BURSA ULUDAĞ ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ TARĠH ANABĠLĠM DALI YAKINÇAĞ TARĠHĠ BĠLĠM DALI SUÇ CETVELLERĠNE GÖRE HUDÂVENDĠGÂR VĠLAYETĠ’NDE SUÇ VE SUÇLULAR (1912-1917) YÜKSEK LĠSANS TEZĠ Nagihan YILDIZ TEPRET BURSA-2019 BURSA ULUDAĞ ÜNĠVERSĠTESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ TARĠH ANABĠLĠM DALI YAKINÇAĞ TARĠHĠ BĠLĠM DALI SUÇ CETVELLERĠNE GÖRE HUDÂVENDĠGÂR VĠLAYETĠ’NDE SUÇ VE SUÇLULAR (1912-1917) YÜKSEK LĠSANS TEZĠ Nagihan YILDIZ TEPRET DanıĢman: Prof. Dr. Cafer ÇĠFTÇĠ BURSA-2019 ÖZET Yazar Adı ve Soyadı : Nagihan YILDIZ TEPRET Üniversite : Bursa Uludağ Üniversitesi Enstitü : Sosyal Bilimler Enstitüsü Anabilim Dalı : Tarih Bilim Dalı : Yakınçağ Tarihi Tezin Niteliği : Yüksek Lisans Tezi Sayfa Sayısı : XV+178 Mezuniyet Tarihi : 21/08/2019 Tez DanıĢman(lar)ı : Prof. Dr. Cafer ÇĠFTÇĠ SUÇ CETVELLERĠNE GÖRE HUDÂVENDĠGÂR VĠLAYETĠ’NDE SUÇ VE SUÇLULAR (1912-1917) Ġnsanlık tarihi kadar eski bir geçmiĢi olan suç olgusu ve suçlu kavramı, XX. yüzyılın baĢlarında bir Osmanlı vilayeti olan Hudâvendigâr Vilayeti’nin gerçeklikleri olan savaĢ ortamı ve yaĢanan göçlerin ve yönetimsel uygulamaların etkisiyle ĢekillenmiĢtir. Türkler, Rumlar, Ermeniler ve Yahudiler baĢta olmak üzere çeĢitli toplulukların birlikte yaĢam sürdüğü bu ortamda, her toplumsal grup ekonomik ve sosyal açıdan farklı özelliklere sahip olmuĢ ve farklı roller üstlenmiĢtir. 1912-1917 yılları arasında yaĢanan Balkan SavaĢları ve I. Dünya SavaĢı, II. MeĢrutiyet yönetimini güvenlik ve asayiĢin sağlanması konusunda çeĢitli uygulamalara yönlendirmiĢtir. Osmanlı yönetimi, suç ve suçlu istatistiğine önem vererek vaka ve failleri vukû’ât-ı cinâ’iye ve cerâim-i umûmiye cetvellerine kaydederek bölgesel suç durumlarını ve toplum yapısını takip edebilmiĢtir. Bu tez çalıĢmasında, suç istatistikleri açısından birincil kaynak olan vukû’ât-ı cinâ’iye ve cerâim-i umûmiye cetvelleri incelenerek, Hudâvendigâr Vilayeti’nde suç olgusu ve suçlu kavramları niteliksel ve niceliksel açıdan betimlenmeye çalıĢılmıĢtır. Anahtar Sözcükler: Hudâvendigâr, güvenlik, suç, suçlu. v ABSTRACT Name and Surname : N a gihan YILDIZ TEPRET University : Bursa Uludağ University Instituation : S o c i a l S c i e n c e I n s t i t u t e Field : History Branch : M o d e r n H i s t o r y Degree Awarded : M a s t e r Page Number : X V + 1 7 8 Degree Date : 2 1 / 0 8 / 2 0 1 9 Supervisor (s) : Prof. Dr. Cafer ÇĠFTÇĠ ACCORDING TO CRIME REGĠSTERS, CRIME AND CRIMINALS IN THE HUDÂVENDIGÂR PROVINCE (1912-1917) Crime phenomenon and criminal concept, as old as human history, are shaped by influence of the war environment, migration movements and administrative practices, which are the realities of the Hudâvendigâr Province, an Ottoman Province at the beginning of the XX. century. In this environment, where various communities lived together, Turks, Greeks, Armenians and Jews, each social group had different economic and social function and undertook different roles. The Balkan Wars and the World War I, which occurred between 1912- 1917, compelled second constitutional administration to apply a variety of politics in order to ensure safety and security. The Ottoman Goverment gave importance to the crime and criminal statistic and registered the event and actors in a special records which named “vukû’ât-ı cinâ’iye” and “cerâim-i umûmiye”. This made possible for central government to see crime conditions and social structure. This thesis aimed to examine the registers of “vukû’ât-ı cinâ’iye” and “cerâim-i umûmiye” and tried to represent crime phenomenon and criminal concept both by qualitive and quantitive aspects in Hudâvendigar Province. Keywords: Hudâvendigâr, security, crime, criminal. vi ÖNSÖZ Suç ve suçlu olgusu, insanlık tarihinin baĢlangıcından bu yana hem toplumsal yaĢamın dinamiklerinden beslenmiĢ hem de toplumsal yaĢamı tehdit etmiĢ hukuki süreçleri ve cezai müeyyideleri olan problemlerdendir. AraĢtırmanın tarihi sınırları (1912-1917), Osmanlının son zamanlarına tekabül eden II. MeĢrutiyet devrinin siyasal, ekonomik ve toplumsal olaylarıyla yoğrulmuĢtur. I. ve II. Balkan Harbi, I. Dünya SavaĢı gibi yoğun savaĢ koĢulları, Ermeni olayları gibi toplumsal infial yaratacak ve yönetimi zor durumda bırakacak olaylara sahne olan süreçte, suç olayları da artıĢ ve azalıĢ göstererek tarih sahnesinde var olmaya devam etmiĢtir. Tanzimat‘ın içsel ya da dıĢsal beklentilerle, halk unsurlarına iliĢkin eĢitliği vaat ettiği hukuksal ve idari reformlar bu sıkıntılı süreçte uygulanmaya çalıĢılmıĢtır. Merkezi yönetimce çeĢitli önemler alınarak, zaptiye teĢkilatı dönüĢtürülmüĢ ve kanunnameler çıkarılarak suçla mücadele etmeye ve asayiĢin sağlanmasına çalıĢılmıĢtır. Bu tez çalıĢmanın temel amacı, bahsi geçen dönemde gittikçe küçülen bir yapıya sahip olan Hudâvendigâr Vilayeti‘nde yaĢanan suç vakaları ve suça karıĢan faillerin niteliksel ve niceliksel özelliklerinin suç cetvelleri kullanılarak ortaya koyulmasıdır. Bu amaçla; Hudâvendigâr Vilayeti için hazırlanmıĢ olan ve 1328 Mart ayından (Mart 1912) 1330 yılı Temmuz‘una (Temmuz 1914) kadar tutulmuĢ olan vukû‘ât-ı cinâ‘iye ile 1329 yılı Mart ayından (Nisan 1913) 1332 yılı Ocak (ġubat 1917) ayına kadar tutulmuĢ olan cerâim-i umûmiye cetvellerinden yararlanılmıĢtır. Hudâvendigâr Vilayeti‘ni II. MeĢrutiyet Dönemi‘nde suç ve suçlular açısından incelemiĢ bir çalıĢma bulunmamaktadır. Hudâvendigâr Vilayeti üzerine aynı inceleme dönemi için yapılmıĢ olan tezler genellikle vilayetin idari, sosyal ve ekonomik yapısı üzerinde durmuĢtur. Kaynak olarak çoğunlukla temettûât defterleri ve sâlnâmelerin kullanıldığı bu tez çalıĢmalarından bazıları Ģunlardır: ÜkkaĢe Kadan, ―Hudâvendigâr Vilayeti‘nin KuruluĢu, TeĢkilatı ve Ġdaresi‖ (yüksek lisans tezi); Nursal KumaĢ, ―II. Abdülhamid Döneminde Bursa‘da Sosyal Hayat‖ (doktora tezi); CoĢkun SubaĢı, ―Hudâvendigâr Vilayeti Sâlnâmelerine Göre Bursa Sancağı Ġdaresinde Bulunan Kurum, ÇalıĢanlar ve Demografik (Nüfus) Yapı‖ (yüksek lisans tezi); Nilüfer Bakan, ―Sâlnâmelere Göre Tanzimat‘tan Cumhuriyet‘e Kütahya Sancağı‘nın Sosyo-Ekonomik vii Profili‖ (yüksek lisans tezi); Zerrin Ġlter, ―Sâlnâmelere Göre Osmanlı Devleti‘nin Son Dönemlerinde Bilecik‖ (yüksek lisans tezi). Tez çalıĢmasında baĢvurulan vukû‘ât-ı cinâ‘iye cetvelleri; suçların ne zaman, hangi sancak, kaza ve karyede meydana geldiği, suçun türü, fail ve kurbanın isimleri/ lakapları, Cerâim-i umûmiye cetvelleri ise vakaların faili meçhul olup olmadığı ile Ģehirde ya da kırda ayrımı üzerinden nerede gerçekleĢtirildikleri konusunda bilgi vermiĢ faillerin cinsiyeti, medeni durumu, suçun mükerrerlik durumu, faillerin meslek grupları, dini-etnik kökeni, eğitim durumu, ikamet durumu, yaĢ grupları ve bazı suçlar için suçların nedenleri konusunda bilgi vermektedir. Cerâim-i umûmiye cetvelleri her fail için ayrı ayrı olacak Ģekilde değil, bir aylık dönemdeki tüm vaka ve failler için toplu sayıları ifade eder Ģekilde düzenlenmiĢtir. I. Bölümde Hudâvendigâr Vilayeti‘nin idari-ekonomik yapısı, bir arada yaĢayan unsurlar hakkında bilgi verilmiĢ, Osmanlı güvenlik ve polis teĢkilatının geliĢimi ile Hudâvendigâr Vilayeti‘ndeki güvenlik güçlerinin durumu anlatılmıĢtır. II. ve III. bölümlerde, suçlar 1858 Ceza Kanunnamesi‘nde yer alan suç tasnifine göre cinayet, cünha ve kabahat olarak, cezai yaptırım temelindeki ayrıma göre ele alınmıĢ ve yine bahsi geçen bu belgeler ıĢığında yüzlerce vaka ve faile dair veriler incelenerek, bu suçlara karıĢan faillerin sayısal ve niteliksel özellikleri değerlendirilmiĢtir. Vukû‘ât-ı cinâ‘iye cetvelleri aylık olarak düzenlenip merkeze gönderildiğinden cetvelde yer alan vakalarda ―firar etmiĢtir‖ olarak kaydedilmiĢ bir ya da birden fazla failin, daha sonra yakalanıp yakalanmadığına dair bir bilgi yoktur. Bu nedenle mevcut firar oranlarının gerçekte küsurat derecesinde de olsa biraz daha düĢük olduğunu düĢünmek daha doğru olabilir. Bazı vakalarda fail ve maktul sehven birbirinin yerine yazılmıĢtır. Bu durumu, mülahazat kısmında verilen, vakanın seyri hakkındaki bilgilerden ya da örneğin bir tecavüz suçunda yaĢça çok küçük bir kurbanın fail olarak belirtilmesi veya bir kadının müteaddi sıfatı ile kaydedilmesiyle anlamak mümkün 1 olmuĢtur. 1 Belgeler ile ilgili benzer örnekler için bkz. Fatih Öztop, II. MeĢrutiyet döneminde Aydın Vilayetinde Sosyal Yapı ve Adli Vaziyet (1908-1916), (Doktora Tezi), Konya: Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2014. viii Cerâim-i umûmiye cetvellerinde vaka ve faillerin tek tek incelenmesi mümkün olmamaktadır. Örneğin kadın faillerin kaçının okuryazar ya da kaçının çiftçi olduğu ya da hangi yaĢ grubuna mensup olduklarına dair bilgi toplanamamakta ancak tüm faillerin kaçı kadın fail ya da kaçının okuryazar/çiftçi olduğuna dair tespitler yapılabilmektedir. Diğer taraftan, bu belgeler binlerce suç vakası ve suçluya dair bilgi içerdiğinden tek tek olmasa da genel bir ortalama ve görüĢ oluĢturma açısından oldukça önemlidir. Cerâim-i umûmiye ve vukû‘ât-ı cinâ‘iye cetvellerinde vaka baĢına fail ortalamaları verilirken, faili meçhul vakalar kapsam dıĢı bırakılmıĢtır. Faili meçhul vakalarda kaç fail olduğu belli olmadığından hatalı bir sonuç alınmaması adına bu vakalar, ne faili meçhul ne de fail sayılarına dâhil edilmeyip ayrıca belirtilmiĢtir. Cerâim-i umûmiye cetvellerinde toplam fail sayısı ile meslek grupları, zekûr/inâs sayıları gibi kısımlarda belgeler üzerinde toplam hataları mevcuttur. Bu hatalar, belgelerde olduğu gibi değiĢime uğratılmaksızın alınmıĢ ve bu tarz hataların tespit edildiği belgeler dipnot kısmında açıklamalarıyla birlikte belirtilmiĢtir. Tez çalıĢmamın her adımında bana destek ve yardımcı olan baĢta kıymetli hocam Prof. Dr. Cafer ÇĠFTÇĠ‘ye; değerli fikirlerini esirgemeyip tüm iyi niyeti ile paylaĢan Dr. Öğr. Üyesi Fatih ÖZTOP‘a, yardımları için araĢtırma görevlisi Zeynep YETĠġĠR‘e ve tez çalıĢmamın sürdüğü aylar boyunca kendilerini zaman zaman ihmal ettiğim ve desteklerini sürekli olarak hissettiğim eĢim Mehmet Hıdır TEPRET ile kızlarım Melike Serra ve Miray Ece TEPRET‘e sabır ve anlayıĢları için en içten teĢekkürlerimi sunarım. Nagihan YILDIZ TEPRET Bursa 2019 ix ĠÇĠNDEKĠLER Sayfa TEZ ONAY SAYFASI………………………………………………………...ii ĠNTĠHAL YAZILIM RAPORU………………………………………..….....iii YEMĠN METNĠ .................................................................................................. iv ÖZET .................................................................................................................... v ABSTRACT ........................................................................................................ vi ÖNSÖZ ............................................................................................................... vii ĠÇĠNDEKĠLER .................................................................................................... x TABLOLAR LĠSTESĠ ..................................................................................... xiii GRAFĠKLER LĠSTESĠ ................................................................................... xiv KISALTMALAR ............................................................................................... xv GĠRĠġ .................................................................................................................... 1 OSMANLI DEVLETĠ‘NĠN GENEL DURUMU ................................................. 1 1.BÖLÜM ........................................................................................................... 11 19. ve 20. YÜZYIL BAġLARINDA HUDÂVENDĠGÂR VĠLAYETĠ VE GÜVENLĠK YAPISI .................................................................................................... 11 1.1. VĠLAYETĠN SINIRLARI ........................................................................ 11 1.2.TANZĠMAT ÖNCESĠNDE OSMANLI TAġRA YÖNETĠMĠ VE HUDÂVENDĠGÂR VĠLAYETĠ‘NĠN KURULUġU .................................................. 11 1.3. YÖNETĠM MERKEZLERĠ VE NÜFUS YAPISI ................................... 13 1.3.1. Bursa Sancağı .................................................................................... 16 1.3.2. Ertuğrul Sancağı ................................................................................ 21 1.3.3. Kütahya Sancağı ................................................................................ 23 1.3.4. Karahisar-ı Sahib Sancağı ................................................................. 27 1.3.5. Vilayetin Genel Değerlendirmesi ...................................................... 29 1.4. YAġAYAN UNSURLAR ........................................................................ 30 1.4.1. Müslümanlar ...................................................................................... 30 1.4.2. Rumlar ............................................................................................... 35 1.4.3. Ermeniler ........................................................................................... 37 x 1.4.4. Yahudiler ........................................................................................... 39 1.4.5. Diğer Unsurlar ve Değerlendirme ..................................................... 41 1.5. HUDÂVENDĠGÂR VĠLAYETĠ‘NDE GÜVENLĠK ............................... 42 1.5.1 Genel Hatlarıyla Osmanlı‘da Ġç Güvenlik Yapısı .............................. 42 1.5.2 II. MeĢrutiyet Döneminde Ġç Güvenlik TeĢkilatı ............................... 48 1.5.3 Hudâvendigâr Vilayeti‘nde Güvenlik TeĢkilatı ................................. 50 2.BÖLÜM ........................................................................................................... 56 SUÇ CETVELLERĠNE GÖRE HUDÂVENDĠGÂR VĠLAYETĠ DÂHĠLĠNDE MEYDANA GELEN CĠNAYET TÜRÜ SUÇLAR VE FAĠLLERĠ . 56 1.1. SUÇ KAVRAMI ...................................................................................... 56 1.2. OSMANLI CEZA HUKUKUNDA CĠNAYET ....................................... 56 1.3. HUDÂVENDĠGÂR VĠLAYETĠNDE GERÇEKLEġEN CĠNAYET TÜRÜ SUÇLAR ......................................................................................................... 58 1.3.1. Adam Öldürme .................................................................................. 58 1.3.2. RüĢvet ................................................................................................ 73 1.3.3. EĢkıyalık ve Yol Kesme .................................................................... 76 1.3.4. Tecavüz ............................................................................................. 83 1.3.5. Iskat-ı Cenin (Çocuk DüĢürme) ........................................................ 88 1.3.6. Cebren Kız Kaçırma .......................................................................... 90 1.3.7. Darp ve Cerh ..................................................................................... 93 1.3.8. Hırsızlık ............................................................................................. 99 1.3.9. Kalpazanlık ...................................................................................... 103 1.3.10. Sahtekârlık ..................................................................................... 105 1.3.11. Devlet Malını Çalmak ................................................................... 106 1.3.12. EĢkıyaya Yardım ve Yataklık ....................................................... 107 1.3.13. Kundakçılık ................................................................................... 108 1.3.14. Cinayet Suçları Ġle Ġlgili Genel Değerlendirme ............................. 109 xi 3.BÖLÜM ......................................................................................................... 122 SUÇ CETVELLERĠNE GÖRE HUDÂVENDĠGÂR VĠLAYETĠ DÂHĠLĠNDE MEYDANA GELEN CÜNHA VE KABAHAT TÜRÜ SUÇLAR VE FAĠLLERĠ ................................................................................................................... 122 1.1. OSMANLI CEZA HUKUKUNA GÖRE CÜNHA VE KABAHAT .... 122 1.2. HUDÂVENDĠGÂR VĠLAYETĠNDE MEYDANA GELEN CÜNHA VE KABAHATLER ........................................................................................................ 122 1.2.1. Sirkat-ı Adiye (Adi Hırsızlık) ......................................................... 122 1.2.2. Dolandırıcılık .................................................................................. 125 1.2.3. Adiyyen Hayvan Hırsızlığı .............................................................. 126 1.2.4. Devlet Memuru ve Askere Hakaret ................................................. 127 1.2.5. FuhuĢa TeĢvik ve Alenen Fiil-i ġen‘i .............................................. 129 1.2.6. Gençlere Sözlü Taciz ve El Ġle Sarkıntılık ...................................... 132 1.2.7. Emniyeti Su-i Ġstimal ...................................................................... 134 1.2.8. Kumar ve Piyango Oynatmak ......................................................... 135 1.2.9. Kasıtsız Yaralama ........................................................................... 136 1.2.10. Mürûr Tezkiresi ve Pasaport Sahtekârlığı ..................................... 137 1.2.11. Ġhafe Kastıyla (Korkutmak Amacıyla) Silah Çekmek .................. 138 1.2.12. SarhoĢluk ....................................................................................... 139 1.2.13. Serserilik ........................................................................................ 142 1.2.14. Tehdit ............................................................................................ 143 1.2.15. Yankesicilik ve Ahzlık .................................................................. 144 1.2.16. Hakaret ve Ġftira ............................................................................ 145 1.2.17. ÇeĢitli Cünha ve Kabahatler .......................................................... 147 SONUÇ ............................................................................................................. 150 KAYNAKLAR ................................................................................................. 155 EKLER ............................................................................................................. 163 xii TABLOLAR LĠSTESĠ Tablo Tablo Adı Sayfa No Numarası 1 1894 Yılı Nüfus Sayımına Göre Hudâvendigâr Vilayeti 14 2 1916 Yılı Nüfus Sayımına Göre Hudâvendigâr Vilayeti 15 3 Osmanlı Devleti Ve Hudâvendigâr Vilayetinin Nüfus Ve Sancak DeğiĢimi 15 4 1914 Verilerine Göre Hudâvendigâr Vilayetinde Demografik Yapı 164-165 5 Hudâvendigâr Vilayeti‘nin 1899-1914 Tarihleri Arası Nüfus Durumu 29 6 Hudâvendigâr Vilayeti Tahıl Ürünleri Ekimi (Hektar) 1909-1914 166 7 Hudâvendigâr Vilayeti Tahıl Ürünleri Üretimi (Ton) 1909-1914 167 H. 1325 Tarihli Hudâvendigâr Vilayeti Sâlnâmesine Göre Bursa Sancağı Polis 8 50-51 Dairesi Üyeleri 1912 Tarihinde Bursa Merkez Sancağı‘nda Bulunan Polis Kadrosu Ve MaaĢ 9 51 Durumları 10 1913 Yılı Hudâvendigâr Vilayetinde Mevcut Güvenlik Personeli Sayıları 52 Vilayetlerde Nüfusu 3500‘den Fazla Olan ġehir Ve Kasabalarda Bulunan Polis 11 168-174 Mevcudunu Ve 1 Polis Memuruna DüĢen KiĢi Sayısını Gösterir Tablo 12 Adam Öldürme Suçu Faillerinin Meslek Gruplarına Göre Dağılımı (1913-1917) 66 13 EĢkıyalık Suçunun Hudâvendigâr Vilayetindeki Dağılımı (1912-1914) 79 14 EĢkıyalık Suçunun Meslek Gruplarına Göre Dağılımı (1913-1917) 82 15 Tecavüz Suçu Faillerinin YaĢ Gruplarına Göre Dağılımı (1913-1917) 88 16 Darp Ve Yaralama Suçu Faillerinin Mesleki Dağılımları (1913-1917) 97 17 Darp Ve Yaralama Suçu Faillerinin YaĢ Gruplarına Göre Dağılımı (1913-1917) 98 18 Cinayet Suçlarının Oransal Dağılımı (1913-1917) 110-111 19 Cinayet Suçlarının Meslek Gruplarına Oransal Dağılımı (1913-1917) 115 20 Cinayet Suçlarının Etnik/Dini Gruplara Göre Dağılımı (1913-1917) 117 Cinayet Suçlarının Ayrıntılı Olarak GerçekleĢtiği Mahal Açısından Dağılımı (1913- 21 119 1917) 22 Cinayet Suçlarının GerçekleĢtiği Mahal Açısından Dağılımı (1913-1917) 120 23 Adi Hırsızlık Suçu Faillerinin Mesleki Dağılımı (1913-1917) 124 ÇeĢitli Cünha Ve Kabahatler Suçu Faillerinin Meslek Gruplarına Göre Dağılımı 24 (1913-1917) 148 xiii GRAFĠKLER LĠSTESĠ Sayfa Grafik Grafik Adı Numara Numarası sı 1 Cinayet Suçlarının Sancak Bazında Dağılımı (1912-1914) 58 Hudâvendigâr Vilayetinde Adam Öldürme Vakalarının Dağılımı (1912- 2 59 1914) 3 Bursa Sancağı‘nda Adam Öldürme Vakalarının Dağılımı (1912-1914) 60 4 Karahisar Sancağı‘nda Adam Öldürme Vakalarının Dağılımı (1912-1914) 62 5 Ertuğrul Sancağı‘nda Adam Öldürme Vakalarının Dağılımı (1912-1914) 62 6 Kütahya Sancağı‘nda Adam Öldürme Vakalarının Dağılımı (1912-1914) 63 Adam Öldürme Ve Adam Öldürmeye TeĢebbüs Suçu Faillerinin Eğitim 7 66 Durumuna Göre Dağılımı (1913-1917) Adam Öldürme Ve Adam Öldürmeye TeĢebbüs Suçu Faillerinin YaĢ 8 68 Gruplarına Göre Dağılımı (1913-1917) 9 Adam Öldürme Ve Öldürmeye TeĢebbüs Suçunun Nedenleri (1913-1917) 69 10 EĢkıyalık Vakalarının Sancak Bazında Dağılımı (1912-1914) 78 11 EĢkıyalık Suçu Faillerinin Medeni Durumları (1913-1917) 81 12 Tecavüz Suçu Vakalarının Sancak Bazında Dağılımı (1912-1914) 84 13 Tecavüz Suçu Faillerinin Meslek Gruplarına Göre Dağılımı (1913-1917) 87 Cebren Kız Kaçırma Suçu Vakalarının Sancak Bazında Dağılımı (1912- 14 91 1914) 15 Cebren Kız Kaçırma Suçu Faillerinin Mesleki Dağılımı (1913-1917) 93 16 Darp Ve Cerh Vakalarının Sancak Bazında Dağılımı (1912-1914) 94 17 Hırsızlık Vakalarının Sancak Bazında Dağılımı (1912-1914) 100 18 Hırsızlık Suçu Faillerinin Meslek Gruplarına Göre Dağılımı (1913-1917) 103 19 Cinayet Suçlarında Sabıkalılık Oranları (1913-1917) 113 20 Nüfus Oranına Kıyasla Fail Oranları (1913-1917) 116 21 Cinayet Faillerinin Eğitim Durumlarına Göre Dağılımı (1913-1917) 118 22 Cinayet Suçu Faillerinin YaĢ Gruplarına Göre Dağılımı (1913-1917) 120 FuhuĢa Tahrik Ve Fiil-i ġen‘i Faillerinin Meslek Gruplarına Göre 23 132 Dağılımı (1913-1917) 24 SarhoĢluk Faillerinin Meslek Gruplarına Göre Dağılımı (1913-1917) 141 xiv KISALTMALAR a.g.e. : Adı Geçen Eser a.g.m. : Adı Geçen Makale a.g.t. : Adı Geçen Tez ag.mad. : Adı Geçen Madde a.yer. : Aynı Yer AĠBÜ : Abant Ġzzet Baysal Üniversitesi B. : Baskı BBB : Bursa BüyükĢehir Belediyesi BKZ./bkz. : Bakınız C. : Cilt Çev. : Çeviren ÇTTAD : ÇağdaĢ Türkiye Tarihi AraĢtırmaları Dergisi der. : Derleyen DĠE : Devlet Ġstatistik Enstitüsü ed. : Editör ĠA. : Ġslâm Ansiklopedisi ĠÜ. : Ġstanbul Üniversitesi JASSS. : Journal of Academic Social Science Studies MEB : Milli Eğitim Bakanlığı OTAM : Osmanlı Tarihi AraĢtırmaları ve Uygulama Merkezi S. : Sayı s. : Sayfa (sade.) : SadeleĢtiren SDÜ : Süleyman Demirel Üniversitesi ss. : Sayfadan Sayfaya TDV : Türkiye Diyanet Vakfı TTK : Türk Tarih Kurumu TÜĠK. : Türkiye Ġstatistik Kurumu UASAD. : Uluslararası Sosyal AraĢtırmalar Dergisi vd. : Ve Diğerleri Vol. : Volume (Cilt) Yay. : Yayınları YKY : Yapı Kredi Yayınları xv GĠRĠġ OSMANLI DEVLETĠ’NĠN GENEL DURUMU AraĢtırmamızın konusunu teĢkil eden Hudâvendigâr Vilayetinin 20. yüzyıl baĢlarındaki vaziyetine geçmeden önce Ġmparatorluğun genel durumu hakkında bilgi vermek imparatorluğun yaĢayan bir parçası olan Hudâvendigâr Vilayeti‘ni betimleyebilmek açısından faydalı olacaktır. Osmanlı Devleti, kurulduğu yüzyıl olan 14.yüzyıldan sonra benimsemiĢ olduğu gaza anlayıĢı, devlet teĢkilatı ve uygulamıĢ olduğu hoĢgörü politikası ile 16.yüzyılda Ġslâm dünyasının en güçlü devleti olmuĢtur. Ancak özellikle 17. yüzyıldan sonra değiĢen dünya düzeni I. Süleyman dönemindeki mutlak güç olma durumunu artan bir Ģiddetle sarsmıĢ ve 18. yüzyılda Batı‘nın üstünlüğü tanınmıĢtır. Bu dönemden sonra Türkiye Cumhuriyeti‘nin kurulduğu döneme kadar süregelen bir dizi ıslahat ve yenileĢme hareketi yaĢansa da, bu çabalar dönemin dinamiklerini analiz etmek ve adapte olmaktan uzaktır. Avrupa‘nın skolâstik düĢünce ve feodalite rejimi baskısıyla zihinsel yapı olarak kalıplaĢmıĢ ve kapalı bir sistem içerisinde yaĢaması, aynı dönemde Osmanlı Ġmparatorluğu‘nun Klasik Çağ‘ında Kanuni Sultan Süleyman ile doruk noktasına ulaĢan kudreti ve refahının önemli sebeplerindendir. Osmanlı Devleti o dönemin Ģartlarıyla 2 Avrupa‘ya göre daha açık ve dinamik bir sisteme sahiptir. Sultan II. Mehmed ve ardılları tarafından tutarlı bir Ģekilde yüksek stratejilerle yönetilen Osmanlı Devleti‘ne 3 kıyasla, Avrupa çok daha zayıf ve tutarsız durumdadır. Osmanlı Devleti‘nin kuruluĢ dönemi gösteriĢten uzak yaĢam anlayıĢı, güçlü bir felsefi yapı ve düĢünce zenginliği ile 4 örülmüĢ, devlet yapısı ―kâmil insan‖ anlayıĢı ve hoĢgörü ile beslenmiĢtir. Ancak devletin kuruluĢ ve yükseliĢ dönemlerindeki uygulamaları zaman içerisinde bozulmuĢ, dahası 16. yüzyılda bilimsel anlamda atılımlar yapmaya baĢlayan Avrupa karĢısında 2 Bayram Kodaman,―Osmanlı Devleti‘nin YükseliĢ ve ÇöküĢ Sebeplerine Genel BakıĢ‖, SDÜ Fen- Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, S.16, 2007, s.2. 3 Paul Kennedy, Büyük Güçlerin Yükseliş ve Çöküşleri, 4. B., Ġstanbul: Türkiye ĠĢ Bankası Yay., 1991, s.4 4 Yusuf Oğuzoğlu, Osmanlı Devlet Anlayışı, Ġstanbul: Eren Yay., 2000, s.33. 1 Osmanlı Devleti, siyasi, ilmi, askeri ve idari alanda geliĢmiĢ olup Kanuni Sultan Süleyman döneminde zirveye eriĢtirdiği kurumlarıyla kendinden oldukça emin Ģekilde 5 ―var olanı koruma‖ gayesi içerisinde olmuĢtur. Bu yüzyılın sonlarına doğru Ġmparatorluğun doğal sınırlarına ulaĢtığı ve büyümenin sonuna gelindiği tarihçiler tarafından kabul edilmiĢtir. Ayrıca ticaret yollarının sağladığı imkânların kaybediliĢi, ateĢli silahların ortaya çıkıĢı ve kullanımda üstünlük kazanması baĢlamıĢ, artan nüfusun eldeki topraklarla beslenmesi zorlaĢmıĢtır, keza bu durum Anadolu‘da baĢ gösteren 6 Celali Ġsyanlarını da ortaya çıkaran nedenlerden olmuĢtur. Ticaret yollarının kaybediliĢi ve coğrafi keĢiflerin akabinde değerli madenlerin taĢınması ile birlikte Amerikan altını ve bilhassa gümüĢü diğer bazı Avrupa ülkeleriyle birlikte Osmanlı Devleti‘nde de fiyat artıĢına ve devalüasyona neden olmuĢ bu durum da Anadolu‘da çıkan karıĢıkların bir 7 diğer sebebi olmuĢtur. Siyasi anlamda 18.yüzyıldan itibaren Avrupa Devletleri, Osmanlı Devletini iĢgal etme, iktisadi açıdan kullanma ve toprakları içerisindeki gayrimüslim halkı ayaklandırma çabası içinde olmuĢtur. Ġstanbul‘un fethi, Batılı ülkelerin Osmanlı Devleti ile ilgili konularda kullandıkları ―Ģark meselesi‖ tabirinin temelini teĢkil ediyorken, en 8 kuvvetli Ģekilde vücut bulduğu dönem 18.yüzyıldan sonraya denk gelmektedir. Osmanlı Devleti 17.yüzyılı kapıkulu-ulema isyanları ile uğraĢarak geçirirken, 9 18.yüzyıla Edirne Vakası‘nın gölgesinde girmiĢtir. Bu vaka bir zamanlar Osmanlı Devleti‘nin devlet yapısının ana unsuru sayılan hükümdarlık makamının ne kadar değer kaybetmiĢ olduğunun da göstergesidir Osmanlı Devleti, Karlofça ve Pasarofça anlaĢmalarından sonra 18.yüzyılın baĢında barıĢ siyasetine yer vermiĢ ve Lale Devri ile Batıya olan ilgi ve merak artmıĢ, Batıyı tanıma konusunda adımlar atılmıĢtır. Türkçe 5 Kodaman, a.g.e., s.2. 6 Mehmet Öz, Osmanlı‟da “Çözülme” ve Gelenekçi Yorumcuları, 2.B., Ġstanbul, Dergâh Yay, 2005, s.39- 48. 7 Bernard Lewis, Modern Türkiye‟nin Doğuşu, Ankara:1984,TTK Basımevi, s.29; Mehmet Öz, a.g.e, s.44. 8 Mustafa Küçük, ―ġark Meselesi Çerçevesinde ve Ġkinci MeĢrutiyet‘e Kadar Olan Dönemde Osmanlı Devleti‘nin Siyasi Vaziyeti”, Yeni Türkiye Dergisi, Sayı:31, Ankara:2000, s.202. 9 Edirne Vak‘ası; 1703 yılında çıkan, ġeyhülislâm Feyzullah Efendi‘nin ölümü, II. Mustafa‘nın tahttan indirilmesi ve yerine III. Ahmed‘in cülusu ile sonuçlanan ayaklanma. 1703 yılında, Viyana bozgununun ertesinde gerçekleĢen olay cebecilerin geciken cülûsu ile baĢlayıp kısa sürede yeniçerilerin, seyyidlerin ve medrese öğrencilerinin de katılmasıyla büyük bir isyana dönüĢmüĢ, tüccar ve esnafın katılımı ile mahpusların salıverilmesi ile bütün Ġstanbul‘a yayılmıĢtır. 2 10 basım yapan ilk basımevi de bu devirde kurulmuĢtur. Osmanlı Devleti‘nin siyasi düĢüncesi; artık savaĢ yoluyla geniĢleme siyasetinden diplomasi yoluyla denge kurarak barıĢ durumunu korumaya dönüĢmüĢtür. Bu durum merkezi yönetimin sivilleĢmesi ve 11 ulemanın önem kazanması sonucunu da beraberinde getirmiĢtir. 18.yüzyılın ikinci yarısından sonra Avrupalı devletler birbirleriyle gizli ittifaklar yapmaya baĢlarken, Osmanlı Devleti hazırlıksız olarak Rusya ile savaĢa girmiĢ ve 1768-1774 savaĢı, Osmanlı Devleti‘nin Karadeniz‘deki tek kiĢilik egemenliğine son vermiĢ, dahası Rusların Karadeniz‘e sokulmalarına neden olmuĢtur. Rusların bölgedeki varlığı ilerleyen süreçte Kırım‘ın kaybına da yol açacaktır. Küçük Kaynarca AntlaĢması, mahiyetindeki maddelerle Rusların Karadeniz‘deki nüfuzunu arttırmıĢ ve Ruslara 12 Hristiyan tebaa üzerinden Osmanlı Devleti‘nin iç iĢlerine karıĢma fırsatı vermiĢtir. Ekonomik vaziyet açısından bakıldığında, 16.yüzyıldan itibaren Osmanlı Devleti‘nde mali sorunlar kronikleĢirken, baĢarısız sonuçlanan II. Viyana kuĢatmasından sonra, mevcut yapısındaki gerileme Avrupa Devletlerinin ilgisini çekmeye baĢlamıĢtır. Osmanlı ekonomisinde baĢ gösteren sorunların, devletin Avrupa‘daki fetihlerinin sona ererek temeli fetih üzerine kurulu düzeninin sekteye uğraması ve doğal sınırlarına ulaĢtığı dönemlere denk düĢmesi rastlantısal değildir. Fetihlerin getirdiği ganimetlerin yanında ve daha da önemlisi elde edilen toprakların gelirlerinin çeĢitli sorumluluklar yüklenilerek sipahi adı verilen askerlere tahsis edildiği ―tımar sistemi‖, yayılma sona erdikten sonra kan kaybetmeye baĢlamıĢtır. Gelir getirme özelliğini kaybederek yenilgi ile sonuçlanan savaĢlar ise özellikle 17.yüzyıldan sonra 13 Osmanlı gerilemesini hızlandıracaktır. Osmanlı Devleti‘nin ekonomik gerilemesine ve pazarının Avrupa Devletlerinin istilasına açılmasına neden olan unsurlardan biri de 1536‘da Kanuni Devrinden itibaren verilen kapitülasyonlar olmuĢtur. Kapitülasyon adı altında gümrük resminin %5‘ten %3‘e indirilmesi ve verilen imtiyazların geniĢletilmesi, baĢlangıçta Osmanlı Devleti‘nde serbest ticareti geliĢtirme amacı taĢısa da Batı Avrupa‘nın endüstrileĢmesi ve hammadde ihracına baĢlamasıyla, Osmanlı Devleti‘nin 10 Sina AkĢin, Türkiye Tarihi 3 Osmanlı Devleti 1600-1908, C.3, Ġstanbul: Cem Yay.,1997, s.53. 11 AkĢin, a.g.e., s.62. 12 Mustafa Küçük, a.g.m., s.203. 13 Sait Açba, Osmanlı Devletinin Dış Borçlanması, Ankara: Vadi Yay., 2004, s.19. 3 aleyhine bir yapı oluĢturmuĢtur. Bu geliĢmelere paralel olarak Osmanlı Devleti‘nde 14 ticaret ekseriyetle Rum, Ermeni ve Yahudiler gibi azınlıkların elinde geliĢmiĢtir 1798‘de Fransızlar Mısır‘ı iĢgal etmiĢ, Osmanlı Devleti ise bu iĢgali dört yıl sonra Ġngilizlerin desteği ile bertaraf edebilmiĢtir. Bu durum Osmanlı Devletinin 18.yüzyıldaki siyasi vaziyetini anlayabilme hususunda önemli bir örnektir. Bu aĢamada, Osmanlı Devleti‘nin kendi topraklarını tek baĢına korumaya muktedir olmadığı ve denge siyaseti izlemeye baĢladığını söylemek mümkündür. Keza, Osmanlı Devleti‘ne bağlı bir salyaneli eyalet olan Mısır‘ın valisi Kavalalı Mehmed Ali PaĢa‘nın isyanı, o dönemin yönetim erki ile yönetilen eyalet ve halkların mevcut durumu hakkında önemli bilgiler vermektedir. 1832‘de Kavalalı Mehmed Ali PaĢa tarafından baĢlatılan Mısır isyanına daha ayrıntılı olarak bakacak olursak, Mehmed Ali PaĢa ve Mısır‘ın, Fransızların bölgede dört sene süren iĢgalinden etkilendiği söylenebilir. Bu süreçte çağdaĢ ve eğitimli bir ordunun önemi kavranmıĢtır. Ayrıca Fransızlar, yönetim iĢlerinde Osmanlı ve Memluk yöneticileri yerine Mısırlıları tercih etmiĢ, Osmanlı vergilendirme usulleri terk edilerek, Fransız usullerini uygulamaya baĢlamıĢlardır. Tüm bu geliĢmeler Mısır‘ı, Osmanlı Devleti‘nin diğer eyaletlerine kıyasla daha fazla çağdaĢlaĢmaya hazır 15 hale getirerek Mehmed Ali PaĢa‘nın güçlenmesinin nedenlerinden olmuĢtur. Belen ve Konya‘da, Mehmed Ali PaĢa‘nın oğlu Ġbrahim PaĢa‘nın ordularına karĢı alınan mağlubiyet üzerine Osmanlı Devleti, çare olarak Avrupalı devletlerin yardımını istemek durumunda kalmıĢtır. Rusya‘nın yardım amacıyla donanma ile Ġstanbul‘a 5000 kiĢilik bir ordu göndermesi Osmanlıyı bir bakıma Rusya‘nın etkisi altına sokarak Rusya‘nın Akdeniz‘deki varlığını kuvvetlendirmiĢtir. Akdeniz‘deki güç dengelerinin değiĢmesinden rahatsız olan Ġngiltere ve Fransa; Rus etkisinin kırılması amacıyla Mehmed Ali PaĢa üzerinde baskı kurarak 1933 yılında Kütahya AntlaĢmasının imzalanmasına ön ayak olmuĢlardır. Nizip yenilgisinin ardından uluslararası bir boyut kazanan Mısır valisi isyanının ancak 1840 yılında Londra‘da toplanan bir konferansla Mısır‘a ayrı bir statü verilerek sonuca bağlandığı görülmektedir. Mısır‘ın Osmanlı aleyhine büyümesi ve Akdeniz ticaretinde rol oynaması ile Rusya‘nın boğazlar üzerinde 14 Faruk Yılmaz, Osmanlı‟dan Cumhuriyet‟e Dış Borçlar (Düyûn-ı Umûmiyye), Ankara: Kale Ofset Matbaacılık, 2003, s.36. 15 AkĢin, a.g.e., s.47. 4 etkisinin bulunmasının Ġngiltere‘nin çıkarlarına ters düĢeceği düĢünüldüğünde 1841 yılında imzalanan, Türk boğazlarına uluslararası bir statü veren Boğazlar SözleĢmesinin 16 ve Londra Konferansının Ġngiltere lehine sonuçlandığını söyleyebiliriz. Mısır Ġsyanı‘nı bastırabilmek için baĢvurulan yardımları karĢılığında Ġngilizler ile yapılan 1838 Balta Limanı AnlaĢmasının sonuçları, zaten Osmanlı Devleti‘nin tepe noktasını aĢamayan fetih yapısı ve değerli madenlerin ülkeye akıĢı sebebiyle yaĢanan devalüasyonlar ile aksayan ekonomiyi giderek artan bir bunalıma sürüklemiĢtir. Toprak sisteminin bozulması ve fetihlerin durmasıyla azalan vergi gelirleri sorununa bir çıkıĢ noktası alternatifi olarak düĢünülen dıĢ ticaret gelirleri, Ġngilizler ve diğer Avrupa ülkeleriyle yapılan ticaret anlaĢmaları ile önemini yitirmiĢtir. 1838‘de Ġngiltere ile yapılan Balta Limanı AntlaĢması ile Ġngilizler ―en çok müsaadeye mazhar millet‖ vasfının yanında ―en çok müsaadeye mazhar yerli tüccar‖ 17 vasfını kazanmıĢ oluyordu. Bu anlaĢma, anlaĢma maddeleri itibariyle yabancı tüccarlara olağanüstü imtiyaz ve olanaklar sunarken, yerli tüccarları korumasız ve zor bir durumda bırakmıĢtır. AnlaĢmada ―yed-i vahid‖(tek el) prensibinin kaldırılması, hammaddelerin Ġngilizlerin kontrolüne geçmesine sebep olmuĢ ve sonucunda fiyat artıĢı yaĢanmıĢtır. Ayrıca ithal malların düĢük gümrük vergileriyle Osmanlı pazarına girmeleri ile halkın yabancı mallara yönelmesi, yerli üretimi ve zanaatkârları büyük zararlara uğratarak, iĢsizliğe de neden olmuĢtur. AnlaĢma ile ithal mallardan %3 ithal resmi alınacak olup, ürünün geldiği aĢama sonrası satıĢ yeri neresi olursa olsun %2 ek bir vergi daha alınabilecek bunun dıĢında malın el değiĢtirmesi ya da baĢka bir ülkeye gönderimi söz konusu olsa dahi nakliyat üzerinden vergi alımı mümkün olmayacaktı. Ancak yabancı tüccarın aksine yerli tüccarın gerek yerli gerekse ithal malların nakliye 18 aĢamalarında ödemesi gereken %12 oranında bir vergi ödeme yükümlülüğü mevcuttu. Ġngilizler için büyük faydalar sağlayan anlaĢmanın akabinde diğer Avrupa devletlerinin de benzer anlaĢmalar yapmak için Osmanlı Devleti‘ne baĢvurdukları görülür. Bu anlamda, 1839‘de Sardunya, 1840‘da Ġsveç, Norveç, Ġspanya, Hollanda ve Belçika, 16 Oral Sander, Siyasi Tarih İlk Çağlardan 1918‟e, 12.B., Ankara, Ġmge Kitabevi, 2003, s. 303. 17 Açba , a.g.e., s. 34. 18 Yılmaz, a.g.e., s. 39; ayrıca bkz. Necdet Sevinç, Osmanlı Sosyal ve Ekonomik Düzeni, Ġstanbul:Erenler Matbaası, 1985, s.300. 5 19 1841‘de Danimarka ve 1843‘de Portekiz ile benzer anlaĢmalar yapılmıĢtır. Osmanlı‘nın aleyhine sonuçlar doğuran bahsi geçen anlaĢmaların yapıldığı dönem Osmanlı Devleti‘nin, azınlıkların yararına bir dönemi baĢlatan Tanzimat‘ın ilanı dönemi ile de örtüĢmektedir. Kapitülasyonların son büyük aĢaması olarak tabir edilen geniĢ imtiyazlı ticaret anlaĢmalarından sonra Osmanlı ekonomisinde zayıflama hızlanmıĢ ve 20 mevcut ekonomik darboğaz, devleti dıĢ borçlanmaya sürüklemiĢtir. Osmanlı Devleti‘nin ilk dıĢ borç giriĢiminin 1854 Kırım SavaĢında yapıldığı görülmektedir. Ancak Osmanlı Devleti mali bilgisizliği sebebiyle aldatılmıĢ ve yüksek faizler sebebiyle ele geçen para borç alınanın neredeyse yarısı kadar olmuĢtur. Dönemin paĢaları Avrupalı bankerlerce rüĢvet verilerek daha fazla borçlanma yönünde kullanılmıĢtır. Ele geçen paralarla verimli ekonomik yatırımlar yapılmadığı için 1874‘de mali iflasın eĢiğine gelinerek önce Rüsûm-ı Sitte daha sonra da Düyûn-ı 21 Umûmiyye Ġdaresi kurulmuĢtur. Yükselme devrinin baĢat kurumlardan tımar sisteminin bozulması da, sistemin sağladığı faydalar olan; toprak dağıtımının liyakat esasıyla yapılması, düzenli üretimin ve toprak iĢletiminin sağlanmasını imkânsız kılmıĢtır. Orduya asker kaynağı olmasının yanı sıra tımar sisteminin, bulunduğu mecradaki asayiĢi ve emniyeti sağlayan bir iĢlevi de vardır. Reayanın tapu resmi ödeyerek toprak üzerinde tasarruf hakkı kazandığı sistemde toprak devlete aittir. Ancak devletin zayıf dönemlerinde özel mülk ve vakıf arazilerinin oranı artar, merkezi yönetimin kuvvetlendiği dönemlerde ise vakıf ve özel 22 mülkiyet hakları merkezi otorite tarafından kaldırılarak yeniden denetim sağlanırdı. 16.yüzyılın son çeyreğinden itibaren Osmanlı devlet adamları ―nizamü‘l âlem‖ olarak algıladıkları Osmanlı Devleti‘nde görülen bozulmaları görerek, mevcut durumu dönemin Ģartlarıyla tespit ve tenkit eden çeĢitli siyasetname ve ıslahat layihalarını dönemin padiĢahlarına sunmuĢlardır. Bu eserler; Gelibolulu Mustafa Ali‘ye ait Nushatü‘s-Selatin (Sultanlara Tavsiyeler), anonim eser Hırzü‘l-Mülûk (Hükümdarların 19 Gökhan Bacık, Ahmet Melih Saraçoğlu, ―Osmanlı-Avrupa ĠliĢkilerinde Ekonomik Dönüm Noktası:1838 Ticaret SözleĢmesi‖, Yeni Türkiye Dergisi, 2000, S.32, s.239. 20 Faruk Yılmaz, a.g.e, s.45. 21 Haydar Kazgan, ―Düyun-ı Umumiye‖, Tanzimat‟tan Cumhuriyet‟e Türkiye Ansiklopedisi, C.III, Ġstanbul: ĠletiĢim Yay., 1985, s.691-716.; konu hakkında ayrıntılı bilgi için ayrıca bkz. Cafer Çiftçi, ―Hudâvendigâr Vilayeti‘nde Ġpek Böcekçiliğinin Canlandırılmasında Düyûn-ı Umûmiyye Ġdâresi‘nin Rolü‖, Belleten, C.LXXVI, S.277, 2012, s.906-912. 22 Halil Ġnalcık, Osmanlı İmparatorluğu Klasik Çağ(1300-1600), Ġstanbul, Y.K.Y, 2004, s.113. 6 Tılsımı), Hasan Kâfî el Akhisârî‘ye ait Usûlü‘l-Hikem Fi Nizami‘l-Âlem (Dünya Düzeni Ġçin Hikmetli Yollar), Üveys b. Mehmed‘e ait Hâbnâme, anonim eser Kitâb-ı Müstetâb(Güzel Kitap), Koçi Bey Risalesi, yine Koçi Bey‘e ait olduğu düĢünülen Veliyüddin Telhisleri, Aziz Efendi‘nin eseri Kanun-nâme-i Sultani, anonim eser Kitabu Mesalihi‘l-Muslimin ve Menafi‘i‘l-Mu‘minin( Müslümanların ĠĢleri ve Müminlerin Çıkarı Kitabı), Katip Çelebi‘nin eseri Düsturu‘l-Amel Li Islahi‘l-Halel (Bozuklukları Düzeltmede Eylem Ġlkeleri), Hazerfan Hüseyin Efendi‘nin Telhisü‘l Beyan Fi Kavanin-i Al-i Osman‘ı, Defterdar Sarı Mehmet PaĢa‘nın eseri Nesayihü‘l-Vüzera Ve‘l-Ümera 23 (Vezirlere ve Emirlere Tavsiyeler), olarak sayılabilir. Genel olarak var olanı koruma ve eski güçlü günlere geri dönebilme uhdesiyle yola çıkılarak hazırlanan risalelerin en önemlilerinden biri Koçi Bey‘e aittir. Koçi Bey, IV. Murad ve Sultan Ġbrahim‘e sunduğu risalelerinde, dünya ahvalinin değiĢtiğini, Ģer ve Ģûrun, fitne ve fesadın çok arttığını dile getirmiĢtir. Risale, tımar ve zeamet erbabı, kapıkulu kuvvetlerinin eski ve yeni yapıları, ulufeye tabi toplulukların evvel padiĢah dönemlerindeki sayıları ve sorumlulukları, yeniçeri ocağının bozulma sebepleri, yolsuzluk ve rüĢvetin çoğalması ile eski düzenli yapının tespiti ve açıklamalarına kadar hemen her alanında öğüt ve durum tespiti içermektedir. GerçekleĢen yozlaĢma ve değiĢimi ortaya koyan ayrıntılı yapısı, dönemin aksayan noktalarının yönetenler taifesince farkına varıldığı ancak bu farkındalığın çöküĢü engelleyecek uygulamalara dönüĢtürülememesi hususunda önem 24 taĢımaktadır. 18.yüzyılın son çeyreğinde ortaya çıkan ve sonuçları dünya genelinde hissedilen bir geliĢme olarak Fransız Ġhtilali, Osmanlı tebaasının üzerinde de etkili olmuĢtur. Böylece Hristiyan dünyada ortaya çıkıp Ġslâm dünyasını etkileyen bu ilk büyük fikir hareketi Reform ve Rönesans‘ın aksine etkili olmuĢtur. Bu geliĢme ile basın hayatı Avrupalı düĢünürlerden etkilenmiĢ ve Osmanlı aydınları kavramı filizlenmeye ve aktörleri çeĢitlenmeye baĢlamıĢtır. Batı ve batılılaĢma kavramları geliĢtirilerek, Osmanlı sistemine muhalif bir yapı olarak Yeni Osmanlılar tarih sahnesine çıkmıĢtır. Böylelikle 1808‘de Sened-i Ġttifak ile toplumun ayan kesiminden gelen baskılar bu aĢamada farklı bir boyut ve nitelik kazanarak, batılı değerler üzerinden eğitim görmüĢ kiĢilerce 23 Öz, a.g.e., s.23-33 24 Koçi Bey Risalesi, (sade. Zuhuri DanıĢman), Ġstanbul, MEB Yay., 1993, s.13. 7 25 örgütlenmeye baĢlamıĢtır. Bu geliĢmeler tabiidir ki devletin ana güç merkezlerinden olan padiĢah otoritesinin gücünü kırarak güç kaybetmekte olan Osmanlı Devleti‘nin köklerini zayıflatan etmenlerdendir. 1808 yılında dönemin padiĢahı II. Mahmud ile Anadolu ve Rumeli ayanlarını yan yana getiren Sened-i Ġttifak, II. Mahmud‘un veziriazamı ve Rumeli ayanlarından olan Alemdar Mustafa PaĢa tarafından, ayanlar ve padiĢahla görüĢülerek kaleme alınmıĢtır. Yeniçerilere ulufe verilmesi, eğitilmeleri ve Avrupa tarzı silah ve savaĢ tekniklerinin orduya uygulanması gibi esasında Osmanlı padiĢah fermanlarına bağlı olan konularda bu belge sayesinde ayanlar da söz sahibi 26 olma durumuna gelmiĢlerdir. Rumeli ayanlarının bu denli güçlenmesinin arka planında, özellikle 18. yüzyılda Avusturya gibi sanayisi geliĢen Avrupa devletlerinin Rumeli‘den hammadde ticareti yapmaları da etkili olmuĢtur. Bunun yanında bölgede büyük çiftlikler ve zengin tarım ürünleri ile artan bir ticari pazar oluĢmuĢtur. Ayanlar 17.yüzyıldan itibaren, mütesellimlik uygulaması ile idari yönetim konusunda da söz sahibi olmaya baĢlamıĢlardır. Anadolu‘da da çeĢitli bölgelerde benzer yapılanmalar mevcut durumdaydı. Ekonomik anlamda güçlenen, idari bir yetki kazanan ve aynı zamanda kendilerine ait orduları da bulunan bu beyler, söz konusu ittifak ile sadrazama ve padiĢaha karĢı giriĢilecek herhangi bir mücadeleyi elbirliğiyle bastıracaklarına dair taahhüt verirlerken aslında aynı zamanda kendi varlık ve kudretlerini de sadrazam ve 27 merkezi otoriteye kabul ettirmiĢlerdir. Yeniçeri Ocağının kaldırılmasının alt yapısının da ayanlar ve ordularının bildirmiĢ oldukları biat ile birlikte oluĢmaya baĢladığı söylenebilir. Mustafa ReĢit PaĢa‘nın Gülhane Hatt-ı Hümayun‘unu okumasıyla baĢlayan Tanzimat Dönemi, 1839‘da Osmanlı Ġmparatorluğu‘nun bir bakıma kapitalist dünyaya eklemlendiği, ancak rollerin dağılımında söz sahibi olamadığı bir dönemin sonucudur. Osmanlı devletinin siyasi tarihindeki iki esas olan iç siyasal düzende hükümdarın gücü ile dıĢ siyasal iliĢkilerde ordunun gücüne dayanan geniĢleme yeteneği ve hevesi özellikle 18.yüzyıla gelindiğinde değiĢmiĢtir. Osmanlı Devleti bu dönemle birlikte Batı‘ya karĢı mutlak üstünlüğü bir kenara bırakmıĢ aksine Avrupa karĢısında 25 Lewis, a.g.e., s.149. 26 DurmuĢ Yıldız, Osmanlı‟nın Son Yüzyılı Cumhuriyete Giden Yol, Konya, Çizgi Kitabevi Yay., 2001, s.100 27 Ġlber Ortaylı, İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı, 25. Baskı, Ġstanbul, Alkım Yayınevi, 2006, s.34 8 tutunabilmek adına, Avrupa kurumlarını kendine mal etmeye kısacası batılılaĢmaya 28 baĢlamıĢtır. Bunu yaparken de eski güçlü günlerine kavuĢma umudunu taĢımıĢtır. Bunlarla beraber Tanzimat, Fransız Devriminde ilan edilen Haklar Bildirisi gibi tabandan gelen bir halk hareketi sonucu ortaya çıkmamıĢ, padiĢah tarafından tek taraflı 29 olarak verilen ve her an geri alınabilecek bazı temel haklardan oluĢmuĢtur. Kaldı ki Tanzimat Fermanı Ġmparatorluk içerisinde yer yer hoĢnutsuzluklara neden olmuĢ, matbaayı yoğun bir Ģekilde kullanmadığı için her geliĢmeyi tekke ve cami ekseninde takip eden Müslüman tebaa, Hristiyan tebaa ile eĢ tutulmaktan hoĢnut olmamıĢtır. Müslüman Osmanlı tebaası, yeni düzeni kendi medeniyetlerine uygun ve yakın 30 görmemiĢtir. Bunun yanında, Osmanlı toplumunda gayrimüslim bir topluluk olan Ortodoksların, 19.yüzyıl baĢından itibaren Küçük Kaynarca AntlaĢmasından yola çıkarak Ruslar tarafından himaye edilmeye baĢlaması ve özellikle Rumların, Akdeniz ticaretine hâkim olarak zenginleĢmeleri ile ayrı bir millet olarak ortaya çıkmak için çeĢitli faaliyetlere girdikleri görülür. KuĢkusuz bunun sebebi yalnızca Fransız Ġhtilali‘nin etkilerinin tesiri ve Batı ile yakın temas kurmaları değil, kazanmıĢ oldukları 31 ekonomik güçtür. Bununla beraber 17.yüzyıla kadar Osmanlı himayesini Hristiyan devletlerden yeğ tutan azınlıklar, diğer devletlerin egemenliklerini tercih etmeye 32 baĢlamıĢlardır. Tanzimat Fermanını takip eden süreçte, 19.yüzyıl boyunca Osmanlı Devleti, çeĢitli ıslahatlar yaparak Ġmparatorluğun parçalanması ve devletin çöküĢünü engellemeye yönelik uygulamalar içerisinde olmuĢtur. Gülhane Hatt-ı Hümayunu ile baĢlayan yenilik çabalarına, Tanzimat Fermanını güçlendiren ve bilhassa azınlıklarla ilgili siyasi, kültürel hakları tanımlayan ve 1856 tarihinde ilan edilen Islahat Fermanı ile devam edilmiĢtir. Ancak giriĢilen ıslahat ve batılılaĢma çabaları belki de devletin klasik dönemdeki ayarlarlarıyla uyum göstermediği için ne Müslim ne de gayrimüslim tebaa 28 AkĢin, a.g.e., s.59. 29 AkĢin, a.g.e., s.305. 30 Enver Ziya Karal, ―Gülhane Hatt-ı Hümayununda Batının Etkisi‖, Belleten, C. XXVIII, S.112, 1964, s.582. 31 Cevdet Küçük, ―Osmanlı Ġmparatorluğu‘nda ―Millet Sistemi‖ ve Tanzimat‖, Mustafa Reşit Paşa ve Dönemi Semineri Bildiriler, 2.B, Ankara, TTK. Basımevi, 1994, s.16. 32 Cevdet Küçük, a.g.e., s.15. 9 tarafından hoĢ karĢılanmamıĢtır. Islahat Fermanı‘nın azınlıkları ön plana çıkarır tutumu, bütünleĢmenin aksine hâlihazırda bahsi geçen topluluklar arasında bulunan sosyo- 33 ekonomik ve kültürel uçurumun etkisiyle, kutuplaĢmayı beraberinde getirmiĢtir. Osmanlı Ġmparatorluğu 20.yüzyıla, devletin hemen her alanında yeni düzen arayıĢı ve mevcut düzene karĢı artan iç-dıĢ baskılarla girmiĢtir. Ekonomik, siyasi ve düĢün hayatındaki değiĢiklikler aynı zamanda devletin idari ve güvenlik teĢkilatlarında da ıslahat yapma zorunluluğunu getirmiĢtir. Osmanlı Ġmpatorluğunun genel durumunu resmettiğimiz ve giriĢ özelliği taĢıyan bu bölümden sonra, Hudâvendigâr vilayetinin tarihi ve kuruluĢu ile sosyal ve idari yapısı hakkında bilgi verilecektir. 33 Bayram Kodaman, a.g.e., s. 21. 10 1.BÖLÜM 19. ve 20. YÜZYIL BAġLARINDA HUDÂVENDĠGÂR VĠLAYETĠ VE GÜVENLĠK YAPISI 1.1. VİLAYETİN SINIRLARI Merkezi Bursa Sancağı olan Hudâvendigâr Vilayeti, H.1325(M.1907) tarihli vilayet sâlnâmesinde tasvir edilen hali ile Anadolu‘nun kuzey batısında yer alıp, kuzeyinde Ġzmid Sancağı ve Marmara Denizi, doğusunda Ankara, Kastamonu ve Konya vilayetleri, güneyinde Konya ve Aydın vilayetleri, batıda Aydın Vilayeti, Biga Sancağı 34 ve Adalar denizi ile çevrilidir. ÇalıĢmanın tarihi sınırları içerisinde Hudâvendigâr Vilayetine bağlı sancaklar Ģunlardı: Bursa Sancağı, Kütahya Sancağı, Karahisar-ı Sahip Sancağı ve Ertuğrul Sancağı. 1.2.TANZİMAT ÖNCESİNDE OSMANLI TAŞRA YÖNETİMİ VE HUDÂVENDİGÂR VİLAYETİ’NİN KURULUŞU Tanzimat öncesi Osmanlı taĢra yönetim sisteminde eyalet, en büyük yönetim birimi olup, eyaletin baĢındaki beylerbeyi hem askeri kumandan hem de günümüzdeki anlamıyla vali konumundaydı. GeniĢ yetkileri bulunan ve eyalet içerisinde padiĢahın bir temsilcisi durumundaki beylerbeyi, yargı görevi dıĢında tüm devlet gücünü elinde bulunduran, kadı dıĢındaki resmi görevlileri atamaya yetkili bir yöneticiydi. Yönetim sisteminde eyaletlerin de sancaklara (liva) ayrıldığını ve sancakların, beylerbeyinin yetki ve sorumluluklarına benzer Ģekilde beylerbeyine bağlı olarak görev yapan 35 sancakbeyleri tarafından yönetildiği görülür. 34 Hüseyin Delil, Ömer Faruk Dinçel (haz.), Hudâvendigâr Vilâyeti Sâlnâme-i Resmîsî H.1325- M.1907,, Bursa: Bursa Ġl Özel Ġdaresi, 2013, s.67. 35 Muzaffer Sencer, ―Tanzimat‘a Kadar Osmanlı Yönetim Sistemi‖, Amme İdaresi Dergisi, C. 17, S.2, 1984, s. 28. 11 Tanzimat dönemiyle birlikte hız kazanan dağılmayı önleme çabaları ve mevcut halk kitleleri üzerindeki kontrol ve merkezileĢmenin arttırılmasına yönelik tedbirler, 1864 Vilayet Nizamnamesi ve 1871 Ġdare-i Umumiyye-i Vilayet Nizamnamesi çıkartılarak pekiĢtirilmiĢtir. Bununla beraber, Vilayet Nizamnamesi bir anda tüm ülkede uygulanmamıĢtır. Öncelikle Balkan Yarımadasında NiĢ, Silistre ve Vidin bölgeleri birleĢtirilerek ―Tuna Vilayeti‖ oluĢturulmuĢ, valiliğine de Mithat PaĢa atanmıĢtır. Türk tarihinde ilk kez açılan tarım kredi kooperatifleri üretimi artırarak bölgenin zenginleĢmesi ve bayındır alanında da geliĢim göstermesini sağlamıĢtır. 1864 yılında yapılan bu uygulamanın getirdiği baĢarı sonrasında 1867 düzenlemesi ile uygulama tüm ülkeye uygulanmak üzere geniĢletilmiĢ, 1871 yılındaki düzenleme ile de eksik noktalar 36 giderilmiĢtir. Osmanlı Ġmparatorluğunun payitahtı olarak adlandırılan Bursa‘nın, 37 Ġmparatorluğun klasik dönem taĢra yapısı bağlamında(Anadolu Vilayeti) 1867 Vilayet Nizamnamesi‘nden önce Anadolu‘nun genel yapısını oluĢturan 10 eyaletten biri olarak, merkez Bursa sancağı ile birlikte 8 sancağı 119 kazası bulunmaktaydı. Bursa merkez sancağı dıĢında, Kütahya, Biga, Ayvalık, Karahisar-ı Sahip (Afyonkarahisar), Kocaeli ve Karesi sancakları da merkez sancağa bağlı durumdaydı. 1867 düzenlemesinden sonra Hudâvendigâr Vilayeti adını alarak, merkeze bağlı sancaklar; Bursa, Karesi ve Kocaeli olarak düzenlenmiĢtir. Böylece merkeze bağlı sancak sayısı merkez sancağı dıĢında, 38 7‘den 3‘e indirilmiĢtir. Kaza sayısı da 119‘dan 85‘e düĢerek değiĢim göstermiĢtir. 1867 senesindeki düzenlemenin Hudâvendigâr Vilayeti‘ndeki yansımaları için Ünver‘in verdiği bilgilerde ise Hudâvendigâr Vilayeti‘ne bağlı sancaklar; Kütahya, Karesi, 39 Karahisar-ı Sahib, Kocaeli olarak belirtilmiĢtir. 36 Bülent Tahiroğlu, ―Tanzimat‘tan Sonra KanunlaĢtırma Hareketleri‖, Tanzimat‟tan Cumhuriyet‟e Ansiklopedisi, C.3, s.599. 37 Bkz. Fahameddin BaĢar, Osmanlı Eyalet Tevcihatı(1717-1730), Ankara: TTK Basımevi, 1997. 38 Musa Çadırcı, ―1864 Vilayet Nizamnamesi‘nin Anadolu Coğrafyasında Uygulanması‖, ed. Erkan Tural &Selim Çapar, 1864 Vilayet Nizamnamesi, Ankara: Öncü Basımevi, 2015, s. 145. 39 Metin Ünver, ―Vilayet Nizamnamelerinin Osmanlı Devleti‘nin Ġdari Taksimatına Etkileri(1864-1876)‖, ed.Erkan Tural &Selim Çapar, a.g.e, s.103. 12 1.3. YÖNETİM MERKEZLERİ VE NÜFUS YAPISI Osmanlı Devleti‘nde reayanın iyi bir Ģekilde idare edilmesi, kuruluĢ ve yükseliĢ dönemlerinden bu yana önemle üzerinde durulan bir konu olmuĢtur. Bu bağlamda ilk dönemlerden itibaren reayanın elinde bulunan toprağın tespiti ve kontrolü için ―tahrir 40 defteri‖ adı verilen kayıtlar tutulmuĢtur. Kelime anlamı olarak ―yazma, kaydetme, 41 deftere geçirme‖ anlamlarına gelen tahrir yöntemi ile yüzyıllar boyunca toprak yazımı 42 yapılmıĢ, nüfus sayımı ise ancak toprak sayımı münasebetiyle kayıtlarda yer almıĢtır. Osmanlı nüfus istatistiklerinin 19.yüzyıl ile birlikte özellikle idari ve askeri ihtiyaçları karĢılamak üzere geliĢtiği görülmektedir. Özellikle II. Mahmud döneminde Yeniçeri Ocağı sisteminin kaldırılarak modern tarzda orduların kurulmasına çalıĢılması, ordunun faal ve yedek birimler olarak örgütlenmesi zorunluluğunun ortaya çıkıĢıyla askerlik hizmetiyle yükümlü erkek nüfusun tasnifi gayreti, sağlıklı bir kayıt sistemini gerektirmiĢtir. Nüfus sayımları, arazi tetkikleri ve iyi oluĢturulmuĢ bir nüfus kayıt sistemi bu yüzyıl için elzem bir konu haline gelmiĢtir. MerkezileĢme düĢüncesinin bir zorunluluğu olarak yeni idari ve bürokratik sorumlulukların üstlenilmesi beĢeri ve mali 43 kaynakların kayıt edilmesi ve istatistikî bilgi sağlanmasını önemli kılmıĢtır. Ġlk Osmanlı nüfus sayımına 1829‘da teĢebbüs edildiğine dair bilgiler varsa da bu sayımın Osmanlı-Rus SavaĢı sebebiyle sonuçlandırılamadığı ve savaĢın bitimiyle birlikte 1831 yılında yeni bir nüfus sayımına giriĢildiği aktarılır. Hakkında yeterli bilgi ve belge bulunmayan 1829 sayımı yerine Osmanlı Devleti‘nde ilk nüfus sayımının 1831 yılında 44 yapıldığı kabul edilir. 1831 sayımı Rumeli ve Anadolu coğrafyasındaki erkek nüfusunu ele alması sebebiyle dönemin nüfusuna dair kesin bilgi verilmese de erkek nüfus nispetinde kadın nüfusun eklenmesiyle yaklaĢık bir değer tahmin etmek mümkün olmaktadır. Sayım özet defterine göre Anadolu ve Rumeli topraklarındaki erkek nüfus; Anadolu Beylerbeyliği genelinde 2.393.876, Rumeli Beylerbeyliğinde 1.369.766 ile yekûn 3.753.642 olarak 40 Enver Ziya Karal, Osmanlı İmparatorluğu‟nda İlk Nüfus Sayımı 1831, Ankara: DĠE Matbaası, 1995, s.5. 41 Mehmet Öz, ―Tahrir‖, İA.,TDV Yay., C.39, 2010, s.425. 42 Enver Ziya Karal, a.g.e., s.6. 43 Kemal H. Karpat, Osmanlı Nüfusu1830-1914, Ġstanbul: TimaĢ Yay., 2010, s.35. 44 Enver Ziya Karal, a.g.e., s.8.;Osmanlı Devleti‘nde ilk nüfus sayımının 1831 yılında yapıldığına dair karĢıt görüĢler için bkz.; Kemal H. Karpat, a.g.e, s.64. 13 45 belirtilmiĢtir. 1877-78 yılındaki nüfus sayımına göre vilayet merkezi Bursa‘nın toplam 46 nüfusu 365.985‘tir. 47 Tablo 1: 1894 yılı nüfus sayımına göre Hudâvendigâr Vilayeti ETNİK VE DİNİ GRUPLAR KADIN ERKEK TOPLAM ORAN MÜSLÜMANLAR 564.734 56.827 1.132.761 84,76 RUMLAR 65.224 67.793 133.017 9,95 ERMENİLER 28.546 29.272 57.818 4,33 BULGARLAR 865 1.019 1.884 0,14 KATOLİKLER 1.755 1.591 3.346 0,25 YAHUDİLER 1.548 1.486 3.034 0,227 PROTESTANLAR 375 378 753 0,06 LATİNLER 7 5 12 0,00 YABANCI UYRUKLULAR 2.140 1.720 3.860 0,29 TOPLAM 665.194 671.291 1.336.485 100,00 1894 yılında yapılan sayıma göre vilayette bulunan Müslüman nüfus 568.027 erkek ve 564.734 kadın olmak üzere toplam 1.132.761‘dir ve toplam nüfus içerisinde %85‘lik oranla en büyük topluluktur. Rumlar, 67.793 erkek ve 65.224 kadın ile toplam 133.017 kiĢidir ve toplam nüfus içerisindeki payları %10 civarındadır. Üçüncü baskın topluluk olarak Ermeniler 28.546 kadın ve 29.272 erkek olmak üzere 57.818 toplam 48 nüfus ile vilayet nüfusu içerisinde %4‘lük yoğunluğa sahiptir. 49 Tablo 2: 1916 yılı nüfus sayımına göre Hudâvendigâr Vilayeti ETNİK VE DİNİ GRUPLAR ERKEK KADIN TOPLAM ORAN MÜSLÜMANLAR 385.345 389.887 775.232 83,74 RUMLAR 37.951 37.329 75.280 8,13 ERMENİLER 33.749 32.668 66.417 7,17 YAHUDİLER 2.136 2.010 4.146 0,45 MİLEL-İ SAİRE 2.226 2.138 4.364 0,47 ECNEBİ 147 142 289 0,03 TOPLAM 461.554 464.174 925.728 100 45 Enver Ziya Karal, a.g.e., s.215. 46 Karpat, a.g.e., s.253. 47 Karpat, a.g.e., s.432-433. 48 Karpat, a.g.e, 432-433. 49 Yavuz Haykır, Yavuz Selim Çeloğlu, 1916 Yılı Osmanlı Nüfus İstatistik Cetveli, Ġstanbul: Hiper Yay., 2017, s.37-44. 14 1878‘de Rus savaĢı bitmiĢ, 1826‘da Sultan II. Mahmud‘un baĢlattığı merkezileĢme çabaları II. Abdülhamid döneminde daha yüksek bir düzeye yükselmiĢ, veba, kolera ve tifüs salgınlarının sona ermesiyle de nüfus artıĢı için uygun koĢullar sağlanmıĢtır. 1911 yılına gelindiğinde Anadolu nüfusunun neredeyse %50 oranında arttığı ancak her yerleĢim biriminin bu orandan aynı Ģekilde etkilenmediği 50 görülmektedir. Hudâvendigâr Vilayeti‘nin Osmanlı Devleti genel nüfusu içerisindeki payı ile birlikte nüfusun değiĢim seyri ile merkeze bağlı sancaklar Tablo 3‘te çeĢitli kaynaklardan derlenerek bir arada verilmiĢtir. 51 Tablo 3: Osmanlı Devleti ve Hudâvendigâr Vilayetinin Nüfus ve Sancak DeğiĢimi Hudâvendigâr Yıl Toplam Nüfus Bağlı Sancaklar/Kazalar Vilayeti Bursa, Ġnegöl, YeniĢehir, Mudanya, 1831 2.490.892 155.908 Gemlik, Mihalıç, Atranos, Ġznik Kazaları. Bursa, Karesi, Karahisar, Kütahya, Koca- 1878 13.064.109 1.365.985 Ġli. 1893 17.388.604 1.366.857 Bursa, Karesi, Karahisar, Kütahya. 1894 17.637.203 1.365.000 Bursa, Karesi, Karahisar, Kütahya. Bursa, Ertuğrul, Kütahya, Karesi, 1895 18.735.218 1.367.012 Karahisar. Bursa, Ertuğrul, Kütahya, Karesi, 1897 19.050.323 1.414.158 Karahisar. Bursa, Ertuğrul, Kütahya, Karesi, 1907 20.884.630 1.690.827 Karahisar. 1914 18.520.016 1.365.667 Bursa, Ertuğrul, Kütahya, Karahisar, 1916 19.043.383 925.728 Bursa, Ertuğrul. 1831 yılından 1916 yılına uzanan süreçte vilayet sınırlarının değiĢim gösterdiğini görülmektedir. Özellikle 1915 yılında Karahisar ve Kütahya Sancaklarının 52 ayrılması sınırlarda ve nüfus miktarında azalma olarak verilere yansımıĢtır. 50 Justin McCharthy, Müslümanlar ve Azınlıklar, Ġstanbul: Ġnkılap Kitabevi Yay., 1998, s.2; Osmanlı Anadolu Topraklarındaki Müslüman ve Azınlık Nüfus (Osmanlı Anadolusu‟nun Son Dönemi) Çev: Kur.Kd.Alb.Ġhsan Gürsoy, Ankara: Genelkurmay Basımevi, 1995, s.4. 51 Hudâvendigâr Vilayeti Sâlnâmesi , Bursa: Matbaa-i Vilayet-i Hudâvendigâr; Def‘a 20, Yıl:H.1311, s.325; Def‘a 24, Yıl:H.1315, s.312; Def‘a 34, Yıl: H.1325, s.252.; Kemal H. Karpat, a.g.e, s.325, 356- 394.; Yavuz Haykır, Yavuz Selim Çeloğlu, a.g.e., s.37-44; Feridun Emecen, ―Hudâvendigâr‖, İA, C.18, Ġstanbul: TDV Yay., 1998, s.286. 52 Feridun Emecen, İA, s. 286. 15 1906-1907 sayımında Hudâvendigâr vilayetine bağlı sancaklar; Bursa, Ertuğrul, Bilecik, Kütahya, Karahisar ve Karesi‘dir. Bu tarihte vilayet sâlnâmesine göre toplam 53 nüfus 1.690.827 olarak belirtilmiĢken Karpat, aynı tarihlerde vilayet nüfusunu 54 1.691.277 olarak vermiĢtir. Tablo 3‘te sunulan veriler incelendiğinde 1878‘den sonra vilayet nüfusunun 1914 sayımına kadar iniĢli çıkıĢlı bir seyir izlediği görülür. 1914 sayımındaki düĢüĢte, 55 1909 yılında Karesi (Balıkesir) sancağının ayrı bir mutasarrıflık özelliği kazanması ve vilayet yönetiminden ayrılmıĢ olması önemlidir. Bu bağlamda 1912-1915 yıllarında Hudâvendigâr Vilayeti, merkez Bursa Sancağına bağlı olmak üzere; Ertuğrul, Kütahya ve Karahisar-ı Sahip olmak üzere dört mutasarrıflıktan oluĢmaktaydı.1915 yılında Kütahya ve Afyonkarahisar‘ın müstakil bir sancak haline dönüĢmesiyle Hudâvendigâr vilayeti merkez Bursa sancağı ve birlikte Ertuğrul Sancağı ile birlikte iki sancaktan 56 oluĢmaktaydı. 1916 yılında Bursa‘nın yaklaĢık olarak bugünkü sınırlarının bulunduğu alandaki nüfus miktarı 634.579, yüzölçümü 23.084 kilometre kare ve nüfus yoğunluğu 57 ise 27,48 idi. 1.3.1. Bursa Sancağı Hudâvendigâr vilayetinin merkez sancağı olan Bursa, Osmanlılar tarafından fethedildiği 6 Nisan 1326 tarihinden 1402 yılına kadar Osmanlı Devleti‘ne baĢkentlik yapmıĢtır. Bu tarihten sonra Bursa, Hudâvendigâr Vilayeti‘nin kurulduğu 1867 tarihine 58 kadar Anadolu Eyaleti‘ne bağlı Bursa Sancağı‘nın merkezi olmuĢtur. Osmanlılarca fethinden sonra göç alarak büyüyen Bursa‘nın üretim hacmi de artmıĢ özellikle Mudanya ve Tirilye limanları ile dıĢa açılarak ticaret potansiyelini de arttırmıĢtır. Ġstanbul‘un fethi öncesi iaĢe ihtiyacının karĢılandığı Güney Marmara bölgesi özelikle odun, meyve, Ģarap, tahıl ürünleri gibi tüketim maddelerine olan 53 Hüseyin Delil, Ömer Faruk Dinçel (haz.), Hudâvendigâr Vilâyeti Sâlnâme-i Resmîsî H.1325- M.1907, s. 527. 54 Karpat, a.g.e., s. 339. 55 Mücteba Ġlgürel, ―Balıkesir”, İA, TDV Yay., C.5, 1992, s.13. 56 Mustafa Çetin Varlık, ―Kütahya”, İA, TDV Yay., C.26, 2002, s.583. 57 Yavuz Haykır, Yavuz Selim Çeloğlu, a.g.e, s. 54. 58 Feridun Emecen, İA., ag.mad.; Özer Ergenç, Payitaht Bursa‘dan Hudâvendigâr Sancağı‘na‖, Osmangazi ve Bursa Sempozyumu Payitaht Bursa‘nın Kültürel ve Ekonomik ĠliĢkileri Bildiri Kitabı, ed. Cafer Çiftçi, Bursa: Osmangazi Belediyesi Yay., 2005, s.101. 16 ihtiyacın karĢılanmasındaki görevini sürdürmüĢtür. Ġstanbul ve sarayın iaĢesi için Bursa Sancağı‘ndan Mudanya limanı aracılığıyla zahire, sebze, meyve, et türü gıdalar ve 59 ayrıca yiyecek saklama ve soğutma amacıyla buz gönderilmiĢtir. Ġstanbul‘un iaĢesi konusunda doyuran bir sancak olmanın yanında Bursa, ipekçilik anlamında da üretken bir Ģehirdir. Ġngiliz konsolosu Sandison‘un 1862 tarihli raporuna göre Bursa ve kazalarında 4500 çıkrık ve 925 filatür mevcuttur. Koza üretimi ve ipekböcekçiliği 1880‘lere doğru zayıflamıĢsa da 1881‘de Düyûn-ı Umûmiyye‘nin kurulması ve el koyduğu gelirler arasında ipek kozasından alınan ipek öĢrü de 60 bulunduğundan devlet tarafından desteklenen bir üretim alanı olmuĢtur. 1898 tarihli Hudâvendigâr Vilayeti Sâlnâmesi‘ne göre Bursa‘da 10.468 hane, 125 cami ve medrese, 27 mescid, 36 tekke ve zaviye, 6 kilise, 3 havra, 10 otel, 49 han, 26 hamam, 41 fabrika, 37 debbağ hane (hayvan derilerinin iĢlendiği yer), 17 boyahane, 263 kahvehane, 80 meyhane, 2930 dükkân ve mağaza, 28 değirmen, 100 fırın, 10 eczane, 3 tiyatro, 1 hastane, 1 darülaceze, 66 ibtidaiye (ilköğretim) mektebi, 1 vilayet 61 matbaası ve 4 hususi matbaa mevcuttur. 1899 Hudâvendigâr Vilayeti sâlnâmesine göre Bursa Sancağı‘nda: 230.314 Müslüman, 51.824 Rum, 30.268 Ermeni, 758 Katolik, 469 Protestan, 71 Bulgar, 3.036 Yahudi, 12 Latin toplam 316.752 kiĢi bulunuyordu. %72,71 ile en büyük grubu Müslümanlar oluĢturmaktaydı. %16,36 ile Rumlar ikinci büyük grupta yer alırken Ermeniler toplum içerisinde %9,56‘lık bir paya sahiptiler. Yahudilerin de içinde 62 bulunduğu diğer gruplar ise %1,37‘lik bir alanı oluĢturmaktaydı. 1899 yılı için sancak bazında nüfus durumu Ģöyledir; Bursa kazası, 92.506 (%73,74) Müslüman, 22.547 Rum (%,17,97) 6372 Ermeni (%5,08), 758 Katolik (%0,60), 306 Protestan (%0,24), 25 Bulgar (%0,02) 2930 Musevi (%2,34) ve 12 Latin 59 Cafer Çiftçi, ―Osmanlı Döneminde Ġstanbul‘un ĠaĢesinde Bursa‘nın Rolü,‖ OTAM Dergisi, S. 16, 2004, ss.153-171.; ayrıca bkz. Cafer Çiftçi, Osmanlı Döneminde Mudanya İskelesi ve Gümrüğü, Bursa: BBB Yay., 2012, s.82-89. 60 Zeynep Dörtok Abacı, ―Ġngiliz Konsolosluk Belgeleri IĢığında Bursa Ekonomisi (1848-1896),‖ Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, S.11, 2006, s.166.; Düyûn-ı Umûmiyye Ġdâresi‘nin etkileri hakkında daha geniĢ bilgi için ayrıca bkz. Cafer Çiftçi, ―Hudâvendigâr Vilayeti‘nde Ġpek Böcekçiliğinin Canlandırılmasında Düyûn-ı Umûmiyye Ġdâresi‘nin Rolü‖, s.912-914. 61 Sâlnâme-i Vilâyet-i Hudâvendigâr, 1316 sene-i Hicriyesine Mahsus, Bursa: Matbaa-i Vilayet-i Hudâvendigâr, s.263, 265. 62 Sâlnâme-i Vilâyet-i Hudâvendigâr, 1317 sene-i Hicriyesine Mahsus, s.346-348. 17 (%0,01); Mudanya kazası, 5.320 Müslüman (%29,73), 12.567 Rum (%70,23), 7Bulgar (%0,04); Gemlik, 12.787 Müslüman (%56,41), 7.030 Rum (%31,01), 2852 Ermeni (%12,58); Pazarköy (Orhangazi) kazası, 7.636 Müslüman (%28,41), 19.144 Ermeni (%71,23), 97 Protestan (%0,36) ; Kirmasti kazası, 42.162 Müslüman (%95,62), 1.086 Rum (%2,46), 843 Ermeni (%1,91); Mihalıç (Karacabey) kazası, 27.182 Müslüman (%73,39) , 8.588 Rum (%23,19), 1057 Ermeni (%2,85), 66 Protestan (%0,18), 39 Bulgar (%0,11), 106 Musevi (%0,29); Atranos (Orhaneli), 42.721 Müslüman (%99,99) ve 6 Rum (%0,01) Ģeklindedir. Müslümanların sancak içerisinde en fazla sayıda bulunduğu kaza Atranos kazasıdır, en az sayıda oldukları kaza ise Mudanya kazasıdır. Rumların %43,51‘i Bursa kazasında yaĢarken yoğunlukla yerleĢtikleri ikinci kaza %24,25 ile Mudanya idi. Öte yandan belirtilen tarihte Mudanya‘da Rumlar, kaza nüfusunun %70,23‘ünü oluĢturan baskın unsur durumundadırlar. Benzer baskın durum Ermeniler için %71,23 oranı ile Pazarköy (Orhangazi) kazası için geçerlidir. Özetle Rumların Mudanya kazasında, Ermenilerin de Orhangazi kazasında baskın unsur olduğunu söylemek mümkündür. 1899 yılından 1914 yılına gelindiğinde Bursa Sancağı‘nda 276.737 Müslüman, 61.351 Rum, 34.616 Ermeni, 3.968 Yahudi, 747 Katolik Ermeni, 448 Protestan olmak üzere 379.736 kiĢi yaĢıyordu. Vilayet geneli sancaklar bazında incelendiğinde, Ģu verilere rastlanmaktadır: Bursa kazasında Müslüman nüfus %15 artıĢla 111.301; Rum nüfus %6,66 artıĢla 24.048; Ermeni nüfus %0,96 artıĢla 6.433; Katolik nüfus -%8,84 azalıĢla 691; Protestan nüfus -%9,15 azalıĢla 278; Musevi nüfus %25,84 artıĢla 3.687; Kıpti nüfus Ģehir unsurlarına eklenmiĢ 1.339 olmak üzere, kaza geneli nüfus 1899 yılına oranla %14,15 artıĢ göstererek 147.777‘ye ulaĢmıĢtır. Mudanya kazasında, Müslüman nüfus %44,30 artıĢla 7.677, Rum nüfus %38,37 artıĢla 17.389, Ermeni nüfus kent unsurlarına eklenerek 100, Katolik nüfus kent unsurlarına eklenerek 20, Yahudi nüfus kent unsurlarına eklenerek 53 olmak üzere kaza geneli 1899 yılıma oranla %41,05 artıĢ göstererek 25.239‘a ulaĢmıĢtır. Gemlik kazasında, Müslüman nüfus %28,04 artıĢ göstererek 16.373, Rum nüfus %21,88 artıĢ göstererek 8.568, Ermeni nüfus %17,39 artıĢ göstererek 3.348 olmak üzere kaza geneli 1899 yılına oranla %24,79 artıĢ göstererek 28.289‘a ulaĢmıĢtır. Pazarköy (Orhangazi) kazasında, Müslüman nüfus %55,63 artıĢ göstererek 11.884, Ermeni nüfusu %18,71 artarak 22.726, Katolik nüfus kent unsurlarına eklenerek 18 36, Protestan nüfus %24,74 artarak ile 121 olmak üzere kaza geneli 1899 yılına oranla %29,36 artarak 34.767‘e ulaĢmıĢtır. Kirmasti (MustafakemalpaĢa) kazasında, Müslüman nüfus %34,24 artarak 56.599, Rum nüfus %27,16 artarak 1.381, Ermeni nüfus %20,52 artarak 1.016, Musevi nüfus kent unsurlarına eklenerek 184 olmak üzere kaza geneli 1899 yılına oranla %34,22 artıĢ göstererek 59.180‘e ulaĢmıĢtır. Mihalıç (Karacabey) kazasında, Müslüman nüfus -%5,22 azalarak 25.736, Rum nüfus %15,52 artarak 9.921, Ermeni nüfus -%6,62 azalarak 987, Protestan nüfus - %25,76 azalarak 49, Musevi nüfus -%58,49 azalarak 44 ve kazada yeni bir unsur olarak ortaya çıkan Kıptiler 530 olmak üzere kaza nüfusu 1899 yılına oranla %0,69 artıĢ göstererek 37.294‘e ulaĢmıĢtır. Atranos (Orhaneli) kazasında, Müslüman nüfus %10,34 artarak 47.140, yeni bir unsur olarak Rumlar 44, Ermeniler 6 olmak üzere kaza nüfusu 1899 yılına oranla %10,45 artıĢ göstererek 47.190‘a ulaĢmıĢtır. 1914 yılında sancak nüfusunun %72,88‘i Müslüman, %16,16‘sı Rum, %9,12‘si 63 Ermeni, %1,04‘ü Yahudilerden ve %0,65‘i diğer unsurlardan oluĢuyordu. Sancak geneline bakıldığında 1899‘dan 1914‘e kadar geçen süreçte Müslüman, Rum, Ermeni ve Yahudi oranlarında önemli bir değiĢiklik olmadığı görülür. Vilayetin genel nüfusu 58.260 artarken, artıĢ hemen hemen tüm toplumsal gruplara eĢit olarak yansımıĢtır. (Bkz Tablo 4) Elimizdeki verilere göre 1899-1914 tarihleri arasındaki süreçte Bursa sancak merkezine 3.697 ve Karacabey kazasına 530 olmak üzere toplam 4.217 Kıpti (Çingene); 53 Mudanya ve 184 Kirmasti kazası olmak üzere 237 Yahudi; ayrıca Mudanya kazasına 100 Ermeni ve 20 Katolik, göç etmiĢtir. Sancaktaki bina ve yapılar 1898 Sâlnâmesine göre Ģöyledir; Bursa Sancağı‘na bağlı Mudanya merkez kazasında 3701 hane, 5 hamam, 326 dükkân, 3 balıkhane, 42 yağhane, 1 marangoz fabrikası, 5 su 2 yel değirmeni, 13 cami, 11 mescid, 1 tekke, 13 ayazma, 5 manastır, 34 mektep, 11 kilise, 3 hükümet konağı, 2 belediye konağı, 1 telgraf ve posta hane, 5 gümrük ve 5 Düyûn-ı Umûmiyye Dairesi, 1 acente, 1 karantina 63 Karpat, a.g.e., s.370- 372. (derlenmiĢtir) 19 hane, 3 liman dairesi, 3 harîr fabrikası, 2 gaz ve 1 demir deposu, 9 otel, 45 gazino, 4 ecza hane, 2 silahhane, 210 kahvehane, 25 fırın, 291 mağaza, 3 taĢocağı, 1 kiremit ocağı 64 bulunmaktadır. Merkez sancağa bağlı diğer kazalarda bulunan bina ve yapılar Ģöyledir; Gemlik Kazasında, 4806 hane, 27 cami, 12 kilise, 22 han, 13 hamam, 18 fırın, 529 dükkân ve mağaza, 6 değirmen, 151 kahvehane, 30 yağhane, 3 harîr fabrikası, 3 rüĢtiye ve 33 65 sıbyan mektebi ; Pazarköy (Orhangazi) Kazasında, 5.353 hane, 15 cami, 7 kilise, 19 66 hamam, 196 han ve kahvehane, 1 rüĢtiye mektebi, 2 ermeni mektebi, 160 dükkân; Mihalıç (Karacabey) Kazasında, 7159 hane, 18 cami, 4 mescid, 4 kilise, 1 manastır, 1 havra, 2 hamam, 8 han, 10 fırın, 411 dükkân, birer debbağ hane, ecza hane, un fabrikası, 67 boyahane, medrese, rüĢtiye, ibtidaiye mektepleri, 10 sıbyan mektebi ; Kirmasti (MustafakemalpaĢa) Kazasında, 10.997 hane, 10 cami, 5 mescid, 2 kilise, 1 havra, 1 medrese, 14 han, 2 hamam, 50 kahvehane, 3 gazino, 4 debbağ hane, 4 mağaza ve 189 68 dükkân, 13 fırın, 1 ecza hane ; Atranos ( Orhaneli) Kazasında, 7644 hane, 103 cami, 69 108 mektep. Sancağın ekonomik göstergelerinden olan tahıl ürünleri ekimi ve üretiminin 1909-1914 yılları arasındaki miktarlarını incelediğimizde, tahıl ekiminin 1909‘dan 1913‘e gelinen süreçte yaklaĢık olarak %56,52 arttığını ancak 1914 yılında bir önceki yıla göre %36,56 oranında azaldığı görülmektedir. Bursa sancağının vilayet içerisindeki tahıl ekim oranı 1909‘da %15,56 iken 1913 sayımında bu oran artarak %19,39 olmuĢ, 1914 yılında ise 1909 yılındaki oranın da altına düĢerek %14,09 olmuĢtur. 1914 yılında ekili alan 1913 yılına göre %36,56 azalmıĢ; buna paralel olarak da tahıl ürünleri üretimi %56,82 azalmıĢtır. Aynı Ģekilde birim alanda elde edilen verim de 1.730 kg‘dan 1.498 kg‘a (-%13,41) gerilemiĢtir (Bkz Tablo 7). Ġncelediğimiz dönem, tarımsal üretim açısından istikrardan uzak bir görüntü sergilemekte ve dönemin çetin savaĢ ve ekonomik koĢullarının tezahürü özelliğini göstermektedir. 64 Sâlnâme-i Vilâyet-i Hudâvendigâr, 1316 sene-i Hicriyesine Mahsus, s.273. 65 a.e, s.279. 66 a.e, s.284. 67 a.e, s.285. 68 a,e, s.289 69 a,e, s.293. 20 1.3.2. Ertuğrul Sancağı 1555 yılında Avusturya elçilik heyetinde bulunan H. Dernschwam, Amasya‘ya giderken geçtiği Bilecik‘i bakımsız ve kale-Ģehir durumunda bir yer olarak tarif etmiĢtir. 17.yüzyıl belgelerine göre Ertuğrul Gazi vakıflarına ait bir kasaba olan Bilecik, 9 Müslüman ve 1 gayrimüslim mahallesi olmak üzere 10 kadar mahalleden oluĢmaktaydı. Aynı zamanda Bilecik ve çevresi kaliteli ipek kumaĢ ve kadife ile de ün kazanmıĢtı. Madencilik konusunda da ön plana çıkan Bilecik‘te demir güllelerinin dökümü yapılarak Ġstanbul‘a gönderilmek üzere iskeleye taĢımak için Kütahya, Manisa, Aydın bölgelerinden yörükler görevlendirilmekte ve civar halkı için de bir gelir kaynağı oluĢmaktaydı. Madencilik faaliyetlerinin ne zamana kadar sürdüğü bilinmemekle birlikte 180 çıkrıklı dört iplikhanenin bulunduğu Bilecik‘te dokumacılığın 20.yüzyılın 70 ilk çeyreğine kadar canlı olduğu bilinmektedir. Ziraat ve dokumacılığının yanında Bilecik ve bağlı kazalarından Ġnegöl kazası 17.yüzyıldan beri Gemlik Tersanesi‘nin kereste ihtiyacını karĢılamakta aynı zamanda sancak genelinde kıtlık ve afet yaĢanıp zahire ihtiyacı hâsıl olduğunda ise yine Gemlik Ġskelesi‘nden hububat ve zahire alımı 71 yapılmaktaydı. 20.yüzyıl baĢlarında Ertuğrul Sancağı merkez sancak Bilecik‘e bağlı 3, toplamda 4 kazadan oluĢuyordu; Bilecik, Söğüt, Ġnegöl ve YeniĢehir. Ertuğrul Sancağı‘nın 1899 yılı sâlnâmesine nüfus yapısı Ģöyleydi; Bilecik kazası, 52.964 Müslim (%75,84), 8.895 Rum (%12,73), 7.026 Ermeni (%10,06), 750 Katolik (% 1,07), 181 Protestan (0,25), 13 Yahudi (%0,01) olmak üzere toplam 215.737; Söğüt kazası, 50.011 Müslim (%88,86), 1.688 Rum (%2,99), 4.354 Ermeni (%7,73), 69 Katolik (%0,1), 153 Protestan (%0,27) olmak üzere toplam 56.275; Ġnegöl kazası, 32.884 Müslim (%89,14), 2.029 Rum (%5,50), 1.957 Ermeni (%5,30), 18 Protestan (%0,04) olmak üzere toplam 36.888; YeniĢehir kazası, 46.315 Müslim (%87,80), 215 Rum (%0,40), 6.042 Ermeni (%11,45), 173 Protestan (%0,32) olmak üzere toplam 70 Feridun Emecen, ―Bilecik‖, İA, TDV Ġslâm AraĢtırmaları, C. 6, 1992, s.155. 71 Zerrin Ġlter, Sâlnâmelere Göre Osmanlı Devleti‟nin Son Dönemlerinde Bilecik, (Yüksek Lisans Tezi) EskiĢehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2007, s.34. 21 52.745‘dir. Sancağın en yoğun nüfusa sahip kazası merkez kaza olan Bilecik kazasıdır. Bu tarihte en yoğun Müslüman (%29,07), Rum (%69,34), Ermeni (%36,25), Katolik (%91,57), Protestan (%34,47) ve Musevi (%100) nüfus Bilecik kazasında bulunuyordu. Tek tek kazaların etnik ve dini unsurlarında bakıldığında ise her kazada en yoğun 72 nüfusun Müslüman halk olduğu görülmektedir. 1914 yılı istatistikleri incelendiğinde; Bilecik kazasının Müslüman nüfusu %12,36 artarak 59.508, Rum nüfusu %11,03 artarak 8.895, Ermeni nüfusu %10,65 artarak 7.774, Katolik nüfus -%36,1 azalarak 479, Protestan nüfusu %1,10 artarak 183, Musevi nüfusu %300 artarak 52, olmak üzere kaza geneli nüfus 1899 yılına göre %11,52 artarak 77.873 olmuĢtur. Söğüt kazasında, Müslüman nüfus %10,42 artıĢ göstererek 55.223, Rum nüfus %17,41 artarak 1.982, Ermeni nüfus -%59,3 azalarak 1.770, Katolik nüfus -%24,6 azalarak 52, Protestan nüfus -%11,11 azalarak 136 olmak üzere kaza nüfusu 1899 yılına oranla %5,13 artıĢ göstererek 59.163 olmuĢtur. Ġnegöl kazasında, Müslüman nüfus %71,02 artarak 56.238, Rum nüfus -%98,32 oranında azalarak 34, Ermeni nüfus %262,9 artarak 7.101, Protestan nüfus %1150 artarak 225, Musevi nüfus yeni bir unsur olarak eklenerek 106 olmak üzere 1899 yılına oranla %72,69 artıĢ göstererek 63.704‘e ulaĢmıĢ ve sancağın ikinci büyük kazası haline gelmiĢtir. YeniĢehir kazasında, Müslüman nüfus -%42 azalarak 26.408, Rum nüfus %682,79 artarak 1.683, Ermeni nüfus -%72,5 azalarak 1.660, Protestan nüfus -%100 azalarak 0 olmak üzere kaza genelinde toplam nüfus 1899 yılına oranla -%43,59 azalıĢ göstermiĢ ve YeniĢehir kazası, sancağın en az nüfuslu kazası haline gelmiĢtir (Bkz. Tablo 4) 1914 yılında %30,15 ile Müslüman, %72,75 ile Rum, %42,47 ile Ermeni nüfusun en fazla bulunduğu kaza Bilecik kazası iken %67,09 ile Yahudi nüfusunun belirgin 73 Ģekilde fazla olduğu kaza ise Ġnegöl‘dür. 72 Sâlnâme-i Vilâyet-i Hudâvendigâr, 1317 sene-i Hicriyesine Mahsus, s.346-349. 73 Karpat, a.g.e, s.370-372; Sâlnâme-i Vilâyet-i Hudâvendigâr, 1317 sene-i Hicriyesine Mahsus, s.346- 349. 22 Ertuğrul Sancağı merkez kazası Bilecik‘te; 1208 hane, 9 cami, 3 mescid, 2 medrese, 1 kütüphane, 2 kilise, 13 han, 5 hamam, 36 kahvehane, 3 otel, 342 dükkân, 6 fırın, 6 yağhane, 16 debbağ hane, 14 fabrika, 225 dest-gâh (tezgâh), 11 değirmen, 4 çeĢme, 3 tuğla ve kiremithane, 2 hapishane, 1 askeriye dairesi, 1 belediye dairesi, 1 74 telgraf ve posta hane, 1 rüĢtiye mektebi bulunmaktadır. Sancağa bağlı diğer kazalarda bulunan imar eserler; Söğüt kaza merkezinde 1.040 hane, 7 cami, 2 kilise, 2 medrese, 10 han, 4 hamam, 15 kahvehane, 250 dükkân, 6 fırın, 4 ipek fabrikası, 1 hükümet konağı, 1 ecza hane, 1 telgrafhane,1 rüĢtiye, 2 ibtidaiye ve 2 75 Rum mektebi ; YeniĢehir kaza merkezinde, 1008 hane, 12 cami, 4 mescid, 1 kilise, 4 medrese, 11 han, 3 hamam, 1 harîr fabrikası, 1 telgrafhane, 1 hükümet konağı, 1 rüĢtiye, 76 1 ibtidaiye ve 8 sıbyan mektebi ; Ġnegöl kazasında, 10.199 hane, 94 cami, 36 mescid, 4 medrese, 3 kilise, 13 han, 23 hamam, 89 kahvehane, 574 dükkân, 16 fırın, 15 debbağ hane, 16 yağ hane, 16 kiremithane, 8 harîr fabrikası, 74 değirmen, 2 dakik (un) fabrikası, 11 mağaza, 2 karantina, 1 otel, 1 gazhane, 1 hükümet konağı, 1 rüĢtiye 77 mektebi, 123 ibtidaiye, 4 gayrimüslim okuludur. Tarımsal üretim açısından Ertuğrul sancağı 1909-1914 yılları arasında iniĢli çıkıĢlı bir seyir izlemiĢtir. 1909 yılında vilayet genelindeki tahıl ürünlerinin toplam %23,72‘sini üreten Ertuğrul sancağının, 1913 yılındaki üretimi %50‘den fazla düĢerek toplam üretimin %11,65‘ini, 1914‘te yeniden artarak %25,34‘ünü üstlenmiĢtir. Dikkat çekici olan nokta 1914 yılında Ertuğrul Sancağı‘nda tahıl ürünleri dikiminin %40,02 oranında artmasına rağmen hektar baĢına alınan ürün veriminin 1.558 kg/hektardan 901 kg‘a düĢmesidir. (Bkz Tablo 7) 1.3.3. Kütahya Sancağı 20. yüzyıl baĢlarında Kütahya Sancağı, merkez Kütahya kazası dıĢında, EskiĢehir, Simav, Gediz ve UĢak kazalarından oluĢuyordu. 74 Sâlnâme-i Vilâyet-i Hudâvendigâr, 1316 sene-i Hicriyesine Mahsus, s.302. 75 a.e, s.311. 76 a.e, s.318. 77 a.e, s.322. 23 1899 yılı sâlnâmesine göre Kütahya Sancağının nüfus yapısı Ģöyleydi; Kütahya Kazasında, 128.566 Müslüman (%94,26), 4.143 Rum (%3,03), 2830 Ermeni (%2,07), 784 Katolik (%0,57), 64 Kıpti (%0,04) olmak üzere toplam 136.387; UĢak Kazasında 75.442 Müslüman (%97,04), 1.619 Rum (%2,08), 635 Ermeni (%0,81),43 Katolik (%0,05) olmak üzere toplam 77.739; EskiĢehir kazasında, 66.415 Müslüman (%95,56), 1.114 Rum (%1,60), 1.693 Ermeni (%2,43), 213 Katolik (%0,30), 59 Kıpti (%0,08) olmak üzere toplam 69.494; Simav kazasında 35.707 Müslüman (%99,73), 9 Ermeni (%0,02) ve 4 Katolik (%0,01) olmak üzere toplam 35.801; Gediz kazasında 32.381 78 Müslüman (%100) olmak üzere toplam 32.381 kiĢi bulunuyordu. En kalabalık kaza Kütahya iken en az nüfusa sahip olan kaza Simav kazasıdır. Tüm etnik ve dini grupların oransal olarak en fazla yerleĢim gösterdikleri kaza ise Kütahya kazası olmuĢtur. 1914 yılına gelindiğinde Kütahya kaza merkezinde Müslüman nüfus 136.164‘e yükselerek %5,91, Rum nüfus 5.587‘e yükselerek %34,85 artarken, Ermeni nüfus 2.811‘e gerileyerek -%0,67, Katolik nüfus -%18,6 azalmıĢtır. Verilere göre 1899‘un aksine Kıptiler, Kütahya merkez kazasında yaĢayan bir unsur olmaktan çıkmıĢlardır. Kazanın toplam nüfusu da 145.200‘e yükselerek yaklaĢık %6,46 artıĢ göstermiĢtir. Diğer kazalardaki nüfus değiĢikliklerine bakarsak, Gediz kazasında toplam nüfus 38.499‘a yükselerek %18,89; UĢak Kazasında toplam nüfus 92.682‘ye yükselerek %19,22; Simav Kazasında toplam nüfus ise 40.513‘e yükselerek %13,16 artıĢ, EskiĢehir kazasında toplam nüfus 152.726‘ya yükselerek %119 artıĢ göstermiĢtir. Sancağın genel nüfusu ise, tüm kazalarda nüfus artıĢı yaĢanarak 282.308‘den, 469.620‘ye yükselerek 79 yaklaĢık olarak %66 artmıĢtır. 1899 yılından 1914 yılına kadar geçen 15 yılda sancak nüfusunun bu denli artmasında göçmenlerin etkisi üzerinde durmak gerekir. 1900‘lü yılların baĢında Bağdat demiryolu imtiyaz sözleĢmesi gereğince Anadolu‘da tren raylarının etrafında Alman kolonilerinin oluĢturulacağına dair iddialar, Osmanlı Devletini bu bölgeye göçmen iskânına yönlendirmiĢtir. II. Abdülhamid‘in bu konuda Ģüphe geliĢtirmesinde: 1899 yılında Münih Ģehrinde sunulan ―Küçük Asya‘da Alman Kolonizasyonu‖ adlı tebliğ; Karl Kaerger‘in yazdığı Anadolu‘da Alman kolonilerinin kurulması konulu kitap ve 78 Sâlnâme-i Vilâyet-i Hudâvendigâr, 1317 sene-i Hicriyesine Mahsus, 25 Def‘a s.346-347. 79 Karpat, a.g.e, s. 392. 24 Bağdat demiryolu imtiyazını elde etme arzusundaki Fransız ve Ġngiliz diplomatlarının propagandaları etkili olmuĢtur. Bu bağlamda 1902 yılından baĢlamak üzere, EskiĢehir- 80 Ankara ve Kütahya-Afyon-Konya sathı özel iskân bölgesi olarak seçilmiĢtir. Bu durum hem EskiĢehir nüfusunda görülen %119‘luk hem de Kütahya Sancağı‘nda görülen %66‘lık artıĢın faktörlerinden biri olabilir. 1898 Sâlnâmesine göre sancak merkezi Kütahya Kazası‘nda bulunan imar eserler Ģöyledir; 16.013 hane, 366 cami ve mescid, 47 tekke, 39 medrese ve kütüphane, 4 kilise, 1.862 dükkân ve mağaza, 508 fırın, 21 han, 14 hamam, 130 değirmen, 2 desti ve fincan 81 fabrikası, 87 çiftlik, 2007 ambar, 2 istasyon, 1 ibtidai mektebi. Kütahya kazasına bağlı diğer kazalardaki hane ve binalara iliĢkin bilgiler ise Ģöyledir; EskiĢehir kaza merkezinde, 5200 hane, 25 cami, 7 mescid, 13 medrese, 4 kilise, 24 han, dördü kaplıca olmak üzere 6 hamam, 16 fırın, 61 kahvehane, 17 otel, 500 dükkân ve mağaza, 2 değirmen, 5 un fabrikası, 5 ecza hane, 1 rüĢtiye ve 2 ibtidaiye, 82 11 adet sıbyan mektebi. Simav kaza merkezinde, 1.254 hane, 11 cami, 7 mescid, 2 tekke, 6 medrese, 1 kilise, 5 han, 2 hamam, 14 fırın, 22 kahvehane, 325 dükkân, 3 mağaza, 20 değirmen, 9 zahire ambarı, 120 halı destgâhı, 3 boyahane, 7 tuğla ve kiremithane, 1 hükümet konağı, 83 1 Düyûn-ı Umûmiyye, reji ve belediye daireleri, 7 ibtidaiye. UĢak Kaza merkezinde, 2.431 hane, 11 mahalle, 16 cami,14 mescid, 6 türbe, 11 medrese, 2 kilise, 11 han, 5 hamam, 58 su ve 59 dakik değirmeni, 1 hasta hane, 1 ecza hane, 20 boyahane, 15 debbağ hane, 1 hükümet konağı, 1 telgraf ve posta hane, bir Düyûn-ı Umûmiyye ve Bank-ı Osmanî, reji, belediye, zabıta ve polis dairesi, 4 ibtidai, 8 84 sıbyan mektebi. Gediz Kaza merkezinde 1.602 hane,13 cami, 5 mescid, 3 medrese, 320 dükkân, 3 han, 3 hamam, 2 gazino, 3 değirmen, 1 hükümet konağı, 1 telgrafhane, 1 85 Düyûn-ı Umûmiyye ve reji dairesi, 1 rüĢtiye, 2 ibtidaiye ve 10 sıbyan mektebi. 80 Engin Kırlı Selahattin Önder, ―Osmanlı Döneminde EskiĢehir‘e Göçler,‖ Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, C.6, S.1, 2005, s. 129-144. 81 Sâlnâme-i Vilâyet-i Hudâvendigâr, 1316 sene-i Hicriyesine Mahsus, s.331-332. 82 a.e., s.346. 83 a.e, s.352. 84 a.e,, s.357. 85 Sâlnâme-i Vilâyet-i Hudâvendigâr, 1316 sene-i Hicriyesine Mahsus, s.363. 25 Günümüzde çini ve seramiği ile ünlü olan Kütahya bu özelliğini Frigler döneminde kazanarak bugüne kadar taĢımıĢtır. ―Millet iĢi‖ denilen ilk Osmanlı seramiklerinin ise 13.yüzyıl sonundan itibaren yapılmaya baĢlandığı tespit edilmiĢtir. Ġznik saray ve çevresi için seramik ve çini üretirken Kütahya‘da üretilen çini ve 86 seramikler iç pazarın ihtiyacını karĢılamaya çalıĢmıĢtır. 1906 yılı Hudâvendigâr Vilayeti sâlnâmesine göre Kütahya‘da en çok üretilen tarım ürünü buğday ve arpadır. 87 Bunun yanında fasulye ve afyon da üretilmektedir. UĢak kazası, 1867 düzenlemesiyle Hudâvendigâr Vilayeti‘ne bağlanmıĢ olup kazanın baĢlıca ekonomik faaliyetlerini tarım, hayvancılık, halıcılık, madencilik ve ormancılık oluĢturuyordu. Halı imalatı ihracat ile hızla artmıĢ ve bölgenin baĢlıca geçim 88 kaynaklarından olmuĢtur. Aynı durum 1898 sâlnâmesinde de, 120 dest-gâh (dokuma tezgâhı) ile 45.000 top dokuma kumaĢın imal edilerek sarf edilenden fazlasının çevre 89 kazalara nakil ve ihraç olunduğu Ģeklinde belirtilmektedir. 1844 temettuat sayımlarına göre UĢak‘ta bulunan 1.429 haneden 1.259‘u faal durumda gelir elde eder durumdaydı. Bu ailelerin 231‘i dokumacılık, 206‘sı dericilik, 160‘ı gıda üretimi, 76‘sı madencilik, 164‘ü hizmet sektörü (esnaf ve sanatkâr), 19‘u tüccar, 113‘ü çiftçilikle uğraĢmakta 90 146‘sı ise ücretli olarak çalıĢmaktaydı. Kazanın yoğunlukla çiftçilik, dokumacılık ve dericilik ile geçimini sağladığı görülmektedir. EskiĢehir kazası, hububat ve meyve üretiminin yanında yün ve tiftik üretimi açısından da önemliydi. Madenler açısından da önemli bir ekonomik potansiyele sahip olan EskiĢehir kazasında baĢlıca, lületaĢı, manyezit, barosit, manganez, perilit ve krom 91 bulunuyordu. Charles Texier, ―Küçük Asya‖ isimli eserinde lületaĢının EskiĢehir‘in kasaba ve köylerinde çıkarıldığı belirtir. Denizköpüğü de denilen bu taĢ EskiĢehir‘in kuzeydoğusundaki ovalarda ve EskiĢehir‘e 48 km. uzaklıktaki Ġnönü köyünde açılan kuyularda çıkarılmaktaydı. Çıkarılan maden EskiĢehir‘deki genel depoya gönderilir 86 Mustafa Çetin Varlık, ―Kütahya‖ İA, TDV Yay, C.26, 2002, s.582. 87 Nilüfer Bakan, Sâlnâmelere Göre Tanzimat‟tan Cumhuriyet‟e Kütahya Sancağı‟nın Sosyoekonomik Profili, (Yüksek Lisans Tezi), EskiĢehir: EskiĢehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2007, s. 97. 88 Biray Çakmak, ―Osmanlı TaĢrasında Yönetme ve Yönetilme Kaygıları: UĢak Kazasında Mülki ve Ġdari DeğiĢim Talepleri ve TeĢebbüsleri (1908-1919)‖, OTAM, S.36, 2014, s. 49. 89 Sâlnâme-i Vilâyet-i Hudâvendigâr, 1316 sene-i Hicriyesine Mahsus, s.362. 90 Mehtap Özdeğer, ―UĢak‖ İA., TDV Yay., C.42, 2012, s.224. 91 Cahit Bilim, ―Deniz Köpüğü, LületaĢı‖ OTAM, Sayı 8, 1997, s. 89. 26 92 buradan, gelen Alman ve Rus tüccarlar tarafından satın alınırdı. 1844 sayımına göre, 4 Nisan 1915 tarihinde müstakil bir liva haline gelene kadar EskiĢehir kazası Kütahya Sancağına bağlı ve Hudâvendigâr vilayetine bağlı bir kaza durumundaydı. Bahsi geçen tarihten itibaren direkt olarak Ġstanbul‘a bağlanarak Hudâvendigâr Vilayeti‘nden 93 ayrılmıĢtır. 1.3.4. Karahisar-ı Sahib Sancağı Afyonkarahisar ya da diğer adıyla Karahisar-ı Sahib Sancağı, adını koyu renkli volkanik kayalardan oluĢan kayalıklarından almıĢtır. Sahib adı ise Anadolu Selçukluları‘nın son döneminde yaĢayan ve Moğol istilası ile buraya sığınan Sahib Ata Fahreddin Ali Bey‘in adından gelmiĢtir. Afyon adı ise eskiden beri bölgede büyük 94 ölçüde yapılan haĢhaĢ ekimine dayanmaktadır. 1899 yılı Hudâvendigâr sâlnâmesine göre Karahisar Sancağı, merkez Karahisar kazası ile Bolvadin, Sandıklı ve Aziziye kazalarından oluĢmaktaydı. Merkez kaza olan Karahisar‘da 87.118 Müslüman (%93,23), 6.325 Ermeni (%6,76) olmak üzere 93.443; Bolvadin Kazasında, 38.273 Müslüman (%100); Aziziye kazasında 31.196 Müslüman (%100); Sandıklı kazasında 79.607 Müslüman (%99,80), 63 Ermeni (%0,07) olmak 95 üzere Sancak genelinde 242.675 kiĢi bulunuyordu. Müslüman unsurların en yoğun bulunduğu kaza Karahisar Kazası iken (%36,88), Bolvadin ve Aziziye Kazalarında gayrimüslim nüfus bulunmuyordu. Verilere göre az sayıda Rum‘un yerleĢmiĢ olduğu tek kaza Sandıklı kazası iken, sancak gelinde Müslüman, Rum ve Ermeni dıĢında unsur bulunmamaktaydı. 1914 yılının verilerine bakıldığında sancağa iki yeni kazanın, Dinar ve Çivril kazalarının eklenerek toplam kaza sayısının merkez kaza ile birlikte 6‘ya çıktığı görülür. Nüfus verilerine göre Karahisar kazasında Müslüman nüfus 97.547‘ye yükselerek %11,97, kazada yeni bir unsur olarak Rumlar 59, Ermeni nüfus 7.163‘e ile %13,24 artarak ve kaza nüfusu toplamda %12,12 artarak 104.769‘a ulaĢmıĢtır. Yeni oluĢturulan 92 Charles Texier, Küçük Asya, Çev. Ali Suat, C.2, Enformasyon ve Dokümantasyon Hizmetleri Vakfı, Ankara: Özkan Matbaacılık, , 2002, s.336. 93 ―Biray Çakmak, a.g.m., s.54. 94 Feridun Emecen, ―Afyonkarahisar‖, İA., C.1, TDV Yay., 1988, s.443. 95 Sâlnâme-i Vilâyet-i Hudâvendigâr, 1317 sene-i Hicriyesine Mahsus, s.346-347. 27 Dinar kazasında 37.496 Müslüman, 74 Kıpti ve 65 Ermeni olmak üzere 37.962 kiĢi yaĢıyordu. Bolvadin kazasında Müslüman nüfus 39.618‘e yükselerek %3,51 artmıĢ, ilave olarak 3 Rum ve 8 Ermeni nüfusun eklenmesiyle toplam nüfus %3,54 artarak 39.629 olmuĢtur. Sandıklı kazasında Müslüman nüfus 37.165‘e düĢerek -%53,31 azalmıĢ, Rum nüfus 7‘ye düĢerek -%92,47 azalmıĢ ve Ermeni nüfus 33‘e düĢerek -%47,62 azalmıĢ ve kaza geneli 37.205‘e düĢerek -%53,35 azalmıĢtır. Aziziye kazasında Müslüman nüfus 44.097‘ye yükselerek %41,35 artmıĢ ve yeni bir unsur olarak 151 Rum ve 123 Ermeni nüfus tespit edilmiĢtir. Kazanın toplam nüfusu 44.371‘e yükselerek %42,23 artıĢ 96 göstermiĢtir. Yeni oluĢturulan Çivril kazasında 21.736 Müslüman, 85 Rum, 45 Ermeni olmak üzere toplam 21.866 kiĢi yaĢamaktadır. Nüfus açısından sancak geneline baktığımızda toplam nüfusun 285.802‘e yükselerek %17 oranında arttığını 97 söyleyebiliriz. 1898 tarihli Hudâvendigâr Vilayeti Sâlnâmesine göre Karahisar-ı Sahib Sancağı merkez kazası dâhilindeki bina ve imar eserler Ģöyledir; 5.000 hane, 12 cami, 15 mescid, 2 kilise, 14 medrese, 9 han, 7 hamam, 25 değirmen, 3 gazino, 1 askeriye dairesi, 1 belediye dairesi, 1 telgraf ve posta hane, 1 hükümet konağı, 65 öğrencisini bulunan 1 idadiye-i mülki, 1592 talebesi bulunan 2 ibtidaiye, 13 sıbyan ve 4 gayrimüslim 98 mektebi. Belirtilen tarihte merkez sancağa bağlı diğer kazalardaki binalar Ģöyledir; Sandıklı kaza merkezinde 1500 hane, 4 cami, 7 mescid, 6 medrese, 3 tekke, 5 han, 2 hamam, 1 kıraathane, 1 belediye dairesi, 1 hükümet konağı, 1 rüĢtiye, 3 ibtidaiye, 5 99 sıbyan mektebi ; Aziziye kaza merkezinde, 288 hane, 2 mescid, 2 medrese, 3 han, 1 100 hamam, 7 kahvehane, 4 fırın, 80 dükkân, 1 rüĢtiye mektebi Bolvadin kaza merkezinde, 1499 hane, 7 cami, 8 mescid, 12 medrese, 7 han, 2 hamam, 3 mağaza, 263 96 Çivril‘in Sandıklı kazasının ġeyhli nahiyesine bağlı bir karye ve Dinar‘ın(Geyikli) Sandıklı kazasına bağlı bir nahiye olduğuna dair bilgi için bkz. Kadir Koparal, Vilayet Sâlnâmelerinde Afyonkarahisar, (Yüksek Lisans Tezi), Afyonkarahisar: Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2011, s.15; Sâlnâme-i Vilâyet-i Hudâvendigâr, 1316 sene-i Hicriyesine Mahsus, s.377. 97 Karpat, a.g.e, s.390. 98 Sâlnâme-i Vilâyet-i Hudâvendigâr, 1316 sene-i Hicriyesine Mahsus, s.367. 99 a.e., s.374. 100 a.e., s.382. 28 dükkân, 1 hükümet konağı, 1 telgrafhane, 1 belediye dairesi,1 rüĢtiye, 8 sıbyan 101 mektebi. Karahisar‘ı sahip sancağı 1909, 1913 ve 1914 tarım istatistiklerine göre ekim miktarı gittikçe düĢüĢ göstermesine rağmen verim ve üretim anlamında sürekli bir artıĢ yaĢamıĢtır. 1909 yılında 207.346 ton olan tahıl üretimi 1913 yılında %15,96 artarak 240.456, 1914 yılında bir önceki yıla göre %24,70 oranında artıĢ göstererek 299.489 tona ulaĢmıĢtır. 1.3.5. Vilayetin Genel Değerlendirmesi Vilayetin nüfus ve tarımsal üretim açısından genel durumunu resmetmek, ekonomik yapısı ve özellikle 1877-78 Doksanüç Harbi ve sonrasında 1912-13 I. ve II. Balkan SavaĢları akabinde yaĢanan göçlerin bölgeye etkisini betimleyebilmek açısından yerinde olacaktır. 102 Tablo 5: Hudâvendigâr Vilayeti’nin 1899-1914 Tarihleri Arası Nüfus Durumu 1899-1907 1907-1914 1899-1914 Sancaklar 1899 1906/7 1914 DeğiĢim DeğiĢim DeğiĢim Oranı (%) Oranı (%) Oranı (%) Bursa 316.752 357.265 379.736 12,79 6,29 19,88 Kütahya 351.802 399.742 469.620 13,63 17,48 33,49 Ertuğrul 215.737 240.601 230.491 11,53 -4,20 6,84 Karahisar-ı Sahib 242.675 265.469 285.820 9,39 7,67 17,78 Toplam* 1.126.966 1.263.077 1.365.667 12,08 8,12 21,18 *Karesi sancağı toplama dâhil edilmemiĢtir. Tablo 5 incelendiğinde, 1899-1914 tarihleri arasında Hudâvendigâr Vilayeti ve bağlı sancakların tamamının nüfusunun artığı görülmektedir. Bu dönemde nüfus artıĢ oranı en fazla olan sancak %33,49 ile Kütahya Sancağıdır. 1909 yılından 1914 yılına kadar gerçekleĢen tarımsal ekim alanındaki artıĢta, bölgeye gelen göçmenlerin boĢ ve atıl tarım arazilerine yerleĢtirilmesi ve buraların ıslahı için yapılan çalıĢmalar önemlidir. 1912-13 Balkan SavaĢları ile 1920 yılına kadar Hudâvendigâr Vilayetine 20.853 göçmen iskân edilmiĢ, bu sayı 1912-15 yılları için ise 14.993 olarak verilmiĢtir. Göçmenler için 13 Mayıs 1913‘te ―Ġskân-ı Muhacirin Kanunnamesi‖ hazırlanarak vilayetlerde iskân komisyonları oluĢturulmuĢtur. 101 a.e., s.385. 102 Karpat, a.g.e., s.199, 200, 201, 370, 385, 388, 391.(DerlenmiĢtir.); Sâlnâme-i Vilâyet-i Hudâvendigâr, 1317 sene-i Hicriyesine Mahsus, s.346-348. 29 Göçmenlerin iskânı için kendilerine uzun vadede hazineye ödenmek üzere arazi, ev ve 2.000 kuruĢu geçmeyecek Ģekilde nakit sermaye verilmesi, vergi indirimi gibi yardımlar 103 yapılmıĢtır. Bursa, Ertuğrul ve Kütahya sancaklarında 1913 yılı tarım verilerinde ekili alanların artıĢındaki unsurlardan biri de bölgeye yapılan göçmen iskânının sonuçları olarak değerlendirilebilir. Keza bu anlamda 3 Temmuz 1913 tarihli bir bakanlar kurulu kararıyla tarım mevsimi geçmeden göçmenleri iskân edilen mahallelerde çiftçiliğe 104 baĢlamaları elzem görülmüĢtür. Bununla beraber 1891 yılında eğitime baĢlayan ―Hudâvendigâr Hamidiye Ziraat Ameliyat Mektebi‖, öğrencilerini çiftçi ailelerinin çocuklarından 15-25 yaĢ arasındaki gençlerden seçerek ilerleyen yıllardaki tarımsal üretime katkıda bulunmuĢtur. Tarım bilgisi ile donatılmıĢ çiftçiler yetiĢtirme amacındaki okul, yurt dıĢından da verimli tohumlar getirterek bunları denemiĢ ve halka 105 sunmuĢtur. 1914 yılı tarım istatistikleri incelendiğinde Ertuğrul sancağı hariç olmak üzere tüm sancaklarda ekili alan miktarı azalmıĢtır. Vilayet genelinde, 1909 yılından 1913 yılına uzanan süreçte üretimde %31,66 artıĢ olmasına rağmen 1914 yılında toplam tahıl üretiminde yaĢanan -%6,92 oranında düĢüĢün; aynı zamanda 1909-1913 döneminde yaĢanan %25,58 oranında tarımsal ekim miktarı artıĢının, 1914 yılında 1913 yılına göre -%12,69 oranında azalmasının nedeni savaĢ Ģartları, çekirge istilaları ya da tarımsal hastalıklar olarak değerlendirilebilir. 1.4. YAŞAYAN UNSURLAR 1.4.1. Müslümanlar 1914 yılında Hudâvendigâr Sancağı‘nda unsurlar içerisinde %87,55 oranla en büyük grubu Müslümanlar oluĢturuyordu. 20.yüzyıl baĢlarında, Hudâvendigâr Sancağı‘nda bulunan Müslüman nüfus tüm sancak genelince baskın unsur olmasına 103 Ġsmail Selimoğlu,―Balkan SavaĢları ve Göçler‖, Bursa‟nın Zenginliği Göçmenler, ed. Zeynep Dörtok Abacı, Bursa: Osmangazi Belediyesi Yay., 2008, s.128-133. 104 Selimoğlu, a.g.m., s.133. 105 Cafer Çiftçi, ―Hudâvendigâr Ziraat Ameliyat Mektebi‖, Osmanlı Modernleşmesi ve Bursa Sempozyum Kitabı, ed. Cafer Çiftçi, Bursa: Osmangazi Belediyesi Yay., 2009, s.296. 30 karĢın, ağırlıkla iç kesimlerde ve Karahisar (%97,14) ile Kütahya sancaklarında (%94,53) yaĢamaktaydı. Müslümanların Sancak içerisinde daha çok memurluk, yönetim ve tarımla 106 ilgilendiği görülmektedir ġehrin yönetimi ve idaresi ile yetkili ve baskın grup olan Müslümanların, Bursa‘nın dini ve kültürel çehresinin oluĢumundaki etkisi oldukça fazla olmuĢtur. ġehrin dini ve kültürel silueti içerisinde cami, medrese ve mescidler sayısal olarak da sosyal yapının ana unsurları haline gelmiĢtir. Müslüman unsurların 20.yüzyıl baĢında Hudâvendigâr Vilayeti‘ndeki durumlarının tespiti için 19.yüzyıl geliĢme ve uygulamalarının incelenmesi ve koĢulları oluĢturan sebeplerin o dönemlerde aranması yerinde olacaktır. 18.yüzyıl tereke kayıtlarından yola çıkılarak yapılan bir araĢtırmada Ģehirdeki 107 Müslümanların gayrimüslimlerden daha varlıklı olduğu sonucuna ulaĢılmıĢ 19. 108 yüzyılı ele alan araĢtırmalarda ise durumun tam tersi olduğu sonucuna ulaĢılmıĢtır. Yönetim açısından gücü elinde bulunduran Müslümanların güç odağı olduğu ancak ekonomik açıdan ise geride kaldıkları görülür. Temettuat defterleri verilerine göre 109 Bursa‘da Müslümanlar gayrimüslimlere göre daha yoksuldur. Müslüman halkın ekonomik geri kalmıĢlığının yanında devletin güvenlik ihtiyacının asli unsuru olma görevi Tanzimat döneminden sonra da devam etmiĢtir. Teoride Müslüman erkekler için zorunlu olan askerlik hizmetini esasen Türkler yapmaktaydı. 1768-1829 Rusya ve Avusturya SavaĢı ile 1804 Sırp ayaklanması ve 1821 Mora Ġsyanı gibi savaĢlarda çok sayıda Türk asker hayatını kaybetti. Sağ kalanlar da yirmi yılı aĢkın bir süre askerlik görevinde bulunmak zorunda oldukları için bir aile kuramamıĢlardır. Tüm bu yaĢananlarla birlikte salgın hastalıklar da kasaba ve kırsal 110 kesimdeki Türk nüfusun geliĢmesine darbe indirmiĢtir. Keza, Islahat Fermanı ile getirilen ve bir eĢitlik emaresi olarak kabul edilen gayrimüslim tebaanın da askere 106 Raif Kaplanoğlu, 1844 Yılı Temettuat Defterlerine Göre Değişim Sürecinde Bursa‟nın Ekonomik ve Sosyal Yapısı, Bursa: Nilüfer Akkılıç Kütüphanesi Yay., 2011, s.188. 107 Ali Ġhsan KarataĢ, ―XVIII.‘da Bursa Halkının Ekonomik Yapısı‖ U.Ü İlahiyat Fakültesi Dergisi, C. 15, Sayı 2, s.32. 108 Kaplanoğlu, a.g.e.,188.; Nursal KumaĢ, II. Abdülhamid Döneminde Bursa‟da Sosyal Hayat (1876- 1909), (Doktora Tezi), Bursa: Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2011, s.2. 109 Kaplanoğlu, a.yer. 110 Kemal H. Karpat, Osmanlı Modernleşmesi Toplum, Kuramsal Değişim ve Nüfus, 3.B., Ġstanbul: TimaĢ Yay., 2017, s.121. 31 alınması kararı uygulamada gerçekleĢememiĢtir. Gayrimüslimlerin isteksizliği de göz önüne alınarak ―bedel-i askeri‖ ödenmek suretiyle gayrimüslimler, askerlikten muaf tutulmaya devam etmiĢtir. Bedel ödeyerek askerlik görevinden muaf tutulma durumu tüm Osmanlı tebaasını kapsıyor gibi görünse de Müslümanlar daha fazla ve peĢin bedel 111 ödemek durumunda kalmıĢlardır. Özetle zorunlu askerlik durumu, Müslüman tebaa için ekonomik, sosyal geliĢim ve nüfus artıĢı açısından oldukça sorun yaratarak 112 özellikle kırsal kesimin derin bir yara almasına neden olmuĢtur. Bursa özellikle 19.yüzyıldan sonra ipekböceği ve koza üretimi açısından önemli 113 bir merkez haline gelmiĢtir. Buna bağlı olarak ipekçilik ve dokumacılık endüstrisinde geliĢmeler görülmüĢtür. Ġpek üretimi, Bursa‘nın ekonomik hayatı ve ticaretinde önemli bir pay sağlayarak aynı zamanda sosyal yapının da değiĢimine önayak olmuĢtur. 19.yüzyılda sanayileĢmenin baĢlaması ve ipekçiliğin geliĢmesiyle Bursa‘da büyük bir iĢçi gereksinimi ortaya çıkarmıĢtır. Ancak koza üretiminin zahmetli ve riskli olması, hava Ģartlarından ve salgın hastalıklardan kolaylıkla etkilenerek büyük ekonomik kayıp yaĢanması olasılığı taĢıması sebebiyle ipekçilik Müslümanlar tarafından tercih 114 edilmemiĢtir. Koza bakımının zahmetinin yanında, yoğun emek isteyen ipekçilik sektöründe çalıĢanların çoğunun kadınlar ve kız çocuklarından oluĢması Müslümanların aleyhine olmuĢtur. Müslüman kadınlar ve kızların o dönemde fabrikada çalıĢmaları geleneksel olarak pek mümkün değildi bu nedenle gerekli iĢ gücünün karĢılanması 115 gayrimüslimler yoluyla sağlanmıĢtır. Bununla beraber Ģehirdeki ipekçilik faaliyetlerinin çoğunlukla gayrimüslimlere ait olduğunu döneme ait istatistikî verilerde de saptamak mümkündür. 1913-1915 Osmanlı sanayi istatistiklerine göre Bursa‘da bulunan 41 filatür fabrikasının 32‘si gayrimüslim ve yabancılara, 7‘si Türklere, 2‘si devlete aittir. Gayrimüslimlerin bu alanda bu denli ön planda olmalarında Avrupa ile 111 Mehmet Hacısalihoğlu, ―Osmanlı Ġmparatorluğu‘nda Zorunlu Askerlik Sistemine GeçiĢ Ordu-Millet DüĢüncesi‖, Toplumsal Tarih Dergisi, S.164, Ġstanbul, 2007, s.61.; ayrıca bkz. Ufuk Gülsoy, ―Osmanlı Gayrimüslimlerinin Askerlikten Muafiyet Vergisi; Bedel-i Askeri‖, Tarih Dergisi, 2011, s. 93-118. 112 Fatih Öztop, II. Meşrutiyet döneminde Aydın Vilayetinde Sosyal Yapı ve Adli Vaziyet (1908-1916), (Doktora Tezi), Konya: Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2014, s. 29. 113 Cafer Çiftçi, ―1837-1908 Sürecinde Bursa‘da Koza Üreticiliği ve Ġpekli Dokumacılık Sektörü‖, U.Ü. Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, Yıl 14, S. 24, 2013, s.5; Seher Boykoy, ―1908-1923 Sürecinde Bursa‘da Koza Üreticiliği ve Ġpekli Dokumacılık Sektörü‖, U.Ü. Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, Yıl 14, S.24, 2013, s. 20. 114 Nursal KumaĢ, a.g. t., s.2. 115 Raif Kaplanoğlu, a.g.e, s.83. 32 116 olan ticari bağlantıları ve kredi olanakları da etkili olmuĢtur. Bununla beraber, 1915 yılında savaĢ koĢulları sebebiyle çalıĢan ham ipek fabrikası sayısında %37,5 oranında 117 azalma yaĢanmıĢtır. Hudâvendigâr vilayeti dâhilinde Müslümanlar, toprağa bağlı kalmayı sürdürerek 118 ticaret ve imalat sektörlerine geçiĢ yapamamıĢtır. Bununla beraber Müslüman tebaa sermaye ve bilgi/deneyim yoksunluğu gibi nedenlerle kamu hizmetinde geride kalmıĢ ve devlet bayındırlık vb. alanlarda yabancı sermayeyi desteklemiĢtir. Bu amaçla devletin menfaatine olacağı düĢünülerek 1850‘lerden itibaren maden, demiryolu, kanal 119 ve liman inĢa iĢleri konularında yabancı imtiyazı kabul edilmiĢtir. 19.yüzyılda II. Mahmud dönemi ile Tanzimat dönemi reformcuları ve ardılları siyasi iktidarlarını tehdit edebilecek herhangi bir sosyal grubun yükselme olasılığına Ģiddetle karĢı çıkmıĢ bunun yanında yaĢanan bürokratik tartıĢmalarla birlikte ekonomik kalkınma ile ilgili bir çaba gündemi meĢgul etmemiĢtir. YaĢananlar, Müslümanlar arasında güçlü bir sosyal grubun ortaya çıkmasını engellemeyi baĢarmıĢ ancak gayrimüslimleri kontrol altında tutamamıĢlardır. Avrupa himayesinden yoksun olan 120 Müslüman gruplar, ekonomi yarıĢında gayrimüslim komĢularından geri kalmıĢlardır. Yerel ayanların gücünün kırılarak Batı Anadolu‘da toprakların küçük parçalar halinde köylü mülkiyeti haline getirilmesi sağlanmıĢsa da 1842‘de Bursa Ģöyle aktarılmaktadır; ―Osmanlı uyruklarının sahip olduğu geniĢ topraklar düĢük fiyatlarla satıĢa çıkarılmıĢ fakat alıcı bulamamıĢtır‖. Toprak kullanımının düĢük olmasının sebebini nüfus yoğunluğunun düĢük olmasında aramak yanlıĢ olmaz. Yine 1851‘de Bursa için ―Angaryanın yasaklanmasından beri büyük mülkler terk edilmekte veya boĢ bırakılmaktadır, çünkü sahipleri, ücretli iĢçi çalıĢtırmayı karlı bulmamaktadır‖ denilerek 121 mevcut durum resmedilmiĢtir. Ekonomik koĢullarla birlikte, yaĢanan doğal afetler, 116 Turgay AkkuĢ, Meşrutiyet‟ten Cumhuriyet‟e Bursa Kent Tarihinde Gayrimüslimler, Ġstanbul:Libra Yay., 2010, s.140. 117 A.Gündüz Ökçün, Osmanlı Sanayii 1913, 1915 Yılları Sanayi İstatistiki, C. 4, Ankara: T.C. BaĢbakanlık DĠE, s.133. 118 Kemal H. Karpat, Osmanlı ModernleĢmesi Toplum, Kuramsal DeğiĢim ve Nüfus, s.123. 119 Seda Örsten Esirgen, Osmanlı Devleti‟nde Yabancılara Verilen Kamu Hizmeti İmtiyazları, (Doktora Tezi), Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2010, s.37. 120 Karpat, a.g.e, s.93. 121 ReĢat Kasaba, Osmanlı İmparatorluğu ve Dünya Ekonomisi-19.Yüzyıl, Çev:Kudret Emiroğlu, Ġstanbul: Belge Yay., 1993, s.58. 33 salgın hastalıklar ve yangınlar da demografik yapıyı etkileyerek özellikle Müslümanlar 122 ve Rumlar açısından nüfusta azalmaya yol açmıĢtır. Müslüman kadınların 19.yüzyıl boyunca üretim ve ticaretten uzak kaldığı görülse de, II. Abdülhamid döneminden itibaren yaĢanan siyasal baskının yanında atılan modernleĢme adımlarından etkilenerek siyasal baskı ve yasakların kalktığı II. MeĢrutiyet döneminden itibaren toplumsal hareketler ve ekonomik hayata daha fazla 123 katkıda bulunmaya baĢladıklarını söylemek mümkündür. II. MeĢrutiyet dönemine kadar kadınlar yalnızca öğretmenlik görevini üstlenirken bu dönemle birlikte daha fazla iĢ hayatında yer almaya baĢlamıĢtır. Kadınların ticaret hayatında baĢarılı olabilmeleri için Ticaret Mekteb-i Âlisi adıyla Ġnas Darülfünunu‘nda bir Ģube açılarak, kadınlar ticari hayata teĢvik edilerek iĢgücü açığının kapatılması amaçlanmaktaydı. Keza, ilk kez bu dönemde kadınların tarlada çalıĢması 124 için fetva çıkarılmıĢtır. II. MeĢrutiyet dönemi tarihi sınırları içerisinde 23 Haziran 1910 tarihinde çıkarılan ve yabancı imtiyazı ile ilgili düzenlemeler getiren ―Menafii Umumiye‘ye Müteallik Ġmtiyazat Hakkında Kanun‖ milli ekonominin oluĢturulmasına yönelik 125 adımlardan biri olmuĢtur. Özellikle Balkan SavaĢları, Müslim ve gayrimüslim tebaa arasındaki ortak gelecek algısı ve düĢüncesinde ciddi bir kopuĢa neden olarak bu noktadan sonra ittihatçı kadroların daha fazla Anadolu‘ya dönük ve Türkçü bir iktisat politikası benimsemesinde rol oynamıĢtır. II. MeĢrutiyet döneminin 1908-1913 döneminde kurulan Ģirketlerin çoğu yabancı ve gayrimüslim iken I. Dünya SavaĢı‘nın da etkisiyle etnik unsurlar arasında ayrıĢma artıĢ göstermiĢ ve Türkler arasında yükselen 126 bir boykot olgusu ortaya çıkmıĢtır. 122 AkkuĢ, a.g.e, s.81. 123 Cemile Burcu Kartal, ―II. MeĢrutiyet‘in Cumhuriyet‘e Mirası: Makbul Kadınlar‖, İ.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, 2008, s.217. 124 Harun Aydın, ―MeĢrutiyet‘ten Cumhuriyet‘e Türkiye‘de Kadın‖, Current Research in Social Sciences, 2015, s. 87. 125 Seda Örsten Esirgen, ―II. MeĢrutiyet Meclis Tutanaklarına Göre ‗Menafii Umumiyeye Müteallik Ġmtiyazat Hakkında Kanun‘un Kabulü,‖ Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C.60, Sayı:4, 2011, s.935. 126 Turgay AkkuĢ, ―Bir Ġktisadi Siyasa Projesi: Milli Ġktisat ve Bursa", ÇTTAD, C.16, S.17, 2008, s.129. 34 1.4.2. Rumlar Anadolu‘daki Rum nüfusu genellikle Ege, Karadeniz, Marmara ve Karadeniz sahillerinde yerleĢmiĢtir. Osmanlı Rumları genellikle Ortodoks olup, yalnızca %3,5‘i 127 Katolik olarak kayıtlara geçmiĢtir. Hudâvendigâr vilayetinde de Rumların Bursa Sancağı‘nda; Mudanya, Gemlik, Karacabey kazaları gibi sahil yerleĢimlerinde yoğunlaĢtıkları görülür. Vilayet dâhilinde en yoğun yaĢamıĢ oldukları kaza 17.389 nüfus (tüm gruplar içerisinde %68,90) ile Mudanya kazasıdır (Bkz Tablo 4). Önceki bölümde sözü geçen Müslüman kesimin yaĢadığı sıkıntılar Rum topluluklarının güçlenmesine olanak tanımıĢtır. Bu noktaya paralel olarak Urquhart, ―Rumların, Türklerin yaĢadığı felaketler ve mevcut yönetim zafiyetleri sebebiyle 128 özgüven ve güç kazandığını‖ ifade etmiĢtir. Ege ve Akdeniz‘deki adalardan Rumlar, Müslüman nüfusun hastalık ve salgınlar sonucu kırıldığı ve iĢgücü ihtiyacının olduğu dönemlerde gelip, ıssızlaĢan köylere yerleĢerek, mevcut toprak ağalarıyla sözleĢmeler imzaladılar. SözleĢmeleri bittiğinde ise geri dönmeyerek ticaretle uğraĢmaya baĢladılar. Mevcut topraklarını da kullanmaya devam etme imkânları da bulunan Rumlar ekonomik ve sosyokültürel olarak geliĢerek güçlendiler. Bu geliĢmenin önemli örneklerinden biri Ayvalık kazasıdır. Ayvalık kazasında neredeyse halkın tamamını oluĢturan Rumlar, çiftçilikten ticarete oradan da 129 zeytinyağı ve sabun üretimi baĢta olmak üzere gıda imalatına baĢladılar. Osmanlı Devleti‘nde ekonomik açıdan Türkler ve Yahudiler çökerken, Ermeniler ve özellikle 130 Rumlar giderek güçlenmiĢlerdir. Rumların bu atılım ve politikaları kendileri için önemli sonuçlar vererek Avrupa Devletlerinin de desteğini almıĢtır. Osmanlı bürokrasisindeki güçlü konumlarını kaybetseler de kapitülasyonların sağladığı faydalar sayesinde ticari hayatları kesintiye 127 Justin McCarthy, a.g.e., s.84. 128 David Urquhart, Turkey and Its Resources: Its Municipial Organization and FreeTrade; The State and Prospects of English Commerce in The East, The New Administration of Greece, Its Revenue and National Possesions, London, 1833, s.11. 129 Kemal H. Karpat, a.g.e, s. 123. 130 Halil ġimĢek, Osmanlı Son Dönemi Gayrimüslim Cemaatler 1908-1922, Ankara: Siyasal Kitabevi, 2016, s.36. 35 uğramadan devam etmiĢ, devlet içerisindeki maddi ve manevi konumları da diğer 131 azınlıklara göre daha iyi olmuĢtur. Hudâvendigâr vilayeti merkezinde Rumların baĢlıca faaliyet alanı ipekçilik ve ona bağlı olarak tekstil sektörüydü. Ġpekçiliğin yanında eğlence sektöründe meyhane de 132 iĢletmekteydiler. Gayrimüslimler arasında kadınların ekonomik anlamda en faal 133 oldukları gruplar da Rumlardı. 19.yüzyılda Rumlar, ipekçilik dıĢında dikicilik, dülgerlik, terzilik ve çömlekçilik gibi meslek gruplarında da faaliyet gösteriyordu. Bursa‘da 43 dikici, 99 dülger, 39 terzi, 20 çamurcu ve 4 çömlekçi Rum vardı. Ayrıca bunlardan baĢka tekstil grubundan; 22 kumaĢçı, 8 kutnici (ipek ve pamuk karıĢımlı bir tür kumaĢ), 18 abacı, 5 çukacı, 14 havlucu, 12 boyacı, 14 Rum labadacı vardı. Tekstil sektörü içerisindeki kumaĢçıların kiĢi baĢına kumaĢçılıktan elde ettikleri gelir 2.421 kuruĢ olup, en zengin kumaĢçının kumaĢçılıktan elde ettiği toplam gelir 9.000 akçeydi. Bu bağlamda Bursa‘da en zengin meslek grubunun kumaĢçılar olduğunu söylemek mümkündür. Tüccar grubundan unculuk ve ekmek üretimi ile uğraĢan 9 ekmekçi ve 5 hamurkâr; 17 kuyumcu, 11 bezzaz, 1 pazarcı, 3 samancı, 15 simitçi, 7 tütüncü, 7 değirmenci olup büyük bir kısmının geliri 1000 akçeyi geçmekteydi. Hizmet sektöründe; 20 hizmetkâr, 5 meyhaneci, 7 tellak, 46 bakkal, 2 helvacı, 1 kebapçı, 16 tüccar, 1 demirci, 1 eczacı, 1 itfaiyeci, 1 kahveci, 5 berber, 2 eskici, 2 hurdacı Rum bulunmaktaydı. Tüccarlar içerisinde urbacıların (giysi tüccarları) neredeyse tümümün geliri 1.000 akçenin 134 üzerindeydi. Görece iyi durumdaki ekonomik faaliyetlerinin yanında gayrimüslimler. II. MeĢrutiyet yönetiminden baĢlamak üzere çeĢitli yasal düzenlemelerle eğitim, dini kurum, ekonomi ve gündelik yaĢam konularında dolaylı olarak Ģekillendirilmeye çalıĢılmıĢtır. 1909 tarihli ―Cemiyetler Kanunu‖ ve ― ġekavet ve Mefsedetin Men‘ine Dair Kanun‖, yine daha önce bahsedilen 1909 tarihli ―Zorunlu Askerlik Düzenlemesi‖, özellikle Balkanlarda yaĢayan Bulgar, Sırp ve Rum cemaatlerinin Fener Rum patrikhanesinin uygulamaları sonucunda yaĢadıkları anlaĢmazlıkların çözümü 131 Fatih Öztop, a.g.t, s.38. 132 Raif Kaplanoğlu, a.g.e, s.188. 133 Turgay AkkuĢ, a.g.e., s.138. 134 Raif Kaplanoğlu, a.g.e, s.192-199. 36 cihetindeki ―Kiliseler Kanunu‖ ve 1917 tarihli ―Hukuk-u Aile Kararnâmesi‖ 135 bunlardandır. 1.4.3. Ermeniler Ermenilerin Anadolu coğrafyası ve Hudâvendigâr Vilayeti içerisinde, Rumların aksine daha çok iç kesimlerde yaĢadıkları görülür. Vilayet içerisinde Rumlardan sonra ikinci gayrimüslim unsur olarak varlıklarını sürdüren Ermeniler; Bursa Sancağı‘nda Mihalıç (Karacabey), Ertuğrul Sancağı‘nda Ġnegöl ve Kütahya Sancağı‘nda EskiĢehir kazalarında yoğun olarak yaĢamaktaydı. Tüm vilayet içerisinde bu üç kaza merkezinin Ermeni nüfusun yaklaĢık olarak %53‘ünü barındırdığı görülür. 1914 yılı sayımlarına göre, vilayet içerisinde en fazla bulundukları kaza merkezi 22.726 nüfus ve tüm gruplar içerisinde %65,37 oranla Mihalıç (Karacabey) kazası iken, en az Ermeni nüfusu 6 kiĢi ile Orhaneli kazasında kayda geçmiĢtir. Kayıtlara göre Kütahya Sancağı‘na bağlı Gediz ve Simav Kazalarında ise hiç Ermeni nüfus yaĢamamaktadır. (Bkz Tablo 4) Bursa iline gelip yerleĢen ilk Ermeniler, Sultan Çelebi‘nin YeĢil Cami‘yi yaptırdığı sırada camiye gelip giden Müslümanların hizmetlerini görmeleri amacıyla 10 hanelik gruplar halinde getirilerek mescid etrafında ikamet ettirilmiĢtir. Ermeni nüfusu daha sonraki süreçte Ġran ile yapılan savaĢlar sonucunda Ermeni yerleĢim yerlerinin ġah Ġsmail tarafından tahrip edilmesi ve Ermenileri yer değiĢikliğine zorlaması, Celali Ġsyanlarının getirdiği otorite boĢluğu sonrasında Orta Anadolu‘ya yapılan göçlerin artması gibi siyasi nedenler ve Sanayi Devrimi sonrası artan yabancı sermayenin 136 yarattığı ticari kaygılarla artıĢ göstermiĢtir. Tanzimat ile birlikte Ģehirlerin genel toplumsal yapısında yabancı sermaye ve ekonomik faktörler daha da etkili olmaya baĢlamıĢtır. Ġpekli dokumacılık konusunda Ermeniler, Rumlarla birlikte öteden beri baĢat aktör olmuĢ ve Tanzimat sonrası süreçte üretim biçimi ve iliĢkilerinde değiĢikliklere yol açmıĢlardır. Bu bağlamda H.1287,1288 ve 1296 tarihli Hudâvendigâr Vilayeti sâlnâmelerine göre Bursa‘da kurulan ilk ipek fabrikasının kurucusu 1837 yılında Fransız Glaizal ailesi olmuĢtur. H.1324 tarihli 135 Halil ġimĢek, a.g.e, s.95-103. 136 Zelkif Polat, ―Osmanlı Devleti‘nde Ermenilerin Sosyo-Ekonomik Yapısından Kentsel Kesitler‖, Yeni Türkiye Dergisi, 2004, s.2. 37 Hudâvendigâr Vilayeti sâlnâmesine göre ise, Bursa‘da kurulmuĢ olan ipek fabrikası bahsi geçen tarihten 65 yıl kadar önce, koza ve ipek ticaretiyle uğraĢan TaĢçıyan 137 Ohannes ve Bay oğlu Oseb adlarında iki Ermeni tarafından kurulmuĢtur. Ekonomik uğraĢ alanları incelendiğinde Ermenilerin, bağcılık alanında Rumlardan sonra gelerek Müslümanları geçmiĢ oldukları görülür. 1844 Temettuat defteri verilerine göre Bursa‘da yaĢayan Ermenilerin elinde 649 dönüm bağ vardı. ġarapçılık için uğraĢılan bağcılık ile beraber Ermenilerin de Rumlar gibi çiftçilikle uğraĢmadıkları anlaĢılmaktadır. Bağcılık ve Ģarapçılığın yanında çok sayıda dükkân ve 138 ev gelirine de sahiptiler. Bunların yanında Hudâvendigâr Vilayet merkezinde, 1844 Temettuat defterine göre ticaret ve hizmet sektöründeki Ermeni varlığı Ģöyledir; 11 papaz, 3 Ermeni mektebi öğretmeni, 1 sarraf, 4 simsar, 91 bezzaz, 44 basmacı, 36 kapamacı, 6 manav, 8 saatçi, 4 tütüncü, 10 eskici, 60 çilingir, 70 doğramacı, 2 dülger, 2 kiremitçi, 32 havlucu, 137 terzi, 33 kuyumcu, 21 dikici, 2 kalaycı, 17 kumaĢçı, 29 sandalcı, 25 kürkçü, 4 dellal, 7 tulumbacı, 45 amele, 36 hizmetkâr, 42 berber, 7 çalgıcı. Saydığımız meslek grupları ortalama 1000 kuruĢa yaklaĢan ya da aĢan gelire sahip iken 139 Ermeniler içerisinde en zengin meslek grubu ise kapamacılıktı. Devlet kurumlarında çalıĢan memurların çoğunlukla Müslümanlardan oluĢmasının aksine ticari ve sanayi alanındaki sivil örgütlenmelerde gayrimüslimlerin baskın bir üstünlüğü söz konusu olmuĢtur. Keza, 1889‘da kurulmuĢ olan Bursa Ticaret ve Sanayi Odasına kayıtlı olan 77 üyeden 66‘sının gayrimüslim olduğunu 140 görülmektedir. Osmanlı devleti tarafından en güvenilen Hristiyan topluluk olarak adlandırılan 141 Ermeniler 1860 yılında ilan edilen Ermeni Millet Nizamnamesi ve ardından gelen 1864 Vilayet ve 1871 Ġdare-i Umumiye-i Vilayet nizamnameleri ile birlikte kurulan meclislere eĢit temsil hakkı ile katılmıĢtır. Daha önce de bahsi geçtiği üzere halk nezdinde bu eĢitliğe karĢı sesler ortaya çıkmaya baĢlamıĢtır. Müslümanların yanında 137 Cafer Çiftçi, Bursa‟da İpekçilik, Bursa: BBB Yay., 2017, s.27-29. 138 Raif Kaplanoğlu, a.g.e, s.99. 139 Raif Kaplanoğlu, a.g.e, s.202-210. Kapamacı; Eskiden hazır giysi satan esnafa verilen ad. (TDK) 140 AkkuĢ, a.g.e., s.121. 141 Karpat, a.g.e, s.140. 38 Rum Ortodoks kilisesi de, özellikle Yahudi Cemaati baĢta olmak üzere diğer unsurların geliĢmesi ve güçlenmesi ihtimalinden çekinmiĢtir. Özellikle 1878‘den itibaren Ermenilerin, Rumlarda olduğu gibi merkezi yönetimle olan iliĢkileri, dıĢ siyasi geliĢmeler ıĢığında ĢekillenmiĢtir. Gayrimüslimler için daha geniĢ hak ve özgürlükler tanıyan Millet Nizamnameleri, gayrimüslimlerin dıĢ siyasi olaylar ve devletler üzerinden Osmanlı Devleti‘ne yaĢattıkları sorunu çözmemiĢ, huzursuzluk ve merkezi otoriteye baĢkaldırma eylemleri devam etmiĢtir. Buradaki temel neden gayrimüslim toplulukların daha geniĢ hak ve özgürlükler ile kalmayıp tam 142 anlamıyla bağımsız olmayı istemeleridir. Bu bağlamda, Anadolu‘nun çeĢitli yerlerinde baĢ gösteren ayrılıkçı Ermeni hareketleri Türklerle birlikte yaĢama 143 noktasında ciddi sıkıntılar doğurmuĢ ve 1915-Ermeni Tehcirine giden yolu açmıĢtır. 1.4.4. Yahudiler Osmanlı‘da gayrimüslim nüfus içerisindeki itibar sıralaması içinde Yahudiler, 144 Rumlar ve Ermenilerden sonra üçüncü sırada yer alıyordu. Vilayet genelindeki nüfus oranı açısından ise Yahudiler, 1914 yılına ait nüfus verilerine göre 4.133 kiĢi ile yine üçüncü konumdaydılar (Bkz Tablo 4). 1914 yılı nüfus istatistikleri incelendiğinde, kıyı bölgeleri tercih eden Rumlar ve iç bölgeleri tercih eden Ermenilere nazaran Yahudilerin, daha çok sancak merkezlerinde yaĢadıklarını anlaĢılmaktadır. Vilayet geneline bakıldığında 4.133 Yahudi‘nin 3.968‘inin (%96) vilayet merkezi Bursa kaza merkezinde yaĢadığı görülür. Kalan %4 ise ağırlıklı olarak Kütahya ve Ertuğrul sancaklarında yaĢamaktadır. Kütahya Sancağı‘nda EskiĢehir kazası, Ertuğrul Sancağı‘nda ise Ġnegöl kazası ise en fazla yaĢadıkları yerleĢim birimleridir (Bkz Tablo 4). Yahudiler ekonomik alanda daha çok ticaret, kuyumculuk, terzilik ve bankerlik yapmaktaydılar. Bursa merkez sancağı KapalıçarĢı‘da önemli bir etkinliklerinin olup 142 Yavuz Ercan, ―Osmanlı Devleti‘nde Müslüman Olmayan Topluluklar (Millet Sistemi)‖, Osmanlı, C.4, Ankara: Yeni Türkiye Yay., 1999, s.198. 143 AkkuĢ, a.g.e., s.131. 144 Cevdet Küçük, ―Osmanlı Devleti‘nde Millet Sistemi‖, Osmanlı, C.4, Ankara: Yeni Türkiye Yay., 1999, s.210. 39 devletçe de korundukları görülse de gayrimüslimler içerisinde en fakirlerin Museviler olduğu nakledilir. Öyle ki temettuat defterlerine göre 204 hanenin 197‘si vergi ödemekteydi. 11 hane reisinin ise hiç geliri bulunmayıp, baĢkalarının yardımlarına muhtaç durumdaydılar. Bununla beraber yalnızca 20 hane reisinin geliri 1000 kuruĢu 145 aĢmaktaydı. Yahudiler içerisinde en zengin kiĢi hahambaĢı Ġlya V. Avram iken ikinci kiĢi bir tüccar olan Tenoti V. David idi. Kaplanoğlu‘nun aktardığına göre 1844 yılında Bursa‘da 146 70 kazzaz , 43 çerçici, 1 bezzaz, 2 basmacı çırağı, 2 boyacı, 34 terzi, 20 kasap, 6 bakkal, 5 balıkçı, 3 aktar, 7 limoncu, 12 pazarcı, 8 yaymacı, 19 tenekeci, 3 meyhaneci 147 ve 34 hamal Yahudi vardı. Yahudiler, bağımsız bir devletleri bulunmamasının ve Tanzimat‘ın Müslim ve gayrimüslim halkı eĢitleyen uygulamalarının da etkisiyle, hem Balkan SavaĢları hem de 1. Dünya SavaĢı dönemlerinde kaderlerini Osmanlı‘nın kaderi ile bir görerek merkezi otoritenin yanında yer almıĢlardır. Tüm bu sayılan sebeplerin yanında 17. yüzyıldan itibaren Akdeniz ticareti ve Avrupa ülkeleri ile yakın temasları bulunan Ermeni ve Rumların, Müslümanlarla birlikte Yahudileri de ekonomik anlamda geri bırakmıĢ 148 olmaları, bir diğer önemli sebep olarak sayılabilir. Bu aĢamada Osmanlı toplumu Müslümanlar ve Yahudiler ile Rumlar ve Ermeniler olarak ikiye bölünmüĢ görünmektedir. 17. ve 18. yüzyılda baĢlayan Osmanlı Devleti‘nin hızlı gerilemesi, devĢirme sınıfının içerisinde Hristiyan unsurların artması, uygulanan kapitülasyonlar, imparatorluk genelinde Müslüman ve Hristiyanlardan daha fazla Yahudileri etkilemiĢ olup, Osmanlı Hristiyanlarının Avrupalı dindaĢları tarafından korunması ve elde ettikleri haklar, vergi imtiyazı gibi özellikler ile Müslüman ve Yahudi tebaadan daha avantajlı duruma gelmiĢlerdir. YaĢanan geliĢmelerden sonra Yahudilerin ve dahi 149 Müslümanların, Hıristiyanlar ile rekabet gücü kırılmıĢtır. 145 Kaplanoğlu, a.g.e, s.212. Yazar burada muhtemelen sehven ―Ermeni‖ kelimesini kullanmıĢtır. 146 ―Kazzaz; Ġpekçi, ipek iĢleyen, ipek satan.‖ Ferit Devellioğlu, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat, 25.B., Ankara: Aydın Kitabevi, 2008, s.599. 147 Kaplanoğlu, a.g.e., s. 214-216. 148 Halil ġimĢek, a.g.e, 179. 149 Stanford Shaw, ―Osmanlı Ġmparatorluğu‘nda Yahudi Milleti‖, Osmanlı, C.4, Ankara: Yeni Türkiye Yay., 1999, s.317. 40 1.4.5. Diğer Unsurlar ve Değerlendirme Hudâvendigâr Vilayetinde Müslümanlardan dıĢında üç büyük azınlık olan Rumlar, Ermeniler ve Yahudilerden baĢka, toplum nüfusunun yalnızca %0,25‘ini oluĢturan Protestan ve Kıptiler yer almaktaydı. (Bkz. Tablo 4) Ortak bir sosyal yaĢamı paylaĢan, üreten ve birlikte yönetilen unsurlar arasındaki etkileĢim iç ve dıĢ politik iklim, ekonomik ve kültürel etkenlerin belirleyici olduğu çerçeve içinde ĢekillenmiĢtir. Ġç ve dıĢ politik-konjonktürel etkiler her etnik-dini unsur için aynı anlama gelmemiĢ ve aynı sonuçları doğurmamıĢtır. Özellikle 19.yüzyılda önemli ve sarsıcı değiĢikliklere sebep olan milliyetçilik düĢüncesi Rumlar ve Ermeniler içerisinde daha derin bir etki ve dönüĢüme sebep olmuĢ iken Yahudiler içerisinde 150 milliyetçilik emarelerinin gözlenebileceği olaylara sebep olmamıĢtır. Vilayet genelinde en önemli gelir kaynaklarının baĢında -özellikle gayrimüslimler; Rumlar ve Ermeniler için- gelen ipekçiliğin, Bursa‘nın yenidünya ekonomik süreçlerine eklemlenmesinde önemli bir rolü olmuĢtur. Merkezi devlet de özellikle ipekböcekçiliği geliĢtirecek adımlar atmıĢ; Duyun-u Umumiyye bu amaçla Luis Pasteur ile yazıĢmalar yapmıĢ, sonuç olarak Fransa‘nın Montpellier Ziraat Okulu‘nda Osmanlı Devleti adına eğitim gören Kevork Torkomyan Efendi uygun görülmüĢ ve Bursa‘ya gelerek dünyada da yüksek talep görmeye baĢlamıĢ olan ipekçiliğin canlandırılması için çalıĢmalara baĢlamıĢtır. Torkomyan Efendi‘nin çalıĢmaları ve o dönemde kozaların muzdarip olduğu salgın hastalıkların giderilmesi için tohum ıslahı çalıĢmaları da yapmak amacıyla Düyûn-ı Umûmiyye Meclis Ġdaresi‘nin kararıyla, Harîr Dâruttâlîmi açılmıĢtır. Açılan bu okuldan mezun olarak Ģehâdetnâme veya tasdiknâme alan öğrencilerin ¾‘ünün Rum ve Ermeni kökenli olduğu dikkate alındığında, ipekçilik ile ilgili sürecin geliĢimi konusunda temel gücü elinde 151 bulunduran unsurun yine gayrimüslimler olduğu görülmüĢtür. 150 AkkuĢ, a.g.e, s.242. 151 Cafer Çiftçi, ―Hudâvendigâr Vilâyetinde Ġpekböcekçiliğinin Canlandırılmasında Düyûn-ı Umûmiyye Ġdâresi‘nin Rolü‖, Belleten, C.LXXVI, S.277, 2012, s. 912-914.; Harîr Dâruttâlîmi hakkında ayrıntılı bilgi için ayrıca bkz. Cafer Çiftçi, ―Bursa Harîr Dâruttâlîmi‖, Journal of Turkish Studies, Vol.41, Published at the Deparment of Near Eastern Languages and Civilizations Harvard University, 2014. 41 1.5. HUDÂVENDİGÂR VİLAYETİ’NDE GÜVENLİK Vilayet içerisinde birlikte yaĢayan etnik, dini ve sosyal grupların birbiriyle iliĢkilerinin de bir sonucu olarak ortaya çıkan asayiĢ durumu ve güvenlik ihtiyacı, suç faktörü ile birlikte düĢünülmesi gereken ve toplum yapısı hakkında bilgi verirken aynı zamanda insanlığın baĢlangıcından bu yana önemini koruyan bir kavramdır. Osmanlı son dönemini incelediğimiz çalıĢmamızda Hudâvendigâr Vilayetinin sosyo-ekonomik koĢullarına değindikten sonra suç vakaları ve faillerin incelenmesinden evvel dönemin güvenlik politikası ve yapısı hakkında da bilgi vermekte fayda bulunmaktadır. Bu amaçla öncelikle Osmanlı Devleti‘nde güvenlik teĢkilatının tarihsel geliĢimi üzerinde duracak, daha sonra incelediğimiz dönemi içine olan II. MeĢrutiyet özelinde alınan güvenlik önlemleri ve uygulamaları açıklanmaya çalıĢılacaktır. Son bölümde de arĢiv belgeleri, sâlnâmeler ve tetkik eserlerden yola çıkılarak dönemin vilayet güvenlik teĢkilatı hakkında bilgi verilecektir. 1.5.1 Genel Hatlarıyla Osmanlı’da Ġç Güvenlik Yapısı Osmanlı Klasik döneminde Ģehrin güvenlik ve kolluk hizmetleri, yargı amiri vazifesinin yanında, asayiĢ, vakıf denetçiliği, beledi güvenlik hizmetlerinin de amiri 152 konumunda olan kadı baĢkanlığında yürütülmekteydi. Devlet geleneği ve felsefesinde reayanın can, mal ve namus güvenliğini sağlamak olan Osmanlı devleti, klasik dönemde kadılar ile birlikte Ģehirlere ―subaĢı‖ adıyla görevliler atamıĢtır. Atanan subaĢılar, gündüzleri kol gezerek asayiĢi sağlar, çarĢı-pazarı denetler, mahallelerin temizliğini kontrol eder, geceleri de hırsızlık ve 152 Ġlber Ortaylı, Türkiye Teşkilat ve İdare Tarihi, 2.B., Ankara: Cedit NeĢriyat, 2008, s.283. 42 asayiĢ dıĢı olayları önlemeye çalıĢırlardı. O dönemde zabıta yani güvenlik iĢleri ile 153 ilgilenen subaĢılar, aynı zamanda askeri birer komutan durumundaydılar. 1845 yılında bugünkü Ģekliyle bir polis teĢkilatı kurulmadan önce baĢta padiĢah ve sadrazam olmak üzere güvenlikten sorumlu pek çok kiĢi ve kuruluĢ bulunmaktaydı. Kısaca değinmek gerekirse bunlar; baĢkentin ve sarayın korunmasından sorumlu yeniçeriler, kapıkulu askerleri içindeki piyadeler olan cebeciler, baĢkentte KasımpaĢa ve Galata semtleri ile tersane ve limanların güvenliğinden sorumlu kaptanpaĢa, Tophane ve ve Beyoğlu‘nun güvenliğinin sorumluluğu yanında top dökme iĢini de yürüten topçular/ topçubaĢı, yine baĢkentte Üsküdar, Eyüp, Kâğıthane, Boğaziçi, Kadıköy, Adalar ve YeĢilköy‘ün güvenliğinden sorumlu bostancılar/ bostancıbaĢı, sadrazam ve yeniçeri ağasından sonra mülki, adli, beledi iĢlere de bakan kadılar, saray çavuĢlarının baĢı konumundaki çavuĢbaĢı, sadrazamı koruyan ve kararlarını takip ile görevli muhzır ağa, baĢkent güvenlik iĢleri ile ilgilenen ve polis konumundaki asesler, esnaf mallarını koruyan ve asayiĢi önlemekle görevli esnaf paspanları, suçluları yakalamak, failleri araĢtırmak ve gizli görev iĢleriyle yükümlü böcekbaĢı, devlet adamlarını koruyan Ģatırlar, Ģehir dıĢında zabıtayı ilgilendiren yolsuzluk olaylarını takip eden kır serdarları, hapishanelerin asayiĢ ve güvenliğini sağlayan tomruk ağası, çarĢı-pazarı denetleyerek düzen sağlamakla yükümlü ihtisap ağası, yol güzergâhları üzerindeki hanlarda can ve mal güvenliğini sağlayan derbentçiler, taĢrada köylerde vergilerin toplanması ve 154 emniyet ile ilgili konularda yetkililere yardımcı olan ― köy ihtiyar meclisi‖dir. Devlet büyüdükçe var olan güvenlik sistemi de değiĢerek, dönüĢüme uğramıĢtır. Bu bağlamda kasaba ve köylerin güvenliğinin sağlanabilmesi için taĢrada da zabıta hizmetleri kapsamında düzenlemeler yapılmıĢtır. Devletin taĢra idaresinde ilk muvazzaf güvenlik kuvvetleri ―Kapıkulu‖ askerleri ve ―Eyalet‖ askerleridir. Bu birlikler savaĢ zamanı orduya katılırken barıĢ zamanı da emniyeti sağlamakta, eĢkıyalığı engellemeye 155 çalıĢmakla ve çıkan isyanları bastırmakla görevliydiler. 153 Remzi Fındıklı, ―Osmanlı Devleti‘nde Güvenlik ve Polis‖, Osmanlı, C.6, Ankara: Yeni Türkiye Yay.,1999, s.296. 154 Remzi Fındıklı, a.g. m., 298. 155 Namık Çencen, ġerafettin Arıdil, ve Tuba ġengül, ‗Tarihi Süreç Ġçerisinde Türk Polis TeĢkilatı‘, Türk Polis Teşkilatında Yeni Gelişmeler Sempozyumu (09-10 Nisan 2010), Ankara: Polis Akademisi Anıttepe Kampüsü, 2010, s.7. 43 Emniyet sistemi ve sosyal yapı içerisinde, tüm yukarıda sayılan kurum ve kiĢilerin yanında ―akile sistemi‖ adı verilen bir denetim mekanizması da kurulmuĢtur. TaĢrada, tüm mahalle halkı birbirleriyle, mahalleye karĢı imam ve muhtarlar, muhtarlara da imamlar kefil kılınıyordu. Bir mahallede gerçekleĢen hırsızlık ve adam öldürme gibi suçların faillerinin tespit edilemediği durumlarda bu denetim mekanizması ile herkes sorumlu tutuluyor ve suça karĢı yerel bir dayanıĢma oluĢturulmuĢ oluyordu. Huzur ve güveni sağlama amacına yönelik bu sistemin Tanzimat dönemine kadar uygulandığını 156 bilinmektedir. Mahalle halkının polislik iĢlevi anlamında taĢıdığı bu kolektif sorumluluk, mahalleyi hukukun uygulanması aĢamasında bir karar kaynağı haline getirmiĢtir. Yine benzer Ģekilde esnaf örgütlenmeleri de neredeyse 19. yüzyılın sonuna kadar kendi sorunlarını çözmüĢ ve kadılar bu aĢamada yalnızca kararları ―resmi‖ hale 157 getirmekle yetinmiĢtir. 1826‘da Yeniçeri Ocağının kaldırılmasından önce III. Selim döneminde ―Nizam- ı Cedid‖ ordusu kurulmuĢsa da uzun ömürlü olmamıĢtır. Yeniçeri Ocağının kaldırıldığı 1826 yılından Ġstanbul Polis TeĢkilatının kurulduğu 1845 yılına kadar geçen sürede, güvenlik alanında 1834 yılından sonra ―Redif Usulü‖ uygulanmıĢtır. 1834 yılında toplanan ―Meclis-i ġura‖ kararlarına göre kurulan Redif TeĢkilatı‘na göre, imparatorluk dâhilindeki tüm kazalarda subaylarıyla birlikte 1400 kiĢilik taburlar oluĢturulacaktı. Az nüfuslu kazalar diğer kazalar ile birleĢtirilerek ortak taburlar meydana getirilecekti. Askere alınacaklar 23-32 yaĢ arasında kura usulüne göre belirlenecekti. Yapılan çalıĢmaların halk nezdinde olumlu karĢılık gördüğü yine döneme 158 ait arĢiv belgelerinden anlaĢılmaktadır. 1845 yılında ilk Polis teĢkilatının kurulması ile yine aynı yılın Nisan ayında polis görev ve sorumluluklarının belirlendiği Polis Nizamnamesi de yayınlanmıĢtır. 17 maddelik bu nizamnameye göre Polisin görev ve sorumlulukları aĢağıdaki gibidir; -“İç emniyet ve asayişle ilgili kanun ve nizamların ittihaz ve icralarına nezaret etmek, 156 Veysel K. Bilgiç, Muhittin Karakaya, ‗Türk Polis TeĢkilatının Tarihi GeliĢimi‘, Polis Bilimleri Dergisi, C.4, S.1, 2002, s.176. 157 Ferdan Ergut, Modern Devlet ve Polis: Osmanlı‟dan Cumhuriyet‟e Toplumsal Denetimin Diyalektiği, Ġstanbul: ĠletiĢim Yay., 2004, s.95-96; Nurcan Abacı, Bursa Şehri‟nde Osmanlı Hukuku‟nun Uygulanması (17.Yüzyıl), Ankara: Kültür Bakanlığı Yay., 2001, s.207. 158 Musa Çadırcı, ‗Anadolu‘da Redı f Askerı TeĢkı latının KuruluĢu‘, Tarih Araştırmaları Dergisi, C.8, S.14, 1963, s.67-68. 44 - Gerek görüldüğünde, karakol hanelerdeki askerlerin celbi, -Yurt içinde seyahat eden yolculara mürur teskeresi vermek, -Vatandaşların ellerindeki mürur teskerelerini alıp saklamak ve bunları ikamet teskeresi vermek, - Avcılara ruhsatname vermek, -Devlete ait veya tasarrufundan hukuku müşteki bulunan binaların muhafazası, -Dilenciliği takip etmek, -Memleketine gidecek fakirlere ve hastalara yardım etmek, -Hapishanelere nezaret etmek ve hapisten çıkan fakirlerin memleketlerine dönmelerine yardımcı olmak, -Umumi yerleri ve bekâr evlerini nizam altında takip etmek, -Zararlı yerler ile kumarhaneleri takip etmek, -„Tatili mesealihi ibat garezinde‟ işini terkinde işçilerin toplantılarını ve benzeri hareketlerini önlemek, -Ahlak ve adabı umumiye bakımından matbaa, kitabevi ve kitapçı dükkânlarına dikkat etmek, -Tiyatro ve sair oyun mahalleri ile meşgul olmak, - Bayram günlerine dair kanun ve tembihleri ilgililere ihbar etmek, -Tüccarın muamelat ve müzakerelerine mahsus yerlerin nizamına dikkat etmek ve tellallarla simsarlara teskere vermek, -İcab-ı halinde ölüm ve hastalıkların sebeplerini araştırmak, bazı işlerde ehli hibre 159 (bilirkişi) olmak. Bu nizamname ile öncelikle hangi vilayetlerde zaptiye birliklerinin kurulacağına dair hüküm verilirken, Hudâvendigâr Vilayeti‘nin de zaptiye birliklerinin kurulacağı ilk 160 bölgelerden olduğu görülür. 1846 yılına gelen sürece değin, zabıta iĢleri de baĢkent ve taĢra olarak farklı teĢkilatlara verilmiĢti ve tek elden yönetimden uzaktı. Ġstanbul‘da zabıta görevi yeniçeriliği ağalığı yerine geçen seraskerliğe, ihtisap ağalığına ve polis ismindeki bir teĢkilata verilmiĢti. TaĢrada ise güvenlik ile ilgili iĢler sipahilerden oluĢan zaptiyeler ile Ġstanbul‘da olduğu gibi memleketin birçok yerinde oluĢturulan Asakir-i Mansure 161 alaylarına verilmiĢti. 1846 yılına gelindiğinde ise, zabıta hizmetlerinin tek elden yürütülmesini amacıyla Zaptiye MüĢiriyeti‘nin kurulduğu görülür. 1879 yılına kadar geçen süreçte zaptiye ve polis kuvvetleri bu müĢiriyetin emrine verilmiĢtir. 1879 yılında ise yeni bir düzenleme ile Zaptiye Nezareti kurularak baĢkent ile sınırlı kalmıĢ, taĢrada da kolluk 159 Çencen, Arıdil ve ġengül., a.g.m., s. 8-9. 160 Ali Sönmez, ‗Zaptiye TeĢkilatı‘nın Düzenlenmesi (1840-1869)‘, Tarih Araştırmaları Dergisi, C. 25, S. 39, 2006, s.208. 161 Çencen, Arıdil ve ġengül., a.g.m., s.9. 45 162 hizmetleri seraskerliğe bağlanmıĢtır. 1885‘den itibaren taĢrada da yaygınlaĢan Zaptiye Nezareti, 1908 yılına kadar faaliyetlerini sürdürmüĢ, 23 Temmuz 1908‘de II. 163 MeĢrutiyet‘in ilanı ile etkinliği sona ererek 1909 yılında kaldırılmıĢtır. Özbek‘in ifade ettiği gibi Asakir-i Zaptiye‘den kasıt jandarma idi. 1879 tarihinde Asakir-i Zaptiye‘nin mevcudunu 37.943 olarak verirken, 1879 reformlarını takip eden süreçte azalarak 1894 yılına gelindiğinde mevcudu 26.507 olarak verir. Aynı tarihte 164 baĢkent dıĢındaki polis memuru sayısı ise 779‘dur. Açıkçası bu veriler o dönemde asayiĢ ve güvenliğin sağlanması açısından, en azından tüm taĢra sahasını kontrol konusunda mevcut kolluk kuvvetinin yeterli olmadığını düĢündürmektedir. Güvenlik unsurlarının etkinliği ve halk ile olan etkileĢimlerine bakacak olursak; Cevdet PaĢa‘nın, bu döneme ait eleĢtirilerinde özellikle jandarmanın vilayet merkezlerinde konumlandırılmasının hareket kabiliyeti anlamında sakıncalı olduğuna inandığını anlaĢılmaktadır. Kaza merkezlerinde konuĢlanan zaptiye teĢkilatının özellikle taĢradaki sorunlar konusunda yetersiz kalabileceği göz önüne alınırsa, Asakir-i Zaptiye bu dönemde daha çok kamu düzenine ve büyük mülkiyete yönelik tehditlerle meĢgul olmuĢtur. 19. yüzyıl boyunca nahiye ve köylerde küçük suçların takibi ve önlenmesiyle ilgilenmemiĢtir. Küçük suçların görüĢüldüğü ve bir nevi sulh mahkemesi iĢlevi gören köy ihtiyar heyetleri, bahsi geçen dönemde bu boĢluğu kapatmaya çalıĢmıĢtır. Temel olarak gerek Abdülhamit gerekse II. MeĢrutiyet dönemlerinde sel, çekirge afeti, yangın gibi doğal afetlerde kentte ve taĢrada halkla ilk temasa geçen birlikler zaptiyeler ise de, kurumun vergi tahsildarlığı alanında da kullanılmıĢ olması, halk nazarında itibarını zedeleyen ve olumsuz algı yaratan bir durum meydana getirmiĢtir. Ayrıca, köylünün küçük suçlar karĢısında yaĢadığı kayıplarla ilgilenmeyen zaptiye kurumu, köylüyü 165 kendi baĢının çaresine bakmaya ve kiĢisel adalet aramaya itmiĢtir. 1881 yılına gelindiğinde Asakir-i Zaptiye TeĢkilatı kaldırılmıĢ, yerine Polis TeĢkilatı kurulmuĢ, 1885‘ten itibaren de taĢrada yaygınlaĢtırılmaya baĢlanmıĢtır. 1894‘e gelindiğinde 15 vilayette polis teĢkilatının kurulduğu görülmektedir. Kurulan polis 162 Bilgiç ve Karakaya, a.g.m, s.178. 163 Çencen, Arıdil, ve ġengül, a.g.m., s.9. 164 Nadir Özbek, ‗Tarih Yazıcılığında Güvenlik Kurum ve Pratiklerine ĠliĢkin Bir Değerlendirme‘, Jandarma ve Polis: Fransız ve Osmanlı Tarihçiliğine Çapraz Bakışlar, der: Noami Levy; Nadir Özbek; Alexandre Taumarkine, Ġstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2009, s.9. 165 Özbek, a.g.m, s.12-13. 46 teĢkilatının görev ve yetkilerini belirleyen ilk hukuki metin 1896 yılında çıkarılan ―AsayiĢ Vazifesiyle Mükellef Olanların, Nizamiye ve Jandarma Asakir-i ġahanesiyle, Polis Memurlarının Suret-i Hareketine Dair Talimat‖ ile polisin görev ve yetkileri ile 166 birlikte jandarma ile olan iliĢkileri düzenlenmiĢtir. 1845 reformundan sonra 19.yüzyıl boyunca jandarma birlikleri prensipte din ve etnik kimlik gözetilmeksizin tüm toplumsal gruplara açık olmuĢ, 1869 nizamnamesi ile yaĢ olarak 21-50 sınırlaması getirilmiĢtir. Ayrıca bu nizamnameye göre 25 yaĢ altı erlerin toplam er sayısının üçte birinden fazla olmaması koĢulu da eklenmiĢtir. Bedensel olarak çalıĢabilir ve sağlam olmaları yeterliydi ve 166 santimetreden kısa olmamaları gerekiyordu. Okuryazar erlerde boy Ģartı da aranmamıĢtır. Jandarma erleri bekârlar arasından seçilmekte, adayın dul olması durumunda da çocuksuz olması tercih sebebi 167 olmaktaydı. 19.yüzyıl boyunca eyaletlerde artan güvenlik ihtiyacı karĢısında, düzenli ordu birliklerine baĢvurulması zorunluluğunun ortadan kaldırılması ihtiyacı II. Mahmud döneminde dahi bilinmekteydi. Tüm yüzyıl, bu alanda düzenleme ve değiĢiklerle geçmiĢ olsa da Balkanlarda ve doğuda taĢrada geliĢen ayaklanma ve isyan hareketleri ile özellikle 19.yüzyılın ikinci yarısından itibaren kendini iyiden iyiye hissettiren mali sıkıntılar, tüm imparatorluk sathına yayılan homojen bir jandarma teĢkilatı oluĢturulmasını engellemiĢtir. Bununla beraber, Osmanlı iç güvenlik teĢkilatı tekdüzelik ve sivil yapıdan uzak bir görünüm sergileyerek askeri özelliğini korumuĢ ve Asakir-i 168 Zaptiye devletin temel iç güvenlik teĢkilatı olmayı sürdürmüĢtür. 166 Bilgiç ve Karakaya, a.g.m., s.178. 167 Nadir Özbek, ―Osmanlı TaĢrasında Denetim: Son Dönem Osmanlı Ġmparatorluğu‘nda Jandarma (1876-1908)‖, Türkiye‟de Ordu, Devlet ve Güvenlik Siyaseti, ed. Evren Balta ve Ġsmet Akça, Ġstanbul: Bilgi Üniversitesi Yay., 2010, s. 60-61. 168 a.y., s.56-57. 47 1.5.2 II. MeĢrutiyet Döneminde Ġç Güvenlik TeĢkilatı Osmanlı Devleti 19.yüzyıl boyunca dünyayı etkisi altına alan liberalizm ve milliyetçilik akımları ile kendince mücadele etmeye, önemler almaya çalıĢmıĢtır. Bunun yanında kendi iç unsurlarının ayaklanmalarını da bertaraf etmeye çalıĢmıĢ, bu amaçla ordu ve iç güvenlik sistemlerinde sürekli bir değiĢime gitme ihtiyacı hissetmiĢ, mali ve siyasi geliĢmeler sebebiyle de tam bir baĢarı sağlamaktan uzak kalmıĢtır. Yüzyıl baĢında olduğu gibi yüzyıl sonunda da Rusya ile savaĢa giren Osmanlı Ġmparatorluğu, Panslavizm etkisi ve dıĢ ülkelerin de ön ayak olduğu Hristiyan-Müslüman çatıĢmaları ile Balkanlar‘da da ayaklanma ve saldırılara sahne olmuĢtur. Sırp ayaklanması baĢarılı bir Ģekilde bastırılmıĢ olsa da Avrupa devletlerinin ortak hareket etmeleri ile Osmanlı devleti arzuladığı geliĢmeleri elde edememiĢtir. Avrupa devletlerinin böylesine baskıcı ve saldırgan olmalarının önemli sebeplerinden biri de elbette Osmanlı Devleti‘nin çağa 169 ayak uyduramamıĢ yapısı ve etnik zafiyetleridir. Yüzyıl boyunca uğranan toprak erozyonu daha merkezi bir yönetime ve iç güvenlik yapısına olan ihtiyacı da arttırmıĢtır. II.Abdülhamid döneminden bu yana zabıta iĢlerine istenen düzenin verilememesi, imparatorluk bölgelerinde iç karıĢıklık çıkarmak isteyen Bulgar ve Rum unsurlara karĢı devletin zayıf karnı olmuĢtur. 1901-1902 yıllarında Makedonya‘da Bulgar ve Rum unsurların isyanları Rusya‘nın sıcak denizlere inme arzusu ile birleĢerek Osmanlı üzerinde daha fazla baskı kurulması ve iç iĢlerine karıĢılması sonucunu 170 beraberinde getirmiĢtir. MeĢrutiyetin ilanından sonra, Zaptiye Nezareti‘nin ıslahına çalıĢmıĢ ancak mevcut sisteme uyum sağlamakta zorlanan bu kurum özellikle 31 Mart vakasının 171 yaĢanmasından sonra 4 Ağustos 1909 tarihinde çıkarılan ―Ġstanbul Vilayeti ve Emniyet-i Umumiye Müdüriyeti TeĢkilatına Dair Kanun‖ ile lağvedilerek yerine Dâhiliye Nezaretine bağlı olmak üzere ―Emniyet Umumiye Müdürlüğü‖ ve yeni 169 Fahir Armaoğlu, 19. Yüzyıl Siyasî Tarihi ( 1789 - 1914 ), Ankara: TTK. Yay., 1997,s.510-532. 170 Necdet Koparan, Türk Jandarma Teşkilatı (1908-1923), Ankara Üniversitesi Türk Ġnkılap Tarihi Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2007, s.16. 171 Zafer Toprak, ―Tanzimat‘tan Sonra Osmanlı Kolluk Kuvvetleri‖, Tanzimat‟tan Cumhuriyet‟e Türkiye Ansiklopedisi, ĠletiĢim Yay., 1985, s.1270. 48 hükümet tarafından jandarmayı Anadolu‘da yaygınlaĢtırmak maksadıyla ―Jandarma 172 Merkezi idaresi‖ yerine ―Umum Jandarma Kumandanlığı‖ kurulmuĢtur. 1910 Nizamnamesi ile jandarma birliklerine er alım koĢullarına 1869 nizamnamesinden farklı olarak 20-26 yaĢ sınırlaması getirilmiĢtir. Erlerin bekâr ya da dul/çocuksuz olmaları kuralı devam etmiĢtir. Erler, hizmet süreleri iki yıl olarak belirlenerek birliğe alınıyor, bu sürenin sonunda birer sene uzatma olanağı bulunuyordu. 173 Pratikte ise bu kuralların istisnalarına rastlanılmıĢtır. 1911 yılında istihbarat ve 1913 yılında polis müfettiĢliği ile siyasi Ģube eklenerek Emniyet-i Umumiye Müdüriyeti‘nin yapısı geniĢletilmiĢtir. MeĢrutiyet öncesi 1907 yılında Selanik‘te ilk polis okulu açılmıĢ ve polislere meslek ile ilgili bilgiler vermek amacıyla Belçika‘dan iki subay çağrılmıĢtır. MeĢrutiyet ile birlikte bu okul kapatılarak Ġstanbul‘da bir polis okulu açılmıĢtır. Daha sonraları polis okulları 174 arttırılarak diğer vilayetlerde de açılmıĢtır. Temelde polis kavramı 1845‘ten bu yana mevcut ise de ancak II. MeĢrutiyet döneminde gerçek anlamda uygulamada yer almaya baĢlamıĢtır. MeĢrutiyet kadroları, mevcut iktidarlarının ömrünün asayiĢ ve güvenlik konusundaki baĢarıdan geçtiğinin farkındaydılar. Bu amaçla çalıĢmalar yürüttülerse de teĢkilatın görev ve sorumluluklarını içeren nizamnamenin ancak 1913 yılında yayınlanmıĢ olması ve eski zaptiyelerin isminin değiĢtirilerek jandarma yapılmasına karĢılık eski sistemin aynen devam etmesi, güvenlik güçlerinin tüm ülkede baĢarılı 175 olamamalarının sebeplerindendir. 172 Cavit Ġpek, Osmanlı İmparatorluğu ve Cumhuriyet‟in İlk Yıllarında (1904-1909, 1912-1929) Jandarma‟da Reform Hareketleri, (Yüksek Lisans Tezi), Afyon: Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2006, s.24;Çencen, Arıdil, ġengül, a.g.m., s.10. 173 Özbek, a.g.e, s.62. 174 Toprak, a.yer. 175 Koparan, a.g.e., s21. 49 1.5.3 Hudâvendigâr Vilayeti’nde Güvenlik TeĢkilatı Bu bölümde Hudâvendigâr Vilayetinin önceki bölümlerde değerlendirilmiĢ idari taksimatı çerçevesinde güvenlik teĢkilatının yapısı ve miktarı hakkında bilgi verilecektir. Osmanlı Devleti‘nde baĢkent Ġstanbul‘da Polis TeĢkilatı oluĢumu tamamladıktan sonra taĢra çalıĢmalarına ağırlık verilmiĢ ve 1893 yılından itibaren on beĢ vilayet merkezinde polis teĢkilatı kurulmuĢtur. BaĢlangıçta ser komiserlik olarak oluĢturulan 176 merkezler daha sonra Emniyet Müdüriyeti olarak düzenlenmiĢtir. 1325 tarihli vilayet sâlnâmesine göre Hudâvendigâr Vilayeti‘nde güvenlik teĢkilatı Bursa Merkez Sancağı‘nda Ser komiserlik ve bağlı kazalarda zabıta ve polis 177 dairesi olarak düzenlenmiĢtir. Yukarıda bahsi geçen sâlnâmeye göre Hudâvendigâr Vilayeti merkez sancağı Bursa, bağlı sancak ve kazalardaki polis dairesi üyeleri, redif, jandarma taburu ile bilgiler aĢağıdaki gibidir; Tablo 8: H. 1325 Tarihli Hudâvendigâr Vilayeti Sâlnâmesine Göre Bursa Sancağı Polis 178 Dairesi Üyeleri HUDÂVENDĠGÂR VĠLÂYETĠ Bursa Sancağı 1 4 7 0 16 0 23 17 27 95 Gemlik 0 0 0 0 0 1 0 16 0 17 Mudanya 0 1 0 0 2 1 0 2 0 6 Mihalıç 0 0 0 0 0 0 0 19 0 19 Kirmasti 0 1 0 0 0 1 0 17 0 19 Atranos 0 0 0 0 1 1 0 16 0 18 Pazarköy 0 0 1 0 1 1 0 0 0 3 Ertuğrul Sancağı 0 2 0 0 2 0 0 14 6 24 Söğüt 0 1 0 0 1 2 0 15 0 19 YeniĢehir 0 0 0 0 0 0 0 0 0 0 Ġnegöl 0 0 0 0 1 1 0 10 0 12 176 Sedat Kılıçarslan, II.Meşrutiyet Dönemi Kastamonu Emniyet Teşkilatı (1908-1918), Kastamonu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı, Yüksek lisans Tezi, 2010, s.28. 177 Hüseyin Delil, Ömer Faruk Dinçel (haz.), Hudâvendigâr Vilâyeti Sâlnâme-i Resmîsî H.1325- M.1907, s.155. 178 BOA.DH. EUM. MEM. 29/41. 50 Toplam Jandarma Zabitanı Redif Zabitan Zabıta Memuru Polis Memuru Komiser Yardımcısı 3. Sıfır Komiser 2. Sınıf Komiser Ser Komiser HUDÂVENDĠGÂR VĠLÂYETĠ Kütahya Sancağı 0 0 0 0 2 0 9 18 0 29 Simav 0 0 0 0 1 1 12 0 0 14 TavĢanlı 0 0 0 0 0 0 0 12 0 12 EskiĢehir 0 1 1 0 1 0 4 17 0 24 Seyitgazi 0 0 0 0 0 0 0 16 0 16 UĢak 0 1 0 0 2 1 0 18 0 22 Gedüs 0 0 1 0 0 1 0 14 0 16 Karahisar-ı Sahib 0 0 0 0 3 0 0 21 6 30 Sincanlu 0 0 0 0 0 0 0 13 3 16 Sandıklı 0 0 0 0 1 1 0 23 0 25 Bolvadin 0 0 0 0 1 1 0 11 0 13 Aziziye 0 0 0 0 1 1 0 11 0 13 1912 yılına gelindiğinde Bursa merkez Sancağı‘nda bulunan polis kadrosu ve yardımcıları ile maaĢ durumu ise Ģöyledir; Tablo 9: 1912 Tarihinde Bursa Merkez Sancağı’nda Bulunan Polis Kadrosu Ve MaaĢ 179 Durumları Unvan Adet Aylık MaaĢ* Polis Müdürü 1 2500 Merkez Memuru 2 1500 Birinci Komiser 5 1000 Ġkinci Komiser 10 800 Komiser Muavini 20 600 Polis Memuru 115 400 Polis Memuru** 4 600 Ġstihbarat Memuru 5 900 Komiser Muavini** 1 900 BaĢkâtip 1 800 Hesab-ı Emanet Memuru 1 600 Zabıta Tabibi 1 800 Telefon Makinist ve Santralcisi 2 800 Hademe 2 200 *kiĢi baĢı ve kuruĢ olarak; ** zam miktarları farklıdır. Suç ve suçlu ile mücadele eden polis memurlarının bahsi geçen dönemde aldıkları maaĢın miktarı ve alım gücü, suçla mücadelede baĢarı konusunda önemli bir etkendir. Osmanlı Devleti ve Bursa Ģehri özelinde Hudâvendigâr Vilayeti‘nde yaĢanan 180 enflasyon ve fiyat artıĢları hesaba katıldığında , aldığı maaĢa bakılacak olursa 179 BOA. DH. EUM. VRK. 9/ 28. 180 ġevket Pamuk, Osmanlı Ekonomisi ve Kurumları, 7.B., Ġstanbul: Türkiye ĠĢ Bankası Kültür Yay., 2018, s.111. 51 Toplam Jandarma Zabitanı Redif Zabitan Zabıta Memuru Polis Memuru Komiser Yardımcısı 3. Sıfır Komiser 2. Sınıf Komiser Ser Komiser dönemin alt kademe ekonomik sınıfına dâhil olan polis memurları çeĢitli rüĢvet 181 olaylarına karıĢmıĢlar, özellikle fuhuĢ konusuna göz yummuĢlardır. Hudâvendigâr Vilayetinde 1913 yılında mevcut bulunan güvenlik teĢkilatına dair veriler tablo 10‘da sunulmuĢtur: 182 Tablo 10: 1913 yılı Hudâvendigâr Vilayetinde mevcut güvenlik personeli sayıları Esâmî-i kaza Yekûn Müdür Komiser-i Komiser-i Komiser Polis Mülahazat Sânî Sâlis Muavini Memuru Bursa 103 1 2 6 12 82 Mudanya 4 0 0 1 1 2 Atranos 1 0 0 0 0 1 Mihalıç 4 0 0 1 0 3 Pazarköy 2 0 0 0 1 1 Kirmasti 4 0 0 1 1 2 Gemlik 4 0 0 1 0 3 Bilecik 5 0 1 0 1 3 Küplü 1 0 0 0 0 1 Nahiyesi Söğüt 2 0 0 0 1 1 YeniĢehir 2 0 0 0 1 1 Ġnegöl 3 0 0 0 1 2 Kütahya 9 0 1 1 1 6 UĢak 6 0 0 1 1 4 Simav 2 0 0 0 1 1 Gediz 1 0 0 0 0 1 EskiĢehir 13 0 1 1 1 10 Karahisar 11 0 1 1 1 8 Sandıklı 2 0 0 0 1 1 Bolvadin 2 0 0 0 1 1 Aziziye 1 0 0 0 0 1 Dinar 1 0 0 0 0 1 Toplam 184 1 6 14 26 137 Vilâyetin asıl 159 1 5 11 20 122 kadrosu Menâtık-ı harbiyyeden gelip 25 0 1 3 6 15 muvakkaten istihdâm edilen Menâtık-ı harbiyyeden gelip gönderileceği 57 2 4 9 42 Emniyet-i Umûmiyye Müdüriyeti'nden bildirilen Menâtık-ı harbiyyeden 82 3 7 15 57 gelenler ve gelecekler 241 1 8 18 35 179 Yekûn 181 Ali Dikici, a.g.m., s.102. 182 BOA. DH. EUM. MEM. 29/41, 27.Ce.1331 (4 Mayıs 1913). 52 1913 tarihli belgeye göre vilayet genelindeki güvenlik personelinin toplam sayısı 241‘dir. Tablo 10 incelendiğinde, vilayet genelinde görev yapan ve ordudan gönderilen geçici kadroların mevcudiyeti anlaĢılabilir. Bu bağlamda Hudâvendigâr Vilayeti‘nin asıl güvenlik kadrosu 122 polis memuru olmak üzere 159 kiĢi iken, geçici görevlendirmeler ile birlikte 179 polis memuru olmak üzere yekûn 241‘dir. YaklaĢık bir değerlendirme yapabilmek için 1914 yılı nüfus verileri kullanılırsa, polis memuru baĢına mevcut kadro ile 11.194, geçici görevlendirmeler ile 7.629 kiĢi düĢtüğü görülür. Polis gücünün yeterli olmadığı bölgeler ve özellikle taĢra için jandarma ve redif kuvveti iĢe koĢulmuĢ olsa da mevcut veriler ıĢığında polis memuru sayısının yetersizliği dikkat çekicidir. 1903 yılına ait bir belgede jandarma, polis ve sıhhiye memurlarının maaĢ ve harcırahlarının 4 aydır ödenmemesi sebebiyle sefalet içinde oldukları ve bir an önce 183 ödenmesinin uygun olduğu konusunda Maliye Nezaretine tebligat yapılmıĢtır. Polis memurlarının maaĢ ödemeleri konusunda yaĢadıkları sorunları izleyen yıllarda da tespit etmek mümkündür. 1909 tarihli bir baĢka belgede de Hudâvendigâr Vilayeti kadrosuna ilave edilen polislerin maaĢlarını ödemek için karĢılık bulunamadığından terhis edildikleri ve mevcut jandarmanın da bu sebeple Ģikâyette bulunduğu, bir an önce 184 alacakların ödenmesi gerektiği anlatılmaktadır. Yakın tarihlerde yapılan polis kadro artırımı talepleri de, idare-i maslahat yapılması gerektiği belirtilerek bütçe yetersizliği sebebiyle reddedilmiĢ; mevcut personelden de iĢe yaramayanların çıkarılması gerektiği 185 belirtilmiĢtir. Yine Eylül 1916 yılına ait bir baĢka belgede sürgünler ve göçler sebebiyle nüfusu artan Hudâvendigâr Vilayetinin polis kadrosunun arttırılması talep 186 edilmektedir. Vilayet dâhilinde polis sayısının yetersiz olduğu mahal ve durumlarda 187 ise asayiĢ, mevcut jandarma birliklerine devredilmek zorunda kalınmıĢtır. ġehirlerde mahallelerin asayiĢiyle görevli bekçiler öteden beri var olup, özellikle II. Abdülhamid döneminde baĢkentte kamu düzenini korumaya yönelik önemli unsurlardan olmuĢlardır. Ancak mesleki yetersizlikleri ve kendilerine yönelik bir yasal düzenlemenin olmaması 183 Ali Semerci, Mehmet Ali Baran, Belgelerle Türk Polis Tarihi, C.5, Ankara: BaĢak Matbaacılık, 2016, s.45. 184 BOA. DH. MKT. 2810/76, 02.Ra.1327 (23 Nisan 1909). 185 BOA. ZB. 429/42, 10.Za.1325 (15 Aralık 1907); BOA. BEO. 3113/23343, 20.Ca.1325 (31 Temmuz 1907). 186 BOA. DH. EUM. MEM.78/58, 7.Za.1334 (5 Eylül 1916). 187 BOA. DH. EUM. 6. ġb.14/33, 22.Ca.1335 (15 Nisan 1917). 53 sebebiyle 1910 yılında Bursa‘da bekçiler hakkında bir yönetmelik hazırlayabilmek amacıyla bir komisyon kurularak iĢe alım Ģartları ve maaĢlarını da içerir bir yönetmelik 188 hazırlanmıĢtır. Belgeler ve dönemin ekonomik Ģartlarına göre, Hudâvendigâr polis teĢkilatının kadro sayısı ve maaĢ ödemelerindeki sıkıntının Cumhuriyet‘in ilk yıllarına kadar da devam ettiği anlaĢılmaktadır. Keza, 1921 tarihli bir belgede Hudâvendigâr Vilayeti polis 189 memurlarının 9 aydır maaĢ alamadıkları ve zararlarının karĢılanması talep edilmiĢtir. MeĢrutiyet dönemi sonunda imparatorluk dâhilinde, polis kuvvetinin genel durumu ve Hudâvendigâr vilayetinin bu konudaki öznel durumunu resmetmek açısından tüm vilayet ve kazalarda bulunan (nüfusu 3500‘den fazla olan kazalar) polis mevcudu 190 ekler kısımda tablo 11‘de toplu olarak sunulmuĢtur. Bahsi geçen dönemde Hudâvendigâr Vilayeti merkezinde nüfus 79.037 olarak belirtilmiĢ olup (muhtemelen yalnızca kaza merkezleri temel alınmıĢtır), 1 ser komiser, 2 ikinci komiser, 14 komiser muavini ve 96 polis memuru olmak üzere 113 polis gücü bulunmaktaydı. 1 polis memuruna düĢen kiĢi sayısı ise 823 idi. Tabloda Mudanya için nüfus miktarı belirtilmemiĢ, Kirmasti ve Karacabey için de polis mevcudu sıfır olarak belirtilmiĢtir. Nüfusu 6482 olarak belirtilen Gemlik‘te ise, 1 komiser muavini ile 5 polis memuru mevcut olup, 1 polis memuruna düĢen kiĢi sayısı 1.296‘dır. Nüfus miktarı belirtilmemiĢ olan Mudanya‘da 1 komiser muavini ve 4 polis memuru bulunmaktadır. Belgeye göre, tüm vilayetlerde bulunan toplam polis mevcudu Ģöyledir; 18 ser komiser, 66 ikinci komiser, 272 polis muavini, 2.062 polis memuru. Bu bilgilere göre verilen nüfus miktarı 4.622.097 olduğundan vilayetler genelinde 1 polis memuruna düĢen kiĢi 191 sayısı da 2.242 olarak bulunmuĢtur (Bkz Tablo 11). Dönemin siyasi ve sosyal koĢulları düĢünüldüğünde, artan göç ve ekonomik zorlukların asayiĢi sağlamak konusunda sıkıntılara neden olduğu, bu nedenle mevcut kolluk hizmetlerinin yetersizliği sebebiyle sürekli olarak merkezden takviye polis gücü talebinde bulunulduğu anlaĢılmaktadır. 188 Noemi Levy, ―Yakından Korunan Düzen: Abdülhamid Devrinden II. MeĢrutiyet Dönemine Bekçi Örneği‖, Osmanlı‟da Asayiş, Suç ve Ceza 18. – 20. Yüzyıllar, der.Noemi Levy, Alexandre Toumarkine, Ġstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2008, s.143. 189 BOA. DH. EUM. MH. 223/62, 26.Re.1340 (27 Kasım 1921). 190 BOA. DH. EUM. MEM. 100/44. 191 BOA. DH. EUM. MEM. 100/44. 54 1915 yılında Bursa‘daki Ermenilerin Suriye‘ye gönderildiği, sahildeki Rumların da iç kısımlara sürgün edildikleri bilinmektedir. Ermeni ve Rumlardan boĢalan bu mahal ve konutlara bazen devlet eli bazen de mevcut boĢluktan faydalanarak balkan göçmenleri yerleĢmiĢtir. Sonraki süreçte bir kararnâme ile Ermenilerin bir kısmı geri dönmüĢ, köy ve evlerinin baĢkalarınca iĢgal edildiğini görmeleri üzerine mevcut 192 sakinler ile aralarında sıkıntılar yaĢanmıĢtır. Yeni ve eski sakinler arasında bu ve benzer sebeplerden ortaya çıkan olaylar kolluk kuvvetlerine olan ihtiyacı daha da elzem hale getirmiĢtir. Esasen bu dönemde yaĢanan savaĢlar ve göçler, özellikle taĢra da asayiĢi bozmuĢ ve karıĢıklığa neden olmuĢtur. Balkan savaĢları ve sonrasında bölgeye göç eden Balkan göçmenleri arasında, Makedonya ve Kosova‘dan gelen Türk ve Arnavut göçmenler çoğunluktaydı. Devlet, göç uygulamalarında çeĢitli kısıtlamalara gitmiĢ olsa da (Örneğin, Arnavutların bazı Ģehirlere toplu yerleĢmesini yasaklamak gibi) yerli halk ve farklı göçmen grupları arasında yaĢanan çatıĢma ve sıkıntıları engelleyememiĢtir. Bu olaya bir örnek teĢkil etmek üzere, Karacabey‘de Arnavutlar ve Çerkezler arasında çıkan çatıĢmalardan masum insanların zarar gördüğü 193 anlaĢılmaktadır. Bu dönemde yöre insanının, artarak yaĢamakta olduğu savaĢların ve ekonomik zorlukların getirdiği sıkıntılar, Osmanlı kolluk kuvvetlerinin kendisi için de paralellik göstermiĢtir. Mali bunalım ve yaĢanan enflasyonlar, güvenlik güçlerine yapılması gereken takviyeler noktasında yetersizliğe neden olmuĢtur. 192 Raif Kaplanoğlu, Ozan Kaplanoğlu, Bursa‟nın Göç Tarihi, Bursa: Nilüfer Belediyesi Yay., 2013, s.158-159. 193 Raif Kaplanoğlu,Ozan Kaplanoğlu, Bursa‟nın Göç Tarihi, s.158. 55 2.BÖLÜM SUÇ CETVELLERĠNE GÖRE HUDÂVENDĠGÂR VĠLAYETĠ DÂHĠLĠNDE MEYDANA GELEN CĠNAYET TÜRÜ SUÇLAR VE FAĠLLERĠ 1.1. SUÇ KAVRAMI Kelime anlamı olarak suç kavramı, ―törelere ve ahlâk kurallarına aykırı davranıĢ ya da bir toplumda haksız sayılıp yazılı yazısız kurallarla yasaklanan ve yaptırıma 194 bağlanan eylem‖ olarak tanımlanmaktadır. Ġslâm hukukunda suçu ifade ederken; ―cerime‖, ―mâsiyet‖ ve ―cinayet‖ kelimeleri kullanılır. Klasik kaynaklarda genellikle suçu ifade etmek için kullanılan ―cinayet‖ kelimesi, günah ve cürüm anlamlarında iken daha sonraları insanların yapıp ettikleri Ģer iĢlerin tamamını ifade eden, daha geniĢ anlam kazanmıĢtır. Bu manada insan bazen kendisine bazen de baĢka birine karĢı 195 cinayet iĢlemektedir. 1.2. OSMANLI CEZA HUKUKUNDA CİNAYET Çağdan çağa ve coğrafyadan coğrafyaya değiĢiklik göstererek, beĢeri iliĢkilerin bir sonucu olarak sosyolojik bir olgu olarak da ortaya çıkan ―suç‖ ve ―suçlu‖ kavramları, toplumun içinde bulunduğu tarihsel ve dinsel koĢullardan etkilenmiĢtir. Teorik olarak Ġslâm hukuku temellerine göre ĢekillenmiĢ olan Osmanlı ceza hukuku, Ġslâm ceza hukukunun temel esaslarının yanında ve onun çizdiği sınırlar 196 çerçevesinde geliĢen örfi hukuk ile kendine özgü bir karakter kazanmıĢtır. Osmanlı Devleti Ģeriat hükümlerinin girmediği alanlardaki hukuki boĢlukları hükümdarın hüküm verme yetkisinden bahisle gidermiĢtir. Hükümdarın mutlak otoritesi ve devletin bekası anlayıĢının da çerçevesinde Ģekillenen örfi düzenlemeler, Osmanlı öncesi Türk-Ġslâm 194 Mehmet Boynukalın, ―Suç‖, İA, C.37, TDV Yay., 2010, s.453. 195 Nazım BüyükbaĢ, ―Klasik Ġslâm Hukuku Literatüründe Suç‖, UASAD, C.9, S.42, 2016, s.1761. 196 Yılmaz Yurtseven, ―Klasik Dönem Osmanlı Ceza Hukukunda Ta‘zir Suç ve Cezaları‖, Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 9, S. 3-4, 2001, s.265. 56 devletlerinde de uygulanmakla birlikte örfi hukukun tüm alanlarında düzenleme yapma yetkisini tam manasıyla kullanan ve geniĢ çapta örfi hukuk metinleri ortaya koyan ilk 197 devlet Osmanlı Devleti olmuĢtur. Osmanlı Devleti suçları cinayet, cünha ve kabahat olarak üçe ayırmıĢtır. Bu sınıflandırma suçların türünden çok ceza süresi ve türüne göre ĢekillenmiĢtir. Cezası idam, müebbet, kısa süreli kürek, kalebentlik, sürgün ve memuriyetten uzaklaĢtırma, 198 medeni kanundan düĢürme olan suçlar, cinayet suçları kapsamındadır. Ġslâm Hukuku kaynaklarında ―cinâyât‖ baĢlıkları altında iĢlenen suçlar; insanın canına ve azalarına yönelik, Ģer‘an yasak olan fiiller olarak tarif edilmektedir. Bu suçu iĢleyene ―cani‖ bu suça maruz kalana ise ―mecniyyun aleyh‖ denmekteydi. Mal gibi 199 edimlere karĢı iĢlenen suçlar ise gasp, hırsızlık gibi özel isimler ile tanımlanmıĢtır. Tanzimat dönemine kadar suçlar ile ilgili bir ayrıma gidilmez iken fermanın verdiği sözler arasında bulunan ―halkın can, mal ve namusunun korunmasına yönelik yeni ceza kanunlarının teminatının verilmesi‖ sebebiyle 1858 tarihli Ceza Kanunnamesi‘nde önceki kanunnamelerden farklı olarak suçların taksimi ve cezaların türleri ilgili ayrımlar bulunmaktadır. Suçların; cinayet, cünha ve kabahat türünde ele 200 alındığı görülür. Günümüzde kullanılan ―adam öldürme‖ anlamı dıĢında cinayet suçlarının, kısas ve had cezası gerektiren suçlar olarak; adam öldürme, tecavüz, devlete karĢı iĢlenen suçlar, yol kesme ve eĢkıyalık, hırsızlık, yaralama, uzuv kesme gibi suçları da kapsadığı 201 görülmektedir. Bu bağlamda cinayete dayalı suçların cezaları 1858 tarihli Ceza Kanunnamesi‘nin ikinci faslında; idam, kürek, teĢhir, kalebentlik, nefiy, medeni haklardan mahrum bırakma, rütbe düĢürülmesi ve memuriyetten tard (uzaklaĢtırma) 202 olarak belirtilmiĢtir. 197 Aydın Yetkin, ―Osmanlı Devleti‘nde Hukuk Devleti‘nin GeliĢim Süreci‖, UASAD, C: 6, Sayı: 24, KıĢ 2013, s. 384-385. 198 Fatih Öztop, a.g.t, s. 77. 199 Nazım BüyükbaĢ, a.g.m., s. 1762. 200 Said Nuri Akgündüz, ―Tanzimat Dönemi Osmanlı Ceza Hukukunun Kaynakları‖, AİBÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi, C.4 S.8, Güz 2016, s. 9-10. 201 Fatih Öztop, a.g.t., s. 77. 202 Said Nuri Akgündüz, a.g.m., s.10. 57 1.3. HUDÂVENDİGÂR VİLAYETİNDE GERÇEKLEŞEN CİNAYET TÜRÜ SUÇLAR ÇalıĢmanın bu bölümünde, suçlar hakkında bilgi veren ve vaka kaydı özelliği taĢıyan ―Vukû‘ât-ı cinâ‘iye‖ ve suçlu hakkında bilgi veren ―Cerâim-i umûmiye‖ cetvelleri tek tek incelenerek, araĢtırmaya konu döneme ait suç ve suçlu kavramlarının nitelik, sıklık ve sayısal özellikleri değerlendirilmeye çalıĢılmıĢtır. Hudâvendigâr Vilayeti dâhilinde 1912-1914 tarihleri arasında üç yıllık zaman diliminde tutulan vukû‘ât-ı cinâ‘iye cetvelleri, düzenli dönemlerde değil değiĢen aylık aralıklarla tutulmuĢ olup, toplam 25 aylık süreci kapsamaktadır. Vukû‘ât-ı cinâ‘iye cetvellerine göre, 25 aylık süreçte Hudâvendigâr Vilayeti‘nde 998 cinayet suçu iĢlenmiĢtir. Bu suçların vilayet geneline dağılımına bakıldığında Bursa Sancağı‘nda 431, Karahisar Sancağı‘nda 250, Ertuğrul Sancağı‘nda 188 ve Kütahya Sancağı‘nda 129 cinayet suçunun iĢlendiği görülür (Bkz Grafik 1). 203 Grafik 1: Cinayet Suçlarının Sancak Bazında Dağılımı (1912-1914) Cinayet Suçu Vakaları 500 431 400 300 250 188 200 129 100 0 ERTUĞRUL BURSA KARAHİSAR KÜTAHYA 1.3.1. Adam Öldürme Osmanlı Devleti, suçların tanımı ve kaydını tutarken kiĢilere karĢı iĢlenen suçlar içerisinde ―adam öldürme‖ suçunu da kendi içinde türlere ayırmıĢtır. Bunlar; amden katl (kasten adam öldürme), mingayri taammüden katl (planlamadan adam öldürme), 203 BOA. DH. EUM. EMN.11/1; 12/3; 14/1; 14/6; 15/17; 19/1; 31/30; 31/4; 31/5; 32/19; 44/16; 52/3; 5/59; 53/4; 56/15; 60/5; 60/7; 67/12; 7/13; 77/1; BOA. DH. EUM. MTK.25/11; 30/1; 44/9; 50/9; 51/1. 58 darben/kazaen katl (darben ya da kazaen adam öldürme) ile katl-i fürû/katl-i usul (alt ve üst soydan birine öldürme) Ģeklinde ayrıntılı olarak cetvellerde iĢlenmiĢtir. Kasten adam öldürme eyleminde öldürme amacı vardır ve bu amaç için bilinçli bir plan yapma durumu söz konusudur. TartıĢma sonucu ve kaza ile öldürme suçları bu kapsam içerisinde yer almamaktadır. Pusu kurmak, zehirlemek gibi eylemlerle öldürme bu öldürme tanımının içerisindedir. Planlamadan adam öldürme, önceden planlanmamasına rağmen öldürme kastı ile yapılan eylemleri ifade eder. Darben/kazaen adam öldürme, öldürme kastı olmaksızın maktulün ölümüne sebebiyet verecek eylem içerisinde bulunmayı ifade etmektedir. Kavga sırasında darbe alan kiĢinin ölmesi ya da kaza ile bir tüfeğin ateĢ alması sonucu oluĢan ölümler bu kapsama dâhildir. Alt ve üst soydan birini öldürme, cetvellerde katl-i füru/usul olarak yer bulmuĢ olup, üst soydan gelen anne, baba, dede ile alt soy akrabaları olarak çocuk, torun, yeğene karĢı iĢlenen adam öldürme suçunu ifade etmektedir. Vukû‘ât-ı cinâ‘iye cetvellerine göre Hudâvendigâr Vilayeti dâhilinde gerçekleĢen adam öldürme vakası toplamda 516‘dır. Bunlardan 213‘ü Bursa Sancağı, 112‘si Karahisar Sancağı, 101‘i Ertuğrul Sancağı ve 90‘ı Kütahya Sancağı‘nda gerçekleĢmiĢtir (Bkz. Grafik 2). 204 Grafik 2: Hudâvendigâr Vilayetinde Adam Öldürme Vakalarının Dağılımı (1912-1914) Adam Öldürme 250 213 200 150 112 101 90 100 50 0 BURSA KARAHİSAR ERTUĞRUL KÜTAHYA 204 BOA. DH. EUM. EMN.11/1; 12/3; 14/1; 14/6; 15/17; 19/1; 31/30; 31/4; 31/5; 32/19; 44/16; 52/3; 5/59; 53/4; 56/15; 60/5; 60/7; 67/12; 7/13; 77/1; BOA. DH. EUM. MTK. 25/11; 30/1; 44/9; 50/9; 51/1. 59 GerçekleĢen cinayet vakalarını sancak özelinde incelediğimizde Bursa Sancağı‘nda gerçekleĢen adam öldürme ve adam öldürmeye teĢebbüs vakaları sayısal olarak Ģöyledir; Bursa merkezinde 60, Atranos (Orhaneli) kazasında 19, Gemlik kazasında 27, Karacabey kazasında 47, Kirmasti kazasında 21, Mudanya kazasında 13, Pazarköy (Orhangazi) kazasında ise 26 vaka gerçekleĢmiĢtir. (Bkz. Grafik 3) 205 Grafik 3: Bursa Sancağı’nda Adam Öldürme Vakalarının Dağılımı Adam Öldürme 100 93 80 67 60 60 47 38 40 27 30 35 22 21 26 19 13 17 Vaka 20 Fail 0 Bursa Sancağı‘nda tespit edilen adam öldürme vakalarının 25 aylık dönemdeki aylık ortalaması 8,52‘dir. Toplam 213 vaka için tespit edilen fail sayısı ise 302‘dir. 17 vaka da faili meçhul olarak kalmıĢtır. Faili meçhul vakaları hariç tutarsak, 196 vaka için vaka baĢına fail ortalamasının 1,49 olduğu görülmektedir. Bu veri bize suçların bir kısmının birden fazla kiĢi tarafından iĢlendiğini göstermektedir. 17 cinayet vakasının faili meçhul kaldığı bulgusundan yola çıkarsak, bu vakalar için en az bir fail olduğu varsayılırsa vaka baĢına fail oranının gerçekte daha da yüksek olduğu düĢünülmelidir. Bursa Sancağı‘nda gerçekleĢen cinayet vakalarında Bursa‘da 63 vakaya karıĢan toplam 93 failin 67‘si tutuklu, 26‘sı firar ve 4 vaka faili meçhul kalmıĢtır; Orhaneli‘deki 19 vakaya karıĢan 22 kiĢinin 1‘i tutuklu 1‘i firar; Gemlik‘te 27 vakaya karıĢan toplam 30 failin 19‘u tutuklu, 11‘i firar ve 5 vaka faili meçhul; Karacabey‘de 47 vakaya karıĢan toplam 67 failin 53‘ü tutuklu 14‘ü firar ve 5 vaka faili meçhul; Kirmasti‘de 21 vakaya karıĢan toplam 34 failin 22‘si tutuklu, 12‘si firar; Mudanya‘da toplam 13 vakaya karıĢan 17 failin 14‘ü tutuklu 3 ‗ü firar ve 1 vaka faili meçhul; Pazarköy‘de 26 vakaya karıĢan 205 BOA. DH. EUM. EMN.11/1; 12/3; 14/1; 14/6; 15/17; 19/1; 31/30; 31/4; 31/5; 32/19; 44/16; 52/3; 5/59; 53/4; 56/15; 60/5; 60/7; 67/12; 7/13; 77/1; BOA. DH. EUM. MTK.25/11; 30/1; 44/9; 50/9; 51/1. 60 toplam 38 failin 16‘sı tutuklu 22‘si firari ve 2 vaka faili meçhuldür. Bu bağlamda Bursa Sancağı‘nda adam öldürme ve adam öldürmeye teĢebbüs suçunu iĢleyen toplam 302 failin %70,52‘si (213 fail) tutuklanırken faillerin %29,47‘si (89 fail) ise firar edip yakalanamamıĢtır. Sancak genelinde en fazla vakanın gerçekleĢtiği kaza yüksek nüfus oranına paralel olarak Bursa olurken; Bursa, Kirmasti ve Karacabey en fazla failin suça iĢtirak ettiği kazalar olmuĢtur. Bursa Sancağı içerisinde merkez Bursa kazası, Karacabey ve Kirmasti kazalarında suç baĢına suça karıĢan faillerin çokluğu aynı dönemde bu bölgelerde faaliyet gösteren eĢkıya ve Ģakileri de akla getirmektedir. Karacabey‘de Esteban oğlu Karabet, Doğancı, DemirtaĢ karyelerinde Efgilidi, Dimo çeteleri ile Ģakilerden Mustafa, Molla Fenari Mahallesinde eĢkıyalık yapan Ramazan oğlu Ġbrahim, Fıçı köyünden Çerkez Kazım, Arnavud Abbas, Arnavud Eyüb, ġaki Mahmud gibi daha pek çok eĢkıyanın emniyet güçlerini uzun süre meĢgul ettiği, çetelere karĢı jandarmanın zaman 206 zaman yetersiz kalarak takviye kuvvet istediği görülür. Bursa‘dan sonra en fazla adam öldürme vakasının yaĢandığı sancak olan Karahisar Sancağı‘nda 112 vaka yaĢanmıĢ ve 2 vaka faili meçhul olarak kalmıĢtır. Sancak geneline bakılacak olunursa, Aziziye kazasında 16 vakaya karıĢan toplam 34 failin 19‘u tutuklu iken 15 i firar etmiĢ; Bolvadin kazasında gerçekleĢen 12 vakaya karıĢan toplam 15 failin 13‘ü tutuklu iken 2‘si firar etmiĢ; Dinar kazasında gerçekleĢen 24 vakaya karıĢan toplam 28 failin 24‘ü tutuklu iken 4‘ü firar etmiĢ, 2 vaka da faili meçhul olarak kalmıĢtır. Merkez Karahisar kazasında gerçekleĢen 26 vakaya karıĢan toplam 48 failin 46‘sı tutuklu 2‘si firar; Sandıklı kazasında gerçekleĢen 34 vakaya karıĢan toplam 55 failin 43‘ü tutuklu iken 12‘si firar etmiĢtir. (Bkz. Grafik 4) Sancak genelinde aylık vaka ortalaması 4,67‘dir. Vaka baĢına düĢen fail ortalaması 1,6 olup, bu değer pek çok vakanın birden fazla kiĢi tarafından gerçekleĢtirildiğini göstermektedir. 176 failin 141‘i (%80,11) tutuklanmıĢ iken 35‘i (%19,89) firar etmiĢtir. 206 BOA. DH. EUM.6.ġB.36/3; DH. EUM. AYġ. 30/82; DH. H…67/8; DH. H…67/16. 61 207 Grafik 4: Karahisar Sancağı’nda Adam Öldürme Vakalarının Dağılımı (1912-1914) Karahisar Sancağı 60 51 48 50 40 34 34 28 30 24 26 Vaka 20 16 15 Fail12 10 0 AZİZİYE BOLVADİN DİNAR KARAHİSAR SANDIKLI Hudâvendigâr Vilayeti‘ne bağlı bir baĢka sancak olan Ertuğrul Sancağı‘nda 25 aylık dönemde toplam 101 adam öldürme vakası yaĢanmıĢtır. Bilecik merkez kazasında yaĢanan 24 vakaya karıĢan 51 failin 45‘i tutuklu 6‘sı firar etmiĢ; Ġnegöl kazasında yaĢanan 29 vakaya karıĢan 39 failin 29‘u tutuklu 10‘u firar ve 1 vaka faili meçhul kalmıĢtır; Söğüt kazasında yaĢanan 24 vakaya karıĢan 36 failin 34‘ü tutuklu ve 2‘si firari ve YeniĢehir kazasında yaĢanan 24 vakaya karıĢan 29 failin 26‘sı tutuklu 3‘ü firari ve 2 vaka da faili meçhul kalmıĢtır. Vaka baĢına düĢen fail ortalamasının en yüksek olduğu kaza, vaka baĢına 2,13 kiĢi ile merkez Bilecik kazası olmuĢtur. (Bkz. Grafik 5) 208 Grafik 5: Ertuğrul Sancağı’nda Adam Öldürme Vakalarının Dağılımı (1912-1914) Ertuğrul Sancağı 60 51 50 39 40 36 Vaka 29 29 30 24 24 24 Fail 20 10 0 BİLECİK İNEGÖL SÖĞÜT YENİŞEHİR 207 BOA. DH. EUM. EMN.11/1; 12/3; 14/1; 14/6; 15/17; 19/1; 31/30; 31/4; 31/5; 32/19; 44/16; 52/3; 5/59; 53/4; 56/15; 60/5; 60/7; 67/12; 7/13; 77/1; BOA. DH. EUM. MTK.25/11; 30/1; 44/9; 50/9; 51/1. 208 BOA. DH. EUM. EMN.11/1; 12/3; 14/1; 14/6; 15/17; 19/1; 31/30; 31/4; 31/5; 32/19; 44/16; 52/3; 5/59; 53/4; 56/15; 60/5; 60/7; 67/12; 7/13; 77/1; BOA. DH. EUM. MTK.25/11; 30/1; 44/9; 50/9; 51/1. 62 En fazla vaka Ġnegöl‘de yaĢanmasına rağmen suça karıĢma oranının bariz olarak Bilecik‘te yüksek olmasının nedenlerinden biri; adam öldürme vakalarının postaya taarruzda bulunmak ve gasp gibi nedenlerle birden fazla kiĢi tarafından iĢlenmesidir. Bilecik yöresinde bu dönemde gerçekleĢen Ģekavet (haydutluk) olaylarının varlığı da fail oranını artırmıĢtır. Ġzmit bölgesinde meskûn bulunduğu halde YeniĢehir ve Bilecik yöresinde Ģekavette bulunan Gürcüler, yine Ģekavette bulunan asker firarilerinin 209 çokluğu bu saydığımız sebeplere verilebilecek örneklerdendir. Ertuğrul Sancağı‘nda yaĢanan toplam 101 öldürme vakasına 155 fail karıĢmıĢ olup, vaka baĢına fail ortalaması (faili meçhul vakalar hariç bırakılmıĢtır) 1,6‘dır. 155 failden 134‘ü (%86,45) tutuklanırken, 21 fail (%13,55) firar etmiĢtir. Sancak genelinde aylık adam öldürme suçu ortalaması 4,21‘dir. Kütahya Sancağı‘nda 25 aylık dönemde vukû‘ât-ı cinâ‘iye cetvellerine yansıyan toplam 90 vaka olmuĢtur. EskiĢehir kazasında gerçekleĢen 32 öldürme suçuna 41 fail karıĢmıĢ olup, 39‘u tutuklu 2‘si firaridir, 2 vaka faili meçhul kalmıĢtır. Gediz kazasında gerçekleĢen 10 öldürme suçunun toplam faili 18 olup, 17‘si, tutuklu 1‘i firaridir. Kütahya kazasında gerçekleĢen 17 öldürme suçunun toplam faili 17 olup, 15‘i tutuklu 2‘si firaridir; Simav kazasında gerçekleĢen 8 öldürme suçunun toplam faili 9 olup tamamı tutuklanmıĢtır; UĢak kazasında gerçekleĢen 23 öldürme suçunun toplam 25 faili olup, 21‘i tutuklanmıĢ 4‘ü firar etmiĢ, 2 vaka da faili meçhul olarak kalmıĢtır. (Bkz Grafik 6) 210 Grafik 6: Kütahya Sancağı’nda Adam Öldürme Vakalarının Dağılımı (1912-1914) Kütahya Sancağı 50 41 40 32 30 23 25 18 Vaka 20 17 17 10 8 9 Fail 10 0 ESKİŞEHİR GEDİZ KÜTAHYA SİMAV UŞAK 209 BOA. DH. MTK. 2428/40; BOA. DH. MUĠ. 38/10. 210 BOA. DH. EUM. EMN. 11/1; 12/3; 14/1; 14/6; 15/17; 19/1; 31/30; 31/4; 31/5; 32/19; 44/16; 52/3; 5/59; 53/4; 56/15; 60/5; 60/7; 67/12; 7/13; 77/1; BOA. DH. EUM. MTK. 25/11; 30/1; 44/9; 50/9; 51/1. 63 Sancağın vaka baĢına fail ortalaması (faili meçhul vakalar hariç) 1,28‘dir. Suça karıĢan 110 failin 101‘i (%91,82) tutuklanırken, 9‘u (%8,18) firar etmiĢtir. Hudâvendigâr Vilayetinde gerçekleĢen 516 adam öldürme vakasına karıĢan 743 failin 589‘u (%79,27) tutuklanırken, 154‘ü (%20,73) firar etmiĢtir. Vilayetin aylık adam öldürme ve öldürmeye teĢebbüs türü vaka ortalaması 20,64‘tür. Vaka baĢına fail ortalaması 1,44‘tür. Sancak genelinde nüfusuna oranla en az öldürme vakasının meydana geldiği kaza ise Kütahya kazasıdır. Vilayet genelinde gerçekleĢen adam öldürme ve öldürmeye teĢebbüs vakalarının %23,06‘sı birden fazla kiĢi tarafından grupça iĢlenirken, %71,90‘ı tek bir kiĢi tarafından iĢlenmiĢtir bunun yanında vakaların %5,04‘ü faili meçhul olarak kalmıĢtır. AraĢtırma kapsamında incelenen diğer belge türü olan ―cerâim-i umûmiye‖ cetvellerinde, vukû‘ât-ı cinâ‘iye cetvellerinden farklı olarak suçun nerede, kim tarafından ve kime karĢı iĢlendiğine dair bilgiler bulunmazken, suçluların etnik-dini kökeni, yaĢ grubu, eğitim seviyesi, ikamet yeri, vakanın Ģehirde mi kırda mı meydana geldiği, failin medeni durumu ve çocuk sahibi olup olmadığı, cinsiyeti, sabıkalı olup olmadığı ve mesleği hakkında bilgiler verilmektedir. 1913-1917 yılları arasında 25 aylık bir dönemi kapsayan cerâim-i umûmiye cetvellerine adam öldürme suçu ile ilgili 11‘i faili meçhul olmak üzere 424 adam öldürme vakası yansımıĢtır. 424 adam öldürme vakasına karıĢan toplam fail 639‘dur. Tüm adam öldürme vakaları dikkate alındığında aylık olarak gerçekleĢen adam öldürme 211 vakası ortalaması ise 16,96‘dır. Faillerin 272‘si erkek olmasına karĢılık 7‘si kadındır. Erkek failler içerisinde bekârlar 162 (%57,86) kiĢi ile en yüksek grubu teĢkil etmektedir. Bekârlardan sonra çoğunluğu oluĢturan fail grubu 94 (%33,57) kiĢi ile evli-çocuklu erkeklerdir. Evli çocuksuz erkekler grubunda 13 (%4,64), dul-çocuklu erkek grubunda 2 (%0,71) fail, 211 BOA. DH. EUM. MTK. 6/27; 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; 17/13; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. BOA. DH. EUM. MTK. 17/13; 6/27 belgeleri için yalnızca vaka ve fail sayıları bulunup, faillere ait demografik özellikleri belirten alanlar doldurulmamıĢ, boĢ bırakılmıĢtır. Bundan sonraki konu baĢlıklarında bu durumla ilgili ayrıca açıklama verilmeden yalnızca hariç tutulup tutulmadığı ifade edilecek, genel fail ve vaka sayılarında bu belge çalıĢmaya dâhil edilecek ancak demografik özellikler ilgili kısımlarda hariç tutulacaktır. 64 212 dul-çocuksuz 1 (%0,36) erkek fail bulunmaktadır. Günümüz adam öldürme suçu verilerini Doğu ve Batı Marmara bölgesini kapsar Ģekilde incelediğimizde, 2008 yılı adam öldürme suçunu iĢleyen en büyük grubun Osmanlı döneminin aksine evli erkekler 213 olarak değiĢim gösterdiği görülür. Kadınların adam öldürme suçu içerisindeki oranı son derece düĢüktür. Adam öldürme suçuna karıĢan toplam 7 kadının (%2,41) 3‘ü evli- çocuklu, 3‘ü dul-çocuklu ve 1‘i dul-çocuksuz iken suça karıĢan bekâr kadın bulunmamaktadır. Cerâim-i umûmiye cetvellerinde suçluların suçu tekrar durumları ile ilgili de bilgiler yer almaktadır. Bu anlamda suçlular; ilk defa suç iĢleyen, sabıkalı, suç zanlısı ve 214 mazenne-i sû‘dan olan olarak dört baĢlık altında gruplandırılmıĢtır. Cerâim-i umûmiye cetvellerine yansımıĢ 280 adam öldürme suçu failinin 240‘ı (%85,71) ilk kez suç iĢlerken 37‘si (%13,21) sabıkalı olup suç tekrarında bulunmuĢtur. Ġlk kez suç iĢleyen 240 kiĢiden 215‘i (%89,71) tutuklanırken 25‘i (%10,42) firar etmiĢtir. Sabıkalı 215 faillerin 29‘u (%78,38) tutuklanırken, 8‘i firar etmiĢtir (%21,62) Suçluların büyük çoğunluğunun ilk kez suç iĢlemiĢ olmaları, Osmanlı hukuk sisteminde cezaların caydırıcılığının kuvvetli olduğu anlamında yorumlanabilir. Keza Ģahsa karĢı iĢlenen suçlardan olan adam öldürme suçu karĢılığında 1274 (1858) Tarihli Ceza Kanunname-i Hümayunu‘nda öngörülen cezalar gereğince suçlular, kısas ya da idam, eğer bu suçlardan affolunmuĢ ise on beĢ seneden az olmamak üzere kürek cezasına 216 çarptırılmaktaydı. Öldürme suçu faillerinin meslek gruplarına göre dağılımı incelendiğinde %74,19 ile çiftçilerin en büyük grup olduğu görülür. Çiftçileri sırasıyla %10,39 ile iĢsizler, %6,45 ile zanaatkârlar, %5,73 ile iĢçiler, %1,08 ile memurlar %0,72 ile balıkçılar ve %0,36 ile yüksek tahsil görmüĢ ilim erbabı (hekim, müderris vb.), kira ile geçinenler, ev hizmetçileri ile tüccar ve sarraf hademeleri izlemektedir. Ġncelenen dönemde tüccarlar, 212 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. 213 Ceza Ġnfaz Kurumuna Giren Hükümlü Ġstatistikleri-TÜĠK, 2008, http://www.tuik.gov.tr, (10.10.2018). 214 Mazenne-i sû: Kendisinden kötülük beklenen kimse. 215 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. 216 Ġ.DUĠT 78/31. 65 sarraflar, kaptan ve kayıkçıların adam öldürme suçlarına karıĢtıklarına dair bir veriye rastlanmamıĢtır (Bkz Tablo 12). 217 Tablo 12: Adam Öldürme Suçu Faillerinin Meslek Gruplarına Göre Dağılımı Grup Toplam Meslek Grubu Derdest Firari Ġçerisindeki Fail Oran (%) Memur 3 3 0 1,08 Yüksek Tahsilli Müderris, Hekim Vb. 1 1 0 0,36 Tüccar 0 0 0 0,00 Çiftçi 207 189 18 74,19 Balıkçı 2 2 0 0,72 Sarraf 0 0 0 0,00 Zanaatkâr 18 16 2 6,45 Ashab-ı Akar 1 1 0 0,36 ĠĢçi 16 12 4 5,73 Kaptan Ve Kayıkçı 0 0 0 0,00 Tüccar Sarraf Hademesi 1 1 0 0,36 Ev Hizmetçisi 1 1 0 0,36 ĠĢsiz 29 20 9 10,39 Toplam 279 246 33 100 Adam öldürme suçu faillerinin eğitim durumları hakkında cetvellerden edinilen bilgilere göre faillerin %86,43‘ü okuma-yazma bilmez ve %12,86‘sı okuryazar iken yalnızca 0,71‘i yüksek tahsil görmüĢtür. (Bkz Grafik 7) Okuma yazma bilmeyenlerin %86,90‘ı tutuklanıp, %13,10‘u firar etmiĢ; okur-yazar faillerin %91,67‘si tutuklanırken %8,33‘ü firar etmiĢ; yüksek tahsillilerin ise tamamı tutuklanmıĢtır. 218 Grafik 7: Adam öldürme suçu faillerinin eğitim durumuna göre dağılımı (1913-1917) Adam Öldürme Yüksek Tahsil Gören Okuryazar 1% 12% Okuma Yazma Bilmeyen 87% 217 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. 218 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. 66 Faillerin etnik-dini bilgileri cerâim-i umûmiye cetvellerinde üç baĢlık altında 219 belirtilmiĢtir; Ġslâm, Rum ve Ermeni. Adam öldürme ve öldürmeye teĢebbüs suçuna karıĢan faillerin 243‘ü Ġslâm (%86,79), 8‘i Rum (%2,86) ve 29‘u Ermeni (%10,36) olarak kayıtlara geçmiĢtir. Faillerden Ġslâm grubunun genel grup içerisinde %87‘lik bir ağırlığa sahip olması 1914 yılı için vilayet dâhilindeki Müslüman nüfus oranının %87,55 olduğu düĢünüldüğünde tutarlı görünmektedir. Ancak aynı tarihlerde nüfusun yaklaĢık %6,37‘sini oluĢturan Rumlar ve %5,31‘ini oluĢturan Ermenilerin, failler içerisindeki dağılımları nüfus oranlarına kıyasla tutarlı değildir. Ermenilerin nüfus oranlarının çok üzerindeki suça karıĢma oranları, aynı dönemlerde yaĢanmıĢ olan Ermeni Olayları ile iliĢkili olabilir. Adam öldürme suçuna karıĢan faillerin 50‘si (%17,86) Ģehirli iken, 233‘ü (%79,64) köylü, 7‘sinin (%2,50) ise belli bir ikametgâhı yoktur. ġehirli faillerin 48‘i tutuklu 2‘si firar; köylü faillerin 196‘sı tutuklu iken 27‘si firar; belli bir ikametgâhı olmayan faillerin ise 3‘ü tutuklanırken 4‘ü firar etmiĢtir. Benzer Ģekilde cerâim-i umûmiye cetvellerine yansıyan 181 adam öldürme vakasının 54‘ü (%29,83) Ģehirde, 220 127‘si kırda (%70,17) meydana gelmiĢtir. ġehirli faillerden %4 oranında firari söz konusu iken köylü faillerin yaklaĢık %12‘sinin firar etmesi taĢrada asayiĢin sağlanması ve suçluların yakalanarak adalete teslim edilmesi konularında zaafların yaĢandığının göstergesi olarak yorumlanabilir. Aynı zamanda adam öldürme vakaları, Ģehre oranla kırsal alanda 2 kattan daha fazla görülmektedir. 2014 yılında aynı konuda Aydın Vilayeti için doktora çalıĢması yapmıĢ olan Öztop‘a göre, Ģehirli ve köylü faillerin toplumsal olaylar karĢısında duydukları baskı ve bir gruba ait olarak kabul görme ihtiyaçları arasındaki fark, suça yönelme durumları ile ilgili oransal farkın açıklamalarından biridir. ġehirli insanlara göre köylüler daha dar bir çevreye, doğumsal bir aidiyet duygusu ve dıĢlanma korkusu ile dâhil olurlar. Bu nedenle üzerlerindeki baskı daha fazla olup, yaĢadıkları olaylarda kendi cezalarını 219 Ġki yapraktan oluĢan belgelerin bir yüzünde, ―Anasır ve Milliyet-i Mücrimin‖ baĢlığı altında Ġslâm, Rum ve Ermeni grupları bulunurken, diğer yaprakta Bulgar-Sırp-Ulah, Alman, Ġtalyan vb. milliyet grupları mevcuttur. Neredeyse tüm failler Ġslâm, Rum ya da Ermeni baĢlığında belirtildiğinden diğer grup ayrımları burada zikredilmemiĢtir. 220 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. 67 221 kendilerinin kesme güdüsü baskındır. Osmanlı kolluk kuvvetlerinin sancak ve kazalarda bulunması da kırsal bölgeleri daha tenha ve suça açık mahaller haline getirmiĢtir. Yine Ģehre inemeyen ancak kendilerine kırsalda yer edinmiĢ olan eĢkıya ve çeteler de kırsal bölgelerdeki Ģiddet, adam öldürme olaylarının Ģehirlere göre daha fazla olmasının diğer nedenlerindendir. Faillerin içinde bulundukları yaĢ gruplarını incelediğimizde 14 yaĢından küçük, 60-70 yaĢ arası ve 70 üzeri yaĢlarda fail olmadığı görülmektedir. Faillerin yaĢ gruplarına bakacak olursak; 14-20 yaĢ aralığında bulunan 46 suçludan 45‘i tutuklu 1‘i firari; 20-30 yaĢ aralığında bulunan 165 suçludan 142‘si tutuklu 23‘ü firari; 30-40 yaĢ aralığında bulunan 52 suçludan 45‘i tutuklu 7‘si firari; 40-50 yaĢ aralığında bulunan 15 suçludan 13‘ü tutuklu 2‘si firari ve 50-60 yaĢ aralığında bulunan 2 suçlunun tutuklu olduğu görülür. (Bkz Grafik 8) Grafik 8: Adam öldürme ve adam öldürmeye teĢebbüs suçu faillerinin yaĢ gruplarına göre 222 dağılımı Adam Öldürme 50-59 40-49 1% 5% 14-19 30-39 16% 19% 20-29 59% Veriler ıĢığında değerlendirecek olursak, %59 ile en fazla fail bulunan yaĢ grubu 20-30 aralığıdır. Hiç fail bulunmayan yaĢ gruplarını saymazsak en az fail bulunan yaĢ aralığı da 50-60 yaĢtır. Bu verilerden yola çıkarak kıyaslama yaptığımızda günümüz suç istatistiklerinde verilerin farklı olduğu görülmektedir. TÜĠK‘in 2008 istatistiklerine göre 223 ise en fazla fail bulunan yaĢ grubu 25-34 yaĢ aralığıdır. YaĢ grupları arasındaki bu farklılık toplumsal değiĢimin bir yansıması olarak değerlendirilebilir. Evlilik ve çalıĢma 221 Fatih Öztop, a.g.t, s.90. ; ayrıca bkz. Nihat Nirun, ―Sosyal Yapı ve Suça YöneliĢ Olayı‖, Ankara üniversitesi Dil ve Tarih, Coğrafya Fakültesi Felsefe Dergisi, C.5, 1967, s. 131-151. 222 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. 223 Ceza Ġnfaz Kurumuna Giren Hükümlü Ġstatistikleri-TÜĠK, 2008, http://www.tuik.gov.tr, (11.10.2018). 68 yaĢının ileriye ötelendiği günümüz toplumunda Ģiddete neden olabilecek nedenlerin de ilerleyen yaĢlarda kiĢilerin hayatına etki etmesi nedenlerden biri olarak düĢünülebilir. Cerâim-i umûmiye cetvellerinde, adam öldürme ve öldürmeye teĢebbüs suçuna karıĢan faillerin suça neden karıĢtıklarına dair yalnızca 78‘i hakkında bilgi mevcuttur. Diğer failler ile ilgili bilgi verilmemiĢtir. Elimizdeki verilerden yola çıkarak söyleyebiliriz ki suçların 6‘sı servet hırsı, 2‘si ırza tasallut, 1‘i meyhanede tartıĢma esnasında, 4‘ü sarhoĢluk, 27‘si düĢmanlık ve intikam alma, 38‘i ise çeĢitli nedenlerle iĢlenmiĢtir.(Bkz Grafik 9) Vukû‘ât-ı cinâ‘iye cetvellerinde ise suçların özellikle; arazi meseleleri, hırsızlık, husumet, ırz meselesi, mala zarar verme, alacak meselesi, eĢkıya saldırıları, çocuk itlafı vb. olaylar sonucunda gerçekleĢtiği tespit edilmiĢtir. 224 Grafik 9: Adam Öldürme ve öldürmeye TeĢebbüs Suçunun Nedenleri Hırs-ı Adam Öldürme servet Irza tasallut 8% 2% Sarhoşluk 5% Meyhanede münâz'a Esbâb-ı 1% mütenevvia 49% Adavet ve ahz-i intikam 35% Bahsi geçen suç nedenlerinden ırza tasallut ve meyhanede tartıĢma nedeniyle meydana gelen olaylara verilebilecek örnekler aĢağıdaki gibidir: - 18 Kasım 1912 tarihinde Bursa Irgandı meyhanesinde geçen vakada aralarında gerçekleĢen münâza‘a neticesinde Bursa Kaygan mahallesinden Haci Takur oğlu Kirpici Oksen, Molla Arab mahallesinden Haci Minas oğlu Bünyamin Bursa‘nın Değirmenlikızık karyesinden Sarı Ġsmail‘i yaralayarak 225 öldürmüĢlerdir. Failler olay anında tutuklanmıĢtır. 224 BOA. DH. EUM. MTK. 6/27; 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1 225 DH. EUM. EMN. 19/1. 69 - 15 Temmuz 1914 tarihli baĢka bir olayda Bursa‘ya bağlı Kadı karyesinden Mustafa zevcesi Esma, ırza tasallut amacıyla hanesine giren aynı karyeden Halid oğlu Mevlid‘i revolver ile öldürmüĢtür. Olay sonucunda 226 tutuklanmıĢtır. - 7 ġubat 1913 tarihinde Karacabey‘e bağlı Makri mahallesinde, Kirmasti‘ye bağlı Selimiye mahallesinden Rahim nam-ı diğer Ġsmail Bin Abdullah (23) ırza tasallut teĢebbüsüyle Hoca Emin Efendi hizmetkârı Kasım bin Müzekki‘ye (15) saldırmıĢ ve bu esnada tüfek kurĢunuyla yüzünden 227 yaralayarak ölümüne sebep olmuĢtur. Olay sonucunda tutuklanmıĢtır. - 1 Ekim 1913‘te gerçekleĢen baĢka bir olayda Kirmasti kazası Dere mahallesinden Keçeci Hüseyin Oğlu Bakkal Ali, aynı mahalleden kazaz Mehmed Oğlu Mustafa‘nın nikâhlı kızına sarf-endazlık (söz ile sarkıntılık yapmak) yapması sonucunda geliĢen münâza‘a sonucunda kazzaz Mehmed oğlu Mustafa‘ya iki el ateĢ etmiĢ ve ölümüne neden olmuĢtur. Olay 228 esnasında derdest edilmiĢtir. - 8 Haziran 1913 tarihli Kütahya‘ya bağlı EskiĢehir kazasında gerçekleĢen bir baĢka vakada meyhanede kadın raks ettirme meselesi sonucunda meydana gelen münâza‘ada, EskiĢehir‘in Muttalib karyesinden Ahmed oğlu Hafız Mehmed yine aynı karyeden Mehmed ÇavuĢ oğlu Mustafa Ġsmail‘i bıçakla öldürücü bir Ģekilde yaralayarak katletmiĢtir. Fail, olay yerine gönderilen 229 müfreze tarafından ertesi gün derdest edilmiĢtir. Adam öldürme suçunun nedenleri arasında önemli bir yeri olan (%34,62) adavet ve ahz-ı intikam (düĢmanlık ve intikam alma) ile eski husumetler sebebiyle iĢlenmiĢ olan suçlar ile ilgili verilebilecek örnekler Ģunlardır: - Kütahya Sancağı Gediz kazasına bağlı Karabacaklar Karyesinde Karabacakoğlu Halil, öncesinde husumet ve düĢmanlığı olduğu bilinen aynı 226 DH. EUM. MTK. 51/1. 227 DH. EUM. EMN. 67/12. 228 DH. EUM. EMN. 60/7. 229 DH. EUM. EMN. 31/30. 70 karyeden Veli Beyoğlu Molla Mehmed‘i çifte tüfeği ile öldürmüĢtür. 230 Olaydan bir gün sonra derdest olmuĢtur. - Kirmasti Kazasına bağlı Melik karyesinde Çıklanoğlu Mehmed ve oğlu Mehmed ile biraderi Süleyman, aralarında düĢmanlık bulunan amcaları Çıklanoğlu Halil‘i leylen(geceleyin) Melik Karyesi ovasında dere kenarında yolunu beklemek suretiyle revolver kurĢunu ile yaralamıĢ ve boğazını 231 keserek katletmiĢlerdir. - Karacabey Kazası Uluabad karyesinden Filip oğlu Panayot, karyeden Foti oğlu Hıristodolo‘yu eski düĢmanlıklarına binaen evlerinin yakınlarında bekleyerek revolver kurĢunu ile göğsünden vurarak öldürmüĢtür. Vakanın 232 akabinde derdest edilmiĢtir. Husumete dayalı vakaların çoğunda faillerin suçu maktule pusu kurarak ve planlayarak iĢledikleri görülmektedir. ÇeĢitli nedenlerle gerçekleĢen öldürme vakaları %48,72 gibi önemli bir yer tutmaktadır. ÇeĢitli nedenlerle iĢlenmiĢ adam öldürme ve öldürmeye teĢebbüs vakaları ile ilgili cetvellerde yer alan örnekler Ģunlardır; - 18 Haziran 1913 tarihinde gerçekleĢen olayda, Karacabey kazasına bağlı Beylik karyesinden Ahmed oğlu Pehlivan Mehmed aynı karyeden koyun çobanı Hezargradlı Ahmed oğlu Ali‘yi mal ziyanı meselesinden kaynaklanan eski husumetleri sebebiyle yolunu beklemiĢ ve üç el ateĢ etmek suretiyle 233 revolver kurĢunu ile öldürmüĢtür. - 21 Mart 1914 tarihinde gerçekleĢen baĢka bir olayda Kütahya sancağına bağlı UĢak kazası Karaağaç karyesinden Ġsmail Hakkı Efendi‘nin eski karısı Dudu, Karaağaç karyesinden Ġsmail Hakkı Efendinin karısı Gülsüm, kızı AyĢe, oğlu Hamza ve Halime‘yi gönderdiğini zehirli yufkalar ile 234 zehirleyerek hastalıklara sebebiyet vermiĢ ve öldürmeye teĢebbüs etmiĢtir. 230 DH. EUM. EMN. 31/5. 231 DH. EUM. EMN. 44/16. 232 DH. EUM. EMN. 52/3. 233 DH. EUM. EMN. 31/30. 234 DH. EUM. MTK. 25/11. 71 - 1 Kasım 1912 tarihinde Bursa sancağına bağlı Davuddede Karanlık Nam mahallesinde gerçekleĢen baĢka bir olayda, Bursa‘ya bağlı Tatarlar mahallesinden Dağıstanlı Cemal ve refiki (arkadaĢı) Muhacir Süleyman, Balıklı karyesinden ġükrü, Çukur mahalleden Deli Mehmed ve Kürt Hasan iki bargir (beygir) yükü kaçak tütün ithal etmekteler iken Davud Kadı mahallesinden reji kolcusu YeniĢehirli Seyyid oğlu Hasan ile aralarında gerçekleĢen çatıĢma sonucunda, reji kolcusu öldürülmüĢtür. Vaka Ģehir merkezine bir saat uzaklıkta meydana geldiği ve faillerin olay anında firar 235 etmeleri sebebiyle suçlular yakalanamamıĢtır. Reji konusu üzerinde kısaca durmak gerekirse, Osmanlı Devleti‘nde dıĢ borçların alacaklı devletler tarafından tanzimi amacıyla Muharrem Nizamnamesi ile kurulan Düyûn-ı Umûmiye kapsamında uygulanan adımlardan biri olan Reji Ġdaresi‘nin 236 kurulması ile, Osmanlı Devleti ürettiği tütündeki tekel hakkını önce Rüsûm-ı Sitte daha sonra da Düyûn-ı Umûmiye Ġdâresi‘ne bırakmıĢtır. 22 Mayıs 1882 tarihinde kurulan ―Memalik-i Osmaniye Duhanlar MüĢterekül Menfaa Reji ġirketi‖ adlı Fransız Ģirket 30 yıl süreyle Osmanlı tütünü üzerinde iĢleme hakkına sahip olmuĢtur. Bu aĢamada tütün rejisi personelinin devlet memuru sayılmıĢ ve emekli olma hakkına sahip olmasının yanında Babıâli‘nin bu personel üzerinde söz hakkı bulunmamaktaydı. Emniyet gerekçesiyle istihdam edilmiĢ ve ―korucu‖ adı verilmiĢ reji kolcularının tüm tasarruf hakkı Düyûn-ı Umûmiye meclisine aitti. Ġhtiyacın üzerinde istihdam edilen kolcuların sayısının taĢra personelinin 1/3‘üne ulaĢtığı bilinmektedir. Dâhiliye nâzırı Mehmet Memduh ve Evkaf nâzırı Abdullah Bey tarafından 2 Ekim 1902 tarihinde düzenlenen tütün rejisi raporuna göre, Reji kolcuları ve üreticiler arasındaki 237 çarpıĢmalarda yaklaĢık 20.000 civarında can kaybı yaĢandığı belirtilmiĢtir. Vukû‘ât-ı cinâ‘iye cetvellerinde faillerin derdest edildiği tarih bilgisi de paylaĢıldığından, vukuatın yaĢandığı tarih ile failin yakalandığı tarihin birlikte 235 DH. EUM. EMN. 19/1. 236 Haydar Kazgan, ―Düyûn-ı Umûmiyye‖, Tanzimat‟tan Cumhuriyet‟e Türkiye Ansiklopedisi, C.3, Ġstanbul: ĠletiĢim Yayınları, 1995, s.707. 237 Rıfat Önsoy, ―Muharrem Kararnâmesi ve Düyun-u Umumiye Ġdaresi‖, Osmanlı, C.3, Ankara: Yeni Türkiye Yay., 1999, s.408. 72 değerlendirilmesi de mümkün olmaktadır. Adam öldürme ve öldürmeye teĢebbüs suçu özelinde bakarsak suçluların firar oranının %20 civarında olduğu bilgisinin yanında, derdest edilen faillerin hemen hepsinin olaydan sonraki en geç 7 gün içerisinde yakalanmıĢ oldukları anlaĢılmaktadır. Yakalanamayarak firar eden faillerin en fazla sayıda bulunduğu sancak Bursa Sancağı‘dır. Bursa Sancağı içerisinde de firar oranlarının en yüksek olduğu kaza %57,89 ile Pazarköy(Orhangazi) kazasıdır. 1.3.2. RüĢvet Genel olarak, ―toplumun usul ve kurallarına aykırı bir Ģekilde menfaat vaat 238 edilerek, yetkili birine baĢkası tarafından bir iĢin yaptırılması olarak tanımlanabilecek olan rüĢvet, devletin her kademesinde görülebilen, devlet iĢlerinin aksamasına ve usulsüz, liyakatsiz bir hal almasına neden olabilen suçlardandır. Devlet iĢleyiĢine ve toplumsal adalet algısına zarar veren bir suç olarak rüĢvet, Osmanlı Devleti‘nde ilk dönemlerden itibaren varlık bulmuĢ, özellikle I.Bayezid döneminde adalet teĢkilatında kadıların rüĢvetçiliği artmıĢ, Kanuni dönemiyle birlikte ise tüm devlet organlarına hâkim olmuĢtur. RüĢvet, 19.yüzyıl boyunca hâkimiyetini sürdürmüĢ, yaĢanan eĢkıyalık olayları ve asayiĢ bozukluklarında da, eĢkıyalar arasında 239 yerel yöneticilere sunulan paylar yoluyla, mücadeleyi zorlaĢtırmıĢtır. EĢkıyalık konusuna ilerleyen bölümde ayrıca değinilecektir. Devlete ve kurumlarına zarar veren, yenilik ve kanunların uygulanmasını sekteye uğratabilen bir yolsuzluk türü olan rüĢvetin, uygulama basamağını ise‖ hediye‖ teĢkil etmektedir. Bu noktada neyin rüĢvet kapsamına girip girmediğini belirlemek, suçun tespiti ve sorunun çözümü için de elzem bir koĢul olarak ortaya çıkmaktadır. Bu bağlamda, Ġslâm hukukuna göre hediye, kamu kurumu dıĢındaki kiĢilere, karĢılıksız ve 240 dostluk amacıyla verilebilecek bir eĢya olarak tanımlanırken , rüĢvette yapılan ihsan ya da bağıĢ karĢılığında bir çıkar sağlama niyeti mevcuttur. Bu anlamda hediyeleĢme 238 Ahmet Mumcu, Tarih İçindeki Genel Gelişimiyle Birlikte Osmanlıda Rüşvet (Özellikle Adli Rüşvet), 2.B., Ġstanbul: Ġnkılap Kitabevi, 1985, s.1. 239 Kemal DaĢcioğlu, ―Osmanlı Döneminde RüĢvet ve Sahtekarlık Suçları ve Bunlara Verilen Cezalar Üzerine Bazı Belgeler‖, Sayıştay Dergisi, S.59, 2005, s.121. 240 Yüksel Çelik, ―Tanzimat Devrinde RüĢvet-Hediye Ġkilemi ve Bu Alandaki Yolsuzlukları Önleme Çabaları‖, Türk Kültürü İncelemeleri Dergisi, S.15, 2006, s. 28. 73 toplum açısından birleĢtirici ve güçlendirici bir özelliğe sahipken rüĢvet suçu, toplum içinde adalet duygusunu ve bu duyguya olan inanca zarar vererek bencillik ve 241 yolsuzluğa neden olmaktadır. RüĢvet suçu, 19.yüzyıl öncesindeki ceza kanunlarında bir karĢılık bulmamıĢ, yolsuzluk kavramını kullanan düĢünürler ise kelimeyi kiĢisel bir anlam ifade etmekten 242 öte genel bir bozulma, yozlaĢma anlamında kullanmıĢtır. 1858 Ceza kanunnamesi, üçüncü fasıl madde 67‘ye göre bir iĢ yaptırmak amacıyla her kime her ne isimde her ne veriliyor ise, bu rüĢvettir. Ancak, muhabbet amacıyla ve ihtiyaç sahiplerine verilen sadaka ve cüzi hediyeler bunların dıĢında bırakılmıĢtır. RüĢvet alan kiĢiye ―mürteĢi‖, verene ―raĢî‖ ve rüĢvet veren ile alan 243 arasında aracı olan kiĢilere ise ―raiĢ‖ denilmiĢtir. RüĢvet alan kiĢinin makam ve unvanı ne olursa olsun, suçu ilk kez iĢlemiĢ ise muvakkaten (geçici olarak ve 5 yıldan 244 az olmamak üzere) kalebent cezasına konulur ve altı sene boyunca ―tard‖ 245 (uzaklaĢtırma) cezası verilirdi. Ceza müeyyideleri rüĢveti veren ve varsa aracılık eden 246 kiĢi için de geçerliydi. Ġncelenen dönem içerisinde vukû‘ât-ı cinâ‘iye cetvellerine yansımıĢ 6 rüĢvet vakası olmuĢtur. Vakalardan 5‘i Bursa Sancağı‘nda, 1‘i Karahisar-ı Sahip Sancağı‘nda meydana gelmiĢtir. Bursa Sancağı‘nda meydana gelen 5 vakanın 3‘ü Mudanya kazasında 1‘i Karacabey‘de 1‘i de sancak merkezinde gerçekleĢmiĢ olup, Mudanya kazasında gerçekleĢen 2 vaka ―askerlikten kurtulma ve asker firarisi oğlunu‖ arama gibi 247 nedenlerle iĢlenmiĢtir. 6 failden 5‘i tutuklanmıĢ olup 1 suçlu firari kalmıĢtır. RüĢvet suçu faillerine ait bilgileri elde ettiğimiz cerâim-i umûmiye cetvellerine göre, 1913-1917 yılları arasında 25 aylık dönemde Hudâvendigâr Vilayetinde gerçekleĢen rüĢvet vakası adedi, 21‘dir. 21 vaka için tespit edilen toplam fail sayısı ise 32‘dir. Faillerin tamamı tutuklanmıĢ olup, firar eden olmamıĢtır. 32 failin rüĢveti alan, 241 Hikmet Akdemir, ―Dini Kaynaklarda Hediye RüĢvet Ayrımı‖, Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, S.19, 2008, s.27. 242 Konu hakkındaki daha geniĢ bilgi için bkz. Cengiz Kırlı, Yolsuzluğu İcadı 1840 Ceza Kanunu, İktidar ve Bürokrasi, Ġstanbul: Verita Yay., 2015, s.15. 243 Ġ.DUĠT 78/31. 244 KeleĢ, a.g.m, s.279. 245 Ġ.DUĠT 78/31. 246 KeleĢ, a.yer. 247 BOA. DH. EUM. EMN 52/3; 67/12; 15/17; 19/1; 53/4; BOA. DH. EUM. MTK 25/11. 74 248 veren ya da aracı olan taraflardan hangisine dâhil olduklarına dair bilgi yoktur. Faillerin tamamı erkek olup 7 fail bekâr, 12 fail evli-çocuklu ve 2 fail evli- 249 çocuksuzdur. Kadınların o dönemde devlet iĢlerinde bulunmamaları sebebiyle, rüĢvet suçu faillerinin tamamının erkek olması beklenen bir sonuçtur. Ġttihat ve Terakki Cemiyeti‘nin iktidara gelmesiyle 1909 yılında çıkarılan 250 kanunla ―bedel-i askeriye‖ kaldırılmıĢ ve zorunlu askerlik sistemine geçilmiĢti. Evli erkekler içerisinde %60‘lık oranda evli-çocuklu erkeklerin yer alması, askerlikten kurtulma amacıyla rüĢvete baĢvurulması ile ilgili olabilir. Bu konu ile ilgili vukû‘ât-ı cinâ‘iye cetvellerine yansımıĢ örnekler aĢağıdaki gibidir; -17 Mart 1913 tarihinde Karacabey kazasına bağlı Karakoca karyesinden Hacı Apostol Oğlu Nikola, Mihalıç Jandarma Takım Kumandanı Mehmet Efendi‘ye asker firarisi oğlunu aramak için iki lira rüĢvet verdiği tahkikat sonucunda anlaĢılmıĢ ve vaka 251 akabinde derdest edilmiĢtir. -7 Mart 1914 tarihinde Mudanya kazasına bağlı Boğaz karyesinden Teologos oğlu Ġstefan, jandarma Ġbrahim oğlu Ali‘ye askerlikten kurtulmak amacıyla rüĢvet 252 vermiĢ, yakalanamayarak firar etmiĢtir. Cerâim-i umûmiye cetvellerine yansıyan rüĢvet vakası 12‘dir. Toplam 20 erkek 253 failin 7‘si bekâr; 12‘si evli-çocuklu; 2‘si evli-çocuksuzdur. RüĢvet suçu faillerinin tamamı, suçu ilk kez iĢlemiĢtir. Meslek grupları açısından değerlendirecek olursak, faillerin 1‘i memur, 12‘si çiftçi, 6‘sı zanaatkâr ve 1‘i iĢçidir. Faillerin 14‘ü Müslüman, 5‘i Rum ve 1‘i Ermenidir. Tahsil seviyeleri açısından bakıldığında faillerin 18‘inin okuma yazma bilmediği, 2‘sinin okuma yazma bildiği görülürken, yüksek tahsil görmüĢ fail bulunmamaktadır. Faillerin 6‘sı köyde ikamet ederken 9‘u Ģehirde ikamet etmektedir 5‘inin ise ikametgâhı belli değildir. Suça karıĢan 248 BOA. DH. EUM. MTK. 6/27; 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; 17/13; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. 249 BOA. DH. EUM. MTK. 6/27; 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; 17/13; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. 250 Mehmet Hacısalihoğlu, ―Osmanlı Ġmparatorluğu‘nda Zorunlu Askerlik Sistemine GeçiĢ Ordu-Millet DüĢüncesi,‖ Toplumsal Tarih, S.164, 2007, ss. 58–64. 251 BOA. DH. EUM. EMN 52/3. 252 BOA. DH. EUM. MTK 25/11. 253 BOA. DH. EUM. ADL. 33/17 numaralı belgede toplam zekûr sayısı hatalı olarak 1 fazla yazılmıĢtır. 75 faillerden 14-20 yaĢ aralığında 2; 20-30 yaĢ aralığında 8; 30-40 yaĢ aralığında 5; 40-50 yaĢ aralığında 1; 50-60 yaĢ aralığında 3 ve 60-70 yaĢ aralığında 1 kiĢi bulunmaktadır. 254 GerçekleĢen rüĢvet suçlarının 11‘i Ģehirde, 1‘i ise kırda meydana gelmiĢtir. Devlet kurumlarının Ģehir merkezlerinde bulunduğu düĢünüldüğünde bu durum beklenen bir sonuçtur. 1.3.3. EĢkıyalık ve Yol Kesme EĢkıya kelimesi sözlük anlamı olarak ―bedbaht, talihsiz, günahkâr, asi‖ anlamlarına gelen Ģaki kelimesinin çoğulu olmakla birlikte Türkçede farklı bir anlam kazanarak ―yol kesicilik‖ anlamına gelen ―katıu‘t tarik‖, haydut ve harami anlamına 255 gelen ―muharib‖ kelimesinin karĢılığı olarak kullanılmıĢtır. Suç cetvellerinde eĢkıyalık vakaları, ―kat-ı tarik‖, ―Ģekavet‖, ―cemiyetle tarik-i âmmede hırsızlık‖ Ģeklinde belirtilmiĢtir. Ġnsanlığın ilk dönemlerinden bu yana, zorbalık ve Ģiddet kullanarak yol kesme ve bu esnada hırsızlık, tecavüz vb. suçların iĢlenmesi, özellikle iç kontrolün bozulup asayiĢ zaaflarına yol açtığı bölgelerde olagelmiĢtir. Yapısı itibariyle eĢkıyalık suçu, emniyet ve asayiĢ, can, mal ve ırz güvenliğinin sağlanmasına yönelik bir tehdit olmasının yanı sıra devlet sınırları içerisinde seyahat eden reayanın yol ve ulaĢım 256 güvenliğini koruma noktasında da önemlidir. Organize ve nitelikli bir suç olarak kabul edilen eĢkıyalık, 1858 Ceza Kanunnamesi‘nin 57.maddesine göre cinayet ve zararlarının derecelerine göre muvakkat ya da müebbet kürek cezası ile 257 cezalandırılmaktaydı. Hudâvendigâr Vilayeti‘nin bulunduğu bölgenin coğrafi açıdan dağlık oluĢu, ticari hayatının zenginliği ve özellikle Balkan SavaĢları sebebiyle bölgeye doğru artan göçün yarattığı ortam eĢkıyalık hareketleri için de elveriĢli bir ortam oluĢturmuĢtur. Bunların yanında 1909 yılında ilan edilen genel af sebebiyle yalnızca siyasi suçlular değil adi suçlardan hüküm giyenler de yeniden halkın içine karıĢmıĢ, hatta hapisten yeni 254 BOA. DH. EUM. MTK 6/27; 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 2/23; DH. EUM. ADL. 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. 255 Ali Bardakoğlu, ―EĢkıya‖, ĠA, C.11, TDV Yay., 1995, s.463 (463-466). 256 Mustafa Avcı, Osmanlı Hukukunda Suçlar ve Cezalar, Ġstanbul: Bayrak Yay., 2004, s.305. 257 Ġ.DUĠT 78/31. 76 çıkan bazı eĢkıya, yeniden Ģekavet ve katle baĢvurmaları sebebiyle tekrar hapse 258 konulmuĢlardır. Osmanlı Devleti klasik döneminde taĢraya derbent köyleri kurarak önemli köprü ve geçiĢ yollarının yalnızca bakım ve onarımını değil, aynı zamanda tehlikeli geçit yerleri gibi mahallerin güvenliğini de sağlamaktaydı. Bu amaçla derbentçileri bazı vergilerden muaf tutmuĢ, sıkıntıya düĢen derbentçiye yardımda bulunularak hizmetin devam etmesini mümkün kılınmıĢtır. Toprağını terk eden reaya için eski yerlerine nakil konusunda 10 yıl müddet veren Osmanlı, derbentler için 10 yıl bekleme Ģartını terk ederek eski yerlerine dönmelerini sağlamıĢtır. Bunun yanında derbentlerin bulunduğu mahallere sosyal tesisler kurmuĢ ve imar faaliyetleri ile bir iskân merkezi haline getirmiĢtir. Tanzimat‘tan sonra yapılan düzenlemeler ile yerini Zaptiye TeĢkilatına bırakan derbent teĢkilatı tüm düzeltme çabalarına rağmen bozularak taĢrayı eĢkıya 259 tehdidine açık hale getirmiĢtir. MeĢrutiyet yönetimi, göreve geldiğinde karĢılaĢtığı en büyük sorunlardan olan eĢkıyalığı önleyerek kırsal alanda güvenliği sağlamak amacıyla, 26 Temmuz 1908‘de toplanan Meclis-i Vükela‘da ―çeĢitli milletlerden eĢkıyalık faaliyetlerine karıĢmıĢ olanların, silahlarını hükümete teslim etmeleri ve bir daha Ģekavet olaylarına karıĢmamaları Ģartıyla affolunmaları‖ kararlaĢtırılmıĢtır. Daha önce bahsedilen genel af uygulamalarıyla da tabanı geniĢletilen aflarla, soruna barıĢçıl çözümler bulunmaya çalıĢılmıĢ ancak uzun vadede baĢarılı olunamamıĢ ve aftan yararlanan bazı çeteler yine 260 dağa çıkmıĢtır. Osmanlı yönetimi, Ģekavet sorunuyla mücadele edebilmek için esasında 19.yüzyıldan bu yana çeĢitli tedbirler almıĢtır. Özellikle Tanzimat dönemiyle birlikte halkın can ve mal güvenliğini sağlamaya yönelik uygulamalar yüzyılın ikinci yarısında artan savaĢ Ģartları ve iç güvenlik tehdidi sebebiyle arttırılmıĢtır. Bu anlamda kentler arasında gidiĢ geliĢi denetlemek amacıyla 27 ġubat 1841‘de çıkarılan ―Men-i Mürûr ve 258 Haluk Selvi, ―II. MeĢrutiyet‘in Ġlk Yıllarında Kuzeybatı Anadolu‘da AsayiĢ Sorunu,‖ Osmanlı‟dan Günümüze Eşkıyalık ve Terör, ed.Osman Köse, C.12, Samsun: Ġlkadım Belediyesi Kültür Yay., 2017, s.235. 259 AyĢe Değerli Keçici, ―Osmanlı Devleti‘nde Bir TaĢra Güvenlik Örgütü Olan Derbent TeĢkilâtı,‖ Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, S. 7, 2008, s.51. 260 Kemal Yakut, ―MeĢrutiyet‘ten Cumhuriyet‘e EĢkıyalığın Önlenmesine ĠliĢkin Düzenlemeler,‖ Kebikeç, S. 34, 2012, s.140. 77 Pasaport Nizamnamesi‖ ve Ģekavetin engellenmesine dair takriben H.1300 yılında II. Abdülhamid‘e sunulan ―Devlet-i Aliyye‘de ġekavetin Önlenmesi Hakkında Layiha‖ düzenlemiĢtir. 1909‘da Ege‘de Ģekavetin önlenmesi için ―Men-i ġekavet Kanunu‖ çıkarılmıĢtır. Yine 9 Mayıs 1909 yılında çıkarılan ―Serserilik ve Mazenne-i Sû EĢhas Hakkında Nizamname‖ ve 9 Haziran 1909 tarihli ―Ġçtimat-ı Umûmiye Kanunu‖ ile de toplumsal ve siyasal örgütlenmelerin kısıtlanması, bu amaçla yapılan 261 uygulamalardandır. Alınan tüm önlemlere karĢın, taĢrada eĢkıyalığın bitmesi sağlanamamıĢtır. Hudâvendigâr Vilayeti vukû‘ât-ı cinâ‘iye cetvellerine yansıyan eĢkıyalık suçu vakası 56‘dır. Vakaların sancaklara dağılımında, suçların %64,29‘u Bursa Sancağı‘nda gerçekleĢirken, %28,57‘si Ertuğrul Sancağı‘nda, %3,57‘si ise Karahisar ve Kütahya Sancağı‘nda meydana gelmiĢtir. (Bkz. Grafik 10) 262 Grafik 10: EĢkıyalık Vakalarının Sancak Bazında Dağılımı (1912-1914) Eşkıyalık 100 88 80 60 Vaka 37 36 40 Fail 16 20 2 4 2 3 0 Ertuğrul Bursa Karahisar Kütahya Vukû‘ât-ı cinâ‘iye cetvellerine göre Bursa Sancağı‘nda 1912-1914 yılları arasında 36 eĢkıyalık vakası yaĢanmıĢtır. Buna göre Bursa merkez kazasında gerçekleĢen 11 eĢkıyalık vakasında 29 fail bulunmakta olup 1 olay faili meçhul kalmıĢtır. Faillerin 25‘i tutuklu iken 4‘ü firar etmiĢtir. Gemlik kazasında 4 vaka kayda geçmiĢ olup, 17 fail bulunmaktadır. Faillerin 3‘ü tutuklu iken 14‘ü firar etmiĢtir. 261 Naim Ürkmez, ―EĢkıyalığın Engellenmesine Dair Sultan II. Abdülhamid‘e Sunulan Bir Rapor,‖ Erzurum Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, C.I, S. 1, 2015, s.33. 262 BOA. DH. EUM. EMN.11/1; 12/3; 14/1; 14/6; 15/17; 19/1; 31/30; 31/4; 31/5; 32/19; 44/16; 52/3; 5/59; 53/4; 56/15; 60/5; 60/7; 67/12; 7/13; 77/1; BOA. DH. EUM. MTK.25/11; 30/1; 44/9; 50/9; 51/1. 78 Karacabey kazasında 4 vakaya karıĢan 9 fail bulunmaktayken faillerin 8‘i tutuklanmıĢ 1‘i firar etmiĢtir. Kirmasti kazasında 2 vaka gerçekleĢmiĢ olup fail sayısı 3‘tür. 2 fail firar etmiĢken 1‘i tutuklanmıĢtır. Mudanya kazasında 6 vakaya 4 fail sebep olmuĢ, 3 vaka faili meçhul kalmıĢtır. Faillerin 3‘ü tutuklanırken 1 fail firar etmiĢtir. Pazarköy (Orhangazi) kazasında 9 vakaya toplam 26 fail sebep olurken, faillerin 8‘i tutuklanmıĢ 18‘i firar etmiĢtir. En fazla eĢkıyalık vakasının gerçekleĢtiği ve yüksek tutuklu fail oranın bulunduğu sancak Bursa merkez sancağı olmuĢtur. 263 Tablo 13: EĢkıyalık Suçunun Hudâvendigâr Vilayetindeki Dağılımı (1912-1914) Sancak Vaka Faili Fail Vaka /Kaza Sayısı Meçhul Sayısı Oranı % Bursa 11 1 29 19,64 Gemlik 4 0 17 7,14 Karacabey 4 0 7 7,14 Kirmasti 2 0 3 3,57 Mudanya 6 3 4 10,71 Pazarköy 9 0 26 16,07 Bilecik 5 0 10 8,93 Ġnegöl 7 0 16 12,50 Söğüt 2 0 6 3,57 YeniĢehir 2 0 5 3,57 Karahisar 2 0 4 3,57 Kütahya 2 0 3 3,57 Toplam 56 4 132 100,00 Vukû‘ât-ı cinâ‘iye cetvellerine göre Hudâvendigâr Vilayeti‘nde firar sayısı en fazla olan kaza Pazarköy (Orhangazi) iken firar oranı en yüksek kaza ise Mihalıç (Karacabey) olmuĢtur. Cetvellere yansıyan eĢkıyalık ve eĢkıyalara yataklık vakalarına dair bazı örnekler Ģöyledir: - 18 Ekim 1913 tarihinde Gemlik kazasına bağlı Armudlu Nahiyesinden kahveci Arnabud (Arnavut) Sadık ve Bekir ile aynı nahiyeden Mercan çiftliği nâzırı Ramazan eĢkıyaya yataklık ettikleri gerekçesiyle 264 tutuklanmıĢtır. - 30 Ağustos 1912 tarihinde Ertuğrul Sancağı Ġnegöl kazası Yenice karyesinde, Marmaracıklı Defci Kiregos‘un baĢkanlığında, Sölüzlü Panayak 263 BOA. DH. EMN. 11/1; 12/3; 14/1; 14/6; 15/17; 19/1; 31/5; 31/30; 44/16; 52/3; 5/59; 56/15; 60/5; 60/7; 67/12; 7/13; 77/1; DH. EUYM. MTK. 30/1; 44/9; 50/9; 51/1. 264 BOA. DH. EUM. EMN. 60/7. 79 Antranik ve rüfekası (arkadaĢları), Cerrahlı‘da fabrikatör olan Haci Kiğork Ağa‘nın oğlu Manuk‘u fidye-i necat (kurtuluĢ fidyesi) maksadıyla kaçırmıĢtır. Adı geçenin babası ve akrabaları tarafından esir kurtarılana kadar bir çarpıĢma düzenlenmemesi istendiği için jandarma beklemiĢ ve fidye tutarı ellerine geçtikten sonra eĢkıyalar esiri serbest bırakmıĢsalar da, parayı götüren kiĢiler zor tutularak yol göstermeleri sağlandığından jandarmaların bulunmadığı bir mahalden Marmaracık bölgesine doğru firar 265 etmiĢlerdir. - 14 Ekim 1913 tarihinde gerçekleĢen vakada; Mihalıç kazasına bağlı Emre karyesinden Bakkal Hüseyin oğlu Ali Efendi‘nin, bakkalında satmak amacıyla Bandırma mal pazarına giderken Emre karyesine 1 saat mesafedeki alanda Bandırma kazasının Manyas nahiyesi‘nin Kızık karyesinden Ahmed Oğlu ve Çerkes Ömer Bey biraderi Kamil ve yanındaki meçhul arkadaĢı tarafından silah çekilmek suretiyle 15 lirası gasb edilmiĢtir. Vakadan 12 saat 266 sonra ihbar edilmesi sebebiyle, eĢkıyalar firar etmiĢtir. Belgelerde geçen ifadelere göre, Ģekavet olaylarının gece karanlığında gerçekleĢmesi, olaylardan sonra geç haber verilmesi, Ģakilerin bazı olaylarda gasp ettikleri atları kullanarak daha hızlı davranabildikleri ve olay yerlerinin güvenlik merkezlerine olan uzaklığı suçluların kolaylıkla firar etmelerini sağlayan ve 267 yakalanmalarını zorlaĢtıran faktörlerden olmuĢtur. ġekavet, kat-ı tarik, kutta-i tarik ve gece cemiyetle umuma açık yollarda hırsızlık suçuna karıĢan faillerle ilgili bilgilere eriĢtiğimiz cerâim-i umûmiye cetvellerine göre Hudâvendigâr vilayeti dâhilinde 3‘ü faili meçhul olmak üzere toplam 81 vaka meydana gelmiĢtir. 81 vakaya karıĢan toplam fail adeti 166 tutuklu (%86,01) ve 27 firar (%13,99) 268 olmak üzere 193‘tür. Kadın fail bulunmayıp, erkek faillerin 85‘i bekâr (%70,25) olup 68 tutuklu 17 firar; 28‘i evli-çocuklu (%23,14) olup 27 tutuklu 1 firar; 5‘i evli-çocuksuz 265 BOA. DH. EUM. EMN. 14/1. 266 BOA. DH. EUM. EMN. 60/7 267 BOA. DH. EUM. EMN. 31/5; 31/30; 60/5; 60/7; 77/1. 268 BOA. DH. EUM. MTK. 6/27; 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; 17/13; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. 80 (%4,13), 2‘si dul-çocuklu (%1,65) ve 1‘i dul-çocuksuz (%0,83) olup tamamı 269 tutuklanmıĢtır. EĢkıyalık olaylarına karıĢan failler arasında kadınların olmaması beklenen bir durumdur. Bunun yanı sıra, eĢkıyalık gibi yüksek risk içeren bir suça yönelen bu insanların büyük çoğunluğunun ailevi sorumlulukları olmayan, bekâr erkeklerden oluĢması da ĢaĢırtıcı değildir.(Bkz Grafik 11) 270 Grafik 11: EĢkıyalık Suçu Faillerinin Medeni Durumları (1913-1917) Dul- Dul-Çocuklu Eşkıyalık Çocuksuz 3% Evli-Çocuksuz 1% 4% Evli-Çocuklu 25% Bekar 67% Failler suç tekrarı açısından incelendiğinde, 82 failin ilk kez suç iĢlediği (%67,77) bununla beraber 37 failin ise sabıkalı (%30,58) olduğu görülür, 2 fail de zanlı konumundadır. Ġlk kez suça karıĢan 82 failin 77‘si tutuklanıp 5‘i firar ederken, sabıkalı faillerin 24‘ tutuklanmıĢ 13‘ü firar etmiĢtir. Faillerin meslek grupları içerisindeki dağılımı Ģöyledir; 87 çiftçi (%71,90), 23 iĢsiz (%19,01)5 iĢçi (%4,13),4 zanaatkâr 271 (%3,31), 1 tüccar (%0,83) ve 1 memur (%0,83).(Bkz Tablo 14). 269 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 270 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 271 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur 81 272 Tablo 14: EĢkıyalık Suçu Faillerinin Meslek Gruplarına Göre Dağılımı (1913-1917) Diğer Meslek Tutuklu Firar Toplam Tutuklu Firari Grupları Meslek Grupları Oranı Oranı Toplam Fail Fail Fail Ġçinde (%) (%) Oranı (%) Memur 1 1 0 0,83 100,00 0,00 100 Yüksek Tahsilli Müderris vb. 0 0 0 0,00 0,00 0,00 0 Tüccar 1 0 1 0,83 0,00 100,00 100 Çiftçi 87 74 13 71,90 85,06 14,94 100 Balıkçı 0 0 0 0,00 0,00 0,00 0 Sarraf 0 0 0 0,00 0,00 0,00 0 Zanaatkâr 4 4 0 3,31 100,00 0,00 100 Ashab-ı Akar 0 0 0 0,00 0,00 0,00 0 ĠĢçi 5 5 0 4,13 100,00 0,00 100 Kaptan Ve Kayıkçı 0 0 0 0,00 0,00 0,00 0 Tüccar Sarraf Hademesi 0 0 0 0,00 0,00 0,00 0 Ev Hizmetçisi 0 0 0 0,00 0,00 0,00 0 ĠĢsiz 23 19 4 19,01 82,61 17,39 100 Toplam 121 103 18 100,00 EĢkıya gruplarının insan kaynağı genellikle dağlık alanlar ve köylerde yaĢayan ailelerin iĢsiz çocukları olmuĢtur. EĢkıyalık olaylarını besleyen bir diğer unsur da asker 273 kaçakları ve sabıkalı suçlulardı. Failler arasında sabıkalıların oranının %30,66‘yı bulması da bu durumu desteklemektedir. Asker firarileri eĢkıyalık ile birlikte ciddi bir iç güvenlik sorununa neden olmuĢ hem de özellikle I.Dünya savaĢının yaĢandığı tarihlerde 274 orduyu zaafa uğratan sebeplerden biri olmuĢtur. Bu konuyla ilgili bir Ģekavet vakası belgelere Ģu Ģekilde yansımıĢtır: 9 Aralık 1912 tarihinde Hudâvendigâr Vilayeti Pazarköy (Orhangazi) kazası Üreğil karyesi civarında Cerid karyesinden ġaraphanyan ArĢadir ile asker elbiseli refiki (arkadaĢı) Karabet oğlu Zavin ve diğer jandarma elbiseli meçhûl refikleri, yine aynı karyeden Yusuf ve rüfekasına eĢkıyalık yaparak silah çekmiĢler; Yusuf ve arkadaĢları da karĢılık vererek Ģakilerden ġaraphanyan ArĢadir‘i yaralamıĢlardır. Olayın akabinde firar eden Ģakilerden Karabet oğlu Zavin derdest olmuĢsa da belgeye göre nahiye müdürü Fahri Efendi‘nin göz yumması sebebiyle diğer iki Ģaki firar etmiĢtir. Faillerin yakalanamamasında kusuru bulunan Fahri Efendi 272 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur 273 Efkan Uzun, ―Osmanlı Örneklemi Üzerinden Sosyal EĢkıyalığa Bir BakıĢ‖, Türkiye Sosyal Araştırmalar Dergisi, S. 3 (2006), s.34. 274 Hakan YaĢar, ―Birinci Dünya SavaĢı Yıllarında Osmanlı Devleti‘nin Firari Askerler Sorununa Dair Genel Bir Değerlendirme,‖ Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi, C.32, 2016, s.8. 82 275 görevinden azledilmiĢtir. Bu vaka, güvenlik kuvvetlerinin suç ile mücadele konusundaki gayreti noktasında önemli bir örnektir. EĢkıyalık suçuna karıĢan faillerden 103‘ü (%85,12) Müslüman iken, 13‘ü Ermeni (%10,74), 6‘sı ise Rum‘dur(%4,13). Faillerin %80,17‘si (97 fail) okuma yazma bilmezken, %19,83‘ü (24 fail) okuryazar durumdadır, faillerden hiçbiri yüksek tahsil görmemiĢtir. Ġkamet yerleri açısından faillerin %88,43‘ü (107 fail) köylü iken ancak %11,57‘si (14 fail) Ģehirlidir. Bu bilgiye paralel olarak eĢkıyalık vakalarının tamamı 276 kırsal kesimde gerçekleĢmiĢtir. Osmanlı Devleti‘nde kırsal kesimdeki asayiĢ problemlerinin bir tezahürü olan eĢkıyalık vakalarının Hudâvendigâr vilayetindeki tüm 277 cinayet suçlarının içindeki oranı, cerâim-i umûmiye cetvellerine göre %2,09‘dur. 1.3.4. Tecavüz Cinsel haklar aleyhine suçlardan olan ―ırza geçme‖ eylemi, eski çağlardan günümüze cezai yaptırımı ve kapsam Ģekli farklı olsa da her toplum tarafından suç 278 kategorisinde yer almıĢtır. KiĢinin ruhsal ve bedensel bütünlüğüne karĢı iĢlenen bir suç olmasının yanında tecavüzün, genel ahlak ve aile düzenini ilgilendiren boyutları da 279 mevcuttur. Tecavüz suçu suç cetvellerinde ―cebren fiil-i Ģeni‖, ―cebren fiil-i Ģeni livata‖, ―izale-i bikr‖, ―ırza tasallut‖ ibareleriyle geçmektedir. Henüz evlenmemiĢ kızların uğradıkları tecavüz vakaları (kızlık bozma) anlamında ―izale-i bikr‖ olarak tanımlanmıĢ iken, erkeklere karĢı gerçekleĢen cinsel istismar vakaları ―cebren fiil-i Ģeni livata‖ olarak cetvellerde yer almıĢtır. 1858 Ceza Kanunnamesi‘nin 3. fasıl 198. maddesine göre bir kimseye cebren fiil-i Ģeni de bulunan kiĢi muvakkaten küreğe konulmaktaydı. Kürek cezası, mağdurun 275 BOA. DH. EUM. EMN. 19/1. 276 BOA. DH. EUM. MTK 6/27; 23/11; 35/1; 51/9; 51/13; 68/27; 72/58; 73/35; DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30. 277 BOA. DH. EUM. MTK. 6/27; 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; 17/13; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. 278 Ġbrahim Dülger, ―Irza Geçme Suçunun Tarihi GeliĢimi,‖ Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, S. 6, 2000, s.81. 279 Belkıs Konan, ―Osmanlı Hukukunda Tecavüz Suçu,‖ Ankara Üniversitesi Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi, C. 29, 2011, s. 149. 83 yaĢının 11‘den küçük olması durumunda 6 aydan az olamazdı. Tecavüz teĢebbüsünde bulunan ancak gerçekleĢtiremeyen kiĢilere de 3 aydan az olmamak üzere kürek cezası verilmekteydi. Cinsel saldırının, mağdurun anne-babası ya da velisinden gelmesi durumunda ise cezanın Ģiddeti artmakta ve 5 yıldan az olmamak kaydıyla küreğe mahkûm edilmesi söz konusu olmaktaydı. Bunlarla beraber, cinsel saldırı henüz evlenmemiĢ bakire bir kıza karĢı iĢlenmiĢse kürek cezası yanında tazminat verilmesi 280 hususu da gündeme gelmekteydi. Vukû‘ât-ı cinâ‘iye cetvellerinde karĢılaĢılan tecavüz suçu vaka adeti 141‘dir. Vakaların %43,26‘lık kısmı Bursa Sancağı‘nda meydana gelmiĢtir. Bunu sırasıyla %31,91 ile Karahisar Sancağı, %15,60 ile Ertuğrul Sancağı ve %9,22 ile Kütahya Sancağı izlemiĢtir.(Bkz Grafik 12) Kütahya Sancağı, tecavüz suçunda da diğer suç türlerinde olduğu gibi düĢük seviyelerdedir. 281 Grafik 12: Tecavüz Suçu Vakalarının Sancak Bazında Dağılımı (1912-1914) Tecavüz 70 61 60 50 45 40 30 22 20 13 10 0 Bursa Karahisar Ertuğrul Kütahya Tecavüz suçu, mağdurların ekseriyeti bakımından kadınlar ve çocuklara yönelik bir suçtur. Özellikle Balkan SavaĢları‘ndan sonra daha da belirginleĢen baĢıbozuk ortamda sefere giden ve dönmeyen erkekler sebebiyle ailelerin savunmasız kalması, kadın ve çocukların tecavüz suçunun mağdurları olma noktasında etkisi olmuĢtur. Bu konuda vukû‘ât-ı cinâ‘iye cetvellerine yansıyan bir örnek Ģöyledir: - 14 Mayıs 1913 tarihinde, Bursa Sancağı Kirmasti kazası Ayas karyesinden kırk beĢ yaĢındaki Pomak Mustafa, Yeni muhacirinden asker zevcesi 280 Ġ.DUĠT 78/31. 281 BOA. DH. EUM. EMN. 31/4; 31/5; 31/30; 32/19; 44/16; 52/3; 56/15; 60/5; 60/7; 67/12; 77/1; 5/59; 7/13; 11/1; 12/3; 14/1; 14/6; 15/17; 19/1; 53/4; BOA. DH. EUM. MTK 30/1; 25/11; 44/9; 50/9; 51/1. 84 Emine‘yi karye kenarından tutup ormana sürüklemiĢ ve cebren fiil-i Ģen‘i de 282 bulunmuĢtur. Fail vaka akabinde derdest edilmiĢtir. Vukû‘ât-ı cinâ‘iye cetvellerine yansıyan vakalarda, mağdurların %29,79‘u erkek iken %69,50‘si kadındır. Vakaların %71,63‘ü tek baĢına iĢlenmiĢ iken %28,36‘sı birden 283 fazla kiĢi tarafından iĢlenmiĢtir. Bazı vakalarda kadınların da fail grubu içinde 284 bulunduğu görülmektedir. Tecavüz vakalarını sancak bazında incelemek gerekirse; Bursa sancak merkezinde 9 vakaya toplam 13 fail karıĢmıĢ, faillerin 11‘i tutuklanmıĢken 2‘si firar etmiĢtir. Kirmasti kazasında 19 vakaya toplam 30 fail karıĢmıĢ; Orhaneli kazasında 13 vakaya toplam 15 fail karıĢmıĢ; Orhangazi kazasında 2 vakaya toplam 3 kiĢi karıĢmıĢ; Mudanya kazasında 5 vakaya toplam 6 fail karıĢmıĢ; Gemlik kazasında 4 vakaya toplam 6 fail karıĢmıĢ; Karacabey kazasında 9 vakaya toplam 11 fail karıĢmıĢ ve faillerin 285 tamamı tutuklanmıĢtır. Vakalarda faillerin %97,62‘si tutuklanmıĢ olup, vilayet genelindeki tecavüz vakalarının %43,26‘sı Bursa Sancağı‘nda gerçekleĢmiĢtir. Vilayet genelinde gerçekleĢen tecavüz vakalarının büyük oranda Bursa Sancağı‘nda gerçekleĢmiĢ olması vilayet içerisinde Kütahya Sancağı‘ndan sonra gelen en kalabalık yerleĢim birimi olmasıyla açıklanabilirse de, Bursa Sancağı özelinde baktığımızda özellikle Kirmasti ve Orhaneli kazalarında (Bursa merkez kazasının yaklaĢık 1/3‘i nüfusa sahip olmalarına rağmen) tecavüz suçunun yoğun olarak yaĢandığı anlaĢılmaktadır. Bursa kazasında gerçekleĢen tecavüz vakalarının yaklaĢık %55‘i bu iki yerleĢim yerinde gerçekleĢmiĢtir. Bursa Sancağı‘nda kıyı kesimlerinden uzaklaĢıp, iç kesimlere doğru gidildikçe tecavüz vakası oranının arttığı söylenebilir. Bursa Sancağı‘nda tecavüz vakalarında vaka baĢına düĢen fail 1,38 iken, aylık vaka ortalaması (22 ay için) 2,77‘dir. Karahisar Sancağı‘nda gerçekleĢen tecavüz vakaları ile ilgili sayısal veriler Ģöyledir: Sandıklı‘da 15, Bolvadin‘de 16, Karahisar merkezinde 8, Dinar‘da 6 vaka kayda geçmiĢ olup, Aziziye kazasında kayda geçen tecavüz vakası olmamıĢtır. Sancak 282 BOA. DH. EUM. EMN. 56/15. 283 BOA. DH. EUM. EMN. 31/4; 31/5; 31/30; 32/19; 44/16; 52/3; 56/15; 60/5; 60/7; 67/12; 77/1; 5/59; 7/13; 11/1; 12/3; 14/1; 14/6; 15/17; 19/1; 53/4; BOA. DH. EUM. MTK 30/1; 25/11; 44/9; 50/9; 51/1. 284 BOA. DH. EUM. EMN. 32/19. 285 BOA. DH. EUM. EMN. 31/4; 31/5; 31/30; 32/19; 44/16; 52/3; 56/15; 60/5; 60/7; 67/12; 7/13; 12/3; 14/1; 15/17; 19/1; 5/59; 53/4; DH. EUM. MTK. 30/1; 44/9; 50/9; 51/1. 85 genelindeki 45 vakaya 69 fail karıĢmıĢ olup, 58‘i tutuklanmıĢ ve 11‘i firar etmiĢtir. 286 Vaka baĢına düĢen fail 1,53 aylık vaka ortalaması (17 ay için) 2,65‘tir. Ertuğrul Sancağı Bilecik kazasında 2, Ġnegöl‘de 4, Söğüt‘te 8 ve YeniĢehir‘de 8 olmak üzere toplam 22 vaka kayda geçmiĢtir. 22 vaka için belirlenen fail sayısı 30 olup, 287 vaka baĢına 1,31 fail düĢmektedir. Sancak geneli aylık vaka ortalaması ise 1,58‘dir. Genel olarak en az suç vakasının gerçekleĢtiği sancak olan Kütahya Sancağı tecavüz suçunda da en az vakanın kayda geçtiği sancak olmuĢtur. Kütahya merkezi ve Gediz kazasında 1, Simav‘da 2, EskiĢehir kazasında 3, UĢak kazasında 6 vaka olmak üzere 13 vaka kayda geçmiĢtir. 13 vakaya karıĢan toplam fail sayısı 19 olup, tamamı 288 tutuklanmıĢtır ve vaka baĢına fail 1,46‘dır. Tecavüz vakalarının vilayet genelindeki görünümünden bahsetmek gerekirse, Aziziye kazasında kayda geçen herhangi bir tecavüz vakası olmazken, Kirmasti kazası sancak dâhilinde %31,15 ve vilayet genelinde %13,48 ile en fazla tecavüz vakasının yaĢandığı bölge olmuĢtur. Cerâim-i umûmiye cetvellerine, tecavüz suçu ile ilgili yansıyan vaka sayısı 428‘dir ve faili meçhul kalmıĢ vaka bulunmamaktadır. 428 vakada 623‘ü tutuklu, 33‘ü 289 firar olmak üzere 656 fail tespit edilmiĢtir. Cinsiyet bağlamında incelendiğinde tecavüz vakalarının failleri %95,82 oranında erkeklerdir, onlara %4,18 ile kadın failler eĢlik etmiĢlerdir. 252 erkek failin 199‘u (%75,67) bekâr iken, 35‘i evli-çocuklu (%13,31), 12‘si evli-çocuksuz (%4,56), 4‘ü dul- çocuklu (%1,52), 2‘si dul-çocuksuz (%0,76)‘dur. Kadın faillerden 1‘i bekâr (%0,38), 5‘i 290 evli-çocuklu(%1,90), 2‘si dul-çocuklu (%0,76), 3‘ü dul-çocuksuzdur (%1,14). 286 BOA. DH. EUM. EMN. 31/4; 32/19; 44/16; 56/15; 60/5; 60/7; 7/13; 11/1; 12/3; 15/17; 19/1; 53/4; DH. EUM. MTK. 30/1; 44/9; 50/9; 51/1. 287 BOA. DH. EUM. EMN 44/16; 60/5; 60/7; 67/12; 77/1; 5/59; 7/13; 15/17; 53/4; DH. EUM. MTK. 25/11; 44/9; 50/9; 51/1. 288 BOA. DH. EUM. EMN. 31/4; 31/5; 32/19; 60/5; 60/7; 77/1; 14/6; 30/1; DH. EUM. MTK. 30/1; 44/9. 289 BOA. DH. EUM. MTK. 6/27; 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; 17/13; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. 290 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 86 Suç tekrarı açısından incelediğimizde tecavüz suçu faillerinin %95,44‘ü (251 fail) ilk kez suç iĢleyen grupta yer almaktayken, %4,18‘i (11 fail) sabıkalı ve 1 fail tecavüz zanlısıdır. Ġlk kez suç iĢleyen 251 failin 241‘i tutuklu, 10‘u firaridir. 11 sabıkalı 291 failin ise 9‘u tutuklanmıĢ 2‘si firar etmiĢtir. Tecavüz faillerinin 184‘ü çiftçi, 41‘i zanaatkâr, 22‘si iĢçi, 6‘sı iĢsiz, 4‘ü memur, 3‘ü ilim erbabı, 2‘si tüccar ve 1‘i ashab-ı akar‘dır. Diğer suçlarda olduğu gibi tecavüz suçunda da en ağırlıklı meslek grubu çiftçiler olmuĢtur. (Bkz Grafik 13) 292 Grafik 13: Tecavüz Suçu Faillerinin Meslek Gruplarına Göre Dağılımı (1913-1917) İşçi İşsiz Tecavüz Memur Yüksek 8% 2% 2% Tahsilli Ashab-I Akar 1% Tüccar 0,38% 1% Zanaatkar 16% Çiftçi 70% Faillerin %99,62‘si Müslüman iken %0,38‘i Rum‘dur. Okuyup yazma bilmeyen fail oranı %90,87; okuma yazma bilen fail oranı %8,75; yüksek tahsil gören fail oranı %0,38‘dir. Faillerin büyük çoğunluğunu oluĢturan çiftçilere paralel olarak köylü fail oranı %61,60, Ģehirli fail oranı %38,40‘dır. Kırsal kesim, tecavüz suçunda da en fazla vakanın meydana geldiği mahal olmuĢtur. Bu bağlamda, vakaların %47,51‘i (86 vaka) Ģehirde gerçekleĢmiĢ iken, %52,49‘u (95 vaka) kırda gerçekleĢmiĢtir. Bu durum ikamet yeri kırsal alan olmasına rağmen bazı faillerin tecavüz suçunu Ģehirde iĢlediğini göstermektedir. Tecavüz faillerinin en fazla oranda görüldüğü yaĢ grubu 20-30 yaĢtır. Bunu sırasıyla 14-20 yaĢ, 30-40 yaĢ, 40-50 yaĢ, 14 yaĢından küçükler ve 50-60 yaĢ grubu izlemiĢtir. (Bkz Tablo 15) 291 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 292 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 87 293 Tablo 15:Tecavüz Suçu Faillerinin YaĢ Gruplarına Göre Dağılımı (1913-1917) Yaş Grupları Toplam Yaş Grubu Tutuklu Fail Firari Fail İçindeki Oran Fail (%) 14- 7 7 0 2,66 14-20 83 81 2 31,56 20-30 129 123 6 49,05 30-40 35 33 2 13,31 40-50 8 6 2 3,04 50-60 1 1 0 0,38 60-70 0 0 0 0,00 70+ 0 0 0 0,00 Toplam 263 251 12 100,00 1.3.5. Iskat-ı Cenin (Çocuk DüĢürme) Osmanlı Devleti‘nde ıskat-ı cenin 19.yy‘ın ikinci yarısına kadar Ģer-i hukuk kapsamında ele alınmıĢ ve anne hayatını tehlikeye sokabilecek bazı durumlar dıĢında 294 kesinlikle yasaklanmıĢtır. Bu konuda Kur‘an-ı Kerim‘deki bazı ayetlerden yola çıkarak geçim derdi vb. durumlar da dâhil olmak üzere kürtaja yönelmenin günah olduğuna dikkat çekilmiĢtir. Osmanlı klasik dönemi bu anlayıĢ ile devam etmiĢ ancak Tanzimat ile birlikte devlet anlayıĢında meydana gelen değiĢikliklerle, kürtaj meselesi daha dünyevi bir alanda ve askeri-vergi sistemindeki ihtiyaçlar gözetilerek ele alınmaya baĢlanırken, nüfusun sayısal olarak çoğalmasının yanında sağlıklı ve nitelikli olmasıyla 295 da ilgilenilmeye baĢlanmıĢtır. 296 Sosyal, hukuki ve ahlaki yönleri de bulunan çocuk düĢürme fiilinin devlet tarafından önlenebilmesini sağlamak amacıyla çeĢitli fermanların çıkarıldığı, ancak buna rağmen kadınların ekonomik güçlükler, istenmeyen gebelik ve yeniden 297 evlenebilmek gibi sebeplerle ıskat-ı cenine devam ettikleri bilinse de Hudâvendigâr 293 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 294 En‘âm Suresi 151 ve Ġsra Suresi 31. ayetler. 295 Fatma ġimĢek, ―Osmanlı Nüfus Politikaları Açısından Çocuk DüĢürme Olgusu,‖ Akdeniz İnsani Bilimler Dergisi, C. 7, S. 2, 2017, s. 394. 296 Belkıs Konan, ―Osmanlı Devleti‘nde Çocuk DüĢürme Suçu,‖ Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 57, S. 4, 2008, s. 320. 297 Yasemin Keskin, ―Osmanlı Toplumunda Ġstenmeyen Hamileliklerin Tek Taraflı Mağdurları: Kadınlar,‖ Toplumsal Tarih, S. 276, 2016, s. 72. 88 vilayetine ait cerâim-i umûmiye cetvellerine yansıyan failler muhtemelen darp sebebiyle 298 cenin ölümüne neden olan erkekler olmuĢtur. Iskat-ı cenin suçuna dair vukû‘ât-ı cinâ‘iye cetvellerine yansıyan 8 vaka mevcuttur. Vakalara karıĢan toplam fail sayısı 12 olup, 8‘i erkek iken 4 fail kadındır. Bazı vakalarda ıskat-ı cenin vakasının nedeni olarak ―münâza‘a‖ ve ―darb ile ıskat-ı cenine sebebiyet vermek‖ gösterilmiĢ diğerlerinde ise herhangi bir bilgi verilmemiĢtir. Iskat-ı cenin vakalarının vilayet içerisindeki dağılımı Ģöyledir: Bursa sancak merkezi 1, Kirmasti kazası 1, Atranos kazası 2 olmak üzere toplam 4 vaka; Karahisar Sancağı Sandıklı kazası 2 vaka; Ertuğrul Sancağı Söğüt kazası ve Kütahya Sancağı UĢak kazası 299 1‘er vaka. Cerâim-i umûmiye cetvellerine yansıyan vaka adedi 18, fail adedi 23‘tür. 300 Faillerin tamamı yakalanmıĢtır. Demografik özelliklerini tespit edebildiğimiz 8 failin tamamı erkek olup; 3‘ü bekâr, 5‘i ise evli-çocukludur. Yine faillerin tamamı ilk kez suç iĢlemiĢlerdir. Failleri meslekleri açısından değerlendirirsek, faillerin 6‘sı çiftçi, 1‘i tüccar ve 1‘i iĢçidir. Büyük bölümü çiftçilik ile uğraĢan Osmanlı toplumunda çiftçiler bu suç türünde de en yüksek fail oranına sahiptirler. Faillerin tamamı Müslüman olup, 8‘i de okuma yazma bilmemektedir. Faillerin 2‘si Ģehirli iken 6‘sı köylüdür. Aynı Ģekilde ıskat-ı cenin vakalarının 2‘si Ģehirde gerçekleĢirken, 6‘sı kırda gerçekleĢmiĢtir. YaĢ grupları açısından failler; 14-20 yaĢ grubunda 2 fail, 20-30 yaĢ grubunda 3 fail, 30- 301 40 yaĢ grubunda 1 fail ve 40-50 yaĢ grubunda 2 fail Ģeklindedir. 298 BOA. DH. EUM. EMN. 52/3; 7/13; 11/1; 12/3; DH. EUM. MTK. 5/11; BOA. DH. EUM. MTK. 6/27; 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. 299 BOA. DH. EUM. EMN. 52/3; 56/15; 7/13; 11/1; 12/3; DH. EUM. MTK. 25/11; 50/9. 300 BOA. DH. EUM. MTK. 6/27; 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; 17/13; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. 301 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 89 1.3.6. Cebren Kız Kaçırma ―Kız kaçırma‖ olgusu, Türk kültüründe yaygın olarak görülen bir gelenektir. Sosyal ve kültürel arka plana sahip olan bu geleneğin çeĢitli türleri ve nedenleri bulunmaktadır. Anadolu‘da olduğu kadar diğer Türk devletleri ve Orta Asya‘da da görülmektedir. Orta Asya‘da görülen kız kaçırma geleneği, ırza geçme ya da evlenmeye zorlama maksadıyla yapılmamaktadır. Çoğunlukla meĢru bir evlenme çeĢidi olarak görülen bu durumda kızın akrabaları kendisini gelip görmekte, erkek tarafını tanıyarak ya durumu kabul yoluna gitmekte ya da kızlarını geri almaktaydı.(çoğunlukla geri alma 302 olmaz). 1858 Ceza Kanunnamesine göre Osmanlı Devleti, cebren yaĢı buluğa ermemiĢ bir çocuğu kaçıranlara üç aydan bir seneye kadar hapis cezası vermekteydi. Buluğa ermiĢ birini kaçıran failler ise 3 aydan 3 seneye kadar hapsolunmaktaydı. Kaçırılan kiĢi evli ise kaçıran kimse muvakkaten küreğe konulmaktaydı. Kaçıran kiĢiye yardım eden kiĢiler de 1 aydan 6 aya kadar hapsolunmaktaydı. Cebren kız kaçırma olayına tecavüz suçu da eklenmiĢ ise suça karıĢanlara o suç için verilen ceza en üst dereceden 303 veriliyordu. Hudâvendigâr Vilayetine ait vukû‘ât-ı cinâ‘iye cetvellerinde kız kaçırma olayları genel olarak ―cebren‖ yaĢanmıĢ ve bu suça tecavüz, fuhuĢ ve yaralama gibi diğer suçlar da eĢlik etmiĢtir. Kız kaçırma suçu arĢiv belgelerinde farklı isimlerle yer almıĢtır. Kaçırılan kadının evli ya da bekâr olmasına göre ―cebren kız kaçırmak‖, ―cebren karı kaçırmak‖, ―cebren karı sürüklemek‖ Ģeklinde ibareler kullanılmıĢtır. Ġncelenen 25 aylık dönemde Hudâvendigâr Vilayetinde yaĢanan cebren kız kaçırma olaylarının dağılımına göre Bursa‘da 20, Ertuğrul‘da 14, Karahisar‘da 42, Kütahya‘da 5 vaka olmak üzere toplam 81 vaka meydana gelmiĢtir (Bkz Grafik 14). Karahisar Sancağı vilayet genelinde en fazla vakanın gerçekleĢtiği sancak olmuĢtur (tüm cebren kız kaçırma olaylarının %51,9‘u). Vilayet geneli aylık vaka ortalaması 3,24‘tür. Elimizdeki belgelerdeki açıklamalar kısmında belirtilen bilgilere göre, 81 304 cebren kız kaçırma vakasının 10‘unda tecavüz suçu da iĢlenmiĢtir , ancak bu konudaki 302 Öztop, a.g.t, s.113. 303 Ġ.DUĠT 78/31. 304 BOA. DH. EUM. EMN. 32/19; 60/7; 7/13; 11/1; 12/3; DH. EUM. MTK. 25/11; 51/1. 90 sınırlılık kaydı tutan kiĢinin tüm vakalar için gereken açıklamayı belgeye ekleyip eklemediği ile ilgilidir. Açıklama kısmında bilgi içermeyen vakalar ile ilgili iĢlenmiĢ olan ikincil ya da üçüncül suçlar hakkında bilgi sahibi olunamamaktadır. 305 Grafik 14: Cebren Kız Kaçırma Vakalarının Sancak Bazında Dağılımı (1912-1914) Cebren Kız Kaçırma 80 74 70 60 50 42 37 40 Vaka 30 20 21 Fail 20 14 10 10 5 0 Bursa Karahisar Ertuğrul Kütahya Bursa Sancağı‘nda gerçekleĢen 20 cebren kız kaçırma vakasında fail sayısı 37‘dir. Faillerin 34‘ü tutuklanmıĢken 3‘ü firar etmiĢtir. Orhaneli kazasında gerçekleĢen 5 vakaya 7 fail, Bursa sancak merkezinde gerçekleĢen 3 vakaya 8 fail, Karacabey kazasındaki 4 vakaya 6 fail, Kirmasti kazasında gerçekleĢen 5 vakaya 5 fail, Orhangazi kazasındaki 1 vakaya 5 fail karıĢmıĢ olup tamamı tutuklanmıĢtır. Mudanya kazasındaki 306 1 vakaya karıĢan 1 fail ise firar etmiĢtir. Bursa Sancağı‘nda aylık vaka ortalaması 1,33 olup vaka baĢına fail oranı 1,85‘dir. Ertuğrul Sancağı‘nda gerçekleĢen 14 vakada fail sayısı 21‘dir. Faillerin 17‘si tutuklanmıĢken 4‘ü firar etmiĢtir. Bilecik merkez kazasında 2 vakaya 2 fail, YeniĢehir kazasında 2 vakaya 5 fail karıĢmıĢ faillerden 2‘si tutuklanırken 3‘ü firar etmiĢtir. Ġnegöl kazasında 7 vakaya 9 fail karıĢmıĢ 1 fail firar etmiĢ 8‘i tutuklanmıĢtır. Söğüt kazasında 3 vakaya 5 fail karıĢmıĢ olup, YeniĢehir kazasında 3 ve Ġnegöl kazasındaki 1 olmak 307 üzere toplamda 4 fail dıĢında tüm failler tutuklanmıĢtır. Bilecik kazası Alınca karyesinde bir vaka evlenme maksadıyla, Söğüt kazasındaki Çaydere karyesinde bir 305 BOA. DH. EUM. EMN. 31/4; 31/5; 31/30; 32/19; 44/16; 52/3; 56/15; 60/5; 60/7; 67/12; 77/1; 5/59; 7/13; 11/1; 12/3; 14/1; 14/6; 15/17; 19/1; 53/4; DH. EUM. MTK. 30/1; 25/11; 44/9; 50/9; 51/1. 306 BOA. DH. EUM. EMN. 31/4; 31/5; 31/30; 32/19; 44/16; 52/3; 60/5; 60/7; 67/12; 77/1; 11/1; 12/3; 14/1; 53/4; DH. EUM. MTK. 50/9. 307 BOA. DH. EUM. EMN. 44/16; 60/5; 67/12; 77/1; 14/1; DH. EUM. MTK. 30/1; 25/11; 44/9; 50/9. 91 308 baĢka vaka ise evlilik vaadiyle gerçekleĢtirilmiĢtir. Ertuğrul Sancağı‘nda aylık vaka ortalaması 1,56 olup, vaka baĢına fail oranı 1,5‘dir. Karahisar Sancağı‘nda gerçekleĢen 42 vakada fail sayısı 74‘tür. Aziziye kazasında 3 vakaya 7 fail, Bolvadin kazasında 2 vakaya 6 fail, Dinar kazasında 4 vakaya 6 fail, Karahisar sancak merkezinde 8 vakaya 16 fail, Sandıklı kazasında 25 vakaya 39 fail karıĢmıĢtır. Bolvadin kazasında 6 fail, Dinar kazasında 3 fail ve Sandıklı kazasında 309 15 fail firar etmiĢ diğerleri tutuklanmıĢtır. Sancak genelinde faillerin yaklaĢık %32,43‘ü firar ederken, %67,57‘si tutuklanmıĢtır. Kütahya Sancağı‘nda gerçekleĢen toplam vaka sayısı 5 fail sayısı 10 olup, faillerin tamamı tutuklanmıĢtır. EskiĢehir ve Kütahya merkez kazalarında kayda geçen 310 hiçbir vaka olmazken, Simav‘da 1, Gediz‘de 1 ve UĢak‘ta 3 vaka yaĢanmıĢtır. Kütahya Sancağı cebren kız kaçırma vakasının en az görüldüğü sancak olmuĢtur. Cebren kız kaçırma suçuna dair cerâim-i umûmiye cetvellerine yansıyan vaka sayısı 125, toplam fail sayısı 225‘tir. Faillerin 207‘si (%92) tutuklanırken 18‘i (%8) 311 firar etmiĢtir. Medeni durumları itibariyle demografik özellikleri tespit edilen toplam 80 failin 64‘ü bekâr, 12‘si evli-çocuklu erkek iken, 1‘i dul-çocuklu ve 3‘ü dul-çocuksuz erkektir. 312 Bu suça karıĢan kadın fail bulunmamaktadır. Faillerin %92,5‘i ilk kez suç iĢlemiĢ iken %7,5‘i sabıkalıdır. Ġlk kez suç iĢleyen 74 failin 71‘i tutuklanmıĢken 3‘ü firar etmiĢ; sabıkalı olan toplam 6 failin 5‘i tutuklanmıĢ iken 1‘i firar etmiĢtir. Meslek grupları açısından faillerin 69‘u çiftçi, 4‘ü iĢsiz, 2‘si iĢçi, 1‘i kira geliriyle geçinen kimse ve 1‘i de ev hizmetçisidir. (Bkz. Grafik 15). 308 BOA. DH. EUM. MTK. 25/11. 309 BOA. DH. EUM. EMN. 31/4; 31/30; 32/19; 44/46; 56/15; 60/5; 60/7; 67/12; 77/1; 5/59; 7/13; 11/1; 12/3; 14/6; 15/17; 19/1; 53/4; BOA. DH. EUM. MTK. 25/11; 30/1; 44/9; 50/9; 51/1. 310 BOA. DH. EUM. EMN. 31/5; 60/7; DH. EUM. MTK. 44/9; 53/4. 311 BOA. DH. EUM. MTK. 6/27; 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; 17/13; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. 312 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 92 313 Grafik 15: Cebren Kız Kaçırma Suçu Faillerinin Mesleki Dağılımı (1913-1917) Zanaatkar Cebren Kız Kaçırma 3,75% Ev Hizmetçisi İşsiz İşçi 1,25% 4,76% 2,50% Ashab-ı Akar 1,25% Çiftçi 86,25% Faillerin tamamı Müslüman‘dır. Eğitim durumu açısından faillerin durumu Ģöyledir; %92,5‘i okuma-yazma bilmeyen ve %7,5‘i okuryazardır. Faillerin 18‘i (%22,5) Ģehirli, 59‘u (%73,75) köylü ve 3 failin ikametgâhı belli değildir. Bu duruma paralel olarak vukuatların %66‘sı köyde gerçekleĢmiĢken %34‘ü Ģehirde yaĢanmıĢtır. Cebren kız kaçırma suçunun faillerinin %53,75‘i 20-30 yaĢ aralığındaki kimselerdir. 314 Sırasıyla 14-20 yaĢ aralığı (%32,5) ve 30-39 yaĢ aralığı (%13,75) gelmektedir. Vukû‘ât-ı cinâ‘iye cetvellerine göre cebren kız kaçırma vakalarında mülahazat (açıklamalar) kısmı belgelerin büyük çoğunluğunda boĢ bırakıldığından, suçun nedenleri konusunda sağlıklı bir istatistik vermek mümkün değildir. Ancak kimi vakalarda verilen bilgilere göre nedenler Ģöyle sıralanabilir; çeĢitli sebepler, fuhuĢ, 315 sefahat (gayrimeĢru zevk ve eğlenceye düĢkünlük), evlilik vaadi, saika-i aĢk. 1.3.7. Darp ve Cerh 1858 Ceza kanunnamesine göre; bir kimse bir Ģahsı cerh ve darp eder ya da bir uzvunu ta‘til eder ise ameliyat masrafı ve ödenmesi gereken diyet ile birlikte 3 sene müddet ile küreğe konurdu. Eğer bu cinayeti önceden planlayarak ya da zehirleyerek iĢlediği anlaĢılırsa kürek cezası 10 sene kadar uzatılırdı. Yine bir kimse bir Ģahsı 20 313 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 314 BOA. DH. EUM. MTK. 6/27; 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1;51/9; 72/58. 315 BOA. DH. EUM. EMN. 77/1; DH. EUM. MTK.. 25/11; 44/9. 93 günden fazla iĢinden alıkoyacak ya da hastalanmasına neden olacak cerh ya da darp eder ise 2 aydan 2 seneye kadar hapis olunurdu. Kurbanın, tedavi masrafı ile iĢ göremeyeceği süre zarfında uğrayacağı zarar dikkate alınarak kaybının misli darb ve cerh edenden alınarak yaralıya verilirdi. Eğer bu durum önceden planlanmıĢ ise hapis süresi 3 aydan 3 yıla kadar uzatılabiliyordu. Darp ve yaralama olayları kast olmaksızın 316 kaza ile gerçekleĢmiĢ ise bir haftadan iki aya kadar hapis cezası öngörülüyordu. KiĢiye karĢı iĢlenen suçlar kapsamında değerlendirilen darp ve yaralama vakaları, cerâim-i umûmiye ve vukû‘ât-ı cinâ‘iye cetvellerine farklı Ģekilde yansımıĢlardır. Vukû‘ât-ı cinâ‘iye cetvelleri ―darb ve cerh‖ baĢlığı altında bıçakla, kurĢunla, katl kastıyla ya da tehditli cerh gibi ciddi suçlar ele alınırken, cerâim-i umûmiye cetvelleri ağır yaralanmalardan en ufak vakalara kadar tüm cerh vakalarına yer vermiĢtir. Vukû‘ât-ı cinâ‘iye cetvellerine göre darp ve cerh vakalarının sancak bazında dağılımı Ģöyledir; Bursa Sancağı‘nda 65, Karahisar Sancağı‘nda 34, Ertuğrul Sancağı‘nda 17 Ve Kütahya Sancağı‘nda 11 vaka. (Bkz Grafik 16) 317 Grafik 16: Darp ve Cerh Vakalarının Sancak Bazında Dağılımı (1912-1914) Darp ve Cerh 70 65 60 50 40 34 30 17 20 11 10 0 ERTUĞRUL BURSA KARAHİSAR KÜTAHYA Bursa Sancağı‘nda gerçekleĢen 37 vakaya 44 fail; Kirmasti kazasında 5 vakaya 10 fail; Orhaneli kazasında 1 vaka gerçekleĢmiĢ olup faili meçhul; Orhangazi kazasında 6 vakaya 9 fail; Mudanya kazasında 5 vakaya 5 fail; Gemlik Kazasında 2 vakaya 2 fail; Karacabey kazasında 9 vakaya 11 fail sebep olmuĢtur. Bursa kazasında toplam 65 316 Ġ.DUĠT 78/31. 317 BOA. DH. EUM. EMN. 31/4; 31/5; 31/30; 32/19; 44/16; 52/3; 56/15; 60/5; 67/12; 77/1; 11/1; 12/3; 19/1; 53/4; DH. EUM. MTK. 25/11; 44/9; 50/9; 51/1. 94 yaralama vakası yaĢanmıĢ olup olaylara 81 fail karıĢmıĢtır. Vaka baĢına fail oranı 1,31 olup, 18 aylık dönemde aylık vaka ortalaması 3,61‘dir. 81 failin 63‘ü (%77,78) 318 tutuklanmıĢ olup, 18‘i (%22,22) firar etmiĢtir. Yaralama vakalarının pek çoğu birden fazla kiĢiyle gerçekleĢmiĢ olup, Bursa merkez kazasından uzaklaĢıldığında suç sayısı azalma göstermiĢtir. Karahisar sancak merkezinde gerçekleĢen 11 yaralama vakasının 12; Bolvadin kazasında gerçekleĢen 6 vakanın 6; Dinar kazasında gerçekleĢen 4 vakanın 7; Sandıklı kazasında gerçekleĢen 13 kazanın 20 faili vardır. Aziziye kazasında ise cetvellere yansıyan bir yaralama vakası yaĢanmamıĢtır. Karahisar Sancağı‘nda gerçekleĢen 34 vakanın toplam faili 46 olup, vaka baĢına fail oranı 1,35‘dir. Vakalar sonucunda, 35 fail 319 (%76,09) tutuklanmıĢ 11 fail (%23,91) ise firar etmiĢtir. Sandıklı kazası cebren kız kaçırma suçunda olduğu gibi darp ve yaralama suçunda da en yüksek oranda vaka görülen kaza olmuĢtur. Ertuğrul Sancağı, merkez Bilecik kazasında 3 vakaya 3; Söğüt kazasında 10 vakaya 11; YeniĢehir kazasında 2 vakaya 3 fail karıĢmıĢtır. Ġnegöl kazasında vukû‘ât-ı cinâ‘iye cetvellerine yansıyan bir vaka yoktur. Bilecik kazasında firar eden 1 fail dıĢında 16 failin tamamı tutuklanmıĢtır. Vaka baĢına fail oranı 1,13 olup, aylık vaka 320 ortalaması 1,87‘dir. Kütahya Sancağı merkezinde 2 vaka için 2; Simav kazasında 2 vaka için 3; UĢak ve EskiĢehir kazalarında 3 vaka için 3‘er fail tespit edilmiĢtir. Gediz kazasında yaĢanan 1 vakaya 2 fail karıĢmıĢ olup, toplam 11 vaka için 13 fail bulunmaktadır. Vaka baĢına fail oranı en düĢük sancak Kütahya Sancağı olmuĢtur (1,18). 13 failin 8‘i (%61,54) 321 tutuklanırken 5‘i (%38,46) firar etmiĢtir. Diğer suçlarda olduğu gibi Kütahya Sancağı darp ve yaralama suçunda da en düĢük orana sahip sancak olmuĢtur. Ġncelenen dönemde Hudâvendigâr Vilayeti‘nde vukû‘ât-ı cinâ‘iye cetvellerine toplam 127 vaka yansımıĢtır. Vakaların %51,2‘si merkez Bursa Sancağı‘nda, %26,8‘i Karahisar Sancağı‘nda, %13,4‘ü Ertuğrul Sancağı‘nda ve %8,7‘si Kütahya Sancağı‘nda 318 BOA. DH. EUM. EMN. 31/4; 31/5; 31/30; 32/19; 44/16; 52/3; 56/15; 60/5; 67/12; 77/1; 11/1; 12/3; 19/1; 53/4; DH. EUM. MTK. 25/11; 44/9; 50/9; 51/1. 319 BOA. DH. EUM. EMN. 31/4; 31/5; 32/19; 44/16; 56/15; 60/7; 77/1; 5/59; 7/13; 11/1; 14/6; DH. EUM. MTK. 50/9; 51/1. 320 BOA. DH. EUM. EMN. 31/4; 31/5; 5/59; 11/1; 12/3; 14/1; 15/17; 53/4; DH. EUM. MTK. 50/9. 321 BOA. DH. EUM. EMN. 31/5; 31/30; 52/3; 56/15; 60/7; 77/1; DH. EUM. MTK. 25/11; 44/9. 95 yaĢanmıĢtır.(Bkz. Grafik 16) Vilayet genelinde aylık vaka ortalaması 5,29; vaka baĢına fail oranı 1,28; toplam tutuklu fail oranı %78 ve firar oranı %22‘dir. Vilayet dâhilinde Bursa merkez sancağı %29,1 ile yaralama suçlarının en sık görüldüğü bölge olurken, Bursa‘dan sonra en yüksek suç oranı %10,2 ile Sandıklı kazasında tespit edilmiĢtir. Aziziye ve Ġnegöl kazaları için ise cetvellere yansıyan herhangi bir vaka bulunmamaktadır. Vukû‘ât-ı cinâ‘iye cetvellerine göre darp ve yaralama vakalarının sebepleri ise; alacak meseleleri, malın ziyan edilmesi, münâza‘a, kaçakçılar ve reji kolcularının mücadeleleri, kız meselesi ve eski düĢmanlık, alkollü eğlence sırasında tartıĢma, 322 hırsızlık, kız kaçırma mevzuları olarak belirtilmiĢtir. 1912-1917 yılları arasında 25 aylık dönem için tutulan cerâim-i umûmiye cetvellerine göre ise 9‘u faili meçhul olmak üzere 2.498 darp ve yaralama vakası meydana gelmiĢtir. 2.498 vakaya neden olan fail sayısı 3.433‘tür. 3.433 failin 29‘u (%0,84) firar etmiĢken 3.404‘ü (%99,16) tutuklanmıĢtır. Aylık suç ortalaması 323 99,92‘dir. Faillerin medeni durum ve cinsiyete göre dağılımları ise Ģöyledir; Bekâr erkek 757 (%46,61) fail, evli-çocuklu erkek 559 fail (%34,42), evli-çocuksuz erkek 124 fail (%7,64), dul-çocuklu 27 erkek fail (%1,66), dul-çocuksuz 16 erkek fail (%0,99) olmak üzere toplam 1.483 erkek fail (%91,32); bekâr kadın 28 fail (%1,72), evli-çocuklu 75 kadın fail (%4,62), evli-çocuksuz 22 kadın fail (%1,35), dul-çocuklu 7 kadın fail (%0,43) ve dul-çocuksuz 9 kadın fail (%0,55) olmak üzere toplam 141 kadın fail (%8,68). Belgelerde, 3 fail hakkında medeni durum ve cinsiyet açısından kayıp veri 324 mevcuttur. Faillerin %87,89‘u ilk kez suç iĢlemiĢken (1.430 fail), %11,86‘sı sabıkalıdır (193 fail). 2 fail ise ―mazenne-i su‖ yani kendisinden her türlü kötülük beklenen 322 BOA. DH. EUM. 31/5; 31/30; 32/19; 44/16; 52/3; 14/1; 323 BOA. DH. EUM. MTK. 6/27; 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; 17/13; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. 324 BOA. DH. EUM. MTK 6/27; 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 2/23; DH. EUM. ADL. 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1; 51/9; 72/58; (DH. EUM. ADL 17/13 hariç tutulmuĢtur.) Ayrıca DH. EUM. MTK 35/1 numaralı belgede zekûr kısmında 2 ve DH. EUM. ADL 51/9 numaralı belgede inâs kısmında 1 kiĢilik bilgi eksiktir. 96 kimselerden olup 2 fail de suç zanlısıdır. Faillerin %88,44‘ü Müslüman iken %6,88‘i Ermeni ve % 4,67‘si Rum‘dur. Faillerin mesleki dağılımında, çiftçiler %46,25; zanaatkârlar %28,41; iĢsizler %9,59 ve iĢçiler %9,29 orana sahiptir. Bunlar dıĢında %1,23 memur, %1,85 balıkçı, %0,98 ashab-ı akar, %0,74 tüccar, %0,49 yüksek tahsilli, %0,62 ev hizmetçisi, %0,49 tüccar ve sarraf hademesi ve en düĢük oran olarak %0,06 kaptan ve kayıkçılar bulunmaktadır.(Bkz Tablo 16) 325 Tablo 16: Darp ve Yaralama Suçu Faillerinin Mesleki Dağılımları (1913-1917) Toplam Tutuklu Diğer Meslekler Meslekler Firar Sayısı Fail Sayısı Ġçerisinde Oranı (%) Memur 20 20 0 1,23 Yüksek Tahsilli Müderris, Hekim Vb. 8 7 1 0,49 Tüccar 12 12 0 0,74 Çiftçi 752 739 13 46,25 Balıkçı 30 30 0 1,85 Sarraf 0 0 0 0,00 Zanaatkâr 462 458 4 28,41 Ashab-ı Akar 16 16 0 0,98 ĠĢçi 151 145 6 9,29 Kaptan Ve Kayıkçı 1 1 0 0,06 Tüccar Sarraf Hademesi 8 8 0 0,49 Ev Hizmetçisi 10 10 0 0,62 ĠĢsiz 156 153 3 9,59 Toplam* 1626 1599 27 100,00 Darb ve yaralama suçu faillerinin %74,86‘sı (1.218) okuma yazma bilmezken, %24,89‘u (405 fail) okuryazar ve %0,25‘i (4 fail) yüksek tahsillidir. Faillerin 1.007‘si Ģehirli iken (%61,89), 595‘i köylü (%36,57) ve 25‘inin ikametgâhı belli değildir (%1,54). 325 BOA. DH. EUM. MTK 6/27; 23/11; 35/1; 51/9; 51/13; 68/27; 72/58; 73/35; DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30. 97 326 Tablo 17: Darp ve Yaralama Suçu Faillerinin YaĢ Gruplarına Göre Dağılımı (1913-1917) YaĢ Grupları YaĢ Toplam Tutuklu Firar Ġçerisinde Grupları Fail Sayısı Sayısı Oranı (%) 14- 54 54 0 3,32 14-20 477 463 14 29,34 20-30 634 626 8 38,99 30-40 331 325 6 20,36 40-50 94 94 0 5,78 50-60 32 32 0 1,97 60-70 3 3 0 0,18 70+ 1 1 0 0,06 Toplam** 1626 1598 28 100 Darp ve yaralama suçu faillerinin yaĢ gruplarına göre dağılımına bakılacak olursa; 20-30 yaĢ aralığında pik yaptığını 14 yaĢ öncesinde hiçbir vaka olmadığını ve 40-50 yaĢ grubunda ciddi bir düĢüĢe geçerek 60 sonrası yaĢ grubunda neredeyse hiç vaka yaĢanmamıĢtır. Faillerin yaklaĢık olarak %90‘ı 14-40 yaĢ arasında bulunmaktadır.(Bkz Tablo 17) Suç vakalarının çoğunluğundan farklı olarak darp ve yaralama vakalarının %64,39‘u Ģehirde (763 vaka), %36,03‘ü ise kırda (427 vaka) gerçekleĢmiĢtir. Darp ve yaralama vakalarının sebeplerine iliĢkin belgelerde kısıtlı bilgiler mevcuttur. Belgelerde yer alan bilgilere göre vakaların 243‘ü çeĢitli nedenler, 28‘i düĢmanlık ve intikam, 25‘i meyhane tartıĢması, 15‘i fuhuĢ ve eğlence, 23‘ü sarhoĢluk, 6‘sı ırza tasallut, 4‘ü aĢk ve 327 3‘ü servet hırsı sebebiyle yaĢanmıĢtır. Vakaların büyük çoğunluğunun nedenine ait 326 BOA. DH. EUM. MTK 6/27; 23/11; 35/1; 51/9; 51/13; 68/27; 72/58; 73/35; DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30. *BOA. DH. EUM. ADL 47/28 numaralı belgede ―sıfat ve sanat-ı mücrimin‖ kısmında 1 fazla fail; DH. EUM. ADL 23/19 numaralı belgede yine bahsi geçen kısmında 2 eksik fail; DH. EUM. MTK 51/9 numaralı belgede bahsi geçen kısımda 1 fazla fail ve DH. EUM. MTK 73/35 numaralı belgede aynı kısımda 1 eksik fail bulunmaktadır. ** BOA. DH. EUM. ADL. 5/30 numaralı belgede ―sinn-i mücrimin‖ kısmında 1 fail eksiktir. 327 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 98 bir açıklama girilmediğinden, belgelerdeki veriler tam ve sağlıklı bir değerlendirmeyi 328 mümkün kılmamaktadır. 1.3.8. Hırsızlık Arapçada ―sirkat‖, eski Türkçede ―uğrulamak‖ olarak ifade edilen hırsızlık 329 330 eyleminin insanlık tarihi kadar eski bir geçmiĢi vardır. BaĢkasına ait malın sahibinin isteği dıĢında alınarak mülk haline getirilmesi olarak tanımlayabileceğimiz hırsızlık, her toplum tarafından suç olarak görülmüĢ, ancak hangi eylemin hırsızlık kategorisine sokulacağı konusunda farklı görüĢler olmuĢtur. Hırsızlık suçunun oluĢması için kasıtlı olması, fiili iĢleyen kiĢinin alınan mal üzerinde hak veya hak Ģüphesinin olmaması, malın korunak altında olması ve gizlice alınmıĢ olması gibi Ģartlar 331 mevcuttur. Bu haliyle hırsızlık fiili gasp ve yağma suçlarından ayrılmaktadır. 1858 Ceza Kanunnamesi 7. Fasıl/216. maddede ifade edilir haliyle sirkat, gece vakti iĢlenmesi, iki ya da daha fazla kiĢiyle gerçekleĢtirilmesi, faillerin en az birinde silah bulunması, duvar-kapı kırarak ya da kilit açarak veya devlet memuru kıyafeti giyip sahte emir göstermek suretiyle gerçekleĢtirilmesi durumunda ―cinayet‖ kapsamında değerlendirilmekteydi. Cinayet kapsamında değerlendirilen hırsızlık vakalarında failin 332 cezası müebbet ya da 15 seneden az olmamak Ģartı ile muvakkaten kürek cezasıydı. 1858 Ceza Kanunnamesinin 105.maddesi esasında ―Memurin-i Hükümet Tarafından Efrad Hakkında Teaddiyat ve ve Sui Muamelat Vukuunda Ġcra Olunacak Mücazat‖ baĢlığıyla kamu görevlilerinin konut dokunulmazlığını ihlal suçu ile ilgili madde olmasına karĢılık, sivil halkın iĢlediği bu tarz suçlarda da kullanılmıĢtır. 4 Haziran 1911 tarihli değiĢiklik ile bu maddenin kapsamı geniĢletilmiĢ, ikamet ve 328 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur.. BOA. DH. EUM. ADL 23/19 numaralı belgede ―Mevâki-i Cürmiye‖ kısmında vaka adedi toplama göre 5 fazladır. 329 Suha Oğuz Baytimur, ―Osmanlı Devleti‘nde Hırsızlık Suçları ve Uygulanan Cezalar (1789-1839),‖ Studies Of The Ottoman Domain, C. 8, S. 15, 2018, s.92. 330 Ali Bardakoğlu, ―Hırsızlık,‖ İA., TDV Yay., 1998, s.385. 331 a.yer. 332 Ġ.DUĠT 78/31.; Said Nuri Akgündüz, a.g.m., s. 11. 99 müĢtemilat kavramı eklenerek ilgili suç kapsamına hane dıĢında ticaretgâh, avlu, bahçe 333 ya da ahır gibi mahaller de eklenmiĢtir. Vukû‘ât-ı cinâ‘iye ve cerâim-i umûmiye cetvellerine yansıyan sirkat vakaları da ―leylen(gece vakti)sirkat‖, ―cebirli sirkat‖, ―leylen kapı kırmak suretiyle sirkat‖, ―duvar delerek sirkat‖ Ģeklinde tanımlanmıĢtır. Vukû‘ât-ı cinâ‘iye cetvellerine göre vilayet genelinde gerçekleĢen hırsızlık vakası 49‘dur. Vakaların 20‘si Bursa Sancağı‘nda, 12‘si Ertuğrul Sancağı‘nda, 11‘i Karahisar Sancağı‘nda, 6‘sı Kütahya Sancağı‘nda meydana gelmiĢtir. (Bkz. Grafik 17) 334 Grafik 17: Hırsızlık Vakalarının Sancak Bazında Dağılımı (1912-1914) Hırsızlık 50 43 40 30 30 20 21 Vaka 20 11 12 Fail 10 6 6 0 Bursa Karahisar Ertuğrul Kütahya Bursa Sancağı‘nda meydana gelen 20 vakanın kaza bazında dağılımı Ģöyledir; Bursa merkez kazasında 7, Kirmasti 2, Orhaneli ve Orhangazi 2, Mudanya 3, Karacabey 4, Gemlik kazasında ise cetvellere yansıyan bir vaka yaĢanmamıĢtır. 20 vakaya toplam 43 fail karıĢmıĢ olup, vaka baĢına fail oranı 2,15‘dir. Faillerin 42‘si tutuklanırken 1‘i firar etmiĢtir. Tüm vilayet içerisindeki hırsızlık vakalarının %40,82‘si Bursa 335 Sancağı‘nda yaĢanmıĢtır. Ertuğrul Sancağı‘nda incelenen dönemde cetvellere yansıyan toplam vaka sayısı 12‘dir. Bilecik merkez kazası ve Ġnegöl kazasında 5‘er, Söğüt kazası ve YeniĢehir kazasında 1‘er vaka yaĢanmıĢtır. Toplam fail sayısı 30 olup, vaka baĢına fail oranı 333 Seda Örsten Esirgen, ―Osmanli Hukukunda Konut Dokunulmazlığını Ġhlal Suçu,‖ Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 65, S. 4, 2016, s. 2313. 334 BOA. DH. EUM. EMN. 31/4; 31/5; 31/30; 32/19; 44/16; 52/3; 56/15; 60/5; 60/7; 67/12; 77/1; 5/59; 7/13; 11/1; 12/3; 14/1; 14/6; 15/17; 19/1; 53/4; BOA. DH. EUM. MTK 30/1; 25/11; 44/9; 50/9; 51/1. 335 BOA. DH. EMN. 32/19; 44/16; 52/3; 56/15; 60/5; 77/1; 5/59; 14/1; 53/4; DH. EMN. MTK. 25/11; 50/9. 100 2,5‘dir. Faillerin 23‘ü (%76,67) tutuklanırken 7‘si (%23,33) firar etmiĢtir. Tüm vilayet 336 içerisindeki hırsızlık vakalarının %24,49‘u Ertuğrul Sancağı‘nda yaĢanmıĢtır. Karahisar Sancağı‘nda belgelere yansıyan 11 hırsızlık vakası mevcuttur. Bolvadin'de 4, Dinar‘da 3, Karahisar‘da 1 ve Sandıklı kazasında 3 vaka yaĢanmıĢtır. Aziziye kazasında cetvellere yansıyan bir vaka yaĢanmamıĢtır. Vakalara karıĢan toplam fail sayısı 21 olup, vaka baĢına fail sayısı 1,91‘dir. 21 failin 20‘si tutuklanmıĢ 1 fail 337 firar etmiĢtir. Hırsızlık vakalarının %22,45‘i Karahisar kazasında yaĢanmıĢtır. Kütahya Sancağı‘nda gerçekleĢen 6 hırsızlık vakasının kazalara dağılımı Ģöyledir; EskiĢehir 1, Gediz 2, Simav 1, UĢak 2. Kütahya merkezinde ise cetvellere yansıyan bir vaka yoktur. UĢak ve Simav kazalarında vakaların biri olmak üzere toplam 2 vaka faili meçhuldür. Hırsızlık vakalarının %12,24‘ü Kütahya Sancağı‘nda 338 yaĢanmıĢtır. Vilayet genelinde toplam 49 hırsızlık vakasına 100 fail karıĢmıĢ olup, vaka baĢına fail oranı 2,13‘tür. Aylık hırsızlık vakası ortalaması 2,58‘dir. Vilayet genelindeki vakaların çoğunluğu birden fazla fail tarafından iĢlenmiĢtir. Hırsızlık suçunun en fazla görüldüğü bölge Bursa merkez kazası ve sancağıdır. Hırsızlık vakalarının mülahazat kısmını incelendiğinde vakaların, servet hırsı, menfaat elde etmek gibi nedenlerle ve çeĢitli anlaĢmazlıklar sonucunda yaĢandığı görülmüĢtür. Cerâim-i umûmiye cetvellerinde sirkat suçu ―Meskûn mahalde duvar delerek ya da kapı kırarak hırsızlık‖, ―Gece duvardan aĢarak, cebir ve Ģiddet göstererek hırsızlık‖, olarak belirtilmiĢtir. Belgelerde, bu Ģekilde tanımlanmıĢ 10‘u faili meçhul olmak üzere toplam 129 vaka yer almaktadır. Hırsızlık vakalarının toplam fail sayısı 263 olup, 339 faillerden 231‘i tutuklanmıĢ 32‘si firar etmiĢtir. Vaka baĢına fail oranı 2,21 olup faillerin firar oranı %12,17‘dir. Hırsızlık vakası faillerinin %66,41‘i bekâr erkeklerdir. 87 failden 73‘ü tutuklanırken 14‘u firar etmiĢtir. 27 fail evli-çocuklu olup, 23‘ü tutuklanırken 4‘ü firar etmiĢtir. 7 fail evli-çocuksuz olup 5‘i tutuklanmıĢ 2‘si firar etmiĢtir. 5 fail dul-çocuklu 336 BOA. DH. EUM. EMN. 44/16; 60/7; 12/3; DH. EUM. MTK. 30/1; 25/11; 44/9. 337 BOA. DH. EUM. EMN. 31/4; 44/16; 52/3; 67/12; 77/1; 11/1; 12/3; DH. EUM. MTK. 50/9. 338 BOA. DH. EUM. EMN. 44/16; 77/1; DH. EUM. MTK. 30/1; 25/11; 51/1. 339 BOA. DH. EUM. MTK. 6/27; 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; 17/13; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. 101 ve 2 fail dul-çocuksuzdur. Evli ve dul gruplar arasında çocuklu olanların sayıca belirgin Ģekilde fazla oluĢu vaka nedenlerinden servet hırsını açıklamaktadır. Çocuklu faillerin ihtiyaç ve sorumluluklarının bekâr ve çocuksuz faillere göre daha fazla olması bu oransal farkı anlamlı kılmaktadır. Toplam 128 erkek failin 108‘i tutuklanırken 20‘si firar etmiĢtir. Erkek failler içerisinde firar oranı %15,63‘tür. Kadınlar, diğer suçlarda olduğu gibi hırsızlık suçunda da sayıca oldukça azdır. Toplam 3 kadın fail evli- çocuksuz olup, 2‘si tutuklanırken 1‘i firar etmiĢtir. Tüm failler için firar oranı 340 %16,03‘tür. 341 Faillerin 81‘i ilk kez suç iĢlemiĢ, 34‘ü sabıkalı, 16‘sı suç zanlısıdır. Hırsızlık suçunda sabıkalıların oranının %25,95 gibi yüksek bir değer olması düĢündürücüdür. Bu durumda faillerin ya hayatlarını idame etmek için baĢka bir mesleklerinin olmadığı, bu suçu huy edindikleri ya da verilen cezaların caydırıcılığının zayıf olması akla gelmektedir. Osmanlı Devleti‘nin özelikle son dönemlerinde görülen yüksek fiyat artıĢları ve ekonomik bunalımların da insanların hırsızlık suçuna yönelmeleri üzerinde etkisi olabilir. Faillerin meslek grupları içerisinde dağılımı incelendiğinde, üç meslek grubu ön plana çıkmaktadır; Çiftçiler, iĢçiler ve iĢsizler… %36,64 oranla failler arasındaki en büyük grup iĢsizlerdir. ĠĢsizleri, %34,35 ile çiftçiler izlerken iĢçilerin oranı %19,85‘tir. Bu üç grup dıĢında %0,76 ile tüccar ve tüccar-sarraf hademeleri gelmektedir (Bkz Grafik 18). Hırsızlık gibi genel olarak ekonomik kaygılarla gerçekleĢtirilen bir suç için failler arasındaki en büyük grubu iĢsizlerin oluĢturması beklenen bir sonuç olmuĢtur. 340 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 341 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 102 342 Grafik 18: Hırsızlık Suçu Faillerinin Meslek Gruplarına Göre Dağılımı (1913-1917) Hırsızlık Tüccar 1% İşsiz Çiftçi 37% 34% Tüccar ve Sarraf Hademesi 1% İşçi Zanaatkar 20% 7% Hırsızlık faillerin %93,89‘u Müslüman, %3,82‘si Rum ve %2,29‘u Ermeni‘dir. Toplam nüfusa göre bu oranlar normal görülebilir. Vakaların %87,79‘u okuma yazma bilmeyenler, %12,21‘i okuryazarlar tarafından gerçekleĢtirilmiĢtir. Faillerin %67,18‘i Ģehirliyken %23,66‘sı köylüdür ve %9,16‘sının ikametgâhı belli değildir. Vakaların 343 %76,71‘i Ģehirde gerçekleĢirken, %23,29‘u kırda meydana gelmiĢtir. Suç iĢleyenler arasında 14 yaĢından küçük fail bulunmazken, faillerin %12,98‘i 14-20 yaĢ, %50,38‘i 20-30 yaĢ, %29,01‘i 30-40 yaĢ, %6,87‘si 40-50 yaĢ ve %0,76‘sı 50-60 yaĢ aralığında bulunmaktadır. Belgelerde, 60 yaĢından büyük bir hırsızlık suçu 344 faili tespit edilememiĢtir. 1.3.9. Kalpazanlık Resmi olarak basılmayıp, bir sahtekâr tarafından değersiz madenlerden taklit 345 yoluyla elde edilen, eksik ayarlı sikkeler, kalp (sahte) para olarak kabul edilir. Kalp paraları piyasaya süren ve üreten kiĢiler cetvellerde ―kalpzenlik‖ ve ―kalp akçe 342 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 343 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 344 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 345 Muharrem Öztel, ―Osmanlı Devleti‘ nde Kalpazanlık ve Sahte Para (1808-1914): Kalpazanlığı ve Sahte Paranın Tedavülünü Besleyen Faktörler,‖ International Journal Of History, C. 10, S. 1, 2018, s. 198. 103 sürücülüğü‖ baĢlıklarıyla belirtilmiĢtir. Kalpzenlik vakaları ile ilgili olarak vukû‘ât-ı cinâ‘iye cetvellerine yansıyan bir vaka olmamıĢtır. Vakaların hangi bölgede hangi sıklıkta meydana geldiğine dair bilgiler vukû‘ât-ı cinâ‘iye cetvellerinden elde edebildiği için kalpazanlık suçuna dair bu yönde bir bilgi verilememektedir. Osmanlı Devleti basılan paranın değerinin korunmasına yönelik kanuna aykırı davranıĢlarda bulunanları cezalandırmak amacıyla kanunlar düzenlemiĢ, tedbirler almıĢ 346 olsa da sahte para basımı vakalarına rastlanmıĢtır. 1858 Ceza kanunnamesine göre kalp akçe üreten kimseler 10 seneden az olmamak üzere muvakkaten küreğe 347 konulmaktaydı. Kalpzenlik ile ilgili olarak cerâim-i umûmiye cetvellerine yansıyan vaka sayısı 20, toplam fail sayısı 24‘tür. 22 fail tutuklanırken 2‘si firar etmiĢtir. Kalpazanlık suçunda faillerin tamamı erkektir. Faillerin 9‘u bekâr, 7‘si evli-çocukludur. Firar oranı %12,5‘dir. Faillerin tamamı ilk kez suç iĢlemiĢtir. Meslek gruplarına göre failler; 3 yüksek tahsilli, 3 çiftçi, 4 zanaatkâr, 2 iĢçi, 1 ev 348 hizmetçisi ve 1 iĢsiz olarak belirtilmiĢtir. Fail ve vaka sayısı az olmasına rağmen bu suç türü için dikkat çekici nokta faillerin meslek gruplarına göre dağılımı açısından yüksek tahsilli hekim, müderris vb. meslek grubu ile çiftçilerin eĢit sayıda olmasıdır. Zanaatkârların da bulunduğu faillerin, sahte para yapımı gibi özel beceri ve bilgi isteyen bir suç türünde yer almaları ĢaĢırtıcı değildir. Faillerin 5‘i Müslüman, 3‘ü Rum ve 5‘i Ermeni‘dir. 9‘u okuma yazma bilmezken 4‘ü okuma yazma bilmektedir. Yine 9‘u Ģehirli ve 4‘ü köylüdür. Vakaların 8‘i Ģehirde 2‘si kırda gerçekleĢmiĢtir. YaĢ grupları açısından; 6 fail 14-20 yaĢ, 5 fail 20- 349 30 yaĢ ve 2 fail 40-50 yaĢ aralığındadır. Failler arasında yüksek eğitimlilerin ve zanaatkârların sayıca fazlalığı ile vakalarının büyük çoğunlukla Ģehirde meydana gelmesinin sebebi, sahte sikke üretmek 346 Suha Oğuz Baytimur, ―Osmanlı Devleti‘nde Kalpazanlık Faaliyetleri ve Uygulanan Cezalar (1789- 1808),‖ Bitlis Eren Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, C. 5, S. 2, 2016, s. 250. 347 Ġ.DUĠT 78/31. 348 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 349 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 104 için özel olarak teçhizat, deneyim ve bilgiye ihtiyaç duyulmasından 350 kaynaklanmaktadır. 1.3.10. Sahtekârlık Devlet-i Aliyye emirlerini taklit eden ve ettiren, yine Devlet-i Aliyye mensuplarına ait bir mührü taklit ederek sahte mühür imal eden, hazine ve mal sandıklarınca kullanılan senet ve mühürleri taklit eden veya sahtekârlıkla mevcut yapısını değiĢtiren kimseler on seneden az olmamak kaydıyla kürek ya da kalebentlik ile 351 cezalandırılırdı. Bir çıkar sağlamak ve menfaat elde etmek için en geçerli yollardan olan resmi yetki sağlayan sahte ferman ve beratlar, en sık karĢılaĢılan belge sahteciliği türlerinden olmuĢtur. Ferman ve beratlarda ―divânî‖ adı verilen ve taklit edilmesi oldukça güç olan bir yazı çeĢidi kullanılmaktaydı. Bunun yanında fermanlar üzerinde yapılabilecek sahtecilik giriĢimleri sıkı bir denetime tabi tutuluyordu. Sahte bir ferman ya da berat düzenlemek oldukça meĢakkatli ve ağır cezaya haiz bir suç olmasına rağmen sahte belge düzenlenmeye devam edilmiĢ, devlet memurlarının yanı sıra halktan kiĢiler de bu suça karıĢmıĢlardır. Osmanlı Devleti sahtekârlık suçunun iĢleniĢ gayesi, mahiyeti ve sonucunda elde edilecek menfaati dikkate alarak, özellikle fermanları siyasi ve Ģahsi olarak ikiye ayırarak incelemiĢ ve siyasi amaçlarla oluĢturulan belgelere kiĢisel çıkar 352 amaçlı düzenlenen belgelere göre daha ağır cezalar verilmiĢtir. Sahtekârlık vakalarına vukû‘ât-ı cinâ‘iye cetvellerinde yer verilmemiĢ olup, cerâim-i umûmiye cetvellerine yansıyan vaka sayısı 41‘dir. Tamamı tutuklanmıĢ olan 353 toplam fail sayısı 53‘tür. Faillerin 27‘si erkek 1‘i kadındır. Erkek faillerin 8‘i bekâr, 16‘sı evli-çocuklu ve 3‘ü evli-çocuksuzdur, 1 kadın fail ise evli-çocukludur. Vakaların nedenleri konusunda sağlıklı bilgi bulunmayan cetvellerde, faillerin çoğunluğunun evli- 350 Öztop, a.g.t,s.150. 351 Ġ.DUĠT 78/31. 352 Ġshak Keskin, Bilgin Aydın, ―Osmanlı Bürokrasisinde Evrak Sahteciliği, Diplomatik ve Diplomatika Eğitimi,‖ Osmanlı Araştırmaları, C. 31, S. 31, 2008, s.200. 353 BOA. DH. EUM. MTK. 6/27; 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; 17/13; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. 105 çocuklu olması, daha iyi imkânlar için kiĢisel çıkar sağlama ve servet hırsı seçeneğini 354 akla getirmektedir. Sahtekârlık suçu faillerinin 27‘si ilk kez suç iĢlemiĢ, 1 fail ise sabıkalıdır. Faillerin 26‘sı Müslüman 2‘si Ermeni‘dir. Faillerin 16‘sı okuma yazma bilmez iken, 355 12‘si okuryazardır. Okuryazar oranının diğer suçlara nazaran oldukça fazla olması muhtemelen, sahtekârlık suçunun bilgi, beceri ve deneyim gerektirmesindendir. Diğer suç türlerinin çoğunda olduğu gibi sahtekârlık suçunun da failleri yoğunlukla tarımla uğraĢan çiftçilerdir. Faillerin 28 failin 17‘si çiftçi, 3‘ü zanaatkâr, 2 si yüksek tahsilli, 2‘si iĢçi, 2‘si tüccar, 1‘i memur ve 1‘i de iĢsizdir. 12 fail Ģehirli, 12 fail köylü ve 4 failin ikametgâhı belli değildir. Vakaların 14‘ü Ģehirde yaĢanmıĢken 9‘u 356 kırsal kesimde yaĢanmıĢtır. Sahtekârlık suçu faillerinin yaĢ gruplarına göre dağılımında, 6 fail 14-20 yaĢ, 10 fail 20-30 yaĢ, 10 fail 30-40 yaĢ ve 2 fail 40-50 yaĢ aralığındadır. 1.3.11. Devlet Malını Çalmak Devlete karĢı iĢlenen suçlar kapsamında değerlendirilen suçlardan olan ―devlet malını çalma‖ suçu 1858 tarihli Ceza Kanunnamesi‘nin dördüncü faslında tanımlanmıĢtır. Buna göre, her kim devlet malını nakdi ya da ayni olarak çalarsa çalmıĢ olduğu Ģey iki katı olmak üzere kendisinden alınarak hazineye teslim edilirdi. Kendisi de 5 seneden az olmamak üzere kalebent kılınıp, müebbet olarak rütbe ve memuriyetten mahrum edilirdi. Devlet adına satıĢı ya da imalıyla görevli olunan her türlü eĢyanın imal ve miktarı ile değerine fesat karıĢtırmak, çalıĢtırılan iĢçilerin imaliye ve nakliye ücretlerinden tamamen ya da kısmen kesinti yapmak, zimmetine devlete ait herhangi bir mal veya eĢyayı geçirmek, askeriyeye ait levazımatın noksanlığına ya da bozulmasına 354 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 355 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 356 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 106 sebep olmak gibi suçlar, devlet malını çalmak olarak adlandırılarak cinayet suçları 357 kapsamında değerlendirilmiĢtir. Vukû‘ât-ı cinâ‘iye cetvellerinde devlet malını çalmak suçuyla ilgili bir vakaya rastlanmamıĢtır. Cerâim-i umûmiye cetvellerinde var olan vaka sayısı 2‘si faili meçhul olmak üzere 7‘dir. 7 vaka için tespit edilen fail sayısı 12‘dir. Vaka ve fail sayısının sayıca az olması sebebiyle oransal veriler yerine sayısal veriler sunulacaktır. Devlet malını çalanların tamamı erkek olup 3‘ü bekâr 4‘ü evli-çocukludur. Faillerin tamamı ilk kez suç iĢlemiĢlerdir ve tarımla uğraĢan çiftçilerdir. 3‘ü Müslüman ve 5‘i Ermeni‘dir. Faillerin 1‘i okuyup yazma bilmez, 6‘sı okuryazardır. Faillerin neredeyse tamamının okuma yazma bilmesi dikkat çekici olmakla birlikle suçun niteliğiyle açıklanabilecek bir durumdur. Öte yandan bu suç türü, gayrimüslim bir azınlık olan Ermenilerin, Müslümanları geride bıraktığı bir suç çeĢidi olması bakımından ilginçtir. Suçluların 2‘si Ģehirli 5‘i köylüdür. Vakaların 2‘si Ģehirde 1‘i kırsal alanda gerçeklemiĢtir. Faillerin 2‘si 14-20, 3‘ü 20-30, 2‘si 30-40 yaĢları arasındadır. Vakaların nedenleriyle ilgili cetvellerde tespit edilebilen bir bilgi olmamıĢtır. 1.3.12. EĢkıyaya Yardım ve Yataklık Özellikle kırsal alanda mevcudiyet göstererek Ģakilik yapan eĢkıyalar; barınma, yeme-içme, silah temini, bazen de güvenlik güçlerinden saklanma ihtiyaçlarını gönüllü (bir menfaat karĢılığında) ya da silah zoruyla halktan kendilerine yataklık eden kimselerce karĢılamaktaydılar. Elbette, halk içerisinde huzursuzluk kaynağı olan eĢkıyalık olaylarından yardım ve yataklık yoluyla menfaat elde edenler de bulunmaktaydı. Vukû‘ât-ı cinâ‘iye cetvellerine yansıyan 3 eĢkıyaya yardım ve yataklık vakası vardır. Vakalar Ertuğrul‘un Söğüt ve YeniĢehir kazaları ile Bursa‘nın Gemlik kazasında meydana gelmiĢtir. Arnavut ve Ermenilerce gerçekleĢtirildiği anlaĢılan yardım ve yataklık vakalarında failler; Söğüt kazasına bağlı Muradca karyesinden Hacı Minas, Markar, Kirkor Hazarik, Agop ve Artin, Gemlik kazasına bağlı Armudlu nahiyesinde 357 Ġ.DUĠT, 78/31. 107 Kahveci Arnabud Sadık, Bekir ve Mercan Çiftliği nâzırı Ramazan, YeniĢehir kazası 358 Marmaracık karyesi muhtarı Kiğork‘tur. Hepsi tutuklanmıĢtır. Cerâim-i umûmiye cetvellerine göre 1913-1917 yılları arasında 15 vaka 359 yaĢanmıĢtır ve toplam fail sayısı 20‘dir. 20 failin 13‘ü tutuklu 7‘si firaridir. Faillerin tamamı (4 fail)bekâr erkeklerden oluĢmaktadır. Hepsi ilk kez suç iĢlemiĢ olup sabıkalı fail bulunmamaktadır. Mesleki olarak 3 fail çiftçi iken 1‘i zanaatkârdır. Yine 3 fail Müslüman iken 1‘i Rum‘dur. 3 fail 20-29 yaĢları arasındayken 1 fail 30-39 yaĢları arasında bulunmaktadır. Faillerin tamamı köylü olup, vakaların 2‘si Ģehirde 2‘si kırsal 360 alanda gerçekleĢmiĢtir. 1.3.13. Kundakçılık Bir mal ya da taĢınmazı, arazi, orman, biçilmiĢ ürün yığınları, odun ve kereste 361 benzeri nesneleri kötü niyet göstererek ateĢe verme iĢine kundakçılık denmektedir. Bu haliyle kundakçılık düĢmanca hislerle ve kasıtlı olarak oluĢturulan yangınları ifade ederek, kazara oluĢan yangınlardan ayrılmaktadır. Osmanlı Devleti kundakçılık konusunda hassas davranmıĢ halkın yaĢadığı Ģehir, köy, mahalle, gemi gibi mahallerde bu suçu iĢleyenleri idam ile cezalandırmıĢtır. Meskûn mahaller dıĢında, içinde insan yaĢamayan binalar ya da bir baĢkasına ait tarla vb. arazilerin kundaklanması durumunda ise müebbet ya da 15 seneden az olmamak 362 üzere kürek cezası verilmiĢtir. Fail Ģüphelisi olarak mahkumlar, serseriler ve eski 363 hafiyeler ilk sırada idiler. Vukû‘ât-ı cinâ‘iye cetvellerine bu suç türünde yansıyan vaka sayısı 4‘tür. Vakaların 2‘si Bursa Sancağı, 1‘i Karahisar, 1‘i de Kütahya Sancağı‘nda yaĢanmıĢtır. 358 BOA. DH. EUM. EMN. 56/15; 60/7; 67/12. 359 BOA. DH. EUM. MTK. 6/27; 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; 17/13; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. 360 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 361 ―kundakçılık‖,http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts&view=bts&kategori1=veritbn&kelim esec=210420. (08.03.2019) 362 Ġ.DUĠT 78/31. 363 Ebru Aykut, ―Devr-i Hürriyette Ġstibdat Hayaleti: 1908 Çırçır Yangını‘nın Ardından Ġstanbul‘da Kundakçılık, Söylentiler ve AsayiĢ‖, Toplum ve Bilim, S. 136, 2016, s.32. 108 Hudâvendigâr Vilayeti Kirmasti kazası Azatlı karyesinden Ġsa oğlu Hasan, kızını vermediği gerekçesiyle küskün olduğu ġeyh Müftü mahallesinden Katibzade Hakkı‘dan 364 intikam alma amacıyla samanlık ve böcekhanesini ateĢe vermiĢtir. Fail firar 365 etmiĢtir. Kütahya sancağı Gediz kazası Pazar karyesinden Çangaloğlu Osman, Nurullah ve Hasan, cebren kız kaçırmak ve bekâret bozmak meselesinden kaynaklanan husumet sebebiyle aynı karyeden AkĢehiroğlu Nurullah‘ın evini kundaklamıĢ, tüm 366 eĢyasının yanmasına sebep olmuĢlardır. Vaka akabinde tüm failler tutuklanmıĢtır. Cerâim-i umûmiye cetvellerine göre 14 kundakçılık vakası meydana gelmiĢtir ve 367 toplam fail sayısı 16‘dır. Faillerin 5‘i bekâr, 3‘ü evli-çocuklu olmak üzere tamamı erkektir. Tüm failler ilk kez suç iĢlemiĢlerdir. Mesleki açıdan faillerin dağılımı Ģöyledir; 2 tüccar, 2 çiftçi, 1 zanaatkâr ve 4 iĢsiz. Faillerin 6‘sı Müslüman 2‘si Ermeni‘dir. 2 fail okuryazar iken 6‘sı okuma yazma bilmemektedir. Faillerin 7‘si Ģehirli, 1‘i köylüdür. Vakaların 4‘ü Ģehirde, 3‘ü kırsalda meydana gelmiĢtir. YaĢ grupları açısından faillerin dağılımı Ģöyledir; 3 fail 14-19, 3 fail 20-29 ve 2 fail 30-39 yaĢ aralığındadır. 1.3.14. Cinayet Suçları Ġle Ġlgili Genel Değerlendirme Tüm cinayet suçları ele alındığında, 3.817 vaka ve 5.600 fail karĢımıza çıkmaktadır. 35 vaka faili meçhul kalmıĢtır ve oransal olarak tüm vakalar içerisinde %0,92‘lik bir kısmı ifade etmektedir. Bu bağlamda vaka baĢına fail oranı 1,48‘dir (faili meçhul vakalar hariç tutulmuĢtur). Faillerin 5.386‘sı tutuklanırken (%96,18) 368 tutuklanırken 214‘ü (%3,82) firar etmiĢtir. Bu orana göre dönemin Ģartları da göz önüne alındığında firar oranının düĢük olduğu söylenebilir. Kaldı ki aylık olarak tutularak merkeze gönderilen cerâim-i umûmiye cetvelleri o ay içerisinde tespit edilen tutuklama ve firar vakalarını göstermektedir. Realitede tutuklu oranının daha fazla olması mümkündür. 364 Ġpekböceği yetiĢtirilen yer. 365 BOA. DH. EUM. MTK. 25/11. 366 BOA. DH. EUM. EMN. 14/6. 367 BOA. DH. EUM. MTK. 6/27; 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; 17/13; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. 368 BOA. DH. EUM. MTK. 6/27; 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. 109 Suç türlerinin tüm cinayet suçları içindeki oransal dağılımı Ģöyledir: Adam öldürme %31,88; eĢkıyalık %6,09; tecavüz %32,18; hırsızlık %,9,70; rüĢvet %1,58; cebren kız kaçırma %9,40; sahtekârlık %3,08; kundakçılık %1,05; devlet malını çalmak %0,53; eĢkıyaya yardım ve yataklık %1,20; ıskat-ı cenin %1,35; kalpzenlik %1,50 ve devletin iç güvenliğini ihlal %0,23. Bu oranlara göre devlete karĢı iĢlenen suçlar %14,21; mala karĢı iĢlenen suçlar %10,75; kadına karĢı iĢlenen suçlar %41,58; insan hayatına karĢı suçlar ise %33,43 oranındadır. (Bkz Tablo 18) Tüm suçlar içerisinde darp ve cerh vakalarını göz ardı ettiğimizde en büyük payı ırz ve namusa yönelik suçlardan ―cebren fiil-i Ģen‘i‖, ―cebren fi‗il-i Ģenî‗a tasaddî‖, ve insan hayatına yönelik suçlardan ―min gayrı ta‗ammüdin katl‖ suçları oluĢturmaktadır. Irz ve namusa yönelik suçlardan ―Cebren fi‗il-i Ģenî‖ tüm cinayet suçları içerisinde %16,39 ile en fazla görülen suç olmuĢtur. 369 Tablo 18: Cinayet Suçlarının Oransal Dağılımı (1913-1917) Faili Faili Cinayet Toplam Suç Meçhul Belli Suçları Toplam Oran Cinayet Suçları Vaka Türleri Vaka Vaka İçerisindeki (%) Sayısı Sayısı Sayısı Oranı (%) Devletin emniyet-i dâhiliyesini ihlal 0 3 3 0,23 Sahtekârlık 0 41 41 3,08 Kalbzenlik 0 6 6 0,45 Kalb akçe sürücülüğü 0 14 14 1,05 Gece cem‗iyetle tarîk-i âmda 0 1 1 0,08 hırsızlık 14,21 RüĢvet 0 21 21 1,58 Kat‗-ı tarîk, Ģekâvet 3 77 80 6,02 369 BOA. DH. EUM. MTK. 6/27; 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; 17/13; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. *Darp ve cerh vakaları içeriğinde basit yaralamaları da bulundurması sebebiyle suç ortalamalarının büyük oranda değiĢtirerek yanlıĢ değerlendirilmesini önlemek amacıyla hesaplamalara dâhil edilmemiĢtir. Öztop, a.g.t., s.29 (ekler). 110 Devlete KarĢı ĠĢlenen Suçlar Faili Faili Cinayet Toplam Suç Meçhul Belli Suçları Toplam Oran Cinayet Suçları Vaka Türleri Vaka Vaka İçerisindeki (%) Sayısı Sayısı Sayısı Oranı (%) Kuttâ‗-ı tarîk yataklığı 1 15 16 1,20 Sirkat-i emvâl-i emîriyye, irtikâb 1 6 7 0,53 Amden katl 6 108 114 8,57 Min gayrı ta‘ammüdin katl 5 166 171 12,86 Darben telef-i nefs 0 26 26 1,95 Katl-i usûl 0 8 8 0,60 33,46 Katl-i fürû‗ 0 3 3 0,23 Katle tasaddî 0 73 73 5,49 Ta‗tîl-i uzuv 0 3 3 0,23 Darb ve cerh 9 2.489 2.498 * Min gayrı kasdin telef-i nefse 0 24 29 2,18 sebebiyet vermek Iskât-ı cenin 0 18 18 1,35 Cebren fi‗il-i Ģenî‗ 0 218 218 16,39 Cebren fi‗il-i Ģenî‗a tasaddî 0 182 182 13,68 Cebren kız kaçırma 0 125 125 9,40 41,58 Hetk-i ırz, iğfâl-i bâkir 0 28 28 2,11 Kundakçılık 0 14 14 1,05 Meskûn mahalde duvar delerek veya 10,75 7 90 97 7,29 kapı kırarak hırsızlık Gece müsellah duvardan aĢarak ve 3 29 32 2,41 cebr ve Ģiddet göstererek hırsızlık Toplam 35 3.788 3.828 100 111 Mala KarĢı ĠĢlenen Irza ve Kadına Ġnsan Hayatına KarĢı ĠĢlenen Suçlar Suçlar Yönelik Suçlar Cinayet suçları içerisinde erkek faillerin medeni durumlarına göre dağılımı Ģöyledir: Bekâr %53,86; evli-çocuklu %30,92; evli-çocuksuz %6,40; dul-çocuklu 370 %1,58; dul-çocuksuz %0,96. Bu bağlamda erkek faillerin yarısından fazlasının bekâr olduğu değerlendirmesi yapılabilir. Bekâr erkekleri evli-çocuklu erkekler takip etmiĢtir ki bu durum bekâr erkeklerin ailevi sorumlulukları olmadığından; evli erkekler arasında da çocuk sahibi olanların gelecek düĢüncesi ve geçim kaygısı ya da ailelerini koruma amacıyla daha kolay suça karıĢtıklarını söyleyebiliriz. Bu düĢünceye paralel olarak evli-çocuklu erkeklerin en fazla oranda bulunduğu suç türünün ―rüĢvet‖ olduğunu görülmektedir. Vukû‘ât-ı cinâ‘iye cetvellerindeki örneklere göre özellikle askerlik çağındaki çocuklarını rüĢvet vererek askerlikten kaçırma amacı ön plana çıkmıĢtır. RüĢvet suçunda olduğu gibi çoğunluğu oluĢturdukları bir diğer suç türü ―sahtekârlık‖ olmuĢtur. Bekâr erkeklere göre çoğunluğu oluĢturmasalar da darp ve yaralama suçunda evli- çocuklu erkekler evli-çocuksuz erkeklere göre yaklaĢık olarak 5 kat daha fazla suça karıĢmıĢlardır. Erkekler ve kadınlar arasında cinayet suçlarına yönelim açısından fark oldukça yüksektir. Tüm cinayet failleri düĢünüldüğünde erkekler %93,72‘lik bir paya sahipken kadınların oranı %6,28‘dir. Kadınlar arasında erkeklerden farklı olarak en büyük grubu evli-çocuklar kadınlar oluĢturmuĢtur. Erkek faillerde olduğu gibi kadın failler de en fazla ―darp ve cerh‖ suçunu iĢlemiĢlerdir. Suçluların %86,64‘ü ilk kez suç iĢlemiĢken %12,32‘si sabıkalı, %0,88‘i suç zanlısı ve %0,19‘u mazenne-i su yani kendisinden her türlü kötülük beklenen kiĢilerdir. Ġlk kez suç iĢleyen 2.250 kiĢinin 2.172‘si tutuklanmıĢ ve 78‘i firar etmiĢtir. Sabıkalı 320 kiĢinin ise 287‘si tutuklanmıĢ iken 32‘si firar etmiĢtir. Firar oranı ilk kez suç iĢleyenlerde %3,14 iken sabıkalılarda %10‘dur. Bu durum sabıkalı suçluların önceki tecrübelerine dayanarak kaçma konusunda deneyimli olduklarını akla getirmektedir. Tüm suçluların yaklaĢık %12‘si sabıkalı suçlulardır. Sabıkalı faillerin en fazla oranda görüldüğü suç türü %30,58 ile ―eĢkıyalık‖ ve %25,95 ile ―hırsızlık‖ olmuĢtur. 370 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 112 EĢkıyalık ve hırsızlık gibi daha çok ekonomik gerekçelerle gerçekleĢtirilen suçlarda sabıkalılık oranının fazla olması bu suçlarla mücadelede zayıf kalındığını, güvenlik güçlerinin yetersizliğini ve bu suç türlerinin meslek haline getirilmiĢ olduğunu düĢündürmektedir. RüĢvet, ıskat-ı cenin, kalpzenlik, kundakçılık, devlet malını çalmak ile eĢkıyaya yardım ve yataklık failleri arasında ise sabıkalı fail bulunmamaktadır. Devletin iç güvenliğini ihlal ve sahtekârlık suçlarında ise 1‘er sabıkalı fail bulunduğundan hesaplamaya dâhil edilmemiĢtir. (Bkz Grafik 19) 371 Grafik 19: Cinayet Suçlarında Sabıkalılık Oranları (1913-1917) Cinayet Suçları 35.00 30.58 30.00 25.95 25.00 20.00 13.21 15.00 11.86 10.00 7.50 4.18 5.00 0.00 Adam Eşkıyalık Tecavüz Cebren Kız Darp ve Hırsızlık Öldürme Kaçırma Yaralama Sabıkalılık konusunun II. MeĢrutiyet döneminin bir politikası olarak çıkarılan ―genel af‖ uygulamasıyla birlikte de düĢünülmesi gerekir. MeĢrutiyet yönetiminin hoĢnutluk kazanmak için giriĢtiği bu uygulama öncelikle siyasi suçluları kapsar nitelikte ortaya çıkmıĢsa da kısa süre içinde adi suçları da içine alır Ģekilde ―genel‖ bir özellik 372 kazanmıĢtır. Bu durumun suç oranını arttırarak sabıkalı suçlular üzerinde de artıĢa sebep olması olasıdır. Bu bağlamda sabıkalı fail oranının realitede daha az olduğu düĢünülebilir. Özellikle mesleki ve ailevi bağları sekteye uğraĢmıĢ, mahpushaneden çıkmıĢ bir kimsenin eĢkıyalık ya da hırsızlık gibi yollara sapmıĢ olması kuvvetle muhtemeldir. Cinayet faillerinin içerisinde çiftçiler %53,70 ile ilk sıradadır. Bu durum hem Osmanlı Devleti‘nin eğitim seviyesi, ekonomik geliĢmiĢlik ve teknolojik anlamda 371 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 372 Taner Aslan, ―II. MeĢrutiyet Dönemi Genel Af Uygulamaları,‖ Ankara, Gazi Akademik Bakış, C. 3, S. 5, 2015, s.43. 113 çağının gerisinde olmasıyla hem de bu etkenler sonucunda nüfusun çoğunluğunun tarımla ilgilenmesiyle iliĢkilidir. Çiftçilerden sonra sırasıyla %21,30 oranla zanaatkârlar; %10,52 oranla iĢsizler, %8,90 oranla iĢçiler gelmektedir. Diğer tüm meslek grupları %5,59‘luk orana sahiptir. Azınlığı oluĢturan diğer meslek gruplarının oranı Ģöyledir: %1,16 memurlar; %1,27 balıkçılar; %0,85 tüccarlar; %0,65 yüksek tahsilli ilim adamları, %0,73 ashab-ı akar; %0,50 ev hizmetçileri; 0,39 tüccar ve sarraf hademeleri; 0,04 kaptan ve kayıkçılar. Çoğunluğunu gayrimüslimlerin oluĢturduğu ve ekonomik açıdan üst sıralarda bulunan bir meslek olarak ―sarraflar‖ ile ilgili ise incelenen dönemde cetvellere yansıyan bir vakaya rastlanmamıĢtır. Suç ortalamaları açısından meslek grupları incelenmiĢ ve Ģu sonuçlara ulaĢılmıĢtır: Çiftçilerin en yüksek oranda iĢlediği suç %86,25 ile ―cebren kız kaçırma‖; %18,75 ile en düĢük oranda iĢledikleri suç ―Kalpzenlik‖ suçudur. ĠĢsizler, %36,64 ile en yüksek oranda ―hırsızlık‖ suçunu; %2,28 ile en düĢük oranda ―tecavüz‖ suçunu iĢlemiĢlerdir. Zanaatkârlar, %28,41 ile en yüksek oranda ―darp ve yaralama‖ suçunu; %3,31 ile en düĢük oranda ―eĢkıyalık‖ suçunu iĢlemiĢlerdir. ĠĢçiler ise, %19,85 ile en yüksek oranda ―hırsızlık‖ suçunu; %2,50 ile en düĢük oranda ―cebren kız kaçırma‖ suçunu iĢlemiĢlerdir. (Bkz Tablo 19) ĠĢsizlerin ve yine ekonomik anlamda düĢük gelir seviyesine sahip iĢçilerin en fazla oranda iĢledikleri suçun ―hırsızlık‖ olması, beklenen bir sonuçtur. ĠĢsizlik, gelir adaletsizliği ve yoksulluk ile suç oranlarının artması arasında 373 pozitif bir iliĢki vardır. 373 Zahir Kızmaz, ―Ekonomik Yapı ve Suç: Bazı AraĢtırma Bulguları Üzerine Genel Bir Değerlendirme,‖ Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, C. 13, S. 2, 2003, s. 294. 114 374 Tablo 19: Cinayet Suçlarının Meslek Gruplarına Oransal Dağılımı (1913-1917) Darp Adam Kız RüĢvet EĢkıyalık Tecavüz Ve Hırsızlık Kalpzenlik Sahtekârlık Öldürme Kaçırma Cerh Memur 1,08 5,00 0,83 1,52 0,00 1,23 0,00 0,00 3,57 Yüksek Tahsilli 0,36 0,00 0,00 1,14 0,00 0,49 0,00 18,75 7,14 Müderris, Hekim Tüccar 0,00 0,00 0,83 0,76 0,00 0,74 0,76 0,00 7,14 Çiftçi 74,19 60,00 71,90 69,96 86,25 46,25 34,35 18,75 60,71 Balıkçı 0,72 0,00 0,00 0,00 0,00 1,85 0,00 0,00 0,00 Sarraf 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 Zanaatkâr 6,45 30,00 3,31 15,59 3,75 28,41 7,63 25,00 10,71 Ashab-ı 0,36 0,00 0,00 0,38 1,25 0,98 0,00 0,00 0,00 Akar ĠĢçi 5,73 5,00 4,13 8,37 2,50 9,29 19,85 12,50 7,14 Kaptan Ve 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,06 0,00 0,00 0,00 Kayıkçı Tüccar Sarraf 0,36 0,00 0,00 0,00 0,00 0,49 0,76 0,00 0,00 Hademesi Ev 0,36 0,00 0,00 0,00 1,25 0,62 0,00 6,25 0,00 Hizmetçisi ĠĢsiz 10,39 0,00 19,01 2,28 5,00 9,59 36,64 18,75 3,57 Toplam 100 100 100 100 100 100 100 100 100 Cetvellerde tespit edilen 2.597 failin 2.318‘i Müslüman, 102‘si Rum ve 176‘sı Ermeni‘dir. Buna göre Müslüman failler %89,30; Rum failler %3,93 ve Ermeni failler %6,78‘lik paya sahiptirler. Nüfusun çoğunluğunu oluĢturan Müslümanların failler arasında da çoğunluğu oluĢturması doğaldır. Devlet hizmetinden muaf olan 374 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. Toplamda fail sayısı 10 failin altında olan ıskat-ı cenin, kundakçılık, devlet malını çalmak, eĢkıyaya yardım ve yataklık, devletin iç güvenliğini ihlal suçları kıyaslamaya dâhil edilmemiĢtir. 115 Meslekler gayrimüslimlerin genellikle esnaflık ve ticaretle uğraĢtıkları bilinmektedir. Aynı zamanda dil bilmeleri de onların ticari hayatta ve devlet hizmetinde ayrıcalıklı yerler edinmelerine olanak sağlamıĢtır. Ġngiliz konsolosu Palgrave 1868‘de raporunda belirttiğine göre: Türkiye‘deki Hristiyanların Müslümanlara kıyasla refah içinde yaĢamalarının sebebi daha çalıĢkan ya da erdemli olmaları değil, Müslümanların sürekli olarak muazzam bir yükün altında ezilmiĢ olmalarıdır. Hristiyanlar ise son yüzyıldan beri ayrıcalıklı durumlarını sürdürerek spekülasyonlar, hileler ve tefecilikle zengin 375 olmuĢlardır. Bununla beraber tüm bu unsurların mevcut vilayet nüfusu içerisindeki oranlarını faillerin kendi içindeki oranları ile karĢılaĢtırdığımızda elde edilen sonuç Grafik 20‘deki gibidir. 376 Grafik 20: Nüfus Oranına Kıyasla Fail Oranları (1913-1917) 100 87.55 89.3 80 60 Vilayet İçerisindeki Nüfus Oranı (%) 40 Failler İçerisindeki Oranı (%) 20 6.36 3.93 5.31 6.78 0 Müslümanlar Rumlar Ermeniler Sosyal yapı hakkında daha farklı bir gözlem yapabilme amacıyla yalnızca dini/etnik grupların failler içerisindeki oranının tespit edilmesinin eksik kalacağı düĢünülerek, tüm bu etnik grupların toplam nüfus içerisindeki oranları ile kıyaslaması da yapılmıĢtır. Grafik 20‘de görülebileceği üzere vilayet içerisindeki oranına kıyasla failler içerisinde en yüksek orana sahip grup Müslümanlardır. Müslümanları sırasıyla, Ermeniler ve Rumlar izlemektedir. Bu sonuç bir diğer deyiĢle Ermenilerin nüfuslarına nazaran fazlaca suça karıĢtıkları; Rumların ise nüfuslarına nazaran suça en az karıĢan 375 Yelda Demirağ, ―Osmanlı Ġmparatorluğu‘nda YaĢayan Azınlıkların Sosyal ve Ekonomik Durumları,‖ OTAM Dergisi, S. 13, 2002, s.20. 376 BOA. DH. EUM. MTK. 6/27; 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. 116 grup olduğunu göstermektedir. Müslümanlardan sonra Ermenilerin suça daha fazla yönelmelerinin, incelenen dönemin Ermeni olaylarını da içermesinden kaynaklandığı düĢünülebilir. 377 Tablo 20: Cinayet Suçlarının Etnik/Dini Gruplara Göre Dağılımı (1913-1917) Suçlar Ermeni (%) Rum (%) Müslüman (%) Toplam Adam Öldürme 29 10,36 8 2,86 243 86,79 280 Rüşvet 1 5,00 5 25,00 14 70,00 20 Eşkıyalık 13 10,74 5 4,13 103 85,12 121 Tecavüz 0 0,00 1 0,38 262 99,62 263 Kürtaj* 0 0,00 0 0,00 8 0,00 8 Kız Kaçırma 0 0,00 0 0,00 80 100,00 80 Darp Ve Cerh 112 6,88 76 4,67 1439 88,44 1.627 Hırsızlık 3 2,29 5 3,82 123 93,89 131 Kalpzenlik* 5 31,25 1 6,25 10 62,50 16 Sahtekârlık* 2 7,14 0 0,00 26 92,86 28 Kundakçılık* 2 0,00 0 0,00 6 0,00 8 Devlet Malını Çalmak* 5 0,00 0 0,00 2 0,00 7 Yardım Ve Yataklık* 0 0,00 1 0,00 3 0,00 4 İç Güvenliği İhlal 4 0,00 0 0,00 0 0,00 0 Toplam 176 6,78 102 3,93 2.319 89,30 2.597 *Fail sayısının az olması sağlıklı bir değerlendirmeyi engelleyeceğinden oran alınmamıĢtır. Osmanlı Devleti‘nde eğitim alanında yenileĢme hareketleri Tanzimat öncesi dönemde, bilindiği üzere temelde askeri alanda baĢlamıĢ ve köklü değiĢikliklerden uzak 378 kalmıĢtır. Planlı ve düzenli eğitimin ise kiĢileri suçtan uzaklaĢtırdığı bilinmektedir. Ġncelenen dönemde faillerin eğitim durumuna göre dağılımı ise Ģöyledir: 2.053 fail okuma-yazma bilmemektedir (%79,05); 537 fail okuryazar iken (%20,68) 7 fail yüksek tahsil görmüĢtür(%0,27). Yüksek tahsil görenler fail gurubu içerisinde önemsiz bir paya sahiptir. Bununla beraber Osmanlı toplumunda okuryazar oranının %10‘a bile 379 varmadığı düĢünülmektedir. Bu sonuçlar faillerin kendi içindeki eğitim durumunu 377 BOA. DH. EUM. MTK. 6/27; 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. 378 Zeki Yıldız, ―Eğitim Düzeyi Ġle Suç Türü Arasındaki ĠliĢkinin AraĢtırılması,‖ Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi, S. 38, 2004, s.288. 379 Yahya Akyüz, ―Osmanlı Döneminden Cumhuriyete Geçilirken Eğitim -Öğretim Alanında YaĢanan DönüĢümler,‖ Pegem Eğitim ve Öğretim Dergisi, C. 1, S. 2, 2011, s.21.; Öztop, a.g.t., s.88. 117 oransal açıdan vermekte, Osmanlı toplumumun eğitim seviyesi hakkında bilgi vermemektedir (Bkz Grafik 21). 380 Grafik 21: Cinayet Faillerinin Eğitim Durumlarına Göre Dağılımı (1913-1917) Eğitim Düzeyi Yüksek Tahsilli 0,2% Okuryazar 21% Okuma-yazma Bilmeyen 79% Failler ikamet yerlerine göre kıyaslandığında, Ģehirli failler köylü faillerden az da olsa yüksek bir orana sahiptirler. Ġncelenen döneme ve belgelere göre 1.323 Ģehirli fail, 1218 köylü fail varken 56 failin ikametgâhı belli değildir. ġehirli faillerin firar oranı %2,27 iken bu durum köylülerde %6,24‘e, ikametgâhı belli olmayanlarda ise %23,21‘e çıkmaktadır. Güvenlik teĢkilatı bölümünde bahsi geçtiği üzere, Osmanlı güvenlik güçlerinin Ģehirlerde konuĢlanmıĢ olması bu durumu etkilemiĢtir. ġehirdeki bir vakaya müdahale etme süresi ile kırsal bölgelerdeki olaylara müdahale ve olaydan haberdar olma süreleri farklı olmuĢ, vukû‘ât-ı cinâ‘iye cetvellerinde örneklerine rastladığımız gibi bazı vakalarda Ģehre olan uzaklık faillerin yakalanmasına engel olmuĢtur. Cinayet vakalarının %64,83‘ü Ģehirde gerçekleĢirken, %49,3‘ü kırsal alanda gerçekleĢmiĢtir. ġehirde gerçekleĢen cinayet vakalarının %74,73‘ünü darp ve yaralama vakaları oluĢtururken, bu suçu %8,42 ile tecavüz, %5,48 ile hırsızlık izlemiĢtir. ġehir merkezlerinde eĢkıyalık hiç görülmezken eĢkıyalığa yardım ve yataklık (%0,22) en az görülen cinayet suçudur. Kırsal kesimde gerçekleĢen vakaların %54,95‘ini darp ve yaralama, %16,34‘ünü adam öldürme, %12,23‘ünü tecavüz, %6,69‘unu eĢkıyalık suçları oluĢturmaktadır. ġehirlerde darp ve yaralama suçu kırsal bölgeye nazaran daha fazla görülmekte iken; köylerde adam öldürme suçu Ģehirlere göre daha fazla 380 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 118 iĢlenmiĢtir. Esasında basit yaralamaları da içeren darp ve yaralama suçu göz ardı edildiğinde ağır suçların %57,57 oranda kırsal alanda, %42,43 oranda Ģehirlerde yaĢandığı görülmektedir. Bununla beraber darp ve yaralama suçlarını göz ardı ettiğimizde, Ģehirlerde en çok görülen suçlar %33,33 ile tecavüz ve %21,71 ile hırsızlık iken; kırsal alanda en çok görülen suçlar %36,29 ile adam öldürme ile %27,14 ile tecavüz olarak karĢımıza çıkmaktadır. Bu Ģekilde bir ayrıĢtırma ağır suçların iĢleniĢ 381 mahalli ve suç istatistikleri açısından gerekli olmuĢtur.(Bkz Tablo 21) Tablo 21: Cinayet Suçlarının Ayrıntılı Olarak GerçekleĢtiği Mahal Açısından Dağılımı (1913- 382 1917) Darp Ve Cerh Suçu Dâhil Darp Ve Cerh Suçu Hariç Suçlar ġehirde Kırda ġehirde Kırda Adam Öldürme 5,29 16,34 20,93 36,29 RüĢvet 1,08 0,13 4,26 0,29 EĢkıyalık 0,00 6,69 0,00 14,86 Tecavüz 8,42 12,23 33,33 27,14 Kürtaj 0,20 0,77 0,78 1,71 Kız Kaçırma 1,67 4,25 6,59 9,43 Darp Ve Cerh 74,73 54,95 * * Hırsızlık 5,48 2,19 21,71 4,86 Kalpzenlik 0,98 0,26 3,88 0,57 Sahtekârlık 1,37 1,16 5,43 2,57 Kundakçılık 0,39 0,39 1,55 0,86 Devlet Malını Çalmak 0,20 0,13 0,78 0,29 Yardım Ve Yataklık 0,20 0,26 0,78 0,57 Devletin Ġç Güvenliğini Ġhlal 0,00 0,26 0,00 0,57 Toplam 100,00 100,00 100,00 100,00 Cerâim-i umûmiye cetvellerine göre ağır suçların gerçekleĢtiği mahal hakkında bilgi verebilmek için basit suçları da içeren darp ve cerh suçunu kapsam dıĢı bıraktığımızda yani yalnızca ağır suçları temel aldığımızda, suçların ağırlıklı olarak kırsal kesimde gerçekleĢtiğini ve faillerin de çoğunlukla köylü olduklarını görebiliriz (Bkz. Tablo 22). 381 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 382 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 119 383 Tablo 22: Cinayet Suçlarının GerçekleĢtiği Mahal Açısından Dağılımı (1913-1917) Darp ve Cerh Darp Ve Cerh Fail/ Vaka Suçu Dâhil Suçu Hariç (%) (%) ġehirli Fail 50,94 32,58 Köylü Fail 46,90 64,23 Ġkametgâhı Belli Olmayan Fail 2,16 3,20 ġehirde GerçekleĢen Vaka 56,94 42,43 Kırda GerçekleĢen Vaka 43,34 57,57 Cinayet faillerinin %43,91‘i 20-30 yaĢ aralığındadır. Bunu sırasıyla %26,27 ile 14-20 yaĢ, %20,38 ile 30-40 yaĢ, %5,39 ile 40-50 yaĢ, %2,35 ile 14 yaĢından küçükler, %1,50 ile 50-60 yaĢ, %0,15 ile 60-70 yaĢ ve %0,04 ile 70 yaĢ sonrası takip etmektedir. Bir baĢka deyiĢle cinayet faillerinin %90‘ından fazlası 14-40 yaĢ grubu aralığındaki faillerden oluĢmuĢtur (Bkz Grafik 22). 384 Grafik 22: Cinayet Suçu Faillerinin YaĢ Gruplarına Göre Dağılımı (1913-1917) Yaş Dağılımı 1200 1140 1000 800 682 600 529 400 200 140 61 39 4 1 0 14- 14-20 20-30 30-40 40-50 50-60 60-70 70+ Cinayet suçlarının nedenlerine göre dağılımlarını anlayabilmek için belgelere baĢvurduğumuzda pek çok vaka ve suçlu için veri olmadığı görülmüĢtür. 1575 vaka ve 383 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 384 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 120 2255 fail için belgelerde 424 neden yer almaktadır. Elimizdeki verileri genel bir bakıĢ açısı kazanabilmek amacıyla incelediğimizde, cinayet faillerinin %47,16‘sı içeriği hakkında net bir bilgi içermeyen türlü nedenler; %14,15‘i ırza tasallut; %13,44‘ü düĢmanlık ve intikam; %6,83‘ü fuhuĢ ve sefahet(eğlence); %6,13‘ü meyhanede tartıĢma; %5,89‘u servet hırsı; %4,71‘i sarhoĢluk ve %1,65‘i aĢk nedeniyle suç iĢlemiĢtir. 121 3.BÖLÜM SUÇ CETVELLERĠNE GÖRE HUDÂVENDĠGÂR VĠLAYETĠ DÂHĠLĠNDE MEYDANA GELEN CÜNHA VE KABAHAT TÜRÜ SUÇLAR VE FAĠLLERĠ 1.1. OSMANLI CEZA HUKUKUNA GÖRE CÜNHA VE KABAHAT ÇalıĢmanın son bölümünde incelenecek olan cünhalar, Osmanlı hukukunda (1858 Tarihli Ceza Kanunnamesi) cezası geçici sürgün, memuriyetten uzaklaĢtırma, 1 haftadan 3 yıla kadar hapis ve 100 kuruĢtan fazla para cezası olan suçlar; kabahatler ise 24 saatten 1 haftaya kadar olan hapis cezaları, özel bir meslek ya da sanatın yapılmasına 385 ara verme (tatil) ve 100 kuruĢtan az para cezasını gerektiren suçlardır. Bu bölümde cünha ve kabahat suçları kapsamında değerlendirilen tehdit, mahkûm kaçırmak, kasıtsız adam yaralama, fuhĢa teĢvik, sarkıntılık ve sözlü taciz, usul ve nizam harici hapis, devlet memuruna hakaret, emniyeti su-i istimal, kumarhane ve piyango oynatmak, yankesicilik, pasaport sahtekârlığı, sarhoĢluk, adi hırsızlık, adi hayvan hırsızlığı, korkutmak amacıyla silah çekmek ve çeĢitli suçlar kabahatler olarak tanımlanmıĢ suçlar ve failleri incelenecektir. Kabahat ve cünha suçları vukû‘ât-ı cinâ‘iye cetvellerine iĢlenmedikleri için, bu bölümde çalıĢılan belgeler cerâim-i umûmiye cetvelleri olmuĢtur. 1.2. HUDÂVENDİGÂR VİLAYETİNDE MEYDANA GELEN CÜNHA VE KABAHATLER 1.2.1. Sirkat-ı Adiye (Adi Hırsızlık) Hırsızlık suçu (gece, cemiyetle kapı kırarak, duvar delerek, silahlı vb.) cinayet bölümünde ele alınmıĢtır. Cünha olarak tanımlanan hırsızlık vakalarında aranan Ģartlar 385 Türk Hukuk Lügatı, 3B., Ankara: BaĢbakanlık Basımevi, 1991.,s.181.; Öztop, a.g.t., s.166.; Ġ.DUĠT 78/31. 122 ise gece vakti iki ya da daha fazla kiĢi tarafından insan oturur bir mahalde gerçekleĢtirilmesi, insan oturur bir mahal olmasa da hırsızın aleni ya da gizli Ģekilde silahlı olması, hırsızın görevli bir hizmetkâr olarak efendisinin ya da efendisinin hanesine gelmiĢ birinin malını çalmıĢ olmasıdır. Bunlara ek olarak hancı, lokantacı, arabacı, kayıkçı ve benzeri esnaf veya bunların adamlarından kendilerine emanet edilen eĢyanın hepsini ya da bir kısmını çalmaları cünha kapsamında değerlendirilmiĢtir. Bu bağlamda değerlendirilen suçların ise 6 aydan 3 seneye kadar hapisle cezalandırılması 386 öngörülmüĢtür. Cerâim-i umûmiye cetvellerine yansıyan adi hırsızlık vakası 18‘i faili meçhul 387 olmak üzere toplam 1.455‘tir. 1.957 failin 1.947‘si tutuklanmıĢ, 10‘u firar etmiĢtir. Firar oranı %0,51 gibi oldukça düĢük bir değerdir. Vilayet geneli aylık hırsızlık ortalaması 58,20‘dir. 1.069 erkek fail içerisinde en büyük grup %51,12 oranla bekâr erkeklerdir. Bekâr erkekleri %27,39 ile evli-çocuklu, %6,74 ile evli-çocuksuz, %1,42 ile dul-çocuksuz, %2,33 ile dul-çocuklu failler izlemiĢtir. Erkek faillerin tüm failler içindeki oranı %89,01 iken kadın faillerin oranı %10,99‘dur. Bekâr kadınların oranı %1,92 iken evli-çocuklu kadın faillerin oranı %7,16‘dır. Kadın failler ile ilgili diğer medeni durum istatistiği Ģöyledir: evli-çocuksuz %0,83; dul-çocuklu %0,67; dul- 388 çocuksuz %0,42. Bu verilere göre hem kadın failler hem de erkek failler arasında (bekâr erkekleri hariç tuttuğumuzda) evli-çocuklu grubu ağırlıklı olarak bulunmaktadır. Adi hırsızlık suçunu cinayet suçları içerisinde değerlendirilen hırsızlık suçu ile kıyasladığımızda erkek faillerin daha yoğunluklu olarak cinayet türündeki hırsızlığa, kadın faillerin ise yoğunluklu olarak cünha türündeki adi hırsızlığa yöneldiklerini görebiliriz. Cinayet kapsamındaki hırsızlık vakalarında kadın faillerin oranı %2,50 iken cünha türü hırsızlık vakalarında kadınların oranı 3 kattan fazla artarak %10,99 olmuĢtur. Erkekler daha büyük çapta ve Ģiddetli hırsızlık olaylarına yönelirken kadınların daha günü kurtarıcı ufak hırsızlıklar yaptıkları söylenebilir. 386 Ġ.DUĠT 78/31. 387 BOA. DH. EUM. MTK. 6/27; 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; 17/13; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. 388 BOA. DH. EUM. MTK. 6/27; 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. 123 Adi hırsızlık failleri arasında, ekonomik açıdan diğer meslek gruplarına nazaran iyi durumda olan ilim erbabı, sarraf ve ashab-ı akardan kimseler tespit edilmemiĢtir. Failler arasında %40,82 ile pek çok suçta olduğu gibi ilk sırada çiftçiler, sonrasında sırasıyla %23,04 ile iĢsizler, %19,20 ile zanaatkârlar, %11,77 ile iĢçiler gelmektedir ve bu dört meslek grubu tüm faillerin %95‘inden fazlasını ifade etmektedir. Diğer meslek gruplarına ait oranlar Ģöyledir: balıkçı %3,34; ev hizmetçisi %1,09; kaptan ve kayıkçı ve memur %0,17; tüccar ve sarraf hademesi %0,33.(Bkz. Tablo 23) 389 Tablo 23: Adi Hırsızlık Suçu Faillerinin Mesleki Dağılımı (1913-1917) Grup Toplam Meslek Grubu Derdest Firari Ġçerisindeki Fail Oran (%) Memur 1 1 0 0,08 Yüksek Tahsilli Müderris, Hekim Vb. 0 0 0 0,00 Tüccar 2 2 0 0,17 Çiftçi 489 485 4 40,82 Balıkçı 40 40 0 3,34 Sarraf 0 0 0 0,00 Zanaatkâr 230 230 0 19,20 Ashab-ı Akar 0 0 0 0,00 ĠĢçi 141 138 3 11,77 Kaptan Ve Kayıkçı 2 1 1 0,17 Tüccar Sarraf Hademesi 4 4 0 0,33 Ev Hizmetçisi 13 13 0 1,09 ĠĢsiz 276 274 2 23,04 Toplam* 1198 1188 10 100,00 Faillerin milletlere göre dağılımında Müslümanlar %88,50, Rumlar %8,25 Ermeniler %3,25‘lik orana sahiptir. Nüfus oranları dikkate alındığında bu oranlar normal görülmektedir. Faillerin %81,43‘ü okuma yazma bilmezken %18,57‘si okuryazardır. Faillerin %84,51‘i ilk kez suç iĢlemiĢ iken, %14,57‘si sabıkalı, %0,92‘si ise hırsızlık zanlısıdır. Ġkamet durumlarına göre faillerin %61,78‘i Ģehirde (742 fail), %37,30‘u köyde yaĢarken (448 fail) , ikametgâhı belli olmayanların oranı %0,92‘dir (11 fail). Vakaların ise %68,14‘ü Ģehirde, %32,58‘i kırsalda gerçekleĢmiĢtir. 389 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. *BOA. DH. EUM. MTK 51/3 numaralı belgelerde ―Sıfat ve sanat-ı mücrimin‖ kısmında 1 eksik ve DH. EUM. MTK 51/9 numaralı belgenin aynı kısmında 2 eksik fail bulunmaktadır (Olması gereken toplam 1201‘dir). 124 Adi hırsızlık suçunun en fazla görüldüğü yaĢ grubu %42,50 ile 20-30 yaĢ grubudur. Sırasıyla %27,92 ile 14-20 yaĢ; %19,67 ile 30-40 yaĢ; %5,25 ile 40-50 yaĢ; %2,67 ile 50-60 yaĢ ve %2 ile 14 yaĢından küçükler gelmektedir. 1.2.2. Dolandırıcılık Osmanlı Devleti‘nde özelikle 19.yüzyıldan itibaren görülen Batı etkisindeki kentleĢmenin bir sonucu olarak hırsızlık ve yankesicilik gibi suçların yanında görülen 390 dolandırıcılık, yaygın bir duruma gelmiĢtir. Türlü hile ve desais (aldatmacalar) ile birine ait akça, emlak, tahvilat ya da senedatını ele geçiren dolandırıcılar cünha suçu ile muamele olup 3 aydan 3 seneye kadar hapis, 1 mecidiye altınından 50 mecidiye altınına kadar nakdi ceza, devlet 391 memurluğunda ise ayrıca memuriyetten tard (uzaklaĢtırma) ile cezalandırılmaktaydı. Cerâim-i umûmiye cetvellerinde tespit edilen 141 dolandırıcılık vakası mevcuttur. 157 failin 153‘ü tutuklanmıĢ 4‘ü ise firar etmiĢtir. Suçlu firar oranı %3,84; 392 aylık dolandırıcılık vakası ortalaması 5,64‘tür. Faillerin cinsiyet dağılımında 97 erkek (%88,99) faile 12 kadın (11,01) fail tespit edilmiĢtir. 62 bekâr erkeğin failler içerisindeki oranı %56,88 iken 58‘i tutuklanmıĢ 4‘ü firar etmiĢtir; 25 evli-çocuklu %22,94; 5 evli-çocuksuz %4,59; 2 dul-çocuklu %1,83; 3 dul-çocuksuz %2,75‘dir. Kadın faillerden 3 bekâr kadın failin oranı %2,88; 3 evli- 393 çocuklu %2,75; 6 evli-çocuksuz %4,80‘dir. Dolandırıcılık suçunda sabıkalı olup suç tekrarı yapan fail oranı %10,09, ilk kez suç iĢleyen %88,99 ve dolandırıcı zanlısı olarak bulunan %0,92‘dir. Ġlk kez suç iĢleyen 96 failden 1‘i, sabıkalı faillerden 3‘ü firar etmiĢtir. Faillerin meslek gruplarına göre dağılımı Ģöyledir: 33 tutuklu 3 firari toplam 36 çiftçi (%33,03); tamamı tutuklu 30 iĢçi (%27,52); tamamı tutuklu 26 iĢsiz (%23,85); 390 Zafer Toprak, ―Osmanlı Son Döneminde Ġstanbul Sokaklarında Marjinaller: Hırsızlar, Dolandırıcılar, Yankesiciler,‖ İ.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, S. 38, 2008, s.276. 391 Ġ.DUĠT 78/31. 392 BOA. DH. EUM. MTK. 6/27; 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; 17/13; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. 393 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 125 12‘si tutuklu 1‘i firari 13 zanaatkâr (%11,93); tutuklu 1 memur (%0,92); 2 ilim erbabı (%1,83); tutuklu 1 tüccar (%0,92). Çiftçi, zanaatkâr, iĢçi ve iĢsizlerin yüksek suç 394 ortalamaları dolandırıcılık suçunda da değiĢmemiĢtir. Faillerin %91,74‘ü Müslüman, %4,80‘i Ermeni, %2,75‘i Rum‘dur. Diğer suçlardan farklı olarak 1 Yahudi (%0,92) fail de belgelere yansımıĢtır. 27 fail okuryazar iken, 80 fail okuma yazma bilmemektedir. 2 fail de yüksek eğitimlidir. Faillerin %76,15‘i Ģehirli, %22,94‘ü köylü ve %0,92‘sinin ikametgâhı belli değildir. Benzer Ģekilde vakaların %87,50‘si Ģehirde, %12,50‘si kırsalda gerçekleĢmiĢtir. YaĢ gruplarına göre fail sayıları ve oranları Ģöyledir: 20-30 yaĢ grubu 51 fail %46,79; 14-20 yaĢ grubu 31 fail %28,44; 30-40 yaĢ grubu 20 fail %18,35; 40-50 yaĢ 395 grubu 4 fail %3,67 ve 50-59 yaĢ grubu 3 fail %2,75. 1.2.3. Adiyyen Hayvan Hırsızlığı Adiyyen hayvan hırsızlığı 1858 tarihli Ceza Kanunnamesi‘nin sirkat baĢlığı altında Ģöyle tanımlanmıĢtır: At vesaire yük, araba ve binek hayvanını, tarımla ilgili alet edevatı, satılmak üzere kesilip hazırlanmıĢ keresteyi, taĢ ocaklarından kırılmıĢ taĢları, dalyanlarda bulunan balıkları, göllerde olan sülükleri sirkat ederse cünha kapsamında 396 değerlendirip, 1 aydan 1 seneye kadar hapisle cezalandırılırdı. Çalınan hayvanların ahalinin meskûn sınırları içerisinde değil mera, otlak vb. yerlerden çalındığı düĢünülmelidir. Aksi halde yapılan sirkatin cinayet suçları içinde değerlendirildiği daha önce belirtilmiĢtir. Cünha olarak kabul edilen hayvan hırsızlığı ise hayvanların korunaklı barınaklarda bulunmadığı, mera vb. bir baĢka deyiĢler, 397 mahalli hırz kapsamı dıĢındaki yerlerde yapılan sirkati ifade etmektedir. Cerâim-i umûmiye cetvellerine yansıyan ―adiyyen hayvan hırsızlığı‖ vakası sayısı 5‘i faili meçhul olmak üzere 269‘dur. Toplam fail sayısı 4‘ü firari olmak üzere 394 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 395 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 396 Ġ.DUĠT 78/31. 397 Ömer Nasuhi Bilmen, ―Hukuk-ı Ġslâmiyye ve Islahat-ı Fıkhiyye Kamusu‖, C.3, Ġstanbul: Bilmen Yay., 1976, s.263. 126 398 394‘tür. Aylık adiyyen hayvan hırsızlığı vakası ortalaması 10,76‘dır. Faillerin %97,54‘ü erkek %2,46‘sı kadındır. Medeni durumlarına göre fail sayıları Ģöyledir: 66 bekâr erkek failin 65‘i tutuklu 1‘i firar; 43 evli-çocuklu erkek fail41‘i tutuklu 2‘si firar; 7 tutuklu evli-çocuksuz erkek; 3 dul-çocuklu erkek 2 tutuklu 1 firar ve 3 tutuklu evli- 399 çocuklu kadın. Faillerin 97‘si (%79,51) ilk kez suç iĢlemiĢ, 25‘i (%20,49) sabıkalıdır. Bu verilere göre adiyyen hayvan hırsızlığı sabıkalı fail oranı yüksek suçlardan biridir. Adiyyen hayvan sirkati suçuna karıĢan faillerin meslekleri incelendiğinde %63,11 ile en büyük grubun çiftçiler olduğu görülür. Sonrasında sırasıyla %11,48 iĢçiler, %9,02 iĢsizler, %9,02 zanaatkârlar %6,56 ev hizmetçileri ve %0,82 tüccar ve sarraf hademeleri gelmektedir. Faillerin %89,34‘ü Ġslâm, %9,84‘ü Rum ve %0,82‘si Ermeni‘dir. 103 fail okuma yazma bilmezken, 19 fail okuryazardır. Faillerin 47‘si Ģehirli, 75‘i köylüdür. Benzer Ģekilde vakaların %33,33‘ü Ģehirde, %66,67‘si kırsal alanda yaĢanmıĢtır. YaĢ gruplarına göre adi hayvan hırsızlığı suçu faillerinin oranları Ģöyledir: %45,13 oranla 20-29 yaĢ; %27,18 oranla 30-39 yaĢ; %18,45 oranla 14-19 yaĢ; %2,91 400 oranla 40-49 yaĢ ve %1,94 oranla 14 yaĢından küçükler. 1.2.4. Devlet Memuru ve Askere Hakaret Devlet memuru ve askerlerin Devlet-i Aliye‘ye memuriyetlerini icrada iken ya da icra ettikleri hüküm gereğince haysiyet ve namuslarına karĢı hakarete varan kötü söz söyleme ve korkutmaya cüret edenler 1 haftadan 6 aya kadar hapis olunurdu. Bu hakaret ve tehdit durumu toplantı ya da mahkeme sırasında meydana gelirse buna cüret gösteren de 6 aydan 1 yıla kadar hapsolurdu. Hakaret, korkutma ve dil uzatma filleri asker ve zabıtaya karĢı, memuriyetlerini icra esnasında yapıldığında 1 haftadan 1 aya kadar hapis 398 BOA. DH. EUM. MTK. 6/27; 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; 17/13; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. 399 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 400 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 127 olunur, bu esnada silah gösteren olur ise ceza artıĢ göstererek 6 aydan 2 seneye kadar 401 uzatılırdı. Cerâim-i umûmiye cetvellerinde tespit edilen ―Memurin-i devlete vazifelerinden dolayı muhalefet‖ ve ―Me'mûrîn-i zâbıtaya ve asâkire Ģetm ve hakâret‖ Ģeklinde tanımlanmıĢ vakası sayısı 190‘dır. 190 vakaya 5‘i firar olmak üzere 277 fail 402 karıĢmıĢtır. Devlet memuru ve askere hakaret suçunda faillerin %41,90‘ı bekâr erkeklerdir. 44 bekâr erkekten 39‘u tutuklanmıĢ 5‘i firar etmiĢtir. Evli-çocuklu erkekler 36 tutuklu olup faillerin %34,29‘unu oluĢturmuĢlardır. Evli-çocuksuz 8 tutuklu (%7,62); dul- çocuklu 4 tutuklu fail (%3,81) bulunmaktadır. Failler içerisinde erkeklerin toplam oranı %87,62‘dir. Faillerin %12,38‘ini oluĢturan kadınların medeni durumlarına göre oranları ise Ģöyledir: 3 bekâr kadın tutuklu (%2,86); 7evli-çocuklu kadın tutuklu (%6,67); 1 evli çocuksuz (%0,95) ve 2 dul-çocuklu tutuklu kadın (%1,90). Faillerin %74,29‘u ilk kez suç iĢlemiĢ, %25,71‘i ise sabıkalıdır. Ġlk kez suç iĢleyen 78 failden 74‘ü tutuklanmıĢ, 4‘ü firar etmiĢ; sabıkalı 27 kiĢinin 26‘sı tutuklanırken 1‘i firar etmiĢtir. Devlet memurları ve askerlere hakaret suçunda ilim erbabı, sarraf ile kaptan ve kayıkçılar dıĢındaki tüm meslek gruplarından belli oranlarda fail bulunmaktadır. Meslek gruplarına göre oranlar Ģöyledir: %31,43 zanaatkâr, toplam 33 fail 31 tutuklu 2 firar; %25,71 çiftçi, toplam 27 fail 25 tutuklu 2 firar; %9,52 iĢsiz,10 tutuklu; %10,48 iĢçi, 11 tutuklu; %6,67 memur, 7 tutuklu; %2,86 balıkçı, toplam 4 fail 3 tutuklu 1 firar; %2,86 tüccar ve sarraf hademesi ve ev hizmetçisi toplam 3‘er tutuklu; %3,81 tüccar, 2 403 tutuklu. Memurlara ve askere hakaret suçu, verilerden anlaĢılacağı üzere kendisine halk içerisinde geniĢ yer bulmuĢtur. Neredeyse her meslek grubundan insan devlet memuru ve asker ile münakaĢa yaĢamıĢtır. Zanaatkârların, toplumun çoğunluğunu oluĢturan çiftçilerden daha yüksek orana sahip olmaları dikkat çekicidir. 401 Ġ.DUĠT 78/31. 402 BOA. DH. EUM. MTK. 6/27; 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; 17/13; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. 403 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur 128 Faillerin tamamı tutuklu olmak üzere 77‘si Ġslâm; 9‘u tutuklu 3‘ü firari olmak üzere toplam 12‘si Rum ve 14‘ü tutuklu 2‘si firari olmak üzere 16‘sı Ermeni‘dir. Faillerin %64,76‘sı okuma yazma bilmemekte iken, %35,24‘ü okuryazar durumdadır. Yüksek tahsil görmüĢ fail tespit edilmemiĢtir. YaĢ grupları arasında en büyük orana sahip grup %51,43 8 ile 20-30 yaĢ grubudur. Sırasıyla %24,76 oranla 30-40; %9,52 oranla 40-50; %0,95 oranla 50-60 yaĢ grubu gelmektedir. 14-20 yaĢ grubundan 1; 20-29 yaĢ grubundan 4 fail firar etmiĢtir. 14 404 yaĢından küçük ve 60 yaĢından büyük fail bulunmamaktadır. Devlet memuruna hakaret vakalarının %78,13‘ü Ģehirde; %21,88‘i kırsalda yaĢanmıĢtır. Faillerin %79,05‘i Ģehirli iken %20,95‘i köylüdür. Devlet kurumları Ģehirde bulunduğundan vakaların Ģehirde yaĢanmıĢ olması doğaldır. Devlet memurları bu bilgilere göre daha çok Ģehirli halk ile karĢı karĢıya gelerek tartıĢma yaĢamıĢlardır. 1.2.5. FuhuĢa TeĢvik ve Alenen Fiil-i ġen’i ―Evlilik dıĢı cinsel iliĢkiler ve din, ahlak ölçülerine uymayan her türlü 405 406 aĢırılık‖ olarak tanımlanan fuhuĢ, Osmanlı Devleti‘nde özellikle Batı etkisinin ve 407 nüfusun hızla arttığı, kent yoksulluğunun ortaya çıktığı Tanzimat Dönemi sonrasında yaygınlaĢmıĢtır. 19.yüzyıldan önceki dönemde fuhĢiyat Osmanlı Devleti‘nde Avrupa‘daki kadar yaygın olmamıĢ, fuhuĢ sebebiyle Ortaçağ boyunca Avrupa‘yı saran frengi salgınına Osmanlı‘da daha çok 19.yüzyıl sonlarına doğru rastlanmaya 408 baĢlanmıĢtır. Osmanlı Devleti ahlak dıĢı davranıĢların ve ölü doğuma sebebiyet veren frengi hastalığının toplumda yaygınlaĢmasını önlemek adına fuhĢa karĢı önlemler almıĢ ve 404 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 405 Günay Tümer, ―FuhuĢ,‖ İA., TDV Yay., 1996, s.209. 406 Engin Kırlı, ―Tanzimat Sonrası FuhuĢ Hadisesine YaklaĢımda YaĢanan DeğiĢim‖, Isparta, Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, S. 12, 2010, s.45. 407 Müge Telci Özbek, ―Uygunsuz Makulesinden Kadınlar: Son Dönem Osmanlı Ġstanbulu‘nda Yoksul ve Yalnız Kadınların Kontrolü ve FuhuĢ (1900-1914)‖, Tarih ve Toplum Yeni Yaklaşımlar, S. 15, 2012, s. 65. 408 Kırlı, ―Tanzimat Sonrası FuhuĢ Hadisesine YaklaĢımda YaĢanan DeğiĢim‖, s.45. 129 fuhĢu denetim altına alabilmek için Ġstanbul‘da genelevler açılmıĢtır. Anadolu‘da da bu amaçla genelev açılması halkın olumsuz tepkisi sebebiyle mümkün olmadığı için hukuki ve askeri düzenlemeler getirilmiĢtir. Bu amaçla 1859 yılında bir emirname çıkarılarak fuhuĢ esnasında yakalanan kadın ve erkeklere uygulanacak iĢlemlere dair izahat yapılmıĢtır. Kanun-ı Esasi‘nin getirdiği hükümler gereğince ev sahiplerinin daveti olmadan, ev baskınları mümkün olmadığından fuhuĢla mücadele yapılamamıĢtır. Genelev açılamayan mahallerde bu iĢle geçinen kadınların ahlaki açıdan ve maddi açıdan geçimlerini sağlayabilmeleri amacıyla din eğitimi almaları ve dokumacılık eğitimi almaları için ıslahevi açılmasına karar verilmiĢ ancak bu uygulamalar da sorunun çözümü açısından yeterli olmamıĢtır. FuhuĢ sorununun ortaya çıkıĢı ve yayılmasındaki nedenler olarak ekonomik sıkıntılar, keyif-arzu ve eğitim önemli etkenlerdir. Osmanlı‘da özellikle 1877-78 Osmanlı-Rus savaĢlarından sonra Ģiddetle artan fuhĢa bağlı frengi vakalarından sonra görülen ölü doğumlar ve çocuk ölümlerinden sonra 1897 yılında ―Kastamonu Vilayeti ve Bolu Sancağı Frengi Mücadelesi TeĢkilat-ı Sıhhiyesi Nizamnamesi‖ hazırlanmıĢ ve bu amaçla gezici 409 hekimler dahi görevlendirilmiĢtir. 1858 tarihli Ceza Kanunnamesi 3.Fasılda belirtildiği üzere; her kim zükur (erkek) ve inasdan (kadın) genç kimseleri saptırıp kandırarak fuhĢiyata tahrik ederse 1 410 aydan 1 seneye kadar hapis olunmaktaydı. FuhuĢ ve zina suçları Ġslâm hukukunda da cezası belirtilmiĢ suçlar olmalarına rağmen yapılan araĢtırmalar, cezalandırma 411 konusunda uygulanan hükümlerin kanunnamelere dayandığını göstermektedir. 1915 yılında yayınlanan ―Frengi Ġlletinin Men‘i ĠntiĢarı Hakkında Talimatname-i Sıhhi‖ye göre fuhuĢ yapan kadınlar polis tarafından sık sık denetlenecek ve kayıtları tutulacaktı. Keza mahalle sakinleri de kendilerine verilen kolektif yetki sorumluluğuna binaen sık sık evlere fuhuĢ baskını düzenlemekteydiler. Ancak rüĢvet konusunda bahsi 412 geçtiği üzere polis görevlileri fuhuĢ konusunu zaman zaman görmezden gelmiĢlerdir. 409 Mehmet Temel, ―Osmanlı Devleti‘nin Son Döneminde FuhuĢ ve Frengi Ġle Mücadele‖, Türkler, C. 14, Ankara, Yeni Türkiye Yay., 2002, s.308. 410 Ġ.DUĠT 78/31. 411 Abacı, a.g.e, s.190. 412 Ergut, a.g.e., s.238. 130 Cerâim-i umûmiye cetvellerinde tespit edilen ve ―fuhĢiyata tahrik ve alenen fiil-i Ģeni‖ olarak tanımlanmıĢ toplam 250 vaka yaĢanmıĢtır. 250 vaka için 445 fail tespit edilmiĢtir. Faillerin 443‘ü tutuklanmıĢ 2‘si firar etmiĢ olup, aylık fuhuĢ vakası 413 ortalaması 10‘dur. Medeni durumları ve cinsiyetlerine göre fail sayıları ve oranları Ģöyledir: 138 bekâr erkek %50; 41 evli-çocuklu erkek %14,86; 20 evli-çocuksuz erkek %7,25; 2 dul- çocuklu erkek %0,72; 8 dul-çocuksuz erkek %2,90 olmak üzere toplam 209 erkek %75,72; 3 bekâr kadın %1,09; 11 evli-çocuklu kadın %3,99; 7 evli-çocuksuz kadın %2,54; 1‘i firari olmak üzere 14 dul-çocuklu kadın %5,07; 32 dul-çocuksuz kadın %11,59 olmak üzere toplam 67 kadın %24,28. FuhuĢ suçuna karıĢan erkek faillerin 414 çoğunluğu bekâr erkekler iken kadınların çoğunluğu dul-çocuksuzdur. Özellikle 19.yy‘ın ikinci yarısından itibaren, aile bağlarının kopuĢ göstermesi, Balkanlar ve Kafkasya‘daki kargaĢa ortamının getirdiği göçler ve savaĢlarla artan mülteci, dul ve yetim kadınlar, kentteki yoksul kadın nüfusunu hiç olmadığı kadar artırmıĢtır. Yeni toplumsal yapıda, kurumsal kontrol veya bir erkek yakınının gözetiminden mahrum olan kadınlar, kent hayatının içerisinde dilencilik, hizmetçilik ve 415 kısa süreli evliliğin yanı sıra bu tarz fiillere de baĢvurmuĢlardır. FuhuĢ faillerinin %60,51‘si ilk kez suç iĢleyen kimselerdir, %39,13‘ü sabıkalı, %0,36‘sı ise ―mazenne-i su‖ yani kendisinden her türlü kötülük beklenenler Ģeklinde tabir edilen kimselerdir. Sabıkalı oranın bu denli yüksek olması, fuhuĢ eyleminin tekrarlandığı ve bir meslek hale getirildiğini düĢündürmektedir. Belgelere göre memur, tüccar, balıkçı, sarraf ile kaptan ve kayıkçılar arasında fuhuĢ suçu faili olan kimse bulunmamaktadır. Diğer meslek gruplarının dağılımı ise Ģöyledir: Ġlim erbabı 2, çiftçi 83, zanaatkâr 90, ashab-ı akar 11, iĢçi 16, tüccar sarraf hademesi 1, ev hizmetçisi 4 ve iĢsiz 69 fail. Meslek grupları içerisinde en büyük oran %32,61 ile zanaatkârlara aittir (Bkz Grafik 23). 413 BOA. DH. EUM. MTK. 6/27; 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; 17/13; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. 414 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 415 Telci Özbek, a.g.m., s. 69. 131 Grafik 23: FuhĢa Tahrik ve Fiil-i ġeni Faillerinin Meslek Gruplarına Göre Dağılımı (1913- 416 1917) Fuhşa Tahrik ve Fiil-i Şen'i İlim Erbabı 0,72% Ev Hizmetçisi İşsiz 1,45% Çiftçi 25% 30,07% Tüccar Sarraf Hademesi İşçi 0,36% Zanaatkar 6% 32,61% Ashab-ı Akar 3,99% Diğer suçlara benzer Ģekilde fuhĢa tahrik ve fiil-i Ģen‘i suçunun failleri de çoğunlukla Müslüman‘dır. Faillerin, 246‘sı Ġslâm (%94,93), 5‘i Rum (%1,81) ve 9‘u (%3,26) Ermeni‘dir. 246‘sı (%89,13) okuma yazma bilmezken, 30‘u (%10,87) okuryazardır. FuhĢa tahrik ve fiil-i Ģeni faillerinin %89,13‘ü Ģehirli iken %10,87‘si köylüdür. Buna paralel Ģekilde vakaların %89,52‘si Ģehirde, %10,48‘i kırsalda yaĢanmıĢtır. Bu haliyle fuhuĢ daha çok kent merkezlerinin sorunu olmuĢtur. YaĢ gruplarına göre fail oranları Ģöyledir: 20-30 yaĢ 125 fail %45,29; 14-20 yaĢ 96 fail %34,78; 30-40 yaĢ 49 fail %17,75; 40-50 yaĢ 5 fail %1,81; 14 yaĢından küçük 1 417 fail %0,36. 1.2.6. Gençlere Sözlü Taciz ve El Ġle Sarkıntılık Gençlere sözlü taciz ve sarkıntılıkta bulunan kimselerden, söz ile tacizde bulunanlar 1 haftadan 1 aya kadar elleriyle sarkıntılık edenler ise 1 aydan 3 aya kadar 418 hapis olunmaktaydı. 416 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 417 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 418 Ġ.DUĠT 78/31. 132 Cünha suçu kapsamındaki taciz ve sarkıntılık suçu cerâim-i umûmiye cetvellerine ―gençlere harfendazlık ve el ile sarkıntılık‖ baĢlığı altında kaydedilmiĢtir. 419 Toplam vaka sayısı 91, fail sayısı 98‘dir. Aylık vaka ortalaması 3,64‘tür. Faillerin tamamı erkek olup bekâr erkekler %61,70; evli-çocuklu erkekler %23,40; evli-çocuksuz erkekler %8,51; dul-çocuksuz erkekler %6,38 orana sahiptir. Failler arasında ilk kez suç 420 iĢleyenlerin oranı %80,85; sabıkalıların oranı %159,15‘dir. Cinsel saldırılardaki sabıkalılık oranının yüksekliği dikkat çekicidir. Sözlü taciz ve sarkıntılık suçuna karıĢan faillerden 16‘sı çiftçi, 16‘sı zanaatkâr, 7‘si iĢsiz, 4‘ü iĢçi, 2‘si ilim erbabı(hekim, müderris vb.) ve kalan 2‘si de memurdur. Faillerin 41‘i Ġslâm, 4‘ü Rum ve 2‘si Ermenidir. Faillerin %68,09‘u okuma yazma bilmezken %29,79‘u okuryazar %1‘i de yüksek tahsillidir. Vakaların %86,36‘sı Ģehirde yaĢanırken, %13,64‘ü kırsal alanda yaĢanmıĢtır. Benzer Ģekilde faillerin %85,11‘i 421 Ģehirli iken %14,89‘u köylüdür. YaĢ gruplarını açısından faillerin durumu Ģöyledir: 14 yaĢtan küçük 1 fail; 14-20 yaĢ grubunda 7 fail; 20-30 yaĢ grubunda 15 fail; 30-40 yaĢ grubunda 8 fail ve 40-50 yaĢ grubunda 1 fail. Sarkıntılık ve sözlü taciz suçunda da faillerin en fazla olduğu yaĢ grubu 20-30 yaĢ aralığıdır. Sözlü taciz ve el ile sarkıntılık faillerinin %90,91‘i (30 fail) Ģehirli, %9,09‘u (3 fail) köylüdür, buna paralel olarak vakaların %90,63‘ü (29 vaka) Ģehirde gerçekleĢirken, 422 %9,38‘i (3 vaka) kırsal alanda yaĢanmıĢtır. Bu bağlamda, sözlü taciz ve sarkıntılığın kent merkezlerinde yaĢanan bir sorun olduğunu söyleyebiliriz. Cerâim-i umûmiye cetvellerinde kurbanlara ait veriler bulunmadığından sarkıntılık ve sözlü taciz suçlarının 419 BOA. DH. EUM. MTK. 6/27; 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; 17/13; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. 420 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 421 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 422 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur 133 kadına mı erkeğe mi yönelik olduğunu ya da hangi yaĢ grubuna karĢı iĢlendiği hakkında yorum yapılamamaktadır. 1.2.7. Emniyeti Su-i Ġstimal 1858 Ceza Kanunnamesine göre emniyeti su-i istimal, bir kimsenin ihtiyaç, zaaf ve hevesini su-i istimal ederek o kiĢinin zararına sebebiyet verecek Ģekilde akça borçlandırmak, eĢyasını almak, hile ya da baĢka yollarla elindeki bir ticari evrak ve senedi kendi üzerine geçirmek, emanet edilen mühürlü ve imzalı kâğıtları güven su-i istimal edilerek sahte ibareler ile doldurulması gibi eylemler olarak tanımlanmıĢtır. Kanunnameye göre, bir kimsenin zaaf ve ihtiyacını su-i istimal ederek parasını, eĢyasını ve senedini almanın cezası, 2 aydan 2 seneye hapis ile zararın tanzimi ayrı olarak da 1 mecidiye altınından az olmamak üzere para cezasıydı. Evrakın aslına uygun olmayan ibareler ile doldurarak malen ve zaten zarar verici senet düzenleyenler ise 6 aydan az 423 olmamak üzere hapis olunur ayrıca 5 mecidiye altınına kadar cezayı nakdi alınırdı. Emniyeti su-i istimal baĢlığı altında cetvellerde yer alan ―Emniyeti su-i isti‘mal‖, ―Nâsın mal ve emlak ve erzakı izâa ve telef‖ ve ―Mühr-i fekki ve emanet eĢya ve evrak- ı resmiye ahzı‖ suçları birlikte değerlendirilecektir. Cerâim-i umûmiye cetvellerinde tespit edilen 219 vaka ve toplam 300 fail bulunmaktadır. Faillerin tamamı tutukludur. Aylık vaka ortalaması 8,76‘dır. Bekâr erkeklerin failler içindeki oranı %40; evli-çocuklu erkeklerin oranı %52,73; evli-çocuksuz erkeklerin oranı %6,36 olmak üzere toplam %99,09‘dur. 1 kadın failin oranı ise 0,91‘dir. Emniyeti Su-i istimal faillerinin %91,82‘si ilk kez suç iĢlemiĢ iken, %8,18‘i sabıkalıdır. Mesleklerine göre fail oranları Ģöyledir: %70 çiftçi, %3,64 memur, %14,55 zanaatkâr, %4,55 iĢçi, %2,73 iĢsiz, %0,91 sarraf. Faillerin %97,27‘si Ġslâm (107 fail), %1,82‘si Rum (2 fail), %0,91‘i Ermeni‘dir (1 fail). %79,09‘u okuma yazma bilmezken %20,91‘i okuryazardır. ġehirli fail oranı 423 Ġ.DUĠT 78/31. 134 %50,91; köylü fail oranı %49,09‘dur. Vakaların %60,71‘i Ģehirde gerçekleĢirken %39,29‘u kırsal alanda gerçekleĢmiĢtir. Emniyeti su-i istimal suçu faillerinin yaĢ gruplarına göre ortalaması Ģöyledir: 14- 20 yaĢ aralığında 19 fail %18,18; 20-30 yaĢ aralığında 46 fail %41,82; 30-40 yaĢ aralığında 31 fail %28,18; 40-50 yaĢ aralığında 12 fail %10,91 ve 50-59 yaĢ aralığında 1 424 fail %0,91. 1.2.8. Kumar ve Piyango Oynatmak Kumar ve piyango oynatmak/oynamak bunu bir kâr aracı ve meslek haline getirmek, kumar ve piyango için sarraflık yaparak nakit temin etmek 1 aydan 6 aya kadar hapis gerektiren cünhalardandı. Piyangoya ödül olarak konulan eĢya ve nakit 425 devletçe zapt olunmaktaydı. Esasında piyango yasadıĢı yapılmadığı sürece kurumlara gelir sağlamak için sıklıkla baĢvurulan bir yöntemdi. Misal olarak, Bursa‘daki sanayi mektebine gelir elde etmek amacıyla 1893 yılında düzenlenen bir çekiliĢte, okulun öğrencileri tarafından 426 dokunmuĢ halılar halka ödül olarak sunulmuĢtur. Cerâim-i umûmiye cetvellerinde bahsi geçen piyango oynatma hadiseleri örneğin aksine yasal değil, yasadıĢı yapılan piyango eylemlerini kastetmektedir. Cerâim-i umûmiye cetvellerinde tespit edilen piyango ve kumar oynatma vakası 133‘tür. 133 vakaya karıĢan fail sayısı ise 240‘dır. Faillerin tamamı tutuklanmıĢ olup, 427 aylık vaka ortalaması 5,32‘dir. Failler arasındaki bekâr erkeklerin sayısı 76, evli-çocuklu erkeklerin sayısı 59, evli-çocuksuz erkeklerin sayısı 15, dul-çocuksuz erkeklerin sayısı 7‘dir. Ġlk kez suç 424 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 425 Ġ.DUĠT 78/31. 426 Nursal KumaĢ, a.g. t., , s.119. 427 BOA. DH. EUM. MTK. 6/27; 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; 17/13; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. 135 428 iĢleyen faillerin oranı %70,70, sabıkalı faillerin oranı %29,30‘dur . %29 gibi yüksek bir sabıkalı oranı bu suçun ya faillerce meslek haline getirildiğini ya da sabıkalı suçluların sıklıkla kumarhane ve piyango oynatma suçuna yöneldiklerini göstermektedir. Kumar ve piyango oynatma suçu failleri arasında memurlar %1,27, ilim erbabı %1,27, çiftçiler %17,83, zanaatkârlar %56,69, ashab-ı akar %2,55, iĢçiler %7,64 ve iĢsizler %12,74 oranında yer almaktadır. Kumar ve piyango oynatanların %82,17‘si Ġslâm, %10,19‘u Rum ve %7,64‘ü Ermeni‘dir. Okuryazar fail oranı %27,39, okuma yazma bilmeyen fail oranı %72,61‘dir. Vakaların %93,85‘i Ģehirde %6,15‘i ise kırsal alanda gerçekleĢirken; faillerin %72,61‘i 429 Ģehirli, %27,39‘u köylüdür. Bu bilgiler kırsal kesimdeki köylülerden bazılarının kumar ve piyango oynatmak ya da oynamak için Ģehre gittiklerini düĢündürmektedir. Kumar ve piyango oynatmak suçu faillerinin yaĢ gruplarına göre dağılımı Ģöyledir: 20-30 yaĢ grubu %38,85; 30-40 yaĢ grubu %24,84; 14-20 yaĢ grubu %21,66; 40-50 yaĢ grubu %12,10 ve 14 yaĢından küçük failler %2,55. 1.2.9. Kasıtsız Yaralama 1858 Ceza Kanunnamesi‘ne göre bir kimse bir Ģahsı hataen yaralar ya da darp ederse cerrahiye masrafı ve uzvunun kullanımını imkânsız hale getirdiği takdirde bu halin diyeti de kendisinden alındıktan sonra eğer bu yaralama ve darbı dikkatsizlik ve 430 düzene uymamak sebebiyle iĢlemiĢse 1 haftadan 2 aya kadar hapis olunurdu. Cerâim-i umûmiye cetvellerine ―Min gayri kasd cerh ve ta‘til-i afv‖ olarak belirtilmiĢ olan kasıtsız yaralama vakası diğer suçlara göre oldukça azdır. Faili belli 24 olaya karıĢan fail sayısı 28‘dir. Faillerin tamamı tutuklanmıĢtır. Faillerin cinsiyet ve 428 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 429 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 430 Ġ.DUĠT 78/31. 136 medeni duruma göre dağılımı Ģöyledir: Bekâr erkek 11, evli-çocuklu erkek 3, evli 431 çocuksuz erkek 2 ve evli çocuklu kadın 1. Faillerin tamamı ilk kez suç iĢlemiĢtir. Kasıtsız yaralama suçunu iĢleyen faillerin meslek gruplarına dağılımı Ģöyledir: 7 çiftçi, 4 iĢçi, 2 zanaatkâr, 1 tüccar ve sarraf hademesi, 1 iĢsiz. Faillerin 14‘ü Ġslâm, 1‘i Rum ve 2‘si Ermeni‘dir. Faillerin 12‘si okuma yazma bilmezken, 5‘i okuryazardır. Vakaların 8‘i Ģehirde gerçekleĢirken 5‘i kırsal alanda yaĢanmıĢtır. Benzer 432 Ģekilde 10 fail Ģehirli iken 7 fail köylüdür. 1.2.10. Mürûr Tezkiresi ve Pasaport Sahtekârlığı Osmanlı Devleti‘nde yerli ve yabancı herkesin seyahat etmek için alması gereken bir tür izin belgesi olan ―mürûr tezkiresi‖, yabancı elçilik görevlileri, tüccarlar, yerli ve yabancı din adamlarına yönelik onların geçecekleri yerlerin idarecilerine hitaben kaleme alınır ve kendilerinin korunması, vergi muafiyetleri, paralarıyla yiyecek 433 içecek temin etmelerinin sağlanması gibi tembihatı içerirdi. Mürûr tezkereleri 19. yüzyıl ortalarına kadar kaza ve kasabalarda kadı ve naiplerce düzenlenmiĢ, 1830 Genel Nüfus sayımından sonra sancak merkezlerinde oluĢturulan defter nâzırlıkları ve kazalarda onlara bağlı mukayyitler (kayıt memuru) aracılığıyla verilmeye baĢlanmıĢtır. Mürur tezkiresi almak isteyenler öncelikle güvenli bir kefil göstererek mukayyit ya da mahalle imamına baĢvurularak nereye ve ne kadar süreliğine gittiğine dair pusulayı alarak kadıya götürülecek ve mahkemeden çıkan ilamı, defter nâzırına götürerek kaydını gerçekleĢtirdikten sonra tezkeresini alabileceklerdir. Tezkirede belge sahibinin fiziksel özellikleri hakkında bilgi de verilirdi. Mürur tezkiresi uygulaması hem iç güvenliğin sağlanması hem de kırsal kesimden kent merkezlerine 434 göçün engellenmesi için alınan önlemlerdendi. 431 BOA. DH. EUM. MTK. 6/27; 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; 17/13; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. 432 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 433 Mübahat S. Kütükoğlu, ―Mürur Tezkiresi,‖ İA., TDV Yay., 2006, ss. 60–61. 434 Musa Çadırcı, ―Tanzimat Döneminde Çıkarılan Men‘-i Mürûr ve Pasaport Nizâmnâmeleri,‖ Belgeler, C. 15, S. 19, 1993, s.169. 137 ġehir merkezlerine baĢka bölgelerden göç etmiĢ iĢsiz ve serkeĢ takımı tespit edilerek memleketlerine gönderilmiĢ, ancak kısa bir zaman sonra bir yolunu bulup bu kimseler kent merkezlerine geri gelmiĢtir. Mürûr tezkiresi alınırken güvenirliğe önem verilmesi ve güvenirlik konusunda kefil olunmasının Ģart koĢulması mürûr tezkiresi alınabilirliğini zorlaĢtırdığından bu Ģartı taĢımayan bazı kimselerce sahte pasaport ve 435 mürûr tezkiresi oluĢturma yoluna gidilmiĢtir. . Hudâvendigâr Vilayeti cerâim-i umûmiye cetvellerinde tespit edilen mürûr tezkiresi ve pasaport sahtekârlığı vakası 17‘dir. Toplam fail 27 olup tamamı 436 tutuklanmıĢtır. Faillerin 10‘u bekâr erkek, 9‘u evli-çocuklu erkek, 1‘i evli-çocuksuz erkektir. Faillerin tamamı ilk kez suç iĢlemiĢlerdir. Meslek gruplarına göre faillerin 1‘i memur, 15‘i çiftçi, 2‘si zanaatkâr, 1‘i iĢçi, 1‘i balıkçıdır. 19 fail Ġslâm, 1 fail Ermeni‘dir. Okuryazar fail sayısı 9, okuma yazma bilmeyen fail sayısı 12‘dir. 7 vakanın tümü Ģehirde gerçekleĢmiĢtir. Faillerin 16‘sı Ģehirli 5‘i köylüdür. YaĢ gruplarına göre faillerin 4‘ü 14-20; 7‘si 437 20-30; 7‘si 30-40; 2‘si 40-50 ve 1‘i 50-60 yaĢlarındadır. 1.2.11. Ġhafe Kastıyla (Korkutmak Amacıyla) Silah Çekmek Korkutmak amacıyla silah çekme eylemi, bir tehlike ya da münâza‘a esnasında tek baĢına ortaya çıkabileceği gibi darp ve cerh suçlarıyla beraber de görülebilen cünhalardandır. Katl kastı olmadan korkutmak amacıyla birine silah çekenler 1 haftadan 438 1 aya kadar hapis olunmaktaydı. 435 a.y., s.170. 436 BOA. DH. EUM. MTK. 6/27; 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; 17/13; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. 437 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. Bahsi geçen suça ait veriler, belgelerdeki ―eğitim durumu‖,‖ikametgâh‖, ―yaĢ grupları‖ ve ―vaka mahalli‖ bölümlerinde 1 fazla olarak tespit edilmiĢtir. Belgelerdeki bu hatalı durum değiĢtirilmemiĢ belge aslına uygun Ģekilde aynen aktarılmıĢtır. (BOA. DH. EUM. ADL 33/17) 438 Ġ.DUĠT 78/31. 138 Cerâim-i umûmiye cetvellerinde tespit edilen silah çekme vakası 368 toplam fail 439 sayısı ise 470‘dir. Bekâr erkeklerin failler içindeki oranı %60,74; evli-çocuklu erkeklerin oranı %31,11; evli-çocuksuz erkeklerin oranı %7,41‘dir. 1 bekâr kadının oranı da %0,74‘tür. Erkek faillerin toplam oranı %99,26 iken kadın faillerin oranı 440 %0,74‘tür. Faillerin %84,44‘ü ilk kez suç iĢlemiĢ, %15,56‘sı ise sabıkalıdır. Korkutmak amacıyla silah teĢhiri suçunda faillerin %43,70‘i çiftçi (59 fail) , %33,33‘ü zanaatkâr (45 fail), %11,11‘i iĢçi (15 fail), %6,67‘si iĢsiz (9 fail), %4,44‘ü ashab-ı akar (6 fail) ve %0,74‘ü ev hizmetçisidir (1 fail). Faillerin 119‘u Müslüman (%88,15); 5‘i Rum (%3,70) ve 11‘i Ermeni‘dir (%8,15). Okuryazar fail sayısı 17 (%12,59), okuma yazma bilmeyen fail sayısı 118‘dir (%87,41). Failler arasında 14 yaĢından küçük 2 fail (1,48), 14-20 yaĢ aralığında 33 fail (%24,44), 20-30 yaĢ aralığında 73 fail (%54,07), 30-40 yaĢ aralığında 22 fail (%16,30), 441 40-50 yaĢ aralığında 5 fail (%3,70) bulunmaktadır. Silah çekme vakalarının %60,91‘i Ģehirde, %39,09‘u kırsalda yaĢanmıĢtır. Faillerin de %58,52‘si Ģehirli, %41,48‘i köylüdür. 1.2.12. SarhoĢluk Ġçki ya da uyuĢturucu alıp ayıldıktan sonra, o sıradaki eylemlerini ve sözlerini bilemeyecek kadar akli melekelerinin zaafa uğraması olarak tabir edilen sarhoĢluk, birey ve toplum için kabul edilen zararları sebebiyle, Ġslâmiyet‘te kesin olarak 442 yasaklanan fiillerdendir. Ġçki içme ve sarhoĢluk suçunun oluĢabilmesi için failin akıllı olması, suçu isteyerek iĢlemesi, buluğ çağına ermiĢ ve Müslüman olması koĢulları söz 439 BOA. DH. EUM. MTK. 6/27; 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; 17/13; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. 440 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 441 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 442 Ġbrahim Kafi Dönmez, ―SarhoĢluk,‖ İA, TDV Yay., 2009, s.141. 139 konusudur. Gayrimüslimler bu aĢamada kamu düzenini tehdit ettiklerinde tazir cezasına 443 çarptırılmıĢlardır. 1858 Ceza Kanunnamesi‘nde ―sarhoĢluk‖ suçuna iliĢkin bir hüküm bulunmamaktadır. 1851 tarihli Kanun-ı Cedid‘in 2.fasıl/5. maddesinde sokaklarda baĢka kimselere sarkıntılık eden sarhoĢların öldüresiye olmayacak Ģekilde 3‘ten 79 adede 444 kadar değnek darbı ile tazir edilmeleri Ģeklinde hüküm bulunmaktadır. Din ve devlet ayrımı gözetmeksizin hemen her toplumda hoĢ karĢılanmayan fuhuĢ ile kumar gibi içki ve sarhoĢluk, Osmanlı toplumunda da kötü görülmüĢ ancak 445 yönetimlerce önüne tam olarak geçilmesi de mümkün olmamıĢtır. SarhoĢluk, adi hırsızlık gibi cetvellerde sayısal olarak fazlaca görülen suçlardandır. 25 aylık dönemde Hudâvendigâr Vilayeti cerâim-i umûmiye cetvellerine yansıyan 904 vaka olmuĢ ve bu vakalara karıĢan 949 fail tespit edilmiĢtir. Aylık vaka 446 ortalaması 36,16‘dır. Diğer yandan sarhoĢluk suçunun hırsızlık ya da darp gibi direkt olarak nâsı ilgilendiren suçlara oranla Ģikâyet ve suçüstü olasılığı daha düĢük olabilir. Bu nedenle sarhoĢluk suçuna dair genel oranların, toplumdaki alkol kullanımı ve sarhoĢluk oranını tam olarak yansıtmayarak reel oranlardan daha düĢük olarak tespit edilmesi muhtemeldir. Bekâr erkek fail sayısı 338, evli-çocuklu erkek fail sayısı 185, evli-çocuksuz erkek fail sayısı 64, dul-çocuklu erkek fail sayısı 5 ve dul-çocuksuz erkek fail sayısı 11‘dĠr. Kadın failler arasında 1 evli-çocuklu, 3 dul-çocuksuz fail bulunmaktadır. Erkek faillerin toplam oranı %99,34; kadın faillerin toplam oranı %0,66‘dır. Cinsiyetler açısından kıyaslandığında, sarhoĢluk suçu fail ekseriyeti erkekler olan suçlardan biridir. Faillerin %70,68‘lik kısmı ilk kez suç iĢlemiĢ, %29‘u ise sabıkalıdır. 2 fail ise ―mazenne-i su‖ yani kendisinden kötülük beklenen kimselerdendir. Bu bağlamda, sarhoĢluk fiili de Osmanlı toplumunda sabıkalı faillerin yüksek olduğu suçlardandır. 443 Muhammed Yazıcı, ―Osmanlı Dünyasında Ġçki Ġçme Suçuna Dair Bazı Gözlemler (XVI. Yüzyıl),‖ JASSS, C. 5, S. 8, 2012, s.1319. 444 Ahmet Gökcen, Tanzimat Dönemi Osmanlı Ceza Kanunları ve Bu Kanunlardaki Ceza Müeyyideleri, (Yüksek Lisans Tezi), Ġstanbul: Ġstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1987, s.148. 445 Ġlbeyi Özer, ―Osmanlı‘dan Cumhuriyet‘e Sosyal YaĢam‖, Türkler, ed. Hasan Celal Güzel vd., C.14, Ankara: Yeni Türkiye Yay., 2002, s.277. 446 BOA. DH. EUM. MTK. 6/27; 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; 17/13; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. 140 SarhoĢluk suçu tüm meslek gruplarının failler arasında az ya da çok oranda bulunduğu tek suç olması bakımından önemlidir. Meslek gruplarına göre sarhoĢluk suçu faillerinin sayıları Ģöyledir: 17 memur, 9 ilim erbabı, 29 tüccar, 112 çiftçi, 3 balıkçı, 1 sarraf, 278 zanaatkâr, 12 ashab-ı akar, 67 iĢçi, 1 kaptan ve kayıkçı, 2 tüccar ve sarraf 447 hademesi, 1 ev hizmetçisi ve 70 iĢsiz (Bkz Grafik 24). 448 Grafik 24: SarhoĢluk Suçu Faillerinin Meslek Gruplarına Göre Dağılımı (1913-1917) İşsiz; 11.53 Sarhoşluk İlim Erbabı; Ev Hizmetçisi; Memur; 2.80 1.48 0.16 Tüccar; 4.78 Tüccar ve Sarraf HadeKmaepstia; n0 .v3e3 Çiftçi; Kayıkçı; 0.16 18.45 İşçi; 11.04 Zanaatkar; Balıkçı; 0.49 Ashab-ı 45.80 Akar; Sarraf; 0.16 1.98 SarhoĢluk suçunu iĢleyenlerin %87,37‘si Ġslâm, %3,58‘i Rum ve %9,04‘ü Ermeni‘dir. Nüfus oranları dikkate alındığında bu oranlar normal görünmektedir. Faillerin %72,35‘i okuma yazma bilmez, %26,96‘sı okuryazar ve %0,68‘i yüksek tahsillidir. Faillerin %18,77‘si köylü, %78,67‘si Ģehirli iken %2,56‘sının belli bir ikametgâhı yoktur. Vakaların ise %93,02‘si Ģehirde, %6,98‘i kırsal alanda yaĢanmıĢtır. Bu durum köyde ikamet eden insanların bu suçu iĢlemek için Ģehre gittiklerini düĢündürmektedir. SarhoĢluk fiili, (darp ve cerh suçuyla birlikte) tüm yaĢ gruplarında belli oranda görülmektedir. Faillerden 215‘i 20-30; 171‘i 14-20; 140‘ı 30-40; 60‘ı 40-50; 14‘ü 50- 449 60; 4‘ü 60-70 yaĢlarında, 2‘si 14 yaĢından küçük ve 1‘i 70 yaĢının üzerindedir. 447 SarhoĢluk suçunda ―mesleklere göre dağılım‖ bölümünde, DH. EUM. ADL 23/6 ve 23/19 numaralı belgelerde hatalı kayıt sebebiyle 5 kiĢilik bir kayıp veri oluĢmuĢtur. SarhoĢluk suçu fail toplamı: 607 - Mesleki dağılım: 602 Ģeklindedir. BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 448 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 141 1.2.13. Serserilik MeĢrutiyet yönetiminin özellikle 31 Mart Vakası‘nın ardından yönetim erki ve denetimini sağlamlaĢtırmak için yaptığı askeri ve mülki düzenlemelerinden biri de 14 450 Mayıs 1909‘da ―Serseri ve Mazenne-i su EĢhas Hakkında Kanun‖ un çıkarılmasıdır. Kanunun 1. maddesinde serseriler ―Hiçbir geçim vasıtası bulunmayan ve çalıĢmaya kudreti olduğu halde en az iki aydan beri çalıĢıp kazanç elde etmeyen veya bir zanaatla meĢgul olmayıp bu müddet zarfında iĢ bulmak için arama teĢebbüsünde bulunduğunu dahi ispat edemeyip, Ģurada burada dolaĢan kimseler‖ olarak tanımlanmıĢlardır. Kanununa göre hizmetinde firar eden veya bir sene içinde suçunu tekrarlayan kimseler, 3 aydan 1 seneye kadar sürgün edilmiĢlerdir. Bir meslek sahibi olup, mesleğine 2 aydan 451 uzun süre aran veren kimseler de bu bağlamda değerlendirilmiĢtir. Vukû‘ât-ı cinâ‘iye cetvellerinde tespit edilen 80 vaka ve aynı sayıda fail 452 olmuĢtur. Tüm failler tutuklanmıĢtır. Serserilik yapanların 22‘si bekâr erkek, 4‘ü evli- çocuklu erkek, 1‘i dul-çocuksuz erkek olmak üzere 27‘dir. Kadın fail olarak 1 dul- çocuksuz fail tespit edilmiĢtir. Faillerin 24‘ü ilk kez suç iĢlemiĢ, 3‘ü sabıkalı, 1‘i de 453 kendisinden ancak kötülük beklenen kimselerdendir. Serserilik faillerinin büyük çoğunluğu tahmin edileceği üzere iĢsizlerdir. 28 failin 21‘si iĢsizlerdir. ĠĢçi fail 5, çiftçi ve zanaatkâr 1‘er kiĢidir. Müslüman fail sayısı 26, Ermeni fail sayısı 2‘dir. Rumlar arasında serserilik suçundan tutuklanarak, ceraim cetvellerine kaydolmuĢ kimse bulunmamaktadır. Vakaların 26‘sı Ģehirde gerçekleĢirken, 2‘si köydedir. Benzer Ģekilde faillerin 26‘sı Ģehirliyken 3‘ü köylüdür. 449 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 450 Ali Birinci, ―31 Mart Vak'ası'nın Bir Yorumu,‖ Türkler, C. 13, Ankara: Yeni Türkiye Yay., 2002, s.359. 451 Öztop,a.g.t., s.205.; Düstur:Tertip-i Sani, C.1, 1329, s.169. (https://acikerisim.tbmm.gov.tr/xmlui/handle/11543/71) 452 BOA. DH. EUM. MTK. 6/27; 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; 17/13; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. 453 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 142 Serserilik faillerinin yaĢ gruplarına göre sayıları Ģöyledir: 20-30 yaĢ aralığında 11 fail;14-20 yaĢ aralığında 7 fail; 40-50 yaĢ aralığında 5 fail; 30-40 yaĢ aralığında 4 fail; 70 yaĢından büyük 1 fail. 1.2.14. Tehdit Tehdit/ korkutma suçu ve cezası 1858 Ceza Kanunnamesi eĢhasa dair suçlar, 1.fasıl/191. maddede Ģöyle tanımlanmıĢtır: ―Bir Ģahıs kendisine ya da belirttiği bir yere akça ve bazı eĢya gönderilmesini veya baĢka bir kimseye mühürlü veya mühürsüz ve imzalı veya imzasız kâğıt göndererek veyahut adam göndererek, istediğini göndermez ve teklifi icra eylemez ise hakkında bazı mazarrat (zararlar, ziyanlar) vukua getireceğini beyanıyla korkutma ve tehdit eder ve beyan ettiği mazarrat faili hakkında kanunen idam, müebbeden kürek cezası gerektirir. Bahsi geçen tehditler fiile dökülmemiĢse bu bir nevi cinayete teĢebbüs eden Ģahıs muvakkaten küreğe konulur. Eğer icra edeceği ihbar eylediği mazarrat kanunen zikrolunan cinayetlerden olmayıp daha hafif çeĢidinden olur ve fiile dökülmemiĢ olursa aynı Ģahıs 1 seneden 3 seneye kadar hapis olunur ve 454 kendisinden 3 mecidiye altınından 20 mecidiye altınına kadar nakdi ceza alınırdı. Tehdit suçu bağlamında cerâim-i umûmiye cetvellerine yansıyan vaka sayısı 85, 455 toplam fail sayısı 109‘dur. Faillerin 1‘i firari 108‘i tutukludur. Erkek faillerin 22‘si bekâr, 21‘i evli-çocuklu, 8‘i evli-çocuksuz olmak üzere toplam 51 kiĢidir. Kadın failler 456 1‘i evli çocuklu, 4‘ü evli-çocuksuz olmak üzere 5 kiĢidir. Faillerin 52‘si ilk kez suç iĢlerken 2‘si sabıkalıdır. Faillerin 16‘sı çiftçi, 13‘ü zanaatkâr, 7‘si iĢçi, 2‘si balıkçı, 1‘i kira geliri sahibi, 1‘i iĢsizdir. 28 fail Ġslâm, 2 fail Rum ve 10 fail Ermeni‘dir. 22 fail okuma yazma bilmez iken 18 fail okuryazardır. 454 Ġ.DUĠT 78/31. 455 BOA. DH. EUM. MTK. 6/27; 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; 17/13; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. 456 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 143 ġehirli fail sayısı 18 köylü fail sayısı 22‘dir. Vakaların 19‘u Ģehirde, 17‘si kırsal alanda 457 gerçekleĢmiĢtir. Diğer pek çok suçta olduğu gibi tehdit suçunda da en fazla fail 20-30 yaĢ grubundadır. 20-30 yaĢ grubunda 26, 30-40 yaĢ grubunda 7 ve 40-50 yaĢ grubunda 4 458 fail bulunmaktadır. 1.2.15. Yankesicilik ve Ahzlık Osmanlı son döneminde batılılaĢma ve modernleĢme hareketleri, kent yapısı ve asayiĢ unsurları üzerinde de etkili olmuĢ Osmanlı tebaası cemaat yapısından cemiyet yapısına bir geçiĢ süreci yaĢamaktayken kentleĢmenin asayiĢi ilgilendiren nahoĢ sonuçlarından olan suç oranlarındaki artıĢ kendini göstermeye baĢlamıĢtır. Bu bağlamda Ġstanbul gibi kent merkezlerinde hırsızlık, yan kesicilik gibi suçlar oldukça 459 yaygınlaĢmıĢtır. Yankesicilik, bir kimsenin cebinden, çantasından ustalıkla, hissettirmeden bir 460 Ģeyler çalma eylemi olarak tanımlanmaktadır. Ahz ise ―alma‖ anlamına gelerek, dükkân vb. yerlerde kalabalıktan faydalanarak dükkân sahibinden gizli olarak bir Ģeyler 461 aĢırmayı ifade etmektedir. Ahz‘ın bir çeĢit hırsızlık olmasına rağmen, cinayet suçlarından olan sirkatten farklı, sirkat baĢlığı altında sıralanan koĢulların gerçekleĢmemiĢ olmasıdır. Toprak‘ın ifade ettiğine göre yankesiciler genellikle insanların topluluk halinde bulunduğu yerlerde bulunur ve daima Ģahadet ile ortaparmaklarını kullanarak 457 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 458 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 459 Toprak, a.g.m, s. 276. 460 Yankesicilik,TDK, (http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&arama=gts&guid=TDK.GTS.5cb8a08cddb637.30824 399) 461 Öztop, a.g. m., s.198. 144 çalıĢırlardı. Bu Ģekilde saat, para çantası, tabaka gibi eĢyaları çalar, altın zincirleri vb. 462 kesmek için de makas taĢırlardı. Cerâim-i umûmiye cetvellerine yansıyan yankesicilik vakası adedi 5‘i faili 463 meçhul olmak üzere 171‘dir. Toplam 208 failin karıĢtığı vakalarda faillerin 39‘u bekâr erkek, 18‘i evli-çocuklu erkek, 2‘si evli-çocuksuz erkek olmak üzere toplam 59‘u 464 erkek;1 bekâr, 4 evli-çocuklu olmak üzere toplam 5‘i kadındır. Yankesicilik faillerinin %69,23‘ü ilk kez suç iĢlemiĢ, %29,67‘si sabıkalı, %1,10‘u ise zanlı durumundadır. Adi hayvan hırsızlığı suçunda olduğu gibi yankesicilik suçunda da sabıkalı oranı yüksek durumdadır. ĠĢsizler, çiftçiler ve zanaatkârlar tüm failler içinde %89‘luk bir paya sahiptirler. Faillerin %35,16‘sı iĢsiz, %41,76‘sı çiftçi, %12,09‘u zanaatkâr, %2,20‘si ev hizmetçisi, tek tek %1,10‘u tüccar ve sarraf hademesi, ashab-ı akar ve balıkçıdır. Faillerin %95,60‘ı Ġslâm, %3,30‘u Rum, %1,10‘u Ermeni‘dir. Faillerin %81,32‘siokuma yazma bilmezken %18,68‘i okuryazardır. Faillerin %67,03‘ü Ģehirli, %32,97‘si köylüdür. Vakaların %68,49‘u Ģehirde gerçekleĢirken %31,51‘i kırsal alanda gerçekleĢmiĢtir. Failler yaĢ grupları açısından incelendiğinde durum Ģöyledir: 20-30 yaĢ grubu 42 fail %46,15; 14-20 yaĢ grubu %24,18; 30-40 yaĢ grubu 19 fail %20,88; 40-50 yaĢ grubu 5 fail %5,49; 50-60 yaĢ grubu 3 fail %3,30. 1.2.16. Hakaret ve Ġftira Hakaret ve iftira suçuna dair tanımlama 1858 Ceza Kanunu‘nun 213-215. maddelerinde açıklanmıĢtır. Bir kimseye halka açık bir yerde kötü ithamlarda bulunmak, söz ya da el yazısı veya basılı kâğıt asmak suretiyle kötüleyerek halkın nefretini kazandıracak davranıĢlarda bulunmak hakaret ve iftira suçu olarak 462 Toprak, a.g. m., s.277. 463 BOA. DH. EUM. MTK. 6/27; 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; 17/13; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1 464 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur 145 tanımlanmıĢtır. Bu itham ve suçlamaların iftira olduğu ortaya çıktığında ise söz konusu suçun cezası iftira sahibi için hükmolunurdu. Herhangi bir ceza maddesi ile suçlanmayıp, bir kimse hakkında namusuna dokunan söz veya Ģetim (sövme, kötü söz) eylerse 24 saatten 1 aya adar hapis olunur 465 veya olarak yarım mecidiye altınından 3 mecidiye altınına kadar nakdi ceza alınırdı. Hakaret ve iftira suçu cerâim-i umûmiye cetvellerinde ―zemm ve kadh‖ ile ―Ģetm-i hakaret ve iftira‖ baĢlıklarıyla belirtilmiĢtir. Buradaki Ģetm sözcüğü sövüp 466 saymak, zemm ve kadh ise kötüleme ve birbirini çekiĢtirme anlamındadır. Cerâim-i umûmiye cetvellerinde tespit edilen hakaret ve iftira vakası 233‘tür. Toplam fail sayısı 467 tamamı tutuklu olmak üzere 297‘dir. Erkek faillerin 31‘i bekâr, 26‘sı evli-çocuklu, 5‘i evli-çocuksuz olmak üzere 62; kadın faillerin 1‘i bekâr, 8‘i evli-çocuklu, 1‘i evli- 468 çocuklu, 2‘si dul-çocuklu olmak üzere 12‘dir. Faillerin 70‘i ilk kez suç iĢlemiĢ, 4‘ü sabıkalıdır. Meslek gruplarına göre faillerin 41‘i çiftçi, 14‘ü iĢsiz, 6‘sı zanaatkâr, 2‘si memur, 2‘si kira geliriyle geçinen kimse 469 (ashab-ı akar), 1‘i ilim erbabı ve 1‘i ev hizmetçisidir. Hakaret ve iftira suçu faillerinin 66‘sı Müslüman, 3‘ü Rum ve 5‘i Ermeni‘dir. Okuma yazma bilen fail oranı %29,73; okuma yazma bilmeyen fail oranı %70,27‘dir. Faillerin %40,54‘ü Ģehirli, %59,46‘sı köylüdür. Bu verilerin aksine vakaların %75,81‘i Ģehirde, %24,19‘u kırda yaĢanmıĢtır. YaĢ gruplarına göre faillerin dağılımı Ģöyledir: 20-30 yaĢ aralığında 39 fail (%52,70); 30-40 yaĢ aralığında 22 fail (%29,73); 14-20 yaĢ aralığında 12 fail (%16,22) 470 ve 40-50 yaĢ aralığında 1 fail (%1,35). 465 Ġ.DUĠT 78/31. 466 Ferit Devellioğlu, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lugat, Ankara: DoğuĢ Matbaası, 1962, s.574, 1189. 467 BOA. DH. EUM. MTK. 6/27; 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; 17/13; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. 468 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 469 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 470 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 146 1.2.17. ÇeĢitli Cünha ve Kabahatler Cerâim-i umûmiye cetvellerine ―cünha ve kabayih-i muhtelife‖ olarak kaydedilen çeĢitli cünha ve kabahatler, cetvellerde yer alan 58 diğer suçun kapsamına girmediği halde ceza kanunnamelerinde yer alan küçük suçları kastetmektedir. Fail sayıları az olduğundan ―usul-i nizam haricinde haps ve tevkif‖, ―umur-ı hukuk-iye‘de yalan Ģahadet ve yemin‖, ―telgraf muhaberatını ihlal‖, ―meĢrubatı muzırra ve semmiyat ve eĢya-yı memnûa fürûhatı‖, ―asar–ı kadimeyi tahrip‖, ―mahpus kaçırmak ve ihfa-yı erbab-ı cinayet" suçları da bu kategori içerisinde değerlendirilecektir. Hudâvendigâr Vilayeti cerâim-i umûmiye cetvellerinde tespit edilen vaka sayısı 2.323‘tür. Bu vakalara 4‘ü firar 3.029‘u tutuklu olmak üzere 3.033 fail karıĢmıĢtır. 471 Vilayet genelinde aylık vaka ortalaması 92,88‘dir. Medeni durumlarına göre faillerin 597‘si bekâr erkek (%45,68), 445‘i evli- çocuklu erkek (%34,05), 110‘u evli-çocuksuz erkek (%8,42), 58‘i dul-çocuklu erkek (%4,44) ve 11‘i dul-çocuksuz erkek (%0,84) olmak üzere 1221 erkek faildir (%93,42). 1121 failin 1217‘si tutuklanmıĢ 4‘ü firar etmiĢtir. Kadın failler: 11 bekâr (%0,84), 44 evli-çocuklu (%3,36), 12 evli-çocuksuz (%0,92), 5 dul-çocuklu (%0,38) ve 15 dul- 472 çocuksuz (%0,15) olmak üzere toplam 87‘dir (%6,66). Faillerin %87,38‘i ilk kez suç iĢlemiĢ, %12,55‘i ise sabıkalıdır. 1 kiĢi suç zanlısıdır. Meslek gruplarına göre failler arasında %41,93 ile çiftçiler, %31,83 ile zanaatkârlar ve %11,32 ile iĢsizler ön plana çıkmaktadır. Diğer meslek gruplarına iliĢkin oranlar Ģöyledir: iĢçi %7,88; memur %2,07; ilim erbabı %0,61; balıkçı %0,23; sarraf %0,08; ashab-ı akar %1,38; tüccar %1,61; tüccar ve sarraf hademesi %0,38; ev hizmetçisi %0,77(Bakınız Tablo 24). 471 BOA. DH. EUM. MTK. 6/27; 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; 17/13; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1. 472 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. BOA. DH. EUM. ADL. 33/17 numaralı belgede zekûr kısmında 1 kiĢi fazla olup, belge hatalıdır. 147 Tablo 24: ÇeĢitli Cünha ve Kabahatler Suçu Faillerinin Meslek Gruplarına Göre Dağılımı (1913- 473 1917) Diğer Meslek Toplam Tutuklu Firari Meslek Grubu Grupları Ġçindeki Fail Fail Fail Oranı (%) Memur 27 27 2,07 Ġlim Erbabı(Müderris, Hekim Vb.) 8 8 0,61 Tüccar 21 21 1,61 Çiftçi 548 545 3 41,93 Balıkçı 3 3 0,23 Sarraf 1 1 0,08 Zanaatkâr 416 415 1 31,83 Ashab-ı Akar 18 18 1,38 ĠĢçi 103 103 7,88 Kaptan Ve Kayıkçı 0 0 0,00 Tüccar Sarraf Hademesi 5 5 0,38 Ev Hizmetçisi 10 10 0,77 ĠĢsiz 148 148 11,33 Toplam* 1308 1304 4 100,08 *BOA. DH. EUM. MTK 75/35 numaralı belgede ―Sıfat ve sanat-ı mücrimîn‖ kısmında toplam 1 fazla olup, belge hatalıdır. Reayanın çoğunluğunu oluĢturan Müslümanlar, çeĢitli cünha ve kabahatlerde de %82,17 oranla failler içerisindeki en büyük gruptur. Sırasıyla %8,72 ile Ermeniler, %8,42 ile Rumlar, %0,61 ile Yahudi ve %0,08 ile Ġranlı gelmektedir. Faillerin 934‘ü (%71,46) okuma yazma bilmezken, 368‘i (%28,16) okuryazardır. Yüksek tahsil gören fail sayısı 5‘tir. Faillerin %62,66‘sı Ģehirli (819 fail); 37,26‘sı köylü (487 fail) ve 0,08‘i ikametgâhı belli olmayan kimselerdir (1 fail). Benzer Ģekilde vakaların %64,55‘i Ģehirde (630 vaka) %35,45‘i kırsal alanda (346 vaka) 474 meydana gelmiĢtir. YaĢ gruplarına göre fail dağılımı sırasıyla Ģöyledir: 485 fail 20-30 yaĢ grubunda; 313 fail 30-40 yaĢ grubunda, 298 fail 14-20 yaĢ grubunda, 152 fail 40-50 yaĢ grubunda, 473 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 474 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 148 24 fail 14 yaĢından küçük, 22 fail 50-60 yaĢ grubunda, 11 fail 60-70 yaĢ grubunda ve 1 475 fail 70 yaĢının üzerindedir. 475 BOA. DH. EUM. MTK. 23/11; 35/1; 51/13; 68/27; 73/35; 72/58; 51/9; BOA. DH. EUM. ADL. 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 23/19; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30; 35/1.BOA. DH. EUM. MTK. 17/13 ve 6/27 hariç tutulmuĢtur. 149 SONUÇ 19.yüzyıl boyunca Osmanlı Devleti, kademeli olarak Batılı kapitalist dünyaya eklemlenmiĢ, ancak bu yeni düzende oynayacağı rolü zoraki hale sokacak iç ve dıĢ koĢullar çerçevesinde Ģekillenen bir ekonomik-sosyal yapıya sahip olmuĢtur. Dönemin padiĢah ve yöneticileri, bir yandan kurumsal değiĢikliklerin belirlenmesi, uygulaması konularıyla uğraĢmakta iken diğer taraftan artan Ģekilde ekonomik, askeri ve siyasal baskıya maruz kalmıĢtır. Mudanya ve Gemlik limanları ile ticari anlamda dıĢ dünyaya açılan Hudâvendigâr Vilayeti‘nde, Osmanlı Devleti‘nin 1838 Balta Limanı AntlaĢması ve Tanzimat‘ın ilanını takip eden dönemde Avrupalı tüccarlara sağlamıĢ olduğu ayrıcalık ve kolaylıklar sayesinde özelikle Bursa merkezli ve bilhassa ipek üretimi temelinde bir ekonomik yapı geliĢim göstermiĢtir. Doksanüç Harbi, I. ve II. Balkan savaĢları, I. Dünya SavaĢı‘nın yıkıcı etkileri ve savaĢlar sonunda bölgeye yapılan göçler ile karmaĢık nüfus yapısı daha da çeĢitlenmiĢ ve mevcut sosyo-ekonomik koĢullar değiĢime uğramıĢtır. II. MeĢrutiyet döneminde yaratılmaya çalıĢılan milli iktisat, Müslüman-Türk unsuru tarafından gerçekleĢtirilememiĢ ve tarımsal üretim çerçevesinde sıkıĢıp kalmıĢ olan Müslüman halk ticari ve ekonomik yaĢamda özellikle Rum ve Ermenilerin gölgesinde kalmıĢtır. 1912-1917 yıllarını kapsayan dönemde Osmanlı Devleti‘nin vilayet teĢekküllerinden Hudâvendigâr Vilayeti özelinde dönemin Ģartları da göz önüne alınarak suç ve suçlu yapısını ortaya çıkarmayı amaçlamıĢ olan bu tez çalıĢması, birincil kaynak olarak dönemin suç ve suçlu kayıtlarının tutulduğu vukû‘ât-ı cinâ‘iye ile cerâim- i umûmiye cetvellerini temel alarak hazırlanmıĢtır. Vukû‘ât-ı cinâ‘iye cetvellerine göre 25 aylık zaman diliminde Hudâvendigâr Vilayeti‘nde, 1858 Ceza Kanunnamesi‘nde cezai yaptırımlarına göre cinayet türünde suçlar olarak tanımlanan 998 cinayet suçu meydana gelmiĢ olup bu suçların büyük çoğunluğu (%43,19) Bursa Sancağı‘nda gerçekleĢmiĢtir. Bursa Sancağı‘nda en yüksek oranda cinayet suçu Bursa merkezinde yaĢanmıĢken bağlı sancak ve kazalara gidildikçe suç oranı azalma göstermiĢtir. Bursa‘dan sonra Karahisar-ı Sahib Sancağı, eĢkıyalık ve hırsızlık suçları hariç olmak üzere en fazla cinayet suçunun görüldüğü ikinci sancak 150 olmuĢtur. EĢkıyalık ve hırsızlık suçlarında Bursa Sancağı‘ndan sonra Ertuğrul Sancağı gelmiĢtir. Daha önce de belirtildiği üzere Ġnegöl ve Pazarköy ( Orhangazi) kazaları leylen sirkat ve Ģekavet olaylarının yoğun yaĢandığı bölgeler; Karahisar-ı Sahib Sancağı ve Kütahya Sancağı eĢkıyalık vakalarının nadiren görüldüğü bölgeler olmuĢtur. Genel olarak tüm cinayet suçlarının en fazla görüldüğü sancak Bursa Sancağı olmasına karĢılık ―cebren kız kaçırma‖ suçunda Karahisar-ı Sahib sancağı açık ara en fazla vakanın gerçekleĢtiği sancak (%51,9) ve Sandıklı kazası (%30,9) en fazla vakanın gerçekleĢtiği kaza olmuĢtur. EĢkıyalık ve hırsızlık suçunda ise Bursa ve Ertuğrul sancakları, ormanlık ve dağlık yapıları ile Gemlik/Mudanya iskelelerinin oluĢturduğu ticari geçiĢ sahalarının da etkisiyle, vaka yoğunluklu bölgeler olmuĢtur. Kütahya Sancağı ise her suç türünde en az vakanın gerçekleĢtiği mahaldir. Cerâim-i umûmiye cetvellerine göre vilayet dâhilinde 3.825‘i (%33,95) cinayet, 7.440‘ı (%66,05) cünha ve kabahat olmak üzere toplam 11.265 vaka meydana gelmiĢ; 5.600‘ü (%36,64) cinayet faili, 9.682‘si (%63,36) cünha ve kabahat faili olmak üzere 15.282 fail tespit edilmiĢtir. Vilayet genelinde aylık cinayet vakası ortalaması 153; aylık cünha ve kabahat suçu ortalaması ise 297,6‘dır. Genel olarak aylık vilayet suç ortalaması ise 611,28‘dir. Bu bağlamda, vilayet genelinde en fazla oranda görülen suçlar cünha ve kabahat suçları olmuĢtur. Basit yaralanmalara da yer verilen darp ve cerh suçunu hariç tutarak, salt cinayet suçları gibi ağır suçları değerlendirdiğimizde en fazla iĢlenen suçların %32,18 ile tecavüz ve %31,88 ile adam öldürme suçları olduğu tespit edilmiĢtir. Cebren kız kaçırma vakaları (%9,40), tecavüz (%16,39) ve tecavüze teĢebbüs (%13,68) ile birlikte düĢünüldüğünde direkt olarak kadına karĢı iĢlenen bu suçlar, tüm cinayet vakalarının %41,58‘ini oluĢturmuĢtur. Suç kurbanlarının neredeyse yarısının kadın ve çocuklardan oluĢması, süregelen savaĢlar ve uzun askerlik dönemleri sebebiyle savunmasız kalan kadın ve çocukların durumunu da göstermesi açısından önemlidir. Dönemin siyasi ve toplumsal koĢullarıyla birlikte değerlendirildiğinde devlete karĢı iĢlenen suçlar olarak nitelenen suçlar, ağır suçların %14,21‘ini oluĢtururken tüm suçlar arasında %2,26 gibi bir seviyede kalmıĢtır. Esasında vukû‘ât-ı cinâ‘iye cetvellerinden elde edilen bilgilere göre de reaya içerisindeki grupların birkaç olay dıĢında birbirleri ile çatıĢtıklarına dair bir kanıt yoktur. Türkler dıĢında çoğunlukla bölgeye göç ettirilen Çerkezler ve bölgede uzun süredir birlikte yaĢam süren Rum ve Ermenilerin eĢkıyalık olaylarına karıĢtıkları görülür. Ancak, Müslüman halk tarafından 151 Devlet-i Aliye‘ye karĢı giriĢilen topyekûn bir isyan ya da baĢkaldırı hareketine dair vakalara rastlanmamıĢtır. Benzer bir bulguya, aynı dönem için Aydın Vilayeti‘ni çalıĢmıĢ olan Fatih Öztop‘un doktora tezinde de ulaĢılmıĢtır. Cinsiyet ve medeni durum bağlamında Hudâvendigâr Vilayeti‘ndeki faillerin %51,54‘ü bekâr erkekler ve %30,72‘si ise evli-çocuklu erkeklerdir. Faillerin %92,82‘si erkek iken %7,18‘i kadındır. Tüm suçlar birlikte değerlendirildiğinde toplum içinde en fazla görülen suçlar %22,44 ile darp ve yaralama; %19,32 ile çeĢitli suçlar ve kabahatler; %12,81 ile adi hırsızlık ve %10,18 ile sarhoĢluk suçları olmuĢtur. Ġttihat ve Terakki yönetiminin asayiĢ ve iç güvenliğin sağlanmasına dair 1858 Ceza Kanunnamesi üzerinde 1911 ve 1914 tarihlerinde yaptığı tadilatlar ve getirdikleri yeni düzenlemelerin sonuçları, suç mükerrerliği noktasında değerlendirilebilir. Ġncelenen dönemde çıkarılan genel ve siyasi afların da etkisiyle cinayet suçlarında sabıkalı fail oranı %12,32; cünha ve kabahat suçlarında sabıkalı oranı %18,13‘tür. Tüm suçlar için sabıkalı fail oranı ise %15,98‘dir. Bununla beraber, tüm suçlar için tutuklu fail oranı %98,40; firar eden fail oranı ise %1,60‘dır. Hudâvendigâr Vilayeti‘nde firar oranı en yüksek suçlar; %26,92 ile eĢkıyaya yardım ve yataklık, %13,99 ile eĢkıyalık, %12,17 ile hırsızlık ve %10,33 ile adam öldürme suçları olmuĢtur. Bu dönemde ağır suçlar için tekrar suça yönelimin engellenmesi konusunda nispeten baĢarılı olunmuĢ iken, cünha ve kabahat kapsamına giren küçük suçlarının tekrarının ve suça yöneliminin engellenmesinden ziyade, polis sayısının yetersizliği de dikkate alındığında, suçlu takibi ve derdesti konusunda baĢarılı olunmuĢtur. Yüksek suç mükerrerliğinin görüldüğü baĢlıca suçlar; sabıkalı fail oranı %39,13 ile fuhuĢa tahrik ve alenen fiil-i Ģeni, %31,36 ile eĢkıyalık, %30,91 ile öldürmeye teĢebbüs, %29,67 ile yan kesicilik, %29,30 ile kumar ve piyango oynatmak ve %29 ile sarhoĢluk suçlarıdır. Çiftçiler failler içerisindeki en büyük meslek grubudur (%43,67), çiftçiler dıĢında zanaatkârlar (%25,90), iĢsizler (%14,13) ve iĢçiler (%9,58) zaten tüm suçluların %93‘ünü oluĢturmuĢlardır. Nispeten düĢük gelir grubu ve düĢük eğitim durumuna sahip olan bu mesleklerin aksine yüksek gelir grubuna haiz sarraf, ilim erbabı ve kaptan- kayıkçıların yer aldığı diğer tüm meslek gruplarının oranı ise %7 civarında kalmıĢtır. AraĢtırma konusu olan dönem, ayrılıkçı savaĢların da görüldüğü bir dönem olması hasebiyle, toplumsal asayiĢin tezahürünün incelenmesi bakımından da önemlidir. 152 20.yüzyılın baĢlarında Hudâvendigâr Vilayeti‘nin nüfus yapısında Müslümanlar %87,55; Rumlar %6,37; Ermeniler %5,31 ve diğer unsurlar %0,77‘lik paya sahiptiler. Bununla birlikte tüm suç türlerini değerlendirdiğimizde faillerin %87,46‘sı Müslüman, %5,73‘ü Rum ve %6,67‘si Ermeni olduğu anlaĢılmıĢtır. Reaya içindeki oranlarına nazaran Müslüman failler hemen her suç türünde toplumdaki oranlarına benzer bir Ģekilde çoğunluğu oluĢturmuĢlar iken, Rumlar nüfus oranlarına nazaran failler içerisinde daha az ve Ermeniler nüfus oranlarına nazaran daha fazla yer almıĢtır. Rumlar, nüfuslarına oranla rüĢvet (%25), devlet memuruna hakaret (%11,43), sözlü taciz ve el ile sarkıntılık (%8,51), hakaret ve iftira(%7,14), adi hırsızlık(%8,25), adiyyen hayvan hırsızlığı (%9,84), kumar ve piyango oynatmak (%10,19) ile çeĢitli cünha ve kabahatler suçlarında (%8,65) daha fazla yer almıĢlardır. Ermeniler ise nüfuslarına oranla, eĢkıyalık (%11,02); âmden (%5,95) ve mingayri taammüden katl (%14,12); öldürmeye teĢebbüs (%18,52); sahtekârlık (%7,14), tehdit (%17,86), korkutmak amacıyla silah göstermek(%8,15); devlet memuruna hakaret (15,24); darp ve yaralama (%6,90); hakaret ve iftira (%9,38); serserilik (%7,14); sarhoĢluk (%10,38) ve çeĢitli cünha ve kabahatler (%8,25) suçlarında daha fazla yer almıĢlardır. Bu bağlamda söylenebilir ki, cerâim-i umûmiye cetvellerine göre Hudâvendigâr Vilayeti‘nde 1913-1917 yılları arasında Rumlara nazaran Ermeniler daha fazla oranda insan hayatına karĢı iĢlenen suçlara yönelmiĢlerdir. Aynı zamanda Ermeniler; adam öldürme, darp ve cerh, eĢkıyalık, kalpazanlık, sahtekârlık, devlet malını çalmak, kundakçılık, dolandırıcılık, devlet memuruna hakaret, fuhuĢa teĢvik, silah çekmek, sarhoĢluk ve çeĢitli suçlar ve kabahatler suçlarında toplum içerisindeki mevcutları Rumlardan daha az olsa da, Rumlardan daha yüksek oranda bulunmuĢlardır. Özetlemek gerekirse, Rumlar genel olarak ekonomik fayda ve toplumsal yaĢamı ilgilendiren hakaret, iftira ve sarkıntılık gibi suç türlerinde bulunmuĢ iken; Ermeniler genel asayiĢ ve insan hayatına karĢı suçlarda etkin olmuĢlardır. Bu sonuç aynı dönemlerde yaĢanan Ermeni olayları ile de uyum göstermektedir. AraĢtırma sonuçlarına göre adam öldürme, hırsızlık, tecavüz ve eĢkıyalık gibi ağır suçların failleri büyük oranda (%64) köylüler; fuhuĢ, adi hırsızlık, kumar ve piyango oynatmak, sarhoĢluk gibi suçların failleri ise büyük oranda (%66) Ģehirlilerdir. Suçların büyük çoğunluğu çeĢitli nedenlerle (%53,70) iĢlenmiĢken, akabinde suç nedeni olarak ―servet hırsı‖ (%15,15) ve sarhoĢluk (%9,44) gelmiĢtir. Vakaların gerçekleĢtiği 153 mahal ve faillerin ikamet durumlarına göre ulaĢılan bir diğer sonuca göre: adam öldürme, emniyeti su-i istimal, tecavüz, kumar ve piyango oynatmak, cebren kız kaçırma, hırsızlık ve adi hırsızlık vakalarında yaklaĢık %10 oranında köylü fail Ģehirde suç iĢlemiĢ iken; eĢkıyalık ve Ģekavet vakalarında %11,57, adi hayvan hırsızlığı vakalarından %5,19 oranında Ģehirli fail kırsal alanda suç iĢlemiĢtir. Dönemin ekonomik sıkıntıları ve savaĢ ortamının Ģehirli kimselerden bir grubun, iĢsizlik vb. nedenlerle suça yönelmeleri ve eĢkıyalık olaylarına meyletmelerinde etkisi olmuĢtur. Fatih Öztop‘un Aydın Vilayeti‘ni ele alan çalıĢması ile birlikte muhakeme edildiğinde, ağır suç vakaları genel anlamıyla her iki vilayette de yüksek oranda kırsal kesimde yaĢanmıĢtır. Kırsal bölgelerde kolluk kuvvetlerinin yetersizliği, devlet kurumlarına olan uzaklık, kiĢisel adalet arama hissi ve yine kırsal bölgelerde özellikle ticari faaliyetin yaĢandığı yollar üzerindeki eĢkıyalık olayları, köyleri ve kırsal bölgeleri suçun yoğun yaĢandığı mahaller haline getirmiĢtir. Adalet ve asayiĢi temin eden kurumlara olan uzaklık ve kırsal alanın ıssız yapısından faydalanan köylü faillerin firar oranları Ģehirli faillerin firar oranı ile kıyaslandığında bu durum daha net olarak görünmektedir. Tüm suçlar dikkate alındığında Ģehirli faillerin %1,03‘ü firar etmiĢken, bu oran köylülerde %3,38‘e, ikametgâhı olmayanlarda ise %17,57‘ye yükselmiĢtir. Aynı çalıĢma ile karĢılaĢtırıldığında suç unsurları içerisinde Rumların nüfus oranlarına nazaran ―rüĢvet‖ ve ―kumar ve piyango oynatmak‖ suçlarına her iki vilayette de daha yüksek oranda karıĢtıkları görülmektedir. Ġncelenen iki vilayet arasındaki dikkat çekici bir diğer ayrım olarak: Aydın Vilayeti‘nde Rumlar, nüfuslarına nazaran yanıcı ve patlayıcı madde imalatı, pasaport sahtekârlığı ve serserilik suçlarında nüfuslarına oranla daha yüksek oranda yer almıĢlarken, Hudâvendigâr Vilayeti suç cetvellerinde böyle bir bilgiye rastlanmamıĢtır. II. MeĢrutiyet yönetimi iç güvenliğin ve asayiĢin sağlanması amacıyla suç ve suçlu istatistiklerine önem vererek kaydını tutmuĢ ve çıkardığı çeĢitli kanun ile nizamnamelerle bu amaca iliĢkin uygulamalar yürürlüğe koymuĢtur. Suç cetvellerine yıllık olarak yansıyan vaka ve fail sayıları sürekli bir azalma göstermiĢ, eĢkıyalık gibi halk içerisinde genel huzuru bozacak olaylar yoğun olarak görülmemiĢ (%5,61), olağanüstü Ģartlara ve güvenlik personeli ihtiyacına rağmen suçlu takibi ve adalete teslimi konusunda baĢarılı olunmuĢtur. 154 KAYNAKLAR ArĢiv Belgeleri(BaĢkanlık Osmanlı ArĢivi) Bâb-ı Ali Evrak Odası (BOA. BEO): 3193/ 233433. Zaptiye Kalemi Belgeleri (BOA. ZB): 429/42. Dâhiliye Nezareti Emniyet-i Umumiye Altıncı ġube Belgeleri (DH. EUM. 6. ġb): 14/33. Dâhiliye Nezareti Emniyet-i Umumiye Müdürlüğü Muhaberat ve Tensikat Müdürlüğü Belgeleri (DH. EUM. MTK): 6/27; 17/13; 23/11; 35/1; 51/9; 51/13; 68/27; 72/58; 73/35; 30/1; 25/11; 44/9; 50/9; 51/1. Dâhiliye Nezareti Emniyet-i Umumiye Müdürlüğü Emniyet Kalemi Belgeleri (DH. EUM. EMN): 31/4; 31/5; 31/30; 32/19; 44/16; 52/3; 56/15; 60/5; 60/7; 67/12; 77/1; 5/59; 7/13; 11/1; 12/3; 14/4-1; 14/6; 15/17; 19/1. Dâhiliye Nezareti Emniyet-i Umumiye Müdürlüğü Takibat-ı Adliye Kalemi Belgeleri (DH. EUM. ADL): 23/19; 2/23; 5/30; 6/17; 9/20; 9/28; 47/28; 22/21; 22/23; 23/1; 23/6; 33/17; 34/1; 34/26; 34/29; 34/30. Dâhiliye Nezareti Emniyet-i Umumiye Müdürlüğü Memurin Kalemi Belgeleri (DH. EUM. MEM): 100/44; 29/41; 78/58. Dâhiliye Nezareti Muhasebe Kalemi Belgeleri (DH. EUM. MH): 223/62. Sâlnâmeler H. 1325 (1907), Hudâvendigâr Vilâyeti Sâlnâmesi, Bursa Ġl Özel Ġdaresi, Bursa, 2013. Sâlnâme-i Vilâyet-i Hudâvendigâr, Bursa: Matbaa-i Vilayet-i Hudâvendigâr, H.1316. Sâlnâme-i Vilâyet-i Hudâvendigâr, Bursa: Matbaa-i Vilayet-i Hudâvendigâr, H.1317. Tetkik Eserler ABACI Nurcan, Bursa ġehri‘nde Osmanlı Hukuku‘nun Uygulanması (17.Yüzyıl), Ankara: Kültür Bakanlığı Yay., 2001. ABDÜLKADĠR Mülazım, Bursa Tarih Kılavuzu, Ġstanbul: Bursa Kültür Merkezi Yay, 2008. AÇBA Sait, Osmanlı Devletinin DıĢ Borçlanması, Ankara:Vadi Yay., 2004. AKDEMĠR Hikmet, ―Dini Kaynaklarda Hediye RüĢvet Ayrımı,‖ Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, S. 19, 2008, ss. 25–31. AKGÜNDÜZ Said Nuri, ―Tanzimat Dönemi Osmanlı Ceza Hukukunun Kaynakları,‖ AİBÜ İlahiyat Fakültesi Dergisi, C. 4, S. 8, 2016, ss. 1–16. AKKILIÇ Yılmaz, Bursa Tarihi,1.Kitap, Bursa: Bursa Hakimiyet Yay., 1986. AKKUġ Turgay, MeĢrutiyet‘ten Cumhuriyet‘e Bursa Kent Tarihinde Gayrimüslimler, Ġstanbul: Libra Yay., 2010. ____________, ―Bir Ġktisadi Siyasa Projesi: Milli Ġktisat ve Bursa,‖ ÇTTAD, C. 16, S. 17, 2008, ss. 119–141 155 AKġĠN Sina, Türkiye Tarihi 3 Osmanlı Devleti 1600-1908, C.III, Ġstanbul: Cem Yay.,1997. AKYÜZ Yahya, ―Osmanlı Döneminden Cumhuriyete Geçilirken Eğitim -Öğretim Alanında YaĢanan DönüĢümler,‖ Pegem Eğitim ve Öğretim Dergisi, C. 1, S. 2, 2011, ss. 9–22. ARMAOĞLU Fahir, 19. Yüzyıl Siyasî Tarihi (1789-1914), Ankara: TTK Yay., 1997. ASLAN Taner, ―II. MeĢrutiyet Dönemi Genel Af Uygulamaları,‖ Gazi Akademik Bakış, C. 3, S. 5, 2015, ss. 41–60. AVCI Mustafa, Osmanlı Hukukunda Suçlar ve Cezalar, Ġstanbul: Bayrak Yay., 2004. AYDIN Harun, ―MeĢrutiyet‘ten Cumhuriyet‘e Türkiye‘de Kadın‖, Current Research in Social Sciences, 2015, s. 87, ss. 84-96. AYKUT Ebru, ―Devr-i Hürriyette Ġstibdat Hayaleti: 1908 Çırçır Yangını‘nın Ardından Ġstanbul‘da Kundakçılık, Söylentiler ve AsayiĢ‖, Toplum ve Bilim, S. 136, 2016, ss.5-39. BACIK Gökhan, Ahmet Melih Saraçoğlu, ―Osmanlı-Avrupa ĠliĢkilerinde Ekonomik Dönüm Noktası:1838 Ticaret SözleĢmesi‖, Yeni Türkiye Dergisi, S. 32, 2000, ss. 235-241. BAKAN Nilüfer, Sâlnâmelere Göre Tanzimat‟tan Cumhuriyet‟e Kütahya Sancağı‟nın Sosyoekonomik Profili, (Yüksek Lisans Tezi), EskiĢehir: EskiĢehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2007. BARDAKOĞLU Ali, ―Hırsızlık,‖İA, TDV Yay., 1998, ss. 384–396. BAġAR Fahameddin, Osmanlı Eyalet Tevcihatı (1717-1730), Ankara: TTK Basımevi, 1997. BAYTĠMUR Suha Oğuz, ―Osmanlı Devleti‘nde Hırsızlık Suçları ve Uygulanan Cezalar (1789-1839),‖ Studies Of The Ottoman Domain, C. 8, S. 15, 2018, ss. 91–108. ———, ―Osmanlı Devleti‘nde Kalpazanlık Faaliyetleri ve Uygulanan Cezalar (1789- 1808),‖ Bitlis Eren Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, C. 5, S. 2 2016, ss. 249–256. BĠLGĠÇ Veysel K., Muhittin KARAKAYA, ―Türk Polis TeĢkilatının Tarihi GeliĢimi,‖ Polis Bilimleri Dergisi, C. 4, S. 1, 2002, ss. 171–186. BĠLGĠN Aydın Ġshak Keskin, ―Osmanlı Bürokrasisinde Evrak Sahteciliği, Diplomatik ve Diplomatika Eğitimi,‖ Osmanlı Araştırmaları, C. 31, S. 31, 2008, ss. 197-228. BĠLĠM Cahit, ―Deniz Köpüğü, LületaĢı‖ OTAM Dergisi, S.8, 1997, ss. 89-130. BĠLMEN Ömer Nasuhi, Hukuk-ı Ġslâmiyye ve Islahat-ı Fıkhiyye Kamusu, C.3, Ġstanbul: Bilmen Yay., 1976. BĠRĠNCĠ Ali, ―31 Mart Vak'ası'nın Bir Yorumu,‖ Türkler, C. 13, Ankara: Yeni Türkiye Yay., 2002, ss. 335-374. BOYKOY Seher, ―1908-1923 Sürecinde Bursa‘da Koza Üreticiliği ve Ġpekli Dokumacılık Sektörü‖, U.Ü. Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, Yıl 14, S.24, 2013, ss.19-44. BOYNUKALIN Mehmet, ―Suç‖, İA, TDV Yay., C.37, 2010, ss.453-457. BÜYÜKBAġ Nazım, ―Klasik Ġslâm Hukuku Literatüründe Suç‖, UASAD, C. 9, S. 42, ġubat 2016, ss. 1760-1772. ÇADIRCI Musa, ―Anadolu‘da Redı f Askerı TeĢkı latının KuruluĢu,‖ Tarih Araştırmaları Dergisi, C. 8, S. 14, 1963, ss. 63–75. ________, ―Tanzimat Döneminde Çıkarılan Men‘-i Mürur ve Pasaport Nizamnameleri,‖ Belgeler, C. 15, S. 19, 1993, ss. 169–182. 156 ________, "1864 Vilayet Nizamnamesi‘nin Anadolu Coğrafyasında Uygulanması", ed. Erkan Tural &Selim Çapar, 1864 Vilayet Nizamnamesi, Ankara: Öncü Basımevi, 2015, ss. 141-148. ÇAKMAK Biray,―Osmanlı TaĢrasında Yönetme ve Yönetilme Kaygıları: UĢak Kazasında Mülki ve Ġdari DeğiĢim Talepleri ve TeĢebbüsleri (1908-1919)‖, OTAM Dergisi, S.36, 2014, ss.45-65. ÇELĠK Yüksel, ―Tanzimat Devrinde RüĢvet-Hediye Ġkilemi ve Bu Alandaki Yolsuzlukları Önleme Çabaları,‖ Türk Kültürü İncelemeleri Dergisi, S. 15, 2006, ss. 25–64. ÇENCEN Namık, ġerafettin ARIDIL, Tuba ġENGÜL, ―Tarihi Süreç Ġçerisinde Türk Polis TeĢkilatı,‖ Türk Polis Teşkilatında Yeni Gelişmeler Sempozyumu (09-10 Nisan 2010), Ankara, 2010. ÇĠFTÇĠ Cafer ―Osmanlı Döneminde Ġstanbul‘un ĠaĢesinde Bursa‘nın Rolü,‖ OTAM Dergisi, S. 16, 2004, ss. 153–171. _______, ―Hudâvendigâr Ziraat Ameliyat Mektebi‖, Osmanlı Modernleşmesi ve Bursa Sempozyum Kitabı, ed. Cafer Çiftçi, Osmangazi Belediyesi Yay., Bursa, 2009, ss.291-313. _______,―Hudâvendigâr Vilayetinde Ġpekböcekçiliğinin Canlandırılmasında Düyûn-ı Umûmiyye Ġdaresi‘nin Rolü‖, Belleten, Ankara, 2012, ss. 905-949. _______,―1837-1908 Sürecinde Bursa‘da Koza Üreticiliği ve Ġpekli Dokumacılık Sektörü‖, U.Ü. Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, Yıl 14, S. 24, Bursa, 2013, ss.1-18. _______, ―Bursa Harîr Dâruttalîmi‖, Journal of Turkish Studies, Vol.41, Published at the Department of Near Eastern Languages and Civilizations Harvard University, 2014, ss.127-151. _______, Bursa‘da Ġpekçilik, Bursa: BBB Yay., 2017. DANIġMAN Zuhuri (sade.), Koçi Bey Risalesi, Ġstanbul: MEB Yay., 1993. DAġCĠOĞLU Kemal, ―Osmanlı Döneminde RüĢvet ve Sahtekarlık Suçları ve Bunlara Verilen Cezalar Üzerine Bazı Belgeler,‖ Sayıştay Dergisi, S. 59, 2005, ss. 119– 124. DEĞERLĠ KEÇĠCĠ AyĢe, ―Osmanlı Devleti‘nde Bir TaĢra Güvenlik Örgütü Olan Derbent TeĢkilâtı,‖ Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, S. 7, 2008, ss. 44–53. DEMĠRAĞ Yelda, ―Osmanlı Ġmparatorluğu‘nda YaĢayan Azınlıkların Sosyal ve Ekonomik Durumları,‖ OTAM Dergisi, S. 13, 2002, ss. 15–33. DEVELLĠOĞLU Ferit, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat, 25.B., Ankara: Aydın Kitabevi, 2008. DĠKĠCĠ Ali, ―II. MeĢrutiyet‘ten Cumhuriyete Miras Kalan Ġç Güvenlik AnlayıĢı ve Türk Polis TeĢkilatı,‖ Türk İdare Dergisi, S. 479, 2014, ss. 91–122. DOĞANCI Kamil, ―Mehmet Ziya‘nın Gözüyle Antik Dönemde Bursa ve Çevresi (EleĢtirel Bir BakıĢ)”, Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, Yıl 12, S. 21, 2011/2, ss. 201-212. DÖNMEZ Ġbrahim Kafi, ―SarhoĢluk‖, İA, TDV Yay., 2009, ss. 141–145. DÖRTOK ABACI Zeynep, ―Ġngiliz Konsolosluk Belgeleri IĢığında Bursa Ekonomisi (1848-1896),‖ Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, S. 11, Bursa, 2006, ss. 159–171. DÜLGER Ġbrahim, ―Irza Geçme Suçunun Tarihi GeliĢimi,‖ Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, S. 6, 2000, ss. 81–104. 157 ERCAN Yavuz, ―Osmanlı Devleti‘nde Müslüman Olmayan Topluluklar (Millet Sistemi)‖, Osmanlı, C.4, Ankara: Yeni Türkiye Yay., 1999, ss.197-207. ERGENÇ Özer, ―Payitaht Bursa‘dan Hudâvendigâr Sancağı‘na‖, (ed.) Cafer Çiftçi, Osmangazi ve Bursa Sempozyumu “Payitaht Bursa‟nın Kültürel ve Ekonomik İlişkileri-Bildiri Kitabı, Bursa: Osmangazi Belediyesi Yay., 2005, s. 101-108. ERGUT Ferdan, Modern Devlet ve Polis, Osmanlı‘dan Cumhuriyet‘e Toplumsal Denetimin Diyalektiği, Ġstanbul: ĠletiĢim Yay., 2004. EMECEN Feridun, ―Afyonkarahisar‖, İA, TDV Yay., C.1, 1988, ss.443-446. ESĠRGEN Seda Örsten, Osmanlı Devleti‟nde Yabancılara Verilen Kamu Hizmeti İmtiyazları, (Doktora Tezi), Ankara: Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2010. ___________, ―II. MeĢrutiyet Meclis Tutanaklarına Göre ‗Menafii Umumiyeye Müteallik Ġmtiyazat Hakkında Kanun‘un Kabulü,‖ Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 60, S. 4, 2011, ss. 935–962. ___________, ―Osmanli Hukukunda Konut Dokunulmazlığını Ġhlal Suçu,‖ Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 65, S. 4, 2016, ss. 2305–2329. FINDIKLI Remzi, ―Osmanlı Devleti‘nde Güvenlik ve Polis‖, Osmanlı, C.6, 1999, s. 295-300. GÖKCEN Ahmet, Tanzimat Dönemi Osmanlı Ceza Kanunları ve Bu Kanunlardaki Ceza Müeyyideleri, (Yüksek Lisans Tezi), Ġstanbul: Ġstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 1987. GÜLSOY Ufuk, ―Osmanlı Gayrimüslimlerinin Askerlikten Muafiyet Vergisi; Bedel-i Askeri‖, Tarih Dergisi, Ġstanbul Üniversitesi Yay., 2011, ss. 93-118. GÜRAN Tevfik, Osmanlı Dönemi Tarım Ġstatistikleri, Ankara: T.C. BaĢbakanlık DĠE, 1997. HACISALĠHOĞLU Mehmet, ―Osmanlı Ġmparatorluğu‘nda Zorunlu Askerlik Sistemine GeçiĢ Ordu-Millet DüĢüncesi,‖ Toplumsal Tarih, S. 164, 2007, ss. 58–64. HAYKIR Yavuz, Yavuz Selim ÇELOĞLU, 1916 Yılı Osmanlı Nüfus Ġstatistik Cetveli, Ġstanbul: Hiper Yay., 2017. ĠLGÜREL Mücteba, ―Balıkesir”, İA, TDV Yay., C.5, 1992, ss.12-14. ĠLTER Zerrin, Sâlnâmelere Göre Osmanlı Devleti‟nin Son Dönemlerinde Bilecik, (Yüksek Lisans Tezi), EskiĢehir: EskiĢehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitisü, 2007. ĠNALCIK Halil, Osmanlı Ġmparatorluğu Klasik Çağ(1300-1600), Ġstanbul, YKY, 2004, s.113. ĠPEK Cavit, Osmanlı İmparatorluğu ve Cumhuriyet‟in İlk Yıllarında (1904-1909,1912- 1929) Jandarma‟da Reform Hareketleri, (Yüksek Lisans Tezi), Afyon: Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2006. KAPLANOĞLU Raif, Ozan KAPLANOĞLU, Bursa‘nın Göç Tarihi, Bursa:Nilüfer Belediyesi Yay., 2013. KAPLANOĞLU Raif, 1844 Yılı Temettuat Defterlerine Göre DeğiĢim Sürecinde Bursa‘nın Ekonomik ve Sosyal Yapısı, Bursa: Nilüfer Akkılıç Kütüphanesi Yay., 2011. KARAL Enver Ziya, Osmanlı Ġmparatorluğu‘nda Ġlk Nüfus Sayımı 1831, Ankara: DĠE Matbaası, 1995. __________, "Gülhane Hatt-ı Hümayununda Batının Etkisi", Belleten, Cilt XXVIII, Sayı 112, 1964, ss.581-601. 158 KARATAġ Ali Ġhsan, ―XVIII.‘da Bursa Halkının Ekonomik Yapısı‖ Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, C.15, S.2, ss.1-34. KARPAT Kemal H., Osmanlı Nüfusu 1830-1914, 2.B., Ġstanbul: TimaĢ Yay., 2010. __________,Osmanlı ModernleĢmesi Toplum, Kuramsal DeğiĢim ve Nüfus, 3.B, Ġstanbul: TimaĢ Yay., 2017. KARTAL Cemile Burcu, ―II. MeĢrutiyet‘in Cumhuriyet‘e Mirası: Makbul Kadınlar‖, İ.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, 2008, ss.215-238. KASABA ReĢat, Osmanlı Ġmparatorluğu ve Dünya Ekonomisi-19.Yüzyıl, çev: Kudret Emiroğlu, Ġstanbul: Belge Yay.,1993. KAZGAN Haydar, ―Düyun-ı Umumiye‖, Tanzimat‟tan Cumhuriyet‟e Türkiye Ansiklopedisi, C.3, Ġstanbul: ĠletiĢim Yay., 1985, s.691-716. KELEġ Erdoğan, ―Tanzimat Dönemi‘nde RüĢvetin Önlenmesi Ġçin Yapılan Düzenlemeler (1839-1858),‖ Tarih Araştırmaları Dergisi, C. 24, S. 38 (2005), ss. 259–280. KENNEDY Paul, Büyük Güçlerin YükseliĢ ve ÇöküĢleri, 4. Baskı, Ġstanbul:Türkiye ĠĢ Bankası Yay., 1991. KESKĠN Ġshak, Bilgin Aydın, ―Osmanlı Bürokrasisinde Evrak Sahteciliği, Diplomatik ve Diplomatika Eğitimi,‖ Osmanlı Araştırmaları, C. 31, S. 31, 2008, s.335-374. KESKĠN Yasemin, ―Osmanlı Toplumunda Ġstenmeyen Hamileliklerin Tek Taraflı Mağdurları: Kadınlar,‖ Toplumsal Tarih, S. 276, 2016, ss. 72–78. KILIÇARSLAN Sedat, II. Meşrutiyet Dönemi Kastamonu Emniyet Teşkilatı (1908- 1918), (Yüksek lisans Tezi), Kastamonu: Kastamonu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2010. KIRLI Cengiz, Yolsuzluğun İcadı 1840 Ceza Kanunu, İktidar ve Bürokrasi, Ġstanbul: Verita Yay., 2015. KIRLI Engin, Selahattin Önder, ―Osmanlı Döneminde EskiĢehir‘e Göçler,‖ Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, C. 6, S. 1, 2005, ss. 129-144. ___________, ―Tanzimat Sonrası FuhuĢ Hadisesine YaklaĢımda YaĢanan DeğiĢim,‖ Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, S. 12, 2010, ss. 39–51. KIZMAZ Zahir, ―Ekonomik Yapı ve Suç: Bazı AraĢtırma Bulguları Üzerine Genel Bir Değerlendirme,‖ Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, C. 13, S. 2, 2003, ss. 279–304. KODAMAN Bayram, ―II. MeĢrutiyet Dönemi (1908-1914),‖ Türkler, Yeni Türkiye Yayınları, 2002, ss. 165–192. ___________,―Osmanlı Devleti‘nin YükseliĢ ve ÇöküĢ Sebeplerine Genel BakıĢ‖, Sakarya, SDÜ Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, S. 16, Aralık 2007, ss.1-24. KONAN Belkıs, ―Osmanlı Devleti‘nde Çocuk DüĢürme Suçu,‖ Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 57, S. 4, 2008, ss. 319–335. ___________, ―Osmanlı Hukukunda Tecavüz Suçu,‖ OTAM Dergisi, C. 29, 2011, ss. 149–172. KOPARAN Necdet, Türk Jandarma Teşkilatı (1908-1923), (Yüksek Lisans Tezi), Ankara: Ankara Üniversitesi Türk Ġnkılâp Tarihi Enstitüsü, 2007. KOSĠFOĞLU Mesut Haluk, GeçmiĢten Günümüze Bursa Tarihi ve Bursa‘da Yunan Mezalimi, Bursa: Zikir Yay., 2000. KUMAġ Nursal, II. Abdülhamid Döneminde Bursa‘da Sosyal Hayat (1876-1909), (Doktora Tezi), Bursa: Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2011. 159 KÜÇÜK Cevdet, ―Osmanlı Devleti‘nde Millet Sistemi‖, Osmanlı, C.4, Ankara: Yeni Türkiye Yay., 1999, ss.208-216. _______, Osmanlı Ġmparatorluğu‘nda ―Millet Sistemi‖ ve Tanzimat, Mustafa ReĢit PaĢa ve Dönemi Semineri Bildiriler, 2.B, Ankara: TTK Basımevi, 1994. KÜÇÜK Mustafa, ―ġark Meselesi Çerçevesinde ve Ġkinci MeĢrutiyet‘e Kadar Olan Dönemde Osmanlı Devleti‘nin Siyasi Vaziyeti”, Osmanlı, C.2, Ankara: Yeni Türkiye Yay., 2000, ss.51-62. KÜTÜKOĞLU Mübahat S., ―Mürur Tezkiresi,‖ İA., TDV Yay., 2006, ss. 60–61. LEVY Noemi, ―Yakından Korunan Düzen: Abdülhamid Devrinden II. MeĢrutiyet Dönemine Bekçi Örneği‖, Osmanlı‟da Asayiş, Suç ve Ceza 18. – 20. Yüzyıllar, der.Noemi Levy, Alexandre Toumarkine, Ġstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2008, ss.135-145. LEWIS Bernard, Modern Türkiye‘nin DoğuĢu, Ankara: TTK Basımevi, 1984. McCHARTHY Justin, Müslümanlar ve Azınlıklar, Ġstanbul: Ġnkılap Kitabevi Yay., 1998. ___________, Osmanlı Anadolu Topraklarındaki Müslüman ve Azınlık Nüfus, Çev. Kur. Kd. Alb. Ġhsan Gürsoy, Ankara: Genel Kurmay Basımevi, 1995. NĠRUN Nihat, ―Sosyal Yapı ve Suça YöneliĢ Olayı‖, Ankara üniversitesi Dil ve Tarih, Coğrafya Fakültesi Felsefe Dergisi, C.5, 1967, s. 131-151. PAMUK ġevket, Osmanlı Ekonomisi ve Kurumları, 7.B., Ġstanbul:Türkiye ĠĢ Bankası Kültür Yay., 2018. OĞUZOĞLU Yusuf, Halil Ġnalcık‘ın Bursa AraĢtırmaları, BBB. Yay., Bursa, 2012. ___________, Osmanlı Devlet AnlayıĢı, Ġstanbul, Eren Yayınları, 2000. ___________, 8500 Yıllık Uygarlığın Ġzinden Bursa Tarihi, Bursa: Bursa Kültür A.ġ., 2013. ORTAYLI Ġlber, Türkiye TeĢkilat ve Ġdare Tarihi, 2.B., Ankara:Cedit NeĢriyat, 2008. ___________, Ġmparatorluğun En Uzun Yüzyılı, 25. B., Ġstanbul: Alkım Yayınevi, 2006. ÖKÇÜN A. Gündüz, Osmanlı Sanayii 1913, 1915 Yılları Sanayi Ġstatistiki, C. 4, Ankara: Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yay., 1970. ÖNSOY Rıfat, ―Muharrem Kararnâmesi ve Düyun-u Umumiye Ġdaresi‖,Osmanlı, C. 3, Ankara: Yeni Türkiye Yay., 1999, ss.400-414. ÖZ Mehmet, Osmanlı‘da ―Çözülme‖ ve Gelenekçi Yorumcuları, 2.Baskı, Ġstanbul, Dergâh yay, 2005. ___________, ―Tahrir‖, İA.,TDV Yay., C.39, 2010, ss.425-429. ÖZBEK Nadir, ―Tarih Yazıcılığında Güvenlik Kurum ve Pratiklerine ĠliĢkin Bir Değerlendirme,‖ Jandarma ve Polis: Fransız ve Osmanlı Tarihçiliğine Çapraz Bakışlar, ed. Der: Noami Levy; Nadir Özbek; Alexandre Taumarkine, Ġstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 2009, ss.1-19. ___________, ―Osmanlı TaĢrasında Denetim: Son Dönem Osmanlı Ġmparatorluğu‘nda Jandarma (1876-1908),‖ Türkiye‟de Ordu, Devlet ve Güvenlik Siyaseti, ed. Evren Balta ve Ġsmet Akça, Ġstanbul Bilgi Üniversitesi Yay., 2010, ss. 47–78. ÖZDEĞER Mehtap, ―UĢak‖ İA., TDV Yay., C.42, 2012, ss.222-226. ÖZER Ġlbeyi, ―Osmanlı‘dan Cumhuriyet‘e Sosyal YaĢam‖, Türkler, ed. Hasan Celal Güzel vd., C.14, Ankara: Yeni Türkiye Yay., 2002. ÖZTEL Muharrem, ―Osmanlı Devleti‘ Nde Kalpazanlık ve Sahte Para (1808-1914): Kalpazanlığı ve Sahte Paranın Tedavülünü Besleyen Faktörler,‖ International Journal Of History, C. 10, S. 1, 2018, ss. 197–221. 160 ÖZTOP Fatih, II . Meşrutiyet Döneminde Aydın Vilayetinde Sosyal Yapı ve Adli Vaziyet (1908-1916), (Doktora Tezi), Konya: Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2014. SANDER Oral, Siyasi Tarih Ġlk Çağlardan 1918‘e, 12.B., Ankara: Ġmge Kitabevi, 2003. SELAHATTĠN ÖNDER Engin Kırlı, ―Osmanlı Döneminde EskiĢehir‘e Göçler,‖ Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, C. 6, S. 1,2005, ss. 129–144. SELĠMOĞLU Ġsmail, ―Balkan SavaĢları ve Göçler‖, Bursa‟nın Zenginliği Göçmenler, ed. Zeynep Dörtok Abacı, Bursa: Osmangazi Belediyesi Yay., 2008, ss.128-133. SELVĠ Haluk, ―II. MeĢrutiyet‘in Ġlk Yıllarında Kuzeybatı Anadolu‘da AsayiĢ Sorunu,‖ Osmanlı‟dan Günümüze Eşkıyalık ve Terör, ed. Osman Köse, Samsun: Ġlkadım Belediyesi Kültür Yay., 2017, C. 12, ss. 233–45. SENCER Muzaffer, ―Tanzimat‘a Kadar Osmanlı Yönetim Sistemi‖, Amme İdaresi Dergisi, C.17, S.2, 1984, ss.21-44. SEMERCĠ Ali, Mehmet Ali Baran, Belgelerle Türk Polis Tarihi, C. 5, Ankara, 2016. SEVĠNÇ Necdet, Osmanlı Sosyal ve Ekonomik Düzeni, Ġstanbul: Erenler Matbaası, 1985. SHAW Stanford, ―Osmanlı Ġmparatorluğu‘nda Yahudi Milleti‖, Osmanlı, C. 4, Ankara: Yeni Türkiye Yay., 1999, ss. 307-321. SÖNMEZ Ali, ‗Zaptiye TeĢkilatı‘nın Düzenlenmesi (1840-1869)‘, Tarih Araştırmaları Dergisi, C. 25, S. 39, 2006, ss.199–219. ġĠMġEK Fatma, ―Osmanlı Nüfus Politikaları Açısından Çocuk DüĢürme Olgusu,‖ Akdeniz İnsani Bilimler Dergisi, C. 7, S. 2, 2017, ss. 393–401. ġĠMġEK Halil, Osmanlı Son Dönemi Gayrimüslim Cemaatler 1908-1922, Ankara: Siyasal Kitabevi, 2016. TAHĠROĞLU Bülent, ―Tanzimat‘tan Sonra KanunlaĢtırma Hareketleri‖, Tanzimat‟tan Cumhuriyet‟e Türkiye Ansiklopedisi, C. 3, ss. 588-601. TELCĠ ÖZBEK Müge, ―Uygunsuz Makulesinden Kadınlar: Son Dönem Osmanlı Ġstanbulu‘nda Yoksul ve Yalnız Kadınların Kontrolü ve FuhuĢ (1900-1914),‖ Tarih ve Toplum Yeni Yaklaşımlar, S. 15, 2012, ss. 65–83. TEMEL Mehmet, ―Osmanlı Devleti‘nin Son Döneminde FuhuĢ ve Frengi Ġle Mücadele‖, Türkler, C. 14, Ankara, Yeni Türkiye Yay., 2002, ss.305-312. TEXĠER Charles, Küçük Asya, Çev. Ali Suat, Cilt 2, Ankara: Enformasyon ve Dokümantasyon Hizmetleri Vakfı, 2002. TOPRAK Zafer, ―Osmanlı Son Döneminde Ġstanbul Sokaklarında Marjinaller: Hırsızlar, Dolandırıcılar, Yankesiciler,‖ İ.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, C. 38, 2008, ss. 275–279. _________,―Tanzimat‘tan Sonra Osmanlı Kolluk Kuvvetleri,‖ Tanzimat‟tan Cumhuriyet‟e Türkiye Ansiklopedisi, ĠletiĢim Yay., 1985, ss. 1269–1271. TÜMER Günay, ―FuhuĢ,‖ İA, TDV Yay., 1996, ss. 209–211. Türk Hukuk Lügatı, 3.B., Ankara: BaĢbakanlık Basımevi, 1991. URQUHART David, Turkey and Its Resources: Its Municipial Organization and Free Trade; The State and Prospects of English Commerce in The East, The New Administration of Greece, Its Revenue and National Possesions, London, 1833. UZUN Efkan, ―Osmanlı Örneklemi Üzerinden Sosyal EĢkıyalığa Bir BakıĢ,‖ Türkiye Sosyal Araştırmalar Dergisi, S. 3, 2006, ss. 31–47. 161 ÜNVER Metin, ―Vilayet Nizamnâmelerinin Osmanlı Devleti‘nin Ġdari Taksimatına Etkileri(1864-1876)‖, ed. Erkan Tural &Selim Çapar, 1864 Vilayet Nizamnamesi, Ankara: Öncü Basımevi, 2015, ss.97-125. ÜRKMEZ Naim, ―EĢkıyalığın Engellenmesine Dair Sultan II. Abdülhamid‘e Sunulan Bir Rapor,‖ Erzurum Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, C. 1, S. 1, 2015, ss. 31–64. VARLIK Mustafa Çetin, ―Balıkesir”, İA, TDV Yay., C. 26, 2002, ss.580-584. YAKUT Kemal, ―MeĢrutiyet‘ten Cumhuriyet‘e EĢkıyalığın Önlenmesine ĠliĢkin Düzenlemeler,‖ Kebikeç, S. 34, 2012, ss. 139–157. YAġAR Hakan, ―Birinci Dünya SavaĢı Yıllarında Osmanlı Devleti‘nin Firari Askerler Sorununa Dair Genel Bir Değerlendirme,‖ Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi, C. 32, 2016, ss. 5–41. YAZICI Muhammed, ―Osmanlı Dünyasında Ġçki Ġçme Suçuna Dair Bazı Gözlemler (XVI. Yüzyıl),‖ JASSS, C. 5, S. 8, 2012, ss. 1317–1332. YETKĠN Aydın, ―Osmanlı Devleti‘nde Hukuk Devleti‘nin GeliĢim Süreci‖, UASAD, C. 6, S. 24, 2013, ss. 380-413. YILDIZ DurmuĢ, Osmanlı‘nın Son Yüzyılı Cumhuriyete Giden Yol, Konya: Çizgi Kitabevi Yay., 2001. YILMAZ Faruk, Osmanlı‘dan Cumhuriyet‘e DıĢ Borçlar (Düyûn-ı Umûmiyye), Ankara: Kale Ofset Matbaacılık, 2003. YILDIZ Zeki, ―Eğitim Düzeyi Ġle Suç Türü Arasındaki ĠliĢkinin AraĢtırılması,‖ Kuram ve Uygulamada Eğitim Yönetimi, S. 38, 2004, ss. 278–291. YURTSEVEN Yılmaz, ―Klasik Dönem Osmanlı Ceza Hukukunda Ta‘zir Suç ve Cezaları‖, Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 9, S. 3-4, 2001, ss.265- 292. Diğer Kaynaklar Ceza Ġnfaz Kurumuna Giren Hükümlü Ġstatistikleri, TÜĠK, 2008, http://www.tüik.gov.tr, (10.10.2018). Düstur: Tertip-i Sani, C.1, 1329. Kuran-ı Kerim. 162 EKLER EK-1: TABLOLAR 163 476 Tablo 4: 1914 Verilerine Göre Hudâvendigâr Vilayetinde Demografik Yapı Bursa 111.301 75,32 40,22 24.048 16,27 39,20 6.433 4,35 18,58 3687 2,49 92,92 691 0,47 92,50 278 0,19 62,05 1339 0,91 71,64 147.777 Mudanya 7.677 30,42 2,77 17.389 68,90 28,34 100 0,40 0,29 53 0,21 1,34 20 0,08 2,68 0 0,00 0,00 0 0,00 0,00 25.239 Gemlik 16.373 57,88 5,92 8.568 30,29 13,97 3.348 11,83 9,67 0 0,00 0,00 0 0,00 0,00 0 0,00 0,00 0 0,00 0,00 28.289 Orhangazi 11.884 34,18 4,29 0 0,00 0,00 22.726 65,37 65,65 0 0,00 0,00 36 0,10 4,82 121 0,35 27,01 0 0,00 0,00 34.767 Kirmasti 56.599 95,64 20,45 1.381 2,33 2,25 1.016 1,72 2,94 184 0,31 4,64 0 0,00 0,00 0 0,00 0,00 0 0,00 0,00 59.180 Karacabey 25.763 69,08 9,31 9.921 26,60 16,17 987 2,65 2,85 44 0,12 1,11 0 0,00 0,00 49 0,13 10,94 530 1,42 28,36 37.294 Orhaneli 47.140 99,89 17,03 44 0,09 0,07 6 0,01 0,02 0 0,00 0,00 0 0,00 0,00 0 0,00 0,00 0 0,00 0,00 47.190 Bursa Toplam 27.6737 72,88 100,00 61.351 16,16 100,00 34.616 9,12 100,0 3968 1,04 100 747 0,20 100,00 448 0,12 100,00 1869 0,49 100,00 379.736 Ertuğrul 59.508 76,42 30,15 9.877 12,68 72,75 7.774 9,98 42,47 52 0,07 32,91 479 0,62 90,21 183 0,23 33,64 0 0,00 0,00 77.873 Söğüt 55.223 93,34 27,98 1.982 3,35 14,60 1.770 2,99 9,67 0 0,00 0,00 52 0,09 9,79 136 0,23 25,00 0 0,00 0,00 59.163 İnegöl 56.238 88,28 28,49 34 0,05 0,25 7101 11,15 38,79 106 0,17 67,09 0 0,00 0,00 225 0,35 41,36 0 0,00 0,00 63704 476 Karpat, a.g.e, s.370, 384, 392. *Tablo içerisindeki ―Grup Ġ.‖ tabiri, belirtilen grubun o kazadaki toplam nüfus içerisinde tüm etnik-dini gruplar nezdinde oranını belirtirken; ―Sancak G.‖ Tabiri ile belirtilen grubun (örneğin Müslümanların) hangi kazada hangi oranda bulunduğu belirtmektedir. **Tablo içerisindeki ―Grup Ġ.‖ tabiri, belirtilen grubun o kazadaki toplam nüfus içerisinde tüm etnik-dini gruplar nezdinde oranını belirtirken; ―Sancak G.‖ Tabiri belirtilen grubun (örneğin Müslümanların) hangi kazada hangi oranda bulunduğu belirtmektedir. 164 Sancak Müslüman Grup İ. (%)* Sancak G. (%)** Rum Grup İ. (%) Sancak G. (%) Ermeni Grup İ. (%) Sancak G. (%) Yahudi Grup İ. (%) Sancak G. (%) Ermeni Kat. Grup İ. (%) Sancak G. (%) Protestan Grup İ. (%) Sancak G. (%) Çingene Grup İ. (%) Sancak G. (%) Toplam Yenişehir 26.408 88,76 13,38 1.683 5,66 12,40 1660 5,58 9,07 0 0,00 0,00 0 0,00 0,00 0 0,00 0,00 0 0,00 0,00 29751 Ertuğrul Toplam 197.377 85,63 100,00 13.576 5,89 100,00 18305 7,94 100, 158 0,07 100, 531 0,23 100,00 544 0,24 100,00 0 0,00 0,00 230.491 Karahisar 97.547 93,09 35,13 59 0,06 25,46 7163 6,84 96,32 7 0,01 100, 2 0,00 100,00 9 0,01 100,00 0,00 0,00 104.787 Dinar 37.496 98,77 13,50 327 0,86 389,56 65 0,17 0,87 0 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 74 0,19 100,00 37.962 Bolvadin 39.618 99,97 14,27 3 0,01 3,42 8 0,02 0,11 0 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 39.629 Sandıklı 37.165 99,89 13,39 7 0,02 8,51 33 0,09 0,44 0 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 37.205 Aziziye 44.097 99,38 15,88 151 0,34 153,91 123 0,28 1,65 0 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 44.371 Çivril 21.736 99,41 7,83 85 0,39 175,80 45 0,21 0,61 0 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 21.866 Karahisar Toplam 277.659 97,14 100,00 632 0,22 100,00 7437 2,60 100, 7 0,00 100, 2 0,00 100,00 9 0,00 100,00 74 0,03 100,00 285.820 Kütahya 136.164 93,78 30,67 5.587 3,85 49,15 2811 1,94 23,07 0,00 0,00 638 0,44 66,88 0,00 0,00 0,00 0,00 145200 Gediz 38.256 99,37 8,62 0 0,00 0,00 0 0,00 0,00 0,00 0,00 0 0,00 0,00 0,00 0,00 243 0,63 100,00 38.499 Uşak 88.626 95,62 19,96 2.957 3,19 26,01 1099 1,19 9,02 0,00 0,00 0 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 92.682 Eskişehir 140.578 92,05 31,67 2.613 1,71 22,99 8276 5,42 67,91 728 0,48 0,00 316 0,21 33,12 215 0,14 0,00 0,00 0,00 152.726 Simav 40.302 99,48 9,08 211 0,52 1,86 0 0,00 0,00 0,00 0,00 0 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 0,00 40.513 Kütahya Toplam 443.926 94,53 100,00 11.368 2,42 100,00 12.186 2,59 100,0 728 0,16 0,00 954 0,20 100,00 215 0,05 0,00 243 0,05 100,00 469.620 Genel 2.2 Toplam 1.195.699 87,55 86.927 6,37 72.544 5,31 4.133 0,30 34 0,16 1.216 0,09 2.186 0,16 1.365.667 165 Sancak Müslüman Grup İ. (%)* Sancak G. (%)** Rum Grup İ. (%) Sancak G. (%) Ermeni Grup İ. (%) Sancak G. (%) Yahudi Grup İ. (%) Sancak G. (%) Ermeni Kat. Grup İ. (%) Sancak G. (%) Protestan Grup İ. (%) Sancak G. (%) Çingene Grup İ. (%) Sancak G. (%) Toplam 477 Tablo 6: Hudâvendigâr Vilayeti Tahıl Ürünleri Ekimi (Hektar) 1909-1914 Vilayet SANCAK YIL Buğday Arpa Yulaf Çavdar Mısır Pirinç Diğer Toplam İçindeki Oran 1909 253.704 118.425 69.485 24.051 95.121 550 40.335 601.671 15,56 BURSA SANCAĞI 1913 545.380 167.334 68.781 3.500 137.040 4.550 15.163 941.748 19,39 1914 307.075 126.056 35.210 44.500 49.985 2.210 32.357 597.393 14,09 1909 571.645 709.621 340 0 13.215 0 87.905 1.382.726 35,75 KARAHİSAR SANCAĞI 1913 712.400 587.900 1.600 0 7.000 0 2.200 1.311.100 26,99 1914 598.772 551.618 600 100 13.358 0 1.300 1.165.748 27,49 1909 0 209.073 22.632 30.226 50.415 212 47.014 359.572 9,30 ERTUĞRUL SANCAĞI 1913 351.470 126.658 50.870 0 170.986 300 17.705 717.989 14,78 1914 1.175.500 300.000 26.140 6.000 140.000 2.500 47.176 1.697.316 40,02 1909 892.000 448.400 2.405 72.500 49.500 700 58.422 1.523.927 39,40 KÜTAHYA SANCAĞI 1913 1.250.000 578.472 4.642 0 46.200 0 7.439 1.886.753 38,84 1914 641.335 81.051 2.297 2.680 44.709 0 8.255 780.327 18,40 1909 T 1.717.349 1.485.519 94.862 126.777 208.251 1.462 233.676 3.867.896 VİLAYET GENELİ 1913 T 2.859.250 1.460.364 125.893 3.500 361.226 4.850 42.507 4.857.590 1914 T 2.722.682 1.058.725 64.247 53.280 248.052 4.710 89.088 4.240.784 477 Tevfik Güran, Osmanlı Dönemi Tarım İstatistikleri, Ankara: T.C. BaĢbakanlık DĠE, 1997, s.30, 31, 87, 88, 159, 160. 166 478 Tablo 7: Hudâvendigâr Vilayeti Tahıl Ürünleri Üretimi (Ton) 1909-1914 Vilayet İçindeki Sancak Yıl Buğday Arpa Yulaf Çavdar Mısır Pirinç Diğer Toplam Oran 1909 36.975 17.578 15.069 1.363 15.019 169 2.661 88.834 15,07 BURSA SANCAĞI 1913 86.739 35.304 21.053 1.142 56.180 674 2.171 203.263 26,18 1914 42.279 11.928 3.268 22.776 4.843 428 2.233 87.755 12,14 1909 69.819 128.922 26 0 2.065 0 6.514 207.346 35,16 KARAHİSAR SANCAĞI 1913 124.049 114.348 421 0 1.638 0 0 240.456 30,97 1914 151.967 146.130 122 9 1.288 0 333 299.849 41,50 1909 66.579 41.131 18.969 3.599 5.850 31 3.697 139.856 23,72 ERTUĞRUL SANCAĞI 1913 50.318 16.599 4.886 0 16.800 38 1.803 90.444 11,65 1914 97.380 55.195 2.419 768 20.271 577 6.517 183.127 25,34 1909 59.225 70.437 246 4.580 12.307 108 6.709 153.612 26,05 KÜTAHYA SANCAĞI 1913 134.811 98.858 467 0 6.836 0 1.203 242.175 31,19 1914 84.943 53.174 161 144 10.882 0 2.560 151.864 21,02 1909 232.598 258.068 34.310 9.542 35.241 308 19.581 589.648 VİLAYET GENELİ 1913 395.917 265.109 26.827 1.142 81.454 712 5.177 776.338 1914 376.569 266.427 5.970 23.697 37.284 1.005 11.643 722.595 478 Tevfik Güran, a.g.e, s.32, 33, 89, 90, 161, 162. 167 Tablo 11: 1918 Yılı Vilayetlerde Nüfusu 3500’den Fazla Olan ġehir ve Kasabalarda 479 Bulunan Polis Mevcudunu ve 1 Polis Memuruna DüĢen KiĢi Sayısını Gösterir Tablo Esâmî-i Ģühûr ve Mikdâr-ı Ser- Ġkinci Komiser Polis Toplam 1 Polis kasabât nüfûs komiser komiser muâvini me’mûru Memuruna DüĢen KiĢi Sayısı Ġzmir ġehri 249.431 4 5 29 337 375 740 Bornova Kasabası 5.610 0 0 0 0 0 0 Seydiköy Kasabası 5.187 0 0 0 0 0 0 Buca Kasabası 3.688 0 0 0 0 0 0 KarĢıyaka Kasabası 4.361 0 0 0 0 0 0 Bergama Kasabası 15.151 0 0 1 6 7 2.525 Kınık Kasabası 5.338 0 0 0 0 0 0 ÖdemiĢ Kasabası 19.502 0 0 1 3 4 6.501 Birgi Kasabası 5.582 0 0 0 0 0 0 Adagide Kasabası 4.328 0 0 0 0 0 0 Tire Kasabası 22.066 0 0 1 3 4 7.355 Urla Kasabası 24.284 0 0 1 4 5 6.071 Menemen Kasabası 3.045 0 0 0 1 1 3.045 Bayındır Kasabası 11.500 0 0 1 1 2 11.500 KuĢadası Kasabası 3.156 0 0 1 3 4 1.052 Foça-i Atîk Kasabası 3.784 0 0 0 0 0 0 Seferihisar Kasabası 5.720 0 0 0 0 0 0 Nif Kasabası 4.170 0 0 0 0 0 0 Denizli Kasabası 14.947 0 1 0 7 8 2.135 YaraĢgüd Kasabası 8.613 0 0 0 0 0 0 Sarayköy Kasabası 5.040 0 0 0 1 1 5.040 Kadıköy Kasabası 6.010 0 0 0 0 0 0 Buldn Kasabası 7.282 0 0 0 1 1 7.282 Güney Nâhiyesi 7.166 0 0 0 0 0 0 Kızılhisar Kasabası 6.051 0 0 0 0 0 0 Kızılcabölük Kasabası 3.847 0 0 0 0 0 0 Çay Kasabası 3.867 0 0 0 0 0 0 Keçili Kasabası 4.333 0 0 0 0 0 0 Aydın Kasabası 25.900 0 0 1 10 11 2.590 Söke Kasabası 6.490 0 0 1 3 4 2.163 Karacasu Kasabası 5.700 0 0 0 1 1 5.700 Nazilli Kasabası 18.215 0 0 1 1 2 18.215 Magnisa Kasabası 54.803 0 1 1 21 23 2.610 Demirci Kasabası 7.111 0 0 0 1 1 7.111 Kula Kasabası 12.177 0 0 0 1 1 12.177 AlaĢehir Kasabası 10.520 0 0 1 1 2 10.520 Toros (?) Kasabası 3.912 0 0 0 0 0 0 Akhisar Kasabası 16.363 0 0 1 1 2 16.363 Turgudlu Kasabası 27.951 0 0 1 3 4 9.317 479 BOA. DH. EUM. MEM. 100/44. 168 Esâmî-i Ģühûr ve Mikdâr-ı Ser- Ġkinci Komiser Polis Toplam 1 Polis kasabât nüfûs komiser komiser muâvini me’mûru Memuruna DüĢen KiĢi Sayısı Kırkağaç Kasabası 10.000 0 0 0 1 1 10.000 Homa Kasabası 4.972 0 0 1 1 2 4.972 Salihli Kasabası 4.140 0 0 1 1 2 4.140 ġam Kasabası 185.151 1 6 24 208 239 890 Zebedani Kasabası 4.306 0 0 Duma Kasabası 8.657 0 0 Katana Kasabası 2.280 0 0 RaĢeyya Kasabası 3.563 0 0 Hasbeyya Kasabası 4.315 0 0 Nebek Kasabası 5.891 0 0 0 0 0 0 Bikâ‗ Kasabası 1.741 0 0 1 2 3 871 Baalbek Kasabası 4.604 0 0 1 2 3 2.302 Kuneytıra Kasabası 1.348 0 0 1 1 2 1.348 Hama Kasabası 46.123 0 1 1 9 11 5.125 Humus Kasabası 47.487 0 1 1 9 11 5.276 Selimiye (Selemiye) 8.846 0 0 0 0 0 0 Kasabası Ġmraniye Kasabası 1.746 0 0 0 0 0 0 Der‗a Kasabası 5.751 0 0 1 6 7 959 Ġrbid Kasabası 1.618 0 0 0 0 0 0 Süveyde Kasabası 1.942 0 0 0 0 0 0 Busra EskiĢam 3.042 0 0 0 0 0 0 Kasabası Ezra‗ Kasabası 1.244 0 0 0 0 0 0 Kerek Kasabası 4.253 0 0 0 0 0 0 Salt Kasabası 11.222 0 0 0 3 3 3.741 Ma‗ân Kasabası 2688 0 0 0 0 0 0 Edirne ġehri 82.624 1 3 24 129 157 640 Uzunköprü Kasabası 7630 0 0 1 4 5 1.908 Tekfurdağı ġehri 23.043 0 1 4 18 23 1.280 Çorlu Kasabası 11.324 0 0 1 2 3 5.662 Hayrabolu Kasabası 5.067 0 0 0 0 0 0 Malkara Kasabası 8.526 0 0 1 2 3 4.263 Gelibolu Kasabası 12.715 0 1 3 9 13 1.413 KeĢan Kasabası 8.810 0 0 1 3 4 2.937 ġarköy Kasabası 5.375 0 0 0 0 0 0 Mürefte Kasabası 4.499 0 0 0 0 0 0 Kırkkilise Kasabası 13.411 0 1 2 15 18 894 Lülüburgos 6.501 0 0 0 0 0 0 (Lüleburgaz) Kasabası Ġçil (Ġçel) ġehri Silifke 4.380 0 0 0 6 6 730 Ermenek Kasabası 7.300 0 0 0 0 0 0 Merkez-i livâ olan 22.114 1 2 4 27 34 819 Balıkesri Kasabası Merkez-i Kazâsına 3.628 0 0 0 0 0 0 tâbi‗ Balat Nâhiyesi merkezi 169 Esâmî-i Ģühûr ve Mikdâr-ı Ser- Ġkinci Komiser Polis Toplam 1 Polis kasabât nüfûs komiser komiser muâvini me’mûru Memuruna DüĢen KiĢi Sayısı Merkez Kazâsına tâbi‗ 4.343 0 0 0 0 0 0 Fırt Nâhiyesi merkezi Bandırma Kazâsı'nın 17.483 0 0 1 6 7 2.914 merkez Kasabası Erdek Kazâsı'nın 8.728 0 0 0 2 2 4.364 merkez Kasabası Erdek Kazâsı'nın 4.969 0 0 0 0 0 0 Aydıncık (Ġdincik) Nâhiyesi Gönen Kazâsı'nın 8.628 0 0 0 0 0 0 merkez Kasabası Edremid Kazâsı'nın 8.482 0 0 1 4 5 2.121 merkez Kasabası Burhaniye Kazâsı'nın 5.350 0 0 0 2 2 2.675 merkez Kasabası Ayvalık Kazası‘nın 11.451 0 0 1 2 3 5.726 merkez Kasabası Ġzmit Kasabası 9.340 0 1 3 29 33 322 Adapazarı Kasabası 14.063 0 1 2 18 21 781 Karamürsel Kasabası 3.557 0 0 0 0 0 0 Çatalca Kasabası 3.556 0 1 2 8 11 445 Silivri Kasabası 5.803 0 0 1 0 1 2 Çanta Karyesi 3.585 0 0 0 0 0 0 Konya ġehri 67.433 1 3 12 58 74 1.163 AkĢehir Kasabası 12.593 0 0 1 3 4 4.198 Ilgın Kasabası 4.039 0 0 0 0 0 0 Seydiġehri (SeydiĢehir) 5.074 0 0 0 0 0 0 [Kasabası] Karaman Kasabası 10.170 0 0 1 1 2 10.170 Ereğli Kasabası 5.286 0 0 1 2 3 2.643 Sultaniye Kasabası 4.077 0 0 1 1 2 4.077 Saidili Kasabası 9.016 0 0 0 0 0 0 Isparta Kasabası 22.598 0 0 2 6 8 3.766 Eğirdir (Eğridir) 5.798 0 0 0 0 0 0 Kasabası Karaağaç Kasabası 4.878 0 0 0 0 0 0 Yalvaç Kasabası 8.746 0 0 0 0 0 0 Uluborlu Kasabası 7.593 0 0 0 0 0 0 Burdur Kasabası 17.458 0 0 1 5 6 3.492 Konya'nın nefs-i Sille 8.155 0 0 0 0 0 0 Nâhiyesi Ilgın nefs-i Derbend 3.744 0 0 0 0 0 0 Karyesi Uluborlu Kazâsı nefs-i 6.200 0 0 0 0 0 0 Senirkend Nâhiyesi Eğirdir (Eğridir) Kazâsı 3.967 0 0 0 0 0 0 nefs-i Barla Nâhiyesi Koçhisar Kazâsı 0 0 0 1 1 2 0 170 Esâmî-i Ģühûr ve Mikdâr-ı Ser- Ġkinci Komiser Polis Toplam 1 Polis kasabât nüfûs komiser komiser muâvini me’mûru Memuruna DüĢen KiĢi Sayısı MaraĢ Kasabası 35.130 0 1 1 3 5 11.710 Elbistan Kasabası 5.911 0 0 0 0 0 0 Ankara ġehri 82.286 0 0 0 43 43 1.914 AyaĢ Kazâsı 24.652 0 0 0 0 0 0 Yabanabad Kazâsı 53.622 0 0 0 0 0 0 Bâlâ Kazâsı 29.600 0 0 0 0 0 0 Kalecik Kazâsı 43.340 0 0 0 0 0 0 Yenipazar Kazâsı 23.103 0 0 0 0 0 0 Nalluhan Kazâsı 17.384 0 0 0 0 0 0 Haymana Kazâsı 35.308 0 0 0 0 0 0 Keskin Kazâsı 51.048 0 0 0 0 0 0 Çorum Sancağı 79.345 0 0 0 10 10 7.935 Osmancık Kazâsı 31.017 0 0 0 0 0 0 Ġskilib Kazâsı 55.319 0 0 0 0 0 0 Sungurlu Kazâsı 42.921 0 0 0 0 0 0 Mecidözü Kazâsı 34.505 0 0 0 0 0 0 Yozgad Sancağı 94.939 0 0 0 9 9 10.549 Akdağmaden Kazâsı 49.902 0 0 0 0 0 0 Boğazlıyan Kazâsı 59.902 0 0 0 0 0 0 Kırġehri (KırĢehir) 66.577 0 0 0 4 4 16.644 Sancağı Avanos Kazâsı 25.380 0 0 0 0 0 0 Mecidiye Kazâsı 21.211 0 0 0 0 0 0 Mucur Kazâsı 14.403 0 0 0 1 1 14.403 Kastamonu Kasabası 16.332 1 2 8 47 58 347 Ġnebolu Kasabası 5.802 0 1 0 8 9 725 Zağferanbolu Kasabası 8.184 0 0 1 3 4 2.728 TaĢköprü Kasabası 3943 0 0 1 2 3 1.972 Tosya Kasabası 10.789 0 0 1 2 3 5.395 Sinob Kasabası 7.328 0 1 0 11 12 666 Kengırı Kasabası 11.742 0 1 1 8 10 1.468 Cide Kazâsı 0 0 0 1 2 3 0 Daday Kazâsı 0 0 0 1 1 2 0 Araç Kazâsı 0 0 0 1 0 1 2 Ayancık Kazâsı 0 0 0 1 1 2 0 Gerze Kazâsı 0 0 0 0 1 1 0 Boyabad Kazâsı 0 0 0 1 2 3 0 ÇerkeĢ Kazâsı 0 0 0 0 1 1 0 Bursa Kasabası 79.037 1 2 14 96 113 823 Kirmasti Kasabası 13.771 0 0 0 0 0 0 Mudanya Kasabası 0 0 0 1 4 5 0 Gemlik Kasabası 6.482 0 0 1 5 6 1.296 Karacabey Kasabası 9.442 0 0 0 0 0 0 Bilecik Kasabası 3.955 0 0 1 6 7 659 Küplü Nâhiyesi 6.574 0 0 0 0 0 0 Pazarcık Nâhiyesi 7.273 0 0 0 0 0 0 Osmanili Nâhiyesi 3.113 0 0 0 0 0 0 171 Esâmî-i Ģühûr ve Mikdâr-ı Ser- Ġkinci Komiser Polis Toplam 1 Polis kasabât nüfûs komiser komiser muâvini me’mûru Memuruna DüĢen KiĢi Sayısı Ġnegöl Kasabası 11.075 0 0 0 0 0 0 Yenice Nâhiyesi 4.588 0 0 0 0 0 0 Söğüd Kasabası 5.340 0 0 0 0 0 0 Bozöyük Nâhiyesi 5.020 0 0 0 0 0 0 YeniĢehir Kasabası 3.500 0 0 0 0 0 0 EskiĢehir Kasabası 26.964 0 2 2 24 28 1.124 Sivrihisar Kasabası 6.356 0 0 0 0 0 0 Muğla Kasabası 10.146 0 2 2 13 17 780 Milas Kasabası 6.511 0 0 1 2 3 3.256 Bodrum Kasabası 6.126 0 0 0 1 1 6.126 Fethiye Kasabası 3.525 0 0 1 2 3 1.763 Marmaris Kasabası 0 0 0 0 1 1 0 Köyceğiz Kasabası 0 0 0 0 1 1 0 Antalya Kasabası 25.708 0 0 0 40 40 643 Alaiye Kasabası 7.285 0 0 0 0 0 0 Elmalu Kasabası 5.802 0 0 0 0 0 0 Akseki Kasabası 3.635 0 0 0 0 0 0 Akseki Kazâsına 3.512 0 0 0 0 0 0 merbût Ġbradı Nâhiyesi Beyrut ġehri 95.942 0 0 0 172 172 558 Sayda Kasabası 14.167 0 0 0 0 0 0 Sur Kasabası 6.575 0 0 0 0 0 0 Merc-i Uyûn Kasabası 3.599 0 0 0 0 0 0 Akkâ Kasabası 9.471 0 0 0 6 6 1.579 Nâsıra Kasabası 8.280 0 0 0 0 0 0 Safed Kasabası 12.755 0 0 0 0 0 0 Taberiya Kasabası 5.226 0 0 0 0 0 0 Hayfa Kasabası 10.447 0 0 0 9 9 1.161 Nablus Kasabası 21.782 0 0 0 7 7 3.112 TrablusĢam Kasabası 23.543 0 0 0 17 17 1.385 Lazkiye Kasabası 20.302 0 0 0 8 8 2.538 Cebele Kasabası 5.071 0 0 0 0 0 0 Nikdere (Binküdre) 12.109 1 0 2 7 10 1.730 Kasabası Bacalu Kasabası 4.642 0 0 0 0 0 0 Aksaray Kasabası 8.011 0 0 0 1 1 8.011 Gülveri (?) Karyesi 3.886 0 0 0 0 0 0 NevĢehir Kasabası 21.394 0 0 1 2 3 10.697 Ürgüb Kasabası 9.502 0 0 0 0 0 0 Sinasos (?) Karyesi 3.982 0 0 0 0 0 0 Bor Kasabası 10374 0 0 0 1 1 10.374 Bolu Kasabası 9.500 0 1 5 10 16 950 Bartın Kazâsı 10.817 0 1 1 4 6 2.704 Ereğli Kazâsı 6.758 0 0 1 3 4 2.253 Zonguldak Kazâsı 10.600 0 0 2 3 5 3.533 Düzce Kazâsı 3.500 0 0 1 2 3 1.750 Gerede Kazâsı 4.174 0 0 0 0 0 0 172 Esâmî-i Ģühûr ve Mikdâr-ı Ser- Ġkinci Komiser Polis Toplam 1 Polis kasabât nüfûs komiser komiser muâvini me’mûru Memuruna DüĢen KiĢi Sayısı Mudurnu Kazâsı 3.722 0 0 0 0 0 0 Zor Sancağı Deyr 12.962 1 2 3 18 24 720 Kasabası Ana Kasabası 8.040 0 0 0 0 0 0 Hit Kasabası 3.541 0 0 0 0 0 0 AĢĢar Kasabası 2.889 0 0 0 0 0 0 Remadi Kasabası 2.780 0 0 0 0 0 0 Kîse Nâhiyesi 3.148 0 0 0 0 0 0 Kütahya Kasabası 26.184 1 2 2 12 17 2.182 TavĢanlı Kasabası 5.229 0 0 0 0 0 0 Gediz (Gedüs) 8.193 0 0 0 0 0 0 Kasabası Simav Kasabası 5.359 0 0 0 0 0 0 UĢak Kasabası 20.394 0 0 1 5 6 4.079 Ulubey Kasabası 3.437 0 0 0 0 0 0 Banaz Kasabası 3.423 0 0 0 0 0 0 Musul Kasabası 83.854 1 3 13 51 68 1.644 Sincar Kasabası 5.339 0 0 0 0 0 0 Kerkük Kasabası 31.902 0 0 0 0 0 0 Erbil Kasabası 14.262 0 0 0 0 0 0 Köysancak Kasabası 6.224 0 0 0 0 0 0 Salahiye Kasabası 4.696 0 0 0 0 0 0 Revandiz Kasabası 3.620 0 0 0 0 0 0 Süleymaniye Kasabası 18.700 0 0 1 5 6 3.740 Siird merkez Kasabası 33.676 0 3 6 32 41 1.052 Karahisar-ı Sâhib 27.865 1 1 2 23 27 1.212 Kasabası ġuhud Nâhiyesi 6.881 0 0 0 0 0 0 Çivril Kazâsı 3.500 0 0 0 1 1 3.500 Dinar Kazâsı 3.500 0 0 0 1 1 3.500 Bolvadin Kazâsı 10.181 0 0 0 1 1 10.181 Çay Nâhiyesi 4.312 0 0 0 0 0 0 Sandıklı Kazâsı 7.969 0 0 1 0 1 2 Aziziye Kazâsı 3.600 0 0 0 0 0 0 EskiĢehir Kasabası 26.964 0 1 2 24 27 1.124 Sivrihisar Kasabası 6.356 0 0 0 0 0 0 Samsun merkez 15.419 0 0 0 0 0 0 Kasabası Bafra Kasabası 8.182 0 0 1 8 9 1.023 ÇehârĢenbe 6.525 0 0 1 4 5 1.631 (ÇarĢamba) Kasabası Terme Kasabası 1.629 0 0 0 0 0 0 Ünye Kasabası 5.913 0 0 1 6 7 986 Fatsa Kasabası 2.427 0 0 0 2 2 1.214 Ma‗a Nevâhî Ordu 130.519 0 1 0 11 12 11.865 Kazâsı Ma‗a Nevâhî Giresun 121.287 0 1 2 19 22 6.384 Kazâsı 173 Esâmî-i Ģühûr ve Mikdâr-ı Ser- Ġkinci Komiser Polis Toplam 1 Polis kasabât nüfûs komiser komiser muâvini me’mûru Memuruna DüĢen KiĢi Sayısı Tirebolu Kazâsı 59.118 0 0 1 3 4 19.706 Kayseri Kasabası 37.010 0 1 3 36 40 1.028 Kayseri'nin Germir 4.403 0 0 0 0 0 0 Karyesi Talas Nâhiyesi 8.814 0 0 0 0 0 0 Erkilet Karyesi 3.672 0 0 0 0 0 0 Hacılar Karyesi 4.759 0 0 0 0 0 0 Everek Kasabası 11.508 0 0 0 0 0 0 Bünyan Kasabası 3.961 0 0 0 0 0 0 Ġncesu Kasabası 7.726 0 0 0 0 0 0 Karahisar Nâhiyesi 4.580 0 0 0 0 0 0 Adana Kasabası 60.461 2 2 12 82 98 737 Tarsus Kazâsı 26.271 0 1 0 5 6 5.254 Kozan Kasabası 3.671 0 0 1 2 3 1.836 Mersin Kasabası 10.013 0 0 0 7 7 1.430 Yumurtalık Kasabası 8.451 0 0 0 0 0 0 Ceyhan Kasabası 3.508 0 0 1 2 3 1.754 Mamuretülaziz 7.763 1 3 8 34 46 228 Kasabası Harput Kasabası 9.898 0 0 1 5 6 1.980 Arabgir Kasabası 15.315 0 0 1 7 8 2.188 Eğin Kasabası 5.604 0 0 1 4 5 1.401 Malatya Kasabası 26.000 0 1 5 23 29 1.130 Adıyaman Kasabası 8.365 0 0 0 0 0 0 Behisni (Besni) 8.101 0 0 0 0 0 0 Kasabası Hüseynik Karyesi 3.533 0 0 0 0 0 0 Pertek Karyesi 3.599 0 0 0 0 0 0 Çırmıkdı Karyesi 6.127 0 0 0 0 0 0 Haleb ġehri 143.363 0 0 0 0 0 0 Ayntab ġehri 52.467 0 1 0 5 6 10.493 Kilis ġehri 28.155 0 0 0 0 0 0 Antakya ġehri 29.008 0 0 1 1 2 29.008 Ġskenderun ġehri 40.901 0 0 1 1 2 40.901 Ġdlib ġehri 13.964 0 0 0 0 0 0 Ma‗arra ġehri 6.288 0 0 0 0 0 0 Cisr-i ġuğûr ġehri 3.706 0 0 0 0 0 0 Bilan (Belen) ġehri 3.354 0 0 0 0 0 0 Reyhanîye ġehri 203 0 0 0 0 0 0 Bâb ġehri 8.025 0 0 0 0 0 0 Menbic ġehri 1.514 0 0 0 0 0 0 Merkez ġehri 0 0 0 0 0 0 0 TOPLAM 4.622.097 18 66 272 2.062 2.418 2.242 174 EK-2: ARġĠV BELGELERĠNDEN ÖRNEKLER 175 Belge No-1: Cerâim-i Umûmiye Cetveli Örneği (1.Sayfa); BOA. DH. EUM. ADL. 5/30-02 176 Belge No-1: Cerâim-i Umûmiye Cetveli Örneği (2.Sayfa); BOA. DH. EUM. ADL 5/30-03 177 Belge No-2: Vukû’ât-ı Cinâ’iye Cetveli Örneği BOA. DH. EUM. MTK. 50/09-41. 178