i KARBON LİF VE MİNERAL KATKILI AKILLI HARÇLARIN MEKANİK VE YÜKSEK SICAKLIK PERFORMANSININ ARAŞTIRILMASI Alim Berk ÇAĞLAYAN ii T.C. BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ KARBON LİF VE MİNERAL KATKILI AKILLI HARÇLARIN MEKANİK VE YÜKSEK SICAKLIK PERFORMANSININ ARAŞTIRILMASI Alim Berk ÇAĞLAYAN 0000-0002-9131-4595 Doç. Dr. Murat ÖZTÜRK (Danışman) YÜKSEK LİSANS TEZİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI BURSA – 2025 Her Hakkı Saklıdır TEZ ONAYI iii Alim Berk ÇAĞLAYAN tarafından hazırlanan “KARBON LİF VE MİNERAL KATKILI AKILLI HARÇLARIN MEKANİK VE YÜKSEK SICAKLIK PERFORMANSININ ARAŞTIRILMASI” adlı tez çalışması aşağıdaki jüri tarafından oy birliği ile Bursa Uludağ Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı’nda YÜKSEK LİSANS TEZİ olarak kabul edilmiştir. Danışman: Doç. Dr. Murat ÖZTÜRK Başkan : Doç. Dr. Murat ÖZTÜRK 0000-0003-3389-4883 Bursa Uludağ Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Yapı Malzemesi Anabilim Dalı İmza Üye : Prof. Dr. Adem DOĞANGÜN 0000-0002-1867-7103 Bursa Uludağ Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Yapı Anabilim Dalı İmza Üye : Prof. Dr. İsa YÜKSEL 0000-0002-5176-9990 Bursa Teknik Üniversitesi, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi, Yapı Anabilim Dalı İmza Yukarıdaki sonucu onaylarım Prof. Dr. Ali KARA Enstitü Müdürü ../../…. iv B.U.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü tez yazım kurallarına uygun olarak hazırladığım bu tez çalışmasında;  tez içindeki bütün bilgi ve belgeleri akademik kurallar çerçevesinde elde ettiğimi,  görsel, işitsel ve yazılı tüm bilgi ve sonuçları bilimsel ahlak kurallarına uygun olarak sunduğumu,  başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda ilgili eserlere bilimsel normlara uygun olarak atıfta bulunduğumu,  atıfta bulunduğum eserlerin tümünü kaynak olarak gösterdiğimi,  kullanılan verilerde herhangi bir tahrifat yapmadığımı,  ve bu tezin herhangi bir bölümünü bu üniversite veya başka bir üniversitede başka bir tez çalışması olarak sunmadığımı beyan ederim. 23/01/2025 Alim Berk ÇAĞLAYAN v TEZ YAYINLANMA FİKRİ MÜLKİYET HAKLARI BEYANI Enstitü tarafından onaylanan lisansüstü tezin/raporun tamamını veya herhangi bir kısmını, basılı (kâğıt) ve elektronik formatta arşivleme ve aşağıda verilen koşullarla kullanıma açma izni Bursa Uludağ Üniversitesi’ne aittir. Bu izinle Üniversiteye verilen kullanım hakları dışındaki tüm fikri mülkiyet hakları ile tezin tamamının ya da bir bölümünün gelecekteki çalışmalarda (makale, kitap, lisans ve patent vb.) kullanım hakları tarafımıza ait olacaktır. Tezde yer alan telif hakkı bulunan ve sahiplerinden yazılı izin alınarak kullanılması zorunlu metinlerin yazılı izin alınarak kullandığını ve istenildiğinde suretlerini Üniversiteye teslim etmeyi taahhüt ederiz. Yükseköğretim Kurulu tarafından yayınlanan “Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge” kapsamında, yönerge tarafından belirtilen kısıtlamalar olmadığı takdirde tezin YÖK Ulusal Tez Merkezi / B.U.Ü. Kütüphanesi Açık Erişim Sistemi ve üye olunan diğer veri tabanlarının (Proquest veri tabanı gibi) erişimine açılması uygundur. Danışman Adı-Soyadı Tarih Öğrencinin Adı-Soyadı Tarih Murat ÖZTÜRK İmza Bu bölüme kişinin kendi el yazısı ile okudum anladım yazmalı ve imzalanmalıdır. Alim Berk ÇAĞLAYAN İmza Bu bölüme kişinin kendi el yazısı ile okudum anladım yazmalı ve imzalanmalıdır. vi BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ LİSANSÜSTÜ TEZ TANITIMI ÖĞRENCİ VE DANIŞMAN FORMU FR 3.4.6_27 BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ YÜKSEK LİSANS EĞİTİMİ BOYUNCA BİLİMSEL ÇALIŞMALARI VE FAALİYETLERİ* 1. Global Conference on Engineering Research Online Bildiri. 2. ………………………………………………………………………… 3. ………………………………………………………………………… 4. ………………………………………………………………………… 5. ………………………………………………………………………… 6. ………………………………………………………………………… 7. ………………………………………………………………………… 8. ………………………………………………………………………… 9. ………………………………………………………………………… 10. ………………………………………………………………………… 11. ………………………………………………………………………… 12. ………………………………………………………………………… 13. ………………………………………………………………………… *Makaleler, Bilimsel toplantılarda sunulan bildiriler, patentler, projeler, eğitimler vb. faaliyetler sıralanmalıdır. DANIŞMAN Adı SOYADI : Murat OZTURK ÜNVANI : Doç.Dr. FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ İNŞAAT MUHENDISLIGI ABD E-POSTA : mozturk@uludag.edu.tr YÖKSİS ARAŞTIRMACI ID : 227560 ORCID : 0000-0003-3389- 4883 TÜBİTAK ID : TBTK-0052-8724 WOS RESEARCHER ID : JWU-5068-2024 SCOPUS AUTHOR ID : 57197626309 Google Scholar ID : Murat Ozturk ÖĞRENCİ Adı SOYADI : Alim Berk CAGLAYAN ÜNVANI : FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ İNŞAAT MUHENDISLIGI ABD E-POSTA : acaglayan@uludag.edu.tr PROGRAMI: YÜKSEK LİSANS ORCID : 0000-0002-9131- 4595 TÜBİTAK ID : TBTK-0156-1823 WOS RESEARCHER ID : LTA-3559-2024 SCOPUS AUTHOR ID : Google Scholar : Alim Berk ÇAĞLAYAN BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA HEDEFLERİ vii Anahtar kelimeler aşağıdaki bağlantı üzerinden seçilecektir. https://incites.help.clarivate.com/Conte nt/Resources/Docs/SDG2023.xlsx Anahtar Kelimeler Anahtar Kelimeler Anahtar Kelimeler Anahtar Kelimeler Anahtar Kelimeler Anahtar Kelimeler Anahtar Kelimeler Anahtar Kelimeler Anahtar Kelimeler Anahtar Kelimeler Anahtar Kelimeler Anahtar Kelimeler Anahtar Kelimeler Anahtar Kelimeler Anahtar Kelimeler Anahtar Kelimeler Anahtar Kelimeler viii ÖZET Yüksek Lisans Tezi KARBON LİF VE MİNERAL KATKILI AKILLI HARÇLARIN MEKANİK VE YÜKSEK SICAKLIK PERFORMANSININ ARAŞTIRILMASI Alim Berk ÇAĞLAYAN Bursa Uludağ Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü İnşaat Mühendisliği Anabilim Dalı Danışman: Doç. Dr. Murat ÖZTÜRK Bu çalışmada, kesikli karbon liflerle takviye edilmiş çimentolu harçların mekanik performansı, yüksek sıcaklık dayanımı, kuruma büzülmesi davranışları ve kendini algılama özellikleri incelenmiştir. Çalışmada, farklı lif boyları ve içerikleri ile mineral katkılar (silis dumanı, uçucu kül, yüksek fırın cürufu) kullanılarak üç grup numune hazırlanmış ve bu değişkenlerin malzeme özelliklerine etkileri değerlendirilmiştir. Kesikli karbon liflerin çimentolu kompozitlerin eğilme ve basınç dayanımını artırdığı ve farklı lif boylarının birlikte kullanımının çatlak oluşumunu sınırlandırarak daha yüksek dayanımlar sağladığı belirlenmiştir. Mineral katkılar, mekanik performansı iyileştirirken, yüksek sıcaklık dayanımı üzerinde de önemli etkiler göstermiştir. Özellikle, silis dumanı ve yüksek fırın cürufu içeren numuneler yüksek sıcaklık sonrası daha iyi performans sergilemiştir. Ayrıca lif varlığının, yüksek sıcaklık sonrasında gelişen mekanik dayanımlardaki azalmaları sınırlandırdığı belirlenmiştir. Büzülme davranışlarında, farklı boylardaki karbon liflerin birlikte kullanımının malzemenin hacim stabilitesini artırdığı gözlenmiştir. Basınç yüklemesi esnasında gerilme algılaması uygulamalarında ise karbon liflerin malzemeye kazandırdığı piezo-resistif özellikler sayesinde elektriksel iletkenlikteki değişimlerin mekanik hallerle ilişkilendirilebileceği belirlenmiştir. Ancak, liflerin homojen dağılımındaki yetersizlik, iletkenlik sürekliliğinin sağlanamaması ve malzeme içindeki porozite gibi faktörler, kendini algılama performansını sınırlamıştır. Sonuç olarak, bu tez, kesikli karbon lif katkılı çimentolu kompozitlerin mekanik, termal ve elektriksel özelliklerini geniş bir perspektiften değerlendirerek çok fonksiyonlu akıllı ve yenilikçi malzemelerin geliştirilmesine yönelik önemli bilgiler sunmaktadır. Anahtar Kelimeler: Karbon Lif, Çimento, Harç, Kendini Algılama, Büzülme, Mekanik Dayanımlar. 2025, xvii + 121 sayfa. ix ABSTRACT MSc Thesis INVESTIGATION OF THE MECHANICAL AND HIGH TEMPERATURE PERFORMANCE OF CARBON FIBER AND MINERAL ADDED SMART MORTARS Alim Berk ÇAĞLAYAN Bursa Uludağ University Graduate School of Natural and Applied Sciences Department of Civil Engineering Supervisor: Assoc. Prof. Dr. Murat ÖZTÜRK In this study, the mechanical performance, high-temperature resistance, drying shrinkage behavior, and self-sensing properties of cementitious mortars reinforced with discontinuous carbon fibers were investigated. Three groups of samples were prepared using different fiber lengths, fiber contents, and mineral admixtures (silica fume, fly ash, and ground granulated blast-furnace slag), and the effects of these variables on the material properties were evaluated. It was found that discontinuous carbon fibers enhanced the flexural and compressive strength of cementitious composites, and the combined use of fibers with different lengths effectively limited crack formation, resulting in higher strength levels. While mineral admixtures improved mechanical performance, they also significantly influenced high-temperature resistance. Notably, specimens containing silica fume and ground granulated blast-furnace slag demonstrated better performance after exposure to high temperatures. Additionally, the presence of fibers was observed to mitigate the reductions in mechanical strength caused by high- temperature exposure. In terms of shrinkage behavior, the combined use of carbon fibers with different lengths was found to improve the volumetric stability of the material. For self-sensing applications under compressive loading, the piezo-resistive properties imparted by carbon fibers allowed changes in electrical conductivity to be correlated with mechanical states. However, limitations such as insufficient homogeneous distribution of fibers, the lack of conductivity continuity, and the porosity within the material restricted the self-sensing performance. In conclusion, this thesis provides valuable insights into the mechanical, thermal, and electrical properties of discontinuous carbon fiber-reinforced cementitious composites, offering a comprehensive evaluation for the development of multifunctional, intelligent, and innovative materials. Key words: Carbon Fiber, Cement, Mortar, Self-Sensing, Shrinkage, Mechanical Strength 2025, xvii + 121 pages. x TEŞEKKÜR Bu tez çalışması Bursa Uludağ Üniversitesi BAP biriminin tarafından desteklenen FBG- 2024-1839 kodlu’lu güdümlü destek projesi kapsamında, İnşaat Mühendisliği Bölümü Binasında kurulan Akıllı ve Yenilikçi Malzemeler Laboratuvarının imkanları dahilinde gerçekleştirilmiştir. BUÜ BAP birimine ve büyük fedakârlıklarla bu tesisin kurulmasında en büyük pay sahibi olan Türk halkına teşekkürlerimi sunarım. Tez süresi boyunca yardımlarını esirgemeyen danışman hocam Doç. Dr. Murat ÖZTÜRK’e teşekkürlerimi sunarım. Hem yaşamımızda hem de çalışma boyunca, laboratuvar, araştırma ve yazma kısımlarının hepsinde maddi manevi desteklerini esirgemeyen arkadaşım İrem Şule GÜLEN’e teşekkürlerimi sunarım. Çalışma boyunca özellikle laboratuvar aşamasında yardımlarını esirgemeyen BUÜ teknik personeli Tekniker Eyüp TARHAN ve Mühendis Barış ESEN’e, gerektiği yerde desteklerini sağlayan İnşaat Mühendisliği Bölümü personellerine teşekkürlerimi sunarım. Bursa Uludağ Üniversitesine kazandırdığı ve çalışmamız kapsamında da faydalandığımız test ekipmanlarından ötürü ÜÇGE firmasına teşekkürlerimi sunarım. Yaşamımda beni bu yola iten, desteklerini esirgemeyen aileme teşekkürlerimi sunarım. Alim Berk ÇAĞLAYAN 23/01/2025 xi İÇİNDEKİLER Sayfa ÖZET.............................................................................................................................. viii ABSTRACT ..................................................................................................................... ix TEŞEKKÜR ...................................................................................................................... x İÇİNDEKİLER Sayfa ....................................................................................... xi SİMGELER ve KISALTMALAR DİZİNİ .................................................................... xiii Kısaltmalar Açıklama..................................................................................................... xiii 1. GİRİŞ ........................................................................................................... 1 2. KURAMSAL TEMELLER ve KAYNAK ARAŞTIRMASI ...................... 3 2.1. Kuramsal Temeller ...................................................................................... 3 2.1.1. İnşaat Mühendisliği Uygulamalarında Akıllı ve Yenilikçi Malzemeler Konsepti ..................................................................................................................... 3 2.1.2. Akıllı Çimentolu Sensör-Kompozitler ......................................................... 4 2.1.3. Çimentolu Kompozitlerde İletken Ağ Gelişimi ........................................... 5 2.1.4. Elektrik Akımı ve Hareketi .......................................................................... 8 2.1.5. Akım, Gerilim ve Direnç İlişkisi ................................................................. 9 2.1.6. Çimentolu Malzemelerin Elektriksel Özellikleri ....................................... 11 2.1.7. Direnç Ölçümünde Kullanılan Yöntemler ................................................. 13 2.1.8. Piezo-Resistif Etki ..................................................................................... 13 2.1.9. Kısa Karbon Lif Takviyeli Çimentolu Kompozitlerin Mekanik Özellikleri . ................................................................................................................... 14 2.2. Kaynak Araştırması ................................................................................... 15 3. MATERYAL ve YÖNTEM ...................................................................... 25 3.1. Materyal ..................................................................................................... 25 3.1.1. Agrega ........................................................................................................ 25 3.1.2. Çimento ...................................................................................................... 26 3.1.3. Uçucu Kül .................................................................................................. 26 3.1.4. Silis Dumanı .............................................................................................. 27 3.1.5. Yüksek Fırın Cürufu .................................................................................. 28 3.1.6. Karışım Suyu ............................................................................................. 29 3.1.7. Süperakışkanlaştırıcı Beton Katkısı ........................................................... 29 3.1.8. Kesikli Karbon Lif ..................................................................................... 30 3.1.9. Elektrotlar .................................................................................................. 32 3.1.10. Karışım Detayları ....................................................................................... 32 3.1.10.1. Grup 1’de Yer Alan Karışımlar ................................................................. 33 3.1.10.2. Grup 2’de Yer Alan Karışımlar ................................................................. 34 3.1.10.3. Grup 3’te Yer Alan Karışımlar .................................................................. 35 3.2. Yöntem ....................................................................................................... 36 3.2.1. Ön-Hazırlık ve Karışımlara Dahil Edilecek Malzemelerin Tartımı .......... 36 3.2.2. Karıştırma Yöntemi ................................................................................... 36 3.2.3. Yayılma Çaplarının Belirlenmesi .............................................................. 38 3.2.4. Harçların Kalıplara Yerleştirilmesi ............................................................ 39 3.2.5. Elektrotlu Numunelerin Üretimi ................................................................ 40 3.2.6. Eğilmede Çekme Dayanımının Belirlenmesi ............................................ 42 3.2.7. Kalıntı Numuneler Üzerinden Basınç Dayanımının Belirlenmesi ............ 43 xii 3.2.8. Yüksek Sıcaklık Prosedürü ve Yüksek Sıcaklık Ardından Mekanik Dayanımların Belirlenmesi ............................................................................................. 44 3.2.9. Kuruma Büzülmesinin Tayini .................................................................... 45 3.2.10. Harçlara Ait Kendini Algılama Performanslarının Belirlenmesi .............. 46 4. BULGULAR ve TARTIŞMA ................................................................... 50 4.1. Harçlara Ait Yayılma Çapları .................................................................... 50 4.2. Eğilmede Çekme Dayanımları ................................................................... 51 4.3. Kalıntı Numune Üzerinden Belirlenen Basınç Dayanımları ..................... 55 4.4. Yüksek Sıcaklık Maruziyeti Ardından Eğilmede Çekme ve Basınç Dayanımı ................................................................................................................... 59 4.5. Karbon Lif Varlığının Kuruma Büzülmesi Üzerine Etkileri ..................... 90 4.6. Kendini Algılama Etkinliklerinin Değerlendirilmesi ................................ 95 5. SONUÇ .................................................................................................... 104 KAYNAKLAR ............................................................................................................. 107 EKLER .......................................................................................................................... 117 EK 1: Çok Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) ............................................................. 118 EK 2: ANOVA Tabloları .............................................................................................. 119 ÖZGEÇMİŞ .................................................................................................................. 121 xiii SİMGELER ve KISALTMALAR DİZİNİ Simgeler Açıklama A Amper AI2O3 Alüminyum oksit Ca(OH)2 Kalsiyum hidroksit CaCO3 Kalsiyum karbonat CaO Kalsiyum oksit C Kapasitans Cl Klor dm3 Desimetreküp g Gram Hz Hertz kN Kilonewton K20 Potasyum oksit m Metre mm Milimetre MPa Megapascal N Newton Na2O Sodyum oksit SiO2 Silisyum oksit V Volt ⁰C Celsius Kısaltmalar Açıklama ANOVA Varyans Analizi ASTM American Society for Testing and Materials CF Karbon Lif C-S-H Kalsiyum silika hidrat CRD Komparatör Okuması F Frekans FA Uçucu Kül FCR Elektriksel Öz-Dirençteki Yüzdelik Değişim h Yükseklik L Uzunluk P Kuvvet R Direnç SF Silis Dumanı SS Gerilme Duyarlılığı UK Uçucu Kül V Potansiyel Fark YFC, BFS Yüksek Fırın Cürufu  Açısal Frekans xiv ŞEKİLLER DİZİNİ Sayfa Şekil 2.1. Lif Katkılı Çimentolu Kompozitlerde İletken Ağ Gelişimi 7 Şekil 2.2. Kompozitin Elektriksel Öz-Direncinin Kompozite Dahil Edilen Karbon Lif İçeriği İle Değişimi 7 Şekil 3.1. Agregaya Ait Görünüm 25 Şekil 3.2. Kullanılan Agregaya Ait Granülometri Eğrisi 26 Şekil 3.3. Çalışma Kapsamında Kullanılan Uçucu Küle Ait Görünüm 27 Şekil 3.4. Çalışma Kapsamında Kullanılan Silis Dumanına Ait Fiziksel Görünüm 28 Şekil 3.5. Çalışma Kapsamında Kullanılan Yüksek Fırın Curufuna Ait Fiziksel Görünüm 29 Şekil 3.6. Yüzey Polimeri Bulunmayan Sürekli Karbon Lif Bobini 31 Şekil 3.7. Kesikli Karbon Liflere Ait Fiziksel Görünüm 31 Şekil 3.8. Numune İçerisinde Çıkarılmış Elektrota Ait Görünüm 32 Şekil 3.9. Tez Çalışması Kapsamında Gerçekleştirilen Numune Üretimlerinin Değişkenleri 33 Şekil 3.10. Tez Çalışması Kapsamında Gerçekleştirilen Faaliyetlerin Akış Şeması 36 Şekil 3.11. Ön-Karıştırma Yöntemi İle Kesikli Karbon Lif İçeren Çimentolu Harçların Üretimi 38 Şekil 3.12. Yayılma Tablası Üzerinde Harç Yayılma Çapı Ölçümü 38 Şekil 3.13. Numunelerin Üretimine Yönelik İş Akışı 40 Şekil 3.14. Elektrot Yerleşim Düzeni 41 Şekil 3.15. Elektrotlu Numunelerin Üretimine Dair Fotoğraflar 41 Şekil 3.16. Üç Noktalı Eğilme Testine Tabii Tutulan Prizmatik Numune 43 Şekil 3.17. Yüksek Sıcaklık Prosedürleri 44 Şekil 3.18. Kuruma Büzülmesi Ölçümü İçin Komparatör Okuması Yapılması 46 Şekil 3.19. Kendini Algılama Testlerinde Uygulanan Basınç Yüklemesi Prosedürü 47 Şekil 3.20. Rezistans Tabanlı Kendini Algılama Test Düzeneği 49 Şekil 3.21. Kendini Algılama Test Düzeneği 50 Şekil 4.1. Grup 1 Altında Sınıflandırılan Karışımlara Ait 28 Günlük Eğilmede Çekme Dayanımları 52 Şekil 4.2. Grup 2 Altında Sınıflandırılan Karışımlara Ait 28 Günlük Eğilmede Çekme Dayanımları 53 Şekil 4.3. Grup 3 Altında Sınıflandırılan Karışımlara Ait 28 Günlük Eğilmede Çekme Dayanımları 54 Şekil 4.4. Grup 1 Altında Sınıflandırılmış Numunelere Ait Kalıntı Basınç Dayanımları 56 Şekil 4.5. Grup 2 Altında Sınıflandırılmış Numunelere Ait Kalıntı Basınç Dayanımları 57 Şekil 4.6. Grup 3 Altında Sınıflandırılmış Numunelere Ait Kalıntı Basınç Dayanımları 58 Şekil 4.7. Silis Dumanı İçeren Karışımlara Ait Yüksek Sıcaklık Sonrası Eğilmede Çekme Dayanımları 60 Şekil 4.8. Uçucu Kül İçeren Karışımlara Ait Yüksek Sıcaklık Sonrası Eğilmede Çekme Dayanımları 62 xv Şekil 4.9. Yüksek Fırın Curufu İçeren Karışımlara Ait Yüksek Sıcaklık Sonrası Eğilmede Çekme Dayanımları 63 Şekil 4.10. Eğilmede Çekme Dayanımlarının Sıcaklığa Maruz Kalmadan Elde Edilenler İle Karşılaştırılması 65 Şekil 4.11. Silis Dumanı İçeren Karışımlara Ait Yüksek Sıcaklık Sonrası Kalıntı Basınç Dayanımları 66 Şekil 4.12. Uçucu Kül İçeren Karışımlara Ait Yüksek Sıcaklık Sonrası Kalıntı Basınç Dayanımları 68 Şekil 4.13. Yüksek Fırın Curufu İçeren Karışımlara Ait Yüksek Sıcaklık Sonrası Kalıntı Basınç Dayanımları 69 Şekil 4.14. Grup 1 Altında Sınıflandırılmış Karışımların Kalıntı Numune Üzerinden Belirlenen Basınç Dayanımlarının Sıcaklığa Maruz Kalmadan Elde Edilenler İle Karşılaştırılması 71 Şekil 4.15. Grup 1 Altında Yer Alan Karışımlarda Yüksek Sıcaklık Sonrasında Meydana Gelen Kütlesel Kayıplar 72 Şekil 4.16. Çok Yönlü Varyans (ANOVA) Analizi Sonucunda Yüksek Sıcaklık Sonrasında Mekanik Performans Üzerine Etki Eden Faktörler 74 Şekil 4.17. Grup 2'de Yer Alan Numunelere Ait Yüksek Sıcaklık Sonrası Eğilmede Çekme Dayanımları 75 Şekil 4.18. Grup 2'de Yer Alan Numunelere Ait Yüksek Sıcaklık Sonrası Prizma Kalıntı Basınç Dayanımları 77 Şekil 4.19. Grup 2 Altında Kategorilendirilmiş Karışımlarda Yüksek Sıcaklık Sonrasında Meydana Gelen Kütlesel Kayıplar 80 Şekil 4.20. Çok Yönlü Varyans (ANOVA) Analizi ile Yüksek Sıcaklık Prosedürleri Sonrası Elde Edilen Mekanik Dayanımlara Etki Eden Faktörler 81 Şekil 4.21. Üç Farklı Boyda Lif İçeren Karışımların Yüksek Sıcaklık Ardından Eğilmede Çekme Dayanımı 82 Şekil 4.22. Üç Farklı Boyda Lif İçeren Numunelerde, Yanlızca Bir Boyda Lif İçeren Numunelere Göre Eğilmede Çekme Dayanımındaki Yüzdece Değişim 83 Şekil 4.23. Üç Farklı Boyda Lif İçeren Karışımların Yüksek Sıcaklık Ardından Kalıntı Basınç Dayanımları 84 Şekil 4.24. Üç Farklı Boyda Lif İçeren Numunelerde, Yanlızca Bir Boyda Lif İçeren Numunelere Göre Kalıntı Basınç Dayanımındaki Yüzdece Değişim 85 Şekil 4.25. Grup 3 Altında Kategorilendirilen Numuneler Üzerinden Çok Yönlü Varyans (ANOVA) Analizi ile Yüksek Sıcaklık Prosedürleri Sonrası Elde Edilen Mekanik Dayanımlara Etki Eden Faktörler 88 Şekil 4.26. Grup 3 Altında Yer Alan Karışımlarda Yüksek Sıcaklık Sonrasında Meydana Gelen Kütle Kayıpları 89 Şekil 4.27. Grup 1 Altında Kategorilendirilmiş Karışımlara Ait Kuruma Büzülmesi Değerleri 91 Şekil 4.28. Grup 2 Altında Kategorilendirilmiş Karışımlara Ait Kuruma Büzülmesi Değerleri 93 Şekil 4.29. Grup 3 Altında Kategorilendirilmiş Karışımlara Ait Kuruma Büzülmesi Değerleri 94 Şekil 4.30. Grup 1 Silis Dumanı İçeren Numunelere Ait Çevrimsel Basınç Yüklemesi ve Elektriksel Öz-Direnç Değerlerinin Yükleme İle Değişimi 96 xvi Şekil 4.31. Grup 1 Uçucu Kül İçeren Numunelere Ait Çevrimsel Basınç Yüklemesi ve Elektriksel Öz-Direnç Değerlerinin Yükleme İle Değişimi 97 Şekil 4.32. Grup 1 YFC İçeren Numunelere Ait Çevrimsel Basınç Yüklemesi ve Elektriksel Öz-Direnç Değerlerinin Yükleme İle Değişimi 99 Şekil 4.33. Grup 2'de Yer Alan Farklı Boylarda ve İçeriklerde Kesikli Karbon Lif İçeren Numunelerin Çevrimsel Basınç Yüklemesi Esnasında FCR Değerleri 100 Şekil 4.34. Grup 3'te Yer Alan Farklı Boylardaki Lifleri İçeren Numunelerin Çevrimsel Basınç Yüklemesi Esnasında FCR Değerleri 102 Şekil 4.35. Basınç Altında Liflerin Birbirine Yaklaşması 103 Şekil Ek.1. Grup 1 Eğilmede Çekme Dayanımı ANOVA Tablosu 119 Şekil Ek.2. Grup 1 Kalıntı Basınç Dayanımı ANOVA Tablosu 119 Şekil Ek.3. Grup 2 Eğilmede Çekme Dayanımı ANOVA Tablosu 119 Şekil Ek.4. Grup 2 Kalıntı Basınç Dayanımı ANOVA Tablosu 120 Şekil Ek.5. Grup 3 Eğilmede Çekme Dayanımı ANOVA Tablosu 120 Şekil Ek.6. Grup 3 Kalıntı Basınç Dayanımı ANOVA Tablosu 120 xvii ÇİZELGELER DİZİNİ Sayfa Çizelge 2.1. Kapasitif ve İndüktif Davranış Karşılaştırılması 11 Çizelge 3.1. Çimentonun Kimyasal Bileşimi 26 Çizelge 3.2. Çalışma Kapsamında Kullanılan Silis Dumanının Kimyasal Bileşimi 27 Çizelge 3.3. Yüksek Fırın Curufunun Kimyasal Bileşimi. 28 Çizelge 3.4. Grup 1 Altında Üretilen Karışımların Bileşenleri 33 Çizelge 3.5. Grup 2 Altında Üretilen Karışımların Bileşenleri 34 Çizelge 3.6. Grup 3 Altında Üretilen Karışımların Bileşenleri 35 Çizelge 3.7. Gerçekleştirilecek Testler ve Numune Boyutları 40 Çizelge 4.1. Harçlara Ait Yayılma Çapları 52 1 1. GİRİŞ Teknolojik ilerlemelerle birlikte artan insan ihtiyaçlarının karşılanmasında, malzemelerin yalnızca ana işlevlerini yerine getirmesi yeterli görülmemekte, aynı zamanda farklı görevleri de üstlenmesi beklenmektedir. Örneğin, taşıtlar ilk ortaya çıktıklarında yalnızca ulaşımı sağlama amacına hizmet ederken, günümüzde bu araçlardan konforlu, güvenli, hızlı ve yakıt tasarruflu seyahat imkânı sunması beklenmektedir. Benzer şekilde, geleneksel olarak yalnızca yük taşıma ve çevresel etkileri servis ömrü boyunca güvenle karşılamak gibi işlevleri bulunan betonun, günümüz teknolojik gelişim hızına ayak uydurmaksızın yalnızca bu temel işlevle varlığını sürdürmesi mümkün görülmemektedir. Bu doğrultuda, çok fonksiyonlu özelliklere sahip betonlar ve çimentolu malzemeler üzerine yapılan araştırmalar ve uygulamalar giderek artmaktadır. Çimentolu malzemelerde çok fonksiyonluluk, birçok yan işlev ile meydana gelebilmektedir. Malzemeye çok fonksiyonluluğun kazandırılmasında, malzemenin elektriksel özelliklerinden faydalanılması en sık rastlanan uygulamalardan biridir. Bu uygulamalar, elektriksel özelliklerdeki değişim ile araştırılmak istenen karakteristik arasında ilişki kurulması prensibine dayanmaktadır. Bu uygulamalarda elektriksel özelliklerdeki incelemeler genellikle elektriksel direnç üzerinden gerçekleştirilmektedir. Çimentolu malzemelerin elektriksel direnci, matris yapısının doğası gereği içerisinde serbest iyonik hareketliliğin sınırlı olması ve genel olarak bir yalıtkan malzeme karakteri sergilemesi nedeniyle oldukça yüksektir. Bu sebeple çimentolu malzemelerin elektriksel dirençlerinin, gözlenen etki altındaki değişimlerinin incelenmesi ancak çimentolu malzemelere belirli oranlarda elektriksel iletkenlik kazandırılabilmesi ile mümkün olmaktadır. Çimentolu kompozitlere elektriksel iletkenlik özelliği kazandırılmasında, iletkenlik özelliği ile ön plana çıkan elyaf veya partiküler yapıdaki malzemeler kullanılmaktadır. Bu malzemelerden en çok kullanılanı kesikli karbon liflerdir. Kesikli karbon lifler, yüksek iletkenliğe sahip olmalarının yanında yüksek görünüm oranlarına, kimyasal kararlılığa ve mekanik dayanıma sahip olmaları nedeniyle, kompozitlerin elektriksel 2 iletkenliklerinin geliştirilmesinin yanında, birçok özelliğine de olumlu yönde katkıda bulunmaktadır. Malzemenin içerisinde bulunduğu gerilme ve birim şekil değiştirme halinin bilinmesi, hem yapısal sağlığın incelenmesi, hem de malzeme bünyesinde potansiyel hasara neden olabilecek etkiler sonrasında hasar tespiti ve değerlendirilebilmesinin yapılabilmesine önemli ölçüde katkıda bulunmaktadır. Elektriksel iletkenlik özelliği kazandırılan çimentolu kompozitlerin, piezo-resistif özelliği sayesinde, yüklemeler esnasında bünyesindeki elektriksel direncin değişimi, içerisinde bulunduğu mekanik hal ile ilişkilendirilebilmektedir. Bu kavram gerilme algılama olarak adlandırılmaktadır. Çimentolu kompozitin elektriksel iletken hale getirilmiş olmasıyla, sensörlere ihtiyaç ortadan kalkmakta, çimentolu malzemenin kendisi bir sensör haline gelmektedir. Kendini algılama (self-sensing), bir malzemenin harici bir sensöre ihtiyaç duymadan kendi durumunu veya maruz kaldığı dış etkileri (gerilme, sıcaklık değişimi, çatlak oluşumu vb.) algılayabilme yeteneğidir. Bu özellik, genellikle iletken lifler veya nano malzemeler içeren akıllı beton gibi gelişmiş kompozit malzemelerde görülür. Elektriksel direnç veya iletkenlik değişimi gibi parametreler ölçülerek malzemenin yapısal sağlığı hakkında bilgi elde edinilmesine imkan tanınır. Bu sayede, yapısal sağlık izleme sistemlerine entegre edilerek gerçek zamanlı değerlendirme ve bakım süreçleri daha etkin hale getirilebilir. Gerçekleştirilmiş olan tez çalışması kapsamında, kesikli karbon lif takviyeli çimentolu harçların mekanik özellikleri, elektriksel özellikleri ve kendini algılama performansları araştırılmıştır. Araştırılan özellikler üzerine kullanılan kesikli karbon lif uzunluklarının ve lif içeriğinin, karışıma dahil edilen mineral katkı tipinin, farklı boylardaki liflerin karışıma birlikte dahil edilmesinin etkileri tartışılmıştır. 3 2. KURAMSAL TEMELLER ve KAYNAK ARAŞTIRMASI Gelişen teknolojiyle birlikte artan insan ihtiyaçları, mühendislik uygulamaları ve malzeme bilimi alanlarında çok yönlü özelliklere sahip malzemelere olan talebi önemli ölçüde artırmıştır. Geleneksel olarak tek bir işlevi yerine getiren malzemeler ve araçların yerini, aynı anda birden fazla görevi üstlenebilen yenilikçi çözümler almış ve bu durum, kullanıcıların öncelikli tercihleri arasında yerini sağlamlaştırmıştır. Dünyada en yaygın kullanılan malzemelerden biri olan betondan da bu bağlamda birden fazla ihtiyaca cevap vermesi beklenmektedir. 2.1. Kuramsal Temeller 2.1.1. İnşaat Mühendisliği Uygulamalarında Akıllı ve Yenilikçi Malzemeler Konsepti İnşaat mühendisliğinde kullanılan akıllı ve yenilikçi malzemeler, geleneksel yapı malzemelerine kıyasla daha üstün performans, dayanıklılık, sürdürülebilirlik ve çevresel uyum sunarak sektörde önemli bir dönüşüm yaratmaktadır. Bu malzemeler, yapıların dayanımını artırmanın yanı sıra enerji verimliliği, maliyet etkinliği ve uzun ömürlülük gibi hedeflere ulaşılmasını mümkün kılmaktadır. Akıllı malzemeler, yapıların sadece dayanım ve servis ömrü açısından değil, aynı zamanda çevresel etkilere duyarlılık ve yapısal sağlık izleme yetenekleriyle de fark yaratmaktadır. Dünyada en yaygın kullanılan yapı malzemesi olan beton, genellikle çimento, su ve agrega bileşiminden oluşmaktadır (Van Damme, 2018). Ancak betonun geleneksel işlevlerinin ötesine geçerek yapısal sağlık izleme gibi görevleri yerine getirmesi, akıllı malzemelerin gelişimiyle mümkün hale gelmektedir. Örneğin, akıllı beton teknolojileri, çatlakların tespiti, çatlak gelişiminin izlenmesi ve kritik bölgelerdeki gerilme durumlarının analizini gibi faaliyetlerin gerçekleştirilmesini mümkün kılmaktadır. Bu özellikler, köprüler, tüneller, yüksek katlı binalar ve barajlar gibi stratejik ve ekonomik öneme sahip, yapısal elemanların, düzenli olarak izlenmesi ve içerisinde bulundukları koşulların değerlendirilmesini gerektiren yapılarda geniş bir kullanım alanı bulmaktadır. 4 Kendi kendini algılayabilen çimentolu kompozitler, inşaat mühendisliği uygulamalarında çığır açıcı bir yenilik sunmaktadır. Bu kompozitler, harici sensörlere olan ihtiyacı büyük ölçüde ortadan kaldırarak yapısal sağlık izleme sistemlerini daha maliyet etkin, güvenilir ve entegre bir hale getirmektedir (Rana vd., 2016). Ayrıca, sensör kullanımına göre, kendini algılayan çimentolu kompozitlerin kullanımı, yapısal incelemeleri daha bütünsel bir yaklaşımla ele alma imkanını mühendislere sunmaktadır. Kendini algılayabilen çimentolu kompozitler, elektriksel dirençte meydana gelen değişiklikler yoluyla gerilme, deformasyon ve hasar gibi durumları algılayabilen iletken dolgu maddelerinin çimentolu matris içine entegre edilmesiyle oluşturulmaktadır. Kendini algılayan çimentolu kompozitlerin uygulama alanları oldukça geniştir. Trafik yoğunluğu izleme, korozyon tespiti, sismik hasar değerlendirmesi, nem algılama ve termal yönetim bu yenilikçi malzemelerin kullanımına örnek teşkil etmektedir. Ayrıca, enerji verimli yapıların geliştirilmesi, elektromanyetik koruma ve yangın alarmı olarak çalışabilmesi gibi özellikler de bu malzemelerin sunduğu önemli avantajlar olarak literatürde kaydedilmiştir. 2.1.2. Akıllı Çimentolu Sensör-Kompozitler Akıllı çimentolu sensör kompozitler, çimentolu malzemelerin iç yapısına kazandırılan piezo-rezistif veya çimentolu malzemelerin doğrudan sahip olduğu dielektrik özellikler sayesinde, fiziksel ve kimyasal değişimlerin izlenmesine olanak tanıyan yenilikçi sistemlerdir. Bu malzemeler, mekanik gerilme, deformasyon, sıcaklık ve çevresel etkileri algılayarak yapısal sağlık izleme ve performans değerlendirme süreçlerinde kritik bir rol oynar. Piezo-rezistif özellik, bir malzemenin mekanik yükleme altındayken elektriksel direncinin değişmesi olarak tanımlanmaktadır. Çimentolu kompozitlere piezo-rezistif özellik kazandırmak için karbon fiber, karbon nanotüpler veya grafen gibi iletken dolgu maddeleri eklenir. Bu dolgu maddeleri, malzemenin elektriksel iletkenliğini artırarak mekanik yükler altındaki direnç değişimlerini algılamaktadır. Benzer şekilde, kapasitans 5 tabanlı sistemler, çimentolu malzemelerin dielektrik özelliklerindeki değişimleri izleyerek çevresel etkiler ile ilişkilendirilerek değerlendirilmesi prensibine dayanmaktadır (Chung & Wang, 2018). İletken çimentolu malzemeler, elektriksel iletkenliği artırılmış çimento esaslı kompozitlerdir ve genellikle yapısal sağlık izleme, ısıtma sistemleri, elektromanyetik koruma ve enerji depolama gibi yenilikçi uygulamalarda kullanılmaktadır. Bu malzemelerin iletkenliği, genellikle çimento matrisine iletken katkı maddeleri eklenerek sağlanmaktadır. Kullanılan katkı maddeleri arasında karbon bazlı malzemeler (karbon lifler, karbon nanotüpler, grafen), iletken metaller (gümüş, bakır tozları), ve iletken polimerler (polianilin, polipirol) gibi çeşitli bileşenleri içermektedir. Özellikle karbon fiber ve karbon nanotüpler, malzemeye yalnızca elektriksel iletkenlik değil, aynı zamanda mekanik dayanım kazandırmada da etkili olduğu gerçekleştirilen çalışmalarda ortaya konmuştur (Ali vd., 1972; Camacho vd., 2014; Park & Lee, 1993). Ayrıca, grafit tozu ve çelik talaşı gibi düşük maliyetli katkı maddeleri de çimentolu kompozitlerin iletkenliğini artırmada kullanılabilmektedir (Nasr & Bavafa, 2023; Nazir vd., 2021). Bu iletken çimentolu malzemeler, yapıların yük taşıma performansını etkilemeden iletkenlik sağlayarak, hem fonksiyonel hem de ekonomik çözümler sunmaktadır. 2.1.3. Çimentolu Kompozitlerde İletken Ağ Gelişimi Akıllı çimentolu sensör kompozitlerin etkinliği, matris içine entegre edilen iletken malzemelerin türü ve matris içerisinde dağılımıyla doğrudan ilişkilidir. Söz konusu iletken ağın çimentolu matris içerisindeki varlığı ile birlikte, gözlenmek istenen özelliğin malzeme üzerine etkitilmesiyle, malzemenin elektriksel direncindeki değişimler arasında güçlü bir ilişki kurulmaktadır. Başka bir deyişle, elektriksel dirençteki değişimlerden yola çıkılarak, gözlenmek istenen özellik hakkında bilgilerin edinilmektedir. Lif formundaki iletken malzemeler, çimentolu matris içerisinde homojen bir şekilde dağıldıklarında elektriksel iletken ağ gelişimine neden olmaktadır. Partiküler formdaki iletken katkıların tek başlarına kullanılmaları durumunda, çimentolu kompozitler içerisinde düşük miktarlarda kullanıldıkları durumlarda akım geçişini sağlayacak yeterli bir elektriksel iletim ağı oluşturamadığı, gerçekleştirilen çalışmalarla birlikte belirlenmiştir (Prudente 6 vd., 2024). Örneğin, (Abolhasani vd., 2022) tarafından gerçekleştirilen çalışmada partiküler bir yapıya sahip olan karbon siyahı ile kendini algılama uygulamalarında kullanılmak üzere elektriksel iletken çimentolu kompozit geliştirilmeye çalışılmıştır. Sonuç olarak karbon siyahı takviyeli karışımlarda yeterli elektriksel iletken ağın geliştirilmesi için en az kütlece %7.5 oranında karbon siyahının karışıma dahil edilmesi gerektiği vurgulanmaktadır (Abolhasani vd., 2022). Liflerin uzunluğu, çapı, yönü ve dağılımı, çimentolu matrisin elektriksel iletkenliğini belirleyen temel faktörlerdir. Liflerin optimal şekilde seçimi ve dağılımı, hem elektriksel iletkenliği hem de malzemenin mekanik performansına etki etmektedir. Elektriksel iletken ağ oluşumunda tercih edilen lifsi yapıdaki malzemelere örnek olarak karbon lifler, karbon nanotüpler, çelik lifler, grafen lifler, polimer bazlı iletken lifler, iletken malzemeler ile kaplanmış cam lifleri gösterilebilir. Çimentolu matrisler içerisinde iletken ağ gelişimi ancak liflerin belirli bir konsantrasyonda karışım içerisinde yer almasıyla mümkün olmaktadır. Geçirgenlik eşiği olarak adlandırılan bu sınır değeri, çimentolu bir malzeme içinde iletken dolgu maddelerinin elektriksel bir ağ oluşturabilmesi için gereken minimum konsantrasyonu ifade etmektedir. Geçirgenlik eşiği, akıllı çimentolu kompozitlerin elektriksel iletkenlik özelliklerini doğrudan etkiler ve kompozit malzemenin performansını belirleyen kritik bir parametre olarak öne çıkmaktadır. Geçirgenlik eşiği, bir matris içerisine iletken dolgu maddeleri (örneğin karbon nanotüpler, grafen, karbon siyahı veya çelik lifler) eklenmesiyle, bu dolgu maddelerinin birbiriyle temas ederek sürekli bir iletken ağ oluşturduğu nokta olarak da tanımlanabilmektedir (Chung, 2018). Çimento matrisine eklenen iletken dolgu maddeleri başlangıçta izole adacıklar oluşturur ve bu aşamada kompozit malzeme elektriksel olarak yalıtkandır. Ancak dolgu maddesi miktarı belirli bir kritik konsantrasyonu (geçirgenlik eşiği) aştığında, bu adacıklar birbirine bağlanarak sürekli bir iletken ağ meydana getirmektedir (Xie vd., 1996). Bu durum, çimentolu kompozitin elektriksel iletkenliğinin birden bire artmasına yol açmaktadır. Geçirgenlik eşiğinden düşük, geçirgenlik eşiği seviyesinde ve geçirgenlik 7 eşiğinden yüksek lif içeriğine sahip bir çimentolu matrisin şematik gösterimine yönelik bir görsel Şekil 2.1.’de sunulmaktadır. . Şekil 2.1. Lif Katkılı Çimentolu Kompozitlerde İletken Ağ Gelişimi Kompozit bünyesinde akıllı faaliyetlerin gerçekleştirilebilmesi için, liflerin topaklanmaması, kompozit matrisi içerisinde homojen bir dağılım sergilemesi gerekmektedir. Literatürde gerçekleştirilen çalışmalar kapsamında yapılan ölçümlerde, karışıma dahil edilen iletken lif miktarı, geçirgenlik eşiği seviyesine kadar olan miktarlarda kullanılması durumunda kompozitin elektriksel iletkenliğinde bir değişiklik olmazken, geçirgenlik eşiğinin aşılmasıyla birlikte, kompozitin elektriksel direnci hızla düşerken, iletkenlik artmaktadır. Kompozitin elektriksel direnci, iletken katkı içeriğinin doygunluğa erişmesiyle birlikte, asimptotik bir davranış sergilemektedir. Çimentolu kompozitlere dahil edilen kesikli karbon lif içeriği ile elektriksel direnç arasındaki ilişkiyi temsil eden grafik Şekil 2.2’de sunulmaktadır. Şekil 2.2. Kompozitin Elektriksel Öz-Direncinin Kompozite Dahil Edilen Karbon Lif İçeriği İle Değişimi 8 2.1.4. Elektrik Akımı ve Hareketi Elektrik akımı, elektrik yüklerinin bir iletken üzerinden düzenli bir şekilde hareket etmesi sonucu oluşan fiziksel bir olgu olarak tanımlanmaktadır (Serway vd., 2000). Elektrik yükleri, genellikle elektronlardan oluşur ve bu yüklerin hareketi, bir potansiyel farkın (voltaj) varlığı ile sağlanmaktadır. Potansiyel fark, bir elektrik alanı oluşturur ve bu alan, serbest halde bulunan yükleri bir uçtan diğerine hareket ettirerek elektrik akımı meydana getirmektedir. Elektrik akımının büyüklüğü, bir noktadan birim zamanda geçen yük miktarı ile ölçülür ve birimi amper (A) olarak ifade edilmektedir. Bu süreç, Ohm Yasası gibi temel fiziksel prensiplerle açıklanır ve akım, iletkenin elektriksel direnci ile potansiyel farkına bağlı olarak değişmektedir. Bir iletken üzerinden elektrik akımının geçişi, malzemenin atomik yapısıyla doğrudan ilişkili olduğu belirtilmektedir (Jr & Rethwisch, 2020). İyi iletkenler (örneğin, bakır, gümüş gibi metaller) bol miktarda serbest elektrona sahip olduğu için elektrik yüklerinin hareketini kolaylaştırmaktadır. Serbest elektronlar, potansiyel farkın etkisiyle metalin içindeki atomik düzenek boyunca hareket eder ve bu hareket bir enerji akışı oluşturmaktadır. Ancak, bu hareket sırasında atomlar ve diğer yük taşıyıcılar ile gerçekleşen çarpışmalar, ısı enerjisi üreterek elektriksel dirence neden olmaktadır. Elektrik akımının iletken boyunca düzgün bir şekilde akışı, bu direncin büyüklüğüne ve potansiyel farkın şiddetine bağlıdır. Elektrik akımı, genellikle yük akışının yönüne bağlı olarak iki şekilde sınıflandırılmaktadır: Doğru Akım (DC) ve Alternatif Akım (AC). Doğru akımda, elektrik yükleri sabit bir yönde hareket etmektedir. Pil ve batarya gibi enerji kaynakları, doğru akım üretmek için kullanılmaktadır. Alternatif akımda ise, yüklerin hareket yönü ve büyüklüğü periyodik olarak değişmektedir. Günümüzde elektrik şebekelerinde yaygın olarak kullanılan alternatif akım, enerji iletimindeki kolaylık ve düşük enerji kaybı nedeniyle tercih edilmektedir (Serway vd., 2000). 9 Elektrik akımı, sadece enerji taşımada değil, aynı zamanda manyetik alanların oluşturulması, elektrik motorları ve jeneratörlerin çalışması, kimyasal reaksiyonların tetiklenmesi (örneğin, elektroliz) gibi pek çok önemli teknolojik süreçte de hayati bir rol oynamaktadır. Elektrik akımı kavramı, fiziksel bir olay olmasının ötesinde, modern enerji sistemlerinin ve elektronik cihazların temel çalışma mekanizmasını oluşturan bir olgu olarak tanımlanmaktadır. 2.1.5. Akım, Gerilim ve Direnç İlişkisi Elektrik devrelerinde akım, gerilim ve direnç arasındaki ilişki, Ohm Yasası ile açıklanmaktadır. Bu yasa, bir iletken üzerinden geçen akımın (I), devreye uygulanan potansiyel fark (V) ile iletkenin elektriksel direnci (R) arasında doğrusal bir ilişki olduğunu ifade eder. Matematiksel olarak bu ilişki Denklem (2.1) ile tanımlanmaktadır (Serway vd., 2000). I = V R (2.1) Ohm Yasası, bir iletken üzerinden geçen elektrik yüklerinin hareketinin tanımlanmasında hem doğru akım (DC) hem de alternatif akım (AC) devrelerinde uygulanabilmektedir. Ancak, AC devrelerinde ek unsurlar (kapasitans, endüktans) devreye dahil olduğu için bu ilişki daha karmaşık hale gelmektedir (Ganssle, 2004). Alternatif akım devrelerinde, akım ve gerilim zamanla periyodik olarak değişir. Gerilim genellikle sinüzoidal bir dalga olarak ifade edilmektedir (Örneğin V(t)=Vm.sin(t)). Burada sunulan Vm uygulanan maksimum gerilim genliğini,  dalganın açısal frekansını (=2..F), t ise zamanı temsil etmektedir. Empedans, hem direnç (R) hem de reaktif bileşenlerden (kapasitans ve endüktans) oluşmaktadır. AC devrelerinde direnç dışında, kapasitörler ve endüktörler devrede bulunduğunda devrenin toplam karşıtlığı, empedans (Z) olarak adlandırılmaktadır (Ganssle, 2004). Matematiksel olarak, toplam empedans Denklem (2.2) yardımıyla hesaplanmaktadır. Burada gösterilen XL endüktif kapasitansı 10 temsil etmektedir ve Denklem (2.3) yardımıyla hesaplanırken, XC ise kapasitif reaktansı temsil etmektedir ve Denklem (2.4) yardımıyla hesaplanmaktadır. Z = √R2 + (XL − XC)2 (2.2) XL = ω. L (2.3) XC = 1 ω. C (2.4) Denklem (2.3) ve Denklem (2.4)‘de yer alan  akımın açısal frekansını, L indüktansı, C ise kapasitansı temsil etmektedir. AC devrelerde Ohm yasası, gerilimin zamanla değişimine bağlı olarak Denklem (2.5) halinde zamana bağımlı bir denklem haline gelmektedir. I(t) = V(t) Z (2.5) Kapasitif davranış, elektrik yüklerinin elektrik alanında depolanmasıyla oluşurken, indüktif davranış, manyetik alanın değişen akıma karşı direnç göstermesiyle ortaya çıkmaktadır. Bir devrede kapasitif veya indüktif davranış, malzemenin fiziksel özelliklerine, devredeki geometrik yapıya ve elektriksel uyaranın (örneğin, frekans) doğasına bağlıdır. Bu iki davranış, devrelerin dinamik tepkilerini belirlerken, elektrik enerjisinin etkin bir şekilde kullanılmasında önemli rol oynamaktadır. Kapasitif ve indüktif davranışlara yönelik açıklayıcı bir tablo Çizelge 2.1’de sunulmaktadır (Ganssle, 2004). 11 Çizelge 2.1. Kapasitif ve İndüktif Davranış Karşılaştırılması Özellik Kapasitif Davranış İndüktif Davranış Temel Eleman Kondansatör / Kapasitör İndüktör / Bobin Enerji Depolama Elektrik alanında enerji depolamaktadır. Manyetik alanında enerji depolamaktadır. Malzeme Türü Dielektrik malzemeler (Çimentolu malzemeler, seramik, plastikler) Manyetik malzemeler (demir, ferrit, bakır) Frekans Tepkisi Yüksek frekanslarda daha etkin çalışmaktadır. Düşük Frekanslarda daha etkin çalışmaktadır. Temel Uygulama Alanları Enerji depolama ve dalga karakteristiklerinin düzenlenmesi. Enerji aktarımı ve manyetik depolama. 2.1.6. Çimentolu Malzemelerin Elektriksel Özellikleri Çimentolu malzemeler, su/çimento oranı ve hidratasyon sürecine bağlı olarak gelişen mikro gözenekleri barındırmaktadır. Bu gözenekler, genellikle elektrolit çözeltilerle (genellikle su) doludur ve elektriksel davranışı önemli ölçüde etkilemektedirler. Elektrik alanına maruz kaldığında, bu gözeneklerde bulunan iyonlar hareket eder ve elektrik alanın etkisiyle malzemenin farklı bölgelerinde yük birikimine neden olmaktadırlar. Gözenekli yapıdaki elektrolitik çözeltiler ve yalıtkan fazlar, elektrik alanı altında polarizasyon mekanizmalarını tetiklemektedir (Sensors vd., 2014; Tuller, 2014). Özellikle, gözeneklerdeki iyonların sınırlı hareketi ve farklı fazlar arasında yük birikimi, malzemenin kapasitansını belirlemektedir. Bu özellikler, malzemenin nem içeriği, hidratasyon derecesi ve gözenek yapısına bağlı olarak değişkenlik gösterir. Çimentolu malzemelerin dielektrik sabiti yüksek olup, bu değer gözenek yapısının içeriği ve çimento matrisinin kimyasal yapısıyla doğrudan ilişkilidir. Nem içeriği ve iyonik konsantrasyon, malzemenin kapasitif özelliklerini artırarak elektriksel iletkenlik ve depolama kapasitesini etkiler. Bu kapasitif özellikler, çimentolu malzemelerin yapı sağlığı izleme, enerji depolama ve sensör uygulamaları gibi alanlarda potansiyel faydalar sağlamasını mümkün kılmaktadır. Elektriksel iletkenlik, iki farklı şekilde gerçekleşebilir: iyonik iletkenlik ve elektronik iletkenlik. İyonik iletkenlik, elektrik akımının iyonların hareketiyle taşındığı iletim türüdür ve genellikle sıvı çözeltiler veya katı elektrolit malzemelerde görülmektedir. Bu iletimde, elektriksel alanın etkisiyle iyonlar (katyonlar ve anyonlar) hareket eder ve 12 elektrik akımı meydana gelir. Bunun yanında, elektronik iletkenlikte akım, malzeme bünyesinde bulunan serbest elektronlar aracılığıyla taşınır ve genellikle metaller ve yarı iletkenlerde gözlemlenir. Bu iki iletkenlik türü arasındaki temel fark, taşıyıcıların farklı olmasıdır: İyonik iletkenlikte taşıyıcılar iyonlar, elektronik iletkenlikte ise serbest elektronlardır (Serway vd., 2000). Çimentolu malzemelerde gözlemlenen elektriksel iletkenlik ise genellikle iyonik iletkenliktir. Çimentolu malzemeler, su/çimento oranı ve hidratasyon süreci nedeniyle çok sayıda mikro gözenek içerir ve bu gözeneklerdeki su veya elektrolit çözeltiler, elektrik akımını taşıyan iyonlara dönüşmektedir. Elektrik alanı uygulandığında, bu iyonlar hareket eder ve malzeme, iyonik iletkenlikle elektrik iletimini sergilemektedir. Çimentolu malzemelerin elektriksel iletkenliği, nem içeriği, iyon konsantrasyonu ve gözenek yapısı gibi faktörlere bağlı olarak değişir ve bu özellikler, malzemenin kapasitif davranışını etkilemektedir. Karbon lif takviyeli çimentolu kompozitler, elektriksel iletkenlik açısından önemli bir gelişim göstermektedir. Çimentolu malzemelerin temel elektriksel iletkenliği, iyonların hareketiyle sağlanan iyonik iletkenlikten kaynaklanırken, karbon liflerin bu kompozitlere eklenmesi, malzemenin elektriksel iletkenliğini önemli ölçüde artırmaktadır. Karbon lifler, yüksek elektriksel iletkenlik özellikleri sayesinde, çimentolu matris içindeki serbest elektronları taşımakta ve böylece kompozite ait elektronik iletkenlik kapasitesini geliştirmektedir. Bu durum, çimentolu kompozitlerin geleneksel iyonik iletkenlik özelliklerinin ötesine geçerek, hem iyonik hem de elektronik iletkenliğin birleşimi ile birlikte kompozite elektriksel iletkenlik kapasitesini sağlamaktadır. Karbon liflerin aglomerasyonunun önlenmesi ve yönelimi, bu iletkenlik özelliklerinin verimliliğini belirleyen kritik faktörlerdendir; uygun oranda ve homojen bir şekilde yerleştirildiklerinde, karbon lifler, çimentolu kompozitin elektriksel iletkenlik ağını güçlendirmektedir (Gao vd., 2017). Bu özellik, karbon lif takviyeli çimentolu kompozitleri enerji depolama, yapı sağlığı izleme ve sensör teknolojileri gibi uygulamalarda son derece cazip hale getirmektedir. 13 2.1.7. Direnç Ölçümünde Kullanılan Yöntemler Çimentolu malzemelerde elektriksel direnç ölçümünde kullanılan 2 elektrotlu ve 4 elektrotlu yöntemler, farklı uygulama ihtiyaçlarına yönelik avantajlar ve sınırlamalar sunmaktadır. 2 elektrotlu yöntem, ölçüm cihazının iki elektrotunun örneğin uçlarına bağlanmasıyla toplam direnci ölçmektedir (Chung, 2023). Ancak, ölçülen toplam direnç hem elektrotlar arasında kalan numunenin elektriksel direncini hem de elektrot-numune ara yüzeyinin temas direncini içermektedir. Temas direncinin büyüklüğü ve değişkenliği, özellikle çimentolu malzemeler gibi heterojen yapılarda, ölçüm doğruluğunu olumsuz etkilemektedir. Buna rağmen, 2 elektrotlu yöntem basitliği, hızlı kurulumu ve düşük ekipman gereksinimi nedeniyle pratik uygulamalarda sıklıkla tercih edilmektedir (Chung, 2023). Buna karşın, 4 elektrotlu yöntem, daha hassas ve güvenilir sonuçlar sağlamaktadır (Chung, 2023). Bu yöntemde, iki elektrot akım iletimi için, diğer iki elektrot ise gerilim ölçümü için kullanılmaktadır. Böylece, temas direnci ölçümden elimine edilir ve yalnızca numunenin iç direnci hesaplanmasına imkan sağlanmaktadır. Bu özellik, çimentolu malzemelerin elektriksel özelliklerinin yüksek güvenilirlikle değerlendirilebilmesini sağlamaktadır. Özellikle piezorezistif davranış, çatlak oluşumu veya malzemenin elektriksel özelliklerindeki sıcaklık ve yük etkileri gibi parametrelerin incelenmesi gerektiğinde, 4 elektrotlu yöntem tercih edilmektedir. 2.1.8. Piezo-Resistif Etki Piezo-rezistif etki, bir malzemenin elektriksel direncinin, uygulanan mekanik gerilme veya deformasyon altında değişim göstermesi olarak tanımlanmaktadır (Wen & Chung, 1999). Bu etki, malzemenin mikro yapısındaki fiziksel değişimlerin elektriksel iletkenlik üzerindeki etkisiyle ilişkilidir. Gerilme altında, malzemenin içyapısında elektrik akımının geçtiği iletken yolların hasar görmesi, parçacıklar arasındaki temasın azalması veya bağ ara yüzlerinin gevşemesi gibi durumlar, elektriksel direncin artmasına ya da azalmasına neden olmaktadır. Karbon lif takviyeli çimentolu kompozitlerde ise piezo-rezistif etki, hem iyonik hem de karbon bazlı dolgu malzemelerinin elektronik iletkenliğiyle birleşerek 14 gözlemlenmektedir. Bu özellik, yapı sağlığı izleme, yük algılama, titreşim kontrolü ve akıllı sensör uygulamaları gibi birçok mühendislik alanında kullanılmaktadır. Piezorezistif malzemeler, mekanik deformasyonlara duyarlılıkları sayesinde yapısal değişimleri algılayarak akıllı malzeme teknolojilerinde yenilikçi çözümler sunmaktadır. 2.1.9. Kısa Karbon Lif Takviyeli Çimentolu Kompozitlerin Mekanik Özellikleri Kısa karbon lif takviyesi, çimentolu kompozitlerin hem işlevsel hem de mekanik performanslarını artırmak amacıyla kompozitlere dahil edilmektedir. Ayrıca, karbon liflerin elektriksel ve termal iletkenlik gibi özellikleri sayesinde çimentolu kompozitler, piezo-rezistif sensörler ve kendini ısıtan yapısal elemanlar gibi yenilikçi uygulamalarda kullanılabilir hale gelmektedir. Çimento bazlı malzemeler doğası gereği gevrek bir davranış sergilemektedir ve bu, özellikle çekme ve eğilme yükleri altında çatlak oluşumuna ve ilerlemesine neden olmaktadır (Toumi vd., 1996; Xu & Zhang, 2008). Kısa karbon lifler, matris içindeki mikro çatlakların büyümesini sınırlayarak bu gevrekliği azaltmakta ve kompozitin daha sünek bir davranış sergilenmesini sağlamaktadır (Bashir vd., 2022). Kısa karbon lif takviyesi, çimentolu kompozitlerin mekanik özelliklerini, özellikle çekme ve eğilme dayanımlarını önemli ölçüde geliştirmektedir. Lifler, çatlakların başlangıç ve ilerleme noktalarında enerji soğurucu bir mekanizma oluşturarak, çatlakların genişlemesini ve yayılmasını kontrol etmektedir. Bunun sonucunda, kompozitin eğilme dayanımı artarken, çatlak oluşumunun geciktiği ve süneklik özelliklerinin iyileştiği gözlemlenmektedir. Karbon lif takviyesinin çimentolu kompozitlerdeki etkisi, lif boyu, yüzey özellikleri ve dağılım gibi çeşitli parametrelere bağlı olduğu literatürde yer alan çalışmalarda ortaya konmuştur. Lif boyu, mekanik dayanımı doğrudan etkiler; daha uzun lifler, çatlak köprüleme etkisini artırırken, çok kısa lifler yeterli aderansın sağlanmasının önüne geçmektedir. Ayrıca, liflerin yüzey özellikleri, çimento matrisi ile olan ara yüz etkileşimi, kompozitin eğilme ve çekme dayanımları üzerine etkisi olan bir parametredir. Yüzey pürüzlülüğü ve kimyasal uyum, liflerin matris içindeki tutunmasını artırarak, kompozit bileşenlerinin fiziksel etkiler altında birlikte çalışmasını sağlamaktadır. Liflerin kompozit matrisi içerisinde homojen bir şekilde dağılımı da kritik bir faktördür; düzensiz lif 15 dağılımı, mekanik dayanımı zayıflatabilmekte ve çatlak kontrolünü olumsuz etkilemektedir. Dahası, liflerin topaklanmasının önüne geçilmediği, lif dağılımının iyileştirilmediği çalışmalarda akıllı uygulamalara yönelik performanslarda sınırlı düzeylerde kalmaktadır (Gao vd., 2017; C. Wang vd., 2008). 2.2. Kaynak Araştırması Çimentolu malzemelerin bünyesindeki elektriksel direnç değişimine bağlı olarak, malzemenin gerilme veya birim şekil değiştirme durumunun tespitine, başka bir deyişle kendini algılayan çimentolu malzemelere yönelik çok sayıda çalışma literatürde mevcut olsa da, bu konu üzerine gerçekleştirilen araştırmaların yakın tarihte başladığı söylenebilir. Kendini algılayan çimentolu kompozitlere yönelik alan yazında kaydedilen en erken uygulamalardan biri, P.-W. Chen & Chung, (1993) tarafından karbon lif takviyeli çimentolu kompozitler üzerinde yapılan çalışmadır. Bu çalışmada yazarlar, miktar olarak toplam kompozit hacminin %0.2 ve %0.4 oranında karbon lifi harç tipindeki karışım içerisine dahil etmişlerdir. Liflerin dağılımını iyileştirmek için metil selüloz ve latex bazlı malzemeler karışıma dahil edilmiştir. Ayrıca çeşitli mineral katkılar, harç içerisine dahil edilmiştir. 51 mm ayrıtlı küp numuneler üzerine çevrimsel basınç gerilmesi uygulanarak, numunenin yükleme esnasındaki elektriksel direncindeki değişim ile basınç gerilmesi arasında ilişki kurulmaya çalışılmıştır. Basınç gerilmelerinin genliği, karışıma ait kırılma yükünün %20, %25, %33.3 ve %50’si seviyelerinde tutulmuştur. 4 problu yöntem kullanılarak elektriksel parametreler belirlenmiştir. Uygulanan basınç gerilmesi ile birlikte karbon lif takviyeli elektriksel iletken harcın, hacimsel öz-direnci arasında ilişki olduğu belirlenmiştir. Basınç dayanımının %30’u üzerinde gerilmeye maruz kalan numunelerde elektriksel öz-direnç, geri dönülmez şekilde arttığı ortaya konulmuştur. Sonuç olarak karbon lif takviyeli çimentolu malzemelerin elektriksel öz-direncindeki değişimin gözlenmesiyle birlikte, numune içerisindeki çatlak gelişimi, gerilme durumu hakkında, tahribatsız bir şekilde bilgi edinilebileceği ortaya konulmuştur. 16 İlerleyen yıllarda, farklı kırılma parametreleriyle birlikte, iletken çimentolu kompozitlerin elektriksel iletkenliklerindeki değişimler ilişkilendirilmiştir. Fu & Chung (1996) tarafından gerçekleştirilen çalışmada, hacimce %0.24 oranında kesikli karbon lif içeren çimentolu harçların çekme veya basınç gerilmesi ile yorulma davranışı ve elektriksel öz- direnci arasında ilişkiler kurulmuştur. 3 farklı genlikte (ilgili yükleme türü kapasitesinin %30, %50 ve %70’i), en düşük elektriksel direncin elde edildiği çevrim sayısına kadar yüklemeler gerçekleştirilmiştir. Yorulma yüklemeleriyle birlikte çimentolu kompozit bünyesinde meydana gelen hasarın, elektriksel direnci geri dönülmez şekilde değiştirdiği tespit edilmiştir. Çekme gerilmesi durumunda hasar oluşumuyla birlikte elektriksel direnç değeri artarken, basınç durumunda azaldığı ortaya konmuştur. Çekme durumunda meydana gelen elektriksel dirençteki azalmanın, lifler arasındaki iletken rotanın, liflerin birbirinden uzaklaşmasıyla bozulmasından ileri geldiği belirtilmiştir. Tarihsel süreçte elektriksel direncin, gerilme durumu ile ilişkilendirilmesine yönelik çalışmalar ortaya çıkarken, malzemenin gerilmeye maruz kalmasıyla birlikte bünyesinde gelişen şekil değişimleri ile ilişkilendirilmesine yönelik çalışmalarda gerçekleştirilmeye başlanmıştır. P. ‐W Chen & Chung (1995) tarafından gerçekleştirilen çalışmada, kısa karbon lif takviyeli çimentolu kompozitler, dinamik yüklemeye maruz bırakılmış, yükleme esnasında malzemede gelişen birim şekil değiştirmeler ile elektriksel dirençteki değişimler ilişkilendirilmiştir. Çimentolu kompozitlerde yükleme esnasında meydana gelen hem elastik hem de plastik deformasyon eşzamanlı olarak, elektriksel direnç değerleri ile ilişkilendirilmiştir. Ayrıca lif içermeyen numunelerle de kıyaslama yapılmıştır. Yükleme esnasında meydana gelen elastik veya plastik deformasyonun liflerin varlığı olmadan, elektriksel direnç parametresi üzerinden belirlenemeyeceği ancak hasar ve çatlak gelişiminin yorumlanabileceği ortaya konulmuştur. Çalışma sonucunda, dinamik basınç yüklemesi esnasında, elastik sınırlar içerisindeki yüklemelerde yaşanan elektriksel direnç artışlarının, çimentolu kompozit içerisinde elektriksel iletken ağın oluşumuna yardımcı olan liflerin temasının elastik hareketle birlikte kesilmesinden, plastik bölgede ise fiberlerin kopmasından kaynaklandığı ortaya konulmuştur. 17 Gelişen teknoloji ve yenilikçi uygulamalar ile birlikte, kesikli karbon lif takviyeli çimentolu kompozitlerde kendini algılama uygulamalarının kullanımının sadece yapısal durumun tahliliyle sınırlandırılamayacağı ortaya konmuştur. Chung (2002) tarafından gerçekleştirilen incelemede farklı tiplerde iletken lifler içeren çimentolu kompozitlerin, gerilme hassasiyeti ve duyarlılık özelliklerinin üstünlüğü vurgulanmıştır. Bu üstün özellikleri sayesinde iletken lif takviyeli çimentolu kompozitlerin, titreşim kontrolünün önem arz ettiği uygulamalarda, trafik akışının takibi ve yoğunluğunun izlenmesi faaliyetlerinde, tartım ve kantar görevlerinde, bir binanın enerji yönetiminde, lokal gerilme ve birim şekil değiştirmelerin algılanmasında görev alabileceği vurgulanmıştır. Ayrıca bu çalışmadan önce gerçekleştirilen çalışmalarda sadece doğru akım (DC) kaynaklarının elektriksel özelliklerin belirlenmesinde kullanıldığı, ancak alternatif akım kaynakları ile farklı elektriksel karakteristiklerle de çimentolu kompozitlerin gerilme durumunun teorik olarak ilişkilendirilebileceği belirtilmiştir Fu vd. (1997). Bunun yanında kesikli karbon lif takviyeli çimentolu kompozitlerin, çelik lif veya sürekli karbon lif içeren kompozitlere kıyasla mekanik gerilme durumunda daha etkin bir piezo-resistif davranış ortaya koyduğu vurgulanmıştır. Günümüzde birçok farklı çalışmada, çimentolu kompozitlerin kendini algılama performansları üzerine etki eden birçok farklı parametre araştırmalara konu olmaktadır. Bu araştırmalar sıklıkla farklı iletken malzemeler üzerinde gerçekleştirilmektedir. Karbon esaslı malzemeler iletken çimentolu kompozitler ve kendini algılama performansları üzerine gerçekleştirilen araştırmaların merkezinde yer almaktadır. Kendini algılama uygulamalarında en sık kullanılan karbon esaslı malzeme, üstün elektriksel iletkenliği, kompozitin mekanik dayanımını arttırması, güçlü aderans kapasitesi ve iletken ağ gelişimini kolaylaştırması gibi özellikleri sayesinde karbon lifler olmuştur. Fu & Chung (1997) tarafından gerçekleştirilen çalışmada, karbon lif takviyeli çimentolu harçların kendini algılama performansları üzerine kür süresinin etkisi tartışılmıştır. Çalışma kapsamında kullanılan karbon lifler zift kökenli olup, karışım hacminin %0.24’ü oranında karışımlara dahil edilmişlerdir. Kum/Çimento/su oranı 1.00/1.00/0.35 olarak 18 sabit tutulmuştur. Ayrıca lif dağılımını iyileştirmesi ve harç kıvamının kontrol edilebilmesi amacıyla çimentonun %15’i kadar silis dumanı ve %0.4’ü kadar metil selüloz karışımlara dahil edilmiştir. Üretilen numuneler 51 mm ayrıtlı kübik kalıplar içerisine yerleştirilmiş, 24 saatin ardından kalıptan alınarak oda sıcaklığında havada küre maruz bırakılmıştır. Elastik sınırlar içerisinde kalacak şekilde 16 MPa sabit genlikli mekanik çevrimsel basınç gerilmesi altında iken numunelerin piezo-resistif etkinlikleri belirlenmiştir. Toplamda 8 yükleme-boşaltma çevrimi uygulanmıştır. 7 günlük olgunluğa sahip numunelerde ilk yüklemenin ardından elektriksel direnç değeri artarken, 14 ve 28 günlük numunelerde çevrimlerle beraber elektriksel direnç değeri azalmaktadır. Bu durumun nedeni yazarlar tarafından, lif- çimento matrisi ara yüzeyinin, kür süresi ilerledikçe zayıflamasından kaynaklandığı belirtilmiştir. Karbon lif takviyeli çimentolu kompozitlerde iletken ağ gelişiminin sağlanabilmesi için, karbon lif içeriğinin hacimce %0.5’ten yüksek olması gerektiği P. W. Chen & Chung, (1995) tarafından gerçekleştirilen çalışmada ortaya konulmuştur. Wen & Chung, (2007) tarafından gerçekleştirilen çalışmada ise, geçirgenlik eşiğinin altında karbon lif içeriğine sahip, karbon lif takviyeli çimentolu kompozitlerde gerilme ve birim şekil değiştirme tespiti yapılamasa da, hasar tespitinin yapılabileceği ortaya konulmuştur. Hacimce %0.48 oranında zift kökenli karbon lif içeren silis dumanı ve metil selüloz katkılı çimentolu harçlar içerisine dahil edilmiştir. 4 problu yöntem kullanılarak, uygulanan mekanik gerilmeler esnasında numunelerin elektriksel direncindeki değişimler kaydedilmiştir. 6 adet sürekli artan genlikli yükleme çevrimi uygulanmıştır. Ayrıca her bir çevrim sonunda üretilen küp numuneler üzerinden hasar oluşumu kontrole tabi tutulmuştur. Hasar oluşumundan sonra elektriksel dirençte kalıcı değişimler oluştuğu gözlenmiştir. Yüksek plastik deformasyon yaratan basınç çevrimlerinin ardından elektriksel direnç kalıcı olarak %10-%30 aralığında artarken, daha düşük seviyedeki plastik deformasyonlarda elektriksel dirençteki artış, %1-%7 seviyelerinde kalmaktadır. Meehan vd. (2009) tarafından gerçekleştirilen çalışmada, kısa karbon lif takviyeli çimentolu kompozitlerin, darbe tipi yükleme esnasında kendini algılama etkinlikleri değerlendirilmiştir. Çalışma kapsamında üretilen numunelerde 3 farklı tipte karbon lif kullanılmıştır: zift temelli, yüzey kaplamasız PAN tipi lif ve yüzey kaplamalı PAN tipi 19 lif. Farklı tipteki lifler farklı yöntemler ile çimento matrisine dahil edilmiştir. Ayrıca liflere ait fiziksel, mekanik ve geometrik özellikler de ayrışmaktadır. Buna ek olarak elektriksel direncin ölçümü 40x40x160 mm boyutlarındaki prizmatik numune üzerine yerleştirilen farklı elektrot konfigürasyonları ile gerçekleştirilmiştir. Karbon lif takviyeli çimentolu kompozitlerde yer alan karbon lif miktarı çimento ağırlığının %0.5, %1.0 ve %1.5’i kadardır. Darbe yüklemeleri esnasında direnç ölçümleri darbe uygulanan yüzeyden, eğik ve hacimsel olarak 4 problu yöntemle gerçekleştirilmiştir. Darbe yüklemeleri, 8 farklı yükseklikten çelik bir yarım kürenin bırakılması ile gerçekleştirilmiştir. Sonuç olarak; darbe yüklemeleriyle birlikte, çimentolu kompozitte gelişen elastik ve plastik deformasyonların elektriksel dirençteki değişimler ile ilişkilendirilebileceği ortaya konulmuştur. Ayrıca elektrot konfigürasyonunun kendini algılama etkinliği üzerine etkisi olduğu da belirlenmiştir. Karbon lif takviyeli çimentolu kompozitlerin bir sensör gibi, mevcut yapısal elemanlar üzerine entegre edildiği uygulamalar da literatürde yer almaktadır. Wen & Chung (2001) tarafından gerçekleştirilen çalışmada, kısa karbon lif takviyeli çimento pastasıyla oluşturulan sensör, 30x40x160 mm boyutlarındaki lif içermeyen çimento pastasının çekme ve basınç yüzeylerine 5 mm kalınlığında olacak şekilde kaplanmıştır. Numune 3 noktalı eğilme testine maruz bırakılmıştır. Toplamda 5 adet sabit genlikli yükleme- boşaltma çevrimine maruz bırakılırken, çekme ve basınç yüzeylerindeki sensör pastalardaki elektriksel dirençlerdeki değişiklikler ile ilişkilendirilmiştir. Sonuç olarak; yüzey kaplaması olarak uygulanan çimento esaslı sensörlerin etkinliği ortaya konulmuş, bu yöntem uygulanarak yapılan kendini algılama uygulamalarının yüzeysel elektriksel direnç ölçümüne dayandığı belirtilmiştir. Çekme ve basınç yüzeylerinde ölçülen elektriksel dirençlerdeki değişimlerin birbirlerine tamamen zıt oluşu, uygulamanın etkinliğini ortaya koymaktadır. Bu çalışmadaki uygulamaya benzer olarak, Wen & Chung, (2007) tarafından gerçekleştirilen çalışmada, beton elemanlarda lokal gerilmelerin incelenebilmesi amacıyla karbon lif takviyeli çimentolu sensör geliştirilmiştir. Teomete (2015) tarafından gerçekleştirilen çalışmada, yüzdece birbirinden farklı içeriklere sahip karbon lif takviyeli çimentolu kompozitlerin, elektriksel karakteristikleri 20 ile basınç testi, çentikli eğilme testi ve yarmada çekme testi arasındaki uyum araştırılmıştır. Çekme gerinimi, basınç gerinimi ve çatlak uzunluğu ile elektrik direnci değişimi arasındaki korelasyonlar belirlenmiştir. Bu performans ölçütleri, kompozitlerin kendini algılama performansını değerlendirmek için kullanılmıştır. Çimento kompozitlerinde çatlak uzunluğu ve elektrik direnci değişimi arasındaki ilişkiyi araştırmak için çatlaklı eğilme testiyle eş-zamanlı ölçümler, literatürde ilk kez bu çalışmada gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada, yeni kavramlar olarak çatlak hassasiyeti ve çatlak hassasiyeti için doğrusal sapma tanıtılmıştır. Çimentolu kompozitlerde çatlak oluşumu ve ilerlemesiyle birlikte, kendini algılama esnasında hareket eden elektronların geçebileceği kesit alanı azalmakta, bu durumun sonucunda elektrik direnci artmaktadır. Çalışma sonucunda çatlak uzunluğu ile elektrik direncindeki değişimler arasında güçlü bir doğrusal ilişki olduğu ortaya konulmuştur. Ayrıca %0.5 lif içeriğine sahip numunelerde, çatlak ilerlemesi, az sayıdaki elektron akış yolunu bozmuş, elektriksel ağ iletimini kısıtlayarak geçirgenlik eşiğinin altındaki bir duruma getirmiştir. Bu durum, çatlak oluşumunun tespit edilebilmesi için en yüksek hassasiyeti sağlamıştır. Donnini vd. (2018) tarafından gerçekleştirilen çalışmada, farklı karbon lif içeriklerine sahip çimentolu kompozitlerin, mekanik özellikleri, elektriksel dirençlerinin zamanla değişimi ve mekanik yükleme esnasında kendini algılama performansları değerlendirilmiştir. 4 farklı karışım üzerinden araştırmalar gerçekleştirilmiştir, bu karışımlardaki bağımsız değişkenler lif içeriği olup, karışıma dahil edilen çimento kütlesinin %0, %2, %3 ve %4’ ü kadardır. Karışıma dahil edilen agregaların maksimum tane çapı 1 mm olup, tüm karışımlarda su/çimento/agrega oranı sabit olarak 0.64/1.00/1.50 tutulmuştur. Harçların hazırlanmasında literatürde ard-karıştırma olarak adlandırılan karıştırma prosedürün adımları izlenmiştir. Elektriksel ölçümlerde 2 problu yöntem benimsenmiştir. Mekanik deneyler sonucunda, lif kullanımının eğilmede çekme dayanımını oldukça iyileştirdiği ancak basınç dayanımında azalmalara yol açtığı belirlenmiştir. Kompozitlere ait elektriksel direnç değerleri 100 gün boyunca kaydedilmiştir. Lifsiz numunelerde elektriksel direnç gelişimi, günden güne artış gösterirken, çimento kütlesinin %3’ünden daha yüksek miktarlarda karışımlara dahil edilmesi halinde 60 günlük olgunluğa erişmelerinin ardından kompozitlerin elektriksel dirençleri belirli bir değere yakınsamaktadır. Kendini algılama etkinliklerinin 21 değerlendirilmesi, çevrimsel basınç gerilmesine maruz bırakılan numuneler üzerinden gerçekleştirilmiştir. Toplamda 2 çevrim uygulanmış olup yükleme genlikleri 20 MPa sabit olarak tutulmuştur. Lif içeriği arttıkça, çevrimsel yükleme sonucu kompozit bünyesinde oluşan gerilme ile kompozit elektriksel direncindeki değişim arasındaki uyumun arttığı ortaya konulmuştur. Bu durumda yüksek lif içeriklerinde etkili sonuçlar elde edilebileceği belirlenmiştir. Karbon lifler, karbon esaslı malzemeler ile oluşturulan çimentolu kompozitlerde literatürde en sık tercih edilen malzemeler olsa da, karbon lifler dışında kendini algılama uygulamalarının gerçekleştirildiği karbon esaslı malzemeler de mevcuttur. Bu malzemeler kendi başlarına kompozitlere iletkenlik sağlayabileceği gibi, karbon lifler veya diğer lif tipleri ile birlikte de kullanılarak çimentolu kompozitlerin elektriksel karakteristiklerinin iyileştirilmesine yardımcı olabilmektedir (Chung, 2012; J. Han vd., 2020; Prudente vd., 2024; Siad vd., 2018). Yıldırım vd. (2020) tarafından gerçekleştirilen çalışmada, farklı tipteki karbon esaslı malzemelerle oluşturulan çimentolu kompozitlerin, 7, 28, 90 ve 180 günlük olgunluğa eriştikleri durumlarda kendini algılama performansları araştırılmıştır. Kendini algılama etkinlikleri, basınç, yarmada çekme ve 4 noktalı eğilme yükleme durumları üzerinden ölçülmüştür. Oluşturulan karışımlar harç tipinde olup, uçucu kül ve maksimum tane çapı 0.4 mm olan silis kumu kullanılmıştır. Ayrıca tüm karışımlarda eşit miktarda polivinilalkol lifler kullanılmıştır. Kompozitlerde kullanılan karbon esaslı malzemeler, 12 mm uzunluğa sahip karbon lifler, 20-30 nm çapa, 10-30 m uzunluğa sahip karbon nano tüpler ve ortalama partikül boyutu 20-100 nm aralığında değişen karbon siyahıdır. Oluşturulan karışımlarda yer alan karbon lif içeriği toplam hacmin %1’i iken, karbon nanotüpler karışıma dahil edilen toplam bağlayıcı miktarının kütlece %0.55’i, karbon siyahı ise toplam bağlayıcı miktarının kütlece %2.00’si kadardır. Karışımlarda yeterli işlenilebilirliğin elde edilmesi ve karbon esaslı takviyelerin dağılımının iyileştirilebilmesi amacıyla, su azaltıcı katkı kullanılmıştır. Sonuç olarak, karbon esaslı malzemelerin erken yaşlardaki kendini algılama etkinliğinin, ileri yaşlara kıyasla daha etkili ve hassas sonuçlar verdiği ortaya konulmuştur. Farklı karbon esaslı malzemeler arasında kendini algılama etkinliği kıyaslandığında karbon liflerin en hassas davranışı sergilediği 22 belirlenmiştir. Ancak tekrarlanabilirlik tartışıldığında, karbon nano tüpler ve karbon siyahı ile oluşturulan kompozitlerin karbon liflere kıyasla daha etkili sonuçlar sunduğu ortaya konulmuştur. Farklı karbon esaslı malzemelerin bir arada kullanılmasıyla geliştirilen çimento esaslı sensörlerle gerçekleştirilen çalışmalar literatürde yer almaktadır. Dinesh vd. (2023) tarafından gerçekleştirilen çalışmada, farklı tipte karbon esaslı malzemelerle takviye edilmiş çimentolu sensörler geliştirilerek, tam ölçekli bir betonarme elemanın eğilme esnasında kritik bölgelerine yerleştirilmiştir. Üretimi gerçekleştirilen sensörlerde kullanılan karbonlu malzemeler; karbon lif – grafit tozu, karbon lif – aktive edilmiş karbon ikilileridir. Sensör harçların karışım bileşimlerinde ince agrega/çimento/silis dumanı/su oranı 1.00/0.90/0.10/0.30 olarak sabit tutulmuştur. Karbon lif muhteva eden karışımlarda karbon lif içeriği, çimento miktarının kütlece %0.20’si kadardır. Grafit tozu içeren karışımlarda grafit tozu içeriği çimento kütlesinin %5’i kadar iken, aktif karbon içeren karışımlardaki aktif karbon içeriği %20 olarak belirlenmiştir. Oluşturulan karışımlara göre hazırlanan karışımlar, tam ölçekli betonarme kirişlerin hasar gelişiminin ve iç kuvvetlerin en etkili olması beklenen bölgelere yerleştirilmiştir. Elektriksel dirençlerin ölçümünde 4 problu yöntemden faydalanılmıştır. Betonarme elemanlar 3 noktalı eğilme ve eksenel basınç yüklemesine maruz bırakılmışlardır. Sonuç olarak mekanik etkiler esnasında çimentolu sensörler üzerinden elde edilen elektriksel direnç değerlerindeki değişimler kaydedilmiş ve sensörlerin bulunduğu bölgelerin deplasmanları ile ilişkilendirilmiştir. Karbon lif-grafit takviyesi içeren karışımların diğer karışımlara kıyasla daha üstün mekanik dayanımlar sergilediği belirlenmiştir. İstatistiksel analizler sonucunda elektriksel direncin, yüksek korelasyon katsayısı (R=0,99, R=0,96) ile mekanik etkiler esnasında gözlemlenen deplasmanlar ile ilişki içerisinde olduğu belirlenmiş, basınç esnasında elektriksel dirençte azalmalar gözlenmiştir. Ayrıca, mekanik dayanımlarda olduğu gibi karbon lif-grafit takviyesi daha etkili bir sensör performansı sergilemiştir. Karbon siyahı, kendini algılama faaliyetlerini temel alan çalışmaların ilgi odağı olmuş karbon esaslı bir malzemedir. Dinesh, Saravanakumar, vd. (2023) tarafından gerçekleştirilen incelemede, karbon siyahının kendini algılama faaliyetlerde 23 kullanılmasının diğer karbonlu malzemelerle oluşturulan kompozitlere kıyasla maliyet avantajlı bir pozisyona getirdiği belirtilmiştir. Karbon siyahının yüksek iletkenliğe sahip olduğu ve üretim maliyetlerinin diğer malzemelere kıyasla daha düşük olduğu belirtilmesine rağmen, partiküler formdaki karbon siyahlarlarıyla, çimentolu malzemelerde iletken ağ gelişiminin sağlanması için dahil edilen miktarın arttırılması gerekmektedir. Bu durum lif tipindeki karbonlu malzemelere kıyasla partiküler formdaki karbon siyahlarını dezavantajlı bir konuma getirmektedir. Ayrıca, lifli malzemelere kıyasla, kompozite dahil edilen karbon siyahı miktarı arttıkça, kompozitin mekanik özelliklerinde azalmalar gözlendiği de belirtilmektedir (Dehghanpour vd., 2019; Irshidat vd., 2021; Monteiro, Loredo, vd., 2017). Bunun aksine gerçekleştirilen iç yapı incelemelerinde, karbon siyahının çimentolu kompozitlerin mikro yapısında dolgu etkisi yaparak, mekanik dayanımları iyileştirebileceği belirtilmiştir (Al-Hartomy vd., 2011; Dai vd., 2010). Karbonlu iletken malzemeler bu çalışma alanınında en çok araştırılan malzemeleri oluştursa da, farklı özelliklere sahip partiküler formdaki metal oksitler, çeşitli polimerik lifler de iletken çimentolu kompozitlerin geliştirilmesinde ve kendini algılama uygulamalarında çalışma konusu olmuştur. Jiang vd. (2018) tarafından gerçekleştirilen çalışmada nano-TiO2, karbon lif takviyeli çimentolu kompozitler içerisine dahil edilmiştir. Farklı nano-TiO2 içeriklerine sahip karışımların mekanik dayanımları ve kompozitlere ait elektriksel direnç değerleri belirlenmiştir. Sonuç olarak nano-TiO2 varlığının çimentolu kompozitlerin elektriksel direncini belirli ölçülerde azalttığı ortaya konulmuştur. Fe₂O₃ veya yaygın kullanılan ismiyle hematit, kimyasal kompozisyonu sebebiyle elektriksel iletkenliğe sahip çimentolu kompozitlerin geliştirilmesinde faydalı olabileceği düşünülmektedir (L. Wang & Aslani, 2019). Ayrıca çimentolu hematitin çimentolu kompozitin içerisinde bulunması durumunda, kompozitin mekanik özelliklerini iyileştirdiği ortaya konulmuştur (Nazari vd., 2010). Ancak hematit içeren çimentolu malzemelere yönelik elektriksel parametrelerin gözlemlendiği çalışmalar sınırlı düzeydedir. M. Li vd.(2023) tarafından gerçekleştirilen çalışmada ise, polimer ve iletken fonksiyonel malzemelerin çimento bazlı malzemelerin özellikleri üzerindeki etkileşimlerini araştırmak için, silikon-akrilat emülsiyonu, fenilakrilik emülsiyon, su bazlı epoksi reçine emülsiyonu ve akrilik emülsiyon olmak üzere dört farklı polimer 24 losyonu, karbon lif ve karbon siyahı gibi iki iletken fonksiyonel malzeme ile belirli oranlarda karıştırılarak polimer iletken çimento bazlı malzemeler elde edilmiştir. Bu çalışmada, dört polimerin farklı polimer-çimento oranlarının, çimento esaslı malzemelerin fiziksel, mekanik ve elektriksel özellikleri üzerindeki etkileri değerlendirilmiştir. Araştırma sonuçları, epoksi-reçine emulsiyonunun çimento hamurunun akışkanlığını artırdığını ve dört polimerin de sertleşme sürecini yavaşlatarak numunelerin sertleşme ve kalıptan çıkarılma sürelerini farklı derecelerde uzattığını ortaya koymuştur. Ayrıca, farklı polimer emüsyonlarının çimentolu matrisin elektriksel direnç değerini azalttı da ortaya konulmuştur. 25 3. MATERYAL ve YÖNTEM 3.1. Materyal Çalışma kapsamında kullanılan materyallere ait bilgiler bu başlık altında sunulmaktadır. 3.1.1. Agrega Çalışma kapsamında üretilen harçlar içerisinde bulunan ince agrega, kalker kökenli kırmataş olup, en büyük tane çapı (Dmax) 4 mm’dir. İnce agreganın ASTM C128 standardına göre belirlenen yoğunluğu 2.66 g/cm3 ve su emme kapasitesi %1.22’dir. Agregaya ait, TS EN 933-1 standardına uygun olarak elde edilen elek analizi ve granülometrik dağılım eğrisi Şekil 3.2’de sunulmaktadır. Agregaya ait fiziksel görünüm Şekil 3.1’de sunulmaktadır. Şekil 3.1. Agregaya Ait Görünüm 26 Şekil 3.2. Kullanılan Agregaya Ait Granülometri Eğrisi 3.1.2. Çimento Çalışma kapsamında üretilen harçlarda, temel bağlayıcı malzeme olarak Bursa Çimento® firmasından temin edilen, TS EN 197-1 standardına uygun olarak üretilmiş CEM I 42.5/R erken yüksek dayanımlı Portland Çimentosu kullanılmıştır. Çimentonun özgül ağırlığı 3.10 g/cm3’tür. Çimentonun, hava geçirgenliği prensibine dayanılarak, ASTM C204 standardına uygun olarak ölçülen özgül yüzey alanı 3385 cm2/g’dır. Çimentoya ait kimyasal bileşim Çizelge 3.1’de sunulmaktadır (Özen vd., 2020). Çizelge 3.1. Çimentonun Kimyasal Bileşimi SiO2 (%) 18.86 Al2O3 (%) 5.71 Fe2O3(%) 3.09 CaO (%) 62.70 MgO (%) 1.16 SO3 (%) 2.39 K2O+ Na2O (%) 0.92 Cl İyonu (%) 0.01 Serbest Kireç (%) 1.26 3.1.3. Uçucu Kül Çalışma kapsamında ilgili karışımlara dahil edilen uçucu kül, ASTM C 618’e uygun olarak C sınıfı olarak kategorilendirilmiştir. Ayrıca uçucu kül silissi özelliğe sahip olup, 27 özgül ağırlığı 2.27 g/cm3, özgül yüzey alanı ise 3972 cm2/g’dır. Uçucu küle ait fiziksel görünüm Şekil 3.3’te sunulmaktadır. Şekil 3.3. Çalışma Kapsamında Kullanılan Uçucu Küle Ait Görünüm. 3.1.4. Silis Dumanı Çalışma kapsamında ilgili karışımların üretiminde kullanılan silis dumanı, Norveç kökenli olup, BASF Kimya® firmasından temin edilmiştir. Silis dumanının özgül ağırlığı 2.32 g/cm3 olup, kimyasal bileşimine dair bilgiler Çizelge 3.2‘de sunulmaktadır (Ozturk vd., 2020). Çizelge 3.2. Çalışma Kapsamında Kullanılan Silis Dumanının Kimyasal Bileşimi CaO (%) 0.45 SiO2 (%) 92.04 Al2O3 (%) 0.71 Fe2O3 (%) 1.31 SO3 (%) 0.41 K2O+ Na2O (%) 1.97 Kızdırma Kaybı (%) / C Oranı (%) 3.11 / 2.81 Silis dumanına ait fiziksel görünüm Şekil 3.4’te sunulmaktadır. 28 Şekil 3.4. Çalışma Kapsamında Kullanılan Silis Dumanına Ait Fiziksel Görünüm. 3.1.5. Yüksek Fırın Cürufu Çalışma kapsamında ilgili numunelerin üretimine dahil edilecek yüksek fırın cürufu (YFC) , Ereğli Demir Çelik Fabrikasından elde edilmiştir. YFC’nin özgül ağırlığı 2.90 g/cm3, özgül yüzey alanı 4360 cm2/g olarak belirlenmiştir. YFC’ye ait kimyasal bileşim Çizelge 3.3’te sunulmaktadır. Çizelge 3.3.Yüksek Fırın Curufunun Kimyasal Bileşimi. CaO (%) 35.90 SiO2 (%) 40.20 Al2O3 (%) 11.66 Fe2O3 (%) 1.68 MgO (%) 5.88 S (%) 0.90 K2O+ Na2O (%) 1.77 Kızdırma Kaybı (%) 0.88 Yüksek fırın cürufuna ait, fiziksel görünüm Şekil 3.5’te sunulmaktadır. 29 Şekil 3.5. Çalışma Kapsamında Kullanılan Yüksek Fırın Curufuna Ait Fiziksel Görünüm. 3.1.6. Karışım Suyu Üretilen bütün karışımlarda karışım suyu olarak, Bursa Su ve Kanalizasyon İdaresi tarafından sağlanan şebeke suyu (musluk suyu) tercih edilmiştir. 3.1.7. Süperakışkanlaştırıcı Beton Katkısı Lif barındıran karışımlarda, lif dağılımını iyileştirmek ve liflerin topaklanmasının önüne geçilebilmesi amacıyla, süperakışkanlaştırıcı beton katkısı kullanımı tercih edilmiştir. Polikarboksilat bazlı Sika MasterGlenium ACE 30® süperakışkanlaştırıcı beton katkısının kullanımı tercih edilmiştir. Karışımlara dahil edilecek süperakışkanlaştırıcı beton katkısının içeriği, deneme karışımları üzerinde gerçekleştirilen yayılma tablası testleri üzerinden belirlenmiştir. Ayrıca farklı tipte mineral katkıların, çimentolu harçlarda kullanımının, işlenebilirlik üzerine etkisinin olduğu bilinmektedir (B. Chen & Liu, 2008; Khan vd., 2014). Toplam bağlayıcı ağırlığının %15’i kadar uçucu külün karışımlara dahil edilmesi halinde, taze haldeki işlenebilirlik artarken, aynı miktarda silis dumanı kullanılması durumunda, işlenebilirlikte azalmalar gözlendiği literatürde yer alan çalışmalarda kaydedilmiştir (Duval & Kadri, 1998; F. Wang & Li, 2012). Ön karışımlar 30 üzerinde gerçekleştirilen yayılma tablası ölçümleri ile literatüre paralel sonuçlar elde edilmiştir. 3.1.8. Kesikli Karbon Lif Karbon lifler, yüksek mukavemet, yüksek dayanım/ağırlık oranları, üstün elektriksel iletkenlik gibi özellikleri nedeniyle, havacılık, otomotiv, enerji üretimi ve inşaat gibi kompozit malzemelerin çeşitli sebeplerle tercih edildiği birçok sektörde yaygın olarak kullanılmaktadır (Ahmad vd., 2020; Harnden vd., 2022; Hovorun vd., 2017; Othman vd., 2019; Shivi Kesarwani, 2017; Ursache vd., 2023; Vijayan vd., 2023; J. Zhang vd., 2023). Karbon liflerin kimyasal ve fiziksel özellikleri, üretim yöntemlerine, hammaddelerine bağlı olarak değişkenlik göstermektedir (Frank vd., 2012; S. Wang vd., 2006; Yusof & Ismail, 2012). Karbon lifler, %95 ila %99 oranında karbon atomlarından meydana gelmektedir. Yapılarında, hegzagonal düzenlenmiş karbon atomlarından oluşan grafen tabakaları bulunur. Tabaka içindeki güçlü karbon-karbon bağları, life yüksek dayanım ve sertlik kazandırırken, tabakalar arasındaki zayıf Van der Waals bağları ise ısı ve elektrik iletkenliğinin yüksek olmasını sağlar (Forintos & Czigany, 2019; Newcomb, 2016). Tez çalışması kapsamında çimentolu harçlar içerisine dahil edilecek kesikli karbon lifler, Dowaksa® (Yalova, Türkiye) firmasından, bobinlere sarılı halde sürekli formda temin edilmiştir. Bobinlere sarılı haldeki karbon lif görünümü Şekil 3.6’da sunulmaktadır. Karbon lif demetinde yer alan lif adedi 24000 olup, bir lifin çapı 7 m’dir. Karbon liflerin elastisite modülü 235 GPa, çekme mukavemeti 3500 MPa, yoğunluğu ise 1.75 g/cm3’tür (Teomete, 2017). Ayrıca üretim yöntemi ve kimyasal bileşimi sayesinde karbon liflerin yüksek sıcaklık seviyelerinde kimyasal kararlılıklarını korudukları ortaya konulmuştur (Sauder vd., 2004). Bununla birlikte çalışma kapsamında kullanılan karbon liflerde yüzey polimerinin bulunmaması, liflerin yüksek sıcaklık direncine olumlu yönde etki edeceği düşünülmektedir. 31 Şekil 3.6. Yüzey Polimeri Bulunmayan Sürekli Karbon Lif Bobini Karbon lifler, kırılgan yapıda olmaları sebebiyle, yüzeyleri polimerik epoksi film ile kaplanmaktadır. Yüzey polimeri ile kaplanmış karbon liflerin, çimentolu kompozitler içerisinde kullanılmaları durumunda elektriksel iletkenliklerinin olumsuz etkilendiği yapılan deneme karışımları ile belirlenmiştir. Bu sebeple çalışma kapsamında üretimi gerçekleştirilecek çimentolu kompozitler içerisinde, elektriksel öz-direncin, test edilecek uygulamalarda yeterli performansı sergilemesi amacıyla, yüzey polimeri bulunmayan karbon liflerin kullanımı tercih edilmiştir. Sürekli formdaki lifler, tekstil tezgahlarında mekanik yöntemler ile istenilen boylarda kesikli hale getirilmiştir. Farklı boylarda kesikli hale getirilmiş liflere ait görünüm Şekil 3.7’de sunulmaktadır. Şekil 3.7. Kesikli Karbon Liflere Ait Fiziksel Görünüm 32 3.1.9. Elektrotlar Çalışma kapsamında gerçekleştirilecek elektriksel öz-direnç ölçümü, kendini ısıtma performansının belirlenmesi ve kendini algılama performansının belirlenmesi faaliyetlerinde kullanılmak üzere üretilecek elektrotlu numunelerde, elektrot malzemesi olarak 0.2 mm kare göz açıklığına sahip, paslanmaz çelik elektrot tercih edilmiştir. Elektrotlara ait öz-direnç, masa tipi multimetre yardımıyla 37,21 .m olarak hesaplanmıştır. Numune içerisine yerleştirilen elektrotların genişliği 20 mm, boyu ise 60 mm’dir. Elektrotlara ait görünüm Şekil 3.8’de sunulmaktadır. Şekil 3.8. Numune İçerisinde Çıkarılmış Elektrota Ait Görünüm Elektrot olarak düşük kare göz açıklığının seçilmesinde, elektrot yüzey alanının arttırılarak, elektrot yüzeyi ile çimentolu matris arasındaki elektriksel temas direncinin azaltılması hedeflenmiştir (B. Han vd., 2007). Temas direncinin azaltılması, kompozitin elektriksel özelliklerinin etkili bir şekilde ortaya konulması bakımından önem arz etmektedir. 3.1.10. Karışım Detayları Tez çalışması kapsamında üretilecek çimentolu harç karışımlar, 3 ana başlık altında sınıflandırılmaktadır. Farklı başlıklar altında kategorilendirilen karışımların bağımsız değişkenleri birbirinden farklıdır. Tez çalışması kapsamında 3 ana başlık altında sınıflandırılan harç karışımlara ait bağımsız değişkenler, Şekil 3.9’da görselleştirilmiştir. 33 Şekil 3.9. Tez Çalışması Kapsamında Gerçekleştirilen Numune Üretimlerinin Değişkenleri. 3.1.10.1. Grup 1’de Yer Alan Karışımlar Birinci kısımda yer alan karışımlara ait bileşenler ve karışım notasyonları Çizelge 3.4’de sunulmaktadır. Tablodan da görülebileceği üzere, silis dumanı, uçucu kül ve yüksek fırın cürufu olmak üzere 3 farklı tipte mineral katkı içeren, aynı zamanda farklı boylarda lifler içeren numunelerin üretimi gerçekleştirilmiştir. Kesikli karbon lif boyları 10 mm ve mineral katkı içeriği, toplam bağlayıcı içeriğinin %15’i olmak üzere sabit tutulmuştur. Oluşturulan harç tipindeki karışımlarda Agrega/Bağlayıcı/Su miktarları sabit olarak kütlece 2.75/1.00/0.485 belirlenmiştir. Mineral katkı ve lif kullanımıyla birlikte, taze haldeki harçlarda kaybedilen işlenebilirlik, süperakışkanlaştırıcı beton katkısı kullanımıyla geri kazanılmıştır. Çizelge 3.4. Grup 1 Altında Üretilen Karışımların Bileşenleri Notasyon Çimento (g/dm3) Agrega (g/dm3) Su (g/dm3) Mineral Katkı Tipi Mineral Katkı Miktarı (g/dm3) Kesikli Karbon Lif İçeriği %(V) Kesikli Karbon Lif Boyu (mm) CF10_0.2_SF 456 1477 261 Silis Dumanı 81 0.20 10 CF10_0.4_SF 456 1477 261 Silis Dumanı 81 0.40 10 CF10_0.6_SF 456 1477 261 Silis Dumanı 81 0.60 10 CF10_0.2_FA 456 1477 261 Uçucu Kül 81 0.20 10 CF10_0.4_FA 456 1477 261 Uçucu Kül 81 0.40 10 CF10_0.6_FA 456 1477 261 Uçucu Kül 81 0.60 10 CF10_0.2_BFS 460 1488 262 YFC 81 0.20 10 CF10_0.4_BFS 460 1488 262 YFC 81 0.40 10 CF10_0.6_BFS 460 1488 262 YFC 81 0.60 10 CTRL 537 1477 261 - - - - CTRL_SF 456 1477 261 Silis Dumanı 81 - - CTRL_FA 456 1477 261 Uçucu Kül 81 - - CTRL_BFS 460 1488 262 YFC 81 - - Tez Çalışması Grup 1: Lif İçeriği ve Mineral Katkı Tipi Grup 2: Lif Boyu ve İçeriği Grup 3: Lif Boyu ve İçeriği, Farklı boylardaki liflerin bir arada kullanımı. 34 Üretilen harç karışımları üzerinde gerçekleştirilen testler ile birlikte, karbon lif-mineral katkı etkileşimi ve uyumu, karbon lif içeriğindeki artışın etkisi belirlenerek kontrol numuneleri ve birbirleri ile karşılaştırılmıştır. 3.1.10.2. Grup 2’de Yer Alan Karışımlar İkinci kısımda yer alan karışımlara ait bileşenler ve karışım notasyonları Çizelge 3.5’da sunulmaktadır. Tabloda da görülebileceği üzere bu kısımda üretilen numuneler üzerinde, karbon lif boyunun, gözlemlenmek istenen parametreler üzerine etkileri araştırılmıştır. Agrega/bağlayıcı/su oranı kütlece 2.75/1.00/0.485 olarak sabit tutulurken, mineral katkı olarak toplam bağlayıcı miktarının kütlece %15’i oranında uçucu kül kullanımı tercih edilmiştir. Lif kullanımı ile kaybedilen işlenebilirliğin, gerçekleştirilen deneme karışımları ile birlikte, belirlenen oranda uçucu kül kullanımı ile geri kazanılabildiği görülmüştür. Ayrıca işlenebilirliğin kazanılması ve lif dağılımının iyileştirilebilmesi amacıyla, süperakışkanlaştırıcı beton katkısı kullanılmıştır. Çizelge 3.5. Grup 2 Altında Üretilen Karışımların Bileşenleri Notasyon Çimento (g/dm3) Agrega (g/dm3) Su (g/dm3) Mineral Katkı Tipi Mineral Katkı Miktarı (g/dm3) Kesikli Karbon Lif İçeriği %(V) Kesikli Karbon Lif Boyu (mm) CF5_0.2_FA 456 1477 261 UK1 81 0.20 5 CF5_0.4_FA 456 1477 261 UK 81 0.40 5 CF5_0.6_FA 456 1477 261 UK 81 0.60 5 CF10_0.2_FA 456 1477 261 UK 81 0.20 10 CF10_0.4_FA 456 1477 261 UK 81 0.40 10 CF10_0.6_FA 456 1477 261 UK 81 0.60 10 CF15_0.2_FA 456 1477 261 UK 81 0.20 15 CF15_0.4_FA 456 1477 261 UK 81 0.40 15 CF15_0.6_FA 456 1477 261 UK 81 0.60 15 CTRL 537 1477 261 - - - - CTRL_FA 456 1477 261 UK 81 - - İkinci grupta yer alan karışımlar üzerinde gerçekleştirilecek testler ile birlikte, harçlar içerisinde kullanılan kesikli karbon lif boyunun, gözlenen özellikler üzerine etkisi ortaya konulmuştur. 1 Uçucu Kül 35 3.1.10.3. Grup 3’te Yer Alan Karışımlar Üçüncü grupta yer alan karışımların bileşenleri Çizelge 3.6’da sunulmaktadır. Bu kısımda üretilen karışımlar üzerinde, farklı boylardaki liflerin bir arada kullanılmasının, gözlenen performanslar üzerine etkisinin tartışılması hedeflenmiştir. Farklı boylardaki lifleri bir arada içeren karışımlarda, lif içeriği de bağımsız değişken olarak belirlenmiştir. Tüm karışımlarda agrega/bağlayıcı/su oranı 2.75/1.00/0.485 olarak sabit tutulmuştur. Lif kullanımı ile taze harçta kaybedilen işlenebilirliğin, toplam bağlayıcı oranının %15’i kadar uçucu kül kullanımı ve süperakışkanlaştırıcı beton katkısı kullanımıyla giderilmesi hedeflenmiştir. Çizelge 3.6. Grup 3 Altında Üretilen Karışımların Bileşenleri Notasyon Çimento (g/dm3) Agrega (g/dm3) Su (g/dm3) Mineral Katkı Tipi Mineral Katkı Miktarı (g/dm3) Lif İçeriği %(V) Lif Boyu (mm) CF5_0.2_FA 456 1477 261 UK 81 0.20 5 CF5_0.4_FA 456 1477 261 UK 81 0.40 5 CF5_0.6_FA 456 1477 261 UK 81 0.60 5 CF10_0.2_FA 456 1477 261 UK 81 0.20 10 CF10_0.4_FA 456 1477 261 UK 81 0.40 10 CF10_0.6_FA 456 1477 261 UK 81 0.60 10 CF15_0.2_FA 456 1477 261 UK 81 0.20 15 CF15_0.4_FA 456 1477 261 UK 81 0.40 15 CF15_0.6_FA 456 1477 261 UK 81 0.60 15 3X_0.2_FA 456 1477 261 UK 81 0.20 5,10,15 3X_0.4_FA 456 1477 261 UK 81 0.40 5,10,15 3X_0.6_FA 456 1477 261 UK 81 0.60 5,10,15 Farklı boylarda kesikli karbon lifi içeren karışımlarda, eğer 2 farklı boyda karbon lif içeriyorsa her bir karbon lif boyuna ait karışımdaki içerik, toplam karbon lif içeriğinin kütlece %50’si kadar olacak şekilde, her bir boyun karışımdaki miktarı kütlece eşittir. Üç farklı boyda karbon lif içeren karışımlarda ise, bir boydaki kesikli karbon lif içeriği, karışımda yer alan toplam karbon lif içeriğinin kütlece %33.3’ü olacak şekilde, her bir boydaki lifin karışımdaki miktarı kütlece eşit yer almaktadır. 36 3.2. Yöntem Çalışma kapsamında faydalanılan üretim yöntemleri, numune hazırlanması, numunelerin yeterli olgunluğa eriştirilmesi, gerçekleştirilen testler ve uygulama biçimlerine ait detaylar bu başlık altında sunulmaktadır. Tez çalışmasına dair bir özet akış şeması Şekil 3.10‘da sunulmaktadır. Şekil 3.10. Tez Çalışması Kapsamında Gerçekleştirilen Faaliyetlerin Akış Şeması 3.2.1. Ön-Hazırlık ve Karışımlara Dahil Edilecek Malzemelerin Tartımı Karışımların kuru fazını oluşturan malzemeler olan çimento, agrega ve karışıma dahil edilecek mineral katkı, tartılarak harç mikserinin kovasında birleştirilmiştir. Karışıma dahil edilecek tüm malzemelerin tartımı 0.001 g hassasiyetli hassas terazi yardımı ile gerçekleştirilmiştir. 3.2.2. Karıştırma Yöntemi Karbon lif içeren karışımlarda, karbon lif dağılımının iyileştirilmesi, karbon liflerin topaklanmasının önüne geçilebilmesi amacıyla, literatürde birbirinden farklı yaklaşım mevcuttur (Chuang vd., 2017; Gao vd., 2017). Literatürde en sık kullanılan, dayanım ve karbon liflerin karışım içerisinde iyileştirilmiş dağılımı üzerine kanıtlanmış olumlu etkileri bulunan “ön-karıştırma” yönteminde, karışımı oluşturan lif dışındaki katı fazlar, karıştırma kabında birleştirilir. Karışım suyu ve süperakışkanlaştırıcı katkı, farklı bir karıştırma kabında birleştirilerek karıştırılır ve homojen bir solüsyon haline gelmesi sağlanır. Ardından karışım içerisinde yer alacak lifler, solüsyon içerisine karıştırılarak yavaşça dahil edilir. Tüm liflerin solüsyona dahil 37 edilmesinin ardından, solüsyon 30 saniye boyunca karıştırılır. Böylece liflerin solüsyon içerisinde homojen dağıldığı ve topaklanmasının önüne geçildiği varsayılmaktadır. “Ard karıştırma” olarak adlandırılan yöntemde ise, karışım suyu, süperakışkanlaştırıcı katkı ve karışımda yer alan bağlayıcı ve agregalar başlangıçta karıştırılır. Ardından karışıma dahil edilecek karbon lifler, karıştırma işlemi devam ederken karışıma dahil edilir. Çeşitli araştırmacılar tarafından gerçekleştirilen iç-yapı incelemelerinde, ön- karıştırma yöntemi ile üretilen karbon lif katkılı çimentolu harçlarda, ard-karıştırma yöntemi ile üretilen harçlara göre, daha etkili bir karbon lif dağılımı gözlenmiştir. Özellikle kesikli karbon lif boyunun 18 mm’den küçük olduğu uygulamalarda, ön- karıştırma yönteminin ard-karıştırma yöntemine göre karbon lif dağılımını olumlu etkilediği ortaya konulmuştur (Gao vd., 2017). Gerçekleştirilen çalışmalar kapsamında üretilen karbon lif takviyeli çimentolu harçlarda karıştırma yöntemi olarak “ön-karıştırma”, karbon lif dağılımının, “ard-karıştırma” yöntemine kıyasla daha iyi seyretmesi sebebiyle tercih edilmiştir. Öncelikle tartılan karışım suyu ve süperakışkanlaştırıcı katkı karıştırılarak bir solüsyon hazırlanmıştır. Karışımda yer alan ilgili boylardaki kesikli karbon lifler tartıldıktan sonra, solüsyon içerisine çubuk yardımıyla karıştırılarak, yavaşça dahil edilmiştir. Karışımda yer alacak bütün liflerin dahil edilmesinin ardından 30 saniye boyunca karıştırma işlemine devam edilmiştir. Solüsyon hazırlama faaliyeti ile eş zamanlı olarak karışımın katı fazını oluşturan çimento, agrega ve varsa mineral katkı tartılarak harç mikserinin karıştırma kabına toplanmıştır. 20 L kapasiteli harç mikseri içerisinde, su eklenmesi durumunda katı fazların ayrışmasının önüne geçilebilmesi amacıyla, 30 dev./dakika hızla 45 saniye boyunca kuru maddeler karıştırılmıştır. Ardından harç mikserinin karıştırma hızı 60 dev./dakika hıza getirilerek, hazırlanan solüsyon yavaşça karışıma dahil edilmiştir. Solüsyonun karışıma dahil edilmesi 30 saniye içerisinde tamamlanmıştır. Ardından harç mikserinin karıştırma hızı 120 dev./dakika hıza ayarlanmış, karışım homojen bir görüntü sergileyene kadar bu hızda karıştırılmaya devam edilmiştir. İstenilen görüntü elde edilince, mikser durdurulup, karışımın kıvamı ve segregasyon durumu spatula yardımıyla kontrol edilmiştir. Son olarak; mikserin karıştırma hızı 240 dev./dakika hıza ayarlanıp, 1 38 dakika boyunca karıştırılarak, tüm karıştırma safhası tamamlanmıştır. “Ön-karıştırma” yöntemine dair işlem adımlarının şematik bir gösterimi Şekil 3.11‘de sunulmaktadır. Şekil 3.11. Ön-Karıştırma Yöntemi İle Kesikli Karbon Lif İçeren Çimentolu Harçların Üretimi 3.2.3. Yayılma Çaplarının Belirlenmesi ASTM C230 standardına uygun yayılma tablası yardımıyla, ASTM C1437 test standardında tarif edilen prosedüre