T. C. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TEMEL İSLAM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI HADİS BİLİM DALI İBN KUTEYBE’NİN UYÛNÜ’L-AHBÂR’INDAKİ HADİSLERİN TAHRİC VE TENKİDİ (YÜKSEK LİSANS TEZİ) Tuğçe GÜNAYDIN BURSA 2015 T.C. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TEMEL İSLAM BİLİMLERİ ANA BİLiM DALI HADİS BİLİM DALI İBN KUTEYBE’NİN UYÛNÜ’L-AHBÂR’INDAKİ HADİSLERİN TAHRİC VE TENKİDİ (YÜKSEK LİSANS TEZİ) Tuğçe GÜNAYDIN Danışman: Yrd. Doç. Dr. Akif KÖTEN BURSA 2015 ÖZET Yazar Adı ve soyadı : Tuğçe Günaydın Üniversite : Uludağ Üniversitesi Enstitü : Sosyal Bilimler Enstitüsü Ana Bilim Dalı : Temel İslam Bilimleri Bilim Dalı : Hadis Tezin Niteliği : Yüksek Lisans Tezi Sayfa Sayısı : viii+123 Mezuniyet Tarihi : 04/11/2015 Tez Danışmanı : Yrd. Doç. Dr. Akif Köten İbn Kuteybe’nin Uyûnü’l-Ahbâr’ındaki Hadislerin Tahric ve Tenkîdi Hadis ilmi Peygamber Efendimiz döneminden başlayıp bu zamana kadar devam etmiş bir ilimdir. Bu ilim dalında binlerce muhaddis yetişmiş, bize dinin kaynakları konusunda yol göstermişlerdir. Bizim çalışmamız ise bu muhaddislerden sadece biriyle, İbn Kuteybe’nin bir eseriyle ilişkilidir. İbn Kuteybe hicrî III. Asırda birçok alanda eser vermiş önemli âlimlerdendir. Te’vîlu Muhtelifi’l-Hadis, Garîbu’l-Hadis... gibi meşhur hadis kitapları bulunan müellifin tarih ve muhâdarat alanındaki eseri Uyûnü’l-Ahbâr’ı hadis ilmi içerisinde ele aldık. Bu kitaptaki hadislerin kaynaklarını tespit ederek, sıhhatleri hakkında bilgi verdik. Bu şekilde kitabın hadis ilmi açısından değerini ortaya koymaya çalıştık. Çalışmamız iki bölümden oluşmaktadır. Tezin giriş kısmında çalışmamızda yer alan hadisle ilgili kavramlar hakkında bilgi verilmiştir. Birinci bölümde İbn Kuteybe’nin yaşadığı asır, hayatı, aldığı eğitim ve eserleri… gibi konular ele alınarak hadisçiliği hakkında bilgi verilmiştir. Ayrıca ele alınan eser tanıtılmıştır. İkinci bölümde eserin içindeki tüm hadisler tahric edilmiş, bulunduğu kaynaklar ve sıhhatlerine dair bilgiler verilmiştir. Anahtar Kelimeler İbn Kuteybe, Uyûnü’l-Ahbâr, Te’vîlu Muhtelifi’l-Hadis iii ABSTRACT Name and Surname : Tuğçe Günaydın University : Uludağ Üniversity Institution : Social Science Institution Field : Basic Islamic Sciences Branch : Hadith Degree Awarded : Master Page Number : viii+123 Degree Date : 04/11/2015 Supervisor : Akif KÖTEN The Criticism of Hadiths in Ibn Kutayba’s Uyûnü’l-Ahbâr Hadith is a science which has continued since the period of our prophet. In this branch of science, thousands of scholars studied and they guided us about the sources of religion. Our study is related to the study of only one of those scholars’, İbn Kuteybe. İbn Kuteybe is an important scholar who did many studies in various fields in the hijri third century. We examinated the Uyûnü’l-Ahbâr from the aspect of the science of hadiths. This study has produced in the fields of history and muhâderat by the scholar who also had lots of famous boks in Hadiths. In this study, we determined the sources of hadiths and gave information about the reliability of them. In this way, we tried to stayed the importance of the book from the aspect of science of hadiths. Our study consist of two parts. In the introduction part of the thesis, information was given about the concepts related to hadiths. In the first part, considering the century in which İbn Kuteybe lived, his life, his education and his studies, his approach to science was explained. Furthermore, his study was introduced. In the second part, all the hadiths were written and information was given about the sources and relability of the hadiths. Key Words: İbn Kuteybe, Uyûnü’l-Ahbâr, Te’vîlu Muhtelifi’l-Hadis iv ÖNSÖZ İbn Kuteybe altmış üç yıllık hayatını Abbasiler’in altın çağında yaşamış, babası dâhil birçok hadis ve kelam âliminden icazet almış, onlarca eser telif etmiş büyük âlimlerdendir. İbn Kuteybe ve onun gibi birçok âlim dinimizin asıl kaynaklarından olan hadisleri anlamak ve sıhhatlerini araştırarak bizlere en doğru kaynakları bırakmak için üstün çabalar göstermişler, yaptıkları çalışmalar hadis ilminin temellerini oluşturmuş ve kendilerinden sonra gelenlere ışık tutmuştur. İbn Kuteybe hadisle ilgili eserler veren bir müellif olması itibariyle hadis dışında kaleme aldığı diğer eserlerinde de hadislere yer vermiş; hatta bir hadis ravisi olarak bazı hadisleri bizzat kendi senediyle rivayet etmiştir. Bu çalışmada müellifin tarih alanında kaleme aldığı, bununla birlikte daha ziyade konularına göre düzenlenmiş, hadisler dâhil birçok bilgiyi kapsayan Uyûnü’l-Ahbâr isimli kitabı hadis kriterleri açısından değerlendirilmiştir. Çalışma iki bölümden müteşekkildir. Giriş kısmında konuyla ilgili kavramlar hakkında bilgiler verilmiştir. Birinci bölümde İbn Kuteybe’yi daha iyi tanımak için ilk önce onun yaşadığı asır ve bu asırdaki ilmi faaliyetler incelenmiştir. Bunun yanı sıra İbn Kuteybe’nin hayat hikâyesi ve onun ilmi hayatı incelenerek kimlerden ne şekilde ilim tahsil ettiği, kimlerden icazet alarak hangi konular üzerinde çalıştığı anlatılmış; kısacası müellif hakkında daha çok bilgi sahibi olunmaya çalışılmıştır. Ayrıca müellifin yetiştirdiği talebelerle, eserleri de ele alınmıştır. Bu bölümde son olarak da müellifin incelediğimiz eseri Uyûnü’l-Ahbâr hakkında ön bilgi verilmiştir. İkinci bölümde ise, eserdeki hadisler tahric edilmiş ve hadisler kitaptaki bâb sıralamasına göre düzenlenmiştir. Hadislerin kaynakları araştırılmış ve sıhhat durumları incelenmiştir. Sonuçta hadislerin sıhhat durumlarına bakılarak bu kaynağın bizim için hadis kaynaklarından olup olamayacağı veya müellifin hadis ihticâcında yöntemleri hakkında fikir edinilmeye çalışılmıştır. Çalışmamız esnasında hoşgörü ve sabrıyla bize destek olan saygıdeğer hocam Yrd. Doç. Dr. Akif Köten Bey’e şükranlarımı sunarım. Tuğçe GÜNAYDIN BURSA 2015 v İÇİNDEKİLER TEZ ONAY SAYFASI ÖRNEĞİ ....................................................................................... ii ÖZET ................................................................................................................................... iii ABSTRACT ........................................................................................................................ iv ÖNSÖZ ................................................................................................................................. v İÇİNDEKİLER ................................................................................................................... vi KISALTMALAR .............................................................................................................. viii GİRİŞ .................................................................................................................................... 1 A. ARAŞTIRMANIN KONUSU VE AMACI ................................................................... 1 B. ARAŞTIRMANIN METODU VE KAYNAKLARI ..................................................... 1 I. BÖLÜM İBN KUTEYBE VE UYÛNÜ’L-AHBÂR’I A. İBN KUTEYBE’NİN YAŞADIĞI ASIR ...................................................................... 3 1. Siyasî ve İctimâî Ortam .............................................................................................. 3 2. İlmî ve Kültürel Ortam................................................................................................ 4 3. Hadisle İlgili İlmî Faaliyetler ...................................................................................... 5 B. İBN KUTEYBE ............................................................................................................. 8 1.Hayatı ........................................................................................................................... 8 3. İlim Aldığı Hocaları .................................................................................................. 11 4. Talebeleri .................................................................................................................. 12 5. Eserleri ...................................................................................................................... 12 6. Uyûnü’l- Ahbâr ......................................................................................................... 15 II. BÖLÜM UYÛNÜ’L-AHBAR’DAKİ HADİSLERİN TAHRİÇ VE TENKÎDİ A.KİTÂBÜ’S-SULTÂN .................................................................................................. 19 B.KİTABU’L-HARB VE’L-FÜRÛSİYYE ..................................................................... 25 C.KİTABU’S-SÜ’DÜD ................................................................................................... 40 D.KİTÂBÜ’T-TABÂİ‘ VE’L-AHLÂKİ’L MEZMÛME ................................................ 53 vi E.KİTÂBÜ’L-‘İLM VE’L-BEYÂN ................................................................................ 65 F.KİTÂBÜ’Z-ZÜHD ....................................................................................................... 69 G.KİTÂBÜ’L-İHVÂN ..................................................................................................... 81 H. KİTÂBÜ’L-HAVÂİC ................................................................................................. 92 I. KİTÂBÜ’T- TAÂM ...................................................................................................... 98 İ. KİTÂBÜ’N-NİS ....................................................................................................... 106 SONUÇ ............................................................................................................................. 115 BİBLİYOGRAFYA ......................................................................................................... 117 ÖZGEÇMİŞ ..................................................................................................................... 123 vii KISALTMALAR Kısaltma Bibliyografik Bilgi a.g.e. Adı geçen eser a.g.m. Adı geçen makale a.g.mad. Adı geçen madde b. Bin bkz. Bakınız C. Cilt çev. Çeviren DİA Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi DİB Diyanet İşleri Başkanlığı F. Ü.İ.F. Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi h. Hicrî haz. Hazırlayan Hz. Hazreti İst. İstanbul m. Miladî md. Madde İ.F.A.V. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı nu. Numara ö. Ölümü r.a. Radıyallahu Anh r.anha Radıyallahu Anha S. Sayı s. Sayfa s.a. Sallallahu aleyhi ve sellem s.s. Sayfalar arası numarası trc. Tercüme eden ts. Basım tarihi yok vb. Ve benzeri vs. Vesaire Yay. Yayınları Yay.y. Yayımcı yok yy. Yüzyıl y.y. Basım yeri yok viii GİRİŞ A. ARAŞTIRMANIN KONUSU VE AMACI Araştırmanın konusunu III/IX. yy. tarih ve ahlâk alanında önemli eserlerden birisi olan İbn Kuteybe’nin Uyûnü’l-Ahbâr adlı eserindeki hadislerin tahric ve değerlendirilmesi teşkil etmektedir. İbn Kuteybe uzun yıllar içinde derlediği dil, edebiyat, ahlâk, tarih ve genel kültürle ilgili malzemeyi bir araya getirerek seçtiklerini Uyûnü’l-Ahbâr isimli hacimli eserini oluşturmuştur. Bu eser halka ve idarecilere ahlâkî öğütler veren edebiyatın ilk örneklerindendir. Eser ahlâkî öğüt verme amacıyla yazıldığından daha çok şiirler, fıkralar, özlü sözlerden oluşmuş, fakat içerisinde hadislerden de örnekler verilmiştir. İbn Kuteybe’nin hadis alanında yazan bir müellif, aynı zamanda bir râvî olması sebebiyle onun tarih ve ahlak alanında yazdığı eseri üzerinde tahric ve değerlendirme çalışması yapmak istedik. Böylece her ne kadar eser tarih alanında olsa da, İbn Kuteybe’nin hadise bakış açısı hakkında bilgi edinmeye çalıştık. B. ARAŞTIRMANIN METODU VE KAYNAKLARI Bu araştırmada Resulullah (s.a.)’e nisbet edilen 285 rivâyet ele alınmıştır. Tahric ve değerlendirme çalışmalarının genel karakteristiğine uygun olarak rivayetlerin incelenmesi sırasında objektif ve önyargısız bir yaklaşıma özen gösterilmeye çalışılmıştır. Uyûnü’l-Ahbâr’daki makbul ve merdud rivayetlerin imkânlar ölçüsünde ortaya koyulmaya çalışıldığı tezimiz iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde İbn Kuteybe’nin yaşadığı dönem, hayatı ve eserlerine kısaca değinildikten sonra Uyûnü’l- Ahbâr’ın genel içerik ve uslûbuna temas edilmiştir. Çalışmanın ikinci bölümünde Uyûnü’l-Ahbâr’da geçen hadislerin tahricini yapmaya, elimizdeki imkânları kullanarak rivâyetlere ulaşılmaya çalışılmıştır. Her hadis tercümesiyle birlikte verilmiş, dipnotta hadisin Uyûnü’l-Ahbâr’daki yeri gösterilmiş, hadislerin bulunduğu kaynaklar belirtilmiş ve hadisin bulunduğu kaynaklarda rivâyet hakkında bir değerlendirme yapılmışsa bunlara kısaca yer verilmiştir. Hadislerin tahrici yapılırken ilk dönem hadis eserlerine inilmeye gayret gösterilmiştir. Kütüb-i Tis’a ile birlikte İbn-i Ebî Şeybe ve Abdürrezzak’ın 1 Musannef’lerine; Ahmed b. Hanbel, Humeydî, Bezzâr ve Ebû Ya’la’nın Müsned’lerine ve daha birçok hadis eserine müracaat edilmiştir. Hadislerin tahricinde el-Mektebetü’ş-Şamile adlı Arapça kütüphane programından mühim ölçüde faydalanılmıştır. Söz konusu program eserlerin orjinallerine ulaşılması noktasında bize önemli derecede hız kazanımı sağlamıştır. Araştırma esnasında hadislerin bulundukları kaynaklarda rivâyetlerin sıhhatleri hakkında herhangi bir değerlendirme varsa bunlara yer verilmiştir. Hiçbir kaynakta bulunamayan hadislerin varsa senedinde inkıta’ olup olmadığına bakılmış, bunun haricinde hadislerin tek tek sıhhat değerlendirilmesi yapılmamıştır. Hadislerin tercümesinde Arapça dil ve anlam esasları gözetilmesinin yanında hadislerin mevcut tercümeleri varsa bunlar da göz önünde bulundurularak anlam bütünlüğünü en iyi karşılayacak tercümeler yapılmaya çalışılmıştır. Ayetlerin mealinde ise büyük oranda Türkiye Diyanet Vakfı’nın Kur’an-ı Kerim meali esas alınmıştır. İbn Kuteybe’nin rivâyeti zikrettiği metinler tezde aynen zikredilmiştir. Kaynaklar dipnotta gösterilmiş, ilk geçtiği yerde kaynağın tam künyesi verilmiş, daha sonraki atıflarda kaynağın tanınmasını sağlayacak şekilde kısaltmalar yapılmıştır. 2 I. BÖLÜM İBN KUTEYBE VE UYÛNÜ’L-AHBÂR’I A. İBN KUTEYBE’NİN YAŞADIĞI ASIR 1. Siyasî ve İctimâî Ortam İbn Kuteybe, Abbâsîlerin; kültür, edebiyat, sanat ve ticaret gibi her alanda altın çağda olduğu bir dönemde dünyaya gelmiştir. Bu dönemde Abbâsîlerin başkenti Bağdat’ta Türk, Fars, Arap. vb. milletler iç içe yaşıyordu.1 Bu farklı milletlerden oluşan topluluk müslümanlığı kabul ettikten sonra, eski dinlerine ait örf ve âdetlerini çeşitli hayat anlayışlarını, İslam inanç ve ahlâkının ortak prensiplerinde birbirleriyle kaynaştırmışlar ve böylece, çeşitli unsurlardan teşekkül eden geniş bir İslam topluluğunu meydana getirmişlerdir.2 İbn Kuteybe’nin altmış üç yıllık hayatında dokuz halife Abbâsî devletinde hüküm sürmüştür. Bunlar: 1. El-Me’mun (198-218/ 813-833) 2. El-Mu’tasım (218-227/ 833-842) 3. El-Vâsık (227-232/ 842-847) 4. El- Mütevekkil (232-247/ 847-861) 5. El-Muntasır (247-248/861-862) 6. El-Musta’în (248-252/ 862-866) 1 Gutas, Dimitri, Yunanca Düşünce Arapça Kültür,1.b., trc. Lütfü Şimşek, Kitap Yayınevi, İst. 2003, s.s.29-31 2Kurt, Mustafa, İbn Kuteybe ve Tefsir Anlayışı, İ.F.A.V. Yayınları, İst. 1996, s.76 3 7. El-Mu’tez (252-255/866-869) 8. El-Muhtedî (255-256/869-870) 9. El-Mu’temed (256-279/870-892)3 İbn Kuteybe’nin yaşadığı dönemin ilk Abbâsî halîfesi olan el-Me’mûn, dirâyetli vezirleri Tâhir b. el-Hüseyn (ö. 207/822) ve el-Fadl b. Sehl (ö. 203/818) ile birlikte, devleti yönetmiş ve devrindeki şiî taraftarlarının isyanlarını, siyasî dehâsıyla bastırmıştır.4 El-Me’mûn’dan sonra gelen el-Mu’tasım, kardeşi Me’mûn kadar siyasi dehaya sahip olmadığı için daha çok orduya önem vermiş, savaş gücüne hayran olduğu Türkleri ordunun yüksek mevkilerine getirmiş ve hilafet merkezini Samarra’ya nakletmiştir. Ancak daha sonraları, Türklerin nüfuzunun gittikçe artması5;Basra, Kûfe ve Bağdat’ı tehdit eden şiî taraftarlarının isyanları; doğuda Tâhiroğulları, Taberistan ve Cürcan’da Zeydîler, Sicistan, Kirman ve Horasan’da Safarîler, Mâverâünnehir bölgesinde Samanîler ve Mısır’da Tulunîler tarafından çıkarılan isyanlar, Bağdat’taki huzuru bozmuştu.6 Ayrıca el-Mu’tasım’dan sonra halife olan el-Vâsık’tan el-Mu’temed’in halifeliğine kadar yirmi dokuz yılda yedi halifenin değişmiş olması, Abbasilerin bu dönemdeki siyasî istikrarsızlığını açıkça göstermektedir. Buna, Bizanslıların Müslümanlara saldırıları ve birçok Müslüman’ı esir almalarını da ilave edersek istikrarsızlığın ne kadar büyük boyutlara ulaşmış olduğu görülür.7 Özetle Abbâsî Devleti, İbn Kuteybe’nin hayatının son zamanlarında tam bir gerileme ve istikrarsızlık içerisindeydi. Böylece İbn Kuteybe, Abbâsî Devleti’nin “altın devri”inden kargaşa ve isyanlara sahne olup çökmeye başladığı “gerileme devrine” geçişini görmüş ve bu siyasî ortam içinde yaşamıştır. 2. İlmî ve Kültürel Ortam H. II. asırda başlayan ve hızla gelişme gösteren te’lîf ve tedvîn hareketleri h. III. asırda Abbasi halifelerinin destekleri ile daha da gelişmiştir. İlim ve araştırmaya önem veren Halife Me’mûn, hadis, fıkıh ve Arap dilinde âlim ve edipti. Âlimlere saygı ve ilgi 3Hasan, İbrahim, İslam Tarihi, C. III., Kayıhan Yay., İst., ts., I-VI.,s.s. 225-230 4 Kurt, a.g.e., s.76; Üzüm, İlyas, “Me’mûn” ,D.İ.A. , Ankara, 2004, XXIX, s.s. 100-102 5 Hasan, a.g.e.,II.,s.s. 374-375 6 Hasan, a.g.e.,II, s.s. 507-510 7 Hasan, a.g.e.,IV.,s.s. 153-161. 4 duyar ve onları etrafına toplayarak çeşitli ilmî ve edebî mevzûlardaki münâkaşaları dinler ve onları himaye ederdi. Ondan sonra gelen diğer Abbâsî halifeleri de bu geleneği devam ettirmişlerdir.8 Ayrıca Halife Me’mûn döneminde (813-833) camiler dışında yüksek öğretim alanında ilk ilmî müessese kurulmuştur. Bu müessese Bağdat'ta kurulan meşhur Beyt’ül- Hikme'dir. Cündişâpûr Akademisi örnek alınarak kurulan bu müessese, bir tercüme merkezi olarak faaliyette bulunmasının yanı sıra bir akademi ve halka açık kütüphane olarak da hizmet veriyordu. Daha sonra Halife Mustansır da (1226-1242) Müstansıriyye adıyla meşhur bir medrese kurdu. Burada dört mezhep için ayrı bölümler tahsîs edilmişti. Her bölümde bir müderris ve yetmiş beş öğrenci vardı. Ayrıca bir de hekimi bulunan bu medreseye hizmet veren bir kütüphane, hamam ve aşevi bulunuyordu9 Bütün bunlar İbn Kuteybe’nin yaşadığı dönemde ilmî açıdan ne kadar ilerlenmiş olduğunu göstermektedir. 3. Hadisle İlgili İlmî Faaliyetler Me’mun hilafet makamına geldikten sonra, kelamcılarla hadis ve fıkıh âlimlerini bir araya getirip tartışma meclisleri düzenlemiştir. Huzurunda cereyan eden çok sert tartışma ve münâzaralar sonucunda onun, bazı konularda Mutezile’nin görüşlerini benimsediği ortaya çıkmıştır. Benimsediği görüşlerden birisi de Kur’ân’ın yaratılmış olduğu (Halku’l-Kur’ân) meselesidir.10 Sonunda halife Me’mun Halku’l-Kur’ân inancını devletin resmî akîdesi olarak ilan etmiş, 218/833 yılında Bizans seferine çıktığı bir sırada, Bağdat’taki nâibi İshak b. İbrahim’e ilk mektubunu yazarak Kur’ân’ın mahlûk olduğu görüşünde hadisçilerin ikrar ve itiraflarını almasını emretmiştir. İkinci mektubunda ise, yedi hadisçinin seçilerek kendisine gönderilmesini, ikrarlarını bizzat kendisinin alacağını bildirmiştir. Bunun üzerine başta Yahya b. Maîn (ö.233/847) olmak üzere İbn Sa’d (ö.230/843), ed-Devrakî (ö.246/860), Zuheyr b. Harb (ö.234/848) ve diğer üç hadisçi daha halifenin karargâhına gönderilmiştir. Bağdat’ta iken nâibin huzurunda Kur’ân’ın mahlûk olduğunu ikrar etmeyen bu hadisçiler, halifenin karargâhında ve ölüm tehditleri karşısında ikrar etmek zorunda kalmışlar ve Bağdat’a geri gönderilmişlerdir. Halife mektuplarında da Kur’ân’ın mahlûk olduğunu ikrar etmeyenlerin fetva vermesinin ve hadis rivayet etmesinin yasaklanmasını ve hatta 8 Hasan, a.g.e.,II.,s.s. 368-370 9 Yıldız, Hakkı Dursun, “Abbasiler”, DİA., İst., 1988, I., s.s. 40-41 10 Erkaya, Musa, “Hicri II. Asır İtibariyle Bağdat’ta Hadis Faaliyetlerine Genel Bir Bakış”, F.Ü.İ.F. Dergisi, 13:2 (2008), s.255 5 öldürülmesini emretmiştir. Vali bu emirler gereğince aralarında Ahmed b. Hanbel’in (ö.241/855) de bulunduğu birçok hadisçiyi toplamış ve mektubu okuyarak Halku’l- Kur’ân’ı ikrar etmelerini istemiştir. 11Sorgulanan âlimlerin çoğu Kur’an’ın mahlûk olduğu görüşünü benimsediğini söylemiş, ancak Ahmed b. Hanbel, Muhammed b. Nuh, Seccâde ve Kavârîrî bunun aksini savunmuşlardır. Bu dört âlim İshak b. İbrâhim tarafından zincire vurularak yeniden sorgulanmış, Ahmed b. Hanbel ile Muhammed b. Nuh görüşlerinde ısrar etmiş, diğer ikisi resmî görüşü benimseyip kurtulmuştur. Ahmed b. Hanbel ve Muhammed b. Nuh zincire bağlanmış olarak o sırada Me’mûn’un bulunduğu Tarsus’a gönderilmiştir. Me’mûn’un ölmesi üzerine Bağdat’a geri gönderilen iki kişiden Muhammed b. Nuh yolda ölmüş, Ahmed b. Hanbel ise Bağdat’ta hapse atılmıştır.12 Baskı ve şiddet Me’mun’un vefatından sonra da devam etmiştir. Yerine geçen kardeşi Mu’tasım (218-227) da Me’mun’un vasiyeti üzere aynı baskı ve şiddeti devam ettirmiştir.13 Ahmed b. Hanbel, Bağdat halkının hayatından endişe ederek saray etrafına toplanmaları ve büyük olayların çıkma ihtimali üzerine 219/834 yılında serbest bırakılmıştır. Aynı uygulama, Mutezile imamlarının teşvik ve telkinleriyle Mu’tasım’dan sonra gelen Vâsık (227-232) döneminde de devam etmiştir. İlk müsned müelliflerinden Nuaym b. Hammâd (ö. 228/843), Halku’l-Kur’ân’ı kabul etmediği için, Samarrâ’da hapse atılmış, hapiste iken 228/843 yılında vefat etmiştir. Bu dönemde İmam Şâfiî’nin (ö. 204/820) öğrencisi Ebû Ya’kûb el-Buveytî de (ö.231/845), Nuaym b.Hammâd gibi hapiste iken ölmüş; Ahmed b. Nasr el-Huzâî (ö. 231/846) ise bizzat halife tarafından öldürülmüştür. Bu olaydan sonra Vâsık’ın pişmanlık duyduğu söylense de, cebir ve şiddet Mütevekkil (232-247)’in hilafet dönemine kadar devam etmiştir. Mütevekkil, hilafetinin ikinci yılından itibaren bu devri tamamen kapatmıştır. Bundan dolayıdır ki Mütevekkil “sünneti ihya eden halife” (muhyi’s-sünne) olarak anılmaya başlanmıştır. Mihne hâdisesi hadis ilmi ve hadisçiler bakımından önemli sonuçlar ortaya koymuştur. Bunların en önemlisi, mihnenin râvî biyografilerine olan yansımalarıdır. Bu süreç, hadis ilminde ve hadisçilerde özellikle de râvî tenkîdi açısından önemli izler bırakmıştır. Nitekim bu olaydan sonra hadisçiler, özellikle bu süreci yaşayan râvîler 11 Erkaya, a.g.e., s. 255 12 Yücesoy, Hayrettin, “Mihne”, DİA, İst., 2005, XXX, s.27 13 Erkaya, a.g.e., s. 256 6 hakkında yaptıkları tenkitlerde Kur’ân’ın yaratılmış olup olmadığı konusunda ne dediklerine de işaret etmeye başlamışlardır. Bunu ikrâr eden hadisçilerin hadisini ise terk etmişlerdir. Nitekim bu sürecin en mağdur ismi Ahmed b. Hanbel, cerh ve ta’dil ilminin en önemli otoritelerinden Yahya b. Maîn’den hadis yazmayı terk etmiştir.14 Yine cerh ve ta’dilin önemli sîmâlarından Ali b. el-Medîni (ö.234/848) de terk edilen hadisçilerdendir. Hadisçiler sadece hadislerini terk etmekle kalmamış, onları küfür, fâsıklık ve zındıklık gibi ağır vasıflarla da itham etmiş, öldürülmeleri gerektiğini söylemişlerdir. Hatta sadece ikrâr edeni değil, “tavakkuf” edeni, yani ne “mahlûktur” ne de “mahlûk değildir” diyeni bile ağır bir dille suçlayıp hadisini terk etmişlerdir.15 Mihne hâdisesinin ortaya koyduğu bir diğer önemli sonuç da, hadis uydurma faaliyetlerinin bu süreç sonunda hız kazanmış olmasıdır. İşte hicri ikinci asırda hadisçilerle mutezile kelamcıları arasında ortaya çıkan ve üçüncü asrın başında en şiddetli şeklini alan bu görüş ayrılıkları, hadisçilerin, hadis/sünnete dayanan amel ve inancı, kelamcıların görüşlerinin tesirlerinden korumak için, tasnif faaliyetleri üzerinde yoğunlaşmalarına sebep olmuştur. Bu suretle meydana getirilen kitaplarda, hadislerin sıhhatleri tespit edilmiş, gerek Mutezile’nin ve gerekse diğer mezheplerin görüşlerini çürütecek hadislerin bir araya getirilmesine bilhassa dikkat edilmiştir. Bağdat’ta bu asırda çok fazla muhaddis yetişmiştir. Bunların sayıları da yüzlerle ifade edilebilir. Kemal Sandıkçı’nın ifadesiyle; “Bağdat’ın baş döndürücü bir hızla gelişerek büyük bir medeniyet ve kültür merkezi haline gelmesi, şüphesiz ki Abbâsî halifelerinin her türlü ilmi faaliyeti teşvik edip, destek olmalarının sonucudur. Hemen kuruluşunu takip eden yıllardan itibaren Bağdat, çeşitli şehirlerden getirilen âlimlerle doldurulur. Tabiidir ki, kuruluşundan sonraki ilk asır içinde yetişen Bağdat ulemâsı, aslında Bağdatlı değildirler. Fakat orada yerleşip ilmi faaliyetlerini orada sürdürdükleri için Bağdat ulemâsından sayılmışlardır.16 Hüseyin Kahraman da Bağdat’ın bu fonksiyonunu şöyle ifade etmektedir. “145/762 yılında Abbâsî halifesi Mansûr’un (136-158/754-775) emriyle inşâsına başlanan Bağdat, 14 ez-Zehebî, Siyeru A’lâmi’n-Nübelâ, 1.b., Müesseset’ür-Risâle, Beyrut, ts., XI., s. 87. 15Mihne hadisesinin râvî biyografilerine olan yansımalarıyla ilgili bazı örnekler için bk., Kahraman, Hüseyin, Kûfe’de Hadis -İlk Üç Asır-, Emin Yay., Bursa, 2006., s.s. 368-372 16 Sandıkçı, Kemal, İlk Üç Asırda İslâm Coğrafyasında Hadis, D.İ.B. Yay., Ankara, 1991, s.236. 7 uzun süre İslâm ülkesine başkentlik yapmıştır. Devletin siyasî ve idarî merkezinin ekonomik, ilmi ve kültürel alanlarda da ülkenin diğer şehirlerine göre farklı ve ayrıcalıklı bir konuma sahip olacağı muhakkaktır. Dolayısıyla Bağdat’ın ilim yarışına çok avantajlı bir konumdan giriş yaptığını ifade etmemiz gerekir.”17 Kitap te’lîfinde bulunmuş hadisçiler sıralamasında Bağdat birinci sıradadır. Buna göre, üçüncü hicrî asırda Bağdatlı müellif muhaddislerin sayısı elli üç, eseri olmayan muhaddislerin sayısı ise on üçtür.18 Müsned, Sünen, Câmî’, Muvatta’ ve Musannef türü eserlerin çokluğu açısından da birinci sırada Bağdat bulunmaktadır. Buna göre, üçüncü hicri asırda Bağdat’ta yirmi yedisi Müsned, dokuzu Sünen, biri Muvatta’ ve yine biri Musannef olmak üzere otuz sekiz eser kaleme alınmıştır. Bağdat’ın en meşhur muhaddisi hiç şüphesiz yaklaşık otuz bin hadis ihtiva eden Müsned’in sahibi, fıkıhta da otorite olan ve geniş ilmi sebebiyle kendisine “dünya imamı” unvanı verilen Ahmed b. Hanbel (164-241/780-855)’dir.19 İbn Kuteybe işte hadise bu kadar önem verilen bir ortamda yetişmiş, buraların ilmî birikiminden faydalanmıştır. Ayrıca kelam ve hadis tartışmalarının bol olduğu bir ortamda yetişmesinin de yazdığı kitaplar üzerinde çok büyük etkisi olmuştur. Bunun en güzel örneğini İbn Kuteybe’nin Te’vîlu Muhtelifi’l- Hadis kitabında görmekteyiz. Şimdi İbn Kuteybe’nin hayatını, eserlerini, hocalarını ve talebelerini inceleyerek O’nu daha iyi anlamaya çalışacağız. B. İBN KUTEYBE 1.Hayatı Hicri III. Asrın önemli âlimlerinden biri olan İbn Kuteybe’nin asıl adı Ebu Abdullah Muhammed b. Müslim b. Kuteybedir. Doğduğu yer hakkında tam bir ittifak yoktur. İbnü’n Nedim O’nun 213(828) yılının Recep ayında Kûfe’de dünyaya geldiğini belirtmiştir. 20 Hatib el- Bağdâdî ise onun Bağdat’ta doğmuş olabileceğini söyler.21 Kabul 17 Kahraman, a.g.e., s. 395. 18 Erkaya, a.g.e., s.258 19 Erkaya, a.g.e., s.s. 258-259 20 İbnü’n Nedim, el-Fihrist, 1.b., Dâru’l-Ma’rife, Beyrut,1994, 152; C. Brockelmann, “İbn Kuteybe”, İslam Ansiklopedisi, Milli Eğitim Basımevi, İst.1965, V/II, s.762 21 Bağdâdî, el- Hatîb, Tarîhu Bağdâd, Dâru’l-Kitâbi’l-Arabî, Beyrut, 1986, X, s. 170 8 edilen görüş, İbnü’n Nedim’in el-Fihrist’inde geçtiği gibi22daha eski tarihte, Kûfe’de doğmuş olmasıdır.23Doğduğu yere nispeten el- Kûfî; babasının doğduğu yere nispeten el- Mervezî24ya da Mervî25; babasının adına nispeten de Kutebî de denir. Ailesinin Merv’den Irak’a göç edip Kûfe’ye yerleştiği anlaşılmaktadır. Bundan hareketle Fars hatta Türk asıllı olabileceği ileri sürülmüştür. Kendi ifadesinden, atalarının Müslümanlığı kabul etmesinden sonra dedesi ve babasının II. (VIII.) yüzyılın başlarında Araplaşmış (müsta'reb) olduğu anlaşılmaktadır. 26 Uyûnü'l-Ahbâr adlı eserinde babasından zaman zaman nakillerde bulun- ması onun kültürlü bir aile çevresinde yetiştiğini göstermektedir. İslamî ilimlerin tedvin ve tasnif çalışmalarının yoğun olduğu bir dönemde Bağdat’ta yetişti.27İlk derslerini babasından aldıktan sonra Bağdat'ta Câhız'ın (ö. 255/868) öğrencisi oldu ve onun bazı kitaplarını huzurunda okuyarak icazet aldı. Fıkıh, tefsir ve hadis gibi ilimleri İshak b. Râhûye'den (ö. 238/853); dil, edebiyat ve kıraati Muhammed b. Ziyâd ez-Ziyâdî (ö. 252/866) ve Ebü'l-Hattâb Ziyâd b. Yahya el-Hassân’dan (ö. 254/868); nahiv ve lügat ilimlerini İbrahim b. Süfyân ez-Ziyâdî(ö. 249/863) ve Ebü'l-Fazl Abbas b. Ferec er-Riyâş’den(ö. 254/871); Kur'an ilimleriyle şiiri Ebû Hatim es-Sicistânî'den (ö. 255/869) okudu. Bu ilim dallarında otorite sayılacak seviyeye ulaştı. Ayrıca tahsil gayesiyle Horasan, Mekke ve Basra'ya gitti; bir süre Basra'da Dîvân-ı Mezâlim28 başkanlığı gibi önemli bir görevde bulundu. Hayatının büyük bir kısmını Abbâsîler'in en parlak döneminde Bağdat'ta geçiren İbn Kuteybe, gençliğinde katıldığı Mutezile âlimlerinin toplantılarında tartışılan fikirlerden oldukça etkilendi. Mutezile ve Ehl-i sünnet arasında sürüp giden tartışma ortamında yetişmesi erken yaşta kelâm ilmine ağırlık vermesine sebep oldu.29İbn Kuteybe kelâm ilmini öğrendiği yıllar hakkında Te’vîlu Muhtelifi’l-Hadis isimli eserinde şöyle der: “Ben ilk gençlik yıllarımda ve çeşitli ilimleri öğrenmeye ihtiyaç hissettiğim devirde, bütün ilimlere bir bağla bağlanmak ve her ilimden nasîbimi almak istiyordum. Bazen bunlara 22 İbnü’n Nedim, a.g.e., s.152 23 Yazıcı, Hüseyin, “İbn Kuteybe”, DİA, İst., 1999, XX, s.144 24 C. Brockelmann, a.g.mad., s.s.762-763 25 Yazıcı, Hüseyin, a.g.mad., s. 144 26 Yazıcı, Hüseyin, a.g.mad., s. 144 27Varol, Bahaüddin, “İbn Kuteybe Hayatı, Eserleri ve İslam Tarihçiliğindeki Yeri”, İslami İlimler Dergisi, 3:2 2008, s.1 28 Halk arasında ve özellikle üst düzey yöneticiler ve nüfuzlu, arkası güçlü kimseler tarafından işlenen bir kısım cürümler hakkında bazı idârî, siyâsî tedbirler almakla görevli ve yetkili kılınmış kimselerin başında bulundukları müessese. Ayrıntılı bilgi için bkz. Erdoğan, Mehmet, Fıkıh ve Hukuk Terimleri Sözlüğü, 2.b., Ensar Neşriyat, İst., 2005, s.106 29 Yazıcı, Hüseyin, a.g.mad., s.s.144-145 9 (Kelamcılara) aldanıp onların meclislerine gider, oradan, hayra götüren veya doğruyu gösteren faydalı birşeyi öğrenmiş olarak çıkmayı arzu ederdim. Onların Allah’a karşı cür’etlerini, takvalarının azlığını, kıyasın düzenli olması veya kıyasta kopukluk olmaması için kendilerini günaha sürüklediklerini görür, oradan hüsran içerisinde, pişmanlıkla geri dönerdim.” 30 Kendisinin ifadesiyle bu düşüncelerle Mu'tezile'den ayrıldıktan sonra muhaddislerin toplantılarına katılmayı tercih etti. Bu yıllarda Bağdat'ta devrin önemli sîmâları ile tanışma imkânı buldu. Büyük bir ihtimalle 236'da (850) Edebü'l-Kâtib adlı eserini ithâf ettiği Vezir Ebu'l-Hasan İbn Hakan'ın aracılığıyla Dînever kadısı oldu.31 Bu görevinden dolayı ed-Dîneverî olarak da anılır.32 Yaklaşık yirmi yıl kadar bu görevde kaldıktan sonra Bağdat'a döndü ve 1 Receb 276'da (30 Ekim 889) vefatına kadar burada yaşadı.33 Ölümü hakkında Ebu’l- Hüseyn Ahmed b. Ca’fer b. el-Münâdî (ö. 336/947) der ki: “Ebu Muhammed b. Kuteybe âniden öldü. Uzaktan duyulan bir çığlık attı. Sonra baygınlık geçirdi. O, herise34 yemişti. Yedikten sonra hararet bastı. Bu durum öğleye kadar devam etti. Sonra bir saat titredi. Sonra titremesi sükûn buldu ve seher vaktine kadar bu hali devam etti. Sonunda 276 yılı, Recep ayında öldü.”35 Hatib el- Bağdâdî’nin (ö. 463/1071) Ahmed b. Kâmil’den rivâyetinde ise Abdullah b. Müslim b. Kuteybe ed-Dîneverî 276 Zilkade’de ölmüştür.36 2. Fıkhî ve İtikâdî Görüşleri İbn Kuteybe’nin fıkhî ve itikâdî görüşlerini incelediğimizde fıkhî olarak bağlı olduğu mezhep hakkında çeşitli görüşlerin bulunduğunu görüyoruz. İbn Kuteybe’nin İshak b. Râhûye’nin mezhebine mensup olduğu söylendiği gibi, Zekeriyyâ b. Abdu’l-A’lâ da, onun Mâlikî mezhebinde olduğunu söylemiştir.37İtikadî bakımdan selefin yolunu takip eden, kalemini Ehl-i Sünnet’in hizmetine vermiş bir ehl-i sünnet âlimidir. 38 30 İbn Kuteybe, Te’vîlu Muhtelifi’l-Hadis, trc. M. Hayri Kırbaşoğlu, 3.b., Kayıhan Yay., İstanbul,1998, s.139 31 Yazıcı, Hüseyin, a.g.mad., s.s. 144-145 32 İbnü’n Nedim, a.g.e., s. 153 33 C. Brockelmann, a.g.mad., s. 762 34 Et ve bulgurdan yapılan bir yemek. Ayrıca yağ, un ve şeker ile yapılan bir pasta bkz. Mutçalı, Serdar, Arapça-Türkçe Sözlük, Dağarcık yay.,1.b., İst, 1995, s. 941 35 Zehebî, Siyeru-A’lami’n-Nübela, C.XI, s. 298; Zehebî, Mizanu’l-İ’tidâl fî Nakdi’r-Ricâl, Dâru’l- Mârife, Beyrut, ts., II., s. 503 36 Bağdâdî, Hatîb, a.g.e., s. 171 37 İbn Hacer Askalânî, Lisânü’l-Mizân, VII, 3.b., Müessesetü’l-Ağle’l Matbûat, Beyrut, 1986, III, s. 358 38 İbn Kuteybe, a.g.e., s. 31 10 O’nun hakkında İbnü’n Nedim el-Fihrist’inde :“Rivâyet ettiklerinde sâdıktı. Lugat, nahiv, Garîbü’l- Kur’an ve meânî, şiir ve fıkıhta âlimdi.” demiştir. 39 3. İlim Aldığı Hocaları Es-Seyyid Ahmed Sakr, tahkîk ettiği İbn Kuteybe’nin Te’vilü Müşkili’l-Kur’an; Servet Ukkâşe de müellifin el-Me’ârif adlı eserlerinin mukaddimesinde İbn Kuteybe’nin hocaları hakkında geniş bilgi verdikleri için, biz sadece onların vefat tarihi itibariyle kronolojik bir isim listesini vermekle yetineceğiz.40 1.) Babası Müslim b. Kuteybe (ö.?) 2.) Ahmed b. Saîd el-Lihyânî (ö.?) 3.) Muhammed b. Sellâm el-Cümâhî (ö. 231/845) 4.) İshâk b. Râhuye (ö. 238/852) 5.) El- Kâdî Yahyâ b. Eksem (ö. 242/856) 6.) Harmele b. Yahyâ et-Tücîbî (ö. 243/857) 7.) El-Hüseyin b. El-Hüseyn b. Harb (ö. 246/860) 8.) Hıbil b. Ali el-Huzâî (ö. 246/860) 9.) Muhammed b. Muhammed b. Merzûk b. Bukeyr (ö. 248/862) 10.) Ebû Hâtim Sehl b. Muhammed Es-Sicistânî (ö. 255/869) 11.) İbrahim b. Süfyân ez-Ziyâdî (ö. 249/863) 12.) Muhammed b. Ziyâd b. Ubeydullah b. Ziyâd (ö. 252/866) 13.) İshâk b. İbrahim b. Muhammed es-Sevvâf (ö. 253/867) 14.) Muhammed b. Yahyâ b. Ebî Hazm el-Kutâî (ö. 253/867) 15.) Ziyâd b. Yahyâ b. Ziyâd el- Hassân (ö. 254/868) 16.) Subâbe b. Sevvâr (ö. 254/868) 17.) Amr b. Bahr el-Câhız (ö. 255/869) 18.) İshâk b. İbrahim b. Habîb b. Eş-Şehîd (ö. 257/871) 19.) Zeyd b. Ahzem et-Tâî (ö. 257/871) 20.) Ebu’l-Fadl el-Abbâs b. el-Ferac er-Rayyâşî (ö. 257/871) 21.) Es-Seffâr Abde b. Abdillah el-Huzâ’î (ö. 258/872) 22.) Abdurrahmân b. Bişr b. El-Hakem b. Habîb b. Mihrân (ö. 260/874)41 39 İbnü’n Nedim, a.g.e., s. 154 40 Ayrıntılı bilgi için bkz. İbn Kuteybe, Te’vîlu Müşkili’l-Kur’an ve el-Me’ârif 41Kurt, a.g.e., s.s. 80-81 11 4. Talebeleri 1.) Ahmed b. Mervân el- Mervezî (ö. 298/910) 2.) İbrahim b. Ahmed eş-Şeybânî (ö. 298/910) 3.) Muhammed b. Halef el- Merzübânî (ö. 309/921) 4.) İbrahim b. Muhammed b. Eyyûb b. Beşîr es-Sâ’n (ö. 313/925) 5.) Ahmed b. Abdillah b. Müslim (ö. 322/933) 6.) Ubeydullah b. Abdirrahmân b. Muhammed es-Sukkerî (ö. 323/934) 7.) Ahmed b. Muhammed el-Hasen ed-Darrâb (ö. 328/939) 8.) Ubeydullah b. Ahmed b. Abdillah b. Bukeyl (ö. 334/944) 9.) El-Heysem b. Kuleyb eş-Şâşî (ö. 335/945) 10.) Abdullah b. Ca’fer b. Dürasteveyh el-Fesevî (ö. 335/945) 11.) Kâsım b. Esbâğ el-Endelûsî (ö. 340/951) 12.) Muhammed b. Ebi’l-Esved (ö. 343/954) 13.) Muhammed b. Ali b. Ahmed el-Kercî (ö. 343/954) 14.) Muhammed b. Hâmîd b. Hâris et-Temîmî (ö. 343/954) 15.) Ubeydullah b. Muhammed b. Ca’fer b. Muhammed (ö. 348/959)42 5. Eserleri İbn Kuteybe kendisi çok velûd bir müellif olup birçok eser yazdığı gibi, eserlerine mukaddime yazan ilk yazarlar arasındadır. İbn Kuteybe’nin döneminde, muhtevâyı farklı kaynaklardan derlemek yerine, muhtevânın daha sistematik bir şekilde bablara göre tanzim edilmesi söz konusudur. O’nun kitapları özellikle Mağrib bölgesinde çok tutulmuştur. Bu bölgelerde İbn Kuteybe’nin eserleri için, “Bir evde onun yazdığı eserler bulunmuyorsa, o 42Kurt, a.g.e., s.s. 81-82 12 evden hayır gelmez.”denmiştir.43Eserlerinde genellikle ciddi bir anlatımı tercih etmekle birlikte, okuyucuyu dinlendirmek amacıyla nükte ve fıkralara da yer vermiştir.44 İbn Kuteybe'nin daha çok dil, edebiyat, hadis ve Kur'an ilimlerine dâir olan eserleri günümüze ulaşmıştır. Eserlerinin sayısını altmış, altmış iki, altmış beş olarak tesbit edenler olduğu gibi üç yüze kadar çıkaranlar da vardır. Bu farklılık, bazı kitaplarının çeşitli bölümlerinin müstakil eser sayılmasından veya bir kısım eserlerinin değişik adlarla anılmasından kaynaklanmaktadır. Biz burada Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi’ni esas alarak eserlerinin listesini vereceğiz. I.) Tefsir ve Hadis Alanındaki Eserleri 1.) Te’vîlü Müşkîli'l-Kur’ân: Eser matbûdur.45 2.) Garîbü'l-Kur'ân: Te’vîlü Müşkîli’l-Kur’ân’ın devamı olup, matbûdur.46 3.) Tefsîru Sûreti'n-Nûr: Matbûdur.47 4.) el-Müştebih Mine'l-Hadis ve'l-Kur'ân: Kaynaklarda Kitâbü'l-Müteşâbih mine'l-hadis ve'l-Kur’ân adıyla da geçen eserin yazma nüshası mevcuttur.48 5.) Te’vîlü Muhtelifi'l-Hadis: İbn Kuteybe, hadise dair bu en önemli çalışmasında kelamcıların, özellikle de Mutezile âlimlerinin muhaddislerle ilgili ithamlarını cevaplandırmıştır. Çeşitli baskıları bulunan eser Fransızca'ya ve Türkçe'ye de çevrilmiştir. Türkçe’ye Hadis Müdâfaası adıyla tercüme edilmiştir.49 6.) Garîbü'l-Hadis: Ebû Ubeyd Kâsım b. Sellâm'ın Garîbü'l-Hadis'ine almadığı garib kelimelerin toplanmasıyla meydana gelmiştir. İbn Kuteybe'nin ilk telif ettiği eserlerden sayılan Garîbü'l-hadis; Rızâ es-Süveysî50, Abdullah el-Cebûrî51, Süleyman b. İbrahim el-Âyid52ve Sâmiye Muhammed Ahmed53tarafından yayımlanmıştır. 43 Dülber, Hatice, İbn Kuteybe ve Hadis Anlayışı, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayımlanmamış Doktora Tezi) , Ankara, 2008,s. 68 44 Yazıcı, Hüseyin, a.g. mad., s.146 45 Kahire, 1989 46 Kahire, 1958; Beyrut, 1978 47 Kahire, h. 1343 48 C. Zeydân, II, 174 49 Hadis Müdafâsı, trc.Doç. Dr. M. Hayri Kırbaşoğlu, Kayhan Yayınevi, İst., 1998 50Tunus 1399/1978, 1402/1981 51 Bağdad 1398/ 1977 52 I-III, Cidde 1985 53 I-II, Beyrut 1988 13 7.) Islâhu Galati Ebî 'Ubeyd fî Garîbi'l-Hadis: Gerard Lecomte tarafından Le Kitöb Islâh al-Ğalat d'Ibn Qutayba adıyla neşredilmiş54, ayrıca Abdullah el-Cebûrî tarafından yayımlanmıştır.55 8.) El-Mesâ’il ve'l-Ecvibe li'l-Hadis ve'l-Luga: Kitâbü'l-Mesâ'il ve'l-cevâbât, el-Cevâbâtü'l-Hâzıra adlarıyla da kaydedilen eseri Hüsâmeddin el-Kudsî56 ve Mervân el- Atıyye- Muhsin Harabe 57yayımlamıştır. II.) Dil, Edebiyat ve Lugat Alanındaki Eserleri 1.) Edebü'l-Kâtib 2.) Eş-Şi’r ve’ş-Şuarâ 3.) Me'âni'ş-Şiiri'l-Kebîr 4.) Dîvân fi’l-küttâb 5.) Câmiu'n-Nahvi'l-Kebîr 6.) Câmiu'l-Ahvâni's-Sağîr 7.) 'Uyûnü'ş-Şi'r 8.) Hikemü'l-Emsâl, III.) Tarih ve Muhâdarat Alanlarındaki Eserleri 1.) EI-Ma’ârif 2.) Uyûnü'l-Ahbâr: Kitabın geniş açıklamasını bir sonraki bölümde yapacağız. 3.) Fazlü'l-'Arab ve't-Tenbîh 'Ala 'Ulûmihâ. 4.) Kitâbü'1-Enva’ fî Mevâsimi'l-'Arab IV.) Fıkıh ve Kelam Alanlarındaki Eserleri 1.) Kitâbü’l-Eşribe Ve'htilâfi'n-Nâs fîhâ 2.) E'r-red Âle'l-Cehmiyye ve'l-Müşebbihe 3.) El-İhtilâf fi'l-Lafz 4.) Kitâbü'l-Meysir ve'l-Kıdâh. 5.) Delâilü'n-Nübüvve (A'lâmü'n-Nübüvve) 54Beyrut 1968 55Beyrut 1403/1983 56Kahire h. 1349 57Dımaşk-Beyrut 1410/ 1989 14 6.) Câmiu'l-Fıkh V.) İbn Kuteybe’ye Nispet Edilen Eserler 1.) El-Cerâsîm. 2.) El-İmâme ve's-Siyâse 3.) Vasıyyetü İbn Kuteybe li veledihî Muhammed. 4.) Kitâbü'l-Fâzi'l-Muğrebe bi'l-Kâbi'l-Mu'rebe 6. Uyûnü’l- Ahbâr Müellif uzun yıllar içinde derlediği dil, edebiyat, tarih ve genel kültürle ilgili malzemeyi 266(879) yılından az önce gözden geçirmiş, malzemenin bir kısmını müstakil eserlerde toplamış, geri kalanıyla da bu hacimli kitabını yazmıştır.58Anlattığına göre kendisi bu eseri edebiyat ve karşılıklı konuşmalar konusunda, onurlandırıcı şeyleri, seçkin ahlaklı yol göstericiyi işaret edici, alçaklığı ve çirkinliği engelleyici, doğru olanı, iyi yönetmeyi ve yönetim yumuşaklığını teşvik edici olarak yazdı. Bu konuda şöyle der: “ Ben bu Uyûnü’l-Ahbâr’ı edepli olmayı ihmal eden kişi için bir bilgi, ilim sahipleri için bir hatırlatma, yönetici için bir eğitici, krallar için bir rahatlama olarak yazdım, bu eseri bablar şeklinde yazdım, kelimeyi kendi benzerine yaklaştırdım, bu ise bilginlerin aklının aşılamasıdır, hakîmlerin düşüncelerinin sonuçlarıdır, hatiplerin ve zeki şairlerin konuşmasından, kralların hayat hikâyelerinden ve öncekilerin haberlerinden seçilmiş olandır.”59 Uyûnü’l-Ahbâr bir mukaddimeyle on bölümden (kitap) meydana gelmektedir60ve bunlar C. Brockelmann tarafından 1900’de Berlin’de ve 1903-1908’de Strassbourg’da neşredilmiştir.61Müsteşrikler hadis kaynağı olarak tarih, tefsir ve başka alanlardaki kitapları kullanmayı ve bunlardan alıntı yapmayı tercih ederler. Kanaatimizce bir müsteşrik olan Brockelmann’ın da bu kitabı neşreden kişi olması kullanmayı tercih ettiği içindir. Mukaddimede eserin amacı, yazılış sebebi, tasnif tarzı, bölümlerin içeriği anlatıldıktan sonra fihristine yer verilmiştir. Bu nitelikleriyle eser modern zamanların te’lîf 58Durmuş, İsmail, “Uyûnü’l-Ahbâr”, DİA, İst., 2012, XLII, s.s. 247-248 59Katip Çelebi, Keşfü’z-Zünûn An Esâmi’l-Kütübi ve’l-Fünun, trc. Rüştü Balcı, Tarih Vakfı Yurt Yay., İst., 2007, III, s.s. 946-947 60Durmuş, İsmail, a.g.mad., s. 247 61 C. Brockelmann, a.g.mad.,s. 763 15 yöntemini hatırlatan kadîm örneklerden biridir. Mukaddimede ayrıca eserin düzgün konuşup yazabilmek için gerekli edebiyat ve kültür malzemesini kapsadığı, gerek seçkin ve aydın kesimin, gerek yönetici sınıfın, gerekse halkın edebî ihtiyacını karşılayacak bir kültür hazinesi şeklinde düzenlendiği belirtilmektedir. Bablar halinde tasnîf edilen Uyûnü’l-Ahbâr’da aranan konuya kolayca ulaşılabilmesi için her bab altında ilgili malzeme özet halinde verilmiş: ulemâ, hukemâ, udebâ, bulegâ ve şuarâ sözlerinden, hükümdarların hayatlarından ve önceki neslin eserlerinden en güzel örnekler seçilerek bir araya getirilmiştir. Eserini her damak zevkine hitap eden bir sofraya benzeten İbn Kuteybe; dünya ve ahiret hayatına, günlük hayatın birçok yönüne dair bilgilere, ciddi, şaka, latîfe, mîzah, zühd, takva, hatta cinsî hayatla ilgili fıkralara kadar değişik konulara yer verdiğini belirtmektedir. Selef-i Sâlihîn’in âdeti üzere hayatın tabii akışı içindeki bu konulara temas edilmesinin ahlâksızlık ve günah olmadığını, asıl günahın namusu kirletmek, yalan söylemek, yalancı şahitlik yapmak, gıybet etmek gibi tutum ve davranışlar olduğunu, esasen okuyucuyu dinlendirmek maksadıyla bu tür fıkraların çorbada tuz kabilinden kaydedildiğini açıklamaktadır. Müellif az miktarda değersiz haber ve şiirlere yer verilmesini güzelin kadrinin çirkinle mukayese edilmesiyle bilinebileceği gerekçesine bağlamaktadır. Bu arada dili bozuk bazı avamî nüktelerin düzeltilmeden naklinin fıkra ruhuna ve zarafete daha uygun düştüğü ifade edilmiştir. Kitap bazı konuların tam işlenmediği izlenimini verse de bu durum, dalgınlık sonucu değil eserin bütününde benzeri konuların birkaç yerde geçmesiyle izah edilmiştir. Her bölümde ilgili haber, hikmetli söz, fıkra ve şiirler sırasıyla zikredilmiş, bazı haberler muttasıl senedle kaydedilmiş, “Bir Hint kitabında okudum ki…” şeklinde iktibaslara yer verilmiştir. Eserde başta İbnü’l- Mukaffa’nın kitapları olmak üzere Asmaî, Medâinî, Câhız, Ebû Hâtim es-Sicistânî gibi âlimlerin eserleriyle adı geçen yabancı kültürlere ait bazı kaynaklardan faydalanılmıştır. Bölümlerin içeriği şöylece özetlenebilir: 1. Kitabü’s-Sultân: Hükümdarlarda aranan özellikler, maiyetlerinde bulunanların uymaları gereken âdâb; vali, kadı, hâcib, kâtip seçimi ve tayininde dikkat edilecek hususlar vb. konulara dair haber, şiir ve fıkralardan bahseden bölümdür. 2. Kitâbü’l-Harb ve’l-Fürûsiyye: Savaş âdâbı ve taktikleri, silahlar, ordu, asker ve gazilerle sefere gidenlere emir ve tavsiyeler, yiğitlere ve korkaklara dair haber, şiir ve fıkralardan bahseden bölümdür. 16 3. Kitâbü’s-Sü’düd: Seyyidlik alâmetleri, eşraf ve seyyidlerde aranan faziletlerle onlarda bulunmaması gereken kötü huylar, onlarla aynı mecliste bulunma, elbise, güzel koku, mizah vb. konulara dair haber, şiir ve fıkralardan bahseden bölümdür. 4. Kitâbü’t-Tabâi‘ ve’l-Ahlaki’l Mezmûme: Haset, gıybet, koğuculuk, yalancılık, cimrilik, ahmaklık gibi huylarla hayvanların tabiatına dair haber, şiir ve fıkralardan bahseden bölümdür. 5. Kitâbü’l-‘İlm ve’l-Beyân: İlim, âlimler, öğrenciler, kitaplar, ezberleme, Kur’an ve din üzerinde konuşma, eğitimcilerin öğütleri, beyân, belâgat, konuşma ve cevapta letâfet ve hüsn-i ta’lil, hutbe, makâme vb. hususlara dair haber, şiir ve fıkralardan bahseden bölümdür. 6. Kitabü’z-Zühd: Zâhidlerin özellikleri, zühde dair sözleri, dua, münâcât, ağlama, zikr-i dünyâ, teheccüd, ölüm, yaşlılık, sabır, yakîn, şükür, tutumluluk, kanaat, rıza, zâhidlerin halife ve hükümdarlar nezdindeki mevkîleri, öğütleri gibi konularda haber, şiir ve fıkralardan bahseden bölümdür. 7. Kitâbü’l-İhvân: Dost kazanmaya teşvik, dost seçimi, dostun dosta karşı görevleri, dostlar arasında sevgi, ziyaretler, kucaklaşma, tokalaşma, veda, hediyeleşme, kutlama, hasta ziyareti, tâziye, kötü dostlar, akraba ve çocuklar, özür beyanı, serzeniş, dostlar arasında öfke, düşmanlık gibi konularda haber, şiir ve fıkralardan bahseden bölümdür. 8. Kitâbü’l-Havâ’ic: İhtiyacın gizlenmesi, sabır, gayret, hediye, rüşvet, ihtiyacı güzel sözle açıklama, ihtiyaç arzında güvenilen kimseler, ihtiyacı karşılamayı reddetme, ihtiyaç karşılamaya teşvik, söz verme, sözünü tutma ve iffetli olmaya dair haber, şiir ve fıkralardan bahseden bölümdür. 9. Kitâbü’t-Ta‘âm: Yemek çeşitleri, sofra âdâbı, oburluk, açlık, yemek daveti, yemek vermede cimriler, beden sağlığı, sağlığa yararlı gıda, perhiz ve ilaçlar, yemeklerin yarar ve zararları, Arap ve Acem tıbbı gibi konularla ilgili haber, şiir ve fıkralardan bahseden bölümdür. 10. Kitâbü’n-Nisâ‘: Kadınların yaratılışları ve ahlâkları, güzellik-çirkinlik, evlenmede tercih edilmesi gereken kadınlar, kız isteme ve evlilik âdâbı, kadınlarla muâşeret siyaseti, cinsel hayat ve doğum gibi konularda haber, şiir ve fıkralardan bahseden bölümdür. Uyûnü’l-Ahbâr dil, edebiyat, tarih, âdet, gelenek vb. bakımından daha sonra yazılmış çeşitli eserlerin, özellikle edep ve muhâdarâta dâir kitapların başlıca 17 kaynaklarından biridir. Endülüslü İbn Abdirabbih el-‘İkdü’l-Ferîd’inde ana ve alt bölümlerle içerik bakımından Uyûnü’l-Ahbâr’ı aynen taklit etmiş, bölümler altına bazı ilavelerle eserini oluşturmuştur. Uyûnü’l-Ahbâr, Ebu’l-Ferec el-İsfahânî’nin el-Egânî’si, Müberred’in el-Kâmil’i, Ebû Hayyân et-Tevhidî’nin el- Beşâ’ir ve’z-Zehâ’ir’i, İzzeddin İbnü’l-Esîr’in el-Kâmil’i gibi önemli eserlerin temel kaynaklarındandır. Köprülü Kütüphanesi’nde ve Petersburg’da yazma nüshaları bulunan eserin ilk dört bölümünü Carl Brockelmann hazırlamış ve bölümler halinde yayımlanmıştır.62 62 Durmuş, İsmail, a.g.mad., s.s. 246-247 18 II. BÖLÜM UYÛNÜ’L-AHBAR’DAKİ HADİSLERİN TAHRİÇ VE TENKÎDİ A.KİTÂBÜ’S-SULTÂN Hükümdarlarda aranan özellikler, maiyetlerinde bulunanların uymaları gereken âdâb; vali, kadı, hâcib, kâtip seçimi ve tayininde dikkat edilecek hususlar vb. konulara dair haber, şiir ve fıkraları anlatan bölümdür. ى א א أ ذئ א אل אش א א (- 1 ة و ن כ אرة ن א ”: ل א א و אل ر אل: ة أ א “ ئ א א א و م א א “Muhakkak ki sizler imarete (yüksek idare mevki' ve makamlarına) çok hırslı oluyorsunuz. Hâlbuki imaret (kötü idareciler için) kıyamet gününde hüsran ve nedamet olacaktır. O yüksek mevki' ne güzel sütanadır (emmekle doyulmaz), fakat ondan ayrılmak da memeden fena bir ayrılıştır (ki, hüznü çekilmez).”63 İbn Kuteybe’nin bu rivâyeti Buhârî’de olan rivayetle İbn Ebî Zi’b’de birleşmektedir fakat İbn Kuteybe’nin İbn Ebî Zi’b’ten rivâyeti mümkün değildir. İbn Ebî Zi’b 157 yılında vefat etmiştir. İbn Kuteybe ise 213 yılında doğmuştur. Hadisin Buhârî ve Müslim’deki rivâyetleri sahih olsa da bu rivâyetinin senedinde inkıta’ vardır. אء כ א אل אروردى א א א אل אدى אد א א ز (–2 ء :” א אل א א و אرة. ء א ئ א : אل א אر أن ر א“ א و א אرة أ א 63C. I, s.1; Buhârî , Câmiu’s-Sahîh, Ahkâm, 7, C. VI, 5.b., Dâru İbn Kesîr, Beyrut, 1993; Tirmizî, Camîu’s- Sahîh, C.V, Mektebet’üd-Delviye, y.y., ts., Buyu’, 39; Kaza, 56; Ahmed b. Hanbel, Müsned, C.XX, 3.b., Dâru’l-Meârif, Kahire, 1949, 6/448 19 Bir adam Nebî (s.a.)’in yanında: “Emirlik ne kötü şeydir.” dedi. Nebî (s.a.) de şöyle buyurdu: “Hak ederek ve meşru bir şekilde elde eden için emirlik ne güzel şeydir.”64 Heysemî (ö. 807/1405) hadisin devamını da vermiştir. Heysemî ve Ali el-Müttakî (ö. 975/1567) hadisin sahih olduğunu belirtmektedir. Ayrıca Heysemî ricâlinin sika olduğunu belirtmiştir. Bu hadiste İbn Kuteybe hadisi tâbiinden rivayet etmiş olsa da, Heysemî ve Ali el-Müttakî Zeyd b. Sâbit’ten nakletmişlerdir. Onların verdiği râvî zincirinde inkıta’ yoktur. אل א א أ א א أ אل א א אل אئ م א 3-) ز أ אل: א؟“ אل:” א כ א و ى ذ אت כ א אل: ة أ כ أة“ وא أ א א م أ אل: ” رאن א Kisra öldüğünde Nebî (s.a.)’e bu haber verildi. “Yerine kimi getirdiler?” diye sordu. Kızı Bûran’ı cevabını verdiler. Bunun üzerine: “İşlerini kadına havale eden kavim asla iflah olmaz.” buyurdu.65 Tayalisî (ö. 204/819) bu hadisin sahih olduğunu ifade etmiştir. ر א א אل א و א (-4 אء א א א א :”إن ل א א و אل ر אل: אن א אن “ ون א رض א א א ئכ و א “Şüphesiz ki Allah’ın koruyucuları vardır. O’nun gökyüzündeki koruyucuları melekler, yeryüzünde ki koruyucuları ise divanını tutanlardır.” Bu rivayet sahih ya da zayıf hiçbir hadis kitabında bulunamamıştır. Ayrıca rivâyette geçen אن kelimesi Resulullah döneminde kullanılan bir kelime değildir. İslam א 64 C.I, s.1.; Heysemî, Mecmeu’z-Zevâîd, 3.b., Dâr’ul-Kütüb’il-Arabî, Beyrut, 1982,V, 200; Ali el-Müttakî, Kenzu’l-Ummâl fî Süneni’l-Akvâl ve’l-Ef’al, Müessesetü’r-Risâle, Beyrut, 1979, VI, 39 65 C.I, s.1; İbn Hibban, Sahîh, 3.b., Müessesetü’r-Risâle, Beyrut, 1972, X, 376; Tayâlisî, Müsned, Dâru’l- Hicre, y.y., 1999,II, 205; İbn Ebî Şeybe, Musannef, Mektebetü’r-Rüşd, Riyad,2004, XIV, 247; Ali el- Müttakî, a.g.e., VI, 31 20 dünyasında ilk defa Hz. Ömer’in (r.a.) fey gelirlerini dağıtmak için kurduğu divan teşkilatıyla birlikte yaygın şekilde kullanılmaya başlanmıştır.66 אس :”أ و أ و أ א ل א א و אل ر (-5 ة “ א أن א א ة כ כ א א أ و “Sen benim amcamsın, babamın kardeşisin. Ve kim Abbas’a buğz ederse, bana buğz etmiştir. Benim peygamberliğim son peygamberlik olduğu gibi, senin hicretin de son hicrettir.”67 Bu hadis mevcut olduğu hiçbir kaynakta Hz. Abbas’la ilgili değildir. Mîzânü’l- İ’tidâl’de Hz. Ömer’le ilgili68; Târîhu Dimeşk’te Hz. Ömer, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyinle ilgili69olarak “Kim O’na buğz ederse, bana buğz etmiştir” kısmı yer almaktadır. Hicretle ilgili kısım ve ilk cümle ise bu kaynaklarda bulunmamaktadır. אل:”כאن א א אم א אد ز א אل אدى 6-) א ء “ א أة و א “Nebî (s.a.) kadınlarla bile istişare eder, hatta kadın bir şeye işaret ederse onu tercih ederdi.”70 Tâbiî Hasan-ı Basrî’den rivâyet edilen bu mürsel hadis herhangi bir kaynakta bulunamamıştır. אل أوس א א א א אل 7-) أ א אئ א א :”א ل א א و אل ر אل: ة ة أ د“ אن כ ذى אن כ א “İhtiyaçlar için gizli bir şekilde yardım isteyin. Şüphesiz ki her nimet sahibi kıskanılır.”71 66 C.I, s.2; Abdülaziz ed-Dûrî, “Divan”, DİA, İst., 1994, IX, s.378 67 C.II, s.6 68 Zehebî, Mîzânu’l-Î’tidâl, I, 86 69İbn Asâkîr, Târîhu Dımeşk,1.b., Dâru’l-Fikr, Beyrut, 1997, XIV, 23, 152 70 C.I, s.27 21 Ukaylî (ö. 322/934) hadisin mütâbiinin olmadığını söyler. Münâvî (ö. 1022/1613) ise hadisin zayıf ve munkatı‘ olduğunu, İbnu’l-Cevzî mevzû olduğunu belirtir. אق رא و أ א א א (-8 אل و א و א أن א אط א :” أ و א א و אر“ א “Malın çok artması, kalemin açığa çıkması ve tüccarların ifşa olması kıyamet alâmetlerindendir.”72 Bu hadisin Hâkim’in Müstedrek’inde yer alan rivâyetinde73 kelimesi yerine א kelimesi bu rivayete anlam olarak daha א kelimesi kullanılmıştır. Kanaatimizce א uygundur. Hâkim bu hadisin senedinin; tahric etmemelerine rağmen Buhâri ve Müslim’in şartlarına göre sahih olduğunu belirtmiştir. Zehebî de Telhîs’inde Hâkim’in bu yorumuna katılmaktadır.74 אن א א א أ א أ א إ (-9 ل א و و אل د ر א زאدאن أم ز “ כ أذכ אل:” א أذ אئ “Zeyd b. Sâbit dedi ki: Rasulullah (s.a.)’in yanına girdim. O bazı ihtiyaçlarını yazdırıyordu ve: “Kalemi devamlı yanında (kulağında) taşı. Şüphesiz o, kişiye yazacağı şeyi en iyi hatırlatandır.” buyurdu.75 71C.I, s.38; Kudâî, Müsnedü’ş-Şihâb, C.II, 2.b., Müessesetü’r-Risâle, Beyrut, 1986, I, 412; Ukaylî, ed- Duafâu’l-Kebîr, Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut, 1984, III, 259; İbnu’l-Cevzî, Kitâbü’l-Mevzûât, Mektebetü’t-Tedmûriyye, Riyad, 1997, II, 503-504; Zehebî, a.g.e., II, 141, Münâvî, Feyzu’l-Kadîr, Dâru’l- Ma’rife, Beyrut, 1972, I, 493 72 C.I, s.42 73 Hâkim, el-Müstedrek ale’s-Sahîhayn, Mektebetü Matbûâti’l-İsmâliyye, Beyrut, ts., II, 9 74İbnü’l-Mulakkin, Muhtasaru İstidrâki’l- Hâfız ez-Zehebî ala Müstedreki Ebî Abdillah Hâkim en- Nisâburî, C.VII, Dâru’l-Asıme, Riyad, 1990,II, s. 9 75C.I, s.42; Tirmizî, İsti’zân, 21; İbn Adiyy, el-Kâmil fî Duafâi’r-Ricâl, Dâru’l-Fikr, Beyrut, 1988,V, 134 22 Tirmizî bu hadisin garîb olduğunu ve isnâdının zayıf olduğunu söyler. İbn Adiyy ise hadisi Anbese b. Abdirrahman’dan rivayet etmiş ve bu râvînin münkeru’l-hadis olduğunu belirtmiştir. אء אل ر כ ر أ א כ א א 10-) أ א כ א אل:” אכ! ؟ א אل: כ أ אم א א א و א א “ כ א أ Muhammed b. Mündekir dedi ki: “Zübeyr b. Avvâm Nebî (s.a.)’e geldi ve: “Allah beni sana feda etsin. Nasıl sabahladın? dedi. Bunun üzerine Allah Elçisi de (Peygamberimiz) : “Bedeviliğini hala terk etmemişsin.” buyurdu.76 Ali el-Müttakî’nin yaptığı açıklamaya göre hadis mürseldir. Ali el-Müttakî hadisin râvîsini Hasan olarak vermiştir ve Hasan’ın mürsellerinden olduğunu belirtmiştir. אل א א أ אل א و אل ة א (-11 ل א א و אذא א אل :” ر ة כ أ ث אرث א א أذرع “ ق أ אس א א “Rasulullah (s.a.) insanlar (tarla ve bahçelerdeki geçiş) yolları hakkında ihtilafa düştüklerinde, yolların yedi zira‘ (genişliğinde) olmasına hükmetti.”77 Tirmizî hadisin sahih olduğunu, İbn-i Hibban da Müslim’in şartına göre hadisin sahih olduğunu söylemektedir. כ א אل א و إ (-12 “ م ر אل: ”כ א א ه אرى أ א “Nebi (s.a.) töhmet altındaki bir adama kefil oldu.”78 76C.I, s.44; Ali el-Müttakî, a.g.e., III, 888 77C.I, s. 72; Tirmizî, Ahkâm,13; Ebû Dâvud, Sünen, C.V, 1.b., Dâru İbn-i Hazm, Beyrut, 1967,Akdiye, 23; Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübrâ, Dâru’l-Ma’rife, Beyrut, h.1344, VI, 155; İbn-i Hibban, a.g.e., XI, 456 78 C.I, s.72; Bezzar, Müsned, II, 413, Ukaylî, a.g.e., I, 138 23 Bezzar da, Ukaylî de bu hadisi Ebu Hureyre’den rivayet etmektedir. Ukaylî bu hadiste ve râvîlerde bir be’s olmadığını ama hadisin mütâbiinin bulunmadığını belirtmiştir. ة: אل أ אل ه כ أ א אل א א إ 13-) א أ“ א א א ” א א و א “Ebu Hureyre dedi ki: “Nebi (s.a.) zanlıyı suçsuz olduğu sâbit olana dek kısa bir süre hapsetti.”79 Tirmizî bu hadisin hasen olduğunu belirtmektedir. ّ ل א : " أّن ر אزم א ّ א אل: ّ (-14 אب. : ذو ر א אل ر אب " و : ر אل ً ر “Hz. Peygamber kemençeci diye bilinen bir adamı dağda çarmıha gerdi. Bana Medine’den bir adam dedi ki: O, kemençe sahibiydi.”80 Rivayet herhangi bir hadis kaynağında bulunmamaktadır. Hadis Hasan-ı Basrî’den rivayet edilmiştir. Mürseldir. Ayrıca İslam’da çarmıha gererek idam cezası olduğuna dair dinde herhangi bir delil de yoktur. כ أ ب אن 15-) أ א אل . ل א א ر אل: إ ز כ א א و א א אل: ”أ אس א “ א ر א כאن א ث، א אد . , ز אل: ت. כ أو أو “Mâiz b.Mâlik Nebi (s.a.)’e geldi ve: “Zina ettim ya Resulallah”dedi. Resulullah (s.a.): “Belki el sürdün veya dokundun yahut temas ettin”buyurdu. Adam: Hayır, bilakis zina ettim (diye ısrar etti) . Bu konuşma üç kere daha tekrar etti. Resulullah dördüncüde adamı recm ettirdi.”81 Hadis Şeyhayn’ın ittifak ettiği hadislerdendir. Sahihtir. 79 C.I, s.72; Tirmîzî, Diyât,20; Ebû Dâvud, Akdiye, 29; Nesâî,es-Sünenü’l-Kübrâ, C.XII, 1.b., Müessesetü’r-Risâle, Beyrut, 2001,Sârik,2 80 C.I, s.72 81C.I, s.72; Buhârî, Ahkâm,19; Müslim, Hudûd,23,16; Ebû Dâvud, Hudûd,23; İbn-i Mâce,Sünen, C.II, Mektebetü’t-Terbiyetü’l-Arabî, Beyrut, 1986,Hudud,9; Dârimî, Sünen, C.IV, 1.b., Daru İbn Hazm, Beyrut, 1974, Hudud,17; Ahmed b. Hanbel, VI/450,453; V/ 99,217,237,248 24 و ل א م א א و כ א ع:” 16-) א א ( א إ : (رب א א א כ כ ، أ א כ א א “ א أ א : א و “Yusuf (a.s.) Allah (c.c.)’a hapiste uzun süre kaldığından şikâyet etti. Allah Ey Yusuf seni kim hapsetti? “Rabbim hapis, bunların beni davet ettiği şeyden daha sevimlidir.” diyerek sen kendini hapsettin diye vahyetti. Eğer “Afiyet benim için daha hoştur.” deseydin affedilirdin.”82 Senedi verilmeyen bu hadis herhangi bir kaynakta bulunmamaktadır. B.KİTABU’L-HARB VE’L-FÜRÛSİYYE Savaş âdâbı ve taktikleri, silahlar, atıcılık, binicilik ordu, asker ve gazilerle sefere gidenlere emir ve tavsiyeler, yiğitlere ve korkaklara dair haber, şiir ve fıkraları anlatan bölümdür. אو א א אل אل أ א א (-17 ل א א אل ر אل، وزא أ כ אم و א אق و و א إ אئכ ، وإذא א א و כ א א אכ כ و أن و אء א א ” : و א و א א و ر و א:א أ ر א، رض כ א ن ن و ن و “ روא و כ אذא כ א “Düşmanla karşılaşmayı temenni etmeyin, belki onunla imtihan olursunuz. Bunun yerine “Allah’ım bize yeterli ol, bizi onların kötülüklerinden koru” deyin. (Düşmanlarınız) Size geldiklerinde sizi tanırlar, sizi zorlarlar ve (sizi korkutmak için) bağırırlar. (Siz korkmayın) Yere yapışın (siper alın). Sonra “Allah’ım sen bizim ve onların rabbisin, bizim ve onların canı senin elindedir” deyin. Eğer size saldırırlarsa yüzlerine karşı vuruşun.”83 82 C.I, s. 79 83 C.I, s.107 25 Beyhâkî, bu hadisin zayıf olduğunu belirtmektedir.84 Ayrıca İbn Kuteybe’nin hadisi rivayet ettiği Yahya b. Ebî Kesîr sahabî değildir, tebeu’t-tâbiîndendir. Hadis mu’dal’dır. ل א א ر א א أن ر אل: أ 18-)و א כ و אص: ”إذא و א אر أو אل א و م “ אن א א א “Rasulullah (s.a.), Zeyd b. Hârise’ye veya Amr b. el-As’a dedi ki: “Seni seriyyeye gönderdiğimde onların kim olduğuna bakma. Şüphesiz Allah kavmin zayıfları sebebiyle yardım eder.”85 Münâvî bu hadisin isnadının zayıf olduğunu ama şahidlerinin bulunduğunu belirtmektedir. Zaten İbn Kuteybe rivayet ettiği kişinin adını vermemiş “ ر א .Medîne ehlinden bir adam) diyerek rivayet ettiği şahsı mechul bırakmıştır) ”א Dolayısıyla hadisin senedi munkatı’dır. ى א א ) א א אد כ ( 19-) و אئ و א أر א אب أر و א : ” א ل א א و אل ر אل، אس א “ א إذא א כ ن א أ م א ف و ش أر آ א “Arkadaşın hayırlısı dört, seriyyenin hayırlısı dört yüz, orduların hayırlısı dört bin kişiden oluşandır. Ortak hareket ettiklerinde on iki bin kişilik bir topluluğa kimse galip gelemez.”86 Beyhakî bu hadiste teferrüd edildiğini ve senedinin munkatı‘ olduğunu söyler. Bu hadisin Uyûnü’l-Ahbâr dışındaki kaynaklardaki senedlerinde sened Zührî’de kesilmektedir. Senette Zührî’den sonraki kısmı veren sadece İbn Kuteybe’dir. 84 Beyhakî, Daavâtü’l-Kebîr, Merkezu’l Mahtûtât ve’t-Turâs ve’l-Vesâîk, Kuveyt, 1989, II, 195 85 C.I, s.109; Suyûtî, Câmiu’l-Ehâdîs, yay.y., yy.,ts., I, 231; Ali el-Müttakî, a.g.e., IV, 357; Münâvî, a.g.e., I, 311 86C.I, s.111; Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübrâ,, IX, 156; Ebû Ya‘lâ, Müsned, Dâru’l-Ma’rife, Beyrut, 1998, V, 103, Heysemî, a.g.e., V, 258, İbn Adiyy, a.g.e., II, 427 26 אق א אرون إ א אل אل (-20 م ل א א و أن رא אم إ ر אل: כאن أ א ى כ א أ א م א א ل א א و أن א ، و כאن أ ر “Rasulullah (s.a.), savaşa çıkmak için en çok perşembe gününü tercih ederdi. Aynı şekilde yolculuğa çıkmak için de perşembe gününü tercih ederdi.”87 Elbânî bu hadisin isnadının çok zayıf olduğunu ama buna benzer hadisler bulunduğunu belirtmiştir. İbn Kuteybe hadisi Zührî’den mürsel olarak kaydetmiş olsa da, diğer kaynaklarda Ümmü Seleme’den merfû olarak rivâyet edilmiştir. ن אق א و أ إ אو 21-) و כאن ل א א و : إ ر א אل ن אن א أن א א אح و د ة و א אر إذא زא א و א א إذא أول א أ ن א Nu’man b. Mukrin arkadaşlarına dedi ki: “Ben Resulullah (s.a.) ile beraber düşmanla karşılaştım. Düşmanla karşılaşmanın en istenileni, sabah vakti karşılaşılmamışsa, güneş batıya dönüp, namaz kılınıp, esinti başladığında ve Müslümanlar dualarını yaptıklarında yapılan karşılaşmadır.”88 Bu hadis herhangi bir kaynakta bulunamamıştır. אل:כאن א א و אء אو أ ر א אل: (-22 ل:” א “ ” : ء و כא א ت א ل אذא א א אכ א כ אכ و א א א א א א ة א ل و א א “ ل א א אرכ א א כ א و أ כ أ وא إ س א כ 87C.I, s.122; Muhammed Nâsuriddîn Elbânî, Silsiletü Ehâdîsi’s-Sahîha, Dâru Kütübi’l-İslamî, Beyrut, 1983, V, 162; Cürcânî, a.g.e., III,6-7 88 C.I, s.122 27 “Nebi (s.a.) bela şiddetlendiğinde şöyle derdi: “Seni sıkar, sonra ferahlatır.” Sonra ellerini kaldırır ve : “Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla. Yüce Allah’tan başka güç ve kuvvet sahibi yoktur. Allah’ım yalnız sana ibadet eder, yalnız senden yardım isteriz. Allah’ım küfredenlerin kötülüğünden bizi koru. Şüphesiz sen azabı ve cezası en şiddetli olansın.” diye dua ederdi. Mübarek ellerini Allah zafer nasip edene kadar indirmezdi.”89 Bu hadis herhangi bir kaynakta bulunamamıştır. İbn Kuteybe’nin hadisin râvîsi olarak belirttiği Ebû Reca sahabîdendir.90 Hadis mürsel değildir. א أ אق אو أ א 23-) و ور أن ج א א אل א أ أو א ، א א و כאن כא אم א א و א א א א א א و أ א أن א وא وא א وא א אذא ، א א א א و وא אء א א אل: ” אس א ف“ ل א Abdullah b. Ebî Evfâ harûrîlere karşı (savaşa) çıktığında şöyle dedi: Nebî (s.a.) düşmanla karşılaştığında güneş batmaya meyledene kadar bekler ve o insanlara şöyle buyururdu: “Düşmanla karşılaşmayı temennî etmeyin, Allah’tan afiyet isteyin. Onlarla karşılaştığınızda sabit durun ve sabredin, bilin ki cennet kılıçların gölgesi altındadır.”91 Buhârî’de hadisin sadece ilk kısmı; Müslim’de ise tamamı bulunmaktadır. Hadis sahihtir. אئ א אن א א אل (-24 م أ אن - أن א א و כאن در אء א א إن - “Uhud Savaşı’nda Nebî (s.a.)’in üzerinde iki zırh vardı.”92 Tirmizî bu hadisin hasen garib olduğunu belirtir. 89 C.I, s.123 90İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-Gâbe fî Marifeti’s-Sahabe, Dâru’ş-Şa’b, Kahire, 1970, VI, 108 91 C.I, s. 123; Buhârî, Cihad, 116, 156; Temennâ,8; Müslim, Cihad, 19-20; Ebû Dâvud, Cihad, 89; Dârimî, Sünen, Daru İbn-i Hazm, Beyrut,1974, Seyr, 6; Ahmed b. Hanbel, 6/ 400,533 92 C.I, s.128; Tirmizî, Cihad, 17; Bezzâr, a.g.e., III, 188 28 אن א אش א כ א א א א א א (-25 ون :” א ل א א و אل ر אل، א أ א“ א و أ و כ أم و ن ون א أ و “Düşmanlarından korunmak için ümmetimden gaza edip ücret alanların durumu, oğlunu emzirip ücretini alan Musa’nın annesine benzer.”93 Münâvî bu hadisin münker olduğunu belirtmiştir. אل אل، ظ אء ع א 26-)و א א כ و כ أ כ א כ إن א إ :” أ א ل א א و א ر כ“ أ أن “Kavminden olmayanla arkadaşlık edersen ahlâkı senden daha güzel ve sana tâbî olmaya daha layık olsun.”94 Bu hadis herhangi bir kaynakta bulunamamıştır. Ayrıca İbn Kuteybe’nin hadisin râvîsi olarak belirttiği Mahfuz b. Alkame tâbiîndendir. Hadis mürseldir. אل أ אد ة و ر (-27 ق إذא אن א ، أ א ”: אل א א و אل، ر א م א رض ره و א روא א א .” و כ א א א א א כ أن א א رכ א إن ر א א و ن“ א כ א א א و אت אوאت א و א א “ ر ر “Ey Ali! Ümmetimin gemiye bindiğinde batmaya karşı garantisi Melil ve Rahman olan Allah’ın adıyla şöyle demeleridir: “Yüzmesi de, durması da Allah’ın adıyla olsun. 93 C.I, s.134; İbn-i Ebî Şeybe, Musannef, VII, 64; Suyûtî, Câmiu’s-Sağir, trc. İsmail Mutlu, Şaban Döğen, Yeni Asya Neşriyat, İst. 1996, III, 438; Münâvî, a.g.e., V, 511 94 C.I, s. 136 29 Şüphesiz ki, Rabbim çok bağışlayıcı ve çok merhamet edicidir.”95“Onlar Allah’ın kudret ve azâmetini hakkıyla bilemediler. Hâlbuki kıyâmet gününde yeryüzü bütünüyle O’nun tasarrufundadır; gökler de O’nun kudretiyle dürülmüştür. O bütün noksanlardan münezzeh ve onların ortak koştukları şeylerden yücedir.96”97 Münâvî hadisin zayıf olduğunu söylemektedir. ه אل ل א א و אن أن ر وزא 28-) و א אئ א و رא، א أ أ و א כ ئא ى و أכ :” א א א א ى رض، א ن א א א א אم و אכ א و א אت א א و ، א ، و أ א כ ، و אرכ א رز ، و א و أ “ כ رب א و أ ر ، א כ رب ، و إ و Hz. Peygamber hicret ederken yolculuk için şöyle dua etmiştir: “Ben anılmaya değer bir şey değilken beni yaratan Allah’a hamd olsun. Allah’ım dünyaya meyletmekten, zamanın kötülüklerinden, gece ve gündüz olan musibetlerden sana sığınırım. Zalimlerin yeryüzünde yaptıkları kötülüklerde bana kâfi ol. Allah’ım seferimde sahibim ol, arkamda bıraktığım ehlime afiyet ver. Beni rızıklandırdığın şeyi bana mübarek kıl. Nefsim senin elinde, onu bana itaat ettir. Sâlihlerin gözünde beni yücelt, ahlâkımı düzelt. Sen benim Rabbimsin, konuştuklarımı bana sevdir. Zayıfların Rabbi. Sen benim Rabbimsin.”98 Bu hadis hiçbir kaynakta bulunamamıştır. Ayrıca İbn Kuteybe’nin hadisin râvîsi olarak belirttiği Hasan b. Atıyye sahabî değildir, etbâu’t-tabiîndendir. Hadis mu’daldır. אل כאن א א א אق אو א א א 29-)و أ ر אء א و כآ א و א כ و ذ ل:” א إ أ א א و אذא “ א א ن رض و א א ه ”א א “و زאد ء א א م و ة א ر و د כ א 95 Hud Suresi, 41 96 Zümer Suresi, 67 97C.I, s.137; Suyûtî, a.g.e., I, 438; Münâvî, a.g.e., II, 186 98 C.I, s.137 30 Nebi (s.a.) sefere çıktığında şöyle derdi:“ Allah’ım seferin ve geri dönmenin zorluğundan, yolculuktan sonra helakinden, mazlumun duasından ve ailede olabilecek kötülüklerden sana sığınırım.” Başka bir râvî şu duayı da ilave etti: “Allah’ım yeryüzünü bize dür ve seferi bize kolay kıl.”99 Tirmizî bu hadisin hasen sahih olduğunu söylemiştir. Hadisi rivayet eden Abdullah b. Sercis, Benî Mahzun kabîlesinden bir sahabîdir.100Hadisin senedinde inkıta’ yoktur. כ א “ א و : ” و 30-) و א “Çok acele etme kesilirsin. Çok yavaş da davranma geri kalırsın. Orta yollu hareket et ki menziline ulaşabilesin.”101 Bu rivâyet hiçbir hadis kaynağında bulunamamıştır. “ א أ א و : ”إن א أر 31-) و آ “Bineğini yoran insan, ne yol alabilir, ne de bir binek bırakır.”102 Bu rivâyetin tamamı 93. Hadiste yer almaktadır ve rivâyetin başında “ إن هذا الدين kısmı bulunmaktadır. Es-Sünenü’l-Kübrâ’da ve Kenzu’l-Ummâl’de de ”متين فأوغل فيه برفق hadisin tamamı bulunmaktadır. Beyhakî ayrıca bu hadisin birkaç ayrı râvî silsilesini verir ve mürsel olduğunu belirtir. Münâvî ise hadisin mevsul, mürsel, merfû ve mevkuf ve muzdarib olduğunu belirtmektedir. א و כאب أ א א כ :”إذא כ א ل א א و אل ر (-32 א و أذא ى رض א א כ א و א ب אزل و إذא כ א وא א אت אع و א وى א א א א אز ق و אد א א ذאن و א אدوא ن כ א “ א א אئ א א א و 99 C.I, s.138; Müslim, Hac, 425-427; Tirmizî, Dua, 41; Ebû Dâvud, Cihad,72; Nesâî, İstiâze, 41-43; İbn Mâce, Dua, 20; Ahmed b. Hanbel, 5/ 82,83; 2/105,401,433; Dârimî, İsti’zân, 42; Mâlik, İsti’zan, 34 100 İbnu’l-Esîr, a.g.e., III, 256 101 C.I, s.138 102 C.I, s.138; Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübrâ, III, 18; Ali el-Müttakî, a.g.e., III, 32 31 “Verimli bir zamanda olursanız binek hayvanlarını (otlamaları için) serbest bırakın ve evlere saldırmayın. Kurak bir zamanda olursanız emniyetinizi sağlayın, geceleyin seyahat edin, gece yol almak daha kolaydır. Şayet cinler size musallat olursa ezan okuyun. Yolların orta yerlerinde namaza durmayın ve oralarda konaklamayın. Çünkü oralar yırtıcı hayvanların ve yılanların sığınma yeridir. Oralarda tuvalet ihtiyacınızı da gidermeyin. Çünkü oralar lanetlenmiştir.”103 Kaynaklarda hadisin sıhhatine dair herhangi bir bilgi yoktur. א כאن و أ ر م א د: כ אل א ع 33-) و א א ل א אرכ و א ر : א א כאن إذא دאرت ، ل א א و و ز ر א“ כ א א א أ ى و א א א أ ل: ” כ. “İbn-i Mesud dedi ki: Biz bedir günü bir deveye üç kişi biniyorduk. Ali, Ebu Lubâbe ve dostum Resulullah (s.a.)(üçü bir deveye sırayla biniyordu). Sıra ikisine geldiğinde dediler ki: Ya Rasulallah sen bin ve git. Rasulullah (s.a.) dedi ki: “Siz ikiniz benden daha kuvvetli değilsiniz ve ben de sevap bakımından sizden daha zengin değilim.”104 İbn-i Hibban’a göre hadis sahihtir. İbn Hibban’da hadisin senedi şu şekildedir: א אل ، א أ א אل: أ ، א אق إ א إ אل: زدى، א א א ” أ “ ، زر א א ، אد ئ אن א א א ل א أ א ر א: א وه و א א א و (-34 א م א ء א، א ة א א א ر א כ אل: ”ذאכ ر א אر“ د إ א אء אء א Nebî (s.a.)’e geldiler ve haber verdiler. Dediler ki: Ya Rasulallah! İmrai’l- Kays’ın şiirinden bize iki beyit söyle. (O) buyurdu ki: “Dünyada şerefli ve meşhur olarak anılan bu 103 C.I, s.140; Ali el-Müttakî, a.g.e., VI, 707 104 C.I, s.141; İbn-i Hibban, Sahîh, XJ, 35; Ali el-Müttakî, a.g.e., X, 376 32 adam ahirette unutulmuş ve önemsizdir. Kıyamet günü şairlerin sancağını ona verirler. O da şairleri cehenneme götürür.”105 Kaynaklarda hadisin sıhhatine dair bir bilgi yoktur. ر“ ى ”א ل” و ة א ق א ع:“ أ 35-) و א א Uğursuzluğun (doğru bir yönü varsa) en doğrusu hayra yormaktır. Uğursuzluk kadere bağlıdır.106 Abdurrezzak hadisi iki ayrı isnadla vermektedir. Hadis sahihtir. אدة أ אل א 36-) א ل א ث أن ر ة א : إن أ א א אئ ر א ج أن ر د אن א ل ى أ ب، و א :כ א א אرت א אر و א أة و א ة א א א אل: א א و ن א :”כאن أ א ل א א و א ر ث ، א אن أ א א رض و أ إ אب א א أ أت:” أة“ אر و א א و א ة א إن א א“ أ אب أن כ İki adam Hz. Aişe (r.anha)’ya geldi ve dediler ki: Ebû Hureyre Rasulullah’tan şöyle bir hadis rivayet ediyor: Uğursuzluk hayvan, ev ve kadındadır. Hz. Aişe’nin O’na olan şefkati gitti ve dedi ki: Yalan söyledi. Ebu’l-Kâsım’a Kur’an’ı indirene yemin olsun ki Rasulullah (s.a.) şöyle buyurdu: “Cahiliye ehli uğursuzluğun hayvan, ev ve kadında olduğunu söylerdi. Sonra (şu ayeti) okudu: “Yeryüzünde ve kendi nefslerinizde, sizlere isâbet eden bir musîbet yoktur ki, onu yaratmamızdan önce kitapta yazılmış olmasın.107”108 Hâkim bu hadisin isnâdının sahih olduğunu belirtir. Zehebî de Hâkim’in bu görüşüne katılmaktadır.109 105 C.I, s.144; Ali el-Müttakî, a.g.e., XJV, 39 106 C.I, s.146; San’ânî, Ebû Bekir Abdurrezzak, Musannef, 1.b., Mektebetü’l-İslâmiyye, Beyrut, 1970, X, 406; Suyûtî, Câmiu’l-Ehâdîs, IV, 467; Ali el-Müttakî, a.g.e., X, 116 107 Hadid Suresi, 22 108 C.I, s.s. 146-147; Hâkim, Müstedrek, II, 479 109 İbnü’l-Mulakkin, a.g.e., II, 521 33 אم א אل אر א א אل ى אن א 37-) أ د א :”אذא أ أ אدة أو أ أن א א و כ א إ “ ه א א א א Nebî (s.a.) eşlerine şöyle yazdı: “Bana bir ulak yolladığınızda yüzü ve ismi güzel olanı yollayın.”110 Heysemî bu hadisin râvî zincirindeki bir râvînin imamların cumhûru tarafından zayıf görüldüğünü, diğer râvîlerinin ise sîka olduğunu belirtmiştir. : א אل ، אت א אذא א א א ج א (-38 ة“ و وى و אل:” ل א א و אن: أن ر אل ه. ل: כ أ ئא و İbn Âmir Medine’ye yola çıktı, yolunda beş tane deve kuşu vardı. Arkadaşlarına dedi ki: Bunun hakkında bir şey söyleyin. Beşir b. Hassan dedi ki: Bana Resulullah (s.a.)’in şöyle buyurduğu ulaştı: “Sirâyet (bulaşma) ve uğursuzluk yoktur.”111Ve kim ondan bir şey biliyorsa söylesin, fakat ben şunu söylerim: Beş yıl fitne dönemidir. Bulunan bütün kaynaklarda bu hadisin devamı bulunmaktadır. Devamı şu şekildedir: א و و Baykuş ve safer (ayını uğursuz sayma) yoktur. Tirmizî bu hadisin hasen sahih olduğunu belirtir. אر א כ د אل 39-) أ א א אل: א א א א و אء ر אل: כ א א أ أ 110 C.I, s.148; Heysemî, a.g.e., VIII, 47; Ali el-Müttakî, a.g.e., VI, 45 111 C. I, s. 149; Buhârî, Buyu’,36; Tıb, 19-25, 43-45, 53-54; Müslim, Selam, 106-109, 111-114, 166; Ebû Dâvud, Tıb, 24; Tirmizî, Seyr, 46; Kader,9; İbn Mâce, Mukaddime, 10; Tıb, 43; Muvattâ, Ayn, 18, Ahmed b. Hanbel, 1/ 174,180,269,338,440; 6/ 64,153,222,267,328,397,430 34 א א א أ ى א א أ א א א א أ ت א و כ د א כ א دאرא א ل א إ ر “ א و ذ :”ذرو ل א א و אل ر א د א و “Bizden bir adam Nebî (s.a.)’e geldi ve dedi ki: Ya Rasulallah biz bir eve yerleştik ve sayımız çoğaldı, malımız çoğaldı sonra diğer bir eve göçtük oradada malımız ve sayımız azaldı. Rasulullah (s.a.) buyurdu ki: “O yurdu terk edin, çünkü o zemmedilmiştir.”112 Hattâbî bu hadisin sahih olduğunu ancak bu zamanda hükmünün geçersiz olabileceğini söyler. אر وة) א ة ( אن א אل (-40 “ א م א א א א א د ل:”א אل: א א و “Atların alınlarında kıyamet gününe kadar hayır düğümlüdür.”113 Şeyhayn hadisin rivayetinde ittifak etmiştir. Hadis sahihtir. אح אل ر א אل أ و (-41 ل אل ر א. אل: إ أر أن أ אء ر א א א و אل: א أ “ ح أر أو א א א ه אذא أد أو כ א ”: א א و “Bir adam Nebî (s.a.)’e geldi ve dedi ki: Bir at almak istiyorum. Rasululllah (s.a.) buyurdu ki: “Atların yağız, azı dişi belirmiş, burnu veya sol ayağı beyaz olanını satın al.”114 İbn-i Ebî Şeybe’nin Musannef’inde 115hadis iki ayrı vecihle verilmiştir. Sahihtir. “ אء א א א א و אن א א ”: 42-)و آ 112 C.I, s.150; Ebû Dâvud, Tıb, 46 113 C.I, s.153; Buhârî, Menâkıb, 28; Müslim, Zekat, 25; İmâret 96-99; Ebû Dâvud, Cihad, 41; İbn Mâce, Ticaret, 39; Cihad, 14; Dârimî, Cihad, 33; Muvattâ, Cihad,44; Ahmed b. Hanbel, 3/5, 29,181 114 C.I, s.153 115 İbn Ebî Şeybe, Musannef, XI, 252 35 “Çünkü o atların hayırlılarındandır. Sonra ister onunla cihada katıl, kurtul; ister Allah’ın izniyle onunla ganîmet edin.”116 Bu rivâyet hiçbir hadis kaynağında bulunmamaktadır. כ אل:” ة أن א א و אل أ أ (-43 “ א כ ز و א ر אن אث א “Dişi atlar edinin. Onların sırtları(sahibini düşmandan) koruma, karınları hazinedir.”117 Bu rivâyet herhangi bir hadis kaynağında yoktur. ل:” وאب א و אل: و כאن א א و א (-44 “ א إ أ א א وא ب כ א Nebî (s.a.) kumral tenli hayvanlardan hoşlanır ve şöyle buyururdu: “Arapların bütün atları tek bir yerde toplansa onları ancak kumral olanı geçer.”118 Bu rivâyet hiçbir hadis kaynağında bulunmamaktadır. رة“ ة אل:” ؟ אل : אي א ل א א و ل ر ر 45-) و “Bir adam Rasulullah (s.a.)’e sordu: Hangi mal hayırlıdır? (O) buyurdu ki: “Ehlileştirilmiş kısrak.” 119 Kudâî hadisi iki ayrı senedle vermiştir. Sıhhatine dair herhangi bir bilgi yoktur. אل א אل، ن א אق אو أ أ (-46 אل אئ أ ى א م إ אذא أرאد أن א אن إ وכ א ئ א א " : א و א " כ 116 C.I, s.153 117 C.I, s.153 118 C.I, s.s. 153-154 119 C.I, s.154; Beyhâkî, a.g.e., II, 230; Ali el-Müttakî, a.g.e., IV, 31; Kudâî, a.g.e., II, 230 36 “Allah karşı karşıya gelen iki grubun arasını muhakkak engeller. Fakat o iki grubtan birini hezîmete uğratmayı murad ederse inayetini onun aleyhine gerçekleştirir.”120 Bu rivâyet herhangi bir hadis kaynağında bulunmamaktadır. ر، و ل א א و א ج ر א אق: אل א א (-47 כ : أ אل א . א א ب و و א : أن אل א אכ” א أ :“ אذא أ ل א א و אل ر . و أ ى א، א א כאن כ م ق א ى אن כאن א א، כ و כ א כאن م ق א ى אن כאن א א، ج א و כ א ت أن . و ل א א אل ر ؟ אل: أ . ل א א و ى ر א، א כ אء א أو אء כ אق أو אء א אء! ل: ف. א אء” א “: و א! כ “Rasulullah (s.a.) Bedir’e çıktığında bir arap şeyhine rastlayıncaya kadar yoluna devam etti. Ona, Kureyş, Muhammed ve iki grub hakkında kendisine ulaşan haberleri sordu. Adam dedi ki: Bana kim olduğunuzu söylemezseniz size hiçbir şey bildirmem. Rasulullah (s.a.) buyurdu ki: “Sen bize söylersen biz de sana söyleriz. Adam dedi ki: Kureyşten haber; Mekke’den çıkıp şurada durdular. Bana bilgi veren doğru söylemişse onlar bugün şu yerdedir diyerek Kureyş’in o gün olduğu yeri söyledi. Muhammed hakkında bana verilen bilgi; şu vakitte Medine’den çıktı. Bana verilen bilgi doğruysa O bugün şu mekândadır. Bu da Rasulullah (s.a.)’den gelen haberdir. Sonra dedi ki: Siz kimsiniz? Rasulullah (s.a.) buyurdu ki: “Biz sudanız. Irak suyundan veya bu sudan veya şu sudan.” 121 120 C.I, s.163 121 C.I, s.194 37 Bu hadis sîret kitaplarında yer almaktadır,122 hadis kitaplarında yoktur. Bu kaynaklarda da sıhhatine dair herhangi bir bilgi yoktur. ل א אل ر رא: אل אدة א رآه أ و אن ر إ أ (-48 ه” אכ م אכ כ :“אذא أ א و Ömer (r.a.) Ebû Süfyan’a haber gönderdi. Ebû Süfyan ona bir yastık attı. (Ömer) özür dileyerek dedi ki: Rasulullah (s.a.):“Size bir kavmin büyüğü geldiğinde ona ikram edin.” buyurdu.123 Kudâî bu hadisin râvîlerinin çoğunun zayıf ve metrûk olduğunu söyler. İbn Adiyy ise bu hadisin bu isnadla münker olduğunu belirtmiştir. א أ ذر ل: أ כ و אب א ئ و א ذر آ אل: ة 49-) א ل א ، ر ل א א و א ر ب א אرى، א א" א ح رכ ل: " أ א و “Haneş b. Muğîre dedi ki: Ben ve Ebû Zer gelip kabe kapısının kulbuna yapıştık. O dedi ki: Ben Ebû Zer el-Gıfârîyim, kim beni tanımazsa ben, Rasulullah (s.a.)’in arkadaşı Cündebim. (ve dedi ki): Rasullullah (s.a.)’i şöyle derken işittim:“Ehl-i beytim Nuh’un gemisi gibidir. Ona binen kurtulur.”124 Kudâî bu hadisi dört ayrı senedle vermiştir. İbn Adiyy ise iki ayrı senedle vermiştir. Hâkim de bu hadisi tahric etmediği halde hadisin Müslim’in şartına göre sahih olduğunu söyler. Zehebî ise Hâkim’e katılmaz ve hadisin zayıf olduğunu belirtir.125 ى כ א إ א אل: “ א א أن א א و א 50-) أ م” ئ א אذא א د א כא א 122 Mübârekfûrî, er-Rahîk ve’l-Mahtûm, 1.b., Dâru’l-Kalem, Beyrut, 1988, ss.194-195; İbn-i Hibbân, Sîretü’n-Nebeviyye ve Ahbâru’l-Hulefâ, Müesseseti Kütübi’s-Segafiyye, Beyrut, 1987, I, 157; İbn Hişam, Sîretü’n-Nebeviyye, Dâru’l-Kütübi’l-Hadise, Kahire, 1963, I, 615 123 C.I, s.200; Beyhâkî, a.g.e., VIII, 168; Kudâî, a.g.e., I, 443; İbn Adiyy, a.g.e., I, 177 124 C.I, s.211; Hâkim, a.g.e., II, 343; Kudâî, a.g.e., II, 273; İbn Adiyy, a.g.e., II, 306 125 İbnü’l-Mulakkin, a.g.e., III, 163 38 “Ya Cabir sen benden çok yaşayacaksın. İsmi, ismim gibi olan ve ilmi geniş olan neslimden bir çocuk doğacak. Onunla karşılaşırsan ona benden selam söyle.”126 Bu rivâyet hiçbir hadis kaynağında bulunamamıştır. Rivâyet Hz. Hüseyin’in şehit edilmesi konusu içerisinde yer almaktadır. Hadisi İbn Kuteybe arada hiçbir râvinin adını zikretmeden sahabîden rivâyet etmiştir. Hadis muallaktır. כ אذא ث ى ة إ א ة:“ אل א א و (-51 א ذو א و א א א ل א א אذא أ و، א: אل ق أرض أ א م ء إ א א כ א ، כ כ א ى א אر ة أ א، א אت ة א ” א א “Ya Büreyde! Benden sonra elçiler gönderilecek. Eğer sen gönderilirsen doğuyu tercih et. Sonra Merv denen yeri tercih et. Oraya gittiğinde şehre yerleş. Şüphesiz orayı Zülkarneyn kurmuş ve orada namaz kılmıştır. Oranın suyu bol nehirleri bereket akıtır. Oranın her bölgesinde kılıcını sıyırmış bir melek kıyamet gününe kadar orayı her kötülükten korur.” Büreyde oraya gitti ve orada öldü.127 İbn Adiyy hadisi iki ayrı silsileyle vermektedir. Verdiği silsilelerde bulunan Evs b. Abdillah b. Büreyde’nin bazı hadislerinin münker olduğunu belirtmiştir. Her ne kadar bu hadiste zikredilenler vakıaya uygunsa da hadis münkerdir. ل א א و ، أ ر כ כ و ر ل ر א إ أ 52-)أ אس، و א أ א א אس، و أא א أ אرئ ، ر م א ة أ א א אل ل:“ أرض אل א إ אرة. אس א أ א א ، و אس א أ א אس، و א أ א א م ئ כא א، א ن أ א أر א . א א א أر ر“ 126 C.I, s.212 127 C.I, s.215; İbn Adiyy, a.g.e, I, 410-411; Yakut el-Hamevî, Mu’cemu’l-Buldân, Dâru Sadir, Beyrut, 1957, V, 113 39 Size ümit vermek veya sizi korkutmak için söylemiyorum fakat ben Rasulullah (s.a.)’in şöyle buyurduğunu işittim: “Basra denilen bir yer fethedilecek. Oranın ahalisi namaza en düşkün olandır. Onun kârîsi (okuyanı) insanların en güzel Kur’an okuyanıdır. Oranın âbidi insanların en âbididir, âlimi insanların en âlimidir, tasadduk edeni insanların en çok sadaka verenidir, taciri insanların en büyük tacirlerindendir. Orada Eble denilen dört fersah uzaklığında bir köy vardır. Mescidin yanında kırk bin kişi şehit edilir. Oradaki şehitler benim yanımda Bedir’in şehitleri gibidir.”128 Mu‘cemu’l- Buldân’da bu hadis halîfenin hutbedeki rivayeti olarak yer almaktadır, hadis hakkında herhangi bir tenkitte bulunulmamıştır.129Rivâyet bize sahih olmadığı izlenimini vermektedir. Zira Rasulullah (s.a.) zamanında Basra denilen bir şehir yoktur. Basra 638 yılında Hz. Ömer (r.a.) tarafından ordugâh şehri olarak kurulmuştur.130 C.KİTABU’S-SÜ’DÜD Seyyidlik alâmetleri, eşraf ve seyyidlerde aranan faziletlerle onlarda bulunmaması gereken kötü huylar, onlarla aynı mecliste bulunma, elbise, güzel koku, mizah vb. konulara dair haber, şiir ve fıkraların yer aldığı bölümdür. " כ א و و כ أذאه ل ع:" 53-) و א א “Kim bolca iyilik yapar ve eziyetini terk ederse o seyyiddir.”131 Bu rivâyet hiçbir kaynakta bulunmamaktadır. אل: אق و א א אو ة אل (-54 א و אن א و زرא א : “ و و أ ل א א و אل ر ” ن إ د رא אر و א ه א א “Ben rahmet ve savaş peygamberi olarak gönderildim. Tüccar ve çiftçi olarak gönderilmedim. Dikkat ediniz, dinine karşı duyarlı olanları hariç, ümmetimin en şerlileri tüccarlar ve çiftçilerdir.”132 128 C.I, s.215 129 Yakut el-Hamevî, a.g.e., I, 436 130 Bakır, Abdülhalik, “Basra”, DİA, İst., 1992, V, 108 131 C.I, s.226 40 Kaynaklarda hadisin sıhhati hakkında herhangi bir bilgi verilmemiştir. : אو א وאئ دאود 55-) و آ روאه أ ور" ه و כ אل: " א כ أ ئ א א و أى א Nebî (s.a.)’e soruldu: Hangi kazanç daha temizdir (helaldir)? (O) buyurdu ki: “Kişinin kendi eliyle yaptığı (hayırlıdır) ve tüm alış verişler mebrurdur.133 Beyhakî bu hadisin mürsel olduğunu belirtmiştir. ئא، ل א א و אل: ر אرכ א 56-) א א אح“ אح א אن א ق م أول א א כ אل: ” Rasulullah (s.a.) bir şeyler satan bir adama rastladı ve buyurdu ki: “Çarşının başında pazarlık yapmanız gerekir. Şüphesiz kazanç cömertlikle beraberdir.”134 İbn Adiyy’e göre râvîleri incelendiğinde râvî silsilesinde zayıf râvî yoktur. אذ א אء ل א א و א ع: ” أ ر 57-) و א א אج“ אذ א א אء א و א “Resulullah (s.a.) zenginlere koyun edinmelerini ve fakirlere tavuk edinmelerini emretti.”135 Daîfu Sünen-i İbn-i Mâce’de bu hadis mevzû olarak geçmektedir. אن“ و א א א א ع: ” 58-)و א א “El ve dil hak sahibinindir.”136 132 C.I, s.249; Suyûtî, Câmiu’s-Sağîr, I, 197; Ali el-Müttakî, a.g.e., IV, 282 133 C.I, s.250; Hâkim, a.g.e., II, 10; Beyhakî, Şuabü’l-Îmân, 1.b., Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut, 1990, II, 84 134 C.I, s. 250; İbn Adiyy, a.g.e., V, 174 135 C.I, s. 250; İbn Mâce, Sayd,34;Elbânî, Daîfu Sünen-i İbn-i Mâce, 1.b., Mektebetü’l-İslâmiyye, Beyrut, 1988, I, 178 136 C.I, s.257; Dârekutnî, Sünen, Şirketü’t-Tabaati’l-Fenniyye, Medine, 1966, IV, 232; İbn Adiyy, a.g.e., VI, 278 41 Darekutnî’nin Sünen’inin şârihi Azimâbâdî bu hadisin mürsel olduğunu söyler. אء ر א א אل: אزم א أ א أ 59-) و روى وכ א “ כ א أة כא א א א א أ כ ن ”: א و Bir adam Nebî (s.a.)’e geldi. (O) O’na buyurdu ki: “Rahat ol! Şüphesiz ben kuru et yiyen Kureyşli bir kadının oğluyum.”137 İbn-i Mâce’de bu hadisin sahih olduğu ve râvîlerinin sîka olduğu bilgisi geçmektedir. אل: א ل أ אل أ א أ (-60 א אن א א و و أ “Enes dedi ki: Nebî (s.a.) ben çocukken (yanımıza) uğradı ve bize selam verdi.”138 Hadis sahihtir. אرق א א א 61-) و أ א ة ل א א و אل: ر א א “Resulullah (s.a.) kadınlara rastladı ve onlara selam verdi.”139 Bu rivâyet hiçbir hadis kaynağında bulunamamıştır. כ ة א و ل א א و د ، כאن ر א א אل א (-62 א. אر رد א “Rasulullah (s.a.) kölenin davetine icabet eder ve eşeğe binerdi.”140 Hadis kaynaklarda sahih olarak geçmektedir. 137C.I, s.265; İbn Mâce, Et’ime, 30; Ali el-Müttakî, a.g.e., VI, 88 138 C.I, s. 265; Müslim, Selam, 40;İbn Adiyy, a.g.e., III, 95; Ali el-Müttakî, a.g.e., VII, 207 139 C.I, s.265 140 C.I, s.267; Tirmizî, Şemâil-i Şerîf, trc. Hüsâmettin Nakşıbendî,1.b., Hilal Yay., İst., 1976, ss.335-336; Ali el-Müttakî, a.g.e., VII, 109 42 “ א و آدم و ل א א و : ” أ אل ر 63-) و “Ben Âdemoğullarının efendisiyim fakat övünme yok.”141 İbn-i Hibbân bu hadisin isnâdının sıhhat şartlarına göre sahîh olduğunu söylemektedir. ل א א אش أ أن ر ى אل: ، אر د א 64-) أ אن“ אء א אل: ” א و “Hayâ imanın şubelerindendir.”142 Kütüb-i sitte’nin tamamında yer alan bu hadis sahihtir. אل: ن א אل: أ ، כ ص א 65-)و روى א א “ אء כ : ” א ل א א و אل ر ل: א “Hayânın azlığı küfürdür.”143 İbn Hacer bu hadisin râvîsinin kezzâb olduğunu ve hadisin mevzû olduğunu belirtmektedir. ث אل: أ ، א א אل: אب א أ א (-66 ة : ” إذא م א א כ אل: כאن آ د، אن أ وאئ א وא “ ئ א א İbn-i Mes’ud dedi ki: Peygamberlik sözlerinden ezberlediğim en son söz şudur: “Utanmıyorsan istediğini yap.”144 141 C.I, s.275; İbn Hibban, Sahîh, XIV, 392; Tayâlisî, Müsned, IV, 430; Beyhakî, Şuabü’l-Îman, II, 180 142 C.I, s.278; Buhârî, İmân,16; Edep, 77; Müslim, İmân, 57-59; Tirmizî, Birr, 56,80; İman,7; Ebû Dâvud, Sünne, 14; Nesâî, İman, 16,27; İbn Mâce, Mukaddime, 9, Zühd, 17; Muvattâ, Hüsnü’l-Huluk, 10; Ahmed b. Hanbel, 6/56, 147, 392, 414, 443, 501, 522; 5/269 143 C.I, s.278; İbn Hacer Askalânî, Lisânü’l-Mîzân, I, 181; Ali el-Müttakî, a.g.e., III, 124 144 C.I, s.279; Buhârî, Enbiya, 54; Edeb, 38; Ebû Dâvud, Edeb, 6; İbn Mâce, Zühd, 17; Muvattâ, Sefer,46; Ahmed b. Hanbel, 4/, 121, 122; 5/273; İbn Hibban, Sahîh, II, 371 43 İbn-i Hibbân bu hadisin Şeyhâyn’ın şartlarına göre sahih olduğunu belirtmiştir. א אل: אن، אرث א א א אل: ى، א א אق א 67-) א א م א ر ن أ א ن א و إ אس אل:” אن א ، ة אو د “ ر “İnsanlar hayır işliyorlar. Kıyamet günü onlara karşılığı akıllarına göre verilir.”145 Kaynaklarda hadisin sıhhatine dair herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Hadisi direk Resulullah (s.a.)’den nakledilen Muaviye b. Kurre tâbiîndendir. Hadis mürseldir. ث כ :إ أ אل م م أ آدم א :” أن א 68-) و א ج כ א . א אء و א אل: א و א ؟ א א אل: و ة، وא א ن א כאن“ כ א أن : أ א א، כ אر א א א אل: אر אء و א א א “Cibril (a.s.) Âdem (a.s.)’a geldi ve dedi ki sana üç şey getirdim, birini seç. Dedi ki: Onlar nedir ya Cibrîl? (Cebrail): Akıl, hayâ ve din dedi. Ben aklı seçtim ve Cibril hayâ ve dini çıkardı ve dedi ki: Dönün, sizin yerinize aklı seçti. Onlar da dedi ki: Nerede olursa olsun akılla beraber olmaya emrolunduk.”146 Bu rivâyet hiçbir hadis kaynağında bulunamamıştır fakat rivâyet akılla ilgilidir. Akıl hakkındaki bütün hadisler ise uydurmadır.147 İbn Kuteybe’nin râvî silsilesini vermemesi de hadisin sıhhatinden şüphe ettiğini göstermektedir. ل א אل ر אل، אن אم א אد ز א אل: אدى אل א (-69 אدכ“ אل: א إ ج : ” כאن إذא א و “Sizden birisi Ebu Damdam gibi olmaya güç yetirir mi? O, evden çıktığında: Allah’ım ırzımı senin kullarına tasadduk ettim der.”148 145 C.I, s. 249; Beyhakî, Şuabü’l-îmân, IV, 155; Ali el-Müttakî, a.g.e., III, 382 146 C.I, s. 281 147 Başaran, Selman ve M. Ali Sönmez, Hadis Usûlü ve Tarihi, 2.b., Uludağ Üniversitesi Basımevi, Bursa, 2001 44 Ebû Dâvud bu hadisin sahîh olduğunu söylemektedir. Ebû Dâvud’un Sünen’inde ن כ כ כ أن :kısmından sonra şu ziyade de bulunmaktadırأ أ “ כ ( قالو: و من أبو ضمضم؟ قال: ”ر כאن ( Ebu Damdam kimdir? dediler. (Peygamberimiz): “Sizden önce yaşamış bir adamdır.” buyurdu. ل אل ر אل، א א א אل: אد א ز (-70 אخ ة و א وא א ف א آدم، أ ة :” إن א א א و “ أودא “Şüphesiz ki öfke Âdemoğlunun içinde yakılan bir ateştir. (Öfkelenenin) gözlerinin kırmızılığını ve şah damarlarının nasıl şiştiğini görmediniz mi?”149 İbn Kuteybe bu rivâyeti kitaplarda bulunan isnâdından farklı bir isnâd ile vermiştir. Hâkim verdiği rivâyet zincirine göre bu hadisin teferrüd ettiğini belirtir. Zehebî ise Hâkim’in teferrüd ettiğini söylediği râvînin (İbn-i Cüd’an) hadislerine itibar edileceğini belirtir.150 אئ أ אء إ אل א ر אل أ א (-71 אل: אد ، أ אل: ، ل א أو א ر : אل ر אل، ة א أ أ “Bir adam geldi ve dedi ki: Ya Rasulallah, Bana tavsiyede bulun. (Rasulullah) buyurdu ki: Kızma. Sonra tekrar sordu ve yine kızma dedi.”151 Hadis sahihtir. Bu rivâyette adı zikredilmeyen sahabî Cariye b. Kudâme’dir. 148 C.I, s. 282; Ebû Dâvud, Edeb, 43; Abdurrezzak, a.g.e., IX, 77; Ali el-Müttakî, a.g.e., III, 374 149 C.I, s. 282; Hâkim, a.g.e., IV, 506, Abdurrezzak, a.g.e., XI, 188; Beyhakî, Şuabü’l-Îmân, VI, 310 150 İbnü’l-Mulakkin, a.g.e., IV, 551 151 C.I, s. 282; Buhârî, Edeb, 76; Tirmizî, Birr, 73; Muvattâ, Hüsnü’l-Huluk, 11; Ahmed b. Hanbel, 2/, 175, 362, 466; 3/474; 5/34, 370, 372, 373 45 אب כ א א א אل، א אل أ א (-72 א א إ : " א ل א א و אل ر אل، ة א أ " כ א ى א א “Yiğitlik rakîbini yenmek değildir, asıl yiğitlik kızgınlık anında nefsine hâkim olmaktır.”152 Hadis sahihtir. א א א و أن כאن אئ ن כאن כ ع: " إذא أ 73-)و א א " “Sizden birisi kızdığında ayaktaysa otursun; oturuyorsa uzansın.”153 Beyhakî bu hadisin mürsel olduğunu belirtir. א אل: א إ א א و אم ر ع: 74-) א א وءة، و כ כ ، و إن כאن כ כ אل: "إن כאن ؟ ، أ أ ل א ر " כ د כ ، و إن כאن כ אل כ إن כאن “Mücaşî’den bir adam geldi ve Nebî (s.a.)’e sordu: Ben kavmimin en faziletlisi değil miyim? O buyurdu ki: “Eğer aklın varsa fazîletin vardır, ahlâkın varsa kişiliğin vardır, malın varsa hasebin vardır, takvan varsa dinin vardır.”154 Bu rivâyet hiçbir hadis kaynağında bulunamamıştır. Sadece Şerh-u Nehci’l- Belağa’da Uyûnü’l-Ahbâr’dan rivayetle yer almaktadır.155 Bu kaynakta da hadisin merfû olduğu söylenmiştir. א" א ه כ ر و א א א: "إن א 75-)و أ 152 C.I, s. 282; Buhârî, Edeb, 76; Müslim, Birr, 107, 108; Muvattâ, Hüsnü’l-Huluk, 12; Ahmed b. Hanbel, 2/236, 368, 507; İbn-i Hibban, Sahih, II, 493 153 C.I, s. 290; San’anî, a.g.e., XI, 188; Beyhakî, a.g.e., VI, 310 154 C.I, s. 295 155 İbn Ebi’l-Hadîd, a.g.e., XI, 58 46 “Allah yüce ve şerefli işleri sever; kötü ve seviyesiz işlerden hoşlanmaz.”156 İbn Adiyy hadisin Hâlid b. İlyas isimli râvisinin zayıf ama hadisi yazılır bir râvî olduğunu belirtmektedir. Münâvî ise aynı isimli râvî hariç tüm râvîlerin sîka olduğunu ve hadisin muttasıl ve ricâli sîka olarak da rivâyetlerinin bulunduğunu belirtmektedir. وى :"وروא ل א א و אل ر אل ، אل أ (-76 " ه א ه إن أ و إن ى א ، א وءאت א “Fazilet ve ahlak sahibi olanların hatalarını gizleyin. Nefsim elinde olan Allah’a yemin ederim ki onlardan biri tökezlediğinde Allah’ın eli onun eli iledir.”157 Bulunan tüm kaynaklarda hadis אوزوא (affedin) olarak başlamaktadır. Ali el- Müttakî hadisin mürsel olduğunu; Münâvî ise isnâdının zayıf ve hadisin meçhul olduğunu belirtmektedir. אر א אد אل א א אل و אل (-77 ل א א و א أ אل: כא ر ، م أ כ أ ه دع א ر إ “Rasulullah (s.a.)’in evinde örttüğü yorgan sarıya boyanmıştı. O örtü cildini de sarıya boyamıştı.”158 Hadisin sıhhatine dair herhangi bir bilgi yoktur. ، א א و א א أ אل 78-) أ א ل א א و אل: رأ ر ، א א أ אل أ إ א אن: ردאء و א אن אن 156 C.I, s. 295; Hâkim, a.g.e., I, 48; İbn Adiyy, a.g.e., III, 6; Münâvî, a.g.e., II, 295 157 C.I, s. 295; Münâvî, a.g.e., III, 228; Ali el-Müttakî, a.g.e., V, 311 158 C.I, s. 296; İbn Ebi’l-Hadîd, Şerhu Nehci’l-Belâğa, Dâru İhyâi’t-Turâsi’l-Arabî, Beyrut, 1967 47 “Rasulullah (s.a.)’i zâferanla boyanmış iki parça elbiseyi giymiş olarak gördüm. O iki parça rida ve sarıktı.”159 Ebû Ya’la bu hadisin isnâdının hasen olduğunu, Heysemî ise râvîlere, cemaatin zayıf dediğini ama İbn-i Hibban’ın sîka dediğini belirtmektedir. " א ى أ ع: "إن א إذא أ أ أن 79-)و א א “Allah, bir kuluna bir nîmet ihsan ettiğinde, onun, o kulun üzerinde görülmesinden hoşlanır.”160 Kudâî; Şu’be’nin Ravh b. Ubade’den naklettiği bu hadisin teferrüd ettiğini, İbn-i Hibban ise hadisin isnadının Müslim’in şartına göre sahih olduğunu belirtmektedir. א אل ن א א אل א אد א אب ز אل أ א (-80 : أن א א و א א أ “Nebî (s.a.) gözlerine sürme çekerdi.”161 Tirmizî bu hadisin hasen sahih olduğunu belirtmektedir. : أن א א א א א אل אب א אب אل أ א (-81 א א ء أو כ א א א و כאن إذא أرאد أن “Rasulullah (s.a.) bir şeyi hatırlamak istediğinde yüzüğüne ip bağlardı.”162 İbnu’l-Cevzî bu hadisin mevzû olduğunu belirtmektedir. Suyûtî de bu konuda İbnu’l-Cevzî’nin görüşüne katılmaktadır.163 159 C.I, s. 297; Ebû Ya’la, Müsned, Dâr’ul-Fikr, Beyrut, 2002, V, 177; Heysemî, a.g.e., V, 129 160 C.I, s. 300; İbn Hibban, Sahîh, XII, 235; Kudâî, a.g.e., II, 162; Suyûtî, Câmiu’s-Sağîr, I, 446; Münâvî, a.g.e., II, 203 161 C.I, s. 302; Tirmizî, Libas, 16; Beyhâkî, es-Sünenü’l-Kübrâ, IV, 142; İbn Adiyy, a.g.e., V, 4 162 C.I, s. 302; İbnu’l-Cevzî, a.g.e., III, 259; İbn Adiyy, a.g.e., II, 13; İbn Hacer Askalânî, a.g.e., II, 18; Zehebî, Mîzânü’l-İ‘tidâl, I, 312 163 Suyûtî, el-Leâli’l-Masnûa fî Ehâdîsi’l-Mevzûa, II, 240 48 אن ل أ א א אن א אل א אل (-82 ، و א ر و אل :" א ل א א و אل ر אل ى א " א و ر אء א “Erkek kokularının hayırlısı kokusu yayılan ve rengi olmayandır; kadınların kokusunun hayırlısı rengi olan ve kokusu yayılmayandır.”164 Münâvî bu hadisin zayıf olduğunu söylemektedir. ب א א أ ئ أ أ 83-) أ א א دوא א א ": אل א א و ة، אل أ אل: ج، א " א “Hafif kokuları sürmeyi reddetmeyin.”165 Bu rivâyet hiçbir kaynakta bulunamamıştır. אرכ א א א אل אن אل أ א (-84 אم :"א أ אذא ل א א و אل ر אل، ة أ أ " א ر “Kişi bir ihtiyaç için kalkıp geri döndüğünde yerine oturmaya daha çok hak sahibidir.”166 Münâvî bu hadisin sahih garib olduğunu belirtmektedir. 164 C.I, s. 303; Münâvî, a.g.e., III, 488 165 C.I, s. 304 166C.I, s.305; Münâvî, a.g.e., IV, 52 49 אق א رא אن א א 85-) و أ ر ء أ :"א ل א א و אل ر אل، א א א א " م ،و أ أن א ر ر دא و و “Kişi evinde, bineğinde ve yatağında daha çok hak sahibidir. Ve evinde imam olmaya daha çok hak sahibidir.”167 Münâvî hadisin sahih isnadla geldiğini belirtmektedir. " : ل א א و אل ر אل، ع أ 86-) و א א כ إن ء א ، و א א כ ر כ אرى إن א א א א " כ אره אر כ “İyi arkadaş, attâra benzer; o, güzel kokulu yağlardan bir miktar vermese de, hoş kokusundan birazı sana da ilişir. Kötü arkadaş ise, demirci körüğüne benzer; kıvılcımlarından üstün başın yanmasa da, ağır kokusu sana siner.”168 Kudâî bu hadisin sahih olduğunu söylemektedir. وة أ אم אق אو أ إ א אل (-87 א آ ، و ل א א و א ر א אئ أ אل: أ כ" ه אل:" א و “Aişe (r.anha) Rasulullah (s.a.) ile bir seferde yarıştılar ve Hz. Aişe O’nu geçti. Başka bir seferde yine yarıştılar ve Resulullah (s.a.) O’nu geçti ve dedi ki: Bu, diğerine karşılıktır.”169 Humeydî, bu hadisin sahîh olduğunu belirtmektedir. 167 C.I, s. 305; Münâvî, a.g.e., IV, 52 168 C.I, s. 305; Ahmad b. Hanbel, ag.e., IV, 404, 405,408; Kudâî,a.g.e., II, 287-288-289-290 169 C.I, s. 315; Humeydî, Müsned, 1.b., Alemu’l-Kutub, Beyrut,1380, I, 128 50 ء أ אل אروردى א א א אل אدى 88-) א ن א :”אכ א אل א א و : א אئ א “ א، و אن أ א אدو و إن ن א “Güç yetirebileceğiniz ibadetleri yüklenin, şüphesiz ki siz bıkmadıkça Allah da bıkmaz; amellerin en faziletlisi az da olsa devamlı olanıdır.”170 Hadis sahihtir. אرى م א א אل 89-) א אد א א א و :”إن ل א א و אل ر אل، ة ى أ א وא“ א و أ אر دوא و ، أ إ “Bu din kolaydır. Din, dini zorlayana galebe eder. Siz (din hükümlerini yerine getirmede) ortayı bulun. (Amelin sonuna erişemeyince ifrat ve tefriti bırakıp) nihayete yakın amel işleyin ve (amel karşılığı sevapla) müjdeleyin.”171 Hadis sahihtir. אل، אس س أ א א 90-) א أ ز ء و אد א و א :”א א و א א ل א א و אل ر ة“ ءא א “Güzel müsâmaha, hüsn-ü hal ve iktisat (ölçülü hareket) nübüvvetin yirmi beş cüzünden bir cüzdür.”172 Tirmizî bu hadisin hasen garib olduğunu belirtmiştir. 170 C.I, s. 325; Buhârî, Savm, 49;Rikak, 18; Müslim, İman, 199; Sıyam, 58; Ebû Dâvud, Tatavvu, 27; Nesâî, Kıble, 13; İbn Mâce, Zühd, 28; Muvatta, Salâtü’l-Leyl, 4, Ahmed b. Hanbel, 2/231, 257, 316, 350, 412, 418; 6/40, 61, 176, 181, 241, 267 171 C.I, s. 326; Buhârî, İmân, 29; Nesâî, İman, 28; Ahmed b. Hanbel, 5/69 172 C.I, s. 326; Tirmizî, Birr, 66; Beyhakî, Şuabü’l-Îmân, VI, 338 51 אء أ א א אق و أ א אو (-91 ل א أ א ر א: א א א ، א אر أن ر א כא אل:” כאن أو ، אم א ذא אر، م א ن، ل א أ ر “ כ أ אل: “כ ، א: א ”؟ כ أو “(Rasulullah’a) dediler ki: Ya Rasulallah senden sonra şu kişiden daha faziletlisi yok. O gündüzleri oruç tutuyor. Biz gittiğimizde ayrılana kadar namaz kılıyordu. (O) buyurdu ki: “Kim ona hizmet eder veya işini görür veya onun için çalışır?” Biz dediler. (O) buyurdu ki: “Hepiniz ondan daha faziletlisiniz.”173 Elbânî hadisin isnâdının zayıf, ricâlinin sîka, hadisin de mürsel olduğunu belirtmektedir. כ א و ة א ة و א א כ א כ ع:” 92-) و א א ه“ ه و כ أ “Sizin hayırlınız ahiret için dünyayı veya dünya için ahireti terk eden değildir, fakat sizin hayırlınız ondan da bundan da alandır.”174 Münâvî hadisin sahih olduğunu belirtmektedir. א א و ن א أر ، و א א :” إن 93-) و א “ أ “Bu din, çok sağlamdır. Onunla, yumuşak bir tarzda uğraş. Zira bineğini yoran insan, ne yol alabilir, ne de bir binek bırakır.”175 Beyhâkî hadisin mürsel olduğunu söyler. Münâvî ise hadisin mevsul, mürsel, merfu ve mevkuf olduğunu ve hadisin sahabe bölümünde ıztırab olduğunu belirtmektedir. 173 C.I, s. 326; Elbânî, Silsilet’ü Ehâdîsi’d-Daîfe ve’l-Mevzûa, 4.b., Mektebü’l-İslâmî, Amman, h.1398, I, 194 174 C.I, s. 327; Suyûtî, Câmiu’s-Sağîr, III, 236, Münâvî, a.g.e., V, 364; Ali el-Müttakî, a.g.e., III, 238 175 C.I, s. 327; Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübrâ, III, 18; Kudâî, a.g.e., II, 184; Münâvî, a.g.e., II, 544 52 כ و ذ :” א إ أ ل א א و אء ر 94-) כאن د ب“ أو “Allah’ım şımartan zenginlikten ve usandıran fakirlikten sana sığınırım.”176 Kaynaklarda hadisin sıhhati hakkında herhangi bir bilgi yoktur. “ א כ:” א و 95-) و כ “Allah’ım azdıran zenginlik ve unutturan fakirlik (istemem).”177 Kaynaklarda hadisin sıhhati hakkında bir bilgi yoktur. א א כ א א א 96-) أ א א “ אل א ”: ل א א و אل ر אل، ص א أ א “Tutumlu olan, muhtaç olmaz.”178 Münâvî bu hadisin zayıf olduğunu belirtmektedir. D.KİTÂBÜ’T-TABÂİ‘ VE’L-AHLÂKİ’L MEZMÛME Haset, gıybet, koğuculuk, yalancılık, cimrilik, ahmaklık gibi huylarla hayvanların tabiatına dair haber, şiir ve fıkraları anlatan bölümdür. אم א א אل د א א אل، 97-) دאود ل א א و م ر אل: אئ ة أن א א אق א أ إ כ אه و ن א א אل:“ أن ! ل א א ر : ، “ א 176 C.I, s. 331; Abdurrezzak, a.g.e., X, 43 177 C.I, s. 331; İbn-i Ebî Şeybe, a.g.e., X, 70 178 C.I, s. 331; İbn Adiyy, a.g.e., III, 13; Beyhakî, Şuabü’l-Îmân, V, 255; Münâvî, a.g.e., V, 454 53 “Bir kavim Rasulullah (s.a.)’in yanında gürültü çıkardı. Denildi ki: Ya Rasulallah onları nehy etseydin! (Rasulullah) “ Eğer onları hîcûn mevkîsine gitmekten nehy etseydim, bazısı ihtiyacı olmadığı halde gelirdi.”buyurdu.179 Heysemî bu hadisin ricâlinin sîka olduğunu belirtmiştir. אل، א أ زאق إ א א אل أ אق رא א א אل (-98 א : “ ة و א و א :” أ א ل א א و אل ر “ ت ت و אذא و אذא אل:”אذא ؟ ل א א ر ج א “Üç şeyden hiç kimse kurtulamaz, onlar; uğursuzluk, zan ve haseddir. Denildi ki: Bunlardan kurtuluş yolu nedir ya Rasulallah? (O) buyurdu ki: Uğursuzluk geldiğinde ona iltifat etme; şüphe ettiğinde yapma, haset ettiğinde isteme.”180 Kaynaklarda sıhhatine dâir bir bilgi bulunmamaktadır. אء א א א دאود אل אل أ א (-99 “ אرכ כ אل:”أ أ ل א א و אء أن ر أ “ אء א ن א א ون א א א א אءون אرכ א אل:” ، א: א “Size en şerlilerinizi haber vereyim mi? Evet dediler. En şerlileriniz dostların arasını bozmak için söz taşıyanlar, sıkıntıyla karşı karşıya kaldıklarında aşırıya gidenlerdir.”181 Heysemî bu hadisin isnâdının sahih ve ricâlinin sîka olduğunu belirtmiştir. א א אل أ אرכ א א א אل وزى 100-) א א ، אئכ ى و أ אس א א א أ : ل א אن אل: א א אب כ א ، و א א א א رכ ل:” إن ل א א و ر 179 C.II, s. 1; Heysemî, a.g.e., V, 429; 180 C.II, s. 8; Ali el-Müttakî, a.g.e., XVI, 28 181 C.II, s. 12; Heysemî, a.g.e., VIII, 93; Beyhakî, a.g.e., VII, 494; Ali el-Müttakî, a.g.e., I, 440 54 ، ئ א כא أ אل: ؟ א א: א ، כא س כאن، ر א وא ق“ אو ه כ ، و إن אو وא ن أ “Bir kavim gemiye bindiler. Onu taksim ettiler ve her birisine bir yer düştü. Onlardan bir adam bir balta aldı ve yerini kazdı. Dediler ki: Ne yapıyorsun? O dedi ki: Yerim, istediğimi yaparım. Elindekini alırlarsa hem o, hem de hepsi kurtulurlar. Almazlarsa hepsi batar ve boğulurlar.”182 İbn Adiyy hadisin râvîlerinden birinin zayıf olduğunu belirtmektedir. Bu rivâyet lafızlarından farklı fakat yakın anlama gelen Buhârî’nin bir rivâyeti bulunmaktadır. Hadis şu şekildedir: א و אب أ א م א ود א כ אئ א א א א א أ א وא אء א א א إذא א כאن א أ א أ א א و وא أ א و إن أ א כ א أرאدوא כ و ن א ذ א و א183 “Allah’ın (men ettiği) sınırlar üzerinde duran kimse ile, o sınırların içine düşen kimselerin benzeri, bir gemi halkının benzeri gibidir: Onlar gemi üzerinde kur’a attılar. Bazısına geminin üstü düştü, bazısına da altı (anbar kısmı) isabet etti. Geminin alt kısmında bulunanlar sudan almak istedikleri zaman yukarıdakilerin üzerine uğruyorlardı. Bunlar (kendi kendilerine): Biz nasibimiz olan anbarda bir bir delik açsak (eza çekmemiş) ve üstümüzdekilere eza vermemiş oluruz dediler. Şimdi yüksek tabaka sahipleri bu aşağı seviyedeki insanları bu dilekleriyle baş başa bıraksalardı, hepsi helak olurlardı. Fakat onların (cinayet işleyecek) ellerini tutsalardı hem kendileri kurtulur, hem de mücrimleri toptan kurtarırlardı.” אه כ أ אب أ אل: ”إذא ل א א و 101-) و א أن ر “ א 182 C.II, s. 12; İbn Adiyy, a.g.e., VI, 216 183 Buhârî, Şerîke, 6 55 “Sizden biri kardeşini ayıplarsa Allah’a istiğfar etsin.”184 Bu rivâyet herhangi bir hadis kaynağında bulunmamaktadır. א א א א و و א أ ع أن א 102-) א א א א א و א א أ א א אل:” כ אس، א א و אن א א א“ م א “İki kadın Nebi (a.s.) zamanında oruç tuttular ve insanların gıybetini yaptılar. Bu durum Nebî (s.a.)’e haber verildi. (O) buyurdular ki: “Allah’ın helal kıldığı ile oruç tuttular ve haram kıldığı şeyle iftar ettiler.”185 Heysemî bu hadisin zayıf olduğu bilgisini vermektedir. ن א אل:” כ؟ : כ ذ א“ :” إن א أ א 103-) و א א“ א א א ، و ب א ب، “Şüphesiz ki gıybet zinadan daha günahtır. “Bu nasıl olur?” denildi. (O) buyurdu ki: Çünkü bir adam zina etti ve tevbe etti, Allah onun tevbesini kabul etti. Gıybet eden ise gıybet edilen kişi onu affetmedikçe affedilmez.”186 Elbânî bu hadisin çok zayıf olduğunu, Münâvî ise metrûk olduğunu belirtmektedir. א“ אن א و إن א כ م:” إن א אل א א (-104 “Şüphesiz ki şiirde bir hikmet ve beyanda bir sihir vardır.”187 Tirmizî bu hadisin hasen sahih olduğunu, İbn-i Hibban ise hadisin sahih, ricâlinin sîka olduğunu belirtmektedir. 184 C.II, s. 14 185 C.II, s. 14; Heysemî, a.g.e., III, 171; Maruf, Beşşar Avvad, Müsnedü’l-Câmî, Dâru’l-Cil, Beyrut, 1993, XV, 382; Ali el-Müttakî, a.g.e., III, 590 186 C.II, s. 15; Beyhâkî, a.g.e., V, 305; Elbânî, a.g.e., IV, 326; Münâvî, a.g.e., III, 129 187 C.II, s. 18; Tirmizî, Edeb, 69; Ebû Dâvud, Edeb, 95; İbn Hibban, Sahîh, XIII, 96; Kudâî, a.g.e., II, 98 56 ” : ل א א و אل ر אل: אل أ و א أ ل: أ אل (-105 ة“ אس ر א א א “İnsanlara laf getirip götüren doğru bir kimse değildir.”188 Münâvî hadisin münker olduğunu ve onunla amel edilmeyeceğini belirtmektedir. אن دאود دאود א אل 106-) أ א ل א א و אل ر אل: אن אس אن א أ א א و א א و א ب א א כ ب إ :” א “ أ א “Üç konu harici yalan söylemek doğru olmaz. Savaşta ki o hiledir. İki kişinin arasını düzelten adam ve eşini razı eden adam.”189 Tirmizî bu hadisin garib olduğunu belirtmektedir. אن א אل أ אرون א אل (-107 ب כ ” : ل א א و אل ر אل: ى א أ א “ א و أ א אل “Hayrı söyleyen ve iki kişinin arasını düzelten yalan söylememiş olur.”190 Münâvî bu hadisin hasen olduğunu belirtmiştir. אل אل: אن כ א 108-) دאود אل: “ אل:” ؟ ن כ אل:أ “ אل:” א؟ א ن א כ : أ א و “ אل:” א؟ א ن כ כ أ 188 C.II, s. 20; Münâvî, a.g.e., VI, 153 189 C.II, s. 25; Tirmizî, Birr, 26; Ahmed b. Hanbel, 6/459, 46; Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübrâ, X, 197; San’ânî, a.g.e., XI, 162 190 C.II, s. 25; Ebû Dâvud, Edeb, 58; Münâvî, a.g.e., V, 296 57 “Nebi (s.a.)’e dediler ki: Mü’min korkak olur mu? (O) buyurdu ki: Evet. Dediler ki: (Mü’min) cimri olur mu? (O) buyurdu ki: Evet. Dediler ki (Mü’min) yalancı olur mu? (O) buyurduki: Hayır.”191 Kaynaklarda hadisin sıhhati hakkında bir yorum yoktur. א أ א أ אل אو א أ (-109 ة: כ א כ א א و إ כ وא د: אل א אل: אل: אل، א א : אئ אء ر א ل א א و أر ل א א و אل ر א، ، כ אئ א : א ؟ ل א אل أ א ر أى א אل א“ ت א א وא א אل:” אئ א: א א א“ א :” ر “İbn-i Mesud dedi ki: Nebî (s.a.) zamanında bir kere hariç hiç yalan söylemedim. Rasulullah (s.a.)’in bineğini ben hazırlardım, sonra Taif’ten bir adam çıkageldi. Bu adam binek hazırlama işinde bana galip gelebilir diye düşündüm. (Düşündüğüm gibi) o adam “Hangi binek koşumu Rasulullah’a daha sevimlidir? diye sordu. Ben de dedim ki: Hem Mekkî hem de Taifî bir koşum sever. O adam da öylece bineği hazırladı. Rasulullah (s.a.) buyurdu ki: “Bu bineğin koşumunu kim hazırladı?” Dediler ki: Taifli. (O) buyurdu ki: “Abdullah’a (b. Mesud) söyleyin bineği o hazırlasın.” Böylece binek hazırlama işine döndüm.”192 Heysemî hadisin isnâdının zayıf olduğunu belirtmektedir. אر כ د א א أ دאود אل אد 110-) ز אن ” : ل א א و אل ر אل: رى א أ א א “ ء א و א אن “Bir mü’minde şu iki haslet birleşmez: Kötü huyluluk ve cimrilik.”193 191 C.II, s. 25; Beyhakî, Şuabü’l-Îmân, IV, 207 192 C.II, s.30; Heysemî, a.g.e., IX, s.474 193 C.II, s. 30; Tirmizî, Birr, 41; Ebû Ya’lâ, Müsned, I, s.413; Beyhâkî, a.g.e., VI, s.243 58 Tirmizî bu hadisin garib olduğunu ve bundan başka bu anlamda hadis bilmediğini söylemektedir. כ א א א 111-) أ א أز إ “ ء א אل: ” م؟ א א ل א א ر : אل): א ( ر כ א “Denildi ki: Ya Rasulallah uğursuzluk nedir? (O) buyurdu ki: “Kötü ahlaktır.”194 Elbânî bu hadisin mevzû olduğunu belirtmektedir. אل אل: א א אل א א אل אب 112-) أ א م“ א א א אدئ א א א אن :” א ل א א و ر “Sövüşen iki kişinin birbirine söyledik(ettik)leri küfür, mazlum taraf haddi aşmadıkça sövgüyü başlatanadır.”195 Tirmizî bu hadisin hasen sahih olduğunu bildirmektedir. ل א א و ن أن ر : אل و אل، و أو و (-113 “ ، و א כ אل:” א Ölüm zamanı yaklaştığında vasiyet etti ve vasiyet hakkında dedi ki: Rasulullah (s.a.)’in şöyle buyurduğunu iddia ediyorlar: “(Vasiyet için) üçte bir (mi?). Üçte bir de çoktur.”196 Şeyhayn’ın ittifak ettiği hadislerdendir. Tirmizî bu hadisin hasen sahih olduğunu; İbn-i Hibban ise sahih olduğunu belirtmektedir. : رو א אل א אل: א 114-) א כ אل: א، אل: ، אل: و א א و رو כ، אدر כאن أ כ א א و 194 C.II, s. 30; Ebû Dâvud, Edeb, 133; Taberânî, Müsnedü’ş-Şâmiyyîn, Müessesetü’r-Risâle,yy, 1989, II, s.343; Elbânî, a.g.e., II, s.207 195 C.II, s. 30; Tirmizî, Birr, 51; Ebû Dâvud, Edeb, 141 196 C. II, s. 34; Buhârî, Cenâiz, 36; Vesâyâ, 2,3; Menâkibü’l-Ensâr, 49; Nefâgât, 1; Merdâ, 13, 16; Daavât, 43; Ferâiz,6; Müslim, Vasıyye, 5, 7,8,9; Tirmizî, Cenâiz, 6; Vesâyâ, 1; Ebû Dâvud, Ferâiz,3; Îmân,23; Nesâî, Vesâyâ,3; İbn Mâce, Vesâyâ,5; İbn Hibban, a.g.e., X, s.61 59 א א כאن אن כא אل:” ل א א و א א أن ر ى א א ة و أ א وא אل: א؟ א א אل: “ א “Her kimde şu iki hal varsa O, Allah’ın samimi kullarındandır.” Dedi ki: Bu hadis güzel, o ikisi nedir? Dedi ki: Nâfî birini unuttu, ben de diğerini unuttum.”197 Bu rivâyet hiçbir kaynakta bulunamamıştır. ج אد أ א א أ א אل: م אل ز أ (-115 رض إ א و כ א אل:”כ א آدم ة א א و أ “ כ “Kuyruk sokumu (acbü’z-zeneb) dışında insanın bütün bedenini toprak yer, yok eder. İnsan ondan yaratılmış ve ondan diriltilecektir.”198 Şeyhayn’ın ittifak ettiği bu hadis sahihtir. ت أن :” أن أ א ذכ ل א א و אل ر 116-) و “ وم אرس و א “Emzikli kadınla kocasının ilişkisini yasaklamayı düşündüm. Sonra bunu fars ve rum ehlinin yaptıklarını ve onlara zarar vermediklerini hatırladım.”199 Kaynaklarda hadisin sıhhati hakkında bir yorum yoktur. ه“ אرس رכ א :”إ 117-) و آ “(Emzikli kadının hamile kalması ilk çocuğu) güçlü de olsa tökezletir.”200 197C.II, s. 55 198C.II, s.63; Buhârî, Tefsîru Sûre, 39,78; Müslim, Fiten ,141-143; Ebû Dâvud, Sünne,22; Nesâî, Cenâiz,117; İbn Mâce, Zühd, 32; Muvatta, Cenâîz, 49, Ahmed b. Hanbel, 2/322, 428, 499;3/28 199 C.II, s. 66; Zemahşerî, el-Fâik fî Garîbi’l-Hadis, İsa el-Babi el-Halebi ve Şerikahu, Kahire, 1971, III, 83 200C.II, s. 66; Ebû Dâvud, Tıb, 16; İbn Mâce, Nikah, 61; Ahmed b. Hanbel, 6/453, 457, 458; Ali el-Müttakî, a.g.e., XVI, 346; Muhammed Nâsuriddin Elbânî, Daîfu Sünen-i İbn Mâce, 1.b., Mektebetü’l-İslâmî, Beyrut, 1988, s.153 60 Elbânî hadisin zayıf olduğunu belirtmektedir. כ ، و א أ م و أ 118-) و א أن א א أ אرد “Meryem oğlu İsa (a.s.)’ı annesi sekiz ayda doğurdu. Bu yüzden sekizinci ayda doğup yaşayan olmaz.”201 Bu rivâyet hiçbir kaynakta bulunmamaktadır fakat anlam itibariyle İslam’da yeri olmadığından uydurma olduğunu düşünmekteyiz. د א أ א א و א א (-119 כ أ “و ذ م א א א دא أכ ”: ل א א و אل ر אل ه ه رة א و ر “Allah dişi koyundan daha üstün bir hayvan yaratmamıştır.” Bu onun avretini örtmesindendir ve ondan başka avretini örten (hayvan) yoktur.202 Bu rivâyet herhangi bir kaynakta bulunmamaktadır. Müellif aynı hadisi Te’vîlü Muhtelifi’l-Hadis adlı kitabına da203 almıştır. Bu kitapta te’vili yapılan hadisler içerisine almamış, konuya örnek bağlamında zikretmiştir. Bu kitabında da müellifin hadisle ilgili herhangi bir yorumu yoktur. כ، إ ، א ل א א ر : א م أة أ א א 120-) و א أن إ א ”: ل א א و אل ر ، א א و إ א و ر א أ ت א ن دم א د אن ” כא ى“و א א אل:” د، : א א“ א أ “ دאو אن أزכ د م 201 C.II, s. 66 202 C.II, s. 73 203 İbn Kuteybe, Te’vîlü Muhtelifi’l-Hadis, s.312 61 “Bir kadın Nebî (a.s.)’a geldi ve dedi ki: Ya Rasulallah nesli üresin diye koyun satın aldım ama üremedi. Rasulullah (s.a.) buyurdu ki: “Onun rengi neydi?” O siyahtı dedi. (O): “Boz koyun (da al)” buyurdu. Ve çobana haber gönderdi. “Kimin siyah koyunu varsa boz koyunlara katsın. Şüphesiz boz koyunların kanı siyah koyunlarınkinden daha temizdir.”204 Bu rivâyet herhangi bir kaynakta bulunamamıştır. ت و אذא أ ت أد . و א אذא أد ت أ אل:”א ذא أ أ و אذא أد 121-) و م“ א א א א إ ت و أد “Koyuna yöneldiğinde o da sana yönelir, sırt çevirirsen yine sana yönelir. Deveye ise sırt çevirirsen o da sana sırt çevirir, ona yüzünü dönsen yine sırt çevirir. Yani devenin faydası ancak sol tarafından gelir.”205 Elbânî hadisin mevzû olduğunu belirtmektedir. א א א אل אب א أ אل אد אل ز (-122 ج و א م أن א א אل: כאن א א א א أ כ أ אم א א Turunç meyvasına ve kırmızı güvercine bakmak Nebi (a.s.)’ı sevindirirdi.206 Fettenî bu hadisin sahih olmadığını belirtmektedir. אل א אق א و أ أ אو (-123 ض“ :” أر א و א و א و א ل א א و אل ر אب: “Dört hayvan öldürülmez. Karınca, arı, hüdhüd ve sard kuşu.”207 204 C.II, s. 76 205 C.II, s. 76, Elbânî, a.g.e., IV, 359 206 C. II, s. 88; Fettenî, Tezkiratü’l-Mevzûât, 2.b.,Daru İhyâi’t-Turâsi’l-Arabî, Beyrut, h.1399, s. 162 207 C.II, s. 89; Ebû Dâvud, Edeb, 176; İbn Mâce, Sayd, 10, Abdurrezzak, a.g.e., IV,451 62 Ebû Davud’da bu hadisin sahih olduğu, İbn-i Mâce’de de isnâdında bir kişinin zayıf olduğu bilgisi yer almaktadır. כ א אد א כ א אل أ א (-124 “ אن א ن א أ א א א أوכאر ”: ل א א و אل ر אل: “Kuşları kuş yuvalarında rahatsız etmeyin. Şüphesiz gece Allah’ın emin kıldığı bir zamandır.”208 İbn-i Ebî Hâtim hadisin mevzû olduğunu belirtmektedir. ص א و ز א אو ى אن א 125-) أ כ :”א ل א א و אل ر אل: אر אن ر א א כ א و أدور“و כאن א س دאر و א و א و و م א א “Beyaz horoz benim dostumdur dostumun da dostu ve Allah düşmanlarının da düşmanıdır. Sahibinin eviyle birlikte yedi evi daha korur.”209 Nebî (a.s.) evinde onunla gecelerdi. İbnu’l-Cevzî bu hadisin sahih olmadığını; Fettenî ise mevzû olduğunu belirtmektedir. אن א أ أ ى 126-) א א א א א א כא ء، ل ة و כא א אرى أ כאن ب א א أ أ : א א כ، א ذ אل אءت “ ل א א א أ ر א אل:” إذא رأ ، و כ ة“ ذ אئ א אل:”إ ه، כ“ א أ م:” אل א א א، ر د، أ 208 C.II, s. 89; İbn-i Ebî Hâtim, Kitâbü’l-İlel, yay.y., Riyad, 2006, II, 48 209 C. II, s. 89; İbnu’l-Cevzî, a.g.e., III,135; Fettenî, a.g.e., 153; Münâvî, a.g.e., III, 553 63 ، כ ء: آ א כ ئא כ א: أر و أ א آ א، و أو وب“ אل:” و כ ه، م א א “Ebû Eyyüb el-Ensârî bir seferdeydi ve yanında cin geliyordu. Bu durumu Nebî (s.a.)’e şikâyet etti. (O) buyurdu ki: “ Onu gördüğünde ona bismillah benimle Resulullah’a gel de.” O geldi, onu yakaladı ve o da öyle söyledi. (Cin) ben dönmem dedi. Onu bıraktı. Nebî (s.a.) buyurdu ki: “Esirin ne yaptı?” ve Ebû Eyyûb durumu anlattı. “O dönecek” buyurdu. Bunu iki, üç kere yaptı. En sonunda dedi ki: Beni bırak sana hiçbir şeyin zarar vermeyeceği şeyi sana öğreteyim. Ayet’el-Kürsi. Nebi (a.s.)’a geldi ve bu durumu anlattı. (O) buyurdu ki: “O yalancı olduğu halde doğruyu söyledi.”210 Tirmizî hadisin hasen garib olduğunu belirtmektedir. א א א أ א אل א א أ אل و (-127 אء و אن د א אن و א :” א א ل א א و אل ر אل כ א “ א و כא אن א د “En güzel tütsü leban bitkisinden elde edilir ve leban bitkisi peygamber tütsüsüdür. Leban bitkisiyle tütsülenen eve sihirbaz veya kâhin giremez.”211 Bu rivâyet herhangi bir kaynakta bulunamamıştır. :”إ و אل א א و ، و אح א ن ر א ب א 128-)و א ن א “ א א Araplar vebaya cinin mızrağı derler. Nebî (s.a.) şöyle buyurdu:“O (veba) cinden gelen bir sancıdır.”212 Elbânî bu hadisin Müslim’in şartına göre sahih olduğunu belirtmektedir. 210 C. II, s. 112; Tirmizî, Fedâilü’l-Kur’an, 3; Beşşar Avvad, a.g.e., V, 288 211 C.II, s. 112 212 C.II, s. 114; Elbânî, a.g.e., I, 198, Elbânî,3.b., Silsiletü Ehâdîsi’s-Sahîha, Mektebü’l-İslâmî, Beyrut, 1983, IV, 561 64 E.KİTÂBÜ’L-‘İLM VE’L-BEYÂN İlim, âlimler, öğrenciler, kitaplar, ezberleme, Kur’an ve din üzerinde konuşma, eğitimcilerin öğütleri, beyân, belâgat, konuşma ve cevapta letâfet ve hüsn-ü ta’rîz, hutbe, makâme vb. hususlara dair haber, şiir ve fıkraların yer aldığı bölümdür. وزא א א א אل אدى 129-) א אل אت، ل א א و א אل: ر אن אو أ א א אئ אب א : وزא א “Rasulullah (s.a.)kafa karıştırıcı acayip sözler söylemekten nehyetti.”213Evzâî dedi ki: Yani zor sorular. Münâvî bu hadisin münker olduğunu belirtmiştir. אن ر א א א (-130 אرى אء أو א א אر ر د א :” א ل א א و אل ر א אء“ אس أو א ه א אء أو و א “Dört şey için ilim öğrenen cehenneme girer. Âlimlere karşı övünmek için, cahillerle cedelleşmek için, insanların sevgisini kazanmak için, emirlerden para almak için.”214 Tirmizî bu hadisin garîb olduğunu ve bu vecihten başka bir rivayetini bilmediğini belirtmektedir. ل א א و אل ر אل ل כ אج אو 131-) و أ “ א כ א א ت א إ אدة أر א א ”: 213 C.II, s.120; İbnu’l-Cevzî, Garîbu’l-Hadis, Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut, 1985, II, 160; Suyûtî, Câmiu’s-Sağîr, III, 414; Münâvî, a.g.e., VI, 301 214 C.II, s. 119; Tirmizî, İlim, 6; Hakîm, a.g.e., I, 86; Beşşar Avvad, a.g.e., IV, 322; Suyûtî, a.g.e., III, 308; Münâvî, a.g.e., VI, 20 65 “Bir kul ihlâslı bir şekilde kırk gün Allah’a ibadet etsin de, kalbinde ve lisanında hikmet pınarları oluşmasın?”215 Fettenî bu hadisin zayıf veya mevzû olduğunu belirtmektedir. אذ א אش א א 132-) دאود إ א א כ ”: אل א א و אل א א א א ر “ א و א אل א و א و א ن א و “Bu ilmi her nesildeki itidâlli âlimler düşmanların ve aşırıların tahrifinden ve cahillerin yorumlarından korur.”216 Taberânî bu hadisin hasen, garib, sahih olduğunu belirtmektedir. Ukaylî ise bu hadisin sabit olmayan bir cihetle merfû olduğunu, bunun hâricinde bir şeklini bilmediğini söylemektedir. אء“ م א رض א אء א ع:” א 133-) و א א “Yeryüzünde âlimlerin durumu gökteki yıldızlara benzer.”217 Münâvî bu hadisin zayıf olduğunu ve ihticacda şüphe edildiğini belirtmektedir. “ ق א إ א :” א أ 134-) و א “İlim talebinde olanlar hariç şiddetli istek mü’min ahlakından değildir.”218 Münâvî bu hadisin mevzû olduğunu, Fettenî hadisin râvîleri arasında kezzab biri olduğunu belirtmektedir. İbnu’l-Cevzî ise bu hadisin isnad ve metin yönünden zayıf olduğunu ve sîkata mütâbî olmadığını (yani sahih hadislere muhalif olduğunu) belirtmektedir. 215 C.II, s. 119; Fettenî, a.g.e., 191 216 C.II, s. 119; Taberânî, a.g.e., I, 344; Ukaylî, a.g.e.,IV, 256 217 C.II, s. 121; Suyûtî, a.g.e., II, 457; Münâvî, a.g.e., II, 519 218 C.II, s. 122; İbnu’l-Cevzî, Kitâbü’l-Mevzûât, I, 353; Fettenî, a.g.e., 23; Elbânî, Silsiletü Ehâdîsî’d- Daîfe, I, 559; Münâvî, a.g.e., V, 382 66 אع א א א א א אر א א ذل אر א ع:” אر 135-) و א א אل“ “Zelil düşmüş azize; fakir düşmüş zengine; câhiller arasında kalmış âlime merhamet edin.”219 Fettenî hadisin zayıf yollardan geldiğini ve mevzû olduğunu belirtmektedir. א و כ א א אن א ع:” א 136-) و א א כ א א آدم“ אن א “İlim ikidir. Kalpteki ilim ki bu, faydalı ilimdir ve dildeki ilim ki bu Allah’ın âdemoğluna karşı delîlidir.”220 Dârimî hadisin senedinin mevkuf olduğunu, Elbânî ise hadisin mevzû olduğunu belirtmektedir. א أ و אق إ و أ إ אو 137-) و آن א وא א ”: ل א א و אل ر אل: א א أ و“ א א אف أن و أ א أرض א “Düşman topraklarına Kur’anla (Kur’an yazılı sayfalarla) yolculuk etmeyin, ben O’nu düşmanların ele geçirmesinden korkarım.”221 Hadis sahihtir. כ و א אب א אل:”כ م א א و أ 138-) א אء و ى א ل א א כ א א כ א כ و 219 C.II, s. 124; Fettenî, a.g.e., 22 220 C.II, s. 126; Dârimî, Müsned, Daru İbn Hazm, Riyad, 2000, I, ss.373, 374, 376; Elbânî, a.g.e., III, ss. 217,218 221 C.II, s. 131; Buhâri, Cihat, 129; Müslim, İmâret, 92-93-94; Ebû Dâvud, Cihat, 81; İbn Mâce, Cihat, 45; Muvatta, Cihat, 7; Ahmed b. Hanbel, 3/6, 7, 10, 55, 63, 76, 138 67 אر א و א כ ى אئ א د و ة א אء و כ א “ אط א כ وא כ א ه أ א א א و א ى א “Allah’ın kitabında sizden öncekilerin ve sonrakilerin haberi vardır, sizin aranızda bir hükümdür, o ayırt edicidir, şaka değildir. Onunla heva ehli doğru yoldan sapmaz. Ondan âlimler doymaz. Sünnete aykırı olan iş ondan çıkartılmaz. Acaiblikleri bitmez. Allah’a yemin olsun ki onu zorla terk eden ve ondan başka hidayet yolu arayanları Allah dalalete düşürür. O Allah’ın sağlam bir ipi, hikmetli bir zikir ve dosdoğru yoldur.”222 Kaynaklarda hadisin sıhhatine dair bir bilgi yoktur. אم ذى א ل א إכ :”إن ل א א و אل ر (-139 آن“ א א אم אدل و إכ אم א אم א م و إכ א “İslamda beyaz saç sahibine, adil imama ve Kur’an’ın hâmiline ikram Allah’ın yüceliklerini ta‘zîmdendir.”223 Kaynaklarda hadisin sıhhatine dair herhangi bir bilgi yoktur. א أ אل: روى ر أ א أ א א א (-140 א א א ل א א و ة أن ر أ “Rasulullah (s.a.)şahidle birlikte yeminle hükmederdi.”224 Tirmizî hadisin hasen garib olduğunu, İbn-i Mâce de sahih olduğunu belirtmektedir. אرة א آدم א אل ة א (-141 אن :”إن א ل א א و אل ر אل: א א אن“ אل:” א אل؟ ، א ل א א ر אس: אل א א“. و 222 C.II, s.133; Beyhakî, a.g.e., II, 325 223 C.II, s. 133; İbn Ebi’l-Hadîd, a.g.e., X, 21 224 C.II, s. 134; Tirmizî, Ahkam, 13; Ebû Dâvud, Akdiye, 21; İbn Mâce, Ahkam, 31; Beyhakî, es-Sünenü’l- Kübrâ, X, 168; İbn Hibban, Sahîh, XI, 462 68 “Sihir de beyandandır.” Abbas dedi ki: Ya Rasulallah güzellik nerededir? (O) buyurdu ki: “Dildedir.”225 Kütüb-i Sitte’nin dört kitabında yer alan bu hadis sahihtir. כאء“ אء א א : ”إ אل א א و אل: (-142 “Şüphesiz biz peygamber topluluğu çok ağlarız.”226 İbnu’l-Cevzî hadisin garib olduğunu belirtmektedir. F.KİTÂBÜ’Z-ZÜHD Zâhidlerin özellikleri, zühde dair sözleri, dua, münâcât, ağlama, zikr-i dünyâ, teheccüd, ölüm, yaşlılık, sabır, yakîn, şükür, tutumluluk, kanaat, rıza, zâhidlerin halife ve hükümdarlar nezdindeki mevkîleri, öğütleri gibi konularda haber, şiir ve fıkraları anlatan bölümdür. ل א אل ر אل: כ א א أ אل אر د א 143-) أ כ، ة و א آدم، و وא כ ة ، وא ة : وא כ و אل ر א و :” א ، و أ כ כ أو ن א כ א ج כ א א ئא، و א כ א א א “ א אء و א כ א כ א و “Âdemoğlu! Üç şey vardır ki bunlardan birisi benim, birisi senin, birisi de benimle senin aranda ortaktır. Bana ait olan dini sadece bana has kılman ve bana hiçbir şeyi ortak koşmaman; sana ait olan, her ne amel yaptıysan karşılığını vermemdir. Benimle senin aranda ortak olan ise sana düşen dua edip istemek, bana düşen de kabul etmektir.”227 Münâvî bu hadisin hasen olduğunu belirtmiştir. 225 C.II, s. 168; Buhârî, Nikah, 67; Tıb, 51; Müslim, Cum’a, 47; Tirmizî, Birr, 81; Ebû Dâvud, Edeb, 87; Dârimî, Salat, 199; Muvatta, Kelam,7; Ahmed b. Hanbel, 1/269, 303, 309; 2/6, 59,63; 3/470; 4/263 226 C.II, s. 170; İbnu’l-Cevzî, Garîbu’l-Hadis, I, 82 227 C.II, s.s. 277-278; Suyûtî, a.g.e., III, s.s.79-80; Münâvî, a.g.e., IV, 497 69 אل أز אو א אل אب א ز א אل أ ة א (-144 ل א א و א כאن ر א، אئ ر א אل: א א، א و א א و א و כ : כאن א ؟ אم א “ א ل:”א א وא وאرز و “Âişe (r.anha)’ya sordum: Rasulullah (s.a.) gece kalktığında namaza nasıl başlardı? O dedi ki: On kere tekbir getirirdi, on kere hamd ederdi, on kere tesbih ederdi ve on kere istiğfar ederdi ve sonra şöyle derdi: “Allah’ım beni bağışla, bana hidayet et, beni rızıklandır, bana afiyet ver.” 228 Bu rivâyet herhangi bir kaynakta bulunamamıştır. אء א أ ر אف أ א א א אل وزى א א (-145 אء و כ כ و א א و أ א אل:”أ ل א א و אذא أ אل: כאن ر أو . א כ ه א و א א رب א כ א אر و א و א و א و א و א ة א و א כ א א. א إ أ א ه א و آ א و أو אر א א א أول “ א א أر א “Rasulullah (s.a.) sabaha erdiğinde şöyle dua ederdi: Sabaha eriştik ve mülk, büyüklük, azamet, yaratma, iş, gündüz, gece ve o ikisinde bulunanlar sabaha erişti. Allah âlemlerin rabbidir, tekdir, şerîki yoktur. Allah’ım gündüzün ilk kısmını bize salah, ortasını felah, sonunu kurtuluş kıl. Allah’ım senden dünya ve ahiretin hayırlısını istiyorum ey merhametlilerin en merhametlisi.”229 Elbânî bu hadisin çok zayıf olduğunu belirtmektedir. ب א أ אل أ אرכ א א א אل א (-146 ل א א و אل: כאن ر אن א א أ א ز 228 C.II, s. 278 229 C.II, s. 278; Humeydî, Müsned, I, 188; Elbânî, a.g.e., V, 67 70 א و ل א כ א אت:”א א ء א א م إ د כאد א א، و אت א א ن א כ، و א א א ر א כ א כ، و א א و א د א، و א א و א אرث כ א א، و א ذ אر א و أ א א“ א א و א و א אכ א “Rasulullah (s.a.) bulunduğu meclisten bu duaları etmeden ayrılmazdı: “Allah’ım bizimle günahlarımız arasında haşyetinden ve taatinden bize ulaşan rahmetini, değişen dünya musibetlerini bizden uzaklaştıracak yakîni bize taksim et. Gözlerimiz ve kulaklarımızla bizi faydalandır. Bunu bize miras kıl. Talebimize bizi ulaştır. Dinde bize musibet verme. Dünyayı bizim için çok önemli yapma. İlmimizi sınırlandırma. Bize merhamet etmeyenleri bize musallat etme.”230 Bu rivâyet herhangi bir hadis kaynağında bulunamamıştır. ، אد أوس אل: כאن אن وزא 147-) א כ أ إ و כ א אل: ، ت כ א، ة א א : אئ אل א ل א א و : ر כ ل א א א ه א כ א و أز א أ أ אت א و כ א אت: א إ أ כ ء א وא אכ אس א و א ل:”אذא כ א א، و אد א א א و א כ כ و أ אد כ כ و أ כ כ א א و أ ب“ م א כ أ ، إ א כ ، و أ א כ ذ ، و أ א כ أ “İnsanlar altın ya da gümüşü gömerlerse, şu kelimelerle gömsünler: Allah’ım senden işlerimde sebat, rüşd çağında kuvvet istiyorum. Nimetine şükretmek istiyorum. Senden, sana güzel bir şekilde ibadet etmek, selim bir kalp ve doğru konuşan dil istiyorum. Bildiğin hayrları istiyorum. Bildiğin şerlerden sana sığınıyorum. Bildiğin (günahlarımdan) istiğfar ediyorum. Şüphesiz sen gaybı bilensin.”231 230 C.II, s.s. 279-280 231 C.II, s. 280 71 Bu rivâyet herhangi bir kaynakta yoktur. Burada İbn Kuteybe’nin kullandığı ‘belağanî’ tâbiri bir haberi başkasına naklederken kullanılan ancak nakledilen bu haberin kendisinden nakledilen kimseye aid olduğunu veya ondan muteber bir yolla alınmış olduğunu kesin olarak göstermeyen bir ifadedir.232 Temriz sîgasıdır. Zayıf hadisler bu tür sîgalarla ifade edilirler.233 Bu ifadeden anlıyoruz ki İbn Kuteybe hadisin zayıf olduğunu düşünmektedir. אل: כאن א א و א أ א אل 148-) א ع و روف א אن כ א :”א אرز ل א א و אء ر د א“ אس א و א ع د ن א כ כ أن א “Allah’ım gözyaşları kan olmadan ve dişler ateş olmadan önce beni (gözyaşlarıyla) ağlayan iki gözle rızıklandır.”234 İbn Asâkîr bu hadisi iki ayrı senette verir ve hadisin mürsel olduğunu belirtir. Nitekim hadis tabiînden olan Sâlim b. Abdillah’tan rivayet edilmiştir. אرث אل א אن א אل ى אن א 149-) أ א כ ”: אء א א و : أ כאن د ء כ أ א א “ א א ى و أ ى و כ أ ى א כ א ى و כ “Ey tüm şikâyetlerin makamı ve ey tüm kurtuluşların şahidi bütün görünen ve görünmeyen yolları sen açarsın. Sen en yüce görüş yerindesin.”235 Bu rivâyet herhangi bir kaynakta bulunmamaktadır. 232 Aydınlı, Abdullah, Hadis Istılahları Sözlüğü, 7.b., İ.F.A.V. Yay. Nu:233, İst., 2013, s.40 233 Aydınlı, a.g.e., s.317 234 C.II, s. 280; Ebû Abdullah Şemseddin, Sübülü’l-Hüdâ ve’r-Reşâd, Lecnetu İhyâî’t-Turâsi’l-Arabiyye, Kahire, 2009, II, 119; İbn Asâkîr, Târihu Dımeşk, XI, 120 235 C.II, s.s. 270-271 72 אل:” אر أن א א و زدى א א אل א (-150 א א ىء إن א כ א אدة אدة أ א א א א “ א “Ehl-i kıble aleyhine şahitlik etmeyin. Kim onların aleyhine şahitlik ederse ben ondan uzağım. Muhakkak Allah Teâlâ onlara yaptığı pek çok şeyi bize gizlemiştir.”236 Bu rivâyet herhangi bir kaynakta bulunmamaktadır. אب א א אب א أو כ د א אل:” آ כ 151-) و א“ “Kim Allah’ın dini için, Allah’ın kitabından bir ayet veya sünnetten bir kelime öğrenirse; Allah ona avuç avuç sevap verir.”237 Kaynaklarda hadisin sıhhatine dair herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. כ ل:” א إ أ ل א א و : כאن ر وزא אل א אل و (-152 כ“ כ ق א כ و אل و א כ א א א “Allah’ım senden sevdiğin amellerde başarıyı, sana hüsn-ü zan beslemeyi ve sana samimi tevekkül etmeyi diliyorum.”238 Elbânî bu hadisin zayıf olduğunu, Münâvî ise ravîlerinde Hasan’ın teferrüd ettiğini belirtmiştir. כ א، א כ ر כ ذכאرא، כאرא، כ :”א אء א א و 153-) و د א، رب و א و أ د و وא א כ أوא א، כ א، א “ א د و 236 C.II, s.s. 274-275 237C.II, s. 285; Suyûtî, Câmiu’l-Ehâdîs, VI, 474; Ali el-Müttakî, a.g.e., IV, 334 238 C.II, s. 285; Suyûtî, Câmiu’s-Sağîr, I, 415; Münâvî, a.g.e., II, 140; Ali el-Müttakî, a.g.e., II, 183; Elbânî, a.g.e., VI, 412 73 “Beni sana şükreden, seni zikreden, senden korkan, sana itaat eden, seni gizlice zikreden, sana tövbekâr bir şekilde yalvaran kullarından eyle. Tevbemi kabul et. Beni günahlarımdan arındır. Duama karşılık ver. Delilimi sabit kıl. Kalbime hidayet ver ve lisanımı (sözlerimi) doğru kıl.”239 Tirmizî bu hadisin hasen sahih olduğunu belirtir. İbn-i Mâce’de ise bu duayı Efendimiz’in Kunut’ta okuduğu bilgisi yer almaktadır. אء אل: כ א ى أ אل אر د א 154-) أ א أن אف כאء و أ כ א אل): إن أ ل א א و (و אر א ر א ، أرأ إن ذ ل א א ر : א כ، א ذא אل א! א ، أ ى ن ذ : א “ אل: ” ؟ א ، أ א ت א א א ى א “ כ :”إن أ אل א א و ى؟ אر، أ א ت א א א א “Ensardan bir genç Rasulullah (s.a.)’e geldi ve dedi ki: Annem çok ağlıyor, ben bu yüzden gözlerini kaybetmesinden korkuyorum. Ona gelsen ve nasihat etsen. Onunla beraber gitti, eve girdi ve bu konuda konuştu. Kadın dedi ki: Ya Rasulallah eğer dünyada gözlerimi kaybeder ve daha sonra cennete girersem Allah bana onu daha hayırlısıyla değiştirir mi? (O): “Evet.” Buyurdu. Kadın dedi ki: Dünyada gözlerimi kaybedersem sonra cehenneme girersem Allah gözlerimi tekrar verir mi? Nebî (s.a.) gence buyurdu ki: “Annenin sözleri doğrudur.”240 Bu rivâyet herhangi bir kaynakta bulunamamıştır. אل א א אل: ء א א 155-) א ، ف א ة د ة دم و ة أ א א א ”: و אؤه، و כ א و א أ א א رد و א“ 239 C.II, s.290; Tirmizî, Daavât, 103; İbn Mâce, Dua, 1 240 C.II, s. 293 74 “Allah için; Allah yolunda dökülen bir damla kandan ve Allah korkusundan gecenin yarısında dökülen gözyaşından daha sevimli bir katre yoktur. Allah için elem veren bir musibeti yudumlayıp huzur ve sabırla karşılamak ve öfkeye hâkim olmak kadar sevimli bir yudum yoktur.”241 Kaynaklarda bu hadisin sıhhatine dair herhangi bir bilgi yoktur. אل أ و אرכ א א א אل وزى א א (-156 אل: כ أ وزא أ כ أ أ ز כ א א ى “א א אن א رب א ” ، אم א ، אذא כ أ ة א א و ه“ אن א و ل:” ، א “Ebû Zem’a b. Ka’b dedi ki: Nebî (s.a.)’in odasının yanında gecelerdim. Gecenin bir vaktinde kalktığında şöyle söylediğini işitiyordum:“ Âlemlerin rabbi bütün kusurlardan münezzehtir. Allah bütün noksanlıklardan münezzehtir ve hamd O’nadır.”242 Kütüb-i Sitte’nin dört kitabında yer alan bu hadis sahihtir. ة אل: א אد אن ز א אل א (-157 כ ، א ل א א ر : אه، ر ل א א و אم ر ل: رא“ כ א ن אل:” أ أכ ، א כ و م ذ א “Rasulullah (s.a.) ayakları şişene kadar gece namaz kılardı. Denildi ki: Ya Rasulallah Allah senin geçmiş ve gelecek bütün günahlarını affetti. (O) buyurdu ki: “Şükreden bir kul olmayayım mı?”243 Hadis sahihtir. 241 C.II, s. 295; Beyhakî, Şuabü’l-Îman, VI, 319 242 C.II, s. 298; Buhârî, Îmân,19; Müslim, Tahare,1; Tirmizî, Vitr,19; Ebû Dâvud, Salat, 135; Tatavvu, 14; Dârimî, İsti’zân, 53; Muvatta, Kur’an, 53;Ahmed b. Hanbel, 1/71; 2/ 108, 210, 211; 3/ 35, 152, 443; 4/237, 353, 356, 382 243 C.II, s.s. 298-299; Buhârî, Teheccüd, 6; Tefsîru Sure, 48; Müslim, Münâfigun, 79-81; Tirmizî, Kıyâme, 10; Ahmed b. Hanbel, 2/35 75 א א א אد א אل أ אرכ א א א אل א (-158 ل א א و و و أز אل: أ ر ف א أ ز א כ “Rasulullah (s.a.)’e namaz kılarken geldim. Göğsünde tencere kaynaması sesi gibi ses vardı.”244 İbn-i Hibban bu hadisin isnâdının sahih olduğunu, ricâlinin sıhhat şartlarına göre sîka olduğunu belirtmektedir. Hâkim ise hadisin Müslim’in şartına göre sahih olduğunu ama tahric etmediğini belirtmektedir. א אل: م אء ر א א א אل: 159-) א אل: أ כ“ אل:” ، אل: אل؟“ כ ”: אل ت؟ א أ א ، א ه أ أن א إن أ أن و إن أ ء م:” إن א אل א א אل: כ، ذ “ “Bir adam Nebi (a.s.)’a geldi ve dedi ki: Ya Nebiyyallah ölümü sevmiyorum benim durumum nedir? (O) buyurdu ki: “Malın var mı?” Adam evet dedi. “Onu önden gönder (tasadduk et)” dedi. Adam dedi ki: Bunu yapamam. Nebi (a.s.) buyurdu ki: “Kişi malıyla beraberdir. O, malını önceden gönderirse (tasadduk ederse) ona kavuşmak ister; geri bırakırsa onunla beraber kalmak ister.”245 Bu rivâyet herhangi bir kaynakta bulunmamaktadır. א أ دאود א א אل אب 160-) أ א م אب א ل:” ل א א و אل: ر و א“ א أو א א م א رא כא 244 C.II, s. 299; Hâkim, a.g.e., I, 164; İbn Hibban, a.g.e., II, 440 245 C.II, s. 308 76 “Kim İslam uğrunda saç sakal ağartmışsa, onu boyamaz ve yolmazsa, bu, kıyamet günü, onun için bir nur olur.”246 İbn-i Hibban bu hadisin isnâdının kuvvetli; ricâlinin de Buhârî ve Müslim’in ricâli olduğunu; Tirmizî ise hadisin hasen sahih garib olduğunu belirtmiştir. ل אل ر אل: כ א אص أ ى אل אر د א 161-) أ ، و א ع א א א و :” أ א א א و ع א א و ة و ، و أ א א כ א إ و א “ א و رא א و أ א “Kimin maksadı ve tasası dünya olursa Allah onun kalbinden (gönül) zenginliğini çıkarır. Gözlerinin önüne fakirliği koyar ve ona yazılandan başka dünyadan bir şey alamaz. Kimin maksadı ve tasası ahiret olursa Allah onun kalbinden fakirliği çıkarır. Gözlerinin önüne (gönül) zenginliğini koyar. İstemediği halde dünya ona gelir.”247 Kaynaklarda hadisin sıhhatine dair herhangi bir bilgi yoktur. אد ز א أن א أ א אل 162-) دאود אل:” ، אل: א و א כ“ א א אن: ” אכ אل א א و א“ ج א آدم א ب ن א אل:” ، א אل: א אذא“ א “Nebî (a.s.) Dahhak b. Süfyan’a dedi ki: “Ne yiyorsun?” O et ve süt dedi. “Sonra yediklerin ne oluyor?” buyurdu. “Senin de bildiğin şey olur” dedi. (O) buyurdu ki: “Allah âdemoğlunun çıkardığını (pisliği) dünya için misal kıldı.”248 Münâvî hadisin ricalinin sîka olduğu, Elbânî ise hadisin zayıf olduğu bilgilerini vermektedirler. 246 C.II, s. 319; Tirmizî, Fedâilü’l-Cihâd, 9; İbn Hibban, a.g.e., VII, 251; Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübrâ, IX, 161 247 C.II, s. 327; İbn Ebi’l-Hadîd, a.g.e., VI, 231 248 C.II, s.s. 327-328; Elbânî, Silsiletü Ehâdîsi’s-Sahîha, I, 662; Münâvî, a.g.e., II, 220 77 و أ و א א אل אرون (-163 د (”: ل א ل א א و ئ ر אل: ة و ة אرون א א: א ر“ כ א ح ر א وא אل:”إذא د א م( ره ح א أن אد ور و א א دאر א د و א א א دאر א אل:” א א؟ ف כ آ א ت“ ول א ت “(Allah hidayet etmek istediğinin kalbini İslam’a açar.)249 ayeti Rasulullah (s.a.)’e soruldu. (O) buyurdu ki: “Nur kalbe girerse yayılır ve bu kalbi genişletir.” Dediler ki: Ya Nebiyallah bunu anlayacak bir delil var mıdır? Buyurdu ki: “Evet sonsuz yurda yönelme ve gaflet yurdundan kurtulma ölüm gelmeden önce ölüme bir hazırlık.”250 Elbânî bu hadisin zayıf olduğunu belirtmektedir. אل:” ل א א و כ أن ر ن (-164 כ و إ כא א א א ن ، א د ر א א א، و אن ء א א א و إن دאد א א و دאد إ ، “ ن א א א ، ه א א ،و כ כ “Kime Allah’tan dininde bir öğüt ulaşırsa o Allah’tan gelen bir rahmettir. Allah’a şükürle karşılık verirse (ne âlâ), yoksa bu Allah’ın onun aleyhinde bir delilidir. Günahının ve ona karşı Allah’ın gazabının artması hususunda Ona haktan bir şey ulaştığında razı olursa Allah da ondan razı olur. Kim öfkelenirse Allah da ona öfkelenir. Kim nefret ederse Allah da ondan nefret eder. Şüphesiz Allah apaçık bir haktır.”251 Bu rivâyet herhangi bir kaynakta bulunamamıştır. 249 En’am Suresı, 6/125 250 C.II, s.328; Hâkim, a.g.e., IV, 311; Elbânî, Silsiletü Ehâdîsi’d-Daîfe, II, 383; Beyhakî, Şuabü’l-Îmân, VII, 352 251 C.II, s.339 78 א א א رאع ”: ل א א و وة رو أن ر (-165 “ م א رאئ א إ “Halkına ihanet eden hiçbir devlet başkanı yoktur ki, Allah cennet kokusunu ona haram kılmasın.”252 Bu rivâyet herhangi bir kaynakta bulunamamıştır. ة כ א أو س أ אب ”: ل א א و אل ر (-166 א“ א א “Sizden birine cennette verilen bir yay veya okun ucundaki bir tüy (dahî) dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır.”253 Bu rivâyet herhangi bir kaynakta bulunamamıştır. א א א و ”: ل א א و אل ر (-167 ئא“ א א כ א א إ أ כ א أ א “Ey Muhammed’in halası Safiyye ve Muhammed’in kızı Fatıma nefsinizi Allah’tan hîbe olarak isteyin. Ben Allah(ın azabın)dan hiçbir şeyi sizden def edemem.”254 Bulunan tüm kaynaklarda א وא hîbe olarak istemek) lafzı yerine) א satın) א alın) lafzı kullanılmıştır. İbn-i Hibban hadisin sahih olduğunu belirmektedir. אل:”אى אرة، ل א א و إ ل ر כ כ א 168-) و כאن א“ אرة כ إ א Büyük deden Rasulullah (s.a.)’e emirliği sordu. (Rasulullah) şöyle buyurdu:“Ey amca yaşamak senin için emirlikten hayırlıdır, şikâyet etme.”255 252 C.II, s. 339 253 C.II, s. 339 254 C.II, s.341; Buhârî, Vesâyâ, 11; Tefsîru Sure, 26; Dârimî, Rikak, 23; Nesâî, Vesâyâ,6; Ahmed b. Hanbel, 1/206; Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübrâ, VI, 280; İbn Hibban, Sahih, II, 412 79 Kaynaklarda hadisin sıhhati hakkında herhangi bir bilgi yoktur. Bu hadisi İbn Kuteybe önceki hadisle bağlantılı olarak vermiştir. Muhtemelen soran kişiden kastı amcası Hz. Abbas’tır. : אذ א א אض ز א אن أ א אق 169-) إ א א אء א אذא אء א אء א אل:” إن א א ل א א و أن ر “ אء ن כ ى א א א، وא وא و אذא “Şüphesiz Allah ortada olmadıklarında yok olmayan, hazır olduklarında (kimlikleri) bilinmeyen, kalpleri hidayet kandilleri halinde tüm zifiri karanlıklardan çıkan gizli hayır yapanları, takva sahiplerini, iyileri sever.”256 Ebû Nuaym bu hadisin senedinin zayıf olduğunu belirtmektedir. א א א أ אل אدى אد א 170-) ز ن אن אغ :”א و א ل א א و אل ر אل: אس أ א אس“ א כ א “İki nimet vardır ki insanların birçoğu onda aldanıyorlar: Sıhhat ve boş vakit.”257 Hadis sahihtir. אن ر א א א כ א א ذכ 171-) وروى א ص א و א א: כ אل و إ א ر אل:” أو א و ، و أ ، و أن أ ، و א א و א א و א ل א ، و א א א“ ى א و א، و ذכ כ ن כ ، و أن و أ 255 C.II, s.341;İbn Asâkîr,a.g.e., XXXV, 216; XLVIII, 439 256 C.II, s. 352; Kudâî, a.g.e., II, 252; Ebû Nuaym Asbahânî, Mârifetü’s-Sahabe, Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut, 2002, IV, 188; İbn Asâkîr, a.g.e., XXII, 44 257 C.II, s. 361; Buhârî, Rikak,1; Tirmizî, Zühd, 1; İbn Mâce, Zühd, 15, Dârimi, Rikak, 2; Ahmed b. Hanbel, 1/258, 344; Hâkim, a.g.e., IV, 306 80 “Rabbim bana dokuz hasleti tavsiye etti ben de size tavsiye ediyorum: Açıkta ve gizlide ihlâslı davranmak, rıza ve öfke anında adaletli olmak, fakirlik ve zenginlikte îtidalli olmak, bana zulmedeni affetmek, sıla-i rahimi kesene sıla-i rahim yapmak, susmamın tefekkür, konuşmamın zikir ve bakışımın ibret olması.”258 Bu rivâyet herhangi bir kaynakta bulunamamıştır. אئ ر כ אن א א إ 172-) وروى وכ إ א : א ش، כ א و א ل א א و א أ ر א أ א א“ כ إ א أ אل:” כ א، א إ א כ א أ אة م א א ، ذ ل א ر “Hz. Âişe Rasulullah (s.a.)’e içinde arpa ekmeği ve işkembeden bir parça bulunan tabak getirdi. Ve dedi ki: Ya Rasulallah bir koyun kestik ve bundan başkası kalmadı. (O) buyurdu ki: “Aksine bu hariç hepsi size kaldı.”259 Bu rivâyet herhangi bir kaynakta bulunamamıştır. G.KİTÂBÜ’L-İHVÂN Dost kazanmaya teşvik, dost seçimi, dostun dosta karşı görevleri, dostlar arasında sevgi, ziyaretler, kucaklaşma, tokalaşma, veda, hediyeleşme, kutlama, hasta ziyareti, tâziye, kötü dostlar, akraba ve çocuklar, özür beyanı, serzeniş, dostlar arasında öfke, düşmanlık gibi konularda haber, şiir ve fıkraların yer aldığı bölümdür. “ ء כ :” א ل א א و אل ر (-173 “Kişi, dostu (kardeşi) ile çoktur (zengindir).”260 Şevkânî hadisin mevzû olduğunu belirtmektedir. 258 C.II, s.s.361-362 259 C. II, s. 369 260 C. II, s.1; Kudâî, a.g.e., I, 141; Ali el-Müttakî, a.g.e., IX, 11; Şevkânî, Fevâidü’l Mecmûâ fi’l-Ehâdîsi’l- Mevzûa, 2.b., Mektebetü’l-İslâmiyye, Beyrut, 1992, I, 260 81 ر אر אل أ א (-174 אل א אل: ، ب، و כאن אدرכ א א و כ אم א “ אه أ כ أ :”إذא א א א و “Biriniz, bir dostunu sevdiğinde, sevdiğini ona belli etsin.”261 Tirmizî hadisin hasen sahih garib olduğunu belirtmiştir. אق אئ א א א א א אل א א א (-175 ”: אل א א و אل: م א א אرث א א א ض، و ده إذא ، و אه، و إذא ، و إذא د : אذא אل א “ א אت، و אز إذא “Müslümanın Müslüman üzerindeki altı hakkı vardır. Ona selam verdiğinde karşılık verir; davet ettiğinde icabet eder; hapşırdığında yerhamûkallah der; hastalandığında ziyaret eder, öldüğünde cenazesinde hazır olur ve kendisi için sevip istediklerini onun için de ister.”262 Tirmizî’de hadisin hasen olduğu, İbn-i Mace’de ise zayıf olduğu belirtilmektedir. אم א אش א כ إ א א א א אل א אل (-176 א א אכ :”أ أ ل א א و אل ر : א א אئ ر א وة أ “ א א א و إن כאن أو “Zalim de olsa mazlum da olsa kardeşine yardım et. Mazlum ise hakkını onun için al. Eğer zalimse yine onun için kendisinden al.”263 Hadis sahihtir. 261 C.II, s. 9; Tirmizî, Zühd, 54; Ebû Dâvud, Edeb, 121; Nesâî, Amelü’l-Yevm ve’l-Leyl, 78 262 C.II, s. 14; Tirmizî, Edeb,1; İbn Mâce, Cenâiz, 1 263 C.III, s. 14; Buhârî, Mezâlim, 4; İkrah,7; Müslim, Birr, 62; Tirmizî, Fiten, 68; Dârimî, Rikak,40; Ahmed b. Hanbel, 3/199, 201, 324; İbn Hibban, a.g.e., XI, 571; San’ânî, a.g.e., XI, 571 82 אم א أ א כא אل:”إ ز، ل א א و א: و ر א (-177 אن “ ، و إن א א “Rasulullah (s.a.) yaşlı bir kadına rastladı, (onunla ilgilendi) ve buyurdu ki: “O, bize Hatice’nin günlerinde gelirdi. Ahde vefanın güzelliği imandandır.”264 Elbânî bu hadisin sahih olduğunu ve hadiste hiçbir illet bulunmadığını belirtmektedir. “ אن א א א א ع:”أول 178-)و א א Merfû bir hadiste (şöyle buyurulur.): “Mîzana ilk konan şey, güzel ahlaktır.”265 Kudâî hadisin isnadının zayıf olduğunu, Elbânî ise hadisin zayıf olduğunu belirtmektedir. Burada İbn Kuteybe’nin de hadisi sened vermeden veya Resulullah şöyle buyurdu demeden zikretmesi, O’nun hadisin sıhhatinden çok emin olmadığını göstermektedir. אر“ אن א אر، و אن א אر אل:”إن א و א 179-)و “Şüphesiz güzel ahlak ve hoş komşuluk memleketleri mâmur ve ömürleri uzun eder.”266 Münâvî hadisin hasen, ricalinin sîka olduğu; Elbânî ise hadisin sahih olduğu bilgisini vermektedir. “ ُ כאن א א َ و אل:” א 180-)و “Allah kimin yaratılışını ve ahlâkını güzelleştirirse o cennet ehlinden olur.”267 Bu rivâyet herhangi bir kaynakta bulunamamıştır. 264 C.III, s. 15; Kudâî, a.g.e., II, 102; Beyhakî, Şuabü’l-Îmân, VI, 517; Suyûtî, Câmiu’s-Sağîr, VI, 517; Münâvî, a.g.e., II, 446; Elbânî, Silsiletü Ehâdisi’s-Sahîha, I, 376 265 C.III, s.23; Kudâî, a.g.e, I, 154; İbn-i Ebî Şeybe, Musannef, VIII, 520; Elbânî, Silsiletü Ehâdîsi’d-Daîfe, VII, 352 266 C.III, s. 23; Suyûtî, a.g.e., II, 515; Münâvî, a.g.e., IV, 195; Elbânî, a.g.e., II, 156 267 C.III, s. 23 83 אء أ א א دכ אل א (-181 א“ دد א :”زر ل א א و אل ر אل ة “Seyrek ziyaret et ki, daha çok sevilesin.”268 İbn-i Hibban hadisin isnâdının Müslim’in şartına göre sahih olduğunu belirtmiştir. אن و أ א ب א אف א א אق إ א إ אل أ (-182 אد אدאه א א أو زאر أ אد ”: ل א א و אل ر אل: دة אن أ “ أت א אכ אب אء: أن و א “Kim bir hastayı ziyaret eder veya kardeşine ziyarette bulunursa semadan bir münâdi ona seslenir: “Sen iyilik ettin, ziyaretin güzel oldu ve bununla cennette konaklayacağın yeri kazandın.”269 Tirmizî hadisi iki ayrı senedle vermiş ve hadisin hasen garib olduğunu belirtmiştir. א א إ א אش אل (-183 ل אذא ودع ل א א و כאن : أن ر א א א أ כ“ כ و آ א כ و א כ و أ دع א د :”أ ر “Rasulullah (s.a.) bir kişiyi yolcu ederken şöyle derdi:“Dinini, emanetini, amelinin neticesini ve ömrünün sonunu Allah’a havale ederim.”270 Hâkim hadisin iki imama göre de sahih olduğunu ama tahric etmediklerini belirtmiştir. Zehebî O’nun bu görüşüne katılmaktadır.271Tirmizî hadisin bu vecihle garib olduğunu, fakat İbn Ömer’den başka vecihlerle de rivayet edildiğini belirtmiştir. İbn-i Mâce ise hadisin sahih olduğunu belirtmiştir. 268 C.III, s. 24; Kudâî, a.g.e., I, s.s.366,368-369; İbn Hibban, a.g.e., II, 386 269 C.III, s. 25; Tirmizî, Birr, 64 270 C.III, s.31; Tirmizî, Daavât,44; Ebû Dâvud,Cihad,80; İbn Mâce, Vesâyâ, 24; Hakîm, a.g.e., II, 106; Suyûtî, a.g.e., I, 576 271 İbnü’l-Mülakkin, a.g.e., II, 106 84 زدى א أ כ א א إ אل 184-) א א אل: إ أر כ: أن ر أ א א و א ة أ “ כ כ כ و و ى و ذ אل:” א و כ زودכ א א א “Bir adam Rasulullah (s.a.)’e geldi ve dedi ki: “Yarın bir sefere çıkmak istiyorum” (O) buyurdu ki: “Allah’ın rahmeti ve korumasıyla (git). Allah senin takvanı arttırsın, günahını bağışlasın, nerde olursan ol (Allah) seni hep hayra yönlendirsin.”272 Bu rivâyet herhangi bir kaynakta bulunamamıştır. אرث א א אل אن א אل و א אل (-185 א ن א א א ”: ل א א و אل ر אل ل כ ء כ א “ א ن א אدوא ور، و א “Musafaha edin, şüphesiz musafaha kalplerdeki kini giderir. Ve hediyeleşin şüphesiz hediyeleşmek hasımlığı giderir.”273 Bu rivâyet herhangi bir kaynakta bulunamamıştır. ل אل ر אل א א א אل אب 186-)و أ א “ אع ، و د א כ :” أ ذرאع א א و “Bana bir koyun parçası hediye edilse kabul ederim. Bir sığır paçası (yemeye) davet edilsem icabet ederim.”274 Kaynaklarda hadisin sıhhatine dair herhangi bir bilgi yoktur. אب א و ن א א א א אدوא ”: 187-)و آ “ א 272 C.III, s.s. 31-32 273 C.III, s. 34 274 C.III, s. 34; Ahmed b. Hanbel, 2/424; Suyûtî, Câmiu’l-Ehâdîs, VI, 44 85 “Hediyeleşin ki, birbirinizi sevesiniz. Şüphesiz hediye sağır kapıları açar ve kalpteki kini akıtır.”275 Bu rivâyet herhangi bir kaynakta bulunmamaktadır. כ أ א אل אرون א אل و א אل (-188 ، و אر ر כאن ل א א و ر א אد ر אل: כ، א أ س“ א א و א و א אدون ”: ة א א و أ Rasulullah (s.a.) ensardan gözü iltihaplı bir kişiyi ziyaret etti ve Ebû Hureyre’nin Nebî (s.a.)’den (rivayet ettiği) hadis(e göre şöyle buyurdu):“Üç kişiyle yola çıkılmaz. Çıbanlı kişi, göz iltihablı kişi ve acıkınca öfkelenen kişi.”276 Fettenî hadisin teferrüd ettiğini; hadisin zayıf olduğunu ama mevzû olmadığını belirtmiştir. א ، و א א אכ כאة، و دאووא א כ א א أ ع:” 189-)و א א אء“ א א א “Mallarınızı zekâtla te’mînat altına alınız; hastalarınızı sadaka ile tedavi ediniz. Belaları dua ile karşılayınız.”277 Elbâni hadisin çok zayıf olduğunu; Münâvî de zayıf olduğunu belirtmektedir. א، : أ אل א؟“ אئ כ :” أ א א אل 190-)أ א و ق כ אل:” א، : أ אل א؟“ אد אل:” א، :أ אل אزة؟“ אل:” “ :”و و و אل א و א، :أ אل ؟“ “Sallallahu aleyhi ve sellem bir gün ashabına sordu.“Sizden kim oruçlu sabahladı?”Ömer: Ben dedi. (O) buyurdu ki: “Kim cenaze teşyi‘ etti?” Ömer: Ben dedi. 275 C.III, s. 34 276 C.III, s.s. 43-44; Fettenî, a.g.e., 210; Ali el-Müttakî, a.g.e., IX, 103 277 C.III, s. 45; Kudâî, a.g.e.,I, 401; Beyhakî, Şuabü’l-Îmân, III, 282; Suyûtî, Câmiu’s-Sağîr, II, 308; Münâvî, a.g.e.,III, 388; Elbânî, a.g.e., VII, 493 86 (O) buyurdu ki: “Kim bir hastayı ziyaret etti?” Ömer: Ben dedi. (O) buyurdu ki: “Kim sadaka verdi?” Ömer: Ben dedi. Ve sallallahu aleyhi ve sellem: “Vacib oldu, vacib oldu, vacib oldu.”buyurdu.278 Bu hadis Musannef’de ve Kenzu’l-Ummâl’de Hz. Ebu Bekir hakkında; El-Kâmil fî Duafâi’r-Ricâl’de Hz. Ömer hakkında bulunmaktadır. Hadisin sıhhati hakkında herhangi bir bilgi yoktur. כ א أن אد אم אل:”א : : أ א و 191-)و آ “ א כ א א אم ، و ه و כ ه ه أو رأ أو כ أ “Hastayı ziyaretiniz elinizi onun alnına veya başına koymakla veya eliyle onun elini tutarak nasıl olduğunu sormayla tamamlanır. Selamınız da musafaha ile tamamlanır.”279 Tirmizî bu hadisin isnâdının kuvvetli olmadığını belirtmektedir. “ א د א ”: 192-)و א “Allah bir kimsenin hayrını dilerse, onu bir derde mübtelâ kılar.”280 Hadis sahihtir. אل:” א و وج א ل א א و إذא د : כאن ر א אل (-193 “ دة א א وא زق א א وא אدة و א א א “Rasulullah (s.a.) evlenenlere şöyle dua ederdi: “Rahman’ın katında mutluluk, huzur, hayırlı alın yazısı, geniş rızık ve sevgi (bulun).”281 Bu rivâyet herhangi bir kaynakta bulunamamıştır. İbn Kuteybe’nin direk tabiinden olan Mücahid’den rivâyet ettiği bu hadis muallaktır. אء وא א אل ل א א و أن 194-)و כאن ر 278 C.III, s. 45; Abdurrezzak, a.g.e., III, 593; İbn Adiyy, a.g.e.,III, 334; Ali el-Müttakî, a.g.e., XII, 524 279 C.III, s.46; Tirmizî, İsti’zân, 31; Ahmed b. Hanbel, 5/259 280 C.III, s. 57; Buhârî, Merdâ,1; İbn Hibban, a.g.e., VII, 168; Kudâî, a.g.e., I, 224 281 C.III, s.67 87 “Rasulullah (s.a.) uyum ve oğlan çocuklar dileğinde bulunmaktan nehy etti.”282 Darimî bu hadis hakkında “Kalbimiz onu tashih etmeye meyillidir.” ifadesini kullanmıştır. אق א و א إ אل א أ دאود אل م 195-) ز أ ن ة، אه ر إא אس، אل: כ א אل أ أ אص א א אذא ب כ א א أر כ א א أ :”א ل א א و אل ر אل، و ة“ אإذא و وإن כא وإن כא و “Soyunuzu öğreniniz ki, akraba haklarını yerine getiriniz. Çünkü yakın dahi olsa, iyi ilişkiler kesilirse akrabalık diye bir şey kalmaz. İyi ilişkiler sürdürüldüğü takdirde ise akrabalık uzak da olsa, uzaklık ortadan kalkar.”283 Hâkim hadisin sahih olduğunu belirtmektedir. Zehebî Buhârî’nin şartına göre sahih olduğunu belirtmiştir.284 ة א א أ ى א אن א 196-) أ אل:”أ א أن א أ ود ل א א و א א أن ر “ أ “İyiliklerin en güzeli, kişinin babasının dostlarıyla dostluğu devam ettirmesidir.”285 Tirmizî hadisin isnâdının sahih olduğunu belirtmektedir. 282 C.III, s.68; İbn Mâce, Nikah, 23, Dârimî, Nikah, 18; Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübrâ, VII, 148; Abdurrezzak,a.g.e., VI, 189; Münâvî, a.g.e., I, 316 283 C.III, s.84; Beyhâkî, a.g.e., X, 157; Hâkim, a.g.e., I, 89; Tayâlisî,a.g.e.,IV, 473; Suyûtî, a.g.e., I, s.s.320- 321 284 İbnü’l-Mulakkin, a.g.e., I, 165 285 C.III, s. 85; Müslim, Birr, 13; Tirmizî, Birr, 5; Ahmed b. Hanbel, 2/ 88,91, 97,111 88 א כ ز أ אل א أ أو א إ אل 197-) א م أ م أ و א אل:”א أ א ه א א و “ م أ و א “Kabiledeki erkeklerin kız kardeşlerinin oğlu sizdendir, kavmin azadlısı sizdendir, kavmin anlaşmalısı sizdendir.”286 Hadis sahihtir. אر أ ل א د אن א א 198-)و أ א אل :” א א א א و אل أ א אل: ة א أ “ כ כ و و و “Rahim Rahman’ın köklerindendir (O’na bağlıdır). Ona şöyle dedi: Kim sıla-i rahim yaparsa ona rahmetimi ulaştırırım. Kim sıla-i rahimi keserse ona rahmetimi keserim.”287 Hadis sahihtir. ر א אل א א א אل 199-) א א אل:” م א א و ة א א אق أ إ “ ه و رز ر ه أن “Kimi ömrünün uzaması ve rızkının genişlemesi sevindirirse, sıla-i rahim yapsın.”288 İbn Adiyy bu hadisin teferrüd ettiğini belirtmektedir. 286 C.III, s. 85; Buhârî, Ferâiz,23; İbn Hibban, a.g.e., X, 333 287 C.III, s. 85; Buhârî, Edeb, 13; Hâkim, ag.e., IV, 189; İbn Hibban, a.g.e., II, 185 288 C.III, s. 86; Hâkim, a.g.e., IV, 177; İbn Adiyy, a.g.e., IV, 240 89 אن א א א אل א أ אل 200-) א א ر د א :” א إ א و ل א א و אل ر אل: أ א “ א زق م א אء وإن א إ א “Ömrü ancak iyilik uzatır. Kaderi ancak dua çevirir. Kişi işlediği günahla rızıktan mahrum edilir.”289 Tirmizî hadisin hasen garib olduğunu belirtmektedir. א אل א א אل 201-) א ى אل: إن وא אل: أ ر א א و כ א א כ“ כ א כ و א أ אل:”أو א כאره، א و أ “Bir adam Nebî (a.s.)’a geldi ve dedi ki: Babam benden zorla malımı aldı. (O) buyurdu ki: “Bilmiyor musun ki sen ve malın babanındır.”290 Bu rivâyet herhangi bir kaynakta bulunamamıştır. ى כ אئ א א א א אل אب א أ א אل (-202 ة :” כ א ل א א و אل ر אل: אص و א ه“ א و כ א “Büyük kardeşin küçük kardeş üzerindeki hakkı, babanın çocuk üzerindeki hakkı gibidir.”291 Fettenî ve Elbânî hadisin zayıf olduğunu belirtmektedir. “ ع:”ر א ر א 203-)و א א 289 C.III, s. 86; Tirmizî, Kadr, 6; İbn Mâce, Mukaddime, 10 290 C.III, s. 86 291 C.III, s. 89; Fettenî, a.g.e., 203; Elbânî, a.g.e., IV, 355; Münâvî, a.g.e., III,397; Beyhâkî, Şuabü’l- Îmân,VI, 210; Ali el-Müttakî,a.g.e, XVI, 466 90 “Evlad kokusu cennet kokusundandır.”292 Taberânî hadisin zayıf olduğunu belirtmektedir. ن و כ ن و إ כ :”إ ل א א و א אل ر 204-)و “ אن א כ ر إ “Siz muhakkak ki (insanı) korkak ve cimri kılarsınız ve hiç şüphe yok ki siz Allah’ın en güzel lütuflarından (biri)siniz”293 Tirmizî hadis için bu hadisten başka bilmiyoruz demiştir. د א א כאن أو כאذ אد ع:” ر 205-)و א א ض“ א “Kim yalancı veya doğru sözlü olsun özür dileyeni kabul etmezse havza ulaşamaz.”294 Bu rivâyet herhangi bir kaynakta bulunmamaktadır. “ א אت א ذوى א :”أ 206-)و “Kusur sahibini hatalarıyla kabul edin.”295 İbn-i Hibban ve Ebû Dâvud hadisin zayıf olduğunu belirtmektedir. אم א אذة أ א אرث א א א אل אدى 207-) א ق א אرم ل:” أن ل א א و ل: ر א “ א א א א و إن א אدא אن א אכ א א ث، و أ 292 C.III, s. 94; Taberânî, Mu’cemu’s-Sağîr, Daru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut, 1983, II, 83 293 C.III, s. 94; Tirmizî, Birr, 11; Ali el-Müttakî, a.g.e., VI, 289 294 C.III, s. 100 295 C.III, s. 100; Ebû Dâvud, Hudud,4; Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübrâ, VIII, 162;İbn-i Hibban, a.g.e., I,296; Dârekutnî,Sünen, III, 207 91 “Bir müslümanın diğer müslümana üç günden fazla küsmesi helal olmaz. Hangisi yapmış olursa olsun ikisi de küs kaldıkları sürece haksızdır. Bu şekilde ölürlerse cennete giremezler.”296 İbn-i Hibban hadisin isnâdının sahih olduğunu belirtmiştir. ة و אء כ א א א و : כ אل א א (-208 ف א ت أ و “Nebi (s.a.) vefat ettiğinde, O’nun vefatını Kinde ve Hadra Mevt’teki kadınlar duydu. Ellerine kına yaktılar ve def vurdular.”297 Bu rivâyet herhangi bir kaynakta bulunmamaktadır. İbn Kuteybe’nin hadisi rivâyet ettiği İbnü’l-Kelbî cerh edilmiş bir râvîdir. İbn Adiyy O’ndan rivâyet edilen hadislerin bazılarının salih, bazılarının münker olduğunu belirtmiştir.298 Hadis zayıftır. H. KİTÂBÜ’L-HAVÂİC İhtiyacın gizlenmesi, sabır, gayret, hediye, rüşvet, ihtiyacı güzel sözle açıklama, ihtiyaç arzında güvenilen kimseler, ihtiyacı karşılamayı reddetme, ihtiyaç karşılamaya teşvik, söz verme, sözünü tutma ve iffetli olmaya dair haber, şiir ve fıkraların yer aldığı bölümdür. אل أوس א א א אل 209-) أ א ل אل ر אل: ة ة ة أ א ة أ א د“ ن כ ذى אن כ א אئ א א :”א א א و “İhtiyaçlarınızın (başarıya ulaşmasına), gizliliğe riayet ederek yardımcı olun; zîra her nîmet sahibi kıskanılır.”299 296 C.III, s. 107; Tayâlisî, Müsned, II, 550; İbn Hibban, a.g.e., XII, 480 297 C.III, s. 116 298 İbn Adiyy, a.g.e., I, 120 299 C.III, s. 119; İbnu’l-Cevzî, Kitâbü’l-Mevzûât, II, 506; Fettenî, a.g.e.,205;Ukaylî, a.g.e.,III,259; Kudâî,a.g.e.,I,412; Beyhâkî, Şuabü’l-Îmân, V, 277; Suyûtî, a.g.e.,I,282; Münâvî,a.g.e., I, 493 92 Hadis için Ukaylî mütâbiinin olmadığını, İbnu’l-Cevzî sahih olmadığını söylemiştir. Fettenî ise hadisin metruk olduğunu belirtmiştir. אل: 210-)روى א א أ ه“ אن א אئ א א א :”א ل א א و אل ر “İhtiyaçlarınızı güzel yüzlülere arz edin."300 İbnu’l-Cevzî hadisin sahih olmadığını, Elbânî ise hadisin mevzû olduğunu belirtmektedir. אכ رة أول ن א ه، אح א כ א אئ :”א 211-)و آ “ א “İhtiyaçların için güzel yüzlü olana güven. Şüphesiz güzel yüz kişide göreceğin ilk nimettir.”301 Bu rivâyet hiçbir kaynakta bulunmamaktadır. א ئ ، و אذא א أ ئ ل א א و אذא 212-)כאن ر “ אل:” א “Rasulullah (s.a.) yanında bulunan bir şey istendiğinde verirdi, bulunmayan şeyden istendiğinde “Allah versin.” derdi.”302 Bu rivâyet herhangi bir kaynakta bulunamamıştır. אل א אل אف ل أ ر אن א وכ (-213 زق“ א א אء כ אن א א ن כ :”אذא أ و “Sizden birisi namaz kıldığında evinin penceresine yaklaşsın. Şüphesiz Allah rızkı taksim ettiği gibi senayı da bölüştürür.”303 300 C.III, s. 123; İbnu’l-Cevzî, a.g.e., II, 500; Elbânî, a.g.e., VI, 297; Münâvî,a.g.e., I, 539 301 C.III, s.123 302 C.III, s.137 93 Kaynaklarda hadisin sıhhatine dair herhangi bir bilgi yoktur. אل أ אل א אن א א א 214-) وכ أ ى א כ אل:” אس؟ : א א و א ذر: א و “ א “Ebû Zer dedi ki: “Nebi (s.a.)’e dedim ki: İş yapan ve bu yüzden insanların sevdiği kişinin durumu nedir?” (O) buyurdu ki: ““Bu peşin olarak müminin (dünyadaki) müjdesidir.”304 İbn-i Hibban hadisin sıhhat şartlarına göre sahih olduğunu belirtmektedir. א ذא وא א א א א :”إذא أرد أن אل א א و 215-)و אء“ א “Bir kulun Allah katındaki yerini bilmek isterseniz onun senayı nasıl karşıladığına bakın.”305 Elbânî bu hadisin çok zayıf olduğunu belirtmektedir. א أ א دאود א א א אل (-216 ل א אل ر אل: אن א א ر ه أ ة א أ א أو כ כ أ א و א ”: א و א א כ א . و א א أن “ ى رؤوس א “Her kim Müslüman kardeşine yardım niyetiyle onunla birlikte hareket etmesi ve ihtiyacını gidermesi (ihtiyacını gerçekten giderebilsin veya gideremesin fark etmez) uğruna 303 C.III, s.158; İbn-i Ebî Şeybe,a.g.e., XII, 429; Abdurrezzak, a.g.e.,IV, 313; Beyhakî,Şuabü’l-Îmân, V, 351 304 C.III, s.158; Müslim, Birr, 10; İbn Hibban, a.g.e., II, 88; Tayâlîsî, a.g.e., I,363;Ali el-Müttakî, a.g.e., III, 676 305 C.III, s.158; Elbânî, a.g.e., IV, 123; Ali el-Müttakî, a.g.e., XI, 90 94 gayreti terk ederse; (kaderi olarak) kendisinden sevap kazanamayacağı birinin ihtiyacı uğruna seferber olmaya sevk edilir (mecbur kılınır). Ve her kim, kendisine arz olunan bir ihtiyacı gidermesi uğruna hac farzını terk ederse, gidermeyi düşündüğü ihtiyacı, (hac farzını yapmak üzere hacca giden ve orada) saçlarını traş eden insanların dönüşünü (traşlı başlarını) görmedikçe (veya kendisi hacca gidip de hacda traş edilen başları bizzat yerinde görmedikçe) ortadan kaldırmayı azmettiği başkalarının ihtiyacının giderilmesi mümkün değildir (niyet ettiği ihtiyacı gidermesi takdir buyurulmaz).”306 Elbânî hadisin mevzû olduğunu, İbnu’l-Cevzî de hadisin râvîlerinden birinin mechûl olduğunu belirtmektedir. دة أ א א א א אل (-217 אن א إ و א :”א ل א א و אل ر אل: ه أ אء“ א כ “Benden şefaat isteyin. Allah nebinizin lisanına istediği kadar kuvvet verir.”307 Bu rivâyet herhangi bir kaynakta bulunmamaktadır. א أد ى إ אز أ א 218-) أ א א אز א כ א :”إن أ أن ل א א و אل ر אل: ر א “ ء إ א א א כ אس כ א و إن أ أن “Allah’ın seni sevmesini istiyorsan dünyaya karşı zâhid ol; insanların seni sevmesini istiyorsan elinde, insanlara vermediğin dünyalık bir şey kalmasın.”308 Bu rivâyet herhangi bir kaynakta bulunmamaktadır. ل א . כ ن و و ، وف א א ل: אس 219-)و כאن א ء“ אرع א وف : ”א א א و 306 C.III, s. 174; İbnu’l-Cevzî, a.g.e, III, 256; Elbânî, a.g.e., XI, 52 307 C.III, s.174 308 C.III, s. 175 95 İbn Abbas şöyle dedi: “İyilik sahibi düşmez. Düşse de dayanacak bir şey bulur. Bu Nebî (s.a.)’in kavli gibidir: “İyilik, kötülüğün zararlarından muhafaza eder.”309 Aclunî rivâyetin zayıf olduğunu belirtmiştir. כ א כ و כ د أ כ א ع:” 220-)و א א “ כ أ ذى א כ א א כ و إ כ أ Merfû bir hadiste (şöyle buyurulur):“Şöhretinin fazileti kardeşine senden sadaka olarak döner. Kardeşini değiştiren lisanın da senden ona bir sadakadır. Yoldaki bir eziyeti kaldırman da ehline bir sadakadır.”310 Bu rivâyet herhangi bir kaynakta bulunmamaktadır. İbn Kuteybe’nin hadisin senedi vermemesi sıhhatinden şüphe ettiğini göstermektedir. “ ع:”أ א א 221-)و א א Merfû bir hadiste (şöyle buyurulur):“Sadakanın en fazîletlisi fakirin gösterdiği gayrettir.”311 İbn-i Hibban hadisin isnâdının sahih olduğunu belirtmektedir. א أכ أو أو أ כ א כ א ع:”إ 222-)و א א אرث“ כ א כ ى ذ א و Merfû bir hadiste (şöyle buyurulur): “Asıl sana ait olan mal; yiyip tükettiğin, giyip eskittiğin veya başkalarına verip dağıttığındır. Bunun dışındakiler varislere kalan maldır.”312 Bu rivâyet herhangi bir kaynakta bulunmamaktadır. İbn Kuteybe’nin hadisin senedi vermemesi sıhhatinden şüphe ettiğini göstermektedir. 309 C.III, s. 175; Kudâî, a.g.e., I, ss.93-94; Aclunî, Keşfu’l-Hafâ, Dâru İhyâi’t-Turâsi’l-Arabî, Beyrut, 1351, II, 90; Beyhakî, a.g.e., II, 244; Ali el-Müttakî, a.g.e., VI, 353 310 C.III, s.s. 177-178 311 C.III, s. 179; Ebû Dâvud, Zekat, 40; Beyhâkî, es-Sünenü’l-Kübrâ, IV, 180; İbn-i Hibban, a.g.e.,II, 77; Ali el-Müttakî, a.g.e., I, 38; İbnu’l- Cevzî, Keşfü’l Müşkil min Hadisi’s-Sahihayn, Dâru’l-Vatan, Riyad, 1997, III, 520 312 C.III, s. 179 96 ل א א אن א א אل: وאن و (-223 “ و ر א ل א ”: ل א א و אل ر אل: אر א د “Yardım, istemeniz ölçüsünde iner.”313 Kaynaklarda hadisin sıhhatine dair herhangi bir bilgi yoktur. א وכ א أ ذئ א א (-224 אن: אل “ א ة وא א ”: ل א א و אل ر אل: אن ل ه و ل ه אن إذא כאن ئא“ אس ئ א אل:” ، ل א א ر א أ אه א و إ א أن أ “Kim bana tek bir şey için söz verirse ben de ona cennet için söz veririm. Sevban: “Ben ya rasulallah” dedi. (O) buyurdu ki: “İnsanlardan hiçbir şey isteme”. Sevban elinden kamçısı düşerse, bineğinden yere iner, onu alır, hiç kimseden onu vermesini istemezdi.”314 Ma’mer b. Râşid Câmi’inde bu hadis olarak değil כ olarak yer almaktadır. Kaynaklarda hadisin sıhhatine dâir herhangi bir bilgi yoktur. ه א أ א أ و و و وف و :”כ 225-)و א א إ أو א א א ء و כ أ א و א و אن“ Bazı hadislerde (şöyle buyurulur): “Her iyilik sadakadır. Erkeğin eşine, kendine ve çocuklarına infak ettiği sadakadır. Kişinin ırzını koruması sadakadır. Bir çıkar veya günah için olmadıkça her infak edilenin Allah katında bir misli mükâfâtı vardır.”315 313 C.III, s.181; İbn Ebi’l-Hadîd, a.g.e., XVIII, 337 314 C.III, s.s. 182-183; Abdurrezzak, a.g.e., XII, 241; Beyhaki,a.g.e., IV, 197; Beyhakî, Şuabü’l-Îmân, III, 272 315 C.III, s. 177; Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübrâ, X, 242; Dârekutnî, Sünen, III, 28; Fettenî, a.g.e., 63;Elbânî, a.g.e.,II, 301 97 Fettenî ve Elbânî hadisin zayıf olduğunu belirtmektedirler. İbn Kuteybe’nin hadisin senedi vermemesi sıhhatinden şüphe ettiğini göstermektedir. אل: رא כ א ز أ א אن أ א وכ 226-)و أ “ אء א אم א ى أ ل א א א :”إن א ل א א و אل ر “Âlimlerin, üzerinde kaymaktan kurtulamadığı çok kaygan bir tepe vardır ki, o da tamâdır.”316 İbnu’l- Cevzî hadisin sahih olmadığı, mevzû olduğu bilgisini vermektedir. Suyûtî ise bu hadis hakkında herhangi bir yorumda bulunmamıştır.317 כ ت א س رو أن م:”إن روح א אل א 227-)و “ א א א א و أ א א رز “Şüphesiz Cebrail kalbime şöyle ilham etti: “Hiçbir canlı rızkını tamamlamadıkça ölmez. O halde Allah’tan korkun. Rızkı aramada güzel davranın.”318 Elbânî hadisin ricâlinin Şeyhayn’ın ricâli olduğunu ve sîka olduklarını belirtmektedir. I. KİTÂBÜ’T- TAÂM Yemek çeşitleri, sofra âdâbı, oburlar, açlık, yemek daveti, yemek vermede cimriler, beden sağlığı, sağlığa yararlı gıda, perhiz ve ilaçlar, yemeklerin yarar ve zararları, Arap ve Acem tıbbı gibi konularla ilgili haber, şiir ve fıkraların yer aldığı bölümdür. “ :”إن א א א رى א אل ر (-228 Bir adam Sevrî’ye şu hadisi rivayet etti:“Muhakkak ki Allah, çok et yiyen aile halkına buğz eder.”319 316 C.III, s. 183; Suyûtî, a.g.e., I, 546; Elbânî, a.g.e., VII, 24; İbnu’l-Cevzî, Kitâbü’l-Mevzûât, II, 342; Münâvî, a.g.e., II, 364 317 Suyûtî, el-Leâli’l-Masnûâ fî Ehâdîsi’l-Mevzûa, I, 191 318 C.III, s. 183; Hâkim, a.g.e., II, 4; Kudâî, a.g.e., II, 185;Suyûtî, Câmiu’l-Ehâdîs, I, 594; İbnu’l-Cevzî, Garîbu’l-Hadis, I, 420; Elbânî, Silsiletü Ehâdîsi’s-Sahîha, VI, 865; Münâvî, a.g.e.,II, 451 98 Kaynaklarda hadisin sıhhatine dair herhangi bir bilgi yoktur. İbn Kuteybe hadisi rivâyet edeni belirtmemiş, sadece bir adam demiş; dolayısıyla bu hadisin râvîsi mechuldür. و כ א אرא אل:” א א א و أ 229-) أ א א “ אء و دאء א “Hurmalarınızın en hayırlısı berûnîdir. Hastalığı giderir ve onda hastalık yoktur.”320 Suyûtî hadisin teferrüd ettiğini, Elbânî ise zayıf olduğunu belirmiştir. “ אع أ ”: ل א א و אل ر : א אئ 230-)و “Hurma olmayan evin ehli açtır.”321 Münâvî bu hadisin teferrüd ettiğini belirtmektedir. אب ئ أ א אس أن א א و 231-)و א אرد“ א אء א אل:”א “Nebî (s.a.)’e en faziletli içecek soruldu. (O) buyurdu ki: “soğuk tatlı” yani bal.”322 Balın faydalarını anlatan hadis-i şerifler bulunsa da; bu rivâyet herhangi bir kaynakta bulunamamıştır. -أ אل - و أ إ א א و אس אن א ن (-232 رض“ אوאت و א ن א א א א אل:”أכ “Ekmeğe saygı gösterin. Şüphesiz Allah ona gökleri ve yeri musahhar kıldı.”323 Fettenî bu hadisin mevzû olduğunu belirtmektedir. 319 C.III, s.201; İbnu’l-Esîr, Câmiu’l-Usûl fî Ehâdîsi’r-Resûl, trc. Kemal Sandıkçı, Ensar Neşriyat, İst.,2008, XI, 72; İbnu’l-Cevzî, a.g.e., II, 317; Beyhakî, Şuabü’l-Îmân, V, 307 320 C.III, s. 201; Elbânî, a.g.e., IV, 459; Suyûtî, el-Leâli’l-Masnûa, Dâru’l-Mârife, Beyrut, 1975, II, 242 321 C.III, s.201; İbn Hibban, a.g.e., XII, 8; Beyhakî, a.g.e., V, 87; Münâvî, III, 209 322 C.III, s. 205 323 C.III, s.206; Fettenî, a.g.e., 144; Taberânî, Müsnedü’ş-Şâmiyyîn, I, 32; Suyûtî, Câmiu’s-Sağîr, I, 383;Münâvî, a.g.e., II, 92 99 אכ و د: א و א ”: ل א א و אل ر אل: 233-) א “ א “Üç şey reddedilmez: Süt, misvak ve yağ”324 Bu rivâyet herhangi bir kaynakta yoktur. ق כ א ل:”א ل א א و אل: ر ة 234-) أ אءة“ د “Çarşıda yemek yemek alçaklıktır.”325 Fettenî hadisin sahih olmadığını ve senedinin zayıf olduğunu, İbnu’l-Cevzî hadisin metruk olduğunu, Elbânî ise zayıf olduğunu belirtmektedir. م آ א א ”: ل א א و אل ر אل: 235-) א أ أو א“ “Bir topluluğa su dağıtan, kendisi en sonunda içer.”326 İbn-i Hibban hadisin isnâdının sahih ve ricâlinin sîka olduğunu belirtmiştir. אء א و م א אءة א כ (-236 “Evleniniz. Kim buna güç yetiremezse oruç tutsun. Bu onun için bir korunmadır.”327 Tirmizî bu hadisin hasen sahih olduğunu belirtmiştir. 324 C.III, s.207 325 C.III, s.214; İbnu’l-Cevzî, Kitâbu’l-Mevzûât, III, 197; Fettenî, a.g.e., 144; Elbânî, Silsiletü Ehâdîsi’d- Daîfe, V, 484; Münâvî, a.g.e., III, 181 326 C.III, s.215; Müslim, Eşribe, 52; Tirmizî, Eşribe, 20; Ebû Dâvud, Eşribe, 19; İbn-i Hibban, a.g.e., XII, 155; Suyûtî, a.g.e., II, 453; Münâvî, a.g.e., IV, 110 327 C.III, s. 218; Tirmizî, Nikah,1; Ebû Avâne, Müsned, III, 7 100 ة אئ :” أכ א ل א א و אل ر אل: ة 237-) و أ “ ه א ه و و و אش و و “Kim sofradan düşenleri yerse (rızkında) genişlik yaşar ve çocukları, çocuklarının çocukları ahmaklıktan korunur.”328 Bu rivâyet herhangi bir kaynakta bulunmamaktadır. ة :” د د אل א א و אل: א א (-238 “ ة א و ر א، و א ج א و אر د “Kim bir davete çağırılmadan girerse hırsız olarak girer, baskıncı olarak çıkar; kim de davete icabet etmezse Allah’a ve Resulüne isyan etmiş olur.”329 Fettenî hadisin zayıf olduğunu, Elbânî ise hadisin münker olduğunu belirtmektedir. ل א אء ر כ :”אذא د أ ل א א و ة أن ر 239-) أ כ إذن“ ن ذ Ebû Hureyre’den (rivâyetle) Rasulullah (s.a.) (şöyle buyurdu): “Sizden biri Rasulullahla beraber çağrıldığında, O’nunla beraber gelirse bu, onun için izindir.”330 İbn-i Hibban hadisin sahih olduğunu belirtmiştir. ض אم ، א א א و : د א אء ر 240-) أ א“ א و אل:” כ ، א: א “Esma binti Rüfeyd dedi ki: Nebî (s.a.)’in yanına geldik. Bir yemek geldi ve bize sunuldu. Biz de dedik ki: “Aç değiliz.” (O) buyurdu ki:“Açlık ve yalan bir araya gelmez.”331 328 C.III, s. 220 329 C.III, s.231; Ebû Dâvud, Et’ime, 1; Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübrâ, VII, 68; Fettenî, a.g.e., 67; Beyhakî, Şuabü’l-Îmân, VII, 104; Elbânî, a.g.e., XI, 73 330 C.III, s.231; Ebû Dâvud, Edeb, 140; Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübrâ, VIII, 340; İbn-i Hibban, a.g.e., XIII, 129; Münâvî, a.g.e., I, 347 101 Kaynaklarda hadisin sıhhatine dair herhangi bir bilgi yoktur. Ahmed b. Hanbel’in Müsned’inde kaydettiğine göre Peygamberimiz (s.a.), Hz. Aişe’ye bir kâse süt ikram etmiş ve arkadaşlarına da vermesini buyurmuşlardır. Oradakiler de ‘aç değiliz’ diyerek ikramı kabul etmek istememişlerdir. Bunun üzerine Efendimiz “Açlık ve yalan bir araya gelmez.” buyurmuşlardır. Hadisin devamında Hz. Esma Efendimiz’e bir kişinin iştahı olduğu halde yok demesinin de yalandan sayılıp sayılmadığını sormuş; Efendimiz yalan olduğunu buyurmuşlardır. א א ل: ”أ ل א א و אم أ כ أ ر 241-) א “ א ه زر و א כאن כ و م א “Herhangi bir müslüman bir kavme misafir olur ve misafir aç olarak sabahlarsa, gece olana kadar onun her müslümanın malı ve ekininde hakkı olur.”332 Bu rivâyetin (gece olana kadar) kısmı sadece Uyûnü’l-Ahbâr’da yer almaktadır. Münâvî’nin rivâyetinde bu kısım yoktur. Münâvî hadisin ricâlinin sîka olduğunu belirtmektedir. א ب و ة: إذא و אل أ אل: ن أ 242-)روى א אم ة אم א ع א א :”א أ ل א א و אل ر אل: أ “ א “Yemek yedirene hayır, bıçağın keskin yüzüyle deveyi kesmesinden daha hızlı ulaşır.”333 Bu rivâyet herhangi bir hadis kaynağında bulunamamıştır. אل:”إن א أن א ة א א و أ 243-) أ אر“ אب א א 331 C.III, s.231; Ahmed b. Hanbel, 6/438; Beyhakî, Şuabü’l-Îmân, IV, 210 332 C.III, s.233; Münâvî, a.g.e., III, 146 333 C.III, s.234 102 “İnsanın misafiriyle evinin kapısına kadar yürümesi, sünnet olan bir davranıştır.”334 İbn Adiyy hadisin râvîlerinden biri olan Ali b. Urve’nin zayıf olduğu belirtmiştir. א ، ل א א و א אرى ر א أ א : 244-) א ل א ر م אل: أى כ אرى و ع א “ م א כ א א אل: ”أ אرى و أ א א כ אل:” א א ، ل א א ر כ אل: כאن ذ أ א : א א و כ אل: כ ؟ א “ א “Ensarî Rasulullah (s.a.) ile sabah namazı kılınca, O, selam verdiğinde ensarîye döndü ve buyurdu ki: “Sen gece bir söz söyledin.” Ensarî korktu ve dedi ki: Hangi söz ya Rasulallah? Şöyle, şöyle diye buyurdu: O sözler eşine söyledikleriydi. O da evet ya Rasulallah dedi. (O) buyurdu ki: “Vallahi gece sizin konuşmanız Allah’ın hoşuna gitti.”335 Bu rivâyet herhangi bir kaynakta bulunmamaktadır. رة و رא א و אح א אن أכ א رث א אء :” أ 245-)و א “ א “Üç şey unutkanlık yapar. Ekşi elma, fare artığı ve bit kanı yemek.”336 Bu rivâyet herhangi bir kaynakta bulunamamıştır. “ אء כ א ”: وى א 246-)و “Akşam yemeğini terk etmek yaşlılığa sebep olur.”337 Tirmizî bu hadisin münker olduğunu ve bu vecihten başkasını bilmediğini belirtmektedir. 334 C.III, s.234; İbn Adiyy, a.g.e., V, 208 335 C.III, s.235 336 C.III, s.272 337 C.III, s.272; Tirmizî, Et’ime, 46; Kudâî, a.g.e., I, 428; İbn Adiyy, a.g.e., IV, 294 103 אل ، א و ر כ א ل א א و رأى : أن ر 247-)و א ه א أ ، إ ل א א ر אل “ כ ر כ א و :”أ “Rasulullah (s.a.) Süheyb’i gözü çapaklı olduğu halde hurma yerken gördü ve: “Sende göz hastalığı olduğu halde hurma mı yiyorsun?” buyurdu. (Süheyb) dedi ki: Ya Rasulallah hurmanın kenarından emiyorum.”338 Hâkim hadisin sahih olduğunu belirtmektedir. ل א א و אل ر אل: ه ف أ א א 248-)إ “ ن א و אب אم و א אכ א א כ ”: “Hastalarınızı yemeye ve içmeye zorlamayın. Şüphesiz Allah onları yedirir, içirir.”339 Tirmizî bu hadisin hasen garib olduğunu ve bu vecihten başkasını bilmediğini; Hâkim ise hadisin isnâdının sahih olduğunu belirtmektedir. Zehebî de Telhîs’inde hadisin sahih olduğunu belirtmektedir.340 א א א א و א א أ : כ א אل א (-249 אء“ رث א אو رب دوאء אئ :” א “Kim sadece ilaçla tedavi olacağını düşünürse (tedavi olamaz). Çünkü nice ilaçlar var ki hastalıklara sebep olur.”341 Bu rivâyet herhangi bir kaynakta bulunmamaktadır. א אع א א أ כאة وא א כ א א أ א و אכ :”دאووא 250-)و א אء“ א 338 C.III, s.273; İbn-i Mâce, Tıb,3; Hâkim, a.g.e., IV, 456; Beyhâkî, es-Sünenü’l-Kübrâ, IX, 344 339 C.III, s.273; Tirmizî, Tıb, 4; Hakîm, a.g.e., IV, 455; Beyhâkî, es-Sünenü’l-Kübrâ, IX, 347 340 İbnü’l-Mülakkin, a.g.e., IV, 455 341 C.III, s.273 104 “Hastalarınızı sadakayla iyileştirin, mallarınızı zekâtla koruyun, çeşitli belaları duayla karşılayın.”342 Beyhakî es-Sünenü’l-Kübrâ’sında hadisin mürsel olduğunu, Şuabü’l-Îman’da da bir râvîsinin münker rivayetlerinin olduğunu belirtmiştir. ة و כ ون א כ ج و ة أن א א و 251-) أ אء ة א و אء و א א אؤ ة א و כ אل: ”א رض، رى א ل “ א “Ebû Hureyre’den rivayetle Nebî (s.a.) (zehirsiz) mantarın yerden bittiğinden bahsederlerken yanlarına geldi ve buyurdu ki: “(Zehirsiz) mantar nîmettir ve suyu göze şifadır. Acve hurması cennettendir ve hastalığa şifadır.”343 Tirmizî hadisin hasen olduğunu, Tayalîsî ve Ukaylî ise sahih olduğunu belirtmektedir. אل:” ل א א و אب ر אل: ر أ ى 252-) א “ ث أ א و א אن أو ر رة أو אت و Zührî’den (rivâyetle) o dedi ki: Rasulullah (s.a.)’in ashâbından bir adam bana (şu hadisi) rivâyet etti: “Kim karnında bir, iki veya üç havuçla (yiyerek) geceyi geçirirse; kulunç ve mide hastalığından emin olur.”344 Bu rivâyet herhangi bir kaynakta bulunamamıştır. Burada İbn Kuteybe Zührî’nin rivâyet ettiği sahabîyi belirtmemiştir; hadis mürseldir. “ א א أ א כ ع:”أ 253-)و א א “Hamuru güzelce (doyurun) yoğurun. Şüphesiz o iki bereket ve kazançtan biridir.”345 342 C.III, s.274; Beyhakî, a.g.e., III, 382, Beyhakî, Şuabü’l-Îmân, III, 282; Münâvî, a.g.e., III, 515 343 C.III, s.281; Tirmizî, Tıb, 22; Tayâlisî, Müsned, IV, 150; Ukaylî,a.g.e., I, 119 344 C.III, s.295 105 Bu rivâyet herhangi bir kaynakta bulunmamaktadır. ذى“ א א אة و أ אد א ع:”א 254-)و א א “Boyun eti koyunun başlangıç etidir. Ve eziyetten en uzak olandır.”346 Kaynaklarda hadisin sıhhatine dair herhangi bir bilgi yoktur. אدى ة א א כ ”: ل א א و אل ر אل: א (-255 ر“ א אء א א ن אد م ز א א א א “Allah’ın kendisinden Musa (a.s.)’a seslendiği ağaçtan, zeytinin yağından yağlanın (istifâde edin). Şüphesiz o, basur hastalığına şifadır.”347 Bu rivâyet herhangi bir kaynakta bulunmamaktadır. İ. KİTÂBÜ’N-NİS Kadınların yaratılışları ve ahlâkları, güzellik-çirkinlik, evlenmede tercih edilmesi gereken kadınlar, kız isteme ve evlilik âdâbı, kadınlarla muâşeret siyaseti, cinsel hayat ve doğum gibi konularda haber, şiir ve fıkralardan oluşan bölümdür. أة כ א ”: ل א א و אل ر אل ة א (-256 אכ“ אت א כ א א و א و “Kadınlarla dini için, asaleti için ve güzelliği için evlenilir. Sen dindar olanını tercih et ki mesud olasın.”348 Tüm kaynaklarda dördüncü bir haslet olarak “malı için” kelimeleri de geçmektedir. Hadis sahihtir. 345 C.III, s.296 346 C.III, s.298; Nesâî, Menâsik, 51; Ali el-Müttakî, XV, 283 347 C.III, s.299 348 C.IV, s.1; Buhârî, Nikah, 15; Ebû Dâvud, Nikah,2; Nesâî, Nikah, 13; İbn Mâce, Nikah, 6; Dârimi, Nikah,4; Muvatta, Nikah, 2, Ahmed b. Hanbel, 2/428 106 א א و ه אذא א أة ذאت د א א م אد ر א א أ אل:” (-257 א“ אب א אذא א و א و אذא א “Hiçbir kimse İslam’dan sonra, baktığında kendisini sevindiren, emrettiğinde itaat eden, gıyabında malını ve namusunu koruyan dindar bir kadından başkasından daha fazla faydalanmış olmaz.”349 Beyhakî bu hadisi Hz. Ömer’in sözü olarak almıştır. أة ل א א و و أم א א אل ر אل 258-)و أ א“ ى א א وא אر אل:” “Ümmü Süleym bir kadına bakıyordu. Rasululllah (s.a.) buyurdu ki: “Onun yanaklarını koklayın, topuklarına bakın.”350 Beyhakî’de hadisin son kelimesi א şeklindedir. Elbânîhadisin münker olduğunu belirtmiştir. Hadisin geçtiği diğer kaynaklarda hadisin sıhhati hakkında herhangi bir yorum bulunmamaktadır. Ahmed b. Hanbel’in Müsned’inde; Efendimiz’in Ümmü Süleym’i cariyeye bakması maksadıyla gönderdiği ve gönderirken bu tavsiyede bulunduğu belirtilmektedir. َ ُ و ن אءכ :”إذא אل א א و אل ة 259-) أ “ אد رض و כ א ه כ إ ه إ و “Size ahlâkını ve dindarlığını beğendiğiniz biri kız istemeye geldiğinde onu evlendirin. Bunu yapmazsanız yeryüzünde fitne ve büyük bozgunculuk çıkar.”351 Tirmizî hadisin mürsel olduğunu, İbn-i Mâce ise hasen olduğunu belirtmiştir. 349 C.IV, s.1; Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübrâ, VII, 82; Beyhakî, Şuabü’l-Îmân, XI, 167 350 C.IV; s. 8; Ahmed b. Hanbel, 3/231; Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübrâ, VII, 87; Hâkim, a.g.e., II, 166; Elbânî, a.g.e., III, 432 351 C.IV, s.10; Tirmizî, Nikah,3; İbn Mâce, Nikah, 46; Hakîm, a.g.e., II, 164; Münâvî, a.g.e., I, 243 107 م כ אل و א אل:”א א ة א א و 260-)و א ى“ א “İnsanın değeri malı ile asâleti de takvâsı iledir.”352 Tirmizî bu hadisin hasen sahih garib olduğunu ve bu vecihten başka bilmediğini belirtmiştir. א אن א و א א ن כ א أة ، א ل א א ر : א أم אل: 261-)و أ א و ، ذ א א א أم א) א ( אل:” ة؟ ن א כ א ت ة“ א “Ümmü Habîbe dedi ki: Ya Rasulallah Kadının budünyada iki eşi olur ve ölürse ahirette hangisiyle birlikte olur? (O) buyurdu ki: “Onlardan (ahlakça) güzel olanıyla ya Ümmi Habibe. Güzel ahlak dünya ve ahiret hayrını kazandırır.”353 Ukaylî bu hadiste başka vecih bilmediğini ifade etmiştir. ل א אل ر ردאء: אل أ א : א ردאء אو أم א אل: (-262 א“ أة زو :”א א و “Kadın eşlerinden sonuncusunundur.”354 Bu rivâyet herhangi bir kaynakta bulunmamaktadır. כ כאف أ א ”: אل : أن א א و כאف ودא א (-263 א و إن כ אرى אن א א إن כ ر אن א אل:” إذא إ ، אل: أة“ א כאح“ א א א 352 C.IV, s.10; Tirmizî, Tefsiru’l-Kur’an, 51; İbn Mâce, Zühd, 26; İbn Hibban, a.g.e., II, 233; Beyhakî,a.g.e., VII, 135; Kudâî, a.g.e., I,46; Suyûtî, a.g.e., II, 321;Münâvî, a.g.e., III, 412 353 C.IV, s.10; Ukaylî, a.g.e., II, 171; 354 C.IV, s.11 108 “Ya Akkaf senin eşin var mı? O: “Hayır” dedi. (O) buyurdu ki: “Öyleyse sen şeytanların kardeşlerindensin. Eğer hristiyan ruhbanlarındansan, onlara katıl. Eğer bizdensen nikâh sünnetlerimizdendir.”355 Elbânî hadisin zayıf olduğunu belirtmektedir. א אم و ر אم و אل:” ز ل א א و אوس أن ر (-264 م“ א א م و و א “İslamda zimam356, kuşak ve ruhbanlık yoktur. İslamda evlenmeme ve insanlardan uzaklaşmak da yoktur.”357 Elbânî hadisin mürsel ve ricalinin sîka olduğunu belirtmiştir. אن אכ، وא כאح، وא ، و א : א אر: أر א 265-)و א Bazı haberlerde (şöyle söylenir):“Dört şey peygamberlerin sünnetlerindendir. Güzel koku sürünmek, nikâh, misvak kullanmak ve sünnet olmak.”358 Münâvî hadisin hasen olduğunu belirtmiştir. İbn Kuteybe’nin bu hadisten, bazı haberlerde diye bahsetmesi, O’nun hadisin sıhhatinden çok emîn olmadığını göstermektedir. ، أة כ ل א א و א : ر א א אئ ر א (-266 א א א אل: ” رأ ، אئ א رأ : ؟“ :”כ رأ אل א، أ א ة“ כ ة כ Aişe (r.anha) dedi ki: “Rasulullah (s.a.) kelbli bir kadınla nişanlandı. Ve beni ona bakmam için gönderdi. Bana dedi ki: “Nasıl buldun?” Dedim ki: Çok uzun uzadıya 355 C.IV, s.18; Taberânî, a.g.e., I, 213; Ukaylî, a.g.e., III, 356;Zehebî, Mîzânü’l-Î’tidâl, III, 79; Elbânî, a.g.e., VI, 16 356 Benî İsrail’in âbidleri kendilerini Allah’a adadıklarının bir nişânesi olarak burunlarını dağlarlar ve halka geçirirlerdi. Zimam buna verilen isimdir. Detaylı bilgi için bkz. Uyûnü’l-Ahbâr, IV, 18 357 C.IV, s.18; Elbânî, Silsiletü Ehâdîsi’s-Sahîha, IV, 387;Münâvî, a.g.e., VI, 425 358 C.IV, s.19; Ahmed b. Hanbel, 5/421; Suyûtî, a.g.e., I, 266, Münâvî, a.g.e., I, 495 109 bakmadım. (O) buyurdu ki: “Ben onun yanağında, bütün tüylerini ürpertecek bir ben gördüm.”359 Bu rivâyet herhangi bir kaynakta bulunamamıştır. אن، ر א אدة אل: د אن אن و אدة (-267 אل: إن א א و و אدة، أ و אر א Katâde b. Milhan’ın yanına girdim. Bir adam evin uzak bir köşesinden geldi, Katâde’nin yüzünde bir sevinç gördüm. O şöyle dedi: “Nebi (s.a.) onun yüzünü mesh etti.”360 Bu rivâyet herhangi bir kaynakta bulunamamıştır אل א-أو : أن א א و رأى ر و (-268 א - “Nebî (s.a.) kısa –veya çok kısa- bir adam gördü ve secde etti.”361 İbn-i Ebî Şeybe bu hadise şükür secdesi bölümünde yer vermektedir. Sıhhatine dair herhangi bir bilgi yoktur. ”: ل א א و אل ر אل: ه א א أ (-269 אه א כ و כ א א א א ى אل א א כ رأى א כאن“ א ء כאئ כ א א ذ “Biriniz musibete uğramış birisini gördüğünde içinden “Beni sana verdiği musibetten koruyan, beni kullarının birçoğuna üstün kılan Allah’a hamd olsun.” derse Allah onu olan veya olacak olan bu beladan korur.”362 Tirmizî bu hadisin bu vecihle garib olduğunu belirtmektedir. 359 C.IV, s.19 360 C.IV, s.19 361 C.IV, s.53; İbn Ebî Şeybe, a.g.e., II, 482 362 C.IV, s.53; Tirmizî, Daavât, 39; Beyhakî, Şuabü’l-Îmân, IV, 107; Elbânî, Silsiletü Ehâdîsi’s-Sahîha, II, 151; Suyûtî, a.g.e., I, 192; Münâvî, a.g.e., I, 351 110 אر وم כא وא א ”: ل א א و אل ر אل: 270-) أ “ א “Cüzzamlılardan aslandan kaçar gibi kaçın.”363 Bu rivâyet hiçbir kaynakta bulunamamıştır. כ و כ ذא כ ، و א א إ א ”: 271-)و آ “ אب ر “Cüzzamlılara bakmaya devam etmeyin. Onlarla konuştuğunuz zaman aranızda mızrak mesafesinde bir örtü olsun.”364 Elbânî Silsiletü Ehâdîsi’s-Sahîha’da hadisin isnâdının hasen, ricâlinin sîka olduğunu belirtmiştir. א א أ ل א א و אذא أد אل: כאن ر אدة (-272 “ א א אل:” “Rasulullah (s.a.) yağlanınca yağlanmaya sağ kaşıyla başlardı. Sonra “Bismilllah” derdi.”365 Bu rivâyet herhangi bir kaynakta yer almamaktadır. אم“ אن א א أ אت א אل :” 273-)و “Şi‘r bitkisi ve onu koklamak cüzzamdan korur.”366 İbnu’l-Cevzî hadisin sahih olmadığını, Elbânî ise hadisin mevzû olduğunu belirtmiştir. 363 C.IV, s.69 364 C.IV, s.69; İbn Mâce, Fiten, 17; Elbânî, a.g.e.,III, 51; Elbânî, Silsiletü Ehâdîsi’d-Daîfe, IV, 429 365 C.IV, s.69 366 C.IV, s.69; İbnu’l-Cevzî, a.g.e., I, 262;İbn Adiyy, a.g.e., II, 285;Elbânî, a.g.e.,X, 189;Münâvî,a.g.e. I, 199 111 א א א و ق א أ א أن א أ أ 274-)أ א وج ى ن א אل: أن א : و أ א أ אل . א אئ در כאن “Fatıma’nın düğünündeki devenin fiyatı üç yüz dirhemdi”367 Bu rivâyet herhangi bir kaynakta bulunmamaktadır. ل א אل: أ ر م א א 275-) א أ א أ أ أن א א و زو א در אئ و ر א א رع א א و “Ali (a.s.) dedi ki: Rasulullah (s.a.)’e bir zırh getirdim. Onu dört yüz seksen dirheme sattı ve beni onunla evlendirdi.”368 Bu rivâyet herhangi bir kaynakta bulunmamaktadır. ه כ أ כאح אل:”أ א אس أن א א و א א (-276 “ و “Nikâhın bereketi en çok olanı, masraf olarak en kolay olanıdır.”369 Kaynaklarda hadisin sıhhatine dair herhangi bir bilgi yoktur. ة“ ر כ אن و כ :”א أذ אل א א (-277 “Allah’ım Gassan’ın mülkünü yok et, yerine kinde mehirlerini koy.”370 Bu rivâyet herhangi bir kaynakta bulunamamıştır. ل“ א א ة:”أ ل א א و א אل ر 278-)و 367 C.IV, s.70 368 C.IV, s.70 369 C.IV, s.71; Ahmed b. Hanbel, 6/82; Beyhakî, Şuabü’l-Îmân, V,254 370 C.IV, s.71 112 “Rasulullah (s.a.) uğursuzluk hakkında buyurdu ki: “En doğrusu uğurdur.” 371 Elbânî hadisin isnadının zayıf olduğunu belirtmiştir. ن: ون و א א כא ن أ א אل، כאح אس א א א כ אل: و أ (-279 אئ ر א כ ، א א و ، و أ א א أة، א א ل إ אل א “İnsanların şevvalde nikâh kıymayı kerih görmesine gelince, cahiliyede insanlar bunu uğursuz sayıyordu. Ve diyorlardı ki: Şüphesiz o ayda evlenirse kadın ölür. Cahiller bu söze uydular. Allahu Teâlâ bunu Nebî (s.a.) ileiptal etti. Çünkü O, Âişe (r.a.) ile şevvalde nikâh kıydı.”372 Kaynaklarda hadisin sıhhatine dair herhangi bir bilgi yoktur. ة ل א ب ة אل: א א אل (-280 א א ص إ ن אء أة א א :”إ ل א א و אل ر א“ א אر א כ “Şüphesiz kadın eğri bir eğe kemiğinden yaratılmıştır. Eğer sen eğri kemiği doğrultmaya uğraşırsan onu kırarsın. Onu doğrultmaya çalışma, onunla bu şekilde yaşa.”373 Hadis sahihtir. א إ אل:”כ א ، א א א و (-281 “ ، و أ د و ر “Bir müslümanın oynadığı bütün oyunlar batıldır. Yalnız atını eğitmesi, yayı ile ok atması ve ailesiyle oynaşması müstesna.”374 371 C.IV, s.72; Ahmed b. Hanbel,2/289; Beyhakî, a.g.e., II, 62; Elbânî, Silsiletü Ehâdîsi’s-Sahîha, VI, 154 372 C.IV, s.72; Nesâi, Nikah, 93 373 C.IV, s.77; Buhârî, Enbiyâ, 1; Müslim, Ridâ, 61-62; Dârimî, Nikah, 35; Ahmed b. Hanbel, 5/8 374 C.IV, s.81; Tirmizî, Fedâilü’l-Cihâd, 11; Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübrâ, X, 14; İbnu’l-Esîr, a.g.e., VII, 680 113 Tirmizî hadisin hasen sahih olduğunu belirtmektedir. א و כ אر أ אل:”د ة א א و א א (-282 א“ כ أ أ אر أ أ אر أ א و د אر أ ر و د د “Ecri en büyük sadaka; miskine verdiğin dinar, köle azâdı için verdiğin dinar, Allah yolunda harcadığın dinar ve aile ehline harcadığın dinardır.”375 Kaynaklarda hadisin sıhhatine dair herhangi bir bilgi yoktur. אئ أ و אل: כאن א א و אذא א 283-) א أ “Nebî (s.a.) hanımlarıyla yalnız kaldığında onlarla oturur ve (onları) öperdi.”376 Bu hadis bu lafızlarla herhangi bir kaynakta bulunamamıştır. “ א א אء א א إ ”: ل א א و (-284 “Allah’ın kadın kullarını mescidlerden men etmeyin.”377 Hadis sahihtir. ق :”إن أ א ل א א א ل א א و אل ر (-285 “Allah’ın en buğz ettiği helal boşanmadır.”378 Ebû Dâvud’un hadisin garib olduğunu, Elbânî ise zayıf olduğunu belirtmektedir. 375 C.IV, s.81; Ahmed b. Hanbel, 2/476; Beyhâkî, a.g.e., VII, 467 376 C.IV, s.92 377 C.IV, s.115; Buhârî, Cum’a, 13; Müslim, Salât, 136; Ebû Dâvud, Salât, 52; Dârimî, Salât, 57; Muvattâ, Kıble,12; Ahmed b. Hanbel, 2/16, 151, 438; 5/192, 193 378 C.IV, s.124; Ebû Dâvud, Talak, 3; İbn-i Mâce, Talak,1; Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübrâ, VII, 322; Elbânî, Silsiletü Ehâdîsi’s-Sahîha, V, 18; Suyûtî, a.g.e., I, 37; Münâvî, I, 79 114 SONUÇ İbn Kuteybe’nin hadis alanında birçok kitabı bulunsa da incelediğimiz eseri hadis alanında bir çalışma değildir. Tarih ve ahlâk alanındadır. Müellif bu eserde halka bazı ahlakî ve toplumsal kuralları öğretmek amacıyla şiirlerden, hikâyelerden ve varsa hadislerden örnekler vermiştir. Müellifin hadisleri derlemek, sahîhini mevzûsundan ayırmak gibi bir amacı yoktur. Bu sebeple eserde sıhhatlerine dâir bilgi yer almamaktadır. Hadislerin sıhhatiyle alâkalı değerlendirmeler bulundukları diğer kaynaklardan çıkartılmıştır. Yaptığımız çalışmada toplam iki yüz seksen beş hadis tespit edilmiştir. Sıhhatlerine göre hadis sayıları şu şekildedir: 56 tane hadis→ Herhangi bir kaynakta bulunamamıştır. 29 tane hadis→ Kitaplarda bulundukları halde sıhhatlerine dair bilgi yoktur. 69 tane hadis→ Sahihtir. 10 tane hadis→ Hasendir. 12 tane hadis→ Hasen sahihtir. 5 tane hadis→ Hasen garibtir. 10 tane hadis→Garibtir. 65 tane hadis→Zayıftır. 25 tane hadis→Mevzûdur. 1 tane hadis→Mevkuftur. 1 tane hadis→Diğer kaynaklarda Uyûnü’l-Ahbâr’dan rivâyet edilmiştir. Bunlar dışında hadislerden biri Uyûnü’l-Ahbâr hâricinde sadece müellifin Te’vîlu Muhtelifi’l-Hadis adlı kitabında geçmektedir. Bir başka hadis ise bu kitabın dışında sadece müellifin Garîbü’l-Hadis adlı eserinde yer almaktadır. 115 Ayrıca müellif hadislerin kaynaklarda olan senedleri hâricinde birçok hadisi kendisi rivâyet etmiştir. Uyûnü’l-Ahbâr’da toplam yüz yirmi yedi hadisi kendisi rivâyet etmiştir. Eserde genel olarak hiçbir kaynakta bulunmayan ya da zayıf veya mevzû olan hadisler senedsiz verilmiştir. Genel itibâriyle bu rivâyetler zayıf veya mevzû olsa da hepsi için aynı şeyi söylemek yanlış olur. Bazen böyle hadislere sened verildiği olmuştur; bazen de sahih veya hasen hadisler senedsiz verilebilmiştir. Bu verilerden hareketle, Uyûnü’l-Ahbâr’ın içi tamamen sahih hadislerle dolu bir kaynak olmadığı sonucuna varmak mümkündür. Zaten müellifin bu eseri oluştururken amacı sahih bir hadis kitabı oluşturmak değildir. On ayrı başlıkta topladığı konularla ilgili hadis, sahabe sözleri, menkîbeler, şiirler ve hikâyeleri toparlamıştır. Kitab adı verilen ana başlıklar altında farklı bablar oluşturmuştur ve bütün babların içerisinde de hadis bulunmamaktadır. Ancak öyle anlaşılıyor ki müellif sahih olduğunu düşündüğü hadisleri toplamıştır ve zaten bu hadislerin büyük bir kısmını da kendisi rivayet etmiştir. Zayıf veya mevzû olan ya da hiçbir kaynakta bulunmayan birçok hadisin senedini belirtmemesi de kendisinin de hadis konusunda şüpheleri bulunabileceğini bize göstermektedir. Yine de müellif konuları desteklemek amacıyla bu hadislere ve haberlere yer vermiş bulunmaktadır. Tüm bunların netîcesinde Uyûnü’l-Ahbâr’ın, içerisindeki mevzû ve zayıf hadisler sebebiyle aslî kaynaklardan sayılmasa da onlarda yer almayan rivâyetlerin farklı tarîklerini göstermesi açısından önemli bir eser olduğu söylenebilir. Kitabın içinde fazla sayıda mevzû ve zayıf rivâyet olması sebebiyle müsteşrikler tarafından tercih edilen bir kaynaktır. Kitabın C. Brockelmann tarafından neşredilmesi bunun en önemli kanıtıdır. 116 BİBLİYOGRAFYA Abdülaziz ed-Dûrî, “Dîvan”, DİA, İst., 1994, C. IX, s. 378 Ali el-Müttakî, Kenzu’l-Ummâl fî Süneni’l- Akvâl ve’l-Efal, C.XVIII, Müessesetü’r- Risâle, Beyrut, 1979 Aydınlı, Abdullah, Hadis Istılahları Sözlüğü, 7.b.,İ.F.A.V. Yay., İst., 2013 Aclunî, Keşfu’l-Hafâ, C.II, Dâru İhyâi’t-Turâsi’l-Arabî, Beyrut, 1351 Ahmed b. Hanbel, Müsned, C.XX, 3.b., Dâru’l-Meârif, Kahire, 1949 Bağdâdî, el-Hatîb, Târihu Bağdât, C.XIV, Dâru’l-Kitâbi’l-Arabî, Beyrut, 1986 Bakır, Abdülhalik, “Basra”, DİA, İst., 1992, C. V, s. 108 Başaran, Selman ve M. Ali Sönmez, Hadis Usûlü ve Tarihi, 2.b., Uludağ Üniversitesi Basımevi, Bursa, 2001 Beyhâkî, ed-Daavâtü’l-Kebîr, C.II, Merkezu’l Mahtûtât ve’t-Turâs ve’l-Vesâîk, Kuveyt, 1989 ___________, Mârifetü’s-Sünen-i ve’l-Âsâr, C.VII, Dârû’l-Kütüb’il-İlmiyye, Beyrut, 2001 ___________, es-Sünenü’l-Kübrâ, C.X, 1.b., Dâru’l-Mârife, Beyrut, H.1344 ___________,es-Süneni’s-Suğrâ, C.II, 1.b., Dâru’l-Mârife, Beyrut, 1999 ___________, Şuabü’l-Îman, C.IX, 1.b., Dârü’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut, 1990 Bezzar, Müsned, C. XVIII, Mektebetü’l-Ulûm ve’l-Hikem, Medine, 2003 Bîsar Ağvâd, Müsnedü’l-Câmî, C.XXII, 1.b., Dâru’l-Ceyyid, Beyrut, 1993 117 Buhârî, el-Câmiu’s-Sahîh, C. VI, 5.b., Dâru İbn Kesîr, Beyrut, 1993 C. Brockelmann,”İbn Kuteybe”, İslam Ansiklopedisi, Milli Eğitim Basımevi, İst., 1965, C.V/II, s.762 Çakan, İsmail Lütfi, Hadis Usûlü, 22.b., İ.F.A.V. Yay., İst.2010 Dârekutnî, İlel, 1.b., Dâru’t-Tîbe, Riyad, 1986 ___________, Sünen, C.IV, Şirketü’t-Tabaati’l-Fenniyye, Medine, 1966 Dârimî, Sünen, C.IV, 1.b., Dâru İbn Hazm, Beyrut, 1974 Durmuş, İsmail, “Uyûnü’l-Ahbâr”, DİA, İst., 2012, C. XLII, s.s. 247-248 Dülber, Hatice, İbn Kuteybe ve Hadis Anlayışı, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayımlanmamış Doktora Tezi),Ankara, 2008 Ebû Abdullah Şemseddin, Sübülü’l-Hüdâ ve’r-Reşâd, Lecnetu İhyâî’t-Turâsi’l-Arabiyye, Kahire, 2009 Ebû Avâne, Müsned, C.V, 1.b., Dâru’l-Mârife, Beyrut, 1998, Beyrut, 1986 Ebû Dâvud, Sünen, C.V, 1.b., Dâru İbn-i Hazm, Beyrut, 1997 Ebû Nuaym Asbahânî,Mârifetü’s-Sahabe, C.V, 1.b., Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut, 2002 Ebû Ya‘lâ, Müsned, C.V, 1.b., Dâru’l-Fikr, Beyrut, 2002 Erkaya, Musa, Hicri II. Asır İtibariyle Bağdat’ta Hadis Faaliyetlerine Genel Bir Bakış, F.Ü.İ.F. Dergisi, 13:2 (2008) Fettenî, Tezkiratü’l-Mevzûat, 1.b., Dâru İhyâi’t-Turâsi’l-Arabî, Beyrut, 1967 Gutas, Dimitri, Yunanca Düşünce Arapça Kültür, 1.b., trc. Lütfü Şimşek, Kitap Yay., İst. 2003 Hasan, H. İbrahim,İslam Tarihi,trc. Komisyon, C.VI, Kayıhan Yay., İstanbul, ts.. Hâkim, el-Müstedrek ale’s-Sahîhayn, C.IV, Mektebetü Matbûâti’l-İslâmiyye, Beyrut, ts. Heysemî, Mecmeu’z-Zevâid, C.X, 3.b., Dâru’l-Kitâbi’l-Arabî, Beyrut, 1982 118 Humeydî, Müsned, C.II, Dâru Âlimi’l-Kütüb, Beyrut, ts. İbn Adiyy, Kâmil fî Duafâi’r-Ricâl, C. VIII, 3.b., Dâru’l-Fikr, Beyrut, 1988 İbn Asâkîr, Târîhu Dımeşk, C. LXXVIII, 1.b., Dâru’l-Fikr, Beyrut, 1997 İbn-i Ebî Hâtim, Kitâbü’l-İlel, C.VI,yay.y., Riyad, 2006 İbn Ebî Şeybe, Musannef, C.XVI, 1.b., Mektebü’r-Rüşd, Riyad, 2004 İbn Ebi’l-Hadîd, Şerhu Nehci’l-Belâğa, C.XX, 2.b., Dâru İhyâi’t-Turâsi’l-Arabî, Beyrut, 1967 İbn Hacer Askalânî, el-İsâbe fî Temyîzi’s-Sahabe, C.IV, Dâru İhyâi’t-Turâsi’l-Arabî, Beyrut, h. 1328 __________, Lisânü’l-Mîzan, C. VII, 3.b., Müessesetü’l-Ale’l Matbûat, Beyrut, 1986 İbn Hibban, Sahîh, C.XVIII, 3.b., Müessesetü’r-Risâle, Beyrut, 1972 __________, Sîret’ün-Nebeviyye ve Ahbâr’ul-Hulefâ, Müesseseti’l Kütübi’s-Segafiyye, Beyrut, 1987 İbn Hişam, Sîretü’n-Nebeviyye, C.IV, Dâru’l-Kütübi’l-Hadise, Kahire,1963 İbn Mâce, Sünen, C.II, Mektebetü’t-Terbiyetü’l-Arabî, Beyrut, 1988 İbn Kuteybe, Garîbu’l-Hadis, C.II, 1.b., Matbaatü’l-Ânî, Bağdat, 1977 ___________, Te’vîlu Muhtelifi’l-Hadis, Dâru’l-Ceyl, Beyrut, 1973 ___________, Te’vîlu Muhtelifi’l-Hadis-Hadis Müdafası-, 3.b., trc. M. Hayri Kırbaşoğlu, Kayhan Yay., İst., 1998 ___________, Uyûnü’l-Ahbâr, C. IV, 2.b.Dâru’l-Kütübi’l-Mısriyye, Kahire, 1996 İbnu’l-Cevzî, Garîbu’l-Hadis, C.II, 1.b., Dâru’l Kütübi’l İlmiyye, Beyrut, 1985 _________, Keşfü’l Müşkil min Hadisi’s-Sahihayn, C.IV, Dâru’l-Vatan, Riyad, 1997 _________, Kitâbü’l-Mevzûat, C.IV, 1.b., Mektebetü’t-Tedmûriyye, Riyad, 1997 119 İbnu’l-Esîr , Câmiu’l-Usûl min Ehâdîsi’r-Rasûl, C.XII, trc. Kemal Sandıkçı ve Muhsin Koçak, Ensar Neşriyat, İst. 2008 _________, Üsdü’l-Gabe fî Marifeti’s-Sahabe, C.VII, Dâru’ş-Şa’b, Kahire, 1970 İbnü’l-Mulakkin, Muhtasaru İstidrâki’l- Hâfız ez-Zehebî ala Müstedreki Ebî Abdillah Hâkim en-Nisâburî, C.VII, Dâru’l-Asıme, Riyad, 1990 İbnü’n-Nedim, el-Fihrist, 1.b., Dâru’l-Mârife, Beyrut, 1994 Kahraman, Hüseyin, Kûfe’de Hadis -İlk Üç Asır- , 1.b., Emin,Yay., Bursa, 2006 Katip Çelebi, Keşfü’z-Zünûn An Esâmi’l-Kütübi ve’l-Fünun, C.V, trc. Rüştü Balcı, Tarih Vakfı Yurt Yay., İst., 2007 Kudâî, Müsnedü’ş-Şihâb, C.II, 2.b., Müessesetü’r-Risâle Kurt, Mustafa, İbn Kuteybe ve Tefsir Anlayışı, İ.F.A.V. Yay. Nu:112, İst. 1996 Malik, Muvatta, C.III, Dâru’l-Kalem, Bombay, 1991 ____________Mucemü’l-Vasît, 5.b., Mektebetü’ş-Şuruku’d-Düvelî, Kahire, 2011 Muhammed Nâsuriddin Elbânî, Daîfu Sünen-i İbn Mâce,1.b.,Mektebetü’l-İslâmî, Beyrut, 1988, Muhammed Nâsuriddin Elbâni, Silsiletü Ehâdîsi’d-Daîfe, C.XIV, 2.b., Mektebetü’l- Maârif, Riyad, 2002 Muhammed Nâsuriddîn Elbânî, Silsiletü Ehâdîsi’s-Sahîha, C. 6, 3.b., Dâru Kütübi’l- İslâmî, Beyrut, 1983 Mutçalı, Serdar, Mucemu’l-Arabiyyi’l-Hadis, Arapça Türkçe Sözlük, Dağarcık Yay., İst. 2012 Mübârekfûrî, Er-Rahîk ve’l-Mahtûm, 1.b., Daru’l-Vefâ, Kahire, 2007 Münavî, Feyzu’l-Kadîr, C.VI, 2.b., Dâru’l-Mârife, Beyrut, 1972 ___________El-Müncid fil-Lugati ve’l-Ağlâm, 45.b., Daru’l-Meşrik, Beyrut, 2012 Müslim, Câmiu’s-Sahîh, C.VIII, yay.y., yy.,1964 120 Nesâî, Es-Sünenü’l-Kübrâ, C.XII, 1.b., Müessesetü’r-Risâle, Beyrut, 2001 Sandıkçı, Kemal, İlk Üç Asırda İslâm Coğrafyasında Hadis, D.İ.B. Yay. Ankara, 1991 San’ânî, Ebû Bekir Abdurrezzak, Musannef, C.XI,1.b., Mektebetü’l-İslâmiyye, Beyrut, 1970 Suyûtî, Câmiu’l-Ehâdîs, yay.y., yy., ts ________, Câmiu’s-Sağîr, C.IX, trc. İsmail Mutlu, Şaban Döğen, Yeni Asya Neşriyat, İst.1996 ________, el-Leâli’l-Masnûa fî Ehâdîsi’l-Mevzûa, C.II, Dâr’ul-Mârife, Beyrut, 1975 Şevkânî, Fevâidü’l Mecmûâ fi’l-Ehâdîsi’l-Mevzûa, 2.b., Mektebetü’l-İslâmiyye, Beyrut, 1992 Taberânî, Mu’cemu’s-Sağîr, Daru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut, 1983 ________, Müsned’üş-Şâmiyyîn, C.II, 1.b.,Müessesetü’r-Risâle, Beyrut, 1989 Tirmizî, Camî’us-Sahîh, C.V, Mektebetü’d-Delviye, yy, ts ________, Şemâil-i Şerîf, C.II,1.b., trc. Hüsâmettin Nakşıbendî, Hilal Yay., İst., 1976 Ukaylî, Duafâu’l-Kebîr, C.IV, 1.b., Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, Beyrut, 1984 Üzüm, İlyas, “Me’mun”, DİA, Ankara, 2004, C. XXIX, s.s. 100-102 Varol, Bahaüddin, İbn Kuteybe Hayatı, Eserleri ve İslam Tarihçiliğindeki Yeri, İslami İlimler Dergisi, 3:2 2008 Welsinck, Arent Jean, Concordance et İndices- Mu’cem’ul- Müfehres li Elfâz’il- Hadis’in-Nebevî, E.J. Brill, Leiden, 1955 Yakut el-Hamevî, Mu’cemu’l-Buldân, C.V, Daru Sadir, Beyrut, 1957 Yazıcı, Hüseyin, “İbn Kuteybe”, DİA, İst., 1999, C. XX, s.s.144-146 Yıldız, Hakkı Dursun, “Abbasiler”, DİA, İst., 1988, C. I, s.s. 40-41 Yücesoy, Hayrettin, “Mihne”, DİA, İst., 2005, C. XXX, s.27 121 Zehebî, Siyeru Âlâm’in-Nübelâ, C. XXIII, 1.b., Müessesetü’r-Risâle, Beyrut, 1984 ________, Mîzânü’l-İ‘tidâl fî Nakdi’r-Ricâl, C.IV, 1.b.,Dâru’l-Mârife, Beyrut, ts Zemahşerî, el-Fâik fî Garîbi’l-Hadis, C.4, 2.b., İsa el-Babi el-Halebi ve Şerikuhu, Kahire, 1971 122 ÖZGEÇMİŞ Adı, Soyadı Tuğçe Günaydın Doğum Yeri ve Yılı Kdz. Ereğli/ 21.11.1988 Zonguldak Bildiği Yabancı Diller İngilizce Arapça ve Düzeyi Orta (C) Orta Eğitim Durumu Başlama - Bitirme Kurum Adı Yılı Lise 2002 2006 Bursa İpekçilik Anadolu İmam-Hatip Lisesi Lisans 2006 2010 Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yüksek Lisans 2011 2015 Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim (e-posta): Tarih İmza Adı Soyadı 123 ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TEZ ÇOĞALTMA VE ELEKTRONİK YAYIMLAMA İZİN FORMU Yazar Adı Soyadı Tuğçe GÜNAYDIN Tez Adı İBN KUTEYBE’NİN UYÛNÜ’L-AHBÂR’INDAKİ HADİSLERİN TAHRİC VE TENKİDİ Enstitü Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Anabilim Dalı Temel İslam Bilimleri Tez Türü Yüksek Lisans Tez Danışmanı Yrd. Dç. Dr. Akif KÖTEN Çoğaltma (Fotokopi Çekim) Tezimden fotokopi çekilmesine izin veriyorum izni Tezimin sadece içindekiler, özet, kaynakça ve içeriğinin % 10 bölümünün fotokopi çekilmesine izin veriyorum Tezimden fotokopi çekilmesine izin vermiyorum Yayımlama izni Tezimin elektronik ortamda yayımlanmasına izin Veriyorum Hazırlamış olduğum tezimin belirttiğim hususlar dikkate alınarak, fikri mülkiyet haklarım saklı kalmak üzere Uludağ Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı tarafından hizmete sunulmasına izin verdiğimi beyan ederim. Tarih :04.11.2015 İmza : 124