T.C. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MALİYE ANABİLİM DALI MALİ HUKUK BİLİM DALI TÜRKİYE’DE DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLARIN YARARLANDIĞI VERGİ AVANTAJLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DOKTORA TEZİ Taner ERCAN BURSA - 2018          T.C. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MALİYE ANABİLİM DALI MALİ HUKUK BİLİM DALI TÜRKİYE’DE DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLARIN YARARLANDIĞI VERGİ AVANTAJLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DOKTORA TEZİ Taner ERCAN Danışman: Prof. Dr. Adnan GERÇEK BURSA - 2018 v ÖZET Yazar : Taner ERCAN Üniversite : Uludağ Üniversitesi Anabilim Dalı : Maliye Bilim Dalı : Mali Hukuk Tezin Niteliği : Doktora Sayfa Sayısı : xvii + 353 Mezuniyet Tarihi : …. /…. / 2018 Tez Danışmanı : Prof. Dr. Adnan GERÇEK TÜRKİYE’DE DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLARIN YARARLANDIĞI VERGİ AVANTAJLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ Bu çalışma Türkiye’de doğrudan yabancı yatırımların yararlandığı vergisel avantajların etkinliği analiz etmekte, doğrudan yabancı yatırımcıların yatırım süreçlerinde tercih ve taleplerini yansıtmaktadır. Küreselleşme süreci ile birlikte ülkeler ve şirketler ekonomik entegrasyonlara ihtiyaç duymaya başlamıştır. Bilgi çağının gelişmesi sermayenin çok hızlı hareket etmesini, yatırımların bu kapsamda hızlanmasını sağlamıştır. Böylece yabancı yatırımcı kavramı, doğrudan yabancı yatırımlar düzeyinde tüm Dünya’da vazgeçilmez bir ekonomik enstrüman olmaya başlamıştır. Doğrudan yabancı yatırımlar bir yandan ülkelerin sermaye yapışlarını güçlendirirken bir yandan da altyapı, teknik bilgi, uluslararası piyasa taleplerini genişletmekte ve vergi gelirlerinde de önemli bir artışı beraberinde getirmektedir. Ayrıca yatırım yapılan ülkenin hukuki ve bürokratik yapısının gelişmesine, işgücü, ekonomik istikrar ve büyümesine de olumlu katkı sağlamaktadır. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler açısından doğrudan yabancı yatırımlar, sağladıkları faydalar bağlamında yarattığı ivme ile küresel kapsamda vazgeçilmez bir ekonomik etken olarak şekillenmiştir. Çalışma sonuçlarına göre yapılan anket ve analiz çalışmaları kapsamında Türkiye’de doğrudan yabancı yatırımlara sağlanan vergisel avantajların etkinliği ortaya konmuştur. Yapılan bu analizler ile doğrudan yabancı yatırımların ülke ekonomisine kazandırılması için hukuki, politik ve çevresel düzenlemelerin yanında vergisel avantajlar da öne çıkarılmıştır. Ayrıca Türkiye’de doğrudan yabancı yatırımlara yararlı olabilecek vergi avantajları irdelenmiş, doğrudan yabancı yatırımlar için önem arz eden konulara da değinilmiştir. Bunun yanında diğer ülkeler ile karşılaştırmalar yapılarak bu kapsamdaki ihtiyaçların belirlenmesi ve eksikliklerin giderilmesine yönelik çıkarımlarda bulunulmuştur. Söz konusu çalışma ile ülkemizde “doğrudan yabancı sermaye girişini belirleyen faktörler” anket yoluyla tespit edilmiş, doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını etkileyen faktörlerin derecelendirilmesi yapılarak anket sonuçlarından hareketle doğrudan yabancı sermaye yatırımlarına yönelik mevzuata katkı sağlayacak öneriler ortaya konmuştur. Anahtar Sözcükler Doğrudan Yabancı Yatırım Yabancı Yatırım Vergi Avantajı Vergi Planlaması vi ABSTRACT Yazar : Taner ERCAN Üniversite : Uludag University Anabilim Dalı : Public Finance Bilim Dalı : Fiscal Law Tezin Niteliği : Doctorate Sayfa Sayısı : xvii + 353 Mezuniyet Tarihi : …. /…. / 2018 Tez Danışmanı : Prof. Dr. Adnan GERÇEK EFFICIENCY FOR UTILIZED TAX ADVANTAGES OF FOREIGN DIRECT INVESTMENTS IN TURKİYE This study analyzes the effectiveness of the tax advantage benefited by foreign direct investment in Turkiye reflects the preferences and demands of foreign direct investors in the investment process. Along with the globalization process, countries and companies have begun to need economic integrations. The development of the information age has allowed the capital to move very quickly and accelerate investments in this context. Thus, the concept of foreign investor, foreign direct investment has become an indispensable economic instrument all over the world. While foreign direct investment strengthens the capital accumulation of countries on the one hand, it inflates infrastructure, technical knowledge, international market demands and also brings about a significant increase in tax revenues. In addition, it provides a positive contribution to the development of the legal and bureaucratic structure of the invested country and to the labor force, economic stability and growth. Foreign direct investment, in terms of developed and developing countries, has been shaped as an indispensable economic factor in the global context with the momentum created in terms of the benefits it provides. Working under the surveys and analysis of the results demonstrated the effectiveness of tax advantages granted to foreign direct investment in Turkiye. With these analyzes, tax advantages have been emphasized besides legal, political and environmental regulations in order to bring direct foreign investments to the economy of the country. In addition, tax benefits have been discussed that might be useful to foreign direct investments in Turkiye, also mentions the issues of importance for foreign direct investment. Besides, comparisons with other countries have been made to determine the needs in this context and to address the deficiencies. In this study, the factors determining the direct foreign capital inflows were determined through the questionnaire, the factors affecting the foreign direct investments were graded and the suggestions were provided to contribute to the legislation for direct foreign capital investments by moving from the survey results. Key Words Foreign Direct Investment Foreign Investment Tax advantage Tax planning vii İÇİNDEKİLER Sayfa TEZ ONAY SAYFASI .......................................................................................................... ii YEMİN METNİ ................................................................................................................... iii İNTİHAL YAZILIM RAPORU ........................................................................................... iv ÖZET ..................................................................................................................................... v ABSTRACT ......................................................................................................................... vi İÇİNDEKİLER .................................................................................................................... vii TABLOLAR ....................................................................................................................... xiii GRAFİKLER ....................................................................................................................... xv KISALTMALAR ............................................................................................................... xvi GİRİŞ ..................................................................................................................................... 1 BİRİNCİ BÖLÜM DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLAR KAVRAMI, GELİŞİMİ VE GETİRİLERİ I. YABANCI YATIRIMLAR KAVRAMI, GELİŞİMİ VE TÜRLERİ ..................... 4 A. YABANCI YATIRIMLAR KAVRAMI ................................................................. 4 1. Yabancı Yatırımların Tanımı ........................................................................... 4 2. Yabancı Yatırımların Önemi ve Avantajları ................................................... 7 B. YABANCI YATIRIMLARIN GELİŞİMİ ............................................................. 10 1. Dünyada Yabancı Yatırımların Gelişimi ....................................................... 10 2. Türkiye’de Yabancı Yatırımların Gelişimi ................................................... 12 3. Yabancı Yatırımların Gelişim Sürecindeki Etkenler ................................... 14 C. YABANCI YATIRIMLARIN TÜRLERİ ............................................................. 17 1. Portföy Yabancı Sermaye Yatırımları ........................................................... 17 2. Resmi Yabancı Sermaye Yatırımları ............................................................. 19 3. Doğrudan Yabancı Yatırımlar ........................................................................ 21 viii II. DOĞRUDAN YABANCI YATIRIM KAVRAMI, GELİŞİMİ VE BAŞVURU NEDENLERİ ....................................................................................... 22 A. DOĞRUDAN YABANCI YATIRIM KAVRAMI ............................................... 22 1. Doğrudan Yabancı Yatırımın Tanımı ............................................................ 22 2. Doğrudan Yabancı Yatırımın Önemi ve Avantajları ................................... 24 3. Doğrudan Yabancı Yatırımların Sınıflandırılması ...................................... 28 B. DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLARIN GELİŞİMİ ..................................... 32 1. Dünyada Yabancı Yatırımların Gelişimi ....................................................... 32 2. Türkiye’de Yabancı Yatırımların Gelişimi ................................................... 38 III. DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLARI ETKİLEYEN FAKTÖRLER ....... 41 A. EKONOMİK FAKTÖRLER ................................................................................. 43 1. Pazar Büyüklüğü .............................................................................................. 43 2. İşgücü Maliyeti ................................................................................................. 44 3. Ticaret Engelleri ............................................................................................... 46 4. Döviz Kuru ........................................................................................................ 47 5. Dışa Açıklık ....................................................................................................... 48 6. Sermaye ve Tasarruf Açığı .............................................................................. 49 7. Teknoloji Açığı ................................................................................................. 50 8. Eğitim Açığı ...................................................................................................... 50 9. İşgücü Açığı ...................................................................................................... 51 10. Ödemeler Dengesi Açığı ................................................................................. 52 11. Vergi Açığı ...................................................................................................... 52 B. POLİTİK VE KURUMSAL FAKTÖRLER .......................................................... 55 1. Politik Belirleyici Faktörler ............................................................................. 55 2. Kurumsal Belirleyici Faktörler ....................................................................... 57 C. DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLARI ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ...................................................................................... 61 1. Türkiye’de Yabancı Yatırımların Yapılmasını Teşvik Eden Olumlu Faktörler ............................................................................................ 66 2. Türkiye’de Yabancı Yatırımların Önündeki Olumsuz Faktörler ............... 68 IV. DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLARIN AVANTAJ VE DEZAVANTAJLARI ............................................................................................. 74 A. DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLARIN AVANTAJLARI .......................... 74 1. Ekonomik Büyüme ve Üretim Kapasitesinde Artış Sağlama ...................... 75 2. Yeni Teknoloji ve Yönetim Bilgisi Getirme ................................................... 76 3. İstihdam Yaratma ve Kaynak Dağılımı Sağlama ......................................... 77 ix 4. Döviz Girişi Sağlama ve İhracat Artışı Oluşturma ....................................... 79 5. Rekabet ve Dinamizm Yaratma ...................................................................... 80 6. Vergi Geliri Sağlama ve Ödemeler Bilançosundaki İyileştirme .................. 80 B. DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLARIN DEZAVANTAJLARI ................... 81 1. Ekonomi Üzerinde Yabancı Denetiminin Artması ....................................... 82 2. Ekonomik Bütünlüğün Bozulması .................................................................. 82 3. Dış Ticaret Kısıtlamalarının Aşılması ............................................................ 83 4. Yerli Şirketler Karşısında Haksız Rekabet Üstünlüğü Oluşması ............... 83 5. Döviz Girdilerinde Olumsuzluk Yaratması ................................................... 83 6. İhracatın Kısıtlayıcı Etkisinin Oluşması ........................................................ 84 7. Teknolojik Bağımlılık Yaratması ................................................................... 84 İKİNCİ BÖLÜM ÇEŞİTLİ ÜLKELERDE DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLARA SAĞLANAN VERGİ AVANTAJLARI I. DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLARA YÖNELİK YARAR SAĞLAYACAK VERGİSEL AVANTAJLARIN GENEL ÇERÇEVESİ .......... 86 A. AVRUPA BİRLİĞİ’NDE SAĞLANAN VERGİSEL AVANTAJLAR ............... 90 1. KDV İndirim ve İstisnası ................................................................................. 93 2. Kurumlar, Gelir Vergilerinde Muafiyet, İstisna ve İndirimler ................... 94 3. Yatırım İndirimi ............................................................................................... 95 4. Hızlandırılmış Amortisman ............................................................................ 95 5. Vergi Tatilleri ................................................................................................... 96 6. Vergi Ertelemesi ............................................................................................... 96 B. OECD ÜLKELERİNDE SAĞLANAN VERGİSEL AVANTAJLAR ................. 96 II. DÜNYADA DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLARA SAĞLANAN VERGİ TEŞVİKLERİ ........................................................................................... 102 A. AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ .............................................................. 104 B. JAPONYA ............................................................................................................ 108 C. ÇİN .................................................................................................................... 111 D. ALMANYA ........................................................................................................ 118 E. İNGİLTERE ......................................................................................................... 125 F. RUSYA ................................................................................................................. 131 x G. HİNDİSTAN ........................................................................................................ 139 H. GÜNEY KORE .................................................................................................... 144 I. BREZİLYA ........................................................................................................... 149 İ. İRLANDA ............................................................................................................. 153 III. VERGİSEL AVANTAJLARIN ÜLKE BAZINDA KARŞILAŞTIRMALI DEĞERLENDİRİLMESİ .................................................................................... 160 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ÜLKEMİZDE DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLARIN YARARLANDIĞI VERGİ PLANLAMASI ARAÇLARI I. VERGİ PLANLAMASI KAVRAMI, ÖNEMİ VE ARAÇLARI ........................ 192 A. VERGİ PLANLAMASI KAVRAMI ................................................................... 192 B. VERGİ PLANLAMASININ ÖNEMİ ................................................................. 194 C. VERGİ PLANLAMASI ARAÇLARI ................................................................. 195 II. DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLARIN FAYDALANACAĞI VERGİ PLANLAMA ARAÇLARI ....................................................................... 202 A. GELİR VERGİSİ STOPAJI DESTEĞİ ............................................................... 204 B. İNDİRİMLİ KURUMLAR VERGİSİ ................................................................. 206 C. ÖNCELİKLİ YATIRIMLARDA ARTIRILMIŞ TEŞVİKLER .......................... 212 D. HIZLANDIRILMIŞ AMORTİSMAN................................................................. 214 E. GÜMRÜK VERGİSİ MUAFİYETİ .................................................................... 215 F. SERBEST BÖLGE TEŞVİKLERİ ....................................................................... 217 G. ARAŞTIRMA-GELİŞTİRME FAALİYETLERİ VE TEKNOLOJİ GELİŞTİRME BÖLGELERİNDE UYGULANAN VERGİ TEŞVİKLERİ ....... 220 III. KURUMLAR VERGİSİNDE YER ALAN İSTİSNALARIN DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLARA ETKİSİ .......................................... 229 A. İŞTİRAK KAZANÇLARI İSTİSNASI ............................................................... 230 B. YURT DIŞI İŞTİRAK KAZANÇLARI İSTİSNASI .......................................... 233 C. TAM MÜKELLEF ANONİM ŞİRKETLERİN YURT DIŞI İŞTİRAK HİSSELERİNİ ELDEN ÇIKARMALARINA İLİŞKİN İSTİSNA ..................... 236 D. EMİSYON PRİMİ KAZANCI İSTİSNASI ........................................................ 237 xi E. TÜRKİYE’DE KURULU FONLAR İLE YATIRIM ORTAKLIKLARININ KAZANÇLARINA İLİŞKİN İSTİSNA .............................................................. 238 F. TAŞINMAZLAR VE İŞTİRAK HİSSELERİ İLE KURUCU SENETLERİ, İNTİFA SENETLERİ VE RÜÇHAN HAKLARI SATIŞ KAZANCI İSTİSNASI ........................................................................................................... 239 G. YURT DIŞI ŞUBE KAZANÇLARI .................................................................... 247 H. YURT DIŞINDA YAPILAN İNŞAAT, ONARIM, MONTAJ İŞLERİ İLE TEKNİK HİZMETLERDEN SAĞLANAN KAZANÇLARDA İSTİSNA ........ 248 I. EĞİTİM TESİSLERİ İLE REHABİLİTASYON MERKEZLERİNİN İŞLETİLMESİNDEN ELDE EDİLEN KAZANÇLARA İLİŞKİN İSTİSNA ... 251 İ. RİSTURN İSTİSNASI ......................................................................................... 253 IV. KURUMLAR VERGİSİNDE VERGİ PLANLAMASI AMAÇLI DÜZENLEMELERİN DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLARA SAĞLADIĞI YARARLAR .................................................................................... 255 A. İŞLETMELERİN KURULUŞ YERİ SEÇİMİNE GÖRE VERGİ PLANLAMASI .................................................................................................... 258 B. İŞLETMELERİN SERMAYE YAPISININ BELİRLENMESİNE GÖRE VERGİ PLANLAMASI ....................................................................................... 259 C. İŞLETMELERİN GİDER VE İNDİRİMLERİ VERGİ PLANLAMASI ARACI OLARAK KULLANMASI .................................................................... 261 D. ŞİRKET YENİDEN YAPILANDIRMALARINDA VERGİ PLANLAMASI ... 262 E. İŞLETMELERİN SERMAYE ARTIRIMI, AZALTIMI VE KÂR PAYI DAĞITIMLARI VASITASI İLE VERGİ PLANLAMASI ................................. 263 F. ULUSLARARASI KAPSAMDA YAPILAN VERGİ PLANLAMASI ............. 264 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM TÜRKİYE’DE DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLARA FAYDA SAĞLAYAN VERGİ AVANTAJLARININ ETKİNLİK ANALİZİ I. TÜRKİYE’DE DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLARIN GELİŞİMİNE YÖNELİK VERİLER ............................................................................................ 268 A. TÜRKİYE’DE ULUSLARARASI DOĞRUDAN YATIRIM GİRİŞLERİ VE DAĞILIMI ................................................................................ 269 B. TÜRKİYE’DEKİ ULUSLARARASI DOĞRUDAN YATIRIMCI ÜLKELER ........................................................................................................... 277 xii II. TÜRKİYE’DE DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLARA FAYDA SAĞLAYAN VERGİ AVANTAJLARI HAKKINDA ANKET ÇALIŞMASI VE DEĞERELENDİRİLMESİ ..................................................... 283 A. ANKETİN AMACI ............................................................................................. 283 B. ARAŞTIRMANIN YÖNTEMİ ............................................................................ 285 1. Araştırmanın Evreni ve Örneklemi .............................................................. 285 2. Soruların Hazırlanması ................................................................................. 286 3. Anketin Uygulanması ve Yöntem Seçimi ..................................................... 286 C. VERİLERİN ANALİZİ ....................................................................................... 287 1. Örnekleme İlişkin Demografik Bilgiler ........................................................ 287 2. Doğrudan Yabancı Yatırımcı Şirketlerin Vergi Teşvikleri Hakkındaki Görüşlerinin Değerlendirilmesi ............................................. 290 D. FAKTÖR ANALİZİ ............................................................................................ 308 1. Faktör Analizine Yönelik Genel Bilgiler ...................................................... 308 2. Veri Setinin Faktör Analizi İçin Uygunluğunun Değerlendirilmesi ......... 315 3. Faktörlerin Elde Edilmesi ............................................................................. 316 4. Faktörlerin Rotasyonu, İsimlendirilmesi ve Yorumlanması ...................... 316 SONUÇ…. .................................................................................................................... 322 KAYNAKÇA...... .......................................................................................................... 330 EKLER....... .................................................................................................................. 345 xiii TABLOLAR Tablo 1: Uluslararası Doğrudan Yatırımlarının Ülke Gruplarına Göre Dağılımı (Milyar Dolar) ............................................................................................... 36 Tablo 2: Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımlarını Etkileyen Etmenler ................... 60 Tablo 3: AB Üye Ülkelerinde KDV Oranları ............................................................. 92 Tablo 4: OECD Ülkelerinde Uygulanmakta Olan Vergi Teşvikleri ........................... 97 Tablo 5: Çeşitli Ülkelerde Doğrudan Yabancı Yatırımlara Katkı Sağlayan Vergisel Avantajlar ..................................................................................... 172 Tablo 6: Türkiye’ye Uluslararası Doğrudan Yatırım Girişlerinin Dağılımı (Milyar Dolar) ............................................................................................. 270 Tablo 7: Uluslararası Doğrudan Yatırım Sermaye Girişlerinin Sektörlere Göre Dağılımı 2012-2017/Kasım (Milyon Dolar) .............................................. 270 Tablo 8: Uluslararası Sermayeli Firmaların Yatırımlarına Verilen Teşvik Belgeleri (2012-2017/Kasım) .................................................................... 274 Tablo 9: Uluslararası Sermayeli Firma Sayısının Ülkelere Göre Dağılımı (1954-2017/Kasım) ..................................................................................... 276 Tablo 10: Uluslararası Doğrudan Yatırım Sermaye Girişlerinin Ülkelere Göre Dağılımı (2012-2017/Kasım, Milyon Dolar) .............................................. 278 Tablo 11: Uluslararası Sermayeli Şirketlerin Başlıca Faaliyette Bulundukları İllerin Sektörlere Göre Dağılımı (1954-2017/Kasım) ............................... 279 Tablo 12: 1954-2017 / Kasım Dönemi Kümülatif Yabancı Sermayeli Şirket Sayısı ve Sektör Detayları .......................................................................... 281 Tablo 13: Şirketin Faaliyet Alanı ................................................................................ 286 Tablo 14: Şirket Türü .................................................................................................. 287 Tablo 15: Şirketin Yabancı Pay Oranı ........................................................................ 287 Tablo 16: Şirketin Faaliyet Süresi ............................................................................... 288 Tablo 17: Şirketin Çalışan Sayıları ............................................................................. 288 Tablo 18: Son 1 yılda Türkiye’de Yapılan Yatırım Tutarı ......................................... 289 Tablo 19: Doğrudan yabancı yatırımcı firmalar açısından vergi teşviklerinin etkin kullanıp kullanılmadığının değerlendirilmesi .................................... 289 xiv Tablo 20: Kullanılan vergi teşvikleri haricinde mevzuatta bulunan diğer teşvik türlerinden yararlanmama sebeplerinin önem derecesine göre belirtilmesi .................................................................................................. 292 Tablo 21: Yatırımcı firmanın vergisel teşviklerden kazanımlarının belirtilmesi ........ 293 Tablo 22: Vergi teşviklerinin firmalara sağladığı avantaj açısından değerlendirilmesi ........................................................................................ 294 Tablo 23: Hangi teşvik türleri firmaları ve yatırımları daha rekabetçi hale getirir sorusunun değerlendirilmesi ....................................................................... 296 Tablo 24: Şirket yönetimlerinin vergi teşviklerine yaklaşımı değerlendirmesi .......... 298 Tablo 25: Yatırım ortamını belirleyen unsurların değerlendirilmesi .......................... 299 Tablo 26: Yabancı yatırımlara uygulanabilecek ilave vergi teşviklerinin değerlendirilmesi ........................................................................................ 301 Tablo 27: Yatırım yapılacak ülke ve lokasyon seçimini etkileyen faktörlerin değerlendirilmesi ........................................................................................ 303 Tablo 28: Sektörde faaliyet gösteren, benzer ölçekteki firmalar çerçevesinde iş yapma kolaylığı sürecinin değerlendirilmesi .............................................. 305 Tablo 29: Türkiye’de Doğrudan Yabancı Yatırım Fayda Sağlayan Vergi Avantajlarının Etkinliğini Değerlendirmeye İlişkin Cevapların Dağılım Tablosu ......................................................................................... 308 Tablo 30: Doğrudan Yabancı Yatırım Kararlarını ve Yatırım Süreçlerini Etkileyen Değişkenlerin Faktör Analizi Görünümü ................................... 318 Tablo 31: Doğrudan Yabancı Yatırım Kararlarını ve Yatırım Süreçlerini Etkileyen Değişkenlerin Faktör Analizi Sonuçları ..................................... 319 Tablo 32: Doğrudan Yabancı Yatırım Kararlarını ve Yatırım Süreçlerini Etkileyen Değişkenlerin Faktör Sıralaması ................................................ 321 xv GRAFİKLER Grafik 1: Yurtiçi Uluslararası Doğrudan Yatırımın Ülke Gruplarına Göre Dağılımı ........................................................................................................ 37 Grafik 2: Yurtdışı Uluslararası Doğrudan Yatırımın Ülke Gruplarına Göre Dağılımı ........................................................................................................ 37 Grafik 3: 1996-2016 döneminde Türkiye’de Uluslararası Doğrudan Yatırımlar ...... 269 Grafik 4: Uluslararası Doğrudan Yatırımların Hizmetler Sektöründe Yıllara Göre Dağılımı (%) ...................................................................................... 271 Grafik 5: Uluslararası Doğrudan Yatırımların Sanayi Sektöründe Yıllara Göre Dağılımı (%) ............................................................................................... 271 xvi KISALTMALAR a.g.e. : Adı Geçen Eser a.g.m. : Adı Geçen Makale a.g.r. : Adı Geçen Rapor ABD : Amerika Birleşik Devletleri AB : Avrupa Birliği AGİT : Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Ar-ge : Araştırma Geliştirme BERR : Girişim ve Düzenleyici Reform Bakanlığı BDT : Bağımsız Devletler Topluluğu BKK : Bakanlar Kurulu Kararı C. : Cilt COFINS : Sosyal Güvenlik Finansmanına Katkı Vergisi CST : Hindistan Satış Vergisi CNRS : Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi çev. : çeviren DIUS : Üniversiteler ve Beceriler Bakanlığı DTM : Dış Ticaret Müsteşarlığı DTÖ : Dünya Ticaret Örgütü DYY : Doğrudan Yabancı Yatırım DYSY : Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımı EBRD : Avrupa Yenileme ve Gelişim Bankası ed. : Editör EPCG : Yatırım Malları İhracatı Geliştirme EIB : Avrupa Yatırım Bankası FIAS : Yabancı Yatırım Danışmanlık Servisi FIPA : Yabancı Sermaye Teşvik Kanunu FIPB : Yabancı Yatırımı Geliştirme Kurulu GOÜ : Gelişmekte Olan Ülkeler GSMH : Gayrisafi Millî Hasıla GSYİH : Gayrisafi Yurt İçi Hasıla GVK : Gelir Vergisi Kanunu GKV : Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunu HMRC : Majesteleri Gelir ve Gümrük İdaresi HTS : Uyumlaştırılmış Tarife Sistemi ICMS : Mal ve Hizmet Dağıtım Vergisi IDA : İrlanda Yatırım ve Kalkınma Ajansı IFC : Uluslararası Finans Kurumu xvii IMF : Uluslararası Para Fonu IPI : Sanayi Ürünleri Vergisi IRA : İrlanda Cumhuriyetçi Ordusu İSO : İstanbul Sanayi Odası İTO : İstanbul Ticaret Odası İMKB : İstanbul Menkul Kıymetler Borsası JETRO : Japonya Dış Ticaret Örgütü KDV : Katma Değer Vergisi KfW : Alman Kalkınma Bankası KİT : Kamu İktisadi Teşebbüsleri KOBİ : Küçük ve Orta Ölçekli İşletme KVK : Kurumlar Vergisi Kanunu MOFCOM: Dış Ticaret Bakanlığı MFN : En Çok Kayrılan Ülke NACC : Kuzey Atlantik İşbirliği Konseyi NTA : Ulusal Vergi İdaresi OECD : Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı ÖYYS : Özel Yabancı Yatırımcı Statüsü PIS : Sosyal Entegrasyon Vergisi PROEX : İhracatı Koruma Programı RBI : Hindistan Merkez Bankası RF : Rusya Federasyonu s. : Sayfa S. : Sayı SEZ : Özel Ekonomik Alan SSCB : Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği STB : Serbest Ticaret Bölgeleri TBMM : Türkiye Büyük Millet Meclisi TCMB : Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası TGB : Teknoloji Geliştirme Bölgeleri TÜBİTAK : Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu UDY : Uluslararası Doğrudan Yatırım UNCTAD : Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Ajansı VUK : Vergi Usul Kanunu WHO : Dünya Sağlık Örgütü WIR : Dünya Yatırım Raporu WTO : Dünya Ticaret Örgütü YASED : Yabancı Sermaye Derneği 1 GİRİŞ Dünya ekonomisi, özellikle içinde yaşadığımız son çeyrek yüzyıl içerisinde hızla “küreselleşme” sürecine girmiştir. Küreselleşme ile birlikte gelişmiş, gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkeler arasında işbirliği imkânları genişlemiştir. Ülkeler arasında ticaret sınırlarının önündeki engeller giderek azalarak ortadan kalkmaya başlamış, uluslararası ticaret hacmi genişlemiş, bunlara ek olarak gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere yüksek teknoloji transferi artmış, uluslararası finans piyasaları gelişmiş, ülkeler arasında işgücü akımı hızlanmış ve yabancı sermaye akışında önemli aşamalar kat edilmiştir. İşte, bu ilişkiler “küresel ekonomik entegrasyon” adı verilen bir olguyu gündeme getirmiştir. Küresel ekonomik entegrasyon, ülkeler arasında mal, emek ve sermaye hareketlerinin artması ve ülkelerin ekonomik işbirliği alanlarının genişlemesidir. Ulusal tasarrufların yetersiz kalması ve gelişmekte olan ekonomilerin büyüme süreçleri önünde bir engel teşkil etmesi bütün dikkatlerin yabancı tasarruflara, özellikle de doğrudan yabancı yatırımlara yönelmesine neden olmuştur. Yabancı yatırımlar bir ülkedeki mevcut sermaye stokuna başka bir ülkenin sahipliğindeki ilave sermaye katkısıdır. Diğer bir ifadeyle kısa bir süre içinde kaynakları ve buna bağlı olarak da ekonomik gücü etkileyebilmek için kendi iç tasarruflarının ötesinde yatırım ve tüketim imkânı sağlamak amacıyla karşılığını ileride anapara ve faiz olarak ödemek suretiyle harici ülkelerden sağlanan mali veya teknolojik kaynaklardır. Bundan dolayı yabancı sermaye dünya ekonomisinde ciddi bir yere sahip olmuş ve her geçen gün önemini daha da arttırmıştır. Günümüz dünya ekonomisinde yabancı sermayeli yatırımların toplam yatırımlar içindeki payı % 50’ye yaklaşmış bulunmaktadır. Yabancı sermayeli yatırımların bu derece artış göstermesinin en önemli nedeni çok uluslu şirketlerin, ticari faaliyetleri süresince katlanacakları maliyetin daha az olabileceği ülkelerde faaliyet göstermek istemelerdir. Yabancı sermaye yatırımları sürecinde özellikle doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ülkeye girişi ile başta iç tasarruf açığı ve döviz gelirlerinin yetersizliğinden kaynaklanan döviz kısıtının ortadan kalkacağı görüşü hâkim olmaktadır. Ayrıca yabancı yatırımların diğer makroekonomik göstergeler üzerinde oluşturacağı olumlu etkiler gelişmiş, gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelerin bu konuda yeni politika ve stratejileri benimseyip uygulamasını zorunlu hâle getirmiştir. 2 Doğrudan yabancı yatırımcılar için yatırım yapılan ülkede en önemli özelliklerin başında ülkedeki doğal kaynakların varlığı, politik istikrar, yatırım ortamına uygun hukukî ve mali düzenlemeler gibi mevzular yer almaktadır. Bu çalışmanın amacı; doğrudan yabancı yatırımlara yönelik olarak uygulanan vergi avantajlarının neler olduğunu incelemek, bunlardan hangilerinin etkin bir şekilde kullanıldığını ortaya koymak ve Türkiye’ye doğrudan yabancı yatırımları çekebilmek için uygulanan en önemli teşvik unsurlarını tespit ederek öneriler geliştirmektir. Bu kapsamda önce doğrudan yabancı yatırımlar kavramı, gelişimi, bunları belirleyen faktörler, avantajları ve dezavantajlarının açıklanması; Avrupa Birliği ve OECD ülkelerinde doğrudan yabancı yatırımlara sağlanan vergi avantjlarının irdelenmesi ve Türkiye’de yabancı yatırımların yararlandığı vergi planlaması araçları ortaya konulması için arşiv taraması yöntemi kullanılmıştır. Daha sonra somut ve tutarlı sonuçlara ulaşmak, karşılaştırmalar yaparak yönlendirici çıkarımlarda bulunabilmek amacı ile çeşitli ülkeler nezdinde yapılan araştırma boyutu Türkiye özelinde de incelenmiştir. Bunun için Türkiye’de bulunan doğrudan yabancı yatırımcılara uygulanmak üzere vergisel teşviklerin kullanımlarını analiz eden bir anket uygulanmıştır. Böylece belirlenen amaç ve hedeflere ulaşabilmek için güncel ve doğrudan yabancı yatırımları arttıracak yeni vergisel teşviklerin neler olabileceği değerlendirilmiştir. Yapılan bu çalışma Türkiye'de doğrudan yabancı yatırımlara yönelik vergi avantajlarının etkinliğini analiz etmektedir. Konu ile ilgili teorik altyapının oluşturulması için; birinci bölümde yabancı yatırım kavramı, gelişim süreci içerisinde yatırımların türlerine de değinilerek açıklanmıştır. Daha sonra yine aynı kapsamda doğrudan yabancı yatırımlar kavramı, gelişimi ve doğrudan yabancı yatırımların türleri vurgulanmıştır. Ayrıca, doğrudan yabancı yatırımların gelişim sürecinin betimlemesi çerçevesinde önemine değinilmiş, doğrudan yabancı yatırımların kavramsal açıklamaları yapılmıştır. Bununla birlikte doğrudan yatırımların önemi ve avantajlarından bahsedildikten sonra doğrudan yabancı yatırım türlerine de bu çerçevede değinilmiş ve bu kapsamda doğrudan yabancı yatırımların gelişim süreci ve bunun önemi de vurgulanmıştır. Doğrudan yabancı yatırımları etkileyen, belirleyen faktörler ekonomik, politik ve kurumsal çerçevede ele alınmıştır. Yine bu kapsamda belirtilen etkenlerin Dünya’da ve Türkiye’de doğrudan yabancı yatırımlara olan etkisi incelenmiştir. 3 İkinci bölümde farklı ülkelerde doğrudan yabancı yatırımlar özelinde vergi avantajlarının araştırması yapılmıştır. Bu kapsamda bahsedilen vergisel avantajların uluslararası çerçevede değerlendirmesine değinilmiş, ülkelerin doğrudan yabancı yatırımların yönlendirilmesi için düzenlemiş oldukları politika ve modeller vurgulanmıştır. Ülkelerin bu kapsamdaki bakış açılarını daha net ortaya koyabilmek amacıyla vergi avantajları öncelikle Avrupa Birliği olmak üzere OECD ülkeleri çerçevesinde de irdelenmiştir. Bu çerçevede 10 ülke incelenmiş ve belirlenen vergisel avantajların ülke bazında araştırması yapılmıştır. Üçüncü bölümünde doğrudan yabancı yatırımların yararlandığı vergi planlama süreçleri ve araçları Türkiye mevzuatı açısından incelenmiştir. Bu kapsamda birinci kısımda vergi planlama araçlarının neler olduğu vurgulanmıştır. Türk Vergi Mevzuatı kapsamında Kurumlar Vergisi Kanununda yer alan muafiyet ve istisnalardan doğrudan yabancı yatırımlara vergisel avantaj sağlayacak olan mevzuat hükümleri açıklanmıştır. Ayrıca kurumlar vergisi özelinde, vergi planlamasına yönelik doğrudan yabancı yatırımlara yarar sağlayacak özellik içeren konular mevzuat hükümlerinin açıklamasına yer verilerek incelenmiştir. Vergi planlamasının anlam ve önemi açıklanarak, vergi planlaması ile amaçlanan durum çerçevesinde oluşturulan vergi planlamasına yönelik araçlar da ayrıca ele alınmıştır. Tezin dördüncü bölümünde doğrudan yabancı yatırımlara fayda sağlayan vergi avantajlarının etkinlik analizi yapılmıştır. Söz konusu analiz çalışmasına başlamadan öncelikle Türkiye’de doğrudan yabancı yatırımlara yönelik güncel veriler aktarılmıştır. Ayrıca Türkiye’de doğrudan yabancı yatırımların yararlandığı vergi avantajlarının etkinlik analizinin yapıldığı anket uygulanmıştır. Bu ankette standart demografik bilgilerin yanında yabancı yatırımcıların yürürlükte olan vergisel teşvikleri ne kadar etkin kullanıp kullanmadığı konularında sorular sorulmuştur. Anketten elde edilen veriler frekans analizi, faktör analizi vb. analizlere tabi tutularak ülkemizde doğrudan yabancı yatırımlara yönelik uygulanan vergi avantajları ölçülmüştür. Böylece doğrudan yabancı yatırımların Türkiye’de yararlandığı vergisel avantajların etkinlik analizi gerçekleştirilmiştir. Tezin genel bir değerlendirilmesi ve ülkemizde doğrudan yabancı yatırımlara yönelik uygulanan vergi avantajlarına yönelik öneriler sonuç kısmında yapılmıştır. 4 BİRİNCİ BÖLÜM DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLAR KAVRAMI, GELİŞİMİ VE GETİRİLERİ I. YABANCI YATIRIMLAR KAVRAMI, GELİŞİMİ VE TÜRLERİ A. YABANCI YATIRIMLAR KAVRAMI 1. Yabancı Yatırımların Tanımı Yabancı yatırımlar dünya ekonomisinde küreselleşme sürecinin de etkisi ile anahtar bir etmen hâline gelmiştir. İstihdam, teknoloji transferi, üretime yönelik gelişme hareketleri söz konusu bu sürecin etkin birer aracı konumundadır. Ayrıca ülkelerin yatırım ihtiyacı, döviz açığı, bütçe açığı gibi kronikleşebilecek etmenlerinin de başta ulusal düzeyde iyileştirilmesine yardımcı olabilecek bir kavram olarak yer almıştır.1 Yabancı yatırımların artmasındaki en büyük etken olan küreselleşme süreci, olumlu ve olumsuz yönleriyle de son bin yılın geri dönülemez hatta kaçınılmaz bir süreci olarak etkisini son yüzyılda önemli seviyede arttırmaktadır.2 Günümüzde birçok ülke küreselleşmenin getirdiği bu süreci, ülkelerinin stratejik ve ekonomik politikalarına uygulayarak rekabetçi piyasadaki rollerini arttırmak istemektedirler.3 Ülkelerin iktisadi ve mali hayatını devam ettirebilmesi için sermaye, tasarruf, işgücü gibi kaynakları sağlaması ve bunları etkin ve verimli bir şekilde kullanması gerekmektedir. Söz konusu kaynakların tedarik sürecinde öncelikle iç kaynaklarından karşılanması ekonomik denge açısından çok büyük önem arz etmektedir. Artan küreselleşme sürecinde sermaye ve kaynak yapısı ülkelerin yatırımları yönlendirme, yönetim, sermaye transferi aşamalarında farklı oran ve tutarlarda paylaşılmaktadır. Bu durumda ülkeler arasındaki gelişmişlik farklılıkları başta olmak üzere sermaye ihtiyacı,                                                              1 John C. Anyawu, Determinants of Foreign Direct Investment Inlows to Africa 1980-2007, Tunis: Afrika Development Bank Group, 2011, p. 5. 2 Joong-Wan Cho, “Foreign Direct Investment: Determinants, Trends in Flows and Promotion Policies”, Business Management Dynamics, Vol. 2, No. 9 (2013), p. 99. 3 “Corporate Tax Incentives for Foreign Direct Investments”, OECD Tax Policy Studies, Aug. 2001, http://www.oecd.org/ctp/tax-policy/39866155.pdf, p.7. (13.01.2015) 5 yatırımlara dönüştürülecek derecede tasarruf yetersizliği, teknoloji ve yetkin işgücü eksikliğine sebep olmaktadır. Bu kapsamdaki eksiklikler ülkeleri dış kaynak aramaya yöneltmekte, yatırımları oluşturacak altyapı ve gerekli düzenlemeleri yapma ihtiyacına zorlamaktadır.4 Tam bu aşamada dış kaynak ihtiyacını karşılama sürecinde yabancı yatırım kavramı ortaya çıkmaktadır. Yabancı yatırım, bir ülkenin belirli bir süre içinde kaynaklarına ve ekonomik gücüne ilave edebileceği, ileride değişik biçimlerde ödemek üzere diğer ülkelerden sağlayacağı mali ve / veya teknolojik kaynaklardır.5 Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı ise (OECD) yabancı yatırım kavramını şu şekilde ele almıştır. Yabancı yatırımlar, yatırımcı şirketin dağıtılmayan ve yatırıma tekrar aktarılan kazançlardaki payını, nakdi veya aynî sermaye yoluyla ana şirketten hisse ve borç senetleri (değişik vadelerde) alımını, sağlamış olduğu kredileri, nakit dışı makine ve üretim hakları alımlarını ve sağladığı ticari ve diğer kredileri kapsamaktadır.6 Bunun yanı sıra Türkiye’de de yabancı yatırım tanımı ile ilgili olarak farklı kurumların dâhil olduğu özel tanımlar da bulunmaktadır. T.C. Merkez Bankasına göre yabancı yatırımlar, alım satımı yapılan konvertibl döviz ve efektif cinsinden nakdi sermayeyi temsil eden yatırımdır. Ayrıca söz konusu yatırımlar, yabancı sermayeli kuruluşlarda gerçek ve tüzel kişilerin hissesine karşılık gelen kâr, temettü, satış, tasfiye ve tazminat bedelleri ile lisans, know-how teknik yardım, yönetim ve franchise anlaşmaları karşılığında ödenecek meblağların dış kredi anapara ve faiz ödemelerinin transferi veya transfer edilebilir değerlerini oluşturmaktadır. Bununla birlikte makine donanım alet ve benzeri mahiyetteki malları, makine aksamı ve malzeme ile hazine müsteşarlığının kabul ettiği diğer gerekli malları da ifade etmektedir. Bunlara ek olarak Merkez Bankası, yurtdışında yerleşik kişi ve kuruluşların kambiyo mevzuatı çerçevesinde doğan her türlü mevcut ve alacaklarından Hazine Müsteşarlığının sermaye payı olarak kabul edeceği meblağları ve patent ve ticari marka gibi fikri haklardan müsteşarlıkça kabul edilenleri de yabancı sermaye olarak nitelendirmektedir.7 Bu çerçevede başka bir bakış açısı ile yabancı yatırım, bir ülkenin karşılığını sonradan ödemek üzere dış kaynaklardan sağlayacağı ve ekonomik gücü ile ulusal                                                              4 Halil Seyidoğlu, Uluslararası İktisat, 13. b., İstanbul: Güzem Yayınları, 2001, s. 643. 5 Güngör Uras, Türkiye’de Yabancı Sermaye Yatırımları, İstanbul: İktisadi Yayınlar, 1979, s. 27. 6 “Corporate Tax Incentives for Foreign Direct Investments”, s. 9. 7 Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü 2001 Yılı Raporu, Ankara: T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, 2001, ss. 57-70. http://www.ekonomi.gov.tr/portal/content/conn/UCM/uuid/dDocName:EK-071270, (14.01.2016). 6 varlıklarına ekleyebileceği mali, teknolojik, bilgisel ve hizmete yönelik kaynaklara denilmektedir. Misal verilecek olursa bir büyük şirketin üretimini kurulu bulunduğu ülkenin sınırlarının ötesinde yapmak üzere, ana merkezinin dışındaki ülkelerde üretim tesisi kurması veya mevcut üretim tesisleri satın alması veya sermayesini artırarak kendine bağlı bir şirket durumuna getirmesi doğrudan bir yabancı sermaye yatırımıdır.8 Yabancı yatırım, konuyu değerlendiren ve adlandıran ülkenin ya da ilgili yerin sermayesi değildir. Bu sermaye, merkez olarak çıkılan ülkenin ya da yerin dışındaki dünya ülkelerinden herhangi birinden gelmiş olabilir. Yani o ülkenin, o merkezin ya da o yerin ulusal varlığı durumunda değildir. Başka bir bölgeden başka bireyler, kurumlar, devletler, yatırımcılar tarafından o yere getirilmiş ve o ülkenin ulusal varlıklarına ödünç verilerek, geçici veya sürekli olarak eklenmiş bir dış varlık durumundadır. Anılan varlığın çalıştırılması sonucu elde edilen kârlar dışarıya transfer edilebilir veya var olan sermayeye eklenerek o ülkedeki yatırımlar artırılabilir.9 Yatırıma yönelik yabancı akımlar dış kaynak sağlayan yabancı sermayedar vasıtasıyla doğrudan doğruya kendisi o ülkede fiziki bir yatırımı gerçekleştirir ya da ortaya çıkan üretim biriminin yani muhatap şirketin sahibi olur. Söz konusu durumda bir fiziki yatırım yapmadan sadece o ülkede hâlihazırda mevcut –ve kendi ekonomik hedef ve beklentilerine uygun bulduğu– bir firmanın hisselerini satın alır.10 Bu durum dışında ayrıca üretim sürecinin hiçbir aşamasında yer almayacak şekilde menkul kıymetlere de dolaylı yatırım, portföy yatırımı yatırım da yapabilir. Aynı şekilde yabancıların bir ülkede gayrimenkul satın alması şeklindeki yatırımlar da bu kapsamda değerlendirilmelidir. Zira bu yolla yapılan yatırımlar da tıpkı portföy yatırımları gibi yabancılara ülke varlıkları üzerinde mülkiyet hakkı sağladığı gibi karşılığında ülkeye döviz getirmektedir. Doğrudan yabancı yatırımları, portföy yatırımları olarak da adlandırılan dolaylı yatırımlardan ayıran en önemli iki unsur “denetim” ve “risk”tir.11 Bir ortaklık bünyesinde gerçekleştirilen doğrudan yatırımlarda yatırımcı, yatırımının denetimi ve idaresine tamamen hâkimdir. Dolaylı yatırımda ise yatırım bir ortaklık bünyesinde gerçekleşir, zira portföy yatırımı niteliği taşıyan bu yatırımda bir ortaklığın paylarının satın alınması söz konusu olmaktadır. Bu nitelikteki bir yatırımda ise yatırımcının yaptığı ortaklığın denetim                                                              8 Seyidoğlu, a.g.e., s. 665. 9 Ahmet Erol, “Yabancı Sermaye I” , Mükellefin Dergisi, S. 93 (2000), s. 76. 10 Kenan Bulutoğlu, 100 Soruda Türkiye’de Yabancı Sermaye, İstanbul: Gerçek Yayınevi, 1970, s. 8. 11 Aysel Çelikel, “Türkiye’de Yabancıların Çalışma İzni ve Ulusal Programda Öngörülen Düzenleme”, Milletlerarası Hukuk ve Milletlerarası Özel Hukuk Bülteni (MHB) , İstanbul, C. 22, S. 2 (2002), s. 118. 7 ve idaresinde etkili olması gerekli bulunmadığı gibi çoğu zaman böyle bir durum da söz konusu olmamaktadır. Diğer taraftan dolaylı yatırımcı, zaten fiziki olarak ülkeye girmeden yatırım yaptığı ülkedeki portföy yatırımını, herhangi bir riskin ortaya çıkması durumunda hemen (veya en azından daha kolay ve çabuk bir şekilde) yatırımı yaptığı ülkeden çekebilir ya da başka bir portföye kaydırabilirken aynı imkân, yatırım yaptığı ülkeye fiili olarak girmiş (ve çoğu zaman bir işletme kurmuş) olan doğrudan yatırımcı için bulunmamaktadır. Zira doğrudan yatırımda yatırımı gerçekleştirmek için kurulan organizasyon, tahsis edilen donanım, personel ve sabit tesisler gibi unsurların bir anda sökülmesi, geri çekilmesi ya da tasfiyesi çok kolay değildir.12 2. Yabancı Yatırımların Önemi ve Avantajları Günümüzde gelişen küreselleşme sürecinin de etkisi ile yabancı sermayenin geçmişte bilinen standart faydaları haricinde yeni yararları da ortaya çıkmıştır. Bilindiği üzere geçmişte yabancı sermayeden beklenen klasik yararlar; sermaye açığını kapatmak, işsizliğe çözüm bulmak ve teknoloji getirmekten ibaretti. Günümüzde ise yabancı sermaye yeni şartlara bağlı olarak gelişmiş ve sermaye ihraç eden ülkelerin siyasi ve ekonomik desteği, tanıtım, dışa açılım, çevresel koruma ve insan kaynaklarının geliştirilmesi gibi etmenleri de etkiler hâle gelmiştir. Yabancı sermaye bütün bu yararları sağlarken muhakkak bunların karşılığında kârlı bir operasyon beklemektedir. Her ticari faaliyet türü gibi yabancı sermaye yatırımı için de en temel güdü kârdır ve bu kâr devamlılık arz etmelidir. Başka bir ülkeye yatırım yapma kararı verilirken en az kârlılık kadar bu kârlılığın sürekliliği ve istikrarı da önemlidir. Kârın devamlılığını sağlayan en önemli etken ise bahsedildiği üzere istikrardır. Kalıcı bir istikrar da, sağlam bir demokrasi ile temel insan hakları, mülkiyet hakkı ve teşebbüs özgürlüğünün güvence altında olduğu ortamlarda mevcuttur. Yabancı sermayenin herhangi bir ülkeye yatırım kararı alırken, istikrarla birlikte aradığı diğer önemli bir husus da ekonomik politikalarındaki tutarlılık ve devamlılık arz etmesi şartıdır. Tutarlı, istikrarlı ve kararlı ekonomik politika ve uygulamaları, en başta kazanılmış hakların muhafazasını ve makable şamil kararlar alınmayacağını temin etmeyi gerektirmektedir. Yabancı sermayenin aradığı                                                              12 Nuray Ekşi, “Türkiye’de Yapılan Yabancı Yatırımlara İlişkin Mevzuat Hakkında Genel Değerlendirme”, Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. II, S. 2 (2005), ss. 169-170. 8 bu ortamın yanında, ev sahibi ülkenin altyapısının gelişmişliği ile ülke içi ve bölgesel pazarın büyüklüğü de bu konuda varlığı en fazla tercih edilen unsurlar olarak öne çıkmaktadır. Bir dış yatırım kararının alınmasında muhakkak olarak göz önünde bulundurulan ucuz işgücü, eğitilmiş personel, zengin ham madde kaynağı gibi girdiler, dünyanın içinde bulunduğu hızlı değişim sonucunda, diğer hususların yanında adeta ikincil öneme haiz etkenler hâline gelmiştir. Tüm bu süreçlerin geliştirilmesi ve yabancı sermayenin ülkeye çekilmesi en çok gelişmekte olan ülkeleri etkilemektedir. Çünkü söz konusu ülkelerin sermaye ihraç eden ülkelerden kaynak transferi alması için yapılan iyileştirmeler ayrı bir öneme sahip olmaktadır.13 Fakat bu düzenlemelerin ve iyileştirmelerin özel sektörü kısıtlayıcı olmaması gerektiği gibi devletin de kurumları vasıtası ile kontrol ve etki alanını sınırlamamalı ve haksız rekabet yaratmamalıdır. Tüm bu çalışmaların uyumlu bir şekilde hayata geçirilmesi, yeni düzenlemelerin kabul edilmesi aşamasında ve yatırımların ekonomiye kazandırılması sürecinde etkisi önemli düzeyde olacaktır.14 Gelişmekte olan ülkelerin ekonomik kalkınmayı yeterli miktarda sağlayabilmeleri için, millî gelirin önemli bir kısmını yatırıma ayırması gerekmektedir. Yatırımların ana kaynağı ise tasarruflardır. Kişi başına millî geliri düşük olan ülkelerde doğal olarak tasarruf oranı da düşük olmaktadır. Çünkü gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelerde kişiler, elde ettiği gelirlerinin büyük bir kısmını birinci derecedeki gereksinimlerine ayırmaktadır. Bu nedenle yurt içi tasarruf oranı düşük olduğundan yatırımlar arttırılamamakta, ekonomik büyüme sağlanamamakta ve netice itibariyle millî gelir seviyesi düşük, fakir bir ülke hâli süregelmektedir.15 Özellikle gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkeler çeşitli iktisadi araçlar kullanarak söz konusu bu sürecin olumsuz etkilerinden kurtulmak istemektedirler. Bunu için çeşitlendirilmiş birtakım farklı araçlara başvurmaktadırlar ve bu araçlar da geri dönüş gerektirmeyen dış borçlanma, bağış, hibe, yardımları şeklinde olabilmektedir. Diğer araçlar ise doğrudan ve dolaylı yabancı sermayeyi ülkelerine çekerek ülke için gerekli olan yatırımın ana unsuru olan sermayeyi temin etmeye çalışmak ülkelerin önündeki seçenekler                                                              13 Yücel Güçlü, “Yabancı Sermaye Çekimi Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşmaları”, Uluslararası Ekonomik Sorunlar Dergisi, S. VIII (2003), s. 3. 14 “Overview”, Doing Business 2014, Understanding Regulations for Small and Medium-Size Enterprises Washington: International Finance Corporation (IFC), 11th edition, 2013, pp. 1-20. 15 Nuri Yavan, Hamdi Kara, “Türkiye’de Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları ve Bölgesel Dağılışı” Coğrafi Bilimler Dergisi, S. 1 (2003), ss. 1-2. 9 arasında yer almaktadır. Dış borçlanma, hibe, bağış şeklinde yardımlar ülke içindeki tasarruf oranını yükselterek daha fazla yatırım yapılmasına imkân verse de faydaları belirli sınırlar dâhilinde kalmaktadır. Bu yollar ile uzun vadede sürdürülebilir, kalıcı bir ekonomik büyüme ve kalkınmanın sağlanmasında süreklilik ve istikrar söz konusu olamaz. Ayrıca yine ev sahibi ülkeye gelen yabancı yatırımın spekülatif olmaması da gerekmektedir. Genellikle ülkeler yabancı yatırımın portföy sermaye hareketlerinden ziyade istikrarın ön planda olduğu, istihdama yönelik kalıcı olan yatırımları tercih etmektedirler. Ayrıca ev sahibi ülkeler bu sürece yönelik olarak gerekli olan altyapı ve kurumsal yapılarını da geliştirmeye çalışmaktadırlar. Bu şekilde yapılan yatırımlar ülkeler tarafından büyüme, istikrar, ekonomik ve idari iyileştirme anlamında önemle tercih edilmektedir.16 Yabancı yatırımlar ekonomik kalkınma amaçlı yatırımlar ve özel yatırımlar olmak üzere iki şekilde gerçekleşmektedir. Ekonomik kalkınma amaçlı gerçekleşen yatırımlarda ülkeye yeni teknoloji, lisans ve patent gibi gayri maddi haklar sağlamaktadır. Bu kapsamdaki yatırımlar ülkenin ekonomik ve teknolojik yapısına olumlu katkılar sağlayacak fonksiyona sahiptir. Bir ülkeden diğerine kaynak transferi borç verme veya yatırım şeklinde ya da üretime katılarak finansal ve teknolojik yatırım olarak gerçekleştirilmektedir. Aynı amaçlarla ülkelerarası resmi kurumlar aracılığıyla birbirlerine sağladıkları kaynaklar da kalkınma amaçlı yatırımlar olarak değerlendirilmektedir. Özel yatırımlar ise fon arz eden ve talep eden tarafların uluslararası para ve sermaye piyasalarında yaptıkları işlemlerdir.17 Bu çerçevede yabancı yatırımlar, ülke kaynaklarının küresel düzeyde eşitsiz dağılımından, kalkınmışlık ve teknoloji farklılıklarından, artan uluslararası pazardan ve bağlantı eksikliklerinden doğan iç kaynak dengesizliklerinin kapanmasında önemli rol oynamaktadır. Yabancı sermayenin girdiği ülkedeki iktisadi kaynaklar, tüketim ve üretim için kullanılabilecek mallar ve hizmetler bir anda ülkeye yabancı yatırımlardan kaynaklanan sermaye miktarı ile orantılı olarak artacaktır. Böylelikle ekonomide bir genişleme ve rahatlama oluşacak, kalkınma amaçlı yatırımlar ve özel yatırımlar sayesinde de bahsedilen olumsuzluklar belirli bir süre sonra avantaja dönüşecektir. Söz konusu yabancı yatırım süreçleri için gerekli düzenleme ve çabalar yerine getirilmediği takdirde                                                              16 Bulutoğlu, a.g.e., ss. 12-13. 17 Meral Varış Tezcanlı, Uluslararası Sermaye Hareketlerinde Portföy Yatırımları ve Türkiye, İstanbul: İstanbul Menkul Kıymetler Borsası, 1994, s. 6. 10 özellikle gelişmekte olan ülkeler sermaye, teknoloji ve nitelikli insan gücü yetersizliklerini yüksek maliyetli dış kaynak arayışları ile kapatmaya çalışacaklardır. Bu da sermaye ve tasarruf yetersizliği bulunan ülkelerinin dış kaynak dengesinin önemli ölçüde bozulmasına sebep olacaktır. Sermaye, teknoloji, yönetim becerisi, ihracat ve bu çerçevede tanınan olanaklar yabancı sermayenin önemli unsurlarıdır. Her sermaye giriş ve hareketinde bu unsurlarının tamamının bulunması gerekmemektedir. Müteşebbis ya da yatırım yapacak olan ülke bu unsurları parçalayarak da yatırımı hayata geçirebilmektedir. Bu sürecin gerçekleşmesinde her iki taraf da bir ekonomik bedeli kabul edecek, ayrıca yatırımı alan ülke de buna ilave olarak olası sosyal etkileri tahmin etmesi gerekecektir. Yatırım süreçleri yerinde ve uygun şartlarda gerçekleştiğinde olumsuz yanları daha az olacaktır çünkü her iki taraf da kendi çıkarları doğrultusunda kazanacaktır.18 A. YABANCI YATIRIMLARIN GELİŞİMİ 1. Dünyada Yabancı Yatırımların Gelişimi Günümüzde çeşitli ülkeler arasında geliştirilen iktisadi ilişkilerin temel özelliklerinden bir kısmı, İngiltere’de başlayıp Batı Avrupa ülkelerinde gelişen sanayi devrimi sırasında ortaya çıkmıştır.19 Sermaye, I. Dünya Savaşı’ndan önceki dönemde yaklaşık olarak üç yüzyıl boyunca, tabii kaynaklar ve nüfusa oranla yoğun olduğu alanlardan daha az yoğun olduğu alanlara akmıştır ve bu akım 19. yüzyılda en yaygın hâle gelmiştir.20 Bu yüzyılın ilk yarısında İngiltere’nin, ihtiyaç duyduğu hammadde, madenler ve petrolün çıkarılması için sömürgelerde yaptığı yatırımlar, yabancı sermaye yatırımlarının başlangıcını temsil etmiştir. Yine bu çerçevede sanayi hammaddesini oluşturan tarımsal ürünlerin yeteri miktarda tedarik edilmesi için “üretim alanları” oluşturulması da bu zamandan gelen bir süreci temsil etmektedir.21 Çünkü endüstri devriminin bir sonucu olarak 19. yüzyılın ikinci yarısında, özellikle batının sanayileşen ülkelerindeki hızlı sermaye birikimi, büyük şirketleri bu sermayeden en fazla kârı sağlayacak yatırım alanlarını aramaya yöneltmiştir. Bu yatırım alanları ise Avrupa                                                              18 Tülay Evgin, Dünden Bugüne Dış Borçlarımız, Ankara: Hazine Müsteşarlığı, 2000, s. 24. 19 Necdet Serin, Kalkınma ve Dış Ticaret; Azgelişmiş Ülkeler ve Türkiye Yönünden, 3. b., Ankara: Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları, 1981, s. 5. 20 Baran Tuncer, Türkiye’de Yabancı Sermaye Sorunu, Ankara: Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları, 1968, s. 16. 21 Uras, a.g.e., s. 29. 11 endüstrisinin ihtiyacı olan hammaddeleri sağlayacak, doğal kaynak ve ucuz işgücüne sahip, dönemin sömürgeleri ve bağımsız az gelişmiş ülkelerinden olmuştur.22 İngilizler tarafından 1820’li yıllarda Buones Aires’e yapılan yatırımlar “üretim alanları” ve benzeri yatırımlara örnek olarak verilebilmektedir. 19. yüzyılın başında yabancı sermaye yatırımlarının İngiliz kolonilerindeki gelişmesinden sonra Amerika’da da yoğunlaşmıştır. Ayrıca bu süreçte İngiltere’nin hızını 1914 yılından sonra A.B.D. devreye girerek durdurmuştur. I. Dünya Savaşı’nı izleyen yıllarda ve sonrasında da A.B.D., yabancı sermaye yatırımlarında ön sırayı almıştır. Ancak 1929-1930 Dünya Ekonomik Krizi yabancı sermaye yatırımları için yeni bir dönemin başlangıcı olmuştur. Daha önce yabancı sermaye yatırımı yapan ülkeler bu yatırımlarını birçok sebepten dolayı tasfiye etmeye yönelmişlerdir.23 II. Dünya Savaşı’nın patlak vermesiyle de yabancı sermaye yatırımlarında yeni bir döneme girilmiştir. II. Dünya Savaşı’ndan önceki yıllarda yabancı sermaye yatırımları daha çok portföy yatırımları şeklinde gerçekleşmiştir.24 Sonraki süreçte ise savaş dolayısı ile “borçlanma” kavramı yerini tekrar “yatırım” kavramına bırakmaya başlamıştır. Dolaysız yatırım ve yabancı özel sermaye yatırımlar da bu çerçevede günün şartlarına göre yeniden şekillenmeye ve önemini arttırmaya başlamıştır. Bu önemli sürecin gelişerek savaş sonrası dönemde ülkeler arasındaki ticari boyutta ve dünya ekonomisinde giderek öne çıktığı görülmüştür. Söz konusu sürecin en önemli temelini ise doğrudan yabancı yatırımlar ve çok uluslu şirketlerin bir başka enstrümanı olan özel sermaye yatırımları oluşturmuştur.25 II. Dünya Savaşı’ndan sonra gelişmekte olan ülkelerin kalkınma çabaları önemli düzeyde artmıştır. Bu ülkeler sanayileşmiş ülkelere hammadde sağlayıp çeşitli sanayi ürünleri ve sermaye malları ithal eder durumdan kurtulmanın yollarını aramaya başlamışlardır. Bu kapsamdaki ihtiyaçlarına yönelik olarak gelişmekte olan ülkeler de sömürge durumundan kurtulmak için teşebbüs yeteneği, teknoloji, yönetim bilgisi ve pazarlama faaliyetleri gibi sermaye kaynaklarının geliştirilmesini hedef olarak belirlemişlerdir. Yabancı yatırımların transferi için Üçüncü Dünya Ülkeleri sadece asgari                                                              22 Cem Alpar, Çokuluslu Şirketler ve Ekonomik Kalkınma, 3. b., Ankara: Turhan Kitapevi, 1980, s. 3. 23 Uras, a.g.e., s. 31. 24 Mehmet Şahin, Türkiye’de Yabancı Sermaye Yatırımları, Ankara: Ekonomik ve Sosyal Yayınlar, 1975, s. 12. 25 Rıdvan Karluk, Türkiye’de Yabancı Sermaye Yatırımları, İstanbul: İstanbul Ticaret Odası Ekonomik Yayınlar Dizisi, 1983, s. 13. 12 düzenlemeler ile değil, vergi bağışıklıkları ve sübvansiyonlar gibi özel teşviklerle de dış yatırımlar için misafirperver bir iklim sağlamaya gayret etmişlerdir26. Gelişmekte olan ülkelerin yabancı sermayeye pragmatik bir şekilde yaklaşmalarının bir sonucu ve 1960’lardan sonra değişen dünya şartları, bu ülkelerdeki yabancı sermaye yatırımlarının miktarını arttırmıştır. 1960 yılı itibariyle gelişmekte olan ülkelerdeki yabancı sermaye miktarı 2 milyar dolar iken, 1982 yılında 10 milyar dolara yükselmiştir.27 Sanayi devrimini gerçekleştirilen İngiltere’nin sömürgelerindeki yatırımları ile başlayan, A.B.D.’nin I. Dünya Savaşı sonrasında devreye girmesiyle artan yabancı sermaye, ülke ayrımı yapmaksızın bugün dünyanın her tarafında yatırımlarını arttırmıştır. Bu süreçte doğal olarak her ülke yabancı sermaye yatırımlarında aynı oranda pay alamamaktadır. Bunun başlıca sebebi ise yabancı sermaye yatırım ve yatırımcılarının diğer ülkelerde yatırım yaparken göz önüne aldıkları çeşitli etmenlerdir. Bunlar, milliyeti olmayan ve artık uluslar ötesi bir nitelik kazanmış olan yabancı sermaye yatırımlarının yönünü belirlemektedir. 2. Türkiye’de Yabancı Yatırımların Gelişimi Türkiye’de yabancı yatırım gelişmeleri genellikle 1950’li yıllar sonrasında başlamaktadır. Bu zaman zarfında sömürge dönemleri, dünyada yaşanan savaşlar ve ekonomik bunalımların da etkisi ile Türkiye daha korumacı bir çerçevede ilerlemiştir. Bunların yanında Osmanlı İmparatorluğu zamanında yatırımların menfaat dengesinin kurulamayıp bir sömürü ve borçlanma aracı hâline gelmesi de söz konusu gecikmenin belli başlı etkenleri arasında yer almaktadır. Mesela 1838 Baltalimanı Ticaret Konvansiyonu yabancı sermayenin tek taraflı kazancı ile gerçekleşen bir sürecin kapılarını açmıştır. Borçlanma şekline bürünen bu anlaşma Osmanlı Devleti itibarının yitirilmesi hükümranlık haklarından feragat gibi olumsuz sonuçlar ortaya çıkarmış, bunlara ek olarak yabancı sermaye ilişkilerinin politik veya askeri baskıyı arkasında getirdiği görülmüştür. Türkiye Cumhuriyeti Hükümetleri de 1950’lere kadar Osmanlı döneminden gelen yükümlülükleri tasfiye etmeye çalışmıştır.28                                                              26 Isaiah Frank, Foreign Enterprise in Developing Countries, Baltimore: The Johns Hopkins University Press, 1980, s. 2. 27 “Trens in Foreign Private Investment”, Foreign Private Investment in Developing Countries, ed. Joslin Landell- Mills, Washington: IMF, 1985, pp. 3-8. 28 Uras, a.g.e., s. 28. 13 1923 yılında, Türkiye’nin iktisat politikasının ne olması gerektiğini tartışmak amacıyla –çeşitli meslek gruplarının katılımıyla– gerçekleştirilen İzmir İktisat Kongresi’nde serbest teşebbüsü savunan görüşler ön planda olmuştur. Bu çerçevede yabancı sermayenin de –bazı önlemlerin alınması ve yapılacak yabancı yatırımlara yerli sermayenin de katılmasının sağlanması şartıyla– teşvik edilmesi gerektiği görüşü savunulmuştur.29 Söz konusu süreçlerin de etkisi ile 1950-1951 yıllarında yabancı sermayenin yabancı yatırımlar yolu ile Türkiye’ye girmesinde izlenen politikalara yönelmeye başlamıştır. Bu süreçler dış borçlanma yolu ile yabancı sermaye girişi konusuna paralel şekilde iki farklı dönemde iki farklı şekilde gelişmiştir. I. Dünya Savaşı’na kadar olan dönemde dolaysız yatırımlar teşvik edilmemiş, aksine Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren yabancı sermaye millîleştirilmiştir. II. Dünya Savaşı’nı izleyen ikinci dönemde ise yavaş yavaş dolaysız yatırımların teşvik edilmesi yolunda bir hareket başlamıştır. Bununla birlikte Cumhuriyet’in ilk yıllarında yabancı sermayeye yönelik bu “kuşkulu” yaklaşım, yabancı sermayenin bütün olarak ve prensip itibariyle reddi noktasına kadar da varmış değildir.30 Diğer taraftan Cumhuriyet Hükümetlerinin başlangıçtaki bu “kuşkulu” yaklaşımına karşı sanayileşmiş ülkelerin sermayedarları da “kuşkulu bir tepki” göstermişler ve bunun sonucu olarak II. Dünya Savaşı sonrasına kadar Türkiye’ye yabancı dolaysız yatırım sermayesi hemen hemen hiç girmemiştir. II. Dünya Savaşı’nın ardından hükümetlerin yabancı sermayeye karşı olan tutumunda açık bir değişim başlamıştır. 1947 tarihli ve 13 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Karar uyarınca yabancıların getirdikleri sermaye ile Türkiye’de elde ettikleri kârların dışarıya aktarılması mümkün hâle getirilmiştir. Bu dönemde eğer yabancı sermaye yatırımı sanayi, tarım, ulaştırma ve bayındırlık alanlarında gerçekleştirilmiş, “yurdun kalkınmasına faydalı” ve “ihracatı artırıcı nitelikte” ise hükümet elde edilen kârların uygun göreceği oranda dışarıya aktarılması konusunda taahhütte bulunabiliyordu. Görüldüğü üzere bu düzenleme geçmiş yıllardaki yatırım anlayışı ile karşılaştırıldığında önemli bir adım olarak yer almaktadır. Türkiye’de yabancı sermaye yatırımlarının esaslı bir şekilde teşvik edilme süreci 01.08.1951 tarihli ve 5821 sayılı Yabancı Sermaye Yatırımlarını Teşvik Kanunu ile başlamıştır. Bunu takiben de 18.01.1954 tarihinde 6224                                                              29 Gündüz Ökçün, Türkiye İktisat Kongresi-1923 İzmir, Ankara: Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları, 1968, s. 32. 30 Evgin, a.g.m., ss. 37-38. 14 sayılı Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu kabul edilmiş ve 5821 sayılı ilk yasadaki hükümler biraz daha geliştirilmiş ve eksiklikler tamamlanmıştır. 6224 sayılı (mülga) yasa, yabancı sermayenin Türkiye’de yerli özel teşebbüse açık bütün alanlarda çalışabileceği ilkesini kabul etmektedir. Fakat yine de bu süreçte yabancı yatırımların yurda girişte izne tabi olması öngörülmüştür. Söz konusu izin müessesesi daha ziyade ileride kârların transferi sırasında yatırımın yabancı olduğunun tespit edilebilmesi açısından gerekli görülmektedir. Ayrıca dışarıdan nakdi sermayenin yanında aynî sermaye, lisans, patent hakları, alametifarika, mühendislik hizmetleri gibi maddi olmayan haklar da getirilebilme imkânını kapsamaktadır. 5821 sayılı Yasa’nın yürürlüğe girdiği 01.08.1951 tarihinden 1960 yılının sonuna kadar 431 yabancı yatırım başvurusu olmuş; bunların 230’u kabul edilmiş, 201’i ise reddedilmiştir. Bu dönemde Türkiye’ye fiilen giren yabancı sermaye de -verilen izinlerin de altında- çok düşük bir seviyede kalmıştır. Türkiye’ye giren yabancı yatırım sermayesi genel olarak 1960’tan sonra bir artış göstermiştir. Ancak belirtmek gerekir ki bu artış da sürekli olmamış, ülkede ve dünyada meydana gelen önemli olaylardan dolayı belli bir seviyede duraklamıştır.31 “18.01.1954 tarihli ve 6224 sayılı Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu, 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu ile yürürlükten kaldırmış olup bu eski Yasa kapsamında kurulan şirketler –kazanılmış hakları saklı kalmak kaydıyla– Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanununa tabi tutulmuştur. Ayrıca mevzuatta, 6224 sayılı yasa’ ya yapılan atıfların da Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu’nun ilgili maddelerine yapılmış sayılacağı hüküm altına alınmıştır”.32 3. Yabancı Yatırımların Gelişim Sürecindeki Etkenler Bilindiği üzere sermaye birikimi tasarruflar ile doğru orantılı olarak gelişmektedir. Tasarrufların da hayata geçebilmesi için gelir seviyesinin belirli bir düzeyde olması, ayrıca sermayenin güçlü ve aynı zamanda tasarruf kapasitesine yönelik olması gerekmektedir. Aksi takdirde düşük gelir seviyesi sermaye birikimini engellemekte, bundan dolayı da yatırımlar kısıtlanmakta, yatırımların sınırlanması millî geliri daha az arttırmakta, gelirin                                                              31 Bulutoğlu, a.g.e., ss. 157-158. 32 29.08.2003 t. ve 25214 sayılı Resmi Gazete. 15 azalması ile yatırıma yönelecek tasarrufları ortadan kaldırmaktadır. Bu yüzden özellikle gelişmekte olan ülkeler için “yatırıma dönecek tasarruflar” kalkınma ve yatırımların önünü açacak etmenlerin başında gelmektedir.33 Sermaye birikimi, iktisatçılar tarafından, iktisadi kalkınmanın temel dinamiği olarak kabul edilmektedir. Diğer bir ifadeyle sermaye birikimindeki yetersizlik bazı ülkelerin ekonomik anlamda geri kalmasının en büyük nedenlerindendir. Gelişmekte olan ülkelerin radikal reformlar vasıtasıyla ekonomik yapıyı dönüştürerek gelişmiş ülkeler seviyesine çıkabilmeleri için çok fazla miktarda sermaye birikimine ihtiyaç duydukları açıktır. Çünkü bu ülkeler, “fakirliğin kısır döngüsü” adı verilen bir süreç yaşamaktadırlar. Bir başka düşünceye göre gelişmekte olan ülkelerdeki düşük gelir, yatırım ve tasarruflarında düşük olmasına neden olmaktadır. Bu ülkelerdeki tüketimi daha da kısmak çoğu zaman olanaklı değildir. Düşük yatırım ise ülkenin mevcut sermaye birikimine olan katkının az olduğu anlamına gelir. Diğer taraftan gelişmekte olan ülkelerde de iktisadi kalkınma ve ekonomik büyüme için yeni yatırımların artarak devam etmesi bir zorunluluktur. Bu noktada yabancı sermayenin bu eksikliği gidereceği ve gelişmekte olan ülkelerin sermaye birikimine önemli derecede katkılar sağlayacağı kabul edilmektedir. Yabancı yatırımların gelişim süreci ülkelerin tasarruf-sermaye sorununun aşılmasında önemli bir etkendir. Ayrıca bu süreç büyümenin artmasına ve ekonomik kalkınmaya da katkı sağlayacaktır. Tabii bu gelişimin yaşanabilmesi için yabancı sermayenin hareket alanını genişletecek, yatırım ortamının cazibesini arttıracak birtakım yenilikler ve reformlar gerekmektedir. Bunların başında yabancı yatırıma ihtiyaç duyan ülkeler tarafından makroekonomik istikrar ve politikaları konusunda tutarlılık sağlaması, yönetişim ortamının iyileştirilmesi, altyapının geliştirilmesi, finansal sistemin günün gereklerine uygun olarak yeniden düzenlenmesi, üretim girdilerinin maliyetlerinin düşürülmesi ve üretim sürecine başlama ve giriş-çıkış kolaylığının sağlanması gerekmektedir. Söz konusu etmenlere ilave olarak devlete kurumsal yapı kazandırılması, politik kültür, kayıt dışı ekonomi ve yolsuzluğun önlenmesi gibi konularda da önemli adımlar atılması yabancı yatırımların ülkeye çekilmesi sürecinde ayrı bir önem arz etmektedir.34                                                              33 Ali Özgüven, İktisat Bilimine Giriş, İstanbul: Filiz Kitabevi, 1991, s. 490. 34 Ercan Uygur, “Kalkınma Ortamı”, Ekonomik Yaklaşım Dergisi, C. 14, S. 49 (2003), s. 47. 16 Yabancı yatırımların ülkelere mikroekonomik ve makroekonomik çerçevede de birçok katkısı bulunmaktadır. Bu katkı ortamına getirdiği başlıca yeniliklerin başında, ülkenin borçlanmaya yönelik dış kaynaklara bağımlılığı azalması, yönetim ve süreç bilgisini artması, insan sermayesi birikiminin artması gibi etmenler gelmektedir. Yabancı yatırımlar genellikle çok uluslu şirketler aracılığı ile ülkeye girmektedir. Bu süreçte yatırım çıkarlarındaki farklılıklar ve altyapı eksikliklerden kaynaklanan sebeplerden dolayı birden fazla ülke ortaklıklarından oluşmuş yatırımlar da ülkelere yönelebilmektedir. Böylelikle rekabet gücünü arttıracak, yeni teknolojilerin yolunu açabilecek etmenlerin oluşumuna da farklı ülke işbirliklerinden doğan imkânlar ve fırsatlar sağlanmış olacaktır.35 Küreselleşme sürecinin tüm ülkeleri etkisi altına alması ile yabancı yatırımların önemi daha da artmıştır. Ülkelerde oluşan krizlerin boyutları uluslararası etkileşimler ile çok hızlı şekilde büyük boyutlara ulaşabilmektedir. Bu yüzden küresel ekonomik krizlerle ve ekonomik belirsizliklerle mücadele edebilmenin yolu rekabet gücünü arttırmak, yeni pazar imkânları yaratabilecek girişimci ortamını yakalamaktan geçmektedir. Bu çerçevede ortaya konan girişimler teknoloji transferleri, teknolojide stratejik işbirliği süreçleri ve yabancı yatırımlar vasıtası ile hızlanmıştır. Teknoloji transferinde amaç, ileri teknolojilerin patent ve lisans anlaşmalarıyla pahalı olarak elde edilmesi yerine yabancı yatırımların sağladığı imkânlardan faydalanarak, ülkelerin kendi aralarında ve yurtdışı kuruluşlarla, üniversitelerin de yardımıyla ortak projeler oluşturarak, ucuz ve üst düzeyde elde edilmesi ve uygulanmasıdır. Lisans yoluyla yapılan teknoloji transferlerinde genellikle gözlemlenen, alınan teknoloji kullanımının çeşitli yönlerden sınırlandırılmasıdır. Fakat teknoloji transferi sürecinin sadece bir ülkeden diğerine gönderimi değil başlı başına yaşanması, öğrenilmesi ve hazmedilmesi gereken bir süreç olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Söz konusu süreç bu çerçevede algılanıp kabullenilirse bunun arkasından bilgi birikimine önemli bir zemin hazırlayacak olan iyileştirme-geliştirme ve yayma-yaratma aşamaları da başarıya ulaşacaktır.36 Yabancı yatırımların gelişim sürecinde sağladığı avantajların sadece bilginin ve sermayenin taşınması olduğu düşünülmemelidir. Bunların yanında kurumsal rehabilitasyon, teknolojinin çevre uyumu, sağlanan pozitif dışsallıklar, eğitim ve bilim                                                              35 Ayten Ayşen Kaya, “Uygun Teknoloji Seçimi ve Kalkınma”, Kalkınma Ekonomisi Seçme Konular, ed. Sami Taban ve Muhsin Kar, 2. b., , Bursa: Ekin Kitabevi, 2004, s. 245. 36 Kaya, a.g.e., s. 256. 17 politikalarının yenilenme aşamaları yabancı yatırımların ülkelere sağladığı diğer faydalar olarak karşımıza çıkmaktadır. Yatırım yapan ve alan ülkelerin de karşılıklılık esasına göre yapacakları girişimler, bahsedilen faydaların oluşturduğu katma değer ile önemli bir güç birliği oluşturacaktır. B. YABANCI YATIRIMLARIN TÜRLERİ Bir ülkede yerleşik kişi ya da kuruluşların sınırları dışında servet sahibi olmalarına uluslararası yatırım, yabancı sermaye yatırımı denmektedir. Söz konusu varlıkların fiziki bir niteliğe sahip olmaları durumunda bunlar doğrudan yabancı yatırım olarak adlandırılmaktadır. Eğer bu varlıklar mali bir özellik taşıyorlar ise de bunların portföy yatırımları olduğu kabul edilmektedir. Diğer bir yabancı yatırım türü olarak da düşünülen, uluslararası kurumların vermiş olduğu krediler, ticari krediler, nakit ve mevduatlar bu kapsamında değerlendirilen resmi yabancı sermaye yatırımlarıdır. Bu bağlamda yabancı yatırım türlerini genel olarak sınıflandırdığımızda doğrudan yabancı sermaye yatırımları, portföy yabancı sermaye yatırımları, resmi yabancı sermaye yatırımları olarak biçimlendiğini görmekteyiz.37 1. Portföy Yabancı Sermaye Yatırımları Portföy yabancı sermaye yatırımları, tasarruf sahiplerinin uluslararası sermaye piyasalarında politik risk, ülke riski, kambiyo ve kur riski, ekonomik risk bilgi edinebilme riski gibi ek riskleri üstlenmek suretiyle, sermaye kazancı, faiz ve temettü geliri gibi kazançlar elde etmek amacıyla hisse senedi, tahvil ve diğer sermaye piyasası araçlarına yatırım yapmalarıdır. Söz konusu yatırımlar genellikle devlet tahvillerinin ya da özel kuruluşların bono, tahvil ve hisse senetlerinin yatırımcılar tarafından satın alınması ile gerçekleşir. Bununla birlikte portföy yatırımları bu kapsamdaki araçların dışında para piyasası araçları ile finansal türevleri de içermektedir. Portföy yatırımları temel olarak hisse senetlerine yönelik yatırımlar ile sabit finansal araçlara yönelik olmak üzere iki kısma ayrılabilir. Bununla birlikte portföy yatırımlarının sahip oldukları yüksek getiri ve risk etmeni onu diğer yabancı sermaye yatırımlarından ayrılan en önemli unsurudur.38                                                              37 Nihat Batmaz, Sevinç Tekeli, Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımlarının Ekonomik Büyüme Üzerine Etkileri, İstanbul: Ekin Yayınevi, 2000, s. 6. 38 Meral Varış Tezcanlı, a.g.e., s. 8. 18 Portföy yatırımlarında amaç eldeki mevcut fonu çeşitli menkul değerler arasında belirli bir risk düzeyinde en yüksek getiriyi sağlayacak biçimde dağıtmaktır. Bu amaç hedeflenirken yatırımcı, mevcut fonların tamamını tek bir menkul değere yatırmanın oluşturacağı risk ihtimalinden korunmak amacıyla yatırım araçlarında çeşitlendirmeye gidecektir. Bu sebepten dolayı yatırımcı yerli menkuller ile birlikte belirli bir miktar da yabancı menkuller alacak ve uluslararası portföy yatırım süreci gerçekleşecektir.39 Portföy yatırımları likiditesi yüksek menkul kıymetlerden oluştuklarından dolayı yatırım yapılan ülkeyi her an terk etme olasılığı taşımaktadır. Bu tür yatırımlar ülke ekonomisinde kalkınmanın finansmanına kısa vadede katkıda bulunabilmesinin yanında enflasyon baskısı, ulusal paranın aşırı değerlenmesi ve cari işlemler dengesinin kötüleşmesi gibi olumsuz etkiler de yaratabilmektedir.40 Portföy yatırımları küresel çerçevede incelendiğinde uluslararası genel yatırım toplamı içinde geniş bir ağırlığa sahiptir. Yukarıda değinildiği üzere mevcut fonları değerlendirdiği risklere göre dağıtan yatırımcılar bunun sonucunda oluşabilecek kazancı belirleyebilme şansına sahiptirler. Ülkelerin sermaye birikimine ve yapacağı tasarruflara katkı sağlayan portföy yatırımları, etkin ve yerinde planlandığı ve yönetildiği takdirde ülke ekonomisinin büyümesinde önemli rol oynamaktadır. Fakat söz konusu yatırımlar ülkedeki yatırım planlamasının ve piyasa mekanizmasının uygun olmaması durumunda spekülatif ve manüplatif karakteristiği ile ekonomide önemli sorunlar yaratabilmektedir. Portföy yabancı yatırımları sadece piyasa mekanizması ve mevzuat yapılanmasına duyarlı değildir, risk algılaması çerçevesinde sermaye transferi yapılan ülkenin siyasi ve ekonomik yapısı da önemli şekilde tepki verebilmektedir. Yabancı yatırımcılar bu süreçlerde istikrarsızlıklar yaşayan, piyasaların sığ olduğu gelişmekte olan ülkeleri tercih etmektedirler. Risk etmeninin yüksek olmasına rağmen kamu finansman açıklarından dolayı bu ülkeler yüksek faiz politikası ile yabancı portföy yatırımcıları için cazibe merkezi hâline gelmektedir. Çünkü bu ülkeler tasarruf ve sermaye yetersizliğinden dolayı önemli ölçüde dış kaynak ihtiyacını karşılamak üzere yüksek faiz politikaları izlemek zorunda kalmaktadırlar. Yüksek faiz oranlarının çekiciliği ile daha fazla yatırımcı çeken ülke geçici bir rahatlama yaşamaktadır. Fakat bu tür yatırımların risk algılaması çok hassas olmasından dolayı                                                              39 Seyidoğlu, a.g.e., s. 257. 40 Yüksel Ayvaz, Ercan Baldemir, Serap Ürüt, “Yabancı Sermaye Yatırımlarının Verimlilik ve Kalkınmaya Etkilerinin Ekonometrik İncelemesi”, Celal Bayar İ.İ.B.F. Dergisi, C. 13, S. 1 (2006), s. 178. 19 ülkeyi kısa sürede terk etme imkânı bulunmaktadır, bu da yatırım yapılan ülkede her an büyük derecede mali kriz riski oluşturmaktadır. Bu duruma örnek oluşturan başlıca süreçlerden birisi de 2001 yılında ülkemizde oluşmuş olan mali krizdir. Dünyada da söz konusu duruma uygun ülke örnekleri 1994’ de Meksika’da, 1997’de Güney Doğu Asya’da ve 1998’de Rusya’da yaşanmıştır.41 Bir başka önemli örnek teşkil eden süreç de Asya krizinde aşırı değerlenmiş kur politikası uygulamaları çerçevesinde yaşanmıştır. Krizin ilk baş gösterdiği Taylan’da, ulusal para birimi olan “Baht” belirli bir dalgalanma marjı içinde dolara bağlanmıştı ve dış ticaret açıkları kısa süreli sermaye girişleri ile finanse ediliyordu. Bu dönemde Baht’ın aşırı değerlendiğini fark eden uluslararası yatırımcılar olası bir devalüasyondan zarar görmemek amacıyla bu ülkeden çıkmaya başlamış, sonuçta Tayland piyasadaki döviz talebini karşılayamayınca parasını devalüe etmek zorunda kalmıştır. Panik kısa sürede bölgede sabit kur sistemi uygulayan Malezya, Endonezya, Filipinler ve Güney Kore’ye de yayılmış ve bir süre sonra tüm mali piyasaları etkisi altına almıştır. Bir yıl sonra Rusya’da ortaya çıkan krizde ise kamu açıklarının kısa süreli borçlanma ile karşılanmasının büyük etkisi olmuştur. Bu amaçla çıkartılan hazine bonolarının büyük kısmını yabancılar satın almış, Rus hükümeti yüksek miktarlara ulaşan kısa vadeli borçlarını erteleme kararı aldığında da mali kriz patlak vermiştir.42 2. Resmi Yabancı Sermaye Yatırımları Resmi yabancı sermeye yatırımları, doğrudan yabancı yatırımlar ve portföy yatırımlar dışında kalan yatırımlardır. Bu kapsamdaki yatırımlar; uluslararası kurumların ve çok uluslu fon şirketlerinin nakit mevduatları, gelişmiş ülkelerin şartlarını öncelikli olarak kendileri belirlemek kaydı ile borçlar, krediler, teknik rezervleri, ticaret kredileri, nakit mevduatları ve bu sınıfta yer almayan finansal varlıkları, resmi yabancı sermaye yatırımlarını içermektedir. Bu tür yardımları alan ülkeler de döviz ve tasarruf açıklarının kapanarak kalkınma sürecinde önemli bir kaynak sağlamış olurlar.43 Bu kapsamda ülkelere verilen krediler yabancı sermaye kalemlerinin önemli bir bölümünü oluşturmaktadır. Bu krediler sadece ülkelerin değil, firmaların da başlıca                                                              41 Seyidoğlu, a.g.e., s. 631. 42 Deniz Arıkan, Türkiye’de Doğrudan Yabancı Sermaye Yatırımları, İstanbul: Arıkan Yayınları, 2006, s. 8. 43 Gülden Ülgen, “Yabancı Sermayenin İstihdam Üzerine Etkileri”, Marmara Üniversitesi İ.İ.B.F. Dergisi, C. 20, S. 1 (2005), s. 36. 20 finansman kaynağını oluşturmaktadır. Resmi sermaye yatırımları, doğrudan yatırımlara da finansal açıdan destek olması bakımından üretken sermaye yatırımlarının günümüzde vazgeçilmez araçları arasında yer almaktadır. Ayrıca söz konusu süreç uluslararası ticaretin ve uluslararası bankacılık düzeylerinin ilerlemesine önemli katkılarda bulunmuştur.44 Yabancı yatırımlardan elde edilen kaynakların aksine borç olarak alınmış yabancı kaynaklarda dikkat edilmesi gereken bazı hususlar da söz konusudur. Bunların başında borç alan taraf devlet ya da özel sektör olsun, resmi sermaye yatırımlarına konu olan kaynakların uzun vadede ve düşük faiz oranında alınması en uygun esastır. Çünkü yabancı sermaye ülkeye ya da ilgili kaynağa verildiğinden itibaren belirli bir faiz ödemesi olacaktır. Bu faizin düşük olması krediyi almış olan ülkenin ödemeler dengesini etkileyeceğinden dolayı önem arz etmektedir. Söz konusu kredi ne kadar düşük faiz ile alınırsa ödemeler dengesindeki etkisi de o derece düşük olacaktır, bu da ülke için önemli bir avantajdır. Kredi sürecinde dikkat edilmesi gereken bir diğer konu da siyasi tavizlerdir. Eğer faiz ve ödeme süreci cazip ise bu avantajların üstü siyasi tavizler ile tamamlanmamış olmalıdır. Aksi takdirde ödenen düşük faiz bedelinin etkisi uzun süre sonra baş gösterecek, gözden kaçırılan ya da öngörülemeyen ve hatta geri dönülemeyen zararlara sebebiyet verecektir. Eğer böyle bir taviz yok ise borç veren taraf irrasyonel davranıyor demektir.45 Resmi yabancı sermeye yatırımlarının bir diğeri ise dış yardımlardır ve bunlar bir devletten ya da uluslararası kuruluştan, (IMF, Dünya Bankası, Uluslararası Finansman Kurumu, Avrupa Yatırımlar Bankası, Asya Bankası) sermaye, döviz, kredi ihtiyacı olan diğer bir ülkeye verilen borçlardır. Dış yardımların oluşmasına neden olan birtakım etmenler vardır. Politik ve askeri nedenler, ekonomik nedenler, kültürel ve tarihi nedenler, insancıl ve ahlaki nedenler bu tür yardım sebeplerinin öncelikli olanlarıdır. Dış yardımların gelişmekte olan bir ülke ekonomisine bir takım destekleri olmaktadır, bu çerçevede dış yardımlar yatırıma yönelecek olan tasarruf ve döviz açığı olan ülkelere önemli derecede katkı sağlar. Söz konusu yardımlar ülkenin dış ticaretine, dış borç dengesine ve ödeme kalemlerine de ayrıca önemli ölçüde destek olur.46 Bu süreçte unutulmaması gereken önemli bir adım bulunmaktadır bu da dış yardımların uluslararası kredi sürecinde olduğu gibi siyasi taviz boyutudur. Hibe ve benzeri sermaye akım süreçlerine öncelikli olarak dikkat edilmesi                                                              44 Henry Thompson, International Economics, Global Markets Competition, 3. edition, Alabama: World Scientific Publishing, 2006, p. 277. 45 Bulutoğlu, a.g.e., s. 13. 46 Macit İnce, Devlet Borçları ve Türkiye, Ankara: Gazi Kitabevi, 2001, s. 138. 21 gerekmektedir çünkü bu tür akımlar tamamlayıcı siyasal ödünlerin büyük olduğunun birer göstergesidir. Eğer kaynakları veren ülke faiz ya da geri ödeme istemiyorsa demek ki bazı siyasal çıkarları hemen ya da kısmen ya da belli dönemlerde sağlamak istemektedir. Bazı gelişmekte olan ülkelerin siyasal bloklara geçişi bu sürece kanıt oluşturmaktadır. Askeri yardım, hibe, bağış ve yardımlar çoğunlukla bloklara egemenlik alanlarına veya tampon devlet olarak bloklar arası ya da bloklara yakın kanatlara alınan devletlerde görülmektedir.47 3. Doğrudan Yabancı Yatırımlar Doğrudan yabancı yatırım tanımlaması çeşitli şekillerde yapılmakta olup bu tanımlamalardan bazıları şu şekildedir. Yatırıma konu olan ülkede herhangi bir firmanın fiziki olarak satın alınması, kurulmakta olan ya da yeni kurulan bir firmaya kuruluş sermayesi aktarımı, faaliyet gösteren bir firmanın sermayesine katkıda bulunulması doğrudan yabancı yatırım olarak adlandırılmaktadır. Ayrıca bir başka tanıma göre de sermayesinin arttırılması yoluyla ilgili ülkede bulunan firmalar tarafından diğer bir ülkede bulunan firmalara yapılan ve kendisiyle birlikte “teknoloji”, “üretim ve yönetim bilgisi” ve yatırım yapanın kontrol yetkisini sağlayan yatırımlara doğrudan yabancı sermaye yatırımı denilmektedir.48 Doğrudan yabancı yatırımlar, bir firmanın üretimini kurulu olduğu ülkenin sınırları ötesine yaymak amacıyla yabancı ülkelerde üretim tesisi kurması veya mevcut üretim tesislerini satın alması olarak da tanımlanmaktadır.49 Yani yatırım, teknoloji, sermaye, bilgi birikimini aktaracak olan konumdaki kaynak ülkenin, yatırımı alacak sermaye ve teknoloji açığı olan konumdaki ev sahibi ülkeye üretimini, dağıtımını ve diğer faaliyetlerini kontrol etmek amacıyla varlıklarının mülkiyetini elde etmesi olarak da yorumlanabilmektedir. Yapılan tanımlarda anlaşılacağı üzere doğrudan yabancı yatırımlar yapılan yatırımın kontrolü üzerine şekillenmektedir. Söz konusu durum aynı zamanda bu yatırımların portföy yatırımlar ile arasındaki farkı da oluşturmaktadır. Bu çerçevede bakıldığında doğrudan yabancı yatırımlar, yatırım yapan firmanın hisse payının % 10 ve                                                              47 Bulutoğlu, a.g.e., s. 15. 48 Karluk, a.g.e., s. 14. 49 Seyidoğlu, a.g.e., s. 664. 22 üzeri olmasına, yatırım yapmış olduğu firmanın alacağı kararlarda belirleyici ve yön verici olmasına imkân veren hisse oranı olarak da kabul edilmektedir.50 II. DOĞRUDAN YABANCI YATIRIM KAVRAMI, GELİŞİMİ VE BAŞVURU NEDENLERİ A. DOĞRUDAN YABANCI YATIRIM KAVRAMI 1. Doğrudan Yabancı Yatırımın Tanımı Doğrudan yabancı yatırımlar kavramsal düzeyde birtakım farklı başlıklar ile tanımlanmaktadır. Söz konusu tanımlar genellikle “özel yabancı sermaye yatırımı”, “dolaysız yabancı sermaye yatırımı”, “doğrudan dış yatırım” ve “doğrudan yabancı sermaye yatırımı” şeklinde belirtilmektedir. Uluslararası literatüre bakıldığında OECD, IMF gibi birçok kurumun “doğrudan yabancı yatırım” ifadesini kullandığı gözlemlenmektedir. Doğrudan yabancı yatırım kavramını açıklamaya çalışan birçok görüş söz konusu olup, bunlar arasında genel olarak yatay ve dikey entegrasyon yatırım kavramları öne çıkmaktadır. Doğrudan yabancı yatırım yapan firmalar sahip oldukları tekelci avantajlarıyla ekonomik faaliyetlerini birleştirirken yatay ve dikey yatırımlar yapmaktadırlar. Yatay entegrasyon yatırımları, yerli firmalarla rekabet edebilmek için çok uluslu şirketlerin sahip oldukları tekelci avantajlarını ürün farklılaştırmasında kullanması ve kendi ülkesinde ürettiği malları bu yolla dışarıda üretmesi olarak adlandırılmaktadır. Ürün farklılaştırması; aynı ihtiyaca cevap veren, birbirinin yerine rahatça ikame edilebilecek ürünlerin farklı ambalaj, farklı görünüş ve farklı markalar altında piyasaya sürülmesidir. Aynı aşamada olan belirli faaliyet ve işlemler sonucu yeni bir mal veya hizmet meydana getirme faaliyetlerinin tek elden idare edilmesinin yararlı olduğu durumlarda yatay bütünleşmeye gidilir.51 Dikey yatırımlarda ise yatırım yapılan ülkede, kaynak ülkedeki ürünlerin işlenmesi ve bu ürünlerin satışının ileriye ve geriye dönük şekilde yapıldığı zaman görülen yatırımlar olarak tanımlamaktadır. Dikey entegrasyon yatırımlarında, çok uluslu şirketler üretimin her                                                              50 Imad Moosa, Foreign Direct Investment: Theory, Evidence and Practice, Newyork: Palgrave Macmillan UK, 2002, s. 1. 51 Richard Caves, “The Industrial Economics of Foreign Direct Investment”, Economica, Vol. 38, No. 149 (1971), pp. 1-27. 23 aşamasında kendileri faaliyette bulunmakta ve bu tür entegrasyonlar genellikle petrol, madencilik, kimya sanayi alanlarında görülmektedir. Bu yatırım türü gittiği ülkeye daha öncede bahsedildiği gibi fiziksel ve finansal sermaye getirmesinin yanı sıra teknolojik bilgi, organizasyon tecrübesi ve üretim teknolojisinde yenilikler transfer ettiğinden dolayı ayrıca dışsal fayda ve tasarruf sağlamaktadır. Yatay entegrasyon yatırımlarında ise içsel tasarruf gerçekleşmekte, firmaların kendi iç piyasasında meydana gelen değişikliklerden o firma ve sanayi dalının fayda sağlaması söz konusu olmaktadır.52 Doğrudan yabancı yatırımlar fikirlerin değişik kanallardan hızla yayılmasında önemli bir etken olan yeni teknoloji, ticaret ve ekonomiye ve gelir dağılımına olumlu katkılar sağlayan bir yatırım anlayışıdır. Bu etmenler sayesinde de büyüme ve gelişme politikaları olumlu açıdan etkilenir ve tüm ekonominin maliyet ve fayda sürecinde gelişimini sağlar.53 Bu çerçevede bakıldığında yabancı yatırımlara birtakım farklı tanımlamaların da yapıldığı görülmektedir. Doğrudan yabancı yatırımlar, yabancı bir firmanın başka bir ülkede direkt üretime yönelik yatırımı ya da kontrol altına aldığı yatırımlar olarak da bilinmektedir. Söz konusu yatırımlar sermaye ortaklığı, işletme satınalma süreci, yeni bir üretim tesisi kurma, hizmet sağlama gibi iştirakler ya da bağlı ortaklıklar yaratarak yeni oluşumlar sağlamaktadır.54 Az gelişmiş ülkeler açısından ise doğrudan yabancı yatırımların anlamı, daha yüksek ihracat, farklı uluslararası piyasalara girme imkânı, finans kaynağı sağlama ve banka borçlarının yerini alabilecek uzun dönemli kaynak sağlayan yabancı yatırımlardır.55 Bu tür yatırımlar teknoloji transferi açısından yerli yatırımlardan daha fazla katma değer yaratan ve gelişim sağlayan önemli bir araçtır. Ayrıca sermaye, teknoloji ve insan kaynağı eksikliği yaşayan ülkeler için de ekonomik gelişmeye katkı sağlayan yatırımların alternatifidir.56 OECD, UNCTAD ve IMF gibi uluslararası kurumlar da doğrudan yatırımları değişik şekillerde, kurumların ilişkili olduğu süreçler çerçevesinde tanımlamaktadırlar.                                                              52 Karluk, a.g.e., s. 19. 53 Ray Barrell, Nigel Pain, “Foreign Direct Investment, Technological Change, And Economic Growth Within Europe”, Economical Journal, Vol. 107, No. 445 (1997), p. 1785. 54 Anthony Rowley, “Foreign Direct Investment Theory and Application” International Business, 2. edition, ed. Oded Shenkar, Yadong Luo, London: Sage Publication, p. 58. 55 Vintila Denisia, “Foreign Direct Investment Theories: An Overview of the Main FDI Theories”, European Journal of Interdisciplinary Studies, Vol. 2, Iss. 2 (2010), p. 104. 56 De Gregorio Borenszteina, “How Does Foreign Direct Investment Affect Economic Growth?”, Journal of International Economics, Vol. 45, Iss. 1 (1998), p. 117. 24 Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ve Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı’nın (UNCTAD) yapmış oldukları tanım şu şekildedir: Yerleşik bulundukları ülkelerden başka bir ülkede faaliyet gösteren bir doğrudan yatırım teşebbüsüne sahip olan bireyleri, tüzel kişiliği olan olmayan kamu veya özel teşebbüsleri, tröstler veya diğer organizasyonları temsil eden doğrudan yabancı yatırımcının yerleşik olduğu bir ekonomiden farklı bir ekonomide bir girişimin kontrol edilmesini içeren uzun dönemli bir yatırım şeklidir. Uluslararası Para Fonu (IMF) ise herhangi bir yatırımcının kendi ülkesi dışında ve girişimin yönetiminde etkin bir konumda olmak amacıyla uzun dönemli faaliyetlerini doğrudan yabancı yatırım şeklinde belirtmektedir.57 Doğrudan yabancı yatırımlarının diğer yatırım türlerine oranla bu çerçevede öne çıkan en büyük farklılığı, sermaye transferlerinin herhangi bir piyasa işlemi olmadan bir ülkeden diğer bir ülkeye aktarılmasıdır. Söz konusu transferler ülkeler arası teknoloji, işletme yönetim becerisi, makine, donanım, fikri ve sınai mülkiyet hakları gibi çeşitlilikte gerçekleştirilebilmektedir. Böylelikle kendi ekonomisinde yerleşik bir sermaye, başka ülkedeki diğer yerleşik sermayeye ya da yatırım bölgesine kalıcı olarak kazanç elde etmek üzere yerleşmektedir. Bu durum uzun dönemli bir ekonomik ilişkiyi ifade eden kalıcı bir yatırım olarak şekillenmektedir. 2. Doğrudan Yabancı Yatırımın Önemi ve Avantajları Sanayileşme ve küreselleşme sürecinin etkileri ile beraber önceki dönemlerde gelişmiş ülkeler tarafından dikkate alınmayan doğrudan yabancı sermaye son yüzyılda önemli bir biçimde artmıştır. Söz konusu süreçteki gelişmenin ana etmenleri arasında küreselleşme eğiliminin artması, gelişmekte olan ülkelerin doğrudan yatırımlara yönelik icra ettikleri ve geliştirdikleri ekonomi politikalarındaki liberalleşme, ticarette serbestleşme ve tüketim alışkanlıklarındaki olumlu yönde oluşan farklılaşma gibi etmenler bulunmaktadır. Ayrıca söz konusu etmenler ışığında doğrudan yatırımlar gelişmiş ve gelişmekte olan tüm ülkeler için küresel entegrasyonda var olabilmenin önemli bir unsuru hâline gelmiştir.58 Bu ilginin başlıca sebepleri arasında doğrudan yabancı yatırımların gayrisafi millî hasılaya ve temel sermayeye sağladığı katma değer suretiyle ulusal                                                              57 Uluslararası Doğrudan Yatırımlar 2005 Yılı Raporu, Ankara: T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü Yayını, 2005, s. 17. 58 Suna Oksay, “Çokuluslu Şirketler Teorileri Çerçevesinde Yabancı Sermaye Yatırımlarının İncelenerek Değerlendirilmesi”, Dış Ticaret Müsteşarlığı Dergisi, S. 8 (1998), s. 4. 25 ekonomiye destek vermesi, yatırım araçlarının ithali, yeni teknolojiler sağlanması ve yabancı firmaların sunduğu yeni olanaklar gelmektedir.59 Doğrudan yatırımın niteliği ve büyüklüğü ile de doğru orantılı olarak gelişmekte olan ülkeler başta olmak üzere bahsedilen avantajların yanında başka önemli katkıları da bulunmaktadır. Doğrudan yabancı yatırımlar, döviz kurundaki keskin hareketlerden ve ekonomik istikrardan diğer portföy sermaye yatırımlarına oranla daha az etkilenmekte olup ekonomik istikrarı ve döviz kurunu olumsuz yönde daha az etkilemektedir. Bu tür yatırımlar ürün çeşitliliğini artırmak suretiyle sınırlı pazar olumsuzluğunu ve ürün bağımlılığını azaltmakta, iş hacmini genişleterek istihdama ve ücretlere olumlu katkıda bulunmaktadır. Komple yeni yatırımlar özelinde bakıldığında ise yeni teknoloji ve alt yapı hizmetlerini de beraberinde getirmektedir. Uluslararası şirketlerin yatırım kapsamında transfer ettiği bilgi, tecrübe, üretim yöntemleri ile yatırım alan ülkenin sanayi hafıza ve tecrübesi önemli ölçüde gelişecektir. Rekabet kapsamında nihai tüketici ve tedarikçiler dâhil birçok çözüm ortağına çeşitli alternatifler sağlayacaktır. Ayrıca doğrudan yabancı yatırım sürecinden önce pazar sorunu yaşayan iç piyasa, yeni yatırımların uluslararası piyasa genişliği çerçevesinde ihracat yapma ve kapasite artışı imkânlarına sahip olacaktır.60 Doğrudan yabancı sermaye yatırımlar birçok malın çağdaş ve küresel çerçevede genel kabul edilir ölçütlerde üretilmesini sağlar. Yatırım alan ülkede yaşayanlar, ülkenin sınırlı tasarruf ve yatırım olanakları sebebiyle daha uzun süre ülkelerinde üretim imkânı bulamayacağı, satın alamayacakları ya da yüksek maliyetler ile ithal edecekleri malların üretimini sağlayarak ekonomik refahı da arttıracaklardır. Ev sahibi ülke yabancı sermayeli kuruluşlar öncesinde ekonomide üretilemeyen birçok yeni mamulün üretimini sağlayarak üretim çeşitliliği de yaratmaktadır. Bu çeşitlilik hammadde, ara malı şeklinde geliştirilerek söz konusu malların üretiminde kullanılacak girdileri üretecek yerli işletmelerin gelişmesine de ayrıca imkân sağlayacaktır.61 Doğrudan yatırımlar sadece ham teknoloji ile ülkeye giriş yapmaz, buna bağlı olarak yönetim, teknik hizmetler, lisans, özel alet ve donanımlar, makineler de beraberinde getirmektedir. Söz konusu süreç kapsamı haricinde ev sahibi ülkelerin bilim ve teknolojiye                                                              59 Hayrettin Demircan, “Dünyada ve Türkiye’de Yabancı Sermaye Yatırımları ve Stratejileri”, T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı Araştırma-İnceleme Dizisi, Ankara: Başbakanlık Müsteşarlığı, 2003, ss. 6- 29. 60 Z. Tuğrul Göver, Doğrudan Yabancı Yatırımların Uluslararası Ticarete Etkileri: Türkiye Değerlendirmesi, Ankara: Hazine Müsteşarlığı, 2005, s. 11-12. 61 Raymond Vernon, Sovereignty at Bay, The Multinational Spread of U.S. Enterprises, Newyork: Basic Books, 1971, p. 114. 26 ithalat vasıtası ile sahip olması yüksek maliyetli ve teknoloji transferlerindeki gizlilik sebebiyle bazen de imkânsız olabilmektedir. Satın alınan teknolojiler ise sonuca ulaştırmayan, üretim maliyetinde ve çeşitliliğinde farklılık yaratmayan klasik teknolojiler olmaktadır. Standart süreçte yüksek maliyet ile gerçekleşecek yatırımlar doğrudan yatırımların yüksek kapasitesi sayesinde yaygın ve etkili bir şekilde ülkeye gelerek önemli derecede katma değer de sağlamaktadır.62 Gelişmekte olan ülkelerin karşı karşıya bulundukları tasarruf açığı ve döviz rezervi sorunu karşısında doğrudan yabancı sermaye çok önemli bir olanak olup kısa sürede yatırıma dönüşebilecek olan bir sermaye akımı yapısına sahiptir. Doğrudan yatırımların arkasından uluslararası kuruluşların güven duyması ile doğru orantılı olarak mali yardımlar ve üretime yönelik düşük faizli uluslararası proje kredilerinin ülkeye gelmesi gerçekleşmektedir. Ayrıca gelişmekte olan ülkeler tasarruf ve sermaye açıklarından dolayı oluşacak talebi doğrudan yabancı yatırımlardan sağlanan sermaye ile karşılayabilecektir.63 Pazar büyüklüğünün ve payının artmasında da doğrudan yabancı yatırımların etkisi