T.C. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI TÜRK DİLİ BİLİM DALI KEÑEŞ CUSUPOV’UN “MANAS” ROMANININ TÜRKİYE TÜRKÇESİ ÇEVİRİSİNDE DEYİMLERİN KULLANIMI (YÜKSEK LİSANS TEZİ) Elnura SUIUNBEK KYZY BURSA – 2018 T.C. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI TÜRK DİLİ BİLİM DALI KEÑEŞ CUSUPOV’UN “MANAS” ROMANININ TÜRKİYE TÜRKÇESİ ÇEVİRİSİNDE DEYİMLERİN KULLANIMI (YÜKSEK LİSANS TEZİ) Elnura SUIUNBEK KYZY Danışman: Prof. Dr. Kerime ÜSTÜNOVA BURSA - 2018 ÖZET Yazar Adı ve Soyadı : Elnura SUIUNBEK KYZY Üniversite : Uludağ Üniversitesi Enstitü : Sosyal Bilimler Enstitüsü Anabilim Dalı : Türk Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı : Türk Dili Tezin Niteliği : Yüksek Lisans Tezi Sayfa Sayısı : ix+261 Mezuniyet Tarihi : 11/05/2018 Tez Danışmanı : Prof. Dr. Kerime ÜSTÜNOVA KEÑEŞ CUSUPOV’UN “MANAS” ROMANININ TÜRKİYE TÜRKÇESİ ÇEVİRİSİNDE DEYİMLERİN KULLANIMI Bu çalışmada, Keñeş Cusupov’un nesir biçiminde yazdığı “Manas” romanı ile Fikret Türkmen ve Alimcan İnayet’in Türkiye Türkçesine aktardığı “Manas Destanı” romanındaki Kırgız Türkçesi ile Türkiye Türkçesi arasındaki deyimlerin kullanımı incelenmiştir. Çalışmanın ana bölümünde kaynak metin ile çeviri metindeki deyimler karşılıklı tespit edilerek tablo şeklinde değerlendirmeye alınmıştır. Deyimler orijinal metinden ve çevirisinden bağlam içinde çıkarıldıktan sonra deyimler sözlüklerine ve internet üzerinde TDK Atasözleri ve Deyimler Sözlüğüne başvurularak incelenmiştir. Bu örneklerden ziyade çeviri metinde bazı deyimler asılından anlam kaymalarıyla çevrildiği tespit edilmiştir ve yanı sıra gereken açıklamalar dipnotlarla yerinde verilmiştir. Çıkarılan ve incelenilen deyimler değerlendirmeye alınarak bu eserin deyimler açısından nasıl çevrildiği tahlil edilmeye çalışılmıştır. Anahtar Sözcükler: Deyim, Kırgız Türkçesi, Türkiye Türkçesi, aktarma. iv ABSTRACT Name and Surname : Elnura SUIUNBEK KYZY University : Uludağ University Institution : Social Sciense İnstitution Field : Turkish Language and Literature Branch : Turkish Language Degree Awarded : Master Page Number : ix+261 Degree date : 11/05/2018 Supervisor (s) : Prof. Dr. Kerime ÜSTÜNOVA THE USE OF İDİOMS ON TURKISH SPOKEN IN TURKEY WITH AN EXAMPLE OF “MANAS” NOVEL BY KENESH JUSUPOV In this study the using of idioms on Turkish spoken in Kyrgyzstan and Turkish spoken in Turkey has been examined on an example of “Manas” novel, which was written by Kenesh Jusupov in the from of prose and “Epik of Manas” novel, wich was translated to Turkish spoken in Turkey by Fikret Turkmen and Alimjan Inayet. İn the main part of study idioms from the original text of novel and its translation text mutually determind and evaluated in the from of table. İdioms after got out in context of original and translation text were examined with reference to vocabularies of idioms and a Vocabulary of Proverbs and Idioms of the Turkish language organization on via internet. From these examples were identified that some idioms in translation text were transfered with the meaning shirts from original and as well as necessary clarifications have given in footnotes. By evaluating the reviewed idioms in this study tried to be assayed how the text was translated in terms of idioms. Key words: Idioms, Turkish spoken in Kyrgyzstan, Turkish spoken in Turkey, transfer. v ÖNSÖZ Kırgız Türkleri ile Türkiye Türklerinin kardeş milletler olduğunu belirten birçok konuda benzerliklerin olduğunu söylemeye de gerek yoktur. Böyle ortaklıklar kültürde olsun, dilde olsun, halkların dünyaya bakış açısında olsun ortaya çıkar. Bunları göz önünde bulundurarak iki lehçedeki deyimleri karşılaştırıcı çalışma yapmak amaçlanmıştır. Deyimleri bir eser ve çevirisi üzerinde incelemek amacıyla “Manas Destanı” romanı inceleme metini olarak seçildi. Böyle çalışma sonucunda eser deyimler açısından aktarılması incelemeye alınmış olması hedeflendi. Türkoloji alanı öğrencisi yanı sıra Kırgız Türkü olarak eğitimimi Türkiye Cumhuriyetinde devam ettirebilmem benim için birçok açıdan avantajlı oldu. Eğitim sırasında ve burada geçirdiğim zaman içeriğinde hem bilgi hem kendi şahsıma paha biçilmez tecrübeler kazandım. Bu topraklarda yaşadığım iki senelik zaman içinde edindiğim arkadaşlarım, bilimini ve zamanını esirgemeyen hocalarım başta olmakla kendimi kardeşlerim içinde hissini verip, yabancılık çektirmeyen bu topraklar sahiplerine teşekkür ediyorum. Bu bilim seviyemi tamamlamada, tez aşamasının zorluklarını benimle paylaşan, bilimsel çalışma dünyasına ilk adımlarımı attıran ve yol gösteren değerli hocam ve danışmanım Prof. Dr. Kerime ÜSTÜNOVA hocama içten teşekkürlerimi sunuyorum. Uzakta oldukları halde her gün benim halimi sormakla maddi ve manevi desteklerini gördüğüm sevgili aileme teşekkürü borç bilirim. Elnura Süyünbek kızı Bursa 2018 vi İÇİNDEKİLER ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ ........................................................................................ 5 SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ .......................................................................... 5 ÖZET................................................................................................................................ iv ABSTRACT ...................................................................................................................... v ÖNSÖZ ............................................................................................................................ vi İÇİNDEKİLER ............................................................................................................... vii KISALTMALAR ............................................................................................................. ix GİRİŞ ................................................................................................................................ 1 Çalışmanın Yöntemi ...................................................................................................... 2 BİRİNCİ BÖLÜM 1. Kırgız Türkçesinde ve Türkiye Türkçesinde “Deyim” Kavramı .................................. 7 1.1. Kırgız Türkçesinde Deyim Konusunun Araştırılma Tarihçesi ve Çalışmalar ....... 7 1.2. Türkiye Türkçesinde Deyim Konusunun Araştırılma Tarihçesi ve Çalışmalar .... 9 1.3. Kırgız Türkçesinde Deyimin Kavramı ve Belli Başlı Özellikleri ........................ 10 1.4. Türkiye Türkçesinde Deyim Kavramı ve Özellikleri ........................................... 13 2. Lehçeler Arası Deyim Aktarma Sorunları ve Deyimlerin Aktarma Yöntemleri ........ 14 2.1. Lehçeler Arası Deyim Aktarma Sorunları ............................................................ 14 2.2. Deyim Çeviri Yöntemleri ..................................................................................... 16 İKİNCİ BÖLÜM 1. Tablolar ....................................................................................................................... 23 2. Tabloların Değerlendirilmesi .................................................................................... 226 2.1. İncelenmeye Alınan Aktarma Metnin Deyimleri Aktarmada Tespit Edilen Sorunlar ..................................................................................................................... 226 2.1.1. Deyimi Sözcük Sözcüğe Aktarma ............................................................... 226 vii 2.1.2. Deyimi Deyim ile Aktarmama ..................................................................... 232 2.1.3. Yanlış Deyim Seçimi ................................................................................... 238 2.1.4. Yanlış Sözcük Seçimi .................................................................................. 241 2.1.5. Deyim Yerini Boş Bırakmak ....................................................................... 248 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Sonuç ............................................................................................................................. 253 Kaynakça ....................................................................................................................... 255 Kitaplar ..................................................................................................................... 255 Makaleler ................................................................................................................... 257 Tezler ......................................................................................................................... 260 Diğer Kaynaklar ........................................................................................................ 260 ÖZGEÇMİŞ .................................................................................................................. 261 TEZ ÇOĞALTMA VE ELEKTRONİK YAYIMLAMA İZİN FORMU..................... 262 viii KISALTMALAR Kısaltma Bibliyografik Bilgi Bkz. Bakınız C. Cilt çev. Çeviren KT Kırgız Türkçesi s. Sayfa ss. Sayfadan sayfaya S. Sayı TDK Türk Dili Kurumu TDK, ADS Türk Dili Kurumu, Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü TDK, GTS Türk Dili Kurumu, Güncel Türkçe Sözlük TT Türkiye Türkçesi vb. Ve başkaları ix GİRİŞ “Keñeş Cusupov’un “Manas” Romanının Türkiye Türkçesi Çevirisindeki Deyimlerin Kullanımı” adlı bu çalışmanın amacı iki lehçe arasındaki deyimleri karşılaştırmak; değerlendirmeye alınan eserdeki deyimlerin aktarılmasını incelemektir. Tahlil için seçilen eserin özelliği olarak “Manas” destanının düz yazı ile roman biçimine dönüştürülmesi gösterilebilir. Kırgız Türkçesinden Türkiye Türkçesine aktarılmış birçok eser bulunmaktadır. Fakat bu romanın asıl kaynağı destan, halk edebiyatı ürünü olmakla özeldir. Kırgız Türkçesindeki eski dil özelliklerini, bunun yanında deyim açısından eskiden gelmiş, kalıplaşmış, anlam açısından arkayik dil malzemeleri barındıracağı göz önünde bulundurularak bu eser seçildi. Çalışmanın ilk kısmında Kırgız Türkçesi ve Türkiye Türkçesindeki deyimlerin araştırma konusu haline gelişi ele alınır, bu konudaki belli başlı çalışmalardan söz edilir. Bununla birlikte deyimlerin araştırılmasındaki ileride daha yapılması gereken işler, çözülmesi gereken sorunlar da ortaya konur. Aynı bölüm içinde araştırmacıların konu üzerinde yapılan çalışmalarından yola çıkarak iki lehçedeki deyim kavramı ve özellikleri üzerinde durulur. Böylece deyim kavramının dil bilimi açısından çerçevesini çizdikten sonra deyimleri çevirideki sorunlara değinilir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, lehçeler arası deyim aktarmadaki sorunların da söz konusu olmasıdır. Bunların yanı sıra çeviri biliminde hem yerli hem kullandığımız dış kaynaklardan yararlanarak çevirideki bazı yöntemlerden söz edilmektedir. Çalışmanın ana bölümü incelediğimiz eserden ve çevirisinden bağlam içinde çıkarılan deyimlerin tahlilinden oluşmaktadır. Örnekler tabloda yerleştirilmiştir. Ardından incelenen aktarma metindeki deyimler, kaynak metindekilerle karşılaştırılır; aktarılma sırasında eşleşen deyimler, eşleşmeyenler; görülenler eksiklikler, yanlışlıklar; bunların gerekçeleri üzerinde analiz yapılır. Eşleşme yapılırken bazı örneklerin erek dilde karşılığı bulunduğu halde çeviri sözcüklerle karşılandığı görülür. Böyle durumlarda hedef dildeki karşılık olabilecek deyimler çeviri varyantı olarak gösterilir. Bu bölüm arkasında, sonuç kısımında araştırma sonucunda ortaya koyabildiğimiz buluntular ve genel değerlendirme bulunmaktadır. 1 Çalışmanın Yöntemi Çalışma malzemesi olarak seçilen eser Keñeş Cusupov tarafından Kırgız Türkçesiyle yazılmıştır. Altı bölümden oluşan eser, Prof. Dr. Fikret Türkmen ve Prof. Dr. Alimcan İnayet tarafından Türkiye Türkçesine aktarımıyla yayın imkânı bulur. Çalışmanın ana bölümünde her deyim için ayrı ayrı tablolar düzenlenmiştir Eserde geçen bütün deyimler, başarılı çeviri olup olmadığına bakılmaksızın belirlenir; sayfa sırasıyla verilir. Her deyim için üçer sütundan oluşan ikişer tablo düzenlenir. Kırgız Türkçesi başlığı altındaki tabloda, ilk sütunda kaynak metinden alınan deyim, bağlam içinde sayfa numarasıyla gösterilir. Hemen altında tarafımızdan yapılan çevirisi verilir. Orta sütundaki kaynak metinde geçen deyim, bağlamsızdır. Üçüncü sütunda deyimin Kırgız Türkçesi Deyimler sözlüklerinde bulunan açıklaması ve çevirisi yer alır. Deyimin Kırgız Türkçesindeki karşılığı için daha çok Cüzökan Osmonova, Kadıralı Konkobayev, Şeralı Caparov tarafından hazırlanmış “Kırgız Tilinin Frazeologiyalık Sözdügü”nden (Kırgız Dilini Deyimler Sözlüğü) yararlanılmıştır. Tabloda fazla yer tutmasın diye üç yazardan yalnız birinin -ilk yazarın- soyadı gösterilmiştir. Deyimlerin açıklamasını Kırgız Türkçesinden çevirirken “Kırgız Tilinin Frazeologiyalık Sözdügünü” Türkiye Türkçesine çeviren Mirlanbek Nurmatov’un “Kırgız Türkçesindeki Deyimler (Aktarma-İnceleme)” adlı yüksek lisans tezinden de yararlanılmıştır. Bazı deyimlerin çevirisi, bu çalışmada bulunmadığından ya da eksikleri olduğundan tarafımızdan çevrilmiş, dolayısıyla yazar yeri boş bırakılmıştır. Bunun dışında birkaç deyimi bulmak için Kadiyan Boobekova’nın “İnsan Davranışlarıyla İlgili Türkçe-Kırgızca Deyimler” başlıklı sözlükten yararlanıldı. Fakat bu sözlükte deyimlerin anlamının açıklanması bulunmadığından buradan yaralandığımız deyimlerin anlamını açıklamada ya cümle içindeki anlamı göz önünde bulunduruldu ya da “Kırgız Dilinin Sözlüğüne” başvuruldu. Örnek: 2 2. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … kuş uyku salgan cooreklik kuş uyku Kuş uyku: Bir az tuk etip zamanda… (s. 7) alma, köz ilinip ala koymo, kıska, sergek uyku. (… kuş uykusu uyuyan askerlik zamanında…) (Osmonova, 2001: 334) (Kuş uykusu: Biraz kestirmek, gözünü dinlendirip uyanmak, kısa, derin olmayan uyku.) (Nurmatov, 2008: 488) İkinci tablo Türkiye Türkçesi başlığı altındadır ve üç sütünden oluşmaktadır. İlkinde kaynak metindeki deyimin çeviri metindeki karşılığı bulunduğu bağlam içinde verilir ve geçtiği sayfa gösterilir. Ortadaki sütunda deyim, bağlamsızdır. Burada çevirilerde deyim yerine deyim kullanılırken bazıları sözcükle karşılanır, bazılarının yeri boştur. Deyimle karşılananların açıklaması, üçüncü sütunda verilir. Deyimlerin Türkiye Türkçesindeki açıklaması, Türk Dil Kurumu’nun internet ortamındaki “Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü”, “Büyük Türkçe Sözlük”, “Güncel Türkçe Sözlük” başta olmakla birlikte başka deyim sözlükleri de kullanılmış; her deyimin açıklanması altına kaynağı gösterilmiştir. Örnek: 3 Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …kuş uykusu uyuyan erler kuş uykusu kuş uykusu / tavşan (tilki) zamanında… (s. 9) uykusu: çabuk uyanılan uyku, kısa uyku. (Aksoy, 1995: 1068) Asıl metindeki bazı deyimlerin çeviride karşılığı bulunmamaktadır. Bu durumda çevirideki o cümle veya bağlamdan hareketle deyimin kaynak metindeki yeri “---” biçiminde gösterilir ve Türkiye Türkçesinde karşılığı bulunmaya çalışılır. Kaynak metindeki deyim ile aynı anlamı taşıyan ve çeviride kullanılabilecek deyim bulunduğunda üçüncü sütüne yerleştirilir. Örnek: Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Bu aciz kullar arasında Çıyırdı --- hayal kırıklığına uğramak: çok gibi yaşlandığında sahip istenilen veya umulan bir şeyin olduğu biricik oğlundan kötü gerçekleşmemesinden üzüntü haber alıp da --- üzülmeyen duymak. (TDK, ADS) kadın var mıdır? Birden fazla anlamı olan deyimler, hangi anlamında kullanıldıysa üçüncü sütünde sadece o anlamı verilir. Bu durum Türkiye Türkçesi karşılığı için de geçerlidir. Kaynak metin ve çeviri metinden alınan bağlam içindeki deyimlerin, eser ve çevirisi hakkında bilgi verildiğinden yalnız geçtiği sayfa numarası gösterilmiştir. Her deyim için sayfa sırasıyla verilen numaralar ilk tabloda, Kırgız Türkçesi kısmında bulunmaktadır. Genel 4 olarak bakılınca her deyim için hem Kırgız Türkçesi hem Türkiye Türkçesi için tablo oluşturulduğu görülür. (Numara.) Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı bağlam içinde deyim (sayfası) Deyim Deyim: Açıklaması. (çevirisi) (kaynak) (Deyimin çevirisi: Açıklanması) (varsa, kaynak) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı bağlam içinde deyim d e y i m k a r ş ılığı deyim: açıklaması. (kaynak) 5 BİRİNCİ BÖLÜM 6 1. Kırgız Türkçesinde ve Türkiye Türkçesinde “Deyim” Kavramı 1.1. Kırgız Türkçesinde Deyim Konusunun Araştırılma Tarihçesi ve Çalışmalar Kırgız Türkçesi deyimlerinin araştırma konusu olarak ortaya çıkışı Rus dil biliminin bu konudaki çalışmalarıyla yakından ilgilidir. Burada o tarihlerdeki coğrafi ve siyasi durumları da göz önünde bulundurulması gerek. Kırgız dil biliminde deyimlerin araştırılmaya başlaması daha Sovyetler Birliği dönemine, daha doğrusu 1956 yılına denk gelmektedir. O sene deyim konusunu başlık alan Capar Şükürov’un “Kırgız Tilindegi Frazeologiyalık Aykalıştar Cönündö” (Kırgız Dilindeki Deyimler Üzerine) adlı makalesi yayımlanır. Çalışma, deyimlerin araştırma konusu haline gelmesine ve deyimleri araştırmadaki sorunların ortaya konmasına temel oluşturur. Bundan sonra arka arkaya, deyim konusunu birçok yönden ele alan çalışmalar yapılır. Deyim konusunda yukarıda adı geçen çalışmadan sonra 1959 yılında Satıbaldı Davletov’un “Kırgız Tilindegi Taktooçtor” (Kırgız Dilindeki Dolaylı Tümleçler) adlı eseri; 1972 yılında Cüzökan Osmonova’nın “Kırgız Tilindegi İdiomalar” (Kırgız Dilindeki Deyimler) adlı çalışması yayımlanır. Araştırmacı, burada deyimler ve deyimlerin bir türü olan “idiomalar” üzerinde durur. Bu çalışma, yalnız deyim konusu üzerinde yoğunlaşan ve derinden inceleyen ilk çalışma olur. Bunların dışında daha sonraki yıllarda, 1998’de Ceenbek Mukambayev’in “Kırgız Diyalektologiyası cana Frazeologiya” (Kırgız Lehçeleri Araştırmaları ve Deyimler); 1999’da Cumaş Mamıtov’un “Azırkı Kırgız Tili. Fonetika cana Leksikologiya” (Çağdaş Kırgız Dili. Ses bilgisi ve Söz varlığı); Cüzökan Osmonova’nın diğer çalışmaları 2007’de “Kırgız Frazeologiyası” (Kırgız Deyimleri); 2008’de “Kırgız Frazeologiyasının Negizgi Maseleleri” (Kırgız Deyimlerinin Başlıca Sorunları); Raimcan Egemberdiyev’in “Frazeologizderdin Maani-Manızı cana Alardın Sözdüktördö Kamtıluusu” (Deyimlerin Anlamları ve Onların Sözlüklerde Yer Alışı) (2016) adlı çalışmalar yayımlanır. Bu sayılan çalışmalar, Kırgız dilindeki deyimleri gramer açısından, anlam açısından ve daha birçok yönlü incelemeye alan başlıca çalışmalardır. Sayılanlar dışında bu konuda uygulamalı çalışmalar da bulunmaktadır. 1980’de Raimcan Egemberdiyev ““Manas” Eposundagı Fraeologizmder” (“Manas” Destanındaki Deyimler); 2000’de Gülnara Camşitova “Glagolnıye Frazeologizmı Kırgızskogo i Russkogo Yazıkov i İh Leksikografiçeskoye Opisaniye” (Kırgızca ve Rusça Başlıca Deyimler ve Onların 7 Sözlüksel Açıklamaları); 2000’de Kanat Kıdıyev “Sopostovitelnoye İzuçeniye Frazeologizmov v Proizvedeniyah Çıngıza Aytmatova (na materyale russko-kirgizskih i kirgizsko-russkih tekstov)” (Cengiz Aytmatov’un Eserlerindeki Deyimlerin Karşılaştırmalı İncelenmesi (Rusça-Kırgızca ve Kırgızca-Rusça metinler üzerinde) adlı tez çalışmaları sayılabilir. Görüldüğü üzere bu çalışmalar, deyim konusunu yalnız kuramsal ele almaz; bunlar, artık uygulama aşamasına geçen çalışmalardır. Bir başka söyleyişle deyim konusunda teorik çalışmalarda dile getirilen deyimlerin sorunları konularını uygulamaya geçiren deneme çalışmalardır. Bu çalışmaların daha önceki çalışmalardan farkı, deyim konusunu eserler üzerinde uygulayarak başka dildeki deyimlerle karşılaştırma aşamalarına geçişi gösterilebilir. Sözlüklere gelince ilk deyimler sözlüğü 1980 yılında birçok araştırmacının bir araya gelişiyle yazılmış. Daha sonraki “Kırgız Tilinin Frazeologiyalık Sözdügü” (Kırgız Dilinin Deyimler Sözlüğü) Cüzökan Osmonova, Kadıralı Konkobayev, Şeralı Caparovlar tarafından 2001 yılında tamamlanır. Bu çalışma, şimdilik Kırgız dilinin deyimlerini kapsayan hacim li sözlük olarak tektir. Bu sözlüğün Türkiye Türkçesine aktarımı, Mirlanbek Nurmatov tarafından yüksek lisans tezi olarak çalışılır. Bu çalışmanın lehçeler arasındaki konuyla ilgili çalışmalarda önemi büyüktür. Bunların dışında 1990 yılında lise öğrencileri için hazırlanan deyimler sözlüğü; 1977’de Kırgızca ve Rusça karşılıklı sözlükler: “Orusça-Kırgızça Frazeologiyalık Sözdük” (Rusça-Kırgızca Deyimler Sözlüğü); 2000’de “Kırgızça-Orusça, Orusça-Kırgızça Tematikalık Frazeologiyalık Sözdük” (Kırgızca-Rusça, Rusça-Kırgızca Tematik Deyimler Sözlüğü) (2000) yayımlanır. Kırgız Türkçesi ile Türkiye Türkçesi arasındaki ortak deyimleri karşılıklı olarak dizime almış Kadiyan Boobekova’nın “İnsan Davranışlarıyla ilgili Kırgızca Türkçe (Türkçe-Kırgızca) Deyimler Sözlüğü” adlı çalışması 2013 yılında yayımlanır. Böyle temel çalışmalar sonrası Kırgızcadaki deyim kavramı ve onun özellikleri belirlenmiştir. Fakat bu tarz çalışmaların varlığı deyimlere teorik yaklaşımla yapılan çalışmaları durdurmuş değildir. Çünkü bu konuda yapılan kapsamlı çalışma olarak bilinen Raimcan Egemberdiyev’in “Frazeologizmderdin Maani-Manızı cana Alardın Sözdüktördö Kamtıluusu” adlı eserde yazarın dile getirdiği gibi bu kadar çalışmaya karşın Kırgızcanın deyimlerini araştırmada eksik kalan tarafları ve tartışmalı olan bazı sorunlar ortadan kalkmış değildir. Raimcan Egemberdiyev’e göre 8 Kırgız dilindeki deyimleri araştırırken şu sorunlara dikkatlice bakılması ve üzerinde durulması gerek: 1. Kırgız dilindeki deyimlerin yapısını net belirlemek; 2. Bu konudaki kaynaklarda ve ders kitaplarında yer alan bazı farklılıkların ortadan kalkmasını ve aynı görüşün, tanımın olmasını sağlamak. Bunun için teorik araştırmaları ve uygulama işlerin gerçekleştirmek; 3. Edebi eserlerin dilindeki deyimleri araştırmaya almakla deyimlerdeki üslup meselesin ele almak; 4. Akraba dillerdeki deyimleri karşılaştırmalı incelemek; 5. Deyimlerin başka dillere çevrilişi üzerinde araştırmak; 6. Kırgız dilindeki deyimlerin tümünü toplayarak tematik büyük sözlük oluşturmak; 7. Deyimlerin etimolojisin araştırmak (Egemberdiyev, 2016: 33). 1.2. Türkiye Türkçesinde Deyim Konusunun Araştırılma Tarihçesi ve Çalışmalar Türkiye Türkçesine gelince deyimler konusu üzerindeki çalışmalar diğer lehçelerdeki gibi günümüze kadar devam ettirilmektedir. Türkiye Türkçesi, deyimler sözlükleri bakımından Kırgızcaya göre daha zengindir. Bunların başında Ömer Asım Aksoy’un “Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü. I. Atasözleri Sözlüğü”, “Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü. II. Deyimler Sözlüğü” çalışmaları başta gelmektedir. Bunlarda hem deyim sözlüğü hem de deyim kavramına kuramsal yaklaşımlar bulunmaktadır. Ali Doğanay tarafından hazırlanmış “Türkçe Deyimler Sözlüğü” 1972 yılında ikici baskısını görmüştür. Sabahat Emir’in “Örnekleriyle Açıklamalı Deyimler Sözlüğü” çalışması de bir önceki çalışmalarla deyimler sözlüklerinin ilk çalışmalar sıralarında gelenlerdendir. “Türkçe Deyimler Sözlüğü” Ali Püsküoğlu kalemine ait olup 1989’de yayınlanmıştır. “Örnekleriyle Büyük Deyimler Sözlüğü” Mehmet Ertuğrul Saraçbaşı tarafından hazırlanmış olup sözlük konusunda hacimli bir çalışma olmuştur. İki ciltten oluşan çalışmanın ilk baskısı, 2010 yılında yapılır. Aynı yazarın İbrahim Minnetoğlu ile birlikte hazırladığı “Türkçe Deyimler Sözlüğü” çalışması, 1978 yılında yayınlanmıştır. Bu çalışmalara İskender Pala’nın “İki dirhem Bir Çekirdek” adlı çalışmasını da katmak gerekir. Bu çalışmanın ilk baskısı, 2000 yılına aittir. Yazar burada bazı deyimleri ortaya çıkmış hikâyeleriyle birlikte incelemeye almıştır. Bunların yanında deyim hazinesin geliştirmekte önemli çalışmalar olan “Bölge Ağızlarında Atasözleri ve Deyimler” adlı 9 sözlük M. S. Kaçalin tarafından, “Çeşitli Halk Fıkraları ve Deyimler” adlı çalışma B. Atalay tarafından hazırlanmıştır. Adı geçenler dışında başka deyim sözlükleri de bulunmaktadır. 1.3. Kırgız Türkçesinde Deyimin Kavramı ve Belli Başlı Özellikleri Kırgız Türkçesinde sözcük grupları ikiye, “erkin söz aykaştarı” (bağımsız sözcük grupları) ve “turuktuu söz aykaştarı” (bağımsız / sabit sözcük grupları) olarak, ayrılır. Bağımsız sözcük grupları, konuşma sırasında söylenmek istenen yargıya uygun sözcüklerin bir araya gelmesiyle oluşur. Sabit sözcük grupları ise tersine önceden dil hazinesinde hazırda bulunan, unsurlarının bir bütünlük içinde bir anlam ifade eden kalıplaşmış şekildeki yapılardır. Şeralı Caparov “Azırkı Kırgız Tilinin Leksikolgiyası cana Leksikografiyası” (2013) adlı çalışmasında sabit sözcük grubunu bağımsız sözcük grubundan şu belli başlı özellikleriyle ayırt etmektedir: 1. Kurucu unsurları iki veya ondan fazla sözcükten oluşur; 2. İçeriğindeki sözcüklerin dizimi ve sentaks bağlamı sabittir; 3. İçeriğindeki sözcüklerin tümü (o sözcüklerin bir semantik bütünlüğü) ilk sözlük anlamı dışında kullanılıp, söylenmek istenen fikrin daha etkili olmasını sağlar. 4. Tek bir sözcük gibi tek bir kavramı ifade ederler ve cümlede tek bir cümle öğesi sayılırlar. 5. Sözcükler gibi anlam ifade ettikleri için cümle bilgisinin değil söz varlığının araştırma konusudur (Caparov, 2013: 87). Bu sözcük grubu, başka söyleyişle “turuktuu söz aykaştarı” Türkiye Türkçesindeki “deyim” kavramının karşılığıdır. Fakat Kırgız Türkçesinde bu terim yanında aynı kavram için “frazeologizm”, “frazeologiyalık söz aykaştarı” terimleri de kullanılmaktadır. Çalışmalarda daha çok “frazeologizm” terimi kullanılır. Bu terim Eski Yunanca’dan phraseos “söyleyiş” + logos “bilim” sözcüklerinden oluşmaktadır. Kırgız Türkçesinde deyim kavramının şöyle tanıtımları bulunmaktadır: “Oluşturan unsurlarının sabitliğine, bu unsurların ilk sözlük anlamı dışında oluşuna ve semantik bütünlüğüne bakılarak böyle kelime gruplarına turuktuu söz aykaştarı (sabit kelime grupları), frazeologizmder, frazeologiyalık söz aykaştarı denilmektedir.” (Saparbayev, 1997: 165). “Sabit kelime grupları konuşma sürecinde oluşturulmaz. 10 Dildeki kelimeler gibi öncede hazır olan ve kalıplaşmış olarak kullandığımız yapılardır.” (Mamıtov, 1999: 224). Deyimler üzerinde yapılan çalışmalarda deyimlerin diğer sözcük türlerinden farkı, şu özellikleriyle gösterilmektedir:  Komponenttüülük (Unsurluluk) – deyimler iki veya ondan çok unsurlardan oluşurlar. Deyimlerin içerdiği unsurları sözcük değil komponent (unsur) olarak adlandırılmasının sebebi deyimlerin yapısındaki sözcükler kendi anlamında kullanılmadan bir araya gelerek bir anlam ifade etmeleri nedeniyle bir başka söyleyişle bütünlüğün bir parçası olmaları nedeniyle unsur olarak adlandırıl (Akunova, 2005: 38). Eğer bunları sözcükler veya söz öbeklerinin sabitliği olarak adlandırılsa yanlışlık olur. Sebebi sözcükler tek başına bir anlam taşıyabilirler. Oysa deyimin yapısındaki unsurlar tek tek anlam ifade etmezler (Egemberdiyev, 2016: 60).  Leksika-Semantikalık birimdik1 (Leksik-Semantik bütünlük) - deyimler kaç unsurdan oluştuğuna bakılmadan unsurların hepsi anlam açısından ayrılmayan bir bütünlüğe dönüştüğü deyimlerin leksik-semantik bütünlüğünü oluşturur (Egemberdiyev, 2016: 62).  Elestüülük (Etkililik) – deyimler nesneyi veya onun sıfatını belirtmede, eylemin türlü durumun göstermede sözcüklere göre daha anlatma gücü yüksektir. Diğer sözcüklerden de bu özelliği ile ayırt edilir (Akunova, 2005: 39).  Deyimin içerdiği unsurlar cümle içinde anlam açısından tek tek kullanılmadıkları için, onların bir bütünlüğü cümlenin tek bir öğesi olabilir.  Dilde hazır dil malzemeleri olması deyimlerin en başta gelen özelliklerindendir. Konuşmada bağımsız kelime grupları gibi yeniden oluşturulmadan uzun zamandan dilde kullanılmakla dil söz varlığına oturtulmuştur (Akunova, 2005: 38). Deyimler başka sözcük türlerinden üstteki özellikleriyle ayırt edildiği gibi bu söz öbekleri kendi aralarında da farklılıklar göstermektedir. Deyimin ifade ettiği bütün bir anlam ile içerdiği unsurlarının arasındaki anlam açısından bağlılık derecesine ve unsur yapısının sürekliliğine bakılarak Kırgız Türkçesinde deyimler kendi içinde üçe ayrılırlar. 1 Bu terimle deyimin unsurları olan sözcüklerin ve onların sayesinde ortaya konan anlamın bir bütünlük içinde olduğu kast edilmektedir. 11 Frazeologiyalık şireşme (Deyimin kaynaşması2): Bu yapındaki unsurların kendi sözcük anlamlarına hiç bağlı olamayıp bütün bir anlamı ifade eden söz öbekleridir (Akunova, 2005: 41). Örneğin, “koltuguna suu bürküü” deyimin yapısındaki her sözcüğün, deyimin anlamıyla hiç ilgisi yoktur. Burada “koltuk” insan vücudunun bir parçasıdır, koltuk, “suu” su, “bürk-” sıvı bir şeyi şiddetli bir şekilde serpmek, sıçratmak anlamlarına gelmektedir. Eğer deyimi sözcük sözcüğe aktarırsak, “koltuğuna su serpmek” olacaktır. Oysa bu deyim iki tarafı bir birine düşürmek, kışkırtmak anlamına gelmektedir. Böyle deyim türlerinin yapısında süreklilik de söz konusudur. Frazeologiyalık birdik (Deyime ait birlik): Ortaya koyduğu anlam, az çok yapısındaki sözcüklerin ilk leksik anlamlarıyla bağlılık gösteren deyim türleridir (Akunova, 2005: 42). Örneğin, “eki tamçı suuday” deyimi, “birbine benzeyen” anlamına gelmektedir. Yapsındaki sözcükler, “eki” iki, “tamçı” damla, “suuday” su gibi anlamındadır ve sözcük sözcüğe çevrilince “iki damla su gibi” biçimine ulaşır. “Külgö oonagan küçüktöy” deyimi kirlenmiş, üstü başı toz olan anlamına gelmektedir. “külgö” küle, “oonagan” yuvarlanan, düşen, “küçüktöy” köpek gibi anlamlarına gelirler. Bire bir “küle düşen köpek gibi” olarak aktarılır. Görüldüğü gibi burada deyimin genel anlamı ile unsurların ilk anlamları ortasında anlamsal bağlılık vardır. Böyle deyimlerde deyimin genel anlamı unsurlarının mecaz anlamı ile bağlılık göstermektedir. Bu tür deyimlerin yapısında bazı örneklerde süreklilik söz konusu değildir. Başka söyleyişle deyimin bazı unsurları başka bir sözcük ile değiştirilebiliyor. Fakat bundan deyimin genel anlamı değişmeye uğramıyor. Mesela, “üç uktasa tüşkö kirböö” deyimi “üç uktasa tüştö cok” olarak değişebiliyor. Burada “üç” üç, “uktasa” uyursa, “tüşkö” düşe, rüyaya, “kirböö” girmemek, ikincisinde ise sadece “tüştö rüyada, “cok” yok olarak değişmektedir. Fakat bundan deyimin beklenmeden olmak, hiç düşüncede olmadan bir şey olmak anlamı değişmemektedir. Frazeologiyalık tizmek (aykaş) (Deyimleşmiş gruplar): Deyimlerin bu türü üstteki türlerden unsurlarının semantik açından boş olmasıyla, başka sözcüklerle de değiştirebilmesiyle ayırt edilmektedir. “Semantik açından boş olmak demek ile deyimin yapısındaki bir unsur ilk sözcük anlamında olup diğerleri ona bağlı ve mecaz anlamda olması kast edilmektedir” (Caparov, 1997: 173). Örneğin, “ooz tiyüü” deyiminin ilk 2 Bu terimi ve sonraki diğer terimileri aktarmada Nergiz Biray’ın bu konuyla ilgili “Kırgız Türkçesinde Deyimler ve Deyimlerin Sınıflandırılması” adlı makalesinden yararlanıldı. 12 unsuru “ooz”, ilk sözcük anlamında kullanılmakta. Hemen arkasından gelen “tiyüü” unsuru ona mecaz anlamda bağlanmaktır. Burada “ooz” ağız, “tiyüü” değmek anlamlarına gelmekle deyim yemek yemeye başlamak, tadına bakmak anlamlarına gelmektedir. Bu özelliği ile “frazeologiyalık tizmekti” oluşturan unsurların biri semantik bakımdan “özgür” olur ve başka sözcüklerle de söz öbekleri oluşturabilir. Mesela, “köz” göz, sözcüğü “cetkis” ulaşılamaz, “körgüs” görmez, “cügürtüü” gezdirmek, “boluu” olmak, “baylandı” sözcükleriyle de bağlanarak deyimsel anlamlar ortaya koymaktadır. 1.4. Türkiye Türkçesinde Deyim Kavramı ve Özellikleri Türkiye Türkçesinde deyim kavramı için farklı terimler kullanılmıştır. Deyim karşılığında darbımesel, tabir, ıstılah terimleri kullanılmıştır. Bunların içinden daha çok Tanzimat’tan sonra tabir sözcüğü kullanılmıştır. Fakat günümüzde deyim terimiyle karşılanmaktadır. Bu terim, “1935 yılında yayımlanan Osmanlıcadan Türkçeye Cep Kılavuzunda tabir karşılığında “deyim” sözcüğü önerilmiş ve tutulmuştur” (Sinan, 2008: 92). Türkiye Türkçesinde deyimin şu tanımları bulunmaktadır: “Bir kavramı, bir durumu, ya çekici bir anlatımla ya da özel bir yapı içinde belirten ve çoğunun gerçek anlamlarından ayrı bir anlamı bulunan kalıplaşmış sözcük topluluğu ya da tümce.” (Aksoy, 1988: 52), “Bir yahut daha fazla kelimelerle bir şeyi, durumu bir takım edebi sanatlardan da yararlanarak tasvir eden, belirten ve anlatımı güzelleştiren, çoğu kendi anlamları dışında kullanılan kalıplaşmış sözlere deyim denir.” (Doğanay, 1972: 9), “Anlatım gücünü arttırmak için, az çok mantık dışına kayan, bazı kelimeleri değişmediği halde bazıları değişip çekimlere giren kalıplardır.” (Hatipoğlu, 1963: 221), “Deyim, birden fazla kelimenin meydana getirdiği anlamdır: Bir hüküm ifadesi, hiss veya özel bir fikrin tercümesidir. Deyimlerin ana unsuru bir hal ifade etmektir; bunlarda genellikle hüküm bulunmaz. En belirgin özellikleri, bir şey veya bir olayın tasviridir.” (Emir, 1979: 7), “Deyimler anlatım gücünü arttırmak için kullanılan genellikle gerçek anlamı dışına kayarak mantık dışı hayaller, düşünceler taşıyan kalıplaşmış sözlerdir.” (Demir, 2004: 612), “Gerçek anlamından farklı bir anlam taşıyan ve çekici bir anlatım özelliğine sahip olan kelime öbeği.” (Korkmaz, 1992: 43), “Belli bir kavramı, belli bir duygu ya da durumu dile getirmek için birden çok sözcüğün bir arada, seyrek olarak da tek bir sözcüğün yan anlamında kullanılmasıyla oluşan 13 sözdür.” (Aksan, 1982: 37). Güncel Türkçe Sözlükte ise “genellikle gerçek anlamından az çok ayrı, kendine özgü bir anlam taşıyan kalıplaşmış söz öbeği, tabir” olarak tanıtılmaktadır. Yukarıdaki tanımların ortak yanı “çekici anlatıma sahip olmak”, “konuşma veya cümle anlamını güzelleştirmek”, “kalıplaşmış sözcüklerden oluşması”, “oluştuğu sözcüklerin yan anlamda kullanılması” gibi özellikler üzerindedir. Bu sayılanlar, deyimlerin başka sözcük türlerinden ayrıldığı özellikleridir. Deyimin “bir veya birkaç sözcükten ibaret” olduğuna dair tanımlar da bulunmaktadır. Bu görüş tartışmalı olmakla birlikte konu üzerindeki son çalışmalarda deyimin en az iki sözcüğün bir araya gelmesiyle ortaya çıktığı görüşünün baskın olduğu fark edilmektedir. Ömer Asım Aksoy ise deyimlerin biçim ve kavram özellikleri olarak şunları belirtmektedir: 1. Deyimler de atasözleri gibi, kalıplaşmış sözlerdir. Bir deyimin sözcükleri değiştirilip yerlerine aynı anlamda da olsa başka sözcükler konulamaz ve deyimin sözdizimi bozulamaz. 2. Deyimler de, atasözleri gibi, kısa ve özlü anlatım araçlarıdır. 3. Deyimler en az iki sözcükle kurulurlar 4. Deyim, bir kavramı belirtmek için bulunmuş özel bir anlatım kalıbıdır. 5. Deyimlerin amacı, bir kavramı ya özel kalıp içinde, ya da çekici, hoş bir anlatımla belirtmektir. 6. Deyimlerin çoğunda kalıplaşmış sözden çıkan anlam, sözcüklerin gerçek anlamları dışındadır. Kimi deyimlerde sözcüklerin gerçek anlamları dışında değildir (Aksoy, 1988: 38-43). 2. Lehçeler Arası Deyim Aktarma Sorunları ve Deyimlerin Aktarma Yöntemleri 2.1. Lehçeler Arası Deyim Aktarma Sorunları Günümüze kadar dünya dilleri arasında çok sayıda metinler yoluyla çeviri çalışmaları yapılmıştır. Dillerin birbirine benzemeyen yapısal özellikleri nedeniyle bazı diller arasındaki çeviriler çok zorluklarla gerçekleşmektedir. Bu açıdan bakınca aynı kökene dayanan, başka söyleyişle lehçeler arasındaki dil içi çevirilerin daha kolay olduğu düşünülebilir. Ancak bu kolaylılığı, lehçeler arasında farkların az olduğu görüşüne dönüştürerek hareket etmek, aktarma hatalarının ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. 14 Tarih boyu çok büyük coğrafyalara yerleşen Türk halklarının yarattığı yazı dilleri arasında ses bilgisi, biçim bilgisi, söz dizimi, sözcük bilgisi bakımından ortak yanlar olduğu gibi yapı ortak kalmak koşuluyla sese, biçime dayanan farklılıkların bulunduğu; kimi yazı dillerinin birbirine yakınlık gösterdiği, kiminin bazılarından daha uzak kaldığı bilinir. 1990’da Sovyetler Birliğinin dağılmasıyla bağımsızlıklarını tüm dünyaya duyuran Türk Devletleri arasında gerçekleştirilen ticaret, kültür, bilim vb. birçok işbirliği, her geçen gün artarak bugünlere gelinmiştir. Türk Devletleri arasındaki ilişkilerin istenen düzeye gelemeyişi, özellikle iletişim alanında halkların birbirini anlama düzeyinde kendini gösterir. Bilim ve kültür alanlarındaki ilişkilerin yetersizliği, Ayşe İlker’in “Bugün lehçeler arasındaki ayrılıklardan dolayı Türk dilini konuşan insanlar, birbirlerinin bir çırpıda anlamaktan, okuduklarını hızlı ve seri bir biçimde düşünmekten yoksundurlar.” sözlerinde varlık bulur (1996: 553). Bunun gerekçelerinden birinin de söz varlığındaki örtüşmemeler olduğuna dikkat çekilir. Mustafa Uğurlu, konuyu “Türk lehçelerin kendilerine mahsus kelime hazineleri vardır. Ancak bu kelimelerin önemli bir bölümü, temel lehçe düzeyinde; bundan daha az bölümü da “Genel Türkçe” düzeyinde birbiriyle örtüşür.” sözleriyle özetler (2004: 20). (Bazı Türk dilleri arasında büyük uçurumların bulunduğu, buna bağlı olarak edebi eserleri anlayamamak gibi bir sorunla karşılaşıldığı göz ardı edilmemelidir. Dolayısıyla sorunları hızlı bir biçimde çözmek için bazı araştırmacılar (Usta, 2008, 669) tarafından “lehçeden lehçeye aktarma” adıyla yeni bir çalışma alanı ortaya atılır; her ulusun tanıtıcı yüzü olan edebi ürünleri “dil içi çeviri” de denebilecek yöntemle bir dilden diğerine aktarmak amaçlanır ve bu doğrultuda çalışmalar gerçekleştirilir. Aslında Türk dilleri arasında edebi metin aktarımı sonucunda, epey yol kat edilir; sorunlar saptanır. Mustafa Uğurlu, bu sorunlardan birinin yalancı eşdeğerlikler olduğunu bildirir: “Türkçe içi aktarma hatalarının önemli bir kısmı, “yalancı eşdeğerlikten” kaynaklanmaktadır.” (2011: 1877). Lola Amanova, üslup özelliklerini korunma çabasının hatalara yol açacağını belirtir: “Eserlerin karşılıklı olarak Türk lehçeleri arasında aktarılmasında karşımıza çıkan problemlerden bir diğeri eserlerin üslup özellikleri ve anlatım zenginliklerinin korunması meselesidir.” (2014: 167). Bir başka sıkıntı, Türk Dilleri arasındaki aktarma sorunları üzerindeki çalışmaların çoğunun sözcük düzeyinde kaldığı 15 ve özellikle eşdeğerlik sorunu etrafında odaklandığıdır 3. Oysa deyim, atasözü gibi kalıp yapılar, mecazlı anlatımlar dil içi çeviride sıkıntı yaratacak dil birimleri olarak gözükmektedir. Aktarmada deyimlerin çevirmen için zorluklar yarattığı açıktır. Ayrıca eşdeğerlik sorunu 4 deyimler için de geçerlidir; hatta yalancı eş değerliğin sık rastlanma derecesi de deyimlerde oldukça yüksektir. 2.2. Deyim Çeviri Yöntemleri Bir dilden ikinci bir dile metin çevirme ilk önce çevirmenin hem kaynak hem de erek dile iyi seviyede sahip olmasını, bunun dışında iki dilin ait oldukları kültürler hakkında da bilgi sahibi olmasını gerektirir. Çevirmenin kültür konusundaki eksikliği bazı mecaz anlamlar taşıyan sözcükler veya söz öbekleri ortaya çıkınca kendini gösterir. Deyimler ait olduğu dilin kültür renklerini taşıdıkları için ve imgesellik başta olmakla birçok özellikler taşıyarak başka sözcük türlerinden farklılıklar göstermesinden bir dilden ikinci dile çevrilmesi zordur. Dünya dillerine bakılınca deyim konusu üzerinde hem kuramlar açısından hem de denemeler açısından birçok çalışmalar bulunmaktadır. Fakat deyimler konusu günümüzde de her dilin hem kendi içinde araştırıldığı hem de başka dillere çevirideki sorunları açısından araştırma konusu olarak kalmaktadır. Günümüz Türk dillerine gelince bu konu her lehçenin kendi sınırları içinde kalmaktadır. Çağdaş Türk lehçelerinin deyimler sözlükleri bulundukları halde de karşılaştırmalı sözlükler az sayıda olmakla belli bir konulara ait deyimleri kıyaslayan çalışmalardır. Bunun dışında deyimler üzerinde kuramsal çalışmalar da yetersizdir. Bu da tabi deyimleri bir dilden başka dile çeviri konusunu aksattırmaktadır. Deyimleri çeviri konusu üzerinde günümüze dek yapılan çalışmalar sonuçlarından biri olarak ortaya koyulan bazı 3 Ayrıntılı bilgi için bkz. Hanife Alkan, Lehçeler Arası Aktarmalarda Yalancı Eş Değerler Sorunu (Türkiye Türkçesi-Özbek Türkçesi-Yeni Uygur Türkçesi Fiil Örneği) / Bekir Direkci, Mevlüt Gülmez, Güney Azerbaycan Türkçesi ve Türkiye Türkçesi Arasındaki Yalancı Eş Değerler / Mehmet Kara, Lehçeler Arası Aktarmalarda Temel Sorunlar / Mustafa Uğurlu, Türk Lehçeleri Arasında Benzer Kelimelerin Eş Değerlik Durumu / Mustafa Uğurlu, Kırgız ve Türkiye Türkçesi Arasında Bire Bir Kelime Eş Değerliği. “Camiyla” Romanındaki Meseleler Üzerine / Mustafa Uğurlu, Türk Lehçeleri Arasında Kelime Eş Değerliği / Zühâl Yüksel, Türkiye Türkçesi ile Kırım Türkçesi Arasında Yalancı Eş Değerler / Berdak Yusyf, Türkçede ve Özbekçede “Yalancı Eş Değerler” / Ünal Zal, Türk Lehçeleri Arasında Aktarma Meseleleri ve “İki Ağaç” Şiir Üzerine. 4 Ayrıntılı bilgi için bkz. Mustafa Cengiz, Türkmen Türkçesi ile Türkiye Türkçesindeki Deyimlerde Görülen Yalancı Eş Değerler / Tuğba Aktaş, Deyimlerde Yalancı Eş Değerlik: Tatar Türkçesi-Türkiye Türkçesi Örneği / Lola Amanova, Türkiye Türkçesindeki Deyim ve Atasözlerin Özbek Türkçesine Aktarma Problemi / Sauatoviç Anuar, Tarakov, Frazeologizmder cane Olardın Audarılu Erekşelikteri. 16 yöntemlerin olmasını göstermek mümkündür. Aşağıda böyle yöntemlerin bir kaçı üzerinde duralım. Taalay Abdiyev “Kotormotaanuu İlimine Kirişüü” adlı çalışmasında (2008: 49) deyimleri çeviride şu yöntemleri belirlemektedir: Ekvivalenttik ıkma (Eşdeğerli yöntem): Burada özgün dildeki deyim çeviri dilindeki anlam ve yapısı ile aynı olan deyim ile karşılanır. Bu yöntemi yazar kendi içinde ikiye ayırmakta: A. Bir birini hem anlam hem de yapısı açısından tam karşılayan deyimler tam eşdeğerli olur. Örnek: …kuş uykusu salgan cookerlik zamanda… (Cusupov, 1995: 7) – …kuş uykusu uyuyan erler zamanında… (Türkmen-İnayet, 2017: 9). Görüldüğü gibi burada asıl metindeki deyim çeviri dilindeki aynı anlamda ve aynı yapıda olan deyim ile karşılanmıştır. Bu çeviri yönteminin, daha çok bir kökenli akraba diller arasında kullanılabileceği, değerlendirmeye aldığımız eser ve çevirisi sonunda da bir daha tespit edilmektedir. Başka söyleyişle Kırgız Türkçesi ve Türkiye Türkçesi arasında deyimler açısından ele aldığımız eser ve çevirisinde de tam eşdeğerli çeviri de sık kullanılmıştır. B. Yapısı veya oluştuğu sözcükler açısından az farklılık gösteren deyimlerle karşılanması yarı eşdeğerli olur. Örnek: …sözün eki kılbay muyup kalıştı. (Cusupov, 1995: 8) – …bir dediğini iki etmediler. (Türkmen-İnayet, 2017: 10). Burada asıl metindeki deyim ile çevirideki karşılığı sadece söz – bir dediği sözcükleriyle faklılık göstermektedir. Oysa anlam açısından aynı deyimlerdir. Almaştıruu ıkması (Değiştirme yöntemi): Burada özgün dildeki deyim anlam açısından aynı fakat yapısı ve oluştuğu sözcüklerinin tamamen farklı olduğu deyimle karşılanır. Örnek: Esenhan… aç kıykırık salıp…(Cusupov, 1995: 13) - Esen Han… feryat etti… (Türkmen-İnayet, 2017: 19). Görüldüğü gibi asıl metindeki deyim hedef dildeki aynı anlam taşıyan fakat yapısı farklı deyim ile karşılanır. Sıpattoo ıkması (Tasviri yöntem): Özgün dildeki deyim, çeviri dilinde olmadığı için tasvir yoluyla açıklanır ve anlatılır. Örnek: … nes bolup… ne kıların bilbey kaldı (Cusupov, 1995: 14) - … sanki uyumuş gibi şuursuz dolanıp ne yapacağını şaşırdı (Türkmen-İnayet, 2017: 22). Görüldüğü gibi kaynak metindeki “donakalmak, buz kesilerek ne yapacağını şaşırmak” anlamına gelen “nes boluu” deyiminin anlamı tasvir yoluyla verilmiştir. 17 Aralaş kotoruu ıkması (Karışık çevirme yöntemi): Burada özgün dildeki deyim üstteki yöntemlerin birleştirilmesiyle çevrilir. Çevirideki genel sorunlar üzerinde durmakla birlikte kalıplaşmış ifadeler, özellikle deyim ve atasözlerini çevirmede izlenen bazı yöntemler üzerinde duruşuyla dikkat çeken Abdelghafour Mohammed’in çalışmasından da (2017: 33) söz edilebilir. Çalışmada şöyle stratejiler verilmektedir: Benzer anlam ve benzer biçimle çeviri: Bu yöntemde, asıl metindeki ifade için hedef dilde hem yapı hem anlam açısından aynı olan karşılık kullanılır. Ancak yazar, bu yöntemin diller arasındaki kültür farklılığı dolaysıyla, her zaman kullanılabilecek bir yöntem olmadığını da belirtir. Benzer anlam ve faklı biçimle çeviri: Burada kaynak metindeki bir ifade karşılığında erek dilde aynı anlamda fakat yapı ve oluştuğu sözcük öğeleri farklı olan karşılama kullanılır. Ekleme yoluyla çeviri: Asıl metinde bulunmayan bazı kısımlar aktarım sırasında eklenir. Kaynak metinde derin yapıda veya örtük yapıda bırakılan bazı ifadeler çevride yüzey yapıya çıkarılır. Çıkarma yoluyla çeviri: Asıl metindeki bazı ifadeler çeviri dilinde hiçbir şekilde karşılığı bulunmayan veya çeviri dilinin metinsel geleneklerinde uymayan durumlarda metinden çıkarma yoluna başvurulur. Yazar, burada bu yönteme çok nadir başvurulduğu ve siyasal, dinsel, kültürel sebeplerle yapılan sansür bu yöntemin var olmasına neden olduğunu bildirmektedir. Kaynak dildeki bazı ifadelerin, çeviri sırasında bağlamdaki aynı anlamı veren başka sözcüklerle ifade edilmeleri nedeniyle metinden çıkarıldığı, değerlendirmeye aldığımız eserde de görülmektedir. Eksilti yoluyla çeviri: Burada kaynak metindeki yüzey yapıdaki ifade çeviride eksik verilir. Açımlama yoluyla çeviri: Kaynak metindeki bazı ifadelerde kültürel özelliklerin baskın olmasından çeviri diline aktarmak zordur. Onun karşılığı hedef dilde bulunmuyorsa sıkıntılı bir durum oluşur ve burada çevirmen açıklama yoluna başvurur. Jazira Alibekova, 1966’da yayımlanan Qazak Tilinin Stilistikası kitabından hareketle deyimleri çevirmenin üç yolunu gösterir: 1. Deyimler çevrilirken onun genel anlamı verilir. 18 2. Deyimleri çevirirken hedef dildeki tam karşılığını verilir (Tam karşılıklı çevrilen deyimler). 3. Deyimler sözcük sözcüğe çevrilir (Bire bir çevrilen deyimler) (Alibekova, 2012: 43). Deyim konusunda hacimli çalışmaları bulunan Ömer Asım Aksoy, kitabında deyimlerin bir dilden başka dile çeviri yöntemlerine değinmese de bu konuyla ilgili görüş bildirmektedir. Yazara göre, deyimler başka dillere çevrilebilip çevrilememe bakımından üçe ayrılır: 1. Özel biçimleri dolaysıyla sözcüğü sözcüğüne başka dillere çevrilemeyenler ya da sözcüğü sözcüğüne çevrildiği halde Türkçe kavramı belirtmeyenler. 2. Dilimizde gerçek anlamları dışında kullanıldığından başka dillere de aynı sözcüklerle ve değişmeceli (mecazlı) durumlarıyla çevrilebilenler. 3. Dilimizde gerçek anlamlarıyla kullanıldığından, başka dile, sözcüğü sözcüğüne çevrilebilenler. (Aksoy, 1995: 519) Komissarov Vilen Naumoviç, Dmitriyeva Lidiya Filippovna, Smirnova Neonila Fedorovna, Martinkeviç Ekaterina Alekseevna ve Kuntseviç Svetlana Evgen’evna gibi dilcilerin çeviri konusundaki çalışmalarını inceleyen Sofia Kuçkina (2016: 184) deyimleri çeviride şu yöntemlerin izlenebileceğini dile getirmektedir: Metod frazeologiçeskogo ekvivalenta (deyim eş değerliliği yöntemi): Bu yöntemle, deyimin özelliklerinin hepsi olduğu gibi çevrilir. Başka söyleyişle hedef dilde aynı yapıda ve aynı anlam taşıyan deyimle karşılanır. Böyle karşılamada kaynak dildeki deyimin vermek istediği anlam ve cümleye kattığı renk çeviri metinde de aynı derecede olur. Fakat yazar, bu tür karşılıkların diller arasında çok az olduğunu, olsa bile uluslararası deyim olup kaynak ve çeviri dile üçüncü bir dilden geçebileceğini belirtmektedir. Bunun dışında Komissarov Vilen Naumoviç’e dayanarak (Komissarov, 2001: 11) üçüncü dilden alınan deyimlerin iki dile aynı anlamda geçmeyip anlam kaymasına uğrayabileceğini dile getirmektedir. Bu durum, yapısı aynı olan fakat ifade ettiği anlamları farklı olan “yalancı dost” denebilecek yapılarda, çevirmenin daha dikkatli olmasını gerektirir. Metod frazeologiçeskogo analoga (deyim analoğu yöntemi): Bu yöntem kaynak metindeki deyimin çeviri dilde bulunmadığı halde kullanılır. Asıl metindeki deyim yerine çeviri dilindeki aynı anlam taşıyan fakat yapısı farklı deyim kullanılır. Fakat bu 19 yöntemi kullanmada şu durumlara özellikle dikkat edilmesi gerektiğini belirtir yazar: Kaynak metindeki deyimin çağırımsal anlamının korunması zorunludur. Ayrıca bazı analog deyimlerin birbirine biçim açısından tam eşdeğerli olamayacağına ve kültürel renklerin ağır bastıkları deyimlerin çeviri dilinde kaybolabileceğine dikkat edilmesi gerek. Doslovnıy perevod (Kalkirovaniye) [sözcük sözcüğe çeviri (Başka dilden alınan tabiri ana dilinde kullanmak)]: Bu yöntemde kaynak metindeki deyim, birebir çevrilir. Yazar, bu yöntemin kaynak metindeki deyimin çeviride de aynı derecede anlam ifade etme özelliğini koruyabilecekse kullanılabileceğini belirtir. Sözcük sözcüğe çevrilmiş bir deyimin, çeviri metinde yapmacık yaratmaması ve çeviri dilinin mantığına aykırı düşmemesi gerekir. Opisatelnıy perevod frazeologizmov (Deyimleri tasvirȋ çeviri): Bazı deyimlerin çeviri diline eşdeğeri, analoğu bulunmaz. Sözcük sözcüğe çevirmek de mümkün değildir. Böyle deyimler çevrilirken tasvir yoluyla çeviri yöntemi kullanılır. ) Çeviri biliminde karşılaşılan sorunlar ve deyimlerin çeviri yöntemleri hakkında pek çok çalışma bulunmaktadır. Dolayısıyla deyim çeviri yöntemleri, çalışmaya alınanlarla sınırlı değildir. Ancak yukarıda sözü edilen yöntemler, kendi aralarında karşılaştırıldığında dile getirilenlerin pek farklı olmadığı sonucuna varılır. Taalay Abdiyev’in ekvivalenttik ıkma (eşdeğerli yöntem) olarak adlandırdığı yöntem; Abdelghafour Mohammed’de benzer anlam ve benzer biçimle çeviri, Sofia Kuçkina’da metod frazeologiçeskogo ekvivalenta (deyim eşdeğerliliği yöntemi), Jazira Alibekova’da tam karşılıklı çevrilen deyimler olarak adlandırılmaktadır. Almaştıruu ıkması (değiştirme yöntemi) Abdelghafour Mohammed’de benzer anlam ve faklı biçimle çeviri, Sofia Kuçkina’da metod frazeologiçeskogo analoga (deyim analoğu yöntemi), sıpattoo ıkması (tasviri yöntemi) Abdelghafour Mohammed’de açımlama yoluyla çeviri, Sofia Kuçkina’da opisatelnıy perevod frazeologizmov (deyimleri tasvirȋ çeviri) olarak geçmektedir. Taalay Abdiyev’de geçen aralaş kotoruu ıkması (karışık çevirme yöntemi) diğer ikisinde bulunmamaktadır. Abdelghafour Mohammed’de üstte geçenler dışında diğer iki yazarda bulunmayan ekleme, çıkarma, eksilti yoluyla çeviri yöntemleri bulunmaktadır. Sofia Kuçkina’da doslovnıy perevod (kalkirovaniye) (sözcük sözcüğe çeviri (başka dilden alınan tabiri ana dilinde kullanmak)) yöntemi Jazira Alibekov’da bire bir çevrilen deyimler yöntemi olarak geçmektedir. Ömer Asım Aksoy, deyimleri 20 başka dillere çevrilişine göre sınıflandırdığından diğer araştırmacıların yöntemleriyle doğrudan karşılaştırmak doğru olmayabilir. Ancak Aksoy’un ilk sırada gösterdiği deyim türü, Sofia Kuçkina’daki doslovnıy perevod (kalkirovaniye) (sözcük sözcüğe çeviri (başka dilden alınan tabiri ana dilinde kullanmak) yöntemi ve Jazira Alibekova’daki bire bir çevrilen deyimler içeriğiyle benzerlik göstermektedir. Lehçeler arasında deyim çeviri yöntemleri ve sorunlar üzerine yapılan çalışmalar şimdilik az sayıda ise de bu konuda Ahmet Karadoğan’ın “Türk Lehçeleri Arasında Aktarma Sorunları” çalışması önemli yere sahiptir. Yanı sıra lehçeler arası aktarma sorunların gidermek amacında böyle çalışmaların daha da diğer lehçeler için de yapılması gerek. Üstte adı geçen Ahmet Karadoğan’ın çalışmasında dil içi deyimleri aktarmada şöyle sorunlar tespit edilmiş: “Aslını Koruma, Aslını Uyarlama, Yanlış Deyim Seçimi, Hedef Lehçede Olmayan Deyim Kullanımı, Deyimi Deyim İle Aktarmama” (Karadoğan, 202). 21 İKİNCİ BÖLÜM 22 1. Tablolar 1. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …ay carıgında bel çeçpey at bel çeçpe- Bel çeçpöö: Tınım alboo, tınbay üstündö kuş uyku salgan arakettenüü, kündür-tündür iş cookerlik zamanda… (s. 7) üstündö ce coo betinde boluu. (…ay ışığında dinlenmeden (Osmonova, 2001: 94) at üstünde kuş uykusu (Bel çözmemek/Sırtını yere uyuyan askerlik koymamak: Dinlenmemek, zamanında…) durmadan çalışmak, gece gündüz işte veya düşmana karşı tetikte olmak.) (Nurmatov, 2008: 158) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …ay ışığında kemerini kemerini çıkartma- nefes alma(ma)k:dinlenme(me)k, çıkartmadan, at üstünde kuş ferahla(ma)mak, rahatla(ma)mak. uykusu uyuyan erler (TDK, ADS) zamanında… (s. 9) durup dinlenmeden: sürekli olarak, aralıksız, arka arkaya. (Saraçbaşı, 2010: 389) 2. Kırgız Türkçesi 23 Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … kuş uyku salgan cooreklik kuş uyku Kuş uyku: Bir az tuk etip alma, zamanda… (s. 7) köz ilinip ala koymo, kıska, sergek uyku. (… kuş uykusu uyuyan askerlik zamanında…) (Osmonova, 2001: 334) (Kuş uykusu/Tavşan uykusu: Biraz kestirmek, gözünü dinlendirip uyanmak, kısa, derin olmayan uyku.) (Nurmatov, 2008: 488) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …kuş uykusu uyuyan erler kuş uykusu kuş uykusu / tavşan (tilki) uykusu: zamanında… (s. 9) çabuk uyanılan uyku, kısa uyku. (Aksoy, 1995: 1068) 3. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı ...baylıgına köz cetpeyt ele. köz cetpe-5 Köz cetkis: Ötö alıs, uçu-kıyrı 5 “köz cepte-” deyimi burada geçen örnekte şöyle cümle içinde bulunmaktadır: “Anın erdigin aytsa söz cetpeyt ele, baylığına köz cetpeyt ele.” (Onun bahadırlığı anlatılırsa söz yetmezdi, zenginliğine göz yetmezdi.). Görüldüğü gibi deyim zenginlik sözcüğüne bağlıdır. Yani zenginliği çoktu, tarif edilemezdi anlamını ortaya koymaktadır. “Köz cepte-” deyiminin Kırgız Türkçesi deyimleri sözlüklerinde açıklanmasında mesafenin uzaklığını belirtilmesi ön plana çıkmaktadır. Bu deyimin sözlüklerde açıklanmasında “çektöögö mümkün bolbogon” (sınırlandırmaya mümkün olmayan) ve “bolcolsuz” (tahminsiz) anlamları da bulunmaktadır. Getirilen örneklerde de yerin uzaklığı söz konusudur. Bu sebeple bu deyimin açıklanması ve anlamlarının verilmesi Kırgız Türkçesi Deyimler Sözlüğünde eksik olduğu düşünülmektedir. 24 (s. 7) cok, çektöögö mümkün bolbogon, abdan uzak, bolcolsuz. (…zenginliği tarif edilemezdi.) (Osmonova, 2001: 284) (Göz alabildiğince uzak: Çok uzak, sınırı yok, sınırlandırmaya imkân yok, çok uzak, tahminsiz.) (Nurmatov, 2008: 425) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …zenginliği de tarif tarif edileme- tarife gelmemek: açıklanması güç edilemezdi. (s. 9) o l m ak. (TDK, ADS) 4. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …bu oyron düynönün kelme kelme kezek Kelme kezek: Dal uşunday okuya kezegi… bar eken… (s. 7) senin da başıña kelet, mınday körünüşkö sen da tuş bolosuñ (…bu yıpratıcı dünyanın degen maanide, köbünçö, taba dönen sırası… varmış…) kıluu iretinde aytılat. (Osmonova, 2001: 260) (Dönen sıra/Gülme komşuna gelir başına: İşte böyle bir olay senin de başına gelir, böyle bir görünüme sen de duçar olursun, manasında, genelde uyarmak için 25 söylenir.) (Nurmatov, 2008: 391) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Tanrı, bu korkunç dünyada geleni gideni 6 --- geleni gideni... dengelemiştir. (s. 9) 5. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …Karahan da a düynö cüzün a düynö cüzün O düynö ketüü: Ölüü, köz cumuu, kördü. (s. 7) k ö r - düynödön ötüü. 6 “Kelme kezek” deyimi sözcük sözcüğe “dönen sıra” olarak aktarılmaktadır. Çeviride ise “geleni gideni” olarak verilmiştir. Bu deyim asıl metinde “Teñrim körsö tübölüktüü eç nerse caratpaptır, bu oyron düynönün kelme kezegi, ulug-kiçigdi teñdep koymogu bar eken, kara cerdi kalçagan Karahan da a düynö cüzün kördü.” Çeviride bu cümle“Tanrım hiçbir şeyi ebedȋ yaratmamıştır. Tanrı, bu korkunç dünyada geleni gideni, büyüğü küçüğü dengelemiştir. Bir gün kara yeri titreten Karahan da öbür dünyaya göç etti.” Daha iyi anlaşılması için her cümleni çevirisi ile karşılaştıralım: 1. “Teñrim körsö tübölüktüü eç nerse caratpaptır” – “Tanrım hiçbir şeyi ebedȋ yaratmamıştır.” 2. “…bu oyron düynönün kelme kezegi, ulug-kiçigdi teñdep koymogu bar eken…” – “Tanrı, bu korkunç dünyada geleni gideni, büyüğü küçüğü dengelemiştir.” 3. “ … kara cerdi kalçagan Karahan da a düynö cüzün kördü.” – “Bir gün kara yeri titreten Karahan da öbür dünyaya göç etti.” Burada asıl metindeki birleşik bir cümle çeviride üç basit cümle haline getirilmiş. Bu üç cümlenin ikinci, deyim bulunan, cümlesine bakılınca “bu oyron düynö” kısımındaki oyron sözcüğü Fars dilinden geçmiş olmakla Kırgız Türkçesinde “tahrifat, yıpratıcı, tahrip” (Karasayev, 1996: 593) anlamlarına gelmektedir. Yani “oyron düynö” çevirideki gibi “korkunç dünya” değil “yıpratıcı dünya” “yok edici dünya” anlamlarına gelmektedir. Bir de bundan önce asıl metinde “Tanrı” sözcüğü bulunmadığı halde çeviride eklenmiştir. Böylece “oyron dünyadan” sonra gelen “kelme kezek” deyimi, “oyron düynö” öbeği değil “Tanrı” sözcüğüne bağlı kalmıştır. Aldığı eklere de bakılınca: bu oyron düynönün kelme kezegi - bu korkunç dünyada geleni gideni olarak yanlış ek kullanılmıştır. Deyime geldiğimizde “kelme kezek” sözcük sözcüğe “dönen sıra” olarak aktarılır. Yani asıl metine “ bu yıpratıcı dünyanın dönen sırası vardır, büyük küçüğü dengelemesi vardır” denilmektedir. 26 (…Karahan da öbür dünyaya (Osmonova, 2001: 374) göç etti.) (Öbür dünyaya gitmek: Ölmek, gözünü yummak, dünyadan göç etmek, rahmetli olmak.) (Nurmatov, 2008: 538) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Karahan da öbür dünyaya öbür dünyaya göç öbür dünyayı boylamak: ahreti göç etti. (s. 9) e t - boylamak. (TDK, ADS) ahireti boylamak: ölmek. (TDK, ADS) tahtalıköyü boylamak: ölmek. (TDK, ADS) bir avuç toprak olmak: ölmek. (TDK, ADS) 6. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …cerine köz arktan… Kara köz art- Köz artuu: Bir nersege abdan Kıtay hanı Esen han… (s. 7) kızıguu, suktanuu, cetsem dep eñsöö ce biröönün bir nersesin (yerine göz koyan… Kara mençiktep alsam, özümdük kılıp Hitay hanı Esen han…) alsam dep sugalaktık aç közdük kıluu. (Osmonova, 2001: 281) 27 (Göz dikmek: Bir şeye çok ilgi duymak, imrenmek, arzulamak veya birinin bir şeyini kendi malımmış gibi el koysam, kendime geçirsem diye harislik, açgözlülük yapmak.) (Nurmatov, 2008: 422) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı yerine göz koyan… Kara göz koy- göz dik- / göz koy-: Bir şeyi her Hitay Hanı Esen han… hâlde ele geçirmek istemek. (s. 9) (Aksoy, 1995: 808) 7. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Nogoy handın omoktuu beli beli mertin- Beli mertinüü / Beli sınuu: Oor mertindi… (s. 7) kırsıkka uçuroo, başına kün tüşüü, bedeli tüşüü. (Nogoy hanın irice beli büküldü…) (Osmonova, 1993: 95) (Beli kırılmak/Beli bükülmek: Ağır bir kaza geçirmek, başına kara gün düşmek, sıkıntısı sarmak.) (Nurmatov, 2008: 159) Türkiye Türkçesi 28 Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Nogoy hanın beli kırıldı… beli kırıl- canı yanmak: çok acı duymak, acı bir deneme geçirmek, bir işte (s. 10) zarar görmek. (TDK, ADS) 8. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Nogoy handın… keñ düynösü tar- Düynösü taruu: Zamanası düynösü tarıdı. (s. 8) k u u r u l u u , aylası ketüü, amalın tappoo. (Osmonova, 2001: 133) (Nogoy Han’ın… geniş dünyası daraldı.) (Dünyası daralmak: Zamanı tükenmek, çaresi tükenmek, çözüm bulamamak.) (Nurmatov, 2008: 212) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Nogoy Han’ın… geniş dünyası daral- dünya başına dar ol-: çok dünyası daraldı. (s. 10) sıkılmak, büyük bir çaresizlik içinde kalmak. (TDK, ADS) 9. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı 29 …ak ordosu kızıl uuk bolup kızıl uuk kıl- Kızıl kerege kıluu / Kızıl uuk talandı… (s. 8) kıluu: Kırgın saluu, üy mülkün talkaloo, eç nersesin kaltırbay (…ak ordusu talan edildi…) olcolop ketüü. (Osmonova, 2001: 344) (Kırmızı keregeye döndürmek /Talan etmek: Kırıp geçirmek, evini barkını yıkmak, dağıtmak, hiçbir şey bırakmayıp taşıyıp götürmek.) (Nurmatov, 2008: 500) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …Ak otağı yağmalandı… yağmalan- --- ( s.10) 10. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …ak ordonun oçogu cılas cılas bol- Cılas boluu: Ordu-tübü menen boldu… ( s. 8) cok boluu, coyuluu, cogoluu. (…ak otağı yok oldu…) (Osmonova, 2001: 198) (Yok olmak: Kökünden yok olmak, dağılmak, kaybolmak.) Türkiye Türkçesi 30 Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …Ak otağın ocağı söndü… ocağı sön- ocağı sönmek: aile dağılmak, yok olmak, çoluk çocuk yok olmak. (s. 10) (TDK, ADS) hâk ile yeksan etmek (olmak): yapı, şehir vb. için temelinden yıkıp harap olmak, bütünüyle ortadan kaldırmak veya kalkmak. (TDK, ADS) 11. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Cakıptın eki kolu baylanıp… kolu baylan- Kolu baylanuu: Kolu boşoboo, Altayga keldi. (s. 8) bir nerseni atkaruuga mümkünçülügü bolboo, öz (Cakıp eli kolu bağlı kalıp… bilgenin casoogo erki bolo alboo. Altay’a geldi.) (Osmonova, 2001: 275) (Eli-kolu bağlanmak: Eli boş olmamak, bir şeyi yapmaya imkânı olmamak, kendi bildiğini yapmaya hakkı olmamak.) (Nurmatov, 2008: 413) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı 31 …Cakıp’ın iki eli bağlı eli bağlan- eli kolu (eli ayağı) bağlı kalmak olarak… Altay’a geldi. (durmak veya olmak): bir engel dolaysıyla hiçbir iş yapamaz (s. 10) duruma gelmek. (TDK, ADS) 12. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …eldin başın biriktirgen başın biriktir- Başın biriktirüü: Bir cerge Akbalta… (s. 8) cıynoo, çogultuu, toptoo (köbünçö ıntımakka keltirüü, (…halkı bir araya getiren birgeleşip keñeş kuruu ce sıy Akbalta…) körsötüü, konoktoo maanisinde. (Osmonova, 2001: 87) (Başını biriktirmek: bir yere toplamak, yığmak, toplamak (çoğunlukla sulh etmek, birleşerek danışmak veya ağırlamak, konuk etmek manasındadır).) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …halkı bir araya getiren bir araya getir- bir araya getirmek: toplamak. Akbalta… (s. 10) (TDK, ADS) 13. Kırgız Türkçesi 32 Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …sözün eki kılbay muyup sözün eki kılba- S ö zü eki bolboo: Aytkanı kalıştı. (s. 8) aytkanday boluu, ubadadan tayboo, degeni atkarılbay kalboo. (…sözünü iki etmeden kabullendiler.) (Osmonova, 2001: 418) (Bir)Sözü iki olmamak: Dediği dediği gibi olmak, dediği yerine getirilmek, sözünden caymamak.) (Nurmatov, 2008: 590) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …bir dediğini iki etmediler. bir dediğini iki bir dediği iki olmamak: her isteği etme- hemen yapılmak. (s. 10) (Aksoy, 1995: 645) 14. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …emi kantip kün köröbüz kün kör- Kün körüü: Caşoo, ömür sürüü, dep… turganda… (s. 8) ookat-tiriçilik kıluu. (…şimdi nasıl geçineceğiz (Osmonova, 2001: 339) diye… dururken…) (Gün görmek/Gün geçirmek: Yaşamak, hayatını sürdürmek, geçinmek.) (Nurmatov, 2008: 494) 33 Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …şimdi nasıl geçineceğiz geçin- --- diye düşünürken… (s. 10) 15. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …Cakıp… borbuyu kata borbuyu kata elek B orbuyu katuu: Boygo cetüü, elek… boz bala ele. (s. 8) çoñoyup kolunan bir nerse kele baştoo, cetilgen kurakka kelüü. (…Cakıp… daha küçük… çocuk idi.) (Osmonova, 2001: 117) (Kasıkları pekleşmek/Adam olmak: Delikanlı olmak, büyüyüp elinden bir iş gelir duruma gelmek, buluğ çağına gelmek.) (Nurmatov, 2008: 189) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Cakıp… hâlâ şımarıklığı şımarıklığı --- bırakmayan bir çocuktu. bırakma- (s. 11) 16. 34 Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı El içinde… “kuu baş” atandı. kuu baş Kuu baş: Balası cok, takır bala körbögön. (s. 9) (Osmonova, 2001: 332) (Halk içinde… çocuksuz adlandı) (Boz baş: Çocuğu yok, hiç çocuk görmemiş.) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Cakıp Bay’la obada… çocuksuz ihtiyar --- “çocuksuz ihtiyar” denilerek alay ediliyordu. (s. 12) 17. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı El içinde “kak baş”…atandı. kak baş K ak baş: Köp caşap, kuuluk- şumduktu bilip kalgan, kekse. (s. 9) (Osmonova, 2001: 236) (Halk içinde zürriyetsiz… adlandı.) (Kulağı kesik: Çok yaşayıp, kurnazlığı bilen, görmüş geçirmiş yaşlı.) (Nurmatov, 2008: 357) Türkiye Türkçesi 35 Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Cakıp Bay’la obada ihtiyar --- “ihtiyar”… denilerek alay ediliyordu. (s. 12) 18. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Kulagım bir çaldı ele. (s. 9) k u l a g ı ç a l - Kulagı çaluu: Sözdün çekesin ugup kaluu, çala-bula kabardar (Kulağıma çalınmıştı.) boluu. (Osmonova, 2001: 324) (Kulağına çalınmak: Lafın birazını olsa bile, istemeyerek da olsa duymak, az-çok haberdar olmak.) (Nurmatov, 2008: 476) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Bir yerden duymuştum. duy- kulağına çalınmak: başkasına söylenirken kendisi de duymuş (s. 12) olmak. (TDK, ADS) 19. Kırgız Türkçesi 36 Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … bay Cakıp… köñülün köñülün kaltır- Köñülün kaltıruu: Katuu tarıntıp, kaltırbay… kelgen köñülün oorutuu, irencitip koyuu. baybiçesin kantip… (Osmonova, 2001: 315) ardantarın bilbey cürdü. (Gönlünü kırmak: Çok üzüp, (s. 10) gönlünü ağrıtmak, incitmek.) (…Cakıp bay… hiç (Nurmatov, 2008: 463) incitmeyen… karısını şimdi nasıl… gücendireceğini bilemiyordu.) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … Cakıp Bay… gönlünü gönlünü incitme- gönül kırmak (yıkmak): incitmeden saygı gösterdiği birini çok üzecek bir davranışta hanımını, nasıl bulunmak, gücendirmek. utandırabileceğini (TDK, ADS) düşünüyordu. (s. 13) 20. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Munu Cakıp etibar algan etibarga algan cok Etibarga alboo: Nazar salboo, cok. (s. 10) köñül bölböö, baykaboo. (Buna Cakıp önem (Osmonova, 2001: 516) vermedi.) (İtibar etmemek: Önem vermemek, dikkat etmemek, 37 dönüp bakmamak.) (Nurmatov, 2008: 710) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Cakıp buna aldırış etmedi. aldırış etme- aldırış etmemek: önem vermemek, aldırmamak, (s. 14) umursamamak. (TDK, ADS) 21. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … Cakıp… aldı-artın aldı artın karaba- Aldı artına karabay: karabay üygö kirip ketti. Tüpkülügün oyloboy, eç nerseni baykabay, abaylabay, ançalık (s 10) nazar salbay. (…Cakıp… önüne arkasına (Osmonova, 2001: 41) bakmadan doğru eve girdi.) (Önüne arkasına bakmadan: Arkasını düşünmeden, hiçbir şeye dikkat etmeden, hiç düşünmeden, hiçbir şeyden sakınmadan.) (Nurmatov, 2008: 79) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı 38 Cakıp… sağa sola bakmadan sağa sola bakma- sağa sola bakmamak: çevresinde eve girdi. (s. 14) olup bitenleri hiçe saymak, etrafı kollamamak. (Aksoy, 1995: 1023) 22. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Çıyırdı… öñ-aalattan öñ-aalattan çoç- Öñ-aalattan kettüü / Öñ- çoçup… aylanköçök attı. daalattan ketüü: Öñü buzulup, kubarıp kumsaruu, kanı-sölü (s. 10) kaçuu (korkkondo, çarçaganda, (Çıyırdı… benzi sararıp… ooruganda aytılat). pervane oldu.) (Osmonova, 2001: 405) (Yüzünden geçmek: Yüzü bozulup, benzi sararıp, kanı çekilmiş gibi olmak (korkulduğunda, yorulduğunda, hasta olduğu zaman söylenir).) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …kadının korkudan rengi rengi uç- rengi atmak (uçmak): (bir uçtu. (s. 14) kişinin) korku ya da üzüntüden benzi sararmak. (Aksoy, 1995: 1017) 23. 39 Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Çıyırdı… aylanköçök attı. aylanköçök at- 7 Aylanköçök boluu: Başı aylanıp, cer tegerenip, astı üstü bolgonsup (s. 10) körünüü. (Çıyırdı… pervane oldu.) (Osmonova, 2001: 29) (Uğur böceği olmak: Başı dönüp, yer devrilip, ast üst olmuş gibi görünmek.) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … etrafında pervane oldu. pervane ol- (birinin) etrafında dört dönmek (pervane olmak): isteğini elde (s. 14) etmek için birinin yanından ayrılmayıp gönlünü etmeye çalışmak. (TDK, ADS) 24. Kırgız Türkçesi 7 “Aylanköçök at- / Aylanköçök bol-” görüldüğü gibi başı dönmek anlamına gelmektedir. Fakat çevride “birinin yanından ayrılmayıp gönlünce olmak” anlamına gelen “pervane ol-“ deyimi ile karşılanmıştır. Bu deyim, kaynak metinde “Çıyırdı abışkasının tonun çeçpey ayu talpakka kıñgaygan türpün körüp, öñ- aalatınan çoçup, cibek töşök salıp, aylanköçök attı” cümlesinde yer almaktadır. Bu cümle çeviride: “Çıyırdı, ihtiyarın elbisesin çıkarmadan rastgele uzandığını görünce kadının korkudan rengi uçtu. Hemen ipek döşek serip etrafında pervane oldu.” Asıl metindeki bu cümleyi sözcük sözcüğe çevirirsek “Çıyırdı kocasının üst donun çıkarmadan ayı pöstekisine uzanan suratını görüp rengi uçup, ipek döşek serip pervane oldu.” Cümlenin genel anlamına bakılınca “aylanköçök at-” deyimi Kırgızca deyimler sözlüğünde verilen anlamıyla bu cümledeki ifade etmek istenen anlamla uyuşmamaktadır. Burada çevride kullanılan deyim daha uyumluluk göstermektedir. Belki bu “aylan köçök at- / aylanköçök bol-” deyimleri Kırgızcada da bu cümlede görüldüğü gibi ve Türkiye Türkçesindeki karşılığı gibi anlam da yüklenmektedir. Sözlükte anlamı eksik verilmiştir. 40 Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … sogonçogu kanabaganına sogonçogu kana- Sogonçogu kanaboo: Takır sarı zildey sargardı. (s. 10) t ö r ö b ö ö , bala körböö. (…çocuk doğurmadığı için (Osmonova, 2001: 416) içinden kötü oldu.) (Tabanı kanamamak / Doğurmamak: Hiç doğurmamak, çocuk sahibi olmamak.) (Nurmatov, 2008: 587) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Çocuk doğurmadığı için çocuk doğurma- çocuk dünyaya getirmek: çocuk yüzü safran gibi sarardı. doğurmak. (TDK, ADS) (s. 14) 25. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Cakıp cerdi teşe tiktep… teşe tikte- Teşe tiktöö: Biröödön ce bir oturup, bir maalda cini taşıdı. nerseden közün albay, cek körgöndöy kebetede tikiröö (s. 10) karoo, kadala karoo. (Cakıp yere delercesine (Osmonova, 2001: 440) bakarak… oturup sonra öfkelendi.) (Delecekmiş gibi bakmak: Birisinden veya bir şeyden gözünü kaçırmadan, nefret 41 ediyormuşçasına dik bakmak, gözünü almadan bakmak.) (Nurmatov, 2008: 619) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Cakıp yere delercesine delercesine bak- dik dik bakmak: çok sert bir bakarak suskun oturuyordu. biçimde, sert sert, öfkeli öfkeli bakmak. (TDK, ADS) (s. 14) 26. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Botosuz koyup, botodoy botodoy bozdo- Botodoy bozdoo: Say-sööktü bozdottuñ. (s. 10) sızdatıp, can keyitken muñduu ün menen ıyloo, muñkangan (Çocuksuz bırakıp, kan ayanıçtuu ün çıgarıp öksöö, ağlattın.) burkurap ıyloo. (Osmonova, 2001: 118) (Deve yavrusu gibi sızlamak/Acıklı acıklı ağlamak: Çok derinden ıstırap çekmek, çok acıklı ağlamak, hıçkırarak ağlamak.) (Nurmatov, 2008: 190) Türkiye Türkçesi 42 Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Beni çocuksuz bırakıp çocuk çocuk gibi bağır- 8 içi kan ağlamak: çok üzüntü gibi bağırıyorsun. (s.14 ) duymak. (TDK, ADS) 27. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Çıyırdının cürögü tuz cürögü tuz Cürögü tuz kuyganday açışuu: kuyganday tızıldap… (s. 10) k u y g a n d a y t ı z ı l d a - K a t u u kaygıruu, içi küyüü, tutalanuu. (Çıyırdı’nın yüreği tuz serpmiş gibi sızlayıp…) (Osmonova, 2001: 191) (Yüreği tuz serpmiş gibi acımak: Çok kaygılanmak, içi yanmak, tasalanmak.) (Nurmatov, 2008: 297) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …Çıyırdı’nın yüreği tuz yüreği tuz yüreği kan ağlamak: derinden acı serpilmiş gibi sızladı… serpilmiş gibi duymak, çok üzülmek. sızla- (s. 15) (TDK, ADS) Yaraya tuz (biber) ekmek: bir 8 “botodoy bozdoo” deyimi görüldüğü gibi “çok derinden ağlamak, ıstırap çekmek” anlamlarına gelmektedir. Çeviride” çocuk gibi bağırmak” şeklinde çevrilmiş. Bu karşılık kaynak metindeki deyimin anlamından uzaktır. Çeviri hatalıdır. 43 derdin acısını daha çoğaltmak. (Saraçbaşı, 2010: 1191) 28. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Çıyırdının… zamanası miñ zamanası miñ Zamanası kuuruluu: Argası kuurulup cazdıkka küp kuurul- tügönüü, aylası ketüü, emne cıgıldı. (s. 10) kıların bilbey abdan kıyın abalda kaluu. (Osmonova, 2001: 202) (Çıyırdı’nın… çaresi tükenip yastığa yıkıldı.) (Çaresi tükenmek: Çaresi tükenmek, çare bulamamak, ne yapacağını bilmeyip çok zor durumda kalmak.) (Nurmatov, 2008: 312) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … üzüntüden kıvrandı. üzüntüden kıvran- çaresiz kalmak: çözüm yolu, çıkar yolu bulamamak. (s. 15) (TDK, ADS) 29. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı -Oozuña may abışka… oozuña may Oozuña may: Kandaydır bir 44 (s. 10) cakşılık ce cakşı kabar cönündö bilgizgen kişige karata süyünüü, (-Ağzına sağlık Bayım…) tolkundanuu menen alkoo maanisinde koldonulat. (Osmonova, 2001: 390) (Ağzına yağ/Ağzına sağlık: İyi bir durum veya haber bildiren kişiye karşı sevinmek, heyecanla iyi dileklerde bulunmak.) (Nurmatov, 2008: 554) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı -Ağzına yağ vereyim ağzına yağ ver- ağzına sağlık: yapılan ihtiyar… (s. 15) konuşmanın beğenildiğini belirtmek için söylenen söz. (TDK, ADS) 30. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …mazagına küybögön ceri küybögön ceri kül Küybögön ceri kül boluu: Abdan kül bolup… (s. 11) bol- ızalanuu, kıcırı kaynoo, canı kaşayıp kapa boluu, terigüü. (azarladığını onuruna yediremedi…) (Osmonova, 2001: 335) (Yanmayan yeri kül olmak: Onuruna yedirememek, 45 sinirlenmek, öfkelenerek üzülmek, gücenmek.) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … bu alayla da yanmadık yanmadık yeri onuruna yedirememek: bir kimse, yeri kalmadı. (s. 16) k a lma- kendine duyduğu saygıyla bağdaşmayan ve onur kırıcı olay veya davranışlar karşısında tepkide bulunmak, kendine yedirememek. (TDK, ADS) 31. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı “…Cakıptın bizge aldıga tüş- Aldıga tüşüü: Ayıbın, künöösün koşomattanganı, aldıga moynuna aluu maanisinde bir tüşkönü” dep çıgıştı. (s. 11) n e r s e b e r ü ü , t a r t u u l o o colu menen keçirim suroo, ötünüü. (“…Cakıp’ın bize yaltaklanması, ayağımıza (Osmonova, 2001: 42) kapanmasıdır” dediler.) (Önüne düşmek: Ayıbını, günahını kabul etmek anlamında bir şey verme, hediye etme yoluyla af dilemek, rica etmek.) (Nurmatov, 2008: 81) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki 46 Kullanımı Cakıp’ın bize yaltaklanması tabi ol- 9 tabi olmak: birinin kontrolü bize tabi olmasıdır. (s. 17) altına girmek, bir şeye veya bir kimseye bağlı olmak. (TDK, ADS) ayağına (ayaklarına) kapanmak: bağışlanmak için yalvarmak. (TDK, ADS) 32. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Burut handarı bizdin kün but tos- But tosuu: Biröögö kıyanattık cürüşkö… but tosot. (s. 12) kıluu, coltoo boluu, colun toroo, toskoolduk kıluu. (Burut hanları bizim güney taraf seferimize… engel (Osmonova, 2001: 121) olacaklar.) (Ayak koymak/Taş koymak: Başka birisine kötülük yapmak, yoluna çıkmak, engel olmak.) (Nurmatov, 2008: 195) 9 Bu deyim geçen çeviri metinde, deyim dışında, yanlış çeviri bulunmaktadır. Asıl metinde “Kalmak, Manguldar ayar el emespi, daroo şekşindi, kıntık tappaganda, “Kırgızdın malı bar, eli cok. Cakıptın bizge koşamattanganı, aldıga tüşkönü” dep çıgıştı.” Çeviride ise “Kalmuklar, Moğollar basiretli halk olduğu için hemen şüphelendiler, kusur bularak “Kırgız’ın malı var ama devleti yok. Cakıp’ın bize yaltaklanması bize tabi olmasıdır” diye düşündüler”. Burada bakılması gereken nokta “kusur bularak”, “devleti yok” sözcük öbeklerinin çevrilmesi. Asıl metindeki “kıntık tappaganda” “kusur bulamayınca”, “el” ise “halk” olarak çevirilmesi gerekirdi. Yani “Kalmak, Moğollar basiretli halktır, hemen şüphelendiler, kusur bulamayınca “Kırgız’ın malı var ama halkı yok. Cakıp’ın bize yaltaklanması bize tabi olmasıdır” diye düşündüler” şeklinde olması gerekiyordu. Burada halk belki de genel devlet olarak da çevrilebilirdi. Fakat bu kısım geçen cümleden büyük birimdeki bağlamda halk üzerinde söz konusu daha ağırdır. 47 Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Kırgız Hanları, bizim… engelle- adımını attırmamak: bir yere yaptığımız yağmaları hep girmesine engel olmak. engellediler. (s. 18) (TDK, ADS) ayağına bağ olmak: birinin bulunduğu yerden ayrılmasına veya yaptığı işi sürdürmesine engel olmak. (TDK, ADS) ayağını bağlamak: engel olmak. (TDK, ADS) 33. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …er cürök handar boldu. er cürök Er cürök: Korkuunu, kayra tartuunu bilbegen caltanbas, (s. 12) taymanbas baatır. (…cesur hanlardı.) (Osmonova, 2001: 510) (Er yürekli: Korkmayı, geri çekilmeyi bilmeyen, cesur bahadır.) (Nurmatov, 2008: 704) Türkiye Türkçesi 48 Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … cesur Hanlar idi. (s. 19) cesur başı dik olmak: cesur, yürekli olmak. (TDK, ADS) 34. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Esenhan… aç kıykırık salıp, aç aykırık Aç aykırık, kuu süröön: Abdan kan içmeyi karmadı. (s. 13) k a t u u , sürdüü, aybattuu çıkan açuu ün, kulak-meeni cargan ızı- (Esenhan… feryat edip çuu. (Osmonova, 2001: 59) zalimliği tutuldu) (Aç haykırış, kuru gürültü/Nara armak; yaygarayı basmak: Çok yüksek sesle efelenerek bağırmak, çok heybetli, korkunç acı çıkan ses, kulak beyni sarsan şamata, gürültü.) (Nurmatov, 2008: 108) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Esen Han… feryat etti ve feryat et- feryat etmek: yüksek sesle kana susamış gibi bağırmaya haykırmak. (TDK, ADS) başladı. (s. 19) 35. 49 Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …kan içmeyi karmadı. (s.13) k a n i ç m e y i k a r m a - K a n içkiç / Kan içme: Kişi öltürgüç, kankor, ırayımsız, (…zalimliği tutuldu.) mıkaaçı, zulum. (Osmonova, 2001: 242) (Kan içici: İnsan öldüren, acımasız, merhametsiz, gaddar, zalim.) (Nurmatov, 2008: 365) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … kana susamış gibi kana susamış gibi kana susamak: öldürme hırsı bağırmaya başladı. (s. 19) duymak. (TDK, ADS) 36. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Aldı kaktan bay Cakıp… aldı katkan Aldı katkan: Şoru arılbagan, batkısız, baykuş, beytaalay. (s. 13) (Osmonova, 2001: 41) (Zavallı Bay Cakıp…) (Önü sertleşmiş/Bahtı kara; Bedbaht: Başı dertten kurtulmayan, talihsiz, zavallı, bedbaht.) (Nurmatov, 2008: 80) Türkiye Türkçesi 50 Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Ne yapacağını şaşıran Cakıp ne yapacağını bahtı kara olmak: sürekli olarak Bay… (s. 19) ş a ş ı r - 1 0 talihi yaver gitmemek, mutsuz olmak. (TDK, ADS) 37. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Cakıp… zar kakşadı. (s. 13) zar kakşa- Zar kakşoo: Zırkırap-sızdap, keyip-kepçüü, bozdoo, zarloo. (Osmonova, 2001: 203) (Yana yakıla yalvarmak: Zırlayarak, sızlayarak acı çekmek, inlemek.) (Nurmatov, 2008: 313) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Çok göz yaş döktü. (s. 19) çok göz yaş dök- gözyaşına boğulmak: çok ağlamak. (TDK, ADS) 38. Kırgız Türkçesi 10 “aldı kaktan” deyimi yerine kullanılan karşılık bu deyimin tam anlamını karşılamamaktadır. 51 Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … kara candan tüñülüşüp, kara candan tüñül- Kara candan tüñülüü: Ayabay başka türktördön izdedi. korkuu, üröyü uçuu, cürögü tüşüü. (Osmonova, 2001: 249) (s.13) (Kara candan (… çok korktuklarından vazgeçmek/Canından vazgeçmek: başka Türk boylarından Çok korkmak, tüyleri diken diken aradılar.) olmak, yüreği ağzına gelmek.) (Nurmatov, 2008: 374) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … her yeri cehenneme her yeri cehenneme çevirmek: yaşanılmaz çevirerek onu başka cehenneme çevir- bir duruma getirmek. Türklerde aradılar. (s. 20) 11 (TDK, ADS) 39. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Bu kabardı ukkanda Cakıp belin bekem buu- Beldi bekem buu: Kayrat kıluu, özünö-özü dem berüü, 11 “Kara candan tüñül-” deyimi “çok korkmak” anlamına gelmektedir. Çevride “her yeri cehenneme çevirmek” şeklinde aktarılmıştır. Metin içinde: “Alooke cibergen çerüülörü Kırgızdan Manas degen balanı tappagan soñ, kara candan tüñülüşüp, başka Türktördön izdedi.” (Alevke’nin gönderdiği askerler Manas adlı çocuğu bulamayınca [geri Alevke’ye boş dönmekten] korkarak başka Türklerde aradılar.) Çeviride ise “Alevke’nin gönderdiği askerler, Kırgızlardan Manas adlı çocuk bulamayınca her yeri cehenneme çevirerek onu başka Türklerde aradılar.” Başka söyleyişle kaynak metinde bu deyim askerlerin kendi durumlarını, korktuklarını anlatmaktadır. Oysa çeviride askerlerin başklara yaptıkları hareket durumuna gelmiştir. Bu sebeple bu deyimin çevirisi yanlıştır. 52 belin bekem buudu. (s. 13) kayrattanuu, çımırkanuu, belsene kirişüü. (Osmonova, 2001: 95) (Bu haberi duyunca Cakıp gayrete geldi.) (Belini sağlam bağlamak/Gayret kuşağını kuşanmak: Gayret etmek, kendi kendine moral vermek, dişini dişine takmak, kendini vermek.) (Nurmatov, 2008: 158) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Bu haberi öğrenen Cakıp, belini sıkıca bağla- gayrete gelmek: bir işi yapmaya belini sıkıca bağladı. veya bitirmeye özenmek; canlanmak. (TDK, ADS) (s. 21) 40. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … öñünö kızıl kirip… öñünö kızıl kir- Öñünö kızıl cügürüü: Murdagı tirdendi. (s. 14) abalına karaganda alda kança kubattanıp, oñolo tüşüü, köñülü (… yüzüne kan gelip… kötörülüü. canlandı.) (Osmonova, 2001: 406) (Yüzüne kan gelmek: Eski hâline nazaran daha kendini toplayıp iyileşmek, morali düzelmek.) (Nurmatov, 2008: 574) 53 Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … yüzüne renk geldi… yüzüne renk gel- yüzüne kan gelmek: sağlığı yerine hayatını daha düzenli hale gelmek, benzinin solgunluğu getirdi. (s. 21) g e çmek. (TDK, ADS) 41. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … köñülü açılıp… tirdendi. köñülü açıl- Köñülü açıluu: Köñüldüü, şattuu, cadırap-caynap, (s. 14) carkıldagan abalda boluu. (… gönlü açılıp… canlandı.) (Osmonova, 2001: 312) (Gönlü açılmak/Gönlü hoş olmak: Huzurlu, canlı, sevinç içinde olarak morali yerinde olmak.) (Nurmatov, 2008: 459) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … gönlü açıldı… (s. 21) gönlü açıl- gözü gönlü açılmak: neşelenmek, ferahlamak. (TDK, ADS) 54 42. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … nes bolup… ne kıların nes bol- Nes boluu: Dal boluu, caldırap, bilbey kaldı. (s.14) e m ne kıların bilbey kaluu. (… buz kesilip... ne (Osmonova, 2001: 372) yapacağını bilememek.) (Buz kesilmek: Donakalarak ne yapacağını şaşırmak.) (Nurmatov, 2008: 537) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … sanki uyumuş gibi şuursuz uyumuş gibi buz kesilmek: şaşılacak, üzülecek dolanıp ne yapacağını şuursuz dolan- b ir durum karşısında şaşırdı. (s. 22) donakalmak. (TDK, ADS) 43. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Kırgızlar… arı karap ıylap, arı karap ıylap, Arı karap ıylap, beri karap beri karap külüp… toguzdap beri karap kül- k ü l ü ü : Ötö kıynalıp, özün mal aydattı. (s. 14) macburlap, arañdan zorgo özün köndürüp, birok anısın eç (Kırgızlar… bu tarafa bakıp bilgizbey, şek aldırbay degen ağlayıp, o tarafa bakıp maanide. (Osmonova, 2001: 51) gülerek… her hayvandan 55 dokuzdan gönderdiler.) (Bu tarafa bakar ağlar, o tarafa bakar güler/Bir gülüp bir ağlamak: Çok zorlanmak, kendini mecbur etmek, zor bela kendini ikna edip alıştırmak, ancak bu yaptığını kimseye bildirmemek, çaktırmamak anlamında.) (Nurmatov, 2008: 96) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Kırgızlar… güle oynaya… güle oynaya 12 güle oynaya: sevinerek, neşe ile. hayvanları dokuzar dokuzar (Türkçe Sözlük, 2005: 806) sürüp çıkardılar. (s. 22) 44. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Çıyırdının ay-künü cetti. ay-künü cet- Ay-künü cetüü: Töröy turgan mezgili kelüü, törörünö cakın (s. 14) kaluu. (Osmonova, 2001: 29) (Çıyırdı’nın doğum anı (Ay günü gelmek: Doğum zamanı geldi.) yaklaşmak, doğurmaya yakın kalmak ) 12 “arı karap ıylap, beri karap kül-” deyimi çok sıkıntılı, üzücü durumda olup da onu belli etmemeye çalışmak anlamına gelmektedir. Çeviride “güle oynaya” anlamı verilmiştir. “Güle oynaya” deyimi ise “neşeli, sevinerek” anlamları ile açıklanmaktadır. Bu durumda asıl metindeki deyimin anlamını karşılamamakla birlikte anlam açısından ters gelmektedir. Bu sebeple çeviri yanlıştır. 56 Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Çıyırdı’nın doğum anı geldi. doğum anı gel- --- (s. 22) 45. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Baarı ele kulaktarın türüp kulak tür- Kulak türü: Kandaydır bir turdu. (s. 15) kabardı uguuga kütünüü, akmaloo, abaylap turuu. (Hepsi dikkatlice haber bekliyorlardı.) (Osmonova, 2001: 327) (Kulak dürmek/Kulak kelsilmek: Herhangi bir haberi almak için dikkatlice beklemek, merak etmek, bekleyip durmak.) (Nurmatov, 2008: 480) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Hepsi kulak kabarttılar. kulak kabart- kulak kabartmak: belli etmemeye çalışarak dinlemek. (s. 23) (TDK, ADS) kulağı dikilmek: konuşulanları dinlemek için dikkat kesilmek. 57 (TDK, ADS) 46. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … kırgızdar töbösü kökkö töbösü kökkö cet- Töbösü kökkö cetüü: Köñülü cete süyünüp atıştı. abdan kötörülüü, ayabay kubanuu, ötö ıraazı boluu, cetine (s. 15) alboo. (Osmonova, 2001: 450) (… Kırgızlar başı göğe (Başı göğe ermek: Çok sevinmek, ererek seviniyorlardı.) çok mutlu olmak, çok razı olmak, sevinçten içi kıpır kıpır olmak.) (Nurmatov, 2008: 631) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … Kırgızlar çok sevindiler. çok sevin- başı göğe ermek (değmek): beklenmeyen bir mutluluğa (s. 24) ermek. (TDK, ADS) 47. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Oluya çal… közdön kayım közdön kayım bol- Közdön kayım boluu: Tez ele, bir boldu. (s. 16) zamatta cok bolo tüşüü, körünböy kaluu. (Osmonova, 2001: 291) (Gözden kaybolmak: Tezden, (İhtiyar evliya… birden yok 58 oldu.) hemen yok olmak, görünmemek.) (Nurmatov, 2008: 433) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı İhtiyar evliya… gözden gözden kaybol- gözden kaybolmak: ortadan kayboldu. (s. 25) çekilmek veya görünmez olmak, kaybolmak. (TDK, ADS) 48. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … Cakıp bel baylap… bel bayla- Bel bayloo: Kayrattanuu, özünö- cakındarın çogultup akıldaştı. özü dem berüü, çımırkanuu. (s. 16) (Osmonova, 2001: 94) (… Cakıp gayrete gelerek… (Bel bağlamak: Gayret etmek, yakınlarını toplayarak kendi kendine güç vermek, danıştı.) dayanmak.) (Nurmatov, 2008: 157) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … Cakıp --- … yakınlarını ---13 gayrete gelmek: bir işi yapmaya 13 “bel bayla-” deyiminin çeviri metinde çevirisi veya onun yerine kullanılan her hangi bir sözcük bulunmamaktadır. “Munu sezgen Cakıp bel baylap, ayıldın bilermandarın, cakındaırn çogultup akıldaştı.” 59 topalayıp danıştı. (s. 25) veya bitirmeye özenmek; canlanmak. (TDK, ADS) 49. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Akbalta… uyku betin uyku betin körbö- U yku betin körböö: Takır körböy, tınç albay çapkılap uktaboo, uktay albay kaluu. cürdü. (s. 17) (Osmonova, 2001: 459) (Akbalta… durup (Uyku yüzün görmemek: Hiç dinlenmeden at sürdü.) uyumamak, uyuyamamak.) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … o ne uyuyabildi, ne de ne uyuyabil- göz kırpmamak: uyumamak. rahat soluk alabildi. (TDK, ADS) (s. 27) göz yummamak: uyumamak. (TDK, ADS) 50. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … manguldar… içine it ölüp içine it öl- İçine it ölüü: Biröönün iygiligin körö albay, astırtan, tımızın (Bunun farkına varan Cakıp gayrete gelerek avulun ileri gelenlerini, yakınlarını toplayıp danıştı.) “Bunun farkına varan Cakıp, --- avulun ileri gelenlerini, yakınlarını toplayıp danıştı.” Fakat bu deyime anlam açısından yakın deyimler Türkiye Türkçesinde bulunmaktadır. 60 aylına ketişti. (s. 17) kastık kıluu, al cönündö aram oydo cürüü. (… Mangullar… kötü niyetle avullarına döndüler.) (Osmonova, 2001: 219) (İçine it ölmek/Kıskançlıktan çatlamak: Birinin başarısını göremeyip alttan alta, gizlice düşmanlık etmek, onun hakkında kötülük taslamak.) (Nurmatov, 2088: 333) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … Moğollar… kötü niyetle kötü niyetle --- avlularına döndüler. (s. 27) 51. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Manas ak böbök baltır beşik baltır beşik Baltır beşik: Caş, ösüp cetile kezinde ıy degendi bilbedi… elek, eç nerseni tüşünö elek, madıra baş. (s. 17) (Osmonova, 2001: 71) (Manas küçük çocuk halinde bile ağlamayı bilmedi.) (Baldır beşik/Ele gelmek (Bebek için): Genç, daha büyümemiş, hiçbir şeyi düşünmeyen, çoluk çocuk.) (Nurmatov, 2008: 125) Türkiye Türkçesi 61 Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Manas bebekliğinde bebekliğinde --- ağlamayı bilmiyordu… (s. 28) 52. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Manas… uy betin körbödü… üy betin körbö- Üy betin körböö: Üygö coloboo, üyündö boldoo, köbünçö üydön (s. 18) sırtkarı cakta boluu. (Manas… eve gelmedi.) (Osmonova, 2001: 467) (Ev yüzünü görmemek: Eve gelmemek, evinde olamamak, genelde evden dışarıda olmak.) (Nurmatov, 2008: 652) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Ev yüzünü görmedi… (s. 29) ev yüzü görme- (bir şey) yüzü görmemek: ...-den yoksun olmak, uzak bulunmak. (TDK, ADS) 53. Kırgız Türkçesi 62 Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Manas… er cetse da… er cet- Er cetüü: Çoñoyuu, boy cetip azamat boluu, baralına cetüü. (s. 18) (Osmonova, 2001: 510) (Manas… delikanlı olsa bile…) (Delikanlı olmak: Büyümek, ergenlik çağına gelip delikanlı olmak.) (Nurmatov, 2008: 704) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Manas… erkeklik çağına erkeklik çağına er- --- erince… (s. 29) 54. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı “Cakıp baydın calgızı erke taltañ Erke taltañ: Obu cok, cönü cok, pendede cok erke taltañ” – eñ ele epsiz erke. dep… eç kimisi aga (Osmonova, 2001: 510) teñelbedi. (s. 18) (Şımarık: Hiç uslanmayan (“Cakıp Bayın yalnızı şımarık.) (Nurmatov, 2008: 705) şımarık” – diye herkes onu alttan alırdı .) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı 63 “Cakıp Bayın bir tanesi laf laf dinlemez ele avuca sığmamak: söz dinlemez, şımarık” – diye hiç şımarık dinlememek, baskı altına kimse karşısına çıkamazdı. alınmamak, zapt edilememek. (s. 29) (TDK, ADS) 55. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … terisin sıyrıp, tirseginen terisin sıyrı- Terisin teskeri sıyruu: Katuu ileli… (s. 18) korduk körsötüp cazaloo, sazayın koluna berüü, birdi körsötüü. (… derisin sıyırıp dirseğinden asalım …) (Osmonova, 2001: 440) (Derisin ters sıyırmak/Derisini yüzmek: Çok ağır cezalandırmak, derisini eline vermek, haddini bildirmek.) (Nurmatov, 2008: 618) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … derisini yüzüp gözünü derisini yüz- derisini yüzmek: işkence ederek oyacak!... (s. 29) öldürmek. (TDK, ADS) 56. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı 64 … tirseginen ileli… (s. 18) t i r s e g i n e n i l - Tirseginen ilüü: Katuu cazaloo, korduk körsötüü. (…dirseğinden asalım…) (Osmonova, 2001: 446) (Dirseğinden asmak/Bacağından asmak: Çok ağır cezalamak, eziyet etmek.) (Nurmatov, 2008: 626) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … gözünü oyacak… (s. 29) g ö z ü n ü o y - gözünü (gözlerini) oymak: çok kötülük etmek. (TDK, ADS) 57. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … içmekeyi içinde bolgon içmekeyi içinde İçmekeyi içinde: Kılık coruktarı, Akbalta. (s. 18) bolgon önörlörü içinde katıluu, kılgan işteri, oy-pikiri kupuya. (… mahareti içinde olan Akbalta) (Osmonova, 2001: 225) (Mahareti içinde/İçinde saklı olmak: Huyu, olan hünerleri içinde saklı, yaptığı işler, düşüncesi saklı.) (Nurmatov, 2008: 341) Türkiye Türkçesi 65 Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … sırrı içinde saklayan sırrı içinde --- Akbalta. (s. 30) s a k l a y a n 58. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … kalmak közünön daldoo közdön daldoo Közdön daldoo boluu: Caşırınuu, bolsun… (s. 19) b o l - körünböy, bilinbey kaluu, baykalboo. (… Kalmuk gözünden uzak olsun…) (Osmonova, 2001: 291) (Gözden uzaklaşmak: Saklanmak, gözükmeyip bilinmemek, fark edilmemek.) (Nurmatov, 2008: 433) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … Kalmukların gözünden gözden uzak gözden ırak (olmak): çok uzakta uzak dursun… (s. 30) (olmak). (Saraçbaşı, 2010: 519) 59. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … Süt-Köl degen alakanga alakanga Alakanga salganday: Dapdaana, 66 salganday muzdak… salganday açık-aykın, belgilüü. kölgö… alıp bardı. (Osmonova, 2001: 39) (s. 20) (Gün gibi; Avuca içi gibi: (… Süt-Göl adlı her yerden Apaçık, besbelli, belli.) görünen, etrafı açık soğuk... (Nurmatov, 2008: 75) göle… götürdü.) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … Süt-köl denen --- suyu --- --- çok soğuk olan… göle… götürdü. (s. 33) 60. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … dit koyup… Oşpurudun dit koy- Ditin koyuu: Bir nersege abdan aytkandarın… tak atkardı. berilüü, çındap köñülün saluu. (s. 20) (Osmonova, 2001: 39) (…gönlünü koyup… (Yüreğini ortaya koymak: Bir Oşpur’un dediklerin… yerine şeye kendini çok vermek, getirdi) gerçekten gönlünü vermek.) (Nurmatov, 2008: 210) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki 67 Kullanımı Dikkatiyle… Oşpur’un dikkatle --- söylediklerini yerine getiriyordu. (s. 33) 61. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …can dilin taştap Oşpurdun can dilin taşta - C an-dili menen: Çın ıklası aytkandarın… tak aktardı. menen, berilip, intaasın koyup, büt mümkünçülügü menen. (s. 20) (Osmonova, 2001: 145) (… tüm ihlası ile Oşpur’un dediklerin… yerine (Can dili ile/Canı gönülden: Tüm getiriyordu.) ihlası ile, tüm samimiyetiyle, tüm imkanlarıyla.) (Nurmatov, 2008: 230) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … can başla Oşpur’un canla başla canla başla: hiçbir özveriden söylediklerini… yerine kaçınmayarak, bütün getiriyordu. (s. 33) yorgunluklara katlanarak, var gücü ile. (Aksoy, 1995: 677) 62. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı 68 … boz ulan bolup çıga keldi. boz ulan Boz ulan: Ayal ala elek caş cigit. (s. 20) (Osmonova, 2001: 111) (… genç oğlan oldu.) (Boz oğlan/Bekar: Daha evlenmemiş, genç yiğit.) (Nurmatov, 2008: 182) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … boz bir oğlan olmuştu. boz oğlan --- (s. 33) 63. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … opol toodoy körünüp. opol toodoy Opol toodoy: Abdan zor, ötö çoñ. (s. 21) ( O s m o n o v a , 2001: 392) (…kocaman görünüp.) (Opol dağ gibi: Kocaman, çok büyük.) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … Opol dağ gibi opol dağ gibi gözüküyordu. (s. 35) 69 64. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … Oşpurdun sanaası sanga sanaası sanga Sanaası sanga bölünüü: bölündü. (s. 21) b ö l ü n - Kandaydır bir nesre cönündö katuu oylonuu, oylonup (… Oşpur düşüncelere tınçsızdana berüü. daldı.) (Osmonova, 2001: 413) (Düşüncesi sayısız bölünmek/Aklına takılmak: Bir şey hakkında çok düşünmek, aklına bin bir türlü şey gelmek.) (Nurmatov, 2008: 583) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … düşündü. (s. 36) d ü ş ü n - d ü ş ünceye dalmak: derin derin düşünmek. (TDK, ADS) 65. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı - Manas, oñ kulagıñ menen oñ kulagıñ menen Oñ kulagın menen da, sol kulagıñ da, sol kulagıñ menen da uk. da, sol kulagıñ menen da uk: Abdan kunt koyup menen da uk uk, esiñden çıgarba, eç kaçan (s. 22) unutpa degen maanide. 70 (-Manas, çok dikkatli dinle.) (Osmonova, 2001: 377) (Sağ kulağınla da, sol kulağınla da dinle/Kulağına küpe olsun: Çok dikkatli dinle, aklından çıkarma, hiçbir zaman unutma anlamında.) (Nurmatov, 2008: 542) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Manas sağ kulağınla da, sol sağ kulağınla da, kulak kesilmek: büyük bir kulağınla da dinle. (s. 38) s o l k u lağınla da dikkatle dinlemek. (TDK, ADS) dinle 66. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı -Çoñoydun, es kirdi. (s. 24) e s k i r - E s toktotuu: Akıl-eske kirip, çoñoyup ar nerselerge tüşünö (-Büyüdün, akıllandın) baştoo. (Osmonova, 2001: 511) (Aklı ermek: Aklı başı büyüyüp her şeyi anlamaya başlamak.) (Nurmatov, 2008: 706) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı 71 -Büyüdün, akıllandını. (s. 40) akıllan- aklı ermek: akılca olgunlaşmak. (TDK, ADS) 67. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … cürögüm tızıldayt. (s. 24) c ü r ö g ü t ı z ı l d a - C ürögü sızdoo: Abdan katuu kaygıruu, kapa boluu, kaygıga (…yüreğim sızlar.) batuu, keyüü. (Osmonova, 2001: 190) (Yüreği sızlamak: Aşırı kaygılanmak, üzülmek, kederlenmek, mütessir olmak.) (Nurmatov, 2008: 296) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı --- (s. 40) ---14 yüreği sızlamak: çok acımak, çok üzülmek. (TDK, ADS) 68. Kırgız Türkçesi 14 Asıl metinde “cürögü tızılda-” deyimi geçen cümle çeviride bırakılmıştır. “… Ata baba tarıhı ulam kiyinkige amanat. Aytmak tügül estesem cürögüm tızıldayt. Emi, maga oor bolso da, saga aytkandan kiyin ceñildene tüşörmün… Kulak salıp ugup tur, col kıskarsın. Senin sıymıktanar, maktanar eliñ bar.” (Babalar tarihi nesilden nesle emanettir. Dile getirmek burada kalsın hatırlasam yüreğim sızlıyor. Şimdi bana ne kadar ağır olsa da sana anlattıktan sonra belki içim rahatlar… Kulak dikerek dinle, yol da kısalsın. Senin gururlanacak, övünecek halkın var.) Çeviri metinde ise “… Atalarımızın geçmişi nesilden nesle emanettir. ---. ---. ---. Senin övünebileceğin, gurur duyabileceğin bir halkın var.” Görüldüğü gibi asıl metinde, deyim geçen cümle içte olmakla, altın çizdiklerimiz cümlelerin yeri çeviride boştur. 72 Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … cürögü tüştü. (s. 25) c ü r ö g ü t ü ş - C ü rögü tüşüü: Abdan katuu korku, ayabay esi çıgıp kaluu. (… ödü koptu.) (Osmonova, 2001: 191) (Yüreği düşmek: Çok korkmak, aklı çıkmak.) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … çok korktu. (s. 43) ç o k k o r k - ö d ü kopmak (patlamak): çok korkmak. (TDK, ADS) 69. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Cılkıñ menen cılas bol… cılas bol- Cılas boluu: Ordu tübü menen cok boluu, coyuluu, cogoluu. (s. 25) (Osmonova, 2001: 198) (Atlarınla yok ol…) (Geriye eser kalmamak: Tümden yok olmak, dağılmak, kaybolmak.) (Nurmatov, 2008: 306) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı 73 Atalarınla beraber soyun soyu kuru-15 nesli tükenmek: bitmek, tamamen kurusun… (s. 43) yok olmak, ortadan kalkmak. (TDK, ADS) yitip gitmek: görünmez olmak, ortadan kalkmak. (TDK, ADS) yok olmak: ortadan kalkmak, kaybolmak; varlığı sona ermek. (TDK, ADS) 70. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Çıyırdı kuuragırdın küybögönü kül Küybögönü ceri kül boluu: küybögön ceri kül bolup, bol- Abdan ızalanuu, kıcırı kaynoo, oçokko tüşkön çımınday canı kaşayıp kapa boluu, terigüü. çırkırap turdu. (s. 25) (Osmonova, 2001: 335) (Çıyırdı zavallının içi kan (Yanmayan yeri kül olmak: ağlayıp ateşe düşmüş sinek Onuruna yedirememek, gibi kıvranıyordu.) sinirlenmek, öfkelenerek üzülmek, gücenmek.) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki 15 Kaynak metinde “tümden yok olmak, dağılmak” anlamlarına gelen “cılas bol-” deyimi geçen cümlede hata çeviri bulunmaktadır. Asıl metinde “Manastan bölök kimiñ bar? Cılkıñ menen cılas bol, anı emnege ayadıñ?” (Manas’tan başka kimin var? Atlarınla yok ol, onları niye esirgedin?) kısmı çeviride “Senin Manas’tan başka kimin var? Atalarınla beraber soyun kurusun, onları niye böyle esirgiyorsun?” olarak çevrilmiştir. Burada fark edildiği gibi asıl metinde “cılkı” (atlar) çeviride “ata” olarak karşımıza çıkmaktadır. Belki bu sebeple de asıl metindeki “yok olmak” anlamındaki deyimin karşılığı olarak “soyu kurumak” karşılığı tercih edilmiştir. Oysa asıl metinde soyu, babaları ile ilgili söz olmamıştır. Bunun yerine “yitip gütmek”, “yok olmak” deyimleri kullanılabilirdi. 74 Kullanımı Çıyırdı’nın dünyası karadı, dünyası karar- dünya başına dar olmak ateşe düşen sinek gibi (gelmek): çok sıkılmak, büyük bir kıvranıyordu. (s. 43) çaresizlik içinde kalmak. (TDK, ADS) 71. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Bu kıbır etken pendede taş kap- Taş kabuu: Maksatına, tilegine Çıyırdıday karıganda tapkan cetpey kaluu, işi oñunan çıkpoo, calgızınan suuk kabar ugup, oylogon oyu, ümütü oyron boluu. ümütü taş kaap, canı (Osmonova, 2001: 436) cançılıp turgan keybir kempir (Taş kapmak/Hayal kırıklığına bar boldu beken?! uğramak: Hedefine, maksadına (s. 25) ulaşamamak, işi yaver gitmemek, (Bu aciz kullar arasında düşündüğü fikri, ümidi boşa Çıyırdı gibi yaşlandığında gütmek.) edindiği biricik oğlundan (Nurmatov, 2008: 613) kötü haber alıp, umudu kırılıp, canı kıvranan zavallı kadın var mıdır?!) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Bu aciz kullar arasında --- hayal kırıklığına uğramak: çok Çıyırdı gibi yaşlandığında istenilen veya umulan bir şeyin sahip olduğu biricik gerçekleşmemesinden üzüntü 75 oğlundan kötü haber alıp da - duymak. (TDK, ADS) -- üzülmeyen kadın var mıdır? 72. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Kirem dese cer katuu, ölöyün kirem dese cer Kireyin dese cer katuu, ölöyün dese can tattuu bolup turdu. katuu, ölöyün dese dese can tattuu: Turmuştun ötö can tattuu tataal abalına uçurap, caşoodon (s. 26) aşa keçken körünüşkö karata (Çok zor çaresiz koldonulat. durumdaydı.) (Osmonova, 2001: 265) (Gireyim derse – yer sert, Öleyim derse – can tatlı: Hayatın zorluklarıyla karşılaşıp, hayattan bıkmış bir durum için kullanılır.) (Nurmatov, 2008: 398) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Ne yapacağını şaşırmıştı. ne yapacağını çaresiz kalmak: çözüm yolu, şaşır- çıkar yolu bulamamak. (s. 44) (TDK, ADS) canından bezmek (bıkmak veya usanmak): ölümü göze alacak kadar sıkıntı içinde olmak. 76 (TDK, ADS) 73. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … ar kaçandan bir kaçan ar kaçandan bir Ar kaçandan bir kaçan: Ar nark saktap… (s. 26) k a ç a n d a y ı m , d a y ı m a, takay. ( … her zaman tabirli olup (Osmonova, 2001: 49) …) (Her zaman/İki de bir: Her zaman, sürekli, daima.) (Nurmatov, 2008: 93) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Her zaman nazik idi… her zaman --- (s. 44) 74. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Cakıptın… üröyü uçup üröyü uç- Üröyü uçuu: Abdan korkup kalıptır. (s. 26) ketüü, kaltaarıp öñü buzulu, korkunuç basuu. (Osmonova, 2001: 469) (Cakıp’ın… korkudan benzi atmış) (Ödü patlamak: Çok korkmak, korkudan beti benzi atmak, korku 77 sarmak.) (Nurmatov, 2008: 655) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Cakıp’ın… korkudan ödü ödü patla- ödü kopmak (patlamak): çok patlamıştı. (s. 45) korkmak. (TDK, ADS) 75. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … butuna cıgıldı. (s. 27) b u t u n a c ı g ı l - Butuna cıgıluu: Calınıp calbarıp keçirim suroo, keçirip koy dep (…ayaklarına kapandı.) ötünüü. (Osmonova, 2001: 122) (Ayağına kapanmak: Yalvarıp yakararak özür dilemek, affet diye rica etmek.) (Nurmatov, 2008: 197) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … ayağına kapandı. (s. 46) ayağına kapan- ayağına (ayaklarına) kapanmak: alçalırcasına yalvarmak. (TDK, ADS) 76. Kırgız Türkçesi 78 Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı ... kalmaklardın artınan saya artınan saya tüş- Artınan saya tüşüü: Biröögö tüşüp kalıptır. (s. 27) c a m a n d ı k k ı l u u , anın işin oñunan çıgarboo, tilegin katırıp öç aluu (… Kalmukların peşinden maksatında katuu añdıp kaluu, düşmüş.) kastarın tigüü. (Osmonova, 2001: 50) (Ardından izine düşmek/Peişini bırakmamak: Birine kötülük etmek, onun işine çomak sokmak, umudunu kırıp, intikam alma niyetinde sıkı takibe almak, kin beslemek.) (Nurmatov, 2008: 95) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … Kalmukların peşinden peşinden çık- peşini bırakmamak: bir kimseyi alana çıkmıştı. (s. 47) v eya şeyi izlemekten vazgeçmemek. (TDK, ADS) 77. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … erender opat boldu. opat bol- Opat boluu: Oyrondolup cok boluu, kıyroo. (s. 27) 79 (… erler öldü) (Osmonova, 2001: 392) (Helâk olmak: Yerle bir olup yok olmak, dağılmak.) (Nurmatov, 2008: 557) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …yiğitler öldüler. (s. 47) öl- helak olmak: yok olmak, ölmek. (TDK, ADS) 78. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … kep sözgö kelbey… kep-sözgö kelbe- Kep-sözgö kelüü: Cöngö kelüü, ordonu keçti. (s. 28) c ö n c a y d ı u g uu. (… söz dinlemeden… (Osmonova, 2001: 262) ordunu geçti.) (Lafa söze gelmek: İkna omak, söz dinlemek.) (Nurmatov, 2008: 394) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … söz dinlemeden… söz dinleme- söz dinle(me)mek (tut(ma)mak): karargâhı geçtiler. söylenen bir sözü, verilen bir (s. 49) öğüdü benimse(me)mek, 80 davranışlarını bunlara uydur(ma)mak. (Aksoy, 1995: 1044) 79. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … üygö kirip köñül aytıp köñul ayt- Köñul aytuu: Aza kütkön, ötö çıgıştı. (s. 28) kapaluu, kaygıluu adamdın kaygısın bölüşüü, köñülün (…eve girip taziyelerini cubatuu. (Osmonova, 2001: 310) bildirip çıktılar.) (Gönül söylemek/Baş sağlığı dilemek: Yasta olan, cefalı, kaygılı insanın kaygısını paylaşmak, gönlünü avutmak.) (Nurmatov, 2008: 456) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …evlere girip taziyelerini taziyelerin bildir- baş sağlığı dilemek: ölen bir bildirip çıktılar. (s. 48) kimsenin yakınlarını ziyaret ederek ilgi ve yakınlık belirten sözler söylemek. (TDK, ADS) 80. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı 81 Can sooga… (s. 29) c a n s o o g a C a n sooga: Ölümdön aman alıp kaluunu surangan ötünüç, abdan (Canımızı bağışlayın…) ötünüü menen surangan söz. (Osmonova, 2001: 146) (Can sadaka/Aman dilemek: Ölümden sağ kalmak için yalvarmak, çok rica ile söylenen söz.) (Nurmatov, 2008: 232) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Canımızı bağışlayın…(s. 50) canını bağışla- canını bağışlamak: öldürülmesi gerekirken vazgeçmek. (TDK, ADS) 81. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … öpkö-boorun çaap bal öpkö-boorun çap- Öpkö-cürögün çabuu: Abdan tilge salıştı. (s. 29) cakşı körüp, aylanıp-kagılıp, calınıp-calbarıp, meerimdüü (… yalvarıp yakarıp mamile casoo. dillerinden bal döktüler.) (Osmonova, 2001: 407) (Akciğer-kalbin vurmak: Çok sevip, etrafında dönüp, yalvarıp yakarıp, merhametli davranmak.) 82 Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … --- ağızlarından bal --- eteğine düşmek (sarılmak): akıttılar. (s. 50) yalvarıp yakarmak. (TDK, ADS) yalvar yakar olmak: çok yalvarmak. (TDK, ADS) 82. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …sarttar… bal tilin tögüştü. bal tilin tök- Bal til: Adamdı özünö tarta, kızıktıra cılmalap aytılgan, (s. 29) ınandırıp köyütkön ötö çeber, (…Şartlar… dillerinden bal cılma, sılık söz. döktüler.) (Osmonova, 2001: 69) (Bal til/Tatlı dil: İnsanı kendine çeken, meraklandırarak konuşulan, inandırıcı özelliği fazla olan, tatlı söz.) (Nurmatov, 2008: 122) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Şartlar… ağızlarından bal ağzından bal ak- dil (diller) dökmek: kandırmak, akıttılar. (s. 51) inandırmak veya yararlanmak 83 için tatlı sözler söylemek. (TDK, ADS) 83. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … sarttar… kol kuuşurup kol kuuşur- Kol kuuşuruu: Baş iyüü, bagınuu. turup aytıp berişti. (Osmonova, 2008: 272) (s. 29) (Kol kavuşturmak: Baş eğmek, (… Şartlar… baş eğerek teslim olmak.) bildiklerini söylediler.) (Nurmatov, 2008: 407) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … Şartlar ellerini ellerini kavuştur-16 baş eğmek: direnmekten vazgeçip kavuşturarak sırlarını buyruk altına girmek. söylediler. (s. 50) (TDK, ADS) 84. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … cüz kalmak çerüüsünün başın cut- Başın cedi / Başın cutuu: Cok 16 Asıl metinde “kol kuuşur-” deyimi görüldüğü gibi baş eğmek, teslim olmak anlamlarına gelmektedir. Çeviride ise bu deyime “ellerini kavuştur-” anlamı verilmiştir. Burada yazar asıl metindeki deyimi deyim olarak değil, deyimin kurucu sözcüklerini direk sözcük sözcüğe çevirmiştir. Bundan dolayı asıl metindeki deyimin anlamı çeviride kaybolmuş. 84 başın cuttu. (s. 29) k ıldı, közün tazaladı, öltürdü, ömürün kırktı. (… yüz Kalmuk askerin yok etti.) (Osmonova, 2001: 88) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …yüz Kalmuk askerinin başını ye-17 (birinin) başını yemek: güç başını yedi. (s. 50) duruma düşmesine yol açmak. (TDK, ADS) Kökü kazınmak: Bir daha ortaya çıkamayacak biçimde yok edilmek. (TDK, ADS) 85. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Aykırıgı taş cardı. (s. 29) t a ş c a r - T a ş caruu: Abdan katuu, açuu uguluu (ün, dobuş, cb. karata). (Bağırmasından gök inledi.) (Osmonova, 2001: 436) (Taş yarmak: Çok sert acı bir şekilde duyulmak (ses, gürültü vb. hakkında).) (Nurmatov, 2008: 613) 17 Kırgız Türkçesinde “başın cut-” deyimi görüldüğü gibi “öldürmek, yok etmek” anlamına gelmektedir. Bu deyimi çeviride aynı yapıda olan fakat “güç duruma düşmesine yol açmak” anlamına gelen Türkiye Türkçesindeki “başını ye-” deyimi kullanılmıştır. Fakat iki deyim yapıları aynı olduğu halde anlam açısından biri birini tam karşılamamaktalar. Bunun yerine “kökünü kazımak” deyimi kullanılabilirdi. 85 Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Bağırmasından gök inledi. gök inle- yeri göğü inletmek: çok şiddetli, güçlü bir sesi her yerden duymak. (s. 51) (TDK, GTS) 86. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … Manastı tirseginen ilgile. tirseginen il- Tirseginen ilüü: Katuu cazaloo, korduk körsötüü. (s. 29) (Osmonova, 2001: 446) (… Manasa eziyet edin.) (Dirseğinden asmak/Bacağından asmak: Çok ağır cezalandırmak, eziyet etmek.) (Nurmatov, 2008: 626) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …Manası öldürün… öldür- 18 derisini yüzmek: işkence ederek öldürmek. (TDK, ADS) (s. 51) 18 “Tirseginen il-” deyimi Kırgız Türkçesinde “birisini cezalandırmak, eziyet etmek” anlamlarını yüklenmektedir. Bu deyim geçen çeviri cümlede karşılığı olarak “öldür-” eylemi kullanılmıştır. Genel bakılınca bu eylemin de kullanılması anlatmada bir bozukluk yaratmamaktadır. Asıl metinde bu deyim geçen cümlenin genel anlamına uyuşmaktadır. Fakat bunun yanında aynı anlamda Türkiye Türkçesinde deyimler de çok bulunmaktadır. 86 beynini dağıtmak: öldürmek. (TDK, ADS) can yakmak: zulmetmek, eziyet. etmek. (TDK, ADS) 87. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Tübümö emi cettiñ… (s. 29) t ü b ü n ö c e t - T ü b ünö cetüü: Kıyın abalga duuşar kıluu, camandık kıluu, (Zor duruma bıraktın …) kırsıkka uçuraşına, kızmattan tüşüşünö, uyat boluşuna cb. sebepçi boluu. (Osmonova, 2008: 255) (Dibine yetmek/Kökünü kazımak: Zor duruma bırakmak, kötülük etmek, belaya bulaşmasına, makamından ayrılmasına, rezil olmasına sebep olmak.) (Nurmatov, 2008: 638) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Şimdi başımı yedin. (s. 51) başını ye- (birinin) başını yemek: güç duruma düşmesine yol açmak. (TDK, ADS) 88. 87 Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Tukumubuzdu kurut kılat. tukum kurut kıl- Tukum kurut kıluu: Ukum tukumunan, ürön butagınan birdi (s. 29) da kaltırboo, cok kıluu, coyup (Soyumuzu yok edecek.) ciberüü. (Osmonova, 2001: 453) (Soykırım yapmak: Neslinden, soyundan hiçbirini bırakmamak, yok etmek, tamamen ortadan kaldırmak.) (Nurmatov, 2008: 636) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı --- (s. 51) ---19 89. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …Cakıp kan buuganday kan buudanday Kan buuganday: Tıp ele, daroo toktodu. (s. 30) ele, oşol zamat, arıdan beri. (…Cakıp hemen durdu.) (Osmonova, 2001: 240) (Kan kesilmiş gibi/Birden bire: 19 “Tukumu kurut kıl-” deyimi geçen cümle çeviride bulunmamaktadır. Asıl metinde: “Hanga tiygen oñboyt. Kalbaga kaldık. Calgız men emes kalayık kalkka salakañ tiydi. Tukumubuzdu kurut kılat. Otuz cıl murun Esenkandın kılıçına çabılıp, Altayga aydalgandı bat ele unutup kaldıñızbı?” – “Han’a dokunan iyilik görmez. Başımız derde girdi. ---. ---. Otuz yıl önce Esen Han’ın kılıcıyla Altay’a sürüldüğümüzü nasıl çabuk unuttun.” 88 Aniden, hemen, o an, bar an evvel.) (Nurmatov, 2008: 363) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … Cakıp, kan çekilmiş gibi kan çekilmiş gibi birden bire durdu. (s. 51) b i r d e n bire 90. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …kara başım kancıgada… kara başı Kara başı: Calgız özü, ceke özü, özü gana. (s.30) (Osmonova, 2001: 247) (…yalnız başım de) (Kara başı / Yalnız başı: Yalnız kendisi, bir tek kendisi, tek başına.) (Nurmatov, 2008: 373) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … karabaşım eğerin karabaş terkisindedir. (s. 53) 91. Kırgız Türkçesi 89 Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … kara başım kancıgada dep bel bayla- Bel bayloo: Kayrattanuu, özünö- bel baylap colgo attandı. özü dem berüü, çımırkanuu. (s. 30) (Osmonova, 2001: 94) (… yalnız başım eğerin (Bel bağlamak: Gayret etmek, terkisinde diye gayret edip kendi kendine güç vermek, yola çıktı.) dayanmak.) (Nurmatov, 2008: 157) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … karabaşım eğerin bel bağla- 20 bel bağlamak: birisinin kendisine terkisindedir diye belini yardımcı olacağına inanmak, bağlayıp yola koyuldu. güvenmek. (TDK, ADS) (s. 53) gayret göstermek: çaba harcamak, başarmak için çalışmak. (TDK, ADS) 92. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … çımınday candın emnesin çımınday can Çımın can: Kiçinekey, az ele 20 Kırgız Türkçesinde “bel bayla-” deyiminin iki anlamı bulunmaktadır. Birincisi, bu metinde geçtiği, “kendi “kendine moral vermek, gayret etmek” anlamıdır. İkincisi, “birisine güvenmek, sırtın dayamak” anlamıdır. Asıl metinde birinci, “kendi kendine moral vermek” anlamında kullanılmıştır. Türkiye Türkçesinde de bu deyim aynı yapıda bulunmaktadır. Fakat sadece bir anlamda, başka birisine güvenmek, başka birisinin yardım edebileceğine inanmak anlamında kullanılmakta olup belli bir törenden (Bahadınlı, 1971: 19) geçmiş deyimdir Bu sebeple asıl metindeki deyim ile çevirideki karşılığı anlam açısından tam örtüşmemektedir denilebilir. Bunun yerine “gayret göster-” deyimim kullanılabilirdi. 90 ayayın… (s. 30) c erde turgan tirüülük. (…sinek kadar canın neyini (Osmonova, 2001: 485) esirgeyeyim …) (Sinek canlı/Kuş kadar canı olmak: Küçücük, çok az duran canlılık.) (Nurmatov, 2008: 676) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … sinek kadar kalan canın sinek kadar kalan kuş kadar canı olmak: küçük, neyini esirgeyeyim. (s. 53) c a n c ı l ı z , g ü ç s ü z b i r yaratık olmak. (Türkçe Sözlük, 1988: 937) 93. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Eki kün naar albay… (s. 30) n a a r a l b a - N a a r alboo: Tamak içpöö, eç nesre ceböö, ooz tiyböö. (İki gün hiçbir şey yemeden …) (Osmonova, 2001: 370) (Yemek almamak: Yemek yememek, hiçbir şey yememek, tadına bile bakmamak.) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı 91 İki gün hiçbir şey yemeden… hiçbir şey yeme- (bir şeyi) ağzına sürmemek: herhangi bir yiyeceği veya (s. 53) içeceği hiç yememek veya içmemek. (TDK, ADS) 94. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … baltır eti tolo eleginde baltır eti tolo elek Baltır eti toluu: Erezege cetüü, karmap cogot. (s. 31) b o y t a r t ı p ç o ñ o yuu, er cetip, baralına kelüü, küçkö toluu. (… daha küçük iken tutuklayıp yok et.) (Osmonova, 2001: 71) (Baldır eti dolmak: Delikanlı olmak, boy atmak, gücüne dolmak.) (Nurmatov, 2001: 125) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … küçükken yakalayıp yok küçükken et. (s. 54) 95. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı 92 … çay kaynamça oturdu. çay kaynamça Çay kaynamça: Ançalık köp emes ubakıt. (s. 31) (Osmonova, 2001: 472) (… biraz oturdu.) (Çay kaynamlık (zaman): Çok değil, uzun bir zaman değil.) (Nurmatov, 2008: 657) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … bir süre oturdular. (s. 54) b i r s ü r e --- 96. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … cürögüm elep celep elep-celep bol- E lep-celep boluu / Cürögü elep- bolup… tüşümö da kirdüñ. celep boluu: Toktono albay tınçı ketüü (köbünçö kubanıp (s. 31) tolkundangan ce kandaydır bir (… yereğim endişelenip… korkunuçtu sezgendey rüyama da girdin.) kooptongon uçurlarga karata aytılat) (Osmonova, 2001: 191) (Yüreği endişe ile çarpmak: Kendini tutamayıp, rahatı kaçmak (genelde sevindiğinde veya bir çeşit tehlikeyi hissetmiş gibi endişeli durumlar için kullanılır.) 93 (Nurmatov, 2008: 298) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … perişan oldum, … rüyama perişan ol- perişan olmak: dağılmak, düzeni girdin. (s. 55) bozulmak. (TDK, GTS) yüreği çarpmak: merak, kaygı, korku, heyecan vb. duygularla tedirgin olmak, huzursuz olmak. (TDK, ADS) 97. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … carptarın cazışıp… carp caz- Carpı cazıluu: Köñülü kötörülüü, aytarga söz tappay turuştu. kabagı açıluu, mañdayı carılıp, ötö caydarı abalda boluu. (s. 31) (Osmonova, 2001: 159) (… neşeleri yerine gelip… konuşmaya söz bulamayıp (Neşesi yerine gelmek: Gönlü hoş durdular.) olmak, yüzü gülmek, şen şakrak olmak.) (Nurmatov, 2008: 247) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Sevindiler… söylemeye söz sevin- keyfi gelmek: neşelenmek. 94 bulamadılar. (s. 55) (TDK, ADS) 98. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Cerinen cürögüñdün üşün cürögünün üşün al- Cürögünün sarı suusun aluu / aldırgan ekensin. (s. 32) C ü r ö g ü n ü n ü ş ün aluu: Birotolo korkutup köz karandı kılıp aluu, (İyice korkutulmuşsun.) kayratın kaçıruu, mizin maytaruu, dayıma korkup, çoçulap turganday abalga keltirüü. (Osmonova, 2001: 195) (Yüreğinin sarı suyunu almak/Ödünü patlatmak: İyice korkutarak baş eğdirmek, gücünü yok etmek, baş kaldırtmamak, her zaman korkuyla hazır durumda bekler duruma getirmek. ) (Nurmatov, 2008: 302) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Yüreğin sökülüp alınmış gibi. yüreği sökülüp alın- (s. 55) 99. Kırgız Türkçesi 95 Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Sazayın koluna bereyin – sazayın koluna Sazayın koluna berüü / Adebin dedi Manas. (s. 32) b e r - k o l u n a b e r ü ü: Kandaydır bir kılmışı, künöösü, cañılıştıgı üçün (Cezasını vereyim – dedi katuu cazaloo, körgülüktü Manas.) körsötüü, tekse saluu, akesin taanıtuu. (Osmonova, 2001: 24) (Edebini eline vermek/Dersini vermek: Bir suçu günahı, yanlışı için sert bir şekilde cezalandırmak, canına okumak, yola getirmek, anasını ağlatmak.) (Nurmatov, 2008: 49) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Cezasını vereyim – dedi cezasını ver- cezasını vermek: cezalandırmak. Manas. (s. 55 ) (TDK, GTS) 100. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Alar cemin cedirbegen çatak cemin cedirbe- Cemin cedirböö: Biröögö aldatıp nemeler. (s. 32) i y b ö ö , c e ñ i l ip kalbay öz ukugun, öz namısın talaşıp (Onlar hakkını yedirmeyen teñtaylaşkanday kudureti boluu. belâlı birileri.) (Osmonova, 2001: 163) 96 (Ekmeğini yedirmemek/Ekmeğini kaptırmamak: Birisine aldanmamak, yenilmeyip kendi hakkını, kendi namusunu koruyacak güce sahip olmak) (Nurmatov, 2008: 256) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Onlar çöpünü yedirmeyen çöpünü yedirme- --- kötü insanlardır… (s. 56) 101. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … şaabayı suup kazganakka şaabayı suu- Şaabayı suu: Şagı sınuu, köñülü kayttı. (s. 33) kaluu, desi kaytıp, tartına tüşüü, sınıp kaluu. (… şevki soğuyarak askerlerin sırasına döndü.) (Osmonova, 2001: 490) (Şevki soğumak/Şevki kırılmak: Şevki kırılmak, gönlü soğumak; ilgisi azalıp, çekinmek, kırılmak.) (Nurmatov, 2008: 680) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı 97 … üzüntülü halde yerine üzüntülü halde şevki kırılmak: isteği, hevesi döndü. (s. 58) kalmamak. (TDK, ADS) 102. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … cini köpkö kaynay elek… cini kayna- Cini kaynoo: Ayabay açulanuu, tutalanuu, cini kelüü. (…bu kadar sinirlenmemiş …) (Osmonova, 2001: 460) (Cinleri kaynamak/Cinleri başına toplamak: Çok öfkelenmek, sinirlenmek, cinlenmek.) (Nurmatov, 2008: 271) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … bu kadar öfkelen- cinleri başına toplanmak öfkelenmemişti… (üşüşmek): öfkelenmek. (TDK, ADS) 103. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … Neskara çımınday candan çımın can Çımın can: Kiçinekey, az ele tüñülüp… (s. 34) c e r d e t u r g a n t i r ü ü l ü k . (…Neskara sinek kadar (Osmonova, 2001: 485) 98 canından geçerek…) (Sinek canlı/Kuş kadar canı olmak: Küçücük, çok zor duran canlılık) (Nurmatov, 2008: 676) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … Neskara sinek kadar sinek kadar can kuş kadar canı olmak: küçük, canından umudunu kesip… cılız, güçsüz bir yaratık olmak. (s. 59) (Türkçe Sözlük, 2005: 1268) 104. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Neskara… köp koldu çark çark aylan- Çark aylanuu / Çark köpölök aylanıp… (s. 34) aylanuu: Abdan tez, ötö tezdik menen uçup-küyüp çimirilüü, (Neskara… askerleri etraflıca tegerenüü, çimirik boluu. çabuk dönerek…) (Osmonova, 2001: 475) (Çark çevirmek: Çok tez, çok çabukça uçup dönüp durmak, dönmek, etrafında dönmek.) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Neskara… askerlerinin etrafında dolaş- 99 etrafında dolaştıktan sonra… (s. 59) 105. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …er sıyaktuu sayışıp... kert kert başı Kert başı: Calgız özü, ceke özü, başın ceñip algıla. (s. 34) ö z ü g a n a . (yiğitçe savaşarak… yalnız (Osmonova, 2001: 264) başın yenin.) (Yalnız başına: Yalnız kendisi, bir tek kendisi, sadece kendisi) (Nurmatov, 2008: 396) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … yiğitçe savaşarak--- --- --- yenin. (s. 60) 106. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Başıbızdı iyebiz. (s. 34) b a ş i y - Baş iyüü: Moyun sunu, bagınuu, aytkanına, talabına makul boluu, (Baş eğeceğiz.) könüü. (Osmonova, 2001: 76 ) (Baş eğmek: Boyun eğmek, itaat etmek, dediklerini, isteklerini 100 kabul etmek, razı olmak.) (Nurmatov, 2008: 133) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Ona tabi oluyoruz. (s. 60) t a b i o l - t a b i olmak: birinin kontrölü altına girmek, bir şeye veya bir kimseye bağlı olmak. (TDK, GTS) baş eğmek: direnmekten vazgeçip buyruk altına girmek. (TDK, ADS) 107. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … bizdi sözgö cıktı. (s. 34) s ö z g ö c ı k - S ö z g ö cıgıluu: Orunduu aytılgan sözgö ceñilüü, öz kemçiligin (… bizi sözde yakaladı.) moyunga aluu. (Osmonova, 2001: 417) (Söze yıkılmak/Söze yenilmek: Tam zamanında söylenen söze yakalanmak, kendi eksikliğini kabul etmek.) (Nurmatov, 2008: 589) Türkiye Türkçesi 101 Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Bizi aklıyla yendi. (s. 60) aklıyla yen- 108. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Ak söz ayttıñ. (s. 34) ak söz Ak söz: Çındık, çındık kep, calgan emes, tuura. (Doğru sözü söyledin.) (Osmonova, 2001: 35) (Doğru söz: Gerçek, gerçekçi söz, yalan değil, doğru.) (Nurmatov, 2008: 68) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Doğru söz söyledi… (s. 60) doğru söz 109. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı ... emi közübüzdü açtık. közü açıl- Közü açıluu: Bir nersege açık, daana tüşünüü, ak-karanı (s. 34) acıratuu, közü cetüü, taanıp bilüü. (… şimdi gözümüz açıldı.) (Osmonova, 2001: 293) (Gözü açılmak: Bir şeyi açık, net 102 olarak anlamak, akla karayı ayırt edebilmek, öğrenmek, tanıyıp bilmek.) (Nurmatov, 2008: 435) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … gözümüz açıldı. (s. 60) gözü açıl- gözü (gözleri) açılmak: iyiyi kötüyü veya kendisine yarayanı ayırt eder duruma gelmek. (TDK, ADS) 110. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … bir uuç manguldu kanatına al- Kanatına kalkaloo: Korgoo, kanatıñarga algıla. (s. 34) cakın körüü, köz salıp cürüü. (… bir avuç Moğol’u (Osmonova, 2001: 240) kanatlarınızın altına alınız.) (Kanadının altına almak: Korumak, yakın saymak, göz kulak olmak.) (Nurmatov, 2008: 362) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … bir avuç Moğol’u kanatların altına (birini) kanadı altına almak: kanatlarınızın altına alınız. a l - korumak, himayesine almak. 103 (s. 60) (TDK, ADS) 111. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı “Nege keçikti?” – dep col col kara- Col karoo: Kelse eken dep eñsöö, karadı. (s. 35) kelebi dep ümüttönüp zarıga kütüü. (“Niye gecikti?” – diye yolunu gözledi.) (Osmonova, 2001: 176) (Yolunu gözlemek: Gelsin diye istemek, gelecek mi diye dört gözle beklemek.) (Nurmatov, 2008: 274) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı “Niye böyle gecikti” – diye yollara bak- (birinin) yoluna bakmak: yollara baktı. (s. 62) beklemek. (TDK, ADS) dört gözle beklemek (bakmak): çok isteyerek veya özleyerek beklemek. (TDK, ADS) yolunu beklemek (gözlemek): gelmesini beklemek. (TDK, ADS) 112. Kırgız Türkçesi 104 Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … Manastın katkırıgı taş katkırıgı taş car- Katkırıgı taş caruu: Katuu külüü, carıp… (s. 38) ötö köñüldüü, köñülü kuunak cürüü. (Osmonova, 2001: 257) (… Manas kahkahayı bastı …) (Kahkahası taş yarmak/Kahkaha atmak: Yüksek sesle gülmek, morali iyi, gönlü rahat gezmek.) (Nurmatov, 2008: 386) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … Manas kahkahayı bastı. kahkahayı bas- kahkaha (kahkahayı)basmak (koparmak, salıvermek): kendini (s. 66) tutamayıp yüksek sesle gülmek. (TDK, ADS) 113. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …üröyü tüşör ele. (s. 39) üröyü tüş- Üröyü uçuu: Abdan katuu korkup ketüü, kaltaarıp öñü buzuluu, (… çok korkarlardı.) korkunuç basuu. (Osmonova, 2001: 469) (Ödü patlamak: Çok korkmak, korkudan beti benzi atmak, korku sarmak.) 105 (Nurmatov, 2008: 655) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … ödü kopardı. (s. 69) ödü kop- Ödü kopmak (patlamak): Ansızın çok korkmak. (Türkçe Sözlük, 2005: 1529) 114. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı -Emi tabıldı, hanıbız Cakıp! coon top Coon top: Bir kıyla, bir dalay, – dep coon top el ak kiyizdin köp. (Osmonova, 2001: 180) üstündögü Cakıptı kötörö (Büyük bir grup: Pek çok, çokça, baştadı. (s. 41) çok.) (Nurmatov, 2008: 280) (- Şimdi bulundu, hanımız Cakıp! – diye büyük bir grup insan beyaz keçe üstündeki Cakıp’ı kaldırmaya başladılar) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı “Şimdi bulduk, hanımız --- Cakıp olsun!” diye --- beyaz keçe üzerindeki Cakıp’ı 106 kaldırmaya kalktılar. (s. 71) 115. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … bilermandar oy-boygo oy-boygo koybo- Oy-boyuna koyboo: Akidey koyboy… (s. 41) asıluu, erkine, makulduguna karaboo. (Osmonova, 2001: 373) (… bilgiçler rızalarına bakmadan…) (Oyuna-boyuna boyuna bırakmamak/Gönlüne bırakmamak: Alçı gibi asılmak, keyfine, rızasına bırakmamak.) (Nurmatov, 2008: 538) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … bilgiçler vay vay vay vay demelerine bırakmadan… demelerine bırakma- (s. 72) 116. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … közü açık sınçı…(s. 41) közü açık Közü açık: Köptü bilip, köptü körgön, ar nerseden kabardar, (…çok bilgili eleştirici …) 107 sabattuu, blimdüü, danışman. (Osmonova, 2001: 293) (Gönül gözü açık: Çok şeyi yaşayıp, çok şeyi gören, her şeyden haberdar, okuma-yazması var, tahsilli, bilge.) (Nurmatov, 2008: 434) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … açıkgözlü… (s. 73) açıkgözlü21 Gözü açık: Uyanık, becerikli. (Türkçe Sözlük, 2005: 796) 117. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … caaktuuga aldırbas çeçen caaktuuga aldırbas Caaktuuga cay berbegen: Sözgö adam eken. (s. 41) aldırbagan, eç kimge söz berbegen, sözdön cıgılıp (… laf altında kalmayan körbögön. cerbeze adammış.) (Osmonova, 2001: 137) (Çeneliye yer vermeyen/Lafın altında kalmamak: Sözde 21Kaynak metinde geçen “közü açık” deyimi “çok şey bilen, bilge” anlamlarına gelmektedir, başka söyleyişle olumlu sıfat olarak karşımıza çıkmaktadır. Fakat Türkiye Türkçesinde aynı yapıda bulunsa da biraz farklı anlam taşımaktadır. Türkçede “açıkgöz”, “gözü açık” görüldüğü gibi uyanık, becerikli anlamlarına gelmektedir. Bu yüzden asıl metindeki verilmek istenen anlamı çeviride bu karşılığı kullanmakla çeviri eksik kalmış ve yalancı eşdeğerlik söz konusudur. 108 yenilmeyen, kimseye laf söyletmeyen, lafın altında kalmayan.) (Nurmatov, 2008: 219) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … hiçbir şeyden hiçbir şeyden laf (lakırdı, söz) altında çekinmeyen… adamdı. ç e k i n m eyen kalmamak: bir kimsenin kendisine dokunan sözüne (s. 73) gereken cevabı vermek. (Aksoy, 1995: 952) 118. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … at boroyun sıdırıp… akırı at boroyun sıdır- At boroyun sıdıruu: At arıtıp, Bakay erenge coluguptur. uzak col cürüü, eç nersesin kaltırbay cer kıdıruu. (s. 41) (Osmonova, 2001: 55) (… at üstünde uzak yolu geçip… sonunda Bakay (Atın terini silmek: Atla uzun bir bahadıra rastlamış.) yolculuğa çıkmak, hiçbir yeri bırakmadan her yeri dolaşmak.) (Nurmatov, 2008: 103) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki 109 Kullanımı … at boroyun kazarak… at boroyun kaz- sonunda Bakay’a rastlamıştı. (s. 73) 119. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … kulak ugup köz körgön kulak ugup köz Kulak ugup köz körgüs: Abdan cerdi kıdırıp… (s. 41) k ö r g ö n a l ı s , ö t ö a l ı s , m u r d a körüp- bilbegen, belgisiz. (… kulak duyan göz gören yeri gezip …) (Osmonova, 2001: 328) (Kulak işiten, göz görmeyen: Çok uzak, önceden görüp bilmeyen, belli olmayan.) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … kulağı duyduğu, gözü kulağı duyduğu, gördüğü yerleri aralayıp… gözü gördüğü 120. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı 110 … koşunaları cazgaktap, sözgö könbö- Sözgö kirböö: Başka biröönün sözgö könböy turup kalıştı. azgıruusuna könböö, biröönün ters taasirine burulup ketpöö. (s. 43) (Osmonova, 2001: 418) (… komşular kaçınarak, oyuna gelmediler.) (Söze girmemek/Söze kanmamak: Başka birinin oyununa gelmemek, başkasının olumsuz etkisine kapılmamak.) (Nurmatov, 2008: 589) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … komşuları düşman olmaktan oyuna gel(me)mek: başkaldırdılar... (s.75) v a z g e ç e b i l - 2 2 aldatıl(ma)mak. (TDK, ADS) 121. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı 22Kaynak metindeki deyim geçen cümle ve arkasından gelen cümlede eksik aktarma fark edilmektedir. Kaynak metinde: “Amaldu Esenkan kanattaş turgan türktördü, uygur, kalmaktı buruttarga karay ayabay tukurdu. Manastın küçün, kaarın bilgen koşunalar cazgaktap, sözgö könböy turup kalıştı. Orto coldo kamalgan Alooke ölümgö başın saya albay, ce burut menen coolaşpaym dep ayta albay, añga tüşkön ayuday buurakandadı.” (Hileli Esenhan yakın yaşayan Türkleri, Uygur, Kalmukları Kırgızlara karşı iyice kışkırttı. [Fakat] Manas’ın gücünü, gazabını bilen komşuları kaçınarak [Esenhan’a ] katılmayıp çekildiler. Arada kalan Alevke başını ortaya koyamayıp veya Kırgız ile savaşamam diyemeyip çukura düşen ayı gibi çırpındı.) Aktarma metinde ise: “Kurnaz Esen Han, birbirine yakın bulunan Türkleri, Uygur ve Kalmukları Kırgızlara karşı kışkırttı. Manas’ın gücünü, gazabını bilen komşuları başkaldırdılar, düşman olmaktan vazgeçebildi. ---. Çukura düşen ayı gibi çırpındı.” olarak aktarılmıştır. Görüldüğü gibi “başkasının olumsuz etkisine kapılmamak” anlamına gelen sözgö könbö- deyimin karşılığı deyimin tam anlamını yansıtmamaktadır. Çeviri genel çeviri ile sınırlanmıştır. Deyim geçen cümle arkasındaki cümlenin aktarılmayıp bırakılması ondan sonraki gelen, son cümlenin, anlamını da deyim geçen cümleye bağlı bırakmıştır. Böylece deyim karşılığı ve deyime bağlı olan cümleler dizisi eksik aktarılıştır. 111 ... Manastın şişi toldu. şişi tol- Şişi toluu: Künöösü abdan köböyüp, aşınıp ketüü, eç nerseni (s. 44) közünö ilbey kaluu, ötö kööp (… Manas havalara girdi.) ketüü, çegine cetüü. (Osmonova, 2001: 493) (Şişi dolmak/Dosyası kabarmak: Suçu çoğalıp haddini aşmak, hiçbir şeyi kale almamak, havalara girmek, sınırı geçmek.) (Nurmatov, 2008: 685) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … Manas’ın sonu geldi. sonu gel-23 sonu gelmek: bitmek, tükenmek, yok olmak, ölmek. (TDK, ADS) (s. 77) burnu büyümek: kibirlenmek, büyüklenmek. (TDK, ADS) 122. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Kindik kan tamgan cer… kindik kanı tamgan Kindik kanı tamgan cer: cer Törölgön, tuulup öskön cer, ata (s. 45) 23Kaynak metinde “şişi tol-” deyimi “havalara girmek, kendi bildiğini yapmak, başkaları umurunda olmamak” anlamlarına gelmemektedir. Çeviride ise bu deyimi karşılamak için “bitmek, ölmek” anlamalarına gelen “sonu gel-” deyimi kullanılmıştır. Metin içinde bu karşılık, genel anlamı anlatmaktaysa da yine deyimin tam anlamını yansıtmakta eksik kalmaktadır. Bunun yerine “burnu büyümek” deyimi kullanılabilirdi. 112 (Göbek kan damlayan yer… mekeni, ata curtu, ata konuşu. ) (Osmonova, 2001: 265) (Göbek kanı damladığı yer: Doğduğu, doğup büyüdüğü yer, ata mekanı, ata yurdu, vatanı.) (Nurmatov, 2008: 397) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Göbek kanımız damlayan göbek kan --- toprak… damlayan toprak 123. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … kol salganı kalıptır kol sal- Kol saluu: Soguş açuu, uruş baştoo, basıp kirüü. (s. 46) (Osmonova, 2001: 272) (… saldırmaya az kalmış.) (El uzatmak / İşgal etmek: Savaş açmak, kavga başlatmak, aniden saldırmak.) (Nurmatov, 2008, 408) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı 113 … harekete geçmiş. (s. 80) harekete geç- harekete geçmek: bir yerden bir yere gitmeye başlamak. (TDK, ADS) 124. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Kolgo tüşpögön burut… kolgo tüş- Kolgo tüşüü: Tutkun boluu, kamaluu. (s. 46) (Osmanova, 2001: 273) (Ele geçmeyen Burut …) (Ele geçmek: Esir düşmek, hapse atılmak.) (Nurmatov, 2008: 410) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Ele geçiremediğimiz ele geçir- ele geçirmek: yakalamak. Kırgız… (s. 80) (TDK, ADS) 125. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Acal aydaptır anı… (s. 46) acal ayda- Acal aydoo: Ölö turgan uçurga özü kelip urunuu, ölümgö özü (Ecel getirmiş onu …) duuşar boluu. 114 (Osmanova, 2001: 25) (Ecel sürüklemek/Eceli çekmek: Ölüme kendi ayağı ile gitmek, ölüme kendi hareketiyle duçar olmak.) (Nurmatov, 2008: 50) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Eceli gelmiş demek…(s. 80) eceli gel- eceli gelmek: ölümü veya yok olması kaçınılmaz duruma gelmek. (TDK, ADS) 126. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Şorubuz kaynaptır. (s. 46) şoru kayna- Şoru kaynoo: Azap tartuu, kırsıkka, baktısızdıkka uçuroo, (Felâkete uğramışız.) katuu kıynaluu. (Osmanova, 2001: 494) (Canı kaynamak/Kan ağlamak: Azap çekmek, felâkete, talihsizliğe uğramak, çok zorlanmak.) (Nurmatov, 2008: 686) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki 115 Kullanımı Felâket olur. (s. 80) felâket ol- 127. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Bakay buga tañ kaldı. (s. 46) t a ñ k a l - T a ñ kaluu: Kütülbögön cerden bolgon korkunuçtuu, ce kızıktuu (Bakay buna şaşırdı.) okuyaga, ce kandaydır bir tüşünüksüz nersege tañdanuu, tañırkoo. (Osmanova, 2001: 433) (Hayret etmek: Beklenmedik anda gerçekleşen korkunç ya da ilginç olaya veya anlamsız bir şeye hayret etmek, hayranlıkla bakmak.) (Nurmatov, 2008: 610) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Bakay buna şaşırdı. (s. 81) şaşır- hayret etmek: şaşmak, şaşırmak, şaşakalmak. (Türkçe Sözlük, 1988: 627) 128. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı 116 Manastın içi küyüp… içi küy- İçi küyüü: Ardanuu, ızalanuu. (s. 48) (Osmonova, 2001: 218) (Manas’ın onuruna (İçi yanmak: Ağrına gitmek, dokunarak …) gücenmek.) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Bu Manas’ın gücüne gücüne git- (Bir şey birinin) gücüne gitmek: gitmişti. (s. 85) Gönlü kırılmak, onuruna dokunmak. (TDK, ADS) Onuruna dokunmak: Birinin gururunu, haysiyetini incitmek. (TDK, ADS) 129. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … kol kuuşurup… Manaska kol kuuşur- Kol kuuşuruu: Keçirim suroo, kelişti. (s. 49) s u r a nuu, aldına tüşüü, ötünüü, ötünüç kıluu. (… rica ederek… Manas’a geldiler.) (Osmonova, 2001: 272) (Kol kavuşturmak: Özür dilemek, yalvarmak, önünde eğilmek, rica etmek, rica-minnet etmek.) (Nurmatov, 2008: 407). Türkiye Türkçesi 117 Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … ellerini kavuşturarak … ellerini kavuştur-24 özür dilemek: özrünü ileri sürerek Manas’a: - … (s. 86) bir işi yapmayı istememek, bir işten bağışlanmasını istemek. (TDK, ADS) 130. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … çukuganday söz tapkan… çukuganday söz Çukuganday söz tabuu: Sözdü kişi eken. (s. 49) tap- orunduu süylögön, çeçendik cayı bar degen maanide. (… kazımış gibi söz bulan … kişiymiş) (Osmonova, 2001: 483) (Kazımış gibi söz bulmak/Lafı gediğine oturtmak: Sözü yerinde söyleyen, söz ustalığı var manasında) (Nurmatov, 2008: 672) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı 24 “Kol kuuşur-” (kol kavuştur-) deyimi Kırgız Türkçesinde “yalvarmak, özür dilemek” anlamların yüklenmektedir. Çeviride ise bu deyim sözcük sözcüğüne aktarılmıştır. Fakat Türkiye Türkçesinde aynı yapıda olup bu anlamlar yüklenen “el kavuştur-” deyimi ortada olmadığı dolaysıyla çeviri asıl metindeki deyimin tam anlamını yansıtmamaktadır. Bunun dışında “el kavuşturarak” biçiminde çevrilmesi deyimdeki “teslim olarak, özür dileyerek, yalvararak anlamlarını” çağrıştırmadan bu sözcük öbeğinin düz anlamını çağrıştırmaktadır. Bu nedenlerle deyim eksik çevrilmiştir denilbilir. 118 … hazır cevap bir kişi idi. hazır cevap hazır cevap: Gerektiğinde çabuk, yerinde cevaplar bulup veren. (s. 86) (Türkçe Sözlük, 2005: 871) 131. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Oşonu bir acattı açıp, cıgıp acat aç- Acat açuu: Biröönün ötünüçün, ber. (s. 50) tilegin orundatuu, muktacdıktan kutkaruu, keregine caroo. (Onu, bir dileğimi yerine getirip, kazan.) (Osmonova, 2001: 25) (Hacetini açmak/Hacetini yerine getirmek: Birinin isteğini, dileğini yerine getirmek; ihtiyaçtan, zorluktan kurtarmak, işini görmek. (Nurmatov, 2008: 51) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Onun --- hakkından gel. --- (s. 88) 132. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı 119 … oozun açıp turuştu. oozun aç- Oozu açıluu: Bir nersege ayabay tañ kaluu, tañdanıp, deldeyip (s. 50) turup kaluu. (… şaşırıp kaldılar.) (Osmonova, 2001: 381) (Ağzı açılmak: Bir şeye çok şaşırmak, hayretler içinde şaşakalmak.) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … şaşırıp kaldılar. (s. 88) şaşırıp kal- şaşırıp kalmak: çok şaşırmak, büyük bir şaşkınlığa düşmek. (TDK, ADS) 133. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … say söögü sızdap... (s. 51) s a y s ö ö g ü s ı z d a - Say söögü sızdoo: Azap, kaygı ce ızaa arkıluu katuu keyişte, (… içi kan ağlayıp...) küyüttö kaluu, abdan küyünüü. (Osmonova, 2001: 412) (İliği sızlamak: Azap, keder veya üzüntüden dolayı çok dertli, ızdırap içinde olmak, içi kan ağlamak.) (Nurmatov, 2008: 581) 120 Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı ... kemikleri sızlayarak… kemikleri sızla-25 kemikleri sızlamak: ölü huzursuz, rahatsız olmak. (TDK, ADS) (s. 89) içinden kan gitmek: içi kan ağlamak. (TDK, ADS) içi kan ağlamak: çok üzüntü duymak. (TDK, ADS) kan ağlamak: büyük bir üzüntü içinde bulunmak. (TDK, ADS) yüreği kan ağlamak: derinden acı duymak, çok üzülmek. (TDK, ADS) bağrı yanmak: üzüntü çekmek, çok acı duymak. (TDK, ADS) 134. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Kaçan eliñdi öz ceriñe akıbeti kayta- Akıbeti kaytuu: Emgeginin, cetkirseñ, akıbetiñ kaytat. kılgan meenetinin üzürün körüü, iştegen işinen baar tabuu. (s. 51) (Osmonova, 2001: 36) (Halkını kendi toprağına götürdüğün zaman hayırını (Sonucu dönmek/Hayrını 25 Çeviri kaynak metindeki deyimi karşaılamamaktadır. 121 görürsün.) görmek; Meyvesini toplamak: Emeğinin, çektiği mihnetlerin hayırını görmek, yaptığı işin meyvesini toplamak.) (Nurmatov, 2008: 70) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Ne zaman halkını muradına görevini yerine erdirirsen, o zaman görevini getirmiş ol- yerine getirmiş olursun. 135. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … tay çabım sepilge tay çabım Tay çabım: Bolcoldop alıngan cetpegen oñtoy cerden kırgız eldik ölçöm. kolun küttü. (s. 52) (Osmonova, 2001: 428) (… tay koşumluk kadar sura (Tay koşumluk kadar yer: ulaşmayan yerde Kırgız Tahminen alınan halk ölçüsü.) askerlerini bekledi.) (Nurmatov, 2008: 602) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Surdan belli bir uzaklıktaki belli bir uzaklık müsait bir yerde Kırgız 122 ordusunu bekledi. (s. 92) 136. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı -Atañdın körü, Alooke! atañdın körü Atañdın körü: Abdan ökünüü, naarazı boluu, caktırboo (s. 53) maanisinde koldonulat. -Lânet olası, Alevke! (Osmonova, 2001: 25) (Babanın mezarı/Elinin körü; Lanet olası; Yazıklar olsun : Çok pişman olmak, beğenmemek anlamında kullanılır.) (Nurmatov, 2008: 102) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı -Elinin körü, Alevke! elinin körü Elinin(ölünün) körü: Kes şu soruları artık, kötü bir şey (s. 94) söyleyeceğim şimdi! (Aksoy, 1995: 761) 137. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … cer soorusun körüp… cer sorusu Cer soorusu: Cerdin eñ mıktısı, dıykançılıkka, malga ce başka 123 (s. 54) tiriçilikke ıngayluusu, kooz, körktüü, ötö körköm bolup (… yerin iyisini görüp …) körüngön şarttar. (Osmonova, 2001: 167) (Yerin sağrısı: Yerin en iyisi, çiftçiliğe, hayvancılığa veya başka şeylere müsait olan, güzel, görkemli, çok güzel görünen şartlar.) (Nurmatov, 2008: 261) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı İyi yerlere dikkat ediyordu. i y i y e r l e r --- (s. 95) 138. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Tögöröktün tört burçuna tört tögöröktün tört Tögöröktün tört burçu: Tuş aylanta salıpmın. (s. 54) b u r ç u t a r a p t ı n b ardıgı, büt düynö cüzü, aalam. (Osmonova, 2001: 451) (Dünyanın dört köşesine dört sararak uçurmuşum) (Dünyanın dört köşesi: Her taraf, tüm dünya yüzü, âlem.) (Nurmatov, 2008: 633) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki 124 Kullanımı Onu dünyanın dört bucağına dünyanın dört dünyanın dört bucağı: dünyanın bırakmışım. (s. 97) bucağı her yanı, her yönü. (TDK, ADS) 139. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Er Koşoy menen Manas kirpik kakpa- Kirpik kakpoo: Uktay albay baatır tünü kirpik kakpay… koyuu, uyku betin körböö, uykusu kaçuu, çırm etpöö. (s. 55) (Osmonova, 2001: 267) (Er Koşoy ile Manas bahadır gece hiç uyumadan …) (Kirpik kapamayamamak/Gözünü kırpmamak: Uyumamak, uyukuya hasret kalmak, uykusu kaçmak, gözünü bir an olsun kapayamamak.) (Nurmatov, 2008: 401) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Er Koşoy ile Bahadır Manas uyuma- kirpiği kirpiğine değmemek: hiç gece boyunca uyumadılar … uyuyamamak. (TDK, ADS) (s. 98) 140. Kırgız Türkçesi 125 Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … alapayın tappay turdu… alapayın tappa- Alapayın tappoo: Emne kıların bilbey aylası ketüü, şaştısı ketüü, (s. 55) aldastoo, dalbasaloo. (… ne yapacağını şaşırdı …) (Osmonova, 2001: 40) (Afalamak/Şaşa kalma; Şaşkına dönmek: Ne yapacağını şaşırmak, çaresi tükenmek, afalamak, boşa kürek çekmek.) (Nurmatov, 2008: 77) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … ne yapacağını şaşırdı… ne yapacağını şaşkına dönmek: beklenmedik bir şaşır- durum karşısında şaşkınlaşmak. (s. 98) (TDK, ADS) 141. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …Altayda bir uuç el kaldı. bir uuç Bir uuç: Kiçinekey, az gana, ürkördöy bolgon. (s. 56) (Osmonova, 2001: 108) (…Altay’da bir avuç halk kaldı.) (Bir avuç: Küçücük, azıcık, bir grup) (Nurmatov, 2008: 178) 126 Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … Altay’da bir grup Kırgız bir grup bir avuç: az sayıda (insan). kaldı. (s. 99) (Aksoy, 1995: 642) 142. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı ... han Koşoy ak col kaalap… ak col Ak col: Eç toskoolu cok, iygiliktüü sapar cönündögü oy, (s. 56) tilek, kaaloo. (… Han Koşoy hayırlı (Osmonova, 2001: 32) yolculuklar dileyip…) (Ak yol: Hiçbir engele takılmadan, başarılı yolculuk ile ilgili düşünce, dilek, arzu.) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …Han Koşoy iyi yolculuklar iyi yolculuklar dileyerek… (s. 100) 143. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … Kutubiydin öçkön otu öçkön otu kayra Öçkön otun tamızuu: Kayra 127 kayra canıp… can- candandıruu, murdagı kalıbına keltirüü. (Osmonova, 2001: 409) (s. 59) (Sönen ateşini canlandırmak: (… Kutubiy tekrardan Tekrar canlandırmak, eski haline canlanıp …) döndürmek.) (Nurmatov, 2008: 578) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … Kutubiy’in sönen ateşi sönen ateşi can bulmak: dirilmek, yeniden tutuştu. (s. 104) yeniden tutuş- canlanmak. (TDK, ADS) 144. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … taş talkanın çıgarıp taş talkanın çıgar- Taş talkanın çıgaruu: Cok kıluu, catıştı. (s. 59) kıyratuu, talkaloo, oyron kıluu. (…yok ediyorlardı.) (Osmonova, 2001: 437) (Taş kavutunu çıkarmak/Toxu dumana katmak: Yok etmek, yerlere bir etmek, dağıtmak, kırıp dökmek.) (Nurmatov, 2008: 614) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı 128 … safdışı ettiler. (s. 104) safdışı et-26 yerle bir etmek: temeline kadar yok etmek, tahrip etmek. (TDK, ADS) yerle yeksan etmek: yerle bir etmek. (TDK, ADS) 145. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … kañırıgı tütöp… Teñirge kañırıgı tütö- Kañırıgı tütöö: Katuu keyüü, bir calındı. (s. 59) nersege, zeeni keyip, katuu kaygırıp ciberüü. (… içi kan ağlayıp… Tanrıya yalvardı.) (Osmonova, 2001: 247) (İçi yanmak/İçi kan ağlamak: Şiddetli şekilde üzülmek, bir şeye üzülerek, çok tasalanmak.) (Nurmatov, 2008: 371) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … alındı, telaşlandı… alın-, telaşlan-27 bağrı yanmak: Üzüntü çekmek, 26 Asıl metindeki geçen bu deyimin anlamı tamamen yok etmek, bu cümle içinde ise öldürmek, son vermektir. Bu sebeple çeviride kullanılan karşılık asıl metindeki deyimin tam anlamını yansıtmamaktadır. 27 Burada çeviride kullanılan karşılık asıl metindeki deyimi anlatmakta yetersiz kalmaktadır. Asıl metinde cümle içinde:“Özü kanga alsırap baratıp, aylası ketken Akbalta başına altımış sanaa bir kelip, kapa bolup, kañırıgı tütöp, közünö caş alıp, koñgurap kolun cayıp, Teñirge calındı:” (Kan kaybından güçsüzleşip çaresi kalmayan Akbalta başına çok düşünce birden gelip, üzülüp, içi kan ağlayıp, gözleri yaşa dolup, seslenerek avucunu açıp Tanrıya yalvardı.). Çeviride ise “Kan kaybından halsizleşen Akbalta çok üzüldü, alındı, telaşlandı, zavallının gözü doldu. O ellerini kaldırıp Tanrıya yalvardı:” şeklinde çevrilmiştir. 129 Tanrıya yalvardı. (s. 105) çok acı duymak. (TDK, ADS) 146. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … köp kolgo köz çaptırdı. köz çaptır- Köz çaptıruu / Köz cügürtüü: Üstürtön, calpısınan baykoo (s. 59) cürgüzüü, bir sıyra aylandıra (… çok askeri gözden karap çıguu, üstürtön baykap geçirdi.) körüü. (Osmonova, 2001: 285) (Göz gezdirmek: Yüzeysel, genel bir şekilde incelemek, baştan sona bir kere bakmak; üstünkörü incelemek.) (Nurmatov, 2008: 426) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … kalabalık düşmana doğru yönel-28 göz gezdirmek: bir yeri, bir şeyi yöneldi. (s. 106) çabucak incelemek. (TDK, ADS) Deyim karşılığında kullanılan “telaşlan-”, “alın-” eylemleri “içi yanmak, çok şiddetli üzülmek” anlamlarına gelen “kañırıgı tütö-” deyiminin tam anlamını yansıtmakta yetersiz kalmaktalar. 28 Göz gezdirmek anlamına gelen “köz çaptır-” deyiminin karşılığında “ yönel-” karşılığı kullanılmıştır. Cümle içinde bakıldığında, asıl metinde “… cer caynap kelatkan köp kolgo köz çaptırdı.” (…çok kalabalık gelmekte olan orduya bakıp gözden geçirdi.) Çeviri metinde ise “ …gelmekte olan kalabalık düşmana doğru yöneldi.” biçiminde aktarılmıştır. Asıl metinde gelmekte olan orduya bakıp, bir gözden geçirmek, incelemek durumu anlatılmakta olduğu görülüyor fakat çeviride ise onların gelmekte olan orduya karşı yön tuttuklarını, yani harekete geçtiklerini anlatılmaktadır. Bu yüzden asıl metindeki “köz çaptır-” deyiminin çeviride tam anlamı yansıtılmamıştır deyim karşılığı kullanılan sözcük öbeği de deyimin manasını anlatmamaktadır. 130 147. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … esi oop, çoñ küröñdün esi oo- Esi oop kaluu: Es uçun cogotup, üstünön tars kulap kete eç nerseni sezbey kaluu, del bolo cazdadı. (s. 59) tüşüü. (Osmonova, 2001: 512) (… kendini kaybedip, az (Aklı durmak: Kendini kalsın atının üstünden kaybetmek, hiçbir şeyi düşecekti.) hissetmemek, orada donup kalmak.) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … az kalsın kendini kaybedip kendini kaybet- kendini kaybetmek: bayılmak. atından düşecekti. (s. 106) (TDK, ADS) 148. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Manas baatır munu ukkanda bel tut- Bel tutuu / Bel bayloo: ogo beter bel tuttu. (s. 60) Kayrattanuu, özünö özü dem berüü, çımırkanuu. (Osmonova, 2001: 94) (Bel bağlamak: Gayret etmek, kendi kendine güç vermek, dayanmak.) 131 (Nurmatov, 2008: 157) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Bunu işiten Bahadır Manas cesaretlen- (birinden veya bir şeyden) daha cesaretlendi… (s.107) cesaret almak (bulmak): Herhangi bir durumdan, davranıştan güç almak. (TDK, ADS) 149. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … üzöñgü kagışkan üzöñgü kagışkan Üzöñgü kagışuu: Ötö cakın, çoroloru… (s. 60) çukul cürüü, biribirine canaşa bastıruu. (Osmonova, 2001: 466) (… çok yakın olan yiğitleri… ) (Üzengi vuruşmak / Yan yana yürümek; yol arkadaşlığı etmek: Çok yakın, yakın yürümek, birbiriyle yan yana yürümek.) (Nurmatov, 2008: 651) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …beraber at koşturan beraber at koştur- çorası… (s. 107) 132 150. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …capa tırmak uruşup… capa tırmak Capa tırmak: Büt barı, bardıgı, biri kalbay capırt, calpı. (s. 62) (Osmonova, 2001: 157) (…tümü savaş içinde…) (Yediden yetmişe: Tüm hepsi, tümü, hepten, genel.) (Nurmatov, 2008: 245) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … top yekûn savaştılar… top yekûn top yekûn: Hepsi birden, toplam olarak. (Aksoy, 1995: 1077) (s. 110) 151. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı … Manas kabagım kaşım kabagım kaşım Kabagım kaşım deböö: Keyip debesten askar toodoy calgız debe- kepçiböö, eç nersege kaygırboo, tosup… (s. 62) tootpoo, keneböö, carkıldap cürö berüü. (Osmonova, 2001: 230) (…Manas aldırış etmeden dağ gibi kendisi dikilip…) (Gözkapağım kaşım dememek/Aldırış etmemek: 133 Üzüntüye kapılmamak, hiçbir şeye kaygılanmamak, umursamamak, hep keyifli gezmek.) (Nurmatov, 2008: 348) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …Manas ---dağ gibi dikildi. --- aldırış etmemek: önem vermemek, aldırmamak, (s. 110) umursamamak. (TDK, ADS) 152. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Toruçaardı körgöndö közü kızar- Közü kızaruu: Bir nersege köñülü Karacoy közü kızarıp… tüşüp, abdan kızıguu, suktanuu, samoo, eñsöö. (s. 62) (Osmonova, 2001: 295) (Toruçaarı görünce Karacoy’un [ atta] gözü (Gözü kızarmak/Gözü kalmak: kalıp …) Bir şey ilgisini çekip, çok merak etmek, imrenmek, arzulamak, hayalini kurmak.) (Nurmatov, 2008: 438) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı 134 Toruçarı gören Karacoy gözü gözü dön- gözü dönmek: azgın bir isteğin dönüp… (s. 110) etkisi altında ne yaptığını bilmez bir hale gelmek. (Doğanay, 1972: 123) 153. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Emi senin kendiriñdi keseyin, kendirin kes- Kendirin kesüü: Bir nerseden beri çık! (s. 62) k e m ç i l b o l up, anın azabın tartuu, ötö muktac bolup, kıyınçılık (Şimdi senin ipini çekeyim, körüü, argası tügöngön abalda buraya gel!) boluu. (Osmonova, 2001: 261) (Kendirin kesmek/Kolu kanadı kırılmak: Bir şeyden mahrum kalıp, onun azabını çekmek; çok ihtiyaç duyup, zorluk çekmek, çaresiz durumda olmak.) (Nurmatov, 2008: 392) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Şimdi seni de kurutacağım, kurut- (birinin) ipini çekmek: birini buraya çık! (s. 110) ölçülü davranmaya zorlamak. (TDK, ADS) 154. Kırgız Türkçesi 135 Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Aldırar künü cazdırar… aldırar künü Aldırarda cazdırar: Kandaydır cazdırar bir kırsıktın, kokustuktun (s. 62) boloruna oñdoy berdi bolup, (Bu fırsatı yakalayan …) ebepke sebep bolgon kırsıkka koşumça şart. (Osmonova, 2001: 43) (Aldıracak günü yazdıracak: Bir kazanın, kötü bir olayın olmasına sevk eden, kazanın olmasına sebebiyet veren ilâve, şart, koşul.) (Nurmatov, 2008: 82) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Bu fırsatı yakalayan… fırsatı yakala-29 fırsat kollamak (gözlemek): yapmak istediği iş için uygun bir (s. 110) zaman veya bir durum beklemek. (TDK, ADS) 155. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Manas oylop bütkönçö, oozun cıynıp Oozun cıynıp algıça: Aytıp oozun cıynıp algıça… algıça bütküçö, sözünün ayagına 29 Kaynak metindeki deyimin anlamını tam karşılamamaktadır 136 (s. 62) ç ı k k a n ç a , a y t ı p bütkönçö. (Manas düşünene, lafını (Osmonova, 2001: 387) toplayana kadar …) (Ağzını toplayıncaya kadar/Lafı toparlayana kadar: Anlatıp bitirinceye kadar, sözünün sonuna gelinceye kadar, konuşması biterken.) (Nurmatov, 2008: 552) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Manas kendi kendine ağzını kapatma- ağzını kapamak (kilitlemek): söylenirken daha ağzını susmak, bir şey söylemek kapatmadan… (s. 111) istememek. (TDK, ADS) 156. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Seni esen körsöm dep eki eki közü tört bol- Eki közüm tört boluu: Bir nerseni közüm tört boldu. (s. 63) abdan samoo, eñsöö ce biröönü çıdamsızdık menen zarıga kütüü, (Seni sağ görsem diye gözüm ak etkenden tak etüü. yolda kaldı.) (Osmonova, 2001: 505). (İki gözü dört olmak/Gözü yolda kalmak: Bir şeyi çok istemek, özlemek veya birini sabırsızlıkla beklemek, yerinde duramamak.) 137 (Nurmatov, 2008: 699) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Seni sağ salim göreyim diye iki gözü dört ol- dört gözle beklemek iki gözüm dört oldu. (bakmak): çok isteyerek veya özleyerek beklemek. (TDK, ADS) 157. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …kabagına kar caap kabagına kar caa- Kabagına kar caagan: Tünörüp, kalıptır. (s. 65) açuusu kelgen, kaardangan, cini kaynagan. (… keyfi kaçmış.) (Osmonova, 2001: 230) (Kabağına kar yağan/Keyfi kaçan: Morali bozularak, sinirlenen, öfkelenen, cinleri tepesine toplanan.) (Nurmatov, 2008: 348) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı 138 …buz gibi soğuk görünürdü. buz gibi soğuk buz gibi: çok soğuk bir etki görün-30 uyandıran (şey veya kimse). (s. 115) (TDK, ADS) 158. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Sarı curtta el kara taan. kara taan Kara taanday: Abdan köp, san cetkis, caynagan. (s. 66) (Osmonova, 2001: 253) (Sarı yurtta halk kalabalık.) (Karga sürüsü gibi: Çok kalabalık, sayısız, yeryüzünü kaplayan.) (Nurmatov, 2008: 380) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Yurttaki insanlar karakarga karakarga gibi karınca yuvası gibi: çok gibi kaynadı. (s. 117) kayna- kalabalık. (TDK, ADS) 159. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı 30 “Kabagına kar caa-” deyimi “insanın morali bozuk, keyfi yerinde olmadığI” halinİ yansıtmakdır. Çeviride ise bu deyim karşılığ olarak “buz gibi soğuk” sıfatı kullanılmıştır. Türkiye Türkçesinde de “keyfi kaç-” gibi asıl metindeki deyim ile aynı anlamda olan deyimler olduğu halde “buz gibi soğuk” biçiminde kullanılması çeviriyi eksik yapmaktadır. 139 …Akbalta negedir kabagın kabagın sal- Kabagın karış saluu: Kapalanuu, salıp… (s. 67) kaygıruu, ubayım tartuu. (…Akbalta nedense (Osmonova, 2001: 230) üzüntülüydü…) (Kabağın karış salmak/Kaşını çatmak – Yüzünü asmak: Üzülmek, kaygılanmak, hasretini çekmek.) (Nurmatov, 2008: 348) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Akbalta… suratını asıp… suratını as- surat asmak: kaşlarını çatıp yüzüne küskün veya dargın bir (s. 118) anlam vermek, somurtmak. (TDK, ADS) 160. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …dedi Akbalta kabagın kabagın cerge Kabagın karış saluu: Kapalanuu, cerge karış salıp… (s. 67) k a r ış sal- kaygıruu, ubayım tartuu. (…dedi Akbalta kaşlarını (Osmonova, 2001: 230) çatarak.) (Kabağın karış salmak: Üzülmek, kaygılanmak, hasretini çekmek.) (Nurmatov, 2008: 348) Türkiye Türkçesi 140 Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …dedi Akbalta yere yere bak- surat asmak: kaşlarını çatıp bakarak. (s. 118) yüzüne küskün veya dargın bir anlam vermek, somurtmak. (TDK, ADS) 161. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Alookenin cibergen Tizelik ala köödök Ala köödön / Ala köödök: degen ala köödök baatırı… Maktançaak, kurulay küülöngön, ceñil münöz. (s. 68) (Osmonova, 2001: 39) (Alooke’nin gönderdiği Tizelik adlı zevzek bahadırı (Ala gövde/Safderun; sagdil; …) terelelli, Caka satan: Övünmeyi seven, boş yere taşkınlık eden, hafif düşünceli.) (Nurmatov, 2008: 76) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Alevke’nin gönderdiği zevzek --- Tizelik adlı zevzek bahadır… (s. 120) 162. 141 Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Alooke buga kım dedi. (s. 70) kım de- Kım dey tüşüü / Cım dey tüşüü: İştin oñtoyu kelgenine, (Alevke buna içinden oylogonunday bolo kalganına sevindi.) astırtan kımıldap süyünüü, kubanıp ketüü. (Osmonova, 2001: 200) (Rahat bir nefes almak: İşin iyi bir sonuç verildiğine, düşündüğü gibi zuhur etmesine içten içe sevinmek, gururlanmak.) (Nurmatov, 2008: 310) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Alevke buna karşı gelmedi. karşı gelme-31 (s. 123) 163. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …kirerge cer tappay kayra kirerge cer tappa- Kirerge cer tappoo: Bir nerseden katuu korkkonduktan ce ayabay 31 “Kım de-” deyimi görüldüğü gibi “işin istediği gibi gitmesine sevinmek, planladığı gibi sonuç görmeye sevinmek” anlamlarına gelmektedir. Çeviride ise “karşı gelme-” olarak aktarılmıştır. Başka söyleyişle çeviri deyimin anlamına yakın gelmemektedir. 142 kayttı. (s. 70) uyalgandıkatn emne kıların bilbey kaluu, aylası ketüü. (… girmeye delik bulamayıp geri çekildi.) (Osmonova, 2001: 265) (Girmeye yer bulamamak/Saklanacak yer bulamamak: Bir şeyden çok korktuğundan veya utandığından ne yapacağını bilemeyip afalamak, çaresi tükenmek.) (Nurmatov, 2008: 398) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …sığınacak yer bulamadan sığınacak yer kaçtılar. (s. 124) bulama- 164. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …başıña akır zaman salam. akır zaman Akır zaman: Katuu kıyınçılık, oorçuluk, ötö oor, kıyın-kıstoo (s. 71) abal. (Osmonova, 2001: 38) (… başına kıyamet (Ahır zaman; Cehennem azabı: düşürürüm.) Çok müşkül bir durum, güçlük, çok zor, çetin bir durum.) (Nurmatov, 2008: 73) Türkiye Türkçesi 143 Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …başını kıyamete kıyamete gönder- göndereceğim. (s. 125) 165. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …bizdi közünö ilbey… közünö ilbe- Közgö ilböö: Teñine alboo, kişi katarına körböö, togotpoo, (s. 71) özünön başkalraga maani berböö, (…bizi küçümsüyor…) teñsinböö. (Osmonova, 2001: 289) (Göze almamak/Değer vermemek: Denk görmemek, adamdan saymamak, küçümsemek, kendinden başkasına önem vermemek, kale almamak.) (Nurmatov, 2008: 431) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …bizi hiçe sayıp… (s. 126) hiçe say- hiçe saymak (indirgemek): önemsememek, önem vermemek. (TDK, ADS) 144 166. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …kırgızdın atasın taanıtalı. atasın taanıt- Atasın taanıtuu / Akesin taanıtuu: Esine kelgidey kılıp katuu (s. 71) cazaloo, iyge keltirüü, körgülüktü (…Kırgızların gününü körsötüü, teske saluu. gösterelim.) (Osmonova, 2001: 32) (Ağabeyini tanıtmak/Gününü göstermek: Aklı başına gelinceye kadar cezalandırmak, yumuşatmak, gününü göstermek, yola getirmek.) (Nurmatov, 2008: 63) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …Kırgızlara efendi kimmiş efendi kimmiş (birine) haddini bildirmek: sert tanıtalı. (s. 126) tanıt- bir karşılıkla uslandırmak, yola getirmek, cezalandırmak. (TDK, ADS) 167. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Kıtaydan kaçkan kaçaktı tıypıl kıl- Tıypıl kıluu: Eç nersesin kaltırbay 145 tıypıl kılalı. (s. 71) taptakır cok kılıp taştoo, cılan sıypaganday kıluu. (Çinden kaçan kaçağı yerle bir edelim.) (Osmonova, 2001: 456) (Yerle bir etmek: Hiçbir şey bırakmayıp tamamen yok etmek, bomboş bırakmak.) (Nurmatov, 2008: 640) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı --- (s. 126) --- yerle bir etmek: temeline kadar yok etmek, tahrip etmek. (TDK, ADS) 168. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Tilimdi al, ata, tilimdi al… til al- Til aluu: Aytkanga könüü, makul boluu. (s. 71) (Osmonova, 2001: 441) (Laf dinlemek: Söyleneni yapmak, ikna etmek.) (Nurmatov, 2008: 620) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki 146 Kullanımı Beni dinle babacığım, beni dinle- laf dinlemek / söz dinlemek: dinle… (s. 126) (birinin) sözüne gelmek: sonunda birinin söylediğini kabul etmek. (TDK, ADS) 169. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …közünün caşı köl bolup… közünün caşı köl Közünün caşı on talaa: Köz caşın bol- tıya albay, botodoy bozdoo, (s. 72) ayabay ıylagan abalda degen (…gözünün yaşı göl olup…) maanide. (Osmonova, 2001: 303) (Gözünün yaşı on tarla/Gözyaşı sel olmak: Gözünün yaşın dindiremeden deve yavrusu gibi ağlamak, çok ağlar durumda, anlamında.) (Nurmatov, 2008: 449) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …gözlerinden yaş gözlerinden yaş gözyaşına boğulmak: çok akıtarak… akıt- ağlamak. (TDK, ADS) 170. Kırgız Türkçesi 147 Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …suu cürök Şooruk… suu cürök Suu cürök: Korkok, kayratsız, suu cürök. (s. 73) (Osmonova, 2001: 422) (…korkak Şooruk…) (Su yürek: Korkak, güçsüz, ödlek.) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …korkak Şooruk… korkak kendi gölgesinden korkmak: çok korkak olmak, bir sakınca söz (s. 129) konusu olmayan işlere girişmekten bile korkmak. (TDK, ADS) 171. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Şooruk han kan cütkürüp… kan cütkür- Kan cötkürtüü / Kan cütkürtüü: Oozu murdunan kan ketkidey (s. 73) abalga cetkizip, katuu kıynoo, (Şooruk han kan kusarak…) azap tarttıruu. (Osmonova, 2001: 242) (Kan tükürtmek: Agzından- burnundan kan akacak duruma getirip, cok zorlamak, azap 148 cektirmek.) (Nurmatov, 2008: 365) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Şooruk Han kan kusup… kan kus- kan kusmak: çok eziyet çekmek. (Aksoy, 1995: 906) 172. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Beliñdi aldırsañ da, eliñden belin aldır- Bel aldıruu: Moyun sunuu, baş birotolo ayrıla eleksin. (s. 73) i y u u . ( O smonova, 2001: 93) (Başını eğdiysen de, (Bel Aldırmak/Boyun eğmek: halkından daha ayrılmadın.) Boyun eğmek, baş eğmek.) (Nurmatov, 2008: 157) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Düşmana yenilip halkından düşmana yenil-32 boyun eğmek: isteyerek veya tamamen ayrılmıştın. istemeyerek uymak, katlanmak. 32 “Bel aldır-” deyimi geçen cümle çeviride yanlışlık içermektedir. Kaynak metinde “-Han ata! Mından caman azapka çıdagan can eleñ! Beliñdi aldırsan da, eliñden birotolo ayrıla eleksiñ. Kayrat kıl!” (-Han baba! Bundan daha ağır azaplara dayanmıştın! Başını eğmişsen de, halkından daha tamamen ayrılmadın. Dayanıklı ol!) Çeviride ise “Han baba! Bundan da ağır azaplara dayanmıştın! Düşmana yenilip halkından tamamen ayrılmıştın. Kendine gel!” Görüldüğü gibi “eliñden birotolo ayrıla eleksiñ” (halkından daha tamamen ayrılmadın) kısmı yanlış “halkından tamamen ayrılmıştın” olarak hatalı çevrilmiştir. 149 (s. 129) (TDK, ADS) 173. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …kızdarga suk artıştı. suk art- Sugu tüşüü: Köz artuu, kandaydır caman niyeti taasir etüü. (s. 74) (Osmonova, 2001: 421) (…kızlara göz diktiler.) (Nazar etmek: Göz dikmek, ne zamandır besledigi kötü niyeti tesir etmek.) (Nurmatov, 2008: 593) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …kızları birbirinden kıskan- kıskandılar. (s. 131) 174. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Kim tübüñö cetti? (s. 75) tübüñö cet- Tübünö cetüü: Kıyın abalga duuşar kıluu, camandık kıluu, (Kim sana kötülük etti) kırsıkka ucuraşına, kızmattan tüşüşünö, uyat boluşuna c.b. sebepçi boluu. (Osmonova, 2001: 454) 150 (Dibine yetmek/Kökünü kazımak: Zor duruma bırakmak, kötülük etmek, belaya bulaşmasına, makamından ayrılmasına, rezil olmasına sebep olmak.) (Nurmatov, 2008: 638) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Kökünü kim kazdı? kökünü kaz- kökünü kazımak: bir daha yürüyemez duruma getirmek, hiçbir kalıntısını bırakmamak, yok etmek. (TDK, ADS) 175. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Akılım ayran, atake. (s. 75) akılı ayran bol- Akılı ayran boluu: Emne kıların bile albay, emne ekenin tüşünö (Şaşırdım, babacığım.) albay, başı mañ bolgon abalda kaluu. (Osmonova, 2001: 37) (Aklı hayran olmak/Hayretler içinde kalmak; Aklı durmak: Ne yapacağını şaşırıp, kafası kaza olmak.) (Nurmatov, 2008: 72) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki 151 Kullanımı Şaşırıyorum, babacığım şaşır- aklı başından gitmek: çok sevinçten veya çok korkudan ne (s. 132) yapacağını şaşırmak. (TDK, ADS) 176. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Koñurbay eki tizgin bir eki tizgin bir çılbır Eki tizgin bir çılbır: Biylik, toluk çılbırdı algan soñ… başkaruuçuluk. (s. 76) (Osmonova, 2001: 506) (Konurbay idareyi eline (İki Dizgin, Bir yular/İpler elinde aldıktan sonra) olmak: İdare, tam hâkimiyet.) (Nurmatov, 2008: 700) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Kongurbay dizginleri eline dizginleri eline al- dizginleri (dizginlerini) ele alıp… (s. 134) almak: yönetimi eline geçirmek. (TDK, ADS) 177. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …közdön kayım boldu. közdön kayım bol- Közdön kayım boluu: Tez ele, bir 152 (s. 76) zamatta cok bolo tüşüü, körünböy kaluu. (Osmonova, 2001: 291) (…gözden kayboldu.) (Gözden kaybolmak: Tezden, hemen yok olmak, görünmemek.) (Nurmatov, 2008: 433) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …gözden kayboldu. gözden kaybol- gözden kaybolmak: ortadan çekilmek veya görünmez olmak, (s. 135) kaybolmak. (TDK, ADS) 178. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …bir oozdon aytıştı (s. 78) bir oozdon Bir oozdon: Büt, bardıgı, tegiz bir kişidey bolgon. (Osmonova, 2001: 108) (Bir ağızdan: Hepsinin düşüncesi, fikirleri aynı olmak, bir birine destek çıkmak.) (Nurmatov, 2008: 177) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı 153 …bir ağızdan şöyle bir ağızdan bir ağızdan: hepsi seslerini, dediler… (s. 138) sözlerini birleştirerek, hep birden. (Aksoy, 1995: 641) 179. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı -Caş asker başı een baş een baş Een baş: Beybas, tartipsiz, adebi eken… (s. 78) cok, adep saktabagan. (Osmonova, 2001: 518) (-Genç asker başı başkasını (Başına buyruk: Yaramaz, dinlemeyen biriymiş…) disiplinsiz, edepsiz, edepli davranamayan.) (Nurmatov, 2008: 713) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Genç komutan dik kafalı dik kafalı dik kafalı: inatçı, büyüklerinin biriymiş… (s. 139) sözüne uymayan. (Aksoy, 1995: 718) 180. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı İçmekeyi içinde, buzukunun içmekeyi içinde İçmekeyi içinde: Kılık-coruktarı, dal özü. bolgon önörlörü icinde katıluu, 154 (s. 78) kılgan işteri, oy-pikiri kupuya. (Mahareti içinde, niyeti (Osmonova, 2001: 225) bozuğun ta kendisi.) (Mahareti içinde/İçinde saklı olmak: Huyu, olan hünerleri icinde saklı, yaptıgı işler, düşüncesi saklı.) (Nurmatov, 2008: 341) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı --- niyeti bozuğun ta kendisi. --- (s. 139) 181. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …kabagı karış salınıp… kabagı karış salın- Kabagı karış salınuu: Kapalanuu, kaygıruu, ubayım tartuu. (s. 79) (Osmonova, 2001: 230) (Kabagın Karış Salmak/Kaşını çatmak – Yüzünü asmak: Üzülmek, kaygılanmak, hasretini çekmek.) (Nurmatov, 2008: 348) Türkiye Türkçesi 155 Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …suratı asık bir halde… suratı asık surat asmak: kaşlarını çatıp yüzüne küskün veya dargın bir (s. 139) anlam vermek, somurtmak. (TDK, ADS) 182. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …köz açıp cumgança köz açıp cumgança Köz açıp cumgança: Bir zamatta, kögüçkön bolup uçup ketti. bir pasta, arıdan-beri, oto tez, daroo. (s. 80) (Osmonova, 2001: 282) (…göz açıp kapayıncaya kadar güvercin olarak uçup (Göz açıp kapayınca kadar: gitti.) Hemen, aniden, hemencecik, çarçabuk, tez.) (Nurmatov, 2008: 422) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …göz açıp kapayıncaya göz açıp göz açıp kapayıncaya kadar (göz kadar kayboldular. kapayıncaya kadar yumup açıncaya kadar): çok kısa bir zamanda. (Aksoy, 1995: 806) 183. 156 Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …cürögü opkolcup… cürögü opkolcu- Cürögü opkolcuu: Kandaydır bir camançılıktı, caman kabardı (s. 80) sezgendey, özunön-özu (…heyecanlanıp…) kooptongondoy, sestengendey abalda bolup, tınçı ketüü, toktono albay korko berüü, sanarkoo. (Osmonova, 2001: 189) (Yüreği kararmak: Bir çeşit kötülügü, kötu haberi hissetmiş gibi, durduk yerden endişelenmiş gibi, korkmuş gibi huzuru kaçmak, kendini tutamayıp korkmaya devam etmek, kara kara düşünmek.) (Nurmatov, 2008: 295) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …kalbi çarpıp… (s. 142) kalbi çarp- yüreği kabarmak: içi sıkıntı ile dolup derin soluk alma gereğini duymak. (TDK, ADS) yüreği çarpmak: merak, kaygı, korku, heyecan vb. duygularla tedirgin olmak, huzursuz olmak. (TDK, ADS) 157 184. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …boyu balkıp… (s. 80) boyu balkı- Boyu balkuu / Boyu cibüü: Kandaydır bir nersege ıraazı (…vücudu gevşedi..) bolgondoy ergip, dene boyu cazıla tüşüü, elciröö, süyünüü. (Osmonova, 2001: 118) (Gevşemek: Sanki bir şeye memnun olmuş gibi rahatlayıp, tüm vücudu gevşemek, yayılmak, sevinmek.) (Nurmatov, 2008: 190) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … vücudu gevşedi… vücudu gevşe- yüreği rahatlamak: üzüntü ve kaygısı azalmak, kalmamak. (s. 142) (TDK, ADS) 185. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …cumuray curtka emes… cumuray curt Cumuray curt: Büt el, eldin bardıgı, kalayık kalk. (s. 81) 158 (…tüm halka değil…) (Osmonova, 2001: 181) (Bütün halk: Tüm halk, halkın hepsi, millet.) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …bütün ahaliden değil… bütün ahali (s. 143) 186. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Atama sözüm ötpödü. (s. 81) sözü ötpö- Sözü ötüü: Biröögö kayrılıp aytkan kebi, ötünüçü, suroosu (Babama sözüm geçmedi.) kabıl boluu, özünün aytkanına başka biröönü köndürüü, makul kıluu, til aldıruu. (Osmonova, 2001: 419) (Sözü geçmek: Başkasından istediği şey, ricası, isteği kabul olmak; kendi dediğine başka birini ikna etmek, kabul ettirmek, laf dinlettirmek.) (Nurmatov, 2008: 591) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki 159 Kullanımı --- (s. 144) ---33 (birine veya bir şeye) söz geçirmek: söylediğini, istediğini, yaptırmak. (TDK, ADS) 187. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Esenkandan nazarım sındı. nazarı sın- Nazarı sınuu: Köñülü kaluu, şagı sınuu, köönü kaluu. (s. 81) (Osmonova, 2001: 371) (Esenhan’dan soğdum) (Bakışı Kırılmak/Gönlü soğmak: Gönlü kalmak, şevki kırılmak.) (Nurmatov, 2008: 534) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Esen Handan gönlüm soğdu. gönlü soğ- gönlü kırılmak: üzülmek, incinmek, yerinmek. (s. 144) (TDK, ADS) 188. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı 33 Deyim geçen cümle çevrilmemiştir. 160 …özüñdün şoruñdu da şorun kaynat- Şorun kaynatuu: Azap tartuu, kaynatam. (s. 81) kırsıkka, baktısızdıkka uçuroo, katuu kıynaluu. (…senin de başını derde sokacağım.) (Osmonova, 2001: 494) (Canı kaynamak/Kan ağlamak: Azap çekmek, felakete, talihsizliğe uğramak, çok zorlanmak.) (Nurmatov, 2008: 686) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı … seni de derde sokacağım. derde sok- Başını derde sokmak: Sıkıntılı bir duruma girmek veya getirilmek. (s. 144) (TDK, ADS) 189. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Almambet karan kılar kişi candan tüñül- Candan tüñülüü: Ölöt ekenmin cok, candan tüñülüp… dep oyloo, caşoodon ümüt üzüü, abdan korkuu. (s. 83) (Osmonova, 2001: 149) (Almambet arka tutar kişisi yok, canından vazgeçip…) (Candan geçmek/Canından vaz geçmek: Öleceğim diye düşünmek, hayattan bir şey beklememek, cok korkmak.) 161 (Nurmatov, 2008: 235) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Almambet yardıma yetişecek hayatından umudunu kesmek: artık olacağını kimse olmadığı için umudunu kes- beklememek. (TDK, ADS) hayatından umudunu kesmişti. (s. 146) 190. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …topoloñun toz kılıp… topoloñun toz kıl- Topoloñu toz boluu: Azıp-tozup daynı çıkpay ketüü, çaçılıp, (s. 83) bülüngon abalga kelüü, (…tozu dumana karıştırıp…) talkalanuu, kıyroo. (Osmonova, 2001: 449) (Toza dumana karışmak: Dağılıp ortadan kaybolmak; dağılıp, yıpranmış duruma gelmek; dağılmak, yıkılmak.) (Nurmatov, 2008: 629) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Tozu dumana katarak… tozu dumana kat- tozu dumana katmak: ortalığı 162 (s. 148) altüst etmek. (TDK, ADS) 191. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …kabırgası sögülüp… kabırgası sögül- Kabırgası sögülüü: Ayabay canı burkurap turdu. (s. 83) a ç uu, zeeni keyüü, katuu kapalanuu. (…canı acıyıp… ağlıyordu.) (Osmonova, 2001: 232) (Kaburgası sökülmek/İçi parçalanmak: Çok canı acımak, içi yanmak, çok fazla üzülmek.) (Nurmatov, 2008: 350) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı İçi sızlayan… (s. 148) içi sızla- canı yanmak: çok acı duymak. (TDK, ADS) 192. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …kara kıldı kak carıp, kalıs kara kıldı kak car- Kara kıldı kak cargan: Bardıgına çeçet. (s. 84) birdey kalıstık kılgan, eç kimge can tartpagan. (…herkese eşit davranıp, adaletli.) (Osmonova, 2001: 251) 163 (Kara kılı kak yaran/Kılı kırk yaran: Herkese aynı derecede eşit davranan, hiç kimsenin tarafını tutmayan.) (Nurmatov, 2008: 377) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …meseleyi adil bir şekilde adil kılı kırk yarmak: titiz ve ayrıntılı çözüyordu. (s. 149) bir biçimde incelemek, önemle üstünde durmak. (TDK, ADS) 193. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …Kökçö menen ortosuna ot cak- Ortosuna ot caguu / Arasına ot Almambettin ortosuna ot caguu: Arazdastıruu, birin birine cagıştı. (s. 84) caman körgözüü, kayraştıruu. (…Kökçö ile Almambet’in (Osmonova, 2001: 48) araların açtılar.) (Arasına ateş yakmak/Ara bozmak, Aralarını açmak: Kavga çıkartmak, birbirine düşürmek, kışkırtıp körüklemek.) (Nurmatov, 2008: 91) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki 164 Kullanımı Kökçö ile Almambetin arasını aç- arasını (aralarını) açmak arasını açtılar. (s. 149) (bozmak): iki kişi arasındaki dostluğu, ilişkiyi bozmak. (TDK, ADS) 194. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …Akerkeç ala cipti attadı… ala cipti atta- Ala cipti attoo: Ayalınan (küyöösünön) başka ayalzatına ( s. 84) (erkekke) köñül koyuu, başka (…Akerkeç kocasını biröö menen boluu. aldattı…) (Boobekova, 2013: 20) (Ala ipi atlamak: Karısından (kocasından) başka kadında (erkekte) gönlü olmak, başkasıyla olmak.) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …Ak-Erkeç namussuzluk namussuzluk et- boynuz dikmek: kadın başka edip yanına erkek aldı. erkekle ilişki kurarak kocasını aldatmak. (TDK, ADS) (s. 149) 195. Kırgız Türkçesi 165 Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …sözümdü cerge kaltırba… sözün cerge Sözün cerge kaltırboo/taştaboo: kaltırba- Biröönü kadırloo, sıyloo (s. 84) maksatında anın aytkan-degenin (…dediklerimi dinle…) orundatıp, tapşırganın atkarıp turuu. (Osmonova, 2001: 418) (Sözü yere düşmemek: Birine değer vermek, hürmet etmek amacıyla onun dediklerini yapıp, verdiği emirleri yerine getirmek.) (Nurmatov, 2008: 591) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …sözümü unutma. (s. 149) s ö z ü n ü u n u t m a- 196. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …canı cay tappadı… canı cay tappa- Canı cay tappoo: Canı keyip abdan katuu kıynaluu, tınçı ketip (s. 86) aldastoo. (…canı rahat olmadı…) (Osmonova, 2001: 151) (Canı yer almamak/Canı rahat etmemek: İçi parçalanarak çok zorlanmak, rahatı kaçıp mutsuz olmak.) 166 (Nurmatov, 2008: 237) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …gönlü huzur bulmadı. gönlü huzur bulma- (s.152) 197. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Bizdin salttı bilet eken dep içi cılı- İçi cıluu: Iraazı boluu, köñülü oturgandardın içteri cılıy cibüü, cakşı korüü, imerilüü. tüştü. (s. 87) (Osmonova, 2001: 216) (Bizim adetleri biliyormuş (İçi ısınmak: Memnun kalmak, diye oturanların içi ısındı.) gönlü yumuşamak, sevmek, meyletmek.) (Nurmatov, 2008: 330) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Almambet’in Kırgızların şaşırt-34 içi ısınmak: hoşlanmak, sevmek. 34 “İçi cılı-” deyimi birisinin yaptıklarına veya dediklerine memnun olmak, hoşlanmak anlamına gelmektedir. Çeviride ise bu deyim “şaşır-” eylemiyle karşılanmıştır. Cümle içinde “Bizdin salttı bilet eken dep oturgandardın içteri cılıy tüştü.” (Bizim adetleri biliyormuş diye oturanların içi ısındı) cümlesi 167 adetlerini biliyor olması (Türkçe Sözlük, 2005: 927) oturanları şaşırttı. (s. 154) 198. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Kurgan başımdan oomal- oomal-tökmöl Oomal-tökmöl düynö: Birde bar, tökmöl düynö ottü. (s. 88) d ü y n ö birde cok, öydö-tömön, caman cakşı bolo bere turgan caşoo, (Azaplı başımdan iyi kötü abal, turmuş tiricilik. geçti) (Osmonova, 2001: 391) (İnişli çıkışlı dünya: Bazen var, bazen de yok; inişli-çıkışlı, iyi kötü olan hayat, durum, yaşantı. (Nurmatov, 2008: 555) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Çok değişik şeyler yaşadım. çok değişik şey (s. 157) 199. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı içinde geçmektedir. Çeviride bu cümle “Almambet’in Kırgızların adetlerini biliyor olması oturanları şaşırttı.” olarak aktarılmıştır. 168 Eköö teñ sogonçogun sogonçogu Sogonçogun kanaboo: Takır kanatpadı… (s. 90) kanaba- töröböö, bala körböö. (Osmonova, 2001: 416) (Tabanı Kanamamak/ Doğurmamak: Hiç doğurmamak, çocuk sahibi olmamak.) (Nurmatov, 2008: 587) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı İkisi de doğurmadılar… doğurma- (s. 160) 200. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Manas murutunan murutunan cılmay- Murutunan cılmayuu: Ün cılmayıp… (s. 91) çıgarbay, bolor-bolbos külümsüröp koyuu. (Manas bıyık altından gülerek…) (Osmonova, 2001: 367) (Bıyık altından gülmek: Ses çıkarmadan, olur olmaz gülümsemek.) (Nurmatov, 2008: 529) Türkiye Türkçesi 169 Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …Manas gülümseyerek… gülümse- (s. 163) 201. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …Atemir handın çay kaynam Çay kaynam: Ançalık köp emes, aytkandarınan üç ese köp uzak emes ubakıt. mal çay kaynamda tabıldı. (Osmonova, 2001: 472) (s. 92) Cay kaynamlık (zaman): Çok (…Atemir hanın söylediği değil, uzun bir zaman degil. hayvanların üç katı çay (Nurmatov, 2008: 657) kaynam süresinde bulundu.) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …Atemirin söylediğinden üç --- kat fazla hayvan --- bulundu. (s. 164) 202. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …altımış miñ Keyip şaarının başı mañ bol- Başı mañ boluu: Aylası ketüü, 170 kaklı başı mañ boldu. emne kıların bile albay başı katuu. (Osmonova, 2001: 84) (s. 92) (Başı dara düşmek: Çaresi (…altmış bin Keyip şehrinin tükenmek, ne yapacağını halkı ne yapacağını bilemeyip, başı sıkışmak.) şaşırdılar.) (Nurmatov, 2008: 144) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …altmış bin Keyipli şaşakal- aklı durmak: düşünemez bir şaşakaldı. duruma gelmek, şaşırmak. (TDK, ADS) 203. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …Sanirabiyga köñülü köñülü bülün- Köñülü bülündü boluu: Bir bülünüp… ün debedi. nerseden sanaası tınbaganday, sarı sanaa bolgondoy, tınçı (s. 93) ketkendey abalda boluu. (…Sanirabiyga’nın içi rahat (Osmonova, 2001: 312) olmayıp… ses katmadı.) (Gönlü bölünmek/Aklı orda olmak; İçi rahat olmamak: Bir şeyden dolayı düşünceli olmak, endişe duymak, huzuru kaçmış durumda olmak.) (Nurmatov, 2008: 459) 171 Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …Sanirabiyga’nın dikkati dikkati dağıl- endişeye düşmek: tasaya dağıldı… ses çıkaramadı. kapılmak, kaygılanmak. (s. 166) (TDK, ADS) 204. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …curttun barısın küm-cam küm-cam kıl- Küm-cam kıluu: Cok kıluu, kılıp catat… (s. 94) cogotuu, öltürüü, közün tazaloo. (…önüne çıkanı yok (Osmonova, 2001: 338) ediyor…) (Paramparça etmek: Yok etmek, ortadan kaldırmak, öldürmek, cezasını vermek.) (Nurmatov, 2008: 492) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı --- ---35 darmadağın etmek: dağıtmak, karıştırmak. (TDK, ADS) 205. 35 “küm-cam kıluu” deyimi geçen cümle çeviride bulunmamaktadır. 172 Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …sırtın saldı. (s. 96) sırtın sal- Sırtın saluu: Caktırbaganday, taarınganday tür körsötüü, cakşı (…sırt çevirdi.) mamile kılboo, süylöşküsü kelbegendey murçuyup koyuu. (Osmonova, 2001: 426) (Sırtını dönmek: Hoşlanmamış gibi, küsmüş gibi tavır sergilemek, iyi davranmamak, konuşmak istemiyormuşçasına yüz vermemek.) (Nurmatov, 2008: 600) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …sırt çevirdi. (s. 172) sırt çevir- sırt (sırtını) çevirmek: bir şeye veya birine önem vermemek. (TDK, ADS) 206. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Çekeme çiyip koygonsup… çekege çiy- Mandayga cazuu: Tagdır buyuruu, başka kelüü, tuş boluu. (s. 97) (Osmonova, 2001: 359) (Kaderime yazılmış gibi…) 173 (Alına yazılmak: Kaderde olmak, başa gelmek, karşılaşmak) (Nurmatov, 2008: 519) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Alnıma yazılmış gibi… alnına yazıl- alın yazısı: talih, kader, yazısı. (s. 172) (Aksoy, 1995: 562) 207. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Anday sözdü oozuña alba. oozuna alba- Oozuna alboo: Kep kılboo, eç nerse deböö, esteböö, eskerip da (s. 97) koyboo. (Osmonova, 2001: 382) (Öyle deme.) (Agzına almamak: Söz etmemek, hiçbir şey dememek, aklına bile getirmemek, hiç anmamak.) (Nurmatov, 2008: 548) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Öyle söyleme… (s.172) söyleme- ağza almamak: anmamak, sözünü etmemek. (TDK, ADS) 208. 174 Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …kara dalı… (s. 97) kara dalı Kara dalı: Turmuşka çıgar maalınan ötüp kalgan, caşı ötüp (…evde kalmış…) ketken kız. (Osmonova, 2001: 248) (Kara omuz: Kocaya varacak zamanı geçen, yaşı bayağı ilerlemiş kız.) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı --- (s. 172) --- evde kalmak: kızın evlenme çağı geçmiş olmak. (TDK, ADS) dünya evine girmemiş: hiç evlenmemiş.(Doğanay, 1972: 97) 209. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Atemir han Sanirabiyga et bışım Et bışım: Et bışkançalık, bolcol kızdın nökörlörü menen et menen alganda eki saatçalık bışım süylöştü. (s. 97) u b a k ı t . ( O s m o n o v a , 2001: 513) (Atemir han Sanirabiyga (Et pişim zamanı: Etin piştiği kızın hizmetçileriyle yaklaşık kadar, yaklaşık iki saatlik iki saat konuştu.) zaman.) 175 Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Atemir Han Sanirabiyga bir süre --- kızın hizmetçileriyle bir süre konuştu. (s. 173) 210. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı ...Aruuke Almambetke moyun sun- Moyun sunuu: Aytkanına, tiymekke moyun sundu. koygon talabına makul boluu, baş iyüü, könüü, karşılık körsötpöö. (s. 97) (Osmonova, 2001: 364) (…Aruuke Almambet ile evlenmeye ikna oldu.) (Boyun sunmak/Boyun eğmek: Dediğine, talebine ikna olmak, baş eğmek, alışmak, karşılık göstermemek.) (Nurmatov, 2008: 526) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …Aruuke Almambet’e ikna ol- boyun eğmek: isteyerek veya varmaya ikna olarak. istemeyerek uymak, katlanmak. (s. 173) (TDK, ADS) 176 211. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …baş koşkon kırk çoro… baş koş- Baş koşuu: Üylenüü, turmuş kuruu. (Osmonova, 2001: 77) (s. 98) (Başını birleştirmek: Evlenmek, (…evlenmiş kırk çora…) (birlikte) hayat kurmak.) (Nurmatov, 2008: 134) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı --- (s. 174) ---36 212. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …ay talaaga at argıtıp ay talaa Ay talaa: Een catkan, el cürüştü. caşabagan cer, aymak, elsiz meykindik. (s. 98) (Osmonova, 2001: 30) (…bozkırda at koşturdular) (Ay tarla / Bokır: Issız, boş yer, 36 “Baş koş-” deyimi geçen cümle çeviride biraz fark ile aktarılmıştır. Kaynak metinde “Manas baştap baş koşkon kırk çororgo nike kıyıldı.” (Manas başta olan evlenmiş kırk çoraya nikâh kıyıldı.) cümlesi hedef dile “Manas’ın idaresindeki ---kırk çoraya nikâh kıyıldı.” biçiminde aktarılmıştır. Asıl metindeki “Manas baştap” kısmı görüldüğü gibi “Manas’ın idaresindeki” olarak aktarılmıştır, oysa doğrusu Manas başta olarak, yani kırk çora içinde Manas’ın da bulunmakta olduğu denilmek istenmiştir. Cümlede geçen, “evlenmek” anlamına gelen, “baş koşuu” deyiminin ise yeri boştur. 177 arazi, bölge, insan yaşamayan mekan.) (Nurmatov, 2008: 59) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı --- ---37 213. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …kara boor bolup kalgan kara boor Kara boor: Bölök ösüp, özünün eken… (s. 99) tuugan-tuuşkandarına kaydıger bolup kalgan. (…kardeşlikten uzaklaşmışlar.) (Osmonova, 2001: 248) (Kara ciğer (Yakınlarına karşı soğuk): Ayrı büyüyerek, akrabalarına ilgisiz davranan.) (Nurmatov, 2008: 374) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …bizden uzakta büyüdüler… uzakta büyü- (s. 177) 37 Deyimın karşılığı çeviride bulunmamaktadır. 178 214. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …kara taşı koynynda… kara taşı koynynda Kotur taşı koynunda: Caman oyluu, içi aram, biröögö (s. 99) camandık kılayın degen niyeti (… kötü niyeti içinde…) bar, buzukuluk oyu bar. (Osmonova, 2001: 280) (İnsanın alacası içinde olmak: Art niyetli, kötü düşünceli, birine kötülük yapma niyeti var, oyunbozan düşünceleri var.) (Nurmatov, 2008: 420) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …saman altından su saman altından su saman altından su yürütmek: yürütenler… (s. 177) yürüt-38 belli etmeden iş çevirmek, ortalığı karıştırmak. (TDK, ADS) içi kan kuyusu: hep kötülük düşünür. (Aksoy, 1995: 869) içinden pazarlıklı: öfkesini, kinini içinde saklayan, yapacağı 38 Asıl metindeki “kara taşı koynunda” deyim karşılığında “içi kan kuyusu”, “içinden pazarlıklı” deyimleri de kullanılabilir. Bu deyimler de anlam açısından kaynak metindeki deyimle aynıdır. 179 kötülüğü kimseye sezdirmeyen. (Aksoy, 1995: 869) 215. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Tilin algıla. (s. 100) til al- Til aluu: Aytkanga könüü, makul boluu. (Sözünü dinleyin.) (Osmonova, 2001: 441) (Laf dinlemek: Söyleneni yapmak, ikna olmak.) (Nurmatov, 2008: 620) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Sözümü dinleyin.39 (s. 179) söz dinle- laf dinlemek / söz dinlemek: Söylenen bir sözü, verilen bir öğüdü benimsemek, davranışlarını bunlara uydurmak. (TDK, ADS) 216. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı 39 Bu cümlede isim tamlama eki asıl metinde 3. teklik kişi iyelik eki ile yapılmıştır. “Tilin algıla” (Sözünü dinleyin); çeviride ise, görüldü gibi, “Sözümü dinleyin” olarak 1. tekilk kişi iyelik eki ile karşılanmıştır. 180 İçine kir saktabagan… içine kir İçine kir saktabagan: Camandık, Manas (s. 101) saktabagan aramdık oylobogon, kekçil emes. (Kinci olmayan… Manas) (Osmonova, 2001: 219) (İçine kir saklamayan/Kin gütmeyen: Kötülük, art niyet düşünmeyen; kinci olmayan.) (Nurmatov, 2008: 334) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Temiz… Manas (s.180) temiz 217. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …közdörü ala çakmaktap… közü ala Közü ala cakmak boluu: Közu çakmakta- tunaruu, köñülü karangılap ımır (s. 102) çımır bolo tüşüü, közünö eç nerse (…gözleri kararıp…) körünböy kaluu. (Osmonova, 2001: 292) (Gözleri ala çakmak olmak/Gözü kararmak: Gözü kararmak, gözleri bulanmak, gözü hiçbir şey göremez olmak.) (Nurmatov, 2008: 434) Türkiye Türkçesi 181 Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …gözleri karardı. (s. 181) gözleri karar- gözü (gözleri) kararmak: başı dönmek, hafif baygınlık geçirmek. (TDK, ADS) 218. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …altı sanı aman turup, altı sanı aman Altı sanı aman: Deni sak, ooru- Kökçöközdön kaçkanına sırkoosu cok, küülüü küçtüü, keyip… (s. 102) alduu-küçtüü. (…sağlam olduğu halde (Osmonova, 2001: 45) Kökçököz’den kaçtığına (Altı bacağı sağ/Taşı sıksa üzülüp…) suyunu çıkarır; Eli ayağı tutmak: Sağlığı iyi, bir hastalığı yok, dirençli, güçlü.) (Nurmatov, 2008: 85) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı (…hemen yerinden kalkıp hemen yerinden eli ayağı tutmak: beden gücü Kökçögöz’den kaçtığına kalk-40 yerinde olmak. (TDK, ADS) 40 “Altı sanı aman” deyimi çeviride “hemen yerinden kalkmak” biçiminde karşılanmıştır. Fakat asıl metindeki deyimin anlamı birisinin bedenin sağlam olduğunu, bir eksikliğinin olmadığını göstermektir. Asıl metinde bu deyim geçtiği cümle şöyledir. “Manas batır altı sanı aman turup, Kökçöközdön kaçkanga keyip, oşondo Teñirge eçkirip, arman kıldı.” (Manas bahadır eli ayağı tuttuğu halde Kökçököz’den kaçtığına üzülüp, o anda hıçkırarak Tanrıya derdini döktü.) Çeviride ise “Bahadır Manas hemen yerinden 182 üzülüp…) (s. 182) 219. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …Manastın kırk çorosun cer cer cut- Cer cutkanday: İn-cinsiz, cutkanbı… (s. 102) dayınsız cogolgondoy, cer aldına batıp ketkendey. (…Manas’ın kırk yiğidini yer yutmuş mu…) (Osmonova, 2001: 165) (Yer yutmuş gibi/Yer yarılmış içine düşmüş gibi: İn-cin yok, gaibe karışmış gibi, yerin dibine düşmüş gibi.) (Nurmatov, 2008: 258) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …Manas’ın kırk çorasını yer yer yut- Yere batmak: Yok olmak. mi yuttu… (s. 183) (TDK, ADS) 220. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …kuyu buzuk Kökçököz… kuyu buzuk Kuyu buzuk: Niyeti buzuk, oyu kalkıp Kökçököz’den kaçtığına üzülüp Tanrıya yalvardı.” Bu sebeple asıl metindeki deyimin çevirisi deyimin anlamını karşılamamaktadır. 183 (s. 102) caman, aram oyluu. (…niyeti bozuk (Osmonova, 2001: 334) Kökçököz…) (Huyu bozuk: Niyeti bozuk, kötü düşünceli, art niyetli.) (Nurmatov, 2008: 488) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …huyu bozuk Kökçököz… huyu bozuk (s. 182) 221. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …ayılı kıysıpır tüşkön… kıysıpır tüş- Kıysıpır tüşüü: Emne kıların bilbey aldastap, şaşıp kaluu. (s. 102) (Osmonova, 2001: 346) (…avlu alt üst olmuş…) (Ne yapacağını şaşırmak: ne yapacağını bilememek, telaşa düşmek.) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …avlu alt üst olmuştu. alt üst ol- alt üst olmak: çok karışık duruma gelmek. (TDK, GTS) (s. 183) 184 telaşa düşmek: telaşlanmak. (TDK, ADS) 222. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …cekelep kol sala albay… kol sal- Kol saluu: Soguş açuu, uruş baştoo, basıp kirüü. (s. 103) (Osmonova, 2001: 272) (…tek başlarına saldıramayıp…) (El uzatmak / İşgal etmek: Savaş açmak, kavga başlatmak, aniden saldırmak.) (Nurmatov, 2008: 408) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …tek başlarına saldırmaya saldır- cesaret edemeden… (s. 183) 223. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …kuu kekirtek dalay cerge kuu kekirtek Kuu kekirtek: Tamagı caman, sekirtet… (s. 103) o zumçül, içip-cegendi cakşı körgön. (Osmonova, 2001: 332) (…boğazına düşkünlük birçok işler yaptırır…) (Boz gırtlak/Boğazına düşkün: 185 Yemege karşı zaafı var, bencil, yiyip içmeyi seven.) (Nurmatov, 2008: 486) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …nefis insanı bu yollara nefis boğazına düşkün: yemeyi içmeyi düşürür… (s. 184) çok seven, güzel yiyecekler arayan (kişi). (Aksoy, 1995: 653) 224. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …közü umaçtay açıldı… közü umaçtay açıl- Közu umaçtay açıluu: Canı sep aluu, tınçıy tüşüü. (s. 103) (Osmonova, 2001: 297) (…gözleri çakmak çakmak oldu…) (Gözleri fasulye gibi açılmak / Gözü açılmak: Rahatlamak, sükûnet bulmak.) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı 186 …gözlerini fal taşı gibi açtı. gözlerini fal taşı gözlerini fal taşı gibi açmak: gibi aç-41 şaşkınlıkla, hayretle bakmak. (s. 184) (TDK, ADS) 225. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Bulardın corugun körüp, cakasın karma- Cakasın karmanuu: Bir nersege okuyasın ukkan el cakasın ayabay tañ kaluu, ayran-tañ karmap, mındaydı pendege boluu, akılı ayran boluu. bere körbö dep tilendi. (Osmonova, 2001: 140) (s. 105) (Yakasını tutmak/Dudak ısırmak: (Bunların yaptıklarını gören, Bir şeye hayran olmak, çok ilginç duyan halk şaşkınlık içinde bulmak, aklı şaşmak.) böylesini insan başına (Nurmatov, 2008: 223) getirmesin diye dilendi.) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Bunların hâlini gören veya --- dudak ısırmak: hayrete, duyan halk --- Tanrı şaşkınlığa düşmek. (TDK, ADS) böylesini kimseye göstermesin diye dilekte bulundu. (s. 187) 41 “Közü umaçtay açıl-” deyimi Kırgız Türkçesinde iki anlam taşımaktadır: 1. Uykusu kaçmak, gözleri kocaman açılmak, uyanmak. 2. Rahatlamak, sükûnet bulmak. Burada ikinci manasında kullanılmıştır. Çeviride ise “gözlerini fal taşı gibi açmak” deyimi ile karşılanmıştır. Fakat bu deyim, Türkiye Türkçesinde sadece “şaşkınlıkla, hayretle bakmak” anlamların üstlendiği için asıl metindeki deyimi karşılamamaktadır. 187 226. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Körör kün, içer suum büttü. körör kün, içer Körör kün, içer suusu tügönüü: suusu büt- Ömürü, caşoo-tiriçiligi ayaktoo, (s. 107) künü bütüü. (Görecek günüm, içecek (Osmonova, 2001: 318) suyum tükendi) (Görecek günü, içecek suyu tükenmek: Ömrü, hayat mücadelesi bitmek, günü bitmek.) (Nurmatov, 2008: 468) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Görecek günüm, içecek görecek günü, vakti gelmek: ölmek üzere olmak, suyum tükendi. (s. 190) i ç e c e k suyu tüken- ö l ü m ü y a k l a ş m a k. (TDK, ADS) 227. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …oozunan kök tütün bur oozunan kök tütün Oozunan kök tütün burkuroo: etti… (s. 107) bur et- Katuu kaygıruu, küyünüü, muñkanuu, sızdoo ce ayabay eñsöö, köksöö. (…içi kan ağladı…) (Osmonova, 2001: 318) 188 (Ağzından mavi duman çıkmak/İçi kan ağlamak: Çok üzülmek, içi erimek, kederlenmek, sızlamak veya çok istemek, acısını çekmek.) (Nurmatov, 2008: 550) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Ağzından gök rengi duman ağzından gök rengi içi kan ağlamak: çok üzüntü çıktı… (s. 190) d u m a n ç ı k - duymak. (TDK, ADS) 228. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı ...komuzun kolgo alıp, caagın can- Caagın canuu: Meseldetip, caagın canıp, baydı birinçi kuyuluşturup köp süylöö, çeçen colu ır menen coktodu. süylöö, bezelenip tınbay ırdoo, sözü, ırı tügönböö. (s. 107) (Osmonova, 2001: 135) (…kopuzun eline alıp hiç durmadan [Kökötöy] bayı ilk (Çenesi durmamak: Güzel sözler defa şarkıyla yokladı.) katarak uzun uzun söylemek, ağzı laf yapmak, durmadan şarkı söylemek, sözü, şarkısı bitmemek.) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki 189 Kullanımı …kopuzunu eline aldı --- ve --- --- Kökötöy bayın ölümüne sagu söyledi. (s. 190) 229. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …buta atım cerden ökürgön buta atım Buta atımday: Buta koyulgan kişilerdin… (s. 108) cerge çeyinkidey aralık, caanın ogu cetkidey aralık. (…okun ulaştığı yerden ağlayarak gelen insanların) (Osmonova, 2001: 121) (Ok menzili kadar uzaklıkta: Bir sınır koyulan yere kadar mesafe, ok menzili kadar.) (Nurmatov, 2008: 195) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …çok uzak yerlerden gelip çok uzak yerler --- ağlamaya başlayan kişilerin… (s. 192) 230. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı 190 Tört tülügü şay bolgon… tört tülügü şay Tört tülügü şay: Telegeyi tegiz, bardıgı bar, şayma-şay, toluk, (s. 107) cetiştüü. (Osmonova, 2001: 452) (Rahat içinde olan…) (Canı rahat olmak: Hayatı huzur içinde, her şeyi var, rahat, her şeyi yeterli.) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Rahat içinde yaşayan… rahat içinde yaşa- keyfi yerinde olmak: sağlığı, neşesi, mutluluğu bulunmak. (s. 193) (TDK, ADS) keyfine diyecek olmamak: mutlu ve huzurlu olmak. (TDK, ADS) 231. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …içim tütöp armandamın… içi tütö- İçi küyüü: Ökünüü, ayabay kaygıruu, kapalanuu, abdan (s. 109) keyüü. (Osmonova, 2001: 218) (…içim yanıp dert (İçi yanmak: Pişman olmak, çok içindeyim…) üzülmek, kaygılanmak, çok tasalanmak.) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki 191 Kullanımı …içim yanıyor. (s. 194) içi yan- içi yanmak: çok büyük bir acı ve üzüntü duymak. (Aksoy, 1995: 872) 232. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …kök caşık… (s. 110) kök caşık Kök caşık: Abdan arık, alsız, şayı cok. (…çok zayıf…) (Osmonova, 2001: 306) (Gök yavan/Bir deri bir kemik: Çok arık, halsiz, kuvveti yok. (Nurmatov, 2008: 452) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …bir deri bir kemik kalan… bir deri bir kemik bir deri bir kemik (kalmak): çok zayıf (olmak). (TDK, ADS) (s. 197) 233. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …üy tügündöy kara üy tügündöy Uy tügündöy: Ötö köp, sansız, cer kalmak… (s. 111) caynagan. 192 (…sayısız Kalmuk…) (Osmonova, 2001: 459) (İnek tüyü kadar: Çok fazla, sayısız, kalabalık.) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …kalabalık Kalmuk… kalabalık karınca yuvası gibi: çok kalabalık. (TDK, ADS) (s. 197) 234. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …kuday betin salbay kal… kuday betin salba- Kuday betin salbasın: Kandaydır bir nersenin adam tañ kalganday (s. 112) sapatın, cönün basa körsötüp, (…Allah göstermesin…) küçötüp aytuuga koldonulat. (Osmonova, 2001: 321) (Allah gostermesin: Herhangi bir şeyin şaşırtan yönünü, sıfatını vurgulayarak, üstüne basa basa söylemek için kullanılır.) (Nurmatov, 2008: 471) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı 193 Aman Tanrım! (s. 199) aman Tanrı Allah esirgesin (veya saklasın): “Tanrı korusun! Allah kötü durumlarla karşılaştırmasın!” anlamında kullanılan söz. (TDK, GTS) Allah göstermesin: “Tanrı kötü bir durumla karşı karşıya bırakmasın” anlamında kullanılan bir söz. (TDK, GTS) 235. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …cürögünün üşün aldı. cürögünün üşün al- Cürögünün sarı suusun aluu / Cürögünün üşün aluu: Birotolo (s. 112) korkutup köz karandı kılıp aluu, (…korkuttu.) kayratın kaçıruu, mizin maytaruu, dayıma korkup, çoçulay turganday abalga keltirüü. (Osmonova, 2001: 194) (Yüreginin sarı suyunu almak/Ödünü patlatmak: İyice korkutarak baş eğdirmek, gücünu yok etmek, baş kaldırtmamak, her zaman korkuyla, hazır durumda bekler duruma getirmek.) (Nurmatov, 2008: 302) 194 Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …korkutarak. (s. 199) korkut- tehdit savurmak: korkutmak, gözdağı vermek. (TDK, ADS) (birinin) gözünü korkutmak: yıldırmak. (TDK, ADS) (birine) gözdağı vermek: sonradan verilecek bir ceza ile korkutmak, yıldırmak, tehdit etmek, caydırmaya çalışmak. (TDK, ADS) 236. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …tört tülüktü talap… tört tülük Tört tülük.: Maldın büt bardık türlörü (cılkı, uy, too, koy eçki (s. 113) c.b.). (Osmonova, 2001: 451) (…hayvanların hepsini (Dört çeşit: Malın tüm türleri sürüp…) (kısrak, inek, deve, koyun keçi v.b). (Nurmatov, 2008: 634) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …bütün hayvanlarımızı bütün hayvanlar --- 195 sürüp… (s. 202) 237. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …üzöngü kagışkan erler… üzöngü kagış- Üzöngü kagışuu: Ötö cakın, çukul cürüü, biri-birine canaşa (s. 115) bastıruu. (…üzengi oynatan erler…) (Osmonova, 2001: 466) (Üzengi Vurusmak/Yanyana yürümek: Yol arkadaşlığı etmek Çok yakın, yakın yürümek, birbiriyle yan yana yürümek.) (Nurmatov, 2008: 651) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …üzengi oynatan yiğitler… üzengi oynat- (s. 205) 238. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …kök caldar… (s. 115) kök cal Kök cal: Taymanbas, caltanbas baatır, kayrattuu. (…bahadırlar…) (Osmonova, 2001: 306) 196 (Gök Yele / Bahadır: Çekinmeyen, korkmayan bahadır; gayretli kişi.) (Nurmatov, 2008: 452) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …gök yeleli bozkurtlar… gök yeleli bozkurtlar (s. 205) 239. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Kırgızdar kara candan kara candan tüñül- Kara candan tüñülüü: Ayabay tüñüldü. korkuu, üröyü uçuu, cürögü tüşüü. (Osmonova, 2001: 249) (s. 116) (Kara candan (Kırgızlar canından vazgeçmek/Canından vaz vazgeçtiler.) geçmek: Çok korkmak, tüyleri diken diken olmak, yüreği ağzına gelmek.) (Nurmatov, 2008: 374) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Kırgızlar can telaşında… can telaşı canı ağzına (boğazına) gelmek: 197 (s. 207) büyük bir tehlike karşısında ölecekmiş gibi bir korkuya kapılmak. (TDK, ADS) canının derdine düşmek: ölüm korkusuna kapılmak. (TDK, ADS) 240. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …cürögü tüşüp, can beriptir. can ber- Can berüü: Ölüü, kaza tabuu, köz cumuu. (s. 116) (Osmonova, 2001: 144) (…ödü koparak, can verdi.) (Can vermek: Ölmek, kazaya kurban gitmek, (dünyaya) gözünü yummak.) (Nurmatov, 2008: 229) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …olduğu yerde düşüp can can ver- can vermek: ölmek. verdi. (s. 207) (TDK, ADS) 241. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …abiyiri ayranday tögüldü. abiyiri ayranday Abiyiri tögülüü / Abiyiri 198 (s. 118) tögül- ayranday tögülüü: Katuu uyat boluu, bedeli tüşüü. (…rezil oldular.) (Osmonova, 2001: 22) (Namusu Dökülmek / Namusu Ayran gibi dökülmek/Namusu lekelenmek: Çok utanmak, itibarını kaybetmek.) (Nurmatov, 2008: 46) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …rezil oldular. (s. 211) rezil ol- rezil olmak: çok utanacak bir duruma gelmek. (TDK, ADS) 242. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Buga Manastın kuykası kuykası kuruş- Kuykası kuruşuu: Abdan kuruştu. açuulanuu, kıcırı kelüü, kıcırlanuu. (s. 119) (Osmonova, 2001: 323) (Buna Manas sinirlendi.) (Kafa derisi buruşmak: Çok sinirlenmek, öfkelenmek, sinir olmak.) (Nurmatov, 2008: 474) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki 199 Kullanımı Manas buna kudurdu. kudur- hiddetten kudurmak: çok öfkelenmek, aşırı derecede (s. 214) kızmak. (TDK, ADS) (birinin) öfke topuklarına çıkmak: çok öfkelenmek. (TDK, ADS) öfkeden deliye dönmek: fazla sinirlenmek. (TDK, ADS) 243. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …tilimde söölüm bar… tilinde söölü bar Tilinde söölu bar: Aytkanı aytkanday kelgen, aytkanı kata (s. 121) ketpegen, süylögön sözü (…dilimde büyü gücü var…) sıykırduu, taasirdüü köçkö ee degen maanide. (Osmonova, 2001: 443) (Dilinde siyili var/Dili belalı: Dedigi dedigi gibi olan, söylediği boşa gitmeyen; söyledigi söz tesirli, büyülü güce sahip manasında.) (Nurmatov, 2008: 623) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı 200 …dilimde bir kutsallık var… dilinde kutsallık var (s. 216) 244. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …akırı kıtaydın talpagın talpagın taşka cay- Talpagın taşka cayuu: Kıyratuu, taşka caydı. (s. 122) talkaloo, cok kıluu, taşın talkan kıluu. (Osmonova, 2001: 429) (…sonunda Çinliler yerle bir oldular.) (Telpegini taşa sermek/Yerle bir etmek: Dağıtmak, yıkmak, yok etmek, tozunu dumana katmak.) (Nurmatov, 2008: 605) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Sonunda Çinli yenik düştü. yenik düş- yenik düşmek: yenilmek, mağlup olmak. (TDK, ADS) (s. 219) yerle bir etmek: temeline kadar yok etmek, tahrip etmek. (TDK, ADS) yerle yeksan etmek: yerle bir etmek. (TDK, ADS) 245. Kırgız Türkçesi 201 Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …er Manas eerdin kese eerdin kese tişte- Eerdin kese tiştöö: Abdan tiştenip… (s. 123) ökünüü, öküttö kaluu. (…Er Manas pişman (Osmonova, 2001: 510) olarak…) (Dudaklarını ısırmak: Çok üzülmek, pişman olmak.) (Nurmatov, 2008: 705) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Er Manas dudaklarını dudaklarını ısır-42 dudağını (dudaklarını) ısırmak: ısırıp… (s. 219) yakışıksız bir durum karşısında şaşmak. (TDK, ADS) bin pişman olmak: çok pişman olmak. (TDK, ADS) 246. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Amalduu, küçtüü duşmanga koltuk açpa- Koltuk açuu: Duşmanga içki sırdı koltuk açpaylı… (s. 124) bildirüügö mümkünçülük berüü, çıkkınçılık kıluu, içinen orun (Kurnaz, güçlü düşmana beruu. (Osmonova, 2001: 275) sırrımızı bildirmeyelim.) (Koltuk açmak/Açık kapı 42 Asıl metindeki deyim ile Türküye Türkçesindeki aynı yapıdaki deyimler arasında anlam farklılığı bulunmamaktadır. 202 bırakmak: Düşmana iç sırrı bildirmeye imkân vermek, hain etmek, içten yer vermek.) (Nurmatov, 2008: 412) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Kurnaz ve güçlü düşmana kucak açma-43 (birine) kucak (kucağını) açmak: kucak açmayalım. (s. 222) sığınacak yer vermek. (TDK, ADS) 247. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …anı Manaska aytkanga oozu barba- Oozu barboo: Biröögö bir nerseni oozu barbadı. (s. 124) batınıp, daap ayta alboo, tartkınçıktoo. (…bunu Manas’a söylemeye cesaret edemedi.) (Osmonova, 2001: 381) (Agzı varmamak/Dili varmamak: Birine bir şeyi çekinmeden, cesurca söyleyememek, duraksamak.) (Nurmatov, 2008: 546) Türkiye Türkçesi 43 Bu deyim asıl metindeki deyimin anlamını tam karşılamamaktadır. 203 Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Manas’a anlatmaya gönlü gönlü razı olma-44 gönlü razı olmamak: istememek. razı olmadı. (s. 223) (TDK, ADS) 248. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …er Koşoydun it atayı it atayı tutul- İt atayı tutuluu: Cini kelüü, kıcırı tutuldu. (s. 127) kaynoo, açuusu kelip tutalanuu. (…Er Koşoy deliye döndü.) (Osmonova, 2001: 210) (Cinleri başına toplanmak: Sinirlenmek, hiddetlenmek, öfkesinden çıldırmak.) (Nurmatov, 2008: 322) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Er Koşoy hiddetten kendini hiddetten kendini cinleri başına toplanmak tutamadı. (s. 227) tutama- (üşüşmek): öfkelenmek. (TDK, ADS) deliye dönmek: çok kızmak. (TDK, ADS) 44 Kaynak meitndeki “oozu barba-” deyimi “istememek” anlamına gelen “gönlü razı olama-” deyimi ile karşılanmıştır. Fakat bu deyime göre “dili varmak” deymi olumsuz şekilde kullanılırsa asıl metindeki deyimin çağırımsal anlamını daha iyi yansıtırdı. 204 öfkeden deliye dönmek: fazla sinirlenmek. (TDK, ADS) öfkesi başına sıçramak (çıkmak, vurmak): çok öfkelenmek. (TDK, ADS) 249. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …muunu ketip kaltırap… muunu kaltıra- Muunu kaltıroo: Korkuu, kaltırap kaluu, kaltırak basuu. (s. 129) (Osmonova, 2001: 367) (…dizleri titreyip…) (Boğumu titremek/Dizleri titremek: Korkmak, titremek, titreme tutmak.) (Nurmatov, 2008: 529) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …nefesi kısıldı… (s. 230) nefesi kısıl- dizlerinin bağı çözülmek: korkudan ayakta duramayacak duruma gelmek. (TDK, ADS) 250. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı 205 Köktön tilegenimdi cerden köktön tilegeni Köktön tilegeni cerden tabıluu: berdi. (s. 129) cerden ber- Köptön beri samap, izdep cürgönü oñoy oltoñ orundaluu, işke aşuu, ıñgayı kelip, oñdoy (Gökte aradığımı yerde berdi boluu. buldum.) (Osmonova, 2001: 309) (Gökte aradığını yerde bulmak: Çoktandır şiddetle arzu edip aradıgının kolayca bulunması, gerçekleşmesi; elverişli anı gelip, yolu açık olmak.) (Nurmatov, 2008: 454) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Gökte aradığımı yerde gökte aradığını gökte ararken yerde bulmak: çok buldum. (s. 230) yerde bul- güçlükle ele geçirebileceğini sandığı şeyi veya kimseyi birdenbire bulmak. (TDK, ADS) 251. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …tökpöy çaçpay tamşanıp tökpöy çaçpay Tökpöy-çaçpay aytuu: Eçtemesin aytıp… (s. 129) kaltırbay büt aytuu. (…hiçbir şey bırakmadan (Osmonova, 2001: 451) tümünü söyleyip…) (Dökmeden saçmadan söylemek: 206 Hiçbir şey bırakmadan tümünü söylemek.) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …eksiksiz olarak anlatıp… eksiksiz harfi harfine: tamamen, gerçekte olduğu gibi, harfiyen. (s. 231) (TDK, GTS) 252. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …acıdardın kuyrugun basıp acıdardın Acıdardın kuyrugun basuu: aldıñar. (s. 130) kuyrugun basıp al- Kaarına kaluu, kıyıgına kaluu, kırsıktuu, çatak işke tuş boluu. (…ejderin kuyruğunu bastınız.) (Osmonova, 2001: 25) (Ejderin kuyruguna basmak/Yılanın kuyruğuna basmak: Birinin kahrına uğramak; sinirine dokunmak; belalı, kötü bir işe bulaşmak.) (Nurmatov, 2008: 52) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …ejderin kuyruğuna ejderin kuyruğuna uyuyan yılanın kuyruğuna 207 bastınız. (s. 231) bas- basmak (yılanın kuyruğuna basmak): kötülük yapacak durumda olduğu halde kimseye dokunmayan kişiyi incitip saldırmasına yol açmak.) (Aksoy: 1995: 1087) 253. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Er Manas mış kıldı. (s. 130) mış kıl- Mış kıluu: Katuu sındıruu, şıldıñ kıluu, uyakta kaltıruu. (Er Manas [bizi] rezil etti.) (Osmonova, 2001: 369) (Rezil etmek: Çok büyük bir zarara uğratmak, gülünç duruma düşürmek, ayıp olmak.) (Nurmatov, 2008: 531) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Manas’ı ürküttük! (s. 231) ürküt-45 (birini) rezil etmek: isteyerek veya istemeyerek birini çok utanacak güç bir duruma sokmak. (TDK, ADS) 45 Çeviri kaynak metindeki deyimin anlamını tam karşılamamaktadır. Bunun yerine anlam açısından yakınlık gösteren “rezil et-” deyimi kullanılabilirdi. 208 254. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …cüröktörü oozuna kelip… cürögü oozuna kel- Cürögü oozuna tıgıluu: Kapısınan, baykoosuzdan bolo (s. 130) kalgan nerseden, ugulgan (…yürekleri ağızlarına kabardan ulam katuu korkup gelip…) ketüü, emne kılaarın bilbey apkaarıy tüşüü. (Osmonova, 2001: 189) (Yüreği azına gelmek: Aniden, beklenmedik anda oluşan, duyulan haberden çok korkmak, ne yapacağını bilemeyip şaşırıp kalmak.) (Nurmatov, 2008: 295) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …kalpleri ağızlarına geldi… kalbi ağzına gel- yüreği ağzına gelmek: birdenbire çok korkmak, aşırı korku veya (s. 232) sevinçten fazlasıyla heyecanlanmak, endişelenmek. (TDK, ADS) 255. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı 209 Tañ kulan öök salganda… tañ kulan öök sal- Tañ kulan öök bolgondo: Tañ atıp kele catkanda, ürül bürüldö. (s. 131) (Osmonova, 2001: 434) (Şafakta…) (Şafak söküldüğü an: Şafakta, sabahın erken saatlerinde.) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Şafak azcık sökmeye şafak azcık şafak sökmek: sabahleyin ortalık başlarken… (s. 235) sökmeye başlarken aydınlanmaya başlamak. (TDK, ADS) 256. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Karangı ketip supa sadık supasadık Supa sadık çalganda: Tañ kulan çalganda… (s. 135) çalganda öök bolgondo, agara baştagan mezgilde. (Karanlık gidip şafak ışığı gelince…) (Osmonova, 2001: 421) (Şafak vakti: Sabahın erken saatlerinde, şafak vaktinde.) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Karanlık gidip şafak şafak sökerken şafak sökmek: sabahleyin ortalık 210 sökerken… (s. 241) aydınlanmaya başlamak. (TDK, ADS) 257. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …buzbaçı menin kanımdı… kanı buzul- Kanı buzuluu: Ayabay açuulanuu, çıdamı ketip, kıcırı (s. 139) kaynoo. (Osmonova, 2001: 244) (…sinirimi bozma…) (Kanı bozulmak/Tepesi atmak: Çok sinirlenmek, sabrı tükenip, sinirleri gerilmek.) (Nurmatov, 2008: 368) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …kanımı kaynatma. (s. 249) kanı kaynat- bir durum birinin) sinirine dokunmak: hoşuna gitmemek, sinirlendirmek. (TDK, ADS) (birinin) sinirlerini bozmak: kızdırmak, sinirlendirmek. (TDK, ADS) 258. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı 211 …kañırgı tütöp turup munu kañırgı tütö- Kañırıgı tütöö: Katuu keyüü, bir ayttı… (s. 140) nersege zeeni keyip, katuu kaygırıp ciberüü. (…içi yanarak şöyle dedi…) (Osmonova, 2001: 247) (İçi yanmak/İçi kan ağlamak: Şiddetli şekilde üzülmek, bir şeye üzülerek, çok tasalanmak.) (Nurmatov, 2008: 371) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …Manas şaşırarak şöyle şaşır-46 yüreği kan ağlamak: derinden acı dedi… (s. 251) duymak, çok üzülmek. (TDK, ADS) kan ağlamak: büyük bir üzüntü içinde bulunmak. (TDK, ADS) bağrı yanmak: üzüntü çekmek, çok acı duymak. (TDK, ADS) 259. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …dosuna boru oorudu. booru oor- Booru açuu: Can tartuu, abdan ayoo, zeeni keyüü. (s. 141) 46 “Kañırıgı tütö-” deyimini çeviride kullanılan “şaşır-” eylemi tam anlamını yansıtamaktadır. Deyimin anlamı şaşırmaktan daha “çok üzülmek, tasalanmak, içinden kan ağlamak” anlamlarına yakındır. 212 (…arkadaşına acıdı.) (Osmonova, 2001: 114) (Ciğeri acımak: Sahip çıkmak, çok esirgemek, içi parcalanmak.) (Nurmatov, 2008: 185) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …dedi dostuna acıyarak. acı- sahip çıkmak: korumak, koruyucu olmak, ilgilenip (s. 253) gözetmek. (TDK, ADS) 260. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …cöö tumanday kaptap… cöö tumanday Cöö tumanday: Akırın, bilinbey, cay, cılıp cürüp cayılganday, (s. 141) taraganday, kaptaganday. (…yavaşça kaplayıp…) (Osmonova, 2001: 181) (Sis gibi: Yavaş, belli olmadan, sessizce, belli etmeden yayılmak, dağılmak, kaplamak.) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …bulut gibi kapladı. (s. 254) bulut gibi 213 261. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …can ayabay… soguş can ayaba- Can ayabay: Ölör-tirilerine kılıştı… (s. 146) karabay, bardık küçü, büt mümkünçülügü menen, can (…canla başla… savaştılar.) talaşıp. (Osmonova, 2001: 144) (Canına acımadan/Can pahasına: Ölümü bile göze alarak, tüm gücü tüm imkânlarıyla, canla başla.) (Nurmatov, 2008: 229) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …canlarını esirgemeden canını esirgeme- canla başla: hiçbir özveriden savaştılar… (s. 264) kaçınmayarak, bütün yorgunluklara katlanarak, var gücü ile. (Aksoy, 1995: 677) 262. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …Manaska kulduk urabız. kulduk ur- Kulduk uruu: Baş iyüü, taazim kıluu, cügünüü, moyun sunuu. (s. 149) (Osmonova, 2001: 328) (…Manas’a baş eğiyoruz.) 214 (Kulluk vurmak/Kul-Köle olmak: Boyun eğmek, egilmek, diz çökmek, boyun sunmak.) (Nurmatov, 2008: 481) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …Manas’a kulluk ederiz… kulluk et- (birine) kul köle olmak: tam bir doğruluk ve özveri ile bağlanarak (s. 270) bütün isteklerini yerine getirmeye hazır olmak. (TDK, ADS) baş eğmek: direnmekten vazgeçip buyruk altına girmek. (TDK, ADS) 263. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …içi ala tuugandarı… içi ala İci ala: Aram oyluu, peyili buzuk, oyu tüz emes. (s. 150) (Osmonova, 2001: 215) (…kötü niyetli akrabaları…) (İçi ala: Art niyetli, karakteri bozuk, kötülük taslayan.) (Nurmatov, 2008: 329) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki 215 Kullanımı …kötü düşünceli kötü düşünceli niyeti bozuk: kötü bir şey akrabaları… (s. 270) yapmayı düşündüğü anlaşılıyor. (Aksoy, 1995: 980) 264. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Çorolor beldi çeçpey turup, bel çeçpe- Bel çeçpöö: Tınım alboo, tınbay kündür-tündür dayar tursun. arakettenüü, kündür tündür iş üstündö, ce coo betinde boluu. (s. 150) (Osmonova, 2001: 94) (Çoralar dinlenmeden gece gündüz hazırda bulunsunlar.) (Bel çözmemek/Sırtını yere koymamak: Dinlenmemek, durmadan çalışmak, gece günduz işte veya düşmana karşı tetikte olmak.) (Nurmatov, 2008: 158) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Çoralar elbiselerini elbiselerini çıkarmadan geceli gündüzlü çıkarma-47 tetikte dursunlar. (s. 271) 47 “Bel çeçp-” deyimi “dinlenmeden, her zaman hazırda bulunmak” anlamına gelmektdir. Burada geçtiği cümle içinde “düşmana karşı gece gündüz tetikte bulunmak” anlamındadır. Fakat çeviride “elbiselerini çıkarmadan” olarak karşılanmıştır. Bu kullanım deyimin anlamını vermede yetersiz kalmaktadır. 216 265. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Manas baatır bük tüşüp barıp bük tüş- Bük Tüşüü: Buttarın bügüp, kuladı. (s. 154) kömkörösünön, bet mandayınan bürüşüp catuu. (Manas bahadır yüz üstü kıvrılarak düştü.) (Osmonova, 2001: 123) (Yüzükoyun düşmek: Ayaklarını bükerek, yüz üstü kıvrılıp yatmak.) (Nurmatov, 2008: 198) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Bahadır Manas --- yere --- serildi. (s. 277) 266. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Kündün közü körünböy kaldı. kündün közü Kündün közü körünböö: Kündü körünböy kal- bulut tosuu, cerge kündün carıgı (s. 154) tüşpöö, kölökö boluu. (Güneş yüzü görünmez (Osmonova, 2001: 338) oldu.) (Güneşin gözü görünmemek/Günein yüzü görünmemek: Güneşi bulut 217 kaplamak, yeryüzüne güneşin ışınları değmemek, gölge olmak.) (Nurmatov, 2008: 493) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Güneş yüzü görünmüyordu. güneş yüzü görünme- (s. 278) 267. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …közü cetti. (s. 154) közü cet- Közü cetüü: Emne ekendigine, çındıgına ce tögündügünö, (…anladı.) kanday bolgonduguna açık tüşünüü, toluk işeniçi boluu, kanday bolorun aldın ala bilüü. (Osmonova, 2001: 294) (Gözü yetmek/Gözü kesmak: Ne olduğunu, gerçekliğini veya aslını, nasıl olduğunu net bir şekilde anlamak, tam olarak güvenmek, nasıl olacağını önceden kestirmek.) (Nurmatov, 2008: 437) Türkiye Türkçesi 218 Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı --- (s. 279) ---48 farkına varmak: gözüne çarpmak, fark etmek, anlamak. (TDK, ADS) fark etmek: anlamak, sezmek. (TDK, ADS) 268. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Er Almambet okko uçtu. okko uç- Okko uçuu: Okton acalı cetüü, ok tiyip ölüü. (s. 158) (Osmonova, 2001: 375) (Er Almambet kurşundan ecel buldu.) (Kurşuna uçmak/Kurşu yemek: Kurşundan ecel bulmak, kurşun değip ölmek.) (Nurmatov, 2008: 540) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Er Almambet vuruldu. vurul- kurşun yemek: vurulmak. (s. 287) (TDK, ADS) kurşun dokunmak: mermi isabet 48 Deyimin karşılığı çeviride bulunmamaktadır. 219 etmek. (TDK, ADS) 269. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …dırkırap kaçıp berdi. dırkırap kaç- Dır berüü: Şart kaçıp cönöö, şart cürüp ketüü. (s. 160) (Osmonova, 2001: 133) (…çabuk kaçıverdiler) (Kaçıvermek/Tabanları yağlamak: Hemen oradan kaçmak, hemen oradan uzaklaşmak.) (Nurmatov, 2008: 214) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …darmadağan olup kaçtılar. darmadağan ol- tabanları yağlamak: hızlıca koşmak, kaçmak. (TDK, ADS) (s. 289) 270. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …kayrat aytıp… (s. 160) kayrat ayt- Kayrat aytuu: Aza kütüp, katuu kaygırıp turgan adamga cakşı (…cesaretlendirip…) tilegin aytıp, köñülün kötörüü, cubatuu. (Osmonova, 2001: 235) 220 (Gayret söylemek / Teskin etmek; Cesaret vermek: Yas tutup, ağır dert içindeki insana iyi dileklerini iletip gönlünü almak, yatıştırmak.) (Nurmatov, 2008: 354) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …gayrete getirdi. (s. 290) gayrete getir- gayret vermek: isteklendirmek, özendirmek, yüreklendirmek. (TDK, ADS) (birine) cesaret vermek: birinin yılgınlığını gidermek, birini yüreklendirmek. (TDK, ADS) 271. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …oyron boluptur. oyron bol- Oyron boluu: Közü ötüü, cok boluu, ölüü. (s. 161) (Osmonova, 2001: 375) (…ölmüşler.) (Helak olmak: Rahmetli olmak, yok olmak, ölmek) (Nurmatov, 2008: 539) Türkiye Türkçesi 221 Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …telef olmuştu. (s. 291) telef ol- telef olmak: ölmek. (Türkçe Sözlük, 2005: 1941) helak olmak: yok olmak, ölmek. (TDK, ADS) 272. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı Erler cer karadı. (s. 162) cer kara- Cer karoo: Bir nersege kıcalat bolgondoy şılkıyuu, oñtoysuz (Erler seslenmediler.) abalda boluu, baş kötörböö, uyalıp biröögö tike karay alboo. (Osmonova, 2001: 166) (Yere bakmak/Başı yere eğilmek: Bir şeye meraklanıyormuş gibi kara kara düşünmek, kritik durumda olmak, kafasını kaldıramamak, utanarak birisine dik bakamamak.) (Nurmatov, 2008: 259) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı Yiğitler yere baktılar. yere bak- 222 (s. 293) 273. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …aç arbak… (s. 165) aç arbak Aç arbaktay: Üldürögön, abdan alsız, ötö arık, süldörü ele barday, (…çok zayıf…) arañ ele canı bar. (Osmonova, 2001: 59) (Aç ervah gibi/Canlı cenaze: Dermansız, çok halsiz, çok zayıf, sadece cismi kalmış, cılız.) (Nurmatov, 2008: 109) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …hayalete benzeyen… hayalete benzeyen bir deri bir kemik (kalmak): çok zayıf (olmak). (TDK, ADS) (s. 299) 274. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …sır berbedi. (s. 167) sır berbe- Sır aldırboo: Bir nersenin şegin bilgizböö, caşıruu, bilse da (…çaktırmadı.) bilmeksenge saluu. (Osmonova, 2001: 425) 223 (Sırrını aldırmamak/Sırrını vermemek: Bir şeyi çaktırmamak, gizlemek, bilse debilmiyormuşcasına davranmak.) (Nurmatov, 2008: 600) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …sır vermedi. (s. 303) sır verme- ekini belli etmemek: eksik, bozuk, yanlış, kusurlu bir işi sağlam, doğru ve doğal imiş gibi gösterme becerisini kanıtlamak. (TDK, ADS) karda yürüyüp (gezip) izini belli etmemek: kimsenin sezemeyeceği biçimde gizli iş çevirmek. (TDK, ADS) ser verip sır vermemek: ağzı sıkı olmak. (TDK, ADS) 275. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …kara suuga kan kuygan… kara suuga kan Kara suuga kan kuyuu: kuygan Bülündürüp ciberüü, bülgüngö (s. 169) uçuratuu. (…tozu dumana katan…) 224 (Osmonova, 2001: 253) (Kara suya kan dökmek/Suyu bulandırmak: Dağıtıvermek, bozguna uğratmak.) (Nurmatov, 2008: 380) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …nehir gibi kan akıtan… nehir gibi kan tozu dumana katmak: ortalığı akıtan altüst etmek. (TDK, ADS) (s. 306) 276. Kırgız Türkçesi Metindeki Yeri Deyim Deyimin Anlamı …kara kiyindi. (s. 170) kara kiy- Kara kiyüü: Kara cooluk salınıp, kara kiyim kiyinip aza kütüü. (…karalar giydiler.) (Osmonova, 2001: 250) (Karalar giymek: Kara yazma bağlayıp, kara elbise giyip yas tutmak.) (Nurmatov, 2008: 376) Türkiye Türkçesi Çeviri Metnindeki Yeri Deyim Türkiye Türkçesindeki Kullanımı …siyah giyindi. (s. 308) siyah giy- matem tutmak: yas tutmak. (TDK, ADS) 225 yas tutmak: çok üzülmek, yasa bürünmek, matem tutmak. (TDK, ADS) karalar bağlamak (giymek): yas tutmak. (TDK, ADS) 2. Tabloların Değerlendirilmesi 2.1. İncelenmeye Alınan Aktarma Metnin Deyimleri Aktarmada Tespit Edilen Sorunlar Benzer göründüğü halde anlam açısından farklı olan deyim, çevirmenin yalancı eşdeğerliğe düşmesine yol açar. Kaynak metindeki bazı deyimlerin tüm elemanlarının korunarak olduğu gibi sözcük sözcüğe aktarılması, aktarma metinde iki çeşit deyimin ortaya çıkmasına yol açar. Birincisi, kaynak metinde, sözcüklerinde mecaz anlam baskılı olan, ifade ettiği anlam, cümle geneline dolaylı yolla verilen deyimlerdir ki bunlar, aktarmada da bu özelliğini korurlar. Böylece hedef dilde, mecaz yanı ağır olan söz öbekleri ortaya çıkar ve aktarma, başarılı olur. Dolayısıyla bu tür aktarmalar, lehçeler içinde sıklıkla kullanılır. İkinci grubu kaynak lehçede kültür renklerin baskın olduğu veya içerdiği sözcüklerinin hedef dilde aynı yapıda bulunmadığı deyimler oluşturur. Bunların bir kısmı, ilk bakışta sorunsuz görünür ama halde hedef dilin mantığına aykırı gelenler, okuyucu için anlamsız olabilmektedir. Deyimi aktarmada izlenen yöntemler de eserdeki deyimlerin hatalı, eksik aktarılmasına neden olabilir. Deyimler bakımından karşılaştırılan bu çalışmada, başarılı aktarmalar yanında kusurlu görülebilecek aktarmalar da tespit edilmiş; sorunların kaynakları şöyle belirlenmiştir: a. deyimi sözcük sözcüğe aktarma, b. deyimi deyim ile aktarmama, c. yanlış deyim seçimi, ç. yanlış sözcük seçimi, d. deyimin yerini boş bırakma. 2.1.1. Deyimi Sözcük Sözcüğe Aktarma Yapılan araştırmada kimi deyimlerin iki lehçe arasındaki ortak sözcüklerden oluştuğu için hedef dile sözcük sözcüğe aktarıldığı; genel olarak anlamının, mecaz özelliğinin 226 korunduğu; ancak bu aktarma biçiminin, bazı deyimlerde hataların oluşmasına neden olduğu görülmüştür. 1. Örnek Kırk üylüü Kırgız menen Cakıptın eki kolu baylanıp, kalmak, kıtay içinde tentip, salbıp Altayga keldi. (Cusupov, 1995: 8) Kırk Kırgız aile ile Cakıp iki eli bağlı olarak Kalmuk’ta, Çin’de dolaşıp Altay’a geldi. (Türkmen-İnayet, 2017: 10) (Kırk Kırgız aile ile Cakıp eli kolu bağlı kalıp Kalmuk’ta, Çin’de dolaşıp Altay’a geldi.) Kaynak metindeki cümlede eki kolu baylan- deyimi Türkçeye sözcük sözcüğe iki eli bağlı ol- biçiminde aktarılmıştır. Kaynak metindeki deyim bu cümlede “bir şeyi yapmaya imkânı olmamak, kendi bildiğini yapmaya hakkı olmamak” (Osmonova, 2001: 275) anlamına gelmektedir. Aktarmadaki karşılık ise deyim sözcüklerinin ilk sözcük anlamlarını da çağrıştırmaktadır. Oysa Türkçede “bir engel dolaysıyla hiçbir iş yapamaz duruma gelmek” (TDK, ADS) anlamındaki eli kolu (eli ayağı) bağlı kalmak (durmak veya olmak) deyimi yapısında aktarılsaydı asıl metindeki deyime daha yakınlık gösterirdi. 2. Örnek Oozuña may abışka, aytkanıñ kup kelsin! Teñirim bersin! (Cusupov, 1995: 10) Ağzına yağ vereyim ihtiyar, dediğin olsun! Tanrım versin! (Türkmen-İnayet, 2017: 15) (Ağzına sağlık ihtiyar, dediğin gelsin! Tanrım versin!) Üstteki kaynak metindeki örnekte oozuña may deyimi Türkçeye olduğu gibi ağzına yağ ver- biçiminde aktarılmış. Kaynak metindeki deyim “iyi bir durum veya haber bildiren kişiye karşı sevindiği, heyecanla iyi dileklerde bulunmak” (Osmonova, 2001: 390) anlamında kullanılır. Ancak Türkçede böyle durum karşısında aktarmadaki karşılık biçiminde kullanım yoktur. Bunun Türkçedeki karşılığı “yapılan konuşmanın beğenildiğini belirtmek için söylenen söz” (TDK, ADS) olan ağzına sağlık deyimidir. 3. Örnek Balkı ton kiygen Çıyırdının cürögü tuz kuyganday tızıldap… közünön caşı tögülüp, zamanası miñ kurulup cazdıkka küp cıgıldı. (Cusupov, 1995: 10) 227 İpek elbise giyen Çıyırdı’nın yüreği tuz serpilmiş gibi sızladı… gözlerinden yaş dökülüp üzüntüden kıvrandı. (Türkmen-İnayet, 2017: 15) (İpek elbise giyen Çıyırdı’nın yüreği kan ağlayıp… gözlerinden yaş dökülüp üzüntüden kıvrandı.) Üstteki örnekte kaynak metinde “çok kaygılanmak, içi yanmak, tasalanmak” (Osmonova, 2001: 191) anlamına gelen cürögü tuz kuyganday tızılda- deyimi olduğu gibi yüreği tuz serpilmiş gibi sızla- biçiminde aktarılmıştır. Bu aktarma genel cümle bağlamı içinde hedef dilde de mecaz anlamda algılanabilecek durumdadır. Fakat bunun yanında Türkçede de aynı anlamı ifade eden deyimler bulunmaktadır. Örneğin, bu yapı yerine hedef dildeki yüreği kan ağla- deyimi kullanılabilirdi. 4. Örnek Altı aydan kiyin bayagı doldoygon etkeel bala emi cışılıp, şırıktay boyu ösüp, tentegi kagılıp, karuusu tolup, boz ulan bolup çıga keldi. (Cusupov, 1995: 20) Altı ay sonra o etine dolgun çocuk zayıflamıştı. Boyu uzamış yaramazlığı kalmamıştı. Vücudu kuvvetlenmiş boz bir oğlan olmuştu. (Türkmen-İnayet, 2017: 33) (Altı ay sonra o etine dolgun çocuk zayıflamıştı. Boyu uzamış yaramazlığı kalmamıştı. Vücudu kuvvetlenmiş delikanlı olmuştu.) Yukarıdaki örnekte boz ulan deyimi Türkçeye boz oğlan biçiminde aktarılmıştır. Kaynak metindeki deyim “daha evlenmemiş, genç yiğit” (Osmonova, 2001: 111) anlamına gelmektedir. Ancak Türkçede bu anlamda boz olan biçiminde deyim bulunmamaktadır. Bunu yerine delikanlı karşılığı hem kaynak metindeki deyimin anlamını iyi yansıtmış hem hedef dil için daha uygun olurdu. 5. Örnek Baldardın arasında Manastın sölököt-söölötü opol toodoy körünüp, bir başkaça bölünüp turdu. (Cusupov, 1995: 21) Çocukların arasında Manas Opol dağ gibi gözüküyordu, o bu görünüşüyle diğerlerinden farklı idi. (Türkmen-İnayet, 2017: 35) (Çocukların arasında Manas dağ gibi gözüküyordu, o bu görünüşüyle diğerlerinden farklıydı.) 228 Üstteki örnekteki opol toodoy deyimi hedef dile Opol dağ gibi biçiminde olduğu gibi aktarılmıştır. Bu deyim kaynak metinde sık kullanılmış deyimlerden birisidir ve aktarmada hemen hemen her karşıya çıkışında bu şekilde, sözcük sözcüğe aktarılmıştır. Karşılamadaki Opol sözcüğü cümle ortasında da büyük harfle başlatılarak geçmektedir. Yanı sıra bu deyim özel bir isime, belli bir dağa benzetme anlamına gelebilmektedir. Belki deyimin ortaya çıkma kaynağı belli bir dağ adıyla ilgili olabilir. Fakat nasıl olduğu halde de günümüzde bu yapı artık kalıplaşmış ve belli bir anlam ifade eden deyim haline gelmiştir. Kaynak metindeki bu deyim “kocaman, çok büyük” (Osmonova, 2001: 392) anlamına gelmektedir. Aktarmada bu deyim yerine başka bir aynı anlamdaki deyim, anlamın karşılayan sözcük veya Opol sözcüğü kaldırılarak sadece dağ gibi kısımıyla karşılanabilirdi. 6. Örnek Batırdı tüşündö körüp, şerge çoro bolom dep nazar kılıp, at boroyun sıdırıp, kulak ugup köz körgön cerdi kıdırıp, akırı Bakay erenge coluguptur. (Cusupov, 1995: 41) Bahadırı rüyasında görüp, aslana arkadaş olacağım diyerek at boroyun kazarak, kulağı duyduğu, gözü gördüğü yerleri aralayıp sonunda Bakay’a rastlanmıştı. (Türkmen- İnayet, 2017: 73) (Bahadırı rüyasında görüp, aslana arkadaş olacağım diyerek at üstünde uzak yolu geçip kulağı duyduğu, gözü gördüğü yerleri aralayıp sonunda Bakay’a rastlanmıştı.) Kaynak metinde at boroyun sıdır- deyimi geçmektedir. Deyim, “atla uzun bir yolculuğa çıkmak, hiçbir yeri bırakmadan her yeri dolaşmak” (Osmonova, 2001: 55) anlamına gelmektedir. Hedef dile ise görüldüğü gibi bu deyim sözcük sözcüğe aktarılmıştır. Fakat Türkiye Türkçesinde “boroy” sözcüğü bir anlam taşımadığından at boroyun kazarak yapısının ne anlama geldiği anlaşılamayacaktır. Üstelik verilen karşılık, kaynak metindeki deyimin anlamını yansıtmadığından okuyucuya bir anlam ifade edemeyecektir. 7. Örnek Caşıbagan kayran er közünö caş alıp, başın agasının iynine koyup, say söögü sızdap, muñkanıp ciberdi. (Cusupov, 1995: 51) 229 Hiç ağlamayan zavallı yiğit, gözleri yaşla dolarak başını ağabeyinin omzuna koyup kemikleri sızlayarak acı acı ağladı. (Türkmen-İnayet, 2017: 89) (Hiç ağlamayan zavallı yiğit, gözleri yaşla dolarak başını ağabeyinin omzuna koyup bağrı yanıp acı acı ağladı.) Üstteki örnekteki say söögü sızda- deyimi Türkçeye kemikleri sızla- biçiminde olduğu gibi aktarılmış. Aktarma, ancak cümle bağlamında kaynak metindeki deyimin “azap, keder veya üzüntüden dolayı çok dertli, ızdırap içinde olmak, içi kan ağlamak” (Osmonova, 2001: 412) anlamını sınırlı bir derecede yansıtabilmektedir. Oysa Türkçede kemikleri sızla- deyim olarak ilk önce“ölü huzursuz, rahatsız olmak” (TDK, ADS) anlamına gelmektedir. Türkçede kaynak metindeki deyimin anlamıyla yakın olan birçok deyim bulunmaktadır. Burada çevirmenler bağrı yan-, yüreği kan ağla- kan ağla-, içi kan ağla-, içinden kan git- deyimlerinin birini kullanabilirlerdi. 8. Örnek Kek kılıp, kıtay dey berbip, keyitpeçi canımdı, buzbaçı menin kanımdı. (Cusupov, 1995: 139) Kin besleyip Çinli diye canımı sıkma, kanımı kaynatma. (Türkmen-İnayet, 2017: 249) (Kin besleyip Çinli diye canımı sıkma, sinirimi bozma.) Yukarıdaki örnekte “çok sinirlenmek, sabrı tükenip, sinirleri gerilmek” anlamına gelen kanı buzul- deyimi hedef dile kanını kaynat- biçiminde hemen hemen sözcük sözcüğüne aktarılmıştır. Aktarmadaki bu karşılık Türkçede deyim olarak “heyecanlandırmak, coşturmak” (TDK, ADS) anlamına gelmektedir. Bu açıdan algılanırsa asıl metindeki deyim ile anlam açısından örtüşmeme göstermektedir. 9. Örnek Asman menen Cerdin tirööçüsü, Ay menen Kündün şirööçüsü, uluu Teñirdin kutu – hanıbız Manaska kulduk urabız – dep carışa cıgılışıp, baaluu belek-beçkekterin tartuulap ızaatın körsötüp turdu. (Cusupov, 1995: 149) “Gök ile yerin desteği, Ay ile Güneşin ışığı, ulu Tanrının kutlu padişahı Manas’a kulluk ederiz” diye tazim eyleyerek kıymetli hediyelerini sunup saygı gösterdiler. (Türkmen- İnayet, 2017: 270) 230 (“Gök ile yerin desteği, Ay ile Güneşin ışığı, ulu Tanrının kutlu padişahı Manas’a baş eğiyoruz” diye tazim eyleyerek kıymetli hediyelerini sunup saygı gösterdiler.) Kaynak metindeki kulduk ur- deyimi Kırgız Türkçesinde “boyun eğmek, eğilmek, diz çökmek, boyun sunmak” (Osmonova, 2001: 328) anlamına gelmektedir. Türkçeye kulluk et- biçiminde aktarılmıştır. Kaynak metinde bu deyim ile karşıdakilerine teslim oldukları, tabi oldukları, onun idaresi altına girdiklerini bildirmek söz konusudur. Aktarmada da genel bu anlam varsa da yine karşılığın kul sözcüğüne dikkat edilmeli. Çünkü bu yapıda kul sözcüğünün, ilk sözcük anlamı ön plana çıkabilir. Onun yerine Türkçedeki tabi ol-, baş eğ- deyimleri anlam açısından daha net olurdu. 10. Örnek At deyin dese, at emes, kişi deyin dese, kişi emes, aç arbak kuu süldör, bir ilkigen canıbar ordonu karay kelattı. (Cusupov, 1995: 165) At dese at değil, insan dese insan değil, hayalete benzeyen hayvan karargâha doğru geliyordu. (Türkmen-İnayet, 2017: 299) (At dese at değil, insan dese insan değil, bir deri bir kemik olan hayvan karargâha doğru geliyordu.) Yukarıdaki örnekte aç arbak kuu süldör deyimi Türkçeye hayalete benzeyen biçimde aktarılmıştır. Asıl deyim “dermansız, çok halsiz, çok zayıf, sadece cismi kalmış, cılız” (Osmonova, 2001: 59) anlamına gelmektedir. Bu anlamdan bakılırsa aktarmadaki kullanım yerine Türkçedeki bir deri bir kemik (kalmak) deyimi daha uygun görülmektedir. Bu tür deyimler, bağlam içinde alındığında, kusurları biraz giderilebilmektedir. Yoksa bağlandığı cümle öğesiyle metin içinden çıkarıldığı durumda hiçbir anlam ifade etmemektedir veya yanlış anlam çıkmaktadır. Kimi deyimler, sözcük sözcüğe aktarıldığında hedef dilde aynı yapıdaki deyim biçimine ulaşılır ancak anlam örtüşmemesi ortaya çıkabilir. Yalancı eşdeğerlik sorunu olarak görülen bu durumla sık karşılaşılır. Ayrıca kimi özel deyimleri çözerken kaynak metin diline bağlı kalmak da hatalı aktarımlara neden olabilir. Deyimin aktarma metnine zorla oturtulması hedef dilde yapaylığa yol açar. Bu tür sorunların ortaya çıkmaması için kaynak metindeki kültürel renkleri baskın ve hedef dile uyumsuzluk gösteren deyimlere dikkat etmek 231 gerekir. Kaynak metindeki deyimin kullanımı kadar hedef dildeki kullanım biçimine de dikkat edilmesi önemlidir. Buradaki örnekler dışında tabloda yer alan 7, 90, 91, 92, 103, 116, 143, 158, 219, 226, 227, 237, 245, 262, 275, 276 numaralı deyimler de bu konuya örnek verilebilir. 2.1.2. Deyimi Deyim ile Aktarmama Bazı deyimlerin hedef dilde karşılığı bulunduğu halde sözcük ile aktarıldığı gözlemlenmiştir. 1. Örnek Kulagım bir çaldı ele. (Cusupov, 1995: 9) Bir yerden duymuştum. (Türkmen-İnayet, 2017: 12) (Kulağıma bir çalınmıştı.) Kaynak metindeki kulagı çal- deyimi aktarda duy- biçimindedir. Bu eylem deyimin anlamını ifade etmektedir. Ancak, Türkçede aynı yapıdaki ve aynı anlamdaki kulağına çalın- deyimi bulunmaktadır. Kırgızcada deyim “lafın birazını olsa bile, istemeyerek da olsa duymak, az-çok haberdar olmak” (Osmonova, 2001: 324) anlamına gelmektedir. Türkçedeki kulağına çalın- deyimi de “başkasına söylenirken kendisi de duymuş olmak” (TDK, ADS) anlamına gelmektedir. Bu deyim kaynak metindeki deyim yerine kullanılabilirdi. 2. Örnek Köñülü sögülüp, közünön caşı tögülüp, zamanası miñ kurulup cazdıkka küp cıgıldı. (Cusupov, 1995: 10) Gönlü sökülüp gözlerinden yaş dökülüp üzüntüden kıvrandı. (Türkmen-İnayet, 2017: 15) (Gönlü sökülüp gözlerinden yaş dökülüp çaresiz kalarak yastığa yıkıldı.) Kaynak metindeki zamanası miñ kurul- deyimine aktarmada üzüntüden kıvran- biçimi denk gelmektedir. Asıl cümledeki deyimin anlamı “çaresi tükenmek, çare bulamamak, ne yapacağını bilmeyip çok zor durumda kalmak” (Osmonova, 2001: 202). Aktarmadaki karşılık cümleye genel anlam katmakla sorunsuz fakat ayrıyeten deyimin anlamını yansıtmakta yetersiz kalmaktadır. Bunun yerine Türkçedeki “çözüm yolu, 232 çıkar yolu bulamamak” anlamına (TDK, ADS) gelen çaresiz kalmak deyimi kullanılabilirdi. 3. Örnek Burut handarı bizdin kün cürüşkö, şımal cakka karay cortuulubuzga ar kaçan coltoo kılat, but tosot. (Cusupov, 1995: 12) Kırgız Hanları, bizim batı ve kuzey tarafa yaptığımız yağmaları hep engellediler. (Türkmen-İnayet, 2017: 18) (Kırgız hanları bizim güney ve kuzey tarafa yaptığımız yağmalarımızda hep ayağımıza bağ oluyorlar.) Kaynak metindeki cümlede “başka birisine kötülük yapmak, yoluna çıkmak, engel olmak” (Osmonova, 2001: 121) anlamına gelen but tos- deyimi geçmektedir. Deyim aktarma metinde engelle- biçiminde karşılanmıştır. Ancak Türkçede “bir yere girmesine engel olmak” anlamındaki adımını attırmamak, “birinin bulunduğu yerden ayrılmasına veya yaptığı işi sürdürmesine engel olmak” (TDK, ADS) anlamına gelen ayağına bağ olmak, “engel olmak” (TDK, ADS) anlamındaki ayağını bağlamak (TDK, ADS) deyimleri bulunmaktadır. Bu deyimler kaynak metindeki deyimle oluştuğu sözcükleri açısından da benzerlik göstermekteler. Başka söyleyişle iki lehçedeki bu deyimler aynı mantık üzerine kurulmuş deyimlerdir. Bu sebeplerle deyimlerin biri aktarma metinde kullanılabilirdi. Kaynak cümlede deyim dışında bir de kün cürüş söz öbeği yanlış olarak batı biçiminde aktarılmıştır. Oysa bu söz öbeği “güney” anlamındadır (Abduvaliyev vd., 2010: 842). 4. Örnek Aldı katkan bay Cakıp kurun moynuna salıp kalmaktarga cıgılıp, cılkı soyup, kımızdan tartkan aragın berip, dorbodo katkan altınınan tartuulap, aylanköçök atıp zar kakşadı. (Cusupov, 1995: 13) Ne yapacağını şaşıran Cakıp Bay, Kalmuklara boyun eğerek, at kesip, kımızdan yaptığı içkileri ikram etti. Torbada biriktirdiği altından hediye verdi. Çok gözyaşı döktü… (Türkmen-İnayet, 2017: 19) (Ne yapacağını şaşıran Cakıp Bay, Kalmuklara boyun eğerek, at kesip, kımızdan yaptığı içkileri ikram etti. Torbada biriktirdiği altından hediye verdi. Göz yaşına boğuldu…) 233 Kaynak metindeki birleşik cümle aktarmada birkaç basit cümle haline getirilmiştir. Burada incelenecek deyim, bulunduğu cümleden sonraki cümleye alınarak cümle başına yerleştirilmiş. Asıl metindeki zar kakşa- deyimi “zırlayarak, sızlayarak acı çekmek, inlemek” (Osmonova, 2001: 203) anlamına gelmektedir. Aktarmada ise çok göz yaş dök- biçimindedir. Fakat Türkçede bunun yanında aynı anlamı yüklenen gözyaşına boğul- deyimi bulunmaktadır. Bu deyim anlatım güzelliğini aktarma metinde de aynı derecede sağlardı. 5. Örnek Bay Cakıptan al ketti, nes bolup daldırap, sözdön kalıp, ne kıların bilbey kaldı. (Cusupov, 1995: 14) Cakıp bay kendini kaybetti; sanki uyumuş gibi şuursuz dolanıp ne yapacağını şaşırdı. (Türkmen-İnayet, 2017: 22) (Cakıp bay kendini kaybetti; buz kesilip ağzı dili tutulup ne yapacağını şaşırdı.) Kaynak metindeki nes bol- deyimi “donakalarak ne yapacağını şaşırmak” (Osmonova, 2001: 372) anlamına gelmektedir. Türkçeye ise sanki uyumuş gibi şuursuz dolan- biçiminde aktarılmıştır. Böyle karşılık deyimin anlamın tasvir yoluyla anlatmaktadır. Ancak bu kadar uzun bir yapı ile aktarılmaktansa hedef dildeki buz kesil- deyimi kullanılabilirdi. Türkçede bu deyim “şaşılacak, üzülecek bir durum karşısında donakalmak” (TDK, ADS) anlamların taşımaktadır. Cümle içindeki bağlam ile asıl metindeki deyimin anlamını yansıtmada daha etkili ve uygun olurdu. Bunun dışında kaynak cümledeki üstteki deyimin arkasından gelen sözdön kal- yapısı aktarmada bulunmamaktadır. Söz öbeği “konuşamamak” anlamına gelmektedir. Belki bu yapı deyim ile bir alınmıştır veya kaldırılmış olabilir. Ancak bu yapı kendi başına hedef dildeki “konuşamamak” anlamına gelen ağzı dili tutul-, “ sıkıntı ve üzüntüden konuşamamak” anlamına (TDK, ADS) gelen (birinin) çenesini bıçak açma- deyimi ile aktarılabilirdi. 6. Örnek Dalay ay, dalay cıldan beri balanın ıyın ukpagan kırgızdar töbösü kökkö cete süyünüp atıştı. (Cusupov, 1995: 15) 234 Nice aylardan, nice yıllardan beri çocuk ağlamasını işitmeyen Kırgızlar çok sevindiler. (Türkmen-İnayet, 2017: 24) (Nice aylardan, nice yıllardan beri çocuk ağlamasını işitmeyen Kırgızların başı göğe erdi.) Üstteki örnekte “çok sevinmek, çok mutlu olmak, çok razı olmak, sevinçten içi kıpır kıpır olmak” anlamlarına gelen töbösü kökkö cet- deyimi bulunmaktadır. Türkçeye çok sevin- biçiminde aktarılmıştır. Ancak yanı sıra Türkçede kaynak metindeki deyim ile anlam açısından aynı ve kuruluş mantığı da yakın olan başı göğe er- (değ-) deyimi bulunmaktadır ve aktarmada kullanılabilirdi. 7. Örnek Akbalta obolu Cakıptın oyun caktırbay barıp, kiyin el toygo kusa bolgonun körüp, beçaralardın “köñülü kötörülsün, başı biriksin” dep makul taap, toydun tüyşügün öz moynuna aldı, uyku betin körböy, tınç albay çapkılap cürdü. (Cusupov, 1995: 17) Akbalta, önce Cakıp’ın fikrini beğenmemişti, sonra halkın ziyafetine hasret kaldığını görüp zavallıların “gönlü neşelensin, başları bir araya gelsin” diye kabul etti ve ziyafet işlerini üzerine aldı. Bu yüzden, o ne uyuyabildi, ne de rahat soluk alabildi. (Türkmen- İnayet, 2017: 27) (Akbalta, önce Cakıp’ın fikrini beğenmemişti, sonra halkın ziyafetine hasret kaldığını görüp zavallıların “gönlü neşelensin, başları bir araya gelsin” diye kabul etti ve ziyafet işlerini üzerine aldı. Bu yüzden, göz kırpmadı, rahat soluk almadı.) Kaynak metindeki birleşik cümle aktarmada iki cümleye ayrılmış. “Uyumamak” anlamına (Osmonova, 2001: 459) gelen uyku betin körbö- deyimi ikinci cümleye yerleştirilmiş ve ne uyuyabil- biçiminde aktarılmış. Bu karşılık deyimin anlamını tam ifade etmektedir ve hemen arkasından gelen yapıya uyum sağlamakla aktarılmıştır. Ancak kaynak metindeki deyim Türkçedeki aynı anlam ifade eden göz kırpma-, göz yumma- deyimleri ile de aktarılabilirdi. 8. Örnek “Kancarkolgo Manastı cardırap ciberip, Cakıptın doosunan kantip kutulam” – dep, Oşpurdun sanası sanga bölündü. (Cusupov, 1995: 21) 235 “Kancarkol, Manas’ı parçalarsa, Cakıp’a ne söyleyeceğim” diye düşündü. (Türkmen- İnayet, 2017: 36) (“Kancarkol, Manas’ı parçalarsa, Cakıp’a ne söyleyeceğim” diye düşünceye daldı.) Kaynak metindeki deyim “bir şey hakkında çok düşünmek, aklına bin bir türlü şey gelmek” (Osmonova, 2001: 413) anlamına gelmektedir. Türkçeye düşün- biçiminde aktarılmış. Fakat böyle aktarma deyimin anlamını genel karşılamaktaysa da cümledeki ektili anlatımı üstlenmede yetersiz kalmaktadır. Bu sözcük yerine Türkçedeki aynı anlama gelen fakat deyim yapısındaki düşünceye dal- deyimi kullanılabilirdi. 9. Örnek Altaylık kalmak menen karmaşta ar elden erender opat boldu. (Cusupov, 1995: 227) Altaylık Kalmuklarla olan savaşta her halktan yiğitler öldüler. (Türkmen-İnayet, 2017: 47) (Altaylık Kalmuklarla olan savaşta her halktan yiğitler helak oldular.) Üstteki örnekte opat bol- deyimi “yerle bir olup yok olmak” (Osmonova, 2001: 392) anlamına gelmektedir. Türkçeye öl- eylemi ile karşılanmıştır. Ancak Türkçede bunun yanında aynı anlamı ifade eden helak ol- deyimi bulunmaktadır. Deyim, deyim ile aktarılabilirdi. 10. Örnek Eki kün naar albay iştep atıp esi oop cıgılıp kalsa… (Cusupov, 1995: 30) İki gün hiçbir şey yemeden çalıştığı için bayılıp düştü. (Türkmen-İnayet, 1995: 53) (İki gün hiçbir şey ağzına sürmeyip çalıştığı için bayılıp düştü.) Kaynak metindeki naar alba- deyimi “yemek yememek, hiçbir şey yememek, tadına bile bakmamak” (Osmonova, 2001: 450) anlamına gelmektedir. Aktarmada hiçbir şey yeme- biçiminde karşılanmıştır. Bunun yerine (bir şeyi) ağzına sürme- deyimi kullanılabilirdi. 11. Örnek 236 Almambet ar kimdin arız-muñun ugup akıykat sözünün çındıgına cetip, düynö, baylıkka, dañkına karabay, betke aytıp, doonu öñdürüp, cañcaldı basıp, kara kıldı kak carıp kalıs çeçet. (Cusupov, 1995: 84) Kimsenin servetine, zenginliğine, şöhretine bakmıyordu. Herkesle yüz yüze konuşup davanın köküne iniyor, kavgayı yatıştırıp meseleyi adil bir şekilde çözüyordu. (Türkmen-İnayet, 2017: 149) (Kimsenin servetine, zenginliğine, şöhretine bakmıyordu. Herkesle yüz yüze konuşup davanın köküne iniyor, kavgayı yatıştırıp meseleyi kılı kırk yararak adil çözüyordu.) Yukarıdaki örnekte Kırgız Türkçesindeki kara kıldı kak car- deyimi Türkiye Türkçesine adil biçiminde aktarılmıştır. Bu sözcük deyimin “herkese aynı derecede eşit davranan, hiç kimsenin tarafını tutmayan” (Osmonova, 2001: 251) anlamını karşılamaktadır. Ancak bunun yanında Türkçede kaynak metindeki deyim ile anlamı yanında yapısı açısından da yakınlık gösteren kılı kırk yar- deyimi bulunmaktadır. Asıl metindeki cümleye dikkatli bakılınca deyim arkasından kalıs sözcüğü gelmektedir. Bu sözcük adil anlamına gelir. Kara kıldı kak car- deyimi ise bu sözcüğü tamlayan öğe durumundadır. Bu sebeple aktarmada kılı kırk yar- deyimi ise kara kıldı kak car- deyimi karşılığı, adil sözcüğü kalıs sözcüğü karşılığı olursa daha doğru olabilirdi. Tablodaki 54, 66, 68, 72, 82, 86, 98, 117, 127, 139, 140, 175, 242, 251, 263 numaralı deyimler de böyle örneklerdendir. Aktarmada deyim yerine sözcük veya tasvir yöntemi kullanarak aktarma, çevirmen tarafından kaynak metindeki deyimin deyim olarak algılanmamasından kaynaklanabilir. Bununla birlikte hedef dildeki deyim hazinesin kullanabilme eksikliği de neden olabilir. Örneklerde bazı karşılıklar kaynak metindeki deyimi anlam açısından tam karşılamaktadır, fakat yine de eğer hedef dilde aynı anlam taşıyan deyim varsa ve cümle içindeki bağlama uygunsa sözcük yerine deyim tercih edilmesi aktarma metnin dilinin de etkisini arttırır. Buradaki bazı örneklerde görüldüğü üzere kaynak metindeki deyim ile yapısı açısından da yakınlık gösteren, iki lehçedeki hemen hemen aynı deyimlerin olduğu halde de çevirmenler tarafından kullanılmaması ilginçtir. 237 2.1.3. Yanlış Deyim Seçimi Kaynak metindeki bazı deyimler hedef dilde aynı ya da farklı yapıdaki fakat aynı anlam taşıyan deyimle aktarılır. Bu örneklerin kimi başarılı olduğu halde kimi deyimlerde anlam açısından örtüşmeme görülmektedir. 1. Örnek “Cakıptın bizge koşomattanganı, aldıga tüşkönü” dep çıgıştı. (Yusuf, 1995: 11) “Cakıp’ın bize yaltaklanması bize tabi olmasındandır” diye düşündüler. (Türkmen- İnayet, 2017: 17) (“Cakıp’ın bize yaltaklanması bizim ayağımıza kapanmasıdır” diye düşündüler.) Yukarıdaki örnekte asıl metindeki aldıga tüş- deyimi tabi ol- biçiminde aktarılmış. Fakat kaynak metindeki deyim “ayıbını, günahını kabul etmek anlamında bir şey verme, hediye etme yoluyla af dilemek, rica etmek” (Osmonova, 2001: 42) anlamlarına gelirken aktarmada kullanılan tabi ol- deyimi “birinin kontrolü altına girmek, bir şeye veya bir kimseye bağlı olmak” (TDK, ADS) anlamların yüklenmektedir. Bu deyim yerine “bağışlaması için yalvarmak” anlamına gelen ayağına (ayaklarına) kapan- deyimi kullanılabilirdi. Bu deyim cümledeki bağlam içinde kaynak metindeki deyim ile aynı anlama gelirdi. 2. Örnek Kırgızlar bu saam karşılık kılbay arı karap ıylap, beri karap külüp, altın, kümüş, casalgaluu argımakka sulu kızdı mıngizdi, kurcun tolo altın-kauhar, toguzdap mal aydattı. (Yusuf, 1995: 14) Kırgızlar bu kez karşılık göstermeden güle oynaya altın ve gümüş toplayıp süsledikleri ata güzel kızı bindirdiler. Heybeyi altın mücevher ile doldurdular, hayvanları dokuzar dokuzar sürüp çıkardılar. (Türkmen-İnayet, 2017: 22) (Kırgızlar bu kez karşılık göstermeden istemeyerek fakat belli etmeden altın, gümüş toplayıp süsledikleri ata güzel kız bindirdiler. Heybeyi altın mücevher ile doldurdular, hayvanları dokuzar dokuzar sürüp çıkardılar.) Kaynak metinde arı karap ıylap, beri karap kül- deyimi hedef dile güle oynaya deyimi ile aktarılmıştır. Ancak bu iki deyim anlam açısından tamamen faklı deyimleridir. Asıl 238 metindeki deyim “çok zorlanmak, kendini mecbur etmek, zor bela kendini ikna edip alıştırmak, ancak bu yaptığını kimseye bildirmemek, çaktırmamak” anlamına gelmektedir (Osmonova, 2001: 51). Aktarmada kullanılan deyim ise “neşeyle, sevinçle” (Saraçbaşı, 2010: 541) anlamında kullanılmaktadır. 3. Örnek -Kayıp Dañ, Kara-Saardın hanı Manastın şişi toldu. (Yusuf, 1995: 44) -Kayıp Dang, Kara Şehir’in hanı Manas’ın sonu geldi. (Türkmen-İnayet, 2017: 77) (-Kayıp Dang, Kara Şehir’in hanı Manas’ın burnu büyüdü.) Üstteki cümlede geçen şişi tol- deyimi hedef dile sonu gel- deyimi ile karşılanmıştır. Ancak, bu iki deyim anlam açısından faklı deyimlerdir. Kaynak metindeki deyim “hiçbir şeyi kale almamak, havalara girmek, sınırı geçmek” (Osmonova, 2001: 493) anlamına gelmektedir. Aktarmadaki deyim ise “bitmek, tükenmek, yok olmak, ölmek” (TDK, ADS) anlamına gelen deyimdir. Türkiye Türkçesinde asıl metindeki deyim ile aynı anlamlar taşıyan birçok deyim bulunmaktadır. Mesela, aktarmada “kibirlenmek, büyüklenmek” (TDK, ADS) anlamındaki burnu büyü- deyimi kullanılabilirdi. 4. Örnek -Atake, bu coruktu aytıp ber? Coodon kaçkan türüñ bar? Kim tünüñö cetti? (Cusupov, 1995: 75) Babacığım bu hareketini anlat? Düşmandan kaçmış gibi bir halin var? Kökünü kim kazdı? (Türkmen-İnayet, 2017: 132) (Babacığım bu hareketini anlat? Düşmandan kaçmış gibi bir halin var? Kim kötülük etti?) Bu örnekte kaynak cümledeki tübünö cet- deyimi “zor duruma bırakmak, kötülük etmek, belaya bulaşmasına, makamından ayrılmasına, rezil olmasına sebep olmak” (Osmonova, 2001: 454) anlamına gelmektedir. Türkçeye ise kökünü kaz- deyimi ile aktarılmıştır. Bu deyim ise “bir daha yürüyemez duruma getirmek, hiçbir kalıntısını bırakmamak, yok etmek” (TDK, ADS) anlamına gelmektedir. Kaynak metinde deyimle birisinin zor duruma düşmesi, birisinin ona kötülük yaptığı anlatılmaktadır. Bu sebeple aktarmada kullanılan deyim asılını anlam açısından karşılamamaktadır. 239 5. Örnek Munu er Koşoy baykadı, alardın türpün körüp, tuugan naarazıçılıgı bütmök bele dep içten çoçulap, anı Manaska aytkanga oozu barbadı. (Cusupov, 1995: 124) Er Koşoy bunu fark etti. Onların tavrını görüp kardeş kavgası biter mi hiç diye iç çekti. Bunu Manas’a anlatmaya gönlü razı olmadı. (Türkmen-İnayet, 2017: 223) (Er Koşoy bunu fark etti. Onların tavrını görüp kardeş kavgası biter mi hiç diye iç çekti. Bunu Manas’a anlatmaya cesaret edemedi.) Üstteki örnekte oozu barba- deyimi aktarmada gönlü razı olma- deyimi ile aktarılmıştır. Kaynak metindeki deyim “birine bir şeyi çekinmeden, cesurca söyleyememek, duraksamak” (Osmonova, 2001: 381) anlamına gelmektedir. Aktarmadaki deyim ise “istememek” (TDK, ADS) anlamın vermektedir. Cümle içindeki bağlama göre bu deyim de kullanılabilirdi ancak asıl metindeki deyimin cümlede daha çok “söylemeye cesaret edememek” anlamı ağırlıklıdır. 6. Örnek Munu körgön Akbalta menen Kutubiydin öçkön otu kayra canıp, kayratına kelişip şerdengen eki er kıtay, kalmaktın kaptagan kolun tosup, taştalkanın çıgarıp atıştı. (Cusupov, 1995: 59) Onu gören Akbalta ile Kutubiy’in sönen ateşi yeniden tutuştu. Tekrar gayete gelip cesaretlenen iki yiğit Çin ile Kalmukların kalabalık askerinin önünü kesip atılıp gelenleri safdışı ettiler. (Türkmen-İnayet, 2017: 104) (Onu gören Akbalta ile Kutubiy’in sönen ateşi yeniden tutuştu. Tekrar gayete gelip cesaretlenen iki yiğit Çin ile Kalmukların kalabalık askerinin önünü kesip atılıp gelenleri yerle bir ediyorlardı.) Kaynak metindeki taştalkanın çıgar- deyimi “yok etmek, yerlere bir etmek, dağıtmak, kırıp dökmek” (Osmonova, 2001: 437) anlamına gelmektedir. Hedef dile safdışı et- deyimi ile aktarılmıştır. Bu deyim TDK ADS’de “dizinin dışına çık-” anlamına gelmektedir. Bunun yanında Türkçede kaynak metindeki deyim ile aynı anlam taşıyan ve anlatım etkileri de aynı derecede yok etmek, yerle bir etmek, yerle yeksan etmek deyimleri bulunmaktadır ve aktarmada kullanılabilirlerdi. 240 Bu hata türüne 214, 224, 246, 270 numaradaki deyimler dâhildir. Bunun dışında bazı örneklerde kaynak metindeki deyimin karşısında anlam açısından aynı olmayıp fakat yakınlık gösteren deyimler kullanıldığı da görülmektedir. Bu durum, kaynak metindeki deyimin anlamını bağlamla yansıtsa da deyimin cümleye kattığı etkili anlatımı yansıtmada yetersiz kalmaktadır. 2.1.4. Yanlış Sözcük Seçimi Değerlendirdiğimiz metinde bazı deyimler, sözcükle aktarıldığı halde deyimin anlamıyla az çok farklılık göstermektedir. Aktarmada deyim yerine kullanılan bazı karşılıklarsa anlam açısından tamamen örtüşmemektedir. 1. Örnek Tee obolku bir kerben doordo, kün carıgında tulpar tuyagın taşırkatkan, ay carıgında bel çeçpey at üstündö kuş uyku salgan cookerlik zamanda, aç arstanday sürünön coosu kaçkan, tuusu asmanga obologon, dañkı aalamga sobologon, başınan ak kalpagı tüşpögön, mingenge tulpar tütpögön, duulap caşagan Kırgız degen ezelki el bolgon. (Cusupov, 1995: 7) Çok eski zamanlarda, Kervan devrinde, tulpar gün ışığında eşinirken; ay ışığında kemerini çıkartmadan, at üstünde kuş uykusu uyuyan erler zamanında, aç aslana benzeyen suratıyla, düşmana saldıran, bayragı gökyüzünde dalgalanan, şanı aleme yayılan, başından ak kalpağı çıkmayan, binene tulpar dayanmayan, kükreyerek yaşayan, Kırgız denen çok eski bir millet yaşardı. (Türkmen-İnayet, 2017: 9) (Çok eski zamanlarda, Kervan devrinde, tulpar gün ışığında eşinirken; ay ışığında nefes almadan, at üstünde kuş uykusu uyuyan erler zamanında, aç aslana benzeyen suratıyla, düşmana saldıran, bayragı gökyüzünde dalgalanan, şanı aleme yayılan, başından ak kalpağı çıkmayan, binene tulpar dayanmayan, kükreyerek yaşayan, Kırgız denen çok eski bir millet yaşardı.) Üstteki örnekte “dinlenmemek, durmadan çalışmak, gece gündüz işte veya düşmana karşı tetikte olmak” (Osmonova, 2001: 94) anlamına gelen bel çeçpe- deyimi Türkçeye kemerini çıkartma- biçiminde aktarılmıştır. Cümle içinde genel anlama uygun bir çeviri olsa da kaynak metindeki deyimin anlamını net olarak ifade etmemektedir. Bu karşılık yerine “dinlenme(me)k, ferahla(ma)mak, rahatla(ma)mak” (TDK, ADS) anlamına gelen 241 nefes alma(ma)k deyimi veya deyimin anlamını net yansıtacak bir sözük tercih edilebilirdi. 2. Örnek Teñirim körsö tübölüktüü eç nesre caratpaptır, bu oyron düynönün kelme kezegi, ulug kiçigdi teñdep koymogu bar eken, kara cerdi kalçagan Karahan da a düynö cüzün kördü. (Cusupov, 1995: 7) Tanrım hiçbir şeyi ebedȋ yaratmamıştır. Tanrı, bu korkunç dünyada geleni gideni, büyüğü küçüğü dengelemiştir. Bir gün kara yeri titreten Karahan da öbür dünyaya göç etti. (Türkmen-İnayet, 2017: 9) (Tanrım hiçbir şeyi ebedȋ yaratmamıştır. Bu yıpratıcı dünyanın dönen sırası, büyük küçüğü dengelemesi varmış. Bir gün kara yeri titreten Karahan da öbür dünyaya göç etti.) Kaynak metindeki birleşik cümle aktarmada üç basit cümleye ayrılmış. İncelenmeye alınacak deyim ikinci cümlede yer almaktadır. Örnekteki deyim kelme kezek olmakla “işte böyle bir olay senin de başına gelir, böyle bir görünüme sen de duçar olursun, manasında, genelde uyarmak için söylenir” (Osmonova, 2001: 260) anlamına gelmektedir. Türkçeye gelen giden olarak aktarılmıştır. Bu aktarma deyimin anlamınıdan tamamen uzaktır. Deyim geçen cümleyi asılı ile karşılaştırınca birkaç yanlışlık ortaya çıkmaktadır. Bunlar deyimin bu şekilde aktarılmasına neden olmuş olabilir. Deyimin karşılığı bulunan cümleye bakılınca başına Tanrı sözcüğü bir kere daha ilave edilip cümle öznesi haline getirilmiştir. Oysa kaynak cümlede “Tanrı” sözcüğü birleşik cümle başında bulunmakla sadece bir kısmın öznesidir. Ondan sonraki gelen kısımda “oyron düynö” söz öbeği özne durumundadır. Yanı sıra bu söz öbeği hedef dile korkunç dünya biçiminde aktarılmış. Ancak “oyron” sözcüğü Kırgız Türkçesine Farsçadan geçmekle “yıpratıcı, tahrip, tahrifat” (Karasayev, 1996: 593) anlamına gelmektedir. 3. Örnek Botosuz koyup, botodoy bozdottuñ. (Cusupov, 1995: 10) Beni çocuksuz bırakıp çocuk gibi bağırıyorsun. (Türkmen-İnayet, 2017: 14) (Beni çocuksuz bırakıp kan ağlattın.) 242 Üstteki örnekte botodoy bozdo- deyimi bulunmaktadır. Deyim “çok derinden ıstırap çekmek, çok acıklı ağlamak, hıçkırarak ağlamak” (Osmonova, 2001: 118) anlamlarına gelmektedir. Bu örnekte “derinden ızdırap çekmek” anlamı ağırlıklıdır. Türkçeye ise çocuk gibi bağır- biçiminde aktarılıştır. Bu karşılık deyimin anlamından tamamen uzaktır. Kaynak metindeki cümlede hem cümle başında çocuk anlamındaki boto sözcüğü hem deyimin içerdiği boto sözcüğü bulunmaktadır. Çevirmenler ilk “boto” sözcüğünü çocuk olarak doğru aktarmışlardır. Büyük ihtimalle ondan sonraki gelen deyimin bir unsuru olan boto+doy sözcüğü de aynı anlamda algılanmış. Böylece kaynak metindeki deyim parçalanarak aktarılmış olabilir ve dolaysıyla yanlış anlam ortaya çıkmış. 4. Örnek Aldı katkan bay Cakıp kurun moynuna salıp kalmaktarga cıgılıp, cılkı soyup, kımızdan tartkan aragın berip, dorbodo katkan altınınan tartuulap, aylanköçök atıp zar kakşadı. (Cusupov, 1995: 13) Ne yapacağını şaşıran Cakıp Bay, Kalmuklara boyun eğerek, at kesip, kımızdan yaptığı içkileri ikram etti. Torbada biriktirdiği altından hediye verdi. Çok gözyaşı döktü… (Türkmen-İnayet, 2017: 19) (Bahtı kara Cakıp Bay, Kalmuklara boyun eğerek, at kesip, kımızdan yaptığı içkileri ikram etti. Torbada biriktirdiği altından hediye verdi. Çok gözyaşı döktü …) Üstteki örnekte aldı katkan deyimi Türkçeye ne yapacağını şaşıran biçiminde aktarılmıştır. Ancak bu aktarma deyimin anlamını yansıtmamaktadır. Kaynak metindeki deyim “başı dertten kurtulmayan, talihsiz, zavallı, bedbaht” (Osmonova, 2001: 41) anlamına gelmektedir. Burada bahtı kara deyimi kullanılabilirdi. 5. Örnek Alookenin cibergen çerüülörü kırgızdan Manas degen balanı tappagan soñ, kara candan tüñülüşüp, başka türktördön izdedi. (Cusupov, 1995: 13) Alevke’nin gönderdiği askerler, Kırgızlardan Manas adlı çocuğu bulamayınca her yeri cehenneme çevirerek onu başka Türklerde aradılar. (Türkmen-İnayet, 2017: 20) (Alevke’nin gönderdiği askerler, Kırgızlardan Manas adlı çocuğu bulamayınca [geri boş dönmekten] korkarak onu başka Türklerde aradılar.) 243 Kaynak metindeki kara candan tüñül- deyimi aktarmada her yeri cehenneme çevir- biçiminde karşılanmıştır. Ancak, asıl deyim “çok korkmak, tüyleri diken diken olmak, yüreği ağzına gelmek” (Osmonova, 2001: 249) anlamına gelmektedir. Hedef dilde kullanılan cehenneme çevirerek deyimi ise “yaşanılmaz bir duruma getirmek” (TDK, ADS) anlamına gelmekle asıl deyimin anlamından uzaktır. 6. Örnek Cılkıñ menen cılas bol, anı emnege ayadıñ? (Cusupov, 1995: 25) Atalarınla beraber soyun kurusun, onları niye böyle esirgiyorsun? (Türkmen-İnayet, 2017: 43) (Atlarınla beraber yok ol, onları niye böyle esirgiyorsun?) Kaynak metindeki “tümden yok olmak, dağılmak, kaybolmak” (Osmonova, 2001: 198) anlamına gelen cılas bol- deyimi Türkçeye soyu kuru- olarak aktarılmıştır. Bu cümlede aktarmadaki karşılığın yanlış olmasına diğer bir cümle öğesinin yanlış aktarılması sebep olmuştur. Kaynak metindeki cümlede “cılkı” sözcüğü aktarmada nedense “ata” olarak aktarılmıştır. Oysa bu söz “at” anlamındadır. Bu sözcüğe bağlı olarak deyim de soyu kuru- biçiminde aktarılmış olabilir. 7. Örnek Alar cemin cedirbegen çatak nemeler. (Cusupov, 1995: 32) Onlar çöpünü yedirmeyen kötü insanlardır… (Türkmen-İnayet, 2017: 56) (Onlar hakkını yedirmeyen belâlı birileri.) Üstteki örnekteki cemin cedirbe- deyimi hedef dile çöpünü yedir- biçiminde aktarılmıştır. Asıl metindeki deyim “birisine aldanmamak, yenilmeyip kendi hakkını, kendi namusunu koruyacak güce sahip olmak” (Osmonova, 2001: 163) anlamına gelmektedir. Aktarmada kullanılan çöpünü yedirme- yapısı ise Türkçese bir deyim değildir ve deyime yakın anlam da ifade etmemektedir. Onun yerine hakkını yedirme- yapısı kullanılabilirdi. 8. Örnek Ata sözün kıya albay, Kökçö atın bura tartıp, şaabayı suup, kazganakka kayttı. (Cusupov, 1995: 33) 244 Kökçö babasının sözünü kıramadı, atının başını çevirip üzüntülü halde yerine döndü. (Türkmen-İnayet, 2017: 58) (Kökçö babasının sözünü kıramadı, atının başını çevirip şevki kırılarak yerine döndü.) Kaynak metindeki şaabayı suu- deyimi Türkçeye üzüntülü halde biçiminde aktarılmıştır. Kırgız Türkçesinde bu deyim “şevki kırılmak, gönlü soğumak; ilgisi azalıp, çekinmek, kırılmak” (Osmonova, 2001: 490) anlamına gelmektedir. Bu anlam karşısında aktarmadaki karşılık eksik kalmaktadır. Onun yerinde Türkçede “isteği, hevesi kalmamak” (TDK, ADS) anlamına gelen şevki kırıl- deyimi kullanılabilirdi. 9. Örnek Manastın küçün, karın bilgen koşunalar cazgaktap, sözgö könböy turup kalıştı. (Cusupov, 1995: 43) Manas’ın gücünü, gazabını bilen komşuları başkaldırdılar, düşman olmaktan vazgeçebildi. (Türkmen-İnayet, 2017: 75) (Manas’ın gücünü, gazabını bilen komşuları kaçınarak oyuna gelmediler.) Kaynak metindeki sözgö kelbe- deyimi hedef dilde düşman olmaktan vazgeç- biçimi ile karşılanmış. Asıl metindeki, bu cümle bulunan yanı sıra deyim bulunan cümleden büyük birimi aktarmada cümle dizimini aktarılması ve bazı sözcüklerin yanlış aktarılması gibi eksikler tespit edilmiştir. Bu sebepler deyimin de yanlış aktarılmasına neden olmuştur 10. Örnek Öñü kanga alsırap baratıp, aylası ketken Akbalta başına altımış sana bir kelip, kapa bolup, kañırıgı tütöp, közünö caş alıp, koñgurap kolun cayıp, Teñirge calındı. (Cusupov, 1995: 59) Kan kaybından halsizleşen Akbalta çok üzüldü, alındı, telaşlandı, zavallının gözü doldu. O ellerini kaldırıp Tanrıya yalvardı. (Türkmen-İnayet, 2017: 105) (Kan kaybından güçsüzleşip çaresi kalmayan Akbalta başına çok düşünce birden gelip üzülerek bağrı yanıp gözleri yaşa dolarak seslenip avucunu açıp Tanrıya yalvardı.) Kaynak metindeki örnekteki kañırıgı tütö- deyimi hedef dile alın- biçiminde aktarılmıştır. Oysa deyimin anlamı “şiddetli şekilde üzülmek, bir şeye üzülerek, çok 245 tasalanmaktır” (Osmonova, 2001: 247). Bu karşılık yerine Türkçedeki “üzüntü çekmek, çok acı duymak” anlamına gelen bağrı yan- deyimi kullanılabilirdi. 11. Örnek Manas kınsız kılıç baylanıp, kayra caar buluttay karı betine aylanıp, kırk çilten, Kutubiy menen beleste Toruçarın tuura tartıp, cer caynap kelatkan köp kolgo köz çaptırdı. (Cusupov, 1995: 59) Manas, kınsız kılıcını kuşanıp yağmurunu dökecek bulut gibi heybetiyle kırklar ve Kutubiy ile beraber Toruçar atının yönünü çevirip gelmekte olan kalabalık düşmana doğru yöneldi. (Türkmen-İnayet, 2017: 106) (Manas, kınsız kılıcını kuşanıp yağmurunu dökecek bulut gibi heybetiyle kırklar ve Kutubiy ile beraber Toruçar atının yönünü çevirip gelmekte olan kalabalık düşmana göz gezdirdi.) Üstteki örnekte köz çaptır- deyimi hedef dile yönel- biçiminde aktarılmış. Ancak, kaynak metindeki deyim “yüzeysel, genel bir şekilde incelemek, baştan sona bir kere bakmak; üstünkörü incelemek” (Osmonova, 2001: 285) anlamına gelmektedir. Hedef dildeki karşılık ise bu anlamdan uzaktır. Bu aktarma yerine Türkçedeki “bir yeri, bir şeyi çabucak incelemek” (TDK, ADS) anlamına gelen göz gezdir- deyimi daha uygundur. 12. Örnek Han ata! Mından caman azapka çıdagan can eleñ! Beliñdi aldırsañ da, eliñden birotolo ayrıla eleksin. Kayratıña kel! (Cusupov, 1995: 73) Han baba! Bundan da ağır azaplara dayanmıştın! Düşmana yenilip halkından tamamen ayrılmıştın. Kendine gel! (Türkmen-İnayet, 2017: 129) (Han baba! Bundan da ağır azaplara dayanmıştın! Boyun eğdiysen de halkından tamamen ayrılmadın. Kendine gel!) Kaynak metindeki örnekte belin aldır- deyimi Türkçeye düşmana yenil- biçiminde aktarılmıştır. Bu deyim “boyun eğmek, baş eğmek” (Osmonova, 2001: 93) anlamına gelmektedir. Hedef dile yenil- biçimiyle aktarılması deyimin genel anlamın yansıtabilmektedir. Ancak kaynak metindeki örnek cümledeki deyim arkasından gelen 246 “eliñden birotolo ayrıla eleksin” kısımı “halkından tamamen ayrılmıştın” olarak yanlış aktarılmıştır. Oysa kaynak metindeki bu kısımda “halkından tamamen ayrılmadın” denilmektedir. Bundan dolayı üstteki kısımdan önce gelen deyim yerine düşmana yenil- biçimi seçilmiş olabilir. Türkçede asıl metindeki deyimin anlamına daha yakın ve bu cümledeki anlamını daha iyi yansıtabilecek boyun eğ- deyimi buraya daha uygundur. 13. Örnek Kırgızdın saltı boyunça sarı altın can kesege kımız alıp keldi. Almambet ayak bergen cigitke “adegende abama, ululata sun” dep Bakaydı körsöttü. Bizdin salttı bilet eken dep oturgandardın içteri cılıy tüştü. (Cusupov, 1995: 87) Kırgızlar, adetlerine göre altın ruhlu kâseyle kımız alıp geldiler. Almambet fincanı veren yiğide “Evvel amcama, büyüklere sun!” diye Bakay’ı gösterdi. Almambet’in Kırgızların adetlerini biliyor olması oturanları şaşırttı. (Türkmen-İnayet, 2017: 154) (Kırgızlar, adetlerine göre altın ruhlu kâseyle kımız alıp geldiler. Almambet fincanı veren yiğide “Evvel amcama, büyüklere sun!” diye Bakay’ı gösterdi. Bizim adetleri biliyormuş diye oturanların içi ısındı.) Kaynak metindeki içi cılı- deyimi “memnun kalmak, gönlü yumuşamak, sevmek, meyletmek” (Osmonova, 2001: 216) anlamına gelmektedir. Hedef dile şaşır- biçiminde aktarılmıştır. Ancak, görüldüğü gibi bu karşılama deyimin anlamından uzaktır. Bunun yerine hedef dildeki “hoşlanmak, sevmek” (Türkçe Sözlük, 2005: 927) anlamındaki içi ısın- deyimi kullanılabilirdi. Hem de bu deyim kaynak metindeki deyim ile yapısı açısından aynıdır. 14. Örnek Er Manas mış kıldı. (Cusupov, 1995: 130) Manas’ı ürküttük! (Türkmen-İnayet, 2017: 231) (Manas [bizi] rezil etti.) Örneki mış kıl- deyimi “çok büyük bir zarara uğratmak, gülünç duruma düşürmek, ayıp olmak” (Osmonova, 2001: 369) anlamına gelmektedir. Hedef dile ürküt- biçiminde aktarılmıştır. Fakat bu karşılama deyimin anlamını yansıtmamaktadır. 15. Örnek 247 Eregişken eki er araçaga toktoboy, “koyu ber, munu soyoyun” dep kayra biri birine kekengende kabılan Manas kañırıgı tütöp turup, munu ayttı. (Cusupov, 1995: 140) Çekişen iki er aracıya bakmadan “Bırak beni, onu keşeyim!” diye tekrar birbirini tehdit ederken kaplan Manas şaşırarak şöyle dedi. (Türkmen-İnayet, 2017: 251) (Çekişen iki er aracıya bakmadan “Bırak beni, onu keşeyim!” diye tekrar birbirini tehdit ederken kaplan Manas’ın bağrı yanarak şöyle dedi. ) Kaynak metindeki kañırıgı tütö- deyimi Kırgız Türkçesinde “şiddetli şekilde üzülmek, bir şeye üzülerek, çok tasalanmak” (Osmonova, 2001: 247) anlamına gelmektedir. Ancak deyim hedef dile şaşır- biçimiyle yanlış aktarılmıştır. Bu deyim üstteki bir örnekte de gelmektedir ve ikinci kere yanlış çevrilmiştir. Bunun yerine Türkçedeki aynı anlam taşıyan yine yüreği kan ağla-, bağrı yan-, kan ağla- deyimleri kullanılabilirdi. Sözü edilen sorun; 134, 136, 149, 152, 154, 160, 162, 173, 213, 218, 223, 264 numaralı deyimlerde görülmektedir. Eserdeki bazı deyimler, anlamına az yakınlık gösteren veya anlamından uzak sözcüklerle aktarılmış. Bu tür hatalar, eserde deyim dışındaki bazı sözcüklerde de görülmektedir. Deyimleri anlamını yansıtmayan sözcük veya söz öbekleriyle karşılamak, çevirmenin kaynak metindeki deyimin anlamını yanlış anlamasından kaynaklanabilir. Ayrıca bazı deyimler, deyim olarak algılanmamış olabilir. Deyimin anlamı göz ardı edilip bağlama daha uygun görülen sözcük tercih edilmiş olabilir. Fakat bu durumda kaynak metindeki deyimin cümleye kattığı anlam yetersiz kalmaktadır. 2.1.5. Deyim Yerini Boş Bırakmak Kaynak metindeki bazı deyimler aktarma metinde bulunmamaktadır. Başka söyleyişle bazı deyimlerin yeri çevirmenler tarafından boş bırakılmıştır. Hatta yalnız deyimler değil bazen deyim geçen cümle ya da birkaç cümle atlanmıştır. 1. Örnek Munu sezgen Cakıp bel baylap, ayıldın bilermandarın, cakındarın çogultup akıldaştı. (Cusupov, 1995: 16) Bunun farkına varan Cakıp, --- avulun ileri gelenlerini, yakınlarını toplayıp danıştı. (Türkmen-İnayet, 2017: 26) 248 (Bunun farkına varan Cakıp, gayrete gelerek avulun ileri gelenlerini, yakınlarını toplayıp danıştı.) Üstteki örnekte kaynak metindeki “gayret etmek, kendi kendine güç vermek, dayanmak” (Osmonova, 2001: 94) anlamına gelen bel bayla- deyimi aktarmada atlatılmıştır. 2. Örnek Ata baba tarıhı ulam kiyinkige amanat. Aytmak tügül estesem cürögüm tızıldayt. Emi, maga oor bolso da, saga aytkandan kiyin ceñildene tüşörmü. Kulak salıp ugup tur, col kıskarsın. Senin sıymıktanar, maktanar eliñ bar. (Cusupov, 1995: 24) Atalarımızın geçmişi nesilden nesle emanettir. ---. ---. ---. Senin övünebileceğin, gurur duyabileceğin bir halkın var. (Türkmen-İnayet, 2017: 40) (Atalarımızın geçmişi nesilden nesle emanettir. Dile getirmek değil hatırlasam bile yüreğim sızlıyor. Şimdi bana ne kadar ağır olsa da sana anlattıktan sonra belki içim rahatlar… Kulak dikerek dinle, yol da kısalsın. Senin gururlanacak, övünecek halkın var.) Bu örnekte deyim dışında deyim geçen cümle ve hemen arkasından gelen iki cümle de aktarmada atlatılmış. Kaynak metindeki “aşırı kaygılanmak, üzülmek, kederlenmek, mütessir olmak” (Osmonova, 2001: 190) anlamına gelen cürögü tızılda- deyimi ise Türkçede aynı yapıda ve aynı anlamda yüreği sızla- biçiminde bulunmaktadır. 3. Örnek Can sooga – deşip, sarttar calınıp-calbarıp, öpkö-boorun çaap bal tilin tögüştü. (Cusupov, 1995: 29) “Canımızı bağışlayın” dediler. Şartlar yalvararak --- ağızlarından bal akıttılar. (Türkmen-İnayet, 2017: 50) (“Canımızı bağışlayın” dediler. Şartlar yalvararak etrafında dört dönüp ağızlarından bal akıttılar.) Üstteki örnekte öpkö-boorun çap- deyiminin yeri aktarmada boştur. Deyim “çok sevip, etrafında dönüp, yalvarıp yakarıp, merhametli davranmak” (Osmonova, 2001: 407) anlamına gelmektedir. Kaynak metinde bu deyin belki öncesi gelen calınıp-calbarmak 249 ikilemesinin anlamıyla yakınlık göstermesinden dolayı çevirmenler tarafından bırakılmış. Ancak, bu deyim yalvarmak anlamın kapsamaktaysa da onun anlamını denk gelen başka bir deyim ile yine karşılanabilirdi. Mesela Türkçedeki eteğine düş- (sarıl-), (birinin) etrafında dört dön- yapıları bağlam içinde kaynak metindeki deyimi karşılayabilirler. 4. Örnek Calgız men emes, kalayık kalkka salakan tiydi. Tukumuzdu kurut kılat. Otuz cıl murun Esenkandın kılıçına çabılıp, Altayga aydalganıbızdı bat ele unutup kalabızbı? (Cusupov, 1995: 29) Başımız derde girdi. ---. Otuz yıl önce Esen Hanı’ın kılıcıyla Altay’a sürüldüğümüzü nasıl böyle çabuk unuttuk. (Türkmen-İnayet, 2017: 51) (Başımız derde girdi. Kökümüzü kurutacak. Otuz yıl önce Esen Hanı’ın kılıcıyla Altay’a sürüldüğümüzü nasıl böyle çabuk unuttuk.) Kaynak metindeki tukum kurut kıl- deyim tek başına bir cümle halindedir. Deyim “neslinden, soyundan hiçbirini bırakmamak, yok etmek, tamamen ortadan kaldırmak” (Osmonova, 2001: 453) anlamına gelmekte. Aktarmada cümle ve yanı sıra deyim atlatılmıştır. Burada yanında bulunan cümleler ile de aynı mana taşımamaktadır, anlam tekrarı söz konusu değildir. Deyim Türkçedeki kökünü kurut-, köküne kibrit suyu dök- deyimleri ile anlam açısından aynıdır. 5. Örnek Oşonu acattı açıp, cıgıp ber. (Cusupov, 1995: 50) Onun --- hakkından gel. (Türkmen-İnayet, 2017: 88) (Bir isteğimi yerine getirip onu kazan.) Kaynak metindeki “birinin isteğini, dileğini yerine getirmek; ihtiyaçtan, zorluktan kurtarmak, işini görmek” (Osmonova, 2001: 25) anlamına gelen acat aç- deyimi aktarmada bulunduğu cümleden bırakılmıştır. Deyimin bulunduğu cümlede deyim ile eş anlam başka sözcükler de bulunmaması dolaysıyla bırakılmasına bir sebep yok. 6. Örnek 250 Atemir handın aytkandarınan üç ese köp mal çay kaynamda tabıldı. (Cusupov, 1995: 92) Atemirin söylediğinden üç kat fazla hayvan --- bulundu. (Türkmen-İnayet, 2017: 164) (Atemirin söylediğinden üç kat fazla hayvan çabuk bulundu.) Kaynak metindeki “çok değil, uzun bir zaman degil” (Osmonova, 2001: 472) anlamına gelen çay kaynam deyimi aktarmada atlatılmış. 7. Örnek Manas baştap baş koşkon kırk çorogo nike baylandı. (Cusupov, 1995: 98) Manas’ın idaresindeki --- kırk çoraya nikâh kıyıldı. (Türkmen-İnayet, 2017: 174) (Manas başta olan evlenen kırk yiğide nikâh kıyıldı.) Baş koş- deyimi geçen cümle çeviride asılından biraz fark ile aktarılmıştır ve kaynak metindeki deyim bulunmamaktadır. Asıl metindeki “Manas baştap” kısmı görüldüğü gibi “Manas’ın idaresindeki” olarak aktarılmıştır, oysa doğrusu “Manas başta olarak” yani kırk çora içinde, evlenenler başında Manas’ın da bulunmakta olduğu denilmektedir. Hemen arkasından gelen baş koş- deyimi aktarmada bulunmamaktadır. Deyim “evlenmek, (birlikte) hayat kurmak” (Osmonova, 2001: 77) anlamına gelmektedir. 8. Örnek Manas baatır bük tüşüp barıp kuladı. (Cusupov, 1995: 154) Bahadır Manas --- yere serildi. (Türkmen-İnayet, 2017: 277) (Bahadır Manas yüz üstü kıvrılarak düştü.) Kaynak metindeki bük tüş- deyimi aktarmada bulunmamaktadır. Deyim “ayaklarını bükerek, yüz üstü kıvrılıp yatmak” (Osmonova, 2001: 123) anlamındadır. Cümledeki deyim ile verilen düşmek eyleminin anlatım etkisini arttıran bu deyimin atlatılmasıyla aktarma cümle anlatım etkisi açısından sade kalmıştır. Kaynak metinde incelenen örnekler dışında tablodaki 59, 71, 105, 114, 151, 167, 180, 186, 204, 208, 212, 225, 228, 267 numaralı deyimler veya deyim bulunan cümleler aktarma metinde eksiktir. 251 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM 252 Sonuç “Keñeş Cusupov’un “Manas” Romanının Türkiye Türkçesi Çevirisinde Deyimlerin Kullanımı” adlı deyimlerin karşılaştırıldığı bu çalışmada, toplam 276 deyim, çeviri uygunluğu bakımından incelenmiştir. Başarılı bulunan, kusurlu görülen, eksik bulunan aktarımlar, açıklanmaya çalışılmış; buradan iki kardeş dil arasındaki çeviri sorunlarına dikkat çekilmek istenmiştir. Benzer göründüğü halde anlam açısından farklı olan deyim, çevirmenin yalancı eşdeğerliğe düşmesine yol açar. Kaynak metindeki bazı deyimlerin tüm elemanlarının korunarak olduğu gibi sözcük sözcüğe aktarılması, aktarma metinde iki çeşit deyimin ortaya çıkmasına yol açar. Birincisi, kaynak metinde, sözcüklerinde mecaz anlam baskılı olan, ifade ettiği anlam, cümle geneline dolaylı yolla verilen deyimlerdir ki bunlar, aktarmada da bu özelliğini korurlar. Böylece hedef dilde, mecaz yanı ağır olan söz öbekleri ortaya çıkar ve aktarma, başarılı olur. Dolayısıyla bu tür aktarmalar, lehçeler içinde sıklıkla kullanılır. İkinci grubu kaynak lehçede kültür renklerin baskın olduğu veya içerdiği sözcüklerinin hedef dilde aynı yapıda bulunmadığı deyimler oluşturur. Bunların bir kısmı, ilk bakışta sorunsuz görünür ama hedef dilin mantığına aykırı gelirler, okuyucu için anlamsız olabilmektedir. Deyimi aktarmada izlenen yöntemler de eserdeki deyimlerin hatalı, eksik aktarılmasına neden olabilir. Deyimler bakımından karşılaştırılan bu çalışmada, başarılı aktarmalar yanında kusurlu görülebilecek aktarmalar da tespit edilmiş; sorunların kaynakları şöyle belirlenmiştir: a. deyimi sözcük sözcüğe aktarma, b. deyimi deyim ile aktarmama, c. yanlış deyim seçimi, ç. yanlış sözcük seçimi, d. deyimin yerini boş bırakma. Yapılan araştırmada kimi deyimlerin iki lehçe arasındaki ortak sözcüklerden oluştuğu için hedef dile sözcük sözcüğe aktarıldığı; genel olarak anlamının, mecaz özelliğinin korunduğu; ancak bu aktarma biçiminin, bazı deyimlerde hataların oluşmasına neden olduğu görülmüştür. Bu tür deyimler, bağlam içinde alındığında, kusurları biraz giderilebilmektedir. Yoksa bağlandığı cümle öğesiyle metin içinden çıkarıldığı durumda hiçbir anlam ifade etmemektedir veya yanlış anlam çıkmaktadır. Kimi deyimler, sözcük sözcüğe aktarıldığında hedef dilde aynı yapıdaki deyim biçimine ulaşılır ancak anlam örtüşmemesi ortaya çıkabilir. Yalancı eşdeğerlilik sorunu olarak görülen bu durumla sık karşılaşılır. Ayrıca kimi özel deyimleri çözerken kaynak metin diline bağlı kalmak da 253 hatalı aktarımlara neden olabilir. Deyimin aktarma metnine zorla oturtulması hedef dilde yapaylığa yol açar. Bu tür sorunların ortaya çıkmaması için kaynak metindeki kültürel renkleri baskın ve hedef dile uyumsuzluk gösteren deyimlere dikkat etmek gerekir. Kaynak metindeki deyimin kullanımı kadar hedef dildeki kullanım biçimine de dikkat edilmesi önemlidir. Bazı deyimlerin hedef dilde karşılığı bulunduğu halde sözcük ile aktarıldığı gözlemlenmiştir. Burada incelemeye alınan örneklerden hareketle şu söylenebilir: Kaynak metindeki deyimi, deyim olarak algılayamayan çevirmen, aktarmada deyim yerine sözcük veya tasvir yöntemi kullanır. Bununla birlikte hedef dildeki deyim hazinesin kullanabilme eksikliği de neden olabilir. Hedef dilde aynı anlam taşıyan deyim varsa ve cümle içindeki bağlama uygunsa sözcük yerine deyim tercih edilmesi aktarma metnin dilinin etkisini arttırır. Dolayısıyla kaynak metindeki deyimle yapı bakımından yakınlık gösteren, iki lehçede hemen hemen aynı olan deyimlerin çevirmenler tarafından kullanılmaması ilginçtir. Kaynak metindeki bazı deyimler, hedef dile aynı ya da farklı yapıda, aynı anlam taşıyan deyimle aktarılır. Bu örneklerin kimi başarılı olduğu halde kimi deyimlerde anlam açısından örtüşmeme görülür. Bunun dışında bazı örneklerde kaynak metindeki deyimin karşısında anlam açısından aynı olmayıp fakat yakınlık gösteren deyimler kullanıldığı da görülmektedir. Bu durum, kaynak metindeki deyimin anlamını bağlamla yansıtsa da deyimin cümleye kattığı etkili anlatımı yansıtmada yetersiz kalmaktadır. Değerlendirdiğimiz metinde bazı deyimler, sözcükle aktarıldığı halde deyimin anlamıyla az çok farklılık göstermektedir. Aktarmada deyim yerine kullanılan bazı karşılıklarsa anlam açısından tamamen örtüşmemektedir. Kaynak metindeki bazı deyimler aktarma metinde bulunmamaktadır. Başka söyleyişle bazı deyimlerin yeri çevirmenler tarafından boş bırakılmıştır. Hatta yalnız deyimler değil bazen deyim geçen cümle ya da birkaç cümle atlanmıştır. Çeviri bakımından incelenen toplam 276 deyiminden: 26 deyim sözcüğü sözcüğüne çevrilmiş, 26 deyim hedef dilde karşılığı varken deyim ile aktarılmamış, 10 deyim yanlış deyim ile karşılanmış, 27 deyim kaynak metindeki deyimin anlamından uzak sözcüklerle aktarılmış, 22 deyimin ise aktarmada yeri boştur. Böylece 111 deyimde çeviri sorunu bulunduğu tespit edildi. 254 Kaynakça Kitaplar ABDİYEV Taalay, Kotormotaanuu İlimine Kirişüü, Bişkek, 2008. ABDUVALİYEV İbraim, AKMATALİYEV Abdıldacan vd., Kırgız Tilinin Sözdügü, Bişkek: Avrasya Press, 2010. ADIGÜZEL Hüseyin, Açıklamalı-Örnekli Türkçe Deyim Hazinemiz, İstanbul: Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Yayını, 1990. AKSAN Doğan, Anlambilim – Anlambilim Konuları ve Türkçenin Anlambilimi, Ankara: Engin Yayınevi, 1998. AKSAN Doğan, Her Yönüyle Dil Ana Çizgileriyle Dilbilim, 6. b, Ankara: TDK Yayınları, 2015. AKSOY Ömer Asım, Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü. 1 Atasözleri Sözlüğü, İstanbul: İnkılâp Kitapevi, 1988. AKSOY Ömer Asım, Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü. II Deyimler Sözlüğü, İstanbul: İnkılâp Kitapevi, 1988. AKUNOVA Aynura Rısbekovna, RAYIMBEKOVA M., Azırkı Kırgız Tili. Leksika, Bikek, 2005. AKYALÇIN Necmi, Türkçemizin Anlamsal Zenginlikleri – Dyimler, 1. b., Ankara: Eğiten Kitap, 2012. BAHADINLI Yusuf Ziya, Türkçe Deyimler ve Kaynakları, İstanbul: Hür Yayınları, 1971. BOOBEKOVA Kadiyan, İnsan Davranışlarıyla İlgili Kırgızca-Türkçe, Türkçe-Kırgızca Deyimler, Bişkek: Avrasya Press, 2013. CAPAROV Şeralı, SIDIKOVA Tolgonay, Azırkı Kırgız Tilinin Leksikolgiyası cana Leksikografiyası, Bişkek: KMU Yayınları, 2013. CUSUPOV Keneş, Manas. Bişkek: Kırgızpoligrafkonbinatı Yayınları, 1995. ÇOTUŞSÖKEN Yusuf, Deyimlerimiz, 2. b., İstanbul: Özgül Yayınları, 1992. DEMİR Tufan, Türkçe Dil Bilgisi, Ankara: Kurmay, 2004. DOĞANAY Ali, Türkçe Deyimler Sözlüğü, 2.b., İzmir: Karınca Matbaacılık, 1972. ECE Ayşe, Edebiyat Çevirisinin ve Çevirmenin İzinde, İstanbul: Sel Yayınları, 2010. 255 EGEMBERDİYEV Raimcan, Frazeologizmderdin Maani-Manızı cana Alardın Sözdüktördö Kamtıluusu, Bişkek: Turar, 2016. EMİR Sabahat, Örnekleriyle Açıklamalı Deyimler Sözlüğü, 5. b., İstanbul: Emir Yayınları, 1979. GÖKTÜRK Akşit, Çeviri: Dillerin Dili, 12. b., İstanbul: YKY Yayınları, 2016. GÜNDÜZALP Selim, Deyimler ve Öyküleri, Ankara: Zafer Yayınları, 2009. GÜRSOY-NASKALİ Emine, Türk Dünyası Gramer Terimler Kılavuzu, Ankara: TDK Yayınları, 1997.. HATİPOĞLU Vecihe, Türkçenin Sözdizimi, Ankara: TDK Yayınları, 1972. HENGİRMAN Mehmet, Deyimler Sözlüğü, Ankara: Engin Yayınları, 2011. KARASAYEV Husain, Kamus Naama: Arab, İran, Kıtay, Mongol, Orus Tilderinen Ooşup Kelgen Sözdör cana Köönörgön Sözdör, Bişkek: Şam Yayınları, 1996. KARTAL Numan, Türkçe Deyimler Sözlüğü, 3. b., İstanbul: Birsen Yayınevi, 1990. KOMİSSAROV Vilen Naumoviç, Teoriya Perevoda (Lingvistiçeskiye Aspektı), Moskova: Vısşaya Şkola, 2001. KORKMAZ Zeynep, Gramer Terimleri Sözlüğü, Ankara: TDK Yayınları, 1992. KUŞÇU Hüseyin – KUŞÇU Ülkü, Arasözleri ve Deyimler (Özlü Sözler – Güzel Sözler – Söz Grupları), İstanbul: Altın Kitaplar Yayınevi, 1997. MAMITOV Cumaş, Azırkı Kırgız Tili. Fonetika cana Leksikologiya, Bişkek, 1999. OSMONKULOV Askar, AKUNOVA Aynura Rısbekovna, Önör Aldı – Kızıl Til, Bişkek: 2007. OSMONKULOV Askar, AKUNOVA Aynura Rısbekovna, Önör Aldı Kızıl Til, Bişkek: KUU Yayınları, 2007. OSMONOVA Cüzökan, Kadıralı KONKOBAYEV, Şeralı CAPAROV, Kırgız Tilinin Frazeologizmder Sözdügü. Bişkek: KTMU Yayınları, 2001. ÖZDEMİR Emin, Açıklamalı-Örnekli Deyimler Sözlüğü, 8. b., İstanbul: Bilgi Yayınevi, 2000. PARLATIR İsmail, Atasözleri ve Deyim ler Sözlüğü – II, Deyimler, Ankara, Yargı Yayınevi, 2000. PARLATIR İsmail, Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü – I, Atasözleri, Ankara: Yargı Yayınevi, 2000. PÜSKÜOĞLU Ali, Türkçe Deyimler Sözlüğü, 2. b., Ankara: Arkadaş, 2004. 256 SADIKOV Abdıkadır, Kırgız Körköm Kotormo Tarıhının Kıskaça Kursu, Bişkek: KUU Yayınları, 2005. SAPARBAYEV Asakan, Kırgız Tilinin Leksikologiyası cana Frazeologiyası, Bişkek: “Kırgızstan-Soros” Fondu, 1997. SARAÇBAŞI Mehmet Ertuğrul, Örnekleriyle Büyük Deyimler Sözlüğü, C.II, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2010. SEBAHAT Emir, Örnekleriyle Açıklamalı Deyimler Sözlüğü, İstanbul: Emir Yayınları, 1979. TATLI İrfan, Deyimlerden Öyküler, İstanbul: Papatya Yayınları, 2005. TÜRKÇE SÖZLÜK – 1, (A-J), Ankara: Türk Tarihi Kurumu Basımevi, 1988. TÜRKÇE SÖZLÜK – 2, (K-Z), Ankara: Türk Tarihi Kurumu Basımevi, 1988. VİNOGRADOV Viktor, Leksikologiya i Leksikografiya, Moskova: Nauyka Yayınları, 1977. YÖRÜK Sevim, YÖRÜK Yaşar, Açıklamalı Deyimler Sözlüğü, 1. b., İstanbul: Doğan Ofset, 1990. YUSUF Keneş, Manas Destanı, Çev. Fikret Türkmen ve Alimcan İnayet, Ankara: Bengü Yayınları, 2017. Makaleler AÇIKGÖZ Halil, “Türk Edebiyatları Arasında Aktarma ve Karşılıklı Yayın Meseleleri”, II. Türk Dünyası Yazarlar Kurultayı (8-9-10 Aralık, 1994), Ankara: Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği, 1994, ss. 49-51. ADIGÜZEL Sedat, “Azerbaycan Türkçesi ve Türkiye Türkçesi Arasında Aktarma Üzerine Bazı Problemler”, A. U. Turkiyat Arastırmaları Enstitusu Dergisi, TAED, S. 47, Erzurum, ss. 51-56. AKTAŞ Tuğba, “Deyimlerde Yalancı Eş Değerlik: Tatar Türkçesi-Türkiye Türkçesi Örneği”, Turkish Studies, S. 10/4, 2015, ss. 1-16. ALİBEKOVA Jazira, ““Çalıkuşu” Romanındaki Deyimleri Kazakçaya Aktarma Yöntemleri”, Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, S. 48, 2012, ss. 41-50. ALKAN Hanife, “Lehçeler Arası Aktarmalarda Yalancı Eş Değerler Sorunu (Türkiye Türkçesi-Özbek Türkçesi-Yeni Uygur Türkçesi Fiil Örneği)”, Turkish Studies. S. 7 / 4, 2012, ss. 671-688. AMANOVA, Lola “Türkiye Türkçesindeki Deyim ve Atasözlerin Özbek Türkçesine Aktarma Problemi”. TSA, S. 18, 2014, ss. 167-177. 257 CANBOLAT Mustafa, “Manas Nasıl Çevrilmeli”, Manas Destanı ve Etkileri Uluslararası Bilgi Şöleni, Yıl 1995, Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yayını, S. 97, 1995, ss. 59-62. CENGİZ Mustafa, “Türkmen Türkçesi ile Türkiye Türkçesindeki Deyimlerde Görülen Yalancı Eş Değerler”, International Journal of Humanities and Education, C. 2, S. 4, 2016, ss. 208-248. ÇAKMAK Cihan, “Türkmen Türkçesinde Görülen Yalancı Eşdeğer Kelimeler”, Dede Korkut Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, C. 3, S. 5, 2015, ss. 15-53. ÇENGEL Hülya Kasapoğlu, “Manas Destanındaki Kelime, Cümle ve Bölüm Tekrarlarının Stilistik Bakımından Önemi”, Manas Destanı ve Etkileri Uluslararası Bilgi Şöleni, Yıl 1995, Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yayını, S. 97, 1995, ss. 63-87. DIYKANBAYEVA Mayramgül, “Kırgız Türkçesi ve Türkiye Türkçesi Arasındaki Yalancı Eşdeğerler”, Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi, S. 6 / 4, 2017, ss. 2256-2271. DİREKCİ Bekir, GÜLMEZ Mevlüt, “Güney Azerbaycan Türkçesi ve Türkiye Türkçesi Arasındaki Yalancı Eş Değerler”, Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Dergisi, S. 32, 2012, ss. 133-154, ERCİLASUN Ahmet Bican, “Lehçeler Arası Aktarma”, Türk Dünyası Üzerine İncelemeler, (Türk Dili, Sayı: 520, Nisan), Ankara: Akçağ Yayınları, 1994, ss. 91- 100. ERCİLASUN Ahmet Bican, “Lehçelerden Türkiye Türkçesine Aktarma”, II. Türk Dünyası Yazarlar Kurultayı, (8-9-10 Aralık, 1994), Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği, Ankara, 1994, ss. 41-45. HATİPOĞLU Vecihe, “Kelime Grupları ve Kuralları”, TDAY – Belleten, Ankara: TDK Yayınları,1963, ss. 203-244. İLKER Ayşe, “Lehçeden Lehçeye Aktarma Üzerine Bazı Düşünceler”, 3. Uluslar Arası Türk Dil Kurultayı 1996, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları: 678, 1999, ss. 553- 560. KARA Mehmet, “Lehçeler Arası Aktarmalarda Temel Sorunlar”, Turkish Studies. S. 4 / 4, 2009, ss. 1056-1082. KARADOĞAN Ahmet, Türk Lehçeleri Arasında Aktarma Sorunları Türkmen Türkçesi Türkiye Türkçesi Üzerine Bir İnceleme, (Doktora Tezi), Kırıkkale: Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2004. KUÇKİNA Sofia “Perevodçeskiy Aspekt İzuçeniya Frazeologizmov v Angliyskon i Russkon Yazıkah”. V. Mecdunarodnaya Nauçnaya Konferensiya Molodıh Uçennıh 2016, Ural: Ural’skiy Federal’nıy Universitet Yayınları, 2016, ss. 181- 188. 258 MOHAMMED Abdelghafour, Necip Mahfuz’un Sersera Fevka’n-Nȋl “Nil Üstünde Gevezelik” Adlı Eserinde Arapça-Türkçe Çeviride Kalıplaşmış İfadelerin Aktarım Bakımından İncelenmesi, (Yüksek Lisans Tezi), Bursa: Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2017. NURMATOV Mirlanbek, Kırgız Türkçesinde Deyimler (Aktarma-İnceleme), (Yüksek Lisans Tezi), Ankara: Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2008. SİNAN Ahmet Turan, “Deyim Kavramı Üzerine Notlar I” , Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, C. 18, S. 2, 2008, ss. 91-98. TARAKOV Anuar Sauatoviç, “Frazeologizmder cane Olardın Audarılu Erekşelikteri”, V. Uluslararası Türk Dili ve Edebiyatı Öğrenci Kongresi, İstanbul Kültür Üniversitesi: TUDOK, (23-24 Haziran), İstanbul: G. M. Matbaacılık ve Tic. A. Ş, 2014, ss. 61-69. UÇ Tayyibe, “Deyimlerde Eski Öğeler Üzerine”, Prof. Dr. Mine Mengi Adına Türkoloji Sempozyumu (20-22 Ekim 2011) Bildirileri, Adana, 2012, ss. 795-810. UĞURLU Mustafa, “Kırgız ve Türkiye Türkçesi Arasında Bire Bir Kelime Eş Değerliği, “Camiyla” Romanındaki Meseleler Üzerine”, Scholarly Depth and Accuracy. A Festschrift to Lars Johanson [Yayımlayan: Nurettin Demir-Fikret Turan], 2002 ss. 389-401. UĞURLU Mustafa, “Lehçe İçi Aktarmada “Yalancı Eş Değerlik”. Icanas. Uluslararası Asya ve Kuzey Afrika çalışmaları Kongresi (International Congress of Asian and North African Studies), 2011, ss. 1877-1890. UĞURLU Mustafa, “Türk Lehçeleri Arasında Kelime Eş Değerliği”. IV. Uluslararası Türk Dili Kurultayı Bildirileri II (24-29 Eylül 2000), Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları: 856 / II, 2007, ss. 1863-1870. USTA Çiğdem, “Lehceden Lehceye Aktarma Sorunlarına Ek: İmla ve Noktalama Hataları”, Turkish Studies. S. 3 / 6, 2008 ss. 668-691. YUSYF Berdak, “Türkçede ve Özbekçede “Yalancı Eş Değerler””. IV. Uluslararası Türk Dili Kurultayı Bildirileri II, Ankara: TDK Yayınları, 856/II, 2007, ss. 2083- 2088. YÜCEOL-ÖZEZEN Muna, “Türkçe Deyimler Üzerine Birkaç Söz”, Türk Dili ve Edebiyat Dergisi, S. 600, Ankara: Ankara Üniversitesi Basım Evi, 2001, ss.869- 879. YÜKSEL Zuhâl, “Türkiye Türkçesi ile Kırım Türkçesi Arasında Yalancı Eş Değerler”, X. Uluslararası Büyük Türk Dili Kurultayı Bildirileri, (Saraybosna 28 Eylül-1 Ekim 2015), Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2015, ss. 91-95. ZAL Ünal, “Türk Lehçeleri Arasında Aktarma Meseleleri ve “İki Ağaç” Şiir Üzerine”, Gazi Türkiyat Dergisi, S. 5, 2009, ss. 431-455. 259 Tezler KARADOĞAN Ahmet, Türk Lehçeleri Arasında Aktarma Sorunları Türkmen Türkçesi Türkiye Türkçesi Üzerine Bir İnceleme, (Doktora Tezi), Kırıkkale: Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2004. MOHAMMED Abdelghafour, Necip Mahfuz’un Sersera Fevka’n-Nȋl “Nil Üstünde Gevezelik” Adlı Eserinde Arapça-Türkçe Çeviride Kalıplaşmış İfadelerin Aktarım Bakımından İncelenmesi, (Yüksek Lisans Tezi), Bursa: Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2017. NURMATOV Mirlanbek, Kırgız Türkçesinde Deyimler (Aktarma-İnceleme), (Yüksek Lisans Tezi), Ankara: Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2008. Diğer Kaynaklar Bidin.Kg, http://bizdin.kg, (08.12.2017.). Lib.Kg, http://lib.kg/lib/dissertation, (15.11.2017). NURMATOV Mirlanbek, “Kırgız Türkçesinde Deyimler (Aktarma-İnceleme), https://turuz.com/book/title/K%C4%B1rg%C4%B1z+T%C3%BCrkcesindeki+De yimler+(Aktarma-Inceleme)+-Mirlanbek+Nurmatov, (22.01.2018). Türk Dil Kurumu, Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü, 2009, http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_atasozleri&view=atasozleri, (08.04.2018). Türk Dil Kurumu, Güncel Türkçe Sözlük, http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_gts&view=gts , (08.04.2018). Türk Dil Kurumu, Yazım Kılavuzu, http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_content&view=category&id=50, (09. 04. 2018). Электронный Научный Архив УрФу, http://elar.urfu.ru/handle/10995/40815, (13.03.2018). 260 ÖZGEÇMİŞ Adı-Soyadı Elnura Suiunbek kyzy Doğum Yeri ve Yılı Çüy, Kırgızistan 1992 Bildiği Yabancı Diller Kırgızca, Türkçe, Rusça, İngilizce Eğitim Durumu Başlame-Bitirme Yılı Kurum Adı Lise 2000 2011 Ak-Beket Orto Mektebi Lisans 2011 2016 Manas Üniversitesi Yüksek Lisans 2016 2018 Uludağ Üniversitesi Doktora Çalıştığı Kurum (lar) 1. 2. 3. Üye Olduğu Bilimsel ve Meslekȋ Kuruluşlar Katıldığı Proje ve Toplantılar Yayınlar: Diğer İletişim (e-posta): elnura.suyunbekkyzy@mail.ru Tarih 13.04.2018 İmza Adı Soyadı E lnura Suiunbek kyzy 261