T.C. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TÜRKÇE EĞİTİMİ ANA BİLİM DALI ÇOCUKLAR İÇİN HAZIRLANAN MASAL KİTAPLARINDAKİ DİL DIŞI GÖSTERGELERİN İNCELENMESİ YÜKSEK LİSANS TEZİ Meltem Merve KONU BURSA 2017 T.C. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TÜRKÇE EĞİTİMİ ANA BİLİM DALI ÇOCUKLAR İÇİN HAZIRLANAN MASAL KİTAPLARINDAKİ DİL DIŞI GÖSTERGELERİN İNCELENMESİ YÜKSEK LİSANS TEZİ Meltem Merve KONU DANIŞMAN Yrd. Doç. Dr. Zeynep ÇETİNKAYA EDİZER BURSA 2017 BiLiMSEL EITGE UYGUNLUK Bu calimadaki tam bilgilerin akademik ye etik kurallarma uygun bir ekilde elde edildigini beyan ederim. . MeItem Merve KONU 08/09/2017 1 YONERGEYE UYGUNLUK ONAYI "cocuklar icin Hazirlanan Masal Kitaplarmdaki Dil Disi Gostergelerin incelenmesi" bashkh Yilksek Lisans tezi, Uludag Oniversitesi Tez Yazim Kilavuzu kurallarma uygun olarak hazirlanmistir. Tezi Hazirlayan Damsman MeItem Merve KON1J Yrd. Doc. Dr. Zeynep cETiNKAYA EDIZER Tiirkce ogretmenligi ABD Baskam Prof. Dr. Kamm YOLDA$ T.C. ULUDA0 ONIVERSITESI EOITIM BILIMLERI ENSTITOSO MODORLOOONE Tiirkce Egitimi Anabilim DaWilda 801450009 numara ile kayith MeItem Merve KONU'nun hazirladigi "cocuklar icin Hazirlanan Masal Kitaplarmdaki Dil Di§i Gostergelerin incelenmesi" konulu Yuksek Lisans calimasi ile ilgili tez savunma smavi 10/07/2017 giinti 14.00-16.00 saatleri arasmda yapilmi§, sorulan sorulara alman cevaplar sonunda adaym tezinin baprill olduguna oybirligi ile karar verilmi§tir. YE (Tez Dammam) OYE Yrd. Doc. Dr. Zeynep cETINKAYA EDIZER Doc. Dr. Kelime ERDAL Istanbul Oniversitesi Uludag finiversitesi Prof. Dr. Kazim YOLDAS Uludag Oniversitesi Özet Yazar : Meltem Merve KONU Üniversite : Uludağ Üniversitesi Anabilim Dalı : Türkçe Eğitimi Bilim Dalı : Türkçe Eğitimi Tezin Niteliği : Yüksek Lisans Sayfa Sayısı : xxi+ 293 Mezuniyet Tarihi : 08.09.2017 Tez : Çocuklar İçin Hazırlanan Masal Kitaplarındaki Dil Dışı Göstergelerin İncelenmesi Danışman : Yrd. Doç. Dr. Zeynep ÇETİNKAYA EDİZER Çocuklar İçin Hazırlanan Masal Kitaplarındaki Dil Dışı Göstergelerin İncelenmesi İletişimde kullanılan dil kadar dil dışı göstergeler de önem taşımaktadır. Özellikle okul öncesi okuma yazma bilmeyen çocuklar için onlara yönelik hazırlanan kitaplarda, medya araçlarında ya da günlük hayatta sokakta karşılaştıkları görsellerin yansıttığı iletiler çok önemlidir. Bu dönemdeki çocuklar karşılaştıkları görselleri çoğu zaman kendilerince anlamlandırıp bir masal uydurarak bir başkasına aktarabilmekte ya da kendi kendilerine anlatabilmektedirler. Bu nedenle bu yaşlar için dil dışı göstergeler dilsel göstergelerden daha önemlidir denilebilir. Görseller okuma yazmayı yeni öğrenmiş çocuklar için de önemlidir. Çünkü çocuk bir masalı ilk okuduğu anda içselleştiremeyebilir ya da yetişkinlerde olduğu gibi her okuyuşta farklı bir şeyler keşfedebilir. Daha önce masalı okumuş, dinlemiş ya da ilk defa okuyacak iv çocuk masalı anlamlandırırken görsellerden yararlanmaktadır. Bu yüzden görsellerin okuma yazmayı yeni öğrenmiş çocuklar için de okurken bir anlam oluşturma ya da daha önce oluşturduğu anlamı pekiştirme süreçlerinde katkısı olmaktadır. Okuma yazma bilmeyen ya da okuma yazmayı yeni öğrenmiş çocuklar anlam oluşturma ya da daha önce oluşturulmuş anlamı pekiştirme süreçlerinde çocuklar masallarda yer alan görselleri yorumlarken farkında olmadan göstergebilim çözümlemesi yapmaktadırlar. Bu çözümlemeyi de görseller üzerine oluşturulmuş olan C.S. Peirce’ün dil dışı göstergeler kuramını esas alarak yapmaktadırlar. Çünkü görsel göstergeleri çözümleme aşamasında yorumlayan için dil dışı göstergelerin taşıdığı özellikler de önem taşımaktadır. Bu önemi belirtmek amacıyla bu çalışmada çocuklar için hazırlanan masal kitaplarındaki görsellerde yer alan dil dışı göstergeler Charles Sanders Pierce’ün kuramı dahilinde incelenmiş ve bu görsellerde yer alan dil dışı olgular betimlenerek anlamlandırılmıştır. Bu amaçla 10 farklı yayınevinden seçilen 10 farklı masal kitabı görsellerde yer alan görüntüsel gösterge, belirti ve simge kavramları dahilinde incelenmiş ve verilmek istenen iletiler bu açıdan irdelenerek masallardaki görselleri anlamlandırma ve yorumlama sürecinde dil dışı göstergelerin önemi üzerinde durulmuştur. Masalları anlamlandırırken ya da içselleştirirken okuma yazma bilmeyen ya da okuma yazmayı yeni öğrenmiş çocuklar için görsellerdeki dil dışı göstergelerin bu süreçte yazıdan daha önemli olduğu sonucuna varılmıştır. Bu noktada incelenen kitaplarda görülen eksiklik ve hatalar da ifade edilmiş, akademisyenlere, öğretmenlere, yayınevlerine ve Milli Eğitim Bakanlığına bazı önerilerde bulunulmuştur. Anahtar Sözcükler: Charles Sanders Peirce, çocuk masalları, dil dışı gösterge, görselleri anlamlandırma, resimleri yorumlama. v Abstract Author : Meltem Merve KONU University : Uludağ University Field : Turkish Education Branch : Turkish Education Degree Awarded : Master Page Number : xxi + 293 Degree Date : 08.09.2017 Thesis : An Extralinguistic Semiotic Analysis of Children’s Fairytale Books Supervisor : Assistant Professor Zeynep ÇETİNKAYA EDİZER An Extralinguistic Semiotic Analysis of Children’s Fairytale Books Language is important as much as extralinguistic semiotics. Especially on books prepared for children who aren’t literate, for media instruments or daily life, messages on images which they encounter on street are important. Mostly, children who are on this term make up a tale by making sense images on their own and tell them somebody or they tell it themselves. For this, extralingustic semiotics may be more important than lingusitic semiotics for these ages. İmages are also important for whom has just learned read and write Because, children may not absorb a tale when he/she reads it first time or he/she can detect new things when read it again and again. Children read tale before, listened or who will read it first time benefit from images when he/she makes sense of it. So, images also contribute to make sense during vi reading or reinforcement process for deduced meaning before for whom has just learned read and write. Children who are illeterate or who has just learned read-write make analysis of semiotics unconciously when they interprete visuals on tales in the make sense or reinforcement process for deduced meaning before. They do this analysis based on Charles Sanders Peirce’s theory which was made on visuals. Because, features of extralinguistic semiotics are important for interpretant in analysis of semiotics process. On this study, extralinguistic semiotics on fairytale books have been analyzed according to Charles Sanders Peirce’s theory and extralinguistic cases have been interpreted by describing for the purpose of indicating this importance. For this aim, 10 different fairytale books chosed from 10 diffferent publishers were researched according to icon, index or symbol concept and importance of extralinguistic semiotics was investigated in the process of making sense of images on fairytales and interpreting them. That extralinguistic semiotics on visuals are more important than article in this process for illeterate children or who has just learned read-write when making sense of or absorbing fairytales is resulted. On this point, lacks and failures on books studied were also emphasized and some suggestions were recommended to academicians, teachers, publishers and National Education Ministry. Key Words: Charles Sanders Peirce, children fairytales, extralinguistic semiotics, make sense of images, interprete pictures. vii Teşekkür Çalışma boyunca destek ve yardımlarını esirgemeyen, engine bilgisi, yol göstericiliği ve tecrübeleriyle her zaman yanımda olan çok değerli hocam sayın Yrd. Doç. Dr. Zeynep ÇETİNKAYA EDİZER’e, bu alanı seçmem ve ilerleyebilmemde büyük katkısı olan Prof. Dr. Selahattin DİLİDÜZGÜN’e, her türlü akademik desteği veren Prof. Dr. Yıldız KOCASAVAŞ’a, birbirinden değerli bilgi paylaşımları ve görevlendirmeleriyle bu alanda daha etkin olmamı sağlayan Doç. Dr. Şükran DİLİDÜZGÜN’e, İstanbul Üniversitesi’ndeki yüksek lisans eğitimim boyunca sürekli yanımda oldukları ve beni akademik alanda daha yetkin olma yolunda teşvik ettikleri için çok teşekkür ederim. Uludağ Üniversitesi’nde de benden yardımlarını ve bilgilerini esirgemeyen, hayatıma yön vermemde verdikleri her türlü destekle özgüvenimin gelişmesine katkıları olan başta bölüm başkanımız Prof. Dr. Kazım YOLDAŞ olmak üzere Doç. Dr. Kelime ERDAL, Yrd. Doç. Dr. Minara ALİYEVA ÇINAR, Okt. Dr. Şükrü BAŞTÜRK ve bölümdeki diğer çok değerli hocalarıma; her zaman yanımda ve bana destek olan kıymetli meslektaşlarım ve mesai arkadaşlarım Arş.Gör.Ozan İPEK ve Arş. Gör. Hatice YURTSEVEN YILMAZ’a, varlıklarıyla bana güç veren kardeşlerime ve beni en iyi şekilde yetiştiren her şeyin en iyisine layık CANIM ANNEME teşekkürü borç bilirim. Meltem Merve KONU Bursa-2017 viii İçindekiler BİLİMSEL ETİĞE UYGUNLUK .............................................................................................. i YÖNERGEYE UYGUNLUK ONAYI ..................................................................................... ii KABUL VE ONAY… .............................................................................................................. iii ÖZET… .................................................................................................................................... iv ABSTRACT .............................................................................................................................. vi TEŞEKKÜR ............................................................................................................................. vii İÇİNDEKİLER ........................................................................................................................ vii TABLOLAR LİSTESİ ............................................................................................................. xii ŞEKİLLER LİSTESİ ............................................................................................................ xviii RESİMLER LİSTESİ ............................................................................................................. xix KISALTMALAR LİSTESİ ...................................................................................................... xx I. BÖLÜM: GİRİŞ ................................................................................................................... 1 1.1. Problem Durumu… ................................................................................................. 1 1.2. Araştırma Soruları… ............................................................................................... 2 1.3. Amaç ....................................................................................................................... 3 1.4. Önem ....................................................................................................................... 4 1.5. Varsayımlar… ......................................................................................................... 7 1.6. Sınırlılıklar .............................................................................................................. 7 1.7. Tanımlar .................................................................................................................. 7 II. BÖLÜM: KAVRAMSAL ÇERÇEVE… ............................................................................ 8 2.1 .Çerçeve Olarak Göstergebilim ................................................................................ 8 2.1.1. Gösterge ve Göstergebilim Kavramları… .................................................... 8 2.1.1.1. Gösterge Nedir? ................................................................................ 8 2.1.1.1.1. Göstergelerin Özellikleri… ............................................ 28 ix 2.1.1.2. Göstergebilim Nedir? .......................................................... 34 2.1.2. Semiyotik ve Semiyoloji Ayrımı ................................................................. 45 2.1.3. Göstergebilim Tarihi… ................................................................................ 49 2.1.4. Göstergebilimsel Çözümleme Nedir? .......................................................... 56 2.1.5. Dil Dışı Göstergeler ve Charles Sanders Peirce ........................................... 59 2.1.5.1. Doğal Gösterge / Belirti… ................................................................ 61 2.1.5.2. Görsel/Görüntüsel Gösterge (ikon)… ............................................... 63 2.1.5.3. Simge ................................................................................................. 66 2.1.5.4. Charles Sanders Peirce’ün KuramıylaYapılan Çalışmalar… ............ 71 2.2. Çerçeve Olarak Çocuk Masalları… ....................................................................... 73 2.2.1. Masal Nedir? ............................................................................................... 73 2.2.2. Masalın Kökeni… ....................................................................................... 77 2.2.3. Masalın Yapısı ve Bölümleri ...................................................................... 80 2.2.4. Masal Türleri… ........................................................................................... 84 2.2.5. Edebiyatımızda Çocuk Masalı .................................................................... 93 2.2.6. Çocuk Masallarının Özellikleri… ............................................................... 95 2.2.7. Çocuk ve Masal… ..................................................................................... 101 2.2.8. Çocuk Masallarının Taşıması Gereken Özellikler .................................... 102 2.2.8.1. Çocuk Masallarının Biçimsel Özellikleri… ................................ 107 2.2.8.1.1. Çocuk Kitaplarında Görsellerin Önemi ....................... 111 2.2.8.2. Çocuk Masallarının İçerik Özellikleri… ..................................... 114 2.2.8.3. Çocuk Masallarının Dil ve Üslup Özellikleri… .......................... 119 2.2.9. Masalın Faydaları ..................................................................................... 122 2.2.9.1. Masalların Dilin Öğretilmesi ve Geliştirilmesi Açısından Önemi ...................................................126 x III. BÖLÜM: YÖNTEM .................................................................................................... 130 3.1. Araştırma Modeli ................................................................................................ 130 3.2. Araştırmanın Kapsamı ........................................................................................ 131 3.2.1. Grimm Kardeşler ....................................................................................... 131 3.2.2. Masal Kitaplarının Baskı Özelliklerine İlişkin Bilgiler… ......................... 133 3.3. Verilerin Toplanması… ...................................................................................... 135 3.4. Verilerin Analizi ve Yorumlanması… ................................................................ 136 IV. BÖLÜM: BULGULAR ................................................................................................ 138 4.1. Bremen Mızıkacıları Adlı Masal Kitabına Ait Bulgular veYorumlar… ................. 139 4.2. Çizmeli Kedi Adlı Masal Kitabına Ait Bulgular ve Yorumlar ................................ 154 4.3. Fareli Köyün Kavalcısı Adlı Masal Kitabına Ait Bulgular ve Yorumlar ................ 165 4.4. Hansel ve Gratel Adlı Masal Kitabına Ait Bulgular ve Yorumlar ........................... 177 4.5. Kırmızı Başlıklı Kız Adlı Masal Kitabına Ait Bulgular ve Yorumlar .................... 188 4.6. Kurbağa Prens Adlı Masal Kitabına Ait Bulgular ve Yorumlar .............................. 200 4.7. Külkedisi Adlı Masal Kitabına Ait Bulgular ve Yorumlar ...................................... 209 4.8. Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler Adlı Masal Kitabına Ait Bulgular ve Yorumlar ................................................................................... 219 4.9. Rapunzel Adlı Masal Kitabına Ait Bulgular ve Yorumlar ...................................... 232 4.10. Uyuyan Güzel Adlı Masal Kitabına Ait Bulgular ve Yorumlar ............................ 246 V. BÖLÜM: TARTIŞMA VE ÖNERİLER… ....................................................................... 258 5.1. Tartışma… ................................................................................................................ 258 5.2. Öneriler… ................................................................................................................. 265 5.2.1. Akademisyenlere Öneriler… .......................................................................... 265 5.2.2. Öğretmenlere Öneriler… ................................................................................ 265 xi 5.2.3. Yayınevlerine Öneriler… ............................................................................... 267 5.2.4. Milli Eğitim Bakanlığına Öneriler… ............................................................. 268 KAYNAKÇA… ..................................................................................................................... 270 RESİMLER İÇİN KAYNAKÇA… ....................................................................................... 281 EKLER… ............................................................................................................................... 282 ÖZGEÇMİŞ ........................................................................................................................... 293 xii Tablolar Listesi Tablo Sayfa 1. İncelenen Masal Kitaplarının Yayınevlerine Göre Dağılımı… ................................. 133 2. İncelenen Masal Kitaplarının Yayın Yıllarına Göre Dağılımı… ............................... 134 3. İncelenen Masal Kitaplarının Baskı Sayılarına Göre Dağılımı… .............................. 135 4. Gönül Yayıncılıktan Çıkan Bremen Mızıkacıları Masalına Ait Bulgular ................. 139 5. Kelime Yayıncılıktan Çıkan Bremen Mızıkacıları Masalına Ait Bulgular ................ 142 6. Bilmar Yayıncılıktan Çıkan Bremen Mızıkacıları Masalına Ait Bulgular ................ 145 7. Bilgi Yayıncılıktan Çıkan Bremen Mızıkacıları Masalına Ait Bulgular .................... 146 8. Karatay Yayıncılıktan Çıkan Bremen Mızıkacıları Masalına Ait Bulgular ............... 147 9. Mimoza Yayıncılıktan Çıkan Bremen Mızıkacıları MasalınaAit Bulgular ............... 148 10. Parıltı Yayıncılıktan Çıkan Bremen Mızıkacıları Masalına Ait Bulgular .................. 149 11. Polat Yayıncılıktan Çıkan Bremen Mızıkacıları Masalına Ait Bulgular ................... 150 12. Türkiye İş Bankası Kültür Yayıncılıktan Çıkan Bremen Mızıkacıları Masalına Ait Bulgular… .......................................................... 151 13. Yapı Kredi Yayıncılıktan Çıkan Bremen Mızıkacıları Masalına Ait Bulgular .......... 153 14. Engin Yayınevinden Çıkan Çizmeli Kedi Masalına Ait Bulgular ............................. 154 15. Güven Yayınlarından Çıkan Çizmeli Kedi Masalına Ait Bulgular ............................ 156 16. Ya-pa Yayıncılıktan Çıkan Çizmeli Kedi Masalına Ait Bulgular .............................. 157 17. Kare Yayınlarından Çıkan Çizmeli Kedi Masalına Ait Bulgular .............................. 158 18. Altın Kitaplar Yayınlarından Çıkan Çizmeli Kedi Masalına Ait Bulgular ................ 159 19. Bilgi Yayınevinden Çıkan Çizmeli Kedi Masalına Ait Bulgular ............................... 160 20. Morpa Kültür Yayınlarından Çıkan Çizmeli Kedi Masalına Ait Bulgular ................ 161 21. Beyaz Balina Yayınlarından Çıkan Çizmeli Kedi Masalına Ait Bulgular ................. 162 22. Net Yayınlarından Çıkan Çizmeli Kedi Masalına Ait Bulgular ................................ 163 xiii Tablo Sayfa 23. Damla Yayınevinden Çıkan Çizmeli Kedi Masalına Ait Bulgular ............................ 164 24. Ya-pa Yayıncılıktan Çıkan Fareli Köyün Kavalcısı Masalına Ait Bulgular .............. 165 25. Engin Yayınevinden Çıkan Fareli Köyün Kavalcısı Masalına Ait Bulgular ............. 167 26. Bu Yayınevinden Çıkan Fareli Köyün Kavalcısı Masalına Ait Bulgular .................. 169 27. Binbir Çiçek Yayınevinden Çıkan Fareli Köyün Kavalcısı Masalına Ait Bulgular .......................................................... 170 28. Polat Yayıncılıktan Çıkan Fareli Köyün Kavalcısı Masalına Ait Bulgular ............... 171 29. Timaş Çocuk Yayınlarndan Çıkan Fareli Köyün Kavalcısı Masalına Ait Bulgular .......................................................... 172 30. Beyaz Balina Yayınlarından Çıkan Fareli Köyün Kavalcısı Masalına Ait Bulgular .......................................................... 173 31. Damla Yayınevinden Çıkan Fareli Köyün Kavalcısı Masalına Ait Bulgular ............ 174 32. Hayat Yayınlarından Çıkan Fareli Köyün Kavalcısı Masalına Ait Bulgular ............. 175 33. Yumurcak Yayınlarından Çıkan Fareli Köyün Kavalcısı Masalına Ait Bulgular ......................................................... 176 34. Akdeniz Yayıncılıktan Çıkan Oduncunun Çocukları Masalına Ait Bulgular ............ 177 35. Engin Yayınevinden Çıkan Oduncunun Çocukları Masalına Ait Bulgular ............... 178 36. Güneş Yayıncılıktan Çıkan Hansel ve Gretel Masalına Ait Bulgular ........................ 180 37. Tramvay Yayıncılıktan Çıkan Hansel ile Gretel Masalına Ait Bulgular ................... 181 38. Altın Kitaplar Yayınevinden Çıkan Oduncunun Çocukları Masalına Ait Bulgular ............................................................ 182 39. Timaş Çocuk Yayınlarından Çıkan Hansel ile Gratel Masalına Ait Bulgular ........... 184 40. Ata Yayıncılıktan Çıkan Oduncunun Çocukları Masalına Ait Bulgular .................... 185 41. Nar Yayınlarından Çıkan Hansel ve Gratel Masalına Ait Bulgular ........................... 186 xiv Tablo Sayfa 42. Polat Kitapçılıktan Çıkan Hansel ve Gretel Masalına Ait Bulgular ........................... 187 43. Hayat Yayıncılıktan Çıkan Hansel ve Gratel Masalına Ait Bulgular ........................ 188 44. Final Kültür Sanat Yayınlarından Çıkan Kırmızı Başlıklı Kız Masalına Ait Bulgular .............................................................. 189 45. Binbir Çiçek Yayınlarından Çıkan Kırmızı Başlıklı Kız Masalına Ait Bulgular .............................................................. 191 46. ParıltıYayıncılıktan Çıkan Kırmızı Başlıklı Kız Masalına Ait Bulgular ................... 192 47. Polat Yayıncılıktan Çıkan Kırmızı Başlıklı Kız Masalına Ait Bulgular .................... 193 48. Net Çocuk Yayınlarından Çıkan Kırmızı Başlıklı Kız Masalına Ait Bulgular .......... 194 49. Timaş Çocuk Yayınlarından Çıkan Kırmızı Başlıklı Kız Masalına Ait Bulgular .............................................................. 195 50. Beyaz Balina Yayınlarından Çıkan Kırmızı Başlıklı Kız Masalına Ait Bulgular .............................................................. 196 51. Hayat Yayıncılıktan Çıkan Kırmızı Başlıklı Kız Masalına Ait Bulgular .................. 197 52. Türk İş Bankası Yayınlarından Çıkan Kırmızı Başlıklı Kız Masalına Ait Bulgular .............................................................. 198 53. Yumurcak Yayınlarndan Çıkan Kırmızı Başlıklı Kız Masalına Ait Bulgular ........... 199 54. Şenyıldız Yayınevinden Çıkan Kurbağa Kral Masalına Ait Bulgular ....................... 200 55. Engin Yayınevinden Çıkan Kurbağa Prens Masalına Ait Bulgular ........................... 201 56. Bu Yayınevinden Çıkan Prenses ile Kurbağa Masalına Ait Bulgular ....................... 203 57. Polat Yayıncılıktan Çıkan Kurbağa Prens Masalına Ait Bulgular ............................. 202 58. Kelime Yayıncılıktan Çıkan Kurbağa Prens Masalına Ait Bulgular ......................... 204 59. Nakkaş Yayıncılıktan Çıkan Kurbağa Prens Masalına Ait Bulgular ......................... 205 60. Bilge Kirpi Yayınlarından Çıkan Kurbağa Prens Masalına Ait Bulgular .................. 205 xv Tablo Sayfa 61. Nar Çocuk Yayınlarından Çıkan Kurbağa Prens Masalına Ait Bulgular ................... 206 62. Beyaz Balina Yayınlarından Çıkan Kurbağa Prens Masalına Ait Bulgular ............... 206 63. Timaş Çocuk Yayınlarından Çıkan Kurbağa Prens Masalına Ait Bulgular ............... 207 64. Damla Yayınevinden Çıkan Külkedisi Masalına Ait Bulgular .................................. 209 65. Final Kültür Sanat Yayınlarından Çıkan Külkedisi Cindirella Masalına Ait Bulgular ............................................................... 210 66. Parıltı Yayıncılıktan Çıkan Külkedisi Masalına Ait Bulgular ................................... 212 67. Çiçek Yayıncılıktan Çıkan Külkedisi Masalına Ait Bulgular .................................... 212 68. Bilgi Yayınevinden Çıkan Külkedisi Masalına Ait Bulgular .................................... 213 69. Binbir Çiçek Yayınevinden Çıkan Külkedisi Masalına Ait Bulgular ........................ 214 70. Polat Yayıncılıktan Çıkan Külkedisi Sinderella Masalına Ait Bulgular .................... 215 71. Timaş Çocuk Yayınlarından Çıkan Külkedisi Sindirella Masalına Ait Bulgular ...... 216 72. Beyaz Balina Yayınlarından Çıkan Külkedisi Masalına Ait Bulgular ....................... 217 73. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınlarından Çıkan Külkedisi Masalına Ait Bulgular ..218 74. Remzi Yayınevinden Çıkan Pamuk Prenses Masalına Ait Bulgular ......................... 219 75. Timaş Çocuk Yayınlarından Çıkan Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler Masalına Ait Bulgular ............................................ 220 76. Kare Yayınlarından Çıkan Pamuk Prenses Masalına Ait Bulgular ............................ 222 77. Çiçek Yayınlarından Çıkan Pamuk Prenses Masalına Ait Bulgular… ...................... 222 78. Parıltı Yayıncılıktan Çıkan Pamuk Prenses Masalına Ait Bulgular ........................... 225 79. Bilgi Yayınevinden Çıkan Pamuk Prenses Masalına Ait Bulgular ............................ 226 80. Beyaz Balina Yayınlarından Çıkan Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler Masalına Ait Bulgular ............................................ 228 81. Binbir Çiçek Yayınevinden Çıkan Pamuk Prenses Masalına Ait Bulgular ............... 229 xvi Tablo Sayfa 82. Doğan Egmont Yayınlarından Çıkan Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler Masalına Ait Bulgular ............................................ 230 83. Yumurcak Yayınlarından Çıkan Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler Masalına Ait Bulgular ............................................ 231 84. Tramvay Yayınlarından Çıkan Rapunzel Masalına Ait Bulgular .............................. 232 85. Binbir Çiçek Yayınevinden Çıkan Rapunzel Masalına Ait Bulgular ........................ 233 86. Sis Yayıncılıktan Çıkan Rapunzel Masalına Ait Bulgular ......................................... 235 87. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınlarından Çıkan Rapunzel Masalına Ait Bulgular ................................................................................ 236 88. Arkadaş Yayıncılıktan Çıkan Rapunzel Masalına Ait Bulgular ................................ 239 89. Beyaz Balina Yayınlarından Çıkan Rapunzel Masalına Ait Bulgular ....................... 240 90. Gugukkuşu Yayınlarından Çıkan Rapunzel Masalına Ait Bulgular .......................... 242 91. Net Çocuk Yayınlarından Çıkan Rapunzel ve Onun Harika Saçları Masalına Ait Bulgular ......................................... 243 92. Timaş Çocuk Yayınevinden Çıkan Rapunzel Masalına Ait Bulgular ........................ 244 93. Yapı Kredi Yayınlarından Çıkan Rapunzel Masalına Ait Bulgular ........................... 245 94. Engin Yayınevinden Çıkan Uyuyan Güzel Masalına Ait Bulgular ........................... 247 95. Bu Yayınevinden ÇıkanYüzyıl Uyuyan Güzel Masalına Ait Bulgular ..................... 248 96. Çiçek Yayıncılıktan Çıkan Uyuyan Güzel Masalına Ait Bulgular ............................ 249 97. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınlarından Çıkan Uyuyan Güzel Masalına Ait Bulgular ........................................................................ 250 98. Altın Kitaplar Yayınevinden Çıkan Uyuyan Güzel Masalına Ait Bulgular ............... 251 99. Bilgi Yayınevinden Çıkan Uyuyan Güzel Masalına Ait Bulgular ............................. 252 100. Almidilli Yayınevinden Çıkan Uyuyan Güzel Masalına Ait Bulgular… .................. 254 xvii Tablo Sayfa 101. Arkadaş Yayıncılıktan Çıkan Uyuyan Güzel Masalına Ait Bulgular ........................ 255 102. Doğan Egmont Yayıncılıktan Çıkan Uyuyan Güzel Masalına Ait Bulgular ............. 256 103. Parıltı Yayıncılıktan Çıkan Uyuyan Güzel Masalına Ait Bulgular ............................ 257 xviii Şekiller Listesi Şekil Sayfa 1. Saussure’ün Gösterge Ögeleri ............................................................................ 13 2. L. Hjelmslev’in Gösterge Ögeleri ....................................................................... 14 3. Ogden ve Richards Gösterge Modeli.................................................................... 15 4. Peirce’ün Semiyotik Üçgeni ................................................................................ 16 5. Dil Göstergesi ..................................................................................................... 19 6. Nitelikleri Bakımından Göstergeler .................................................................... 23 7. Günay’ın Gösterge Türleri Sınıflandırması… .....................................................25 8. Vardar’ın Gösterge Sınıflandırması… ................................................................ 26 9. Masal Türleri… ................................................................................................... 85 xix Resimler Listesi Resim Sayfa 1. Belirti Örnekleri ....................................................................................................62 2. Görüntüsel Gösterge Örnekleri… .........................................................................63 3. Simge Örnekleri… ................................................................................................68 xx Kısaltmalar Listesi Akt. : Aktaran B.a. : Büyükanne B.k. : Baş kahraman Çev. : Çeviren Ed. : Editör G. : Gratel H. : Hansel Haz. : Hazırlayan K: : Külkedisi K.b.k : Kırmızı başlıklı kız K.e. : Kişisel eşya P. : Prens P.a. : Prensin adamı/ları P.p. : Pamuk Prenses R: : Rapunzel R.a. : Rapunzelin annesi R.b : Rapunzelin babası TDK : Türk Dil Kurumu Trans. : Translator Ü.a. : Üvey Anne, U.g. : Uyuyan güzel Ü.k.k. : Üvey kız kardeş/ler YKY : Yapı Kredi Yayınlar xxi 1 I. Bölüm Giriş Bu bölümde; araştırmanın problem durumu, soruları, amacı, önemi, varsayımları, sınırlılıkları ve tanımları yer almaktadır. 1.1. Problem Durumu Okur, çocuk ya da yetişkin olsun bir kitabı eline aldığında ilk olarak sözcüklerden önce sayfadaki görsel imgelere bakar. Böylece gösellerdeki iletiyi çözmeye çalışarak okuma öncesi imgeleri anlamlandırma sürecine dâhil olur. Okur konumunda olan kişi henüz okuma yazma bilmeyen bir çocuk ise bu süreç görsellerle sınırlı kalacaktır. Daha sonra etrafında kitabı ona okuyacak bir yetişkin bulursa asıl anlatıya ulaşabilecek, bulamazsa da kendi yüklediği anlamları benimseyecektir. Bu noktada okul öncesi çocuklar için sözcüklerden çok görsellerin dikkati ve ilgiyi canlı tuttuğu, güdüleyici olduğu ve daha çok anlam ifade ettiği genellemesine ulaşmak yerinde bir tespit olacaktır. Nitekim aynı durum okula yeni başlayan çocuklar için de geçerlidir. Daha once kendisine okunan bir masalı sonra tekrar kendi başına ya da başkasına okuyan veya anlatan çocuk bu noktada görsellerin onu yönlendirmesine ihtiyaç duyacaktır. Görseller, çocuğun daha once okuduğu ya da dinlediği masalı özümseme sürecinde aklındaki soru işaretlerinin giderilmesine katkı sağlayacacağı için masallardaki görsel ögelerin okul dönemindeki çocuklar için de önem arz ettiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Alan yazına bakıldığında göstergebilimle ilgili yapılmış birtakım çalışmalar olduğu görülmektedir. Yılmaz ve Temizkan (2013) Türkiye Cumhuriyeti’nde Tedavüle Sürülen Banknotların Göstergebilimsel Çözümlemesi başlıklı makalesinde banknotları Peirce’ün kuramını temel alarak, gösteren-göstereilen, dizisel-dizimsel ilişkiler açısından incelemiştir. Uluyağcı (2007) Simge Kavramı ve Bir Film Çözümlemesi: Karşılaşma başlıklı makalesinde Peirce’ün simge kavramı temelinde adı geçen filmdeki simgeleri çözümleyerek 2 yorumlamıştır. Çulha (2011) Gösterge Bilim (semiyotik) Tekniği Kullanılarak Kanada Fotoğraflarının İncelenmesi başlıklı makalesinde Kanada’ya ait fotoğrafları Peirce ve Saussure’ün dil dışı gösterge kuramı temelinde özgün biçimde yorumlamıştır. Demir ve İlden (2016) Seyfi Teoman Filmlerinin Göstergebilimsel Afiş Çözümlemesi başlıklı makalesinde filmlere ait afişleri Peirce’ün dil dışı gösterge kuramı dahilinde gösteren-gösterilen, dizisel- dizimsel ilişkiler açısından çözümlemiştir. Gönen, Uygun, Katrancı ve Uçuş (2011) İlköğretim Birinci Kademe Öğrencilerine Yönelik Çocuk Kitaplarının, İçerik, Resimleme ve Fiziksel Özellikleri Açısından İncelenmesi başlıklı makalelerinde belirledikleri 100 adet çocuk kitabını baskı, fiziksel özellik, konu, mesajlar, değerler, resim özellikleri ve dil açısından incelemişlerdir. Ercantürk (2015) Göstergebilim Açısından Türkçe Ders Kitapları başlıklı doktora tezi çalışmasında bazı Türkçe 5, 6,7, ve 8. sınıf ders kitaplarındaki metinleri söylemsel, anlatısal ve mantıksal-anlamsal düzey açısından incelemiştir. Yalçınkaya ve Edizer (2012) Türkçe Ders Kitabında Yer Alan Bazı Görsel Metin Örneklerinin C.S. Peirce’ün Dil Dışı Göstergeleri Açısından İncelenmesi başlıklı çalışamalarında bazı 6 ve 7. Sınıf Türkçe ders kitaplarındaki görselleri Peirce’ün kuramına göre sınıflandırarak yorumlamışlardır. Günay veAktuğ (2003) İlköğretimde Kullanılan Bazı Türkçe Ders Kitaplarındaki Dil Dışı Göstergelerin İşlevleri Açısından Değerlendirilmesi başlıklı makalelerinde dil dışı göstergelerin kitaplarda ne amaçlarla kullanıldıklarını belirlemişlerdir. Bunlar dışında yapılmış çalışmalarda ders kitapları ve çocuk kitaplarına yönelik fakat göstergebilime yönelik olmayan çeşitli incelemelerle de karşılaşılmıştır; fakat çocuğun ilk karşılaştığı önemli bir tür olan masallardaki görselleri yorumlamaya ilişkin bir çalışmaya rastlanılmamıştır. 1.2. Araştırma Soruları Araştırmanın problem tümcesi, “Çocuklar için hazırlanan masal kitaplarında kullanılan dil dışı göstergeler nelerdir ve hangi anlamları karşılamak amaçlarıyla 3 kullanılmıştır?” şeklindedir. Bu problem tümcesine bağlı olarak çalışmada, aşağıdaki alt problemlere yanıt aranmıştır: 1.Çocuklar için hazırlanan masal kitaplarında kullanılan belirtiler nelerdir, belirtiler metin içi ve metin dışı hangi anlamları karşılamak amacıyla kullanılmıştır? 2.Çocuklar için hazırlanan masal kitaplarında kullanılan görüntüsel göstergeler nelerdir, görüntüsel göstergeler metin içi ve metin dışı hangi anlamları karşılamak amacıyla kullanılmıştır? 3.Çocuklar için hazırlanan masal kitaplarında kullanılan simgeler nelerdir, simgeler metin içi ve metin dışı hangi anlamları karşılamak amacıyla kullanılmıştır? 1.3. Amaç Çalışmanın asıl amacı görsel imgelerin metni anlamlandırma sürecindeki önemini ortaya koymaktır. Bu süreçte ögelerin birbiri ile birlikte hareket etmeleri ve anlatı ile görsel ögelerin birlikte yorumlanması, dolayısıyla görsellerin anlatıyı destekler nitelikte olması önem taşımaktadır. Çünkü masalların görsellerle desteklenmesi çocuklar için konuyu ilgi çekici hale getirerek daha uzun süre akılda kalmasını sağlamaktadır. Bu noktada kullanılan göstergelerin konu ile ilgili olması ve iletinin anlaşılır biçimde aktarılmasına yardımcı olması etmenleri de kitabın niteliğini artırmada önemlidir. Bu bağlamda göstergelerin anlatılmak istenenin herkes tarafından aynı biçimde algılanmasını sağladığı, dikkati canlı tuttuğu, çocuğun o masalı okumak için güdülenmesini sağladığı ve anlaşılması zor durumları daha basite indirgeyebildiği söylenebilir. Bu amaçla çocuklar için hazırlanan Grimm Kardeşlere ait seçilmiş masal kitaplarındaki görsellerde yer alan dil dışı göstergeler Charles Sanders Peirce’ün kuramı dahilinde incelenmiş ve bu görsellerde yer alan dil dışı olgular betimlenerek anlamlandırılmıştır. Bu bağlamda kullanılan görseller görüntüsel gösterge, belirti ve simge kavramları dahilinde irdelenmiş okul öncesi dönem çocukları için anlatıyı hiç bilmedikleri 4 varsayılarak metin dışı anlamları (ki bazı durumlarda göstergenin metin içi anlamları da göstergelerden çıkarılabilmektedir); okuma yazmayı bilen çocuklar için ise anlatıyı daha önce bilme ya da anlatıyla ilk defa karşılaşma durumları göz önüne alınarak göstergelerin metin içi ve metin dışı anlamları esas alınmış, verilmek istenen iletiler bu açılardan incelenmiştir. 1.4. Önem Dilin temel işlevi iletişimi sağlamaktır. Fakat bu iletişim her zaman sözlü ya da yazılı bir dilsel dizgenin kullanımıyla sağlanmamaktadır. Söz gelimi bir el sıkışma, bir bakış, giyim tarzı, resimler, simgeler, jestler ya da mimikler de bildirişim amacını gerçekleştirmekte hatta kimi durumlarda sözcüklerden daha çok şey ifade edebilmektedir. İnsan yaşamında göstergeleri edinilen bilgiler çerçevesinde çözümleyerek anlamlandırma, yorumlayarak yaşama geçirme ve bu şekilde yaşamı sürdürme önemli süreçlerden biridir. Bildirişim ya da estetik amaçlı olsa da göstergeler hayatın her alanında bir şekilde yer almaktadır. Göstergeler dizgedeki birbiri ile olan ilişkileri dâhilinde ve bağlama göre farklı anlamlar da kazanabilmektedirler. Anlayışı, algılayışı, olay ve durumlara bakış açısını etkileyen bir birim olan gösterge çoğu durumda kültürü yansıtmakta ve yorumlanırken sahip olunan değer ve normlar temel alınmaktadır. Bütün göstergeler gösteren ve gösterilen, diğer bir ifadeyle biçim ve anlamdan oluşmaktadır. Bu iki birim arasındaki ilişki her durumda farklı bir olay ya da kavrama gönderme yapmakta ve belirli amaçlara hizmet etmektedir. Bu nedenle göstergebilimsel çözümlemeler yaparak bu göstergeleri uygun şekilde anlamlandırmak ve doğru yorumlamak göstergelerin anlaşılabilirliği ve iletişimin sağlıklı sürdürebilirliği için büyük önem taşımaktadır. Kültürleşme süreci, doğduğumuz andan itibaren içine dahil olduğumuz ve bitmeyen bir süreçtir. Çocukluktan itibaren aile içi eğitimlerle başlayan bu süreç, çevre ve okulun da katkısı ile zenginleşmektedir. Bu anlamda çocukluk döneminde eğitime ilk adımlardan birini oluşturan masalın da önemi büyüktür. Masal, birtakım değerlerin aktarılmasında, hayal 5 dünyasının gelişmesinde, dili kullanma becerisi ve merak duygusunu geliştirmede önemli bir türdür. Masalda işlenen değerler çocukları hayata hazırlayan tecrübeler kazandırmasından dolayı onlar için bir örnek oluşturmaktadır. Özellikle okul öncesi okuma yazma bilmeyen çocuklar için masal kitaplarındaki yazılardan daha çok görseller dikkati çekmektedir. Yazıları okuyamayan çocuk, arkadaş arasında ya da monolog dünyasında görselleri anlamlandırarak kimi durumda kitabın içeriğiyle ilgisi bile olmayan anlatılar üretebilmektedir. Bu noktada göstergeler ve yansıttıkları iletiler büyük önem taşımaktadır. Hayatımızın her alanında yer alan göstergeler masal kitaplarında da yer almaktadır ve çocuklar farkında olmadan bu göstergeleri dahil oldukları belirti, simge ve görüntüsel gösterge ulamlarına göre anlamlandırarak görselleri ve bunun bir sonucu olarak da masalları içselleştirmektedirler. Bu içselleştirme kurmaca metinden yola çıkarak asıl iletiyi özümseme süreçlerini kapsamaktadır. Problem durumunda da bahsedilen alanyazına ait çalışmalardan yola çıkılarak yapılan göstergebilimsel incelemelerin sayıca sınırlı olduğu söylenilebilir. Bu alanda yapılan çalışmaların büyük bir oranının da radyo, televizyon ve sinema, grafik tasarım, gazetecilik, reklamcılık, iletişim bilimleri, mimarlık ve tasarım, resim öğretmenliği, halkla ilişkiler ve görsel iletişim gibi alanlar tarafından yapıldığı görülmüştür. Bu doğrultuda da söz konusu çalışmalarda göstergebilim adı altında görsellere yönelik renk, ışık, çekim, müzik, arka plan, zaman, uzam gibi teknik boyutlara ait değerlendirme ölçütlerinin yanı sıra göstergebilimle ilgili olarak gösteren-gösterilen, düz anlam-yan anlam, sözdizim-anlambilim-edimbilim, dizisellik-dizimsellik, simgesel kodlar açılarından da incelemeler yapılmıştır. Fakat bu incelemeler yapılan bölümlerle doğru orantılı olarak film, reklam, afiş, kapak tasarımı, fotoğraf, resim, eser mimarisi, logo ve amblem, gazete gibi inceleme nesneleri üzerine yapılmıştır. Alanyazında çalışma konusuna benzer olarak yapılan fakat içeriği farklı birtakım çalışmalara da rastlanılmıştır. Güneş (2012) Koca Nine ile Tilki Adlı Masalın Göstergebilimsel Çözümlemesi başlıklı makalesinde masalı söylemsel, anlatısal ve mantıksal- 6 anlamsal düzeylerde göstergebilimsel açıdan çözümlenmiştir. Erdem (2009) Göstergebilim (semiotik) Açısından Rasim Özdenören’in “İt” Hikâyesi başlıklı makalesinde hikayeyi kesitlere ayrılarak zaman, mekan ve kişi açısından incelenmiştir. İşeri (2008) Ömer Seyfettin’in Yüz Akı Öyküsünün Göstergebilimsel Çözümlemesi başlıklı makalesinde metni söylemsel, anlatısal ve temel yapı aşamaları dâhilinde inceleyerek Greimas’ın anlatı izlencesi aşamaları, eyleyenler ve ikili karşıtlıklar modeli temelinde metnin yüzey yapısından yola çıkarak derin yapıdaki anlamını açığa çıkarmıştır. Bayat, Hamzadayı, Çetinkaya ve Ülper (2013) Gülen Ada Öyküsünün Göstergebilimsel Çözümlemesi başlıklı makalelerinde öyküyü Greimas’ın ikili karşıtlıkları temelinde çözümlemişlerdir. Korkut (2015) Göstergebilimsel Çözümleme: Tembel Adam Masalı başlıklı makalesinde masalı kesitlere ayrılarak başlangıç, aksaklık ve sonuç durumları açısından çözümlemiştir. Saraç (2014) “Bir Göze Bir Gül” Adlı Masalın Göstergebilimsel Açıdan İncelenmesi başlıklı makalesinde masalı yüzeysel boyut, anlamsal sözdizimsel anlatı boyutu, temel anlamsal boyut ve eyleyenler açısından incelemiştir. Bayav (2006) Resimde Göstergebilim, Çocuk Resimlerinin Göstergebilimsel Çözümlenmesi (ilköğretim 8. sınıf) adlı doktora tezi çalışmasında öğrencilerin çizdikleri resimleri nitelik ve yeterlilik açısından öğretmenlere anket uygulayarak değerlendirmiştir. Tomak (1997) Şiir ve Öykü Kitaplarında Kapak Tasarımlarının Göstergebilimsel Analizi ve Öneriler adlı yüksek lisans tez çalışmasında kitap kapaklarını sözdizim, anlambilim ve edimbilim açısından çözümlemiştir. Alanyazın taraması sonucunda öykü ve masalların içerik çözümlemelerine dayanan çalışmalara rastlanmış; fakat öykü, roman ya da masallardaki görsel ögeleri incelemek amacıyla yapılmış herhangi bir göstergebilimsel çalışmaya rastlanmamıştır. Tüm bu sebepler dâhilinde yapılan bu çalışmanın gerek alanyazın, gerek bu alanla ilgili kişiler, öğreticiler ve öğrenciler için faydalı, özgün ve sonraki çalışmalar için yol gösterici olacağı düşünülmektedir. 7 1.5. Varsayımlar 1. Araştırmada kullanılan örneklemin evreni temsil ettiği varsayılmıştır. 2. Dil dışı göstergeler kuramının masal kitaplarındaki görselleri değerlendirmede kullanılabileceği varsayılmıştır. 1.6. Sınırlılıklar Araştırma Charles Sanders Peirce’ün dil dışı göstergelerle ilgili görüntüsel gösterge, belirti ve simge üçlüsünden oluşan dil dışı gösterge kuramını Grimm Kardeşler’in derlediği 10 farklı ve her bir masal için 10 farklı yayınevini içeren toplamda 100 tane masal kitabının görsellerinden elde edilen veriler dahilinde inceleyerek yorumlamak ve bu bağlamda öneriler geliştirmekle sınırlıdır. 1.7. Tanımlar Belirti (İng. index): “Nesnesi ortadan kalktığında kendisini gösterge yapan özelliği hemen yitirecek olan ama yorumlayan bulunmadığmda bu özelliği yitirmeyecek olan göstergedir. Bir başka deyişle belirti iki öğe arasındaki gerçek bir çağrışıma dayanır (Peirce, 1978, s.140 akt. Rifat, 2014, s.31).” Dil Dışı Gösterge (İng. Extralinguistic Semiotic): “Sözlü ya da yazılı dil kullanılmadan oluşturulmuş göstergelerdir (Saussure, 2001).” Görüntüsel gösterge (İng. Icon): “Belirttiği şeyi doğrudan doğruya temsil eder, canlandırır (Perice, 1978, s. 139 akt. Rifat, 2014, s.31).” Gösterge (İng. Semiotic): “Kavramla işitim imgesinin birleşimidir (Saussure, 2001, s.109).” Simge (İng. symbol): Yorumlayan olmasaydı kendisini gösterge yapan özelliği de yitirecek olan insanlar arasında uzlaşmaya dayanan bir göstergedir ( Peirce, 1978, s. 140 akt. Rifat, 2014, s.32). 8 II. Bölüm Kavramsal Çerçeve Bu bölümde gösterge, göstergebilim ve masal ile ilgili kuramsal bilgilere yer verilmiştir. 2.1 .Çerçeve Olarak Göstergebilim 2.1.1. Gösterge ve göstergebilim kavramları. Gösterge teriminin ilk defa John Locke tarafından "Essays Concerning Human Understanding"(1876) adlı eserde kullanıldığı bilinse de modern anlamda Saussure ve Peirce'ün yazılarında belirginleştiği söylenilebilir. 2.1.1.1. Gösterge nedir? Göstergenin tanımı çok eskilere dayanmaktadır. Aristo’ya dayalı Ortaçağ skolastik felsefesinde gösterge aliquid stst pro aliqua sözüyle ifade edilerek bir şeyin bir şey için olması, onu temsil etmesi anlamında kullanılmaktaydı (Toklu, 2015). Gösterge sözcüğü kö-r-ü-g+se-t>görüset>göster- biçiminde gelişim gösteren göster- eyleminden türetildiği bilinmektedir (Aydın,2014). Göstergenin tanımı ile ilgili araştırmacılar çeşitli tanımlar yapmışlardır. Bu tanımlar şu şekildedir: İsviçreli dilbilimci Saussure’e göre ‘‘dil göstergelerden oluşan bir dizgedir’’. Bu bağlamda bildirişim amacıyla kullandığımız sözlü ve yazılı dili oluşturan her ses bir gösterge sayılmaktadır. Bu dilsel göstergeler bir araya getirilerek anlamlı bütünler oluşturulmakta ve iletişim amacıyla kullanılmaktadır. Peirce ise göstergeyi nesnesini temsil ederek başka şeyin yerine koyulabilme özelliğine ve kapasitesine sahip, kişiye seslenerek zihninde denk bir gösterge yaratan anlam+ şey’den oluşan bir öge olarak tanımlar. Ona göre mutlaka başka bir gösterge üzerine kurulu olduğu için her gösterge bir öncekinin yorumlayıcısıdır (Fiske, 2003). A.J. Greimas (1917-1992) yaşamın her alanında iletişim olduğunu belirtmiştir. Yatak yapmak bildirimde bulunmaktan ziyade bir işi yerine getirmektir. En basit işler yapılırken bile 9 karşı tarafa bir şey anlatılır. Nitelikleri ve işlevleri ne olursa olsun, çevrede yer alan her nesne, karşılaşılan her olgu gösterge niteliği taşır, belirli anlam dizgelerine bağlıdır ve dolayısıyla bir anlamı vardır (Yücel, 2007). Greimas Saussure’ün gösteren/gösterilen karşıtlığından farklı olarak incelenen bütüncede gösterenin belirttiği her şeyin onun gösterileni olduğunu belirtmiştir. Örneğin, bir resmin tamamı gösterenken resmin belirttiği her şey gösterilendir. Bu duruma bir başka örnek olarak ise üç dizelik bir şiirin (gösteren) birkaç sayfa süren anlamsal açıklaması verilebilir ya da kitap kapaklarındaki görsellerin kitabın içeriğinin tamamını temsil eden görüntülerden oluşması durumun daha da anlaşılmasını sağlayabilir. Günay (2004), aynı göstergenin gösteren boyutunun farklı biçimlerde oluşturulma şansının olduğundan söz etmiştir. Örnek olarak ise gül nesnesinin bir göndergesi olmasına rağmen farklı dillerde farklı biçimlerde dile getirilebilir olmasını göstermiştir. Huber (2013) kendisi dışında bir nesne ya da olgu gösteren nesne ya da olguyu gösterge olarak tanımlanamaktadır. Fiske (2003) ise göstergeyi kendisinden başka bir şeye gönderme yapan, duygularla kavranabilen fiziksel bir şey olarak tanımlamakta ve göstergenin varlığının kullanıcılar tarafından kabul edilmesine bağlı olduğunu belirtmektedir. Vardar (2001) göstergeyi kendisi dışında bir nesne, olgu ya da varlık belirten öge olarak tanımlamaktadır. Göstergenin imgesi bir başka imgeye bağlı olduğundan onu çağrıştırabilen ve algılanabilen bir tür uyarandır. Bu bağlamda dumanın ateşin, çatık kaşların kızgınlığın, köpek sözcüğünün ise bir hayvanın göstergesi olduğunu örnek verilebilir. Yücel (2006) göstergeyi bir olgunun ve nesnenin gerçekliğine karar verilmesini sağlayan şey olarak betimlemiştir. Rifat (1990)’a göre, insanların birbirleriyle anlaşmak için kullandıkları doğal diller, davranışlar, görüntüler, trafik belirtkeleri, bir kentin uzamsal düzenlenişi, bir müzik yapıtı, bir resim, bir tiyatro gösterisi, bir film, reklam afişleri, moda, sağır-dilsiz alfabesi, yazınsal yapıtlar, çeşitli bilim dilleri, tutkuların düzeni, bir ülkedeki 10 ulaşım yollarının yapısı, bir mimarlık düzenlemesi, kısacası bildirişim amacı taşısın taşımasın her anlamlı bütün çeşitli birimlerden oluşan bir dizgedir. Bu dizgelerin birimleri de gösterge olarak adlandırılır. Bilindiği üzere iki ya da daha çok kişi arasında gerçekleşen iletişim her zaman yazılı ve sözlü bir dilsel dizgenin kullanımı ile gerçekleşmemektedir. Konuşurken jestler, mimikler ve başka dil dışı iletişim dizgeleri de kullanılmaktadır. Bir el sıkışma, birinin boynuna sarılma bazen sözcüklerden daha çok şey ifade etmektedir. Ya da belli bir saç kesimi ya da belli bir giyim tarzı da bir toplumsal gruba ait oluşu göstermekte ya da bir modaya, belli bir rahatlık anlayışına, bir geleneğe tepki olarak da görülebilmektedir. Kıran (2002) göstergeyi bir dilsel toplulukta, bilgi alış-verişi sürecinde nesnenin, olguların ve kavramların fiziksel anlatımı olarak tanımlamakta ve göstergenin temel özelliğinin anlatma becerisini ve işlevini gerçekleştirmek olduğunu belirtmektedir. Örnek olarak ise sözün bir nesnenin, bir kavramın ve bir konunun yerini tuttuğunu; paranın bir değerin simgesi olduğunu ve toplumsal açıdan çalışmanın karşılığı olarak kullanıldığını; haritanın bir bölgenin ve askeri rütbelerin de resmi kişiliğin bir simgesi olması durumlarını göstermektedir (Kıran, 2002). Her görüntü veya metnin ilk bakıştaki içeriği dışında örtük anlam içeriği de bulunmaktadır. Görünenden görünmeyene giden bu yolculukta somuttan soyuta, öznellikten nesnelliğe, bilinenden bilinmeyene doğru bir yol vardır. İletişimde göstergeler bunun bir gereği olarak da ortak ögeler sıkça kullanılmaktadır. Ortak değerleri kapsayan, herkesin anlamını bildiği göstergeler alıcıya sunulmakta veya göstergeler yinelenerek insanlara öğretilmekte ve bu şekilde ortak kodlar oluşturulmaktadır (Gürsözlü, 2006). Gösterge aslında gösterenin varlığı gösterilenin yokluğuna dayanır. Çünkü her gösteren içinde anlam yokluğunu barındırır. Bu nedenle gösterenlerin tek bir anlama sahip olduklarını söylemek olası değildir. Bu anlam onu kullanan toplum ve bireye göre 11 farklılaşabilmekte ve kimi zaman üretiliş gayesinin de dışına çıkabilmektedir. Bu da aslında göstergenin çok anlamlı bir yapıya sahip olduğunu göstermektedir (Timur, 2001). Göstergeler, çeşitli anlamlara gönderimde bulunur. Örneğin; kişinin itibarı, varlıklı olup olmadığı hakkında bile çok şey söyler. Diğer bir deyişle göstergeler insanların yaşam biçimlerini de temsil eder. Bunu belirleyen birçok gösterge vardır: Giydiği ayakkabılar, çantalar, kullandığı markalar, bindiği araba, oturduğu ev, çalıştığı iş yeri, iş yerindeki konumu vb. Örneğin, oturulan evin bahçeli ve zengin bir semtte olması, kapıdaki güvenlik görevlisi bu kişinin zengin olduğunun, kapıdaki kırmızı ve sportif Mercedes de evde genç kız ya da erkeğin olduğunun göstergesidir (Gürsözlü, 2006). Gösterge hangi türde olursa olsun o an orada bulunmayan varlık, olay ya da olguya gönderimde bulunur. Kimya, matematik formülleri, çay/kahve içilebilecek yeri belirten üzerinde duman olan çay ya da kahve fincanlı resimler, yemek yenilebilecek yeri gösteren çatal kaşık resimleri, yol gösteren levha ve oklar, yüz ifadeleri, el kol duruş biçimleri birer göstergedir. Son zamanlarda Batı müziklerini çalan okullar için de bu müzikler öğrenciler için sıradan bir müzikten ziyade dersin başladığını ve bittiğini haber veren bir göstergedir (Toklu, 2015). Batı’ya (2010) göre de her şey insanların kendi anlamlandırma süreci içinde farklı değerleri olan ögelerdir ve göstergebilim çevredeki anlam yaratma sürecini bütünüyle incelemektedir. İnsanlar hiçbir şey söylemedikleri zaman bile konuşmaktadırlar. Nitekim insanların genel görünüşü, saç şekilleri, gözlükleri, giydiği çorap gibi dış görünüşünü etkileyen ögeler de birer göstergedirler ve onlar hakkında pek çok şey bildirmektedirler. Kodlar ve göstergeler, kültürden kültüre aktarılmakta ve bireyler bunları hazır halde bulmaktadır. İletişimin her türü bir şekilde göstergeler ve kodlar içermektedir. Batı, göstergeleri; kendilerinin dışında bir şeye gönderme yapan eylemler ya da anlamlandırma yapıları olarak ve anlamlandırma için çok önemli olan kodları ise, içinde göstergelerin 12 düzenlendiği ve göstergelerin birbirleri ile nasıl ilişkilendirildiğini belirleyen sistemler olarak tanımlamaktadır (Batı, 2010). Denli (1997) dilbilimin konu alanı olan yazı dizgeleri ve kuralların da birer gösterge olduğuna ek olarak başka gösterge alanlarının da olduğunu ve her iletinin gösterge olarak bir anlam taşıdığını belirtmiştir. Ona göre, görünen her şey anlam yüklüdür ve bu anlamları saptamak da göstergebilimin konusudur. Önemsenmeyen basit bir harekette bile bu geçerlidir. Göstergeler dilsel veya görsel olsun bir ileti iletme işlevine sahiptirler. Bu ileti iletişim, uyarı ya da sanatsal amaçlar güdebilir. Bu noktada aynı göstergenin bağlama ve amaca göre farklı yorumlanabilme durumu söz konusudur (Gottdiener,2005). Özmutlu (2009) göstergenin yan anlamının alıcıların hepsi tarafından aynı biçimde algılanmayan duygu, düşünce gibi öznel izlenimlerle bütünleşen anlamı olduğunu belirtmiştir. Eğretileme (metafor) ve düz değişmece (metonimi) de göstergelerin anlamlandırma süreçlerinde karşılaşılan anlam olaylarıdır. Fiske (2003) düz anlamsal boyutta göstergenin gösterileni ve dışsal göndergesi ile olan ilişkisinin söz konusu olduğunu ifade etmektedir. Farklı çağrışımlara, bireysel ve toplumsal farklılıklara rağmen alıcıların çoğunluğu tarafından ortak yönde algılanan anlam düz anlamı yansıtmaktadır. Özmutlu (2009) düz anlamın oluşturulmasında da bireysel ve kültürel farklılıkların önemli olduğunu ifade etmiştir. Bu noktada çoğunluğun göstergeyi alımladığı yön doğru kabul edilmektedir. Yan anlamda alıcıların göstergeyi farklı biçimde algılaması söz konusudur. Bu bağlamda Özmutlu her göstergenin bir yan anlamı olması için düz anlamının olmak zorunda olduğundan bahsetmiş ve her göstergenin izleyici zihninde farklı çağrışımlar meydana getirdiği için yan anlamı olduğunu ifade etmiştir. Göstergelerin tek başlarına bir anlamı olsa bile göstergebilimsel çözümleme sonucunda ortaya çıkarılan anlam göstergelerin tek tek bir araya gelmesi sonucu 13 oluşmaktadır. Diğer bir deyişle iletilerdeki anlam göstergelerin toplamından ibarettir. Bu noktada düz anlam göstergenin birebir neyi temsil ettiği; yan anlam ise göstergenin nasıl temsil edildiği ile ilgilidir (Özmutlu, 2009). Erkman- Akerson (2005)’a göre göstergelerin içeriğini tanımlayan gösterge ile nesnesi arasındaki ilişki göstergelerin anlambilimsel boyutunu oluşturmaktadır. Bu noktada göstergeyi anlamlandırabilmek için nesnesi hakkında da fikir sahibi olmak gerekmektedir. Guiraud (1994) göstergenin bir uyarıcı olduğunu ve uyandırdığı belleksel imgenin kafamızda başka bir uyarıcının imgesine bağlandığını belirtmektedir. Ona göre, göstergenin işlevi, bir iletişim doğrultusunda bu ikinci imgeyi canlandırmaktır. Gösterge imgesinin zihinde başka bir imgeyi uyandırması nedeniyle göstergenin işlevi aslında zihinde ikinci bir imgeyi canlandırmaktır. Morris’e göre bir şey bir yorumcu tarafından yalnızca başka bir şeyin göstergesi olarak yorumlandığı için göstergedir. Göstergeler nesnelere ya da başka varlıklara gönderme yapmak için kullanılır. Göstergeler bizi yeniden içeriğe gönderen anlatımlar olduklarından, olası göndergelere gönderebilirler. Göstergeyi oluşturan ögelerin sınıflandırılmasında Saussure, Hjelmslev, Ogden ve Richards ve Peirce’ün ın önemli çalışmaları vardır. Bu sınıflandırmalar şu şekildedir: Şekil 1 Saussure’ün Gösterge Ögeleri Gösterilen Gösteren uçak 14 Saussure’ün gösterge modelinde gösteren ögesi sözcüğü oluşturan ses/işitim imgesini temsil ederken; gösterilen ögesi ise o kavramın adı sesletildiğinde zihinde canlanan karşılığını temsil etmektedir. Şekildeki ters oklar ise gösteren ögesinin gösterilen ögesini gösterilen ögesinin ise gösteren ögesini çağrıştırması anlamına gelmektedir. Yazıcı (2007) Saussure’ün dil sisteminin gösterge üzerine kurulu olduğunu bu doğrultuda gösteren ögesinin ses veya biçimden, gösterilen ögesinin ise düşünce ya da imgeden oluştuğunu belirtmiştir. Bu doğrultuda kavram zihinde bir karşılık bulunarak anlamlandırılmaktadır. Saussure’e göre göstergeler insan zihninde dört açıdan başka göstergeleri çağrıştırır: Örneğin SERGİ sözcüğü insan zihninde: 1. Aynı kökten gelen sermek, seriyorum, serilmek, sergen…gibi ögeleri, 2. Anlamca yakınlığı olan galeri, fuar, kermes… gibi ögeleri, 3. Biçim yönünden benzer sevgi, bilgi, delgi… gibi gösterenleri, 4. Ses imgesi açısından yakınlığı olan dergi, yergi… gibi gösterenleri çağrıştırmaktadır (Aksan, 2006). Şekil 2 L. Hjelmslev’in Gösterge Ögeleri (Günay ve Parsa, 2012, s. 24) Biçim Anlatım Töz Gösterge Biçim İçerik Töz 15 L. Hjelmslev de Saussure’ün bu ikili karşıtlığını daha da geliştiren bir model geliştirmiştir. Modele göre Saussure’ün gösteren ögesi Hjelmslev’in anlatım ögesine; gösterilen ise içerik ögesine karşılık gelmektedir. Hjelmslev’in bu modeline göre gösterge anlatım ve içerik ögelerinden oluşmaktadır. Bunlar da kendi içerilerinde biçim ve töz ögelerine ayrılmaktadırlar. Tablodan da yola çıkılarak açıklanacak olursa, göstereni oluşturan yazı ya da ses ögesi bütün olarak analatımın biçimini, bu sözel ya da yazılı anlatımı oluşturan sesbirimler tek tek anlatımın tözünü oluşturmaktadır. Göstergenin içeriğinde yer alan doğa, ölüm, aşk .. gibi her türlü konu ve roman, şiir, denemee… gibi biçimsel kalıplar göstergeyi aktarma biçimi olan içeriğin biçimini; göstergenindış dünyadaki göndergesi diğer bir deyişle anlamı da içeriğin tözünü oluşturmaktadır. Hjelmslev’e göre iletinin doğru anlaşılması verici ve alıcının ortak algısı ile mümkündür. Bu da aynı göndergelere aynı anlamı yükleme edimiyle eşdeğer bir eylemdir. Şekil 3 Ogden ve Richadrs Gösterge Modeli (Toklu, 2015, s.32) Gösterilen (anlam) Gösteren (biçim) -------------------------------------------------- Gönderge Ogden ve Richards Saussure’den farklı olarak gönderge öğesini de modeline eklemiştir. Gösteren öğesi ses ve yazı olabilirken, gösterilen öğesi ise göstergenin anlam boyutunu oluşturmaktadır. Göstergenin dış dünyadaki karşılığı ise gönderge öğesini oluşturmaktadır. Bu durumda gösterilen ve gönderge öğesinin birbirinden farklı olduğu söylenilebilir. Örneğin kalem göstergesinin söylenen kişilerin zihinlerindeki çağrışımları 16 farklı olabilir; ama göndergesi tektir yazı yazmaya yarayan araçtır. Bu noktada gösterilen öğesi kimilerinin aklına kurşun kalemi kimisine tükenmez kalemi getirirken göndergesi var olan bütün kalemleri içermektedir. Üçgendeki kesik çizgiler ise gösteren ve göndergesi arasındaki ilişkinin mantık dahilinde olmadığını diğer bir deyişle nedensiz oluşunu ifade etmektedir. Şekil 4 Peirce’ün Semiyotik Üçgeni Gösteren (Sign-Signifier) Gösterilen (Signified) Yorumlayıcı (Interpretant) Peirce’ün göstergebilim üçgeni diğer araştırmacılardan farklı olarak yorumlayanı da içermektedir. Bu noktada göstergenin anlamının yorumlayana göre farklılaşabileceği sonucu çıkarılmaktadır. Göstergelerin anlamlarının toplumdan topluma göre değiştiği de göz önünde bulundurulduğu takdirde bu tespitin doğru olduğu sonucuna ulaşılabilir. Bireyler de kendi aralarında göstergelere farklı anlamlar yükleyerek gizli anlaşmalarda bulunabilmektedir. Peirce gösterge ile nesne arasındaki bağlantıyı inceleyerek göstergenin mantıksal işlevi üzerinde durmuştur. Peirce’e göre önemli olan göstergenin nesneler arasındaki mantığı açığa çıkarmasıdır. Saussure göstergelerin toplumsal işlevi üzerinde dururken; Peirce mantıksal işlevi üzerinde durmuştur (Berger, 1993). Orta çağda Roger Bacon’un (1214-1293) da makul düşünceler öne sürdüğü bilinmektedir. Nitekim, “De Signis” eserinde dumanın ateşi belirtmesi gibi örnekleriyle doğal göstergeleri dilsel ve dil dışı göstergelerden ayırmıştır. Bunun dışında göstergenin gönderim 17 ve yorumlayıcı arasındaki bağıntılarını betimlemiştir. Bu görüş, günümüzde de göstergebilim çalışmaları için temel bir bakış açısıdır (Deely,1990). Gösteren, alıcının zihninde bir işaret oluşturur. Peirce oluşan bu işareti birinci göstergenin yorumlayanı (İng. Interpretant) olarak adlandırmıştır. Nesnenin yerine geçen bu durum onun yerini her bakımdan karşılamayacak bir düşünceye karşılık gelmektedir. Peirce, bu düşünceyi gösterenin temeli olarak adlandırmıştır. Burada düşünce olarak anlaşılan şeyin de Platon’cu anlamda ve gündelik konuşmalarda sıklıkla kullanılan kavram olan düşünce (İng. idea) olduğunu belirtmiştir (Peirce, 1955). Peirce, işaretin genel tanımlamasını yaptıktan sonra göstergeyi şöyle örneklemektedir: Bir sahilde denize doğru bakan iki kişi vardır. Birisi diğerine şöyle der: ‘Bu gemiler artık nakliye taşımıyorlar, sadece yolcuları.’ Eğer diğer kişi herhangi bir gemi görmezse, bu hatırlatmadan çıkartacağı ilk bilgi, kendisine bu cümleyi söyleyen yani denize ait nesneyi gören kişinin daha iyi bir görme yeteneği olduğu ya da bu türden şeyleri görebilmek için eğitim almış olabileceği düşüncesidir. Sonrasında gemi bu kişinin tanıdıklığına kendisini sunarsa, kişi bu sefer geminin sadece yolcuları taşıdığı bilgisini alacaktır. Peirce’e göre cümle, bir bütün olarak ele alındığında nesnesinden yani gemiden önce ve daha çok bu kişiyle ilişkili bir pozisyondadır. İşaret; tek tek ayrı nesnelere, olması beklenen ya da olduğuna inanılan şeylere karşılık kullanılır (Peirce, 1955). Peirce’ün örneklerine bakılacak olursa etrafımızda gördüğümüz, dokunduğumuz, duyduğumuz, kokladığımız kısacası beş duyuya hitap eden her şey göstergedir. Bu örnekler sözcükler, kokular, ses tonları, kurallar, desenler, önermeler, çıkarımlar gibi öğelerden oluşmaktadır (Aysever, 2004). Roland Barthes (2005) gösterge dizgesi kavramı yerine anlatı kavramını kullanmıştır. Ona göre bu anlatılar karmaşık duygu ve düşünceleri açık bir şekilde sunabileceği gibi ironilerle süsleyerek ya da kamufle ederek de sunabilir. Anlatılar kurmaca olabilecekleri gibi 18 yönlendirici, ikna edici, kandırıcı ya da durum saptayıcı olabilmektedir ve amaca bir şekilde ulaşabilen başarılı anlatılar olabileceği gibi başarısız anlatılar da bulunmaktadır. Göstergeler arasındaki dizisel ve dizimsel ilişkilere örnek olarak lokantada garsona verilen siparişte içecek, salata, tatlı vb. grubun birbiri arasında dizimsel bir ilişkisi olması ve her ulamdaki ögenin de kendi içerisinde dizisel bir ilişkisi olması durumu örnek verilebilir. Bu noktada tatlı mönüsünde birçok tatlı var olmasına rağmen birisi seçilir. Aynı durum giyim kuşamda da geçerlidir. Her kıyafet için rengi ve deseni belirlememiz dizisel ilişki dahilinde yapılan seçimi yansıtırken; baştan aşağı dizimsel bir ilişki dâhilinde bütünlük oluşturacak biçimde giyinilmesi ise dizimsel boyutu oluşturmaktadır. Barthes gösterge için şu örneği vermektedir: Gül bir çiçek olmasına rağmen bir adam onu sevdiği bir kadına verdiğinde adamın hislerini temsil eden bir gösterge olur. Sevdiği kadın da bu durumu bildiği ve kabullendiği için aldığı güle böyle bir anlam yükler. Bunların bir sonucu olarak da aralarında istenilen iletişim/bilgi alış verişi sağlanmış olur(Mutlu,2004). Barthes (1993)’e göre, göstergeyi oluşturan gösteren düzlemi anlatım boyutunu, gösterilen düzlemiyse içerik boyutunu oluşturmaktadır. Gösterilen, söz konusu göstergeyi kullananın anladığı iletidir. Ona göre, gösterileni gösterenin karşıtı yapan tek ayrım, gösterenin bir aracı niteliği taşımasıdır. Tüfekçi Can (2014) gösterge terimi yerine belirti, belirtke, simge, görüntüsel gösterge ve alegori terimlerinin kullanıldığını belirtmiştir. Bu noktada gösterge terimi için bir karmaşıklığın olduğu ve araştırmacıların aynı veya farklı kavramlara gönderme yapan farklı terimleri tercih ettiği söylenilebilir. Bu araştırmacılardan yola çıkarak göstergeyi oluşturan ögeler ile ilgili genel bir şekil oluşturulmak istenirse şöyle bir sonuca ulaşılabilir: 19 Şekil 5 Dil Göstergesi Gösterilen (Kast edilen) Gösteren Gönderge Ses Yazı /k.i.t.a.p/ “Kitap” Yukarıdaki şekilde göstergenin bir gösteren, bir gösterilen ve bir göndergeden oluştuğu görülmektedir. Bu noktada gösteren öğesi ses ya da yazı biçiminde göstergenin biçimsel yönünü oluşturmaktadır. Gösterilen öğesi ise gösterenin zihinde oluşturduğu kavram profilidir. Örneğin, ağaç denildiğinde kiminin aklına çam kiminin aklına meyve ağaçları gelebilir. Bu durum gösterilen düzleminin öznel bir boyut olduğunu göstermektedir. Gösterilen diğer bir deyişle zihinsel tasarımdır, kültür ve yaşanmışlıklarla da doğru orantılıdır. Bu nedenle gösteren için tüm bireylerin anlamlandırması aynı olmamaktadır. Alımlama farklılıkları da işte bu noktada ortaya çıkarak anlatıma zenginlik katmaktadır. Gösterenin dış dünyada var olan somut hali de o gösterenin gönderge boyutunu oluşturmaktadır. Uçan (2015) göndergenin anlamının yer ve zamana, bağlama, uzlaşılara, topluma ve yazarın bakış açısına göre değiştiğinden bahsetmiştir. Bu duruma örnek olarak ise 1000 Euronun Türkiye’de ve bir Batı ülkesindeki anlamının farklı olmasını göstermiştir. Batıda aylık geçim parası iken Türkiye’de büyük bir miktar olması gönderge aynı olsa bile anlamın 20 mekana göre değişebileceğini göstermektedir. Buradan hareketle de sözcenin üretildiği an ve mekanın göndergeyi belirlemek için önemli olduğu sonucuna ulaşılabilir. Dilsel göstergeler soyuttur. Çünkü gösterilen öğesi zihinde yer alan kavramı temsil etmektedir. Örneğin masa denildiğinde zihnimize gelen kavram soyut biçimdedir. Gerçek masa ise bunun somutlaşmış halidir. Gösteren öğesi de sesletilmediği sürece soyuttur. O gösterge bir şekilde ima ediliyor ve dile getirilmiyorsa soyut olmaya devam ediyor demektir. Sevgi, hüzün, dürüstlük gibi soyut kavramların göstergelerinde ise gösterge soyut kalmaya devam etmektedir. Huber (2013), tüm göstergelerin temelde soyut bilgiye dayandığını ileri sürerek yan anlamı temsil eden bayrağı yarıya indirme eylemini bu duruma örnek olarak vermektedir. Tüfekçi Can (2014) da göstergeyi oluşturan gösteren ögesinin diğer bir deyişle ses birimlerin ve kast edilen kavramı temsil eden gösterilen ögesinin iletinin amacına ulaşması noktasında bir göndergesi olduğunu ifade etmiştir. Bu duruma kalem göstergesini örnek vermiştir. Gösterilen kalem nesnesi /k.a.l.e.m/ biçimbirimlerinden oluşmakta ve yazma eylemini yapan nesneye gönderme de bulunmaktadır. Burada gösterilen öğesi kişinin zihninde canlandırdığı nesnedir. Bu üç öğe arasındaki ilişkisi kültürel değerler ile de ilişkilidir. Bireyler yaşadığı toplum ile paylaştığı ortak yargı ve inanışları doğrultusunda bu öğeleri anlamlandırırlar. Bu noktada verici tarafından gönderilen iletide yer alan öğelerin alıcı tarafından da aynı anlamlara gelecek biçimde çözümlenmesi gerekmektedir. Günay (2004) bireylerin dil adı altında kullandığı dizge ve göstergelerin tamamının bellekte yüklü olduğunu ve belleğin de öğrenme ve diğer davranışlarda çok önemli bir yeri olduğunu belirtmektedir. Diğer bir deyişle Günay, herhangi bir bilgiyi aktarırken yaptığımız konuşma da dahil her türlü davranış için bellekte kayıtlı olan dilsel veya dil dışı göstergelerden doğrudan yararlanıldığını ya da onlardan yola çıkılarak çıkarım yapıldığını savunmaktadır. 21 Dildeki her adlandırma toplum ya da bireyin kendine özgü bir damgasıdır. Bu bağlamda diğer topluluklar tarafından farklı algılanma tespitinde de kullanılan dillerden yararlanılmaktadır. Birey bilmediği bir nesne ile karşılaştığında kendi gönderge dünyasında aramakta ve karşılık bulamadığı takdirde de bu nesneye dilsel olarak bir karşılık vermekte ve bu adlandırma işlemi de bellekle ilgili olduğu için artık o göndergenin (nesnenin) dilde bir göstergesi (adının) üretilmektedir. Bu noktada insan yaşamı önceden öğrenilen kavram ve deneyimleri doğru yerde kullanma ve yeni bir durumu öğrenilen bilgilerden yararlanarak çözme üzerine kuruludur denilebilir. Bu bağlamda kişi öğrendiği nesnelerle bir şey yapmaya çalışmakta ya da üyesi olduğu toplum için davranışta bulunmaktadır (Günay, 2004). Günlük yaşamda iletişimi sağlayıcı mimik, gülme, ağlama, askerlerin haberleşme düzenleri, resim, sıklıkla değişen moda, heykel, toplumda incelik belirtisi sayılan davranış biçimleri, müzik, toplumsal saygı kuralları, sinema, her türlü gösteri, dini bir ayin, toplumdaki gelenek ve görenekler, yol işaretleri, denizcilik işaretleri, evlilik kuralları, bir cenaze töreninde uyulması gereken kurallar gibi birçok iletişim türü bulunmaktadır. Anlam aktarmak için üretilmiş farklı gösterge türleri ve hepsinin farklı bağlamlarda iletişimi sağlamak amacıyla kendilerine özel iletişim yerleri bulunmaktadır. Davranışlar da bir gösterge türüdür ve iletişimde dil içi ya da dil dışı göstergelerle birlikte kullanılabilir. Diğer bir deyişle, iletişim jestle, mimikle, sözlü olarak ya da her iki durum bir arada olacak biçimde gerçekleştirilebilir. Hangi biçimde olursa olsun alıcının sorusu yanıtlanır ve iletişim bir biçimde gerçekleşir. Günlük iletişimde kullanılan, kültürün bir parçası olarak nitelenen ve gösterge olarak adlandırılan uzlaşımsal değerlerin toplumun benimsediği biçimde kullanılması gerekmektedir. Diğer bir deyişle, göstergeleri kullanmak için kendi kullanım yerlerinin bilinmesi gerekmektedir. Bu durum da toplumsal yaşamla ve aynı değerleri paylaşmakla ilgili bir durumdur (Günay, 2004). 22 Göstergenin temel amacı iletişimdir. Bu noktada gösterge ve kast edilen anlam arasındaki ilişkinin doğru anlaşılması iletişimin doğru biçimde gerçekleşmesi için önemlidir. Aksi takdirde iletişim kopuklukları yaşanılması kaçınılmaz olacaktır (Kecheng, 2000). Gösteren-gösterilen ilişkisi en fazla edebi metinlerdedir. Çünkü edebi eserlerde gösterenler kültürel, toplumsal, tarihî ve siyasî olaylara da gönderme yapmaktadır. Bu nedenle göstergelerin çok anlamlı olma boyutu edebi eserlerde daha fazla görülmektedir. (Gürlek & Çiçekler, 2013). Bilinen iletişim dizgeleri çok nadir olarak tek bir göstergeden yararlanılarak gerçekleşmektedir. Genellikle, görsel iletişim ediminde aynı anda birçok göstergeye rastlanılmaktadır. Bu doğrultuda göstergenin dizgedeki diğer göstergeler ile olan ilişkileri ölçüsünde değer kazandığı sonucuna varılabilir. Gösterge bir sözcük olabileceği gibi tümce ya da metin de olabilir. Göstergeyi oluşturan gösteren ve gösterilen ögesi kâğıdın iki yüzü gibi birbirinden ayrılamaz. Beynin sol yarı küresinin soyut, sağ yarıküresinin somut düşünceyi biçimlendirdiği varsayılırsa gösteren ögesi sağ yarıküreyi, gösterilen öğesi ise sol yarı küreyi harekete geçirir (Kıran, 2002). Gösteren, göstergenin duyu organlarıyla biçim olarak algılanan yönünü gösterirken gösterilen göstergenin kavramsal yönünü temsil etmektedir. Gönderge ise dil aracılığıyla yeniden sunulan dil dışı ve kimi zaman kurgusal dünyayı da içine alan gerçekliktir (Kıran & Kıran, 2006). Dil, göstergeler dizgesinden oluşan çift eklemli bir yapıdadır. Çift eklem boyutunu ise biçim ve anlam oluşturmaktadır. Sussure’ün deyimiyle gösteren ve gösterilen öğeleri. İletişim de insanların sözlü veya yazılı halde bulunan bu göstergeleri kullanması dâhilinde gerçekleşmektedir (Aydın, 2014). Fakat dilbilimcilerin belirttiği gibi dil sadece çift eklemli göstergeler dizgesinden oluşmamakta bir reklam, sinema filmi ya da bir afiş de biçim ve anlamdan oluşan çift eklemli bir yapıdadır. Sinemada da bir anlam ve bunu yansıtan sözlü ya da yazılı biçimsel ögeler yer almaktadır (Sarı, 1999). 23 Tüm göstergeler gösteren ve gösterilenden diğer bir deyişle biçim ve anlamdan oluşmaktadır ve aralarındaki ilişki her bir durumda farklılaşmaktadır. Kıran (2002)’a göre gösterge başka bir şeyin yerini tutmakta örneğin A göstergesi B göstergesini temsil ederek onun yerine geçmektedir. Bu temsilde amaç iletişim olabilir de olmayabilir de. Göstergelerin sınıflandırılmasına ilişkin çeşitli araştırmacılar birbirlerine benzeyen ya da tamamen farklı çeşitli sınıflandırmalarda bulunmuşlardır. Bu sınıflandırmalardan bazıları şöyledir: Tüfekçi Can (2014) göstergebilimin temelini göstergelerin oluşturduğunu ve bu göstergelerin çözümü sayesinde anlamlandırma ediminin gerçekleştiğini savunmuştur. Tüfekçi Can, göstergelerin dil içi ve dil dışı göstergeler olmak üzere 2’ye ayrıldığını belirtmiştir. Onun tanımından yola çıkarak bu kavramlar şu örneklerler açıklanabilir: ÖRN 1: Bu bir bebek arabasıdır. tümcesinde dış dünyada var olan elle tutulur somut bir gerçekliğe göndermede bulunduğu için dil dışı göstergedir. ÖRN 2: Kalemlik türemiş bir sözcüktür. tümcesini oluşturan sözcükler dış dünyadaki kavramları temsil etmediği, dilsel birimleri gösterdiği için dil içi göstergeler olarak tanımlanmaktadırlar. Tüfekçi Can (2014), göstergenin bir sözcük olmasının şart olmadığını, örneğin fiile zaman anlamı katan biçimbirimlerin ve tekillik çoğulluk biçimbirimleri gibi eklerin de birer dil göstergesi olduğunu aktarmıştır. Şekil 6 Nitelikleri Bakımından Göstergeler (Vardar, 2001) Gösterge Doğal Gösterge Yapay Gösterge (Neden-Sonuç İlişkisi) (Uzlaşımsal) 24 Vardar (2001) ise nitelikleri bakımından göstergeleri doğal ve yapay göstergeler olmak üzere ikiye ayırmaktadır. Doğal göstergeler dış gerçek düzlemde veya doğada var olan bağıntılara, olgular arasındaki neden-sonuç ilişkilerine dayanarak dolaysız biçimde algılanabilmektedirler. Fakat böyle algılanmayan olguların varlığı da söz konusudur. Yapay göstergeler ise belli bir anlam aktarma, bildirişimi gerçekleştirme amacına yönelik, toplumsal göstergelerdir. Bu noktada yapay göstergeler insan üretimidirler. Yansıtıcı ve saymaca olmak üzere ikiye ayrılmaktadırlar. Yansıtıcı göstergeler fotoğraf, resim, ses kaydı gibi gerçeği benzerlik izlenimi uyandıracak biçimde yansıtırken; saymaca göstergeler trafik işaretleri gibi uzlaşıma dayalı ve üretildiği kültür içerisinde gerçeklik kazanan göstergelerdir. Guiraud (1994) dizge açısından dört tür gösterge olabileceğini ifade etmiştir: Bunlar, doğal göstergeler, yansıtıcı göstergeler ya da görüntüler, saymaca göstergeler (simge, doğal dil), görüntü ve simge birleşimi göstergeler (moda, kural, tören…) Huber (2013) doğal ve uzlaşımsal (saymaca) olmak üzere iki tür göstergenin varlığından söz eder. Örneğin, evin balkonunda asılı olan beyaz bezi yoğurtçu gördüğü zaman eve yoğurt çıkarması gerektiği anlamına geliyorsa beyaz bezin de artık sıradan bir bez olmaktan çıkıp yoğurtçu ile iletişimi sağlayan uzlaşıma dayalı bir gösterge olduğundan söz edilebilir. Bu durumda beyaz bez gösteren yukarıya yoğurt çıkarma işi gösterilen, aralarındaki ilişkiyse gösterge öğesini oluşturmaktadır. Huber, beyaz bez örneğini uzlaşımsal göstergeye örnek olarak verirken; denizden çıkan birinin tüylerinin diken diken olması durumunu da üşüme gösterilenini temsil eden doğal gösterge olarak verir. Çiftçilik ve denizcilikte kırlangıçların alçak ve yüksek uçması, bulut biçimleri de havanın nasıl olacağını işaret eden doğal göstergelerdir. Tıpta mide bulantısı, ateş gibi durumlar da hastalık belirtisi anlamında doğal göstergelerdir. Gülen bir kişinin mutlu, ağlayan kişinin üzgün, iyi giyinen birinin zengin, kambur yürüyen birinin hasta olduğu gibi varsayımlara varmak da birer gösterge 25 sayılmaktadır. Bu gösterenlerin gösterilenleri ise mutluluk, üzüntü, zenginlik ve hastalık durumlarıdır. Aydın (2014) ses benzerliğine dayanan ve seslerin yansıtılması ile oluşturulan ikona tipi göstergeler ve gösteren ile gönderge arasındaki gerçek ilişkiye dayanan belirleyici(dizin) tipi göstergelerden söz etmektedir. İkona tipi göstergelere fısıldamak, vak vak, çatır çutur vb. göstergeler; belirleyici tipi göstergelere ise parmak izleri, pişmanlık için söylenen ‘tüh!’ ünlemi ya da acıdan bağırma durumlarını örnek göstermiştir. Şekil 7 Günay’ın Gösterge Türleri Sınıflandırması (Günay & Parsa, 2012, s.17) Gösterge Doğal Yapay (belirtkeler) Belirti Semptom Yansıtan Saymaca (kural gösterge) Görüntüsel gösterge Simge Fotoğraf ikonografi Dilsel Dildışı Nedenli Nedensiz Nedenli Nedensiz 26 Günay’ın göstergeleri temelde doğal ve yapay olmak üzere iki ana başlık altında sınıflandırdığı görülmektedir. Yapay göstergeleri de gerçeği yansırmalarına ve tamamen uydurmaca olmalarına göre ikiye ayırmıştır. Bu durumda simgeler de ses/yazı veya biçimden oluşabilmektedir. Şekil 8 Vardar’ın Gösterge Sınıflandırması (Huber, 2013, s.50) Gösterge Doğal Uzlaşımsal Doğal gösterge Nedenli Nedensiz Görüntüsel gösterge Bütünsel Çizgisel Simgesel gösterge Dilsel gösterge Berke Vardar’ın sınıflandırmasına bakılacak olursa Peirce ve Saussure karışımı olduğu söylenilebilir. Okların başladığı yerlerin ilgili gösterge türünün belirgin özelliği olduğu görülmektedir. Örneğin, görüntüsel gösterge nedenli, simge ve dilsel gösterge nedensiz bir gösterge türüdür. Eco (2004) da bu durumu sözlü dilin her şeyi anlatmaya yetmediğini bu nedenle de işaretler, tonlama, vurgu, el-kol hareketleri gibi birçok yardımcı unsurlardan yararlanıldığını 27 dile getirerek açıklamıştır. Şu halde ne sözlü ne yazılı dil tek başına amaçlanan etkiyi sağlama noktasında yeterli olmamaktadır. Fiske (2003) yarı dilsel göstergelerin de var olduğunu belirtmiştir. İletişim sürecinde sadece düşünce, duygu, gözlem ve ihtiyaçların aktarılmadığını; ses tonuyla, konuşma hızıyla, iç çekmekle, boğaz temizlemekle de bir şeyler anlatıldığını ifade etmiştir. Fiske, bunlara yarı- dilsel göstergeler denildiğini aktararak gösterge olgusuna farklı bir boyut kazandırmıştır. İnsanlar iletişim esnasında bir gösterge türünü kullanabilecekleri gibi tek bir gösterge görünümünde olan fakat aslında içinde farklı göstergeler de barındıran göstergelerden de yararlanabilirler (Günay, 2012). Göstergenin tek başına anlam taşıması elbette söz konusudur; fakat diğer göstergeler ile bir araya getirildikleri dizgelerde de farklı anlamlar oluşturabilmekte ve yardım aldığı diğer göstergelerle anlamı kuvvetlendirmektedir. Göstergeler yeni anlamlar içeren kullanıldığı bağlama ve dizgeye göre farklı anlamlar kazanabilen dinamik yapılardır. Diğer bir deyişle, bir gösterge içinde bulunduğu diğer ögeler ve durumlar dâhilinde farklı duygu ve düşünceleri iletebilmekte, değişik amaçlara hizmet edebilmektedir. Göstergeler, metin içerisinde olabileceği gibi metinler arası olarak da çok anlamlılığa açık yapılardır. Bu durum için ağaç örneği verilebilir. Ağaç göstergesi meşe, palamut, çam, portakal vb. tüm gösterilen türlerini kapsamaktadır. Bu durum eşsesli tüm sözcükler için de geçerlidir. Gösteren ögesine yüklenen anlamlar da kişinin yaşanmışlığı, kültürü, konuya dair artalan bilgisi, değer yargıları gibi birey ve toplum için değişebilecek tüm etmenlerle doğru orantılıdır. Beden dili kullanılırken, belli bir renk kıyafet giyilirken, birini selamlarken ya da iştirak edilen bir davette genel görgü kurallarına uyulurken, bir dizge içerisinde pek çok şey anlatılmaktadır. Nasıl bir kültürden gelinmekte, nasıl bir aile yapısına, nasıl bir dünya görüşüne sahip olunmakta, hangi sınıfsal özellikler taşınmakta, neler önemsenmekte, nasıl bir eğitim alınmış, hangi görüşler paylaşılmakta, sadece bir yemek adabı bile bütün bu alt 28 başlıklara işaret edebilmektedir. Bu bilgi alış verişleri tüme bakıldığında bir görüntü ortaya koyar, zaman ve mekan algısı şekillenir, bir bütünlük sağlarlar, sonuçta insanlığa ait ortak tarihsel bir hikaye yazılmaktadır (Tosyalı, 2014). 2.1.1.1.1. Göstergelerin Özellikleri. Dil içi ve dil dışı göstergelerin genel olarak önemli özellikleri özetlenecek olursa şöyle bir sıralama ile karşılaşılacaktır: 1) Göstergenin nedensizliği: Su nesnesinin neden su olarak sesletildiğinin bir açıklaması bulunmamaktadır. Daha önce su nesnesine kalem adı verilseydi o şekilde bilinecek ve kullanılacaktı. Fakat çiçekçi, simitçi, kitapçı gösterenleri için aynı durum söz konusu değildir. Türemiş sözcüklerde sözcüklerin kökü ile arasında bir neden-sonuç ilişkisi bulunmaktadır. Bu kişi çiçek sattığı için çiçekçi; simit sattığı için simitçi; kitap sattığı için kitapçı olarak adlandırılmıştır. Dolayısıyla bu noktada Çİ biçimbiriminin eklendiği sözcüğe onu satan kişi olma anlamını yüklediğinden söz edilebilir. Ya da suluk nesnesi içinde su bulunduğu için; kitaplık nesnesi içinde kitap olduğu için; kalemlik nesnesi içinde kalem olduğu için bu şekilde adlandırılmıştır. Dolayısıyla belki ilk olarak üretildiğinde lİk biçimbirimi sadece o an o durumu karşılamak için üretilmişti. Fakat zamanla artık bu eke böyle bir anlam yüklendi ve aynı anlamı karşılayacak diğer sözcükler de bu şekilde türetilmeye başlandı. Dolayısıyla ilk ortaya çıktığı an nedensiz olan biçimbirimler zamanla nedenli olmaya başlamışlardır. Verilen örneklere getirilen yapım eklerinin Türkçede bir işlevi bulunmaktadır ve bu amaçla bu sözcüklere eklenmişlerdir. Dolayısıyla burada bir nedenlilik durumu söz konusudur. Zamanla bu biçimbirimlerin hali hazırdaki anlamları dışında başka anlamları da karşılayacak biçimde kullanılabilmeleri de söz konusudur. Fakat şu an bu kullanımlar uzlaşıma dayalı olarak toplumda yerleştiği için değiştirmek bir hayli zor hatta imkânsız görünmektedir. Örneğin; TDK tarafından Türkçe karşılıkları bulunan voleybol oyunu için uçan top; otobüs için çok oturgaçlıgötürgeç; raket için vuraç; ultrason için yansılanım; terör için yıldırı; sürpriz için şaşırtı gibi adlandırmalar toplum tarafından kabul görmediği için kullanılmamıştır. Kısacası, 29 ilk olarak keyfi bir biçimde adlandırılan nesne, kavram, durum ve olgular zamanla toplum tarafından benimsenip yaygınlaşarak değiştirilemez hale gelmektedir. Göstergenin nedensiz olması durumu bazen dil dışı göstergeler için de geçerlidir. Örneğin güvercin simgesine barış anlamının yüklenmesi, yas durumunda bayrakların yarıya indirilmesi ve siyah ya da beyaz giyilmesi, araçlar için giriş yok simgesi tamamen nedensiz, uzlaşıma dayalı ve keyfidir. Fakat, yakınlarda hastane, otel, havaalanı, restaurant olduğunu belirten simgeler gibi amacına uygun simgeler ise nedenlidir. Belirti göstergesinde ise her durumda bir neden söz konusudur. Sonucu meydana getiren neden göstergenin var olabilmesi için önemlidir. Görsel göstergeler ise vericinin isteği doğrultusunda nedenli ya da nedensiz olabilir. Örneğin çizerin ya da ressamın kız görselini esmer ya da sarışın olarak yansıtması, genç kız ya da küçük bir kız olması tercihi vericinin amacı doğrultusunda göstergeyi nedenli ya da nedensiz duruma dönüştürebilmektedir. 2. Göstergenin çizgiselliği: Göstereni oluşturan sesbirimler her dilde o dilin kurallarına uygun olacak biçimde belirli bir sırayla yan yana dizilmişlerdir. Bu noktada örneğin çiçekçi göstereni için sesbirimlerin sırasını değiştirerek içiçkeç gibi bir sıralama ile kullanmamız söz konusu değildir. Fakat tümce bazında bakılacak olursa Türkçe için devrik tümce kullanımının da yaygın olması nedeniyle sözcüklerin yani gösteren ögesinin yeri değiştirilse bile tümcenin anlamını korumaya devam edecek olmasından söz edilebilir. Çizgisellik durumu sadece dil içi değil dil dışı göstergeler için de geçerlidir. Dil dışı göstergelerin bir araya getirilmesi de belirli kurallar dâhilinde gerçekleşmektedir. Örneğin, restaurant simgesi için çatal, bıçak veya kaşık, tabak gibi göstergelerin olduğu bir levhada çatal ile kalem, ayna gibi durum ile ilgisiz olan nesneler bu göstergenin içine alınamaz. O zaman gösterge asıl anlamını kaybeder ve iletişimi sağlayamaz hale gelir. Bu noktada dil dışı göstergelerin de bir araya getirilişinde bir mantık bulunduğu ve mantık dışına çıkıldığı takdirde anlamın bulanıklaştığı söylenilebilir. 30 Huber (2013) göstergelerin çizgisel oluşuna dil içi ve dil dışı göstergelerin anlamlarının zaman içinde değişmesi durumunu da dâhil etmiştir. Ona göre, göstergelerin çizgisel oluşu zaman dilimi içerisinde algılanmalarına bağlıdır. Diğer bir deyişle göstergenin o anlamı temsil etmesi belirli bir zaman sonra gerçekleşmiştir. Toplum tarafından kabul görüp, benimsenip kullanılarak yayılmış ve yerleşmiştir. 3. Göstergelerin çift eklemliliği: Göstergenin çift eklemli yapısı biçim ve anlam ögelerinden oluşması demektir. Dilsel göstergeler için ses veya yazı biçimleri ve anlam ögesinden oluşması anlamına gelen çift eklemliliğin; dil dışı göstergeler için de görsel göstergeler ve anlam ögesinden oluşması demek olduğu söylenilebilir. Örneğin bir tabloyu oluşturan göstergeler biçimsel yönü temsil ederken; tablo ile verilmek istenen ya da alıcının alımladığı ileti anlamsal yönü oluşturmaktadır. Dilsel göstergeler için de tüm sözcükler, tümceler, paragraflar ve metinlerin sözlü ya da yazılı dil kullanılarak sesbirimlerin bir araya getirilmesi ile oluşturulması durumu biçimsel yanını, vericinin amaçladığı ya da okurun/dinleyicinin çıkarsadığı anlam ise anlamsal yanını oluşturmaktadır. Şu halde dil içi ve dıl dışı tüm göstergelerin biçim ve anlam ögelerinden oluştuğunu belirtmek yerinde bir tespit olacaktır. 4.Göstergenin devingenliği (değişebilirlik): Dil içi ya da dil dışı göstergelerin devingen olma özellikleri denildiğinde akla iki durum gelmektedir. Birincisi dizisel ve dizimsel ilişkilerden oluşan göstergeyi oluşturan ögelerin yer değiştirebilir olma durumudur. Bu durum tümceyi oluşturan sözcük düzeyinde olabileceği gibi dil dışı göstergelerden oluşan bütün için de geçerlidir. Tümceyi oluşturan sözcük düzeyinde aynı işleve sahip olan göstergelerin birbirlerinin yerine geçebilmesi her dil için mümkünken tümcedeki göstergelerin kendi arasında yer değiştirmesi durumu Türkçe gibi devrik tümceye de olanak tanıyan esnek diller için geçerlidir. Dil dışı göstergeler için ise örneğin bir tabloda kullanılan göstergelerden birisini alınıp başka bir tabloda başka göstergelerle farklı bir iletiyi karşılaması amacıyla kullanılabilir. Dolayısıyla görsellerde görünen göstergeler birbirleri arasında yer değiştirme 31 esnekliğine sahiptirler. İkinci durum ise dil içi ya da dil dışı olsun göstergelerin zaman içerisinde anlamlarının değişebilmesi durumudur. Anlam genişlemesi, anlam daralması, anlam iyileşmesi ya da kötüleşmesine uğrayan dil içi ya da dil dışı göstergelerin zamanla kullanımı azalabilmekte ya da tercih edilmeyerek yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalabilmektedirler. Fakat göstergelerin anlamlarının değişerek yeni anlamlarıyla tekrar benimsenmesi durumu sanıldığı kadar kolay olmamaktadır. Çünkü toplumda iletişimi sağlayan göstergelerin kabul görmüş uzlaşıma dayalı kullanımları bulunmaktadır. Bu nedenle de mecbur kalınmadıkça göstergelerin değiştirilmesi tercih edilmemektedir. Akerson (2005) göstergenin bitmiş, tamamlanmış, durağan bir birim olmadığını ve her an ortaya çıkıp kaybolabileceği gibi, her kullanımda da değerinin değişebileceğini belirtmektedir. Bu doğrultuda tek başına duran bir gösterge de olmadığını göstergenin devingen olduğunu, zaman içinde kullanım ve anlam alanının değişebileceğini diğer bir deyişle anlamın daralabileceği ya da genişleyebileceği durumunu da bu düşüncesine eklemektedir. Kısacası gösterge belli bir dizge içinde ve diğer göstergelerle olan ilişkisi doğrultusunda anlamlıdır. Dizimsel ve dizisel yapıda gerçekleşecek bir değişiklikle anlam da değişecektir. Dolayısıyla gösterge, onu çevreleyen diğer göstergelerden bağımsız düşünülmemelidir. 5. Göstergeler kültürel/evrenseldir: İletişimin daha kolay gerçekleşmesi için kullanılan göstergeler kültürel veya evrensel olabilmektedirler. Dil dışı kullanımlar açısından park yapılmaz simgesi ya da yağan karın kış belirtisi olması gibi evrensel birtakım genel geçer göstergeler olduğu gibi toplumların kendi kültürlerine has oluşturup anlam yükledikleri birtakım göstergeler de bulunmaktadır. Örneğin büyüklerin yanında bacak bacak üstüne atmak ya da sigara içmek Türk toplumu için saygısızlık göstergesi iken başka toplumlarda gayet normal karşılanabilmektedir. Ya da başı aşağı yukarı sallama Türkiye’de ve çoğu Avrupa ülkesinde evet anlamına gelmekte ve durumun onaylandığını göstermektedir; fakat bu 32 eylem Yunanistan, Bulgaristan, Arnavutluk, Suudi Arabistan gibi ülkelerde hayır anlamına gelerek kişinin durumu onaylamadığını göstermektedir. Kültürel ve evrensel olma durumu dil içi göstergeler için de geçerlidir. Hatta bazı dilsel göstergeler dilden dile yazım kurallarına uygun olacak biçimde birtakım değişikliklere uğrayarak benimsenmiş ve yaygınlık kazanmıştır. Örneğin, İngilizcede television ve radio olan göstergeler Türkçeye televizyon ve radyo olarak ödünçlenmiş ve kullanılagelmiştir. Toplumların kendilerine has dil içi göstergeleri de bulunmaktadır. Hatta bu durum ülkenin bölgelerine göre de değişebilmektedir. Örneğin, Türkiye için Yozgat ilinde arık sözcüğü zayıf, çelimsiz; Trabzon ilinde çolbaz sözcüğü beceriksiz; Denizli ilinde şipirdek sözcüğü terlik; İzmir ilinde çiğdem sözcüğü çekirdek için kullanılmaktadır. Örnekleri çoğaltmak mümkündür. Kecheng (2000) kavramın dile ve kültüre göre farklılıklar göstermesini şu örnek üzerinden açıklamıştır. Slim sözcüğü İngilizlerde sıska, zayıf gibi olumsuz anlamlarda kullanılırken; Almanlarda ise nazik anlamında kullanılmaktadır. Bu noktada aynı sözcüğün bile içerik olarak kullanıldığı kültüre göre olumlu ya da olumsuz anlamlar taşımasının söz konusu olduğu ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla kavramların içeriği kullanıldığı topluma göre farklı anlam öğeleri ile doldurulmuştur. Bu doğrultuda ulusun geçmişteki yaşanmışlıkları ve sözcüğün ortaya çıktığı ilk kullanımları önem arz etmektedir. Fakat anlam iyileşmesi ya da kötüleşmesi durumlarının da sözcüklerin zamanla değişen anlamlarına etki ettiği de unutulmamalıdır. Diğer bir deyişle sözcük ilk ortaya çıktığı anlamsal içeriğini korumayı sürdürmekle birlikte anlam değişmesine de uğrayabilmektedir. Akerson (2005) göstergelerin o şeyin kendisi olmadıklarını; fakat yine de bir mesaj ilettiklerini, bir şeyi çağrıştırdıklarını ya da bir yorum yapmayı sağladıklarını belirtmektedir. Ancak, bu iletinin yerini bulabilmesi için, o göstergeyi yorumlayacak, tanıyacak, anlayacak önbilgiye sahip olunması gerekmektedir. Kısacası Akerson da göstergenin kültürel özellikleri 33 taşıyıp yansıttığını ve bu nedenle de yorumlanmasının ancak belli bir kültür bağlamında gerçekleşebileceğini belirtmektedir. 6. Göstergeler insan üretimi ve uzlaşı ürünüdür: Birey ve toplum olarak kullanılan tüm göstergeler insan üretimidir. Belirli bir zamanda üretilmiş, toplumda kabul görmüş ve zamanla kullanılıp yaygınlaşmışlardır. Üretilip benimsendikten sonra doğan bireyler bu göstergeleri hazır bulmakta ve kabul görmüş anlamı ile kullanıp iletişimlerini sağlamaktadırlar. Fakat dil içi ya da dil dışı olsun her gösterge mutlaka insan üretimi olarak ortaya çıkmıştır. İnsanlar ihtiyaçları doğrultusunda bu göstergeleri üretip ya da var olan göstergeye anlam yükleyip hayatlarına dâhil etmişlerdir. 7. Göstergeler kesintilidir (ayrıktır):Saussure’e göre, kesintililik ya da ayrıklık, bağlam ya da çeşitli koşulların yol açtığı değişikliklerden etkilenmeyen, benzer ögelerle karıştırılmayan, onlardan ayrı kalan, sınırları çizilebilen, derecelenme içermeyen ögelerin özelliğidir. Örneğin; “hastane” göstergesini oluşturan her bir ses birim ayrık diğer bir deyişle ayırıcı niteliktedir. Bu dil göstergesinin oluşması söz konusu ses birimlerin eklemlenmesiyle mümkün olmuştur. Bu ayrıklık özelliğine sahip birimler de çizgisel düzlemde bir araya getirilerek belirli amaca hizmet ederler. Aynı durum dil dışı göstergeler için de geçerlidir. Dil dışı göstergeyi oluşturan gösterenler de bağlam dâhilinde bir araya getirilen birimlerdir. Normalde her biri farklı anlamlara gelebilecekken duruma uygun olarak bir araya getirilmektedirler. Örneğin, bir görseli oluşturan gösterenlerin her biri vericinin zihnindeki işlevi gerçekleştirmek amacıyla verici tarafından bir araya getirilirler. Aynı görseldeki gösterenlerden biri ya da birkaçı başka bir verici tarafından ya da aynı vericinin farklı bir anlatımı için farklı bağlamlarda farklı amaçlara hizmet edebilirler. Dolayısıyla özünde ayrık olan gösterenler belirli amaçlar doğrultusunda birleştirilirler. Bu da Saussure’ün sınırlı sayıda sözcükle sınırsız sayıda tümce üretme yargısının sadece dil içi göstergeler değil dil dışı göstergeler için de geçerli olduğunu göstermektedir. 34 Göstergelerin amacına uygun biçimde yorumlanarak alımlanması deneyim, eğitim ve aynı kültürü paylaşmakla ilgili bir durumdur. Bu noktada evrensel göstergeler olabileceği gibi yerel göstergelerin varlığından da söz edilebilir. Hatta ve hatta bireysel göstergelerin bile varlığı olasıdır. Nitekim iki kişi kendi aralarında şifre olarak bir göstergeye kendi öz anlamı dışında onların yaşanmışlıklarına gönderimde bulunan belirli anlam/ı/ları yükleyebilirler ya da örneğin Türkiye’de büyüklerin yanında çok konuşmak bir saygısızlık göstergesi sayılırken bu duruma böyle bir anlamın yüklenmediği başka ülkeler bulunmaktadır. Bu durum her ulusun kültürel değer ve normlarının, gelenek ve görenekler ile yaşanmışlıklarının farklılığının yansıması olarak değerlendirilebilir. Bu noktada davranışın, giyilen elbisenin, dış görünüşün, jest ve mimiklerin, kullanılan parfümün bile birer gösterge olduğundan söz edilebilir. Dolayısıyla göstergeyi sadece yazılı kaynaklarda aramak yanlış bir tutum olacaktır. Tüm bu görüşlerden yola çıkılarak bir sonuca ulaşmak gerekirse göstergenin hayatın her alanında yer aldığı söylenilebilir. Onu önemli kılan yönü ise toplum tarafından kabul görüp benimsenmesine ve değişmesinin zorluğudur. Anlayışları, algıları, bakış açılarını etkileyen önemli bir birim olan gösterge, çoğu zaman kültürel özellikleri yansıtır. Bu nedenle de kültürden kültüre, toplumdan topluma değişir. Sözün özü gösterge toplumsal uzlaşı ürünüdür, bireyler de onu nerede ve nasıl kullanması gerektiğini yaşadığı toplumun üyeleri olarak bilirler. 2.1.1.2. Göstergebilim nedir? “Göstergesi olmayan bir düşünce algılanamaz, algılanamayan bir düşünce de var olamaz.” Peirce bu sözü ile her düşüncenin altında mutlaka göstergesel bir yapının bir biçimde yer aldığını savunmaktadır ve göstergenin yer almadığı bir düşüncenin alıcı tarafından algılanamayacağını, algılanamayan bir düşüncenin ise amacına ulaşmadığı için bir anlam ifade etmediğini vurgulamıştır. Ona göre, amacına ulaşmayan düşünce hiç var olmamış demektir. 35 Göstergebilim adı itibarıyla çok eskilere dayanan fakat gelişmesini 20.yy’ın 2. yarısından sonra tamamlayan bir alandır. Daha önce semiyotik, semiyoloji, imbilim, belirtkebilim, işaretbilim gibi karşılıklarla Türkçeye çevrilmiş ve son olarak göstergebilim ya da göstergebilimi adıyla çalışmalarda yerini almıştır. Rifat (2014) göstergebilimi insanın insan için ve dünyanın insan için taşıdığı anlamları araştıran bir bilimsel tasarı olarak tanımlamıştır. Göstergebilimin bir bilim olup olmadığı konusunda ise var olan tartışmalar hala geçerliliğini korumaktadır. Greimas’a göre tamamlanamamış bir dal olan göstergebilim, Morris’e göre göstergelerin bilimi olma özelliğine sahiptir. Bazı araştırmacılar da yöntem birliği ve teorik modelleri, deneysel yöntemleri bulunmadığı için göstergebilimi bir bilim değil inceleme yöntemi, gelişimini tamamlaması gereken bilimsel tasarı olarak görmüşlerdir (Yücel, 2001; Guiraud, 1994). Göstergebilimin kurulmasında Saussure ve Peirce’ün dışında Rus Biçimcilerinin katkısını da belirtmek gerekir. Rus Biçimcileri özellikle anlatı yapıları, düzyazı ve şiir kuramı ile ilgili çözümlemeleriyle çağdaş göstergebilimin gelişmesini sağlamışlardır. Özellikle Vladimir Propp, Rus halk masallarını incelediği “Masalın Biçimbilimi” (1928; Morfolojiya Skazki) eserinde, birimleri birbirinden bağımsız tek tek ele almak yerine, dizgede bulunan öteki ögelerle ilişkileri açısından ele almak gerektiğini savunmuştur (Moran, 2009). Barthes, her türlü göstergenin göstergebilimin konusunu oluşturduğunu belirtmiştir. Görüntüler, jestler, mimikler, müzik, törenler, protokoller anlamlı dizgeler oluşturmaktadırlar. Bu şekliyle Barthes, Saussure’ün göstergeye yüklediği anlamın ve bu anlamın sınırlarının gelişmesini sağlamıştır. Barthes, Göstergebilim İlkeleri adlı eserinde ilkelerin amacının dilbilime dayanan çözümler üretmek (Barthes, 1993, s. 1) olduğunu belirtir. Bu ilkeler 1. Dil ve Söz, 2. Gösteren ve Gösterilen, 3. Dizge ve Dizim ve 4. Düz anlam ve Yan anlamdır. Barthes’e göre gösterge temelde düz anlamı yansıtır; fakat sonra yan anlamlar da sürece dâhil edilir (Gottdiener, 2005). 36 Birçok kaynaktan beslenen göstergebilimin önemi teknolojik gelişmelerle birlikte her geçen gün artmakta ve buna bağlı olarak da çok çeşitli disiplinlerle ilişki kurmaktadır. Tarihsel olarak bakıldığında göstergebilimin, mantık, matematik ve dilbilim gibi disiplinlerin temsilcileri tarafından ortaya atıldığı görülür. Göstergebilim, Saussure’ün etkisi ve dilbilimin köklü bir disiplin olması nedeniyle dilbilime ve dilbilimsel kavramlara çok yakındır (Güneş, 2013) Görünen her şey bir anlam içermesinden dolayı göstergebilime dahil edilebilir. Guiraud’a göre göstergebilim sadece dil dışı göstergeler ile ilgili bir alandır. Guiraud 1986’da değişik ülkelerden bilim insanlarının katıldığı göstergebilim sempozyumunda göstergebilimin bir bilim değil bilimler arası inceleme yöntemi olduğunu ve gösterenin her zaman duyusal bir nitelikte olmayabileceğini soyut bir kavramın göstereninin de gösterge içerisinde yer alabileceğini belirtmiştir (Guiraud, 1994). Değişik ülkelerde farklı araştırmacılar tarafından yapılan çalışmaları bir araya sistemli biçimde getirmiş olması göstergebilimin en büyük yararlarındandır. Nezaket kuralları, mobilya düzenlemeleri, yemek tarifleri ve gündelik davranışlar gibi hayatın her alanında her zaman karşılaşılabilecek olgu ve durumlar göstergebilimin kuramsal bir çerçeveye sahip olduğunu göstermektedir. Böyle bir çözümleme yöntemi yarattığı bilinçli insanın dünyayı daha iyi anlayıp algılamasını sağlar (Güneş, 2012). Her şeyin bir gösterge olduğu düşünülürse göstergebilim her şeyi incelediği sonucuna varılabilir. Fakat bu incelemenin yöntemi farklıdır. Bir kimyacı kitabı incelerken onun yapılış maddesi, rengi, boyutu, toksik içeriği gibi açılardan değerlendirmeler yaptığı için kitabı okumasına gerek yoktur. Göstergebilim çözümlemesi ise kitabı okumadan yapılamaz. Diğer bir deyişle göstergebilim anlam içeriği yönünden değerlendirmede bulunmaktadır (Lidov, 1999). 37 Tüfekçi Can (2014) göstergebilimin başlıca amacının anlamın çözümlenmesi olduğunu belirtmiştir. Bu noktada göstergebilimin gösterge, gösterilen ve temsil ettiği gerçek anlam olan gönderge arasındaki ilişkiyi belirlediğini ifade etmiştir. İnsanlar göstergeleri doğduklarında hazır bulurlar ve içinde bulundukları kültüre göre yorumlarlar. Gelenek görenek, yaşanmışlıklar ve tecrübeler sayesinde göstergeleri yorumlar ve anlamdırırlar. Bildirişimi sağlamak için de bu göstergelerin uzlaşıma dayalı olarak çözümlenmesi esastır. İletişim amaçlı kullandığımız dizgeler bildirişim göstergebilimi içerisinde yer alırken, kesin çizgilerle oturtamadığımız somut bir nesne gibi değerlendiremediğimiz edebiyat metinleri ya da resimler gibi yoruma açık farklı biçimlerde alımlanabilen dizgeler ise anlamlama göstergebilimi içerisinde yer almaktadır. Anlamlama göstergebilimi için asıl amaç anlamların üretilme, işleyiş, algılanma ve yorumlanma süreçlerini kavramaktır. Afişlerde, modada, edebiyatta, müzikte, sanatta, resimde vb. gibi birçok alanda göstergebilimle iç içe yaşanılmaktadır. Göstergebilim bu gösterge dizgelerinin nasıl işlediğini bilimsel yöntemlerle inceleyerek betimler ve yorumlar (Rifat, 2014). Tanınmış göstergebilimciler arasında Charles William Morris, Elmar Holenstein, Julia Kristeva, Walter Alfred Koch, Klaus Oehler, Max Bense, Eric Buyssens, Jeanne Martinet verilebilir (Toklu, 2015). Göstergebilimde amaç az sayıdaki birimleri birbirine ekleyerek anlamsal açıdan sonsuza açılan derin bir evren yaratmaktır. Anlatı, diğer bir deyişle gösterge üretme süreci yanında bir de anlatı çözümlemesi süreci vardır. Çünkü üretilen anlatılar alıcı tarafından çözümlendiği takdirde iletişim gerçekleşir. Günay (2004)’a göre, gösteren ve imge birbirinden farklıdır. Çünkü, imgelerde çizgi, açı, boyut gibi yanlara ek olarak tek başlarına bir işlevi bulunmayarak genel imge içinde özellik taşımaktadır. Ona göre göstergebilimin şu anki temsilcisi İsveçli Göran Sonesson’dur. 38 Morris semiyotiği işaretbilim anlamında kullanmış ve yalın göstergebilim, betimleyici göstergebilim ve uygulamalı göstergebilim olmak üzere üç tür göstergebilimin olduğundan bahsetmiştir (Aktulum, 2004). Göstergebilim anlamın oluşturulması ile ilgili süreçleri incelemesine rağmen; dilbilim ile olan ilişkisi tartışmalıdır. Bazı araştırmacılar dilsel öğeleri de göstergebilimin inceleme alanına dahil ederken; bazıları göstergebilimi salt göstergeleri inceleyen bilim dalı olarak ifade etmiştir (Erkman-Akerson, 2005). Barthes (2005) ise gösterge dizgesinin dilden bağımsız olmadığını belirterek göstergebilimin dilbilimin bir kısmını oluşturduğu görüşünü savunmuştur. Göstergebilim dizgeleri aralarında kurallı bir bağıntı vardır ve anlam benzer ögelerden değil karşıt ögeler arasındaki ilişkilerden doğmaktadır. Ayrıca, göstergebilim anlatının yüzeyini değil, derinliklerinden yüzeye uzanan üretim sürecini çözümler. Her şey birbiriyle bağıntı içerisindedir, bu nedenle çözümleyici söylem de bu bağıntıya uygun olarak tutarlı olmak durumundadır (Rifat, 2014). Göstergebilimin göstergeleri ve göstergelerin birbiriyle kurdukları ilişkileri belirlemek ve betimlemek, gösterge dizgelerini sınıflandırmak, bireyle birey ve bireyle çevre arasındaki etkileşimi açıklamak amacıyla bilimkuramsal, yöntembilimsel ve betimsel açıdan tümkapsayıcı, tutarlı ve yalın bir kuram oluşturmak gibi amaçları vardır (Rifat, 2014). Rifat (1999)’a göre, göstergebilim anlamın bulunduğu her yerde ve her düşüncede var olan ve yeniden anlamlandırma sürecine dayanan bir etkinliktir. Bu doğrultuda da kendine göre birtakım kuralları bulunan bir disiplindir. Göstergebilim her türlü göstergeyi ve dizgeyi araştırmaktadır. Fakat bu bağlamda araştırma yöntemleri her alana aynı şekilde uygulanmadığı için dikkat edilmesi gereken bazı noktalar bulunmaktadır. Akerson, bu konuyu dil ve sinema ya da edebiyat ve mimari gibi birbirinden farklı alanlarının farklı yöntemlerle ele alınmaları gerektiği durumuyla 39 örneklendirmektedir. Dolayısıyla, her alan farklı inceleme yöntemlerine ihtiyaç duymaktadır; ancak tüm alanlar için geçerli olan ortak yöntemler ve ilkeler de bulunabilmektedir (Erkman- Akerson, 2005). Erkman- Akerson (2005) göstergebilimin bir inceleme yöntemi olduğunu ve bazı ilkeleri olduğunu dile getirmektedir. Bu ilkelerin başında da nesnellik gelir. Araştırmacı, öyle bir çalışma yapmalıdır ki yaptığı deney ya da araştırma, başka birisi tarafından yinelendiğinde, benzer koşullarda aynı sonuçları versin. Bu koşula izlenebilirlik adı da verilmektedir. Akerson göstergebilimin de tüm nesnellik savlarına rağmen, hatta nesnelliği ayırt edici özellik saymasına rağmen, zaman zaman nesnellikten uzaklaşabileceğini de dile getirmektedir. Erkman- Akerson (2005) göstergebilimsel incelemelerin nesnel olduğunu belirtmekte; ancak inceleyen kişinin duruşu ile işin içine öznelliğin de girebileceğini eklemektedir. Bu durumun da yine göstergebilimin inceleme konularından olduğunu söylemektedir. Eco göstergebilimin araştırma konularını hayvan davranışları, (hayvan göstergebilimi), el, kol, yüz ve vücut hareketleri, kokular, dokunarak iletişim kurma, tat alma, vurgulama ve ses tipleri, hastalıklara teşhis koyma ve bulgular, müzik, doğal dillerin gizli kodları, formal dil, yazılı dil, bilinmeyen alfabe, görsel ve işitsel iletişim, nesnelerin sistemleri, entrika işaretleri, ideoloji, estetiğin nesnesi, iletişim araçları ve söylev olarak belirlemiştir (Trabant, 1996 akt. Şahin, 2014). Vardar (2001) çok değişik türden incelemelere konu olan göstergeler evreninin sağır- dilsiz abecesinden çeşitli işitsel, görsel, devimsel dizgelere, toplumsal ilişkileri düzenleyen kurallara, davranış biçimlerine, giyim, yemek, vb. gerçekliklere; tanıtı türünden uygulamalara, sinema, tiyatro, yazın gibi sanatsal etkinliklere değin uzanan anlam aktaran ve içeren geniş bir alanı kapsadığını ve göstergebilimin evrene özgü yasaları belirlemeyi, işleyiş kurallarını saptamayı, inceleme yöntemlerini oluşturmayı, betimleme ve açıklama işlemlerini 40 gerçekleştirmeyi amaçladığını belirtmektedir. Amaçlı bildirişim olgularını bu etkinlik çerçevesinde ele alanlar bulunduğu gibi herhangi bir amaç içermese de göstergebilimsel incelemeye katanların da var olduğunu dile getirmektedir. Batı (2010)’ya göre, göstergebilim, göstergeler ile ilgili ilk olarak anlamın metinlerde (filmler, televizyon izlenceleri ve diğer sanat ürünleri) nasıl düzenlendiği ile ilgili bir bilimdir. Batı, göstergebilimin göstergelerin ne olduğu ve nasıl işlev gördüğünden söz ettiğini ve iletişim kurarken kullanılan jestlerde, konuşma dilinde, her türlü kültürel sistemlerde, psikolojide, anlamlandırma sürecinin nasıl yaşanıldığı ile ilgilendiğini belirtmektedir. Ona göre, jestler, görüntüler, ezgiler, kültürel düzlemdeki paylaşımlar, törenlerde karşımıza çıkan normlar, çeşit çeşit ritüeller ayrı ayrı diller oluşturmasalar da birer anlamlandırma dizgeleridir. Bu doğrultuda insanların bir toplumsal yaşamda birbiriyle anlaşmak için yarattıkları ve kullandıkları doğal dillerin, sağır-dilsiz alfabelerinin, trafik işaretlerinin, bazı meslek gruplarında kullanılan flamaların, reklam afişlerinin, yazın, resim, müzik vb. çeşitli birimlerin de gösterge dizgeleri olduğunu dile getirmektedir. Göstergeler değişik gereçlerin kullanılmasıyla (ses, yazı, görüntü, hareket vb.) ve belirli kurallarla var olmaktadırlar. Batı (2010)’ya göre, göstergeler sadece insan üretimi olan ve anlaşmak için kullanılan doğal diller ile ilgili bir kavram değildir; fakat doğal diller en önemli göstergebilim dizgelerini oluşturmaktadır. Göstergebilim dilleri inceleyen dilbilimi kendisine model almaktadır. Göstergebilimin temel özelliği dilbilimsel kavramları yalnızca dilin kendisine değil, dil ile ilgili diğer durumlara örneğin metinlere de uygulamaktadır. Bir yazı dizgesiyle işitme engelliler alfabesi, simgesel törenlerle görgü kuralları, askeri imlerle sinema metinleri birbiri içine girebilir. Saussure’e göre dil bu dizgelerin en önemlisidir. Göstergebilim metinlerdeki anlamlarla ilgilenmenin yanısıra toplum içindeki göstergelerle ilgili yorumlar da yaparak anlamlara ulaşmaya çalışmaktadır. Göstergebilim ile birlikte reklam ve sinema 41 filmlerini, tiyatro oyunlarını, heykelleri ve neredeyse her şeyi gösterge dizgesi olarak ele almak mümkün olmuştur. Anlamlandırma göstergebilimin temel unsurlarındandır. Alıcının göstergeye anlam yüklemesidir. Farklı göstergelerin bir arada kullanımı ile göstergenin gösterdiği anlamın algılanması kolaylaşmakta ve göstergesel işlev tamamlanmış olmaktadır. Batı, göstergebilimin bir diğer öğesi olan kodları ise, toplum tarafından benimsenmiş, yazılı olmayan kurallar ile açıklanabilen göstergelerin konuşma, yazı ve resim gibi belirli şekillerde toplanmış hali olarak tanımlayarak kodların göstergeler aracılığı ile oluşturulduğunu dile getirmektedir. Ona göre, tüm iletişim sürecinde kodlar ve geleneklerin izi bulunmaktadır ve bireyler bunları toplumsallaşma sayesinde öğrenmektedirler. Fakat bu kurallar bütünü, zaman içinde görünmez olur ve saydamlaşır. İletişim çalışmaları sınırları dâhilinde yer alan göstergebilim ise bu kuralları görünür kılmayı amaçlamaktadır (Batı, 2010). Göstergebilimin araştırma alanı konusunda araştırmacıların da kendi aralarında ayrılıklar bulunmaktadır. Kimilerine göre dillerle ilgilenen dil bilimi de göstergebilim alanının içerisindeyken; kimilerine göre ise göstergebilim yalnızca dil dışı göstergelerle ilgilenir. Barthes ise göstergelerin ancak dilsel göstergelerle ifade edilebileceği gerçeğinden yola çıkarak göstergebilimin dilin bir parçası olduğunu savunmuştur (Günay, 2004). Barthes göstergebilimin konusunun görüntüler, jestler ve mimikler, sesler, nesneler ve törenlerde, protokollerde ya da gösterilerde görülen bu tözlerin karmaşaları olan anlamlı dizgeleri oluşturan her türlü göstergeler dizgesi olduğunu belirtmiştir (Batı, 2010). Yukarıda da belirtildiği gibi göstergeler sürekli bir şeyler anlatır ve birbirleri ile kurdukları ilişkiyle anlamı kuvvetlendirirler. Barthes, özgün yaklaşımıyla çoğunlukla popüler kültür çözümlemeleri üzerinde çalışmıştır. Barthes bildirişim amacı içermeyen fakat anlam taşıyan giyim, mobilya gibi çeşitli olguları içeren yapısal çözümleme yöntemi geliştirerek bunları anlamlama kavramı 42 aracılığıyla göstergebilime bağlamış, göstergelerle ikincil gösterilenler ya da yan anlamları arasındaki ilişkiler üzerinde durmuştur (Güneş, 2013). Fiske (2003)’ye göre, göstergebilimin temel ilgi alanının merkezinde gösterge yer almakta ve göstergelerin çalışma biçimlerinin araştırılmasına da göstergebilim adı verilmektedir. Ona göre göstergebilimin üç temel çalışma alanı bulunmaktadır: 1. Göstergenin kendisi: Bu alan, gösterge çeşitlerinin, bunların çeşitli anlam taşıma yollarının ve göstergeleri kullanan insanlarla ilişkilendirilme biçiminin araştırılmasını içerir. Göstergeler insan inşaları oldukları için yalnızca, insanların onları kullandıkları biçimler içerisinde anlaşılabilirler. 2. İçinde göstergelerin düzenlendiği kodlar ya da sistemler: Bu çalışmalar içinde, toplumun ya da kültürün gereksinimlerini karşılamak için geliştirilen kodları ya da bu kodların iletilmesi için var olan iletişim kanallarını işletmek için başvurulan yolları ortaya koymak yer almaktadır. 3. Kodlar ve göstergelerin içinde işlediği kültür: Kültürün kendi varoluşu ve biçimi de bu kodların ve göstergelerin kullanımına bağlıdır. Göstergebilim dikkatini ilk olarak metne yöneltmektedir. Doğrusal süreç modelleri metne süreçteki diğer aşamalardan daha fazla önem atfetmemekte ve neredeyse hiçbir yorumda bulunmaksızın metni atlayıp geçmektedirler. Göstergebilim alıcı ya da okuyucu üzerindeki birçok süreç modelinin iddia edildiğinden (Gerbner’in modeli bir istisnadır) çok daha etkin bir rol oynamaktadır. Göstergebilimin ‘alıcı’ terimi yerine (fotoğrafta ve resimde bile) ‘okur’ terimi çok daha önemli bir etkinliği ifade ettiği için ‘okur’ terimini tercih ettiğini dile getirmektedir. Ona göre, okur deneyimlerini ve duygularını metne taşıyarak metnin anlamlandırılmasına doğrudan katkıda bulunmaktadır (Fiske, 2003). Cassirer’e göre bir kültürdeki simgesel biçimlere haklarını verme ve bunları çözümleme yalnızca, ‘‘Symbolik’’ (simgebilim) ya da ‘‘Semiotik’’ (göstergebilim) adını 43 verdiği bilim dalının yardımıyla mümkün olabilir. Göstergebilim, simgesel biçimleri, ‘‘gerçekten titiz, kesin ve keskin bir düşünce tarzının’’ gerektirdiği gibi sergiler. Göstergebilim ayrıca, bir kültürü incelerken, bu kültürdeki değişik simgesel biçimlerin rastgele bir araya gelmiş bir yığın olmadıklarını, tersine, insan zihninin işleyişinin bir somutlaşması şeklinde bir araya geldiklerini göstermek zorundadır (Timur, 2001). Greimas her alanda anlamlı bütünlerin incelenmesi amacıyla tasarladığı göstergebilim yöntemini çalışma grubuyla birlikte geliştirerek yazınsal (anlatı, şiir, tiyatro), yazınsal olmayan (dinsel, söylem, hukuk, siyaset, bilim, reklam dili), görsel sanatlar gibi dil içi ve dil dışı göstergelere üzerinden bu yapıların değişmeyen evrensel özelliklerini ve kişilere/toplumlara göre değişen yüzey yapılarını ortaya koymaya çalışmıştır (Gür, 2013). Göstergebilim göstergeye değin süreçlerle ilgilenir, yaygın görüşe göre, göstergeye değin bir süreç şu bileşenlerden oluşur: Bir gönderici, birisine (seslenilene / alıcıya) bir ileti aktarmak ister, bir kanal aracılığıyla alıcıyla ilişki kurar, uygun bir şifre seçer, gene bu şifrenin içinden uygun bir gösterilen (bir anlam birimi) seçer, bu birim gönderilmek istenen iletiye karşılık gelmelidir. Seçilen şifrenin içinde yer alan bu gösterilen, şifrenin bütünü içindeki belli bir gösterenle ilintilidir. Gönderici, bu göstereni kullanır, başka bir deyişle bu gösterenin somut bir örneğini, yani bir gösterge kullanır. Ancak, göndericisi olmayan süreçleri de göz önüne almamız gerekir. Böyle durumlarda, bir göndericinin yöneldiği belli bir seslenilen yoktur, yalnızca, belli bir olguyu bir durumun belirtisi olarak algılayan bir alıcı vardır. Örneğin, derideki kızarıklıkların bir doktor tarafından kızamık göstergesi olarak algılanması ya da Avrupalıların etekli bir gölgeyi bir kadın göstergesi olarak yorumlamaları gibi. Bu iki durum da göstergeyi (derideki kızarıklık; gölgenin biçimi) taşıyan bir kanal vardır (ışık), göstergelerin gösterenleri vardır (kızarıklıkların görünümü; etek); bu gösterenlerle belli gösterilenleri (‘kızamık’; ‘kadın’) bağıntılandıran bir şifre mevcuttur, bu şifre de, söz konusu bağlamda, belli iletilerin (‘derisinde kızarıklık olan bu organizma kızamık olmuş’; ‘bu gölge 44 bir kadına ait’) çıkarsanmasını sağlayan temeldir. Ne var ki, iki durumda da belli bir niyet güdülerek üretilmiş göstergelerden söz edilemez, çünkü ortada gönderici yoktur (Timur, 2001). Göstergebilim anlamın bulunduğu her yerde var olan ilk olarak bir tasarı, daha sonra gelişen yaşama, okuma, düşünme, yeniden üretme etkinliği olarak ele alınmış, günümüzde de kendine yeten, tutarlı, kapsayıcı bir bilim dalı konumuna gelmiş bulunmaktadır (İşeri, 2002). Göstergebilim anlamı oluşturan anlam dizgelerinin nasıl bir işlev üstlendiğini, nasıl betimlendiğini, sınıflandırıldığını ve değerlendirildiğini açıklamaya çalışır. Göstergebilim dil felsefesi, ruhbilim, toplumbilim gibi alanlarla da ortak özellikler gösterir. Bu ayrı dallar arasında iletişim kurarak ortak bir üstdil oluşturmak da göstergebilimin işlevidir (Güneş, 2012). Göstergebilimi iletişim amacıyla, hatta Saussure’ün kendisinin getirdiği tanımla sınırlamak göstergebilimin anlamını ve alanını daraltmak anlamına gelmektedir. Oysa göstergebilimci için temelde iki geniş alan ya da alanlar bütünü bulunmaktadır: 1. Doğal diller ve dil dışı bağlamlar, 2. Kültürel olgu ve görüngüler-doğal dünya. Göstergebilimsel çalışma yapılırken bu ana alanlar bütününden kendi içerisinde bütünlük sunan bir parça alınarak incelenmekte ve birden fazla göstergebilim inceleme alanı da bu sayede ortaya çıkmaktadır. Yazınsal göstergebilim, görsel göstergebilim, tanıtım göstergebilimi, tiyatro göstergebilimi, kültür göstergebilimi, iletişim göstergebilimi vb. bunlardan bazılarıdır. Göstergebilimin amacı, diğer bütün insanbilim dallarına bilimsel çözümleme yöntemi geliştirmeyi amaçlamaktadır. Göstergebilim, dilbilimin kavram ve yöntemlerini kullanır ve onları temel alarak yeni bir tümdengelimli, kendine yeten, inceleme nesnesini dil ve dil dışı gösterge dizgeleri olarak belirleyen, tutarlı bir bilim dalı olmuştur (İşeri, 2002). Göstergebilim Peirce’ün sayesinde dilbilim ve edebiyat araştırmalarından çıkarak tüm yaşam alanlarını kapsayan bir inceleme yöntemi olarak kullanılmaya başlanmıştır (Erkman- Akerson, 2005). 45 Zihin, duyular aracılığıyla topladığı verileri işleyerek anlamak istemektedir. Neden- sonuç ilişkisini merak etmektedir, göstergeleri takip ederek anlamına ulaştığı bilgiyi gerektiğinde referans almak için zihninde tekil veya çoklu birimler şeklinde paketleyerek arşivlemekte ve saklamaktadır.Göstergebilimsel veriler, biçimler gerektiği gibi kullanıldığında yaşamı kolaylaştıran, iletişimi hızlandıran ve kapladığı küçük hacimle pek çok bilgiyi sıkıştırıp, mikrolaştıran zorunlu gerekliliklerdir. Göstergeler az bir alanı kaplamakta ancak yoğunlaştırılmış bilgi barındırmaktadırlar. Her geçen gün önemi biraz daha artan ve yaygınlaşan göstergebilimin alanı da gittikçe genişlemekte, alt dalları çoğalmaktadır. Bu dallar, Toplumsal Göstergebilim, Bilişimsel Göstergebilim, Tıbbî Göstergebilim, Canlı Göstergebilimi, Hayvan Göstergebilimi, Tiyatro Göstergebilimi, Yazınsal Göstergebilim gibi çeşitlilik göstermektedir (Demir, 2009). Özetle göstergebilim; kültür dizgelerinden inanışlara, modadan selamlaşmaya, trafik işaretlerinden filmlere, reklamlardan tiyatroya hayatımızda yer alan her şeyi -dilsel ya da dil dışı- inceler. Bunu yaparken de her bilim alanının yaptığı gibi kendine has ölçütlerle yapar. Göstergebilim anlamı oluşturan göstergelerin bir araya getiriliş yöntemlerini ortaya çıkarmaya çalışır. Amacı dizgelerdeki anlamsal katmanların yapısını ortaya çıkarmak diğer bir deyişle anlamlı bütünü çözümlemektir. Antropoloji, tıp, reklam, dilbilim gibi bilim alanları ile olan ilişkisi de onu disiplinler arası bir araştırma alanı yapar. Göstergebilim bireyin yaşadığı dünyayı anlamlandırmasını sağlayacak alt yapıyı oluşturmaktadır. 1960’lardan bu yana yazarlar, öğretim üyeleri, hukukçular vb. meslek sahipleri tarafından ve tiyatro, sinema, eleştirmenlik, çeviri vb. gibi akla gelebilecek her alanda gösterge bir şekilde kullanılmış ve kullanılmaya da devam edilmektedir. 2.1.2. Semiyotik ve semiyoloji ayrımı. Semiyotik ve semiyoloji terimlerinin Türkçe karşılığı göstergebilim olarak bilinse de bu 2 terimin içerdiği anlam birbirinden farklıdır. Türkçede aynı gösteren ile gösterilmelerine karşın ‘semiyotik’ ve ‘semiyoloji’ sözcükleri 46 farklı içeriklere sahiptir. Rifat (1990) Türkçede göstergebilim terimiyle belirtilen bu bilim dalının kuramsal açıdan değişik yaklaşımları içerdiğini belirtmektedir. Bir başka deyişle, bu bilim dalının, yalnızca gösterge dizgelerini inceleyen bir dal olarak tanımlanamayacağını savunmaktadır. Batı dillerinde genellikle iki ayrı terimle (Fransızcada sémiologie ve sémiotique) karşılanan, kuramsal açıdan farklı iki etkinlik alanının Türkçede bir tek terim altında birleştirilmesinin sorun yarattığı görüşündedir. Rifat, semiyolojinin bildirişim amaçlı dizgelerdeki göstergeleri işlevleri açısından araştıran ve dilbilimin betimleme yöntemini kullanan etkinlik alanı olduğunu ifade etmiştir. Semiyotiğin ise dizge içindeki anlamların oluşumunu, üretiliş biçimini yeniden yapılandıran ve bu amaçla kendine özgü bir kuram geliştiren etkinlik alanı olduğunu belirtmiştir. Semiyolojinin somut ve fiziksel nesneleri betimleyerek dile ve dilyetisine yüzeysel boyutta yaklaştığını; semiyotiğin dilyetisinin anlamsal katmanlarının oluşum sürecini yeniden kavramaya, insanı çevreleyen dizgeleri anlamaya ve anlamlandırmaya çalıştığını belirtmektedir. Göstergebilimin dil olgularını betimlemekle kalmadığını ve dil yetisi kuramını bir bilim kuramı biçiminde düzenlenmeyi amaçladığını da eklemektedir. Türkçedeki göstergebilim teriminin gösterge dizgelerini inceleyen bilim dalı olmanın yanısıra, anlamlandırma olgusunu araştıran ve yeniden yapılandıran, bu amaçla da bilimkuramsal, yöntembilimsel ve betimsel açıdan kendini kuran bir bilimsel yaklaşım anlamının da olduğunu belirtmektedir. Rifat (2014)’a göre, bildirişim amacıyla kullanılan dizgeler semiyoloji içerisinde ele alırken, farklı anlamların oluşumunu inceleyen alan ise semiyotiktir. Semiyoloji dile ve dil yetisine yüzeysel boyutta yaklaşır ve inceleme alanını gözlemlenebilir nesneler oluşturur, daha çok dilbilim yöntemlerinden yararlanır ve bildirişim göstergebilimi olarak adlandırılır. Semiyotik ise dil yetisini anlamsal katmanlardan oluşan bir birim olarak görür ve anlam üzerine çalışmalar yapar. Anlamlandırma olgusunu araştırıp yeniden yapılandıran bu yaklaşım 47 da Türkçede anlamlama göstergebilimi olarak karşılık bulur. Günay (2004) soyut kavramlar olan duygu ve düşüncelerin de semiyotiğin çalışma konuları arasında yer aldığını belirtmiştir. Ercantürk (2015)’e göre semiyoloji dilsel kodları incelerken semiyotik dil dışı göstergelerin incelenmesini içermektedir. Avrupa anlayışı semiyoloji kavramını kullanırken ve semiyolojiyi dil ile ilişkilendirirken Amerikan anlayışı da edimbilimden yola çıkarak semiyotik kavramını kabul etmiştir. Amerikan anlayışı göstergebilime sadece dilsel göstergeleri değil tüm disiplinleri içeren ve inceleyen bir bilim alanı olarak bakmaktadır. Kecheng (2000) semiyotikte işaret kavramının önemli olduğunu belirterek gösteren terimini işaret eden(işaretçi); gösterilen terimini ise işaret edilen olarak kullanmıştır. Her işaretin işaret eden ve edilen nesneden, olay, hareket ve kavramlardan oluştuğunu belirtmiştir. Örnek olarak ise ev sözcüğü veya resmini gösteren terimiyle, ev kategorisini gösterilen terimiyle, işaretleri okuyup yorumlayan kişiyi ise yorumlayıcı olarak belirmiştir. Peirce (1955)’e göre, göstergenin gösteren, nesne ve yorumlayana bağlı olmasından dolayı semiotik bilimi üç bölümden oluşmuştur. Birincisi, göstergenin kullanımındaki doğruluğu tespit eden dilbilgisidir. İkincisi, gösterenin gerçeklik durumlarını tespit eden mantıktır. Üçüncüsü, algılama sayesinde bir düşünce aracılığıyla diğer bir düşüncenin oluşumunu açığa çıkartmayı amaçlayan retoriktir. Mawkes (1997) semiyotiğin de semiyolojinin de temelde iletişim ile ilgilendiğini ve aralarındaki ayrımın kesin olmamakla birlikte Avrupalıların semiyoloji, İngilizlerin ise semiyotik terimini tercih ettiklerini ve semiyotik teriminin çalışmalarda daha çok geçtiğini belirtmiştir. Seel (1999) de semiyotiğin bir şeyleri temsil eden işaretleri araştırdığını ifade etmiş ve trafik ışıklarını ilettiği anlam noktasında bu duruma örnek olarak vermiştir. Semiyotik teriminin işaret ve gösterge anlamına gelmekle birlikte Yunanca semion sözcüğünden de izler 48 taşıdığını ifade etmiştir. Ona göre terimin çıkış noktası Yunancadaki anlamsal karşıtlığına dayanmaktadır. Çebi (2007)’ye göre semiyolojide anlamı belirleyen gösterge, göndergesi ve göstergeyi kullananlardır. Bu saptama aslında Peirce’ün de bakış açısını yansıtmaktadır. Çünkü Peirce’e göre de gösterge, gönderimde bulunduğu nesnesi ve bu iki öğe arasındaki ilişkiyi yorumlayan birey, bu süreçte önemli üç öğedir. Kecheng (2000)’e göre sosyal psikoloji ve sosyolojiden yola çıkarak işaretleri neyin oluşturduğunu belirlemek semiyolojinin amacını oluşturmaktadır. Aktulum (2004) da semiyolojinin gösterge dizgelerini oluşturan anlamlı bütünleri, göstergeleri oluşturan yasaları ve aralarındaki bağıntıları betimleyip açıklamaya, işleyiş kurallarını saptamaya çalıştığını ifade etmiştir. Bignel (2002) semiyolojinin kişiler arası ve kitle iletişim süreçlerinde kullanılan dilsel ve görsel gösterge dizgelerini çözümlemeyi amaçlayan çözümleme yöntemi olduğunu belirtmiştir. Guiraud (1994) ise dizgesiz gibi görünen anlamlama biçimlerindeki dizgelerin varlığını ortaya koymanın semiyolojinin temel amaçlarından birisi olduğunu ifade etmiştir. Özmutlu (2009) çağdaş göstergebilimin öncüsü ABD’li felsefeci, matematikçi ve mantıkçı Peirce’ün dilsel ve dil dışı göstergelerle ilgili bir kavram tasarlayarak bu kurama semiyotik adını verdiğini belirtmiştir. Saussure ise dilbilimci olarak göstergelerin birbirleriyle olan ilişkisi üzerinde durmuş ve anlamın bu ögeler arasındaki ilişkilerden meydana geldiğini dolayısıyla kendi başına bir anlam taşımadığını ifade etmiştir. Akerson, Amerikalı filozof Peirce’ün (1839-1941) semeiotic terimini kullandığını belirtmiştir. Peirce ile aynı dönemlerde yaşayan ve 20. yy dilbiliminin kurucusu sayılan İsviçreli dilbilimci Saussure’ün (1857-1913) ise ilerde kurulacak göstergebilimden söz ederken, semeologie terimini tercih ettiğini dile getirmiştir. Akerson, Saussure ve Peirce’ten sonra bu yeni bilim dalının nasıl adlandırılması gerektiği hakkında uzun uzun tartışıldığını ve 49 1969’da, Uluslararası Göstergebilim Araştırmaları Topluluğunun (ISAS – International Association of Semiotic Studies) kurucularının semiotics teriminde karar kıldıklarını ve daha sonra da bu terimin yaygınlaştığını dile getirmiştir. 2.1.3. Göstergebilim tarihi. İnsanlar, eski çağlardan bu yana, gerçeklikle idealar ve adlar (sözcükler, göstergeler) arasındaki ilişkiler üzerinde düşünmüşlerdir. Gerçekliğin farklı biçimlerde yansıtılabileceğini görerek ideaların mı, gerçekliğin mi önce geldiğini tartışmışlardır. Beş duyuyla gerçekliklerin algılanabilmesi konusu ise en büyük tartışma olmuştur. Beş duyuyla algılanan gerçeklerin gerçekten öyle olup olmadığı zihin ve mantık yardımıyla kısmen anlaşılan daha derin bir gerçekliğin var olup olmadığı sorgulanmıştır. En büyük anlaşmazlıklar, nesnelerin adları konusunda çıkmıştır. Bazıları, bir şeyin adının (sözcük) özüne uyması gerektiğini savunmuştur. Bu görüşe göre doğru veya yanlış konulmuş adlar olabilir. Bazıları ise, adların (sözcüklerin) uzlaşmaya ve alışkanlıklara dayalı olduğu için doğru veya yanlış olamayacağını, ileri sürmüşlerdir. Eski Yunan'da başlayan bu tartışmada Eflatun ile Aristoteles’in de göstergeler hakkında birçok düşüncesi olmuştur (Özcan, 2007). İnsanoğlu 17000 yıl önce de şekil ve sembollerle iletişim kurmaktaydı. Daha sonra seslere işaret vererek oluşturulan ilk alfabeyi kullanmak için 12000 yıl beklenmiştir. Bu süre içinde bir alfabe olarak adlandırılamayacak kavram yazı (ideogram) gibi pek çok ayrı yol denenmiştir. Görsel iletişim yazılı bir dil oluşturabilmenin en eski yolu olmuştur.İnsanoğlu ilk önce resim yazılardan (piktogram) yararlanmıştır. Resim yazıları, sözsüz ve jestsiz iletişim biçiminin ilk denemeleri olmuştur (Uçar, 2004). Göstergebilimin tarihine bakıldığında ‘gösterge’ teriminin kökeninin Yunanca semeion sözcüğünden geldiğini görülmektedir. Konu dahilinde farklı coğrafyalarda, farklı yöntemlerle yapılan göstergebilim öncüleri ve çalışmaları incelenerek şu bilgiler elde edilmiştir: 50 Şahin (2014)’e göre göstergebilimin bilimsel temelleri Antik Çağ Yunanistan’da Platon’un (Eflatun) ve Aristoteles’in (Aristo) ortaya koyduğu çalışmalar ve Avrupa’da 19. yüzyıldaki dil bilimi araştırmaları olmak üzere iki olaya bağlıdır. 1969 yılında “Uluslararası Göstergebilim Derneği”göstergebilimin başlı başına bir disiplin olma sürecinin Saussure’ün“Genel Dilbilim Dersleri” ve Peirce’ün “Doğanın Düzeni ve Gösterge Süreci” ve “Göstergenin Mantığı ve Fenomenolojisi” adlı eserleriyle başladığını varsayarak kabul etmiştir. İnsan düşüncesinin ve iletişimin göstergeler aracılığıyla işlediği fikri çeşitli filozoflar tarafından çok eski çağlarda dile getirilmiştir. Prodicus etkili bir iletişim için uygun seçilmiş sözcüklerin şart olduğunu savunmuştur. Platon, sözcüklerin nesnel anlamlara sahip olduğunu belirterek, dilsel göstergenin nedensiz olduğunu ortaya koymuştur. Platon’a göre bir şeye hangi isim verilirse doğrudur; o isim değiştirilip başka isim verilirse o da doğrudur. Aristo ise dilsel göstergenin insanın ilerlemesi ve bilginin oluşumunu sağlaması açısından önemli olduğu üzerinde durmuştur (Rifat, 1990). Saussure’den önce Aristoteles ve Locke gibi düşünürler, göstergelerin dış dünyadaki nesneleri yansıttığı görüşüyle birlikte sözcük ve göstergesini değişmez, geçerli ve tek boyutlu bir öge olarak kabul etmişlerdir (Demir, 2009). Aristoteles’e kadar bir alana dâhil edilmeden gösterge kavramından söz edilmiş, Aristoteles’e gelindiğinde gösterge kavramı çok daha farklı bir boyut almıştır. Ona göre gösterge dilden ayrıdır ve mantık ile retoriğin kesiştiği noktada bulunmaktadır. Aristoteles’te gösterge (im) birbirine gönderme yapan nesne, durum, düşünce veya olaydır. Kısacası gösterge kavramı, “yerini tutma” anlamıyla ilk kez Aristoteles tarafından kullanılmaya başlanılmıştır. Böylelikle gösterge psikolojik durumları, düşünceleri, dilsel ifadeleri temsil etmiştir (Manetti, 1993). 51 Geleneksel Batı edebiyatı tarihi içerisinde M.Ö. III. yüzyılda gösterge sorunu üzerine ilk kez Stoacılar eğilmişlerdir. Gösterge uzun zaman felsefenin temel sorunlarından birisi olmuştur (Güneş, 2012). Ortaçağ döneminde Nominalistler olarak adlandırılan bir grup araştırmacı da gösterge sorununa el atmıştır. Leibniz matematikselleştirme bağlamında, Condillac düşüncelerin aktaran dil aracılığıyla gösterge sorunuyla ilgilenmişlerdir. XVII. yüzyılın sonu ve XVIII. yüzyılın başlarında aklın ve deneyin ön plana çıkarılmasıyla gösterge için genel bir dil ve anlam kuramı tasarlanmıştır (Güneş, 2013). Orta çağda, Skolastik felsefeciler döneminde anlamlama ile ilgili çok fazla kitap yazılmış, biçim ve içerik arasındaki ilişki ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Özellikle Roger Bacon (1214-1293), De Signis (1267) adlı yapıtında dumanın ateşi belirtmesi gibi doğal göstergeleri, dilsel ve dilsel olmayan göstergelerden ayırmıştır. Üçlü bir göstergebilimsel model ortaya atarak, bu modelde gösterge, gönderim ve yorumlayan arasındaki ilişkiyi betimlemiştir. Bacon’un modeli, güncel göstergebilim çalışmalarında ana düşünce olarak yer alma geçerliliğini korumaktadır. Bacon’dan sonra John Poinsot (1589-1644) Tractatus de Signis (1612) adlı yapıtında bu üçlü yapıdan yola çıkarak temel göstergeler bilimi öne sürmüştür (Deely, 1990). Erkman- Akerson (2005) göstergebilimin, Avrupa dillerindeki karşılığı olan Semiotik (Almanca), semiotique ve semiologie (Fransızca), semiotics (İngilizce) terimlerinin Eski Yunancadaki semeion sözcüğüne dayandığını belirtmektedir. Semeion, Eski Yunancada gösterge, işaret anlamına gelmekte ve daha çok tıp dilinde kullanılmaktaydı. Akerson, Bergama’daki ünlü hastane Asklepion’u kuran Hippokrates (İ.Ö. 460-370) gibi hekimlerin örneğin mide ağrısı şeklinde bir belirtisi için semeion terimini kullandığını ve Bergamalı ünlü bir hekim olan Galenos‘un (İ.S. 139-199) da tanı koyma süreci için semeiosis terimini kullandığını belirtmektedir. Türkiye’de, 1960’larda belirtibilim, imbilim gibi karşılıklar 52 kullanıldığı ve daha sonraları göstergebilimin kabul edildiği; fakat tıpçıların semiyoloji terimini kullanmaya devam ettikleri de Akerson’un aktardığı bilgiler arasındadır. Göstergebilime adını veren kişinin ise İngiliz filozof John Locke (1632-1704) olduğu bilinmektedir. Locke “An Essay Concerning Human Understanding” adlı eserinde “semeiotike” terimini kullanarak “göstergeler öğretisi” biçiminde betimlediği semiyotiğin bilimin üç temel dalından birisi olması gerektiğini öne sürmüştür. Bu öğretinin amacı bir şeyleri anlamak ve anlatmak için kullanılan göstergelerin niteliğini incelemektir (Vardar, 2001). “Çağdaş göstergebilimin temelleri ise 20.yüzyılın ilk yıllarında atılmaya başlamıştır. Amerikalı filozof Peirce (1839-1914) ve İsviçreli dilbilimci Saussure (1857-1913) neredeyse eşzamanlı olarak, birbirlerinden habersiz şekilde çağdaş göstergebilimin temellerini atmışlardır (Vardar, 2001, s. 86).” Göstergebilim 1960’lardan sonra bağımsız bir bilim dalı haline gelmeye başlamıştır. Charles K. Ogden, Thomas Sebeok, Ivor A. Richards, Charles W. Morris, Umberto Eco Peirce’e dayanan Amerika geleneğini; Claude Lévi-Strauss, Algirdas J. Greimas, Jean Baudrillard, Louis Hjelmslev, Roland Barthes, Julia Kristeva, Christian Metz ve Jean Baudrillard Saussure’cü Avrupa geleneğini benimsemiştir (Güneş, 2012). Fransız matematikçisi Jean Henri Lambert (1728-1777) göstergeler kuramının J. Locke’tan sonraki temsilcisi olarak bilinmektedir. Lambert, iki ciltten oluşan Yeni Organon (Neues Organon) [1764] adlı yapıtının bir bölümünü, düşüncelerin ve nesnelerin gösterilmesiyle ilgili öğretiye (Semiotic) ayırmıştır. Lambert bu eserde doğal dillerin yanı sıra koreografi, arma, müzik, amblem, tören gibi dil dışı göstergelerin dönüşümlerini ve birleşim kurallarını da incelemiştir (Küçükerdoğan, 2011). Ortaçağ ve Rönesans dönemlerinde de gösterge kavramı vardı. Dini metinler ve kutsal kitapların değişik anlam katmanlarından oluşması metinleri yüzeyden derine giderek 53 yorumlamayı gerektirmekte ve mutlak gerçekliğe en derin katmana varıldığında ulaşılmaktaydı. Bu doğrultuda göstergeyle kavram arasında değişmez bir ilişki bulunmakta, bu nedenle metin yorumlanırken göstergenin temsil ettiği şeye bağlı kalınmak zorundaydı. Bunun sonucu olarak da örneğin bir öykü, herkes tarafından aynı şekilde yorumlanmaktaydı. Locke ve Lambert’den sonra Hoene-Wronski, Bolzano ve Husserl gibi filozoflar ve araştırmacılar da dil içi ve dil dışı göstergeler konusunda araştırmalar yapmışlardır. Başlangıçta dil felsefesi bünyesinde ele alınan semiyotiğin bu dönemi, çağdaş göstergebilimin de temelini olmuştur. XIX. yüzyılda yeniden gündeme gelen gösterge sorunu Polonyalı Joseph Marie-HoeneWronski’nin Philosophiedu Langage (Dil Felsefesi, 1879), Çek matematikçi Bolzano'nun Wissenschaftlehre (Bilim Öğretisi, 1837) adlı çalışmaları yanında Edmund Husserl’in, 1890'da yazmasına karşın, 1970 yılında yayımlanan Zur Logik der Zeichen (Göstergelerin Mantığı Üstüne) ile Logische Untersuchungen (Mantık Araştırmaları) adlı eserlerinde dil içi göstergeler kuramıyla ilgili gözlemlere yer verilmiş, genel göstergeler kuramından ziyade dile ilişkin göstergeler kuramı için bir dil felsefesi geliştirilmiştir (Aktulum, 2004; Bavay, 2006). Morris Göstergeler Kuramının Temelleri (Foundations of theTheory of Signs,1938) ve Göstergeler, Dil ve Davranış (Signs, Language and Behaviour, 1946) isimli eserleriyle, Peirce'ün semiyotiğini davranışçılığa uygulayarak göstergebilimi üç bölüme ayırmıştır: Bu bağlamda, göstergeler ile kullanıcı arasındaki bağıntıları edimbilim (pragmatics); gösterge ve göndergesi arasındaki ilişkileri anlambilim (semantics); göstergelerin kendi aralarındaki ilişkileri ve nasıl bir araya getirildiklerini sözdizim (syntax) incelemektedir. (Filizok, 2001; Kecheng, 2000) Ayrıca Morris, salt göstergebilim, betimleyici göstergebilim ve uygulamalı göstergebilim olarak göstergebilimi üç türe ayırmıştır. Salt göstergebilim, göstergelerden söz etmeyi sağlayacak bir üstdil hazırlar; betimleyici göstergebilim, belirlenmiş göstergeleri 54 inceler; uygulamalı göstergebilim ise göstergeler bilgisini değişik amaçlarda kullanır (Güneş, 2013). Barthes, Göstergebilimin Birimleri (Eléments de Sémiologie), Anlatıların Yapısal Çözümlemesine Giriş (Introduction á L’analyseStructuraledes Récits), Moda Dizgesi (Système de la Mode) gibi eserleriyle göstergebilime katkı sağlamıştır. Saussurecü bakış açısına sahip olmakla birlikte onun aksine göstergebilimin dilbilimin parçası olması gerektiğini dile getirmiştir (Erkman-Akerson, 2005; Demir, 2009). Barthes, Çağdaş Söylenler eserinde anlamın ve değerin nasıl oluştuğunu göstermektedir. Barthes, kapitalizmin göstergelerini inceleyerek, egemen ideolojinin göstergeler aracılığı ile nasıl üretildiğini göstermiştir. Barthes, yeme, giyinme, tatile gitme gibi göstergelerin mit olarak adlandırıldığını ve başka sistem tarafından yönlendirildiğini bulmuştur. Bu mitlerin kapitalizmin değerlerini meşrulaştırarak doğallaştırdığını savunmaktadır. Barthes’in çalışmaları sayesinde, reklamlar, filmler, yemekler gibi gündelik olgular mit olarak kabul edilmiştir (Hasekioğlu, 2008). Kopenhag dilbilim çevresinin kurucusu Louis Hjelmslev, Saussure’ün görüşlerini geliştirerek doğal dillerin yanı sıra bütün dillere uygulanabilecek bir bilim tasarlamış, Saussure’ün gösteren/gösterilen karşıtlığını anlatım/içerik ögeleriyle karşılamıştır. Ona göre, göstergebilim tözler değil biçimler üzerine çalışmalıdır ve amacı dilin bir süreç olma özelliğinden yola çıkarak onu belli ilkelerle çözümleyip betimleyebilecek bir dizge oluşturmak olmalıdır. Danimarkalı dilbilimci Hjelmslev, Dil Kuramının Temel İlkeleri (Prolegomenato a Theory of Language,1943) çalışmasında göstergebilime kuramsal temel oluşturmaya çalışmış ve göstergeyi tüm düzlemleri içeren nitelikli bir bütün olarak yorumlamıştır (Rifat, 2000; Vardar, 2001). Hjelmslev, dil dışı göstergelere yoğunlaşarak mantığa dayalı göstergebilim kuramının temellerini atmıştır. Ona göre, göstergebilim bütün gösterge alanlarına yöneliktir ve konuları 55 bilimsel değildir. Fakat buna rağmen bilimler de göstergebilimin inceleme alanına girebilir. Bu durumda bir üst göstergebilim devreye girer. Litvanya kökenli Fransız dilbilimci ve göstergebilimci Greimas, geliştirdiği yapısal anlambilim kuramıyla ve bu konuda yazdığı Yapısal Anlambilim (Sémantique Structurale, 1966) adlı eseriyle dikkat çekmiş ve Greimas göstergebilimi birçok araştırmacı tarafından benimsenip uygulanmıştır. Greimas bu eserde Hjelmslev'in dilbilim ve göstergebilim kuramına, mantığa, matematiğe, etnolojiye dayanan kuramında göstergelerden daha çok anlamlama dizgeleri üzerinde durulması gerektiğine dikkat çekmiş, insanın insan ve doğa ile olan ilişkisini incelemeyi amaçlamıştır. Bunu yaparken de katı ve değişmez kuralları olan bir bilim dalından ziyade araştırmacılar ve incelemelerle sürekli gelişen bir üstdil oluşturmayı amaçlamıştır .Göstergebilimin göstergelerden ziyade anlamlama dizgeleri üzerinde durması gerektiğini savunan Greimas’ın göstergebilim anlayışı oldukça geniş kapsamlıdır. Greimas’ın kurduğu göstergebilimin temeli bir yanıyla simgesel mantık ve matematikle birlikte Hjelmslev’in dilbilim ve göstergebilim kuramına, bir yanıyla da etnolojiye dayanır. Temelde insan ile doğa ve insan ile insan arasındaki ilişkileri incelemeyi amaçlayan Greimas, bu ilişkileri anlamlandırmaya yönelirken, katı ve değişmez kuralları olan betimleyici bir bilim dalı yaratmak yerine, tasarı biçiminde ortaya attığı bir bilimsel yaklaşımı, çevresindeki araştırmacılarla birlikte sürekli geliştirmiştir. Greimas göstergebiliminin en belirgin özelliği, kavramsal ve bilimsel açıdan bir üst dil oluşturmasıdır (Rifat, 1992). Greimas Anlam Üzerine (Du Sens, 1970) adlı yapıtıyla da göstergebilime, özellikle de yazınsal göstergebilime el atmıştır. Propp’un masallarının anlatısal düzenini çözümlerken izlediği yönteme gönderme yaparak onun yaklaşımını kimi bakımlardan düzelttikten sonra yazılı metinlere göstergebilimsel yaklaşımını uygulamıştır. Yapısal dilbilim, halkbilim, söylem incelemeleri gibi alanlardaki çalışmalardan da esinlenen ve bugüne değin mantıksal boyuta ağırlık vermiş olan Greimas göstergebilimi, özü bakımından yazınsal ya da yazın dışı bir metnin, bir 56 söylemin anlamını değil, anlam kuruluşunu çözümlemede yararlanılacak gereci sunar, anlamlamanın yapısını ve kavranmasını yönlendiren koşulların yorumlanması, anlamsal temellerin saptanması, anlam yapısını çözümleme yöntemi olarak tanımlar (Güneş, 2013). Eco da Bir Göstergebilim Teorisi (A Theory of Semiotics ,1976) isimli eserinde Peirce’ün önemini vurgulamıştır. Saussure, Peirce ve Jacobson’un görüşlerinden hareketle kendine özgü bir alımlama göstergebilimi geliştirmiş olan Eco çağdaş göstergebilimin gelişmesine büyük katkı sağlamıştır. Eco, Olmayan Yapı (La Strutturaassente ,1968), Genel Göstergebilim İncelemesi (Trattatodisemiotica generale ,1975), Anlatıda Okur (Lector in fibula), Göstergebilim ve Dil Felsefesi (Semiotica e filosofia del linguaggio, 1984), Gösterge (Le Signe ,1988), Yorumlamanın Sınırları (I limiti dell’interpretazione ,1990) adlı yapıtlarında, yapısalcılığı kuramsal temelleriyle değerlendirir, görsel nitelikli gösterge dizgelerini ele alır, gösterge dizgelerini çözümler, ekin olaylarını göstergebilim açısından değerlendirir, dil felsefesi ile göstergebilimsel düşünce arasındaki ilişkileri araştırır ve okumanın göstergebilimsel bir modelini ortaya atar. Göstergebilim ve Dil Felsefesi adlı eserinde, göstergebilim alanında tartışmalara konu olan gösterge, gösterilen, simge, düzgü kavramlarını ele alır. Alımlama Göstergebilimi Üzerine Notlar (Appunti sula semioticadellaricezione ,1986) adlı çalışmasıyla bir alımlama göstergebiliminin doruk noktalarına el atmıştır (Güneş, 2013). 2.1.4. Göstergebilimsel çözümleme nedir? Görsellerin ne ifade ettiğini inceleyen, açıklayan, yorumlayan çözümleme yöntemlerinden birisi de göstergebilimsel çözümlemedir. Göstergebilimsel çözümlemenin temelinde, mesajı okuma, anlama ve yorumlama edimleri bulunmaktadır. Fakat çözümleme sürecinde sergilenen bu edimler sadece metinde demirlemiş, açık veya görünür mesajları açığa çıkarma anlamına gelmez. Göstergebilimsel okuma aynı zamanda daha duyarlı, titiz ve derin bir gayretle, metinde yer alan göstergelerin örtülü veya çağrışımsal anlamlarını da ortaya çıkarmayı gerektirmektedir. 57 Metin okuma ve çözümleme eylemleri metin türlerini söylem olarak kabul etmeyi gerektirir. Bu doğrultuda metni üretirken veya anlamlandırırken kullanılan yargılar ve seçenekler rastlantısal değil; kültürel, toplumsal ve ideolojik olarak kurumsal yapılanmanın bir sonucudur (Dilidüzgün, 2008). Bu nedenle göstergebilimsel çözümleme metin içeren bir söylem çözümlemesidir denilebilir. Göstergebilimsel anlam arayışında sözcükler ya da tümceler değil bağlam ile anlam kazanan metnin bütünü çözümlemenin amacına uygun yapılması için önemlidir. Bu doğrultuda metni çözümlemek metnin anlamının ne olduğuyla değil metnin nasıl anlam kazandığı ile ilgilenmeyi gerektirir. Bu da metni göstergebilimsel yöntemle okuma ile elde edilir (Ercantürk, 2015). Erkman-Akerson (2005)’a göre gösterenle gösterilen arasındaki ilişkiyi okur kurmaktadır ve bu noktada okurun özgürlüğü sınırlıdır. Metni doğru anlamak için de, sadece metin içi bağlam değil metin dışı bağlam da göz önünde bulundurulmalıdır. Saussure yöntemine göre göstergebilimsel çözümleme yapılırken gösteren/ gösterilen, dizisel/dizimsel eksen, töz/biçim, eşsürem/artsürem, söz/dil ve değer kavramları temel alınmaktadır. Her gösterge biçimi bir içeriği karşılar, işitsel ya da görsel olabilen biçim ögesi ve benzeşme, çağrışım ve örtüşme gibi ilişki türlerine göre çözümlenerek ortaya çıkan içerik (kavram) ögesi birbirinden ayrılamaz durumdadır (Sarı, 1999). Rifat (1996) göstergebilimsel çözümlemenin söylemsel düzey, anlatısal düzey ve (temel yapı) mantıksal-anlamsal düzey olmak üzere 3 aşamada gerçekleştiğini belirtmiştir. Söylemsel düzeyde; kişi, zaman ve uzam gibi etmenlerin söylem aşamasında nasıl yansıtıldığı; anlatısal düzeyde kişilerin izlencedeki işlevleri, olay ve duyguların nasıl eklemlendiği; mantıksal-anlamsal düzeyde ise en derin yapıda yer alan anlam evreni çözülmeye çalışılır. Fakat çalışma metin odaklı olmadığı için çözümleme yapılırken bu aşamalar takip edilmeyecektir. Yine de bir bağlantı kurmak gerekirse çalışmanın çözümlemesi ulamlaştırılmasa da görsel odaklı olmak kaydıyla bu 3 aşamayı da kapsamaktadır. Diğer bir 58 deyişle görseller çözümlenirken bu 3 aşama da göz önünde bulundurulmuştur. Çalışmanın metin odaklı olması için söylem çalışması gereklidir ve metin çözümlemelerinde daha çok Greimas’ın ikili karşıtlıklara dayalı göstergebilimsel dörtgen modelinden yararlanılmaktadır. Fakat bu çalışmada söylem çözümlemesi yapılmadığı için bu unsurun doğrudan göz önünde bulundurulmadığı, göstergenin metin içi anlamı içeriğe göre yorumlandığı için söylemin dolaylı olarak bir etkisinin olduğu söylenilebilir. Göstergebilimsel çözümleme yapılırken üzerinde çalışılan nesne metin olarak adlandırılır. Bu metin illa ki sözlü veya yazılı olmak zorunda değildir. Afişte, fotoğrafta, resimde de görünmese de bir metin vardır. Bu noktada metin ileti gibi düşünülebilir ve alıcının aklına gelen çağrışım ya da vericinin amacı da bir metindir ve çözümlemeler bu metinler doğrultusunda yapılmaktadır. Bu doğrultuda iletişim amacı taşıyan her anlamlı bütünün aynı zamanda metin olma özelliğini de taşıdığını söylemek yerinde olacaktır. Göstergebilimsel çözümleme içeriğin biçimine yönelik bir etkinliktir. Göstergelerin değeri diğer göstergelerle olan ilişkilerine bağlı olduğu için çözümleme sürecinde bu ilişkiler de önemlidir. Göstergelerin birbiri ilişkisi Saussure’ün eşzamanlılık; zaman içerisinde değişime uğraması da artzamanlılık kavramını oluşturmaktadır. Çözümlemede içinde bulunulan kültüre ait kodlar da önemlidir. Çünkü göstergelerin yorumlanması toplumdan topluma değişebilmektedir. Diğer önemli nokta ise alıcı ve vericinin ortak şifreyi paylaşmasıdır. Bu durum göstergenin amacına ulaşarak işlevini yerine getirmesi açısından önemlidir. Bu noktada kültürel kodlarınve bireysel şifrelerin de bilinmesi gerekmektedir. Çünkü bireyler göstergelere yaşanmışlıkları doğrultusunda da kendilerince anlamlar yükleyebilmektedirler. Bu bazen kasıtlı bazen de kasıtsız olabilmektedir. Birimler bir araya gelerek dizge;dizgeler de birleşerek yapıyı oluşturmaktadır. Örneğin sayfadaki göstergelerin oluşturduğu bütünün dizge; kitabın tamamının ise yapı olduğu söylenilebilir. Fakat Saussure’e göre bu iki kavram eşdeğerdir. 59 Göstergebilimsel çözümlemede bütünce genel anlamı ortaya koymak ve daha iyi çözümleme yapmak üzere belirli kesitlere ayrılır. Bu süreç Günay’ın (2004) belirttiğine göre betisel, anlatısal ve izleksel düzeyde olmak üzere üç aşamada yapılmaktadır: 1. Betimsel Düzey: Bu aşamada göstergeler geçek dünyadaki karşılıkları esas alınarak tanımlamaları yapılır. Doğrudan gerçek dünyadaki nesnelere gönderimde bulunduğu için en basit aşama olarak bilinmektedir. Bu aşamada kişiler fiziki ve ruhsal görünümleri açısından; anlatı zaman ve uzam açısından betimlenmektedir. Betimsel inceleme metin ve görseller için ayı ayrı yapılabilmektedir. 2. Anlatısal Düzey: Bu boyutta anlatı eyleyenler ve anlatı izlencesi açısından ele alınmaktadır. Burada kişiler işlevlere göre betimlenir. Anlatı izlencesi eyletim, edinç, edim ve yaptırımdan oluşmaktadır. Bu durumlarda özne-nesne ve gönderen ilişkisi esastır. 3.İzleksel Düzey: Çözümlemenin en zor aşamasıdır. Derin yapıdaki yan anlam, simgeleştirme veya çağrışımsal anlam ortaya konulur. Bu boyut içerik düzleminde yapılan bir çözümlemedir ve göstergeler göstermek istedikleri anlam açısından ele alınır. Bu çalışma da Günay’ın belirttiği aşamalara göre betimsel ve izleksel düzey aşamalarından geçerek oluşturulmuştur. Betimsel düzeyde göstergeler gerçek dünyadaki karşılıkları esas alınarak yorumlanmış, izleksel düzeyde ise göstergelerin derin yapıdaki metin içi anlamları esas alınmıştır. 2.1.5. Dil Dışı Göstergeler ve Charles Sanders Peirce. Kimya, matematik, mantık gibi alanlarda çalışmalar yapan Peirce mantıkla ilgili ilk çalışmasını on iki yaşını tamamladıktan kısa süre sonra yayımlamıştır. Üniversiteye on altı yaşında başlayan Peirce üç yıla yakın bir süre dikkatini çeken Kant’ın yapıtları üzerine çalışmalar yapmıştır. Kant’a olan eleştirileriyle Hegel’e yakın bir anlayışa yönelmiştir (Özmakas, 2009). Yaylagül (2015) Peirce’ün göstergebilimde kuram oluşturan ilk bilim adamı olduğunu belirtmiştir. Hayvanlara ait gösterge dizgelerini dikkate alması, yaptığı gösterge 60 sınıflandırmaları, felsefe ve mantıkla ilgili sorunlarda göstergebilimsel çözümler araması dilbilimsel konulardaki ince gözlemleri ile Peirce göstergebilimin önemli bir öncüsü olmuştur. Mantıkçı ve aynı zamanda pragmatizmin kurucusu olan Peirce “semeiotic” terimini kullanarak genel bir göstergeler kuramı tasarlamıştır. Peirce’e göre geniş anlamıyla mantık, göstergebilime eşittir. Mantıksal kökenli bir göstergebilim anlayışını savunan Peirce, göstergelerin mantıksal işlevi üzerinde durmuş ve göstergebilimsel olguları eksiksiz bir şekilde sınıflandırmak amacıyla üçlüklere dayalı, altmış altı sınıflı bir göstergeler sistemi oluşturmuştur (Vardar, 2001, s.86). Peirce, göstergelerin sınıflandırılmasında tespit ettiği üç ayrı üçlük şu şekildedir:  Birinci Üçlük: 1) nitel gösterge (ses tonu, birinin kokusu vb.), 2) tekil gösterge(gerçekte var olan bir olay, tek olan şey), 3) kural gösterge (genellikle insanlar tarafından konulmuş herhangi bir kural).  İkinci Üçlük: Görüntüsel gösterge(ikon), belirti ve simge.  Üçüncü Üçlük: Sözcebirim, önerme ve kanıt olarak adlandırılabilir. Sözcebirim, yorumlayanı açısından nitel bir olasılık göstergesidir. Herhangi bir olası nesneyi yalnızca özellikleri bakımından canlandırır. Önerme, yorumlayanı açısından gerçek bir var oluş göstergesidir. İkilidir (özne-yüklem), bilgi iletir. Kanıt, yorumlayanı açısından bir kural göstergesidir, nesnesini gösterge özelliği açısından canlandırır, yorumcuda bir değişiklik yaratması gerekir (Rifat, 1999, s. 115). Peirce’ün bu sınıflandırmasında en temel olan ve en çok gönderme yapılanı göstergeleri nesneleri açısından varlıksal bağıntı, benzerlik ya da saymacalık içermelerine göre belirti, görüntüsel gösterge ve simge olarak üçe ayırdığı tasniftir (Vardar, 2001). 2.1.5.1. Doğal Gösterge (Belirti). Doğal göstergeler ya da belirtiler (fr. indice) anlam sağlayan gösterge türleridir. Belirti kavramını Sebeok (akt. İşgüven, 1995) yorumu 61 yapılmadığı takdirde kesinlikle anlamı olmayan bir gösterge türü olarak tanımlamaktadır. Belirti doğadaki nesnelerin tümünden etkilenir, dolayısıyla nesnelerle pek çok ortak yöne sahiptir ve nesneye yöneliktir. Belirti olarak kullanılan göstergede iletişim kurma niyeti yoktur. Tek taraflı bir bilgi edinme süreci söz konusudur ve doğrudan insan algısına bağlıdır (Günay,2004). Göstergelere anlam yükleyen insanlardır. İnsanın anlamlandırma edimi olmadığı sürece belirtilerin bir gösterge işlevi olmayacaktır. Belirti, bir başka olgu ya da durum hakkında bize bir şey gösteren, açıklayan ve doğrudan algılanabilen bir gösterge türüdür. Belirtilerde gösteren ile gösterilen arasındaki ilişki diğer gösterge türlerinden farklıdır: Bir belirtide [gösteren ile gösterilen] arasındaki ilişki gelişigüzeldir. Örneğin, ateş dumanın nedeni olduğu sürece, duman ateş demektir. Bu durumu Günay (2004) duman gösterileni ile ateş göstereni arasında bir bağıntı olmadığını; fakat neden-sonuç ilişkisi olabileceğini belirterek açıklamıştır. Belirti dış gerçeklikle bir bitişiklik ilişkisi kurar; bu ilişki, belirtiyle işaret ettiği olay arasındaki bağlantının insanlar tarafından kurulmadığını, bunun deneysel bir olgu olduğunu anlatır. Belirti, doğal, istemdışı ya da amacı olmayan bir olgudur. Kısacası, belirti ancak onu yorumlamasını bilene bir şeyler anlatan doğal bir göstergedir. Kıran (2002) bu duruma ateş ve öksürüğün hastalığın belirtisi olmasını örnek vermektedir. Belirtide ileti genellikle istem dışıdır; bu yüzden de iletinin hiçbir iletişim amacı bulunmamaktadır. Belirti, insanlarca yorumlanırsa ve buna bir anlam yüklenirse bilgi vermiş olur. Belirtinin ilk amacı iletişim kurmak olmadığı için de istemdışı iletişim araçları ya da belirti diye adlandırılmaktadırlar. Vardar (2001)’a göre, belirti dış gerçek düzlemde ya da doğada var olan bağıntılara, olgular arasındaki neden-sonuç ilişkisine dayanmaktadır ve dolaysız biçimde algılanabilmektedir; böyle algılanmayan durumlar ise olguların varlığını göstermektedir. Belirtinin kaynağı da bir olgunun gözlemlenmesinden yalın bir yorum aracılığıyla çıkarılan 62 sonuçtur. Ona gore, insan yaratımı olmayan bir deneyimden kaynaklanan belirtiler herhangi bir anlam aktarma amacı içermemektedir ve içeremez. Belirtisel göstergede, gösterge ile nesnesi arasında doğrudan bir bağlantı vardır ve bunlar gerçekte birbirlerine bağlıdırlar (Fiske, 2003). Resim 1 Belirti Örnekleri Yukarıdaki resimlere bakıldığında karın kış; öksürüğün hastalık; beyaz saçın yaşlılık; sararmış yaprağın sonbahar; gülümsemenin mutluluk; ayın gece, karanlık belirtisi olduğu söylenilebilir. Tüm bu belirti örneklerinde doğal durumlar söz konusudur; diğer bir deyişle kişinin müdahalesi dışında doğal olarak gerçekleşen olay, olgu ve durumlar bulunmaktadır. Belirtide gösteren ile gösterilen arasındaki ilişkinin bir nedeni bulunmaktadır. Duman aslında, pek çok kişiye göre, ateş demektir; çünkü ateş genellikle dumanın nedenidir. Doğal göstergeler olan belirtiler doğa olayları arasında bulunan ilişkilere dayanmaktadır. Örneğin; bulut yağmurun, ateş edilmiş bir delik ateşin belirtisidir. Sahip olduğumuz bilgiler, teknikler ve bilimler bu doğal ilişkilerin bilincine varmamızı kolaylaştıracaktır. Bu ilişkiler zihnimizde birbirini çağrıştırdıkları ölçüde bir gösterge değeri kazanmaktadır. En sık görülen belirti örneklerine hastalık semptomlarında, izlerde, markalarda ve damgalarda karşılaşılmaktadır 63 (Kıran, 2002). Belirtiye örnek olarak güneşin batışı durumu da verilebilir. Güneşin batması bir nedenken akşamın ortaya çıkması da bir sonuç olarak değerlendirilebilir. 2.1.5.2. Görsel / Görüntüsel Gösterge (İkon). Michel Foucault’nun kitap kapağında bir pipo resmi yer almaktadır ve resmin altında da “Bu bir pipo değildir.” ifadesi bulunmaktadır. Peki bu bir pipo değilse nedir? Bu aslında bir pipo resmidir. Dolayısıyla bu resim gerçek pipoyu yansıtan onun yerini tutan, onu çağrıştıran bir göstergedir. Dolayısıyla bu tür görsellerle ilgili ne olduğu sorulması durumunda ilgili nesnenin doğrudan adının verilmesi yerine nesnenin resmi olduğunu belirtmek daha doğru bir yaklaşım olacaktır. İşte görüntüsel göstergeler bu şekilde nesnesi olmasa bile varlıklarını sürdüren ve amaçlanan işlevi bir biçimde yerine getiren göstergelerdir. Bu durum tüm görseller için söylenebilir. Vardar (2001)’a göre, görüntüsel gösterge dış gerçekliği benzerlik izlenimi uyandıracak biçimde yansıtmaktadır. Vardar fotoğraf, resim, çizim, kaydedilmiş ses ya da herhangi bir olguyu öykünme yoluyla göstermeyi amaçlayan çeşitli davranışları görsel gösterge örneği olarak kabul etmekte ve bu göstergeleri nedeni açıklanabilen göstergeler olarak nitelendirmektedir. Fiske (2003)’ye göre görüntüsel gösterge benzer şekilde görünerek ya da sesler çıkararak nesnesine benzemektedir. Resim 2 Görüntüsel gösterge örnekleri 64 Yukarıdaki örneklerde manzara, kız çocuğu, çay, villa, okul, kütüphane görselleri asıllarını temsil eden görüntüsel göstergedirler. Asıllarına benzemeleri ve gerçek nesne ya da kişileri birebir yansıtmaları da bu göstergelerin öne çıkan özelliğidir. Fiilen ulaşılamadığı durumda bu göstergeler söz konusu nesne ya da kişiyi temsil etmekte ve belirli bir amacı yerine getirmektedir. Kıran (2002)’a göre görsel gösterge gerçek bir benzerliği içermektedir. Kıran bu durumu bir portrenin kişiyi benzerlik ilişkisine göre gösterdiğini belirterek örneklendirmektedir. Ona göre, gerçekliği birebir aktaran bütün biçimler ikon sınıfına girmektedir ve ikonlar bilgi ya da iletileri dil dışı olarak aktaran en basit araçlardır. İkonlar benzerlik ilişkisi içinde bir gösterilene (anlam) göndermede bulunmaktadırlar. Kıran portrelerin, resimlerin, şemaların ve resimli romanların ikon olarak kabul edilebileceğini düşünmektedir. İkonlar belirli amaçlara yönelik olarak insanlar tarafından üretilmektedir. Kıran (2002)’a göre, bir sandalye resmi, temsil ettiği sandalyeye göre görsel bir göstergedir ve burada gösterge ile nesne arasındaki ilişki doğal ya da işlevsel bir benzerliğe bağlıdır. Görsel göstergenin nedenli bir gösterge olması da göstergenin biçiminin rastlantısal olmadığını göstermektedir. Örneğin, kırmızı rengin bir kan lekesini belirtmek için ya da siyah rengin bir siyah mürekkep lekesini belirtmek için seçilmesi belirli bir amaç doğrultusunda kasıtlı olarak gerçekleşmektedir. Günay (2004)’a göre, görüntüsel göstergede (fr. icone) göstergenin kendi nesnesini (görüntü) yansıtma durumu esastır. Ona göre, ikona en iyi örnek fotoğraftır. Çünkü fotoğraf (görüntü) gerçek nesnesini yansıtmaktadır. Fakat nesne fotoğrafta uzam ve gerçek zamandan 65 soyutlanmıştır. Günay, görüntüsel göstergede A’nın (gösterge) B’ ye (gönderge) benzediği oranda bir iletişim özelliği olduğunu savunmaktadır. Bu bağlamda benzeşme durumu karşılıklıdır. B, A’ya benzediği gibi A da B’ye benzemektedir. Ona göre, ikonlarda gerçek dünyada var olan bir nesne hiçbir müdahalede bulunulmaksızın yeniden yansıtılmaktadır. Günay’a göre, anlam ile görüntü arasındaki ilişki, bir parmak izindeki neden-sonuç ilişkisine benzemektedir. Bu örnekte görüntü izdir, parmak ise bu görüntünün anlamlı olma nedenidir. Bu nedenle insan yapısını yansıtan göstergeler nedenlidirler. Günay (2004)’a göre, görüntüsel gösterge anlamlandırılması en kolay gösterge türüdür. Nesnesi, o anda göstergenin (görüntünün: fotoğrafın) yanında olmayabilir. Fakat, göstergeye bakılarak bir anlam çıkarılabileceği için o gösterge anlamlıdır. Göstergenin anlamı da kişinin nesnenin dış dünyadaki hali ile yansıması arasındaki ilişkiyi kurmasına bağlıdır. Bu noktada alıcının daha önce karşılaşmadığı nesnenin görüntüsünü anlamlandırması da zor olabilir. Özetle görüntüsel gösterge, nesnesi olmasa da varlığını sürdüren bir göstergedir. Günay, dil dışı göstergelerdeki dizgenin dilsel göstergelerdekilerden farklı olduğunu belirtmektedir. Bu bağlamda dil dışı göstergelerde gösteren-gösterilen arasındaki ilişkide de ayrıcalık vardır. Kıran (2002) Amerikalı filozof Peirce’ün simge ile görüntüsel gösterge arasındaki farkı göstergenin nesneyle kurduğu ilişkinin türüne bağladığını belirtmektedir. Diğer bir deyişle görüntüsel göstergenin (ikon) nesnesi ile benzerlik ilişkisi onu bu anlamda farklılaştırmaktadır. Bazı simgesel göstergeler anlaşılır görünmekte; fakat bu göstergelerde bazı bilgiler kodlanmış olduğundan bunları çözebilmek için özel bir şifrenin bilinmesi gerekmektedir. İletişimde simgesel göstergelerin kullanılması Kıran’a göre tesadüf değildir; çünkü görsel gösterge ve simgelerin algılanması, dil içi göstergeleri anlama süresinden daha kısadır. Bu nedenle de simgeler iletinin daha kısa sürede aktarılmak istenildiği ortamlarda uyarıcı belirtkeler olarak kullanılmaktadır. Kıran, bu durumu bir dükkanın tabelasının 66 okunabilmesi için o yazı dilinin bilinmesinin gerektiğini, fakat kapısı üzerindeki resmi anlamlandırmak için bir şifreye gerek olmadığını belirterek örneklendirmektedir. Kıran, simgeler ve görsel göstergelerin toplumda özel iletileri açıklamak için kullanılan dil dışı iletişim araçlarının en önemlilerinden olduğunu; ancak buna rağmen bütün anlamları yansıtamadığını belirtmektedir. Bu durumda, kalan boşluk ise her zaman ve her yerde kullanılabilen dil ile doldurulmaktadır. Ona göre, bütün bu göstergeler (dilsel ve dil-dışı) bir arada kullanıldığı takdirde iletişimin etkisi artar. Toklu (2015) görüntüsel göstergelere resim tipi göstergeler de denildiğini belirterek piktogramlar, eğretilemeler, benzetmeler, yansıma sözcükler ve ikilemelerin de bu gruba dahil edilebileceğini ifade etmiştir. Bunun nedeni benzetme, eğretileme ve yansıma sözcüklerin de zihinde bir tür resim, somut bir imge oluşturmasıdır. Takır tukur, gürül gürül, şırıl şırıl gibi ikilemeler de bu ulama örnek gösterilebilir. Fiske (2003) görüntüsel göstergelerin nesnesiyle benzerlik taşıdığını belirterek, haritalarla, kadın ve erkek tuvaletlerini simgeleyen göstergeleri ikonlara örnek olarak vermektedir. Fiske bu duruma ek olarak görüntüsel göstergenin sözel de olabileceğini belirtmektedir. Bu durumu, doğal seslerin taklit edilmesinin (onomatopoeia) görüntüsel gösterge dili oluşturma girişimi olduğunu dile getirerek örneklendirmiştir. Buna ek olarak bazı parfümlerin cinsel uyarıya yol açan hayvansal kokuların yapay görüntüsel göstergeleri olduğunun düşünülebileceğini dile getirmiştir. Bu açıklaması ile Fiske, görüntüsel gösterge alanını daha geniş tutmuş ve sesler ile birlikte kokuların da bu sınıflamaya dahil edilebileceğini belirtmiştir. 2.1.5.3. Simge. Simge, benzerlik ve uzlaşma ilişkisi içinde soyut ve sayılamayan tek bir gösterilene göndermede bulunan görsel bir biçimdir. Örneğin bir çocuğun çizdiği bir güvercin resmi bir görsel göstergedir, ama aynı güvercin resmi Birleşmiş Milletler binası duvarına yapılmış ise o zaman bu bir simgedir. Çünkü bir uzlaşma uyarınca, bu görsel 67 gösterge, doğal olarak temsil ettiği şeyden başka bir şeyi belirtmek için çizilmiştir.Bu güvercin artık barışı temsil etmektedir. Daha geniş bir çerçevede ele alınırsa buradaki anlam, benzerlik ve uzlaşma ilişkisi içinde, kültürel ve toplumsal bir değere sahip, sayılamayan, soyut bir gerçeklikle özdeşleşir (Kıran, 2002). Simge ‘‘göstereniyle gösterileni arasında belli bir oranda nedenlilik ilişkisi kurulabilen, çoğu kez görüntüsel nitelik taşıyan, ama yine de uzlaşımsal özelliği bulunan gösterge’’ (Vardar, 1988, s. 185 akt. Günay, 2004) türüdür. Ona göre, göstergenin gösterilenleri birbirine bağlı ise bir simgeleştirme söz konusudur. Simgede gösterge ile gösterdiği nesne arasında kültürel bir ilişki de bulunmaktadır. Çünkü simge belli bir kültür içinde geçerlidir ve belirttiği kavram ile arasında örneksemeli bir ilişki vardır. Simge için Günay da terazi ve adalet arasındaki ilişkiyi örnek göstermektedir. Ona göre bu örnekte gösteren (biçim: terazi) ile gösterilen (anlam: adalet) arasında belli bir nedenlilik ilişkisi kurulabilir. Nitekim terazi doğru ölçüm için kullanılmaktadır ve adaletin de doğru tartılması istenildiği için böyle bir simge ile özdeşleştirilmiştir. Günay, diğer gösterge türleri gibi simgelerin de yeniden üretilmiş görünümler olduğunu düşünmektedir. Yukarıdaki örnek için örneğin terazi düz anlamsal olarak o dilde zaten bulunmaktadır. Ancak, terazi simgesi bu göstergenin yeniden üretilerek yeni bir değer vermesiyle oluşturulmuştur. Ona göre, göstergenin düz anlamını herkes anlayabilirken simgede bir görme edimi, görme biçimi gerekmektedir. Eğer terazinin adaleti simgelediği bilinmezse, bu simge algılanamaz. Simge ve nesne arasındaki ilişkiyi yorumlayan çağrışımsal olarak oluşturur. Simge bir kural olduğu için ancak bu kuralı bilenler asıl nesne ve simge arasında bağlantı kurabilir. Örneğin dil göstergesinde sözcükler uzlaşımsaldır ve nesnelerin yerini tutar. Sözcük ve nesne arasındaki ilişki nedensiz olduğu için de sözcükler de soyut ürünlerdir denilebilir. Toplumdaki bireyler de bu ilişkiyi bildiği için iletişim sorunsuzca gerçekleşmektedir (Büker, 1991). 68 Fiske (2003)’ye göre, simgede gösterge ve nesne arasında bağlantı ve benzerlik bulunmamaktadır. Simgenin iletişimde kullanılmasını sağlayan tek neden ise insanların yerine geçtiği şeyi nitelemesi konusunda üzerinde anlaşmış olmalarıdır. Bir simgenin nesnesiyle bağlantısı uzlaşma, anlaşma ya da kural sonucu olan bir göstergedir. Bu doğrultuda örneğin sözcükler, haç işareti ve reklamlar birer simgedirler. -2 rakamının çift bir nesneye göndermede bulunması için hiçbir neden yoktur. Kültürümüzdeki uzlaşım ve kurallar bu durumu sağlamaktadır. Fakat ona göre Roma rakamı II ise görüntüsel bir göstergedir. Uluyağcı (2007) simgelerin anlaşılabilmesi için uzlaşımların da bilinmesi gerektiğini ve eğer uzlaşım bilinmiyorsa göstergenin boş gösterge olarak kalacağını ifade etmiştir. Bu noktada simgenin kendisine dış dünyada bir karşılık bulamaması da söz konusudur. Resim 3 Simge Örnekleri Yukarıdaki görsellere bakıldığında yüzüğün evlilik, söz ya da nişan; tacın güç; güvercinin barış; trafik levhasının girilmez; restaurant levhasının bulunulan yere yakın restaurant olması; Türk bayrağının Türk milleti simgesi olduğu görülmektedir. Bu noktada söz konusu simgeler gerçek anlamlarından uzaklaşarak belirli durumu temsil etme görevini üstlenmişlerdir. 69 Günay (2004)’a göre, simge; görsel odaklı, saymaca bir gösterge türüdür. Belirtide olduğu gibi, gerçekle doğrudan bağlantısı ya da görüntüsel göstergedeki gibi gerçeği olduğu gibi yansıtma özelliği de bulunmamaktadır. Bu doğrultuda simge iletişim amacıyla üretilmiş yapay bir göstergedir ve nesneye çağrışım yoluyla göndermede bulunmaktadır. Bu çağrışımı da insanlar zihinlerinde kurmaktadırlar. Bu nedenle doğal göstergelerdeki gibi insan olmadan da var olabilen ve neden-sonuç ilişkisine dayanan bir gösterge türü değildir. Günay’a göre de dilde kullanılan her sözcük bir simgedir ve harfleri yorumlayan, anlamlı kılan biri olmazsa hiçbir değeri yoktur. Günay bu doğrultuda bir düşünce oluşturan her şeyin birer simge olduğunu ve nesnesi ile arasındaki ilişkinin uzlaşıma dayalı olduğunu düşünmektedir. Bu sebeple de her simgenin anlamı toplumdan topluma değişmektedir. Simge ya da sembol; bir kavramı temsil eden somut bir şekil, nesne, söz, hareket veya işaret olarak tanımlanabilir. Sembollerin sessiz bir dili vardır. Sembollerle olan iletişimin daha farklı, derin ve zengin bir boyutu vardır. Semboller resim, edebiyat, din gibi dallarda yoğundur, anlam ve iletişimin farklı boyutlarının keşfedilmesini sağlamıştır. Simyacıların laboratuarda kullandıkları sembol ve işaretlerle zamanla sembol dili zenginleşmiştir. İşaretlerin bir şeyi işaret etmek gibi bir işlevi varken; sembollerin daha yoğun ve derin anlamı vardır. Kısacası semboller alıcının bilgi ve kültürüne, deneyimlerine ve algısına göre biçimlenerek iletişime yeni kapılar açar (Uçar, 2004). Semboller, kullanıldığı toplumdan soyutlanamaz. Bu noktada toplumdaki bireylerin uzlaşımı önemlidir. Simgenin üretilmesi için nesnesi ile ilişkinin bir mantığı ve toplumda o simge ile ilgili bir uzlaşı durumunun olması gerekir. Bu da sebeplere bağlı olarak zamanla, yaşamın doğallığı içinde, bireylerin sembolü ortak şekilde anlamlandırması sonucu oluşur. Bu nedenle hiçbir sembol nedensiz değildir. Günümüzde ağzında zeytin dalı olan bir güvercin barış sembolü olarak adlandırılabilmekte; fakat bunun esas nedeni bilinmemektedir (Özcan, 2007). 70 Günay (2004)’a göre, simgelerin görüntüsel göstergeyle benzer yanları da bulunmaktadır. Çünkü, ikisi de görüntüsellik odaklıdır. Fakat, simgede gösteren ile gösterilen arasında nedenlilik ilişkisi vardır. Görüntüsel göstergede ise benzerlik ilişkisi bulunmaktadır ve gösteren gösterileni yansıtmaktadır. Günay simgelerde çoğunlukla soyut bir durumun somut bir nesne ile belirtildiğini; fakat görüntüsel göstergede somut bir durumun yansıtıldığını düşünmektedir. Bu durumu demokrasinin soyut bir kavram olduğunu ve başında defne yaprağı olan genç bir kızla belirtilerek somut bir simge ürtildiğini belirterek örneklendirmektedir. Ona göre, simgelerde anlam ile nesne arasında benzerlik ilişkisi bulunabilmekte; fakat bu örnekteki gibi ilişkisiz simgeler de bulunmaktadır. Günay, aynı simgelerin değişik toplumlarda ve kültürel ortamlarda da aynı veya farklı anlama gelebileceğini belirtmektedir. Çünkü simgelerin anlamları toplumun geçmiş yaşantısıyla da ilişkilidir. Örneğin ayı Almanya ve İsviçre gibi ülkelerde gücün simgesidir. Bu yüzden Berlin ve Bern kentlerinin simgesi ayıdır. Fakat Türkiye’de ayı farklı anlamlara gelebilecek bir hayvan olduğundan ayının Türkiye’de bir kent simgesi olması düşünülemez (Toklu, 2015). Hristiyan Avrupa kültürlerinde ölünün arkasından siyah giyme yas göstergesi iken, Hindistan’da tam tersi beyaz giymek yaz belirtisidir. Bu durum da simgelerin nedensiz ve topluma ya da bireylere dayalı uzlaşımsal göstergeler olduğunu göstermektedir. Çünkü yas tutarken beyaz ya da siyah rengi tercih etmenin bir mantığı yoktur. Bu tamamen toplumun uzlaşmasından kaynaklanmaktadır (Huber,2013). Günay (2004)’a göre, çağımızda dil dışı göstergelerin kullanımı artarak evrenselleşme eğilimi göstermeye başlamıştır. Günay, bu durumu trafikte yuvarlak levhanın zorunluluğu belirttiğini; fakat bu durumun o simgenin biçiminden kaynaklanmadığını, toplum olarak o göstergeye böyle bir anlamın yüklenmesinden dolayı olduğunu belirterek örneklendirmektedir. Aynı biçimde üçgen levhanın tehlikeyi belirtmek, dikdörtgen levhanın 71 bilgi vermek, mavi rengin zorunluluk, kırmızının yasaklama, siyahın ise biten bir durumu belirtmek amacıyla kullanıldığını da bu ortak anlam yükleme durumuna örnek olarak vermektedir. Günay, (2004) bu kullanımların uluslararası bir boyuta ulaştığını; ancak trafik işaretlerinde kullanılan renkler ya da geometrik şekilleri kullanmada zorunluluk bulunmadığını düşünmektedir. Ona göre, bu durum uzlaşıma ve keyfe dayalıdır.Fakat birçok toplum tarafından kabul gördüğü için de değiştirme olanağı bulunmamaktadır. Bu da göstergenin gücünü topluma kabul ettirdiğini ve değiştirilmesinin çok kolay olmayacağını göstermektedir. Günay (2012) en çok kullanılan ve öğrenilmesi en zor gösterge türünün simge olduğunu belirtmiştir. Batan bir güneş birisi için yaşlılığı simgelerken bir başkası için romantizmi de simgeleyebilir. Bu durum göstergenin toplumsal olduğu kadar bireysel uzlaşıma da dayandığına bir örnektir. Bu durumda gösterge ile nesnesi arasındaki ilişki bilinmek zorundadır. Simgede gösterilen öğe her zaman soyuttur ve yoruma dayalıdır. Tüm bu açıklamalardan özetle; simge, toplumdan topluma değişen, nadiren, gösterdiği nesne ile neden-sonuç ilişkisi olan bir uzlaşımsal/ saymaca göstergedir. Siyasi partilerin simgeleri de buna örnektir. Her partinin o simgeyi seçmesinin aslında bir nedeni bulunmaktadır ve bu noktada simge alıcısı için bir ileti dolayısıyla da bir anlam oluşturmaktadır. Parti kurucuları, çalışanları ve üyeleri de bu anlamı/anlamları benimsemiş ve üzerinde uzlaşarak iletişimde birlik oluşturmuşlardır. 2.1.5.4. Charles Sanders Peirce’ün Kuramıyla Yapılan Çalışmalar. Erkman Akerson, (2005) Avrupa’da göstergebilimin kurucusu olarak Saussure gösterildiğini; ancak C. S. Peirce’ün de Amerika’da yaptığı çalışmalarla göstergebilimin temellerinin atılmasında çok büyük pay sahibi olduğunu belirtmiştir. Matematik, mantık, felsefe gibi alanlarla ilgilenen Peirce’ün özellikle gösterge sınıflaması ve gösterge türleriyle ilgili yorumları bakımından önemli bir isim olduğunu da eklemiştir. 72 Alan yazına bakıldığında da Peirce’ün dil dışı göstergelerle ilgili belirti, simge ve görüntüsel gösterge türlerinden oluşan kuramıyla ilgili yapılmış birtakım çalışmalar bulunmaktadır. Yalçınkaya & Edizer (2012) Türkçe Ders Kitabında Yer Alan Bazı Görsel Metin Örneklerinin C.S. Peirce’ün Dil Dışı Göstergeleri Açısından İncelenmesi başlıklı çalışamalarında bazı 6. ve 7. Sınıf Türkçe ders kitaplarındaki görselleri Peirce’ün kuramına göre incelemiştir. Yılmaz & Temizkan (2013) Türkiye Cumhuriyeti’nde Tedavüle Sürülen Banknotların Göstergebilimsel Çözümlemesi başlıklı makalesinde banknotları Peirce’ün kuramını temel alarak, gösteren-göstereilen, dizisel-dizimsel ilişkiler açısından incelemiştir. Uluyağcı (2007) Simge Kavramı ve Bir Film Çözümlemesi: Karşılaşma başlıklı makalesinde Peirce’ün simge kavramı temelinde adı geçen filmdeki simgeleri çözümleyerek yorumlamıştır. Çulha (2011) Gösterge Bilim (semiyotik) Tekniği Kullanılarak Kanada Fotoğraflarının İncelenmesi başlıklı makalesinde Kanada’ya ait fotoğrafları Peirce’ün dil dışı gösterge kuramı temelinde fotoğrafları özgün olarak yorumlamıştır. Demir &İlden (2016) Seyfi Teoman Filmlerinin Göstergebilimsel Afiş Çözümlemesi başlıklı makalesinde filmlere ait afişleri Peirce’ün dil dışı gösterge kuramı dahilinde gösteren-gösterilen, dizisel-dizimsel ilişkiler açısından çözümlemiştir.. Günay &Aktuğ (2003) İlköğretimde Kullanılan Bazı Türkçe Ders Kitaplarındaki Dil Dışı Göstergelerin İşlevleri Açısından Değerlendirilmesi başlıklı makalelerinde dil dışı göstergelerin kitaplarda hangi işlevlerle kullanıldıklarını belirlemişlerdir. Fakat alan yazındaki incelenen çalışmalar arasında öykü, masal ya da bu türe dâhil olabilecek eserleri Peirce’ün dil dışı göstergeleri açısından incelemiş bir çalışmaya rastlanılmamıştır. Bu anlamda çalışmanın alanyazına bir katkı sağlayacağı düşünülmektedir. 73 2.2. Çerçeve Olarak Çocuk Masalları 2.2.1. Masal nedir? Masal Arapça bir sözcük olan “mesel” den gelmektedir. Kâmus-ı Osmâni’ye göre masal, “mesel”in değiştirilmiş biçimidir. Mesel, halk dilinde ünlü olan, adap ve öğütleri anlatan bir söz anlamında kullanılmakta; kimi yörelerde masal yerine mesel, dahası metel ya da matal denilmektedir (Tezel 1968 akt. Nas, 2003). “Türkçe Sözlük’te de ‘mesel’in bir anlamının da eğitici öykü ya da masal olduğu belirtilmektedir (Nas, 2004, s.49).” Diğer araştırmacıların masal ile ilgili yaptıkları tanımlar şu şekildedir: Boratav (1988) masalı din, büyü ve törelerden bağımsız, tamamıyla hayal ürünü nesirle söylenmiş, anlattıklarına inandırma iddiası taşımayan kısa anlatı olarak tanımlamıştır. “Masalın öztürkçe karşılığı “ötkünç”tür. Uygurcada öd, öğüt anlamına geliyor. Ötkünç, öğüt verici, kıssalı söz anlamına gelmektedir” (Tezel, 1990, s. 447 akt. Nas, 2004, s.49). “Masal, bütünüyle düş(hayal) ürünü olan, genellikle olağanüstü olaylara, zaman zaman da doğaüstü varlıklara(cin, peri, dev, ejderha vb.) yer verilen; ağızdan ağıza, kuşaktan kuşağa anlatılarak sürüp giden anlatı türüdür.” (Kudret, 1983, s.293). “Masalı çocuğun hayal dünyasına en yakın anlatı türü olarak tanımlayan Yılmaz’a göre ise masal, “Gerçek dünya ile hayal dünyası arasındaki köprüdür” (Yılmaz, 2010, s.72). Zengin (2003)’e göre, masallar milletin tarihini, kahramanlık öykülerini, batıl inançlarını gelenek ve göreneklerini bildiren eserlerdir. Masallarda olağanüstü olaylar anlatılır. Bu olaylar her ulusa göre farklı şekilde aktarılır. Her masal o ulusa ait özellikleri içinde barındırır. Türk masalları da tekerleme bölümlerinin zenginliğiyle ön plana çıkmaktadır. Boratav (1988)’a göre masal, nesirle söylenmiş, dinden büyü inanışlarından ve törelerden bağımsız tamamıyla hayal ürünü, gerçekle ilgisiz ve anlattıklarına inandırma iddiası olmayan kısa bir anlatıdır. 74 Şükrü Elçin (199, s.:368 akt. Uslu Üstten, 2014) masalı “Bilinmeyen bir yerde, bilinmeyen şahıslara ve varlıklara ait hadiselerin macerası, hikâyesi olarak tanımlarken, Saim Sakaoğlu (2003:2 akt.Uslu Üstten, 2014) kahramanlarından bazıları hayvanlar ve tabiatüstü varlıklar olan, olayları masal ülkesinde geçen, hayal ürünü olduğu halde dinleyicileri inandırabilen sözlü anlatım türü olarak belirtmektedir. Masallar sözlü anlatım türü olarak kabul edilse de, anonim masalın yazılı hale getirilmesi veya bir yazarın sanatsal üretimi de sözkonusu olabilmektedir. İlk Türk masal kitabı George Jacob’un 1898’ de yayınladığı 14 hikâyeden oluşan ve yazıya geçirilen Billur Köşk masalıdır. Tahir Alangu’ya göre, İstanbul kütüphanelerindeki tarihsiz Billur Köşk’lerin en eskisi 1876 yılına kadar görülebilmektedir. Eserin dili biraz sadeleştirilip 1961 yılında Alangu tarafından yayımlanmıştır (Sakaoğlu, 2012, s. 24). “Masal günlük hayatın sınırlı, kuru gerçeğiyle yetinemeyen halk muhayyilesinin tabiat ve gerçek dışı bir alemde yaşattığı kahramanların hikayesidir (Kabaklı, 1967, s.72).” “Masalları, hakim vasıflarına göre; bilinmeyen bir yerde, bilinmeyen şahıslara ve varlıklara ait hadiselerin macerası, hikayesi olarak tarif edebiliriz (Elçin, 1981, s. 386).” Şimşek (2002) masalı halkın hayal gücünden ve ortak bilincinden doğmuş, dilden dile aktarılarak kuşaktan kuşağa geçen, kahramanları dev, peri, cin, ejderha gibi olağanüstü varlıklar olan gerçeküstü hikâyeler olarak tanımlamıştır. Masallar Anonim Halk Edebiyatı içerisinde yer alan sözlü kültüre ait toplumun ortak ürünleridir. Arapçada mesel biçiminde olan masal Türk boyları arasında Kırgızlar ve Kazaklarda ertek/ertegi Çuvaşlarda hallap, Teleütlerde çorçek, Doğu Türkistanda çoçek terimleriyle karşılık bulmuştur. Wilhelm Grimm masalların kaynağının İndo-Avrupa olduğunu belirtirken; Alman halkbilimci Von der Leyen eski rüyalara bağlamıştır. 75 Masallarda kahramanlık öyküleri, o milletin tarihi, batıl inançları, gelenek ve görenekleri anlatılmaktadır. Halk tarafından ortaya çıkarılıp ağızdan ağıza geçerek ve zamanla da birtakım değişimlere uğrayarak 19.yy’a kadar ulaşmış ve yazıya geçirilmiştir. Kabaklı (1967)’ya göre, gerçeküstü unsurlar masalda temeli oluştururken, gerçeklik unsuru bir nevi süs işlevi görmektedir. Masalda bir yer belirtimi söz konusuysa ya uzaklık ya da büyüklük ifade etmek içindir. Bunun dışında masallarda herhangi bir şehir, ülke vb. yer ya da tarih verilerek bir zaman ifadesi kullanılması söz konusu değildir. Bu duruma örnek olarak Halep’in Türk masallarında genellikle büyüklük ifade etmek için kullanılması, Yemen’in ise uzaklık belirtmek amacıyla kullanılması durumları verilebilir. Kafdağı ise sembolleşmiş yerdir. Sezer (2011) sanat masalları dışındaki ürünlerin ortaya çıkmasının yazarların üretimi değil, toplumun üretimi sayesinde olduğunu ifade etmiştir. Sezer, masalların doğuşunu aileden klana, klandan kabileye, oradan da büyük birliklere ve milletlere doğru olduğunu dile getirmiştir. Bu durum da masalların ortak bilinci yansıtması sonucunu ortaya çıkarmaktadır. Kabaklı (1967) masallarda milletleri birbirinden ayıran unsurlardan ziyade ortak duygu ve özlemlerin işlendiğini dile getirmiştir. Evrene mal olmuş derleme masallara bakıldığında da evrensel özelliklerin ulusal özelliklerden daha fazla olduğu görülmektedir. Alangu (1983) da masalların tema, tip ve motif açısından yerel olma oranlarının az olduğunu belirtmiştir. Ona göre, masal edebiyatı her çağda her milleti kucaklayan evrensel bir edebiyat türüdür. Bu nedenle masallar insanlığın ortak ürünüdür. Masalların ulusal özellikleri elbette bulunmaktadır. Fakat bu oran evrensel özelliklere göre daha az boyuttadır. Günay (1987) masaldaki kahramanların, çevre, adet, gelenek, görenek ve inanç gibi unsurların masalda farklılığı meydana getiren öğeler olduğu görüşündedir. Ona göre, anlatıcının kullandığı yerel etmenler ve biçemi de masalın milli bir kimlik oluşturmasına katkı sağlamaktadır. 76 Masal ilk olarak gerçek olayların bir hikayesi olmakla birlikte zaman geçtikçe asıl söylenenler unutulmuş, masal bazı ögelerini kaybederek yerine hayali ögeler yerleşmiş ama özündeki adalet, iyilik ve yardımseverlik gibi ilkeler sabit kalmıştır. Daha sonra kültür ve uygarlığın gelişmesiyle, savaş ve göçlerin de etkisiyle masal yerleştiği ulusun özelliklerinden de pay alarak ama asıl amacını ve yapısını da koruyarak bugünlere kadar gelmiştir. Zamanla söyleyenin unutulması ve toplumun da duygu, düşünce ve ruh haline ışık tutması nedeniyle masal toplumun ortak malı olmuştur. İlkel kavimlerde masal kahramanları hayvan biçimindeyken, masallar uygar toplumlara ulaştıkça kahramanlar da insan biçiminde kullanılmaya başlamıştır (Tezel, 1990). Yakar (2014 akt. Arıcı, 2016)’a göre, insanlığın var olduğu ilk çağlardan beri toplumun içinde gezinen masal her neslin içinden geçen, farklı güzellikleri toplayıp bugüne kadar getiren bir ırmağa ya da halkın dilinden, kültüründen topladığı güzelliklerle yuvarlana yuvarlana büyüyen ve bunu daha ilerilere taşıyan bir kartopuna benzetilebilir. Yakar, masalların da adeta bu iki doğa olayı gibi, her geçtiği çağın binbir türlü özelliğini alarak yeni bir çağa doğru yol aldıktan sonra eriyerek verimli ovalar oluşturduğunu ve yetişen yeni nesillere geçmişin birikimini sunduğunu belirtmektedir. Yakar, masalların bu yönüyle geleceğe yön veren gizli bir rehber olarak da görülebileceği görüşündedir. Kudret (1983) Melih Cevdet Anday’ın çoğu ülkelerin yazınının masaldan doğduğunu belirttiğini dile getirmiştir. Eski Yunan’ın düşün; İsa’dan önceki beşinci yüzyıl Atinası’nın büyük tragedya yazarlarının Homeros’un masallarından aldıkları parçaları işledikleri; Vergilius’un Latin’ler için bir masal uydurmak zorunluluğu duyarak Aeneis’i yazdığı; Avrupalı ulusların da folklor ürünlerini, efsanelerini değerlendirdikleri Kudret’in Anday’dan aktardığı bilgiler arasındadır. Anday, Hamlet, Kral Lear, Faus… gibi başyapıtların orta malı masallardan çıkarılmış olduğunu da belirtmektedir. 77 Masal çocuğun hayal dünyasını zenginleştiren, güzellikleri öğreten, iyi örneklerin öne çıkarıldığı çocuğun ruhunu besleyen bir anlatı türüdür. Masalları sadece çocuk edebiyatı metinleri olarak değerlendirmek doğru değildir. Çünkü günümüzde birçok masal kitabından uyarlanan sinema filmleri, yerli yabancı masal kurgusu taşıyan birçok film gençler ve yetişkinler tarafından da ilgiyle izlenebilmektedir. 2.2.2. Masalın kökeni. İlk masal örnekleri olan Ezop Masalları MÖ 600’lü yıllara uzanmaktadır. Binbir Gece Masalları da birçok dile çevrilen ilk masallardandır. Türk edebiyatında Mevlana’nın Mesnevi eseri hayvan hikâyeleri ve öğüt verici masallardan oluşmaktadır. Giritli Aziz Efendi’nin Muhayyelat adlı eseri en önemli masal kitabı olarak bilinmektedir. 1876 yılına ait Billur Köşk eseri ise anonimdir. 1912 yılında yayımlanan Türk Masalları da kim olduğu bilinmeyen KD Hanım’a ait olarak bilinmektedir. Türk halk masallarının derlenmesinde Pertev Naili Boratav, Eflatun Cem Güney ve Ziya Gökalp’in önemli çalışmaları vardır (Nas, 2004). Masalların kaynağı ile ilgili yıllardır birçok farklı görüş ortaya atılmakla birlikte kanıtlanabilen bir görüş bulunmamaktadır. Bu doğrultuda üç farklı görüşten söz edilebilir: 1.Hindoloji Görüşü 2.Mitolojik Görüş 3.Antropolojik Görüş Kantarcıoğlu (1991) Hindoloji görüşünde masalların Hindistan’da ortaya çıktığı ve buradan diğer ülkelere geçtiği inancının savunulduğunu belirtmiştir. Paçatantra masalı bu inancın dayanağını oluşturmaktadır. Mitolojik görüşte ise masalların kaynağı mitolojidir ve masallar aslında bu mitolojilerin parça parça yansıtılmış halidir. Antropolojik görüşe göre ise, ilkel toplumların düşünme ve yaşama tarzları masallara kaynaklık etmiştir. Vahşi kavimlerde de günümüz masallarına benzer masalların var olması bu görüşü kuvvetlendirmiştir. 78 Arıcı (2016) masalların Batıya taşınmasının şöyle bir söylenceye de dayandırıldığını belirtmiştir. Eskiden ulaşım imkânları kısıtlı olduğu için uzun yolculuklar çoğunlukla deniz yoluyla yapılırmış. Bitmek bilmeyen yolculuk sırasında yolcuların hoş vakit geçirmesi ve sıkılmasını önlemek amacıyla her gemiye Hindistan’dan bir masalcı alınarak masal anlattırılırmış. Yolcular öğrendiği masalları Batıya gidince orada anlatırlarmış. Böylece Hindistan Masalları Avrupa’ya ulaşırmış. Güleryüz (2013) de masalın kökeninin tarih öncesi görüş, tarihi görüş ve etnografik görüş olarak 3 bakış açısına dayandığını ifade etmiştir. Bu doğrultuda G. Huet masalların kökeninin Hint Mitolojisi’ne (Veda’lara) dayandığını belirtirken, T. Benfrey “Asıl Halk Masalları” adlı çalışmasında masalların Budizm kökenine dayandığını söylemiştir. Masalların daha sonra Türkler ve Moğollar aracılığıyla Avrupa’ya yayıldığı ileri sürülmektedir. İnsanların tarihi devirlerde sel, kuraklık, yiyecek bulma gibi çeşitli nedenlerle verdikleri yaşam mücadelesi sebebiyle yaptıkları göçler göz önüne alındığında insanlar gittikleri yere kültürlerini de taşıdıkları görülmektedir. Bu nedenle masalların ilk kaynağı hakkında kesin bir bilgi elde etmek imkânsız görülmektedir. Güleryüz, bu durum için masalların neolitik, paleolitik dönemleri kapsayan ve daha çok kadın anlatıcılardan oluşan şamanik ürünler olduğunu düşünmektedir. Dolayısıyla masal oluştuğu bölgedeki halkın eylemlerinden ve ulusal özelliklerinden bağımsız değildir. Masalın kaynağı ile ilgili bu görüşlerden başka farklı görüşler de bulunmaktadır. Van Der Leyen, Ludvig Laistner ve Sigmund Freud masalların kaynağını psikolojik bakışı esas alarak rüyalara dayandığını belirtmişlerdir. Bruno Bottelheim ve Carl Jung da masalları psikolojik bakış açısına dayandırarak masalların bilinçaltına itilen düşüncelerin dışa vurulmasıyla ortaya çıktığını savunmuşlardır (Sakaoğlu, 2012; Yavuz, 2002; Yücel, 2005). Konu ve tema bakımından aralarında fazlaca benzerlik bulunan Kuzey Avrupa ve Güney Avrupa masalları arasında bile farklar bulunmaktadır. Asya ve Avrupa masallarında bu 79 fark daha belirgindir. Türk masallarındaki tekerlemeleri yabancı masallarda bulmak imkansızdır. Tüm bunların nedeni masalların aktarıldığı toplumların kültürlerinden, duygu ve düşüncelerinden etkilenerek bu zamana kadar gelmiş olmalarıdır. Diğer bir deyişle özünde aynı konunun iki farklı toplumda kendine has ulusal değerleri içerecek biçimde farklı biçimlerde işlenmesi kaçınılmazdır (Oğuzkan, 2001). Batılı araştırmacıların ortaya koydukları bu teoriler masalların ne zaman, nasıl ve nerede oluştuğunu ortaya koymayı amaçlamaktadır. Araştırmacılar masalların kaynağını Batıyla bağdaştırmaktadır. Fakat Türk masallarının yeri tam olarak ortaya konulamamaktadır. Masalların kaynağı ile ilgili de kesin bir yargıya varılmamakla birlikte Türk masallarının, Türk kültürü ve ilişkide bulunduğu diğer kültürlerden aldıklarıyla oluştuğu ve geliştiği söylenilebilir (Çetinkaya, 2007a). Helimoğlu Yavuz (2002) Türk masallarının 18. yüzyılın sonlarında Batılı araştırmacıların ilgisini çekmeye başladığını belirtmiş, Ana Britannica ansiklopedisinden Türk masalları üzerine yayınlanmış en eski derlemenin Fransa Kralı XVI. Louis’in çevirmen ve yazmanı M.Diegon’a ait olduğunu Nouveaux Contes Turk et Arabes (1781, Yeni Türk ve Arap Masalları I adlı eserde üç Türk masallarının yer aldığını ifade etmiştir. Helimoğlu Yavuz (2002) Ana Britannica ansiklopedisine dayanarak Batıda masallar üzerine ilk sistemli araştırmaların 19. yüzyılda Wilhelm Grimm ile başladığını ifade etmiştir. Bilginin devamında ise Grimm’in öncü olduğu Mitolojik Okulun Max Müller gibi araştırmalar tarafından geliştirildiğinin yer aldığını ifade etmiştir. Başka araştırmacıların da Avrupa masallarının kökenini Hindistan’da aradıkları Emanuel Cosquin de Hindistan’ın masalların dünyaya yayılmaya başlanan birkaç merkezden biri olduğunu belirtmiştir.Yavuz, Sigmund Freud’un masalları bastırılmış isteklerin düş biçiminde ortaya çıkması olarak değerlendirdiğini, Carl Jung ve Bruno Bettelheim gibi 20. yüzyıl psikologlarının da masallardaki ögeleri evrensel arzu ve korkuların ifadesi olarak yorumladıklarını belirtmiştir. 80 Helimoğlu Yavuz (2002)’a göre, masallar eğitimsel işlevleri, dil ve anlatımlarının akıcılığı, olayların olağanüstülüğü, kahramanlarının iki gruptan (iyiler-kötüler) oluşması gibi nedenlerden dolayı önem kazanmışlardır. Masallardaki olaylar toplumsal gerçeklik kaynaklıdır. Bu sayede yaşanmış gerçeklik gelişmekte ve bireyin psikolojik dünyası rahatlamaktadır. Ona göre, insan kendi gerçeğini, beklentilerini, sorunlarını, çözüm önerilerini masal kahramanları ve olayları ile özdeşleştirerek gelecek nesilleri eğitme ve uyarma amacı gütmüştür. Masallar toplumu eğiten araçlardan biridir ve kahramanın karşılaştıkları olaylar ile yaşam gerçekleri arasında bağlantı kurulabilir. Buradan hareketle bir toplumun masallarından o ülkenin sosyolojik, ekonomik, etik değerlerine ve psikolojik göstergelerine, anadilinin inceliklerine ulaşılabileceği sonucuna varılabilir. 2.2.3. Masalın yapısı ve bölümleri. Tezel (1971) masalın masal başı, masalın kendisi ve masal sonu olmak üzere üç bölümden oluştuğunu belirtmiştir. Güleryüz (2013) de masalların yapısının başlangıç-bağlayış, gövde-gelişme ve bitiş bölümü olmak üzere üç bölümde incelendiğini ifade etmiştir. Ona göre, masallar insan ne kadar yaşlanırsa yaşlansın insanın çocuksu yanını temsil etmektedir. Mitolojiler de masallarla iç içe olan düşünce ürünleridirler ve bu ürünler daha sonra yönetim sistemine uyarlanan dinler içerisinde yer almaktadır. 1. Giriş Bölümü (Başlangıç, döşeme, bağlayıcı, masal başı, tekerleme) : Giriş bölümünde başkahramanlar kısa ve öz biçimde tanıtılır. Tekerlemeler ve kafiyeler bu bölümde dikkat çekmektedir. “Evvel zaman içinde, çok eskiden” gibi kalıplarla dinleyeni ve okuyanı bilinmeyen eski bir döneme götürür. İlerleyen bölümlerde gelişecek ve çözülecek bir sorun ortaya konulur. Tekerleme bölümü sözcük oyunlarından, dinleyicinin ilgisini çekmek için birbiriyle ilgisi olmayan sözlerden meydana gelmektedir. Tekerlemenin asıl güzelliği birbiriyle ilgisiz olan bu sözlerin ustaca bir araya getirilmesidir. Gerçek masal anlatıcıları tekerlemeden sonra 81 masala başlarlar. Tekerlemenin aslında masalla hiçbir ilgisi yoktur; dinleyicinin ilgisini çekmek ve onu masala hazırlamak için oluşturulmuş bir bölümdür (Tezel, 1971). Güleryüz (2013) masalın bu giriş bölümüne döşeme de denildiğini ve bu bölümde anlatıcının dinleyiciyi güdüleyerek harekete geçirdiğini, beden dilini kullanarak dinleyici ve anlatıcının masalda aynı duyguları paylaşarak bütünleştiğini ifade etmiştir. Bu bölümde “Bir varmış, bir yokmuş…..” gibi sade başlangıçlar olabileceği gibi dinleyicinin olaylara karşı ilgisini yoğunlaştırmak ve dinleyiciyi güdülemek için masalın başında ya da sonunda tekerlemeli söylemler de yer alabilmektedir. Şimşek (2002) masalların genellikle uzun bir tekerleme ile başladığını ve tekerlemenin masaldaki olaydan bağımsız sözcük oyunlarından oluştuğunu belirtmiştir. Olağanüstü benzetmeler ve ögelerden oluşan bölüm masala hazırlık aşamasıdır. Dinleyicilerin ilgisini çekmek amaçlıdır. Sınar Çılgın (2007) Türk masallarında tekerleme bölümünün uzun olduğunu belirtmiştir. Ona göre, çocuğa masal anlatırken çocuğu masala hazırlaması, dil hazzı vermesi ve anlatılanların gerçek olmadığını hissettirmesi sebebiyle giriş kısmı asla atlanmamalıdır. Masalın giriş kısmında yer alan tekerlemeler dinleme ve okuma sabrı kazandırdığı ve dil alıştırmaları yapma imkânı tanıdığı için faydalıdır. Kıbrıs (2010) döşeme bölümünde toplumda yer alan zıt ve gülünç durumların yer aldığı bu bölümü çocukların istek ve ilgiyle okuduklarını, bu bölümün yazarın söz ustalığını konuşturduğu bölüm olduğunu ifade etmiştir. Gökşen (1980)’e göre giriş bölümünde anlatılanlar okuyucuyu masala hazırlamak içindir. Bu nedenle bu bölümde anlatılanların masalla doğrudan ilgisi bulunmamaktadır. Bu bölüm alıcıyı tamamıyla masal aleminin olağanüstülüklerine hazırlamak içindir. Seci sanatının etkili biçimde kullanılması ve özgün söylemler bu bölüme zenginlik katmaktadır. 82 Türk masallarının giriş bölümündeki söz zenginliği başka hiçbir masalda bulunmamaktadır. İlgisiz sözcüklerin dizilişindeki ustalık tekerlemelerin güzelliğini oluşturmaktadır (Nas, 2004; Tezel, 1971). 2. Gelişim Bölümü (Gövde, gelişme, asıl bölüm): Asıl masal bölümünde masalın asıl olay örgüsü anlatılır. Bu bölümde iyi kötü cinler, şeytanlar, periler diğer bir deyişle iyi ve kötü kişiler birbirleriyle ilişki kurarlar. En ufak deliklere giren parmak adam insanüstü işler başarmakta sıkıntı çekmez. Ya da Keloğlan Arap Bacı’yı kandırıp saraya girerek devi uykusunda öldürebilir. Başına geçirdiği sihirli külahla ya da sırtına giydiği hırka ile Keloğlan her yere girip çıkar, kendisini kimse görmez, o her şeyi görür ve bütün sırları bilir. Sultanın karşısında oturup yemeği yediği halde kendisini göstermez. Bu ve bunun gibi bütün özellikler Türk masallarının en belirgin özellikleridir (Tezel, 1990). Güleryüz (2013) bu bölümün ana olayın ortaya çıktığı, yerin tanımlandığı, ayrıntıların ortaya çıktığı, kahramanların özelliklerinin belirginleştiği, kahramanların özelliklerinin belirginleştiği ve masalın en uzun bölümü olduğunu belirtmiştir. “Günün birinde….”, Vakti zamanında adamın biri/ülkenin birinde….” gibi tümcelerle başlayabilmektedir. “Az gitmiş, uz gitmiş dere tepe düz gitmiş.” gibi orta geçiş tekerlemeleri ile de bu bölümde karşılaşılabilmektedir. Yine bu bölümde kişiler belirli varlıklara benzetilerek anlatıma güç kazandırılmaktadır. “Ay gibi nurlu, tilki gibi kurnaz, güneş gibi sıcak, elma gibi kırmızı, kan kırmızısı…” gibi ifadeler bu duruma örnek verilebilir. Şimşek (2002) bu bölümde olay zincirinin anlatıldığını belirtmiştir. “Bir zamanlar…., Evvel zaman içinde…..” söylemleriyle başlayabilmektedir. Bu bölümde kahramanlar tanıtılır, iyiler ve kötüler sürekli karşı karşıya kalır. İki taraf için de onları amaçlarına yaklaştıran yardımcı unsurlar yer almaktadır. Sınar Çılgın (2007) gövde bölümündeki tekerlemenin zaman ilerlemesindeki ve yer değiştirmedeki hızlılığı, yolculuğun zor şartlarda geçtiğini ve yolların uzunluğunu kısa yoldan 83 anlatmak için kullanıldığını ifade ederek şu örnekleri vermiştir: “Konarak, göçerek, lale sümbül biçerek…..”, “Derelerden yel gibi tepelerden sel gibi….” Kıbrıs (2010)’ın da belirttiğine göre, tekerlemeler ve güzel sözler gövde bölümünde de yer alabilir ve Türk masalları bu açıdan çok zengindir. Kıbrıs gövde bölümünde masalı oluşturan esas olayın ve ayrıntıların yer aldığını, masalın en uzun bölümü olduğunu ifade etmiştir. Bu bölüm “Adamın biri, günün birinde, bir gün, vaktiyle memleketin birinde…..” gibi kalıp sözcelerle başlamaktadır. Okuyan ya da dinleyen kişinin masala heves ve heyecanını artıran gerilim içeren olaylar yer almaktadır. Gökşen (1980) bu bölümde olayların belli bir mantığa ve kronolojiye uygun olarak sıralandığından bahsetmiştir. Anlatımı daha etkileyici hale getirmek ve dinleyicinin ilgisini canlı tutmak için bu bölümde tekerlemeler de yer alabilmektedir. Asıl olay bu bölümde yaşanmaktadır. 3. Bitiş Bölümü (Sonuç, dua, üç elma, masal sonu): Güleryüz (2013) anlatıcının masalı kendine has, değişik tümceler kullanarak da bitirebileceğini belirtmiştir. Bu bölüm “Onlar ermiş muradına…..”, “Gökten üç elma düştü…..” gibi genellikle mutlu bitiş tümceleriyle sonlandırılmaktadır. Sınar Çılgın (2007) bu bölümde gökten düşen üç elma ile anlatıcı ve dinleyenin de dileklerine kavuşmalarının istendiğini ve bu bölümdeki tekerlemenin diğer bölümlerden daha kısa olduğunu belirtmiştir. “Masalcı masalı orijinal biçimde bitirmek ve anlattığı olaylara gerçek havası vermek için bu bölümde gerçekçi tekerlemeler söyler. Anlattığı olayların içinde varmış gibi kırk gün kırk gece düğünde bulunur (Tezel, 1990).” Nas (2004) da bu bölümde anlatıcının okuyucu ya da dinleyiciye masalda geçen olayları yaşadığı sanki kendisinin de olayları bizzat gördüğü izlenimini verdiğini ifade etmiştir. Düşen üç elmanın birisini de kendisine pay biçmesi ya da kerevete çıkma eylemine kendisini de dahil etmesi bundan dolayıdır. 84 Şimşek (2002)’in de belirttiği gibi bu bölümde iyiler ödüllendirilir, kötüler yenilir, cezalandırılır ya da yok edilir. Evlenme durumu varsa kırk gün kırk gece düğün yapılır. Kıbrıs (2010) bu bölümde gelişme bölümünde başlayan düğümün çözüldüğünü belirtmiştir. 2.2.4. Masal türleri. Masal türleri ile ilgili farklı araştırmacıların farklı ölçütleri esas alarak yapmış olduğu birçok farklı sınıflandırma bulunmaktadır. Bu sınıflandırmalardan bazıları şöyledir: Nas (2004) masal türlerini halk ve sanat masalları olmak üzere iki ana başlık altında toplamıştır. Halk masalları olağanüstü masallar, gerçekçi masallar ve hayvan masallarından oluşurken; sanat masalları geleneksel biçemi korunarak işlenmiş halk masalları ve çağdaş dille yazılmış masallardan oluşmaktadır. Oğuzkan (1997) masalları halk masalları ve edebi masallar (peri masalları, sanat masalları) olmak üzere iki gruba ayırmaktadır. Helimoğlu Yavuz (2002) ise masalları kesin çizgilerle ayırmanın olanaksız olmadığını belirterek içerikleri ve dayandıkları biçimi esas alarak dört ana başlık altında toplamıştır: Olağanüstü masallar; cin peri, olağanüstü güçlere sahip insan masalları, sihir büyü masalları, dev cadı canavar masallarından oluşmakta iken; gerçekçi masallar padişah sultan şehzade prenses vezir masalları, zengin tüccar ağa bey masalları ve sıradan ve yoksul insan masallarından oluşmaktadır. Bunun dışında hayvan masalları, deyimleri ve atasözlerini konu alan masallar da bulunmktadır. Helimoğlu Yavuz (2002) masallarda verilen uğraşları günümüzde bir yerlere gelebilmek için sarf edilen çabalarla bağdaştırarak masaldaki “mutlu son”a ulaşmak için öldürülen devleri ilkokul yıllarından itibaren hazırlanılıp girilen ve hayat mücadelesinin bir parçası olan sınavlara benzetmiştir. İş ortamlarında yapılan engellemeleri de masallardaki cadıların ve büyücülerin yaptıkları edimler ile koşutluk gösterdiğini ifade etmiştir. Her masalın kaynağını bir gerçekten aldığını hatta bu nedenle bazı masallarda yer, zaman ve 85 kahraman belirsizliğinin yerine kahraman ve yer unsurlarının belirli halde verildiğini ifade etmiştir. Kıbrıs (2010) masalları üretiliş ve çıkış kaynakları bakımından ikiye ayırmaktadır: Halk Geleneği ile Oluşmuş Folklorik Nitelikli Masallar ve Yapay Nitelikli Yazınsal Masallar. Güleryüz (2013) de masalları Halk Masalları ve Sanat (yaratı) Masalları iki başlık altında ele almıştır.Şirin (2007) masalları Halk ve Sanat Masalları olmak üzere iki ana başlığa; Halk Masallarını ise yazılı ve sözlü halk masalları olmak üzere iki alt başlığa ayırmaktadır. Tezel (1971) ise masalları hayali masallar ve gerçekçi masallar olmak üzere iki başlık altında incelemiştir. Görüldüğü üzere kimi araştırmacılar masalları konularına göre ayırırken, kimileri yazılı veya anonim olmalarına göre sınıflandırmıştır. Boratav (1988) ise masalları 4 başlık altında değerlendirmiştir. Bu çalışmada Boratav’ın belirlediği türler esas alınarak genişletilmiştir: Şekil 8 Masal Türleri Masal Türleri 1. Halk Masalları 2. Sanat Masalları 1.1. Hayvan Masalları 1.2. Asıl Masallar: (Olağanüstü Masallar ve Gerçekçi Masallar) 1.3.Güldürücü Hikâyeler, Nükteli Fıkralar, Yalanlamalar 1.4. Zincirlemeli Masallar 86 1. Halk Masalları. Güleryüz (2013) halk masallarını bir toplumun ya da ulusun tarihsel süreçte oluşarak dilden dile anlatılagelen sözlü ürünler olarak tanımlamıştır. Sözlü halk masallarını anlatmak sanıldığı kadar kolay değildir. Çünkü anlatıcının masalı anlatırken sözcüklere konunun önemine uygun vurgu ve tonlamayı yapması ve olayların gidişatına göre jest ve mimikleri ile anlatımı hareketli hale getirmesi gerekmektedir. Güleryüz, ninelerin ve dedelerin anlattığı masalların doğallığının bozulmadan kasetlere kayıt edilerek yazıya aktarılmasıyla “Yazılı Halk Masalları”nın oluşturulduğunu ifade ederek bu masallar irdelendiği takdirde dönemin kültürel değerlerine ulaşılabileceğini belirtmiştir. Kıbrıs (2010) halk masallarının halkın oluşturduğu toplumsal belleklerden süzülerek gelmiş folklorik nitelik taşıyan masallar olarak tanımlamıştır. Kıbrıs’ın da belirttiği üzere bu masallar toplumların tarihleriyle, yaşantılarıyla, gelenek-göreneklerinden izler taşıyan ilk olarak halk arasında anlatılagelmiş daha sonraları yazıya geçirilmiştir. Sözün kudreti sözlü halk masallarının büyüsüdür. Masalların en canlı ve dinamik türü sözlü halk masallarıdır. Anlatıcı ustalığı sözlü halk masallarında oldukça önemlidir. Dinleyicinin ilgisini canlı tutmak bu tür masallarda oldukça önemlidir. Sözlü masalları anlatmak ustalık gerektirir (Şirin, 2007). Kıbrıs (2010) kim tarafından ortaya çıkarıldığı belli olmayan halk masallarının yalın dille ve yerel ağız özellikleriyle oluşturulduğunu ifade etmiştir. Türk edebiyatı için masalların yazıya geçirilmesi Milli Edebiyat Döneminde (1911-1922) gündeme gelse de Cumhuriyet dönemine kadar gerçekleşememiştir. Ziya Gökalp’in öncülük yaptığı bu alanda Orhan Şaik Gökyay ve Eflatun Cem Güney ilk çalışmalarını ortaya çıkarmıştır. Bu şekilde tekrar gözden geçirilerek topluma aktarılan halk masalları dil, anlatım ve kurgu açsısından kusursuzlaştırılmak istenilmiştir. Asya, Afrika ve Avrupa halk masallarının Grimm Kardeşler (Jakob- Wilhelm Grimm-Almanya), Charles Perroult (Fransa), Selma Lagerlöf (İsveç), Hans Christian Andersen (Danimarka) tarafından yeniden yazılıp kitaplaştırıldığını ifade etmiştir. 87 Halk masallarında konular oldukça çeşitlidir ve genellikle çocukların karşılaştığı zorluklar, aile bireyleri ilişkileri, en küçük ve saf kardeş başarısı, aile üyelerine duyulan sevgi, yaşamın komik, tuhaf ve zor yanları, üvey anne-üvey kardeş kıskançlıkları gibi durumlar üzerine yazılmışlardır. Halk, belki de en çok bu türde yaşanılan hayatla ilgili sorunlarını ve özlemlerini dile getirebilmiştir. Masallarda padişahlar, yeri geldiğinde cezalandırılmış, yeri geldiğinde yoksul olmuş, yeri geldiğinde de yoksul ve âciz insanlara yardımda bulunmuştur. Bu bakımdan masallar, halkın konuşan dili olmuştur. Sadece padişahlar değil, vezirler de kadılar da hocalar da bunlardan kendilerine düşen payı almışlardır. Halk masalların konuları genellikle yalındır ve bu tür masallarda olay önemlidir. Bağlı kalınacak bir metin olmadığı için halk masalları değişik yerlerde, değişik zamanlarda ve değişik kimseler tarafından ayrı ayrı biçimlerde söylenir. Bizde bu tür masalların derlenmesi ve yazıya geçirilmesi işine Cumhuriyetten sonra önem verilmiştir ve Ziya Gökalp (1878- 1924) ’in bu konuda da öncü çalışmalara giriştiği bilinmektedir. Kimi yazarlar halk masallarını geleneksel biçemini koruyarak işlemişlerdir. Amaçları halk masallarını kalıcı hale getirerek yazılı edebiyata katkı sağlamaktır. Bu duruma örnek olarak Grimm Kardeşlerin 19.yy’ın başında halk masallarını derlemeleri verilebilir. Fransa’da Charles Perrault; Danimarka’da Andersen; Türkiye’de ise Eflatun Cem Güney, Orhan Şaik Gökyay, Erdal Öz, Adnan Binyazar halk masallarını geleneksel biçemiyle işleyen kişilere örnek verilebilir. Dede Korkut Masalları da aynı anlayışla derlenmiştir (Boratav, 2007; Nas, 2004; Gökşen, 1980). Halk masallarında insan ilişkileri, değişik insan tipleri, ilginç serüvenler, evrensel sorun ve durumlar ele alınır. Karşılaşılan güçlükler, kıskançlıklar, fedakârlıklar, başarılar, sevgi, gülünç olaylar kısacası genel insanlık sorunları konu edilir (Oğuzkan 1997). 88 Çocuklar dil, anlatım ve bütünlük yönünden üzerinde çalışılan, işlenilen halk masallarını okurlar ve dinlerler. Nitekim Alman folklor ürünlerini titizlikle ele alıp işleyen Grimm Kardeşlerin masalları yalnız Alman çocuklarınca değil, hemen hemen bütün dünya çocuklarınca ilgiyle okunan eserler arasında yer almıştır. Halk masalları toplumun tarihi özelliklerini yansıtırlar (Oğuzkan, 1997, s.27). Halk masalları ile 4 türde karşılaşılmaktadır: 1.1. Hayvan Masalları. Hayvan masallarında hayvanlar kendi özelliklerini yitirerek insan kılığına girerler ve onlar gibi düşünüp, konuşurlar. Hayvan masalları asıl masallardan daha kısa olurlar, tekerleme ya da tekerleme tarzı sözler söylenmez. Bazı hayvan masalları zincirlemeli masallara yakın özellik sergilerler. Bir düşünceyi güçlendirmek ya da ibret dersi vermek amacıyla yazılırlar. Öğretici-eğitici niteliklerin azaldığı hayvan masallarında macera yönü ağır basar. Çocukların sevip benimsediği masallardır (Boratav, 1988). 1.2. Asıl Masallar: (Olağanüstü Masallar ve Gerçekçi Masallar). “Hayali olayları, hayali kahramanları anlatan, gerçeğe yaşanan hayata uymayan olayları içeren masallar olağanüstü masallardır. Dev ve peri masallarının hepsi hayalidir (Tezel, 1971).” Olağanüstü masallar öteki türlere göre daha uzun, olayları daha çapraşık ve kişileri daha kalabalıktır. Kişileri insan ve doğaüstü varlıklardır. Hayvanlar araç durumundadır. Bazen insanlar da büyü sonucu geçici bir süre hayvan kılığına girebilirler. Kimi masallarda hayvanlar kendi özellikleriyle; fakat olağanüstü güçlerle kahramana yardım etmek için maceraya dâhil olurlar (Boratav, 1988). Türk masallarında olağanüstü ögeler ve kişiler bile gerçeğe yakınlaştırılma eğilimindedir. Bu nedenle de akıl dışı değildir. Örneğin, dev tasvir edilirken insanlardan farkı olmayan daha büyük, obur bir yaratık tasvir edilir. Periler olay, durum ve kişileri değiştiren kişiler olarak canlandırılır. Türk masallarında at da sahibini uyaran, ona yardım eden, öğüt veren, konuşan, uçan bir hayvan olarak yer almaktadır (Boratav, 1988). 89 “Akıl ve mantığa sığan, yaşanan hayatın olay ve kişilerine benzeyen masallar gerçekçi masallardır (Tezel, 1971).” Gerçekçi masallarda padişah kimi zaman iyi özellikleri olan bir kişi, kimi zaman ise olumsuz özellikler taşıyan bir kişi konumundadır. Kimi masallarda padişahın yerini vezir, tüccar, bey gibi kişiler alır. Bu masallarda olumlu kişiler ya varlıklı kişilerin ya da fakir kişilerin çocuklarıdır. Kişilerin ötelenerek zenginken fakir ya da fakirken zengin konumuna geldiği de görülür. Mutsuz kişilerin kaderlerini yenme çabalarını masallarda Keloğlanla özdeşleşmiştir. Tembel ama zeki ve kurnaz olan Keloğlan yoksuldur, çevresinde küçümsenir; fakat masal boyunca kötülerle savaşarak sonunda büyük başarılara ulaşır. Keloğlanın kadın versiyonları da yoksul ama zekâsı ve iyilik dolu kalbi sayesinde şehzade, kral gibi güçlü ve zengin kişilerin oğlu ile evlenen bir genç kız olmaktadır. Bu Keloğlan ve akıllı kız tiplerinin Osmanlı zamanlarında da var olduğu düşünülmektedir. Masal anlatıcılarının daha çok kadın olmasından dolayı da masallarda yer alan tuttuğunu koparan genç kız/kadın tipleri belirgin olarak yer almaktadır. Gerçekçi masallara hırsız, yankesici, haydut masalları; düzenbaz erkek ve kadın masalları; deli kişilerin masalları; yoksul kişilerin zekâ ve sağduyuları sayesinde üstün geldiği masallar da dâhil edilebilir (Boratav, 1988). Yıllar & Turan (2011) gerçekçi masalların kahramanlarının ve olaylarının gerçeğe yakın olduğunu belirtmiştir. Keloğlan, Köse ve Padişah gerçekçi masal kahramanlarına örnek verilebilir. Kimi durumlarda padişahın yerini vezirler, zengin kişiler ve beyler almaktadır. Türk masallarında padişah ya da onun konumu gibi gücü elinde bulunduran kişi çoğunlukla halka zulüm eden kötü karakterli biridir. Padişahın ya da fakir ailelerin çocukları da masallardaki iyi karakteri oluşturmaktadır. Keloğlan ile Köse masallarında Keloğlan tipik karakter özelliklerinin dışında sevimli ve talihli olmak gibi üstün niteliklere sahiptir. Gerçek masallarda padişah, tüccar, hoca, yoksul oğlan gibi gerçek kişiler kullanılmakta ve onların yaşanmışlıkları anlatılmaktadır. Kahramanları ve olayları gerçek yaşamdakine benzemektedir. Fakat kahramanların özellikleri değişebilmektedir. Örneğin padişah kimi 90 masallarda iyi ve cömert bir kişiyken; kimilerinde açgözlü bir kişi olabilmektedir(Kudret, 1983; Tezel, 1990; Boratav, 2007). Kimi gerçekçi masallarda olumlu kişiler, padişah, zengin tüccar gibi güçlü kişilerin ya da yoksul ailelerin kız ya da erkek çocuklarıdır. Yoksul bir erkekse kahraman şayet zengin bir kızla; yoksul bir kızsa zengin ve güçlü bir erkekle evlenir (Nas, 2003). Gerçekçi masallar Osmanlı toplumundan da izler taşımaktadır. Osmanlıda da soylular sınıfındaki kişiler aslında kentsoylu değil becerikli ve aklını kullanan kişilerin padişah, sadrazam gibi güçlü kişilerin gözdesi olarak sınıf değiştirmişlerdir. Masallar da bu yüzden bu kişilerin sınıf değiştirmeden önceki yaşantısına da kaynaklık etmektedir (Boratav, 2007). 1.3. Güldürücü Hikâyeler, Nükteli Fıkralar, Yalanlamalar. Güldürücü fıkralar da kısa; fakat yoğun anlatı tekniği ile oluşturulmuş anlatılardır. Bu hikâyelerin amacı karşıdakini duruma inandırmak, herhangi bir düşünceyi örnek vererek güçlendirmek, bir duruma açıklık getirmek ya da direnişinde yanıldığını göstermek gibi amaçlarla anlatılırlar. Bu tür Türk halk edebiyatında da önemli bir yer tutmaktadır. Hayvan masallarındaki gibi tekerlemelerin yer almaması nedeniyle uzun masallardan farklıdırlar. Bitişte az sözle ve örtülü biçimde verilmek istenen ileti aktarılır. Bu noktada dinleyiciden zekâsı ile inceliği kavraması beklenir (Boratav, 1988). Yalanlamalı masallarda masalcının üçüncü şahısla anlattığı macerayı sözü kişilerden birine verip birinci şahıslı anlatıya dönüştürdüğü görülür. Sözü alan kişi de bir süre kendi başından geçen hikayeyi anlatır. Yarışma varsa bir süre sonra ikinci kişi de macerasını anlatmaya başlar. Yalanlamalı masalların diğer bir örneği de memleket veya bölge halkının ülkelerinde her şeyin olağanüstü ölçülerde olduğunu iddia ederek övünme huyları ile dalga geçen hikayelerde karşılaşılır (Tezel, 1971). 1.4. Zincirlemeli Masallar. Zincirlemeli masalların çoğunun kişilerini hayvanlar oluşturmaktadır. Hayvan masallarından ayrılan yönü ise ders verme amacının olmaması, 91 eğlenmek ve şaşırtmak amaçlarıyla yazılmalarıdır. Çocukların kendi aralarında çok anlattıkları ve severek dinledikleri masallardandır. Bu masallar küçük ve önemsiz olayların art arda getirilmesiyle oluşturulmuşlardır. Halkalar arasında mantık bağı vardır. Genellikle çok uzun olmaz; fakat tempolu biçimde ilerler. Anlatı bir yerden sonra son olaydan ilkine ya da son kişiden ilk kişiye doğru olacak biçimde tersine dönmektedir. Başta ve sonda olayın kısa bir anlatısı ortada ise konuşmalar yer almaktadır. Uluslararası incelemelerde bu masallara kalıplı masallar da denilmektedir (Boratav, 1988). 2. Sanat Masalları (Yaratı Masalları, Yapay Nitelikli Yazınsal Masallar, Asıl Masallar, Olağanüstü masallar, Edebi Masal, Yapma Masal, Modern Masal). “Yazarların kişisel hayal güçlerine dayanarak yazdıkları ve halk masallarına göre sanat açısından daha değerli sayılan masallara “edebi masal” denir(Oğuzkan, 1997, s.28).” Güleryüz (2013) sanatsal masallarını aslına ya da benzerine uygun olarak oluşturulan masallar olarak tanımlamıştır. Bu masallar yeni bir kurguya, biçeme ya da yazarın düş gücüne dayanarak ortaya çıkabilir. Konuları, kahramanları ve mekanları genellikle gerçek dışıdır. Olağanüstü olayların yer aldığı ve kahramanlarının olağanüstü özelliklere sahip olduğu masallardır. Güleryüz, günümüz çocuklarının zamanlarını farklı biçimlerde değerlendirmesinden dolayı masalların heyecan verici büyülü dünyasından uzak kaldıklarını ifade etmiştir. Bu dönemde Harry Potter ve Yüzüklerin Efendisi gibi mitoloji ve masal karışımı kitapların da yeni türde yaratı çalışmaları olduğunu belirtmiştir. Kıbrıs (2010) yazınsal nitelikli masalların halk masallarının biçem ve kurgusuna dayanabileceği gibi yazarın hayal gücüyle oluşturulabileceğini, konularının genellikle hayali yerlerde geçtiğini ve kahramanlarının olağanüstü olaylar yaşayan ve olağanüstü güçlere sahip olan kişiler olduğunu büyü, fal, tılsım gibi doğaüstü eylemler içerdiğini belirtmiştir. Sanat masalları yazarın düş güzüyle yazılmasından dolayı edebi değeri en yüksek masallardır. Yapay masallarda belirli düşünce ve davranışlar aşılanmaya çalışılmakta, biçim ve anlatım 92 açısından halk masallarından daha ileridirler. Teknolojik, sosyal ve kültürel yenilikleri ve güncel olayları konu edinebilirler. Yazınsal masallar düz yazı olmasının yanı sıra şiir biçiminde de olabilmektedirler. Yıllar & Turan (2011)’ın belirttiğine göre olağanüstü masallarda kahramanlar tamamen hayali ve olağandışı varlıklardan oluşmaktadır. Diğer masal türlerine nazaran kahraman sayısı daha fazla, daha masalsı bir üslupla yazılmış ve daha karmaşık olaylar içermektedir. Sanat masallarının esin kaynağı halk masallarıdır. Halk masallarından farkı öznel duygu ve düşünceleri de içermesidir. Sanat masalı yazarın psikolojik eğilimlerini de içinde barındırır. Halk masallarından bir farkı da güncel olmalarıdır. Bu anlamda değişen ve gelişen çocukluğa da hitap edebilir. Güncel hayatlar ve sorunlar bu masalların konusu olabilir. Sanat masallarında eğitsellik halk masallarına göre daha ön plandadır. Masalların yeniden işlenmesi ya da özgün eserler olarak ortaya çıkan sanat masalları çocuk psikolojisine uygun çocuk eğitimini ön plana alması nedeniyle sanat masallarının daha ön planda oldukları söylenebilir (Dilidüzgün, 2007; Gökşen 1980). Türk masallarının olağanüstü ögeleri akıldışı nitelikte değildir. Örneğin dev insandan farklı bir dış görünüşe sahip olmamakla birlikte sadece daha büyük ve obur bir yaratıktır. Diğer bir deyişle Türk masalları olağanüstü olan türde bile gerçeğe yakın bir çizgi izlemekte ve aşırı olağanüstülüklere yer vermemektedir (Nas, 2004; Boratav, 1988). Edebi masal alanında dünyaca ün kazanmış başıca yazarlar Alman Jacob-Wilhelm Grimm Kardeşler (1785-1963/1786-1859), Fransız Alphonse Daudet (1840-1897) Charles Perrault (1628-1703), İsveçli Selma Lagerlöf (1850-1940), İngiliz Lewis Caroll (1832-1898), İrlandalı Oscar Wilde (1854-1900) ve Jonathan Swift (1667-1745), Danimarkalı Hans Christian Andersen (1805-1875)’dir (Oğuzkan, 2001). 93 Bu masallarda anlatılan korkunç ve acıklı durumlar çocukları tedirgin edip psikolojilerini bozabilmekte onları kaygı ve tasalara sürükleyebilmektedir (Oğuzkan, 1997). Edebi masal alanında dünyaca ün kazanmış ve eserleri çocuk edebiyatı klasikleri olan başlıca yazarlar şunlardır: Danimarkalı Hans Christian Andersen(1805-1875), İrlandalı Oscar Wilde(1854-1900) ile Jonathan Swift(1667-1745), İngiliz Lewis Caroll(1832- 1898), İsviçreli Selma Lagerlöf(1850-1940), Fransız Alphonse Daudet(1840-1897) ile Charles Perrault(1628-1703) ve Alman Jacob-Wilhelm Grimm(1785-1863/1786-1859) Kardeşler (Oğuzkan 1997, s. 29). 2.2.5. Edebiyatımızda çocuk masalı. Türk halk masallarından bir çoğunu yazarlarımız çocuklar için yeniden yazmaya başlamıştır. Örneğin, Orhan Şaik Gökyay, XIV. yy Anadolu Türkçesiyle yazılan Dede Korkut Hikayeleri’ni günümüz Türkçesine çevirerek önce Bugünkü Dille Dede Korkut Masalları (1939) ve Bugünkü Korkud’un Kitabı(1973) adında bir eser daha yazmıştır. Adnan Binyazar’ın Dedem Korkut’tan Öyküler (1972) ve Erdal Öz’ün Dedem Korkut (Masallar) adlı kitapları da aynı kaynaktan yararlanılarak yazılmıştır (Oğuzkan, 1997). Kimi yazarlarımız ise Anadolu’nun değişik bölgelerinde söylenegelen masallarımızı yazı dilimize kazandırmışlar ve böylece çocuk edebiyatımızı da zenginleştirmişlerdir. Bu konuda en yoğun çabayı Eflatun Cem Güney (1896-1981) göstermiştir. Güney’in başlıca eserleri şunlardır: Dertli Kaval (1945), Nar Tanesi (1946), Karayılan ve Karagülmez (1946), Zümrütanka (1948), Açıl Sofram Açıl (1949), Âşık Garip (1950), Akıl Kutusu (1953), Bir Varmış Bir Yokmuş (1956), ve Gökten Üç Elma Düştü (1960). Güney’in Açıl Sofram Açıl adlı eseri 1956 yılında Hans Christian Andersen Masal Kurumu’nun düzenlediği “Uluslararası Çocuk Kitapları Şeref Listesi”nde yer almıştır (Nas, 2004). Yurdumuz masallarını bugünkü dille yeniden yazma konusunda sürekli bir çaba gösteren bir başka yazarımız ise Oğuz Tansel’dir.Tansel’in bugüne değin yayımlanan masal 94 kitapları şunlardır: Altı Kardeşler (1959), Yedi Devler (1960), Üç Kızlar (1963), Mavi Gelin(1966) ve Allı ile Fırfırı (1976). Yazar, son eseriyle Türk Dil Kurumu’nun 1978 En İyi Çocuk Kitabı ödülünü kazanmıştır (Oğuzkan, 2001). Uzun yıllardan beri Türk masalları üzerinde çalışan ve yayımladığı kitaplarla çocukların ilgisini çeken bir yazarımız da Naki Tezel’dir. Tezel’in bir kısmı “Tezel Amca” adı altında yayımlanan başlıca eserleri şunlardır: Keloğlan Masalları(1936), Beybörek(1942), Alabalık(1944), Altın Araba(1944), Yeşil Kuş(1945), Peri Kızı(1945), Konuşan Kaval(1946), Şamdan Kız(1946), Talih Kuşu(1960) ve Kayıp Sultan (1962) (Nas, 2004). Son yıllarda daha başka yazarlarımız da çocuklar için masal yazmaya başlamıştır. Dileği Gerçekleşmeyen Kız(1963), Güllü Padişah (1963) ve Mavi Pullu Balık eserleriyle İbrahim Zeki Burdurlu’yu, Deve Tellal, Pire Berber İken (1975) adlı kitabıyla Tarık Dursun K.’yi Şeytanın Altınları(1976) adlı eserleriyle Ülkü Tamer’i ve Mavi Orman adlı masal kitabıyla Güngör Dilmen’i sayabiliriz (Oğuzkan, 1997, s.29-30). Kıbrıs (2010) masalın Türk edebiyatında sözlü olarak çok eskiden beri var olduğunu; fakat yazılı olarak fabllardan sonra çıktığını ifade etmiştir. Masalların yazıya geçirilmesi Cumhuriyet’ten sonra 1940’lara doğru olduğunu, manzum olarak Seyfi Orhan ve Ziya Gökalp’in eserler verdiğini, düz yazı olarak ise 1040’tan sonra artığını belirtmiştir. Kıbrıs (2010) “Bugünkü Dille Dede Korkut Masalları” adlı yapıtıyla Orhan Şaik Gökyay’ın masallar konusunda öncülüğü yaptığını daha sonra bu sırada Eflatun Cem Güney’in halk masallarını derleyerek yeni biçimde Çocuk Edebiyatına kazandırmış, Profesör Ahmet Caferoğlu, Pertev Naili Boratav ve Nazi Tekel de halk masallarını yazılı olarak edebiyatımıza kazandırmışlardır. Cahit Uçuk, Oğuz Tansel ve İbrahim Zeki Burdurlu da yapay masal yazarlarındandır. Kıbrıs (2010) 1970 sonrası dönemde Türk Edebiyatında İsmail Sivri, Ahmet Kahraman, Yaşar Kemal, Erol Toy, Ülkü Tamer, Ahmet Uysal gibi yazarların özgün 95 masallarla ortaya çıktıklarını ifade etmiştir. Kıbrıs İran-Azerbaycan edebiyatının temsilcisi olan Samed Behrengi’nin Türk olmadığı halde Küçük Kara Balık, Bir Şeftali Bin Şeftali, Bir Vardı Bir Yoktu, Köroğlu Geliyor, Püsküllü Deve, Sevgi Masalı, Pancarcı Çocuk, Kel Güvercinci gibi eserlerle Türk edebiyatına katkıda bulunduğunu aktarmıştır. 1980 sonrasında ise Türk Çocuk Edebiyatı’nda Mevlana İdris Zengin, Mustafa Ruhi Şirin, Tarık Dursun Kalkınç, Mavisel Yener, Ayşe Kilimci, Hasan Latif Sarıyüce, Gülten Dayıoğlu, Aytül Akal gibi isimlerden söz edilebilir. Şimşek (2002) Türkiye’de ilk masal derlemelerinin Teodor Menzel, Radloff, Ignacz Kunoş gibi araştırmacılar tarafından yapıldığını, Ziya Gökalp’in katkısıyla da masalın yazılı edebiyatın ilgi alanına girdiğini belirtmiştir. Eflatun Cem Güney de derlediği masalları Türk masal edebiyatına yeniden kazandırmıştır. En Güzel Türk Masalları(1948), Bir Varmış Bir Yokmuş (1956), Evvel Zaman İçinde (1957), Gökten Üç Elma Düştü (1960), Az Gittim Uz Gittim (1961), Ağlayan Nar ile Gülen Ayva (1969), Hasırcı Baba ile Keloğlan (1969), Altın Gergef (1971) Eflatun Cem Güney’in masallarına örnektir. Pertev Naili Boratav’ın Az Gittik Uz Gittik (1969); Naki Tezel’in Türk Masalları (1971); Tahir Alangu’nun Billur Köşk Masalları (1961), Keloğlan Masalları (1967); Saim Sakaoğlu’nun Gümüşhane Masalları (1973); Umay Günay’ın Elazığ Masalları (1973); Ümit Kaftancıoğlu’nun Tek Atlı Tekin Olmaz (1973); Bilge Seyidoğlu’nun Erzurum Masalları (1999); Tarık Dursun K.’nin Güzel Uykular Alara, ve Bir Küçük Adam Varmış; Cahit Zarifoğlu’nun Motorlu Kuş; Mustafa Ruhi Şirin’in Guguklu Saatin Kumrusu; Emin Öztürk’ün Gül Ağacı; Hasan Latif Sarıyüce’nin Gökten Üç Elma Düştü; Aytül Akal Geceyi Unutan Fil; Ahmethan Yılmaz Karanfilli Dev Amca; Mevlana İdris Uçan Eşek; Sadık Yalnızuçanlar Mavi Kanatlı Bir Kuş önemli Türk masallarındandır. 2.2.6. Çocuk masallarının özellikleri. Masallarda Greimas’ın da belirttiği gibi karşıtlık unsurları bulunmaktadır. Güzel karşısında çirkin, iyi karşısında kötü verilmektedir. 96 Burada amaç çocuğun karşılaştırma yapabilmesi ve iki durumun da sonuçlarını net bir şekilde görebilmesidir. Hayvanlar da insanlar gibi olayların içinde yardımcı karakter olarak genellikle güçsüz ve iyi olanın yanında yer alabilmektedirler. Masalların konusu bir başarı ya da mutluluk hikâyesidir. Amaca ulaşılana kadar da birtakım zorluklar kötü insanlarla mücadele edilerek aşılır. Karakterler bir tipi temsil eder ya tamamıyla iyi ya da tamamıyla kötüdür. Bu nedenle karakter özellikleriyle çelişen eylemlerde bulunmazlar. Masal boyunca okuyucu ya da dinleyici bu iyi karakterlerin karşılaştıkları eylemlere onlarla birlikte üzülür ya da sevinir. İyi bir masal kişinin dikkatini ana fikir üzerine çekmelidir. Çok çeşitli olay ve karakterler okuyucu ya da dinleyicinin ilgisini dağıtabilir. Genellikle olay sayısı üçtür. Bu açıdan Binbir Gece Masalları çocuklara uygun değildir; çünkü bir konudan diğerine geçmektedir. İyi bir masalda bir mantık düzeni olmalı, olaylar karakterlerin özellikleriyle çelişmemelidir ve sonuç her zaman gerçeğe uygun olmak zorunda değildir (Zengin, 2003, s.72). Halk masalları özgün biçimleriyle ele alınacak olursa çocuklar için değildir. Çünkü bu masallarda yer alan birçok olumsuz imge çocuklar üzerinde olumsuz bir etki bırakma riskine sahiptir. Örneğin Grimm masallarında Hansel ve Gratel’in cadıyı kazana atmaları, prensesin kurbağayı duvara çarpıp öldürmek istemesi ya da prensin canavarı parçalaması gibi durumlar çocuğa görelik ilkesine ters düşmektedir (İpşiroğlu, 1997). Masallarda dil ve üslup masalın türüne göre değişmektedir. Destanlarda yalın anlatım hâkimdir. Büyük düşünceler basit bir dille ifade edilmektedir. Peri masallarında ise romantik bazen güldürü unsurları ve şiirler içeren ahenkli bir anlatım kullanılmaktadır. Peri masalı seven çocuklar bir süre sonra şiir ve müzikten zevk almaya başlar. Halk 97 masalları çocuğun güven, başarma ve sevgi ihtiyaçlarını karşılar. Konuların çeşitli olması ise çocuklarda hayal gücünü geliştirir ve değişik konulara da ilgi duymalarını sağlar (Zengin, 2003, s.83). Masallarda olağanüstü kişiler yer almaktadır. Olaylar ve mekânlar hayal ürünüdür. Olayların çözümünde fal, büyü gibi esrarlı olaylar etkilidir. Edebi masallar yazarın ustalığını yansıtır. Yazarlar ahlaki amaçlarla toplumun durumunu yansıtırlar. Halk masallarının yalın ve basitliğine karşı edebi masallar süslü ve karmaşıktır. Masalları diğer yazı türlerinden ayıran özelliklerinin başında olağanüstü olaylar ve karakterler üzerine inşa edilmiş olması gelir. Bir diğer özellik masalların nerede ve ne zaman geçtiğinin bilinmemesidir. Bu nedenle de masalların çoğunun nerede, ne zaman ve kim tarafından ortaya çıktığı bilinmemekle birlikte zamanla ağızdan ağıza aktarılarak yazıya geçirilmiş ve günümüze kadar ulaşabilmiştir. Söz konusu masallar insanlığın geçirdiği çağlardan da izler taşımaktadır. O yüzden de bu masallar geçmiş zamanda yaşayan kişilerin edebiyat ve felsefe anlayışlarına, dünya görüşlerine, o çağlardaki dinler ve özellikleri hakkındaki bilgilere de ışık tutar niteliktedir. Hayal ürünü olan masallarda kimi zaman gerçeğe uygun olaylarla, yerlerle ve karakterlerle de karşılaşılır. Örneğin keloğlan, kırmızı başlıklı kız, kral, cüce … gibi karakterler günlük hayatta da karşılaşılabilecek tiplerdir. Masallarda vezir, prens, prenses, sultan, padişah, kral … gibi olağan kişiler ve peri kızı, cüce, dev, peri, cin, ejderha, gulyabani … gibi olağanüstü kişiler yer almaktadır. Masalların birçok ortak özellikleri olmasına rağmen toplumlar bu masallara ahlak, din , dünya görüşü, insan ilişkileri, gelenek, görenekleri gibi kendi kültürlerinden özellikler de eklemektedirler. Bu nedenle aynı karakterler farklı tiplerle ortaya çıkabilmekte veya aynı masal ve olaylar birtakım ekleme ve çıkarmalarla topluma uygun hale getirilmektedir. Örneğin, Kırmızı Başlıklı Kız bir masalda genç kız, diğerinde küçük çocuk olabilmekte ya da pamuk prenses bir toplumda kapalı kıyafetlerle resmedilirken diğer toplumda dekolteli olarak 98 resmedilebilmektedir. Yine aralarda geçen konuşmalar da toplumun değer yargılarına uygun biçimde olmakta ve masalın sonu da yine çocuğun anlayışı ile çelişecek onu yanlış yönlendirecek şekilde olmamaktadır. Bu bağlamda Kırmızı Başlıklı Kız masalı Grimm Kardeşler tarafından büyükanne kurdun karnından ormancı tarafından kurtarılırken Andersen aynı masalı kurdun Kırmızı Başlıklı Kız’ı da yemesiyle sonlanmaktadır. Bu gibi farklılıklara ek olarak biçimsel farklılıklar da vardır. Onlardan birisi de Türk masallarındaki tekerleme yabancı masallarda bulunmaz. Masallar çocuğun ruhsal gelişimini tamamlamak, okuduklarını kolay anlamasını sağlamak ve edebi zevki artırmak gibi amaçlar taşımaktadır. Kimi görüşler masalın çocuk için yararlı olduğunu savunurken kimileri de gerçek dünyada olmayan durumlar içermesi sebebiyle masalları faydalı bulmamaktadır. lgi ve merak düzeyine uygunluk, eğlendirici olma, konu ve içerik uygunluğu önemlidir. Edebi eserler çocukların yaşamında yetişkinlere göre daha fazla yer tutmaktadır. Bu yüzden de çocuk üzerinde bıraktığı etki daha derindir. Çocuk gerçek hayatta eksikliğini duyduğu şeyleri hayal dünyasında tamamlayabilmektedir. Bu boşluğu doldurması açısından edebi eserler içerisinde masal da önemli bir yere sahiptir. “Hayatın en tatlı çağı çocukluktur. Bu devirde dinlenilen peri masalları en güzel romanlardan vecidlidir (Ziya Gökalp).” Arıcı (2016) sözlü edebiyat ürünü olan masalın en dikkat çeken yanının hayal mahsulü olması olduğunu Andersen masallarının gerçek yaşamdan kesitler taşımasına rağmen diğer masallarda bunun pek görülmediğini ifade etmiştir. Ona göre, insanlar yapmak isteyip yapamadıklarını hayallerinde canlandırarak gerçek dışı tip ve olaylara yüklemişlerdir. Bu nedenle masallarda yer alan devler, periler, Anka kuşu, Kafdağı gibi kavramlar bulunmaktadır. 99 Sınar Çılgın (2007) çocuklara okuma alışkanlığı kazandırırken uygun eserlerin seçilmesinin önemli olduğunu ifade etmiştir. Çocuk edebiyatı eserlerini kaleme alanların ve belirli yaşa kadar çocuklara da kitabı yetişkinlerin aldığı düşünüldüğünde çocuk yayınlarında bulunması gereken özellikleri bilmenin önemli olduğu sonucuna varılır. Sınar Çılgın (2007) masalların olay örgüsü, üslup, kurgu ve kahramanlar açısından diğer edebi türlerden farklı olduğunu ifade etmiştir. Ona göre, masal insanın geniş hayal gücünü yansıtan hayal hikâyesidir. Ayrıca, masal sadece çocukları ilgilendiren ve onlar için üretilmiş bir tür değildir. Masallar kültür aktarımı ve eğitim açısından önemli araçlardır. Sınar Çılgın (2007)’a göre masallar 4 ile 8 yaş arası çocuklar için uygundur. Çocuk bu yaşlarda masal aracılığıyla kendine büyülü bir dünya kurar. Masaldaki olağanüstü dünya ve sırlarla dolu maceralar çocuklara çekici gelmektedir. Masal kahramanları diğer edebi türlerle kıyaslandığında daha az özellik içerirler. Masalın temelinde iyilik ve kötülük temaları olduğu için bu karakterler de ya iyidir ya kötüdür. Masallarda yer alan temaların evrensel oluşu bir bakıma yeryüzündeki tüm insanların temsilidir. Çocuk bu ortak motifleri yakalamaya başladığı zaman masaldan aldığı tat giderek daha çok artmaya başlayacaktır. Karşılaştıklarını kendi dünyası ile bağlantı kurmaya başlaması çocuğun hayatı sentezleme ediminin başlangıcı olarak nitelendirilebilir. Masal kahramanının gerçekleştirdiği yerin dibine girme, göğün üzerine çıkma, sıska bedeni ile çelişen büyük işler yapma gibi normal şartlarda sahip olduğu özelliklerle gerçekleştiremeyeceği imkânsız olaylar çocuğun düş dünyasına katkı sağlar. Sınar Çılgın (2007) masalın insanoğlunun iyi-kötü, güçlü-güçsüz yanlarını dilek ve özlemlerini ortaya koyduğunu belirtmiştir. Bu noktada her masalın hayatın bir gerçeğine gönderimde bulunduğu söylenilebilir. Masaldaki kurmaca metin ve hayali kahramanlar gerçek hayatı temsil eden birer semboldürler. Masal kahramanının kötü güçlerle girdiği mücadele bir biçimde onun yaşadığı şartları değiştirme isteğini ifade etmektedir. Kahramanın büyülü nesneler yardımıyla, zekâsı ile ya da başka varlıkların desteğiyle alt ettiği kötü kişiler aslında 100 gerçek hayatta karşılaşılabilecek tehlikelerin göstergesidir. Sınar Çılgın (2007) masaldaki aksiyonların ve tekrarlı yapıların çocuğun masala katılımını ve sonrasında ne olacağını tahmin etme imkanını sağlaması açısından önemli olduğunu belirtmiştir. Türk masallarında en çok karşılaşılan kahramanlar padişah ve çocukları, tüccar, fakir kadın-adam ve çocukları, dev, cadı, peri kızı ve Keloğlan’dır. Zekânın ve kurnazlığın temsilcisi Keloğlan bu tipler içerisinde en sevilenidir. Çirkin, sıska olan Keloğlan haksızlığa uğramasına rağmen aklına koyduğunu yapar, kötülerin cezasını verir ve padişahın kızı ile evlenerek zengin olur. Toplumda bir yer ve söz sahibi olur. Güleryüz (2013) masallarda konuların ve eylemlerin önemli olduğunu belirterek masallarda kendisine kötü davranılan kişilerle sıklıkla karşılaşıldığını ifade etmiştir. Türk masalları için hükümdar padişah olurken Batıda kral olmaktadır. Masal boyunca iyi insanlar hep iyi iken kötü insanlar hep kötü olmaktadır. Masalın sonunda kötüler cezalandırılırken iyiler bir biçimde ödüllendirilmektedir. Keloğlan karakteri Türk masalları için alçakgönüllü, sabırlı, çilekeş ve cefakâr insanları temsil etmektedir. Güleryüz (2013) masallarda batıl inançlara dayanan doğaüstü yaratıkların da yer aldığını, cinlerin erkekleri, perilerin ise kızları temsil ettiğini belirtmiştir. Kötülüğün temsilcisi cadılar, olağanüstü güçlere sahip sihirbazlar ve büyücüler de masallarda önemli bir yer tutmaktadır. Bu doğaüstü varlıklar yer altlarında ya da ormanların derinlikleri gibi insanlardan uzak yerlerde yaşamaktadırlar. Devler, ejderhalar ve canavarlar da yine masallarda rastlanılan dağları, kayaları yerinden oynatan güçlü yaratıklardır. Bunların yanı sıra kurnaz tilkiler, güçlü aslanlar, sakin ayılar, kötü yılanlar da masallarda gerçek hayattan alınmış hayvanlara da rastlanılmaktadır. Kıbrıs (2010) masalın örgün eğitim kurumlarının olmadığı dönemde insanların yaşantılarından örnekler aktarmak için eğitim aracı olarak kullanıldığını ve adının örnek anlamına gelen “mesel” sözcüğünden türetilebilme ihtimalinin olduğunu ifade etmiştir. 101 Kıbrıs (2010) Hint edebiyatının önemli başyapıtı olan “Kelile ve Dimne” adlı masalın İ. Ö. 1. yüzyılda yaşamış olan Beydeba’nın aynı zamanda öğrencisi olan Debşelem’e ülkesini kötü yöneten acımasız hükümdar ve söyleyemediği öğütleri söyleyebilmek amacıyla yazdığını ifade etmiştir. Eserde Kelile doğruluğu ve dürüstlüğü simgelerken; Dimne yalanı, acımasızlığı ve iki yüzlülüğü temsil etmiştir. Buradan hareketle de masalların kişilere doğru olan davranışı kazandırmak ve onları etkilemek amacıyla yazıldığı söylenilebilir. Kıbrıs (2010) aynı konu ve ana düşünceye sahip masalların başka toplumlar tarafından dil ve anlatım açısından farklı biçimlerde aktarıldığını ifade etmiştir. Buna örnek olarak ise Türk masallarının girişinde yer alan tekerlemelerin ve sonunda yer verilen dua bölümünün başka ulusların masallarında olmaması durumunu vermiştir. Kıbrıs (2010) çocuğa anadili sevgisi aşılamak amacıyla tekerlemelerin, bilmecelerin, türkülerin, ninnilerin ve manilerin kullanılabileceğini ifade etmiştir. Masallarda yer ve zaman kavramının olmaması ilk defa nerede, ne zaman ve kim tarafından söylenildiğinin bilinmemesine bağlıdır. Bu şekilde anlatılagelerek söz konusu masal toplumun malı olmuş ve bir şekilde muhakkak az da olsa değişime uğrayarak günümüze ulaşmıştır. Yazar, bu uyarlama sürecinde masala kendinden bir şeyler katmamış olsa bile ilk söylendiği anda yazıya geçirilmediği yazının sözlü dilden daha sonra ortaya çıktığı gibi hesaplamalarla masalın aslını yansıtma olasılığının imkânsız olduğu söylenilebilir. Yazar kendisinden bir şeyler ekleyerek ya da kendisine ulaştığı biçimde masalı yansıtabilir. Fakat her ne şekilde olursa olsun masalı içinde bulunduğu toplumun değerlerine bir biçimde uyarlar. Aksi takdirde masal o toplum tarafından kabul görmeyerek beklenilen ilgiyi vermez. 2.2.7. Çocuk ve masal. M. Şakip Tunç’un dediği gibi, masal insanlara, insanlığın çocukluk dönemindeki çocuk için bir gereksinmedir masal. Bruno Bettelheim bu gereksinmeyi şöyle belirtiyor: Anababanın kendisini terk edeceğinden korkan Oidipus Karmaşası (kompleks) içinde suçluluk duygusunu yaşayan çocuk, masallarda kuşkularının, 102 sorunlarının simgelerle dile geldiğini görünce, sorunlarının bir çözümü olacağını anlar, rahatlar (Akt: Kurt 2000, s. 309-310 akt. Nas, 2004, s. 49). “Demek ki, masal çocuğun iç dünyasını yansıtıyor. Andre Maurois’ya (1885-1969) göre, masal olmasaydı, çocuklar onu mutlaka yaratırlardı (Oğuzkan 1983, s.31).” Erol Yıldır şöyle diyor: “Masallar kadar insanı hayata hazırlayan, duygularını besleyen bir başka tür yoktur. Bu bereketli kaynak, geleceğin insanını şekillendirir (Akt. Yavuz, 2002, s.16).” Eflatun Cem Güney de “Masallar sadece hayal ve fantezi mahsulü değildir. Çeşitli motiflerle nice sosyal realiteler çizgileştirilmekte ve hele çoğu insan ruhlarında yapılmış bir seyahat hissi vermektedir(Akt. Yavuz, 2002, s.17).” Bir çocuk hiçbir zaman bir karga veya bir tilkinin gerçekten konuşacağına inanmaz. Fakat böyle olağanüstülüklere ihtiyacı vardır. Nitekim kendi bebeklerine birer kişilik yakıştıran, onlarla konuşan ve her türlü sahneler düzenleyen bir yavru, yarattığı olaylara inanmış değildir. Yanlış kanılar, boş inançlar, yanlış fikirler, çocuklarda çevrelerindeki yetişkin insanları taklit ederek, onlardan geçerek meydana gelebilir ki, asıl bunlardan çekinmek gerekir. Yoksa hayatın gıdası olan eserlerden değil (Gövsa akt. Oğuzkan, 1971, s.32). Çocuk için yaşamın nesneleri, çevresindeki insanlar ve olaylar karşıt değerlerle vardır, insanlar ya iyidir, ya kötüdür. Çocuğun değerlerler sistemindeki bu tek yanlı ve doğal bakış açısı, masalın benzer özellikleriyle örtüşmektedir. Öte yandan masallarda yer alan olaylar, gerçek yaşamın zor ve karmaşık yanlarının basitleştirilmiş bir modeli gibidir (…) Masalın mantığı ile çocuğun mantığı ortak bir tabanı paylaşmaya başlar (Dilidüzgün 1996, s.36 akt. Nas, 2004, s.55). 2.2.8. Çocuk masalların taşıması gereken özellikler. Sever (2010) çocuğun anadilini öğrenirken önemli bir araç olan masalların çocuğun ihtiyacına ve ilgisine yönelik, gerçek yaşam ile kurmaca yaşam arasında bağ kurabileceği bir içeriğe sahip olması gerektiğini 103 belirmiştir. Masalın eğitici ve öğretici işlevlerinin yanı sıra örtük biçimde imgesel bir dil ile anlatı içerisinde yaşamla ilgili bir bakış açısı ve estetik haz sunması gerekmektedir. Masalda konular çocukların psikolojisini bozmamalı ve onları korkutmamalı, hayal gücünü kötüye kullanmamalı, toplumun değer yargılarına ters konular içermemeli, çocuğa ve yaşına uygun olmalı, kötü sözler içermemeli, çocuklara yardımseverlik ve dayanışma gibi olumlu edimleri aşılamalı, eğlendirici olmalı, akıcı bir anlatımla ve yalın bir dille sunulmalı, yeterince konuşma içermeli, sözdizimi dikkat çekici ve akıcı olmalı, düğüm bölümü ustaca işlenmeli ve olaylar şaşırtıcı biçimde sonuçlanmalıdır. Masallardaki kötü ve olağanüstü karakterler biçimlendirilirken de çocuğa görelik ilkesi göz önüne alınmalı, bu karakterlerin ve eylemlerinin korku yaratmamasına ve abartılmamasına dikkat edilmelidir.Bu yaşlardaki çocukların yenilgiyi kabul edecek güçte olmadıklarından ve kahramanla kendilerini özdeşleştirdiklerinden korkutucu ve üzücü öğeler ölçülü biçimde abartılmadan işlenmeli ve masal çatışma, karşıtlık, sorunlar içerse de mutlu sonla bitmelidir (Ural, 1988). Şimşek (2002) masallarda doğru-yanlış, iyi-kötü, haklı-haksız, adalet-zulüm, alçakgönüllülük-kibir gibi karşıt kavramları temsil eden kahramanların mücadelesinin yer aldığını belirtmiştir. Ulaşılması zor hedefler, bu hedeflere ulaşma azmi, aklın test edilmesi, gücün sınanması ve liyakat kazanma gibi özellikler işlenmektedir. Masallar yerel unsurlarla zenginleşirler. Genellikle tek olay anlatılır. Hayal-gerçek, maddi-manevi, somut-soyut ikili karşıtlıkları oluşturan unsurlar insanları eğlendirirken örnek model de oluşturmaktadır. Tezel, Türk masallarında padişah, şehzade, vezir, tüccar,derviş, köylü, cadı, hırsız, şeyh… gibi toplumun her kesiminden ve kademesinden insanlara rastlanıldığını aktarmıştır. Bu kahramanlar Türk toplumunu temsil etmektedir. Masallarda dürüst-sahtekar, adil-zalim, akıllı-aptal gibi tipler karşı karşıya getirilerek olumlu-olumsuz tiplerle uzak durulması ve örnek alınması gereken davranışlar sunulmaktadır. 104 Sever (2010) okul öncesi yaşlarda çocuk için kitabın sadece eğlenceli bir oyuncaktan ibaret olduğunu belirtmiştir. Yetişkinler için ise kitap iyi bir eğitim aracıdır. Çocukların kitaplar aracılığıyla eğitildikleri düşünüldüğünde kitapların çocuğa haz vermesi ve edebi anlamda da değer taşıması gerekmektedir. Kıbrıs (2010) çocuklarda kitaplara karşı ilgi oluşturabilmek, okuma alışkanlığı kazandırabilmek için çocuk kitaplarının yaş, ilgi, cinsiyet ve eğitim düzeyleri dikkate alınarak birtakım nitelikleri taşıması gerektiğini belirtmiştir. Sever (2010) anayasa ilkelerinin dışına çıkan, ideolojilerin empoze edilmeye çalışıldığı, değer yargılarının küçümsenip kültürel ögelere karşı çıkan, çocukların duygularını istismar eden, dini inançların tartışıldığı yayınların çocuk için zararlı olduğunu ifade etmiştir. Ona göre, çocuk kitabında şiddet ögesi ona sağlıklı bir bakış açısı kazandırabilmek amacıyla yer alabilir. Kıbrıs (2010) çocuk kitaplarının Türkçeyi doğru ve etkili kullanma, metinlerarası okuma, araştırmaya, iletişimi güçlendirme, problem çözme, eleştirel ve yaratıcı düşünme, kişisel ve sosyal değerlere önem verme gibi kazanımları destekleyecek biçimde hazırlanması gerektiğini ifade etmiştir. Okul öncesi masal dönem 2-6 yaş arasını kapsamaktadır. Bu dönemi çocuk ailesiyle aile ortamında geçirir, anadilini aile ve çevresinin imkan verdiği ölçüde öğrenir, duygu ve düşüncelerini bu edinimin elverdiği ölçüde ifade edebilir. İleriki yaşlarda çocuklarda okumaya karşı bir ilginin ve okuma alışkanlığının olması için, oyun çağından itibaren çocuğun hayatında kitabın önemli bir yeri vardır. İki yaşından itibaren çocuk renkli oyuncaklara ilgi duymaya başlar ve bu nedenle gördüğü resimlerle ilgili de bir şeyler anlatmaya çalışır. Kıbrıs bu süreçte çocuğa resimli kitaplar sunularak resimlerin yetişkin yardımıyla çocuklara yorumlatılması gerektiğini ifade etmiştir. Bu eylemler ona göre çocuğun kendisi ve çevresini tanıyarak kişiliğini kazanması noktasında katkı sağlayacaktır. 105 Okul öncesi dönemde resim, çizgi, renk gibi estetik öğelerle tanışan çocuğun, bu sayede sanata karşı da bir duyarlılığının oluştuğunu ifade etmiştir. Sever (2010) kitapların okul öncesi dönemdeki çocukların öğrendikleri yeni kavramları adlandırmalarına katkı sağladığını ve bu kavramlar arasında ilişki kurma gibi bilişsel süreçlerini işlettiğini belirtmiştir. Ona göre, çocuklar sevdikleriyle zaman paylaşmalarını sağlayan kitap nesnesine karşı saygı ve sevgi oluşturmaya ve temel beceri kurallarına ilişkin deneyimleri edinmeye, dilin inceliklerini sezmeye başlar. Öğrendiği nesne adlarıyla birlikte kavramsal öğeleri içeren gelişim sürecine katkı sağlar. Kıbrıs (2010) 4-5 yaşlarında çocuklara önce sayıları sonra harfleri öğretmek amacıyla kitap verilebileceğini, kitaplardaki resimlerin altına çocuğun dünyasından seçilen sözcükler ve kısa tümceler verilebileceğini belirtmiştir. Ona göre, kitaplarda yer alan sayı, sözcük ve tümceleri merak eden çocuk bu sayede okuma edimine karşı güdülenecektir. Kıbrıs’ın da belirttiği üzere çocuk kitaplarında yer alan öykü ve masalların eğitici konulardan oluşması gerekmektedir. Sever (2010)’e göre, okul öncesi dönemde çocuklar büyüklerin kendilerine masal ve öykü okumalarından da hoşlanırlar; fakat bu kitaplar bol resimli olmalı ve resim, konu ve içerik açısından nitelikli olmalıdır. Çocuk kitaplarındaki görseller Sever’e göre nesnelerin belirgin özelliklerine dikkat çekerek çocukların algı dünyasına katkıda bulunmalıdır. Kıbrıs (2010) masal çağı döneminin çocuğun okula başlamadan 2-3 yıl önce başladığını ve okul yıllarında da devam ettiğini ifade etmiştir. Bu dönemde ilgi daha çok kişileri çocuk ve hayvandan oluşan öykü ve masallara karşıdır. Çocuk okuduğu ya da dinlediği masal ve hikayeyi kendi hayatı ile özdeşleştirebilirse duygu ve düşüncelerini sorgulayıp kendini geliştirme imkanı yakalayabilir. Bu noktada kitaptaki temaların içeriğinin kazanımları destekleyen konularda olmasına ve çocukların 106 dikkat sürelerinin kısa olduğu göz önüne alınarak sayfa sayısı az olmasına ve fazla karakter içermemesine dikkat edilmelidir. Celepoğlu (2011)’na göre çizer metni iyi anlayarak resimleri oluşturmalı, renklere dikkat etmeli, seçilen renkler birbirleriyle uyumlu olmalıdır. Resimler belirli bir düzene göre yazı ile bütünleşecek biçimde yerleştirilmelidir. Yazarlar, yayınevleri ve çizerler ortak hareket etmeli, ekonomik kaygılarla hareket edilmeli ve bu alanda yenilikler takip edilmelidir Güleryüz (2013)’e göre, çocuk masalları canlı ve heyecan verici olmalı, yaşa uygun sözcükler içermeli, şiir gibi akıcı olmalı, dinleyende merak duygusu uyandırmalı, olaylar arasındaki bağı iyi kurgulamalı, amaca uygun biçimde sonlandırılmalıdır. Çocuğa yaşam sevinci aşılamalı, değer yargılarına ters düşmemeli, tüm canlılara iyi davranma farkındalığı oluşturmalı, iyilik, doğruluk ve çalışkanlık gibi olumlu özellikler kazandırmalı, sorunları çözme, yaratıcı ve yenilikçi düşünebilme yetisi kazandırmalıdır. Sınar Çılgın (2007) masal seçilirken eğlendirici olmasının yanı sıra küçük çocukların dikkat sürelerinin de göz önünde bulundurularak uzun masallar seçilmemesi gerektiğinden yanadır. Konu seçerken çocuğun yaşı da göz önünde bulundurulmalıdır. Bu noktada küçük çocukların içinde hayvanların, yaşıtlarının, doğa ve ev hayatının geçtiği masallardan daha çok hoşlandıkları bilinmektedir. Yıllar & Turan (2011) masalların insanların yapmak isteyip de yapamadıklarını hayallerinde canlandırarak, gerçek dışı ve olağanüstü tiplere yükleyerek zaman içinde yoğurması sonucunda ortaya çıktığını ifade etmiştir. Masalın dili sade, üslubu akıcıdır. Küçük bir çocuktan yetişkine kadar toplumun her kesimine hitap eden bir söyleme sahiptir ve içerisinde anonim halk edebiyatı ürünleri (atasözü, alkış, kargış, deyimler vb.) de yer almaktadır. Yıllar & Turan (2011)’a göre masalların eğlendirmek, eğitmek ve tarihe kaynaklık etmek gibi işlevlerinin olduğunu ifade etmiştir. Gelenek ve göreneklerin kuşaktan kuşağa 107 aktarılmasında masalların önemli bir yeri vardır. Arıcı’nın (2001) yaptığı araştırma sonucunda da görüldüğü üzere ilköğretim öğrencilerinin büyük çoğunluğu masalları beğenmekte, kahramanları kendilerine örnek almakta ve dil becerilerinin gelişmesine katkı sağlamaktadır. Bu nedenle ders kitaplarında daha fazla masal görmek istediklerini tespit etmişlerdir. Masallar sayesinde Türkçe dersleri daha eğlenceli ve zevkli bir hal alabilir. Masallardaki tekerlemeler ile dil öğretimi daha eğlenceli hale gelmekte ve okunan ya da anlatılan masallar çocukların dinleme becerilerini geliştirmektedir. Çocuk eğitiminde bu derece önemli olan masalların nicelik ve nitelik bakımından yeterli olması gerekmektedir. Çocuk kitaplarının çocuğun dil ve bilişsel gelişimi, davranış ve hayal gücü gelişimi, sosyal ve fiziksel çevreyi tanımasına katkı sağlayan çocuk kitaplarının edebi ve gelişimsel değerleri etkili biçimde çocuğa geçirebilmesi için kitapların görsel, içerik ve fiziki tasarımı önem taşımaktadır. Masalların sadece çocuklara has bir tür olmadığı göz önünde bulundurularak şiddet, cinsellik, korku vb. gibi çocuk psikolojisini olumsuz yönde etkileyecek öğeler içeren masallar çocuklarla buluşturulmamalıdır. Çocuk masallarında neşeli, hareketli, konusu ilginç olmalı, olumlu duyguları besleyici olmalı, iletileri doğrudan aktarmak yerine sezdirmeli, yaşamdan çok kopuk olmamalı, gerçeğe dönük olmalı, çocuğu olumsuzlukları kabul etmek yerine onları düzeltmek için mücadele etmeye yönlendirmeli, çocuğu korkutacak olay ve karakterler yer almamalı, gereksiz tekrar ve ayrıntılar yer almamalıdır. 2.2.8.1 .Çocuk masallarının biçimsel özellikleri (Dış Yapı, Şekil). Geleneksel olarak masallar tekerlemeler veya “Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde …..” tümcesiyle başlayıp “Gökten üç elma düşmüş biri onlara, biri size biri de…. ya da “Onlar ermiş muradına…..” şekillerinde sonlandırılmaktadır. Masal içerisinde “Az gittik, uz gittik dere tepe düz gittik” ya da “40 gün 40 gece düğün yapmışlar” biçimlerinde 3 ya da 7 gibi belirli 108 sayıların formülize edilerek yer aldığı ibareler de sıkça yer almaktadır. Fakat son zamanlarda masallara bakıldığında bu ibarelerin sayıca azaldığını ya da hiç yer almadığını görmek mümkündür. Geleneksel masalların yaygınlığı ve çoğu kişi tarafından bilinmesi sebebiyle artık çocuklara çok bilindiği için sıkıcı geldiği düşünülerek yazarlar tarafından ya gelenekselleşmiş masalların sonunu değiştirme ya da bilinmeyen daha ilgi çekici masallar üretme yoluna gidildiği görülmektedir. Ciravoğlu (2000)’na göre çocuk masalları çocukların yaş grubu, yaşadığı yer dikkate alarak seçilmeli, başlangıçta kısa ve basit masallar tercih edilmelidir. Okul öncesi dönem masallarında güldürücü öğeler ilgiyi uyandırmak ve eğitim sürecini olumlu etkilemek için sıkça yer almalıdır. Korkutucu, ürkütücü sahneler çocuk masallarında yer almamalı onların kaygı ve tedirginlik duygularını yaşamasına izin verilmemelidir. Giriş, gelişme ve sonuç bölümleri belirli özlükte ve yalınlıkta düzenli bir şekilde birbirini takip etmeli, bilgi verici, edebi ve ahlaki yönleri çocuğun kişisel gelişimi için güçlü olmalıdır. Masallar anonim eserler oldukları için aynı masallar farklı kişiler tarafından kurguları değişerek ya da değişmeyerek tekrar düzenlenlenebilmektedir. Masallarda zaman ve mekân kavramları her dönemde geçerliliğini koruması için bulunmamaktadır. Masallarda olay dizileri de canlı ve hareketli olmalı, sonuç bölümünün beklenmedik bir şekilde bitirilmesi için çaba sarf edilmelidir. Şimşek (2002) biçim özelliklerinin kitabın boyutları, sayfa ve kapak düzeni, harf karakterleri, resimler ve kağıdın cinsi gibi özellikleri kapsadığını ifade etmiştir. Ona göre çocuk kitabında kapak çok önemlidir. Kitap kapağından başlayarak çocuğu kendisine çekmelidir. Kapak resminde kullanılan renkler çocuğa hitap etmeli, sırt yazısı bulunmalı, kolay taşınabilir bir boyutta olmalıdır. Mat renkli birinci hamur kağıt ya da Avrupa kağıt kullanılmalıdır. Sayfa düzeni (mizanpaj) konusunda da dikkatli olunmalı, resimler metin ile uyumlu olmalı, yazılar okunaklı olmalı, satırlar çok uzun olmamalı, 6-8 yaş arası için paragraflar kısa tutulmalıdır. 109 Okuma kolaylığı için satır aralığı bir buçuk ya da iki olmalıdır. Dilbilgisi, noktalama ve imla açısından hatasız olmalıdır. Okuyucu çocuk da olsa çöp bacaklı insan, üç parmaklı el, Cin Ali tiplemesi gibi çizimlerle çocuğun estetik duygusu zedelenmemelidir. Çocuk kitaplarında resim kitabı çekici hale getirebilmek için süsleme, okuma sürecinde anlatımı somutlaştırmak amacıyla metni açıklayıcı, metne katkı sağlamak amacıyla tamamlama gibi işlevlerle kullanılmaktadır. Sever (2010) çocukların değişik boyutlardaki kitapları karıştırmaktan hoşlandığını aktarmıştır. Ona göre, çocukların gelişim düzeyleri dikkate alınarak yazı ve resim dengesi bu doğrultuda olmalıdır. Kaliteli kâğıt kullanılmadığı takdirde yazılar iyi okunamayacağı, kolay yırtılabileceği ve renk değişmesi gibi durumlar çocuğu okuma isteksizliğine itebilir. Kıbrıs (2010) hangi yaş için olursa olsun dış kapağın çocuğun ilgisini çekecek biçimde tasarlanması, hacim ve ağırlığının çocuğun yaşına uygun olması, görsellerin yaş dikkate alınarak hazırlanması, birinci sınıftan itibaren görsel oranı azalırken yazılı oranın artması gerektiğini yedinci ve sekizinci sınıflarda ise metni açıklama amacı olmadıkça görsel kullanılmaması gerektiğini belirtmiştir. Kâğıt çok parlak ve kalın olmamalı, sayfalar kolay açılmalı ve sağlam olmalı. Harflerin boyutları yaş düzeyine uygun olmalıdır. Birinci sınıf için 20-24, ikinci ve üçüncü sınıf için 18-20 punto, dördüncü ve beşinci sınıf için 12, ileri sınıflarda 10 puntodan aşağı olmamalıdır. Birinci, ikinci ve üçüncü sınıflarda paragraf 3 tümceyi, dördüncü ve beşinci sınıflarda 6-7 tümceyi geçmemelidir. Birinci sınıfta ¼ yazı ¾ resim, ikinci sınıfta 2/4 resim 2/4 yazı, üçüncü sınıfta ¼ resim ¾ yazı olmalı ve dördüncü sınıfta bu oran daha da azaltılmalıdır. Sayfa kenarlarında geniş boşluklar (marjlar) bırakılmalıdır, sayfalar okuma rahatlığı için çift sütun yerine tek sütun olarak düzenlenmelidir. Gözleri yorduğu için kuşe kâğıt ve dayanıklı olmayan kâğıtlar kullanılmamalıdır. Sağlam ve mat renkli bir kâğıt kullanılmalıdır. Baskı temiz olmalı, gözleri yormayan birinci veya ikinci sınıf hamur tercih edilmelidir. Okul 110 öncesi dönem için yayınlar mutlaka resimli olmalıdır. Resim açıklandığı olay ile aynı sayfada bulunmalı, hayal gücünü geliştirmeli, iyi ressamlar tarafından çizilmeli, anlaşılır, konuya uygun ve sevimli olmalıdır. Renkli resimler için renkler doğru kullanılmalıdır. İyi çizilmiş olursa siyah beyaz resim de kullanılabilir. Kapak resmi içeriği özetleyecek kapsamda olmalıdır. Kitabın dışı çocuğun yaşına uygun olmalıdır. Dayanıklılık açısından kapak dikişli ve ciltli olmalıdır. Dağılan ve yıpranan kitap çocuğun ilgisini azaltır ve çocuk kitabı saklayamaz. Bunun bir sonucu olarak da çocuğun şahsi kitaplığını kurma arzusu da engellenebilir (Sınarlı Çılgın, 2007). Celepoğlu (2011) çocuk kitaplarının kalın kapaklı, resimli ve dayanıklı olması gerektiğini belirterek, kapaktaki resmin ilgi çekici ve kitabın konusuyla ilgili olması gerektiğini ve sırt yazısının unutulmaması gerektiğini vurgulamıştır. Kağıtlar mat ve dayanıklı olmalı, göz yorduğu için kuşe kağıt kullanılmamalıdır. Tel yerine dikişle tutturularak tutkalla desteklenmelidir. Sayfa kenarlarında ilk sınıflarda 1.5 satır, ileriki sınıflarda normal aralık bırakılmalıdır. Paragraflar ilk 3 sınıfta daha kısa, ileriki sınıflarda 6 veya 7 tümce olmalıdır. Sever (2010)’e göre, metinleri resimlerle desteklenmesi resimleri açık, anlaşılır, konuya uygun ve hayal gücünü geliştirecek özellikte, çocukların algı ve beğenilerine uygun olacak biçimde kahramanların fiziksel özellikleri ve ruhsal durumları metinde yansıtıldığı biçimde olmalı, geçirdikleri fiziksel değişimler çocuklara algılatılabilmelidir. Şimşek (2002) çocuk kitaplarının çocuğa anadilinin güzelliklerini öğrenebilmesi ve doğru biçimde anadilini kullanabilmesi için bir aracı olduğu düşünüldüğünde kitaplarda Türkçenin doğru kullanılmasına özen gösterilmesi gerekmektedir. Tümceler gereğinden fazla uzun olmamalı ve dilbilgisi kurallarına uygun olmalıdır. Argo ve eski sözcüklerden, yoğun mecazlı anlatımlardan ve sembolik bir üsluptan kaçınılmalıdır. Kıbrıs (2010)’ın da ifade ettiği gibi kitap noktalama ve yazım yönünden kusursuz olmalı, anlatım açık ve yalın, tümceler gereksiz sözlerden arınmış beşinci sınıfa kadar tek 111 özneli ve tek yargılı, beşinci sınıftan sonra ise aşırı olmayacak biçimde girişik ve birleşik tümcelere yer verilebilir. Kitap çocuğun yaşına göre bilmesi gereken sözcük dağarcığına uygun olmalıdır. Döl (1999) çocuk kitaplarında sayfa düzenlemesinin çok önemli olduğundan, resim ve yazıların yerleştirilmesinin, satır aralarının, satır başlarının, alt ve üst boşlukların iyi ayarlanması gerektiğini, resim ve metnin bir bütünlük içerisinde olması gerektiğini ifade etmiştir. Sol marj gözü yormaması için aynı hizadan başlamalıdır. İki veya daha fazla sütunlar gözü yoracağı için sayfalar tek sütun olmalıdır. Yazılarla resimler üst üste olmamalı, çok gerekliyse bu durumda yazının altındaki resimde açık ton kullanılmalıdır. Baskı hataları kesinlikle olmamalıdır. Kitap büyük boyutta olacaksa çocuğun taşıyabileceği ağrılıkta olmasına dikkat edilmelidir. Resmin ait olduğu metnin yanında olmasının takip edilebilme açısından önemlidir. Bu noktada resim ile metnin uyumsuz olması da çocuğu şaşırtır ve anlatılanı anlamasını engelleyerek dikkatini dağıtır. 2.2.8.1.1.Çocuk kitaplarında görsellerin önemi. Siz hiç resimli bir kitap okurken küçük bir çocuğun çok çabuk sayfayı çevirmesine tanık oldunuz mu? ‘Ben daha bu sayfayı okumayı bitirmemiştim’ dediğinizde, çocuk alaycı bir şekilde bakar ve ‘Ama ben bitirdim’ diye yanıtlayabilir. Çocuklar yazılardan çok resimlerin öyküyü anlattığına inanırlar. Siz onlara kitabı okurken sizin öyküyü resimlerden anlattığınızı düşünürler. Aslında iyi bir resimli kitap, öyküyü resim sanatıyla anlatır (Anderson, 2010, s.63). Anderson, bu düşüncesi ile çocuk kitaplarında resimlerin ne kadar önemli bir yeri olduğuna değinmiştir. İpşiroğlu (1997) da çocuk kitaplarında görsellerin önemi hakkında şu görüştedir: Çocuk kitaplarındaki resimler, çocuklara anlatılanları görme olanağını sağladığı gibi çocuk için hikaye ve masalların içeriğini çizgilerle özetler. Görsel algıyı geliştiren resimler, çocukların anlama becerilerini de arttırır. Bir hikaye ya da roman okuduktan sonra bütüncül bir bakışla yapıtın özünü, izleklerini, iletisini çıkarabilmek gerekir. Ama duyu algılarıyla 112 düşünme yetisi gelişmemişse bunun gerçekleşmesi çok zordur. Bu durumda algılanamayan olaylar zincirine bağlı kalacak, olaylar ardındaki bağlantıları kavrayamayacaktır. Bu bakımdan görsel sanatların eğitimde ağırlıklı yer alması gerekir. Şahin (2014) resmin, en eski çağlardan günümüze iletişimi sağlayan, insanların ortak dili olduğunu belirtmiştir. İnsan yaşamının hemen hemen her aşamasında sıkça karşılaştığı resimler, öğrenme yaşantısında da göz ardı edilmeyecek saygın bir yere sahiptir. Bazen bir şeye bakmak ya da sesini duymak asıl tanımlanan şeyi ifade etmemektedir. Ancak resimler aracılığıyla, bir şeyin neyi temsil ettiğini açık ve net bir biçimde algılayabiliriz. Resimler, asıl anlatılmak istenenle, konunun özüyle ilişkilidir. Kimi zaman anlaşılması zor ifadeleri basitleştirme gücüne sahiptir. İnsanın belleğindeki kavramın ete kemiğe bürünmüş biçimidir. Soyut kavramların somutlaştığı, düşüncenin renk ve çizgiyle anlam kazandığı doğal bir uyumdur. Dinlediğimizde tasvirin yetersiz kaldığı, gördüğümüzde ise bizi içine konuk eden bir tablo gibidir resim. Biz yetişkinler için bu denli önemli bir yere sahip olan resmin, çocuklar için nasıl bir güç olduğunu tahmin etmek hiç de zor olmasa gerek. Onların duygu ve düşünce evreninin sınırlarını zorlayan, izlediklerinde yüzlerinde bir tebessüm yaratan, gelişimsel olarak dil becerisi tam anlamıyla tamamlanmadığı halde dudaklarından ses ve sözcüklerin dökülmesini sağlayan ve kavramsal gelişimin kapılarını açan görsel bir uyarandır resim. “Çocukların edinmiş oldukları bu öğrenme becerilerini etkin kılmak ise onların okulöncesi dönemden başlayarak nitelikli çocuk kitaplarıyla tanıştırılmalarıyla mümkündür. Okulöncesi dönemde çocuğu kitaba çeken ilk uyaran, ona kitabı sevdiren başat öğe ise kitabın görsel değeridir (Sever, 2010, s. 167).” Çünkü çocukta resim yapma, resim diliyle iletişim kurma isteğinin uyanması ve kitapla çocuk arasında sevgi bağı oluşması için sanatçı duyarlığı ile yapılmış resimlere gereksinim vardır. Bu duyarlık ile yapılmış resimler, sözcüklerle anlatılanı sanatçının görsel yorumuyla bütünler, 113 metinde anlatılanlara görsel bir renk katar. Yazarın sözel olarak aktaramadığı duygu ve düşüncelerin dışa vurumu için öncülük görevi üstlenir. Metnin kurgu özelliğine uygun olarak çocuğu bazen eğlendirir, bazen heyecanlandırır, bazen de düşündürür. Çocuğun görme, duyma, duyumsama, düş kurma, düşünme ve sezme yetilerini harekete geçirir. Çocuklar, bu nitelikli resimlere zevkle bakarak kendilerince yeni öyküler uydurabilir” (Sever, 2010, s. 60- 64). Cerit & Gökçearslan (2016)’a göre, masal kitabı tasarımında; görsellerin kullanılması iletişimi, düşünmeyi ve öğrenmeyi desteklemektedir. Metin ve görselin birbirini desteklemesi, bilginin kolay algılanabilir, kavranabilir ve hafızada kalıcı olmasında etkili olmaktadır. Bu açıdan düşünüldüğünde, resimsel örneklerin çizimine, rengine, özgünlüğüne, metinle olan ilişkisine, kompozisyonuna ve tekniğine gereken özen gösterilmelidir. “İllüstrasyonun anlatım dili metinde, metinin anlatımı illüstrasyonda saklıdır. Metin illüstrasyonları açıklayıcı, anlatıcı nitelikte olmalıdır. Çocuk metinden anlayamadığını illüstrasyonlara bakarak anlayacağından, illüstrasyonda anlatım bütünlüğü kurulmalıdır. Görsel ifade ve metinsel ifade bütünlüğü iyi olmalı ki doğru algılama sağlanabilsin (Arslan, 2008: s.1).” Çocukların, yaşamsal gerçekleri tanımaları, öğrenebilmeleri için dilin anlatım olanaklarıyla ve sanatçıların yaratım güçleriyle kurgulanmış yaşam betimlemelerine gereksinimleri vardır. Kitap resimleri bu öğrenme sürecini görsel bağlamda izleyiciokuyucu için etkileşimli bir ortama dönüştürürler. Kitap resimlemeleri sanatçının hayal gücünde yarattığı konuyu görünür, izlenir kılan bir araçtır. Sanatçı kendi diliyle yarattığı bir dünya olduğu gibi başka bir yazarın kurgusunu da görselleştirebilir. Çocuk kitaplarında resim kendi başına görsel bir öge olarak önemli bir işlevi yerine getirmekte, metinle birlikte düşünüldüğünde ise anlamı tamamlayan, tanımlayan hatta genişleten ve metne yeni anlamlar kazandıran bir uyaran haline gelmektedir. 114 Çocukla kitap arasında kurulan ilişkide resmin işlevini gerçekleştirebilmesi çizerin çocuk dünyasını ne kadar anlayabildiği, bu dünyaya ne kadar yaklaşabildiği, çocuğun gereksinimlerini ve merakını ne kadar giderebildiği ile de doğru orantılıdır. Okul öncesi dönemde algı gelişimi sürecinin başlarından itibaren çocuklarda resim dili ile iletişim kurma isteğinin oluşması ancak çocuklara sunulan nitelikli resimleme çalışmalarıyla mümkün olabilir. Bu nitelikli resimler metnin iletisini tamamlayarak sözcüklerin tanımlayamadığı bazı kavramları somutlamakta ve bu eylem sırasında çocuğun hayal gücünün gelişmesinde önemli katkılar sağlamaktadır. Bu nedenle okul öncesi çağda ve sonrasında çocuğun duygu ve düşünce evrenini ve estetik görgüsünü zenginleştirecek olan yaratıcı yapıtlara gereksinimi vardır. Sever (2010)’e göre, metinleri resimlerle desteklenmesi resimleri açık, anlaşılır, konuya uygun ve hayal gücünü geliştirecek özellikte, çocukların algı ve beğenilerine uygun olacak biçimde kahramanların fiziksel özellikleri ve ruhsal durumları metinde yansıtıldığı biçimde olmalı, geçirdikleri fiziksel değişimler çocuklara algılatılabilmelidir. Celepoğlu (2011) resimlerin anlatımı somutlaştırdığı durumda açıklayıcı, yazıyla anlatılamayan durumları açıkladığında tamamlayıcı ya da salt süsleme görevleriyle kullanılabileceğini dile getirmiştir. Kısacası masal kitaplarında kullanılan görseller hayal gücünün gelişmesine, çocukların bilmediği bir sözcüğün anlamını öğrenmesine, ayrıntılı ve karmaşık nesne ve olayların kolayca kavranmasına katkı sağlaması açısından önemlidir. 2.2.8.2 .Çocuk masallarının içerik özellikleri (Muhteva, İç Yapı).Ciravoğlu’na (2000) göre çocuk masallarının içeriği okul öncesi çocuklara uygun düzeyde olmalı, kullanılan masal öğelerinde çocuk dünyasına yabancı olay ve kişiler yer almamalıdır. Masalın konusu çocuğu hayal gücüne uygun düzeyde olmalı, geçen olaylar canlı ve hareketli bir şekilde gelişmelidir. 115 Masallarda kişiler çalışarak çabalayarak mutlu ve başarılı olmaktadır, kahramanlar sürekli bir mücadele içerisinde kötü bir olayı çözdükten sonra tekrar kötü olaylarla karşılaşıp onları da atlatmaya çalışmaktadır, karakter ve kişiler Propp’un da belirttiği gibi her masal için aynıdır. Her karakter ya da kişi her masalda yer almak zorunda değildir; fakat sayıları 7 eyleyen (saldırgan, aranılan kişi, yardımcı, bağışçı, gönderen, kahraman ve düzmece kahraman)’ den az olsa bile yer aldıkları kadarıyla her masalda aynı özelliklerle belirmektedirler. Propp’un işlev olarak belirttiği 31 olay da kimi anlatılarda tamamı kimi anlatılarda ise daha az sayıda da olsa bir şekilde her masalda yer almaktadır. Masallar genellikle mutlu sonla bitmekte ve kötüler cezasını bir şekilde çekmektedir. Masallarda çocuğa ahlaki kavramlar her iki durumu ve sonuçlarını daha net görebilmek için karşıtlarıyla birlikte verilmeli, eylemler öğretici ve eğitici özellikler barındırmalı, ahlakı bozacak davranış ve durumlara yer verilmemeli, yanlış anlaşılacak ileti ya da olaylar yansıtılmamalıdır. Masal kurgusu da günlük hayattan çok kopuk çocuğun anlamakta zorlanacağı bir düzende olmamalıdır. Kıbrıs (2010)’a göre masalda ana düşünce açık ve anlaşılır olmalı, aile, ulus, vatan, doğa ve yaşam sevgisi, hoşgörü, doğruluk, çalışkanlık, görev bilinci, dayanışma gibi temalar yer almalıdır. Seçilen konular kazanımları destekler nitelikte olmalıdır. Konular yaş, ilgi ve cinsiyete uygun olmalı, çocuğun ulusal ve evrensel düzeyde bir kişilik kazanmasını destekler nitelikte olmalıdır. Konular çocuğun yaşamına uygun ve eğlendirici olmalı, yapıtlardaki kişiler gerçeğe yakın olanlar arasından seçilmeli, küçük yaşlar için çeviri yapıtlarda sesletimi zor adlar yerine Türk adları belirli bir yaşa kadar tercih edilebilir. Şimşek (2002) masallarda doğrudan ya da dolaylı biçimde eğitici ve öğretici temaların yer alması gerektiğini ifade etmiştir. Tema çocuğun algı ve anlama seviyesine göre olmalı, yaşama sevinci gibi olumlu duyguların oluşmasına ve kendini ifade edebilmesine katkı sağlamalı, aile ve yurt sevgisi, dürüstlük, çalışkanlık, yardımseverlik temalarını içermelidir. 116 Konu çocuğun ihtiyaçlarına, psikolojisine, düşünce ve beklentilerine uygun olmalı, saygı, sevgi ve özveri gibi olumlu duyguları geliştirmelidir. Aynı zamanda eğlendirici olmalı, çocuğu yormamalıdır. Kahramanın çocuk için bir model oluşturacağı düşünüldüğünde masalda abartılı ve gerçek hayatta bulunmayan kimseler yer almamalı, okul öncesi için korkunç yaratıklar ve olaylar yer almamalıdır. Bu dönemde çocukların hayvanlara olan ilgisi göz önüne alındığında kahramanları hayvan ve bitkiler olan masalların çocukların ilgisini daha çok çekeceğini söylemek yanlış olmaz. Bu durum hayal gücünü de geliştirmeye katkı sağlar. Helimoğlu Yavuz (2002) masallar sayesinde çocukların sabredip umutlarını kaybetmemeleri gerektiği sonucuna vardıklarını belirtmiştir. Masallarda yer alan etik değer iletileri arasında dürüst ve çalışkan olmak, yalan söylememek, insanlara karşı hoşgörülü, sevgi dolu ve saygılı olmak, tanınmayan kimselere güvenmemek, her an bir tehlike ile karşı karşıya kalacakmış gibi hazır ve dikkatli olmak gibi işlevler bulunmaktadır. Masallarda diğer türlerden farklı olarak sınırlı sayıda kahraman bulunmaktadır. Bu kahramanlar yüzeysel olarak ele alınmaktadır. Masallarda kişi özelliklerinin ayrıntılı olarak verilmemesi aslında masallarda kişilerden ziyade olay ve eylemlerin önemli olduğunun bir göstergesidir. Masallarda kişiler genellikle genel adlara sahiptir. Örneğin; kraliçe, kral, padişah vb. kişilerin isimleri masallarda yer almamaktadır. Masallarda yer alan bitki, hayvan ve eşya gibi insan dışı varlıklar da anlatı izlencesi içerisinde kişileştirilerek verilebilmektedirler (Tuncer & Yardımcı, 2000). Bu yaşlardaki çocukların yenilgiyi kabul edecek güçte olmadıklarından ve kahramanla kendilerini özdeşleştirdiklerinden korkutucu ve üzücü öğeler ölçülü biçimde abartılmadan işlenmeli ve masal çatışma, karşıtlık, sorunlar içerse de mutlu sonla bitmelidir (Ural, 1988). Sınar Çılgın (2007)’a göre yazarın iletmek istediği tema ve iletiler çocuğa uygun olmalıdır. Ana düşünce çocuğun aklını karıştırmayacak biçimde açık olmalıdır. Ana düşüncesi belirsiz 117 ve çok anlamlılık içeren masallar çocuklarda yanlış anlaşılmalara neden olur. Yazarlar tarafından masallarda aile, insan, hayvan, doğa, vatan ve millet sevgisi, kibar, hoşgörülü, cesur ve güçlü olma, çevre bilinci, gelenek ve göreneklere duyarlı olma, sorumluluk, Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlılık gibi temalar üzerinde durulmaktadır. Sınar Çılgın (2007)’a göre masallar ideolojiden uzak olmalı, doğrudan öğüt içermemeli, kötü durumları sert bir üslupla yansıtmamalı, iletiler eserin içine yedirilmeli, olaylar hareketli olmalı ve iletiler aşırı örtük olmayacak biçimde semboller aracılığıyla çocuğa verilmelidir. Sınar Çılgın (2007)’ın belirttiği üzere konu iletiyle bağlantılı olmalı, konu karmaşık olmamalı, evrenselliğin yanı sıra ulusal değerleri de içermelidir. Çocuğun kişiliğini geliştirecek, kendini tanıtmasını sağlayacak şefkat, sevgi ve güven gibi olumlu duyguları içeren konular işlenmelidir. Konular çocuğu düşünmeye sevk etmeli, hayata karşı bakış açısı kazanmasına yardımcı olmalıdır. Seçilen konular mizah duygusunu da geliştirmeye katkı sağlamalı, kendisini olaya dâhil edebilmesi için gerçek hayatla ilgili olmalıdır. Hareketli masalların çocukların daha çok ilgisini çektiği göz önünde bulundurularak masalda aksiyonlara yer verilmelidir. Gerçek hayatla ilgili sorunlar, çocuğa uygun bir üslupla sunulmalı ve ona bu durumlarla nasıl başa çıkacağı konusunda yol gösterilmelidir. Sınar Çılgın (2007)’a göre okuyucunun ya da dinleyenin kendisini özdeşleştirebileceği kahramanlar oluşturulmalı, 8 yaşına kadar kahramanların belirgin özellikleri iyilik ve kötülük olurken, 8 yaşından sonra daha farklı kişilik özellikleri de yer alabilir. Kahramanlar çocuklara arkadaş olabilecek nitelikte ve inandırıcı olmalı, çocuk kahramanın yaşadığı olaylara kendisini dâhil edebilmeli, kahramanların güçlü ve zayıf yönleri bir arada verilmelidir. Çocuğun sürekli aynı kahramanları görmekten sıkılma riskine istinaden her yeni masalda yeni kahramanlar yer almalıdır. Özellikle küçük yaş grupları için bir masalda olay örgüsünü takip ederken zorlanma ihtimaline karşı çok sayıda kahraman olmamalıdır. Kahramanlar 118 oluşturulurken çocuğun kendi yaşına yakın kişilerin eylemlerini daha kolay biçimde hissederek içselleştirebildiği göz önünde bulundurulmalıdır. Sınar Çılgın (2007)’a göre olay örgüsü hazırlanırken ilgi, bilgi seviyesi ve anlama yetileri hesaba katılmalıdır. İyi kurgulanmış bir olay örgüsü çocuklara kendilerini olayın içinde hissettirerek ilgi, merak ve heyecan duygularını kamçılar. Küçük çocukların günlük olaylar gibi basit kurgular dikkatini çekerken daha büyük yaş grupları daha karmaşık izlencelerden hoşlanmaktadırlar. Küçük yaşlar için kronolojik sıra önemlidir; fakat daha büyük yaşlar için ara ara geçmişe dönüşler yapılabilir veya kahramanın geçmişte yaşadıklarından bahsedilerek sonrasında hikâye kaldığı yerden devam edebilir. Olay örgüsünün içerisinde yer alan insan-toplum, insan-doğa, insan-kendi içi, insan-başka canlı olmak üzere 4 çatışma türü küçük çocuklar için tek çatışma, büyük çocuklar için ise daha karmaşık izlencelerle verilebilir. Büyük yaş grupları için insan-insan, insan-hayvan, hayvan- hayvan çatışmaları esere konu edilebilir. İnsan bireysel olarak çevresinden farklı isteklere ve değer yargılarına sahipse toplumla çatışması, yaşamak için tabiatla mücadelesi, sevgi ihtiyacı, yalan ya da aileye yeni birinin katılması konularında da aile içi çatışmalar da çocukların hayatlarında yer alması nedeniyle gerçek hayatı temsil etmesi açısından çocukların ilgisini çekmektedir. Olay örgüsü çocuğun kitabı beğenmesi için en önemli etmendir. Konusu ne olursa olsun masal gerçekleri eksiksiz göstermeli ve inandırıcı olmalıdır. 9-10 yaşları için masallar betimleme ve iç gözlemlerden çok diyaloglarla, çocuk kahramanlarla, merak uyandıracak sırlarla, kısa ve iyimser bir bakış açısıyla ve mutlu sonla bitecek biçimde oluşturulmalıdır. Çocuk için yazılacak masallar çocuksuluktan ve çocuğu oyalama amacından ziyade çocuğa göre olmalıdır. Özenli ve ciddi bir çalışmanın sonucu olmalı ve sanat eseri olma özelliğini taşımalıdır. Celepoğlu (2011)’na göre, masallar çocuklara sevgi, saygı, özveri duygularını aşılamalı, kendi yaşamıyla anoloji kurmasını sağlamalı, yaşam sevinci, yardımseverlik ve 119 iyimserlik duygularını aşılamalı, karamsarlık ve kötülükten uzak tutmalı, geleceğe ümitle bakmalarını sağlayarak, kendilerine güvenlerini artırmalı, seçilen konular çocuğun yaşına, ilgi alanına uygun olmalı, heyecan ve merak duygusu uyandırmalı, öğüdü ve bilgiyi doğrudan vermemeli, aile, yurt ve ulus sevgisi, hoşgörü, doğruluk ve dürüstlük değerlerini aşılamalı, hiçbir ulusu aşağılamamayı ve din, dil, ırk üstünlüğüne yer vermemeli, şiddet, korku ve acı öğeleri dozunda işlenmeli, çocukları düşündüren ve eğlendiren konular seçilmeli, kendini ifade etmesine yardımcı olmalı, kadın-erkek eşitliğini benimsetmeli, hayatın gerçeklerini öğretmeli, kişiler az sayıda olmalı, gereksiz ayrıntılar ve sözcükler içermemelidir. Yapay bir anlatım biçimi yerine sade ve akıcı bir biçem kullanılmalı, tümceler yaş düzeyine uygun olmalı ve çok fazla bilinmeyen sözcükler içermemelidir. Argo söylemler ve yoğun mecaz içermemeli, yazım ve noktalama kurallarına uygun hazırlanmalıdır. Yörükoğlu (2010) masallarda yiğitlik imgesinin abartılmaması gerektiğini, çocuklara üstün her şeyi bilen insan örneklerinin sunulmaması gerektiğini ifade etmiştir. Diğer bir deyişle insan olumlu ve olumsuz yanlarıyla kitaplarda yer almalıdır. Çocuk insanı çelişkileriyle değişen düşünce ve duygularıyla görmeli, kendisinden bir parça bulabilmelidir. Katı ahlak kuralları arasında sıkışıp kalmamalı hoşgörü kazanmalıdır. Alın yazısı, yazgı gibi teslimiyet içeren inanışlara yer verilmemelidir. Yörükoğlu, acıma duygusunu sömüren masalları yararsız bulmaktadır. Ayrıca masal kitapları her türlü ön yargı ve körü körüne inanma eyleminden soyutlanmış olmalıdır. Karakterler gerçek hayvanlar, kişileştirilmiş hayvanlar, çocuklar, yetişkinler, makineler, bitkiler, eşyalar vb. olabilir. Çocuk kahramanların kim olduğuna aldırış etmeden hepsini kendisiyle özdeşleştirebilirler. Kahramanın yaşadığı zorluklar, tecrübeleri de çocuklara yaşam hakkında bir şeyler öğretebilmelidir. 2.2.8.3 .Çocuk masallarının dil ve üslup özellikleri (biçem).Ciravoğlu (2000)’na göre, çocuk masalının dili olabildiğince yalın ve anlaşılır olmalıdır. Tümceler kısa ve sözcükler 120 öztürkçe olmalıdır. Geçiş tümceleri masaldaki olayın izlenmesini kolaylaştıracak biçimde düzenlenmelidir. Çocukların öğrenmediği deyimlere yer verilmemeli, böyle sözcüklerin olması durumunda dikkati dağıtmayacak şekilde kısa bir açıklaması yapılmalıdır. Ayrıca Ciravoğlu bu anlamda halk masallarının sesli okumaya elverişli bir uslüp ile yazıldığını dile getirmektedir. Helimoğlu Yavuz (2002) masalların dilinin yalın ve hareketli olduğunu, betimlemeler az olduğu için sıfat kullanımları az olarak yer alırken; eylemlerin çok olması nedeniyle fiillerin çok kullanıldığını; anlatımda hareketliliği sağlamak için yer yer şiirlerin de düz yazıya dahil edilebildiğini belirtmiştir. Onun da belirttiği üzere anlatıma güç katmak amacıyla ikilemelerden, pekiştirme sıfatlarından, tezlik, sürerlik ve yaklaşma fiillerinden, ses taklidi sözcüklerden, deyimlerden, atasözlerinden, benzetmelerden, dualar ve beddualardan, sözlü dil söylemlerinden, tekerlemelerden, yinelemelerden, uyaklardan, olağanüstülüklerden yararlanılmaktadır. Güleryüz (2013)’e göre, masalların insanı kamçılayan ve düş yolculuğuna çıkaran bilişsel ve duyuşsal süreçleri içerdiği göz önüne alındığında anlatıcının/okuyucunun tonlamaya, vurguya ve beden diline dikkat etmesi gerekmektedir. Ona göre, masallar okunmaktan ziyade anlatılırsa dinleyen üzerinde daha tesirli olacaktır. Sınar Çılgın (2007)’ın da belirttiği üzere çocuk eserlerinde bayağı, yapmacık ve zevksiz bir anlatım kullanılmamalı, artık kullanılmayan sözcükler eserde yer almamalıdır. Deyim ve atasözleri kullanımında çocuğun sözcük dağarcığı dikkate alınmalı, çağrışım yoluyla yeni sözcükler, ifade kalıpları ve bildiği sözcüklerin farklı anlamları da öğretilmelidir. Bu kullanımları çocuğun pekiştirebilmesi için eserde birkaç defa geçmelidir. Anlamı metinden çıkarılamayacak sözcükler yanına parantez açılıp ya da sayfa altında açıklanmalıdır. Kitabın sonunda bu sözcükler için çocuğa sözlük kullanma alışkanlığı edindirmek amacıyla sözlük de oluşturulabilir. Kitapta yer alan yabancı yer ve kişi adlarının okunuş biçimleri 121 parantez içerisinde verilmelidir. İlköğretim 1., 2. ve 3. sınıf öğrencileri için eserlerde tek özne ve yüklem bulunmalı birleşik zamanlı fiillerden kaçınılmalı, edilgen çatı yerine etken çatı tercih edilmelidir. Hareket anlatan eylemler çocuklar tarafından daha çok ilgi gördüğü dikkate alınarak tercih edilmelidir. Yöresel deyim ve ifadelerin anlam karmaşasına sebep olma ihtimali göz önünde bulundurulmalıdır. Kuramsal bilgiye dayalı yazılar dışında çok fazla terim kullanmak yerine kavramlar basit ve net bir biçimde açıklanmalıdır. 9-12 yaş arası dönemin soyut kavramları algılamakta daha verimli olduğu düşünülerek küçük yaşlar için soyut ifadelerden ve kavramlardan ziyade somut kavramlar tercih edilmelidir. Soyut kavramlar kullanırken de merhamet, sevgi, paylaşma, hoşgörü gibi günlük hayatlarında kullanılabilecekleri sözcüklere öncelik verilmelidir. Bu kavramların anlatım sürecinde de çocuğun bildiği ve çevresinde yer alan somut nesnelerden yola çıkılmalıdır. Doğa taklidi sözcükler de çocukların ilgisini çektiği için eserlerde yer verilebilir. Katılımı ve kalıcılığı sağlamak için sözcük tekrarları da önemlidir. Metin içerisindeki diyaloglar doğal ve dikkat çekici olmalıdır. Beş duyu ile ilgili sözcükler yazıya canlılık katması amacıyla kullanılabilir. Hakaret içeren ifadeler kullanılmamalı, tümceler ses, yapı, dizge ve anlam özelliklerine uygun olarak oluşturulmalıdır. Çocukların farklı yaşlardaki şahsi ve edebi ihtiyaçlarının birbirinden farklı olduğu, aynı yaş grubundaki çocukların bile ilgi, okuma ve anlama yeteneklerinin de değişiklik gösterdiği dikkate alınarak çocuğa uygun kitaplar seçilmelidir. Bu konuda ailelerin de çocuklarının ilgi ve seviyelerini tespit ederek, çocuklarını iyi tanıyarak gelişimlerini doğru seçilmiş kitaplarla desteklemesi önemlidir. Masallarda betimleyici anlatım pek görülmediği için sıfat kullanımı da azdır. Masallar hareketli anlatılar olduğu için fiil kullanımı fazlaca görülmektedir. Benzetmelerden de faydalanılmaktadır. Dualar ve beddualara da masallarda rastlanılır. Anlatıma canlılık katan tekerlemeler de masallarda fazlaca yer alır. Ses taklitleri masalın düşsel dünyasını gerçekçi 122 dünyaya dönüştürmesi bakımından masal biçemine gerçekçilik kazandırır. Tümceler yaş seviyesinin düşük olması nedeniyle kısa ve yalındır. (Gökşen, 1980; Ciravoğlu, 2000;Yücel, 2005) Üslubu etkileyen bir etmen de uyumdur. Çocuklar tekerlemelerde olduğu gibi tekrarlardan yararlanılarak anlatıma uyum zenginliği katılmasından hoşlanırlar. Duyular arası aktarım ve teşhis sanatının kullanılması da çocukların ilgisini çeken bir diğer konudur (Oğuzkan, 2001). 2.2.9. Masalın faydaları. Masallar ilk olarak büyükler için onların dertlerini, mutluluklarını, hüzünlerini ilettikleri bir araç olarak oluşturulmuş, zaman geçtikçe içindeki hayal zenginliği ve olağanüstülükler barındırması nedeniyle bu türe çocuklar mal olmuştur. Masalın yararlı ve zararlı olduğunu düşünen iki görüş ortaya atılmıştır. Zararlı olduğunu düşünen görüşe göre masal çocukları gerçek hayattan uzaklaştırarak mantık çerçevesinde düşünmelerini engeller. Ayrıca kimi araştırmacılara göre çocuklara kötü örnek olabilecek davranışlar içermekte ve doğaüstü varlıklar çocukları korkutma riski de taşımaktadır. Bu görüşün karşısındaki görüş ise hayalin çocuklar için faydalı olduğunu belirterek çocukların masallara her daim ihtiyaçları olduğunu benimsemektedir. Masallarda gerçek yaşama dair durumlar da yer aldığı için gerçek yaşamdan da tamamen kopuk olmadığını ve çocuklar için faydalı olduğunu düşünmektedirler. Günümüzde de masalın yararı ve önemi üzerinde daha fazla durulmaktadır (Çetinkaya, 2007a). Şimşek (2002) masalın çocuk ruhunu besleyip zenginleştiren, gerçeği dolaylı yoldan anlatarak çocuğu geleceğe hazırlayan, çocuk duyarlılığını en iyi yansıtan edebi tür olduğunu ifade etmiştir. Masallarda hayalle karışık olsa da gerçek hayat anlatılmaktadır. Masal eğlendirici olmasının yanı sıra çocukta iyilik ve güzellik duygularını geliştirerek onu eğitir. Çocuk zıtlıkların bir arada olduğu masallar sayesinde gerçek dünyayı anlamaya başlar. Dinlemeyi öğretmek, büyüklere sevgi ve saygı duygularının oluşmasını sağlamak, merak 123 ederek öğrenme isteğinin oluşması masalın sağladığı yararlar arasındadır. İyi, güzel ve doğru olanın onaylandığı masallar çocuğun bilinçaltına işleyerek onu yönlendirmektedir. Masallardaki hayal unsurları ile çocukların düş dünyası benzemekte ve masallar kurgusuyla çocukların bu dünyasını etkileyerek onlara daha yakın bir profil sergilemekte ve bu sayede onlar için daha değerli olma özelliği taşımaktadır. Masal hayal dünyasının yanı sıra gerçek yaşama ilişkin durumları da içinde barındırdığı için çocuğa kendini tanıyarak davranışlarını yönlendirme sürecinde de katkı sağlar. Kazandırılmak istenen değer ve davranışlar masallardaki kurgusal dünya aracılığıyla somutlaştırılarak çocuğa aktarılır (Çetinkaya, 2008a). Gerçekdışı masallar bile bugün gerçeği yansıtmaktadır. Uçan halılar ve süpürgeler bugün teknoloji sayesinde gerçek olabilecek niteliktedir. Çocuk aslında masalın büyülü dünyasında gerçekleri de yakalar. Asıl tehlikeli olan çocuğa masala gerçekmiş gibi nakletmek ve onu batıl inançların içine atmaktır. Çocuğa ileride sahip olacağı pek çok değer için gerekli temel masallarda oluşturulmakta ve masallardaki mücadeleci kişilik ister istemez çocuğu o yöne yöneltmektedir. Bu sayede çocuk gerçek hayatta karşılaştığı tehlikeler karşısında da mücadele edebilecek güce sahip olacaktır (Enginün, 1987). Çocuklar masallar sayesinde gerçek hayata dair ipuçları öğrenir, insan ilişkilerini gözler, davranışlarını da ona göre biçimlendirerek masalda bir nevi kendini bulur. Masallar aracılığıyla çocuklara kazandırılmak istenen değerler, bilgiler, kazanımlar da örnekler üzerinden kurmaca anlatılarla somutlaştırılır. Bu şekilde de masalların üretiliş gayesine ulaştıkları söylenilebilir (Çetinkaya, 2007b). Şimşek (2002) 3 yaşından itibaren çocuklara düzenli masal okumak gerektiği görüşündedir. Fakat, masalı anlatırken şiddet ögeleri ayıklanmalıdır. Masalın sonunda iyilerin kazanmış olması kötüler için zaten bir cezadır. Bu nedenle kötüleri kırk katırın kuyruğundan sürüklemek ya da kırk satırla kesmek gerekli değildir. Kötüler de pişman olup özür dileyebilir 124 ve affedilebilirler. Anlatıcı masalı çocuğun bildiği çevreye göre uyarlamalı ve gerekirse çocuğun ilgisine göre yeniden düzenlemelidir. Masalın bir bölümünü okuyup kalanını çocuğun tamamlamasını istemek ve drama çalışmaları yaptırmak da çocuğun yaratıcılığını geliştirmesi açısından önemlidir. J.J. Rousseau masalların eğitimde kullanılmasına ilişkin eleştirilerin odak ismidir. Rousseau, çocukların masaldan anlamayacağını ve çocuklara uygun bir tür olmadığını Emile adlı eserinde öne sürse de bu görüşün destek bulduğu söylenemez. Bu eserde kitabın baş kişisi Emile’nin masal özellikle de La Fontaine fabllarını okuması yasaklanmıştır. Rousseau’ya göre masal çocukları eğlendirerek aldatmakta ve gerçekleri gizlemektedir. Ona göre üzerine örtü çekilerek gösterilen gerçekleri çocuk açma zahmetinde bulunmayacakcaktır; oysa ki çocuklar gerçeği bilmelidir. Fakat masalın çok eskilerden bu yana varlığını sürdürmekte olması ve bütün insanların vazgeçilmezlerinden biri halini alması Rousseau’nun bu görüşünü çürütür niteliktedir (Rousseau, 2009). Masal düş ve gerçeğin bir arada eklemlendiği bir türdür. Çocukların belirli döneme kadar hayal dünyasında daha uzun süre yaşadıkları varsayıldığında çocuğun bu âlemde kendini bulduğunu söylenilebilir. Bu nedenle masal çocukların ilk karşılaştığı ve çok sevdiği türdür. Masalların asıl işlevi çocukları güçlüklerle mücadele ederek onlara inandıkları yolda yürümeleri için güç kazandırmaktır. Masalın sonunda yer alan ödül ve ceza edimleri de çocuklarda adalet duygusunu geliştirmektedir (Güney, 1966). Çocuklarda masal sevgisi okula başlamadan önce ortaya çıkmakta ve okulun ilk yıllarında da devam etmektedir. Masallar bu önemli dönemde okuma alışkanlığı ve zevkinin oluşması için önemli araçlardır. Masallarda kendini kahramanla özdeşleştiren ve yaşanan olaylardan kendine ders çıkaran çocuk için masal okumak eğlenceli bir hal almaktadır. 125 Önemli olan bu ilgi ve sevgiyi sonraki dönemlerde de devam ettirebilmektir (Çetinkaya, 2007b). Güleryüz (2013) masallarda insanoğlunun tarihi çağlardan beri yaptıklarının şifrelerinin yer aldığını, bu şifreleri çözmenin insanın kendini keşfetmesine katkı sağlayacağını belirtmiştir. Bu doğrultuda masallarla dünya yeniden düşünülebilir ve şekillendirilebilir. Masallar çocukların düşüncelerini geliştirerek karşılaştıkları sorunlara değişik çözümler getirmeleri noktasında onlara katkı sağlar. Masalların yerinde ve zamanında bilinçli bir biçimde kullanıldığında çocukların duygu ve düş dünyalarını besleyen, sözcükleri nerede ve nasıl kullanacağını öğreterek sözcük dağarcığını geliştiren bir araçtır. Fakat bu işlevlerin yerine getirilebilmesi için masalların belirli özelliklere uygun olması ve okunma ya da anlatılma sürecinde belirli kurallara uyulması gerekmektedir. Masallar ayrılıklardan ziyade tüm insanlığı kucaklayan evrensel değerler üzerine kurulu bir tür olması nedeniyle çocukların evrensel bakış açısı kazanmalarına da katkı sağlamaktadır. İçinde gelenek, görenek gibi yerel unsurlara dayalı kültürel öğeleri barındırması nedeniyle de çocuklarda milli bilincin gelişmesine de zemin hazırlar. Helimoğlu Yavuz (2002) masallarda yer alan iyilerin ve haklıların bir gün mutlaka kazanacakları ve kötülüğün cezasız kalmayacağı iletisinin bireyi hep savunmada olmaya çağırdığını, yaşamın zorluklarına rağmen yolun sonunda mutlaka kurtuluş olduğu umudunu içselleştirmesine yardımcı olduğunu belirtmiştir. Bir konuyu iyice araştırmadan karar vermemek, özeleştiri yapmak, sabırlı olmak, kararlı ve tutarlı olmak, kıskanç olmamak, bağışlayıcı olmak, elde olanların kıymetini bilmek, büyük sözü dinlemek, başkalarını küçümsememek, önemli konularda hemen karar vermemek, dış görünüşe aldanmamak, kimseye baskı yapmamak, kötüleri zekâ ve hoşgörü ile yenmek gibi iletiler de yine masallar aracılığıyla kazandırılmak istenen işlevler arasındadır. Masalların sonunda genellikle iyilerin iyilik bulduğunu, kötülerin cezasını çektiğini bu şekilde mutlu sona ulaşıldığını fakat bazı 126 durumlarda kötülerin bağışlanması ve hatta bu kötü huyundan vazgeçerek bir daha yapmayacağına söz vermesi gibi durumlar da yer almaktadır.Yavuz, kötüleri öldürerek yok etmenin kolay ve faydasız bir çözüm olduğu; fakat onu yeniden kazanmanın zor olduğu görüşündedir. Helimoğlu Yavuz masalların eğitimsel işlevlerini iletiler aracılığıyla yerine getirdiklerini belirterek incelediği 90 masal için yalan, dürüstlük ve namus kavramlarını Etik İletiler başlığı altında, sabır kararlılık, umut, şans, kıskançlık, şantaj, korku, evham, merak, özeleştiri, iyilik-kötülük, haklılık-haksızlık, zekâ, sağduyu, dikkat, paylaşım, bağışlayıcılık, incelik, dostluk, özveri, saygı kavramlarını Psikolojik İletiler başlığı altında; aile, hukuk, adalet, yönetim, yönetici ve öteki insanlarla ilişkilerini Sosyolojik İletiler başlığı altında; paranın gücü ve ekonomik dayanışma kavramlarını Ekonomik İletiler başlığı altında ve bunlar dışındaki kavramları da Öteki İletiler başlığı altında toplayarak temelde 5 ana ileti başlığının olduğunu belirtmiştir. Masalların çocuklara yaşadıkları topluma ait gelenekleri ve ahlaki değerleri öğretebilmek ve benimsetmek gibi işlevleri de bulunmaktadır. İyilerin bir şekilde ödüllendirildiğine ve başarıya ulaştığına kötülerin ise bir şekilde yaptıklarının cezasını çektiğine her seferinde şahit olan çocuğa ister istemez bu durumun günlük hayatta da böyle olacağı iletisi yerleşmektedir. Başarısızlık ve mutsuzluk gibi durumlarla karşılaşmak istemeyen çocuk da kendisine okuduğu masallardaki iyi ve olumlu sonuçlarla karşılaşacak eylemlerde bulunan karakterleri örnek almaktadır. Bu anlamda masalların kültürün devamını sağlamak için önemli birer araç oldukları da söylenilebilir. 2.2.9.1.Masalların dilin öğretilmesi ve geliştirilmesi açısından önemi. Masallar dil becerisinde ve edebi zevkin gelişmesinde de önemlidir. Masallarda kullanılan şiveler, deyimler, atasözleri, halk edebiyatı, tekke ve tasavvuf edebiyatı unsurları, argolar gibi dilsel unsurlar masalları zenginleştiren ve besleyen unsurlardır. 127 Masallar içerisinde kültürel birikimi, değerleri, tutumları barındıran; yaşama dair gerçekleri yansıtan; geçmişten günümüze kadar varlığını sürdürmüş kültürel zenginlik kaynaklarıdır. İlk olarak büyükler için üretilen masallar zamanla dil zenginliğini geliştirmek, yaşama dair ipuçlarını edindirmek, ilk edebi zevki tattırmak, hayal dünyasını geliştirmek gibi amaçlar temelinde anadilinin en güzel örneklerini sunan masallar hayal dünyası, ses oyunları, kurgu gibi unsurların da etkili olmasıyla çocuklar tarafından daha çok benimsenmiş ve onlara ait bir tür olma yolunda ilerlemiştir. İlk çocukluk döneminde dil becerilerinin temelinin atılması nedeniyle çocukların masala olan yoğun ilgisi ilk olarak masalları sözlü olarak anlatma şeklinde okulun ilk yıllarında ise kendi başlarına okuma ve yazma edimleri ile devam eder. Bu noktada masalların yaratıcı yazma çalışmalarını da tetiklediği söylenilebilir (Çetinkaya, 2007a; 2008b). Helimoğlu Yavuz (2002) insana anadilini o dile ait bütün inceliklerle zenginleştiren masallardan daha iyi öğretebilecek sözlü ve yazılı bir edebiyat türünün bulunmadığını ifade etmiştir. Deyimler ve atasözlerinin bir ulusun kültürel değerlerini yansıtan araçlar olduğu düşünüldüğünde o dili öğrenmeye olan katkısı da yadsınamaz bir gerçektir. Yavuz, bir dili öğrenmeye o dilde yazılmış masal kitaplarından başlanılmasından o dili daha çok sevdirerek daha kolay biçimde öğreteceğini savunmuştur. Helimoğlu Yavuz (2002) masalların Türkçe derslerinde yer alan temel becerileri geliştirmeye, dilini seven ve ait olduğu kültürü benimseyen bireyler yetiştirmeye sözcük dağarcığı ve düşünce dünyasını geliştirmeye yardımcı olduğunu da belirtmiştir. Masallar çocukların Türkçeyi etkin ve doğru kullanan, kendini ifade edebilen, sorgulayan ve çözüm üreten, geleceğe yön veren, okumaktan ve dinlemekten zevk alan, etkili iletişim kuran, yorumlayan, eleştiren, ve tartışabilen bireyler olmalarına katkı sağlar (Demir, 2014). 128 Helimoğlu Yavuz (2002)’un da belirttiği gibi çocuklardaki duyduğu masalları yineleyerek anlatma isteği yerini zamanla yeni masallar üretmeye bırakmaktadır. Bu noktada çocuğun düş gücünü harekete geçirmesi açısından önemlidir. Okuma bilen bir çocuk zaten masalı bir büyük yardımı olmadan okuyabilmektedir; fakat okuma bilmeyen çocuk ise kendisine anlatılan ya da okunan masalı benzer ya da farklı eylemleri içerecek biçimde görsellere bakıp anlatıyı yeniden kendi düş gücüne göre kurgulayabilmektedir. Bu noktada dil dışı göstergeler masala ait görselleri anlamlandırmada çocuğa yardımcı olmaktadır. Çocuk üretme ve anlamlandırma süreçlerinde bu göstergeleri bilinçdışı bir biçimde anlamlandırmakta ve kendi isteği doğrultusunda görselin yansıttığı ileti ile de örtüşecek biçimde yorumlamaktadır. Masallar başka ulusların masallar, efsaneler, mitoloji, halk hikâyeleri, atasözleri, deyimler, destanlar, bilmeceler, şiirler gibi edebi türlerinden etkilendiğini ve onları etkilemektedir. Masallardan yola çıkan senarist ve sanatçıların da bu eserlerde küçük değişiklikler yaparak sinema, tiyatro, opera ve bale gibi yapıtlara uyarlaması da sık rastlanılan bir durumdur. Görülüyor ki masallarda verilmek istenen iletiler bu masalları ortaya çıkaran toplumların deneyimlerini, endişelerini, korkularını, umutlarını, beklentilerini, olumlu olumsuz değerlerini yansıtmaktadır. Bu anlamda masalların hayatı yansıtan ayna görevi gördükleri söylenebilir. Masalların eğitim aracı olarak kullanılması temel becerilerin yanı sıra dilbilgisi ve sözcük öğretimini de içerir. Konusu ne olursa olsun yaş düzeyine uygun her masal eğitim aracı olarak kullanılabilir. Çocuklara masallar okunarak ya da anlatılarak dinleme becerileri geliştirilebilir. Anlatılan masal hakkında konuşularak ya da onlara masal anlattırılarak konuşma becerilerine katkı sağlanabilir. Okul dönemindeki çocuğa masal okutturularak okuma becerisi kazandırılır. Okudukça ve dinledikçe dilin zenginliklerini keşfeden ve hayal 129 gücünü geliştiren çocuk bu birikimlerini yazma becerisine de taşıyacaktır. Sözcük öğretimi de dil eğitiminde önemlidir. Temel söz varlığını oluşturan sözcükleri çocuk masallarda öğrenme imkânı bularak sözcük dağarcığını da zenginleştirmektedir. Deyim ve atasözlerinin de yer aldığı masallar çocukların yetkin bir anadili kullanıcısı olmalarına katkı sağlamaktadır (Demir, 2014; Temizyürek, 2003; Mert 2012). Masalların çocuklara tekrar ettirilmesi ve dramatize edilmesi masallardan gerçek istifade yoludur. Diğer bir deyişle masalların okunmasından ziyade sözlü olarak icra ettirilmesi çocuklara daha çok katkı sağlayacaktır. Bu da anadili eğitiminin verimli biçimde gerçekleşebilmesi için hünerli masal anlatıcılarıyla mümkün olmaktadır (Emre, 2000). Thomas & East (2007) de bu görüşü destekler nitelikte masalların sözlü gelenek ürünleri olmasından yola çıkarak tekrar etme, dramatizasyon ve sunum becerisi gibi yetileri geliştirmeye imkân sağlayan bir tür olduğunu ifade etmiştir. Masalların bu işlevlerinin de göz ardı edilmemesi daha etkili sonuçlar elde edilmesini sağlayacaktır. Masalların eğitici işlevlerinden masalın özünü değiştirme, masala devam ettirme, alaylama, masal dilinden yararlanma, masalın ana kurgusu kullanılarak güncel öykülere dönüştürülüp parodileri oluşturma, masalın öncesi ve sonrasını tahmin etme gibi etkinliklerle derslerde de yararlanılabilir (Dilidüzgün, 2003). 130 III. Bölüm Yöntem Bu bölümde; araştırmanın modeli, araştırmanın kapsamı, araştırma verilerinin toplanması ve araştırma verilerinin analiz ve yorumlanma süreci ile ilgili bilgiler yer almaktadır. 3.1. Araştırma Modeli Grimm Masallarının dildışı göstergeler açısından incelenmesi temeliyle okul öncesi ve okuma yazmayı yeni öğrenen çocuklar için masalı anlama ve içselleştirme sürecindeki önemini incelemeyi amaçlayan bu çalışmada nitel araştırma yöntemlerinden betimsel tarama modeli kullanılmıştır. Betimleme: Araştırmada toplanan verilerin, araştırma problemine ilişkin olarak neleri söylediği ya da hangi sonuçları ortaya koyduğı ön plana çıkmaktadır. Örneğin, gözlenen bir ortamda nelerin olup bittiği, görüşülen bireylerin neleri söyledikleri, çalışılan dokümanların hangi bilgileri ortaya koyduğu, betimleme yaklaşımına uygun sorulardır. Kısaca betimleme yaklaşımı ile “ne” sorusuna yanıt bulunabilir; ancak “neden” ve “nasıl” sorularına bu yaklaşımla doğrudan yanıt verilmesi mümkün olmayabilir(Yıldırım, 2011). Çepni (2014)’ye göre, betimlemeli çalışmalar bir durumu aydınlatmak, standartlar doğrultusunda değerlendirmeler yapmak ve olaylar arasında olası ilişkileri ortaya çıkarmak için yürütülür. Asıl amaç durumu etraflıca tanımlamak ve açıklamaktır. Bu araştırmalarda doğal şartlar bozulmadığı ve değişiklik yapılmadığı için pek çok araştırmacı tarafından tercih edilmektedir. Büyüköztürk, Karadeniz, Demirel vd. (2014)’e göre, betimsel araştırma eğitim alanındaki araştırmalarda kullanılan en yaygın yöntemdir. Çeşitli öğrenci gruplarının başarılarını belirlemek, öğretmenlerin davranışlarını, okulun fiziki şartlarını ve ebeveynlerin tutumlarını tanımlamak örnek olarak verilebilir. 131 Erkuş (2011) betimsel çalışmaların neyin ne olduğunu saptamaya yönelik çalışmalar olarak tanımlamaktadır. Erkuş, betimsel çalışmaların nesnel gözlemlere yani ölçme sonuçlarına dayandırıldığı takdirde bilimsel olduğunu belirtmektedir. Ayrıca betimsel çalışmaların olanı olduğu gibi saptamaya çalışan, farklılık ya da ilişki bulmaya çalışmayan çalışmalar oldukları için kendine özgü düzenekleri olmadığını savunmaktadır. Betimsel çalışmalar genellikle tarama çalışmaları şeklinde gerçekleşmektedir. Bu anlamda araştırmanın doğasına göre, diğer gözlem/görüşme teknikleri ve araçları kullanılabileceği gibi, bazı ölçekler ve kayıtlar da kullanılması mümkün olmaktadır. 3.2. Araştırmanın Kapsamı Araştırmanın evrenini Grimm Kardeşler’in derlemiş ya da yazmış olduğu toplamda 100 adet olmak üzere 10 farklı masal için 10 farklı yayınevinden seçilmiş kitaplar oluşturmaktadır. Bu masallar rastlantısal örneklem yöntemiyle belirlenen İstanbul ilinden temin edilen çeşitli yayın evlerinde basılmış kitaplardır. Bunlar: Bremen Mızıkacıları, Çizmeli Kedi, Hansel ve Gratel, Fareli Köyün Kavalcısı, Kırmızı Başlıklı Kız, Kurbağa Prens, Külkedisi, Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler, Rapunzel ve Uyuyan Güzel’dir. İncelenen kitaplara ilişkin bulgular, aşağıdaki tablolarda verilmektedir: 3.2.1. Grimm Kardeşler. Marburg Üniversitesinde Jacob Grimm hukuk ve bir yıl sonra Wilhelm Grimm edebiyat fakültesine başlamışlardır. Grimm kardeşlerin hayatı üniversite yıllarında tanıştıkları öğretim üyesi Friedrich Karl von Savigy ile değişmiştir. Savigy onlara kütüphanesini açmış ve onların hayatlarına yön verecek olan Alman edebiyatı ile ilişkileri böylelikle başlamıştır. Önce Clemens Brentano için yaptıkları şiir toplama çalışmaları onları daha sonra efsanelere ve masallara yöneltmiştir. 1806 yılında masal toplama çalışmalarına başlamışlardır. Bu masallar onların kaleme aldıkları masallardan oluşmuştur. Bu masalları eski kitaplardan, dergilerden ve mektuplardan topladıkları bilinmektedir. Bunu yaparken masal metinlerinin özünü ve sözcük sırasını bozmamaya dikkat ederek kaleme alma 132 konusu, Jacob Grimm için çok önemli olmuştur. Kullandıkları dile büyük bir özen gösterip halkın diline yakın saf bir Almanca kullanmaya çalışmışlardır. Yaşadıkları dönemin milliyetçi ruhuna uygun olarak halk için uygun edebi bir metin ortaya çıkarıp milli birliğe katkı sağlamak asıl amaçları olmuştur. Grimm kardeşlerin masal toplama çalışmaları dışında yaptıkları efsane toplama çalışmaları da vardır. Fakat efsane toplama çalışmaları masallar kadar başarılı olmamıştır. Grimm kardeşler sadece masal toplayıcısı olarak değil; yazar, politikacı, dilbilimci, kütüphaneci, profesör olarak da tanınmışlardır. Grimm Kardeşler Joseph Görres, Clemens Brentano, Joseph von Eichendorff Achim von Arnim, Bettina von Arnim gibi Heidelberger romantiklerine dâhildirler. Alman dilbiliminin kurucusu olarak adlarını tarihe yazdırmışlardır. Jacob Grimm hiç evlenmezken; Wilhelm Grimm masal toplama işinde kendilerine yardım eden DortchenWild’la 1825 yılında evlenmiştir. 1830 yılında Göttingen Üniversitesinde öğretim üyesi olarak çalışmışlardır. 1837 yılında üniversiteden uzaklaştırılan yedi profesörden ikisi onlardır. Üniversiteden ayrılınca başka işler yapmak zorunda kalmışlar ve DeutschesWörterbuch’u yazmaya başlamışlardır. Bu sözlük onların hayatını yitirmesiyle yarım kalmıştır. Fakat daha sonra tamamlanmıştır. Wilhelm Grimm 16 Eylül 1859’da, Jacob Grimm 20 Eylül 1865 yılında ölmüş ve Berlin Grossgörchenstrasse’de bulunan St. Lucasund Matthäus- Gemeinde mezarlığına yanyana gömüldüğübilinmektedir (Aytaç, 2001). 133 3.2.2. Masal Kitaplarının Baskı Özelliklerine İlişkin Bilgiler Tablo 1 İncelenen Masal Kitaplarının Yayınevlerine Göre Dağılımı Yayınevi Kitap Sayısı(n) % Yayınevi Kitap Sayısı(n) % Akdeniz 1 1 Güven 1 1 Almidilli 1 1 Kare 2 2 Altın Kitaplar 3 3 Karatay 1 1 Arkadaş 2 2 Kelime 2 2 Ata 1 1 Mimoza 1 1 Bilmar 1 1 Morpa Kültür 1 1 Bilgi 5 5 Nakkaş 1 1 Beyaz Balina 7 7 Nar Çocuk 2 2 Bilge Kirpi 1 1 Net 3 3 Binbir Çiçek 5 5 Remzi 1 1 Bu 3 3 Parıltı 5 5 Çiçek 3 3 Polat 6 6 Damla 3 3 Sis 1 1 Doğan Egmont 2 2 Şenyıldız 1 1 Engin 5 5 Timaş 7 7 Final Kültür Sanat 2 2 Türkiye İş 5 5 Gönül 1 1 Tramvay 2 2 Güneş 1 1 Ya-pa 2 2 Gugukkuşu 1 1 Yapı Kredi 2 2 Hayat 3 3 Yumurcak 3 3 134 Toplam: 51 51 Toplam: 49 49 Genel toplam: 100 100 Yukarıdaki tablo incelendiğinde Beyaz Balina ve Timaş Yayınlarının en fazla yararlanılan yayınevleri olduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Bunu sırasıyla Engin, Bilmar, Binbir Çiçek, Parıltı, Türkiye İş, Altın Kitaplar, Bu, Çiçek, Damla, Hayat, Yumurcak Yayınevleri ve diğer yayınevleri izlemektedir. Bu sıralamanın nedeni ise üst sıralarda yer alan yayınevlerinin daha fazla üretim yapmış olması ve bununla doğru orantılı olarak daha kolay ulaşılabilir olmasıdır. Tablo 2 İncelenen Masal Kitaplarının Yayın Yıllarına Göre Dağılımı Yayın Yılı Kitap Sayısı(n) % Yayın Yılı Kitap Sayısı(n) % 1997 1 1 2010 7 7 1998 1 1 2012 6 6 2005 1 1 2013 7 7 2006 2 2 2014 10 10 2007 8 8 2015 36 36 2008 2 2 2016 14 14 2009 5 5 Toplam: 20 20 Toplam: 80 80 Genel toplam: 100 100 Yukarıdaki tablo incelendiğinde incelenen masal kitapları arasında en fazla oranın 2015 yılına ait olduğu ve bunu sırasıyla 2016, 2014, 2013, 2010, 2007, 2009…. yıllarının izlediği görülmektedir. Bunun nedeni söz konusu yıllarda diğer yıllara oranla daha fazla üretim olmasına belki de artan talebi karşılamak amacıyla daha çok üretim yapılmış olmasına bağlanabilir. 135 Tablo 3 İncelenen Masal Kitaplarının Baskı Sayılarına Göre Dağılımı Baskı Sayısı Kitap Sayısı(n) % Baskı Sayısı Kitap Sayısı(n) % Belirtilmeyen 67 67 5. Baskı 1 1 1.Baskı 16 16 8. Baskı 1 1 2.Baskı 9 9 9. Baskı 1 1 3.Baskı 5 5 Toplam: 97 97 Toplam: 3 3 Genel toplam: 100 100 Yukarıdaki tablo incelendiğinde masal kitapları içerisinde en fazla oranın baskı sayısı belirtilmeyen kitaplardan oluştuğu görülmektedir. Bu durum yayınevinin artan talep, teknoloji vb. nedenlerle gelişim ve değişimini inceleyebilmek açısından olumsuzluk olarak görülebilir. Bunun dışında yayınevinin daha önce kitap basıp basmadığını öğrenmek açısından da olumsuzluk olarak değerlendirilebilir. 3.3. Verilerin Toplanması Çalışmada öncelikle alanyazın taraması yapılmış, dil dışı göstergelerin incelenmesine ilişkin çalışmalar taranmıştır. Sonra çocuklar için hazırlanan Grimm Kardeşlere ait 10 masal belirlenerek 10 farklı yayınevinden bu masallar temin edilmiştir. Daha sonra erişilen bu kitaplar doküman incelemesi tekniğiyle incelenmiştir. 10 farklı isimli toplamda 100 masal kitabı veri olarak kabul edilmiştir. Doküman incelemesi araştırılan olgular hakkında bilgileri içeren yazılı kaynakların çözümlenmesi aşamalarını içermektedir. Nitel araştırmalar için doküman incelemesi tek başına kullanılabileceği gibi diğer yöntemler ile birlikte de yararlanılabilir. Bu yöntem kolay ulaşılamayan özneleri içermesi, katılımcı tepkiselliğine mahal vermemesi, uzun zamana yayılabilmesi, geniş bir örnekleme, bireysel ve özgün olmaya imkan tanıması, diğer birçok 136 yönteme göre düşük maliyetli olması ve daha önce başkaları tarafından da gözden geçirilerek daha nitelikli olması açısından güçlü yönlere sahiptir(Yıldırım ve Şimşek,2011). Doküman incelemesi dokümanlara ulaşma, orijinalliği kontrol etme, dokümanları anlama, veriyi analiz etme ve veriyi kullanma aşamalarından oluşmaktadır (Forster,1995). Dokümanlara ilgili kitabevlerinden ve İnternet aracılığıyla ulaşılmıştır. Orijinallikleri her kitapta yer alan görsel öğeler incelenerek test edilmiş ve kullanılan nesne ve karakterlerde farklı çizimler kullanılıp kullanılmadığına bakılmıştır. Dokümanlar arasındaki resimlendirme farklılıkları anlamlandırılmaya çalışılmış, elde edilen veriler belirlenen kuram dahilinde çözümlenmiş ve elde edilen veriler son kısımda yorumlanarak konuyla ilgili genel bir değerlendirme yapılmıştır. Veriler toplanırken Grimm Masallarından 10 tanesi seçilmiştir. Masallar incelenirken inceleme kategorileri oluşturularak buna göre tablo oluşturulması amaçlanmıştır. Analiz birimini ise kitaplardaki görsel öğeler oluşturmuştur. 3.4. Verilerin Analizi ve Yorumlanması Çalışmada verilerin analizi ve yorumlanması sürecinde betimsel analizden faydalanılmıştır. İncelemeye alınan masal kitapları, dil dışı gösterge kuramına göre çözümlenmiştir. Çalışma grubunda yer alan kitaplar belirti, görüntüsel gösterge ve simge özelliklerine göre irdelenmiştir. Her bir masal kitabıyla ilgili yorumlar yapılarak tablolar oluşturulmuştur. Araştırmada yapılan betimsel analiz doküman incelemesi üzerine gerçekleştirilmiştir. Doküman incelemesi araştırılacak hedef konu hakkında bilgi içeren yazılı kaynakların çözümlenmesi demektir. Doküman incelemesi tek başına bir yöntem olabileceği gibi diğer yöntemlerle bir arada kullanılan bir yöntem de olabilir. Doküman incelemesi nitel araştırmalarda doğrudan görüşmenin mümkün olmadığı durumlarda çalışmanın geçerlik ve güvenilirliğini artırmak amacıyla kullanılan yazılı ve görsel materyal ve malzemeler içeren bir incelemedir. Kitaplar, dergiler, gazeteler, mektuplar, raporlar, yazışmalar, kayıtlar, günlükler, anılar, ödevler, planlar, dosyalar, belgeler…gibi her türlü yazılı ve görsel kaynaklar doküman 137 incelemesinde kullanılabilir. Kolay ulaşılması, uzun süreli kullanılabilmesi, düşük maliyetli olması, katılımcı tepkiselliğinin olmaması, geniş örnekleme olanak tanıması, bireysellik ve özgünlüğe olanak tanıması, daha önce başkası tarafından gözden geçirildiği için nitelikli olması doküman incelemesinin olumlu yanlarıdır. Doküman incelemesi dokümanlara ulaşma, özgünlüğünü kontrol etme, dokümanları anlama, veriyi analiz etme (örneklem seçme, kategori geliştirme, analiz birimini saptama, sayısallaştırma) ve veriyi kullanma aşamalarından oluşmaktadır (Yıldırım ve Şimşek, 2011). 138 IV. Bölüm Bulgular Bu bölümde incelenen masal kitapları ile ilgili bulgular tablolaştırılmış ve söz konusu bulgulardan yola çıkılarak kitap ile ilgili yorumlar yapılmıştır. Bulgular yorumlanırken ilgili kitaptaki görseller gösterge türü, gösterge, gösteren, gösterilen ve metin içi gönderim olmak üzere 5 başlık altında değerlendirilmiştir. Gösterge türü sınıflandırmasında belirti, simge ve görüntüsel gösterge ulamlarından herhangi birine dahil edilen göstergeler nesne, mimik, jest, eylem, bitki, insan, hayvan, gök cismi, zaman, kıyafet, dış görünüş, yiyecek, yapı, müzik, yer şekli, eşya ve mücevherat ulamlarında değerlendirilmiştir. Gösteren ögesi olarak görselde görünenler tabloya yansıtılmış, gösterilen ögesi olarak ise göstergenin düz anlamı diğer bir deyişle metin dışı anlamı esas alınmıştır. Bu noktada metin içi gönderimin de göstergenin yan anlamını oluşturduğu söylenilebilir. Tablolar oluşturulurken her bir masal için geçen yıllar içerisindeki değişimleri görmek açısından kitaplar en eski yayım yılından en yeni yayım yılına doğru olacak biçimde ve masal adlarının alfabetik sırasına uygun olacak biçimde yerleştirilmiştir. Bunun dışında her bir masal için bilgi tekrarını önlemek açısından karşılaşılan görsel ilk hangi masalda karşılaşıldıysa o biçimde yansıtılmıştır. Diğer bir deyişle ilgili masalda yanstılmak istenen olay, olgu ya da durum ilk nerede karşılaşıldıysa orada betimlenmiş, eylemi yapan kişi ya da uzam değişmedikçe aynı bilgiye ilgili masalın yayımlarına ait tablolarında yer verilmemiştir. Ayrıca tablolar oluşturulurken ilgili kitaptaki kronolojik sıra da dikkate alınmış, görseller sayfa sayfa yorumlanarak olayların gerçekleşme sırasına göre göstergeler tablolara yerleştirilmiştir. Yorumlama sürecinde okuma-yazma bilmeyen ve masalı daha once duymamış çocukların kitapla ilk karşılaştıklarında anlatıyı anlama ve yorumlama süreçlerinde gösterilen öğesinin yansıttığı anlamdan yararlandığı, okuma yazmayı yeni öğrenmiş masalı 139 okuyabilecek düzeyde ya da daha once okumuş çocuk için ise söz konusu masalı içselleştirme sürecinde hem gösterilen hem de metin içi gönderim anlamının önemli olduğu durumu esas alınmıştır. Bu noktada göstergelerin gösterilen ve metin içi gönderimlerinin kimi masallarda birbirine çok yakın ya da aynı anlamları karşılarken; kimisinde ise birbirine daha uzak anlamları karşıladığı söylenilebilir. Diğer bir deyişle kimi kesitlerde anlatı bilinmese de görselden yola çıkarak ilgili içerik hakkında doğru tahminlerde bulunulabilecekken kimi kesitlerde bu mümkün olmamakta ve anlatıyı doğru yorumlamak için metin içi bilgiye ihtiyaç duyulmaktadır. Kimi kesitlerde ise söz konusu durum ya dış dünyaya ya metne gönderimde bulunmuş ve bu bağlamda iki gönderim bir arada gerçekleşmemiştir. Kimi kesitlerde yer alan aynı durumlar belki başka yerlerde karşılaşılsa farklı biçimde yorumlanabilecekken o anda o görselde bütünlüğü oluşturan diğer göstergeler ile birlikte farklı biçimlerde yorumlanmışlardır. Dolayısıyla buradan aynı eylemleri yansıtan göstergelerin farklı kaynaklarda yer aldığı farklı bağlamlarda farklı biçimde yorumlanabileceği sonucuna ulaşılabilir. Fakat inceleme nesnesi olarak ele alınan bu göstergelerin bu çalışma için seçilen anlatılar içinde yansıttığı ve çağrıştırdığı anlamlar esas alınmıştır. 4.1. Bremen Mızıkacıları Adlı Masal Kitabına Ait Bulgular ve Yorumlar Çalışmanın alfabetik sıraya göre ilk inceleme nesnesi olan Bremen Mızıkacıları masalına ait bulgu ve yorumlar 10 farklı yayımevinin en eski yayım yılından en yeni yayım yılına doğru olacak biçimde aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır: Tablo 4 Gönül Yayıncılıktan Çıkan Bremen Mızıkacıları Masalına Ait Bulgular Gösterge türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Belirti Mimik Hayvanların Mutluluk Hayvanların gülümsemesi birbirlerini sevmeleri 140 Belirti Jest Adamın eşeğe Duruma dikkat Bundan sonra ona az önündeki yemi çekme, ilgiliyi yem vereceği işaret etmesi uyarma Belirti Jest Atın başını önüne Mutsuzluk, Sahibinin vereceği eğmesi çaresizlik yeme muhtaç olma Belirti Gök cismi Eşek ile atın Aydınlık, gündüz Gündüz vakti tepesindeki bulut sahiplerini terk etmeleri Görüntüsel Yapı At ile köpeğin Şehirden uzaklık Köyde yaşadıkları gösterge etrafındaki tek katlı evler Görüntüsel Yer şekli Eşek ile atın Şehirden uzaklık, Köyde yaşadıkları gösterge yürüdüğü dar zor hayat patika, koşulları arkalarındaki dağlar Belirti Mimik Kedinin Kızgınlık, Sahibine sinirlenmesi gözlerinin şaşkınlık büyümesi Belirti Mimik Atın göz Mutsuzluk Sahibinin kapaklarının yaptıklarının onu düşmesi üzmesi Belirti Mimik Horozun ağzını Ötmesi Sahibine sinirlendiği açması için ötmesi Belirti Yiyecek Bahçedeki Yaz Yok. mantarlar 141 Belirti Gök Cismi Hayvanlar Karanlık, gece Gece vakti olduğu ve dinlenirken uyuyacakları görünen ay ve yıldızlar Görüntüsel Nesne Adamın Kötülük/savunma Her an bir hayvanı gösterge duvardaki silahı öldürebileceği ve belindeki kılıcı Görüntüsel Eylem Adamın ellerini Acil durum, Baskına uğradığını gösterge iki yana açıp korku sanarak kaçması koşması Görüntüsel Nesne Adamın elindeki Susamışlık Su içiyor ya da gösterge su bardağı ve su içecek olduğu Belirti Mimik Adamın ağzını Şaşkınlık, Baskın olduğunu açması memnuniyetsizlik sanarak şaşırması Görüntüsel Hayvan Ağzında yiyecek Açlık Yemek yedikleri gösterge olan hayvanlar Görüntüsel Nesne Yanan şömine Zenginlik, soğuk, Adamların üşümesi gösterge kış Görüntüsel Nesne Kulübede yanan Orada yaşayan Adamların içeride gösterge ışıklar birileri olduğu olması Belirti Mimik Adamın gözünü Acı çekme Hayvanların canını kapatması acıtması Görüntüsel Yiyecek Duvardaki ve Zengin yaşam, Sonraya hazırlık ve gösterge hayvanların açlık hayvanların acıkması ağızlarındaki sucuklar Bremen Mızıkacıları masalının Gönül Yayıncılığa ait kitabında belirti türünün görüntüsel gösterge türünden daha fazla kullanıldığı, simge türünün ise hiç kullanılmadığı görülmüştür. 142 Gök cismi, jest, mimik ve yiyecek göstergeleri belirti türüne dahil edilirken; yapı, yer şekli, nesne, mimik, jest ve hayvan göstergeleri görüntüsel gösterge türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. Tablo 5 Kelime Yayıncılıktan Çıkan Bremen Mızıkacıları Masalına Ait Bulgular Gösterge türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Simge Nesne Yoldaki tabela Yol tarifi Bremen’e giden yol Görüntüsel Eylem Boynundan iple Şiddet Sahibinin ona kötü gösterge bağlanarak çekilen davranması eşek Belirti Mimik Adamın somurtması Mutsuzluk, Eşeği sevmemesi sinirlilik Görüntüsel Nesne Tarladaki korkuluk Köy hayatı Kargaların ürünlere gösterge zarar vermemesi için Elinde sopayla Görüntüsel İnsan hayvanların peşinden Kötü ve Hayvanlara vuracağı gösterge koşan adam acımasız Belirti Mimik Köpek ve kedinin Mutsuzluk Sahiplerinden ağızlarını büzmeleri veya korku korktukları Sahiplerinin kediye Simge Eylem Dans eden fareler Mutluluk, kötü davranmalarına kutlama sevinmeleri Kadının elindeki Kötü, Kediyi sevmemesi ve Görüntüsel Eylem tavayı kedinin üzerine acımasız, istememesi gösterge kaldırması kediye vuracağı 143 Belirti Mimik Kadının kaşlarını Sinir, Kediye kızması çatması kızgınlık Görüntüsel Eylem Farenin peyniri Açlık, yemek Farenin acıkması ve gösterge kemirmesi yeme peyniri yemesi Belirti Nesne Tencereden çıkan Ateş Yemeğin pişmesi ve duman sıcak olması Belirti Jest Kadının elini beline Böbürlenme, Kediye karşı koyması aşağılama üstünlük sağlama Görüntüsel Eşya Raftaki tabaklar ve Düzen Köy hayatı gösterge duvarda asılan tava, tencere, mısırlar Görüntüsel Eylem Farelerin mısır ve Açlık Farelerin acıkması, gösterge peynir taşıması mısırı ve peyniri yemek istemeleri Görüntüsel Kıyafet Kadının önlük Yemek Yemek yapması gösterge giymesi yapacak ya da bulaşık yıkayacak olması Belirti Jest Horozun patilerini Şaşırma Sahibinin onu ağzına götürmesi keseceğini öğrenmesine tepkisi Görüntüsel Eşya Kadının elindeki Kötülük, bir Horozu kesmeyi gösterge parlayan bıçak şey keseceği planladığı Belirti Meyve Sepetteki kavun ve Yaz Mutfaktaki düzen ve karpuz bolluk 144 Belirti Sebze Masadaki mısır,bal Yaz, açlık Yemek yapılacağı, kabağı, soğan, açlık domates, biber,havuç Görüntüsel İnsan Hamur açan kadın Kadının rolü Misafir geleceği, gösterge açlık Görüntüsel Yiyecek Şöminede pişen Zenginlik, Yemek yenileceği, gösterge yemek açlık açlık Simge Mücevherat Masadaki ve Zenginlik, Haydutların hırsız çuvaldaki kolye, refah olduğu bilezikler, elmaslar, altınlar Simge Eylem Adamların bardak Mutluluk Hırsızlığın başarısını tokuşturması kutlamaları Belirti Meyve Masadaki karpuz, Yaz, zenginlik Haydutların üzüm, elma, şeftali başarılarını kutlamaları Simge Dış görünüş Haydutun tek Korsanlık Kötü karakter olması gözünün kapalı olması Belirti Mimik Eşek ve kedinin Şaşkınlık Kulübede gördükleri ağızlarını açmaları altın ve yiyeceklere şaşırmaları Belirti Mimik Haydutun gözlerinin Şaşkınlık Hayvanların büyümesi kulübeyi istilasına şaşırması Görüntüsel Eylem Köpeğin haydutun Sinirlenme Haksız kazançlarına gösterge ayağını ısırması öfkelenmesi 145 Belirti Nesne Şöminenin ateşi Yanan Soğuk hava odunlar Görüntüsel Yiyecek Köpeğin önündeki Köpeklerin Köpeğin aç olduğu gösterge kemik kemiği çok sevdikleri Bremen Mızıkacıları masalının Kelime Yayıncılığa ait kitabında görüntüsel gösterge türünün en fazla kullanıldığı, onu belirti türünün takip ettiği, simge türünün ise en az kullanıldığı görülmüştür. Eylem, nesne, insan, eşya, kıyafet, yiyecek göstergeleri görüntüsel gösterge ulamına dahil edilirken; mimik, eylem, nesne, jest,sebze, meyve göstergeleri belirti; nesne, eylem, mücevherat, dış görünüş göstergeleri ise simge ulamına dahil edilmiştir. Tablo 6 Bilmar Yayıncılıktan Çıkan Bremen Mızıkacıları Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Belirti Mimik Eşeğin yere bakması Yorgunluk Çaresizlik Belirti Bitki Bahçedeki çiçekler Yaz Yok. Görüntüsel Yapı Bahçedeki çitler Köy hayatı Bahçeyi koruma gösterge Belirti Mimik Köpeğin eşeğe hüzünlü Mutsuzluk Ne yapacağını bakışı bilmemesi Görüntüsel Eşya Bahçedeki varil Köy hayatı Yok gösterge Görüntüsel Yapı Bahçedeki kümes Köy hayatı Yok gösterge Görüntüsel Bitki Çimlerin ve ağaçların Şehirden Yok gösterge çok olması uzaklık 146 Görüntüsel Eylem Hayvanların ses Tepki verme, Kulübede gösterge çıkarmaları bir şey gördüklerine anlatma, sinirlenmeleri özellik Bremen Mızıkacıları masalının Bilmar Yayıncılığa ait kitabında görüntüsel gösterge türünün en fazla, belirti türünün en az, simge türünün ise hiç kullanılmadığı görülmüştür. Yapı, eşya, bitki, eylem göstergeleri görüntüsel gösterge türüne, bitki, mimik göstergeleri ise belirti türüne dahil edilmiştir. Tablo 7 Bilgi Yayıncılıktan Çıkan Bremen Mızıkacıları Masalına Ait Bulgular Gösterge türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Belirti Gök cismi Havadaki güneş Aydınlık Gündüz Görüntüsel Bitki Bahçedeki Şehirden uzaklık Yakında hayvan gösterge samanlar olduğu Görüntüsel Eylem Adamın eşeği Köy hayatı Eşeğin aç olması gösterge beslemesi Görüntüsel Mimik Hayvanların Ses çıkarmaları Konuşmaları gösterge ağızlarını açmaları Görüntüsel Nesne Evin bacasından Ateş Soba yandığı, soğuk gösterge çıkan duman olduğu Görüntüsel İnsan Kaçan insanlar Acil durum Tehlike, gürültüden gösterge korkmaları Belirti Mimik Kedinin dişlerini Sinirlilik Hayduta kızması göstermesi 147 Görüntüsel Bitki Soğan Yere düşmüş Tehlike, kavga gösterge soğan Görüntüsel Nesne Haydutun Kötülük/güvenlik Tehlike /savunma gösterge cebindeki kılıcı Belirti Mimik Haydutların Şaşkınlık Hayvanların gözlerini açmaları yaptıklarına şaşırmaları Bremen Mızıkacıları masalının Bilgi Yayıncılığa ait kitabında görüntüsel gösterge türünün belirti türünden daha fazla kullanıldığı, simge türünün ise hiç kullanılmadığı görülmüştür. Bitki, eylem, mimic, nesne, insane, bitki göstergeleri görüntüsel gösterge ulamına dahil edilirken; gök cismi ve mimik göstergeleri belirti ulamına dahil edilmiştir. Tablo 8 Karatay Yayıncılıktan Çıkan Bremen Mızıkacıları Masalına Ait Bulgular Gösterge türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Belirti Mimik Kuş, köpek, eşek, Mutluluk Sevinçli olma güneş ve ayın gülümsemeleri Simge Çizim Horozun Müzik Ötmesi ağzından çıkan nota şekilleri Belirti Hayvan Uçan kelebek Bahar Yok Görüntüsel Hayvan Eşeğin sırtındaki Olağanüstlük İyi dost oldukları gösterge köpek, kedi ve horoz 148 Belirti Nesne Odada yanan Elektrik Karanlık mum olmaması Görüntüsel İnsan Tavuk yiyen Açlık Açlık, zenginlik gösterge haydutlar Görüntüsel Nesne Şöminedeki Yakacak Soğuk veya yemek gösterge odunlar pişirme için Görüntüsel İnsan Terlemiş haydut Sıcaklık Olanlardan korkması gösterge Bremen Mızıkacıları masalının Karatay Yayıncılığa ait kitabında görüntüsel gösterge türünün en fazla, belirti türünün daha az, simge türünün ise en az kullanıldığı görülmüştür. Mimik, hayvan, nesne göstergeleri belirti ulamına, çizim göstergesi simge ulamına, hayvan, insan, nesne göstergesi ise görüntüsel gösterge ulamına dahil edilmiştir. Tablo 9 Mimoza Yayıncılıktan Çıkan Bremen Mızıkacıları Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Görüntüsel Yapı Evin yanındaki Şehirden uzaklık Su ihtiyacının gösterge kuyu buradan karşılanması Görüntüsel Hayvan Üzerinde yükle Yorgunluk Sahibinin çok gösterge düşmüş eşek çalıştırması Belirti Gök cismi Kara bulut Yağmur, gece Gece hayvanların sokakta kalması Görüntüsel Yer şekli Arkadaki deniz Şehir merkezine Olayların şehiden gösterge uzaklık uzakta yaşanması Görüntüsel Yer şekli Bahçedeki Şehirden uzaklık Olayların şehirden gösterge kayalar uzakta yaşanması 149 Simge Eşya Şömine Zenginlik Soğuk hava Belirti Mimik Haydutun Sinirlenme Baskından korkması dişlerini sıkması Belirti Nesne Haydutun kolu ve Yara Hayvanlar tarafından bacağındaki kan saldırıya uğraması Simge Şekil Haydutun başında Baş dönmesi Afallama dönen yıldızlar Görüntüsel Kıyafet Haydutun yırtık Kötü şeyler Hayvanlar tarafından gösterge pantolonu olduğu saldırılması Belirti Jest Haydutun işaret Sinirlenme Arkadaşına kızması parmağını kaldırması Bremen Mızıkacıları masalının Mimoza Yayıncılığa ait kitabında görüntüsel gösterge türünün en fazla, belirti türünün daha az, simge türünün ise en az kullanıldığı görülmüştür. Yapı, hayvan, yer şekli, kıyafet göstergeleri görüntüsel gösterge; gök cismi, mimik, nesne, jest göstergeleri belirti; eşya ve şekil göstergeleri simge ulamına dahil edilmiştir. Tablo 10 Parıltı Yayıncılıktan Çıkan Bremen Mızıkacıları Masalına Ait Bulgular Gösterge türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Belirti Nesne Köpeğin salyası Açlık Açlık Belirti Jest Adamın elini Düşünme Sahibinin eşekten çenesine koyması kurtulmak için plan yapması Görüntüsel Eşya Evde içi dolu İçlerinde bir Hırsızlık gösterge çuvallar şeyler olduğu 150 Görüntüsel Eylem Köpeğin Şiddet Köpeğin sinirlenmesi gösterge haydutun bacağını ısırması Görüntüsel Hayvan Pencereden içeri Şiddet Açlık ve merak gösterge uçarak dalan hayvanlar Belirti Nesne Silahtan çıkan Ateş edilmesi Haydutun sinirlenmesi ateş Bremen Mızıkacıları masalının Parıltı Yayıncılığa ait kitabında görüntüsel gösterge türünün belirti türünden daha fazla kullanıldığı; simge türünün ise hiç kullanılmadığı görülmüştür. Eşya, eylem, hayvan göstergeleri görüntüsel gösterge türüne dahil edilirken, nesne, jest göstergeleri belirti türüne dahil edilmiştir. Tablo 11 Polat Yayıncılıktan Çıkan Bremen Mızıkacıları Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Görüntüsel Yer şekli Eşeğin arkasında Şehirden uzaklık Köy hayatı gösterge akan dere Görüntüsel Yapı Küçük tek katlı evler Şehirden uzaklık Köy hayatı gösterge Görüntüsel Kıyafet Haydutun yırtık Fakirlik, dayak Hayvan istilasına gösterge elbisesi yemişlik uğraması Görüntüsel Nesne Haydutların Kaza geçirme ya Hayvan istilasına gösterge burunlarındaki yara da dayak yemiş uğramaları bandı olma 151 Belirti Mimik Köpeğin diş Kızgınlık Hayduta göstermesi, kedinin sinirlenmeleri pençelerini çıkarması Görüntüsel Eylem Eşeğin tekme atması Kızgınlık Hayduta sinirlenmesi gösterge Görüntüsel Nesne Açık ışık Karanlık Karanlık gösterge Bremen Mızıkacıları masalının Polat Yayıncılığa ait kitabında görüntüsel gösterge türünün belirti türünden daha fazla kullanıldığı; simge türünün ise hiç kullanılmadığı görülmüştür. Yer şekli, yapı, kıyafet, nesne, eylem göstergeleri görüntüsel gösterge ulamına; mimik göstergesi ise belirti ulamına dahil edilmiştir. Tablo 12 Türkiye İş Bankası Kültür Yayıncılıktan Çıkan Bremen Mızıkacıları Masalına Ait Bulgular Gösterge türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Görüntüsel Yapı Değirmen Şehirden uzaklık Köy hayatı gösterge Görüntüsel Nesne Adamın elinde Şiddet Eşeğe eziyet etmesi gösterge havaya kaldırdığı kırbaç Görüntüsel Nesne Kadının elindeki Köy hayatı Samanları ayıklaması gösterge tırpan Görüntüsel Hayvan Terleyen eşek Yorgunluk ve Sahibinin çok yük gösterge sıcaklık taşıtması Belirti Nesne Yemekten çıkan Ateş Sıcaklık ve tazelik duman 152 Görüntüsel Yiyecek Kümesin Yiyecek Tavukların istenilen gösterge önünde verimi vermediği tabaktaki 1 yumurta Görüntüsel Eylem Kedinin keman, Olağanüstülük Eğlence gösterge köpeğin borazan çalması Görüntüsel Nesne Saçılan eşyalar Huzursuzluk Sorun olması gösterge Belirti Nesne Bir sepet dolusu Zenginlik Hırsızlık para Görüntüsel Yiyecek Masanın Zenginlik Açlık gösterge yemekle donatılması Görüntüsel Nesne Yanan kibrit Gece, karanlık Aydınlatma gösterge Görüntüsel Uzuv Isırılarak Şiddet Köpeğin sinirlenmesi gösterge morartılmış bacak Görüntüsel İnsan Gözleri siyah Kötü insanlar Kötülük gösterge kuşakla bağlı adamlar Bremen Mızıkacıları masalının Türkiye İş Bankası Kültür Yayıncılığa ait kitabında görüntüsel gösterge türünün belirti türünden daha fazla kullanıldığı; simge türünün ise hiç kullanılmadığı görülmüştür. Yapı, nesne,hayvan, yiyecek, eylem, uzuv, insane göstergeleri görüntüsel gösterge türüne; nesne göstergesi ise belirti türüne dahil edilmiştir. 153 Tablo 13 Yapı Kredi Yayıncılıktan Çıkan Bremen Mızıkacıları Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Görüntüsel Hayvan Eşek, kedi, köpek, Hayvanların da iyi Hayvanların Gösterge horoz anlaşabileceği, dost eğlencesi olabileceği Eşeğin gitar, Hayvanların Görüntüsel Eylem kedinin kaval Olağanüstülük eğlenmesi ve mutlu gösterge çalması olması Belirti Mimik Eşeğin ve köpeğin Mutluluk Durumdan memnun gülümsemesi olmaları Belirti Mimik Eşeğin Mutsuzluk, Mutsuz ve yorgun somurtması yorgunluk olması Belirti Gök cismi Güneş Sıcak ve gündüz Olayların gündüz yaşanması Görüntüsel Yer şekli Sıradağlar Şehirden uzak olma Köy hayatı gösterge Görüntüsel Eylem Adamın eşeğin Gücün adamda Eşeğe eziyet etmesi gösterge ipini tutması olması Belirti Mimik Köpeğin dilini Yorgunluk ve Yorgunluk ve dışarı çıkarması şaşkınlık şaşkınlık Belirti Mimik Eşeğin gözlerinin Kızgınlık Haydutlara kızması büyümesi Belirti Jest Kedinin uzanması Yorgunluk Yorgun ve mutsuz olması Görüntüsel İnsanüstü Duman üfleyen Olağanüstülük Sihir yapması gösterge varlık cadı 154 Belirti Gök cismi Gökyüzündeki ay Gece, karanlık Gece, karanlık Belirti Nesne Pencereden gelen Içeride birilerinin Evde birilerinin ışık olması olması Belirti Hayvan Pencereden içeri Merak etme İçeriyi merak bakan hayvanlar etmeleri Belirti Hayvan ve Uçan hayvanlar Kavga ve şiddet Haydutlara nesne ve kırılan cam sinirlenmeleri Görüntüsel Hayvan Yemek yiyen Açlık Açlık gösterge hayvanlar Bremen Mızıkacıları masalının Yapı Kredi Yayıncılığa ait kitabında belirti türünün görüntüsel gösterge türünden daha fazla kullanıldığı; simge türünün ise hiç kullanılmadığı görülmüştür. Hayvan, nesne, gök cismi, jest,mimik göstergeleri belirti; hayvan, insanüstü varlık, yer şekli, eylem göstergeleri görüntüel gösterge türüne dahil edilmiştir. 4.2. Çizmeli Kedi Adlı Masal Kitabına Ait Bulgular ve Yorumlar Çalışmanın alfabetik sıraya göre ikinci inceleme nesnesi olan Çizmeli Kedi masalına ait bulgu ve yorumlar 10 farklı yayın evinin en eski yayın yılından en yeni yayın yılına doğru olacak biçimde aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır: Tablo 14 Engin Yayınevinden Çıkan Çizmeli Kedi Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Görüntüsel Hayvan Büyük kedi Güç Kahramanlık gösterge Belirti Jest B.k’nin elini başına Düşünme Düşünme koyması 155 Görüntüsel Jest Kedinin prense el Olağanüstülük Yardım etmek isteme gösterge uzatması Görüntüsel Yapı Çatısı samandan Şehirden uzaklık Köy hayatı gösterge evler Görüntüsel Eylem B.k’nin göle Yüzmek Kralın dikkatini gösterge girmesi istemesi çekmek istemesi Görüntüsel Eylem Köylülerin ağaç Yaşam Çalışma gösterge dikmesi, tarlayı mücadelesi sürmesi Simge Nesne Kralın ve prensesin Güç, zenginlik Statü tacı Görüntüsel İnsan Tarlada çalışan Zor şartlar Köy hayatı gösterge köylüler Görüntüsel Yer şekli Saraya giden dar Saray şehirden Şehirden uzaklık gösterge yol uzakta olur Belirti Mimik Kralın Mutluluk Kediyi sevmesi gülümsemesi Simge Eşya Kralın altın Zenginlik Güç, statü kaplamalı koltuğu Belirti Jest Kralın kollarını iki Mutluluk Kediyi gördüğüne yana açması sevinme Simge Kıyafet Kralın yerlere Güç, statü Güç, statü sürünen elbisesi Simge Eylem Kedinin dans Mutluluk Prenses ile B.k’nin etmesi evlenmesine sevinmesi 156 Çizmeli Kedi masalının Engin Yayınevine ait kitabında görüntüsel gösterge türünün belirti türünden daha fazla; simge türünün ise en az kullanıldığı görülmüştür. Yer şekli, insane, eylem, yapı, hayvan göstergeleri görüntüsel gösterge; jest göstergeleri belirti; eylem, kıyafet, eşya, nesne göstergeleri simge türüne dahil edilmiştir. Tablo 15 Güven Yayınlarından Çıkan Çizmeli Kedi Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin içi gönderim Simge Jest Kedinin söz işareti Söz işareti Söz vermesi yapması Görüntüsel Eylem B.k’nin çimenlerin Mutsuzluk Ne yapacağını gösterge üzerine oturması bilememek Görüntüsel Eylem Kedinin yola Olağanüstülük Tavşana tuzak kurma gösterge buğday dökmesi Simge Mücevherat Kedinin B.k’ye Kralın Kralın hediyesi getirdiği altınlar zenginliği Görüntüsel Kıyafet Köylünün Masumluk Köylü hayatı gösterge başörtüsü Görüntüsel Nesne Kedinin kılıcı Savunma, Kahramanlık gösterge koruma, güç Görüntüsel Eylem Farenin kaçması Korku Kediden korkması gösterge Simge Nesne Prensesin kolyesi, Zenginlik Güç, statü küpesi Çizmeli Kedi masalının Güven Yayınlarına ait kitabında görüntüsel gösterge türünün simge türünden daha fazla; belirti türünün ise hiç kullanılmadığı görülmüştür. Eylem, nesne, kıyafet 157 göstergeleri görüntüsel gösterge; nesne, mücevherat, jest göstergeleri simge türüne dahil edilmiştir. Tablo 16 Ya-pa Yayıncılıktan Çıkan Çizmeli Kedi Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin içi gönderim Görüntüsel Jest Devin ve b.k’nin Soru sorma Kediye soru gösterge avcunu açması sormaları Simge Eylem Oğlanın el sallaması Uğurlama Kardeşi ile vedalaşması Görüntüsel Yapı Değirmen Şehirden uzaklık B.k’nin babasının gösterge ekmek parası Belirti Mimik Kedinin Mutluluk Fareyi yakaladığına gülümsemesi sevinmesi Görüntüsel Eşya Saraydaki uçları Zenginlik Statü, güç gösterge altından perde Belirti Dış görünüş Kralın ve köylünün Yaşlılık Yok beyaz saç ve sakalı Görüntüsel Nesne Köylünün tırmığı Zorlu yaşam Köy hayatı gösterge koşulları Görüntüsel Eylem Devin çizmeli kediye Güç, üstünlük Korkutma gösterge sopasını kaldırması Belirti Mimik Kedinin ağzını Korku Aslandan korkması açması Görüntüsel Dış görünüş Aslanın pençelerini Öfke, sinirlenme Kediye gücünü gösterge çıkarması ve dişlerini gösterme göstermesi 158 Görüntüsel Dış görünüş Kedinin fareye Güç Fareyi yeme isteği gösterge pençelerini çıkarması Görüntüsel Eylem Prensesin kediyi Sevgi Kediyi sevmesi gösterge okşaması Belirti Mimik Prensesin ve b.k’nin Mutluluk Mutlu son gülümsemesi Çizmeli Kedi masalının Ya-pa Yayıncılığa ait kitabında görüntüsel gösterge türünün belirti türünden daha fazla; simge türünün ise en az kullanıldığı görülmüştür. Eylem, dış görünüş, nesne, eşya, yapı, jest göstergeleri görüntüsel gösterge; mimik, dış görünüş göstergeleri belirti; eylem göstergesi ise simge türüne dahil edilmiştir. Tablo 17 Kare Yayınlarından Çıkan Çizmeli Kedi Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Görüntüsel Jest Kedinin elini Olağanüstülük Özgüven, bilgili gösterge beline koyması olması Belirti Mimik Filin Mutluluk Kediyi sevmesi gülümsemesi Görüntüsel Nesne At arabasının Kralın gücü Statü gösterge üzerindeki taç Görüntüsel Eylem Kralın at Merak etme Kedinin gösterge arabasından dışarı söyleyeceklerini bakması merak etmesi Çizmeli Kedi masalının Kare Yayınlarına ait kitabında görüntüsel gösterge türünün belirti türünden daha fazla kullanıldığı; simge türünün ise hiç kullanılmadığı görülmüştür. Jest, nesne, eylem göstergeleri görüntüsel gösterge; mimik göstergesi ise belirti türüne dahil edilmiştir. 159 Tablo 18 Altın Kitaplar Yayınevinden Çıkan Çizmeli Kedi Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Belirti Yiyecek Bahçedeki mantarlar Yaz Yok Belirti Bitki Ağaçtaki kovuk Kuş yuvası Kuşların orada yaşadığı Belirti Gök cismi Güneş Gündüz, Olayların gündüz aydınlık gerçekleşmesi Görüntüsel Yiyecek Masadaki ekmek ve Yoksulluk Açlık gösterge zeytin Belirti Yapay Kedinin duvara Karanlık Karanlık oluşum yansıyan gölgesi Görüntüsel Nesne Kapıdaki tokmak Köy evi Yok gösterge Simge Eylem Kedinin kralın Saygı Krala Saygı önünde diz çökmesi Görüntüsel Nesne Kralın korumasının Kralın gücü Güvenlik gösterge asa taşıması Simge Eylem B.k’nin kralın önünde Saygı Krala Saygı eğilmesi ve şapka çıkarması Simge Kıyafet Kralın pelerini Güç Statü Görüntüsel Dış görünüş Büyücünün diken Kötü karakter Korkunç olma gösterge gibi saçları Simge Eşya Büyücünün altın Zenginlik Güç sürahi ve bardağı 160 Görüntüsel İnsan Büyücünün Güç Güvenlik gösterge korumaları Görüntüsel Eşya Dev kapılar Zenginlik Kralın gücü gösterge Görüntüsel Eylem B.k’nin prensesin Mutluluk Mutlu son gösterge elini tutması Çizmeli Kedi masalının Altın Kitaplar Yayınevine ait kitabında görüntüsel gösterge türünün belirti türünden daha fazla; simge türünün ise en az kullanıldığı görülmüştür. Yiyecek, nesne, dış görünüş, insane, eşya, eylem göstergeleri görüntüsel gösterge; yiyecek, bitki, gök cismi, yapı göstergelerinin belirti; eylem, kıyafet, eşya türüne dahil edilmiştir. Tablo 19 Bilgi Yayınevinden Çıkan Çizmeli Kedi Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Simge Eylem Kedinin şapka Mutluluk Başarı çıkarması Görüntüsel Jest B.k’nin ellerini Çaresizlik Ne yapacağını gösterge açması bilememe Belirti Eylem B.k’nin çimene Yorgunluk Kedinin uzanması söylediklerini dinlemesi Görüntüsel Mimik Tavşanların meraklı Merak etme Kedinin gösterge bakışları söylediklerini dinlemeleri Belirti Jest Kedinin b.k’yi Duruma dikkat Kralın dikkatini işaret etmesi çekme çekme 161 Belirti Gök cismi Havadaki bulutlar Gündüz, Olayların gündüz aydınlık gerçekleşmesi Belirti Bitki Bahçedeki çiçekler Yaz Yok Görüntüsel Jest Kedinin kollarını Mutluluk Planı uygulama gösterge iki yana açması mutluluğu Görüntüsel Eylem Köylülerin buğday Geçim derdi Köy hayatı gösterge toplaması Belirti Nesne Pencereden gelen Gündüz, Olayların gündüz aydınlık aydınlık gerçekleştiği Simge Eylem Köylülerin kral Saygı Krala Saygı karşısında eğilmesi ve şapka çıkarması Belirti Meyve Tarladaki üzümler Yaz Yok Çizmeli Kedi masalının Bilgi Yayınevine ait kitabında belirti türünün görüntüsel gösterge türünden daha fazla kullanıldığı; simge türünün ise hiç kullanılmadığı görülmüştür. Eylem, jest, mimik göstergeleri görüntüsel gösterge; meyve, nesne, bitki, gök cismi, jest, eylem göstergeleri belirti; eylem göstergesi simge türüne dahil edilmiştir. Tablo 20 Morpa Kültür Yayınlarından Çıkan Çizmeli Kedi Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin içi gönderim Belirti Mimik Prensin kediye Sevgi Kediyi sevmesi gülümsemesi Belirti Eylem Saraydaki Kralın gücü Güvenlik korumanın dışarı ok atması 162 Belirti Dış görünüş B.k’nin ve Korkma Arabacının prensesin al gelmesine şaşırma yanakları Belirti Mimik Kedinin ve Şaşırma Domuzu görünce prensesin ağızlarını şaşırmaları açmaları Görüntüsel Kıyafet Prens ve prensesin Masumluk, Mutlu son gösterge beyaz elbisesi mutluluk Belirti Mimik Kedilerin Mutluluk, Mutlu son gülümsemesi sevinç Çizmeli Kedi masalının Morpa Kültür Yayınlarına ait kitabında belirti türünün görüntüsel gösterge türünden daha fazla kullanıldığı; simge türünün ise hiç kullanılmadığı görülmüştür. Mimik, dış görünüş, eylem göstergeleri belirti; kıyafet göstergesi görüntüsel gösterge türüne dahil edilmiştir. Tablo 21 Beyaz Balina Yayınlarından Çıkan Çizmeli Kedi Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Görüntüsel Yer şekli Nehir Şehirden uzaklık Yok gösterge Simge Yapı Değirmencinin Ölüm Ölüm mezarı Görüntüsel Eylem B.k’nin kediyi Sevgi Sevgi gösterge kucağına alması Simge Jest Prensin parmağını Şaşkınlık Kedinin söylediklerine ağzına götürmesi şaşırması 163 Görüntüsel Eylem Kedinin kapının Korku Devden korkması gösterge arkasına saklanması Belirti Mimik Kedinin Korku Aslandan korkması gözlerinin büyümesi Belirti Dış görünüş Devin çirkin yüzü Kötülük Korkunç Çizmeli Kedi masalının Beyaz Balina Yayınlarına ait kitabında görüntüsel gösterge türünün en fazla; simge ve belirti türünün ise eşit oranda kullanıldığı görülmüştür. Yer şekli, eylem göstergeleri görüntüsel gösterge; yapı, jest göstergeleri simge; mimik, dış görünüş göstergeleri belirti türüne dahil edilmiştir. Tablo 22 Net Yayınlarından Çıkan Çizmeli Kedi Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Simge Jest Kedinin elini beline Olağanüstülük Her şeyi bilme, koyması üstünlük Görüntüsel Eylem Kedinin elinde mum Aydınlık İnsanların yolunu gösterge taşıması aydınlatması Simge Jest Kralın elini çenesine Düşünme Düşünme koyması Görüntüsel Nesne Kedinin elindeki kılıç Savaşma Kötülüklerle gösterge mücadele etme Belirti Dış görünüş Kralın ve b.k’nin Yaşlılık Yok babasının beyaz 164 saçları,kaşları ve sakalları Görüntüsel Eylem B.k’nin kediyi Sevgi Sevgi gösterge sevmesi Görüntüsel Kıyafet Kedinin şapkası ve Olağanüstülük Kahramanlık gösterge çizmeleri Görüntüsel Yer şekli Göl Şehirden Şehirden uzaklık gösterge uzaklık Simge Eylem Kedinin dev Korku Saygı karşısında şapka çıkarması Görüntüsel Eylem B.k’nin prensesin Sevgi Sevgi gösterge elini tutması Çizmeli Kedi masalının Net Yayınlarına ait kitabında görüntüsel gösterge türünün en fazla, simge türünün daha az, belirti türünün ise en az kullanıldığı görülmüştür. Eylem, yer şekli, nesne göstergeleri görüntüsel gösterge; eylem, jest göstergeleri simge; dış görünüş göstergesi ise belirti türüne dahil edilmiştir. Tablo 23 Damla Yayınevinden Çıkan Çizmeli Kedi Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Görüntüsel Eylem Kedinin fareyi Üstünlük Fareyi yiyeceği gösterge kuyruğundan kaldırması 165 Görüntüsel Dış görünüş B.k’nin düşünceli Çaresizlik Nasıl geçineceğini gösterge hali düşünmesi Görüntüsel Jest Kedinin kollarını Mutluluk B.k’ye güç verme gösterge iki yana açması isteği Simge Eylem Kedinin şapkasını Saygı Krala saygı çıkarması ve eğilmesi Görüntüsel Eylem Devin ellerini Güç Kediyi korkutma gösterge sıkması Çizmeli Kedi masalının Damla Yayınevine ait kitabında görüntüsel gösterge türünün en fazla, simge türünün daha az, belirti türünün ise hiç kullanılmadığı görülmüştür. Eylem, dış görünüş, jest göstergeleri görüntüsel gösterge; eylem göstergesi simge ulamına dahil edilmiştir. 4.3. Fareli Köyün Kavalcısı Adlı Masal Kitabına Ait Bulgular ve Yorumlar Çalışmanın alfabetik sıraya göre üçüncü inceleme nesnesi olan Fareli Köyün Kavalcısı masalına ait bulgu ve yorumlar 10 farklı yayım evinin en eski yayım yılından en yeni yayım yılına doğru olacak biçimde aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır: Tablo 24 Ya-pa Yayıncılıktan Çıkan Fareli Köyün Kavalcısı Masalına Ait Bulgular Gösterge türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Simge Nesne Kraliçenin tacı Güç Statü Görüntüsel Nesne Kavalcının Olağanüstülük Sihirli olma gösterge kavalından çıkan yıldız 166 Simge Eşya Kenarları altından Güç Kraliçenin gücü koltuk Belirti Mimik Farenin dişini Sinirlilik Farenin kavalcıya göstermesi sinirlenmesi Belirti Mimik Kraliçenin Mutluluk Kavalcıyı gördüğüne gülümsemesi sevinmesi Görüntüsel Nesne Adamın kılıç Tedbir Tehlike gösterge taşıması Görüntüsel Nesne Düşüp kırılmış Düzen Huzursuzluk gösterge saksı bozukluğu Görüntüsel Eylem Adamın duvara Kendini koruma Farelerden korkması gösterge yapışması Belirti Mimik Kadının gözlerinin Korku Adamın büyümesi düşeceğinden korkması Görüntüsel Eylem Kadının süpürgeyi Tedbir alma Fareleri öldürmek gösterge havaya kaldırması istemesi Belirti Dış görünüş Kadının beyaz Yaşlılık Yok. saçları Simge Yapı Saray Zenginlik Güç Görüntüsel Jest Kraliçenin ellerini Merak etme Kavalcının gösterge iki yana açması yapacaklarını merak etmesi Belirti Mimik Kavalcının Yok İşine adapte olma gözlerini kapatması Görüntüsel Yer şekli Dağlar, nehir Şehirden uzaklık Yok. gösterge 167 Görüntüsel Jest Kraliçenin dışarıyı Sinirlenme Kavalcıya gösterge işaret etmesi sinirlenmesi Belirti Mimik Kavalcının Kızgınlık Kraliçeye kızması kaşlarını çatması Belirti Mimik Adamların dişlerini Kızgınlık Kraliçeye sıkmaları sinirlenmeleri Belirti Bitki Bahçedeki papatya Bahar Yok Belirti Mimik Kraliçenin ağzını Şaşkınlık Adamlardan açması korkması Görüntüsel Eylem Adamın oğluna Mutluluk Mutlu son gösterge sarılması Görüntüsel Jest Kraliçenin ellerini Mutluluk Mutlu son gösterge sıkması Fareli Köyün Kavalcısı masalının Ya-pa Yayıncılığa ait kitabında görüntüsel gösterge türünün en fazla, belirti türünün daha az, simge türünün ise en az kullanıldığı görülmüştür. Jest, eylem, yer şekli, nesne göstergeleri görüntüsel gösterge; mimik, bitki, dış görünüş göstergeleri belirti; yapı, eşya, nesne göstergeleri simge türüne dahil edilmiştir. Tablo 25 Engin Yayınevinden Çıkan Fareli Köyün Kavalcısı Masalına Ait Bulgular Gösterge türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Simge Kıyafet Başörtülü kadın Köy hayatı Köylü Görüntüsel Hayvan Fare sürüsü Olağanüstülük Kötü durum gösterge Belirti Nesne Evde yanan ışıklar Yaşam İçeride birilerinin olduğu 168 Görüntüsel İnsan Kapıyı telaşla açan Yok Farelerden korkması gösterge kadın Simge Eylem Belediye başkanı Saygı Bir şeyler önünde adamın söyleyeceği şapkasını elinde tutması Görüntüsel Jest Ellerini açan adam İtiraz Durumdan rahatsız gösterge ve kadın oldukları Simge Nesne Kuştüyü kalem Güç Yok Görüntüsel Jest Belediye başkanının Yok Üstünlük gösterge ellerini bağlaması Görüntüsel Eşya Demirlerle Tehlike olduğu Güvenlik gösterge kuşatılmış pencereler Belirti Jest Kulağını tutan kadın Dinleme, merak Dışarıda ses olduğu Görüntüsel Kıyafet Kadının önlüğü İş yapma Yemek yapması gösterge Görüntüsel Jest Adamın tek elini Bir şey söylemek Soru soracağı gösterge kaldırması istemesi Görüntüsel Araç Kayık Yok Şehirden uzaklık gösterge Belirti Mimik Çocukların gülmesi Mutluluk Durumdan memnun olma Görüntüsel Jest Başını tutan belediye Mutsuzluk Şikayetlerden gösterge başkanı sıkılması Fareli Köyün Kavalcısı masalının Engin Yayınevine ait kitabında görüntüsel gösterge türünün en fazla, belirti ve simge türünün ise eşit kullanıldığı görülmüştür. Jest, araç, kıyafet, eşya, 169 insan, hayvan göstergeleri görüntüsel gösterge; mimik, jest, nesne göstergeleri belirti; nesne, kıyafet göstergeleri simge türüne dahil edilmiştir. Tablo 26 Bu Yayınevinden Çıkan Fareli Köyün Kavalcısı Masalına Ait Bulgular Gösterge türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Görüntüsel Hayvan Peynir yiyen Açlık Yemek yeme gösterge fareler Simge Jest Elini havaya Mutluluk Mutluluk kaldıran fareler Belirti Mimik Güneşin Olağanüstülük Mutluluk gülümsemesi Belirti Gök cismi Bulut Aydınlık, gündüz Olayların gündüz gerçekleştiği Belirti Dış görünüş Adamın beyaz Yaşlılık Yok. kaşları ve bıyıkları Simge Çizgi Kavaldan çıkan Müzik Kavalın çalındığı nota şekilleri Belirti Mimik Güneşin ağzını Olağanüstülük Şaşkınlık açması Belirti Nesne Kralın gözyaşı Mutsuzluk Ağlama Belirti Mimik Ayın aşağı inmiş Olağanüstülük Mutsuzluk ağzı Belirti Gök cismi Yıldızlar Gece, karanlık Olayların gece gerçekleştiği 170 Fareli Köyün Kavalcısı masalının Bu Yayınevine ait kitabında belirti türünün en fazla, simge türünün daha az, görüntüsel gösterge türünün ise en az kullanıldığı görülmüştür. Mimik, gök cismi, dış görünüş, nesne göstergeleri belirti; jest, çizim göstergeleri simge; hayvan göstergesi görüntüsel gösterge türüne dahil edilmiştir. Tablo 27 Binbir Çiçek Yayınevinden Çıkan Fareli Köyün Kavalcısı Masalına Ait Bulgular Gösterge türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Görüntüsel Eylem Çocukların Yok Hipnoz olma gösterge gözleri kapalı yürümesi Görüntüsel Yiyecek Tırtıklanmış Açlık Farelerin onu gösterge peynir kemirdiği Görüntüsel Kıyafet Tırtıklanmış atkı, Açlık Farelerin onu gösterge mat, şapka kemirdiği Belirti Gök cismi Güneş Gündüz, Olayların gündüz aydınlık gerçekleştiği Simge Mücevherat Kavalcının Zenginlik Hak ettiğini avcunun içindeki almaması altınlar Belirti Mimik Adamın ağzını Sinir, kızgınlık Kavalcıya kızması açması Görüntüsel Eşya Çocuğun koltuk Yaralı olması Yaralı olması gösterge değneği Görüntüsel Nesne Çocuğun Yara Yok gösterge ayağındaki sargı 171 Simge Nesne Kavaldan çıkan Olağanüstülük Sihirli olması ışık Fareli Köyün Kavalcısı masalının Binbir Çiçek Yayınevine ait kitabında görüntüsel gösterge türünün en fazla, belirti daha az, simge türünün ise en az kullanıldığı görülmüştür. Eylem, yiyecek, kıyafet, eşya, nesne göstergeleri görüntüsel gösterge; gök cismi, mimic göstergeleri belirti; mücevherat, nesne göstergeleri simge türüne dahil edilmiştir. Tablo 28 Polat Yayıncılıktan Çıkan Fareli Köyün Kavalcısı Masalına Ait Bulgular Gösterge türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Görüntüsel Jest Çocuğun fareyi işaret Acil durum Olaya dikkat çekme gösterge etmesi Belirti Mimik Çocuğun gözlerinin Şaşkınlık Farelerden korkması açılması Belirti Nesne Yanan mum Karanlık Karanlık Belirti Dış görünüş Beyaz saçlı ve kaşlı Yaşlılık Yok adam Görüntüsel Bitki Çam ağacı Şehirden Yok gösterge uzaklık Görüntüsel Jest Kraliçenin Sinirlilik Kavalcıya gösterge yumruğunu sıkması sinirlenmesi Simge Yapı Şato Zenginlik Yaşam alanı Görüntüsel Nesne İçi dolu çuval Zenginlik, Kavalcının hak gösterge refah ettiğini alması Fareli Köyün Kavalcısı masalının Polat Yayıncılığa ait kitabında görüntüsel gösterge türünün en fazla, belirti türünün daha az; simge türünün ise en az kullanıldığı görülmüştür. Jest, bitki, 172 nesne göstergeleri görüntüsel gösterge; nesne, mimik, dış görünüş göstergeleri belirti; yapı göstergesi ise simge türüne dahil edilmiştir. Tablo 29 Timaş Çocuk Yayınlarndan Çıkan Fareli Köyün Kavalcısı Masalına Ait Bulgular Gösterge türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Simge Jest Adamın dizleri üstüne Karşıdakinin Muhtaçlık çömelmesi üstünlüğü Görüntüsel Kıyafet Adamın yamalı Yoksulluk Yoksulluk gösterge kıyafetleri Belirti Nesne Çocuğun gözyaşı Mutsuzluk Ağlama Görüntüsel Jest Adamın kızın kolunu Yok Uyarı, tehdit gösterge tutması ve işaret parmağı ile onu uyarması Belirti Mimik Kadının sinsice Mutluluk Plan yapma, kötülük gülmesi düşünme Simge Çizim Kedinin başındaki soru Soru sorma Düşünme işareti Görüntüsel Eylem Farenin uyuması Yorgunluk Yemeği çok yemesi gösterge Görüntüsel Yiyecek Farenin elindeki Açlık Peyniri yemesi gösterge peynir Görüntüsel Jest Adamın başını tutup, Yorgunluk Kedileri kovdukları gösterge gözlerini kapatması için pişmanlık Belirti K. Eşya Adamın gözlük Gözlerinin iyi Yok takması görmemesi 173 Görüntüsel Jest Adamların ellerini Güç, başarı Fareleri köyden gösterge yumruk yapıp havaya kovmalarına kaldırmaları sevinmeleri Belirti Mimik Kavalcının ağzını Memnuniyetsizlik Aldığı altına buruşturması memnun olmaması Belirti Nesne Uzaktan gelen ışık Ulaşılması zor yer Cömertler Diyarı Fareli Köyün Kavalcısı masalının Timaş Çocuk Yayınlarına ait kitabında görüntüsel gösterge türünün en fazla, belirti türünün daha az, simge türünün ise en az kullanıldığı görülmüştür. Jest, yiyecek, eylem, kıyafet göstergeleri görüntüsel gösterge; nesne, mimik, kişisel eşya göstergeleri belirti; çizim, jest göstergeleri ise simge türüne dahil edilmişt Tablo 30 Beyaz Balina Yayınlarından Çıkan Fareli Köyün Kavalcısı Masalına Ait Bulgular Gösterge türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Simge Mücevherat Sandıktaki altınlar Zenginlik Kavalcıya verileceği söz verilen altınlar Görüntüsel Yapı Tek katlı evler Şehirden uzaklık Yaşam alanı gösterge Görüntüsel Nesne Havaya kaldırılmış Sinir, kızgınlık Korumasının gösterge balta kraliçeyi koruması Fareli Köyün Kavalcısı masalının Beyaz Balina Yayınlarına ait kitabında görüntüsel gösterge türünün en fazla, simge türünün en az, belirti türünün ise hiç kullanılmadığı görülmüştür. Yapı, nesne göstergeleri görüntüsel gösterge; mücevherat göstergesi simge türüne dahil edilmiştir. 174 Tablo 31 Damla Yayınevinden Çıkan Fareli Köyün Kavalcısı Masalına Ait Bulgular Gösterge türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Belirti Mimik Kızın ağzını açması Şaşkınlık Farelerin istilasına şaşırması Simge Jest Kadının muhtar Saygı Derdini anlatmak karşısında eğilmesi istemeleri Simge Jest Dans eden insanlar Mutluluk, Farelerden kutlama kurtulduklarına sevinme Görüntüsel Yer şekli Dağ Şehirden uzaklık Yok gösterge Görüntüsel Eylem Çocuğun ağlaması Mutsuzluk Diğer çocuklara gösterge üzülmesi Görüntüsel Jest Adamın muhtarı Hesap sorma Suçlama gösterge işaret etmesi Belirti Dış görünüş Muhtarın Endişe Korku yanaklarının kızarması Fareli Köyün Kavalcısı masalının Damla Yayınevine ait kitabında görüntüsel gösterge türünün en fazla, simge ve belirti türünün ise eşit oranda kullanıldığı görülmüştür. Yer şekli, eylem, jest göstergeleri görüntüsel gösterge; mimik, dış görünüş göstergeleri belirti; jest göstergesi ise simge türüne dahil edilmiştir. 175 Tablo 32 Hayat Yayınlarından Çıkan Fareli Köyün Kavalcısı Masalına Ait Bulgular Gösterge türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Simge Kıyafet Kavalcının pelerine Güç Kahraman Belirti Nesne Yanan gaz lambası Gece, karanlık Olayların gece gerçekleşmesi Görüntüsel Yiyecek Sepetteki patates, Düzen Evde birilerinin gösterge karpuz, domates ve yaşaması armut Belirti Gök cismi Dolunay Gece, karanlık Gece boyu farelerin yemek yemesi Görüntüsel Nesne Korumanın elindeki Tehlike Savunma gösterge mızrak Belirti Mimik Adamların Şaşkınlık Farelerin başkanın ağzılarını açmaları kıyafetini kemirmelerine şaşırmaları Görüntüsel Kıyafet Adamların aynı tarz Kültürel birlik Yok gösterge kıyafetleri Simge Çizim Konuşma Konuşma İnsanların ne baloncukları söyledikleri Fareli Köyün Kavalcısı masalının Hayat Yayınlarına ait kitabında belirti ve görüntüsel gösterge türünün eşit oranda; simge türünün ise en az kullanıldığı görülmüştür. Yiyecek, nesne, kıyafet göstergeleri görüntüsel gösterge; nesne, gök cismi, mimik göstergeleri belirti türüne; kıyafet, çizim göstergeleri simge türüne dahil edilmiştir. 176 Tablo 33 Yumurcak Yayınlarından Çıkan Fareli Köyün Kavalcısı Masalına Ait Bulgular Gösterge türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Görüntüsel Yer şekli Dere Köy hayatı, şehre Fareler için tuzak gösterge uzaklık Belirti Hayvan Uçan kelebek Yaz, bahar Yok Görüntüsel İnsan Oturan adam Yorgunluk, Farelerden bıkması gösterge mutsuzluk Belirti Nesne Kavaldan çıkan Kavalın çalınması Eğlence duman Görüntüsel Eylem Kadının cama Merak etme Fareleri kovması gösterge çıkması Belirti Mimik Kadının kaşlarını Öfke Farelere sinirlenmesi çatması Belirti Mimik Kedinin ağzını Şaşkınlık Fareye şaşırması açması Görüntüsel Jest Kadının ellerini Çaresizlik Farelere karşı bir şey gösterge ovuşturması yapamaması Görüntüsel Eylem Adamın cama Merak etme Kavalı çalanı merak gösterge çıkması etmesi Görüntüsel Jest Kavalcının Memnuniyetsizlik Verilen altını az gösterge ellerini bağlaması bulması Görüntüsel Jest Çocuğun ellerini Mutluluk Kavalın onu mutlu gösterge iki yana açması etmesi Simge Jest Adamın elini Düşünme Çocuğunu beklemesi başına koyması 177 Fareli Köyün Kavalcısı masalının Yumurcak Yayınlarına ait kitabında görüntüsel gösterge türünün en fazla, belirti türünün daha az, simge türünün ise en az kullanıldığı görülmüştür.Yer şekli, insane, eylem, jest göstergeleri görüntüsel gösterge; hayvan, nesne, mimik, eylem göstergeleri belirti; jest göstergesi simge türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. 4.4. Hansel ve Gratel Adlı Masal Kitabına Ait Bulgular ve Yorumlar Çalışmanın alfabetik sıraya göre dördüncü inceleme nesnesi olan Hansel ve Gratel masalına ait bulgu ve yorumlar 10 farklı yayım evinin en eski yayım yılından en yeni yayım yılına doğru olacak biçimde aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır: Tablo 34 Akdeniz Yayıncılıktan Çıkan Oduncunun Çocukları Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Görüntüsel Yiyecek Isırılmış çikolata Açlık, tatlıyı sevme Kandırılma gösterge Belirti Dış görünüş Cadının beyaz Yaşlılık Yok saç ve kaşları Belirti Bitki Bahçedeki Bahar Yok çiçekler Görüntüsel Eylem H ve G’nin el Sevgi Yok. gösterge ele tutuşması Görüntüsel Hayvan Ormandaki Şehirden uzaklık Ormanın tehlikesi gösterge geyik, tavşan, fındıkkıran Belirti Mimik H ve G’nin Korku Ormanda korkmaları ağızlarını açmaları 178 Görüntüsel Kıyafet H’nin yamalı Yoksulluk Yoksulluk gösterge kıyafetleri Görüntüsel Hayvan Evdeki fareler Kir, pislik Yok gösterge Simge Hayvan Kartal Kötülük Cadının yardımcısı Görüntüsel Durum H’nin kafeste Tutsaklık Çaresizlik gösterge olması Belirti Nesne Fırının içindeki Yanan odunlar Pişen yemek ateş Görüntüsel Jest H ve G’nin Sevgi Ormandayken onları gösterge ailesine kucak özlemeleri, açmaları kurtulmaları Oduncunun Çocukları masalının Akdeniz Yayıncılığa ait kitabında görüntüsel gösterge türünün en fazla, belirti türünün daha az, simge türünün ise en az kullanıldığı görülmüştür. Yiyecek, eylem, hayvan, kıyafet, durum, jest göstergeleri görüntüsel gösterge; dış görünüş, bitki, mimic, nesne göstergeleri belirti; hayvan göstergesi simge türüne dahil edilmiştir. Tablo 35 Engin Yayınevinden Çıkan Oduncunun Çocukları Masalına Ait Bulgular Gösterge türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Görüntüsel Eylem H ve G’nin oyun Çocuk olmaları İyi anlaştıkları gösterge oynaması Belirti Mimik Kedinin Mutluluk, Mutlu aile hayatı gülümsemesi sevinç Görüntüsel Bitki Babalarının çalı Ekmek parası Onları satacağı gösterge taşıması kazanması 179 Görüntüsel Yapı Şekerden, Olağanüstülük Tuzak gösterge çikolatan ev Belirti Nesne Yemekten çıkan Ateş Sıcaklık duman Görüntüsel Dış görünüş G’nin 2 yana Masumluk ve Yok gösterge örgülü saçları saflık Görüntüsel Eylem G’nin Sevgi Yok gösterge fındıkkırana sarılması Belirti Nesne Cadının evinden İçeride birisi İçeride cadının onları gelen ışık olması beklemesi Belirti Nesne Cadının bastonu Yaşlılık Yürüme zorluğu yaşaması Belirti Nesne Yanan mum Gece, karanlık Olayların gece gerçekleşmesi Belirti Nesne Yemekten çıkan Sıcaklık Sıcaklık duman Görüntüsel Yapı Şekerden ev Olağanüstülük Cadının çocukları gösterge şekerle kandırma amacı Simge Dış görünüş Cadının uzun Cadı özelliği Kötülük burnu, tırnakları ve çirkin yüzü Görüntüsel Dış görünüş Cadının kambur Yaşlılık Yaşlılık gösterge olması Görüntüsel Eylem H ve G’nin Sevgi Cadıdan kurtulma gösterge birbirine sarılması sevinci 180 Simge Eşya Altın, Zenginlik H ve G’nin ailesine altın,inci,gümüş yardım etmeleri dolu sandık Oduncunun Çocukları masalının Engin Yayınevine ait kitabında görüntüsel gösterge türünün en fazla; belirti türünün daha az; simge türünün ise en az kullanıldığı görülmüştür. Eylem, bitki, yapı, dış görünüş göstergeleri görüntüsel gösterge; mimik, nesne göstergeleri belirti; dış görünüş, eşya göstergeleri simge türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. Tablo 36 Güneş Yayıncılıktan Çıkan Hansel ve Gretel Masalına Ait Bulgular Gösterge türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Görüntüsel Yapı Evin etrafındaki Şehirden uzaklık Evin güvenliği gösterge çitler Görüntüsel Nesne Oduncunun Parçalamaya Odun kesmeye gidiyor gösterge elindeki balta yarayan alet olması Görüntüsel Eylem H ve G’nin el ele Sevgi, koruma Yok gösterge tutuşarak yürümesi Görüntüsel Kıyafet H ve G’nin Köy hayatı, Yok gösterge annelerinin gelenek görenek başörtüsü Simge Jest Oduncunun elini Düşünme Çaresizlik çenesine koyması Belirti Gök cismi Dolunay Gece, karanlık H ve G’nin geceyi ormanda geçirmesi 181 Görüntüsel Eylem Kuşların ekmek Açlık H ve G’nin yollarını gösterge kırıntılarını bulamayacağı yemesi Görüntüsel Eşya G’nin elindeki içi Temizlik Cadının onu kullandığı gösterge su dolu kova ve yapacağı temiz bez Hansel ve Gretel masalının Güneş Yayıncılığa ait kitabında görüntüsel gösterge türünün en fazla; belirti türü ve simge türünün ise eşit oranda kullanıldığı görülmüştür. Yapı, nesne, eylem, kıyafet, eşya göstergeleri görüntüsel gösterge; jest göstergesi simge; gök cismi göstergesi belirti türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. Tablo 37 Tramvay Yayıncılıktan Çıkan Hansel ile Gretel Masalına Ait Bulgular Gösterge türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Görüntüsel Jest G’nin şekerden evi Duruma dikkat Şekerleri yemek gösterge işaret etmesi çekme isteme Belirti Yiyecek Bahçedeki Yaz Yok mantarlar Görüntüsel Eylem Cadının G’yi zorla Zorluk Ona acımasız gösterge kolundan tutarak davrandığı götürmesi Görüntüsel Eylem G’nin H’ye elini Sevgi Ondan ayrılmak gösterge uzatması istememesi Görüntüsel Nesne Şöminenin Açlık Yemek pişirildiği gösterge üzerindeki tencere 182 Görüntüsel Eylem G’nin patates Açlık Yemek yapacağı gösterge soyması Görüntüsel Yiyecek Masanın üzerindeki Açlık Yemek yapılacağı gösterge sebzeler Görüntüsel Bitki Evin etrafında çok Şehirden uzaklık Yok gösterge fazla ağaç olması Belirti Mimik H ve G’nin Mutluluk Cadıdan gülümsemesi kurtulduklarına sevinmeleri Hansel ile Gretel masalının Tramvay Yayıncılığa ait kitabında görüntüsel gösterge türünün en fazla; belirti türünün en az kullanıldığı; simge türünün ise hiç kullanılmadığı görülmüştür. Jest, eylem, nesne, yiyecek, bitki göstergesi görüntüsel gösterge; yiyecek, mimik göstergesi belirti türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. Tablo 38 Altın Kitaplar Yayınevinden Çıkan Oduncunun Çocukları Masalına Ait Bulgular Gösterge türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Belirti Mimik Babanın ve Sevgi Mutluluk çocukların gülümsemesi Görüntüsel Yakacak Taşınan odunlar Yakacak nesne Geçim kaynağı gösterge Belirti Mimik H’nin aşağıya Mutsuzluk, Ormanda korkması düşmüş ağız korku, endişe kenarları 183 Belirti Mimik Kuşların ağızlarını Sevinç, Yok açmaları mutluluk Belirti K.eşya Cadının gözlüğü Yaşlılık Gözlerinin iyi görmemesi Belirti Mimik G’nin dişlerini Sinirlilik Cadıya öfkelenmesi sıkması Belirti Yapay oluşum G’nin duvara Odanın mumla Karanlık yansıyan gölgesi aydınlatılması Görüntüsel Nesne Cadının masadaki Okunacak Büyü yapması gösterge kitabı nesne Görüntüsel Eylem H’nin cadıya kemik Yok Cadıyı kandırması gösterge uzatması Görüntüsel Eylem G’nin yerleri Temizlik Cadının onu gösterge silmesi çalıştırması Belirti Mimik Kedinin kaşlarını Kızgınlık G’ye kızması çatması Belirti Nesne Kuştüyünden kalem Eski zamanlar Yazma nesnesi Görüntüsel Nesne Cadının evindeki Süs eşyası Cadının kötü birisi gösterge kuru kafa tablosu olması Görüntüsel Eylem Leyleğin H ve G’yi Olağanüstülük Kurtulma, mutluluk gösterge evine getirmesi Oduncunun Çocukları masalının Altın Kitaplar Yayınevine ait kitabında belirti türünün en fazla; görüntüsel gösterge türünün daha az kullanıldığı; simge türünün ise hiç kullanılmadığı görülmüştür. Mimik, yapay oluşum, kişisel eşya, nesne göstergeleri belirti; yakacak, nesne, eylem göstergeleri görüntüsel gösterge türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. 184 Tablo 39 Timaş Çocuk Yayınlarından Çıkan Hansel ile Gratel Masalına Ait Bulgular Gösterge türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Belirti Mimik G’nin gözlerinin Şaşkınlık Yok büyümesi Görüntüsel Yapı Tek katlı ev Yaşam alanı Şehirden uzaklık gösterge Görüntüsel Mimik Baba ve annenin Yok Mutluluk gösterge kapanmış gözleri Belirti Mimik Ü.a’nın kaş çatması Mutsuzluk H ve G’yi istememesi Görüntüsel Nesne Camdan içeri vuran Aydınlık, Olayların gündüz gösterge ışık gündüz gerçekleşmesi Belirti Mimik H’nin ağzını Şaşkınlık Duyduklarına açması şaşırması Belirti Nesne Evin içinde yanan Yaşam alanı Evde birileri olduğu ışık Simge Eşya Cadının süpürgesi Kötülük Yok Görüntüsel Yiyecek H’nin elindeki Yiyecek nesne Açlık gösterge ısırılmış çörek Simge Dış görünüş Cadının yeşil Kötülük Korkunç olma yüzü,elleri ve sivilceleri Simge Dış görünüş Cadının tek tük Yaşlılık Kötülük dişleri 185 Simge Jest G’nin işaret Düşünme Plan yapma parmağını çenesine koyması Belirti Nesne Fırından çıkan ateş Yanan odunlar, G’nin cadıyı fırına yanma eylemi atması Simge Kıyafet H ve G’nin yamalı Yoksulluk Yok kıyafetleri Belirti Dış görünüş Üvey annenin Kızgınlık, H ve G’nin geri kırmızı yüzü mutsuzluk gelmesine sinirlenmesi Görüntüsel Eylem Babanın G’ye Sevgi Geri döndüklerine gösterge sarılması sevinmesi Hansel ile Gratel masalının Timaş Çocuk Yayınlarına ait kitabında belirti türünün en fazla; görüntüsel gösterge ve simge türünün eşit oranda kullanıldığı görülmüştür. Mimik, nesne, dış görünüş göstergeleri belirti; eşya, dış görünüş, jest, kıyafet göstergeleri simge; yapı, mimik, nesne, yiyecek, eylem göstergeleri görüntüsel gösterge türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. Tablo 40 Ata Yayıncılıktan Çıkan Oduncunun Çocukları Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Görüntüsel Dış görünüş H ve G’nin şiş Yok Ağızlarında yiyecek gösterge yanakları olması Görüntüsel Eylem H, G ve Çalışma Geçim kaynağı gösterge babalarının sırtlarında odun taşımaları 186 Görüntüsel Jest Üvey annenin Üstünlük Böbürlenme, kötülük gösterge ellerini beline sağlama koyması Görüntüsel Durum Oduncunun karısı Diğer tarafın Çaresizlik gösterge karşısında boynu üstünlüğü büküklüğü Belirti Mimik H ve G’nin göz Korku Yürümekten bebeklerinin yorulmaları büyümesi Simge Jest H ve G’nin Düşünme Çaresizlik ellerini çenelerine koymaları Simge Dış görünüş Cadının uzun Cadı özelliği Kötülük tırnakları Oduncunun Çocukları masalının Ata Yayıncılığa ait kitabında görüntüsel gösterge türünün en fazla; simge türünün daha az; belirti türünün ise en az kullanıldığı görülmüştür. Dış görünüş, eylem, jest, durum göstergeleri görüntüsel gösterge; jest, dış görünüş göstergeleri simge; mimic göstergesi belirti türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. Tablo 41 Nar Yayınlarından Çıkan Hansel ve Gratel Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Belirti Dış görünüş Oduncunun Sıcak Yorgunluk ve sıcak terlemesi 187 Görüntüsel Mimik H ve G’nin Uykularının Mutluluk gösterge gözlerini gelmesi kapatması Görüntüsel Nesne Sandıktaki Zenginlik H ve G’nin altınları gösterge altınlar alıp zengin olmak istemeleri Hansel ve Gratel masalının Nar Yayınlarına ait kitabında görüntüsel gösterge türünün en fazla; belirti türünün en az kullanıldığı; simge türünün ise hiç kullanılmadığı görülmüştür. Mimik, nesne göstergeleri görüntüsel gösterge türüne; dış görünüş göstergesi belirti türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. Tablo 42 Polat Kitapçılıktan Çıkan Hansel ve Gretel Masalına Ait Bulgular Gösterge türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Görüntüsel Yer şekli Evin arkasındaki Doğal oluşum Şehirden uzaklık gösterge dağ Görüntüsel Jest Kadının çocukları Duruma dikkat Çocukları istememe gösterge işaret etmesi çekme Görüntüsel Eylem Kadının burnu Kibir, kendini Çocuklara karşı gösterge havada yürüyüşü beğenme üstünlük Belirti Nesne G’nin gözyaşı Mutsuzluk, Ormanda korkması çaresizlik Görüntüsel Jest H’nin ellerini iki Çaresizlik Ne yapacağını gösterge yana açması bilememe Simge Dış görünüş Cadının tek dişi Yaşlılık, kötülük Korkunç olma Hansel ve Gretel masalının Polat Kitapçılığa ait kitabında görüntüsel gösterge türünün en fazla; belirti ve simge türünün ise en az kullanıldığı görülmüştür. Yer şekli, jest, eylem 188 göstergeleri görüntüsel gösterge; nesne göstergesi belirti; dış görünüş göstergesi simge ulamına dahil edilerek yorumlanmıştır. Tablo 43 Hayat Yayıncılıktan Çıkan Hansel ve Gratel Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Simge Çizim Konuşma Konuşma Konuşma baloncukları Belirti K. eşya Ü.a’nın gözlük Yaşlılık Gözlerinin iyi takması görmemesi Belirti Nesne Bardaklardan Sıcaklık Yeni doldurulmuş çıkan duman olması Belirti Nesne Yanan mum Karanlık, gece Akşam üvey annenin eşiyle tartışması Belirti Mimik H, G ve Mutluluk Birbirlerine babalarının kavuşmaları ve zengin gülümsemesi olmaları Hansel ve Gratel masalının Hayat Yayıncılığa ait kitabında belirti türünün en fazla; simge türünün en az kullanıldığı; görüntüsel gösterge türünün ise hiç kullanılmadığı görülmüştür. Kişisel eşya, nesne, mimik göstergeleri belirti; çizim göstergesi simge ulamına dahil edilerek yorumlanmıştır. 4.5. Kırmızı Başlıklı Kız Adlı Masal Kitabına Ait Bulgular ve Yorumlar Çalışmanın alfabetik sıraya göre beşinci inceleme nesnesi olan Kırmızı Başlıklı Kız masalına ait bulgu ve yorumlar için 10 farklı yayın evinin en eski yayın yılından en yeni yayın yılına doğru olacak biçimde aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır: 189 Tablo 44 Final Kültür Sanat Yayınlarından Çıkan Kırmızı Başlıklı Kız Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Görüntüsel Eylem Kurtun ağacın Kötülük Plan yapma, tuzak gösterge arkasına saklanması Belirti Mimik K.b.k’nin Mutluluk Halinden memnun olma annesinin gülümsemesi Görüntüsel Eşya Raflardaki tabak Düzen Köy hayatı gösterge ve tencereler Görüntüsel Kıyafet K.b.k’nin İş yapma İş yapıyor ya da gösterge annesinin önlük yapacak olma takması Belirti Yiyecek Bahçedeki Yaz Yok mantarlar Görüntüsel Yapı Tek katlı evler Yaşam alanı Köy hayatı gösterge Görüntüsel Hayvan Ormandaki Bu Şehirden uzaklık ve gösterge tavşan, kurt hayvanların tehlike şehirden uzakta yaşaması Görüntüsel Jest Tavşanın ellerini Olağanüstülük Tedirgin gösterge yüzüne koyması Görüntüsel Jest Tavşanın dur Olağanüstülük Korkma gösterge işareti yapması 190 Belirti Mimik Maymunların Yok Mutsuzluk somurtması Belirti Nesne B.a’nın odasında Karanlık Yok yanan mum Belirti Mimik B.a’nın ağzını Şaşkınlık Şaşkınlık açması Belirti K. eşya B.a’nın gözlükleri Yaşlılık Gözlerinin iyi görmemesi Belirti Nesne Kurtun salyaları Açlık K.b.k’yi yeme isteği Görüntüsel Eylem K.b.k’nin kaçması Tehlikeli Kurttan korkması gösterge durum Belirti Mimik K.b.k’nin ağzını Korku Kurttan korkması açması Simge Çizim Kurtun burnundan Horlama Uyuma Z harfi çıkması Görüntüsel Eylem Kuşun Yok Merak etme gösterge pencereden bakması Görüntüsel Nesne Oduncunun Odun kesmesi Güvenlik,tehlike gösterge elindeki baltası Belirti Mimik K.b.k’nin ve Mutluluk Kurtulma sevinci b.a’nın gülümsemesi Simge Jest Oduncunun, Vedalaşma Vedalaşma k.b.k’nin ve kuşların birbirine el sallaması 191 Kırmızı Başlıklı Kız masalının Final Kültür Sanat Yayınlarına ait kitabında görüntüsel gösterge türünün en fazla; belirti türünün daha az; simge türünün ise en az kullanıldığı görülmüştür. Eylem, eşya, kıyafet, yapı,hayvan, jest, nesne göstergeleri görüntüsel gösterge; mimik, yiyecek, nesne, kişisel eşya göstergeleri belirti; çizim göstergesi simge türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. Tablo 45 Binbir Çiçek Yayınlarından Çıkan Kırmızı Başlıklı Kız Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Görüntüsel Eylem Kuşun daldan Merak etme Merak etme gösterge aşağı bakması Görüntüsel Eylem K.b.k’nin Mutluluk Çiçekleri sevmesi gösterge çiçekleri koklaması Simge Jest Kurtun parmağını Düşünme Plan yapma ağzına koyması Belirti Mimik K.b.k’nin ağzını Şaşkınlık Kurtu gördüğüne açması şaşırması Görüntüsel Dış görünüş Kurtun dili Zorlanma Yok gösterge dışarda koşması Görüntüsel Yapı B.a’nın evinin Koruma, Tehlikeli bölgede gösterge etrafındaki çitler güvenlik olması Görüntüsel Jest K.b.k’nin kurtun Duruma dikkat Korkma, şaşırma gösterge gözlerine işaret çekme etmesi 192 Görüntüsel Dış görünüş Kurtun dişlerini Kötülük K.b.k’yi yemek gösterge ve pençelerini istediği göstermesi Görüntüsel Eşya Saçılan eşyalar Şiddet Şiddet gösterge Belirti Yapay Kurt ve k.b.k’nin Karanlık Korku oluşum duvara yansıyan gölgeleri Görüntüsel Nesne Avcının tüfeği Avcı olmasının Koruma, güvenlik gösterge gereği Belirti Dış görünüş B.a’nın beyaz Yaşlılık Yaşlılık saçları ve kambur oluşu Kırmızı Başlıklı Kız masalının Binbir Çiçek Yayınlarına ait masal kitabında görüntüsel gösterge türünün en fazla; belirti türünün daha az; simge türünün en az kullanıldığı görülmüştür. Eylem, dış görünüş, yapı, jest, eşya, nesne göstergeleri görüntüsel gösterge; mimik, yapı, dış görünüş göstergeleri belirti; jest göstergesi simge türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. Tablo 46 Parıltı Yayıncılıktan Çıkan Kırmızı Başlıklı Kız Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Simge Kıyafet K.b.k’nin Yok Köy hayatı annesinin başörtüsü 193 Belirti Dış görünüş K.b.k’nin Korku, sıcak, telaş Masumluk ve korku yanaklarının kızarması Görüntüsel Bitki Ormandaki Bahar Yok gösterge çiçekler Görüntüsel Eylem B.a’nın k.b.k’nin Sevgi Mutluluk gösterge elini tutması Kırmızı Başlıklı Kız masalının Parıltı Yayıncılığa ait masal kitabında görüntüsel gösterge türünün en fazla; belirti ve simge türünün ise eşit oranda kullanıldığı görülmüştür. Bitki, eylem göstergeleri görüntüsel gösterge; dış görünüş göstergesi belirti; kıyafet göstergesi simge türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. Tablo 47 Polat Yayıncılıktan Çıkan Kırmızı Başlıklı Kız Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Görüntüsel Nesne Yanan gaz Köyde elektrik Karanlık gösterge lambası olmadığı Simge Bitki K.b.k’nin Sevgi B.a’ya olan sevgisi elindeki çiçekler Görüntüsel Yer şekli Evin arkasındaki Doğal oluşum Şehre uzaklık gösterge dağlar Belirti Nesne Evlerin Ateş Yanan şömine veya bacasından soba çıkan duman 194 Görüntüsel Jest K.b.k’nin işaret Tarif etme, B.a’nın evini tarif gösterge parmağı ile yolu gösterme etmesi göstermesi Simge Jest K.b.k’nin Şaşırma Şaşırma parmağını ağzına götürmesi Belirti Nesne Avcının Yeni ateş Kurtu vurduğu tüfeğinden çıkan edildiği duman Belirti Mimik Avcının Sinirlilik Kurta kızması kaşlarını çatması Belirti Mimik B.a’nın kaşlarını Şaşkınlık Avcının kurtu kaldırması vurmasına şaşırması Görüntüsel Jest B.a’nın işaret Uyarı K.b.k’yi uyarması gösterge parmağını kaldırması Kırmızı Başlıklı Kız masalının Polat Yayıncılığa ait masal kitabında görüntüsel gösterge ve belirti türünün eşit oranda; simge türünün en az kullanıldığı görülmüştür. Nesne, yer şekli, jest göstergeleri görüntüsel gösterge; nesne, mimik göstergeleri belirti; bitki, jest göstergeleri simge türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. Tablo 48 Net Çocuk Yayınlarından Çıkan Kırmızı Başlıklı Kız Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Görüntüsel Eylem K.b.k’nin ormanda Şehirden uzak Tehlike gösterge yürümesi 195 Belirti Mimik Kurtun ağzını Yok Plan, kötülük açması Görüntüsel Eylem Kurtun uyuması Yorgunluk Yorgunluk, aşırı gösterge yeme Simge Jest Avcının elini beline Yok Düşünme koyması Simge Jest B.a’nın elini ağzına Şaşırma Düşünme,kurtun koyması haline şaşırma Görüntüsel Eylem Avcının k.b.k’ye Sevgi Teskin etme gösterge sarılması Kırmızı Başlıklı Kız masalının Net Çocuk Yayınlarına ait masal kitabında görüntüsel gösterge türünün en fazla; simge türünün daha az; belirti türünün en az kullanıldığı görülmüştür. Eylem göstergeleri görüntüsel gösterge; jest göstergeleri simge; mimic göstergesi ise belirti türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. Tablo 49 Timaş Çocuk Yayınlarından Çıkan Kırmızı Başlıklı Kız Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Görüntüsel Eylem K.b.k’nin ayıcığına Sevgi Sevgi gösterge sarılması Simge Jest K.b.k’nin annesinin Olaya dikkat K.b.k.’yi uyarma ellerini kaldırması çekme Görüntüsel Yapı K.b.k’nin tahtadan Yoksulluk Köy hayatı gösterge evi Belirti Mimik Kuşların, baykuşun, Olağanüstülük Mutluluk tavşanın ve 196 sincabın gülümsemesi Görüntüsel Jest Kurtun avcunu Olağanüstülük Durumu izah etme gösterge açması Belirti Mimik Kurtun yan Olağanüstülük Kötülük düşünme bakışları Görüntüsel Eylem K.b.k ve b.a’nın diz Yok B.a’nın k.b.k’ye gösterge çökmeleri nasihat vermesi Kırmızı Başlıklı Kız masalının Timaş Çocuk Yayınlarına ait masal kitabında görüntüsel gösterge türünün en fazla; belirti türünün daha az; simge türünün en az kullanıldığı görülmüştür. Eylem, yapı, jest göstergeleri görüntüsel gösterge; mimik göstergeleri belirti; jest göstergesi ise simge ulamına dahil edilerek yorumlanmıştır. Tablo 50 Beyaz Balina Yayınlarından Çıkan Kırmızı Başlıklı Kız Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Simge Eylem K.b.k’nin annesinin Uğurlama Uğurlama k.b.k’nin arkasından el sallaması Belirti Gök cismi Kara bulut Yağmur Yok Belirti Mimik K.b.k’nin göz Endişe Korku bebeklerinin büyümesi Görüntüsel Yiyecek Saçılan yiyecekler Şiddet Tehlikeli durum gösterge 197 Görüntüsel Eylem Oduncunun kurdu Kurtulma Ceza gösterge nehre atması Görüntüsel Yer şekli Nehir Akan su Şehirden uzak gösterge Görüntüsel Eylem B.a’nınk.b.k’yi Sevgi Mutluluk gösterge kucaklaması Kırmızı Başlıklı Kız masalının Beyaz Balina Yayınlarına ait masal kitabında görüntüsel gösterge türünün en fazla; belirti türünün daha az; simge türünün en az kullanıldığı görülmüştür. Yiyecek, eylem, yer şekli göstergeleri görüntüsel gösterge; gök cismi, mimik göstergeleri belirti; eylem göstergesi simge türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. Tablo 51 Hayat Yayıncılıktan Çıkan Kırmızı Başlıklı Kız Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Simge Şekil Konuşma Konuşma Konuşma baloncukları Görüntüsel Eylem Kurtun koşması Sıradan edim B.a’yı yemek için gösterge acele etmesi Belirti Dış görünüş Avcının beyaz saç Yaşlılık Yaşlılık ve sakalı Görüntüsel Bitki K.b.k’nin elindeki Sevgi B.a’ya olan sevgisi gösterge güller Kırmızı Başlıklı Kız masalının Hayat Yayıncılığa ait masal kitabında görüntüsel gösterge türünün en fazla; belirti türünün daha az; simge türünün en az kullanıldığı görülmüştür. Bitki, eylem göstergeleri görüntüsel gösterge; dış görünüş göstergesi belirti; şekil göstergesi simge türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. 198 Tablo 52 Türkiye İş Bankası Yayınlarından Çıkan Kırmızı Başlıklı Kız Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Görüntüsel Eylem K.b.k’nin annesinin Ev işi yapma, İyi ve uslu bir kız gösterge çamaşır asmasına yardım etme yardım etmesi Görüntüsel Eşya Raftaki tabak ve Düzen Köy hayatı gösterge bardaklar Belirti Dış Oduncunun beyaz Yaşlılık Yaşlılık görünüş saçı ve sakalı Görüntüsel Eylem B.a’nın kitap Bilgili olduğu Okumayı sevdiği gösterge okuması Görüntüsel Eylem Kurtun camdan ve Merak etme B.a’yı merak etme gösterge kapının arkasından bakması Görüntüsel Nesne Duvardaki k.b.k Süs eşyası B.a’nın k.b.k’ye olan gösterge resmi sevgisi Görüntüsel Eylem K.b.k’nin çiçekleri Tehlike Korku, şaşırma gösterge saçması Görüntüsel Jest B.a’nın ellerini Yok Mutluluk gösterge birbirine geçirmesi Görüntüsel Dış Dili dışarıda köpek Yok Mutluluk gösterge görünüş Kırmızı Başlıklı Kız masalının Türkiye İş Bankası Yayınlarına ait masal kitabında görüntüsel gösterge türünün en fazla; belirti türünün en az; simge türünün ise hiç kullanılmadığı görülmüştür. Eylem, eşya, nesne, jest, dış görünüş göstergeleri görüntüsel gösterge; dış görünüş göstergesi belirti türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. 199 Tablo 53 Yumurcak Yayınlarndan Çıkan Kırmızı Başlıklı Kız Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Belirti Mimik Tavşanın ağzını Şaşırma Kurtu görünce şaşırması açması Görüntüsel Eylem K.b.k’nin annesinin Açlık Açlık gösterge ve babasının yemek yemesi Görüntüsel Eylem K.b.k’nin Çocuk olması Yok gösterge oyuncaklarıyla oynaması Belirti Mimik Kurbağaların göz Olağanüstülük K.b.k’yi görünce bebeklerinin şaşırma büyümesi Görüntüsel Yer şekli Ormandaki göl Doğal oluşum Şehirden uzaklık gösterge Görüntüsel Hayvan K.b.k’nin etrafında Mutluluk Onu sevdikleri gösterge uçan kuşlar Görüntüsel Eylem K.b.k’nin çiçek Yaz Mutluluk gösterge toplaması Belirti Hayvan Uçan kelebek Yaz Hayvan Görüntüsel Nesne Kurtun ve k.b.k’nin Olağanüstülük Kapıyı çalma gösterge elinden kapıya yansıyan ışık Görüntüsel Jest K.b.k’nin kollarını Korku Kurttan korkması gösterge iki yana açması 200 Görüntüsel Eylem K.b.k’nin ekmek Açlık Acıkması gösterge yemesi Belirti Nesne Fincandan çıkan Sıcaklık Yeni pişmiş olma duman Kırmızı Başlıklı Kız masalının Yumurcak Yayınlarına ait masal kitabında görüntüsel gösterge türünün en fazla; belirti türünün daha az; simge türünün ise hiç kullanılmadığı görülmüştür. Eylem, dış görünüş, hayvan, nesne, jest göstergeleri görüntüsel; mimik, hayvan, nesne göstergeleri belirti türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. 4.6. Kurbağa Prens Adlı Masal Kitabına Ait Bulgular ve Yorumlar Çalışmanın alfabetik sıraya göre altıncı inceleme nesnesi olan Kurbağa Prens masalına ait bulgu ve yorumlar için 10 farklı yayım evinin en eski yayım yılından en yeni yayım yılına doğru olacak biçimde aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır: Tablo 54 Şenyıldız Yayınevinden Çıkan Kurbağa Kral Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Belirti Eylem Prensesin ağlaması Mutsuzluk Topunu kuyuya düşürmesi Simge Takı Kralın kolyesi ve Güç, zenginlik Yok tacı Görüntüsel Jest Prensesin Sevmeme İstememe gösterge kurbağayı iteklemesi Belirti Şekil Kurbağa prense Olağanüstülük Sihir dönüşünce etrafındaki çizgiler 201 Görüntüsel Eylem P’nin prensesin Sevgi Mutlu son gösterge elini tutması Kurbağa Prens masalının Şenyıldız Yayınevine ait masal kitabında görüntüsel gösterge türünün en fazla; belirti türünün daha az; simge türünün ise en az kullanıldığı görülmüştür. Jest, eylem göstergeleri görüntüsel gösterge; eylem, şekil göstergeleri belirti; takı göstergesi ise simge türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. Tablo 55 Engin Yayınevinden Çıkan Kurbağa Prens Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Görüntüsel Jest Prensesin Üzülme Topu yakalamaya gösterge kollarını iki yana çalışması açması Görüntüsel Yer şekli Prensesin göle Şehirden uzaklık Mutsuzluk gösterge topunu düşürmesi Görüntüsel Jest Prensesin topunu Dikkat çekmek Kurbağadan topunu gösterge işaret etmesi istemesi almasını istemesi Görüntüsel Jest Prensesin Olağanüstülük Soru sorma gösterge kurbağaya elini göstermesi Görüntüsel Uzuv Kurbağanın dilini Yok Yemek yemesi gösterge çıkarması Belirti Dış görünüş Kraliçenin beyaz Yaşlılık Yok saçları 202 Belirti Mimik Prensesin p’yi Şaşkınlık Yok görünce ağzını açması Kurbağa Prens masalının Engin Yayınevine ait masal kitabında görüntüsel gösterge türünün en fazla; belirti türünün daha az; simge türünün ise hiç kullanılmadığı görülmüştür. Jest, yer şekli göstergeleri görüntüsel gösterge; dış görünüş, mimic göstergeleri belirti türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. Tablo 56 Bu Yayınevinden Çıkan Prenses ile Kurbağa Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Simge Eylem Prenses ile p’nin Sevgi Sevgi sarılması Simge Jest Prensesin Yardım Topunu almak için yardım kurbağaya el isteme istemesi uzatması Belirti Dış görünüş Kralın beyaz saçı Yaşlılık Yok ve sakalı Görüntüsel Yiyecek Masadaki Açlık Yemek vakti gösterge yiyecekler Görüntüsel Jest P’nin avcunu Yok Prensese soru sorması gösterge göstermesi Kurbağa Prens masalının Bu Yayınevine ait masal kitabında görüntüsel gösterge ve simge türünün eşit oranda; belirti türünün ise en az kullanıldığı görülmüştür. Yiyecek, jest göstergeleri görüntüsel gösterge; eylem, jest göstergeleri simge; dış görünüş göstergesi ise belirti türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. 203 Tablo 57 Polat Yayıncılıktan Çıkan Kurbağa Prens Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Simge Dış görünüş Prensesin Yok Masumluk yanaklarının al al olması Görüntüsel Yer şekli Evin arkasındaki Şehre uzaklık Yok gösterge dağlar Belirti Gök cismi Camdan görünen Gece, karanlık Akşam yemeği ay Belirti Nesne Masada yanan Yok Masaya zenginlik mum katma Belirti Yiyecek Masadaki tavuk, Zenginlik Açlık meyve, köfte Belirti İnsan Hizmet eden uşak Zenginlik Yardımcı Simge Jest Prensesin kapıyı Kızgınlık Kurbağayı işaret etmesi istememesi, kovması Simge Jest Kralın parmağını Düşünme Yok çenesine koyması Kurbağa Prens masalının Polat Yayıncılığa ait masal kitabında belirti türünün en fazla; simge türünün daha az; görüntüsel gösterge türünün ise en az kullanıldığı görülmüştür. Gök cismi, nesne, yiyecek, insan göstergeleri belirti; jest göstergeleri simge; yer şekli göstergesi ise görüntüsel gösterge türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. 204 Tablo 58 Kelime Yayıncılıktan Çıkan Kurbağa Prens Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Görüntüsel Eylem Prensesin Gizli durum Kimsenin gösterge arkadaşının duymaması gerek diğerinin kulağına bir şey söylemesi Simge Oyuncak Prensesin altın topu Zenginlik Babasının hediyesi Belirti Mimik Prens, kral ve Mutluluk Kurbağanın onları kraliçenin eğlendirmesi gülümsemesi Görüntüsel Nesne Sarayın duvarında Süs eşyası Ailesinin prensese gösterge prensesin resmi olan sevgisi Belirti Eylem Kurbağanın Mutsuzluk Prensesin onu ağlaması istememesi Belirti Eylem Prensesin Sevgi Sevgi kurbağayı öpmesi Belirti Gök cismi Güneş Gündüz, Olayların gündüz aydınlık gerçekleşmesi Belirti K.eşya Hekimbaşının Yaşlılık Yok bastonu Belirti Dış görünüş Hekimbaşının Yaşlılık Bilge kişi olma beyaz bıyıkları ve sakalları Simge K.eşya Yüzük Evlilik Yok Kurbağa Prens masalının Kelime Yayıncılığa ait masal kitabında belirti türünün en fazla; simge ve görüntüsel gösterge türlerinin eşit oranda kullanıldığı görülmüştür. Mimik, eylem, 205 gök cismi, kişisel eşya, dış görünüş göstergeleri belirti; oyuncak, kişisel eşya göstergeleri simge; eylem, nesne göstergeleri görüntüsel gösterge türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. Tablo 59 Nakkaş Yayıncılıktan Çıkan Kurbağa Prens Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Belirti Mimik Prensesin Şaşırma Kurbağanın gözlerinin konuşmasına şaşırma açılması Görüntüsel Nesne Prensesin elindeki Karanlık Olayın gece gösterge mum gerçekleşmesi Simge Nesne P’nin tacı Güç Kahramanlık Kurbağa Prens masalının Nakkaş Yayıncılığa ait masal kitabında belirti, simge ve görüntüsel gösterge türünün eşit oranda kullanıldığı görülmüştür. Mimik göstergesi belirti; nesne göstergeleri görüntüsel gösterge ve simge türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. Tablo 60 Bilge Kirpi Yayınlarından Çıkan Kurbağa Prens Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Simge Kıyafet Prensesin gelinliği Mutluluk Evlilik Simge Kıyafet Prensin pelerini Güç Kahramanlık Görüntüsel Kıyafet Kurbağanın önlük Olağanüstülük Yemek yiyeceği gösterge takması Görüntüsel Jest Prensesin iki elini Sinirlenme Kurbağaya gösterge yumruk yapması sinirlenmesi 206 Belirti Mimik Prensesin gözlerini Sinirlenme Kurbağaya kapatıp sıkması sinirlenmesi Görüntüsel Kıyafet Prensin ışıldayan Güç ,zenginlik Kahramanlık gösterge kemeri Kurbağa Prens masalının Bilge Kirpi Yayınlarına ait masal kitabında görüntüsel gösterge türünün en fazla; simge türünün daha az; belirti türünün ise en az kullanıldığı görülmüştür. Kıyafet, jest göstergeleri görüntüsel gösterge; kıyafet göstergeleri simge; mimik göstergesi ise belirti türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. Tablo 61 Nar Çocuk Yayınlarından Çıkan Kurbağa Prens Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Belirti Mimik Prensesin Üzgünlük Topunun kuyuya büyümüş gözleri kaçmasına üzülmesi Belirti Mimik Prensesin ağzını Sinirlenme Kurbağanın açması yatağından çıkmamasına kızması Kurbağa Prens masalının Nar Çocuk Yayınlarına ait masal kitabında belirti türünün en fazla kullanıldığı; simge ve görüntüsel gösterge türünün ise kullanılmadığı görülmüştür. Mimik göstergeleri belirti türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. Tablo 62 Beyaz Balina Yayınlarından Çıkan Kurbağa Prens Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Simge Nesne Kurbağanın Güç Prens olacağı başındaki taç 207 Belirti Mimik Prensesin, kuşun, Olağanüstülük Mutluluk tavşanın ve güneşin gülümsemesi Simge Mimik Prensesin elini Şaşırma Topunun göle ağzına götürmesi düşmesine şaşırması Görüntüsel Nesne Prensesin mendili Ağlama Topu için üzülmesi gösterge Görüntüsel Jest Kralın prensesin Sevgi Teselli gösterge omzuna elini koyması Görüntüsel Dış görünüş Prensesin yüzünün Sinirlenme, Kurbağanın yemeğine gösterge renginin kaçması şaşırma ortak olmasına kızması Belirti Dış görünüş Kurbağanın şiş Kilolu olması Tokluk karnı Görüntüsel Jest P’nin elini Sahiplenme, Mutlu son gösterge prensesin beline sevgi koyması Kurbağa Prens masalının Beyaz Balina Yayınlarına ait masal kitabında görüntüsel gösterge türünün en fazla; simge ve belirti türünün ise eşit oranda kullanıldığı görülmüştür. Nesne, jest, dış görünüş göstergeleri görüntüsel gösterge; dış görünüş, mimik göstergeleri belirti; nesne, mimik göstergeleri belirti türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. Tablo 63 Timaş Çocuk Yayınlarından Çıkan Kurbağa Prens Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Görüntüsel Jest Kralın prensesin Sevgi Nasihat verme gösterge omzuna el koyması 208 Simge Nesne Korumaların Kralın gücü Sarayı koruma zırhı, mızrağı ve kalkanı Belirti Mimik Prensesin dudak Mutsuzluk Kurbağadan bükmesi iğrenmesi Simge Jest Prensesin elini Böbürlenme P’yi istememesi beline koyması Görüntüsel Jest Kurbağanın Mutluluk Prensesin onu evine gösterge ellerini iki yana almasına sevinmesi açması Görüntüsel Eylem Kralın p’yi Eğlenme Tebrik etme gösterge alkışlaması Simge Eylem Kralın bıyık Mutluluk Yok kıvırması Simge Dış görünüş Büyücünün yeşil Kötülük Korkunç olma yüzü ve elleri Görüntüsel Eylem Kralın p ve Sevgi Mutlu son gösterge prensese sarılması Belirti Mimik Prensesin yan Utanma Yok bakışı Kurbağa Prens masalının Timaş Çocuk Yayınlarına ait masal kitabında görüntüsel gösterge ve simge türünün eşit oranda; belirti türünün ise en az kullanıldığı görülmüştür. Jest, eylem göstergeleri görüntüsel gösterge; nesne, jest, eylem, dış görünüş göstergeleri simge; mimik göstergeleri belirti türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. 209 4.7. Külkedisi Adlı Masal Kitabına Ait Bulgular ve Yorumlar Çalışmanın alfabetik sıraya göre yedinci inceleme nesnesi olan Külkedisi masalına ait bulgu ve yorumlar için 10 farklı yayın evinin en eski yayın yılından en yeni yayın yılına doğru olacak biçimde aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır: Tablo 64 Damla Yayınevinden Çıkan Külkedisi Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Görüntüsel Nesne K’nin elindeki İş yapacağı ya da Evde zorla çalıştırıldığı gösterge süpürge yapıyor olduğu Belirti Mimik K’nin gözlerinin Şaşkınlık Baloya gitmek istemesi büyümesi Belirti Mimik Ü.k.k’nin kaş Kızgınlık K’yi azarlamaları çatmaları Belirti Mimik Kedinin ve Olağanüstülük K’nin baloya gidecek farenin olamasına sevinmeleri gülümsemesi Belirti Bitki Bahçedeki Bahar Yok çiçekler Simge Nesne Perinin Olağanüstülük Perinin sihir yapması değneğinden çıkan yıldızlar Görüntüsel Nesne P.a’nın kılıç Güç Güvenlik gösterge taşıması Görüntüsel Eylem Prensin K ile Sevgi, mutluluk Eğlenme gösterge dans etmesi 210 Görüntüsel Jest Farenin iki elini Olağanüstülük Mutluluk, sevinç gösterge birbirine bağlaması Belirti Mimik Ü.k.k’nin Kızgınlık Ayakkabının K’ye ağızlarını olmasına sinirlenmeleri açmaları Simge Nesne Prensin tacı Güç Kahramanlık Külkedisi masalının DamlaYayınevine ait kitabında belirti türünün en fazla; görüntüsel gösterge türünün daha az; simge türünün ise en az oranda kullanıldığı görülmektedir. Mimik, bitki göstergeleri belirti; nesne, eylem, jest göstergeleri görüntüsel gösterge; nesne göstergeleri simge türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. Tablo 65 Final Kültür Sanat Yayınlarından Çıkan Külkedisi Cindirella Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Görüntüsel Eylem K’nin ev işi Gündelik iş Kötü davranılması, gösterge yapması mutsuzluk, haksızlık Belirti Mimik Üvey annenin Kızgınlık, sinir K’ye iş yapması için ve ü.k.k’nin kızmaları kaşlarını çatmaları Belirti Gök cismi Pencereden Gündüz, aydınlık Olayların gündüz görünen bulut vakti gerçekleşmesi Simge Kıyafet K’nin yamalı Yoksulluk K’ye haksızlık elbisesi yapılması 211 Görüntüsel Jest Ü.a’nın Emretme K’yi çok çalıştırma gösterge çamaşırları işaret etmesi Belirti Gök cismi Pencereden Karanlık, gece Olayların gece görünen ay gerçekleştiği Belirti Eylem K’nin ağlaması Mutsuzluk Baloya gidemediği için üzülmesi Görüntüsel Nesne Sarayda yanan Zenginlik Güç gösterge mumlar ve aslan heykeli Görüntüsel Zaman Saatin 12.00’yi Zaman göstergesi K’nin eve gitmesi gösterge göstermesi gerektiği Görüntüsel Eylem Prensin K’nin Onu yakalamak Aşık olduğu için gösterge arkasından istemesi gitmesini istememesi koşması Belirti Mimik Prensin ve Mutluluk P’nin istediğinin adamlarının olmasına sevinmeleri gülümsemesi Görüntüsel Jest El sıkışan Olağanüstülük Mutluluk gösterge sincaplar Belirti Jest K’nin P’nin Sevgi Mutlu son koluna girmesi Külkedisi Cindirella masalının Final Kültür Sanat Yayınlarına ait kitabında belirti ve görüntüsel gösterge türlerinin eşit oranda; simge göstergesinin ise en az kullanıldığı görülmektedir. Mimik, gök cismi, eylem, jest göstergeleri belirti; eylem, jest, nesne, zaman göstergeleri görüntüsel gösterge; kıyafet göstergesi simge türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. 212 Tablo 66 Parıltı Yayıncılıktan Çıkan Külkedisi Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Görüntüsel Eylem K’nin bulaşık İş yapması Haksızlık gösterge yıkaması Belirti Mimik Ü.k.k’nin Mutluluk Durumdan memnun gülümsemesi olmaları, kötülük Belirti Gökcismi Dolunay Karanlık Balonun gece yapılması Belirti Eylem Ü.k.k’nin Mutsuzluk Ayakkabı K’ye olduğu için ağlaması üzülmesi Görüntüsel Jest P’nin K’nin Aşk, sevgi Mutlu son gösterge elini tutması Belirti Mimik Farenin, Olağanüstülük K ile P’nin evlenmelerine tavşanın ve sevinmeleri kuşların gülümsemesi Külkedisi masalının Parıltı Yayıncılıka ait kitabında belirti türünün görüntüsel göstergeden daha fazla kullanıldığı simge göstergesinin ise hiç kullanılmadığı görülmektedir. Mimik, gök cismi, eylem göstergeleri belirti; eylem, jest göstergeleri görüntüsel gösterge türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. Tablo 67 Çiçek Yayıncılıktan Çıkan Külkedisi Masalına Ait Bulgular GöstergeTürü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Görüntüsel Kıyafet K’nin önlüğü İş yapması Haksızlık gösterge 213 Belirti Dış görünüş K’nin kızarmış Korku, endişe Eve geç kalma yanakları korkusu Görüntüsel Kıyafet K’nin şatafatlı Zenginlik Prenses olacağı gösterge elbisesi Görüntüsel Bitki Sarayın Bahçe Şehirden uzak olma gösterge etrafındaki ağaçlar Külkedisi masalının Çiçek Yayıncılığa ait kitabında görüntüsel gösterge türünün en fazla; belirti türünün en az kullanıldığı; simge türünün ise hiç kullanılmadığı görülmektedir. Kıyafet, bitki göstergeleri görüntüsel gösterge; dış görünüş göstergesi ise belirti türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. Tablo 68 Bilgi Yayınevinden Çıkan Külkedisi Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Belirti Eylem K’nin kediyi Sevgi Sevgi kucağına alması Belirti Nesne Tencereden çıkan Ateş Yemek yenileceği duman Görüntüsel Yiyecek K’nin önündeki İşi olduğu Baloya gidemesin diye gösterge pirinç taneleri ü.a’nın engeli yığını Belirti Dış görünüş Ü.a’nın beyaz saçı Yaşlılık Yok Belirti Mimik Camdaki kuşların Olağanüstülü K’nin baloya gideceğine gülümsemesi k sevinmeleri 214 Belirti Mimik K’nin gözlerini Yok Mutluluk kapaması Simge Nesne Korumaların kalkan Güvenlik P’nin gücü ve mızrakları Belirti Gök cismi Yıldızlar Karanlık Balonun gece olduğu Simge Jest Ü.k.k’nin ve Mutsuzluk, Ayakkabının K’ye ü.a’nın başlarını çaresizlik olduğuna üzülmeleri tutmaları Görüntüsel Yapı Sarayın etrafındaki Yaşam alanı Şehirden uzaklık gösterge tek katlı evler Külkedisi masalının Bilgi Yayınevine ait kitabında belirti türünün en fazla; simge ve görüntüsel gösterge türünün eşit oranda kullanıldığı görülmektedir. Eylem, dış görünüş, mimik, gök cismi göstergeleri belirti; nesne, jest göstergeleri simge; yiyecek, yapı göstergeleri görüntüsel gösterge türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. Tablo 69 Binbir Çiçek Yayınevinden Çıkan Külkedisi Masalına Ait Bulgular GöstergeTürü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Belirti Eylem K’nin esnemesi Uykusunun gelmesi Çok yorulma Belirti Nesne Şömineden çıkan Ateş Havanın soğuk duman olması Belirti Mimik Ü.a’nın yan Yok Plan yapma bakışları Simge Müzik Saraydan çıkan İçeride müzik Eğlenme nota imgeleri çalındığı 215 Görüntüsel Yer şekli Camdan görünen Yol Şehirden uzaklık gösterge dar patika Belirti Mimik P.a’nın dilini Yok Ayakkabıyı dışarı çıkarması giydirirken zorlanma Belirti Mimik Ü.k.k’nin aşağı Mutsuzluk Ayakkabının K’ye sarkmış dudakları olduğuna üzülmeleri Görüntüsel K.eşya K’nin parlayan Olağanüstülük Sihirli olması gösterge ayakkabıları Külkedisi masalının Binbir Çiçek Yayınevine ait kitabında belirti türünün en fazla; görüntüsel gösterge türünün daha az; simge türünün ise en az kullanılmadığı görülmektedir. Eylem, nesne, mimik göstergeleri belirti; yer şekli, kişisel eşya göstergeleri görüntüsel gösterge; müzik göstergesi simge türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. Tablo 70 Polat Yayıncılıktan Çıkan Külkedisi Sinderella Masalına Ait Bulgular GöstergeTürü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Belirti Mimik Ü.a’nın dişini Sinirlilik K’ye kötü davranması sıkması Simge Kıyafet Prensin pelerin Güç Kahraman giymesi Simge K. eşya Ayakkabı Prensin uzun bot Kahraman giymesi Külkedisi Sindirella masalının Polat Yayıncılığa ait kitabında simge türünün en fazla; belirti türünün en az kullanıldığı; görüntüsel gösterge türünün ise hiç kullanılmadığı görülmüştür. Kıyafet, kişisel eşya göstergeleri simge; mimic göstergesi belirti türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. 216 Tablo 71 Timaş Çocuk Yayınlarından Çıkan Külkedisi Sindirella Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Simge Eşya Tek ayakkabı Yok Külkedisi Simge Dış görünüş Ü.a’nın tek dişi Yaşlılık Kötülük Belirti Mimik Ü.k.k’nin yan Kıskançlık K’yi kıskanmaları bakışı Simge Eylem Ü.a’nın elini Plan Plan yapma ovuşturması Görüntüsel Eylem K’nin şömine Yorgunluk, gece Çok çalıştırılması gösterge başında uyuması Simge Nesne Uçan bardak, Olağanüstülük Sihirli olmaları sürahi, çorap Simge Nesne P’nin tacı Güç Kahramanlık Belirti Mimik K’nin ağzını Şaşkınlık Saatin 12 olduğuna açması şaşırması ve korkması Simge Duruş Ü.k.k’nin elini Böbürlenme, K’yi kıskanmaları beline koyması kıskançlık Belirti Nesne Camdan içeri Gündüz, Olayların gündüz giren ışık aydınlık gerçekleşmesi Külkedisi Sindirella masalının Timaş Çocuk Yayınlarına ait kitabında simge türünün en fazla; belirti türünü daha az; görüntüsel gösterge türünün en az kullanıldığı görülmektedir. Eşya, dış görünüş, eylem, nesne, duruş göstergeleri simge; mimik, nesne göstergeleri belirti; eylem göstergesi görüntüsel gösterge türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. 217 Tablo 72 Beyaz Balina Yayınlarından Çıkan Külkedisi Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Görüntüsel Eylem Prensin K ile dans Eğlenme K’den hoşlanması gösterge etmesi Görüntüsel Eşya K’nin elindeki Temizlik Haksızlık gösterge bez ve kova yapacağı Görüntüsel Jest Ü.k.k’nin kovayı Emretme Temizlik yapmasını gösterge işaret etmesi istemesi Belirti Mimik K’nin yüzünü Mutsuzluk Ü.k.k ve ü.a’nın ona asması kötü davranması Görüntüsel Eylem Perinin K’nin Olağanüstülük Yardım etme gösterge elini tutması Belirti Mimik P’nin ağzını Şaşırma K’nin gitmesine açması şaşırması Simge Nesne K’nin taç takması Güç Prenses olması Simge Kıyafet Prensin armalı Güç Kahramanlık ceket giymesi Külkedisi masalının Beyaz Balina Yayınlarına ait kitabında görüntüsel gösterge türünün en fazla; belirti ve simge türlerinin ise eşit oranda kullanıldığı kullanıldığı görülmektedir. Eylem, eşya, jest göstergeleri görüntüsel gösterge; mimik göstergeleri belirti; nesne, kıyafet göstergeleri simge türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. 218 Tablo 73 Türkiye İş Bankası Kültür Yayınlarından Çıkan Külkedisi Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Görüntüsel Eylem K’nin camdan Merak etme Ü.k.k ve ü.a’nınn ereye gösterge dışarı bakması gittiğini merak etme Belirti Nesne Ü.a’nın gözlük Yaşlılık Gözlerinin iyi görmemesi takması Görüntüsel Yapı K’nin çatı Yaşam alanı Sevilmeme ve istenmeme gösterge katındaki odası Görüntüsel Nesne Eve gelen Düğün ya da Balo gösterge davetiyeler balo Görüntüsel Nesne Ocaktaki yemek Açlık K’nin her işi yapması gösterge Görüntüsel Hayvan K’nin periye Olağanüstülük Sihir için gösterge getirdiği hayvanlar Simge Eylem Eğilen hizmetçiler Saygı Prensin gücü Belirti Nesne Sarayın ışıkları İçeride Balonun olması birilerinin olduğu Simge Mücevherat Saraydaki Zenginlik Zenginlik altından eşyalar Görüntüsel Eylem K’nin kedisini Sevgi Sevgi gösterge kucağına alması Görüntüsel Nesne Ü.k.k’nin elindeki Ağlama K’nin mutlu olmasına gösterge mendil üzülmeleri 219 Külkedisi masalının Türkiye İş Bankası Kültür Yayınlarına ait kitabında görüntüsel gösterge türünün en fazla; belirti ve simge türlerinin ise eşit oranda kullanıldığı kullanıldığı görülmektedir. Eylem, yapı, nesne, hayvan göstergeleri görüntüsel gösterge; nesne göstergeleri belirti; eylem, mücevherat göstergeleri simge türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. 4.8. Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler Adlı Masal Kitabına Ait Bulgular ve Yorumlar Çalışmanın alfabetik sıraya göre sekizinci inceleme nesnesi olan Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler masalına ait bulgu ve yorumlar için 10 farklı yayın evinin en eski yayın yılından en yeni yayın yılına doğru olacak biçimde aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır: Tablo 74 Remzi Yayınevinden Çıkan Pamuk Prenses Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Belirti Mimik Köpeğin Olağanüstülük Mutluluk gülümsemesi Görüntüsel Eylem Pamuk Mutluluk Çiçekleri sevmesi gösterge prensesin çiçek toplaması Belirti Mimik Kraliçenin aşağı Mutsuzluk P.p’nin ondan daha sarkmış güzel olmasına dudakları kızması Belirti Mimik Cücelerin Merak etme Prensesin onlarla gözlerinin kalıp kalmayacağını büyümesi merak etmeleri Görüntüsel Eylem Cücelerin İstememe P.p’ye zarar verdiği gösterge ellerinde için ona kızmaları 220 sopalarla kraliçenin peşinden koşması Görüntüsel Eylem Kraliçenin Korku, endişe Korku, endişe gösterge cücelerden kaçması Pamuk Prenses masalının Remzi Yayınevine ait kitabında görüntüsel gösterge ve belirti türünün eşit oranda kullanıldığı; simge türünün ise hiç kullanılmadığı görülmüştür. Eylem göstergeleri görüntüsel gösterge; mimik göstergeleri belirti türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. Tablo 75 Timaş Çocuk Yayınlarından Çıkan Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Simge K. eşya Kral ve kraliçenin Güç, zenginlik Statü taç takması Simge Nesne Kraliçenin Olağanüstülük Büyü masasındaki kitap, şişe ve küre Görüntüsel Eylem P.p’nin eteğini iki Mutluluk Mutlu olması gösterge yandan kaldırması Simge Jest Okçunun ellerini Şaşırma Kraliçenin isteğine açması şaşırması Simge Jest P. p’nin dadısına Vedalaşma Vedalaşma el kaldırması 221 Görüntüsel Nesne P.p’nin elindeki Açlık Yemek yenileceği gösterge tencere Simge Jest Cücenin elini Şaşkınlık Yemekleri görünce ağzına götürmesi şaşırmaları Belirti Nesne Cücenin gözlüğü Yaşlılık Gözlerinin iyi görmemesi Belirti Dış görünüş Cadının beyaz Yaşlılık Kötülük saçı ve tek dişi Simge Jest Cadının ellerini Plan yapma Yok birbirine geçirmesi Belirti Eylem Cücelerin Üzüntü P.p’nin öldüğünü ağlaması sanmaları Görüntüsel Eylem P. p ve prensin el Sevgi Mutlu son gösterge ele tutuşması Görüntüsel Jest P.p ve prensin Mutluluk Mutlu son gösterge çocuklarının kollarını iki yana açmaları Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler masalının Timaş Çocuk Yayınlarna ait kitabında simge türünün en fazla; belirti ve görüntüsel gösterge türünün ise eşit oranda kullanıldığı görülmüştür. Kişisel eşya, nesne, jest göstergeleri simge; nesne, dış görünüş, eylem göstergeleri belirti; eylem, nesne, jest göstergeleri görüntüsel gösterge türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. 222 Tablo 76 Kare Yayınlarından Çıkan Pamuk Prenses Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Belirti Eylem P.p’nin uyuması Yorgunluk Yorgunluk Görüntüsel Nesne Avcının havaya Kötülük P.p’yi öldürmek gösterge kaldırdığı kılıcı istemesi Belirti Mimik Tavşanların Olağanüstülük Avcının p.p’yi ağzını açmaları öldürmek istemesine şaşırmaları Simge Eşya Cadı kazanı Kötülük Büyü Görüntüsel Nesne Mendil Cücenin mendili Ağlama gösterge gözüne götürmesi Simge Dış görünüş Cadının uzun Kötülük Korkunç burnu Pamuk Prenses masalının Kare Yayınlarna ait kitabında simge ve görüntüsel gösterge türünün eşit oranda; belirti türünün ise en az kullanıldığı görülmüştür. Eşya, dış görünüş göstergeleri simge; nesne göstergeleri görüntüsel gösterge; mimik göstergesi ise belirti türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. Tablo 77 Çiçek Yayınlarından Çıkan Pamuk Prenses Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Görüntüsel Nesne Avcının ok ve kılıç Korunma ve Kraliçenin gücü gösterge taşıması avlanma Simge Eylem Prensesin kuşlara Sevgi Sevgi kucak açması 223 Simge Eylem Avcının kraliçe Kraliçenin Saygı karşısında diz üstünlüğü çökmesi Görüntüsel Jest Kraliçenin işaret Güç Emretme gösterge parmağı ile dışarıyı göstermesi Görüntüsel Yapı Tek katlı evler Yaşam alanı Şehirden uzaklık gösterge Belirti Hayvan Gölün üzerinde Bahar Yok uçan kelebekler Görüntüsel Yer Şekli Kulübenin Yok Şehirden uzaklık gösterge etrafındaki göl Simge Jest Cücenin parmağını Sessiz olma P.p’nin uyuması ağzına götürmesi Belirti Nesne Cücenin elindeki Karanlık, gece İşten akşam dönmeleri gaz lambası Belirti Mimik Cücelerin yemeği Mutluluk Açlık görünce gülümsemeleri Görüntüsel Eşya Cücelerin İş aletleri Çalışmaya gittikleri gösterge sırtlarında taşıdıkları kazma ve kürekler Simge Eylem Cücelerin ve Uğurlama Uğurlama pamuk prensesin birbirlerine al sallamaları 224 Belirti K. eşya Cadının gözlüğü Yaşlılık Gözlerinin iyi görmediği Belirti Mimik Kuşun ve tavşanın Şaşkınlık P.p’nin bayılmasına açılan ağzı şaşırmaları Belirti K. eşya Cadının bastonu Yaşlılık Zor yürümesi Simge Mimik Cücenin gözlerini Umutsuzluk, P.p’ye üzülmeleri kapatması üzüntü Görüntüsel Yer şekli Pamuk prensesin Yok Şehirden uzaklık gösterge yattığı yerin etrafında akan şelale Simge Eylem Prensin pamuk Sevgi, saygı Sevgi prensesin elini öpmesi Simge Jest Cücenin kollarını Mutluluk P.p’nin uyanmasına iki yana açması sevinmesi Simge Jest Cücenin Mutluluk P.p’nin uyanmasına parmaklarını sevinmesi birbirine geçirmesi Pamuk Prenses masalının Çiçek Yayınlarına ait kitabında simge türünün en fazla; belirti ve görüntüsel gösterge türünün eşit oranda kullanıldığı görülmüştür. Eylem, jest, mimik göstergeleri simge; hayvan, nesne, mimik, kişisel eşya göstergeleri belirti; nesne, jest, yapı, yer şekli, eşya göstergeleri görüntüsel gösterge türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. 225 Tablo 78 Parıltı Yayıncılıktan Çıkan Pamuk Prenses Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Simge Jest Cadının kollarını Plan Plan yapma birbirine geçirmesi Görüntüsel Dış görünüş Kedinin pençeleri Öfke Aynanın gösterge söylediklerine sinirlenmesi Belirti Nesne Hizmetçilerin ve Üzüntü Olanlara üzülmeleri kaplumbağanın ağlaması Belirti Mimik Farenin dişlerini Korku Kraliçeden korkması sıkması Belirti Yiyecek Sarayın etrafındaki Yaz Yok mantarlar Simge Eylem P.p’nin gözlerini Yok Yeni uyanması ovuşturması Belirti Dış görünüş Cücenin beyaz saçı Yaşlılık Yok ve sakalı Belirti Gök cismi Cücelerin camından Gece, karanlık Akşam vakti görünen ay Simge Eylem Cücelerin Mutluluk, Sevinç bardakları havaya kutlama kaldırmaları Görüntüsel Eşya Tabakların ve Düzen Şehirden uzaklık Gösterge bardakların rafta dizili olması 226 Belirti Nesne Kraliçenin Ateş Büyü kazanından çıkan duman Simge Dış görünüş Kraliçenin uzun Cadı özelliği Kötülük tırnakları Görüntüsel Eylem Kaplumbağanın Öfke, sinir P.p’ye kötülük yaptığı gösterge cadının eteğini için kızması ısırması Belirti Nesne Kaplumbağa ve Üzüntü P.p’nin öldüğünü tavşanın gözyaşı sanmaları Simge Eylem Cücelerin dans Mutluluk P.p’nin kurtulmasına etmesi sevinmeleri Simge Jest Tavşanın ellerini Mutluluk P.p’nin kurtulmasına birbirine geçirmesi sevinmesi Pamuk Prenses masalının Parıltı Yayıncılığa ait kitabında belirti türünün en fazla; simge türünün daha az; görüntüsel gösterge türünün ise en az kullanıldığı görülmüştür. Nesne, mimik, yiyecek, dış görünüş, gök cismi göstergeleri belirti; jest, eylem, dış görünüş göstergeleri simge; dış görünüş, eşya, eylem göstergeleri görüntüsel gösterge türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. Tablo 79 Bilgi Yayınevinden Çıkan Pamuk Prenses Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Belirti Bitki Pamuk prenses ve Yaz Mutluluk prensin etrafındaki çiçekler 227 Simge Eşya Saraydaki uçları Zenginlik Statü altın perdeler Görüntüsel Hayvan Pamuk prensesin Doğa hayatı Saflık, masumluk gösterge etrafında uçan beyaz kuşlar Görüntüsel Eylem Kraliçenin Sinirlenme P.p’nin ondan daha gösterge yumruğunu sıkması güzel olmasına kızması Simge Hayvan Kraliçenin Kötülük Yok odasındaki baykuş Belirti Dış Görünüş Pamuk prensesin Korku, endişe Ormanda korkması kızarmış yanakları Görüntüsel Eylem Cücenin gözlerini Ağlama P.p’yi öldü sanması gösterge ovuşturması Simge Mimik Pamuk prensesin Üzüntü P.p’yi öldü sanmaları etrafındaki kuşların gözlerini kapatmaları Simge Eylem Cücelerin şapka Mutluluk P.p’nin yaşamasına çıkarması sevinmeleri Görüntüsel Eylem Prensin p.p’nin Sevgi Mutlu son gösterge elini tutması Simge Eylem Cücenin p.p ve Mutluluk, Mutlu son prensi alkışlaması onaylama, destek olma Pamuk Prenses masalının Bilgi Yayınevine ait kitabında simge türünün en fazla; görüntüsel gösterge türünün daha az; belirti türünün ise en az kullanıldığı görülmüştür. Eşya, hayvan, 228 mimik, eylem göstergeleri simge; hayvan, eylem göstergeleri görüntüsel gösterge; bitki, dış görünüş göstergeleri belirti türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. Tablo 80 Beyaz Balina Yayınlarından Çıkan Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Görüntüsel Organ Cücelerin gülen gözleri Mutluluk Mutluluk gösterge Görüntüsel Eylem P.p’nin ellerini bağlayıp Mutsuzluk Çaresizlik gösterge oturması Belirti Mimik Kraliçenin kaşlarını Mutsuzluk P.p’yi sevmemesi çatması Simge Kıyafet P.p’nin beyaz elbisesi Giyim nesnesi Masumluk Görüntüsel Yapı Evin etrafındaki çitler Şehre uzaklık Koruma gösterge Görüntüsel Eylem P.p’nin kapının Merak etme İçeride ne olduğunu gösterge arkasından bakması merak etmesi Görüntüsel Nesne Cücelerin elindeki Elektrik Karanlık gösterge mumlar olmaması Simge Eylem Cücenin alkışlaması Mutluluk, P.p’yi sevmeleri onaylama, destek Görüntüsel Eylem Kraliçenin aynaya Kızgınlık, öfke P.p’nin ondan güzel gösterge vurması olmasına kızması 229 Belirti Dış görünüş Cadının siyah yüzü Kötülük Korkunç olma Görüntüsel Eylem P.p’nin camdan bakması Merak etme Kapıda kimin gösterge olduğunu merak etmesi Belirti Mimik P.p’nin göz bebeklerinin Şaşkınlık Elmaların güzelliğine büyümesi şaşırması Simge Nesne Prensin kılıcı Güç Kahramanlık Simge Kıyafet P.p’nin gelinliği Evlilik Masumluk, mutluluk Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler masalının Beyaz Balina Yayınlarına ait kitabında görüntüsel gösterge türünün en fazla; belirti ve simge türünün ise eşit oranda kullanıldığı görülmüştür. Organ, eylem, yapı, nesne göstergeleri görüntüsel gösterge; kıyafet, eylem, nesne göstergeleri simge; mimik, dış görünüş göstergeleri ise belirti türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. Tablo 81 Binbir Çiçek Yayınevinden Çıkan Pamuk Prenses Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Simge Nesne Kraliçenin parlayan Güç, zenginlik Statü kolyesi Görüntüsel Eylem Uşağın p.p’nin Şiddet uygulama Kaçmasına yardım gösterge kolunu tutup itmesi etme Belirti Mimik Elmayı görünce Açlık Canının çekmesi, p.p’nin dilini dışarı iştahının kabarması çıkarması 230 Simge Şekil P’nin başından Olağanüstülük Sevgi çıkan kalpler Simge Hayvan P’nin atı Güç Kahramanlık Pamuk Prenses masalının Binbir Çiçek Yayınevine ait kitabında simge türünün en fazla; görüntüsel gösterge ve belirti türünün ise eşit oranda kullanıldığı görülmüştür. Nesne, şekil, hayvan göstergeleri simge; mimik göstergesi belirti; eylem göstergesi ise görüntüsel gösterge türüne dahil edilip yorumlanmıştır. Tablo 82 Doğan Egmont Yayınlarından Çıkan Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Belirti Dış görünüş P.p’nin kızarmış Sıcak, utanma, Saf ve masumluk yanakları sinirlenme Simge Nesne Kraliçenin altın Zenginlik, refah Güç, statü kolye ve küpesi Görüntüsel Eylem Kralın uyuyan Sevgi İlgili baba gösterge kızının üzerini örtmesi Belirti Hava olayı Dışarıda yağan Kış, soğuk Olayın kışın kar yaşanması Belirti Mimik Tavşanın Şaşkınlık, üzüntü Şaşkınlık ve büyümüş gözleri üzgünlük ve aşağı düşmüş ağzı 231 Belirti Mimik Prensesin açık Şaşkınlık Avcının ağzı söylediklerine şaşırması Görüntüsel Hayvan Ormandaki geyik Yok Şehirden uzak olma gösterge ve tavşanlar Görüntüsel Eşya Cücelerin küçük Yatacak yer Cücelerin kısa boylu gösterge yatakları olmaları Görüntüsel Eşya Masaya dizilmiş Yemek yenileceği Düzen ve evde gösterge tabak, bardak ve birilerinin yaşadığı kaşıklar Görüntüsel Eşya Cücenin elimde Bir yere bir şeyler Çalışmaya gidiyor gösterge havaya kaldırdığı çakacağı olması çekiç Görüntüsel Eylem Gözleri kapalı Uyuyor, bayılmış Bayılmış olması gösterge biçimde uzanması ya da ölmüş olması Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler masalının Doğan Egmont Yayınlarına ait kitabında görüntüsel gösterge türünün en fazla; belirti türünün daha az; simge türünün ise en az kullanıldığı görülmüştür. Eylem, hayvan, eşya göstergeleri görüntüsel gösterge; dış görünüş, hava olayı, mimik göstergeleri belirti; nesne göstergesi simge türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. Tablo 83 Yumurcak Yayınlarından Çıkan Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Simge Jest P.p’nin kollarını iki Mutluluk Cüceleri çok sevmesi yana açması 232 Belirti Olay Kraliçenin elinin Yara Dilek dileme anı kanaması Belirti Bitki Camdan görünen Kış Olayın kışın yaşandığı çam ağaçları Simge Eylem P.p ve cücelerin dans Mutluluk, Birlikte yaşamaya etmesi kutlama sevinmeleri Görüntüsel Nesne Kapıya cadının Olağanüstülük Kapıyı çalma gösterge elinden çıkan toz Simge Dış görünüş Cadının yeşil yüzü Kötülük, cadı Korkunç olma ve elleri özelliği Belirti Mimik P.p ve prensin Mutluluk Mutlu son gülümsemesi Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler masalının Yumurcak Yayınlarına ait kitabında simge ve belirti türünün eşit oranda; görüntüsel gösterge türünün en az kullanıldığı görülmüştür. Bitki, mimik göstergeleri belirti; eylem, dış görünüş göstergeleri simge; nesne göstergesi görüntüsel gösterge türüne dahil edilerek yoarumlanmıştır. 4.9. Rapunzel Adlı Masal Kitabına Ait Bulgular ve Yorumlar Çalışmanın alfabetik sıraya göre dokuzuncu inceleme nesnesi olan Rapunzel masalına ait bulgu ve yorumlar için 10 farklı yayın evinin en eski yayın yılından en yeni yayın yılına doğru olacak biçimde aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır: Tablo 84 Tramvay Yayınlarından Çıkan Rapunzel Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Belirti Meyve Ağaçtaki elmalar Yaz Yok 233 Belirti Bitki Bahçedeki çiçekler Yaz Yok Belirti Nesne Evin bacasından Ateş Soba yanması ya da çıkan duman yemek pişmesi Simge Kıyafet R.a’nın yamalı Yok Yoksulluk elbisesi Belirti Mimik R.a’nın Mutluluk Eşine elmaları gülümsemesi göstermesi Belirti Nesne Cadının bastonu Yaşlılık Yok Belirti Mimik R.b’nin büyümüş Şaşkınlık Cadıyı görünce gözleri şaşırması Görüntüsel Eylem P’nin ağacın Merak etme Cadının nereye gösterge arkasından bakması tırmandığını merak etmesi Görüntüsel Yer şekli Kulenin etrafındaki Şehirden uzaklık Kulenin şehirden gösterge dağlar uzak olması Belirti Gök cismi Dağların Gündüz, Olayın gündüz arkasındaki güneş aydınlık gerçekleştiği Rapunzel masalının Tramvay Yayınlarına ait kitabında belirti türünün en fazla; görüntüsel gösterge türünün daha az; simge türünün ise en az kullanıldığı görülmüştür. Bitki, meyve, mimik, nesne, gök cismi göstergeleri belirti; eylem, yer şekli göstergeleri görüntüsel gösterge; kıyafet göstergesi ise simge türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. Tablo 85 Binbir Çiçek Yayınevinden Çıkan Rapunzel Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Simge Kıyafet R.a’nın başörtüsü Köy hayatı Masumluk 234 Görüntüsel Eylem R.a’nın ağlaması Üzüntü Çocuğu olmadığı için gösterge üzülmesi Görüntüsel Eylem R.b’nin eşinin elini Sevgi Destek olma gösterge tutması Simge Dış görünüş Cadının uzun Kötülük Korkunç olma tırnakları ve sivri dişleri Görüntüsel Yapı Bahçenin Şehirden Güvenlik gösterge etrafındaki çitler uzaklık Belirti Mimik R.a’ın ve R.b’nin Şaşkınlık Cadının bebeklerini ağzını açması almalarına şaşırmaları Görüntüsel Eylem R’nin kuşlara Sevgi Mutluluk gösterge kucak açması Belirti Dış görünüş R’nin yüzünün Şaşkınlık, P’yi görünce şaşırması kızarması utanma Görüntüsel Eylem R’nin ağlaması Mutsuzluk P’nin gelmeyeceğini gösterge sanıp üzülmesi Görüntüsel Eylem Cadının R’nin Zorlama P’yi görünce R’yi gösterge kolundan çekmesi ormana götürüp P’den uzak tutmak istemesi Belirti Eylem Prensin başının Yara Cadıdan korkup aşağı kanaması atlaması Belirti Kıyafet P’nin çamurlu Zor durumda Düşme pantolon ve gömleği Belirti Mimik P ve R’nin Mutluluk Mutlu son gülümsemesi 235 Rapunzel masalının Binbir Çiçek Yayınlarına ait kitabında görüntüsel gösterge türünün en fazla; belirti türünün daha az; simge türünün ise en az kullanıldığı görülmüştür. Eylem, yapı göstergeleri görüntüsel gösterge; mimik, dış görünüş, eylem, kıyafet göstergeleri belirti; kıyafet, dış görünüş göstergeleri simge türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. Tablo 86 Sis Yayıncılıktan Çıkan Rapunzel Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Simge Jest Prensesin elini Şaşkınlık Prensin ağzına götürmesi söylediklerine şaşırması Simge Eylem P’nin kolunu iki Şaşkınlık Olanlara şaşırması yana açması Simge Çizgi R.b’nin başında Düşünme R.a’nın canının beliren düşünme marul çekmesi baloncukları Belirti Mimik R.b’nin korku dolu Korkma Cadının gelmesinden bakışları korkması Simge Kıyafet, P’nin pelerini ve atı Güç Kahramanlık hayvan Simge Jest Prensin elini ağzına Seslenme R’ye seslenmesi götürmesi Görüntüsel Jest Cadının R’ye el Vuracak P’yi içeri aldığı için gösterge kaldırması olması ona kızması Görüntüsel Yer şekli Etrafın kumla kaplı Çöl Şehirden uzaklık gösterge olması 236 Simge Şekil Prensin ağzından Konuşma R’yi çağırması çıkan baloncuk Görüntüsel Eylem Prens ve R’nin Eğlence Mutlu son gösterge arkasındaki insanların müzik aleti çalmaları Rapunzel masalının Sis Yayıncılığa ait kitabında simge türünün en fazla; görüntüsel gösterge türünün daha az; belirti türünün ise en az kullanıldığı görülmüştür. Jest, eylem, çizim, kıyafet, hayvan, şekil göstergeleri simge; jest, yer şekli, eylem göstergeleri görüntüsel gösterge; mimik göstergesi ise belirti türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. Tablo 87 Türkiye İş Bankası Kültür Yayınlarından Çıkan Rapunzel Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Simge Nesne Kralın tacı Güç Statü Belirti Nesne R’nin annesinin Sıcaklık Çay içme içtiği çaydan çıkan duman Görüntüsel Eylem Çocuğun çitlerden Merak etme Sarayı merak etmesi gösterge içeri bakması Belirti Bitki R’nin evinin Yaz Yok etrafındaki laleler Belirti Dış görünüş Yaşlı bilgenin Yaşlılık Bilge güvenilirliği beyaz saçları Belirti Nesne Bilgenin gözlüğü Yaşlılık Gözlerinin iyi görmemesi 237 Simge Nesne Bilgenin Bilgi Bilgili kişi odasındaki kitaplıktaki kitaplar Simge Eylem R.b’nin elini Şaşkınlık Bilgenin ağzına götürmesi söylediklerine şaşırması Belirti Nesne Cadının İçeride birisinin Cadının uyanık malikânesinde olması olması yanan ışık Görüntüsel Jest R.a’nın R.b’ye Duruma dikkat Yemek istediği gösterge bahçeyi işaret çekme bitkiyi göstermesi etmesi Belirti Gök cismi Ay Gece, karanlık Olayın gece gerçekleşmesi Belirti Nesne Cadının elindeki Gece, karanlık Olayın gece mum gerçekleşmesi Belirti Nesne R. b’nin elindeki Karanlık, gece Bahçedeki ağacı gaz lambası bulabilmek için Simge Jest R.b’nin cadının Saygı Af dileme önünde diz çökmesi Görüntüsel Eylem R.a’nın bebekken Sevgi Sevgi gösterge R’nin elini tutması Simge Kıyafet Cadının kırmızı Cadı kıyafeti Korkunç olma şapkalı pelerini 238 Görüntüsel Nesne Cadının elinden Olağanüstülük P’yi ormana gösterge çıkan toz gönderen sihri yapması Simge Jest R’nin cadıya dur İtiraz etme P’nin gitmesini işareti yapması istememe Simge Nesne P’nin kılıcı Güç Kahramanlık Simge Eylem R.a’nın R’ye Sevgi Kavuşma sevinci sarılması Görüntüsel Hayvan R’nin etrafındaki Şehirden uzaklık Hayvanları sevmesi gösterge kurt, geyik, kuş Görüntüsel Hayvan R.b’ye yaslanan Mutluluk R.b’yi sevmesi gösterge kedi Simge Eylem P ve R’nin Kutlama Mutlu son ailelerinin kadeh kaldırması Simge Eylem P’nin R’nin elini Sevgi, aşk Mutlu son tutması ve sarılması Rapunzel masalının Türkiye İş Bankası Kültür Yayınlarına ait kitabında simge türünün en fazla; belirti türünün daha az; görüntüsel gösterge türünün ise en az kullanıldığı görülmüştür. Nesne, eylem, jest, kıyafet göstergeleri simge; nesne, bitki, dış görünüş, gök cismi göstergeleri belirti; eylem, jest, nesne, hayvan göstergeleri görüntüsel gösterge türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. 239 Tablo 88 Arkadaş Yayıncılıktan Çıkan Rapunzel Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Belirti Dış görünüş R.a’nın şiş karnı Hamilelik Hamilelik Görüntüsel Eylem R.b’nin R.a’nın Sevgi R’yi sevmesi gösterge karnına elini koyması Görüntüsel Eylem R.a’nın duvarın Merak etme Bahçedeki gösterge arkasından bakması yiyecekleri merak etme Görüntüsel Eylem R.a’nın yemek Açlık Akşama hazırlık gösterge yapması Belirti Dış görünüş Cadının beyaz saçları Yaşlılık Kötülük ve büyük burnu Belirti Mimik Cadının kaşlarını Sinirlenme R’yi almaya gelmesi çatması Belirti Bitki Sararmış otlar, Sonbahar Olayın sonbaharda ağaçlar geçmesi Görüntüsel Yapı Tek katlı ev Yaşam alanı Şehirden uzaklık gösterge Belirti Nesne Evin bacasından Ateş Soba yanması ya da çıkan duman yemek pişmesi Simge Hayvan P’nin atı Güç Kahramanlık Simge Mimik P ve R’nin gözlerini Mutluluk Kavuşma kapatması Belirti Mimik P’nin ağzını açması Şaşkınlık Cadıyı görünce şaşırması 240 Simge Müzik R’nin ağzından çıkan Şarkı Şarkı söyleme nota imgeleri Simge Eylem R’nin anne ve Mutluluk Özlem, mutlu son babasına sarılması Rapunzel masalının Arkadaş Yayıncılığa ait kitabında belirti türünün en fazla; görüntüsel gösterge ve simge türünün eşit oranda kullanıldığı görülmüştür. Dış görünüş, mimik, bitki, nesne göstergeleri belirti; eylem, yapı göstergeleri görüntüsel gösterge; hayvan, mimik, müzik, eylem göstergeleri simge türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. Tablo 89 Beyaz Balina Yayınlarından Çıkan Rapunzel Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Belirti Dış görünüş K.k’nin al yanakları Sıcak, Masumluk yorgunluk Görüntüsel Hayvan Bahçedeki tavuklar Köy hayatı Yok gösterge Görüntüsel Eylem Köylülerin Çalışmaları Geçim derdi, zor gösterge sepetlerinde hayat koşulları yiyecek taşımaları Görüntüsel Yapı Evin önündeki Köy hayatı Yok gösterge bahçe Simge Mimik R.a’nın elini ağzına Şaşkınlık Marulların götürmesi güzelliğine şaşırması Görüntüsel Dış görünüş Kedinin sivri dişleri Kızgınlık, öfke R.b’ye kızması gösterge 241 Simge Duruş Cadının ellerini Üstünlük Hesap sorma, öfke beline koyması Simge Kıyafet Bebeğin kundağı Yeni doğmuş, Yeni doğmuş, küçük küçük Simge Dış görünüş Cadının siyah göz Kötü karakter Kötü, acımasız çevresi, turuncu saçları Simge Bitki R’nin elindeki Mutluluk, Sevgi güller masumluk Simge Jest Cadının elini Seslenme R’ye seslenmesi ağzına götürmesi Belirti Mimik Kedinin ağzını Şaşkınlık Cadının R’nin açması saçlarına tırmanmasına şaşırması Simge Kıyafet R’nin beyaz Giyim nesnesi Saf, masumluk elbisesi Belirti Meyve Kulenin etrafındaki Yaz Yok böğürtlenler Görüntüsel Nesne R’nin odasında Gece, karanlık Prensin akşam gösterge yanan mum yanına gelmesi Görüntüsel Jest Prensin avcunu Yok R’ye bir şeyler gösterge açıp uzatması anlatma Görüntüsel Yiyecek Sepetten saçılan Şiddet Cadının öfkesi gösterge yiyecekler Rapunzel masalının Beyaz Balina Yayınlarına ait kitabında görüntüsel gösterge türünün en fazla; simge türünün daha az; belirti türünün en az kullanıldığı görülmüştür. Hayvan, eşya, 242 yapı, dış görünüş, nesne göstergeleri görüntüsel gösterge; mimik, duruş, kıyafet, dış görünüş, bitki, jest göstergeleri simge; dış görünüş, mimik, meyve göstergeleri belirti türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. Tablo 90 Gugukkuşu Yayınlarından Çıkan Rapunzel Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Simge Dış görünüş Cadının sivilceli Cadı özelliği Kötülük çirkin yüzü, uzun burnu Simge Kıyafet Cadının şapkası Cadı özelliği Kötülük Görüntüsel Yer şekli Kulenin etrafındaki Şehirden uzaklık Kulenin şehirden gösterge göl uzakta olması Görüntüsel Bitki Kulenin etrafındaki Şehirden uzaklık Kulenin şehirden gösterge sazlar uzakta olması Simge Nesne P’nin cebindeki Koruma Güç kılıç Görüntüsel Hayvan Kulenin etrafındaki Doğa yaşamı Saf, masumluk gösterge beyaz kuşlar Simge Mimik R’nin kapalı gözleri Mutsuzluk Cadının kızmasından korkması Rapunzel masalının Gugukkuşu Yayınlarına ait kitabında simge türünün en fazla; görüntüsel gösterge türünün daha az kullanıldığı; belirti türünün ise hiç kullanılmadığı görülmüştür. Dış görünüş, kıyafet, nesne, mimik göstergeleri simge; yer şekli, bitki, hayvan göstergeleri görüntüsel gösterge türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. 243 Tablo 91 Net Çocuk Yayınlarından Çıkan Rapunzel ve Onun Harika Saçları Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Simge Eşya R’nin saçları Başarı Saçlarının önemi nedeniyle aldığı ödüller Belirti Gök cismi Camdan görünen Gündüz, aydınlık Olayın gündüz bulut yaşanması Görüntüsel Eşya R’nin aynasının Bakımlı olması Yok gösterge önündeki süs eşyaları Belirti Mimik R’nin buruşmuş Kızgınlık P’ye kızması ağzı Simge Jest P’nin R’ye el Selamlama R’yi selamlaması kaldırması Görüntüsel Yer şekli Kuleye giden dar Şehirden uzaklık Kulenin tenha yerde gösterge yol olduğu Belirti Eylem R’nin gözlerinin Mutsuzluk Yalnızlıktan mutsuz dolması olması Simge Kıyafet P’nin evlendiği Evlilik Mutlu son kızın gelinliği Simge Eylem P’nin düğününde Mutluluk Kutlama davetlilerin dans etmesi Belirti Gök cismi R uçarken Gece, karanlık Gece gezmesi görünen ay ve yıldızlar 244 Simge Eylem R’nin ellerini iki Mutluluk, sevinç Mutlu son yana açması Rapunzel ve Onun Harika Saçları masalının Net Çocuk Yayınlarına ait kitabında simge türünün en fazla; belirti türünün daha az; görüntüsel gösterge türünün ise en az kullanıldığı görülmüştür. Eşya, jest, kıyafet, eylem göstergeleri simge; gök cismi, mimik, eylem göstergeleri belirti; eşya, yer şekli göstergeleri görüntüsel gösterge türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. Tablo 92 Timaş Çocuk Yayınevinden Çıkan Rapunzel Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Belirti K. eşya R.b’nin gözlük Yaşlılık Gözlerinin iyi takması görmemesi Görüntüsel Yer şekli R’nin evinin Şehirden R’nin evinin şehirden gösterge etrafındaki göl uzaklık uzakta olması Görüntüsel Eşya R.b’nin elindeki Açlık Yemek yemesi gösterge yemek dolu kaşık Simge Dış görünüş Cadının yeşil Cadı özelliği Kötülük, korku yüzü ve elleri, kırmızı saçları ve kaşları Görüntüsel Jest R.b’nin Umutsuzluk Kızını cadıya vermek gösterge avuçlarını iki istememesi yana açması Simge Jest Cadının işaret Tehdit Bebeği vermeye parmağını R’nin zorlaması 245 babasına doğrultması Belirti Dış görünüş Cadının tek dişi Yaşlılık Kötülük Belirti Mimik R’nin ağzını Mutsuzluk Kulede yaşadığına buruşturması üzülmesi Görüntüsel Eylem Atın göldeki suya Susuzluk Su içmesi gösterge ağzını değdirmesi Belirti Mimik Cadının ağzını Sinirlilik R’ye P ile görüştüğü sıkması için kızması Belirti Mimik R’nin p’yi Şaşkınlık Çölde onu bulduğuna görünce ağzının şaşırması açması Simge Eylem P ve R’nin dans Mutluluk, Mutlu son etmesi sevinç Belirti Mimik P ve kralın Mutluluk Mutlu son gülümsemesi Rapunzel masalının Timaş Çocuk Yayınevine ait kitabında belirti türünün en fazla; görüntüsel gösterge türünün daha az; simge türünün ise en az kullanıldığı görülmüştür. Eşya, dış görünüş, mimik göstergeleri belirti; yer şekli, eşya, jest, eylem göstergeleri görüntüsel gösterge; dış görünüş, jest, eylem göstergeleri simge türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. Tablo 93 Yapı Kredi Yayınlarından Çıkan Rapunzel Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Belirti Mimik Cadının Kızgınlık Bahçesinden alınanlara somurtması sinirlenmesi 246 Görüntüsel Eylem R.b’nin duvardan Engeli aşma Eşine kuzukulak çalma gösterge atlaması Simge Jest Cadının R.b’ye Emretme, güç Sinirlenme bahçeden sahibi olma çıkmasını işaret etmesi Belirti Dış görünüş Cadının kambur Yaşlılık Yaşlılık yürümesi Görüntüsel Dış görünüş Cadının parlayan Sinirlenme R’ye kızması gösterge yeşil gözleri Simge Jest R’nin elini ağzına Şaşırma P’yi görünce şaşırması koyması Belirti Eylem R’nin ağlaması Üzgünlük Cadının saçını kesmesine üzülmesi Simge Eylem P.a’nın borazan Mutluluk Kavuşmalarını kutlama çalması Rapunzel masalının Yapı Kredi Yayınlarına ait kitabında belirti ve simge türünün eşit oranda; görüntüsel gösterge türünün ise en az kullanıldığı görülmüştür. Mimik, dış görünüş, eylem göstergeleri belirti; jest, eylem göstergeleri simge; eylem göstergeleri görüntüsel gösterge türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. 4.10. Uyuyan Güzel Adlı Masal Kitabına Ait Bulgular ve Yorumlar Çalışmanın alfabetik sıraya göre onuncu ve son inceleme nesnesi olan Uyuyan Güzel masalına ait bulgu ve yorumlar için 10 farklı yayın evinin en eski yayın yılından en yeni yayın yılına doğru olacak biçimde aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır: 247 Tablo 94 Engin Yayınevinden Çıkan Uyuyan Güzel Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Simge Din Kraliçenin iki elini Dua etme İnançlı olma birleştirmesi Simge Nesne Kralın tacı, kolyesi Güç Statü Simge Eşya Evdeki altın Zenginlik Statü kaplamalı eşyalar Simge İnsan Kapıdaki asalı Kralın gücü Güvenlik koruma Belirti Eylem U.g’nin bebekken Bebekler sık Huzursuzluk ağlaması ağlar Simge Dış görünüş Cadının tek dişi, Yaşlılık, cadı Korkunç olması çirkin yüzü özelliği Belirti Nesne Cadının bastonu Yaşlılık Zor yürüme Görüntüsel Yiyecek Masanın donatılması Zenginlik Kutlama gösterge Belirti Nesne Pencereden içeri Gündüz, Olayın gündüz gelen ışık aydınlık yaşandığı Belirti Nesne Yanan odunlar Ateş Isınma Simge Nesne İyilik perisinin Olağanüstülük Sihir yapma değneğinden çıkan yıldız Görüntüsel Jest İyilik perisinin Dikkat çekme Yanına gelmesini gösterge prense U.g’yi işaret istemesi etmesi Simge Eylem P’nin U.g’yi öpmesi Sevgi U.g’nin uyanması 248 Görüntüsel Eylem Prensin U.g’nin elini Mutluluk Mutlu son gösterge tutması Uyuyan Güzel masalının Engin Yayınevine ait kitabında simge türünün en fazla; belirti türünün daha az; görüntüsel gösterge türünün ise en az kullanıldığı görülmüştür. Din, nesne, eşya, insan, dış görünüş, eylem göstergeleri simge; eylem, nesne göstergeleri belirti; yiyecek, jest göstergeleri görüntüsel gösterge türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. Tablo 95 Bu Yayınevinden Çıkan Yüzyıl Uyuyan Güzel Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Belirti Gök cismi Havadaki güneş Aydınlık, gündüz Olayın gündüz ve bulutlar gerçekleşmesi Simge Eylem Kralın Sevgi Destek olma kraliçenin elini tutması Görüntüsel Eylem U.g’nin uyuması Tehlikeli durum Zehirlenmesi gösterge Simge Hayvan ve P’nin atı ve Güç Kahramanlık nesne pelerini Görüntüsel Sebze Sarayın Yaz Yok gösterge etrafındaki mantarlar Görüntüsel Yapı Sarayın Zenginlik Güç gösterge yüksekte olması 249 Simge Çizim P. U.g’yi Olağanüstülük Aşk, sevgi öpünce beliren kalpler Görüntüsel Çizim P. ve u.g’nin Olağanüstülük Mutluluk gösterge etrafındaki yıldızlar Uyuyan Güzel masalının Bu Yayınevine ait kitabında görüntüsel gösterge türünün en fazla; simge türünün daha az; belirti türünün ise en az kullanıldığı görülmüştür. Eylem, sebze, yapı, çizim göstergeleri görüntüsel gösterge; eylem, hayvan, nesne, çizim göstergeleri simge; gök cismi göstergesi belirti türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. Tablo 96 Çiçek Yayıncılıktan Çıkan Uyuyan Güzel Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Simge K.eşya Prensesin kolyesi, Güç Zenginlik küpeleri Belirti Mimik Saraydakilerin Mutluluk U.g’nin doğmasına gülümsemesi sevinmeleri Görüntüsel Eylem Kralın ve Yorgunluk Sihir yapılması gösterge adamlarının uyuyakalmaları Simge Jest Cadının parmağını Sinir, kızgınlık U.g’ye kızması uzatması Belirti Mimik Kral ve kraliçenin Mutsuzluk, Perinin kötü dileği kaşlarını çatmaları çaresizlik karşısında üzülmeleri Belirti Yapı Yanan şömine Zenginlik Soğuk hava 250 Simge Eylem P ve U.g’nin dans Mutluluk Mutlu son etmeleri Uyuyan Güzel masalının Çiçek Yayıncılığa ait kitabında simge ve belirti türünün eşit oranda; görüntüsel gösterge türünün ise en az kullanıldığı görülmüştür. Kişisel eşya, jest, eylem göstergeleri simge; mimik, yapı göstergeleri belirti; eylem göstergesi görüntüsel gösterge türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. Tablo 97 Türkiye İş Bankası Kültür Yayınlarından Çıkan Uyuyan Güzel Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Simge Nesne P’nin kılıcı Güç Kahramanlık Simge İnsanüstü Uçan periler Olağanüstülük Mutluluk varlık Simge Nesne Perilerin kanatları İyilik Melek gibi olma Belirti Meyve Masadaki üzüm Yaz Olayın yazın ve armutlar gerçekleşmesi Simge Duruş Perinin ellerini Kötülük U.g’yi kıskanma beline koyması düşünme Simge Jest Kralın işaret Emretme Ülkedeki bütün parmağını havaya çıkrıkların kaldırması yıkılmasını emretme Belirti Yapay oluşum Cadının ve Karanlık Olayın karanlıkta prensesin yaşanması duvardaki gölgeleri 251 Görüntüsel Eşya Duvardaki aslan Süs eşyası Kralın gücü gösterge tablosu Görüntüsel Nesne Köylünün Ağaç kesiyor Geçim kaynağı gösterge elindeki balta olması Belirti Dış görünüş Köylünün beyaz Yaşlılık Yok saçı Belirti Eylem Kralın ve Yeni uyanma ya Uyanma kraliçenin da uyku gelmesi esnemesi Uyuyan Güzel masalının Türkiye İş Bankası Kültür Yayınlarına ait kitabında simge türünün en fazla; belirti türünün daha az; görüntüsel gösterge türünün ise en az kullanıldığı görülmüştür. Nesne, insanüstü varlık, duruş, jest göstergeleri simge; meyve, yapay oluşum, dış görünüş, eylem göstergeleri belirti; eşya, nesne göstergeleri görüntüsel gösterge türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. Tablo 98 Altın Kitaplar Yayınevinden Çıkan Uyuyan Güzel Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Belirti Dış görünüş Cadının beyaz saçı Yaşlılık Yok Simge Jest Kralın cadıya kapıyı Emretme, güç Cadıyı kovması işaret etmesi Görüntüsel Nesne Korumanın elindeki Kralın gücü Koruma gösterge mızrak Görüntüsel Hayvan Prensesin ördekle, Doğal yaşam Mutluluğunu gösterge ceylanla,tavşanla, paylaşma 252 kuşlarla ve kuzuyla bir arada olması Görüntüsel Yer şekli Göl Su birikintisi Şehirden uzaklık gösterge Belirti Bitki Ağacın içindeki Kuşların Yok kovuk yuvası Belirti Duruş Atın başını öne Yok Yorgunluk eğmesi Simge Kıyafet U.g’nin giydiği Giyim nesnesi Masumluk beyaz elbise Belirti Mimik U.g’nin büyümüş Acı Eline iğne batması gözleri Simge Dış görünüş Cadının çirkin yüzü, Kötülük, cadı Korkunç uzun tırnakları özelliği Belirti Mimik P’nin ağzını açması Şaşkınlık Herkesin uyuduğuna şaşırması Uyuyan Güzel masalının Altın Kitaplar Yayınevine ait kitabında belirti türünün en fazla; simge ve görüntüsel gösterge türlerinin eşit oranda kullanıldığı görülmüştür. Dış görünüş, bitki, duruş, mimik göstergeleri belirti; jest, kıyafet, dış görünüş göstergeleri simge; nesne, hayvan, yer şekli göstergesi görüntüsel gösterge türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. Tablo 99 Bilgi Yayınevinden Çıkan Uyuyan Güzel Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Simge Hayvan P’nin kıyafetindeki Güç Kahramanlık kartal 253 Simge Nesne Şatoya asılmış Yok Kralın gücü bayraklar Belirti Mimik U.g’nin ve Mutluluk U.g’nin doğum günü hizmetkârların olması gülümsemesi Simge Yapı Saray Zenginlik Kralın gücü Belirti Dış görünüş Kral ve kraliçenin Yaşlılık Yok beyaz saçları Simge Kıyafet Perinin yerlere kadar Yok Güç uzanan pelerini Simge Kıyafet P’nin pelerini Güç Kahramanlık Simge Jest Kraliçenin iki elini Çaresizlik Periden yardım birbirine geçirmesi isteme Görüntüsel Bitki Şatonun etrafının çalı Şehirden uzak Şehirden uzak olma gösterge ve ağaçlarla kaplı olma olması Simge Jest Kral ve kraliçenin Mutluluk U.g’nin kollarını iki yana kurtulduğuna açmaları sevinmeleri Uyuyan Güzel masalının Bilgi Yayınevine ait kitabında simge türünün en fazla; belirti türünün daha az; görüntüsel gösterge türünün ise en az oranda kullanıldığı görülmüştür. Hayvan, nesne, yapı, kıyafet, jest göstergeleri simge; mimik, dış görünüş göstergeleri belirti; bitki göstergesi görüntüsel gösterge türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. 254 Tablo 100 Almidilli Yayınevinden Çıkan Uyuyan Güzel Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Belirti Mimik Kurbağanın Mutluluk U.g’nin doğacak gülümsemesi olmasına sevinme Simge K.eşya Kral ve kraliçenin Zenginlik Güç taktığı altınlar Simge Dış görünüş Cadının çirkin Kötülük Korkutucu yüzü Belirti Eylem U.g’nin çiçek Bahar Çiçekleri sevmesi toplaması Belirti Nesne Aşçının yaptığı Ateş Sıcaklık yemekten çıkan duman Simge Nesne Ejderhanın Kötülük Cadının p’yi ağzından çıkan durdurmak istemesi ateş Simge Nesne P’nin kılıcı Güç Korunma Belirti Nesne Ejderhadan çıkan Yara almış olma Prensin ejderhayı kan öldürmek istemesi Simge Nesne Perilerin Olağanüstülük Sihir etrafındaki yıldızlar Uyuyan Güzel masalının Almidilli Yayınevine ait kitabında simge türünün en fazla; belirti türünün daha az kullanıldığı; görüntüsel gösterge türünün ise hiç kullanılmadığı görülmüştür. Kişisel eşya, dış görünüş, nesne göstergeleri simge; mimik, eylem, nesne göstergeleri belirti türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. 255 Tablo 101 Arkadaş Yayıncılıktan Çıkan Uyuyan Güzel Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Görüntüsel Eylem Kral ve kraliçenin Sevgi, destek Çocukları olmadığı gösterge birbirlerine için sarılmaları Simge Din Sarayın kapısının Hristiyanlık İnançlı olma üzerindeki + simgesi Simge Jest Kralın içeriyi işaret Yol gösterme Konukları davet etmesi etme Belirti Nesne Tekerlekli dikiş Yanma Kralın kızını çok makinelerinden çıkan sevmesi ateş Görüntüsel Eylem U.g’nin çiçekleri Sevgi Mutluluk gösterge koklaması Belirti Eylem Köpeğin esnemesi Uykusunun Yapılan büyü etkisi gelmesi Görüntüsel Bitki Sarayın etrafındaki Engel Cadının içeridekileri gösterge dikenler kurtaran olmasın diye engellemesi Simge Eylem P’nin u.g’nin elini Sevgi, aşk Mutluluk tutması Simge Hayvan Beyaz kuşların p. ve Masumluk Mutlu son prensesin etrafında uçmaları 256 Uyuyan Güzel masalının Arkadaş Yayıncılığa ait kitabında simge türünün en fazla; görüntüsel gösterge türünün daha az; belirti türünün en az kullanıldığı görülmüştür. Din, jest, eylem, hayvan göstergeleri simge; eylem, bitki göstergeleri görüntüsel gösterge; nesne, eylem göstergeleri belirti türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. Tablo 102 Doğan Egmont Yayıncılıktan Çıkan Uyuyan Güzel Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Simge Eylem U.g’nin dans Mutluluk Sevgi dolu olması etmesi Görüntüsel Duruş Kralın boyun Çaresizlik, U.g’ye yapılan sihre gösterge bükmesi mutsuzluk üzülme Simge Hayvan Cadının yanında Kötülük Yardımcı gezen siyah yarasa Simge Kıyafet Cadının siyah Kötülük Kötülük giymesi Simge Jest Kralın elini İtiraz etme Cadının sihir havaya kaldırması yapmasını engellemek isteme Görüntüsel Eylem Kraliçenin u.g’yi Koruma Cadının büyüsünden gösterge kucağında korkma saklaması Simge Jest Perilerin el Uğurlama Vedalaşma sallaması 257 Simge Jest U.g’nin kollarını Sarılmak isteme Anne babasını iki yana açması özlemesi Uyuyan Güzel masalının Doğan Egmont Yayıncılığa ait kitabında simge türünün en fazla; görüntüsel gösterge türünün daha az kullanıldığı; belirti türünün ise hiç kullanılmadığı görülmüştür. Eylem, hayvan, kıyafet, jest göstergeleri simge; duruş, eylem göstergeleri görüntüsel gösterge türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. Tablo 103 Parıltı Yayıncılıktan Çıkan Uyuyan Güzel Masalına Ait Bulgular Gösterge Türü Gösterge Gösteren Gösterilen Metin İçi Gönderim Simge Jest Perinin el kaldırması İtiraz etme Cadıyı engellemek istemesi Belirti Nesne Tekerleklerden çıkan Yanma Kralın kızı için her şeyi ateş yapması Simge Mimik Kral ve kraliçenin Mutsuzluk/mutl Mutsuzluk gözlerini kapatması uluk Görüntüsel Yer şekli Dağların arasından Su akıntısı Şehirden uzaklık gösterge akan dere Simge Jest Kraliçenin ellerini iki Çaresizlik U.g’nin uyumasına yanağına koyması üzülmesi Simge Nesne P’nin değneği Güç Kahramanlık Uyuyan Güzel masalının Parıltı Yayıncılığa ait kitabında simge türünün en fazla; belirti ve görüntüsel gösterge türünün ise eşit oranda kullanıldığı görülmüştür. Jest, mimik, nesne göstergeleri simge; nesne göstergesi belirti; yer şekli göstergesi görüntüsel gösterge türüne dahil edilerek yorumlanmıştır. 258 V. Bölüm Tartışma ve Öneriler 5.1.Tartışma Bu çalışmanın amacı, çocuklar için hazırlanan masal kitaplarında kullanılan dil dışı göstergelerin neler olduğunu belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda, 10 farklı masal için 10 farklı yayınevinden seçilmiş, toplamda 100 adet masal kitabı incelenmiştir. İncelenen 10 faklı yayınevine ait Bremen Mızıkacıları masalı için 59 görüntüsel gösterge, 32 belirti ve 3 simge; Çizmeli Kedi masalı için 40 görüntüsel gösterge, 25 belirti ve 28 simge; Fareli Köyün Kavalcısı masalı için toplamda 59 görüntüsel gösterge, 41 belirti ve 21 simge; Hansel ve Gratel masalı için toplamda 49 görüntüsel gösterge, 34 belirti ve 13 simge; Kırmızı Başlıklı Kız masalı için toplamda 53 görüntüsel gösterge, 29 belirti ve 10 simge; Kurbağa Prens masalı için toplamda 24 görüntüsel gösterge, 23 belirti ve 17 simge; Külkedisi masalı için toplamda 31 görüntüsel gösterge, 35 belirti ve 18 simge; Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler masalı için toplamda 37 görüntüsel gösterge, 34 belirti ve 37 simge; Rapunzel masalı için toplamda 39 görüntüsel gösterge, 43 belirti ve 45 simge ve Uyuyan Güzel masalı için toplamda 20 görüntüsel gösterge, 26 belirti ve 46 simge göstergesinin kullanıldığı görülmüştür Bu bulgulara bakıldığında Bremen Mızıkacıları, Çizmeli Kedi, Fareli Köyün Kavalcısı, Hansel ve Gratel,Kırmızı Başlıklı Kız ve Kurbağa Prens masallarında görüntüsel gösterge türünün en fazla kullanıldığı ve bunu sırasıyla belirti ve simge göstergelerinin takip ettiği görülmektedir. Külkedisi masalında en fazla belirti göstergesi kullanılmış ve bunu sırasıyla görüntüsel gösterge ve simge göstergeleri izlemiştir. Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler masalında ise görüntüsel gösterge türünün simge türü ile aynı oranda kullanıldığı ve bu orana yakın olarak da belirti türünün kullanıldığuı görülmektedir. Rapunzel masalında ise simge 259 türünün en fazla, belirti türünün daha az ve görüntüsel gösterge türünün ise bu oranlara yakın fakat daha az kullanıldığı görülmektedir. Uyuyan Güzel masalında ise simge türünün en fazla kullanıldığı bunun neredeyse yarısı oranında belirti ve görüntüsel gösterge türünün kullanıldığı görülmektedir. Genel olarak görülen görüntüsel gösterge, belirti ve simge sıralamasını bozan son 4 masal olmuştur. Bu masallar içerisinde Rapunzel ve Uyuyan Güzel masallarında kullanılan dil dışı göstergeleri için sıralama aynı doğrultuda olurken; Külkedisi ve Pamuk Prenses masalları tüm masallardan farklı bir sıralamaya sahiptir. Dil dışı göstergelerin en fazla ve en az kullanıldığı masallara bakılacak olursa görüntüsel gösterge en fazla Bremen Mızıkacıları ve Fareli Köyün Kavalcısı masallarında, en az Uyuyan Güzel masalında; belirti türü en fazla Rapunzel masalında, en az Kurbağa Prens masalında; simge türü en fazla Uyuyan Güzel masalında, en az Bremen Mızıkacıları masalında kullanılmıştır. Bu doğrultuda Bremen Mızıkacıları ve Fareli Köyün Kavalcısı masallarını görselllere bakarak yorumlamanın çocuk tarafından daha kolay olacağı söylenilebilir. Çünkü görüntüsel gösterge türü belirti ve simge türüne göre daha kolay yorumlanabilen ve çoğunlukla ön bilgi gerektirmeyen bir türdür. Fakat belirti türünün en yoğun kullanıldığı Rapunzel masalı için yorumlamanın biraz daha zor olabileceği ve simge türünün en yoğun kullanıldığı Uyuyan Güzel masalının ise yorumlaması en zor masal olabileceği sonucuna varılabilir. Çünkü simge türünü yorumlamak belirli dünya bilgisi ve metinler arasılık bilgisine sahip olmayı gerektirmektedir. Eğer çocuk bu bilgilere sahip değilse de bu masalı yorumlarken muhtemelen zorlanacaktır. İncelenen masallarda görüntüsel gösterge türünün yoğun olarak kullanıldığı masallar için çocuğun çok zorlanmadan masalın metin içi ve metin dışı anlamlarına yönelik tahminler yapabileceği sonucuna ulaşılabilir. Belirti türünün daha fazla kullanıldığı masallarda ise çocuğun göstergenin metin içi ve metin dışı anlamlarına yönelik tahminlerde bulunurken düşünmeye daha çok sevk edileceği sonucuna ulaşılabilir. Simge türünün daha fazla 260 kullanıldığı masallar ise çocuğun masal hakkında ön bilgisi yoksa anlama yönelik çıkarımda bulunması için daha fazla düşünmeye ihtiyaç duyacağının bir göstergesi sayılabilir. Kullanılan dil dışı gösterge türlerinin birbirine yakın olduğu masallarda ise bu durum her gösterge türüne gereken önemin verilmiş olmasının ve genel olarak dağılımın dengeli biçimde yapılmaya çalışıldığının bir göstergesi sayılabilir. İncelenen masal kitapları dil dışı göstergeleri belirlemeye ek olarak gösterge ile kavramsal imgesi ve somut gösterileni arasında kurulan ilişkiye bağlı olarak ortaya çıkarılan anlambilimsel düzlem; gösterge taşıyıcısıyla yorumlayan arasındaki ilişkiyi yansıtan edimbilimsel düzlem; göstergelerin aralarındaki kurdukları ilişkiyi yansıtan sözdizimsel düzlem açılarından da incelenmiştir. Çünkü bir göstergenin bu üç boyut açısından da incelenmesi tam manasıyla çözümlenmesi demektir. Bu noktada genel olarak şu sonuçlara varılmıştır: İncelenen masal kitaplarının çoğunda kapaktaki dil dışı göstergeler içerikle uyumlu bir biçimde içeriği yansıtmaktadır. Bu doğrultuda kapak göstergeleri de masalın adını destekler niteliktedir. Kitapta örneğin eşeğin gitar, kedinin kaval çalması edimleri hayvanlardaki kural ve alışkanlıklarla çelişen eylemler olarak görülmekte; fakat böyle görseller çocuğun dünyasına daha çok hitap ederek onu eğlendirmektedir. Bu yüzden bu tür görsellerin kitap için hareketliliği sağladığı, dikkati ve ilgiyi canlı tuttuğu söylenilebilir. Kullanılan göstergeler masalda anlatılan iletiyi iletme noktasında yeterlidir. Farklı ülkelerdeki veya değişik yaş guruplarındaki çocuklar kullanılan göstergeleri benzer biçimlerde yorumlayabilirler. Göstergeler yaş grubuna uygun olarak yalın ve basit olarak kullanılmıştır. Bazı kitaplar için göstergelerde kullanılan renkler çocuğun dikkatini çekme noktasında yetersizdir. Çünkü yeterince canlı ve parlak değillerdir. Yine bazı kitaplardaki göstergelerin çizimlerinin özensiz olması nedeniyle kitap ilgi çekici olmamakla birlikte yine de kolay anlaşılırdır. Kitaplarda kullanılan göstergeler çoğunlukla daha önce bu anlamlarıyla kullanılmıştır. Fakat 261 olağanüstülük içeren göstergelerin masallara has olduğunu da belirtmek gerekir. Göstergelerin anlamlarını tahmin etmek ve anlamak dil yetisi sayesinde mümkündür. Diğer bir deyişle çocuk masalın içeriğini bilmese bile görsellerden yola çıkarak anlatıya yakın tahminlerde bulunabilir. Göstergeler genelde sayfada anlatılanlarla uyumlu değildir; buna rağmen amaç dışı iletiler içermemektedir. Genel olarak öncesi ya da sonrasında anlatılan olayla ilgili görseller ilgisiz sayfada bulunmaktadır. Bu da çocuğun anlatı izlencesini takip etmesi açısından zorluk oluşturmaktadır. Bu noktada çocuğun olayı ya da kavramı zihninde canlandırması da zorlaşmaktadır. Kitapta kast edilen anlamlar soyut olsalar bile bir biçimde somutlaştırılarak çocuğa sunulmuştur. Bu anlamda kitapların yeterli oldukları söylenilebilir. Kitapların geneli için göstergeler çizimden oluşmaktadır ve genel olarak gerçekçidirler. Göstergeler sayıca kitaplarda bütün için tutarlı bir biçimde kullanılmıştır. Fakat bazı yayınevleri için yetersiz oldukları görülmüştür. Genel olarak iki sayfadan birinde en az bir gösterge yer almaktadır. Göstergeler bütün kitaplarda yayınlandıkları kültürden etkilenmemiş olup evrensel biçimlerdedir. Kültürel öge olarak bir tek Uyuyan Güzel masalında haç işaretine rastlanılmıştır. Bu da masalın çeviri eser olduğu halde aslına sadık kalmak amacıyla Türk kültürüne uyarlanmadığını göstermektedir. Göstergeler genel olarak iletiyi doğrudan anlatmak yerine çocuğu düşünmeye sevk etmektedir. Bu da yaratıcılığı geliştirmek için olumlu bir özelliktir. Genel olarak göstergelerin anlamlarını yazısız da tahmin etmek mümkündür. Göstergeler bilgi iletimi dışında farklı ideolojik amaçlar içermemektedir. Göstergeler günlük yaşamla ilişkili durumları bazen içermekte, bazen içermemektedir. Örneğin, eşeğin gitar çalması günlük hayatta karşılaşılması imkânsız bir durum iken, kedinin balık yemesi olası bir durumdur. Göstergeler masal için yeterli sayıda olmakla birlikte çizim niteliksizliği nedeniyle yetersiz duruma geçmiştir. Göstergeler amaca uygun biçimde kullanılmakla birlikte kitapların geneli için görüntüsel gösterge öğesinin daha sık kullanıldığı bunu sırasıyla belirti 262 ve simge türlerinin izlediği görülmektedir. Kullanılan dil dışı göstergeler öğrenmeyi kolaylaştırmaktadır. Göstergelerin çağrışım ve yan anlamlarından da yararlanılmıştır. Kullanılan göstergeler içeriğe uygun olmakla birlikte genel olarak kronolojik sırayla ilerlemekte ve birbirini tamamlamaktadır. Metin ve göstergeler birbirini tamamlamakta ve görseldeki en önemli öge yakın olarak çizildiği için algılaması kolay olmaktadır. Göstergeler sözcüklerle anlatılamayacak çocuğun anlayamayacağı uç noktada herhangi bir ileti içermemektedir. Göstergeler masala yeni yorum ve anlamlar katmış, iletinin daha da pekişmesine katkı sağlamıştır. Göstergelerde yer alan değerler de vurgulanan iletilere göre yapılmıştır. Bu durum yakınlaştırma ya da sayfada sadece o göstergenin yer alması biçiminde gerçekleşmiştir. Göstergeler anlatıyı desteklemekte ve masaldaki yer, zaman, kahramanlar gibi unsurlar ile örtüşmektedir. Göstergeler genel olarak yazıyı örtmeyecek biçimde uygun olarak konumlandırılmıştır. Göstergeler algılamayı olumsuz etkileyecek özelliklere sahip değildir. Göstergeleri farklı boyutlarda ve farklı iletişim araçlarında kullanabilme imkânı bulunmaktadır. Göstergeler çocuğu eğlendirecek, güldürecek ve düşündürecek niteliktedir. Göstergeler genel olarak çocuğun algı ve gelişim düzeyine uygundur. Hayal gücünü geliştirecek ve çocuğu eğitecek nitelikte olan göstergeler de bulunmaktadır; fakat olmayanlar da mevcuttur. Göstergelerdeki karakterler ve mekânlar genel olarak çocuğun yaş düzeyine uygundur. Göstergeler anlatılanı çocuğun zihninde canlandırmasına yardımcı olmaktadır. Göstergeler yazılı metin olmadan da çocuğun takip ederek kendince öyküler oluşturmasına olanak sağlamaktadır. Bazı kitaplardaki göstergeler çocuğa estetik zevk verebilecek nitelikteyken bazı kitaplar maalesef ucuza kaçılması nedeniyle bu işlevi yerine getirememiştir. Bazı kitaplardaki göstergeler daha canlı ve net olması nedeniyle çocukta okuma isteği uyandırırken bazı kitaplar için bunu söylemek mümkün olamamaktadır. Kitaplardaki göstergeler çocuklara 263 uygun olmayan olumsuz iletiler içermemektedir. Kimi kitaplarda görseller üzerinde metin yer almakta iken; kimisinde görseller ve metin farklı sayfalarda yer almaktadır. Bazı eylemler bazı kitaplarda daha belirgin biçimde resmedilmiştir. Siyah-beyaz çizimli göstergelerden oluşan kitaplar çocuğun ilgisini azaltabilme potansiyeli taşımakla birlikte bu tarz çizimler anlaşılmayı zorlaştırarak anlam karmaşasına da yol açabilmektedir. Bazı kitaplarda yer alan boyama ve sticker yapıştırma etkinlikleri masalı içselleştirme sürecine yardımcı olmakta ve masala olan ilgiyi artırma açısından olumlu olarak değerlendirilebilir. Okuma anlama soruları, bulmacalar ve boyama gibi etkinlikler de bazı yayınevlerinin tercih ettiği olumlu özellikler arasındadır. Bazı kitaplarda gündüz vakti resmedilmiş ay göstergesi gerçeği yansıtmadığı için çocuğun aklını karıştırma riski içermesi nedeniyle olumsuz olarak nitelendirilebilir. Kitaplarda genel olan bir diğer eksiklik de yazı ve resim örtüşmezliğidir. Anlatılan konu ile ilgili görselin aynı sayfada yer almaması nedeniyle çocuğun masalı anlaması zorlaşabilir. Anlatılan olaydan farklı bir olayı anlatan görselin aynı sayfada yer alması nedeniyle çocuğun dikkati dağılabilir. Aynı yayınevinin farklı masallar için aynı çizimleri ve karakter biçimlerini kullanmış olması da karşılaşılan eksiklikler arasındadır. Her kitapta kullanılan karakterler ve özellikleri farklı olduğu için farklı çizimlerin olması gerekmektedir. Bazı yayınevlerinin resimlemedeki özensizlikleri de çocuğun okuma şevkini kırabilecek olumsuz durumlar arasındadır. Bu özensizlikler anlaşılması güç durumlar ve özellikleri tam belirgin olmayan karakterler ortaya çıkarmaktadır. İncelenen masal kitaplarında Kurbağa Prens masalı için Prenses ve Kurbağa; Külkedisi masalı için Külkedisi Sindirella, Külkedisi Sinderella, Külkedisi Cindirella; Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler masalı için Pamuk Prenses; Uyuyan Güzel masalı için Yüzyıl Uyuyan Güzel; Hansel ve Gratel masalı için Hansel ile Gratel, Hansel ve Gretel, Hansel ile Gretel, Oduncunun Çocukları isimlendirmelerinin yapılmış olması da eserin orijinal adının bilinmesi noktasında sorun oluşturmaktadır. Çalışma dışında olduğu için bu sorun konu dışı 264 bırakılmıştır. Fakat yapılan çevirilerin görsellere yansıma noktasındaki farklılıklar kullanılan göstergelerde de farklılıklara yol açmıştır. Bu noktada aynı adı taşıyan kimi masalda daha fazla gösterge kullanılırken kimi yayın evi daha az gösterge kullanarak görsellerini oluşturmuştur. Bu durumun çeviri farklılığı dışında maddi kaygılardan dolayı da olabileceği düşünülmektedir. Aynı masalın çeviri farklılıkları içeriklerle beraber görsellere de yansımaktadır. Örneğin, Külkedisi masalı için X yayınevinde üvey annesi varken, Y yayınevinde tüm eziyetleri öz annesi yapmaktadır. A yayınevinde babası hayattayken bu olumsuzluklar yaşanırken; B yayın evinde babası vefat etmiştir. Aynı durumun Hansel ile Gratel masalı için de geçerli olduğu görülmüştür. Bir yayınevi üvey annesinin onları istemediğinden, diğeri öz annesinin maddi kaygılarla onları istemediğinden, bir diğeri de anne babası olmadığı için acınarak evlatlık alındığından bahsetmiştir. Bu noktada yine bir yayınevinde babaları kasıtlı fakat isteksiz olarak onları ormana götürüp bırakmak istemiş, diğerinde ise kendileri kendi istekleri ile gidip kaybolmuşlardır. Bir yayınevinde mantar toplarken kaybolan çocuklar, diğerinde babalarına yardım için odun toplamaya gittiklerinde kaybolmuşlardır. Bu gibi farklılıklar çalışmanın konusu dışında çeviride eşdeğerlik incelemesinin konusudur; fakat bu durumda gösterge farklılıklarının çeviri farklılıklarından kaynaklanmasının da olası olduğu düşünülmektedir. Dolayısıyla iki konunun birbiriyle bağlantılı olduğu söylenilebilir. Bu bağlamda çevirinin ortak olması durumunda her yayınevinin isteğine göre göstergeler kullanmaması ve eserlerin aslını korumasının sağlanabilmesi mümkün olabilir. Bu tabii ki her yayınevinin ilgili masal için aynı tümcelerle aynı sayfada aynı göstergelerle aynı karakterle yayın yapması anlamına gelmemektedir. Fakat eserlerin bir noktada klasik oldukları için asıllarının da korunması gerekmektedir. Yoksa X yayınevinde bahçede köpek olması, Y yayınevinde bahçede kedi olması gibi durumlar normal olabilir. Ancak temel noktalara dikkat edilmeli ve gereken önem verilmelidir.Yoksa bir yayınevinde Pamuk Prenses sarışınken diğerinde esmer ise bu anlatıma zenginlik de katabilir; 265 fakat eserin orijinalliğini bozduğu düşünülerek karşı da çıkılabilir. Bu durum tartışmaya açık bir durumdur. X yayınevinde prensin pelerini varken, Y yayınevinde de olmalıdır. Çünkü prensin atı, pelerini, kılıcı onu prens yapan özelliklerdir. Aynı durum diğer karakterler için de geçerlidir. Kralın tacı yoksa eğer bu durum bir sorundur. Çünkü masallarda simgeleşmiş ve olmazsa olmaz belirli durumlar vardır. 5.2 .Öneriler 5.2.1. Akademisyenlere öneriler. Grimm ve Andersen Masalları gibi önemli olan klasikleşmiş masalların metin ve görsellerinin bilimsel açıyla değerlendirilerek eserin değerinin ortaya çıkarıldığı, bu eserlerden hangi açılardan istifade edileceğini belirleyen çalışmaların sayıca artırılması gerekmektedir. Hatta mümkünse masalın ortaya çıkarıldığı ülkeye gidilerek masalların orijinal biçimleri üzerine araştırmalar da yapılabilir. Çünkü eserin orijinali üzerinde yapılan çalışmalar daha sağlıklı ve doğru sonuçlar verecektir. Eğer mümkün değilse bu şekilde eserlerin çevirileri üzerinde de çalışmalar yapılabilir. Buradan hareketle çocuk edebiyatı alanında çalışmalar yapan ya da yapacak akademisyenlere Grimm Masallarını bilimsel bakış açısıyla her açıdan değerlendirmeleri önerilmektedir. Çünkü Grimm Masalları klasik olmaları açısından çocuk edebiyatında önemli bir yere sahiptir. Sadece Grimm Masalları değil bu tür klasikleşmiş tüm masal ve hikâyeler bu tarz çalışmalara konu edilebilir. Alan yazın taraması sonucunda elde edilen verilere de dayanılarak öykü ve hikâyelerdeki göstergeleri inceleyen çalışmalara ulaşılamaması bu alanda bir boşluğun var olduğunu göstermektedir. Bu noktada bilhassa Türkçe Eğitimi, Dilbilim ve Türk Dili ve Edebiyatı bölümlerindeki akademisyen ve öğrencilerin masal ve hikâyelerdeki göstergeleri incelemesinin alan yazına katkı sağlayacağı düşünülmektedir. 5.2.2. Öğretmenlere öneriler. Öğretmenler de ebeveynler gibi çocukların okuma alışkanlığı kazanmasında büyük öneme sahip yol gösterici kişilerdir. Öğretmenlerin yaptığı yönlendirmeler çocukların okuma alışkanlığı kazanmasında ve nitelikli eserlerle 266 buluşabilmelerinde büyük etkiye sahip olduğu için bu yönlendirmelerin dikkatli ve özenli biçimde yapılması gerekmektedir. Grimm Masalları gibi klasik eserler bu alanda ilkleri temsil etmesi açısından önemlidir. Dolayısıyla bir çocuğun dünyaya mal olmuş bu eserleri okumadan büyümemesi gerekmektedir. Bu tür nitelikli eserler çocukların eğitsel olarak beslenmesi, olumlu ve sağlıklı bir kişiliğe sahip olmasında da büyük öneme sahiptir. Grimm Masalları eğitsel değerler ve iletiler içermesi, çocukların ilgisini çekecek özelliklere sahip olması, dil zevki kazandırması gibi açılardan okul öncesi çocuklar ve okuma yazmayı yeni öğrenen çocuklar için uygun niteliklere sahiptir. Bu açıdan Türkçe ve sınıf öğretmenlerinin Grimm Masallarını sınıf içi ve sınıf dışı etkinliklerde kullanmaları önerilebilir. Fakat bu noktada öğretmenlerin mümkünse birebir orijinalini yansıtan çevirileri değilse de orijinallerine yakın olan çeviri eserleri seçmeleri gerekmektedir. Çünkü çeviri eserin içeriğine göre görseller de farklılaşmaktadır. Öğretmenler bu alanda isim yapmış ve rağbet görmüş yayınevlerinin yayımladığı kitapları tercih etmeli, öğrenci ya da velilere önermelidir. Kalitesiz ve anlaşılması zor kitapları yayımlamış yayınevlerinin çocuğun okuma ilgisine ket vurabileceğini düşünerek öğrenciyi yönlendirmelidir. Eserin adını verip öğrenciyi kendisinin seçim yapması konusunda başıboş bırakmamalıdır. Çünkü çocuk eseri nasıl alımlarsa zihninde o şekilde yer edecek ve hayatının geri kalanında da öyle yer alacaktır. Örneğin, Kırmızı Başlıklı Kız masalında Charles Perrault ve Grimm Kardeşler’in masalı farklı biçimlerde sonlandırdığı görülür. Çocuk masalı kurtun Kırmızı Başlıklı Kız’ı yemesi biçiminde öğrendiyse öyle yer edecek; avcı/ormancının eve gelip Kırmızı Başlıklı Kız ve büyükannesini kurtarması biçiminde öğrendiyse o şekilde zihninde kalacaktır. Farklı kişilere de bu masalı öğrendiği biçimde aktaracaktır. Tek yayınevini önermesi de yanlış anlaşılmalara sebep olabileceğinden ya da esere ulaşılamama riski göz önüne alınarak öğretmenin her masal için birkaç yayınevini önermesi daha uygun olacaktır. Elbette öneride bulunabilmek için de öncelikle kendisinin bu alanda derin bir araştırma yapması gerekmektedir. 267 5.2.3. Yayınevlerine öneriler. İncelenen masal kitaplarında dil dışı göstergelerin çeviri eserler olmalarından ve çevirmen ya da isimsiz olan çeviriler için yayınevlerinin eseri yorumlama edimindeki farklılıkları esas alınarak yansıtıldığı düşünülürse eserin aslına ulaşmak ve bu biçimde Türkçeye gerek içerik gerek biçim açısından uyarlamak görselleri yansıtırken kullanılan gösterge farklılıklarının en aza indirgenmesini sağlayarak eser açısından bir bütünlük oluşturacaktır. Bu noktada yayınevlerine büyük sorumluluk düşmektedir. Grimm Masallarının ilk ya da daha sonraki baskılarını yayımlamayı düşünen yayınevleri için de mümkün olduğunca masalların aslına sadık kalınmasına dikkat etmeleri önerilmektedir. Çünkü içerik farklılaştıkça görseller de farklılaşmakta ve aynı masalın farklı görselleri ortaya çıkmakta dolayısıyla da kullanılan göstergeler de farklı olmaktadır. Bu noktada klasik masallar için görseller açısından birlik olması çok uç noktalarda farklılıkların olmaması gerekmektedir. Ayrıca kullanılan göstergelerin sayfada yer alan yazı ile ilgili olması da gerekmektedir. Bu noktada bir önceki ya da bir sonraki sayfanın göstergesinin farklı sayfada diğer bir deyişle çocuğun masalı okurken ya da masal ona okunurken takip edemeyeceği bir sayfada yer almaması gerekmektedir. Çünkü çocuk okuduğu ya da dinlediği konuyla ilgili göstergeleri okuduğu ya da duyduğu an görüp pekiştirmek isteyecektir. İncelenen masallardaki isim farklılıkları konusunda da bir uzlaşma sağlanması gerekmektedir. Aksi takdirde eser biriciklik özelliğini kaybetmektedir. Eserde kullanılan kahramanlar ya da kişiler her masal için eserin farklılığını yansıtmak amacıyla farklı olmalıdır. Örneğin; yayınevi Pamuk Prenses masalındaki prenses ile Uyuyan Güzel masalındaki prenses için aynı çizimi kullanmamalıdır. Bu noktada yayınevlerinin farklı çizimleri tercih etmeleri inandırıcılığı sağlamak ve eserin farklılığını ortaya koymak açısından önemlidir. Eserdeki karakterler her çeviri için aynı olmalıdır. Örneğin A yayınevi Külkedisi için genç kız göstergesini kullanıyorsa B yayınevi küçük bir kız çocuğu kullanmamalıdır. Bu 268 noktada yayınevleri karakterlerin belirli özellikleri konusunda uzlaşma sağlamalı ve birbirlerinden haberdar olmalıdırlar. Bu elbette ki aynı çizimleri kullanacakları anlamına gelmemektedir; fakat karakterin özellikleri değiştirilmemelidir. Örneğin Pamuk Prenses genç kızsa her yayın evi onu genç kız olarak alıcıya sunmalıdır. Yardımcı karakterler de bu noktada ortak özelliklere sahip olmalıdır. Bununla bağlantılı olarak karakter sayısı için eserin aslına bağlı kalınmalıdır. Aksi takdirde eser orijinalliğini kaybedip farklı bir masala dönüşecektir. Klasik masallar denilen dünyaya mal olmuş bu masalların asıllarını korumaları yapılacak başka amaçlara yönelik çalışmalar için de gerekmektedir. Yayınevleri bu masallara kendilerine göre farklı sonlar yazmaya kalkarlarsa eser aslını kaybedecektir. Görseller de çeviriye diğer bir deyişle içeriğe göre oluşturulduğu için görseller de farklılaşacaktır. Bu nedenle eserin aslına sadık kalmak göstergelerin de büyük oranlarda farklılaşmaması için önemlidir. Siyah beyaz görsellerin çocuğun masalı okumaya olan ilgi ve isteğini azaltacağı düşünülerek ticari kaygılardan uzak biçimde görsellerin renkli ve canlı olarak yansıtılmasına özen gösterilmelidir. Bazı kitaplardaki görsellerde yer alan göstergeler renkli baskılarda olsalar bile özensiz çizimlerden oluştukları için çocuğun ilgisini çekebilecek nitelikte görülmemektedir. Bu nedenle bu kitapların da gözden geçirilmesi ve sonraki basımlarında daha özenli davranılması önerilmektedir. Bu doğrultuda görseller için daha uygun olan 1. hamur kâğıt tercih edilmelidir. 5.2.4. Milli Eğitim Bakanlığına öneriler. Grimm Masalları okul öncesinde ve ilkokul 1. ve 2. sınıf Türkçe kitaplarında çeşitli etkinlikler yapmak amacıyla yer alacaksa masalların aslına uygun ya da en yakın biçimde çevrilmiş olmasına dikkat edilmelidir. Kitaplarda yer alan görsellerdeki göstergeler de içeriğe uygun ve çocukların ilgisini çekecek biçimde resmedilmelidir. Milli Eğitim Bakanlığı bu doğrultuda uzman bir kadro oluşturarak yayınevlerini de denetlemeli, çocuklar için hazırlanmış yerli ve yabancı bu tür tüm eserlerin 269 denetimini yapmalıdır. Görülen eksiklikleri yayınevlerine iletmeli ve ölçütlere uygun olmadığı takdirde kitabın basımına izin vermemelidir. 270 Kaynakça Akgün, Ö. E., Büyüköztürk, Ş., Demirel, F., Karadeniz, Ş. & Kılıç Çakmak, E. (2014). Bilimsel araştırma yöntemleri (17. Baskı). Ankara: Pegem Akademi. Aktulum, K. (2004). Göstergebilim. Burdur Eğitim Fakültesi Dergisi, 5(7), 1-12. Alangu, T. (1983). Türkiye folkloru el kitabı. İstanbul: Adam Yayıncılık. Anderson, N. A. (2010). Elementary children’s literature: Infancy through age 13. (3rd. Edition). USA: Pearson Education. Arıcı, A. F. (2016). Çocuk edebiyatı ve kültürü. Ankara: Pegem.. Aristoteles. (1998). Birinci çözümlemeler. (Çev. A. Houshiary). Ankara: Dost Kitabevi Yayınları. Arslan, Ş. (2008). İlköğretim 1.kademe birinci sınıf matematik-Türkçe ve hayat bilgisi ders kitaplarındaki illüstrasyonların grafiksel açıdan incelenmesi. (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). Abant İzzet Baysal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bolu. Asutay, H. (2013). Çocuk yazınının fantastik dünyası: Masallar. Turkish Studies International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic 8(13), 265-278. Aydın, M. (2014). Dilbilim el kitabı. İstanbul: Akademik Kitaplar. Aysever, L. R. (2004). Bu çağın metinleri. Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 21(2), 91-100. Aytaç, G. (2001). Yeni Alman edebiyatı tarihi. İstanbul: Multilingual. Barthes, R. (1993). Göstergebilimsel serüven. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları Barthes, R. (2005). Göstergebilimsel serüven. (Çev. M. Rifat & S. Rifat). İstanbul: Yapı Kredi Kültür Sanat Yayınları. Batı, U. (2010). Reklamın dili. İstanbul: Alfa Yayınları. Bavay, D. (2006). Resimde göstergebilim, çocuk resimlerinin göstergebilimsel 271 çözümlenmesi (İlköğretim 8.Sınıf). (Yüksek lisans tezi). Marmara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İstanbul. Bayat, N., Hamzadayı, E., Çetinkaya, G. & Ülper, H. (2013). Gülen ada öyküsünün göstergebilimsel çözümlemesi. Tarih Okulu Dergisi, 6, 351-370. DOI No: http://dx.doi.org/10.14225/Joh381. Bayraktar, N. (2006). Dil bilimi. Ankara: Nobel Yayın Dağıtım. Benveniste, E. (1995). Genel dilbilim sorunları. (Çev. E. Öztokat). İstanbul:Yapı Kredi Yayınları. Berger, Arthur A. (1993). Kitle iletişiminde çözümleme yöntemleri. (Çev. M. Barkan, N. Bayram, D. Güler, U. Demiray, A. Tunç, N. Ulutak & A. H. Yüksel). Eskişehir: Anadolu Üniversitesi Eğitim Sağlık ve Bilimsel Araştırma Çalışmaları Yayınları. Bignell, J. (2002). Media semiotics: An introduction. Manchester: Manchester University Press. Boratav, P. N. (1988). 100 soruda halk edebiyatı. İstanbul: Gerçek Yayınevi. Boratav, P. N. (2007). Zaman zaman içinde. Ankara: İmge Kitabevi. Büker, S. (1991). Sinemada anlam yaratma. Ankara: İmge Kitabevi. Cerit, E. & Gökçearslan, A. (2016). Türkiye’de yayınlanan Türk masal kitaplarının grafik tasarım ögeleri açısından incelenmesi: Keloğlan masalları örneği. Sanat Tarihi Dergisi. 25, 49-73. Chandler, D.(2009). Semiotics for beginner: Strengths of semiotic analysis, http://visual-memory.co.uk/daniel/Documents/S4B/ (Erişim Tarihi: 04.03.2016). Ciravoğlu, Ö. (2000). Çocuk edebiyatı. İstanbul: Esin Yayınevi. Clarke, D. S. (1990). Sources of semiotic. Illinois: Southern Illinois University Press. Çebi, M. S. (2007). Siyasal reklam filmlerinde ötekinin inşası. Selçuk İletişim. 4(4), 96- 272 121. Çepni, S. (2014). Araştırma ve proje çalışmalarına giriş (7. Baskı). Trabzon: Celepler Matbaacılık. Çetinkaya, Z. (2007a). Masalların Türkçe eğitimindeki yeri ve önemi. (Yayımlanmamış doktora tezi). Dokuz Eylül Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İzmir. Çetinkaya, Z. (2007b). Öğretmenlerin masallara ve bunların Türkçe öğretiminde kullanımına ilişkin görüşleri ölçeğinin geliştirilmesi. DEÜ Sosyal Bilimler Dergisi, 9(2), 107-119. Çetinkaya, Z. (2008a). Masalların Türkçe öğretiminde kullanımı. Folklor/Edebiyat, 14 (56), 253-260. Çetinkaya, Z. (2008b). Çocuklar için hazırlanan masal kitaplarında cinsiyete göre kullanılan niteleme sözcükleri. VII. Ulusal Sınıf Öğretmenliği Eğitimi Sempozyumu içerisinde. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Çanakkale. Çulha, O. (2011). Gösterge bilim (semiyotik) tekniği kullanılarak Kanada fotoğraflarının incelenmesi. ZKÜ Sosyal Bilimler Dergisi, 7 (13), 409-424. Deely, J. (1990). Basics of semiotics. Bloomington: Indiana University Press. Demir, S. (2009). Göstergebilim, Umberto Eco ve yapıtları bağlamında göstergebilime katkıları. (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul. Demir, N. (2014). Dil, tarih, kültür ve edebiyat araştırmaları. Ankara: Edge Akademi. Demir, Y. & İlden, S. (2016). Seyfi Teoman filmlerinin göstergebilimsel afiş çözümlemesi. Akdeniz Sanat Dergisi, 9 (17), 79-111. Demirel, Ş. (Ed.). (2010). Edebi metinlerle çocuk edebiyatı. Ankara: Pegem Akademi. Derrida, J. (1994). Göstergebilim ve gramatoloji, Jacques Derrida ile Julia Kristeva arasında söyleşi. (Çev. T. Akşin). İstanbul: Afa Yayınları. 273 Dilidüzgün, S. (2003). İletişim odaklı Türkçe derslerinde çocuk kitapları. İstanbul: Morpa Kültür Yayınları. Dilidüzgün, S. (2007). İlköğretimde Çocuk Edebiyatı. Z. Güneş (Ed.). Masallar ve masalımsı Türler. (s.93-121). Eskişehir: Anadolu Üniversitesi. Dilidüzgün, Ş. (2008). Türkçe öğretiminde metindilbilimsel bağlamda uygulamalı bir yaklaşım. (Doktora tezi). İstanbul Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İstanbul. Dinçer, A. (2006). Siyaset dili (3 Kasım 2002 genel seçimlerindeki gazete siyasî reklâmlarının göstergebilimsel açıdan çözümlenmesi). (Yayınlanmamış yüksek lisans tezi). Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kırıkkale. Döl, A. (1999). 0-6 Yaş çocuk kitapları resimlemeleri. (Yayımlanmış yüksek lisans tezi). Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Çanakkale. Echtner, C. M. (1999). The semiotic paradigm: Implications for tourism research. Tourism Management. 20(1), 47-57. Eco, U. (2004). Avrupa kültüründe kusursuz dil arayışı. (Çev.K. Atakay). İstanbul: Literatür. Elçin, Ş. (1981). Halk edebiyatına giriş. Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları. Emre, A.C. (2000). Çocuklara hikaye anlatmak sanatı. İstanbul: MEB Yayınevi. Enginün, İ. (1987). Çocuk edebiyatı yıllığı: Edebiyat ve çocuk edebiyatı. İstanbul: Gökyüzü Yayınları. Ercantürk, O. K. (2015). Göstergebilim açısından Türkçe ders kitapları. (Yayımlanmamış doktora tezi). Çanakkale Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Çanakkale. Erdem, M. D. (2009). Göstergebilim (semiotik) açısından Rasim Özdenören’in “it” hikâyesi. Turkish Studies, 4 (6), 120-169. Erkman-Akerson, F. (2005). Göstergebilime giriş. İstanbul: Multilingual Yayınları. Filizok, R. (2001). Anlam analizine giriş. İzmir: Ege Üniversitesi. 274 Fiske, J. (2003). İletişim çalışmalarına giriş. (Çev. S. İrvan). Ankara: Bilim ve Sanat Yayınları. Foster, N.(1995). The analysis of company documentation. C.Cassell & G.Symon (Eds.). Quantitive methods in organizational research: A practical guide. London: Sage. Gottdiener, M. (2005). Postmodern göstergeler, maddi kültür ve postmodern yaşam biçimleri. (Çev. E. Cengiz, H. Gür & A. Nur). Ankara: İmge. Göksel, N. (2006). Umberto Eco’da yorumlamanın sınırları. (Yüksek lisans tezi) Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara. Gökşen, E. N. (1980). Örnekleriyle çocuk edebiyatımız. İstanbul: Remzi Kitabevi. Guiraud, P.(1994). Göstergebilim. (Çev. M. Yalçın). Ankara: İmge Kitabevi. Güleryüz, H. (2013). Yaratıcı çocuk edebiyatı. Ankara: Edge Akademi. Günay, V. D. & Aktuğ, G. (2003). İlköğretimde kullanılan bazı Türkçe ders kitaplarındaki dil dışı göstergelerin işlevleri açısından değerlendirilmesi. Ankara Üniversitesi Tömer Anadili Dil ve Eğitim Dergisi, 29, 1-16. Günay, V.D. (2004). Dil ve iletişim. İstanbul: Multilingual Yayınları. Günay, V.D. & Parsa, A.F. (2012). Görsel göstergebilim ve imgenin anlamlandırılması. İstanbul: Es. Günay, U. (1987). Çocuk edebiyatı yıllığı: Türk masallarının hususiyetleri. İstanbul: Gökyüzü Yayınları. Güney, E.C. (1966). Folklor ve eğitim. İstanbul: Milli Eğitim Basımevi. Güneş, A. (2012). Koca nine ile tilki adlı masalın göstergebilimsel çözümlemesi. Erciyes İletişim Dergisi, 2(4), 39-52. ISSN: 1308-3198. Güneş, A.(2012). Çağdaş bir çözümleme yöntemi: Göstergebilim. e-Journal of New World Sciences Academy, 7(2), 31-43. 275 Güneş, A. (2013). Göstergebilim tarihi. NWSA-Humanities, 8(4), 332-348. Gür, N. (2013). Son yıllarda yayınlanan televizyon reklamlarındaki dilin göstergebilim açısından incelenmesi.(Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Elazığ. Gürsözlü, S. (2006). Reklam sektöründe illüstrasyon ve fotoğraf kullanımının tasarım çözümlemelerinde gerekliliği. (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). Marmara Üniversitesi Grafik Sanatlar Enstitüsü, İstanbul. Gürlek, M. & Çiçekler, A. (30 Eylül- 4 Ekim 2013). Göstergebilim açısından Mustafa Kutlu’nun mürit hikâyesi. VIII. Milletlerarası Türkoloji Kongresinde sunuldu, İstanbul. Gürses, S. (2006). 1945’ten günümüze kadar Alman edebiyatından Türkçe’ye yapılan çeviriler ve çeviribilim çalışmaları. (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir. Hasekioğlu, S. (2008). Reklam ve ideoloji: Yazılı basında yer alan reklamlara göstergebilimsel bir inceleme. (Yayımlanmamış yüksek Lisans Tezi). Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara. Hawkes, T. (1997). Structuralism & semiotics. KY: Routledge. Helimoğlu, Y. M. (2002). Masallar ve eğitimsel işlevleri. Ankara: Kültür Bakanlığı. Huber, E. (2013). Dilbilime giriş. İstanbul: Multilingual Yayınları. İllegard, J. (2004). Gender, powerand work in tv advertisements. (Master Thesis) Lund University Department of Sociology, Sweden. İpşiroğlu, Z. (1997). Eğitimde yeni arayışlar. İstanbul: Adam Yayınları. İşeri, K. (2002). Türkçe ders kitaplarındaki metinlerin ilköğretim programına uygunluğunun incelenmesi: Göstergebilimsel bir betimleme. (Yayımlanmamış doktora tezi). Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara. İşgüven, M. M. (1995). Şiir dilinde imge. Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 276 12(1), 98-133. Kabaklı, A. (1967). Türk edebiyatı. İstanbul: Türkiye Basımevi. Kantarcıoğlu, S. (1991). Eğitimde masalın yeri. İstanbul: MEB. Kecheng, L. (2000). Semiotics in information systems engineering. New York: Cambridge University Press. Kıbrıs, H. (2010). Çocuk edebiyatı. Ankara: Kök Yayıncılık. Kıran, Z. (2002). Dilbilime giriş. Ankara: Seçkin Yayın ve Dağıtım. Kıran, A. E. & Kıran, Z. (2006). Dilbilime giriş. (3. Baskı). Ankara: Seçkin Yayıncılık. Korkut, E. (2015). Göstergebilimsel çözümleme: Tembel adam masalı. Milli Folklor, 27 (108), 74-83. Kudret, C. (1983). Örneklerle edebiyat bilgileri 2. İstanbul: İnkılap Yayınevi. Küçükerdoğan, R. (2011). “Dilinizden utanmayın” reklam kampanyasının göstergebilimsel açıdan çözümlemesi. The Turkish Online Journal of Design, Art and Communication, 1 (1), 26-34. Külük, Ş. C. (2013). Resimli çocuk kitaplarinin nitelik sorunsali ve çocuğun sanat eğitimi sürecindeki yeri: “Delioğlu’nun resimlediği yapitlar üzerine bir inceleme.” Amasya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2(2), 393-417. Lidov, D. (1999). Elements of semiotics, New York, UK: St. Martin’s Press. Manetti, G. (1993). Theories of the sign in classical antiquity. (Çev. C. Richardson.) Indiana: Indiana University Press. Merrell, F. (2000). Charles Sanders Peirce’s concept of the sign. P. Cobley (Ed.), Routledge Critical Dictionary and Linguistics. (pp. 80-100). Kentucky: RoutledgePress. Mert, E. L. (2012). Anadili eğitimi-öğretimi sürecinde çocuk yazını ürünlerinden yararlanma ve masal türüne yönelik bazı belirlemeler. Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 31, 1-12. 277 Mutlu, E. (2004). İletişim sözlüğü. Ankara: Bilim ve Sanat Yayınları. Nas, R. (2004). Örneklerle çocuk edebiyatı. Bursa: Ezgi Kitabevi. Oğuzkan, F. (1997). Yerli ve yabancı yazarlardan örneklerle çocuk edebiyatı. Ankara: Emel Matbaacılık. Oğuzkan, A. F. (2001). Çocuk edebiyatı. Ankara: Anı Yayıncılık. Özcan, E. (2007). Göstergebilimsel açıdan reklam dilinin tüketim toplumuna etkileri. (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Isparta. Özmakas, U. (2009). Charles Sanders Peirce’ün gösterge kavramı. Uşak Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2(1), 32-45. Özmutlu, A. (2009). Grafik tasarım atölye derslerinde afiş konusunun uygulama ve çözümleme süreçlerinde göstergebilimsel çözümleme yönteminin kullanımı. (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Samsun. Peirce, C. S. (1955). Philosophical writings of Peirce. J. Buchler. (Ed.), New York: Dover Publication. Rifat, M. (1990). Dilbilim ve göstergebilim çağdaş kuramları. İstanbul: Düzlem. Rifat, M. (1996). Göstergebilimcinin kitabı. İstanbul: Düzlem. Rifat, M. (1999). Homo semioticus (3. Basım).İstanbul: Kaf Yayıncılık. Rifat, M. (2002). Gösterge eleştirisi (2. Baskı). İstanbul: TavanarasıYayıncılık. Rifat, M. (2014). Göstergebilimin abc’si. İstanbul: Say. Rousseau, J. J. (2009). Emile ya da eğitim üzerine. (Çev. H. A. Yücel). İstanbul: Say Yayınları. Sakaoğlu, S. (2012). Masal araştırmaları. Ankara: Akçay Yayınevi. Saraç, Ö. (2014). “Bir göze bir gül” adlı masalın göstergebilimsel açıdan 278 incelenmesi. Studies of the Ottoman Domain, 4(6), 24-30. ISSN: 2147-5210. Sarı, N. (1999). Devingen reklam görüntülerinde gösterge çözümlemesi: Üç reklam örneği. (Yayımlanmamış doktora tezi). İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul. Saussure, F. de. (2001). Genel dilbilim dersleri. (Çev. B. Vardar). İstanbul: Multilingual Yayınları. Seel, N. M. (1999). Semiotics and structural learning Theory. Journal of Structural Learning & Intel System, 14 (1), 1-9. Sever, S. (2010). Çocuk ve edebiyat. İzmir: Tudem. Sezer, M. Ö. (2011). Masallar ve toplumsal cinsiyet. İstanbul: Evrensel Basım. Short, T. L. (2004). Peirce’s theory of signs. Cambridge: Cambridge University Press. Sınar Çılgın, A. (2007). Çocuk edebiyatı. İstanbul. Morpa. Şahin, S. (2014). Göstergebilim ve tarihsel gelişimi (Semiyotik, semiyoloji). Ankara: Hacettepe Üniversitesi Yayınları. Şahin, G. (2014). Okulöncesi dönem çocuk kitaplarında görsel bir uyaran olarak resim. Turkish Studies International Periodical For the Languages, Literature and History of Turkish or Turkic. 9(3), 1309-1324. Şimşek, H. & Yıldırım, A. (2013). Sosyal bilimlerde nitel araştırma yöntemleri (9. Baskı). Ankara: Seçkin. Şimşek, T. (2002). Çocuk edebiyatı. Ankara: Rengarenk. Şirin, M. R. (2007). Masal atlası. Ankara: Kök Yayıncılık. Temizyürek, F. (2003). Türkçe eğitiminde çocuk edebiyatının önemi. TÜBAR, 8, 161-167. Temizyürek, F. (2007). Çocuk edebiyatı. Ankara: Öncü Kitap. Tezel, N. (1971). Türk masalları. (1. Basım). İstanbul: Milli Eğitim Basımevi. Tezel, N. (1990). Türk masalları-1. Ankara: Kültür Bakanlığı. 279 Thomas, R. L. & East, K. (2007). A guide to multicultural literature for children. London: Libraries Unlimited. Timur, Ş. (2001). Göstergebilim tartışmaları. İstanbul: Multilingual Yayınları Toklu, M.Osman. (2015). Dilbilime giriş. Ankara: Akçağ. Tomak, A. (1997). Şiir ve öykü kitaplarında kapak tasarımlarının göstergebilimsel analizi ve öneriler. (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). Ondokuzmayıs Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Samsun. Tosyalı, A. (2014). Dergilerdeki Kadın İmgesinin Göstergebilimsel Çözümlenmesi ve Sunulan Kimlikler. (Yayımlanmamış yüksek lisans tezi). Zirve Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Gaziantep. Tuncer, H. & Yardımcı, M. (2000). Anadolu öğretmen liseleri için çocuk edebiyatı. Ankara: MEB Devlet Kitapları. Tüfekçi Can, D. (2014). Çocuk edebiyatı kuramsal yaklaşım. Konya: Eğitim Yayınevi. Uçan, H. (2015). Dilbilim, göstergebilim ve edebiyat eğitimi. İstanbul: İz. Uçar, F. (2004). Görsel iletisim ve grafik tasarım. İstanbul: İnkılap Kitabevi. Uluyağcı, C. (2007). Simge kavramı ve bir film çözümlemesi: Karşılaşma. Selçuk İletişim Dergisi. 5(1), 217-224. Ural, S. (1988). “1987’de okulöncesi çocuk kitapları”. Çocuk Edebiyatı Yıllığı içinde. (s.203- 211). İstanbul: Gökyüzü Yayınları. Uslu-Üstten, A. (2014). Gençlik edebiyatı. Ankara: Grafiker Yayınları. Vardar, B. (2001). Dilbilimin temel kavram ve ilkeleri. İstanbul: Multilingual Yayınları. Yalçın, E. & Çetinkaya Edizer, Z. (2012). Türkçe ders kitabında yer alan bazı görsel metin örneklerinin C.S. Peirce’ün dil dışı göstergeleri açısından incelenmesi. 5. UTEOK özet kitapçığı içerisinde. İstanbul. Yavuz, M. H. (2002). Masallar ve eğitimsel işlevleri. Ankara: Kültür Bakanlığı. 280 Yaylagül, Ö.(2015). Dilbilim ve göstergebilim. Ankara: Hece Yayınları. Yazıcı, S. (2007). Göstergebilim ve bir uygulama: Kulenin anahtarı (Yayınlanmamış yüksek lisans tezi). Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Erzurum. Yıllar, Ö. & Turan, L. (Ed.) (2011). Çocuk edebiyatı. Ankara: Pegem Akademi. Yılmaz, M. & Temizkan, M. (2013). Türkiye Cumhuriyeti’nde tedavüle sürülen banknotların göstergebilimsel çözümlemesi. İletişim Kuram ve Araştırma Dergisi. 36, 86-131. Yörükoğlu, A. (2010). Çocuk ruh sağlığı. İstanbul: Özgür Yayınları. Yücel, F. Ö. (2005). Dil edinimi ve masal dili. Kazım Karabekir Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 11, 105-115. Yücel, T. (2001). Genel göstergebilim: Göstergebilim tartışmaları. İstanbul: Multilingual. Yücel, T. (2006). Göstergeler. İstanbul: Can Sanat Yayınları. Yücel, T. (2007). Eleştiri kuramları. İstanbul: İş Bankası Yayınları. Zengin, A.Y. & Zengin, N. (2003). Eğitim fakülteleri için çocuk edebiyatı. İstanbul: Efa Yayınları. 281 Resimler İçin Kaynakça http://www.canimanne.com/guzel-kis-ve-kar-manzara-resimleri.html (erişim: 13.07.2017) https://www.medikalakademi.com.tr/cocuklarda-oksuruk-dikkat/ (erişim: 13.07.2017) http://kaanil.blogcu.com/beyaz-sac-tarih-oluyor/13832050 (erişim: 13.07.2017) https://www.neoldu.com/sonbaharda-yapraklar-neden-dokulup-sararir-5960h.htm (erişim: 13.07.2017) http://www.ilkanne.com/pic/149/374/Gulen-Kiz-Bebek (erişim: 13.07.2017) http://www.nkfu.com/ay-resimleri/ (erişim: 13.07.2017) http://beyzasonmezocak.blogspot.com.tr/2016/04/adalet-terazisi-bozuk-dunya_5.html (erişim: 14.07.2017) http://www.egitimtercihi.com/universiteler/123-2011in-medya-kral-hangi-ueniversite- oldu.html (erişim: 14.07.2017) http://dunyalidergi.com/index.php/baris-sembolleri/ (erişim: 14.07.2017) http://www.bilgiustam.com/trafik-isaret-levhalari-ve-ozellikleri/ (erişim: 14.07.2017) http://tr.clipartlogo.com/image/aiga-restaurant-bg_175330.html (erişim: 14.07.2017) http://www.havadismaras.com/foto-galeri/manzara/1/ (erişim: 15.07.2017) http://www.cnnturk.com/fotogaleri/saglik/cay-kemikleri-guclendiriyor?page=4 (erişim: 15.07.2017) https://www.delinetciler.org/showthread.php?t=70602 (erişim: 15.07.2017) http://artstyle.com.tr/blog/2013/01/villa-tadilat-onerileri-ve-villa-tadilat-ornekleri/ (erişim: 15.07.2017) http://www.nedir.com/okul (erişim: 15.07.2017) http://www.nedir.com/k%C3%BCt%C3%BCphane (erişim: 15.07.2017) 282 Ekler Ek 1. İncelenen Masallara Ait Resimler İncelenen masallara ait her kitaptan bir görsel her birinin yayınevi farklı olacak biçimde alfabetik sıra ile aşağıda yer almaktadır. Her görselde belirti,simge ve görüntüsel gösterge türlerinden örnekler bulunmaktadır. İncelenen kitap sayısı fazla olduğu için her kitap yansıtılamamıştır. Bremen Mızıkacıları (Kelime Yayınları, s.39) 283 Çizmeli Kedi (Bilgi Yayınevi, s.10-11) Fareli Köyün Kavalcısı (Yumurcak Yayınları, s.8-9) 284 Hansel ve Gratel (Güneş Yayıncılık, s.13) Kırmızı Başlıklı Kız (Türkiye-İş Bankası Yayınları, s.1) 285 Kurbağa Prens (Polat Kitapçılık, s. 5-6) Külkedisi (Parıltı Yayıncılık, s.12) 286 Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler (Beyaz Balina Yayınları, s.18) Rapunzel (Yapı Kredi Yayınları, s.20) 287 Yüzyıl Uyuyan Güzel (Bu Yayınevi, s.1) 288 Ek 2. Arastırmada İncelenen Masalların Kaynakçası 1. Bremen Mızıkacıları. (2009). (Çev. İsimsiz).Ankara: Gönül Yayıncılık. 2. Bremen Mızıkacıları. (2009).(Çev. Muzaffer SAMUR). İstanbul: Kelime Yayıncılık. 3. Bremen Mızıkacıları. (2013).(Çev. Yasemin MEYVA). İstanbul: Bilmar Yayıncılık. 4. Bremen Mızıkacıları. (2014). (Çev. Necla Ülkü KUGLİN). Ankara: Bilgi Yayıncılık. 5. Bremen Mızıkacıları. (2015). (Çev.Attila DAMAR). Konya: Karatay Yayıncılık. 6. Bremen Mızıkacıları. (2015). (Ed. A. Kadir YOLCU) İstanbul: Mimoza Yayıncılık. 7. Bremen Mızıkacıları. (2015). (Çev. isimsiz). İstanbul: Parıltı Yayıncılık. 8. Bremen Mızıkacıları. (2015). (Ed. Öykü ZERREM). İstanbul: Polat Yayıncılık. 9. Bremen Mızıkacıları. (2015).(Çev. Sevgi ATLIHAN).İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayıncılık. 10. Bremen Mızıkacıları. (2015). (Çev. Kamuran ŞİPAL). İstanbul: Yapı Kredi Yayıncılık. 11. Çizmeli Kedi. (2007).(Ed. Mehmet HENGİRMEN).Ankara: Engin Yayınevi. 12. Çizmeli Kedi. (2007).(Ed. Deniz AYAZ). İstanbul: Güven Yayınları. 13. Çizmeli Kedi. (2010). (Çev. İsimsiz). İstanbul: Ya-Pa Yayıncılık. 14. Çizmeli Kedi. (2012). (Çev. İsimsiz). İstanbul: Kare Yayınları. 15. Çizmeli Kedi. (2013). (Çev. İsimsiz).İstanbul: Altın Kitaplar Yayınevi. 16. Çizmeli Kedi. (2014). (Haz. Necla Ülkü KUGLİN). Ankara :Bilgi Yayınevi. 17. Çizmeli Kedi. (2014). (Ed. Gülsüm CENGİZ). İstanbul: Morpa Kültür Yayınları. 18. Çizmeli Kedi. (2015).(Ed. Zübeyde ABAT). İstanbul: Beyaz Balina Yayınları. 19. Çizmeli Kedi. (2015). (Çev. İsimsiz). İstanbul: Net Yayınları. 20. Çizmeli Kedi. (2016). (Haz. Ekrem AYTAR). İstanbul:Damla Yayınevi. 21. Fareli Köyün Kavalcısı. (2005). (Çev. İsimsiz). İstanbul: Ya-Pa Yayıncılık. 289 22. Fareli Köyün Kavalcısı. (2007). (Ed. Mehmet HENGİRMEN). Ankara: Engin Yayınevi. 23. Fareli Köyün Kavalcısı. (2008). (Haz. Ayten GÜRER). İstanbul: Bu Yayınevi. 24. Fareli Köyün Kavalcısı. (2015). (Çev. Berna Burcu ÖZCAN). Ankara :Binbir Çiçek Yayınevi. 25. Fareli Köyün Kavalcısı. (2015). (Ed. Öykü ZERREM). İstanbul: Polat Yayıncılık. 26. Fareli Köyün Kavalcısı. (2015). (Haz. Şebnem GÜVENÇER). İstanbul: Timaş Çocuk Yayınları. 27. Fareli Köyün Kavalcısı. (2016). (Ed. Tuba ÖZTÜRK). İstanbul: Beyaz Balina Yayınları. 28. Fareli Köyün Kavalcısı. (2016). (Ed. Ekrem AYTAR). İstanbul: Damla Yayınevi. 29. Fareli Köyün Kavalcısı. (2016). (Çev. F. Zehra BAYRAK). İstanbul: Hayat Yayınları. 30. Fareli Köyün Kavalcısı. (2016). (Çev. İsimsiz). İstanbul: Yumurcak Yayınları. 31. Oduncunun Çocukları. (2006). (Çev. İsimsiz). İstanbul: Akdeniz Yayıncılık. 32. Oduncunun Çocukları. (2007). (Ed. Mehmet HENGİRMEN). Ankara: Engin Yayınevi. 33. Hansel ve Gretel. (2010). (Ed. Ayça AYATA). İstanbul: Güneş Yayıncılık. 34. Hansel ile Gretel. (2012). (Ed. Remzi TUGAN). İstanbul: Tramvay Yayıncılık. 35. Oduncunun Çocukları. (2013). (Çev. İsimsiz). İstanbul: Altın Kitaplar Yayınevi. 36. Hansel ile Gratel. (2013). (Haz. Şebnem GÜVENÇER). İstanbul: Timaş Çocuk Yayınları. 37. Oduncunun Çocukları. (2015). (Haz. Erdinç GÜNDOĞAN). Ankara: Ata Yayıncılık. 38. Hansel ve Gratel. (2015). (Haz. Sultan ÇELİK). İstanbul: Nar Yayınları.. 39. Hansel ve Gretel. (2015). (Ed. Öykü ZERREM). İstanbul: Polat Kitapçılık. 40. Hansel ve Gratel. (2016). (Ed. Hilal ACAR). İstanbul: Hayat Yayıncılık. 290 41. Kırmızı Başlıklı Kız. (2010). (Çev. İsimsiz). Final Kültür Sanat Yayınları. 42. Kırmızı Başlıklı Kız. (2015). (Çev. Berna Burcu ÖZCAN). Ankara: Binbir Çiçek Yayınları. 43. Kırmızı Başlıklı Kız. (2015). (Çev. İsimsiz). İstanbul: Parıltı Yayıncılık. 44. Kırmızı Başlıklı Kız. (2015). (Ed. Öykü ZERREM). İstanbul: Polat Yayıncılık. 45. Kırmızı Başlıklı Kız. (2015). (Çev. İsimsiz). İstanbul: Net Çocuk Yayınları. 46. Kırmızı Başlıklı Kız. (2015). (Haz. Şebnem GÜVENCER). İstanbul: Timaş Çocuk Yayınları. 47. Kırmızı Başlıklı Kız. (2016). (Ed. Tuba ÖZTÜRK). İstanbul: Beyaz Balina Yayınları. 48. Kırmızı Başlıklı Kız. (2016). (Ed. Hilal ACAR). İstanbul: Hayat Yayıncılık. 49. Kırmızı Başlıklı Kız. (2016). (Çev. Nevin Avan ÖZDEMİR). İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları. 50. Kırmızı Başlıklı Kız. (2016). (Çev. İsimsiz). İstanbul: Yumurcak Yayınları. 51. Kurbağa Kral. (1998). (Çev. Ayten E. ORAY). İstanbul: Şenyıldız Yayınevi. 52. Kurbağa Prens. (2007). (Ed. Mehmet HENGİRMEN). Ankara: Engin Yayınevi. 53. Prenses ile Kurbağa. (2009). (Çev. İsimsiz). İstanbul: Bu Yayınevi. 54. Kurbağa Prens. (2010). (Ed. Öykü ZERREM). İstanbul: Polat Yayıncılık. 55. Kurbağa Prens. (2012). (Ed. Muzaffer SAMUR). İstanbul: Kelime Yayıncılık. 56. Kurbağa Prens. (2012). (Ed. Tanıl YAŞAR). İstanbul: Nakkaş Yayıncılık. 57. Kurbağa Prens. (2013). (Çev. Semra ERMİŞ). İstanbul: Bilge Kirpi Yayınları. 58. Kurbağa Prens. (2014). (Çev. isimsiz). İstanbul: Nar Çocuk Yayınları. 59. Kurbağa Prens. (2015). (Çev. Özgü ÇELİK). İstanbul: Beyaz Balina Yayınları. 60. Kurbağa Prens. (2015). (Haz. Şebnem GÜVENÇER). İstanbul: Timaş Çocuk Yayınları. 61. Külkedisi. (2007). (Ed. Mustafa DOĞRU). İstanbul: Damla Yayınevi. 291 62. Külkedisi, Cinderella. (2010). (Çev. İsimsiz). İstanbul: Final Kültür Sanat Yayınları. 63. Külkedisi. (2010). (Çev. Ahmet Z. SEKENDİZ). İstanbul: Parıltı Yayıncılık. 64. Külkedisi. (2013). (Çev. İsimsiz). İstanbul: Çiçek Yayıncılık. 65. Külkedisi. (2014). (Haz. Necla Ülkü KUGLİN). Ankara: Bilgi Yayınevi. 66. Külkedisi. (2015). (Çev. Berna Burcu ÖZCAN). Ankara: Binbir Çiçek Yayınevi. 67. Külkedisi Sinderella. (2015). (Ed. Öykü ZERREM). İstanbul: Polat Yayıncılık. 68. Kül Kedisi Sindirella. (2015). (Haz. Şebnem GÜVENÇER). İstanbul: Timaş Çocuk Yayınları. 69. Külkedisi. (2016). (Ed. Tuba ÖZTÜRK). İstanbul: Beyaz Balina Yayınları. 70. Külkedisi. (2016). (Çev. Nevin Avan ÖZDEMİR). İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları. 71. Pamuk Prenses. (1997). (Çev. isimsiz). İstanbul: Remzi Yayınevi. 72. Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler. (2007). (Haz. Şebnem GÜVENÇER). İstanbul: Timaş Yayıncılık. 73. Pamuk Prenses. (2009). (Çev. isimsiz). İstanbul: Kare Yayınları. 74. Pamuk Prenses. (2010). (Çev. isimsiz). İstanbul: Çiçek Yayınları. 75. Pamuk Prenses. (2012). (Çev. isimsiz). İstanbul: Parıltı Yayıncılık. 76. Pamuk Prenses. (2014). (Haz. Necla Ülkü KUGLİN). Ankara: Bilgi Yayınevi. 77. Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler. (2015). (Çev. Özgü ÇELİK). İstanbul: Beyaz Balina Yayınları. 78. Pamuk Prenses. (2015). (Çev. Berna Burcu ÖZKAN). Ankara: Binbir Çiçek Yayınevi. 79. Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler. (2015). (Çev. Orçun DEMİR). İstanbul: Doğan Egmont Yayınları. 80. Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler. (2016). (Çev. isimsiz). İstanbul: Yumurcak Yayınları. 292 81. Rapunzel. (2006). (Ed. Remzi TUGAN). İstanbul: Tramvay Yayınları. 82. Rapunzel. (2014). (Ed. Boğaç ERKAN). Ankara: Binbir Çiçek Yayınevi. 83. Rapunzel. (2014). (Ed. Zana HOCAOĞLU). İstanbul: Sis Yayıncılık. 84. Rapunzel. (2014). (Ed. Nevin Avan ÖZDEMİR). İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları. 85. Rapunzel. (2015). (Çev. Burcu ÖZBEK). Ankara : Arkadaş Yayıncılık. 86. Rapunzel. (2015). (Çev. Özgü ÇELİK). İstanbul: Beyaz Balina Yayınları. 87. Rapunzel. (2015). (Ed. Aydın SARIKAYA). Ankara: Gugukkuşu Yayınları. 88. Rapunzel ve Onun Harika Saçları. (2015). (Çev. isimsiz). Ankara: Net Çocuk Yayınları. 89. Rapunzel. (2015). (Haz. Nehir Aydın GÖKDUMAN). İstanbul: Timaş Çocuk Yayınları. 90. Rapunzel. (2015). (Çev. Kamuran ŞİPAL). İstanbul: Yapı Kredi Yayınları. 91. Uyuyan Güzel. (2007). (Ed. Mehmet HENGİRMEN). Ankara: Engin Yayınevi. 92. Yüzyıl Uyuyan Güzel. (2008). (Haz. Ayten GÜRER). İstanbul: Bu Yayınevi. 93. Uyuyan Güzel. (2009). (Çev. isimsiz). İstanbul: Çiçek Yayıncılık. 94. Uyuyan Güzel. (2012). (Çev. Nevin Avan ÖZDEMİR). İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları. 95. Uyuyan Güzel. (2013). (Çev. isimsiz).İstanbul: Altın Kitaplar Yayınevi. 96. Uyuyan Güzel. (2014). (Haz. Necla Ülkü KUGLİN). Ankara: Bilgi Yayınevi. 97. Uyuyan Güzel. (2015). (Çev. Güçlü ÖZKÖK). Ankara: Almidilli Yayınevi. 98. Uyuyan Güzel. (2015). (Çev. Burcu ÖZKAN). Ankara: Arkadaş Yayıncılık. 99. Uyuyan Güzel. (2015). (Çev. Seyyal KÖRPE). İstanbul: Doğan Egmont Yayıncılık. 100. Uyuyan Güzel. (2016). (Çev. Ahmet Z. SEKENDİZ). İstanbul: Parıltı Yayıncılık. 293 Özgeçmiş EĞiTiM Lisans, Dokuz Eylül Üniversitesi -Dil Bilimi (2008-2012) Yüksek Lisans, İstanbul Üniversitesi -Türkçe Eğitimi (2014-2016) Yüksek Lisans, Uludağ Üniversitesi -Türkçe Eğitimi (2016-2017) SEMİNERLER VE KURSLAR  Etkili İletişim, İzmir (2009)  Kariyer Ekspresi, İzmir (2011 )  Bilgisayar İşletmenliği, İzmir (2011)  Beyni Etkin Kullanma Teknikleri, Bursa (2016)  Olumlu Hayır Deme, Bursa (2016)  Spor ve Sağlık, Bursa (2016) BİLİMSEL ETKİNLİKLER 1. KONU, M. M. (2017). “Külkedisi” ile “Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler” Masalları Örnekleminde Anlatı Çözümleme Stratejisi Olarak Göstergebilim. 31. Ulusal Dilbilim Kurultayı. Eskişehir: Anadolu Üniversitesi. (Sözlü Bildiri) 2. KONU, M. M. (2016). Star Dust (Yıldız Tozu)” Filminin Propp’un Biçimbilimsel Yaklaşımı Çerçevesinde İncelenmesi. 30. Ulusal Dilbilim Kurultayı. Ankara: Ankara Üniversitesi. (Poster) 3. 27. Yabancı Dil Olarak Türkçe Eğitimi Çalıştayı. (2016). Bursa. (Dinleyici) 4. KONU, M. M. (2012). Kriminolojide Dilbilim Çalışmaları. (Yayımlanmamış lisans diploma projesi). Dokuz Eylül Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, İzmir. İŞ DENEYİMLERİ  Özel Eğitim Kurumları, İngilizce Öğretmenliği. (2010-2016)  Uludağ Üniversitesi, Türkçe Eğitimi- Arş. Gör. ( Şubat 2016-…… )