T.C. BURSA ULUDAĞ ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ ARKEOLOJĠ ANABĠLĠMDALI KLASĠK ARKEOLOJĠ BĠLĠM DALI ERKEN BĠZANS ĠMPARATORLUĞU DÖNEMĠNE AĠT KUYUMCULUK TEKNĠĞĠ VE SANAT ESERLERĠNDEKĠ TASVĠRLERĠ (YÜKSEK LĠSANS TEZĠ) NĠMET OLCAY NALCI BURSA – 2021 ix x T.C. BURSA ULUDAĞ ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ ARKEOLOJĠ ANABĠLĠMDALI KLASĠK ARKEOLOJĠ BĠLĠM DALI ERKEN BĠZANS ĠMPARATORLUĞU DÖNEMĠNE AĠT KUYUMCULUK TEKNĠĞĠ VE SANAT ESERLERĠNDEKĠ TASVĠRLERĠ (YÜKSEK LĠSANS TEZĠ) Nimet Olcay NALCI DanıĢman Prof. Dr. Derya ġAHĠN BURSA – 2021 xi ÖZET Yazar Adı ve Soyadı: Nimet Olcay NALCI Üniversite : Bursa Uludağ Üniversitesi Enstitü : Sosyal Bilimler Enstitüsü Anabilim Dalı : Arkeoloji Bilim/Sanat Dalı : Klasik Arkeoloji Tezin Niteliği : Yüksek Lisans Tezi Sayfa Sayısı : XĠĠĠ + 96 Mezuniyet Tarihi : …. / …. / 20…….. Tez DanıĢmanı : Prof. Dr. Derya ġAHĠN ERKEN BĠZANS ĠMPARATORLUĞU DÖNEMĠNE AĠT KUYUMCULUK TEKNĠĞĠ VE SANAT ESERLERĠNDEKĠ TASVĠRLERĠ Erken Bizans Dönemi‟nde, Konstantinopolis, Doğu Roma Ġmparatorluğunun ekonomik, siyasi ve dini merkezi olarak gösterdiği geliĢmeyle MS 7. yüzyıla kadar sürecek bir ilerleme tanımlamaktadır. Özellikle MS 6. yüzyıldan itibaren, saray bünyesinde yer alan mücevher atölyeleri ve büyük ihtimalle burada daimi tutularak üretimleri izlenen zanaatkârlar yepyeni teknikler bularak, döneme tarihlendirilen tasarımlarıyla belirginleĢmektedir. Bu tez çalıĢmasında, sonraki dönemlerde klasikleĢecek olan takı stillerindeki geliĢim, teknik ve tasarımsal izleri, günümüze ulaĢmıĢ antik mücevherler, mozaik, fildiĢi, metal, dokuma, taĢ ve terracotta üstüne tasvir edilen eserlerde izleri takip edilerek yansımaları karĢılaĢtırılmıĢtır. I. Iustinianus kendi Ġmparatorluğunu tanrısal bir boyuta taĢımak için, Codex Iustinianus adı altındaki yeni Roma Kanun düzenlemesine dayanarak 11.12 paragrafında koyduğu kriterlerle mücevher üretim ve kullanım ayrıcalıkları hakkında sınırlamalar getirmesi ile döneme damgasını vurmuĢtur. Bu araĢtırmada yapılan analog sonucunda dünyanın değiĢik müzelerine dağılmıĢ, çoğunluğu Mısır‟ın Asyut bölgesinde gün ıĢığına çıkan eserlerdeki karakter birliği, sanat eserlerindeki betimlemeler araĢtırmacıların ilgisine sunulmuĢtur. Anahtar Kelimeler: Asyut, Bizans, Codex Iustinianus, I. Iustinianus, Ġmparatoriçe Theodora, Konstantinopolis, Opus Interrasile, Takı. xii ABSTRACT Name and Surname: Nimet Olcay NALCI University: Bursa Uludağ University Institution: Social Sciences Institution Field: Archeology Branch: Classical Archeology Degree Awarded: Master Thesis Master / PhD Page Number: XĠĠĠ + 96 Degree Date: …. / …. / 20…….. Supervisor: Prof. Dr. Derya ġAHĠN EARLY BYZANTINE PERIOD JEWELRY TECHNIQUES AND THEIR DESCRIPTIONS IN ARTWORKS In the Early Byzantine Period, Constantinople demonstrated a progression that would last until the 7th century AD, developing as the economic, political, and religious center of the Eastern Roman Empire. Especially since the 6th century AD, the jewelry workshops in the palace and the artisans, who are probably kept there permanently and whose productions are watched, find new techniques and become prominent with their designs dated to that period. In this thesis, the technical and design traces of the development of the jewelry styles that will become classics in the future, the paths of the ancient jewelry that have survived to the present day, in the documented works of mosaic, ivory, metal, weaving, stone, and terracotta were followed and their reflections were compared. To carry his empire to a divine dimension, Justinian I left an imprent during his reign by imposing limitations on the privileges of jewelry production and use, with the criteria he set in paragraph 11.12, based on the new Roman Law arrangement under the name of Codex Iustinianus. As a result of the analog made in this research, the character unity of the works scattered in different museums of the world, primarily unearthed in the Asyut region of Egypt, is presented to the attention of researchers. Keywords: Assuit, Byzantium, Codex Justinianus, Justinian I, Empress Theodora, Constantinople, Opus Interrasile, Jewelry. xiii ÖNSÖZ Yüksek lisans tez çalıĢmamda ihtiyaç duyduğum her türlü bilgi ve desteği benden esirgemeyerek, her an yanımda olan tez yöneticim ve değerli danıĢmanım Sayın Prof. Dr. Derya ġahin‟e sonsuz teĢekkür ederek, kiĢisel ve akademik hayatta kendisine sağlık ve baĢarılar diliyorum. Saygıdeğer hocam ve Bursa Uludağ Üniversitesi Arkeoloji Bölüm BaĢkanı Sayın Prof. Dr. Mustafa ġahin‟e yüksek lisans sürecimde bana verdiği desteklerden ötürü teĢekkür ederim. Bursa Uludağ Üniversitesi Arkeoloji Bölümü araĢtırma görevlilerinden Nur Deniz Ünsal‟a, Serap Ala Çelik‟e, Gonca Gülsefa‟ya ve Hazal Çıtakoğlu‟na tezimin ortaya çıkma sürecindeki yardımlarından dolayı teĢekkür ederim. Yüksek lisans tezimde en az benim kadar çabalayan ve özveri gösteren Doç. Dr. Ferda KarakuĢ‟a en içten duygularımla teĢekkür ederim. Tezimin araĢtırma ve düzenleme aĢamalarında desteğini esirgemeyen sevgili arkadaĢlarım ve meslektaĢlarım Nivine Al Rihawi ve Fatma Gerim‟e, tezimde manevi desteklerini esirgemeyen Nesibe Kal‟a, tezimde bahsi geçen bazı tekniklerin açıklanması hususunda savat ustası Erdal Binici‟ye teĢekkür ederim. Bu tezi hazırlarken yanımda dimdik duran ve her zaman destekleriyle ilerlememi sağlayan sevgili eĢim Ahmet Nalcı‟ya ve oğlum Kemal Alp Nalcı‟ya en içten duygularımla teĢekkür ederim. Bursa 2021 Nimet Olcay Nalcı xiv ĠÇĠNDEKĠLER TEZ ONAY SAYFASI ........................................................................................................ iv ÖZET.................................................................................................................................... ix ABSTRACT ........................................................................................................................... x ÖNSÖZ ................................................................................................................................ xi ĠÇĠNDEKĠLER ................................................................................................................... xii GĠRĠġ ..................................................................................................................................... 1 I. AraĢtırma Tarihi ............................................................................................................... 1 II. ÇalıĢmanın Amacı ve Önemi ......................................................................................... 3 III. ÇalıĢmanın Kapsamı ve Yöntemi.................................................................................. 4 BĠRĠNCĠ BÖLÜM ................................................................................................................. 6 1. ERKEN BĠZANS ĠMPARATORLUĞU DÖNEMĠ .......................................................... 6 1.1. Siyasi ve Sosyo-Ekonomik Durum ............................................................................. 6 1.2. Codex Iustinianus ....................................................................................................... 7 ĠKĠNCĠ BÖLÜM .................................................................................................................. 11 2. ERKEN BĠZANS ĠMPARATORLUĞU DÖNEMĠNDE KUYUMCULUK .................. 11 2.1. Kuyumculukta Kullanılan Malzeme Kombinasyonu ............................................... 13 2.2. Teknikler ................................................................................................................... 14 2.2.1. Ajur (Opus Interrasile) Tekniği ...................................................................... 14 2.2.2. Tel Yapım Tekniği ......................................................................................... 15 2.2.3. Filigre (Telkari) Tekniği ................................................................................. 16 2.2.4. Granülasyon Tekniği ...................................................................................... 16 2.2.5. Mıhlama Tekniği ............................................................................................ 16 2.2.6. Kabartma (Repoussé) Tekniği………………………………………………17 2.2.7. Niello (Savat) Tekniği .................................................................................... 17 2.2.8. Emaye (Cloisonné) Tekniği ........................................................................... 18 2.3. Takı ÇeĢitleri ............................................................................................................. 18 2.3.1. Taç .................................................................................................................. 18 2.3.2. Kolye .............................................................................................................. 21 2.3.3. Küpe ............................................................................................................... 26 2.3.4. Bilezik ............................................................................................................ 27 2.3.5. Yüzük ............................................................................................................. 28 2.3.6. Fibula .............................................................................................................. 29 xv 2.3.7. Tork ................................................................................................................ 30 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ............................................................................................................. 31 3. TAKI TASVĠRLERĠNĠN BULUNDUĞU SANAT ESERLERĠ .................................... 31 3.1. Mozaik üzerindeki takı tasvirleri ............................................................................... 31 3.2. FildiĢi üzerindeki takı tasvirleri ................................................................................. 35 3.3. Tekstil üzerindeki takı tasvirleri ................................................................................ 36 3.4. Metal üzerindeki takı tasvirleri .................................................................................. 37 3.5. TaĢ eserler üzerindeki takı tasvirleri.......................................................................... 38 3.6. Terracotta üzerindeki takı tasvirleri........................................................................... 39 3.7. Cam üzerindeki takı tasvirleri ................................................................................... 40 DEĞERLENDĠRME VE SONUÇ ....................................................................................... 41 KATALOG .......................................................................................................................... 43 KISALTMALAR VE KAYNAKÇA ................................................................................... 55 LEVHALAR LĠSTESĠ ......................................................................................................... 60 LEVHALAR ........................................................................................................................ 63 Haritalar………………………………………………………………………………………………………………………………….63 Çizimler………………………………………………………………………………………………………………………………….64 Fotoğraflar……………………………………………………………………………………………………………………………..66 SÖZLÜK…………………………………………………………………………………..89 ÖZGEÇMĠġ ......................................................................................................................... 96 xvi GĠRĠġ Kuyumculuk, insanoğlunun var olduğu bilinen ilk dönemlerinden bugünümüze kadar uzanan ve zengin bir tarihi geçmiĢe sahip olan bir sanat dalıdır. Kuyumculuk sanatının ortaya 1 çıktığı uygarlıkların kültür ve geleneklerinin en önemli aynası ise takı olmuĢtur . Tarihin ilk devirlerine kadar uzanan takı kullanımı geleneğinin izlerine, Hitit, Asur, Urartu, Lidya, Frigya, Eski Yunan, Roma ve Bizans gibi eski uygarlıkların kültürlerine ait arkeolojik tasvirlerde ve buluntularda rastlanmıĢtır. Ġlk olarak çevrelerindeki objeleri süs takısı olarak kullanan insanlar, zamanla madeni eritmeyi ve iĢlemeyi öğrenmiĢ; böylece madenlere çeĢitli Ģekiller vererek takı haline getirmiĢlerdir. Kuyumculuk sanatında büyük 2 aĢama ise altının bulunmasıyla sağlanmıĢtır . Evrensel bir süsleme biçimi olan takılar, yüzlerce yıldır insanların temel ihtiyaçlarını 3 karĢılamak için kullanılmıĢtır . Kötülüklere karĢı korunmak için muska olarak kullanılan ve 4 törenlerde giyilen mücevherler aynı zamanda zenginlik, güç ve konumu iĢaret etmiĢtir . Duygu, düĢünce ve inançların biçime dönüĢmüĢ hali olarak kabul edilen takıların, pek 5 çok farklı malzemeden yapılmıĢ örneklerini görmek mümkündür . Bu bağlamda, takı yapımında ihtiyaç duyulan malzemelerin çeĢitliliği, içinde bulunulan döneme göre ve aynı dönem içinde yaĢayan toplumlar arasında da çağın bilgi ve teknik olanaklarına göre değiĢim 6 göstermiĢtir . I. AraĢtırma Tarihi On sekizinci ve on dokuzuncu yüzyıllarda mücevher koleksiyonları, yalnızca doğal merak uyandırmakla kalmamıĢ aynı zamanda tarihsel olayların ve değiĢen sanat tarihi üsluplarının belgelenmesi konusunda giderek daha fazla ilgi çekmiĢtir. Bu dönemdeki koleksiyonerler arasında, yöntemleri hazine avcılarınınki ile karĢılaĢtırılabilecek olan, bölgesel tarihleri belgelemekle yakından ilgilenen yerel antikacılar da bulunuyordu. Arkeolojik bağlam, koleksiyonerlerin eserlerin tipolojisine, teknik özelliklerine veya yerel 7 kiĢiliklerle olan iliĢkilerine olan ilgisine göre ikinci sırada geliyordu . 1 Duru-ġaman 2015: 96. 2 Sarıkaya 2009: 121. 3 Adnan 2018: 1-3. 4 Rai-Gopal 2017: 1. 5 Genç 2019: 169. 6 ÇalıĢ 2016: 14. 7 Williams 2014: 253. 1 Bununla birlikte, on dokuzuncu yüzyılın sonlarında ve yirminci yüzyılın baĢlarında, Amerika ve Avrupa‟daki üst sınıf seçkinler, diğer antik eserler ile birlikte mücevher de topladılar. Mücevherlerin eĢsiz tarihi eserler olarak değerine olan ilgi bu dönemde geliĢmiĢti. Bu dönemde Avrupa pazarındaki sahte ve kopyaların çoğalması, Ģüphesiz nesnelerin doğruluğuna iliĢkin endiĢelere katkıda bulundu. Koleksiyoncular, koleksiyonlarını geniĢletmek için Avrupa‟nın dıĢına seyahat ettiler ve yerel topraklarda buluntular bildiren 8 satıcılardan düĢük maliyetle çok sayıda antika satın aldılar . On dokuzuncu yüzyılın sonlarında ve yirminci yüzyılın baĢlarında, Orta Doğu‟dan nesneler satın alan koleksiyonerlerin ve müzelerin çoğaldığı görülmüĢtür. Bireyler ve kurumlar tarafından toplanan eĢyalar, büyük ölçüde, geniĢ antika koleksiyonlarına sahip ve iyi 9 bağlantıları olan bir tüccar ağının uzmanlığında ĢekillenmiĢtir . Asyut hazinesi, Yukarı Mısır‟da (Bkz. Harita 1) keĢfedilen ve bugün birçok Avrupa ve Amerika koleksiyonuna yayılmıĢ, erken Bizans takılarından oluĢan kanonik bir gruptur. Genellikle dördüncü ila yedinci yüzyıllara ait olduğu düĢünülen muhteĢem parçalar, tartıĢmasız bir Ģekilde Erken Bizans Dönemi‟nin saray lüksünün somut bir örneğini oluĢturmuĢtur. Asyut hazinesi ile ilgili arĢiv belgeleri, mücevherleri Avrupalı ve Amerikalı koleksiyonculara satan Mısırlı tüccar Maurice Nahman hakkında da çok Ģey ortaya koymaktadır. Asyut hazinesinin öyküsü, bu sanat tarihlerinin oluĢumunda çok önemli bir anda, tüccarların geç antik ve Bizans antik eserlerinin meĢrulaĢtırılmasındaki ve hazineleri 10 pazarlamadaki rolleri hakkında soruları gündeme getirmiĢtir . Aimillia Yeroulanou‟nun yayınladığı “The Byzantine Openwork Gold Plaque in the 11 Walters Art Gallery” ve “Diatrita: Gold Pierced-Work Jewellery from the 3rd to the 7th 12 Century” adlı çalıĢmalarında Bizans dönemine ait ajur tekniğiyle yapılmıĢ eserleri incelemiĢtir. Yvonne Stolz, yayınladığı “Eine Kaiserliche Insignie? Der Juwelenkragen aus dem so genannten Schatzfund von Assiût” adlı çalıĢmasında Erken Bizans Dönemi‟ne ait mücevher 13 yakasını ayrıntılı bir biçimde inceleyerek saray takılarının ortak özelliklerini araĢtırmıĢtır . 8 Williams 2014: 253. 9 Abdulfattah 2020: 107. 10 Williams 2014: 251, 252. 11 Yeroulanou 1988: 2-10. 12 Yeroulanou 1999. 13 Stolz 2006: 521-577. 2 Antje Bosselmann-Ruickbie‟nin yayınladığı “Das Verhältnis der 'Schedula diversarum artium' des Theophilus Presbyter zu byzantinischen Goldschmiedearbeiten– 14 Grenzüberschreitende Wissensverbreitung im Mittelalter?” adlı çalıĢmada Bizans kuyumculuğu tekniklerinin izini sürmüĢtür. Bütün bu araĢtırmacılar söz konusu eserlerini oluĢtururken büyük ölçüde Plinius‟un 10 cilt halinde düzenlenmiĢ 37 kitabından oluĢan ve son 15 iki kitabında birçok farklı mineral ve değerli taĢın anlatıldığı Naturalis Historia serisi ile 16 Theophilus‟un Schedula diversarum artium adlı eserinden yararlanmıĢlardır . Ayrıca 11. yüzyıla ait ve yazarı anonim olan bir Bizanslı tarafından yazılan altın ve gümüĢ kuyumculuğunun anlatıldığı ve 69 tarifin yer aldığı Bizans Traktat‟ı adı verilen inceleme Bizans araĢtırmaları için büyük önem taĢımaktadır. Zira Ģimdiye kadar kuyumculukla ilgili Bizans‟tan bilinen tek yazılı kaynaktır. Ayrıca bu inceleme, niello ve emaye iĢi tekniklerini anlatan ilk kaynak olduğu ve Theophilus‟un eserine bir karĢılaĢtırma imkanı oluĢturduğu için oldukça önemlidir. Bu eser, günümüzde Paris Ulusal Kütüphanesinde bulunmaktadır. II. ÇalıĢmanın Amacı ve Önemi Erken Bizans Dönemi‟nde Konstantinopolis, önemli bir kuyumculuk merkezi haline gelmiĢ ve altıncı yüzyıldan itibaren imparatorluğun en önemli kuyumculuk atölyelerine sahip olmuĢtur. Bu atölyelerde saray için üretilen ürünlerde, halk için yapılanlara göre daha zengin 17 malzemeler ve kaliteli iĢçilik kullanılmıĢtır . Hiçbir imparatorluk kuyumculukta Bizans‟tan daha zengin bir gelenek göstermemiĢtir 18 ve tasarımları ticaret, evlilik ve savaĢ yoluyla batı Avrupa‟ya taĢınmıĢtır . Erken Bizans Dönemi‟nde Ġmparator ve Ġmparatoriçe‟nin yönlendirdiği talep ile birlikte imparator hediyeleri ve aristokrasinin lüks, süs ve güzellik arayıĢı, modellerini tüm Akdeniz havzasındaki atölyelere serpiĢtirerek Batı‟da Bizans saray hayatı modasının parıldamasını sağlayan Konstantinopolis kuyumcularının geliĢmelerindeki temel itici güçler olmuĢtur. Mücevherler güç sembolü ve sosyal statü iĢaretleridir. Ancak toplumun zaman içinde 19 HıristiyanlaĢması ile iĢlevlerinin azaldığı görülür . 14 Bosselmann Ruickbie 2014: 333-368. 15 Plin. nat. XXXVII 16 Theophilus 1998:30-45. 17 Tiryaki-Uzbek 2015: 238-239. 18 LeGrand 2021: 1. 19 Stolz 2006: 552. 3 Tezimin amacı, MS 6. yüzyılda I. Iustinianus Dönemi‟nde, Konstantinopolis‟ teki saray atölyelerinde üretilen takıların Codex Iustinianus‟un 11.12 paragrafındaki Roma Kanun çerçevesinde üretildiği, en üst saray mensuplarının bu takılara Tanrısal anlamlar yüklemesi ve sıradan insanlar tarafından bu mücevherleri kullanmasının yasaklanması, takıların belirgin ortak özellikleri ve yapım tekniklerin araĢtırılmasıdır. Süsleme rollerini koruyarak sahiplerinin koruyucusu ve inançlarının ifadesi haline gelmiĢlerdir. Erken Bizans Dönemi‟nde bu derece önem arz eden mücevherlerin üretimiyle ilgili olarak detaylı bir araĢtırmanın literatürde eksikliği görülmektedir. III. ÇalıĢmanın Kapsamı ve Yöntemi ÇalıĢma, Erken Bizans Ġmparatorluğu döneminde Codex Iustinianus‟un 11.12. 20 paragrafına dayanarak Konstantinopolis‟teki kuyumculuk atölyelerinde değerli taĢlar ve inci kullanılarak ve yalnızca sarayın talepleri doğrultusunda üretilen taç, kolye, küpe, bilezik, yüzük, fibula, broĢ ve tork gibi takı çeĢitlerinin ve bunların çeĢitli sanat eserleri üzerindeki tasvirlerinin incelenmesine dayanmaktadır. Söz konusu döneme ait incelenen kuyumculuk eserleri tasvirlerinde, yukarıda adı geçen takı çeĢitleri yoğun olarak kullanıldığı için diğer takı çeĢitleri ve saray dıĢı kuyumculuk atölyelerinde aristokrat kesim ve halk için üretilen ürünler çalıĢma kapsamına alınmamıĢtır. ÇalıĢma kapsamında ilk basamak olarak, ana hat planı oluĢturulmuĢ ve katalog üzerinde çalıĢılmıĢtır. Bu amaçla Uludağ Üniversitesi, Atatürk Üniversitesi, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi ve Göttingen Georg-August Üniversitesi kütüphane kaynaklarından ve dijital ortamdan faydalanılarak yayınlanmıĢ tez, makale, katalog ve destekleyici eserlere ulaĢılmıĢtır. Ayrıca antik kaynaklardan da örneğin Theophilus Presbyter‟in geç antik ve Erken Bizans 21 Dönemi‟ne ait takı tekniklerinin de geçtiği eseri Gaius Plinius Secundus‟un ikinci kitabındaki mineraloji bilgilerinden ve Ġmparator I. Iustinianus‟un tarihçisi Prokopius‟un saray hakkındaki yazılarından okumalar yapılmıĢtır. Bundan baĢka, tarihi ipek yolunun patikalarında malzeme tedarik kervanları, ham maddenin çeĢitliliğine bağlı olarak fresk, rölyef, mozaik, halı, fildiĢi, metal ve cam sanat eserleri ile mücevherler mercek altına alınmıĢtır. Altıncı yüzyıla damgasını vuran ve saray takıları üzerinde de büyük etki yaratan “Codex Iustinianus” adı altındaki yeni Roma Kanun düzenlemesi okunmuĢ ve bu tez çalıĢmasındaki “saray takı malzemeleri ayrıcalıklı mı?” sorusuna cevap aranmıĢtır. 20 Stolz 2006: 552. 21 Secundus 2017: 256. 4 AraĢtırmalar, Ġmparator I. Iustinianus‟un yaĢadığı baĢkent Konstantinopolis‟e yoğunlaĢtırılmıĢ ve saray atölyelerinde korunaklı alanda iĢlenen kıymetli ham maddelerin üretimi incelenmiĢtir. Bununla birlikte, o dönemde kuyumculuk loncalarını oluĢturan sanatkârların farklı coğrafyalardan gelmelerinin etnik ve ustalık yarıĢtırma boyutunda, bir nevi köleleĢtirilmiĢ meslek erbapları olarak hizmet ettikleri elit sınıfın halka kapalı alanlarında sanatlarını icra ediĢlerinin, bunların asırlar boyu muhafazası için kutsal mabetlere adak olarak takdimi sayesinde günümüze bir Ģekilde ulaĢma yolculuğunun izleri sürülmüĢtür. Bilgi birikimi yapılan bu dönemde özellikle günümüze ulaĢmıĢ kiliselerdeki duvar mozaiklerinde mücevher tasvirlerine yoğunlaĢılmıĢtır. Bizans tarihinin altın çağında Ġmparator I. Iustinianus tarafından Konstantinopolis‟te yaptırılan Ayasofya Kilisesi ve yine altıncı yüzyılın ortasına tarihlendirilen Ravenna‟daki San Vitale Kilisesi‟nde imparator ve eĢi Thedora ile maiyetinin bulunduğu mozaik panoları ele alınmıĢtır. Dönemlerinin ve statülerinin mücevher kullanım anlayıĢı ve kaybolmuĢ eserler hakkında bize önemli bilgiler vermektedir. Sonraki adımda, bu mücevher tasvirlerinden günümüze ulaĢmıĢ olan Bizans takıları karĢılaĢtırılarak malzeme ve yapım teknikleri incelenmiĢtir (Bkz. Harita 3). Tez kapsamında araĢtırılmak istenen konu baĢlıkları olarak Erken Bizans Ġmparatorluğu Dönemi‟nde siyasi ve sosyo-ekonomik durum, Codex Iustinianus, Konstantinopel saray atölyelerinde üretilmiĢ eserler, kullanılan malzemeler ve teknikler, Bizans sanat anlayıĢı, diğer sanat eserlerinde (örneğin; mozaik, fildiĢi, tekstil, cam ve taĢ eserler gibi) takı betimleri ve antik dönemden bugüne kadar olan benzerlikler ele alınmıĢtr. Son olarak, tez çalıĢması konusu ile ilgili genel bir değerlendirme yapılarak çalıĢma sonlandırılmıĢtır. 5 BĠRĠNCĠ BÖLÜM 1. ERKEN BĠZANS ĠMPARATORLUĞU DÖNEMĠ 1.1. Siyasi ve Sosyo-Ekonomik Durum Bizans Ġmparatorluğu, Roma Ġmparatorluğu‟nun devamı olarak MS 330-1453 yılları arasında Balkan Yarımadası, Anadolu, Suriye, Filistin ve Mısır‟da hakimiyet kurmuĢ ve aynı 22 23 zamanda Doğu Roma olarak adlandırılmıĢtır (Bkz. Harita 2) . Batı Roma Ġmparatorluğu‟nun MS 476 yılına kadar varlığını sürdürmesi, kuzeyden gelen Germen ve Got 24 saldırıları ile son bulmuĢ ve böylece Bizans, Roma Ġmparatorluğu olarak kalmıĢtır . Doğu Roma Ġmparatorluğu‟nun içinde bulunduğu coğrafya ve stratejik konumu 25 nedeniyle doğu, güney ve kuzey sınırları tıpkı bir ateĢ çemberinin içindeydi . Ġmparatorluğun bin yüz yılı aĢkın hakimiyeti süresince gösteriĢli lüksüyle kıskançlık ve de korku uyandırması, komĢularıyla iyi iliĢkilerini sürdürmesine engel olmuĢtur. Nitekim Türklerin gücü karĢısında yıkılıncaya dek, uzun yıllar varlığını sürdürmesini sağlayan izlediği politikalar sayesinde çıkarcı Perslerin, korkusuz Slavların, yobaz Arapların ve kırıcı Haçlıların saldırılarına karĢı 26 koydular . Hakimiyeti süresince Bizans Ġmparatorluğu, baĢkentini değiĢtirmekle kalmamıĢ; idari yapısından ekonomiye, toplumsal sınıflaĢmalardan sosyo-kültürel alanlara kadar etkisini 27 gösteren paganizmden Hıristiyanlığa doğru köklü bir din değiĢimi yapmıĢtır . Kendisini dünyanın merkezi olarak kabul eden, Konstantinopolis‟i Roma‟nın müteakipi ve vatandaĢlarını da Romalılar olarak gören Bizans Ġmparatorluğu‟nda ilk Ġmparator I. Constantinus‟tan tahta geçen son imparatora kadar tümü “Roma Ġmparatoru” unvanını almıĢ ve böylece Roma‟nın tek halefi ve varisi olma hakkını tarih boyunca sürdürmeye çalıĢmıĢlardır. Ancak, merkezi doğuya kaydırılan devletin ordusu ve yönetim 28 tarzı Romalı; dili ve kültürü ise Latin olmuĢtur . 22 Gülem 2015: 2. 23 Ostrogorsky 1986: 76-77. 24 Akyürek 2007: 5. 25 Çapan 2020: 279. 26 Seidler 1960: 12. 27 Norwich 2013: 341. 28 Kaya 2013: 19. 6 Bu yapıya, uzun zamandan beri yerleĢmiĢ bulunan Yunan dili ve kültürünün yanı sıra doğunun saray ve devlet göreneği ile teĢrifatının eklenmesi, Hıristiyanlığın da kuvvetlenmesiyle birlikte gelecekteki Bizans toplumunu oluĢturan unsurları tamamlanmıĢtır. Hakimiyetindeki halkların Asyalı olduğu ve yeterli çoğunlukta bir etnik grubun bulunmadığı 29 Bizans‟ta, Roma, Asya ve Yunan gelenekleri zaman içinde birbirinden etkilenmiĢtir . Altıncı yüzyıldan itibaren Roma Ġmparatorluğu‟nun geleneklerinden uzaklaĢılıp BizanslaĢmaya baĢlanmıĢ ve Erken Bizans Dönemi‟nde içerisinde özellikle Ġmparator I. 30 Iustinianus Dönemi (MS 527 - 565) imparatorluğun en parlak dönemlerinden biri olmuĢtur . YaklaĢık yarım asır kadar Bizans Ġmparatorluğunu yöneten I. Iustinianus‟un öncelikli hedefleri; giderek doğululaĢan imparatorluğun yüzünü batıya çevirmek, Roma Ġmparatorluğu‟nun batıda kaybettiği topraklara yeniden sahip olmak, Roma‟yı eski büyük gösteriĢine yeniden kavuĢturmak ve böylece Evrensel Roma Ġmparatorluğu‟nu kurmak olmuĢtur. Bu hedeflerine ulaĢmak için siyasi ve ekonomik alanda çok sayıda taviz vermek zorunda kalsa da Ġmparator I. Iustinianus önemli baĢarılar elde etmiĢtir. Ancak, Balkanlar‟da Türkler ve Slavlar‟a karĢı etkili mücadele edilemediği gibi bu dönemde de siyasi, ekonomik ve toplumsal olumsuzluklar ortaya çıkmıĢtır. Ġmparator I. Iustinianus, hayalini kurduğu evrensel imparatorluğun temelini oluĢturmayı baĢarmıĢ olsa da kendisinden sonra çok kısa süre içerisinde topraklar yeniden kaybedilmiĢtir. Böylece kendisinden sonra tahta çıkan imparatorlara, ekonomisi, dıĢ politikası ve askeri sistemi zayıfamıĢ, iç karıĢıklıklarla dolu bir 31 devlet bırakmıĢtır . 1.2. Codex Iustinianus Ġmparator I. Iustinianus, düzen ve refahı yeniden tesis etmek amacıyla hukuk ve idari alanda birtakım reformlar gerçekleĢtirmiĢtir. Ġmparatorluk iç düzenini sağlamak için alınan önlemler idari reformları oluĢtururken, hazırlattığı Corpus Iuris Civilis hukuk alanındaki 32 reformu olup kendisine Ģöhreti getirmiĢtir . Iustinianus‟un hukuk alanındaki bu çalıĢmaları, Avrupa hukukunun ve Batı Avrupalıların koloniler kurduğu her yerde hukukun tüm geliĢimini Ģekillendirmesi bakımından, ayrıca Roma hukukunun kaynaklarını anlamamız ve 33 yorumlamamız açısından da çok önemli olmuĢtur . 29 Kaya 2013: 19. 30 Tiryaki-Uzbek 2015: 8. 31 Çapan 2016: 217. 32 Orhun 2015: 270-271. 33 Robinson 1997: 20. 7 Ġmparatorluğun her yerinde aynı Ģekilde uygulanabilecek kanunları oluĢturmak I.Iustinianus‟un emperyal planlarının bir parçasıydı. Ancak, bu yeni bir fikir olmayıp II. Theodosius Dönemi‟nde de benzer bir çalıĢma yapılmıĢtır ve bu çalıĢmalar sonucunda “Codex Theodosianus” yayımlanmıĢtır. Bununla beraber Hadrianus Dönemi‟nden itibaren çıkarılan tüm kanunların tasnif 34 edilip düzenlenmesi amacını taĢıdığı için I. Iustinianus çok daha zor bir iĢ yapmıĢtır . Corpus Iuris Civilis adı I.Iustinianus tarafından verilmemiĢtir. Orta çağdan beri kullanılmakta olan bu tabir “bütün hukukun bir araya getirilmesi” Ģeklinde tercüme edilmektedir. Nitekim bu eser, “ius civile” kelimesinin ifade ettiği özel hukuku (mülkiyet, satıĢ, kira, ariyet ve miras hukuku gibi) ve kamu hukukunu (anayasa hukuku, idare hukuku, ceza hukuku ve kilise hukuku) kapsamaktadır ki en büyük bölümünü de özel hukuk 35 oluĢturmaktadır . Ġmparator I. Iustinianus 13 ġubat MS 528 tarihinde, bağlayıcı emperyal yasaları tek bir koleksiyonda sentezlemek için bir komisyona yetki verdi. Bu komisyon, 2664 anayasayı biraraya getirme, eski veya gereksiz yasaları dıĢarıda bırakma ve çeliĢkileri ortadan kaldırma 36 yetkisine sahipti . ÇalıĢmalar sonunda; imparator emirnamelerini içeren Codex, klasik hukuk dönemindeki en değerli hukukçuların eserlerinden oluĢan Digesta ve daha sonra yeniden gözden geçirilen ve kısa bir el kitabı özelliğinde olan Institutiones yayınlandı. Novallae adlı bölüm ise bu üç bölümün yayınlanmasından sonra Ġmparator Iustinianus tarafından ölümüne kadar çıkarılan emirnamelerin toplandığı ve ayrı olarak Corpus Iuris Civilis‟e eklendiği 37 bölümdür . Corpus Iuris Civilis, MS 528-534 yılları arasında oluĢturulmuĢtur. Temelinde bir kanun kitabı olduğu fikri var olsa da Corpus Iuris Civilis‟te derlenmiĢ olan olayların büyük bölümü özel yani münferit olaylara iliĢkin olduğu için herhangi bir konuda genelden özele doğru yönelinen hukuk kurallarını içeren modern hukuktaki kanun derlemeleri özelliği taĢımamaktadır. Her vaziyette tatbik edilebilecek genel kurallar çıkarılamadığı için kanun olarak uygulamaya konulması pek elveriĢli olmamıĢtır. Bununla birlikte, tümüne yakınının Latince yazılması ve imparatorlukta konuĢulan dilin Yunanca olması, hacminin uygulamada zorluk çıkarmasının yanı sıra böylesine geniĢ kapsamlı bir malzemenin hukuk uygulayıcıları tarafından öğrenilip hâkim olunmasının imkansızlığı nedeniyle yayınlanmasından çok kısa bir 38 süre sonra uygulamada Yunanca özetler kullanılmıĢtır . 34 Salikoğlu 2019: 33. 35 Koschaker 1977: 3. 36 Dingledy 2016: 3. 37 Emiroğlu 2002: 86. 38 Orhun 2015: 272. 8 Corpus Iuris Civilis daha çok hukuk öğretiminde kullanıldığı için bir kanun kitabından 39 ziyade hukuk bilimine ait bir temel eser olarak kabul edilmiĢtir . Codex Iustinianus, baĢlıklara bölünmüĢ on iki kitaptan oluĢur. BaĢlıkların içinde imparatorluk anayasaları (imparatorların adı, muhatap ve tarih dahil) kronolojik sıraya göre düzenlenmiĢtir. Burada yayınlanan son anayasa 4 Kasım MS 534 tarihlidir ve en eski anayasa Ġmparator Hadrian‟a aittir. Ġlk kitap dini hukuk, hukukun kaynakları ve imparatorluğun idaresini ele alıyor. Codex, özellikle Hıristiyanlığı imparatorluğun devlet dini olarak ilan eden Ġmparator Gratianus, II. Valentinianus ve I. Theodosius‟un imparatorluk anayasasıyla baĢlar. Ġkiden sekize kadar olan kitaplar özel hukukun konularını ele alır; dokuzuncu kitap ceza hukuku ile ilgilenir; ve 10‟dan 12‟ye kadar olan kitaplar idare hukuku ve vergi hukuku ile ilgilidir. Iustinianus Yasası, Theodosius Yasası ile aynı kompozisyon modelini izlemiĢtir. Ancak içerdikleri malzeme, düzenleri ve yapıları ile daha önceki emperyal anayasalarda yapılan değiĢikliklerin derecesi 40 bakımından farklılık gösterirler . Bu çalıĢmada ele alınan Erken Bizans Dönemi kuyumculuğu ile ilgili yasa, Codex Iustinianus‟un 11.12. paragrafının ilk bölümünde aĢağıdaki gibi belirtilmiĢtir: “Bundan sonra hiç kimsenin atlarının başlarını ve eyerlerini veya kendi kemerlerini inci, zümrüt veya safir ile süslemesine izin verilmez. Bununla birlikte, atlarının başlıklarını ve eyerlerini ve kendi kemerlerini başka mücevherlerle süslemelerine izin veriyoruz. Bundan sonra cucurnii'den her türlü mücevherin çıkarılmasını ve sadece oluşturuldukları altın ve işçiliği için değerli olan tokaların askeri pelerinlerde kullanılmasını emrediyoruz. Ayrıca, bu kanunu ihlal eden olursa, derhal elli pound altın para cezasına çarptırılacağı bildirilir. Yine, hiçbir özel şahsın İmparatorluk kullanımı ve süslemesi için ayrılmış altın ve mücevherlerden bir şey yapmasına (genellikle kadınlar tarafından giyilen süs eşyaları ve her iki cinsiyetten yüzükler hariç) hiç kimseye izin verilmeyecektir. Bu türden herhangi bir şeyi krallığa bağlı saygı için İmparatora hediye etme bahanesiyle imal etmek, özel şahısların bu tür bağışlarını gerektirmiyor. Bundan sonra herhangi bir kimse, bu Kanunun herhangi bir hükmünü ihlal ederse ve kendisine teklif edilmek üzere münhasıran İmparatorun kullanımına yazılan altın ve mücevherlerle süslenmiş herhangi bir süs eşyası üretecek kadar cesur davranırsa, yüz pound 41 altın para cezasına çarptırılacağı ve ayrıca idam cezasına çarptırılacağı tebliğ edilmiştir . 39 Orhun 2015: 272. 40 Domingo 2017: 5-6. 41 Scott 1932: Codex Justinianus 11. 12 9 İmparatorluk süsleri sarayda, buna bağlı zanaatkârlar tarafından, özel konutlarda veya atölyelerde ayrım gözetmeksizin yapılmamalıdır. Bu nedenle, özel şahısların sadece hükümdarın ihtişamı ve süsü için ayrılmış olanı yapma girişiminde bulunmamaları için bu suçun örnek bir ağırlıkla cezalandırılmasını emrediyoruz. Bu yasaya aykırı bir eylemde bulunulması durumunda, yukarıda belirtilen para cezasının saray memurları tarafından tahsil 42 edilmesini ve İmparatorluk Büyüklükleri Hazinesi'ne ödenmesini emrediyoruz” . 42 Scott 1932: Codex Justinianus 11. 12 10 ĠKĠNCĠ BÖLÜM 2. ERKEN BĠZANS ĠMPARATORLUĞU DÖNEMĠNDE KUYUMCULUK Erken Bizans Dönemi‟nde kuyumculuğun geliĢtiği baĢlıca yerler Roma, Antakya, Ġskenderiye, Lapseki ve Konstantinopolis olmuĢtur. Ġmparatorluğun en önemli atölyelerinin bulunduğu Konstantinopolis‟te saraya hizmette bulunan kuyumcular daha ziyade Büyük Saray içinde ve civarında yerleĢmiĢ olup darphaneye bağlı olarak çalıĢmıĢlardır. Bu atölyelerde dini törenlerde liturjik kullanılan eĢyaların yanı sıra saray için özel kandil ve kap kacak üretilmiĢtir. Halka hizmet eden kuyumculuk atölyeleri ise baĢkentin ana caddesi olan Mese caddesinde yerleĢmiĢtir. Saray ve halk için üretilen ürünlerde kullanılan malzeme ve iĢçilik kalitesi aynı olmamıĢtır. Halkın kullanımı için üretilen ürünlerde çoğunlukla cam, 43 demir ve bronz hakim olmuĢtur . Konstantinapolis‟in kuyumculuk alanında kendine özgü Ģekil, desen ve teknikleri geliĢtirmesi ve böylece Bizans Ġmparatorluğu‟nun kuyumculuk merkezi haline dönüĢmesi ancak altıncı yüzyılda gerçekleĢebilmiĢtir. Diğer kuyumculuk merkezlerinden farklı ve özgün tarzdaki Bizans üslubundaki eserler Konstantinopolis‟te oluĢturulmuĢtur. Bu dönem, Bizans kuyumculuk sanatının antik sanatın etkilerinden kurtulmaya baĢlaması ve Ġsa, Meryem, havariler, peygamberler ve melekler gibi Hıristiyan inancıyla iliĢkili kiĢilerin, dini konuların ve sembolik anlama sahip bitki, hayvan ve de geometrik Ģekillerin iĢlendiği ürünlerin ortaya 44 çıkması açısından önemlidir . Bizans Ġmparatorluğu, altıncı yüzyıla gelindiğinde, binlerce yıldır çeĢitli geliĢmelerine katlandığı yeni ve özgün bir sanat formunda birleĢti. Roma bu dönemde, doğu ile ve de kendine has bir sanatla temas halindeydi. Doğu‟nun dekoratif, düz ve çizgisel idealleri, batı gerçekçiliğinin biçim içeriğiyle yeni açılımlar ortaya çıkardı. Sonuçta, rölyef formlarının düzleĢmesi, ıĢık ve karanlığın dönüĢümüyle desenin optik olarak kırılması, iki boyutlu olanı vurgulayan dekoratif bir üslup getirdi. Takıların da aynı genel geliĢmeyi takip etmesi kaçınılmazdı. Roma takıları kısmen Etrüsk ve Yunan atalarında bulunan idealleri sürdürdü. Çoğuna altın, inci ve bazı değerli ve yarı-değerli taĢların görkemli kullanımı damgasını 45 vurdu . 43 Tiryaki-Uzbek 2015: 238-239. 44 Anonim 2006: 22. 45 Milliken 1947: 166-167. 11 Bizans Ġmparatorluğu‟nda değerli maden ve süs taĢları kullanılarak yapılmıĢ takıların ve eĢyaların kullanımı Avrupa‟ya kıyasla çok daha yaygın olmuĢtur. Etrafı surlarla çevrili bir kale görünümündeki Büyük Saray‟ın sınırları içerisinde yer alan ve imparatorluğa hizmet eden kuyumculuk atölyeleri, savurganlığın ve lüks düĢkünlüğünün çok arttığı imparator ve ailesi ile soylu kesime hizmet etmiĢ; Papa‟ya ve diğer ülkelere gönderilen değerli eĢyaları hazırlamıĢlardır. Ġmparatorluğun siyasi ve ekonomik zorluk yaĢadığı dönemlerde bile Bizanslı kadınlar süslerinden vazgeçmediği için ucuz malzemelerin kullanıldığı takılara eğilim giderek artmıĢtır. Mücevherlerde kullanılan renkli taĢlar, Bizans sanatı üzerindeki doğu etkilerinin bir yansıması olarak kabul edilmektedir. Bizans takıları arasında taçlar, soyluluk ve gücü simgelerken; Bizanslı kadınlar için vazgeçilmez takıların baĢında küpeler gelmiĢ ve küpelerde Roma formları kullanılmıĢtır. Özellikle hilal biçimli altın küpeler, en çok tercih edilen düğün 46 hediyesi olmuĢtur . Ġmparatorluk darphaneleri tarafından basılan sikke ve madalyonların takılarda kullanılmıĢ olduğu; ayrıca Roma takılarında, Doğu‟dan ve Mısır‟dan gelen opus interrasile (ajur-delik iĢi), niello, filigre ve emay gibi yeni süsleme tekniklerinden de yararlanıldığı anlaĢılmaktadır. Özellikle opus interrasile ile kabartma ve kazıma tekniklerinin birlikte kullanıldığı küpe ve bilezikler MS 2. ve 3. yüzyıllarda moda haline gelmiĢtir. Romalı erkekler tarafından kullanılan takılar yüzük, diadem, fibula, iğne ve kemer tokası olmuĢtur. Ayrıca bezemelerdeki ikonografik konulara baktığımızda, kadınların Meryem Ana figürlü kolyeler kullandıkları örneklenmiĢtir (Resim 6). Bunun yanı sıra kadın ve erkekler yüzükleri yalnızca süslenme amacıyla kullanmamıĢ, aynı zamanda asalet, rütbe, mühür, tılsım-amulet, zehir 47 taĢıma, niĢan-evlilik simgesi ve de anahtarlık gibi amaçlarla da taĢımıĢlardır . Yedinci yüzyıla kadar, Bizans kuyumculuğunda altın iĢçiliğinin mükemmelleĢmesi, istikrarlı bir ticari faaliyetle ülkeye altın geliĢinin bir dengeye kavuĢmuĢ olması ve komĢu ülkelerdeki altınların getirilmesi sayesindedir. Altıncı yüzyılın sonunda Bizans‟ın altın stokları Doğu‟ya altın akıĢı nedeniyle büyük ölçüde azaldı ve yedinci yüzyılda Arap fetihleriyle altının çıkarıldığı topraklarla Bizans‟ın temasları koptu. Buna rağmen gündelik hayatta altının para olarak kullanımı (solidus) on birinci yüzyılın ortalarına kadar sürmüĢtür. Bizans madenleri konusunda Bizans Geç Roma Ġmparatorluğu‟nun kaynakları ile baĢlamak gerekir. Sınırlı sayıda yazıt dıĢında ana kaynak Roma hukuk edebiyatıdır. Codex 48 Theodosianus‟taki bilgiler ise genel niteliktedir . 46 Soydinç 2018 : 22-23. 47 MEGEP 2006: 16-17. 48 Vryonis 1962: 1-2. 12 Bu yasal derlemelerden ortaya çıkan en çarpıcı gerçeklerden biri, madenlerdeki iĢ için suçlulara ve savaĢ esirlerine ceza olarak yaygın bir Ģekilde kullanılması eski bir uygulamadır. Birini madenlere mahkum etmek, “metallum damnare” metallum lanetiyle, Roma hukukunda ölüm cezasının yanında muhtemelen en kötü cezaydı. Böyle bir hayata mahkum olan talihsiz bireyler, doğal olarak her ne Ģekilde olursa olsun ondan kaçmaya çalıĢtılar, bunun sonucunda kaçan madencilerin saklanmasını yasaklayan kanunlar ağır oldu. Bu talihsiz madencilerin çoğu Ģüphesiz devlete ait madenlerde çalıĢıyordu. Ġmparatorluğun son dönemlerinde madencilik hayatının zorluklarına direnen insanlar imparatorları, madencilerin azalmasını 49 engelleyecek önlemler almaya zorladı . 2.1. Kuyumculukta Kullanılan Malzeme Kombinasyonu Ġnsanoğlunun var oluĢundan itibaren kullandığı bilinen takılar, tarihsel süreç içerisinde incelendiğinde, yapımında kullanılan malzeme kombinasyonunun önemli bir rol oynadığı 50 anlaĢılır . Yüzyıllar boyunca takı yapımında hayvan derisi, kemik, kil, tüyler, fosil, cam, kıl, kenevir, bitkiler, kabuk, taĢ, pençe, diĢ ve tahta gibi çok sayıda malzeme kullanılmıĢtır. Bununla birlikte, en popüler malzemeler metaller, boncuklar, emaye ve değerli taĢlar olmuĢtur. Günümüzde yapılan takıların çoğunda bu dört elementin bir kısmı veya tamamı kullanılmaktadır. Takı yapımında kullanılan en popüler metaller ise gümüĢ, altın ve platin 51 olmuĢtur. Tarihsel olarak, mücevher yapımında bronz, demir ve bakır da kullanılmıĢtır . Bizans Ġmparatorluğu‟nda mücevherler önemli bir rol oynamıĢtır. KiĢinin statüsünü ifade etmenin bir yolu ve diplomatik bir araç olmuĢtur. Roma ve Bizans Ġmparatorlukları döneminde kuyumculukta altın takı üretimi büyük geliĢme kaydetmiĢ olup değerli ve yarı değerli taĢların takılar üzerinde kullanımı artmıĢtır. Ancak ithal renkli taĢların maliyetinin yüksek olması ve var olan yoğun talep nedeniyle takılar üzerinde bunların cam kopyaları kullanılmıĢtır. Takının saray dıĢındaki halka ulaĢmasındaki baĢlıca etken cam, bronz ve demir gibi ucuz malzemelerin kuyumculukta yer edinmiĢ olmasıdır. Ayrıca, altın yaldız kaplaması tekniği ile gümüĢ ve bronz gibi ucuz metallerin altın gibi değerli metal görünümüne sahip 52 olması sağlanmıĢtır . 49 Vryonis 1962: 1-2. 50 Genç 2019: 170. 51 Adnan 2018: 9. 52 Soydinç 2018: 20-21. 13 Codex Iustinianus‟un 11.12. paragrafının ilk bölümünde zümrüt, safir, ametist ve incilerin atların dizginlerine, eyerlerine ve de kendi kemerlerine yerleĢtirilmesi yasaklanmıĢtır. Bununla birlikte, atlarının baĢlıklarını, eyerlerini ve kendi kemerlerini baĢka taĢlarla süslemelerine izin verilmiĢtir. DiĢlerden her türlü mücevherin çıkarılması yasaklanmıĢ ve aynısı, yalnızca altın süslemelere izin verilen fibulalar için de geçerli olmuĢtur. Bu yasakların ihlali sonucunda 50 pound altın para cezası verilmiĢtir. Ayrıca, hiçbir özel Ģahsın, soylu kült ve kraliyet için ayrılmıĢ olan altın ve taĢlardan takı yapmasına izin verilmemiĢtir. Ancak, her iki cinsiyete yönelik yüzükler ve de genel kadın takıları için istisnalar geçerli olmuĢtur. Ġmparatorluk ailesi için ayrıcalıklı olan mücevherler, imparatorluk ailesine hediye olarak sunma bahanesiyle bile yaptırılamaz. Bu yaptırımları ihlalin karĢılığı 100 pound altın para cezası ve ölüm olmuĢtur. Son olarak, imparatorluk takılarının sadece sarayda saray 53 ustaları tarafından yapılması, özel evlerde veya atölyelerde yapılmaması Ģart koĢulmuĢtur . 2.2. Teknikler 2.2.1. Ajur (Opus Interrasile) Tekniği Opus interrasile, Latince opus “iĢ” ve interrasile “açıklıklar” kelimesinden gelir. Bir metal levhayı keski veya baĢka bir keskin aletle delmek suretiyle delikli dekorasyon stili oluĢturmayı içeren bir metal iĢleme tekniğidir. Bu terim karĢımıza ilk olarak Plinius‟un Naturalis Historia XII. kitabında ve daha sonra onikinci yüzyılda Theophilus Presbyter‟in “schedula diversarum artirum” adlı çalıĢmasında karĢımıza çıkmaktadır. J. Ogden “diatrita” 54 terimini önerdikten sonra A. Yeroulanou (1999) , geç Roma ve Bizans Dönemi kuyumculuğunda ajur çalıĢmalarını içeren kapsamlı bir katalog hazırlamıĢ ve bu terimi kullanmıĢtır. Zira Codex Iustinianus‟da, bahsedilen “diatretarii” adlı profesyonel bir zanaat 55 grubunun adı geçmektedir . Etrüsk döneminde moda olan bu teknik, Bizans takılarında geliĢmeye devam etmiĢtir. Genellikle bir öğenin arka planı olarak uygulanan opus interrasile o kadar ince bir Ģekilde delinebilir ki, kalan altın bize ultra ince altın tellerden oluĢan bir ağ gibi 56 gözükmektedir . 53 Stolz 2006: 552-553. 54 Bkz. Diatrita: Gold Pierced-Work jewellery from the 3rd to the 7th Century. 55 Bosselmann Ruikbie 2013: 364. 56 Tait 1976: 110. 14 Ajur tekniği ile yapılan süslemelerde maden üzerindeki desenin durumuna göre ya desenin üzerine çizildiği zemin kesilir ya da desenin kendisi kesilerek zeminden ayrıĢtırılır. 57 Kesme iĢlemi bitince kenarlar törpülenerek iĢlem tamamlanır . Erken Bizans takılarının pek 58 çoğu ve belki de en seçkin parçaları bu teknikte yapılmıĢtır . 2.2.2. Tel Yapım Tekniği Kuyumculuğun en temel tekniklerinden biridir. Onikinci yüzyılda keĢiĢ ve zanaatkâr olan Alman Theophilus Presbyter‟in “schedula diversarum artirum” (çeĢitli sanatların listesi) adlı eserinden maden iĢleme teknikleri hakkında bilgi edinmekteyiz. Ayrıca Nürnberg ġehir Kütüphanesi‟nde onbeĢinci yüzyıla ait zanaat üzerine çok kapsamlı çizimlerin olduğu “Hausbuch der Mendelschen Zwölfbrüderstiftung” adlı bir kaynak bulunmaktadır (Bkz. Çizim 1). W.A. Oddy ve J. Ogden tarafından araĢtırılan ve her biri karakteristik izler bırakan çok sayıda yöntem vardır. Oddy, “block-twisted-wire”, “strip-twisted-wire” ve “strip-drawn- wire” diye adlandırdığı tekniklerden bahsetmektedir. Birinci teknikte, dörtgen bir parçanın enine kesiti çevrilir ve daha sonra çekiç darbeleriyle düzeltilir ki bu sayede spiral biçiminde oluklar gözükür. Ġkinci teknikte, dikdörtgen metal bir Ģerit döndürülerek birinci tekniğe benzer Ģekilde iĢleme tabi tutulur. Üçüncü teknikde ise yine metal bir Ģerit döndürülür, ancak bu defa çeĢitli ebatlarda deliklere sahip muhtemelen tahta veya kemikten yapılmıĢ bir çekme kalıbından (deliklere sahip bir plaka) geçirilir. Metal Ģeritin birleĢme kenarlarında oluĢan iz daha sonra düzeltilir. Günümüzde halen yaygın olan bu yöntemde, sertleĢtirilmiĢ demirden yapılmıĢ daha sağlam aletler kullanılmaktadır. Teller, farklı boyutlarda birçok deliğe sahip olan bir çekme kalıbından pense yardımıyla en büyük delikten baĢlayarak istenilen tel kalınlığına ulaĢılıncaya kadar birer birer geçirilmektedir. Tel çekme iĢlemi sonunda telin 59 çapında küçülme, boyunda ise uzama meydana gelir . Dekoratif diğer bir baĢka tel yapım tekniği olan “Perldraht” tekniğinde ise tel, mekanik olarak öyle biçimlendirilir ki sanki yan yana lehimlenmiĢ kürecikler gibi görünür ve granüle dizisi ile karıĢtırılmaması gerekir. Theophilus, III. Kitabında bu tekniğin kullanımına yönelik iki yöntemden bahseder. Ġlki, 9. bölümde (de instrumento quod organarium dicitur) anlatılan ve iki parçadan oluĢan demir bir kalıbın kullanıldığı; ikincisi ise 10. bölümde (de limis inferius fossis) anlatılan ve boncuk tel 60 eğesinin kullanıldığı yöntemdir (Bkz. Çizim 2) . 57 ÇalıĢ 2016: 86. 58 Yeroulanou 1988: 2. 59 Bosselmann Ruikbie: 340. 60 Ogden 1991: 166. 15 2.2.3. Filigre (Telkari) Tekniği Filigre veya telkâri tekniğinde, metal teller yüzeye lehimlenerek yerleĢtirilmektedir. ġayet tellerin birbirine lehimlenmesi suretiyle bir model oluĢturuluyor ve oluĢturulan bu model bir zemine tutturulmuyor ise buna “Ajur Telkâri” adı verilir. Eski dönemlerde yalnızca zengin müĢteriler için yapılan telkâri ürünlerinin, açık telkâri, uygulamalı telkâri ve tanecikli telkâri olmak üzere üç türü bulunmakta olup kuyum ustaları bu tekniklerin sırlarını büyük bir 61 özenle saklamıĢ ve yalnızca yetiĢtirdikleri çıraklara el vermiĢlerdir . 2.2.4. Granülasyon (Damlatma) Tekniği Granülasyon terimi, arpa, tohum anlamına gelen Latince “granum” dan türetilen tekniğin modern ismidir. Terimin kendisi ancak 18. yüzyılda ortaya çıkmasına rağmen teknik, çeĢitli tarihsel dönemlerde farklı yoğunlukta geniĢ çapta yayılmıĢ ve uygulanmıĢtır. Teknik, ısının oluĢturduğu yüzey gerilimi nedeniyle en küçük yüzeyler prensibine dayanır; küçük erimiĢ metal parçalar en uygun küre Ģeklini alır. Fırının yanı sıra granülasyon iĢleminin ekipmanla ilgili özel bir gereksinimi yoktur. Granülasyonun ilk aĢaması, ısı yardımıyla uygun 62 büyüklükteki metal parçalardan bilyelerin üretildiği bir iĢlem olan granül üretimidir . Granülasyon, küçük metal topçukların yine aynı metal zemin üzerinde birtakım formlarda sıra halinde dizilmesiyle yapılan bezemedir. Kömür tozu tabakası üzerinde açılan çukurların içine yayılan maden kırıntıları ısıtılıp eritildiği zaman bu küçük topcuklar kendiliğinden oluĢurlar. 63 OluĢan bu topçuklar veya küreler ebatlarına göre sınıflandırılır ve istenilen yere lehimlenir . Klasik Yunan Dönemi‟ne (MÖ 510-330) ve Etrüsk kültürüne (MÖ 700-475) ait granüllerin boyutu 0.25 mm mertebesindedir. Farklı boyutlardaki granüllerin aynı mücevher parçasına 64 uydurulması, Etrüsk dahil birçok kültür tarafından uygulanmıĢtır . 2.2.5. Mıhlama Tekniği Mıhlama, değerli veya yarı değerli taĢların çeĢitli yöntemlerle metalin yüzeyine açılan yuvalara oturtulması tekniğidir. Değerli metallerden daha pahalı olan elmas, zümrüt, yakut vb. taĢların mıhlandığı takılar “mücevher” olarak adlandırılır. Bu nedenle mıhlama ustasının mıhlama tekniği kadar, kullanılan taĢların yapısı, sertlik durumu, kesimi, saflığı ve rengi gibi 65 bilgilere de sahip olması gerekir . 61 Kılıç 2016: 43. 62 Schwarz 2010: 211-212. 63 ÇalıĢ 2016: 80. 64 Wolters 1981: 120. 65 Büyükyazıcı 2019: 1767-1768. 16 Bu teknikte öncelikle taĢların takıya dizilmesi için hazırlık yapılır ve bu amaçla mengene veya rokela denilen mumlu takoza yapıĢtırılan taĢ, madene farklı mıhlama teknikleri ile sabitlenir. Daha sonra taĢın konulacağı yere çelik kalemle yuva açılır ve bu yuva içerisine taĢ yerleĢtirilir. Yeterli sayıda tırnak çıkarılarak çeĢitli araçlarla ön mıhlama iĢlemi bitirilmiĢ 66 olur. Daha sonra tesviye ve cilalama iĢlemi yapılarak kullanıma hazır hale getirilir . 2.2.6. Kabartma (Repoussé) Tekniği Bir metal levhayı dıĢtan ya da içten çekiçlemek suretiyle, kabartma süslemelerinin yapıldığı teknik olup, gerçek repoussé içten çekiçlenerek yapılır (Resim 44). Yaprak metallerin bezenmesinde en yaygın kullanılan teknik olan Repousse‟de, uygulanan eser üzerindeki kabartma iĢleminde kullanılan çekiç büyük öneme sahiptir. Bu aletin Ģeklinden ziyade ağırlığı ön plandadır. En eski tekniklerden biri olan ve tarihin hemen hemen tüm dönemlerindeki uygarlıklar tarafından kullanılmıĢ olan repoussé tekniğinde kabartma yapımındaki baĢlıca amaç, düz olmayan bir yüzey elde etmek suretiyle ıĢık ve gölge oyunları 67 oluĢturmaktır . Uygulanan desenlerde içten vurularak kabartma Ģeklinin oluĢmasında yuvarlak biçimli ve ağır bir çekiç daha etkin kullanılmaktadır. Diğer yandan, eserde dıĢtan vurularak içe doğru çökertilmek suretiyle yapılan kabartma iĢleminde ise düz yüzlü, uzun saplı ve hafif bir çekiçten yararlanılmaktadır. Bazı ustalar hafif çekiç yerine tahtadan bir 68 tokmak kullanabilmektedir . 2.2.7. Niello (Savat) Tekniği Niello kelimesi, Latince “Nigellum”dan türetilmiĢ olup siyah anlamına gelmektedir. Niello diğer adıyla savat, Arapça‟da da yine siyah anlamında esvad veya sev‟ad kelimesinden 69 türetilmiĢtir. Niello sanatı eski Romalılar tarafından kullanılmıĢtır . Bu teknik hakkındaki ilk yazılı kaynağa birinci yüzyılda Plinius tarafından sahip olmaktayız. Plinius, tekniğe isim vermemekle birlikte kullanılan karıĢım oranlarından bahsetmektedir. Niello tekniğinde, önceden belirlenen desenlere göre altın veya gümüĢ takı yüzeyleri kazınır. Daha sonra gümüĢ, bakır, kurĢun ve kükürt karıĢımından oluĢan ve savat denilen koyu renkli bir malzeme takı 70 yüzeyinde kazınarak oluĢturulan bu yivlere doldurulur ve ürün fırınlanır . 66 Büyükyazıcı 2019: 1767-1768. 67 ġaman-Duru 2015: 109-110. 68 ÇalıĢ 2016: 78. 69 Er 2018: 739. 70 Soydinç 2018: 50,51. 17 Oldukça sağlam bir dolgu olan savat soğuduktan sonra küçük bir deri parçası ile silisyumlu 71 kil ve zeytinyağı karıĢımı kullanılarak cilalanır ve parlatılır . 2.2.8. Emaye (Cloisonné) Tekniği Cloisonné, Fransızca‟da “hücre” anlamına gelmektedir. Takı süsleme tekniklerinden biri olan emaye, metal ve cam iĢleme tekniğidir. Metal yüzey üzerine lehimlenmiĢ altın filigran teller bir resmin ana hatlarını oluĢturur. Daha sonra bu kapalı alanlara renkli cam ham maddesi doldurularak fırınlanır. Emay, toz cam ve maden oksidi karıĢımı ile elde edilir. YumuĢak olan bu toz cam bileĢiminde %50 oranında çakmaktaĢı veya kum, % 35 oranında kırmızı kurĢun ve % 15 oranında soda veya potas bulunur. Renk vermesi amacıyla bu tozun içine belirli miktarda maden oksidi eklenerek potada eritilir. Daha sonra bu karıĢım kaplara dökülerek soğumaya bırakılır. Soğuyan karıĢım, parçalara ayrıĢtırılır ve bu parçalar bir havanda dövülerek toz haline getirilir. Takı üzerinde açılan boĢluklara bu elde edilen toz dökülür; toz kuruduktan sonra da fırınlama iĢlemine geçilir. Isının etkisiyle eriyen cam madde 72 madene yapıĢır ve böylece parlak ve renkli emay dolgusu meydana gelmiĢ olur . Antik çağda, emaye tekniği çoğunlukla, kalın emaye duvarları ile geometrik veya Ģematik tasarımlarla süslenmiĢ giysiler, silahlar veya benzeri küçük nesneler için mücevher ve küçük aksesuarlar için kullanılmıĢtır. Bizans Ġmparatorluğu‟nda, çoğunlukla dini imgeler ve mücevherler için kullanılan ve daha sonra daima emaye kullanılarak daha fazla resimsel görüntü üretilmesine izin vermek için daha ince teller kullanılarak teknikler geliĢtirildi. Dokuzuncu yüzyıldan itibaren emaye tekniği, Ġmparatorluğun atölyelerinde yerini almıĢ ve kısa sürede çok popüler bir görünüm haline gelmiĢtir. Bizans kuyumcuları bu tekniğin uygulanmasında uzmanlaĢmıĢ ve azizleri tasvir etmek için çok kullanmıĢlardır. 2.3. Takı ÇeĢitleri 2.3.1. Taç BaĢın üst kısmına takılan, asalet, güç, iktidar ve hükümdarlık göstergesi olan taçlar, çoğunlukla değerli metal ve taĢlarla bezenmiĢ takılardır. Sembolik anlam taĢıyan bu takı türü, 73 tasvir sanatının birçok dalında kendisine yer bulmuĢtur . 71 Soydinç 2018: 50,51. 72 ÇalıĢ 2016: 81. 73 Hetto 2020: 206-208. 18 ÇeĢitli dönemlerde kendi içerisinde değiĢime uğrayıp geliĢerek bugünümüze kadar ulaĢan özel bir takı türü olmuĢtur. Antik dönemde diadem olarak adlandırılan yaprak dizisi veya metal bir Ģerit Ģeklindeki dekoratif baĢ takıları erken Bizans Ġmparatorluğu Dönemi‟nde bir süre daha kullanılmıĢtır. Ne yazık ki çok sayıda Bizans Dönemi‟ne ait taç günümüze ulaĢamamıĢtır. Bizans takı sanatında yeni bir taç geliĢimi ortaya çıkmıĢtır. Büyük ve gösteriĢli mücevherleri içeren taç, her iki yandan göğüs hizasına kadar sarkan boncuk dizilerinden oluĢmuĢ ve bu boncuk dizileri özellikle beĢinci ve on birinci yüzyıllar arasında Bizans takı sanatında moda haline gelmiĢtir. Özellikle altıncı yüzyılda yoğunlaĢan Sasani etkisinin, Bizans kıyafetleri ile birlikte takılarını ve özellikle de imparatorluk taçlarını çok yoğun etkilediği görülmektedir. Antik dönem diademleri ile baĢlayan taç formu, beĢinci yüzyılın baĢından Bizans Ġmparatorluğu‟nun sonuna kadar doğu etkili olan yüksek ve gösteriĢli taç 74 formuna doğru bir eğilim göstermiĢtir . Taçların iki yanına asılan Pendilia‟nın uzunluğu ve güzelliği, tıpkı mücevherlerin onun erdemlerini temsil etmesi gibi imparatorun gücünü ve yetkinliğini gösterdiğine inanılırdı. Ġmparator I. Iustinianus Dönemi‟nden itibaren, mücevher benzeri diademin yerini yeni bir taç Ģekli aldı ve bu taç, bir kumaĢ takke üzerine giyilen, mücevherli ve emaye kaplı, tek parça altın bir formdan oluĢuyordu. Erken Bizans Dönemi‟nde Hıristiyan sarayının ideolojisine ilahi olarak onaylanmıĢ kural kavramı daha fazla yerleĢtikçe hükümdarlar, antik dönemde tanrılara ayrılmıĢ büyüklükteki taçlarda daha 75 sık tasvir edilmiĢtir . Kat. No. 1 - Resim 1 Buna örnek olarak çalıĢmada incelenen ve on bölümden oluĢan diadem eseri, altın üzerine ajur (opus interrasile) tekniği ile iĢlenmiĢtir. Konstantinopolis‟in saray atölyelerinde üretilmiĢtir. Her bölümün ortasında ardıĢık olarak gelen birer zümrüt ve ametist taĢı bulunmaktadır. Ametist taĢının olduğu bölümlerde dört, bağlantı parçaları üzerinde ise Ģu an kayıp olan iki inci yuvası bulunmaktadır. Eser üzerinde toplam on değerli taĢ ve yirmi inci olduğu görülmektedir. Diadem, kullanıcının boyutunu ayarlayabilmesi için delikli bir deri veya kumaĢ alın bandı üzerine dikilirdi. Bu örnek, ametistleri imparatorluk rengi erguvan morunu çağrıĢtırdığı için büyük olasılıkla imparatorluk ailesinin üyeleri tarafından 76 kullanılırdı . 74 Hetto 2020: 206-208. 75 Rousseau 2004: 6-7. 76 Bkz. https://art.thewalters.org/detail/3439/diadem/. 19 Kat. No. 2 - Resim 2 On dokuzuncu yüzyılın sonlarında Ġspanya‟nın Toledo eyaletindeki Guadamur kasabasının eteklerinde, Toledo krallığındaki bazı bazilikalara krallar ve yüksek rütbeli kiĢiler tarafından sunulduklarına ve Vizigot mahkemesinde Bizans geleneklerinin etkisine tanıklık ettiklerine inanılan bir grup adak tacı ve diğer değerli nesneler bulunmuĢtu. Altın, değerli taĢlar, inciler, sedef, yapay cam ve kaya kristalinden oluĢan altı taç ve beĢ altın haç, Guadamur kasabası yakınlarındaki iki çukura gizlenmiĢti. Hazinedeki en önemli parça, Kral Recceswinth‟in adını heceleyen altın harflerle asılı olan adak tacıdır. Safir ve incilerle bezenmiĢ olup opus interrasile tekniği ile ĢekillendirilmiĢtir. Zarif bir Ģekilde iĢlenmiĢ Bizans pektoral haçı dıĢında, hazinedeki tüm unsurlar yedinci yüzyılda Vizigotların baĢkenti Toledo‟daki kraliyet atölyelerinde üretilmiĢtir. Vizigot kralları taç giymeyip yağla meshedildiği için, taçlar takılmak için tasarlanmamıĢtı. Aslında bunlar, hükümdarlar tarafından ve bazı durumlarda diğer yüksek rütbeli sivil veya kilise yetkilileri tarafından sunak veya kutsal azizlerin mezarları gibi önemli yerleri süslemek için sergilendikleri ana bazilikalara sunulan adaklardı. Bu zengin eserler, otoritelerini karĢılıklı olarak meĢrulaĢtırmanın bir yolu olarak monarĢi ile kilise, taç ve haç arasında kurulan ittifaka 77 tanıklık etmektedir . Kat. No. 3 - Resim 3 Vatikan haçı olarak da bilinen II. Justin haçı Roma‟daki Aziz Petrus Bazilikası‟nın hazinesinde bulunmaktadır. Ġmparator II. Iustinus ve eĢi tarafından Roma‟ya hediye olarak verildiği kabul edilmektedir. Bu etkileyici, yoğun bir Ģekilde restore edilmiĢ haç, bronz levhadan yapılmıĢ, yaldızlı gümüĢle ve ön tarafı değerli taĢlarla kaplanmıĢtır (Çizim 5). Ortasındaki kapsül gerçek haçın bir parçasını içerirken kollarından da dört mücevher sarkmaktadır. Cömertçe bezenmiĢ ön yüzünde bir yazıt bulunur. Arka tarafı repoussé (kabartma) tekniği ile gümüĢ iĢlemelidir ve haçın ortasında tanrı kuzusu (Agnus Dei), her çapraz kiriĢin ucunda imparator ve imparatoriçe ve üst ve alt kolların sonunda Mesih‟in 78 madalyon görüntüleri resmedilmiĢtir . 77 Hetto 2020: 209. 78 Stolz 2006: 535-536. 20 2.3.2. Kolye Kat. No. 4 - Resim 4: ÇalıĢmada ele alınan mücevher yakası, Mısır‟da bulunmasına rağmen, Bizans dünyasının ve sanatsal üretiminin merkezi olan Konstantinopolis‟te yapılmıĢtır. Ġnci, zümrüt ve yarı değerli taĢlarla bezenmiĢ lotus ve palmet ajur desenli levhalar, boyuna bir yaka gibi 79 oturacak Ģekilde birleĢtirilmiĢtir . Mücevherin bir kumaĢ üzerine dikildiği varsayımı, kolyenin kumaĢ kayıĢlarla boyunda düğümlenebildiği uç plakaların deliklerinde herhangi bir 80 aĢınma belirtisi olmamasıyla desteklenmektedir . Ġnci ve değerli taĢlarla süslenmiĢ on bir ajur levhadan (Bkz. Çizim 3 ve Resim 5), inci ve değerli taĢlardan oluĢan on yedi pandantif asılıdır. Ay Ģeklindeki altın kolye orijinal olarak 112 (66‟sı korunmuĢ) inci, zümrüt ve daha önce safir Ģimdi ise akuamarin olarak tanımlanan taĢlarla bezenmiĢtir (Bkz. Çizim 4). Kolye toplamda 580 ayrı parçanın birleĢiminden oluĢmuĢtur. Bu kolye bulunduğunda, levhalar orijinal sırasında değildi, ancak on tanesinin arka yüzü Yunan alfabesinin bir harfi ile iĢaretlendiğinden ve harfler ardıĢık olduğundan, dizilim yeniden oluĢturulabilmiĢtir. Ajur tasarımı, lotus ve palmet temelli altı farklı desenden oluĢur ve aynı tasarıma sahip plaka 81 çiftleri simetrik olarak düzenlenmiĢtir . Mücevher yakasının, dokuzu yamuk ve karĢılıklı uç plakaları atmaca uçları Ģeklinde olan plakalardan oluĢması bu kolyeyi eski Mısır yakasının frit ve değerli taĢ boncuklardan oluĢan geleneğine dahil etmektedir. Bu on bir plaka orijinal olarak bronz veya bakır pimlerle birbirine bağlanmıĢtır; bunlara asılı sarkıtlarda en büyük 82 yatay çap 31.9 cm, en büyük dikey çap ise 22.2 cm‟dir . Kat. No. 5 - Resim 6: ÇalıĢmada ele alınan Madalyonlu Kolye-I, büyük hazinenin en gösteriĢli mücevher parçasıdır. Büyük bir boyun halkası ile düz bir plaka (pektoral) ve ona ortadan menteĢelerle tutturulmuĢ bir madalyondan (enkolpion) oluĢmaktadır. Ortadaki disk opus interrasile tekniğinde zengin bir lotus palmet süslemesi ile geniĢ bir dekoratif çerçeveden oluĢur. Bu çerçevenin etrafı ise boncuk dizisi ile çevrelenmiĢtir. Bu diskin ortasında Meryem‟e müjde 83 84 sahnesi yer almaktadır . 79 Weitzmann 1977: 55. 80 Wamser 2004: 287. 81 Weitzmann 1979: 310. 82 Niemeyer 1997: 192. 83 Meryem‟e müjde sahnesi: Kutsal kitap Ġncil, Luka 1: 26-37‟de anlatılan bir sahnedir. Meryem‟in Cebrail adlı Melek tarafından hamile olduğunun müjdelenmesi sahnesidir (Cömert 2006: 178-242). 84 Yeroulanou 1999: 38. 21 Bu sahnede, baĢının etrafında bir hale bulunan Meryem yüksek bir hasır koltuk üzerinde oturmakta; sağ eli ĢaĢkınlıkla kalkmıĢ ve sol elinden yün bir parçası ayaklarının önüne düĢmektedir. Meryem, sağ taraftan aceleyle gelen ve sağ elini selamlamak için kaldıran, solunda da haç asası olan meleğe bakar. Bu sahne, beĢinci yüzyıldan beri Yakobus‟un Apokrif Prot-Ġncili‟nde yer alan ve Meryem Ana‟nın mor ve kırmızıdan yapılmıĢ yeni bir tapınak perdesini dokurken, meleğin duyurusu karĢısında ĢaĢırdığı sahneyi 85 anlatmaktadır . Kolyenin arka yüzü kalın altın levha nedeniyle kötü iĢlenmiĢ olmasına ve 86 gösterilmemesine rağmen orta madalyonun Kana‟nın Ģarap mucizesinin tasviriyle tam olarak uyumlu bir karĢılığı vardır: halesi olan Ġsa bir haç asa ile yerde dizilmiĢ altı testiye dokunmakta ve bir hizmetkar amforadan su dökmektedir. Arka planda, elinde Ģarap kadehi olan bir aĢçı sol elini ĢaĢkınlıkla kaldırmaktadır. Yunan yazısıyla ilk mucize anlatılmaktadır. Enkolpion üzerindeki geniĢ plaka, içi boĢ boyun halkasına menteĢelerle bağlanmıĢ olup ortada büyük bir pseudo sikke, diademli, zırhlı ve paludamentum‟lu isimsiz bir imparatorun büstü, arka yüzünde ise tahtta oturan Konstantinopolis Ģehir tanrıçası “Tanrım, taĢıyıcıya yardım et” yazısıyla çevrilidir. Her iki yanında yedi çerçeve içine alınmıĢ, I. Iustinianus‟tan (MS 527- 565) Maurikios‟a (MS 582-602) kadar Bizans imparatorlarının sikkeleri yer alır. Bu 16 çerçeve, büyük bir spiral dal motifi ile birbirine bağlanmıĢ ve bağlantı yerleri ise çiçeklerle kapatılmıĢtır. Pektoral pseduo sikkenin her iki tarafındaki yazıdan anlaĢılmaktadır ki 547 gr ağırlığındaki bu boyun takısı bir kadın tarafından taĢınmıĢtır. Bu eserin aynı büyüklükteki bir muadili, aynı buluntu kompleksinden gelmektedir. Kat. No. 6 - Resim 7: Madalyonlu Kolye-II, yukarıda ele alınan Madalyonlu Kolye-I‟in eĢi olarak kabul edilir. New York Metropolitan Müzesi‟nde bulunan bu boyun takısının yukarıda anlatılan ve Berlin Müzesi‟nde bulunan kadına ait parça ile arasındaki fark, ortada bulunan sikke seçimi ve pseudo sikkenin yazısının çok anlaĢılır olmamasıdır. Bu gösteriĢli altın boyun halkalarının hem askeri kahramanların yüceltilmesinde hem de taç giyme törenlerinde rol oynadığı ilk kaynaklarda zikredilmektedir. Mısır‟da bulunmuĢ olmasına rağmen, pektoralin arka yüzünde Konstantinopolis‟in bir kiĢileĢtirmesi bulunduğu için buradaki saray atölyelerinde üretildiği 87 anlaĢılmaktadır . 85 Yeroulanou 1999: 38. 86 Kana Düğünü: Kutsal kitap Ġncil, Yuhanna 2: 1-10‟ da anlatılan Ġsa‟nın ilk mucizesidir. Celile, Kana kentinde yapılan bir düğünde Ģarapların bitmesi sonucunda Ġsa‟nın küplere koyduğu su Ģaraba dönüĢmüĢtür (Cömert 2006: 178-242). 87 Wamser 2004: 288. 22 Madalyonun ön yüzü ve daha küçük sikkeler Bizans imparatorlarını tasvir etmektedir. Alt kenarındaki iki yivli halka, bir zamanlar imparator I. Theodosius‟un büyük bir madalyonunu taĢıyordu. Madalyonun ön yüzünde I. Theodosius‟un (MS 379-395) büstü ve arka yüzünde ise “Restitutor Rei Publicae” Ġmparatorluğun kurucusu olarak tasvir edilmiĢtir ki bu eserin bir erkeğe ait olduğu anlaĢılmaktadır. Kayıp olan bu madalyon, bugün Washington Smithsonian Enstitüsü‟nde (Dennison 1918. No. 2) korunmaktadır. Bu imparatorluk tasviri, söz konusu bu eserin bir zamanlar seçkin bir generale veya imparatorluk sarayının bir üyesine ait olan bir askeri ganimet koleksiyonundan oluĢtuğunu göstermektedir. Sikkeler I. Theodosius (MS 379-395), I. Iustinianus (MS 527-565), II. Iustinus (MS 565-578) ve Maurikus Tiberios (MS 582-602) imparatorlarını göstermektedir. Ġmparator alıĢılmıĢ zırh, diadem, paludamentum ve fibula ile betimlenmiĢtir. Sikkelerin ortasındaki madalyon, zengin bir telkari dal taĢıyan inci tellerle çevrelenmiĢtir. Sikkelerin arasındaki boĢluklar çok sayıda üç yapraklı çiçek ve tomurcukların yanı sıra niello ve Yunan haçı ile doldurulmuĢtur. Berlin‟deki enkolpion üstündeki kabartma, tanrının gelecekteki hakimiyetini iĢaret etmektedir ki burada imparatorun tanrının yeryüzündeki temsilcisi olduğunu; arka yüzünde tasvir edilen 88 Constantinopolis‟in taht‟ta oturması ise güç merkezini vurgulamaktadır . Kat. No. 7 - Resim 8: Muhtemelen Asyut hazinesine ait olan bu yaka benzeri kolye, 1916 yılında “Antik Sanat Dostları Derneği” tarafından Kahire‟deki Giovanni Dattari koleksiyonundan edinilmiĢtir. Kolye, bir iç kolyeden meydana gelmiĢtir ve bu kolyenin iki ucunda ince sac Ģeritlerden yapılmıĢ, etrafı inci teli ile çevrili ve içinde spiral dekor iĢlenmiĢ iki dairesel halka bulunmaktadır. Kanca ve halka ile iç kolye birbirine bağlanmaktadır. Bu iç kolye adeta bir zincir gibi iĢlenmiĢtir. Her bir zincir, zümrüt bir prizma parçasının içinden geçen bir altın tel ile uçlardan bükülerek sonraki halkaya bağlanır. Zincirin orta kısmında, içine gerçek inciler ve küçük zümrüt prizmaların yerleĢtirildiği ağ Ģeklinde ikinci bir parça monte edilmiĢtir. Alt sıradaki camlara telden yapılmıĢ küçük haçlar, çapraz kollarda inci, ortada cam iĢlemeli altın toplar ve altın kapsüller asılıdır. Yayıldığında bu narin eser, radyal olarak düzenlenmiĢ haçlarla dantel bir yakaya benzemektedir. Kolyenin altın sarısı ve zümrüt yeĢili gösteriĢi serbest takıldığında ortaya çıkmadığı için (Kat. No. 4 - Resim 4)‟ teki mücevher yakasında 89 varsayıldığı gibi dikili olarak kullanılmıĢtır . 88 Wamser 2004: 288. 89 Greifenhagen 1970: 69. 23 Kat. No. 8 - Resim 9: Pendilialı (sarkaç) kolye, halkaları birbirine geçirilmiĢ 19 kısa altın telden yapılmıĢtır. Bu tellerin on tanesine her biri iki altın granül parçaları tarafından tutulan zümrüt prizmalar ve geri kalanına da dokuz inci ardıĢık olarak yerleĢtirilmiĢtir. Halkalarda 15 tane pendilia lehimlenmiĢtir. Bu pendilialar, iki altın granül arasında küçük zümrüt ve cam kakmalar için bir kapsül (çoğunluğu boĢ), arkasından küçük bir inci ve en ucunda damla Ģeklinde akuamarin taĢından oluĢmaktadır. Kanca ve halkadan ibaret olan kilidi ise etrafı inci telinden iki altın 90 disk taĢımaktadır . Kat. No. 9 - Resim 10: Röliker haç kolye, Erken Bizans Dönemi emaye iĢine bir örnek teĢkil etmektedir. Ġki parçadan oluĢan bu altın röliker haçın kenarları inci teli ile çevrilidir. Ön yüzünde “chiton” ve “maphorion” giymiĢ ve ayakta duran bir Meryem figürü betimlenmiĢtir. Aziz Basil ve Aziz Gregory Thaumaturgus‟un büstleri Meryem‟in iki yanında yer almaktadır. Kalın bir zincirin içinden geçtiği kolye ucuna bağlı silindirik ve farklı tarzda mekanik bir parça 91 yerleĢtirilmiĢtir . Kat. No. 10 - Resim 11: Haç pendilialı kolye, içinden altın tel geçen içi boĢ altın kürelerin halka ile birbirine bağlanmasından oluĢmaktadır. Bu küreler, kolyenin arka bölümünde tekli olarak, ön bölümünde ise üçlü gruplar halinde birleĢtirilmiĢtir. Bunlara 15 küçük haç asılıdır. ArdıĢık gelen haçın her biri iki çarpraz tel parçasına yerleĢtirilen ve ortalarında yuvarlak bir zümrüt taĢı bulunan küçük inciler ile dumanlı kuvars taĢlarından ibarettir. Zincirin halka ve kancadan ibaret kopçası, içinde dört adet çift volüt iĢlenmiĢ iki adet filigran diske tutturulmuĢtur. Bu zarif kolyeden sarkan inci ve değerli taĢlarla iĢlenmiĢ parlak küçük haçlar, sahibinin hem inancını hem de zenginliğini gözler önüne sermektedir. Kat. No. 11 - Resim 12: Bu sade kolye, 21 adet altın tel parçacığından oluĢmaktadır. Her tel birbirine halka ile tutturulmuĢtur. ArdıĢık olarak her telde birer ametist, altın topçuk, zümrüt ve cam boncuk 92 sıralı devam etmektedir . 90 Wamser 2004: 293, 294. 91 Tait 1976: 503. 92 Wamser 2004: 295, 298. 24 Kolye kilidi, içi filigran olan iki adet kalp Ģeklindeki parçacığa tutturulmuĢtur. Etrafı boncuk dizisi ile bezeli olan bu filigran parçacıklarının birinde bir kanca, diğerinde ise bir halka bulunmaktadır. Bu kolyenin benzer bir örneğini Ravenna‟daki San Vitale Bazilikası‟nda bulunan Ġmparatoriçe Theodora‟nın betimlendiği mozaik üzerinde görmekteyiz. Kat. No. 12 - Resim 13: Uzun kolye, dik açılarda birbirine geçen halkalarla birbirine bağlanmıĢ 28 parçadan oluĢmuĢtur. Bu parçaların 14‟ü yuvarlak ajur disk, diğer 14‟ü ise etrafı incilerle çevrili değerli taĢlar içeren yuvarlak veya dikdörtgen kakma ile dönüĢümlüdür. Yedi adet olan yuvarlak kakma, safir ve altı adet olan dikdörtgen kakma ise zümrüt taĢları tırnak ile tutturulmuĢtur. Delikli diskler, altı köĢeli bir yıldız yaprağını çevreleyen diĢ kesimli oluklu bir kenara sahiptir. Fan Ģeklindeki yapraklar, ortasında bir boncuk ile ince bir Ģekilde yontulmuĢtur. Zincirin ortasında, görünüĢe göre ikincil olarak eklenmiĢ olduğu anlaĢılan, sardonyx cameo (sard taĢından gravür) Ģeklinde bir Diana büstü bulunmaktadır. Ajurlu altın disklere sahip karĢılaĢtırılabilir zincirler ya çok daha kısadır ya da iki büyük diskle birleĢtirilmiĢ ve göğüs 93 zinciri olarak kullanılmıĢtır . Kat. No. 13 - Resim 14: ÇalıĢmada incelenen altın göğüs zinciri, ajur (opus interrasile) tekniği ile yapılmıĢ olup her birinde 23 küçük madalyon bulunan dört zincirden ve bu dört zincire bağlı iki büyük merkezi madalyondan oluĢmaktadır. Bu iki madalyonun her biri daha küçük yedi madalyondan oluĢurken ortadaki madalyon, simetrik bir düzenlemede beĢparmak otu çiçeğinin stilize edildiği dörtlü yaprak Ģeklindedir. Bu desen, çevreleyen madalyonlarda, simetrik yonca ve mızrak baĢlı motiflerden oluĢan simetrik bir tasarım içeren bir oktofoilden (sekizgen rozet) oluĢan bir tasarımla dönüĢümlü olarak üç kez tekrarlanır. Her madalyon arasındaki boĢluklarda, çift hareketli bir parĢömen içinden çıkan bir yonca ve her madalyonun 94 dıĢ kenarına eĢit aralıklarla dört halka lehimlenmiĢtir . Mevcut göğüs zinciri, Erken Bizans Dönemi‟nden bize ulaĢmıĢ olan en büyük takıdır. Omuzların üzerinden iki zincir ve kolların altından iki zincir ile göğüs ve sırt ortasındaki iki madalyon ile açıkça gevĢek bir Ģekilde taĢınmaktadır. MS. 2. ve 3. yüzyıllara ait bir grup Roma-Mısır piĢmiĢ toprak figürü, bu 95 büyüklükteki zincirlerin nasıl takıldığını canlı bir Ģekilde göstermektedir (Resim 41) . 93 Wamser 2004: 295, 298. 94 Tait 1976: 190. 95 Wamser 2004: 298. 25 2.3.3. Küpe Kat. No. 14 - Resim 15: Özellikle altıncı ve yedinci yüzyıllarda evlilik hediyesi olarak hilal biçimli küpeler verilmiĢtir. Kadın ve ay kavramları arasındaki bağlantı, Helenistik döneme kadar uzanmaktadır. Helen ve Roma dönemlerinde kadınların kullandıkları kolye sarkaçları ve küpelerinde bu yapıda görülmektedir. Nitekim, ay her zaman diĢi olarak algılanmıĢtır. Bizans Dönemi‟nde de yeniden ortaya çıkması ve gelinlere hilal biçimli takıların düğün hediyesi olarak verilmesi, mitolojik tasvirlerdeki ana tanrıça geleneğinin bir yansıması olarak 96 düĢünülebilir . Bu çalıĢmada ele alınan hilal biçimli altın küpenin alt kısmı hilal biçimli ve ajurludur. KarĢı karĢıya gelen iki tavus kuĢu arasında daire içine alınmıĢ bir Yunan haçı ve alt 97 kenarında beĢ adet minik topçuk bulunur . Kat. No. 15 - Resim 16: Ġncili altın küpe Erken Bizans Dönemi‟nde çok sevilen ve çeĢitli varyasyonları bilinen bir formu temsil etmektedir. Basit yuvarlak küpe halkasında, pendiliaları taĢımak amacıyla dört adet halka yerleĢtirilmiĢtir. Tilki kuyruğu zincirlerinden oluĢan bu pendiliaların uç kısmına birer inci bulunmaktadır. Küpelerdeki çok sayıda sarkaç Roma Dönemi‟nden beri popüler olmuĢtur. Yazılı kaynaklara göre bunun nedeni incilerin birbirine temas etmesiyle 98 duyulan takırtının apotropaik bir etkiye sahip olmasıdır . Kat. No. 16 - Resim 17: Bizans Ġmparatorluğu‟nda soylu kadınlar tarafından yaygın olarak kullanılan değerli taĢlarla bezenmiĢ halka küpelerden biri olan tilki kuyruğu zincirli küpenin, üç sarkaçtan her birinde içi boĢ bir Yunan haçı (croix pattée) takılıdır. Bu haçların ön yüzeyi repousse tekniği ile tüy Ģeklinde iĢlenmiĢ ve merkezdeki hücreye yeĢil cam macunu yerleĢtirilmiĢtir. Her haç altında bir ametist damlası asılıdır. (Bir adet haç ve bir ametist restore edilmiĢ olabilir). Bu nadir örnek, küçük altın haçlarla bağlı “ilmek içi” zincirlere sahiptir, bu da bunun Hıristiyan 99 bir kadın için yapıldığını gösterir . 96 Köroğlu 2010: 15. 97 Dalton 1901: 276. 98 Wamser 2004: 301. 99 Bkz. Walters Art Museum: https://thewalters.org. (eriĢim tarihi: 05.04.2021) 26 Kat. No. 17 - Resim 18: Yüzük halkalı bu küpe çeĢitlerine Erken Bizans Dönemi‟nde sıkça rastlanmaktadır. Küpe halkasına takılı olan parçanın tam ortasında büyük bir ametist taĢı ve iç içe iki Ģerit içinde dörtlü kombinasyon halinde toplam 16 adet inci çevrelemektedir. Bu parçanın en dıĢ kısmında ise altın bir boncuk dizisi görülmektedir. 2.3.4. Bilezik Kat. No. 18 - Resim 19: Bu tek bileklik 1925 yılında K.W. Bachstitz tarafından müzeye bağıĢlanmıĢtır. Daha önce Friedrich Ludwig von Gans‟ın ikinci koleksiyonunda bulunmaktaydı ve aynı zamanda Asyut hazinesinin bir parçası idi. Bilezik kelepçesi, birbirine karĢı bükülmüĢ, yan yana yerleĢtirilmiĢ ve arkaya ince bir sac Ģerit ile bağlanmıĢ, çeĢitli kalınlıklarda sargılı ve örgülü tellerden oluĢmaktadır. Kenarların da ise daha kalın örgülü teller kullanılmıĢtır. Metal Ģeritlerden oluĢan manĢetler, bilezik kelepçesinin bitimindeki bağlantı yerlerini örtmektedir. Biri çubuk ile sabitlenmiĢ, diğeri ise sol tarafa çevrilen ve baĢı Ģekilli bir vida ile açılabilmektedir. Bu Ģekilde kelepçeyi ortadaki dikdörtgen parçaya bağlarlar. Bu dikdörtgen parçanın ortasında büyük yuvarlak bir safir ve onun etrafında da dört zümrüt ve dört granat (ikisi eksik), köĢelerinde ise altın teller üzerinde doğal incilerin yer aldığı taĢ yuvalar (biri eksik) bulunmaktadır. BoĢluklar, altın spiral Ģeritlerle doldurulmuĢtur. Kat. No. 19 - Resim 20: Bu iki gösteriĢli bilezik, teknik ve dekor açısından farklı bir tipi temsil etmektedir. Opus interrasile tekniği ile yapılan ve tümü altın olan bu bileziklerin birkaç örneğine Asyut hazinesinde rastlanmaktadır. GeniĢ bant Ģeklindeki halka çevresinin yaklaĢık üçte ikisini kaplamakta ve iki menteĢe ile dekoratif diske bağlanır. Bu menteĢelerden biri soldan diĢli bir vida ile açılmaktadır. Pimler her iki tarafta aslan baĢı Ģeklinde son bulur. Orta parçaların ve çemberlerin kenarları birkaç sıra iri inci Ģeritleri ile bezenmiĢtir. Büyük dekoratif disk ile geniĢ halkanın tüm yüzeyi ajur tekniği ile iĢlenmiĢtir. Bu bezemede katı geometrik desenler seçilmiĢtir. Orta parçanın yuvarlağı ilmek Ģeklindeki bantlara bölünmüĢtür. Bunların oluĢturduğu daha geniĢ alanda, küçük kuĢlar (ana hatta kapalı bir alan olarak gösterilmiĢtir), 100 gamalı haç ile çapraz Ģekilli yaprak desenleri dönüĢüm halindedir . 100 Wamser 2004: 304. 27 Merkez altı yapraklı bir rozeti içine almaktadır. Kelepçe üzerindeki dekoratif Ģerit, ilmek bantları ile çerçevelenmekte ve orta kısımda ise yukarıda belirtilen küçük kuĢ, gamalı haç ve yaprak desenleri tekrarlanmaktadır. Buna ek olarak, kelepçenin iç tarafının orta 101 kısmında, bir daire içinde eĢit kollu yazılı küçük bir haç bulunur . Kat. No. 20 - Resim 21: Özenle dekore edilmiĢ bu bilezik çifti, MS 6. yüzyıla ait saray takılarının hem teknik hem de kullanlan malzeme kombinasyonu açısından önemli bir örneğini temsil etmektedir. Bileziğin kelepçesi geniĢ iki levha parçasından oluĢmakta ve menteĢesi alt tarafta bulunmaktadır. Ġç tarafın ortasından dalga Ģeklinde bir bezeme Ģeridi geçmektedir. Kenarları ise boncuk dizisi ile bezenmiĢtir. Kelepçenin dıĢ kısmının iki kenarında, altın tel içinden geçirilmiĢ sıralı inciler ve küçük altın toplar bulunmaktadır. Bu iki inci sırasının aralarında ise iki tane kare Ģeklinde kakma ve bir de tırnaklı taĢ yuvası bulunmakta olup içlerine ametist, safir, opal, cam, kuvars, zümrüt plazma gibi değerli taĢlar yerleĢtirilmiĢtir. Bileziğin orta 102 bölümünün ön yüzünde yuvarlak bir disk bulunmaktadır . Bu diskin ortasında ise oldukça büyük bir safir taĢı ve bu taĢın etrafında da on adet inci ve altın toplar sıralı halde adeta bir çiçek görünümünde yerleĢtirilmiĢtir. 2.3.5. Yüzük Kat. No. 21 - Resim 22: Niello (savat) tekniği uygulanan bu evlilik yüzüğünün ön yüzünde, ortada hale ile betimlenmiĢ olan Hz. Ġsa ve Hz. Meryem (veya Kilise‟nin bir kiĢileĢtirmesi) gelin ve damat figürlerini taçlandırırken tasvir edilmiĢdir. Soldaki erkek figürünü neredeyse görülemeyecek kadar küçük sakallarından tanımlamaktayız. Hem geline hem de damada taç takmak, Ortodoks düğün töreninin ayrılmaz bir parçasıydı. Yüzük üzerindeki gelin ve damat betimlemesinde gövdelerinin oyuk olması, buranın daha önce değerli taĢlarla dolu olduklarını düĢündürmektedir. Yüzük halkasının etrafında Hz. Ġsa‟nın hayatından yedi sahne 103 anlatılmaktadır . 101 Wamser 2004: 304. 102 Schlumberger 1895: 67-68. 103 ġahinoğlu 2018: 3. 28 Bu minyatür betimlemeler kronolojik sıraya göre “Meryem‟e Müjde”, “Meryem‟in Elizabet‟i Ziyareti”, “Ġsa‟nın Doğumu”, “Ġsa‟nın Mabede Takdimi”, “Ġsa‟nın Vaftizi”, “Ġsa‟nın Çarmıha GeriliĢi” ve “Ġsa‟nın diriliĢten sonra bahçede belirmesi” olarak düzenlenmiĢtir. Bu yüzüğün dikkat çeken bir yönü ise, yazıtlarının kapsamıdır. Dönemin birçok alyansında olduğu gibi ana resmin altında “uyum” yazısı vardır. Yüzüğün üst kısmının kenarlarında kiĢisel bir dilek olduğu anlaĢılan “Rab, hizmetkarların Peter ve Theodote‟ye yardım et” ve Ġncil‟den (Yuhanna 14:27) alıntı olarak “Esenliğim, Seninle gidiyorum “ve “sana huzurumu veriyorum” yazısı iĢlenmiĢtir. Kat. No. 22 - Resim 23: Bu yüzük, pyramidal Ģekilde bir yüzük kaĢına sahip olup içindeki taĢ kayıptır. Bu yüzük kaĢı, Çizim 2‟de gösterildiği gibi düz levhalardan oluĢmuĢ bir taĢ yuvasıdır ve halkanın üst kısmına lehimlenmiĢtir. Yüzük halkasının dıĢ kenarları üzerinede inci dizileri lehimlenmiĢtir. 2.3.6. Fibula Erken Bizans Dönemi‟nde Ġmparator ve Ġmparatoriçe ile saray, soylu veya askeri sınıf mensubu kiĢiler kıyafetlerinin üzerine pelerin giymekteydiler. Bu pelerinler genellikle sağ 104 omuzdan veyahut da ortadan bir fibula yardımı ile tutturuluyordu . Fibulalar, MS 280 yılından 6 yüzyılın ortalarına kadar görkemli imparatorluk hediyeleri olarak moda olmuĢtur. Kat. No. 23 - Resim 24 Günümüze ulaĢan ajur tekniği ile yapılmıĢ yedi broĢtan biri olan ve bu çalıĢmada incelenen üçgen ayaklı fibula, altından üretilmiĢ olup üzerinde herhangi bir mücevher taĢı bulunmamaktadır. Üst panelin ortasında bir Latin haçı bulunur. Ġğnenin ucu, broĢ ayağındaki bir yuvaya yerleĢtirilir ve ilmekli iğne baĢı, baĢın arka merkezindeki bir deliğe oturur. Ġğnenin baĢı, sol taraftaki altıgen topuzlu vidanın gevĢetilmesiyle serbest bırakılır. Vida, mekanizma olarak özel olması nedeniyle mücevheratta bir statü sembolü haline gelmiĢtir. Bu tip fibulalar „crossbow‟ yani „tataryayı‟ olarak da isimlendirilmektedir. Söz konusu bu fibulada, yüzeye 105 dantel deseni veren ajur (opus interrasile) tekniği kullanılmıĢtır . 104 ġahinoğlu 2018: 3. 105 Wixom-Boehm 1999: 30-31. 29 Kat. No. 24 - Resim 25 Yenikapı Metro Kazısı / Theodosius Limanı buluntusu olan bu fibula, altıgen kesitli ve içi boĢ bir kola sahiptir. Bu kolun her iki ucunda ve yay üzerinde, kol ve yayla bağlantı noktalarında boncuk dizisi biçimli teller bulunan altıgen Ģekilli küçük topuzlar yer almaktadır. Kolun orta yerinde iğne halkasına ait giriĢ yuvası bulunur. Günümüze ulaĢmamıĢ olan iğnenin, fibula üzerindeki kalıntılar ve element ölçümlerinden yola çıkarak bronz olduğu anlaĢılmaktadır. Yayın her iki kenarında yer alan küçük volütlü ögeler kolla bağlantıyı sağlamaktadır. Ġçi boĢ olan bu yay, yedigen kesitlidir ve yan taraflarından yukarıya doğru üç kademelidir. Yayın alt kısmında bulunan dörtgen boĢluğun, yapımı sırasında yayın biçimini korumak amacıyla toz halindeki kükürtün içine doldurulması için açılmıĢ olduğu kabul edilmektedir. Genellikle iĢlem sonunda bu açıklık bir yama aracılığı ile kapatılmaktadır. Ancak, bu fibuladaki açıklığı örten parça günümüze kadar ulaĢamamıĢtır. Fibulanın yarım daire biçimli ayağının içinde iğne için bir yuva görevi yapan uzun bir oyuk bulunmaktadır. Fibula ayağının iç ve dıĢ yüzünde, niello (savat) dolgusu bezemeler yer almaktadır. Ayağın iç yüzünde kazıma çizgi ile iĢlenmiĢ bir yılan betimi bulunmaktadır. Fibulanın ön yüzünde kenar bordürü dalga motifi ile bezeli olan dikdörtgen çerçeve içinde bir asma dalı motifi yer almaktadır. Bu asma dalının içinde yer aldığı çerçevenin sonunda daire içine alınmıĢ bir X vardır. Fibulanın en altında ise yuvarlak bir çerçeve içinde bir monogram bulunmaktadır. Çelenk bordür içindeki monogram haç Ģeklindedir ve ΠΕΣΡΟΤ (Petrou) harflerinden oluĢmuĢtur. Fibulanın en ucundaki niello dolgulu yıldız bezemelerden birinin dolgusu 106 düĢmüĢtür . 2.3.7. Tork Altın tork (Kat. No. 25 - Resim 26), yarım daire Ģeklinde ince bir altın levhadan meydana getirilmiĢtir. Bu yarım dairelerin her iki ucunda kabartmalı birer aslan baĢı bulunmakta ve bunların arasında da bikonik bir ara parça yerleĢtirilmiĢtir. Bunların ortasında yer alan kilidin altında ise iki halka bulunmaktadır. Çemberin aslan baĢı ile birleĢtiği yerde de 107 iki sıra boncuk dizisi yer almaktadır . 106 Çelik 2016: 433. 107 Hockey 1989: 33. 30 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM 3. TAKI TASVĠRLERĠNĠN BULUNDUĞU SANAT ESERLERĠ 3.1. Mozaikler üzerindeki takı tasvirleri Roma Ġmparatorluğu‟nun Adriyatik kıyısında stratejik öneme sahip olan ve hatta bir dönem Batı Roma Ġmparatorluğu‟na baĢkentlik yapmıĢ olan Ravenna, MS. 540 yılında I. Iustinianus‟un emriyle komutan Belisarius tarafından yeniden fethedilmiĢ ve zaferden sonraki yıllarda Konstantinopel‟de olduğu gibi bir dizi imar faaliyetlerinde bulunulmuĢtur. Zengin mozaik repertuarına sahip olan bu yapılar bize Bizans tasvir sanatına ikonografik ve dekoratif olarak bir bakıĢ açısı sunmaktadırlar. Dönem giyim ve takı sanatı hakkında ayrıntılı bilgiler veren en bilindik örnek ise MS 547 yılında tamamlanan ve bize zengin saray mücevherlerine dair önemli fikir veren San Vitale Bazilikası‟nın apsisinde bulunan iki mozaik panodur (Resim 27, 28). Ġkonografisinden dolayı imparator panoları olarak da bilinen bu mozaikler sunağın kuzey ve güney yönündeki pencerelere bitiĢiktir. Apsis kuzey duvarında Ġmparator I. Iustinianus, güney duvarında ise Ġmparatoriçe Theodora‟nın önderlik ettiği iki ayrı alay, apsisdeki koro‟ya (khoros) doğru yönelirken tasvir edilmiĢ ve mücevherlerle bezeli sütunlarla zengin dekoratif bir çerçeve içine alınmıĢtır. BetimlenmiĢ bütün figürler merasim kıyafetleriyle resmi bir duruĢ sergilemektedir. Bu bize o dönem saray törenlerinde imparator ailesinin ve yüksek rütbeli görevlilerin giyim ve takılarının arasındaki uyumu göstermektedir. Öte yandan, portre özelliği taĢıyan figürlerin tamamının frontal ve ayakta tasvir edilmesi, kıyafetlerdeki takı aksesuarlarının nasıl kullanıldığı hakkında önemli ipuçları vermektedir. Ġmparator I. Iustinianus‟un bulunduğu mozaik panosunda kendisi ortada olmak üzere ona on 108 iki figür eĢlik etmektedir . Bu bize Ġsa Peygamber‟in son akĢam yemeğini hatırlatmakta ve Iustinianus‟un ellerinde altın bir ayin kâsesi (paten) taĢıdığı düĢünüldüğünde, Ġmparator‟un Tanrı‟nın dünya üzerindeki temsilcisi olduğu görüĢünü desteklemektedir. Bir baĢka ilgi çekici detay ise hem I. Iustinianus hem de eĢi Theodora‟nın bu mozaiklerin tamamlandığı tarihte henüz hayatta olmalarına rağmen baĢlarının etrafında birer hale (nimbus) ile betimlenmiĢ 109 olmalarıdır . 108 Jäggi 2013: 253, 254. 109 Hetto 2020: 210. 31 Ġmparator‟un baĢında (Resim 29) iki sıra inci arasında, tamamı değerli taĢlarla bezenmiĢ ve her iki tarafından da ensesine doğru sarkan iki ince zincir ucuna takılmıĢ damla Ģeklinde inciler ile iĢlenmiĢ stemma (taç çemberi) vardır. Bu taç betimlemesi diademlerin 110 bezenerek ve yükselerek gösteriĢli taçlara doğru evrilen önemli geliĢmesi olarak görülebilir . Ġmparator I. Iustinianus‟un erguvan rengindeki pelerininin sağ omuzuna tutturulan, etrafı 111 incilerle çevrili mücevher taĢlı yuvarlak broĢ (fibula), gücünün diğer bir simgesidir . BroĢun alt kısmında altın zincirlerle asılı duran damla Ģeklinde, tacında olduğu gibi, üç büyük elmas taĢı sarkmaktadır. BroĢun üst kısmındaysa, yeĢil bir zümrüt taĢın üstünde üç adet mavi safir olduğu gözükmektedir. Ġmparatorun‟un sol yanındaki dört kiĢiden üçü, Ravenna‟da MS 545‟ten 553‟e kadar görev yapmıĢ BaĢpiskopos Maximian dahil olmak üzere din adamlarıdır. BaĢpiskopoz, elinde mücevher bezeli altın bir haç, onun yanındaki yine altın ve kıymetli taĢlarla bezenmiĢ kutsal kitap ve diğeri ise bir buhurdanlık taĢımaktadır. Ġmparatorun sol arkasında duran figürün ise kiliseyi finanse etmiĢ olan bankacı Argentarius olduğu düĢünülmektedir ve sağ omzunda altın bir fibula ile betimlenmiĢtir. Aynı fibula imparatorun sağında bulunan, iki üst rütbeli görevlide de bulunmaktadır. Bizans tarihçisi Prokobius‟un gizli tarih adlı kitabındaki anlatılana göre bu rütbelilerin komutan Belisarius ve Anastasius olduğu düĢünülmektedir. Tipolojide zemberek biçimli (Crossbow) fibula olarak adlandırılan bu aksesuar, rütbeli subay ve yüksek sivil devlet memurları tarafından pelerinlerinin 112 (chlamys) sağ omuz üzerinden tutturulması amacıyla kullanılmıĢtır . Ġmparator tarafından hediye edilen altın fibulalar, uzunluk, ağırlık ve yapılıĢ tekniği açısından taĢıyan kiĢinin rütbesine göre değiĢkenlik gösterebiliyordu. Iustinianus‟un en sağındaki altı kiĢiden oluĢan özel muhafız grubundaki askerlerin boyunlarında tork (torque) görünmektedir. Tork, Bizans‟da askeri bir rütbe iĢareti olan, oldukça büyük ve altından yekpare yuvarlak, genelde 113 kıymetli renkli taĢlı veya pandantifli boyunduruk tarzı boyun takısıdır . Önde duran bir muhafızın mücevherlerle bezenmiĢ kalkanında Christogram (Chi-Rho) iĢlenmiĢ olması, 114 ziyaretçiye Ġmparator I. Constantinus‟u hatırlatmakta ve böylece Iustinianus‟un gücü de 115 tarih tarafından desteklenmektedir . 110 Hetto 2020: 210. 111 Pitarakis 2016: 200. 112 Deppert-Lippitz 2000: 39. 113 Pitarakis 2016: 201. 114 Büyük Constantinus olarak da bilinen Roma Ġmparatoru (MS 306-337). MS 312 yılında Milvius Köprüsü SavaĢı‟nı askerlerinin kalkanlarına“Chi-Rho “ sembolünü çizdirerek, zafer elde ettiği inancıyla efsaneleĢmiĢtir. 115 Pitarakis 2016: 209. 32 Ġmparatoriçe Theodora‟nın ortada durduğu mozaik panosunda maiyeti ile birlikte resmedilmiĢtir. Ellerinde mücevherlerle bezenmiĢ altın bir kadehi (chalice), adeta apsis duvarındaki Pantokrator (kâinatın efendisi) mozaiğine sunar gibi görmekteyiz. Erguvan 116 rengindeki pelerinin eteğinde, altın ile iĢlenmiĢ “üç kralın secdesi” teması, Ġmparatoriçe‟nin hediyesinin kutsal sahneye bir atıf olduğu anlaĢılmaktadır. Bununla birlikte bu mozaik panosu, Erken Bizans Dönemi‟nin saray takı sanatı hakkında birçok örnek ile önemli resimsel bir belge niteliği taĢımaktadır. Ġmparatoriçe Theodora‟nın göz kamaĢtırıcı miktarda mücevherlerle tasvir edilmiĢ olması, Codex Iustinianus 11.12 paragrafına göre kullanılan ayrıcalıklı malzeme kombinasyonunu akla getirmektedir. Mozaik sanatçısı bu etkiyi 117 verebilmek için panonun yapımında sedef, renkli cam ve altın sandviç tekniği kullanmıĢtır. Ġmparatoriçe, iki yanından ikiĢer adet göğsüne kadar uzanan incilerden oluĢan sarkaçlı (praependulia) bone biçiminde, tamamı değerli taĢlar ve incilerle bezeli, bir taç takmaktadır (Resim 30). Tacın ortası I. Iustinianus‟un stemmasına benzer Ģekilde iki sıra inci arasına birçok mücevher ile tezyin edilmiĢtir. Tacın üst kısmında çiçeksi bir mücevher demeti göze çarpmaktadır. Bu tasarım daha sonraki yıllarda geliĢen taçlardaki üçgen çıkıntılara örnek teĢkil edecektir. Ġmparatorun ayrıcalıklı malzeme kombinasyonuna bir baĢka örnek ise Ġmparatoriçe‟nin kulağındaki sarkaçlı (pandantif) küpe betimlemesidir. Küpe taĢları yakut, zümrüt, inci ve safir olarak yukardan aĢağıya doğru sıralanmıĢtır. Boynundaki kısa kolyenin benzerleri günümüzde bazı müzelerde bulunmaktadır (Resim 12). Değerli taĢlar genellikle yuvarlatılıp ve cilalandıktan sonra delinmek suretiyle içinden altın tel geçirilip birbirine zincir 118 Ģeklinde bağlanmıĢtır . Ġmparatoriçe‟nin pelerinin üzerine dikilmiĢ olarak elmas sarkaçlara sahip altın, zümrüt, yakut ve incilerden oluĢan bir mücevher yakası betimlenmiĢtir. Ayrıca sağ omzunun arkasında etrafı incilerle çevrili ve üzerinde elmas bulunan bir zümrüt taĢlı broĢ da gözükmektedir. Ġmparatoriçe‟nin hemen solunda saray ağaları oldukları düĢünülen iki yüksek rütbeli saray memuru ona eĢlik etmektedir ve sağ omuzlarında altın bir fibula olduğu 119 anlaĢılmaktadır . Bu imparatorluk panolarının orijinal olarak MS. 544‟ün sonları ile MS 545‟in baĢları arasında yapıldığı düĢünüldüğünde, Ġmparatoriçe‟nin sol yanındaki kadın figürünün komutan Belisarius‟un eĢi Antonina ve yine onun yanındaki daha genç görünümlü 120 figürün ise kızı Ioannina olması kuvvetle muhtemeldir . 116 Üç kralın secdesi: Kutsal kitapta (Matta, 2: 1-5, 7-12) anlatılana göre Melkikor, Baltazar ve Caspar adlı kral kahinlerin Ġsa‟nın doğumunda hediyelerini sunup, tapınma sahnesidir (Cömert 2006: 178-242). 117 Cam arasına altın yaldızla yapılan süsleme tekniğidir. 118 Pitarakis 2016: 209. 119 Jäggi 2013: 253. 120 Andreescu 1997: 719. 33 Ayrıca Ġmparator I. Iustiniaus‟un bulunduğu panodaki Belisarius‟un yanındaki genç adam figürünün ise Ioannina‟ nın niĢanlısı ve aynı zamanda Ġmparatoriçe‟nin torunu Anastasius olma ihtimali yüksektir. Procopius onları, mozaikteki bu iki figürde oldukları gibi 121 ergenler olarak tanımlamaktadır . Böylelikle karĢılıklı duran panoların bir bütünün resmi olduğu ve kiĢilerin ya imparator ailesine mensup yada yüksek rütbeli saray görevlileri oldukları ve üzerlerinde görünen kıymetli aksesuar ve mücevherlerin Codex Iustinianus 11.12 paragrafına göre ayrıcalıklı mücevher kombinasyon kullanımının görsel bir kanıtı olduğu anlaĢılmaktadır. Ġmparatoriçe Theodora‟nın bulunduğu panodaki bütün kadın figürleri son derecede gösteriĢli kumaĢlardan dikilmiĢ kıyafetler ve değerli takılar ile donatılmalarına karĢın mutaassıp oldukları, bonelerinin altından saçlarının dahi gözükmediği görülmektedir. Mozaik üzerindeki kadınların hepsinde Ġmparatoriçeninkine benzeyen elmas, inci ve safirden oluĢan pandantif küpeler göze çarpmaktadır. Antonina (Resim 31), boynunda altın sarkaçlı bir kolye ve sağ elinde zümrüt kakmalı altın bir yüzük ile tasvir edilmiĢtir. Ayrıca altın, zümrüt ve kenarı incilerden oluĢan bir bileklik takmaktadır. Annesinin hemen yanında betimlenen Ioannina, benzer yüzük, bilezik ve küpelerine ek olarak sarkaçlı kolyesinin ortasında bir mücevher taĢımaktadır. Ġmparatoriçe‟nin maiyetindeki diğer kadınların çeĢitli takılar taktığı gözükmekte ve bu kadınlardan birinin giysisinin boyum bölgesine dikilmiĢ değerli taĢlar ve incilerden oluĢan bir dikilmiĢ yaka kolyesi, (Resim 4) bir baĢka kadının kolunda da, altın bir bilezik (Resim 20) betimlenmiĢtir. MS 7. yüzyılın baĢlarına tarihlenen ve Roma‟da Sant‟Agnese fuori le mura Bazilikası‟nın apsisi‟nde Azize Agnese‟nin ayakta göründüğü mozaiği bulunmaktadır. Bu mozaik, Doğu Bizans‟ta Sanatı‟nı tanımlayacak olan soyutlama estetiğinin, öncüsü olarak 122 kabul görüp, analiz edilmiĢtir (Resim 32). Azize Agnese „Legenda aurea‟ya göre, MS 3. yüzyılda yaĢamıĢ soylu bir Roma ailesinin on iki yaĢındaki kızıdır. Roma Valisinin oğlu Symphronius ile evlenmeyi reddetmiĢ ve Hz. Ġsa‟ya adanmıĢlıkla bekar olmayı seçmiĢtir. Pagan kültürünü uygulamayı reddettiği için acımasız tehditlere ve linç giriĢimine maruz kalmıĢtır. Rivayete göre bu esnada mucizevi bir Ģekilde Agnes‟in saçları aniden o kadar uzamaya baĢlar ki, tüm vücudu örtülür. Bir melek, korunmaya ek olarak ona hafif bir kaftan getirir. Bu kaftana rağmen evlenmek isteğinden vazgeçmemiĢ olan Symphronius, Agnes‟e 123 dokunduğunda ölür. Ancak yüce kalpli Agnes‟in duası sayesinde hayata döndürülür . 121 Andreescu 1997: 719. 122 “Legenda aurea -Altın Efsane”, Jacobus de Varagine tarafından yazılmıĢ ve geç ortaçağ Avrupa‟sında yaygın olarak okunan bir azizlerin hayat hikayeleri koleksiyonudur. 123 Trout 2019: 11. 34 Romalılar bu mucize karĢısında yumuĢamaz ve Azize‟yi cadı olarak ilan eder ve yakmak isterler. Oysa, mozaikte tasvir edildiği gibi bu alevler Azize Agnese‟nin etek ucunda birer ateĢ demeti olarak ona zarar vermez. Bu kutsal kadın, Romalı bir asker tarafından kılıçla öldürülür. Efsane sürer ve ölümünün sekizinci gününde, Azize Agnese anne ve babasına bir kuzuyla görünür. Ġkonografide Azize Agnese genellikle bir kuzuyla (Latince agnus), bazen de yanında bir kılıçla tasvir edilmektedir. Ġsa peygamberin sembolü olan kuzu, aynı zamanda bekaret yeminine de iĢaret eder ve beyaz renk saflığı sembolize eder. Resim 16‟da Azize Agnese, diriliĢ sembolü anka kuĢu iĢlemeli imparatora ayrıcalıklı erguvan rengi bir kaftan giymiĢ, altın bir zemin üzerindedir. Yaldızlı iĢlemeler ve mücevherlerle bezeli olan Ģal benzeri bir giysi omuzlarını örtmüĢ ve dizlerine kadar inmektedir. BaĢında bir taç ve boynunda gözalıcı bir mücevher yaka taĢımaktadır. Alevler iki yanında ayaklarını yalamakta; önünde gümüĢ bir kılıç uzanmakta ve elinde haçlı bir parĢömen tutmaktadır. Altın zemine yerleĢtirilmiĢ dairesel bir Ģerit, nimbus‟unu tanımlamakta ve baskın cam tesseralardan ziyade mermer karolara yerleĢtirilmiĢ oval yüzü, çehresine gurur veren bir kompozisyonun odak noktası halindedir. Sert ve heybetli görünmekte, ancak kaĢ çizgisinin kemeri ve yanaklarının kırmızısıyla vurgulanan koyu renkli gözleri, sert duruĢunun etkilerini yumuĢatmaktadır. Ravenna‟nın San Vitale Bazilikası‟ndaki Ġmparatoriçe Theodora‟yı hatırlatan görkemli 124 kıyafeti ve betimlendiği takılar ile asaleti vurgulanmıĢtır . 3.2. FildiĢi üzerindeki takı tasvirleri Kat. 26 Resim 33: Bir imparatoriçeye ait olan bu tasvir, Bizans saray ritüelinden etkileyici bir resim sunmaktadır, ancak sunum bakımından önceki Roma Ġmparatorluk Dönemi‟nin anıtlarından büyük ölçüde farklıdır. KiĢisel özelliklerin yerini neredeyse tamamen hükümdarlık attributlarının alması, Ġmparatoriçeyi adlandırmayı zorlaĢtırmaktadır. Büyük olasılıkla Ariadne, MS 515 yılında ölen Bizans Ġmparatorları Zeno (MS 474-491) ve Anastasius‟un (MS 491-518) eĢi olarak tasvir edilmiĢtir. Ġmparatoriçe, iki yanında birer kartal bulunan, midye Ģeklindeki bir baldahin‟in altında zengin bir Ģekilde dekore edilmiĢ tahtında gösteriĢli kıyafetiyle oturmaktadır. Ġmparatoriçenin giydiği chlamys‟in bütün kenarları çift sıra büyük 125 incilerle bezelidir . 124 Trout 2019: 11. 125 Angelova 2004: 10-11. 35 BaĢında, iki yanından ikiĢer adet göğsüne kadar uzanan inci ve mücevherlerden oluĢan sarkaçlı (praependulia) bone biçiminde, tamamı değerli taĢlar ve incilerle bezeli bir taç takmaktadır. Boynunda sarkaçlı geniĢ bir mücevher yakası, sarkaçlı küpeler ve kalın bir bilezik ile donatılmıĢtır. Sol elinde haçlı küreyi (sphaira) tutarken, sağ eli ile kutsama iĢareti yapmaktadır. Geç antik dönemde, diptik olarak adlandırılan geleneksel iki parçalı yazı tahtası, ince malzemeden yapılmıĢ çok parçalı bir mücevher biçimine dönüĢmüĢtür. Afrika ve Hint fillerinin diĢlerinden elde edilen fildiĢi, antik çağda zaten değerli ve nadir bir malzeme olarak 126 kabul ediliyordu ve öncelikle kraliyet veya kutsal alanda kullanılıyordu . 3.3. Tekstil üzerindeki takı tasvirleri Kat. 27 Resim 34: MS 6. yüzyıla ait olan bu duvar halısının ortasında tahta oturan tanrıça Hestia Polyolbos tasvir edilmiĢtir. Hestia, boynunda inci ve değerli taĢlardan oluĢan pendiliasız bir yaka mücevheri taĢımaktadır. Kulaklarında incili altın küpeler (Resim 16) ve her iki kolunda da mücevherli inci bilezikler (Resim 21) dikkati çekmektedir. Arka fonda cennet bahçesini andıran çiçekler bulunmakta ve Hestia‟nın her iki yanında üst üste sıralanmıĢ ve ellerinde birer disk taĢıyan üçer cin yer almaktadır. Hestia tahtından kutsama dağıtmakta ve bu cinler euphrosyne (neĢe), euochia (iyi bir gün), prokope (refah), ploutos (zenginlik), eulogia (kutsama) ve arete (erdem) kutsamalarını içeren diskleriyle Hestia‟ya yardım etmektedirler. Grubu, biri phos (ıĢık) olarak adlandırılan iki kraliyet figürü çevrelemektedir. Sağ tarafındaki Phos diye adlandırılan figür Hestia‟ya benzer Ģekilde gerdanlık ve küpe ile ayakta tasvir edilmiĢtir. Sol tarafındaki erkek figürü ise bir fibula taĢımaktadır. Her üç figürde hale ile betimlenmiĢtir. Kat. 28 Resim 35: Erken Bizans Dönemi‟ne ait olan bu yün dokumada, etrafında kalpli bordür içinde, geniĢ bir hale ile betimlenmiĢ Ariadne büstü iĢlenmiĢtir. Tanrıçanın baĢında, ortasında mücevher taĢı bulunan bir diadem ve boynunda pendilialı bir yaka mücevheri taĢımaktadır. 127 Kolyenin sarkaçları ucunda haç olan iri incilerden oluĢmaktadır . 126 Angelova 2004: 10-11. 127 Evans v.d. 2001: 16. 36 Ayrıca betimlenen sarkaçlı küpeleri kolye ile uyum içindedir. Bu küpeler kolye„ye benzer Ģekilde mücevher taĢına bitiĢik iki iri inci‟nin ucuna eklenmiĢ haç‟tan oluĢmaktadır (Resim 11). 3.4. Metal üzerindeki takı tasvirleri Kat. 29 Resim 36: Tahıl gibi ağır malları ölçmek için genellikle imparatoriçe büstleri Ģeklinde kantar 128 topuzları kullanılmıĢtır . AlıĢılmadık derecedeki ayrıntılı bu eser, MS 379‟dan MS 450‟ye kadar hüküm süren Theodosian hanedanının bir imparatoriçesini tasvir ediyor olabilir. Kendisi yaklaĢık beĢ pound veya yedi Bizans litresi ağırlığında olan bu kantar topuzu, daha ağır mallar için kullanılmıĢtır. Bakır alaĢımlı ve kurĢunla doldurulmuĢ olup pirinçten kancaya 129 sahiptir . Kat. 30 Resim 37: Bu disk, 1847 yılında antik Emerita Augusta bölgesinde bulunan gümüĢ nesnelerden oluĢan bir hazinede ortaya çıkmıĢtır. Yazıtından ve betimlemesinden dolayı bu gümüĢ diske Theodosius Missoriumu denilmektedir. Disk‟in üzerinde tahtında oturan bir imparator betimlemesi bulunmaktadır. Tahtın etrafındaki kiĢilerin Ġmparator‟dan daha küçük tasvir edilmesin sebebi bu kiĢilerin rütbe derecelerini belirtmektedir. Ġmparatorun baĢı bir hale ile çevrili olup üç sıra incili bir diadem taĢımaktadır. Chlamys ile örtülü uzun kollu bir tunika giyen Ġmparatorun sağ omzu yuvarlak ve broĢ Ģeklinde bir fibula ile tutturulmuĢtur. Fibulanın etrafı incilerle çevrilmiĢ ve üstünde üç değerli taĢ ile üç pendiliası bulunur. Sağ kolunu uzatan Ġmparator, yakınındaki kiĢiye bir diptik vermektedir. Tataryayı fibulası taĢıyan bu kiĢinin bir saray görevlisi olduğu anlaĢılmaktadır. Ġmparatorun her iki yanında, kendisi ile aynı giysi ve takıları taĢıyan ve kendisi gibi tahta oturmuĢ olan iki kraliyet figürü vardır. Ayrıca her iki kraliyet figürü de sol ellerinde küreler tutmaktadır ve baĢları da bir hale ile çevrilidir. Bu kraliyet figürlerinin yanlarında, her biri ikiĢer tane olmak üzere dört askeri görevli vardır. Bu görevlilerin saçları uzundur. Üzerlerinde kısa tunik giymiĢlerdir ve boyunlarında tork 130 bulunmaktadır. Her biri uzun bir mızrak ve oval bir kalkan taĢımaktadır . 128 Evans v.d. 2001: 16. 129 Howard 1983: 340. 130 Corso 2016: 240-243. 37 Diskin alt bölümünde Tellus‟un personifikasyonu bulunmaktadır ve ayrıca diskin kenarına aĢağıdaki yazıt iĢlenmiĢtir: «D (ominus) N (oster) Theodosius Perpet (uus) Aug (ustus) ob diem felicissimum X». «Lordumuz Theodosius, sonsuza dek Augustus, onuncu (veya on beĢinci) yıldönümünün çok mutlu gününde» Missorium I. Theodosius‟a atfedilirse diskteki biçimsel unsurlar, özellikle 131 Konstantinopolis Hipodromu‟ndaki Theodosius dikilitaĢının kaidesi ile karĢılaĢtırılabilir . Kat. 31 Resim 38: Altın ve gümüĢten yapılmıĢ Geç Roma Dönemi‟ne ait bu mücevher kutusu dikdörtgen piramit Ģeklindedir. Etrafı mitolojik sahnelerle betimlenmiĢtir ve üst kapağında iki Eros figürünün çelenk içine aldığı kadın ve erkek büstü bulunmaktadır. Mitolojik sahneler ve Hristiyan yazıtının “Secundus ve Projecta, Ġsa ile yaĢa” birleĢiminden dolayı uzun süredir ilgi çeken bu değerli kutu bir düğün hediyesi olduğu düĢünülmektedir. Erkeğin sağ omzunda bir Tataryayı fibulası ve kadının boynunda bir gerdanlık bulunması, bu çiftin satülü ve varlıklı 132 olduğu izlenimini vermektedir . 3.5. TaĢ eserler üzerindeki takı tasvirleri Resim 39: Erken Bizans Dönemi‟ndeki Konstantinopolis kuyumculuk sanatının değerli mücevherlere olan düĢkünlüğünün ibadethanelerin yontma süslemelerine aktarıldığını görmekteyiz. Ġstanbul Saraçhane‟de MS 524-527 yılları arasında inĢa edilen Aziz Polieuktos Kilisesi‟nin oymalarında karĢımıza çıkan bu madalyonlu sütun baĢlığı, bize altıncı yüzyıl Konstantinopolis kuyumculuğundaki altın mücevherlerde kullanılan opus interrasile tekniğinin taĢ yüzeylere de aktarıldığını göstermektedir. Bu sütundaki madalyonlara yerleĢtirilen monogramların kıvrık dallarla çevrelendiği repertuvar, hilal biçimindeki 133 küpelerde rastladığımız bezeme Ģekli ile büyük benzerlik göstermektedir (Resim 15) . 131 Corso 2016: 240-243. 132 Weitzmann 1979: 310. 133 Pitarakis 2016: 23, 58. 38 Kat. 32 Resim 40: Günümüzde Ġstanbul Sultanahmet Meydanı‟nda bulunan ve MS 4. yüzyıla ait olan Theodosius sütun kaidesinin dört cephesinde de konu benzerdir. Ġmparator I. Theodosius kathisma locasında bulunur ve hipodromdaki at yarıĢlarını seyretmektedir. ÇalıĢmada ele alınan kuzeybatı cephesi kathisma tarafından ikiye bölünmüĢtür. Üst orta bölümde bir kemer içinde kraliyet mensupları hiyerarĢik biçimde betimlenmiĢtir. Ortada en büyük olarak Ġmparator I. Theodosius, sol yanında Batı Roma Ġmparatoru II. Valentinianus, sağında ise oğlu Arcadius ve Honarius yer almaktadır. Ġmparator I. Theodosius ve II. Valentinianus‟un baĢında birer stemma bulunmaktadır ki bu onların Augustus ünvanı taĢıdıklarını 134 göstermektedir . Ayrıca her dördününün clamys‟lerin sağ tarafında birer fibula bulunmaktadır. Kemer sütunlarının dıĢında önde fibulalı saray görevlileri ve onların arkalarında ise saray muhafızları birer tork (Resim 26) taĢımaktadırlar. Bu saray muhafızlarının taĢıdıkları tork, mızrak ve oval kalkanları ile tipik saç Ģekilleri tıpkı Theodosius Missorium‟unda San Vitale Bazilikası‟nın mozaiğindeki saray muhafızları gibidir. Resmin alt bölümünde ise barbarlar frig Ģapkaları ile tıpkı San Vitale Bazilikası‟ndaki Ġmparotoriçe Theodora‟nın kaftan eteğindeki üç kralın tapınıĢı gibi hediyeler sunmaktadırlar. Kat. 33 Resim 41: Ġtalya‟nın Mailand Ģehrinde bulunan ve MS 5. yüzyılın ortalarına tarihlenen bu mermer heykel baĢı Ġmparatoriçe Theodora‟ya atfedilmektedir. Ġmparatoriçenin baĢında saçlarını örten boneli bir taç bulunmaktadır. Ġki sıralı inci dizisinin ortasına üç damla Ģeklinde pendilialı broĢ benzeri değerli bir mücevher taĢı yerleĢtirilmiĢtir. BroĢun arkasından enseye kadar yine iki sıralı inci dizisi uzanmaktadır. Böylelikle bone‟nin üst tarafında iki çıkıntı 135 oluĢmaktadır . 3.6. Terracotta üzerindeki takı tasvirleri Kat. 34 Resim 42: PiĢmiĢ topraktan yapılmıĢ ve Mısır‟da ele geçirilen ve Roma Dönemi‟ne ait olan bu küçük Terracotta‟dan yapılmıĢ kadın figürin‟i bir dansçıyı tasvir etmektedir. Göbek deliğinin 136 görünmesinden onun ince kumaĢtan bir kıyafet giydiği anlaĢılmaktadır . 134 Pitarakis 2016: 23, 58. 135 Delbrück 1913: 23. 136 Wamser 2004: 298. 39 Her ikisi de önden delinmiĢ dairesel küpeler taktığı gözlenen bu figür, resim 14‟de 137 anlatılan göğüs zincirinin nasıl giyildiğini gösteren iyi bir örnek sunmaktadır . 3.7. Cam üzerindeki takı tasvirleri Kat. 35 Resim 43: Bir cam bardağın alt tabanıdır. Desen, altın sandviç tekniği ile yapılmıĢtır. Yazıtı olan bir dairesel bordür içine alınmıĢ bir erkek ve bir kadın figürü bulunmaktadır. Kadının baĢında bir diadem, boynunda ise pendilialı bir mücevher yakası (Resim 4) bulunmaktadır. Ġki baĢın arasında, aslan postu giymiĢ ve elinde topuzu ile Hesperides‟in üç elmasını taĢıyan küçük bir 138 Herkül figürü vardır . 137 Wamser 2004: 298. 138 Dalton 1901: 60. 40 DEĞERLENDĠRME VE SONUÇ Doğu Roma Ġmparatorluğu, MS 6. yüzyılda I. Iustinianus tarafından yeniden geniĢ topraklar üzerinde hakimiyet kurduktan sonra bol miktarda altın kaynaklarına sahip oldu. Zira, MS 5. yüzyılın sonundan MS 7. yüzyıla kadar tarihlendirebildiğimiz ve günümüze kadar ulaĢabilmiĢ olan altın sikke ve mücevherlerin miktarı bunun bir kanıtı olarak kabul edilebilir. Bu dönemde kuyumculuğun toplumdaki yeri daha önce hiç bu kadar önemli olmamıĢtır. ÇalıĢmada ele alınan ve Ravenna‟da bulunan San Vitale Bazilikası‟ndaki Ġmparator I. Iustinianus ve Ġmparatoriçe Theodora‟ya ait MS 6. yüzyıl mozaik panoları üzerindeki zengin mücevherat tasvirleri söz konusu dönemin polikrom dünyasını açıkça yansıtmaktadır. Sergilenen zenginlik ve ihtiĢam, Ġmparatorun Tanrı‟nın meĢru temsilcisi olarak yüceltilmesini sağlamak üzere görkemli bir tasarım ve ince iĢçilik seviyesindedir. Aslında dindarlık, sadelik ve mütevazilik ile bağdaĢtırılsa dahi bu dönemdeki aĢırı ve abartılı mücevher kullanımı Tanrıyı ve o mücevheri taĢıma hakkına sahip Ġmparatoru yüceltmek amaçlıdır. Mozaik panellerinde sadece imparator ve ailesi değil ayrıca azizeler gibi dini kiĢilerin de benzer gösteriĢli mücevherlerle tasvir edildikleri görülmektedir. Bu bağlamda en iyi örneklerden birisi Roma‟daki Sant‟Agnese fuori le mura Bazilikası‟ndaki Azize Agnese‟nin mozaik paneline aittir. Azize Agnese‟nin altın, inci ve kıymetli mücevherler ve diadem ile betimlemesi, Ravenna‟nın San Vitale Bazilikası‟ndaki Ġmparatoriçe Theodora‟ya ait mücevherleri hatırlatan mozaik paneli ile karĢılaĢtırıldığında kıyafet, takılar ve diadem gibi imparatorluk sembolleri konusunda belirgin bir benzerlik görünmektedir. Ġmparatoriçe Theodora ve Azize Agnese arasındaki bu geçmiĢ zamana atfen betimlenen benzerliğin temelinde, Codex Iustinianus 11.12. paragrafındaki ölçütlerle geçmiĢ zaman azizelerini de yüceltme duygusu yatmaktadır. Bu imparatorluk kanununa göre, söz konusu bu değerli takılar sadece Tanrının yeryüzündeki temsilcileri tarafından taĢınabilinir. Ayrıca tasvir edilen bu takılar, örneğin taç ve taĢlı fibulalarda olduğu gibi, kaybolan eserler hakkında da önemli ipuçları vermektedir. Hem altının çok yüksek ayarda olması ve kaygısızca iĢlenmesi hem de uzaklardan ithal taĢların getirilmesine bakılarak talep edenin, taĢıyıcının ve kuyumcuların Doğu Roma Ġmparatorluğu‟nun baĢkenti Kontantinopolis‟te buluĢmaları o çağ için büyük bir görsel Ģölen oluĢturmuĢtur. Doğu Roma Ġmparatorluğunun kuyumculuk sanatındaki geliĢmelerin temel ideolojisi, Ġmparatorluk gücüyle Tanrısallığın bütünleĢtirilmesidir. Bu yolda kanunlar çıkararak, Ġmparator ve yakın çevresi için altın ve kıymetli taĢlardan oluĢturulan yepyeni ve elitist bir dünya görüĢü yaratılmıĢtır. 41 Bu perspektifle çağlarının öncesinde yaĢamıĢ ve önemli dini roller üstlenmiĢ kiĢileri, tıpkı kendileri gibi takılarla betimleyerek ebedi bir köprü kurma davranıĢı sergilemektedirler. Ġmparatorluk sembolu olan her nesne (taht, taç, asa, erguvan rengi giysiler) gibi MS 6. ve 7. yüzyıllardaki üretilmiĢ mücevherlerin geçmiĢ zaman Azizelerinin de aynı takıları kullanmıĢlar gibi tasvir edilmesiyle, bu anlayıĢın temellendirilmesi amaçlanmıĢtır. Erken Bizans Dönemi‟ndeki saray takılarının ayrıcalıklı olup olmadığı sorusuna cevap aramak amacıyla yola çıkılan bu çalıĢmada, dönemin mücevher teknikleri ve kullanılan malzemeler incelenerek sanat eserleri üzerinde bunların izi sürülmüĢtür. Ele geçen buluntular incelenmiĢ ve ortak özellikleriyle, geliĢtirilmiĢ yeni tekniklere ve takı çeĢitlerine rastlanmıĢtır. Sanat eserlerindeki takı tasvirleri, neredeyse buluntular ile ĢaĢırtıcı biçimde örtüĢmektedir. Örnek olarak, altın bilezik ve fibulalarda sol yöne dönen diĢli ve kübik topuzlu vida ile sağlamlaĢtırılmıĢ kilit mekanizması imparator ailesi ve seçkin üst sınıf için üretilmiĢtir (Resim 19, 20, 24). Bir baĢka ayrıntı ise bağlantı noktalarını gizlemek için altın bilyelerden yapılmıĢ üç yapraklı yoncanın ortasına bir granül parçası konulmasıdır (Resim 6, 7). Ayrıca kolyelerin karĢılıklı yuvarlak kilit bağlantı yerleri çoğunlukla filigre (telkâri) tekniği ile bezenmiĢtir. Kraliyetlerin taç, taht ve asa gibi göstergelerine ilaveten Doğu Roma Ġmparatorluğu‟nda altın, inci ve değerli taĢ kombinasyonundan oluĢan ve zengin ajur tekniği ile yapılmıĢ takılar, dönemin tanımlayıcı karakteristik görsellerini her tasvirde sembolize etmektedir. Ġmparatorluk mücevher atölyeleri döneminde geliĢtirilen teknik ve tasarım incelikleri, daha sonraki kuyumcu ustalarının montürlerini yükseltmek ve hatta Avrupa kraliyet taç ve mücevher tercihlerinin vazgeçilmez klasik kriterlerine ulaĢması adına çok önemli bir merhale olmuĢtur. 42 KATALOG Kat. No.: 1 Resim 1 Eser Adı: Diadem Bulunduğu Yer: Ġstanbul (Konstantinopolis), Türkiye Korunduğu Yer: Walters Sanat Müzesi, Baltimore, ABD Müze Envanter Numarası: 57.549 Ölçüleri: 31.1 x 2.86 x 0.9 cm Ağırlık: - Tarih: MS 4.-5. yy Literatür: https://art.thewalters.org/detail/3439/diadem/ (eriĢim tarihi: 18.04.2021) Kat. No.: 2 Resim 2 Eser Adı: Kral Reccesvinth‟in Adak Tacı (Guarrazar Hazinesi) Bulunduğu Yer: Guadamur, Toledo, Ġspanya Korunduğu Yer: Ulusal Arkeoloji Müzesi, Madrid, Ġspanya Envanter Numarası: 71202 Ölçüleri: - Ağırlık: - Tarih: MS 7. yy Literatür: http://www.man.es/man/en/coleccion/catalogo-cronologico/edad- media/guarrazar.html (eriĢim tarihi: 18.04.2021) Kat. No.: 3 Resim 3 Eser Adı: II. Justin Haçı (Vatikan Haçı) Bulunduğu Yer: Korunduğu Yer: Aziz Petrus Bazilikası, Roma, Ġtalya Müze Envanter Numarası: 30219, 505 Ölçüleri: - Ağırlık: - Tarih: MS 565-578 Literatür: Elbern 1964: 24-38. 43 Kat. No.: 4 Resim 4 Eser Adı: Mücevher Yakası Bulunduğu Yer: Asyut, Mısır Korunduğu Yer: Antikensammlung Berlin, Almanya Müze Envanter Numarası: 30219, 505 Ölçüleri: 23 cm çapında (pendiliasız), 58 cm (pendilialı) Ağırlık: 317.3 gr Tarih: MS 6. yy Literatür: Williams 2014: 257 - Niemeyer 1997: 192 Kat. No.: 5 Resim 6 Eser Adı: Madalyonlu Kolye- I Bulunduğu Yer: Asyut, Mısır Korunduğu Yer: Antikensammlung Berlin, Almanya Müze Envanter Numarası: 30219, 506a Ölçüleri: Altın halka 23.5 cm, enkolpiyon 11.7 cm Ağırlık: Altın halka 377 gr, enkolpiyon 170 gr Tarih: MS 6. yy. ikinci yarısı Literatür: Greifenhagen 1970: 66-68 - Yeroulanou 1999: 38 Kat. No.: 6 Resim 7 Eser Adı: Madalyonlu Kolye- II Bulunduğu Yer: Asyut, Mısır Korunduğu Yer: Metropolitan Sanat Müzesi, New York, ABD Müze Envanter Numarası: 17.190.1664 Ölçüleri: 23.9 x 21.9 x 1.6 cm Ağırlık: 338 gr Tarih: MS. 539-550 Literatür: Dennison 1918:109-17 - Wamser 2004: 288 44 Kat. No.: 7 Resim 8 Eser Adı: Zümrüt TaĢlı Yaka Kolyesi Bulunduğu Yer: Asyut, Mısır Korunduğu Yer: Antikensammlung Berlin, Almanya Müze Envanter Numarası: 30509 Ölçüleri: 47 cm uzunluk Ağırlık: - Tarih: MS 5.-6. yy Literatür: Greifenhagen 1970: 69 - Wamser 2004: 294. Kat. No.: 8 Resim 9 Eser Adı: Pendilialı (Sarkaç) Kolye Bulunduğu Yer: Asyut, Mısır Korunduğu Yer: Antikensammlung Berlin, Almanya Müze Envanter Numarası: 30219, 508c Ölçüleri: 44 cm uzunluk Ağırlık: - Tarih: MS 5. yy Literatür: Wamser 2004: 294 - Dennison 1918: Nr.13. Kat. No.: 9 Resim 10 Eser Adı: Röliker Haç Kolye Bulunduğu Yer: - Korunduğu Yer: British Museum, Londra, Ġngiltere Müze Envanter Numarası: 1965,0604.1 Ölçüleri: 61.2 x 622 x 30.9 mm Ağırlık: - Tarih: MS 10. yy Literatür: Buckton 1994: 165 - Tait 1976: 359 45 Kat. No.: 10 Resim 11 Eser Adı: Haç Pendilialı Kolye Bulunduğu Yer: Mısır Korunduğu Yer: Metropolitan Müzesi, New York, ABD Müze Envanter Numarası:17.190.1667 Ölçüleri: 45.2 cm Ağırlık: - Tarih: MS 6.-7. yy Literatür: Dennison 1918: 142-143. Kat. No.: 11 Resim 12 Eser Adı: TaĢlı Kolye Bulunduğu Yer: Korunduğu Yer: Metropolitan Müzesi, New York, ABD Müze Envanter Numarası: 17.190.1652 Ölçüleri: 44.6 x 1.4 x 0.6 cm Ağırlık: - Tarih: MS 6.-7. yy Literatür: Rorimer et.al. 1954: 126. Kat. No.: 12 Resim 13 Eser Adı: Uzun Kolye Bulunduğu Yer: Asyut, Mısır Korunduğu Yer: Antikensammlung, Berlin, Almanya Müze Envanter Numarası: 30219, 508b Ölçüleri: 79 cm uzunluk Ağırlık: - Tarih: MS 5.- 6. yy Literatür: Greifenhagen 1970: 69-70 - Yeroulanou 1999: 45. 46 Kat. No.: 13 Resim 14 Eser Adı: Göğüs Zinciri Bulunduğu Yer: Asyut, Mısır Korunduğu Yer: British Museum, Londra, Ġngiltere Müze Envanter Numarası: 1916,0704.1 Ölçüleri: 77.8 mm (büyük madalyon), 26 mm (küçük madalyon), uzunluk 720 mm Ağırlık: - Tarih: MS 7. yy. ilk yarısı Literatür: Tait 1976: 190 - Dennison 1918: 15 – Daim-Drauschke 2010: 80. Kat. No.: 14 Resim 15 Eser Adı: Hilal Biçimli Küpe Bulunduğu Yer: - Korunduğu Yer: British Museum, Londra, Ġngiltere Müze Envanter Numarası: AF.346 Ölçüleri: 3.8 cm uzunluk Ağırlık: - Tarih: MS 6.-7. yy Literatür: Dalton 1901: 276 - Yeroulanou 1999: 535. Kat. No.: 15 Resim 16 Eser Adı: Ġncili Altın Küpe Bulunduğu Yer: Asyut, Mısır Korunduğu Yer: Metropolitan Müzesi, New York, ABD Müze Envanter Numarası: 17.190.1666 Ölçüleri: 8.3 x 3.2 x 0.7 cm Ağırlık: - Tarih: MS 6.-7. yy Literatür: Dennison 1918: 151 - Weitzmann 1979: 327-328. 47 Kat. No.: 16 Resim 17 Eser Adı: Pendilialı Haçlı Küpe Bulunduğu Yer: Mısır Korunduğu Yer: Walters Sanat Müzesi, Baltimore, ABD Müze Envanter Numarası: 57.1729 Ölçüleri: 9.7 x 3.7 x 0.6 cm Ağırlık: - Tarih: MS 6. yy Literatür: https://thewalters.org/search/?q=57.1729#gsc.tab=0&gsc.q=57.1729&gsc.page=1(eriĢim tarihi: 26.03.2021) Kat. No.: 17 Resim 18 Eser Adı: Ametistli Altın Küpe Bulunduğu Yer: Oristano, Sardinya, Ġtalya Korunduğu Yer: British Museum, Londra, Ġngiltere Müze Envanter Numarası: 1856,1223.1746 Ölçüleri: 35 mm uzunluk Ağırlık: - Tarih: MS 6.-7. yy Literatür: - Kat. No.: 18 Resim 19 Eser Adı: Tekli Bilezik Bulunduğu Yer: Asyut, Mısır Korunduğu Yer: Altes Museum, Berlin, Almanya Müze Envanter Numarası: 30994 Ölçüleri: 62 x 3.1 x 3.1 cm Ağırlık: - Tarih: MS 6. yy Literatür: Dennison 1918: 34 - Yeroulanou 1999: 245. 48 Kat. No.: 19 Resim 20 Eser Adı: Ajurlu Bilezik Bulunduğu Yer: Asyut, Mısır Korunduğu Yer: Metropolitan Müzesi, New York, ABD Müze Envanter Numarası: 17.190.1669 Ölçüleri: 7 x 5.9 x 4.8 cm Ağırlık: 162 gr Tarih: MS 400 civarı Literatür: Dennison 1918: 155-157 - Wamser 2004: 304. Kat. No.: 20 Resim 21 Eser Adı: Mücevherli Bilezik Bulunduğu Yer: Asyut, Mısır Korunduğu Yer: Metropolitan Müzesi, New York, ABD Müze Envanter Numarası: 17.190.1670 Ölçüleri: 3.7 x 8.2 cm Ağırlık: - Tarih: MS 500-700 Literatür: Dennison 1918: 157-161. Kat. No.: 21 Resim 22 Eser Adı: Evlilik Yüzüğü Bulunduğu Yer: - Korunduğu Yer: Dumbarton Oaks, Washington, ABD Müze Envanter Numarası: BZ.1947.15 Ölçüleri: 2.3 x 3.2 x 3.2 cm Ağırlık: - Tarih: MS 7. yy Literatür: Buckton 1994: 47, 99. 49 Kat. No.: 22 Resim 23 Eser Adı: Primidal Çerçeveli Yüzük Bulunduğu Yer: - Korunduğu Yer: Dumbarton Oaks, Washington, ABD Müze Envanter Numarası: BZ.1953.12.83 Ölçüleri: 1.2 cm Ağırlık: - Tarih:7.yy Literatür: Ross 2005: 62. Kat. No.: 23 Resim 24 Eser Adı: Fibula Bulunduğu Yer: Roma/Konstantinopolis Korunduğu Yer: Metropolitan Sanat Müzesi, New York, ABD Müze Envanter Numarası: 1995.97 Ölçüleri: 11.9 x 5.5 x 4 cm Ağırlık: - Tarih: MS 430 civarı Literatür: Wixom, Boehm 1999: 30-31 - Deppert-Lippitz 2000: 39-70. Kat. No.: 24 Resim 25 Eser Adı: Yenikapı Fibulası Bulunduğu Yer: Ġstanbul Korunduğu Yer: Ġstanbul Arkeoloji Müzesi, Ġstanbul, Türkiye Müze Envanter Numarası: 11.248 (M) Ölçüleri: 6.5 cm uzunluk Ağırlık: 14 gr Tarih: MS 430 civarı Literatür: Çelik 2016: 442. 50 Kat. No.: 25 Resim 26 Eser Adı: Tork Bulunduğu Yer: - Korunduğu Yer: British Museum, Londra, Ġngiltere Müze Envanter Numarası: 1984,0502.1 Ölçüleri: 212 mm Ağırlık: 201.2 gr Tarih: MS 6-7. yy. Literatür: Hockey 1989: 33. Kat. No.:26 Resim 33 Eser Adı: FildiĢi Paneli, Ġmparatoriçe Ariadne Bulunduğu Yer: - Korunduğu Yer: Kunst Historisches Museum, Viyana Müze Envanter Numarası: Antikensammlung, X 39 Ölçüleri: 26.5x12.7x1.9 cm Ağırlık: - Tarih: MS 500 civarı Literatür: - Kat. No.: 27 Resim 34 Eser Adı: Hestia Polyolbos, Yün KumaĢ Bulunduğu Yer: Mısır Korunduğu Yer: Dumbarton Oaks, Washington, ABD Müze Envanter Numarası: BZ.1929.1 Ölçüleri: 114.5x138.0 cm Ağırlık: - Tarih: MS 6. yy. civarı Literatür: Ackerman 1933: 20-21 - Downey 1945: 283. 51 Kat. No.: 28 Resim 35 Eser Adı: Ariadne Büstlü Yün Dokuma Bulunduğu Yer: Antinoopolis, Mısır Korunduğu Yer: Musée Du Louvre, Paris, Fransa Müze Envanter Numarası: B19;AF5492;B20;AF5468;B21;AF5469 Ölçüleri: 24.5 x 22.8 cm Ağırlık: - Tarih: MS 5. yy Literatür: Musée Du Louvre: https://art.rmngp.fr/en/library/artworks/bande-decorative- dionysos-et-d-ariane_tapisserie-technique_laine-textile (eriĢim tarihi:15.06.2021) Kat. No.:29 Resim 36 Eser Adı: Büst ġeklindeki Bronz Kantar Topuzu Bulunduğu Yer: - Korunduğu Yer: Metropolitan Müzesi, New York, ABD Müze Envanter Numarası: 1980.416a, b Ölçüleri: 24.2 × 11.5 × 7.1 cm + (kanca) 22.6 × 7.6 × 3.2 × 0.7 cm Ağırlık: 5664 gr + (kanca) 176 gr Tarih: MS 430 civarı Literatür: Howard 1983: 340. Kat. No.: 30 Resim 37 Eser Adı: I. Theodosius GümüĢ Diski Bulunduğu Yer: Emerita Augusta, Ġspanya Korunduğu Yer: Real Academia de la Historia, Ġspanya Müze Envanter Numarası: 1848.67. Ölçüleri: 74 cm çapında, ağırlığında Ağırlık: 15, 350 kg (50 roma pound „u) Tarih: MS 4.-5. yy Literatür: Corso 2016:240-242. 52 Kat. No.: 31 Resim 38 Eser Adı: Mücevher Kutusu Bulunduğu Yer: - Korunduğu Yer: British Museum, Londra, Ġngiltere Müze Envanter Numarası: 1866,1229.1 Ölçüleri: 28.6 x 33.2 x 23.4 cm (taban ölçüleri) 28.6 x 56 x 48.8 cm (tavan ölçüleri) Ağırlık: 8200 gr Tarih: MS 380 civarı Literatür: Buckton 1994: 10 - Weitzmann 1979: 310. Kat. No.:32 Resim 40 Eser Adı: Theodosius Sütun Kaidesi-Kuzeybatı Cephesi Bulunduğu Yer: Ġstanbul Korunduğu Yer: At Meydanı, Ġstanbul Müze Envanter Numarası:- Ölçüleri: - Ağırlık: - Tarih: MS 4. yy Literatür: Akat 2019: 38. Kat. No.: 33 Resim 41 Eser Adı: Ġmparatoriçe Theodora‟nın Mermerden Portre BaĢı Bulunduğu Yer: Mailand, Ġtalya Korunduğu Yer: Mailand, Castello Sforzesco, Ġtalya Müze Envanter Numarası: 11969 Ölçüleri: 27 cm yükseklik Ağırlık: - Tarih: MS 450 civarı Literatür: Delbrück 1913: 23- Severin 1980: 103. 53 Kat. No.: 34 Resim 42 Eser Adı: Terracotta Kadın Figürini Bulunduğu Yer: Fayum, Mısır Korunduğu Yer: British Museum, Londra, Ġngiltere Müze Envanter Numarası: 1926,0930.42 Ölçüleri: 19.5 cm yükseklik Ağırlık: - Tarih: MS 1.-2. yy Literatür: Daim-Drauschke 2010: 104. Kat. No.: 35 Resim 43 Eser Adı: Cam Bardak Tabanı Bulunduğu Yer: Roma Korunduğu Yer: British Museum, Londra, Ġngiltere Müze Envanter Numarası: 1863,0727.3 Ölçüleri: Çap 105.3 mm,derinlik 5.98 mm Ağırlık: 79.42 gr Tarih: MS 4. yy Literatür: Dalton 1901: 60 - Buckton 1994: 9b. 54 KISALTMALAR VE KAYNAKÇA Metinde kullanılan kısaltmalarda Alman Arkeoloji Enstitüsü'nün önerileri kullanılmıĢtır. Türkçe kısaltmalarda ise Türk Dil Kurumu'nun kısaltmaları dikkate alınmıĢtır. Metin ve kaynakça düzenlemede Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Lisans ve Lisansüstü tez yazım kılavuzu sistemine uyulmuĢtur. Abdulfattah 2020 Ġ. R. Abdulfattah, A Forgotten Man: Maurice Nahman, an Antiquarian-Tastemaker, J. Kamrin-M. Bárta-S. Ikram-M. Lehner-M. Megahed (eds.), Guardian of Ancient Egypt, Print Tiskárny Havlíčkův Brod, 105-123. Ackerman 1933 P. Ackerman, Tapestry, the Mirror of Civilization (New York) Ams Pr Inc. Adnan 2018 A. Adnan, “The History, Art & Culture of Jewelry” Daily Time. Akat 2019 B. Akat, “Erken Bizans Döneminde Ġstanbul‟daki Bizans Anıtları”. Sanat Tarihi Uygulamaları Tez ÇalıĢması. Anadolu Üniversitesi (EskiĢehir). Akyürek 2007 E. Akyürek, “Bizans Uygarlığı Üzerine Genel Bir Değerlendirme”, E. Akyürek, A. Tiryaki, Ö. Çömezoğlu, M. MemiĢ, D. Uygun (eds.), GRID 1, 2, 139-176. Anadol v.d. 1997 ġ. Anadol - S. Aslan - M. Aydın, EczacıbaĢı Sanat Ansiklopedisi, 2, Z. Rona - M. Beykan (eds.), YEM Yayın (Ġstanbul) Andreescu 1997 I. Andreescu, “Treadgold and Warren Treadgold”, The Art Bulletin,79, 4, 708-723. Angelova 2004 D. Angelova, “The Ivories of Ariadne and Ideas about Female Imperial Authority in Rome and Early Byzantium” Gesta, 43,1, 1-15. Bosselmann Ruickbie 2014 A. Bosselmann Ruickbie, “Das Verhältnis der ‚Schedula diversarum artium„ des Theophilus Presbyter zu byzantinischen Goldschmiedearbeiten: Grenzüberschreitende Wissensverbreitung im Mittelalter?”, A. Speer (ed.), Zwischen Kunsthandwerk Und Kunst: Die, Schedula Diversarum Artium', Published De Gruyter, 333- 368. Buckton 1994 D. Buckton, Byzantium: Treasures of Byzantine art and culture from British collections, Publisher BMP, (London). Corso 2016 A. Corso, “Observations Concerning the Theodosian Silver Dish at Madrid and a Few Sasanian Comparanda”, NAC 45, 239-255. Cömert 2006 B. Cömert, Mitoloji ve Ġkonografi, 3. Baskı, (Ġstanbul), De Ki Basım Yayım ÇalıĢ 2016 E. ÇalıĢ, Diyarbakır Müzesi‟nde Bulunan Etnografik Madeni Takılar, YayımlanmıĢ Doktora Tezi, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü (Van). 55 Çapan 2016 F. Çapan, “Bizans Ġmparatoru I. Justinianos‟un (527-565) Evrensel Ġmparatorluk Çabaları ve Sonuçları”, Gaziantep Akademik Sosyal AraĢtırmalar Dergisi 4, 33, 212-222. Çapan 2020 F. Çapan, “Batı Akdeniz‟de Doğu Roma Ġmparatorluğu- Fatımî Siyasi ĠliĢkileri”, KahramanmaraĢ Sütçü Ġmam Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 17, 1 , 274-293. Çelik 2016 G. B. Çelik, “Yenı kapı Theodosı us Lı manı Kazısı Zemberek Bı çı mlı Fı bulaları”, P. Magdalıno-N. Necipoğlu- I.Jevtıć (eds.), Trade in Byzantium, Papers from the Third International Sevgi Gönül Byzantine Studies Symposium (Ġstanbul, 24-27 June 2013), Ofset Yapımevi, 431-444. Daim-Drauschke 2010 F. Daim-J. Drauschke, “Byzanz: Prach und Alltag Zur Literatur nach Koder, Byzantiner”, Byzanz: Pracht und Alltag, Hirmer Verlag, München Dalton 1901 O. M. Dalton, Catalogue of Early Christian Antiquities and Objects from the Christian East in the Department of British and Medieval Antiquities and Ethnography of the British Museum, Publisher BMP, (London). Delbrück 1913 R. Delbrück, Antike Porträts, A. Marcus Und E. Weber Oxford: Parker & Sox Rom: Fr. Pustet Mcmxıı (Bonn) Dennison 1918 W. Dennison, “A Gold Treasure of the Late Roman Period from Egypt. Studies in East Christian and Roman Art”, London and New York: University of Michigan Studies- Humanistic 2, 16, 17, 151. Deppert Lippitz 2000 B. Deppert Lippitz, "A Late Antique Crossbow Fibula in The Metropolitan Museum of Art": Metropolitan Museum Journal 35, 39-70. Dingledy 2016 F. W. Dingledy, “The Corpus Juris Civilis: A Guide to Its History and Use”, Library Staff Publication 35, 4, 231-255. Domingo 2017 R. O. Domingo, “Justinian and the Corpus Iuris: An Overview”, (June 28, 2017), 1-15. Downey 1945 G. Downey, “The Pagan Virtue of Megalopsychia in Byzantine Syria”, Transactions and Proceedings of the American Philological Association 76 (1945), 279-86. Elbern 1964 V. H. Elbern, “Zum Justinuskreuz im Schatz von Sankt Peter zu Rom”, Jahrbuch der Berliner Museen 6, 24-38. Er 2018 B. Er, “Van Ġlinde Savat Tekniği ile Üretilen GümüĢ Takılar”, Ulakbilge 6, 25, 737-760. Erhat 1989 A. Erhat, Mitoloji Sözlüğü, 4. Basım (Ġstanbul), Remzi Kitabevi Emiroğlu 2002 H. Emiroğlu, “Roma Hukuku'nun Bilgi Kaynaklarından Corpus Iuris Civilis ve Türkiye'de Hukuk Resepsiyonu”, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 51, 3, 85-96. Evans v.d. 2001 H. C. Evans, M. Holcomb, R. Hallman, “The Arts of Byzantium”, The Metropolitan Museum of Art Bulletin 58, 4, The Arts of Byzantium, 1-68. Genç 2019 M. Genç “Tarihsel Süreçte Takı Tasarımında Kullanılan Malzemelerin DeğiĢimi ve ÇağdaĢ Uygulamalarda Yeni Alternatifler: Seramik ve Porselen”, IJIIA 4, 9, 167-178. Gonzalez Wippler 1991 M. Gonzalez Wippler, Complete Book Of Amulets & 56 Talismans. Sourcebook Series. St. Paul, MN: Lewellyn Publications. Greifenhagen 1970 A. Greifenhagen, Schmuckarbeiten in Edelmetall. Band 1, Fundgruppen. 8 colour plates. 74 black and white plates. 73 text, Berlin Mann Verlag Gülem 2015 M. Gülem, Doğu Roma (Bizans) Ġmparatorluğu‟nun DıĢ Politikası (Erken Bizans Dönemi (330-718), Sivas Cumhuriyet Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü YayımlanmıĢ Yüksek Lisans Tezi (Sivas). Hasol 2014 D. Hasol, Ansiklopedik Mimarlık Sözlüğü, 13. Baskı (Ġstanbul) Yem Yayın Hetto 2020 O. Hetto, “Bizans Resim Sanatında Soyluluk ve Ġktidar Sembolü Taç Tasvirleri” USBIK 2020 3. Uluslararası Sosyal Bilimler Kongresi, Tam Metin E-Kitabı, 206-217. Hockey 1989 M. Hockey, “The composition and structure of a Byzantine torc”, Jewellery Studies (3) 33-39. Howard 1983 K. Howard, The Metropolitan Museum of Art Guide, Kathleen (ed.), New York: The Metropolitan Museum of Art 7, 340. Jäggi 2013 C. Jäggi, Ravenna: Kunst und Kultur einer Spätantiken Residenzstadt-Die Bauten und Mosaiken des 5. und 6. Jahrhunderts, Schnell & Steiner GmbH, (Regensburg) Karatağ 2013 M. Karatağ, Klasik Arkeoloji Sözlüğü Yunan-Roma, (Ankara), Midas Yayın Kaya 2013 A. Kaya, “Doğudaki Roma‟nın BizanslaĢtığı Devir: I. Justinianos Dönemi”, C Ü Sosyal Bilimler Dergisi, 37, 2, 17-40. Kedar, Wiesner Hanks 2015 B. Z. Kedar, M. E. Wiesner Hanks, The Cambridge World History, Cambridge University Press., (Cambridge) Kılıç 2016 S. Kılıç, “Eski Türklerde Kuyumculuk Geleneği ve Metal Süsleme Teknikleri” Akademik BakıĢ Dergisi, 58, 23-55. Koschaker 1977 P. Koschaker, “Modern Özel Hukuka GiriĢ Olarak Roma Özel Hukukunun Ana Hatları”, K. Ayiter (ed.), Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları 414. LeGrand 2021 D. S. LeGrand G. G., “Early History of Jewelry: Ancient Times to the 17th Century”, International Gem Society, www.gemsociety.org/article/myth-magic-and-the- sorcerers-stone/ (27.05.2021). MEGEP 2006 Millî Eğitim Bakanlığı, “Kuyumculuk Teknolojisi Takının GeliĢimi”, Meslekî Eğitim ve Öğretim Sisteminin Güçlendirilmesi Projesi, (Ankara) Milliken 1947 W. M. Milliken, Byzantine Jewelry and Associated Pieces, The Bulletin of the Cleveland Museum of Art 34, 7, I, 166- 175. Niemeyer 1997 B. Niemeyer, “ Der lunulaförmige Halsschmuck aus Assuit in der Berliner Antikensammlung: Eine Goldschmiedetechnische Analyse”, Jahrbuch der Berliner Museen 39, 191-206. Norwich 2013 J. J. Norwich, Bizans I: Erken Dönem (M.S. 323-802) ” Çev. H. Koyukan, Kabalcı yayınlar. 57 Ogden 1991 J. M. Ogden, “Classical gold wire: Some aspects of its manufacture and use” Jewellery Studies 5, 95–105. Orhun 2015 M. Orhun, “Byzantine Jewelry and Associated Pieces”, International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic 10. 5, 267-284. Ostrogorsky 1986 G. Ostrogorsky, Bizans Devleti Tarihi, F. IĢıltan (çev.), 2. Baskı (Ankara), Türk Tarih Kurumu Yayınları Pitarakis 2016 B. Pitakaris, “Ġmparatorluğun Mücevherleri ve Konstantinopolis‟in Kuyumcuları (4-7. yüzyıllar)”, A. Pralong (ed.), Bizans, Yapılar, Meydanlar, YaĢamlar, B. Kitapçı Bayrı (Çev.), Kitap Yayınevi, 197-218. Soydinç 2018 Ö. Soydinç, Günümüzde Geleneksel Takılarda Kullanılan Organik Malzemelerden Yapılan Takılar, Süleyman Demirel Üniversitesi, YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, (Isparta). Rai-Gopal 2017 M. Rai-R. Gopal, “A Study on the Purchase Behaviour of Indian Women When Buying Diamond Jewellery from Different Retail Formats”, IOSR-JBM, 1-7. Rorimer v.d. 1954 J. J. Rorimer, James J., and William Holmes Forsyth. “The Medieval Galleries”, The Metropolitan Museum of Art Bulletin 12, 6, 126. Ross 2005 M. C. Ross, Jewelry, Enamels, and Art of the Migration Period, vol. 2 of Catalogue of the Byzantine and Early Mediaeval Antiquities in the Dumbarton Oaks Collection, (Washington). Saltuk 1989 S. Saltuk, Arkeoloji Sözlüğü, (Ġstanbul) Ġnkılâp Yayınevi Sarıkaya 2019 Z. Sarıkaya, Ġzmir Ġli Günümüz Kuyumculuğunun Ġncelenmesi, Ankara Gazi Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi (Ankara). Scott 1932 S. P. Scott, The Civil Law, XV, The Code Of Justinian. (Cincinnati, 1932 ) Severin 1980 H. G. Severin, Severin in: Bilder vom Menschen. Ausst. Berlin Stolz 2006 Y. Stolz, “Eine Kaiserliche Insignie? Der Juwelenkragen Aus Dem So Genannten Schatzfund Von Assiût”, Jahrbuch des Römisch-Germanischen Zentralmuseums 53, 521-577. Duru-ġaman 2015 M. Duru, N. ġaman, “Yirminci Yüzyıldan Günümüze Takı”, ABMYO 37, 95-112. Tait 1976 H. Tait, 7000 years of jewellery (London) British Museum Press. Tekçam 2007 T. Tekçam, Arkeoloji Sözlüğü, (Ġstanbul), Alfa Yayınları Theophilus 1998 P. Theophilus, Traité des divers arts. (Lyon) Editions du Cosmogone. Tiryaki - Uzbek 2015 A. Tiryaki- Ö. Ç. Uzbek, “Bizans Mimarisi ve Sanatı”, Ġstanbul Üniversitesi Açık Ve Uzaktan Eğitim Fakültesi Kültürel Miras ve Turizm Ön Lisans Programı (Ġstanbul). Trout 2019 D. Trout, “ Pictures with Words: Reading the Apse Mosaic of S. Agnese f.l.m. (Rome) ”, Studies in Iconography 40, 1- 26. Vryonis 1961 S. Vryonis, “The Question of the Byzantine Mines”, 58 Speculum 37, 1, 1-17. Wamser 2004 L. Wamser, Die Welt von Byzanz - Europas östliches Erbe : Glanz, Krisen und Fortleben einer tausendjährigen Kultur, Archäologische Staatssammlung München Ausstellungs- Katalog, Verlag Theiss (Stuttgart), Schmuck und Private Frömmlichkeit 286-338. Weitzmann 1979 K. Weitzmann, Age of Spirituality: Late Antique and Early Christian Art, Third to Seventh Century: Catalogue of the Exhibition at the Metropolitan Museum of Art, November 19, 1977, Through February 12, 1978. Williams 2014 E. D. Williams, “Into the hands of a well-known antiquary of Cairo” The Assiut Treasure and the Making of an Archaeological Hoard, West 86th: A Journal of Decorative Arts, Design History, and Material Culture 21, 2, 251-272. Wixom-Boehm 1999 W. D. Wixom , B. D Boehm, Mirror of the medieval world. New York: Metropolitan Museum of Art. Wolters 1981 J. Wolters, “The Ancient Craft of Granulation, A Re- assessment of Established Concepts”. Gold Bulletin 14, 3, 119-129. Yeroulanou 1988 A. Yeroulanou, “The Byzantine Openwork Gold Plaque in the Walters Art Gallery”, JWaltersArtGal, 46, 2-10. Yeroulanou 1999 A. Yeroulanou, Diatrita: Gold Pierced-Work Jewellery from the 3rd to 7th Century AD (Athen). 59 LEVHALAR LĠSTESĠ HARĠTALAR Harita 1: Mısır Asyut bölge haritası https://www.pinterest.es/pin/329607266481778653/?send=true (EriĢim Tarihi: 01.06.2021) Harita 2: Ġmparator I. Iustinianus Devri IĢıltan 1986: 76-77. Harita 3: Erken Bizans Dönemi‟ne ait hazinelerin buluntu yerleri Nimet Olcay Nalcı tarafından hazırlanmıĢtır. Kedar, Wiesner-Hanks 2015: 1. ÇĠZĠMLER Çizim 1: Tel yapım aleti https://museums.nuernberg.de/city-museum-fembo-house/permanent- exhibition/time-travel/nuremberg-crafts/ (EriĢim Tarihi: 18.06.2021) Çizim 2: Boncuk tel eğesi Odgen 1991: 166 Çizim 3: Mücevher yakasına ait bir bölümün diziliĢi Stolz 2006: 525. Çizim 4: Mücevher yakasına ait taĢ yuvası Niemeyer 1997: 194. Çizim 5: Vatikan haçından bir ayrıntı Stolz 2006: 535. FOTOĞRAFLAR Fotoğraf 1: Diadem https://art.thewalters.org/detail/3439/diadem/ (EriĢim Tarihi: 13.12.2020) Fotoğraf 2: Kral Reccesvinth‟in adak tacı (Guarrazar hazinesi). http://www.man.es/man/en/coleccion/catalogo-cronologico/edad- media/guarrazar.html (EriĢim Tarihi: 12.11.2020) Fotoğraf 3: II. Justin Haçı (Vatikan Haçı) https://www.thebyzantinelegacy.com/crux-vaticana (EriĢim Tarihi: 13.12.2020) Fotoğraf 4: Mücevher yakası https://www.jstor.org/stable/community.15721674?seq=1 (EriĢim Tarihi: 09.11.2020) Fotoğraf 5: Mücevher yakasına ait bir levha parçası Stolz 2006: Fotoğraf 6: a, b a: Madalyonlu kolye-I ön yüz, b: Madalyonlu kolye-I arka yüz Wamser 2004: 288. Fotoğraf 7: a, b, c a: Madalyonlu kolye- II ön yüz, b: Ön yüz ayrıntı, c: Arka yüz. https://www.metmuseum.org/art/collection/search/464070 (EriĢim Tarihi: 11.06.2021) Fotoğraf 8: Zümrüt taĢlı yaka kolyesi Greifenhagen 1970: 69. Fotoğraf 9: Pendilialı kolye 60 Wamser 2004: 294. Fotoğraf 10: Röliker haç kolye https://www.britishmuseum.org/collection/object/H_1965-0604-1 (EriĢim Tarihi: 17.06.2021) Fotoğraf 11: a, b a: Haç pendilialı kolye, b: Haç pendilialı kolye ayrıntı. https://www.metmuseum.org/art/collection/search/464073 (EriĢim Tarihi: 05.07.2021) Fotoğraf 12: a, b, c a: TaĢlı kolye, b, c: TaĢlı kolye ayrıntılar. https://www.metmuseum.org/art/collection/search/464057 (EriĢim Tarihi: 05.07.2021) Fotoğraf 13: Uzun kolye Wamser 2004: 295. Fotoğraf 14: Göğüs zinciri Wamser 2004: 299. Fotoğraf 15: a, b a: Hilal biçimli küpe ön yüz, b: Arka yüz https://www.britishmuseum.org/collection/object/H_AF-346 (EriĢim Tarihi: 18.06.2021) Fotoğraf 16: Ġncili altın küpe https://www.metmuseum.org/art/collection/search/464072 (EriĢim Tarihi: 18.06.2021) Fotoğraf 17: Pendilialı haçlı küpe https://art.thewalters.org/detail/13743/earring-6/ (EriĢim Tarihi: 18.06.2021) Fotoğraf 18: Ametistli altın küpe https://www.britishmuseum.org/collection/object/H_1856-1223-1746 (EriĢim Tarihi: 18.06.2021) Fotoğraf 19: Tekli bilezik Wamser 2004: 304. Fotoğraf 20: a, b, c, d a: Ajurlu bilezik ön yüz, b: Ġç yüz, c: Vida, d: Ayrıntı https://www.metmuseum.org/art/collection/search/464075 (EriĢim Tarihi: 09.06.2021) Fotoğraf 21: a, b, c, d a: Mücevherli bilezik ön yüz, b: Dik görüntü, c: Kelepçe iç görünü d: Disk iç görünüm https://www.metmuseum.org/art/collection/search/464077 (EriĢim Tarihi: 09.06.2021) Fotoğraf 22: Evlilik yüzüğü http://museum.doaks.org/objects- 1/info?query=Portfolios%20%3D%20%223671%22&sort=0&page=467 (EriĢim Tarihi: 23.06.2021) Fotoğraf 23: Piramidal çerçeveli yüzük http://museum.doaks.org/objects- 1/info?query=Portfolios%20%3D%20%223671%22&sort=175&page=8 90 (EriĢim Tarihi: 13.05.2021) Fotoğraf 24: a, b, c a: Fibula ön yüz, b: Vida, c: Ayrıntı https://www.metmuseum.org/art/collection/search/466286 (EriĢim Tarihi: 22.06.2021) Fotoğraf 25: a, b a: Yeni kapı fibulası ön yüz, b: Arka yüz Çelik 2016: 442. Fotoğraf 26: Tork. https://www.britishmuseum.org/collection/object/H_1984-0502-1 (EriĢim Tarihi: 25.06.2021) 61 Fotoğraf 27: Ġmparator I. Iustinianus ve maiyeti, mozaik pano, San Vitale, Ravenna Jäggi 2013: 252. Fotoğraf 28: Ġmparatoriçe Theodora ve maiyeti, mozaik pano, San Vitale, Ravenna Jäggi 2013: 252. Fotoğraf 29: Ġmparator I. Iustinianus mozaik pano ayrıntısı https://www.wikiwand.com/tr/San_Vitale_Kilisesi (EriĢim Tarihi: 18.06.2021) Fotoğraf 30: Ġmparatoriçe Theodora mozaik pano ayrıntısı https://www.wikiwand.com/tr/San_Vitale_Kilisesi (EriĢim Tarihi: 18.06.2021) Fotoğraf 31: Ġmparatoriçe Theodora mozaik pano Antonina ayrıntısı https://www.wikiwand.com/tr/San_Vitale_Kilisesi (EriĢim Tarihi: 18.06.2021) Fotoğraf 32: Azize Agnese, mozaik pano, Sant‟Agnese fuori le mura Bazilikası,Roma https://www.flickr.com/photos/jimforest/2594521139 (EriĢim Tarihi: 24.06.2021) Fotoğraf 33: FildiĢi paneli, Ġmparatoriçe Ariadne https://www.khm.at/objektdb/detail/71782/?offset=11&lv=list (EriĢim Tarihi: 23.06.2021) Fotoğraf 34: Hestia Polyolbos,yün kumaĢ http://museum.doaks.org/objects- 1/info?query=mfs%20any%20%22BZ.1929.1%22&sort=9&page=12 (EriĢim Tarihi: 07.06.2021) Fotoğraf 35: Ariadne büstlü yün dokuma https://art.rmngp.fr/en/library/artworks/bande-decorative-dionysos-et-d- ariane_tapisserie-technique_laine-textile (EriĢim Tarihi: 07.06.2021) Fotoğraf 36: Büst Ģeklinde bronz kantar topuzu https://www.metmuseum.org/art/collection/search/466060 (EriĢim Tarihi: 11.03.2021) Fotoğraf 37: Ġmparator I. Theodosius gümüĢ diski Corso 2016: 239-255. Fotoğraf 38: Mücevher kutusu https://www.britishmuseum.org/collection/object/H_1866-1229-1 (EriĢim Tarihi: 19.06.2021) Fotoğraf 39: Madalyonlu mermer sütun baĢlığı https://books.openedition.org/ifeagd/1696 (EriĢim Tarihi: 04.03.2021) Fotoğraf 40: Theodosius sütun kaidesi - kuzeybatı cephesi http://arkeopolis.com/wp-content/uploads/kuzeybat%C4%B1- cephesi.jpg (EriĢim Tarihi: 20.06.2021) Fotoğraf 41: Ġmparatoriçe Theodora‟nın mermerden portre baĢı http://arachne.uni-koeln.de/item/objekt/11969 (EriĢim Tarihi: 23.06.2021) Fotoğraf 42: Terracotta‟dan yapılmıĢ Kadın Figürini https://www.britishmuseum.org/collection/object/G_1926-0930-42 (EriĢim Tarihi: 02.07.2021) Fotoğraf 43: Cam bardak tabanı https://www.britishmuseum.org/collection/object/H_1863-0727-3 (EriĢim Tarihi: 17.11.2020) Fotoğraf 44: Takı yapım malzemeleri, Arubani GümüĢ Atölyesi, Van Foto: Nimet Olcay Nalcı 62 LEVHALAR HARĠTALAR Harita 1 - Mısır Asyut bölge haritası. Harita 2 - Ġmparator I. Iustinianus Devri. 63 Harita 3 - Erken Bizans Dönemi‟ne ait hazinelerin buluntu yerleri. . ÇĠZĠMLER Çizim 1 - Tel yapım aleti. 64 Çizim 2 - Boncuk tel eğesi. Çizim 3 - Mücevher yakasına ait bir bölümün diziliĢi. Çizim 4 - Mücevher yakasına ait taĢ yuvası. Çizim 5 - Vatikan haçından bir ayrıntı. 65 FOTOĞRAFLAR Fotoğraf 1 - Diadem. Fotoğraf 2 - Kral Reccesvinth‟in adak tacı (Guarrazar hazinesi). 66 Fotoğraf 3 - II. Justin Haçı (Vatikan Haçı). Fotoğraf 4 - Mücevher yakası. 67 Fotoğraf 5 - Mücevher yakasına ait bir levha parçası. Fotoğraf 6 - a: Madalyonlu kolye-I ön yüz, b: Madalyonlu kolye-I arka yüz. 68 Fotoğraf 7 - a: Madalyonlu kolye- II ön yüz, b: Ön yüz ayrıntı, c: Arka yüz. Fotoğraf 8 - Zümrüt taĢlı yaka kolyesi. 69 Fotoğraf 9 - Pendilialı kolye. Fotoğraf 10 - Röliker haç kolye. 70 Fotoğraf 11 - a: Haç pendilialı kolye, b: Haç pendilialı kolye ayrıntı. 71 Fotoğraf 12 - a: TaĢlı kolye, b, c: TaĢlı kolye ayrıntılar. Fotoğraf 13 - Uzun kolye. 72 Fotoğraf 14 - Göğüs zinciri. Fotoğraf 15 - a: Hilal biçimli küpe ön yüz, b: Arka yüz. 73 Fotoğraf 16 - Ġncili altın küpe. Fotoğraf 17 - Pendilialı haçlı küpe. 74 Fotoğraf 18 - Ametistli altın küpe. Fotoğraf 19 - Tekli bilezik. 75 Fotoğraf 20 - a: Ajurlu bilezik ön yüz, b: Ġç yüz, c: Vida, d: Ayrıntı. Fotoğraf 21 - a: Mücevherli bilezik ön yüz, b: Dik görüntü, c: Kelepçe iç görünü d: Disk iç görünüm. 76 Fotoğraf 22 - Evlilik yüzüğü. Fotoğraf 23 - Piramidal çerçeveli yüzük. 77 Fotoğraf 24 - a: Fibula ön yüz, b: Vida, c: Ayrıntı. Fotoğraf 25 - a: Yeni kapı fibulası ön yüz, b: Arka yüz. 78 Fotoğraf 26 -Tork. Fotoğraf 27 - Ġmparator I. Iustinianus ve maiyeti, mozaik pano, San Vitale, Ravenna. 79 Fotoğraf 28 - Ġmparatoriçe Theodora ve maiyeti, mozaik pano, San Vitale, Ravenna. Fotoğraf 29 - Ġmparator I. Iustinianus mozaik pano ayrıntısı. 80 Fotoğraf 30 - Ġmparatoriçe Theodora mozaik pano ayrıntısı. Fotoğraf 31 - Ġmparatoriçe Theodora, mozaik pano, Antonina ayrıntısı. 81 Fotoğraf 32 - Azize Agnese, mozaik pano, Sant‟ Agnese fuori le mura Bazilikası, Roma. Fotoğraf 33 - FildiĢi paneli, Ġmparatoriçe Ariadne. 82 Fotoğraf 34 - Hestia Polyolbos,yün kumaĢ. Fotoğraf 35 - Ariadne büstlü yün dokuma. 83 Fotoğraf 36 - Büst Ģeklinde bronz kantar topuzu. Fotoğraf 37 - Ġmparator I. Theodosius gümüĢ diski. 84 Fotoğraf 38 - Mücevher kutusu. Fotoğraf 39 - Madalyonlu mermer sütun baĢlığı. 85 Fotoğraf 40 - Theodosius sütun kaidesi - kuzeybatı cephesi. Fotoğraf 41 - Ġmparatoriçe Theodora‟nın mermerden portre baĢı. 86 Fotoğraf 42 - Terracotta‟dan yapılmıĢ Kadın Figürini. Fotoğraf 43 - Cam bardak tabanı. 87 Fotoğraf 44 -Takı yapım malzemeleri. Arubani GümüĢ Atölyesi/Van. 88 139 SÖZLÜK Adak tacı Kutsama tacı. Kiliselerde apsis tavanından sunağa sarkıtılarak asılan, Hz. Ġsa‟ya sunulmuĢ altın taçlar veya taç benzeri halkalardır. Soylu veya zengin bağıĢçılar tarafından hediye edilmiĢlerdir. Erken Bizans Dönemi‟nden itibaren karĢımıza çıkmaktadır. Agnus Latincede “kuzu” anlamına gelir. Agnus Dei Latincede “Tanrı‟nın kuzusu” anlamına gelir. Ajur Telkari Tekniği tellerin birbirine lehimlenmesi ile bir model oluĢturulmasıdır. OluĢturulan bu model bir zemine tutturularak yapılıyor ise “Ajur Telkâri” adı verilir. Akuamarin Latince aqua marina, “denizin suyu” anlamına gelir. Kıymetli taĢlardan olup berilin Ģeffaf ve silikatlı bir türüdür. Açık mavi veya mavimsi yeĢil renginden dolayı Zümrüte çok benzer. Altın Sandviç Tekniği Renksiz iki cam arasına altın yaldızla yapılmaktadır. MS 3. ve 4. yüzyıllarda Antik Roma Dönemi‟ne ait bir bezeme tekniğidir. Bizans Dönemi‟nde Mozaik yapımında bu teknik çok kullanılmıĢtır. Ametist Mor renkli bir kuvars taĢıdır. Amulet Latince “amuletum” anlamına gelir. Ġyi Ģans tılsımı, “muska” gibi sahibine koruma sağladığına inanılan bir nesnedir.Yaygın olarak kullanılan muska öğeleri olarak mücevherler, heykeller, madeni paralar, çizimler, bitki parçaları, hayvan parçaları ve yazılı kelimeler kullanılmıĢtır. Apsis Kiliselerde koronun arkasında bulunan bölüm. Camilerde “mihrap kısmı”, yarım daire ya da çokgen Ģeklindedir. Çoğu fırın tonozu ile örtülüdür. Apokrif Prot-incili Yunanca “apokryphos” yani “saklı” anlamına gelmektedir. MS. 2.yüzyıla aittir ve daha çok Hz. Meryem‟in hayatını anlatmaktadır. Hz. Ġsa ve Hz. Meryem‟in çocukluk dönemlerini resmi (kanonik) incillerdeki eksik bilgileri tamamlayan bilgileri içermektedir. Hıristiyan ikonografisinde Hz. Ġsa‟nın doğumu ve doğumundan sonra yıkanmasına iliĢkin ayrıntılar bu Ġnciller‟de yer almaktadır. Apotropaik Yunanca “kem göz gideren” anlamına gelmektedir. Kötülüğü uzaklaĢtırdığına inanılan nesneleri ifade etmektedir. Kötü ruhlardan geri döndürdüğününe inanılan iĢaret, yazı, Ģekil ve benzeri tılsımlı araçlardır. Arete Yunanca “erdem” anlamına gelmektedir. Ariadne Yunan Mitolojisinde Girit Kralı Minos‟un kızıdır. Theseus‟a aĢık olan Ariadne Girit labirentinin sırrını öğrenerek, ip Theseus‟ u kurtarmıĢ ve Minotaur‟u öldürmüĢtür. Bu sayede Theseus Girit‟ten kaçabilmiĢ ve Naksos‟a geldiğinde Ariadne‟yi terk etmiĢtir. Ariadne‟nin acıklı Ģarkılarını duyan Ģarap tanrısı Dionysos ile evlenmiĢtir ve Zeus‟tan armağan olarak ölümsüzlüğü kazanmıĢtır. Asyut Orta Mısır‟da Nil kıyısında bulunan bir kenttir. Yakınlarında antik Asyut kentinin harabeleri bulunmaktadır. Baldachin Liturjik bir eĢyadır. Kilise‟lerde gökyüzünü temsil etmektedir. Taht ya da sunak üzerinde bulunan sütunlar üzerinde koruyucu bir bölümdür. Sütunların taĢıdığı tahta, mermer ya da madenden yapılmıĢ bir örtüdür. Bikonik Çiftkonili oluĢum. Bizans Traktat Latince “tractatus” yani “müzakereler” anlamına gelmektedir. Bir inceleme 139 M. Gonzalez-Wippler, 1991, Complete Book Of Amulets & Talismans, A. Erhat, 1989, “Mitoloji Sözlüğü”, D. Hasol, 2014, “Ansiklopedik Mimarlık Sözlüğü”, EczacıbaĢı Sanat Ansiklopedisi, 2.Cilt , 1997, T. Tekçam, 2007, “Arkeoloji Sözlüğü”, M. Karatağ, 2013, “Klasik Arkeoloji Sözlüğü Yunan-Roma”, S. Saltuk, 1989, “Arkeoloji Sözlüğü”, eserlerinden faydalanarak hazırlanmıĢtır. 89 eseridir ve anonim bir Bizans yazarı tarafından kaleme alınmıĢtır. Bu kitapta altın ve gümüĢ kuyumculuğu anlatılmakta ve 69 tarif bulunmaktadır. Bordür “Su”, “kenarsuyu”, “pervaz” da denilmektedir. Halı, dokuma, iĢleme, kitap, bezeme, minyatür, hat, tezhip ve benzerlerinde, ayrıca mimari bezeme‟de süslü çerçeve. Chalice Latince “kadeh” anlamına gelmektedir. Kiliselerde liturjik eĢyadır. Komünyon ayinlerinde ve vaftiz töreninde kullanılmıĢtır. Erken tarihli kadehler genellikle çift kulplu, kalın tek ayaklı ve ağızları dıĢa açılmaktadır. Erken dönem kadehlerinde mine iĢçiliğinin yanı sıra “niello” ve değerli taĢlar da kullanılmıĢtır. Chistogram “Chi-Rho” Bu sembol iki Yunan harfi olan X ve P harfini birleĢtirir. Chi ve Rho, Yunanca “ΥΡΙ΢ΣΟ΢ (Hristos)” yani “Mesih” in ilk iki harfleridir. Bu Ġsa‟nın Monogramıdır. Yeraltı mezarlarında zulme uğrayan Hıristiyanlar çok erken dönemlerde kullanmıĢlardır I. Constantin imparator olmak için mücadele ederken, ordularının önünde bu sembolü kullanmıĢ ve galip gelmiĢtir. Chlamys Antik Yunan‟da, çoğunlukla askerler tarafından giyilen, pelerine benzeyen, yünden yapılmıĢ giysidir. Dikdörtgen bir kumaĢın uzunluğuna ikiye katlanarak, kenarlarının ise fibula ile tutturulmasıyla oluĢturulmaktaydı. Büyük Ġskender‟den sonra “Chlamys” kırmızı renkte yapılmıĢ ve iĢlemelerle bezenmiĢtir. Erken Bizans Dönemi‟nde yüksek dereceli memurların giymiĢlerdir. Cloisonné Fransızca “Cloisonné” hücre anlamına gelmektedir. “emaye iĢi tekniği” veya “mine tekniği” de denilmektedir. Bu teknik metal ve cam iĢleme tekniğidir. Metal yüzey üzerine lehimlenmiĢ altın filigran teller bir resmin ana hatlarını oluĢturur. Daha sonra bu kapalı alanlara renkli cam ham maddesi doldurularak fırınlanır. Codex Iustinianus “Corpus Ġuris Civilis‟in” üçüncü bölümüdür. On iki kitaptan oluĢmakta ve Ġmparator I. Ġustinianus‟un emirnamelerini içermektedir. Codex Theodosianus II. Theodosius‟un MS 435 ve 438 yılları arasında hazırlattığı kanunlardır. Büyük Constantin‟den beri çıkartılmıĢ olan imparatorluk kararnameleri tek bir derleme halinde toplanmıĢ ve tasnif edilmiĢtiĢtir. Corpus Iuris Civilis Doğu Roma Ġmparatoru I. Ġustinianus tarafından MS 529-534 yılları arasında hazırlatılan ve Roma Hukuku konusunda en kapsamlı bilgi veren hukuk külliyatıdır. Dönemin en seçkin hukukçuları tarafından o zamana kadar dağınık halde bulunan hukuk kurallarını düzenlemiĢlerdir. Codex Iustinianus, Digesta, Ġnstitutiones ve Novallae adlı dört bölümden oluĢmaktadır. Croix pattée Fransızca bir terimdir. GeniĢleyen çubuk uçları olan eĢit kollu Yunan haçıdır. Crossbow fibula “Zemberek” ya da “tataryayı” tipinde fibuladır. Bu aksesuar, rütbeli subay ve yüksek sivil devlet memurları tarafından “chlamys” lerin sağ omuz üzerinden tutturulması amacıyla kullanılmıĢtır. Cucurnii Latince “dizginler” anlamına gelmektedir. Codex Iustinianus 11. kitabın 11,1 paragraf‟ın da geçmektedir. Diadem BaĢın etrafına takılan, genellikle altından ve üzeri bezemeli ince bir Ģerit biçimindeki taç veya bant. Doğu kökenlidir. Büyük Ġskender‟in Pers krallarının taktıkları geniĢ “diadem” i adapte edilerek Yunan ve Roma kültürüne girmiĢtir. Diatrita Codex Iustinianus‟da, bahsedilen “diatretarii” adlı profesyonel bir zanaat grubunun adı geçmektedir. Bu terim daha sonra 1999 yılında Aimilia Yeroulanou tarafından kullanıldı. Ajur tekniği olarak da bilinen bu teknikte ince altın levhalar küçük bir keski ile delinmekte ve çiçek, geometrik ve zoomorfik motifler oluĢturulmaktadır. Ġç çizimi gravür ile vurgulanmaktadır. Digesta “Pandectae” olarak da adlandırılmaktadır. “Corpus Ġuris Civilis‟in” hukuk bilimi ve hukuk tarihi açısından en önemli bölümüdür. Klasik Dönem hukukçularının eserlerinden alınmıĢ ve belli bir sistem içinde toplanmıĢ parçaların özetlerinden (fragmenta) oluĢmuĢtur. Roma Hukuku‟nun önemli temsilcilerinin eserlerinin günümüze kadar gelmesini sağlamıĢtır. 90 Diptik Roma‟da birbirine menteĢelerle tutturulmuĢ iki parçadan oluĢan kitap gibi katlanabilir levhalara verilen isim. Tahtadan ya da fildiĢinden yapılmaktaydı. En küçükleri kitap boyutundan baĢlar ve çok büyük olanları da bulunmaktadır. Diptikler genellikle Ġmparator tarafından konsüllere hediye edilmekteydi. Emerita Augusta Antik bir Roma kentidir. Ġspanya‟nın güneybatısında Mérida bölgesinde bulunmaktadır. Roma Ġmparatorluğu Dönemi‟nde en batıdaki eyaleti Lusitania‟nın baĢkenti idi. Kent, Guadiana Nehri üzerinde Via De La Plata‟nın önemli Kuzey-Güney Roma yolunun kavĢağında bulunmaktaydı. Erguvan Erguvan moru bir renktir. Bizans hükümdarlarının kıyafetlerinde kullanılmıĢtır. Doğal yollarla en zor üretilen renk olduğu için zenginlik ve güç belirtisi idi. Ġmparator dıĢında hiç kimse mor pelerin kullanamazdı. Antik Fenikeliler tarafından MÖ 1570 yılında üretilmiĢti. Rengin en önemli özelliği kolay solmaması ve ıĢık aldıkça daha parlaklaĢmasıydı. Bu nedenle antik uygarlıklar tarafından asalet sembolü olarak kabul edilmekteydi. Bu renk yalnızca dikenli bir deniz canlısı olan antik dönemden beri “murex” adında deniz yumuĢakçalarından elde edililmekteydi. Enkolpion Yunanca‟da “göğüste” anlamına gelmektedir. Ortodoks ve Doğu Katolik piskoposlar tarafından ortasında boyuna takılan bir simgeye sahip madalyondur. Eros Yunan Mitolojisinde AĢk Tanrısı‟dır. Roma Dönemi‟nde “Amor” ismini almıĢ ve insanları oklarıyla kovalayan ve yaralayan kanatlı yaramaz bir çocuk olarak tasvir edilmiĢtir. Eulogia Yunanca “kutsama” anlamına gelmektedir. Euochia Yunanca “iyi bir gün” anlamına gelmektedir. Euphrosyne Yunanca “neĢe” anlamına gelmektedir. Fibula Yunan ve Roma giysilerinde kumaĢı tutturmak için kullanılan broĢ ya da iğnedir. Çok değiĢik biçimleri olan bir çengelli iğnedir. Filigre “Telkâri tekniği”, metal teller yüzeye lehimlenerek yerleĢtirilerek yapılmaktadır. ÇeĢitli biçim ve kalınlıktaki teller kullanılmaktaydı. Teller tek baĢına bükme olarak, örgü halinde ya da yalın veya boncuklu olarak düzenlenmektedir. En yaygın biçimler, daireler, spiraller ve düz çizgilerdir. Genellikle teller tek baĢına bir desen oluĢturur. Gamalı haç “Svastika” da denir. Uçları dik açılı olarak saat ibresi yönünde kıvrılmıĢtır. EĢit kollu haç biçimi iĢaret ya da bezemedir. Granat “Lal taĢı”, bağımsız bir taĢ grubudur. Ġlk ismi “grantum” dur. Ok yüzlü kübik Ģekilde kristalleĢmiĢ, oldukça sert, reçine veya cam parlaklığında, saydam veya yarı saydam mineraldir. Adını örnekseme yoluyla “nar” meyvesinin tohumlarından almıĢtır. Sertliği kuvarstan daha fazladır ve bu nedenle yontulması daha zordur. Granülasyon Küçük metal topçukların yine aynı metal zemin üzerinde birtakım formlarda sıra halinde dizilmesiyle yapılan bezemedir. “Taneleme” anlamına gelmektedir. Tekniğin Osmanlılardan kalan Türkçe tanımlaması “Güherse”dir. Bu teknikle bezemeler madenlerden çeĢitli Ģekillerde hazırlanmıĢ olan taneciklerin yan yana yada bir metal üzerine lehimlenmesiyle yapılmaktadır. Hestia Polyolbos Yunan Mitolojisinde “Hestia” ocağı simgeleyen tanrıçadır. “Hestia Polyolbos” ise bereket dolu Hestia anlamına gelmektedir. Institutiones “Corpus Iuris Civilis‟in” bölümlerindendir. “Hukuk kuralları” anlamına gelmektedir. Uygulanan hukuk hakkında bilgi vermek amacıyla hazırlanmıĢtır ve hukuk bilimine baĢlangıç konusunda bir ders kitabı niteliğinde olmakla beraber imparatorun iradesini yansıttığı için kanun gücündeydi. Ius civile Latince “Ġnsan hakları” anlamına gelmektedir. Ġkonografi Sanat tarihi biliminin bir dalıdır. Dini bir konunun sanata aktarılmasıdır. Görsel sanatlarda konuları, temaları ve simgeleri, bilimsel olarak tanımlama, sınıflandırma ve değerlendirmedir. DüĢünce ve imge arasındaki iliĢkiyi anlaĢılmasını sağlayarak sanat yapıtının daha iyi tanımlanmasına yardımcı olur. 91 Kanonik Latince canonicus “düzenli, kurallara göre” anlamına gelir. Kathisma Hippodrom‟a doğru bakan I. Ġustinianus‟un Ġmparatorluk locası. Ġlk Hıristiyanlar, hamile olan Hz. Meryem‟in bu taĢın üzerine oturup dinlendiğine inanmaktaydılar. Ortodoks inancında ayinlerinde “oturmak” anlamına gelir ve binanın merkezinde yer alan bu taĢa atıfta bulunulur. Khoros Yunanca “koro yeri” anlamındadır. Apsis ile çapraz sahın arasındadır. Kilise korosu‟nun bulunduğu yerdir. Kuvars Sert ve katı bir mineral grubun adıdır. Dünya üzerinde geniĢ bir alana yayılan bu mineraller yerkabuğunun yüzde ondan fazlasını oluĢtururlar. Alt türlerindeki minerallerden değerli taĢların çoğu bağımsız olmuĢ ve kendi adları ile tanınmaktadır. En çok bulunanları renksiz ve beyazdır. Mor, pembe, siyah, sarı, kahverengi, yeĢil, portakal gibi renkleri de vardır. Saydam, yarısaydam ve camsı parlaklıkta ve görünümlüdürler. Çizgileri beyazdır. Legenda aurea Latince “Altın Efsane” anlamına gelmektedir. Geç Ortaçağ Avrupa‟sında yaygın olarak okunan azizlerin hayat hikayelerini anlatan bir koleksiyonudur. Jacobus de Varagine yazmıĢtır. Liturji Hıristiyanlık dininde ibadetlerin nasıl yapılması gerektiğini belirleyen metodlar ve prosedürlerdir. Bu ibadetlerde yapılan ayinlerde çeĢitli litürjik eĢyalar kullanılmaktadır. Lonca Zanaatçılar ve tüccarların yardımlaĢma, korumak ve mesleki geliĢim için kurdukları birlik. Bu mesleki birliklerin ilk Roma Dönemi‟nde baĢlamıĢtı ve “collegium” denilen bu birlikleri devlet onaylamıĢ, denetlemiĢti. Batı Roma Ġmparatorluğu‟u yıkılınca collegium‟ lar kalkmıĢtır, fakat Bizans Ġmparatorluğu‟nda devam etmiĢtir. Gelenek olarak Avrupa‟da 13.yüzyıl‟da yaygınlaĢmaya baĢlamıĢtır. Lotus “Mısır fulü” da denilmektedir. Lotus çiçeği biçiminde bezeme motifi. Maphorion Bizans Dönemi‟nde sarayda kadınların odalarına hadım ve aile dıĢından bir erkeğin girerken baĢtan omuzlarına sarkıtılan örtü. Bu uyulması gereken bir kuraldı. Hıristiyan Ġkonografi‟sinin resimsel tasvirlerinde de erguvan renginde bir maphorion Hz. Meryem‟in baĢı ve omuzlarını örtmektedir. Mese Yunanca‟da “orta” anlamına gelmektedir. Konstantinopolis‟in en eski ana yollarından biridir. Bu yol bugün Divanyolu caddesi olarak bilinenmektedir. Mese yolunun sıfır noktası Sultanahmet‟deki Million taĢından baĢlamaktadır, daha sonra Ayasofya‟nın önünden Augesteon meydanından geçerek bugünkü Beyazıt‟ta bulunan ForumTauri‟de ikiye ayrılır. Güney kolu Marmara denizine paralel olarak uzanarak, Altın Kapı üzerinden Via Egnatia ile birleĢir. Kuzey kolu ise Fatih Camii‟yi (Kutsal Havariler Kilisesi) geçerek Haliç‟e paralel olarak devam etmekteydi. 25 m geniĢliğindeki bu yol Roma ve Bizans Dönemlerinde önemli bir ticaret ve ulaĢım yolu idi. Mese, sefere giden ve dönen padiĢahların kullandığı ve törenlerin düzenlendiği önemli bir yoldur. Mıhlama “Kakma” da denilmektedir. Elmas, zümrüt, yakut vb değerli veya yarı değerli taĢların çeĢitli yöntemlerle metalin yüzeyine açılan yuvalara oturtulması tekniğidir. Bu taĢların mıhlandığı takılar “mücevher” olarak adlandırılır. Monogram Bir ismin baĢ harflerinden veya birkaç harfinden oluĢan markadır. Sikkeler üzerinde genellikle tanrı ve imparator isimlerinin monogramları bulunmaktadır. Geç Roma Dönemi‟nde ise imza yerine kullanılmıĢtır. Montür TaĢların yerleĢtirildiği çerçeve anlamına gelmektedir. Kullanılan montür mücevher taĢının büyüklüğü ve parlaklığıyla mükemmel bir uyuma sahip olması gerekmektedir. Mozaik “Abakiskoi”, “abaculi”, “tesserai”, “tessellac” adları ile de bilinir. ÇeĢitli renklerdeki taĢ ve cam gibi küçük parçalarla zemin ya da duvar üzerinde oluĢturulan bezemeler. Ġlk Mezopotamya‟da Uruk kazılarında ortaya çıkarılmıĢtır. MS 2600‟e ait bazı kalıntılarda görülmüĢtür. Mezopotamya‟da taban kesimi renkli sivri konilerin duvara çakılması ile oluĢturulan bir mozaik tekniği bulunmaktadır. Antik Roma‟da ise küp biçimli, çeĢitli renklerde taĢlar, piĢmiĢ toprak parçaları ya da camların yan yana getirilerek özel bir 92 harçla yapıĢtırılmasıyla yapılmaktaydı. Roma ve Bizans mimarilerinde mozaik tekniği en üst aĢamaya ulaĢmıĢtır. Mozaikler tasvir Ģeklinde veya geometrik olarak uygulanmıĢlardır. Niello “Savat” tekniği önceden belirlenen desenlere göre altın veya gümüĢ takı yüzeyleri kazıma ve daha sonra gümüĢ, bakır, kurĢun ve kükürt karıĢımından oluĢan ve savat denilen koyu renkli bir malzemenin kazılan bu yivlere doldurularak yapılır ve ürün fırınlanır. Savat soğuduktan sonra küçük bir deri parçası ile silisyumlu kil ve zeytinyağı karıĢımı ile cilalanır ve parlatılır. Nimbus “Hale”, “ayça”, kelime anlamı Latince “bulut” demektir. Bir azizin ya da kutsal kiĢinin baĢının çevresindeki halka. IĢığın simgeselliğiyle ruhani değerleri vurgulamak amacıyla kullanılmıĢtır. Helenistik ve Roma Dönemi‟inde GüneĢ Tanrısı Helios bir ıĢık demeti ile taçlandırılmıĢ, daha sonraları bu taç Roma imparatorlarının tasvirlerinde kutsallık simgesi olarak kullanılmıĢtır. Erken Hıristiyanlık‟ta yalın bir daire biçiminde Hıristiyan imparatorların resmi portrelerinde uygulanmıĢtır. MS 4. yüzyılın ortalarından baĢlayarak Hz. Ġsa tasvirlerinde de kullanılan bu kraliyet simgesi MS 5. yüzyılda melekler, MS 6. yüzyılda Meryem Ana ve azizler için kullanılmıĢtır. Novallae “Corpus Iuris Civilis‟in” daha sonra eklenen son bölümüdür. Ġçerisinde Ġmparator I. Ġustinianus tarafından çıkarılan emirnameler bulunmaktadır. Oktofoil Latince “quattuor” yani dört anlamına gelmektedir. Folium “yaprak” anlamına gelir. Bu kelime dört yapraklı yoncaya atıfta bulunmaktadır. Bu dört yaprak genel ana hatları ile simetrik dekoratif bir Ģekildir ve aynı çapta örtüĢen dairelerden oluĢmaktadır. Hıristiyanlıkta sembol olarak kullanılmasının yanı sıra sanatta, mimaride ve armalarda da kullanılmaktadır. Opal Kuvarsın bir çeĢididir ve cam görünümündedir. Etkisinden dolayı “panzehir taĢı” veya barındırdığı renklerden dolayı “gökkuĢağı taĢı” olarak da adlandırılmıĢtır. Cam görünümü sayesinde opal taĢının içinde renk ahengi oluĢmaktadır. Bu özelliğinden dolayı takı alanında mücevher taĢı olarak geçmektedir. Opus interrasile Latince opus “iĢ” ve interrasile “açıklıkla” kelimelerinden gelmektedir. Bu teknik de maden üzerine istenilen desen çizilir, uygun aletlerle oyulur, daha sonra kıl testere ile bu oyuklar kesilir. Kesme iĢlemi bitince kenarlar törpülenir. Ortodoks Yunanca orthos, “doğru”, doxa ise “inanç” demektir. Orthodoks,“ doğru inanç” anlamına gelmektedir. Bizans, ikiye ayrılan Roma Ġmparatorluğu‟nun Ortodoksluğu kabul etmiĢ olan doğu koludur. Ortodoks Kilisesinin MS 4. ve 8. yüzyıllar arasında toplanmıĢ Ekümenik Konsillerin kanonik olduğunu kabul eden bir Hristiyan mezhebidir. Palmet Orta ekseninin her iki yanında simetrik olarak düzenlenmiĢ, yelpaze gibi birbirinden ayrı duran yapraklardan oluĢan bitkisel bezemedir. Yunan ve Roma sanatında palmet ve lotus motiflerinin ardıĢık dizilmesine “anthemion” adı verilmektedir. Mimarlık, freskler ve vazo resimlerinde de çok yaygın uygulanmaktadır. Paludamentum Roma‟da kızıl savaĢ pelerini. Roma Cumhuriyet Dönemi‟nde baĢkomutan tarafından giyilmiĢtir. Ġmparatorluk Dönemi‟nde sadece imparator tarafından kullanılmıĢtır. Pandantif Boyna takılan mücevher süs takısı. Ġlk çağlarda boncuk, kemik pandantifler kullanılmıĢtır. Daha sonra altın, gümüĢ ve değerli taĢlardan yapılan ince bir zincire takılan çok süslü pandantiflere dönüĢmüĢtür. Pantokrator Hıristiyan sanatında Hz. Ġsa‟nın yaratıcı ve kurtarıcı niteliklerini birleĢtiren ve “Evrenin Efendisi” anlamına gelen poz. Hz. Ġsa, çoğu kez genç ve sakalsız olarak betimlenmiĢtir. Yargılayıcı kiĢiliği ön planda olduğunda yaĢlı ve sakallı olarak gösterilmiĢtir. Pantoktrator, bu ikinci tür betimlemelerden kaynaklanmıĢtır. Hz. Ġsa‟yı cepheden ve göğse kadar göstermektedir. Sol elinde Ġncil‟i tutan Hz. Ġsa, sağ elini kutsama iĢareti olarak yukarı kaldırmıĢtır. Bizans kiliselerinin apsis‟inde yer alan bu imge en çok mozaiklerde iĢlenmiĢtir. Paten Kilise‟de dini törenlerde kutsal ekmeğin koyulduğu tabak. GeniĢ ağızlı, yuvarlak ve az derin bir kap biçimindedir. Bizans Dönemi‟nde değerli taĢlar ve inciler ile bezenmiĢtir. 93 ParĢömen Üzerine yazı yazmak için kullanılan iĢlenmiĢ deri. MÖ 3. yüzyıl‟da Bergama‟da icat edilmiĢtir. Pektoral Antik Mısır‟da kolye ucuna takılan büyük boyutlu takı. Pendilia Latince pendulus “asılı”, “sarka”, “askı” anlamına gelmektedir. Taç, küpe, fibula ve diğer mücevher parçaları üzerindeki mücevher zincirleri veya kolyelerdir. Perldraht Almanca bir terimdir ve “inci teli” olarak adlandırılmaktadır. Granüle altın topçukların yanyana lehimlenmiĢ gibi gözükmesi, buğumlu tel. Personifikasyon “KiĢileĢtirilme” anlamına gelmektedir. Belli düĢünceleri ya da kavramları insan biçimiyle simgeleme. En çok alegorik konulu yapıtlarda ve Simgecilik‟te kullanılmıĢtır. Phos Yunanca “ıĢık” anlamına gelmektedir. Plazma Koyu ve açık yeĢil renklerde görülen bir kuvars türüdür. Ploutos Yunanca “zenginlik” anlamına gelmektedir. Polikrom “Çok renkli” anlamına gelmektedir. Özellikle çeĢitli renklerde boyanarak çok renkli hale getiren heykel ve mimarlık ürünlerini nitelemektedir. Praependulia Yunanca Pendoulia “sarkaç” anlamına gelmektedir. Praependulia, Bizans taçlarının tipik sarkaçlarıdır. Prokope Yunanca “refah” anlamına gelmektedir. Pseudo sikke Pseudo Türkçede “sözde” sözcüğüne yakın bir anlamı vardır. “Sikke” ise herhangi bir makinede üretilmeyip el araçlarıyla basılmıĢ Antik Dönem‟de metal paradır. Bu madeni paraların çoğu, madalyon basımı olarak özel üretilmiĢtir. Ulusal para birimi için uygun olmayan tasarım, alaĢım, çap ve kalınlığa sahiptirler. Repoussé Fransızca bir terimdir. “Kabartma” tekniği olarak bilinir. Metal levhayı dıĢtan ve/veya içten çekiçlemek suretiyle yapılmaktadır. Gerçek repoussé içten çekiçlenerek yapılmaktadır. En eski tekniklerden biridir. Kabartma yapımındaki baĢlıca amaç, düz olmayan bir yüzey elde etmek suretiyle ıĢık ve gölge oyunları oluĢturmaktır. Restitutor Rei Publicae Latince “Cumhuriyetin Restoratörü” anlamına gelmektedir. Antik Roma Sikkeleri üzerinde Ġmparatoru yücelten vasıflarındandır. Rozet “Gülbezek” olarak da bilinen stilize çiçek Ģeklinde yuvarlak kabartma bezeme motiflerinin genel ismidir. Genellikle merkezde bir yıldızın ya da çiçeğin çevresinde ıĢınsal olarak geometrik ve bitkisel motifler yer alır. Röliker Azizlerin kutsal sayılan kalıntılarının muhafaza edildiği ve genellikle haç Ģeklindeki bezenmiĢ nesneler. Safir “Gök yakut” veya “göklerin taĢı” da denilir. Birçok taĢtan daha ıĢıltılıdır ve elmastan sonra en sert olan taĢtır. Düz kesimlileri ıĢığa tutulunca içindeki üç ıĢınlı ve altı uçlu tek yıldız görülür. Bu yüzden “yıldız taĢı” da denir. Genellikle rengi mavidir. Mavi, gri ve yeĢilimsi mavi görünümü ile bulutlu gökyüzünü andırmaktadır. Sardonyx Cameo Cameo, çoğunlukla kalsedon, oniks, lav taĢı veya yumuĢakça kabuğundan kabartma olarak yapılan gravürün adıdır. Bir zamanlar altın, gümüĢ hatta safirden daha değerli olan sard ve beyaz kalsedon Ģeritlerine sardonyx denir. Schedula diversarum artium “ÇeĢitli Sanatlar Üzerine” olarak en iyi bilinen ortaçağ incelemesi ve el sanatları kitabıdır. Theophilus Presbyter tarafından kaleme alınmıĢtır. Eser, üç kitaptan oluĢmaktadır ve neredeyse tüm ortaçağ sanat nesnelerinin üretim süreçlerini anlatmaktadır. Solidus MS 307 yılında I. Constantinus tarafından bastırılan altın sikkelere verilen isimdir. Bu altın sikkelerin ağırlığı ağırlık biriminin 1/72‟sine indirdikten sonra, 4,54 gr olarak basılmıĢtır. Roma Ġmparatorluğu‟nun ana altın parası olan Aureus‟un yerine geçmiĢtir ve 10. yüzyıl‟a kadar Bizans Ġmparatorluğu‟nda kullanılmıĢtır. Sphaira Eski Yunanca‟da “küre” anlamına gelmektedir. Procopios‟da “gök küresi”olarak geçmektedir. Antik dünyada kullanılan imparatorluk gücünün bir sembolüdür. Eski 94 Yunanca‟da küre anlamına gelen sözcük. Mitolojide Titan Atlas‟ın sembolüdür. Antik Roma‟da tanrısal bir sembol olmaktan çıkarak imparatorun politik sembolü haline gelmiĢtir. MS 4. yüzyıl sonunda anlamı tekrar değiĢmiĢ, hıristiyan hükümdarlarının hükümdarlık sembolü haline gelmiĢ ve bu sembol madeni para ve mühürler üzerinde bir haç iĢareti ile beraber kullanılmıĢtır. Stemma Geç Antik Çağ boyunca kullanılan “diadem” Doğu Roma Ġmparatorluğu Dönemi‟nde dönüĢüme uğrayarak sabit bir taç çemberi olan stemma‟ya dönüĢmüĢtür. Theodosius Missorium’u Latince gönderi anlamına gelen “missus” veya masa anlamına gelen “mensa” kelimelerinden türetildiği düĢünülmektedir. “Missorium” Geç Antik Çağ‟da büyük, oval ve düz törensel tepsilere verilen isimdir. 1847 yılında antik Emerita Augusta bölgesinde bulunan bu gümüĢ disk üzerindeki yazıtı ve betimlemelerinden dolayı “Theodosius Missoriumu” denilmektedir. Tilki kuyruğu zinciri “Çift içiçe halka zincir” olarak adlandırmaktadır. Bir zincir türü olan bu zincir, çift iç içe halka zincirin çapraz geçirilmesiyle yapılmaktadır. Dört, altı veya sekiz yüzü olan zincir, basit yuvarlak teller, altın bir Ģeridin burulmasıyla ya da kalın bir metal levha Ģeridinin yuvarlak olana kadar çekiçlenmesi ve yuvarlanmasıyla elde edilir. Tork Gerdanlığa benzer halka biçiminde takı. Antik Roma ve Bizans Dönemi‟nde bu ziyneti askerler göğüslerinde taĢımaktaydılar. Tunica Yunan giysisi “chiton” nu Romalıların kendi kültürlerine uyarlamalarıyla elde ettikleri kıyafet. Yakut Kırmızının tüm tonlarını içinde barındıran ıĢıltılı bir taĢtır. Sertlik derecesi, safirle birlikte elmastan sonra ikinci sıradadır. Elmasdan sonra en pahalı taĢtır. Yunan haçı Erken Bizans Dönemi‟nde ortaya çıkan dört eĢit koldan oluĢan bir haçtır. Bu haç, Hz. Ġsa‟nın mucizelerini simgelediğinden kutsama törenlerinde kullanılır. Yüzük kaĢı Yüzük üzerinde taĢ yerleĢtirmeye yarayan yuva kısmıdır. Volüt Latince “voluta” kelimesinden gelir. Merkezinden baĢlayarak geniĢleyen spiral biçimindeki kıvrımlı bezeme. Ġyon sütun baĢlıklarının iki yanında koç boynuzlarından esinlenerek sarmal biçiminde kıvrım. Zümrüt YeĢil veya koyu yeĢil renginde zümrüt beril mineralinin türü olan saydam değerli bir taĢ. Emerald, smaragd veya aĢk taĢı da denilmektedir. Bazı eski kültürlerde ölümsüzlüğün sembolüdür. 95