T. C. BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TEMEL İSLAM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI TASAVVUF BİLİM DALI BURSALI MEHMED TAHİR’İN OSMANLI MÜELLİFLERİ ADLI ESERİNİN TASHİHİ: TARİKATLAR VE MEŞAYIH FASLI (YÜKSEK LİSANS TEZİ) Hatice YILMAZ BURSA 2021 T. C. BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TEMEL İSLAM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI TASAVVUF BİLİM DALI BURSALI MEHMED TAHİR’İN OSMANLI MÜELLİFLERİ ADLI ESERİNİN TASHİHİ: TARİKATLAR VE MEŞAYIH FASLI (YÜKSEK LİSANS TEZİ) Hatice YILMAZ Orcid: 0000-0001-6837-7822 Danışman: Prof. Dr. Abdurrezzak TEK BURSA 2021 TEZ ONAY SAYFASI T. C. BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı, 701923001 numaralı Hatice Yılmaz’ın hazırladığı “Bursalı Mehmed Tahir’in Osmanlı Müellifleri Adlı Eserinin Tashihi: Tarikatlar ve Meşayıh Faslı” konulu Yüksek Lisans Tezi Çalışması ile ilgili tez savunma sınavı, 04/08/2021 günü 14.00-15.00 saatleri arasında yapılmış, sorulan sorulara alınan cevaplar sonunda adayın tezinin başarılı olduğuna oy birliği ile karar verilmiştir. Üye Tez Danışmanı ve Sınav Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Abdurrezzak TEK Bursa Uludağ Üniversitesi Üye Üye Bursa Uludağ Üniversitesi Afyon Kocatepe Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesı̇ İlhami Oruçoğlu Dr. Öğr. Üyesı̇ Orkhan MUSAKHANOV Tarih 04/08/2021 SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS/DOKTORA İNTİHAL YAZILIM RAPORU BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TEMEL İSLAM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI’NA Tarih: 05/07//2021 Tez Başlığı/Konusu: “Bursalı Mehmed Tahir’in Osmanlı Müellifleri Adlı Eserinin Tashihi: Tarikatlar ve Meşayıh Faslı” Yukarıda başlığı gösterilen tez çalışmamın a) Kapak sayfası, b) Giriş, c) Ana bölümler ve d) Sonuç kısımlarından oluşan toplam 101 sayfalık kısmına ilişkin, 101 tarihinde şahsım tarafından Turnitin adlı intihal tespit programından (Turnitin)* aşağıda belirtilen filtrelemeler uygulanarak alınmış olan özgünlük raporuna göre, tezimin benzerlik oranı % 0’dır. Uygulanan filtrelemeler: 1- Kaynakça hariç 2- Alıntılar hariç/dahil 3- 5 kelimeden daha az örtüşme içeren metin kısımları hariç Bursa Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tez Çalışması Özgünlük Raporu Alınması ve Kullanılması Uygulama Esasları’nı inceledim ve bu Uygulama Esasları’nda belirtilen azami benzerlik oranlarına göre tez çalışmamın herhangi bir intihal içermediğini; aksinin tespit edileceği muhtemel durumda doğabilecek her türlü hukuki sorumluluğu kabul ettiğimi ve yukarıda vermiş olduğum bilgilerin doğru olduğunu beyan ederim. Gereğini saygılarımla arz ederim. 05/07./2021 Adı Soyadı: Hatice YILMAZ Öğrenci No: 701923001 Anabilim Dalı: Temel İslam Bilimleri Programı: Tasavvuf Statüsü: Yüksek Lisans Danışman Prof. Dr. Abdurrezzak TEK YEMİN METNİ Yüksek Lisans tezi olarak sunduğum “Bursalı Mehmed Tahir’in Osmanlı Müellifleri Adlı Eserinin Tashihi: Tarikatlar ve Meşayıh Faslı” başlıklı çalışmamın bilimsel araştırma, yazma ve etik kurallarına uygun olarak tarafımdan yazıldığına ve tezde yapılan bütün alıntıların kaynaklarının usulüne uygun olarak gösterildiğine, tezimde intihal ürünü cümle veya paragraflar bulunmadığına şerefim üzerine yemin ederim. 04/08/2021 Adı Soyadı: Hatice YILMAZ Öğrenci No: 701923001 Anabilim Dalı: Temel İslam Bilimleri Programı: Tasavvuf Statüsü: Yüksek Lisans ÖZET Yazar Adı ve Soyadı : Hatice YILMAZ Üniversite : Bursa Uludağ Üniversitesi Enstitü : Sosyal Bilimler Enstitüsü Anabilim Dalı : Temel İslâm Bilimleri Bilim Dalı : Tasavvuf Tezin Niteliği : Yüksek Lisans Sayfa Sayısı : xi+101 Mezuniyet Tarihi : … /…./ 2021 Tez Danışmanı : Prof. Dr. Abdurrezzak TEK BURSALI MEHMED TAHİR’İN OSMANLI MÜELLİFLERİ ADLI ESERİNİN TASHİHİ: TARİKATLAR VE MEŞAYIH FASLI Bursalı Mehmed Tahir hem Osmanlı Devleti’nin son dönemlerine hem de Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarına şahitlik etmiş önemli bir müellif ve mutasavvıftır. Askeri okullarda eğitim hayatını devam ettirirken tasavvufa olan meyli artmış ve mürşid arayışına başlamıştır. İlk olarak Harîrîzâde’ye intisap ederek Melâmîlik yoluna girmiş ardından şeyhinin vefatıyla birlikte Muhammed Nûrü’l-Arabî’ye bağlanıp seyrini onunla tamamlamıştır. Rüşdiye müdürlüğü, tabur kumandanlığı, Dîvân-ı Harp âzalığı ve tahkik memuriyeti gibi çeşitli resmi makamlarda görev almıştır. 28 Ekim 1925’te vefat eden Bursalı Tahir, Üsküdar’da Aziz Mahmud Hüdâyî Dergâhı hazîresinde toprağa verilmiştir. Yaklaşık on sekiz kadar eseri bulunan Tahir’in son ve aynı zamanda hacim bakımından en geniş çaplı kitabı Osmanlı Müellifleri’dir. Bu eser yirmi beş yıllık bir çalışmanın ürünüdür. Üç cilt halinde yayımlanan eserin iç başlıkları; Meşâyih Faslı, Ulemâ Faslı, Şuarâ Faslı, Etıbbâ Faslı, Müverrihîn-i Osmâniyye Faslı, Riyâziyyûn Faslı, Coğrafiyyûn Faslı şeklindedir. Bu çalışmada Osmanlı Müellifleri geçmiş ve günümüze yakın diğer kaynaklarla mukayese edilip Meşâyıh Faslı’ndaki sûfîlerle ilgili verilen bilgilerin sıhhati değerlendirilerek hatalı bulunan bilgiler tashih edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Bursalı Mehmed Tahir, Osmanlı Müellifleri, Tashih, Tarikatlar, Tasavvuf, Halvetiyye, Nakşibendiyye, Kübreviyye, Kadriyye, Zeyniyye, Mevleviyye, Bayramiyye, Celvetiyye. v ABSTRACT Writer’s Name : Hatice YILMAZ University : Bursa Uludağ University Institue : Social Sciences Institue Anabilim Dalı : Basic Islamic Sciences Bilim Dalı : Islamic Law Tezin Niteliği : Master Sayfa Sayısı : xi+101 Mezuniyet Tarihi : … /…./ 2021 Tez Danışman(lar)ı : Prof. Dr. Abdurrezzak TEK THE CORRECTION OF BURSALI MEHMED TAHIR’S WORK ENTITLED “OSMANLI MÜELLİFLERİ”: CHAPTER OF TARIQAS AND SUFI MASTERS Bursalı Mehmed Tahir is an important author and mystic who witnessed both the last periods of the Ottoman Empire and the first years of the Turkish Republic. While continuing his education in military schools, his inclination towards Sufism increased and he started to seek a sheikh. First, he joined Harîrîzâde and entered the path of Melâmî religion, and then, with the death of his sheikh, he joined Muhammed Nûrü'l-Arabî and completed his course with him. He served in various official positions such as the directorate of junior high school, battalion commander, member of the Court of War and investigation officer. Tahir from Bursa, who died on October 28, 1925, was buried in the Aziz Mahmud Hüdâyî Dervish Lodge in Üsküdar. The last book of Tahir, which has about eighteen works, and at the same time the largest in terms of volume, is Osmanlı Müellifleri. This work is the product of twenty-five years of work. The internal titles of the work, which was published in three volumes; It is in the form of Mesâyih Chapter, Ulemâ Chapter, Şuarâ Chapter, Etıbbâ Chapter, Müverrihîn-i Osmâniyye Chapter, Riyâziyyun Chapter, Coğrafiyyûn Chapter. In this study, the Osmanlı Müellifleri were compared with other sources close to the past and today, and the accuracy of the information given about the Sufis in the Meşâyıh Faslı was evaluated and the information found to be erroneous was corrected. Keywords: Bursalı Mehmed Tahir, Osmanlı Müellifleri, Correction, Tariqas, Sufism, Halvetiyye, Nakşibendiyye, Kübreviyye, Kadriyye, Zeyniyye, Mevleviyye, Bayramiyye, Celvetiyye. vi ÖN SÖZ Bursalı Mehmed Tahir’in muteber bir eseri olan Osmanlı Müellifleri, bin altı yüz doksan bir Osmanlı müellifini içinde barındıran bir biyografi kitabıdır. Müellifin eserin ön sözünde “Bir mümin kişinin hayatından bahseden ve onu anlatan o kişiyi diriltmiş gibidir.” hadisini zikretmesi biyografi türündeki eserlerin önemini en güzel şekilde ortaya koymaktadır. Eser, yazıldığı dönemden bu yana sadece Tasavvuf alanında değil; Fıkıh, Edebiyat, Tarih, Coğrafya ve Matematik gibi muhtelif birçok alandaki araştırmacıların çalışmalarında kendisine başvurduğu nadide biyografi eserlerinden birisidir. Özellikle günümüz akademi dünyasında önemli bir yere sahip olan bu eser Osmanlı Dönemi’nde yaşayan birçok alimin, şairin ve mutasavvıfın hayatlarına dair bilgilere ulaşmada kullanılan temel kaynaklardan birisi olmuştur. Ancak bu kadar kapsamlı bir biyografi kitabının hiç hatasız yazılması takdir edileceği gibi pek mümkün bir durum değildir. Bu durumun farkında olan yazar da Osmanlı Müellifleri’nin ön sözünde eserde yapılmış olan hataların tespit edilmesi durumunda tashih edilmesini istirham ettiğini bizzat ifade etmiş ayrıca bu düzeltmeyi seneler evvel gerçekleştiren Mehmed Şemseddin Ulusoy’u da bu minvalde desteklemiştir. Biz de kendisinin bu sözünden ve Mehmed Şemseddin Bey’e verdiği teşvikten bulduğumuz cesaretle, eserin sûfîlerle ilgili olan kısmının tashihini yapmaya niyet ve gayret ettik. Bu çalışmanın hayata geçirilmesi aşamasında başlangıç evresinden itibaren bilgi ve tecrübelerinden çokça istifade ettiğim, araştırmanın her aşamasında yardım ve teşvikini benden esirgemeyen, tezimde ve hayatımın her alanında manevî destek ve yardımlarını üzerimde hissettiğim çok kıymetli danışman hocam Prof. Dr. Abdurrezzak Tek’e teşekkürlerimi sunarım. Hatice YILMAZ Bursa, 2021 vii İÇİNDEKİLER TEZ ONAY SAYFASI .................................................................................................... ii YÜKSEK LİSANS/DOKTORA İNTİHAL YAZILIM RAPORU ............................ iii YEMİN METNİ ............................................................................................................. iv ÖZET ................................................................................................................................ v ABSTRACT .................................................................................................................... vi ÖN SÖZ .......................................................................................................................... vii İÇİNDEKİLER ............................................................................................................ viii KISALTMALAR ........................................................................................................... xi GİRİŞ ............................................................................................................................... 1 BİRİNCİ BÖLÜM ORTA ASYA MERKEZLİ TARİKATLAR VE MEŞAYIH A. HALVETİYYE ...................................................................................................... 3 1. Yahyâ Şirvânî (Halvetiyye) ................................................................................ 3 2. Cemal Halvetî (Cemâliyye) ................................................................................ 5 3. Bâyezîd-i Rûmî (Cemâliyye) .............................................................................. 7 4. Muhammed Demirtâşî (Demirtaşiyye) ............................................................... 8 5. Cemâleddîn İshâk-ı Karamânî (Halvetiyye) ....................................................... 9 6. Merkezzâde Ahmed Efendi (Sünbüliyye) ......................................................... 10 7. Ümmî Sinan (Sinaniyye) ................................................................................... 11 8. İbrâhîm Kırımî (Cemâliyye) ............................................................................. 12 9. Şâh Velî Ayıntâbî (Cemâliyye) ......................................................................... 14 10. Eroğlu Nurî (Ahmediyye) ................................................................................. 15 11. Muhyî Efendi (Gülşeniyye) .............................................................................. 16 12. Vahyizâde Mehmed İznikî (Cemâliyye) ........................................................... 18 13. Şuhûdî Mehmed Efendi (Sünbüliyye) .............................................................. 19 14. Hulvî Mahmud Efendi (Sünbüliyye/ Gülşeniyye) ............................................ 20 15. Nakşî Ali Akkirmanî (Ramazaniyye) ............................................................... 22 16. Sinan-ı Ümmî (Sinaniyye) ................................................................................ 23 17. Kâimî Hasan Efendi (Sünbiliyye) ..................................................................... 24 viii 18. Kenzî Hasan Efendi (Sünbüliyye) .................................................................... 25 19. Abdullah Salâhî Uşşâkî (Uşşakiyye) ................................................................ 26 20. Çerkeşî Mustafa Efendi (Şabaniyye-Çerkeşiyye) ............................................. 29 B. NAKŞİBENDİYYE ............................................................................................. 30 1. Şeyh İlâhî-yi Nakşibendî (Ahrariyye) ............................................................... 30 2. Baba Ni’metullah Mahmûd ............................................................................... 33 3. Açıkbaş Mahmud Efendi (Urmeviyye) ............................................................. 35 4. Müstakim Mustafa Niyâzî Efendi (Kâsâniyye) ................................................ 37 5. Turhal Şeyhi Mustafa (Müceddidiyye) ............................................................. 38 6. Köstendillî Süleyman Şeyhî Efendi (Müceddidiyye) ....................................... 40 7. Terzi Baba (Halidiyye) ..................................................................................... 44 8. Gümüşhâneli Ahmed Ziyâeddîn Efendi (Halidiyye) ........................................ 45 C. KÜBREVİYYE .................................................................................................... 48 1. Hüsâmeddîn Ali el-Bitlîsî (Nurbahşiyye) ......................................................... 48 2. Yahyâ bin Bahşî (Kübreviyye) ......................................................................... 50 İKİNCİ BÖLÜM ORTA DOĞU VE KUZEY AFRİKA MERKEZLİ TARİKATLAR VE MEŞAYIH A. KÂDİRİYYE ....................................................................................................... 53 1. Medenî Mehmed Efendi ................................................................................... 53 2. Abdulkâdir Necîb Efendi (Eşrefiyye) ............................................................... 55 3. Kuddusî Ahmed Efendi ....................................................................................... 56 B. SÜHREVERDİYYE / ZEYNİYYE ..................................................................... 58 1. Abdülmecid İbni Şeyh Nasuh (Zeyniyye) ........................................................ 58 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ANADOLU MERKEZLİ TARİKATLAR VE MEŞAYIH A. MEVLEVİYYE ................................................................................................... 60 1. Semaî Mehmed Dede Efendi ............................................................................ 60 2. Enîs Recep Dede ............................................................................................... 61 3. Abdulbakî Dede (Nâsır Seyyid Abdulbakî Dede) ............................................ 63 B. BAYRAMİYYE ................................................................................................... 64 1. Tennûrî İbrâhim Efendi (Şemsiyye) ................................................................. 64 ix 2. Baba Yusuf Sivrihisarî (Şemsiyye) ................................................................... 65 3. Ali Çelebi İbni Hüsrev-i İznikî (Melâmiyye) ................................................... 66 4. Olanlar Şeyhi İbrâhim Efendi (Melamiyye) ..................................................... 69 5. Sarı Abdullah Efendi (Melâmiyye) ................................................................... 71 C. CELVETİYYE ..................................................................................................... 74 1. Hüdâî Azîz Mahmûd Efendi ............................................................................. 74 2. Zatî Süleyman Efendi ....................................................................................... 78 D. TARİKATI BİLİNMEYEN SÛFÎLER ................................................................ 80 1. Yunus Emre ...................................................................................................... 80 2. İbrâhim Hakkı Erzurûmî ................................................................................... 82 SONUÇ ........................................................................................................................... 87 KAYNAKÇA ................................................................................................................. 89 x KISALTMALAR a.g.e. : Adı geçen eser a.g.m. : Adı geçen makale b. : Baskı bkz: : Bakınız c. : Cild çev. : Çeviren DİA : Diyanet İslâm Ansiklopedisi DTCF : Dil ve Tarih-Coğrafya Kütüphanesi h. : Hicrî haz. : Hazırlayan İFAV : Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları İÜ : İstanbul Üniversitesi Ktp. : Kütüphane m. : Milâdî nr. : Numara OMAD : Osmanlı Mirası Araştırmaları Dergisi ra : Radıyallâhu anh s. : Sayfa sav : Sallallâhu aleyhi ve sellem t.y. : Tarih yok TDV : Türkiye Diyanet Vakfı thk. : Tahkik eden trc : tercüme TSMK : Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi. TÜBA : Türkiye Bilimler Akademisi TÜSAV : Türk Sanatı ve Eğitimi Vakfı v : Vefat vb : Ve benzeri vr. : Varak y.y. : Yayın yeri yok xi GİRİŞ Bursalı Mehmed Tahir, 22 Kasım 1861 yılında Bursa’da doğdu. Çeşitli mekteplerdeki tahsilinin yanı sıra aldığı hususi derslerle de tasavvuf kültürü ve tasavvufa olan ilgisi arttı. 1880 yılında bir Melami şeyhi olan Harirîzâde (ö. 1299/1882)’ye intisap etti. İki sene sonra şeyhi vefat edince mürşidinin şeyhi Muhammed Nûrü’l-Arabî (ö. 1305/1888)’nin yanında tasavvufî terbiyesini sürdürdü ve seyrini tamamlayarak icazet aldı. İdarecilik, milletvekilliği, kütüphane teftişi gibi çeşitli vazifeleri sürdüren Tahir, Osmanlı Müellifleri’nin neşredildiği ömrünün son yıllarında sağlık ve geçim konusunda sıkıntıya düştü. 28 Ekim 1925 tarihinde İstanbul’da vefat etti. İrili ufaklı on sekiz kadar eser neşreden müellif, tezimizde konu edindiğimiz son kaleme aldığı ve en hacimli eseri olan Osmanlı Müellifleri adlı kitabıyla meşhur olmuştur. Yaklaşık yirmi beş yıllık bir emek sonucunda ortaya koyduğu eserde bin altı yüz doksan bir kişinin hayatına yer vermiştir. Bursalı Mehmed Tahir, Osmanlı Müellifleri adlı eserinde Osmanlı Dönemi’nde yaşayan müellifleri; Meşayıh, Ulemâ, Şuarâ, Müverrihîn (Tarihçi), Etıbbâ (Doktorlar), Riyâziyyûn (Matematikçi) ve Coğrafiyyûn (Coğrafyacı) başlıkları altında ele almıştır. Tahir, bu eseri kaleme alırken klasik dönemde yazılan ve kendi döneminde kaleme alınan kaynaklardan beslenmiş ve büyük bir titizlikle eserindeki şahsiyetleri en doğru şekilde tespit etmeye çalışmıştır. Ancak bin altı yüz doksan bir şahsiyetin hayatlarını içerisinde barındıran bir eserin hatasız yazılamayacağı aşikârdır. Nitekim bu durumu Bursalı Tahir’de eserinin girişinde belirtmiş ve tashih hususunda gerekli izni eserin ön sözünde vermiştir. Biz de kendisinin bu sözünü düstûr edinerek eserde sûfîlerle ilgili verilen hatalı bilgileri düzeltmeye gayret ettik. Bu minvalde Mehmed Şemseddin Ulusoy da Bursalı Mutasavvıf Âlimler ve Meşhurlar isimli eserinde Osmanlı Müellifleri’nin Bursa’ya ait kısmının yanlışlarını tespit edip Tahir Bey’e gönderdiğini ve kendisinin bu durumdan son derece memnun olup ömrü yetseydi kitabının sonuna ekleyeceğini bildirmiştir. Şemseddin Efendi bu yanlışlıkları Mi’yâr-ı Şemsî adlı eserinde bir araya getirdiğini söylemişse de eser günümüze ulaşmadığı için tashih etmiş olduğu hataları göremedik.1 1 Mehmed Şemseddin Ulusoy, Bursalı Mutasavvıf Âlimler ve Meşhurlar, haz. Mustafa Kara, Serhat Gültaş, Olcay Kocatürk, Bursa: Osmangazi Belediyesi Yayınları, 2021, s. 40. 1 Çalışmamızın konusu, Osmanlı Müellifleri adlı bu eserin ilk cildinde yer alan yaklaşık iki yüz seksen sekiz kadar mutasavvıfın; doğum yahut vefat tarihleri, mahlasları, mürşidleri, telif ettikleri eserleri, müntesibi bulundukları tarikatları ve karşımıza çıkan yanlış yazılmış diğer hususları tashih etmektir. Bu bağlamda tasavvuf araştırmalarına kaynaklık eden bu eserdeki bilgileri düzeltme amacımız, öncelikle Osmanlı Müellifleri’nde verilen bilgilerin sıhhatini değerlendirmek ve günümüz tasavvuf araştırmacılarının eserden istifade ederken doğru bilgilere ulaşmaları hususunda katkıda bulunmaktır. Araştırmamıza ilk olarak Osmanlı Müellifleri’ni tetkik ederek başladık. Ardından tashih edilmesinin gerekli olduğu kanaatine vardığımız şahsiyetler hakkındaki bilgilere ulaşmak için ilk olarak Bursalı Tahir’in kullandığı klasik kaynaklardan başlamak suretiyle o isim hakkında geçmişten günümüze kadar yazılmış eser, makale, tez ve diğer kaynakların bir kısmını elimizden geldiği ölçüde detaylıca inceledik ve mukayese ettik. Tezimiz bir giriş ve üç bölümden müteşekkil olup giriş kısmında tezin konusu, metodu ve yöntemi gibi çalışmanın ortaya çıkması aşamasında izlenilen usul anlatılmış, ayrıca Bursalı Mehmed Tahir ve Osmanlı Müellifleri adlı eseri kısaca tanıtılmıştır. Birinci bölümde “Orta Asya Merkezli Tarikatlar ve Meşayıh” başlığı altında Halvetiyye, Nakşibendiyye ve Kübreviyye tarikatları kısaca tanıtıldıktan sonra bu tarikatlara mensup olan sûfîlerden Osmanlı Müellifleri’nde hayatlarına dair hatalı bilgi verilenler tashih edilmiştir. İkinci bölümde aynı usulle “Orta Doğu ve Kuzey Afrika Merkezli Tarikatlar ve Meşayıh” başlığıyla Kadiriyye ve Sühreverdiyye tarikatları tanıtılıp ilgili bölümle alakalı tashih edilmesi gereken hususlar düzeltilmiştir. Üçüncü bölümde ise yine aynı yöntemle “Anadolu Merkezli Tarikatlar ve Meşayıh” başlığıyla Mevleviyye, Bayramiyye ve Celvetiyye tanıtılmıştır. Bu bölümün diğer bölümlerden farkı hangi tarikata mensup olduğu kesin olarak bilinmeyen sufilerin de bu bölümde ayrı bir başlıkla değerlendirilmesidir. Bu bölümler dışında kaynakça ve sonuç kısımlarıyla tezimiz hitama ermiştir. 2 BİRİNCİ BÖLÜM ORTA ASYA MERKEZLİ TARİKATLAR VE MEŞAYIH A. HALVETİYYE 1. Yahyâ Şirvânî (Halvetiyye) Halvetiyye tarikatının ikinci pîri olarak kabul edilen Yahyâ-yı Şirvânî2 14. yüzyılın sonlarında Şirvanşahlar’ın başşehri Şamahı’da doğmuştur. Genelde “Şirvânî” nisbesiyle anılmakla birlikte hayatının önemli bir kısmını geçirip vefat ettiği Bakü’ye nisbetle “Bakûvî” diye de bilinir. Şirvânî gördüğü bir rüya üzerine Şamahı’da faaliyet gösteren Halvetî şeyhi Sadreddîn-i Hiyâvî’ye (ö. 860/1455) intisap etmiş ve seyrini onunla tamamlamıştır.3 Şeyh Sadreddin, vefatından sonra yerine Şirvânî’yi halife tayin ettiği halde müridleri onun çok genç olduğu gerekçesiyle Sadreddin’in damadı Pîrzâde’nin etrafında toplanınca Şirvânî, Şamahı’dan ayrılmış Şirvanşahlar Devleti’nin hükümdarı olan Sultan Halil’in daveti üzerine devletin yeni başkenti olan Bakü’ye gitmiştir. Sultan Halil burada inşa ettirdiği sarayın yakınındaki Keykubad Mescidi’ni ona tahsis etmiştir. Böylece Halvetiyye’nin İslâm dünyasında yayılmasına kaynaklık edecek en önemli hankah Yahya Şirvânî ile birlikte faaliyete geçmiştir.4 Osmanlı Müellifleri’ndeki kayda göre 862 (1457) yılında Bakü’de vefat etmiştir.5 Sadık Vicdânî de onun bu tarihte vefat ettiğini söylemektedir.6 Bununla birlikte Bursalı Mehmed Tahir ve Vicdânî tarafından zikredilen tarihe ihtiyatla yaklaşılmalıdır. Zira Taşköprülüzâde, Şirvâni’nin vefatının Sultan Halil’in vefatından dokuz ay sonra 2 Hüseyin Vassâf, Sefîne-i Evliyâ, İstanbul: Kitabevi Yayınları, C. 4, 2006, s. 138. 3 Cemâleddin Hulvî, Lemezât-ı Hulviyye, haz. Mehmet Serhan Tayşi, 2.b., İstanbul: Semerkand Yayınları, 2013, ss. 380-382. 4 Yahya Şirvanî, Şifaü’l-Esrar, haz. Mehmet Rıhtım, 3.b., İstanbul: Sufi Yayınları, 2014, s. 17-18; Efdal Okcu, Seyyid Yahya Şirvani’nin Şifaü’l-Esrar Eserinde Benlik Eğitimi, (Yüksek Lisans Tezi), Konya: Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Anabilim Dalı Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi Bilim Dalı, 2019, s. 6. 5 Bursalı Mehmet Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 197; Tahir, a.g.e., haz. Mehmet Ali Yekta Saraç, C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 212. 6 Sâdık Vicdânî, Tarikatler ve Silsileleri (Tomâr-ı Turûk-ı ‘Aliyye), haz. İrfan Gündüz, İstanbul: Enderun Kitabevi, 1995, s. 178. 3 gerçekleştiğini belirtmiştir.7 Süyûtî8 ve İbn İyâs9, Sultan Halil’in ölüm tarihini Zilhicce 869 (1465) şeklinde kaydettiğine göre Seyyid Yahyâ 870 (1466) senesinin Ramazan ayında vefat etmiş olmalıdır.10 Kabri, Keykubad Mescidi’nin kıble tarafında inşa edilen türbe içerisindedir. Bu türbe günümüze kadar gelmiş olup halen Şirvanşahlar Saray Müzesi dahilinde bulunmaktadır.11 Yahyâ-yı Şirvânî’nin tasavvuf tarihi açısından önemi; Halvetiyye’de yedi isimle uygulanmakta olan zikre beş isim daha ekleyerek on iki isimle zikir yaptırması, Virdü’s- settâr diye bilinen evrâdı tertip etmesi, halvet ve zikir âdâbıyla ilgili yenilikler yapması, irşad vazifesi ile çeşitli bölgelere halifeler yollayarak Halvetiliğin ve tasavvuf kültürünün yayılmasına katkı sağlamasıdır.12 Bursalı Mehmed Tahir Yahyâ-yı Şirvâni’ye ait olarak zikrettiği eserler şunlardır:13 1. Vird-i Settâr: Süleymaniye Ktp., Hamidiye, nr. 842/2; Lala İsmâil, nr. 727/5. Eser türkçeye çevrilmiştir14 ve üzerine çeşitli şerhler15 yazılmıştır. 2. Keşfü’l-kulûb: Nuruosmaniye Ktp., nr. 4904/1; Hacı Selim Ağa Ktp., Kemankeş, nr. 49/7. 3. Merâtibü Esrâri’l- Kalb: Nuruosmaniye Ktp., nr. 4904. 4. Esrâru’l-Vudû: Hacı Selim Ağa Ktp., Kemankeş, nr. 49; Manisa Murâdiye Ktp., nr. 2906/2. 5. Rumûzu’l-İşârât: Nuruosmaniye Ktp., nr. 4904., vr. 9-10. 6. Menâzilü’l-Ârifîn: Bu eserin diğer adı Menâzilü’l-Âşıkîn olmalıdır. Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 1742/1; Nuruosmaniye Ktp., nr. 4904/2. 7 Taşköprülüzâde, Osmanlı Bilginleri (eş-Şakâiku’n-Nu’mâniyye), çev. Muharrem Tan, İstanbul: İZ Yayıncılık, 2007, s. 217. 8 Süyûtî, Nazmü’l-İkyân, nşr. Philip K. Hitti, New York, 1927, s. 110. 9 İbn İyâs, Bedâi‘u’z-zühûr fî vekâi‘i’d-dühûr, C. 2, Kahire, 1961, s. 431. 10 Şirvanî, a.g.e., s. 18.; Hulvî, a.g.e., s. 387. 11 Mehmet Rıhtım, “Yahyâ-yı Şirvânî”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 43, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2013, ss. 264-266. 12 Rıhtım, “Halvetiliğin Pîr-i Sânisi Seyyid Yahya eş-Şirvânî el-Baküvî”, Uluslararası Yahya Şirvâni ve Halvetilik Sempozyumu, 2013, s. 203. 13 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 197; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 212. 14 Yahya Şirvâni, Vird-i Settâr, haz. Hüseyin Salâhî, İstanbul: Seçil Ofset, 2011. 15 Haririzâde Mehmed Kemaleddin, Feth-i Virdü’l-Esrar Şerh-i Virdü’s-Settar, İstanbul: Matbaa-i Amire, 1287. 4 7. Şerh-i Süâlât-ı Gülşen-i Râz: Millet Ktp., Ali Emîrî Efendi, FY, nr. 1044/5; Nuruosmaniye Ktp., nr. 4904/7. 8. Etvârü’l-Kulûb: Nuruosmaniye Ktp., nr. 4904. 9. İlm-i Ledünnî: İÜ Ktp., FY, nr. 1127; Nuruosmaniye Ktp., nr. 4904/9. 10. Şerh-i Esmâ-i Semâniyye: Esere kütüphane kayıtlarında rastlanmamıştır. 2. Cemal Halvetî (Cemâliyye) Çelebi Halife olarak bilinen Cemal Halvetî’nin doğum tarihi belli olmamakla birlikte erken dönem kaynaklarında Aksaray’da doğduğu açıkça zikredilmektedir.16 Aynı şekilde şeyh de kendini eserlerinde Aksarayî nisbesiyle tanıtmaktadır.17 Bununla birlikte Bursalı Mehmed Tahir, Cemal Halvetî’nin doğum yerini Amasya olarak gösterir.18 Ancak onun verdiği bu bilgi yanlıştır. Zira hayatını ve menkıbelerini ele alan kaynaklarda Amasya’da doğduğunu gösteren hiçbir işaret yoktur.19 Cemal Halvetî tasavvufi terbiyesini Yahya Şirvânî’nin halifelerinden Muhammed Bahâeddin Erzincânî’nin gözetiminde tamamlamıştır. İcâzetinin ardından II. Bâyezid’in daveti üzerine İstanbul’a gelmiş ve Kocamustafapaşa’daki dergâhta irşad görevini sürdürmüştür. Hac yolculuğunda Tebük yakınlarında 899’da (1493) vefat etmiş ve buraya defnolunmuştur.20 Cemal Halvetî’nin tasavvuf tarihi açısından önemi, Halvetiyye’de Cemâliyye isimli müstakil bir kol kurmasının yanı sıra tarikatın İstanbul’daki ilk temsilcisi olmasıdır.21 Bursalı Mehmed Tahir’in Cemal Halvetî’ye ait olarak zikrettiği eserler şunlardır: 1. Tefsîr-i Sûre-i Fâtiha: Süleymaniye Ktp., Tahir Ağa, nr. 142; Lala İsmail Efendi, nr. 686; Hâlet Efendi, nr. 805. 16 Hulvî, Lemezât, s. 427; Taşöprülüzâde, eş-Şakâiku’n-Nu’mâniyye, s. 214. Yusuf Sinan bin Yakub, Tezkire-i Halvetiyye, İstanbul, 1290, s. 16-17. 17 Cemal Halvetî, Tevilâtü Erbaîne Hadîsen, Lala İsmail Efendi, nr. 686, vr. 139a. 18 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 51; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, ss. 51-52. 19 Muharrem Çakmak, “Türk Mutasavvıf Şairi Aksaraylı Cemal Halveti”, EKEV Akademi Dergisi, S. 16, 2003, s. 183. 20 Hüseyin Vassâf, Sefîne-i Evliyâ, haz. Mehmet Akkuş, Ali Yılmaz, 3.b., İstanbul: KİTABEVİ Yayınları, C. 3, 2015, s. 324 21 Mehmet Serhan Tayşi, “Cemâl-i Halvetî”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 7, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 1993, ss. 302-303. 5 2. Tefsîrü’l-Fâtiha ve min Sûreti’d-Duhâ ilâ Âhiri’l-Kurân: Millet Ktp., Ali Emiri, nr. 1330. 3. Şerhu Erbaîne Hadîsen Kudsiyyen: Süleymaniye Ktp., Lala İsmail Efendi, nr. 686; Laleli, nr. 3669. 4. Şerh-i Hadîs-i Erbaîn-i Nevevî (Tevilâtü Erbaîne Hadîsen): Süleymaniye Ktp., Yazma Bağışlar, nr. 3738; Lala İsmail Efendi, nr. 686; Esad Efendi nr. 3700. 5. Şerh-i Sad Kelime-i İmam Ali (Zübdetü’l-Esrâr): Süleymaniye Ktp., Ayasofya nr. 4070. 6. Çenknâme: Milli Ktp., Arapça Yazmalar, nr. 3264. 7. Risâle-i Teşrîhiyye: Milli Ktp., Arapça Yazmalar, nr. 3264. 8. Tefsîr-i Âyete’l-Kürsî (Kitâbü’n-Nûriyye): Süleymaniye Ktp., Lala İsmail Efendi, nr. 686. 9. Cevâhirü’l-Kulûb: Milli Ktp., Arapça Yazmalar, nr. 3264. 10. Esrârü’l-Vudû: Beyazıd Devlet Ktp., nr. 5999; Süleymaniye Ktp., nr. Esad Efendi, nr. 3700; Lala İsmail Efendi, nr. 686. 11. Risâle-i Etvâr (-ı Seb’a): Milli Ktp., Arapça Yazmalar, nr. 3264. 12. Şerh-i Sad Kelime-i Sıddık-i Ekber: Millet Ktp., Ali Emiri, nr. 1330; Süleymaniye Ktp., Lala İsmail Efendi, nr. 686. 13. Risâle-i Fakriyye: Milli Ktp., Arapça Yazmalar, nr. 3264. 14. Şerhu’l-Beyteyn: er-Rabbü Hak ve’l-Abdü Hak: Kastamonu Yazma Eserler Ktp., nr. 3681/5. 15. Risâle fî İsmeyni’l-A’zameyn: Süleymaniye Ktp., Hâlet Efendi, nr. 805; Tahir Ağa, nr. 142; Lala İsmail Efendi, nr. 686. 16. Risâle-i Kevseriyye: Süleymaniye Ktp., Lala İsmail Efendi, nr. 686; Düğümlü Baba, nr. 63; Vehbi Efendi, nr. 258. Bursalı Mehmed Tahir’in, Cemal Halvetî’nin eserleri arasında zikrettiği Câmiatü’l-Esrar ve’l-Garâib isimli risale kütüphane kayıtlarında bulunmamaktadır. 6 Ancak müellifin Esrârü’l-İlâhiyye22 isimli risalesi ile bu eser kastedilmiş olabilir. Ayrıca Tahir’in bahsettiği Risâle fî Beyâni’l-Velâye isimli esere de ulaşılamamıştır. Amasya İl Halk Kütüphanesi, nr. 1863’de Risâle fî Beyâni Dereceti’l-Velâye ve’n-Nübüvve isimli Arapça bir risale bulunmakla birlikte eserin Cemal Halvetî’ye ait olduğunu gösteren bir emare yoktur. 3. Bâyezîd-i Rûmî (Cemâliyye) Derviş Bâyezîd diye de bilinir. Çelebi Halife’nin yanında tasavvufi terbiyesini gördükten sonra mürşidi tarafından Edirne’ye gönderilmiştir.23 Burada Kıyık Mezarlığı yakınında bir tekke yaptıran Bâyezîd, vefatına kadar Edirne’de yaşamış ve tekkesinin civarına defnedilmiştir.24 Bursalı Mehmed Tahir, Bayezid-i Rûmî’nin vefat tarihi olarak 900 (1494) yılını zikreder.25 Ancak bu tarih yanlıştır. Zira Bâyezid-i Rûmî Sırr-ı Cânân adlı eserini 922 (1516)’de yazdığını ifade ettiğine göre bu tarihten sonra vefat etmiş olduğu açıktır.26 Osmanlı Müellifleri’nde Bâyezîd-i Rûmî’ye ait olarak kaydedilen eserlerden Sırr- ı Cânân (Millet Ktp., Ali Emîrî, Manzum, nr. 937) ile Tefsîrü’l-Fâtiha el-Müsemma bi-Secencelü’l-Ervâh27 (Süleymaniye Ktp., Hâlet Efendi ilavesi, nr. 3/1) günümüze ulaşmıştır. Bununla birlikte Tahir’in eserinde zikrettiği Şerh-i Fusûsu’l-Hikem, Şerh-i Nusûs, Tûr-ı Sînâ, Beyânü’l-Esrâr li’l-Ahrâr fî Bevâdi’l-Meliki’l-Cebbâri’l-Gaffâr isimli risalelere kütüphane kayıtlarında rastlanmamıştır. Öte yandan Tahir, Bâyezîd-i Rûmî’nin Muhyî (ö. 946/1539) adındaki halifesinin telif ettiği Devâirü’l-Maârif isimli eserini gördüğünü söylemiştir.28 Bayezîd-i Rûmî hakkında önemli bilgiler içeren bu eser Süleymaniye Ktp., Mihrişah Sultan, nr. 179; Hacı Mahmud Efendi, nr. 2458 ve 2360’da yer almaktadır. 22 Süleymaniye Ktp., Lala İsmail Efendi, nr. 686. 23 Vassâf, Sefîne-i Evliyâ, s. 329. 24 Taşöprülüzâde, eş-Şakâiku’n-Nu’mâniyye, s. 274. 25 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 40; Tahir, a.g.e., Ankara: TÜBA, 2016, s. 38. 26 Millet Ktp., Ali Emîrî, nr. 937, vr. 238b; Osman Türer, “Bayezid Halife”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 5, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 1992, s. 242. 27 Risâle üzerine yüksek lisans tezi hazırlanmıştır. Bkz. Kerim Özmen, “Bâyezid Halife (er-Rûmî) ve Fatiha Tefsiri” (Edisyon Kritiği) Secencelü’l-Ervâh ve Nukûşu’l-Elvâh, (Yüksek Lisans Tezi), İstanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2003. 28 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 40; Tahir, a.g.e., Ankara: TÜBA, 2016, s. 38. 7 4. Muhammed Demirtâşî (Demirtaşiyye) Dede Ömer Rûşenî’nin halifelerinden olan Muhammed Demirtâş Osmanlı Müellifleri’ndeki kayda göre Kütahya civarında dünyaya gelmiştir.29 Ancak Arap kaynaklarında şeyhin doğum yeri olarak Kahire veya Tebriz gösterilmektedir.30 Muhammed Demirtaş ilim öğrenmek amacıyla Mısır’a gittiğinde önce Şazeli şeyhi Ahmed b. Ukbe’nin sohbetlerine katılmış, ardından Dede Ömer Rûşenî’nin halifesi Şeyh Hüseyin Ayıntâbî’ye intisab etmiştir.31 Ancak Bursalı Mehmed Tahir hatalı olarak Şazeli şeyhinin adını Ahmed b. Afne, Rûşenî’nin halifesini de Hasan Ayıntâbî olarak zikretmektedir. Muhammed Demirtâş, Şeyh Hüseyin Ayıntâbî’nin vefatından sonra Tebriz’e giderek tasavvufi terbiyesini Dede Ömer Rûşenî’nin yanında tamamlamış ve icazetinin ardından Kahire’ye dönerek kendi yaptırdığı zaviyede 929 (1523) yılındaki vefatına kadar irşad faaliyetinde bulunmuştur.32 Bursalı Mehmed Tahir ise, Muhammed Demirtâş’ın vefat tarihi olarak 935 (1529) yılını zikreder. Ancak bu bilgi tashihe muhtaçtır. Zira dönemin Arap kaynaklarında şeyhin vefat tarihinin 929 (1523) olduğu açıkça zikredilmiştir. Bursalı Mehmed Tahir Muhammed Demirtâşî’ye ait Cem’u’l-esrâr ve keşfü’l- estâr isimli risaleyi Manisa Şeyh Sinan Kütüphanesi’nde gördüğünü söylüyorsa da esere söz konusu kütüphane dahil kayıtlarda rastlanılmamıştır. Aynı şekilde fıkha dair Eşbah haşiyesinin olduğunu belirtmektedir. Fakat bu eser Zevâhirü’l-Cevâhir Hâşiye ale’l- Eşbâh ve’n-Nezâir ismiyle, 1055 (1645) yılında vefat eden Salih Muhammed Timurtâşî’ye aittir.33 29 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 70; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, ss. 71-72. 30 İbn İyâs, Bedâ’iu’z-zühûr, C. 3, ss. 182-188; İmam-ı Şa’ranî, Tabakat’ül- Kübrâ, çev. Abdulkadir Akçiçek, C. 2., İstanbul: Bahar Yayınları, 1970, s. 133; Sehâvî, Tuhfetü’l-ahbâb ve bugyetü’t-tullâb, nşr. Mahmûd Rebî’-Hasan Kâsım, Kahire, 1356/1937, ss. 15-16; Muhammed es-Seyyid el-Celyend, “Muhammed Demirtaşî”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 30, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2005, ss. 517-518. 31 Vicdâni, Tarikatler ve Silsileleri (Tomâr-ı Turûk-ı ‘Aliyye), s. 196. 32 Şa’ranî, Tabakat’ül- Kübrâ, C. 2., ss. 1798-1799; Mehmed Akkuş, “Mısır’da Halvetilik”, Keşkül Dergisi, S. 29, Kış-2014, s. 58. 33 Bağdatlı İsmail Paşa, Hadiyyat Al-Ârifîn, haz. Rifat Bilge, Mahmud Kemal İnal, C. 1., İstanbul: Milli Eğitim Basımevi, 1951, s. 423. 8 5. Cemâleddîn İshâk-ı Karamânî (Halvetiyye) Cemâl Halîfe ve Cemâlî el-Karamanî isimleriyle de bilinen Cemâleddin İshâk el- Karamânî,34 on altıncı yüzyılda yaşamış bir Osmanlı âlimidir. Karaman’da dünyaya gelen Karamânî, hocası Cemâleddin Aksarâyî’ye (ö. 791/1389) nispet edilen “Cemâlî” ailesine mensuptur. O, kendi döneminde Karaman’a bağlı Aksaray’da kurulan Cemâleddin Aksarâyî Medresesi’nde başladığı ilim tahsilini Konya Medresesi’nde tamamlamış, daha sonra İstanbul’a gelerek devrin önde gelen âlimlerinden ders alıp bu alandaki yetkinliğini kanıtlamıştır.35 Hattatlık yeteneği de olan Karamanî, Fâtih Sultan Mehmed (ö. 886/1481) için istinsah ettiği bir kitap karşılığında aldığı para ile hac farizasını yerine getirmiş ve hac dönüşünde hocası Mollâ Kastallânî (ö. 901/1495) ile aralarında geçen bir hadiseden sonra ilmiye sınıfını terk edip tasavvuf yoluna yönelmiştir. Bu olay üzerine gittiği Konya’da Halvetiye tarikatının o zamanki şeyhi Habîb-i Karamanî’nin (ö. 902/1496) müridi olmuş,36 Habîb Efendi’nin yanında seyr u sülûkünü tamamladıktan sonra İstanbul’a gitmiştir. Vezir Pîrî Mehmed Paşa’nın (ö. 940/1533-34) Zeyrek’te kendisi için yaptırdığı tekkeye yerleşmiş, burada irşad faaliyetlerini yürütürken 933 (1526-27) senesinde vefat etmiştir.37 Osmanlı Müellifleri’nde ise Karamânî’nin vefat tarihi hataen 923 (1517) yılı olarak zikredilmiştir.38 Ancak Bursalı Mehmed Tahir’in zikrettiği bu tarih gerçeği yansıtmamaktadır. Zira Cemâl Halîfe’nin 923 (1517) tarihinde İstanbul’a geldiği vakfiye kayıtlarından anlaşılmaktadır. Öte yandan akrabalarından vezir Pîri Mehmed Paşa 923 (1517) yılında onun için Zeyrek’te bir tekke inşa etmiştir. Yine 927 (1527)’de Fındıkzâde ve Sütlüce’de iki tekke daha inşa etmiş, böylece şeyh İstanbul’da faal bir şekilde irşad vazifesini sürdürmüştür.39 Bu iki tarih de bize Karamânî’nin 933’te (1527) 34 Vassâf, Sefîne-i Evliyâ, C. 4, s. 313. 35 İbrahim Aydın, Tarık Tanrıbilir, Yasin Karakuş, “Cemâleddin İshâk El-Karamânî’ye Ait “El- Münâcâtü’l-Meymûne” Adlı Kasîdenin Tahkik, Tercüme ve Değerlendirmesi”, Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, C. 19, S. 2, 2019, s. 793. 36 Mehmet Sait Toprak, “Cemali İshak b. Mehmed el-Karamani: Hayatı ve Eserleri”, Hadis Tetkikleri Dergisi, C. 4, S. 2, 2006, s. 132. 37 Suat Donuk, “Cemâleddin İshak el-Karamanî’nin Kasideleri”, Osmanlı Mirası Araştırmaları Dergisi (OMAD), C. 3, S. 6, Temmuz, 2016, s. 21. 38 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1., İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 51; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 51. 39 Duran Ekizer, Cemaleddin İshak b. Muhammed el-Karamani’nin “et-Tevabi fi’s-sarf” Adlı Eserinin Tahkiki, (Yüksek Lisans Tezi), İstanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İlahiyat Anabilim Dalı Arap Dili ve Belagatı Bilim Dalı, 2004, s. 15. 9 vefat ettiğini göstermektedir.40 Ayrıca Taşköprülüzade,41 Hüseyin Vassaf42 ve diğer kaynakların görüş birliğinde olduğu tarih yine 933’tür (1527). Cemâleddîn İshâk-ı Karamânî İstanbul’da vefat etmiş ve Sütlüce’deki tekkesinin yakınına defnedilmiştir.43 Bursalı Mehmed Tahir’in Karamânî’ye ait olarak kaydettiği eserler şunlardır:44 1. Vahdet-i Vücûd: Bursalı Mehmed Tahir, Cemâleddin İshak Efendi’nin vahdet-i vücûda dair bir risâlesinin olduğunu ve bunun Şeyhülislâm Mûsâ Kâzım Efendi tarafından tercüme edildiğini belirtmişse de eserin Cemâleddin İshak’a aidiyeti kesin değildir. İstanbul Belediyesi Atatürk Kitaplığı’nda dört nüshası bulunan tercümenin üçünde eser (Osman Ergin, nr. 313, 991; Belediye, nr. 433) Muhammed Cemâleddin Nûri’ye, birinde ise (Osman Ergin, nr. 1444) Cemâleddin İshak Karamânî’ye nisbet edilmiştir.45 2. Risâle fi Atvârı’s-Sülûk: Süleymaniye Ktp., Şehid Ali Paşa, nr. 1194. Eser üzerine Mehmet Sait Toprak tarafından yüksek lisans tezi hazırlanmıştır.46 3. Hâşiye alâ Tefsîri Beyzâvî: Süleymaniye Ktp., Beşir Ağa (Eyüp), nr. 23. 4. Şerh-i Hadîs-i Erbaîn: Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 336. Ayrıca Bursalı Mehmed Tahir Hadîs-i Erbaîn, Nevâbiğ, Cemâlî isimli risalelerden de bahsetmektedir. Ancak bu eserlere kütüphane kayıtlarında rastlanmamıştır. 6. Merkezzâde Ahmed Efendi (Sünbüliyye) Merkezzâde olarak bilinen Ahmed Efendi Halvetî-Sünbülî şeyhi Merkez Muslihüddin Efendi’nin47 büyük oğlu ve halifesidir.48 Babasından dolayı Merkezzâde 40 Cemâl Halîfe’nin vefatına yazılan tarih mısraları da ebced hesabı ile onun 933 (1527) yılında vefat ettiğine işaret etmektedir. Mâte zübdetü’l-evliyâ ve Cinâna eyledi ‘azmi o mürşid-i kâmil. Ayrıca bk. Donuk, “Cemâleddin İshak El-Karamanî ve Onun Namaz Konulu Bilinmeyen Bir Mesnevisi”, The Journal of Academic Social Science Studies, S. 40, Kış, 2015, s. 263. 41 Taşköprülüzâde, eş-Şakâiku’n-Nu’mâniyye, s. 275. 42 Vassâf, Sefîne-i Evliyâ, s. 314. 43 Reşat Öngören, “Karamânî, Cemâleddin İshak”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 24, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2001, ss. 448-449. 44 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 51; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 51. 45 Öngören, “Karamânî, Cemâleddin İshak”, ss. 448-449. 46 Mehmet Sait Toprak, Hadisleri bakımından “Risale fi Etvari’s-Süluk” (Cemali el-Karamani), (Yüksek Lisans Tezi), İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı, 2000. 47 Merkez Muslihüddin Efendi hakkında bk. Taşköprülüzâde, eş-Şakâiku’n-Nu’mâniyye, s. 369. 48 Hulvî, Lemezât-ı Hulviyye, s. 469. 10 olarak tanınır. Osmanlı Müellifleri’ndeki kayda göre annesi Yavuz Sultan Selim’in kızı Şâh Sultan’dır.49 Ancak Merkez Efendi ile Şâh Sultan arasında bulunan yaş farkının fazla olması sebebiyle bu evliliği mümkün görmeyip Ahmed Efendi’nin Şah Sultan’ın manevi evlâdı olabileceği görüşüne sahip olanlar da vardır. Zira Merkez Efendi ile ilgili bilgi veren mukaddem kaynakların hiçbirisinde Merkez Efendi’nin Şah Sultan ile evlendiğine dair bir kayıt yoktur.50 Ölüm tarihi hakkında farklı görüşler51 bulunmakla birlikte Osmanlı Müellifleri’nde geçen 963 (1555-56) tarihinde Uşak’ta vefat etmiş olması muhtemeldir. Bursalı Mehmed Tahir’in Ahmed Efendi’ye ait diye zikrettiği eserlerden birisi el- Bâbûs fî Tercemeti’l-Kâmûs’dur.52 Kâmûsü’l-Muhit’in ilk Türkçe tercümesi olan bu eser henüz basılmamıştır. Yazma nüshaları Atıf Efendi Kütüphanesi (nr. 2692), Edirne’de Sultan Selim-i Sânî Kütüphânesi ve Enderûn’da Sultan Ahmed-i Sâlis Kütüphanesi’nde mevcuttur.53 Ayrıca İsmetü’l-Enbiyâ ve Tuhfetü’l Asfiyâ isminde bir eseri daha vardır. Ahmed Efendi, el-Bâbûs’un mukaddimesinde bu isimde bir eser telif ettiğini belirtmişse de kütüphane kayıtlarında esere rastlanmamıştır.54 7. Ümmî Sinan (Sinaniyye) Halvetiyye tarikatının Sinaniyye şubesinin kurucusudur. Osmanlı Müellifleri’nde, Ümmî Sinan’ın Prizen’de doğduğu nakledilmekle birlikte Bursalı Mehmed Tahir sahih olarak zikrettiği bir icazetnameden hareketle Bursa’da doğduğunu söylemektedir.55 Ancak bu bilgiye ihtiyatla yaklaşılmalıdır. Zira Hafız Hüseyin Ayvansarayî, Vefeyât’ında Arnavutluk’tan geldiğini yazmış;56 Sadık Vicdani Tomar-ı Turuk Aliyye adlı eserinde, aslen Prizrenli olduğunu söylemiş;57 Müstakimzade, Meşâyihname’sinde Ümmi Sinan 49 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 37; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 20. 50 İsmail Durmuş, “Merkezzâde Ahmed Efendi”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 29, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2004, ss. 206-207. 51 Mesela Hulvi, Lemezât’ında Merkezzâde’nin 970 (1562-63) yılında vefat ettiğini söylemektedir. Bkz. Hulvî, Lemezât-ı Hulviyye, s. 470. 52 Eser üzerine yüksek lisans tezi hazırlanmıştır. Bkz. Murat Kobya, Merkezzâde Ahmed Efendi ve el- Bâbu’l-Vâsıt’i, (Yüksek Lisans Tezi), İstanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2005, s. 17. 53 Eserin ayrıca çeşitli nüshaları bulunmaktadır. Bk. Süleymaniye Ktp., Beşir Ağa, nr. 626, Esad Efendi, nr. 3196, Hamidiye, nr. 1362, 1363, Yazma Bağışlar, nr. 154; TSMK, Hazine, nr. 1169, III. Ahmed, nr. A2703; Hacı Selim Ağa Ktp., nr. 1224. 54 Kobya, a.g.e., s. 17. 55 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, ss. 20-21; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 18. 56 Vassaf, Sefine-i Evliyâ, C. 4, s. 245. 57 Sadık Vicdânî, Tarikatler ve Silsileleri (Tomâr-ı Turûk-ı ‘Aliyye), ss. 99-101. 11 Hazretleri için “Kisranın memleketi olan Arnavutluk’tandır” demiştir. Bu duruma göre doğum yerinin Rumeli olma ihtimali kuvvet kazanmaktadır.58 Hem ilmî hem de sufî yönü ile öne çıkan Ümmî Sinan, İstanbul’da medrese tahsilini tamamlamasının ardından Karaman’a gitmiş, burada Halvetiyye tarikatına mensup Şeyh İzzeddîn Karamânî’ye (ö. 941/1534) intisap etmiş ve kısa sürede seyr u sülûkunu tamamlayarak mürşidinden hilafet almıştır.59 Ümmî Sinan tekrar İstanbul’a geldiğinde Kanûnî Sultan Süleymân’ın kendisi için yaptırdığı rivayet edilen Topkapı- Şehremini arasındaki Arpa Emini Mahallesi Kanlı Bostanı Sokağı’nda yer alan ve bugün hazîresi dışında tamamen tarihe karışmış olan kendi adıyla anılan tekkede uzun bir süre tasavvufî hizmette bulunmuştur.60 Ömrünü ilmî ve tasavvufî faaliyetlerle geçiren Ümmî Sinan 976 (1568) yılında İstanbul’da vefat etmiştir.61 Bursalı Mehmed Tahir ise Ümmî Sinan’ın vefat tarihi olarak 958 (1551) yılını kaydeder.62 Ancak vefatına tarih düşürmek için yazılan şiirdeki “Şeyhullah” tabiri, ebced hesabı ile 976 (1568) yılına tekabül etmektedir ki doğru olan ölüm tarihi bu olmalıdır. Elli sekizde rıhleti yazıldı, lâkin sıhhâti Allahu âlem hâliya, gûşet bu beyt eder ıyan Ol şeyh-i hakanî Cemâl buldu visal-i zülcelâl Tarihi eyler bu lafzı Şeyhûllah beyan Bursalı Mehmed Tahir, Ümmî Sinan’a ait olarak zikrettiği Risale-i Şerife-i İstanbulî Ümmî Sinân adlı eserin Manisa’da Muradiye Kütüphanesi’nde mevcut olduğunu söyler. Risale mezkur kütüphanede bulunmamakla birlikte İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi nr. 512 ve Bayezıd Kitaplığı nr. 3356’da yer almaktadır. 8. İbrâhîm Kırımî (Cemâliyye) İbrâhîm Kırımî, Kırımlı Abdullah Efendi’nin oğludur. İsmi kaynaklarda; İbrahim Abdullah el-Kırımî, İbrahim b. Hak Muhammed el-Kırımî, İbrahim b. Hak Muhammed Efendi ed-Deşti el-Kırımî, İbrâhîm Aka Muhammed b. Hak Muhammed Kırımî şeklinde 58 Gülçin Şenel, “Eyüb’te Medfun Bir Pîr: Ümmî Sinan”, Baran Dergisi, S. 437. 59 Vassaf, Sefîne-i Evliyâ, C. 4, s. 245. 60 Azmi Bilgin, “Ümmî Sinan”, Eyüp Sultan Sempozyumu VI, İstanbul: Eyüp Belediyesi Kültür Yayınları, 2003, s. 49. 61 Nuran Çetin, “Osmanlı’da Bir Halvetî Tekkesi: Ümmî Sinân Dergâhı”, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, S. 56, 2015, ss. 162-163. 62 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, ss. 20-21; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 18. 12 geçse de63 İstanbul’da “Tatar Şeyh” namıyla tanınmıştır.64 Kırım’da doğan İbrahim Efendi, medrese tahsilini bitirdikten sonra İstanbul’a gelip burada Sofyalı Bâli Efendi’nin (ö. 960/1553) müritlerinden Halvetî şeyhi Filibeli Nureddinzâde’ye (ö. 981/1574) intisap etmiş ve tasavvufî terbiyesini tamamlayarak şeyhinden hilafet almıştır.65 Bursalı Mehmed Tahir onun vefat tarihi olarak 1042 (1632) yılını zikreder.66 Aynı şekilde Hüseyin Vassaf da Sefine’de aynı tarihi verir.67 Ancak Kırımî’nin bu tarihte vefat etmiş olması tarihi verilerle uyuşmamaktadır. Zira Osmanlı Müellifleri’nde de kaydedildiği üzere Kırımî,68 Nureddinzâde’nin mürididir. Şeyhi olan Nureddinzâde’nin vefat tarihi 981 (1574) olduğuna göre İbrahîm Kırımî’nin 1042 (1632-33) tarihinde değil, diğer kaynaklarda aktarıldığı gibi 1001 (1593) yılında vefat etmiş olması tarihi açıdan bakıldığında daha doğru görünmektedir.69 Küçük Ayasofya’daki tekkesinde vefat eden İbrahim Efendi, Edirnekapı yakınlarındaki Siret Tekkesi civarına defnedilmiştir.70 Ayrıca Bursalı Mehmed Tahir, İbrahim Kırımî’ye ait olarak şu eserleri zikreder:71 1. Medâricu’l-Mennân fî Meârici’l-İnsân: Süleymaniye Ktp., Bağdatlı Vehbi Bölümü, nr. 699.; Mualla Medresesi Bölümü, nr. 2004.; Reisülküttab Bölümü, nr. 1135. Ayrıca Bursa Bölge Kütüphanesi, Hüseyin Çelebi Bölümü, nr. 531’de birer nüshası bulunmaktadır. 2. Tefsîr-i Sûre-i Nûr: Kütüphane kayıtlarında “er-Risâletü’n-nûriyye fî keşfi esrâri’n-nâriyye fî tefsîri âyeti’n-nûr” adıyla kayıtlı olan eser, Osmanlı Müellifleri’nde “Tefsîr-i Sûre-i Nûr” diye zikredilmiştir. Risâle Süleymaniye 63 Ziya Demir, Osmanlı Müfessirleri, İstanbul: Ensar Neşriyat, 2006, s. 308. 64 Mehmed Süreyya, Sicill-i Osmanî, haz. Nuri Akbayar, C. 3, İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 1996, s. 888. 65 Süleyman Gür, “Osmanlı Döneminde Yetişen “Kırımî” Nisbeli Müfessirler ve Eserleri: Bir Literatür İncelemesi”, Amasya İlahiyat Dergisi, S. 13, İstanbul, 2019, s. 372. 66 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 23; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 20. 67 Vassâf, Sefîne-i Evliyâ, C. 3, s. 347. 68 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 23; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 20. 69 Gür, a.g.m., s. 372. Ayrıca bk. Mykhaylo M. Yakubovych, Mawâhib al-Ragman fī Marâtib al-Akwân, “İbrahim el-Kırımî’nın Unutulmuş 16. Asır Osmanlı Tasavvuf Risale”, Osmanlı Araştırmaları/ The Journal of Ottoman Studies, S. 45, 2015, s. 137. 70 Süreyyâ, Sicill-i Osmânî, C. 1, s. 92; Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, s. 23; Tahir, İdare-i Osmaniye Zamanında Yetişen Kırım Müellifleri, haz. Mehmet Sarı, Afyon: Kocatepe Akademik Yayınevi, 2015, s. 3. 71 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 23; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 21. 13 Ktp., Fatih Bölümü, nr. 5381/14,39 vr. 165a- 169a’da kayıtlı olan bir mecmuanın içerisindedir. 3. Şerh-i Hadîs-i “Emerallâhu Te’âlâ A’tânî Seb’a’l-Mesânî”: Kütüphene kayıtlarında “Şerhu Hadisi -İnnallâhe Teâla Eʿtânî Sebʿa’l-Mesânî-” adıyla kayıtlı olan eserin bir nüshası, Süleymaniye Ktp., Hasan Hüsnü Paşa, nr. 763’te 100b-103a varakları arasındadır. 4. Hâşiye ale’l-Câmî: Esere kütüphane kayıtlarında rastlanmamıştır. 9. Şâh Velî Ayıntâbî (Cemâliyye) Osmanlı Müellifleri’nde Halvetiyye tarikatına mensup olduğu bildirilen Şâh Velî’nin doğum yeri ve tarihi zikredilmemektedir. Nisbesinin Ayıntâbi ve vefat yerinin de Gaziantep olması sebebiyle, şehir ismi verilmeksizin memleketinde vefat ettiği belirtilmiştir.72 Şâh Velî’nin Gaziantep’te vefat ettiği doğru olmasının yanı sıra onun asıl memleketi Gaziantep değil, doğduğu yer olan Kahramanmaraş’tır. Ailesi daha sonra Gaziantep’e göçmüştür.73 Şâh Velî, Antep’te Halvetîyye tarikatının Cemâliyye kolunun şeyhlerinden olan Yakup el-Ayıntâbî’ye (ö. 965/1558) intisab edip dokuz yıl boyunca ona hizmet etmiştir. Şeyhinin vefatının ardından ise yine bir Halveti şeyhi olan Molla Ahmed el-Halvetî’ye (ö. 987/1579) bağlanmıştır.74 Yirmi iki yıl da şeyhi Molla Ahmed’e hizmet eden Şah Velî, seyr u sülûkunu onun gözetimi altında tamamlamış ve kendisinden icazet almıştır. Şeyhinin vefatı üzerine de onun yerine geçmiştir.75 Bursalı Mehmed Tahir, Şâh Velî’nin vefat tarihi olarak 1000 (1591) yılına işaret etmektedir.76 Aynı şekilde Bağdatlı İsmail Paşa, Hediyyetü’l-Arifîn77 isimli eserinde ve Hüseyin Vassaf, Sefîne-i Evliyâ’da78 Şâh Velî’nin 1000 (1591-92)’de vefat ettiğini kaydetmişlerdir. Ayıntâbî’nin Rıhletü’s-Seniyye adlı eserini 1001 (1592-93) senesinde, 72 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 97; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 104. 73 Şâh Velî Ayıntâbî, er-Rıhletü’s-Seniyye ve’l-Vasıyyetü’l-Behiyye li’l-Fukarâi’l-Halvetiyye, Süleymâniye Ktp., Veliyyüddin Efendi Bölümü, nr. 3188. vr. 2b. 74 Cemile Sağır, Şah Velî Ayıntâbî’nin Atvâr-ı Seb‘a Risalesi (Metin-Tahlil), (Yüksek Lisans Tezi), Çorum: Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı, 2017, s. 11. 75 Raşit Çavuşoğlu, “Şâh Velî Ayıntâbî Askerî”, Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü, http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/sah-veli-ayintabi-askeri, 18.01.2016. 76 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 97; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 104. 77 Bağdatlı İsmail Paşa, Hadiyyat Al-Ârifîn, haz. Rifat Bilge, Mahmud Kemal İnal, C. 2., İstanbul: Milli Eğitim Basımevi, 1951, s. 501. 78 Vassâf, Sefîne-i Evliyâ, C. 3,, s. 409. 14 Etvâr-ı Seb’a79 isimli eserini de 1006 (1597) yılında yazdığı, yine Etvâr-ı Seb‘a isimli risalesinde şeyhi Molla Ahmed’den almış olduğu icazetle 18 yıldır hizmete devam ettiğini belirttiği göz önüne alındığında Şâh Velî’nin 1006 (1597) tarihinde hayatta olduğu dolayısıyla vefat tarihinin 1000 (1591) olamayacağı açıkça görülmektedir.80 Mehmet Süreyyâ ise, Şâh Velî Ayıntâbî’nin 1013 (1604) tarihinde vefat ettiğini kaydetmiştir ki, bu tarih eldeki mevcut bilgilere göre daha uygun gözükmektedir.81 Osmanlı Müellifleri’nde Şâh Velî’ye ait olduğu kaydedilen eserler şunlardır:82 1. Gunyetü’s-Sâlikîn: Süleymaniye Ktp., Düğümlü Baba Bölümü, nr. 515. 2. El-Kevâkibü’l Mudîe fî’t-Tarîkâti’l-Muhammediyye: Süleymaniye Ktp., Ayasofya Bölümü, nr. 2022/1. 3. Risâletü’l-Bedriyye fî Beyânı Tarikati’l-Mardıyye: Süleymaniye Ktp., Ayasofya Bölümü, nr. 2022/2. Risâle Raşit Çavuşoğlu tarafından yüksek lisans tezi olarak çalışılmış83 ve basılmıştır.84 4. Rıhletü’s-Seniyye: Süleymaniye Ktp., Veliyyüddin Efendi Bölümü, nr. 3188/1. 5. Etvâr-ı Seb‘a: Süleymaniye Ktp., Halet Efendi Bölümü, nr. 827/7. Eser üzerine Cemile Sağır tarafından yüksek lisans tezi hazırlanmıştır.85 6. Vird-i Settâr Şerhi: Esere kütüphane kayıtlarında rastlanmamıştır. 10. Eroğlu Nurî (Ahmediyye) Eroğlu Nurî’nin hayatı hakkında kaynaklarda ayrıntılı bilgi yoktur. Ancak Niyâzî- i Mısrî’nin mürşidi Sinan Ümmî’yi yetiştirmesi yönüyle tanınır.86 Yiğitbaşı Ahmed 79 Şah Velî Ayıntâbî, Atvâr-ı Seb’a, Süleymaniye Ktp., Halet Efendi Bölümü, nr. 827/7, vr. 68b. 80 Raşit Çavuşoğlu, Şâh Velî Ayıntâbî’nin Risâletü’l- Bedriyye’si (Metin-Muhtevâ-Tahlîl), (Yüksek Lisans Tezi), İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İslam Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı, 2007, s. 17. 81 Süreyya, Sicill-i Osmani, C. 4, s. 610. 82 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 97; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 104. 83 Çavuşoğlu, a.g.e., s. 17. 84 Çavuşoğlu, Şah Veli Ayintabi ve Risaletü'l-Bedriyye’si, İstanbul: Okur Akademi, 2016. 85 Cemile Sağır, Şah Velî Ayıntâbî’nin Atvâr-ı Seb‘a Risalesi (Metin-Tahlil), (Yüksek Lisans Tezi), Çorum: Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı, 2017. 86 Melek Dikmen, “Elmalı’da İrfan Geleneği ve Eroğlu Nûri”, Elmalı İlim ve İrfan Şehri, Antalya, 2011, s. 25. 15 Şemseddin’nin halifesi Elmalılı Abdülvehhab’tan hilafet almıştır.87 Bursalı Mehmed Tahir’e göre kabri Kula ile Eşme kazası arasında yer alan Eroğlu köyündedir.88 Ancak Halvetî ricâlinden bahseden bir mecmuada “Merhum ve mağfurun leh Eroğlu ismuhû eş- Şeyh Yahşî Efendi, dâr-ı dünyadan dâr-ı âhirete intikal ettiği sene isna aşere ve elf, el- mudfûn fî Fenike”89 şeklinde bir kayıt yer almaktadır. Bu kayıttan hareketle Eroğlu Nurî’nin 1012 (1603) senesinde vefat ettiği ve Finike’de medfun olduğu anlaşılmaktadır. Günümüzde de Finike’ye bağlı Alacadağ’da böyle bir kabir bulunmaktadır.90 Bursalı Mehmed Tahir’in Eroğlu Nurî’ye ait diye zikrettiği eserlerden Divan Mustafa Tatçı tarafından Dîvânçe-i İlâhiyât adıyla yayınlanmıştır.91 Mirâtü’l-Âşıkîn isimli seyr u sülûkla ilgili eser ise Tasavvuf bi’t-Tarîkat isimli risâle olmalıdır. Zira Bursalı Mehmed Tahir’in bizzat gördüğüm dediği ve Manisa Muradiye Kütüphanesi’nde bir nüshasının da bulunduğunu söylediği risale kütüphane kayıtlarında yoktur. Tasavvuf bi’t-Tarîkat da aynı şekilde Mustafa Tatçı tarafından yayınlanmıştır.92 11. Muhyî Efendi (Gülşeniyye) Muhyiddîn-i Gülşenî olarak bilinen Muhyî Efendi’nin asıl adı Mehmed, lakabı ise Muhyiddîn’dir.93 Ayrıca kendini eserlerinde Muhyî nisbesiyle tanıtmaktadır. Bursalı Mehmed Tahir, Muhyi Efendi’nin mürşidi olarak Seyyid Ali Safveti Efendi’yi zikreder ve mürşidinin kızı ile evlendiğini söyler.94 Ancak onun verdiği bu bilgi tashihe muhtaçtır. Zira Muhyi Efendi’nin mürşidi ve kayınpederi olan kişi, Hayâl-i Gülşenî olarak da bilinen Ahmed Hayâlî’dir. Seyyid Ali Safveti Efendi ise eşinin kardeşi, yani mürşidi Ahmed Hayâlî’nin oğludur.95 87 M. Öcal Oğuz, “Elmalılı Mutasavvıf Şair Eroğlu Nurî”, Milli Folklor Dergisi, C. 1, S. 8, Ankara, 1990, s. 17. 88 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 26; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, ss. 23-24. 89 Mecmua, Elmalı İlçe Halk Ktp., nr. 43, s. 36. 90 Dikmen, “Elmalı’da İrfan Geleneği ve Eroğlu Nûri”, s. 26. 91 Eroğlu Nûri, Mustafa Tatçı, Divânçe-i İlâhiyât, haz. Mustafa Tatcı, İstanbul: H Yayınları, Ankara, 2016. 92 Nuri, Tasavvuf bi’t-Tarîkat, haz. Mustafa Tatcı, Ankara: Alperen Yayınları, 2003. 93 Hulvî, Lemezât-ı Hulviyye, ss. 556-559. 94 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 162; Tahir, a.g.e., Ankara: TÜBA, 2016, s. 173. 95 Türkan Alvan, “Hayâl-i Gülşenî”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. EK-1, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2006, ss. 548-549. 16 Osmanlı Müellifleri’nde Muhyî Efendi’nin vefat tarihi olarak 1014 (1605-1606) yılı zikredilir.96 Ancak verilen bu bilgiye ihtiyatla yaklaşılmalıdır. Çünkü eserlerini içeren mecmuada 1017 (1608) yılını gösteren bir tarih bulunması ve vefatına tarih düşürülen bir mısrada vefatının ebced değerinin 1017 (1608)’yi göstermesi, onun bu tarihten sonra vefat etmiş olabileceğini düşündürmektedir.97 Ayrıca onun en önemli icraatlarından birisi de “Bâleybelen” adlı yapma bir dil icat eden âlim ve şair olmasıdır.98 Bursalı Mehmed Tahir’in Muhyî Efendi’ye ait olarak zikrettiği eserler şunlardır: 1. Ahlâku’l-Kirâm: Süleymaniye Ktp., Fâtih, nr. 3496 (Sîret-i Murâd-ı Cihan adıyla, müellif hattı); Nuruosmaniye Ktp., nr. 2261. Eseri Abdullah Tümsek neşretmiştir.99 2. Menâkıb-ı Gülşenî: Tahsin Yazıcı tarafından üç yazma nüshasına dayanılarak geniş bir incelemeyle birlikte yayımlanmıştır.100 3. Risâle fî Beyân-ı Esmâ-i Hüsnâ: Mısır Hidiviyye Ktp., nr. 7128. 4. Nefehâtü’l-Mesih el-Anberî: Kayıtlarda Nefehât-ı Misk-i Anberî ismiyle bulunmaktadır. Mısır Hidiviyye Ktp., nr. 7128. 5. Şerhü’l-Müstezâd: Mısır Hidiviyye Ktp., nr. 7128. 6. el-Muammeyât: Mısır Hidiviyye Ktp., nr. 7128. 7. Gazâlnâme: Mısır Hidiviyye Ktp., nr. 7128. 8. Hüsn ü Dil: Mısır Hidiviyye Ktp., nr. 7128. 9. Şerhü’l-Erbaîn: Risâle Şerh-i Hadîs-i Erba’în ismiyle de kayıtlarda bulunmaktadır. Mısır Hidiviyye Ktp., nr. 7128. 10. Keşfü Sihri’l-A’yân fî Hurûfı Sırrı Suturlâbi’l-İhsân: Esere İhsannâme adıyla kayıtlarda rastlanmıştır. Mısır Hidiviyye Ktp., nr. 7128. 11. Şerh-i Hadîs-i Cibrîl: Mısır Hidiviyye Ktp., nr. 7128. 12. Silsiletü’l-Aşk: Mısır Hidiviyye Ktp., nr. 7128. 96 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 162; Tahir, a.g.e., Ankara: TÜBA, 2016, s. 173. 97 Tahsin Yazıcı, “Muhyî-yi Gülşenî”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 31, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2006, ss. 79-81. Ayrıca adı geçen kitap için bkz. Mısır Hidiviyye Kütüphanesi’ndeki bir mecmuada toplanmıştır (nr. 7128; İSAM Ktp., fotokopi nüsha, nr. 8906) 98 Mustafa Koç, “Osmanlı’da Esperanto, İlk Yapma Dil Balaybelen İlk Yapma Dilin Kurucusu Muhyî-i Gülşenî”, Osmanlı, C. 9, Ankara, 1999, ss. 463-467. Ayrıca bkz. a.mlf., Bâleybelen: İlk Yapma Dil, İstanbul: Klasik Yayınevi, 2005. 99 Muhyî-i Gülşenî, Ahlak-ı Kirâm, haz. Abdullah Tümsek, İstanbul: İnsan Yayınları, 2004. 100 Gülşenî, Menâkıb-ı Gülşenî, haz. Tahsin Yazıcı, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları, 1982. 17 13. Füyûzu’l-Mevlâ: Eser Füyûzü’l-Velî ismi ile kayıtlarda bulunmaktadır. Mısır Hidiviyye Ktp., nr. 7128. 14. Hakku’l-Yakîn fi’l-Hikâyât ve’n-Nasâyih: Mısır Hidiviyye Ktp., nr. 7128. 15. Hedyü’l-Harameyn: Mısır Hidiviyye Ktp., nr. 7128. 16. Nefehâtü’l-Eshâr: Mısır Hidiviyye Ktp., nr. 7128, vr. 1b-24a; İSAM Ktp., fotokopi nüsha, nr. 8906. 17. Kitâb-ı Meâb: Mısır Hidiviyye Ktp., nr. 7128. 18. Divân: Mısır Hidiviyye Ktp., nr. 7128, vr. 271b-303a; İSAM Ktp., fotokopi nüsha, nr. 8906. 19. Meşâhidü’l-Vücûd: Günümüze ulaşmamıştır. Ayrıca Tahir’in zikrettiği ancak kütüphane kayıtlarında rastlayamadığımız Muhyî’nin diğer eserleri şunlardır: Muammâ-yı Mersiye-i Gülşenîzâde, el-Mukattaât, Rubâiyyât, el-Masâdiru’s-Seniyye, eş-Şemsiyye, el-Ayniyye. 12. Vahyizâde Mehmed İznikî (Cemâliyye) Mehmed Efendi’nin künyesi “Şeyh Mehmed Muhyî Efendi b. Ahmed Efendi b. Abdullah el-İznikî” şeklindedir. Vahyîzâde lakabıyla bilinir. Bursalı Mehmed Tahir, onun Nureddinzâde’nin (ö. 981/1574) halifelerinden olduğunu söylemiştir.101 Bununla birlikte diğer kaynaklarda Halvetî şeyhi Ezelîzâde’ye (ö. 972/1564) bağlanarak tarikat yoluna girdiği de zikredilmiştir.102 Osmanlı Müellifleri’nde ömrünün sonuna doğru Üsküdar Atîk Vâlide Dârülhadîsi’nde muhaddis ve vâiz olduğu ve 1108 (1696) senesinde vefat ettiği söylenmiştir. Ancak kaynaklarda görev yeri olarak farklı camiler de zikredilmiştir.103 Ayrıca Bursalı Mehmed Tahir’in bildirmiş olduğu vefat tarihi de hatalıdır. Zira Katip Çelebi’nin aktardığı bilgiye göre Vahyizâde, Mevahibu’l-Edîb bi Şerhi Muğnillebîb104 adlı eserinin sonunda, kitabın 1006-1015 yılları arasında yazıldığını söylemektedir.105 Eserin yazıldığı tarih ile Tahir’in zikrettiği vefat tarihi arasında kabul edilemeyecek 101 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 182; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 196. 102 Nail Tuman, Tuhfe-i Nâilî, çev. M. T. Cemal Kurnaz, Ankara: Bizim Büro Yayınları, 2001, s. 918; Mehmet Özdemir, “Muhyî’nin Manzum Hadîs-i Erbaîn Tercümesi”, Journal of Turkish Language and Literature, S. 2, 2016, s. 327. 103 Hâfız Hüseyin Ayvansarayî, Vefeyât-ı Ayvansarayî, çev. Ramazan Ekinci, İstanbul: Buhara Yayınları, 2013, s. 84. 104 Süleymaniye Ktp., Yeni Cami Bölümü, nr. 1093-1098. 105 Katib Çelebi, Keşfü’z-Zünûn, C. 2, İstanbul, 1362/ 1943, ss. 1753-1754. 18 uzunlukta bir zaman dilimi olması hasebiyle Vahyizâde’nin 1018 (1786)106 veya 1020 (1788) tarihinde vefat etmiş olma ihtimali daha makûl görünmektedir. Osmanlı Müellifleri’nde yapılan yanlışlığın sebebi 1108 ve 1018 tarihlerinin birbirine benzemesinden dolayı sehven rakamların yerinin hatalı verilmesi olabilir.107 Bursalı Mehmed Tahir’in Vahyizâde Mehmed Efendi’ye ait olarak zikrettiği eserler şunlardır:108 1. Şerh-i Muğni’l-Lebib: Süleymaniye Ktp., Laleli, nr. 3442; Yeni Camii, nr. 1091; Millet Ktp., Feyzullah Efendi, nr. 2001. Ayrıca eser “Mevahibü’l-Edib fi Şerhi Muğni’l-Lebib” ismi ile de kütüphane kayıtlarında bulunmaktadır: Byz. Devlet Ktp., Beyazıd, nr. 6293; Süleymaniye Ktp., Carullah, nr. 1946; Damad İbrahim, nr. 1087; Esad Efendi, nr. 3107. 2. Divan: Mehmed Efendi’nin Hilmî mahlasıyla yazdığı eser, Kayseri Rşd. Ktp., Raşid Efendi, nr. 583’de yer almaktadır. Ayrıca Vahyizâde’nin Osmanlı Müellifleri’nde zikredilmekle birlikte kütüphane kayıtlarında yer almayan diğer eseleri şunlardır: Şerh-i Meşârık-ı Şerîf, Şerh-i Ebyât-ı Miftâhu’l-Ulûm, İşârâtü’l-Hâize li-Şerhi Halli’r-Râmize Mine’l-Arûz, Bahrü’l-Kemâl. 13. Şuhûdî Mehmed Efendi (Sünbüliyye) Bursalı Mehmed Tahir’e göre, Şuhûdî Mehmed Efendi Babaeski’de doğmuştur. Şuhûdî ise Divan’ında kendisinin doğum yerinin Bursa olduğunu ve müşidi Şeyh Yâkub’un vefatından sonra Babaeski’ye yerleştiğini açıkça bildirmektedir.109 Ayrıca Osmanlı Müellifleri’nde vefat tarihi olarak 1126 (1714) yılı zikredilir. Ancak bu bilgiye ihtiyatla yaklaşılmalıdır. Zira kaynakların çoğunda onun 1021 (1612) yılında vefat ettiği 106 Veyis Değirmençay, Ahmet Özkan, “Tuhfe-i Nâilî’de Konyalı Şairler”, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi: Journal of Social Sciences, S. 54, Haziran, 2015, s. 52. 107 Mehmet Yalar, “XVI. Yüzyıl Bursa Alimleri ve Arap Diline Katkıları”, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, C. 10, S. 1, 2001, s. 135. 108 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 182; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 196. 109 Köstendilli Ali el-Halvetî, Telvihât: Bir Osmanlı Şeyhinin Dilinden Tasavvuf, haz. Semih Ceyhan, İstanbul: Dergâh Yayınları, 2016, s. 32. 19 açıkça söylenmektedir. Dolayısıyla Osmanlı Müellifleri’nin verdiği vefat tarihi diğer tarihlerle uyuşmamaktadır.110 Bursalı Mehmed Tahir’e göre Şuhûdî’ye “Abdurrahîm Rahmânî” lakabı verilmiştir. Fakat onun bu ismi Şuhûdî’ye atfetmesi doğru değildir. Zira gerek Divan’daki gerek Telvihât’taki bilgilere göre bu lakab Şuhûdi’ye değil mürşidi Köstendilli Ali Alâeddin Efendi’ye aittir.111 Bursalı Mehmed Tahir’in Şuhûdî Mehmed Efendi’ye ait olarak zikrettiği eserler şunlardır: 1- Divan: Üsküdar Hacı Selimağa Ktp., Hüdâyî Efendi Bölümü, nr. 1242; Bursa Yazma ve Eski Basma Eserler Ktp., nr. 4310; Yapı Kredi Bankası Sermet Çifter Ktp., Yazmalar, nr. 297. Şuhûdî’nin Divan’ı üzerine Sadettin Eğri ve Ertuğrul Can tarafından yüksek lisans tezi hazırlanmıştır.112 2- Telvihat-ı Sübhaniyye: Atatürk Ktp., Osman Ergin Yazmaları, nr. 345. Ayrıca eser Semih Ceyhan tarafından günümüz türkçesine çevrilmiştir.113 3- Tezkire: Eser kütüphane kayıtlarında ve sonraki çalışmalarda bulunamamıştır. 14. Hulvî Mahmud Efendi (Sünbüliyye/ Gülşeniyye) 982 (1574) yılında İstanbul’da doğan Cemaleddin Mahmud Efendi, Hulvî nisbesiyle de anılır. Bursalı Mehmed Tahir, Hulvî’nin babası Ahmed Ağa’nın sarayın helvacıbaşısı olması sebebiyle ona bu lakabın verildiğini söyler.114 Ancak nisbesinin veriliş sebebi bu değildir. Zira Hulvî Lemezât adlı eserinin son kısmında hayatını anlatırken kendisine bu mahlasın, şiirle meşgul olmaya başladığı sırada şeyhi Necmeddin Hasan Efendi tarafından, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin divanından tefe’ül edilerek verildiğini söyler.115 110 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 97; Tahir, a.g.e., Ankara: TÜBA, 2016, s. 104. 111 Sadettin Eğri, Şuhûdî Divanı (Levâmiu’l Eşvâk) Gazeller (Defter-i Salis/Üçüncü Defter) - Karşılaştırmalı Metin-, (Yüksek Lisans Tezi), Bursa: Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1989, s. 5. 112 Eğri, a.g.e.; Ertuğrul Can, Divançe-i Şuhûdî, (Yüksek Lisans Tezi), Adana: Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2003. 113 Köstendilli Ali el-Halvetî, Telvîhat: Bir Osmanlı Şeyhinin Dilinden Tasavvuf, haz. Semih Ceyhan, İstanbul: Dergâh Yayınları, 2016. 114 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 61; Tahir, a.g.e., Ankara: TÜBA, 2016, s. 62. 115 Hulvî, Lemezât-ı Hulviyye, ss. 625-632; Mustafa İsmet Uzun, “Hulvî Cemâeddin”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 44, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2013, ss. 162-164. 20 Hulvî, gençliğinde sipahiliğe heves etmiş ve Divan-ı Hümayun Çavuşluğu yapmıştır. Kendisine III. Murad tarafından zeamet116 tahsis edilmiştir. Bu görevi sırasında tasavvufa yönelen Hulvî babası vefat ettikten sonra devlet hizmetinden ayrılarak bütünüyle tasavvufa yönelmiştir. Önceleri Sünbüliyye’ye mensup iken hac dönüşü Mısır’a uğramış, Gülşeniyye tarikatından icazet almış ve Gülşenî tacı giymiştir.117 Vassaf, Hüseyin Ayvansarâyî’den nakille onun Şehremini’deki118 baba evini tekkeye dönüştürerek orada İbrâhim Gülşenî’nin Ma’nevî-yi Şerîf isimli eserini okuttuğunu kaydeder.119 Hulvî 1064 (1654) yılında İstanbul’da vefat etmiş ve dergâhının haziresine defnedilmiştir. Bu tekke 1950’den sonraki yol genişletme çalışmaları esnasında yıkılmış ve Hulvî’nin mezarı ortadan kaldırılmıştır.120 Bursalı Mehmed Tahir’in Hulvî’ye ait olarak zikrettiği eserler şunlardır:121 1- Câm-ı Dil-Nüvâz: Lâhîcî’nin Mefâtîhu’l-i’Câz fî Şerhi Gülşen-i Râz adlı eserinin Türkçe’ye tercümesidir. Sait Okumuş tarafından günümüz türkçesine çevrilmiştir.122 2- Lemezât: Eser M. Serhan Tayşi tarafından sadeleştirilerek yayımlanmıştır.123 3- Divan: Yapı Kredi Bankası Ktp., nr. 126. Hulvî’nin Divân’ı üzerine Sevgi Yavuz tarafından yüksek lisans tezi hazırlanmıştır.124 4- Hamse-i Yahyâ: Kütüphane kayıtlarında adı geçen risaleye rastlanmamıştır. 116 Zeâmet: Osmanlı timar sisteminde 20.000 akçeden fazla dirlik tasarrufuna verilen addır. Bkz. Erhan Afyoncu, “Zeâmet”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 18, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 1998, s. 347. 117 Sevgi Yavuz, Cemaleddin Mahmud Hulvî Divanı (Metin-İnceleme), (Yüksek Lisans Tezi), İstanbul: İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, 2012, s. 21. 118 İstanbul’da Şehremini civarında Tramvay caddesinde Erikli mahallesinde Şiruğanî dergâhı. Bkz. Vassaf, Sefîne-i Evliyâ, C. 3, s. 305. 119 Vassaf, Sefîne-i Evliyâ, C. 3, s. 306. 120 Hulvî, a.g.e., ss. 625-632; Himmet Konur, “Hulvî’nin Lemezât’ından Örneklerle Menkıbelerin Dili”, I. Uluslararası Din ve İnsan Sempozyumu “Din, Dil ve İletişim”, Eskişehir: Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Yayınları, 2019, s. 183. 121 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 61; Tahir, a.g.e., Ankara: TÜBA, 2016, ss. 62-63. 122 Hulvî, Câm-ı Dil-Nüvâz Gülşen-i Râz Şerhi, haz. Sait Okumuş, İstanbul: İnsan Yayınları, 2012. 123 Hulvî, Lemezât-ı Hulviyye, haz. Serhan Tayşî, İstanbul: Marmara Üniversitesi İlahiyat Vakfı Yayınları, 1993. 124 Sevgi Yavuz, Cemaleddin Mahmud Hulvî Divanı (Metin-İnceleme), (Yüksek Lisans Tezi), İstanbul: İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, 2012. 21 15. Nakşî Ali Akkirmanî (Ramazaniyye) Nakşî Ali Akkirmanî’nin hayatı hakkında kaynaklarda ayrıntılı bilgi yoktur. Divriği’de doğduğunu Aynu’l-Hayat isimli eserinde bizzat ifade etmiştir.125 Daha sonra İstanbul’a giderek Halvetiyye’nin Ramazâniyye kolunun kurucusu Pîr Ramazan Efendi’ye (ö. 1025/1616) intisap etmiştir.126 Tasavvufi terbiyesini tamamladıktan sonra şeyhi onu irşad vazifesi ile görevlendirerek bugün Ukrayna sınırları içerisinde bulunan Akkirman’a göndermiştir.127 Osmanlı Müellifleri’nde Nakşi Ali Efendi’nin vefat tarihi olarak 1062 (1651-52) yılı kaydedilmiştir.128 Ancak onun vefat tarihi Tuhfe-i Nâilî’de geçen “Târâc-ı Nakşî” kelimesinin delâlet ettiği 1065 (1655) yılı olmalıdır.129 Kabri ise Akkirman Kalesi surlarının içinde bulunan ve Sultan II. Beyazıd tarafından yaptırılan tekkenin hankâhındadır.130 Bursalı Mehmed Tahir’in Akkirmanî’ye nispet ettiği eserler şunlardır:131 1. Divân: Süleymaniye Ktp., A-Tekelioğlu, nr. 749, vr. 59; Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. 3538, vr. 108. Divan eser hakkında Ankara Üniversitesi’nde yapılmış bir doktora tezi bulunmaktadır.132 2. Manzume-i Aynü’l Hayât: Süleymaniye Ktp., H. Hüsnü Paşa, nr. 1014; Hacı Mahmud Efendi, nr. 3537; Zühdü Bey, nr. 224; Mihr-i Şâh, nr. 250; DTCF Ktp., İsmail Sâib, nr. 1021; M. Ozak, nr. 802; Konya İzzet Koyunoğlu Ktp., nr. 15016. Bu risaleyle ilgili olarak Atatürk Üniversitesi’nde yapılmış bir yüksek lisans tezi bulunmaktadır.133 125 Suat Umagan, Nakşî Ali Akkirmânî Aynu’l-Hayat Tenkidli Metin İnceleme, (Yüksek Lisans Tezi), Erzurum: Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1996, s. 278. 126 Mesut Toprak, Nakşî Ali Akkirmânî’nin Tasavvufî Düşüncesi, (Yüksek Lisans Tezi), Sivas: Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2007, s. 10. 127 Vassâf, Sefîne-i Evliyâ, C. 5, ss. 18-19, Ayrıca bk. Hikmet Atik, “Nakşî-î Akkirmânî”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 32, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2006, s. 334. 128 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 172; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 184. 129 Tuman, Tuhfe-i Naili; Vassâf, Sefîne-i Evliyâ, C. 5, s. 19. 130 Atik, “Zâti Süleyman Efendi’nin Nakşî Ali Akkirmânî’nin Bir Mu’ammâsını Şerhi” C.U. İlahiyat Fakültesi Dergisi, S. 8, 2009, s. 214. 131 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 172; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 184. 132 Atik, Nakşî Ali Akkirmânî Dîvânı İnceleme-Metin, (Doktora Tezi), Ankara: Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2003. 133 Umagan, Nakşî Ali Akkirmâni Aynu’l-Hayat Tenkidli Metin İnceleme, (Yüksek Lisans Tezi), Erzurum: Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1996. 22 3. Manzûme-i Gavriyye: Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. 3392; İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ktp., Osman Ergin, nr. 309; DTCF Ktp., M. Ozak, nr. 829; Konya İzzet Koyunoğlu Ktp. nr. 11330; Kıbrıs Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü Arşivi, nr. A 1077. Ayrıca eser hakkında Atatürk Üniversitesi’nde yapılmış bir yüksek lisans tezi bulunmaktadır.134 Bursalı Mehmed Tahir’in zikrettiği Vâkıat ve Biatnâme isimli eserlere kütüphane kayıtlarında rastlanmamıştır. 16. Sinan-ı Ümmî (Sinaniyye) Osmanlı Müellifleri’nde Sinan-ı Ümmî’nin asıl adının Muhammed olduğu söylenmektedir.135 Ancak bu bilgi tashih edilmelidir. Zira Sinan-ı Ümmî’nin Divan’ının giriş ve son kısımlarında künyesi zikredilirken onun asıl adının Yusuf olduğu açıkça görülmektedir.136 Sinan-ı Ümmî, Antalya’ya bağlı olan Elmalı nahiyesinde doğmuş ve kabri günümüze ulaşmıştır.137 Buna rağmen Bursalı Mehmed Tahir yanlışıkla Konya’nın Elmalı vilayetinde doğduğunu söyler.138 Hayatı hakkında yeterli bilgiye ulaşılamayan Sinân-ı Ümmî’nin, Eroğlu Nûrî’nin (ö. 1012/1603) mürîdi olduğu ve şeyhinden hilafet aldığı bilinmektedir.139 Niyâzî-i Mısrî’nin Mevâidü’l-irfân adlı eserini istinsah eden halifesi Mustafa Efendi ise, Ümmî Sinan’ın Eroğlu Nûrî’nin vefatı üzerine fürûat esmâsını Denizlili Mazharî Sultan’dan tamamladığını ve daha sonra hilâfet makamına geçtiğini söyler.140 Sinan-ı Ümmî’nin vefat tarihi hakkında kaynaklarda farklı bilgiler bulunmaktadır.141 Bursalı Mehmed Tahir, Sinan-ı Ümmî’nin vefatını 1075 (1664) olarak 134 A. Halim Ulaş, Nakşî Ali Akkirmânî Hayatı, Sanatı, Edebî Şahsiyeti ve Gavriye Mesnevisi Tenkitli Metin- İnceleme, (Yüksek Lisans Tezi), Erzurum: Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1998. 135 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 85; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 90. 136 Elmalı Halk Ktp, nr. 43 ss. 36-163; Azmi Bilgin, “Ümmi Sinan’ın Hayatı, Edebi Şahsiyeti ve Eserleri”, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, C. 29, İstanbul, 2000, s. 13. 137 Mustafa Tatcı, “Elmalı'lı Bir Mutasavvıf Şair: Ümmi Sinan Halveti”, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, 1992, s. 179. 138 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 85; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 90. 139 A. Azmi Bilgin, “Ümmî Sinan”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 42, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2012, ss. 310-311. 140 Niyâzî-i Mısrî, Mevâidu’l-İrfân: İrfan Sofraları, trc. Süleyman Ateş, Ankara 1971, s. 95; Bilgin “Ümmî Sinan”, ss. 310-311. 141 Bağdatlı İsmail Paşa, Kutbü’l-meânî adlı eserini tanıtırken Sinân-ı Ümmî’nin vefat tarihini 1032 (1623) olarak belirtmiştir. Hüseyin Vassaf da Bursalı Mehmed Tâhir gibi 1075 (1164-65)’te vefat ettiğini belirtir. Ayrıca aynı tarihin üzerine 1069 (1158) tarihini de kaydederek dipnotta; Bursa’da Mısrî 23 zikreder.142 Fakat Sinan-ı Ümmî’nin müridi olan Niyazi Mısrî143 Mevâidü’l-irfân adlı eserinde mürşidinin vefatına 1067 (1657) yılını tarih düşmüştür. Uzun süre yanında kalması sebebiyle Mısrî’nin verdiği bilgi daha doğru olmalıdır.144 Ayrıca Osmanlı Müellifleri’nde Sinan-ı Ümmî’ye ait olarak zikredilen Divan adlı eser farklı müellifler tarafından günümüz Türkçesine aktarılmıştır. Bunlardan birisi Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yayımladığı çeviridir.145 17. Kâimî Hasan Efendi (Sünbiliyye) Mahlası Kâimi olan Hasan Efendi, Kâimî Baba lakabıyla da anılır. “Kâimî” mahlasının kırk gün boyunca ayakta halvet halinde kalması sebebiyle kendisine verildiği söylenir. Bazı kaynaklarda ise Slavca “bizim gibi” manasına gelen “ka’imi” sözünden hareketle verildiği zikredilir.146 Bosna’da doğmuştur.147 İlerleyen yaşlarda Sofya’ya giderek Halveti şeyhi Öziçeli Muslihiddîn Efendi’den icazet alan Kâimî Hasan Efendi aynı zamanda bir Kadirî şeyhidir. Osmanlı Müellifleri’ndeki kayda göre 1901 yılında vefat etmiştir. Ancak yaşadığı dönemdeki olaylara bakıldığında bu tarihin gerçeği yansıtmadığı aşikardır. Nitekim Osmanlı Müellifleri’ni yayına hazırlayan M. Yekta Saraç, Bursalı Mehmed Tahir’in sehven bu tarihi zikretmiş olduğunu, aslında kastettiğinin 1091 (1680) yılı olabileceğini söyler.148 Ancak Saraç’ın işaret ettiği bu tarih de Kâimî’nin şiirlerinde tasvir ettiği tarihî olaylarla örtüşmemektedir. Zira bahsedilen olaylara göre vefat tarihinin 1102 (1690-1691) yılları olması gerekir. İzornikte vefat eden Kâimî’nin türbesi bölgedeki önemli ziyaret yerlerinden biridir.149 Hankahı şeyhi Mehmed Şemseddin Efendi’nin doğrusunun 1069 (1158) olduğunu söylediğini ifade eder. Harîrîzâde ise ölüm tarihi olarak 1068’i (1657-58) vermektedir. Bkz. Vassaf, Sefîne-i Evliyâ, C. 5, s. 98; Feride Çelikkol, Ümmî Sinân Dîvânı’nda Âyet ve Hadis İncelemesi, (Yüksek Lisans Tezi), Elazığ: Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, 2019, s. 3. 142 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 85; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 90 143 Vassaf, Sefîne-i Evliyâ, C. 5, s. 98. 144 Niyazi Mısri, İrfan Sofraları, trc. Süleyman Ateş, Ankara: 1971. 145 Ümmî Sinan Halvetî, Divan, Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınevi, 2016. 146 Jasna Samic, “Kâimî”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 24, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2001, s. 215. 147 Süreyya, Sicill-i Osmanî, C. 3, s. 858. 148 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 148; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 159. 149 Samic, “Kâimî”, s. 215. 24 Bursalı Mehmed Tahir, Kaimî Efendi’ye ait zikrettiği150 eserlerden Divan’ı Süleymaniye Ktp., Darülmesnevi, nr. 410; Esad Efendi, nr. 3612; Fatih, nr. 3859; Hacı Mahmud Efendi nr. 3476’da bulunmaktadır.151 Ayrıca eser hakkında Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde yapılmış bir yüksek lisans tezi bulunmaktadır.152 Osmanlı Müellifleri’nde Tahkîkiyye adlı bir eserinin olduğu zikredilmekle birlikte esere kütüphane kayıtlarında rastlanmamıştır. 18. Kenzî Hasan Efendi (Sünbüliyye) Sünbüliyye meşayıhından olan Kenzî Hasan Efendi Osmanlı Müellifleri’ndeki kayda göre Ayaşlı’dır. İlk tahsilinden sonra İstanbul’a giderek Sünbülî Âsitânesi şeyhi Seyyid Alâeddin Efendi’ye intisab etmiş ve seyr u sülûkunu tamamladıktan sonra şeyhi tarafından irşad ile görevlendirilerek Manisa’ya gönderilmiştir. Uzun yıllar Manisa’da yaşadığı için Manisalı Hasan Kenzî Efendi diye tanınmıştır. Ayrıca Kenzî-i Rûmî diye de bilinmektedir.153 Bursalı Mehmed Tahir, Hasan Efendi’nin vefat tarihi olarak 1112 (1700-1701) yılını zikreder. Ancak bu tarih gerçeği yansıtmamaktadır.154 Nitekim Şeyhi Mehmed Efendi Vekayiü'l-Fudala adlı eserinde onun 1127 (1715) senesinde vefat ettiğini, Mustafa Safâyi ve Mehmet Süreyya ise 1126 (1714) yılında vefat ettiğini söylemektedir.155 Bu bilgilere göre, Kenzi'nin 1126 (1714) veya 1127 (1715) tarihinde vefat ettiğini söylemek daha doğru olacaktır.156 150 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 148; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 159. 151 Ayrıca Bkz. Süleymaniye Ktp., Reşid Efendi, nr. 1323; Yazma Bağışlar, nr. 2920; Laleli, nr. 1757; Halet Efendi, nr. 142; Nuruosmaniye Ktp., nr. 2401; Vahit Paşa Ktp., nr. 627; Afyon Gedik Ktp., nr; 17378. 152 Mehmet Uğur Aydın, Kâimî Dîvânı Transkripsiyonlu Metni Ve Tahlili, (Yüksek Lisans Tezi), Bursa: Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Eski Türk Edebiyatı Bilim Dalı, 2007. 153 Mustafa Tatcı, Manisalı Kenzi Hasan Efendi / Mutasavvıf Şair Bestekar Hayatı Ve Eserleri, İstanbul: Akademi Kitabevi Yayınları, 2005; Tatcı, “Hasan Kenzi Efendi'nin Hayatı, Eserleri ve Vakfiyesi”, Kubbealtı Akademi Mecmuası, S. 21, Nisan, 1992, s. 58. 154 Osmanlıca baskıda bu tarih hataen 1901 olarak yazılmıştır. Bkz. Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1., İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 148; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 164. 155 Şeyhi Mehmed Efendi, Vekayiü’l-Fudala, haz. Ramazan Ekinci, C. 1, İstanbul: Türkiye Yazma Eserler Kurumu, 2018, s. 52.; Mustafa Safayi, Tezkire-i Safayi, vr. 240b. 156 Avni Erdemir, Anadolu Sahası Musikişinas Divan Şairleri, Ankara: TÜSAV, 1999, s. 263. 25 Bursalı Mehmed Tahir, Hasan Efendi’nin, şiirlerini bir Divançe’de topladığını söyler. Bahsedilen eser Süleymaniye Kütüphanesinin Uşşaki Tekkesi bölümünde numara 183’te bulunmaktadır.157 19. Abdullah Salâhî Uşşâkî (Uşşakiyye) Salâhî Uşşâkî olarak bilinen Abdullah Selâhaddin Uşşâkî, bugün Yunanistan sınırları içinde bulunan Kesriye’de (Kastorya) doğmuştur.158 Fakat Osmanlı Müellifleri’nde doğum yerinin Balıkesir olduğu belirtilerek hata edilmiştir.159 Zira bir Uşşakî dervişi olan Hüseyin Vassaf Sefîne-i Evliyâ adlı eserinde Salâhî Efendi’nin Kesriye’de doğduğunu söylemiş, diğer pek çok kaynakta bu bilgi üzerinde ittifak etmiştir.160 Nakşibendiyye, Mevleviyye, Celvetiyye, Bektaşiyye ve Gülşeniyye tarîkatlarına mensup şeyhlerden feyz ve icazet almış olan Salâhî Efendi, “câmiu’t-turuk” bir sûfîdir. Daha ziyade Halvetiyye’nin Uşşâkiyye kolu şeyhlerinden Cemâleddîn-i Uşşâkî’nin (ö. 1164/1750) terbiyesinde yetişmiş, aynı zamanda onun damadı olmuştur.161 Şeyhinin vefatından ardından onun İstanbul Eğrikapı’daki tekkesinde makamına potnişîn olmuş, burada on dört yıl irşadla meşgul olduktan sonra, 1178 (1764)’de Fatih semtindeki Tâhir Ağa Tekkesi’ne tayin edilmiş ve 1196 (1781) yılına kadar burada şeyhlik yapmıştır. Halvetîyye tarikatının Uşşâkiyye kolunun günümüze ulaşmasını sağlayan en önemli isimlerinden biri olan Salâhî Efendi, Uşşâkiyye’nin Salâhiyye şubesinin de pîri kabul edilir.162. Salâhî Efendi 1197 (1783) tarihinde vefat etmiş163 ve Tahir Ağa Tekkesi’nin haziresine defnedilmiştir.164 Bursalı Mehmed Tahir onun vefat tarihin 1196 (1782) olarak 157 Bedia Küçükçalık, Hasan Kenzi Divanı: Metin İnceleme Ve Bestelenmiş Şiirlerinde Vezin-Usul İlişkisi, (Yüksek Lisans Tezi), İstanbul: Boğaziçi Ünivesitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, 2016, s. 4. 158 Vassâf, Sefîne-i Evliyâ, C. 4, s. 430. 159 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 104; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 111. 160 Vassaf, Sefîne-i Evliyâ, C. 4, s. 430; Vicdânî, Tarikatler ve Silsileleri (Tomâr-ı Turûk-ı ‘Aliyye), s. 246. 161 Osman Türer, Cengiz Gündoğdu, “Salâhaddîn-i Uşşâkî’nin Vahdet-i Vücûd’la Alâkalı İki Risâlesinin Arapkirli Hazmî Tarafından Yapılan Tercümesi”, Tasavvuf: İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi (İbnü’l-Arabî Özel Sayısı-2), S. 23, 2009, s. 631. 162 Semih Ceyhan, “Salâhî Efendi”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 36, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2009, ss. 17-19. 163 Vicdânî, a.g.e., s. 246. 164 Sezai Küçük, “Osmanlı Şerh geleneğinde Bir Sufi: Abdullah Salahi Uşşaki (ö. 1197/1783) ve Şerhleri”, Osmanlı Düşüncesi Kaynakları ve Tartışma Konuları, İstanbul: Mahya Yayıncılık, 2019, s. 714. 26 zikretmekle birlikte165 kayıtlardan Salâhi Efendi’nin 1197 (1783) yılının Ocak ayında vefat ettiği anlaşılmaktadır.166 Bursalı Mehmed Tahir Salâhî Efendi’nin elli altı eserinin olduğunu belirtir. Bunlardan bazılarının kütüphane kayıtları şu şekildedir:167 1. İzhâr-ı Esrâr-ı Nihân ez Envâr-ı Hatm-i Hâcegân: Süleymaniye Ktp., Pertev Paşa, nr. 633, vr. 1b-12b. Tahir ayrıca Salâhî Efendi’nin Esrâr-ı Nihân der-Hatm- i Hacegân isimli bir eserinin olduğunu söyler ancak bu eser İzhâr-ı Esrâr-ı Nihân ez Envâr-ı Hatm-i Hâcegân adlı eser ile aynı olmalıdır. 2. Tuhfetü’l-Uşşâkıyye: Risâle Mahmut Erol Kılıç tarafından Uşşâkî Sâliklerinin Âdâbı adıyla neşredilmiştir (İstanbul 1998). 3. Mevâkıu’n-Nücûm Şerhi: İ.Ü. Ktp., A.Y., nr. 3344. Eser Giritli Ahmed Muhtar Efendi tarafından Türkçe’ye çevrilmiştir ancak yayımlanmamıştır. 4. Miftâhü’l-Vücûdi’l-Eşher fî Tevcîhi Kelâmı Şeyhi’l-Ekber: İbnü’l Emin Mahmud Kemal tarafından Türkçe’ye çevrilmiştir.168 5. Mesnevî-i Şerîf Tercümesi: Salâhî Efendi’nin, Mevlâna’nın bazı şiirlerini şerh ettiği bir risâlesi olmakla birlikte müstakil olarak Mesnevî tercümesine rastlanmamıştır.169 6. Faysalü’t-Tefrikati Beyne’l-İslâm ve’z-Zendeka ve Ma’rifetü’l-Acz Tercümesi: Eser, Şerh Risaletü'l-Acz-i Marifet-Allah Teala ismi ile Süleymaniye Ktp, Pertev Paşa, nr. 633’te bulunmaktadır. 7. Zikr-Vücûd-Kudsiyye Risâlelerinin Tercümesi: Tercüme-i Risâle-i Vücûd Süleymaniye Ktp., Pertev Paşa, nr. 633’te bulunmaktadır. Risâle-i Kudsiyye adlı eseri Ahmet Oğuz ve M. Sadık Aydın sadeleştirerek neşretmiştir.170 8. Makâmât-ı Hamîdiyye Tercümesi: Eserin müstakil tercümesine kayıtlarda rastlanmamıştır ancak eserin şerhi Şerh-ü Makâmâtu’l Hamîdî ismi ile Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 2818’de bulunmaktadır. 165 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 104; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 111. 166 Vassaf, a.g.e., C. 4, s. 430. 167 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 105; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 112. 168 Abdullah Salâhî, Miftâhü’l-Vücûdi’l-Beşer, haz. İbnü’l Emin Mahmud Kemal, İstanbul, 1330. 169 Şerh-i Kaside-i Mevlânâ adlı eser için bkz. Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 1546. 170 Salâhî, Risâle-i Kudsiyye, haz. Ahmet Oğuz, M. Sadık Aydın, Konya: İslami Neşriyat, 1969. 27 9. Divân: Salâhî Efendi’nin iki divanı bulunmaktadır. Dîvân-ı Nuût-i Salâhî Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 2650/1, vr. 1b-57a, diğer Divan’ı ise Süleymaniye Ktp., Uşşâkī Tekkesi, nr. 84’te kayıtlıdır. 10. Gül-i Sadberg: Gül-i Sadberg-i Evrâd Berâ-yı Tuhfe-i Ubbâd, ismi ile kayıtlarda bulunmaktadır. DTCF Ktp., Muzaffer Ozak, nr. II/7, vr. 74b-107b; Süleymaniye Ktp. Yazma Bağışlar, nr. 2365/8. 11. Muammâ-yı Esmâ-i Hüsnâ: Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. 2684. 12. Muhtasar ve Mufassal Kavâid-i İ’râb: TSMK, Emanet Hazinesi, nr. 1908/1. 13. Medâr-ı Mebde’ ve Meâd: Milli Ktp., nr. A001905-03. 14. Zeylü’l-Kitâb bi-Ahseni’l-Hitâb: Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. 2698/2. 15. Risâle-i Cevâhir-i Tâc-ı Hilâfet: Süleymaniye Ktp. Hacı Mahmud Efendi, nr. 3917. 16. Tahmîs-i Kasîde-i Bür’de: Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 2650. 17. Manzûme-i Mevlid-i Nebî: Cerîde-i Sûfiyye, XVIII/6 (29 Cemâziyelâhir 1330), ss. 3-4. 18. Tercemetü’l-Işk: Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. 2684. 19. Havzu’l-Hayât Şerhi: Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. 3214. 20. Gavsiyye Şerhi:Millî Ktp., (A), nr. 392. 21. Atvâr-ı Seb‘a: Süleymaniye Ktp., Tâhir Ağa, nr. 503/2, vr. 10a-13a. 22. Dîvân-ı Nuût-i Salâhî; Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 2650/1, vr. 1b-57a. 23. Usûl-i Hadis Şerhi: Süleymaniye Ktp., Pertev Paşa, nr. 433, vr. 745a-757a 24. Muhtasar Menâr Şerhi: Süleymaniye Ktp., Pertev Paşa, nr. 443, vr. 690a-745a. 25. Tesdîs-i Kasîde-i Münferice: Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 2650. 26. Elli Dört Farz Şerhi: Süleymaniye Ktp., Düğümlü Baba, nr. 206. 27. Divân-ı Cenâb-ı Ali Şerhi: Süleymaniye Ktp., Uşşâkî Tekkesi, nr. 333. 28. Gül-i Sadberg-i Evrâd Berâ-yı Tuhfe-i Ubbâd: DTCF Ktp., Muzaffer Ozak, nr. II/7, vr. 74b-107b. 29. Miftâhü’r-Rumûz ve’l Esrârü’l-Künûz: Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. 3917. 30. Mir’âtü’l-Esmâ: Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. 2668. 31. Mir’âtü’l-Muhakkıkîn Tercümesi: Millet Ktp., Ali Emiri Şry., nr. 212. 28 32. Mir’âtü’l-A’lâm ve Mişkâtü’l-Ahlâm: İÜ Ktp., TY, nr. 3983. 33. Mir’ât-ı Esmâ: DTCF Ktp., Muzaffer Ozak, nr. II/7, vr. 173b-180b. 34. Cevâhir-i Tâc-ı Hilâfet: Süleymaniye Ktp., Pertev Paşa, nr. 433, vr. 169a-180b. 35. Usûl-i Evrâd-ı Uşşâkıyye: DTCF Ktp., Muzaffer Ozak, nr. II/7, vr. 21b-25a. 36. Medâr-ı Mebde’ ve Meâd: İÜ Ktp., TY, nr. 6423. 37. Mecma-i Fenn-i Zerâfet: Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. 6135. Bursalı Mehmed Tahir’in Salâhî Efendi’ye nispet ettiği ancak kayıtlarda bulunamayan diğer eserler ise şunlardır: Manzûme-i Mi’râciyye, Tuhfetü’l-Âşıkîn, Havâss-ı Celle Esmâ Tercümesi, Teslihü’l-Mübtedî, Mektûbât ve İnşâ, Lafz-ı Tarîkat, Nakşibendiyye, Esrâü’s-Sülûk Tercümesi, Gülşen-i Tevhid Tercümesi, Tevfîku’l-Avn fî Hakkı’l-İmân, Hilye-i Hasaneyni’l-Ahseneyn, Ulûmü’l-Maznûn, Mustalahât-ı Sûfiyye Tercümesi. 20. Çerkeşî Mustafa Efendi (Şabaniyye-Çerkeşiyye) Osmanlı Dönemi mutasavvıflarından olan Çerkeşi Mustafa Efendi Çankırı’nın Çerkeş ilçesinde doğmuştur.171 Babasının adı Hacı Ali, dedesinin adı Vehbi Sultan’dır. Dedesinin Horasan’dan geldiği ve Çerkeş’e yerleştiği nakledilir. Nakşibendiyye şeyhi olan Vehbi Sultan torunu Mustafa Efendi doğduğunda onun bir halvetî olacağını müjdeler.172 Çerkeşi Mustafa Efendi kendi ismine nispet edilen ve Halvetiyye Tarikatı’nın Şa’bâniyye kolunun şubelerinden biri olan Çerkeşiyye Tarikatı’nın kurucusudur.173 Şa’bâniyye’ye mensup Zoralı Şeyh Mehmed Efendi’ye intisap etmiş ve ondan hilafet almıştır.174 Bağlı bulunduğu Şa’bâniyye’de yenilik yapmış olması nedeniyle “Pîr-i Sânî” olarak adlandırılmıştır.175 Çerkeşi Mustafa Efendi’nin doğum tarihi ve hayatı hakkında kaynaklarda detaylı bilgiye rastlanmamaktadır. Ölüm tarihi ile ilgili olan bilgiler ise birbirinden farklıdır. Osmanlı Müellifleri’nde ölüm tarihi 1329 (1881-82) 171 Yaşar Nuri Öztürk, Kutsal Gönüllü Velî Kuşadalı İbrâhim Halvetî (Hayatı, Düşünceleri, Mektupları), İstanbul: Fatih Yayınevi Matbaası, 1982, s. 28. 172 İsa Çelik, Birol Yıldırım, Mikail Dumlu, “Çankırılı Bir Hak Dostu: Pîr-i Sânî Seyyid Çerkeşî Mustafa Efendi ve Yeni Bulunan ‘Tuhfetü’l-Mürîdîn ve Tesliyetü’l-Muhibbîn’ İsimli Risâlesinin Tahlili”, Çankırı’nın Manevi Mimarları, Çankırı, 2017, s. 75. 173 Vassâf, Sefîne-i Evliyâ, C. 4, s. 86. 174 Öncel Demirdaş, “Çerkeşî Mustafa Efendi ve Çerkeşiyye Tarikatı”, Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, S. 42, 2019, s. 135. 175 İbrahim Işıtan, “Pir-i Sâni Seyyid Mustafa Çerkeşi Efendi’nin Düşüncesinde Zâhir-Bâtın Dengesi”, Çankırı’nın Manevi Mimarları, Çankırı: 2017, s. 54. 29 olarak zikredilmekle176 birlikte Hüseyin Vassâf ise “Oldu şeyh vâsıl-ı cânân Yâ Hû” mısraını söyleyerek Çerkeşi’nin 1224 (1809) tarihinde vefat ettiğini belirtir.177 Ancak bu bilgilere ihtiyatla yaklaşılmalıdır. Zira mürîdi Akif Paşa’nın bir şiirinde178 ifade ettiği üzere Çerkeşî Mustafa Efendi, 1229 (1814) tarihinde 73 yaşında vefat etmiştir. Sâdık Vicdânî de şeyhin 1229 (1814)’da öldüğünü belirtir.179 O halde Akif Paşa ve Vicdâni’nin verdiği bu tarih daha doğru olmalıdır.180 Şeyhin kabri Çerkeş’te kendi adıyla anılan ancak halk arasında “Pîr-i Sânî” diye bilinen caminin bitişiğindeki türbesindedir.181 Bursalı Mehmed Tahir, Mustafa Efendi’ye ait Risâle fî Tahkîki’t-Tasavvuf isimli eseri zikrederek182, eserin matbû ve dilinin Türkçe olduğunu belirtir. Bu eser “Şeriat Uleması İle Tarikat Meşayıhı İhtilâfı ve Tekke ve Zaviyelere Tayinler Hakkında İki Vesika” ismi ile Abdulkerim Abdulkadiroğlu tarafından yayımlanmıştır.183 Ayrıca eserin matbû nüshası ve yazmaları Süleymaniye Kütüphanesi’nde bulunmaktadır.184 B. NAKŞİBENDİYYE 1. Şeyh İlâhî-yi Nakşibendî (Ahrariyye) Şeyh-i İlâhî, Nakşibendiyye tarikatının Anadolu’da ve Rumeli’de gelişmesine öncülük eden en önemli mutasavvıflardandır.185 Asıl adı “Abdullah” mahlası ise 176 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 55; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 55. 177 Vassâf, Sefine-i Evliyâ, C. 4, s. 86. 178 “Hû deyip firdevs-i vasla erdi pîrim Mustafâ” bk. Nihat Azamat, “Çerkeşî Mustafa Efendi”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 8, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 1993, ss. 272-275. 179 Vicdânî, Tarikatler ve Silsileleri (Tomâr-ı Turûk-ı ‘Aliyye), s. 220. 180 Muhammed İhsan Oğuz, Hazret-i Şa’bân-ı Velî ve Mustafa Çerkeşî, İstanbul: Oğuz Yayınları, 1993, s. 73; Ayrıca bkz. Demirdaş, “Çerkeşî Mustafa Efendi ve Çerkeşiyye Tarikatı”, s. 142. 181 Hamdi Kızıler, “Çerkeşî Mustafa Efendi’nin Risale fî Tahkîki't-Tasavvuf Adlı Eserinin Tasavvufî Muhteva Açısından Değerlendirilmesi”, İnsan ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi, S. 6, 2017, s. 1462. 182 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 55; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 55. 183 Abdulkerim Abdulkadiroğlu, Şeriat Uleması ile Tarikat Meşayıhı İhtilâfı ve Tekke ve Zaviyelere Tayinler Hakkında İki Vesika, Ankara: Ankara Üniversitesi Yayınevi, 1986, ss. 335-353. 184 Matbu nüshası için bk. Süleymaniye Ktp (Zühdü Bey), nr. 558/2.; Yazma nüshası için bk. Süleymaniye Ktp. (Hasan Hüsnü) nr. 678/1. 185 Mustafa Kara, Hamid Algar, “Abdullah-ı İlâhî”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 1, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 1988, ss. 110-112. 30 “İlâhî”dir. Molla İlâhi veya Abdullah Simâvî olarak da tanınır.186 Doğum tarihi belli olmamakla birlikte Kütahya’nın Simav ilçesinde doğduğu bilinmektedir. İlk öğrenimine burada başlamış ve daha sonra İstanbul’a giderek Zeyrek Medresesi’nde tahsiline devam etmiştir. Bu vakitlerde hocası Mevlânâ Ali et-Tûsî (ö. 887/1482) ile Horasan bölgesine gitmiş ve burada tasavvufa meyledip sûfîlerin meclislerine katılmıştır. Sonrasında Semerkand’a giden Molla İlâhi burada Ubeydullah Ahrâr’a (ö. 895/1490) intisap etmiş ve tasavvufi terbiyesini tamamlayarak ondan icazet almıştır.187 Ardından Buhârâ’ya gitmiş ve bir yıl kadar Bahaeddin Nakşibend’in (ö. 791/1391) mezarının yanında kalmış ve şeyhin ruhaniyetinden istifade etmiştir.188 Tekrar Semerkand’a dönen Abdullah İlâhî mürşidinin işaretiyle irşad için Anadolu’ya gönderilmiştir. Padişah Fatih Sultan Mehmed tarafından İstanbul’a davet edilen Molla İlahî, bu teklifi kabul etmeyerek yerine halifelerinden Emir Ahmed Buharî’yi göndermiş, sonrasında Manisalı Kazasker Çelebi’nin (ö. 888/1483) ısrarlı davetleri üzerine Abdullah İlâhî de İstanbul’a gelmiş ve Zeyrek Medresesi’nde irşad faaliyetinde bulunmuştur.189 Halkasının genişlemesi sebebiyle yeni yer arayışına giren İlâhî, Evrenoszâde Ahmed Bey’in (ö. 905/1499) teklifini uygun bularak Selânik’e 40 km uzaklıkta bulunan Vardar Yenicesi’ne gitmiş ve ömrünün sonuna kadar burada kalmıştır.190 Osmanlı Müellifleri’nde vefat tarihi 893 (1487) olarak verilmekle birlikte191 zikredilen bu yılın, Abdullah İlâhî’nin vefatına düşürülen tarih mısraındaki “rahmet ber ilâhî” ifadesi ile uyuşmaması sebebiyle bir hata olduğu açıktır. Zira bu ifade ile kaynakların da ittifak ettiği üzere 896 (1491) senesine işaret edilmektedir.192 Bursalı 186 Abdurrahman Cami, Nefahatü’l-Üns Min Hadarâti’l-Kuds Tercümesi, İstanbul: Bedir Yayınevi, 1971, s. 466.; Hamdi Yavuzer, Şeyh İlâhî’nin Esrâr-Nâme’si (Hayatı- Eserleri- İnceleme- Metin), (Yüksek Lisans Tezi), Ankara: Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1988, s. 7. 187 Abdurrezzak Tek, Nakşîliğin Osmanlı Topraklarına Gelişi Molla Abdullah İlâhî, Bursa: Emin Yayınları, 2012, s. 22. 188 Mustafa Kara, “Molla İlâhî'ye Dair”, Osmanlı Araştırmaları VII-VIII, İstanbul: 1988, s. 365. 189 Taşköprülüzâde, Osmanlı Bilginleri (eş-Şakâiku’n-Nu’maniyye), s. 205.; Kara, Algar, “Abdullah-ı İlâhî”, ss. 110-112. 190 Kasım Kufralı, “Molla İlâhî ve Kendisinden Sonraki Nakşibendîye Muhiti”, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, C. 3, S. 1-2, İstanbul: İbrahîm Horoz Basımevi, 1948, s. 132. 191 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 91; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 98. 192 Latîfî, Latîfî Tezkiresi, haz. Mustafa İsen, Ankara: Akçağ Yayınları, 1999, s. 58; Yunus Nadi Özçelik, Abdullah İlâhî ve Meslekü’t-Tâlibin ve’l-Vâsılîn, (Yüksek Lisans Tezi), Ankara: Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1990, s. 23; Ayrıca bk. Yavuzer, Şeyh İlâhî’nin Esrâr-Nâme’si (Hayatı- Eserleri- İnceleme- Metin), s. 19. 31 Mehmed Tahir kaynak belirtmeksizin Molla İlâhî’nin Ağustos193 bölgesinde vefat ettiğini ve kabrinin günümüzde Yunanistan sınırları içerisinde bulunan Vardar Yenicesi’ne nakledildiğini söylemektedir. Vardar Yenicesi’ne defnedildiği bilinmekle birlikte, kaynaklarda Ağustos bölgesinde vefat ettiğine dair bir kayda rastlanmamıştır. Ayrıca şeyhin kabri günümüze ulaşmamıştır.194 Bursalı Mehmed Tahir’in Abdullah İlâhî’ye ait olarak zikrettiği eserler şunlardır:195 1. Meslekü’t-Tâlibîn: Eser kütüphane kayıtlarında Meslekü’t-Tâlibîn ve’l Vâsılîn şeklinde bulunmaktadır; Süleymaniye Ktp., Düğümlü Baba, nr. 364.; Esad Efendi, nr. 1712.; Hacı Mahmud Ef., nr. 2383. Ayrıca Meslekü’t-Tâlibîn ve’l Âbidîn olarakta geçmektedir. Süleymaniye Ktp., Halet Efendi, nr. 64.196 2. Şerh alâ Vâridâtin Kübrâ li’ş-Şeyh Bedreddîn-i Simavî: Eser Keşfü'l- Vâridât li-Tâlibi'l-Kemâlât ve Gâyetihi’d-Derecât adıyla kütüphane kayıtlarında bulunmaktadır. Süleymaniye Ktp., Nafiz Paşa, nr. 1235.; Şehid Ali Paşa, nr. 1325.; Yazma Bağışlar, nr. 2037.; Köprülü Ktp., Mehmed Asım Bey, nr. 182. Ayrıca eserin tahkikiyle ilgili bir yüksek lisans tezi bulunmaktadır.197 3. Necâtü’l-Ervâh min Denisi’l-Eşbâh: Süleymaniye Ktp., Pertev Paşa, nr. 64 Ayrıca eser Necâtü’l-Ervâh ismiyle de kütüphane kayıtlarında bulunmaktadır; Süleymaniye Ktp., Mihrişah Sultan, nr. 202. 4. Esrârnâme: Molla İlâhî’ye nisbet edilen eserde İlâhî değil Latifî mahlasının kulanılması risâlenin Latifi mahlaslı bir sûfiye ait olduğunu göstermektedir. Bu müellifin Kastamonulu Latifî olduğu hususunda ise kütüphane katalog kayıtlarının dışında bir işaret bulunmamaktadır.198 (İ.Ü. Ktp., Türkçe 193 Selanik’in Karaferya nahiyesine bağlı bir bölgedir. 194 Özçelik, Abdullah İlâhî ve Meslekü’t-Tâlibin ve’l-Vâsılîn, s. 23. 195 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 91; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 99. 196 Eser üzerine yüksek lisans tezleri hazırlanmıştır. Özçelik, Abdullah İlâhî ve Meslekü’t-Tâlibin ve’l- Vâsılîn; Ali Biçer, Abdullah İlâhî ve Meslekü’t-Tâlibîn ve’l Vâsılîn, (Yüksek Lisans Tezi), İstanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1996. 197 Ekrem Demirli, Abdullah İlâhî’nin Keşfü’l-Vâridât Adlı Eserinin Tahkiki, (Yüksek Lisans Tezi), İstanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1995. 198 Tek, Nakşîliğin Osmanlı Topraklarına Gelişi Molla Abdullah İlâhî, s. 35. 32 Yazmalar, nr. 2246.) Ayrıca eserin Abdullah İlâhî’ye aidiyeti düşünülerek yüksek lisans tezi hazırlanmıştır.199 5. Şerh alâ Miftâhi’l-Gayb li’ş-Şeyh Sadreddîn: Risâle’nin başındaki “Hâzâ risâletün li’ş-Şeyh el-İlâhî fi Beyâni’l-vücûd” ibaresinden hareketle eser Abdullah İlâhî’ye nispet edilmiştir. Ancak eser ona ait olmayıp, Sadreddin Konevî’nin Miftâhu’l-gayb isimli eserinin ilk fasıllarının muhtasar olarak yazımından ibarettir.200 Ragıb Paşa, nr. 695. 6. Zâdü’l-Müştâkîn: Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Ef., nr. 4738; Kemankeş, nr. 206. Ayrıca Bursalı Mehmed Tahir, Abdullâh İlâhî’ye ait olarak Füsûlü’l-Vusûl adlı eseri zikreder.201 Fakat söz konusu eserlere kütüphane kayıtlarında rastlanmamakla birlikte eser hazretin bir başka eseri olan Usûl-i Vusûl-i İlâhiyye202 ile aynı olabilir. Zira iki eserin de türkçe kaleme alındığı bilinmektedir. Öte yandan Osmanlı Müellifleri’nde kayıtlı olmayan Menâzilü’l-Kulûb adlı eserde Molla İlâhî’ye nisbet edilmektedir. Aynı zamanda eser bazı yazma nüshalarda Risâletü’l-Ahadiyye olarakta geçmektedir.203 2. Baba Ni’metullah Mahmûd Azerbaycan’ın Nahcivan şehrinde doğan Ni’metullah b. Mahmud en-Nahcûvânî; Şeyh Alvan, Alvan el-Akşehri, Baba Ni’metullah, Ni’metullah Sultan ve Baba Ni’met gibi isim ve lakaplarla da tanınmıştır.204 Önemli bir tefsiri ve birçok eseri olmasına rağmen hayatı hakkında çok fazla bilgi bulunmamaktadır. Taşköprüzâde, bunun sebebini onun şan ve şöhretten kaçarak kendisini gizlemesine bağlar.205 Kaynaklarda soyu ve ailesi ile ilgili herhangi bir bilgiye rastlanmamakla birlikte Nahcıvan, Tebriz ve Akşehir gibi Türk nüfusunun yoğun bulunduğu bölgelerde yaşaması sebebiyle özellikle son dönem 199 Bkz. Ahmet Özkan, Abdullah İlâhî’nin Esrârnâme Adlı Eseri, (Yüksek Lisans Tezi), Erzurum: Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2006. 200 Tek, Nakşîliğin Osmanlı Topraklarına Gelişi Molla Abdullah İlâhî, s. 36. 201 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 91; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 99. 202 Süleymaniye Ktp., Halet Efendi, nr. 827. 203 Süleymaniye Ktp., Şehid Ali Paşa, nr. 1390, vr. 78b-108a. Ayrıca risâle Muhammed Takî Dânişpijûh tarafından Rûzbihânnâme adlı eser içerisinde neşredilmiştir. 204 Kübra Özdemir Keleş, “Türk Tefsir Ekolünde Münasebet İlmi: Ni’metullah Nahcivanî Örneği”, Osmanlı Döneminde Tefsir, İstanbul: Ensar Yayınları, 2018, s. 301. 205 Taşköprülüzâde, Osmanlı Bilginleri (eş-Şakâiku’n-Nu’maniyye), s. 268, Yaşar Kurt, “Ni’metullah b. Mahmûd”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 33, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2007, ss. 132-133. 33 kaynaklarında Türk olduğu belirtilmektedir.206 Hayatının bir bölümü ilim tahsili için gittiği Tebriz’de geçmiştir. 902 (1496) yılına kadar Tebriz’de kalmış ve Fevâtihü’l- İlâhiyye ve’l-Mefâtîhu’l-Gaybiyye isimli Kur’an tefsirini orada tamamlamıştır.207 904 (1498) yılından sonra İstanbul’a gelmiş, bir süre sonra 905 (1499) senesinde Akşehir’e yerleşmiştir. On beş yıl burada kurduğu tekkede öğrenci yetiştirmiştir. Kendisine Ahvanü’l Akşehrî (Akşehir’in övüncü) ünvanı verilmiştir.208 Nakşibeniyye tarikatına mensup olduğu kaynaklarda açıkça zikredilmekle birlikte tarikatın hangi koluna mensup olduğu ile alakalı kesin bilgi yoktur.209 Bursalı Mehmed Tahir, Ni’metulah Efendi’nin vefat tarihini 902 (1496) olarak zikreder.210 Ancak bu bilgi hatalıdır. Zira onun 905 (1499)’te Akşehir’e yerleşip on beş yıl burada irşad faaliyetlerine devam ettiği bilinmektedir. O halde şeyhin vefat tarihi 920 (1514) olmalıdır.211 II. Beyazıt döneminde Akşehir’de vefat eden Ni’metullah Efendi buraya defnolunmuştur.212 Mezarı Akşehir'de Köyceğiz mahallesinin üst tarafında Baştekke yolu üzerindedir.213 Osmanlı Müellifleri’nde, Ni’metulah Efendi’ye nispet edilen eserler şunlardır:214 1. Fevâtihü’l-İlâhiyye ve’l-Mefâtîhu’l-Gaybiyye: BYZ. Devlet Ktp. Veliyüddin Efendi, nr. 3824, 3825; H. Selim Ağa Ktp., Hüdai Efendi, nr. 76, 83, 94.; Millet Ktp., Ali Emiri Arabi, nr. 155, 157.; Murat Molla Ktp., Murad Molla, nr. 137.; Topkapı Ktp., Ahmed III Kit., nr. 128.; Çorum İl. H. Ktp., nr. 102, 103. 206 Orkhan Musakhanov, Ni’metullah Nahçıvani’nin Hidayetü’l-İhvan’ı (Metin, Tercüme ve İnceleme), (Yüksek Lisans Tezi), Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İlahiyat Anabilim Dalı Tasavvuf Bilim Dalı, 2011, s. 2. 207 İbrahim Görener, “İlmi Cazibe Yurdu Osmanlı'da Çok Yönlü Bir Müfessir: Nimetullah-i Nahcuvani”, Osmanlı Toplumunda Kur’an Kültürü ve Tefsir Çalışmaları I, İstanbul: İlim Yayma Vakfı Kur’an ve Tefsir Akademisi, 2011, s. 283. 208 Hayrettin İvgin, “Türkiye/Akşehir'de Medfun Mutasavvıf Ni’metullah Nahçivanî ve Türbesi”, Bilimsel Eksen Dergisi, S. 19, 2016, s. 34. 209 Yaşar Kurt, Ni’metullah Nahcivânî ve Tasavvufî Tefsîri, (Doktora Tezi), Samsun: Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı, 1998, s. 40. 210 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 40; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 39. 211 Görener, “İlmi Cazibe Yurdu Osmanlı’da Çok Yönlü Bir Müfessir: Nimetullah-i Nahcuvani”, s. 283. 212 Taşköprülüzâde, a.g.e., s. 268.; Abdulbaki Turan, “Baba Ni’metullah Nahcivanî ve ‘el-Fevatihu’l- İlâhiyye ve’l-Mefâhitu’l-Gaybiyye’ İsimli Tefsiri”, Konya, Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, S. 1, 1985, s. 62. 213 Kurt, Ni’metullah Nahcivânî ve Tasavvufî Tefsîri, s. 42. 214 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 40; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 39. 34 2. Fârisiyyü’l-İbâre: Eser kütüphane kayıtlarında Şerh-i Gülşen-i Râz adıyla kayıtlıdır. Süleymaniye Ktp., Lala İsmail, nr. 168. 3. Hediyyettü’l-İhvân: Kütüphane kayıtlarında bu isimde bir esere rastlanmamıştır. Ancak içinde “Hidâye” ve “İhvân” kelimelerinin sembol olarak kullanıldığı Arapça olarak yazılan İhvân215 ve Farsça Hidâye216 olarak yazılan iki ayrı eserinin olduğu tespit edilmiştir.217 4. Risâletü’l Vücûd: Eser kütüphane kayıtlarında Risale-i Vücud-u Mutlak adıyla kayıtlıdır. Süleymaniye Ktp., Pertev Paşa, nr. 615.; Nuri Osmaniye Ktp. nr. 4899, vr. 13b-14b. Ayrıca Bursalı Mehmed Tahir, Ni’metullah Efendi’nin Fususu’l Hikem adlı bir tahşiyesi olduğunu söylemektedir.218 Bu eser kütüphane kayıtlarında Tercüme-i Nakşi Fusus adıyla geçmektedir. Bu eserin Nimetullah Efendi’nin Nakşu’l Fusus adlı eserinin Farsçaya tercümesi olduğu tespit edilmiştir.219 (Süleymaniye Ktp., Pertev Paşa, nr. 615; Reşid Ef., nr. 1041, vr. 53b-58b.) Tahir, Ni’metullah’ın Tefsir-i Kadı adlı eserleri tahşiye ettiğini söylemiştir. Ancak bu esere kayıtlarda rastlanmamıştır. 3. Açıkbaş Mahmud Efendi (Urmeviyye) Asıl adı Seyyîd Şeyh Mahmud Efendi b. Seyyîd Ahî Mahmud b. Seyyîd Mehmed b. Seyyîd Mehmed olan Açıkbaş Mahmud Efendi Diyarbakır’ın Âmid beldesinde doğmuştur.220 Yaz kış, başı açık olarak dolaştığı için Açıkbaş nisbesiyle meşhur olmuştur.221 Ahî Mahmud Efendi’nin oğlu, Nakşibendî şeyhlerinden Urmiye şeyhi olarak bilinen meşhur Mahmud Efendi’nin yeğeni ve mürididir.222 1048 (1638) yılında amcasının idamı üzerine ilim tahsili için seyahate çıkmış, Kahire, Bağdat gibi önemli şehirlere gitmiştir. 1050’den (1640) sonra ise İstanbul’a gitmiştir. İstanbul’da Nakşibendî 215 Nuri Osmaniye Ktp., nr. 1972; nr. 2386. 216 Millet Ktp. Ali Emîrî, nr. 1028/22. 217 Kurt, Ni’metullah Nahcivânî ve Tasavvufî Tefsîri, s. 73. 218 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 40; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 39. 219 Kurt, a.g.e., s. 50. 220 Hasan Kamil Yılmaz, “Açıkbaş Mahmud Efendi”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 1, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 1988, s. 332. 221 Kezban Altınışık, Nakşîbendî-i Atîk Dergâhı ve Açıkbaş Mahmud Efendi, (Yüksek Lisans Tezi), Bursa: Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı Tasavvuf Bilim Dalı, 2006, s. 26. 222 Hasan Basri Öcalan, “Açıkbaş Mahmud Efendi ve Risale-i Nurbahşiyyesi”, Uludağ Üniversitesi Fen- Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, S. 15, 2008, s. 2. 35 Dergâhı’nda zikir ve ibadetle meşgul olmuştur. Müridlerinin İstanbul’da artması ve kerametlerine ait rivayetlerin çoğalmasından çekinerek Bursa’ya gelip yerleşmiş, buradaki Nakşîbendî-i Atik Tekkesi’nde irşad faaliyetlerine başlamıştır. 1073’te (1663) Bursa’da Ebu İshak Vakfı’ndan üç akçe yevmiye ile Molla Arap Câmii’ne hatip tayin edilmiştir. Aynı zamanda Dâye Hâtun Câmii, çoğunlukla da Ulucâmi’de ve bazı büyüklerin evlerinde toplanarak va’z vermiştir. Bu toplantılarında Şeyh Seyyid Ali Hemedânî’nin (ö. 786/1385) tertip ettiği ve hadislerde geçen duaları ihtiva eden eseri Evrâd-ı Fethiyye’yi okumaya devam etmiştir.223 Bursa’da irşad faaliyetlerini sürdüren Mahmud Efendi, 1077 (1666)’de vefat etmiş, Dâye Hâtun Câmii Haziresi’ne defnedilmiştir.224 Bursalı Mehmed Tahir’in Açıkbaş Mahmud Efendi’ye ait olarak zikrettiği eserler şunlardır: 1. Güzîde: BYZ Devlet Ktp., nr. 025631/1; Beyazıd, nr. 000132. Ayrıca eser kayıtlarda Güzide-i Tecvid225 ve Güzide fi’t-Tecvid226 adıyla da geçmektedir. Bursalı Mehemed Tahir bu eserin Yahya Efendi kütühanesinde mevcut olduğunu227 söylemekle birlikte yapılan çalışmalarda adı geçen kütüphane de bu esere rastlanmamıştır. 2. Risâle-i Nûrbahşiyye: Bursalı Mehmed Tahir, Mahmud Efendi’nin bu eserinden bahsederken “Bursa’da medfun Emîr Sultan hazretlerinin mensub oldukları Nûrbahşî tarikatının evrâd ve silsilesini mübeyyin Risâle-i Nûrbahşiyye namında bir risalesi vardır.” demiştir.228 Ancak Tahir’in verdiği bu bilgi tahsis edilmelidir. Zira Emir Sultan hazretleri (ö. 833/1429) Kübreviyye tarikatının Nurbahşiyye kolunun kurucusu olan Seyyid Muhammed Nurbahş’tan (ö. 869/1464) yaklaşık otuz beş yıl önce vefat 223 Hasan Basri Öcalan, Melâmet Zindanında Bir Nakşî Açıkbaş Mahmud Efendi, Bursa: Gaye Kitabevi, 2012, s. 57. 224 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 14; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 11. 225 Bkz. Süleymaniye Ktp. H. Hayri-Abd.Ef., nr. 146; İbrahim Efendi, nr. 423.; nr. 35; nr. 37; Pertevniyal, nr. 433; Serez, nr. 74; Yazma Bağışlar, nr. 1124. 226 Bkz. Süleymaniye Ktp., Yazma Bağışlar, nr. 3436. 227 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 14; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 11. 228 a.yer 36 ettiğine göre bunun zayıf bir ihtimal olduğu söylenebilir.229 Eser günümüze ulaşmıştır. Süleymaniye Ktp., H. Hayri-Abd. Ef., nr. 146. 3. Evrâd-ı Fethiyye Şerhi: Eser kütüphane kayıtlarında Şerh-i Evrad-ı Fethiye adı ile bulunmaktadır. Süleymaniye Ktp., Fatih, nr 002658; nr. 2659; H. Hayri- Abd. Ef. nr. 000146; Kastamonu Yek Ktp., nr. KHK2191/02. Ayrıca Osmanlı Müellifleri’nde Açıkbaş Mahmud Efendi’ye ait olarak zikredilen Resmî mahlasıyla Türkçe, Arapça ve Farsça şiirlerinin bulunduğu mecmuaya ulaşılamamıştır.230 4. Müstakim Mustafa Niyâzî Efendi (Kâsâniyye) Mustafa Müstakim Niyazi’nin tam adı Mustafa b. Muhammed er-Rumî en- Nakşibendî’dir. Konya’nın Ereğli ilçesinde doğan Niyâzî Efendi231, 1185 (1771) tarihinde vefat etmiştir.232 Osmanlı Müellifleri’nde Niyâzî Efendi’nin ne zaman vefat ettiğine dair bir bilgi verilmemiştir. Ancak Emine Var, Müstakim Niyâzî üzerine hazırladığı yüksek lisans tezinde Müstakim Niyâzî’nin 1163 (1749) tarihinde vefat ettiğini zikretmekte ve bu bilgiyi de Osmanlı Müellifleri’ne dayandırmaktadır.233 Ancak verdiği bu bilgi hatalıdır. Zira Tahir bahsedilen tarihte Niyâzî Efendi’nin Sohbetü’l Gâye ve Sülûk-i Kavim ve Sırât-ı Müstakim adlı iki eserini telif ettiğini beyan etmektedir. Hayatı hakkında çok fazla bilgiye rastlanılmayan Niyâzî Efendi, Sülûk-i Kavîm adlı eserinde bağlı olduğu tarikat silsilesini zikretmiş ve icazetini Muhammed Niyazi el- Buharî en-Nakşibendî el-Hanefî’den aldığını söylemiştir.234 Onun tarikat silsilesi incelediğinde Nakşibendiyye’nin Kâsâniyye235 koluna mensup olduğu anlaşılmaktadır.236 229 Necdet Tosun, “Nurbahşiyye”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 33, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2007, s. 248-249. 230 Tahir, a.g.e., s. 11. 231 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1., İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 127; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 178. 232 Kehhale, Mucemu’l Müellifin, ?. 233 Emine Var, Mustafa Müstakim Niyazi’nin Sülûk-i Kavîm ve Sırât-ı Müstakîm Adlı Eseri, (Yüksek Lisans Tezi), Çorum: Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı, 2019, s. 7. 234 Mustafa Müstakim Niyazi Efendi, Sülûk-i Kavim ve Sırât-i Müstakim, vr. 28a-28b. 235 Kâsâniyye: Nakşibendiyye tarikatının Ahmed el-Kâsânî’ye (ö. 949/1542) nisbet edilen bir koludur. Ubeydullah Ahrar’ın vefatından sonra Ahmed Kâsânî’nin faaliyetleri ile özellikle Fergana, Semerkand ve Buhara’da temelleri atılmıştır. Bk. Necdet Tosun, “Kâsâniyye”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 24, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2001, s. 532-534. 236 Var, a.g.e., s. 7. 37 Bursalı Mehmed Tahir’in, Niyazi Efendi’ye nispet ettiği eserler şunlardır: 1. Sohbetü’l Gâye: Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Ef., nr. 2865. 2. Sülûk-i Kavim ve Sırât-ı Müstakim: Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Ktp., nr. 9580; İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ktp., Atatürk, nr. O.E.696; NR. O.E.819; O.E. 696. 3. Mûcibü’l-İkân: Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 001478; İzmir, nr. 000313; Afyon Gedik Ktp., nr. 018286. Ayrıca kütüphane kayıtlarında Mûcibü'l-İkân li-Ehli'l-Furkan237 ve Mûcibü'l-İkân el-Ehli'l-İrfan238 adıyla da geçmektedir. 5. Turhal Şeyhi Mustafa (Müceddidiyye) Mustafa Efendi, aslen Amasya ile Tokat arasında yer alan Turhal’da doğmuştur.239 Yeniçeri olan Mustafa Efendi, fakir bir aileye mensup olup babasının ismi Mahmud’dur.240 Osmanlı Müellifleri’nde verilen bilgiye göre tahsilini Amasya ve İstanbul’da gerçekleştirmiştir.241 İstanbul’da bulunduğu sürede bazı Müceddidî şeyhlerle irtibat halinde bulunmuş fakat intisabı Şam’da iken Murad-ı Buharî’nin (ö. 1132/1720) torunu Ali el-Murâdî’ye (ö. 1184/1170) olmuş ve onun gözetiminde sülûkunu tamamlayarak şeyhinden hilâfet icazeti almıştır.242 Rüyasında Hz. Peygamber’in Kudüs’e gitmesini emretmesi üzerine oraya giden Mustafa Efendi, burada dokuz ay kaldığını ve üveysi yolla Hz. Peygamber’den (s.a.v) istifade ettiğini, Mürşidü’s-Sâlikîn adlı eserinde bizzat bildirir.243 Bu sebeple Nakşibendiliğin Üveysiye kolu kendisine nisbet edilmektedir.244 Ayrıca Bursalı Mehmed Tahir, Üsküdar’da gördüğü bir Tomar’dan hareketle, Mustafa Efendi’nin Halvetiyye’nin Şa’baniyye kolundan da hilâfet aldığını belirtir. Ancak diğer kaynaklarda böyle bir bilgiye rastlanmamıştır. Aynı zamanda 237 Süleymaniye Ktp., Bağdatlı Vehbi, nr. 000742; Hacı Mahmud Ef., nr. 2431; nr. 002878 238 Millet Ktp., Ali Emiri Şry., nr. 000786. 239 Turhal bölgesi 18. yy’da Sivas’a bağlı bir ilçedir. 240 Ahmed Cahid Haksever, “Turhallı Mustafa Efendi ve Bazı Tasavvufi Kavrarnlara Yaklaşımı”, Ankara, Tasavvuf İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi, 2004, s. 363. 241 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 108; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 115. 242 Sare Yıldız, Turhallı Mustafa Efendi’nin Hayatı, Eserleri ve Tasavvuf Anlayışı, (Yüksek Lisans Tezi), Ankara: Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı, 2006, s. 27. 243 Yıldız, a.g.e., s. 96. 244 Haksever, “Bir Dini Tecrübe Çeşidi Olarak Üveysîliğin Epistemik Değeri: Turhal Şeyhi Mustafa Efendi Örneği”, Tokat, Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tokat Tarihi ve Kültürü Sempozyumu Bildiriler, C.3, 2015, s. 40. 38 Tahir’in yararlandığı söz konusu Tomar’a ulaşılamamış ve Mustafa Efendi’nin Şabanî mürşidi hakkında bilgi vermemesi sebebiyle de bu bilgi teyit edilememiştir.245 Tahsilini ve sülûkunu tamamladıktan sonra memleketi Turhal’a dönerek irşad vazifesini ifâ etmiştir. Kendisinin de haziresinde medfun olduğu türbe ve camiyi, Hz. Peygamber’in bir gece rüyasına girerek kesik sahabe başının olduğu bir yeri ona göstermesi ve buraya bir türbe yapmasını istemesi üzerine inşa etmiştir. İnşa ettirdiği Kesikbaş Camii ve Türbesi günümüze ulaşmıştır.246 Vefat tarihi hakkında kaynaklarda farklı rivayetler yer almaktadır. Osmanlı Müellifleri’nde vefat tarihi olarak 1197 (1782) yılı zikredilmekle247 birlikte verilen bu bilgi arşiv kayıtları ile uyuşmamaktadır. Zira 1205 (1790) yılında kendisine “Cizye malından yeterli miktarda verilmesi” şeklindeki arşiv belgesi onun bu tarihte hayatta olduğunu dolayısıyla Bursalı Mehmed Tahir’in zikrettiği vefat yılının hatalı olduğunu göstermektedir.248 Ayrıca kabrinin bulunduğu caminin girişindeki Türkçe kitabede ölüm tarihi 1208 (1794) olarak yazılıdır. O halde Mustafa Efendi’nin bu tarihte vefat etmiş olduğu kabul edilebilir.249 Bursalı Mehmed Tahir’in, Turhal şeyhi Mustafa Efendi’ye ait olarak kaydettiği eserlerden250 Mürşidü’s-Sâlikîn günümüze ulaşmıştır. (BYZ. Devlet Ktp., Beyazıd, nr. 8005; Millet Ktp., Ali Emiri Şry., nr. 1312; Elmalı Halk Ktp., nr. 2550.) Öte yandan Osmanlı Müellifleri’nde adı geçen el-Bedrü’l-Münîr fî Şerhi Ehâdîsi’l-Beşîri’n-Nezîr adlı eser Mustafa Efendi’ye atfedilmekle birlikte böyle bir eser kütüphane kayıtlarında bulunmamaktadır. Ancak el-Bedrü’l-münîr fî garîbi ehâdîsi’l-beşîri’n-nezîr, İmam Şarânî’nin 2300 kadar hadisi barındıran bir hadis mecmuasıdır. Şayet Mustafa Efendi böyle bir eser şerh ettiyse, bu eserin Şarânî’nin hadis mecmuasının şerhi olması 245 Haksever, “Turhallı Mustafa Efendi ve Bazı Tasavvufi Kavrarnlara Yaklaşımı”, s. 364. 246 Necdet Şengün, “XVIII. Yüzyılda Tokat’ta Bir Nakşî: Turhallı Şeyh Mustafa Efendi ve Mürşidü’s- Sâlikîn’i”, Tokat, Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tokat Tarihi ve Kültürü Sempozyumu Bildiriler, C.3, 2015, s. 263. 247 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 108; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 115. 248 Turhal Şeyhi Hacı Mustafa Efendi’ye cizye malından miktar-ı kafi verilmesi hakkında irade. Osmanlı Arşivleri, Dosya nr. 210, Gömlek nr. 11288, Fon Kodu: Hat. 249 Yıldız, Turhallı Mustafa Efendi’nin Hayatı, Eserleri ve Tasavvuf Anlayışı, s. 29. 250 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 108; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 115. 39 muhtemeldir. Tahir’in zikrettiği Hadis-i Erbaîn Şerhi isimli risaleye ise kütüphane kayıtlarında rastlanmamıştır. 6. Köstendillî Süleyman Şeyhî Efendi (Müceddidiyye) Süleyman Şeyhî Efendi, Bulgaristan’ın batısındaki Köstendil şehrinde dünyaya gelmiştir. Tam ismi Süleyman b. Hasan el-Köstendilî’dir. Süleyman Efendi, bir tarikat şeyhi olması ve mürîdânının bulunması hasebiyle “Şeyhî” ünvânı ile isimlendirilmiştir.251 Rumeli’de yetişmesinden ötürü kendisine er-Rûmî de denilmiştir. Aynı zamanda Mollazâde lakabıyla ve Köstendil ünvanıyla da bilinmektedir.252 Süleyman Efendi, tasavvufî hayat içerisinde olan abisi Çelebi İbrahim Efendi’nin himâyesinde büyümüş,253 Tasavvufa olan ilgisi ağabeyinin, Nakşibendiyye’nin Müceddidî kolunun temsilcilerinden Şâmizâde Mustafa Efendi’ye intisâbından sonra başlamıştır. Ağabeyinin şeyhine olan muhabbetinin de etkisiyle Süleyman Efendi, on altı yaşında iken, 1178 (1764-65) yılında Mustafa Efendi’ye intisab etmiştir.254 Bursalı Mehmed Tâhir, hatalı olarak Süleyman Efendi’nin mürşidinin ismini Şeyh Ali Şâmî olarak zikretmiştir.255 Ancak bu bilgi kaynakların ittifak ettiği Şâmizâde Mustafa Efendi ismi ile uyuşmamaktadır. Osmanlı Müellifleri’nde, Süleyman Şeyhî Efendi’nin ilk ve orta derecedeki tahsilini Köstendil’de, yüksek tahsîlini ise İstanbul’da tamamlandığını söylenmektedir.256 Ancak bu bilgi diğer kaynaklardan teyit edilememiştir. Bununla birlikte Süleyman Şeyhî Efendi’nin Mektubat’ındaki ifadelerden onun 15-16 yaşlarından itibâren Köstendil’de olduğu ve kısa süreli seyahatler dışında oradan ayrılmadığı anlaşılmaktadır.257 Dolayısıyla İstanbul’da tahsilini tamamlamış olma ihtimali zayıf gözükmektedir. 1235 251 Semih Ceyhan, “Süleyman Şeyhî”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 38, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2010, ss. 108-109. 252 Mehmet Turan, Köstendilli Süleyman Şeyhî'nin Medâr-ı Sâlikân ve Etvâr-ı Hâcegân İsimli Eserleri, (Yüksek Lisans), İstanbul: İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı Temel İslam Bilimleri Bilim Dalı, 2019, s. 5. Ayrıca bkz. Hediyyetü’l Arifîn. 253 Hadicetül Kübra Öksüz, Köstendilli Süleyman Şeyhî’nin Mektûbât-ı Erbaîn, Terkîbât-ı Erbaîn ve Te’vîlât-ı Erbâin İsimli Eserleri (İnceleme ve Metin), (Yüksek Lisans), İstanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İlâhiyat Anabilim Dalı Tasavvuf Bilim Dalı, 2010, s. 17.; Ayrıca bkz. Ali Yılmaz, Köstendilli Süleyman Şeyhi, Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları, 1989, s. 79. 254 Öksüz, a.g.e., s. 18. 255 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 88; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 93. 256 a.yer 257 Köstendilli, Mektubât, vr. 1b, 3b, 4b, 6a, 8a, 9a, 11b, 13a-b, 15a-b, 16a, 17b, 18b, 19a, 20a, 21a-b, 22a- b, 23b, 24a. 40 (1819) yılında vefat eden Süleyman Şeyhî’nin kabri Köstendil’de, kendi yaptırmış olduğu dergâhta bulunmaktadır. Ancak 1326 (1908) yılında Bulgaristan’ın devlet olmasından sonra kabir başka bir yere nakledilmiş ve günümüze ulaşmamıştır.258 Bursalı Mehmed Tahir’in, Süleyman Şeyhî’ye ait olarak zikrettiği eserler şunlardır:259 1. Bahrü’l-Velâye: Eser Semih Ceyhan ve Sezai Küçük tarafından Osmanlıca’dan sadeleştirilmiş ve Binbir Sûfî adıyla basılmıştır.260 2. Zübde-i Nefehâtü’l Üns: Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Ktp. Yazma Eserleri, nr. 2477. Eser kayıtlarda Zubdetü’n-Nefahat ismi ile de geçmektedir. Süleymaniye Ktp., H. Hüsnü Paşa, nr. 579. 3. Nükâtü’l-Hikem: Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Ef., nr. 2563; nr. 2510; Süleymaniye Ktp., Serez, nr. 1510; Tercüman Gazetesi Türkçe Yazma Eser Ktp., nr. Y 302; Almanya Milli Ktp., Ms. or. Quart, nr. 1402; Dil Tarih Coğrafya Fakültesi, Yazmalar Bölümü, nr. 1750. Ayrıca eser üzerine Gönül Doğan tarafından yüksek lisans tezi hazırlanmıştır.261 4. Mecmaü’l-Ârif: Eser kayıtlarda Mecmaü’l-Maârif adıyla geçmektedir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Ktp., Osman Ergin Türkçe Yazmaları, nr. 730/2; Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. 2549; Süleymaniye Ktp., Galata Mevlevîhânesi, nr. 56. 5. Risâle-i Tâlia: Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Ef., nr. 2573. Ayrıca eser kayıtlarda Tali’a fi’l-Esrari’l-İlahiyye (Süleymaniye Ktp., Serez, nr. 1504.) ve Kitâb-ı Tâli’a (Mısır Milli Ktp. Türkçe Yazmaları, nr. S 4630; Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. 2573; Süleymaniye Ktp., Serez, nr. 1504; 258 Feyza Işık, Köstendilli Süleyman Şeyhî’nin Sübhatü’l-Levâyıh Adlı Eseri (Metin-İnceleme), (Yüksek Lisans), İstanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı Tasavvuf Bilim Dalı, 2011, s. 10. 259 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 88; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 93. 260 Köstendilli Süleyman Şeyhî, Binbir Sûfî, haz. Semih Ceyhan, Sezai Küçük, İstanbul: Mavi Ay Yayınları, 2008. 261 Gönül Doğan, Köstendilli Süleyman Şeyhî’nin Nikâtü’l-Hikem İsimli Eseri (İnceleme Ve Metin), (Yüksek Lisans), İstanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İlahiyat Anabilim Dalı Tasavvuf Bilim Dalı, 2008. 41 İstanbul Üniversitesi Ktp. Türkçe Yazmalar, nr. 923; İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ktp., Osman Ergin Türkçe Yazmaları, nr. 317) isimleri ile de mevcuttur. 6. Dîvân: Süleymaniye Ktp., Celal Ökten, nr. 573; İ.B.B. Atatürk Ktp., Türkçe Yazma Divanları, nr. 767; İ.Ü. Ktp., Türkçe Yazmalar, nr. 1784; Millet Ktp., Ali Emirî Efendi Manzum Eserler, nr. 239. 7. Medâr-ı Sâlikân fî Atvâr-ı Hâcegân: Diyarbakır İl Halk Ktp., Diyarbakır İl Halk Ktp., nr. 21; İ.Ü. Ktp., Türkçe Yazmalar, nr. 2242. Ayrıca eser üzerine Mehmet Turan tarafından bir yüksek lisans tezi hazırlanmıştır.262 8. Kuvvetü’l Uşşâk: Bursalı Mehmed Tahir’in, Kuvvetü’l Uşşâk ismi ile zikrettiği eser, kayıtlarda Kutü’l-Uşşak adı ile mevcuttur. Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Ef., nr. 2462. 9. Sübhatü’l-Levâyıh: İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Ktp., Osman Ergin Türkçe Yazmaları, nr. 317/6; nr. 444; nr. 461. 10. Te’vilât-ı Erbaîn: Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Ef., nr. 002710. Ayrıca Te’vilât-ı Hadis-i Erbain ismiyle de kayıtlarda bulunmaktadır. Süleymaniye Ktp., M. Arif-M. Murad, nr. 213; Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. 2710; İ.B.B. Atatürk Ktp., Osman Ergin Türkçe Yazmaları, nr. 283; Osman Ergin Yazmaları, nr. 1928; İ.Ü. Ktp., Türkçe Yazmalar, nr. 822. Ayrıca eser üzerine Hadicetül Kübra Öksüz tarafından bir yüksek lisans tezi hazırlanmıştır. 11. Terkîbât-ı Erbaîn: Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Ef., nr. 2710; Süleymaniye Ktp., M. Arif-M. Murad, nr. 213; İ.B.B. Atatürk Ktp., Osman Ergin Türkçe Yazmaları, nr. 1928; Osman Ergin Türkçe Yazmaları, nr. 283; İ.Ü. Ktp., Türkçe Yazmalar, nr. 3469. Ayrıca eser üzerine Hadicetül Kübra Öksüz tarafından bir yüksek lisans tezi hazırlanmıştır. 262 Mehmet Turan, Köstendilli Süleyman Şeyhî'nin Medâr-ı Sâlikân ve Etvâr-ı Hâcegân İsimli Eserleri, (Yüksek Lisans), İstanbul: İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı Temel İslam Bilimleri Bilim Dalı, 2019. 42 12. Mektûbât-ı Erbaîn: Süleymaniye Ktp., M. Arif-M. Murad, nr. 213; İ.B.B. Atatürk Ktp., Osman Ergin Türkçe Yazmaları, nr. 283; nr. 331; İ.Ü. Ktp, Türkçe Yazmaları, nr. 3469; Süleymaniye Ktp. M. Murad-M. Ârif, nr. 213. Ayrıca eser üzerine Hadicetül Kübra Öksüz tarafından bir yüksek lisans tezi hazırlanmıştır. Te’vilât-ı Erbaîn, Terkîbât-ı Erbaîn ve Mektûbât-ı Erbaîn isimli eserler üzerine Hadicetül Kübra Öksüz tarafından bir yüksek lisans tezi hazırlanmıştır. 263 13. Mi’ratü’l Muvahhidîn: Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Ef., nr. 2567; Süleymaniye Ktp., Serez, nr. 1515; İstanbul Üniversitesi Ktp., Türkçe Yazmalar, nr. 3469. 14. Lemaât-ı Nakşibend: Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. 2549; İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı, Osman Ergin Türkçe Yazmaları, nr. 730; İstanbul Üniversitesi Ktp., Türkçe Yazmalar, nr. 200. Ayrıca eser üzerine Engin Bedir tarafından bir yüksek lisans tezi hazırlanmıştır.264 15. Şerh-i Kelâm-ı Kibâr: İ.B.B. Atatürk Ktp., Osman Ergin Türkçe Yazmaları, nr. 283; İ.Ü. Ktp., Türkçe Yazmalar, nr. 3469. 16. Şerh-i Kelâmu’l Vâsıtî: İ.B.B. Atatürk Ktp., Osman Ergin Türkçe Yazmaları, nr. 283/5.; İ.Ü. Ktp., Türkçe Yazmalar, nr. 3469. 17. Şerh-i Kelimât-ı Bedreddîn-i Simâvî: İ.B.B. Atatürk Ktp., Osman Ergin Türkçe Yazmaları, nr. 283/8; İ.Ü. Ktp. Türkçe Yazmalar, nr. 3469. 18. Şerh-i Bazı Gazeliyât: İ.B.B. Atatürk Ktp., Osman Ergin Türkçe Yazmaları, nr. 283/4. Osmanlı Müellifleri’nde ismi zikredilmekle birlikte müellif nüshalarına ulaşılamayan eserler şunlardır: Târih-i Köstendil, Usûlü’l-Vusûl, Nebezâtü’l-İrfân, 263 Öksüz, Köstendilli Süleyman Şeyhî’nin Mektûbât-ı Erbaîn, Terkîbât-ı Erbaîn ve Te’vîlât-ı Erbâin İsimli Eserleri (İnceleme ve Metin). 264 Engin Bedir, Köstendilli Süleyman Şeyhî'nin “Lemeât-ı Nakşbend” adlı eseri (inceleme ve metin), (Yüksek Lisans Tezi), Konya: Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2010. 43 Mecmau’l-Esrâr, Es’iletü’l Esrâr, Risâle-i Vesâyâ, Risale-i Şerh-i Celâliyye, Şerh-i Kelâm-ı Ca’feri’s-Sâdık. 7. Terzi Baba (Halidiyye) Asıl adı Mehmed Vehbi, babasının adı Fazlızâde Abdurrahman’dır. Mesleği terzilik olduğundan Terzi Ağa, Terzi Baba veya Hayyât Vehbi; boyunun uzunluğundan dolayı Uzun Terzi, Uzun Terzi Ağa diye de tanınmıştır.265 Doğum tarihi kesin olarak belli olmamakla birlikte elli dokuz yaşında vefat ettiği bilinen Terzi Baba’nın doğum tarihinin 1204 (1789) olması muhtemeldir.266 Aslen Erzincanlı olan Terzi Baba’nın Osmanlı Müellifleri’nde267 ve bazı kaynaklarda Erzurumlu olduğu söylenmiştir.268 Ancak kaynakların çoğuna göre ömrünü Erzincan’da geçiren Terzi Baba’nın memleketi de orası olmalıdır. Nitekim Erzincan’da bulunan türbesinin girişindeki kitabede Erzincan’ın Sarıgöl köyünden olduğu yazılıdır.269 Kaynaklarda Erzurumlu diye kaydedilmesi ise terzilikte çırağı olan Erzurumlu bir başka Terzi Baba ile karıştırılmasından ileri gelmektedir. Aşçı İbrahim Dede Hatıralar’ında ikinci Terzi Baba ile tanıştığını, Kâdiriyye tarikatına intisap eden bu kişinin Erzurum’da terzilik yaptığını söyler.270 Terzi Baba gençlik çağında Kâdirî tarikatına girmiş, uzun yıllar bu yol üzere manevi hayatını devam ettirmiştir. Kırk yaşlarına doğru Nakşibendiyye tarikatına girmiş ve Mevlânâ Halid-i Bağdadî’nin halifelerinden Abdullah Mekkî’ye intisap ederek şeyhinden icazet almıştır.271 Erzincan’da irşad vazifesini gerçekleştiren Terzi Baba, çok sayıda insanın hidayete ermesine vesile olmuştur. Özellikle Erzincan ve çevresinin tasavvuf kültürü ile tanışmasında önemli rol oynayan Terzi Baba 1264 (1848) senesinde 265 Nurettin Albayrak, “Terzi Baba”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 40, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2011, ss. 521-522. Ayrıca bkz. Ahmet Çelik, Orhan Aktepe, “Miftahu’l-Kenz Bağlamında Terzi Baba’nın İtikadî Görüşleri Ve Yöntemi”, Erzincan, Erzincan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi (ERZSOSDER), 2016, s. 141. 266 Nuran Çetin, “Terzi Baba’nın ‘Kenzü’l-Miftâh’ Adlı Eserinde Bazı Tasavvufî Kavramlara Yaklaşımı”, İlahiyat Tetkikleri Dergisi, Haziran, 2018. s. 211. 267 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 50; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 48. 268 Zeynep İrem Çeven, Hatıralar Işığında Tasavvufi Terbiye (Aşçı Dede Örneği), (Yüksek Lisans Tezi), Bursa: Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı Tasavvuf Bilim Dalı, 2017, s. 39. 269 Nurettin Albayrak tarafından yazılan bu metin hala Terzi Baba mezarlığının girişindedir. 270 Aşçı İbrahim Dede, Aşçı Dedenin Hatıraları: Çok Yönlü Bir Sufinin Gözüyle Son Dönem Osmanlı Hayatı, çev. Eyyüp Tanrıverdi, Mustafa Koç, C. 1, İstanbul: Kitabevi, 2006, s. 456. 271 Abdulkuddüs Bingöl, “Terzi Baba’nın Tasavvuf Anlayışı”, Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Edebiyat Bilimler, Araştırma Dergisi, S. 17, Erzurum, 1989. 44 Erzincan’da kolera salgınında vefat etmiş ve kendisi için inşa edilen türbeye defnedilmiştir. Bir yangın esnasında harap olan türbe 1980 yıllarında Erzincan Belediyesi tarafından tekrar inşa edilmiştir. Türbesi günümüze kadar ulaşmış olan Terzi Baba’nın kabri hala kendi adıyla anılan mezarlığın içerisindedir.272 Bursalı Mehmed Tahir Osmanlı Müellifleri’nde Terzi Baba’nın Miftâhü’l-Kenz adlı bir eserinin olduğunu kaydeder.273 Eser bu isimle küphane kayıtlarında şu bölümlerde yer alır: Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Ef., nr. 3935; Atıf Efendi Ktp., Atıf Efendi Eki, nr. 389 ve nr. 405. Bununla birlikte Kenzü’l Miftâh adıyla da şu bölümlerde geçmektedir: Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Ef., nr. 3842, nr. 3391 ve nr. 5330. Bursalı Mehmed Tahir Sıfât-ı Sübûtiyye adlı bir eserinin olduğundan da bahsetmekle birlikte eser kütüphanelerde yer almamaktadır. 8. Gümüşhâneli Ahmed Ziyâeddîn Efendi (Halidiyye) Asıl adı Ahmed b. Mustafa b. Abdurrahman el-Gümüşhanevîdir. Ancak bu isimden ziyade Ziyâeddîn Gümüşhânevî olarak meşhur olmuştur.274 1228 (1810) tarihinde Gümüşhane’nin Emirler Mahallesi’nde doğmuştur.275 Ticaret maksadıyla gittiği Trabzon’da zahiri ilimleri tahsil etmiş ardından İstanbul’a gitmiştir. Beyazıd Medresesi’nde dinî ilimleri tahsil ederken bir şeyhe intisap etmiş, şeyhinin vefatının ardından eğitimini Mahmud Paşa Medresesi’nde sürdürmüştür.276 Nakşibendiyye tarikatının Hâlidiyye kolunun şeyhlerinden olan Şeyh Abdülfettâh el-Akrî (ö. 1281/1864)’ye intisap etmek istemiş ancak Akrî, kendisi için başka bir şeyhin görevli olduğunu söylerek onu kabul etmemiştir. Gümüşhânevî daha sonra, Trabluşşam müftüsü diye meşhur olan Hâlidî şeyhi Ahmed el-Ervâdî (ö. 1275/1858)’ye intisap etmiş, Mahmud Paşa Medresesi’nde gerçekleştirdiği iki halvetten sonra Ervâdî’den hilâfet almıştır.277 272 Çetin, “Terzi Baba’nın ‘Kenzü’l-Miftâh’ Adlı Eserinde Bazı Tasavvufî Kavramlara Yaklaşımı”, s. 216. 273 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 50; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 48. 274 İrfan Gündüz, Gümüşhanevî Ahmed Ziyaüddin Hayatı, Eserleri, Tarîkat Anlayışı ve Hâlidiyye Târîkatı, İstanbul: Seha Neşriyat, 1984, s. 11. 275 Abdulcebbar Kavak, “Osmanlı Devleti’nin İlmî ve Siyasî Hayatında İz Bırakan Hâlîdî Şeyhleri Arasında Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevî’nin Yeri”, I. Uluslararası Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevî Sempozyumu, Gümüşhane, 2013, s. 211. 276 Osman Bilgen, “Ahmed Ziyâuddin Gümüşhanevî’nin Râmûzu’l-Ehâdîs İsimli Eserinin Kaynakları (101-200. Hadisler)” I. Uluslararası Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevî Sempozyumu, Gümüşhane, 2013, s. 507. 277 Dündar Ali Kılıç, Gümüşhane Tarihi, “Ahmed Ziyâüddîn Gümüşhânevî’nin Kurduğu Kütüphaneler Ve Bu Kütüphanelere Bağışladığı Kitaplar”, Gümüşhane: Gümüşhane Üniversitesi Yayınları, 2016, s. 371. 45 1277 (1859)’de Cağaloğlu’ndaki Fatma Sultan Camii’ni tekke haline getiren Gümüşhânevî irşad faaliyetlerini burada sürdürmüştür. Çok sayıda kişiye hilâfet vererek Nakşibendiyye tarikatının Hâlidiyye kolunun yayılmasında önemli bir rol oynayan Gümüşhânevî, 1311 (1893) yılında vefat etmiş ve Süleymaniye Camii hazîresine defnedilmiştir. Onun tasavvuf tarihine en büyük katkılarından birisi de hiç şüphesiz ilme çok önem vermesi ve dört büyük kütüphane kurmasıdır.278 Bursalı Mehmed Tahir’in Gümüşhânevî’ye nispet ettiği eserler şunlardır: 1. Râmûzu’l-Ehâdîs: Eser Seyit Avcı tarafından tercüme edilmiştir.279 2. Levâmiu’l Ukul: Osmanlı Müellifleri’nde hataen Levâmiu’l Füsûl280 adıyla geçen eserin asıl adı Levâmiu’l Ukul’dur.281 Ayrıca kütüphane kayıtlarında Levâmiu’l Ukul fi Şerhi Ramuzi'l-Ehadis ismiyle de bulunmaktadır. Süleymaniye Ktp., H. Hüsnü Paşa, nr. 216; Hacı Mahmud Ef., nr. 501; İzmirli İ. Hakkı, nr. 438; H. Selim Ağa Ktp., Hüdai Efendi, nr. 191. 3. Garâibü’l-Ehâdîs: Süleymaniye Ktp., H. Hayri-Abd. Ef., nr. 98; nr. 223; İzmirli İ. Hakkı, nr. 410; nr. 4218; Tahir Ağa Tekkesi, nr. 51; Tırnovalı, nr. 482. Ayrıca kütüphane kayıtlarında Şerhu Garaibi'l-Ehadis282, Letaifü'l-Hikem fi Şerhi Garaibi'l-Ehadis283 ve Mülhakatu’l Garâibü’l-Ehâdîs284 isimleriyle de eser ile ilgili yazılan diğer risaleler bulunmaktadır.285 278 İrfan Gündüz, “Gümüşhânevî, Ahmed Ziyâeddin”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 14, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 1996, ss. 276-277. Ayrıca bk. Yusuf Sağır, “Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevî’nin Kurduğu Kütüphâneler”, I. Uluslararası Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevî Sempozyumu, Gümüşhane, 2013, s. 911. 279 Gümüşhânevi, Râmûzu’l-Ehâdîs: Hadisler Deryası, çev. Seyit Avcı, 2.b., İstanbul: Serhat Kitapevi, 2018. Ayırca bk. Hasan Yenibaş, “Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevî ve Râmûzü’l-Ehâdîs Adlı Eseri” I. Uluslararası Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevî Sempozyumu, Gümüşhane, 2013. 280 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 157; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 167. 281 Macit Demirer, “Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevî’nin Levâmiu’l-Ukûl Adlı Eseri”, I. Uluslararası Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevî Sempozyumu, Gümüşhane, 2013. 282 Bkz. H. Selim Ağa Ktp., Hüdai Efendi, nr. 1311. 283 Bkz. H. Selim Ağa Ktp., Hüdai Efendi, nr. 000153. 284 Bkz. Süleymaniye Ktp., İzmirli İ. Hakkı, nr. 00428. 285 Ayrıca bkz. Yakup Koçyiğit, “Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevî ve Garâibü’l-Ehâdîs İsimli Eseri” I. Uluslararası Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevî Sempozyumu, Gümüşhane, 2013. 46 4. Menâsik-i Hac: Osmanlı Müellifleri’nde zikredilen bu eser286 kütüphane kayıtlarında bulunmamakla birlikte, Gümüşhânevî’nin Nasikü’l-Hac adlı eseriyle aynı olabilir. Süleymaniye Ktp., İzmirli İ. Hakkı, nr. 804. 5. Mecâmiu’l-Usûl: Kütüphane kayıtlarında bu isimde bir esere rastlanmamakla birlikte, Gümüşhânevî’nin Camiu’l-Usûl fi’l-Evliyâ ve Envaihim ve Emvalihim287 adlı eseri ile aralarındaki isim benzerliği ikisinin aynı olabileceği düşüncesini doğurmuştur.288 6. Mecmuatü’l-Ahzâb ve’l-Evrâd: Süleymaniye Ktp., Hasib Efendi, nr. 315; nr. 316; İzmirli İ. Hakkı, nr. 1510; Reşid Efendi, nr. 1204. Ayrıca eser kütüphane kayıtlarında Mecmuatü'l-Ed’ıye ve’l-Ahzab ve’l-Evrad289 ve Mecmuatü’l- ahzâb290 adıyla da geçmektedir. 7. Rûhu’l-Ârifîn: Süleymaniye Ktp., İbrahim Efendi, nr. 000476. Eserin tam adı Rûhu’l-Ârifîn ve İrşâdu’t-Tâlibîn’dir. Esere bu ismiyle de kütüphane kayıtlarında raslanmaktadır.291 8. Hadîs-i Erbaîn: Atıf Efendi Ktp., Atıf Efendi Eki, nr. 169. Eser kütüphane kayıtlarında Erbaune Hadisen adıyla da geçmektedir.292 (Süleymaniye Ktp., Düğümlü Baba, nr. 268.) Ayrıca kaynaklarda zikredilen Kitâbu’l Ârifîn fî esrâri esmâ’i’l-erba’în adlı eser, Hadis-i Erbaîn risalesi ile aynı olmalıdır. 9. Câmiü’l-Mütûn fî Hakkı Envâı’s-Sıfatı’l-İlâhiyye: Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Ef., nr. 1255. Ayrıca eser kütüphane kayıtlarında Câmiü’l-Mütûn fî Hakkı Envâı’s-Sıfatı’l-İlâhiyye ve’l-Akaid şeklinde de geçmektedir.293 Eserin tam 286 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 157; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 167. 287 Ahmed Ziyâüddin Gümüşhânevî, Veliler ve Tarikatlarda Usûl (Câmiu’l-Usûl), trc. Rahmi Serin, İstanbul: Pamuk Yayınları, 1977. 288 Camiu’l-Usul adlı eser için bk. Süleymaniye Ktp. Abdulgani Ağa, nr. 69; Celal Ökten, nr. 227. 289 Bk. Süleymaniye Ktp., Düğümlü Baba, nr. 492. 290 Bk. Süleymaniye Ktp., Zühdü Bey, nr. 447. 291 Bk. Süleymaniye Ktp., Kasidecizade, nr. 344. 292 Ayrıca bkz. Niyazi Karabulut, “Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevî’nin Kırk Hadis’i ve Kaynakları”, I. Uluslararası Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevî Sempozyumu, Gümüşhane, 2013, s. 565. 293 Bkz. Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Ef., nr. 1267; İzmirli İ. Hakkı, nr. 968. Ayrıca eser kütüphane kayıtlarında Camiu’l-Mutun fi’l-Akaid ismiyle de bulunmaktadır. (Süleymaniye Ktp., İzmirli İ. Hakkı, nr. 4229.) 47 adı Câmiü’l-Mütûn fî Hakkı Envâı’s-Sıfatı’l-İlâhiyye ve Elfâzi’l-Küfri ve Tashihi’l-A’mâli’l-‘Acibiyye’dir.294 10. Necâtü’l-Gâfilîn: BYZ Devlet Ktp., Beyazıd, nr. 1537; Süleymaniye Ktp., Düğümlü Baba, nr. 380; nr. 155; Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Ef., nr. 2118; İzmirli İ. Hakkı, nr. 777; nr. 776; Kasidecizade, nr. 90; nr. 303. 11. Devâü’l-Müslimîn: Süleymaniye Ktp., Düğümlü Baba, nr. 268; Atıf Efendi Ktp., Atıf Efendi Eki, nr. 169. Osmanlı Müellifleri’nde Fezâil-i Cihâd, Risâle fi’l-Mühâcere, Müstağni’ş- Şürûh, Esrâr-ı Tarîk adlı eserlerinin olduğu ifade edilmekle birlikte, kayıtlarda adı geçen eserlere rastlanmamıştır. C. KÜBREVİYYE 1. Hüsâmeddîn Ali el-Bitlîsî (Nurbahşiyye) Hüsâmeddîn Bitlîsî meşhur tarihçi İdrîs-i Bitlisî’nin (ö. 926/1520) babasıdır.295 Kaynaklarda nerede doğduğu açıkça zikredilmemekle birlikte, nisbesinden hareketle doğum yerinin Bitlis olduğu kabul edilir.296 Bitlîsi, Akkoyunlular (1340-1514) döneminde, devletin başkenti Amid297 şehrinde yaşamış ve o vakitte devletin hükümdarı olan Uzun Hasan’ın (ö. 882/1478) sarayında nişancılık298 ve divan kâtipliği vazifelerinde bulunmuştur. 1469 yılında Akkoyunlular’ın başkenti Amid’den Tebriz’e taşınınca, Hüsâmeddin Bitlîsî de ailesi ile birlikte Tebriz’e gitmiştir.299 294 Gümüşhânevi, Ehl-i Sünnet İ’tikadı, 3.b., İstanbul: Bedir Yayınevi, 1983, s. 14. Ayrıca bk. Emrullah Dumlu, “Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevî’nin Camiu’l-Mütûn Adlı Eserinde “Meşakkat” Kavramı ve Hükümlere Etkisi”, I. Uluslararası Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevî Sempozyumu, Gümüşhane, 2013. 295 Abdulkadir Özcan, “İdrîs-i Bitlisî”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 21, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2000, ss. 485-488. 296 Mehmet Selim Ayday, “Hüsameddin Ali el-Bitlisî’nin Hakikat-i Muhammediye ve Hakikat-i Murtazaviyye ile İlişkilendirdiği Ayetler”, Artuklu Akademi, 2017, s. 79. 297 Amid şehrinin günümüzdeki adı Diyarbakır’dır. Bkz. Nejat Göyünç, “Diyarbakır”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 9, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 1994, ss. 469-472. 298 Nişancı: Padişahın imzası demek olan “tuğra”yı çekmekle görevli olan kimsedir. 299 Mehmet Selim Ayday, “Hüsâmeddîn Ali el-Bitlisî’nin Câmi’u’t-Tenzîl ve’t-Te’vîl İsimli İşârî Tefsirindeki Hurûfîliğin İzleri”, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, S. 34, 2017, s. 3. 48 Kübreviyye’nin Nurbahşiyye kolunun pîri Seyyid Muhammed Nurbahş’ın (ö. 869/1464) halifelerinden Şehâbeddin el-Cûrânî’ye intisap eden Bitlîsî, onun ölümünden sonra Seyyid Muhammed Nurbahş’tan hilâfet almıştır. Osmanlı Müellifleri’nde ise Cûrâni’ye intisab ettiğinden bahsedilmemektedir.300 Bitlîsî Nurbahşiyye tarikatının önemli merkezlerinden Tebriz’de bir zâviye inşa etmiş ve tarikatın Kürdistan ve Luristan’da301 yayılmasında etkili olmuştur. Bursalı Mehmed Tahir ve bazı kaynaklar Bitlîsî’nin vefat tarihini 900 (1494-95) olarak kaydederler.302 Fakat onun, II. Bayezid dönemine ait bir saray defterindeki tâziye kaydından 909’da (1504) vefat ettiği anlaşılmaktadır.303 Ayrıca Tahir, Bitlîsî’nin vefat yeri olarak hataen Bitlis’e işaret eder,304 ancak onun Tebriz’de vefat ettiği kaynaklarda açıkça görülmektedir. Bursalı Mehmed Tahir’in Hüsâmeddîn Bitlîsî’ye ait olarak kaydettiği eserler şunlardır:305 1. İşâretü Münzîli’l Kitâb: Kütüphane kayıtlarında Câmiu’t-Tenzîli ve’t-Te’vîl ismi ile bulunmaktadır. (Süleymaniye Ktp., Şehid Ali Paşa, nr. 109.) Ayrıca eser üzerine Esma Çetin tarafından doktora tezi,306 Ghafour Mustafa Ahmed307 ve Muhialdin Mustafa Ahmad308 tarafından yüksek lisans tezi hazırlanmıştır. 300 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 58; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 59. 301 İran’ın güney batısındaki bir bölgenin adıdır. Burada yaşayan kimselere “Lurlar” denilir. Bkz. Osmangazi Özgüdenli, “Lurlar”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. EK-2, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2016, ss. 161-162. 302 Çelebi, Keşfü’z-zunûn, C. 2, s. 1514; Bağdatlı, Hediyyetü’l-‘ârifin, C. 1, s. 738; Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 58; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 59; Ayrıca bk. Ayday, “Hüsâmeddîn Ali el-Bitlisî’nin Câmi’u’t-Tenzîl ve’t-Te’vîl İsimli İşârî Tefsirindeki Hurûfîliğin İzleri”, s. 79. 303 Muallim Cevdet Yazmaları, İBB Taksim Atatürk Kitaplığı, nr. 71, vr. 33a; Ayrıca bk. Esma Çetin, “Hüsâmeddîn-i Bitlîsî”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. EK-1, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2016, ss. 568-569. 304 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 58; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 60. 305 a.yer 306 Esma Çetin, Hüsameddin Ali el-Bitlîsî’nin Câmiu’t-Tenzîl ve’t-Te’vîl İsimli Eserinden Âl-i İmrân Sûresinin Tahkik ve Tahlili, (Doktora Tezi), Sakarya: Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2016. 307 Ghafour Mustafa Ahmed, Hüsamuddin Bitlisi’nin Camiu’t-tenzil ve’t-te’vil Adlı Tefsirinin Bakara Suresi 200. Ayetinden Sure Sonuna Kadar Tahkiki, (Yüksek Lisans), Bingöl: Bingöl Üniversitesi Sosyal Bilimler Ensitüsü Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı Tefsir Bilim Dalı, 2017. 308 Muhialdin Mustafa Ahmad, Hüsamuddin Ali Bitlisî’nin Câmiu’ttenzîl ve’t- Te’vîl Adlı Tefsirinin A’raf Suresinin Tahkiki, (Yüksek Lisans), Bingöl: Bingöl Üniversitesi Sosyal Bilimler Ensitüsü Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı Tefsir Bilim Dalı, 2017. 49 2. Şerh-i Istılâhâtü’s-Sûfiyye: Manisa İl Halk Ktp., nr. 1134. Eser 906 (1501) yılında Ahmed b. Muhammed b. İlyas es-Sıddîkî tarafından istinsah edilmiştir.309 3. Şerh-i Gülşen-i Râz: Konya Bölge Yazma Eserler Ktp., nr. 7, Ak 164/4. Ayrıca eser, Şerh-i Gülşenizâr adıyla da kayıtlarda görülmektedir. Bitlîsî’nin bu isimde bir eseri bulunmamaktadır. Şerh-i Gülşen-i Râz adlı eseri hataen bu isimde kaydedilmiştir. (Süleymaniye Ktp., Pertev Paşa, nr. 606.) 2. Yahyâ bin Bahşî (Kübreviyye) Yahyâ bin Bahşî’nin ismi kütüphane kayıtlarında ve kaynaklarda; Yahya b. Bahşî b. İbrahim Rumî Gönenî, Yahya b. Yahşî, İbn Bahşî, Muhyiddin, Fahreddin Yahya el Gönenî, Tuzlalı, Kuzlalı, Tuzlavî Yahya Efendi şeklinde geçmektedir.310 Balıkesir’in Gönen ilçesinde dünyaya gelmiştir. İlmi tahsilini burada tamamladıktan sonra Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinin Kızılcatuzla köyünde bulunan Murad Hüdâvendigâr medresesine müderris olarak tayin edilmiştir.311 Tasavvufi eğitimini, Kübrevîye tarikatının Anadolu’da yayılmasını sağlayan Emir Sultan (ö. 833/1429) hazretlerinin halifesi, Şeyh Lütfullah Karamânî’nin yanında tamamlamıştır. Lütfullah Efendi’nin oğlu Abdurrahman Efendi (ö. 930/1524) Bursa’daki Emir Sultan dergâhında postnişîn olunca bazı kimseler Abdurrahman Efendi’nin yaşının genç olması sebebiyle bu görevi yerine getiremeyeceğini öne sürerek Yahyâ b. Bahşî’yi, Bursa Emir Sultan dergâhı postnişinliğine talip olmak üzere Bursa’ya getirtmişlerdir. Fakat Bahşî, bu görevde başarılı olamamıştır.312 Müderrislikten emekli olunca Çanakkale’nin Ezine ilçesine bağlı Yaylacık köyünde bir tekke kurarak halkı irşad etmekle meşgul olan Bahşî’nin vefat tarihi ile ilgili farklı bilgiler zikredilmekle birlikte, 940 (1536-37) yılında vefat etmiş olma ihtimali daha yüksektir.313 Bursalı Mehmed Tahir sehven Bahşî’nin 840 309 Abdürrezzak Kâşânî, Istılâhâtu’s-Sûfiyye, haz. Abdurrezzak Tek, İstanbul: Bursa Akademi, 2014, s. xii. 310 Şükrü Baştürk, “Gönenli Yahya b. Bahşî’nin Mevlid’i ve Söz Varlığı Üzerine”, Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi, S. 7, 2018, s. 1502. 311 Hatice Liman, “Yahyâ Bin Bahşî ve Menâkıbu’l-Yahyâ bin Bahşî ve Menâkıbu’l-Cevâhir”, İSTEM Dergisi, S. 13, 2009, s. 309. 312 Eyyup Karaca, Yahyâ b. Bahşî ve Lemhu’l-Mesâ’ili’n-Nahviyye fî Şerhi’l-‘Avâmili’l-Birgiviyye Adlı Eseri, (Yüksek Lisans), Erzurum: Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslâm Bilimleri Anabilim Dalı, 2016, s. 27. 313 Liman, a.g.m., s. 309. Ayrıca bk. Ertuğrul Ertekin, “Yahya b. Bahşî’nin Maktel-i Hüseyin’i”, Şiilik Araştırmaları (http://siilikarastirmalari.blogspot.com/), 26 Eylül 2014. 50 (1436-37)’ta vefat ettiğini söylemiştir.314 Ancak onun bu tarihte vefat etmiş olması imkansız görünmektedir. Zira Bahşî, Menâkıb adlı eserinde bu risaleyi 932’de (1525-26) telif ettiğini ve eserini Manisa’da sancak beyi olan Kanuni Sultan Süleyman’a sunmayı düşündüğünü dile getirmiştir. Kanuni 918’de (1513) sancak beyi olduğuna göre Bahşî’nin vefat tarihinin 840 (1436-37) olamayacağı ortadadır. Aynı zamanda Bahşî’nin mürşidi olan Şeyh Lütfullah Efendi’nin vefat tarihi 894 (1488-89)’tür. Bahşî’nin Lütfullah Efendi’nin vefatından sonra postnişinlik iddiasında bulunması da onun 840 (1436-37) tarihinde vefat etmiş olduğu görüşünü geçersiz hale getirmektedir.315 Osmanlı Müellifleri’nde vefat yeri “Yaylacık’ta Tuzla’da irtihal etti”316 şeklinde geçmektedir. Fakat Yaylacık ve Tuzla (Kızılcatuzla) birbirinden ayrı köylerdir. Yahyâ b. Bahşî’nin kabri ise Yaylacık köyündedir. Yaylacık ve çevresinde Yahya Dede olarak bilinen Bahşî’nin türbesi bugün hem bölge halkınca hem de bölge dışından gelenler tarafından yoğun olarak ziyaret edilmekte ve halk arasında onun hakkında birçok menkıbe anlatılmaktadır.317 Bursalı Mehmed Tahir’in, Yahyâ bin Bahşî’ye ait olarak zikrettiği eserler şunlardır: 1. Şerh-i Şir’atü’l-İslâm: BYZ Ktp., Beyazıd, nr. 8639; Süleymaniye Ktp., Ayasofya, nr. 1881; Fatih, nr. 2664; H. Hayri-Abd Ef., nr. 160; Hacı Beşir Ağa, nr. 122; Kılıç Ali Paşa, nr. 594; Süleymaniye, nr. 856; Şehid Ali Paşa, nr. 1488; Nurosmaniye Ktp., nr. 2440; nr. 2441; H. Selim Ağa Ktp., Hüdai Efendi, nr. 776; Köprülü Ktp., Mehmed Asım Bey, nr. 158; Kastamonu Yek., nr. KHK1441; nr. KHK2531. 314 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 199; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 214. 315 Liman, Yahyâ Bin Bahşî’nin Menâkıb-ı Emîr Sultân (Menâkıb-ı Cevâhir) Adlı Eseri İnceleme-Metin, (Yüksek Lisans), Bursa: Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İslam Tarihi ve Sanatları Ana Bilim Dalı Türk İslam Edebiyatı Bilim Dalı, 2008, ss. 11-12. 316 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 199; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 214. 317 Aziz Kılınç, “Ezine Yöresinin Folklorik Yapısında Manevi Ziyaret Yerleri”, Hacı Bektaş Veli Dergisi, S. 29, 2004, s. 96; Ayrıca bk. Süleyman Eroğlu, “Yahya bin Bahşi ve Maktel Hüseyn'i”, Çeşitli Yönleriyle Kerbela, C. 2, Sivas, 2010, s. 45. 51 2. Menâkıb-ı Emîr Sultân: H. Selim Ağa Ktp., Kemankeş, nr. 410. Bu eser üzerine Hatice Liman tarafından yüksek lisans tezi hazırlanmıştır.318 3. Mevlid-i Nebî: Süleymaniye Ktp., Tercüman Gazetesi Ktp., Türkçe Yazmaları, Y-183/1. Bu eser Şükrü Baştürk tarafından yayımlanmıştır.319 4. Maktel-i İmâm Hüseyin: Vahit Paşa Ktp., nr. 1311. 5. Menâkıbu Cevahir li-Hakki Emir Sultan: Süleymaniye Ktp., Ali N. Tarlan (tüyatok), nr. 138. Ayrıca kayıtlarda Menakıbü'l-Cevahir adıyla da geçmektedir. Topkapı Ktp., Revan Köşkü, nr. 1481. Bahşî’nin, Osmanlı Müellifleri’nde zikredilen ancak kütüphane kayıtlarında rastlanmayan diğer eserleri şunlardır: Envârü’l-Kulûb, Menâkıb-ı Şeyh Mehmed bin İsâ-yı Akhisârî, Sıhâh-ı Acemî, Divân-ı İlâhiyyât. 318 Hatice Liman, Yahyâ Bin Bahşî’nin Menâkıb-ı Emîr Sultân (Menâkıb-ı Cevâhir) Adlı Eseri İnceleme- Metin, (Yüksek Lisans), Bursa: Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İslam Tarihi ve Sanatları Ana Bilim Dalı Türk İslam Edebiyatı Bilim Dalı, 2008. 319 Yahyâ bin Bahşî, Gönenli Yahya bin Bahşî: Mevlid, haz. Şükrü Baştürk, Bursa: Bursa Akademi, 2018. 52 İKİNCİ BÖLÜM ORTA DOĞU VE KUZEY AFRİKA MERKEZLİ TARİKATLAR VE MEŞAYIH A. KÂDİRİYYE 1. Medenî Mehmed Efendi Kadiriyye tarikatına mensup olan Medenî Mehmed Efendi’nin tam adı, Muhammed b. Mahmud b. Salih b. Hasan’dır.320 Trabzon’da doğduğu için et-Trabzonî ve bir süre Medîne’de ikâmet ettiği için el-Medenî nisbeleriyle meşhur olmuştur.321 Mehmed Efendi, Nazmu’d-Dureri’s-Seniyye fî Sîreti Hayri’l-Beriyye adlı eserinde kendisinin Trabzon’da doğduğunu söylemektedir.322 Babasının adı Mahmud, dedesinin adı Sâlih’tir. İstanbul’da öğrenim gördükten sonra Şam, Kudüs, Mekke ve Medine gibi merkezlerde tahsiline devam etmiş, yaptığı ilmî seyahatlerin sonunda İstanbul’a dönmüş ve Süleymaniye medresesinde müderris ve Hafız-ı Kütüb olarak vazifelendirilmiştir.323 Süleymaniye Kütüphanesi’nde onun tarafından istinsah veya mukabele edildiği bilinen pek çok kitap bulunmaktadır. Vefatından kısa bir süre önce 226 kitabını, 5 Cemâziyelâhir 1199 (15 Nisan 1785)’da, Süleymaniye Camii’ndeki kütüphaneye vakfettiği kaydedilmektedir.324 Bursalı Mehmed Tahir, Medenî Mehmed Efendi’nin 1123 (1711) yılında Medine’de vefat ettiğini nakletse de325 Mehmed Süreyyâ 15 Ramazan 1200’de 320 Ömer Rıza Kehhâle, Mu’cemu’l-Müellifîn, C. 2, Beyrut, 1414/ 1993, s. 348; Süreyya, Sicilli-i Osmânî, C. 4, s. 262. 321 Ali Benli, “Muhammed el-Medenî et-Trabzûnî ve Risâle fî Beyâni’l-Ezdâd’ı” Eskiyeni Dergisi, Güz, 2015, s. 148. 322 Muhammed el-Medenî, Nazmu’d-Dureri’s-seniyye, Süleymaniye Ktp., Süleymaniye Bölümü, nr. 1071, vr.: 71a. Ayrıca bk. Sümeyye Çayır, Mehmed El-Medenî Et-Trabzonî’nin El-Câmiu’l-A’zam fî Esmâi Nebiyyine’l-Mu’azzam Adlı Eserinin İnceleme ve Tahkiki, (Yüksek Lisans), İstanbul: Fatih Sultan Mehmed Vakıf Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı Temel İslam Bilimleri Programı, İstanbul, 2019, s. 17. 323 Benlî, “Trabzonî Mehmed”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 41, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2012, ss. 304-305. 324 Uğur Bekir Dilek, “Mehmed b. Mahmûd et-Trabzonî’nin (ö.1200/1786) Fıkha Dâir Bir Eseri: Hâşiyetü Mehmed et-Trabzonî Alâ Muhtasari Gunyeti’l-Mütemellî fî Şerhi Münyeti’l-Musallî”, 1. Uluslarası Geçmişten Günümüze Trabzon’da Dini Hayat Sempozyumu, İstanbul, 2016, s. 429. 325 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 167; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 177. 53 (12 Temmuz 1786) İstanbul’da vefat ettiğini ve Karacaahmet Mezarlığı’na defnedildiğini belirtir.326 Süreyyâ’nın zikrettiği tarih ve yer daha mâkul görünmektedir. Zira müellifin kendi el yazısı ile yazdığı son eser 1195 (1781) yılına aittir.327 Ayrıca ölmeden kısa bir süre evvel İstanbul’da olması sebebiyle vefat yeri İstanbul olmalıdır. Bursalı Mehmed Tahir, Medenî Mehmed Efendi’nin Süleymaniye Kütüphanesi’nde kayıtlı bulunan 16 eserinin olduğunu söyler.328 Ancak bunların bir kısmına kütüphane kayıtlarında rastlanmamıştır. Kayıtlarda bulunan eserler şunlardır: 1. Tuhfetü’l-İhvân fi’l-Harâm ve’l-Helâl Mine’l-Hayevân: Tahir, hataen eserin ismini, Tuhfetü’l-İhvân fi’l-Harâm ve’l-Harâm Mine’l-Hayevân olarak zikretmiştir. (Süleymaniye Ktp., Süleymaniye, nr. 402.) 2. ed-Dürerü’s-Semîne fî Fezâ’ili’l-Âyât ve’s-Süver: Bu eser ayrıca Risâle fî Ffezâ’ili’s-Süver ve’l-Âyât ismiyle de kayıtlarda geçmektedir. (Süleymaniye Ktp., Süleymaniye, nr. 1041, vr. 202a-244a; Fâtih, nr. 754.) Eser üzerine Emin Aydın yüksek lisans tezi hazırlamıştır.329 3. Tecvîd: Eser kütüphane kayıtlarında Risâle fi’t-Tecvîd Ma’a Zelleti’l-Kârî ve Câlibü’l-Ferec ve Sâlibü’l-Harec ismiyle de geçmektedir. Süleymaniye Ktp., Süleymaniye, nr. 1041, vr. 109a-161a. 4. el-İthâfâtü’s-Seniyye fi’l-Ehâdîsi’l-Kudsiyye: İstanbul 1293; Haydarâbâd 1323/1905, 1358/1939. Eser üzerine Zekeriya Ertürk yüksek lisans tezi hazırlamıştır.330 5. Şerhu Esmâ’i Ehli Bedr: Süleymaniye Ktp., Süleymaniye, nr. 1032, vr. 64a- 171a; Hacı Selim Ağa Ktp., nr. 810. 6. Risâle fî Beyâni’l-Ezdâd: Süleymaniye Ktp., Süleymaniye, nr. 1041, vr. 92b- 97b. 326 Süreyya, a.g.e., C. 4, s. 262. 327 Çayır, a.g.e., ss. 18-19. 328 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 167; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 177-178. 329 Emin Aydın, Muhammed b. Mahmud et-Trabzonî el-Medenî’nin (v. 1200/1786) “ed-Dürerü’s-Semîne” Adlı Eserinin Tahkik ve Tahlili, (Yüksek Lisans), Sakarya: Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2011. 330 Zekeriya Ertürk, Mehmet Medenî Et-Trabzonî Efendi’nin “El-İthâfâtü’sseniyye Fi’l- Ehâdîsi’l- Kudsiyye” Adlı Eserinin Birinci Bölümü’nün Tahkik, Tahric ve Tercümesi, (Yüksek Lisans), Bayburt: Bayburt Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslâm Bilimleri Anabilim Dalı, 2016. 54 7. Risâle fî Beyâni Müsellesâti’l-Lugaviyye: Süleymaniye Ktp., Süleymaniye, nr. 1041, vr. 98a-107b. Risale üzerine Nihal Değer yüksek lisans tezi hazırlamıştır.331 8. Şerh-i Kasîde-i Bânet Suâd: Eser, Ucâletü’z-zâd fî Şerhi Zuhri’l-Me’âd fî Mu’ârazati Bânet Suâd ismiyle de bilinmektedir. Süleymaniye Ktp., Süleymaniye, nr. 1050, vr. 79a-256b. 9. Şerh-i Hizbü’l-A’zam: Kütüphane kayıtlarında ed-Dürrü’l-Münazzam fî Şerhi’l-Hizbi’l-Â’zam ismiyle kayıtlıdır. (Süleymaniye Ktp., Lâleli, nr. 1559.) 10. Adem-i İkfâr-ı Müslimîn: Eser, Risâle fî ‘Ademi Tekfîri’l-Müslimîn adıyla da bilinmektedir. (Süleymaniye Ktp., Süleymaniye, nr. 1041, vr. 162a-164a.) Tahir’in zikrettiği ancak kütüphane kayıtlarında rastlanmayan eserler ise şunlardır: Hâşiye alâ Nuhbeti’l-Fiker, Levâmihu’s-Sabûhî fî Şerhi Faslı’n-Nûhî, Risâle fî Beyânı mâ Vaka mine’l-Evhâm mâ fi’s-Sıhâh, Risâle fî mâ Yeteaddâ ve mâ lâ-Yeteaddâ, Risâle fî Beyânı Savmı Aşûrâ, Keşfü Mu’dilâti’s-Süâlîn. 2. Abdulkâdir Necîb Efendi (Eşrefiyye) Kadiriyye tarikatının Eşrefiyye kolunun temsilcisi olan Abdulkâdir Necîb Efendi, Eşrefzâde İzzeddin Efendi’nin (ö. 1153/1740) oğlu ve halifesidir.332 1115 (1703) tarihinde Bursa’da Eşrefzâde Tekkesi’nde dünyaya gelen Abdulkâdir Efendi, zahirî ilimleri tahsilinin ardından babası İzzeddin Efendi’ye intisâb ederek tasavvufî terbiyesini tamamlamıştır.333 Babasının vefatından sonra yerine şeyh tayin edilen olmuş ve ölümüne kadar kırk dokuz yıl bu görevini sürdürmüştür.334 1202 (1787) yılında vefat etmiş, Eşrefiyye’nin İznik’ten sonra Bursa’daki merkezi olarak kabul edilen Eşrefzâde Tekkesi’ne, diğer ismiyle İncirli Dergâhı’na defnedilmiştir.335 Bursalı Mehmed Tahir, 331 Nihal Değer, Muhammed Medeni'nin Musellesat Risalesinin Tahkiki, (Yüksek Lisans), İstanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2000. 332 Vassaf, Sefîne-i Evliyâ; Ayrıca bk. Fatma Çalık, “Şeyh Eşrefzade İzzettin: Hayatı, Eserleri ve Görüşleri”, Bülent Ecevit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, C. 3, S. 11, 2016, s. 151. 333 Abdurrezzak Tek, “Bursa’da Kadirî Tekkeler”, Uludağ Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, C. 19, S. 1, 2010, s. 148. 334 Nuri Özcan, “İzzeddin Efendi, Eşrefzâde”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 23, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2001, ss. 554-555. 335 Mustafa Kara, “Abdülkadir Necib Efendi ve Mevlid’i”, Uluslararası Bursa Tasavvuf Kültürü Sempozyumu 4, 2005, s. 269; Ayrıca bk. Kara, “Bursa Tekkelerinde Şeyhlik Yapan Mutasavvıflar-I”, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, S. 3, C. 3, 1991, s. 115. 55 Abdulkâdir Efendi’nin vefatı tarihini sehven 1022 (1613-14) olarak zikreder.336 Ancak bu tarihin yanlışlığı aşikârdır. Zira söz konusu tarih babası İzzeddin Efendi’nin doğumundan (d. 1083/1672) bile öncedir. O halde doğru olan tarih kaynakların ittifak ettiği 1202 (1787) yılıdır.337 Osmanlı Müellifleri’nde Abdulkâdir Necîb Efendi’ye ait olduğu kaydedilen eserler şunlardır:338 1. Zübdetü’l-Beyân: Eser, Zübdetü’l-Beyan fi Tefsiri'l-Kuran ismi ile kütüphane kayıtlarında bulunmaktadır. (Bursa İnebey Yazma Eserler Ktp, Genel, nr. 994; nr. 995; nr. 996.) 2. Manzûme-i Mevlid-i Nebî: Mevlid Mustafa Kara tarafından günümüz harflerine aktarılmıştır.339 Ayrıca Bursalı Mehmed Tahir, Divân’ının olduğunu söyler, ancak kütüphane kayıtlarında bulunamamıştır. 3. Kuddusî Ahmed Efendi 19. yüzyılda Anadolu’da yetişen şair mutasavvıfların en önemlilerinden olan Kuddûsî Efendi, Niğde’nin Bor ilçesinde doğdu. Mar’aşîzâde ve Kuddûsî Baba lakapları ile de tanınan Ahmed Efendi, Allah’ın “el-Kuddûs” ismine mazhar olduğu veya bu ismin mazharı olmayı umduğu için şiirlerinde Kuddûsî mahlasını kullandığını söylemiştir.340 Maraş’tan Niğde’ye göç eden Nakşibendî şeyhi Hacı İbrâhim Efendi’nin oğludur. Dinî bilgileri babasından almış ve ona intisab etmiştir.341 İlim tahsili ve seyrü sülûkunun ardından Kuddûsî’ye, babası ve Turhallı Mustafa Efendi tarafından Nakşibendî icâzetnâmesi verilmiştir. Kuddûsî, Hz. Peygamber’e muhabbeti sebebiyle Hicaz’a gitmiş, Mekke ve Medine civarında on yedi yıl mücavir olarak kalmıştır. Bor’a döndükten sonra 336 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 129; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 137. 337 Vassâf, Sefîne-i Evliyâ, C. 1, ss. 65-78; Süreyya, Sicill-i Osmânî, C. 1, ss. 377-388; Ayrıca bk. Fatma Çalık, Eşrefzâde İzzettin ve Tefsiri:“Enîsü’l-Cenân, (Doktora Tezi), Bursa: Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslâm Bilimleri Anabilim Dalı Tefsir Bilim Dalı, 2009, ss. 27-34. 338 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 129; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 137. 339 Mustafa Kara, “Abdülkâdir Necib Efendi ve Mevlidi”, Uluslararası Bursa Tasavvuf Kültürü Sempozyumu IV, Bursa 2005, ss. 269-297. 340 Süleyman Uludağ, M. Asım Köksal, “Kuddûsî Ahmed Efendi”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 26, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2002, ss. 315-316. 341 Ali Tenik, “Maraşizade Ahmed Kuddusi’nin 19. Yüzyıl Osmanlı Bilim ve Kültür Hayatına Etkisi”, Kahramanmaraş, Uluslararası Osmanlı Döneminde Maraş Sempozyumu, 2012, s. 157. 56 bir müddet Nakşî usulünce icazet veren Kuddûsî, ehlullahtan aldığı manevi bir işaretle Kâdirî tarikatına geçmiştir.342 1265 (1849) tarihinde vefat eden Kâdirî mürşidi Mar’aşîzâde Ahmed Kuddûsî’nin kabri Niğde’nin Bor ilçesindedir.343 Ayrıca Osmanlı Müellifleri’nde Kuddûsî Efendi anlatılırken, onun hemşehrisi olan Şeyh Ömer Adûlî Efendi’nin (ö. 1080/1669) de adı zikredilir. Bursalı Mehmed Tahir, Adûlî Efendi’nin, 1044 (1634-35) yılında Hüseyin Vâiz’in344 (ö. 910/1504-05) Mevâhib-i Ledünniyye adlı tefsirini tercüme ettiğini söyler ancak eserin adını yanlış zikreder.345 Zira eserin adı Mevâhib-i Aliyye’dir.346 Bursalı Mehmed Tahir, Kuddûsî Efendi’ye şu eserleri nispet eder:347 1. Divân: Mevlânâ Müzesi Ktp., nr. 2444; İstanbul Üniversitesi Ktp., nr. 1487. Kuddûsî Divanı, Fehmi Kuyumcu ve Ahmet Doğan tarafından neşredilmiştir.348 Ali Tenik de Kuddûsî hakkında doktora çalışması yapmıştır.349 2. Vasiyyetnâme: Konya Mevlânâ Müzesi Ktp., nr. 2444, vr. 35a-35b. 3. Pendnâme: Mevlânâ Müzesi Ktp., nr. 2444, vr. 25b-34b. 4. Muhtasar Tıbb-ı Nebevî: Bursalı Mehmed Tahir’in kaydettiği bu esere kütüphane kayıtlarında rastlanmamıştır. 342 Lütfi Alıcı, Gülcan Alıcı, “Mar’âşîzâde Ahmed Kuddûsî’ye Göre Tarikatın Altı Erkânı”, Külliyat Osmanlı Araştırmaları Dergisi, S. 6., Aralık, 2018, s. 13. 343 Mustafa Ünver, “Borlu Kadiri Şeyhi Ahmed Kuddüsi (1769-1849) ve Şiirlerinde Kur’an-ı Kerim’e Yaptığı Atıflar”, Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, S. 16, Samsun, 2003, s. 144. 344 Adnan Karaismailoğlu, “Hüseyin Vâiz-i Kâşifî”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 19, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 1999, ss. 16-18. 345 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 129; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 137. 346 BYZ Devlet Ktp., Beyazıd, nr. 356, 282; Veliyyüddin Efendi, nr. 1710; Süleymaniye Ktp., Amcazade Hüseyn, nr. 40; Ayasofya, nr. 197. Ayrıca bk. Saidbek Boltabayev, “Çağatayca Tefsir-i Hüseynî (Mevahib-i Aliyye) Tercümesi ve Farsça Dil Özellikleri Üzerine”, JOTS, S. 3, 2019, ss. 287-309; Abdulhamit Birışık, “Osmanlı Döneminde Türkçe Tefsirler”, İstanbul, Başlangıçtan Günümüze Turklerin Kur’an Tefsirine Hizmetlerı -Tebliğler Ve Müzakereler, 2012, ss. 213-214. 347 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 129; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 137. 348 Fehmi Kuyumcu, Kuddûsî Divânı, Ankara: Akçağ Yayınlari, 2002. 349 Ali Tenik, Ahmed Kuddûsî ve Tasavvuf Düşüncesi, (Doktora Tezi), Ankara: Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslâm Bilimleri (Tasavvuf) Anabilim Dalı, 2007. 57 B. SÜHREVERDİYYE / ZEYNİYYE 1. Abdülmecid İbni Şeyh Nasuh (Zeyniyye) Abdülmecid Efendi, Zeyniyye tarikatına mensup olan Tosyalı Şeyh Nasûh Efendi’nin oğlu ve mürîdidir.350 Kaynaklarda en geniş nisbe ve künyesi “Abdülmecîd b. eş-Şeyh Nasûh b. İsrail et-Tosyevî el-Amâsî (el-Amasyavî) er-Rumî el-Hanefî es-Sûfî” olarak geçmektedir. Dedesinin ismi hakkında İsrâil ve İsrâfil şeklinde iki bilgi bulunmaktadır.351 Dedesinin ismine nisbetinin farklı olması sebebiyle Bursalı Mehmed Tahir, Abdülmecid Efendi’yi eserinde iki ayrı yerde iki farklı şahıs gibi zikretmiştir. Ancak Osmanlı Müellifleri’ndeki lakabının İsrâfilzâde olduğu yönündeki bilgi doğru değildir.352 Öte yandan Abdulmecid Efendi’nin vefat yeri ve zamanı hakkında farklı bilgiler bulunmaktadır. Kaynaklar onun Amasya’da yahut bugün Kastamonu’nun bir beldesi olarak bilinen Tosya’da353 vefat ettiğini kaydetmektedir.354 Bursalı Mehmed Tahir de Osmanlı Müellifleri’nin meşayıh faslında onun Tosya’da vefat ettiğini söylerken, ulema kısmında ise Amasya’da vefat ettiğini zikretmektedir. Abdülmecid Efendi’nin türbesi Tosya’da bulunduğuna göre sahih olan bilgi, onun ölüm yerinin Tosya olduğudur. Vefat tarihi hakkında ise kaynaklarda 887 (1482)355, 960 (1552)356, 973 (1565)357, 996 (1588)358 gibi farklı tarihler yer almaktadır. Bursalı Mehmed Tahir, meşayıh bölümünde Abdülmecid Efendi’nin 973 (1565)’de, ulema faslında ise 887 (1482) senesinde vefat 350 Ekrem Sakar, Abdülmecid b. Nasuh Tosyevî ve Matlab-ı A’lâ Adlı Esma-i Hüsna Şerhi, (Yüksek Lisans Tezi), İstanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İslam Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı Türk İslam Edebiyatı Bilim Dalı, 2016, s. 17. 351 Ufuk Hayta, “Hayatı ve Eserleriyle Abdülmecîd b. Şeyh Nasûh Tosyevî ve Cevâhiru’l-Kur’ân ve Zevâhiru’l-Furkân Adlı Tefsir Risâlesinin İlmî Değeri”, Bursa, Uludağ Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, C. 16, S. 2, 2007, ss. 346-347. 352 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 113-354; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, ss. 122-374. 353 Bağdatlı, Hediyyetü’l-Arifin, C. 1, s. 620; Muammer Erbaş, “Bir Osmanlı Müfessiri: Abdulmecid b. eş- Şeyh Nasuh b. İsrail (ö. 973/1565) ve Eserleri”, İzmir, D. E. Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, S. 24, 2006, s. 166. 354 Fatma Zehra Pattabanoğlu, “Abdülmecîd b. Şeyh Nasûh Tosyevî’nin ‘Fezâilü’l-İlm ve’l-Âlim’ Adlı Risâlesi ve Transkripsiyonu”, EKEV Akademi Dergisi, S. 66, 2016, s. 271. 355 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 113-354; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, ss. 122-374. 356 Bağdatlı, Hediyyetü’l-ârifîn, C. 1, s. 620. 357 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 113-354; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, ss. 122-374. 358 Bağdatlı, Îzâhü’l-Meknûn, thk. Rifat Bilge, C. 1, Ankara: Milli Eğitim Bakanlığı Yayınevi, 1972, s. 90; Kehhâle, a.g.e., C. 4, s. 171. 58 ettiğini söyler. Ancak onun verdiği iki bilgi de doğru gözükmemektedir. Zira 887 (1482) yılı çok erken bir tarih olduğu için genel olarak kabul edilmemekle birlikte Riyâzu’n- Nâsihîn ve Tefsîru Sûrati’l-Mülk’ü 986’da (1578) Kıssa-i Çoban ve Münâcât’ı 988 (1580)’de, Tercemetü’l-Levâyih’i 989’da (1581) te’lif etmiş olması gibi bazı hususlar göz önünde bulundurulduğunda 973 (1565) yılında vefat ettiği bilgisinin de hatalı olduğu ortaya çıkmaktadır. O halde Abdülmecid Efendi’nin vefatı ile ilgili verilen tarihlerden 996 (1588) yılında vefat etmiş olma ihtimali daha kuvvetli görünmektedir.359 Osmanlı Müellifleri’nde Abdülmecid Efendi’ye ait olduğu zikredilen eserler şunlardır:360 1. Kıyâfetnâme: Süleymaniye Ktp., Hafid Ef., nr. 479. Eser Hacı İbrahim Demirkazık tarafından hazırlanmış ve günümüz türkçesi ile basılmıştır.361 2. El-Felâh ve’l- Hüdâ: Süleymaniye Ktp., Reşid Ef., nr. 1019, 1b-26a. Eser üzerine Ufuk Hayta tarafından yüksek lisans tezi hazırlanmıştır.362 3. Tezkire-i Ülü’l-Elbâb: Süleymaniye Ktp., Reşid Ef., nr. 1019, 41b-59b. 4. El-Havf ve’l-Hüzn: Süleymaniye Ktp., Reşid Ef., nr. 1019, 31b-40a. 5. El-Fevzü’l-Azîm: Süleymaniye Ktp., Reşid Ef., nr. 1019 61b-73a. 6. Riyâzu’n- Nâsıhîn: Zile İlçe Halk Ktp., nr. 195. 7. Ravzatü’l-Ezhâr ve Cennetü’l-Esmâr: Süleymaniye Ktp., Esad Ef., nr. 1416. 8. Şerh-i Tâlîmü’l-Müteallim-İrşâdü’t-Tâlibîn: Murat Molla Ktp., nr. 1241. Bursalı Mehmed Tahir’in Abdülmecid Efendi’ye atfettiği şu eserlere ise kütüphane kayıtlarında rastlanmamıştır: Salavât-ı Zâkiyât, Telhîs-i Câmiu’l-Fetevâ li- Kırk Emre el-Hamîdî-Tuhfetü’l-Ahbâb, El-Istıfâ fî Menâkıbi’l-Mustafâ. 359 Hayta, Abdülmecîd b. Nasûh Tosyevî’nin (ö. 1588) Hayatı, Eserleri ve el-Hüdâ ve’l-Felâh Adlı Tefsir Risâlesinin Tahkîki, (Yüksek Lisans Tezi), Bursa: Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslâm Bilimleri Anabilim Dalı Tefsir Bilim Dalı, 2008, ss. 17-18. 360 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 113-354; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, ss. 122-374. 361 Hacı İbrahim Demirkazık, Abdülmecid bin Şeyh Nasuh'un Manzum Kıyafetname'si (İnceleme-Metin- Dizin), İstanbul: Asmaaltı Yayınevi, 2015. 362 Hayta, a.g.e, ss. 1-124. 59 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ANADOLU MERKEZLİ TARİKATLAR VE MEŞAYIH A. MEVLEVİYYE 1. Semaî Mehmed Dede Efendi Mehmed Efendi, Karahisar’da (Afyon) babasının şeyhlik yaptığı Karahisar Mevlevîhânesi’nde doğmuş ve Mevlevî kültürü içinde yetişmiştir. Babası ölümünden bir yıl önce onu kendi yerine şeyh tayin etmiş ve Mehmed Efendi vefat edene kadar Karahisar Mevlevîhânesi’nde363 şeyh olarak görevini sürdürmüştür.364 Onun Mevlevilik tarikatının yayılması konusunda Sultan Veled ve Ulû Ârif Çelebi’den sonra en etkili şahıslardan birisi olduğu kabul edilir.365 Kesin olarak vefat tarihi bilinmemektedir. Fakat Şâhidî’nin 957 (1550) yılında şeyhinin kabrini ziyaret ettikten sonra aynı yıl orada vefat etmesi ve onun kabrinin ayakucuna gömülmesi bilgisinden hareketle 957 (1550) tarihinden önce vefat ettiği, yine Şâhidî’nin 951 (1544) yılında kaleme aldığı Gülşen-i Esrâr adlı eserinde şeyhinin ölümünden bahsetmemesi sebebiyle Mehmed Efendi’nin bu tarihten sonra vefat etmiş olması gerekmektedir.366 Bursalı Mehmed Tahir ise Mehmed Efendi’nin ölüm tarihini 936 (1529-30) olarak kaydeder.367 Ancak bu bilgi Mehmed Efendi’nin müridi olan Şâhidî’nin verdiği bilgiyle uyuşmamaktadır. Afyonkarahisar’da medfun olan Semâvî Mehmed Efendi’nin türbesinin bulunduğu yer günümüzde müze haline getirilmiştir.368 363 Mustafa Karazeybek, Yusuf İlgar, “Karahisâr-ı Sâhib Sultân Divânî Mevlevîhânesi ve Vakıfları”, Konya, Günümüzde Yurtiçi Mevlevîhânelerinin Durum ve Konumları Uluslarası Sempozyumu, 2013, ss. 375-394. 364 Mümine Çakır, “Dîvâne Mehmed Çelebi’nin Müseddesi ve Müseddese Yapılan Tazminler Üzerine”, Çankırı Karatekin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, S. 6, 2015, s.193. 365 Mustafa Çıpan, “Mevlevi Şeyhlerinden Divâne Mehmed Çelebi”, C. 5, Konya, Millî Mevlânâ Kongresi, 1993, s. 97. 366 Nihat Azamat, “Divane Mehmed Çelebi”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 9, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 1994, ss. 435-437. 367 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 79; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 84. 368 Ülkü Küçükkurt, “Afyonkarahisar Sultan Dîvânî Mevlevîhânesi ve Müzesi’nde Bulunan Dival İşlemeli Örtüler”, Afyon, ARIŞ Halı, Dokuma ve İşleme Sanatları Dergisi, 2019, s. 24. 60 Rind ve kalender meşrep bir Mevlevî olan Mehmed Efendi, “Dîvâne” mahlasıyla, Mevlânâ’nın soyundan gelmesi hasebiyle Çelebi ünvanıyla anılır. Ayrıca Hak aşkıyla arkadaşlarıyla birlikte üç gün durup dinlenmeden semâ etmesi üzerine “Semâî” mahlasıyla da anılmıştır.369 Bursalı Mehmed Tahir de Mevlânâ’nın Dîvân-ı Kebîr adlı eserini İran’a gidip geri getirdiği için “Sultân-ı Dîvânî” unvanıyla anıldığını söylemiştir. Şiirler yazmış, fakat bir divan tertip etmemiştir. Mecmualarda kalan şiirlerini araştırmacılar bir araya getirmişlerdir. Şiirlerinde mensup olduğu Mevlevîliğin yanısıra Kalenderîlik temalarını, Hurûfîlik ve Bektaşîliğin duygu ve düşüncelerini işlemiş ve özellikle de gönül, aşk ve insan mefhumu üzerinde durmuştur.370 Osmanlı Müellifleri’nde Semaî Mehmed Efendi’ye herhangi bir eser nisbet edilmez.371 Ancak kaynaklarda Tarikatü’l Ma’ârifîn (Mevlânâ Müzesi İhtisas Ktp., nr. 2176, vr. 17b-20a; nr. 4003, vr. 44a, 46b.) adlı eserin ona ait olduğu kaydedilir.372 Öte yandan Mevlevî mukabelesi son şekliyle düzenlendikten sonra mukabelenin ihtiva ettiği sembolleri açıklamak amacıyla yazılan ilk manzum risâlenin Dîvâne Mehmed Çelebi’ye ait olduğu kaydedilir.373 “Fâilâtün fâilâtün fâilât” vezninde elli iki beyitten meydana gelen bu risâle, Abdülbaki Gölpınarlı tarafından Mevlânâ Müzesi Kütüphanesi’nde bulunan şiir mecmualarından derlenen yirmi dört adet şiiriyle birlikte yayımlanmıştır.374 2. Enîs Recep Dede Asıl adı Receb olan Enis Recep Dede Edirne’de doğmuştur. Gülşeniyye tarikatına bağlı Derviş Halil’in oğludur. Çocukluğunda İbrâhim adında bir mücellidin375 yanında çıraklık yapmış daha sonra tahsil için İstanbul’a gitmiştir. Bir müddet burada kaldıktan sonra Edirne’ye geri dönmüş ve Mevlevî şeyhi şair Neşâtî Ahmed Dede’ye (ö. 1085/1674) intisap ederek ondan feyiz almıştır.376 Sonrasında tekrar İstanbul’a giderek 369 Mutluhan Taş, Hümeyra Yaman, “Dîvâne Mehmet Çelebi Şiirlerinde Vahdet-i Vücûd Anlayışı”, Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi (ASEAD), S. 7, 2019, ss. 57-58. 370 Azamat, “Divane Mehmed Çelebi”, ss. 435-437. 371 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 79; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 84. 372 Mustafa Çıpan, “Divâne Mehmed Çelebi’nin ‘Tarikatü’l-Ma’ârifin’ Risalesi ve Şiirleri Üzerine Bir Değerlendirme”, Konya, IX Millî Mevlâna Kongresi, 1998, s. 211. 373 Azamat, “Divane Mehmed Çelebi”, ss. 435-437. 374 Abdulbaki Gölpınarlı, Mevlânâ’dan Sonra Mevlevîlik, İstanbul: İnkılap ve Aka Kitabevi, 1983, ss. 473- 493. 375 Mücellid: Ciltçi, cilt yapan, kitap ciltleyen. 376 Halil Güntan, Receb Enis Dede (Hayatı, Edebî Kişiliği ve Divanının Tenkidli Metni), (Yüksek Lisans), Konya: Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1990, ss. 1-2. 61 Yenikapı Mevlevîhânesi şeyhi Kârî Ahmed Dede’ye (ö. 1078/1667) intisap etmiş ve onun Mesnevî derslerini takip ederek bu mevlevîhâneye mesnevîhan olmuştur. Şeyhi vefat edince Kasımpaşa Mevlevîhânesi mesnevîhanlığına geçmiş, Neşâtî Ahmed Dede’nin vefatı üzerine onun yerine Edirne Muradiye Mevlevîhânesi’ne şeyh olmuştur. Uzun bir ömür süren Enîs Receb Dede’nin, şeyhliği sırasında beş padişahla yirmi sadrazamın onun mânevî dairesine girdiği söylenir. Padişah ve vezirlerin saygı ve bağlılıklarını kazanmış ve çoğu üzerinde nüfuz sahibi olmuştur. Sadrazam Koca Râgıb Paşa ile Şeyhülislâm Çelebizâde Âsım Efendi de onun müridleri arasında yer almıştır.377 Enîs Receb Dede’nin vefat yılı hakkında farklı tarihler verilmektedir. Bursalı Mehmed Tahir, 1145 (1732-33) yılında vefat ettiğini söylerken,378 bu tarih Râmiz’in (ö. 1202/1788) Âdâb-ı Zurefâ adlı eserinde 1146 (1733-34) olarak kaydedilmiştir.379 Müelliflerin çoğunluğu ise onun 1147 (1734-35) senesinde göçtüğünü söylerler.380 Edirne’de vefat eden Recep Dede, şeyhi bulunduğu Mevlevîhâne’ye defnedilmiştir.381 Osmanlı Müellifleri’nde Receb Dede’nin Divân’ının olduğu zikredilir.382 Eserin kütüphane kayıtlarındaki yerlerine dair bilgiler şu şekildedir: Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. 3571, Hâlet Efendi, nr. 693, İzmir, nr. 554; Millet Ktp., Ali Emîrî, Manzum, nr. 44; TSMK383, Hazine, nr. 972. Divanın başına şairin Müderriszâde Mehmed Ârif (ö. 1243-44/1828) tarafından hazırlanmış bir hal tercümesi eklenmiştir. Ayrıca Enîs Receb Dede ve Divan’ı üzerine Adem Ceyhan384 ve Halil Güntan385 tarafından yüksek lisans tezi hazırlanmıştır. Öte yandan Bursalı Mehmed Tahir, Enis Recep Dede’nin Hz. 377 Hasan Aksoy, “Enîs Recep Dede”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 11, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 1995, ss. 241-242. 378 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 32; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 30. 379 Râmiz, Âdâb-ı Zurefâ, Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 3873, vr. 1b-2a. 380 Aksoy, “Enîs Recep Dede”, ss. 241-242. 381 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 32; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 30. 382 a.yer 383 TSMK: Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi. 384 Adem Ceyhan, Enis Receb Dede Hayatı Edebî Şahsiyeti ve Eserleri: Divanı, (Yüksek Lisans), İstanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1990. 385 Halil Güntan, Receb Enis Dede (Hayatı, Edebî Kişiliği ve Divanının Tenkidli Metni), (Yüksek Lisans), Konya: Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1990. 62 Mevlânâ’nın gazellerini şerh ettiğini söyler.386 Ancak kayıtlarda bahsedilen şerhlere rastlanmamıştır. 3. Abdulbakî Dede (Nâsır Seyyid Abdulbakî Dede) İstanbul’un Yenikapı semtinde doğmuştur. Babası, Yenikapı Mevlevîhânesi şeyhlerinden Ebûbekir Dede, annesi Galata Mevlevîhânesi şeyhlerinden Kutbünnâyî Osman Dede’nin (ö. 1142/1729) kızı Saîde Hanım’dır.387 İlk öğrenimini babasından almış; onun vefatından sonra Arapça, Farsça ve dinî ilimleri Milas Müftüsü-zâde Halil Efendi’den tahsil etmiştir.388 Bir yıl sonra dergâhta semâ meşkedip âyine girmeye başlayan Abdulbakî Dede, ağabeyi Ali Nutkî Dede’nin (ö. 1219/1804) şeyhliği sırasında mevlevîhânenin neyzenbaşılığı görevinde bulunmuştur. Ağabeyinin ölümü üzerine Hacı Mehmed Çelebi’nin vesilesiyle şeyh olarak Yenikapı Mevlevîhânesine tayin edilmiştir.389 Bu arada Kazasker Mekkîzâde Mustafa Âsım Efendi (ö. 1262/1846) tarafından dergâhın vakıf işlerine bakmakla da görevlendirilmiştir. Ölümüne kadar bu vazifelerini sürdüren Abdulbakî Dede, 1236 (1821) yılında vefat etmiş ve Yenikapı Mevlevîhânesi hazîresine defnedilmiştir. Bursalı Mehmed Tahir, onun vefat tarihini 1226 (1811) olarak kaydeder.390 Ancak bu bilgi sehven yazılmış olmalıdır. Zira Abdulbakî Dede on yedi sene şeyhlik vazifesini ifâ ettiyse bu tarihte vefat etmesi mümkün gözükmemektedir.391 1. Divan: Zeytinburnu Belediyesi Kültür Yayınları, İstanbul, 2011. 2. Terceme-i Menâkıbü’l-ârifîn: Süleymaniye Ktp., Nâfiz Paşa, nr. 1126; Topkapı Sarayı Müzesi Ktp., Emanet Hazinesi, nr. 1205. 3. Şerh-i Ta’rîb-i Şâhidî: Süleymaniye Ktp., Nâfiz Paşa, nr. 1483. 4. Tedkîk u Tahkîk: Süleymaniye Ktp., Nâfiz Paşa, nr. 1242/1. 5. Tahrîriyye: Süleymaniye Ktp., Nâfiz Paşa, nr. 1242/2. 386 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 32; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 30. 387 Nuri Özcan, “Abdülbâki Nâsır Dede”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 1, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 1988, s. 199. 388 Ömer Tekin, Yenikapı Mevlevîhânesi, (Yüksek Lisans), İstanbul: Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı, 2014, s. 44. 389 Gülşen Sezen, “Mûsikînin Abdülbâki Nasır Dede Dîvânındaki Gölgeleri”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, C. 6, S. 26, 2013, s. 497. 390 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 130; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 138. 391 Nazif Öztürk, “Eş-Şeyh Nâsır Abdulbâki el-Mevlevi ve Tetkik u Tahkik’i”, Ankara, IX Vakıf Haftası Kitabı, 1992, s. 67. 63 Bursalı Mehmed Tahir, Abdulbakî Dede’nin eserleri arasında bir de Şevk-ı Tarab âyininden bahseder.392 Notası zamanımıza ulaşan bu eser Şeyh Ali Nutkî Dede (ö. 1762/1804) tarafından bestelenmiştir.393 B. BAYRAMİYYE 1. Tennûrî İbrâhim Efendi (Şemsiyye) Bayramiyye-Şemsiyye tarikatının Tennûriyye kolunun kurucusu olan İbrahim Efendi’nin nerede doğduğu hakkında farklı rivayetler vardır. Bursalı Mehmed Tahir, muhtemelen annesinin doğum yeri olması sebebiyle Amasya’da doğduğunu söylemiştir.394 Ancak kaynakların çoğunluğu babasının memleketi olan Sivas’ta doğduğu konusunda mutâbıktır.395 İbrâhim Tennûrî aile çevresinde başladığı öğrenimine Konya’da devam etmiştir. Müderris Sarı Yâkub Efendi’den icâzet aldıktan sonra Kayseri’ye giderek bir süre Huand (Hunda) Hatun Medresesi’nde müderrislik yapmıştır.396 Bu yıllarda tasavvufa yönelen İbrâhim Efendi, kendisine mânevî ilimleri öğretecek bir mürşid aramaya başlamıştır. Önceleri Safeviyye tarikatının merkezi Erdebil Tekkesi’ne gitmeye niyetlenmişken Akşemseddin’in şöhretini duyunca Beypazarı’na geçerek kendisini ziyaret etmiş ve onun dervişi olmuştur.397 Akşemseddin’in Hamza eş-Şâmî, Abdürrahim Karahisârî, İskilipli Muslihuddin Halîfe gibi halifeleriyle birlikte halvete giren İbrahim Efendi, seyr u sülûkünü tamamlayarak hilâfet almıştır. Hilâfet aldıktan sonra Akşemseddin’in emriyle tekrar Kayseri’ye dönerek irşad faaliyetine başlayan İbrâhim Tennûrî 887 (1482) yılında vefat etmiştir. Türbesi, kendisinin yaptırdığı söylenen Şeyh Camii’nin batı tarafındadır.398 392 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 130; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 139. 393 Nuri Özcan, “Ali Nutkî Dede”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 2, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 1989, ss. 423-424. 394 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 49; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 47. 395 Lâmiî, Nefehât Tercümesi, s. 688; Taşköprizâde, eş-Şakâiku’n-Nu’mâniyye, s. 23. 396 Mustafa Keskin, “Türkçeci Bir Bilge Önder Şeyh İbrahim Tennurî”, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, S. 11, 2001, s. 40. 397 Ahmed Subhi Furat, “İbrahim Tennurî’nin İslam Tasavvuf Tarihindeki Yeri”, Kayseri, İbrahim Tennurî Sempozyumu, 2011, ss. 27-28. 398 Mustafa İsmet Uzun, “İbrâhim Tennûrî”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 21, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2000, s. 356. 64 Mürşidi Akşemseddin gibi İbrâhim Tennûrî’nin de hem ruhî hem bedenî hastalıkları tedavi ettiği, Tennûrî lakabını, bir ara içine düştüğü “kabz” halinden kurtulmak için şeyhinin himmetiyle geliştirdiği tedavi usulünden aldığı rivayet edilmektedir.399 Osmanlı Müellifleri’nde Gülzâr-ı Ma’nevî adlı bir eserinin olduğu kaydedilir. Bursalı Mehmed Tahir, risalenin birer nüshasının Nûr-ı Osmâniyye ve Esad Efendi kütüphanelerinde olduğunu söyler.400 Ancak Nûr-ı Osmâniyye kütüphanesinde esere rastlanmamıştır. (Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 1639; Hacı Mahmud Efendi, nr. 3368; Kayseri Rşd. Ktp., Raşid Efendi, nr. 8680; Çorum İl Halk Ktp, nr. 818; Tekeli Halk Ktp, nr. 745.) Ali Rıza Karabulut ve Ramazan Yıldız tarafından “Gülzâr-ı Ma’nevî ve İbrâhim Tennûri” adıyla neşredilen401 eser üzerine Semiha Kiraz402 yüksek lisans ve Mustafa Fidan403 ise doktora çalışması yapmıştır. 2. Baba Yusuf Sivrihisarî (Şemsiyye) Bayramiyye tarikatına mensup olup Akşemseddin hazretlerinin (ö. 863/1459) halifelerinden olan Şeyh Baba Yûsuf, bugün Eskişehir’e bağlı olan Sivrihisar ilçesinde doğmuştur.404 Doğum yeri sebebiyle Sivrihisarî lakabıyla anılmıştır. Ayrıca Sultan II. Bayezid (1481-1512), İstanbul’da yaptırdığı Bayezid Camii’nin inşaatı bittiği zaman ilk Cuma namazına Baba Yûsuf’u da çağırmıştır. Baba Yûsuf, namazdan sonra etkili bir vaaz etmiş ve bu vaazın tesiriyle dışarıda camiinin açılışını görmek için gelen üç hristiyan müslüman olmuştur.405 Bu olaya çok sevinen padişah ile Baba Yûsuf arasında babalık- oğulluk akdi yapılmıştır. Bu akidden sonra Bâyezîd Han’ın da kendisine öyle hitap etmesi sebebiyle, “Baba” ünvanıyla anılmıştır.406 Baba Yûsuf, ilk tahsilini babası Şeyh Baba 399 Uzun, “İbrâhim Tennûrî”, s. 356. 400 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 49; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 47. 401 Ali Rıza Karabulut, Ramazan Yıldız, Gülzâr-ı Ma’nevî ve İbrâhim Tennûri, Ankara: Elif Matbaası, 1978. 402 Semiha Kiraz, Şeyh İbrahim Tennurî ve Gülzâr-ı Mânevî-İnceleme-Metin, (Yüksek Lisans), İstanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1991. 403 Mustafa Fidan, İbrahim Tennurî, Gülzâr-ı Mânevî-İnceleme-Metin-Sözlük, (Doktora Tezi), Kayseri: Erciyes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1995. 404 Vassâf, Sefîne-i Evliyâ, C. 2, s. 457. 405 Ahmet Kartal, “Şeyh Baba Yusuf (? – öl. H. 918 İst.)’un Kıyâfet- Nâmesi”, Şiraz’dan İstanbul’a Türk- Fars Kültür Coğrafyası Üzerine Araştırmalar, 2010, s. 729. 406 Taşköprülüzâde, eş-Şakâiku’n-Nu’mâniyye, s. 277. Ayrıca bk. Sivrihisar’da Yetişen Ünlüler: Şeyh Baba Yusuf, https://www.sivrihisar.com.tr/seyh-baba-yusuf.html, 14 Mayıs 2014. 65 Halil’den aldıktan sonra Sivrihisar medreselerinin en ünlülerinden olan Selçuk Medresesi’nde öğrenimini tamamlayarak icazet almış ve verdiği vaazlar ile meşhur bir vâiz olmuştur. Bayramiyye tarîkatına intisap eden Baba Yusuf, Akşemseddîn’e halîfe olmuştur.407 Baba Yûsuf'un ölüm tarihi ile ilgili Şakâik’te “Sultân Selîm Han Gâzî'nin zamân- ı şerîfinün evâ'ilinde mahsûre-i Kostantiniyye'de vefât eyleyüp” şeklinde bir ifade geçmektedir.408 Osmanlı Müellifleri409 ve Sefîne-i Evliyâ’da410 917 (1511) tarihinde, Sicill-i Osmânî’de ise 919 (1513) yılında vefat ettiği beyan edilmektedir. Ahmed Rıfat411 ve Gölpınarlı412 ise ölüm tarihini 918 (1512) olarak vermektedir. Bu bilgiler ışığında, Yavuz Sultan Selim Han’ın (ö. 926/1520) tahta geçiş tarihinin ve Baba Yusuf’un mezar taşındaki tarihin de 918 (1512) senesi olması göz önünde bulundulursa onun bu tarihte vefat etmiş olması daha doğru görünmektedir. İstanbul’da vefat eden Baba Yusuf’un kabri Eyüp Sultan Camii şadırvan avlusunda, set üzerinde ve büyük Türk kumandanı Gazi Edhem Paşa’nın kabrinin hemen arkasındadır.413 Osmanlı Müellifleri’nde Baba Yusuf’un eserlerinden hiçbiri açıkça zikredilmez ancak “Sünûhât-ı Rabbâniyye ile Hacerü’l-Esved nezdinde inşâd eyledikleri manzûme-i ârifâneleri şâyân-ı mütâlaadır” diyerek Baba Yusuf’a rüyasında Kabe’de, Hacerü’l- Esved’in yanında yazması ilham edilmiş olan Mevhûb-ı Mahbûb adlı esere işaret edilmiştir. (Konya-Koyunoğlu Ktp., nr. 13291.) 3. Ali Çelebi İbni Hüsrev-i İznikî (Melâmiyye) Asıl adı Şeyh Alâuddîn Ali Bey b. Hüsrev el-Sârûhânî el-İznîkî'dir. Daha çok Fazıl Ali Bey, İznikli Ali Bey yahut Ali Çelebi gibi isimlerle meşhur olmuştur. Şeyh Edebali’nin neslinden olup Bayramiyye tarikatının Melâmîyye koluna mensuptur. 407 “Şeyh Baba Yusuf”, https://eskisehir.ktb.gov.tr/TR-150038/seyh-baba-yusuf.html 408 Mecdî Mehmed Efendi, Şakâik, s. 377. 409 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 41; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 40. 410 Vassâf, a.g.e., s. 457. 411 Ahmed Rıf'at, Lügat-i Târîhiyye ve Coğrâfiyye, C. 2, İstanbul, 1299, s. 5. 412 Abdülbâki Gölpınarlı, Mevlânâ Müzesi Yazmalar Kataloğu II, Ankara: Türk Tarih Kurumu, 1971, s. 345. 413 Ahmet Kartal, “Şeyh Baba Yûsuf Sivrihisarî ve Eserleri”, Bilig: Türk Dünyası Sosyal Bilimler Dergisi, S. 7, 1998, s. 141. Ayrıca bk. Kartal, “Şeyh Baba Yûsuf'un Uhuvvet ile İlgili Manzumesi”, Ahilik Araştırma Dergisi (AHAD), C. 1, S. 1., 2004, s. 70.; “Baba Yusuf”, https://www.eyupsultan.bel.tr/tr/main/pages/baba-yusuf/1185 66 Zeamet memurluğu yaparak Belgrad ve çevresindeki seferlere katılmış, sonra İznik'e dönerek ilim öğrenmeye devam etmiştir.414 III. Mehmed (ö. 1012/1603) zamanında İstanbul'a gelip Sütlüce’ye yerleşmiştir.415 Tasavvuf’a olan meyli sebebiyle Bayramî Melâmîleri’nden İdris-i Muhtefî’ye (ö. 1024/1615) intisap etmiştir. Ayrıca Aziz Mahmud Hüdâî (ö. 1038/ 1628) ile mektuplaşmış ve bu zat aracılığıyla Celvetiyye tarikatına da girmiştir.416 Ölüm tarihi ile ilgili rivayetlere bakıldığında, Kâtip Çelebi’nin Keşfü’z- zünûn’unda ölüm zamanı ile ilgili 1014 (1605), 1018 (1609), 1019 (1610) gibi çeşitli tarihler zikredilirken417, Nevî’zâde Atâî’nin Şakayık-ı Numaniyye ve Zeyilleri adlı eserinde 1018 (1609) yılında vefat ettiği söylenir.418 Bu tarihler aşağı yukarı birbirine yakınken, Bursalı Mehmet Tahir ise oldukça farklı ve geç bir tarihe, 1108’e (1696) işaret eder.419 Onun zikrettiği bu tarih muhtemelen yazım hatasından kaynaklanmış olmalıdır. Mezarı İstanbul'da Eyüp Sultan Türbesindedir.420 Osmanlı Müellifleri’nde Ali Çelebi’ye ait olduğuna işaret edilen eserler şunlardır:421 1. Cevâhirü’l-Esrar Semeratü’1-İrşâd: H. Selim Ağa Ktp., Hacı Selim Ağa, nr. 881, vr. 20-37. 2. Dûrerû’l-Envâr fi Esrâri’l Ahcâr: Süleymaniye Ktp., Carullah, nr. 2065; Hacı Mahmud Ef. nr. 3666, vr. 39-47; İzmir, nr. 424, vr. 27-79 ; H. Selim Ağa Ktp., Hacı Selim Ağa, nr. 881, vr. 135-172; Millet Ktp., Ali Emiri Arabi, nr. 2842; Adana İl Halk Ktp., nr. 918. 414 Merve Nur Gür, Ali El-İznikî’nin “Cevahir el-Esrar fî Ma’arif El-Ahcar” Adlı Eserinin Çeviri ve İncelemesi, (Yüksek Lisans), İstanbul: Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Bilim Tarihi Anabilim Dalı, 2016, s. 12. 415 Ayten Koç Aydın, “Osmanlıda Simyadan Kimyaya Geçiş Süreci”, Dört Öge Dergisi, S. 9, 2016, s. 109. 416 İhsan Fazlıoğlu, “Fâzıl Ali Bey (Ali el-İznikî)”, http://fazlioglu.blogspot.com/2018/07/prof-dr-ihsan- fazlioglu-fazil-ali-bey-ali-el-izniki.html, 16 Temmuz 2018. 417 Katip Çelebi, Keşf el-Zunûn An Esâmi’l-Kütübi Ve’l-Fünun, çev. Rüştü Balcı, İstanbul: Tarik Vakfı Yurt Yayınları, 2007, ss. 514-618-1183. 418 Nevizade Atai, Şakayık-ı Numaniyye ve Zeyilleri, haz. Abdülkadir Özcan, C. 2, İstanbul: Çağrı Yayınları, 1989, s. 597. 419 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 112; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 126. 420 Nalan Sert, İzniki (Ali Çelebi b. Hüsrev), http://www.eskieserler.com/Eski/Eserler/Yazar/2055/izniki- (Ali-Celebi-b.-Husrev).asp?LID=TR&ID=2055, 13 Şubat 2008. 421 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 112; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 126. 67 3. ed-Dürretü’l-Beyzâ fi İksîri’l-Ahmer: Kütüphane kayıtlarında ed- Dürretü’l-Beyda fi Sına’ati’l-Yakuti’l-Hamra ismiyle kayıtlıdır. Süleymaniye Ktp., Bağdatlı Vehbi, nr. 2273, vr. 111-124; Fatih, nr. 3227. 4. Mukaddimetül-Vâsıl Keşfü’l Esrar ve Hektül Estar: Ali Efendi’nin Keşfü’l-Esrâr ve Hetkü’l-Estâr adlı bir eseri olmakla birlikte kayıtlarda bu eserin mukaddimesine ayrıca rastlanmamıştır. 5. es-Sırru’r-Rabbânî fi’l-Cismanî ve’r-Ruhanî: Süleymaniye Ktp., Bağdatlı Vehbi, nr. 2262, vr. 1-36. Ayrıca eser kayıtlarda es-Sirru’r-Rabbani fi İlmi’l- Mizan ismiyle de bulunmaktadır. Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Ef., nr. 431, nr. 6227, vr. 29-66, İzmir, nr. 424, vr. 1-25; Nurosmaniye, nr. 3621; Adana İl Halk Ktp., nr. 918, vr. 1b-13b. 6. Tavâliu’l-Büdür fi Şerhi’ş-Şüzûr: Adana İl Halk Ktp., nr. 918, vr. 35b-38b. Eser kayıtlarda Tavaliu’l-Büdur Haşiyetü Sadri Divani’ş-Şümur ismiyle de bulunmaktadır. Nurosmaniye Ktp., nr. 3628; H. Selim Ağa Ktp., Hacı Selim Ağa, nr. 881, vr. 37-59. 7. Dûrretü’l-Gavvas fi Esrari’l-Havâss: Bursalı Mehmet Tahir’in zikrettiği bu eser kayıtlarda bulunmamakla birlikte muhtemelen Harîrî’nin (ö. 516/1122) Dûrretü’l-Gavvas fi Evhami’l-Havas adlı eseri hataen Ali Çelebi’ye nisbet edilmiş olmalıdır.422 8. Tervihü’l-Ervâh Eşrâri’l-Miftâh: Kayıtlarda Tervihü’l-Ervâh isminde farklı müelliflere ait eserler bulunmakla birlikte Ali Çelebi’ye nisbet edilen bu isimde bir esere rastlanmamıştır. 9. Risâle-i Kaza ve Kader: Süleymaniye Ktp., Reşid Efendi, nr. 987, vr. 56-57. 10. Mefâtihü’l-Künûz fi Halli’r-Rumûz: Bursalı Mehmed Tahir eseri Ali Çelebi’ye nisbet etmektedir. Ancak bu risâle İzzeddin İbn Gânim’e (ö. 678/1280) aittir.423 11. Şerh-i Kasîde-i Sâlükiyye: Süleymaniye Ktp., Yahya Tevfik, nr. 1733, vr. 115-124. 12. Mecmûa-yı Mücerrebât: Süleymaniye Ktp., Ali N. Tarlan, nr. 197; Hekimoğlu, nr. 541, vr. 1-43. 422 Harîrî’nin eserinin kütüphane kaydı için bk. Atıf Efendi Ktp., Atıf Efendi, nr. 2838, vr. 47-107. 423 İbn Gânim’e ait olan eserin yazma nüshası için bk. Süleymaniye Ktp., Ayasofya, nr. 1773. 68 13. Miftâhü’l-Hîkmet: H. Selim Ağa Ktp., Hacı Selim Ağa, nr. 881, vr. 1-13. 14. Hıcer-i Selâse: Eser kütüphane kayıtlarında Kitâb-ı Hacer-i Selâse ismiyle kayıtlıdır. H. Selim Ağa, Hacı Selim Ağa Ktp., nr. 881, vr. 13-17. 15. Aşretü Ebvâb: H. Selim Ağa Ktp., Hacı Selim Ağa, nr. 881, vr. 80-85. 16. el-Misbâh fi İlmi Esrari’1-Miftâh: H. Selim Ağa Ktp., Hacı Selim Ağa, nr. 881, vr. 85-134. 17. Kitâbu Dekâyikı’l-Mizân fi Mekâdîri’l-Evzân: H. Selim Ağa Ktp., Hacı Selim Ağa, nr. 881, vr. 60-79. 18. Kitabı Levh-i Zehebi’1-Esrâr fi Maârifi’l-Ahcâr: Eser kütüphane kayıtlarında bulunmakla birlikte müellifinin kim olduğu belli değildir. Ancak Osmanlı Müellifleri’nde Ali Çelebi’ye atfedilmiştir. Süleymaniye Ktp., Carullah, nr. 1537/2, vr. 42-88. 19. Kitâbu’l-Müntehab fi’l-Îksîr: Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Ef., nr. 6227. 20. Dîvânu’l-Hikmet: Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 3491; Hacı Mahmud Efendi, nr. 3666, vr. 14-34; Nurosmaniye, nr. 3621. 21. Keşfü’l-Esrâr ve Hetkü’l-Estâr: Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Ef., nr. 5681; Yahya Tevfik, nr. 1740, vr. 28-36; H. Selim Ağa Ktp., Hacı Selim Ağa, nr. 881, vr. 173-253; Zeytinoğlu Ktp., nr. 631, vr. 117b-144; Kastamonu Yek., nr. KHK3864. Ayrıca Bursalı Mehmed Tahir’in zikrettiği ancak kayıtlarda bulunamayan diğer eserler şunlardır: Envaru’t-Terkîb, el-Levâyih fi Esrâri Hurüfi’l-Fevâtih, el- Müntehâb fi Sınâati’z-Zeheb, Dîvân-ı İksîr, Kitâbu Envâri’d-Dûrer fi İbâhi’l- Hacer, Dürretü’d-Dürer ve Tuhfetû’l-Gurer ve Semeretü’l İrşâd. 4. Olanlar Şeyhi İbrâhim Efendi (Melamiyye) Oğlanlar Şeyhi, Oğlan Şeyh, Olanlar Şeyhi gibi isimlerle anılan İbrâhim Efendi, Bulgaristan’ın Köstendil ilinin Eğridere beldesinde dünyaya gelmiştir. İlk eğitimini dedesi Tabtab Ali Şah’tan almış, Oğlan Şeyh lakabı da küçük yaşta üstün ilmî dereceye 69 ulaşması sebebiyle dedesi tarafından kendisine verilmiştir. Mutasavvıflar, yanlış anlaşılmayı önlemek için ona “Olanlar Şeyhi” demeyi tercih etmişlerdir.424 Buluğ çağına erince İstanbul’a geldiği bilinen İbrahim Efendi, Eğrikapı’da tekkesi bulunan Halvetî şeyhi Hakîkîzâde Osman Efendi’ye (ö. 1037/1628) intisâb etmiş, 1021 (1612) tarihinde seyr u sülûkünü tamamladıktan sonra Gavsî Tekkesi’ne şeyh olarak tayin edilmiştir. Lakabına izâfetle daha sonra Olanlar Tekkesi diye anılan bu tekkede kısa zamanda büyük bir şöhret kazanmış ve ölümüne kadar tekkenin şeyhlik makamında bulunmuştur.425 Onun mensup olduğu ve görüşlerini temsil ettiği asıl tarikat, Lâmekânî Hüseyin Efendi’nin müntesip olduğu Hamzavîlik, diğer adıyla Bayramî Melâmîliği’dir.426 Ancak İbrâhim Efendi, gerek diğer tarikatlardan farklı bir tasavvuf anlayışına sahip olması, gerekse devletin resmî-sünnî ideolojisine aykırı görüşler taşıması dolayısıyla bu tarikat mensupları takibat altında tutulduğu için zâhiren Halvetî şeyhi olarak faaliyet göstermiştir. Bursalı Mehmed Tahir onun Aziz Mahmud Hüdâî (ö. 1038/1628), Abdülahad en-Nûrî (ö. 1061/1651) ve Hüseyn-i Lâmekânî (ö. 1035/1625) hazretlerine de intisap ettiğini söyler. İbrahim Efendi’nin Abdülahad en-Nûrî’yi öven bir şiiri bulunmakla birlikte427 İbrâhim Efendi’nin ölümüne kadar yanında bulunan mürîdi Sun’ullah Gaybî (ö. 1087/1676’dan sonra), Abdülahad en-Nûrî’den istifâde ettiğinden bahsetmemektedir.428 İbrâhim Efendi’nin ölüm tarihi ile ilgili farklı görüşler bulunmaktadır. Bursalı Mehmed Tahir onun 1066 (1656)’da vefat ettiğini söyler. Ancak Vassâf sahih olan tarihin 22 Rebîülâhir 1065 (1 Mart 1655) yılı olduğunu bildirir. İbrâhim Efendi tekkesinin 424 Nihat Azamat, “İbrâhim Efendi, Olanlar Şeyhi”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 21, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2000, ss. 298-300. 425 Büşra Çakmaktaş, “XVII. Yüzyıl Osmanlısında Bir Bayrâmî-Melâmî: Olanlar Şeyhi İbrahim Efendi’nin Vahdet-i Vücûd Anlayışı”, Sûfî Araştırmaları, C. 8, S. 16, 2017, s. 108. 426 Vassâf, Sefîne-i Evliyâ, C. 2, s. 484. Ayrıca bk. Bilal Kemikli, “Bayramî-Melâmî Şâir: Oğlanlar Şeyhi İbrahim Efendi”, Doğu’dan Batı’ya Düşüncenin Serüveni: Osmanlı’da Felsefe ve Aklî Düşünce, 2015, C. 8, s. 823. 427 F. Abdullah Tansel, “Olanlar Şeyhi İbrahim Efendi ve Devriyesi”, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, C. 17, 1969, s. 187. 428 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 26-27; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 24. 70 hazîresine defnedilmiştir. 1957’de yolun genişletilmesi sırasında tekke yıkılmış, İbrâhim Efendi’nin türbesi Murad Paşa Camii’nin avlusuna nakledilmiştir.429 Bursalı Mehmed Tahir İbrâhim Efendi’nin üç eserinden bahseder:430 1. Dîl-i Dânâ Kasidesi: Süleymaniye Ktp., Ali N. Tarlan (tüyatok), nr. 84, vr. 223b-229b; Yazma Bağışlar, nr. 3911, vr. 18; Edirne Bad Ktp., nr. 2137; Bursa İnebey Ktp., Genel, nr. 678, vr. 33-101. 2. Divân: Süleymaniye Ktp., Ali N. Tarlan (tüyatok), nr. 37, vr. 72b-149b; Topkapı Ktp., Yeniler Kit., vr. 1707, vr. 68; Milli Ktp., nr. A481; İ.Ü. Ktp., T.Y., nr. 333. Eser üzerine Nuri Yılmaz tarafından yüksek lisans tezi hazırlanmıştır.431 3. Müfîd ü Muhtasâr: Nurosmaniye Ktp., nr. 4899, vr. 423-454; Süleymaniye Ktp., Karaçelebizâde Hüsâmeddin, nr. 354/2; İÜ Ktp., TY, nr. 698; Yapı Kredi Sermet Çifter Ktp., nr. 190/2; İstanbul Belediyesi Atatürk Ktp., Osman Ergin Yazmaları, nr. 1344; 1345. Bu eser Bilal Kemikli tarafından yayımlanmıştır.432 Ayrıca Mehmed Tahir, İbrahim Efendi’nin mürîdi olan Sun’ullah Gaybî’nin Bey’atnâme adlı bir eserinin olduğunu söyler ancak Gaybî’nin bu isimde bir eseri bulunmamaktadır. Bahsedilen eser onun Sohbetnâme adlı eseri olmalıdır. Öte yandan Tahir’in, Olanlar Şeyhi’nin en önemli eserleri arasında kabul edilen Vahdetnâme isimli eserini zikretmemiş olması bir eksiklik olarak karşımıza çıkmaktadır.433 5. Sarı Abdullah Efendi (Melâmiyye) Sarı Abdullah Efendi 992 (1584) yılında İstanbul’da doğmuştur. Tasavvufî kişiliğinin yanı sıra hattatlığı, özellikle ağaç, çiçek yetiştiriciliği ve bahçe düzenlemesiyle 429 Süleyman Gökbulut, Olanlar Şeyhi İbrahim Efendi’nin Vahdetnâme/Usûl-i Muhakkıkîn’i Işığında Tasavvufî Görüşleri (İnceleme ve Metin), (Yüksek Lisans), İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı, 2003, s. 24. 430 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 26-27; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 24. 431 Nuri Yılmaz, Oğlanlar Şeyhi İbrahim Efendi Divânı İnceleme-Metin, (Yüksek Lisans), Erzurum: Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1998. 432 Bilal Kemikli, Oğlanlar Şeyhi İbrahim: Müfid ü Muhtasar, İnceleme Metin, Ankara: Akçağ Yayınları, 2001. 433 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 26-27; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 24; Bilal Kemikli, “Sun’ullah Gaybî”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 37, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2009, ss. 532-533. 71 tanınmıştır. Kendisine “Sarı” lakabının yetiştirdiği zerrinlerin434 renginden dolayı verildiği rivayet edilmektedir. Babası Seyyid Muhammed Efendi’yi küçük yaşta iken kaybetmiş ve tahsiliyle üvey babası Hacı Hüseyin Ağa ilgilenmiştir.435 Hüseyin Efendi, Bayrâmîyye tarikatının Melâmiyye kolunun kutbu İdrîs-i Muhtefî’nin (ö. 1024/1615) müridlerindendir. Abdullah Efendi, onun vasıtası ile daha sonra mürşidi olacak olan İdrîs- i Muhtefî ile tanışmış ve onun vefatından sonra Hacı Kabâyî Efendi’ye (ö. 1037/1627) intisap etmiştir.436 Bayramiyye tarikatına mensup ve mesnevî şârihi olan Sarı Abdullah Efendi’nin aynı zamanda Celvetî ve Mevlevî tarikatlerine de mensub olduğu bilinmektedir.437 1047 (1638) yılında rikâb-ı hümâyun reîsülküttâb438 kaymakamlığına getirilmiş ve Bağdat seferine katılmıştır.439 Bursalı Mehmed Tahir bu tarihi 1407 olarak zikretmiştir.440 Ancak bu tarihin sehven yazıldığı ve sayıların yerlerinin değiştiği açıktır. 1065 (1654-55) yılından sonra Abdullah Efendi, Koca Mustafa Paşa Hankah’ı civarında bulunan evinde uzlete çekilerek vefatına kadar ilim, ibadet, te’lîf ve tasnif ile meşgul olmuş, 1071 (1660) yılında ödem hastalığı sebebiyle vefat etmiştir. Kabri Topkapı Mezarlığı’ndadır.441 Bursalı Mehmed Tahir’in Abdullah Efendi’ye nisbet ettiği eserler şunlardır:442 434 Zerrin, bir çiçek türüdür. 435 Nihat Azamat, “Sarı Abdullah Efendi”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 36, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2009, ss. 145-147. 436 Büşra Çakmaktaş, “Mesnevî Şârihi Bir Bayrâmî-Melâmî: Sarı Abdullah Efendi’nin Seyr ü Sülûk Yorumu”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, C. 4., S. 43., Nisan, 2016, s. 2383. 437 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 100; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 107. 438 Osmanlı Devleti’nde reîsülküttaplık bir grup kâtibin yöneticiliğini yapmak üzere ortaya çıkmış bir müessesedir. Bk. Recep Ahıshalı “Reîsülküttâb”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 34, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2007, ss. 546-549. 439 Emine Çiftçi, Sarı Abdullah Efendi'nin Şerh-i Mesnevi (Cevahir-i Bevahir-i Mesnevi)’nin Birinci Cildinin Eski Harflerden Türkiye Türkçesi’ne Aktarımı, (Yüksek Lisans), Konya: Selçuk Üniversitesi Mevlana Araştırmaları Enstitüsü Mevlâna ve Mevlevîlik Araştırmaları Ana Bilim Dalı, 2018, s. 14. 440 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 100; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 107. 441 Serhat Gültaş, Sarı Abdullah Efendi’nin Hayatı Eserleri ve Tasavvufî Görüşleri, (Yüksek Lisans), Bursa: Uludağ Üniveristesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı Tasavvuf Bilim Dalı, 2014, s. 15. 442 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 100; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 107. 72 1. Cevâhir-i Bevâhir-i Mesnevî: Eser beş cilt (2600 sayfa) halinde basılmıştır (İstanbul 1287-1288). Ayrıca risâle üzerine Aslınur Akdeniz Brehmer,443 Emine Çiftçi444 ve Selahattin Durgun445 tarafından yüksek lisans, Ülker Aytekin446 tarafından doktora tezi hazırlanmıştır. 2. Semerâtü’l-Fuâd fi’l-Mebde’ ve’l-Meâd: Birçok yazma nüshası bulunan Semerâtü’l-fuâd İstanbul’da basılmıştır. Eserin özensizce yapılan sadeleştirilmiş bir yayımı bulunmaktadır.447 3. Cevheretü’l-Bidâye ve Dürretü’n-Nihâye: İ.Ü. Ktp., nr. 3792; BYZ. Devlet Ktp., Veliyüddin Efendi, nr. 1677, 1678; Süleymaniye Ktp., Ayasofya, nr. 1784; Esad Efendi, nr. 1408; Fatih, nr. 254; Halet Efendi, nr. 213; Lala İsmail, nr. 137; Laleli, nr. 1516, 183; Pertev Paşa, nr. 558; Reisülküttab, nr. 455. 4. Nasîhatü’l-Mülûk Tergîben li-Hüsni’s-Sülûk: Süleymaniye Ktp., Hekimoğlu Ali Paşa, nr. 679; BYZ. Devlet Ktp., Veliyüddin Efendi, nr. 1977; Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 1910; Hekimoğlu, nr. 679; Nurosmaniye Ktp., nr. 2638, 4342, 4343; Millet Ktp., Ali Emiri Şry., nr. 743. Eseri Osmanzâde Ahmed Tâib Efendi Telhîsü’n-Nesâyih adıyla özetleyip III. Ahmed’e takdim etmiştir (İstanbul 1283). Eser üzerine Murat Bütün448 ve Funda Öztürk449 tarafından yüksek lisans tezi hazırlanmıştır. 5. Mir’âtü’l-Asfiyâ’ fî Sıfâti’l-Melâmetiyyeti’l-Ahfiyâ’: Süleymaniye Ktp., Şehid Ali Paşa, nr. 461. 443 Aslınur Akdeniz Brehmer, Bir Telafi ve Ağıt Aracı Olarak Çeviri: Sarı Abdullah Efendi'nin Cevahir-i Bevahir-i Mesnevi'sinin İlk 18 Beyit Şerhine Bir Ağıt-Çeviri, (Yüksek Lisans), İstanbul: İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İslam Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı, 2018. 444 Emine Çiftçi, Sarı Abdullah Efendi'nin Şerh-i Mesnevi (Cevahir-i Bevahir-i Mesnevi)’nin Birinci Cildinin Eski Harflerden Türkiye Türkçesi’ne Aktarımı, (Yüksek Lisans), Konya: Selçuk Üniversitesi Mevlana Araştırmaları Enstitüsü Mevlâna ve Mevlevîlik Araştırmaları Ana Bilim Dalı, 2018. 445 Selahattin Durgun, Sarı Abdullah ve Şerh-i Mesnevi: Cevahir-i Bevahir-i Mesnevi, (Yüksek Lisans), Konya: Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Doğu Dilleri ve Edebiyatları Anabilim Dalı Fars Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı, 1993. 446 Ülker Aytekin, Sarı Abdullah Efendi ve Mesnevi-i Şerif Şerhi, (Doktora Tezi), İstanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İlahiyat Anabilim Dalı Tasavvuf Bilim Dalı, 2002. 447 Sarı Abdullah Efendi, Gönül Meyveleri, haz. Kenan Necefzâde, İstanbul: Neşriyat Yurdu, 1967. 448 Murat Bütün, Sarı Abdullah Efendi, Nasîhatü’l-mülûk Terğîbün li-Hüsni’s-Sülûk (1b-109b): İnceleme- Metin-Sözlük-Dizin, (Yüksek Lisans), Rize: Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, 2019. 449 Funda Öztürk, Sarı Abdullah Efendi, Nasîhatü'l-Mülûk Terğîbün Li-Hüsni’s-Sülûk (110a-218b): İnceleme-Metin-Sözlük-Dizin, (Yüksek Lisans), Rize: Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, 2018. 73 6. Tevkîât-ı Selâtîn-i Osmâniyye-Düstûrü’l-İnşâ: BYZ Devlet Ktp., Beyazıd, nr. 5880. 7. Meslekü’l-Uşşâk: BYZ. Devlet Ktp., Veliyüddin Efendi, nr. 3222; Süleymaniye Ktp., Aşir Efendi, nr. 443; Esad Efendi, nr. 3430; İzmirli İsmail Hakkı, nr. 1190; Mihrişah Sultan, nr. 199, vr. 36-39; Pertev Paşa, nr. 606, vr. 178-225; nr. 606, vr. 311-313; nr. 636, vr. 167-172; Şazeli Tekkesi, nr. 157, vr. 154-162; Nurosmaniye Ktp., nr. 2400. 8. Risâletü Ricâli’l-Gayb: Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. 2487. 9. Tedbîrü’n-Neş’eteyn ve Islahu’n-Nushateyn: Süleymaniye Ktp., Nafiz Paşa, nr. 372; Reisülküttap, nr. 445; Şehid Ali Paşa, nr. 1534. Risâle üzerine Süleyman Erşahin tarafından yüksek lisans tezi hazırlanmıştır.450 Ayrıca Osmanlı Müellifleri’nde Sarı Abdullah Efendi’ye nisbet edilen, Tercüme- i Makâsıdü’l-Ayniyye isimli esere kayıtlarda rastlanmamıştır. C. CELVETİYYE 1. Hüdâî Azîz Mahmûd Efendi Asıl adı Mahmûd’dur. “Hüdâyî” mahlâsının kendisine, ihlâs ve samimiyeti vesilesiyle şeyhi Üftâde hazretleri tarafından verildiği, “Azîz” lakabının ise, her kesimden kendisine gösterilen yüksek saygının bir neticesi olarak kullanıldığı söylenmektedir. Hüdâyi hazretleri Cüneyd-i Bağdâdî’nin neslinden olup, “seyyid”dir. Kaynaklarda doğum yerinin neresi olduğu hakkında farklı bilgiler bulunmaktadır.451 Bunun sebebi ise anne ve babasının memleketlerine nisbet ediliyor olmasıdır. Bursalı Mehmed Tahir “Atâî’nin Şakâyık Zeyli’nde Hudâvendigâr vilâyetindeki Sivrihisârlı, İsmâil Hakkı’nın Silsilenâme-i Celvetî’sinde Koçhisârlı oldukları mezkûrsa da mevsûk bazı karâine göre Sivrihisârlı oldukları anlaşılıyor”452 ifadesi ile Hüdâyî’nin Sivrihisârlı olduğu görüşünün doğru olduğunu söylemiştir. Ancak Hüdâî Vâkıat adlı eserinde doğum yerinin Koçhisar 450 Süleyman Erşahin, Bir Siyasetname Örneği Sarı Abdullah Efendi’nin Tedbirü’n Neş’eteyn fi Islahı’n Nüshateyn’ Adlı Eserinin Transkripsiyonu ve Değerlendirilmesi, (Yüksek Lisans), Kırıkkale: Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı, 2002. 451 Hasan Kâmil Yılmaz, “Aziz Mahmud Hüdâyî”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 4, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 1991, ss. 338-340. 452 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 185; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 199. 74 olduğunu açıkça zikretmektedir. O halde Tahir’in verdiği bilgi doğru gözükmemektedir.453 Hüdâî hazretlerinin çocukluğu Sivrihisar’da geçmiş ve ilim tahsiline de burada başlamıştır. Daha sonra İstanbul’a giderek Küçükayasofya Medresesi’nde Nâsırzâde Efendi’nin derslerine devam etmiş aynı zamanda medrese ile birlikte bulunan tekkenin şeyhi Nûreddinzâde Muslihuddîn Efendi’nin sohbetlerine iştirak etmiştir. Hocası Nâsırzâde ile Şâm ve Mısır’da görev yapmış, Mısır’da iken Halvetiyye’den Şeyh Abdülkerim Efendi’ye intisab etmiştir.454 931 (1573) senesinde Bursa’da Câm-i Atîk mahkemesine nâib tayin edilmiş, burada vazife îfâ ettiği sıralarda büründüğü ruh hâli, kendisini ciddi bir arayışa sürüklemiş ve Üftâde hazretlerine intisap etmiştir. Şeyhine intisabının ardından kısa süre içerisinde terbiyesini tamamlayarak hilâfetle müşerref olmuş ve şeyhi tarafından çocukluğunu geçirdiği Sivrihisar’a irşad vazifesi için gönderilmiştir.455 Azîz Mahmûd Hüdâyî Hazretleri, şeyhinin özlemi sebebiyle Bursa’ya tekrar döndüyse de, Üftâde Hazretlerinin vefatı sebebiyle burada kalamamış, Rumeli bölgesine hicret ederek bölgenin ruhî dönüşüm ve gelişimi konusunda önemli hizmetlerde bulunmuştur.456 Daha sonra tekrar İstanbul’a yerleşen Hüdâyi âhir ömründe kendisine tahsis edilen Üsküdar’daki tekkesinde ikamet etmiş, arkasında 60 halife ve otuz kadar eser bırakarak burada 1038 (1628) yılında vefât etmiştir. Çıkan yangın sebebiyle tahrip olan ve 1850’de Sultan Abdülmecid Hân tarafından yeniden inşa ettirilen türbesi, günümüzde önemli ziyaretgâhlardan biridir.457 Osmanlı Müellifleri’nde Hüdâyi’nin yirmi üç eseri zikredilir. Bunların kayıtları şu şekildedir:458 453 Yılmaz, “Aziz Mahmud Hüdâyî”, ss. 338-340. 454 Vassâf, Sefîne-i Evliyâ, s. 586. 455 Abdurrezzak Tek, Tarihi Süreçte Tasavvuf ve Tarikatlar, 2.b., Bursa: Bursa Akademi, 2017, s. 406. 456 M. Askeri Küçükkaya, “Evliyâ Çelebi Seyahatname’sinde Azîz Mahmud Hüdâyî ve Celvetiyye Tarikatı”, Üsküdar Sempozyumu III: Azîz Mahmud Hüdâyî Uluslararası Sempozyum Bildirileri, 2005, s. 84. 457 Sibel Öner, Aziz Mahmud Hüdâyî Divanı’nın Halk Edebiyatı ve Metaforik Anlatım Bakımından Değerlendirilmesi, (Yüksek Lisans), Ankara: Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili Ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı Türk Halk Edebiyatı Bilim Dalı, 2006, s. 14. 458 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 185; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 199. 75 1. Necâtü’l-Garîk: BYZ. Devlet Ktp., Veliyüddin Efendi, nr. 1915; nr. 3665; Süleymaniye Ktp., Aşir Efendi, nr. 443; Darülmesnevi, nr. 420; Düğümlü Baba, nr. 320; nr. 408. 2. Tarîkatnâme: Eser müstakil bir risâle olarak basılmıştır.459 3. Tarîkat-i Muhammediyye: BYZ. Devlet Ktp., Veliyüddin Efendi, nr. 1912, vr. 70b-73b. 4. Divân-ı İlâhiyyât: Eser Aziz Mahmud Hüdayi Divanı ismiyle müstakilen basılmıştır.460 Yukarıda zikredilen dört eser Külliyât-ı Hazret-i Hüdâyî ismiyle hazırlanmış ve aynı kitapta basılmıştır.461 5. Hulâsatü’l-Ahbâr fî Ahvâli Nebiyyi’l-Muhtâr: Eser Alemin Yaratılışı ve Hz. Muhammed'in Zuhuru ismiyle türkçeye tercüme edilmiştir.462 6. Mensûr Mevlid-i Nebevî: Kütüphane kayıtlarında Risâle-i Mi’râciye ismiyle bulunmaktadır. (BYZ. Devlet Ktp., Veliyüddin Efendi, nr. 1878, vr. 12.) Ayrıca Mevlid-i Şerif ve Mi'raciyye ismiyle basılmıştır.463 7. Habbetü’l-Mahabbet: Eserin Sevgi Tohumu ve Bir Damla Sevgi isimli ile iki çevirisi bulunmaktadır.464 8. Câmiu’l-Fezâil ve Kâmi’u’r-Rezâil: Eser Faziletler Kitabı olarak türkçeye çevrilmiştir.465 9. Vâkıât: Eser Zehra Gökmen Çakır tarafından günümüz harflerine aktarılmıştır.466 10. Ahbârü’n-Nebî: Kütüphane kayıtlarında bu isimde bir esere rastlanmamıştır. Ancak Hulâsatü’l-Ahbâr fî Ahvâli Nebiyyi’l-Muhtâr adlı risâlesi ile aynı olmalıdır. 11. Nefâisü’l-Mecâlis: Hacı Selim Ağa Ktp., Şehid Ali Paşa, nr. 172, vr. 3. 459 Aziz Mahmud Hüdâî, Tarîkâtnâme, der. Nevzat Özkan, İstanbul: Bilge Kültür Sanat Yayıncılık, 2014. 460 Hüdâî, Aziz Mahmud Hüdayi Divanı, der. Musa Yıldız, Mustafa Tatcı, İstanbul: H Yayınları, 2017. 461 Hüdâî, Külliyât-ı Hazret-i Hüdâyî, haz. Muzaffer Özgür, Adalet Çakır, İstanbul: Dergâh Yayınları, 2015. 462 Hüdâî, Alemin Yaratılışı ve Hz. Muhammed'in Zuhuru, (çev. Mustafa Kara, H. Mustafa Özdemir), 2.b., İstanbul: İnsan Yayınları, 2016. 463 Hüdâî, Mevlid-i Şerif ve Mi'raciyye, İstanbul: Hacegân Yayınları, 2012. 464 Hüdâî, Sevgi Tohumu, der. Selami Şimşek, İstanbul: Buhara Yayınları, 2018; Hüdâî, Bir Damla Sevgi, çev. Abdulkadir Dedeoğlu, İstanbul: Osmanlı Yayınları, 2016. 465 Hüdâî, Faziletler Kitabı, çev. Hasan Akarsu, İstanbul: Dehliz Kitaplar, 2008. 466 Hüdâî, Hüdâyî’nin Vâkıât-ı Üftâde Tercümesi, haz. Zehra Gökmen Çakır, İstanbul: Eflatun Kitap, 2020. 76 12. Tecelliyât: BYZ. Devlet Ktp., Veliyüddin Efendi, nr. 1766, vr. 199b-244a; nr. 1793, vr. 183b-206b; Süleymaniye Ktp., Bağdatlı Vehbi, nr. 2065, nr. 126- 131. 13. Tezâkir-i Hüdâî: BYZ. Devlet Ktp., Beyazıd, nr. 3497. 14. Keşfü’l-Kınâ’ an Vechi’s-Semâ: BYZ. Devlet Ktp., Beyazıd, nr. 8003, vr. 84b-88b; Veliyüddin Efendi, nr. 1836, vr. 85b-89b; nr. 1912, vr. 54b-57b; nr. 1915, vr. 77b-80b; Süleymaniye Ktp., Bağdatlı Vehbi, nr. 3672, vr. 184-185; Esad Efendi, nr. 3586, vr. 174-178; nr. 3789, vr. 89-93; nr. 1654, vr. 197-200; H. Hüsnü Paşa, nr. 653, vr.68-72; nr. 812, vr. 112-127; Hacı Beşir Ağa, nr. 653, vr. 73-76; Hacı Mahmud Ef., nr. 2686, vr. 45-50. 15. Fethü’l- Bâb ve Ref’ü’l-Hicâb: BYZ. Devlet Ktp., Beyazıd, nr. 8003, vr. 89b-95b, nr. 3710, vr. 46b-49b; Veliyüddin Efendi, nr. 1836, vr. 90b-96a; nr. 1912, vr. 58b-63a; nr. 1915, vr. 81b-85b; Süleymaniye Ktp., Aşir Efendi, nr. 450, vr. 181-202; nr. 786, vr. 166-173; Esad Efendi, nr. 3808, vr. 127-129; nr. 3789, vr. 94-100; nr. 3672, vr. 175-181; nr. 3586, vr. 179-184; nr. 1654, vr. 187-192; H. Hüsnü Paşa, nr. 812, vr. 127-134; Hacı Beşir Ağa, nr. 653, vr. 77- 83; Hacı Mahmud Ef., nr. 2686, vr. 50-59. 16. Miftâhu’s-Salât ve Mirkâtü’n-Necât: BYZ. Devlet Ktp., Beyazıd, nr. 8003, vr. 96b-106a; Veliyüddin Efendi, nr. 1912, vr. 63b-90a; nr. 1915, vr. 86b-93a; Süleymaniye Ktp., Amcazade Hüseyin (tüyatok), nr. 241, vr. 248b-256a, Amcazade Hüseyin, nr. 241, vr. 249-257; Celal Ökten, nr. 143, vr. 19; Esad Efendi, nr. 1654, vr. 170-178; nr. 3789, vr. 101-111; H. Hüsnü Paşa, nr. 812, vr. 134-146; Hacı Beşir Ağa, nr. 653, vr. 84-91. 17. Hayâtü’l-Ervâh ve Necâtü’l-Eşbâh: BYZ. Devlet Ktp., Beyazıd, nr. 80003, vr. 56b-83b; Veliyüddin Efendi, nr. 1915, vr. 55b-77a; Süleymaniye Ktp., Aşir Efendi, nr. 443, vr. 205-216; Esad Efendi, nr. 1654, vr. 66-99; nr. 3672, vr. 185-195; nr. 3789, vr. 6-37; nr. 3533, vr. 104-134; H. Hüsnü Paşa, nr. 812, vr. 112; Hacı Beşir Ağa, nr. 653, vr. 48-72; Hacı Mahmud Ef., nr. 2686, vr. 42. 18. Mecmû’a-i Hutab: Süleymaniye Ktp., Halet Efendi, nr. 332, vr. 219-221; Mihrişah Sultan, nr. 253, vr. 315-322. 19. Hâşiye alâ Kuhistânî Şerh-i Fıkh-ı Keydânî: Hacı Selim Ağa Ktp., Hüdai Efendi, nr. 265, vr. 204. 77 20. Şemâilü’n-Nebeviyyeti’l-Ahmediyye: Hacı Selim Ağa Ktp., Hüdai Efendi, nr. 275, vr. 30. 21. El-Fethü’l-İlâhî: Hacı Selim Ağa Ktp., Hüdai Efendi, nr. 278, vr. 4. 22. Hallü’l-Ervâh ve Ahvâlü’-Mevtâ: BYZ. Devlet Ktp., Veliyüddin Efendi, nr. 1878, vr. 66a-89a. 23. Şerh alâ Kasîdeti’l-Viteriyye fî Medhi Hayri’l-Beriyye: Esere kayıtlarda rastlanmamıştır. 2. Zatî Süleyman Efendi İsmâil Hakkı Bursevî’nin halifelerinden olan Süleyman Efendi, tahsilini ve seyrini Bursa’da tamamlamış, ardından 1135 (1722) yılında şeyhi tarafından irşad göreviyle Gelibolu’ya gönderilmiştir. Şeyhinin vefatının (ö. 1137/1725) ardından Keşan’a gelip burada açtığı tekkede irşad faaliyetlerini sürdürmüştür.467 Aslen Gelibolulu olan Süleyman Efendi’nin uzun yıllar Keşan’da ikamet ettiği için Keşanlı olduğu468, seyr u sülûkunu Bursa’da tamamlaması sebebiyle Bursalı469 olduğu da kaynaklarda zikredilmektedir.470 Ancak bizzat kendisi Miftâhu’l-mesâil adlı eserinin mukaddimesinde Gelibolulu olduğunu söylemiştir.471 Osmanlı Müellifleri472 başta olmak üzere kaynakların çoğunda Süleyman Zâtî’nin 1151 (1738) yılında Keşan’da vefat ettiği kaydedilmektedir. Süleyman Efendi’nin bu tarihte vefat ettiğini söyleyen kaynakların yanlışlığı ortadadır. Nitekim Edirneli Ahmed Bâdî onun ölüm tarihini, halifesi Ali Senâî Efendi’nin şeyhin vefatı için yazdığı tarih manzumesinden hareketle 22 Cemâziyelevvel 1175 (19 Aralık 1761) şeklinde verir. Süleyman Efendi’nin halifesi olan Ali Senâî Efendi’nin verdiği tarih, şeyhine olan yakınlığı sebebiyle daha makul görünmektedir. Ali Senâî Efendi’nin bir manzumesinde 467 Selami Şimşek, Keşan’lı Süleyman Zâtî ve XVIII. Asırda Celvetîlilik, (Doktora Tezi), Erzurum: Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Bölümü, 2005, ss. 26-27. 468 Şemseddin Sami, Kâmus-ı Alâm, (Tıpkıbasım), C. 3, İstanbul 1308, s. 2224; Nail Tuman, Tuhfe-i Naili, C. 1, s. 285. 469 Mehmed Süreyya, Sicilli-i Osmâni, C. 2, s. 342; Bağdatlı İsmail Paşa, Hediyyetü’l Arifin, C. 1, s. 403. 470 Selami Şimşek, “Süleyman Zâtî”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 38, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2010, ss. 110-111; Hikmet Atik, “Zati Süleyman Efendi’nin Nakşi Ali Akkirmani’nin Bir Mu’ammasını Şerhi”, C.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, C. 8., 2009, ss. 215-216. 471 Vassâf, Sefîne-i Evliyâ, C. 3, s. 93; Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 72; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 73. 472 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 72; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 74. 78 söylediği üzere Zâti Efendi’nin Keşan’da bulunan kabri üzerine 1177 (1763) senesinde inşa edilen türbesi473 Balkan Savaşları esnasında yıkılmış ve günümüze ulaşmamıştır.474 Bursalı Mehmed Tahir’in Süleyman Efendi’ye ait olarak zikrettiği eserler şunlardır:475 1. Divan: Süleymaniye Ktp., Halet Efendi, nr. 245/6, vr. 41-58; Haşim Paşa, nr. 92, vr. 20; Esad Efendi, nr. 2636/1; nr. 2636/2; İ.B.B. Ktp. Osman Ergin Yazmaları, nr. 657, vr. 1b-45b; Ankara Milli Ktp., Yazmalar A 4112/2, nr. 0605712, vr. 29a-40b; M.Ü.İ.F. Ktp., Öğüt, nr. 798. 2. Sevânihü’n-Nevâdir fî Ma’rifeti’l-Anâsır: Bu eser bazı kütüphane kayıtlarında “Mecmau’l-Anâsır ve Menbau’s-Serâir” adıyla da geçmektedir. Bu sebeple müellifin farklı bir eseri olarak algılanmaktadır. Ancak bu iki eserin farklı isimleri taşıyan aynı eser olduğu anlaşılmıştır.476 Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. 3429/2, vr. 10-31; Haşim Paşa, nr. 7, vr. 24; Kasidecizâde, nr. 413/2; Esad Efendi, nr. 26336/2; M.Ü.İ.F. Ktp., Öğüt, nr. 798; İ.B.B. Ktp., Osman Ergin Yazmaları, nr. 270/4; Tire Necip Paşa Ktp., nr. 391/1, vr. 26; Yapı Kredi Bankası Sermet Çifter Ktp., nr. 3003/2, vr. 10a-23a. 3. Miftâhü’l-Mesâil: Eser bir kısım kaynak ve kütüphane kayıtlarında “Miftâhü’l-Mesâil ve Misbâhu’l-Mahâil” ve “23 Es’ile-i Mutasavvıfâneye Cevâbnâmesi” şeklinde geçmektedir. Ancak farklı isimlendirilse de içerik olarak aynı eserdir.477 Süleymaniye Ktp., Haşim Paşa, nr. 29, vr. 23; Hacı Mahmud Efendi, nr. 2819, vr. 56; İ.B.B. Ktp., Osman Ergin Yazmaları, nr. 440, vr. 38; nr. 270/3, vr. 48a-92b; nr. 260, vr. 96a-139b; nr. 657/4, vr. 98; İ.Ü. Merkez Ktp., nr. TY.553, vr. 88-112; Yapı Kredi Bankası Sermet Çifter Ktp., nr. 39, vr. 51a-70a; nr. 303/13, vr. 89b-109a; İzmir Milli Ktp., nr. 1443/2, vr. 34b-67a; Tire Necip Paşa Ktp., nr. 391/2, vr. 35; Sadberk Hanım Müzesi Kitaplığı, Hüseyin Kocabaş Yazmaları, nr. 418, vr. 115b-158a; Ankara Milli Ktp. Yazmaları, nr. 0604775, vr. 30; nr. 0566347, vr. 62b. 473 Şimşek, “Süleyman Zâtî”, ss. 110-111. 474 Şimşek, Keşan’lı Süleyman Zâtî ve XVIII. Asırda Celvetîlilik, s. 32. 475 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 72; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 74. 476 Şimşek, Keşan’lı Süleyman Zâtî ve XVIII. Asırda Celvetîlilik, s. 35. 477 Şimşek, a.g.e., s. 40. 79 4. Şerh-i Kasîde-i Ferîde li-İsmâil Hakkî: Süleymaniye Ktp., Haşim Paşa, nr. 35, vr. 26; Hacı Mahmud Efendi, nr. 2746/6, vr. 41-66; İstanbul Hacı Selim Ağa Ktp., nr. 374, vr. 27; İ.Ü. Merkez Ktp., nr. TY. 553, vr. 113-140; İ.B.B. Ktp., Osman Ergin Yazmaları, nr. 256, vr. 45; nr. 150, vr. 34; nr. 657/3, vr. 50-94; Tire Necip Paşa Ktp., nr. 391/3, vr. 36-63. D. TARİKATI BİLİNMEYEN SÛFÎLER 1. Yunus Emre Tasavvuf kültürümüzün en önemli temsilcilerinden olan Yunus Emre’nin hayatı hakkında net bilgiler mevcut değildir. Nitekim Bursalı Mehmed Tahir’de onun hayatını anlatırken çeşitli kaynakların aktardıklarını zikretmiş, ancak bu bilgiler incelendiğinde Tahir’in verdiği bazı bilgilerin doğru olmadığı anlaşılmıştır. Mesela Tahir, Yunus Emre’nin, mürşidi Tapduk Emre’ye intisab ettiğini anlatırken Tapduk Emre’nin Kadiriyye tarikatına mensup olduğunu söyler.478 Tapduk Emre’nin hangi tarikata mensup olduğu hakkında farklı rivayetler bulunmakla birlikte479 müridi olan Yunus Emre’nin; Yûnus’a Tapdug u Saltug u Barak’tandur nasib Çün gönülden cûş kıldı ben nice pinhân olam480 mısralarından da anlaşılacağı üzere Tapduk Emre, Barak Baba’nın müridlerindendir, yani Babaî-Haydarî dervişidir.481 Osmanlı Müellifleri’nde, Yunus Emre’nin vefat tarihi ile ilgili olarak, bazı eserlerde “Gülşen-i tevhîd” terkibine delâlet eden 843 (1439-40) yılında vefat ettiği yazılsa da482 bunun Yunus Emre Divan’ındaki; 478 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 192; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 207. 479 Örneğin Tabduk Emre, Vilâyetnâme-i Hacı Bektâş-ı Velî adlı eserde Hacı Bektâş-ı Velî’nin müridleri arasında gösterilir. Bkz. Hacı Bektâş-ı Velî, Menakıb-ı Hacı Bektâş-ı Velî: Vilâyetnâme, haz. Abdülbâki Gölpınarlı, İstanbul: İnkılapYayınevi, 1958, s. 21.; Haşim Şahin, “Tabduk Emre”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 23, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2001, ss. 554-555. 480 Yunus Emre, Risâlat al-Nushiyye ve Dîvân, haz. Abdülbâki Gölpınarlı, İstanbul, 1965, s. 100. 481 Şahin, “Tapduk Emre”, ss. 554-555. 482 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 192; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 207. 80 Târih dahi yedi yüz yedi idi Yûnus cânı bu yolda kodı idi beyiti ile uyuşmadığı, dolayısıyla bu tarihten evvel vefat etmiş olması gerektiği söylenir, ancak kesin bir tarih verilmez. Yunus Emre’nin vefat tarihi ile alakalı farklı rivayetler bulunmakla birlikte genel kanaat 720 (1320) yılında vefat ettiği yönündedir.483 Ayrıca Tahir, vefat yerinin ve kabrinin neresi olduğu hakkında da farklı görüşlerin olduğunu aktarır. Yunus Emre ile ilgili en çok tartışılan konulardan birisi de mezarının nerede olduğu konusudur. Anadolu’nun birçok köşesinde Yûnus Emre’ye ait olduğu söylenen mezarlar mevcuttur. Bu mezarların bazısı başka Yûnus’lara ait olup isim benzerliğ sebebiyle bunlar Yûnus Emre’nin zannedilmiştir. Türk halkının, kudsiyetinden ve koruyuculuğundan istifade etmek için sevip saydığı mutasavvıfları, hep yakınında bulundurmak istediği bilinen bir gerçektir. Bu yüzden bu mezarların çoğu “makam” olarak nitelendirilmiştir.484 Bursalı Mehmed Tahir’in Yunus Emre’nin Divân’ının olduğunu zikreder.485 Divan birçok kişi tarafından neşredilmiştir.486 Ayrıca eser ile ilgili lisansüstü çalışmalar da mevcuttur.487 483 Mustafa Tatcı, “Yunus Emre”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 23, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2001, ss. 554-555. 484 Vasfi Babacan, Yûnus Emre’nin Risâletü’n-Nushiyye’si ve Dîvân’ı (Giriş-İncelememetin-Dizin), (Yüksek Lisans), Antalya: Akdeniz Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2013, ss. 36-37. 485 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 192; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, s. 207. 486 Burhan Ü. Toprak, Yunus Emre Divanı, İstanbul: İnkılap Yayıınevi, 1943; Naci Kasım, Tam ve Tekmil Yûnus Emre Dîvânı, İstanbul: İstanbul Maarif Kitaphanesi, 1954; Cahit Öztelli, Yûnus Emre: Bütün Şiirleri, İstanbul: Millet Yayınları, 1971; Abdülbaki Gölpınarlı, Yunus Emre Divanı, C. 1, İstanbul: Ahmet Halit Kitabevi, 1943; C. 2-3, 1948; Faruk Kadri Timurtaş, Yunus Emre Divanı, İstanbul: Temel Eser Yayınevi, 1972; Mustafa Tatcı, Yunus Emre Divanı I: İnceleme, Ankara: Kültür Bakanlığı, 1990; Tatcı, Yunus Emre Divanı II: Tenkitli Metin, Ankara: Kültür Bakanlığı, 1990; Tatcı, Yûnus Emre Külliyatı, Yûnus Emre Divanı-Tenkitli Metin, İstanbul: H Yayınları, 2008. 487 Mustafa Tatcı, Yunus Emre Divanı (İnceleme-Metin), (Doktora Tezi), Ankara: Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi Bölümü, 1990; Gencel Altunsarı, Yunus Emre Divanı’nın Şekil Yönünden İncelenmesi, (Yüksek Lisans), Erzurum: Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, 2004; Babacan, a.g.e., 2013. 81 2. İbrâhim Hakkı Erzurûmî İbrâhim Efendi, 1115 (1703) yılında Erzurum’un Hasankale ilçesinde doğdu. Babası Derviş Osman Efendi (ö. 1132/1720), annesi Şerîfe Hanîfe Hanım’dır.488 İbrâhim Hakkı ilk eğitimini babasından almıştır. Annesi Şerife Hanım 1122 (1710) yılında vefat ettikten sonra babası Osman Efendi, Tillo’ya gidip İsmail Fakirullah’a intisap etmiş ve buraya yerleşmiştir. İki yıl sonra İbrahim Hakkı Erzurûmî de bu şehre gelerek hem eğitimine devam etmiş hem de tahsilini tamamladıktan sonra 1442 (1728) yılında tasavvufî hayata yönelmiş ve İsmail Fakirullah’a intisap etmiştir.489 Şeyhinin vefatının ardından 1149’da (1735) tekrar Erzurum’a dönmüş, babasının daha önce imamlık yaptığı Habib Efendi Camii’nde göreve başlamıştır. İbrahim Hakkı son evliliğini mürşidi Fakirullah’ın kızı Fatma Azize Hanım ile gerçekleştirince Tillo’ya yerleşmiş ve 1194 (1780) yılında vefat etmiştir.490 Osmanlı Müellifleri’nde ise vefat tarihi 1186 (1772) olarak verilmektedir.491 Ancak eserlerinden bazılarının yazıldığı tarihe bakılırsa492 onun bu tarihte hayatta olduğu anlaşılacaktır. O halde İbrahim Hakkı, kaynakların çoğunun kabul ettiği 1194 (1780) yılında vefat etmiş olmalıdır. Bursalı Mehmed Tahir, İbrahim Hakkı’nın mürşidi Fakirullah’ın Nakşi, Kadiri ve Üveysi olduğunu söyler493 ancak İbrahim Hakkı’nın mensup olduğu tarikat ile ilgili bilgi vermez. İbrahim Hakkı’nın tarikatı ile ilgili kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte Mârifetnâme adlı eserinde hiçbir tarikata yer vermezken “Velîlerin en seçkinlerinin tercih ettiği tarikat” olarak nitelediği Nakşibendiyye’ye geniş yer ayırması onun bu tarikata mensup olduğu kanaatini güçlendirmektedir. 488 Sebile Özdamar, Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın Marifetnâme Adlı Eserindeki İnsan İlişkileri, (Yüksek Lisans), İstanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İlahiyat Anabilim Dalı Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı, 2012, s. 3. 489 Zafer Onur, Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın Nebzetun Min Lugati Elsineti’s-Selâse Adlı Eseri (Tenkitli Metin ve İnceleme), (Yüksek Lisans), İstanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslâm Bilimleri Anabilim Dalı Arap Dili ve Belagatı Bilim Dalı, 2019, s. 7. 490 Mustafa Çağırıcı, “İbrâhim Hakkı Erzurûmî”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 21, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2000, ss. 305-311. 491 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 34; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, ss. 31. 492 Örneğin; Ülfetü’l-Enam, Yazılış Tarihi: 1190/ 1776; Urvetü’l-İslam ve Hey’etü’l-İslam, Yazılış Tarihi: 1191/ 1777. Bkz. Onur, a.g.e., s. 12. 493 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 34; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, ss. 32. 82 Bursalı Mehmed Tahir’in, İbrahim Hakkı’ya ait olduğunu kaydettiği eserler şunlardır:494 1. Ma’rifetnâme: Eser birçok kişi tarafından günümüz harflerine aktarılmış ve farklı yayınevleri tarafından basılmıştır.495 Ayrıca kitap üzerine birden fazla akademik çalışma yapılmıştır.496 2. İrfâniyye: Bursalı Mehmed Tahir, hatalı olarak İrfâniyye ile Mecmuâtü’l İrfâniyye‘yi iki ayrı eser olarak kaydeder.497 3. Lügatçe: Eserin asıl adı Nebzetü’n Min Lugat-i Elsineti’s Selase’dir. Bursalı Mehmed Tahir eseri Lügatçe diye kaydetmiştir. (Bağdat el-Hızanatü’l Ömeriyye Ktp., nr. 22340/4; Ayrıca Mecmuâtü’l Meânî adlı eserin içerisinde de kütüphanelerde kayıtlıdır. İstanbul Arkeoloji Müzesi Ktp., Diyarbekirli Said Paşa, nr: 576; İstanbul Üniversitesi Ktp., Nadir Eserler, nr: T 145; T 11734.) Risâle üzerine Zafer Onur tarafından yüksek lisans tezi hazırlanmıştır.498 4. Mecmuâtü’l-Vahdâniyye fî Ma’rifeti’n-Nefsi’r-Rabbâniyye: Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. 2412; İstanbul Üniversitesi Ktp., Nadir Eserler, nr. T4389. Eser, Mecmuâtü’l İrfâniyye ismi ile de bilinir.499 Bursalı Mehmed Tahir, İbrahim Hakkı’nın ayırca İrfâniyye isimli bir eserinin olduğunu söyler, ancak bu bilgi hatalıdır. 494 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 34-35; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, ss. 32-33. 495 Mesela bk. Erzurumlu İbrahim Hakkı, Marifetnâme, haz. Turgut Ulusoy, Hasankale Cami ve Külliye Derneği, 1978. 496 Eser üzerine çok fazla çalışma yapıldığından dolayı burada sadece bir kısmını zikredeceğiz: Mehmet Kazar, Marifetname’deki Şiirlerin Tahlili, (Yüksek Lisans), Erzurum: Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyâtı Ana Bilim Dalı, 1996; Muhammed Erdoğan, Marifetname’de Din ve Ahlak Eğitiminin Prensip ve Metodları, (Yüksek Lisans), İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi, 1997; Sebîle Özdamar, Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın Marifetname Adlı Eserindeki İnsan İlişkileri, (Yüksek Lisans), İstanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İlâhiyat Ana Bilim Dalı Felsefe ve Din Bilimleri Bilim Dalı, 2002; Perihan Gökpınar, Erzurumlu Ibrahim Hakkı’nın Marifetname’sinde Tasavvufî Hayat, (Yüksek Lisans), Ankara: Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Tasavvuf Anabilim Dalı, 2006. 497 Tahir, Osmanlı Müellifleri, C. 1, İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333, s. 34-35; Tahir, a.g.e., C. 1, Ankara: TÜBA, 2016, ss. 32-33. 498 Zafer Onur, Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın Nebzetun Min Lugati Elsineti’s-Selâse Adlı Eseri (Tenkitli Metin ve İnceleme), (Yüksek Lisans), İstanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslâm Bilimleri Anabilim Dalı Arap Dili ve Belagatı Bilim Dalı, 2019. 499 Nurettin Ceviz, “Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerine Ait Bir Yazma: Mecmuatü’l İrfaniyye”, Erzurum, Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Bilimleri Araştırma Dergisi, S. .23, 1996, ss. 85-97. 83 5. Tecvîd: Risale müstakil olarak kayıtlarda bulunmamakla birlikte Mecmûatü’l- Meânî adlı eserin içinde bu risâle de yer almaktadır.500 6. Sefînetü’n-Nûh min Vâridâti’l-Fütûh: Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. 3812, 3413; İstanbul Üniversitesi Ktp., Nadir Eserler, nr. T528, T6399; ÎBB Kitaplığı, Osman Ergin Yazmaları, nr. 993; Ankara Milli Ktp., nr. 3804/2. 7. İkbâlnâme: Risale müstakil olarak kayıtlarda bulunmamakla birlikte Sefîne-i Nûh adlı eserin içinde bu risâle de yer almaktadır.501 8. Nûş-ı Cân: Risale müstakil olarak kayıtlarda bulunmamakla birlikte Sefîne-i Nûh adlı eserin içinde bu risâle de yer almaktadır.502 9. Vuslatnâme: Risale müstakil olarak kayıtlarda bulunmamakla birlikte Mecmûatü’l-Meânî adlı eserin içinde bu risâle de yer almaktadır.503 İlâhînâme: Mevlana Ktp., nr. 2445, vr. 127. Ayrıca eser Divân adlı eserinin içinde de kayıtlıdır. 10. Sülûk-i Nakşibendî: Eser kayıtlarda geçen, Risale-i Tarik-ı Nakşibendi adıyla anılan risâle ile aynı olmalıdır. (Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Ef., nr. 3035) 11. Kavâid-i Fürsiyye: Risale müstakil olarak kayıtlarda bulunmamakla birlikte Mecmûatü’l-Meânî adlı eserin içinde bu risâle de yer almaktadır.504 12. Manzûme-i Avâmil: Risale müstakil olarak kayıtlarda bulunmamakla birlikte Mecmûatü’l-Meânî adlı eserin içinde bu risâle de yer almaktadır.505 13. Kelimât-ı Fakîrullâh: Eser Tuhfetü’l Kirâm adlı eserin içerisinde kayıtlıdır. 14. Dîvân-ı İlâhiyyât: İ.Ü. Ktp., Nadir Eserler, nr. T3194; Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. 3446; Esad Efendi nr. 2628; Millet Ktp., Ali Emiri Şer’iyye, nr. AE mnz111; Hacı Selim Ağa Ktp., Hacı Selim Ağa, nr. 990; İBB Kitaplığı, Osman Ergin Yazmaları, nr. 563; Ankara Milli Ktp., nr. A-2277; Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Ktp., İsmail Saib, nr. 1851; Amasya Bayezid İl Halk Ktp., Gümüş, nr. 195/1. Antalya/Elmalı İlçe 500 Onur, a.g.e., s. 23. 501 Onur, a.g.e., s. 25. 502 Onur, a.g.e., s. 25. 503 Onur, a.g.e., s. 23. 504 Onur, a.g.e., s. 32. 505 Onur, a.g.e., s. 32. 84 Halk Ktp., nr. 3001/3, Erzurum Atatürk Üniversitesi Ktp., nr. 38293; Erzurum İl Halk Ktp., nr. 14; Konya İzzet Koyunoğlu Müze ve Ktp., nr. 12 296/1; Konya Mevlânâ Müzesi İhtisas Kitaplığı, nr. 2445. Ayrıca eser üzerine birçok akademik çalışma yapılmıştır.506 15. Mecmuatü’l İnsâniyye fi Mârifeti’l-Vahdâniyye: Süleymaniye Ktp., Düğümlü Baba, nr. 352; Ankara Milli Ktp., nr. B253-1; Pasinler İbrahim Hakkı Hazretleri Camii ve Külliyesi Vakıf Müzesi, nr. 15. Eser üzerine, Köksal Selçuk tarafından yüksek lisans tezi hazırlanmıştır.507 16. Kenzü’l-Fütûh: İstanbul Üniversitesi Ktp., Nadir Eserler, nr. T1734; Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. 3316; Ankara Milli Ktp., nr. A- 990; Bursa Yazma ve Eski Eserler Ktp., Genel, nr. 4340; Erzurum İl Halk Ktp., nr. 23914; İstanbul Yapı Kredi Sermet Çifter Araştırma Ktp., nr. 958. Bu eser Esma Çelik tarafından çalışılmıştır.508 17. Tezkiretü’l-Ahbâb: BYZ Devlet Ktp., Beyazıd, nr. 3833, vr. 80; Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 1438, vr. 43. 18. Hısnu’l-Ârifîn: Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 1438, vr. 44-65. 19. Lübbü’l-İrfân: Kayıtlarda geçen Lübbü’l-Lüb ve Sırru’s-Sır adlı eserle aynı olmalıdır. (Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. 3719, vr. 27-44.) 20. Mürşidü’l-Müteehhilîn: Süleymaniye Ktp., Denizli, nr. 151, vr. 1-36. 21. Cilâü’l-Kulûb li-Tecelli’l-Matlûb: Süleymaniye Ktp., H. Hüsnü Paşa, nr. 257, vr. 39-56; Hacı Mahmud Ef., nr. 2505, vr. 1-16; nr. 2699, vr. 1-11; Haşi Paşa, nr. 60, vr. 20-25; Reşid Efendi, nr. 440, vr. 35-46. 22. İnsân-ı Kâmil: Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Ef., nr. 2699, vr. 11-20. 23. Mecmûa-i Mekâtîb: Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 1438, vr. 103-118. 24. Râznâme: Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Ef., nr. 2505, vr. 42-48. 506 Süleyman Solmaz, Erzurumlu İbrahim Hakkı Divanında Aşk, (Yüksek Lisans), Ankara: Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı, 1986; Sami Önal, Erzurumlu İbrahim Hakkı, Hayatı, Eserleri, Şairliği ve Seçme Şiirleri, (Yüksek Lisans), Ankara: Ankara Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyâtı, 1963; Nevin Hakkıoğlu, İbrahim Hakkı (Erzurumlu) Divan’ında Dini ve Tasavvufi Unsurlar, (Yüksek Lisans), Erzurum: Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü̈ Türk Dili ve Edebiyatı, 1996. 507 Köksal Selçuk, Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın İnsaniyye İsimli Güldestesi’nin Muhtevası ve Türkçe Kısmının Transkripsiyonlu Metni, (Yüksek Lisans), Erzurum: Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1996. 508 Esma Çelik, Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın Kenzü’ l-Fütuh’u, (Yüksek Lisans), İstanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2005. 85 25. Urvetü’l-İslâm: Süleymaniye Ktp., Hacı Mahmud Efendi, nr. 1462; İ.Ü. Ktp., Nadir Eserler, nr. T681; Erzurum Atatürk Üniversitesi Ktp., Seyfettin Özege Bölümü, nr. 299. 26. Tertîbü’l-Ulûm: Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 1438, vr. 147-152+6. 27. Şükürnâme: Süleymaniye Ktp., İzmir, nr. 821, vr. 85-89. 28. Ed’iye-i Me’sûre: Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 1438, vr. 78-79. 29. Tuhfetü’l-Kirâm: Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 1438; Süleymaniye Yazma Bağışlar Ktp., nr. 6879; Beyazıt Devlet Ktp., Beyazıd, nr. B3833; Kütahya Vahit Paşa İl Halk Kütüphanesi nr. 600. 30. Nuhbetü’l-Kelâm: Ankara Milli Ktp., nr. FB-555 2; Bursa Yazma ve Eski Eserler Ktp., Orhan, nr. 1289; 3. Erzurum Atatürk Üniversitesi Ktp., nr. 38 308/1; Erzurum İl Halk Ktp., nr. 23892/2; Konya İzzet Koyunoğlu Müze ve Ktp., nr. 12348/3. 31. Ülfetü’l-Enâm: İBB Kitaplığı, Osman Ergin Yazmaları, nr. 541, vr. 1b-44a. 32. Hey’et-i İslâmiyye: Süleymaniye Ktp., Yazma Bağışlar, nr. 6879; İBB Kitaplığı Osman Ergin Yazmaları, nr. 541, vr. 44b-84a; Erzurum Atatürk Üniversitesi Ktp., Seyfettin Özege Bölümü, nr. 70; Erzurumlu İbrahim Hakkı Araştırma Merkezi Kitaplığı, nr. 12. Ayrıca Tahir’in kaydettiği ancak kütüphane kayıtlarında rastlanmayan eserler şunlardır: Müntehebât-ı Manzûme, Kuvvet-i Cân, Risâle-i Mir’ât-i Kevneyn, A’mâl- i Felekiyye bi’r-Rub’ı’l-Müceyyeb, İstihrâc-ı A’mâl-i Felekiyye, Kitâb-ı Âlem. 86 SONUÇ Biyografi çalışması denildiği zaman akla gelen en önemli eserlerden birisi hiç şüphesiz Bursalı Mehmed Tahir’in Osmanlı Müellifleri adlı eseridir. Biyografi türündeki eserlerin henüz yoğun bir şekilde yazılmadığı bir zamanda kaleme alınan kitap, ortaya konuluşundan bugüne kadar araştırmacıların müracaat ettiği vazgeçilmez bir kaynak olmuştur. Eserin muhtevasının genişliği incelenirse bin altı yüz doksan bir şahsiyetin hayatları hakkında bilgi sunmanın çoğu kimsenin tek başına gerçekleştiremeyeceği, zorlu bir iş olduğu anlaşılacaktır. Aynı zamanda bu kadar bilginin bir araya toplandığı bir eserde hiçbir hatanın bulunmaması, özellikle o dönemdeki araştırma koşullarının kısıtlılığı da göz önünde bulundurulursa pek mümkün gözükmemektedir. Nitekim Osmanlı Müellifleri’ni en son yayımlayan kişi olan Prof. Dr. M. A. Yekta Saraç’ta eserin girişinde bu duruma dikkat çekmiş ve eseri kitabı latin harflere aktarırken başlangıçta hatalı bilgileri tamamen düzelterek ilerlemeye niyet ettiğini ancak bu şekilde ilerlerse ortaya çıkacak eserin yeni bir eser gibi olacağı düşüncesiyle vazgeçip sadece bazı yerlerde parantez içinde küçük tashihler yaptığını söylemiştir. Biz de bu çalışmamızda Meşayıh Faslını inceleyerek, birinci cildin ilk yarısında tanıtılan sûfilerin hayatları ve eserleri hakkında hatalı olarak verilen bilgileri tespit etmeye ve saptanan bu bilgileri farklı kaynaklardan da hareketle tashih etmeye çalıştık. Kaydedilen bu hataların sebebi zaman zaman müellifin yanlış tespitlerinden kaynaklandığı gibi kimi zaman da eserin tab edilmesi sırasında müstensihlerin yahut latinize eden kişilerin yanlış aktarımlarından kaynaklandığına da şahit olduk. Bu çalışmanın ortaya koyuluş sebebi, bu farklılıkların ve bilgi hatalarının tespit edilip düzeltilmesi ayrıca yapılan tashih çalışmasının Osmanlı Müellifleri’nin diğer ciltlerine de uygulanması konusunda bir örneklik teşkil etmesini sağlamaktır. Eserin birinci bölümünde Orta Asya Merkezli Tarikatlara mensup olan mutasavvıflar Halvetiyye, Nakşibendiyye ve Kübreviyye başlıkları altında sınıflandırılarak tashih edildi. Tashih yapılırken esere sadece yanlış bilgi bulmak amacı ile bakmayıp, diğer kaynaklardaki bilgiler de aynı gözle inceleyerek Bursalı Tahir’in verdiği bilgiler ile karşılaştırılarak hangisinin doğru olduğunu tespit etmeye çalıştık. Kimi zaman Osmanlı Müellifleri’nde hatalı bilgilere rastladığımız gibi kimi zaman da araştırılan diğer kaynaklarda yanlışlar bulduk. Özellikle eserlerin ihtilafa düştüğü 87 yerlerde adı geçen sûfîye zaman ve mekan olarak daha yakın olan müellifin tercihi ve diğer kaynaklardaki görüşlerin izini sürerek sonuca ulaşılmaya çalıştık. Ayrıca Halvetiyye ve Nakşibendiyye’deki isimlerin diğer tarikat mensuplarına göre fazla oluşu Osmanlı topraklarında bu tarikatların yaygınlığını göstermesi bakımından önemlidir. İkinci bölümde yine aynı usul gözetilerek Orta Doğu ve Kuzey Afrika Merkezli Tarikatlara mensup meşayıh, bağlı bulundukları yollara göre Kadiriyye ve Sühreverdiyye başlıkları altında düzeltildi. Ayrıca bu bölümde ilk bölüme göre dikkat çeken hususlardan birisi, zikredilen tarikatlara mensup bulunan kişilerinin sayıca azlığıdır. Bu tarikatların doğdukları yerlerin Osmanlı topraklarına uzak olması, Osmanlı toplumunda yayılma imkanlarını azaltmıştır. Üçüncü bölümde Anadolu Merkezli Tarikatlara mensup bulunan sûfîlerin hayatları Mevleviyye, Bayramiyye ve Celvetiyye kategorileri altında detaylı olarak incelenerek tashihe ihtiyaç duyulan isimler ile ilgili gerekli düzenlemeler yapılarak teze aktarıldı. Yine bu bölüm içerisinde hangi tarikata mensup olduğu bilinmeyen mutasavvıflar da tashih edildi. Sonuç olarak; Bursalı Mehmed Tahir’in Osmanlı Müellifleri adlı eserinde düzeltilmesi gereken bazı hususlar bulunmakla birlikte bu durum kitabın kıymetine asla halel getirmemektedir. Nitekim bu önemli eser geçmişten günümüze kadar değerinde bir azalmaya uğramaksızın istifadeye medâr olmuştur. Ayrıca hâlâ günümüzde de araştırmacıların başvurdukları nadide biyografi eserlerin önde gelenlerindendir. 88 KAYNAKÇA ABDULKADİROĞLU Abdulkerim, Şeriat Uleması İle Tarikat Meşayıhı İhtilâfı ve Tekke ve Zaviyelere Tayinler Hakkında İki Vesika, Ankara: Ankara Üniversitesi Yayınevi, 1986. AFYONCU Erhan, “Zeâmet”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 18, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 1998. AHISHALI Recep “Reîsülküttâb”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 34, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2007. AKKUŞ Mehmed, “Mısır’da Halvetilik”, Keşkül Dergisi, S. 29, Kış-2014. AKSOY Hasan, “Enîs Recep Dede”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 11, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 1995. ALBAYRAK Nurettin, “Terzi Baba”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 40, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2011. ALICI Lütfi, Gülcan Alıcı, “Mar’âşîzâde Ahmed Kuddûsî’ye Göre Tarikatın Altı Erkânı”, Külliyat Osmanlı Araştırmaları Dergisi, S. 6., Aralık, 2018. ALTINIŞIK Kezban, Nakşîbendî-i Atîk Dergâhı ve Açıkbaş Mahmud Efendi, (Yüksek Lisans Tezi), Bursa: Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı Tasavvuf Bilim Dalı, 2006. ALTUNSARI Gencel, Yunus Emre Divanı’nın Şekil Yönünden İncelenmesi, (Yüksek Lisans), Erzurum: Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, 2004. ALVAN Türkan, “Hayâl-i Gülşenî”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. EK-1, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2006, ss. 548-549. AŞÇI İbrahim Dede, Aşçı Dedenin Hatıraları: Çok Yönlü Bir Sufinin Gözüyle Son Dönem Osmanlı Hayatı, çev. Eyyüp Tanrıverdi, Mustafa Koç, C. 1, İstanbul: Kitabevi, 2006. ATAİ Nevizade, Şakayık-ı Numaniyye ve Zeyilleri, haz. Abdülkadir Özcan, C. 2, İstanbul: Çağrı Yayınları, 1989. ATİK Hikmet, Nakşî Ali Akkirmânî Dîvânı İnceleme-Metin, (Doktora Tezi), Ankara: Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2003. 89 ----------, “Nakşî-i Akkirmânî”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 32, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2006. ----------, “Zâti Süleyman Efendi’nin Nakşî Ali Akkirmânî’nin Bir Mu’ammâsını Şerhi” C. U. İlahiyat Fakültesi Dergisi, S. 8, 2009. ----------, “Zati Süleyman Efendi'nin Nakşi Ali Akkirmani'nin Bir Mu'ammasını Şerhi”, C.Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, C. 8., 2009. AYDAY Mehmet Selim, “Hüsameddin Ali el-Bitlisî’nin Hakikat-i Muhammediye ve Hakikat-i Murtazaviyye ile İlişkilendirdiği Ayetler”, Artuklu Akademi, 2017. ----------, “Hüsâmeddîn Ali el-Bitlisî’nin Câmi’u’t-Tenzîl ve’t-Te’vîl İsimli İşârî Tefsirindeki Hurûfîliğin İzleri”, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, S. 34, 2017. AYDIN Ayten Koç, “Osmanlıda Simyadan Kimyaya Geçiş Süreci”, Dört Öge Dergisi, S. 9, 2016. AYDIN Emin, Muhammed b. Mahmud et-Trabzonî el-Medenî’nin (v. 1200/1786) “ed- Dürerü’s-Semîne” Adlı Eserinin Tahkik ve Tahlili, (Yüksek Lisans), Sakarya: Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2011. AYDIN İbrahim, Tarık Tanrıbilir, Yasin Karakuş, “Cemâleddin İshâk El-Karamânî’ye Ait “El-Münâcâtü’l-Meymûne” Adlı Kasîdenin Tahkik, Tercüme ve Değerlendirmesi”, Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, C. 19, S. 2, 2019. AYDIN Mehmet Uğur, Kâimî Dîvânı Transkripsiyonlu Metni Ve Tahlili, (Yüksek Lisans Tezi), Bursa: Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili Ve Edebiyatı Anabilim Dalı Eski Türk Edebiyatı Bilim Dalı, 2007. AYINTÂBÎ Şâh Velî, er-Rıhletü’s-Seniyye ve’l-Vasıyyetü’l-Behiyye li’l-Fukarâi’l- Halvetiyye, Süleymâniye Kütüphanesi, Veliyyüddin Efendi Bölümü, nr. 3188. vr. 2b. ----------, Atvâr-ı Seb’a, Süleymaniye Ktp., Halet Efendi Bölümü, nr. 827/7, vr. 68b. AYTEKİN Ülker, Sarı Abdullah Efendi ve Mesnevi-i Şerif Şerhi, (Doktora Tezi), İstanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İlahiyat Anabilim Dalı Tasavvuf Bilim Dalı, 2002. AYVANSARAYÎ Hâfız Hüseyin, Vefeyât-ı Ayvansarayî, çev. Ramazan Ekinci, İstanbul: Buhara Yayınları, 2013. 90 AZAMAT Nihat, “Çerkeşî Mustafa Efendi”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 8, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 1993. ----------, “Divane Mehmed Çelebi”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 9, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 1994. ----------, “İbrâhim Efendi, Olanlar Şeyhi”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 21, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2000. ----------, “Sarı Abdullah Efendi”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 36, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2009. BABACAN Vasfi, Yûnus Emre’nin Risâletü’n-Nushiyye’si ve Dîvân’ı (Giriş- İncelememetin-Dizin), (Yüksek Lisans), Antalya: Akdeniz Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2013, BAĞDATLI İsmail Paşa, Hadiyyat Al-Ârifîn, haz. Rifat Bilge, Mahmud Kemal İnal, C. 1-2, İstanbul: Milli Eğitim Basımevi, 1951. ----------, Îzâhü’l-Meknûn, thk. Rifat Bilge, C. 1, Ankara: Milli Eğitim Bakanlığı Yayınevi, 1972. BAHŞÎ Yahyâ, Gönenli Yahya bin Bahşî: Mevlid, haz. Şükrü Baştürk, Bursa: Bursa Akademi, 2018. BAŞTÜRK Şükrü, “Gönenli Yahya b. Bahşî’nin Mevlid’i ve Söz Varlığı Üzerine”, Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi, S. 7, 2018. BEDİR Engin, Köstendilli Süleyman Şeyhî'nin “Lemeât-ı Nakşbend” adlı eseri (inceleme ve metin), (Yüksek Lisans Tezi), Konya: Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2010. BENLİ Ali, “Trabzonî Mehmed”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 41, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2012. ----------, “Muhammed el-Medenî et-Trabzûnî ve Risâle fî Beyâni’l-Ezdâd’ı” Eskiyeni Dergisi, Güz, 2015. BİÇER Ali, Abdullah İlâhî ve Meslekü’t-Tâlibîn ve’l Vâsılîn, (Yüksek Lisans Tezi), İstanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1996. BİLGEN Osman, “Ahmed Ziyâuddin Gümüşhanevî’nin Râmûzu’l-Ehâdîs İsimli Eserinin Kaynakları (101-200. Hadisler)” I. Uluslararası Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevî Sempozyumu, Gümüşhane, 2013. 91 BİLGİN A. Azmi, “Ümmi Sinan’ın Hayatı, Edebi Şahsiyeti ve Eserleri”, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, C. 29, İstanbul, 2000. ----------, “Ümmî Sinan”, Eyüp Sultan Sempozyumu VI, İstanbul: Eyüp Belediyesi Kültür Yayınları, 2003. ----------, “Ümmî Sinan”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 42, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2012. BİNGÖL Abdulkuddüs, “Terzi Baba’nın Tasavvuf Anlayışı”, Atatürk Üniversitesi Fen- Edebiyat Fakültesi Edebiyat Bilimler, Araştırma Dergisi, S. 17, Erzurum, 1989. BİRIŞIK Abdulhamit, “Osmanlı Döneminde Türkçe Tefsirler”, İstanbul, Başlangıçtan Günümüze Turklerin Kur’an Tefsirine Hizmetlerı -Tebliğler Ve Müzakereler, 2012. BOLTABAYEV Saidbek, “Çağatayca Tefsir-i Hüseynî (Mevahib-i Aliyye) Tercümesi ve Farsça Dil Özellikleri Üzerine”, JOTS, S. 3, 2019. BREHMER Aslınur Akdeniz, Bir Telafi ve Ağıt Aracı Olarak Çeviri: Sarı Abdullah Efendi'nin Cevahir-i Bevahir-i Mesnevi'sinin İlk 18 Beyit Şerhine Bir Ağıt- Çeviri, (Yüksek Lisans), İstanbul: İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İslam Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı, 2018. BÜTÜN Murat, Sarı Abdullah Efendi, Nasîhatü’l-mülûk Terğîbün li-Hüsni’s-Sülûk (1b- 109b): İnceleme-Metin-Sözlük-Dizin, (Yüksek Lisans), Rize: Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, 2019. CAMİ Abdurrahman, Nefahatü’l-Üns Min Hadarâti’l-Kuds Tercümesi, İstanbul: Bedir Yayınevi, 1971. CAN Ertuğrul, Divançe-i Şuhûdî, (Yüksek Lisans Tezi), Adana: Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2003. CEVİZ Nurettin, “Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerine Ait Bir Yazma: Mecmuatü’l İrfaniyye”, Erzurum, Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Bilimleri Araştırma Dergisi, S. .23, 1996. CEYHAN Adem, Enis Receb Dede Hayatı Edebî Şahsiyeti ve Eserleri: Divanı, (Yüksek Lisans), İstanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1990. 92 CEYHAN Semih, “Salâhî Efendi”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 36, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2009. ----------, “Süleyman Şeyhî”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 38, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2010. ÇAĞIRICI Mustafa, “İbrâhim Hakkı Erzurûmî”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 21, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2000. ÇAKIR Mümine, “Dîvâne Mehmed Çelebi’nin Müseddesi ve Müseddese Yapılan Tazminler Üzerine”, Çankırı Karatekin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, S. 6, 2015. ÇAKMAK Muharrem, “Türk Mutasavvıf Şairi Aksaraylı Cemal Halveti”, EKEV Akademi Dergisi, S. 16, 2003. ÇAKMAKTAŞ Büşra, “Mesnevî Şârihi Bir Bayrâmî-Melâmî: Sarı Abdullah Efendi’nin Seyr ü Sülûk Yorumu”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, C. 4., S. 43., Nisan, 2016. ----------, “XVII. Yüzyıl Osmanlısında Bir Bayrâmî-Melâmî: Olanlar Şeyhi İbrahim Efendi’nin Vahdet-i Vücûd Anlayışı”, Sûfî Araştırmaları, C. 8, S. 16, 2017. ÇALIK Fatma, Fatma Çalık, Eşrefzâde İzzettin ve Tefsiri: “Enîsü’l-Cenân, (Doktora Tezi), Bursa: Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslâm Bilimleri Anabilim Dalı Tefsir Bilim Dalı, 2009. ----------, “Şeyh Eşrefzade İzzettin: Hayatı, Eserleri ve Görüşleri”, Bülent Ecevit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, C. 3, S. 11, 2016. ÇAVUŞOĞLU Raşit, Şâh Velî Ayıntâbî’nin Risâletü’l- Bedriyye’si (Metin-Muhtevâ- Tahlîl), (Yüksek Lisans Tezi), İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İslam Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı, 2007. ----------, Şah Veli Ayintabi ve Risaletü'l-Bedriyye’si, İstanbul: Okur Akademi, 2016. ----------, “Şâh Velî Ayıntâbî Askerî”, Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü, http://teis.yesevi.edu.tr/madde-detay/sah-veli-ayintabi-askeri, 18.01.2016. ÇAYIR Sümeyye, Mehmed El-Medenî Et-Trabzonî’nin El-Câmiu’l-A’zam Fi Esmâi Nebiyyine’l-Mu’azzam Adlı Eserinin İnceleme ve Tahkiki, (Yüksek Lisans), İstanbul: Fatih Sultan Mehmed Vakıf Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı Temel İslam Bilimleri Programı, İstanbul, 2019. 93 ÇELEBİ Katib, Keşfü’z-Zünûn, C. 2, İstanbul, 1362/ 1943. ----------, Keşf el-Zunûn An Esâmi’l-Kütübi ve’l-Fünun, çev. Rüştü Balcı, İstanbul: Tarik Vakfı Yurt Yayınları, 2007. ÇELİK Ahmet, Orhan Aktepe, “Miftahu’l-Kenz Bağlamında Terzi Baba’nın İtikadî Görüşleri ve Yöntemi”, Erzincan, Erzincan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi (ERZSOSDER), 2016. ÇELİK Esma, Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın Kenzü’ l-Fütuh’u, (Yüksek Lisans), İstanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2005. ÇELİK İsa, Birol Yıldırım, Mikail Dumlu, “Çankırılı Bir Hak Dostu: Pîr-i Sânî Seyyid Çerkeşî Mustafa Efendi ve Yeni Bulunan ‘Tuhfetü’l-Mürîdîn ve Tesliyetü’l- Muhibbîn’ İsimli Risâlesinin Tahlili”, Çankırı’nın Manevi Mimarları, Çankırı, 2017. ÇELİKKOL Feride, Ümmî Sinân Dîvânı’nda Âyet ve Hadis İncelemesi, (Yüksek Lisans Tezi), Elazığ: Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, 2019. ÇETİN Esma, Hüsameddin Ali el-Bitlîsî’nin Câmiu’t-Tenzîl ve’t-Te’vîl İsimli Eserinden Âl-i İmrân Sûresinin Tahkik ve Tahlili, (Doktora Tezi), Sakarya: Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2016. ----------, “Hüsâmeddîn-i Bitlîsî”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. EK-1, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2016. ÇETİN Nuran, “Osmanlı’da Bir Halvetî Tekkesi: Ümmî Sinân Dergâhı”, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, S. 56, 2015. ----------, “Terzi Baba’nın ‘Kenzü’l-Miftâh’ Adlı Eserinde Bazı Tasavvufî Kavramlara Yaklaşımı”, İlahiyat Tetkikleri Dergisi, Haziran, 2018. ÇEVEN Zeynep İrem, Hatıralar Işığında Tasavvufi Terbiye (Aşçı Dede Örneği), (Yüksek Lisans Tezi), Bursa: Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı Tasavvuf Bilim Dalı, 2017. ÇIPAN Mustafa, “Mevlevi Şeyhlerinden Divâne Mehmed Çelebi”, C. 5, Konya, Millî Mevlânâ Kongresi, 1993. ----------, “Divâne Mehmed Çelebi’nin ‘Tarikatü’l-Ma’ârifin’ Risalesi ve Şiirleri Üzerine Bir Değerlendirme”, Konya, IX Millî Mevlâna Kongresi, 1998. 94 ÇİFTÇİ Emine, Sarı Abdullah Efendi'nin Şerh-i Mesnevi (Cevahir-i Bevahir-i Mesnevi)’nin Birinci Cildinin Eski Harflerden Türkiye Türkçesi’ne Aktarımı, (Yüksek Lisans), Konya: Selçuk Üniversitesi Mevlana Araştırmaları Enstitüsü Mevlâna ve Mevlevîlik Araştırmaları Ana Bilim Dalı, 2018. DEĞER Nihal, Muhammed Medeni'nin Musellesat Risalesinin Tahkiki, (Yüksek Lisans), İstanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2000. DEĞİRMENÇAY Veyis, Ahmet Özkan, “Tuhfe-i Nâilî’de Konyalı Şairler”, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi: Journal of Social Sciences, S. 54, Haziran, 2015. DEMİR Ziya, Osmanlı Müfessirleri, İstanbul: Ensar Neşriyat, 2006. DEMİRDAŞ Öncel, “Çerkeşî Mustafa Efendi ve Çerkeşiyye Tarikatı”, Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, S. 42, 2019. DEMİRER Macit, “Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevî’nin Levâmiu’l-Ukûl Adlı Eseri”, I. Uluslararası Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevî Sempozyumu, Gümüşhane, 2013. DEMİRKAZIK Hacı İbrahim, Abdülmecid bin Şeyh Nasuh'un Manzum Kıyafetname'si (İnceleme-Metin-Dizin), İstanbul: Asmaaltı Yayınevi, 2015. DEMİRLİ Ekrem, Abdullah İlâhî’nin Keşfü’l-Vâridât Adlı Eserinin Tahkiki, (Yüksek Lisans Tezi), İstanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1995. DİKMEN Melek, “Elmalı’da İrfan Geleneği ve Eroğlu Nûri”, Elmalı İlim ve İrfan Şehri, Antalya, 2011. DİLEK Uğur Bekir, “Mehmed b. Mahmûd et-Trabzonî’nin (ö. 1200/1786) Fıkha Dâir Bir Eseri: Hâşiyetü Mehmed et-Trabzonî Alâ Muhtasari Gunyeti’l-Mütemellî fî Şerhi Münyeti’l-Musallî”, 1. Uluslarası Geçmişten Günümüze Trabzon’da Dini Hayat Sempozyumu, İstanbul, 2016. DOĞAN Gönül, Köstendilli Süleyman Şeyhî’nin Nikâtü’l-Hikem İsimli Eseri (İnceleme Ve Metin), (Yüksek Lisans), İstanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İlahiyat Anabilim Dalı Tasavvuf Bilim Dalı, 2008 DONUK Suat, “Cemâleddin İshak El-Karamanî Ve Onun Namaz Konulu Bilinmeyen Bir Mesnevisi”, The Journal of Academic Social Science Studies, S. 40, Kış, 2015. ----------, “Cemâleddin İshak el-Karamanî’nin Kasideleri”, Osmanlı Mirası Araştırmaları Dergisi (OMAD), C. 3, S. 6, Temmuz, 2016. 95 DUMLU Emrullah, “Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevî’nin Camiu’l-Mütûn Adlı Eserinde “Meşakkat” Kavramı ve Hükümlere Etkisi”, I. Uluslararası Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevî Sempozyumu, Gümüşhane, 2013. DURGUN Selahattin, Sarı Abdullah ve Şerh-i Mesnevi: Cevahir-i Bevahir-i Mesnevi, (Yüksek Lisans), Konya: Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Doğu Dilleri ve Edebiyatları Anabilim Dalı Fars Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı, 1993. EĞRİ Sadettin, Şuhûdî Divanı (Levâmiu’l Eşvâk) Gazeller (Defter-i Salis/Üçüncü Defter) -Karşılaştırmalı Metin-, (Yüksek Lisans Tezi), Bursa: Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1989. EKİZER Duran, Cemaleddin İshak b. Muhammed el-Karamani’nin “et-Tevabi fi’s-sarf” Adlı Eserinin Tahkiki, (Yüksek Lisans Tezi), İstanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İlahiyat Anabilim Dalı Arap Dili ve Belagatı Bilim Dalı, 2004. EL-CELYEND Muhammed es-Seyyid, “Muhammed Demirtaşî”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 30, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2005. ERBAŞ Muammer, “Bir Osmanlı Müfessiri: Abdulmecid b. eş-Şeyh Nasuh b. İsrail (ö. 973/1565) ve Eserleri”, İzmir, D. E. Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, S. 24, 2006. ERDEMİR Avni, Anadolu Sahası Musikişinas Divan Şairleri, Ankara: TÜSAV, 1999. ERDOĞAN Muhammed, Marifetname’de Din ve Ahlak Eğitiminin Prensip ve Metodları, (Yüksek Lisans), İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi, 1997. EROĞLU Süleyman, “Yahya bin Bahşi ve Maktel-i Hüseyn’i”, Sivas, Çeşitli Yönleriyle Kerbela, C. 2, 2010. ERŞAHİN Süleyman, Bir Siyasetname Örneği Sarı Abdullah Efendi’nin Tedbirü’n Neş’eteyn fi Islahı’n-Nüshateyn’ Adlı Eserinin Transkripsiyonu ve Değerlendirilmesi, (Yüksek Lisans), Kırıkkale: Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı, 2002. ERTEKİN Ertuğrul, “Yahya b. Bahşî’nin Maktel-i Hüseyin’i”, Şiilik Araştırmaları (http://siilikarastirmalari.blogspot.com/), 26 Eylül 2014. ERTÜRK Zekeriya, Mehmet Medenî Et-Trabzonî Efendi’nin “El-İthâfâtü’s-seniyye Fi’l- Ehâdîsi’l-Kudsiyye” Adlı Eserinin Birinci Bölümü’nün Tahkik, Tahric ve 96 Tercümesi, (Yüksek Lisans), Bayburt: Bayburt Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslâm Bilimleri Anabilim Dalı, 2016. ERZURUMLU İbrahim Hakkı, Marifetnâme, haz. Turgut Ulusoy, Hasankale Cami ve Külliye Derneği, 1978. FAZLIOĞLU İhsan, “Fâzıl Ali Bey (Ali el-İznikî)”, http://fazlioglu.blogspot.com/2018/07/prof-dr-ihsan-fazlioglu-fazil-ali-bey-ali- el-izniki.html, 16 Temmuz 2018. FİDAN Mustafa, İbrahim Tennurî, Gülzâr-ı Mânevî-İnceleme-Metin-Sözlük, (Doktora Tezi), Kayseri: Erciyes Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1995. FURAT Ahmed Subhi, “İbrahim Tennurî’nin İslam Tasavvuf Tarihindeki Yeri”, Kayseri, İbrahim Tennurî Sempozyumu, 2011. GHAFOUR Mustafa Ahmed, Hüsamuddin Bitlisi’nin Camiu’t-tenzil ve’t-te’vil Adlı Tefsirinin Bakara Suresi 200. Ayetinden Sure Sonuna Kadar Tahkiki, (Yüksek Lisans), Bingöl: Bingöl Üniversitesi Sosyal Bilimler Ensitüsü Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı Tefsir Bilim Dalı, 2017. GÖKBULUT Süleyman, Olanlar Şeyhi İbrahim Efendi’nin Vahdetnâme/Usûl-i Muhakkıkîn’i Işığında Tasavvufî Görüşleri (İnceleme ve Metin), (Yüksek Lisans), İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı, 2003. GÖKPINAR Perihan, Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın Marifetname’sinde Tasavvufî Hayat, (Yüksek Lisans), Ankara: Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Tasavvuf Anabilim Dalı, 2006. GÖLPINARLI Abdulbaki, Abdülbaki Gölpınarlı, Yunus Emre Divanı, C. 1, İstanbul: Ahmet Halit Kitabevi, 1943; C. 2-3, 1948. ----------, Mevlânâ Müzesi Yazmalar Kataloğu II, Ankara: Türk Tarih Kurumu, 1971. ----------, Mevlânâ’dan Sonra Mevlevîlik, İstanbul: İnkılap ve Aka Kitabevi, 1983. GÖRENER İbrahim, “İlmi Cazibe Yurdu Osmanlı’da Çok Yönlü Bir Müfessir: Nimetullah-i Nahcuvani”, Osmanlı Toplumunda Kur’an Kültürü ve Tefsir Çalışmaları I, İstanbul: İlim Yayma Vakfı Kur’an ve Tefsir Akademisi, 2011. GÖYÜNÇ Nejat, “Diyarbakır”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 9, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 1994. 97 GÜLŞENÎ Muhyî, Menâkıb-ı Gülşenî, haz. Tahsin Yazıcı, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları, 1982. ----------, Ahlak-ı Kirâm, haz. Abdullah Tümsek, İstanbul: İnsan Yayınları, 2004. GÜLTAŞ Serhat, Sarı Abdullah Efendi’nin Hayatı Eserleri ve Tasavvufî Görüşleri, (Yüksek Lisans), Bursa: Uludağ Üniveristesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı Tasavvuf Bilim Dalı, 2014. GÜMÜŞHÂNEVÎ Ahmed Ziyâüddin, Veliler ve Tarikatlarda Usûl (Câmiu’l-Usûl), trc. Rahmi Serin, İstanbul: Pamuk Yayınları, 1977. ----------, Râmûzu’l-Ehâdîs: Hadisler Deryası, çev. Seyit Avcı, 2.b., İstanbul: Serhat Kitapevi, 2018. ----------, Ehl-i Sünnet İ’tikadı, 3.b., İstanbul: Bedir Yayınevi, 1983. GÜNDÜZ İrfan, Gümüşhanevî Ahmed Ziyaüddin Hayatı, Eserleri, Tarîkat Anlayışı ve Hâlidiyye Târîkatı, İstanbul: Seha Neşriyat, 1984. ----------, “Gümüşhânevî, Ahmed Ziyâeddin”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 14, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 1996. GÜNTAN Halil, Receb Enis Dede (Hayatı, Edebî Kişiliği ve Divanının Tenkidli Metni), (Yüksek Lisans), Konya: Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1990. GÜR Merve Nur, Ali El-İznikî’nin “Cevahir el-Esrar Fî Ma’arif El-Ahcar” Adlı Eserinin Çeviri ve İncelemesi, (Yüksek Lisans), İstanbul: Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Bilim Tarihi Anabilim Dalı, 2016. GÜR Süleyman, “Osmanlı Döneminde Yetişen “Kırımî” Nisbeli Müfessirler ve Eserleri: Bir Literatür İncelemesi”, Amasya İlahiyat Dergisi, S. 13, İstanbul, 2019. HACI BEKTÂŞ Velî, Menakıb-ı Hacı Bektâş-ı Velî: Vilâyetnâme, haz. Abdülbâki Gölpınarlı, İstanbul: İnkılapYayınevi, 1958. HAKKIOĞLU Nevin, İbrahim Hakkı (Erzurumlu) Divan’ında Dini ve Tasavvufi Unsurlar, (Yüksek Lisans), Erzurum: Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü̈ Türk Dili ve Edebiyatı, 1996. HAKSEVER Ahmed Cahid, “Turhallı Mustafa Efendi ve Bazı Tasavvufi Kavrarnlara Yaklaşımı”, Ankara, Tasavvuf İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi, 2004. ----------, Haksever, “Bir Dini Tecrübe Çeşidi Olarak Üveysîliğin Epistemik Değeri: Turhal Şeyhi Mustafa Efendi Örneği”, Tokat, Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tokat Tarihi ve Kültürü Sempozyumu Bildiriler, C.3, 2015. 98 HALVETÎ Cemal, Tevilâtü Erbaîne Hadîsen, Lala İsmail Efendi, nr. 686, vr. 139a. HARİRİZÂDE Mehmed Kemaleddin, Feth-i Virdü’l-Esrar Şerh-i Virdü’s-Settar, İstanbul: Matbaa-i Amire, 1287. HAYTA Ufuk, “Hayatı ve Eserleriyle Abdülmecîd B. Şeyh Nasûh Tosyevî ve Cevâhiru’l-Kur’ân ve Zevâhiru’l-Furkân Adlı Tefsir Risâlesinin İlmî Değeri”, Bursa, Uludağ Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, C. 16, S. 2, 2007. ---------, Abdülmecîd b. Nasûh Tosyevî’nin (ö. 1588) Hayatı, Eserleri ve el-Hüdâ ve’l- Felâh Adlı Tefsir Risâlesinin Tahkîki, (Yüksek Lisans Tezi), Bursa: Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslâm Bilimleri Anabilim Dalı Tefsir Bilim Dalı, 2008. HULVÎ Cemâleddin, Lemezât-ı Hulviyye, haz. Mehmet Serhan Tayşi, 2.b., İstanbul: Semerkand Yayınları, 2013. ----------, Câm-ı Dil-Nüvâz Gülşen-i Râz Şerhi, haz. Sait Okumuş, İstanbul: İnsan Yayınları, 2012. ----------, Mevlid-i Şerif ve Mi'raciyye, İstanbul: Hacegân Yayınları, 2012. HÜDÂÎ Aziz Mahmud, Faziletler Kitabı, çev. Hasan Akarsu, İstanbul: Dehliz Kitaplar, 2008. ----------, Tarîkâtnâme, der. Nevzat Özkan, İstanbul: Bilge Kültür Sanat Yayıncılık, 2014. ----------, Külliyât-ı Hazret-i Hüdâyî, haz. Muzaffer Özgür, Adalet Çakır, İstanbul: Dergâh Yayınları, 2015. ----------, Bir Damla Sevgi, çev. Abdulkadir Dedeoğlu, İstanbul: Osmanlı Yayınları, 2016. ----------, Alemin Yaratılışı ve Hz.Muhammed'in Zuhuru, (çev. Mustafa Kara, H. Mustafa Özdemir), 2.b., İstanbul: İnsan Yayınları, 2016. ----------, Aziz Mahmud Hüdayi Divanı, der. Musa Yıldız, Mustafa Tatcı, İstanbul: H Yayınları, 2017. ---------, Sevgi Tohumu, der. Selami Şimşek, İstanbul: Buhara Yayınları, 2018. ---------, Hüdâyî’nin Vâkıât-ı Üftâde Tercümesi, haz. Zehra Gökmen Çakır, İstanbul: Eflatun Kitap, 2020. IŞIK Feyza, Köstendilli Süleyman Şeyhî’nin Sübhatü’l-Levâyıh Adlı Eseri (Metin- İnceleme), (Yüksek Lisans), İstanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı Tasavvuf Bilim Dalı, 2011. 99 IŞITAN İbrahim, “Pir-i Sâni Seyyid Mustafa Çerkeşi Efendi’nin Düşüncesinde Zâhir- Bâtın Dengesi”, Çankırı’nın Manevi Mimarları, Çankırı: 2017. İBN İYÂS, Bedâi‘u’z-zühûr fî vekâi‘i’d-dühûr, C. II, Kahire, 1961. İVGİN Hayrettin, “Türkiye/Akşehir'de Medfun Mutasavvıf Ni’metullah Nahçivanî ve Türbesi”, Bilimsel Eksen Dergisi, S. 19, 2016. KARA Mustafa, Hamid Algar, “Abdullah-ı İlâhî”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 1, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 1988. ----------, “Molla İlâhî'ye Dair”, Osmanlı Araştırmaları VII-VIII, İstanbul: 1988. ----------, “Bursa Tekkelerinde Şeyhlik Yapan Mutasavvıflar-I”, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, S. 3, C. 3, 1991. ----------, “Abdülkadir Necib Efendi ve Mevlid’i”, Uluslararası Bursa Tasavvuf Kültürü Sempozyumu 4, 2005. ----------, “Abdülkâdir Necib Efendi ve Mevlidi”, Uluslararası Bursa Tasavvuf Kültürü Sempozyumu IV, Bursa 2005. KARABULUT Ali Rıza, Ramazan Yıldız, Gülzâr-ı Ma’nevî ve İbrâhim Tennûri, Ankara: Elif Matbaası, 1978. KARABULUT Niyazi, “Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevî’nin Kırk Hadis’i ve Kaynakları”, I. Uluslararası Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevî Sempozyumu, Gümüşhane, 2013. KARACA Eyyup, Yahyâ b. Bahşî ve Lemhu’l-Mesâ’ili’n-Nahviyye fî Şerhi’l-‘Avâmili’l- Birgiviyye Adlı Eseri, (Yüksek Lisans), Erzurum: Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslâm Bilimleri Anabilim Dalı, 2016. KARAİSMAİLOĞLU Adnan, “Hüseyin Vâiz-i Kâşifî”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 19, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 1999. KARAZEYBEK Mustafa, Yusuf İlgar, “Karahisâr-ı Sâhib Sultân Divânî Mevlevîhânesi ve Vakıfları”, Konya, Günümüzde Yurtiçi Mevlevîhânelerinin Durum ve Konumları Uluslarası Sempozyumu, 2013. KARTAL Ahmet, “Şeyh Baba Yûsuf Sivrihisarî ve Eserleri”, Bilig: Türk Dünyası Sosyal Bilimler Dergisi, S. 7, 1998. ----------, “Şeyh Baba Yûsuf'un Uhuvvet ile İlgili Manzumesi”, Ahilik Araştırma Dergisi (AHAD), C. 1, S. 1., 2004. 100 ----------, “Şeyh Baba Yusuf (? – öl. H. 918 İst.)’un Kıyâfet-Nâmesi”, Şiraz’dan İstanbul’a Türk-Fars Kültür Coğrafyası Üzerine Araştırmalar, 2010. KASIM Naci, Tam ve Tekmil Yûnus Emre Dîvânı, İstanbul: İstanbul Maarif Kitaphanesi, 1954. KÂŞÂNÎ Abdürrezzak, Istılâhâtu’s-Sûfiyye, haz. Abdurrezzak Tek, İstanbul: Bursa Akademi, 2014, s. Xii. KAVAK Abdulcebbar, “Osmanlı Devleti’nin İlmî ve Siyasî Hayatında İz Bırakan Hâlîdî Şeyhleri Arasında Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevî’nin Yeri”, I. Uluslararası Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevî Sempozyumu, Gümüşhane, 2013. KAZAR Mehmet, Marifetname’deki Şiirlerin Tahlili, (Yüksek Lisans), Erzurum: Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyâtı Ana Bilim Dalı, 1996. KEHHÂLE Ömer Rıza, Mu’cemu’l-Müellifîn, C. 1-2-4, Beyrut, 1414/ 1993 KELEŞ Kübra Özdemir, “Türk Tefsir Ekolünde Münasebet İlmi: Ni’metullah Nahcivanî Örneği”, Osmanlı Döneminde Tefsir, İstanbul: Ensar Yayınları, 2018. KEMİKLİ Bilal, Oğlanlar Şeyhi İbrahim: Müfid ü Muhtasar, İnceleme Metin, Ankara: Akçağ Yayınları, 2001. ----------, “Sun’ullah Gaybî”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 37, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2009. ----------, “Bayramî-Melâmî Şâir: Oğlanlar Şeyhi İbrahim Efendi”, Doğu’dan Batı’ya Düşüncenin Serüveni: Osmanlı’da Felsefe ve Aklî Düşünce, C. 8, 2015. KESKİN Mustafa, “Türkçeci Bir Bilge Önder Şeyh İbrahim Tennurî”, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, S. 11, 2001. KILIÇ Dündar Ali, Gümüşhane Tarihi, “Ahmed Ziyâüddîn Gümüşhânevî’nin Kurduğu Kütüphaneler Ve Bu Kütüphanelere Bağışladığı Kitaplar”, Gümüşhane, Gümüşhane Üniversitesi Yayınları, 2016. KILINÇ Aziz, “Ezine Yöresinin Folklorik Yapısında Manevi Ziyaret Yerleri”, Hacı Bektaş Veli Dergisi, S. 29, 2004. KIZILER Hamdi, “Çerkeşî Mustafa Efendi’nin Risale fî Tahkîki't-Tasavvuf Adlı Eserinin Tasavvufî Muhteva Açısından Değerlendirilmesi”, İnsan Ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi, S. 6, 2017, s. 1462. 101 KİRAZ Semiha, Şeyh İbrahim Tennurî ve Gülzâr-ı Mânevî-İnceleme-Metin, (Yüksek Lisans), İstanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1991. KOBYA Murat, Merkezzâde Ahmed Efendi ve el-Bâbu’l-Vâsıt’i, (Yüksek Lisans Tezi), İstanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2005. KOÇ Mustafa, “Osmanlı’da Esperanto, İlk Yapma Dil Balaybelen İlk Yapma Dilin Kurucusu Muhyî-i Gülşenî”, Osmanlı, C. 9, Ankara, 1999. ----------, Bâleybelen: İlk Yapma Dil, İstanbul: Klasik Yayınevi, 2005. KOÇYİĞİT Yakup, “Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevî ve Garâibü’l-Ehâdîs İsimli Eseri” I. Uluslararası Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevî Sempozyumu, Gümüşhane, 2013. KONUR Himmet, “Hulvî’nin Lemezât’ından Örneklerle Menkıbelerin Dili”, I. Uluslararası Din ve İnsan Sempozyumu “Din, Dil ve İletişim”, Eskişehir: Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Yayınları, 2019. KÖSTENDİLLİ Ali el-Halvetî, Telvihât: Bir Osmanlı Şeyhinin Dilinden Tasavvuf, haz. Semih Ceyhan, İstanbul: Dergâh Yayınları, 2016. KÖSTENDİLLİ Süleyman Şeyhî, Binbir Sûfî, haz. Semih Ceyhan, Sezai Küçük, İstanbul: Mavi Ay Yayınları, 2008. KUYUMCU Fehmi, Kuddûsî Divânı, Ankara: Akçağ Yayınlari, 2002. KÜÇÜK Sezai, “Osmanlı Şerh geleneğinde Bir Sufi: Abdullah Salahi Uşşaki (ö. 1197/1783) ve Şerhleri”, Osmanlı Düşüncesi Kaynakları ve Tartışma Konuları, İstanbul: Mahya Yayıncılık, 2019. KÜÇÜKÇALIK Bedia, Hasan Kenzi Divanı: Metin İnceleme Ve Bestelenmiş Şiirlerinde Vezin-Usul İlişkisi, (Yüksek Lisans Tezi), İstanbul: Boğaziçi Ünivesitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, 2016. KÜÇÜKKURT Ülkü, “Afyonkarahisar Sultan Dîvânî Mevlevîhânesi ve Müzesi’nde Bulunan Dival İşlemeli Örtüler”, Afyon, ARIŞ Halı, Dokuma ve İşleme Sanatları Dergisi, 2019. KUFRALI Kasım, “Molla İlâhî ve Kendisinden Sonraki Nakşibendîye Muhiti”, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, C. 3, S. 1-2, İstanbul: İbrahîm Horoz Basımevi, 1948. 102 KURT Yaşar, Ni’metullah Nahcivânî ve Tasavvufî Tefsîri, (Doktora Tezi), Samsun: Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı, 1998. ----------, “Ni’metullah b. Mahmûd”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 33, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2007. LATÎFÎ, Latîfî Tezkiresi, haz. Mustafa İsen, Ankara: Akçağ Yayınları, 1999. LİMAN Hatice, Yahyâ Bin Bahşî’nin Menâkıb-ı Emîr Sultân (Menâkıb-ı Cevâhir) Adlı Eseri İnceleme-Metin, (Yüksek Lisans), Bursa: Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İslam Tarihi ve Sanatları Ana Bilim Dalı Türk İslam Edebiyatı Bilim Dalı, 2008. ----------, “Yahyâ Bin Bahşî ve Menâkıbu’l- Yahyâ bin Bahşî ve Menâkıbu’l-Cevâhir”, İSTEM Dergisi, S. 13, 2009. MEDENÎ Muhammed, Nazmu’d-Dureri’s-seniyye, Süleymaniye Ktp., Süleymaniye Bölümü, nr. 1071, vr. 71a. MISRÎ Niyâzî, Mevâidu’l-irfân: İrfan Sofraları, trc. Süleyman Ateş, Ankara 1971. MUHİALDİN Mustafa Ahmad, Hüsamuddin Ali Bitlisî’nin Câmiu’ttenzîl ve’t- Te’vîl Adlı Tefsirinin A’raf Suresinin Tahkiki, (Yüksek Lisans), Bingöl: Bingöl Üniversitesi Sosyal Bilimler Ensitüsü Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı Tefsir Bilim Dalı, 2017. MUSAKHANOV Orkhan, Ni’metullah Nahçıvani’nin Hidayetü’l-İhvan’ı (Metin, Tercüme ve İnceleme), (Yüksek Lisans Tezi), İstanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İlahiyat Anabilim Dalı Tasavvuf Bilim Dalı, 2011. NÛRİ Eroğlu, Mustafa Tatçı, Divânçe-i İlâhiyât, haz. Mustafa Tatcı, İstanbul: H Yayınları, Ankara 2016. ----------, Tasavvuf bi’t-Tarîkat, haz. Mustafa Tatcı, Ankara: Alperen Yayınları, 2003. OĞUZ M. Öcal, “Elmalılı Mutasavvıf Şair Eroğlu Nurî”, Milli Folklor Dergisi, C. 1, S. 8, Ankara, 1990. OĞUZ Muhammed İhsan, Hazret-i Şa’bân-ı Velî ve Mustafa Çerkeşî, İstanbul: Oğuz Yayınları, 1993. OKCU Efdal, Seyyid Yahya Şirvani’nin Şifaü’l-Esrar Eserinde Benlik Eğitimi, (Yüksek Lisans Tezi), Konya: Necmettin Erbakan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü 103 Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Anabilim Dalı Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi Bilim Dalı, 2019. ONUR Zafer, Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın Nebzetun Min Lugati Elsineti’s-Selâse Adlı Eseri (Tenkitli Metin ve İnceleme), (Yüksek Lisans), İstanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslâm Bilimleri Anabilim Dalı Arap Dili ve Belagatı Bilim Dalı, 2019. OSMANLI ARŞİVLERİ, Dosya nr.: 210, Gömlek nr.: 11288, Fon Kodu: Hat. ÖCALAN Hasan Basri, “Açıkbaş Mahmud Efendi ve Risale-i Nurbahşiyyesi”, Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, S. 15, 2008. ----------, Melâmet Zindanında Bir Nakşî Açıkbaş Mahmud Efendi, Bursa: Gaye Kitabevi, 2012. ÖKSÜZ Hadicetül Kübra, Köstendilli Süleyman Şeyhî’nin Mektûbât-ı Erbaîn, Terkîbât-ı Erbaîn ve Te’vîlât-ı Erbâin İsimli Eserleri (İnceleme ve Metin), (Yüksek Lisans), İstanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İlâhiyat Anabilim Dalı Tasavvuf Bilim Dalı, 2010. ÖNAL Sami, Erzurumlu İbrahim Hakkı, Hayatı, Eserleri, Şairliği ve Seçme Şiirleri, (Yüksek Lisans), Ankara: Ankara Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyâtı, 1963. ÖNER Sibel, Aziz Mahmud Hüdâyî Divanı’nın Halk Edebiyatı ve Metaforik Anlatım Bakımından Değerlendirilmesi, (Yüksek Lisans), Ankara: Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili Ve Edebiyatı Ana Bilim Dalı Türk Halk Edebiyatı Bilim Dalı, 2006. ÖNGÖREN Reşat, “Karamânî, Cemâleddin İshak”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 24, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2001. ÖZCAN Abdulkadir, “İdrîs-i Bitlisî”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 21, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2000. ÖZCAN Nuri, “Abdülbâki Nâsır Dede”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 1, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 1988. ----------, “Ali Nutkî Dede”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 2, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 1989. ----------, “İzzeddin Efendi, Eşrefzâde”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 23, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2001. 104 ÖZÇELİK Yunus Nadi, Abdullah İlâhî ve Meslekü’t-Tâlibin ve’l-Vâsılîn, (Yüksek Lisans Tezi), Ankara: Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1990. ÖZDAMAR Sebile, Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın Marifetnâme Adlı Eserindeki İnsan İlişkileri, (Yüksek Lisans), İstanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İlahiyat Anabilim Dalı Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı, 2002. ÖZDEMİR Mehmet, “Muhyî’nin Manzum Hadîs-i Erbaîn Tercümesi”, Journal of Turkish Language and Literature, S. 2, 2016. ÖZGÜDENLİ Osmangazi, “Lurlar”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. EK-2, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2016. ÖZKAN Ahmet, Abdullah İlâhî’nin Esrârnâme Adlı Eseri, (Yüksek Lisans Tezi), Erzurum: Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2006. ÖZMEN Kerim, “Bâyezid Halife (er-Rûmî) ve Fatiha Tefsiri” (Edisyon Kritiği) Secencelü’l-Ervâh ve Nukûşu’l-Elvâh, (Yüksek Lisans Tezi), İstanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2003. ÖZTELLİ Cahit, Yûnus Emre: Bütün Şiirleri, İstanbul: Millet Yayınları, 1971. ÖZTÜRK Funda, Sarı Abdullah Efendi, Nasîhatü'l-Mülûk Terğîbün Li-Hüsni's-Sülûk (110a-218b): İnceleme-Metin-Sözlük-Dizin, (Yüksek Lisans), Rize: Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, 2018. ÖZTÜRK Nazif, “Eş-Şeyh Nâsır Abdulbâki el-Mevlevi ve Tetkik u Tahkik’i”, Ankara, IX Vakıf Haftası Kitabı, 1992. ÖZTÜRK Yaşar Nuri, Kutsal Gönüllü Velî Kuşadalı İbrâhim Halvetî (Hayatı, Düşünceleri, Mektupları), İstanbul: Fatih Yayınevi Matbaası, 1982. PATTABANOĞLU Fatma Zehra, “Abdülmecîd b. Şeyh Nasûh Tosyevî’nin ‘Fezâilü’l- İlm ve’l-Âlim’ Adlı Risâlesi ve Transkripsiyonu”, EKEV Akademi Dergisi, S. 66, 2016. RÂMİZ, Âdâb-ı Zurefâ, Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 3873, vr. 1b-2a. RIHTIM Mehmet, “Yahyâ-yı Şirvânî”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 43, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2013. ----------, “Halvetiliğin Pîr-i Sânisi Seyyid Yahya eş-Şirvânî el-Baküvî”, Uluslararası Yahya Şirvâni ve Halvetilik Sempozyumu, 2013. RIF’AT Ahmed, Lügat-i Târîhiyye ve Coğrâfiyye, C. 2, İstanbul, 1299. 105 SAĞIR Cemile, Şah Velî Ayıntâbî’nin Atvâr-ı Seb‘a Risalesi (Metin-Tahlil), (Yüksek Lisans Tezi), Çorum: Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı, 2017. SAĞIR Yusuf, “Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevî’nin Kurduğu Kütüphâneler”, I. Uluslararası Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevî Sempozyumu, Gümüşhane, 2013. SAKAR Ekrem, Abdülmecid b. Nasuh Tosyevî ve Matlab-ı A’lâ Adlı Esma-i Hüsna Şerhi, (Yüksek Lisans Tezi), İstanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İslam Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı Türk İslam Edebiyatı Bilim Dalı, 2016. SAMİ Şemseddin, Kâmus-ı Alâm, (Tıpkıbasım), C. 3, İstanbul 1308, s. 2224. SAMİC Jasna, “Kâimî”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 24, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2001. SARI Abdullah Efendi, Gönül Meyveleri, haz. Kenan Necefzâde, İstanbul: Neşriyat Yurdu, 1967. SEHÂVÎ, Tuhfetü’l-Ahbâb ve Bugyetü’t-Tullâb, (nşr. Mahmûd Rebî’-Hasan Kâsım), Kahire, 1356/1937. SELÇUK Köksal, Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın İnsaniyye İsimli Güldestesi’nin Muhtevası ve Türkçe Kısmının Transkripsiyonlu Metni, (Yüksek Lisans), Erzurum: Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1996. SERT Nalan, İzniki (Ali Çelebi b. Hüsrev), http://www.eskieserler.com/Eski/Eserler/Yazar/2055/izniki-(Ali-Celebi- b.Husrev).asp?LID=TR&ID=2055, 13 Şubat 2008. SEZEN Gülşen, “Mûsikînin Abdülbâki Nasır Dede Dîvânındaki Gölgeleri”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, C. 6, S. 26, 2013. SİNAN Yusuf, Tezkire-i Halvetiyye, İstanbul, 1290. SOLMAZ Süleyman, Erzurumlu İbrahim Hakkı Divanında Aşk, (Yüksek Lisans), Ankara: Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı, 1986. SUNAR Hüseyin, Ahmed Kuddûsî’nin Hazinetü’l-Esrâr ve Ganîmetü’l-Ebrâr Adlı Esrinin Tercemesi, Tahrîk ve Tahlili, (Yüksek Lisans), İstanbul: Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1998. SÜREYYA Mehmed, Sicill-i Osmanî, haz. Nuri Akbayar, Seyit Ali Kahraman, C. 3, İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 1996. 106 SÜYÛTÎ, Nazmü’l-İkyân, nşr. Philip K. Hitti, New York, 1927. ŞAHİN Haşim, “Tabduk Emre”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 23, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2001. ŞA’RÂNÎ, et-Tabakâtü’l-Kübrâ: Evliya Menkıbeleri, çev. Abdülkadir Akçiçek, C. II, İstanbul: Bahar Yayınları, 1970. ŞENEL Gülçin, “Eyüb’te Medfun Bir Pîr: Ümmî Sinan”, Baran Dergisi, S. 437. ŞENGÜN Necdet, “XVIII. Yüzyılda Tokat’ta Bir Nakşî: Turhallı Şeyh Mustafa Efendi ve Mürşidü’s-Sâlikîn’i”, Tokat, Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tokat Tarihi ve Kültürü Sempozyumu Bildiriler, C.3, 2015. ŞEYHİ Mehmed Efendi, Vekayiü’l-Fudala, haz. Ramazan Ekinci, C. 1, İstanbul: Türkiye Yazma Eserler Kurumu, 2018. ŞİMŞEK Selami, Keşan’lı Süleyman Zâtî ve XVIII. Asırda Celvetîlilik, (Doktora Tezi), Erzurum: Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Bölümü, 2005. ----------, “Süleyman Zâtî”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 38, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2010. ŞİRVANÎ Yahya, Şifaü’l-Esrar, haz. Mehmet Rıhtım, 3.b., İstanbul: Sufi Yayınları, 2014. ----------, Vird-i Settâr, haz. Hüseyin Salâhî, İstanbul: Seçil Ofset, 2011. TAHİR Bursalı Mehmet, Osmanlı Müellifleri, C. 1., İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1333. ----------, Osmanlı Müellifleri, haz. Mehmet Ali Yekta Saraç, C. 1, Ankara: TÜBA, 2016. ----------, İdare-i Osmaniye Zamanında Yetişen Kırım Müellifleri, haz. Mehmet Sarı, Afyon: Kocatepe Akademik Yayınevi, 2015. TANSEL F. Abdullah, “Olanlar Şeyhi İbrahim Efendi ve Devriyesi”, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, C. 17, 1969. TAŞ Mutluhan, Hümeyra Yaman, “Dîvâne Mehmet Çelebi Şiirlerinde Vahdet-i Vücûd Anlayışı”, Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi (ASEAD), S. 7, 2019. TAŞKÖPRÜLÜZÂDE, Osmanlı Bilginleri (eş-Şakâiku’n-Nu’mâniyye), çev. Muharrem Tan, İstanbul: İZ Yayıncılık, 2007. 107 TATCI Mustafa, Yunus Emre Divanı (İnceleme-Metin), (Doktora Tezi), Ankara: Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi Bölümü, 1990. ----------, Yunus Emre Divanı I: İnceleme, Ankara: Kültür Bakanlığı, 1990. ----------, Yunus Emre Divanı II: Tenkitli Metin, Ankara: Kültür Bakanlığı, 1990. ----------, “Elmalı’lı Bir Mutasavvıf Şair: Ümmi Sinan Halveti”, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, 1992. ----------, “Hasan Kenzi Efendi'nin Hayatı, Eserleri ve Vakfiyesi”, Kubbealtı Akademi Mecmuası, S. 21, Nisan, 1992. ----------, “Yunus Emre”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 23, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2001. ----------, Manisalı Kenzi Hasan Efendi / Mutasavvıf Şair Bestekar Hayatı Ve Eserleri, İstanbul: Akademi Kitabevi Yayınları, 2005. ----------, Yûnus Emre Külliyatı, Yûnus Emre Divanı-Tenkitli Metin, İstanbul: H Yayınları, 2008. TAYŞİ Mehmet Serhan, “Cemâl-i Halvetî”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 7, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 1993. TEK Abdurrezzak, “Bursa’da Kadirî Tekkeler”, Uludağ Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, C. 19, S. 1, 2010. ----------, Nakşîliğin Osmanlı Topraklarına Gelişi Molla Abdullah İlâhî, Bursa: Emin Yayınları, 2012. ----------, Tarihi Süreçte Tasavvuf ve Tarikatlar, 2.b., Bursa: Bursa Akademi, 2017. TEKİN Ömer, Yenikapı Mevlevîhânesi, (Yüksek Lisans), İstanbul: Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı, 2014. TENİK Ali, Ahmed Kuddûsî ve Tasavvuf Düşüncesi, (Doktora Tezi), Ankara: Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslâm Bilimleri (Tasavvuf) Anabilim Dalı, 2007. ----------, “Maraşizade Ahmed Kuddusi’nin 19. Yüzyıl Osmanlı Bilim ve Kültür Hayatına Etkisi”, Kahramanmaraş, Uluslararası Osmanlı Döneminde Maraş Sempozyumu, 2012. TİMURTAŞ Faruk Kadri, Yunus Emre Divanı, İstanbul: Temel Eser Yayınevi, 1972. TOPRAK Burhan Ü., Yunus Emre Divanı, İstanbul: İnkılap Yayıınevi, 1943. 108 TOPRAK Mehmet Sait, Hadisleri bakımından “Risale fi Etvari’s-Süluk” (Cemali el- Karamani), (Yüksek Lisans Tezi), İzmir: Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı, 2000. ----------, Mesut Toprak, Nakşî Ali Akkirmânî’nin Tasavvufî Düşüncesi, (Yüksek Lisans Tezi), Sivas: Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2007. ----------, “Cemali İshak b. Mehmed el-Karamani: Hayatı ve Eserleri”, Hadis Tetkikleri Dergisi, C. 4, S. 2, 2006. TOSUN Necdet, “Kâsâniyye”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 24, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2001. ----------, “Nurbahşiyye”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 33, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2007. TUMAN Nail, Tuhfe-i Nâilî, çev. M. T. Cemal Kurnaz, Ankara: Bizim Büro Yayınları, 2001. TURAN Abdulbaki, “Baba Ni’metullah Nahcivanî ve ‘el-Fevatihu’l-İlâhiyye ve’l- Mefâhitu’l-Gaybiyye’ İsimli Tefsiri”, Konya, Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, S. 1, 1985. TURAN Mehmet, Köstendilli Süleyman Şeyhî'nin Medâr-ı Sâlikân ve Etvâr-ı Hâcegân İsimli Eserleri, (Yüksek Lisans), İstanbul: İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı Temel İslam Bilimleri Bilim Dalı, 2019. TÜRER Osman, “Bayezid Halife”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 5, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 1992. ----------, Cengiz Gündoğdu, “Salâhaddîn-i Uşşâkî’nin Vahdet-i Vücûd’la Alâkalı İki Risâlesinin Arapkirli Hazmî Tarafından Yapılan Tercümesi”, Tasavvuf: İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi (İbnü’l-Arabî Özel Sayısı-2), S. 23, 2009. ULAŞ A. Halim, Nakşî Ali Akkirmânî Hayatı, Sanatı, Edebî Şahsiyeti ve Gavriye Mesnevisi Tenkitli Metin- İnceleme, (Yüksek Lisans Tezi), Erzurum: Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1998. ULUDAĞ Süleyman, M. Asım Köksal, “Kuddûsî Ahmed Efendi”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 26, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2002. 109 ULUSOY Mehmed Şemseddin, Bursalı Mutasavvıf Âlimler ve Meşhurlar, haz. Mustafa Kara, Serhat Gültaş, Olcay Kocatürk, Bursa: Osmangazi Belediyesi Yayınları, 2021, s. 40. UMAGAN Suat, Nakşî Ali Akkirmânî Aynu’l-Hayat Tenkidli Metin İnceleme, (Yüksek Lisans Tezi), Erzurum: Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1996. UZUN Mustafa İsmet, “İbrâhim Tennûrî”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 21, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2000. ----------, “Hulvî Cemâeddin”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 44, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2013. ÜMMÎ SİNAN Halvetî, Divan, Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınevi, 2016. ÜNVER Mustafa, “Borlu Kadiri Şeyhi Ahmed Kuddüsi (1769-1849) ve Şiirlerinde Kur’an-ı Kerim’e Yaptığı Atıflar”, Samsun, Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, S. 16, 2003. VAR Emine, Mustafa Müstakim Niyazi’nin Sülûk-i Kavîm Ve Sırât-ı Müstakîm Adlı Eseri, (Yüksek Lisans Tezi), Çorum: Hitit Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı, 2019. VASSÂF Hüseyin, Sefîne-i Evliyâ, İstanbul: Kitabevi Yayınları, C. I-II-III-IV-V., 2006. VİCDÂNÎ Sâdık, Tarikatler ve Silsileleri (Tomâr-ı Turûk-ı ‘Aliyye), haz. İrfan Gündüz, İstanbul: Enderun Kitabevi, 1995. YAKUBOVYCH Mykhaylo M., Mawâhib al-Ragman fī Marâtib al-Akwân, “İbrahim el- Kırımî’nın Unutulmuş 16. Asır Osmanlı Tasavvuf Risale”, Osmanlı Araştırmaları/ The Journal of Ottoman Studies, S. 45, 2015. YALAR Mehmet, “XVI. Yüzyıl Bursa Alimleri ve Arap Diline Katkıları”, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, C. 10, S. 1, 2001. YAVUZ Sevgi, Cemaleddin Mahmud Hulvî Divanı (Metin-İnceleme), (Yüksek Lisans Tezi), İstanbul: İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, 2012. YAVUZER Hamdi, Şeyh İlâhî’nin Esrâr-Nâme’si (Hayatı- Eserleri- İnceleme- Metin), (Yüksek Lisans Tezi), Ankara: Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1988. YAZICI Tahsin, “Muhyî-yi Gülşenî”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 31, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2006. 110 YENİBAŞ Hasan, “Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevî ve Râmûzü’l-Ehâdîs Adlı Eseri” I. Uluslararası Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevî Sempozyumu, Gümüşhane, 2013. YILDIZ Sare, Turhallı Mustafa Efendi’nin Hayatı, Eserleri ve Tasavvuf Anlayışı, (Yüksek Lisans Tezi), Ankara: Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı, 2006. YILMAZ Ali, Köstendilli Süleyman Şeyhi, Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları, 1989. YILMAZ Hasan Kamil, “Açıkbaş Mahmud Efendi”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 1, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 1988. ----------, Hasan Kâmil Yılmaz, “Aziz Mahmud Hüdâyî”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA), C. 4, İstanbul: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 1991. YILMAZ Nuri, Oğlanlar Şeyhi İbrahim Efendi Divânı İnceleme-Metin, (Yüksek Lisans), Erzurum: Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1998. YUNUS EMRE, Risâlat al-Nushiyye ve Dîvân, haz. Abdülbâki Gölpınarlı, İstanbul, 1965. 111