TARİHİ ÇEVRELERDE YENİDEN İŞLEVLENDİRME VE YENİ BİNA ÜRETİM SÜREÇLE RİNİN YÖNETİMİ Gözde ERGİN DOĞAN T.C. BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ TARİHİ ÇEVRELERDE YENİDEN İŞLEVLENDİRME VE YENİ BİNA ÜRETİM SÜREÇLERİNİN YÖNETİMİ Gözde ERGİN DOĞAN 501812030 Prof. Dr. Murat TAŞ (Danışman) YÜKSEK LİSANS TEZİ YAPI BİLGİSİ ANABİLİM DALI BURSA – 2022 Her Hakkı Saklıdır 2 3 B.U.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü tez yazım kurallarına uygun olarak hazırladığım bu tez çalışmasında;  tez içindeki bütün bilgi ve belgeleri akademik kurallar çerçevesinde elde ettiğimi,  görsel, işitsel ve yazılı tüm bilgi ve sonuçları bilimsel ahlak kurallarına uygun olarak sunduğumu,  başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda ilgili eserlere bilimsel normlara uygun olarak atıfta bulunduğumu,  atıfta bulunduğum eserlerin tümünü kaynak olarak gösterdiğimi,  kullanılan verilerde herhangi bir tahrifat yapmadığımı,  ve bu tezin herhangi bir bölümünü bu üniversite veya başka bir üniversitede başka bir tez çalışması olarak sunmadığımı beyan ederim. 03/01/20212 Gözde ERGİN DOĞAN 4 5 ÖZET Yüksek Lisans Tezi TARİHİ ÇEVRELERDE YENİDEN İŞLEVLENDİRME VE YENİ BİNA ÜRETİM SÜREÇLERİNİN YÖNETİMİ Gözde ERGİN DOĞAN Bursa Uludağ Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Yapı Bilgisi Anabilim Dalı Danışman: Prof. Dr. Murat TAŞ Tarihi çevreler zaman içinde mimari, tarihi, strüktürel, sosyo-kültürel ve ekonomik alanda çeşitli olumsuzluklarla karşı karşıya kalmaktadır. Bu tez çalışmasının amacı, tarihi çevrelerin karşı karşıya kaldığı bu olumsuz durumları en aza indirebilmek için tarihi çevrelerdeki bina üretim sürecini ve yeniden işlevlendirme süreçlerini yönetsel anlamda değerlendirmektir. Bu araştırma kapsamında ilk olarak tarihi çevre, kültürel miras, koruma, yeniden işlevlendirme, alan yönetimi, yönetim planı, tarihi çevrede yeni yapı kavramı, yeni yapı üretim süreci ve restorasyon süreci kavramları açıklanmıştır. Tarihi çevrelerde süreçlerin nasıl işlediği, katılımcılarının kim olduğu, hangi süreçlerin işlediği, projelerin nasıl elde edildiği, proje uygulamalarının nelerden etkilendiği, projelerde nasıl sorunların olduğu gibi sorulara yanıt verecek bir taslak oluşturulmuştur. Bu kavramlar doğrultusunda materyal ve yöntem kısmında belirlenmiş olan taslakta proje elde etme süreci, uygulama süreci, ekonomik süreçler, katılımcı süreci, organizasyon şekli gibi parametreler kullanılarak dünyadan ve Türkiye’den seçilen tarihi çevrelerde uygulanmış tek yapı ölçeğinde ve kentsel ölçekteki projeler incelenmiştir. İncelenen örnekler karşılaştırılarak eksikler belirlenmiştir ve süreç yönetimin önemi anlatılmıştır. Son olarak ise tarihi çevrede yeni bina üretimi ve yeniden işlevlendirme sürecine katkı sağlayabilecek çıkarımlara yer verilmiştir. Anahtar Kelimeler: Tarihi çevre, Yeniden işlevlendirme, Yeni bina üretimi, Yönetim 2022, vii + 75 sayfa. i ABSTRACT MSc Thesis MANAGEMENT OF RE-FUNCTIONING AND NEW BUILDING MANUFACTURING PROCESS IN HISTORICAL ENVIRONMENTS Gözde ERGİN DOĞAN Bursa Uludağ University Graduate School of Natural and Applied Sciences Department of Building Science Supervisor: Prof. Dr. Murat TAŞ Historical environments have been confronted with various negativities in architectural, historical, structural, socio-cultural and economic areas over time. The aim of this thesis is to evaluate the building production process and re-functioning processes in historical environments in a managerial sense in order to minimize these negative situations faced by historical environments. Within the scope of this research, firstly, the concepts of historical environment, cultural heritage, conservation, re-functioning, site management, management plan, new building in the historical environment, new building production process and restoration process are explained. A draft has been created that will answer questions such as how the processes work in historical environments, who the participants are, which processes work, how the projects are obtained, what the project implementations are affected by, and what problems there are in the projects. In line with these concepts, in the material and method section, single building scale and urban scale projects implemented in historical environments selected from the world and Turkey were examined through a template that includes parameters such as project acquisition process, implementation process, economic processes, participatory process, and organizational form. By comparing the examined examples, deficiencies were determined, and the importance of process management was explained. Finally, inferences that can contribute to the new building production and re-functioning process in the historical environment are included. Key words: Historical environment, Re-functioning, New building production, Management 2022, vii + 75 pages. ii TEŞEKKÜR Tez sürecim boyunca, her aşamada bana her zaman destek olan, yardımlarını ve ilgisini hiç esirgemeyen, yapıcı eleştirileriyle yol gösteren ve çalışmama ışık tutan danışmanım, Bursa Uludağ Üniversitesi Mimarlık Fakültesi öğretim üyesi sayın Prof. Dr. Murat TAŞ’ a özellikle ve öncelikle sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Yüksek Lisans eğitim sürecim boyunca gerek aldığım dersleriyle gerekse destekleriyle bilimsel katkılarını esirgemeyen sayın Prof. Dr. Nilüfer TAŞ hocama teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca lisans ve yüksek lisans eğitimim boyunca emeği geçmiş olan Bursa Uludağ Üniversitesi Mimarlık bölümdeki tüm hocalarıma teşekkürlerimi sunarım. Pandemiyle birlikte daha da zor hale gelen bu yoğun süreçte desteklerini benden hiç esirgemeyen ve hayatın her anında yanımda olduklarını hissettiren ve bana güç veren annem Harika ERGİN, babam Bülent ERGİN, kardeşim Merve ERGİN ve eşim Emre DOĞAN’a anlayış ve ilgileri için çok teşekkür ederim. Ayrıca üniversitenin ilk yılından itibaren her konuda desteğini esirgemeyen, olumsuzluklara karşı sürekli beni motive eden ve yüreklendiren sevgili arkadaşım Y. Mimar Zehra Nur Dişçi ’ye her şey için çok teşekkür ederim. Gözde ERGİN DOĞAN 03/01/2022 iii İÇİNDEKİLER Sayfa ÖZET.................................................................................................................................. i ABSTRACT ...................................................................................................................... ii TEŞEKKÜR ..................................................................................................................... iii SİMGELER ve KISALTMALAR DİZİNİ ....................................................................... v ŞEKİLLER DİZİNİ .......................................................................................................... vi ÇİZELGELER DİZİNİ ................................................................................................... vii 1. GİRİŞ ............................................................................................................................ 1 2. KURAMSAL TEMELLER VE KAYNAK ARAŞTIRMASI ...................................... 5 2.1. Tarihi Çevrelerde Yeniden İşlevlendirme ve Yeni Bina Üretimi İle İlgili Kavramlar ........................................................................................................................................... 5 2.1.1. Tarihi çevre kavramı ............................................................................................... 5 2.1.2. Tarihi çevrelerde yeni yapı kavramı ....................................................................... 7 2.1.3. Kültürel miras kavramı ......................................................................................... 14 2.1.4. Koruma kavramı.................................................................................................... 15 2.1.5. Restorasyon kavramı ve restorasyon süreci .......................................................... 18 2.1.5. Yeniden işlevlendirme kavramı ............................................................................ 20 2.1.6. Alan yönetimi kavramı .......................................................................................... 22 2.1.7. Yönetim planı ........................................................................................................ 24 2.2. Tarihi Çevrede Yeni Bina Üretim Süreçleri............................................................. 26 3. MATERYAL VE YÖNTEM ...................................................................................... 30 4. BULGULAR ............................................................................................................... 32 4.1. Tarihi Çevrelerde Yeniden İşlevlendirme ve Yeni Bina Üretimi Uygulamaları ..... 32 4.1.1. Tek yapı ölçeğinde örnekler: ................................................................................. 32 4.1.2. Kentsel ölçekte örnekler ........................................................................................ 49 4.1.3. Değerlendirme ....................................................................................................... 63 5. SONUÇ VE ÖNERİLER ............................................................................................ 68 KAYNAKLAR ............................................................................................................... 72 ÖZGEÇMİŞ .................................................................................................................... 75 iv SİMGELER ve KISALTMALAR DİZİNİ Kısaltmalar Açıklama AGÜ Abdullah Gül Üniversitesi AGÜV Abdullah Gül Üniversitesi Vakfı BM Birleşmiş Milletler ICOMOS Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi TDK Türk Dil Kurumu TCV İngiliz Çevre Koruma Gönüllüleri UNESCO Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu v ŞEKİLLER DİZİNİ Sayfa Şekil 2.1: Yapı Üretim Süreci Aşamaları ........................................................................ 28 Şekil 4.1: Astley Castle yenileme çalışmalarından önceki hali ...................................... 32 Şekil 4.2: Kale’nin Otel olduktan sonraki hali ................................................................ 35 Şekil 4.3: Orsay Garı ....................................................................................................... 36 Şekil 4.4: Orsay Müzesi .................................................................................................. 38 Şekil 4.6: Sümerbank Kayseri Bez Fabrikası dış cephe fotoğrafı ................................... 39 Şekil 4.7: Sümerbank Kayseri Bez Fabrikası içinden çekilmiş bir fotoğraf ................... 40 Şekil 4.9: Cunda Despot evi 1980’li yıllardaki hali ........................................................ 43 Şekil 4.10: Cunda Despot Evi Otel güncel hali............................................................... 45 Şekil 4.11: Eski Mudanya Gar Binası ............................................................................. 46 Şekil 4.12: Otel Yapısı .................................................................................................... 48 Şekil 4.13: Regensburg kenti .......................................................................................... 50 Şekil 4.14: Banska Stiavnica tarihi alanı......................................................................... 52 Şekil 4.15: İstanbul Tarlabaşı kentsel yenileme öncesi .................................................. 55 Şekil 4.16: İzmir Levanten Evleri ................................................................................... 60 vi ÇİZELGELER DİZİNİ Sayfa Çizelge 2.1: Tarihi Alanlarda yeni yapı tasarımında kullanılan kuramsal yaklaşımlar .... 7 Çizelge 2.2: Tarihi çevrede bina üretiminde kullanılan yaklaşımlar ................................ 8 Çizelge 2.3: Tarihi çevrede yeni bina tasarımında uluslararası kullanılan koruma ilkeleri ........................................................................................................................................... 9 Çizelge 2.4: Korunması gerekli kültür varlıkları ............................................................ 17 Çizelge 2.5: Korunması gerekli alanlar .......................................................................... 17 Çizelge 2.6: Restorasyon süreci aşamaları .................................................................... 19 Çizelge 2.7: Alan Yönetimi İle Anıt Eser Kurulunun Kuruluş Ve Görevleri İle Yönetim Alanlarının Belirlenmesine İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik Madde 5 .... 23 Çizelge 3.1: Seçilen örneklerin değerlendirilme şablonu ............................................... 30 Çizelge 4.1: Astley Castle Örneği .................................................................................. 32 Çizelge 4.2: Orsay Garı (Orsay müzesi) örneği.............................................................. 36 Çizelge 4.3: Sümerbank Kayseri Bez Fabrikası ............................................................. 39 Çizelge 4.4: Cunda Despot Evi Otel ............................................................................... 43 Çizelge 4.5: Eski Mudanya Gar Binası- otel yapısı ........................................................ 46 Çizelge 4.6: Regensburg tarihi kenti kentsel dönüşüm projesi....................................... 50 Çizelge 4.7: Banska Stiavnica kentsel dönüşüm projesi ................................................ 52 Çizelge 4.8: Tarlabaşı Kentsel Yenileme ....................................................................... 55 Çizelge 4.9: Alsancak Levanten Evleri .......................................................................... 60 Çizelge 5.1: Tek yapı ölçeğindeki örneklerin yeniden işlevlendirilmesi ....................... 63 Çizelge 5.2: Kentsel ölçekteki örneklerin işlevlendirilmesi ve yeni yapı üretimi .......... 64 Çizelge 5.3: Tek yapı ölçeğindeki örneklerin proje elde etme süreçleri ........................ 65 Çizelge 5.4: Kentsel ölçekteki örneklerin proje elde etme süreçleri .............................. 65 vii 1. GİRİŞ Ülkemiz yüzyıllar boyunca çeşitli uygarlıkların doğup geliştiği, birlikte yaşadığı, çok özel bir coğrafyada yer almaktadır. Bu coğrafya, tüm bu yaşanmışlıkların geleceğe birer emaneti olan ve emaneti olmaya devam edecek olan; yer altında, yer üstünde, ya da su altında, taşınır ya da taşınmaz, kültürel mirasımızı oluşturan birçok değere sahiptir. Tüm bu yaşanmışlığın şahidi ve bugün hala yaşamımızın birer parçası olan kültürel değerlerimiz, kendi dönemlerine ait sosyal, kültürel, ekonomik özellikleri ve mimari, statik, yapı kültürü gibi birçok alandaki detayları günümüze kadar taşımaktadır (Çelik ve Yazgan, 2009). Yaşayan belgeler olarak nitelendirebilen kentlerimizde, kültürel değerler göz önüne alındığında zamanın şartlarına cevap verebilme ve ayakta kalabilme çabası, koruma ve yaşatma işini zorunlu kılan en temel iki unsur olarak değerlendirilebilir. Tarihi kentler; bir toplulukta süregelen gelenek, yaşayış, düşünce, sanat gibi unsurları günümüze kadar taşıyan ve gelecek kuşaklara iletilmesini sağlayan maddi ve manevi değerleri içeren çevrelerdir (Yazgan ve Erdoğan, 1992). Dolayısıyla zaman içinde kentlerde pozitif ya da negatif yönde değişim ve gelişim kaçınılmaz olmaktadır. Kentlerdeki tüm bu değişim ve gelişim kültürel değerleri doğrudan etkilemektedir. Bunun paralelinde de kültürel değerler için çağın getirdiği yeni ihtiyaçlar doğmaktadır. Yeni işlevleri karşılamak için yapılan çalışmalar; rekreasyon alanları, yapılar, sosyal ve kamusal alanlar yeni oluşumları ve imar faaliyetini beraberinde getirmektedir. Özetle, bu ihtiyaçlar yeni işlevlere sahip, binalar ve yapılı çevrelerle şekillenmektedir. İlgili kent ya da dokunun şekillenebilmesinde, yasa ve yönetmelikler bağlamında, yapılan projeler ile olumlu ya da olumsuz etkileşimler gözlenmektedir. Bu konuda yasal anlamda Türkiye’de yer alan taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları; "2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yasası"nda tanımlanan "Koruma Amaçlı İmar Planları" ile korunmakta ve yönetilmektedir. Bu yasa ve imar planları doğrultusunda, mevcut değeri koruyan ve yaşatan projeler, vatandaşların yaşam kalitelerini olumlu etkileyerek, bölgeyi daha çekici hale getirmekte ve yaşama dahil etmektedir. Kısaca nitelikli koruma projeleri, kültürel değere daha da değer yüklemektedir. Ancak mevcut değerleri gözetmeyen projeler; vatandaşların yaşam kalitelerini olumsuz yönde etkileyerek sosyal ve kültürel haklarında gerileme, sosyal dokunun bozulması, altyapı ve kentsel hizmetlerde yetersizlik, gelir kaybı ve güvenlik riskleri, çevresel gerileme, yatırım çekiciliğinde kayıp, 1 yerel ekonomide gerileme ve turizmin olumsuz etkilenmesi ve tarihi çevrenin terk edilmesi gibi birçok soruna yol açmaktadır. Bir başka deyişle, tarihi çevreler de yaşayan tüm canlılar gibi, gelişim ve canlılıklarını sürdürebilmek için yaşamsal, mekânsal, kimliksel, tarihi, statik, ekonomik, sosyal ve mimari anlamda ihtiyaçlarının karşılanmasına gereksinim duymaktadır. Bu noktada, içinde bulunulan tarihin gelecek kuşakların da tarihi olabilmesi adına, kültürel değerlerin çağın ihtiyaçlarına cevap verebilmesi ve ‘yaşayan bir olgu’ olarak benimsenmesi gerekmektedir. Bu da tek başına, teknik anlamda doğru uygulanmış restorasyon yani yenileme projeleri ile mümkün olmaz. Yaşam nasıl bir süreçten ibaretse kültürel varlıkların korunup yaşatılması da bir süreci tanımlar. Bu sürecin nitelikli hale gelmesi ancak iyi bir yönetim stratejisi ile sağlanır. “Bu bağlamda, kültür varlıklarının korunmasına yönelik gerçekleştirilecek projelerde maliyet, organizasyon, kalite, risk, süreç, kaynak ve temin, iletişim yönetimi gibi yapım yönetimi sürecinin de doğru bir şekilde ele alınıp, iyi yönetilmesi gerekmektedir.” (Aladağ, 2010). Literatürde koruma, restorasyon gibi kavramlarla ilgili birçok çalışmaya rastlanılabilir. Bu çalışmaların; tek yapı ölçeğindeki koruma çalışmalarının yapılar özelinde ele alındığı, restorasyon projelerinin ise içeriklerinin ve yapılara müdahale yöntemlerinin anlatıldığı, ulusal ve uluslararası alanda çok sayıda yayın bulunmaktadır (Büyükmıhçı, Kozlu, Akşehirlioğlu, Karahan ve Düğenci, 2020). Ancak tarihi alanlarda yeni bina üretimi ve yeniden işlevlendirme süreçleri kültür varlıklarında nasıl ele alınır, hukuksal ve kurumsal mekanizmalar nasıl çalışır, bu sürecin takibi nasıl yapılır gibi konular üzerine fazla bir çalışmaya rastlanmamaktadır. Dolayısıyla yukarıda da kısaca değinilen konular tezin çıkış fikrini tariflemektedir. Problem tanımı: Tarihi çevrelerin zamanla canlılığını yitirmesi, eski işlevini yapamayacak hale gelmesi, strüktürel anlamda oluşan sorunlarla baş edememesi, çevresi ile sosyal ve ekonomik anlamada uyum sağlayamaması gibi olumsuzluklara maruz kalması, kültürel mirasımızın gelecek nesillere aktarımını engellemektedir. Bu bölgelerin yeniden yaşama dahil edilmesi için, planlama sorunlarının, yeniden işlevlendirme ve yeni bina üretimi sürecinde yapılmayan ve/veya yapılamayan eksiklerin, önceden öngörülüp, çeşitli 2 analizlerle, çalışmalarla desteklenerek, yönetimsel anlamda bir sürecin içine katılımının sağlaması gerekmektedir. Bu doğrultuda aşağıdaki hipotezler oluşturulmuştur: - Hipotez1: Tarihi çevrelerin kültürel ve ekonomik değerlerini yitirmemesi ve zamanın ihtiyaçlarına cevap verebilmesi için hem tarihi yapıların hem de çevresindeki yapıların organizasyonunda yönetimsel bir yaklaşıma ihtiyaç duyulmaktadır. - Hipotez2: Tarihi yapıların yeniden işlevlendirilerek canlandırılması mümkün olabilir. - Hipotez3: Tarihi çevrelerde yeni bina üretimi aşamasında, yeni yapılacak yapı yakın çevresindeki tarihi yapılarla ilişkilendirilmeli ve kültürel değerini pozitif yönde etkileyecek planlamalarla tasarlanmalıdır. Bu tezin çıkış noktası olarak kabul edilen bu üç hipotez doğrultusunda, tarihi çevrelerde yeni bina üretimi ve yeniden işlevlendirme sürecinin, yönetimsel bir bakış açısına ihtiyaç duyması problem olarak belirlenmiştir. Çalışmanın amacı ve kapsamı: Problem tanımında da yer verildiği üzere tarihi çevreler zaman içinde mimari, tarihi, statik, sosyo-kültürel ve ekonomik alanda çeşitli olumsuzluklarla baş başa kalmaktadır. Bunları en aza indirebilmek, tarihi çevrelerdeki bina üretim sürecini ve yeniden işlevlendirme süreçlerini yönetsel anlamda değerlendirmek bu tez çalışmasının amacını oluşturmaktadır. Bu çalışmada, öncelikle tarihi çevre, yeniden işlevlendirme, yeni bina üretimi ve yönetsel yaklaşımlar kavramları üzerinde durulacaktır. Kavramların açıklanmasının ardından, tarihi yapıların koruma ve yeniden işlevlendirme sürecinde ve yakın çevrelerindeki yeni bina üretimi süreçlerinde, dünyadaki ve ülkemizdeki örnekler incelenecektir. Bu örneklerde karşılaşılan sorunlar, sebepleri ve çözüm önerileri ile birlikte yönetimsel bir bakış açısı oluşturulacaktır ve sonuçlar kısmında bu yönetsel bakış açısıyla tarihi çevreler için neler yapılabilir konusu değerlendirilecektir. Özetle, kültürel mirasımızın devamlılığına katkı sağlayacak bir araştırma yapılarak, bunun sonucunda öneriler geliştirilecektir. Bu öneriler bağlamında, sonucun ülkemizdeki 3 tarihi çevreler adına yapılan çalışmalar için bir örnek teşkil etmesi ve “Tarihi çevrelerde yeniden işlevlendirme ve yeni bina üretim sürecine ait yönetimsel bir planlamanın gerekliliğini vurgulaması amacını tariflemektedir. Çalışmanın önemi: Tarihi çevrelerdeki taşınmaz kültür varlıklarının, günümüzün ihtiyaçlarına cevap verememesi, çevreleriyle yaşadıkları uyum problemleri gibi değerlerini olumsuz etkileyen faktörlere giriş bölümünde yer verilmişti. Tez çalışmasında bu problemler ve çözüm önerileri ülkemizdeki örnekler üzerinden incelenerek, yitirilen kültür varlıklarını tekrar hayata kazandırmak hedeflenmektedir. Bu sürecin doğru işleyebilmesi ve sorunların minimize edilmesi için doğru yönetim yaklaşımları ve stratejileri ortaya konularak ekonomik ve sosyal anlamda katkı sağlanacaktır. Aynı zamanda da kültürel emanetlerimizin gelecek kuşaklara aktarılmasında büyük rol oynayacaktır. “Kültürel değerlerimiz özgünlüğünü ve canlılığını yitirecek müdahalelere maruz kalmadan yaşatılmalı”, felsefesinden hareketle bu sürecin doğru işlemesinin yolunu ve yöntemini gösterecek, benzerlerine ışık tutacaktır. 4 2. KURAMSAL TEMELLER ve KAYNAK ARAŞTIRMASI Kuramsal temeller ve kaynak araştırması bölümünde ilk olarak tezin başlığında da yer alan, tarihi çevrelerde yeniden işlevlendirme ve yeni bina üretim sürecinin yönetimi ile ilgili kavramlar hakkında yapılan araştırmalara yer verilecektir. 2.1. Tarihi Çevrelerde Yeniden İşlevlendirme ve Yeni Bina Üretimi İle İlgili Kavramlar Bu bölümde Tarihi Çevre ile ilgili kavramlar, Yeniden İşlevlendirme kavramı ve Yeni Bina Üretim Süreçleri sırası ile ele alınacaktır. Bu kavramlar açıklanırken ‘koruma yönetimi’ bakış açısıyla irdelenerek alt başlıklara yer verilecektir. 2.1.1. Tarihi çevre kavramı Tarih (İsim) : “Toplumları, milletleri, kuruluşları etkileyen hareketlerden doğan, olayları zaman ve yer göstererek anlatan, bu olaylar arasındaki ilişkileri, daha önceki ve sonraki olaylarla bağlantılarını, karşılıklı etkilenmeleri, her milletin kurduğu medeniyeti inceleyen bilim.” (TDK, erişim tarihi 14.01.21). Tarihi (sıfat) : “Tarihsel, tarihe geçmiş, unutulmayan, anılma değeri olan.” (TDK, erişim tarihi 14.01.21) Çevre (isim) : “Bir şeyin yakını, dolayı, etrafı, kişinin içinde bulunduğu toplumu oluşturan ortam.” (TDK, erişim tarihi 14.01.21) Tarihi çevre kavramı yukarıda Türk Dil Kurumu’na (TDK) ait sözlük anlamlarına yer verilen tarih, tarihi ve çevre kavramlarını bütün olarak ele alan bir olgu olarak incelenebilir. Bu tanımlardan yola çıkılarak, tarihi çevre kavramı; toplumları, milletleri, kuruluşları etkileyen olayların yer ve zaman bağlamıyla, karşılıklı etkileşimlerini ele alacak şekilde günümüze kadar var olmuş ya da var olmaya devam eden her milletin medeniyetini oluşturan ortam, olarak tanımlanabilir. Özetlenecek olunursa; milletlere ve geçmişe ait izlere sahip, anılma değeri olan ortam şeklinde de tanımlanabilir. Çevre, bir kültürün, tarihi bir birikimin ifadesidir. Çevre insana paralel olarak doğar büyür ve gelişir. Çevrenin son görüntüsü tıpkı bir canlı gibi tüm var oluşunun izlerini taşır. Bu 5 izler, sosyal, kültürel ve ekonomik yapının izleridir ve tarihi çevrenin yapı taşlarıdır (Dağabakan, 2012). Tezin giriş bölümünde de bahsedildiği üzere tarihi çevreler ve barındırdıkları kültürel değerler geçmişin günümüze ışık tutan yansımaları olarak nitelendirilebilir. Geçmişten tecrübe ve bilgi birikimlerinin temelinin alındığı, gelecek için ise yol gösterici mekânları tarifler. Dolayısıyla da geçmişten kalan hem en önemli emanet, hem de en değerli miras niteliği taşılar. Bu nedenle korunmaları ve yaşatılmaları hem ulusal hem de evrensel boyutta büyük önem arz eder. Literatürde de bu konuyla alakalı kavramsal tanımlara yer verilmiştir. Bu tanımlarla tarihi çevre kavramı daha iyi anlaşılacaktır.  Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO)’nun 1976 tarihli genel kurul toplantısında tarihi çevre olgusu; “Her tarihi alan ve çevresi, özel karakteri ve dengesi, onu oluşturan parçaların birbirleriyle kaynaşmasına bağlı olan ve yapılar, mekânsal organizasyon ve çevresi kadar insan faaliyetlerini de içeren bir bütün olarak görülmelidir.” şeklinde ifade dilmiştir (Ahunbay, 1996).  “Tarihi çevre farklı zamanların katmanlaştığı, üst üste, yan yana geldiği bir alandır. Kimi kez bir öncekini silerek, kimi kez birbirine eklemlenerek, kimi kez bir öncekinden izler, bilgiler taşıyarak bu katmanlaşma oluşur. Kimi yapılar, meydanlar bugün sadece yaşlıların belleğinde varlıklarını sürdürmektedirler. Tarihi yerleşim, tarihi çevre ya da tarihi kent dokusu farklı zamanların katmanlaştığı, bu zamanların yaşam kültürlerinin izlerinin fiziki yapıyı oluşturduğu bir mekândır. Burada mekânın bir süreç içinde var olduğu; dünden bugüne ve hatta yarına doğru değişip, dönüşerek, üreyerek var oluşunu sürdürdüğü unutulmamalıdır.” (Yılmaz Saygın ve ark., 2004). Literatürdeki tanımlarda da yer verildiği üzere tarihi çevreler farklı medeniyetlerin, farklı zamanlarına tanıklık eden, farklı kuşaklar tarafından çeşitli imkân ve koşullarla eklemlene gelen bir sürecin oluşturduğu mekânlardır. Dolayısıyla sürekli bir yenilenme döngüsüne sahiptirler (Arabacıoğlu ve Aydemir, 2007). Yeni ile eskinin iç içe olduğu bu yenilenme döngüsü zamanın ve kullanıcıların ihtiyaçları ile şekillenmektedir. Bu sebeple tarihi çevrelerin de bu ihtiyaçlara cevap verebilmesi, yaşama dahil edilebilmesi değerlerini yitirmemesi adına kaçınılmaz bir zorunluluktur. Ancak tezin çıkış noktasında 6 yer verildiği gibi bu zorunluluk aynı zamanda yönetimsel bakış açısı gerektiren bir süreci de tariflemektedir. Doğru planlanan doğru yönetilen bir süreç tarihi çevreleri daha da değerli kılarak, gelecek nesillere yaşayan kentleri miras olarak bırakacaktır. Bu konuyla ilgili yapılan çalışmalar, yapılması gereken çalışmalar, olumlu ya da olumsuz örnekler üzerinden tezin ilerleyen kısımlarında daha detaylı olarak işlenecektir. 2.1.2. Tarihi çevrelerde yeni yapı kavramı Tarihi çevrelerde tarihi yapıların zarar görmesi ya da yıkılması sebebiyle boşalan parsellerde ya da yakın çevrede hiç yapılaşmamış alanlarda; bu çevrenin ve toplumun ihtiyaçları doğrultusunda yeni yapıların yapılması söz konusu olabilmektedir (Ahunbay, 2009). Yeni yapı üretiminin söz konusu olduğu tarihi alanlarda yapı üretimi için çeşitli kuramsal yaklaşımlar bulunmaktadır. Bunlar aşağıdaki çizelgede tarihe göre kısaca özetlenmiştir. (bkz. Çizelge 2.1) Çizelge 2.1: Tarihi Alanlarda yeni yapı tasarımında kullanılan kuramsal yaklaşımlar (Aslan, Orhan ve Dişli, 2020). (değiştirilerek alınmıştır.) Kaynak/Araştırmacı Kuramsal Yaklaşımlar Velioğlu (1992) Tarihi çevreye uyum/benzer yaklaşım (tarihsel biçimlerin yorumu, tarihsel biçimlerin taklit edilmesi), tarihi çevreye karşıt (kontrast) yaklaşım / zıt yaklaşım ve tarihi çevreye serbest yaklaşım Doğrusöz (1994) Taklit etme, kontrast/zıtlık oluşturma, yorumlama Baydarlıoğlu (1994) Taklit etme, kontrast/zıtlık oluşturma, yorumlama, nötr etki Aydın (1998) Aynısını yapma, uyumlu yapma/uygunluk ve zıttını yapma Güler (2004) Taklit etme, kontrast/zıtlık oluşturma, yorumlama Kanat Duralı (2007) Uyumlu yapma (benzetme yöntemi, etkisizleştirme (nötrleştirme) yöntemi, yorumlama yöntemi) ve karşıtlık/zıtlık Enç (2009) Tarihi çevreye uyum/benzer yaklaşım, tarihi çevreye karşıt (kontrast) yaklaşım / ve tarihi çevreye serbest yaklaşım 7 Çizelge 2.1: Tarihi Alanlarda yeni yapı tasarımında kullanılan kuramsal yaklaşımlar (Aslan, Orhan ve Dişli, 2020). (değiştirilerek alınmıştır.) Düzgün (2010) Taklit, uyumlu yapma (benzetme, etkisizleştirme/nötrlük, yorumlama) ve zıttını yapma Tanaç Zeren, (2010) Üslup taklidi, geleneksele öykünme, saygılı yaklaşım ve aykırı yaklaşım Yukarıdaki tablodan çıkarılacağı üzere yapılan araştırmalar doğrultusunda tarihi çevrelerde yeni yapı üretiminde genel olarak taklit etme, karşıtlık oluşturma, geleneksele öykünme ve saygılı yaklaşım kuramları kullanılmaktadır. Bu kuramlar aşağıdaki çizelgede kısaca tanımlanmıştır. (bkz. Çizelge 2.2) Çizelge 2.2: Tarihi çevrede bina üretiminde kullanılan yaklaşımlar (Aslan, Orhan ve Dişli, 2020) (değiştirilerek alınmıştır.) Taklit etme Yeni bina üretimi yapılacak tarihi çevrelerde var olan özellikler (mekan kurgusu, strüktür özellikleri, malzeme seçimi ve cephe tasarımı) belirlenir. Daha sonrasında bu özellikler yeni tasarlanacak yapıya aynen aktarılır. Dolayısıyla birebir taklit olduğu için yeni yapıyla mevcut tarihi yapıyı birbirinden ayırt etmek oldukça zordur. Geleneksele Bu yaklaşımda da ilk olarak taklit etme yaklaşımı gibi, tarihi çevrede Öykünme var olan izler ve özellikler belirlenir. Ancak daha sonrasında bu özellikler yorumlanır ve onlara öykünen tasarımlar yapıya aktarılır. Saygılı Bu yaklaşımla üretilecek olan yeni bina, mevcut tarihi özelliklere ve yaklaşım kimliğe saygılı bir anlayışla tasarlanır. Yeni yapı tarihi yapının önüne geçmez. Modern ve yalın bir tasarım anlayışına sahip olur. Dolayısıyla da kendi döneminin özelliklerini yansıtır. Aykırı Taklit etme ve geleneksele öykünme yaklaşımlarına karşıt olarak, yaklaşım üretilecek yeni yapı bulunduğu tarihi çevrenin izlerinden ve kimliğinden etkilenmeden tasarlanır. Saygılı yaklaşıma karşıt olarak da tarihi yapının önüne geçme ve ona zıtlık oluşturma fikirlerini benimseyebilir. Ancak oluşacak ürünün çevre ile bir uyum içinde olması beklenmektedir. 8 Yukarıda bahsedildiği gibi tarihi çevrelerde yeni bina tasarımında kullanılan yaklaşımlar farklı özelliklerde olmasına rağmen sonuç olarak oluşan ürünün mevcut dokuyu bozmayan ve ona uyum sağlayan bir ürün olması gerekmektedir. Dolayısıyla da tasarım yapılmadan önce analizlerin iyi ve doğru bir şekilde yapılması gerekmektedir ki tarihi çevreler bu süreçten zarar görmesin. Bu doğrultuda tarihi çevrede yeni bina tasarımında uluslararası kullanılan koruma ilkeleri aşağıdaki tabloda anlatılmıştır. (Bkz. Çizelge 2.3) Çizelge 2.3: Tarihi çevrede yeni bina tasarımında uluslararası kullanılan koruma ilkeleri (Aslan, Orhan ve Dişli, 2020) (değiştirilerek alınmıştır.) ULUSLARRASI İLGİLİ MADDE İÇERİĞİ DÖKÜMANIN ADI MADDESİ ATİNA TÜZÜĞÜ, Madde 6 Korunacak olan yapının kendisine ve CARTA DEL kimliğine olduğu kadar çevresine de RESTAURO, saygılı olacak bir yaklaşımın 1931 benimsenmesi gerektiğine dikkat çekilmiştir. Yapının çevresinden bağımsız düşünülmemesi bu doğrultuda da çevresinin yıkılarak yalnız bırakılmaması gerektiği ve çevresinde yapıdan bağımsız, rahatsız edici yeni yapıların yapılmaması gerektiği vurgulanmıştır. ATİNA ANLAŞMASI, Madde 70 Tarihi çevrelerde yeni yapı tasarımında 1933 geleneksel yaklaşımların kullanıldığı üsluplar kötü sonuçlara sebep olduğu için estetik değer kaygısıyla tasarlanmış olsa da kullanılmaması gerektiği vurgulanmıştır. 9 Çizelge 2.3: Tarihi çevrede yeni bina tasarımında uluslararası kullanılan koruma ilkeleri (Aslan, Orhan ve Dişli, 2020) (değiştirilerek alınmıştır.)(devam) VENEDİK TÜZÜĞÜ, Madde 4 Anıtların korunmasında kalıcılığı olacak 1964 ve sürekliliği sağlayacak bir anlayış benimsenmelidir. Madde 6 Korunacak olan anıtların çevreleriyle birlikte düşünülmesi, geleneksel ortamlarına müdahale edilmemesi ve kütle-renk ilişkilerinin bozulmamasına dikkat edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. AMSTERDAM b Mimarlık mirasının sadece korunmaya BİLDİRGESİ, değer nitelikli yapı ve çevrelerinden 1975 oluşmadığı hem kültürel hem de tarihsel anlamda öneme sahip tüm kent dokuları ve kırsal alanları kapsadığına yer verilmiştir. k Günümüzün modern yapıları geleceğin mirası niteliği taşıyacağından dolayı gerekli tüm çabaların gösterilmesi gerektiği vurgulanmıştır. UNESCO NAIROBI Madde 4 Anıtların ve tarihi çevrelerin kimliklerine BİLDİRGESİ, ve özgünlüklerine zarar verecek yanlış Tarihi Alanların uygulamalara ve kullanımlara karşı Korunması Ve Çağdaş korunması gerektiği vurgulanmıştır. Rolleri Konusunda Madde 28 Müdahale yapılmadan önce, çevre analizi Tavsiyeler, yapılması gerektiği vurgulanmıştır. Bu 1976 analizle yapının renk, malzeme, strüktür, cephe gibi parametreleri iyi şekilde analiz edilmelidir. 10 Çizelge 2.3: Tarihi çevrede yeni bina tasarımında uluslararası kullanılan koruma ilkeleri (Aslan, Orhan ve Dişli, 2020) (değiştirilerek alınmıştır.)(devam) GRANADA Madde 4-2a Korunması gerekli ya da korunmakta olan SÖZLEŞMESİ, yapıların ve tarihi çevrelerin tadilat ve Avrupa Mimari yıkım işlemleriyle ilgili projeler ya da Mirasının Korunması bunları etkileyecek parsellerdeki Sözleşmesi, projelerin gerekli kurumlara sunulması 1985 gerektiği vurgulanmıştır. Madde 4-2b Tarihi yapı, yapı grubu ya da ören yerlerinde alanı etkileyecek tüm yeni yapı üretimi, tadilat işlemleri veya yıkım işleriyle ilgili projelerin yetkili kurumlara bildirilmesi gerektiği belirtilmiştir. WASHINGTON Madde 10 Yeni yapı tasarımında özellikle ölçek ve TÜZÜĞÜ, parsel boyutuna dikkat edilmesi gerektiği, Tarihi Kentlerin Ve tarihi çevreyle uyumlu bir tasarım Kentsel Alanların anlayışının olması gerektiği belirtilmiştir. Korunması Tüzüğü, 1987 ICOMOS Koruma Tarihi çevrelerde yapılacak olan modern GELENEKSEL İlkeleri uygulamaların kültürel ve geleneksel MİMARİ MİRAS Madde 2 kimliğe saygılı olduğu takdirde yapılması TÜZÜĞÜ, gerektiği anlatılmıştır. 1999 PARİS Madde 1 Tarihi çevrelerde yapılacak olan, koruma, DECLERASYONU: restorasyon, canlandırma gibi GELİŞMENİN İTİCİ uygulamalarda anıtın bulunduğu çevre, GÜCÜ OLARAK sokak, parsel ile uyumlu, gabari ve kütle MİRAS, anlamında dengeli bir anlayışın olması 2011 gerektiği anlatılmak istenmiştir. 11 Çizelge 2.3: Tarihi çevrede yeni bina tasarımında uluslararası kullanılan koruma ilkeleri (Aslan, Orhan ve Dişli, 2020) (değiştirilerek alınmıştır.)(devam) TARİHİ KENT VE Madde 2/b Tarihi çevrede yapılacak olan yeni KENTSEL ALANLARIN binanın bulunduğu çevre ile uyumlu KORUNMASI VE olması gerektiği vurgulanmıştır. YÖNETİMİ İÇİN Madde 4/c Yeni yapının bulunacağı alanın çevresel VALETTA İLKELERİ, özelliklerini (odak noktası, yapı ölçeği, 2011 görsel koridor, cephe anlayışı vb.) dikkate alarak mevcut tarihi yapı ve mimari çevreyle olumlu bir ilişki içinde olması gerektiği belirtilmiştir. TARİHİ KENT VE Madde 8 Tarihi alanlarda, konum-çevre algısına KENTSEL ALANLARIN zarar verecek tüm yeni yapı üretimi, KORUNMASI VE yıkım gibi uygulamalardan uzak YÖNETİMİ İÇİN durulması gerektiği belirtilmiştir. VALETTA İLKELERİ, Madde 22 Tarihi çevrelerde yapılacak olan tüm ek 2011 ve uygulamalar, bulunduğu bölgenin tarihi ve kültürel özelliklerini, önemini, çevresel niteliklerini (kütle, ölçek, form, renk, doku, vb.) koruyacak ve saygı duyacak özellikte, taklitten uzak ve biricik olması gerektiği anlatılmıştır. ICOMOS TÜRKİYE Madde II Koruma etiğinden bahsedilmiştir. MİMARİ MİRASI Kültürel bir değeri korurken, ona kimlik KORUMA BİLDİRGESİ, katan ve özgünlüğünü oluşturan her 2013 unsurun dikkate alınması gerektiği, çevresel, ekonomik ve sosyal bağlamda da zarar vermeyecek bir anlayış benimsenmesi gerektiği anlatılmıştır. 12 Çizelge 2.3: Tarihi çevrede yeni bina tasarımında uluslararası kullanılan koruma ilkeleri (Aslan, Orhan ve Dişli, 2020) (değiştirilerek alınmıştır.)(devam) ICOMOS TÜRKİYE Madde III-2 Koruma değerlerinden bahsedilmiştir. MİMARİ MİRASI (Özgünlük, bütünlük, tarihsel değer, KORUMA BİLDİRGESİ, belgesel değer, estetik-sanatsal değer, 2013 teknik ve teknolojik değer, enderlik- teklik değeri, grup değeri, kullanım değeri, folklorik değer) Bu değerlerden herhangi birine zarar gelmiş yapının yeniden inşa edilmesinin koruma anlayışına karşı olduğundan bahsedilmiştir. Bu tabloda yer verilen maddelerden özetle, tarihi çevrelerde yeni yapı tasarımı için en önemli husus;  Bulunduğu tarihi ve kültürel alanın ya da anıtın değerine, özgünlüğüne zarar vermemeli,  Bulunduğu yere ait olabilecek, yapılan çevresel analizlere cevap verebilecek, kentsel dokuyu bozmamalı,  Tarihi, çevresel, kültürel ve sosyal anlamda saygılı olmalı,  Yeni yapı üretimi, yıkım ya da tadilat gibi uygulamalarda ilgili kurumlardan gerekli izinleri almalı. Özetle çizelgeye göre bir koruma etiğinin benimsenmesi gerektiği görülmektedir. Tarihi çevrelerde yeni bina üretimi işi yapılacak olan parsel özelliklerine göre dört ana başlıkta incelenebilir: 1. Tescilli parselde yeni yapı 2. Tescilli parsel bitişiğinde yeni yapı 13 3. Kentsel sit alanlarında yeni yapı 4. Tescilli parsel üzerinde ek yapılar 2.1.3. Kültürel miras kavramı Kültür: toplumsal bağlamda birlik ve beraberlik dürtüsünü sağlayarak topluma düzen ve kimlik kazandıran değerler bütünüdür (Özdemir ve Öger, 2019). Miras (isim, mecaz): Bir neslin kendinden sonra gelen nesle bıraktığı şey. (TDK, erişim tarihi 16.05.21) Bu tanımlardan da yola çıkılacağı üzere, kültür kavramı kavramsal olarak ele alındığında alanı ve doğası gereği tekil olarak düşünülemez. Miras kavramı ise geçmişin ve birikimin ifadesidir. Dolayısıyla kültürel miras kavramı da; farklı disiplinleri, farklı toplumları, farklı kimlikleri geçmiş ile geleceğin harmanıyla birbirine yakınlaştıran multidisiplinel bir yapı olarak değerlendirilebilir. Kültürel miras kavramı özellikle 1900’lü yılların ikinci yarısından sonra önem kazanan ve üzerinde daha çok çalışılan bir konu haline gelmiştir (Öksüz Kuşçuoğlu & Taş, 2017). Kültürel miras ile ilgili olarak gerek yurt dışında gerekse Türkiye’de birçok çalışma yürütülmektedir. Bu çalışmaların yürütülmesinde ise çeşitli kurumlar aktif rol oynamaktadır. UNESCO (United Nations Educational, Scientific and Cultural Organization), bu anlamdaki çalışmalarıyla tüm insanlığa hizmet etmiş ve hizmet etmeye devam eden önemli bir kurum olarak; kültürel ve doğal değerlerimizin, geçmişine ışık tutarak, geleceğe aktarılmasının sağlanması, çeşitli afet, savaş vb. tahrip edici olaylardan korunması, bu değerlerin dünyaya tanıtılması, evrensel anlamda koruma ve kültürel miras bilincinin oluşturulması gibi çeşitli faaliyetleri yürütmektedir. UNESCO, Birleşmiş Milletler (BM)’in özel bir kurumu olarak 1946 yılında Paris merkezli olarak kurulmuştur. UNESCO tarafından, 1972 yılında “UNESCO Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme” kabul edilmiştir. Türkiye’de ise bu sözleşme 4.02.1983 tarih ve 17959 sayılı Resmî Gazete ‘de yayınlanarak, 1983 yılında yürürlüğe girmiştir (T.C. Kültür ve Turizm Bak.-Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü). Yine aynı yıl Türkiye’de kültürel mirasa ilişkin temel kanun ‘2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’ olarak belirlenmiştir. 14 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’na göre kültür varlıkları; “Tarih öncesi ve tarihi devirlere ait bilim, kültür, din ve güzel sanatlarla ilgili bulunan; sosyal yaşama konu olmuş bilimsel ve kültürel açıdan özgün değer taşıyan; yer üstünde, yeraltında veya su altındaki bütün taşınır ve taşınmaz varlıklar” olarak tanımlanmaktadır (2863 Sayılı Kültür ve Taiat Varlıklarını Koruma Kanunu, 1983). Miras kavramı ise koruma ve korunma kavramıyla birlikte düşünülmesi gereken bir kavram olarak, miras ülkemizde daha çok, geçmişten kalan, ancak sonrasında kişiye/kişilere özgü hale dönüşmüş, tüketilmeye dayalı bir kavram olması sebebiyle, sorumluluk algısını azaltmaktadır. Prof. Dr. Murat Taş’ın Bursa Mimarlar Odası’nda düzenlenen, Koruma ve Onarım Seminerleri II (2018) ’de de yer verdiği gibi, Türk Milletindeki miras algısının gerçek anlamından farklılaşmış olmasından dolayı miras yerine “emanet” bilinci oluşturulması koruma ve sorumluluk anlamında daha doğru olacaktır. Korunması Gerekli Kültürel Miras Alanları da, bu tanımlardan ve diğer kültürel miras tanımlarından da yola çıkarak; tarih öncesi ve tarihi devirlere ait, dini, sanatsal, sosyal, bilimsel, kültürel açıdan özgünlük ve önem arz eden, yer altında, yer üstünde veya su altındaki bütün taşınır veya taşınmazların, “emanet” bilinciyle değerlendirilerek; çeşitli muhafaza, bakım, onarım ve restorasyon çalışmalarıyla korunarak ve doğru yönetimsel planlamayla yaşatılarak geleceğe aktarılması gereken alanlar, olarak tanımlanabilir. 2.1.4. Koruma kavramı İnsan, kıymetli gördüğü ve kaybolmasını istemediği değerleri saklama, mümkün olduğunca tehditlerden uzak tutma eğilimindedir (Ahunbay, 2004). Günümüzde kentleşme ve yeni yapı ihtiyacının artmasıyla birlikte tarihi çevreler ve kültürel miras alanları da özellikle fiziksel anlamda çeşitli olumsuzluklara maruz kalmaktadır. Bu da koruma kavramının önemini daha da arttırmaktadır. Korumak (i) : Bir kimseyi veya bir şeyi dış etkilerden, tehlikeden, zor bir durumdan uzak tutmak, esirgemek, muhafaza etmek, vikaye etmek, sıyanet etmek. Tehlikeye karşı denetimi altında bulundurmak, savunmak, müdafaa etmek (TDK, erişim tarihi 10.10.21). Koruma (i): korumak işi (TDK, erişim tarihi 10.10.21). 15 TDK’nin tanımından yola çıkarak ve tarihi çevrelerle ile de ilişkilendirerek, koruma kavramı, tarihi çevreleri dış etkilerden, mevcudiyetinin devamını olumsuz etkileyebilecek zor durumlardan (afetler, savaş, bakımsızlık vb.) ve tehlikelerden uzak tutmak adına alınacak her türlü tedbiri kapsayan faaliyetler olarak nitelendirilebilir. Literatürde ve yasalarda da aşağıdaki gibi tarihi çevrelerde koruma ile ilgili çeşitli tanımlara yer verilmiştir. - 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 3. Maddesi’nde koruma ve korunma kavramları; “Taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarında muhafaza, bakım, onarım, restorasyon, fonksiyon değiştirme işlemleri; taşınır kültür varlıklarında ise muhafaza, bakım, onarım ve restorasyon işleri” olarak tanımlanmaktadır (2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu 1983). - Zeynep Ahunbay’ın Kültür Mirasını Koruma İlke ve Teknikleri kitabında da yer verdiği üzere ‘Koruma, kültür varlıklarını güvenle geleceğe aktarmak için yapılan sürekli bakım, konservasyon, restorasyon ve izleme işlemlerini kapsayan çalışmalardır.’ Yukarıdaki tanımlardan yola çıkılarak koruma işi eski ile yeni arasında bir sentez sağlayarak hem mekânsal (anıt, tek yapı, kentsel doku) hem de sosyal (ekonomik, demografik, kültürel) anlamda çok boyutlu bir iştir. (Gök, 2020) Toplumun kültürel, dini, hukuki, sosyal ve ekonomik dinamiklerinden doğrudan etkilenir. Canlı ve değişkendir. (Bilgehan, 2019) Bu durumda koruma işi aslında sadece mevcudu korumak, muhafaza etmekten ziyade, mevcudun değerini kaybetmeden, kullanılabilir, yaşama dahil edilebilir olmasını da sağlamayı da görev edinir. Dolayısıyla koruma işi aslında bir süreci ve yönetimi tarifler. Ülkemizde bu sürecin işleyişi, görev-yetki tanımları ve korunacak olan kültür varlıkları 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ile tariflenmiştir. Bu kanunun amacı 1. Maddesinde de açıklandığı üzere ; “ korunması gerekli taşınır ve taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile ilgili tanımları belirlemek, yapılacak işlem ve faaliyetleri düzenlemek, bu konuda gerekli ilke ve uygulama kararlarını alacak teşkilatın 16 kuruluş ve görevlerini tespit etmektir.” (2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu). Bu kanuna göre korunacak kültür varlıkları aşağıdaki gibi 2 grupta incelenmektedir. (bkz. Çizelge 2.4) Çizelge 2.4: Korunması gerekli kültür varlıkları (2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, 1983) 1. Taşınır kültür varlıkları, Taşınır kültür varlıkları resim, heykel, çini, mobilya, el yazması kitap vb. eserlerdir. 2. Taşınmaz kültür varlıkları, Taşınmaz kültür varlıkları ise, anıt ve sitlerdir. 2863 sayılı kanunun 6. maddesinde korunması gerekli alanlar ise aşağıdaki şekilde belirtilmiştir. (bkz. Çizelge 2.5) Çizelge 2.5: Korunması gerekli alanlar (2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, 1983) a-) Korunması gerekli tabiat varlıkları ile 19 uncu yüzyıl sonuna kadar yapılmış taşınmazlar. b-) Belirlenen tarihten sonra yapılmış olup önem ve özellikleri bakımından Kültür ve Turizm Bakanlığınca korunmalarında gerek görülen taşınmazlar, c-) Sit alanı içinde bulunan taşınmaz kültür varlıkları, d) Milli tarihimizdeki önemleri sebebiyle zaman kavramı ve tescil söz konusu olmaksızın Millî Mücadele ve Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunda büyük tarihi olaylara sahne olmuş binalar ve tespit edilecek alanlar ile Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından kullanılmış evler. Bu çalışma kapsam olarak korunması gerekli alanlardan Türkiye’de yer alan anıtsal değer taşıyan taşınmaz kültür varlıkları ile sınırlandırılmıştır. 2863 sayılı kanunda koruma süreci tescil ve tespit işlemi ile başlar. Bir kültür varlığının tescil ve tespit işlemi Kültür ve turizm Bakanlığının koordinatörlüğünde, etkilenen kurum ve kuruluşların görüşlerine başvurularak yapılır. Korunması gerekli taşınmaz kültür 17 varlıklarının tescil işlemi Koruma Bölge Kurulu kararları ile gerçekleşir. Tescil kararı taşınmazın siciline işlenmek üzere ilgili Tapu Müdürlüğüne bildirilir. Taşınmaz kültür varlıklarının maliki fark etmeksizin gerekli tedbirler, denetimler ve tüm bunların takibini yapmak Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca gerçekleşir (2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu 1983). Koruma alanı: Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi (ICOMOS)’nin 2013’te yayınladığı Türkiye Mimari Mirası Koruma Bildirgesinde, koruma alanı kavramı: “Taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ve içinde bulundukları korunması gerekli çevrenin değerlerinin korunabilmesi için gelişme ve yapılaşması kontrol altında tutulması gereken alandır.“ şeklinde tanımlanmıştır (ICOMOS, Türkiye Mimari Mirası Koruma Bildirgesi, 2013). Taşınmaz kültür varlıklarında koruma: Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıklarının Tespit ve Tescili Hakkındaki Yönetmelik’te (2012), Taşınmaz Kültür Varlıkları; “Tarih öncesi ve tarihi devirlere ait bilim, kültür, din ve güzel sanatlarla ilgili bulunan yer üstünde, yer altında veya su altındaki korunması gerekli tüm varlıklar” şeklinde tanımlanmıştır. Bu tanımdan da yol çıkılarak korunacak alanların tek yapı ölçeğinde olabileceği gibi yapının çevresini de kapsayabilecek daha geniş bir alanda da olması mümkündür. 2.1.5. Restorasyon kavramı ve restorasyon süreci İnsanların yaşadıkları dönemlerde ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla inşa ettikleri ve günümüzde kültürel miras değeri taşıyan yapılar, zaman içinde afetler, savaşlar, yağma, terk edilme, strüktürde yaşanan sorunlar, işlevini yitirme, gibi fiziksel ya da işlevsel etkilere maruz kalarak çeşitli tahribatlara uğramaktadır. Öncelikle inşa eden toplumun ve daha sonra tüm insanlığın kütüphanesi niteliğindeki bu yapıların korunması ve yaşatılması için bakım ve onarımlarının yapılması ve gerekli durumlarda ise yeni işlevler verilmesi gerekebilir. Bu aşamada restorasyon kavramı öne çıkmaktadır. Restorasyon kısaca: koruma amacıyla taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarında muhafaza, bakım, onarım, fonksiyon değiştirme işlemlerini içeren bir süreci tarifler (2863 Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu). 18 Restorasyon çalışmaları ilk olarak fotoğraflama ve video aşamasıyla başlar. Araştırma aşaması olarak adlandırılan bu ilk aşamayı, rölöve çalışmaları, restitüsyon çalışmaları ve son olarak restorasyon projesi aşaması takip eder. (bkz. Çizelge 2.6) Çizelge 2.6: Restorasyon süreci aşamaları ARAŞTIRMA AŞAMASI Restorasyon süreci başlamadan önce yapıda detaylı dijital veri kaydı (fotoğraflama ve video) yapılır. Daha sonra binada ölçümler yapılarak binaya ait plan çizimleri yapılır. Yapının tarihçesi, estetik özellikleri, yapım ve teknik özellikleri, malzeme ve taşıyıcısı hakkında araştırmalar yapılır ve belgelenir. Araştırmalar aşağıdaki başlıklarla sınıflandırılabilir: 1-Tarihi ve arkeolojik araştırmalar 2-Sanat tarihi araştırmaları 3-Teknik araştırmalar 4-Kültür Varlıklarının Yasal statüsü Ayrıca araştırma aşaması genel olarak rölöve aşamasıyla birlikte yürütülür dolayısıyla restorasyona yön verecek temel veriler elde edilir. RÖLÖVE AŞAMASI Rölöve, bir yapının, kent dokusunun veya arkeolojik kalıntının yakından incelenmesi, belgelenmesi, mimarlık tarihi açısından değerlendirilmesi ve restorasyon projeleri hazırlanabilmesi için binanın iç ve dış mimarisine, özgün dekorasyonuna ve taşıyıcı sistemi ile yapı malzemelerine ait mevcut durumunun ölçekli çizimlerle anlatımıdır. (Ahunbay, 2007) Zeynep Ahunbay’ın tanımında da yer verdiği gibi, rölöve aşaması restorasyona ışık tutacağı için bina ile ilgili tüm veri ve çizimlerin derlendiği aşamadır. Rölöve çizimleri projenin ölçeğine bağlı olarak 19 Çizelge 2.6: Restorasyon süreci aşamaları (devam) RÖLÖVE AŞAMASI değişiklik gösterse de genellikle 1/50 ölçekte proje ve (devam) 1/20 ölçekte de detayları olacak şekilde çizilmektedir. RESTİTÜSYON AŞAMASI Sonradan değişime uğrayan, kısmen ve ya tamamen yıkılmış olan yapıların rölöve aşamasında ya da bu aşamadan önce yapılan araştırmalara dayanarak plan, kesit, görünüş, maket gibi mimari anlatımının yapıldığı aşamadır. Bu aşamada yapının özgün tasarımı açıklanır. RESTORASYON Bu aşama hasar görmüş tarihi yapıda bu hasarın PROJESİ AŞAMASI nedenleri araştırıldıktan sonra, hasara sebep olan durumun durdurulması ve hasarın giderilebilmesi için yapılacak gerekli müdahale kararlarının alındığı ve projeye yansıtıldığı aşamadır. Restorasyon projeleri koruma gerektiren taşınmaz kültür varlıkları üzerinde hazırlandığından dolayı yapının özgünlüğüne, tarihi dokuya ve tarihi kimliğe zarar vermeyecek nitelikte olmalıdır. Restorasyon projeleri de rölöve ve restitüsyon projeleri gibi 1/50 ölçekte çizilerek, 1/20 ölçekte de detaylandırılır. Korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının korunması ve restorasyonuyla ilgili islerde uygulanacak ilkeler Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun görevleri arasında yer almaktadır. 2.1.5. Yeniden işlevlendirme kavramı Toplumların zamanın çeşitli dönemlerinde, kendi ihtiyaçları dâhilinde kurguladığı fiziki ortamlar o toplumların kültürünü ve kent kimliğini belirlemede etkili rol oynamaktadır 20 (Arabacıoğlu ve Aydemir, 2007). Yani kent kültürü ve kent kimliği tarihi yapılar ve tarihi çevrelerler ile doğrudan bir etkileşim halindedir. Ancak dünyada hızla gelişmekte ve değişmekte olan kentselleşme ve yapılaşma zaman zaman tarihi yapı ve tarihi çevrelere çeşitli izler bırakmaktadır. Bu sebeple, kent kimliği ve kültürü de bu izlerden doğrudan etkilenmektedir. Korunması gerekli olan tarihi yapıların ve tarihi çevrelerin, bu modern yapılaşma ve kentselleşme arasında kaybolmaması ve yeniden kullanılabilir kılınması, koruma anlamında bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla tarihi yapıların ve tarihi çevrelerin değerini yitirmemesi adına gerekli zamanlara bakım ve onarım işlemlerinin yapılması gerekmektedir. Tarihi yapılardaki bakım ve onarım işlemleri restorasyon kavramını ön plana çıkarmaktadır. Restorasyon: “Yenileme.” (TDK, erişim tarihi 24.10.21). Yenileme (isim, mimarlık):” Eski bir yapıda yıkılmış, bozulmuş olan bölümleri aslına uygun bir biçimde onarma, restorasyon.” (TDK, erişim tarihi 24.10.21). Bir sanat eserinin ya da tarihi şahitlik yapmış herhangi bir şeyi korumak ve gerektiğinde mümkün olduğu kadarı ile ilk haline getirmek amacı ile yapıtı ya da şeyi sağlamlaştırmaya ve yıpranma sürecini durdurmaya yönelik yapılan çalışmaların hepsi restorasyon olarak tanımlanmaktadır (Hasol, 2005). Restorasyon tarihi yapılara en az müdahale ile yapının değerini korumasını hedefler. Dolayısıyla yapının türüne, konumuna, işlevine ve ihtiyacına göre restorasyonun yedi alt başlığı vardır. Bunlar aşağıdaki gibidir: (Ahunbay,2009). 1. Sağlamlaştırma, 2. Bütünleme (Reintegrasyon), 3. Yenileme, 4. Yeniden İşlevlendirme (Renovasyon - Rehabilitasyon), 5. Yeniden Yapım (Rekonstrüksiyon), 6. Temizleme, 7. Taşıma 21 Bu çalışmanın kapsamı gereği yeniden işlevlendirme üzerinde durulacaktır. Yeniden işlevlendirme: tarihi değer taşıyan yapıların ve alanların sonraki nesillere ulaşabilmesi, kültürel sürekliliğin sağlanması, yapı ve alanların yeniden değerlendirilerek ekonomik ve kültürel ortama katkısının artırılabilmesi, mevcut çevrenin güzelleştirilerek kentin ihtiyaçlarını karşılaması için gerekli bir uygulama olarak tanımlanabilir (Gazi ve Boduroğlu, 2015), (Bahar ve Kurak Açıcı, 2021). Tanımdan yola çıkarak yeniden işlevlendirmede asıl amaç restorasyondan farklı olarak tarihi yapının mevcut değerini korurken aynı zamanda farklı işlevler verilerek yaşama da dahil edilmesinin sağlanmasıdır. Yeniden işlevlendirme eski yapıların harap olması ve yıkımdan kurtarılması için kullanılabilecek bir araç olmaktadır (Ahunbay, 2009), (Bahar ve Kurak Açıcı, 2021). Yeniden işlevlendirme ile ilgili olarak yerel ve uluslararası anlamda çeşitli yönetmelikler ve tüzükler yer almaktadır. Yerel anlamda koruma ile ilgili olan iki ana düzenleme aşağıdaki gibidir: 1- 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu 2- Koruma kurullarının yönetmelikleri Bunların haricinde, 05.07.2005 tarih ve 25866 sayılı Resmî Gazete ’de “Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun” çıkarılmıştır. Uluslararası anlamda ise Madrid Konferansı Tavsiye Kararları: Altıncı uluslararası Mimarlar Kongresi (RIBA 1904), Atina Antlaşması, Amsterdam Kongresi ve Tüzüğü, Tarihi Alanların Korunması ve Çağdaş Rolleri Konusunda Tavsiyeler (Nairobi, 1976), Carta del Restauro, ICOMOS Tüzüğü ve Venedik Tüzüğü’nde konuyla ilgili düzenleme ve kararlar yer almaktadır (Bahar ve Kurak Açıcı, 2021), (Zarbakhsh, 2016). 2.1.6. Alan yönetimi kavramı Sosyal düzenin sağlanmasına dair alanlarda çeşitli kurum ve kuruluşlar görev yapmaktadır. Ancak her kalem kendine düşen görevi yerine getirse dahi yönetim 22 anlamında görev-yetki-sorumluluk kargaşası ve zaman-kaynak problemleri yaşanabilmektedir. Korunması gerekli alanlarda da bu tarz problemlerin yaşanmaması için, “koruma-kullanma” koşullarını sağlayan yönetimsel eşgüdüm mekanizması “Alan Yönetimi” olarak adlandırılmaktadır (Yağmur, 2020). Alan Yönetimi kavramı UNESCO Dünya Mirası Komitesi tarafından dünya mirası listesine girmek için ya da aday olmak için zorunluluk haline getirilen bir kavramdır. Dolayısıyla da Dünya Mirası Listesi’ne aday olan veya listede olan tüm koruma alanlarında alan yönetimi adına Alan Başkanlıkları ve Yönetim Planları yer almaktadır. Alan Yönetimi ile Anıt Eser Kurulunun Kuruluş Ve Görevleri İle Yönetim Alanlarının Belirlenmesine İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in 5. maddesine göre Alan Yönetiminin amaçları aşağıdaki gibidir: (bkz. Çizelge 2.7) Çizelge 2.7: Alan Yönetimi İle Anıt Eser Kurulunun Kuruluş Ve Görevleri İle Yönetim Alanlarının Belirlenmesine İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik Madde 5 (Resmi Gazete, 2005) a) Alan sınırlarının tarihi, sosyal, kültürel, coğrafi, doğal, sanatsal bir bütünlük içerisinde etkileşim sahaları ve tarihi, kültürel, sosyal, coğrafi ve sanatsal nedenlerle ilişkili bulunduğu bağlantı noktalarının alanın korunması, geliştirilmesi ve değerlendirilmesi bakımından doğru tespit edilmesinin, b) Koruma, erişim, sürdürülebilir ekonomik kalkınma ihtiyaçları ile yerel toplumun ilgisi arasında uygun bir denge oluşturmanın yollarının yönetim planı ile gösterilmesinin, c) Alanın değerini arttırarak uluslararası bir seviyeye çıkarmak için genel stratejiler, yöntemler ve araçların geliştirilmesi, mali kaynakların belirlenmesi ve yaratılmasının, d) Kültür turizmini geliştirmek amacıyla uluslararası işbirliği ve paylaşımı yaratacak etkinlik ağının kurulmasının, 23 Çizelge 2.7: Alan Yönetimi İle Anıt Eser Kurulunun Kuruluş Ve Görevleri İle Yönetim Alanlarının Belirlenmesine İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik Madde 5 (Resmi Gazete, 2005)(devam) e) Belirli bir bölge içinde birbirleriyle ilişkilendirilerek sektör oluşturma potansiyeli bulunan sit alanlarında bölgesel kültür sistemlerinin gelişimi için uygulama planlarının yaratılmasının, f) Yönetim alanlarının korunması ve değerlendirilmesinde kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum örgütleri, alanda mülkiyet hakkı bulunanlar, gönüllü kişi ve kuruluşlar ile yerel halkın işbirliğinin, g) Sit alanları ve ören yerleri ile etkileşim sahalarının bakım, onarım, restorasyon, restitüsyon, teşhir, tanzim ve çevre düzenlemesi ile birlikte alan yönetim amaçları doğrultusunda uluslararası koruma prensipleri ve sözleşme hükümleri çerçevesinde korunarak yaşatılmasının yanı sıra kullanım ve gelişim ilkelerinin ve sınırlarının belirlenmesinin, h) Kültür varlıklarının yönetiminde, konservasyon alanında, tasarım ve uygulamada, uzmanlık ve ekipmanda yüksek standartların kullanılmasının sağlanmasıdır. 2.1.7. Yönetim planı Alan yönetiminin amaçlarına uygun şekilde gerçekleştirilebilmesi için korumanın nasıl yapılacağının tanımlandığı stratejik bir plandır. Alan Başkanlığının resmi internet sitesinde de yer alan tanıma göre Alan Yönetimi; “Kültürel-doğal varlıkların ve sit alanlarının; özgün yapılarına uygun olarak akılcı, sürdürülebilir ve bütüncül bir anlayışla, ilgili tüm paydaşlarıyla birlikte korunmasını, varlığın üstün evrensel değeri yanında gelişiminin ve canlılığının muhafaza edilmesini, bunlar arasında bir denge kurulmasını ve gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlayan bir ‘yol haritası’dır.” (Yönetim Planı Kavramı, erişim tarihi: 21.10.21). 24 Koruma kavramının geçmişi eski olmasına rağmen alan yönetimi, yönetim planı gibi kavramlar daha yeni bir geçmişe sahiptir. Gün geçtikçe önemi artan yönetim planı kavramı literatürde de çeşitli tanımlara sahiptir.  “Yönetim alanının korunmasını, yaşatılmasını, değerlendirilmesini sağlamak amacıyla, işletme projesini, kazı planı ve çevre düzenleme projesi veya koruma amaçlı imar planını dikkate alarak oluşturulan koruma ve gelişim projesinin, yıllık ve beş yıllık uygulama etaplarını ve bütçesini de gösteren, her beş yılda bir gözden geçirilen planlara yönetim planı denmektedir (5226 sayılı kültür ve tabiat varlıklarını koruma kanunu, 2005), (Ayrancı, 2007).  “Tarihi çevre için yönetim planı, kentsel, kırsal, doğal ve arkeolojik sitler için yapılması istenen ve o alanın hangi kaynaklar, uzmanlar ve program ile nasıl korunacağını tanımlayan belgelerdir.” (Ahunbay, 2005), (Ayrancı, 2007).  “Alanının temel felsefesini ve gelişme felsefesini ortaya koyan, problemleri çözmek ve tanımlanan yönetim hedeflerini gerçekleştirmek amacıyla 10 yıllık dönemler için strateji geliştiren dokümanlardır. Etkin operasyonlar, ziyaretçi kullanımı ve insani yarar için bu stratejilere, programlara, eylemlere ve araçlara dayanarak tanımlanır.” (Young and Young, 1993), (Ayrancı, 2007). Yönetim planlarının süreci sırasıyla aşağıdaki gibidir: 1. İlk olarak mevcut durum tespiti aşamasıyla başlar. Bu aşamada koruma ve işlev anlamında nelerin gerektiği ile ilgili bir analiz yapılır. 2. Bu aşamayı ikinci olarak alan analizi aşaması izler. Alan analizi aşamasında alanın mevcut sorunları, alanın önemi gibi analizlere yer verilir. 3. Üçüncü aşamada alanın vizyonu belirlenir. Alanın geleceğe dair resmi çizilir. Yönetimsel anlamda kararları belirlenir. Yönetim başlıkları oluşturulur, eylem planları hazırlanır. 4. Daha sonraki aşamada ise çalışma programları oluşturularak, projeler üretilir. Bir önceki aşamada hazırlanan eylem planlarının paydaşları, eylemlerin süreleri belirlenir. 25 5. Son aşamada ise kararların uygulanıp uygulanmadığının izleme ve değerlendirme aşaması yer almaktadır. Bu aşamada projelerin uygunluğu denetlenir. Gerekli görülmesi durumuna çeşitli eğitimlere yer verilir (Ayrancı, 2007). Yukarıda tariflendiği gibi beş aşamalı bir süreçten geçen yönetim planının başarılı bir yönetim planı sayılabilmesi aşağıdaki maddelere bağlıdır: 1- Plan hazırlama aşaması ile sona ermeyerek, bu aşamayı takiben uygulama ve sonrasında da devam etmelidir. 2- Her ne kadar günümüzde hazırlanan planlar olsalar da geleceği de öngören, gelecekte olabileceklerin tariflerini içeren ve şimdiki kararlarla etkileştiren planlar olmalıdır. 3- GZTF analizlerini yapmalı ve bununla ilgili çeşitli mekanizmalar geliştirmelidir. 4- Belirli bir sistematiği olmalıdır. Alanla ilgili tüm özellikleri belirli adımlarda kademelendirerek mantıksal bir çerçevede incelenmesini sağlamalıdır. 5- Koruma alanında olan veya bu alandaki değişim ve kararlardan etkilenecek olan her şeyin ve herkesin görüşlerini ve değer yargılarını içermelidir. Dolayısıyla bir süreci tariflemektedir. 6- Planda yer alacak kararlar, tarafsız ve şeffaf bir şekilde alanında uzman kişilerin çalışma ve görüşleriyle, birçok disiplini birleştiren bütüncül bir yaklaşımla alınmalıdır. 7-Plan çalışmaları bir süreci tarifler ve dolayısıyla devamlılığı hedeflemelidir. Durağanlıktan uzak olmalıdır. Değişimlere açık olmalı ve değişimlere göre de gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. (Thomas ve diğ., 2003), (Ayrancı, 2007). 2.2. Tarihi Çevrede Yeni Bina Üretim Süreçleri Bu bölümde, tarihi çevrelerde yeni bina üretiminde ve mevcut binaların yeniden işlevlendirilmesinde sürecin işleyişi ile ilgili bilgiler anlatılmıştır. 26 Bina üretimi genel anlamda; tüketici talebini karşılamak için belirli kaynaklarla, belirli sürede, belirli kişiler tarafından tamamlanması gereken girdilerin; çeşitli amaçlara ait bina, köprü, baraj gibi yapılara yani çıktıya dönüşmesi sürecidir (Kaya,1999). Bu sürecin en büyük amacı kullanıcıya, sosyal ve kültürel aktivitelerini gerçekleştirebilecekleri, barınma gibi ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri fiziki bir ortam hazırlamaktır. Yapı üretim süreci beş ana bileşenden oluşur. Bunlar:  Girdiler: Sürecin ilerlemesi için gerekli olan bileşenler olarak tanımlanabilir. Bunlar; Fiziksel Kaynaklar, Enformasyon, Kaynaklar, İş gücüdür.  Çıktılar (ürün, yapı): Üretim sürecinde yapılması hedeflenen ürün yani yapı çıktıyı tarifler. Bunlar; binalar, bina bileşenleri ve yapay çevrelerdir.  Süreç: Girdilerin çıktıya dönüşebilmesini sağlayacak eylemleri kapsayan aşamadır.  Sınırlamalar: Her sistem kendi konum ve özellikleriyle biriciktir. Her sistemi biricik kılan sınırlamalarıdır. Bunlar: hedef ve sorumluluklardır.  Kontrol ve Geri Besleme: Ürünlerin süreç sonunda amacına ve planına uygun olup olmadığının kontrol edilmesi ve başlangıç kriterleriyle karşılaştırılma aşamasıdır (Kaya,1999). Bu beş ana bileşen tüm yapı üretimi süreçleri için ortak kabul edilebilir. Ancak bu çalışmanın konusu gereği yapım süreci ve aşamalarını tariflerken tarihi çevrelerde yeni yapı üretimi olarak ele alınacaktır. Yeni yapılarda üretim süreci talep ile başlar. Yer sahibi, müteahhitler ya da kurumlar belirli bir alanda kendi ihtiyaçları ya da alanın ihtiyaçları doğrultusunda yeni bir yapı talebi oluştururlar. Tarihi çevrelerde yapılacak yeni yapılar için de bu geçerlidir. Ancak tarihi çevrelerde bu talep genel olarak ilgili kamu kurumlarından ihale, yarışma veya sözleşme usulüyle oluşturulur. Talep oluştuktan sonra ise sırasıyla, etüt, ön karar, tasarım, 27 ihale, yapım, teslim, kullanım, bakım, deneyim ve kayıt aşamaları ile tamamlanır. Bu aşamalar aşağıdaki gibi şematize edilebilir. Şekil 2.1: Yapı Üretim Süreci Aşamaları (Koramaz,2008, değiştirilerek yeniden düzenlenmiştir) ETÜT AŞAMASI: Bu aşamaya fizibilite aşaması da denilmektedir. Bu aşama büyük çaplı projelerde tasarım aşamasından önce yapılan araştırma, geliştirme, analiz ve ön hazırlıkları içermektedir. Ancak çoğu zaman projelerde bu aşama atlanarak direk tasarım aşamasından başlanılmaktadır (Koramaz, 2008). Tarihi çevrelerde yapılacak projelerde ise bu aşamanın atlanması mümkün değildir. Yapılacak olan analizlerin en iyi ve detaylı bir şekilde yapılması ve raporlanması gerekmektedir. TASARIM AŞAMASI: Bu aşama projenin ruhsat aşamasına kadarki sürecini içerir. Proje ile ilgili ana kararlar alınır. Dolayısıyla multidisiplinel bir çalışma sürecidir. Mimar, elektrik mühendisi, inşaat mühendisi ve makine mühendislerinin organize şekilde çalışmasını gerektirir (Koramaz, 2008). Özellikle tarihi çevrelerde bu organizasyona projenin gereklerine göre sanat tarihçileri, arkeologlar gibi çeşitli meslek dalları da dahil olabilir. Projeler yönetmeliklerde belirtilmiş olan bazı zorunlu parametreleri içerecek şekilde hazırlanır. Tarihi çevreler için yasal anlamda; 2863 Sayılı Koruma Kanunu ve 660 Sayılı İlke Kararları dikkate alınır. 28 Tasarım aşaması ortak bir çalışmanın ürünüdür. Tasarım aşamasından sonra ruhsat aşamasına geçilir. RUHSAT AŞAMASI: Bu aşamada yönetmelikler doğrultusunda hazırlanmış projeler Belediyelere sunulur (Koramaz, 2008). Tarihi Çevrelerde farklı olarak bu aşamada Koruma Kurulları da rol alır. Hatta projenin içeriğine bağlı olarak, Kültür Turizm Bakanlığı, Vakıflar Bölge Müdürlükleri, Arkeoloji Müzeleri, Çevre Şehircilik Bakanlığı, Rölöve ve Anıtlar Müdürlüklerinden de görüş alınması gerekebilir. İHALE AŞAMASI: Proje, proje detayları, metraj, teknik ve idari şartname, sözleşme taslağı ve ihale dosyanın hazırlandığı aşamadır. Bu aşamayla projenin yüklenicisi belirlenir (Koramaz, 2008). YAPIM / İNŞA AŞAMASI: Belirlenen yüklenici tarafından onaylanmış olan projenin hayata geçirildiği aşamadır. Restorasyon sürecini ve şantiye faaliyetlerini içerir. Yapım aşaması denetim aşamasıyla birlikte ilerlemektedir. 4708 Sayılı Kanun gereğince yapı imalatları Yapı Denetim Kuruluşları tarafından denetlenmektedir (Koramaz, 2008). Şantiye süreci biten yapının verilen yapı ruhsatı ve eklerine uygun olup olmadığı Belediyeler tarafından denetlenir. Denetimler sonucu ruhsat ve eklerine uygunluğu tespit edilen yapıya bağlı bulunduğu belediye tarafından “Yapı Kullanma İzin Belgesi” verilir (Koramaz, 2008). TESLİM AŞAMASI: Yapı Kullanma İzin belgesini alan yapılar kullanıcılarına teslim edilir (Koramaz, 2008). KULLANIM AŞAMASI: Anahtar tesliminden sonra yapının ömrünü tamamlanmasına kadar olan süredir. Bu sürede yapıdaki çeşitli bakım ve onarımlar gerçekleşir. Bunlar neticesinde bina ile ilgili çeşitli deneyimler oluşur. Dolayısıyla bakım aşaması ve deneyim/kayıt aşamasını kullanım aşamasıyla birlikte düşünmek gerekir (Koramaz, 2008). 29 3. MATERYAL ve YÖNTEM Bir önceki bölümde, tarihi çevreler, yeniden işlevlendirme süreci, tarihi çevrede yeni bina üretimi, koruma kavramı gibi çalışmanın başlığını da şekillendiren ve ana sınırları çizen kavramlar üzerinde durulmuştur. Bu bölümde daha kapsamlı bir çalışma elde edebilmek amacıyla dünyada ve Türkiye’de yer alan tarihi alanlar ile ilgili yeniden işlevlendirme ve yeni bina üretim süreçleriyle ilgili örnekler incelenecektir. İncelenecek olan örnekler tarihi çevrelerde tek yapı ölçeğinde ve yerleşim ölçeğinde olmak üzere 2 ayrı grupta incelenecektir. Her örnek aşağıda yer alan parametreler vasıtasıyla değerlendirmeye alınacaktır. (Bkz. Çizelge:3.1) Çizelge 3.1: Seçilen örneklerin değerlendirilme şablonu Alanın/Yapının Adı Alanın/ Yapının Yeri Karakteristik Özellikleri Tescil Özellikleri Güçlü Yönleri Zayıf Yönleri Yeni İşlev / Yapılan uygulama ve ekler Yeni Yapının / Yeniden İşlevlendirmenin Hedefleri Proje Elde Etme Süreçleri Uygulama Süreci Ekonomik Süreçler (kaynak yönetimi ve finansman) Sosyal Süreçler (Katılım süreci) Organizasyon Şekli Bu şekilde bir inceleme ile belirli bir sistematik doğrultusunda karşılaştırmalı bir çalışma yapılacaktır. Önce alan hakkında bilgiler, daha sonra ise yeni yapı ya da yeniden işlevlendirme süreçleriyle ilgili bilgiler karşılaştırılacaktır. Örnekler seçilirken mimari çevrelerde yer alan alternatiflerden, farklı sorunların algılanabileceği süreçleri başarı ya da başarısızlıkla geçirmiş, tek yapı ya da kentsel alanlar tercih edilmiştir. Yeniden işlevlendirme sürecine en az bir aşamada olumlu ya da 30 olumsuz örnek teşkil edebilecek tarihi ve kültürel değere sahip yapı ve yapı gruplarına ait süreçler değerlendirilmeye alınmıştır. Ancak mimari çevrelerdeki örneklerden arkeolojik alanlarda olanlar bu çalışmanın dışında tutulmuştur. 31 4. BULGULAR 4.1. Tarihi Çevrelerde Yeniden İşlevlendirme ve Yeni Bina Üretimi Uygulamaları Bu bölümde tek yapı ölçeğinde ve kentsel ölçekte Dünyadan ve Türkiye’den tarihi çevrelerde yeniden işlevlendirme ve yeni bina üretim örnekleri Çizelge 3.1’deki şablon dahilinde incelenecektir. İncelenecek örneklerde, geçmişteki işlevini kaybetmiş, çağın şartlarına ve ihtiyaçlarına cevap verememiş ancak tarihi ve kültürel anlamda önemli yere sahip yapılar ve işlevlendirme süreçleri ele alınacaktır. Başarılı bir süreç yönetiminde kullanılan proje elde etme yöntemlerinin neler olduğu, uygulama sürecinin nasıl işlediği, katılımcıların rolü, ekonomik süreçlerde aktörlerinin kimler olduğu analiz edilecektir. Bu doğrultuda tek yapı ölçeğinde beş örnek ele alınacaktır. Kentsel ölçekte ise dört örnek ele alınacaktır. 4.1.1. Tek yapı ölçeğinde örnekler: Bu bölümde sırasıyla Astley Castle, Orsay Garı, Sümerbank Kayseri Bez Fabrikası, Cunda Despot Evi, Eski Mudanya Gar Binası örnekleri belirlenen şablon üzerinden incelenmiştir. Astley Castle sosyal ve ekonomik süreçlerdeki başarılı tutumundan dolayı, Orsay Garı uygulama sürecinde yaşadığı sorunlardan dolayı, Sümerbank Kayseri Bez Fabrikası sosyal süreçlerindeki başarısından dolayı, Cunda Despot Evi ekonomik sürecinden dolayı, Eski Mudanya Gar Binası ise yine ekonomik sürecinden dolayı ve Bursa’da yer alması sebebiyle seçilmiştir. Astley Castle – Hafta Sonu Oteli Çizelge 4.1: Astley Castle Örneği (Selcen Coskun,2019) (değiştirilerek kullanılmıştır.) Yapının Adı Astley Castle Şekil 4.1: Astley Castle yenileme çalışmalarından önceki hali (Coskun, 2019). 32 Çizelge 4.1: Astley Castle Örneği (Selcen Coskun,2019) (değiştirilerek kullanılmıştır.)(devam) Yapının Yeri İngiltere Karakteristik Astley Castle’ın bulunduğu alana 12. yüzyılda ilk yerleşenlerin Özellikleri dönemin saygın ailelerinden biri olduğu bilinmektedir. Kale 15.yüzyılda en parlak dönemini yaşamıştır. 1660’larda, başka bir ailenin mülkiyetine geçen kalede bu dönemde ilk restorasyon uygulaması yapılmıştır. Daha sonrasında ise yan komşuları tarafından alınır ve yapılan eklerle ahır ve garajlar eklenir. II. Dünya savaşında ise askeri amaçla kullanılma üzere devlet tarafından el konulur. Sonrasında bakımsızlık sebebiyle tahribata uğrar ve tekrar 1950’li yıllarda bir kez daha yenileme çalışması yapılır ve otele çevrilir. 1978’e kadar otel olarak kullanılan yapı çıkan bir yangın sebebiyle kullanılamayacak hale gelir. İngiltere’deki “risk altındaki yapılar listesi” ne girer. Daha sonrasında ise 1990’lı yıllarda yapıyı bağımsız sivil kuruluşlardan biri üstüne alır. (Bu kurum, kültürel mirası koruma amacıyla faaliyetler yürüten ve İngiltere’de tarihleri baya eskiye dayanan devletten bağımsız sivil kuruluşlardan biridir.) Bu kurum tarafından Astley Castle için 2005 yılında davetli mimari proje yarışması açılarak, 21. yüzyıla yakışacak şekilde hayata döndürülmesi hedeflenir. Tescil Özellikleri 800 yıllık çok katmanlı kimliğe sahip bir kaledir. Güçlü Yönleri Faklı dönemlerde farklı işlevlerde kullanılmış, Çok eski bir tarihe sahip, dolayısıyla geçmişe dair çok fazla izleri ve katmanları bulunan bir yapıdır. Ayrıca yangın geçirmesine rağmen sağlam kalan yan duvarları bulunmaktadır. Konum olarak İngiltere’de bulunması da stratejik anlamda güçlü bir yön olarak gösterilebilir. Çünkü İngiltere’de tarihi ve kültürel mirası destekleyen birçok sivil kurumlar ve devleti ayırdığı fonlar bulunmaktadır. 33 Çizelge 4.1: Astley Castle Örneği (Selcen Coskun,2019) (değiştirilerek kullanılmıştır.)(devam) Zayıf Yönleri Çok büyük bir yangın atlatmıştır ve yangın dolayısıyla yok olmanın eşiğine gelmiştir. Strüktürel anlamda ciddi tahribat yaşamıştır. Dolaysıyla da döneminin mimarisine dair izlerin birçoğu yangın ile birlikte yok olmuştur. Çatısı tamamen yok olmuştur. Yeni İşlev / Yapılan 1. işlev: kale yapısı uygulama ve ekler 2. işlev: en çok 8 kişinin konaklayabileceği hafta sonu oteli Yeni Yapının / Çok katmanlı yapıya ait formun mevcut peyzaj ile birlikte en az Yeniden değişiklikle korunarak yapının özgünlüğüne minimum İşlevlendirmenin müdahalede bulunmak hedeflenmiştir. (Minimum müdahale Hedefleri akımı) Yapının ekleriyle ve yeni işleviyle tekrar hayata kazandırılması hedeflenmiştir. Ayrıca, harabe durumdaki kültürel değerin yok olmaktan kurtulması hedeflenmiştir. Proje Elde Etme Proje elde etme şekli olarak 2005 yılında, yapıyı alan bir sivil Süreçleri kuruluş tarafından davetli bir mimari proje yarışması düzenlenmiştir. Uygulama Süreci İlk olarak mevcut yapıya dair koruma kararları alınmıştır. Bina izlerinin anlaşılabilmesi için öncelikli olarak duvarların 1.2 m seviyesine kadar yıkılması önerilmiştir ancak kabul edilmemiştir. Duvarların güçlendirilerek korunmasına karar verilmiştir. Minimum müdahale hedeflendiği için tarihi dokuya ve malzemelere müdahale edilmeden onlarla uyumlu olacak bir tasarım anlayışı benimsemiştir. 34 Çizelge 4.1: Astley Castle Örneği (Selcen Coskun,2019) (değiştirilerek kullanılmıştır.)(devam) Şekil 4.2: Kale’nin Otel olduktan sonraki hali (Critical Round Up Stirling Prize 2013, erişim tarihi: 02.01.2022) Ekonomik Süreçler Yarışmayı kazanan ekip tarafından tasarlanan proje, Miras (kaynak yönetimi ve Piyangosu Fonu (Heritage Lottery Fund)’nundan yararlanılarak finansman) hayata geçirilmiştir. Bu fon İngiltere’de devlet tarafından tarihi çevreyi korumak için Milli piyango bütçesinden ayrılarak oluşturulmaktadır. Ve tarihi çevreyle ilgili restorasyon, yeniden işlevlendirme gibi projelerde kullanılmaktadır. Sosyal Süreçler Ulaşım ve katılım programı, Miras Piyangosu Fonu ile halkın (Katılım süreci) projeyi öğrenmesi teşvik edilmiştir. İngiliz Çevre Koruma Gönüllüleri (TCV) temizlik ve peyzaj uygulamalarında rol almıştır. Çevredeki ilkokulların alanı ziyaret etmeleri sağlanarak, öğrenciler de süreç hakkında bilgilendirilmiştir. Astley Sanat Kulübü oluşturulmuştur. Organizasyon Şekli Tanınmış kişilere ait özel mülkiyetler Kültürel miras ile ilgili bir sivil toplum kuruluşu 35 Astley Kalesi sosyal ve ekonomik süreçlerdeki başarısından dolayı seçilmiştir. İngiltere’de yer alan, amacı kültürel değerlere sahip çıkmak ve onlarla ilgili gerekli bakım, onarım ve restorasyon çalışmalarını yürütmek olan, sivil toplum kuruluşlarının varlığı ve devlet tarafından desteklenmesi diğer ülkeler içinde örnek teşkil edebilecek bir oluşumdur. Aynı zamanda yine Milli Piyango bütçesinden devlet kararıyla kültürel mirasa bir bütçe ayrılması da devletin kültürel mirasa verdiği önemi göstermektedir. Ekonomik süreçteki bu başarının yanı sıra sosyal süreçte de hem çocuklara yer verilmesi hem de halkın projeye dahil edilmesi için çalışmalar yapılması başka projeler için örnek olmalıdır. Orsay Garı- Müze Çizelge 4.2: Orsay Garı (Orsay müzesi) örneği (Hasol, 1989) (değiştirilerek kullanılmıştır.) Yapının Adı Orsay Garı – Müze Şekil 4.3: Orsay Garı (Hasol,1989) Yapının Yeri Paris Karakteristik 19. yüzyılın sonlarında inşa edilmiştir. Paris’e gelen yolcuların Özellikleri merkeze çok uzak olan mevcut gar yapısı yerine, merkeze inmelerini sağlamak amacıyla yeni bir gar binası inşa edilmiştir. Bir sergi ile açılarak yıl dönümleri ölümsüzleştirilmek istenmiştir. 36 Çizelge 4.2: Orsay Garı (Orsay müzesi) örneği (Hasol, 1989) (değiştirilerek kullanılmıştır.)(devam) Karakteristik Döneminin özelliklerini yansıtan Fransız mimarisi Özellikleri(devam) örneklerindendir. O dönemki teknolojinin gereklerine göre yani, buharlı trenlere göre düzenlenmiştir. Ancak buharlı trenlerin yerini elektrikli trenler almaya başlayınca yeni ihtiyaçlara cevap veremez hale gelmiştir. Tescil Özellikleri “korunması gerekli yapı” olarak tescillenmiştir. Güçlü Yönleri Paris’te merkeze yakın önemli bir stratejik konumda yer almaktadır. Ulaşımı kolaydır. Zayıf Yönleri İlk olarak buharlı trene göre projelendirildiği için sadece dönemine ait işlevini yerine getirebilmiştir. Dolayısıyla teknoloji ve sanayinin gelişiminden olumsuz etkilenerek metruk hale gelmiştir. Yeni İşlev / 1. işlev: gar binası Yapılan uygulama 2. işlev: müze ve ekler Yeni Yapının / Fransa’ da bir dönem kültürel ve tarihi değeri olan yapıların Yeniden yıkılmasına karşı oluşan tepkiyle birlikte yıkılması engellenerek İşlevlendirmenin korunmasına karar verilmiştir. Hasar görmüş tescilli yapının yeni Hedefleri işlev verilerek yeniden yaşatılması hedeflenmiştir. Proje Elde Etme Proje 3 kez yarışmaya açılarak elde edilmiştir. Süreçleri Uygulama Süreci Metruk ve kullanılamaz hale gelmiş olan gar yapısı ve bulunduğu alanı 1961 yılında “Fransız Ulusal Demiryolları Şirketi” tarafından, satılması üzerine karar alınmış ve otel yapısına dönüşmesi adına yarışma düzenlenmiştir. 37 Çizelge 4.2: Orsay Garı (Orsay müzesi) örneği (Hasol, 1989) (değiştirilerek kullanılmıştır.)(devam) Uygulama Ancak o dönemde Paris’te kültürel yapıların korunmaması ve Süreci (devam) yıkıma uğraması büyük tepki aldığından dolayı Orsay Garı da “korunması gerekli yapı” olarak tescillenmiştir. Orsay garının tescillenmesindeki en önemli özeliği dönemini yansıtan mimari özelliklerinden ziyade konumunun Paris için ilgi odağında olmasıdır. Tescillenmesini izleyen yaklaşık 10 yıl kadar bir süre yapıya verilecek yeni işlevin ne olacağı tartışma konusu olmuştur. Uygulama Sonuç olarak ise müze işlevine karar verilip tekrar davetli bir Süreci mimari yarışma düzenlenmiştir. Ancak Fransa’da yer alan Müzeler Yönetimi yapının mimarisi ile iç mimarisinin farklı disiplinler olduğunu savunduğu için iç mimari proje için tekrardan bir yarışma açılmıştır. Müzenin yapımı işi Fransa’da çok tartışmalara sebebiyet vermiştir. Bu tartışmalar Müzeler Yönetiminin müdahaleleriyle daha karmaşık hal almaya başlamıştır. Sonuç olarak ise 2. Yarışmayı kazanan iç mimarlık ekibi projenin söz sahibi olmuştur. Ve müze bu şekilde inşa edilir. Şekil 4.4: Orsay Müzesi (Orsay Müzesi Hakkında Bilgi, erişim tarihi: 02.01.2022) Ekonomik Süreçler (kaynak Bu süreç hakkında bilgiye ulaşılamamıştır. yönetimi ve finansman) 38 Çizelge 4.2: Orsay Garı (Orsay müzesi) örneği (Hasol, 1989) (değiştirilerek kullanılmıştır.)(devam) Sosyal Süreçler Sosyal süreçlerde halk sürece dahil edilmemiş olsa da, (Katılım süreci) halkın kültürel ve tarihi değeri olan kullanılamayacak haldeki yapıların korunması gerektiği ile ilgili oluşturduğu tepki bu sürecin yönetiminde büyük rol oynamıştır. Organizasyon Yürütücü: Fransız Müzeler Yönetimi Şekli Kültür Bakanı ve dönemin Cumhurbaşkanı yapının işlevine karar verme sürecine önemli rol oynamıştır. Orsay Garı için aslında Fransa’da yıkım kararı verilen kültürel değerlere karşı halkın bir direnişi ile yıkım yerine işlevlendirme kararı verilmiştir. Ancak uygulama sürecinde yaşanan sorunlar sebebiyle ve yürütücü kurumun projeye gereğinden fazla dahil olması, yeni yüklenecek işlevin yapının önüne geçmesine ve tarihi yapıda değer kaybına sebep olmuştur. Uygulamada görev, yetki ve sorumluluk ilişkilerinin süreci olumsuz etkileyebileceğini anlatmak amacıyla Orsay Garı örnek olarak incelenmiştir. Sümerbank Kayseri Bez Fabrikası Çizelge 4.3: Sümerbank Kayseri Bez Fabrikası (Asiliskender ve Baturayoğlu Yöney, 2017), (Kevseroğlu,2011) (değiştirilerek alınmıştır.) Yapının Adı Abdullah Gül Üniversitesi (AGÜ) Sümer Kampüsü (Sümerbank Kayseri Bez Fabrikası) Şekil 4.6: Sümerbank Kayseri Bez Fabrikası dış cephe fotoğrafı (Sümerbank Bez Fabrikasından İzler, erişim tarihi: 02.01.2022) 39 Çizelge 4.3: Sümerbank Kayseri Bez Fabrikası (Asiliskender ve Baturayoğlu Yöney, 2017), (Kevseroğlu ,2011) (değiştirilerek alınmıştır.)(devam) Şekil 4.7: Sümerbank Kayseri Bez Fabrikası içinden çekilmiş bir fotoğraf (Sümerbank Bez Fabrikasından İzler, erişim tarihi: 02.01.2022) Yapının Yeri Kayseri Karakteristik Hem ekonomik ve sosyal anlamda hem de yapılış sebebiyle Özellikleri Cumhuriyetin ilk yıllarında yaygınlaştırılmaya çalışılan ulus- devlet yaklaşımını savunmaktadır. Kurumun amacı tüm personelini aileleriyle birlikte ‘tek’ çatı altında toplamaktır. Modernleşmeyi savunan kentsel bir düzenleme ölçeğine sahiptir. 1934 yılı Mayıs ayında temelleri atılmıştır. Cumhuriyetin ilk zamanlarında mekânsal devrimin iyi örneklerinden biridir. Devlet tarafından kurulmuş olan ilk endüstri yapısıdır. Yerleşke içinde modern mimari yaklaşımlardan biri olan Rus konstrüktivizm akımını benimseyen Elektrik santrali bulunmaktadır. 2003 yılında “anıt” olarak tescillenerek koruma altına alınmıştır. 2012 yılında Abdullah Gül Üniversitesi’ne devredilmiştir. 40 Çizelge 4.3: Sümerbank Kayseri Bez Fabrikası (Asiliskender ve Baturayoğlu Yöney, 2017), (Kevseroğlu ,2011) (değiştirilerek alınmıştır.)(devam) Tescil Özellikleri Endüstri mirası olarak da görülen yapı ekonomik ve sosyal katkılarının dışında Cumhuriyet döneminde yapılan modern yapılardan biri olma özelliği taşımaktadır. Anıt eser olarak da tescillenmiştir. Güçlü Yönleri Hem endüstri mirası hem de kültürel miras olma özelliği taşımaktadır. Aynı zamanda kent merkezine yakın olması da erişilebilir kılmaktadır. Günümüzde vakıf destekli devlet üniversitesi bünyesinde olduğundan dolayı koruma için ekonomik anlamda sorun yaşanmamaktadır. Zayıf Yönleri Bakımsız ve kullanılamaz halde bulunan kültür ve endüstri mirası. Yeni İşlev / 1. işlev: bez fabrikası Yapılan 2. işlev: Kampüs uygulama ve ekler Şekil 4.8: AGÜ Sümer Kampüsü cephe fotoğrafı (Sümerbank Bez Fabrikasından İzler, erişim tarihi: 02.01.2022) Yeni Yapının / 2007 yılı itibariyle Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nin teşvikiyle Yeniden Kayseri’ye devlet üniversitesi kazandırmak amaçlanmıştır. İşlevlendirmenin Hedefleri 41 Çizelge 4.3: Sümerbank Kayseri Bez Fabrikası (Asiliskender ve Baturayoğlu Yöney, 2017), (Kevseroğlu ,2011) (değiştirilerek alınmıştır.) (devam) Proje Elde Etme 2012 yılında Abdullah Gül Üniversitesi’ne devredilmiştir. Süreçleri Uygulama Süreci Bu sürece ait bilgiye ulaşılamamıştır. Ekonomik Abdullah Gül Üniversitesi Destekleme Vakfı (AGÜV) Süreçler (kaynak Abdullah Gül Üniversitesi (AGÜ) yönetimi ve finansman) Sosyal Süreçler “Fabrikadan üniversite kampüsüne” sloganıyla kamusal anlamda (Katılım süreci) kullanıma açılmıştır. Planlama, koruma ve kullanım kararları alınırken halkın da görüşlerine başvurulmuştur. Organizasyon Abdullah Gül Üniversitesi – Mimarlık Fakültesi Şekli AGÜV Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanlığı Kayseri kanaat önderleri (AGÜ resmi web sitesi, erişim tarihi: 22.12.21) Sümerbank Kayseri Bez Fabrikası önemli bir Cumhuriyet dönemi endüstriyel yapısıyken, devlet destekli bir vakıf üniversitesi kampüsüne dönüştürülmüştür. Bu işlev değişikliği ve restorasyon sürecinde hem belediye tarafından kamusal anlamda destek verilmiştir, hem de üniversitenin vakfı tarafından özel bir kuruluştan destek verilmiştir. Proje kararları alınırken bölge halkının da görüşleri önemsenmiştir. Sosyal süreçlerinde kullandığı sloganıyla, tarih yapının da adını yaşatmayı hedeflemiş başarılı bir proje olduğu için seçilmiştir. 42 Cunda Despot Evi Çizelge 4.4: Cunda Despot Evi Otel Yapının Adı Cunda Despot Evi Şekil 4.9: Cunda Despot evi 1980’li yıllardaki hali (Cunda Despot Evi resmi web adresi, erişim tarihi:02.01.21) Yapının Yeri Cunda Adası / Ayvalık Karakteristik Yunanistan’ın resmi anlamda devlet olduğu zaman, halkı bu Özellikleri durumdan duyduğu mutluluk sebebiyle kiliseye birtakım bağışlar yapmıştır. Bunun akabinde Yunan bir din adamı, Despot, 1862’de kendisi için doğduğu yer olan Cunda Adasında bir ev yaptırmıştır. O dönemler Yunanistan’ın himayesinde olan Cunda Adası Despot Evi, Despot’un vefat etmesiyle birlikte Osmanlı Devleti tarafından alınmıştır. Ve bir süre hükümet binası olarak kullanılmıştır. 1.işlev değişikliği despot evinden hükümet binasına şeklinde olmuştur. Cumhuriyet dönemine kadar hükümet binası olarak kullanılan Despot evi, bu dönemdeki ihtiyaçlar doğrultusunda ilkokul ve öksüzler yurdu olarak kullanılmaya başlanmıştır. 2. İşlev değişikliği ise hükümet binasından ilkokul ve yurt yapısına dönüşmesi şeklinde gerçekleşmiştir. 43 Çizelge 4.4: Cunda Despot Evi Otel (devam) Karakteristik 1970’li yıllarda Türk sinemasında önemli yere sahip Yeşilçam Özellikleri filmlerinden birkaçına ev sahipliği yapmıştır. Ve 1880’li yıllarda öksüzler yurdunun taşınmasıyla terkedilmiştir. Bu tarihten sonra da Av Zamanı filmine mekan olsa da, bakımsızlıktan dolayı metruk bir hale gelmiştir. (Cunda Despot Evi resmi web adresi, erişim tarihi:25.12.21) Bina cunda adası için tarihi ve kültürel değeri yüksek bir anıt eser olma özelliği taşımaktadır. Tescil Özellikleri Bina anıt eser olarak tescillenmiştir. Güçlü Yönleri Birçok kez işlev değiştirmesine rağmen ayakta kalmayı başarmış, Cunda halkı için önemli yeri olan bir tarihi yapıdır. Deniz manzarasına sahiptir. Denize ulaşımı kolaydır. Ada içinde erişilebilir ve ulaşılabilir konumdadır. Zayıf Yönleri Yurt yapısı olarak kullanıldıktan sonra terkedilmesinden kaynaklı olarak bakımsız kalmış ve afet, yağmalama gibi tehlikelere maruz kalmıştır. Mevcut tarihi doku zarar görmüştür. Yeni İşlev / Yapılan 1.İşlev : Despot evi uygulama ve ekler 2.İşlev : hükümet binası 3.İşlev : İlkokul ve yurt binası 4.İşlev: Otel Yeni Yapının / Yıpranmış ve kullanılamaz haldeki kültürel değer olan Despot Yeniden Evi’nin tarihi dokusuna zarar vermeden yeni bir işlev ile birlikte İşlevlendirmenin adaya tekrar kazandırılması hedeflenmiştir. Hedefleri (Cunda Despot Evi resmi web adresi, erişim tarihi:25.12.21) Proje Elde Etme Zamanla bakımsızlıktan metruk hale gelmiş olan Despot evi ilk Süreçleri olarak 2010 yılında “Ayvalık Mal Müdürlüğü – Milli Emlak” vasıtasıyla yap-işlet-devret modelliyle ihaleye çıkarılmıştır. 44 Çizelge 4.4: Cunda Despot Evi Otel (devam) Proje Elde Etme 49 yıllık en yüksek kira bedelini veren Cundalı bir işletmeci Süreçleri ihalenin kazanan tarafı olmuştur. Ancak sonrasında ihale teminatını yakarak ve sözleşmede imzaladıklarını gereken sürede yerine getiremeyerek ihaleden çekilmiştir. Daha sonrasında ise Bakanlar Kurulu tarafından alınan kararla Maliye Bakanlığı bünyesinde yer alan tarihi yapı, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na devredilmiştir. Ve tekrardan bir ihale açılarak, yap – işlet- devret modeliyle 49 yıllığına kiraya verilmiştir. (Despot Evi'ni 13 milyon Euro'ya otele dönüştürdü, erişim tarihi: 05.11.21) Uygulama Süreci Despot Evinin ada için önemli bir anıt eser olması sebebiyle uygulama süreci yürütülürken tarihçilerden oluşan bir heyet kurulmuştur. Ve yapı tasarlanırken tarihin izlerini yansıtması en ön planda tutulmuştur. Yapı kendi hikâyesini anlatırken, aynı zamanda da günümüz dinamiklerine ayak uydurabilecek şekilde tasarlanmıştır. Şekil 4.10: Cunda Despot Evi Otel güncel hali (Cunda Despot Evi, erişim tarihi: 02.01.2022) 45 Çizelge 4.4: Cunda Despot Evi Otel (devam) Ekonomik Süreçler Projenin yeniden işlevlendirme ve restorasyon sürecindeki (kaynak yönetimi ve ekonomik faaliyetleri ve kaynak yönetimi 49 yıllığına yap – finansman) işlet – devret usulüyle ihaleyi alan firma tarafından yürütülmüştür. Sosyal Süreçler Bu sürece ait bilgiye ulaşılamamıştır. (Katılım süreci) Organizasyon Şekli İşveren: Kültür ve Turizm Bakanlığı (Cunda Despot Evi, erişim tarihi :25.12.21) Despot Evi birden fazla kez işlev değişikliğine uğramıştır. Ancak aradaki işlev değişiklikleri zamanın ihtiyaçlarına göre şekillenmiştir, ancak otel işlevinden önce projelendirme çalışması yapılmıştır. Yap-işlet-devret modeliyle ihale edilmiştir. İlk çıkarıldığı ihale şartları karşılanamadığı için 2. Kez ihaleye çıkarılmış ve projelendirilmiştir. Ekonomik süreç bakımından ülkemizde de sık kullanılmaya başlayan, diğer örneklerden farklı yap-işlet-devret modeliyle yapılmış bir örnek olduğu için incelenmiştir. Eski Mudanya Gar Binası Çizelge 4.5: Eski Mudanya Gar Binası- otel yapısı (Polat ve Dostoğlu, 2007) Yapının Adı Eski Mudanya Gar Binası /Hotel Şekil 4.11: Eski Mudanya Gar Binası (Bursa Raylarının Hikayesi, erişim tarihi: 02.01.2022) 46 Çizelge 4.5: Eski Mudanya Gar Binası- otel yapısı (Polat ve Dostoğlu, 2007)(devam) Yapının Yeri Mudanya / BURSA Karakteristik Şehirlerarası deniz ulaşımına olanak vermesiyle yük ve yolcu Özellikleri taşınması açısından, Bursa için önemli bir yere sahip Mudanya ilçesinde denize sıfır bir alanda yer almaktadır. İlk olarak Fransızlar tarafından “gümrük binası” olarak kullanılmak üzere 1849 yılında yapılmıştır. 1. Asıl işlevi gümrük binasıdır. Sanayi devrimini izleyen süreçte Avrupa ile Anadolu şehirleri arasında ticari faaliyetlerde artış olmuştur. Bursa’da üretimi yapılan ipek ipliği Mudanya’da yapılan demiryolu hattı ile Marsilya’ya ulaştırılabilmektedir. Aynı zamanda bu demiryolu hattı Bursa’yı İstanbul ve Avrupa’ya bağladığı için önemli yere sahiptir. Ancak 1950’li yıllardan itibaren maliyetin artmasından kaynaklı ekonomik sebeplerle demiryoluna olan ilgi azalmıştır. Bu hat ülkenin ana ulaşım ağıyla da bağlantı kuramamıştır. Ve dolayısıyla köhneleşmeye başlamıştır. 2.işlevi olarak demiryolu hattına ait istasyon binası olarak kullanılmıştır. Karakteristik Demiryolu hattının işlevini kaybetmesiyle tekrar bir bölümü Özellikleri gümrük deposu olmuştur, diğer bölümleri de çeşitli kurumlara hizmet etmeye başlamıştır. Kendi haline bırakılmış olan bina son olarak Mudanya Belediyesi’nin girişimleriyle yap-işlet- devret modeliyle kiralanmış ve günümüzde otel olarak kullanılmaktadır. Tescil Özellikleri “koruma amaçlı imar planı sınırları dışında tescilli anıtsal mimarlık örneği” olarak tescillenmiştir. Güçlü Yönleri Bursa ile İstanbul ve dolayısıyla Avrupa arasında ticari faaliyetlerin sağlandığı önemli bir konumda yer almaktadır. Turistik açıdan önemli yere sahiptir. Denize sıfır, manzaralı bir konumda yer almaktadır. Bursa kentine ulaşımı kolaydır. Erişilebilirdir. 47 Çizelge 4.5: Eski Mudanya Gar Binası- otel yapısı (Polat ve Dostoğlu, 2007)(devam) Zayıf Yönleri - Yeni İşlev / Yapılan 1. işlev: gümrük binası uygulama ve ekler 2. işlev: demiryolu hattına ait istasyon yapısı 3. işlev: gümrük binası ve çeşitli kurumların hizmet binası 4. işlev: Otel yapısı Yeni Yapının / Köhneleşmiş durumdaki tarihi ve ticari anlamda önemli yere Yeniden sahip, tescilli anıtsal özelliği bulunan uzun süre gar binası İşlevlendirmenin olarak işlev yapan yapının aslına uygun olarak tekrardan Hedefleri kullanılabilecek bir işlev kazandırılması hedeflenmiştir. Proje Elde Etme Mudanya Belediyesi tarafından 1989 yılında yap-işlet-devret Süreçleri modeliyle ihale edilmiştir. Uygulama Süreci Esi Mudanya Gar Binası “tescilli anıtsal mimarlık örneği” olduğu için Koruma Kurulu kararlarıyla projelendirilmiştir. İlk olarak detaylı şekilde fotoğraflama ve rölöve çalışmaları yapılmıştır. Detaylı şekilde “kullanılan malzeme, mekânsal kurgu, strüktürel sistem, yapım tekniği” gibi restorasyon için önemli yer turan tüm analizler yapılmıştır. Uygulama Süreci Koruma Kurulu ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu doğrultusunda restore edilerek yeniden otel olarak işlevlendirilmiştir. Şekil 4.12: Otel Yapısı (Polat ve Dostoğlu, 2007) 48 Çizelge 4.5: Eski Mudanya Gar Binası- otel yapısı (Polat ve Dostoğlu, 2007)(devam) Ekonomik Süreçler Yap-İşlet-devret modeliyle Bursalı bir girişimci tarafından (kaynak yönetimi ve finanse edilmiştir. finansman) Sosyal Süreçler Bu sürece ait bilgiye ulaşılamamıştır. (Katılım süreci) Organizasyon Şekli Yüklenici: Bursalı bir girişimci Eski Mudanya gar binası da birçok kez farklı işlevlerde kullanılmıştır. Yap-işlet-devret usulüyle ihale edilmiştir. Bursa’da yer alan bir işlevlendirme örneği olduğu için seçilmiştir. 4.1.2. Kentsel ölçekte örnekler Bu bölümde sırasıyla Regensburg kentsel dönüşüm alanı, Banska Stiavnica kentsel dönüşüm alanı, Tarlabaşı kentsel dönüşüm alanı, Alsancak Levanten Evleri kentsel dönüşüm alanı, örnekleri belirlenen şablon üzerinden incelenmiştir. Regensburg kentsel dönüşümü, Alan Yönetimi Planı’na sahip olmasından ve ekonomik sürecinden dolayı, Banska Stiavnica kentsel dönüşümü ekonomik politikası ve sosyal süreçteki başarısından dolayı, Tarlabaşı kentsel dönüşümü Türkiye’de yer alan güncel ve başarılı sayılabilecek bir örnek olmasından dolayı ve Alsancak Levanten Evleri ise uygulama süreçlerinde yaşadığı sorunlardan dolayı başarısız bir örnek olması sebebiyle seçilmiştir. 49 Regensburg Kentsel Dönüşüm Projesi Çizelge 4.6: Regensburg tarihi kenti kentsel dönüşüm projesi (Dağabakan, 2012) Alanın Adı Regensburg Kentsel dönüşüm alanı Şekil 4.13: Regensburg kenti (Street Life: Regensburg (Germany), erişim tarihi: 02.01.2022) Alanın Yeri Almanya- Regensburg Karakteristik Özellikleri Geçmişi Ortaçağ’a dayanan bir yerleşim yeridir. Konum olarak Danube Nehri’nin kuzeyinde yer almaktadır. Almanya’nın en büyük eyaleti olan Bavyera Eyaleti’nin 4. Büyük kentidir. Yaklaşık 1000 adet tescilli yapı bulunmaktadır. Tescil Özellikleri 2006 yılında Dünya Miras Listesi’ne dahil edilmiştir. Güçlü Yönleri Dünya Mirası Listesi’nde yer aldığı için Alan Yönetim Planına sahiptir. Zayıf Yönleri Çağın ve bölgenin ihtiyaçlarına cevap verememektedir. Yeni İşlev / Yapılan Tarihi yapılarda yenileme ve yeniden işlevlendirme işleri uygulama ve ekler Bölgenin ihtiyacına cevap veren dokuya uygun yeni alışveriş merkezleri ve mimari çözümler 50 Çizelge 4.6: Regensburg tarihi kenti kentsel dönüşüm projesi (Dağabakan, 2012)(devam) Yeni Yapının / Yeniden İlk hedef olarak bölgede yer alan mevcut tarihi yapıların, İşlevlendirmenin kültürel mirasın hızla büyüyen ve gelişen kente ayak Hedefleri uydurmasını sağlayarak sürdürülebilir bir kent merkezi hedeflenmiştir. Sonraki hedefler olarak da bölge halkına ve turistlere, işlevsel anlamda çeşitlilik sağlamak, çağın getirdiği ihtiyaçların karşılanması, canlı bir kent merkezi oluşturmak, gelecek yatırımların önünü açmak gösterilebilir. Ayrıca bu projede tarihi yapılarda enerji tasarrufunu konusu da üzerinde durulan hedefler arasında önemli bir yerdedir. Proje Elde Etme Sözleşme ile projeler elde edilmiştir. Süreçleri Uygulama Süreci Bu süreçle ilgili bilgiye ulaşılamamıştır. Ekonomik Süreçler Finansal Kaynak süreci Bavyera Ekonomi Bakanlığı (kaynak yönetimi ve tarafından yürütülmüştür. finansman) Sosyal Süreçler Halka planların tanıtılması için etkilinler düzenlenmiştir. (Katılım süreci) Alan Yönetimi grubu (Belediye ve Birimleri, Regensburg Turizm Ofisi, Sanayi ve Ticaret Odası, Regensburg Kent Pazarlama, Tarihi Kent Eylem Grubu, Regensburg Dünya Mirası Geliştirme Birliği, Bavarya Bölgesi Anıtları Koruma Ofisi, Bavarya Ekonomi Bakanlığı-yetkili idare), Bavarya İç İşleri Bakanlığı, bölgede yaşayan halktan seçilmiş iki vatandaş ve İmar ve Altyapı kurulu kurulmuştur. Projelerin değerlendirilmesi için tartışma toplantıları düzenlenmiştir. Çeşitli kampanyalar düzenlenerek bilgilendirme uygulamaları yapılmıştır. 51 Çizelge 4.6: Regensburg tarihi kenti kentsel dönüşüm projesi (Dağabakan, 2012)(devam) Organizasyon Şekli Yetkili: Bavyera Ekonomi Bakanlığı Yürütücü: Regensburg Belediye koordinasyon Merkezi Alan Yönetimi Grubu Regensburg tarihi kenti örneği Alan Yönetim Planı’na sahip olmasından ve ekonomik süreçlerinin kamu tarafından yürütülmesi sebebiyle diğer örneklerden farklılaşmaktadır. Dolayısıyla Alan Yönetimi’nin işlevlendirmedeki etkisini incelemek amacıyla bu örnek seçilmiştir. Banska Stiavnica Çizelge 4.7: Banska Stiavnica kentsel dönüşüm projesi (Dağabakan, 2012) Alanın Adı Banska Stiavnica Şekil 4.14: Banska Stiavnica tarihi alanı (Travel to Slovakya, erişim tarihi: 02.01.2022) Alanın/ Yapının Yeri Slovakya Karakteristik Madencilikte çok gelişmiş, altın ve gümüşün çıkarıldığı bir Özellikleri yerleşim yeridir. 18. yüzyılda en parlak dönemini yaşamıştır. Dünyanın ilk “maden akademisi” burada kurulmuştur. Ancak 19.yydan sonra madenlerin tükenmesiyle gerilemeye başlamıştır. 52 Çizelge 4.7: Banska Stiavnica kentsel dönüşüm projesi (Dağabakan, 2012)(devam) Tescil Özellikleri 201 tane tescilli yapı ve alanı mevcuttur. Güçlü Yönleri Madencilik Kendi özgü teknik bir altyapıya sahiptir. Zayıf Yönleri Engebeli topografyaya sahiptir. Dolayısıyla ulaşım sıkıntılıdır. Genç nüfus azdır. Enerji kaynakları az ve yetersizidir. Yeni İşlev / Yapılan Tescilli yapılarda onarım ve işlevlendirme çalışmaları uygulama ve ekler yapılmıştır. Alışveriş ve ticari merkezler oluşturulmuştur. Ulaşım sorunu çözme amacıyla 2 tane ana yol yapılmıştır. İlkokul, lise ve üniversite yapıları gibi kalkınmayı destekleyecek eğitim yapıları yapılmıştır. Yeni Yapının / Yeniden Hasar görmüş tarihi dokunun ve anıtların korunması, İşlevlendirmenin yeniden kullanılabilir hale getirilmek istenmiştir. Hedefleri Alt yapı sorunlarına ve modern hayatın getirdiği yeni ihtiyaçlara cevap verebilen bir yerleşim haline dönüştürülmek istenmiştir. Turizm ve konaklama amaçlı projelerle tarihi alanlar canlandırılmak istenmektedir. Proje Elde Etme Belirli şartlar doğrultusunda anıt eserler sözleşme usulüyle Süreçleri satışa çıkarılmıştır. Uygulama Süreci İlk olarak Slovakya Hükümeti’nin desteğinin alınabilmesi için gerekli belgeler hazırlanmıştır. Ekonomik Süreçler Bu projede ekonomik süreçlerle ilgili olarak diğerlerinden (kaynak yönetimi ve farklı olacak şekilde, her mülk sahibi kendi mülküyle ilgili finansman) bakım, onarım gibi faaliyetleri üstlenmiştir. Bölgede yer alan binalar kamusal ve diğerleri olarak 2 sınıfa ayrılmıştır. 53 Çizelge 4.7: Banska Stiavnica kentsel dönüşüm projesi (Dağabakan, 2012)(devam) Ekonomik Süreçler Diğerleri grubunda yer alanlar restorasyon koşuluyla (kaynak yönetimi ve satılmış ve bu şekilde kamusal alanların restorasyonu finanse finansman) (devam) edilmiştir.Slovakya Hükümeti’nin kendi yasaları doğrultusunda ayırdığı bütçe kullanılmıştır. Bunun haricinde de diğerleri grubundan yapı satın alan yatırımcılar da bu süreçte aktif rol oynamıştır. Sosyal Süreçler Valilik, belediye, üniversiteler, yerel yönetimler, özel sektör (Katılım süreci) ve halkın ortaklaşa işbirliği içinde yürüttüğü bir süreç olmuştur. Halkta bilinç oluşturabilmek amacıyla çeşitli etkinlikler düzenlenmiştir. Bu etkinliklerin çekiciliğini ünlü kişileri de dahil ederek arttırmışlardır. Organizasyon Şekli Yürütücü: Belediye Projeler: Belediye ve Özel sektör Banska Stiavnica kentsel dönüşüm projesi ekonomik sürecindeki politikası ve sosyal süreçlere önem veren bir yol izlenmesi sebebiyle seçilmiştir. Projede yer alan tüm yapılar kamusal ya da diğerleri şeklinde gruplandırılarak farklı ekonomik çözümler uygulanmıştır. Kamusal yapıların yüklenicileri kamu olurken diğer yapılar grubundakiler restorasyon şartıyla satışa çıkarılmıştır. Bu politika sayesinde satılan tüm yapılarda restorasyon ve işlevlendirme çalışmaları yapılmıştır. 54 Tarlabaşı Kentsel Yenileme Projesi Çizelge 4.8: Tarlabaşı Kentsel Yenileme (50 Soruda Tarlabaşı Kentsel Yenileme Projesi, erişim tarihi:23.12.2021) (Tarlabaşı’ndaki Kentsel Dönüşümün 12 Yıllık Hikayesi, erişim tarihi:22.12.21) (Derlenerek alınmıştır.) Alanın Adı Tarlabaşı Yenileme Projesi Şekil 4.15: İstanbul Tarlabaşı kentsel yenileme öncesi (Yiğit,2011) Alanın Yeri İstanbul Karakteristik Tarlabaşı bölgesi, Dolapdere Caddesi, Talimhane ve Kasımpaşa Özellikleri arasında kalan alanı kapsamaktadır. Taksim ve Beyoğlu’na konum olarak yakındır. Tarihine bakıldığı zaman aslında halkın üst kesiminin konut alanı olarak kullandığı bir bölgedir. Cumhuriyet zamanına kadar da İstanbul’un önemli bir mahallesidir. Ancak Cumhuriyetin kuruluşundan sonra Ankara’nın başkent olması ile İstanbul ve dolayısıyla Tarlabaşı eski önemini yitirmeye başlamıştır. Sonrasında çıkarılan varlık vergisi, 6-7 Eylül saldırıları gibi olaylarla eski çekiciliği kaybederek, çökmekte olan bir merkeze dönüşmeye başlamıştır. Bölgedeki Rumlar ve azınlıklar bölgeyi terk etmeye başlamıştır. 1980 darbesinin ardından bölgede yaklaşık 350 tarihi yapı yıkılarak günümüzdeki Tarlabaşı Bulvarı oluşturulmuştur. Bu bulvar Tarlabaşı’nı Beyoğlu’ndan iyice koparmış ve yalnızlaştırmıştır. Bu durum kentsel ve kültürel anlamda Tarlabaşı’nı olumsuz etkilemiştir. 55 Çizelge 4.8: Tarlabaşı Kentsel Yenileme (50 Soruda Tarlabaşı Kentsel Yenileme Projesi, erişim tarihi:23.12.2021) (Tarlabaşı’ndaki Kentsel Dönüşümün 12 Yıllık Hikayesi, erişim tarihi:22.12.21) (Derlenerek alınmıştır.)(devam) Karakteristik 2006 yılında Bakanlar Kurulu tarafında alınan karar ile de Özellikleri Tarlabaşı yenileme alanı olarak ilan edilmiş ve bu kötü gidişatı (devam) durdurulmuştur. Tescil Özellikleri Bakanlar Kurulu’na ait kararla 28 Mart 2006 tarihinde Beyoğlu kentsel Sit alanında bulunan yapıların 209 adedi “kültür varlığı” olarak tescillenmiştir. Toplamda ise 263 yapı ve 20 metrekarelik alanı kapsayan kısım “yenileme alanı” olarak belirlenmiştir. 5366 Sayılı “Yıpranan Tarihi ve Kültürel Varlıkların Yenilenerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun” ile de “acele kamulaştırma” alanı olarak belirlendi. (Tarlabaşı’ndaki Kentsel Dönüşümün 12 Yıllık Hikâyesi, erişim tarihi:22.12.21) Güçlü Yönleri Beyoğlu’nda yer alması. İstanbul’un merkezi konumunda olması, ulaşılabilirlik. Zayıf Yönleri Küçük parselli yapılaşma sebebiyle çağdaş ihtiyaçlara cevap veremeyen yapı stokunun olması Dar sokakları ve otopark sorunu – Ulaşım sorunu Kötü çevre koşulları ve yatırım yapılamaması Proje maliyetlerinin yüksek olması Yeni İşlev / Yerleşim ölçeğinde bir proje olduğu için işlevlendirme kararları Yapılan uygulama da yerleşim ölçeğinde alınmıştır. ve ekler Tescilli yapıların bölgeye değer katan özgün ve nitelik kaybına uğramamış (değiştirilmemiş) olanlarında plan ve cephenin muhafazası yoluyla restorasyonu önerilmiştir. 56 Çizelge 4.8: Tarlabaşı Kentsel Yenileme (50 Soruda Tarlabaşı Kentsel Yenileme Projesi, erişim tarihi:23.12.2021) (Tarlabaşı’ndaki Kentsel Dönüşümün 12 Yıllık Hikayesi, erişim tarihi:22.12.21) (Derlenerek alınmıştır.)(devam) Yeni İşlev / İç mekânlarda taşıyıcı duvarları kaldırılarak özgün yapısı Yapılan uygulama bozulmuş olan, ancak cephesi ve gabarisi ile sokağa kimlik veren ve ekler (devam) tescilli binaların cephesinin uygulama projelerinde belirlenecek statik durum ve yapıya özgü metotlarla korunmasına, plan yapılarının yeni projelerdeki işlevine uygun olarak yorumlanması önerilmiştir. Kendi strüktürünü ayakta tutamayan yapılar, kimi durumda sadece cephesi ile kimi durumda yapılarda plan şemaları ile birlikte aslına uygun olarak yeniden inşa edilecektir. Yeni İşlev / Yenileme projesinde ev otel iş yeri dağılımı: Yapılan uygulama ve ekler  %52’si konut alanı,  %12’si ticaret alanı,  %17’si turizm yapısı,  %14’ü ofis yapısı Olarak belirlenmiştir. Altyapı, Ulaşım, Otopark Sorunları için yapılan çalışmalar: Bazı sokaklar için yayalaştırılma kararı alınmıştır. Trafik sirkülasyon şemalarının oluşturulması ve bu doğrultuda otopark ve yaya girişlerinin planlanması yapılmıştır. Projede konut edinen her mal sahibine otopark alanı verilmiş ve tapuya işlenmiştir. Ticaret ve turizm yapılarının bodrum katları otopark alanı olarak tahsis edilmiştir. 57 Çizelge 4.8: Tarlabaşı Kentsel Yenileme (50 Soruda Tarlabaşı Kentsel Yenileme Projesi, erişim tarihi:23.12.2021) (Tarlabaşı’ndaki Kentsel Dönüşümün 12 Yıllık Hikayesi, erişim tarihi:22.12.21) (Derlenerek alınmıştır.)(devam) Yeni Yapının / Zayıf yönlerde belirtilen 4 ana sorun sebebiyle bölgede oluşmuş Yeniden çöküşün durdurulması amaçlanarak, bölgenin bu şekilde daha İşlevlendirmenin güvenli, sağlıklı, yaşanabilir ve kentle bütünleşmiş bir alan haline Hedefleri gelmesi ve yeni bir yaşam merkezi oluşturulması projenin hedefini oluşturmaktadır. Mekânsal yenileme ve yeniden işlevlendirme ile toplumsal ve ekonomik olarak kalkınma amaçlanmıştır. Proje Elde Etme İhale usulüyle başlamıştır ancak, sözleşme usulüyle Süreçleri yürütülmüştür. Uygulama Süreci 16.06.2005 Tarih ve 5366 Sayılı kanun ile bölge Yenileme Alanı ilan edilmiştir. (Bu ilanda karar verici kurum Bakanlar Kurulu olmuştur.) Belediye ve Meclis kararıyla uygulama usul ve esasları belirlenmiştir. Proje önce ihaleye çıkmış sonrasında ise sözleşme yöntemiyle yürütülmüştür. Aynı zamanda bu süreç işlerken Beyoğlu Belediye Başkanlığı, Beyoğlu Kaymakamlığı, İlçe Emniyet Müdürlüğü, Koruma Bölge Kurulu, Mahalle Muhtarları, Tapu ve Kadastro Müdürlükleri ve Tarlabaşı Derneği ile düzenli toplantılar gerçekleştirilmiştir. Yenileme çalışmaları yüklenici firma tarafından üstlenilmiştir. Anket çalışmaları yapılmış, fiziksel ve sosyal doku analizleri yapılmış, bina envanterleri, plan şemaları, cephe rölöveleri alınmış ve bu doğrultuda avan projeler hazırlanarak süreç başlamıştır. Daha da detaylandırılacak olunursa: 58 Çizelge 4.8: Tarlabaşı Kentsel Yenileme (50 Soruda Tarlabaşı Kentsel Yenileme Projesi, erişim tarihi:23.12.2021) (Tarlabaşı’ndaki Kentsel Dönüşümün 12 Yıllık Hikayesi, erişim tarihi:22.12.21) (Derlenerek alınmıştır.)(devam) İlk olarak bölge bazı zonlara ayrılmıştır. Her zon için alan Uygulama Süreci tanımlamaları yapılmıştır. (1.Etap, 2.Etap gibi) Sonrasında her (devam) alan için ayrı ayrı ve yerinde bire bir görüşmeler yapılmıştır. Bu görüşmelerle, sosyal profil belirlenmiştir. (Yaşayan halk nereli, ne iş yapıyorlar, kiracı-ev sahibi oranı, mevcut konutların oturula bilirlik durumları, alandaki yapıların tarihi değerleri, istihdam durumu, çocukların eğitim durumları, gençlerin durumları vb.) Bu analiz aşamasından sonra halk ile uzlaşma yoluna gidilmiştir. Uzlaşma ilkeleri ve mülk değerleri belirlenmiştir (arsa, bina ve piyasa değeri olarak). Aynı zamanda sadece mülk sahipleri değil bölgede yaşayan kiracılar ve işletmeciler için de çeşitli çözümler geliştirilmiştir. Uzlaşma sürecinden sonra ise projelendirme ve inşaat süreci yürütülmüştür. Sokak adları ve morfolojileri kesinlikle değişmeyerek aidiyet duygusunun da yaşatılması düşünülmüştür. Ekonomik Süreçler Bu süreç yüklenici firma olan özel bir inşaat firması tarafından (kaynak yönetimi yönetilmiştir. ve finansman) Sosyal Süreçler Beyoğlu Belediye Başkanlığı, Beyoğlu Kaymakamlığı, İlçe (Katılım süreci) Emniyet Müdürlüğü, Koruma Bölge Kurulu, Mahalle Muhtarları, Tapu ve Kadastro Müdürlükleri ve Tarlabaşı Derneği ile düzenli toplantılar gerçekleştirilmiştir. Dolayısıyla halkında projeye katılımı sağlanmaya çalışılmıştır. 59 Çizelge 4.8: Tarlabaşı Kentsel Yenileme (50 Soruda Tarlabaşı Kentsel Yenileme Projesi, erişim tarihi:23.12.2021) (Tarlabaşı’ndaki Kentsel Dönüşümün 12 Yıllık Hikayesi, erişim tarihi:22.12.21) (Derlenerek alınmıştır.)(devam) Organizasyon Şekli Beyoğlu Belediyesi ve bölgedeki malikler Tarlabaşı projesi Türkiye’de yer alan güncel ve başarılı sayılabilecek örneklerdendir. Bölgede yapılan işlevlendirme aynı zamanda ekonomik kalkınma aracı olarak görülmüştür. Detaylı bir projelendirme ve uygulama süreci olmuştur. Sosyal süreçlere de önem verilmiş ve halk da projeye dahil edilmiştir. Alsancak Levanten Evleri Çizelge 4.9: Alsancak Levanten Evleri (Gazi ve Boduroğlu, 2015) Alanın Adı Alsancak Levanten Evleri Şekil 4.16: İzmir Levanten Evleri (Gazi ve Boduroğlu, 2015) Alanın Yeri İzmir - Alsancak Karakteristik Alsancak, İzmir için geçmişten beri önemli bir yerleşim Özellikleri yeridir. 18.yy’dan sonra bu bölgede “Levantenler” yaşamaya başlamıştır.1900’lü yılların 4. Çeyreğinden itibaren kentleşme ile beraber eğlence ve ticari faaliyetler artmaya 60 Çizelge 4.9: Alsancak Levanten Evleri (Gazi ve Boduroğlu, 2015)(devam) Karakteristik Özellikleri başlamıştır. Bunun sonucunda ise bölgede yer alan birçok (devam) konut yapısı yıkılmış ya da işlev değişikliğine uğramıştır. Bölgede çok sayıda işlev değişikliğine uğramış sivil mimari örneği bulunmaktadır. Sahil boyunca uzanan yol ile iç kısımlarda yer alan sokaklar boyunca dizili evler yer almaktadır. Yapılar genel olarak sokağa yönelmiştir ve tek cephelidir. Avlu, servis bölümü ve yaşam alanı olmak üzere genelde 3 bölümden oluşmaktadır. Tescil Özellikleri Korunması gerekli sivil mimari örneği Güçlü Yönleri İzmir’in en önemli yerleşim yerlerin biridir. Atatürk’ün ve Latife Hanımın kullandığı Latife Hanım Köşkü bu bölgede er alan işlev değişliğine uğramış örneklerden biridir. Zayıf Yönleri Yeni İşlev / Yapılan Bölgede ye alan anıt eserlerdeki işlev değişiklikleri, uygulama ve ekler konuttan; Kafeye, turizm ve konaklama tesisine, eğitim kurumuna, sağlık kurumuna, müzeye ve anı evine gibi çeşitli örnekler oluşturmuştur. Yeni Yapının / Yeniden Bölgenin yeni işlevine mevcut yapıları da uygun hale İşlevlendirmenin getirmek. Hedefleri Proje Elde Etme Projelerden kamu kurumlarınca yapılacak olanlar ihale ve Süreçleri sözleşme usulüyle proje elde etmiştir. Uygulama Süreci Taşınmaz nitelikteki korunması gerekli anıt eserler 1900’lü yılların 4. Çeyreğinden itibaren tescil edilmeye başlanmıştır. Bölgenin işlev değiştirmesi ile bölgede yer alan tarihi yapılarda bölgenin yeni işlevine uygun olarak eğlence ve ticari faaliyetlere yönelmeye başlamıştır. Bu doğrultuda 61 Çizelge 4.9: Alsancak Levanten Evleri (Gazi ve Boduroğlu, 2015)(devam) Uygulama Süreci yapı tipolojilerin incelenmiş ve buna aykırı olan yapılar (devam) belirlenmiştir. “Yapılan inceleme sonucunda 52 tane yapının tamamının özgün işlevinin konut olduğu, mevcut kullanımda ise yapıların yüzde 67’sinin bar yüzde 15’inin kafe yüzde 4’ünün eğitim yüzde 12’sinin konut, yüzde 2’sinin ise işyeri olarak kullanıldığı görülmüştür.” Aylin Gazi, Elvin Boduroğlu) Uygulama süreçlerinde restorasyon projelerinin hazırlaması sürecinden ziyade projenin hayata geçirilmesi ve onay süreçlerinin uzun sürmektedir. Dolayısıyla da bölge ile ilgili yazılmış bir makale olan “İşlev Değişikliğinin Tarihi Yapılar Üzerine Etkileri “Alsancak Levanten Evleri Örneği” isimli çalışmada, işlevlendirme yapılan yapıların yüzde 73’ünde herhangi bir kurumdan izin alınmadığı vurgulanmaktadır. Dolayısıyla da özgünlüğü bozacak müdahaleler yapılmıştır. Ekonomik Süreçler Ekonomik süreçte rol sahibi bölgede yaşayan mülk sahipleri (kaynak yönetimi ve ya da müteahhitler finansman) Sosyal Süreçler Sosyal süreçle ilgili bir çalışma yapılmamıştır. Ancak (Katılım süreci) projenin genelinde halk zaten kendi yasal ve yasal olmayan müdahaleleri sebebiyle projeye hakimdir. Organizasyon Şekli Mülk sahipleri, Müteahhitler, Koruma Kurulu Alsancak Levanten Evleri, uygulama süreçlerinde birtakım sıkıntıların yaşandığı bir proje olmuştur. Uygulama sürecindeki sıkıntılar ve onay süreçlerinin uzunluğu halkın tepkisini topladığı için halk tarafından kendi mülklerine yasal olmayan ciddi müdahaleler yapılmıştır. Ve bölgedeki işlev değişikliğine uydurulmaya çalışılan yapılar Alsancak Evleri’nin kimliğini özgünlüğünü yitirmesine sebep olduğu için başarısız bir örnek olarak incelenmiştir. 62 4.1.3. Değerlendirme Günümüzde tarihi ve kültürel değer taşıyan tüm yapıların, anıtların ve tarihi çevrelerinin miras bilinciyle değerlerini kaybetmeden yaşatılması gerekmektedir. Bu çalışmanın amaç kısmında da yer verildiği gibi, tarihi çevrelerde yeni bina üretim sürecinin ve yeniden işlevlendirme süreçlerinin ihtiyaç duyduğu yönetsel bakış açısı nasıl olmalı ya da olmamalı konusu seçilen örnekler üzerinden değerlendirilecektir. Tek yapı ölçeğinde iki adet dünyadan, üç adet Türkiye’den örnek incelenirken, kentsel ölçekte ise 2 adet dünyadan, iki adet Türkiye’den olmak üzere toplamda dokuz örnek üzerinde durulmuştur. Sonuçlar bu örnekler üzerinden değerlendirilecektir. Öncelikle tezin çıkış noktasını da oluşturan yeni bir işlev verme ya da mevcut işlevi sürdürebilme adına yapılan çalışmalardan ve eksiklerden bahsetmek gerekir. Yukarıdaki örneklerin çoğunda da olan önemli bir problem, verilecek olan işlevin yapıya ve çevresine uygunluğu konusudur. Yapıyı yaşatmak için verilecek olan işlev, Levanten evleri, Orsay Garı gibi örneklerde de görüldüğü üzere yapının kimliğine zarar vermektedir. Dolayısıyla en başta verilecek olan bu kararın projenin gidişatını da yönlendirdiği unutulmamalı ve ilgili kurumlara konuyla ilgili destekler ve görüşler de alınarak yönetimsel bir bakış açısı sergilenmelidir. Çizelge 5.1: Tek yapı ölçeğindeki örneklerin yeniden işlevlendirilmesi YAPI ADI ÖZGÜN İŞLEV GÜNCEL İŞLEV Astley Caste Kale Hafta Sonu Oteli Orsay Garı Gar yapısı Müze Sümerbank Kayseri Bez Fabrikası Fabrika AGÜ-Sümer Kampüsü Cunda Despot Evi Despot Evi Otel Eski Mudanya Gar Binası İstasyon yapısı Otel 63 Çizelge 5.2: Kentsel ölçekteki örneklerin işlevlendirilmesi ve yeni yapı üretimi ALAN ADI -PROJE ÖZGÜN İŞLEV GÜNCEL İŞLEV Tarlabaşı Kentsel Metruk ve kullanılamaz •%52’si konut alanı, Yenileme Alanı durumdaki yapıların •%12’si ticaret alanı, bulunduğu bir alandır. •%17’si turizm yapısı, •%14’ü ofis yapısı Alsancak Levanten Levantenlere ait konutların Bölgenin işlevi değiştirilmiş Evleri yer aldığı bir yerleşim ticari ve eğlence faaliyetlerine yeridir. uygun işlevler yüklenmiştir. Regensburg Kentsel Tarihi ancak çağa uyum Alışveriş merkezleri, yeni Dönüşüm Projesi sağlayamamış bir yerleşim ihtiyaçlara uygun mimari alanıdır. çözümler ve tarihi yapılarda yenileme ve yeniden işlevlendirme işleri Banska Stiavnica Madencilikle geçinen Alışveriş merkezleri, turizm ancak ağın gerisinde ve konaklama alanları, eğitim kalmış bir yerleşim alanı ve üniversite yapıları Yukarıda yer alan çizelgelerde de yer verildiği gibi incelenen örneklerde yeni işlev olarak turizm ön plandadır. Turizm dışında da eğitim yapısı, ticari yapı ve eğlence yapılarına yer verilmiştir. (Bkz. Çizelge 5.1 ve Çizelge 5.2) Ancak tarihi bir yapının insan yoğunluğu ve sirkülasyonunun çok yoğun olacağı turizm işleviyle nasıl baş edeceği ayrı bir tartışma konusu oluşturmaktadır. Yoğunluğu azaltmak adına sadece hafta sonları kullanılan bir turizm yapısı olan Astley Castle örneği belki bu konuda en masum örnek olarak düşünülebilir. Tabiki bu tarihi yapıya turizm işlevi yüklenemez demek değildir, verilecek olan işlevin yapının kimliğine ve özgünlüğüne zararı olmadığı sürece. İşlev sürecinden sonra projenin gidişatını etkileyen önemli aşamalardan biri de proje elde etme süreçleridir. Proje elde etme sürecine göre tek yapı ölçeği ve kentsel ölçekte incelenmiş yapıların karşılaştırılması aşağıdaki gibidir. (Bkz. Çizelge 5.3 ve çizelge 5.4) 64 Çizelge 5.3: Tek yapı ölçeğindeki örneklerin proje elde etme süreçleri YAPI ADI PROJE ELDE ETME SÜRECİ Astley Caste Yarışma Orsay Garı Yarışma Sümerbank Kayseri Bez Fabrikası Sözleşme Cunda Despot Evi İhale Eski Mudanya Gar Binası İhale Çizelge 5.4: Kentsel ölçekteki örneklerin proje elde etme süreçleri ALAN ADI -PROJE PROJE ELDE ETME SÜRECİ Tarlabaşı Kentsel Yenileme Alanı İhale ve Sözleşme Alsancak Levanten Evleri İhale ve Sözleşme Regensburg Kentsel Dönüşüm Projesi Sözleşme Banska Stiavnica Sözleşme Çizelge 5.3 ve çizelge 5.4’ten de anlaşılacağı üzere tarihi çevrelerde proje elde etme süreci olarak ihale, sözleşme, yarışma ve hem ihale hem sözleşme usulü birlikte olacak şekilde çeşitli uygulamalar kullanılabilmektedir. Ancak hem Türkiye’de hem de yurtdışında ihale usulü ve sözleşme usulü proje elde etme yöntemleri tarihi çevreler için daha sık tercih edilmektedir. Bu örnekler üzerinden bir genelleme yapılarak süreç tariflenecek olursa; korunması gerekli yapının ya da alanın ilgili kamu kurumu ya da belediyelerce fark edilmesi hem ihale hem de sözleşme usulünde ilk aşamayı oluşturmaktadır. Bundan sonraki süreçte ise ilgili kurumun alacağı kararla, proje ya ihaleye çıkarılır ya sözleşme usulüyle başka bir kuruma devredilir ya da yarışmaya açılır. Tüm bunlar sonucunda proje için bir yüklenici tayin edilir. Proje elde etme yönteminin asıl amacı da aslında proje elde edilmeden önce yüklenicinin nasıl seçileceği, ne gibi haklara ve kısıtlara sahip olacağı, proje için kendisinden nelerin bekleneceği gibi parametreleri belirlemek gibi düşünülebilir. Dünyada ve Türkiye’de yarışma usulüyle yapılan tarihi çevre projeleri de bulunmaktadır. İncelenen örneklerde de yarışmayla yapılan iki proje yer almaktadır. Yarışma usulü, ihale 65 ve sözleşmeye oranla daha nitelikli proje elde edebilmek ve daha çok varyasyon görebilmek adına önemlidir. Ancak yarışma sürecinin de yönetimi önemli yer tutmaktadır. Orsay Garı örneği aslında bu sürecin iyi yönetilemediği bir örnek olarak özellikle seçilmiştir. İlgili kurum bu proje için üç kez yarışma açmıştır, ancak kurumun da baskıcı bir yol izlemesi sebebiyle, yapı sadece bir müze ve iç mimari tasarım projesine dönüştürülmüştür. Tarihi ve kültürel özelliği arka planda tutulduğu için de anıtsal değeri zarar görmüştür. Proje elde etme yöntemi projenin başarısını ne kadar etkiler bu da aslında tartışmaya açık bir konudur. Dolayısıyla yöntem her ne olursa olsun sürecin iyi yönetilmesi, başarılı sonuçlar için esastır. Proje elde etme sürecini takiben uygulama süreci başlar. Uygulama süreci projeyle alakalı tüm kararların alındığı süreçtir. Uygulama sürecindeki kararlar mevcut alana ait yasa ve yönetmeliklere göre alınmaktadır. Ülkemizde 2863 Sayılı Koruma Kanunu ve İlke Kararları yasal anlamda projeleri yönlendirmektedir. Ancak incelenen örneklerde de görüldüğü gibi projelerin uygulama süreçlerine ait bilgiler literatürde çok kısıtlıdır. Her proje özeldir elbette ki, ancak uygulama süreçleriyle ilgili bilgiler ya da belli bir yönetim planı olması tarihi alanlarda yapılacak olan yeni çalışmalara örnek oluşturulması adına önemlidir. Bu çalışma da bu önemli bir eksilik olarak görülmüştür. Bu doğrultuda Alan Başkanlıklarınca düzenlenen Alan Yönetim Planları yer almaktadır. Ancak bu planlar üst ölçekte olup ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne giren alanlar için hazırlanmaktadır. Verilen örneklerden Regensburg örneği Alan Yönetim planına sahip bir başarılı bir örnek olarak gösterilebilir. Ancak İzmir Alsancak örneği ise uygulama süreci olarak hem alan yönetimine sahip değildir hem de başarısız bir örnek teşkil etmektedir. Bölgede yapılan kentsel dönüşümde yönetimsel bir anlayış olmadığı için tarihi alanda izinsiz yapılan ya da işlev değiştiren yapılar çoğunluk oluşturmaktadır. Bu durum da Levanten evlerinin özgünlüğüne aykırı müdahalelere sebep olduğu için bölgeye kültürel anlamda değer kaybettirmektedir. Ekonomik süreçler projeleri en çok kısıtlayan süreçlerdir. Yurt dışındaki örneklere bakıldığında ekonomik anlamda, kültürel değerlerde korumayı teşvik etmek amacıyla çeşitli sivil kuruluşlardan bahsetmek mümkündür. Devletin de hem bu kurumları desteklemesi hem de ekonomik anlamda, sürece destek olması sürecin gidişatı açısından önemlidir. Ülkemizde tarihi çevrelerde yapılan projelerde ise genel olarak yüklenici 66 firmalara iş düşmektedir. Bu da ciddi anlamda ekonomik sorunlara, anlaşmazlıklara ve dolayısıyla projede de kısıtlara yol açabilmektedir. Aynı zamanda dünya mirası olan yapıların ya da alanların özelleştirilmesine sebebiyet vermektedir. Bunun önüne geçebilmek amacıyla yap-işlet-devret usulü özellikle kamu projelerinde yer almaya başlamıştır. Ancak bunun da ne kadar başarılı olacağı gelecek yıllarda etkisini gösterecektir. Sosyal süreçler için yurt içi – yurt dışı ya da tek yapı ölçeğinde – kentsel ölçekte şeklinde bir karşılaştırma yapmak doğru olmayacaktır. Çünkü bu sürecin en önemli amaçlarından biri tarihi çevrede yeni yapılmış bir yapıyı ya da yeniden işlevlendirilmiş bir binayı o bölgeye benimsettirebilmek olmalıdır. Dolayısıyla projenin başarısını gösterecek bir süreç olduğu için incelenen örneklerin çoğunda önem verilmiş ve çeşitli aktiviteler, toplantılar, konserler, tanıtımlarla halk projeye dahil edilmeye çalışılmıştır. Özetle örnekler üzerinden de açıklanmaya çalışıldığı gibi yönetsel süreç, projenin mevcut durumunu belirler, gelecekteki durumunu tahmin eder, riskleri öngörür, neyin, nasıl ve ne zaman yapılacağını tarifleyen bir planlamaya sahiptir. Tezin hipotezlerinde yer verildiği gibi, tarihi çevrelerin ve korunması gerekli tüm yapıların başarılı bir şekilde gelecek nesillere aktarılabilmesi için yakın çevreleriyle ilişkilendirilmiş ve sürece pozitif yönde katkı sağlayabilecek planlamalara ve süreçlerinin iyi yönetilmesine ihtiyacı vardır. Başarılı şekilde yönetilen süreçlerle tarihi çevrelerin yeniden işlevlendirilmesi ve canlandırılması mümkündür. 67 5. SONUÇ VE ÖNERİLER Geçmişin izlerini geleceğe aktarabilmek adına, kültürel değerleri zamanın şartlarına uyarlayabilmek ve canlandırmak gerekir. Bu amaçla tarihi yapılara bir takım yeni işlevler yüklenmekte ve yakın çevrelerinde yeni binalar üretilmektedir. Birbirini izleyen birtakım süreçlerin sonucunda ise başarılı sonuçlar alınabildiği gibi başarısızlıkla sonuçlanan çalışmalarda olmuştur. Tezin bulgular bölümünde de yer alan başarılı ve başarısız örnekler de dikkate alınarak, tarihi çevrelerde yeniden işlevlendirme ve yeni bina üretimi süreçlerinde karşılaşılan sorunlar aşağıdaki gibi özetlenebilir: Proje elde etme sürecinde karşılaşılan sorunlar:  Süreci yürütenlerin taraflı ya da baskıcı olması,  Hedeflenen projenin özelliklerine uygun bir yüklenici seçilememesi,  Yüklenicinin, projeyi aldıktan sonra uygulama aşamasına kadar olan süreçte vaatlerini yerine getirememesi, projeden çekilmesi ve sürecin başa dönmesi  Doğru proje elde etme yönteminin seçilememesi, Şeklinde belirlenebilir ve bu durumlar sonuç ürünü olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Uygulama sürecinde karşılaşılan sorunlar:  Projelerin onay süreçlerinin uzun sürmesi,  Görev- yetki ve tanımlamalarda eksiklerin olması,  Kurumlar arası iletişimlerin yetersizliği,  Yasa ve yönetmeliklerle ilgili eksiklerin bulunması,  Halk ile uzlaşmaya gidilememesi, olarak sıralanabilir. Ekonomik süreçlerde karşılaşılan sorunlar:  Kamusal alanların ekonomik sebeplerle özelleştirilmesi,  Yüklenicinin karşılaştığı ekonomik sorunların projeyi kısıtlaması,  Yüklenici tarafından yeterli bütçe sağlanamaması ve sürecin uzatılması, 68  Belediyelerden veya kamu kurumlarından alınacak maddi desteğin yetersizliği,  Kaynakların doğru yönetilememesi, şeklinde özetlenebilir. Sosyal süreçlerde yaşanan sorunlar:  Halkın projeye dahil edilememesi,  Halka söz hakkı verilmemesi,  İhtiyaçlara cevap veremeyen projelerin varlığı,  Gerekli tanıtım ve reklamların yapılmaması,  Gerekli toplantı ve organizasyonların yetersizliği,  Sivil toplum kuruluşlarının kültürel miras anlamdaki çalışmalarının yetersizliği,  Sosyal süreçlerin diğer süreçlere oranla göz ardı edilmesi ve önemsenmemesi, olarak belirtilebilir. Tarihi çevrelerde yapılan çalışmalar kültürel mirasın değerini arttırmak amacıyla yapılmış olsalar da doğru yönetilemediğinde karşılaşılan sorunlar tam tersi bir etkiyle mevcut değerini daha da yitirmesine sebep olmaktadır. Tarihi çevrede yeni bina üretimi ve yeniden işlevlendirme işi örneklerle de görüldüğü üzere organizasyonel bir süreç işidir. Dolayısıyla multidisiplinel bir çalışma gerektirir. Bu da ancak tezin hipotezlerinde de yer verildiği gibi doğru uygulanacak bir yönetim, koruma ve planlama anlayışıyla değerlendirilmelidir. Doğru bir süreç yönetimi için çeşitli öneriler geliştirilmiştir :  Tarihi ve kültürel değerlere yeni bir işlev verilmeden önce yapıların özgünlüğü bozmayan ve bulunduğu çevredeki ihtiyaçları göz ardı etmeyecek bir işlev belirlenmelidir.  Çevrede gerekli analizler, detaylı şekilde yapılmalı, raporlanmalı ve uzmanlar tarafından değerlendirilmedir. 69  İlgili kamu kurum ve kuruluşları, kendi görev tanımının farkında olmalı, yön göstermeli, yeri geldiğinde de liderlik yaparak süreci iyi bir şekilde yönetebilmelidir. Tarafsız olmalıdır.  Yasa, yönetmelik ve kanunlarda görev-yetki ve tanımları süreci pozitif yönde etkileyecek şekilde revize edilmeli ve açıkça belirtilmelidir.  Uygulamada karşılaşılan onay süreçlerinin uzun sürmesi, halkın yasal olmayan yöntemlere başvurmasına sebep olabilmektedir. Bu da kültürel değerlere ciddi zararlar vererek, özgünlüğünü yitirmesine sebep olabilmektedir. Dolayısıyla onay süreçlerini kısaltabilecek sonuç odaklı çalışmalar yapılmalıdır.  Kurumlar arası iletişim sorunları giderilmelidir.  İngiltere’de devletin teşvik ettiği ve amaçları kültürel mirası korumak ve yaşatmak olan sivil toplum kuruluşları gibi örgütlenmeler Türkiye’de de koruma projelerine olan ilgiyi arttıracaktır. Mevcut sivil kuruşlar da bu konuda desteklenmeli ve teşvik edilmelidir.  Devletin bakanlıklar vasıtasıyla ayırdığı bütçe haricinde, tarihi çevrelerde yapılacak olan tüm işlevlendirme ve çalışmalar için ayrılabilecek ek bir bütçe ekonomik süreçlerde sorunları gidermede yardımcı olacaktır.  Sosyal süreçlerde gerekli tanıtımlar, organizasyonlar yapılmalı, projeye halk da dahil edilmelidir. Sosyal anlamda özendirici olabilen projeler adaptasyonu hızlandırmaktadır.  Halkın ve alanın ihtiyaçlarını bir bütün olarak göz önüne alan mimari çözümler projelere entegre edilmelidir.  Ekonomik süreçlerde yaşanan sorunları gidermek amacıyla yapılan sözleşme ve ihalelere ek maddeler eklenerek, projenin geleceği güvence altına alınmalıdır. Aksi takdirde gerekli yaptırımlar uygulanmalıdır. 70  UNESCO Dünya Mirası alanlarında yapılan alan yönetimi ve yönetim planı çalışmaları gibi projenin hedefini, planını, yapılacak çalışmalar için zaman, iş sıralaması ve görev tanımlarını içerecek öncü çalışmalar yapılmalıdır. Proje yönetimsel anlamda bir bakış açısıyla değerlendirilmelidir.  Tarihi çevrelerde yapılan çalışmalar ile ilgili restorasyon projelerinin mimari anlatımlarının dışına çıkılarak, proje elde etme süreci, uygulama süreci, katılımcı süreci ve ekonomik süreçler gibi süreçlerinin nasıl işlediği ile ilgili literatüre katkı sağlayacak çalışmaların yapılması, koruma bilincinin oluşturulması ve bu alanlardaki çalışmaların sosyal, ekonomik vb. yönlerden desteklenmesi gerekmektedir. Ancak bu şekilde kıyaslamalar yapılabilecek, eksikler düzeltilebilecek, doğru bir yönetim anlayışı uygulanabilecektir. Yapılan çalışmalar sonucunda geliştirilen tüm önerilerin ortak paydası, her sürecin kendi içinde bir yönetime sahip olması gerektiğidir. Bu da hipotezlerde yer verilen varsayımların doğruluğunu kanıtlamaktadır. Tarihi çevrelerin korunması ve gelecek nesillere aktarılması için yapılan yeniden işlevlendirme ve yeni bina üretimi çalışmaları, yakın çevreyle bir bütün olacak şekilde planlanmalı ve doğru bir yönetim anlayışıyla organize edilmelidir. Doğru yönetilecek tüm süreçler başarılı projelerin sayısını arttırırken, kültürel mirasın korunması, canlandırılması ve yaşatılması açısından teşvik edici ve yol gösterici olacaktır. 71 KAYNAKLAR 50 Soruda Tarlabaşı Kentsel Yenileme Projesi. (2008). Erişim adresi: http://mimdap.org/2008/05/50-soruda-tarlabathy-yenileme-projesi/ (Erişim tarihi: 23.12.2021) AGÜ resmi web sitesi. Erişim adresi: http://www.agu.edu.tr/tarihce (Erişim tarihi: 22.12.2021) Ahunbay, Z. (1996). Tarihi Çevre Koruma ve Restorasyon. YEM, İstanbul, s. 8-16, 152- 156. Ahunbay, Z. (2004). Tarihi Çevre Koruma ve Restorasyon, (3. Baskı). Yapı- Endüstri Merkezi Yayınları, Ali Rıza Başkan Güzel Sanatlar Matbaası, İstanbul. Ahunbay, Z. (2005). Tarihi Çevre Yönetimi ve Yönetim Planları, Tarihi Kentlerin Yönetimi Paneli. İstanbul. TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Yayınları, 3 Şubat, s.35-50. Ahunbay, Z. (2009). Tarihi Çevre Koruma ve Restorasyon, 5. Basım. Yem Yayınları, İstanbul. Ahunbay Z. (2019). Kültür Mirasının Koruma İlke ve Teknikleri, (1.Baskı). Yem Yayınları, İstanbul. Aladağ, H. (2010). Kültür Varlıklarının Korunmasında Koruma Yönetimi Süreci. Yüksek Lisans Tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Mimarlık Anabilim Dalı Konut Üretimi ve Yapım Yönetimi Programı, İstanbul. Anonim, (1983). Kültür Ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, Kanun No:2863. Tertip: 5, Cilt: 22, 444 s. Ankara. Anonim, (2005). 5226 Sayılı Kültür Ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu. Anonim, (2005). Alan Yönetimi İle Anıt Eser Kurulunun Kuruluş Ve Görevleri İle Yönetim Alanlarının Belirlenmesine İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik. Resmi gazete. Anonim, (2013). ICOMOS,Türkiye Mimari Mirası Koruma Bildirgesi. Asiliskender, B. ve Baturayoğlu Yöney, N., (2018). Fabrikadan Üniversite Kampüsüne: AGÜ Sümer Kampüsü. Süper Kent Kayseri TBMMO Kayseri Şubesi Yayını. Aslan, H. D. Orhan, Ş. B. Dişli, G. (2020). Tarihi Çevrede Yeni Yapı Tasarımının Müze İşlevi Özelinde Değerlendirilmesi. SDÜ ART-E Güzel Sanatlar Fakültesi Sanat Dergisi. Haziran. Cilt:13 Sayı:25 ISSN 1308-2698. Arabacıoğlu, P. ve Aydemir, I. (2007). Tarihi Çevrelerde Yeniden Değerlendirme Kavramı. MEGARON- YTÜ Mim. Fak. E-Dergisi. Cilt 2, Sayı 4. İstanbul. Ayrancı, İ. (2007). Koruma Alanlarının Yönetimi Ve Yönetim Planı Sürecinin Değerlendirilmesi. Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul. Bahar, Z ve Kurak Açıcı, F. (2021). Tarihi Yapıların Yeniden İşlevlendirilmesi: Kayseri Lisesi Örneği. Araştırma Makalesi. Artium Architecture, Urbanism, Design and Construction Vol. 9, Issue 2, August 2021. Bilgehan, A. (2019). Tarihi Çevrelerde Kentsel Yenileme: Gökçeada Dereköy Örneği. Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul. Bursa Raylarının Hikayesi. Erişim adresi: https://www.dergibursa.com.tr/bursa- raylarinin-hikayesi/ (Erişim tarihi: 02.01.2022) 72 Büyükmıhçı G., Kozlu H. H., Akşehirlioğlu A., Karahan S., Düğenci O. (2020). Koruma Yenileme Çalışmalarında Yapı Ölçeğinde Projelendirme Süreci, Bölüm 6. Mimarlık Bilimlerinde Akademik Çalışmalar. Lyon 2020. Coşkun, B., S. (2018). Risk Altındaki Tarihi Yapıların Yeniden İşlevlendirilerek Hayata Döndürülmesi: Astley Castle Örneği. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Mimarlık Fakültesi. İstanbul. Critical Round Up Stirling Prize 2013. Erişim adresi: https://www.archdaily.com/434184/critical-round-up-stirling-prize-2013 (Erişim tarihi: 02.01.2022) Cunda Despot Evi. Erişim adresi: https://www.arkiv.com.tr/proje/cunda-despot- evi/11399 (Erişim tarihi: 25.12.2021) Cunda Despot Evi resmi web adresi. Erişim Adresi: https://www.cundadespotevi.com/despot.php (Erişim tarihi: 25.12.2021) Cunda Despot Evi. Erişim Adresi: https://www.arkitera.com/proje/cunda-despot-evi/ (Erişim tarihi: 25.12.2021) Çelik D, ve Yazgan M. E., (2009). Kentsel Peyzaj Tasarımı Kapsamında Tarihi Çevre Yenileme Çalışmalarının Araştırılması: Beypazarı Örneği. Tekirdağ Ziraat Fakültesi Dergisi. Dağabakan, A. (2012). Tarihi Yerleşimlerin Yeniden Canlandırılması Çalışmalarında Süreç Yönetimi Modellerinin İncelenmesi., Yüksek Lisans Tezi. Bursa Uludağ Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Mimarlık Anabilim Dalı, Bursa. Dostoğlu, N ve Polat, S. (2007). Kentsel Dönüşüm Kavramı Üzerine: Bursa’da Kükürtlü Ve Mudanya Örnekleri. Uludağ Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Dergisi, Cilt 12, Sayı 1. Gazi, A. ve Boduroğlu, E., (2015). İşlev Değişikliğinin Tarihi Yapılar Üzerine Etkileri" Alsancak Levanten Evleri Örneği". Megaron, 10(1). Gök H., (2020). Koruma Alanlarındaki İmar Uygulamaları, (2.Baskı). Onikilevha Yayınları, Ankara. Hasol, D., (1989). 'Bir Çağdaş Mimarlık Öyküsü "Gar"dan "Müze"ye…', Yapı Dergisi, 94: 57-68. Erişim adresi: http://www.doganhasol.net/bir-cagdas-mimarlik-oykusu- gardan-muzeye-2.html (Erişim tarihi: 26.12.21) Hasol, D. (2005). Ansiklopedik Mimarlık Sözlüğü, Yapı Yayın, 9. Baskı, İstanbul. Kaya E. (1999). Yapı Üretim Sürecinde Yapım Aşamasında Kaliteyi Etkileyen Faktörler ve İş Gücünün Önemi. Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul. Kevseroğlu, Ö. (2011). Endüstriyel Miras Alanlarının Kent Peyzajına Entegrasyonunun Değerlendirilmesi: Sümerbank Kayseri Bez Fabrikası Örneği. Yüksek Lisans Tezi. İTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü. İstanbul. Koramaz, E. (2008). Yapı Üretim ve Denetim Süreçleri, VIII. Ulusal Tesisat Mühendisliği Kongresi. Orsay Müzesi Hakkında Bilgi. Erişim adresi: https://www.istanbulsanatevi.com/dunya- muzeleri/orsay-muzesi-hakkinda-bilgi-eserler/ (Erişim tarihi: 02.01.2022) Özdemir, N., & Öger, A. (2019). Kültürel Miras Yönetimi. Ankara: Grafiker Yayınları. Öksüz Kuşçuoğlu, G. & Taş, M. (2017). SÜRDÜRÜLEBİLİR KÜLTÜREL MİRAS YÖNETİMİ . Yalvaç Akademi Dergisi , 2 (1) , 58-67 . Retrieved from https://dergipark.org.tr/tr/pub/yalvac/issue/32621/334791 Street Life: Regensburg (Germany). Erişim adresi: Street Life: Regensburg (Germany) - Planum - The journal of Urbanism (Erişim tarihi: 02.01.2022) 73 Sümerbank Bez Fabrikasından İzler. Erişim adresi: https://www.arkitera.com/gorus/sumerbank-bez-fabrikasindan-izler/ (Erişim tarihi: 02.01.2022) Tarlabaşı’ndaki Kentsel Dönüşümün 12 Yıllık Hikayesi. Erişim Adresi: https://m.bianet.org/bianet/kent/192010-tarlabasi-ndaki-kentsel-donusumun-12-yillik- hikayesi. (Erişim tarihi: 22.12.2021) TDK, Erişim adresi: https://sozluk.gov.tr/ (Erişim tarihi:14.01.2021) TDK, Erişim adresi: https://sozluk.gov.tr/ (Erişim tarihi:10.10.2021) Thomas, L., Middleton, J. and Phillips, A., (2003). Guidelines for Management Planning of Protected Areas, World Commission on Protected Areas (WCPA), www.iucn.org/themes/wcpa/pubs/guidelines.htm, (21.02.07). Travel To Slovakya. Erişim Adresi: Photos of the travel to Slovakia - Banská Bystrica, Hronsek, Zvolen, Banská Štiavnica (gonback.com) (Erişim tarihi: 02.01.2022) Yağmur, E. (2020). Kültürel Miras Ve Alan Yönetimi: Gaziantep Rumkale Arkeolojik Sit Alanı Örneği. Yüksek Lisans Tezi. Hasan Kalyoncu Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, Gaziantep. Yazgan, M. E., & Erdoğan, E. (1992). Tarihi Çevrelerde Peyzaj Planlama. Peyzaj mimarisi derneği yayınları, 2, 205. Yılmaz Saygın, N., Kiper, N., Güçer, E., (2004). Bir Stüdyo Çalışması, İYTE: Alaçatı Tarihi Yerleşim Alanı Koruma Projesi. Young, C. and Young, B., (1993). Park Planning: A Training Manual (Instructors Guide). Yönetim Planı Kavramı. Erişim Adresi: http://www.alanbaskanligi.gov.tr/yonetim_plani_kavrami.html (Erişim tarihi: 21.10.2021) Zarbakhsh, F. (2016). Tarihi Hamam Yapılarının Yeniden İşlevlendirme Süreci / İran Ve Türkiye'den Seçilmiş Örneklerin Analizi. Sanatta Yeterlik Tezi. Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü İç Mimarlık ve Çevre Tasarım Anabilim Dalı, Ankara. 74 ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı : Gözde ERGİN DOĞAN Doğum Yeri ve Tarihi : Bursa / 03.03.1994 Yabancı Dil : İngilizce, Almanca Eğitim Durumu Lise : Ahmet Erdem Anadolu Lisesi (MPAL) Lisans : Bursa Uludağ Üniversitesi-Mimarlık Yüksek Lisans : Bursa Uludağ Üniversitesi Çalıştığı Kurum/Kurumlar : Plan B Mimarlık (Mart 2020 –Aralık 2021) HNC BAU Plannung (2020-freelance / halen) Serkan Koçak Mimarlık (Aralık 2018 - Eylül 2019) Doğan Zafer Mimarlık (Ağustos 2017 – Eylül 2018) İletişim (e-posta) : gozdeergin.03@gmail.com Yayınları :- 75