T.C. BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ EKONOMETRİ ANABİLİM DALI YÖNEYLEM BİLİM DALI ALTERNATİF YATIRIM ARAÇLARI İLE HİSSE SENEDİ FİYATLARI ARASINDAKİ İLİŞKİNİN DOĞRUSAL OLMAYAN EŞBÜTÜNLEŞME ANALİZİ İLE İNCELENMESİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ (DOKTORA TEZİ) LÜTFÜ SİZER BURSA 2022 T.C. BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ EKONOMETRİ ANABİLİM DALI YÖNEYLEM BİLİM DALI ALTERNATİF YATIRIM ARAÇLARI İLE HİSSE SENEDİ FİYATLARI ARASINDAKİ İLİŞKİNİN DOĞRUSAL OLMAYAN EŞBÜTÜNLEŞME ANALİZİ İLE İNCELENMESİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ DOKTORA TEZİ Lütfü SİZER ORCID: 0000-0002-9605-4286 Danışman Prof. Dr. Özer ARABACI BURSA 2022 Yemin Metni Doktora Tezi olarak sunduğum “Alternatif Yatırım Araçları İle Hisse Senedi Fiyatları Arasındaki İlişkinin Doğrusal Olmayan Eşbütünleşme Analizi İle İncelenmesi: Türkiye Örneği” başlıklı çalışmanın bilimsel araştırma, yazma ve etik kurallarına uygun olarak tarafımdan yazıldığına ve tezde yapılan bütün alıntıların kaynaklarının usulüne uygun olarak gösterildiğine, tezimde intihal ürünü cümle veya paragraflar bulunmadığına şerefim üzerine yemin ederim. Tarih ve İmza 09.03.2022 Adı Soyadı: Lütfü SİZER Öğrenci No: 711417001 Anabilim Dalı: Ekonometri Programı: Yöneylem Statüsü: Doktora I ÖZET Yazar Adı Soyadı : Lütfü SİZER Üniversite : Bursa Uludağ Üniversitesi Enstitü : Sosyal Bilimler Enstitüsü Anabilim Dalı : Ekonometri Bilim Dalı : Yöneylem Tezin Niteliği : Doktora Tezi Sayfa Sayısı : X+114 Mezuniyet Tarihi : … / … / 2022 Tez Danışmanı : Prof. Dr. Özer ARABACI ALTERNATİF YATIRIM ARAÇLARI İLE HİSSE SENEDİ FİYATLARI ARASINDAKİ İLİŞKİNİN DOĞRUSAL OLMAYAN EŞBÜTÜNLEŞME ANALİZİ İLE İNCELENMESİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ Doğrusal zaman serisi yöntemleri ekonometri literatüründe sıklıkla kullanılmaktadır. Fakat iktisadi ve finansal değişkenlerin modellenmesinde doğrusal yöntemler yetersiz kalabilmektedir. Bundan dolayı, değişkenlerin asimetrik etkilerinin belirlenmesinde doğrusal olmayan yöntemlerin tercih edilmesi daha doğru olmaktadır. Bu çalışmanın amacı; Türkiye için 2003Q1-2021Q3 dönemine ait çeyreklik veriler kullanarak hisse senedi fiyatları ile alternatif yatırım araçları arasındaki asimetrik ilişkiyi doğrusal olmayan ARDL (NARDL) modeli yaklaşımıyla incelemektir. Bu doğrultuda, tezin ilk bölümünde analizde kullanılan değişkenlere ait genel bilgiler ele alınmıştır. Tezin ikinci bölümünde uygulamada kullanılan ekonometrik metodoloji anlatılmıştır. Tezin üçüncü bölümünde ise uygulama ve bulgular yer almaktadır. Çalışmada karşılaştırma yapmak amacıyla hem doğrusal hem de doğrusal olmayan ARDL modelleri tahmin edilmiştir. Her iki yaklaşımda da hisse senetleri ile alternatif yatırım araçları arasında uzun dönemli bir ilişki tespit edilmiştir. Doğrusal ARDL modelinde altın, döviz ve faiz oranlarındaki pozitif ve negatif değişmelere BIST100 endeksi kısa ve uzun dönemde aynı tepkiyi verdiği, doğrusal olmayan ARDL modelinde ise pozitif ve negatif değişimlere farklı tepkiler verdiği sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca yapılan Hatemi-J (2012) asimetrik nedensellik testi sonuçlarına göre değişkenler arasında asimetrik nedensellik ilişkisine rastlanmıştır. II BIST100 endeksinin pozitif bileşenlerinden altın fiyatlarının pozitif ve negatif bileşenlerine, BIST100 endeksinin negatif bileşenlerinden altın fiyatlarının pozitif, faiz oranlarının ise negatif bileşenlerine doğru bir nedensellik ilişkisi bulunmuştur. Altın, döviz ve faiz oranlarının pozitif bileşenlerinden BIST100 endeksinin negatif bileşenlerine doğru nedensellik varken, altın, döviz ve faiz oranlarının negatif bileşenlerinden BIST100 endeksinin pozitif bileşenlerine doğru bir nedensellik ilişkisi tespit edilmiştir. Anahtar Sözcükler: Hisse senedi, Altın Fiyatı, Döviz Kuru, Faiz Oranı, ARDL, NARDL, Asimetrik Nedensellik III ABSTRACT Name and Surname : Lütfü SİZER University : Bursa Uludağ University Institution : Social Science Institution Field : Econometrics Branch : Operations Research Degree Awarded : PhD Page Number : XI+114 Degree Date : … / … / 2022 Supervisor : Prof. Dr. Özer ARABACI THE ANALYSIS OF RELATIONSHIP BETWEEN ALTERNATIVE FINANCIAL INSTRUMENTS AND STOCK PRICES WITH THE NONLINEAR COINTEGRATION RELATIONSHIP: THE TURKEY SAMPLE Linear time series models are frequently used in econometrics literature. However, linear methods may be insufficient in modeling economic and financial variables. Therefore, it is more accurate to prefer nonlinear methods in determining the asymmetric effects of these variables. The aim of this thesis is to analyze the asymmetric relationship between alternative financial instruments and stock prices of Turkey with the Nonlinear ARDL model approach by using quarterly data for the period 2003: Q1-2021Q3. In this respect, general information related to variables is discussed in the first section of the thesis. In the second section of the thesis, the econometric methodology used in the method is explained. Method and results take part in the third section of the thesis. In the study, both linear and nonlinear ARDL models are estimated for making a comparison. A long-term relationship has been determined between alternative financial instruments and stock prices in both models. While the BIST 100 index gives the same response in the short and the long run to positive and negative changes in gold, exchange rate, and interest rates, the nonlinear ARDL model responds differently to positive and IV negative changes. Additionally, according to the results of the Hatemi-J (2012) asymmetric causality test, an asymmetric causality relationship is found between the variables. A causal relationship is found from the positive components of the BIST100 index to the positive and negative components of the gold prices and found from the negative components of the BIST 100 index to the positive components of gold prices and the negative components of interest rates. While there is causality from the positive components of gold, exchange rate and interest rates to the negative components of the BIST100 index, a causality relationship is found from the negative components of gold, exchange rate, and interest rates to the positive components of the BIST100 index. Keywords: Stock, Gold Price, Exchange Rate, Interest Rate, ARDL (Autoregressive Distributed Lag Model), NARDL (Nonlinear Autoregressive Distributed Lag Model), Asymmetric Causality V ÖN SÖZ Alternatif yatırım araçları ile hisse senedi fiyatları arasındaki ilişkinin araştırıldığı bu tez çalışmasında, birlikte çalışmaktan onur duyduğum, tezin yazım sürecinde bilgi, tecrübe ve yardımlarını hiçbir zaman esirgemeyen değerli hocam, kıymetli danışmanım Prof. Dr. Özer ARABACI’ya teşekkür etmeyi bir borç bilirim. Ayrıca tez ile ilgili görüş ve düşüncelerini bildirerek savunmama yardımcı olan Prof. Dr. Kadir Yasin ERYİĞİT, Prof. Dr. Metin ÖZDEMİR ve Dr. Öğr. Üyesi. Selin KARATEPE YURDAL’a teşekkür ederim. Özellikle doktora tez konumu belirlememde ve tezin her aşamasında yaptığı düzeltme ve önerilerle desteklerini esirgemeyen çok kıymetli hocam Doç. Dr. Kadir KARAGÖZ’e ayrıca teşekkür ederim. Akademik kariyerime başlamamda ilk fikri aşılayan ve her konuda bilgi ve tecrübelerini aktaran kıymetli hocam Prof. Dr. Yusuf YAYLI’ ya şükranlarımı sunarım. Öğrenciliğim süresince ders aldığım ve öğrencileri olmanın mutluluğunu yaşadığım tüm hocalarıma ve bu süre zarfında sorularımı nezaketle cevaplayan tüm meslektaşlarıma minnettarım. Son olarak uzun süren tez yazım sürecinde kendilerini ihmal etmeme rağmen sürekli yanımda bulunan eşim ve çocuklarıma teşekkür ederim. Bu tez çalışmasını başta çocuklarım Talha ve Muhammed olmak üzere tüm OTİZM’li bireylere ithaf ediyorum… Lütfü SİZER 2022. Mart VI İÇİNDEKİLER Sayfa No. ÖZET ................................................................................................................................ I ABSTRACT .................................................................................................................. III ÖN SÖZ ........................................................................................................................... V İÇİNDEKİLER ............................................................................................................ VI ŞEKİLLER ................................................................................................................... IX TABLOLAR ................................................................................................................... X KISALTMALAR ......................................................................................................... XI GİRİŞ ............................................................................................................................... 1 BİRİNCİ BÖLÜM ........................................................................................................... 3 HİSSE SENETLERİ VE ALTERNATİF YATIRIM ARAÇLARI İLE İLGİLİ GENEL BİLGİLER ........................................................................................................ 3 1.1. HİSSE SENEDİ KAVRAMI İLE İLGİLİ GENEL BİLGİLER .................... 3 1.1.1. Hisse Senedi Kavramı ......................................................................................... 3 1.1.2. Hisse Sendi Türleri .............................................................................................. 4 1.1.2.1. Adi ve İmtiyazlı Hisse Senetleri .................................................................. 4 1.1.2.2. Bedelli ve Bedelsiz Hisse Senetleri ............................................................. 5 1.1.2.3. Nama ve Hamiline Yazılı Hisse Senetleri .................................................... 6 1.1.2.4. Kurucu ve İntifa Hisse Senetleri .................................................................. 6 1.1.2.5. Primli ve Primsiz Hisse Senetleri ................................................................. 7 1.1.3. Hisse Senetlerinin Sağladığı Haklar.................................................................... 7 1.1.3.1. Kar Payı Hakkı ............................................................................................. 8 1.1.3.2. Rüçhan Hakkı ............................................................................................... 8 1.1.3.3. Yönetime Katılma ve Oy Kullanma Hakkı .................................................. 8 1.1.3.4. Tasfiyeden Pay Alma Hakkı ........................................................................ 9 1.1.3.5. Bilgi Edinme Hakkı ..................................................................................... 9 1.2. HİSSE SENEDİ FİYATLARINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER ....................... 10 1.2.1. Makroekonomik Faktörler ................................................................................ 11 1.2.1.1. Enflasyon .................................................................................................. 11 VII 1.2.1.2. Petrol Fiyatları ........................................................................................... 12 1.2.1.3. Para Arzı..................................................................................................... 12 1.2.1.4. Siyasi Faktörler ......................................................................................... 13 1.2.1.5. Gayri Safi Milli Hâsıla ............................................................................... 14 1.2.1.6. Spekülasyon .............................................................................................. 14 1.2.1.7. Anomaliler................................................................................................. 15 1.2.2. İşletme İçi Faktörler .......................................................................................... 15 1.2.2.1. Kâr Dağıtım Politikası ............................................................................... 15 1.2.2.2. Sermaye Artırımı ........................................................................................ 16 1.2.2.3. İçerden Öğrenenler Ticareti (Insider Trading) ........................................... 17 1.2.2.4. Manipülasyon ............................................................................................. 18 1.2.2.5. Finansal Yapı ............................................................................................. 18 1.2.2.6. İşletmenin Faaliyet Konusu........................................................................ 19 1.2.3. Alternatif Yatırım Araçları ................................................................................ 19 1.2.3.1. Altın ........................................................................................................... 20 1.2.3.2. Döviz Kuru ................................................................................................. 21 1.2.3.3. Faiz Oranı ................................................................................................... 22 1.3. HİSSE SENEdi fiyatları İLE ALTERNATİF YATIRIM ARAÇLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ ................................................................................................. 25 1.3.1. Hisse Senedi Fiyatları ile Altın Fiyatı Arasındaki İlişki ................................... 25 1.3.2. Hisse Senedi Fiyatları ile Döviz Kuru Arasındaki İlişki ................................... 27 1.3.3. Hisse Senedi Fiyatları ile Faiz Oranı Arasındaki İlişki ..................................... 29 İKİNCİ BÖLÜM ........................................................................................................... 32 2.1. BİRİM KÖK TESTLERİ ...................................................................................... 32 2.1.1. Genişletilmiş Dickey- Fuller (ADF) Birim Kök Testi ...................................... 32 2.1.2. Phillips – Perron Birim Kök Testi ..................................................................... 35 2.1.3. Kwiatowski-Phillips-Schmidt-Shin (KPSS) Birim Kök Testi .......................... 36 2.2. EŞBÜTÜNLEŞME YAKLAŞIMLARI ................................................................ 37 2.2.1. ARDL Yaklaşımı ve Sınır Testi ........................................................................ 38 2.2.2. Doğrusal Olmayan ARDL Yaklaşımı (NARDL) .............................................. 45 2.2.3. Asimetrik Dinamik Çarpanlar ........................................................................... 47 VIII 2.3. NEDENSELLİK ANALİZİ ................................................................................... 47 2.3.1. Hatemi-J (2012) Asimetrik Nedensellik Testi .................................................. 48 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ....................................................................................................... 52 ALTERNATİF YATIRIM ARAÇLARININ HİSSE SENEDİ İLE İLİŞKİSİ ÜZERİNE UYGULAMA.............................................................................................. 52 3.1. LİTERATÜR ..................................................................................................... 52 3.1.1. Doğrusal Olmayan ARDL Yönteminin Kullanıldığı Çalışmalar .................... 52 3.1.2. Alternatif Yatırım Araçları İle Hisse Senedi Fiyatları Arasındaki İlişkiyi İnceleyen Çalışmalar ................................................................................................... 56 3.2. UYGULAMA VE BULGULAR ...................................................................... 64 3.2.1. Çalışmanın Amacı ve Önemi .......................................................................... 64 3.2.2. Model ve Veri Seti .......................................................................................... 65 3.2.3. Betimleyici İstatistikler ................................................................................... 69 3.2.4. Birim Kök Testi Sonuçları .............................................................................. 69 3.2.5. Eşbütünleşme Analizi Sonuçları ..................................................................... 74 3.2.5.1. ARDL Eşbütünleşme Analizi Sonuçları .................................................... 75 3.2.5.2. Doğrusal Olmayan ARDL Eşbütünleşme Analizi Sonuçları ..................... 79 3.2.5.1.1. Asimetrik Dinamik Çarpanlar Etkisi .................................................. 87 3.2.6. Hatemi-J (2012) Asimetrik Nedensellik Testi Sonuçları ........................ 90 SONUÇ ........................................................................................................................... 92 KAYNAKÇA ................................................................................................................. 98 ÖZGEÇMİŞ ................................................................................................................. 113 IX ŞEKİLLER Sayfa No. ŞEKİL 1: LOGARİTMASI ALINMIŞ DEĞİŞKENLERİN DÜZEY DEĞERLERİNE AİT GRAFİKLER ................................................................................................... 70 ŞEKİL 2: BİRİNCİ FARKI ALINMIŞ SERİLERE AİT GRAFİKLER ........................ 74 ŞEKİL 3: ARDL MODELİNE AİT AKAİKE BİLGİ KRİTERLERİNE GÖRE EN İYİ 20 MODEL ............................................................................................................. 76 ŞEKİL 4: ARDL (1,0,1,1) MODELİNE AİT CUSUM GRAFİĞİ ................................. 77 ŞEKİL 5: ARDL (1,0,1,1) MODELİNE AİT CUSUMSQ GRAFİĞİ ............................ 77 ŞEKİL 6: NARDL MODELİNE AİT AKAİKE BİLGİ KRİTERLERİNE GÖRE EN İYİ 20 MODEL ....................................................................................................... 80 ŞEKİL 7: NARDL(1,0,0,2,4,4,2) MODELİNE AİT CUSUM GRAFİĞİ ...................... 81 ŞEKİL 8: NARDL(1,0,0,2,4,4,2) MODELİNE AİT CUSUMSQ GRAFİĞİ ................. 81 ŞEKİL 9: ALTIN FİYATLARININ BIST100 ENDEKSİ ÜZERİNDEKİ DİNAMİK KÜMÜLATİF ÇARPAN ETKİSİ .......................................................................... 88 ŞEKİL 10: DOLAR KURUNUN BIST100 ENDEKSİ ÜZERİNDEKİ DİNAMİK KÜMÜLATİF ÇARPAN ETKİSİ .......................................................................... 89 ŞEKİL 11: FAİZ ORANININ BIST100 ENDEKSİ ÜZERİNDEKİ DİNAMİK KÜMÜLATİF ÇARPAN ETKİSİ .......................................................................... 90 X TABLOLAR Sayfa No. TABLO 1: ÇALIŞMADA KULLANILAN DEĞİŞKENLERE AİT BİLGİLER .......... 65 TABLO 2: DEĞİŞKENLERE AİT BETİMLEYİCİ İSTATİSTİKLER ........................ 69 TABLO 3: DÜZEY DEĞERLERİ İÇİN ADF BİRİM KÖK TESTİ SONUÇLARI ..... 71 TABLO 4: DÜZEY DEĞERLERİ İÇİN PP BİRİM KÖK TESTİ SONUÇLARI ......... 71 TABLO 5: DÜZEY DEĞERLERİ İÇİN KPSS BİRİM KÖK TESTİ SONUÇLARI .... 71 TABLO 6: BİRİNCİ FARKLAR İÇİN ADF BİRİM KÖK TESTİ SONUÇLARI ....... 72 TABLO 7: BİRİNCİ FARKLAR İÇİN PP BİRİM KÖK TESTİ SONUÇLARI ........... 73 TABLO 8: BİRİNCİ FARKLAR İÇİN KPSS BİRİM KÖK TESTİ SONUÇLARI ...... 73 TABLO 9: ARDL (1,0,1,1) MODELİ TAHMİN SONUÇLARI ................................... 78 TABLO 10: NARDL(1,0,0,2,4,4,2) MODELİ TAHMİN SONUÇLARI ...................... 82 TABLO 11: NARDL(1,0,0,2,4,4,2) MODELİNE AİT WALD TESTİ SONUÇLARI.. 86 TABLO 12: HATEMİ-J (2012) ASİMETRİK NEDENSELLİK TESTİ SONUÇLARI 91 XI KISALTMALAR Bibliyografik Bilgiler Uluslararası Türkçe ADF Augmented Dickey Fuller Genişletilmiş Dickey Fuller AIC Akaike Information Criterion Akaike Bilgi Kriteri AR Autoregressive Otoregresif ARDL Auto-Regressive Distributed Lag Otoregresif Dağıtılmış Gecikme BIC Bayesian Information Criterion Bayes Bilgi Kriterleri DF Dickey Fuller Dickey Fuller EKK Least Squares En Küçük Kareler GSMH Gross National Product Gayri Safi Milli Hâsıla HQ Hannan and Quinn Hannan ve Quin IID Independent Identically Distributed Bağımsız Özdeş Dağılan IMF International Monetary Fund Uluslararası Para Fonu KAP Kamuyu Aydınlatma Platformu KİT State Economic Enterprises Kamu İktisadi Teşebbüsleri KPSS Kwiatowski-Phillips-Schmidt-Shin Kwiatowski-Phillips-Schmidt-Shin MKK Merkezi Kayıt Kuruluşu A.Ş. NARDL Nonlinear Auto-Regressive Distributed Lag Doğrusal Olmayan Otoregresif Dağıtılmış Gecikme PP Phillips-Perron Phillips-Perron SIC Schwarz Information Criterion Schwarz Bilgi Kriteri TTK 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu 1 GİRİŞ İktisadi teorilerin modellenmesinde ve test edilmesinde son yıllarda güncel ekonometrik yöntemler geliştirilmektedir. Bu yöntemlerin kullanılmasıyla daha gerçekçi sonuçlar elde edilebilmektedir. İktisat teorisinde pek çok iktisadi ve finansal değişkenin asimetrik davranışlar sergilediği gözükmektedir. Dolayısıyla bu değişkenler arasındaki ilişkilerin doğru bir biçimde modellenmesi doğrusal olmayan yöntemlerle mümkün olabilmektedir. Bu bağlamda, gerçek dünyada karşılaşılan şoklara karşı insanların vereceği tepkiler de farklı olmaktadır. Özellikle finansal piyasalarda yatırımcıların homojen bir yapı sergilemekten ziyade, heterojen bir yapı sergilediği gözükmektedir. Yani finansal piyasalarda rassal bir şok meydana geldiğinde her bir yatırımcı bu şoka karşı farklı tepkiler vermektedir. Çünkü bazı yatırımcılar meydana gelen şokların geçici olduğuna inandığı için riski göze alarak pozisyonlarını korurken, bazı yatırımcılar da riski sevmediklerinden hemen pozisyonlarını değiştirmekteler. Bunun sonucunda şokların piyasa üzerindeki etkisi aynı olmayacağından şokların negatif ve pozitif olarak bölünerek analiz edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle kısa ve uzun dönem asimetrik davranışların modellenmesine izin vermesi ve değişkenlerin aynı dereceden bütünleşik olmasına gerek duyulmaması gibi avantajları bulunduğundan çalışmada doğrusal olmayan yöntemler arasından NARDL yöntemi tercih edilmiştir. Shin vd. (2014) tarafından geliştirilen doğrusal olmayan ARDL eşbütünleşme yaklaşımı, ARDL modelinde olduğu gibi değişkenlerin farklı dereceden (𝐼(0) veya 𝐼(1)) durağan olmalarına izin vermektedir. Ayrıca bu test diğer eşbütünleşme testlerinden farklı istatistiksel çıktılar vermesi sebebiyle son yıllarda yaygın bir şekilde kullanılmaya başlanmıştır. Özellikle uzun dönem pozitif ve negatif etkilerin elde edilmesiyle asimetrik etkilerin dikkate alınması araştırmacıların politika önerisi sunmasında büyük önem arz etmektedir. Ayrıca bu test küçük örneklem tahmininde oldukça yüksek performans sergilemektedir. Literatürde hisse senedi fiyatları ile makroekonomik değişkenler arasındaki ilişkiyi inceleyen çok sayıda çalışma bulunmaktadır. Fakat BIST100 endeksi, faiz oranı, döviz kuru ve altın fiyatları gibi değişkenlerin bir yatırım aracı olarak ele alınıp aralarındaki 2 ilişkiyi belirlemeye yönelik pek az çalışmanın yapıldığı görülmüştür. Bundan dolayı çalışmada hisse senedi fiyatları ile diğer alternatif yatırım araçları arasındaki ilişki belirlenmeye çalışılmıştır. Çalışmanın birinci bölümünde üç alt başlık ele alınmıştır. İlk başlıkta hisse senedi kavramı, hisse senedi türleri ve hisse senedinin sağladığı haklar ile ilgili açıklayıcı bilgiler verilmiştir. İkinci başlıkta hisse senedi fiyatını etkileyen faktörler açıklanmıştır. Burada hisse senedi fiyatlarını etkileyen işletme içi ve işletme dışı faktörlere değinilmiştir. Ayrıca tezde alternatif yatırım araçlarının hisse senedi fiyatları üzerindeki etkisi incelendiğinden makroekonomik değişkenler içerisinde yer alan altın, döviz ve faiz oranları ayrı bir başlık altında ele alınmıştır. Üçüncü başlıkta ise hisse senedi fiyatları ile alternatif yatırım araçları arasındaki teorik ilişki açıklanmıştır. Çalışmanın ikinci bölümünde analizde kullanılan ekonometrik yöntemler ile ilgili teorik açıklamalar verilmiştir. Öncelikle analizde kullanılan değişkenlerin durağanlık seviyelerini belirlemek için ADF, PP ve KPSS birim kök testleri tanıtılmıştır. Ardından ARDL ve doğrusal olmayan ARDL model yapıları açıklanmış ve asimetrik dinamik çarpanlar etkisi anlatılmıştır. Son olarak değişkenler arasındaki asimetrik nedenselliğin yönünü belirlemek için Hatemi-J (2012) asimetrik nedensellik testi verilmiştir. Çalışmanın üçüncü ve son bölümünde ise öncelikle ampirik literatüre yer verildikten sonra analizde kullanılan değişkenlere ait açıklayıcı bilgiler verilmiştir. Ardından birim kök testleriyle analizde kullanılan değişkenlerin durağanlık seviyeleri belirlenmiştir. Yapılan birim kök testi sonuçlarına göre analizde kullanılan hiçbir değişkenin I(2) olmadığı belirlendikten sonra değişkenler arasındaki doğrusal ve doğrusal olmayan ARDL eşbütünleşme ilişkisine bakılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre değişkenler arasında doğrusal olmayan ARDL eşbütünleşme ilişkisi tespit edilmiştir. Doğrusal ARDL modelinde alternatif yatırım araçlarında meydana gelen pozitif ve negatif değişmelere hisse senedi fiyatları kısa ve uzun dönemde aynı tepkiyi verirken, doğrusal olmayan ARDL modelinde ise pozitif ve negatif değişimlere farklı tepki verdiği sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca yapılan Hatemi-J (2012) asimetrik nedensellik testi sonuçlarına göre değişkenler arasında asimetrik nedensellik ilişkisine rastlanmıştır. 3 BİRİNCİ BÖLÜM HİSSE SENETLERİ VE ALTERNATİF YATIRIM ARAÇLARI İLE İLGİLİ GENEL BİLGİLER 1.1. HİSSE SENEDİ KAVRAMI İLE İLGİLİ GENEL BİLGİLER Bu kısımda hisse senedi kavramı, hisse senedi türleri ve hisse senedinin sağladığı haklara kısa bir biçimde değinilmiştir. 1.1.1. Hisse Senedi Kavramı Hisse senetleri, anonim şirketlerin eşit paylara bölünmüş sermayesinin belli bir parçasını temsil eden, sahiplerine oy kullanma hakkı ve temettü alma hakkı sağlayan kıymetli evrak niteliğine sahip belgelerdir.1 Hisse senetleri, bir anonim şirketinin ana sermayesini temsil eden kıymetli evrak/senet anlamına gelmektedir. Dolayısıyla bir anonim şirketinde hisse tek parça olduğu gibi ortaklık temelinde de olabilir. Ortaklık temelinde gerçekleşen diğer bir ifadeyle halka açık bir şirkette sahipliği temsil eden senetlere hisse senedi denmektedir.2 İşletmenin sermayesinin ana sözleşmede kaç parçaya ayrıldığı, sermayenin paylarının hangi oranda temsiliyet kazanacağı ve sermayenin belirli kısmını göstermesi hisse senetleri olarak tanımlanmaktadır.3 Büyük işletmeler, geniş halk kitlelerinin küçük tasarruflarını biriktirerek hisse senetleri aracılığıyla ekonomide gerekli olan sermaye birikimini sağlamaktadır. Böylece, iktisadi işletmelere ait mülkiyetleri ve üretim araçlarını geniş halk topluluklarına dağıtarak ve sermayeyi tabana yayarak taraflar arasında daha dengeli bir gelir dağılımı sağlanmış olacaktır. Halkın küçük bir oranda dahi olsa ekonomik kararlar üzerinde söz sahibi 1 Zvi Bodie, Alex Kane, Alan Marcus, Essentials of Investments: Global Edition, Fifth New York: McGraw-Hill Inc, 2004, s. 39. 2 Richard A. Brealey, Stewart C. Myers, Alan J. Marcus, İşletme Finansmanının Temelleri, ed. by Ünal Bozkurt, Türkan Arıkan, Hatice Doğukanlı, 5. İstanbul: Literatür Yayıncılık, 2007, s. 115. 3 Mustafa Birol Çapanoğlu, Türkiye ve Dış Ülkelerde Sermaye Piyasası Özelleştirme Uygulamaları ve Genel Olarak Menkul Kıymet Borsaları, İstanbul: Beta Basım Yayın, 1993. 4 olmasına imkan tanıyan hisse senetleri, demokrasinin ekonomik tarafını tamamlamaktadır. Ayrıca enflasyona paralel olarak değerlenebilen bir yatırım aracı olan hisse senetleri, yatırımcının yatırımını ve gelirini koruma ve tasarrufa ek gelir sağlama işlevine sahiptir.4 Çalışmada hisse senedi piyasasını temsilen BIST100 endeksi alınmıştır. BIST100 endeksi; Borsa İstanbul’da işlem gören piyasa ve işlem hacmi açısından en yüksek 100 hisse senedinin performansını ölçmek için kullanılan temel göstergedir. Aynı zamanda Türk borsasının göstergesi olarak da kabul edilen BIST100 endeksinin işlem kodu ise: XU100’dür. Borsa İstanbul (BIST); 2013 yılında İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nın, İstanbul Altın Borsası’nın ve Vadeli İşlem Opsiyon Borsası’nın tek bir çatı altında toplanmasıyla kurulmuş ve yaklaşık 240 milyon dolar sermayesi ile birlikte 5 Nisan 2013 tarihinde faaliyete geçmiştir. Ülkemizde Borsa İstanbul, gelişmiş teknolojik altyapısı sayesinde ve uluslararası standartlara uygun hukuki düzenlemeler ile birlikte piyasadaki tüm yatırımcılara, güvenilir ve şeffaf bir ortamda, organize piyasalarda rahat bir şekilde menkul kıymet alım satım hizmeti sunmaktadır. Borsa İstanbul bünyesindeki tüm piyasalarda işlemler elektronik ortamlarda gerçekleşmektedir. Gerçekleştirilen bu işlemler ve oluşan piyasa bilgileri kamuoyu ile paylaşılmaktadır. 1.1.2. Hisse Sendi Türleri 1.1.2.1. Adi ve İmtiyazlı Hisse Senetleri İşletme pay sahiplerine genel kurul kararlarında eşit oy hakkı, kârdan ve tasfiyeden bütün pay sahiplerine eşit oranda pay alma hakkı sağlayan hisse senetlerine adi hisse senetleri denir. Anonim şirketlerin gerçek sahipleri adi hisse senedi sahipleridir. Ayrıca sahiplerine bazı konularda üstünlük sağlamaktadır. İmtiyazlı hisse senetlerine dönemsel olarak belirli tutar veya oranlarda temettü ödemesi yapılır. Tüm şirketler başlangıçta öz kaynaklarını artırmak için adi hisse senedi çıkarırlar. Bu firmaların bazıları daha sonra yine kaynak artırımı için ek adi hisse senedi ya da imtiyazlı hisse senedi çıkarırlar. Adi hisse senedi ile imtiyazlı hisse senedinin her ikisi de öz sermaye formları olmasına rağmen, imtiyazlı 4 Mehmet Baha Karan, Yatırım Analizi ve Portföy Yönetimi, 4. Baskı, Ankara: Gazi Kitabevi, 2013, s. 279. 5 hisse senedi, diğerine göre bazı yönleriyle yabancı kaynak temin etme araçlarına benzerlik göstermektedir.5 İmtiyazlı hisse senetleri, şirket ana sözleşmeleri doğrultusunda pay (hisse) sahiplerine elde edilmiş kardan pay alma, tasfiye sonrası pay alma, şirket kararlarında oy kullanma hakları konusunda imtiyaz sağlamaktadır.6 Ayrıca pay (hisse) sahiplerinin tamamına eşit haklar sağlamasının yanında yönetim kurulu üyelerinin seçimi, işletme aktiflerinin farklı işletmelerle birleştirilmesi veya satılması konusunda hak sahipliği sağlamaktadır.7 1.1.2.2. Bedelli ve Bedelsiz Hisse Senetleri İşletmelerin belirli bir bedel karşılığı ve işletme dışı kaynaklardan sermaye arttırmak amacıyla ihraç edilen pay (hisse) senetleri bedelli pay (hisse) senedi olarak tanımlanmaktadır. Fakat işletmelerin dış kaynaklardan ziyade iç kaynaklardan ihraç ederek sermayelerini arttırmaları yoluna gitmelerine ise bedelsiz pay (hisse) senedi olarak adlandırılmaktadır.8 Ayrıca ortaklar herhangi bir bedel ödemeden bu senetlere sahip olacağından, şirkete de dışarıdan fon girişine yol açmamaktadır. Bu senetlere en tipik örnekler dağıtılmayan karların ve yeniden değerleme değer artışı tutarının işletme sermayesine eklenmesidir. Ayrıca iştiraklerin olduğu diğer işletmelerdeki her türlü değer artışları da sermayeye ilave edildiğinde aynı sonuçların doğduğu görülmektedir. Bedelli hisse senetleri ise iki şekilde çıkarılabilir. Birincisi şirketlerin kuruluş aşamasında diğeri de şirketlerin sermaye artırımı yoluyla yapılmaktadır. Sermaye artırımı amacıyla hisse senedi çıkarılması da iki farklı şekilde olur. Rüçhan hakkına dayanarak ya eski ortaklara satılır, ya da üçüncü kişiler için halka arz edilir. 9 Sermaye artırımı amacıyla hisse senedi çıkarılması da iki farklı şekilde olur. Rüçhan hakkına dayanarak ya eski ortaklara satılır, ya da üçüncü kişiler için halka arz edilir. Ayrıca ortaklar herhangi bir bedel ödemeden bu senetlere sahip olacağından, şirkete de dışarıdan fon girişine yol açmamaktadır. Bu 5 Lawrence J. Gitman, Principles of Managerial Finance, 10. Baskı New York: Pearson Higher Education AU, 2002, s. 309-312. 6 T. C. Resmi Gazete, “Türk Ticaret Kanunu Madde 401 (1956),” (06/09/1956). 7 Ufuk Başoğlu, Ali Ceylan, İlker Parasız, Finans, Teori-KurumUygulama, Bursa: Ekin Kitabevi, 2001, ss 36. 8 Sermaye Piyasası Araçları, “Sermaye Piyasası Kurulu Yatırımcı Bilgilendirme Kitapları-2,” Ankara, 2010, https://www.spk.gov.tr/Sayfa/Dosya/811, s. 6. 9 Balasingham Balachandran, Robert Faff, Len Jong, “Announcements of Bonus Share Options: Signalling of the Quality of Firms,” Global Finance Journal, vol. 16, no. 2 (2005), pp. 180–90, doi:10.1016/J.GFJ.2005.05.009, s.181. 6 senetlere en tipik örnekler dağıtılmayan karların ve yeniden değerleme değer artışı tutarının işletme sermayesine eklenmesidir. Ayrıca iştiraklerin olduğu diğer işletmelerdeki her türlü değer artışları da sermayeye ilave edildiğinde aynı sonuçların doğduğu görülmektedir.10 1.1.2.3. Nama ve Hamiline Yazılı Hisse Senetleri Türk Ticaret Kanununda nama yazılı senetlerle ilgili olarak “belli bir kişinin adına yazılı olup da onun emrine kaydını içermeyen ve kanunen de emre yazılı senetlerden sayılmayan kıymetli evrak niteliğindeki hisse senedi nama yazılı senet sayılır.” hükmü yer almaktadır (TTK M.654). Hamiline yazılı senetler içinse “senedin metninden veya şeklinden, hamili kim ise o kişinin hak sahibi sayılacağı anlaşılan her kıymetli evrak, hamile veya hamiline yazılı senet sayılır” ifadesi yer almaktadır (TTK M.658). Nama yazılı hisse senetlerinin devredilebilmesi hususunda, kanunda veya şirketin esas sözleşmesinde aksi belirtilmedikçe, hiçbir sınırlandırma bulunmamaktadır. Nama yazılı hisse senedinin devir işlemi, senedin ciro edilerek zilyetliğinin devralan tarafa geçirilmesiyle mümkün olmaktadır. Şirket, nama yazılı hisse senedi sahiplerini hisse defterine kaydeder. Ancak usulüne uygun olarak devredilmeyen nama yazılı hisse senedini ya da üzerinde intifa hakkı tesis edildiği kanıtlanamayan senetleri devralan pay defterine yazamaz. Nitekim şirketle pay sahipleri arasındaki ilişkilerde, pay defterine kayıtlı bulunan kimse pay sahibi kabul edilir (TTK M.490). Bu hükümler çerçevesinde, nama yazılı hisse senetlerinin devri hamiline yazılı hisse senetlerine göre daha uzun bir süreç gerektirmektedir.11 1.1.2.4. Kurucu ve İntifa Hisse Senetleri İşletmeler açısından önemli sayılan şahıs ve kuruluşta yer alan ortakların oy hakkından yoksun, temettü (kap payı) hakkı tanıyan ve bir bel karşılığı olmayan pay (hisse) senetleri kurucu hisse senetleri olarak adlandırılır. Dolayısıyla kurucu hisse senetleri sahipleri şirketi temsil hakkına sahip olmadığı ve ayrıca yönetime katılma hakkını da vermemektedir. İntifa hisse senetleri ise, şirket sermaye payını temsilini sağlamayan, 10 Karan, Yatırım Analizi ve Portföy Yönetimi, s. 318. 11 Selma Kurtay, Hisseleri İMKB’de İşlem Gören Şirketlerin Büyük Ortak ve Yöneticilerinin Hisse Alım Satım Açıklamalarının Hisse Fiyatına Etkisi, Ankara: IMKB Yayınları, 2009, s. 7. 7 farklı alacak ve hizmetler karşılığında kuruluş işlemlerinin tamamlanmasından sonra verilen hisse senetleri olarak adlandırılır. Genellikle şirket yedek akçe ve temettü aylarının dağıtımından sonra ve şirket karının 1/10’undan fazla olmayacak şekilde ödenmektedir (TTK, 1956: M. 298). 1.1.2.5. Primli ve Primsiz Hisse Senetleri Şirketler kesinlikle nominal bedelin daha düşük oranında hisse senedi çıkaramaz. Şirketin genel kurulu ve ana sözleşmesinde bir hüküm olması şartıyla nominal bedelinden daha yüksek oranda hisse senedi çıkarma yetkileri söz konusudur (TTK, 1956: M. 286). Bununla birlikte eğer şirketler nominal bedelle hisse senedi ihraç ederse primsiz, fakat nominal bedelin üzerinde bir bedelle hisse senedi ihraç ederlerse bunada primli hisse senedi olarak adlandırılır. 1.1.3. Hisse Senetlerinin Sağladığı Haklar Anonim şirket ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde sermaye belirli paylar halinde hisse senetleriyle temsil edilir. Ancak sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde komanditer ortağın sahipliği hisse senetleriyle temsil edilir. Sermaye piyasalarında dolaşıma konu olan hisse senetleri, anonim şirket hisse senetleridir. Dolayısıyla hisse senedi ifadesinden anonim şirket hisse senetleri anlaşılmaktadır. Hisse senetlerini çıkarma hakkı, sermaye şirketi niteliğinde olan anonim şirketlere ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlere tanınmaktadır. Bunlara ek olarak özel kanunla kurulan bazı şirketler de hisse senedi çıkarabilir. Bunlara örnek; Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), bankalar, anonim şirket yapısıyla kurulmuş iktisadi devlet teşekkülleri, kamu iktisadi teşebbüsleri, bağlı ortaklıklar ve sigorta şirketleri verilebilir. Hisse senedi sahiplerinin elde ettikleri bazı haklar vardır. Bunlar; şirket kârından pay alma hakkı, rüçhan hakkı, yönetimine katılma ve oy kullanma hakkı, tasfiyeden pay alma hakkı ve bilgi edinme hakkı olarak sıralanabilir.12 12 Ali Ceylan, Turhan Korkmaz, İşletmelerde Finansal Yönetim, 12. Baskı Bursa: Ekin Kitabevi, 2012, s. 445-447. 8 1.1.3.1. Kar Payı Hakkı Kar payı hakkı, sahibine sağlayacağı haklardan en önemlisi olarak görülmektedir.13 Şirket, ayıracağı yedek akçeler ve ana sözleşmede veya kanunda belirtilmiş durumlar göz önüne alınarak net kardan düşülmüş oranlar sonrası kar dağıtımı yapmaktadır. Anonim şirketlerde ilgili faaliyet döneminde varsa elde edilen kârın, şirket yönetim kurulu önerisi ile genel kurul onayı doğrultusunda dağıtılan verilen kısım kâr payı veya temettü olarak adlandırılır. Temettü tutarının şirketin hisse senedi sayısına bölünmesiyle hisse başına temettü bulunur. Hisse başına temettünün hisse senedi nominal değerine bölünmesiyle de temettü oranına ulaşılır. Her hisse senedi sahibi şirketin sağladığı kârdan yararlanma ve dağıtılacak olan kısmından hissesine düşen temettüyü alma hakkına sahiptir.14 1.1.3.2. Rüçhan Hakkı Şirket ortaklarının (eski), sermayelerinin korunması amacı doğrultusunda sermaye artırımına giderken çıkarılacak hisse senetlerini öncelikli olarak satın alma hakkı tanınmasıdır.15 TTK’nın 461. maddesinin 1. fıkrasına göre “Her pay sahibi, yeni çıkarılan payları, mevcut paylarının sermayeye oranına göre, alma hakkını haizdir.” şeklinde tanımlanmıştır. Diğer bir anlatım ile kanuni rüçhan hakkı sermaye artırım kararı alındığı esnada mevcut olan paylar açısından ortaya çıkar ve bu paylar sahipleri tarafından kullanılabilir. Ancak TTK: 6102’e göre, rüçhan hakkında imtiyazlı paylar çıkarılmasına engel bulunmadığı için bu kanun tanımı her zaman pay sahiplerinin paylarının ortaklık sermayesi oranına göre ortaya çıkması sonucunu doğurmayabilir. 1.1.3.3. Yönetime Katılma ve Oy Kullanma Hakkı Yönetime katılma konusu TTK’nın 623. maddesine göre “Şirketin yönetimi ve temsili şirket sözleşmesi ile düzenlenir. Şirketin sözleşmesi ile yönetimi ve temsili, müdür sıfatını taşıyan bir veya birden fazla ortağa veya tüm ortaklara ya da üçüncü kişilere verilebilir. 13 H. Kent Baker, Gary E. Powell, Understanding Financial Management: A Practical Guide, First Publ USA: Blackwell Publishing, 2005, s. 141. 14 Mustafa Çıkrıkçı, Finansal Kurumlar ve Piyasalar, Trabzon: Akademi Kitabevi, 2005, s. 136. 15 Hüseyin Dağlı, Sermaye Piyasası ve Portföy Analizi, Trabzon: Derya Kitabevi, 2009, s. 6. 9 En azından bir ortağın, şirketi yönetim hakkının ve temsil yetkisinin bulunması gerekir.” ifadesi yer almaktadır. Ayrıca pay sahibinin genel kurula katılma hakkı pay sahibinin şirkette söz sahibi olabilmesi için kullanabileceği önemli haklardan biri olarak sayılmaktadır. TTK’nın 416. maddesinin 1. fıkrasında “ Bütün payların sahipleri veya temsilcileri, aralarından biri itirazda bulunmadığı takdirde, genel kurula katılmaya ve genel kurul toplantılarının yapılmasına ilişkin hükümler saklı kalmak şartıyla, çağrıya ilişkin usule uyulmaksızın, genel kurul olarak toplanabilir ve bu toplantı nisabı var olduğu sürece karar alabilirler.” şeklinde belirtilerek kanunlarda pay sahiplerinin genel kurula katılma hakkına yer verilmiştir. Oy kullanma ise, TTK’nın 226. maddesine göre “Şirket sözleşmesinin her ne şekilde olursa olsun değiştirilmesine ilişkin kararlar oybirliğiyle, diğer kararlar ise, kanunda veya şirket sözleşmesinde aksine hüküm yoksa ortakların çoğunluğunun oylarıyla verilir.” şeklinde düzenlenmiştir. 1.1.3.4. Tasfiyeden Pay Alma Hakkı Hisse senedi sahiplerinin bir diğer hakkı şirketin tasfiyeye gitmesi halinde borçlar ödendikten sonra kalan net varlığından hisseleri oranında pay almalarıdır.16 TTK’nın 507. maddesinde “Her pay sahibi, kanun ve esas sözleşme hükümlerine göre pay sahiplerine dağıtılması kararlaştırılmış net dönem kârına, payı oranında katılma hakkını haizdir. Şirketin sona ermesi hâlinde her pay sahibi, esas sözleşmede sona eren şirketin mal varlığının kullanılmasına ilişkin, başka bir hüküm bulunmadığı takdirde, tasfiye sonucunda kalan tutara payı oranında katılır.” şeklinde düzenlenmiştir. 1.1.3.5. Bilgi Edinme Hakkı Hisse senedi sahiplerinin her türlü şirket faaliyeti hakkında bilgi alma hakkını ifade eder. Hisse senedi sahiplerinin bilgi edinme hakkı, esas sözleşmeyle ya da şirket organlarından birinin kararıyla engellenmesi ya da kısıtlama getirilmesi mümkün değildir.17 16 Çıkrıkçı, Finansal Kurumlar ve Piyasalar, s. 137. 17 Fatih Temizel, Menkul Kıymet Yatırımları, Eskişehir: T.C. Anadolu Üniversitesi Açık öğretim Fakültesi Yayını, 2012, s. 50. 10 Hisse sahiplerinin bilgi alma hakkı halka açık anonim şirketlerin kamuya bildirim yapma yükümlülüğü ile ilişkilendirilir. Sermaye piyasasında halka açık anonim şirketler yatırımcıların ve tasarruf sahiplerinin kararlarını etkileyebilecek bilgileri ve bağımsız denetimden geçmiş mali tablolarını kamuya duyurmakla yükümlüdürler. Kamuyu Aydınlatma Platformu (KAP) ’na yapılan bu bildirimler hisse sahipleri tarafından da bilgi sahibi olmak için kullanılabilir. 1.2. HİSSE SENEDİ FİYATLARINI ETKİLEYEN FAKTÖRLER Hisse senedi fiyatları çok değişik faktörler tarafından etkilenmektedir. Konunun daha iyi anlaşılması için bu faktörler iki alt başlık altında ele alınmıştır. Bunlar işletme içi faktörler ve işletme dışı faktörlerdir. İşletme dışı faktörler, makroekonomik faktörler olarak da bilinmektedir. Hisse senedi fiyatlarının bu faktörlerdeki değişikliklerden etkilenebileceği akademik camia ve politikacılar tarafından sürekli tartışılmaktadır. Finansal basından elde edilen bilgilere göre, yatırımcıların makroekonomik olayların hisse senedi fiyatları üzerinde büyük bir etkisi olmasını bekledikleri ve makroekonomik faktörlerdeki değişikliklere göre yatırımlarını şekillendirdikleri görülmektedir. Bu durum, birçok araştırmacıyı makroekonomik değişkenler ile hisse senetleri ilişkisini araştırmaya yönlendirmiştir.18 Yatırımcıların, yatırım kararlarını belirlemesinde en önemli gösterge hisse senetlerinden elde etmeyi bekledikleri kârdır. Hisse senedi piyasalarının serbestleşmesi, büyümesi ve diğer piyasalar ile etkileşiminin artması nedeniyle, hisse senedi fiyatları siyasi gelişmeler ile birlikte ekonomik gelişmelere karşı oldukça duyarlı bir hale gelmiştir. Hisse senedi piyasalarının düzenli bir şekilde gelişmesi ve yatırımcıların doğru tercihler yapması için alacakları kararları etkilemesi açısından hisse senedi fiyatları ile makroekonomik değişkenler arasındaki ilişkinin belirlenmesi önemlidir. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde makroekonomik değişkenlerin hisse senedi piyasalarına etkisi yoğun bir şekilde gözükmektedir.19 Hisse senetleri yüksek risk içeren yatırım araçları olduğundan, 18 Christopher Gan et al., “Macroeconomic Variables and Stock Market Interactions: New Zealand Evidence,” Investment Management and Financial Innovations, vol. 3, no. 4 (2006), s. 89. 19 Erhan Demireli, “Etkin Pazar Kuramindan Sapmalar: Finansal Anomalileri Etkileyen Makro Ekonomik Faktorler Uzerine Bir Arastirma,” Ege Academic Review, vol. 8, no. 1 (2008), pp. 215–41, https://ideas.repec.org/a/ege/journl/v8y2008i1p215-241.html, s. 215-216. 11 yatırımcıların hisse senedi fiyatlarını etkileyen makroekonomik değişkenler hakkında bilgi sahibi olması, yapacakları yatırımlarda daha doğru adımlar atmalarına katkı sağlayacaktır.20 Bu çalışmada, makroekonomik politika geliştirmek amacıyla diğer çalışmalardan farklı olarak hisse senedi fiyatları ile alternatif yatırım araçları (altın, döviz ve faiz) arasındaki ilişkiyi incelediğinden alternatif yatırım araçları ayrı bir başlık altında ele alınmıştır. 1.2.1. Makroekonomik Faktörler 1.2.1.1. Enflasyon Fiyatlar genel düzeyinin izlenmesi amacıyla genel fiyat endekslerinin hesaplanması ve bu endekslerin önemli ölçüde ve sürekli olarak yükselmesi enflasyon kavramıyla tanımlanır. Menkul kıymet borsalarında ise oynaklığın artmasına ve fiyatlardaki değişimlerin tahmin edilebilirliğinde azalmaya yol açmaktadır.21 Literatürde hisse senetlerinin yatırımcısını enflasyona karşı koruduğuyla ilgili birbirinden farklı iki görüş ortaya çıkmıştır. İlk tanıma göre, bir varlığın reel getiri oranının sıfıra düşme olasılığı yok edilebiliyorsa o varlık enflasyona karşı koruma sağlayabiliyor demektir. İkinci tanıma göre ise, söz konusu yatırım aracının reel getirisi enflasyon oranından bağımsızsa enflasyona karşı koruma sağlayabilen bir varlık demektir.22 Ancak enflasyonun çok yüksek olduğu dönemlerde yatırımcıların hisse senedine olan güvenleri sarsılmaktadır. Hisse senedinden sağlanacak kar payı satın alma gücünde azalışa neden olacağından ortaya çıkacak olan riskin hisse senedi fiyatlarını da olumsuz yönde etkileyeceği düşünüldüğünden enflasyonun yüksek olduğu zamanlarda hisse senedi fiyatlarının yatırımcıyı koruyamadığı belirtilmektedir.23 20 O. Berna İpekten, Hayati Aksu, “Alternatif Yabancı Yatırım Araçlarının İMKB İndeksi Üzerine Etkisi,” Journal of Graduate School of Social Sciences, vol. 13, no. 1 (2010), pp. 413–23, https://dergipark.org.tr/en/pub/ataunisosbil/issue/2823/38123, s. 414. 21 Bradley T. Ewing, “Macroeconomic News and the Returns of Financial Companies,” Managerial and Decision Economics, vol. 23, no. 8 (2002), pp. 439–46, doi:10.1002/MDE.1093, s. 440. 22 Öztin Akgüç, Finansal Yönetim, 8.Baskı Ankara: Avcıol Basım Yayım, 2013, s. 866. 23 Sevinç Güler, Ramazan Tunç, Çağatay Orçun, “Petrol Fiyat Riski Ve Hisse Senedi Fiyatları Arasındaki İlişkinin Belirlenmesi: Türkiye’de Enerji Sektörü Üzerinde Bir Uygulama,” Journal of Economics and Administrative Sciences, vol. 24, no. 4 (2011), pp. 297–315, doi:10.1016/J.ENECO.2009.08.018, s. 310. 12 1.2.1.2. Petrol Fiyatları Yatırımcılar gerek spekülatif amaçlı olsun gerekse uzun dönemli yatırım amacıyla olsun yatırım kararı aldıklarında petrol fiyatları ve enerji hisselerini bu karar aşamasında önemli bir gösterge olarak kabul ederler.24 Petrol fiyatlarının, ekonomik faaliyetleri etkileyen en önemli unsurlardan biri olmasının yanı sıra piyasadaki genel anlayış petrol fiyatlarının değişimi hisse senedi fiyatlarını etkilediği yönündedir.25 Petrol fiyatlarındaki değişiklikler ile hisse senedi fiyatları üzerine yapılan araştırmalar, bu iki değişken arasında yakın bir ilişkinin varlığını göstermektedir.26 Şirketlerin girdi maliyetlerini doğrudan etkileyen petrol fiyatlarının artması, maliyetlerin artmasına ve şirketlerin nakit akışlarının değişmesine sebep olmaktadır. Maliyetleri artan şirketlerin piyasa değerlerinin düşmesi ve bunun sonucunda hisse senedi fiyatlarının düşmesi beklenebilir. Firmalar doğrudan petrol kullanmıyor olsalar bile, girdilerinde kullanılan maddelerin çoğu petrol ile üretildiğinden petrol fiyatındaki artışlar her türden firmaya ve bu yolla da tüm ekonomiye yansıması mümkündür.27 Üretim maliyetlerinin yükselmesi firma nakit akışlarını azaltmakta ve hisse senedi fiyatlarının düşmesine neden olmaktadır. Sonuç olarak petrol fiyatındaki artışın sermaye piyasalarına etkisinin negatif olması beklenmektedir.28 1.2.1.3. Para Arzı Para arzı, bir ekonomide belli bir zaman diliminde dönen toplam para miktarının değeridir.29 Para arzı ile ilgili 1960’lı yıllarda ve 1970’li yılların başında yapılan ilk 24 Sevinç Güler, Ramazan Tunç, Çağatay Orçun, “Petrol Fiyat Riski Ve Hisse Senedi Fiyatları Arasındaki İlişkinin Belirlenmesi: Türkiye’de Enerji Sektörü Üzerinde Bir Uygulama”, s. 310. 25 Erhan İşcan, “Petrol Fiyatının Hisse Senedi Piyasası Üzerindeki Etkisi,” Maliye Dergisi, vol. 0, no. 158 (2010), pp. 607–17, https://app.trdizin.gov.tr/makale/TVRBME56WTVPUT09/petrol-fiyatinin-hisse- senedi-piyasasi-uzerindeki-etkisi, s. 607. 26 Mohan Nandha, Robert Faff, “Does Oil Move Equity Prices? A Global View,” Energy Economics, vol. 30, no. 3 (2008), pp. 986–97, doi:10.1016/J.ENECO.2007.09.003, s. 991. 27 M. Başaran Öztürk et al., “Petrol ve Doğalgaz Fiyatları İle İmalat ve Kimya-Petrol-Plastik Sektörlerinin Endeksleri Arasındaki İlişki,” Niğde Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, vol. 6, no. 2 (2013), pp. 64–74, https://dergipark.org.tr/en/pub/niguiibfd/issue/19753/211433, s. 65. 28 Güven Sayılgan, Cemil Süslü, “Makroekonomik Faktörlerin Hisse Senedi Getirilerine Etkisi: Türkiye ve Gelişmekte Olan Piyasalar Üzerine Bir İnceleme,” BDDK Bankacılık ve Finansal Piyasalar, vol. 5, no. 1 (2011), pp. 73–96, s. 79. 29 M. Erdal Ünsal, Makro İktisat, 3.Baskı Ankara: İmaj Yayıncılık, 2000, s. 383. 13 çalışmalar, para arzındaki dalgalanmalar ile hisse senedi fiyatları arasında güçlü bir ilişkinin varlığını ortaya koymuştur. Sonuçlar, para arzı değişikliklerinin hisse senedi fiyatlarını etkilediğini ve hisse senedi fiyatlarının, para arzı değişikliklerine çok çabuk uyum sağladığını göstermiştir. Dolayısıyla para arzının hisse senedi fiyatlarını etkilediği sonucuna ulaşılmıştır.30 Para arzı ile hisse senedi fiyatlarının karşılıklı etkileşiminde, para arzındaki artışların hisse senedi fiyatlarını arttırdığı görüşü daha çok kabul görmüştür. Genel ekonomide para arzında meydana gelen değişimler öncelikle finansal piyasaları etkiler. Para arzındaki artış miktarı yüksekse, piyasa faiz oranı kredi olarak verilebilecek para miktarının artması nedeniyle düşecektir. Ayrıca bu artış oranı şirketlerin faaliyetlerini ve ekonomik büyümeyi artırdığı için hisse senedi fiyatlarını artırıcı bir etkiye sahip olacaktır.31 1.2.1.4. Siyasi Faktörler Yapılan çalışmalara bakıldığında, finansal faktörlerin siyasi faktörlerden daha az etkili olduğu görülmüştür. Siyasi istikrarsızlığın fazla görüldüğü ülkelerde sermaye piyasaları gereğinden fazla etkilenir. Politik belirsizliğin olduğu ülkelerdeki piyasalar, yatırımcılar tarafından riskli olarak görülür ve yatırımcılar genellikle böyle piyasalara yatırım yapmaya yanaşmazlar. Siyasi seçimler sermaye piyasalarındaki konjonktürü neredeyse her zaman etkilemektedir. Özellikle seçim sonucunda bir koalisyon hükümeti kurulması durumu söz konusuysa yatırım araçları bu duruma genelde negatif tepki verirler. Seçim sonucunda devletçi politika uygulayan bir partinin iktidara gelme ihtimali varsa, bu parti güvenoyu alana kadar piyasalar durma noktasına gelir. Fakat serbest piyasa görüşünü benimseyen ve ekonomik kalkınma amacı olan bir siyasi partinin iktidara gelme ihtimali güçlü ise piyasalarda belirgin bir canlanma olur.32 30 Frank k. Reilly, Keith C. Brown, Investment Analysis and Portfolio Management, 6.Baskı USA: Dryden Press, 1989, s. 417. 31 M. Banu Durukan, “İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında Makroekonomik Değişkenlerin Hisse Senedi Fiyatlarına Etkisi,” İMKB Dergisi, vol. 3, no. 11 (1999), s. 27. 32 Muharrem Bakkal, Süreyya Bakkal, Şükrü Suha Öztürk, Sermaye Piyasalarında Hisse Senetleri ve Hisse Senetlerini Etkileyen Makroekonomik Faktörler, Birinci Ba İstanbul: Hiperlink Yayınları, 2012, s. 121- 122. 14 1.2.1.5. Gayri Safi Milli Hâsıla Bir ülke vatandaşları tarafından bir yılda gerek o ülkede gerekse diğer ülkelerde üretilen nihai malların piyasa değerine Gayri Safi Milli Hâsıla (GSMH) denir. GSMH ülke ekonomilerinin genel durumuyla ilgili bilgi veren önemli makroekonomik değişkenlerden birisi olarak kabul edilir. GSMH’nin arttığı yani ekonominin büyüdüğü dönemlerde hisse senetlerinde de değer artışı gözlenmektedir.33 GSMH’ da meydana gelen bir artış çarpan etkisiyle reel gelirde bir artış sağlar. Reel gelirin artmasıyla o ekonomideki bireylerin kullanılabilir gelirlerinde de bir iyileşme meydana gelir. Bireylerin gelirlerindeki artış onların mal ve hizmetleri daha çok talep etmelerine yol açacaktır. Bu da toplam talebin yükselmesini sağlayacaktır. Toplam talepteki yükselme, şirket kazançlarını pozitif yönde etkileyecektir.34 Şirketlerin faaliyetlerini ve durumlarını sürekli takibe alan yatırımcılar, takipte oldukları şirketlerin hisse senetlerini satın alarak hisse senetlerine olan talepte bir artış meydana getirirler. Bu talebin artması ise hisse senedi fiyatlarını yükseltecektir.35 1.2.1.6. Spekülasyon Spekülasyon, malın kullanımından kaynaklanan faydadan ziyade, geçerli olan fiyat değişikliği beklentisinden dolayı, ileri tarihteki bir malın tekrardan satış (ya da alış) düşüncesiyle alınması (ya da satılması) işlemidir. Spekülatörler kısa sürede büyük getiri sağlayacağını ümit ettikleri fırsatları aramaktadır. Gerçek yatırımcıların ilgi duyduğu emniyetli kazançlardan ziyade, çok daha kısa bir dönemde anormal ve yüksek düzeylerdeki getiri oranlarıyla ilgilenmektedirler. Yani spekülatörler menkul kıymetlerden elde edilecek gelirlerle değil, onların sağlayacağı sermaye kazançlarıyla ilgilenmektedirler. Yatırımcıların kendi yaptığı tahminlere dayanarak, fiyatının yükselmesini beklediği varlığı satın alması, fiyatının düşmesini beklediği varlıkları ise 33 Durukan, “İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında Makroekonomik Değişkenlerin Hisse Senedi Fiyatlarına Etkisi.”, s. 27. 34 Mesut Albeni, Yusuf Demir, “Makro Ekonomik Göstergelerin Mali Sektör Hisse Senedi Fiyatlarına Etkisi (IMKB Uygulamalı),” Muğla Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, no. 14 (2005), pp. 1–18, https://dergipark.org.tr/en/pub/musbed/issue/23490/250169, s. 2. 35 Sayılgan, Süslü, “Makroekonomik Faktörlerin Hisse Senedi Getirilerine Etkisi: Türkiye ve Gelişmekte Olan Piyasalar Üzerine Bir İnceleme,” pp. 73–96, s. 78. 15 satması yoluyla kâr elde etmesidir. Eğer tahminler isabetli çıkarsa kâr, isabetli çıkmazsa zarar edilir.36 1.2.1.7. Anomaliler Anomali, teoriyle örtüşmeyen bir realite ya da olağandan farklı bir davranıştır. Daha açık bir ifadeyle, genel kabul görmüş ilke ve esaslara uyumlu olmayan olağan dışı bir davranış türüne anomali denir.37 Konuya hisse senetleri açısından bakıldığında, fiyatlar Etkin Piyasalar Hipotezine aykırı oluşabilmekte ve bu aykırılık anomali kavramı ile ifade edilmektedir.38 Finansal piyasalardaki anomaliler, menkul kıymet fiyatlarının gerçek değerinin yansıtmasını engellemektedir. Söz konusu anomalilerin finansal piyasalarda varlığı hem piyasanın etkin olmadığına işaret etmekte hem de sermaye varlıklarını fiyatlandırmada yeterli koşulların olmadığını ortaya koymaktadır.39 1.2.2. İşletme İçi Faktörler 1.2.2.1. Kâr Dağıtım Politikası Kâr dağıtımı, işletme kârlarının ortaklara dağıtılması ya da dağıtılmayarak işletme bünyesinde bırakılmasıyla yeniden yatırıma dönüştürülmesi kararlarını içerir. İşletmelerin kuruluş gayelerinden birisi kâr sağlayıp, ortaklara bu kârdan dağıtım yapılmasıdır. Kâr dağıtım politikası, hisse senedi fiyatlarının maksimizasyonu açısından oldukça önemlidir. Fakat bir işletmeden hem büyüme hem de yüksek kâr payı beklemek 36 Markus Hochradl, Christian Wagner, “Trading the Forward Bias: Are There Limits to Speculation?,” Journal of International Money and Finance, vol. 29, no. 3 (2010), pp. 423–41, doi:10.1016/J.JIMONFIN.2009.11.003. 37 Turhan Korkmaz, Ümit Başaran, Emrah İsmail Çevik, “Yaz Saati Uygulaması Anomalisinin İMKB 100 Endeks Getirisine Etkisinin Test Edilmesi,” Ege Akademik Bakış, vol. 10, no. 4 (2010), pp. 1139–53, s. 1140. 38 John Y. Campbell, John H. Cochrane, “By Force of Habit: A Consumption‐Based Explanation of Aggregate Stock Market Behavior,” Https://Doi.Org/10.1086/250059, vol. 107, no. 2 (2015), pp. 205– 51, doi:10.1086/250059. 39 G. William Schwert, Anomalies and Market Efficiency, New York: Handbook of the Economics of Finance, 2003, s. 1. 16 çelişki oluşturmaktadır. Çünkü ne kadar fazla kâr payı dağıtımı yapılırsa o kadar az oto finansman yapılması anlamına gelmektedir.40 Genellikle istikrarlı temettü ödemeleri yapan bir şirketin dağıttığı temettü miktarında bu yılki dikkate değer bir artış iyiye, daha büyük bir kesinti ise kötüye yorumlanmaktadır. Zira yatırımcılar düşünür ki, istikrarlı temettüden yana olan şirketler sürdüremeyecekleri düzeyde temettü dağıtmak istemezler. O halde, temettüde ciddi bir artış olmuşsa, bu, yönetimin şirketin gelecekteki karlılığı konusunda iyimser olduğu şeklinde algılanır. Tam tersine temettü miktarındaki ciddi bir kesinti beklentilerin olumlu olmadığını gösterir. Yatırımcılar şirketin gelecekteki nakit girişlerini satın aldıkları için, temettü artışları, söz konusu şirketin hisse senetlerinin piyasa fiyatının artmasına, temettü kesintileri ise piyasa fiyatının düşmesine neden olur.41 Başka bir ifadeyle geçmişte dağıtılan ve gelecekte dağıtılacağı öngörülen kar miktarı hisse senedi fiyatlarında önemli bir etki oluşturur. Hisse senetlerinin getirisi sermaye kazancı ve temettü geliri olduğundan dolayı, şirketlerin temettü ödemeleri hisse senedi fiyatını etkilemektedir. Temettü ödeme dönemi yaklaştıkça bir hisse senedinin piyasa değeri artar. Bu değer artışı, kâr payı dağıtım tarihinde ödenecek kar payı miktarına eşit seviyede gerçekleşir. Sonuç olarak, bu dönemde hisse senedinin fiyatı, normal fiyat ve beklenen kâr payı toplamına ulaşmış olur.42 1.2.2.2. Sermaye Artırımı Hukuki olarak bir işletmenin tescilli sermayesini artırması bedelli sermaye artırımıdır. Hukuki olarak sermayeyi artırmak her zaman reel sermaye artırımını ifade etmez. Artırılan sermayenin ortaklara rüçhan hakkı yoluyla nakden verilmesi sermaye artırımının doğal sonucudur denilebilir. Ortaklar tarafından sermaye artırımının karşılanamaması durumunda ise sermaye halka açılarak artırılır.43 40 Mehmet Pekkaya, “Kar Payı Dağıtımının Şirket Değeri Üzerine Etkisi: İMKB 30 Endeks Hisselerine Bir Analiz,” International Journal of Management Economics and Business, vol. 2, no. 4 (2006), pp. 183– 209, https://dergipark.org.tr/en/pub/ijmeb/issue/54837/750796, s. 184. 41 Cudi Tuncer Gürsoy, Finansal Yönetim İlkeleri, 2. Baskı İstanbul: Doğuş Üniversitesi Yayınları, 2007, s. 616-617. 42 Yusuf Demir, “Hisse Senedi Fiyatını Etkileyen İşletme Düzeyindeki Faktörler ve Mali Sektör Üzerine İMKB’de Bir Uygulama,” Süleyman Demirel Üniversitesi, vol. 6, no. 2 (2001), pp. 109–30, s. 112. 43 Muharrem Karslı, Sermaye Piyasası Borsa Menkul Kıymetler, İstanbul: Ormen Pazarlama, 2004, s. 336- 337. 17 Sermaye artırımından sonra, hisse senedini elinde bulunduran yatırımcılar rüçhan hakkını kullanarak fazla bir getiri elde edemez. Bu noktada spekülatörler ellerindeki hisse senetlerini satışa çıkarırlar. Beklenen sermaye artırımı uzun süre gerçekleşmese dahi sermaye artırımı beklendiği sürece hisse senetleri yüksek fiyattan alınıp satılır.44 Dolayısıyla rüçhan hakkı ve sermaye artırımı beklentisi hisse senedi fiyatlarını pozitif yönde etkiler. Rüçhan hakkının kullanımı nedeniyle bir şirketin sermaye artırımına gideceği haberi, hisse senetlerinin piyasa fiyatını yükseltici etki yapar. 1.2.2.3. İçerden Öğrenenler Ticareti (Insider Trading) İçeriden öğrenenler ticareti, kendisi veya başkalarına menfaat sağlamak maksadıyla, sermaye piyasası araçlarının değerini etkileyebilecek bilgileri kullanarak ve kamunun bilgisi olmadan, sermaye piyasalarında işlem yapan yatırımcılar arasındaki fırsat eşitliğini bozacak biçimde yarar sağlamak ya da bir zarardan kurtulmak olarak tanımlanabilir.45 Genel olarak bu işlemler hem etik hem de yasal olmayan faaliyetler bütününü kapsamaktadır.46 Bulundukları şirkette görevleri gereği önemli finansal bilgilere, kamuoyuna açıklanmadan önce ulaşabilen kimselere “Insider” denilmektedir. Bu kişilerin şirket içerisinde elde etmiş oldukları bilgiye ise “Inside Information” denilmektedir. İç bilgi, bir şirketin halka duyurulmadan geleceğe dönük planları veya o zamanki durumu olarak açıklanır. Bu bilgiyi elde edenler, yani terimsel olarak içeriden öğrenenler, ellerindeki bilgi aracılığıyla “smart money” adıyla anılan diğer yatırımcıların zararına rağmen, profesyonel yatırımcıların kâr elde etmeleri durumunu ortaya çıkarmaktadırlar.47 Olumsuz ekonomik şartlardan dolayı finansal açıdan sıkıntıya düşen şirketlerdeki içeriden öğrenenler ticaretini yapanlar, söz konusu şirketin iflasından önce ellerinde bulundurdukları hisselerini satarlar. Bu durumun sonucu olarak diğer yatırımcıların 44 Osman Barak, Davranışsal Finans Teori ve Uygulama, 1. Baskı Ankara: Gazi Kitabevi, 2008, s. 46. 45 Peter Jan Engelen, Luc Van Liedekerke, “The Ethics of Insider Trading Revisited,” Journal of Business Ethics, vol. 74, no. 4 (2007), pp. 497–507, doi:10.1007/S10551-007-9532-Z. 46 Robert W. McGee, “Analyzing Insider Trading from the Perspectives of Utilitarian Ethics and Rights Theory,” Journal of Business Ethics, vol. 91, no. 1 (2009), pp. 65–82, doi:10.1007/S10551-009-0068- 2, s. 65. 47 Fehmi Karasioğlu, “İçeriden Öğrenenler Ticareti (Insider Trading) ve Türkiye’de Muhasebenin Yatırımcılara Bilgi Sağlama Sorumluluğu,” Süleyman Demirel Üniversitesi İ.İ.B.F Dergisi, vol. 3 (1998), s. 115. 18 uğrayacağı kayıplar büyük boyutlarda olabilmektedir. Bu işlemi yapan kişilerin amaçları, kamuya açıklanmamış ve hisse senedi fiyatları üzerinde etkili olabilecek bir bilgiyi, bu etkiyi göstermeden önce kullanarak anormal bir getiri elde etmektir.48 1.2.2.4. Manipülasyon Manipülasyon, arz ve talep koşulları dışında, herhangi bir finansal aracın fiyatının yapay olarak arttırılması, indirilmesi, belirli bir seviyede tutulması ya da aktif bir piyasa süsü vermek maksadıyla yapılan işlemlere denir.49 İçeriden bilgi alarak, menkul kıymetin fiyatını etkileme işlemi; yanlış bilgilerin piyasaya yayılmasıyla veya internet ortamındaki yanlış söylem ve ifadeler gibi değişik yollarla ortaya çıkabilir.50 Manipülasyona özellikle derinliği düşük, genç ve yeterince gelişmemiş piyasalar daha çok maruz kalmaktadır.51 Manipülasyonun bir piyasada varlığının yatırımcılar tarafından bilinmesi, cesaretlerini kırarak alternatif piyasalara yönelmelerine neden olabilir. Bu durumda söz konusu piyasaların likit varlıkları azalır ve ticaret maliyeti yükselir. Şirketlerin sermaye maliyetini yükselten manipülasyon, firmaların halka açılma eğilimlerini azaltır.52 1.2.2.5. Finansal Yapı Borçlanma maliyetlerinin öz kaynak maliyetlerinden az olması, işletmeleri ihtiyaç duydukları fonların büyük bir oranını dış kaynaklardan elde etmesine neden olmaktadır. Dış kaynakların kullanılması işletmeleri borç ödeme sorumluluğuna ittiğinden, alınan dış kaynak oranında işletmenin finansal riski de artar. Yöneticiler gibi borç verenler de işletmenin finansal riskinin düşük olmasını arzu ederler. Çünkü böyle durumlar borç kullanımına sınır getirir. Artan finansal riskten dolayı işletmeye kredi sağlayanlar belli 48 Min-Hsien Chiang, Long-Jainn Hwang, Yui-Chi Wu, “Insider Trading Performance in the Taiwan Stock Market,” International Journal of Business and Economics, vol. 3, no. 3 (2004), pp. 239–56, s. 240. 49 Pierre Hillion, Matti Suominen, “The Manipulation of Closing Prices,” Journal of Financial Markets, vol. 7, no. 4 (2004), pp. 351–75, doi:10.1016/J.FINMAR.2004.04.002, s. 352-353. 50 Rajesh K. Aggarwal, Guojun Wu, “Stock Market Manipulation - Theory and Evidence,” SSRN Electronic Journal, 2003, doi:10.2139/SSRN.474582, s. 1. 51 Asim Ijaz Khwaja, Atif Mian, “Unchecked Intermediaries: Price Manipulation in an Emerging Stock Market,” Journal of Financial Economics, vol. 78, no. 1 (2005), pp. 203–41, doi:10.1016/J.JFINECO.2004.06.014, s. 207 . 52 James Jiambalvo, “Discussion of ‘Causes and Consequences of Earnings Manipulation: An Analysis of Firms Subject to Enforcement Actions by the SEC,’” Contemporary Accounting Research, vol. 13, no. 1 (1996), pp. 37–47, doi:10.1111/J.1911-3846.1996.TB00490.X, s. 38. 19 bir borçlanma miktarından sonra ya işletmeye kredi sağlamazlar ya da faizleri yükseltirler. Bu durum ise borçlanmanın maliyet avantajını azaltır.53 Şirketlerin finansal yapısındaki değişiklikler, söz konusu şirketlerin hisse senetlerinin fiyatlarını etkilemektedir. İşletmenin finansal yapısındaki değişiklikler, o işletmenin finansal riskini oluşturmaktadır. Ödememe riski olarak da isimlendirilen finansal risk, finansal kaldıraç derecesinin artmasını yani faiz ödenmesini gerektiren borç kalemlerinin yükselmesi, bu faiz ödemelerinin yerine getirilememesi olasılığı olarak ifade edilir.54 Hisse senetlerinin fiyatlarının düşmesine neden olan finansal riski artıran en önemli faktörler; yabancı kaynakların yani borçların artması, satışlarda azalmalar, hammadde fiyatlarındaki yükselmeler, işletme performansının azalması, devlet politikalarının değişmesi, rekabetin artması ve işletme sermayesinin yetersiz kalmasıdır.55 1.2.2.6. İşletmenin Faaliyet Konusu İşletmelerin faaliyetlerini sürdürdükleri sektör, hisse senetlerinin fiyatını belli bir düzeyde etkilemektedir. Yasal düzenlemeler, tüketim alışkanlıkları, ekonominin genel yapısı ve teşvikler belirli sektörleri ön plana çıkarmaktadır. Ön plana çıkan sektörlerdeki firmaların hisse senetlerinin performansı ve kârlılığı yüksek olmaktadır. Dolayısıyla işletmelerin faaliyet konuları, geleceği etkiler. Kaynak temininin güç, rekabetin yoğun olduğu sektörlerde faaliyet gösteren işletmelerle, piyasada büyük bir boşluğu dolduran ve faaliyet alanında uzun süre doygunluk beklemeyen işletmelerin hisse senetleri diğerlerine göre daha hızlı değer kazanır.56 1.2.3. Alternatif Yatırım Araçları Yatırımcılar açısından en önemli yatırım araçları arasında hisse senetleri gösterilmektedir. Genellikle bireysel olarak şirket kurma durumunda olmayan bireysel yatırımcıların hisse senetlerinin işlem gördüğü piyasaların, daha fazla öneme sahip olduğu belirtilmektedir. Bunun nedeni, bu tarz piyasalarda sermaye birikiminin miktarına bakılmaksızın yatırım yapma imkânınızın olmasından kaynaklanmaktadır. Özellikle 53 Bekir Elmas, Finansal Analiz Uygulamaları, Ankara: İmaj Yayınevi, 2017, s. 124. 54 Baker, Powell, Understanding Financial Management: A Practical Guide, s. 372. 55 B. Hiriyappa, Investment Management Securities and Portfolio Management, New Delhi: New Age Publishers, 2008, s. 40. 56 Demir, “Hisse Senedi Fiyatını Etkileyen İşletme Düzeyindeki Faktörler ve Mali Sektör Üzerine İMKB’de Bir Uygulama,” pp. 109–30, 111. 20 1950’lerden sonraki dönemlerde ekonomideki hızlı gelişim ve büyümeye paralel olarak menkul kıymetler piyasasında da gelişmeler yaşanmış ve bu gelişim 1990’lı yıllar itibariyle küresel düzeyde farklı bir boyut kazanmıştır. Ayrıca, küresel boyuttaki gelişmeler yatırımcıların dünyanın çeşitli ülkelerindeki farklı borsalardan hisse senedi alma imkânına vesile olmuştur. Bu doğrultuda yatırımcılar farklı ülkelerdeki borsalardan hisse senetleri alarak yatırım yapmaya başlamıştır.57 Hisse senetlerinin farklı borsalarda yatırım imkânına sahip olmasının yanında risk faktörü yatırımcılar açısından dikkat edilmesi gereken durumların başında gelmektedir. Yatırımcıların hisse senetlerindeki risk faktörünün dezavantajlarından korunmak amacıyla alternatif yatırım araçlarına yöneldiği görülmektedir. Yatırımcıların özellikle faiz, altın ve dövizi alternatif yatırım araçları olarak seçtiği görülmektedir. 1.2.3.1. Altın Hisse senetlerine alternatif yatırım aracı olarak kıymetli madenler de bulunmaktadır. Yatırımcılar açısından kıymetli madenler arasında en popüler olanı altındır. İnsanlar genellikle altını tasarruf aracı olarak kullanmasına rağmen yıllar boyunca paranın sahip olduğu özellikleri kapsamasından dolayı hala günümüzde de herhangi bir değer kaybına uğramadığı görülmektedir. Finansal piyasaların küreselleşmesi veya yatırımcılar açısından yatırım araçlarının çeşitlendirilmesi altını geri plana atmasına rağmen hala az gelişmiş ülkelerin en önemli yatırım aracı olmasını engelleyememiştir. Bununla birlikte insanların savaş veya kriz dönemlerinde en güvenilir yatırım araçlarının başında altın gelmektedir. Özellikle ABD ve ülkemizde hisse senetleri fiyatları ve altın fiyatları arasındaki ilişkiyi araştıran çalışmalar dikkate alındığında, hisse senedi fiyatları ile altın fiyatları arasında ters yönlü bir ilişkinin söz konusu olduğu görülmektedir.58 Günümüz ekonomisinde altın, kağıt paranın yerine getirdiği fonksiyonlardan uzaklaşarak bir tasarruf aracı rolü üstlenmektedir. Finans piyasalarının uluslararasılaşması ve yatırım alternatiflerinin çoğalması ile altının popülaritesi azalsa da mevcut rolüyle dahi özellikle gelişmekte olan ülkelerde hala önemli bir yatırım aracı olmayı sürdürdüğü görülmektedir. Öte yandan savaş veya kriz ortamlarının en güvenilir yatırım aracı olan altın hisse senedi 57 Karan, Yatırım Analizi ve Portföy Yönetimi, s. 37. 58 Selim Bekçioğlu, “Portföy Korunma Aracı Olarak Altın,” Yeni İş Dünyası Dergisi, vol. 5, no. 51 (1984), s. 29. 21 piyasalarının önemli bir rakibi olarak değerlendirilmekte ve bu iki yatırım aracı arasındaki negatif yönlü ilişki dikkat çekmektedir. Yatırım amaçlı altın talebinde en önemli neden kar etme isteğidir. Piyasalarda altın fiyatlarının yükselmesi yönünde bir beklenti oluştuğunda borsada ve finansal piyasalardaki yatırımcıların altına olan talebi artıracaktır. Genellikle bu tarz yatırımcılar düşük fiyattan altını alıp, yüksek fiyattan satarak gelir sağlama düşüncesindedir. Dolayısıyla talep edilecek altın miktarının değişimine neden olacaktır. Altına olan talep ve fiyatlandırma doğru orantılıdır. Kısaca altına olan talep arttıkça, altının fiyatı da bu doğrultuda artacaktır. Yine altına olan talep azaldıkça, altının fiyatı da bu doğrultuda azalacaktır.59 1.2.3.2. Döviz Kuru Uluslararası ticaretin yapılabilmesi için en az iki farklı yerel para biriminin birbiri cinsinden değerlerinin bilinmesi gerekmektedir. Döviz kuru bir birim ulusal paranın diğer bir ülke parası türünden değerine denir. Ülkeler arasında fiyat ve maliyet mukayesesi yapmak döviz kuru sayesinde olmaktadır.60 Uluslararası piyasalarda mal ya da hizmet alımı için ödeme aracı niteliği taşıyan döviz, belli bir fiziksel mekânı bulunmayan ve döviz kurunun cari değerini oluşturan döviz piyasalarında alınmakta ve satılmaktadır. Döviz kuru nominal döviz kuru ve reel döviz kuru şeklinde iki ana başlıkta incelenmektedir. Nominal döviz kuru yabancı bir para biriminin yerel para türünden değerini yansıtmaktadır. Yurt içi ve yurt dışı fiyat düzeyleri arasındaki nispi farkın nominal döviz kuru ile çarpılması sonucu reel döviz kuru elde edilmektedir.61 Döviz kuru değişimlerinin belirlenmesinde kullanılan ekonomik düzenleme döviz kuru sistemleri olarak adlandırılmaktadır. Hükümetler ve merkez bankalarının iş birliği 59 Ergül Halisçelik, “Kıymetli Madenler Kıymetli Madenler Mevzuatının Değerlendirilmesi ve İstanbul Altın Borsasının Mali Sektör İçerisindeki Yeri,” T.C Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Hazine Kontrolörleri Kurulu, 2000, https://www.academia.edu/26027909/KIYMETLİ_MADENLER_KIYMETLİ_MADENLER_MEVZ UATININ_DEĞERLENDİRİLMESİ_VE_İSTANBUL_ALTIN_BORSASININ_MALİ_SEKTÖR_İ ÇERİSİNDEKİ_YERİ,s. 8. 60 Rıdvan Karluk, Uluslararası Ekonomi, İstanbul: Beta Basım Yayın, 2003, s. 371-372. 61 N. Gregory Mankiw, Principles of Macroeconomics, 3rd Editio New York: Worth Publishers, 2002, s. 380-381. 22 içerisinde belirlediği döviz kuru sistemi International Monetary Fund (Uluslararası Para Fonu) (IMF) tarafından tescil edildiğinde o ülkenin merkez bankası tarafından yürütülmektedir.62 Döviz kuru sistemlerini sınıflandırmada beklenen esneklik düzeyi önemli bir yöntemsel farklılığı beraberinde getirmektedir. Bu metot itibarıyla sabit kur ve dalgalı kur olarak iki farklı döviz kuru sistemi öne çıkmaktadır. Ancak bu ikili ayrımın dışında kalan ara döviz kuru sistemleri de uygulanmaktadır. Döviz arz ve talebinin önemini ortadan kaldıran ve merkez bankası tarafından belirlenen kur ile sabit tutulan döviz kuru sabit döviz kuru sistemi olarak ifade edilmektedir. Belirlenmiş kur üzerinden döviz alım satımı yapan merkez bankası gerektiği takdirde döviz kurunda düşüş ve yükseliş gerçekleştirebilmektedir. Döviz kurunun sabit olması nedeniyle geleceğe ilişkin kaygı ortadan kalkar ve vatandaşlar ekonomik durumlarını belirlemede daha istikrarlı davranabilirler. Böylece piyasadaki spekülatif hareketlerin de önüne geçilmiş olur. Parasal disiplini artıran ve enflasyonla mücadelede etkili olan bu yöntem dış ödeme dengesizlikleri yarattığı ve güçlü döviz rezervine yönelik ihtiyacı beraberinde getirdiği için eleştirilmektedir. Döviz rezervi yetersiz olduğunda belirlenmiş kur üzerinden döviz satışının yapılamaması sorunu ortaya çıkmakta ve devalüasyon kaçınılmaz olmaktadır.63 Döviz kurları iki farklı şekilde ifade edilmektedirler. Bunlar dolaylı kotasyon ve dolaysız kotasyondur. Bir birim yabancı paranın yerel para birimi türünden ifade edilmesine dolaysız kotasyon, tersi duruma ise yani bir birim yerel paranın yabancı para cinsinden ifade edilmesine dolaysız kotasyon denir. Yerel paraları güçlü olan devletler dolaylı kotasyon yöntemini kullanmaktadırlar. Fakat uluslararası piyasalarda genel olarak dolaysız kotasyon yöntemi tercih edilmektedir.64 1.2.3.3. Faiz Oranı Faiz kavramının ortaya çıkışının temelinde borç-alacak ilişkileri yer almaktadır.65 İktisat bilimi faizi, üretim faktörlerinden biri olan sermayeden elde edilen getiri olarak tanımlamaktadır. Farklı bir tanımlamaya göre faiz, finansal sistem dâhilinde parayı borç vererek kiralama karşılığında talep edilen meblağdır. Finansal sistem bir ekonomide fon 62 Aslan, Terzi, Küresel Finans, s. 184. 63 e.g.e., s. 187. 64 Abuzer Pınar, Bahar Erdal, Para Banka Mali Kuruluşlar ve Uluslararası Mali Sistem, Ankara: Naturel Kitap Yayın Dağıtım, 2008, s. 260. 65 İsmail Özsoy, “Faiz Maddesi,” Diyanet İslam Ansiklopedisi, Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı, 2009, s. 111. 23 arz edenler ile fon talep edenler arasında fon akışı gerçekleştiren kurum, kuruluş, araç ve yasal düzenlemelerin tümüdür.66 Faiz oranı olması gereken seviyede ise finansal sistemin etkinliği artar, optimum düzeyden uzaklaşma durumunda ise etkinlik azalmaktadır. Ekonomide karar mekanizması niteliği taşıyan kurumların aldıkları kararlarda önemli belirleyicilerden biri olan faiz oranı hem yatırımcılar hem de finans kuruluşları için yönlendirici bir unsur olarak dikkat çekmektedir. Öyle ki artan faiz oranları beraberinde risksiz faiz oranlarında da artışı getirmekte ve yatırım kararlarında reel sektörün yerini finansal araçların almasına neden olmaktadır.67 Literatür dikkate alındığında faiz oranlarına ilişkin tanımlamalardan en dikkat çekici tanımlamaların başında nominal ve reel faiz oranları gelmektedir. Sermaye veya anaparadaki getiri düzeyinin sadece rakamsal olarak enflasyondan arındırılması nominal faiz oranı olarak adlandırılmaktadır. Nominal faiz oranı hem piyasa ortamında gerçekleşir hem de piyasa ortamında ölçülebilir. Ayrıca nominal faiz oranı enflasyon riskini ve paranın satın alma gücünü içerir. Bütün bankalar şirketlere farklı oranlarda ve farklı şekillerde nominal faiz oranı uygulaması yapabilir.68 Nominal faiz oranı yatırımcıya gerçek oranda ne kadar kar elde edeceğini göstermemektedir. Gerçek karı gösteren oran reel faiz oranıdır. Yatırımcılar açısından reel faiz oranı hesaplamalarında gerçek kardan beklenen veya gerçekleşen enflasyon oranlarının da ayrılması gerekmektedir.69 Sermaye, içerisinde yer alan marjinal etkinlik ve getiri kapasitesiyle yatırımcıların aldıkları kararlara etki etmektedir. Getirinin karşılığı faiz olarak değerlendirildiğinde sermaye, marjinal etkinlik ve cari faiz oranları arasında bir yatırım kararına sahne olacaktır.70 Faiz oranlarının yatırım kararları üzerinde çarpan etkisiyle milli gelire yansıyan reel yatırımlara dönüşmesi gelişmiş ve gelişmekte olan tüm ekonomilerde gözlemlenebilmektedir. Faiz oranlarını belirlemede farklı iktisat okullarınca çeşitli görüşler ortaya atılmıştır. Klasikler, faiz oranının hane halkı tasarruf arzıyla firmalarca 66 Nurdan Aslan, Nuray Terzi, Küresel Finans, İstanbul: Türkmen Kitabevi, 2013, s. 3. 67 İlker Parasız, Para, Banka ve Finansal Piyasalar, 7. Baskı, Bursa: Ezgi Kitabevi, 2000, s. 68. 68 Karan, Yatırım Analizi ve Portföy Yönetimi, s. 113. 69 a.g.e., s. 115.. 70 Mahir Fisunoğlu, Bilge Köksel Tan, “Keynes Devrimi ve Keynesyen İktisat,” Ekonomik Yaklaşım, vol. 20, no. 70 (2011), pp. 31–60, s. 37-38. 24 talep edilen yatırım hacminin kesişimi sonucunda oluştuğunu iddia etmişlerdir. Ödünç verilebilir fonlar teorisinde ise bu klasik teori genişletilmiş ve hane halkı ile firmalar arası kısıt ortadan kaldırılarak kamu kesimi ve diğer paydaşlar da faiz oranlarını belirlemede etkili unsurlar olarak değerlendirilmiştir. Bu bağlamda ödünç verilebilir toplam fonun toplam arzla kesişim noktasında faiz oranlarının oluştuğu ifade edilmiştir. Keynes likidite tercihi teorisinde ise klasik iktisatçılardan ayrılmış ve para arzı ve talebinin faiz oranını belirleyen temel enstrüman olduğunu belirtmiştir.71 Faiz oranı hisse senedi fiyatları üzerinde önemli unsurlardan biri olup bu makroekonomik faktörün dikkat çekici olması doğrudan doğruya gelecekte olan nakit akımları üzerinde belirleyici bir etkisinin bulunmasıyla ilişkilidir. Faiz oranlarındaki yükselmeyle yatırımcılar sabit faiz geliri sağlayan tahvil ve hazine bonosu gibi yatırım araçlarına yönelerek hisse senedi yatırımından vazgeçmektedirler. Bu durum hisse senetlerine olan talebi azaltarak fiyat düşüşlerine neden olurken firmaların üretim maliyetlerine de olumsuz yansımaktadır. Dolayısıyla yüksek faiz firmanın kar marjını azaltarak, değerinin düşmesine yol açabilmektedir. Öte yandan faizin artması mevduat sahipleri için olumlu bir durum olsa da borçlanma maliyetini de artıracağından yatırım hacmini azaltır ve yine hisse senedi fiyatlarının düşmesine neden olur. Bu doğrultuda hisse senedi fiyatları ile faiz oranı arasında negatif yönlü bir ilişki olduğu anlaşılmaktadır.72 Hisse senedi piyasası yapısı itibarıyla faiz oranlarına karşı yüksek duyarlılığa sahiptir. Faiz oranındaki artışın nakit bulundurmanın alternatif maliyetini artırması nedeniyle yatırımcılar sermayeyi elde tutmaktan vazgeçecek ve faiz kazancı sağlamak için farklı menkul kıymetlere yöneleceklerdir. Hisse senedi fiyatlarının hesaplanmasında kullanılan yöntem gelecekte oluşturulacak nakit akımlarının piyasa faiz oranı ile bugüne indirgenmesinden ibarettir. Faiz oranı, bu nedenle, doğrudan doğruya hisse senedi fiyatını etkilemektedir. Bu durum hisse senedi değerini belirlemede kullanılan iskonto oranının piyasa faiz haddi olmasıyla ilişkilidir.73 71 Nur Keyder, Evrim İ. Ertunga, Para, Teori, Politika, Uygulama, 10. Baskı Ankara: Seçkin Yayınevi, 2005, s. 377-378. 72 Md. Mahmudul Alam, Gazi Uddin, “Relationship between Interest Rate and Stock Price: Empirical Evidence from Developed and Developing Countries,” International Journal of Business and Management, vol. 4, no. 3 (2009), s. 48. 73 Christopher Gan et al., “Macroeconomic Variables and Stock Market Interactions: New Zealand Evidence,” Investment Management and Financial Innovations, vol. 3, no. 4 (2006), s. 91. 25 Faiz oranının hisse senetleri için alternatif bir yatırım aracı olarak ön plana çıkması ve yatırımcılara faiz geliri sağlaması yoluyla onları hisse senedinden kar elde etmekten caydırması hisse senedi fiyatları üzerinde doğrudan bir etki oluşturmaktadır. Para arzında azalma söz konusu olduğunda faiz oranları yükselmekte ve hisse senetlerine olan talep azalmaktadır. Bu noktada yatırımcıların sabit faizli menkul kıymetlere yönelmesi ile hisse senedi fiyatlarında düşüş yaşanmaktadır. Faiz oranı yükselmeye başladığında hisse senetlerinden elde edilecek karın cari değeri azalacağından yatırımcılar ellerindeki hisse senetlerini satma yoluna gitmektedirler. Bu görünüm, faizin hisse senedi piyasası üzerindeki etkisini gerek doğrudan gerekse dolaylı biçimde ortaya koymaktadır.74 Yatırımcıların kararlarını etkilemesi yönüyle en önemli faktörlerin başında faiz oranları gelmektedir. Yatırımların karlılık oranları faiz oranları dikkate alınarak belirlenmektedir. Dolayısıyla yatırımlardan beklenilen getiri faiz oranı yüksek olduğu zaman yatırımcılar yatırım yapma kararını almaktadır. Aksi durumda bu oranlar düşük olduğunda yatırımdan vazgeçilmektedir. Bu doğrultuda faiz oranları hem yatırım hem de tüketim kararlarını doğrudan etkilediğini söylemek mümkündür.75 1.3. HİSSE SENEDİ FİYATLARI İLE ALTERNATİF YATIRIM ARAÇLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ 1.3.1. Hisse Senedi Fiyatları ile Altın Fiyatı Arasındaki İlişki Altın, uzun vadeli tasarruflar veya yatırım portföyleri için genellikle güvenilir bir yatırım aracı olarak kabul edilir. Yatırımcılar yatırımlarını her zaman korumaya çalışırlar ve bu açıdan altın yatırımcılar için güvenilir bir varlık olarak rol oynamaktadır. Altın her zaman paranın azalan alım gücüne karşı koruma sağlayan bir emtia olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle altın yatırımları genellikle enflasyonun ve döviz amortismanının etkisini azaltmak için yapılmaktadır. Aynı zamanda altın, zayıf veya oynak borsalarda alternatif bir yatırım kaynağı olarak hizmet eder. Hem altın hem de hisse senedi birbirinin yerine geçebildiği için, evrensel olarak altın fiyatları ile hisse senedi fiyatları arasında negatif bir ilişki vardır. Çünkü altın fiyatları yükseldikçe yatırımcılar altına daha fazla yatırım 74 Hülya Kanalıcı, Hisse Senedi Fiyatlarının Tespiti ve Tesir Eden Faktörler, Ankara: SPK Yayınları, 1997, s. 58-59. 75 Nurettin Öztürk, Dilek Durgut, “Faiz Oranlarının Belirleyicileri: Türkiye İçin Ampirik Bir Analiz,” Uluslararası Alanya İşletme Fakültesi Dergisi, vol. 3, no. 1 (2011), s. 120. 26 yapmaya başlayacaklardır ve bunun sonucunda hisse senedi fiyatlarının düşmesi beklenir. Bir ekonomi, azalmakta olan borsa getirisi nedeniyle yavaşlarken, yatırımcılar fonlarını hisse senetlerinden geri çekerek ekonomi yeniden canlanana kadar altına yatırım yapmayı tercih edebilirler. Fiyat hareketleri, uzun süre merkez bankalarının tuttuğu büyük altın ve gümüş stoklarındaki değişikliklerden etkilenebilir. Metaller arasında, altın benzersizdir, çünkü toplam talebin büyük bir kısmı endüstriyel olmayan kullanımlardan kaynaklanmaktadır. Altın, dünyadaki merkez bankaları tarafından tutulan birincil rezerv varlık şeklidir. Örneğin, ABD, Almanya, Fransa ve İtalya gibi ülkeler, sermaye rezervlerinin büyük bir bölümünü altın külçe formunda tutmaktadırlar. Buna ek olarak, ekonomik ve politik belirsizlik dönemlerinde yatırımcılar, hisse senedi ve bono piyasalarında algılanan risklere karşı korunmak için sık sık altın ve gümüş cinsinden değerli madenlere yatırım yaparlar. Hisse senetleri ve bonolar gibi birçok varlık sınıfı aynı yönde hareket etme eğilimindeyken, altın bu varlıklar ile negatif olarak ilişkilidir. Çünkü altının fiyatını belirleyen ekonomik faktörler, diğer finansal varlıkların belirleyicisi olan faktörlerden farklıdır. Bu nedenle, altın potansiyel bir yatırım aracı olarak önemli bir rol oynayabilir.76 Altın ve diğer kıymetli maden piyasaları son zamanlarda finans araştırmacıları ve yatırımcılar tarafından takip edilmeye başlanmıştır. Böyle bir eğilim, borsalardaki artan riskten korunmak için maden piyasalarına yatırım yapmak şeklinde açıklanabilir. Son zamanlarda yaşanan krizler nedeniyle oluşan oynak hisse senedi fiyatları, yatırımcıların altın ve diğer kıymetli maden piyasalarını bir yatırım aracı olarak düşünmeye yönlendirmiştir. Altının çok güvenli bir yatırım aracı olarak görülmesi hisse senedi fiyatlarında olumsuz etkiye sebep olmaktadır.77 Bu açıdan bakıldığında McAleer, Sriboonchitta ve Do (2009) son yıllarda, dünyadaki ekonomik durgunluk, yüksek enflasyon, ABD dolarının değer kaybetmesi ve dünya altın üretimindeki azalış nedeniyle altın talebinin hızla arttığını belirtmişlerdir. Yatırımcıların, riskten korunmak için hisse senetlerinin bir kısmını altınla değiştirerek yatırım portföylerini yeniden yapılandırma 76 David Hillier, Paul Draper, Robert Faff, “Do Precious Metals Shine? An Investment Perspective,” Financial Analysts Journal, vol. 62, no. 2 (2006), pp. 98–106, doi:10.2469/FAJ.V62.N2.4085, s. 99. 77 Mohamed El Hedi Arouri, Amine Lahiani, Duc Khuong Nguyen, “World Gold Prices and Stock Returns in China: Insights for Hedging and Diversification Strategies,” Economic Modelling, vol. 44 (2015), pp. 273–82, doi:10.1016/J.ECONMOD.2014.10.030, s. 273. 27 eğiliminde olmaları, hisse senedi fiyatlarındaki değişikliklere neden olabileceğini savunmuşlardır.78 Baur ve Lucey (2010) hisse senetlerine göre altına yapılan yatırımların, yatırımcıların zararlarını azalttığını ve özellikle finansal krizler gibi olumsuz ekonomik koşullarda altının, hisse senetleri ve tahviller gibi daha geleneksel varlık sınıflarında aşırı düşüşler olduğu zaman yatırımcılara koruma sağladığını belirtmişlerdir. Bu açıdan özellikle olumsuz ekonomik şartlar altında altın fiyatlarının, hisse senedi fiyatlarını olumsuz bir şekilde etkilemesi beklenmektedir.79 Coudert ve Raymond (2010) altının, hisse senedi piyasalarının yavaşladığı dönemlerde, çeşitlendirici bir varlık olarak kullanılabileceğini belirtmişlerdir. Kısa vadede, altının güvenli bir yatırım aracı olabileceğini, ancak uzun vadede, altın fiyatları ile hisse senedi fiyatları arasında zıt bir ilişki olduğunu savunmuşlardır. Ayrıca, altın fiyatlarındaki hareketlerin hisse senedi fiyatları üzerindeki etkisine ilişkin bulgular da karışıktır.80 Narang ve Singh (2012) çalışmalarında, altın fiyatları ile hisse senedi fiyatları arasında bir ilişki bulamadıklarını belirtirken, Ghosh, Roy, Bandyopadhyay ve Choudhuri (2010) ise, altın fiyatlarının hisse senedi fiyatları üzerinde önemli bir etkisi olduğunu göstermişlerdir.81 82 1.3.2. Hisse Senedi Fiyatları ile Döviz Kuru Arasındaki İlişki Pek çok iktisatçı döviz kurları ile hisse senedi fiyatları arasındaki ilişkiyi detaylı bir biçimde incelemektedir. Bu değişkenler arasında iki farklı teorik yaklaşım bulunmaktadır. Bunlardan birincisi; geleneksel yaklaşımıdır.83 Geleneksel yaklaşım, cari 78 Michael Mcaleer, Giam Quang Do, Songsak Sriboonchitta, “Effects Of İnternational Gold Market On Stock Exchange Volatility: Evidence From Asean Emerging Stock Markets,” Economics Bulletin, vol. 29, no. 2 (2009), pp. 599–610. 79 Dirk G. Baur, Brian M. Lucey, “Is Gold a Hedge or a Safe Haven? An Analysis of Stocks, Bonds and Gold,” Financial Review, vol. 45, no. 2 (2010), pp. 217–29, doi:10.1111/J.1540-6288.2010.00244.X. 80 Virginie Coudert, Hélène Raymond-Feingold, “Gold and Financial Assets: Are There Any Safe Havens in Bear Markets?,” Economics Bulletin, vol. 31, no. 2 (2011), pp. 1613–22. 81 S.P. Narang, Raman Preet Singh, “Causal Relationship between Gold Price and Sensex: A Study in Indian Context,” Vivekananda Journal of Research, vol. 1, no. 1 (2012), pp. 33–37, https://vips.edu/wp- content/uploads/2019/11/vjr_causal.pdf. 82 Arijit Ghosh et al., “Share Market Analysis Using Various Economical Determinants to Predict Decision of Investors,” American Institute of Physics, vol. 31, no. 2 (2010), pp. 529–34, doi:10.1063/1.3516361. 83 Rudiger Dornbusch, Stanley Fischer, “Exchange Rates and the Current Account on JSTOR,” American Economic Association, vol. 70, no. 5 (1980), pp. 960–71, https://www.jstor.org/stable/1805775?casa_token=WPVZ1eFOp4QAAAAA%3A4Rg_htiEhWf69r1O 28 hesap ile ticari denge üzerinde durmaktadır. Geleneksel yaklaşıma göre, döviz kurlarındaki hareketlilik uluslararası rekabet ile ticaret dengesini etkileyeceğinden, ülkelerin reel gelirleri ve dolaylı olarak hisse senetleri etkilenecektir. İkinci yaklaşım da portföy denge yaklaşımıdır.84 Bu yaklaşıma göre, hisse senedi fiyatlarında bir değişiklik meydana geldiğinde ülkedeki portföy yatırımları etkileneceğinden döviz kurları da değişecektir.85 Geleneksel yaklaşımda değişkenler arasındaki ilişki pozitiftir ve nedenselliğin yönü döviz kurundan hisse senedine doğrudur; portföy denge yaklaşımında ise bu ilişki negatiftir ve nedenselliğin yönü de hisse senetlerinden döviz kurlarına doğrudur.86 Döviz kuru ile hisse senetleri arasındaki ilişki geleneksel yaklaşımda dış ticaret yaklaşımıyla açıklanabilir. Döviz kurlarındaki değişimler cari işlemler aracılığıyla ülkelerin ekonomik performanslarını etkilemektedir.87 Teori, ihracata dayalı bir ülkede yerli paranın değer kazanması durumunda ülke ekonomisinin olumsuz yönde etkileneceğini söylemektedir. Bu durum hisse senedi piyasalarını da negatif yönde etkileyecektir. Çünkü ihracatı fazla olan bir ülkenin yerli parasının değerlenmesiyle ülke ihraç ürünlerini daha pahalı fiyattan satacaktır. Diğer yandan ithalat ağırlıklı bir ülkede döviz kuru düştüğünde yerli para değer kazanacağından girdi maliyetleri düşecektir. Maliyetlerin düşmesi şirketlerin daha fazla kar yapmasını sağlayacaktır. Böyle bir durumda hisse senedi fiyatları da yükselecektir. Dolayısıyla, döviz kurlarındaki artış ve azalışlar ülkelerin ihracat veya ithalata dayalı ekonomi olmaları durumuna göre hisse senedi fiyatlarını pozitif veya negatif yönde etkileyecektir.88 7jSNARB8MAEqVm9PqyLg_IHU26tAmhYshQajCxxTopWS92kQLlLN9jfZtEReM7AAO_CCBuve qNmuHAgZ6Hyv9ZAEAbkx-PrV_tA&seq=1#metadata_info_tab_contents, s. 962-965. 84 William H Branson, “Macroeconomic Determinants of Real Exchange Rates,” Cambridge, MA, 11/01/1981, doi:10.3386/W0801, s. 963. 85 Jeffrey A. Frankel, “Monetary And Portfolıo-Balance Models Of Exchange Rate Determınatıon,” International Economic Policies and Their Theoretical Foundations, 1992, pp. 793–832, doi:10.1016/B978-0-12-444281-8.50038-6, s. 794. 86 Burak Sertkaya, Mehmet Songur, “Türkiye’de Hisse Senedi Fiyatları İle Reel Döviz Kuru Arasındaki İlişki: Simetrik Ve Asimetrik Nedensellik Analizi,” Ömer Halisdemir Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, vol. 14, no. 2 (2021), pp. 396–412, doi:. http://doi.org/10.25287/ohuiibf.703751, s. 399. 87 Fauziah Fauziah, Moeljadi Moeljadi, Kusuma Ratnawati, “Dynamic Relationship between Exchange Rates and Stock Prices in Asia 2009–2013,” Journal of Economics Finance and Accounting, vol. 2, no. 1 (2015), pp. 2148–6697, doi:10.17261/Pressacademia.201519783, s. 125-128. 88 Hua Zhao, “Dynamic Relationship between Exchange Rate and Stock Price: Evidence from China,” Research in International Business and Finance, vol. 24, no. 2 (2010), pp. 103–12, doi:10.1016/J.RIBAF.2009.09.001, s. 103-104. 29 Portföy dengesi yaklaşımında ise nedenselliğin yönü hisse senedinden döviz kuruna doğrudur. Diğer bir ifadeyle, hisse senedi fiyatlarındaki değişimler döviz kurlarının bir nedenidir.89 Örneğin, hisse senedi fiyatlarının artması yabancı sermayenin ülkeye girişini arttıracaktır. Ülkedeki döviz miktarının artması da yerli paranın değer kazanmasına neden olmaktadır. Yerli paranın değer kazanması döviz kurlarını düşürecektir. Sonuç olarak hisse senedi fiyatlarının artması döviz kurlarını düşürecektir. Öte yandan, borsada bir düşüşün olması yerli yatırımcıların servetini düşüreceğinden, sermaye çıkışları artacaktır. Sermaye çıkışlarına bağlı olarak döviz kurları artacak ve ulusal para değeri düşecektir. Dolayısıyla portföy dengesi yaklaşımında hisse senedi fiyatlarının düşmesi yerli para değerini düşürecektir.90 Yüksek enflasyona sahip gelişen ülkelerde paranın fonksiyonu azaltacaktır. Böyle ülkelerde yüksek enflasyondan dolayı ulusal paranın mübadele ve servet biriktirme fonksiyonları yabancı paralara doğru kayar. Literatürde böyle durumlara para ikamesi denilmekte ve genellikle Amerikan doları mübadele ve yatırım aracı rolünü üstlenmektedir. Yabancı paraya olan talep artışı da alternatif yatırım araçlarından kaçışı gündeme getirmektedir. Böylece döviz kurundaki değişimden dolayı hisse senedi fiyatları da değişmektedir 1.3.3. Hisse Senedi Fiyatları ile Faiz Oranı Arasındaki İlişki Faiz oranının hisse senedi fiyatlarını etkileyen bir makroekonomik faktör olmasının nedeni yüksek faiz oranlarının gelecekteki nakit akışlarını azaltacak olmasıdır. Yüksek faiz oranları, tahvil ve hazine bonosu gibi alternatif sabit getirili finansal varlıkların hisse senetlerine göre daha cazip hale gelmesine neden olur. Böylece hisse senetlerine olan talep azalacak ve hisse senedi fiyatları olumsuz yönde etkilenecektir. Ayrıca, yüksek faiz oranları, firmaların üretim maliyetlerini artıracak ve böylece firmaların gelecekteki kârlarını düşürecektir. Bu durum ise firmanın değerinin azalmasına ve böylece hisse senedi fiyatlarının ve getirilerinin azalmasına neden olacaktır. Faiz oranı, doğrudan ekonomik büyümeyle ilgili olan önemli makroekonomik değişkenlerden biridir. Genel olarak, faiz oranı sermayenin maliyeti olarak kabul edilir, 89 Athanasios Tsagkanos, Costas Siriopoulos, “A Long-Run Relationship between Stock Price Index and Exchange Rate: A Structural Nonparametric Cointegrating Regression Approach,” Journal of International Financial Markets, Institutions and Money, vol. 25, no. 1 (2013), pp. 106–18, doi:10.1016/J.INTFIN.2013.01.008, s. 107. 90 Gopalan Kutty, “The Relationship between Exchange Rates and Stock Prices: The Case of Mexico,” North American Journal of Finance and Banking Research, vol. 4, no. 4 (2010), s. 3. 30 bir süreliğine borç alınan paranın kullanımı için ödenen fiyat anlamına gelir. Bir diğer ifadeyle, borçlanan açısından, faiz oranı borçlanma parasının maliyetidir ve borç verenin bakış açısına göre, faiz oranı, borç para için ödenen ücrettir. İyi yatırımcılar her zaman etkin bir pazara yatırım yapmaya dikkat eder. Verimsiz bir pazarda, genel halkın piyasalara olan güvenin azalmasından dolayı, çok az kişi yatırımlarından olağanüstü kar elde edebilir. Bu gibi durumlarda, bankaların mevduat sahiplerine verdikleri faiz oranı artarsa, insanlar sermayelerini hisse pazarından bankaya aktarırlar. Bu durum, hisse senetlerine olan talebin azalmasına ve hisse senedi fiyatlarının düşmesine neden olacaktır ve bunun tersi de geçerlidir. Diğer taraftan, bankaların mevduat sahiplerine verdikleri faiz oranı arttığında, verilen kredilerin faiz oranı da artar, bu da ekonomideki yatırımların azalmasına neden olur. Bu durum, hisse senedi fiyatlarının düşmesinin bir diğer nedenidir. Dolayısıyla teorik olarak hisse senedi fiyatları ile faiz oranı arasında ters bir ilişki olduğu söylenebilir.91 Faiz oranındaki değişiklikler hisse senedi fiyatları üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Yatırımcılar, yatırımlarında fırsat maliyetleride değerlendirecekleri için fırsat maliyetindeki artış ile yatırımcılar hisse senetlerine yatırımlarını azaltıp diğer yatırım araçlarına yöneleceklerdir. Bu açıdan bakıldığında, faiz oranlarındaki bir artış hisse senedi fiyatları üzerinde olumsuz bir etkiye sebep olacaktır. Bununla birlikte, faiz oranlarındaki artış resesyona neden olup şirketlerin kârının azalmasına yol açmaktadır.92 Smirlock ve Yavitz (1985), faiz oranlarındaki değişimin hisse senedi fiyatlarını etkileyeceğini ve yatırımcıların faiz oranlarındaki değişime göre hareket edeceğini ve piyasaların bu değişime oldukça hızlı bir şekilde yanıt vereceğini ileri sürmüşlerdir. Faiz oranlarındaki bir yükselişin yatırımcılara olumsuz sinyaller vererek hisse senedi fiyatlarını düşürdüğünü ve faiz oranlarındaki düşüşün ise yatırımcılara olumlu sinyaller verdiğini ve bu nedenle hisse senedi fiyatlarının yükseldiğini savunmuşlardır.93 91 Alam, Uddin, “Relationship between Interest Rate and Stock Price: Empirical Evidence from Developed and Developing Countries.”, s. 43 92 Praphan Wongbangpo, Subhash C. Sharma, “Stock Market and Macroeconomic Fundamental Dynamic Interactions: ASEAN-5 Countries,” Journal of Asian Economics, vol. 13, no. 1 (2002), pp. 27–51, doi:10.1016/S1049-0078(01)00111-7, s. 31. 93 Michael Smirlock, Jess Yawits, “Asset Returns, Discount Rate Changes, and Market Efficiency,” The Journal of Finance, vol. 40, no. 4 (1985), pp. 1141–58, doi:10.1111/J.1540-6261.1985.TB02368.X, s. 1142-1145. 31 Hashemzadeh ve Taylor (1988)’a göre yatırımcılar, faiz oranlarındaki değişiklikleri hisse senedi fiyat değerlemelerine dâhil etmektedir. Faiz oranlarındaki yükseliş, yatırımcıların temettü ve sermaye kazancı şeklinde almak istediği gelecekteki nakit akışlarının bugünkü değerini azaltır. Alternatif olarak, faiz oranlarındaki ceteris paribus şeklindeki bir artış, tahvil fiyatlarındaki düşüş, tahvil alımlarındaki artış ise hisse senetleri talebindeki düşüş anlamına gelir. Teorik olarak, yatırımcıların portföyündeki hisse senetlerinin yerini tahviller almaya başlayacaktır. Bu durum hisse senedi fiyatlarında düşüşe neden olacaktır.94 94 Nozar Hashemzadeh, Philip Taylor, “Stock Prices, Money Supply, and Interest Rates: The Question of Causality,” Applied Econ