāna şāmildür Fiġān ki Ǿālem-i derd ü belāya ħurşįdem 3. Fiġān ki Ǿışķ ile hem-pāy-ı Kays olup gezerem Fiġān ki rāh-ı maĥabbetde ehl-i taķlįdem 4. Fiġān ki kendümi bilmem cünūn ile ammā Fiġān ki cāhil-i esrār-ı remz-i tevĥįdem 5. Egerçi Ħaylį-i Mecnūn-kıyāfetem ammā Kemāl-i Ǿaķl ile fenn-i süĥanda Cemşįdem 146 40a I/ I 87 53147 Mef'ûlü / Mefâįlü / Mefâįlü / Feûlün Lİ-MÜSVEDDETİ'L- AHKAR 1. Olmış bize dil-mānde o cānān muķarrer Olmazsa ķalur himmet-i yārān muķarrer 2. Ol kec-nigeh ol ġamze-i pür-Ǿişvelerin gör Āşūb u fiten oldı nümāyān muķarrer 3. Bilmezlik ile bāǾis olup ŧavr-ı cünūnum MecmūǾa-i dil oldı perįşān muķarrer 4. Fürķat seni nevmįd-i viśāl itmesün ey dil Her derdüñ olur āħiri dermān muķarrer 5. Rüsvāylıgun güft ü şinūd oldı cihāna Ey Ħaylį-i miĥnet-zede hicrān muķarrer 147 40a I/ II 88 54148 Feilâtün (Fâilâtün) / Feilâtün / Feilâtün / Feilün (fa'lün) Tārįh-i Hazret-i Kādį Efendi El-Merhūm 1. Ŝāni-i Ķādį Sezāyį Efendi āħir İştiġāl eyledi bā-ĥükm-i Ĥudāvend-i Vedūd 2. Fāriġ-ı cāh-ı cihān oldı idüp terk-i sivā Ġālibā ĥāŧırına geldi ĥiŧāb-ı maǾĥūd 3. Ġam-şümūl eyledi dünyāya ki mevt-i Ǿālim Mevt-i Ǿālem gibidür didi Rasūl-i MaǾbūd 4. Yā İlāhį anı ķıl ġarķa-i girdāb-ı kerem Luŧfuñ ile ola hem-nām-ı Muĥammed mesǾūd 5. Fevtinüñ Ħaylį-i efgende didi tārįĥin Ana cennetde nasįb ola Makām-ı Maĥmūd Sene: 1070 148 40a II/ I 89 55149 EL-MİMMETÜ LİLLÂHİ TE'ÂLA VE TEKADDES Feilâtün/ Mefâilün/ Feilün 1. Cān u dil bir belāya raĥm eyler Müslümān Müslümān'a raĥm eyler 2. Baña dem-sāz olur seg-i kūyuñ Āşinā āşināya raĥm eyler 3. Dil-i şeydāyı şād iderdün eğer Olsañ ehl-i recāya raĥm eyler 4. ǾArż-ı ĥāl it dilā ne olmaķ var Gadab eyler sana ya raĥm eyler 5. Meyl ider Ħaylį bir zamān śana yār Dem olur şeh gedāya raĥm eyler 149 40b 90 56150 Mef'ûlü / Mefâįlü / Mefâįlü / Feûlün Hayru'l-Kelām Mā Kalle ve Delle Tārįh-i Feth-i Varat 1. Meydān-ı şecāǾatde ǾAlįlük idüp ifşā Cem-kevkeb ü Serdār-ı Mükerrem ǾAlį Paşa 2. Külliyyet ile ġāret idüp mülk-i Macar'ı Nāmını ķażā śāĥib-i fetĥ eyledi inşā 3. Darb ile Varat kalǾasını eyledi tesĥįr Dirsem bu ķadar maǾreke-ārā ola ĥāşā 4. Bir emr-i Ǿasįr idi bu fetĥ oldı müyesse Feĥm oldı yine nükte-i hall-i "Ǿamelün mā-şā"151 5. Re'si düşicek ķalǾa-i meźkūrenüñ oldı Tārįhi tamām aldı VaratǾı ǾAlį Paşa Sene: 1070 150 40b/ I/ I 151 (Hūd suresi/33) 91 57152 Mef'ûlü / Mefâįlü / Mefâįlü / Feûlün Li Muharririhi'l-Efkâr Haylî 1. Bir dil k'ola göñlüm gibi süknā-yı maĥabbet Elbette olur bir nice ebnā-yı maĥabbet 2. Duysaydı eger feyż-i ġam-ı Ǿışķı iderdi Zāhid bıraķup źühdi temennā-yı maĥabbet 3. Sevdā-ger-i źülfüñ olup oldı dil-i şeydā Āşüfte vü ālüfte vü rüŝvā-yı maĥabbet 4. ǾIşķuñda neler çekdigümi söyleyem ammā Mümkin mi k'ola şerh-i meżāyā-yı maĥabbet 5. Cānāna fedā eyledi cānın odur Ǿāşıķ Ħaylį tek olup ma'reke-ārā-yı maĥabbet 152 43a/ I/ I 92 58153 Mefâilün / Mefâilün / Mefâilün / Mefâilün ĶıŧǾa 1. Gelüp bir gün nedāmet Ħaylį'ye cevr itmeden cānā Ķaża itmek ħuŧūr eylerse ger ĥāŧırda mā-fātı Cefā żımnında eylerseñ vefākārį olur ammā Leyāl-i vuślata eyyām-ı hicrānuñ mükāfātı 59154 Feûlün/ Feûlün/ Feûlün/ Feûl 1. Cihān itse tercįh eşǾāruma Kelām-ı kibārı nem-āyı kelām Mukarrer muĥakkak muśaddak durur Kelāmü'l-hakįri hakįru'l-kelām 153 43a/ Dikey/ I 154 43a/ Dikey/ II 93 60155 Mef'ûlü/ Mefaîlü/ Mefaîlü/ Feûlün Lİ MUHARRİRİHİ'L-AHKAR 1. Ger Ǿāşıķa cevr itmek ise dilbere Ǿādet Śabr eylemedür Ǿāşıķ-ı sevdā-gere Ǿādet 2. ǾUşşāķı helāk eylemedür śanǾat-ı kākül TaśnįǾ-i vuĥūş eylemedür ejdere Ǿādet 3. Cānā ruħuñ eylerse ĥarįm-i dili rūşen Müşkil mi budur mihr-i żiyā-güstere Ǿādet 4. Śayd itse beni dįde-i fettānuñ Ǿaceb mi Ceźb-i dil olur sāħir u efsūn-gere Ǿādet 5. Her sözde saña eylemedür ĥālini tefhįm Ħaylį-i süĥan-feĥm süĥanı pür-düre Ǿādet 155 43a II/I 94 61156 Mef'ûlü/ Mefaîlü/ Mefaîlü/ Feûlün VE Lİ-MÜSVEDDETÜ'L-EFKÂR 1. Seyr it dehen-i ġonce-i ħandān ise maķśūd Efġānum işit bülbül-i nālān ise maķśūd 2. Reftārını gör cilve-i ŧāvūsa müşābih Baķ ķāmetine serv-i ħırāmān ise maķśūd 3. Ey dil nice bir žulmet-i źülfünde gezersin Śor laǾl-i lebin çeşme-i ĥayvān ise maķśūd 4. Bu girye-gerį tā-be-key ey merdüm-i dįde Al ħāk-i rehin kühl-i Sifāhān ise maķśūd 5. Ayrılma ħarįm-i ser-i ķūyundan o şūħuñ Ey bülbül-i dil saħn-ı gülistān ise maķśūd 6. Din źāhide itsün teb-i hicrānı taĥayyül Eger tecrübe-i āteş-i nįrān ise maķśūd 7. Ħaylį sana elbette muķārin olur ol şūħ Ġam çekme eğer kim aña ķurbān ise maķśūd 156 43a II/II 95 62157 EL-GANEM Bİ'L-'AZEM Lİ-MUHARRİRİHİ'L-EFKÂR 1. Figān ki ĥalkı bįdār eyleyüp gavgāya salmışdur Meger ey dil seni o bį-vefā ferdāyā salmışdur 2. Göñül ġam-gįn tegāfül itme ey dil çeşm-i mestįden Saķın tārāc-kār-ı ġamzesin yaġmāya śalmışdur 3. Olup seyyāĥ-ı Ǿālem ārzū-yı seyr-i Çįn eyler Dil-i şeydāyı źülfüñ bir Ǿaceb sevdāya salmışdur 4. Ķazılsa ħaşr olınca ĥāk-i Ǿanber-bū çıķar cānā Cāy-ı pāke kim źülf-i siyāhuñ sāye salmışdur 5. Degül mümkin taĥammül ŧaǾne-i eşĥāś-ı nā-fehme Añı Ħaylį netįce Ĥażret-i mevlā'ya śalmışdur 157 43b 96 63158 Mef'ûlü/ Mefaîlü/ Mefaîlü/ Feûlün ĶIŦǾA-İ NAǾT-I ŞERĮF 1. Bülbüldür o gülzāra senüñ dār-ı naǾįmün Lāl oldılar anda leb-i Mūsā dem-i Įsā 2. Bir meclise maĥremsin ammā şāh-ı rusul kim Ĥattā aña ĥuddām olamaz Ĥıżr u Mesįĥā 3. Bādi-i şefāǾat bilüp ey kān-ı risālet Vird eyledi evśāfunı dil Ħaylį-i şeydā 158 43b/ I/ II 97 64159 Feilâtün (Fâilâtün) / Feilâtün / Feilâtün / Feilün (fa'lün) VE Lİ-MÜSVEDDETÜ'L-AHKAR 1. ǾIşķ ile sįnedeki gül gibi dāġ ister dil Gāh olup bülbül-i nālişde vü bāġ ister dil 2. Nice meĥ itmeyeyim medĥ-i ruħ-ı cānāna Žulmet-i leyle-i fürķatde çerāġ ister dil 3. Bir büt-i nev-rese ālüfte vü āşüfte olup Dįn ü dünyāyı heme terk ü ferāġ ister dil 4. BāǾiŝ-i renc-i śudāǾ oldı ħumār-ı hecrüñ Ħāśılı bezm-i viśālüñden ayaġ ister dil 5. Fāriġ itmişdi ġazelden beni ol çeşm-i ġazāl Ħayliyā çāre ne efsāne vü lāġ ister dil 159 42b/ II/ I 98 65160 ĶIŦǾA 1. Bu cefā tā-be-key vefā eyle Gel ümįdüm ķażā-yı mā-fāt it YaǾnį Ħaylį-i rūzedār-ı ġama ǾĮd-i vaśluñ ile mükāfāt it 66161 1. Egil nāz u şįve ol güftārdan uzaġ Lāyık degül muķarin-i ŧūŧį ola o źāġ 2. Dil nice terk-i źevk-i mey-i dilber eylesün Güç bir kişiye ĥālet-i muǾtādeden ferāġ 3. Bį-dāġ olur mı sine-i Ǿuşşāķ-ı mübtelā Olur mı lāzime şeb-i fürķat meġer çerāġ 4. DāǾim ĥayāl-i kūyuñla dil fiġān ider Gūyā ĥemįşe nāle ider Ǿandelįb-i bāġ 5. Ferhād'ı añma Ħaylį bize sergüzeştüñi Şįrįn-makāle eyle yeter bu füsūn u lāġ 160 42b/ II/ II 161 42b/ Dikey/ III 99 67162 Mef'ûlü / Fâilâtü / Mefâîlü / Fâilün Lİ-MUHARRİRİHİ'L-AHKAR 1. Devr-i lebüñde çeşme-i ĥayvāna kim bakar Ĥüsnüñ yanında miĥr-i dıraĥşāna kim bakar 2. Deyr-i ciĥānda ey śanem itdikçe cilve sen Timŝāl-i bāl-i Yūsuf-ı KenǾān'a kim bakar 3. Kūyuñda āh u nālemi kim eyler istimāǾ Şevķuñla çāk çāk girįbāna kim bakar 4. Ümmįd-i vaśl ile dil ü cān terkin eyledüm Böyle maĥalde ĥāŧır-ı mā-fāta kim bakar 5. Bu nažm u nesre gūşiş-i bįhūde tā-be-key Ey Ħaylį şimdi defter u dįvāna kim baķar 162 44a I/I 100 68163 Fâilâtün/ Fâilâtün/ Fâilâtün/ Fâilün KITǾA Lİ-MUĤARRİRİHİ'L-AĤKAR 1. Sırr-ı " İsrā"yı beyān eyler o źülf-i pįç ü pįç Feĥm olur reng-i ruĥuñdan maǾni-i "rūĥ"-ı behįc 2. Lentenālü'l-birra ĥattā tünfikū _ _ . _ Bilmeyen kālā-yı ķadrüñ kıymetin añlar mı hįç 3. Nūr-ı İslāmla mücellā ķılmasañ āyįne-veş Rūy-ı Ǿālem žulmet-i küfr ile ķalurdı semįc 4. Sırr-ı "aǾŧaynāk" dur taǾžįm-i şānuñdan nişān MaǾni-i "levlāk" dur Ǿummān-ı vaśfuñdan halįc 5. Yā Rasūlallāh şefāǾat eyle rūz-ı lā-şecer Yā Rasūlallāh Ǿusāt-ı ümmetündür senün 163 44a I/II 101 69164 ĶIŦǾA 1. Ŧutalum pādişāh imiş Ħaylį Meyl-i žulm eyleyen o bį-iźǾān Ĥazer itmez mi sū-i ĥātimeden Žulmetü'ž-žulm tažallümü'l-įmān 70165 Mefāilün/ Feilātün/ Mefāilün/ Feilün Lİ-MUHARRİRİHİ'L-AHKÂR 1. Ne ān ki bir büt-i sįret cemādadur meylüm Benüm senüñ gibi Ǿālį-nijādadur meylüm 2. Gözüñ ki nām ile fitne şān-ı Ǿālemdür Benüm Ǿaceb ki o ehl-i fesādadur meylüm 3. DuǾā vü zār u niyāzum viśāl-i cānāna Ne cemǾ-i māla ne Ǿömr-i ziyādadur meylüm 4. Netįce kimseden itmem tażarruǾ sırr-ı alķış Cenāb-ı Ĥazret-i Rabb-i Ǿibādadur meylüm 5. Göñülde dilber u meyden ferāġa var niyyet ǾAdū-yı nefs ile Ħaylį cihādadur meylüm 164 44a/ Dikey/ II 165 45a I/I 102 71166 ĶIŦǾA 1. Eyle ĥüsn-i zindegānį ħulķ ile Ŧūl-i Ǿömr ise ger iķśār-ı emel Ħaylį kavl-i Murtażādur eyle gūş "Ezdiyādü'l-Ǿömri fį hüsniǾl-amel 72167 ĶIŦǾA FaǾûlün/ FaǾûlün/ FaǾûlün/ FaǾûl 1. Günāh-ı śagāǾirden eyle ĥazer Kebā'irden it ictināb-ı ķulūb Śagā'ir kebā'ir dime Ħayliyā Teŧarraf bi-terki cemįǾu'z-zünūb 166 45a I/II 167 45a/ Dikey/ I 103 73168 KASÎDE NAǾT-I HAZRET-İ RASÛL-İ EKREM SALLALLÂHÜ ǾALEYHİ VE SELLEM Mefâilün / Mefâilün / Mefâilün / fâ’lün 1. Ne medĥ-i seyr-i gül-i gül-sitānadur meylüm Ne medĥ-i ġonce-fem ü mū-miyānadur meylüm 2. Ne Ǿişve-i leb-i cānāsebep göñül mecnūn Ne ġamze-i nigeh-i dilberānadur meylüm 3. Ne şįve-i ķad-i reftār ider mey-i maĥzūz Ne neşve-baĥş-ı mey-i erġavānadur meylüm 4. Ne baĥt u devlet ü iķbāl ü cāh-maŧbūǾam Ne ĥāśıl-ı güher ü baĥr-i kānadur meylüm 5. Ne iltifāt-ı ekābir ne iǾtibār-ı śıġār Ne intisāb-ı der-i kābirānadur meylüm 6. Ne nām u kām u ne zįnet-murād u maġbūnem Ne iştiĥār u ne şöhret ne şānadur meylüm 168 45a/ II 104 7. Temeddüĥ-i şeh u paşaya eylemem raġbet Benüm Peyember-i āħir zamānadur meylüm 8. Rasūl-i Ĥażret-i Ĥaķķ melce-i enām u ümem Şāh-ı memleket-i cāvidānadur meylüm 9. Gül-i serāmede-i gülşen-i risālet olan Dilā o bülbül-i ķuds-āşiyānadur meylüm 10. Ĥabįb-i ŚāniǾ-i ferş ü ĥaŧįb-i minber-i Ǿarş Maĥrem-i ĥarem-i lā-mekānadur meylüm 11. ŞefîǾ-i rūz-ı ķıyāmet şefįk-ı cünd-i Ǿusāt Ĥādį-i der-i dāru'l-cinānadur meylüm 12. Vücūd-ı pāki muĥāŧab kelām-ı _. . _ Ħāŧib-i dem-i muǾciz-beyānadur meylüm 13. Ħaylįyem ki şifā-yı şefāǾatüñle senüñ Žuhûr-ı maġfiret-i MüsteǾānadur meylüm 105 74169 Mefûlü/ Fâilâtü/ Mefâįlü/ Fâilün 1. ǾUşşāķa bir ziyādur o mehden murād olan Rindāna neşǾe śāġar-ı Cem'den murād olan 2. Ĥaŧŧuñdan añladum ruħ u ebrū gelen olan ǾIşķ Ǿāleminde levĥ u ķalemden murād olan 3. Zāĥid yeter temeddüħ-i ħuld itmesün bize Kūyuñdur işte bāġ-ı İrem'den murād olan 4. Seyr-i cināndan Ǿālem-i vaśluñ imiş ġaraż Hicrüñ imiş güzār-ı Ǿademden murād olan 5. Ey şūħ kesb-i ferr-i kelām ise maķśaduñ Ħaylįdür tesise nažm u raķamdan murād olan 169 44b Dikey/ I 106 75170 KITǾA-İ ZĮBĀ 1. Dimiş iħvān yāra var göre ĥāl-i Ħaylį'yi Dimiş çoķdan işitdüm ĥaste-i Ǿışķumdur ol şeydā İşitdüm bu kelāmı bülbül-āsā didüm itdüm āh Şenįden key būd mānend dįden ey gül-i ĥamrā 76171 Mefāįlün/ Mefāįlün/ Mefāįlün/ Mefāįlün Lİ-MUHARRİRİHİ'L-EFKÂR 1. Ciĥān erbāb-ı cāha ŧālib-i dünyāya cān lāźım Baña lāźım olan cānān ne cān u cihān lāzım 2. Serümden rūź-ı hicrān dūd-ı āhum mużmahil olmaz Şeh-i ħayl-i belāyam başum üzre sāyebān lāzım 3. Dil ārām eylemez bir yerde kūy-ı yārdan ġayrı Netįce Ǿandelįbe seyr-i śaħn-ı gülsitān lāźım 4. Baña ey śabā ķıl būy-ı źülf-i yārı dest-āvįz Diyār-ı ĥüsnden sulŧān-ı Ǿışķa armaġān lāźım 5. Kitāb-ı Ǿışķı kilk-i Ħaylį eylesün raķam lā-büd Mektūm sırrı mefhūm itmege bir tercemān lāźım 170 44b/ En Üst 171 44b/ I/ I 107 77172 ĶITǾA 1. Eyleyüp Ǿilm-i nā-girįze heves Ŧālib ol gūşiş eyle her fenne Meclis-i Ǿilme Ħaylį eyle düħūl "Meclisü'l-Ǿilmi ravżatü'l-cennet" 78173 Mefâilün/ Feilâtün/ Mefâilün/ Feilün Lİ MUHARRİRİHİ'L-EFKAR 1. Dil-i belā-źede maĥfį niyāzadur muǾtād Gör ol sitem-geri ifşā-i yāradur muǾtād 2. Nigāhı eyledi dünyāyı sırruma vāķıf Meger ki ġamzeleri keşf-i rāźadur muǾtād 3. Baña ĥaķįķat-i ĥāli beyān ider vāǾiz Benüm ŧabįǾatum ammā mecāźadur muǾtād 4. Temeddüĥ itme baña ĥūr-ı ĥuldi bįhūde Netįce meyl-i dil ol dil-nevāzadur muǾtād 172 44b/ Dikey/ II/ II 173 44b/ II/ I 108 Şūħda Ħaylį ger iǾlān-ı nāź ise Ǿādet 5. Dil-i belā-źede maĥfî niyāźadur muǾtād 79174 MAĶTAǾ 1. Alma eşĥāśuñ perįşān kįyl ü ķālin destüñe ŞiǾr-i Ħaylį gibi bir įhām-ı pür-cemǾiyyet al 80175 ĶITǾA 1. Ħaylį ķıl Ǿilm-i nā-girįzi ŧaleb Fį cemįǾi'z-zamāni ve'l-ĥįn Āmiran ķāle muĥbiru'ś-śādıķ "Uŧlubü'l-Ǿilme velev bi'ś-Śįn 174 44b/ II/ II 175 44b/ Dikey/ III 109 81176 Feilātün/(Fāilātün)/ Feilātün/ Feilün GELİBOLU’DA MERHÛM-I YÂR YAHY OGLI MEHMED EFENDİ ZİYÂRET OLINDUKDA BEDÎHÎ DÎVÂRA TAHRÎR OLINMIŞDUR 1. Saña ey Ǿālem-i Ǿulūm-ı ledün Keşf olındı bu ne velāyet ola 2. Nažm-ı pāküñ degül kelāma şebįh Ya velāyet yāħūd kerāmet ola 3. Ārzûū-mend idük ziyāretüñe Ki dil ü cāna maĥż-ı rāĥat ola 4. Hele minnet Ħudā'ya oldı naśįb Bunda bir ĥikmet ü ġarābet ola 5. İde Ĥaķķ seyyiātımuz ĥasenāt Bu ziyāret bize ticāret ola 6. Mübtelā-yı belā-yı Ǿisyānuz Umaruz Ħaylį bir Ǿināyet ola 176 46a I/I 110 7. Rūz-ı maĥşer Rasūl-i Ekrem'den Kerem iĥsān olup şefāǾat ola 8. Hem daħi evliyā-yı ümmetden Ehl-i źenb ümmete himāyet ola 82177 MAŦLAǾ 1. Olmazdı Ħaylį böyle perįşān-dil olmasa Bir şūħ-ı şįvekār u cefākāra mübtelā 83178 KIT'A 1. Ey Ħaylį-i şeydā yeter ālūde-i ħāk ol Ķıl bir ŧaraf-ı baĥre çekme ķaśāvet Lāźım ķılasın ĥālet-i ĥuşk ü teri mefhūm Aķśā-yı murāduñ ise tekmįl-i seyāĥat 177 46a/ I/II 178 46a/ Dikey/ I 111 84179 Mefāįlün/ Mefāįlün/ Mefāįlün/ Mefāįlün Lİ MUHARRİRİHİ'L-EFKĀR 1. Dolaşmak źülf-i Ǿañber-sāya cānā şāne şānıdur El urınmaķ aña ben Ǿāşıķuñ ne şānıdur 2. Bulınmaz sįne-i her mübtelāda źaĥm-ı şemşįrüñ Her ednāya müyesser olmaz ol devlet nişānıdur 3. Göźüñ çün yanaram şehnāme-i ĥüsn ü melāĥatdür Anuñ şol ġamze-i pür-fitne bir görün keşānįdür 4. Degül taǾbįri taķrįr ile mümkin meclis-i Ǿışķuñ Bu dehrüñ kās-ı mįnā-fāmı cām-ı źer-nişānıdur 5. Perįşān-gūlıġın Ǿayb eylemeñ Ħaylį-i şeydānuñ Bu vādį iħtirāǾ-ı ħāme-i muǾciz-feşānıdur 179 46a II/I 112 85180 Mefūlü/ Mefāįlü/ Mefāįlü/ Feūlü VE Lİ-MÜSVEDDETÜ'L-AHKAR 1. Göñlümde firāķuñ ġamı muǾtāda yetişdi Źikr-i elemüñ sübha vü evrāda yetişdi 2. Efkār-ı firāķuñ dili ķaśd itdi helāke Ümmįd-i viśālüñ hele imdada yetişdi 3. Bir lāĥžacık el-ķıśśa ķomaz bį-kes ü tenhā Göñlümle ġamuñ rütbede hem-źāda yetişdi 4. Ey şūħ-ı cefā-pįşe taraĥĥum ķanı inśāf Eyyām-ı elem ġāyet-i Bihzâd'a yetişdi 5. EşǾāra dil-āvįze ne śūret virür el-ĥaķķ Ħaylį'yi görüñ (şöhreti) imdâda yetişdi181 180 46a/ II/II 181 Son dizede boş bırakılan yere vezne ve anlama denk geleceğini umduğum "şöhreti" kelimesini ilâve ettim. 113 86182 ĶIŦǾA 1. İtse ger āh u nāle bir Ǿāşıķ Gösterürsin efendi rūy-ı firāk ǾArż-ı ĥāl itmek ise müşkildür Neylesün ya fuķarā-yı Ǿuşşāķ 87183 Feilâtün / Mefâilün / Feilün 1. Aldanup dehre mālı neylersin Meyl-i žıll-i ħayāli neylersin 2. Çünki mefhūmuñ oldı āħir-i kār SaǾy-i cāh u cidāli neylersin 3. Mālik-i māl-ı bį-hisāb olsañ Yine yevmü's-sü'āli neylersin 4. Bu ķadar ża'f-ı ĥāl ile ey dil Yüklenüp bu vebāli neylersin 5. Tā-be-key fikr-i Ǿömr-i müstaķbel Bu geçen māh u sāli neylersin 182 46a/ Dikey/ IV 183 46a En Alt Ek Şiir 114 6. Ey dil it Ǿilm-i nā-girįze heves Sen reh-i iǾtizāli neylersin 7. Ĥālden Ħaylį sen de ĥālįsin Basŧ idüp bu vebāli neylersin 88184 Mefāįlün/ Mefāįlün/ Mefāįlün/ Feūlün 1. İdersem Ǿışķumı ifşā ĥicābı neyleyeyüm Belā-yı ŧaǾne-i her şeyĥ u şābı neyleyeyüm 2. Yeter şikāyet-i ġamda fiġānum eglence Śadā-yı naġme-i çeng ü rebābı neyleyeyüm 3. Hevā-yı dilber u meyden ferāġat eyler isem Di imdi bir dil-i mest ü ħarābı neyleyeyüm 4. İderdüm Ǿışķumı pinhān o şūħdan ammā Ya ġamz-ı ġamze(y)i ĥāżır cevābı neyleyeyüm 5. Hevā-yı nefs ile ķābil vebāl-i lā-yūǾad 184 45b II/I 115 Ya Ħaylį vaǾd-i SerįǾuǾl-hisābı neyleyeyüm 89185 Mefūlü/ Fāilātü/ Mefāįlü/ Fāilün 1. İtsem hezār nāle vü śad nāle kim bakar Efgān-ı mürġ-ı bį-per ü bį-bāle kim bakar 2. Cānā ķaşuñ miŝālini seyr itmedür murād Yoħsa hilāl-i yek-şebe şevvāle kim bakar 3. Ŧarf-ı kender göñülde temāşā içün seni Göñlüm gibi belā-źede pā-māle kim bakar 4. Zevc-i behįc-i rūyuña mümkin iken nigāh Reng-i letāfetį-i gül-i āla kim bakar 5. Ħaylį süĥanda lāźime mażmūn-ı ĥāśdur Ĥāl olmadıķça ŧanŧana-i ķāle kim baķar 185 45b II/II 116 90186 Feilâtün (Fâilâtün) / Feilâtün/ Feilâtün/ Feilün 1. Vaśla yoķ çāre gelüb įrād-ı Ǿamelden geçelüm Ey dil Ǿömürde bu ŧūǾlu amelden geçelüm 2. Bir nigāh eyleyüb ey şūħ-ı cefā-pįşe ne var Himmet eyle bize vādį-i keselden geçelüm 3. Manŧıķıñ size maǾāni-ǿi lebüñ şerĥ itsün 4. Gel rıżā dād olalım ĥükm-i ķażāya ey dil Fāriġ olub kevkeb-i baħtı ile cedelden 5. Olmadı efsūn ile teşħįr çün ol cism-i ġazā Ħaylį bir ġayrı Ǿamel eyle ġaźelden geçelüm 186 49a I/I 117 91187 Fâilâtün/ (Feilâtün)/ Feilâtün/ Fa’lün Ve lenā meǾahü'l-āhar 1. VecaǾ-ı Ǿışķı sükûn eyleye mümkin mi şarāb Dilde kim mużmer olan nārı söyündürmez āb 2. İdemezdi bu ķadar himmet ü raġbet ĥāśıl Ĥāśılı dişlerüñe benzemeseydi dürr-i nāb 3. Didüm ey şūħ yeter fürķat irişdür vaśla Didi hįç lāyıķ-ı cennet mi olur ehl-i Ǿazāb 4. Şeb-i fürķat iderem Ǿadd mevādd-ı cûdun MaǾnįde leyle-ǿi hicr oldı baña rūz-ı ĥisāb 5. Ĥāśılı śarśar-ı cevr ile yıķup ķaśr-ı dilin Eyledün Ħayli-i ālüfte-dili ĥāne-ħarāb 187 50a I/I 118 92188 Mefûlü/ Fâilâtü/ Mefâįlü/ Fâilün 1. Bir nāźenįn-i dilber-i raǾnāya mālikiz Şādānız öyle śanki bu dünyāya mālikiz 2. EvżāǾ-ı muǾcizi büt-i Ferĥād’ı lāl ider Deyr-i cihānda bir büt-i zįbāya mālikiz 3. Her bezme sāķį her gül-i gülzāra Ǿandelįb Biz işte böyle bir dil-i şeydāya mālikiz 4. Bend eyledik dili reseni źülf-i dilbere Mecnūn gibi maĥabbet-i Leylā’ya mālikiz 5. Her sözde yād-ı źülf-i nigār eylesek ne var Ħaylî bu fende biz yed-i ŧūlāya mālikiz 188 50a II/I 119 93189 Mefûlü/ Fâilâtü/ Mefâįlü/ Fâilün 1. ǾAźm itdi yār gülşene meyl itdi gül güle Düşdi miyān-ı bülbül ü Ǿuşşāķa gülgüle 2. LaǾlüñ doķunsa ĥaddimüze mest ider bizi Feyżi olur füźūn beli ķarışsa mül müle 3. Ruħsāruñ üzre ĥālüñ Ǿaceb buldı iǾtibār Rūm illerine raġbet olur ħayli ķulķule 4. Ey dil bu beźm-i yāri gülşenden itme farķ Āşüfte-gül di sāġara bülbül di bülbüle 5. Ķalsunlar āh u nālede Ħaylį vü Ǿandelîb ǾAźm itdi yār gülşene meyl itdi gül güle 189 50a II/II 120 94190 (Fâilâtün) Feilâtün/ Feilâtün/ Feilün 1. Ey göñül lāzım ise sįne-i ālüftede dāġ Pāsbān-ı ĥarem-i Ǿışka gerek çünki çerāġ 2. SaǾy ķıl tā iresin menzil-i vaśla ey ŧay Ŧayy olur saǾy ile menzil ne ķadar olsa ıraġ 3. Ĥāśılı ŧūlü'l-Ǿameldür ŧaleb-i vaśl itme Gör ne ĥoş Vādi-ǿi Eymen görinür semt-i ferāġ 4. İdemez aġlamasa Ǿāşık-ı şeydā ārām İñletir nāle ile bülbül-i pālūde-i bāġ 5. Ġayr ile Ħaylįi ey āyine-ruħ bir görme Bir midür ŧūti-i gūyā ile hįç rütbe-Ǿi źāġ 190 50a III/ II 121 95191 Mefâįlün/ Mefâįlün/ Mefâįlün/ Mefâįlün 1. Gör ne ser sūz dir elbet dıraĥt ol serv-ķāmetde Netįce nefśį nefśį gibi Ǿālem hep ķıyāmetde 2. Süǿāl olınsa cānā farķ-ı ĥüsnüñ ĥüsn-i Yūsufla Seni raǾnā bilür āşüfte-dil ammā ki ġāyetde 3. Ruħuñ gül kākülüñ sünbül lebüñ mül ķāmetüñ Ŧūbā Leŧāfetde ŧarāvetde melāĥatde nezāketde 4. Nigāh-ı dilfirįbüñ nerm ider ŧabǾ-ı Nerįmān’ı Ne şübhe Ķahramān’ı ķahr ider ĥüsnüñ śalābetde 5. Eger Ħaylį’nüñ aĥvālinden istifsār ider varsa Ahibbā fürķatinden vaķti nāĥoş dār-ı ġurbetde 191 50a Dikey/ II/ II 122 96192 Feilātün/ Feilātün/ Feilātün/ Feilün 1. Ķatı çoķdan büt-i Ǿışķuñla senün biryānem Nice yıldur elem-i hecrüñ ile giryānem 2. İrdi gūş-ı felege nāle ile efġānum Himmetüñ yok daħi taǾmįre dil-i vįrānem 3. Bir meraķ ķılmadur servār ise hoġ cānım Ġaražuñ cevr u cefā ise yeter sulŧānum 192 50b I/ II 123 97193 Mefūlü/ Fāilātü/ Mefāįlü/ Fāilün 1. Aġyārı ŧarĥ idüp daħi yād eylemez misin ǾUşşaķ-ı dil-ĥazįnüni şād eylemez misin 2. Ruħsâruñ üzre tökme perįşān kākülüñ Sen ictināb-ı ĥükm-i fesād eylemez misin 3. Bir ĥālet ile nāle vü āhuñ işitdürüp Ey dil o şāha Ǿarž-ı murād eylemez misin 4. Naķd-i dil elde müştrįyüz sūķ-ı Ǿışķda Dahi (cānâ) metā'-ı vaślı meźād eylemez misin 5. Cānā ġamumdan itdi dįv-i ġurbet ictibār Hįç Ħaylį-i garįbüni yād eylemez misin 193 50b II/ I 124 98194 Feilātün/ Feilātün/ Feilātün/ Feilün 1. Bilemem ey śanem aġyār ile yār olmaķtan Gül-i gülşen gibi hem-sohbet-i yār olmaķdan 2. Ħāne-i ġayra varup naķş-ı nigār olmaķdan Deli göñlüm gibi ālüfte-şiǾār olmaķdan 3. Bize vaħşet idüp aġyāra şikār olmaķdan Ġaražuñ cevr u cefā ise yeter sultānum 194 50b/ Dikey/ II 125 99195 Fāilātün/ Fāilātün/ Fāilātün/ Fāilün 1. Kįsebep āyine-i sįneni sil śāf eyle Śıdķ (u) kizb añla dil-i pāküni śarrāf eyle 2. SaǾy it erbāb-ı dili kendüne vaśśāf eyle Naķd-i nāmūsı efendüm yeter isrāf eyle 3. Beni rüsvāy-ı cihān eyledün insāf eyle Ġarazuñ cevr u cefā ise yeter sultānum 4. Lebüñe göñlüm gibi olmaz bende saña Hemdem oldı yeter aġyār-ı firįbende sana 5. Ħāśılı minnet ider Ħayli-i efgende saña Ġarazuñ cevr u cefā ise yeter sultānum 195 50b/ Dikey/ III 126 100196 Mefūlü/ Fāilātün/ Mefūlü/ Fāilātün 1. Fürķat şebinde ey dil rūz-ı viśāl-i taǾyįn Eylersen olmaz ammā bį-hūde dürlü taĥsįn 2. Cānā hevā-yı ŧurrañ sevdā-yı çįn-i źülfüñ Ben mübtelāyı eyler seyyāĥ-ı Çįn (ü) Māçįn 3. Ferhād-ı dil ķoy olsun fermān-ı yād-ı laǾlüñ Efvāh-ı nāsa düşsün bir sergüzeşt-i Şįrįn 4. Nev dāġlarla sįneñ olsun müzeyyen ey dil YaǾnį ķażā-yı Ǿışķı ķıl lālelerle nermįn 5. Bu şiǾr-i nev-redįf-i Ħaylįye reşk ider il Elbette eyler Ǿālem tāźe-zebāna taĥsįn 196 50- B Sağ Kenar 127 101197 Feilātün/ Feilātün/ Feilātün/ Feilün (FaǾlün) 1. Dįdeye girmez iken Ħayli ħayāl-i ġurbet Felek itdi bizi pāmāl-i melāl-i ġurbet 2. İħtiyāruñla śaķın teşne olursañ ne ķadar İtme nūş Āb-ı Ĥayāt olsa źülāl-i ġurbet 3. Sen hemān fürķat-i cānāneye temessül eyle Ey göñül senden iderlerse sü’āl-i ġurbet 4. Ĥāl-i maǾlūmdur iĥvān-ı felāket-źedeye Yoħsa mümkin mi beyān ķāl ile ĥāl-i ġurbet 5. Ĥāśılı ŧaǾn-ı Ǿadū terk-i diyār iderdi Dįdeye girmez iken Ħayli ħayāl-i ġurbet 197 50b Dikey/ I 128 102198 Velehu Mefūlü/ Fāilātü/ Mefāįlü/ Fāilün 1. ǾAķluñla eylesem ne Ǿaceb źaĥmet iħtiyār Lāzımdur ide Ǿāşıķ olan miĥnet iħtiyār 2. Müşkildür ehl-i Ǿışķa raķįb ile iħtilāŧ Dįv ile Ādem eyler mi ülfet iħtiyār 3. Farķ-ı reh-i mecāz u ĥaķįķat ķılan kişi Rindān-ı bezme eylemesin śoĥbet iħtiyār 4. Biz ol belākeşiz ki idüb terk-i māsivā İtdük reh-i muĥibbį bį Ǿillet iħtiyār 5. ǾAşķ itdi bizi śoĥbet -i aĥbābdan cüđā Bį-hūde eylemezmiş iden Ǿuzlet iħtiyār 6. Ħaylį’ye lāyıķ itseler isnād eger çün VāķıǾan itmez Ǿāķil olan ġurbet iħtiyār 198 50b/ Dikey/ II 129 103199 Mefāilün/ Feilātün/ Mefāilün/ Feilātün 1. ǾAceb mi Ǿandelįb eylerse zaĥm-ı ĥārdan feryād Belį her Ǿāşıķ eyler ŧaǾne-i aġyārdan feryād 2. Derūn-ı sįnede dil nāle eyler tār-ı źülfünden İder elbette mürġ-ı lāne ħavf-i mārdan feryād 3. Degül cāy-ı Ǿaceb müjgān-ı çeşmünden figān itsem İdilmez mi hücūm-ı leşker-i Tātār'dan feryād 4. Dime ey dil düħūl-i bezm-i yāra bulmadum ħiffet 5. Süĥan feĥm eylemezler daħl ider(ler) nažmuma Ħaylį Figān bu nā-şināsį-i fen-i eşǾārdan feryād 199 51a/ I/ II 130 103200 Fāilātün/ Feilātün/ Feilātün/ Fā’lün 1. Nāzenįnüm daħi Ǿuşşāķa taraĥĥum bilmez Ġoncedür bülbüline nevǾ-i tebessüm bilmez 2. Na're-i nāle vü feryāda kulak tutmaz hįç Meger ol ġonce daħi źevk-i terennüm bilmez 3. Bāde bulınmaya iķbāl-i ġubār itmez dil Cāiz evkāt-ı zarūretde teyemmüm bilmez 4. Daħl ider sözlerine yaǾli ĥākir zāhid-i kısr Neydügin ķaśd-ı mezāya-yı tekellüm bilmez 5. Ŧālib-i mey ise Ħaylį'ye karįn olup o güher Her kişi nüsha-i taǾlįm ü taǾallüm bilmez 200 51a/ Dikey/ I 131 104201 Fāilātün/ Mefāilün/ Fā’lün 1. Meyl idelden göñül zeneĥdāna Mübtelādur belā-yı zindāna 2. Śayd olan dām-ı Ǿışķa ķurtulmaz Çıķamazlar düşenler Ǿummāna 3. Geçme sen meyl-i źülf-i dilberden Dil-i dįvāne olma dįvāna 4. Görüp aġyārı gitme kūyundan Çıkma cennetden uyma şeytāna 5. Olmaķ istersen Ǿandelįb-i süĥan Ħaylį'den başla gel gülistāna 201 51a/ Dikey/ III 132 105202 Feilātün/ Mefāilün/ Feilün 2. Ħoş olur medĥ-i gülde sāde ġazel Yaraşur vaśf-ı dilrübāda ġazel 3. Medĥ-i źülf ü rūħ u nigār idelüm Yaźalum śubĥda mesāda ġazel 4. Saña aĥvālin Ǿarż ider yoħsa Söyleyüb neylesün fenāda ġazel 5. Medĥ-i ĥālüñde vaśf-ı ĥālüñde Söylenür Hind ü Māverā’da ġazel 6. Ārzū-yı şarāb-ı laǾlüñ ile Söyler olduķ redįf-i bāde ġazel 7. Olsa Ǿışķuñ gibi olur dil-sūź Şerĥ-i aĥvāl-i mübtelāda ġazel 8. Midĥat-ı Ǿārıżuñda söylenmez ŞiǾr-i Ħaylį gibi küşāde ġazel 202 51b/ I/ I 133 106203 Mefūlü/ Fāilātü/ Mefāįlü/ Fāilün 1. Aġyārı ŧarĥ idüp daħi yād eylemez misin ǾUşşāķ-ı dil-hazįnüñi şād eylemez misin 2. Ruħsāruñ üzre tökme perįşān kākülüñ Sen ictināb-ı ĥükm-i fesād eylemez misin 3. Bir ĥālet ile nāle vü āhuñ işitdürüp Ey dil o şāha Ǿarż-ı murād eylemez misin 4. Naķd-i dil elde müşterįyüz sūk-ı Ǿışķda Daħi (cānā) metāǾ-ı vaślı mezād eylemez misin 5. Cānā ġamumdan itdi dįv-i ġurbet ictibār Hįç Hayli-Ǿi garįbüñi yād eylemez misin 203 51b/ II/ I 134 107204 Mefūlü/ Fāilātü/ Mefāįlü/ Fāilün 1. Ĥayret dilümde fikr-i ĥaŧuñdandur ey nigār Bir Ǿillet-i mülāĥažadur ortada ġubār 2. Söz ŧutmayup raķįbe ķarįb olduñ Ǿāķıbet Gülşende ġonca-gül gibi olduñ ķarįn-i ħār 3. Ben Müslümān’ı ŧaǾne-ǿi aǾdādur aġladan Eyler cefā-yı źaĥme-ǿi ħār Ǿandelįbi zār 4. Ey şūħ (Ǿuşşāk-ı) dil-figāruñı āzārdan śaķın Şāhum sezā degül saña žulmetle iştihār 5. Düşme ġazel diyüp heves-i śayd-ı dilbere Ħaylį ġazāli siĥr ile mümkin degül saña 204 51b/ II/ II 135 108205 Mefāįlün/ Mefāįlün/ Mefāįlün/ Mefāįlün 1. Baķılmaz şevķ ile ruħsār-ı yāra olsa ĥat-āverde Belį çendān degüldür raġbet-i gülzār pejmürde 2. Yeter aġyār taǾnı lahm-ı ķalb-i Ǿāşıķa batdı Ĥadeng-i yār ile ey ġamze itme sen de āzürde 3. Dem-i cān-baĥş-ı Įsįdür yaĥud ser-çeşme-i ĥayvān Ya rāĥ-ı cān-fezādur kim lebüñ iĥyā ider mürde Gül-gūn Ǿārıżuñ Şehnāme-i ĥüsnün siyāvuşı 4. Müşābihdür o ħūnį gözler ammā Rüstem-i Gūr'de 5. Derūnum āteş-i Ǿışķ ile sūzān oldıgın bilmez Gelürler hālüme meşħūda ihvān-ı dil-efsürde 6. Şitāda ārzū-yı seyr-i gülzār eylemez Ħaylį Baķılmaz şevk ile ruħśār-ı yār olsa ĥaŧ-āverde 7. Bilen esrār-ı nažmum Gülşen-i Rāz'a nigāh itmez Belį çendān degüldür muǾteber gülzār-ı pejmürde 205 51b/ I/ I 136 109206 Fāilātün/ Mefāilün/ Feilün 1. Ruħlaruñ gülsitānda şūħ-ı bįñ cemāl Ķāmetüñ būsitānda medĥ-i nihāl 2. İtse Bihzād hezār saǾy-ı belįġ Yazamaz rā ķaşuñ miŝāli muĥāl 3. Asenü'l-Ĥālıkuna śad taĥsįn Yoķ durur ĥüsnüne netįce miŝāl 4. Öldürürdüm raķįbi kūyunda Ki ĥarām olmasa Ħarem'de ķıtāl 5. Gözlerin dām iderdi Ħaylį aña Śayd olaydı eger o çeşm-i ġazāl 206 51b/ II/ I 137 110207 Mefūlü/ Fāilātü/ Mefāįlü/ Fāilün 1. Bezme bu gice bülbül-i üşküfte gelmedi Ey dil ne çāre bilmemeye kim üşte gelmedi 2. Seyrān vaǾdin itmiş idi hānemüz o māh MenǾ itdi baĥt-ı kevkeb-i āşüfte gelmedi 3. Gelsem Ǿaceb mi kūyuna cānā fiġān-künān Gülzāra şimdi bülbül-i ālüfte gelmedi 4. Semt-i ĥalāsı sālik-i Ǿışķ itmesün ümįd Kimdür bu rāha ķıldı sefer geşte gelmedi 5. Ķıl Ħaylį nāle śubĥa degin Ǿandelįb tek Bezme bu gice ol gül-i üşküfte gelmedi 207 51b/ Dikey/ I 138 111208 Mefāįlün/ Mefāįlün/ Mefāįlün/ Mefāįlün 1. Dil-āźāri-i ehl-i dilden olsañ baǾd-ez-įn fāriġ Begüm ŧabǾ-ı şerįfüñ luŧfa muǾtād itsen olmaz mı 2. Dil (ü) cān hep esįr-i kākülüñdür ey gözi Tātār ǾAcep ĥüsn-i dil itsen cānı āzād itsen olmaz mı 3. Bu vįrāne illeri hünķārum ābād itsen Dil-i maĥzūnumuz lutfunla dilşād itsen olmaz mı 4. Nedür bu şekve-i ħār Ǿāşıķ isen Ǿandelįbā sen Yaķup ħākisterin āhuñla berbād itsen olmaz mı 5. Dürr-i maǾni'i ķılsan silk-i naźma münselik Ħaylį Şūħa sen daħi bir nüsha įrād itsen olmaz mı 208 51b/ Dikey/ II/ II 139 112209 Mefāįlün/ Mefāįlün/ Mefāįlün/ Mefāįlün 1. Senüñle ey dil Ǿazm-i kūy-ı dildār itsek olmaz mı Berā-yı defǾ-i ġam gül-geşt-i gülzār itsek olmaz mı 2. Varup dükkān-ı ĥüsn-i yāra Ǿarż-ı naķd-i cān ķılsaķ MetāǾ-ı vaślın ol şūħ ile bāzār itsek olmaz mı 3. Şūħa mübtelā olduġumuz ikrār eylesek āyā Nidā-yı dil-Ǿasįb eylerse inkār itsek olmaz mı 4. Yazarlar sergüzeştin ehli dilber ĥū gele Ǿādetdür Mevārı hecri yazsak biz de ŧūmār itsek olmaz mı 5. Ĥużūr-ı dilrübāda Ħaylį-veş dembesteyüz bārį Aña aĥvāli eşǾār ile işǾār itsek olmaz mı 209 51b/ Dikey/ III 140 113210 Fāilātün/ Fāilātün/ Fāilün 2. Źülfini çün Ǿārıżına dökdi yār Hep yüze çıķdı fiten-i rūzgār 3. Maķśad-ı dil seyr-i ruħ-ı yārdur (Yoħsa) Seyr-i gülsitāna nedür iǾtibār 4. Śarśar-ı fürkatden olurdı ĥarāb Kaśr-ı dilde olmasa vuślat medār 5. ǾIşķ diyārına sefer ķılmasın Eylemeyen źād-ı belā iħtiyār 6. Yārine eşǾār ile işǾār ider Ĥālini Ħayli-i felāket-şiǾār 210 52a/ I/ I 141 114211 Fāilātün/ Fāilātün/ Fāilün 1. ǾĀşıķuñ aġlatma didüm didi yār Bülbülüñ elbette gerek kārı zār 2. Fikret-i ĥaŧŧuñla durur ĥayrebütün Śanma olur neşǾe-i keyf-i ġubār 3. Źülfüñi ķaldur göreyüm Ǿārıżuñ Seyr-i mihre māniǾadur leyl-i tār 4. Kāfir olur Ǿārıż u zülfün görüp MuǾteķıd-i SāniǾ-i leyl ü nehār 5. Ħaylį-i bülbül gibi aġlatma sen Ey gül-i gülzār-ı melāĥat ne var 211 52a/ I/ II 142 115212 Fāilātün/ Fāilātün/ Fāilün 1. Vaśl-ı yāra dime bahāne olur Ey dil elbette baĥāne olur 2. Dehre āşūb (u) Ǿāleme fitne İşte ol āfet-i zamāne olur 3. Çıkar aġyārı āşiyānuñdan Zāġa gülşen ne āşiyāne olur 4. Bį-vefānuñ senüñ gibi ey şūħ Nigehi böyle çeşmi rismāne olur 5. Bilinür şiǾr-i Ħaylį sūzından ǾĀşıķuñ şiǾri Ǿāşıķāne olur 212 52a/ III/ I 143 116213 Fāilātün/ Fāilātün/ Fāilātün/ Fāilün 1. Śafĥa-i rūyuñda ey meh-rū hemān ol ĥāl (ü) ħaŧŧ Berg-i güldür rişte-i Ǿanber yāĥud misl-i yaķuŧ 2. Ĥāśılı dil oldı çün Baġdād kūyundan cüdā Çaglasa eşküm baǾįd olmaz miŝāl-i cūy-ı Şaŧŧ 3. Maķśad-ı dil devlet-i dünyā vü mā-fįhā degül Senden ümmįdüm temennā-yı viśālündür faķat 4. Yārdan ey dil der-āġūş-ı miyānın ķıl ŧaleb Sen hemān ol Ǿāmil-i lā ħayra illā fi'l-vasaŧ 5. Ħayli yaz bu baǾde’l fenā şiǾrün gören ögsün seni Şübhe yoķ bāķį ķalur çün śafĥa-i dünyāda haŧŧ 213 52b/ I/ I 144 117214 Mefâįlün/ Mefâįlün/ Mefâįlün/ Mefâįlün 1. Gülistān-ı cihānuñ ķāmetüñ serv-i ħırāmānı Bahāristān-ı ĥüsnüñ Ǿārıżuñ bir verd-i ĥandānı 2. Degül cāy-ı Ǿaceb dil eylese feryād kūyunda Olur her gülşenün elbette bir mürġ-ı ħoş-elĥānı 3. Senüñ gibi netįce görmedüm bir ķıŧǾa bir nebā TetebbuǾ eyledüm gerçi Bahāristān'ı Bostān'ı 4. Nigāh-ı çeşm-i mestün Ķahramān'ı ķahr ider ammā Nigāh itse telaŧŧuf-gūne nerm eyler Nerįmān'ı 5. Hemān sen midĥaŧ-i ruħsārun įżāĥ eyle ol şūħuñ Degül Ħaylį mühimmüñ ġayrı şerĥ itmek Gülistān'ı 214 52b/ II/ II 145 118215 Mefûlü/ Fâilâtü/ Mefâįlü/ Fâilün 1. Müşkildür Ǿāşıķa k’ola cānāna āşinā Mümkin degül gedā ola sultāna āşinā 2. ŦabǾı degüldür ülfet-i rindān u zāhidān Olmaz netįce Ǿāķile dįvāne āşinā 3. CemǾiyyet-i ĥavāŧırı terk itdi mā-haśal Dil olalı o źülf-i perįşāna āşinā 4. Mā'il belā-yı ĥüsnüñe źühhād ü ehl-i dil ǾIşķuñla mübtelā heme bįgāne āşinā 215 52b/ Dikey/ I 146 119216 Fâilâtün/ Fâilâtün/ Fâilâtün/ Fâilün 1. Cān u dil mātemdedür yār olalı benden cüdā Şįven olmaz mı meger olduķda cān tenden cüdā 2. Çeşmüme her ġonca bir ŧūmār-ı pür-hicrān olur Seyr-i gülzārla benem ey lāle-ruħ senden cüdā 3. Semt-i Ǿaķla uġramaz rāh-ı maĥabbetde göñül Sālik-i rāh saǾy ider olmaġa reh-źenden cüdā 4. ǾĀşıķ itmez ķavl-i aġyār ile terk-i kūy-ı dost İl sözi itmez ķulı cāy-ı maǾiyyetden cüdā 5. Ħaylį dūr olsun mı kūyundan senüñ ey ġonca-fem Hįç bülbül var mıdur etrāf-ı gülşenden cüdā 216 53a/ I/ I 147 120217 (Fâilâtün) Feilâtün/ Feilâtün/ Feilâtün/ Feilün (Fâ’lün) 1. Geldi bāġa yine ĥimmetle nesįm-i bįmār Didi yārāna mübārek ola eyyām-ı bahār 2. Gülebaķdı yüzine ŧālibinüñ dehr-i denį218 Yine tecdįd-i vifāķ itdi sipihr-i ġaddār 3. Şāhid-i bāġuñ açıldı güli çün Ǿarıż-ı yār Źülf-i cānān gibi sünbülleri oldı pür-tār 4. Ķıldı bārān-ı rebįǾ berf-i şitāyı nā-būd Ġāret itdi śanasın mülk-i Ǿadāveti Tātār 5. Ĥāśılı buldı yine bezm-i çemen germiyyet Gül güler bülbül-i nālende ider nāle vü zār 6. Ħaylį dūr eylemedi ġonce yanından ħārı Ne ķadar söyledi pend itdi gülistānda hezār 7. Nergis (ü) sünbüli açıldı çemenzāruñ hep Ġonce-i dil yine dem-beste çü naķş-ı dįvār 217 53b/ I/ I 218 Gülebaķdı yüzine şāh-ı çemenzārun çün dehr-i denį 148 121219 Mefûlü/ Fâilâtü/ Mefâįlü/ Fâilün 1. Ĥaŧŧuñ görüb lebünde göñül oldı bį-ķarār Bį-Ǿaķl ider görenleri birden mey ü gubār 2. Žarf-ı ruĥuñda kātib-i ķudret beyān içün Gösterdi śafha-i ruĥuña ĥaŧ çeküp kenār 3. Mest itdi rāĥ-ı şevk-i lebüñ ....... Yaķdı cemįǾ-i Ǿālemi bir la'l-i āb-dār 4. Nev-bāve ġoncedür śühanum bāġ-ı fikrete Başına śoķsa nüsha-i şiǾrüm gören ne var 5. Ümmįd-i būs-ı laǾl-i źenahdān ider göñül Sįblige nūş-ı bāde olur Ħaylį ĥoş-güvār 219 53b/ I/ II 149 122220 Mefûlü/ Fâilâtü/ Mefâįlü/ Fâilün 1. Ķalmaz mı ħānemizde bizüm bir gice o yār 2. Aħşamlamaz mı daħi Ǿaceb māh-ı ŧāb-dār 3. Dā'im ĥasedle eşkümi taǾdād ider rakįb 4. Elbet le'įm olan ider il akçesin şümār 5. Ħāķ üzre resm-i naǾl-i semendüñ görüp hemān 6. Reşk ile geydi sįneye cān naǾl-i süĥān 7. İller ķaşuñ ĥilāle dir māh-ı nev senüñ 8. Biz gün yüzüne sırr-ı aǾžam disek ne var 9. Mümkin mi böyle dāne vü dām u fesū bile 10. Mesĥūr-ı nažm-ı Ħaylį ne yüzden olur şikār 220 53b/ II/ II 150 123221 Fâilâtün/ Fâilâtün/ Fâilâtün/ Fâilün 1. Başa çıķmaz baĥs idüp Ǿuşşāk ile ehl-i śalāh ŞemǾ-i kāşāne meh-i tābāna olmaz hem-cenāĥ 2. NaǾl-i şetm-i esb-i nāźından çıkar śanmañ şerer Žāhir olur baķmaġa dāġ-ı derūnum inşirāĥ 3. Bį-güneh öldürme Ǿuşşāķı Ǿibādundur didüm222 Didi Ħak vaf-ı ĥūn-ı Ǿibād Mevlā'ya mübāĥ 4. Düşmesün yabana buñ ġamze-i cānāna der BāǾis oldur ħāhiş eyler cān śadr-ı inşirāh 5. Söz bir itmiş mübtelāyān-ı belā-yı rāh-ı ġam Miĥnetüñ adın maĥabbet eylemişdür ıśtılāĥ 6. Kūy-ı cennāne dilā bį-nāle vü āh it güzār Maĥreme olmaz ŧavāf-ı KaǾbe'de lāzım silāh 7. Śaff-ı Ǿuşşāķa duħūl it ey göñül Ħaylį gibi Yoħsa mefhūmuñ degül mi sırr-ı Ĥayy 221 53b/ II/ I 222 (Bį-güneh öldürme ben bende didüm didi o şūħ) 151 124223 Mefûlü/ Fâilâtü/ Mefâįlü/ Fâilün 1. Ķalmaz mı ħānemizde bizüm bir gice o yār Aħşamlamaz mı daħi Ǿaceb māh-ı tāb-dār 2. Dā'im ĥasedle eşķümi taǾdād ider raķįb Elbet le'įm olan ider il akçesin şümār 3. Ħāk üzre resm-i naǾl-i semendüñ görüp hemān Reşk ile geydi sįneye cān naǾl-i süĥān 4. İller ķaşuñ ĥilāle dir māh-ı nev senüñ Biz gün yüzüñe sırr-ı aǾzam disek ne var 5. Mümkin mi böyle dāne vü dām u füsūn ile ...... nažm-ı ....Ħaylį ne yüzden olur şikār 223 53b/ II/ II 152 125224 Fâilâtün/ Feilâtün/ Feilâtün/ Fâ’lün 1. Mey-i hicrān ne ķadar telĥ ise memnūnuz biz Derd ü ġam çekmede hempāye-i Mecnūnuz biz 2. Sįnede mühr-i lebüñ naǾl-i semendüñ başda Mālik-i cām-ı cem-Ǿi tāc-ı Ferįdūnuz biz 3. Şehr içinde yine bir ķaşı hilāl itse žuhūr Bir Ǿaceb ĥāldür elbisede meftūnuz biz 4. Çekeli sįnemüze śabr u taĥammül perrin Fāriġ-ı bāl-i belā-yı ġam-ı gerdūnuz biz 5. Ne Ǿaceb eyleseñ İskender-i maǾnāya düħūl Ħaylį çün ĥikmet-i nažm içre Felātūnuz biz 224 53b/ III/ I 153 126225 Mefâilün/ Mefâilün/ Mefâilün/ Mefâilün 1. Benüm derdüm gibi dünyāda bir derdi devām olmaz Eger āġāź idersem ħaşr olur āħir tamām olmaz 2. Didüm cānāna mestem bir daħi śun sāġar-ı laǾlün Didi bįçāre eşin meyden (āb-ı) Kevser müdām olmaz 3. Ķażā-yı sįneye ķayd gire bed-ħūluk ider elbet Hele gülgūn bāde kimseye bir hoşca lizām olmaz 4. Temāşā eylemez dil semtini her sāde nifāyıñ Göñül her pādişāhuñ āşiyānında temį gulām istemez 5. Bu efsān ile Ħaylį ol tezervi śayd müşkildür Ġazellerle ġazāl ile ĥalķa āġūş dām olmaz 225 53b/ III/ II 154 127226 Fâilâtün/ Fâilâtün/ Fâilün 1. Vaśla dil bįhūde tedbįr eylemiş Muŧed beni rāh-ı iksįr eylemiş 2. Yūsuf'ı timsśl iden ol āfete VāķıǾan bir ĥüsn-i taǾbįr eylemiş 3. Raĥme-i vaślında cānān gamzesin Ŧılsım idüp şekl-i şemşįr eylemiş 4. Śāf iken Ǿuşşāķ eşk-i çeşmini Ĥumret-i ĥaddüñle taǾbįr eylemiş 5. Fikr-i bārîk eyleme çün kim olur Ħaylį Bārį her ne takdįr eylemiş 226 53b/ Dikey/ I 155 128227 Fâilâtün/ Fâilâtün/ Fâilâtün/ Fâilün 1. Ey śoran nār-ı maħabbetden baña cāy-ı menāś Żevraķ-ı meyle olur ŧūfān-ı āteşden ħalāś 2. Yoķ revācı eşk-i ĥūn-ālūd-ı çeşm-i Ǿāşıķuñ İǾtibār olmaz belį sįm olsa maĥlūtuǿr-raśāś 3. ĶǾar-ı baĥr-i cānda dest-āvįz ider dürr-i dili Ġamze-i cānāna olmuşdur Ǿaceb ġavvāś-ı ĥās 4. Tek rikāb-āsā hemān pā-būsa ruĥśat vir dile İster iseñ ey süvār-ı Ǿişve baś isterseñ āśā 5. Sermed-ābān tevekkül eylesün Ħaylį gibi Ey śoran nār-ı maĥabbetden baña cāy-ı menāś 227 68a/ I/ I 156 129228 Mefâilün/ Mefâilün/ Mefâilün/ Feûlün 1. Olur ilĥāma maĥal olsa eger dilde sürūr Olsa ammā ki elem ĥāśıl olur gerd-i melāl Keder-i dehr ile ol deñlü mükedder dil kim Śorarum görsem eger kāse-i semm māl-ā-māl 131229 Fâilâtün/ Fâilâtün/ Fâilâtün/ Fâilün 1. Ey śoran nār-ı maħabbetden baña cāy-ı menāś Żevraķ-ı meyle olur ŧūfān-ı āteşden ħalāś 2. Yoķ revācı eşk-i ĥūn-ālūd-ı çeşm-i Ǿāşıķuñ İǾtibār olmaz belį sįm olsa maĥlūtuǿr-raśāś 3. ĶǾar-ı baĥr-i cānda dest-āvįz ider dürr-i dili Ġamze-i cānāna olmuşdur Ǿaceb ġavvāś-ı ĥās 4. Tek rikāb-āsā hemān pā-būsa ruĥśat vir dile İster iseñ ey süvār-ı Ǿişve baś isterseñ āśā 228 54/ I 229 68a/ I/ I 157 5. Sermed-ābān tevekkül eylesün Ħaylį gibi Ey śoran nār-ı maĥabbetden baña cāy-ı menāś 158 132230 Mefûlü/ Fâilâtü/ Mefâįlü/ Fâilün 1. Taķlįd ile göz yaşını gül-gūn idebilmez Ķallāb-ı cihān sįmini altun idebilmez 2. Cānum ideli ārzū-yı būse-i laǾlün Dil źevķ-i mey-i bāde-i gül-gūn idebilmez 3. Erbāb-ı belāya hele ey şūħ sitemüñ Sen eyledigüñ miĥneti gerdūn idebilmez 4. Virmez dil-i şeydāya elem ŧaǾne-i aġyār Tezmįm-i Ǿadū Ǿārifi maĥźūn idebilmez 5. Şeydālıġı kim źülfi hevāsıyla sen itdün Ey Ħaylį-i sevdā-źede Mecnūn idebilmez 230 68a/ I/ II 159 133231 Mefûlü/ Fâilâtü/ Mefâįlü/ Fâilün 1. Yanumda muǾteber ise n'ola cām-ı ĥoş-güvār İħrāķ-ı ħırmen-i ġam iden nārdur o nār 2. Mümkin mi beñźemek dehen-i yāra ġonce hįç Gülzār-ı dehr içinde mey-i gül-Ǿizār-ı yār 3. Bülbül tek idemem ser-i kūyunda ben figān Ħavfim bu ola nāleden ol gül-Ǿizār zār 4. Devrį degül temeyyül dildārını raķįb Bįhūde bu maĥabbet-i hengām-ı hezār 5. Hįç eylemez nevāźiş-i dil semtine nigāh Ħaylį yetinmeye cevriñi saña ķaśd-ı yār 231 68a/ II/ II 160 134232 Mefûlü/ Fâilâtü/ Mefâįlü/ Fâilün 1. Taķlįd ile göz yaşını gül-gūn idebilmez Ķallāb-ı cihān sįmini altun idebilmez 2. Cānum ideli ārzū-yı būse-i laǾlün Dil źevķ-i mey-i bāde-i gül-gūn idebilmez 3. Erbāb-ı belāya hele ey şūħ sitemüñ Sen eyledigüñ miĥneti gerdūn idebilmez 4. Virmez dil-i şeydāya elem ŧaǾne-i aġyār Tezmįm-i Ǿadū Ǿārifi maĥźūn idebilmez 5. Şeydālıġı kim źülfi hevāsıyla sen itdün Ey Ħaylį-i sevdā-źede Mecnūn idebilmez 232 68a/ I/ II 161 135233 Mefûlü/ mefâįlü/ mefâįlü/ feûlün 1. Eylerdi ol āfet dil-i nālāna telaffuž Fehm itmedigün bilmese dįvāne telaffuž 2. Źįbā yaraşur ġonceye üşküfte gül el-ĥaķķ Şāyestedür el-ĥaķķ fem-i cānāna telaffuž 3. Şerĥ eyleyemez ĥālini dildārına Ǿāşık Mümkin mi ide ĥālini şemǾine pervāne telaffuž 4. Feyż-āver olur itse nevāźiş idüp ol şūħ Maĥmūr-ı mey-i hicrine mestāne telaffuž 5. Elfāżıña rindān-ı cihān eyledi taĥsįn Vehbį gibi Ħaylį saña rindāne telaffuž 233 68a/ Dikey/ I 162 136234 Mefûlü/ Fâilâtü/ Mefâįlü/ Fâilün 1. Teng olma şāhum al elüñe sāġar-ı müli Ķorlar śuya açılsa ter-i ġonce-i güli 2. Dil-beste olma ey dil-i ālüfte ķıl ĥaźer Seyyāĥ-ı Çįn ider seni sevdā-yı kāküli 3. Bilmezlenür ŧarįķ-ı nevāźiş nedür o şūħ Göstermek üzre Ǿāleme semt-i tecāhüli 4. Seyreyle ŧarf-ı Ǿārıż-ı dilberde źülfini Gülzār içinde eyle temāşā-yı sünbüli 5. Sulŧān-ı Ǿışķ eyledi şeydā vü mübtelā Sen gül-Ǿizāra Ħaylįǿi gülzāra bülbüli 234 68a/ Dikey/ II 163 140235 Mefâilün/ Mefâilün/ Mefâilün/ Mefâilün 1. Lebüñ yādıyla elde sāġar-ı bihbūdı seyr eyle Gül-i bį-ĥārı gör hem āteş-i bį-dūdı seyr eyle 2. Olursañ derd (ü) ālām-ı derūn-ı Ǿāşıķı münkir Ne var sįnemde gör dāġum ġam-ı mevcūdı seyr eyle 3. Firāk-ı Ǿārıźuñla ĥasret-i ĥaddüñledür cānā Müdām aķar gözümden eşk-i ħūn-ālūdı seyr eyle Meh teşrįf ider benden tehį olduķda 4. Belā-yı kevkeb-i bedbaĥt (u) nā-mesǾūdı seyr eyle 5. MetāǾ-ı vuślatuñdur maŧlabı Ħaylį-i şeydānun Maķāśıddan dür-i nā-yāb dür-i maķśūdı seyr eyle 235 69a/ I/ I 164 141236 Fâilâtün/ Fâilâtün/ Fâilâtün/ Fâilün 1. Ķaldı kūyunda olup dil ķadd-i yāruñ māǿili Oldı ĥulduñ olmadı daħi ķıyāmet dāĥili 2. İttiśāl-i vaśl olam dirseñ göñül fikr it hele Meclis-i vaśluñ kim olmuşdur selefde dāħili 3. İki źülfüñle zenaĥdānuñ temāşā eylesin Görmeyen Hārūt u Mārūt ile çāh-ı Bābil'i 4. Dāne-i ħālüñ ġarażdur kişt-zār-ı dehrden Yoħsa sen taĥśįl-i ĥāśıl śanma Ǿömrüm ĥāśılı 5. Ħaylį itseñ lāle-i pür-dāġ seyrin baǾde-źįn Lālezāra dehre baķmaķdan uśanduķ ĥāśılı 236 69a/ Dikey/ I 165 142237 Fâilâtün/ Fâilâtün/ Fâilâtün/ Fâilün 1. Zülfüni zįr Ǿar-ı feĥsunda yār eyler nihān Āşikār itmez şikāra dāmı śayyād-ı cihān 2. Hįç mümkin ola mı şeb-dįz-i dūd-ı āhı zabŧ Olasın aġyāra sen ey şehsüvārum hem-Ǿinān 3. Ārźū-yı cennet itmez dāħil-i kūyun senüñ Ķāmetüñ seyrān iden sormaz kıyāmetden nişān 4. Seng-lāħ-ı fürķate düşdi fiġān-keştį-i dil Sāĥil-i vaśla daħi açmazdan evvel bād-bān 5. Lücce-i dil śarśar-ı āhumla pür-şūr olmasa Ħaylį dürr eylerdi ġavvāś-ı ŧabįǾat her zamān 237 69a/ Dikey/ II 166 143238 Mefûlü/ Mefâįlü/ Mefâįlü/ Feûlün 1. Kūyuñda begüm ehl-i dilüñ nāle vü āhı Gūyā çalınur vaķt-i seĥer nevbet-i şāhį 2. Ey sālik-i ālām-ı maĥabbet ħaźer eyle Çü śaĥrā-yı Ǿademdür bu ġamuñ ġāyet-i rāhı 3. İtdi heves-i būs-ı lebüñ göñlümi şeydā Rüsvāy ider elbet kimi meyl-i mütenāhį 4. Gözi yaşıdur śafĥa-i rūzdur ĥenbįd hem DaǾvā-yı maĥabbet idenüñ nahl-ı güvāhı 5. Ĥaŧ śanma žalām-ı ruħuñu eyledi nāşir Ħaylį-i felāket-zedenüñ dūd-ı siyāhı 238 69a/ II/ I 167 144239 Mefâilün/ Feilâtün/ Mefâilün/ Fâ’lün 1. Seni temeddüħ ider merdüm-i ferişte vü ħūr Lebüñ tavaśśuf ider āyet-i şarāb-ı ŧahūr 2. Ruħuñda ħaŧŧ ile gūyā o reng-i gül-gūnī Yazıldı bir varaķa Sūre-i Duħān ile Nūr 3. Muķaddem itdi beyān-ı risāletüñ Tevrât Muǿaħħar oldı žuħūruñ ile nüsĥa-i Źebūr 4. Ger itmeseydi Ǿıyān źįh ger senüñ İñcil Mesįĥ iderdi anı illā nevm-i śākideñ 5. Ne ġuśśa Ħaylį-i şeydāya hevl-i maĥşerden Rasūlünā li-şefįǾun Rabbenā li-Ġafūr 239 69a/ II/ II 168 145240 Fâilâtün/ Fâilâtün/ Fâilâtün/ Fâilün 1. Rāżıyam cevr ile dilber ġam-libās itsün beni Tek hemān aġyār-ı ħardan bį-sipās itsün beni 2. Tā-be-key lāĥavle-gūy-ı ġūl-i fikr-i hicriñem Ĥırz-veş vaśluñda bir gün bį-hirās itsün beni 3. Fāriġam dįbāc-ı Ǿālemden ķapuñdan ķılma dūr (bende-veş) Ķāǿilem źülfüñ ķo pūşende-pelās itsün beni 4. Bį-sütūn-ı hicriñe düşsem miŝāl-i Kūh-ken (ne ġam żühhād-veş) Ġam degül Şįrįn lebüñ teşhįr-i nās itsün beni 5. Ħaylįyem üftāde kim cānā yanuñdan itme dūr Ķoy göreñler sāye-i ķaddüñ ķıyās itsün beni 240 69b/ I/ I 169 146241 Mefâilün/ Mefâilün/ Mefâilün/ Mefâilün 1. Śaķın esrārı seyr-i Ǿışķa hep saǾy itme ifşāya Çoķ açılma śaķın ey keşti-i dil rūy-ı deryāya 2. Göñül sevdā-ger-i sevdā-yı źülfüñ olmasa ey dil Tecennün eyleyüp Mecnūn gibi düşmezdi saĥrāya 3. N'ola pervāne-veş eŧrāfına cemǾ olsalar ĥūbān Hemān źįnet viren şemǾ-i ruħundur bezm-i dünyāya 4. Ne rār ve maĥabbet neş'esidür kim yem-i dilden Çıkar kevā reh-i çeşm-i źülāli böyle bālāya 5. Memĥūd itdi yārin seyr-i ķaddin yād-ı Ǿuşşāķa Temāşa-yı ķıyāmet ķaldı Ħaylį yine ferdāya 241 69b/ I/ II 170 147242 Mefâilün/ Mefâilün/ Mefâilün/ Mefâilün 1. Olur derūna selāmet-resān selām-ı selįm Maĥabbet-āver olur ĥāśılı kelām-ı kelįm 2. Di yāra derdini zįrā ŧabį ķılmaz Ǿilāc Bilinmedi ki sebepdür nedür seķām-ı saķįm 3. Varup ħarįmine ey dil iķāmet it źįrā Müsāferetde muķayyet degül makām-ı mukįm 4. Yazıldı defter-i cevre efendi elķābun Selįmü sālim Ǿani'l-ġaybi’l Ǿabis kerîm 5. NǾola peyāmı śafā-āver olsa Ħaylį'ye Olur derūna selāmet-resān selām-ı selįm 242 69b/ II/ I 171 148243 Fâilâtün/ Fâilâtün/ Fâilâtün/ Fâilün 1. ǾĀrıżuñ eyleme meclisde hicāb-ālūde ǾĀleme fer viremez mihr-i seĥāb-ālūde 2. Beźm-i aġyāra gice vardıġına ey āfet Dāldür nergis-i maĥmūre-i ħāb-ālūde 3. Şöyle mest itdi beni şevķ-i lebüñ kim görse Žann idersem sermest-i şarāb-ālūde 4. Mā'ilem ki ola ħūd da leb-i cānāna Ħoş olur olsa eger bāde ŧarāb-ālūde 5. Bį-ĥisāb olduġuna raĥmet-i Ĥaķķ şek yoķ ĥaķķ Olamam Ħaylį fevnāddur ĥisāb-ālūde 243 69b/ II/ II 172 149244 Mefâilün/ Mefâilün/ Mefâilün/ Mefâilün 1. Virür Ǿışķ-ı leb-i şįrįn dilįr-i cāna keyfiyyet Olur şevķ-i sifāl-i bādeden rindāna keyfiyyet 2. Taĥayyül eyleyen Ǿuşşāķı mest eyler sebep bilmem Bu maǾcūn-ı leb-i dilberde var āyā ne keyfiyyet 3. Ser-āġāź itse bāde Ǿārıżı gül-gūn olur Ǿārıż Şarāb-ı Ǿişveden ārıż olur cānāna keyfiyyet 4. Ķo feyż-i bāde-i gül-fāmı inkār eylesün zāhid Degüldür ĥāśılı şāyeste her nādāna keyfiyyet 5. Olur her Ǿārıżı keyfüñ ħumārı feyżine ġālib Netįce Ħayliyā źātį gerek insāna keyfiyyet 244 69b/ Dikey/ I 173 150245 Feilâtün/ Feilâtün/ Feilâtün/ Feilün 1. Elem-i hicri dilā Ǿāleme iǾlām itme ǾĀlem-i Ǿāmili gel Ǿālem-i ālām itme 2. Eŝer-i şems-i maħabbetle ķoy olsun ey dil Mįve-i vuślat-ı yāra ŧamaǾ-ı ħām itme 3. Mübtelālarda olur ĥāśılı teslįmiyyet Degül Ǿāşıķ o ki der ķatlüme iķdām itme 4. Seyr ķıl Ǿārıżını żülfine meyl itme dilā Seyĥat-i Rūm yeter gel heves-i Şām itme 5. Olmasın dirseñ eger ĥāline vāķıf aġyār Ħaylį aĥbābıña esrārını ifhām itme 245 69b/ Dikey/ III 174 SONUÇ Klasik edebiyatımız Osmanlı kültür ve medeniyetinin kalbinin attığı, nesiller boyu ruhumuzu ve anlayışımızı en güzel şekilde ifade eden, zengin, ilim ve sanat ile bezenmiş ve gelişmiş bir geleneğin ürünüdür. Bu algılayış ve özen ile yüzyıllar boyu eser üreten bütün şairlerimiz çok kıymetli bir kültürel mirasın taşıyıcılarıdır. Klasik edebiyat ile ilgilenen biz araştırmacılar, daha önce üzerine detaylı bir inceleme ve çalışma yapılmamış bir şairi, şiir ve edebiyat dünyamıza tanıtmayı fırsat olarak görüyoruz. Bu görüşlerle tez çalışmamızda, günümüze bıraktığı değerli eserler ile sesini yüzyıllar sonra da duyurmak isteyen Haylî Ahmed Çelebi ve şiirlerini çeviri yazıya aktarma gayretinde bulunduk. Bu tez çalışmasında Haylî Dîvânını şekil ve muhtevâ yönünden incelemeye tabi tutulmuş olup eserden yola çıkılarak müellifinin edebî kişiliği hakkında bilgiler verilmiş; eserde ön plana çıkan edebî sanatlar şiirlerinden örneklerle incelenmiş ve türü içerisinde onu farklı kılan özellikler tespit edilmiştir. Tez çalışmamızda XVII. yüzyılda yaşamış Haylî Ahmed Çelebi’nin hayatı, edebî kişiliği, tek ve ünik nüsha özelliği taşıyan gayr-ı müretteb Dîvânını ve ondan seçme şiirleri günümüz Türkçesine çevirerek incelenmiştir. Edebiyat bilim dalında şair ve yazarlar incelenirken yaşadıkları zaman dilimi ve coğrafya özellikleriyle birlikte incelenir. İnsan toplumsal bir varlık olduğundan çevresi ile sürekli etkileşim halindedir. İçinde bulunduğu koşullardan etkilenir ve geniş kapsamlı olarak ürettiği eserler ile kişi ve durumları etkiler. Bu sebeplerle Haylî Ahmed Çelebi’yi daha iyi tanımak ve değerlendirmek için Girizgâh bölümünde XVII. yüzyıl Osmanlı devletinin siyasî, kültürel ve edebî ortamına yönelik genel bir inceleme yapılmıştır. Tezimizin birinci bölümünde daha önce üzerine bütüncül ve kapsamlı bir çalışma yapılmamış ve hakkında kaynaklarda kısıtlı bilgi yer alan Haylî Ahmed Çelebinin hayatı ve Haylî mahlaslı diğer şairler tanıtılmış, birbirilerinden farkları ortaya konulmuştur. Bölümün sonunda bir başlık olarak ele aldığımız “Edebî Şahsiyet” kısmı ile çalışmamıza konu olan Dîvânın şairi, şiir anlayış ve estetik zevki ortaya konulmuştur. İkinci bölümde Haylî Dîvânın nazım ve şekil özellikleri, şiirlerinde kullanılan edebî sanatlar ile bir önceki bölümde ortaya konulmaya gayret edilen edebî şahsiyeti, şairin şiirlerinden örnekler ile zenginleştirilmiştir. 175 Çalışmamızın üçüncü ve en uzun bölümünde Haylî Dîvânından seçme şiirler yer almaktadır. Dîvânın genel özelliklerinin anlatımı ve nüsha tavsifi ile başlangıç yapılmasının ardından Dîvânda yer alan şahsımız tarafından en rahat ve temiz okunmuş 150 şiirin transkripsiyon alfabesi ile çeviriyazıya aktarımı yapılmıştır. Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’nden elde ettiğimiz Dîvânın varaklarından bazı sayfalar ekler bölümünde gösterilmiştir. 176 KAYNAKÇA ABDULKADİROĞLU, Abdulkerim. (hzl.) İsmail Belîğ, Nuhbetü’l-Âsâr Li-Zeyli Zübdeti’l-Eş’âr. Ankara: AKM Yay., 1999. AKBAYAR, Nuri. (hzl.) Mehmed Süreyya Sicill-i Osmânî (Yâhud Tezkîre-i Meşâhir-i Osmânî). C. 5. İstanbul: KB-Tarih Vakfı Ortak Yay., 1998. AKÇAY, Ali İhsan. Türk Edebiyatında Manzûm Akâidnâmeler: İnceleme Metin. Bursa: Bursa Uludağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, 2011. AKÜN, Ömer Faruk. “Dîvân Edebiyatı” İsam Yayınları, İstanbul, 2014. NAZÎMÂ, Ali Faik Reşad. “Mükemmel Osmanlı Lügati” Yayına Hazırlayanlar: Necat BİRİNCİ, Kâzım YETİŞ, M. Fatih ANDI, Erol ÜLGEN, Nuri SAĞLAM, Ali Şükrü, ÇORUK, TDK Yayınları, Ankara, 2009. ATLANSOY, Kadir. Bursa Şairleri, Bursa Vefeyatnamelerindeki Şairlerin Biyoğrafileri. Bursa: Asa Kitabevi, 1998. CANIM, Rıdvan. Dîvân Edebiyatında Türler, Ankara: Grafiker Yay., 2016. ÇAPAN, Pervin. (hzl.) Mustafa Safâyî Efendi Tezkire-i Safâyî: Nuhbetü’l-Âsâr Min Fevâ’idi’l-Eş’âr İnceleme-Metin-İndeks. Ankara: AKM Yay., 2005. ÇAVUŞOĞLU Mehmet. Dîvânlar Arasında, İstanbul: Kitabevi., 2003. ÇETİŞLİ, İsmail. Türk Şiirinde (1860-2011) Hz. Peygamber, Ankara: Akçağ Yayınları, 2012. DEVELLİOĞLU, Ferit. Osmanlıca- Türkçe Ansiklopedik Lûgat. Ankara: Aydın Kitabevi Yayınları. 2015. DİLÇİN, Cem. Yeni Tarama Sözlüğü, TDK Yayınları, Ankara. İmla Kılavuzu, TDK Yayınları, Ankara, 1996. DİLÇİN, Cem. Örneklerle Türk Şiir Bilgisi, TDK Yayınları, 10. Baskı, Ankara, 2005. DİLÇİN, Cem. Dîvân Şiiri ve Şairler Üzerine İncelemeler, Kabalcı Yayınevi, İstanbul, 2011. EKİNCİ, Ramazan “Bursalı Haylî Ahmed Çelebi ve Şiirleri”, Journal of Turkish Language and Literature Dergisi Sayı 6, s. 356-390., 2020. ERKAL, Abdulkadir Dîvân Şiiri Poetikası (17. Yüzyıl, Ankara: Birleşik Yayınevi, 2009. GEDİK, Nusret. “Rızâyî-i Vânî Mecmû‘ası ve Haylî’nin Mavrav Hicviyyesi”, Dîvân Edebiyatı Araştırmaları Dergisi Sayı 24, s. 195-219., 2020. İNAL, İbnülemin Mahmud Kemal. Son Asır Türk Şairleri (Kemâlu'ş-şuâra), Haz. Müjgan Cunbur. Ankara: AKM Yay., 1999. 177 İPEKTEN, Halûk, M. İsen, R.Toparlı, N. Okçu ve T. Karabey. Tezkirelere Göre Dîvân Edebiyatı İsimler Sözlüğü. Ankara: KTB Yay., 1998. İPEKTEN, Haluk. Eski Türk Edebiyatı Nazım Şekilleri ve Aruz. İstanbul: Dergah Yayınları, 2016. İsen, Mustafa. Şair Tezkireleri. Ankara: Grafiker Yayınları, 2009. KANAR, Mehmet. Büyük Farsça Türkçe Sözlük. İstanbul: Birim Yayıncılık., 1998. KAPLAN, Yunus (2020): “Hâfız, Haylî Hâfızı” Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü (TEİS). http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/hafiz-hayli-hafizi (Erişim Tarihi: 27.10.2021). KAPLAN, Yunus. (2013), “Haylî, Ahmed Çelebi” (Bursalı), Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü (TEİS). http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/hayli-ahmed-celebi- mdbir (Erişim Tarihi: 27.10.2021). KAPLAN, Yunus. (2013b), “Ahmed Çelebi” (Kırkkiliseli), Haylî, Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü (TEİS). http://www.turkedebiyatiisimlersozlugu.com/index.php?sayfa=detay&deta y=1146 (Erişim Tarihi: 27.10.2021). KARATAY, Fehmi Edhem. Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi Türkçe Yazmalar Kataloğu. İstanbul: Topkapı Sarayı Müzesi Yay., 1961. KELEŞ, Reyhan. Dîvân Şiirinde Âyet ve Hadis İktibasları, Kitabevi Yayınları, İstanbul, 2016. KEMİKLİ, Bilal. Sun‘ullâh-ı Gaybî Dîvânı. İstanbul: H Yayınları, 2017. KEMİKLİ, Bilal. Türk İslam Edebiyatı. İstanbul: Rağbet Yayınları., 2011. KEMİKLİ Bilal. Dost İlinden Gelen Ses, İstanbul: Kitabevi Yayınları, 2017 KIRKKİLİSEVÎ. Haylî-i Dîvân. Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi. Bağdat 164. KOÇ, Hamza (2020). “XVII. Yüzyıl Dîvân Şairi Haylî ve Yayımlanmamış Gazelleri”, Hikmet Akademik Edebiyat Dergisi, S. 12, s. 37-48., Bahar 2020. KÖKSAL, M. Fatih, Sana Benzer Güzel Olmaz: Dîvân Şiirinde Nazire, Akçağ Yayınları, Ankara, 2006. KÖKSAL, M. Fatih. Klâsik Türk Şiiri Araştırmaları, Ankara: Akçağ Yayınları., 2005. KURNAZ, Cemal ve M.Tatçı (hzl.) Mehmet Nâil Tuman, Tuhfe-i Nâilî- Dîvân Şâirlerinin Muhtasar Biyografileri. C. 2. Ankara: Bizim Büro Yay., 2001. LEVEND, Agah Sırrı. Türk Edebiyatı Tarihi (1.cilt) Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1988. MACİT, Muhsin, Divân Şiirinde Âhenk Unsurları, Akçağ Yayınları, Ankara 1996. 178 MENGİ, Mine Eski Türk Edebiyatı Tarihi (Edebiyat Tarihi-Metinler), 21. Baskı, Ankara: Akçay, 2015. ONAY,Ahmet Talat. Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar (2. Baskı). İstanbul: MEB Yayınları, 2004. ONAY, Ahmet Talat. Açıklamalı Dîvân Şiiri Sözlüğü, Eski Türk Edebiyatında Mazmunlar ve İzahı, (Hazırlayan: Cemal Kurnaz), H Yayınları, İstanbul., 2009. PALA, İskender. Ansiklopedik Dîvân Şiiri Sözlüğü, Kapı Yayınları, İstanbul., 2004. PARLATIR, İsmail. Osmanlı Türkçesi Sözlüğü. Ankara: Yargı Yayınevi., 2009. PEKOLCAY, Neclâ- Eraydın, Selçuk. İslâmî Türk Edebiyatında Şekil ve Nev’îlere Giriş. İstanbul: Kitabevi Yayınları, 1996. ŞENER, H. İbrahim Yıldız, Alim. Türk İslam Edebiyatı. İstanbul: Rağbet Yayınları, 2011. ŞENTÜRK, Ahmet Atilla-Kartal, Ahmet. Eski Türk Edebiyatı Tarihi. İstanbul: Dergâh Yayınları, 2016. TAHİR, Bursalı Mehmet (hzl. Yekta Saraç), Osmanlı Müellifleri, (I.Cilt), Türkiye Bilimler Akademisi, Ankara, 2016. TAŞTAN, Erdoğan. “17. Yüzyıl Şairi Haylî Çelebi ve Dîvânı”. Al-Farabi 1. Uluslararası Sosyal Bilimler Kongresi, Bildiriler Kitabı. Gaziantep. 746-755., 2017. TULUM, Mertol. 17. Yüzyıl Türkçesi ve Söz Varlığı. Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara., 2011. ULUDAĞ, Süleyman. Tasavvuf Terimleri Sözlüğü, Marifet yayınları, İstanbul., 1999. YAVUZ, Fikri ve İsmail Özen (hzl). Bursalı Mehmed Tahir, Osmanlı Müellifleri. C. 2. İstanbul: Meral Yay., 1972. YAZIR, Elmalılı M. Hamdi. Hak Dini Kur’ân Dili Meâli, Akçağ Yayınları, Ankara., 2006. YENİTERZİ, Emine. Türk Edebiyatında Na’tlar (Antolojisi) Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı., 1993. YILMAZ, M. Edebiyatımızda İslâmî Kaynaklı Sözler-Ansiklopedik Sözlük. İstanbul: Enderun Kitabevi., 1992. YURTSEVER, M. Murat. İsmail Hakkî Bursevî Dîvân, Bursa: Arasta Yayınları, 2000. 179 EKLER 180 EKLER 181 182 183 184 185 186 187 188 189 190 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 201