T. C. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ FELSEFE VE DİN BİLİMLERİ ANABİLİM DALI DİN SOSYOLOJİSİ BİLİM DALI                   TEKNOLOJİK GELİŞMELERİN “MUHAFAZAKÂR” KADINLARIN HAYAT TARZINA ETKİSİ       (YÜKSEK LİSANS TEZİ)                 Funda ELDEMİR BURSA - 2016                   T. C. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ FELSEFE VE DİN BİLİMLERİ ANABİLİM DALI DİN SOSYOLOJİSİ BİLİM DALI             TEKNOLOJİK GELİŞMELERİN “MUHAFAZAKÂR” KADINLARIN HAYAT TARZINA ETKİSİ         (YÜKSEK LİSANS TEZİ) Funda ELDEMİR Danışman: Doç. Dr. Kemal ATAMAN BURSA – 2016 ÖZET Yazar Adı ve Soyadı :Funda ELDEMİR Üniversite : Uludağ Üniversitesi Enstitü : Sosyal Bilimler Enstitüsü Anabilim Dalı : Felsefe ve Din Bilimleri Bilim Dalı : Din Sosyolojisi Tezin Niteliği : Yüksek Lisans Tezi Sayfa Sayısı : X+ 99 Mezuniyet Tarihi : …. / 07 / 2016 Tez Danışmanı : Doç. Dr. Kemal Ataman TEKNOLOJİK GELİŞMELERİN MUHAFAZAKÂR KADINLARIN HAYAT TARZINA ETKİSİ Teknoloji ile hayat tarzı arasındaki ilişki tarih boyu hep var olagelmiştir. Bu çalışmanın amacı da teknoloji kullanmanın muhafazakâr kadınların hayat tarzının nasıl etkilediğini anlamaktır. Bu amaçla önce konu ile ilgili literatür araştırması yapılmış sonrasında da eğitimli ve orta üst gelir düzeyine sahip on sekiz muhafazakar kadınla derinlemesine mülakat yapılmıştır. Katılımcıların ifadeleri dikkate alınarak teknoloji kullanımının olumlu ve olumsuz etkileri iki kategoride analiz edilmiştir. Teknoloji kullanmanın olumlu etkileri arasında ev ve iş yaşamında kolaylık, rahatlık, zaman kazanma ; alışveriş kolaylığı ve ekonomi sağlama ile dini bilgiyi öğrenme, öğretme, yaşama kolaylığı sayılabilir. Teknoloji kullanmanın olumsuz etkileri arasında ise bağımlılık oluşturması, zaman kaybettirmesi; sosyal hayatı zayıflatması, aile içi iletişimi azaltması; tüketim alışkanlıklarının değiştirilmesi ve dini yaşam geleneğini değiştirmesi sayılabilir. Anahtar Sözcükler: Teknoloji, sanayi devrimi, yabancılaşma, muhafazakâr kadın, yaşam tarzı vi ABSTRACT Name and Surname : Funda ELDEMİR University : Uludağ University Institution : Social Science Institution Field : Study of Religion and Philosophy Branch : Sociology of Religion Degree Awarded : Master’s Thesis Page Number : X+99 Degree Date : …. / 07 / 2016 Supervisor : Kemal Ataman, Ph. D., Professor of Sociology of Religion THE IMPACT OF TECHNOLOGICAL DEVELOPMENTS UPON THE LIFESTYLES OF THE CONSERVATIVE WOMEN There has always been a close relationship between technology and lifestyles. And the aim of this study is to understand the impact of technology wage on the lifestyles of religious women. For this purpose a literature review was done first ,and then in-depth interview were conducted with eighteen women who are educated ,faithful and have moderate or high incomes levels.The impact of tecnology usage has been categorized under two headings such as positive and negative impacts. Positive impacts of tecnology usage can be stated as follows;convenience ,comfort and time saving at home and work;convenience at shopping,cost saving;and convenience at learning,teaching and experiencing religious knowledge.And the negative impact of technology usage can be stated as such addiction ,waste of time ,weakens social life and family relations and comunication ,changes consuption habits and religious life traditions. keywords: Technology,industrial revolution,alienation,religious women,lifestyles , vii ÖNSÖZ 18. yy. da, özellikle üretim teknolojisi alanında geçirdiği büyük dönüşümle birlikte teknoloji ve ürünleri toplumda bireylerin günlük yaşamında her alana nüfuz etmiş durumdadır. Teknoloji ürünleri gündelik yaşamda varlığını ağırlıklı olarak hissettirmektedir. Bu durum doğal olarak kendi kültürünü de doğurmaktadır. İletişim biçimimiz, ulaşımımız, iş görme edimlerimiz, kullandığımız kavramlar ve çevremizde olup bitenleri algılayışımız da doğal olarak önemli dönüşüme uğramaktadır. Bu çalışmanın amacı, toplumda değişime en dirençli olarak bilinen muhafazakâr kadınların hızla gelişen teknoloji ürünleri ile ilişkileri, gelişmeler karşısında sosyal hayatlarında ne gibi değişimler olduğu, bağımlılık düzeyleri ve teknolojik gelişmeler ile ilgili genel görüşleri hakkında bir fikir sahibi olabilmektir. Bu amaçla, öncelikle çalışmanın teorik kısmını oluşturan unsurlardan biri olan modern teknolojik gelişmeler ile birlikte teknolojinin kendi içerisinde ve toplum-teknoloji ilişkisinde meydana gelen önemli dönüşümler üzerinde durduktan sonra araştırma sonuçlarını incelemeye çalışacağız. Bir yönüyle mühendislik formasyonuna sahip biri olarak teknik dünyanın dilini ve işleyişini biliyor olmak diğer yönüyle araştırma yaptığım katılımcı grubun hassasiyetlerini anlıyor olmak beni bu çalışmayı yapmaya motive eden unsurlardır. Bu durum görüşmelerin derinlemesine yapılmasında ve analizinde çalışma da daha sağlıklı sonuç almak için pozitif bir etken olmuştur. Bu çalışma elbette ki tamamen şahsî bir çabanın ürünü değildir. Bu nedenle çalışmaya katkı sağlayan tüm katılımcılara, motivasyonumu yitirdiğimde katkılarını esirgemeyen Zahide ÇETİN, Pınar İNCE, Nebiye GÜNER’e, yaptığı kaynak yardımı ile Prof. Dr. Vejdi BİLGİN’e, Sümeyra ÜNALAN’a, Gülay İNAN’a, Gülay ÖNCİN’e Neslihan Atdemir’e yardımlarını esirgemeyen Prof. Dr. Abdurrahman KURT’a değerli katkılarından dolayı Prof. Dr. İzzet Er’e, Yrd. Doç. Dr. Mustafa Yıldırım’a,hasseten değerli bilgi ve tecrübesiyle çalışmaya yön gösteren danışmanım saygıdeğer Doç. Dr. Kemal ATAMAN’a, manevi desteklerinden dolayı sevgili eşime ,çocuklarıma ve anneciğime teşekkürlerimi sunarım FUNDA ELDEMİR Bursa 2016 viii İÇİNDEKİLER Sayfa No TEZ ONAY SAYFASI ........................................................................................................ ii ÖZET ................................................................................................................................... i ABSTRACT ....................................................................................................................... vii ÖNSÖZ .............................................................................................................................. viii İÇİNDEKİLER ................................................................................................................... ix KISALTMALAR ............................................................................................................... xii GRAFİK LİSTESİ............................................................................................................ xiii GİRİŞ .................................................................................................................................... 1 BİRİNCİ BÖLÜM TEKNOLOJİK GELİŞME 1. TEKNOLOJİNİN KAVRAMSAL KÖKENİ ..................................................... 5 2. TEKNOLOJİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ ......................................................... 8 2.1. Sanayi Devrimi Öncesi Teknoloji Tarihine Kısa Bir Bakış ve Nitelikleri .. 9 2.2. Sanayi Devrimi .......................................................................................... 15 2.3. Post Endüstriyel Dönüşüm Ve Sanayi Ötesi Çağ ...................................... 22 İKİNCİ BÖLÜM MUHAFAZAKÂR KADININ YAŞAM TARZI 1. MUHAFAZAKÂR KADIN KAVRAMI ................................................................... 28 1.1. Dindarlık Kavramı ........................................................................................... 28 1.2. Dindarlığın Ölçülmesi ve Dindar Kadın ........................................................... 31 2. DİNDAR KADININ YAŞAM TARZI ...................................................................... 35 2.1. Yaşam Tarzı ..................................................................................................... 35 ix 2.2. Geleneksel Toplumda Dindar Kadının Yaşam Tarzı ........................................ 36 2.3. Modern Toplumda Dindar Kadının Yaşam Tarzı ............................................. 38 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM TEKNOLOJİ KULLANMANIN MUHAFAZAKÂR KADINLARIN HAYAT TARZINA ETKİSİ42 1. ARAŞTIRMA EVRENİ VE ÖRNEKLEM ............................................................... 42 1.1. Örneklemin Nitelikleri ...................................................................................... 42 1.2. Kullanılan Teknik .............................................................................................. 43 2. KATILIMCILARIN NİTELİKLERİ ......................................................................... 44 3. KATILIMCILARIN DİNİ YAŞANTILARINI ETKİYELEN FAKTÖRLER ......... 47 3.1. Katılımcıların Aile Yapıları .............................................................................. 48 3.2. Katılımcıların Orta Öğretim Dağılımı ............................................................... 48 4. KATILIMCILARIN TEKNOLOJİYE BAKIŞ AÇILARI VE TEKNOLOJİ KULLANMA DURUMLARI .................................................................................... 50 5. TEKNOLOJİ KULLANMANIN MUHAFAZAKÂR KADINLARIN HAYAT TARZINA ETKİSİ .................................................................................................... 51 5.1. Teknoloji Kullanımının Olumlu Etkileri ........................................................... 51 5.1.1. Ev ve İş Yaşamında Kolaylık, Rahatlık, Zaman Kazandırma ................... 51 5.1.2. Alışveriş Kolaylığı, Ekonomi Sağlama...................................................... 53 5.1.3. Kadınlara Özel Durumlarla İlgili Kolaylıklar ............................................ 55 5.1.4. Dini Bilgiyi Öğrenme, Öğretme, Yaşama Kolaylığı ................................. 59 5.2. Teknoloji Kullanmanın Olumsuz Etkileri ......................................................... 61 5.2.1. Bağımlılık Sağlama Ve Zaman Kaybettirme.................................................. 62 5.2.2. Sosyal Hayatı Bitirme, Aile İçi İletişimi Azaltma ..................................... 66 5.2.3. Tüketim Alışkanlıkların Değişimi ............................................................. 70 5.2.4. Dini Yaşam Geleneğinin Değişmesi .......................................................... 80 SONUÇ ............................................................................................................................... 87 x KAYNAKLAR ................................................................................................................... 89 EKLER ............................................................................................................................... 94 EK 1: Mülakat Soruları ................................................................................................... 94 EK 2:Katılımcılar ............................................................................................................ 98 ÖZGEÇMİŞ ..................................................................................................................... 100 xi KISALTMALAR Kısaltma Bibliyografik Bilgi ABD Amerika Birleşik Devletleri a.g.e. Adı Geçen Eser a.g.m. Adı Geçen Makale a.g.md. Adı Geçen Madde a.g.tb. Adı Geçen Tebliğ a.g.tz. Adı Geçen Tez Akt. Aktaran AR-GE Araştırma- Geliştirme AVM Alışveriş Merkezi Bkz. Bakınız C. Cilt çev. Çeviren çev. ed. Çeviri editörü der. Derleyen DYP Doğru Yol Partisi ed. Editör haz. Hazırlayan İHL İmam Hatip Lisesi İLİTAM İlahiyat Lisans Tamamlama Uzaktan Eğitim Programı S. Sayı s. Sayfa söy. Söyleşi ss. Sayfadan sayfaya TOKİ Toplu Konut İdaresi TÜİK Türkiye İstatistik Kurumu ty. Basım tarihi yok vb. Ve benzeri v.dğr. Ve diğerleri yay. haz. Yayına hazırlayan/hazırlayanlar YÖK Yüksek Öğretim Kurulu y.y. Basım yeri yok xii GRAFİK LİSTESİ Grafikler Sayfa No Grafik 1: Katılımcıların Yaş Dağılımları.............................................................................. 42  Grafik 2: Katılımcıların Mesleklerinin Dağılımı ................................................................. 43 Grafik 2: Katılımcıların Eşlerinin Mesleklerinin Dağılımı ................................................. 44 Grafik 4: Katılımcıların Gelir Düzeylerinin Dağılımı ......................................................... 45  Grafik 5: Katılımcıların Aile Yapılarının Dağılımları ......................................................... 46  Grafik 6: Katılımcıların Orta Öğrenim Düzeyleri Dağılımı ................................................. 47  Grafik 7: Katılımcıların Teknoloji Kullanma Durumları ..................................................... 48  xiii GİRİŞ Teknolojik gelişme, insan zihniyeti, yaşam pratikleri ve toplum arasında diyalektik bir ilişki olduğu bilinmekte ise de, pek çok düşünüre göre, bu ilişkide teknolojinin ürettiği kültür, insan ve toplum üzerinde daha etkindir. Öyle ki, insanoğlunun, doğaya karşı ürettiği çare olarak görülen teknik, bir süre sonra insanı kuşatarak, onunla doğa arasına mesafeler koyan etmenlerden biri haline gelmiştir. Bununla birlikte, Postman’a göre,” Hayatın belirli ve acil problemlerine çözüm için kullanılan aletlerin, istisnaları olmakla birlikte, kullanıma sunuldukları kültürün itibarı bütününe tümüyle tecavüz ettiğini söylemek zordur”.1 İnsanın üretme becerisi olan teknik, bu yönüyle onu diğer tüm canlılardan ayıran bir özelliğe sahiptir. Bu yorumların ne denli geçerli olduğu tartışmaya açık bir konudur. Zira her olgu kendi sosyal, siyasal, din ve kültürel şartları içinde değerlendirilmelidir. Sanayi devrimi sonrası makinelerin istilası ile birlikte ilk kez toplum, esirlerin ve işçilerin alın terine değil de makinelerin gücüne dayanan bir topluma dönüştüğü sıklıkla ifade edilir. İnsanın hiç doyuma ulaşamayacak konfor tutkusunun motive ettiği üretme edimi bir müddet sonra kontrol edilemez hale gelmiş, Marx’ın2 ifadesiyle, büyük ölçüde insanı kendine ve ürettiğine yabancılaştırmıştır. Tarihte uzun yıllar boyu doğayla, insanca ve barışçıl ölçülerle kurulan bir ilişki olarak, bir dünya kurma etkinliği ve işlevsel bir dönüştürme işi olarak var olan teknik, zamanla toplumsal, siyasal ve ekonomik bir nitelik kazanmış görünüyor. Post endüstriyel dönüşüm ile birlikte Baudrillard’ın söylediği gibi toplum tüketim toplumuna dönüşmüştür.3 Tüketim talebini en yüksek düzeylerde tutabilmek için reklam ve moda endüstrileri, tüketicileri, artık kökleşmiş bulunan alışkanlıklarını ve yaşam tarzlarını değiştirmeye zorlamıştır. Thorstein Veblen bu süreci, ‘gösterişçi tüketim’ de metalar, gösterge değeri kazandıkları yola burada girerler ve sembolik alışveriş bir metalaşmış göstergeler yığınını altında kaybolur, şeklinde özetler. 4 Aslında konuya yukarıdaki analizler ışığında baktığımızda, teknolojik gelişmelerle birey ve 1 Neil Postman,Teknopoli Yeni Dünya Düzeni,Paradigma Yayıncılık,İstanbul,2009,s.25. 2 Martin Slattery, Sosyolojide Temel Fikirler, (çev Ümit Tatlıcan-Gülhan Demiriz), İstanbul, Sentez Yayınları, 2008, s.123 3 Jean Baudrillard, Tüketim Toplumu, Çev. H. Deliçaylı-F. Keskin, Ayrıntı Yayınları, İstanbul,1997,s.197. 4 Cansu Güleç, ‘’Thorstein Veblen ve Gösterişçi Tüketim Kavramı’’, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, S.38, 2015, ss.62-82. toplum arasındaki ilişkide, şıklardan yalnızca birinin doğru ve geçerli olduğunu söylemeyi mümkün kılacak bir zeminden uzak olduğumuz anlaşılıyor. Konuya siyaset ve güç ilişkileri açısından bakıldığında ise, tarihin her döneminde, teknolojiyi elinde bulunduran toplumların ve iktidarların, kendi dünya görüş ve yaşam tarzlarını öteki toplumlara dayattığı ve bu toplumlar üzerinde hâkimiyet kurmaya çalıştığı açıktır. Bu yargının bugün için de geçerli olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bu bağlamda Batı’daki gelişmelerden kaçınılmaz olarak etkilenen diğer toplumlar yaşam tarzı anlamında da bir dönüşüm geçirmek durumunda kalmış görünüyor. Bazı toplumlar, teknolojik gelişmelerin sonuçlarından doğrudan etkilenirken, Türkiye’nin de dahil olduğu diğer bazı toplumların, söz konusu gelişmelerden dolaylı olarak etkilendiği söylenebilir. Bu etkilenme sürecinin Osmanlı toplumu ile başlayıp Modern Türkiye Cumhuriyeti ile zirveye ulaştığı şeklindeki tez tarihi gerçeklerle desteklenebilir niteliktedir. Zira, dini mirası eleştirilen Türkiye gibi ülkelerde modernleşmenin göstergesi olarak kadının, özelde de dindar kadının hayat tarzındaki değişim sürekli olarak gündemde tutulmuş ve modernleşme kadın bedeni ve yaşam pratikleri üzerinden okunmuştur. Batılı yaşam tarzının ana taşıyıcılarından biri olarak görülen kadının, modernleşme sürecinde teknoloji ile etkileşimi 80’lı yıllardan itibaren kesafeti de artarak devam edegelmiştir. Mezkür döneme kadar Batılı yaşam tarzına kapalı olan geleneksel dindar kadınlar, bu dönemle birlikte yeni teknolojileri kullanarak bu teknolojilerin getirdiği hayat tarzını benimse sürecine girdikleri anlaşılıyor. Peki, yukarıdaki yargı ne kadar geçerlidir? Teknoloji kullanımının muhafazakâr kadının hayat tarzına etkisi nasıl ölçülebilir? Bu etki hangi yaşam pratikleri ve zihniyet yansımaları üzerinden somut ve görünür hale geliyor? Bu çalışma, muhafazakâr kadınlar üzerinde yapılan derinlemesine mülakat tekniği ile bu etkileşimin somut sonuçları üzerine sosyolojik çözümlemelerde bulunmayı hedeflemektedir. Bu bağlamda, dindar kadının, teknoloji ile kurduğu ilişkide, hayat tarzında “Bir değişim olmuş mudur?” olmuşsa, “Bu değişim nasıl gerçekleşmiştir?” gibi sorularına araştırmanın katılımcılarının katkıları ışığında cevap aranmaya çalışılacaktır. Çalışmanın bağımsız değişkeni olan teknolojik gelişmelerin etkileri üzerine yeterince çalışma yapıldığı doğrudur.5 Muhafazakâr kadının 5 Konuyu farklı zaviyelerden ele alan çalışmalar için aşağıdaki listeye bakılabilir. Zühal Beşli, Teknoloji ve Toplum: Ortaöğretim Öğrencilerinde Teknoloji Kullanımı ve Etkileri, İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul, 2007. 2 yaşam tarzını6 konu alan çalışmalar da mevcuttur. Fakat spesifik olarak teknolojik gelişmelerin muhafazakâr kadınların hayat tarzına ve özellikle de dini hassasiyetlerine etkisini ele alan araştırmaların eksikliği, bu analiz denemesini anlamlı ve orijinal kılabilir. Çalışmayı anlamlı kılan bir başka husus, kendi alanında daha önce değinilmeyen, başta tıp olmak üzere hayatın her alanında görülen teknolojik gelişmelerin kadınlara özel durumlarla ilgili getirdiği kolaylıkların özellikle dini yaşam pratiklerini etkilemesine işaret ediyor olmasıdır. Hayat tarzı değişiminin daha net izlenebilmesi için örneklem, değişime dirençli kabul edilen dini hassasiyeti yüksek aileden itibaren dini terbiye almış, iyi eğitimli ve orta gelir grubuna ait kadınlar arasından seçilmiştir. Örneklemin bu şekilde seçilmesi eğitim düzeyi ve gelir durumu ile teknolojiyi kullanma arasında pozitif bir korelasyon olduğu varsayımıyla izah edilebilir Tez üç bölümden müteşekkildir. Birinci bölümde teknoloji gelişmesi ile zihni değişim arasında nasıl bir bağlantı kurulduğu irdelenmiştir. İlk olarak teknolojinin etimolojik anlamı üzerinde durularak, tarihi süreçte teknoloji, toplum ve din arasında nasıl Ahmet Demir,” Çağdaş Teknolojik Gelişmeler: Sosyo-ekonomik Etkileri ile Ankara”, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları No:352, S.7, 1973. Kemal Demirci, Teknolojik Değişim Yoğunluğunun Yönetici Tipolojisine Etkisi, Dumlupınar Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi),Kütahya,1995. Betül Özaydın, Teknoloji Kültürü Ve Etik, Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Isparta, 2010. Murad Tiryakioğlu,”Teknoloji Transferi, Teknoloji Yoksulluğu mu?”, Ankara Üniversitesi SBF Dergisi,Cilt 66, No.2, 2011, S.169-199. Selahattin Turan,” Bir Meşrulaştırma Aracı Olarak Bilişim Ve Kitle İletişim Teknolojileri: Eleştirel Bir Bakış”, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İBF Dergisi, Ekim 2006, 1(2), ss.71-86. İlkay Savcı,”Toplumsal Cinsiyet Ve Teknoloji”, A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, ss.1-56. Ayten Şentürk Erenel, İlknur Münevver Gönenç, Filiz Ünal Köksal, Gülşen Vura, “Teknoloji Ve Kadın Sağlığı, Acıbadem Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi, Cilt: 2, S.2, Nisan 2011. Özgür Aslan, Bilgi Toplumunda Teknolojinin VeTeknoloji Politikalarının Yeri, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü(Yayımlanmamış Doktora Tezi), İstanbul, 2007. Sevgi Kesim Güven,”Yeni Dünya Düzeni İçinde Enformasyon Teknolojilerinin Vaatleri Ve Tehditleri”, Boğaziçi Üniversitesi, İletişim Fakültesi Dergisi, ss.69-83, kesim@boun.edu.tr. Ayşe Çamkara,” Teknoloji Ve Kültürel Endüstri: “Web”ten“Cep”E Alkışların Dönüşümü”, Millî Folklor, 2007, S.75, ss.27-29. http://www.millifolklor.com. E. Özlem Yiğit, Tuba Çengelci, Ve Hıdır Karaduman,” Teknolojinin Değerlere Yansıması Konusunda Sosyal Bilgiler Öğretmen Adaylarının Görüşleri” Sosyal Bilgiler Eğitimi Araştırmaları Dergisi, 2013,S.4(1), ss.73-96,www.Sosyalbilgiler.Org. Dilek Turgut, Teknolojik Koşulların Modaya Olan Etkileri, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul, 2010. 6 Elif Balkanlıoğlu, Türkiye’de Muhafazakar Kadın Modernleşmesi Ve İslami Moda Dergilerindeki Yeni Muhafazakar Kadın, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul, 2014. Sümeyra Ünalan Turan, Çalışma Hayatının Dindar Kadının Dînî Anlayış Ve Uygulamalarına Etkisi Üzerine Sosyolojik Bir Araştırma, Uludağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Bursa,2013 Birsen Banu Okutan, Türkiye’de Popüler Kültür Din İlişkisi:Kadın Üzerine Bir Araştırma (İstanbul Örneği),Marmara Üniversitesi,İlahiyat Fakültesi(Doktara Tezi),Aralık , 2012. 3 bir ilişki olduğu aktarılmaya çalışılmıştır. Bu süreçle ilgili sanayi devriminin önemli bir dönüm noktası olduğu görülmüş, bu bağlam da bu teknolojik devrimin getirdiği sosyal değişimler iş bölümü, uzmanlaşma, sınıf çatışması, yabancılaşma modernizm ve sekülerizm kavramları altında incelenmiştir. Teknolojik yeniliklerin getirdiği post endüstriyel dönüşüm ise hizmet sektörü, bilgi toplumu, tüketim toplumu, gösterge değeri, gözetleme ve boş zaman gibi kavramlar üzerinden anlatılmıştır. İkinci bölümde çalışmaya konu olan genel muhafazakâr kadınların hayat tarzının kavramsal bir analizi yapılarak, muhafazakâr kadın ifadesi ile kastedilenin ne olduğu ve ne tür özelliklerin kadını “muhafazakâr” yaptığı anlaşılmaya çalışılmıştır. Bu ifade edilenin dindarlık olduğu belirtilmiş; din, dindarlık ve dindarlık ölçülmesi üzerinde durulmuştur. Son olarak da dindar kadınların geçmişten bugüne hayat tarzında görülen belirgin değişimler tespit edilmeye çalışılmıştır. Üçüncü bölümde ise örneklemin özellikleri ve uygulanan teknik sergilenmiştir.102 soru ile yapılan derinlemesine mülakatların değerlendirilmesi yapılmıştır. Katılımcıların ifadeleri dikkate alınarak teknoloji kullanımının olumlu ve olumsuz etkileri iki kategoride analiz edilmiştir. Katılımcıların gündelik hayattaki davranış ve tutumları dikkate alınarak zaman algıları, aile içi ve sosyal iletişimleri, tüketim alışkanlıklarının değişiminin hangi argümanlarla yaptıklarını, ihtiyaç tanımlarını, lüks-israf anlayışları, moda, boş zaman etkinliklerine bakış açıları sorgulanmıştır. Teknoloji kullanımının dini anlayış ve niteliklerindeki değişimi gerçekleştirip gerçekleştirmediği incelenmiştir. 4 BİRİNCİ BÖLÜM TEKNOLOJİK GELİŞME 1. TEKNOLOJİNİN KAVRAMSAL KÖKENİ ‘Teknoloji’ kelimesinin etimolojik olarak incelenmesi bu çalışmanın ana konusunu anlama açısından gereklidir. Antik Yunan’daki “tekhne” kavramı anlaşıldığında modern teknoloji kavramı ile karşılaştırılmasının yolu açılacaktır.“Tekhne” kavramına, Schadewaldt’a göre, “tekhne” sözcüğüyle etimolojik olarak öncelikle Hint-Avrupa dil ailesindeki ağaç işçiliği ve marangozluk anlamına gelen “tekp” telaffuzunda karşılaşılmaktadır. Latincede de yapmak, inşa etmek, düzenlemek, kurmak, dokumak, tekstil sözcüğünün kökünü oluşturan texo ve Eski Almancadaki “küçük balta” anlamına gelen “dehsala”nın aynı kaynaktan çıktığına işaret edilir. Latincede ki teknik sanatlar anlamına gelen technica ars sözcüğü Fransızcaya technique olarak geçmiş, Almancaya da 18. yüzyılda technik olarak aktarılmıştır.1 Bu bağlantılarıyla sözcük, her türlü üretim becerisine ilişkin edim ve yöntemi anlatmaktadır. Sanattan spora, tarımdan dekorasyona her etkinliğe yayılmış söylem içerisindedir. Felsefe Sözlüğünde “tekhne” sanat; bir nesnenin üretilmesi ya da belli bir amaca ulaşılabilmesi için gerekli olan ilkelerin bilgisine, kullanılmak durumunda olunan rasyonel yönteme ilişkin kavrayış, çıkar gütmeyen teorik bilgiden ayrı bir bilgi türü; doğada var olan nesneleri hayatta kullanım değeri olan araç gereçlere dönüştürme faaliyetidir”2 şeklinde tanımlanmaktadır. Teknik olgusunu üreten teknik dünya, akıl ve bilincin ikili müdahalesi sonucu oluşur. Her alanda en iyi olan bir araç bulma arayışı olarak tarif edilebilir.3 1 Wolfgang Schadewaldt, “The Concepts of Nature and Technique According to The Greeks”, Research in Philosophy & Technology içinde, vol. 2,Greenwich: Jai Press, 1979, ss. 159-172. 2 Ahmet Cevizci, Paradigma Felsefe Sözlüğü, 6. B. , Bursa, Paradigma, 2006, s. 1600. 3 Jacques Ellul, Teknoloji Toplumu, İstanbul, Bakış yayınları, 2003,s.32. 5 ‘Tekhne’ eski Yunan’da alet yapımı ile ilişkisinin dışında sanat, hekimlik, hüner, düşünsel etkinlik ve daha pek çok konuyu içine alan bir kavramdır. Bu nedenle de kültürün içinde olmayı bir yana bırakalım, adeta kültürün bir yansıması durumundadır. Bugün teknoloji kültürler üstü bir anlam kazanmış olsa da, aslında toplum yaşantısının ne kadar önemli ve temel bir parçası olduğu çıkarımını yapmak bu noktada mümkün gözükmektedir. ‘tekhne’ daha sonra gelişen sosyal, politik, ekonomik dönüşümler sonucunda bir meslek dalına indirgenmeye başlanmıştır.4 Teknoloji (technology) kelimesi ise techne kelimesi ile bir şeyi bilmek ve üzerine çalışmak anlamındaki logia kelimesinin bileşiminden oluşmaktadır. Esas itibariyle teknoloji kavramının en yaygın kullanımı insan yapımı, doğal olmayan her türlü nesneyi içine alacak kadar geniştir.5 “Teknoloji nedir?” biçiminde bir soruya verilen yaygın yanıtlar şunlardır: Teknoloji, insanın maddi çevresini denetlemek ve değiştirmek amacıyla geliştirdiği araç-gereçlerle, bunlara ilişkin bilgilerin tümü veya üretim sürecinde yer alan her türlü alet, araç-gereç ve makinelerle bunların mal ve hizmet üretiminde istihdam edilmesiyle ilgili bilgiler bütünü; belli bir kullanım değeri üretebilmek için gerekli olan yöntem ve teknikler bütünü olarak tanımlanmaktadır.6 Teknoloji kavramı, bir ürünün tüm üretim aşamalarını beşeri boyutlarıyla birlikte içine alan anlamda; know-how ve yöntem anlamlarında; sadece belli fiziki yapısı olan bir donanımın üretimi değil onun kullanımını da içeren anlamda kullanılabilir. İç içe geçen farklı kullanımları olsa da özünde, teknoloji, insanın doğayı kendi istek ve arzuları doğrultusunda dönüştürmesi sürecidir.7 Heidegger, tekhne den farklı olarak teknolojideki açığa çıkarma biçimini “meydan okuma” olarak Türkçeleştirilen “challengingforth” (herausforden) ile niteler. Antik tekhne kavrayışında ise insan, açığa çıkma-çıkarma sürecinde köktenci müdahalelerde bulunan bir özne konumunda değildir. Heidegger göre modern teknolojide doğa, ondan alınabilecek ve depolanabilecek enerji olarak açımlanır.8 “Teknoloji” kavramı, açık veya örtük olarak, “teknolojik gelişim” kavramını da içermektedir. Çünkü “teknoloji”, sadece şu anda kullanılan birtakım nesnelere işaret 4 Ahmet İnam, Teknoloji Benim Neyim Olur, Ankara, Metu Yayınevi,1993, s.90. 5 Stephen Kline,“What is Technology?” Philosophy of Technology: The Technological Condition. Eds. Robert. C Scharff and Val Dusak. Malden, MA: Blackwell, 2003,s.210-212. 6 Mustafa Acar, Ömer Demir, Sosyal Bilimler Sözlüğü, Ankara, Vadi Yayınları, 1997, s.346. 7 Kline, a.g.e., s.212. 8 Zehra Tonyalı, Martin Heidegger Teknoloji Yorumu, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Ankara,2005,s.66. 6 etmemekte, ama aynı zamanda yeni birtakım araçların imal edimesi ve daha kaliteli ürünlerin geliştirilmesi ve ortaya konulmasını, yani bir gelişimi de ister istemez içermektedir. Böyle bir durumda, “teknoloji” kavramının bir anlamının da “teknolojik gelişim” demek olduğunu söylemekle, yani bu iki kavramı ilişkilendirmekle, temelde dil boyutunda kalarak bir dönüşüm yapmış oluruz. Hatta bir adım daha atıp, “gelişim” ile anlatılmak istenileni “teknoloji anlayışının gelişimi” şekline de dönüştürebiliriz. Çünkü artık “teknoloji nedir?” veya “teknolojik gelişim nedir?” gibi bir sorun, aynı zamanda anlayış, düşünce ve zihniyetin değişimi ve geliştirilmesi anlamını kazanmış olmaktadır9 “Teknoloji” kavramı içinde, mesela onun bilimle ilgisini, insanın günlük yaşantısında yaptığı değişiklikler sonunda bireyin dünya görüşünde ortaya çıkardığı değişimleri, teknolojik gelişimin toplum ve devlet yapısı üzerindeki etkisini ve özellikle toplumda yol açtığı kültürel değişiklikleri dikkate alabiliriz. Diğer bir ifadeyle, bireylerin veya toplumun sahip olmak isteyebileceği teknolojik olanaklar ve ondan yararlanması, gerçekte “teknoloji” kavramından ne anladığı ile sınırlıdır. 10Bu yaklaşıma göre; teknoloji, gelişiminin her safhasında, gündelik yaşamın pratik ihtiyaçlarından değil, insanın bilinçaltının gizli katmanlarındaki hayaller, arzular, dinsel motifler tarafından şekillendirilmiştir. Bunların oluştuğu yer ise insan zihnidir.11 Diğer bir ifadeyle, “teknoloji” bir kavram olarak, bir yönüyle fiziki nesnelere, aletlere, süreçlere işaret eder; diğer yönüyle de toplumsal ve bireysel değerler açısından bir anlam taşımaktır.12(vurgu orijinal metinde) Teknoloji sadece araç gereçlerle sınırlı kalmamakta, toplumsal yaşam üzerinde önemli değişimlere sebep olmaktadır. Yeni teknolojiler, tüm sanat etkinliklerini, bilimsel araştırmaların yapılışını, eğitim sistemini, işletme yapılarını ve toplum kültürlerini dönüştürmektedir. Teknoloji ile toplum arasında sıkı bir bağ vardır.13 Teknoloji yeni bir toplumsal ortam oluşturmaktadır. Bütün toplumsal olgular da artık bu yeni ortam içine yerleşmektedir. Sosyolojik yaklaşıma göre; iktisadın, politikanın ve kültürel alanın teknoloji tarafından etkilendiğini ya da tadil edildiğini söylemek doğru değildir; tam 9 Şafak Ural, "Teknik, Teknoloji ve Değerler", Cumhuriyet Bilim Teknik, 2000, s. 20. 10 Şafak Ural,"Felsefe ve Teknoloji",Kutadgubilig, Felsefe-Bilim Araştırmaları, S. 2,İstanbul, 2002, s. 237- 247. 11 İşaya Üşür,"Teknoloji Felsefesi Üzerine ya da Tarihin Tanrısı Teknoloji midir?", Mülkiye Dergisi, XXV, 230,2009, ss. 7-26. 12 Ural, a.g.e, s. 2. 13 Özgür Aslan, Bilgi Toplumunda Teknolojinin Ve Teknoloji Politikalarının Yeri, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisat Anabilim Dalı, (Yayımlanmamış Doktora Tezi), İstanbul,2007,s. 246. 7 aksine, tüm bu alanlar teknolojinin içine oturmuşlardır.14 Öyle ki tekniğin oynadığı başrolle ilgili olarak İsmet Özel, tekniğin sadece makine ve mekanizma olmadığını bir kültürün ve belirli manevi yapının somutlaşmış biçimi olduğunu ve kullanımıyla insanın hayat tarzının etkileyeceğini ifade etmektedir. Teknoloji hangi ihtiyaçla üretildi ise o ihtiyacı üreten kültürü taşıdığını, teknoloji ile birlikte teknolojiyi üretenin kültürü ve hayat tarzının da kullanıldığını söylemektedir.15 Kısaca teknoloji, yalnızca aletler, makineler v.b. şeylerden ibaret değil, insanı çepeçevre kuşatan bir varlık alanı, bir bakıma insanın kendini böyle bir, var olan olarak kurduğuna da dikkati çekmek gerekmektedir. Bu bakımdan teknoloji, “tarihsel, toplumsal, kültürel oylumlu” bir var olma biçimi; hepimizin, içinde yaşamak durumunda olduğu bir “gemi”dir16 2. TEKNOLOJİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ Teknoloji tarihi, teknoloji ve bilimin, pratik yaşam gereksinimlerinin karşılanmasına ya da insanın çevresini denetleme, biçimlendirme ve değiştirme çabalarına yönelik uygulamaların tarihidir. Alet yapma yeteneği, insan türünü öteki canlılardan ayıran temel niteliktir. Bu niteliği nedeniyle insan, en başından beri teknoloji üreten bir varlıktır ve teknolojinin tarihi bir bakıma insanlığın tarihidir.17 Teknoloji tarihi, kendisine kıyasla çok daha geniş olan, insana ait isteklerin tarihinin bir parçasıdır. İnsana ait ürünlerin bolluğu ise, hayallerle, özlemlerle, isteklerle ve arzularla dolu insan zihninin eseridir. İnsana ait kurmaca dünyayı oluşturan ürünler, temel ihtiyaçların giderilmesinde karşılaşılan sorunlara verilen sınırlı yanıtlar değillerdir. İnsanların kendi elleriyle yaptığı bu ürünler, insanoğlunun çağlar boyunca kendi varoluşunu tanımlamayı ve devam ettirmeyi seçtiği biçim ve yöntemlerin maddi ya da somut gösterimleridir.18 Teknoloji kültür arasındaki bağ, hiç şüphesiz birbirini besleyen ve birbirinden ayrılamayan bir bağdır. Kültür sınıflaması yapan bilim adamlarının çağın teknolojik karakterini temel alarak sınıflama yapmaları bunun en önemli göstergesidir. İlk aklımıza 14 Üşür, a.g.e, s.7-26. 15 İsmet Özel, Üç Zor Mesele Teknik-Medeniyet-Yabancılaşma, 3.B.,İstanbul, Tam İstiklal Yayıncılık Ortaklığı, 2015,s.337. 16 Necmi Uygur,Çağdaş Ortamda Teknik, İstanbul,Yapı Kredi Yayınları, 1989,s.17. 17 Ertuğrul Yörükoğulları, Bilim ve Teknoloji Tarihi, Anadolu Üniversitesi Yayınları, 2013, s.8. 18 George Basalla, Teknolojinin Evrimi, (çev. Cem Soydemir), Ankara, TÜBİTAK Yayınları, 1996, s.19. 8 gelen sınıflandırma Taş Devri, Bakır Devri, Tunç Devri ve Demir Devridir. Toynbee tarafından popülerize edilen Sanayi Devrimi, Daniel Bell tararından ifade edilen Sanayi Devrimi Sonrası ve Post Endüstriyel Çağ teknolojik gelişmeye paralel olarak kültürel sınıflama yapıldığının göstergesidir.19 İnsanlık tarihi, insanın, kendi türünü güçlendiren ve çoğaltan ve böylece uyumunu ve gücünü sağlamlaştıran yeni endüstrileri ve yeni ekonomileri yaratışını anlatmaktadır. Dolayısıyla, teknoloji tarihi de aşağı yukarı ekonomik düzeyler ile tanımlanmaktadır. Her bir çağın, 18. yüzyılda oluşan "Sanayi Devrimi" ile kıyaslanabilecek önem ve biçimde ve etkide bir ekonomik devrimi vardır.20 Fakat sanayi devrimine kadar olan teknik gelişmeler toplumların kendilerine ait kültürel bütünlüğünü değiştirmemekteydi. Bu durumu Potsman, Sanayi Devrimine kadar olan dönemi alet kullanan kültürler olarak ayırarak şöyle ifade etmektedir: Kullandıkları aletlerin farklılığına rağmen bu kültürlerin temel özelliği, icat edilen aletlerin şu iki amaca hizmet etmesiydi: fiziksel hayatın belirli ve acil problemlerine çözüm bulmak veya sanatın, politikanın, efsanelerin, ayinlerin ve dinin sembolik dünyasına hizmet etmekti. Bu iki amaçtan birine hizmet etmek için geliştirilen aletlerin hiçbiri, kullanıma sundukları kültürlerin itibarına ve bütünlüğüne tecavüz etmiyorlardı. İnsanları Tanrı’ya, geleneklere, kendi politikalarına, eğitim metotlarına, sosyal düzenin meşruiyetine inanmaktan alıkoymuyordu.21 İnsanlık tarihinin dönüm noktası, teknoloji tarihinin milattan öncesi ve sonrası gibi, dünyanın gidişatını, değiştiren sanayinin doğuşudur. Dolayısıyla tarihi süreci anlatmak için, sanayi devrimini milat kabul ederek, sanayi öncesi ve sanayi sonrası teknoloji gelişimi ve etkileri üzerinde duracağız. 2.1. Sanayi Devrimi Öncesi Teknoloji Tarihine Kısa Bir Bakış ve Nitelikleri Tarihsel gelişim süreci içinde teknolojik yenilikler ve iktisadi etkileri incelendiğinde her dalganın bir sonraki dalganın oluşumu ve gelişimi için zemin 19 Neil Postman,Teknopoli Yeni Dünya Düzeni,Paradigma Yayıncılık, İstanbul, 2009, s.20. 20 James E.Mcclellan III, Harold Dorn, Dünya Tarihinde Bilim ve Teknoloji,(çev. Haydar Yalçın), Arkadaş yayınevi, 2008, s.114. 21 Postman,a.g.e.,s.21. 9 hazırladığı görülmektedir. Bu bağlamda, bilginin hangi aşamalardan geçerek bugünkü haline ulaştığını anlamak, geçmişteki insanların nasıl uğraşlar verdiklerini, kullandıkları yöntemleri, araç ve gereçleri göz önüne sermek, teknolojiyi bütün yönleriyle tanımaya ve tanıtmaya çalışmaktır. Bütün bunları yaparken de, buna katkısı olan uygarlıklara yer vermek gerekmektedir. Çünkü uzun uğraşlar, yoğun çalışmalar ve mücadeleler sonucu oluşmuş olan bu mirasta birçok farklı uygarlık ve milletin katkıları bulunmaktadır. Bu konu ile ilgili olarak Lewis Mumford’un su görüşleri son derece açıklayıcıdır: Oldukça tuhaftır ki ortaçağ geriliği nosyonunu ilk olarak popülerleştiren bilim Adamları, dokümanlarını ilk defa 13. yüzyılda icat edilen gözlükle okudular, fikirlerini 15. yüzyılın matbaasında basılan kitaplarda yayınladılar, 12. yüzyılda ortaya Çıkan yel değirmenlerinde öğütülen tahıldan yapılma ekmeği yediler, 16. Yüzyılda Dizayn edilen üç direkli gemilerde denizde seyahat ettiler, gidecekleri yerlere mekanik saatin, Usturlabın ve manyetik pusulanın yardımıyla vardılar. Barut ve topun yardımıyla gemilerini Korsanlara karsı korudular ki bu aletlerin tümü 15. yüz yıldan önce icat edilmişlerdi. Diğer taraftan, en azından M.Ö. üçüncü yüzyıla uzanan Yunanistan’da ortaya çıkan su değirmenlerinde imal edilen yün ve pamuk elbiseleri giydiler.22 Özellikleri itibariyle bize çok basit görünseler de bugün gelinen aşamanın ilk basamakları olmaları dolayısıyla tarihi süreç önemlidir.23 Tarihi süreç incelenirken gözden kaçmaması gereken bir husus ise çağların teknolojik karakterleri temel alınarak kültür sınıfları yapılmasıdır. Tarih öncesi devirlerin taş, bakır, tunç, demir devri biçiminde isimlendirilmektedir. Bu durum bize toplumları ya da devirleri tanımlamada, birbirinden ayırmada, kullanılan aletlerin, başka bir deyişle maddî kültür öğelerinin büyük önem taşıdığını göstermektedir.24 Arkeologlar çok eski devirlerde varlıklarını sürdürmüş olan toplumlar tarafından kullanılan ve üretilen aletlerin niteliğine, süs eşyalarına, savaş araçlarına, konutlarına, kısaca belirtilecek olursak maddî kültür öğelerine bakarak bu toplumların kültürleri, inanışları, toplumsal yapıları üzerine 22 Lewis Mumford, Makine Efsanesi,(çev. Fırat Oruç), İstanbul, İnsan Yayınları, 1996, s.23. 23 Claude Levi-Strauss, Irk, Tarih ve Kültür,(çev. Haldun Bayrı), Reha Erdem, Arzu Oyacıoglu, Işık Ergüden, 3. bs. , İstanbul, Metis Yayınları, 1997, s. 46. 24 Goldon Childe, Kendini Yaratan İnsan,(çev. Filiz Ofluoğlu), 4.B., İstanbul, Varlık, 1992, s.20. 10 önermeler geliştirebilmişlerdir. 25 Gordon Childe çok eski dönemlere ait çakmak taşından aletler yapılırken sadece fayda amacının güdülmediğini, bunun yanı sıra ‘güzel’ olmaları için incelikle üzerinde çalışıldığını belirtmekte ve tüm bunların belli ideolojilerin ürünü olduklarını da eklemektedir. Bu özellikleri göz önünde bulundurduğumuzda toplumun üretim sürecinde itici güç olarak yalnızca fayda elde etme amacını görmüyoruz. Örneğin çok eski dönemlere ait olan bir silahın kabzasındaki figürler, çömleklerin yüzeyine yapılan şekiller estetik ve dini temelli üretimin göstergesidir. 26 İnsanlar tarihi süreç içerisinde birçok şeyi keşfetmişler; ateşi bulmuşlar ve kontrol altında tutabilmeyi başarmışlardır. Ateş teknolojisi yapay ışık sağlamış ve böylece insanlar hava karardıktan sonra etkinliklerini devam etmiş, gündelik zaman anlayışı değiştirmiştir. Ayrıca ateş, yaban hayvanlarına karşı korunmayı sağladığı gibi yemeklerin pişirilmesi ile yemek kültürünü ortaya çıkarmıştır. Çiftçilikle ve hayvancılıkla ilgili birçok teknik becerinin kazanılmasıyla da Neolitik Devrim gerçekleştirilmiştir. Kentsel devrim de diyebileceğimiz bu devrim 18.yüzyıl Avrupa’sında kök salan Endüstri devrimine kadar, insan ve teknoloji tarihinin sonuçları bakımından rakipsiz bir dönem olduğu kanıtlanmıştır.27 İnsanlar Neolitik dönemde avcı ve toplayıcı olmaktan çıkıp tarım ve hayvancılıkla uğraşmaya başlamış; mağaralardan çıkıp önce evler, köyler ve daha sonra da kentler kurmuş; doğadan buldukları nesneleri kap kacak olarak kullanmış, daha sonra pişmiş topraktan mutfak araçları üretmeye başlamış, tekerleği keşfetmiş ve bakır, tunç ve demir gibi metalleri işlemeye başlamışlardır.28 Kısaca bu dönem yaşam biçiminde köklü değişikler meydana getirmiştir. Teknoloji sadece üretim, doğaya başat olma, doğanın imkânlarından daha iyi faydalanma amacı ile insanların ürettiği bir takım makineler, aletler toplamı değildir. Bunun gerisinde yatan politik, ideolojik, kültürel etmenler teknoloji üretimini, kullanımını ve teknolojinin bizim için ne anlam ifade ettiğini belirler. Örneğin Tarihi M.Ö. 3000’lerde yapılan Mısır piramitleri firavunun egemenliğini ifade etmek için o zamanın şartlarında yüksek bir teknoloji kullanılarak yapılmıştır.29Üretilen teknoloji mevcut toplumsal ihtiyaçların sonucu olmakla birlikte, uygulanan teknoloji de toplumu dönüştüren bir unsur 25 Childe, Kendini Yaratan İnsan, s.32. 26 Childe, Tarihte Neler Oldu, ss.16-17. 27 James E.Mcclellan III, Harold Dorn,a.g.e.,s.23. 28 Goldon Childe, Tarihte Neler Oldu, (çev. Mete Tuncay, Alaaddin Şenel), İstanbul, Alan Yayıncılık, 1998,s.21. 29 Childe, Tarihte Neler Oldu, s.85. 11 olmaktadır. Ortaçağ Avrupa’sının yükselmesine katkıda bulunan askeri alandaki teknolojiler Avrupa’nın küresel egemenliğine kadar giden feodalizmi karakterize eden bazı benzersiz gelişmeleri ortaya çıkarmıştır. Avrupa feodalizminin tanımlayıcı öğelerinden biri olan zırhlı at üzerindeki şövalye anahtar bir teknoloji olan üzengi sayesinde ortaya çıkmıştır. Üzenginin bulunması ile ortaya çıkan şövalyeler, köylülerden alınan vergi ve kiralar ile zırhlı süvariler olarak örgütlenmişlerdir. Batı Roma İmparatorluğu’nun da yıkılışına neden olan akınlarının önünü kesmiş ve böylece Avrupa halkları düşmanlarına karşı güçlenmişlerdir.30 Ayrıca yeni savaş biçimi şövalye sınıfının önemini artırmış ve feodal toplumun doğasını değiştirmiştir. Şövalyelerin kilise topraklarını ele geçirip vasallara dağıtması feodal toplumun gidişatını önemli ölçüde etkilemiştir.31 Sanayi devriminin ayak izlerini samimi Ortaçağ zanaatkârlarının, bir tür mil çivisinden ve dişliden oluşan manivelalar yapmaları ve emek harcayarak vidalar kesmeleri oluşturmuştur. Daha karmaşık makinelerin gelişmesini sağlayan Bu ve başka yenilikler Avrupa’nın ekonomik ve toplumsal hayatında derin dönüşümlere yol açmıştır.32 XI. yüzyıldan XIII. Yüzyıla kadar süren ekonomik ilerlemenin sonucu olarak şehirler büyümeye başlamıştır. Burjuvanın ortaya çıkışıyla tarıma dayanan bir ekonomiden küçük el sanatları ekonomisine geçilmiştir. Çünkü insanlar artık köyde yaşamak zorunda kalmayacak ve ekmeğini başka yollarla, kentlerde kalarak kazanmayı öğreneceklerdir.33 Barut teknolojileri Asya da başlamasına rağmen, büyük topların kökeni 1310-20 yıllarındaki Avrupa’dır. Barutun ve ateşli silahların Avrupa’nın savaş alanlarındaki sonu alıcı rolü 15.yy da zaten başlamış ve yüzyılın sonunda politikayı, sosyolojiyi ve savaş ekonomisini dönüşüme uğratmıştır. Barut devrimi feodal şövalye ve feodal lordun rollerini giderek zayıflatmış ve bunlar yerini parasal olarak merkezi hükümetin desteklediği aşırı pahalı barut ordularına ve deniz güçlerine bırakmıştır. Yeni silahlar şövalyeleri yararsız hale getirmiştir.34 Teknolojik gelişmeler ve toplum arasındaki döngüye saatin icadı güzel bir örnek teşkil etmektedir.12. ve 13. Yüzyıl da yeni bir zaman kavramı getiren saatin Benedictine manastırlarına dayanması dini bir gereksinimin yeni bir teknolojinin gelişmesine katkısını 30 Mcclellan III, Dorn, a.g.e, s. 210. 31 Neil Postman,Teknopoli Yeni Dünya Düzeni, İstanbul, Paradigma Yayıncılık,2009,s. 25. 32 Michael Adas, İnsanın Ölçüsü Olarak Makine, (çev. Ahmet Demirhan), İnsan Yayınları, 2001, ss. 33-34. 33 Server Tanilli, Uygarlık Tarihi, İstanbul, Adam Yayınları, 2000, s.64. 34 Mcclellan III, Dorn, a.g.e, s. 227. 12 göstermektedir. Saatin icadına yol açan neden, manastırın alışılagelmiş işlerine (günde yedi vakit ibadet) az çok dakik düzenlemeler getirmek isteğiydi. Manastırın çanları ibadet zamanlarını haber vermek için çalardı. Mekanik saat dini ritüelleri tam zamanında yerine getirmeyi sağlayacaktı. Saatin sadece zamanı belirlemeye yarayan bir araç değil, aynı zamanda insanların eylemlerini eş zamanlı hale getiren ve kontrol eden bir alet olacağını öngörülemedi. Bu yüzden 14. Yüzyılın ortalarında saat, manastırın duvarlarını aştı ve işçilerin ve tüccarların hayatına dakik düzenlemeler getirdi. Lewis Mumford’un da dediği gibi: “Mekanik saat, düzenli üretim, düzenli çalışma saatleri ve standart ürün fikirlerini mümkün kıldı.“ Kısaca, saat olmasaydı Kapitalizm mümkün olmayacaktı.35 Teknolojik gelişmenin dini bakış açısını değiştirdirdiğini gösteren buluşlardan biri de matbaadır. Çağdaş matbaayı Avrupa'da Johannes Gutenberg’un hareketli yazı tekniği ile 1447’de uygulaması dini bakış açısını değiştirdi. Protestanlığın kurucusu Luther matbaa sayesinde Tanrı’nın sözlerinin her haneye gireceğini ve insanların kendi kendilerinin teologları olacağını insanların bu sayede kendi kendilerinin papazları hatta Papası olacağını düşünüyordu. Buluşu yapan Katolik Gutenberg’e göre ise Luther’in bu düşünceleri lanetli idi. Matbaa birlik yerine çeşitliği getirmişti. Gutenberg böyle bir ihtimali aklına bile getirmemişti.36 Sözlü geleneğin epistemolojisine saldıran matbaa gibi, Haçlı seferi sonucunda, doğudan batıya intikal eden pusulayla gemicilik, coğrafî kesifler ve sömürgecilik hareketlerinin hız kazanması, Hıristiyan teolojisinin temel önermelerine hücum eden teleskopun icadı, dünya genelinde her şeyin çehresini ve vaziyetini değiştirdi. Teleskopun gökyüzü hakkındaki bilgilere kesinlik kazandırması Kopernik, Kepler ve özellikle Galileo’ dan sonra dünya, karanlık bir galaksi içinde evrenin gizli bir köşesinde başı boş dolaşan bir şey haline geldi. Bu anlayış yüzünden Batı Dünyası, Tanrı’nın insanlığa ilgisinden şüphe etmeye başladı. Ortaçağda oluşan bilimsel ve teknik unsurlara bağlı olarak batılı bilgi ve bilim anlayışında gerçekleşen değişiklikler, modern bilim mantığının zeminini oluşturmuş, yeni bilimsel düşüncenin ayak izleri olmuştur. Metafizik temelli doktrinlerin reddedildiği ve fizik, biyoloji, kimya, anatomi, astronomi başta olmak üzere çeşitli bilim dallarında 35 Burak Birecikli, “Batının Yükselişi”, History Studies, Harran Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Şanlıurfa, Volume 3/2, 2011, s.5. 36 Postman, a.g.e., s.13. 13 yapılan önemli çalışmalarla modern bilimin temellerinin atıldığı yeni bir dönem başlamıştır.37 Görülüyor ki Antik Yunan’dan Ortaçağ’a kadar kabul görmüş olan Bilimsel devrim birden bire ortaya çıkan bir süreç değildir, bu devrimin gerçekleşmesi için uygun ortamı hazırlayan birtakım toplumsal ve ekonomik gelişmeler söz konusudur. Bilimsel devrimin meydana gelmesini mümkün kılan bu gelişmeler Rönesans ve reform hareketleri ile birlikte Avrupa ‘da 15.yüzyıldan 17.yüzyıla kadar egemen düzen olan feodalizmin çözülerek yerini kapitalizme bırakması, kilisenin ekonomi ve toplumsal gücünün zayıflaması, kilisenin ve bilimle uğraşan insanların kilisenin patronajından kurtularak dönemin zengin tüccarları tarafından himaye edilmesi olarak özetlenebilir.38 Bilimsel devrim tek bir olay ya da keşif olarak değil, Newton, Kopernik, Kepler ve Galileo, Harvey, Leibniz gibi çok sayıda bilim insanının keşiflerinden oluşan bir bütün olarak düşünülmelidir. Bilimsel yöntemin kullanılmaya başlaması ile 17. yüzyıldan itibaren Avrupa da bilim ve teknoloji diğer toplumlardan daha çok ve daha hızlı gelişmeye başlamıştır. 39 Bilimsel yöntem, ampirizmi savunan, doğayı doğrudan tasarımlamakla yetinmeyip, kontrol edilmesi için bir yöntem bulma arayışında olan Francis Bacon ve rasyonalizmi savunan Rene Descartes gibi bilim adamları aracılığıyla gelişmiştir.40 Rene Descartes bir anlamda endüstrileşmenin düşünsel altyapısını oluşturarak, matematiksel düşüncenin gelişiminde oldukça etkili olmuştur. İnsanın dünya gerçeklerini yağmalayıp, onun efendisi olabileceği inancını savunmuştur41.Endüstri toplumunun dünya görüşünün doğuşunda bu iki düşünürün etkili olmasıyla birlikte bilimsel devrimin toplum açısından en önemli etkisi Newton’cu bilim paradigmasının42 ,yani tüm evrenin büyük bir makine ya da saat gibi mekanik bir şekilde işlediğinin ve doğal olguların doğa kanunlarıyla açıklanabileceğini ileri sürmesidir. İlk bakışta doğa bilimlerinde yaşanan gelişmelerle ve teknolojik ilerlemelerle ilişkili gibi görünse de aslında bu devrim, Avrupa’da düşünce yapısında yaşanan köklü bir değişimi ifade etmektedir. 37 Temmuz Şavran, Klasik Sosyoloji Tarihi, Eskişehir, Anadolu Üniversitesi yayınları, 2013, s.4. 38 John Nef, Sanayileşmenin Kültür Temelleri, (çev. Erol Güngör), İstanbul ,Kalem Yayınları, 1980,s.60. 39 Mcclellan III, Dorn, a.g.e. s.337. 40 Kasım Küçükalp-Ahmet Cevizci, Batı Düşüncesi, İstanbul, İsam Yayınları, 2004, s.136. 41 Mumford, a.g.e. s.135. 42 Thomas S.Kuhn, Bilimsel Devrimin Yapısı, (çev. Nilüfer Kuyaş), İstanbul, Kırmızı Yayınları, 2008, s.28. 14 Newton’cu bilim paradigması aydınlanma düşünürlerinin doğa, insan ve toplum hakkındaki yeni düşüncelerinin temelini oluşturmuş, bilimsel yöntemin yaşamın her alanına uygulanabileceği inancını doğurmuştur. Değişim ve dönüşüm, hareketinin özellikleri olan akılcılık, bireysellik, hümanizm, laiklik, deneysellik gibi olgular, akıl temelli işleyen bir toplumsal düzen söylemidir. Toplumun merkezindeki tanrının yerine, bilim ve teknolojiyi yerleştirir. 18. yüzyılda Avrupa’da bilim ve teknolojiye bakış tamamen sekülerleşmiştir. İlimciler artık, dinsel öğretilere uyumlu olmak gibi bir kaygı duymuyorlardı. 43 Sanayi dönemi filozoflarının din ve gelenek karşıtı girişimleri Avrupa insanına öz güven kazandırmış ve doğanın sırlarım çözme girişimlerine sürüklemiştir.44 Her gün yeni bir buluş ve icatla uyanan toplum artık her türlü soruyu doğanın sırlarında aramaya koyulmuştur. Mucitler, dâhiyane makineler tasarlayarak ekonomik, toplumsal ve kültürel alanlarda o anki ilerlemeye katkıda bulunmalarından ötürü övgüye layık görülmüştür. Kendisine askeri veya siyasi lider statüsü bahşedilen on dokuzuncu yüzyıl mucidi, o dönemlerde toplumsal duraklamaya karşı çıkan ve teknolojinin nimetlerini insanlığın hizmetine sunmak için doğal güçlerle savaşan bir romantik kahraman olarak tanımlanmıştır. Horkheimer’e göre bu dönemde aklın araçsallaştırılması, dünyanın büyüsünün çözülmesine neden olmuş ve yaşam mekanikleşmiştir.45 Doğal olguların ve düzenliliklerin incelenmesi ve genel ilkeler haline getirilmesi ve bu ilkelerin sistematik biçimde özetlenmesi sayesinde toplumsal yaşama uygulanabileceği düşüncesi endüstri devrimi ile hayata geçmiştir. Bilimsel bilginin toplumun ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla özellikle endüstriyel üretim teknolojilerinin geliştirilmesiyle toplumsal yaşamda son derece büyük bir değişim meydana gelmiştir. 2.2. Sanayi Devrimi Sanayi Devrimi en basit ifadesi ile küçük zanaat üretiminin yerine fabrika üretiminin geçmesi ve makinelerin insan, hayvan, rüzgâr, su kuvvet ve kudretinin yerini alması şeklinde anlaşılmalıdır.46 Üretim faaliyetlerini basit araç ve gereçlerle sağlayan 43 Erdal Baykan,” Gelenekçi Ekolün Din Bilim Bağlamında Aydınlanma Eleştirisi”, D. E. Ü. İlahiyat Fakültesi Dergisi, S.16,İzmir,2004,ss.201-206. 44 J.H.Turner-L.Beeghley-C.H.Powers, Sosyolojik Teorinin Oluşumu, (çev. Ümit Tatlıcan), Bursa, Sentez Yayınları,2010,s.24. 45 Max Horkheimer, Akıl Tutulması, (çev. Orhan Koçak), İstanbul, Metis Yayınları, 2002.s.67. 46 Mehmet Özaydın, Sosyal Politika, Eskişehir Anadolu Üniversitesi Yayınları, 2013, s.30. 15 insanoğlunun, devamlı hareketliliğe dayalı bir üretim anlayışına sahip olması ancak Sanayi Devrimi ile gerçekleşebilmiştir. Devrimi simgeleyen kaynaklar demir, kömür ve buhardı. Modern toplumlardan önceki toplumlar çok büyük ölçüde insan ve hayvan gücüne ve bir ölçüye kadar da rüzgâr ve su gücüne bağlıydı. Yakıt olarak, özellikle odun olmak üzere yenilenebilir kaynaklar kullanılıyordu. Sanayi uygarlığı, buhar makinesine ve önce kömür daha sonra da petrol olmak üzere yenilenemeyen fosil yakıtlara dönerek var olan enerji kaynaklarında ve enerji tüketim biçimlerinde önemli değişiklikler getirmiştir.47 Kömür ve daha sonra petrol üretimi, 18. Yüzyıldan başlayarak katlanarak artmış ve bugünün endüstrileşmiş toplumlarında olandan beş-on kat daha fazla bir düzeye ulaşmıştır. Sanayileşme, ciddi şekilde artan enerji tüketimiyle birlikte geleneksel topluma yalnızca çeki düzen vermekle kalmamış, endüstriyel üretimin temel ekonomik etkinlik olduğu yeni tür bir toplum yaratmıştır.48 Yaşamın teknik, ekonomik, politik ve toplumsal temelleri son 200 yıl içinde hemen her yerde dönüşüme uğramıştır. Bu dönüşüm yalnızca endüstrileşmiş toplumlar için değil aynı zamanda geleneksel tarım toplumları, geriye kalan kırsal göçebe gruplar ve ayakta kalan avcı-toplayıcılar için de geçerlidir. Endüstriyel uygarlığın gelişi tüm insanlığı etkilemiştir. Öyle ki 19.yüzyıl, o güne kadar insanlık tarihinin en çok değişen yüzyılı olarak adlandırılmıştır. Örneğin Sezar ile Napolyon’ un kullandığı savaş arabaları aynıdır. Atlı arabalar, bulunduğu tarihten 1830’lara kadar, 4000 yıl boyunca önemli bir değişikliği uğramamışlardır. Oysa 1830 ile 1870 yılları arasında (kırk yılda), geçmiş dört bin yıldan daha fazla değişiklik yaşanmıştır.1807’de ilk buharlı gemi yapılır ve on dört yıl sonra gemi seferleri bütün dünya denizlerini kaplar. 19.yüzyılda bu teknik gelişmeler, binlerce yıldır duraklayan insanların artık sonsuza kadar sürüp gidecek bir ilerleme içine girdiği duygusunu uyandırmıştır. Tarihin hiçbir döneminde, dünyanın görünümünün, 19.yüzyılda olduğu kadar kısa sürede değişmediği ifade edilmektedir. Bir diğer ifade ile bu değişim her alanda kendini göstermiştir; insan, beden ve ruhu ile eski dünyadan modern dünyaya geçmiştir.49 47 Nef,a.g.e.,s.85. 48 Mcclellan III, Dorn, a.g.e. s.332. 49 Veysel Bozkurt, Endüstriyel&Post-Endüstriyel Dönüşüm, Bursa, Aktüel Yayınları,2005, s.5. 16 Değişen Teknolojinin yapısında hem maddi hem de ideolojik faktörler önemli bir yer tutmaktadır. Teknoloji toplum yapısında, toplumsal ilişkiler ve insani değerleri belirlemeye başlarken, toplumdaki karar verme gücü de aydınlarda değil fakat yeni bir kesim olan teknokratlara bırakmıştır, teknokratlar50, teknik olarak mümkün olan her şeyi toplumun istemesi veya istememesine göre mümkün hale getirmektedirler. Bilimsel bilginin uygulanmaya konulmasıyla teknolojiye yol açılmış teknoloji de insan yaşam biçimini, üretim araç ve yöntemini değiştiren makineler ortaya koyarak endüstriye dönüşmüştür. Bu noktada teknolojinin İnsan üzerindeki etkileri önemli olmuştur. Makineleşmeye geçişle birlikte üretim tüketim ve benzeri alanlarda büyük değişiklikler olmuştur. Mekanik teknolojilerin, makineler şeklinde üretim sürecinde kullanılması, teknolojideki paradigmal sıçrama, sanayi toplumunun oluşumuyla ekonomik ve toplumsal örgütlenmeyi getirmiştir. Yeni bir üretim ve yaşam biçimi doğmuştur. 18. yy. ikinci yarısında devreye giren mekanik düşünce ve teknolojiler sayesinde toplumda yaşanan başlıca köklü sistemsel ve yapısal değişimler şunlar olmuştur: • Ekonomik Üretim Sistemi Değişti: Daha önce kapalı ev ekonomisi içinde geçimlik üretim yapılırken; üretim, işbölümü ve uzmanlaşmaya dayalı olarak pazar için üretim yapan fabrikalara kayarak fabrika sistemi olarak yapılanmıştır. El sanatları atölyesi yerine, fabrikanın organizasyon yapısı devreye girmiştir. • Sanayi Toplumu, kişisel düzeyde bireyci insanı: Örgütsel düzeyde hiyerarşik yönetim ve teknolojik yönüyle yatay ve katı (kapalı) örgütlenmeyi; kurumsal düzeyde mekanik yasa ve kurallara dayalı kurumsal yapılar yaratmıştır. • Sosyal Yapı Değişti: Toprak lortları ve kölelik yerine, kapitalist ve işçi sınıfları yeni sosyal sınıflar olarak doğmuştur. • Sosyal İlişkiler Sistemi değişti: Bağımsız birey sosyal sistemin temel unsuru oldu. Evde yapılan işler yerine, fabrika sistemi ve evden işe, işten eve gel - git trafiği insan ilişkilerini yeniden yapılandırmıştır. Sosyal güvenlik devlete bırakılan bir görev olmuştur. • Mekânsal Yerleşim ve Kuruluş Yeri Sistemi Değişti: Yeni sosyal sınıfların farklı yerleşim yeri ve fabrikaların kuruluş yeri tercihleri yeni yapılanma ile kentsel yapıyı değiştirmiştir. 50 Postman,a.g.e.,s.41. 17 • Ücret Sistemi Değişti: Ücretsiz insan gücü sisteminden ücretli işgücü sistemine geçildi. Kırsal kesimde tarımda çalışan insan gücü, fabrikalara ücretli işçi olarak ücretli emek ve meslek sistemi doğmuştur. • Kadınların İşgücü Piyasasına Girmeleri, ilerleyen süreçte ailede kadın erkek eşitliği ve kadın haklarının öne çıkması yanında, aile yapısının değişimini getirdi. Tarım toplumunun büyük aile yapısı, sanayi toplumunun çekirdek ailesine dönüşmüştür. • Politik Sistem Değişti: Geleneksel feodal sistemin yapılanışı olan krallık sistemi yerine, burjuvazi ve işçi sınıfının öne çıktığı toplumun politik sistemi parlamenter sisteme dönüştü. Kent devlet sistemleri yerine ulus devlet sistemi geldi. Ulus devletin politik ideolojik değer sistemi milliyetçilik olmuştur. • Kültürel Değerler Sistemi Değişti: Geleneksel kültür değerleri yerine, bireyci kültür değerleri devreye girdi. • Küresel Sistem Değişti: Ulus kökenli küresel yapılanma, sanayilerin hammadde ihtiyaç ve pazar arayışı sömürgeci emperyalist küresel sistemi yaratmıştır.51 Tüm bu sistemsel değişimler karşılıklı etkileşim ilişkisi içinde toplumsal bütünü oluşturan sistemlerin sürekli ve dinamik yapısal değişim ve evrimleşmesini devreye soktu. Bu süreç, ekonomik alanda işbölümü ve uzmanlaşmayı arttırmış, sonuçta ekonomik verimlilik yükselmiş, ekonomide sektörel yapılanmayı devreye sokmuştur. Böylece, sınırlı sayıdaki mesleğe dayalı bir ekonomik aktivite türüne sahip tarım toplumu, çok sayıda yeni ekonomik sektörün doğmasına yol açarak ekonominin sektör yapılanışını şekillendiren sanayi toplumuna dönüştü. Bu manada endüstrileşme büyük işçi kitlelerine ihtiyaç duymuştur.52 Endüstri toplumuna ilişkin olarak ise sosyologların tümü endüstri çağı içerisinde yaşamış olmalarına rağmen, farklı noktalardan yaklaşmışlardır. Saint Simon, Comte, Durkheim eski düzenin çözülmesinden doğan sosyal ahlak ve sosyal organizasyonun sorunlarıyla ilgilenmişlerdir. Marx ise yeni toplumda mekanikleşen kapitalizm ile meşgul olmuştur. Comte gibi sosyologlar sanayi toplumunu sistematik olarak analiz etmişler ve onun örgütlenmesi için planlar teklif etmişlerdir. Comte göre endüstri toplumunun 51 Hüsnü Erkan, Ekonomi Sosyolojisi, Eskişehir, Anadolu Yayınları, 2014,s.53. 52 Dora Ve Betrand Russell, Endüstri Toplumunun Geleceği, (çev Melih Ölçer) İstanbul, Bilgi Yayınevi, 1979, s.20. 18 belirleyici özelliği olarak, işin bilimsel örgütlenmesi üzerine kurulan endüstri de üretim, geleneksel alışkanlıklara göre değil en çok verimi sağlayacak şekilde düzenlenmiştir.53 Comte’un pozitivizm mirasının varisi olan Durkheim’ a göre endüstri roplumu işbölümü dolayısıyla toplumsal farklılaşmanın ve bireyselliğin arttığı ve benzerliklerden kaynaklanan mekanik dayanışmanın yerini organik dayanışmanın54 aldığı toplum biçimidir. Sanayi toplumlarını organik, sanayi öncesi toplumları ise mekanik olarak tasvir etmektedir. Durkheim’in çağdaşı Marx endüstri toplumu yerine kapitalizm kavramını kullanmayı tercih etmiştir. Sanayi ve kapitalizm üretim ve tüketim tarzlarının değişmesi ile toplumsal değişmeye neden olduğunu savunan Marx’a göre üretim işbölümüne dayanmaktadır. İşbölümü her zaman sömürü ve yabancılaşmayı içeren hiyerarşik bir tabakalaşma yapısını anlatmaktadır. İşbölümü, her toplumda yapılması gereken görevlerin her anlamda birbirinden farklı bireyler tarafından yapılması demektir. Ancak Marx’ın gözlemlerine göre, tüm toplumlarda bu bölünmenin temelinde toprak veya sermayenin, onun ifadesiyle üretim araçlarının özel mülkiyetidir. Egemen grup mülk sahipleri ile onların altında yer alan farklı ölçülerde yabancılaşmış ve sömürülen diğer sınıflardan oluşan bir tabakalaşma yapısı üretmektedir. Mülksüzler sömürülür ve yabancılaşır, zira üretim aralarına sahip olmayan bu alt tabakadakiler yaptıkları işi veya emeklerinin ürünlerini kontrol edemezler. Bu sistemde üretim araçlarını ve kontrolünü elinde bulunduran azınlık (burjuva) gittikçe zenginleşirken, diğer tarafta ise üretim araçlarına ve onların kontrolünden uzak olan geniş halk kitleleri de (proletarya) gittikçe yoksullaşmaktadır.55 Toplumsal yapının temel niteliği değişim de, Marx’a göre toplumdaki çatışmayı yani sınıflar arası mücadeleyi içermektedir. Toplumların dönüşmesinin (sosyal değişme) gücü, o toplumun üretim güçleri ile üretim ilişkileri arasında oluşan çelişkiye dayanmaktadır. Belli devrimci dönemlerde bir toplumun üretim güçleri, o toplumun üretim ilişkileri (mülkiyet ilişkileri) ile çelişkiye düşmektedir. Toplumların dönüşüm yaşadığı bu devrimci dönemlerde (üretim güçleri ile üretim ilişkileri arasındaki çelişkili dönem) sınıf 53 Bozkurt, a.g.e. s.12. 54 Anthony Giddens, Sosyoloji, (çev. Cemal Güzel), İstanbul Kırmızı Yayınları, 2012,s.48. 55 J.H.Turner-L.Beeghley-C.H.Powers, Sosyolojik Teorinin Oluşumu, (Çev. Ümit Tatlıcan),Bursa, Sentez Yayınları,2010, s.149. 19 mücadelesi temel bir unsurdur. Eski üretim güçleri yerine gelişen ve yeni üretim güçlerini destekleyen ve temsil eden sınıfın ilerici olduğu söylenmektedir. Feodal toplumdan kapitalist topluma geçiş aşamasında kapitalist sınıf, gelişen yeni üretim güçlerini temsil ettiği için ilerici bir sınıftır.56 Marx’a göre bütün sınıflı toplumlar beraberinde yabancılaşmayı getiriyor olsa da, asıl yabancılaştıran sistem kapitalist sistemdir Bu sistemdeki emekçi ne kadar üretirse, o oranda yoksullaşıp yabancılaşmaktadır. Marx, kapitalist sistemdeki sömürü ilişkilerinin bireyde meydana getirdiği yabancılaşmanın sonuçları üzerine odaklanmaktadır. Marx’a göre yabancılaşmanın tarihi makinenin hayata egemen olmasıyla başlamaktadır. Makine Marx’ın kavradığı manada yabancılaşmanın nüvesini teşkil etmektedir. Makinelerin icadı, cansız nesneleri insani amaçlara hizmet edecek şekilde hareket ettirerek insanın çevresine karşı kudretini muazzam derecede genişletmekte ve artırmaktadır. Fakat bir süre sonra mekanik davranış maddenin hayata karşı egemenliği olmaktadır.57 Marx, Yabancılaşmayı insanı makineleştiren, metalaştıran ve sonunda köleleştiren rasyonalist ve teknolojik bir uygarlık biçiminin sağladığını savunmaktadır. Bu bir anlamda batı uygarlığının ve teknolojisinin sebep olduğu sosyal bir olgudur. İnsanların kendi yarattıkları güçlerin kendi karşılarına yabancı güçler olarak çıktığı, onların egemenliğin altına girdikleri bir durum olmaktadır.58 Marx’ın yabancılaşma teorisi maddi ve ekonomik temellere dayanmaktadır. Kapitalist toplumda ekonomik anlamda yabancılaşma, sadece zihinsel değil, aynı zamanda insanların günlük yaşamlarında ve gerçekleştirdikleri etkinliklerinde bulunan bir durumdur. Yabancılaşma teorisinin dört temel unsuru şunlardır: insanın üretici etkinliklerine yabancılaşması, ürettiği ürüne yabancılaşması, birlikte çalıştığı işçilere yabancılaşması ve insani potansiyeline yabancılaşmasıdır. Birincisi yani insanın üretici etkinliğine yabancılaşması kendi ihtiyaçları dışında başkası için üretmesi anlamına gelmektedir. İkincisi, yani işçilerin ürettiği ürüne yabancılaşması işçilerin ürettiği ürünlerin bilgisine ve kendisine sahip olamaması anlamına gelmektedir. Ne üretim süreci hakkında ne de ürettikleri ürünle ilgili herhangi bir bilgiye sahiptirler. Örneğin, otomobil fabrikasında işin sadece bir kısmıyla ilgilenen (montaj 56 Aron Raymond, Sanayi Toplumu, (çev E.Gürsoy), İstanbul, Dergâh Yayınları, 1978, s.50. 57 Vejdi Bilgin, Bizi Kuşatan Toplum, İstanbul, Düşünce Yayınları,2010,S.187. 58 Karl Marx,1844 Felsefe Yazıları, (çev. Murat Belge), Ankara, V Yayınları, 1985,s.10. 20 hattında vida sıkan) işçi yaptığı işin bütünü hakkında herhangi bir bilgiye sahip değildir. Üçüncüsü kapitalist üretim sürecinde makinenin bir parçası haline gelen işçi yanında çalıştığı arkadaşıyla çok az işbirliği yapar. Üretim sürecinde yan yana olmalarına rağmen teknolojinin doğası gereği birbirlerinden yalıtılmış ve tecrit edilmiş şekilde çalışmalarına devam ederler. İşçilerin bu toplumsal konumu aynı zamanda onları birbirleriyle de rekabete zorlamakta ve aralarında çatışmalar yaratmaktadır Dördüncüsü, yani insanın kendi potansiyeline yabancılaşması gittikçe insani özelliklerin azalması anlamına gelmektedir. İnsanlarla ve doğayla girilen ilişkilerden gittikçe kopulmakta ve insanlar gittikçe duyarsızlaşmaktadır.59 Sonuç olarak, insan kapitalist sistemin işlemesi için gerekli unsurlardan (makine gibi) biri haline gelir ve kendine, emeğine, ilişkilerine, dünyaya ve yaşama yabancılaşmaktadır. Marx’a göre İşçi ne kadar çok meta yaratırsa, kendisi de bir meta olarak o kadar ucuzlaşmaktadır. Şeyler dünyasının artan değeriyle doğrudan doğruya orantılı olarak insanlar dünyası değersizleşmektedir. Emek yalnızca meta üretmez; kendini ve bir meta olarak işçiyi de üretir ve bunu da meta ürettiği oranda gerçekleştirmektedir. Marx, bunu “meta fetişizmi” kavramı ile ifade etmektedir.60 Kapitalist üretim biçiminin yabancılaştırıcı bu yönü, bütün topluma yayılmaktadır. Bu süreçle birlikte insanlar arası ilişkiler, nesneler arası ilişkilere dönüşür ve metalar, insanlar arası ilişkileri yönlendiren bir güç konumuna gelmektedir. Çağdaş Endüstri toplumu teorisyenleri içinde önemli yer tutan Aron, endüstri toplumunu her şeyden önce üretimin dev fabrikalarla yapıldığı toplum bilimi olarak tanımlamaktadır. Burada toplumun dolayısıyla üretimin ağırlık merkezini fabrika oluşturmaktadır. Artık aile bir birim olarak birlikte çalışmaz. Ailenin temel işlevi ise işçiyi eski bağlarından koparıp fabrikaya hazırlamak için kendinden alınarak bağımsız kurumlara verilmiştir.61 Weber bunu ev ile iş arasında yaşanan boşanma olarak tanımlamaktadır. Bundan başka eğitim işlevi okullara, siyasi ve din işlevleri devlet kurumlarına devredilmektedir. Aynı düşünceyi paylaşan Toffler ‘e göre endüstrinin getirdiği disiplin 59 Marx, a.g.e. s.23. 60 Şavran, a.g.e. s.73. 61 Aron, a.g.e. s.77. 21 her şeyi zamanında yapmak, söz dinlemek, gösterileni fazla bir zihinsel çabada bulunmadan öğrenmektir.62. Kumar gibi çağdaş sosyologlara göre endüstri toplumu rasyonalizmin yanı sıra sekülarizmin geliştiği ve bürokratik örgütlenmenin artmış olduğu toplumlardır. Üretim ölçeğinin büyümesi, ulaşım ve haberleşmenin artışı, endüstri toplumları ile bütünleşmiş ulusal ekonomilerin ve merkezileşmiş iktidarın doğuşuna yol açmıştır.63. Yoğunlaşma ve sermaye birikimini hemen, hemen bütün endüstri toplumlarının ortak özelliği sayan Giddens endüstrileşme ile hızla büyük kentlerin ortaya çıktığına vurgu yapar. Endüstri toplumu ile modernleşme kavramını aynı toplumların farklı boyutlarını ifade eden özdeş kavramlar olarak görmektedir. Özellikle endüstrileşerek daha çok refaha ve güce sahip olmak isteyen gelişmekte olan ülkelerin aydınları için zaman zaman batılılaşma ile ifade edilen modernleşme, son döneme kadar temel hedeflerden birisi olarak görülmüştür.64 Özetle belirtmek gerekirse endüstri toplumu iş bölümünün, uzmanlaşmanın, standartlaşmanın, kentleşmenin, cemaatin gerileyişinin, sekülarizasyonun, rasyonelleşmenin, bürokratikleşmenin, teknolojik gelişmenin, vasıflı işgücünün, çoğulcunun, formel ilişkilerin, toplumsal farklılaşmanın, bireyciliğin, para egemenliğinin ve çekirdek ailenin hakimiyetinin arttığı toplumlardır. 2.3. Post Endüstriyel Dönüşüm Ve Sanayi Ötesi Çağ 20. yüzyılın ikinci yarısından sonra, bilgisayar ve bilgisayar teknolojilerinin hızla gelişmesiyle birlikte, sanayi toplumu yerini, üretim ve yönetim sürecinde insan faktörünün ve bilginin daha önce görülmedik düzeyde ön plana çıktığı, oldukça farklı yapısal özelliklere sahip olan yeni bir toplum şekline bırakmıştır. Enformasyon ve bilgi alanında meydana gelen yeni teknoloji devrimi ile beraber başlayan çağ: “bilgi çağı”, “enformasyon” “çağı”, “küreselleşme çağı”, “sanayi ötesi çağ” gibi farklı adlarla anılmaktadır65 62 Alvin Toffler, Üçüncü Dalga, (çev. Ali Seden), İstanbul, Altın Kitaplar Yayınları, 1981,s.53. 63 Bozkurt, a.g.e. s.18. 64 Giddens, a,g,e.s.74. 65 Bülent Yılmaz,”Bilgi Toplumu: Eleştirel Bir Yaklaşım”, Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi,1998,C.15,S.1,ss.147–158. 22 Bilgi alanında meydana gelen teknolojik devrim Einstein’ın 1905‘te yayınladığı makale ile başlamış Newton Paradigması etkinliğini yitirmiştir. İkinci bilimsel devrim olan Kuantum Paradigması, atom altı etkileşim ile biyolojik sistem ve sinir ağlarındaki gibi, çoklu ağ etkileşiminin yarattığı dinamik, değişken ve belirsizlik içeren esnek sistem ve süreç işleyişini devreye sokmuştur. İnsan merkezli olan bilgi toplumu yapılanması, insan ve sosyal grupların oluşturduğu ağlar ve ağ etkileşimini öne çıkarmıştır. Mekanik anlayıştan kozmik sistem anlayışa geçişle yeni bir teknolojik devrim gerçekleşmiştir.66 Böylece İnsanlık tarihinin son üç yüz yılına damgasını vuran endüstri uygarlığı, bir büyük dönüşüm sürecini yaşamaktadır. Değinilen gelişmeler çerçevesinde bilişim sektörü kendi içinde kaynaklandığı ana alanlar açısından mikro elektronik, mikro biyoloji (genetik) ve nanoteknoloji alanları olarak yapılanmıştır. Uygulama alanları olarak iletişim, bilgi işlem, medya, tasarım, yazılım ve donanım gibi sektörleri öne çıkarmıştır. Bilgi toplumunda teknolojik yenilikler süreklilik kazanmıştır. Bilgi toplumunun en dinamik sektörü AR-GE sektörü olmuştur. AR-GE, üniversite-sanayi kamu ve sivil toplum örgütlerinin işbirliği içinde ve yenilikler için tasarlanmış teknopark ve teknokentlerde üretilmeye başlamıştır. Bilgi toplumunun bilişim sektörü kendi içinde çeşitlenme ve yapılanma yanında, daha önceki geleneksel sektörleri de köklü değişim süreçlerine taşımıştır. Tarımda, genetik uygulamalar, hibrid tohum ve benzeri uygulamalar; sanayide bilişim ve yazılım sistemleriyle donatılmış robot üretiminden, otomobil, uçak ve ev ve büro donanımına kadar hizmet eden tüm alet ve edevatın içerik ve niteliği yeniden yapılanmıştır. Manyetolu telefondan GSM’lere geçiş, pervaneli çamaşır makinesinden bulanık mantıkla çalışan makinelere, kısacası akıllı aletlere geçiş bunların en güzel örneği olmuştur.67. Endüstri toplumunda stratejik kaynağı oluşturan “sermaye”, yerini post-endüstriyel dönüşüm sürecinde bilgi ye bırakması son derece hızlı bir şekilde, dünyayı küçük bir elektronik köy haline getirmiştir. Bilgi üretiminin merkezi önem kazandığı post-endüstriyel toplumun taleplerine, endüstri toplumunun örgütleri yeterince cevap veremez hale gelmektedir. Post-Endüstriyel dönüşüm kuramlarına göre, endüstri toplumunun ürünü olan temel kurumlar sarsıntı geçirmekte; “zaman” ve “mekân” kavramları değişmektedir.68 66 Erkan, a.g.e, s.55. 67 Numan Kurtulmuş, Sanayi Ötesi Dönüşüm, İstanbul, İz yayıncılık, 2001, s.143. 68 Bozkurt, a.g.e, s.26. 23 Bundan böyle önemli olan beden işçisi olmayanların verimidir. Bu da bilginin işe değil bilgiye uygulanmasını gerektirecektir. Bilginin kaynaklardan biri olmaktan çıkıp tek kaynak haline gelmesi kimi toplumları kapitalist-ötesi yapan durumdur. Yeni ekonomik dinamikler, yeni politikalar, yeni örgütler ve örgütlenmeler ile toplum yapısı ve toplumun sosyal dinamikleri hızla değişmektedir69.Bilgi çağının bilişim teknolojileri, donanım ve yazılım birlikteliğine dayalı bilgisayar ağlarının sinerji yaratıcı ağ organizasyonu içinde yürütülmektedir. Fabrika sistemi yerine bilgisayar ağları devreye girmektedir. Bilgi çağında, üretim ilişkilerinin bilgisayar sistemleri içinde gerçekleşmesi, süreçlere aşırı hız, ürünlere sürekli yenilenme ve kaliteye sürekli iyileşme şansı getirerek verimlilikte sıçramalar yaratmaktadır. Sanayi toplumunda demiryollarının oynadığı role benzer bir rolü, bu kez internet ağları üstlenmektedir. İnternet ağları, her türlü ekonomik ve sosyal ilişkileri, ulusal düzeyden küresel düzeye taşırken, bilgi toplumu ve küreselleşmenin temel altyapı donanımı olarak yeni bir küresel yapılanmayı belirlemektedir.70 Post-endüstriyel toplum eşyaların üretimi için çalışanların ve makinelerin koordinasyonu etrafında organize olmamaktadır. Bilginin özellikle, de bireylerin etrafında dönmektedir. Ürünlerin sayısal çokluğu değil sunulan servisle ve hizmetle ürünlerin daha doğrusu sağlanacak hayatın kalitesi önemlidir. Bilim adamları, profesyoneller ve mühendisler yeniçağın önemli bireyleridir. 71 Sosyal yapıda değişim, sanayi toplumunun iki sınıflı yapısından, çeşitlenmiş ve esnekleşmiş sosyal yapılanmaya kaymaktadır. Bilişim ve iletişim sektörünün çalışanları daha çok “yeni orta sınıf” olarak toplumda ağırlığını koymaktadır. Sosyal ilişkiler, bir yönüyle ağlarda çeşitlenip etki alanı genişlerken, bir yönüyle bilgisayarın soğuk camı ile yüz yüze sanal ilişkiye dönüşmektedir. Kentsel yapılanmalar çok merkezlilik ve uydu kent sistemi yönünde yapılanmaya kaymaktadır. Çalışma sistemi, sanayi toplumunda ömür boyu yapılan meslek, sürekli yenilenen bilgi ile proje bazında yürütülen uzmanlık sistemine doğru dönüşmektedir.72 Hizmet sektörü de bunlar içinde en hızlı dönüşüm yaşayan alanlardan biridir. Bilgi toplumunun insan merkezli olması, insana yönelik sektörleri, ekonominin en hızlı ve en 69 Kurtulmuş, a.g.e,s.102. 70 Erkan, a.g.e,s.58. 71 Sümeyra Alparslan, Sanayi ve Bilgi Toplumu Yönetim Metaforlarının Karşılaştırılması, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi),2007,s.30. 72 Erkan, a.g.e., s.58. 24 büyük sektörleri durumuna taşıdı. Bunların başında, eğitim, sağlık, eğlence ve boş zaman değerlendirmesine yönelik sektörler gelmektedir. Eğlence sektörü ise bir yandan cebimizdeki elektronik aletlere taşınırken, diğer yandan TV ve internet’le ev ve bürolara taşındığı gibi, boş zamanlarımızın doldurulmasına yönelik inanılmaz zenginlikte fırsatlar sunmaktadır. 73 Post-endüstriyel örgütlenme biçimi, bu özellikleriyle ucuz, farklılaşmış ve bunun peşi sıra gelen aşırı bir tüketim olgusunu da beraberinde getirmektedir. Kapitalizm, dünyada egemen üretim ve tüketim modeli olmaya devam etmektedir. Bu evrenin en önemli özelliği ekonomik, toplumsal ve kültürel süreç olarak tüketime doğru bir hareketlenmeyi kapsamasıdır. Bu çağ, tüketim mallarının insanlık tarihinde daha önce görülmediği kadar çoğalmasını beraberinde getirmiştir. Aynı zamanda boş zaman artmış ve eskiye göre daha fazla insana verilen örtülü ödeneğin miktarı artmıştır. Bu tür değişimler tüketim mallarının algılanışını önemli ölçüde değiştirmiştir hayatımızı belirleyen ihtiyaçlarımız, değerlerimizi ve günlük davranış kalıplarımızı üretmede, reklam, moda ve tüketim olgusunun hayati önemi vardır. Dolayısıyla, tüketim talebini en yüksek düzeylerde tutabilmek için reklam ve moda endüstrileri, tüketicileri, artık kökleşmiş bulunan alışkanlıklarını değiştirmeye, eski eşyalarını kaldırıp atarak bunların yerine yenilerini almaya ikna etmek zorundadır.74 Bireyler sürekli olarak tüketmekte ve bireyselliklerini ve konforu ilginç yöntemlere başvurarak birleştirmeyi başarmaktadır. Bireyselliklerini gerçekleştirebilmek amacıyla modayı izlemektedirler. Bunları, toplumsal olarak kabul edilebilmek, yani iyi giyindiklerini kanıtlamak ve daha popüler olmak için yapmaktadırlar. Bununla birlikte, yığınsal olarak üretilen tüketim eşyaları ve moda, yapay-sahte bir bireysellik, artık “tüketim eşyası haline getirilen bir özne-insan” ve bir “imaj” yaratmakta kullanılmaktadır75. Burada malların statü ve güç sembolleri olarak kitlesel kullanımını görebilmektedir. Thorstein Veblen bu fenomeni gösterişçi tüketim olarak adlandırmıştır.76 Baudrillard bu çağı tüketim toplumunun başlangıcı olarak nitelendirir. Metalar gösterge değeri kazandıkları yola burada girerler ve sembolik alışveriş bir metalaşmış göstergeler yığınını altında kaybolur. Metalar, modernitede kimliği ve anlamı (ya da anlam yokluğunu) 73 Erkan, a.g.e.,s.60. 74 Vehbi Bayhan, “Küreselleşme ve Risk Toplumu”, Sosyologca, İstanbul, Doğu Kitap evi, S.1, 2011, ss. 215-216. 75 Vehbi Bayhan, “Tüketim Toplumunda Bireyin Ontolojik Mottosu: Tüketiyorum Öyleyse Varım”,Sosyoloji Konferansları Dergisi, S.43,2011,ss.222-248. 76 Cansu Güleç, ‘’Thorstein Veblen ve Gösterişçi Tüketim Kavramı’’, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, S.38, 2015, ss. 62-82. 25 taşıyan gösterge-araçları haline gelir. Örneğin modern toplumda araba taşınabilir ve kişisel bir statü sembolüdür.77 Tüketim toplumunda, Veblen’in deyişiyle “gösterişçi” bir hayat tarzının somutlaşması olan alışveriş merkezleri, tüm ihtiyaçları bir arada sunarak hayatı kolaylaştırmaktadır. Ayrıca tüm yaşamsal ihtiyaçların, farklı mağazalarda ürün çeşitliliğiyle beraber sunulması, kişilerin yaşam biçimleri, kimlikleri ve statülerine uygun alışveriş etmelerine olanak vermektedir. Alışveriş merkezlerinin sadece alışverişten öte sinemaları, spor alanları ve etkinlikleri ile yaşam ve eğlence merkezi haline getirilmiştir. Topluma belli bir hayat tarzı sunulmaktadır. Böylelikle modern ve çağdaş topluma yönlendirilmektedir. Tüm bu özellikler kişiye özel artı değer katarak statü kazandırır. Farklı hedef kitleler için konumlandırılan merkezler, insanlara böylelikle kimlik kazandıracaktır. Bu konuda yüz elli yıldır biriken, “kültür endüstrisi” ve “gösterişçi tüketim” literatüründeki analizler, görüşler ve öngörüler sanki alışveriş merkezlerinde ampirik bir makro olgu haline bürünmüştür 78 Kitle tüketimi toplumlarında, artık önlenemez bir hale gelen ruhsal yorgunluk ve gerilim, giderek amaçsızlığı ve anlamsızlığı egemen kılmaktadır. Manen yorgun bu insanlar maddi doyumu sağlamakta, fakat ruhsal doyumda büyük bir boşluk yaşamaktadırlar. Birincil ilişkiler, yani aile, akrabalık, komşuluk ilişkileri, başka biçimde oluşturulan dernekler, kulüpler, hippilik gibi kurumlarla dengelenmeye çalışılırken, ikili bir yabancılaşmaya düşülmektedir. Değişim döngüsü geçiciliğe neden olmaktadır. Bu anlamda, Toffler’a göre, yerlerin, nesnelerin ve insanların hayat içindeki değişim ve devir hızı birleştiğinde, insanlardan beklenen uyum yapma eylemi zor ve karmaşık olmaktadır. Dolayısıyla, gitmekte olduğumuz yolun sonunda geçici ilişkilere dayalı bir toplum bulunmaktadır. Toffler’a göre, bu geçicilik belirsizliği, dolayısıyla “gelecek korkusunu ve kültür şokunu” beraberinde getirmektedir. Geçicilik, tüketim toplumu ve kültürü boyutunda “kullan-at” davranışıyla özdeşleşmektedir. Toffler’a göre, geçici ürünlerin, geçici yöntemlerle, geçici ihtiyaçlar için üretildikleri bir çağa yönelmekteyiz.79 Tüketici yaşam, hızlı öğrenme ve çabucak unutma tarzındaki yaşamdır. 77 Jean Baudrillard, Tüketim Toplumu, (çev. H. Deliçaylı-F. Keskin), İstanbul, Ayrıntı Yayınları, 1997, s.197. 78 Güleç,a.g.m.,ss.62-82. 79 Alvin Toffler, Gelecek Korkusu ve Şok, (çev. Selami Sargut), 3.B., İstanbul, Altın Kitaplar, 1981, s.69. 26 Modern Toplum hayatında farklılaşmaya değişmeyi etkileyen belirleyen önemli gelişme teknolojileri vasıtasıyla olmuştur. İletişim teknolojilerinin sürekli seyretmeye, görmeye endeksli yapıları, insandaki gözetleme duygusunu geliştirmekte ve öne çıkarmaktadır modernleşmeyle insanın zihin algısı, eşyaya bakışı ve tanımlaması değişmiştir Burada ontolojik düzeyde başlayan değişim insanın davranışlarını da sirayet ederek yaşanan ciddi bir dönüşümün karşımıza çıkarmaktadır. Batıda başlayan bu değişim sürece günümüzde küresel ölçekte Müslüman ülkeleri de içine alacak şekilde yayılmıştır hızlanmıştır.80 80 Nevin Meriç, Fetva Sorularında Değişen Kadın Yaşamı, İstanbul, Elest Yayınları,, 2004, s.42. 27 İKİNCİ BÖLÜM MUHAFAZAKÂR KADININ YAŞAM TARZI 1. MUHAFAZAKÂR KADIN KAVRAMI Ülkemizde adından sık sık söz edilen muhafazakârlık bazı zamanlar övülen bazı zamanlar yerilen ama yeterince tanınmayan bir düşünce geleneği ve siyasi bir ideolojidir. Kökeni Fransız İhtilalı gibi oldukça eski bir tarihe dayanmasına rağmen hakkında genel bir bilgisizlik konumu hâkimdir. Çoğunlukla muhafazakârlık, “tutuculuk”, “gericilik” ya da “dincilik”le karıştırılmaktadır. Oysa muhafazakârlık köklü bir siyasi geleneği temsil etmektedir.1 Türkiye gibi ülkelerde köklü bir felsefi geleneğe sahip olan muhafazakârlığın yeterince tanınmamasının ya da pejoratif bir kullanıma sahip olmasının nedenlerinden söz edilebilir. Bu çalışmanın konusu dışındadır. Popüler bir kullanımla muhafazakârlık, dindar olmayı ya da geleneksel dinin belirlediği bir tutum alışı ifade eden bir tavra dönüşebilmektedir. Muhafazakârlık, dine ısrarla vurgu yapmaktadır. Bu çalışmada kastedilen muhafazakârlık kavramı dindarlık kavramı ile özdeşleştirilmektedir. Bundan dolayı sonraki bölümde örnekleme açıklık getirmesi açısından dindarlık kavramı ve dindarlığın ölçülmesi üzerinde durulacaktır. 1.1. Dindarlık Kavramı Dindarlık (Ar. tedeyyün, İng. religiosity, religiousness, piety),izafi bir kavramdır ve din ile dinî davranış tanımlamalarından bağımsız olarak ele alınamaz. Hatta din kavramı ile dinî davranışın tanımında ortaya çıkan çeşitlilik ve bunlardan kaynaklanan belirsizlikler çoğu kez dindarlık kavramı için de geçerlidir. Bu tanımlar, sadece dinin özüne ve dini algılayana göre değil, dini yorumlayanın bakış açısına da göre de farklılık gösterebilir.2 1 Bekir Berat Özipek, Muhafazakârlık, İstanbul, Timaş Yayınları, 2011,s.66. 2 Abdurrahman Kurt, “Dindarlığı Etkileyen Faktörler”, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 28 Bazı din tariflerinde dinin bilgi veren (kognitif) bir şey olduğu hakkındaki iddialar ağırlık kazanmakta, konunun psikolojik cephesi, ihmal edilir bazılarında ise, kognitif yan dışlanacak şekilde ahlak ve duygu yönü ön plana çıkarılmaktadır. Dinleri çeşitli yönlerden ele alanların makul ve güvenilir tespitlerde bulunmaları her şeyde evvel bütün dinleri birleştiren ortak özellikler üzerinde durmalarına ve topluca ihtiva ettikleri müşterek noktaların tespitine bağlıdır. İslamiyet’in Hıristiyanlığın Yahudiliğin Mecusiliğin Budizm’in putperestliğin vs. Dinlerin her ne kadar mahiyet, kaynak, gaye değerler yönünden birbirinden farklılıkları bulunuyorsa da, hepsi ortak bir isimde ,’’din’’de birleşmektedir.3 O halde konunun anlaşılması açısından din kavramı üzerinde durmak yerinde olacaktır. Türkçede kullandığı biçimi ile din kavramı İslami terminolojinin temel kavramları arasından devşirilmiştir. Arapçada din kelimesi ‘’bağlılığa zorlamak’’, “bağlanmak’’, “bağlanılan prensip’’ olarak kullanılmaktadır. Batıda din kavramı yerine kullanılan regilion kelimesi de şaşırtıcı bir benzerlikle aynı vurgu ve içeriğe sahiptir. Bu filolojik tahlile göre din bağlılık teması etrafında dolaşmaktadır. Bir başka deyişle din iki taraf arasında birinin hâkimiyetini diğerinin bağlılığına dayalı karşılıklı bir ilişkidir; aynı kelime iki taraftan biri için kullanıldığı emir ve hâkimiyet diğer taraf için bağlılık ve inkıyat, iki taraf ilişkiler göz önüne alınarak kullanıldığında ise bu ilişkileri düzenleyen prensip ve düsturlar anlamına gelmektedir.4 Din aynı zamanda insanın tutum ve davranışlarını düzenleyen değerler manzumesinin belirleyicisi ve gündelik yaşamındaki yol göstericisi olarak kabul edilebilir. Dindar, hayata bakışı (dünya görüşü) ve yaşam tarzı olarak “din”i referans alan kişidir. Dindar (Ar. Mütedeyyin) mensubu olduğu dinin inanç, ilke, pratik ve sembollerini içselleştirip bunları tutum ve davranışlarında sergileyen kişidir. Dindar kişi, her türlü davranışında dinî Saiklerin etkisi altında bulunduğu için Tanrı ya da kutsalla kurulan ilişkiler, onun bütün dünyevi ilişkilerinin merkezini oluşturur5.Dindar, dinî emir ve yasakları yerine getirme gayretindedir, ancak bunları tam olarak ifa etmeyebilir. Zira dindarlar, dini yaşama dereceleri bakımından farklılık gösterirler. C. 18, S. 2, 2009,ss. 1-26. 3 İzzet Er, Din Sosyolojisi, Ankara, Akçağ Yayınları, 1998, s.4. 4 Er, a.g.e, s.5. 5 Kurt, a.g.m, s.2. 29 Dindarlık ise, dindar olma, dini yaşama halidir. Dindarlık, kişinin özel hayatında veya kamusal alanda dinî kural ve ritüelleri uygulaması ile kendini gösterir.6 Dindarlık, bireysel bir deneyim olduğu için, kesin bir tanımının yapılması zor görülmektedir. Bu zorluğa rağmen, daha çok yansımaları göz önünde bulundurularak;’insanın iman-amel temelinde ortaya koyduğu dini tutum, deneyim ve davranış biçimini yani yaşantıyı veya dindarca hayatı; inanılan dinin emir ve yasakları doğrultusunda yaşamayı ifade eden ve inanç, bilgi, tecrübe, duygu, ibadet, etki, organizasyon gibi boyutları olan bir olgu olarak tanımlanabilir. Bir kimsenin dindar olduğunun vurgulanması, onun dini içselleştirdiği; dinî emir, tavsiye ve yasaklara bireysel düzlemde uyduğu; dini, gündelik hayatında toplumsal denetleyici olarak kabul ettiği ve kendi yaşayışının bir göstergesi haline getirdiği anlamına gelir7. Kısaca din, dindar, dindarlık birbirleriyle iç içe üç kavramdır. Din, aşkın varlıkla (mutlak kutsal) ilgili iman halindeki inanç hükümlerinin kişinin ve toplumun hafızasından muhafaza edilmiş davranış haline getirilmiş ve böylece kişiye ve topluma bir hayat biçimi sunan/sağlayan normlar sistemi olarak tanımlandığında tanımın dindar ve dindarlığı da içerdiği anlaşılacaktır. Bu tanımdan hareketle dindar din özelliği taşıyan herhangi bir dini kabul eden benimseyen ve davranış haline dönüştüren kişi, dindarlığın ise din özelliği taşıyan herhangi bir dinin kabulü benimsenmesi ve davranış haline getirilme derecesini ifade ettiğini söyleyebiliriz.8 Kişinin sahip olduğu dini inanç ve bilgi seviyesine göre somutlaştırdığı tutum ve davranışları gözlemlenerek, o kişinin dini yönelimi hakkında bir fikir yürütülebilir. Başka bir ifadeyle, kişinin dindar olup olmadığı ya da dine yönelim düzeyi ancak o kişinin dini tutum ve davranışlarından hareketle tespit edilebilir. Bu noktada, dindarlık tutumlarının ölçülmesi ve buradan hareketle de kişilerin dini yönelim düzeylerinin saptanması gündeme gelmektedir. 6 Vejdi Bilgin, “Popüler Kültür ve Din: Dindarlığın Değişen Yüzü”, Bursa, U.Ü.İ.F.D, C.12, S.1, 2003, ss. 195-196. 7 Enver Uysal, “Dindarlığın Ahlaki Temeli”, Dindarlık Olgusu (Sempozyum Tebliği Ve Müzakereleri), İstanbul, Kurav Yay., 2004, s. 85. 8 Zeki Aslantürk,’’Dindarlığın Bağımsız Değişkenleri’’, Dindarlık Olgusu (Sempozyum Tebliği Ve Müzakereler), İstanbul, Kurav Yayınları, 2004,s.239. 30 1.2. Dindarlığın Ölçülmesi ve Dindar Kadın Dini hayatı ya da dindarlığı ölçme çalışmalarına ve karşılaşılan teorik ve pratik problemlere değinmeden önce, “dindarlık ölçme nedir? “sorusunun cevaplandırılmasının yerinde olacağı kanaatindeyiz. Özel yöntem ve teknikler kullanarak bir kişinin dindarlık düzeyini kestirmeye (belirlemeye) ve varılan sonucu rakamsal değerler halinde ifade etmeye dindarlık ölçme denir.9 Ölçek kullanımı, dindarlık ölçümünde en sık rastlanan bir yöntemdir. Ölçeklerin geliştirilmesi, uygulanması ve elde edilen verilerin analizinde farklı teknikler kullanılmaktadır. Dindarlık düzeyi, her bir ölçek maddesinin kendine göre tanımladığı çerçevede kişilerin ne kadar dindar olduğunu gösteren bir ifadedir. Dindarlık düzeyleri, ölçekten alınan toplam puanla ifade edilir. Her ölçeğin alt ve üst puan sınırları farklıdır. Şu kadar ki, her ölçek kendi puan sınırları içerisinde ele alındığında, yüksek puanlar yüksek dindarlık düzeyine, düşük puanlar da düşük dindarlık düzeyine işaret eder. Ölçme işinde, ölçülecek şeyin yani dindarlığın tanımı ile birlikte ölçme kriterleri de önemlidir. Çünkü elde edilen sonuç, dindarlığın tanımına ve esas alınan kriterlere göre farklılık arz eder. Şöyle ki, “Dindar kimdir?”, “Kimler daha çok, kimler daha az dindar sayılır?” ve “Dindarlık seviyesini belirlemede neler esas alınmalıdır?” sorularına verilecek cevaplar, ölçümden elde edilecek sonuçlarla doğrudan bağlantılıdır.10 Toplumda dindarlık olgusu, kişiden kişiye, bir gruptan yahut bir çevreden bir başkasına ve hatta devirden devire önemli değişikliklere ve çeşitlenmelere sahne olan dinamik ve diyalektik bir olgu olarak görülebilmektedir. Bu noktada, toplumda çeşitli boyutlarda ve şekillerde gözlemlenebilen farklı dindarlık eğilimlerinin bilimsel bir anlayış içerisinde nasıl ölçüldüğü ve bu ölçme girişimleri sonucu gözlemlenen dindarlık yönelimlerinin nasıl tipolojileştirildiği konusu karşımıza çıkmaktadır11 Dini tutumun, doğrudan doğruya, bizzat kendisinin ölçülebilmesi mümkün değildir. Çünkü dini tutumların kişiye özgü içsel ve psikolojik yönü bulunmaktadır. Bu içsel durum ancak operasyonel hale getirildikten sonra ölçüm işlemi gerçekleştirilebilir. Operasyonelleştirme işlemi ise, ölçülmek istenen duruma göre 9 Ahmet Onay, “Dindarlık Ölçme Çalışmaları: Dindarlık Ölçümünde Üç Farklı Yaklaşım ve Ölçmenin Esasları”, İslâmî Araştırmalar Dergisi, C.14, S.3-4, Ankara, 2001, s.440. 10 Cemile Zehra Köroğlu, “Türkiye’de Dini Hayatın İncelenmesi: Bütüncül Bir Yaklaşım”, Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, C. 1, S. 2, Gümüşhane, 2012, s.99. 11 Yakup Coştu, “Dine Normatif ve Popüler Yaklaşım: Bir Dini Yönelim Ölçeği Denemesi”, Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, C.8, S.15, Ankara, 2009, s.121. 31 belirlenen tutum maddeleri vasıtasıyla gerçekleştirilebilir. Bu nedenle de, dini davranışı belirleyici birer unsur olarak dini tutumların ölçülmesi göreceli olarak mümkün olabilmektedir. Nitekim dini tutum ölçümüyle ilgili yapılan bilimsel çalışmalar, hedeflenen amaç doğrultusunda ölçülmeye çalışılan dini tutum ve davranışlardan hareketle, kişilerin dindarlık ya da dini yönelim düzeylerine yönelik saptamalardan ibarettir.12 Dindarlığın gündelik hayat içindeki varlığına ilişkin veriler toplama kavramın bir operasyonel tanımını yapma hususunda temel bir takım güçlükler yaratmaktadır. Üzerinde uzlaşma sağlanan ortak bir dindarlık tanımı olmadığı gibi standart hale getirilmiş, herkesin kabul edebileceği bir dindarlık ölçeği de mevcut değildir. Nitekim din dünyasıyla sınırlanan anlamı ile gündelik hayat kapsamındaki kullanımı farklıdır. İslam söz konusu olduğunda dindarlıktan kastedilen, onun takvanın türlü biçimleriyle kayıtlı olmasıdır ve kuşkusuz dindarlık, belli düzeyde kişisel inanç ve yorumlara paralel olarak pekâlâ sübjektiflik arz edebilmektedir. İslam’ın sıradan insanlar için gerçekte ne ifade ettiğinden hareketle ortaya konacak gözlemlerin bile bizi söz gelimi yaş cinsiyet aidiyet ve sınıf ayrışmalarının mensuplarının din ile irtibat düzeyine dair pek çok veriyi ve buna bağlı yargıya ulaştırması mümkündür ve buna dayalı olarak da ibadet alışkanlıkları kişisel davranış ve tutumlar aile içi yaşam ve kamu düzenine yönelik tutum ve davranışlar temelinde bir dindarlık değerlendirilmesi pek ala yapılabilir.13 Dindarlığın ölçülmesiyle ilgili çalışmalar Batı’da 1930’lara kadar uzanmaktadır. 1930’ların başlarından itibaren dindarlık ve dini çevre çeşitliliği, ampirik olarak araştırılmaya başlanmıştır14. Ancak bu çalışmalarda tek boyutlu dindarlık ölçekleri kullanılmış, yapılan çalışmalarda Tanrı’ya inanç, dinî ibadetlere katılım ve bir dinî gruba aidiyet gibi göstergeler dindarlık işareti olarak kabul edilmiştir 15. 1960’lardan itibaren ise dindarlığın çok boyutlu olarak incelenmesi gerektiği öne sürülmüştür16. Gordan W. Allport ve J. M. Ross adlı bilim adamlarının geliştirdiği dinî yönelim ölçeği bu yönde atılmış 12 Coştu, a.g.m, s.122. 13 Necdet Subaşı, Din Sosyolojisi, İstanbul, dem Yayınları, 2014, s. 315. 14 Hakkı Karaşahin, ‘’Din Sosyolojisinde Dindarlığın Ölçülmesi Problemi Üzerine Bir Araştırma’’, A.Ü.İ.F.D XLIX (2008),S.1, ss. 191-200. 15 Asım Yapıcı, “Yeni Bir dindarlık Ölçeği ve Üniversiteli Gençlerin Dinin Etkisini Hissetme Düzeyi: Çukurova Üniversitesi Örneği”, Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, C.6, S.1, Adana, 2006, s.68. 16 Karaşahin, a.g.m, ss.191-200. 32 önemli adımlardan birisidir. Morton King, G. Lenski, J. E. Faulkner ve G. F. De Jong 17 gibi birçok araştırmacı da dindarlığı çok boyutlu olarak araştırmıştır. Dindarlığın çok boyutlu bir fenomen olduğunu ortaya koyan önemli isimlerden biri de Charles Y. Glock olmuştur. Glock, R. Stark’la birlikte yaptığı çalışmalarda dindarlığı ‘inanç, ibadet, tecrübe, bilgi ve etki’ şeklinde beş boyutta ele almıştır. Belki de bugüne kadar geliştirilmiş en kapsamlı ve en bütüncül ölçek, Glock ve Stark tarafından teorik bir analiz üzerine oturtulmuş olan dini bağlılığın boyutları ölçeğidir. Batı dışı toplumlar için de geliştirilmiş bir takım tipolojiler bulunmaktadır. Marshal G. S. Hodgson (1993), Ernest Gellner (1994) ve Muhammed Arkoun gibi isimlerin İslâm toplumları için geliştirdikleri tipolojiler bu çalışmalar arasında sıralanabilir.18 Ülkemizde ise dindarlığın ölçülmesi ile ilgili çalışmalar 1960’larda başlamıştır. Türkiye’de Müslüman dindarlığı ile ilgili çalışmaların ölçek geliştirme yöntemi açısından Glock, Lenski, King ve R. A. Hunt’ın 1960’lı yıllardaki çalışmalarının örnek alındığı ve Müslüman dindarlığının da benzer boyutlarla kavramsallaştırıldığı görülmektedir Türk toplumunun dini hayatını açıklayıcı birtakım dindarlık tipolojileri geliştirilmiştir: Türkiye’de ilk kez Mehmet Taplamacıoğlu (1962)19, Türkiye genelinde dinî hayatın yoğunluğunu tespit için bir ölçek geliştirmiştir. Mehmet Taplamacıoğlu, dini hayatın şiddet ve yoğunluğunu temel alarak beşli bir dindarlık tipolojisi oluşturmuştur. Bunlar: ‘gar‐ı âmil dindarlar’, ‘idare‐i maslahatçı dindarlar’, ‘dini bütün veya âmil dindarlar’, ‘sofu dindarlar’, ‘softa veya yobaz dindarlar’20 Ejder Okumuş, dindarlığın niteliği, içtenliği ve samimi olup olmadığına göre ‘gösterişçi ve samimi dindarlık’ şeklinde tipoloji geliştirilmektedir.21 Dindarlıkla ilgili bir başka tipoloji de Vejdi Bilgin (2003)22 tarafından ortaya konmuştur. Ancak Bilgin, herhangi bir ölçek geliştirmemiştir. Bilgin’e göre, dindarın dinini hangi kaynaklardan öğrendiği önemlidir. Zira dindarın bilgi kaynakları doğal olarak dindarlığın yapısını da etkileyecektir. Bilgin, ülkemizde dindarlığın referansı olan ve birbirinden kısmî olarak farklılaşan üç bilgi kaynağından bahsetmektedir: Gelenek, dinî otorite (dinî 17 Ahmet Onay, “Dindarlık Ölçme Çalışmaları: Dindarlık Ölçümünde Üç Farklı Yaklaşım ve Ölçmenin Esasları”, İslâmî Araştırmalar Dergisi, C.14, S.3-4, Ankara, 2001, s.440. 18 Erol Erkan,’’Türkiye’de Dindarlığın Tespiti İle İlgili Çalışmalar ve Tahkiki Dindarlığın Ölçülmesi ile İlgili Öneriler’’,Ekev Akademi Dergisi, C.18,S.60,2014,s.125. 19 Mehmet Taplamacıoğlu, “Yaşlara Göre Dinî Yaşayışın Şiddet ve Kesafeti Üzerinde Bir Anket Denemesi”, AÜİF Dergisi, c. 10, 1962, ss. 149-150. 20 Erkan,a.g.m, s.125. 21 Ejder Okumuş,’ Gösterişçi Dindarlık’, Din bilimleri Akademik Araştırma Dergisi, VI (2006), S. 2, s.24. 22 Bilgin,a.g.m, ss.195-196 33 grupların önderleri) ve dinî araştırmalar. O’na göre, bu açıdan dindarlığı geleneğe ve dinî gruplara dayanan dindarlık biçiminde iki ayrı tip –‘geleneksel dindarlık’ ve ‘cemaat dindarlığı’- olarak ele almak mümkündür. Bu ayrım dinî duygunun değil, bilgi ve davranışın farklılığı temeline dayanır.23 Bu çalışmada dindar olarak değerlendirdiğimiz katılımcılarımız özellikle kendilerini, Kur’an ve Sünnet’in yanında, ağırlıklı olarak ilk dönemlerde yazılan temel dini kaynaklara, din büyüklerinin görüşlerine ve ilmihal bilgilerine dayanan, dindeki emir ve yasaklara uymanın önem taşıdığı, inancın yanında ibadetleri yerine getirmenin de ön plana çıktığı geleneksel dindar olarak tanımlamaktadırlar. Dindar kadın tanımına girdiğimiz de ise dindarlık ve cinsiyet vurgusuna değinmekte fayda görmekteyiz. Önemli bir sorgulama kadınların kadın oldukları için veya kadın olarak yaptıklarından ötürü erkeklerden daha dindar olup olmadıkları konusunda cereyan eder. Batı bağlamında kadınların inançlı pratiklerinin ve genel olarak inandıkları şeyleri erkeklerden daha bağlı olduklarını gösteren ikna edici kanıtlar vardır.24 Türkiye’de İslam dini üzerine yapılan çalışmalar cinsiyet verileri açısından homojen olmayan sonuçlar içermektedir. Köktaş (1993)25, Karaca (2000)26, Onay (2004)27 ve Mehmedoğlu (2004)28 tarafından yapılan çalışmalarda inanç ile ibadetleri yerine getirme oranlarının erkeklerde kadınlara göre; Kımter (2008)29 tarafından yapılan araştırmada ise kız öğrencilerde erkeklere göre daha yüksek olduğu görülmektedir. Bayyiğit'in (2001)30 araştırmasında ise rasyonel inanç ve inançsızlıkta erkeklerin oranı kızlardan; irrasyonel, ilgisiz ve kararsız problemli tutumda ise kızların oranı erkeklerden daha yüksektir. Yine namaz ve oruç ibadetlerini ifa etmede erkek öğrencilerin kızlardan sayısal üstünlüğü gözlenmiştir. Uysal (2006)31 tarafından gerçekleştirilen araştırmada, kadın ve erkek dindarlıkları arasında inançlar bakımından anlamlı farklılıklar çıkmazken, dindarlığın ibadet, bilgi ve tecrübe boyutuna ilişkin tutum ve davranışlar bakımından iki grup arasında önemli farklılık 23 Çoştu, a.g.m,s.124. 24 Ali Çoşkun, Din Toplum ve Kültür, İstanbul, İz Yayıncılık, 2005, s.113. 25 M. Emin Köktaş, Türkiye’de Dinî Hayat, İstanbul, İşaret Yayınları, 1993, s. 79. 26 Faruk Karaca, Ölüm Psikolojisi, İstanbul, Beyan Yayınları, 2000, s. 347. 27 Ahmet Onay, Dindarlık, Etkileşim ve Deneyim, İstanbul, Dem Yayınları, 2004, s. 103 28 A.Ulvi Mehmedoğlu, Kişilik ve Din, İstanbul, Dem Yayınları, 2004, s. 162. 29 Nurten Kımter, Benlik Saygısı ve Dindarlık ilişkisi, Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayımlanmamış Doktora Tezi), 2008. 30 Mehmet Bayyiğit, Gençlik ve Din, Üniversite Gençliği Üzerine Karşılaştırmalı Bir Araştırma, Ankara.2001, ss. 101-122. 31 Veysel Uysal, Türkiye’de Dindarlık ve Kadın, İstanbul, dem Yayınları, 2006, s.80. 34 gözlenmiş; erkeklerde dini tutum ve davranışlarının daha yoğun ve daha güçlü olduğu ortaya çıkmıştır.32 Bu bağlam da kadın ve erkeklerin dini algı ve yaşayışlarında farklılık olduğunu belirtmek ve kadın dindarlığından söz etmek mümkündür. Cinsiyet faktörü dinselliğin arka planında yatan önemli bir etken olarak karşımıza çıkmaktadır. Veysel Uysal’ın dindarlık ve kadına bakış açısını değerlendiren araştırmasında dinselliğin sosyal benimseme derecesini yansıtan Grup ortalama puanları kadınlar lehine daha yüksektir erkeklerin ortalaması (4,11) ile kadınları kadınların ki ise (4,23)dır. Arasındaki fark istatistik bakımdan anlamlıdır(p<.05). Keza dinsellik algılamalarında kötü huy boyutuna giren özellik ve davranışlar bakımından iki cinsin puanları arasında durum aynıdır. O halde kadınlar dinselin sosyal boyutlarına giren özellik ve davranışlara daha fazla önem vermektedir bu konudaki algı ve tutumlarının erkeklere nazaran kadınlarımızda daha yoğun ve güçlü olduğu söylenebilir.33 2. DİNDAR KADININ YAŞAM TARZI Bu çalışmanın örneklemi olan dindar kadınları tanımladıktan sonra onlara ait hayat tarzını tanıyabilmek için öncelikle hayat tarzı dendiğinde neyin kastedildiğinin anlaşılması ve sonrasında da bu hayat tarzını nelerin etkilediği görmek önemlidir. Dindar kadının yaşam tarzını etkileyici faktörler nelerdir? Dolayısıyla etkilendikleri süreçleri de anlatmak yerinde olacaktır. Dindar kadın için modernleşme süreci hayat tarzı değişimi için bir dönümdür. Bu hayat tarzlarını ayırımı geleneksel ve modern hayat tarzı üzerinden tartışılmıştır. 2.1. Yaşam Tarzı Yaşam tarzları, insanları birbirinden farklı kılan davranış kalıplarıdır. İnsanların neler yaptıklarını, niçin yaptıklarını ve bunu yapmanın kendileri ve başkaları için ne anlama geldiğini anlatmaya yardımcı olur34. Bireyin, faaliyetleriyle, ilgileriyle ve düşünceleriyle ifade edilen yaşama ölçüsüdür.35 Yaşam tarzı bireyin vücudu, giysileri, konuşması, boş zamanlarını değerlendirme şekli, yeme-içme tercihleri, evi, arabası, tatil seçimleri hakkında fikir veren unsurlardır. Yaşam tarzı, bir kişinin zamanını ne şekilde geçirdiği, aktiviteleri, bulunduğu çevredeki ilgi alanları, tüketimle ilgili aktiviteleri, 32 Kurt, a.g.m, ss.8-9. 33 Uysal, a.g.e, s.70. 34 David Chaney, Yaşam Tarzları, (çev. İrem Kutluk), Ankara, Dost Kitapevi, 1999,s.13. 35 Philip Kotler, Pazarlama Yönetimi, İstanbul, Beta Yayınları, 2005, s.23. 35 alışkanlıkları ve görüşleri olarak ifade edilmektedir.36 En sade anlatımla “bir kişi nasıl yaşar” sorusuna verilebilecek cevap yaşam tarzının içeriğini oluşturur.37 Konuyu dindar insan için ele aldığımızda yaşam tarzı din ilişkisine değinmek gerekir. Din; değerler ve inanışlar sistemi olarak toplum üst şuurunu oluşturan en önemli olgudur. Hem günlük sosyal hayata etkisi, hem gelecekle ilgili ortaya koyduğu bilgilerle, insan ve toplumun inanç sistemini oluşturması onun vazgeçilmez bir öğe olduğunu ortaya koymaktadır. Din sayesinde kültürel değerler “kurumlaşır”, yani sosyal normlara dönüşürler.38 Her dinin o din mensuplarında karakteristik bir “tutum” u bir “dünya görüşü” ve bir “hayat anlayışını” da beraberinde getirdiğini ifade etmek mümkündür. Başka bir deyişle din, mensuplarının dünyayı özel bir gözlükle görmelerini sağlayan ve bu şekli altında insan davranışlarını etkileyen metafizik bir dünya görüşü ve hayat anlayışı39 (weltanschaung) sağlar. 2.2. Geleneksel Toplumda Dindar Kadının Yaşam Tarzı Toplumları geleneksel ve modern olarak ayırdığımızda geleneksel kadın kimliği geleneksel toplumlara ait bir kavram olarak ortaya çıkar. Geleneksel toplumların en belirgin özelliği sembolik bütünleşmelerin din yoluyla gerçekleşmesidir. Geleneksel bağlamda gündelik olanın tamamını dinsel bir tutum içinde ele almak ve hayatı da dinselliğin bütünlüklü bir alanına bağlı olarak algılamak, söz konusu yaşam tarzının olmazsa olmaz şartları arasında yer almaktadır. Bu meyanda zaman algısından, eğlenceye tüketim alışkanlıklarına, manevi deneyimlerden savaş stratejilerin tayinine kadar varan geniş bir düzlemde dinselliğin gücünden cesaret alan bir hayatı kutsallaştırma faaliyeti sürekli devrededir. Çünkü gelenekte hayatın kendisi bizatihi dinseldir.40 Hayatın bütün alanlarında iktidar, aile, akraba ve tüm sosyal faaliyetler aynı zamanda dini bir anlam kazanmaktadır. Bu anlayış insan ilişkilerinden doğayla kurulan ilişkilere günlük hayatı tüketimden ölüm ve kader gibi konuların yarattığı düşünsel tartışmalara kadar birbirinden farklı konularda kendi tesirini sürdürdüğü bir zihniyet dünyasına işaret etmektedir.41Aynı zamanda geleneksel toplumlarda değişim yavaştır ve bu tür toplumlarda ani değişimler 36 Murat Erdal, ‘’Yaşam Tarzı Analizi ve Psikografik”, Pazarlama Dünyası Dergisi, 15 (5),2001,ss. 36-42. 37 Abdülkadir Zorlu, “Yaşam Tarzı, Tüketim Kültürü ve Gençlik”, Tüketici ve Tüketim Araştırmaları Dergisi, C.1,S.1, 2009,ss.53-59. 38 M. Emin Köktaş, Türkiye’de Dini Hayat, İstanbul, İşaret Yayınları, 1993, s.36. 39 Ünver Günay, Din Sosyolojisi, İstanbul, İnsan Yayınları, 2000, s.231. 40 Subaşı, a.g.e, s.319. 41 Ali Coşkun, Din Toplum ve Kültür, İstanbul, İz Yayıncılık, 2005, s.332. 36 beklenmez. Değişime karşı direniş toplumsal, kurumsal ve kanuni olarak yapılandırılmıştır. Dolayısıyla geleneksel kadın kimliğinden kastımız geleneksel toplumun bir parçası olan değişime açık olmayan, daha yavaş değişen, kutsal kabul ettiği gerçeği sahiplenen ve bir sonraki nesle aktarma kararlılığında olan kadının kimliğidir.42 Geleneksel toplum hayatında kadın görünür alanın dışında kendisine sunulan dünya sınırları içindeki yaşamıyla gündelik hayatını şekillendirmektedir. Dolayısıyla kadın için gündelik hayat aile için de geçer. Geleneksel yapı da gündelik hayatın örgütlenişinde toplumsal alan kadın ilişkisi cinslerin tamamen birbirinden ayrılması şeklinde formüle edilmektedir kadın ve erkeğin bir arada olması özel alanlarda dahi sınırlı mekân ve zamanı hasredilmiştir bu yapıda toplumsal kalıp yargılar mekân ve yaş merkezli olarak belirlenmektedir erkeği evin dışındaki alan ve evin iaşesi bırakılırken kadın evin içişleri çocukların topluma hazırlanmasından sorumlu tutulmaktadır cinsler kendi alanlarında bağımsız hareket ederek fonksiyonel olurken yaşı tecrübeyi merkeze alan yapıyla da sosyal uyum ve bütünlüğü sağlanması hedeflenmektedir toplumsal statü de aile görev merkezli olarak tesis edilmektedir bu anlamda geleneksel toplum hayatı aile ve yakın ilişkileri merkeze alındığı bir yapılanma biçimi üzerine ikame edilmiş olmaktadır diyebiliriz43 Böyle bir yapıda evliliklerde genelde erkeğin talep ve beklentiler üzerinden şekillenmektedir. Ailede kadından beklenen önemli rol erkeğin yaşam konforunu uygun değer düzeyde gerçekleştirmek olmaktadır.44 Geleneksel toplumda kadının statüsüne bakıldığında geleneksel anlayışta biyolojik cinsiyet gereği olarak çocuk doğurma ve yetiştirme kadının görev ve sorumluluğudur. Ataerkil toplum ve aile geleneğinde karar verme sürecinde erkeğe üstünlük tanımak gibi yaygın bir eğilim ve düşünce söz konusudur.45 Kadının yaşam içerisindeki her türlü aktivitesi veya varlığı, ailedeki konumu bağlamında ele alınmaktadır. Özel alana ait olan kadın, kamusal alanda var olmaya çalışsa da ona hep bu özellik hatırlatılır ve özel alandaki varoluşuna zarar gelmemesi için sınırlamalar getirilir. Bunun en güzel örneğini ise çalışma konusundaki yaklaşım sergilemektedir. Kadının eğitimine ılımlı bakılır ancak bu eğitimin amacı kadının çalışma 42 Abdullah Metin, “Kimliğin Toplumsal İnşası ve Geleneksel Kadın Kimliğinin Aktarımı”, Çankırı Karatekin Üniversitesi SBE Dergisi, S.2,ss. 74‐92. 43 Nevin Meriç, Fetva Sorularında Değişen Kadın Yaşamı, İstanbul, Elest Yayınları,, 2004, s.10. 44 Meriç, Fetva Sorularında Değişen Kadın Yaşamı, s.90. 45 Uysal, a.g.e, s.128. 37 hayatına dâhil olması değil, anne olarak çocuklarını topluma faydalı bireyler olarak yetiştirmesidir. 46Ayrıca kadının kamusal alanda çalışıyor olması onun aile içindeki sorumluluklarını hafifletmez dolayısıyla geleneksel anlayış içersinde ki kadın kamusal alanda çalışmaya başladığında daha fazla emek ve çaba göstermek zorundadır. Dolayısıyla gerek kamusal alandaki mahremiyetini koruyamayacağına gerekse asli vazifesi aile içindeki sorumluklarını ihmal edeceği düşüncesi geleneksel anlayışlı dindar kadını kamusal alandan uzak tutmaktadır. Geleneksel toplumdaki kadının zaman anlayışı boş zaman ve iş zamanı olarak ayrılmamaktadır. Her türlü faaliyet birbirine bağlantılı olarak icra edilir47 Geleneksel toplumda anlayışındaki dindar kadının boş zaman ve iş zamanı gibi bir ayrımı yoktur. Bu sebeple boş zaman etkinliği gibi bir kavram geleneksel toplumdaki dindar kadın için söz konusu olmamaktadır. Hayatını sorumlulukları üzerine inşa eden bu kadınlar için daha fazla ve rahat elde etme çabası yerine bizzat kendi eliyle ürettiğiyle daha fazla aileye maddi imkân sağlama çabası görülmektedir. Bu kadınlar tarhanasını, ekmeğini, yoğurdunu, turşunu salçasını, vb. kendisi yapar. Böylece hem üretici ve hem de tüketici olmaktadır. Pek çok yazar aile üyelerine bakabilmek için, kadınlarda daha fazla olan yetenek ve ilginin biyolojik değil toplumsal cinsiyet farkı olduğunu, bu kadınların en fazla bakım veren, yemek ve alışveriş yapan, çocuklara ve yaşlı bireylere bakan aile üyeleri olduğunu vurgulanmaktadır. 48 2.3. Modern Toplumda Dindar Kadının Yaşam Tarzı Modernleşmenin etkilediği zihin kalıplar içinde en problemli alanlarından biri de kadına bakış tarzını dolayısıyla yeniden inşa edilen kadın söylemleri olmuştur. Modernleşmeyi batılılaşma olarak yaşayan Türkiye de batılı hayat tarzını benimseyememenin en önemli etkeni olarak geleneksel kadın modeli görülmüştür. Bu yüzden modernleşme süreci sürekli devam eden kadın konusunun gündelik hayatta değişimi ile bir görülmüştür. Yeni yaşam öncüleri kadınların Batı eksenli medeniyet dönüşümü, Tanzimat’la hız kazanmıştır. Kadınların toplumsal yaşama çalışarak katılması gerekliliği, toplumsal geleceğin kadınların ilerlemesine bağlı olduğu, kadının medeniyetin ölçüsü olduğu, 46 Hülya Demir, İslamcı Kadının Aynadaki Sureti, İstanbul Sel Yayıncılık, 1998, ss.76-77. 47 Serkan Güzel, Gülay Arıkan, “Temel İş-Güç Biçimi Değişiminin Yaşam Tarzı Üzerindeki Etkileri: Afyon-Sandıklı Örneği”, H.Ü.E.F. Sosyoloji Bölümü Yayınları, s.56. 48 Melike Kaplan, “Geleneksel Tıbbın Yeniden Üretim Sürecinde Kadın”, Ankara Üniversitesi Rektörlüğü Yayınları, S. 257, Ankara, 2010,s.43. 38 özellikle II. Meşrutiyet döneminde söylenerek asrîleşmenin kadın özgürlüğünden geçtiği fikri özetle dile getirilmiştir. II. Meşrutiyet dönemi kadının daha fazla kamusal alana katılmasının, kentsel mekânlarda dolaşmasının toplumsal görünürlük kazanmasının gözlendiği bir alan olmuştur. Kentli kadınlar moda, eğlence, eğitim ve çalışma gibi yollarla haremlik-selamlık geleneğini kırarak toplumsal yaşama erkekler ile bir arada katılmış ve sonuç olarak mahrem alandan sıyrılarak hem kıyafet açısından hem de toplumsal düzeyde görünürlük kazanmışlardır.49Türkiye’de ulusal ilerleme kadınların modernleşme ile eşdeğer görülür. Modernistlere göre kadınların kamu alanına katılımı peçe ve çarşafın kalkmasını, zorunlu karma eğitimi, kadınlara oy hakkının tanınmasını ve toplumsal yaşamda kadınla erkeğin kaynaşmasını zorunlu kılar.50 Kadınların kamusal görünürlüğüne ve karşı cinslerin toplumsal kaynaşmasına yönelik Kemalist reformlar İslamî ahlakın kadının iffetliliği ve görünmezliği üzerine kurduğu özel/kamusal alanlar konusundaki tanımlar için radikal bir değişiklik anlamına gelmektedir. Kadınların hem bedensel açıdan, hem de kamusal rollerinde görünürlük kazanmaları ve rakip bir model olarak yüceltilmeleri Türkiye’deki toplumsal yaşamın laikleştirilmesini mümkün kıldı. Peçesiz kadınların, atletizm yarışmalarındaki kadınların, kadın pilotların, profesyonel kadınların fotoğrafları bu ulus-devletteki ‘’prestijli’' bir yaşam tarzının yeni modernist simgelerini resmediyorlardı. 51 Altmışlı ve yetmişli yıllardan itibaren İslam ve kadın mevzu yeniden gündeme dâhil olmuş ve “İslam’da Kadın” başlığı altında toplanabilecek kadın haklarını, İslamiyet’te kadının yerinin ne olduğunu ortaya koymaya çalışan bir yazın ve fikir akımı ortaya çıkmıştır. Çoğunlulukla mısır ve Hint yarım adası kaynaklı çevirilerden oluşan bir ‘İslam’da kadın’ anlayışı dindar camiada bu yıllardan itibaren yaygınlaşmaya başlamıştır. İşte bu çerçeve de kadınları annelik ve eğiticilik rolüne kadının anne olarak eğitimli olması gerektiğine vurgu yapan batılılaşmış kadın tipini eleştiren pek çok popüler kitap yayınlanmıştır.52 Böylece 80’lere gelinceye kadar İslamcılar ve geleneksel dindar için özel alanda kadın yüceltilmiş, çalışmayan evinde oturup kocasına hizmet eden kadın portresi takvaya daha uygun görülmüştür.53 49 Nilüfer Göle, Modern Mahrem: Medeniyet ve Örtünme, İstanbul, Metis Yayınları, 10.b, 2010, ss.70-77. 50 Göle, Melez Desenler: İslam Ve Modernlik Üzerine, s.118. 51 Göle, Modern Mahrem: Medeniyet ve Örtünme, s.31. 52 Nazife Şişman, Küreselleşmenin Pençesi İslam’ın Peçesi, İstanbul, İnsan Yayınları, 2015,s.97. 53 Mustafa Tekin, Kutsal, Kadın ve Kamu: Türkiye’de Aydın Kadınlara Göre Din ve Kadın, İstanbul, Açılım Kitap Yayınları, 2004, s.217. 39 1970’li ve 1980’li yılların İslamcı yazınında feminizme de değinilmeye başlanır. 1980’li yıllarda sayıca hızla artan İslamcı dergilerde ‘feminizm batılı kadının hak arayışıdır; İslam kadınlara haklarını verdiğine göre Müslüman kadının feminizm gibi bir sorunu yoktur anlayışı hâkimdir. 90’lı yıllarda dindarlıkları nedeniyle cezalandırılanların hem erkekler hem de kadınlar olmasına rağmen, başörtüsü yasakları, bunu kadınlar üzerinde görünür kılmasıyla birlikte İslam ve kadın hakları konusunun ele alınış tarzında bariz bir dönüşüm yaşandı. Bir Taraftan başörtüsü yasaklarının baskısı, diğer taraftan yasakları aşmak üzere geliştirilen dilde seküler delillerin öne çıkması tesettürlü kadınların duruşunu kırılmaya uğratmıştır. Öyle ki kadınların erkeklere ve giderek kadınların kadınlara bakışında bir ötekileştirme süreci başlamıştır.54 İslam’da, kadın hakları vardır. Feminizm, haklarından mahrum bırakılan batılı kadının hak mücadelesidir ve kadınların hakikatte olması gerektiği durumla uyuşmayan önerilere sahiptir’’iddiasından vazgeçilir. 2000’li yıllarda feminizmin ‘’tarih boyunca kadınlar ezilmiştir’’iddiası dile getirilmeye başlanır. İslam ataerkildir’’ya da hep ataerkil bir şekilde yorumlanmıştır’’şeklindeki görüşler daha açık ve yaygın şekilde telaffuz edilmiştir. 55 2000’li yıllardan itibaren gözden kaçırılmaması gereken en önemli süreç, Muhafazakârların yeni yaşam biçimleri ile bütünleşmesini sağlayan dinamik süreçlerin nüveleri, ekonomi ve politikadır. Muhafazakârlığın ekonomik liberalizmle uzlaşması aynı zamanda ona özgü kültürel kabullerin de muhafazakâr kanatta dolaşıma sokulmasını doğurmuştur. Özellikle iktidar olmanın verdiği güven de modernleşmenin nasıl gerçekleşeceği konusunda muhafazakârlığın alternatif bir tarz olarak belirmesine neden olmuş gibi görünmektedir. Muhafazakârlar burjuva medeniyetine politik ve ekonomik anlamda da teslim olmuşlardır. Modern dünyanın para politikalarına eklemlenen muhafazakârlar, bu durumun getirisi olan sosyal ve toplumsal pratikleri de özümsemeye giriştiler. Dindar insanlar ekonomik ve politik olarak geliştikçe sosyal hayatı değişti.56 Bu değişim özellikle de dindarlığın, tezahürleri itibariyle gözlenmiştir. Dindarın, daha önce helal veya haram olarak kabul ettiği gündelik davranış biçimlerine ait uygulamalarda bir farklılaşma görülmektedir. Dindar artık, dindarlığın temel göstergesi 54 Fatma Barbarosoğlu, Şov ve Mahrem, İstanbul, Profil Yayıncılık, 2013, s.57. 55 Şişman, a.g.e, s.98. 56 Semiray Yücebaş,’’Türkiye’de Muhafazakârlığın Gündelik Yaşam Estetiği’’,İnsanbilim Dergisi, S.1, ss.62-80,2012. 40 olan ibadetleriyle değil, aynı zamanda dindarlığını tamamlayan gündelik davranış biçimleriyle olduğu gibi aile içi ilişkileri, giyimi, tuvaleti, eğlenme biçimi de farklılaşmış oluyordu. 57 Modern kapitalist yaşam biçimi sayesinde muhafazakârlar dünyevi hazların farkına vardılar. Muhafazakârlar helal- haram çizgisinde kâr’a, israftan moda ve tüketim pratiklerine kadar bu dünyaya ait tüm pratikleri tatbik edebilmektedirler. Müslümanlar, kapitalizmin, tüketim toplumunun belirgin moda, marka, kar gibi üç önemli işlevini ve büyülü kavramını keşfettiler. Keşfedilen dünyevi hazlar ile muhafazakârlar modern kapitalist toplum eleştirisinden uzaklaşmakla kalmamış, aynı zamanda var olan sistemin birer üreticisi ve tüketicisi konumuna gelmişlerdir. Bu sistem içersinde muhafazakârlar, gündelik yaşam pratiklerini öncelikle zenginleşmiş üst muhafazakâr sınıfın (İslami sosyete) pratikleriyle öğrenmiş, daha sonra bunu diğer orta ve alt sınıflarca da paylaşmıştır.58Bu yaşam pratiklerinin en önemli taşıyıcısı muhafazakâr kadınlar olmuştur. 57 Bilgin, a.g.m, ss. 195-196. 58 Yücebaş, a.g.m, s.67. 41 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM TEKNOLOJİ KULLANMANIN MUHAFAZAKÂR KADINLARIN HAYAT TARZINA ETKİSİ 1. ARAŞTIRMA EVRENİ VE ÖRNEKLEM Araştırma evreni Türkiye de muhafazakâr, eğitimli, teknoloji kullanan kadınlar olan çalışmanın örneklemini Bursa’ya farklı illerden gelen, Bursa’nın kent merkezinde yaşayan, orta-yüksek gelirli, başörtülü, muhafazakâr ailelerde yetişmiş, dini eğitim almış, farklı meslekteki,1969-1990 yılları arası doğumlu, özellikle evli ve çocuklu muhafazakâr kadınlardır. 1.1. Örneklemin Nitelikleri Çalışmaya katılanlar özel hayatında dini hassasiyeti olduğunu iddia eden ve toplumca da böyle bilinen eğitimli sosyal ve evli kadınlardır. Özellikle Bursa seçilmiştir. Bursa göç almış olan bir il olarak burada yaşayan insanlar hem kırsal da yaşayan insanların yaşam tarzını bilmektedir. Avrupa’dan Asya‘ ya geçişin eşiğinde bulunan Bursa İstanbul gibi bir metropole yakınlığı ile de Türkiye’de ki yaşam tarzını belirleyen bir şehirdir. Örneklem teknoloji kullanabilme potansiyeli yüksek olması hasebiyle orta-orta üst tabaka gelirli, eğitimli kişiler seçilmiştir. Bir önceki nesille kıyaslama imkânı vermesi için ailelerinde muhafazakâr olmasına dikkat edilmiştir. Böylelikle katılımcıların da dini donanım ve eğitim almış olmalarına dikkat edilmiştir. Başörtülü olanların dini yaşama hassasiyetleri Türkiye de dini yaşantı araştırma sonuçları1 dikkate alınarak göz önünde bulundurulmuş ve örneklemin tamamı başörtülü seçilmiştir. Bu çalışmanın örneklemi başörtülü kadınlar, 1969-1990 yılları arasında doğanlar şeklinde belirlenmiştir.1970’li, yıllarda, ekonomi de meydana gelen değişimle başlayan 1 Türkiye’de Dini Hayat Araştırması, Diyanet İşleri Başkanlığı, Ankara, 2014,s.106. 42 1980’li yıllarda artan iletişim teknolojisi ve beraberindeki, siyasal ekonomik değişiklikler toplumun sosyo–kültürel yapısını değiştirmiştir.2 Çalışmanın, aile içindeki etkileri ölçebilmesi için ise evli ve çoğunlukla çocuklu kadınlar tercih edilmiştir. 1.2.Kullanılan Teknik Çalışma nitel araştırma tekniklerinden yapılandırılmış görüşme ya da etnografik görüşme olarak da adlandırılan derinlemesine görüşme tekniğiyle, gerçekleştirilmiştir. Zincirleme örneklem seçim tekniği olarak da adlandırılan kartopu örneklem seçim tekniği kullanılarak katılımcılara ulaşılmıştır. Deneklerle yüz yüze yapılan derinlemesine mülakatlar araştırma konusunu somutlaştırmaktadır. Bireyler kendilerini anlatırken yaptıkları ve söyledikleri arasındaki muhasebeyi de sık, sık yapmışlardır. Derinlemesine mülakatın, bireyin, duygu, düşünce dünyasını anlatan, fikirlerini, tecrübelerini paylaşmaya fırsat sunan yüzünün yanı sıra, öznenin jest ve mimiklerinden giyim tarzına ve kullandığı eşyalara kadar yaşam tarzı görselleşmekte, bir bakıma zihin dünyasını yansıtan cümlelerinin arka planı duruşuyla karşılaştırılmaktadır.3 Araştırma problemine ilişkin yüzeysel bilgilerden çok kişilerin düşünce görüş ve deneyimleriyle ilgili bilgi toplayarak, az sayıda insanla görüşülerek katılımcıların deneyimleri görüşleri düşünceleri inançları hakkında çok detaylı bilgi elde edilmeye çalışılmıştır. Açık uçlu sorular sorularak katılımcının kendiliğinden konuşması sağlanmıştır. Görüşülen kişinin ne söylemek istiyorsa bunu söyleyebileceği rahat bir ortam ve güven sağlanmıştır. Örneklemin sınırlılığı ve sayısına gelince derinlemesine mülakat gibi zaman alan bir araştırma tekniğinde küçük örneklem grupları seçilmektedir. Veri toplama yapılırken aynı zaman da veri analiz de yapılmış katılımcılardan aynı cevapların alınmaya başlamasıyla teorik doyma noktasına ulaşılmış ve 18 kişiyle 102 soru ile yapılan mülakatlar doyurucu kabul edilmiştir. Mülakat sorularında öncelikle kişiler tanımak için nasıl bir aile de büyüdükleri, anne babalarının dindarlık anlayışı, kişilerin eşlerinin dini yapı ve yaşam tarzı da tahlil edilmeye çalışılmıştır. Geçmişten bugüne teknolojiyi günlük hayat nasıl ve ne şekilde 2 Birsen Banu Okutan, Popüler Kültür Din ve Kadın, İstanbul, Düşün yayıncılık,2013, s.15. 3 Okutan, a.g.e, s.18. 43 kullandıkları ve teknolojiye bağımlı olup olmadıkları değerlendirilmiştir. Kişilerin tüketim alışkanlıkları, boş zaman anlayışları, giyim kuşam ev döşeme tarzlarına ait sorular sorulmuştur. İbadet ve itikat ritüellerinin teknoloji kullanımı ile değişip değişmediği sorularla açığa çıkarılmaya çalışılmıştır. Özellikle tıp teknolojisinin gelişmesi ile beden anlayışının değişip değişmediği hakkında fikir sahibi olmak için kadınlara özel durumlar sorulmuştur. Sorular sorulurken anlaşılır olmaya dikkat edilmiş. Söylenenle yaşananın tutarsızlığı fark edildiğinde çapraz sorular sorulmuştur. Yüz yüze görüşmeler genellikle katılımcıların evlerinde yapılmış, yaşam tarzı ile ilgili izlenimler not edilmiştir. Ses kaydı ile yapılan görüşmelerin gizli olacağı ilkesi katılımcıların her türlü sorulara rahatlıkla cevap vermesini sağlamıştır. 2. KATILIMCILARIN NİTELİKLERİ Katılımcıların Yaş Dağılımları 5% 5% 25‐30 yaş arsı 40% 40% 30‐35 yaş arası 35‐40 yaş arası 10% 40‐45 yaş arası 45 yaş üstü Grafik 1: Katılımcıların Yaş Dağılımları Katılımcıların %5(1) kişi 25-30 yaş arası , %40(7) kişi 30-35yaş arası, %10(2) kişi 35-40 yaş arası, %40(7) kişi 40-45 yaş arası, %5(1) kişi 45 yaş üzerindedir. Türkiye’deki 1970’li yıllardan sonra meydan gelen ekonomik-teknolojik gelişmelerin hızlanması dolayısıyla bu yaş grupları seçilmiştir. Bu yaş grubu bir önceki dönemi de 44 gözlemleyebildiği için hayat tarzındaki sosyal değişmeyi daha iyi ortaya koyabilmektedirler. Katılımcıların Meslek Dağılımları ögretmen doktor 5% 20% 15% avukat 10% 5% mühendis 15% 15% araştırma görevlisi 5% kuran kursu öğretmeni 5% 5% sosyolog yönetici vakıf çalışanı ev hanımı Grafik 2: Katılımcıların Meslek Dağılımları Katılımcıların hemen, hemen bütün meslek gruplarında dağılımları mevcuttur. Örneklemimizde ki tüm kadınlar sosyal yönleri güçlü kadınlardır. Grafik 2.de gözlendiği gibi katılımcıların,%15(3) kişi öğretmen , %15(3) kuran kursu öğretmeni, %10(2) araştırma görevlisi, %10(2) yönetici, %5(1) doktor, %5(1)avukat, %5(1) endüstri mühendisi, %5(1) memur, %15(3) ev hanımı olarak şekillenmektedir. Ev hanımlarının çalışmama nedenleri eşlerinin gelir düzeylerinin yüksek olmasıdır. Bunların %10(2)si STK’lar da aktif çalışmakta, %5(1) Ak Parti il yönetim kurulu üyesidir. Katılımcıların tamamı üniversite mezunu orta ve yüksek gelir grubuna girmektedir. Deneklerimizin %30(6)kişi ilahiyat mezunu dur. Katılımcıların tamamı 28 Şubat mağduru dur. 45 Katılımcıları Eşlerinin Meslek Dağılımı Mühendis Doktor 6% 6% 6% 18% Müteahhid13% 13% Genel Müdür 13% 6% 13% Ögretim görevlisi 6% Milletvekili Yönetici mühendis Pazarlamacı Avukat İşletmeci Grafik 3: Katılımcıların Eşlerinin Meslek Dağılımları Katılımcıların eşlerinin mesleklerinin %18 (3) kişi Mühendis,%13(2 )kişi doktor, ,%13(2 )kişi müteahhit, ,%13(2 )kişi öğretim görevlisi, ,%13(2 )kişi yönetici mühendis,%6(1)kişi avukat, ,%6(1) pazarlamacı, %6(1) tekstilci ,%6(1) milletvekili ,%6(1) genel müdür, ,%6(1) işletmeci şeklindedir. Eşlerin mesleklerinin göz önünde bulundurmamızın sebebi katılımcıların gelir düzeylerinin vurgulanması içindir. Katılımcılarımızda olduğu gibi eşler de meslekleri dışında sosyal etkinlikleri yoğun olan kişilerdedir. %24 (4) kişi ak parti il yönetim kurulunda görev yapmakta, %18(3 ) kişi bazı STK’larda yönetim düzeyindedir. 46 Katılımcıları  Gelir Düzeyleri 0% 35% yüksek gelir 65% orta gelir Grafik 4:Katılımcıların Gelir Düzeylerinin Dağılımı Katılımcıların teknolojiyi rahat elde etme ve tüketim alışkanlıklarını imkânlarının yüksek olması için özellikle yüksek ve orta gelirli kesim seçilmiştir. Katılımcıların %65(11)kişi yüksek gelirli,%35(7) orta gelirli olarak gözlemlenmiştir. 3. KATILIMCILARIN DİNİ YAŞANTILARINI ETKİYELEN FAKTÖRLER Katılımcıların dini yaşantılarının nasıl oluştuğunu iki ana başlık halinde analiz ettik. Dini eğitimin ilk alındığı kurum olan aileyi ve dini yaşantı anlayışını gözlemledik. İkinci olarak da aileden hemen sonra hangi okulda eğitim aldıkları dini anlayışı etkileyen bir faktör olarak dikkatimizi çekmektedir. Özellikle katılımcıların ilkokuldan hemen sonra lise tercihi yapma imkânlarının olduğu bir zamanda eğitim almış olmaları da önemlidir. 47 3.1. Katılımcıların Aile Yapıları KATILIMCILARIN AİLE YAPILARI GELENEKSEL  DİNDAR BABA İMAM 17% 22% BABA HAFIZ                6% BABA EHLİ TARİK NAMAZ KILAN  11% MUHAFAZAKAR 44% Grafik 5:Katılımcıların Aile Yapıları Katılımcıların %44’i (8 kişi) babalarını namaz kılan muhafazakâr ,%5’i(1 kişi) hafız, %11’i (2kişi) ehli tarik,%21’sı (4kişi) imam olarak tanımladı. Katılımcılardan %5’i (1 kişi) ailesinin geleneksel dindar olduğunu vurgulamış,%55 (9 kişi ) ailesinin dini hassasiyet düzeyinin yüksek olduğu ifade etmiştir. Katılımcıların %38’i (7 kişi) ailelerinin din eğitimini katı ve baskıcı buluyor. Baskıcı bulanların ortak kanaatleri ailelerin tutumlarının zamanla değişim göstermesidir. 3.2. Katılımcıların Orta Öğretim Dağılımı Katılımcıların Orta öğretim Eğitimi Dağılımı   28% 11% İMAM HATİP LİSESİ 50% 11% MEDRESE KIZ LİSESİ DÜZ LİSE 48 Grafik 6:Katılımcıların Orta öğrenim durumları Dağılımı Ailelerin çoğunluğu %50’i(9kişi) çocukların dini eğitimi almaları için İHL okullarını ,%11(2) kişi bulundukları ilde İHL olmadığı için kız meslek liselerini tercih etmiştir.%28(5) kişi düz liseye göndermiş, ailelerin %11’i (2 kişi), çocuklarının daha iyi bir din eğitimi almaları için medrese eğitimini uygun görmüşlerdir. Katılımcıların bir tanesi hafızdır. İHL’ ne gidenlerin ortak kanaatleri ailelerin baskıcı tutumlarının oluşturduğu dine karşı oluşan ön yargının bu lise hayatından sonra kalmadığını ve dini hayatlarını daha çok içselleştirdiklerini ifade etmişlerdir. Başını örtmeye ilkokul da başladığını söyleyen 43 yaşındaki doktor katılımcı bu yüzden ilkokulda dışlandığını ve başörtüsünü benimsemesini İHL ile olduğunu belirtmektedir.4 Çocukluğundaki babasının baskıcı tutumundan şikâyet eden Avukat katılımcı İHL’nin kendisi için önemini vurgulamıştır 5 Araştırma Görevlisi katılımcı Din görevlisi babasının abla ve ağabeylerine daha katı bir din eğitimi verdiğini, kendisine son çocuk olması dolayısıyla onlara göre biraz daha esnek davranıldığını belirtmektedir.6 Kuran kursu hocası katılımcı kapalı ablalara özendiği için İHL‘ni kendisinin istediği söylemektedir.7 Bir diğer katılımcı annesi Kur’an Kursu Hocası kendisi de Kur’an Kursu Hocası başka lisede okumak istemesine rağmen başörtüsü takabilmek için İHL’e gittiğini ifade etmektedir.8 Medrese eğitimi almış katılımcı medresede kaldığını ağabeylerinin İHL’ye gittiğini daha hoşgörülü bir din anlayışına sahibi olduklarını anlatmaktadır.9 4 Mülakat 1: İHL de olduğunuz için zaten sizin zihniyet yapınızdaki ailelerin çocukları sizi dışlamıyorlar, namaz ve oruçta İHL ile yerleşti. Zorlanmadım 5 Mülakat 2: Ben de önce baskı ile nefret oldu sonra İHL den sonra iyi bir noktaya geldim 6 Mülakat 3:Ben de namaz ve başörtüsü konusunda çok istekli değildim. Çünkü çok küçük yaşta teşvik edildim. Ama İHL de örttüm orada düzgün insanlarla karşılaşmış olmasaydım bu zihniyette olmayabilirdim. 7 Mülakat 10:İHL’ ler bizim hayatımızı çok değiştirdi. Keşke kardeşim de gitseydi çok pişmanız. Keşke onu da yönlendirseydik keşke. 8 Mülakat 18:İyi bir puan almama rağmen İHL’ ye gittim. O benim için dönüm noktası oldu İHL’ ye gidince okula başörtülü gittim. Arkadaş çevremde iyi olduğu için orda benimsedim. İlk gittiğimde ön yargılı gittim. 9 Mülakat 13:Babamın baskısından ziyade benim kaldığım yatılı kursun baskısı ve kötü eğitimi ile aslında benim iyi bir din düşmanı olmam lazım aslında ama Allahın bir lütfu. Diyanete bağlı idi. Abimler İHL’ ye gittiler sohbetlere gittiler bilgi edinince bakışları da yumuşadı. Babam çok yumuşadı bize gösterdiği baskıyı şu anda göstermiyor. Namaz konusunda aynı. 49 4. KATILIMCILARIN TEKNOLOJİYE BAKIŞ AÇILARI VE TEKNOLOJİ KULLANMA DURUMLARI Var Yok Var Almak Yeni model istiyorum kullanmıyorum istiyorum Elektrikli %100 %33 süpürge Çamaşır %100 %33 Makinesi Çamaşır %11 %89 %44 kurutma makinesi Buzdolabı %100 %39 Bulaşık %100 %6 %33 Makinesi Mutfak %100 %39 %6 Robotu Hamur %22 %78 %50 makinesi Yoğurt %22 %78 %50 makinesi Mikro dalga %89 %11 %61 fırın Plazma %100 Ev telefonu %50 %39 Akıllı cep %100 telefonu Bilgisayar %100 150 m2 ev %58 %42 %22 Otomobil %67 %33 %22 Kredi kartı %89 %11 %6 Grafik 7:Katılımcıların Teknoloji Kullanma Durumları Dağılımı Katılımcıların %100(18) kişi, tamamında bulunan teknolojik aletler onlar, tarafından temel ihtiyaçlar olarak yorumlanmaktadır. Kullandıkları eşyalar genelde son teknolojiye uygun olmakla birlikte piyasa da olan ürünlerin yeni modellerini alma eğilimi de mevcuttur. Çok tecrübe edilmeyen yeni çıkan teknolojik ürünlere karşı alma ilgisi %50(9) kişide mevcuttur. İlgi çekici diğer bir konuda bazı teknolojik aletlerin kullanılmamasına rağmen yine de evde bulunmasını gerekli görülmesidir. Kendilerine sorulduğunda modern mutfak tasarımının bir parçası olduğunu ifade etmektedirler. 50 Örneklemimizdeki kadınların %100(18)kişisi teknolojiye hayatını kolaylaştırıcı bir unsur olarak bakmaktadırlar. Ev eşyalarına bakış açıları ile iletişim araçlarına bakış açıları birbirinden farklıdır. Ev teknolojilerine olumlu olarak bakarken, diğer teknolojilerin hayatlarını bireysel ve toplumsal anlamda olumsuz etkilediğini söylüyorlar. Dikkat çekici bir yön ise katılımcılara teknoloji tanımı sorulduğunda cevap olarak daha çok iletişim araçları üzerinde yoğunlaşmaktadırlar. Artık ev içinde kullanılan teknolojik ürünler doğal ürünler olarak algılanmaktadır.10 5. TEKNOLOJİ KULLANMANIN MUHAFAZAKÂR KADINLARIN HAYAT TARZINA ETKİSİ Teknolojik ilerleme ile modernleşme arasında ilişki olduğu, ilk bölümümüzde etraflıca değinilmişti. Bilim ve teknoloji dünyasındaki gelişme insanlığın zihniyetinde getirdiği değişmeyi en somut olarak günlük hayatımızın rutininde göstermektedir. Araştırmanın bu bölümünde katılımcıların teknolojiyi nasıl anlamlandırdıkları, gündelik hayatta teknoloji kullanımının hayatlarını nasıl etkilediğini analiz etmeye çalıştık. Bu analiz neticesinde teknolojinin kullanımının gündelik hayata etkilerini olumlu etkiler ve olumsuz etkiler olarak iki ana başlıkta ortaya çıktığını gözlemledik. 5.1. Teknoloji Kullanımının Olumlu Etkileri Katılımcıların ifadelerini referans alarak teknoloji kullanımının kişilerin hayatına getirdiği olumlu etkileri dokuz başlık altında değerlendirmek mümkündür. 5.1.1. Ev ve İş Yaşamında Kolaylık, Rahatlık, Zaman Kazandırma Örneklemdeki kadınların tamamı %100(18) kişisi teknolojiye hayatını kolaylaştırıcı ve zaman kazandırıcı bir unsur olarak bakmaktadırlar. Özellikle çalışan kadınlar ev içindeki rolleri ve meslek hayatındaki işlerin her ikisini birden ancak teknoloji yardımı ile yapabileceklerini ifade etmektedir. 28 Şubat mağduru göreve yeni başlamış anaokulu öğretmeni katılımcı çalışma hayatının getirdiği hızlı yaşamı yeni teknoloji ile 10 Mülakat 3: Benim için hayatımdaki en önemli teknoloji bilgisayar ve internettir. Mülakat 2:İlk aklıma gelen şey sinir, negatif ve beni olumsuz etkiliyor ve benim sinirlerimi bozuyor. Teknoloji deyince evin içindeki bilgisayarlar aklıma geliyor. Çocukların ellerindeki tabletler aklıma geliyor. Hayatıma getirdiği kolaylıkları sonradan düşünebilirim. Benim için benim Iphone telefonumun olması böyle bir çevre de yaşayınca önemli bir şey ama. Onun teknolojisinin gelişmiş olması bana, çok bir şeyler katmıyor. Mülakat 9: Televizyon, telefon, bilgisayar küresel dünyadan haberdar olmak. Mülakat 10: Ben teknolojiye çok sıcak bakan bir insan değilim açıkçası. Bana göre teknoloji bilgisayar. 51 nasıl bertaraf edebildiğinden bahsederek teknolojinin hayatı kolaylaştırıcılığına vurgu yapmıştır.11 Teknolojinin bu yönünün en önemli tarafı olarak belirleyen katılımcı ilerde değineceğiz olumsuz yönüne de vurgu yapmıştır.12 Araştırma görevlisi katılımcı teknolojinin akademik faaliyetlerine katkısını farklı bir açıdan sunmuştur. Aynı zaman da katılımcı bir önceki nesli teknoloji kullanımı konusunda etkilediklerini de vurgulamıştır.13 Doktor katılımcı ev aletlerinin hepsini zaman kazandırdığı için kullandığını, iş hayatında kayıtlarını bilgisayarla yaptığını vurgulamıştır.14 Beklemek zorunda kalınan durumlar için annesinden örnek veren yeni teknolojilerin getirdiği alternatif çözümlerin rahatlığını avukat katılımcı vurgulamaktadır.15 Çalışma hayatı yoğun çocuklu katılımcı teknolojiyi özellikle zaman kazandırıcı ve hayatı kolaylaştırıcı olarak tanımlamıştır.16 Öğretmen katılımcı babasının eşi kadar çok çalışmak zorunda olmadığı için annesine daha fazla yardımcı olduğunu söylemektedir. İlgi çekici bir noktadır ki çalışma hayatı olmayan ev hanımı katılımcılarımız da çalışan katılımcılarımız kadar yoğun teknoloji kullanmaktadırlar. Hayatın yoğunluğunda ev işi dışındaki işlere daha fazla zaman ayırabilmek için ev teknolojilerini zaman kazandırıcı buluyorlar. Örneğin Ev hanımı katılımcı teknolojiyi hayatı kolaylaştırması ve hızlı 11 Mülakat 12:Bu sene göreve başlayınca kendime birçok eşyalar aldım. Yoğurt yapma makinesi aldım ve memnun kaldım. Ev yoğurdu ile hazır yoğurt arasında güzel bir tat. Daha sağlıklı olmak adına. Yeni bir kaşık yağ ile yapılan kızartma makinesini aldım, rende makinesi aldım. Çünkü ben hızlı yaşayan ve hızlı çalışan bir insanım, ellerimi kaptırıyordum rende makinesi güzel değişik, yeni ürünler var çocuklara renkli yoğurtlar yapmak için değişik yoğurt kâseleri aldım. Bu bana çalışmanın bana getirdiği hediyeler gibi oldu. Teknoloji benim hayatımı kolaylaştırdı. 12 Mülakat 3:Benim açımda teknolojinin en büyük kolaylığı zaman mesela, kendi adıma uçakla gideceğim yere arabayla gitmem amaç zaman kazanıp iyi şeyler yapmak, ama maalesef kazandırdığı zamanı geri alıyor. 13 Mülakat 15:Teknoloji deyince aklıma hayatı kolaylaştıran her şey geliyor. Nerde teknoloji yok ki? Çalışan kadın için çok gerekli bulaşık makinesi mesela yapandan Allah razı olsun. Çünkü çok önemli bir şey o bulaşıkla geçen vakti tez yazıyorum. Şimdi iki tane tezim var yani gidiyorum bir sayfa bir buçuk sayfa yazıyorum benim için çok önemli bölünmemek çok önemli. Bölünmemeyi sağlayan teknolojiler çok önemli. Bir kurutma makinesi da çamaşır asmak derdinden seni kurtarır. Ben de yok ama olsun isterdim. Gerçi teknolojik şeylerin sağlık problemleri getirdiği de bir gerçek. Kurutma makinesinin ne kadar sağlıksız olduğu da ortaya çıktı ama değerlendirmek lazım. Hayatı kolaylaştıran şeyler bilgisayar tabi ki tablet kolay taşınıyor çok seyahat ediyorum seyahat eden insanlar için bu kolay. Telefon akıllı telefon olmalı hayatımızın vazgeçilmezi. Hiç evime eşya alayım derdinde değildir. Ama teknolojik şeylere çok önem veririm. Mesela bir kaşık yağ ile kızarma mesela onu çok seviyorum çok rahat kullanılıyor. Azıcık yağla o orda olurken sen işinle ilgilenebiliyorsun. Pratik şeyleri seviyorum. Annen daha az teknoloji kullanıyordu. Ama şimdi benim aldığım her şeyi o da alıyor 14 Mülakat 1:Ev aletlerinin hemen, hemen hepsini kullanıyorum. Zaman kazandırıyor. 15 Mülakat 2:Hayatımıza hız kazandırıyor. Seçim şansını artırıp süreleri kısaltıyor. Örneğin çamaşır makinesinde alternatif bir sürü program kullanıyorsun. Annelerimiz dolmadan çalıştırmazdı. Şimdi 30 dakika kısa programlar. Alternatif programlar rahatlık getiriyor. 16 Mülakat 4: Ev hayatında hayatımı kolaylaştıran şeyleri kullanmaktan çekinmiyorum. Mümkün olduğu kadar kullanıyorum bana zaman kazandıracak, hayatımı kolaylaştıracak şeyleri kullanmaktan çekinmiyorum. Ben Teknolojiyi sadece zaman kazanımı olarak düşünüyorum. 52 yaşamak olarak tanımlıyor, çalışma hayatı olmamasına rağmen, kurutma makinesini vazgeçilmez bulmaktadır.17 Bir diğer Ev Hanımı katılımcı teknolojiyi bedenen az yorumlamak olarak tanımlamıştır. Bu konforu sağlayacak her türlü yeni teknolojiye açık olduğunu ifade etmektedir.18 Boş zamanlarında internet oyunlarıyla oyalanan boş vaktinin çok olduğu söyleyen yeni evli ev hanımı katılımcı teknolojinin konforundan vazgeçemediğini, belirtmektedir.19 Eşi Kalp Cerrahı kendisi hafız katılımcı akıllı bir evde oturan katılımcı teknolojiyi yoğun kullanmasının altındaki nedenini eşinin düşünme biçimi olduğunu belirtti.20 Kuran Kursu Öğreticisi katılımcı iş takibini internet üzerinden yaptığını anlatmaktadır.21 Eğitimci katılımcı bütün eğitimcilerini internet üzerinden hazırladığını söylemektedir.22 Şimdi kadınların sosyal hayatı dolayısıyla teknolojinin kolaylaştırıcı olmasına vurgu yapmıştır.23 5.1.2. Alışveriş Kolaylığı, Ekonomi Sağlama Bu bölümümüzdeki gözlemlerimiz internetin alışveriş imkânını son derece kolaylaştıran bir teknoloji olmasıdır. Yeni bir temel ihtiyaç olarak görülen akıllı 17 Mülakat 8: Tabi ki hayatı kolaylaştırması geliyor. Hayatı daha hızlı yaşamak teknoloji galiba. Ama dezavantajlarını da düşünüyorum. Kurutma makinesi çok kullanışlı bir şey, olması gerekli. Özellikle de mevsim geçişlerinde kaloriferi yanmadığı dışarıda çamaşırın kurumadığı dönemlerde. 18 Mülakat 11:Benim hayatımı kolaylaştıran her şey bana teknoloji olarak düşünürüm. Elektrikli süpürgenin geliştirilmesi, beni daha az yorması bana göre teknolojidir. Çamaşırları eskiden merdane ile yıkardık şimdi tek tuşa basarak yıkanması bir teknolojidir. Daha ileri gidilip kurutulması kuru çıkması. Hatta ileride ütülü çıkması o da bir teknolojidir. Ben her türlü teknolojiyi kullanmaya açığım isterim. İmkânım elverdiği kadar kullanıyorum. Bakış açısına göre değişir. Kullanımla alakalı teknoloji kullanırsanız hayatınızı kolaylaştırabilir ama bana göre götürdüğü şeylerde çok fazla. Ben hala eski kafalıyım ne kadar az eşya ne kadar az teknoloji. 19 Mülakat 9:Evde kullanmayı seviyorum, iki kişiyim ama bulaşık makinesini doldurmayı seviyorum, hiç elimde yıkamıyorum. Diğer mutfak aletlerini de kullanıyorum. Eskiden kek yaparken saatlerce çırpardık. Şimdi iki dakika da hallediyor. Kolaylık sağlıyor zaten teknoloji doğru kullandığımız da kolaylık sağlayan bir şey. Ben internet de çok zaman kaybetmiyorum. Daha çok oyun oynamak amaçlı kullanıyorum, çok vaktimi almaz. İnternette oyun oynamamın sebebi-boş vakitten kaynaklanıyor. Çok boş vaktim var. 20 Mülakat 7: Eşimin teknolojiye merakı yüzünden akıllı evde oturuyorum. O “hayatı kolaylaştırıyor. Allahütealâ bu nimeti verdi ise faydalı olanı kullanmayı bilmeliyiz. Ondan yararlanacağız” diyor. Tabi o öyle diyor ama tüketimin de etkisi var tabi ki bunları elde ederken kaybettiklerimizin farkında mıyız? 21 Mülakat 17:Şu anda vaizlik sınavından dolayı işim düştüğü için orda gruplar var vaizlikle ilgili sınava katılanların gruplarına girip orda haberlere bakıyorum. 22 Mülakat 5: ben teknolojiyi sabah haber okumakla, eğitimciyim birçok bilgiye bilgisayar üzerinden ulaşıyorum. Google Schloor’ı takip ediyorum. Birçok tezi oradan takip ediyorum. Sunularımı bilgisayarda hazırlıyorum. Sunularımı bilgisayar üzerinden yapıyorum. Dolayısıyla bilgiye ulaşma, bilgiyi kullanma harmanlama ve başkalarına sunma noktasında teknolojiyi kullanıyorum 23 Mülakat12:Avantajları kesinlikle var, bize zaman kazandırıyor. Kalan zamanı doğru değerlendirirsen güzel bir teknoloji. Hayatımız kadın olarak çok dışarıda geçtiği için bizim için kolay eskilerin böyle sosyal yaşamı yoktu. 53 telefonların hemen, hemen herkesin elinde olması dolayısıyla ve bu telefonların getirdiği sanal ortamda ki fırsat haline getirilen pazarlama gücü, özellikle muhafazakâr kadınlarımız bu yeni ve kolay dünyayı benimsemelerine yol açmıştır. Çalışan kadınların ilgisinin daha fazla olmasıyla birlikte ev hanımları da bu yeni alışveriş imkânına ilgilidir. Katılımcılara teknolojinin sağladığı kolaylıkları sorduğumuzda internet üzerinde alışverişin sağladığı kolaylığı ve ekonomikliği özellikle vurgulamışlar. Bazı katılımcılarımız internet üzerinden alışverişi gündelik hayat için önemli bir ihtiyaç olarak tanımlamıştır. Yemekten giyime her türlü alışverişi internetteki fırsat sitelerinden yaptığını, çalışan bayan olarak ortama göre giyinmek için daha fazla kıyafet ihtiyacı olduğunu, özellikle de marka giyinmeyi tercih edecekse indirimli ürünlerin internet üzerinden kolaylıkla ulaştığını belirtmiştir. Ayrıca kalabalık mağazalara girmeden herkesle birlikte giyme- çıkarma ve arbedesini yaşamama imkânı verdiği içinde tercih ettiğini belirtmiştir.24 Çalışan kadın olan katılımcı market alışverişini internetten yaparak kasa sıralarında beklemeyi ona katma değeri olmayan amele bir iş olarak yorumlamakta annesinin çokça yaptığı buna benzer işleri teknoloji sayesinde yapmadığını ifade etmiştir.25 Özel bir okul sahibi 56 yaşındaki özelliklede bizim araştırma konumuza ilgili olan ve farklı kitapları olan katılımcı internete tepkili olduğunu belirtmiştir fakat bilet alırken ki avantajını ise söylemeden geçmemiştir.26 Ev hanımı katılımcı ise internet üzerindeki alışverişe eşinin de ilgisini belirterek alacağı ürünün en iyisini bulma anlamında bir imkân sunduğunu söylemiştir.27 Anaokulu 24 Mülakat 3: Artık maalesef İnterneti sürekli bir ihtiyaç olarak görüyorum. Gazete bile almıyorsun daha ekonomik çünkü. İnternete bir kere para verip her şeyi yapabiliyorsun alışveriş yapmak, film izlemek haberleri takip etmek tezim ile ilgili kitapları indiriyorum. O yüzden internet önemli bir yere sahip. Mülakat 3: Çalışan kadınların eğitimleri ve kıyafet harcama alanları artıyor. Sosyal çevrenin gerektirdiği kıyafetler. İnsanların sana saygı duyması için dış görünüşün de önemli oluyor. Kişisel bakıma daha fazla para harcarsınız. Kapalı oda markalarından giyinmiyorum. Marka giyineceksem internetten fırsat sitelerinden onların indirime girdiği zamanı bekliyorum. Mülakat 3:Ben internetten çok fazla alışveriş yapıyorum çünkü kadınların orda kabin sıraların da durmaları hiç hoşuma gitmiyor. Birbirlerini yemesi çok tuhaf geliyor eğer kalabalıksa hiç girmem. 25 Mülakat 14:Ben hayatımı daha verimli kullandığıma inanıyorum çünkü benim hayatımı kolaylaştırıyor. Amele olan ve bana hiçbir katma değeri olmayan işleri daha kısa sürede halletmeme yarıyor. Markete kadar gitmek gelmek raf gezmek bu bir saatimi alacakken internetten siparişimi veriyorum sıra bekleme yok kapımın önüne geliyor. Taşımıyorum da yani bu benim için mesela çok büyük kolaylık çamaşır makinesi. Yokluğunu hayal bile edemiyorum. Annem bir sürü amele işi ile uğraşmış benim şu anda daha katma değerli işlere vaktim kalıyor diye düşünüyorum. TV izlemiyorum önceden eşimle film izlerdik şu anda vaktimiz yok. 26 Mülakat 5:Uçak bileti dışında internet alışverişini kullanmıyorum. 27 Mülakat 9:Eşim estetiğe önem veriyor. TV seçimini o yaptı. Gitti en iyisini seçti çok uzun süre araştırdık. İnternetten araştırarak aldık. Eşim evin içine de müdahale eder. Estetiği önemsiyor. 54 öğretmeni katılımcı alışveriş yaparken internet sitelerindeki beğeni ve yorumları dikkate aldığını söylemiş eşinin ilgisini de ifade etmiştir.28Araştırma Görevlisi katılımcı ise özellikle fırsat sitelerindeki alışveriş imkânının kolaylığına ve ucuzluğuna dikkat çekerek gün içinde suyu bile oradan aldığını söylemiştir.29 Ev hanımı katılımcı yeni teknoloji aletleri kullanmanın enerji tasarrufu sağladığını belirtmektedir.30Araştırma Görevlisi katılımcı bulaşık makinesinin su tasarrufu yaptığını, kızartma makinesinin bir kaşık yağ ile kızarttığını ekonomik olduğunu aktarmaktadır.31 5.1.3. Kadınlara Özel Durumlarla İlgili Kolaylıklar Bu bölümde daha ziyade tıp teknolojisinin gelişmesi ile ilgili kadınların hayatlarını etkileyen tüm uygulamaları içine almıştır. Sezaryenle doğum, tüp bebek, burun düzelttirme kaş aldırma, botoks, lazerle epilasyon özellikle hac ibadetinde ve deniz kültürlü tatil anlayışında kullanılan adet düzenleyiciler bu kapsamda değerlendirilmiştir. Katılımcılarımız bu konuyu sağlık açısından zararları ve dinin fıtrata uygun32 olmayanın reddi, mahremiyet gibi konuları dikkate alarak yorumlamışlardır. Katılımcıların tamamı 28 Mülakat 12:Teknolojik bir alet alırken internet ortamında eleştirilen ve beğenilen konuları da araştırıyorum. Ben beğeniyorum eşim alıyor. Eşim daha çok kitap almak için kullanıyor. 29 Mülakat 14:İşimi yapmak için internet kullanmak zorundayım. Çünkü mail alışveriş ile işler yürüyor. Tez ile ilgili araştırma için kullanıyorum. Aşırı derece de internetten alışveriş yapıyorum. Market e gitmez oldum. Her şeyimi, çocuklarımın bezinden evdeki çaya ayakkabı başörtüsü her şeyimi internetten alıyorum. Sürekli internetten alışveriş yapıyorum. Hem kolay oluyor hem çok ucuz. Her ne alacak olursak olalım en ucuzu. com ak akçe.com girip su bile alacak olsak, en ucuzuna bakıp, küçük esnaftaki ondan daha ucuzsa ondan almak yoksa internetten almak.tabi küçük esnaf orda yok.İnternetten çocuğumun maması emziği her şeyi oradan alıyorum. 30 Mülakat 8:Yeni teknolojilerin enerji tasarrufu yapmasına çok dikkat ederim. Çok çamaşır yıkıyorum faturalara baktığımda düşük geliyor kurutma makinesini aldığımda herhalde faturamız yükselir diye düşündüm her kurutma başına 1tl ye bile gelmiyor. O yüzden önemli. 31 Mülakat 15: Anneme babam bulaşık makinesi aldı hiç kullanmadı. Biz yıkardık sinir olurdum şu makineyi hırsız gelse de çalsa derdim. Anne daha az su harcıyormuş diyorduk hayır diyordu. Öyle şey olur mu diyordu. Annemin evinde her şey var gümüşlükler falan. Bir gün onları yıkadım alıştı. Şimdi üçüncü kızım diyor. Bulaşık makinesini seviyoruz. Hiç evime eşya alayım derdinde değilim dir. Ama teknolojik şeylere çok önem veririm. Mesela bir kaşık yağ ile kızarma mesela onu çok seviyorum çok rahat kullanılıyor. Azıcık yağla o orda olurken sen işinle ilgilenebiliyorsun. Pratik şeyleri seviyorum doğrayıcılarım yok onlara inanmıyorum. Rondom var hiç kullanamadım daha. Sulandırıyor. Elimde doğramayı tercih ediyorum. 32 Mülakat1: Genç kalmak ve estetik kaygı ile yapılan teknolojik uygulamalar İslami ölçülere ve sağlığa aykırı olmadıkça uygulanabilir. Tıp alanındaki teknolojilerde fıtrata uygun kullanılmalı. Bunların zararları sonradan çıkıyor. Mülakat 2: Doğal yolla fıtrata uygun olanı kendin yapıyorsan destekliyorum. Ama kuaföre gidip yaptırmak gereksiz yere mahrem yerleri açmayı hoş karşılamıyorum lazer tıbbın getirdiği bir şey ama lazere başvurmadan Doğal yollarla yapılabilir, alınması gereken yerlerin dışındakiler alınıyor. Kollara kadar, biraz insan onlarla barışıkta yaşamalı onların çoğu gerekli. Bu da kullanılan lazer elektrikli bir şey sakıncaları çok sonra çıkabilir. Bu tüm teknolojik aletler için geçerli. 55 burun estetiği botoks gibi konulara mesafeli ve yapanlara eleştirel bakmaktadır.33 Katılımcıların %72’si fıtrata uygun olanı arzu ettiklerini ifade etmelerine rağmen sezaryenle doğum yapmışlardır. Tıp camiasının bu kolaylığa yönlendirmesi de kadınlarımızı bu tercihe itmiştir.34 Katılımcılarımız tarafından tüp bebek uygulaması caizliği nispetinde hayırlı bir gelişme olarak değerlendirilmektedir.35Lazerli epilasyon hakkında ise katılımcıların tamamının sağlık yönünden çekinceleri ve bazı tereddütlerine rağmen %61(11) kişi uygulamayı yapmaktadır. Uygulayanların bazıları uygulama alanlarını sınıflandırarak tercih etmektedir.36 Katılımcıların bu uygulamayı tercih sebebi daha uzun süre bu konuda rahat etmek ve zaman kazanmaktır.37 Eleştirel yaklaştığı halde uygulama ihtiyaç duyması arasında çelişki yaşayan katılımcıda ilgi çekicidir.38 Bazı katılımcılarımız ise bunu yaptırmayı eşe karşı bir vazife olarak yorumlamaktadır.39 33 Mülakat 11: lüks için sezaryen isteyen kadınları doğru bulmuyorum. Her şeyin doğalı güzel Allah insanın fıtratına vermiş bunu normal doğum diye bir şey vermiş insana yoksa sezaryen olur. Estetiğe iyi bakmıyorum ama dindar kesimde de yaygın olduğunu görüyorum bunun. Bir arkadaşım hacı olduğu halde burnunu düzelttirdi. Kara denizli olduğu için. Dindar olup da bildiğim başka uygulamalar da var. Estetik kaygı ile. Fıtrata aykırı yüzdeki tüylenme ile ilgili lazere sıcak bakarım. Bu tür uygulamalarda sünnetlere bakılarak yapılmalı. Amaç ehlisünnetten sapmamak olmalı. Ya da o dairede olan âlimlerin verdiği cevapları uygulamayı tercih ederim. Mülakat 13: Ama bazı şeyler beni şaşırtıyor normal bakımı kabul ederim.. Benim de yakından bildiklerim var. Burnuna müdahale ettirmiş. Botoks yaptırmış gerdirmiş. Sürekli manikür pedikür bana doğru gelmiyor. Dışarıda bir dindar kadını bu kadar dışını güzelleştirirken içi boşalıyor. Mülakat 15:Saçma bir şey burnunda et olur falan aldırırsın 34 Mülakat 2:Ben korkuyorum onun için sezaryen yaptım. Ama normal doğum tabi ki, daha iyi. Sezaryen bir tercih olarak sunuluyor, öyle bir tercih başlangıçta verilmemeli. Çünkü maddi olarak kazanıyorlar. 35 Mülakat 10: Caiz olan her şeyi kullanılmalı. Tüp bebek olayı mesela yıllarca insanlar evlat hasreti çekiyor aile içi sıkıntılar oluyor. Eğer caizlik boyutunda bir sıkıntı yoksa kullanılıp insan bebek sahibi olabilir. 36 Fıtrata aykırı yüzdeki tüylenme ile ilgili lazere sıcak bakarım. Bu tür uygulamalarda sünnetlere bakılarak yapılmalı. Amaç ehlisünnetten sapmamak olmalı ya da o dairede olan âlimlerin verdiği cevapları uygulamayı tercih ederim 37 Mülakat 3: Doğru bulmuyorum fıtrata uymayanları. Epilasyon konusun da bunu kolaylık olarak ve zaman kazancı olarak görüyorum. Kendi hayatımda yaptırdım ve buna 3 yıldır zaman harcamıyorum. Olumsuz bakmıyorum. Mülakat 15: Bence iyi bir şey ben yaptırmayı çok istiyorum. Çok araştırıyorum diğeriyle ne kadar uğraştırdığını düşündüğünde daha kalıcı çözüm. Sağlık açısından onaylanabilir bir şey ise yaptırmak isterim bir kadın için çok kolay bir şey. Mülakat 10: İmkânı olanların ve sağlık açısından uygun görüldüğünde ileri yaşlarda düşünülerek lazer epilasyonu yaptırmasını uygun görüyorum, kendim de yaptırmayı düşünüyorum. Mülakat 4: Epilasyon için hamile iken birkaç kere kullandım 38 Mülakat 8: Çok denedim lazer beni korkuttu. Şu anda cevap veriyor ama sonuçta ne gibi bir zararı var onu bilmiyoruz. Kendimle o kadar çelişiyorum ki. Farklı düşünüp farklı uygulamak komik geliyor bana. 39 Mülakat 12: Hangi amaca yönelik olduğu önemli ben estetik görünmeyi seven bir bayanım. Özellikle eşimize karşı hatta evde çocuklarımıza karşı bakımlı bir anne olmak bakımlı eş olmak önemli fıkıh açısından takip ederek uygulanması gerektiğini bu tür şeyleri nimet olarak görüyorum. Bunlardan durumumuz varsa faydalanabiliriz. Sağlık açısından sakıncası yoksa. Mülakat 18: Lazere epilasyona karşı değilim. Zararı yoksa eşlerimiz çok modern ortamlarda çalışıyorlar eve gelip bakımsız bir eş görmelerini hoş karşılamıyorum. Bizim de bunu vazife olarak görmemiz gerektirdiğini düşünüyorum. Doğallıktan kaçmadan zaruret miktarı keyfe keder dışarı güzel görünmek için onaylamıyorum. Temizlik olanı elzem görüyorum 56 Katılımcıların %38(7) kişi dini hassasiyetlerini ve sıhhat endişelerini ön plana çıkararak bu konuya mesafeli ve eleştirel yaklaşmaktadır.40 Katılımcıların bazıları bu konuyu kadının tesettürü içine alarak değerlendirmişlerdir.41 İbadette kolaylık kapsamında değerlendireceğimiz süreli ibadetler için kullanılan adet düzenleyiciler hem kadınlara özel alanlara girdiği hem de tıp teknolojisi ile ilgili bir alan olduğu için bu bölümde değerlendirmeyi uygun gördük. İslam’da Hac ibadetinin belirli günlerde yapılmak zorunda olması, Hac vazifesini yapmak için kutsal topraklara giden kadınların bu zamana özel günlerinin rast gelmesi ve Mescit-i Haram’a girememeleri yeni tıp teknolojisindeki adet geciktirici ilaçların kullanılması yeni bir tartışma alanını açmıştır. Bu konu da sünnette tam bir karşılığını ve uygulamasının olmaması farklı, farklı görüşleri ortaya çıkarmıştır. Katılımcı tatile gitmek için bile böyle bir uygulamayı yapanların olduğunu bunun doğru olmadığını fakat ibadet için yapılacağını savunmaktadır.42 Bununla birlikte bu şekilde yapılan ibadetin çok huzurlu ve sıhhatli olmadığını vurgulamaktır.43 Çalışan bayan katılımcı zaman sıkıntısı nedeniyle bu ilaçları kullanmayı uygun görmektedir. Bu konu ile tam bir kanaatinin olmaması sebebiyle amel- niyet ilişkisi çerçevesinde meşrulaştırmaktadır.44 Bu konudaki uygulama konusunda tereddüdü olmayan diğer katılımcı biyolojik sisteme müdahaleyi bir sıkıntı olarak dile 40 Mülakat 6: Uygun bulmuyorum doğallıktan uzaklaşmak adına sağlık olarak da çok uygun olmadığını düşünüyorum lazer istenmeyen şeyleri yok ediyor ama mutlaka ileriki yıllarda insan vücudunda başka şeylerle ortaya çıkacağı kanaatindeyim. Kesinlikle zararlı buluyorum doğru da bulmuyorum. Mülakat 17: Estetiğe dinimiz hoş bakmıyor. Onu tartışmamıza gerek bile yok. Ama kaş almakla ilgili herhalde farklı mezheplerde farklı uygulamalar var herhalde Arap ülkelerinde çok yaygın. Kadın sadece erkeğe benzer yönlerini bertaraf edebilir. Mülakat 14: Bu konuda dinim ne diyorsa öyle düşünüyorum. Lazer yeni teknoloji sonuçları belli değil ben yapmıyorum. Bundan 50 yıl sonra kanseri artırdığı görüldü denebilir. 41 Mülakat 16: Üzüldüğüm şey şu Allah resulünün asırlar öncesinde uyardığı şeyler bugün yaşanıyor. Başları dev hörgücü gibi diyor. Ne yapıyor kızlar tülbentle dolaya dolayı kafalarını kocaman yapıyorlar. Önceden tesettür dikkat çekmemek içindi, şimdi dikkat çekmek için aşırı makyaj yapılması kaşların incelmesi çok abes geliyor o kadar örtülü insan var kaşları bir tel kalmış. Diğerlerinden farkın ne senin hiç hoşuma gitmiyor. Dar sıkı pantolonlar giyilmesi, başörtü ona göre örtülüyor. Müslüman toplum gittikçe dejenere oldu. 42 Mülakat 1: Evet, umreye giderken uyguladım zaten 15 günlük gidiyorsun 1 haftasını adetli geçirmek çok sıkıntılı. Yaz tatiline gidenler yapıyorlar insan tatil için hormonları ile oynamamalı. Hac ve umre için kullanılması taraftarıyım. 43 Mülakat 2: Maneviyatımı, etkiliyor için de bir top var boşalmayı etkileyen ama sen ona dur diyorsun ibadeti sürekli kaygı ile yapıyorsun. Hem gergin karnın şiş ve sinirli şekilde umre yaptım. İnsan içeri girip oraları görebilmek için yapıyor. 44 Mülakat3: Bayanlar çalıştığı için zaman sıkıntısı var hem maddi hem zaman açısından aynı durum olsa yaparım. Ameller niyetlere göre daha iyi ibadet etmek için kendi dengemi bozuyorum. Kendi dengeni bozmak günah değil mi? İtikadı değil ama bir sorun var. Kendi adıma bir hac çıksa ne yapacağımı şimdiden bilemem. Ömürde bir kere dolu, dolu yaşamak isterim. 57 getirmiştir.45.Kuran kursu öğreticisi katılımcı bu konu hakkında net bir yargısı olmadığını belirtmekle birlikte doğal dengeye müdahaleyi uygun görmese de hac için uygulayabileceğini söylemiştir.46.Umrede kullanan öğretmen katılımcı kullanmanın hem fizyolojik, hem de psikolojik olarak zararlı olduğunu tecrübe etmiştir.47 Ev hanımı katılımcı kendisinin kullanma taraftarı olmadığını fakat bu ibadetin maddi imkân gerektirmesi boyutu sebebiyle hayatta bir kez gidebilecek insanlar için kullanılması gerektiğini söylemiştir.48 Bu konuda Fıkıh Hocasının verdiği hükme göre hareket edip umrede kullanmayan diğer katılımcı bu konuda Allah’a teslim olarak gittiğini fakat mahrumiyette yaşadığını Hac için kullanabileceğini, ama kesinlikle ibadet dışındaki konularla ilgili kullanılmaması gerektiğini belirtmiştir.49 Kuran Kursu Öğreticisi başka bir katılımcı hac için gerekli Umre için gerekli görmemektedir. Fakat kendisinin kullanmayacağını belirtmiştir50 Araştırma Görevlisi katılımcı dinin sıhhatli olanı tercih ettiğini, bu sebeple kullanmayı uygun görmediğini söylemiştir.51 Dini konuda uyduğu 45 Mülakat 5: Umreye gittiğimde kullandım. Çok kısıtlı bir an, tavafla ilgili efendimizin net hükmü olmasa kullanmam.Vücudumdaki dengeyi bozmakla manevi bir sıkıntı yaşadım mı? Onu düşünmemiştim, Düşünmem lazım. Beni rahatsız eden biyolojimle ilgili bir sisteme müdahale etmekti. Olayın bu tarafını hiç düşünmemiştim. Böyle bir konunu deneyimini size söyleyemem belki bundan sonra farkına varabilirim. 46 Mülakat 6: Açıkçası fıkıh boyutunu bilmiyorum. Şahsi kanaatim Allahtan gelen bir şey olduğu için bunu keyfe keder durumlar için değiştirmek çok uygun değil, ama hac insanın hayatında sınırlı sayıda ve sınırlı süresi olduğu için belki olabilir. Umre için mümkün olduğu kadar düşünmem aslında ama bilemiyorum kaç gün olur nasıl nasip olur şartları zorlarım ama mecbur kalırsam fıkhı olarak da sakınca olmadığına kanaat getirirsem kullanırım. 47 Mülakat 4: Evet Umre için kullandım ama sonra sağlığa zararlı olduğunu fark ettim.Doğum kontrol için kullanılan tabletler kadının psikolojisini bile bozuyor. Doğal olanı tercih etmek gerekir. 48 Mülakat 9: Çok mecbur kalmadıkça tercih etmem Hac bir kere olabilir, Umre için çok gerekli olmayabilir. Onun maddi durumu iyidir bir daha gidebilir. Ama ben kullanırım kendi maddi imkânlarımı düşününce ama caizlik boyutunu bilmiyorum 49 Mülakat 11:Önceden kullanılabilir diye düşünüyordum. Fıkıh kursuna gittikte sonra hocamızın tesiri ile olabilir. Bunlar imanda bir zelle olarak görüldüğünü söylemişti, onun söylediğine itimat etti. Ben hacca gittim dedi hac şartları belli ben o süre için de yapabilirim. Sadece tavaf yapılamıyor onun da zamanı yok âdetin bitiminde yapılabilir. Bu yüzden ben kullanmadım ama kullanan arkadaşlar daha büyük sıkıntılar yaşadı dedi. Verdiği örnek beni çok etkiledi teslimiyet eksikliği şeklinde yorumladı ben ondan sonra umreye gittim. 15 günlük gittim son hafta için böyle bir durum olacağını biliyordum kullanmadım. Sonra ama keşke kullansaydım dedim. Otel odasında çünkü herkes tavafa gidiyor. Baştan kullanmayacağım dedim. İmanda bir zelle olmasın Allah a teslimiyetle gidiyorum dedim. Fakat bir hafta herkes Kâbe’ ye giderken ben dışında kaldım ve o dönemde fıkıhçı başka bir hocayı aradım o da iyi yapmışsınız dedi. Bende tespih ve dua yaparak geçirdim hac için kullanmam diyemem. Belli olmaz sudan sebeplerle kullanılmasına karşıyım mesela denize gidecek bir hafta tatili var denize giremem ben mecbur bunu geciktirmek zorundayım. 50 Mülakat 17: Hac farz umre farz değil. Ramazan da zaten tutulmayabilir. Farz olan hacda belki yapılabilir. Bence kişinin inisiyatifine bırakılmalı. Hacda sadece tavaf yapılmaz oda orda kalınırsa yapılabilir. Hiç vakti olmayacaksa öyle bir durumda olabilir. Bu keyfi değil de hesaplanarak yapılmalı. Ben kullanmamayı tercih etmiyorum. Yani evet dengeni bozmana gerek yok aslında. 51 Mülakat 15: İslam sağlık üzerine kurulmuştur. Tırnak temizliğinden tut taharete kadar her şey sağlık. Din sağlık üzerine kurulmuşsa normal düzeni bozan hiçbir şey ibadete katkısı olacağını düşünmüyorum. Uygun bulmuyorum sağlık düzeni bozan şeyin İslam ‘a yararlı olacağını düşünmüyorum. 58 otoriteyi referans alarak konuyu değerlendiren Arapça öğretmeni katılımcı kullanmayı doğru bulmamaktadır.52 Hafız olan katılımcı bu konuda teslimiyet gerektirdiğini ve kendisinin uygulamadığını belirtmektedir.53 Diğer katılımcı özellikle ibadetin maneviyatını etkilediğini vurgulayarak kullanmadığını söylemiştir.54 Türkiye‘de kullanmadan gidip orada sıkıntıya girince kullanan katılımcı biyolojik dengeyi bozduğu için uygun görmediğini söylemektedir.55 Görüldüğü gibi bu konu ile ilgili kanaatler net değildir. Hem kullananlar hem de kullanmayanlarda görülen bir huzursuzluk söz konusudur. Bu durum zihnimize şu soruyu getirmektedir: ibadet yapmak huzur getirmez mi? Burada tıp teknolojisini gelişmesi ile dindar kadınların ibadet anlayışlarını etkileyen bu yeni durum tartışılmaya devam edilecektir. 5.1.4. Dini Bilgiyi Öğrenme, Öğretme, Yaşama Kolaylığı Teknolojinin gelişmesi dinin geleneksel öğrenme, öğretme ve yaşam şekillerinde değişme meydana getirmiştir. Kuran Kursu Öğretmeni katımcı Kur’an öğretirken projeksiyon cihazına yansıtılan kuran programlarını kuran eğitimin de yardımcı olarak görmektedir.56 Teknolojinin dini yaşama katkısını Allah’ın yardımı olarak yorumlayan avukat katılımcı internet aracılığı ile sosyal medyanın paylaşımı, iletişimi artırdığını, telefonlardaki namaz vakitlerine ayarlı ezan programlarının katkısını dile getirmiş, ayrıca 52 Mülakat 16: Dinen bizim hocalarımız uygun görmüyor. Hatta Hanefi fıkhına göre kadın ak hayız sayılır. O zaman da adetli sayılır diyerek uygun görmüyordu ben kullanmadım. Çünkü Hz Ayşe validemizde hacda adet görmüş sonra gerekenleri yapmış bu engel değil kadının fıtratında olan bir şey bunu değiştirmeye gerek yok. Mülakat 18:Benim bağlı olduğum yerde bu Allahın bir lütfu- keremi Allah bu süreyi vermiş kazası varsa, onu yapıyorsun. İlaç kullanmayı maneviyatı kaybettirici bir unsur olarak düşünüyorum. 53 Mülakat 7: Ben hiç birini uygulamadım insan rabbine ne kadar yakın oluyorsa onu ne kadar tanırsa Allah ta kuluna öyle muamele ediyor. Hayatımda sahip olduğumuz şeylerde onun rızasını istediğimiz için ona yöneldiğimiz için onlardan sıyrıldım. Hayatımda her şeyin normalini yaşadım. Hacca gittim kullanmadım dua ettim, ya rabbi ben oraya temiz gitmek, temiz gelmek istiyorum diye. Elhamdülillah sıkıntı yaşamadım. 54 Mülakat 12: Bizim bu konuda rehberimiz peygamber efendimiz Hz Ayşe ile bize bu konuda mesajlarını iletti. Bu nedenle müdahale edilmesini uygun bulmuyorum. Allah nasip etti gittim müdahale etmedim. Bu haplar bilinçli alınmıyor sakıncalı. Manevi olarak da akılları fikirleri hep bu ilaçlarda manevi ortamın hazzını çok fazla alamıyorlar. Çünkü odaklandıkları nokta farklı. 55 Mülakat 13: Takdire bırakmayı tercih ediyorum. Öyle yaptık kızım Kâbe ‘i görmeden geldi. Biz baştan kullanmadık orada oldu, yetkili şimdi şu ilacı kullanın kesecek dedi. O da uzadıkça uzadı. Kendi düzeninde kalsa bitecekti. Bu hormonları da bozuyor. Ben uygun görmüyorum. 56 Mülakat 12: Projeksiyon kullanıyoruz. Benden daha fazla ve etkin kullanan arkadaşlarım da var. Ben çok etkin kullanmıyorum henüz. Fakat faydası olduğunu düşünüyorum. Bilgisayarlı eğitimin Kuranı kerim eğitiminde de din eğitiminde de faydası oluyor zaman, zaman ama tamamen bilgisayar ve slâyt’a bırakmak da iyi olmaz çünkü kuranı kerim uygulama isteyen bir derstir. Onda öğrenciye örnek gösterip onları dinlemem hatalarını kendilerine gösterip düzelttirmem lazım. Ama dini bilgiler derslerinde işe yarıyor bilgi yarışmaları oluyor değişik eğlenceli renkli ya da slâytlar oluyor onlar faydalı oluyor. Mülakat 6: Kuran öğretirken projeksiyon bilgisayar kullanıyoruz. Ama kuran eğitiminde daha çok birebir eğitim öğrenci ile daha etkili sanal ortamdan tekrarları yapıyoruz. 59 teknolojinin her yere ulaşma imkânının irşat faaliyetlerini artırdığını ifade etmiştir. Eşi hafız olan katılımcı eşinin hafızlığını internet üzerinden gerçekleştirdiğini söylemiştir.57 Medrese eğitimi almış Arapça öğretmeni katılımcı babasının kullandığı kuran okuyan kalemlerin Kur’an taşımadan farklı kıraatlerde farklı hafızlardan istenildiğinde mealini de dinleyebileceğiniz avantajlarına vurgu yapmıştır.58 Katılımcılarımızdan biri de Kur’an öğretme setleri ve Kur’an okuyan kalemlerin çocukların eli sopalı hocalardan kurtuluşu olarak yorumlamaktadır.59 Aynı katılımcı ramazan ayında radyodan dinleyerek mukabele yaptığını zikirmatikle zikir çekmenin kolaylığını60 ve dini herhangi bir fetva için internetten yararlandığını belirtmektedir.61 Ayrıca Doktor katılımcı birebir iletişimle Hoca Efendilerin yaptığı yüz yüze yapılan vaazların yerine televizyondan yapılan vaazların popülerliğine dikkat çekmiştir.62 Başka bir katılımcı eskiden kayınvalidesinin katı bir dini anlayışı olduğunu TV de ki farklı hocalardan dini bilgi almasının onun ufkunu açtığını ve onu geliştirdiğini, söylemektedir.63 Anaokulu Öğretmeni katılımcı ibadetlerin, bu çok bilgilenme ile daha bilinçli yapıldığını 57 Mülakat 2: Allah istemeseydi teknoloji hiç gelişmezdi. Hayra ve şerre kullanmak insanlarla alakalı. Sosyal medyadan takiplerimi paylaşımı ve iletişimi artırdı. Akıllı telefonlarda ki ezan ve dini program uygulamaları çok etkili. Teknoloji sayesinde irşat çalışmaları mümkün. Teknolojiyi nasıl kullandığınız önemli mesela eşim hafızlığını internet üzerinden yapıyor. 58 Mülakat 16: Dini yaşantıya kolaylığı var, mesela sesli kuran okuyan kalem var. Babam kullanıyor istediğin hafızı seçiyorsun. İstediğin hızı ayarlıyorsun ister mealli, ister mealsiz. Bir karton var orda sure isimleri var onu taşıdığın zaman kur an taşımana da gerek yok. İstersen bakarayı okusun sana. Öyle güzel imkân ve kolaylığı var ki. Bunlardan istifade etmek lazım. Külliyatları falan yerleştiriyor cep telefonuna hatmi indiriyor cep telefonuna bunlar da var eskiye nazaran çok güzel kolaylık ve imkânlar var. Bence teknolojiden böyle faydalanmak lazım. Güzel tarafını almak lazım. Babam arkadaşları ile bir araya geldiğinde kalemi getiriyorlar. Hadi bir rahman suresini dinleyelim, basıyorlar onu tutuyorlar başlıyor istediği hafızdan okumaya. Çok güzel imkânlar var teknoloji bu yönü ile çok güzel. 59 Mülakat 9: Çocuklar için kuran öğretme setleri var. Sesli kuran okuyan, kalemi tutarak kuranı harf, harf okuyor. Bence çok önemli eski sopayla döven hocalar yok artık yani, Sanal âlemin dine ne kadar katkı sağladığı tartışılır. Anne çocuğunu yetiştirirken oradan öğrenebilir. Görme engelliler için sesli kitaplar var, ama sanal âlemden toplumsal barışın olacağına inanmıyorum. Bireysel katkıları var ama toplumsal katkıları tartışılır. 60 Mülakat 9: Mesela zikirmatik çıktı çok avantajlı bir şey, saymıyorsun. Bir keresinde de radyoda dinleyerek ramazan da hatim yaptım. Bu sana aynı tatmini verdi. Hoca orda gayet düzgün okuyor. 61 Mülakat 9: Bir şeyin caiz olup olmadığını internet ya da telefon aracılığı ile diyanetten fetva alırım. Bazen ama fıkıh konusunda diyanet işlerinden açıp bakıyorum. Şu nasılmış bazı şeriat kurallarını bakıyoruz. İnternet yararlı bir şey internete asla zararlı demiyorum. 62 Mülakat 1: Teknoloji dinin geleneğini değiştirdi, artık vaazlar televizyonda. Eskiden hocalarla direk iletişim söz konusuydu. 63 Mülakat 11: Kayınvalidem eskiden tek kaynaktan sohbet dinliyordu. Tek bir yerin sohbetlerine gidiyordu oradaki hoca hanımların dediklerini uyguluyordu, kanun gibi kabul ediyordu. Dini tek kaynaktan öğrenmeye çalışıyordu ama şimdi teknolojinin de çok gelişmesi ile TV de farklı kanallar farklı hocaların da farklı şekilde gerçekte Kuran’a uygun radyolarda aynı şekilde sünnete dayanarak farklı yönleri göstermeleri ile kayınvalidemin ufku genişledi diyebilirim. Yani artık çoktan seçmeli düşünüyor. Eski si gibi tek bakış değil, at gözlüğü değil, şimdi her tarafa bakarak düşünüyor. Karşı tarafın penceresine de bakarak düşünüyor artık. 60 fakat bu bazı insanlar için kendilere özel kolaylık bulma alanı olmasıyla dini hassasiyetlerin kaybolduğunu da söylemeden geçmemiştir.64 Herhangi bir ayeti araştırdığında, dini bilgilere farklı yorumlarla ulaşma imkânının internet üzerinden yaptığını ve bundan çok keyif aldığını çeşitli yayınları olan ilahiyat kökenli yönetici katılımcı söylemektedir.65 Bilgiye ulaşma kolaylığının yanı sırada dini gruplar arası iletişimine sağladığı katkıya ev hanımı katılımcı vurgu yapmaktadır.66 Farklı bir yorumda sosyoloji mezunu katılımcıdan gelmiştir. Teknoloji sayesinde muhafazakâr kadının maksimum düzeyde mahremiyetini koruyacağını dışarı çıkmak istemezse her şeyi evinden yapabileceğini öne sürmüştür.67 Medrese Hocası katılımcı teknolojiyi Allah’ın lütfu olarak görmekte onun sağladığı zamanı ibadetle geçirebileceğimizi öne sürmektedir. 68 5.2. Teknoloji Kullanmanın Olumsuz Etkileri Katılımcılarımıza sorduğumuz’ teknoloji sizin hayatınızı nasıl etkiliyor?’sorusuna verdikleri cevaplar analiz ederek oluşturduğumuz bu bölüm, daha ziyade onların olumsuz kabul ettiği durumlardır. Bizde bu durumları bağımlılık sağlaması ve zaman kaybettirmesi, 64 Mülakat 12: Tabi ki önceki hacla şimdiki aynı değildi. Ama eskiden daha bilgisizlerdi. Bizde gelenek ve din birbirine çok karışmış. Ama bu teknoloji ile çok bilginin çıkması ve paylaşılması ile insanlar bilinçlendi ama kolaylıklarına kaçan da oldu. Her ikisi de var. Kişiler kendilerine göre yorumlar yaparlar bazen kişiye doğru zor gelir kolaylaştırma noktasında çıkış noktaları arar. 65 Mülakat 5: Diyelim bir konuda bir ayete ihtiyacım var. Yavrucum yazıyorum ayet yazıyorum lokma suresi ayeti Google’dan geliyor. Farklı siteler var aynı ayetin 20- 25 tane bilim adamı ya da tefsirci tarafından yazılmış yorumları bir anda elime geliyor bu ben benim hoşuma gidiyor. Aynı ayete 28 ayrı gözün bakmasından keyif alıyorum ben de 29. Oluyorum. 66 Mülakat 11: Bilgiye ulaşma alanında çok büyük kolaylık sağladı. Dini konularda eskiden çok fıkıh ve siyer karıştırırken şimdi tek tuşla güvenilir siteleri bularak ulaşabiliyorsun o bilgiye o rahatlığı oldu zaman kazandırdı diyebilirim. İslam’i camianın birbirinden haberdar olmasını da sağladı. Farklı gruplar ne yapıyorlar internette gruplar kuruldu o şekilde de birbirleriyle haberleşiyorlar. Ama ben gene de eski kafalıyım. 67 Mülakat 9: Teknoloji ile daha yakın olsak faydası da olur. Örneği muhafazakâr kadınların araba kullanması muhafazakâr bir kadın için toplu taşıma araçları çok tehlikeli. Tıklım, tıklım oluyor. Ama kendi araban olduğunda korunmuş oluyorsun. İyi kullanılırsa iyi. İnternetten alışveriş bile avantajını kullanırsa takva yaşayan bir kadın için iyi olur. Oradan alışverişini yapar kimseyle muhatap olmak zorunda kalmaz. Evine kadar gelir. Aile telefon sayesinde çocuk çocuğu ile iletişim kuruyor. Anneler için özellikle kadın çıkmadan her şeyini kolaylıkla halledebiliyor. Ancak kafa dağıtmak için yürüyüşe çıkabilir. Ona bile gerek duymayıp koşu bandı bile alabilir evine. Ama tabi İslam kadını eve kapatan bir şey değil bunun da yorumunu yapmak lazım. İsteyen her türlü faydasını görür teknolojinin. 68 Mülakat 16: Hayatımıza getirdiği kolaylıklar olarak düşünüyorum bulaşık makinesi olsun, çamaşır makinesi olsun, kurutma makinesine kadar her şey var. Eskiden cep tel yoktu. Şimdi hayatımızın her anında bunlar bize Allah’ın lütfu iyi kullandığın zaman. Ama oyun gibi şeylerle uğraşmak dinimizce de mekruh boşa zaman kaybı olduğu için. İnsan bilinçli olursa bunlardan doğru şekilde faydalanabilir. Aksi takdir de zamanı öldürür. 61 sosyal iletişimi bitirmesi ve aile iletişimini azaltması, dini hayata dair algıları değiştirmesi, tüketim alışkanlıklarını değiştirmesi olarak dört başlık altında topladık. 5.2.1. Bağımlılık Sağlama Ve Zaman Kaybettirme Bütün katılımcıların ortak kanaati, internete bağlı iletişim aletlerinin öncelikli olmasıyla birlikte, kullanılan tüm teknolojilerin bağımlılık yaptığı konusunda hem fikir olmalarıdır. Katılımcılarımıza göre bu bağımlılık insan hayatında iki şeyi; sahip olduğu yeteneği ve zamanı yok etmektedir. İlk olarak özellikle ev ve iş hayatında sağladığı kolaylık ve rahatlığın neticesi olarak önceden manüel yapılan işlerdeki yetenek kaybı ve muhtaç olunan bu eşya ve gereçlerin bakımı için kullanılan zamanın kayıp görülmesidir. Bir diğeri ise özellikle iletişim araçlarının yaptığı sanal dünyadaki haz odaklı bağımlılık neticesinde, zamanın ve insana ait hakiki iletişim yeteneğinin kaybıdır. Katılımcılarımız bu yorumları özellikle annelerinin gündelik hayattaki kazanç ve kayıpları ile kıyaslayarak yorumlamışlardır. 69 Örneğin Doktor olan katılımcı ev işlerinde annesi kadar yorulmadığını ama onun becerilerini de kazanamadığını ve daha fazla zaman kaybettiğin vurgulamıştır. Araştırma Görevlisi katılımcı bu aletlerin fiziksel güç olarak yormadığını ama daha fazla vakit alacak detaylarının kaybettirdiği zamanı vurgulanmıştır. Bu aletlere sahip olma ihtiyacını bir bağımlılık olarak ifade etmiştir. Aynı zamanda teknolojik hayatın, sofra düzenini örnek göstererek kendine özel bir kültür geliştirdiğini belirtmiştir. 70 Ev Hanımı katılımcı aslında annesinden daha az vakit harcamadığını söylemiştir.71 Memur olan 69 Mülakat 1: Alışkanlık oldu. Uzun süredir soğanı rondo da doğradığım için artık elle doğrayamıyorum. Artık eskisi gibi pratik yapamıyorum mecburen rondo kullanıyorum. Ev işlerinde Annem kadar yorulmuyorum. Ama zaten artık elimle de yapamıyorum. Onların becerilerini kazanamadım. Bunun yanında hayatın başka zorlukları çıktı. Onların bu kadar eşyaları yoktu bu kadar temizlik yapmak zorunda kalmıyorlardı. Bu kadar trafikte zaman geçirmiyorlardı. Daha basit yaşıyorlardı. Kolaylıklar gelirken başka zorlukla da karşılaşıyorsunuz. Fazladan aldığımız her şey bizi yoruyor. 70 Mülakat 3: Ev teknolojisinin zaman kazandırdığı tartışılır. Katı meyve sıkacağı çok yararlı onun yaptığını kol gücümle ben yapamam ama çok parçası var, yıkarken bütün vaktin gidiyor. Ama yinede kullanıyoruz. Böyle bir mahkûmiyet var o çıkmasaydı böyle bir şey kullanmak aklımıza gelmeyecekti. Öyle bir cihaz çıktığı için ihtiyaç haline gelmiş oluyor. İlla ki olması gerekir diye düşünüyoruz. Mahkûm olmak bu. Kullandığın materyalleri yıkamak daha fazla zaman kaybettiriyor. Teknoloji daha fazla şeylerle uğraştırıyor internetten yemek tarifi al daha fazla uğraşırsın. Görselliği sunumu çok önemli oluyor daha fazla zaman harcanıyor. Annelerimiz et pilav yaptı bitti bizim için görsellik sunum çok önemli ve çeşitlilik çorba salata ana yemek tatlı böyle bir kültür yerleştiği için ayrıntılar düzgün olsun diye daha fazla zaman harcıyoruz. Yine ev eşyaları arttığı için ev eşyalarının kölesi olduğumuz düşünüyorum. 71 Mülakat 8: Annemle inanılmaz farklı yaşıyoruz, Annem daha zor şartlarda yaşamış. Annemin çamaşır makinesi yoktu, haftada bir gün yıkıyordu. Şimdi daha fazla çamaşır çıkıyor. O hafta da tam bir gün ayırıyordu. Benim ayırdığım vakitle üç aşağı beş yukarı aynıya geliriz Mülakat 17: Gerçi insanlar eskiden işlerini de yetiştirip üstüne de bir sürü iş yapıyormuş ama çamaşır makinesi yok, bulaşık makinesi yok böyle teknolojik aletler yok. Yoruluyorlarmış şimdi biz pek fazla aslında bize bir şey sağlamıyor. Ama bir sürü kıyafetimiz olduğu için bitmiyor. Eskiden ütü işi de yokmuş. Zaten üç beş çamaşırları varmış. 62 katılımcı annesinin teknoloji kullanmamasına rağmen zamanı daha iyi kullandığını ve yetilerinin daha gelişmiş olduğunu, kendisinin iş yaparken daha çok bölündüğünü belirtmiştir.72 Bir diğer katılımcı eşinin imkânları gereği ve yaşam şartlarından dolayı oturmak zorunda kaldıkları evin ona çok zaman kaybettirdiğini dile getirmiştir.73 Öğretmen katılımcı konuya farklı bir yerden bakmış şimdiler de erkeklerin daha fazla çalışması gerektiği için evde yardımcı olamadığını ve kendisinin de teknoloji kullanmak zorunda kaldığını düşünmektedir.74 Mühendis olan katılımcı eskiden çocukların bu kadar çok kollanmak zorunda olmadığını, şimdi artık dışarıda güven ortamı olmadığı için çocuklarını kollayacak daha fazla zamana ihtiyacı olduğu için teknolojiye ihtiyacını belirtmekle beraber, bu yaşam tarzının zaman alıcılığına vurgu yapmadan geçmemiştir.75 Ev hanımı katılımcı babasının Almanya geçmişi olduğu için annesinin de kendisinin de bu tip teknolojileri kullandığını, kendisine sağladığı konforun tembellik ve bağımlılık oluşturduğunu söylemektedir.76 Çalışan bayan katılımcı özellikle ev teknolojilerinin bütün 72 Mülakat 9: Annem ben lise de iken çamaşır makinesi kullanmaya başladı. Bulaşık makinesi hala yok. TV izliyor. Bilgisayar kullanmaz. Ben daha rahat yaşıyorum annem daha sağlıklı yaşıyor galiba, annem benden daha zayıf ama becerileri daha gelişmiş. Ben o kadar uğraşıyorum, annemin yaptığı gibi olmuyor, Ben de daha fazla teknik imkân olmasına rağmen o zamanı da daha iyi kullanıyor. Benim kalktığımda annemin işleri bitmiş oluyor ben bütün evi temizlemek niyeti ile kalkıyorum, bir oda temizleye biliyorum. Çünkü arada iş yaparken TV açıksa TV takılıyorum. Kahvaltı yapıp işe başlayacağım diyorum ama kahvaltı yaparken de televizyona takılıyorum masayı bile kaldırmadan televizyonun karşısında oturuyorum. O program bitene kadar orda çay da içiyorum daha sonra tek bir oda temizleyebiliyorum. 73 Mülakat 11: Çocukken 6 kişi 2 oda bir salona sığıyorduk. Şimdi benim büyük bir evim var babam da varlıklı biriydi aslında büyük bir evde alabilirdi. Ama tercihi o yönde idi. şimdi ben onun yaptığı tercihin doğru olduğun u söyleyebilirim. Bizim evlendikten sonra küçük bir evimiz vardı. Etrafın dışarıdaki etkiler bunu belirliyor bunu çocukların arkadaşlarının hepsinin ayrı odaları var. Çocuklarda hali ile ayrı oda istiyor onlardan görerek. Aynı şekilde yatılı misafir çok geldiği için ayrı bir oda ya ihtiyaç oluyor. Haremlik selamlığa dikkat ettiğimiz için. Gelişen ekonomik refah seviyesinden de kaynaklanıyor. Paran da var bunu alabilecek maddi gücünde var. Biraz TV dizilerini etkileri de olabilir. Süslü, püslü güzel bakımlı evler bizim daha çok eşimin işinden kaynaklanan bir durum. Eşim tekstilci olduğu için modayı takip ettiği için bizim evin perdelerini bile o seçti. Ben çok meraklı biri değilim ama ben çocukluğumdaki sistemin daha doğru olduğunu düşüyorum. Öyle bir şeye de taşınmak istiyorum açıkçası. Zamanım bana ibadetime kalsın istiyorum. Arkadaşlarıma kalsın istiyorum. Bir şeyler yapabilmek istiyorum temizlikle veya evin sıkıntıları ile dertlenerek geçirmek istemiyorum. Bu kadar rahatlık kazandırdığı vakti kaybettiriyor. 74 Mülakat 12: Biz kadınlar olarak çok şeyleri yükleniyoruz. Annemin ilk çamaşır makinesi merdaneli idi, ama annem çamaşır günü olduğunda yemek pişirmezdi. Babam o gün bizimle ilgilenirdi. Babam o gün muhakkak balık alır ve kendi pişirirdi. Ailece her hafta paylaşırdık dört kardeştik ama annemin üzerinde çok fazla yükü olmadı. 75 Mülakat18: Yani şöyle kullanıyoruz. O zaman ki insanları meşgul eden şeylerle şimdikiler arasında fark var. Şu an insanların meşgul olacağı şeyler daha çok. Şu anda çocukların kollanması korunması eskisi kadar kolay değil. Çevresel şartlardan dolayı şu an benim hayatımı kolaylaştıracak şeyler daha çok lazım. İmkânlar da arttığı için lazım eskiden evler daha küçüktü eşyalar azdı. İhtiyaçlar çevredeki satılanlar oranındaydı. Şimdi tüketim çok evler eşyalar arttı bizi oyalayan şeyler çok. 76 Mülakat 13: Konforumuz arttıkça gönül huzurumuzun kaçtığını düşünüyorum. Teknolojinin bir tembellik getirdiğini düşünüyorum. Ama şu aşamadan sonrada onlarsız hayatı düşünmüyorum. 63 olumsuz söylenenlere rağmen bu çağın bir zorunluluğu ve bağımlılık olduğunu söylemektedir.77 Buraya kadar ki kısımda ev teknolojilerine yönelik bağımlılık üzerinde durduk yukarı da belirttiğimiz bir diğer bağımlılık kaynağı ise internete bağlı iletişim teknolojilerinin getirdiği bağımlılıktır. Memur katılımcı akıllı telefona bağımlılığını iletişim alanındaki etkisine vurgu yaparak anlatmaktadır.78 Akıllı telefon gibi teknolojilere bağımlılığı sağlayan önemli bir faktör bu aletlerin multifonksiyonel olmaları dolayısıyla hayatımızda konumlandıkları yerdir. Akıllı telefonlar kişisel fotoğraflarla özel hatıraların depolandığı, kişinin kendine sürekli varlığını ispat ettiği sürekli teknik bir arıza79 olarak göz önüne serilmektedir. Katılımcılarımız bu aletlerle ilişkilerini anlatırken bu boyut görülmektedir80. Bir katılımcının söyledikleri Bauman’ın81 öne sürdüğü modern hayatın 77 Mülakat 3: İçine teknoloji giren hiçbir şey sağlıklı değildir bence, mutlaka faydası var ama hepsinin zararı var. Hem çevreye hem bize sürekli doktorlar söylüyor saç kurutma saçımızı kurutuyor ama dünya kadar radyasyon veriyor. Mutlaka zararı var ama faydası zararında fazla diye tercih ediyoruz. Öyle bir boş vermişlikte de var uzmanlar neye elini atsan zararlı diyor onu yeme bunu yeme onu kullanma bunu kullanma ne yapacağım ben? Her şey zararlı diyorlar. O zaman bir köye gidip orda çalışan kadın olarak teknolojiye mahkûmuz çamaşırı elimiz de mi yıkacağız. Bulaşığı elimiz de mi yıkayalım hem çalışıp hem bunları aynı anda nasıl yapalım ev teknolojisine bağımlıyız. Elektrik yoksa evi süpüremezsin ütünü yapamazsın. 78 Mülakat 9: Onu şöyle fark ediyorum. Normalde yıllarca telefonsuz yaşadık. Ama şimdi evde unutsak nereye gidersek gidelim dönüp onu geri alıyoruz. Onsuz gitmiyoruz diyorum eskiden insanlar nasıl iletişim kuruyorlardı birbirlerinden nasıl haber alıyorlardı. Gün içinde eşim beni aramazsa sinirleniyorum. Alışkanlık olmuş. 79 Jacques Ellul, Sözün Düşüşü, İstanbul, Paradigma yayınları,2004,s.166. Mülakat 15: Yıpratmaz olur mu bir kere ilişkiyi yıpratıyor. Samimiyet boyutundan daha böyle sanal boyuta doğru bir taşınma en basitinden foto dijital fotoğraf makinesi çıktıktan sonra fotoğrafın durumunu düşünsenize eskiden gidilip fotoğraf çekilirdi negatifler alınırdı. Bütün aile o fotoya bakardı o foto olduğu gibi. Kalırdı bir daha düzeltemezdin. İnsanlar nasılsa öyle çıkarlardı şimdi dijital fotoğraf makinesi çıktı poz veriyorsun beğenmiyorsun. Kim gidip tap ettiriyor onu. Benim bir tane bebeklik fotoğrafım var. Bir çocuk doğuyor 1000 tane fotosu var yok mamasını yerken yok uyurken onlar değersizleşiyor. Ama benim bebeklik fotom hala çok değerli çünkü bir tane. Bu değişimi bile düşündüğümüzde kolaylaştıran bir şey gibi görünüyor hayatın her anını görüntüleyebiliyorsun ama ne kadar kullanıyorsun? Mesele onu çekip face Book’de paylaşma, ha ben yapmıyor muyum ben bunu böyle söylüyorum ama ben de yapıyorum bu artık bir zorunluluk gibi oldu. Hiç alakasız insanların paylaştıkları, insanın dedikodu ihtiyacını karşılıyor. İnsan da içgüdüsel bir merak var. .Bir sürü insanın özel hayatını görüp hatta yorum yapıyorsun. Bazen kızıyorum insanlara bu kadar özel şeyler paylaşılır m ı diyorum. Benim de gelinlik fotolarım var. Fotoğrafçımız uzak fotoları koydu. Bebeğinin fotosu bir insan çocuğunu bu kadar çok paylaşır mı? Çocuğu olan var olmayan var hem böyle bir kıskançlık var nazar var. 80 Mülakat 2: Telefonu kaybetme duygusu çok farklı bir kayıp duygusu. Çamaşır makinesini kaybetsen gider yenisini alırsın ama telefonda senin bütün kişiselliğin var. Seni çok iyi tanıyor. Seninle ilgili bütün bilgiler orada tanıdığın bütün insanlar onun içinde. Hayallerin, notların onun içinde senin sırdaşın gibi. Seyretmek istediğim filmleri not alıyorsun, o gün yaşadığın bir duyguyu not alıyorsun. Bütün bunlar seni bağlıyor. Doğum günlerini takip ediyorum. Mülakat 3: Akıllı telefon denilen iyi bir cep telefonu kullanıyorum. Ama aktif değil, yenisi çıktı yenisini alayım diyen bir insan değilim. İnternetli bir telefona ihtiyaç duyduğum için tercih ettim fotoğraf çekmek için Mülakat 5: Bu imtihanı çok iyi geçirdim. 15 gün önce Almanya da idim güzel Samsung Note Book telefonumu suya düşürdüm, şans eseri bulduk ama ben o gece onun için Allah a şükrettim gün boyunca 64 akışkan doğasına uyum sağlayarak, hiçbir zaman olmadığı kadar hızlı bir şekilde, erişemediği hiçbir alan bırakmamak üzere yayılmasının insan üzerinde oluşturduğu gözetime bağlı bağımlılığı ifade etmektedir. Bu insanın gözetleme içgüdüsü katılımcıların ifadelerinde de yerini bulmaktadır.82 Avukat katılımcı özellikle akıllı telefonla ilgili gelişen bu tarz bir bağımlılığı eşinin yaşadığı bir olay üzerinden aktarmaktadır. Gündelik hayatta kullanım şeklini nasıl bağımlılık yaptığını ifade etmiştir.83 Öğretmen katılımcı bu alanı gözetleyenlerin kontrol etme niyetli yaptıklarını savunmakta ve çocukları üzeriden örnekle bağımlılık ve zaman kaybını anlatmaktadır.84 Çocuklara alınan bir üst model telefonların içimin hiçbir yerin de yani acaba çalışacak mı çalışmayacak mı ben onsuz ne yapacağım falan Bir tek şeyin kaygısına düştüm torunlarım için yaşadığımız anları fotoğraflar bulunan kitaplar yapıyorum. Son Almanya gezisinin bütün fotoğrafları gitti o anların kitabını yapamayacağım dedim. Sonra aman başka çeker başka yaparsın çok mu lazım dedim ama nefsimde ve yüreğimde ben telefonsuz ne yaparım diye bir kaygı yaşamadım. 81 Zygmunt Bauman, David lyon, Akışkan Gözetim, İstanbul, Ayrıntı yayınları, 2013, s.23. 82 Mülakat 5: Bunda 2 ay öncesine kadar tek telefon kullanıyordum, akıllı telefon kullanmıyordum. Yani internete ya evde ya okulda bağlanıyordum. Okulda öyle bir dürtü alıyordum- mailine bak, mailine bak bana işe yarar kaç mail geliyor ki niye bakayım ki mail dünyası heyecanla beklemem gereken bir dünya değil bunu fark ettim. Ama sonra şunu fark ettim yani günün içinde saçma sapan bir vakitte Face Book açıyorum. Twitter hiç kullanmıyorum birinin takipçisi olmak istemiyorum birinin de beni takip etmesi için bir şeyler yapmak istemiyorum. Çünkü çok ciddi bir nefsaniyet kazandırdığını düşünüyorum. Şimdi Facebook’ a bir cümle yazıyorum. Bugün bursa da Ulu cami deyim diye bir paylaşım yazıyorum bunu niye yazıyorum birileri okusun benim bu konuda ne düşündüğümü görsün diye, şimdi bu birilerinin okumasına değer bir şeyler düşünüyorum gibi nefsimi besliyor riskin biri bu.Bir diğeri de acaba bu yazdığımı kaç kişi beğendi .aa 30 olmuş, aaa 40 olmuş gibi kendi nefsimde sıradan bir işle işe yaramış duygusu yaşıyorum. İşe yarar bir iş yap seni 500 kişi dinlesin. Birilerinin dinlemesini, takdir etmesinin önemli olduğunu da düşünenlerdenim. Çünkü yaptığın iş beğenilirse takdir edilirse o işi daha iyi yapmak için olumlu bir motivasyon olur. Söylediğim yalnız beğenilmek değil. Mülakat 3:Evet birkaç gün face giremezsek eksiklik hissediyoruz. Bu mana da mahkûm etmiş oluyor kim ne yapmış ne yapmış aaa kaçırmışım bunların eksikliğini hissediyoruz ara verince hemen bakma eğilimindeyiz. Yine de çok fazla bağımlı olduğumu düşünmüyorum. Mülakat 8: Bilemiyorum çok alışmışız ya sürekli böyle anlık bilgi vermeye ya da birileri ile anlık iletişime geçmeye insanlarla konuşamadığım için çok arardım. İnternete bağlanıp bir şeylere bakabilme anlamında ihtiyaç duyardım. Akılı telefon benim için internet olduğu için önemli. Mülakat 15: Hayatta bu kadar keşmekeş İşin içinde bazı böyle fotoğraf falan paylaşıyorlar ne bileyim eğlenceli oluyor. Arkadaşların hayatlarını takip etmek ben de bir şeyler paylaşıyorum. Bunu da bilseler tarzında haber niteliğindeki paylaşımlar da oluyor. Öyle sallama bir şekilde aklına geldiği gibi resim de paylaşabiliyorum karikatür de paylaşabiliyorum. Hani bazen tez yazarken falan iki dakika açıp bakıyorum o bir şey oluyor. Alışkanlık gibi bir şey. Twitterda ki her sn sini yazıyorlar o kadar da değil yani. Öyle yazmaya karşıyım ama face in bir görselliği var seviyorum. Mülakat 2:İnternetim kesildiğin de kötü hissederim. Mesela yurt dışında kötü hissediyorum. O benim için hayatı garantiye almak gibi. Ben istediğim her şeye ulaşırım herkeste bana ulaşa bilir. Hayatı kaçırmamak ve yakalamak açısından bir sıkıntım olmuyor. 83 Mülakat 2: Çok kötü hissederim şöyle anlatayım. Eşim yolculuk sırasında kaybetti. Bütün gün kendine gelemedi. Maddi değerinden dolayı değil onu sarsmaz. Ama o günü zehir oldu ve sonradan ne kadar bağımlı olduğunu düşündü. Mesela bir ağaç görüyor hemen internetten öğreniyor. Kafana takılan herhangi şeyi hemen sorup öğrenebiliyorsun. Facebook’da ne oldu. Twitter’da ne oldu? Çok bağımlı yaşadığını fark etti. Hemen yeni bir akıllı telefon aldı. Çünkü vazgeçemez bir yaşam şekline dönüşüyor. Bunu sevmiyorum ama. 84 Mülakat 4: Teknolojiyi yönlendiren insanlar bunu kasıtlı olarak yaptığını düşünüyorum. İnsanlara faydasından çok insanları kontrol etmek amaçlı üretiliyor. Şu an da bir güç. Çocuklar bile bunu söylüyor ABD’nin internet vasıtası ile bütün dünyayı kontrol ettiğini söylüyorlar. İnsanların karakaşına, kara 65 sayesinde akıllı telefon sahibi olduğunu söyleyen katılımcı bu aletin aracılığı ile kullanılan sosyal medyanın zaman öldürücülüğünü ifade etmektedir.85 Aynı katılımcı çocuğunda gelişen bağımlılığın meslek seçimine katkısını ve eşinin sosyal medya düşkünlüğünü de söylemeden geçmemiştir.86 Araştırma görevlisi katılımcı yapabileceği bütün işleri internet üzerinden yaptığını ama bir bağımlılık geliştirmediğini söylerken internetsiz ancak bir hafta kalabileceğini söylemektedir. 87 5.2.2. Sosyal Hayatı Bitirme, Aile İçi İletişimi Azaltma Modernizmin en önemli çocuğu bireyselleşme, özellikle iletişim teknolojisinin gelişmesi ile daha da çok pekişmiştir. Zirveye ulaşan bireysellik, toplumsal ilişkiler ve aile içi ilişkiler olmak üzere iki alanda kendini göstermektedir. Toplumsal ilişkilerinin zayıflamasını sağlayan en önemli faktörlerden biri de yeni teknolojik araçlarının sağladığı imkânlar sayesinde insanların tüm ihtiyaçlarını başka bir insana ihtiyaç duymadan yerine getirebilmeleridir. Ev Hanımı katılımcı sosyal yardımlaşmaya ihtiyaç duyulmadığı için gözüne bu hizmeti vermiyor. Kaşıkla verip kepçe ile alıyor. Bize bir fayda sunuyorlar fazlasıyla alıyorlar. Vaktimizi çok büyük oranda alıyor. Çocuklar ders çalışacakları vakit 1 saati ders de geçiremiyorlar fakat saatlerce internette geçiriyorlar. Kendilerini sadece 15 dakika oturmuş gibi hissediyorlar. Bu da cazibesi eğlence amacına daha çok hizmet ettiğini gösteriyor. Faydalı yönleri var çocuklar bunu kontrol edemiyor. İnternet hayatımıza rastgele girdi. Bir bilgilenmemiz olmadı. El yordamı ile öğreniyoruz nasıl kullanılır bilmiyoruz. Bu neslin çocukları tarihe internet kurbanları olarak geçecek. Onlarda neleri aldı? En çok zamanlarını aldı. Bu bağımlılık onları başka bağımlılıklara götürebilir. Artık unlarla ilgili bağımlılık tedavileri var artık. 85 Mülakat 11: Klavyeli, interneti olan bir telefon aslında kendi telefonum hiç olmadı diyebilirim. Genelde hep çocukların eskilerini kullanıyorum. Bu telefonu da kullanmamdaki sebep önceden internetsiz bir telefonum vardı. Sadece arıyorum mesaj atıyorum kamerası da var gerekli gördüğümde çekiyordum internet hiç ihtiyacım olmadı bugüne kadar ama ama böyle bir telefonum olunca şimdi yeni, yeni kullanmayı öğrendim telefondan internete facebook girmeyi. Ama hiçbir faydasını gördüğümü söylemeyeceğim daha çok vaktimi aldığını gördüm çünkü internetin başına oturduğum zaman zamanı denetleyemiyorsunuz yarım saat oturuyorsunuz, bakıyorsunuz 2 saat olmuş. Onun zararını çok gördüğüm için ben artık mümkün mertebe çok vakit geçirmiyorum. Uykusuz kalıyorum, namaza kalkmak sıkıntı oluyor. Gündüz zaten girmeme imkân olmuyor. Girdiğim saatler çocukların uyuduğu 10-12 saatleri arası ve o süre hiçbir zaman o kadar kalmıyor artıyor. Yani kendimi denetleyemiyorum. Onu fark edince ben artık oturmamaya başladım. 86 Mülakat 11:Büyük oğlumda bilgisayar bağımlılığı çok fazla idi. bu yüzden hava harp okulunu kazandığı halde gitmedi bıraktı bilgisayar oynayamadığı için arkadaşa attığı mesajda gördüm. Biz de fırsata çevirdik bilgisayar mühendisliği bölümünde yazılım mühendisi olacak inşallah bizim için iyi olduğu sonradan yeteneği olduğunu da gördük. Kızım derslerinden ve küçük kardeşinden bilgisayar pek kalmıyor. Erkek çocukları daha ilgili. Eşimde oturduğunda kendini denetleyemiyor. Erkeklerin daha çok zaafı var. Erkekler siyaseti takip adına sosyal medyayı da takip ediyor. Gündüzleri işi olduğu için daha çok akşamları takip ediyor. Facebook‘da falan arkadaşlarına cevap yazmak çok zamanını alıyor. Karşılıklı çene yarıştırıyorlar diyebilirim. 87 Mülakat 3: Günlük saatim yok bağımlısı değilim ama internetin kolaylıklarından yararlanmayı tercih ediyorum internetle yapabileceğim tüm işleri internetle yapıyorum. İnternet in gittiğinde ne hissedersin. Çok panik olmam önemli bir mail falan almayacaksam bugün gitmişse yarın gelecektir. Uzun süre olmadığında ne hissedersin? O zaman rahatsız olurum.1 haftadan sonra sıkılırım. 66 arkadaşlığın ve dostluğun bittiğini ifade etmektedir.88 Hafız katılımcı eksiden yaptıkları yardımlaşmanın çok büyük bir muhabbet ve kaynaşma imkânı olduğunu söylemiştir.89 Doktor katılımcı sanal dünyada sosyalleşme ihtiyacını, özelliklede sanal kimliklerle yapıldığını anlatmaktadır. Bunun en önemli sebebini de insanların sorumluluk ve fedakârlıktan kaçtıkları için yaptıklarını söylemektedir.90 Avukat katılımcı da insanların artık karşılıklı ilişkilerin sorumluluklarından kaçmak ve birbirini muhatap almamak için, mesaj sistemini kullandıklarına dikkat çekmektedir91 Bir katılımcı ise teknolojinin aldığı zamandan dolayı insanların bir şeyler paylaşacak zamanları kalmadığını söylemiştir.92 Aynı zamansızlığa dikkat çeken kuran kursu katılımcı bunu sahte bir bahane olarak görmektedir.93 88 Mülakat8: Bence hakikaten arkadaşlık ve dostlukların birçoğunu götürüyor. Yalnız kalmıyorsunuz, hep uğraşacak bir şeyleriniz var. Birilerine bir şeyler sorma ihtiyacınız da olmuyor bir Google giriyorsunuz o size bir sürü bilgi veriyor zaten hani açıp ta dertleşme işte şu derdim de ne yapılır, ya da şu nasıl yapılır işte tarif alacaksınız arkadaşınızı arayıp hatırını sorabilirsiniz ama bunu internetten de yapabilirsiniz. Yani insanlarla olan ilişkiyi etkiliyor ihtiyaç duymuyorsunuz vakit geçirecek bir aletiniz var artık. Sizin bir arkadaşınız gibi oluyor bazen yardım istemiyorsunuz. Eskiden bir komşuluk varmış tarhana geçirilirmiş şimdi herkes rondosunu basıp yapabiliyor. Sosyalleşmeyi çok etkiliyor. 89 Mülakat 7: Eskiden insanların bir araya geldiği çamaşır günleri olurdu. Yardımlaşarak yaparlardı bunu yaparken de birbirlerine muhabbet ederlerdi, gönülleri ısınırdı. Bugün halılarımızı da birileri yıkıyor perdelerimiz de yani ihtiyaç yok ki, kimse kimseye ihtiyaç duymuyor. Para herkeste varsa paranın her şeyi halledebileceği düşüncesi oluşuyor. İnsanoğlu kaybettikten sonra bunu anlıyor. Artık para da yeterli değilmiş her şeye sahip olmakta, insanın mutlu olması için yeterli değilmiş, Çünkü Allah insanı birbirine hemhal olması için âdemi yarattı sonra eşini yarattı. Yaratılış gayesinin dışına çıkış oluyoruz. İnsanın her daim insana ihtiyacı var ruhsal olarak, sevmek yardımlaşmak dokunmak zorunda. 90 Mülakat 1:İnsanların daha çok içe kapandığını daha anti sosyal olduğunu düşünüyorum insanlar kendi sanal dünyalarında sosyalleşiyorlar. Görmedikleri insanlarla, kendilerini hayal ettikleri gibi gösterip iletişim kuruyorlar. Etrafını fark etmediği için fedakârlık yapmak zorunda kalmıyor. Kendi merkezli egoist insanlar yetişiyor. Bilgisayar birkaç şey almak için girdiğiniz markettin tamamını dolaşmak gibi. 91 Mülakat 2: Senin evine gelebilecek arkadaşların bile mesaj atarak sorumluluğundan kurtuluyor. Artık insanlar kırgınlıklarını da medya üzerinden paylaşıyor. Laf sokacaksa oradan lafını söylüyor. Artık insanlar birbirlerini direk muhatap almayı bile göze alamıyor. Ben de eşime hep mesaj çekiyorum. Konuşmak ve iletişime geçmek istemediğim zamanlar. Karşındaki insanın yüzünü bile görmüyorsun sana kırılıyor mu ya da muhabbetle mi söylüyor. Karşındakini bu şekil de anlaman mümkün değil. Duygular anlaşılmıyor. 92 Mülakat 9: Aslında insanın insana ihtiyacı var ama teknoloji oyaladığı için buna fırsat kalmıyor. Yarın bir gün elimizden alınsa o kadar büyük boşluğa düşeriz ki, diyelim komşu ile çay içme boşluğunu telefon ya da bilgisayarla dolduruyoruz. Benim için boşa zaman kaybı TV olarak söyleyebilirim, çok vakit kaybettiriyor. Akşam eşimle bir araya geldiğimizde babamla da öyle idi. Sürekli TV izleniyor evde. Ben bundan çok rahatsız oluyorum. Geçen akşam televizyon bozulmuştu. İki gün beraber daha güzel vakit geçirdik, sofra da daha çok muhabbet ettik. TV gelince o kaçıyor. Sadece onu suçlamıyorum ben de izliyorum TV. Onun dışında ev aletleri için kadınların daha fazla kilo almaya başladığını söylüyorlar. Bence (gülerek) alakası yok ama. Zaten ev işlerine insan alışınca vücut kalori yakmaz. 93 Mülakat 6: Kesinlikle öyle insanların şimdi hiçbir şeye vakti yok. Sorsanız ay kesimlikle vakit bulamıyorum. Komşusunu arayacak. Diyelim ki yan komşu kapıdan geçerken çok rahatlıkla sizin kapınızı çalabilir. Bir beş dakika uğrayabilir ama hep bir telâşe bir koşturmaca bence bunların modern hayatın insanı kendinden uzaklaştırmak istediği yöntemlerden bir tanesi. Yoğunum meşgulüm sürekli herkesin elinde bir telefon işte mesajlar havalarda uçuşuyor yani bunlar biraz sahte, alıkoyan şeyler. 67 Teknoloji ile arkadaşlığımız sosyal yaşantıyı etkilediği gibi aile içi iletişim de etkilemektedir. Avukat hanım çocukların oyun bağımlılığının kendisini de etkilediğini artık herkesin bir köşede oyun oynadığını paylaşımın olmadığını söylemiştir.94Araştırma Görevlisi katılımcı ise yeni teknoloji kullanımının gözlerle yapıldığını artık gözlerimiz onunla meşgulken birbirimizle göz göze gelemediğimize dikkat çekmektedir.95 Öğretmen katılımız aile içi paylaşımı artırmak için gittikleri tatilde bile teknolojinin esaretinden kurtulamadıklarını, çocuklarının da arkadaşları ile bir araya geldiklerinde paylaşım gerçekleştiremediklerini söylemektedir.96 Ev Hanımı katılımcı aile içinde gerginlik oluşturduğunda zorunlu durumlarda iletişimi telefon üzerinden gerçekleştirdiğini bununda gerginliği daha da artırdığını söylemiştir.97 Artık annelerin çocuklarını oyalamak aracı olarak gördüğünü söylemiştir.98 Sahip oldukları imkânlar sebebiyle büyük evde oturan katılımcı ailenin her bireyinin farklı odada yaşadığını, bir araya gelmediğini anlatmaktadır.99 Anaokulu Öğretmeni katılımcı da her çocuğu ait da ve bilgisayarın aile 94 Mülakat 2: Bu hız yaşama sevincini götürüyor anı götürüyor şimdiyi şu anı yaşamımızı götürüyor, paylaşımı götürüyor. Bakıyorum bazen ben de oynuyorum çocuklar en sonunda bana da alıştırdılar.-anne seni Iphone’ nun var nasıl oynamıyorsun diye. Bir bakıyorum hepimiz bir köşe de tabletle oysa birlikte daha farklı zamanlar geçirebiliriz. Çocuğumun anlattığı tek konu oyunlar. Bunlar hep teknoloji ile gelen şeyler. Teknoloji olmasaydı çocuk bunları tanımayacaktı. Biz tanımıyorduk 95 Mülakat 3: İnsanlar neden eskiyi eski bayramları özler çocukluğunu o saf zamanı özler işte bunun için. Hiç bir şey in size müdahale etmediği zamanları bunun için özlüyoruz. Benim için çok büyük bir şans o zamanı ve şu zamanı aynı anda yaşıyor olmak. Benim çocukluğumda televizyon olmadı, bizim eve televizyon girdiğinde lise sonlarda idim. Radyo vardı kış geceleri hikâyeler dinlerdik, çamaşır günlerinde arkası yarınları dinlerdik. Onların kritiklerini yapardık. Arkası yarını dinlerken göz göze bakar aynı heyecanı duymaya çalışırdık. Bunları yaparken insanlarla göz göze bakardık. Televizyon izlerken insanlar birbirine bakmıyorlar, göz göze bakmadan iletişim nasıl iletişim olabilir. Makine iletişimi. İletişim eksik göz teması yok. Karikatürler vardır yanı evin içinde telefonla haberleşen insanları anlatan bizimde buna benzer durumları zaman, zaman yaşadığımız durumlar oluyor. 96 Mülakat 4: Tatile gittiğimiz de bir baktım ki otel odasında herkes yatağı üzerinde elindeki şeyle meşgul bunun adı da dinlenme tatil oldu. O kadar şaşırdım ki o ortamı yaşadığımızı fark ettiğimde bir an da zıpladım. Biz de o ortamları yaşıyoruz. Bizi müthiş biçim de kuşatmış. Çocuklar bir araya geliyorlar arkadaşları ile görüşsünler diye bir araya getiriyoruz bakıyorum bilgisayarın başında oyun oynuyorlar. Bunun adı da paylaşım çocuklar bununla paylaşım yapıyorlar. Nasıl bir arkadaşlık kuruluyor anlayamıyorum gerçekten. Bu çocuklar konuşamıyorlar. Biz engellemeye çalışıyoruz fakat çocuk ortama çıkıyor benim telefonum olmadığı için benimle dalga geçiyorlar diyor çocuk. Bu çocuklar arasında bir şey. 97 Mülakat 9: Eşimle kavga ettiğimiz de evin içinde telefonla haberleşiyoruz. Odaya gidip seslenmiyoruz da telefonla yemeğe çağırıyoruz. Belki konuşsak kalbi yumuşar bence olumsuz etkiledi. Uzaktaki arkadaşlar açısından bakınca ucuz uygun iletişim için iyi. Tabi bu sanal bir muhabbet. Bazen yanlış anlaşmalara ve kavgalara da sebebiyet veriyor. Teknoloji kitap okumayı etkiledi. Şimdi televizyon karşısında uyuyoruz. Okumak yok özellikle yeni nesilde muhabbet ve arkadaşlık kavramı yok. 98 Mülakat 9: Annelerin tembelliğine bağlıyorum. Anneler başında savmak için TV in başına oturtuyorlar. İki yaşındaki çocuk ne anlar TV den oturup deli gibi reklam izliyor. Anne ona bulaşmasın diye açıyor her kanalın reklamını izlettiriyor. Kadın da tek başına suçlu değil ama o hayatın içinde çok fazla koşturmak zorunda. Ama bahane mi o da değil. 99 Mülakat 11: Teknolojinin gelişmesi ile belki zaman daha çok aileye kaldı ama bir o kadar da kalmadı. Başka şeylere vakit ayırır olduk gene birbirimize çok değil. Eskiden biz her gece toplanır bir oda da bir 68 içinde sebep olduğu iletişimsizliği dile getirmektedir.100 Kuran Kursu Hocası katılımcı eşlerin kendilerine ait arabalarının olması örneği üzerinden birbirlerine ihtiyacın azaldığını ve aralarının açıldığını söylemektedir. Ayrıca eşlerin birbiriyle ilgilenmemesine sebep veren sürekli internette kalmanın boşanmaları artırdığına dikkat çekmiştir.101 Aynı katılımcı TV dizilerinde model gösterilen evlenilecek erkek tiplemesinin kendisinin önceden etkilendiğini de ekleyerek, Müslüman kızları olumsuz etkilediğini savunmaktadır.102 masa etrafında yemek yer toplanırdık ama şimdi şu an çocukların okullarından kaynaklanan dershanelerinden kaynaklanan bir zamansızlık var eşimin geç gelmesinden kaynaklanan yemek saatlerimiz aynı anda değil şu an ister istemez ben çok geç yemek, yemek istemiyorum kilo alma korkusundan. Erken yiyorum. Kızım gelince yiyor eşim en son gelir yer. Ama babam mutlaka bizi sofra başında isterdi. Tabi o zaman okul saatleri böyle değildi dershane yoktu. Dolayısıyla daha birbirimize bağlı olduğumuzu hissediyordum. Bir masa etrafında bir oda için de idik. Şimdi herkesin ayrı odası var evde. Tabi maddi refahın getirdiği bir takım şeyler de oldu evde. Herkesin ayrı odası oldu çocukların dersim var diye çocuklar odasına kapanıyor çocuklar eskisi gibi bir arada çok vakit geçirdiğimizi söyleyemem, yarım saat bile bir arada vakit geçirmiyoruz. Ama banim çocukluğumda biz sürekli bir arada idik, bir kenarda yaptığımı biliyorum. Babam televizyon seyreder, ilmihalimizi okurduk, ben bir kenarda sehpa üzerinde dersimi yapardım. Annem elinde işini yapar. Mülakat 6: Kesinlikle öyle olduğunu düşünüyorum bu insanlar ne için nasıl hangi idealler uğruna düşünmelerine fırsat kalmaksızın işte atıyorum “Iphone şu son modeli çıkmış haberin var mı? Şu özellikleri varmış sende alacak mısın?” Ya da ne bileyim “tüllerin şu moda, modası değişmiş değiştirmeyi düşünür müsün? “Hep tüketime yönlendirilip düşünmekten çok, çok uzak. Kendi evlilik hayatı geçen bir yazı da psikolog diyor ki işte artık insanlar zihinsel obez oldular nasıl insan sindiremeyeceği kadar yemeği yerse hazmedemez fazla kiloya dönüşür. Bugün de çok fazla bilgiye sahibiz ama hiç hazmetmeye zamanımız olmuyor çünkü oturup düşünmeye vaktimiz yok. Aynı şekilde örnek vermiş adamın Brezilya’ da ki depremden haberi var ama eşinin içinde kopan fırtınalardan haberi yok bence bu çok çarpıcı hakikaten öyle evde odalarda farklı TV’ler hani kendi içinde bambaşka dünya yaşıyor bunlarda insanları ruhsuzlaştırıyor. Tatminsizliğe boşluğa itiyor. Ben televizyonsuz büyüdüm kendi evimde de televizyon yok bu noktada kendimi çok nasipli hissediyorum. Evet, internetimiz var gerektiğinde internetten merak ettiğim şeyleri oturup izliyorum ama televizyondan çok farklı olduğunu düşünüyorum. Çünkü televizyonun düğmesine bastığınız zaman hemen size tercih etmediğiniz şeyleri de anında sunuyor ama internet de öyle değil en azında iradenizle yazıyorsunuz adını hangi programı nesini hangi bölümünü izlemek istiyorsanız, o yüzden televizyonun insan hayatında olması ya da olmamasının çok önemli bir yeri var. Biz doksanlar nesli sokakta oyunla muhabbetle büyüdük şimdikiler eve gelene hoş geldin demeyi bilmiyorlar. Çünkü oynadıkları oyunda böyle bir şey yok. O açıdan çok sakıncalı aslında 100 Mülakat 12: Şimdi doğallıktan herkes uzaklaştı. Otuz yıl gibi sürede. Önceden komşuluk ilişkileri daha doğaldı. Aile ilişkileri daha doğaldı. Bilinçli ailede olmalarına rağmen çocukları ile kopuk yaşayan aileler var. bir arkadaşım dairede daha mutlu idik dubleks eve geçtik ama her çocuğun kendine ait bilgisayarı var kendi odalarına çekiliyorlar bazen evdeler mi değiller mi bilmiyorum, demişti. Hatta küçük çocuğunun öbür evimize gidelim ben bu evimizde ağabeylerimi göremiyorum demesi. Çok olumsuz bir durum ama olumlu yönleri de var tabii ki. Samimiyetlikler bozuldu. Eskiden insanlar daha samimi ve paylaşımcı idi. 101 Mülakat 17: İki kişiyiz iki arabaya şu anda gerek yok diyorum. Ama ilerde belki uzak bir yere gitmem gerekirse ya da çocukları bir yere götürmem gerekir bir şeyler olur ihtiyaç haline gelirse o zaman tamam. şu anda eşim ihtiyacım ı karşılayabildiği halde ben de rahat edeyim sana muhtaç olmayayım diye düşünürsem o zaman eşlerin hem birbirine muhtaç olması azalıyor arda sıkıntılar olabilir öyle durumlarda. Eşler birbirine biraz muhtaç olmalılar bence. Bu hayat tarzı kadın ve erkeğin açabiliyor. Hele, hele internet artık günümüz de boşanma sebepleri arasında ön planda mutlaka aralarını açıyor. 102 Mülakat 17: Biz niye onlara özenelim ki Müslüman kadın o kadar değerli ve onurlu ki. Televizyonlarda izleye, izleye, mesela erkeklerin oradaki gibi hayal ediyorlar, genç kızlar romantik devamlı kızın peşinde koşacak, ona her gün hediyeler getirecek, her gün bir dediğini iki etmeyecek devamlı onu düşünecek. 69 5.2.3. Tüketim Alışkanlıkların Değişimi Muhafazakâr kadınların tüketim alışkanlıklarını etkileyen pek çok faktör vardır. Biz bunları başlıca lüks-israf anlayışı, moda giyim-kuşam, bir statü aracı(gösterge değeri) alış- veriş, boş zaman etkinlikleri (AVM,) olarak dört ana başlık altında değerlendirdik. İslam dininin tüketime bakış açısı, muhafazakâr kadınlarda tamamen farklı bir boyut kazanmıştır. Lüks ve israf tanımı değişime uğramıştır. Katılımcıların bu konu ile ilgili bakış açılarını doğrudan sorularla analiz etmeye çalıştık. Doktor katılımcı lüksü ihtiyacın üzerindeki şeyler olarak tanımlamakta, inancından dolayı etrafındaki insanlara göre kendisinin lüks yaşamadığını söylemektedir.103 Avukat katılımcı da lüksü ihtiyacın fazlası olarak tanımlamakta, ihtiyacın ise çok göreceli olduğunu ifade etmekte, alış-verişin sadece ihtiyaç için yapılmadığını, alışveriş yapmanın kendisinin de bir ihtiyaç olduğunu söylemektedir. Özellikle indirim reklamlarının da alışverişi tetiklediğini böyle olunca da bunun bir doyumsuzluk meydana getirdiğini İslam dininin israf kabul ettiği noktaya geldiklerini vurgulamıştır.104 Araştırma görevlisi katılımcı kendine ait bir standardı olduğunu bunun başkalarına göre lüks algılanabileceğini söylemektedir.105 Ev Hanımı katılımcı bugünün kullanılan teknolojik imkânlarının hepsinin lüks olarak tanımlamıştır. Örneğin, çamaşır makinesini doldurmak için gerektiğinden fazla kıyafet aldığımızı daha fazla yıkadığımızı bunların hem zaman, hem elektrik hem de su israfı olduğuna dikkat çekmiştir.106 Kur’an Ama gerçek hayat ile filmler farklı. Öyle bir erkek tipi yok. Müslüman genç kızlar özeniyor bende özeniyordum kısmen. 103 Mülakat 1: Lüks ihtiyacımın üstündeki şey demek. Çok lüks yaşadığımı düşünmüyorum. Etrafımdaki ailelere göre çok lüks yaşamıyoruz. Çok lüks yaşamamak isteğim inancıma bağlı. 104 Mülakat 2: İhtiyacından fazlasıdır. Ama önceden bir saati 10 sene kullanıyordum, ama şimdi lacivert saate ihtiyacım var. Önceden bir çantayla yıllarca idare ederdik şimdi ayakkabıya göre ya da uzun saplı çanta varsa kısa saplı çantaya ihtiyacım var. Başörtü alıyorsun ona uygun ayakkabı ona uygun çanta bu artık ihtiyacın var. Ya da alışveriş merkezine gitmeye ihtiyacım var. Kafayı dağıtmak için ihtiyaçlar. Benim bir çarşı yapmam lazım bir görüp gelmem lazım. Bu da bir ihtiyaçlar var. Sadece maddi değil. Doymuyoruz çünkü doyumsuzluktan çünkü her şey çok güzel ve her şey çok var. Bir kere eşimle gittiğimde öyle demiştim. O çok ve pahalı alışveriş yapar. Dedi ki her şey çok güzel ve indirimde dedi Mağazada ki her şey çok güzel her güzelin benim olmasını istersem mağazayı götürmemiz lazım dedim. Maddi açıdan fazlalık ve manevi açıdan çöküntü dengesizlikten kaynaklanıyor. Dur diyememenin sebebi Allah’ın en sevmediği israf onu göz ardı edip, Allah’u Teâlâ’nın istediği başka şeylere yöneliyoruz. Medya çok önemli. Reklam yediriyor sonra diyetisyene yönlendiriyor. Her türlü kazanıyor. İlginç bir sistem o konu da. Ya da geçim sıkıntısı ve soluğu psikiyatri de alıyorsun. 105 Mülakat 3: Bazılarına göre lüks gelebilir benim standardım o.Az harcıyoruz desem yalan olur ama kime göre. Biz hafta da bir gün dışarıda yemek yeriz onun haricinde çay kahve içmeyi seviyorum evde oturmayı sevmiyorum, açık alan olmalı kitabımı alıp çay kahve içip kitabımı okurum. Kıyafet konusunda da modayı takip ettiğimi düşünmüyorum ama kıyafet almayı seviyorum. 106 Mülakat 4: Teknoloji tüketimi daha lüks bir hayat sunuyor. Rahat ve konforlu bir hayat. Şu var işte çamaşır makinesi hayatımıza girmesi ile daha çok tüketmeye başladık. Elle yıkadığımız zamanı hatırladım bir okul kıyafetim vardı bir pijama bir de günlük kıyafetim vardı. Bir hafta da kullandığım kıyafet üç tane idi. şu anda günlük bir tane kullanıyoruz. Şimdi daha fazla kıyafetimiz var daha fazla yıkıyoruz. Daha fazla israf. Kazandığımız zamanı geri harcıyoruz. 70 Kursu Hocamız israf tanımını direkt başörtüsü üzerinden yapmıştır. Aynı modelden birden fazla başörtüsünü, kendisinin de uzak duramadığını itiraf ederek, israf olarak tanımladı.107 Dini yaşantı hassasiyeti yüksek akıllı evde oturan evinde modern salon tasarımına sahip bir katılımcı bunu abartılı bulmadığını ifade etmiş. İhtiyaç tanımının çevreye göre belirlendiğini, aslında olması gerekenin farkında olduğunu söylemiştir.108 Ev dekorunu sık değiştiren bir başka katılımcı çevresel uyaranların lüksü ihtiyaç olarak gösterdiğini kendisinin de aslında olağanüstü bir inanılmaz bir lüks içinde olduğunu ama bu uyaranlardan dolayı bunu ihtiyaç olarak gördüğünü anlatmıştır.109 Memur katılımcı lüksün israf olduğunu örnekler vererek anlatmış, ama teknolojik eşyaların küresel dünyaya ayak uydurmamız gerektiği için bu kapsama girmediğini söylemiştir.110 Bir başka katılımcı gelir düzeylerinin çok lüks yaşamak için elverişli olduğu halde o kadar yaşamadıklarını, üst düzey marka aldığını ama hayat prensipleri dolayısıyla ikincisini alırken düşündüğünü söylemiştir. Birbirine benzeyen kıyafetleri israf olarak tanımlamış, eşin sosyal durumu için kıyafetin önemli olduğunu vurgulamıştır.111 Evlenirken eşinin ailesini sünnete aykırı, lüks diye mobilya aldırmak istemediği ama kendisinin ve eşinin dinlemeyip aldıklarını, mobilya O günlerde 15 kişinin çamaşır işi 1 günde bitiyordu şimdi 4 kişinin çamaşırı her gün akşama kadar çalışıyoruz. O günden daha fazla işimiz var şimdi. Elektrik su tam bir tüketim 107 Mülakat 6: Birbirine çok yakın eşarp varsa aynı örtüden aynı seri lükstür, israftır. Hepimiz çokça yaşıyoruz israfın içine giriyoruz ama aslında biliyoruz ki bu fazla. 108 Mülakat 7: Şu anda evimi görüyorsunuz tasarım ve eşya olarak abartı bir şeyin olmadığını. Gerekli olan var. Yani teferruatlarla ilgilenmiyorum. İhtiyacı biraz da bulunduğunuz ortam etki ediyor. Bizim ortama göre lüks ve israf ihtiyaç tanımımız değişti. Bu noktada aciz kaldığımızı birilerinin önümüze bir şeyleri sürüp ihtiyaç gibi gösterip bize kabul ettirebilmesi bizim Müslüman olarak hatamız. Tabi ki bir konsol ihtiyaç mı hayır değil içini doldurmak için ayrıca bir sıkıntı gerekli değil. Ama aldık yaptık. 109 Mülakat 8: Sanırım bize verilen uyaranlara göre değişiyor. Onlar her şeyi çok güzel gösteriyorlar bazen bakıyorum bir markanın şeyi diyorum ki ben bunu pazarda görsem gerçekten almam ama o an hoş gösteriliyor bak bu marka bu tasarımı yapmış diye. Pazarda bakmayacağım şeyi o markanın tasarımı diye vitrinde dergide bakıyorum. Biraz insanı etkiliyor. Size nasıl yansıttığı günümüzde lüks ihtiyaçmış gibi gösteriliyor. Aslında hayatıma baktığımda inanılmaz lüks var ama bana sorsan hepsi de ihtiyaç ya da bir gün lazım olur mantığı ile alınmış şeyler. Şu an evimde bir şeyleri değiştireceksem bu bir lüks çünkü her şey var evimde kullanabileceğim hayatımı devam ettirebileceğim bozulduğunda değiştirmeyi kastetmiyorum şu an ekstra yapacağım şeyler lükse girer. Koltuklarım oturabilecek durumda. Ama lüks çok var. Çok büyük ekran TV lüks. Süs eşyaları olabilir sehpaların üzerine koyduğumuz eşyalar olabilir. 110 Mülakat 9: Lüks israftır aslında. Bence toplumun lüks dediği israf aslında. Benim kuzenimi örnek vereyi tıp öğrencisi çok güzel bursları vardı hepsini kıyafete yatırdı. Bence israf kendine göre lüks değil. Gıda konusun da toplu yaşanan yerlerde israf oluyor. Teknolojiye verilen para israf mı şöyle israf olur. Iphone varken yeni modelini almak israf elindeki de aynı işi görüyor. Daha düşük telefonu olanın alması israf değil çünkü küresel dünyaya ayak uydurmak zorundayız. Teknolojiyi kullanmak zorundayız. 111 Mülakat 10: Benim aslında imkânım lüks yaşamaya elverişli bir ortam. Lüks gelire göre olur. Ama biz ailecek düstur seçtiğimiz için daha orta halde yaşıyoruz daha farklı yaşantımızda olabilirdi. Fakat hep yaşantımızda bizi frenleyen israf olmasın. Üst düzey markalı oluyoruzdur fakat ikincisini alırken düşünüyoruz. 71 ve iyi motorlu bir arabanın ihtiyaç olduğunu belirtmiştir.112 Kuran Kursu Hocası katılımcı lüks olan şeyi, olmadığı zaman bir şey kaybettirmeyen olarak tanımlamıştır. Eşinin arabası varken kendine ait arabayı lüks olarak görmektedir.113 Başka bir katılımcı temel ihtiyacın dışındakileri lüks olarak gördüğünü söylemektedir bu durumda bulaşık makinesinin de lüks olacağını fakat kendisinin tez yazdığını için gerekli olarak kodlandığında israf olmayacağını belirtmektedir.114 Bir başka katılımcı günümüz Müslümanlarını sığ olduğunu ihtiyaçların ne olduğu belirleyemediği, vitrin olduklarını söylemektedir.115 Bunun yanında amellerin niyetlere göre olduğunu imkânı olan Müslümanların bu imkânlarını kullanmalarında bir sıkıntı görmediğini söylemektedir.116 Medrese Hocası katılımcı lüksü 112 Mülakat 11: ihtiyaçta var bazı şeyler lüks değil koltuk takımı çok lüks değil bence sedirde yerde oturmaktansa koltukta oturmayı tercih edebilir insan yaşlanınca bacaklar ağrıyor yatmak uyumak açısından otururken çocuk büyütürken yerler soğuk oluyor. Görümcemde bunları görünce üzülmüş kayınvalidem biz evlenirken de mobilyaya ne gerek var diye. Lükse kaçılmasın sünnete uygun olsun diye eşim dinlemedi gitti istediği gibi aldı. --pahalı marka lüks, alt modeli değil. Motoru Mercedes olabilir ama cip bana göre lüks. Yemek takımım yatak odam evlendiğim zaman aldığımı kullanıyorum. Bu eve geçerken çocuk odası eşyalarım 10yıllık ev değiştirirken değiştirdi koltuklarım yeni oda halı yıkama firması yıkarken bozduğu için onları atıp bunları almak zorunda kaldık. Koltukların kumaşları bozuldu yoksa kullanırdım herhangi bir sıkıntım yoktu sahip olduğu ürünü modası geçti diye canım sıkıldı ruhum sıkıldı diye değiştirmem. Kıyafet konusunda hiç atamam. O yüzden dolabım yığın, yığın üst üstedir. Bunun da şu güzelliği var kızım çıkarıp, çıkarıp ay ne kadar güzel eski kıyafetler diyor. Kolay atmam kolay atamam kolay alamam 113 Mülakat 17: Lüks fazladan olan ve olmadığı zaman insanın hayatında bir şey kaybettirmeyen şeyler. Mesela benim kursum evime yakın olduğu halde 700m araba ile gidip gelirsem benim için bu lüks olur. Daha rahat olayım diye o yolu bile yürümezsem. Aslında nefsim bunu istemiyor mu istiyor hele, hele soğuk günlerde çok istiyor.2 kişiyiz 2 arabaya şu anda gerek yok diyorum ama ilerde belki uzak bir yere gitmem gerekirse ya da çocukları bir yere götürmem gerekir bir şeyler olur ihtiyaç haline gelirse o zaman tamam. 114 Mülakat 15: İnsanın temel ihtiyaçlarından gayrisi lüks. Bunu da ayarlamak lazım bulaşık makinesi lükstür ama gerektir. Bunu gerek olarak kodladığın zaman haram olduğunu israf olduğunu düşünmüyorum. Ben belirliyorum vicdani hesap yapıyorum. Mesela diyorum ki ben iki tane tez yazıyorum. Bulaşık makinesi birinin hediyesi belki de alamazdım ben bulaşığı diyorum ne kadar zaman harcarım bu zaman da çalışırım çalışmakta ibadettir. Eğer evliysen de iki kişinin ortak kararı olmalı. Fırın alamadım yerine az yağla pişiren teflon aldım. Fırın da alsaydım israf olurdu. Onunla fırın da yapacağım şeyleri yapabiliyorum. 115 Mülakat 14: ihtiyaca bağlı ihtiyacın ne olduğunun tanımından çıkıyor. Benim ihtiyaçlarımı giderdiğim şey israf değil. İhtiyaç kişinin aklıselimi bunu belirlemeli bu kadar örtüye ihtiyacım var mı? Allah bunun hesabını soracak hem kazanma yöntemini hem de nereye harcadığımı soracak. Her, insanın kendi içinde vereceği bir cevap bunu gözetsin yok arkadaş ben bunu düşünerek harcadım bunun ihtiyaç olduğuna inanıyorum desin sorun yok. Ben o kadar sığı yaşadıklarını düşünüyorum ki bu soruyu sorduklarını bile düşünmüyorum mesele o yani benim zaten bir milyon dolarım var bunu 100binini zaten tasadduk ediyorum. Sen hayatın boyunca bu kadar tasadduk edemeyeceksin bunu da ben ihtiyaç olarak görüyorum her neyse. Kendi içinde bunun analizini yapıyorsa neyse ben sadece imaj için bunu yapan insanlara kızıyorum içi boş İslami da bilmiyor dini de güzel temsil etmiyor bir şey sorduğunda cevap alamıyorsun karşısındakini İslami özendirecek bilgisi becerisi bir mesleği olmaya biliyor yani. Boş vitrin sadece böyle insanlarla çalıştığım işyerinde çok tanıştım ve hepsi benim için hayal kırıklığı idi. Mesela kadın kolları. 116 Mülakat 14: Haa bu bilinçle alıyorsa ameller niyetlere göre ya ben ona hiçbir şey demiyorum yeter ki bu bilinci olsun benim param var ben bunun planını yaptı yardımımı da yapıyorum görevimi de yapıyorum helalinden kazanıyorum helaline harcıyorum Allah verdiği nimeti kulunun üstünde görmek ister hani bu kadarının da görüyorum bi bunu diyen var bir de bilinçsizce çarçur edip savuran kesim var Benim o kadar param olsa alabilirim ama kendi adıma en güvenlisini, almaya çalışırım çevreye en az zarar vereni almaya 72 diğer tüm katılımcılarımız gibi lüks üzerinden tanımlamaktadır. O da ihtiyacı çevremizdeki insanlardan görerek belirlediğimizi aktarmaktadır.117 Anaokulu Öğretmeni katılımcı ihtiyacı insanın konumunun belirlediğini söylemektedir.118 Eşi Milletvekili katılımcı kendi yaşantısını israf noktasında gördüğünü ihtiyacın gelire ve bulunduğu statüye göre belirlendiğini ifade etmektedir. Bazı şeyleri ihtiyaç kabul etmesen de görünce alındığını öne sürmektedir.119 Kadın dünyası için giyim kuşam moda hiç şüphesiz zamanımızın en önemli tüketim kaynaklarındandır. Muhafazakâr kadınlar için giyim kuşam nasıldır, moda nasıl algılanıyor katılımcılarımıza sorduğumuz sorularla bu durumu anlamaya çalıştık. Avukat katılımcı modaya istesen de istemesen de uymak zorunda kaldığını belirtmektedir. 120 Önceden çalışırım. En az yakıt kullananı almaya çalışırım. Yine en ekonomik olanı almaya çalışırım yani. İhtiyaç mı lüks mü ihtiyaç araç koltuğuna ne amaçla kullanıyorsun sen Her şeyi kullanan insanların böyle gerekçeleri var. Adam lüks villa da oturuyor ben çok misafir ağırlıyorum diyor. Benim için mesele hangi niyetle ne yaptığı zengin olmak suç değil bir defa zenginsen lüks bir yerde yaşıyorsun bunun suç olduğunu düşünmüyorum. İlla lüks bir şey yapıyorsun diye bunun israf olduğunu da düşünmüyorum. Allah’ın sana verdiği paradan gereken oranda yeterince yardımını yapıyorsan, taşıdığın şeyi de bir Müslüman’a yakışır şekilde taşıyorsan, bunu böbürlenme aracı olarak kullanmıyorsan, hava cıva. Kadın kollarında gördüğüm kadınlar gibi içi boş ama komple makyaj kadın tipi ellerinde son model telefonlar bilmem neler statü ve saygınlık artırma aracı olarak imaj aracı olarak bunu kullanıyor olmaları bana onları kendi kimlikleri ile ilgili bir boşluğu doldurma ihtiyacı gibi geliyor. Kendi boşluklarını yani değerlerini onunla kapatmaya çalışıyorlar gibi geliyor o yüzden de çok anlamlı bulmuyorum onların yaptıklarını. 117 Mülakat 16: Yani insanın ihtiyacının dışında olan fazla şeyler bence lükse giriyor. Ev varken ikincisi yazlık kışlık çeşit, çeşit araba varken ikincisi. Bence bunlar ihtiyaç fazlası. Biz ihtiyaçlarımızı birbirimizden görerek belirliyoruz” AA o onu almış, bu bunu almış”. Mesela arkadaşlar da tek taş var. Tek taş alıyorlar biz de gidip alıyoruz tek taş falan. Reklam bunu teşvik ediyor etkili oluyor. Benim için altının hiç değeri yok takmam hoşlaşmam da. Evlenirken şu kadar aldırıyor bu kadar aldırıyor ben bunu saçma buluyorum yani. Basit şeyler bunlar. Tasavvufta öyle bir hale gelecek ki senin gözünde taşta altında yanı olacak. Dünyaya bu kadar değer vermemeli her insan biraz da züht sahibi olmalı bence öyle düşünüyorum, yaşamaya çalışıyorum. 118 Mülakat 12: İnsan daha fazlası ister. İnsanlarının yaşam tarzları kazançları ile doğru orantılı olmalı ayağa yorgana göre. Ben çok lüks içinde olduğumuzu düşünmüyorum. Yerine göre gerektiği gibi olduğunu düşünüyorum. Ortada olduğumuz için farklı konumlarımız olabiliyor. Bulunduğumuz konuma göre israfa kaçmadan uyuyoruz. 119 Mülakat 13: Standardım, benim bulunduğum çevreye göre benim yaşantım orta. Bunu nasıl ifade edeceğim. Şu anda ben kendi yaşamı mı irdelediğim zaman israf görüyorum tabi ki. Mesela evime eşya alıyorum bana bunlar çok lüzumlu değil diyor. Ama eşya alıyorum masanın üzerine bir obje alacaksın ihtiyaç mı değil ama orda onu istiyorsun onu. İsraf gönlüme rahatsızlık veriyor. Ama zevk olarak ta alıyorum. Gördüğümüz için olabilir. Görmesen almazsın herhalde. Benim hayatımda gelirime göre değişti. Yani mesela yeni evlendiğimde b u objeleri görmüyor muydum? Görüyordum. Ama keseme uygun değildi. Yani hiç unutmuyorum bir şeyi çok beğenmiştim alacak durumdaki bir arkadaşıma telefon ettim indirime girdiğinde gidip al diye. Ben alamayacak durumda idim. sonra imkânım oldu aynı objenin belki daha farklısını gittim aldım. Bu gelirime göre değişiyor. Eşya değişince üstündeki, obje de değişiyor. Yani bu bulunduğun çevrenin de bir etkisi var. Ben mesela Ankara sıradan bir memur olarak gitseydim herhalde böyle olmazdı. Hem gelirime göre hem statüme göre şekil alacaktı. 120 Mülakat 2: Önceden modayı takip etmeyi çok karşıttım. Belki yaşla gelen bir şey moda diye bir şey var ve buna engel olamıyorsun. İstesen de istemesen de moda neyi üretiyorsa piyasa da onu görüyorsun.5 yıl 73 aksesuar uyumuna bu kadar dikkat etmediğini söyleyen katılımcı artık bu uyum için bazı şeylerin ihtiyaç haline geldiğini belirtmektedir.121 Özellikle muhafazakâr kadınlar için üretilen moda dergilerini takip ettiğini söylemektedir. Bu dergileri muhafazakâr kadınlar için bir yaşam stili olarak tanımlamaktadır.122 Doktor katılımcı üretilen bu modaya mecbur olduğunu ifade etmektedir.123 Araştırma görevlisi katılımcı beğenerek aldığı kıyafetlerin tesettüre uymadığı için verdiğini söylüyor ve muhafazakâr kadınlar için söz konusu olan eşarp marka ve modasını eleştirmektedir.124 Aynı katılımcı artık dindar kadınların farklı bir yaşam tarzı ortaya koyamadığını, onlarında diğerlerinin tükettiklerini söylemektedir.125 Kuran kursu öğretmeni katılımcı giyim için terziye diktirmenin ne kadar özel ve değerli olduğunu her kıyafetin böyle hatırasının geliştiğini vurgulamaktadır ve giyim sektörünü eleştirmektedir.126 Ev hanımı katılımcı dergiler de sunulan moda ve markalardan önce aldığım tarz bi mantoyu da giyiyorum. Ama Modayı seviyorum tesettür moda dergilerini her ay düzenli takip ediyorum. Ala Aişa yeni, Doğan grubunun Nora çıkmış, bunu aldım. Tuba var Enda var. 121 Mülakat 2: Önceden bir saati on sene kullanıyordum ama şimdi lacivert saate ihtiyacım var. Önceden bir çantayla yıllarca idare ederdik şimdi ayakkabıya göre y ada uzun saplı çanta varsa kısa saplı çantaya ihtiyacım var. Başörtü alıyorsun ona uygun ayakkabı ona uygun çanta bu artık ihtiyacın var. 122 Mülakat 2: Evet bunlar moda dergisi değil yaşam stil dergisi. Çok değerli insanların röportajları, tasavvuf konuları, yemek tarifleri. Makyajdan örtünmeye pek çok konu. Hiç tahmin etmediğin insanların dini özellikleri ortaya çıkıyor. Bence gündemi yakalamak açısında şu zamanda moda önemli. Çok kendini yırtarcasına değil ama takip etmek gerekir. 123 Mülakat 1: Hayır bize uygun tasarımlar yapılmıyor. Kıyafette bile uzun kolu bulamıyorsunuz. Eşyalarda öyle onlar moda kabul ettiklerini üretiyorlar. Biz de mecburen onların içinden tercih etmek zorunda kalıyoruz. 124 Mülakat 3: Giydiğim şeylere göre değişiyor bazı kıyafetlerim var yıllardır kimseye vermedim onları giymeye devam ediyorum ama bazı kıyafetleri maalesef bu israf oluyor beğenerek alıyoruz sonra bir şeyi rahatsız ediyor. Bazen tesettüre uymuyor içinde rahatsız hissediyorum o kıyafeti giyemiyorum giymediğim kıyafeti de sevgi market vs yerlere veriyorum. Kıyafet harcamalarım da belli bir limit var marka ve pahalı almıyorum. Kapalı oda markalarından giyinmiyorum. Giyineceksem internetten fırsat sitelerinden onların indirime girdiği zamanı bekliyorum. Monta ve çizmeye para veriri ama bir sezonluk olanlara çok para verilmemeli. Eşarp konusunda dindar bayanlara kızıyorum en fazla sömürüldüğümüz alan eşarp marka eşarplar çok pahalı marka eşarp almadım bu konu da sömürüldüğümüzü düşünüyorum. Vakko gibi firma bize eşarp üretiyor biz de alıyoruz. 125 Mülakat 3: Tüketim konusunda dindar kadınların farklı olduğunu düşünmüyorum. Aynı dünyada yaşıyoruz. Aynı seküler bakış açısına sahibiz aslında. Aldığımız ürünler diğer kadınlardan farklı değil. Kıyafetinden başlayarak. Yaşam tarzlarımız farklı ama kullandığımız ürünler aynı. Markalar belli piyasaya sürülen ürün belli. Alıcı belli. Dindar veya dindar olmayan fark etmiyor. Teknoloji de böyle bir ayrım yok. Dindarlar daha fazla dini teknoloji, alıyor diye bir şey yok. 126 Mülakat 6: Çok sık değil her ay mutlaka alırım gibi programın yoktur yani. Kıyafette de çok fazla spora yönelme var. Penye pantolon işte. Ama aslında benim hayalimde, bence insanın bir terzisi olmalı ve en azından çok gündelikte olmasa bile, bir iş ortamında veya aile gezisine giderken terzinin diktiği kendisinin içine sinen bir kıyafeti giymesi en ideal olan. Bu bir bilgeye sormuşlar sizin hayatta en sevdiğiniz kişi kimdir diye o terzisi olduğunu söylemiş, sebebine gelince çünkü insanlar beni ilk tanıdıkları algıları ile hatırlarlar oysa terzim her gittiğim de yeniden ölçümü alır. Terzinin böyle bir yani var 2 ay önce de gitseniz her gittiğiniz de ölçünüzü alır orda ben bir ruh hissediyorum orda bir temas var birebir sizinle ilgileniyor büyük bir tatmin var çok büyük para ödemiyorsunuz ama bir terziye bir kıyafeti diktirmenin bir hatırası bir anısı ol muş oluyor. 74 etkilendiğini söylemektedir.127 Memur katılımcı muhafazakâr kadınlar için üretilen giyim kuşam tarzını artık dini yaşantı ile uymadığını bir dindar kadın imajı olan çarşaflı kadınların artık öteki olduğunu belirtmektedir.128 Kuran Kursu Öğreticisi katılımcı giyimine özen gösterdiğini ve marka takip ettiğini söylemektedir.129 Bir katılımcı moda ve marka takibi konusunda çevresel faktörlerin etkili olduğunu bunu takip eden grupların içinde olmamaya dikkat ettiğini vurgulamaktadır.130 Kuran Kursu Öğreticisi katılımcı tüketim kültüründen etkilendiğini ihtiyacı olmadan bile kıyafet ve eşarp aldığını anlatmaktadır. Aynı zamanda modanın dindar kadının tesettür anlayışını bozduğunu ifade etmektedir.131 Medrese eğitimi almış katılımcı önceleri kıyafetlerini kendisinin diktiğini şimdilerde tesettüre uygun kıyafetler bulabildiği için dikmediğini ama bu tesettüre ait modanın da israf noktasına geldiğini belirtmektedir.132 Zaman ait gelişen tesettür modası 127 Mülakat 8: Sanırım bize verilen uyaranlara göre değişiyor. Onlar her şeyi çok güzel gösteriyorlar bazen bakıyorum bir markanın şeyi diyorum ki ben bunu pazarda görsem gerçekten almam ama o an hoş gösteriliyor bal bu marka bu tasarımı yapmış diye. Pazarda bakmayacağım şeyi o markanın tasarımı diye vitrinde dergide bakıyorum. Biraz insanı etkiliyor. Size nasıl yansıttığı günümüzde lüks ihtiyaçmış gibi gösteriliyor. Aslında hayatıma baktığımda inanılmaz lüks var ama bana sorsan hepsi de ihtiyaç ya da bir gün lazım olur mantığı ile alınmış şeyler. 128 Mülakat 9: Ama biz teknolojiyi böyle kullanmıyoruz. Daha rastlamadım işimize geliyor. Moda tesettürü aşan bir şey oldu. Başörtüleri kuşa çevrildi iste sekte kuran da yazan şekliyle örtünemiyoruz. Pardösüler vücutlara oturan şekilde yapılıyor. Bir mağazaya gittiğimiz de başka örneğini bulamıyorsak. Onları almak zorunda kalıyoruz. İstediğimiz İslam’a uygun şekilde bulmak için belki 15-20 mağaza, 15-20 tane bölge gezmek gerekecek onun için akışa uymuşuz. Tabi bu bizim talebimizle de ilgili biz neyi talep ediyorsak onu sunuyorlar suçu teknolojiye atmamak gerekiyor. Bireysel yoksa dikkat edilebilir ama bunun için de tam anlamıyla İslam’a uygun olmak gerekir. Artık çarşaflı kadınlar bizim için bile öteki oldu. Gördüğümüz zaman dikkatimizi çekiyor bakıyoruz. Toplumsal değişme oldu normal olan değişti. Bu da modernleşme ben sosyologum açık kadına modern diyorum. Bilinçaltımızda böyle. Modernlik açıklıkla ya da İslami terk etmekle olan bir şey değil medeniyetin kaynağı Medine. Teknoloji orta halli Müslümanlara çok fazla taviz verdirtti. 129 Mülakat 10: Yani evet. Ben üstüme başıma alırken de giderim birazcık daha iyisi ni alırım. Özel zamanlar için özel kıyafetler alırım belli markalar vardır aldığım kullandığım telefonda böyle benim için yani onu da tercih ettiğimde o markadır veya onun yenisi çıktığında bakarım ihtiyaçsa tabi 130 Mülakat 11:Çok vardır. Çevremizde de vardır mutlaka üç beş benim bildiğim arkadaşlarım var. Öbür türlü giyimine kuşamına önem vermeyenler insanın giyim kuşa ev ve eşyası ile ilgilenmeyenler de var. Ben onlarla çok rahat ediyorum. Ama gittiğim zaman giyimime kuşamıma çok böyle bunu nerden aldın şunu nerden aldın çok şıksın çantası ile ayakkabısı ile uğraşan grup olsa onların yanında… Zaten ruhumda istemezdi diye düşünüyorum. Bizim kendi aramızdaki derslerin çok faydası oldu. Bu derslerin de teknolojiyle yapılması da çok güzel olur. Görsel destekler güzel oluyor. Ama olmazsa da olur. 131 Mülakat 17: Biraz fazla kıyafetim var aslında ama fazla olmasına rağmen hala alıyoruz mesela eşarbımız var ama ben bunları hep takıyorum diye yeniliyoruz devamlı. Bu konuda kendimi eksik görüyorum. Biraz bu konu da törpülemem lazım. TV ve modanın etkisiyle bir yozlaşma ve bozulma var dindar insanlarda da. Tesettür asıl manasını yitirdi. Asıl manası gizlenmek olduğu halde daha çok açığa vurmak olabiliyor. Bakıyorsun dar pantolon dar badi, başında örtü yakıştıramıyorum böyle insanları görünce ama bir şey diyemiyorsunuz. Ya da tam tersine TV de açık ama ilahiyatçı hocalar o da bana ters geliyor. Tesettür olmadan nasıl ilahiyat hocası olabiliyor. İlahiyat öğrencilerinin arasında açık kızlar var. Bunu ben yadırgıyorum. Böyle olmamalı yaşayışı ile tamamen bakıldığı zaman Müslüman gibi görülmeli bana göre. 132 Mülakat 16: Giyim bölümü mezunu olduğum için eskiden çok daha düşkündüm. Modellerimi kendim tasarlayıp dikiyordum. Artık tesettür giyim çok fazla ve yaygınlaştı. Çok ihtiyaç hissetmiyorum. Sonra 75 ile dindar kadının dini yaşamdan koptuğunu ve dejenere olduğunu ifade etmektedir.133 Öğretmen katılımcı şık ve güzel giyinmeyi sevdiğini ve bunun dinen de uygun olduğunu bir referans vererek anlatmakta bununla birlikte sahip olduğu kıyafet ve eşarbın fazlalığından şikâyet etmektedir.134.İlahiyat mezunu babası Hafız katılımcı tesettürü moda olsun diye değil farklı bir tarza sahip olmayı önemsediği için tesettür moda dergilerini takip ettiğini, herkesten farklı olmayı tercih ettiğini anlatmaktadır.135.Mühendis katılımcı çok kıyafet almadığını az ve öz ama sıra dışı şeyler aldığını, uzun süre kullandığını belirtmektedir.136 Öğretmen katılımcı markaları takip ettiğini söylemekte kıyafet konusunda israfa kaçtığını belirtmekte bu konu ile kendini kontrol altına almaya çalıştığını belirtmektedir.137 sahabenin hayatına baktığımız zaman her şeyden sorguya çekileceksiniz diye ayetlerde var tabi yani fazlaya kaçmak israf olduğu ve bundan da mesul olduğumuz için. Bakıyorsunuz sofilerin iki kıyafetleri var bir yazlık bir kışlık bizi bu sistem durmadan tüketmeye yöneltiyor. Ne yapıyorsun, şu renk moda ona uygun ayakkabı alayım ona uygun çanta alayım ona uygun başörtü alayım derken her taraf doluyor. 133 Mülakat 16: Üzüldüğüm şey şu Allah resulünün asırlar öncesinde uyardığı şeyler bugün yaşanıyor. Başları dev hörgücü gibi diyor. Ne yapıyor kızlar tülbentle dolaya dolayı kafalarını kocaman yapıyorlar. Önceden tesettür dikkat çekmemek içindi şimdi dikkat çekmek için aşırı makyaj yapılması kaşların incelmesi çok abes geliyor o kadar örtülü insan var kaşları bir tel kalmış. Diğerlerinden farkın ne senin hiç hoşuma gitmiyor. Dar sıkı pantolonlar giyilmesi başörtü ona göre örtülüyor. Müslüman toplum gittikçe dejenere oldu. Evet. O yüzden eskisi kadar düşkünlüğüm yok. Yanımda gezdirdiğim bir hadisi şerif okuyacağım hepimizin güncel bir hastalığı bu Kutbul Kuyup kitabının C.3.s.599.da Efendimiz şöyle buyuruyor:‘’Ümmetimin en kötüleri türlü, türlü yemekler arayan değişik elbiseler giyme derdi ile yanan ve ağzını doldura, doldura boş konuşan refah içindeki kimselerdir.’’Bak ben bunu yanımda taşıyorum. Bu çok önemli bir hadisi şerif bu bizim hastalıklarımızı anlatıyor. Şu anda hepimiz de bir hastalık var masaları donatıyoruz türlü, türlü değişik elbise o çıkmış bu çıkmış yeni moda diye alıyoruz ve boş çoğu zaman ömrümüz telefon başında elimizde telefonla çok vaktimizi geçiriyoruz. Bizim halimiz şu anda bu. Şu anda ki sistemde her şeyi ile bizi buna sevk ediyor. 134 Mülakat 12.Mesela imamı azam Ebu Hanife hzl eri bir kumaş tüccarı idi. çok güzel ve şık giyinirdi. Önemli olan onun elinde olması dünya sevgisinin gönlüne girmemesi lazım. Yoksa Mevlana’nın dediği gibi gemi su almaya başlar. Kalp o kadar önemli ki dünya sevgisi girmeyecek. Evet, öyle yapıyoruz. Ama işte sınırı aşıyoruz israfa gidiyoruz. Hepimizin envai çeşit başörtülerimiz var. Eskiden böyle değildi. Çeşit, çeşit kıyafetlerimiz var. 135 Mülakat 12.Şu an göreve başladığımdan beri moda olarak değil ama gündemi dergilerden takip etmeye başladım. Öncesinde görsel basında gördüğüm şeylerle yorumlarken alışveriş esnasında oluşurken şimdi dergilerden bakıyorum ama genelde kendi tarzımı oluşturmaya çalışıyorum farklı olsun istiyorum tesettürlü kişilerin kıyafetleri renkleri çok fazla birbirine benziyor. Farklı olsun istiyorum ama ister istemez belli şeylerde yakalayamadığımız aynı olduğumuz oluyor. Olumlu mana da dikkat çekici olmayı seviyorum. İnsanlar tarafından beğenilsin güzel olsun. Hatta gençlik beğensin örnek alsın anlamında kurumumda genç öğretmenler var örtülü olmayanlar çoğunlukta örnek alsınlar sevsinler mutlu olsunlar diye daha da dikkat eder hale geldim. 136 Mülakat 13: Çok kıyafet sevmiyorum giymediğim kıyafeti asla tutmak ve almak istemem. Kolay eskitmem 10-12 yıllık kıyafetlerim vardır. Az alırım öz alırım aldığımı uzun vadede giyerim eskimez demode de olmaz. Sıra dışı şeyler almaya çalışırım. Kullanmadıklarımı mutlaka veririm. Bir yıl kullanmadı isem elden çıkarmaya çalışırım. Güzel bile olsa veririm. Ben lükse kaçmam bir çantam bir düğünlük derneklik onu kullanırım düğün dernek için yenisini alma 137 Mülakat 4: Sürekli kullandığım kalitesinde emin olduğum markayı tercih ederim. Giyim konusunda israfa girdiğimi düşünüyorum. Bunun ilgili kendimle mücadele ettim önce kendimi serbest bıraktım tatmin yaşayım diye sonra alış verişe gidip almadan gelince kendimi ödüllendirdim. Bu hoşuma gitti. 76 Görüşmelerimizi gerçekleştirirken tüketim alışkanlıklarının temelinde insanların sahip olduğu eşyalar üzerinde kendi değerlerini ifade etme ihtiyacı duyduklarını gözlemledik. bir malın kalitesinden fazla statü olarak algılanması Baudrillard’ın gösterge değeri’ifadesi burada karşımıza çıkmıştır. Bir katılımcı kullandığı sahip olduğu telefonun teknolojisinden çok markasının onu değerli hissettirdiğini, insanların kullandıkları eşyalara göre sınıf atladıklarını, ifade etmektedir.138.Bir başka katılımcı pahalıyı almayı statü olarak tanımlamış herkesin ucu bir telefonu çıkarıp konuşamayacağını belirtmiştir.139 Öğretmen katılımcı insanlar için yeni bir teknoloji kullanmayı kişilerin kendini ispatlaması olarak gördüğünü, asgari ücretle geçinen insanların bile bunları almak için yiyeceklerini, içeceklerini kıstıklarını anlatmıştır.140.Bir diğer katılımcı jip kullanmanın “büyüğüm, güçlüyüm” demek olduğunu ve bundan hoşlanmadığını ifade etmektedir.141 Kuran Kursu Öğreticisi katılımcı bunu tüketimi artırmak için bir dayatma olarak görmektedir.142 Hafız katılımcı bu tip teknolojilerin kullanmanın artık amaç haline geldiğini vurgulamaktadır.143 138 Mülakat 2: Benim için benim Iphone’numun olması böyle bir çevre de yaşayınca önemli bir şey ama. Onun teknolojisinin gelişmiş olması bana çok çok bir şeyler katmıyor. Bulunduğum çevreye göre. Iphone kullanınca kendimi değerli hissediyorum. Iphone kullanmak kesinlikle statüdür. Kesinlikle araba da telefon gibi sadece 4 tekerleklisi iyi değil. Maddi şartlarla ilgili eşim Range Rover aldı.250 milyar benim ki 25 milyar ben de istiyorum o zaman. B u önemli nasıl telefon statü ise araba anahtarı da önemli. Araba anahtarını şöyle ortaya koyabilmek. Arabanın olduğunu bilmeleri bile çok önemli oluyor maalesef. 139 Mülakat 3: Toplum statü olarak algılıyor. Zengin bir iş adamının elinde görürlerse cimri derler. Statü eşittir pahalıyı almak gibi bir anlayış var. Ama her şeye kılıf buluyoruz. Biz nasıl yorumlamak istersek öyle yorumluyoruz. 140 Mülakat 4: İnsanlar böyle görüyor. Hele alıp elinde sallamayı. Aslında kişiliği olmayan insanlar bu tip şeylerle kendilerini ortaya koymaya çalışıyorlar. Ben daha yeni sahip oldum birkaç haftadır elimde böyle bir telefonu. Tabii içini doldurmayan insanlar bile. Bakıyorsun asgari ücretle ellerinde bunu dolaştırmak istiyor. Buna sahip olmak istiyor ve gerçekten çok düşük maaşlı insanların aylarca taksit ödeyerek bunlara sahip olduklarını görüyoruz. Çok yazık gerçekten bu durum. Aslında böyle bir şeye ihtiyacı yok ihtiyaç alo demektir. insanlar bunu karizma özellik olarak görüp öyle hissediyorlar. İnsanlar borçlarını ödemiyorlar yiyeceklerinden içeceklerinde kısıyorlar. Geçenlerde bizim ortamımızda yeni yaşadık. Adam aylardır adam aylardır birikmiş aidat borcunu ödemiyor. Elinde bir bakıyorsun iki buçuk milyarlık telefonla geziyor kadın yani bunu bizim aklımız almadı. Biz borcu var idare ediyoruz kadın 2,5 milyarlık telefonla geziyor şu anda hiçbirimizin elinde o telefon yok. Şok yani sen böyle bir telefonu hangi amaçla niçin taşıyorsun. 141 Mülakat 5: Okulun kurumun arabasını kullanıyorum marka takıntısı falan yok. Cip kulamla işi de beni rahatsız ediyor büyüğüm güçlüyüm cip beni tedirgin ediyor. Daha çok düşünmek gerektiğini düşünenlerdenim. 142 Mülakat 6: Bu da bize dayatılan bir şey. Kesinlikle öyle olduğunu düşünüyorum bu insanlar ne için nasıl hangi idealler uğruna düşünmelerine fırsat kalmaksızın işte atıyorum Iphone şu son modeli çıkmış haberin var mı? Şu özellikleri varmış sende alıcak mısın? Ya da ne bileyim tüllerin şu moda modası değişmiş değiştirmeyi düşünür müsün? Hep tüketime yönlendirilip, düşünmekten çok çok uzak. 143 Mülakat 7: Amaç o oldu. O aldı bende alayım şu an da fakir insan dediğinizin evine gidin elindeki cep telefonuna bakın sizden iyi. Hepsine sahip oldu ama nasıl sahip oldu orası ayrı bir şey helalinden mi haramla mı? İnsandaki nefis her daim canının istediğini yap diye emrediyor. Senin hakkın elde edebilirsin. Bu modern hayat ihtiyaçları kaldırdığı için insanın dine yönelimini azaltıyor. Arayışını varlığında değil de onun dışındakilerde arıyor. Allah a ihtiyaç duymuyor. Nasıl olsa her şey elinin altında bunun farkında değiliz. 77 Ev Hanımı katılımcı, insanlara kullandığı arabaya göre değer verildiğini kendi yaşadığı örnek üzerinden anlatmıştır.144 Memur katılımcı toplumun parayı ve teknolojiyi statü aracı olarak kullandığını söylemektedir.145 Bir başka katılımcı insanların bindiği arabaya ya da oturduğu eve göre davrandığını söylemektedir.146 Ev Hanımı katılımcı toplum nazarındaki statü anlayışına öbür dünyadaki hayat standardını düşünerek uymadığını belirtmektedir.147 Araştırma Görevlisi katılımcı eskiden kıyafetlerle belirlenen toplumsal sınıfların şimdilerde kullanılan teknolojilerle yapılmaya çalışıldığını insanların olmak istedikleri sınıfların imkânlarını kullanmaya çalıştıklarını söylemektedir.148 Başka bir katılımcı kadınların kimlikleri ile ilgili boşluklarını ellerindeki telefonla doldurmaya çalıştıklarını ifade etmektedir.149 Kendi konumundaki bir bayanın araba kullanması gerektiğini vurgulayan katılımcı zenginliğin kişinin yaşantısında görülmesi gerektiğini Hz Peygamber döneminden bir örnekle anlatmaktadır. İnsanların arkadaşlarını kendi statülerine göre 144 Mülakat 8: İnsanlar arasında statü farkı var yani dıştan size bakan insanlarda hissediyorsunuz. Mesela bizim düğünümüz Anatolia’da olmuştu fatih beni kuaförden aldı arabamız yoktu Doblo tarzı bir arabayla aldı gittik otele bizi almadılar ben gelinim diyorum araba uygun olmadığı için. Şimdi tek başıma gidiyorum bütün kapılar açılıyor ne geliniz ne damadız ama altındaki araba farklı. Ben şunu biliyorum ki ye kürküm ye çok fazla var. Başka yerde de var dıştan bize bakan insanlarda da var. 145 Mülakat 9: Aciz olan insanlarla ilgilidir. Olmayan olana bir uhde ile bakabilir. Kişi belki kendini statülü görebilir. Toplum da maalesef dış görünüşe önem veriyor. Tabi toplumda para teknoloji modernite 146 Mülakat 10: Benim gözümde statü değil ama toplumsal olarak öyle.ne yazık ki toplum da değil.. eğer bindiği arabası veya oturduğu dairesi göre bile kişilerin davranışları vs bile değişiyor. Aslında kendimiz yapıyoruz işimizi ötekide görebilir fakat Sıyrılmak mı daha üst basamak olmak mı bilemiyorum aslında olmaması gereken bir şey. 147 Mülakat 11: Statü oluşturabilir. Kişiye göre değişebilir bana göre değil ama ben mesela 10 yıllık bir araba kullandım yılarca hiç şikâyetim olmadı ama etrafımdaki herkesin arabası sıfırdı. Tabi bana söylüyorlardı sen niye yenilemiyorsun diye ama bana göre araba araç işlerimi yapmak için onun modeli yaşı bana göre çok fark yok. Derslere gitmede, çocukların okuluna alışverişe gitmede bir araç. Sağlam bir araba ise çok arıza çıkarıyorsa iyisini almak gerekir. Pahalı bir arabaya binersem ben kendimden de korkuyorum insan nefsi çok çabuk güzel şeylere aIışıyor. Bunun altına düşmek istemiyorsun alıştığın standartların altına düşmek bazen insanı çok üzebiliyor. Kalben kırabiliyor onu da bir imtihan diye görüyorum o yüzden fazla hayat standardımı çok fazla yükselmek istemiyorum. Çünkü öbür dünyayı düşünen bir insanım buradaki hayat standardım çok yüksek olursa öbür dünyadaki hayat standardım alçak olacağı korkusu var. Hiçbir garantisi yok. Ama bu dünyada ki hayat standardımı kendi elimle isteyerek ama hani zorunluluk olmadan çok yükseltmeden onun yerine hayır işlerine. o aradaki farkı öğrencilere başka hayır kurumlarına kimseye bildirmeden vererek o şekilde bana daha doğru geliyor. Bir Audi’ye binmekle şu an kullandığın 10 yıllık araba arasında çok fark var. Ama aradaki fark belki bana cennette çok fazla makam kazandıracak diye düşünüyorum. 148 Mülakat 15:Olmadığı şeyi o telefonla oluyor. Artık günümüzde İngiltere prensi de kot giyiyor. Sen de giyiyorsun günümüzde statü göstergeleri elbiseler giyimdir direk görünen şeyler yok ama işte telefon gibi tablet gibi şeylerle statü kazanılmaya çalışılıyor. Gidip Samsung almıyor Iphone alıyor. Gidiyor sahte kapağını almıyor,”ben Iphone kapağı aldım” diyor. Onu gösteriyor. Hatta fotosunu çekip Facebook’a koyuyor,” ben zenginim istediğimi alabilirim param var” 149 Mülakat 14: Komple makyaj kadın tipi ellerinde son model telefonlar bilmem neler statü ve saygınlık artırma aracı olarak imaj aracı olarak bunu kullanıyor olmaları bana onları kendi kimlikleri ile ilgili bir boşluğu doldurma ihtiyacı gibi geliyor. Kendi boşluklarını yani değerlerini onunla kapatmaya çalışıyorlar gibi geliyor o yüzden de çok anlamlı bulmuyorum onların yaptıklarını. 78 seçtiklerini de anlatmaktadır.150 Mühendis katılımcı yeni teknoloji kullanmanın toplumun bakış açısında bir statü olduğunu fakat kendisinin öyle düşünmediğini belirtmektedir.151 Bir katılımcı muhafazakâr kadınlarında birbirlerine belli bir sınıfa uyabilmek için bu tarz bir yaşam baskısı yaptığını söylemektedir.152 Yeni teknolojilerin ev ve iş yaşamını kolaylaştırması boş zaman etkinliklerini gündeme getirmektedir. Boş zamanı özgür ve istenilen şekilde değerlendirebilmek kişilerin ekonomik durumları ile bağlantılıdır. Dolayısıyla katılımcıların boş zamanlarını nasıl değerlendikleri tüketim alışkanlıklarını da içine almaktadır. Buradaki boş zaman etkinliği olarak görülen AVM’ler gündeme gelmektedir. Bir katılımcı AVM’ye hafta da bir de olsa, bir eğlence mekânı olarak çocuklarını gezdirmek için gittiğini söylemektedir.153 Araştırma Görevlisi katılımcı AVM’lerin seçenek sunduğunu bir eğlence mekânı olarakta çocukların oyalanabildiği ve her anlamda bağlayıcı olduğunu aktarmıştır.154 150 Mülakat 12: Bayana uygun güzel görünümlü olmasını önemsiyorum. Konumum açısından önemsiyorum. Araba kullanmanın bayanlar için çok büyük bir ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Zamanı daha iyi kullanmayı sağlıyor. Çocuklarımızla ilgilenme açısından. Aynı gün içinde üç beş yere gitmen gerekiyorsa yetişebiliyorsun. Bugün kullanılan eşyalar statü olarak görünüyor. Peygamberimizin bir hadisi var. Üzeri yamalı pek güzel olmayan ama durumunda iyice zengince olduğu bir sahibi ye seni durumun yok mu diyor. O kişi zengin olduğunu söylediğinde üzerinde görünsün buyuruyor. Tabii ki sen tasadduk yapacaksın konu komşunu gözeteceksin. “Akrabanı gözeteceksin ama zenginliği de üzerinde olmalı “diyor, Peygamber Efendimiz. Müslüman’ın zengin olması güzel, ama nasıl yaşayıp nasıl yansıttığı önemli. Maalesef bu statüler oluşmuş durumda önceden efendiler köleler vardı şu anda da isimler değişmiş devam ediyor. Tabi ki herkesi aynı kategoriye alamayız. Üniversite 2. Sınıfta öğrenci evinde iki kardeş oturuyorduk.1. katta oturan ablanın bebeği olacaktı hastaneye nasıl gitcez bilmiyorum dediğinde, ben de “bir arkadaşınız yok mu?” diye sorduğumda, “var ama o da bizim gibi” demişti. Bu statü ister istemez yerleşiyor. İnsanlar birbirleri ile statüsüne göre ilişki kuruyorlar. Ama öyle arkadaşlar ediniyorlar. 151 Mülakat 18: Son teknolojiye sahip olmak toplumda kesinlikle statü oluşturuyor. Yani insanlar kıyafeti ile karşılanıp fikirleri ile yolcu ediliyor. Kesinlikle inanıyorum. bu bir gerçek ama benim için kriter bu değil. Ama imkânın varken de salaş olmayı da uygun görmüyorum. 152 Mülakat 13: Kesinlikle. Toplum böyle kabul ediyor zaten bu bir statü. Bunu nerden fark ediyorum. Sohbet için toplandığımız arkadaşlardan her seferinde yanı çanta ile düz ayakkabılarla gelen arkadaşların eleştirdiğine o kadar sık şahit oluyorum ki. Bizim eskiden gençliğimizde giydiğimiz elbiselere artık bunu değiştir Ayşe Hanım dediklerini birinci ağızdan duyuyorum. Bu konuda dindarlar arasında ciddi bir baskı var. Örtü satan bir arkadaşım var. Onun da babası milletvekili yani o diyor ki Ankara da örtülüler rotayı şaşırmış bunu bizzat söylüyor. Bütün vekil eşleri bürokratlar giydikleri markaları artık alınlarına yapıştıracaklar diyor. Hem satıyor onlar onun devamlı müşterisi ama hem de böyle bir derdi var yani. Şu anda görsellik ve statü her şeyin önüne geçmiş durumda. Toplum olarak çok hızlı değişim herhalde. Hızlı değişiyoruz. Kendimizi belki birilerine kabul ettirmek güç bizde artık bizde sizin gibi olabiliriz örtülüyüz ama şöyle de yapabiliriz. Mcdonults arda oturup bacak, bacak üstüne atabiliriz. Sosyal yaşamın içinde her alanda olabiliriz. Bir aralar kadınların bir derdi vardı kadın her işi yapar kadın her işi yapar şimdi örtülüler her şeyi yapar mantığı oluştu. Müslümanların kompleksi buna sebep olabilir. 153 Mülakat 2: Alışveriş merkezine her hafta bir kere de olsa giderim. Ama alışveriş için değil çocukları yemeğe götürürüm gezinirim gezinirken mağazalara göz atarım. 154 Mülakat 3: Seçenek sunuyor. Her şey bir arada çocuklara alternatif sunuyor. Dışarıdakiyle rekabet edecek fiyatta sunuyor. Niye AVM’den yapmayım hem her şey var hem çocuğumu oyalıyorum. Her anlamda bağlayıcı. Sadece teknolojik ürünler için mecbur kalıp gidiyorum. Onun haricinde AVM’den alışveriş için çok nadir gidiyoruz. 79 Öğretmen katılımcı AVM’lere alışveriş için değil dolaşmak için gittiklerini, özellikle kışın dolaşmak için bir alternatiflerin olmadığını dile getirmektedir.155 Memur katılımcı kendisinin AVM’ye gitmeyi sevmediğini ama eşinin tek başına gidip gezdiğini söylemektedir.156 Ev Hanımı katılımcı özellikle kışın gezip dolaşmak için AVM’lere gittiklerini hem çocukların eğlendiğini hem de kendi ihtiyaçlarını karşıladıklarını, kendisinin de bu ortamlara zaman, zaman ihtiyaç duyduğunu söylemektedir.157 Anaokulu Öğretmeni katılımcı da alış-veriş ve AVM için ayrı, ayrı gittiğini AVM’ye çocukları için sık gittiğini belirtmektedir.158 Mühendis katılımcı AVM’leri hiç sevmediğini çocuklarını da götürmediğini söylemektedir.159 5.2.4. Dini Yaşam Geleneğinin Değişmesi İslam dininin geleneğinde Hz Peygamber döneminden beri haramlar helaller bellidir bazı dini kavramlar kullanıldığında nelerin kastedildiği bu dinin yaşayıcıları tarafından ortak tanımlara sahiptir. Biz bu çalışmamızda gördük ki özellikle muhafazakâr kadınların teknoloji ile yoğun uğraşları bu kavramların içini boşaltmış, Müslümanlar için artık yeni yeni korunmaları gereken alanlar ortaya çıkmıştır. Bir katılımcı bu konuda, şimdi şeytanın özellikle cep telefonu ve bilgisayar aracılığı ile musallat olduğunu ve özellikle bu aletleri kullanırken Euzu-Besmele çekmek gerektiğine vurgu yapmıştır.160 Değişen kavramlara baktığımız da özellikle günah ya da haram kavramının değişimi dikkati 155 Mülakat 4: Çocukların talepleri kışın gidilecek hiçbir yer yok hadi dolaşalım çıkalım dediğiniz zaman kapalı bir mekân sadece AVM’ler var mecburen hadi dolaşalım diyorsun gezerken gözüm bir şeylere takılıyor mutlaka. Alternatifsiz ortam bazen farklı niyetle çıkıyoruz akşam eve döndüğümüzde yine AVM’ye gitmiş dolaşmış olarak buluyoruz kendimizi. Girdap kısır döngü. Alışveriş için değil dolaşmak için gidiyoruz. sırf gezmek için. Ama görünce almak istiyorsun. 156 Mülakat 9: Eşim bana bıraksa ben AVM sevmiyorum. Açık hava deniz kenarı severim. Ama eşimle bu konuda çatışıyoruz o AVM’ye gitmek istiyor. O alışveriş yapmayı seviyor tek başına gidip AVM geziyor. Ben tek başıma gitmem. 157 Mülakat 11: Çok sık dolaşırız gezeriz çok zor beğenirim. AVM gezeriz çocuklarla bir hava almak için özellikle kışın hava soğuduğunda çok bunaldığımızda gezeriz. Önce bir gezeriz özellikle teknoloji marketlerini çok gezeriz. Bakarız almak için çıkmayız aslında yeni gelişmeleri görmek amaçlı çıkarız. Mutlaka oralarda market vardır evin marketini yaparız. Fastfood’lar var çocuklar seviyorlar ne yazık ki ben de seviyorum. Hoşuma gidiyor yalan değil. Kalabalık olması ses gürültü bazen benim de ihtiyaç duyduğum bir şey diye düşünüyorum. 158 Mülakat 12: İki alış veriş merkezinin ortasında oturuyorum. Bu nedenle daha çok çocukların ihtiyaçlarını gidermek için gidiyorum. Market için her gün AVM için hafta da bir gidiyorum. 159 Mülakat 18: İşim yoksa asla gitmek istemem. Çok sıkılırım oradaki kalabalık ve tüketim beni çok sıkar. Gitmek zorunda kaldığım zaman da sadece gideceğim yere girer çıkarım. Onları gezdirmek için restorana yemeğe götürürüm. Sakin yerlere. Oyun parkı olan evde yiyemedikleri şeyler için götürürüm. 160 Mülakat 5: Şimdi burada Euzu-Besmeleyi pratik hayatta doğru kullanmadığımızı düşünüyorum. Sanki Euze-Besmele tek Kuran-ı Kerim okumaya başlarken çekilir gibi ama şeytan her yerde ve bana musallatsa cep telefonu ve bilgisayar ilişkimde de çok önemli. Şimdi başka bir sıkıntı yaşıyorum. Kendi kendime Euzu-Besmele çekerek bilgisayarın düğmesini bastığımda bilgisayarın bana daha çok hizmet ettiğini düşünüyorum. 80 çekmektedir. Eskiye göre muhafazakâr kadınlar için örtünme tesettür anlayışı değişti bu konuya giyim kuşam moda kısmında değindiğimiz için burada kısaca geçeceğiz. Muhafazakâr kadınların sosyal alanlara çıkmaları ve daha görünür olmaları onlarda daha önce var olan mahrem algısını değiştirdi. Eskiden muhafazakâr kadınlar akrabaları ile bile el sıkışmazken şimdi toklaşmanın caiz ve sosyallik sayıldığına vurguyu avukat katılımcı yapmaktadır.161 Bir katılımcı eskiden kayınvalidesinin fotoğraf çekmeyi bile haram görürken şimdi televizyon başından kalkmadığını söylemektedir.162 Aynı katılımcı kayınvalidesinin uyurken bile kendisine örtülü olmayı telkin ettiğini evde baş açıklığı günah saydığını söylemekte ama zamanla artık kayınvalidesinin de evin içinde çok rahat olduğunu aktarmaktadır.163 Bir başka katılımcı da babasının önceden televizyon olan odaya girmediğini ama şimdiler de iyi bir TV izleyicisi olduğunu anlatmaktadır.164 Katılımcı eskiden çocuk bezi ve tuvalet kâğıdı gibi şeylerin kullanılmasının sorgulandığını haram sayıldığını şimdilerde ise ihtiyaç görüldüğünü anlatmaktadır.165 Bunların yanında katılımcılarımız özellikle sosyal medyayı büyük bir fitne aracı olarak tanımlamakta buradaki bilgilerin sorgulanmaması neticesinde her türlü yalanın çok çabuk hakikat 161 Mülakat 2: Aslında oluşturalım derken kaybediyoruz. Müslüman kadın sosyaldir derken yerini abartmaya başladık. Müslüman kadın ve erkeğe yakışmayan durumlar oluyor. Özellikle siyasette kadınlarla erkekler çok yakın. Kişisel mesafeler uzun mesailerde kayboluyor. Tokalaşmak caizdir. Erkekler daha rahat taviz verebiliyorlar. Dokunmak en büyük tavizdir. Devlet başkanları yaparsa partisindeki herkes yapar. 162 Mülakat 11: Biz evlendiğimizde eşim ailesi pek çok konuda katı idi. fotoğraf çektirmek bile kayınvalidem çok ayıp görüyordu günah görüyordu haram görüyordu düğün fotoğrafı çektiremedik benim düğünümde eşimle birlikte fotoğrafım yoktur. Eskiden kayınvalidem görümcemi evlendirdiğinde mobilya hiç istememiş aldırtmamış oğlan tarafına günah demiş haram demiş hatta düğün bile istememişler. Eskiden internet TV yok zaten evlerinde de seyretmezlerdi. Radyo bile çok dinlenmezdi ama şimdi herkes her şeyden anında haberdar. Anında her şey elinin altında kayınvalidem eskiden TV günah derdi TV seyretmezdi hatta babama TV seyrediyor diye –senin baban da dindar mı? Demişti. Siyaseti sevip TV izlediği için. Kayınvalidem böyle demişti. Fakat şimdi benim kayınvalidem 20 sen sonra sabahlara kadar TV seyrediyor tartışma programları haberler ve bana anlatıyor. Bu da benim hoşuma gidiyor aslında. 163 Mülakat 11:Ben yeni evli iken evde örtülü gez çok günah diye ikaz ediyordu. Eşinin yanına örtülü yat evin içinde kısa kollu gezme. Şimdi bakıyorum kendisi bunları daha rahat yapıyor. Kızları da rahat yapıyor hatta eltimin düğününde saçı açıktı. Öyle istiyorum dedi tamam dediler. Benden 6 sene sonra böyle bir değişim oldu. 164 Mülakat 13: Babam Almanya da iken peygamberimizi rüyasında görmüş arkası dönük görmüş. Kalkınca televizyon var diye peygamberimiz yüzünü dönmedi dedi. Şimdi yaşlandı artık Cüneyt Arkı’nın bütün filmlerini tekrar, tekrar izledi. Ama yine kötü şeylere bakmıyor. 165 Mülakat 11: Evet birçok kişi için geçerli görümcem içinde öyle ben çocuk bezi kullandığımda o zaman çok yaygın değildi. Görümcem –ben ölsem dahi, dünya kadar zenginde olsam bu bezi kullanmam günah bunlar israf tek kullanımlık kullanılıp atılıyor demişti. Ama benden iki sene sonra doğum yaptı o kullandı. Bizde zenginlik alameti gördük diye espri ile takılınca haklısın dedi. O zaman öyle düşünüyordum ama artık iş değişti herkeste var dedi. Herkeste olması normalleştiriyor bazı şeyleri. Benim zamanımda üç-beş kişide vardı o zaman lükstü ve israf görünüyordu ne gerek var diye hatta tuvalet kâğıtları için bile aynı şeyler i söylüyorlardı. fakat sonradan hijyen açısından daha sağlıklı görülüyor. Ben teknolojinin olumlu geliştiğini 81 olduğunu söylemektedir.166 İslam dinini en temel ibadetlerinden infak etmek eskiden en sevdiğimiz şeyleri vermek demekken şimdilerde yeni şeylere yer açmak için eskileri vermek şekline dönüşmüştür. Doktor katılımcı yeni bir teknoloji alırken eskisini vererek değerlendirdiğini söylemektedir.167 İslam dini sabrı telkin ederken hatta ibadetler bu özelliği kazanmanın en önemli süreci iken yeni teknolojilerin getirdiği hız sabır duygusunu alıp götürmektedir. Katılımcı sanal olandaki hızın gerçek hayatta da böyle bir beklenti oluşturduğunu bunu elde edemeyen insanların ise çok hoşgörüsüz ve öfkeli olduğunu ifade etmektedir.168 Bir diğer katılımcı da bu hayat tarzının insanları aceleci ve fevri yaptığını söylemektedir.169 Eskiden Müslüman ve gayri Müslümanları ayıran temel şeyler olduğunu ama artık günümüzde teknolojinin herkesi eşitlediğini vurgulamaktadır.170 Öğretmen katılımcı İslam dininde boş zaman diye bir kavramın olmadığını bunun da çok çalış çok 166 Mülakat 3:Kesinlikle sosyal medya da medya kahramanlığı yapılıyor. Gündelik hayatta insanlar birbirlerine söyleyemeyecekleri şeyleri orda çok rahat söylüyorlar. Yalan orda çok çabuk hakikat oluyor yayılıyor. Eğitimli insanlar bile haberin aslını doğru mu değil mi diye araştırmıyor. Hemen paylaşıyorlar. Çoğu zaman provokasyonlara çok açık bir ortam. Kesinlikle iyi bir fitne aracı taksim olaylarında bir twitle bir sürü insan sokağa döküldü. Mülakat 11:Tehlikeli buluyorum. Güvenilir de bulmuyorum. İnsanlar doğruluğundan emin olmadıkları şeylere inanıyorlar. Kimse doğru olup olmadığını araştırmadan iftira ve hakaretler söz konusu oluyor. Fitne aracı insanları çok rahat karalıyor. Özel ya da mahrem yok. 167 Mülakat 1: Yeni teknolojileri değiştir misiniz? Evet değiştirim ama eski olanın da değerlenecek yerini bulurum. Mülakat 2: Üst teknolojilerle değiştiriyor muyum? Çok değil. Bazen eskisini öğrenci evine verip kendime daha üst bir şey aldığım oluyor. Yenisi alacağım zaman ihtiyaç olduğunda takip ediyorum. Mesela ütü lazım onu 1 aya yakın takip ettim hangisi iyi Mülakat 3: Giydiğim şeylere göre değişiyor bazı kıyafetlerim var yıllardır kimseye vermedim onları giymeye devam ediyorum ama bazı kıyafetleri maalesef bu israf oluyor beğenerek alıyoruz sonra bir şeyi rahatsız ediyor. Bazen tesettüre uymuyor içinde rahatsız hissediyorum o kıyafeti giyemiyorum giymediğim kıyafeti de sevgi market vs yerlere veriyorum. 168 Mülakat 3: Sabırsızlığımızı artırıyor. İnternette bir tıklıyorsun önüne geliyor günlük hayatta da aynı şeyi bekliyorsun artık. Olmayınca da daha öfkeli oluyoruz. Hoş görüyü azaltıyor. Ali köse anlatıyordu yolda lastiği patlayan bir araba için çocuk hani bunun kumandası diyor. Uğraşmayalım her şey bir düğme olsun. Teknolojinin getirdiği kadar götürdüğü var onun için bize çok iş düşüyor. Bunların farkına varıp toplumun dayatmaları değil aklın önerdiği şeyi yapmamız gerekiyor. 169 Mülakat 11: Bu yaşam tarzı bizi çok aceleci ve fevri yaptı. Biraz kişilikle de alakalı sabredip sonucunu bekleyen de var sabretmeyip klavyelere sarılan arkadaşlar bakıyorsun sonra özür dilemeler yanlış anlamalar. 170 Mülakat 3: Aynen işte onu demeye çalışıyorum. Aynı ev ürününü alıyoruz. Aynı arabayı. Mesela benim haç amblemli arabayı bir Müslüman onu alıp kullana biliyor. Onunda sorgulanması gereken bir durum yok mu? İyi diye dindar insan haç işaretli bir arabayı kullanıyor. Bu noktaya geliyoruz. Benim inancım böyle değil deyip koskoca haçı taşıyıp gezebiliyoruz. Tüketim konusunda teknoloji bizi eşitliyor. Tüketim alanında karşı durduğumuz tüm insanlarla eşitleniyoruz aslında her şeylerine karşı duruyoruz ama aynı yaşam tarzını benimsemiş oluyoruz. Farklı kitaplar okuyor olabiliriz, namazımızı beş vakit kılabiliyoruz ama hepimiz aynı AVM ye gidip çocuklarımızı aynı alanlar da oynatıyoruz evimizi aynı en lüksleri ile döşüyoruz. En iyi arabaları kullanıyoruz. Bizi de bir zihniyet sorgulamasına girmemiz gerekiyor. Onlar yıldızlı otellerde deniz kenarında tatil yapıyorsa benim neyim eksik ben de kaprise giderim deyip yine harcıyoruz yine harcıyoruz. Aslında dindar ya da değil fark etmiyor. 82 harca prensibi doğrultusunda bize kabul ettirildiğini söylemektedir.171 Aynı katılımcı İslam dininde nefis terbiyesi öncelikli iken biz teknolojiyi nefsimize hizmet için kullanıyoruz demektedir.172 Bir diğer katılımcı bu nefsi rahatın dini hassasiyetleri azalttığını öne sürmektedir.173 Katılımcı İslam dininde nefsaniyet kazandıran şeylerden uzak durmak gerekirken insanların sosyal medya aracılığı ile paylaştıkları şeyleri beğenisi peşinde sürekli nefsaniyet kazanma peşinde olduğunu söylemektedir.174 Avukat katılımcı elde ettiğimiz bu kadar rahat ve konforun bizi doyumsuz175 yaptığını, diğer katılımcı da kanaat kavramının kaybolduğunu söylemektedir.176 Katılımcı sanal olanın günah kabul edilmediğini normal hayta yapmayan Müslümanların internet üzerinden kumar oynadığını, porno izlediğini anlatmaktadır. Bu durumu namaz kılan bir akrabası üzerinden örnek vererek anlatmıştır.177 Katılımcı kadın aldatmalarının bilgisayar üzerinden daha fazla 171 Mülakat 4: Dindar insan için boş vakit aslında olmaması lazım. Biz de tatil kavramı bile farklıdır aslında. Hayatın her alanı planmış ise boş vakit yok. Bir işten yorulunca başka bir işe yönelirsin. Böyle bir mantık var ama yapılan işlerin yerleri değişiyor. Avrupa ülkelerin de anlatılırdı hafta için de deli çalış hafta sonu i eğlen biz de şimdi böyle olduk. Hafta sonu alışveriş yiyip içme para harcama vakti haline geldi. 172 Mülakat 4: Evet aslında sağladığımız lüksü dinimize hizmet için kullanabiliriz. Lüks ve açık bir zaman çıkmışsa ortaya, Nefsimize hizmete döndürüyoruz. Teknoloji canavarını daha da büyütüyoruz. Ondan oluşan ekinleri yine ona harcıyoruz. 173 Mülakat 4: Tabi mutlaka maddi refahında etkisi vardır ama bence bu konuda hem maddi refah seviyesinin dindar camiada yükselmiş olması bir oranda da yıpranmışlığa da vesile oluyor. Tabi ki nefis işin içine giriyor. Bunun negatifi hassasiyetlerin dozajı azalıyor. Yani siz önceden on şiddetinde bir tepki veriyordunuz dini bir konuda onaylamadığı bir durum karşısında ama şu anda altılara beşlere kadar düştü diyebilirim. Bu da acı bir şey benim inandığım değerler göre sosyal olacağım diye de içki satışının yapıldığı bir ortamda gidip çok rahat bir şekilde bir dindar ailenin ya da gencin oturup orada vaktini geçirmesinde açıkçası çok sağlıklı bulmuyorum. Elbette tabi ki zaruret dâhilinde mesela bir iş ortamında gerekir mutlak orda bulunmalısınızdır. O ayrı işret ama keyfi arkadaş muhabbeti için böyle kafelere gidipte oturmanın dindarlar sosyalleşti başlığı altında da değerlendirmemek gerekir. Bu kişilerin zafiyeti nefsine uymaktır. 174 Mülakat 5: Çok ciddi bir nefsaniyet kazandırdığını düşünüyorum. Şimdi Facebook’a bir cümle yazıyorum. Bugün Bursa da Ulu camideyim diye bir paylaşım yazıyorum. Bunu niye yazıyorum birileri okusun benim bu konuda ne düşündüğümü görsün diye şimdi bu birilerinin okumasına değer bir şeyler düşünüyorum gibi nefsimi besliyor. Riskin biri bu. Bin tane işim varken ben bile, ben bile! Burası çok önemli Facebook’ta yazdığım yazıyı biri beğenmiş mi diye bakıyorsam bunun tanımını ben verimli bulamıyorum. Bunu böyle onaylanmak falan ötesinde başka bir şey bu ama ben bunu daha bulamıyorum. Benim adını koyamadığım yerlerden biri. Yani şeyi yaşıyorum kendime engeller koyuyorum. Çok bilinçli engeller koyuyorum telefonumu uçak moduna alıyorum. Niye tekrar açıyorum ben onu. Bunu bulunca çözeceğim ama bu benim neyimi tatmin ediyor? Bana ne mutluluk veriyor? 175 Mülakat 2: Doymuyoruz çünkü doyumsuzluktan çünkü her şey çok güzel ve her şey çok var. 176 Mülakat 17: Kanaat etmiyoruz artık daha fazlası olsun diyoruz çünkü imkânlar genişliyor. İnsanın gelir seviyesi arttıkça ihtiyaçları da artıyor. Mesela durumu çok iyi ise anne baba çalışıyor yüksek paralar alıyorlarsa evleri ona göre oluyor geniş oluyor. Bunlar kötü değil ama yani huzur var mı b u daha önemli. Yani her şey tam olabilir 4\4 lük olabilir. Ama huzur yoksa hiçbir anlamı yok huzuru da manevi şeylerle sağlayabiliriz. 177 Mülakat 5: Bir kısım insan ciddi manada porno izliyor. Bir kısım insan internet üzerinde kumar oynuyor. Bir kısım insan bilgisayar oyunlarına ciddi manada bağımlı benim çok yakın akrabam var okey oynuyor, çanak kırıyor. Beraber tatile kaplıcaya gittik.”Şu an çanak kıracağım” diye, kaplıcaya gitme nedenimiz olan havuza girmeye gelemedi. Namazı kılıyor abdesti ile oturuyor. Namaz kılıyor huzura çıkıyor oynuyor. Diyor ki,”para dönmüyor ki” deyip mutlu oluyor “para dönmüyor, kumar değil” diyor kendine 83 yapıldığını sanal olanın günah sayılmama gibi bir durumu yaşlı bir teyzenin chat odasında yaptığı görüşme üzerinden anlatmaktadır.178 Sanal olanın gerçek algılanmadığına örnek olarak Bir katılımcıda normalde evinin içinin görülmesinde rahatsız olacak bayanların sosyal medya üzerinden yatak odalarını dahi paylaştıklarını dışarıda el ele yürümekten çekinen eşlerin sosyal medyada yanak yanağa fotoğraflar paylaştığına dikkat çekmektedir.179 Ayrıca internet üzerinden çalınan bilginin hırsızlık gibi algılanmadığını Müslümanların bunu rahatlıkla yapabildiklerini söylemektedir.180 Bir başka bakış açısı ile hafız katılımcı dindar olmayı modern hayatın getirdiklerinden uzak durmak olarak tanımlamıştır.181 Katılımcı insanın sürekli teknoloji kullanarak kendisinin yaşama bir emek katmadığını ve kendi yaşantısına yabancılaştığını söylemektedir.182 Bu konuya vurgu yapan diğer katılımcı da teknoloji yüzünden yaratanı görme lütfünün yok olduğunu ifade etmektedir.183 Memur katılımcı teknolojinin oyalaması neticesinde insanın hem kendisiyle hem de Allah la beraber olamadığını söylemektedir.184 Ayrıca pek çok katılımcı teknoloji 178 Mülakat 5: Ciddi manada kadın ahlaksızlığı var. Yani kocasını bilgisayar başında aldatan senin benim gibi kadın sayısı tavan yapmış bir din görevlisi arkadaşım bir vakadan bahsetti “euzubillahimineşşaytanirracim” 72 yaşında bir teyze eşi ölmüş 15 sene önce. Yatsı namazını kılıp oğullarının falan olduğu yerde geçiyormuş bilgisayarın başına birine 18 yaşında birine 22 yaşında tanıtmış kendini chat odasında iki kişiyle konuşuyor. Ana etme eyleme, ne var diyormuş saçımın kılını gören mi var, elime dokunan mı var şu dünyadan geldim gidiyorum bir tane güzel. Laf duymadım babanızdan, bana güzel, güzel şeyler söylüyorlar. Şimdi bu ihtiyaç o kadar çok kadın da var ki o kadar çok insanda var ki 179 Mülakat 15: Mahremiyet alanları değişti. Ben çok muhafazakâr bir insan değilim. Aman eşimle el ele dolaşmayayım yani ne bileyim toplumun kuralları ile çok uyumlu değilim diyebilirim. Bazısı tutuyor kapalı eş aile ortamının fotosunu çekiyor koyuyor. Bizim aile mahremdir gösterilmez artık yok. Ilımlı İslam oldu. Türbanlı eşiyle yanak yanağa fotosunu koyuyor. Ya da ev halini koyuyor bunlar geleneksel kodlara karşı şeyler mahremiyeti kırıcı şeyler bu zarar verir mi. ortam malı olan şeyler hoş değil diyebiliriz. 180 Mülakat 15: Mesela öğrenci yazacağı makaleyi internetten kopyala yapıştır yapıyor. Eskiden böyle bir şey yapılamıyordu. Müslüman insanlarda bunu yapıyor. Çalmak suç ama bilgi hırsızlığı yapılıyor. Halk almış insan bunu yapmaz. 181 Mülakat 7: Kur’an var. Resulullah’ın hayatı, yani yaşantıma uygularken de ölçüm böyle, dindarlığımda da ölçüm böyle ne kadar başarabiliyorum. Ne kadarını uygulayabiliyorum. Orası ayrı bir tartışma, Nefsimi ne kadar yenebiliyorum? Şu hayat şartları içerisinde modern hayatın getirileri ile beraber sıyrılıp eksiklerimi tamamlayabiliyor muyum? İlerleyebiliyor muyum? Tabi ki orası tartışma konusu. 182 Mülakat 7: Ben 15 yaş dönemime baktığımızda çamaşır makinesi vardı bol su istiyor diye kullanmıyorduk. Biz o zaman işe yardığımızı hissediyorduk. Üretiyorduk zaman bereketli idi. yaptığımız işten mutluluk duyuyorduk. Sende bir şeyler için çabalıyorsun ürettiğini düşünüyorsun ama şimdi birileri benim için bir şeyler üretti ürettiği şeyler benim işimi hallediyor. Ben o esnada ne yapıyorum. Görev insanın kendisine düşüyor. Hayatımı kolaylaştırıyor ama benim de üretecek bir şeylerimin olması lazım. 183 Mülakat 8: Allah bize başaklaştırma ve üretme gibi bir kudret vermiş biz onu es geçiyoruz aslında. Birçok şeyi makinelere yaptırıyoruz. Her şeyi hazır alıyoruz eskiden süt vardı. İnsanlar farklılıklar üretiyorlardı. Çocuklar şimdi sütün süt haneden çıktığını zannediyorlar ya ama yaratana ve yaratanın bize neler lütfettiğini görme yok o perde kapanıyor. Onlar araya giriyor. 184 Mülakat 9:Müslümanlık değerlerinin önüne geçiyor. Teknoloji insanın kendiyle ve Allah’la baş başa kalmasını engelliyor. İhtiyaçlı insan Allaha daha çok yalvarıyor. 84 ile geçirilen zamanın ibadeti engellediği üzerinde hem fikirdir.185 Katılımcılarımız gece geç saatlere kadar internet ve TV başında kalınca sabah namazına kalkmanın sorun olduğunu aktarmaktadır.186 Kur’an Kursu Hocası katılımcı teknolojinin getirdiği yeniliklerin getirdiği kolaylıkların kadınların özel durumları ile yeni yorumlara ve bu konudaki otorite boşluğuna sebebiyet verdiğini söylemektedir. Aynı zaman da dini bilgiye kolay ulaşabilme imkânı dini konularda her kesi söz sahibi yapmaktadır.187 Aynı katılımcı teknolojinin insanın günaha girme imkânını artırdığını anlatmaktadır.188 Başka bir katılımcı artık bidat ve hurafelerin teknoloji sayesinde boyut değiştirdiğine dikkat çekmektedir.189 185 Mülakat 10: Ben teknolojiye çok sıcak bakan b ir insan değilim açıkçası. Bana göre teknoloji bilgisayar diyebilirim. Belki çok belki olumlu yönleri de v ar fakat getiri kadar çok fazla da götürüsü var. Bir Müslüman kadın alıyor telefonu saatlerce veya bilgisayarı bir muhabbet sitesinde saatlerini geçirebiliyor. Bize bir hocamız Facebook açtığınız kadar Kur’anı Kerim’i açıyor musunuz demişti. Facebook’a 5 dk bakıyorsun ama onun yerine 5 dakika Kur’an oku. Mesela direk aklıma o geliyor o yüzden ben teknolojiye pek sıcak bakamıyorum. Tamam, kullandığımız aletler açısından, onlar tamam kabul ediyorum. Fakat görsel olan bilgisayar, TV akıllı telefon bunlar bana birazcık şey geliyor. Ürkütüyor beni İslam açısından. Mülakat 9: Oyun oynadığım kadar Kur’an okusam daha fazla hatim ederdim. 186 Mülakat 11:Daha çok vaktimi aldığını gördüm çünkü internetin başına oturduğum zaman zamanı denetleyemiyorsunuz yarım saat oturuyorsunuz bakıyorsunuz 2 saat olmuş. Onun zararını çok gördüğüm için ben artık mümkün mertebe çok vakit geçirmiyorum. Uykusuz kalıyorum, namaza kalkmak sıkıntı oluyor. Gündüz zaten girmeme imkân olmuyor. Girdiğim saatler çocukların uyuduğu 10-12 saatleri arası ve o süre hiçbir zaman o kadar kalmıyor artıyor. Yani kendimi denetleyemiyorum. Onu fark edince ben artık oturmamaya başladım Mülakat 17:Sabah namazlarını aksatıyoruz uyanamıyorum çünkü eşimin geç yatması ve benim de ona uymamdan kaynaklıyor 187 Mülakat 17:Artık iyice sapmalar oldu nerdeyse kadın adetli iken namaz kılabilir oruç tutabilir olacak Bu gidişle. Belki Kâbe’yi de tavaf edebilir olacak. Öğrencilere camiye girebilirsiniz diyanetin fetvası var dediğimde yakında namaz kılmayı da serbest bırakacaklar hocam diyorlar.” Hocam önceden bunlar bilinmiyor muydu?” diyorlar. Onun da belli sebeplerini buluyor diyanet o gün temizliği sağlamak zordu böyle pedler yoktu. Mescit kirlenebiliyordu mescitler kirlenmesin diye. O günlerde mescitler çok fonksiyonlu idi. Hz Ayşe’nin mescide girdiğini söylüyorlar. Bunlara dayanarak mescide girilebilir diyorlar. Bugün dini de biraz, biraz kolaylaştırıyoruz. Mesela ben de hocayım ama eksiklerim çok. Din de eksik yaparsanız daha çok göze çarpıyor. Namazlarımı ilk vaktindir kılmadığımda halam bana bilip durursun sen hocasın niye vaktinde kılmıyorsun ne biçim hocasın diyor. Eski hocalar böyle değilmişler hakikaten hoca imişler belki de. Eskiye göre baya değişti. Din konusundaki yozlaşma Osmanlının son zamanlarında başlamış. Mülakat 17:İhlâs takva Allah a yakınlık eksik. Kulluk bilinci eksik. Eskiden insanlar Allah dostları etrafında toplanarak alıyorlardı. Şimdi günümüzde insanlar enaniyetleri daha kuvvetli olduğu için ben de biliyorum ben de araştırıyorum benim de aklım var benim bir rehbere ihtiyacım yok diye kendi akıllarına daha büyük şey atfettikleri için. Bireyselleştikçe Allahtan uzaklaştılar. Mesela sahabe zamanında o dönemde de zengini ilimlisi zekisi vardı. Ama hiç biri bireysel değildi. Şimdi insanlar ben öğrendim tamam biliyorum diyorlar. Dini yaşarken de bir ene oluşuyor. Her şeye riya giriyor. Bundan arınmak gerekir. Biz kendimizden ziyade toplumdaki eksiklikler ile uğraşıyoruz. 188 Mülakat 17: Çıplaklık bakışlarımız ister istemez zinaya karışabiliyor gözlerimiz nereye baksan sıkıntı o da maneviyata zarar veriyor. TV’yi açtığımız zaman o bile yeter sokağa çıkmamıza gerek yok. Bunları hem düşünüp, hem yapıyoruz. 189 Mülakat 15:Facebook’ta çok saçma şeyler dönüyor. Mesela diyor ki Peygamberimizin ayak izini paylaşıyor beğenmeyenler şöyle olsun. Kandil de hat paylaşıyor beğenmeyenler şöyle olsun. Bir dua yazıyor sen göz alışkanlığı okuyorsun refleks olarak. Bunu sana okutabilmek için paylaşıyor. Sanırım bir amacı en azından okutabilirim ya da tevhit yazıyor paylaşıyor. Sen onu okuyunca onu söylemiş oluyorsun. Böyle bir amaçla paylaşıyorlar. Çok beğeni alma. Twitter’da hashtag olayı dünyada 85 Aynı katılımcı teknolojinin bayram ve kandil kutlamalarını metalaştırdığını söylemektedir.190 Türkiye’de 1. Oluyorsun. En çok tweet atılıp paylaşılan şey. Cami fotosunun 1. Olması ses getireceğini düşünüyorlar. 190 Mülakat 15:Eskiden bir insan bir insanın kandilini kutlamak istediğinde açar kandilin mübarek olsun arkadaşım derdi. Eskiden derken ben 88 doğumluyum ne kadar eski bilebilirim hızlı bir değişimin içindeyiz ama Babam herkesi arardı. Mesaj atmak ta bir derece de Facebook’ta kandiliniz mübarek olsun deyip çiçek fotosu göndermek hoş değil yani. Göndermek için gönderiliyor. Etkili olduğunu düşünmüyorum. Hem toplumsal gelenekleri yerine getirmek istiyor ama hani teknolojiyi buna alet ediyor. 86 SONUÇ Dindar kadın teknoloji ile arasında bağ kurarken hayat tarzında bir değişim meydana gelmiş midir? Gelmişse bu nasıl bir değişimdir ve mahiyeti nedir? Bu değişim hangi somut örnekler üzerinden görünür hale gelmiştir? Yukarıdaki sorular etrafında gerçekleştirilen bu araştırmada aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır. Her yeni teknolojinin yeni bir yaşam tarzını da beraberinde getirdiği tezi büyük ölçüde geçerliliğini korumaktadır. Katılımcıların teknoloji kullanımı ile hayatlarında meydana gelen değişimler olumlu ve olumsuz etkiler olarak gözlenmiştir. İlk olarak katılımcılar teknolojinin yaşamlarını kolaylaştırdığını ve konforlarını artırdığı söylerken hayatlarını hızlandırdığını bunun için daha çok yorulduklarını ve zaman sıkıntısı çektiklerini ifade etmektedirler. İkinci olarak yeni teknolojiler dışarıya açılan iletişim imkânlarını artırırken, aile içi iletişim ve muhabbetlerini azaltmıştır. Üçüncü olarak dini yaşama boyutunda teknolojinin getirdiği dini öğrenme kolaylığı katılımcılar tarafından çok olumlu algılanmaktadır. Bu manada bu dini bilgiye erişim kolaylığı ve çoğulculuğun, özellikle anne babalarına ait katı geleneksel dini anlayışı yumuşattığı ve dini daha yaşanır kıldığı konusunda hem fikirdirler. Dördüncü olarak dindar kadın modern hayatın dayattığı yaşam tarzı ve dindarlığının gereğini yaşama konusunda arada kalmış gibi görünmektedir. Bunun için zaman zaman dini referanslarla meşrulaştırarak değişimini fark etmemiş, zaman zaman da çelişkili yaşantısını sürdürmek zorunda kalmıştır. Geleneksel dinin geçici dünya hayatı tasavvuru yerine artık neden daha konforlu bir hayat yaşanmasın düşüncesi oluşmuştur. Muhafazakâr kadınların ihtiyaçları dolayısıyla lüks ve israf anlayışları değişmiştir. Artık bir lokma bir hırka söylemi çağın gerisinde görülmektedir. Muhafazakâr kadın artık modayı yakından takip etmektedir. Tüketim toplumundaki gösterge değeri muhafazakâr kadın için de söz konusudur. Toplumsal statü tüketim ile ilişkilendirilmektedir. Teknolojiyi daha fazla kullanmak, insan ömrünün verimli kullanılması niyetiyle maksimize edilmiş 87 fakat modernizmin disipline ettiği boş zaman etkinliklerinden muhafazakâr kadın kendini kurtaramamıştır. AVM’ler muhafazakâr kadınların boş zaman etkinliği içine girmiştir. Beşinci olarak teknoloji kullanımı ile birlikte tek tip tüketim alışkanlıkları katılımcıların genelinde yerleşmiştir. Altıncı olarak da dindar kadınlardaki mahremiyet algısının değiştiği gözlemlenmiştir. Katılımcıların çoğu kişilerin mahremiyet alanlarının sanal ortamda mahrem gibi algılanmamasından şikâyetçidir. Müslüman dünyası ekran arkasındaki dünyanın hakikatini kavrayamamakta; bunu sanal kabul etmektedir. Dolayısıyla bu ortamda yapılan birçok şey mubah görülmektedir. Son olarak kadınlara özel halleri kontrol etme konusunda yeni teknolojilerin getirdiği imkânlarla ortaya çıkan güncel fetvalar ile geleneksel fıkıh arasında kalan kadınlar, dini otorite boşluğu yaşamakta ve manevi huzursuzluğunu dile getirmektedir. Tüm bu bulgular ışığında teknoloji kullanımının hayat tarzını değiştirdiği kanaatine varılmıştır. Bu çalışmanın hedef kitlesi eğitimli ve orta gelir seviyesinde muhafazakâr kadınlar ile sınırlıdır. Benzer çalışmaların toplumun diğer kesimleri üzerinde de yapılması daha bütüncül bir sonuç verebilir. Ayrıca derinlemesine mülakat yönteminde görece az sayıda katılımcıdan oluşan örneklem ile gerçekleştirildiğinden sınırlı bir perspektif sunarken daha çok sayıda katılımcılı örneklemi içeren bir anket çalışması daha geniş bir perspektif sunabilir. Bu tip çalışmalarla teknolojinin masum olmadığı, insanların yaşam tarzı üzerinde olumsuz etkiler de ortaya çıkarabildiği hususunda farkındalık oluşturulabilir. Bu etkileri minimize etmek veya yok etmek için nasıl çaba bir gösterilmesi gerektiği de başka bir çalışmanın konusu olabilir. 88 KAYNAKLAR Kitaplar ACAR Mustafa, Demir Ömer, Sosyal Bilimler Sözlüğü, Ankara, Vadi Yayınları, 1997. ADAS Michael, İnsanın Ölçüsü Olarak Makine, (çev. Ahmet Demirhan), İnsan Yayınları, 2001. AKTAŞ Cihan, Bir Hayat Tarzı Eleştirisi: İslamcılık, İstanbul, Kapı Yayınları, 2007. BARBAROSOĞLU Fatma Karabıyık, İmaj ve Takva, Timaş Yayınları, 5.B., İstanbul, Şubat 2005. BARBAROSOĞLU Fatma Karabıyık, Modernleşme Sürecinde Moda ve Zihniyet, , İz Yayıncılık, 4.B., İstanbul, 2009. BARBAROSOĞLU Fatma Karabıyık, Şov ve Mahrem, İstanbul, Profil Yayınları, 3.B., Haziran 2012. BASALLA George, Teknolojinin Evrimi, (çev. Cem Soydemir), Ankara, TÜBİTAK Yayınları, 1996. BAUDRİLLARD Jean, Tüketim Toplumu,( çev. H. Deliçaylı-F. Keskin), İstanbul, Ayrıntı Yayınları, 1997. BİLGİN Vejdi, Bizi Kuşatan Toplum, İstanbul, Düşünce Yayınları,2010. BOZKURT Veysel, Endüstriyel&Post-Endüstriyel Dönüşüm, Bursa, Aktüel Yayınları,2005. CEVİZCİ Ahmet, Paradigma Felsefe Sözlüğü, 6.B., Bursa, Paradigma, 2006. CHANEY David, Yaşam Tarzları,( çev. İrem Kutluk), Ankara, Dost Kitapevi,1999. CHİLDE Gordon, Kendini Yaratan İnsan, (çev. Filiz Ofluoğlu), 4.B., İstanbul, Varlık, 1992. CHİLDE Gordon, Tarihte Neler Oldu, (çev. Mete Tuncay, Alaaddin Şenel), İstanbul,Alan Yayıncılık, 1998. COŞKUN Ali, Din Toplum ve Kültür, İstanbul, İz Yayıncılık,2005. DEMİR Hülya, İslamcı Kadının Aynadaki Sureti, İstanbul, Sel Yayıncılık, 1998. 89 ELLUL Jacques, Teknoloji Toplumu, İstanbul, Bakış yayınları, 2003. ER İzzet, Din Sosyolojisi, Ankara, Akçağ Yayınları,1998. GİDDENS Anthony, Sosyoloji, (çev. Cemal Güzel) , İstanbul, Kırmızı Yayınları, İstanbul,2012. GÖLE Nilüfer, Mahremin Göçü, (söy. Ayşe Çavdar), İstanbul, Hayy Kitap, İstanbul, 2011. GÖLE Nilüfer, Melez Desenler: İslam Ve Modernlik Üzerine, İstanbul, Metis Yayınları, 3.B., 2008. GÖLE Nilüfer, Modern Mahrem: Medeniyet ve Örtünme, İstanbul, Metis Yayınları, 10.B., 2010. GÜNAY Ünver, Din Sosyolojisi, İstanbul, İnsan Yayınları, 2000. HORKHEİMER Max, Akıl Tutulması, (çev. Orhan Koçak), İstanbul, Metis Yayınları, 2002. İNAM Ahmet, Teknoloji Benim Neyim Olur, Ankara, Metu Yayınevi,1993. KARACA Faruk, Ölüm Psikolojisi, İstanbul, Beyan Yayınları, 2000. KOTLER Philip, Pazarlama Yönetimi, İstanbul: Beta Yayınları,2005. KÖKTAŞ M. Emin, Türkiye’de Dini Hayat, İstanbul, İşaret Yayınları, 1993. KURTULMUŞ Numan, Sanayi Ötesi Dönüşüm, İstanbul, İz yayıncılık, 2001. MARX Karl,1844 Felsefe Yazıları, (çev. Murat Belge), Ankara, V Yayınları,1985. MCCLELLAN James, Dorn Harold, Dünya Tarihinde Bilim ve Teknoloji, (çev. Haydar Yalçın), Arkadaş Yayınevi, 2008. MEHMEDOĞLU A.Ulvi, Kişilik ve Din, İstanbul, Dem Yayınları, 2004. MERİÇ Nevin, Fetva Sorularında Değişen Kadın Yaşamı, İstanbul, Elest Yayınları, 2004. MUMFORD Lewis, Makine Efsanesi, (çev. Fırat Oruç), İstanbul, İnsan Yayınları, 1996. OKUTAN Birsen Banu, Popüler Kültür Din ve Kadın, İstanbul, Düşün yayıncılık, 2013. ONAY Ahmet, Dindarlık, Etkileşim ve Deneyim, İstanbul, Dem Yayınları, 2004. ÖZAYDIN Mehmet, Sosyal Politika, Eskişehir, Anadolu Üniversitesi Yayınları, 2013. ÖZEL İsmet, Üç Zor Mesele Teknik-Medeniyet-Yabancılaşma, İstanbul, Tam İstiklal Yayıncılık, 2015. ÖZİPEK Bekir Berat, Muhafazakârlık, İstanbul, Timaş Yayınları, 2011. POSTMAN Neil, Teknoloji Yeni Dünya Düzeni, İstanbul, Paradigma Yayıncılık, 2009. RAYMOND Aron, Sanayi Toplumu,( çev E.Gürsoy), İstanbul, Dergâh Yayınları,1978. 90 RUSSELL Dora Ve Betrand, Endüstri Toplumunun Geleceği, (çev Melih Ölçer), İstanbul, Bilgi Yayınevi, 1979. SLATTERY Martin, Sosyolojide Temel Fikirler, (çev Ümit Tatlıcan-Gülhan Demiriz), İstanbul, Sentez Yayınları, 2008. SUBAŞI Necdet, Din Sosyolojisi, İstanbul, dem Yayınları,, 2014. SUCU Ayşe, Din ve Kadın, Ankara, Lotus Yayınevi, 2005. ŞİŞMAN Nazife, Emanetten Mülke: Kadın Bedeninin Yeniden İnşası, İstanbul, İz Yayıncılık, 2003. ŞİŞMAN Nazife, Küreselleşmenin Pençesi İslam’ın Peçesi, İstanbul, İnsan Yayınları, 2015. TANİLLİ Server, Uygarlık Tarihi, İstanbul, Adam Yayınları, İstanbul, 2000. TEKİN Mustafa, Kutsal, Kadın ve Kamu: Türkiye’de Aydın Kadınlara Göre Din ve Kadın, İstanbul, Açılım Kitap Yayınları, 2004. THOMAS S.Kuhn, Bilimsel Devrimin Yapısı, (çev. Nilüfer Kuyaş), İstanbul, Kırmızı Yayınları, 2008. TOFFLER Alvin, Gelecek Korkusu ve Şok, (çev. Selami Sargut), 3.B., İstanbul Altın Kitaplar, 1981. TOFFLER Alvin, Üçüncü Dalga, (çev. Ali Seden), İstanbul, Altın Kitaplar Yayınları, 1981. TURNER J.H, Beeghley L, Powers C.H, Sosyolojik Teorinin Oluşumu, (çev. Ümit Tatlıcan),Bursa, Sentez Yayınları,2010. UYGUR Necmi, Çağdaş Ortamda Teknik, İstanbul, Yapı Kredi Yayınları,1989. UYSAL Veysel, Türkiye’de Dindarlık ve Kadın, İstanbul, dem Yayınları,2006. YÖRÜKOĞULLARI Ertuğrul, Bilim ve Teknoloji Tarihi, Anadolu Üniversitesi Yayınları,2013. Makaleler ASLANTÜRK Zeki, “Dindarlığın Bağımsız Değişkenleri’’, Dindarlık Olgusu (Sempozyum Tebliği Ve Müzakereler), Kurav Yayınları, İstanbul, 2004, s.239. BAYHAN Vehbi, “Küreselleşme ve Risk Toplumu”, Sosyologca, S.1, Ocak Haziran 2011, Doğu Kitap evi, İstanbul, ss.215-216. 91 BAYHAN Vehbi, Tüketim Toplumunda Bireyin Ontolojik Mottosu : “Tüketiyorum Öyleyse Varım”,Sosyoloji Konferansları Dergisi, S.43, 2011, ss.222-248. BAYKAN Erdal,” Gelenekçi Ekolün Din Bilim Bağlamında Aydınlanma Eleştirisi”, D.E.Ü.İlahiyat Fakültesi Dergisi, S.16, İzmir, 2004, ss.201-206. BAYYİĞİT Mehmet, Gençlik ve Din, Üniversite Gençliği Üzerine Karşılaştırmalı Bir Araştırma, Ankara.2001, ss. 101-122. BİLGİN Vejdi, “Popüler Kültür ve Din: Dindarlığın Değişen Yüzü”, U.Ü.İ.F.D, C.12, S.1, Bursa, 2003, ss.195-196. BİRECİKLİ Burak, Batının Yükselişi, History Studies, Harran Üniversitesi Fen - Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Şanlıurfa, Volume 3/2, 2011,s.5. COŞTU Yakup, “Dine Normatif ve Popüler Yaklaşım: Bir Dini Yönelim Ölçeği Denemesi”, Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, C.8, S.15, Ankara, 2009, s.121. ERDAL Murat, ‘’Yaşam Tarzı Analizi ve Psikografik”, Pazarlama Dünyası Dergisi, C.15, S.5,2001,ss. 36-42 ERKAN Erol,’’Türkiye’de Dindarlığın Tespiti İle İlgili Çalışmalar ve Tahkiki Dindarlığın Ölçülmesi ile İlgili Öneriler’’,Ekev Akademi Dergisi, C.18,S.60,2014,s.125. GÜLEÇ Cansu, ‘’Thorstein Veblen ve Gösterişçi Tüketim Kavramı’’, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, S.38, 2015, ss. 62-82. GÜZEL Serkan, Gülay Arıkan, “Temel İş-Güç Biçimi Değişiminin Yaşam Tarzı Üzerindeki Etkileri: Afyon-Sandıklı Örneği”, H.Ü.E.F. Sosyoloji Bölümü Yayınları, s.56. KAPLAN Melike, “Geleneksel Tıbbın Yeniden Üretim Sürecinde Kadın”, Ankara Üniversitesi Rektörlüğü Yayınları, S. 257, Ankara, 2010,s.43. KARAŞAHİN Hakkı, ‘’Din Sosyolojisinde Dindarlığın Ölçülmesi Problemi Üzerine Bir Araştırma’’, A.Ü.İ.F.D XLIX (2008),S.1, ss. 191-200. KLİNE Stephen,“What is Technology?” Philosophy of Technology: The Technological Condition. Eds. Robert. C Scharff and Val Dusak. Malden, MA: Blackwell, KÖROĞLU Cemile Zehra, “Türkiye’de Dini Hayatın İncelenmesi: Bütüncül Bir Yaklaşım”, Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, C.1, S.2, Gümüşhane, 2012, s.99. KURT Abdurrahman, Dindarlığı Etkileyen Faktörler, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, C. 18, S. 2, 2009, ss.1-26. METİN Abdullah, “Kimliğin Toplumsal İnşası ve Geleneksel Kadın Kimliğinin Aktarımı”, Çankırı Karatekin Üniversitesi SBE Dergisi, S.2, ss.74‐92. OKUMUŞ Ejder,’ Gösterişçi Dindarlık’, Din bilimleri Akademik Araştırma Dergisi, VI (2006), S.2, s.24. ONAY Ahmet, “Dindarlık Ölçme Çalışmaları: Dindarlık Ölçümünde Üç Farklı Yaklaşım ve Ölçmenin Esasları”, İslâmî Araştırmalar Dergisi, C.14, S.3-4, Ankara, 2001, s.440. 92 SCHADEWALDT Wolfgang, “The Concepts of Nature and Technique According to The Greeks”, Research in Philosophy & Technology içinde, vol. 2,Greenwich: Jai Press, 1979, ss. 159-172. SEMİRAY Yücebaş, “Türkiye’de Muhafazakârlığın Gündelik Yaşam Estetiği’’,İnsanbilim Dergisi, S.1, 2012, ss.62-80. ŞİMŞEK Canan, "Türkiye’de Bilim Tarihi Öğretimi ve Sosyal Bilgiler Öğretmen Adaylarının Durumu", Necatibey Eğitim Fakültesi Elektronik Fen ve Matematik Eğitimi Dergisi ,(EFMED),Cilt 5, Sayı 1, 2011, ss.116-138. TAPLAMACIOĞLU Mehmet, “Yaşlara Göre Dinî Yaşayışın Şiddet ve Kesafeti, Üzerinde Bir Anket Denemesi”, AÜİF Dergisi, C. 10, 1962, s. 149-150 URAL Şafak, "Felsefe ve Teknoloji",Kutadgubilig, Felsefe-Bilim Araştırmaları, Sayı: 2,İstanbul, 2002, s.237-247. URAL Şafak, "Teknik, Teknoloji ve Değerler ",Cumhuriyet Bilim Teknik, 2000, s.20. UYSAL Enver, “Dindarlığın Ahlaki Temeli”, Dindarlık Olgusu (Sempozyum Tebliği Ve Müzakereleri), Kurav Yayınları. İstanbul. 2004, s.85. ÜŞÜR İşaya,"Teknoloji Felsefesi Üzerine ya da Tarihin Tanrısı Teknoloji midir?", Mülkiye Dergisi, XXV, 230,2009, ss.7-26. YAPICI Asım, “Yeni Bir dindarlık Ölçeği ve Üniversiteli Gençlerin Dinin Etkisini Hissetme Düzeyi: Çukurova Üniversitesi Örneği”, Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, C.6, S.1, Adana, 2006, s.68. YILMAZ Bülent, Bilgi Toplumu: Eleştirel Bir Yaklaşım, Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi,1998, C.15 S.1 ss.147–158. YÜCEBAŞ Semiray,’’Türkiye’de Muhafazakârlığın Gündelik Yaşam Estetiği’’,İnsanbilim Dergisi, S.1, ss.62-80,2012 ZORLU Abdülkadir, “Yaşam Tarzı, Tüketim Kültürü ve Gençlik”, Tüketici ve Tüketim Araştırmaları Dergisi, C.1,S.1, Haziran 2009, ss.53-59. Diğer kaynaklar ALPARSLAN Sümeyra, Sanayi ve Bilgi Toplumu Yönetim Metaforlarının Karşılaştırılması, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü,(Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), 2007. ASLAN Özgür, Bilgi Toplumunda Teknolojinin Ve Teknoloji Politikalarının Yeri, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisat Anabilim Dalı,(Yayımlanmamış Doktora Tezi),2007. KIMTER Nurten, Benlik Saygısı ve Dindarlık ilişkisi, Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Yayımlanmamış Doktora Tezi), 2008. Türkiye’de Dini Hayat Araştırması, Diyanet İşleri Başkanlığı, Ankara, 2014. 93 EKLER EK 1: Mülakat Soruları Yapacağımız bu derinlemesine mülakat ses kaydı Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsüne bağlı olarak yapılan “Teknolojik Gelişmenin Muhafazakâr Kadının Hayat Tarzına Etkisi” konulu tez çalışması için kullanılacak olup, vereceğiniz cevaplar gizli kalacak ve hiçbir surette araştırma dışında kullanılmayacaktır. Vereceğiniz cevapların samimi ve gerçeğe uygun olması, araştırmamızda doğru ve geçerli sonuçların elde edilmesi bakımından çok önemlidir. İstemediğiniz sorulara cevap vermeme hakkınız vardır. Yardımlarınız için şimdiden teşekkür ederim.  Kişisel Bilgiler  Kısaca sizi tanıyabilir miyim?  Kaç yaşındasınız?  Kaç yıllık evlisiniz?  Eşiniz ne iş yapıyor?  Aile /Dini Eğitim/Dindarlık  Dini anlamda nasıl bir aile de büyüdünüz?  Aileniz size örnek olma dışında bir eğitim verdi mi? Cami ya da kurs gibi?  Ne zaman başörtüsü kullanmaya karar verdiniz?  İbadet alanında namaz ve oruç ne zaman yerleşti?  Şu anda dini hayatınızı canlı tutmak için neler yapıyorsunuz?  Ailenle kendi dindarlığının kıyasladığında nasıl bir fark görüyorsun?  Dindarlığı nasıl tanımlarsın? Dindar insan kimdir?  Kendinizi dindar kategorisine sokuyor musunuz?  Kendi dindarlığını nasıl değerlendiriyorsun? Dindarlığınız geçmişten bu güne bir değişim gösterdi mi?  Dindarlığınızın kaynağını neye bağlıyorsunuz?  Dini yaşama anlamında toplumsal baskı bizi yönlendiriyor mu?  Etrafındaki insanların seni nasıl algıladığına önem veriyor musun?  Taklit etme dindarlık için yeterli midir?  Dini konularda karar verirken hangi otoriteyi kullanırsınız?  Bir cemaat bağlantınız var mı?  Toplumun dindarlara bakışı nasıl değişti? Önceden dindarlar kendilerini daha alt statü de mi hissediyorlardı?  Güncel fıkhı problemleri nasıl çözersiniz? 94  Teknolojiye Genel Bakış  Teknoloji deyince ilk aklınıza ne gelir?  Senin hayatındaki en önemli teknoloji nedir?  Teknoloji senin için genel olarak ne anlam ifade eder?  Yeni teknolojileri takip eder misin?  Sana göre bu teknolojilerin hayatımıza getirdiği fayda ne?  Sana göre bu teknolojilerin hayatımıza getirdiği zarar ne  Modern teknoloji dindarların yaşam tarzını etkiledi mi? Geleneksel dini yaşam ve anlayışı etkiledi mi?  Teknoloji inanç ve itikat boyutumuzu nasıl değiştirdi?  Teknoloji ibadet düzenini nasıl etkiliyor?  Teknoloji kullanımı dindarlığınızı (manevi hayatınızı) nasıl etkiledi?  Sizce dini pratikler teknoloji bağımlılığını azaltıyor mu?  Teknolojinin Kullanıldığı Alanlar  Çalışma hayatında en fazla kullandığınız teknoloji nedir?  Sürekli bilgisayarla bağımlı çalışmanın zararları nelerdir?  Ev aletleri olarak neler kullanıyorsunuz?  Çalışma hayatı sürecin de sadece iş amaçlı mı? Yoksa eğlenceye yönelik kullanım oluyor mu?  İş için teknolojiyi neden kullanıyorsunuz?  Ev işlerinde ne tür aletler kullanırsın? Küçük büyük?  Küçük ev aletlerini neden tercih ediyorsun?  Kullandığınız ev aletleri (Çamaşır makinesi ya da bulaşık makinesi vb.) hayatınızdan çıkınca panik yaşar mısınız?  Annen bir önceki nesil anneannen bu aletleri ne kadar kullanıyordu  Kim daha çok ev işine vakit ayırıyordu?  Sana göre hangi ev aletleri temel ihtiyaç, kurutma makinesi ihtiyaç mı?  Kullandığın yeni teknolojileri(akıllı ev) neden tercih ettin?  Teknoloji kullanarak kazandığın zamanı uygun kullanıyor musun?  Araba kullanıyor musun?  Bilgisayarın var mı? Hangi amaçla kullanıyorsun. Cep telefonu kullanıyor musun? Günde kaç saat telefon kullanıyorsunuz?  Ne zamandan beri akıllı telefon kullanıyorsun?  Şu anda akıllı telefonunu kaybetsen tekrar akıllı telefon mu alırsın? Kaybettiğinde kendini nasıl hisseder sin?  Sen akıllı telefonu hangi amaçla kullanıyorsun?  Ne kadar sıklıkla internete giriyorsun ne kadar zamanını alıyor?  Neden oyun oynuyorsun?(hangi ihtiyaçla)  İnternet oyunları bağımlılık yapıyor mu?  Sence internete çok sık girme ihtiyacının kaynağı ne?  Günde kaç saat internet kullanıyorsun?  Sürekli internete girmeye bir ihtiyaç olarak mı görüyorsun? Uzun süre olmadığında ne hissedersin?  Sosyal medya iletişimini ne kadar kullanıyorsun? 95  Sosyal iletişimini nasıl tanımlarsın?  İnsanlar sosyal medyayı neden tercih ediyor? Yüz yüze görüşmekten çok tercih ediyorlar mı?  Aile içi muhabbetti neler etkiliyor?  Çocuklar teknolojik bağımlılığı var mı? Sebepleri neler?  Teknoloji toplumsal olarak insan arasındaki ilişkiyi nasıl etkiliyor?  Teknoloji insanın insana ihtiyacını azaltıyor mu?  Teknolojinin getirdiği yeni imkânlarla kuaför ve epilasyon ve estetik çabaları nasıl değerlendiriyor sun? Kuaföre gider misiniz?  Genç kalmak ve estetik kaygı ile yapılan teknolojik uygulamaları nasıl buluyorsun  Doğum teknolojileri hakkında neler düşünüyorsunuz? Sezaryenle doğuma nasıl bakıyorsun?  Süreli ibadetlerde kadınların adet düzenleyici kullanmasını nasıl buluyorsunuz? Umreye gitsen düşünür müsün?  Din eğitim ve öğretim konusun da teknolojinin katkısı var mı?  Teknik ortamda Kur’an öğretimi hakkında ne düşünüyorsunuz?  Günlük Hayat/Tüketim/Moda/Boş Zaman  Dindar insan her şeye layıktır diye bir anlayış var bu bağlamda özellikle kıyafet konusunda ne düşünürsünüz? Dini temsil konusunda en kalitelisini giyeyim gibi bir düşünceniz oldu mu?  Kıyafet için ne kadar sürede alışveriş yaparsın?  Günümüz moda tasarımlarını beğeniyor musunuz?  Giyim konusunda modaya uymak senin için önemli midir? Bir giydiğin şeyi kaç yıl giyersin?  Bu( tesettür moda dergiler ) de Müslümanlar için alternatif oluşturuyor mu? Takip edilmeli mi?  Ev tasarımınızda neleri önemsersiniz?  Şu andaki tasarımları kendi hayat tarzına uygun buluyor musun?  Rahat ve konforlu hayat idealiniz var mı?  Ev eşyalarınızı ne kadar süre ile değiştirirsin? Ne kadar süre de eskir?  Lüks ve israf anlayışınız nedir?  İhtiyaç tanımınız nedir?  Sahip olduklarınızı lüks olarak görüyor musunuz?  Tüketim alışkanlıklarınız nasıldır?  Dindar kadınların tüketim alışkanlıkları diğerlerinde farklı mı?  Tüketim temel kaynağı ekonomik imkân mı?  Çalışan kadın ile ev kadını arasında tüketim alışkanlıkları arasında fark var mı?  Kredi kartı kullanıyor musun? Avantajı ve ya dezavantajı nedir?  Kredi kartı kullanman harcama miktarını değiştiriyor mu?  İnternetten alışverişi nasıl tanımlıyorsun?  Kullandığınız arabada hangi özellikleri ararsınız? Sadece seni taşısın mı başka özellikler ister misin?  Daha iyi model araba ile değiştir misin? İmkânının el verdiği en lüks arabayı ister misin?  Neden IPHONE kullanıyorsun? 96  IPHONE olmasaydı önemser miydin?  IPHONE kullanmak bir statü müdür? İyi marka araba ya da IPHONE gibi bir telefon statü müdür?  Sırf gezmek için AVM’ ye gider misiniz? Boş vakitlerinde AVM gezer misin? AVM’den alışveriş insanlara neden cazip geliyor?  Dindar insan için boş vakit var mıdır? Boş vakit kullanımı dindarlığı nasıl etkiliyor? Kendi hayatınızı nasıl değerlendiriyorsun?  Size ait bir hayat tarzınız var mı?  Tatil anlayışınız nasıl?  Sizce Müslümanlar nasıl tatil yapmalı? Alternatif tatil anlayışlarını nasıl buluyorsunuz? 97 EK 2:Katılımcılar Sıra no Doğum Lise Eğitim Meslek Eş mesleği Çocuk tarihi eğitimi Durumu sayısı Katılımcı 1969 İHL Tıp Fakültesi Doktor Doktor 4 1 Katılımcı 1979 İHL Hukuk Avukat Avukat 2 2 Fakültesi Katılımcı 1985 İHL İlahiyat Araştırma Mühendis 1 3 Fakültesi Görevlisi Katılımcı 1972 İHL Biyoloji Öğretmen Genel Müdür 3 4 Bölümü Katılımcı 1960 KOLEJ İlahiyat Okul Okul 5 5 Fakültesi Yöneticisi Yöneticisi Katılımcı 1980 İHL İlahiyat Kur’an Mühendis 2 6 Fakültesi Kursu Öğretmeni Katılımcı 1971 Medrese Doktor 3 7 Katılımcı 1983 Düz Lise İngilizce Ev Hanımı Mühendis 2 8 Öğretmenliği Müteahhit Katılımcı 1985 Düz Lise Sosyoloji Memur Pazarlamacı 1 9 Katılımcı 1983 İHL İlahiyat Kur’an Mühendis 2 10 Fakültesi Kursu Müteahhit Öğretmeni Katılımcı 1972 KOLEJ Biyoloji Ev Hanımı Tekstilci 3 11 Bölümü Katılımcı 1977 İHL İlahiyat Anaokulu Yönetici 2 12 Fakültesi Öğretmeni Mühendis Katılımcı 1969 Medrese Ev Hanımı Milletvekili 2 13 Katılımcı 1981 Düz Lise Uluslararası Araştırma Mühendis 2 14 İlişkiler Görevlisi 98 Katılımcı 1988 Düz Lise Edebiyat Araştırma Araştırma - 15 Fakültesi Görevlisi Görevlisi Katılımcı 1975 Medrese Arap Dili Medrese Bekâr - 16 Edebiyatı Hocası Katılımcı 1988 İHL İlahiyat Kur’an Öğretim 17 Fakültesi Kursu Görevlisi Öğretmeni Katılımcı 1972 Düz Lise Endüstri Ev Hanımı Yönetici 18 Mühendisliği Mühendis 99 ÖZGEÇMİŞ Adı, Soyadı Funda ELDEMİR Doğum Yeri ve Yılı NEVŞEHİR 1973 Bildiği Yabancı Diller İngilizce ÜDS :56,6 ve Düzeyi Eğitim Durumu Başlama - Bitirme Kurum Adı Yılı Lise 1987 1990 NEVŞEHİR LİSESİ Lisans 1990 1995 SELÇUK ÜNİVERSİTESİ ANADOLU ÜNİVERSİTESİ Yüksek Lisans 2011 ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ Doktora Çalıştığı Kurum (lar) Başlama - Ayrılma Çalışılan Kurumun Adı Yılı 1. 1996 MUKADDER İNŞ.LTD.ŞTİ Üye Olduğu Bilimsel ve Mesleki Kuruluşlar Katıldığı Proje ve Toplantılar Yayınlar: Diğer: İletişim (e-posta): funzeh@hotmail.com Tarih İmza Adı Soyadı 100