T.C. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ FELSEFE VE DİN BİLİMLERİ ANABİLİM DALI DİN PSİKOLOJİSİ BİLİM DALI YETİŞKİNLİK DÖNEMİNDE DİNDARLIK İLE BENLİK KAVRAMI DEĞİŞKENLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİ [ D O K T O R A T E Z İ ] Mustafa KOÇ BURSA – 2008 T.C. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ FELSEFE VE DİN BİLİMLERİ ANABİLİM DALI DİN PSİKOLOJİSİ BİLİM DALI YETİŞKİNLİK DÖNEMİNDE DİNDARLIK İLE BENLİK KAVRAMI DEĞİŞKENLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİ [ D O K T O R A T E Z İ ] Mustafa KOÇ Danışman Prof. Dr. Hayati HÖKELEKLİ BURSA – 2008 III Ö Z E T Yazar : Mustafa KOÇ Üniversite : Uludağ Üniversitesi Anabilim Dalı : Felsefe ve Din Bilimleri Bilim Dalı : Din Psikolojisi Tezin Niteliği : Doktora Tezi Sayfa Sayısı : XV + 307 Mezuniyet Tarihi : …. /…. / 2008 Tez Danışmanı : Prof. Dr. Hayati HÖKELEKLİ YETİŞKİNLİK DÖNEMİNDE DİNDARLIK İLE BENLİK KAVRAMI DEĞİŞKENLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİ Gelişim dönemlerinden yetişkinlik döneminde dindarlık ile benlik kavramı değişkenleri olarak tespit edilen benlik saygısı, kendini izleme ve empati arasındaki ilişkiyi incelemeyi amaçlayan bu çalışma, din psikolojisi bilim dalında yapılan bir alan araştırmasıdır. Bu amacı gerçekleştirmek için öncelikle konunun teorik çerçevesi çizilerek kavramsal zemini hazırlanmıştır. Daha sonra da anket uygulamasından elde edilen veriler analiz edilmiştir. Temelde teorik çerçeve ve anket uygulaması olmak üzere iki ana bölümden oluşan bu çalışmanın giriş bölümünde; araştırmanın konusu, amacı, önemi ve yöntemi belirtilmiştir. Daha sonra teorik çerçeve adı altında dört ayrı alt bölümden oluşan araştırmanın birinci ve ikinci bölümünde, öncelikle gelişim ve din psikolojisi verilerinden hareketle yetişkinlik döneminin genel bir profili çıkartılmıştır. Öte yandan üçüncü bölümde ise, adı geçen dönemde dindarlık ve benlik gelişimi üzerinde durulmuştur. Bu bağlamda teorik çerçevenin son bölümü olan dördüncü bölümde de, benlik kavramı değişkenleri çatısı altında yer verilen benlik saygısı, kendini izleme ve empati kavramlarının tanımlarına ve dindarlıkla olan ilişkileriyle ilgili psikolojik kapsamlı kuramsal açıklamalara yer verilmiştir. Ayrıca araştırmada, dindarlık olgusu, dikotomik bir yaklaşım olan iç ve dışgüdümlü dindarlık modeliyle; benlik kavramı değişkenleri ise benlik saygısı, kendini izleme ve empati kavramlarıyla sınırlandırılmıştır. Araştırmanın anket uygulamasını esas alan ikinci ana bölümde ise, anket tekniğiyle toplanan araştırma bulgularına ve bulgulara ilişkin analiz ve yorumlara yer verilmiştir. Bu bağlamda öncelikle hipotezler, ölçme araçları ile örneklem grubu ve özellikleri gibi teknik olarak anket uygulamasına ilişkin metodik bilgiler verilmiştir. Öte yandan araştırmanın anket uygulamasında, kurgulanan bağımlı ve bağımsız değişkenleri ölçmek için Türk toplumu ve kültürü üzerinde psikometrik açıdan geçerliği ve güvenilirliği yapılmış dört adet ölçek kullanılmıştır. Uygulamada kullanılan anket formu, Bursa’da çeşitli meslek gruplarına mensup yetişkinlerin seçildiği evreni temsilen, yine Bursa il sınırları içerisinde beş farklı türden meslek grubuna sahip kamu ve özel kurum ve kuruluşlarında çalışan 600 yetişkin denek üzerinde tesadüfî örneklem yoluyla uygulanmıştır. Uygulanan anket aracılığıyla deneklerden alınan ham verilere, cinsiyet, yaş ve dindarlık gibi nitel karakterdeki bağımsız değişkenler ışığında temelde Pearson Moment Korelasyon Analizi, t Testi ve Tek Yönlü Varyans Analizi gibi parametrik istatistiksel analiz teknikleri uygulanarak, bağımlı ve bağımsız değişkenler arasındaki ilişki ve farklılıklara bakılmıştır. Yapılan istatistiksel analizler sonucunda; “yetişkinlik döneminde geliştirilen iç ve dışgüdümlü dindarlık modelleri ile belirlenen benlik kavramı değişkenleri arasında anlamlı ilişki ve farklılıklar” olacağı öngörüsünden hareketle geliştirilen temel hipotezlerin büyük çoğunluğunun yüksek bir düzeyde desteklendiği tespit edilmiştir. Anahtar Sözcükler Yetişkinlik Dönemi Dindarlık Benlik Kavramı Benlik Saygısı Kendini İzleme Empati IV A B S T R A C T Yazar : Mustafa KOÇ Üniversite : Uludağ Üniversitesi Anabilim Dalı : Felsefe ve Din Bilimleri Bilim Dalı : Din Psikolojisi Tezin Niteliği : Doktora Tezi Sayfa Sayısı : XV + 307 Mezuniyet Tarihi : …. /…. / 2008 Tez Danışmanı : Prof. Dr. Hayati HÖKELEKLİ THE RELATIONSHIP BETWEEN RELIGIOSITY AND THE VARIABLES OF THE SELF-CONCEPT IN ADULTHOOD The present study which finds a place in the field of psychology of religion aims to examine the relationship between religiosity and such self concepts as self-esteem, self-monitoring, and empathy in adulthood. A conceptual framework was made available for this end before carrying out a questionnaire to be analyzed. The study is made up of two basic chapters. The first deals with the theoretical and the second with the empirical aspects. The introductory chapter tackles the subject matter, the importance, and the techniques of the research. The first and the second chapters which consist of four subtitles to deal with the theoretical aspect highlight the general outlines of adulthood period taking a psychology of religion viewpoint. Chapter three examines the relationship between religiosity and self growth. Chapter four introduces psychological theories on such variables of self-concept as self-esteem, self-monitoring, and empathy with regard to their relationship with religiosity. The second part of the study analyzes the outcome of the questionnaires. It primarily introduces methodological techniques regarding hypothesis, measurement tools, and sample group. The study used four scales to test the validity and reliability of the questionnaire dependent and independent variables. The questionnaire, using random sampling method, was carried out on 600 adult subjects who work in state offices or in private sector in Bursa. Such data as sex, age, and religiosity were tested through the techniques of parametric statistical analysis like Pearson’s Product Moment Correlation Analysis, t Test, and One Way Analysis of Variance in the light of qualitative independent variables. Such analysis supported that the great majority of the hypothesis of the study. Key Words Adulthood Period Religiosity Self-Concept Self-Esteem Self-Monitoring Empathy Ö N S Ö Z İnsanoğlu, doğum ile ölümü arasındaki ömür çizgisi üzerinde farklı dönemlerden geçerek içinde bulunduğu yaşa göre değişik bir takım gelişimsel özellikler gösterir. Genel olarak çocukluk, ergenlik, yetişkinlik ve yaşlılık gibi gelişim dönemlerinden meydana gelen bireyin bu yaşam çizgisinde, gelişim evrelerinin birinden diğerine geçişte kültürel faktörlerin de etkisiyle kesin bir yaş sınırlaması yapmak oldukça zordur. Ancak belirli ve ardışık bir seyir izlemesi sebebiyle gelişim, ana hatlarıyla bütün bireylerde paralellik gösterir. Dolayısıyla bir önceki gelişim aşaması bir sonrakine basamak oluşturduğu için bu gelişim sürecinde geçilmesi gereken basamaklar atlanamaz. İşte söz konusu bu gelişim dönemlerinden birisi de yetişkinlik dönemidir. Bireyin yaşam çizgisinin ortasında yer alan bu dönem, diğer dönemlere göre sınırlandırılması daha zor ve daha geniş bir yaşam dilimini ifade eder. Öte yandan bireyin yaşadığı gelişim dönemlerinden her dönemin kendine özgü bazı temel gelişimsel özellikleri olduğu gibi, gelişme sürecinin çocukluk ve ergenlik dönemleri kadar belirgin olmasa da kendine özgü bir biçimde devam ettiği kabul edilen yetişkinlik döneminin de kendine has birtakım özellikleri vardır. İşte bu temel özelliklerden birisi de yetişkin bireyin, geriye dönük kendini/yaşamını sorgulayarak gözden geçirip değerlendirmesi ve aksayan yönleriyle ilgili olarak geleceğe ilişkin yeni yaşamsal hedefler geliştirmesidir. Bu ve benzeri özellikleri nedeniyle, benlik değişimi ve gelişimi bağlamında literatürde ‘orta yaş krizi’ olarak da isimlendirilerek bir orta yaş geçişini ifade eden söz konusu dönem, gerek gelişim gerekse din psikolojisi açısından diğer gelişim dönemlerinden oldukça farklı kendine özgü bir profil çizmesi yönüyle önemli bir yaşam dilimidir. Modern yaşamla birlikte teknolojik olanakların ilerlemesi, sosyal ve bireysel ilişkilerin psikolojik derinliğini giderek kaybetmesi güvensizlik, umutsuzluk, yetersizlik ve doyumsuzluk gibi benlik ve kişilik bölünmelerine yol açan ve bireyin benlik saygısını direkt veya dolaylı olarak zedeleyen, hatta yitirmesine sebep olan olumsuz duyguları da beslemektedir. Dolayısıyla böylesine kompleks bir yaşamsal tabloda, modern dönem ve sonrasındaki kültürel süreci yaşayan bireyin, geleneksel dönemde kendi kontrolünde tuttuğu gücün kontrolü altına girecek kadar benlik ve kişilik savunmalarının zayıfladığını söylemek mümkündür. İşte bu noktada bireyin benlik güçlerindeki bu zayıflamayı kuvvetlendirecek ve onun benlik gelişimine pozitif bir yönde katkıda bulunacak önemli enstrümanlardan biri de dindir. Birey ile Tanrı arasındaki ilişki biçiminin, bireyin hayatına yansıması olarak da tanımlanabilecek olan dindarlık olgusu, tarihsel süreç içerisinde modern yaşam tarzlarından ve sosyal olaylardan etkilenerek farklı formlar kazansa da bizatihi bir fenomen olarak din, bireysel ve sosyal hayata en çok etki eden faktörlerden biri olmaya devam etmektedir. Konuya bu açıdan bakıldığında, orijini itibariyle metafizik, ancak etkisi itibariyle sosyal psikolojik bir içeriğe sahip olan dinin ve onun bireysel formatta pratize edilmiş şekli olan dindarlığın, psiko-sosyal içerikli birçok olayın meydana gelişinde ve değişimindeki belirleyiciliğinin altını çizmek gerekmektedir. Dolayısıyla modern yaşamla birlikte din ve dindarlık olgusu, hâlâ üzerinde konuşulan ve tartışılan önemli konulardan birisi olmaya devam etmektedir. Bu bağlamda din konusuyla ilgili olarak yapılmış araştırmaların batı psikoloji literatüründe önemli bir yer tuttuğu görülürken, her nedense Türkiye’deki sosyal bilim alanında din, geniş bir perspektiften ele alınarak sistematik anlamda araştırma konularında yer edinememiş; teologların dışında bazı antropolog, sosyolog ve psikologların özel ilgilerinin ötesine geçememiştir. Halbuki sistem sahibi ve ekol temsilcisi olan batılı psikologların, -psikoloji tarihi itibariyle başlangıçta olumsuz yaklaşımın ağırlıklı olmasına karşın- bugün gelinen nokta itibariyle teorilerinde dine önemli bir yer verdikleri görülmektedir. Çünkü bireyi tanımayı amaçlayan psikolog için bireyin inanç, duygu, düşünce, tutum ve davranışlarını şekillendiren en temel faktörlerden birisi olan din VI fenomeni, atlanamayacak bir fonksiyona sahip olduğundan her zaman araştırma konusu olmuştur ve olmaya da devam edecektir. Öte yandan kısaca, kişiliğin öznel yanını ifade eden benlik kavramı da psikoloji literatüründe en kapsamlı, karmaşık ve göreceli kavramlardan biri olma özelliğine sahiptir. Söz konusu kavramın bu fenomenal ve semantik özelliği, ister istemez konuyla ilgili bilimsel çalışma zemininin sınırlandırılarak tanımlanmasını da beraberinde getirmektedir. Bu bağlamda çalışmada; benlik saygısı, kendini izleme ve empati olmak üzere üç benlik kavramı değişkeni tespit edilmiş ve araştırmada bağımlı değişken olarak tanımlanan benlik kavramları, söz konusu bu üç kavramla sınırlandırılmıştır. Bunun yanı sıra psikoloji alanında yapılan alan araştırmalarında ele alınan kavramlarla ilgili elde edilecek sonuçlar, araştırmacının, bağımlı ve bağımsız değişkenler ekseninde oluşturduğu araştırma kurgusuna/çerçevesine bağlı olarak değişebilmektedir. Bu anlamda din psikolojisi araştırmalarında ele alınan dindarlık ve benlik ilişkisi, temelde; dindarlığın benlik üzerindeki etkileri ve benliğin dindarlık üzerindeki etkileri olmak üzere iki farklı açıdan incelenebilir. Bu araştırmada ise, dindarlığın benlik üzerindeki psikolojik etkileri bağlamında yetişkin bireyin dindarlık modellerinin, belirlenen benlik kavramları çerçevesinde yeniden yapılanma merkezli benlik gelişimine yaptığı sosyal psikolojik etkilerinin tespiti yapılmaya çalışılmıştır. Bireysel farklılığından kaynaklanan dinsel algılamanın çeşitliliği sebebiyle, bireylerin dindarlık modellerine ilişkin elde edilen profil homojen bir seyir izlemez. Burada öznellik faktörünün rol oynadığı söz konusu durum nedeniyle dinin, bireylerin hayatlarındaki psiko- sosyal etkileri de birbirinden farklıdır. Bu bağlamda araştırmada kullanılan dindarlık modeli, din psikolojisi literatüründe çeşitli eleştirilere rağmen oldukça sık kullanılan içgüdümlü ve dışgüdümlü dindarlık dikotomisi olarak ele alınmış ve sınırlandırılmıştır. Dolayısıyla bireyin din algısı merkezli oluşan bu iki dindarlık modelinin temelde bağımsız değişken olarak düzenlendiği araştırmada, dindarlık-benlik ilişkisi ekseninde gelişim dönemi itibariyle yetişkinlik döneminden alınan örneklem grubunun, adı geçen benlik değişkenleriyle sınırlı olarak benlik tablosunun çıkartılması hedeflenmiştir. Bu amaçla, araştırmanın gerçekleştirilmesinde öncelikle ulaşılabildiği kadarıyla konuyla ilgili yerli ve yabancı literatür incelenmeye çalışılmıştır. Ancak söz konusu bu süreçte, yabancı kaynaklardan yararlanma noktasında kültürel ve dinsel bağlamda dinî algılama biçimlerindeki farklılık zaman zaman problem oluşturmuştur. Bireyin doğumundan itibaren yaşam tecrübesi çerçevesinde başından geçen sayısız olayların ve sosyal çevresi bağlamında iletişim kurduğu kişilerin etkisiyle yavaş yavaş oluşan benliğinin gelişiminde, kişiler arası ilişkilerin büyük bir önemi vardır. Bu anlamda gelişim dönemleri içerisinde, aile ve meslek hayatının getirdiği zorunluluk ve yükümlülük sebebiyle bu sosyal ilişkilerin farkındalık düzeyinin en fazla arttığı ve buna bağlı olarak söz konusu ilişkilerin daha da önem kazandığı gelişim periyodu ise yetişkinlik dönemidir. Bu sebeple yetişkinlik döneminde, daha çok yeniden yapılandırma eğilimli bir benlik gelişimi, psikoloji literatüründeki ‘orta yaş krizi’ de göz önünde bulundurulursa ayrı bir önem arz etmektedir. İşte, gelişim dönemlerinden yetişkinlik dönemiyle sınırlandırılan dindarlık olgusunun, belirlenen benlik kavramı değişkenleri üzerinde yaptığı sosyal psikolojik etkileri analiz etmek amacıyla gerçekleştirilen bu çalışmada; acaba yetişkinlerin dikotomik bağlamda dindarlık modellerinin farklılığı/çeşitliliği, benlik saygıları ile kendini izleme ve empatik eğilim düzeylerinde ne gibi değişiklikler meydana getirmektedir? Bu anlamda acaba dindarlık modelinin niteliği, bireyin benlik saygısı düzeyini yükselten bir etken midir? Sosyal ilişkilerde içgüdümlü/adanmış dindarlık modeline sahip olan bireyler, kendini izleme düzeylerinin düşüklüğü sebebiyle daha az yapmacık davranış sergileyerek sosyal bukalemun tiplemesinin VII dışında mı kalmaktadırlar? Öte yandan acaba dışgüdümlü/fonksiyonel dindarlık modeline sahip olmak, sosyal psikolojik bağlamda ötekini anlamaya çalışarak ona yardım davranışına neden olan empatik eğilim düzeyini azaltan bir faktör müdür? gibi sorulara da cevap aranmaya çalışılmıştır. Bu çalışmamın hazırlanma sürecinde, şu anda isimleri zihnimde sıralanan onlarca kişi ve adlarını bir anda hatırlayamadığım birçok insanın çok önemli katkılarının olduğunu öncelikle ifade etmem gerekir. Bu cümleden olarak başta, araştırmamın konu seçiminden tamamlanmasına kadar her aşamasında yardımlarını ve ilgisini esirgemeyen, destekleyerek önerileriyle beni yönlendiren, yaptığı tenkit ve değerlendirmeler sonucu farklı bakış açıları kazandırarak çalışmamın olgunlaşmasına katkıda bulunan saygıdeğer hocam ve aynı zamanda akademik danışmanım olan din psikoloğu sayın Prof. Dr. Hayati Hökelekli beye öncelikle ve özellikle şükranlarımı arz etmek isterim. Bunun yanında akademik çalışmalarım süresince büyük fedakârlıklarda bulunan ve zaman zaman düştüğüm karamsarlık ve yorgunluk durumlarında bile beni ümitlendiren ve dinlendiren değerli eşim Ayşe’ye; akademik hayatımın başlangıcından bugüne kadar kendisiyle ilgilenilmesi gibi bazı haklarının gasp edilmesine, ders çalıştığımı düşünüp ses çıkartmayarak/tahammül ederek beni anlayışla karşılayan ve bana dünya nimetlerinin en güzellerinden biri olan evlat sevgisini tattıran biricik kızım Senânur’a çok özel teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca çalışmamın gelişimsel seyriyle ilgili metodolojik değerlendirmeler ve sosyal psikolojik içeriğe sahip olan benlik kavramlarıyla ilgili kavramsal açılımlarının yanı sıra psikometrik teknikler konularında birikimlerinden istifade ettiğim sosyal psikolog sayın Yrd. Doç. Dr. M. Ersin Kuşdil beye; yine benzer konularda yardımlarını esirgemeyen tez izleme komite üyelerim din sosyoloğu sayın Doç. Dr. Abdurrahman Kurt beye; din eğitimcileri sayın Prof. Dr. Mehmet Emin Ay ve Doç. Dr. M. Akif Kılavuz beye; çalışmama proje sonrası katkılarını sürdürerek özellikle ölçek seçiminde yardımcı olan din psikoloğu sayın Prof. Dr. Veysel Uysal beye; ayrıca yine araştırmamın teorik çerçevesinin çizilmesinde fikirlerinden yararlandığım din psikologları sayın Prof. Dr. Ali Köse, Prof. Dr. Faruk Karaca, Doç. Dr. A. Ulvi Mehmedoğlu beylere olan minnettarlığımı da ifade etmek isterim. Öte yandan alan araştırması kimliği taşıyan bu çalışmamın anket uygulaması ve değerlendirmesi sürecinde araştırmamda kullandığım istatistiksel tekniklerin tespit edilmesi, uygulanması, verilerin analiz ve yorumlanması sürecinde pek çok yardım aldığımı da memnuniyetle belirtmek isterim. Bu bağlamda psikometri ve istatistik konularında yardımlarını esirgemeyen ve bu araştırmamın anket uygulamasına gönüllü ikinci akademik danışmanlık yapan başta istatistik uzmanı sayın Prof. Dr. Necmi Gürsakal bey olmak üzere din psikologları sayın Doç. Dr. Hasan Kayıklık ve Doç. Dr. Asım Yapıcı beylere; ayrıca İngiltere’de bulunduğum süre içerisinde, araştırmamla ilgili görüş alışverişi ve literatür taraması sonucunda kullandığım yabancı kaynakların önemli bir bölümünün İngiltere’deki London, Newcastle ve Durham gibi çeşitli üniversitelerin kütüphanelerinden temini noktasında yardımcı olan dönemin [2006] İngiltere Din Hizmetleri Müşaviri olan sayın Dr. Yaşar Çolak beye ve çalıştığım kavramlardan biri olan ‘kendini izleme/self-monitoring’ kavramının ve dolayısıyla kavrama ilişkin geliştirilen teorinin sahibi sosyal psikolog sayın Prof. Dr. Mark Snyder beye de yakın ilgisinden dolayı ayrıca teşekkür ederim. Orhangazi / Bursa – 2008 Mustafa KOÇ İ Ç İ N D E K İ L E R • TEZ ONAY SAYFASI...………………….……...……………………………….…………...II • ÖZET………………………...…………….……...……………………………….………….III • ÖNSÖZ…………………………………….…...……………………………………………...V • İÇİNDEKİLER……………………………..…………..………………………………...…VIII • TABLOLAR & ŞEKİLLER & GRAFİKLER LİSTESİ………..…………………….…..…XII • KISALTMALAR……………………………………………….……………………......…XIV G İ R İ Ş 1. Konu….……...……………………....………………………………………………………..3 2. Amaç....………………...…………..…...…………………………………………………….7 3. Önem....………………………...….……...…………………………………………………..9 4. Yöntem....………………………….………...………………………………………………11 5. Temel Kavramların Tanımlanması….…….....………………………………………………13 B İ R İ N C İ B Ö L Ü M [ T E O R İ K Ç E R Ç E V E ] 1. Yetişkinlik Dönemi Nedir? ………………..............................................................................20 2. Yetişkinlik Döneminde Dinî Gelişim……………...……………….…….…..…….………...26 3. Yetişkinlik Döneminde Dindarlık ve Benlik Gelişimi……...………….………….................33 4. Benlik Kavramı Çatısı Altındaki Temel Kavramlar…………………………….……..……..43 4.1. Benlik Saygısı Kavramı ………………………………………….…………..………....45 4.1.1. Benlik Saygısı Kavramı ve Dindarlık İlişkisi……..……….…….……………….....50 4.2. Kendini İzleme Kavramı …………………………………………….….……………...59 4.2.1. Kendini İzleme Kavramı ve Dindarlık İlişkisi…….…….…………...….……….....65 4.3. Empati Kavramı …………………………………………….………..….……………...75 4.3.1. Empati Kavramı ve Dindarlık İlişkisi…………..……….…………….…….……....80 IX İ K İ N C İ B Ö L Ü M [ A N K E T U Y G U L A M A S I ] 1. ANKET UYGULAMASI HAKKINDA GENEL BİLGİLER………………………….......91 1.1. Araştırma Metodu ve Deseni.......………………………………………….…………...91 1.2. Hipotezler…………………………………………………………………………...….93 1.3. Varsayımlar…………………………………………………………………..…...……95 1.4. Sınırlılıklar……………………………………………………………………………...97 1.5. Ölçme Araçları……………………………………………………………..………......98 1.5.1. Ölçme Araçlarının Geçerlik ve Güvenirlik Çalışmaları……………………..……102 1.6. Puanlama Sistemi…………………………………………………………..………....108 1.7. Uygulama ve Verilerin Toplanması……………………………………..…………....111 1.8. Verilerin Çözümü ve Yorumlanması………………………………………………….112 1.9. Araştırmaya Katılan Örneklem Grubu ve Özellikleri…………………...…………....114 1.9.1. Evren ve Örneklem……………………………………………………….……….114 1.9.2. Araştırmada Kullanılan Örneklemin Demografik Özellikleri………….........……116 2. ANKET SONUÇLARI ÇERÇEVESİNDE ELDE EDİLEN BULGULAR VE ANALİZLERİ…………………………………………..………………………………....121 2.1. Demografik Özellikler ve Dindarlık Modelleri İlişkisi İle İlgili Elde Edilen Bulgular.125 2.1.1. Cinsiyet ve Dindarlık Modelleri İlişkisi……………………………......…………125 2.1.2. Yaş ve Dindarlık Modelleri İlişkisi………………………………….....………....126 2.1.3. Sosyo-Ekonomik Düzey ve Dindarlık Modelleri İlişkisi…………...…...………..128 2.1.4. Eğitim Düzeyi ve Dindarlık Modelleri İlişkisi……………………………........…130 2.1.5. Medenî Durum ve Dindarlık Modelleri İlişkisi……………………………...……131 2.1.6. Meslek Grubu ve Dindarlık Modelleri İlişkisi……………………………………132 2.2. Demografik Özellikler ve Benlik Kavramı Değişkenleri İlişkisi İle İlgili Elde Edilen Bulgular….……………………………………………………………………………134 2.2.1. Cinsiyet ve Benlik Kavramı Değişkenleri İlişkisi…………………………...……134 2.2.1.1. Cinsiyet ve Benlik Saygısı İlişkisi…………….………………………………134 2.2.1.2. Cinsiyet ve Kendini İzleme İlişkisi………...….…………………………...…137 2.2.1.3. Cinsiyet ve Empatik Eğilim İlişkisi……..…….………………………………138 2.2.2. Yaş ve Benlik Kavramı Değişkenleri İlişkisi …………...……………...………...138 2.2.2.1. Yaş ve Benlik Saygısı İlişkisi…………………………………………………138 2.2.2.2. Yaş ve Kendini İzleme İlişkisi………...…………………………………...…142 X 2.2.2.3. Yaş ve Empatik Eğilim İlişkisi…………………………………..……………143 2.2.3. Sosyo-Ekonomik Düzey ve Benlik Kavramı Değişkenleri İlişkisi …………...….144 2.2.3.1. Sosyo-Ekonomik Düzey ve Benlik Saygısı İlişkisi………………………...…144 2.2.3.2. Sosyo-Ekonomik Düzey ve Kendini İzleme İlişkisi………...…………..……149 2.2.3.3. Sosyo-Ekonomik Düzey ve Empatik Eğilim İlişkisi………………………….150 2.2.4. Eğitim Düzeyi ve Benlik Kavramı Değişkenleri İlişkisi ………………………....151 2.2.4.1. Eğitim Düzeyi ve Benlik Saygısı İlişkisi…………………………...…………151 2.2.4.2. Eğitim Düzeyi ve Kendini İzleme İlişkisi………...…………………..………156 2.2.4.3. Eğitim Düzeyi ve Empatik Eğilim İlişkisi………………………………….…156 2.2.5. Medenî Durum ve Benlik Kavramı Değişkenleri İlişkisi …………………......….157 2.2.5.1. Medenî Durum ve Benlik Saygısı İlişkisi…………………..…………...……157 2.2.5.2. Medenî Durum ve Kendini İzleme İlişkisi………...………..……………...…161 2.2.5.3. Medenî Durum ve Empatik Eğilim İlişkisi……………………………..…….162 2.2.6. Meslek Grubu ve Benlik Kavramı Değişkenleri İlişkisi …………………………162 2.2.6.1. Meslek Grubu ve Benlik Saygısı İlişkisi…………………………………...…162 2.2.6.2. Meslek Grubu ve Kendini İzleme İlişkisi………...………………………...…167 2.2.6.3. Meslek Grubu ve Empatik Eğilim İlişkisi………………………………….…168 2.3. Dindarlık Modelleri ve Benlik Kavramı Değişkenleri İlişkisi İle İlgili Elde Edilen Bulgular…………………………………………………………………………….…168 2.3.1. Dindarlık Modelleri ve Benlik Saygısı İlişkisi İle İlgili Elde Edilen Bulgular...…169 2.3.1.1. İçgüdümlü Dindarlık ve Benlik Saygısı İlişkisi………………........................172 2.3.1.2. Dışgüdümlü Dindarlık ve Benlik Saygısı İlişkisi……………………………..179 2.3.2. Dindarlık Modelleri ve Kendini İzleme İlişkisi İle İlgili Elde Edilen Bulgular…..184 2.3.2.1. İçgüdümlü Dindarlık ve Kendini İzleme İlişkisi…………...……....................185 2.3.2.2. Dışgüdümlü Dindarlık ve Kendini İzleme İlişkisi……………….….…...........186 2.3.3. Dindarlık Modelleri ve Empatik Eğilim İlişkisi İle İlgili Elde Edilen Bulgular….187 2.3.3.1. İçgüdümlü Dindarlık ve Empatik Eğilim İlişkisi………………..……..……..188 2.3.3.2. Dışgüdümlü Dindarlık ve Empatik Eğilim İlişkisi……………..……………..189 3. YORUM VE TARTIŞMA…………………………………………………………..…….190 3.1. Demografik Özellikler ve Dindarlık Modelleri İlişkisi İle İlgili Yorumlar…….….…191 3.2. Demografik Özellikler ve Benlik Kavramı Değişkenleri İlişkisi İle İlgili Yorumlar...208 3.3. Dindarlık Modelleri ve Benlik Kavramı Değişkenleri İlişkisi İle İlgili Yorumlar……234 3.3.1. Dindarlık Modelleri ve Benlik Saygısı İle İlgili Yorumlar………….……………235 3.3.2. Dindarlık Modelleri ve Kendini İzleme İle İlgili Yorumlar………….....…….…..247 XI 3.3.3. Dindarlık Modelleri ve Empatik Eğilim İle İlgili Yorumlar………………...........256 • SONUÇ………………………………………………………………………..…………….268 • KAYNAKLAR………………………………………………………………..…………….279 • EKLER…………………………………………………………………………..………….294 • Ek-1: Anket Formu……….…..………………………………………………….295 • Ek-2: Araştırma Modeli….………..…………......................................................302 • Ek-3: Araştırmada Yer Alan “Self-Monitoring” Kavramıyla İlgili Prof. Dr. Mark Snyder’e Yazılan ve Onun Verdiği Cevabı Belirten Elektronik Posta Metni……………………………………………………………………….305 • ÖZGEÇMİŞ....………………………………………………………………..….………....307 TABLOLAR & ŞEKİLLER & GRAFİKLER LİSTESİ [ T E O R İ K Ç E R Ç E V E ] T a b l o l a r • Tablo-1: Benlik Saygısının Günlük Yaşamdaki Görünümleri……………………………..…46 • Tablo-2: Kendini İzleme Düzeyi Yüksek ve Düşük Bireylerin Karşılaştırılması………….…63 • Tablo-3 Empati Düzeyi Yüksek ve Düşük Bireylerin Karşılaştırılması………………...……78 Ş e k i l l e r • Şekil-1: Araştırma Probleminin Şematik Gösterimi ………………...…………………..…….5 • Şekil-2: Din Psikolojisi Perspektifinden Hareketle Araştırmanın Genel Amacı…………..…..8 • Şekil-3: Metodolojik Bağlamda Araştırmanın Yöntemsel Örüntüsü……………...……….…12 • Şekil-4: Gelişimsel Açıdan Bireyin Yaşam Çizgisi……………..……………………………23 • Şekil-5: Yetişkin Bireyin Dinî Gelişimini Etkileyen Psiko-Sosyal Faktörler………………...28 • Şekil-6: Jung’un Kuramına Göre Bireyleşme Sürecindeki Benlik Gelişimi…….……………37 • Şekil-7: Benlik Saygısı ve Dindarlık Arasındaki Psiko-Sosyal İlişki…………….…………..59 • Şekil-8: Kendini İzleme ve Kendini Aldatma ile Dindarlık Arasındaki Psiko-Sosyal İlişki………………………………………………………………………….....….....74 • Şekil-9: Empati ve Dindarlık Arasındaki Psiko-Sosyal İlişki…………………..………….....89 [ A N K E T U Y G U L A M A S I ] T a b l o l a r • Tablo-1: Dindarlık Ölçeğinin Ortak Faktör Varyansı Değerleri……………………...…......104 • Tablo-2: Benlik Saygısı Ölçeğinin Ortak Faktör Varyansı Değerleri……………………….105 • Tablo-3: Kendini İzleme Ölçeğinin Ortak Faktör Varyansı Değerleri.…………………..…106 • Tablo-4: Empatik Eğilim Ölçeğinin Ortak Faktör Varyansı Değerleri…………………...…107 • Tablo-5: Anket Uygulamasında Kullanılan Ölçeklerin Güvenirlik Testi Sonuçları……...…108 • Tablo-6: Demografik Değişkenlerin Betimsel İstatistik Değerleri…………………….……122 • Tablo-7: Dindarlık Modeli Değişkenlerinin Betimsel İstatistik Değerleri……………..……123 • Tablo-8: Benlik Kavramı Değişkenlerinin Betimsel İstatistik Değerleri………………...….123 • Tablo-9 – Tablo-21: Demografik Özellikler ve Dindarlık Modelleri Değişkenlerine Göre Oluşturulan Tablolar…………………………………...……………..…...…125-133 • Tablo-22 – Tablo-82: Demografik Özellikler ve Benlik Kavramı Değişkenlerine Göre Oluşturulan Tablolar……………….…………………………………...……134-168 • Tablo-83 – Tablo-122: Dindarlık Modelleri ve Benlik Kavramı Değişkenlerine Göre Oluşturulan Tablolar……………….…………………………………...……169-190 • Tablo-123: Demografik Özellikler ve Dindarlık Modelleri İlişkisine Yönelik Özet İstatistik Sonuçları………………………….…………………………………………….208 • Tablo-124: Demografik Özellikler ve Benlik Kavramı Değişkenleri İlişkisine Yönelik Özet İstatistik Sonuçları…………….……...…………….…………………………..233 • Tablo-125: Demografik Özellikler ve Benlik Saygısı Alt Boyutları İlişkisine Yönelik Özet İstatistik Sonuçları...……………………………………………………………233 • Tablo-126: Dindarlık Modelleri ve Benlik Kavramı Değişkenleri İlişkisine Yönelik Özet İstatistik Sonuçları……………………..……………………………………….267 • Tablo-127: Dindarlık Modelleri ve Benlik Saygısı Alt Boyutları İlişkisine Yönelik Özet İstatistik Sonuçları……………………………..……………………………….267 XIII Ş e k i l l e r • Şekil-1: Araştırma Deseninde Kurgulanan Değişken Türleri……………………....………...92 • Şekil-2: Araştırma Hipotezlerinin Şematik Kurgusu…………………………….………..….95 • Şekil-3: Araştırmada Kullanılan Örneklem Grubunun Öngörülen Küme ve Kota Örnekleme Dağılımları…………………………………………………………..……………...115 G r a f i k l e r • Grafik-1: Araştırma Evrenini Oluşturan Bursa Kent Nüfusunun Yaşlara Göre Yoğunluğu..114 • Grafik-2: Örneklem Grubunun Cinsiyetlerine Göre Dağılımları……………………………116 • Grafik-3: Örneklem Grubunun Yaşlarına Göre Dağılımları………………………...………117 • Grafik-4: Örneklem Grubunun Sosyo-Ekonomik Düzeylerine Göre Dağılımları……….….117 • Grafik-5: Örneklem Grubunun Eğitim Düzeylerine Göre Dağılımları…………..………….118 • Grafik-6: Örneklem Grubunun Medenî Durumlarına Göre Dağılımları………….…………119 • Grafik-7: Örneklem Grubunun Meslek Gruplarına Göre Dağılımları…………………...….119 • Grafik-8: Örneklem Grubunun Dindarlık Modellerine Göre Dağılımları…………….…….120 K I S A L T M A L A R • G e n e l K ı s a l t m a l a r a.g.e. : Adı geçen eser a.g.m. : Adı geçen makale a.g.md. : Adı geçen madde a.g.tb. : Adı geçen tebliğ/bildiri a.g.tez : Adı geçen tez Ansk. : Ansiklopedi akt. : Aktaran ark. : Arkadaşları arşt. : Araştırma Bkz. : Bakınız C. : Cilt Çev. : Çeviren Der. : Derleyen df : Degree of freedom/serbestlik derecesi Düz. : Düzenleyen Ed. : Editör/ler et. al. : Ve diğerleri/arkadaşları Haz. : Hazırlayan Hz. : Hazreti Inc. : Incorporated/anonim şirket ibid : Adı geçen eser/makale/tez Krş. : Karşılaştırınız md. : Maddesi N. : Number/sayı p. : Page/sayfa pp. : From page to page/sayfadan sayfaya S. : Sayı s.a.v. : Sallallahü aleyhi vesellem s. : Sayfa V. : Volume/cilt vb. : Ve benzeri vd. : Ve diğerleri y.y. : Yüzyıl x2 : Ki-kare/chi-square % : Yüzde XV • L i t e r a t ü r İ l e İ l g i l i K ı s a l t m a l a r A.B.D. : Amerika Birleşik Devletleri A.P.A. : American Psychological Association A.Ü.E.B.F. : Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi A.Ü.E.B.F.D. : Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi A.Ü.F.E.F.D. : Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Dergisi A.Ü.F.E.F.S.B.D. : Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fak. Sosyal Bilimler Dergisi A.Ü.İ.F.D. : Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi C.Ü.H.Y.O.D. : Cumhuriyet Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu Dergisi C.Ü.İ.İ.B.F.D. : Cumhuriyet Üniversitesi İktisadî ve İdarî Bilimler Fakültesi Dergisi C.Ü.İ.F.D. : Cumhuriyet Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi Dergisi C.Ü.S.B.D. : Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi C.Ü.T.F.D. : Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi Ç.Ü.İ.F.D. : Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi D.E.Ü.İ.F.D. : Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi D.E.M. : Değerler Eğitimi Merkezi D.İ.B. : Diyanet İşleri Başkanlığı E.Ü.E.E.D. : Ege Üniversitesi Ege Eğitim Dergisi E.Ü.E.F. : Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi E.Ü.İ.F.D. : Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi E.Ü.S.B.E.D. : Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi E.K.E.V. : Erzurum Kültür ve Eğitim Vakfı E.A.Ü.İ.F.D. : Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi H.Y.B. : Hekim Yazarlar Birliği İ.F.A.V. : Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı İ.L.A.M. : İlmî Araştırmalar Merkezi İ.S.A.M. : İslâm Araştırmaları Merkezi İ.Ü.H.A.Y.E.F.D.: İstanbul Üniversitesi Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi Dergisi K.U.R.A.V. : Kur’an Araştırmaları Vakfı M.E.B. : Milli Eğitim Bakanlığı M.Ü.A.E.F.D. : Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Dergisi M.Ü.İ.F.D. : Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi M.Ü.T.F.D. : Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi O.M.Ü.İ.F.D. : Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi Ö.S.Y.M. : Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi P.D.R.D. : Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği P.D.R.E.M. : Psikolojik Danışma, Rehberlik ve Eğitim Merkezi R.E.P. : Religious Education Press S.Ü.İ.F.D. : Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi T.C. : Türkiye Cumhuriyeti T.D.K. : Türk Dil Kurumu T.D.V. : Türkiye Diyanet Vakfı T.İ.B. : Türkiye İş Bankası T.P.D. : Türk Psikologlar Derneği U.S.A. : United States of America U.Ü.İ.F.D. : Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi U.Ü.E.F.D. : Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi U.Ü.T.F.D. : Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi U.Ü.T.F.K. : Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Kütüphanesi Y.Ö.K. : Yüksek Öğretim Kurulu Y.Ü.T.F.D. : Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi G İ R İ Ş Son yıllarda din psikolojisi bilim dalıyla ilgili yapılan yeni dönem çalışmaları göz önünde bulundurulduğunda, dikkate değer bazı olumlu gelişmelerin olduğu görülür. Buna paralel olarak psikoloji alanında da, din psikolojisini ilgilendiren bazı değişme ve gelişmeler olmuştur. Ne yazık ki şimdiye kadar bazı çevreler tarafından din psikolojisinin, genel psikolojinin sırtından geçinen ‘parazit/üretmeden tüketen’ bir bilim dalı olduğu görünümü verilmek istenmiştir. Ancak din psikolojisi bilim dalında, her geçen gün yaşanan yeni bilimsel gelişmeler, konunun böyle olmadığını açıkça ortaya koymuştur. Bu gelişmelerin başında ise, adı geçen bilim dalının araştırma alanlarının giderek genişlemesi gelmektedir. Bu bağlamda genel olarak sosyal psikolojik içeriğe sahip olan ‘sözlü ve sözsüz iletişim, dinsel iletişimin kapsamı, sosyal beceriler ve toplumsal destek’ gibi konuların yanı sıra ‘bilişsel gelişim, benlik gelişimi ve kimlik kazanma, ölüm psikolojisi ve cinsel davranışların psikolojisi ile yeni kült hareketleri’ gibi çeşitli konularda yeni araştırmalar yapılmaktadır.1 İşte bir din psikolojisi araştırması olan bu çalışmanın, benlik kavramı kapsamında ele aldığı “benlik saygısı”nın yanı sıra, özellikle “kendini izleme ve empati” kavramları da, yukarıda ifade edilen sosyolojik içerikli araştırma konuları kapsamında geniş veri tayfı meydana getirebilecek potansiyel taşıyan yeni çalışma alanları olarak değerlendirilebilir. Öte yandan yukarıda adı geçen bu özel çalışma alanlarına ek olarak din psikolojisi araştırmalarında, ‘dinin doğası, dinî tecrübe ve mistisizm, fiziksel ve ruhsal sağlık’ gibi konularda da çeşitli araştırmalar yapılmıştır.2 Ayrıca yine son dönem çalışmalarına bakıldığında, ‘sosyal tutum ve davranışlar’ bağlamında aynı zamanda empatik eğilimi de gerekli kılan ‘özgecil tutumlara dayalı yardım davranışları’ üzerinde de çeşitli ampirik araştırmaların yapılmış olması dikkati çeker.3 Özellikle batı din psikolojisi literatüründe, -bu araştırmanın ilk benlik kavramı olan- “benlik saygısı”nın, ‘kendini izleme ve empati’ kavramlarına göre nicelik 1 Argyle, Michael, “Din Psikolojisi Alanındaki Yeni Gelişmeler”, (Çev. Talip Küçükcan), Dinî Araştırmalar Dergisi, Ankara-1999, C. 2, S. 4, s. 195-208 2 Gorsuch, Richard L., “Din Psikolojisi”, (Çev. Ali Kuşat), E.Ü.İ.F.D., Kayseri-1998, S. 10, s. 230-241 3 Bkz. Batson, C. D. et. al., “Brotherly Love or Self-Concern? Behavioural Consequences of Religion”, Advances in the Psychology of Religion (in), [Ed. L. B. Brown], Pergamon Press, Oxford-1985, pp. 185-208; Darley, J. & Batson, C. D., “From Jerusalem to Jericho: A Study of Situational and Dispositional Variables in Helping Behaviour”, Journal of Personality and Social Psychology, 1973, V. 27, pp. 100-108 2 olarak biraz daha fazla çalışıldığı görülür. Bu noktada literatürde, benlik saygısı ile dindarlık olgusu arasındaki ilişkiye yönelik çalışmalar, daha çok ‘din ve ruh sağlığı’ kapsamındaki suçluluk ve günahkârlık duyguları ekseninde yapılmıştır.4 Öte yandan yine bu araştırmanın benlik kavramı kapsamında ele alınan “empati” ise, doğal olarak daha çok sosyal psikoloji literatüründe yer almıştır.5 Dolayısıyla bu kavramın dindarlık olgusuyla ilişkisinin araştırıldığı sınırlı sayıdaki alan araştırmalarına bakıldığında, daha çok ‘özgeci davranış/altruistic behavior’ bağlamında, ‘empatik eğilim kökenli yardım davranışı/helping behavior ve olumlu sosyal davranış/prosocial behavior’ kavramları üzerinden analizinin yapıldığı tespit edilmiştir.6 Bireyin son derece soyut bir ruhsal boyutunu oluşturan benliğe yönelik, özellikle Amerika’da, geçen yüzyılın sonlarından itibaren başlayan çeşitli bilimsel tartışmalar, bugüne kadar devam etmiştir. Konuyla ilgili gelinen bu son dönemde ise, ‘benlik psikolojisi/self psychology’ adı altında formel bir disiplin kapsamında özellikle alan araştırmasına dayalı çalışmalar yoğun bir şekilde devam etmektedir.7 Dolayısıyla batı psikoloji literatürü içerisinde, gelişim psikolojisi bağlamında diğer gelişim dönemlerinin yanı sıra özellikle yetişkinlik döneminde de benlik değeri, benlik algısı ve benlik saygısı gibi birçok benlik kavramına ilişkin konular, son yıllarda yoğunlaşarak çalışılmaya başlanmıştır.8 Bunun yanı sıra Türk psikoloji literatüründe de, benlik psikolojisi merkezli çeşitli benlik kavramlarına ilişkin konulara yönelik ilginin giderek arttığı görülmektedir.9 4 Konuyla ilgili örnek çalışmalar için bkz. Hackney, Charles H. & Sanders, Glenn S., “Religiosity and Mental Health: A Meta-Analysis of Recent Studies”, Journal for the Scientific Study of Religion, 2003, V. 42, N. 1, pp. 43-55; Yapıcı, Asım & Kayıklık, Hasan, “Ruh Sağlığı Bağlamında Dindarlığın Öz Saygı ve Kaygı İle İlişkisi: Çukurova Üniversitesi Örneği”, Değerler Eğitimi Dergisi, İstanbul-2005, C. 3, S. 9, s. 177-206; Belgum, David, “Guilt and/or Self-Esteem as Consequences of Religion”, Journal of Religion and Health, 1992, V. 31, N. 1, pp. 73-85 5 Özellikle Türk din psikolojisi literatüründe, empati ve dindarlık ilişkisi üzerine yapılan kaynak taraması sürecinde –ulaşılabildiği kadarıyla- konuyla ilgili sadece bir adet teorik çalışma olduğu tespit edilmiştir. (Ocak-2006); Bkz. Şentürk, Habil, “Psikolojide Empati Kavramı ve Hz. Peygamber’in Bazı Hadisleri”, (Yayımlanmış Bildiri), V. Kutlu Doğum Sempozyumu, S.D.Ü.İ.F. Yayınları, Isparta-2003, s. 157-160 6 Konuyla ilgili örnek teorik ve ampirik çalışmalar için bkz. Batson, C. Daniel & Gray, Rebecca A., “Religious Orientation and Helping Behavior: Responding to One’s Own or to the Victim’s Needs?”, Journal of Personality and Social Psychology, 1981, V. 40, N. 3, pp. 511-520; Saroglou, Vassilis et. al., “Prosocial Behavior and Religion: New Evidence Based on Projective Measures and Peer Ratings”, Journal for the Scientific Study of Religion, 2005, V. 44, N. 3, pp. 323-348; Batson, C. Daniel, “Sociobiology and the Role of Religion in Promoting Prosocial Behavior: An Alternative View”, Journal of Personality and Social Psychology, 1983, V. 45, N. 6, pp. 1380-1385 7 Güleç, Cengiz, “Özbenlik Kavramına Transkültürel ve Felsefî Bakış”, Kültür ve Psikiyatri Yazıları (içinde), H.Y.B. Yayıncılık, Ankara-2002, s. 69 8 Kozcu, Şeyda & Gabay, Rina, “Gelişim Psikolojisinde Yeni Çalışmalar”, Türk Psikoloji Dergisi, Ankara-1995, C. 10, S. 34, s. 83-84 9 Konuya ilişkin örnek çalışmalar için ayrıca bkz. Durak, Ayşegül, “Türk Psikoloji Dergisi Atıf Dizini”, Türk Psikoloji Dergisi, Ankara-1994, C. 9, S. 32, s. 60-84; Er, Nurhan ve ark., “1978’den 2002’ye (50. Sayıya) Türk Psikoloji Dergisi Serüveni”, Türk Psikoloji Dergisi, Ankara-2002, C. 17, S. 50, s. 103-127 3 Konuya uluslararası perspektiften bakıldığında ise, gerek batı gerekse Türk psikoloji literatüründe, genel olarak yetişkinlik dönemi, çocukluk ve ergenlik gibi diğer gelişim dönemlerine göre daha az çalışılmış bir gelişim periyodudur. Söz konusu bu bilim tarihi tablosu içerisinde bir hayli gerilerde olmasına rağmen Türkiye’deki psikoloji araştırmalarının nitelik ve nicelik yönünden her geçen gün biraz daha artması ise, ümit verici bir profil çizmektedir. Bu yerli psikolojinin araştırma konularına bakıldığında, ilk olarak genellikle halkın kullanımına yönelik popülaritesi olmayan, daha çok direkt akademik alanlar üzerinde çalışıldığı söylenebilir.10 Ancak tüm bunlara rağmen Türkiye’deki psikoloji alanında görülen sağlıklı gelişmelere paralel olarak Türk din psikolojisi araştırmalarında da, iyiye doğru bir gelişmeden söz edilebilir. Psikolojik karakterli bilimsel bir araştırma, farklı türden bir takım sistemli etkinliklerden meydana gelir. Bunlardan ilki, araştırma için problemlerin seçilip formüle edilmesidir. İkincisi ise, tespit edilen probleme ilişkin gözlemler yapma ve olgular toplamadır. Yine konuyla ilgili bir diğer etkinlik de, saptanan bu olguları, bilimsel metodoloji bağlamında işlemleyip analiz etmektir.11 İşte bu kapsamda çalışmanın ‘giriş’ bölümünde, bu aşamadan sonra sırasıyla araştırmanın problemi bağlamında ‘konusu, amacı, önemi, metodolojik yöntemi ve temel kavramlarının tanımlanması’na ilişkin betimsel bilgilere yer verilmiştir. 1. Konu Din ve benlik ilişkisine nedensellik bağlamında “dindarlık” bağımsız değişken yapılarak bakıldığında, dindarlık düzeyine ve/veya modellerine bağlı olarak benlik özelliklerinin bazı yönlerinde de, yüksek veya düşük seviyelerde değişimin olması beklenir. Elbetteki ilişkisel bağlamda ele alınacak konu/problem, din psikoloğunun cevabını aradığı soru çerçevesinde metodolojik olarak farklı şekillerde kurgulanabilir. Dolayısıyla din ve benlik ilişkisi, kurulan araştırma desenine bağlı olarak olası nedensellik örüntüleri çerçevesinde farklı açılardan analiz edilebilir.12 Din psikolojisi merkezli yapılan çalışmalarda, genellikle ‘din’ fenomeninin, araştırılmak istenen olguya/fenomene yaptığı psikolojik etkiye bakılır. Bir din psikolojisi çalışması olan bu 10 LeCompte, William A., “Türk Psikolojisinde Yeni Gelişimler”, (Çev. Perin Uçman), Türk Psikoloji Dergisi, Ankara-1980, C. 1, S. 11-12, s. 9 11 Hyman, Ray, Psikolojik Araştırmanın Niteliği, (Çev. Yılmaz Özakpınar), Selçuk Üniversitesi Yayınları, Konya- 1990, s. 1-2; Psikolojik bir araştırmanın bilimsel etkinlik aşamalarının teorik anlatımı ve şematik gösterimi için ayrıca bkz. Arık, İ. Alev, Psikolojide Bilimsel Yöntem, Çantay Kitabevi, 2. Baskı, İstanbul-1998, s. 36-142 12 Ayrıca bu perspektiften hareketle ‘din-kişilik’ ilişkisi hakkında yapılan kurgusal değerlendirmeler için bkz. Saroglou, Vassilis, “Gençlerin Dinleri ve Kişilikleri: Belçika’da Yapılan Yeni İncelemeler”, (Çev. Veysel Uysal), M.Ü.İ.F.D., İstanbul-2000, S. 19, s. 123-124 4 araştırmada da, dindarlığın, benlik boyutları üzerindeki psikolojik etkilerinin araştırılması hedeflenmiştir. Sözü edilen bu hedefe ulaşabilmek için araştırmanın anket uygulamasında bağımsız değişken olarak kurgulanan “dindarlık” olgusunun psikometrik ölçümünde ise, “içgüdümlü dindarlık ve dışgüdümlü dindarlık”13 şeklinde tanımlanan dikotomik bir dindarlık modeli kullanılmıştır. Öte yandan yine çalışmanın anket uygulamasında bağımlı değişken olarak kurgulanan “benlik” olgusu ise, benlik kavramı değişkenleri üst çatısı altında belirlenen “benlik saygısı, kendini izleme ve empati” kavramlarıyla sınırlandırılmıştır. Dolayısıyla kurgulanan çalışma deseni bağlamında araştırma problematiği kısaca; ‘iç ve dışgüdümlü dindarlık modellerinin, benlik kavramı değişkenleri olarak belirlenen benlik saygısı, kendini izleme ve empati olguları üzerindeki psikolojik etkilerinin incelenmesi’ şeklinde özetlenebilir. Gelişim psikolojisi bağlamında yetişkinlik dönemiyle ilgili yapılan araştırmalar, bu dönemde bireyin, psiko-sosyal uyumunu sağlayabilmesi için sahip olduğu yaşam yapısında/life structure önemli değişimler yaşadığını ortaya koymuştur. Dolayısıyla söz konusu bu değişimler kapsamında, bilincin genişlemesine bağlı olarak benliğin gelişimi ve değişimine imkan sağlayan krizlerin ve/veya problemlerin yaşandığı görülmüştür.14 İşte bu benlik krizleriyle karşı karşıya kalan yetişkin birey, bu süreçte kendi benliğine ilişkin içselleştirilmiş bilgiler de edinebilir. Çünkü yaşanılan bu benlik krizleri, yetişkini çocukluk, ergenlik ve gençlik dönemlerinde gizli/örtülü kalan yönlerinin bütünleştirilmesini isteyen bir içsel soruşturma mekanizmalarıyla karşı karşıya getirir.15 Gerek benlik psikolojisi gerekse gelişim psikolojisi literatüründe, yetişkinlik döneminde ‘orta yaş krizi’ olarak kavramlaştırılan bu fenomen, -daha önce de ifade edildiği gibi- temelde kendini gerçekleştirememe merkezli bir benlik krizidir. Benlik krizi ise, benliğin çeşitli boyutlarının geliştirilmesiyle çözülebilecek olan psikolojik bir süreci kapsar. İşte bu noktada, özellikle yetişkinlik döneminde benlik bilinci16 düzeyinin yükselmesi sonucu ortaya çıkan anlam arayışı bağlamında, bireyin benliğini güçlendirecek psiko-sosyolojik faktörlerin başında “din” fenomeni gelir. Dolayısıyla bu fenomenolojik gerçekliği hareket noktası alarak bu 13 Donahue, M. J., “Intrinsic and Extrinsic Religiousness: The Empirical Research”, Journal for the Scientific Study of Religion, 1985, V. 24, N. 4, pp. 418-423 14 Yaparel, Recep, Yirmi-Kırk Yaşlar Arası Kişilerde Dinî Hayat İle Psiko-Sosyal Uyum Arasındaki İlişki Üzerine Bir Araştırma, (Yayımlanmamış Doktora Tezi), Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara-1987, s. 2; Stevens-Long, Judith, Adult Life: Developmental Processes, Mayfield Publishing Company, 2. Edition, California-1984, s. 297-312 15 Yaparel, Yirmi-Kırk Yaşlar Arası Kişilerde Dinî Hayat, s. 3 16 Benlik Bilinci / Self Consciousness: Genel anlamıyla, bireyin ötekilerden ayrı bir kişi olarak kendi sosyal kimliğinin farkında olması durumunu ifade eder. Bu bağlamda birey, toplum içerisindeyken kendi güdülerinin, davranışlarının vb. farkında olarak görünümü, davranışları ve öteki/ler üzerinde bırakacağı izlenim konusunda dikkatli davranmaya özen gösterir. (Budak, Selçuk, Psikoloji Sözlüğü, Bilim ve Sanat Yayınları, Ankara-2000, s. 576) 5 araştırmanın konusu, “yetişkinlik döneminde dindarlık ile benlik kavramı değişkenleri arasındaki psikolojik ilişki” olarak belirlenmiştir. Din psikolojisi bilim dalında bir alan araştırması olarak yapılan bu çalışmanın konusu, iç ve dışgüdümlü dindarlık modelleri ile benlik kavramı değişkenleri olarak belirlenen ve sınırlanan benlik saygısı, kendini izleme ve empati kavramları arasındaki psikolojik ilişkiyi incelemektir. Dolayısıyla kurgulanan araştırma deseni bağlamında bu çalışmada; benlik kavramı değişkenleri üst başlığında her biri birer bağımlı değişken olarak tanımlanan “benlik saygısı, kendini izleme ve empati” kavramlarının üzerinde, “dindarlık” bağımsız değişkeninin olumlu yada olumsuz yaptığı psikolojik etki düzeyi analiz edilmiştir. Bu kurgusal desenden hareketle teknik olarak bu araştırmanın konusunu; “Bursa örneklemi kapsamında İslâm dinine mensup olan/müslüman yetişkin bireylerin, sahip oldukları -dikotomik karakter arz ettiği düşünülen- dindarlık modelleri ile benlik kavramı değişkenleri olarak belirlenen benlik saygısı, kendini izleme ve empati düzeyleri arasındaki psikolojik ilişkiyi tespit etmek” şeklinde ifadelendirilebilecek problem cümlesi oluşturur (ayrıca araştırma probleminin şematik gösterimi için bkz. Şekil-1). Şekil-1: Araştırma Probleminin Şematik Gösterimi 17 Bireylerin dinsel inanç ve davranışlarıyla benlik gelişimleri arasında psikolojik bir ilişki söz konusudur. Bu bağlamda güçlü bir benlik yapısına sahip olan dinsel inanç düzeyi yüksek bireylerin, kişilik ve benliklerinin güçlü ve zayıf taraflarını bilinçli bir şekilde görüp benlik yapılarına ilişkin olumlu ve olumsuz yönlerini daha kolay kabullendiklerine yönelik bazı 17 Araştırmanın ‘Giriş & Teorik Çerçeve & Anket Uygulaması’ bölümlerinde yer alan bu ve bundan sonraki kaynak belirtilmeyen tablolar & şekiller & grafikler araştırmacı/yazar tarafından çizilmiştir. [ M.K.] Dindar Yetişkin Benlik Saygısı Düzeyi Kendini İzleme Düzeyi Empatik Eğilim Düzeyi Benlik Gelişim Düzeylerinin Değişmesi İçgüdümlü Dindarlık Benlik Kavramı Değişkenleri Dışgüdümlü Dindarlık S o n u ç + - + + 6 psikolojik tespitler vardır.18 Din ve benlik ilişkisi bağlamında -özellikle batıda, çoğunluğunu Hıristiyan örneklemin oluşturduğu- dinin, çeşitli benlik kavramları üzerinde olumlu yada olumsuz psikolojik etkilerini araştıran çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Söz konusu bu araştırmalar, birbirinden farklı sonuçlar ortaya çıkarmıştır. Buna göre, dindarlık ile benlik ilişkisini konu edinen araştırmaların bir kısmı olumlu, diğer bir kısmı olumsuz etkilerin varlığını ortaya koyarken; bir bölümü de olumlu veya olumsuz hiçbir anlamlı ilişkinin olmadığını, yani nötr bir korelasyonun olduğunu belirlemiş durumdadır.19 Ayrıca, çalışmanın konuyla ilgili literatür tarama aşamasında, -tespit edilebildiği kadarıyla- bu araştırma için belirlenen ‘benlik saygısı, kendini izleme ve empati’ kavramlarından özellikle “kendini izleme” kavramının, adı geçen diğer iki benlik kavramına göre, dindarlıkla ilişkisini konu alan araştırmaların oldukça sınırlı olduğu gözlenmiştir.20 Kısaca, -daha önce de ifade edildiği gibi- bu kapsamda elen alınan temel problem; “din psikolojisi bağlamında Bursa ilindeki çeşitli meslek gruplarına ait Müslüman yetişkin bireylerin, geliştirdikleri dindarlık modelleri çerçevesinde belirlenen benlik kavramı değişkenleriyle sınırlı olarak ‘benlik tablolarını’ çıkarmaya çalışmaktır. Diğer bir ifadeyle, gelişim dönemlerinden yetişkinlik dönemini temsilen alınan Müslüman örneklem grubun, benlik gelişimi ve değişimi 18 Hökelekli, Hayati, Din Psikolojisi, T.D.V. Yayınları, 3. Baskı, Ankara-1998, s. 188-189 19 Bu araştırma için belirlenen benlik saygısı, kendini izleme ve empati kavramlarına ilişkin yapılan çeşitli ampirik çalışmalar için bkz. Watson, P. J. et. al., “Religiosity, Sin and Self-Esteem”, Journal of Psychology and Theology, 1985, V. 13, N. 2, pp. 116-128; Gartner, J., “Self-Esteem Tests: Assumptions and Values”, Your Better Self: Psychology, Christianity and Self-Esteem (in), [Ed. C. W. Ellison], Harper & Row, New York-1983, pp. 98-110; Hood, R. W. Jr., “Sin and Guilt in Faith Traditions: Issues for Self-Esteem”, Religion and Mental Health (in), [Ed. John F. Schumaker], Oxford University Press, New York & Oxford-1992, pp. 110-121; Ragsdale, J. D., “Relational Communication Competence in High and Low Christian Religious Commitment: A Research Note”, Review of Religious Research, 1994, V. 35, N. 3, pp. 268-274; Gartner, J., “Religious Commitment, Mental Health and Prosocial Behavior: A Review of the Empirical Literature”, Religion and the Clinical Practice of Psychology (in), [Ed. Edward P. Shafranske], Published by American Psychological Association, Washington-1996, pp. 187-214; Watson, P. J. et. al., “Empathy, Religious Orientation and Social Desirability”, Journal of Psychology, 1984, V. 117, pp. 211-216; Jacobs, Janet L., “The Spiritual Self-in- Relation: Empathy and the Construction of Spirituality Among Modern Descendants of the Spanish Crypto- Jews”, Journal for the Scientific Study of Religion, 2000, V. 39, N. 1, pp. 53-63 20 Araştırmacı/yazar tarafından 2006 yılında İngiltere’ye bizzat gidilerek buradaki çeşitli üniversite kütüphanelerinde (School of Oriental and African Studies / S.O.A.S. Library; Senate House Library University of London; The British Library; Newcastle University Library vd.) konuyla ilgili literatür taraması yapılmıştır. Ancak gerek İngiltere’deki kütüphanelerde, gerekse internet ortamındaki tam metin/full text bilimsel ürün veren bilgi kaynakları/data base’lerde, adı geçen kavrama ilişkin yayımlanmış müstakil bir çalışma olmadığı saptanmıştır. Fakat çalışma sürecinde, dindarlıkla ilişkisi araştırılan benlik kavramlarından birisi olan bu ‘kendini izleme’ kavramının sahibi Prof. Dr. Mark Snyder ile bağlantı kurulmuştur. Kendisinin konuyla ilgili gönderdiği elektronik posta metninden de anlaşıldığı gibi (ayrıca bkz. Ek-3) bu konuda iki yayımlanmamış kaynak olduğu tespit edilmiştir. Bu kaynaklardan da sadece birine ulaşılabilmiştir. [Bkz. Kojetin, Brian & Snyder, Mark, “Self-Monitoring and Religiosity”, Amerikan Psikologlar Derneği’nin Yıllık Toplantısında Sunulmuş ve Yayımlanmamış Bildiri, (23 Ağustos-1986), Washington-1986, 17 p.]; Diğerine ise, yazar/larından istenmesine rağmen, -yayımlanmadığı için gönderilmek istenmemiş olsa gerek- ulaşılamamıştır. [Bkz. Paloutzian, Raymond F. et. al., “Religious Orientations Predict Behavior? Self-Monitoring and Social Interest Effects”, Amerikan Psikologlar Derneği’nin Yıllık Toplantısında Sunulmuş ve Yayımlanmamış Bildiri, (23 Ağustos-1986), Washington-1986, 15 p.], (Aralık-2006) 7 açısından bir betimlemesini yapmaya çalışmaktır” (araştırma problematiğinin şematik kurgusu için ayrıca bkz. Ek-2). 2. Amaç Dindarlık ve benlik gelişimi ilişkisini ele alan bu alan araştırmasında, Türk-İslâm kültürü arka planından hareketle, Türkiye’de yaşayan Müslüman yetişkin bireylerin, geçmişte aldıkları din eğitiminin yanı sıra sosyalleşme ve kültürlenme süreçlerinin de etkisiyle yapılandırılan dinsel yönelimleri ön plana çıkarılmıştır. Bu bağlamda çalışmada; Müslüman yetişkinlerin, benlik saygısı, kendini izleme ve empati düzeylerinin tespit edilmesi ve adı geçen bu benlik kavramlarının, geliştirdikleri iç ve dışgüdümlü dindarlık modelleri ile sosyal psikolojik ilişkisinin neler olduğunun açıklanması/betimlenmesi amaçlanmıştır. Din psikolojisi araştırmaları kapsamında dindarlık ve benlik ilişkisi üzerinde yapılan çalışmalar sonucunda, elde edilen bilgilere dayanılarak psikolojik ve sosyolojik içerikli çok çeşitli analizler yapılabilir. Konuyla ilgili yapılan çalışmaların genel amacı, bireyin sahip olduğu dindarlık düzeyinin ve/veya formunun, gelişim ve değişim bağlamında onun benlik yapısında meydana getirdiği olumlu yada olumsuz psikolojik etkilerini saptamaktır.21 Bu anlamda betimsel/descriptive ve ortaya çıkarıcı/explorotory nitelik taşıyan bu çalışma, tarama modellerinden ilişkisel tarama türünde22 yapılmış bir alan araştırmasıdır. Söz konusu bu metodolojik özelliğinden hareketle, -tespit edilebildiği kadarıyla- Türk din psikolojisi 21 Genel olarak din ve benlik ilişkisini konu alan Türk din psikolojisi araştırmalarından bazıları için bkz. Erman, Esra, Mistik Dindarlarda Benlik Kontrolü ve Ahlâkî Güç, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Uludağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bursa-2005; Göcen, Gülüşan, Dinî İnanç ve İbadetin Kendini Gerçekleştirme İle İlişkisi, (Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi), Uludağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bursa-2005 / Göcen, Gülüşan, “Dinî İnanç ve İbadetin Kendini Gerçekleştirme İle İlişkisi: Üniversite Öğrencileri Üzerinde Bir Araştırma”, Gençlik, Din ve Değerler Psikolojisi (içinde), [Ed. Hayati Hökelekli], D.E.M. Yayınları, 2. Baskı, İstanbul-2006, s. 559-611; Özdoğan, Öznur, Dindarlıkla İlgili Bazı Faktörlerin Kendini Gerçekleştirme Düzeyine Etkisi, (Yayımlanmamış Doktora Tezi), Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara-1995; Ayten, Ali, Kendini Gerçekleştirme ve Dindarlık İlişkisi, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul-2004; Eşer, Hatice, Üniversite Öğrencilerinde Dinî İnanç ve Benlik Saygısı İlişkisi, (Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi), Uludağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bursa-2005 / Eşer, Hatice, “Üniversite Öğrencilerinde Dinî İnanç ve Benlik Saygısı İlişkisi”, Gençlik, Din ve Değerler Psikolojisi (içinde), [Ed. Hayati Hökelekli], D.E.M. Yayınları, 2. Baskı, İstanbul-2006, s. 491-528; Sümertaş, Aytül, İçedönük Dindarlık ve Benlik Tasarımı Arasındaki İlişki Üzerine Bir Araştırma, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Dokuz Eylül Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir-2003: Koç, Bozkurt, Ergenlikte Benlik Gelişimi ve Din İlişkisi, (Yayımlanmamış Doktora Tezi), Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Erzurum-2003; Krş. Aygün, Adem, Kişilik Psikolojisi ve Dindarlık, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Sakarya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Adapazarı-2000; Küçükalp, Emine, Ahlâkî Yargı Gelişimi ve Dindarlık Arasındaki İlişki, (Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi), Uludağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bursa-2004 / Küçükalp, Emine, “Ahlâkî Yargı Gelişimi ve Dindarlık Arasındaki İlişki: Üniversite Öğrencileri Üzerinde Bir Araştırma”, Gençlik, Din ve Değerler Psikolojisi (içinde), [Ed. Hayati Hökelekli], D.E.M. Yayınları, 2. Baskı, İstanbul-2006, s. 447-489 22 Karasar, Niyazi, Bilimsel Araştırma Yöntemi, 3A Araştırma, Eğitim, Danışmanlık Ltd., 7. Baskı, Ankara-1995, s. 218-222 8 literatüründe daha önce araştırılmamış bir konu olarak; “yetişkinlik dönemindeki bireylerin, tarihsel/kronolojik yaşam bagajlarından hareketle dinsel yönelimlerin oluşturduğu dindarlık modellerinin, ilişkisel bağlamda benlik kavramı değişkenleri olarak tespit edilen ve sınırlanan benlik saygısı, kendini izleme ve empati üzerindeki psikolojik etkilerini tespit etmek” amacıyla yapılmıştır. Araştırmanın bu genel amacına ulaşmak için yetişkin bireyin, tespit edilen dindarlık modellerinin yanı sıra cinsiyet, yaş, sosyo-ekonomik düzey, eğitim düzeyi ve meslek grubu gibi demografik değişkenler arasındaki ilişkiler de test edilmiştir (ayrıca araştırmanın genel amacına ilişkin şematik gösterim için bkz. Şekil-2). Öncelikle, uygun ölçme araçları kullanarak konuya ilişkin birçok değişkeni dikkate alıp dindarlık ve benlik kavramları arasındaki ilişkiyi incelemeyi amaçlayan bu araştırmada, aynı zamanda cinsiyet ve yaş gibi demografik faktörler ile dindarlık ve belirlenen benlik kavramları değişkenleri arasındaki psiko-sosyal örüntülere de bakılmıştır. Bu amaçla, desene uygun bazı psikometrik ölçme ve veri analiz teknikleri kullanılmıştır. Araştırmanın anket uygulamasını değerlendirme sürecinde, kullanılan veri toplama ve analiz yöntemlerinin başka araştırmacılar tarafından da tekrar edilebilir olmasına özellikle dikkat edilmiştir. Şekil-2: Din Psikolojisi Perspektifinden Hareketle Araştırmanın Genel Amacı Öte yandan son olarak, Bursa ili örnekleminden hareketle yetişkinlik döneminde geliştirilen iç ve dışgüdümlü dindarlık modellerini ve benlik gelişim düzeylerini, belirlenen benlik kavramı değişkenleri bağlamında incelemek suretiyle konuyla ilgili diğer sosyal ve D i n d a r l ı k [ Bağımsız Değişken ] Eğitim Düzeyi Sosyo-Ekonomik Düzey Yaş Cinsiyet Meslek Grubu Benlik Kavramı Değişkenleri Benlik Saygısı Kendini İzleme Empati 9 davranış bilimlerinin yanı sıra, özellikle Türk din psikolojisi literatürüne katkıda bulunmak da, bu araştırmanın amaçları arasındadır. 3. Önem Gelişim psikolojisi literatüründe yer alan yetişkin psikolojisinin temel araştırma problemlerinden birisi de, döneme ilişkin benlik ve kişilik sorunlarıdır. Dolayısıyla gelişimsel açıdan ‘benlik kavramı’ değişimleri, yetişkin bireyin psikolojisinde önemli bir yer tutar.23 Bu çerçevede yetişkinlik döneminde, ‘ben ne tür bir kişiyim?’ veya ‘nasıl bir benlik ve kişilik yapısına sahibim?’ gibi sorular, anlam arayışı bağlamında yetişkin tarafından öncelikli olarak cevaplanması gereken sorulardır.24 Özellikle sosyalleşme bilincinin yüksek olması sebebiyle sosyal ilişkilerin geliştirilmesi adına yetişkinin benlik gelişimi ve değişimi, söz konusu bu dönemde ayrı bir önem arz eder. Öte yandan Jung’a göre benlik/kendilik, yaşamları boyunca bireylerin ulaşmaya çalıştıkları hayatın amacını oluşturur. Bireyin benlik ve kişilik yapısına birlik, denge ve kararlılık kazandırması bakımından da önemlidir. Ancak benliğin oluşumundan önce bireyin kişiliğinin çeşitli yönleriyle tamamen gelişerek ‘bireyleşme süreci’ni tamamlaması gerekir. Bu sebeple analitik psikolojide yer alan “benlik”, özellikle yetişkinlik/orta yaş döneminde kendini gösteren önemli bir fenomendir.25 Gelişim ve kişilik psikologları açısından her ne kadar tartışmalı bir kavram olsa da, yetişkinlik dönemine ilişkin “orta yaş krizi” ya da diğer bir ifadeyle “benlik krizi” çerçevesinde benlikte yaşanan gerilemeler, gel-gitler, dalgalanmalar ve coşkunluk gibi değişimler, bu dönemde ayrı bir önem kazanır. Dolayısıyla hayatın sorgulayıcılığı bağlamında yetişkin, kendisi tarafından yaşamının algılanması ve değerlendirilmesi sonucunda zaman zaman benlik çatışmaları yaşayabilir.26 İşte bu gerçeklikten hareketle bu araştırma için benlik kavramları olarak belirlenen ‘benlik saygısı, kendini izleme ve empati’ çerçevesinde yapılacak sosyal psikolojik analizler, yetişkin bireyin olası yaşayabileceği benlik çatışmalarını çözmede ve dolayısıyla benlik gelişimine katkılar sağlamada önemli bir girişim olarak görülebilir. 23 Onur, Bekir, Gelişim Psikolojisi, İmge Kitabevi, 6. Baskı, Ankara-2004, s. 93; Ayrıca bir yönüyle yetişkinlik döneminde benlik gelişimi temeline oturan bu araştırmada, ileride açıklanan Levinson’un adı geçen teorisinin kullanılmasının bir nedeni de, bu teorinin yetişkin bireyin benlik kavramı gelişimine yaptığı vurgudur. 24 Onur, Gelişim Psikolojisi, s. 77-78 25 Jacobi, Jolande, C. G. Jung Psikolojisi / The Psychology of C. G. Jung, (Çev. Mehmet Arap), İlhan Yayınevi, İstanbul-2002, s. 143-147, 169-179; Stevens, Anthony, Jung, (Çev. Ayda Çayır), Kaknüs Yayınları, İstanbul- 1999, s. 61-86 26 Cüceloğlu, Doğan, İnsan ve Davranışı: Psikolojinin Temel Kavramları, Remzi Kitabevi, 7. Baskı, İstanbul-1997, s. 395-400 10 Birey, neye, nasıl ve niçin inanır? Dinsel inanç, onu nasıl etkiler ve şekillendirir? Din fenomeni, inanç olarak bireyin içinde ne tür bir olgusal değişime uğrar? Bütün bunların, inanan bireyin benliğinde ve kişiliğinde oluşması, gelişmesi ve olgunlaşmasında önemli bir fonksiyon olarak ortaya çıkışının psiko-sosyolojik motifleri nelerdir? İşte din psikolojisinin, sadece bu ve benzeri soruların cevaplarını açıklamaya ve analiz etmeye çalışması bile, onun akademik yapı içerisindeki önemini açıkça ortaya koyar. Çünkü din, bireyin duygularına, düşüncelerine, imajlarına ve davranışlarına etki ederek bütün benliğini ve kişiliğini kaplar. Bu özelliği nedeniyle de günlük hayatındaki tüm tutum ve davranışlarına az yada çok yön verir.27 Bu bağlamda dindarlık ve benlik ilişkisini konu alan çalışmalar, bireyin dinsel yönelim merkezli yapılandırdığı dindarlık formlarının, fonksiyonel anlamda kendini tanıması ve geliştirmesinde yardımcı olan enstrümanlardan biri olduğuna vurgu yapması yönüyle önemlidir. Dolayısıyla bu çalışmanın temel amacı da, sözü edilen bu dinsel içerikli psikolojik gerçekliğe vurgu yapmaktır. Psikoloji araştırmalarında ‘sosyal psikolojik yaklaşım’, bir bakıma çok yönlü ve disiplinlerarası bir yaklaşımı vurgular. Dolayısıyla Türk psikolojisinin, Türk toplumunun temel doku haritasını çıkarıcı bir yaklaşım içerisinde olmasına pratikte ihtiyaç vardır. Bu bağlamda çok yönlü ve disiplinlerarası yapılacak araştırmalarla, değişen birey ve toplum yapısının problemlerine eğilmek gerektiği noktasında bir zorunluluktan söz edilebilir. Bu sebeple psikologlar, yaptıkları araştırmalarda hem kendi özel alanlarının bilgi, kuram ve yöntemlerinden, hem de sosyoloji ve antropoloji gibi diğer sosyal bilimlerden yararlanmaları gerekir.28 İşte bu araştırma, sözü edilen sorumluluk ve bilinçle sosyal psikoloji, benlik psikolojisi ve gelişim psikolojisi kavşağında bir din psikolojisi araştırması olarak disiplinlerarası bir yaklaşımla yapılmaya çalışılmış olması bakımından önemlidir. Genel anlamda dindarlık ve benlik ilişkisini konu alan bu çalışmadan elde edilen sonuçlar, -sınırlı düzeyde de olsa- yetişkinlik döneminin yanı sıra diğer gelişim dönemleri içerisindeki din ve benlik gelişimi ilişkilerine yönelik yapılacak olan araştırmalar için karşılaştırmalar ve genellemeler yapabilme imkanı sağlaması yönüyle de ilgi çekicidir. Kısacası, psikometrik açıdan geçerliği ve güvenirliği test edilmiş ölçme araçları kullanılarak dindarlığın, ‘benlik saygısı, kendini izleme ve empati’ kavramlarıyla olan çok yönlü ilişkisinin araştırıldığı bu çalışma, bilimsel araştırma tekniklerinden de yararlanarak söz 27 Yavuz, Kerim, “Günümüzde Din Psikolojisi”, E.A.Ü.İ.F.D., Erzurum-1988, S. 8, s. 254 28 Kağıtçıbaşı, Çiğdem, “Sosyal Değişme Bağlamında Psikolojik Araştırmaların Yeri”, Türk Psikoloji Dergisi, Ankara-1980, C. 1, S. 11-12, s. 2-5 11 konusu sosyal psikolojik ilişkiyi, tecrübî bir çerçevede ortaya koymaya çalışmış olması yönüyle önemlidir. 4. Yöntem Din psikolojisinde, ispatlanabilir veriler veya sonuçlar elde ederek belirlenen hedeflere başarılı bir şekilde ulaşabilmek için her şeyden önce takip edilecek güvenilir bir metodolojiye ihtiyaç vardır. Bu bağlamda bilimsel bir çalışmada, genellikle iki temel problemle karşılaşılır. Bunlardan birisi, bilimsel güvenirlik ve geçerlik ölçütlerine uygun olarak gerekli bilgilerin toplanması; diğeri ise, yeterli ölçüde olması şartıyla toplanan verilerin yine aynı bilimsel kriterlere uygun olarak sistemli bir şeklide işlenip analiz edilerek sonuçlandırılmasıdır. Din psikolojisinde bilimsel materyal, çeşitli yollardan elde edildiği gibi, araştırma konusuna ilişkin elde edilen bu materyalin işlenmesi ve yorumlanması da, aynı şekilde çeşitli metot ve teknikler gerektirir.29 Temelde ‘teorik çerçeve ve anket uygulaması’ olmak üzere iki ana bölümden oluşan bu çalışmada; bilimsel araştırma metodolojisi bağlamında ‘genel bilimsel araştırma metot ve teknikleri’ kullanılmıştır. Ayrıca eş zamanlı olarak, din psikolojisi bilim dalında yapılan bir alan araştırması olması nedeniyle de, ‘özel alan metot ve teknikleri’ kullanılmıştır. Öncelikle ‘genel bilimsel araştırma metodolojisi’ kapsamında, daha önce ifade edilen araştırma konusuyla sınırlandırılan bu çalışmanın teorik çerçevesi, “dokümantasyon metot ve teknikleri”30 kullanılarak hazırlanmıştır. Bu bağlamda gelişim ve din psikolojisi açısından yetişkinlik dönemi, dindarlık ve benlik ilişkisi ile benlik kavramı değişkenleri kapsamında değerlendirilen benlik saygısı, kendini izleme ve empati konularıyla ilgili yerli ve yabancı literatüre, imkanlar ölçüsünde ulaşılmaya çalışılmıştır. Bunun yanı sıra internet gibi bilgi erişim teknolojilerinden de yararlanılarak, araştırma konusuyla ilgili veriler toplanıp değerlendirildikten sonra kuramsal düzeyde organize bir veri tayfı oluşturulmaya çalışılmıştır. Böyle bir metodolojik hiyerarşi takip edilerek, teorik çerçevenin öncelikli olarak ele alınmasıyla, anket uygulaması sonucunda kullanılmak üzere araştırma konusuna ilişkin ‘kişisel bilgi birikimi’ hedeflenmiştir. Daha sonra ikinci ana bölüm olan anket uygulaması bölümü ise, 29 Yavuz, Kerim, “Din Psikolojisinde Metot Meselesi ve Yeni Gelişmeler”, E.A.Ü.İ.F.D., Erzurum-1986, S. 7, s. 153-154; Ayrıca krş. Fırat, Erdoğan, “Din Psikolojisinde Konu ve Metot Problemi”, D.E.Ü.İ.F.D., İzmir-1989, S. 5, s. 33-43; Kayıklık, Hasan, “İçerik ve Kazanım Açısından Din Psikolojisi”, Ç.Ü.İ.F.D., Adana-2003, C. 3, S. 1, s. 83-102 30 Arslantürk, Zeki, Sosyal Bilimciler İçin Araştırma Metot ve Teknikleri, İ.F.A.V. Yayınları, 2. Baskı, İstanbul- 1995, s. 64-75; Serper, Özer & Gürsakal, Necmi, Araştırma Yöntemleri, Filiz Kitabevi, İstanbul-1989, s. 106- 107 12 “tarama modelleri” içerisinde değerlendirilen “ilişkisel tarama modeli”31 ve “örneklem/kesit alma metodu”32 ile araştırılmıştır. Ayrıca ikinci bölümde yer alan anket uygulamasından elde edilen verileri değerlendirmek için de, ileri düzeyde çeşitli istatistiksel teknikler ve analiz metotları kullanılmıştır.33 Öte yandan bu araştırmada, ‘din psikolojisi özel alan metodolojisi’ bağlamında ‘bilgi toplama aracı ve teknikleri’ olarak “anket tekniği”34 kullanılmıştır. Bu anlamda araştırmanın anket uygulaması aşamasında ise, deneklerin hem dindarlık modellerini, hem de belirlenen benlik kavramları düzeylerini psikometrik açıdan en iyi şekilde tespit edebileceği düşünülen geçerliği ve güvenirlik testleri yapılmış ölçme araçları35 kullanılarak bir anket formu oluşturulmuş ve anket uygulaması aşaması gerçekleştirilmiştir. Öte yandan anket uygulaması sonucu ‘elde edilen bilgiyi düzenleme ve yorumlama metodu’ olarak ise, “fenomenolojik yorumlama / dinamik metot”36 kullanılmıştır (araştırmanın metodolojik kurgusu için bkz. Şekil- 3). Şekil-3: Metodolojik Bağlamda Araştırmanın Yöntemsel Örüntüsü Din psikolojisinin özel alan araştırma yöntemleri genelinde, çalışmanın yöntemine ilişkin son olarak vurgulanması gereken en önemli nokta, din psikoloğunun araştırma sürecindeki tarafsızlığı konusudur. Bu bağlamda bir din psikoloğu, psikolojik bakış açısı yerine felsefî veya teolojik olana itibar etmemelidir. Dolayısıyla bireylerin inandıkları ‘kutsal alana’ 31 İlişkisel Tarama Modeli: İki veya daha çok sayıdaki değişkenler arasındaki değişimin/ilişkinin varlığını veya düzeyini belirlemeyi amaçlayan ampirik bir araştırma modelidir. (Karasar, a.g.e., s. 81-82) 32 Arslantürk, Araştırma Metot ve Teknikleri, s. 86-87; Karasar, a.g.e., s. 80-81; Köklü, Nilgün, Sosyal Bilimler İçin Açıklamalı İstatistik Terimleri Sözlüğü, Nobel Yayınları, Ankara-2002, s. 107 33 Araştırmada kullanılan istatistiksel teknikler hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Anket Uygulaması: 1.8. Verilerin Çözümü ve Yorumlanması 34 Hökelekli, Din Psikolojisi, s. 12-13 35 Araştırmada kullanılan ölçekler hakkında ayrıntılı psikometrik değerlendirmeler için bkz. Anket Uygulaması: 1.5. Ölçme Araçları 36 Hökelekli, Din Psikolojisi, s. 17-18; Bilgin, Nuri, Sosyal Psikoloji Sözlüğü, Bağlam Yayınları, İstanbul-2003, s. 121-122; Krş. Yavuz, Din Psikolojisinde Metot Meselesi, s. 160-162 Dokümantasyon Metot ve Teknikleri Teorik Çerçeve Anket Uygulama A l a n A r a ş t ı r m a s ı Çeşitli İstatistiksel Teknikler ve Analizler Fenomenolojik Yorumlama İlişkisel Tarama Modeli Kesitsel Yöntem ve Örneklem Metodu 13 ilişkin kısıtlayıcı ve yönlendirici olarak sorgulayıcı bir yaklaşım sergilememelidir. Aksine, araştırdığı konuya ilişkin analizler yaparken tarafsız/objektif olarak bireyleri, kendi doğal kültürel ortamlarında değerlendirmeye çalışmalıdır. Dine/kutsala ilişkin olumlu veya olumsuz ayrımı yapmadan tümünün duygu, düşünce, tutum ve davranışlarını dikkate almaya özen göstermelidir.37 Bu bağlamda bu araştırmanın proje aşamasından bitişine kadar geçen süre içerisinde, konuyla ilgili ulaşılan sonuçların bilimsel kalitesini etkileyecek her türlü olumsuz tutum ve davranıştan “bilinçli” olarak mümkün olduğu ölçüde uzak durmaya çalışılmıştır. 5. Temel Kavramların Tanımlanması Araştırmanın bu bölümde, din psikolojisi bilim dalında konuyla ilgili yapılan bu araştırmanın daha kolay anlaşılmasını sağlamak amacıyla –bir bakıma kısa bir sözlük çalışması yapılarak- araştırmaya konu olan teknik kavramlar kısaca tanımlanmıştır. Ayrıca buna ek olarak, tanımlanan teknik kavramlara ilişkin fenomenolojik sınırlılık çerçevesinde çalışmaya özgü yüklenen özel anlamları da verilmiştir.38 Bu bağlamda araştırmanın temel kavramları şöyle tanımlanabilir: • Yetişkinlik Dönemi / Adulthood Period: Bireyin doğumundan ölümüne kadar geçen yaşam süreci içerisinde birbirini ardışık olarak takip eden gelişim dönemlerinden, ergenlikten sonra başlayan ve başından gençlik sonundan da yaşlılık döneminin bir kısmını içine alan gelişim dönemidir. Konuyla ilgili ortaya atılan gelişim teorilerine göre, oldukça değişkenlik gösteren yetişkinlik döneminin yaş sınırlaması, diğer gelişim dönemlerine göre daha zordur. Öte yandan diğer dönemlerin gelişimsel özellikleriyle karşılaştırıldığında, yetişkinlik dönemindeki gelişimin daha çok içinde yaşanılan psiko-sosyal şartlardan etkilenmesi sonucu şekillendiği görülür. Bu bağlamda çocukluk ve ergenlik döneminden farklı olarak bu dönemde, bireyin yaşamında belli bazı yaşantısal deneyimler, değişimler ve gereksinimler ortaya çıkmasına rağmen, yaşa bağlı olarak önemli fizyolojik gelişmeler görülmez. Yine bu dönemde, bireyin yaşamına yön verecek önemli benlik değişimleri de yaşanabilir. Konuyla ilgili oluşturulan literatürde tartışmalı bir kavram olsa da ‘orta yaş krizi’, yetişkinlik döneminde ayrı bir öneme sahiptir. Buradan hareketle, yetişkin bireyin çeşitli yaşam alanlarına ilişkin başarı grafiğinde 37 Vergote, Antoine, “Din Psikolojisi Nedir, Ne Değildir?”, (Çev. Ali Köse), İ.L.A.M. Araştırma Dergisi, İstanbul- 1997, C. 2, S. 2, s. 162 38 Araştırma konusuna ilişkin kavram tanımlama çalışmasının yapıldığı bu bölümde ve araştırmanın bundan sonraki gerek teorik çerçeve gerekse anket uygulaması bölümlerinde, teknik açıdan kavram kargaşalığına yol açmamak ve ilgili kavramların içeriklerindeki birlikteliği sağlamak amacıyla, kullanılan psikoloji kökenli kavramların İngilizce orijinalleri ile Türkçe karşılıkları/çevirileri için Türk Psikologlar Derneği’nin yayımladığı ‘Psikoloji Terimleri Sözlüğü’ referans alınmıştır. {Kaynak: Ayvaşık, H. Belgin ve ark., Psikoloji Terimleri Sözlüğü, T.P.D. Yayınları, Ankara-2000} 14 görülen düşüşler ve/veya değişimler, onu zamanla kendine yabancılaştırabilir. İşte bu noktada, yaşam biçimindeki kararlı bir değişime yöneliş süreci olarak orta yaş krizinden söz edilebilir. Dolayısıyla yetişkinlik döneminde ortaya çıkabilecek böyle bir süreçte, genellikle evlilik, aile ve meslekî kariyerle ilgili ilişkiler/bağlanmalar yeniden gözden geçirilerek düzenlenmeye çalışılır. Gelişim süreci itibariyle en uzun periyoda sahip olan yetişkinlik dönemi, diğer gelişim dönemlerine göre -gelişim teorilerine bağlı olarak- özellikle başlangıç ve bitiş sınırlarında daha fazla farklılıklar gösterir.39 Bu araştırmada yer alan “yetişkinlik dönemi” kavramı, çalışma konusunun sınırlandırıldığı gelişim dönemini ifade etmek amacıyla fonksiyonelleştirilmiştir. Bu bağlamda çalışmada gelişim dönemi olarak ele alınan yetişkinlik döneminin teorik incelemesi, diğer gelişim teorilerinin yanı sıra, özellikle bu dönem içerisinde yaşam yapısı kavramı kapsamında benlik gelişimine yaptığı vurgu sebebiyle, daha çok gelişim psikoloğu Levinson (1978) tarafından ortaya atılan ‘Yaşam Yapısı Kuramı/Theory of Life Structure’40 çerçevesinde ele alınmıştır. Ancak, Levinson’un adı geçen bu teorisinde yer alan ‘orta yaş dönemi’ne denk düşen bu gelişim evresi, Türk kültüründeki yaşam biçimleri göz önünde bulundurularak, kendi içerisinde yaş sınırlılığı bağlamında herhangi bir alt bölüme ayrılmadan ‘25-45 yaş aralığı’ ile sınırlandırılmıştır. Bu sebeple anket uygulamasına ilişkin örneklem seçiminde ve yaş sınırlamasında, -çalışmayı yöneten akademik danışmanın görüşleri de alınarak- yukarıda sadece bu araştırmaya özgü çerçevesi çizilen yaş aralığı esas alınmıştır. • Dindarlık / Religiosity: Birey için günlük yaşamdaki dinin önemini ifade eden, onun dine inanma ve bağlanma form ve düzeyini gösteren oldukça kompleks sosyal psikolojik içerikli bir kavramdır. Dindarlık olgusu, yönelim objesi olan dine, bireyin din algısı sonucu, benlik ve kişilik özelliklerini de işin içine katarak verdiği gözlemlenebilir tepkiler yada cevaplar olarak tanımlanabilir. Buradan hareketle bireyin dine yönelik verdiği tepkiler, ifade ettiği duygu, düşünce ve davranışları gözlemlenerek de anlaşılabilir. Dolayısıyla her dinsel yaşantı, belirli bir kültürel ve sosyo-ekonomik çevrede oluştuğu için bireysel farklılıkların da etkisiyle birbirinden ayrı yapısal bazı özellikler gösterebilir. Örneğin; cami ve kilise gibi mabetlere devam etme, bu mekanlar için gönüllü olarak çalışma/hizmet etme veya bağış yapma, dinî içerikli kitaplar okuma, dinî inançlara ve değerlere inanma, ahlâkî ilkelere bağlı kalma veya ihtiyaç sahibine yardım etme gibi davranışlar, sosyal-psikolojik içerikli birer ‘dindarlık’ parametreleri olarak 39 Morris, Charles G., Psikolojiyi Anlamak: Psikolojiye Giriş / Understanding Psychology, (Çev. Ed. H. B. Ayvaşık & M. Sayıl), T.P.D. Yayınları, Ankara-2002, s. 388-390; Budak, Psikoloji Sözlüğü, s. 272; Morris, Charles G. & Maisto, Albert A., Psychology: An Introduction, Prentice Hall, 11. Edition, New Jersey-2002, pp. 426-432; Adı geçen gelişim dönemine ilişkin ayrıntılı psikolojik çözümlemeler için bkz. Teorik Çerçeve: 1. Yetişkinlik Dönemi Nedir? 40 Levinson, Daniel J., “A Conception of Adult Development”, American Psychologist, 1986, V. 41, N. 1, pp. 6-8; Levinson, Daniel J., The Seasons of a Man’s Life, Alfred A. Knopf, New York-1988, pp. 15-60 15 değerlendirilebilir. Çok yönlü ve kapsamlı bir kavram olduğu için ‘bireysel dindarlık’ hakkında psikometrik analizler yapmak oldukça zordur. Bu sebeple adı geçen olguyu analize yönelik ‘nasıl dindar?’ veya ‘ne yönden dindar?’ şeklinde geliştirilen bir yaklaşım daha yararlı olabilir. Nitekim bu bağlamda çok farklı dindarlık tipolojileri/modelleri yapılmıştır. Söz konusu dindarlık tipolojileri, din psikolojisi ve din sosyolojisi özel alan literatüründe ‘dindarlık boyutları ve/veya modelleri’ yada ‘dinsel tecrübenin ifade şekilleri’ gibi farklı başlıklar altında betimlenmiştir.41 Öte yandan dindarlık, birey açısından olduğu kadar toplum hayatı açısından da önemlidir. Ancak bir din psikolojisi araştırması olan bu çalışmada, ampirik çerçevede temel bağımsız değişken olarak kurgulanan bu kavramın, salt anlamda sosyolojik içeriğinden daha çok psikolojik içeriğe sahip sosyal psikolojik yönüne vurgu yapılmıştır. Bu noktada araştırmada yer alan “dindarlık” kavramı, sosyal psikolojik bağlamda dinsel tutum ve yönelim sonucunda yapılanan ve bireyin, din algısı çerçevesinde olumlu veya olumsuz tutum ve davranışlarıyla ortaya çıkardığı/ürettiği dinsel yaşam formlarını ifade etmek amacıyla fonksiyonelleştirilmiştir. Dolayısıyla bu araştırmanın özellikle anket uygulaması bölümünde kullanılan ‘dindarlık’ kavramı, dinsel yönelim/lerin sonucunda üretilen ‘dindarlık modelleri’ni merkeze alan bir yaklaşımla ele alınmıştır. Bu bağlamda ayrıca çalışmada, ‘dindarlık modelleri’ kavramıyla da, yukarıda betimlenen içerik çerçevesinde geliştirilen ve din psikolojisi literatüründe de kavramsal düzeyde yer alan “içgüdümlü dindarlık ve dışgüdümlü dindarlık” tipolojileri esas alınmış ve adı geçen modelleme ile sınırlandırılarak kullanılmıştır. • Benlik Kavramı / Self-Concept: Bireyin kendi kimliği, değeri, yetenekleri, sınırları, değer yargıları ve amaçları gibi kendisi hakkındaki görüşlerinin, duygularının ve tutumlarının tamamını/toplamını ifade eden teknik bir terimdir. Dolayısıyla bireyin kendi benliğine ilişkin toplam betimlemesini ve yine kendine ilişkin kendisinin oluşturduğu bilişsel bağlamdaki kurgusal tablosunu ve görüşünü vurgular. Semantik açıdan bakıldığında anlam olarak bireyin kendi kendisini değerlendirmesine yönelik olan benlik kavramı, kısaca bireyin kim olduğuna yönelik psikolojik bir içeriğe sahiptir. Burada merkezî bir önemi haiz olan ‘benlik’ kavramının ortaya çıkışı ve gelişimine ilişkin psikoloji biliminde, çeşitli benlik kuramları geliştirilmiştir. Bireyin, kendini öteki/lerden ayrı biri olarak tanımasını sağlayan tüm özellikler ve yaşantılar dizgesi olan benlik, onun kendine ilişkin ‘kim ve nasıl olduğu’ hakkındaki algılamalarının dinamik bir organizasyonudur. Öte yandan aynı zamanda sosyal bir varlık olan bireyin benliği, zaman içerisinde sosyalleşme/toplumsallaşma süreciyle birlikte gelişir. Bu yönüyle toplumsal bir ürün olarak ortaya çıkan benlik, öteki/lerle etkileşim sürecinden aktif olarak etkilenir. 41 Onay, Ahmet, Dindarlık, Etkileşim ve Değişim, D.E.M. Yayınları, İstanbul-2004, s. 74-75; Kirman, M. Ali, Din Sosyolojisi Terimleri Sözlüğü, Rağbet Yayınları, İstanbul-2004, s. 63 16 Bireyin benlik yapısının, “benlik kavramı” içerisinde değerlendirilebilecek ‘benlik bilinci, benlik imgesi ve benlik şeması’ gibi semantik açıdan birbirine yakın çok sayıda genişlemesine ve derinlemesine boyutlarından/özelliklerinden söz etmek mümkündür.42 Bu çalışmada yer alan “benlik kavramı” terimi, araştırma konusu içerisinde bağımlı değişken kümesi kapsamında ‘benlik saygısı, kendini izleme ve empati’ olarak belirlenen üç ayrı benlik kavramını, bir üst çatı/oluşum altında toplamak amacıyla ‘genel’ bir kavram olarak fonksiyonelleştirilmiştir. Dolayısıyla araştırmada adı geçen bu kavram, salt anlamda benlik konusuna ilişkin teknik bir psikolojik terim olarak ele alınıp, kavramsal açıdan içerik çözümlemesi ile psikometrik bağlamda herhangi bir ölçme aracı kullanılarak ölçümü ve analizi yapılmamıştır. Öte yandan bu problematik kurgulama için adı geçen kavramın seçilmesinin nedeni ise, -tanımından da anlaşıldığı gibi- oldukça geniş bir içerik yelpazesine sahip olan bireyin kendi benliğine ilişkin özelliklerinin tamamını kapsamasıdır. Bunun yanı sıra çalışmadaki bu kuşatıcı benlik tablosu, adı geçen üç benlik kavramıyla sınırlandırılmıştır. • Benlik Saygısı / Self-Esteem: Bireyin kendini benimsemesi, onaylaması, kendine değer vermesi ve saygı duyması durumunu ifade eden bir benlik kavramıdır. Kısaca kendi benlik değerine ilişkin olarak yine kendisinin yaptığı öznel/kişisel değerlendirmeleri içeren benlik saygısı, benlik çalışmalarının yanı sıra ruh sağlığı araştırmalarında da önemli bir yere sahiptir. Örneğin; bireyin benlik saygısını kaybetmesi sonucu benliğinde meydana gelen değersizlik duyguları, depresyonun yaygın semptomlarından biridir. Diğer bir ifadeyle benlik saygısı, bireyin kendi benlik kavramını ve benlik imgelerini beğenmesi, benimsemesi ve onaylamasıdır. Öte yandan bireyin kendinden hoşnut olması, kendini olumlu, değerli ve sevilmeye değer bulması anlamlarına gelen bu kavram, modern batı toplumlarının tipik bir özelliği olan bireyselci insan ideolojisi kapsamında gelişen bir kimlik boyutunu da ifade eder.43 Bu araştırmada, anket uygulaması için belirlenen benlik kavramı değişkenlerinden biri olarak ele alınan “benlik saygısı” kavramı, bağımsız değişken olarak kurgulanan ‘dindarlık’ değişkeninden etkilendiği kabul edilen bir bağımlı değişken konumunda fonksiyonelleştirilmiştir. Dolayısıyla benlik tablosuna ilişkin teknik bir psikolojik kavram olarak ele alınan bu terimin, kavramsal açıdan içerik çözümlemesi ile psikometrik açıdan - belirlenen bir ölçme aracı kullanılarak- ölçüm ve analizleri yapılmıştır. 42 Budak, Psikoloji Sözlüğü, s. 583; Güney, Salih, Davranış Bilimleri ve Yönetim Psikolojisi Terimler Sözlüğü, Ocak Yayınları, Ankara-1998, s. 34; Hançerlioğlu, Orhan, Ruhbilim Sözlüğü, Remzi Kitabevi, 4. Baskı, İstanbul-2003, s. 235; Arda, Erhan ve ark., Sosyal Bilimler El Sözlüğü, Alfa Yayınları, İstanbul-2003, s. 73-75; Krş. Mutlu, Erol, İletişim Sözlüğü, Ark Yayınları, 3. Baskı, Ankara-1998, s. 60 43 Budak, a.g.e, s. 585; Arda ve ark., Sosyal Bilimler Sözlüğü, s. 75; Bilgin, Sosyal Psikoloji Sözlüğü, s. 282; Krş. Güney, Davranış Bilimleri Sözlüğü, s. 215 17 • Kendini İzleme / Self-Monitoring: Bireyin kendi davranışlarını gözlemleyerek değerlendirmesi ve durumun gereklerine uygun olarak düzenlemesini ve ayarlanmasını ifade eden sosyal psikolojik içerikli bir kavramdır. Bir başka ifadeyle, benlik imajının kontrolü olarak da bilinen bu kavram, kişilerarası ilişkilerde, öteki/lere sunulan imajın manipülâsyonunu vurgular. Dolayısıyla birey, sosyal ilişkilerde öteki/lerin tepkilerine ve geri bildirimlerine göre, psiko-sosyal bir etki yaratarak kendi yararına uygun bir ortam/durum oluşturmak amacıyla kendi kendisini izleyerek benlik sunumunda çeşitli düzenlemeler yapar. Bu yönüyle kendini izleme, aslında bireylerin çeşitli sosyal ortamlarda bilinçli olarak kendilerini sunmalarının belirli bir sosyal formudur. Söz konusu bu kendini ifade biçimi, ötekileri ve durumun/ortamın özelliklerini dikkate alarak kendini diğerlerine, kontrollü ve bilinçli bir şekilde göstermeyi/sunmayı içerir. Bu bağlamda bireyin, kişilere ve ortama yönelik bilinçli bir çabayla sağlamaya çalıştığı kontrol, konuşmasının tarz ve içeriği kadar, dış görünüşü ve sözel olmayan davranışlarını da kapsar. İlk olarak Snyder (1974) tarafından ortaya atılan bu kavramın, daha sonra çeşitli ölçme araçlarıyla psikometrik ölçümleri yapılmıştır. Öte yandan konuyla ilgili oluşan literatürde, kendini izleme düzeyi yüksek olan bireyler, bir tür ‘sosyal bukalemun’ olarak nitelendirilir. Ancak bireyin kendini bu şekilde denetleyerek ve ayarlayarak sunması, çeşitli dönem ve ortamlardaki kültürel normlar tarafından ‘olduğun gibi görün’ özdeyişiyle psikolojik bağlamda bazen aşağılanmış; ‘kendine dikkat et, dikkatli davran’ ifadeleriyle de zaman zaman yüceltilmiştir.44 Araştırmada, belirlenen benlik kavramı değişkenlerinden biri olarak ele alınan “kendini izleme” kavramı, bağımsız değişken olarak kurgulanan ‘dindarlık’ değişkeninden etkilendiği kabul edilen bir bağımlı değişken konumunda fonksiyonelleştirilmiştir. Dolayısıyla benlik tablosuna ilişkin teknik bir sosyal psikolojik kavram olarak ele alınan bu terimin, kavramsal açıdan içerik çözümlemesi ile psikometrik açıdan -belirlenen bir ölçme aracı kullanılarak- ölçüm ve analizleri yapılmıştır. • Empati / Empathy: Bireyin, kendini karşısındaki kişinin yerine koyarak onun, duygu ve düşüncelerini ‘kendisininmiş’ gibi algılamaya çalışması durumunu ifade eden sosyal psikolojik bir kavramdır. Sosyal psikolojinin yanı sıra psikiyatrideki psikoterapi çalışmalarında da kullanılan bu kavrama ilişkin tanımlama ve betimlemeler, daha çok Rogers (1957) tarafından ortaya atılan görüşlere dayanır. Buna göre empati; psikoterapi sürecinde danışmanın, kendini danışanın yerine koyup, onun duygu ve düşüncelerini tam olarak anlamaya ve hissetmeye çalışarak; söz konusu bu duygu durum tablosunun ona tekrar geri bildiriminin yapılması sürecini kapsar. Bu noktada empati, ötekine ilgi duyma ve onun duygularını paylaşma anlamına 44 Budak, a.g.e, s. 583; Bilgin, a.g.e., s. 198 18 gelen sempatiden farklı bir duygusal içeriğe sahiptir. Bu yönüyle bireye ilişkin bir benlik boyutu olarak da değerlendirilebilecek olan bu kavram, burada ifade edildiği şekliyle aynı zamanda psikometrik açıdan ölçülebilen ve uygun bir eğitim süreci sonunda geliştirilebilen bir iletişim becerisidir. Ancak empatik iletişim sürecinde önemli olan nokta, bireyin kendini, karşısındaki kişinin duygusal ve bilişsel girdabına tamamen kaptırmamasıdır. Bu nedenle, sosyal psikoloji ve benlik psikolojisi bağlamında bireyin, empatik eğilim sürecinde ötekinin gerçekliğini nasıl algıladığı ve yorumladığı ile bu gerçekliğe ilişkin kendi bireysel görüşünden vazgeçmeksizin ötekine nasıl anlama çabası gösterdiği, problematik önemini hâlâ korumaktadır. Dolayısıyla sözel iletişim çerçevesinde pratik olarak ‘ne hissettiğini biliyorum ve seni anlıyorum’ ifadesiyle formülleştirilebilen empatik yaklaşımın yapılaştırıcı kategorileri, bilgi ve algıdır. Şayet birey, kurduğu kişilerarası ilişkilerde empatik eğilime dayalı bir ilişki biçimi geliştirebilirse, iletişime girdiği kişilerin güdülenimlerini ve geçmiş deneyimlerini, iletişim sürecindeki duygularını ve tutumlarını, gelecek için umutlarını ve beklentilerini daha iyi anlayabilir. İşte bu noktada empatik eğilim becerisi, bireyin sosyal ilişkilerini daha iyi düzenlemesine yardımcı olan önemli bir sosyal faktör olarak değerlendirilebilir.45 Bu araştırmada, benlik psikolojisi kapsamında egoist ve/veya özgecil kökene sahip olması nedeniyle benlik kavramı değişkenlerinden biri olarak ele alınan “empati” kavramı, bağımsız değişken olarak kurgulanan ‘dindarlık’ değişkeninden etkilendiği kabul edilen bir bağımlı değişken konumunda fonksiyonelleştirilmiştir. Dolayısıyla benlik tablosuna ilişkin teknik bir sosyal psikolojik kavram olarak ele alınan bu terimin, kavramsal açıdan içerik çözümlemesi ile psikometrik açıdan -belirlenen bir ölçme aracı kullanılarak- ölçüm ve analizleri yapılmıştır. Ayrıca araştırmanın teorik bölümünde kuramsal düzeyde çeşitli boyutlarıyla tanımı yapılan empati kavramı, özellikle anket uygulaması aşamasında, adı geçen kavramı ölçen ölçme aracı ekseninde özel olarak ‘empatik eğilim’46 bağlamında kullanılmıştır. 45 Erkuş, Adnan, Psikoloji Terimleri Sözlüğü, Doruk Yayınları, Ankara-1994, s. 64; Mutlu, İletişim Sözlüğü, s. 102-103; Krş. Marshall, Gordon, Sosyoloji Sözlüğü / A Dictionary of Sociology, (Çev. O. Akınhay & D. Kömürcü), Bilim ve Sanat Yayınları, Ankara-1999, s. 193; Arda ve ark., Sosyal Bilimler Sözlüğü, s. 173; Erkal, Seyit N. ve ark., Alternatif Düşünceler Sözlüğü, İnsan Yayınları, 2. Baskı, İstanbul-2004, s. 101; Bilgin, a.g.e., s. 101-102 46 Empatik Eğilim: Sosyal psikoloji literatüründe kısaca, bireylerin günlük yaşamlarında empati kurabilme potansiyeli olarak tanımlanır. Daha çok empatinin duygusal boyutunda yer alan empatik eğilim, kapsam olarak ise, bireylerin duygusal sorunlarını anlayabilme yeteneği ve bu tip sorunları olan bireylere yardım etme isteğini içerir. Bireysel farklılıklar gösterebilen empatik eğilim, bireylerin duygusal duyarlılıkları ile değerlendirilir. Bireyin karşısındaki kişiyi anlayabilmesi, yani empati kurabilmesi için, empatik duyarlılığın istenilen düzeyde olması önem arz eder. [Taşdemir, Gülay, Ege Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesinde Çalışan Hemşirelerin Empatik Eğilim ve İş Doyumu Düzeyleri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi, (Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Ege Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, İzmir-1999, s. 12-15] 19 B İ R İ N C İ B Ö L Ü M [ T E O R İ K Ç E R Ç E V E ] Bir din psikolojisi araştırması olan bu çalışmanın konusu, gelişim psikolojisi bağlamında -araştırmanın girişinde de belirtildiği gibi- gelişim dönemlerinden yetişkinlik dönemiyle sınırlandırılmıştır. Bu sebeple çalışmanın teorik çerçevesinin bu ilk konusunda, öncelikle adı geçen gelişim döneminin betimsel anlamda genel bir profilinin çıkarılması hedeflenmiştir. Bu amaçla, yetişkinlik döneminin tanımından hareketle döneme ilişkin temel gelişimsel özellikler verilmeye çalışılmıştır. Zira, hangi gelişim dönemi olursa olsun, bireyin dinî yaşamına yönelik gelişim profili, diğer gelişim alanlarından ve özelliklerinden ayrı ve bağımsız olarak düşünülemez ve değerlendirilemez. Yetişkinlik dönemine geçmeden önce, bireyin gelişimsel sürecinin bir bütünlük sağlaması açısından yetişkinlik öncesi gelişim dönemlerine kısaca değinilmesi yararlı olacaktır. Bireyin yaşamında ilk temel gelişim evresi, çocukluk dönemidir. Bu bağlamda bebeklikten çocukluğa geçiş döneminde birey, ayrı bir kişilik olarak gelişimini devam ettirir. Bu dönemde kendi benliğini, öteki/lerden ayırarak belirli bir benlik duygusu geliştirmeye başlayan birey, yavaş yavaş diğerlerinin de kendilerine ait bir kişilik yapılarının olduğu bilincine varır. Öte yandan ilk çocukluk döneminden orta çocukluğa geçen birey, bu dönemde kendi sosyal dünyasını sadece kendi ailesinde değil, arkadaş grubu ve okulda da geliştirmeye çalışır. Dolayısıyla bu sosyalleşme süreciyle birlikte daha disiplinli ve bilinçli hareket etmeye başlayan birey, orta çocukluktan çıkarak ergenlik dönemine girer. Söz konusu bu dönemde, her ne kadar değişikliklerin önemli bir kısmı fiziksel ve cinsel gelişim alanında olsa da, özellikle kimlik ve kişilik gelişimi bağlamında ergeni tam bir yetişkinliğe doğru götürecek bazı önemli psiko-sosyal değişimler de meydana gelir. Diğer tüm geçiş dönemlerinde olduğu gibi, birey hayatında bir dönüm noktası olan ergenlik döneminin sonlarına doğru delikanlı/genç olan birey, artık zamanla yetişkinlik öncesi kişiliğini bitirip yavaş yavaş yetişkin dünyasına katılım sürecine girer. Gelişim evreleri içerisinde çocukluk ve ergenlik dönemleri, toplam birey yaşam çizgisinin yaklaşık ilk çeyreğini oluşturur. Bu bağlamda çocukluk, ergenlik ve gençlik dönemlerini kapsayan yetişkinlik öncesi 20 dönemde birey, normal olarak aile içinde veya aile yaşantısına eşit olan sosyal bir ortamda yaşamını sürdürür. Bu dönemlerde bireyin büyümesi, korunması ve sosyalleşmesinde hâlâ kendi ailesi büyük ölçüde etkilidir. Yine söz konusu bu gelişim sürecinde birey, artık kısmen de olsa toplumun kendi kendine yetebilen bir üyesi haline gelir. Kısaca, yetişkinlik öncesi gelişim dönemleri, her bakımdan büyümenin meydana geldiği gelişimsel bir süreç olup aynı zamanda yetişkin hayatına da girişi ifade eder.1 Yukarıda da kısaca görüldüğü gibi birbiri ardına ardışık bir düzenle devam eden ve zaman zaman da iç içe geçebilen bu gelişim dönemlerini, kesin sınırlarla ayırmak oldukça zordur. Ayrıca belli bir gelişim döneminde olması beklenen bir durum, her bireyde eş zamanlı ve aynı biçimde de olmayabilir. Örneğin; orta yaş krizinden etkilenen her yetişkin birey, kişisel farklılıklarına göre bazı psiko-sosyal değişiklikler gösterebilir. Öte yandan birey gelişiminin en belirgin olduğu alan fiziksel gelişimdir. Ancak çaresiz bir bebeklikten, az çok kendine yetebilen bir yetişkinliğe dönüşümün olduğu gelişimsel süreç içerisinde özellikle bireyin yaşadığı psikolojik gelişim, fiziksel gelişimin tamamlanmasıyla bitmeyerek yetişkinlik dönemi boyunca da dinamik bir süreç olarak devam eder.2 1. Yetişkinlik Dönemi Nedir? Gelişim olgusu, temelde genetik faktörler ve çevre faktörleri ile içgüdüsel eğilimler tarafından yönlendirilerek, zaman içerisinde dinamik olarak ortaya çıkan bir değişimi ifade eder. Bu bağlamda bireyin gelişimi, yaşam süresinin belli dönemlerinde oluşan ve birbirini takip eden ardışık bir düzen/sıra içerisindeki bir dizi çok boyutlu değişimlerden meydana gelir. Ancak gelişim basamaklarının bireyin hayatında belli zaman dilimlerinde yaşanmasına rağmen yine de söz konusu bu gelişim dönemlerini birbirinden net bir biçimde ayırıp sınırlamak neredeyse imkansızdır. Zira belli yaş grupları arasında yapısal farklar büyük olmayabildiği gibi aynı yaş grubu içerisinde meydana gelen bireysel farklılıklar bile yaş arttıkça daha da çoğalabilir.3 Bu ve benzeri problemlerden dolayı gelişim psikolojisi çalışmalarında, teknik bir terim olarak “yetişkinlik” kavramı, genel çerçevede ‘çocukluk ve ergenlik’ terimleri kadar açık ve 1 Levinson, The Seasons of a Man’s Life, pp. 21-22’den akt. Köylü, Mustafa, Yetişkinlik Dönemi Din Eğitimi, D.E.M. Yayınları, İstanbul-2004, s. 42-43; Genel olarak bireyin tüm gelişim dönemlerine ilişkin çeşitli kategorik ayrım/sınıflandırma ve psikolojik değerlendirmeler için ayrıca bkz. Morris & Maisto, Psychology, pp. 426-441; Arkonaç, Sibel, Psikoloji: Zihin Süreçleri Bilimi, Alfa Yayınları, İstanbul-1993, s. 318-338; Morris, Psikolojiyi Anlamak, s. 342-403; Yaparel, Yirmi-Kırk Yaşlar Arası Kişilerde Dinî Hayat, s. 5-22 2 Butler, Gillian & Mcmanus, Freda, Psikolojinin ABC’si / Psychology: A Very Short Introduction, (Çev. Zeliha İ. Babayiğit), Kabalcı Yayınevi, İstanbul-1998, s. 97 3 Ataç, Füsun, İnsan Yaşamında Psikolojik Gelişim, Beta Yayınları, İstanbul-1991, s. 4-6 21 somut olarak tanımlanamamıştır. Psikoloji literatürü içerisinde yer alan klasik gelişim teorilerine bakıldığında örneğin; Freud, yetişkinlik yaşamını, daha önce oluşan benlik ve kişilik yapısının yüzeyinde sadece bir dalgalanma olarak değerlendirir. Öte yandan Piaget, ergenlik döneminden sonra bireylerde önemli ölçüde bilişsel değişimler olmadığını kabul eder. Ancak diğer Erikson, Buhler ve Jung gibi önemli teorisyenlerin çalışmalarından hareketle son dönem gelişim psikologları ise, konuyla ilgili yaptıkları araştırmalarda, yetişkinlik döneminin statik bir biçimde ergenlikle yaşlılık arasında ayrımlaşmamış bir gelişim dönemi olmadığı sonucuna varmışlardır. Bu noktadan hareketle, fenomenolojik bir yaklaşımla yetişkinlik döneminin ‘varlık durumu’ olduğu anlayışı, yerini giderek adı geçen dönemin bir ‘oluşum süreci’ olduğu yaklaşımına bırakmıştır.4 Öte yandan bireyin gelişimsel yaşam sürecinde, içinde bulunulan gelişim dönemini şekillendiren sosyo-kültürel açıdan yaşa bağlı bazı sınırlamalar da söz konusudur. Bu bağlamda hemen hemen bütün kültürlerde, önemli yaşam olayları ve geçişl