T.C. BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TEMEL İSLÂM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI KELAM BİLİM DALI İSLÂM İNANCI İKTİSAT İLİŞKİSİ DOKTORA TEZİ İdris CANKILIÇ BURSA-2025 T.C. BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TEMEL İSLÂM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI KELAM BİLİM DALI İSLÂM İNANCI İKTİSAT İLİŞKİSİ DOKTORA TEZİ İdris CANKILIÇ Danışman: Prof. Dr. Cağfer KARADAŞ BURSA-2025 TEZ ONAY SAYFASI T. C. BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE Temel İslâm Bilimleri Anabilim Dalı, Kelam Bilim Dalı'nda 711123005 numaralı İdris Cankılıç’ın hazırladığı “İslâm İnancı İktisat İlişkisi” başlıklı doktora tezi ile ilgili savunma sınavı, 20/02/2025 günü 13.00-15.00 saatleri arasında yapılmıştır. Alınan cevaplar sonunda adayın başarılı olduğuna oybirliği ile karar verilmiştir. Prof. Dr. Cağfer KARADAŞ Prof. Dr. Orhan Şener KOLOĞLU (Tez Danışmanı ve sınav kom. Başk.) Üye Bursa Uludağ Üni. İlahiyat Fakültesi Bursa Uludağ Üni. İlahiyat Fakültesi Prof. Dr. Ulvi Murat KILAVUZ Prof. Dr. Süleyman AKKUŞ Üye Üye Bursa Uludağ Üni. İlahiyat Fakültesi Sakarya Üni. İlahiyat Fakültesi Doç. Dr. Hikmet Yağlı MAVİL Üye Bolu Abant İzzet Baysal Üni. İlahiyat Fakültesi 20/02/2025 DOKTORA İNTİHAL YAZILIM RAPORU BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TEMEL İSLÂM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI BAŞKANLIĞI’NA Tarih: 20/02/2025 Tez Başlığı / Konusu: İSLÂM İNANCI İKTİSAT İLİŞKİSİ Yukarıda başlığı gösterilen tez çalışmamın a) Giriş, b) Ana bölümler ve, c) Sonuç kısımlarından oluşan toplam 145 sayfalık kısmına ilişkin, 24.01.2025 tarihinde şahsım tarafından Turnitin adlı intihal tespit programından (Turnitin)* aşağıda belirtilen filtrelemeler uygulanarak alınmış olan özgünlük raporuna göre, tezimin benzerlik oranı %6‘dır. Uygulanan filtrelemeler: 1- Dipnotlar ve Kaynakça hariç 2- Alıntılar hariç/dahil 3- 5 kelimeden daha az örtüşme içeren metin kısımları hariç Bursa Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tez Çalışması Özgünlük Raporu Alınması ve Kullanılması Uygulama Esasları’nı inceledim ve bu Uygulama Esasları’nda belirtilen Âzami benzerlik oranlarına göre tez çalışmamın herhangi bir intihal içermediğini; aksinin tespit edileceği muhtemel durumda doğabilecek her türlü hukuki sorumluluğu kabul ettiğimi ve yukarıda vermiş olduğum bilgilerin doğru olduğunu beyan ederim. Gereğini saygılarımla arz ederim. 20.02.2025 Adı Soyadı: İdris CANKILIÇ Öğrenci No: 711123005 Anabilim Dalı: Temel İslâm Bilimleri Programı: Kelam Statüsü: Y.Lisans Doktora Danışman Prof. Dr. Cağfer KARADAŞ YEMİN METNİ Doktora tezi olarak sunduğum "İslâm İnancı İktisat İlişkisi" başlıklı çalışmanın bilimsel araştırma, yazma ve etik kurallarına uygun olarak tarafımdan yazıldığına ve tezde yapılan bütün alıntıların, kaynaklarının usulüne uygun olarak gösterildiğine, tezimde intihal ürünü cümle veya paragraflar bulunmadığına şerefim üzerine yemin ederim. 20/02/2025 Adı Soyadı : İdris CANKILIÇ Öğrenci No : 711123005 Anabilim Dalı : Temel İslâm Bilimleri Programı : Kelam Tezin Türü : Doktora vi ÖZET Yazar Adı ve Soyadı İdris Cankılıç Üniversite Bursa Uludağ Üniversitesi Enstitü Sosyal Bilimler Enstitüsü Anabilim Dalı Temel İslâm Bilimleri Bilim Dalı Kelâm Tezin Niteliği Doktora Tezi Tez Danışmanı Prof. Dr. Cağfer Karadaş İSLÂM İNANCI İKTİSAT İLİŞKİSİ Günümüzde iktisadi hayat yaygın olarak seküler bir anlayış ile şekillendirilmiştir. Bu anlayışa göre iktisadın öznesi olan insanın bu dünyadaki en önemli gayesi dünyanın zevklerini elde etmesi ve mutlu yaşamasıdır. İktisadın nesnesi olan kaynakların daha geniş anlamda maddenin aidiyeti ve tasarrufu insana bağlanmakta ve insana hizmet ölçüsünce değerli görülmektedir. Ayrıca iktisadi faaliyetlerden elde edilen kazanç da tamamıyla insanın çalışmasının neticesine bağlanmaktadır. Hâlbuki İslâm inancına göre insan bu dünyaya Allah’a kulluk ve ahirete hazırlamak için gönderilmiştir. İnsanın iktisadi faaliyetlerinde kullanmış olduğu kaynakların tamamı dahil bütün evren Allah’ın mülküdür. Mülkün tasarrufu da gerçek manada Allah’a aittir. Ayrıca gerek iktisadi faaliyetler alanında olsun gerekse diğer bütün alanlarda olsun her türlü faaliyetin neticesinde elde edilen sonuç ve kazanç ise Allah’ın bir lütfudur. İslâm inancı perspektifinde iktisadi faaliyetlerin değerlendirildiği ve iktisadi faaliyetlerin temel ögelerinin İslâm inancındaki karşılığının araştırıldığı çalışmamızda yukarıda görüldüğü gibi İslâm inancının öngördüğü bir iktisat düşüncesi ile günümüzde yaygın olarak benimsenmiş seküler iktisat düşüncesinin zihniyet düzeyinde uygunluk arz etmediği görülmektedir. Hâlbuki bütün kâinatın yaratıcısı sahibi ve daim yöneticisi Allah’tır. Mülkte en doğru ve faydalı tasarrufun nasıl olacağını en iyi Allah bilir. Dolayısıyla iktisadın da İslâm inancına göre şekillendirilmesi insanlığı bu hususta hem ahirette mesuliyetten kurtaracak hem de bu dünya hayatında en doğru iktisat sisteminin oluşturulmasına vesile olacaktır. Anahtar Sözcükler: Kelâm, İslâm İnancı, İktisat, İnsan, Mülk, Kazanç vii ABSTRACT Name and Surname İdris Cankılıç University Bursa Uludag University Institution Social Science Institution Field Basic Islamic Sciences Branch Department of Kalam Degree Awarded PhD. Thesis Supervisor (s) Professor Doctor Cağfer Karadaş THE RELATIONSHIP BETWEEN ISLAMIC FAITH AND ECONOMICS Today, economic life is widely shaped by a secular understanding. According to this understanding, the most important purpose of man, the subject of economics, in this world is to experience the pleasures and happiness of the world. The ownership and saving of resources and matter, which are the objects of economics, are attributed to man and are considered valuable to the extent that they serve man. İn addition, the profit obtained from economic activities is entirely dependent on the result of man's work. However, according to Islamic faith, man has been sent to this world to serve Allah and prepare for the hereafter. The entire universe, including all the resources that man uses in his economic activities, is the property of Allah. And the disposal of property belongs to god in a real sense. In addition, the result and gain obtained as a result of all kinds of activities, whether in the field of economic activities or in all other fields, is a blessing of Allah. In our study, in which economic activities are evaluated in the perspective of Islamic faith and the basic elements of economic activities are investigated in Islamic faith. İt is seen that the idea of an economy envisaged by Islamic faith and the secular economic thought that is widely adopted today are not compatible at the level of mentality. However, Allah is the creator, owner and permanent ruler of the entire universe. Allah knows best how to make the most correct and beneficial disposition of property. Therefore, shaping the economy according to the Islamic faith will both save humanity from liability in the hereafter and will lead to the creation of the most correct economic system in this world life. Keywords: Kalām, Islamic faith, Economics, Human, Property, Profit, viii ÖNSÖZ İslâm’da inanç dinin temelini oluşturmaktadır. Bir nevi dinin ruhudur. Bütün ibadet, muamelat ve ahlak kaideleri inanç doğrultusunda şekillenmektedir. İslâm dini kişi ve toplumların ahiret hayatıyla beraber dünya hayatını da ele alır ve şekillendirir. Bu hususun temel zihniyeti İslâm inancından kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla İslâm, dünya hayatının her yönüyle ilgili ilahî beyanlar ve ölçüler telkin eder. Günümüzde İslâm iktisat çalışmaları genellikle muamelat ve ahlak cihetleriyle ele alınmış ve çalışmalar bu yönde yoğunlaşmıştır. Bu doğrultuda birçok çalışmalar yapılmıştır. Muamelat ve ahlak iktisat alanında insanların nasıl davranmaları ve ne şekilde yapacaklarını ifade etmektedir. Bir diğer deyişle muamelat ve ahlak öncelikle iktisadın yatay boyutunu, insan-madde ve insan-insan ilişkilerini ele almaktadır. Öte yandan iktisadi alanda İslâm’ın her bir muamelat ve ahlak kaidesi Allah’ın emir ve yasakları olması cihetiyle İslâm inancının da konusu olmaktadır. İnanç yönü iktisadın dikey boyutunu, Allah- insan ve Allah-madde ilişkilerini ele almaktadır. İnsanın imtihanı ve ahiret sorumluluğu cihetiyle iktisadi hayatta da her bir amelin Allah’a itaat ve O’nun rızasına yönelik yapılması gereği işin inanç boyutunu ifade etmektedir. Bu husus kişi ve toplumlar için iktisadi hayatta en etkili oto-kontrol ve motivasyon kaynağını teşkil etmektedir. İslâm inancına göre Allah her şeyin mutlak yaratıcısı, yöneticisi ve sahibidir. Her an hâzır ve nâzırdır. Dolayısıyla iktisadın kaynaklarını, sonuçlarını, failini fiilleriyle yaratan, yöneten Allah’tır ve mülkiyet de gerçek anlamda O’na aittir. Bu husus iktisadi hayatta da birey ve toplumların en doğru ve isabetli tercihlerinin bu konudaki ilahî beyan ve ölçüler doğrultusunda olacağı anlamına gelmektedir. İnanç boyutu iktisadi muamelat ve davranışın temel zihniyetini ifade etmektedir. Neticede her hususta olduğu gibi iktisadın da inanç cihetinden ele alınması insanın hem dünya hem de ahiret hayatı açısından önem arz etmektedir. Çalışmamızın temel amacı, iktisadın İslâm inancına göre temel zihniyetini ve inanç kökenlerini tespit etmektir. Böylece iktisadın inanç referansları cihetiyle İslâm iktisat çalışmalarına katkıda bulunmaktır. Bu doğrultuda şekillenen çalışmamız konunun önemini anlatan giriş ve dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde; İslâm inancı ile iktisadın kavramsal çerçevesi ele alınmış ve ilgili bir kısım konular özet olarak verilmiştir. İkinci bölümde; iktisadın öznesi insan cihetiyle inanç iktisat ilişkisi ele alınmıştır. İnsanın Allah'a karşı görev ve sorumlulukları, insana Allah tarafından bahşedilen üstün nitelikler ve çevresel imkânlar izah edilmiştir. Üçüncü bölümde; iktisadın nesnesi olan madde (mülk) üzerinde durulmuştur. Bu bölümde mülkün aidiyeti, tasarrufu, insanın mülkte tasarruf şekli ve mülkte tasarrufun esasları işlenmiştir. Dördüncü bölümde; iktisadın neticesi olan kazanç konusu ele alınmıştır. Bu bağlamda kazancın mahiyeti, kazancın dünya-ahiret dengesi, sarfında denge ve biriktirilmesinde denge konuları üzerinde durulmuştur. Sonuç bölümünde ise elde edilen bulgular değerlendirilmiştir. Bu çalışmanın şekillenmesine her türlü desteği veren özellikle konunun inanç cihetiyle ele alınmasında değerli katkıları olan hocam Prof. Dr. Cağfer KARADAŞ’a özellikle teşekkürlerimi arz ederim. Aynı zamanda iktisadi konularda değerli fikirleri ve yönlendirmeleriyle çalışmamıza katkıda bulunan Prof. Dr. Ferudun YILMAZ’a da teşekkürlerimi arz ederim. Çalışmamızın şekillenmesinde değerli katkıları olan Prof. Dr. ix Ahmet Saim KILAVUZ hocama, fikirleriyle beni yönlendiren hocaların hocası Profesör Dr. Hayrettin KARAMAN’a teşekkürlerimi sunarım. Çalışmamızın değerlendirilmesi ve teknik yönden şekillendirilmesi hususunda değerli fikirleriyle katkıda bulunan Profesör Dr. Ulvi Murat KILAVUZ, Prof. Dr. Süleyman AKKUŞ, Prof. Dr. Orhan Şener KOLOĞLU ve Doç Dr. Hikmet Yağlı MAVİL hocalarıma da teşekkürlerimi arz etmeyi borç bilirim. Ayrıca Prof. Dr. Hüseyin GÜNDAY hocama da katkılarından dolayı teşekkürlerimi arz ederim. Değerli fikirleri ve yönlendirmeleriyle katkıda bulunan merhum Prof. Dr. Sabri ORMAN hocama da Allah’tan rahmet niyaz ederim. Aynı zamanda aile sorumluluğum ve iş hayatımla beraber yürütmeye gayret ettiğim bu çalışmam da bana maddi-manevi olarak her zaman destek olan eşime, sabırlarından dolayı çocuklarıma ve aileme karşı sorumluluklarımı yerine getirme hususunda fedakârane yardımlarda bulunan kayınpederime ve kayınvalideme de teşekkürlerimi sunmayı borç addederim. Burada ismini zikredemediğim hocalarıma ve arkadaşlarıma da teşekkür ederim. Emeği geçenlerden Allah razı olsun. İdris Cankılıç Bursa 20/02/2025 x İÇİNDEKİLER Sayfa TEZ ONAY SAYFASI .................................................................................................. iii DOKTORA İNTİHAL YAZILIM RAPORU .............................................................. iv YEMİN METNİ .............................................................................................................. v ÖZET ............................................................................................................................... vi ABSTRACT ................................................................................................................... vii ÖNSÖZ ......................................................................................................................... viii İÇİNDEKİLER ............................................................................................................... x KISALTMALAR .......................................................................................................... xii GİRİŞ ............................................................................................................................... 1 1. Çalışmanın Amacı ve Önemi .................................................................................... 1 2. Çalışmanın Kapsamı ve Sınırları .............................................................................. 3 3. Çalışmanın Metodu ve Kaynakları............................................................................ 4 BİRİNCİ BÖLÜM İSLÂM İNANCI VE İKTİSAT 1. İnancın Kavramsal Çerçevesi .................................................................................. 10 1.1. İnanç ................................................................................................................. 10 1.2. İman.................................................................................................................. 11 1.3. Zarûrât-ı Dîniyye .............................................................................................. 14 1.4. İman ve Amel ................................................................................................... 15 2. İktisadın Kavramsal Çerçevesi ................................................................................ 16 2.1. İktisat ................................................................................................................ 16 2.2. İktisat Anlayışları ............................................................................................. 20 2.3. İktisadın Doğa veya Sosyal Bilim Olduğu Tartışması ..................................... 22 2.4. Yaygın Olarak Benimsenmiş Bazı İktisadi Sistemler ...................................... 27 2.4.1. Kapitalizm ................................................................................................. 28 2.4.2. Sosyalizm ................................................................................................. 34 3. İslâm’ın İktisada Bakışı .......................................................................................... 39 3.1. Kur’ân’da İktisat Kavramı ve Türevleri ........................................................... 39 3.2. Kur’ân’da İktisadi Konulara Yaklaşım ............................................................ 42 3.3. İslâm İktisat Düşüncesi .................................................................................... 45 İKİNCİ BÖLÜM İKTİSADIN ÖZNESİ İNSAN 1. Allah’a Göre İnsanın Konumu ................................................................................ 55 1.1. İslâm İnancında Ulûhiyet Anlayışı................................................................... 55 1.1.1. Allah'ın Varlığı .......................................................................................... 61 xi 1.1.2. Allah'ın Yaratıcılığı ................................................................................... 65 1.1.3. Allah'ın Birliği ........................................................................................... 69 1.1.4. Allah'ın Rububiyeti ................................................................................... 71 1.2. İnsanın Allah’a Karşı Görev ve Sorumlulukları .............................................. 73 2. Evrene Göre İnsanın Konumu ................................................................................. 81 2.1. İslâm İnancında Evren Anlayışı ....................................................................... 81 2.1.1. Evrenin Yaratılışı ...................................................................................... 84 2.1.1.1. Yaratılıştaki Değişim ve Süreklilik .................................................... 84 2.1.2. Evrenin Sonlu Olması ............................................................................... 88 2.1.3. Evrenin İşleyişiyle İlgili Bazı Özellikler .................................................. 92 2.2. Evrende İnsanın Üstünlüğü ve İmkanları ......................................................... 99 2.2.1. İnsana Verilen Hürriyet ........................................................................... 109 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM İKTİSADIN NESNESİ MÜLK 1. Mülkün Anlam Çerçevesi ..................................................................................... 121 2. Mülkün Aidiyeti .................................................................................................... 123 3. Mülkün Tasarrufu.................................................................................................. 127 4. Mülkte Tasarruf Şekli ........................................................................................... 133 4.1. Mülkün Tasarrufunda Meşruiyet.................................................................... 138 4.2. Mülkün Tasarrufunda Adalet ......................................................................... 143 4.3. Mülkün Tasarrufunda Hakkaniyet ................................................................. 146 4.4. Mülkün Tasarrufunda Teavün ........................................................................ 150 4.5. Mülkün Tasarrufunda İhsan ........................................................................... 154 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM İKTİSADIN NETİCESİ KAZANÇ 1. Kazanç Kavramı .................................................................................................... 160 2. Kazancın Mahiyeti ................................................................................................ 164 3. Kazançta Denge .................................................................................................... 174 3.1. Kazançta Dünya - Ahiret Dengesi.................................................................. 177 3.2. Kazancın Sarfında Denge ............................................................................... 184 3.3. Kazancın Biriktirilmesinde Denge ................................................................. 190 SONUÇ ......................................................................................................................... 198 KAYNAKÇA ............................................................................................................... 204 ÖZGEÇMİŞ ................................................................................................................. 230 xii KISALTMALAR Kısaltmalar Açıklama a.mlf. Aynı müellif AÜİF. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi çev. Çeviren der. Derleyen ed. Editör hzr. Hazırlayan İ.İ.B.F. İktisadi İdari Bilimler Fakültesi nşr. Neşreden sad. Sadeleştiren ter. Tercüme eden TDK Türk Dil Kurumu TDV Türkiye Diyanet Vakfı thk. Tahkik eden tsh. Tashih ts. Tarihsiz Üni. Üniversite vd. Ve diğerleri yy. Yayın yeri yok 1 GİRİŞ 1. Çalışmanın Amacı ve Önemi İslâm dini Allah katında kıyamete kadar geçerli tek hak din olduğu için diğer dinlerden farklılık ve üstünlük arz etmektedir. İslâm, diğer dinlerde olduğu gibi sadece tanrı ile kişiler arasında belirli zamanlarda ve belirli ritüellerle sağlanan ilişkileri konu edinen bir din değildir. İslâm bütün varlığı kapsamına alan bir dindir. Kur’ân-ı Kerîm’de insanın şahsi hayatından, toplumsal hayattan, çeşitli bitki ve hayvanlardan, gök cisimlerinden, ve canlı-cansız birçok varlığın tarihsel süreçlerinden bahsedilmesi bu gerçeği teyit niteliğindedir. İslâm, insan hayatının her cihetini düzenlemekte ve ilahî ölçüler dahilinde ona bir sistem sunmaktadır. İktisadi hayatta insan hayatının bir cihetini oluşturduğu için iktisadi konular da İslâm’ın kapsamına girmektedir. İktisat ekseriyetle muamelat ve ahlak cihetiyle İslâm hukuku ve tasavvufu alanlarında konu edilmektedir. Öte yandan İslâm’daki her hususun bir de inanç ciheti vardır. İnanç İslâm dinin özünü teşkil etmektedir. Dini hükümlerin ve davranışların tamamı inanç esasları bağlamında şekillenmektedir. Dolayısıyla iktisadi konularla ilgili Kur’ân’da ve sünnette geçen her bir husus Allah’ın hüküm ve beyanlarını ifade etmesi cihetiyle inancın da konusu olmaktadır.1 İslâm tevhit inancına göre bütün varlığı yaratan Allah’tır. Varlığın tasarrufu da Allah’a aittir. Kur'ân'da Allah'ın mükemmel ve kusursuz bir düzen ve sistem ile âlemi yönettiği ifade edilmektedir. Allah âlemde hiçbir şeyi düzen dışı bırakmamıştır. İnsan, duyular ve akıl yoluyla çevresinde ulaşabildiği yerlerde Allah'ın idare ettiği bu mükemmel düzeni idrak edebilmektedir.2 İktisadi hayatla ilgili soyut veya somut her türlü husus Allah’ın 1 el-Enʿâm 6/59; Celâl Yeniçeri, Peygamber ve Sonrasında İslâm’ın Emeğe Bakışı ve Emek Hayatını Düzenlemesi (İstanbul: Çamlıca Yayınları, 2009), 63; Sezai Karakoç, İslâm Toplumunun Ekonomik Strüktürü (İstanbul: Diriliş Yayınları, 12. Baskı, 2012), 48; Muhammad Hamidullah, Introduction to Islam (Paris: Centre Culturel Islamique, 3. Baskı, 1393/1973), 25, 43-44. 2 el-Bakara 2/22, 164; Âl-i ʿİmrân 3/190-191; el-Aʿrâf 7/57; Yûnus 10/5; er-Rʿad 13/3, 8, 16; el-Hicr 15/19; en-Nahl 16/10, 11; el-İsrâ’ 17/111; el-Furkân 25/2; Sebe’ 34/22, 32; Yâ-Sîn 36/40; es-Sâffât 37/96; Sâd 38/27; el-Mü'min 40/64; ed-Duhân 44/38; Kâf 50/6; el-Kamer 54/49; er-Rahmân 55/7-9; el- Mülk 67/3-4; el-Kıyâme 75/36; en-Nâziʿât 79/30; et-Tîn 95/4; Ahmed b. Alî b. Ebû Bekir er-Râzî el- Cessâs, Ahkâmu'l-Kur'ân, thk. Muhammed Sâdık el-Kamhâvî (Beyrut: Dâru İhyâi't-Türâsi’l-Arabî, 1412/1992), 1/33; Ebû Mansûr Muhammed b. Muhammed b. Mahmûd el-Mâtürîdî, Kitâbü’t-tevhîd, thk. Bekir Topaloğlu - Muhammed Aruçi (Beyrut &İstanbul: Dâru Sâder & Mektebetü’l-İrşâd, 2001), 84, 87- 88, 167, 169; Cağfer Karadaş, İslâm Düşüncesinde Ahiret (Bursa: Emin Yayınları, 2008), 24-26; İlyas Çelebi, İslâm’ın İnanç Esasları (İstanbul: İSAM Yayınları, 2010), 33-34; Tevfik Yücedoğru, Din İmân ve 2 mülkü ve idaresi dahilindedir. Dolayısıyla İslâm, iktisadi konularla ilgili birçok esaslar ve ilkeler vaz’ etmektedir. Bu dünyada imtihan gereği bu esaslara tabi olmak insanın iradesine bırakılmıştır. İslâm inancına göre Allah’ın bütün âlemde oluşturduğu düzen gibi bu ilahî esaslar ve ilkeler de insanın iktisadi hayatında mükemmel bir düzeni sağlama niteliğine haizdirler. Bu husus iktisadi konuların İslâm inancına göre ele alınmasının gereğini ifade etmektedir.3 İnsana bu âlemde verilen her şey ilahî bir emanet niteliği taşımaktadır. Neticede insan bu dünya hayatıyla ilgili sorumlu kılınmıştır. Bütün hayatı gibi iktisadi hayatı da bu sorumluluk alanına girmektedir. İnsan iktisadi hayatında dahi başıboş tasarruf edemez. Allah'ın mülkünü istediği gibi kullanamaz. Bu konuda da kendisine beyan edilen ilahî telkinlere riayet etme hususunda ahirette hesaba çekilecektir. İslâm ahiret inancı, iktisadi hayatta insan davranışlarını, insan-madde ilişkilerini doğrudan etkilemektedir. Kur'ân’da iktisadi hususlarla ilgili konuların ele alındığı yerlerde Allah korkusu, ahirette hesap verme, Allah’ın hâzır ve nâzır oluşu gibi itikadî hususların dile getirilmesi iktisadi hayatta inancın yerini ve önemini göstermektedir.4 İslâm inancı iktisat ilişkisini konu edindiğimiz tezimizde asıl amacımız; İslâm inancının, iktisadi ilkelerin belirlenmesinde dikkate alınması gereken birtakım kuralları öngörüp görmediğini tespit etmektir. Bir diğer ifadeyle İslâm inancı zemininde iktisadı konumlandırmaktır. Bu bağlamda İslâm inancından uzak bir iktisat zihniyetinin insanlığın saadetine vesile olup olamayacağı, sorusunun da cevabı aranmıştır. İslâm'a Dair (Bursa: Emin Yayınları, 2012), 74-75; Ulvi Murat Kılavuz, “Küreselleşen Dünyada Din”, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 11/2 (Haziran 2002), 208. 3 Muhammed Hamidullah, Introduction to Islam, 25; Muhammad Umer Chapra, Islam and Economic Development: A Strategy for Development with Justice and Stability (Islamabad: International Institute of Islamic Thought, 1993), 3-5. 4 el-Bakara 2/86; Âl-i ʿİmrân 3/185; en-Nisâ 4/77; el-Enʿâm 6/32; el-Enfâl 8/67; er-Rʿad 13/26; İbrâhîm 14/3; en-Nahl 16/107; el-Enbiyâʾ 21/47; eş-Şuʿarâʾ 26/88; el-Kasas 28/77; el-ʿAnkebût 29/64; es-Secde 32/14; el-Ahzâb 33/72; Fâtır 35/5; ez-Zümer 39/16; eş-Şûrâ 42/20; el-Hadîd 57/20; el-Hâkka 69/25-29; el-Kıyâme 75/20-21; en-Nâziʿât; 79/35-39; Ahmet Tabakoğlu, İslâm ve Ekonomik Hayat (Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2003), 16-17; a.mlf., İslâm İktisadı (İstanbul: Kitabevi Yayınları, 2005), 18, 146, 164, 254-255; Ahmet Ünsür, İş’te İnsan ve Ahlak: İş Ahlakı (İstanbul: Değerler Eğitimi Merkezi Yayınları, 2020), 86, 88-89; Muhammad Umer Chapra, Islam And The Economic Challenge (Riyadh: Internatıonal Islamıc Publıshıng House, 1992), 5-6; Faruk Taşçı, Sabahaddin Zaim ile İktisat Toplum ve Siyaset (İstanbul: İktisat Yayınları, 2019), 23; M. Salih Geçit, Ekonomi ve İnanç (Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2009), 122-123, 194-195; Muhammed el-Mubârek, Nizâmu’l-İslâm el- İktisâd (Tahran: Matbaʿatu Sepehr, 1985), 33; Yeniçeri, Peygamber ve Sonrasında İslâm’ın Emeğe Bakışı ve Emek Hayatını Düzenlemesi, 72. 3 Günümüzde yaygın olarak kabul görmüş iktisadi düşünce sistemlerinin genel itibarıyla bu anlayıştan uzak seyretmeleri ve kelâm alanında iktisadın İslâm inancı temellerini tespit etme hususunda doktora düzeyinde çalışmaların henüz yetersiz olduğu kanaatimiz, bizi bu konuda tez çalışmasına yönlendirmiştir 2. Çalışmanın Kapsamı ve Sınırları Tezimizin konusu olan İslâm inancı iktisat ilişkisi geniş kapsamlı bir çalışma gerektirdiği için ele alınan konular ve kaynaklar cihetinde bir kısım sınırlandırmalar yapılmıştır. İslâm inancı ile iktisat arasında farklı yönlerden, doğrudan veya dolaylı ilişkiler mevcuttur. Biz çalışmamızda İslâm inancı zemininde ve kapsamında iktisadı değerlendirmeyi temel hedefimiz olarak belirledik. Bu bağlamda iktisadi faaliyetlerin tanımından hareket ederek tespit ettiğimiz bazı temel ögelerin İslâm inancındaki yeri araştırılmıştır. Çalışmamız asıl olarak İslâm inancı zemininde ele alındığı için iktisadın tanımı ve iktisatla ilgili temel kavramsal düzeydeki bir kısım özet bilgiler yeterli görülmüştür. Geniş bir alan olan iktisadın ayrıntılarına inmek bu çalışmanın amacını ve hacimsel olarak sınırlarını aşan bir durum arz etmektedir. Öte yandan İslâm inancı iktisat ilişkisi İslâm’ın temel kaynağı olan Kur’ân-ı Kerîm ekseninde araştırılmış ve bu bağlamda şekillendirilmiş olup diğer kaynaklar bu doğrultuda kullanılmıştır. Ayrıca İslâm kelâm ekolleri arasında da iktisatla ilgili bazı meseleler ele alınmıştır. Bu husus da çalışmamızın kapsamı dışında değerlendirilmiş olup zaman zaman özet bilgiler vermekle yetinilmiştir. Çalışmamız giriş, üç bölüm ve sonuçtan oluşmaktadır. Giriş bölümünde; çalışmanın amacı, önemi, kapsamı ve kaynakları gibi metodolojik bilgiler verildikten sonra çalışmamıza temel teşkil edecek şekilde İslâm inancı ve iktisat ile ilgili konumuzla bağlantılı bazı kavramlar ve bilgiler özet olarak ele alınmıştır. Ayrıca Kur’ân’da iktisat kavramı, Kur’ân’ın iktisadi konulara yaklaşımı ve İslâm iktisat düşüncesinin gelişimi özet olarak verilmiştir. Birinci bölümde, iktisadın öznesi olan insanın Allah’a ve evrene göre konumları ele alınmıştır. Bu bağlamda İslâm inancı ve iktisat ilişkisinin temelinin İslâm’daki uluhiyet 4 ve âlem (evren) anlayışından kaynaklandığı düşünüldüğü için İslâm inancına göre uluhiyet ve âlem (evren) ile ilgili bir kısım konulardan özet olarak bahsedilmiştir. Bu bölümde, insanın dünyaya asıl gönderilme gayesinin sadece dünyada yaşamak için çabalamak olmadığı, ahirete hazırlanmak ve Allah’a kulluk etmek olduğu açıklanmıştır. İnsanın dünyada imtihana tabi tutulduğu ve kendisine bazı sorumlulukların verildiği hususu üzerinde durulmuştur. İnsanın âlemde Allah tarafından üstün niteliklerle donatılmış, kendisine geniş imkânlar ve geniş hürriyet verilmiş varlık olduğu izah edilmiştir. Ayrıca insanın ferdi sorumluluklarla beraber toplumsal sorumluluklarla da mükellef kılındığı işlenmiştir. İkinci bölümde, İslâm inancına göre iktisadın nesnesi olan mülk ele alınmıştır. Bu bağlamda mülkün aidiyetinin ve tasarrufunun hakikatte Allah’a ait olduğu izah edilmiştir. İnsana ise mülkte geçici ve kısmi bir tasarruf hakkının tanındığı üzerinde durulmuştur. Dünya insanın imtihan yeri olduğu için mülkteki tasarrufu da imtihanının bir yönünü teşkil etmektedir. İnsanın mülkteki tasarruf şeklinin Kur'ân’da geçen genel bir isimlendirmeyle sâlih amel olduğu açıklanarak sâlih amelin iktisadi hayatla ilgili önemli görülen bir kısım esaslarından bahsedilmiştir. Üçüncü bölümde ise iktisadi faaliyetlerin neticesi olan kazanç, İslâm inancı yönüyle ele alınmış ve kazancın Allah'ın lütfu olduğu izah edilmiştir. Dolayısıyla kazancın teşrî ve tevcihinin de Allah’a ait olduğu açıklanmış ve Allah'ın kazançla ilgili hüküm ve tavsiyelerinin insanın ferdi ve sosyal hayatında sağladığı dengeler üzerinde durulmuştur. Sonuç kısmında ise çalışmada elde edilen bulgulardan hareket edilerek İslâm inancı iktisat ilişkisi değerlendirilmiştir. 3. Çalışmanın Metodu ve Kaynakları Çalışmamızda konuyu şekillendirmek için öncelikle asli kaynaklara müracaat edilerek konu hakkında genel bilgiler elde edilmiştir. Ayrıca literatür taraması ile kaynaklar değerlendirilerek kapsam ve sınırlar belirlenmiştir. Elde edilen bilgiler doğrultusunda konu bölümlendirilerek şekillendirilmiştir. Çalışmamızda mümkün olduğu kadar asli kaynaklara ve onların açılımı sadedinde tali kaynaklara müracaat etmek tercih 5 edilmiştir. Çalışmamızın her bölümünde İslâm inancı perspektifinde ve zemininde konular ele alınmaya gayret edilmiştir. Bu bağlamda başta Kur'ân-ı Kerîm ve tefsirleri, hadis kaynakları, akaid kitapları, Arapça ve Türkçe lügatler, iktisatla ilgili kitaplar, İslâm ekonomisiyle ilgili çalışmalar ve muhtelif konularla ilgili kitaplar olmak üzere sözlü ve görsel yayınlar, görüşmeler, söyleşiler gibi çalışmalardan istifade edilmiştir. Aşağıda en çok müracaat edilen kaynaklar verilmiştir. 1- Çalışmamızın her bölümünde temel kaynak olarak müracaat ettiğimiz Kur'ân-ı Kerîm’in ayetlerinin tefsirleri için; Taberî (ö. 310/922) Câmiʿuʽl-beyân, Mâtürîdî (ö. 333/944), Te’vilâtü’l-Kur’ân; Semerkandî (ö. 373/893), Tefsîru’l-Kurʾân; Begavî (ö. 516/1122), Meʿâlimü’t-tenzîl; Zemahşerî (ö. 538/1144), Keşşâf; İbnü’l-Cevzî (ö. 597/1201), Zâdü’l-mesîr; Râzî (ö. 606/1210), Mefâtîhu’l-gayb; Kurtubî (ö. 671/1272), el-Câmiʿu li ahkâmi’l-Kur’ân; Beydavî (ö. 685/1286), Envâru’t-tenzîl; Ebû'l-Berekât en-Nesefî (ö. 710/1310), Medârikü't-tenzîl; İbn Kesîr (ö. 774/1372), Tefsîruʼl-Kur’âniʼl- ʻazîm; Celâleddîn es-Suyûtî (ö. 911/1505), ed-Dürru’l-mensûr; Ebüssuûd Efendi (ö. 982/1574), İrşâdü’l-‘akli’s-selîm; Âlûsî (ö. 1270/1853), Rûhu'l-meʿânî; Hamdi Yazır (ö. 1942), Hak Dîni Kur'ân Dili; tefsirleri gibi kaynaklardan istifade edilmiştir.5 5 Ebû Ca‘fer Muhammed b. Cerîr b. Yezîd el-Âmulî et-Taberî el-Bagdâdî, Câmiʿuʽl-beyân ʿan teʾvîliâyi’l- Kurʾân, thk. Abdullah b. Abdilmuhsîn et-Türkî (Kahire: Dâru Hicr, 1422/2001); Ebû Mansûr Muhammed b. Muhammed b. Mahmûd el-Mâtürîdî es-Semerkandî, Te’vîlâtü’l-Kur’ân, thk. Ahmet Vanlıoğlu (İstanbul: Dâru’l-Mîzân, 2005); Ebû’l-Leys İmâmu’l-hudâ Nasr b.Muhammed b. Ahmed b. İbrâhîm es-Semerkandî, Tefsîru’s-Semerkandî, thk. Ali Muhammed Muʿavvız-Âdil Ahmed Abdulmevcûd (Beyrut: Dâru’l-Kutubi’l-ʽİlmiyye, 1993); Ebû Muhammed Muhyî’s-Sünne el-Huseyn b. el-Mesʽûd b. Muhammed el-Ferrâʾ el Begavî, Tefsîru’l-Begavî (Meʿâlimu’t-tenzîl), thk. Muhammed Abdullâh en- Nemir vd., (Riyâd: Dâru Taybe, 1409/1989); Ebû'l-Kâsım Cârullah Mahmûd b. Ömer b. Muhammed el- Hârizmῑ ez-Zemahşerî, el-Keşşâf ‘an hakâʼiki gavâmidi’t-tenzîl ve ‘uyûni’l-ekâvîl fî vucûhi’t-te’vîl, thk. Âdil Ahmed Abdulmevcûd - Ali Muhammed Muʿavvız (Riyâd: Mektebetü’l-ʽUbeykân, 1418/1998); Ebu'l-Ferec Cemâleddîn Abdurrahmân b. Ali b. Muhammed el-Cevzî el-Bagdâdî (İbnu’l-Cevzî), Zâdu’l- mesîr fî ʿilmi’t-tefsîr, thk. Zuheyr eş-Şâvîş vd. (Beyrut: Dâru İbni Hazm, 3. Baskı, 2002), 397; Ebû Abdillâh (Ebü’l-Fazl) Fahruddîn Muhammed b. Ömer b. el-Hüseyn er-Râzî, et-Tefsîru’l-kebîr (Mefâtîhu’l-gayb) (Beyrut: Dâru’l-Fikr, 1981); Ebû Abdillâh Muhammed b. Ahmed b. Ebî Bekr b. Ferh, el-Kurtubî, el-Câmiʿ li ahkâmi’l-Kur’ân ve’l-mubeyyînu limâ tedammenehu mine’s-Sünne ve âyi’l- Furkân, thk. Abdullah b. Abdulmuhsîn et-Turkî (Beyrut: Muessesetü’r-Risâle, 1427/2006); Nâsıruddîn Ebû Saʿîd Abdullâh b. Ömer b. Muhammed el-Beydâvî, eş-Şirazῑ, Envâru’t-tenzîl ve esrâru’t-te’vîl, thk. Muhammed Abdurrahman el-Merʽaşlî (Beyrut: Dâru İhyâi’t-Türâsi’l-ʽArabî, 1418/1998); Ebû'l-Berekât Hâfizuddîn Abdullah b. Ahmed b. Mahmûd en-Nesefî, Medâriku't-tenzîl ve hakâiku't-teʾvîl, thk. Yusuf Ali Büdeyvî (Beyrut: Dâru’l-Kelimu’t-Tayyîb, 1419/1998); Ebûʼl-Fidâʾ ʿİmâduddîn İsmâʿîl b. Şihâbiddîn Ömer b. Kesîr, Tefsîruʼl-Kur’âniʼl-ʻazîm, thk. Mustafa es-Seyyid Muhammed vd. (Kahire: Müeesetu Kurtuba & Mektebetü Evlâdi’ş-Şeyh li’t-Turâs, 1421/2000); Ebûʼl-Fadl Celâleddîn Abdurrahman b. Ebî Bekr b. Muhammed el-Hudayrî es-Suyûtî, ed-Dürru’l-mensûr fi’t-tefsîr bi’l-me’sûr, thk. Abdullah b. Abdu’l-Muhsin et-Turkî, (Kahire: Merkezu Hicr li’l-Buhûs ve’d-Dirâsâti’l-Arabiyye ve’l-İslâmiyye, 1424/2003); Muhammed Ahmet ʿİmâduddîn İbnu’ş-Şeyh Muhyiddin b. Muhammed b. Mustafa el-ʿİmâdî Ebû’s-Suʿûd (Ebuuûd Efendi), İrşâdü’l-‘akli’s-selîm ilâ mezâyâ’l-Kur’âni’l-Kerîm, thk. Abdulkâdir 6 2- Lügat ve kavram bilgileri için; Râgıb el-İsfahânî (ö. 420/1029), el-Müfredât; Cevherî (ö. 400/1009’dan önce), es-sıhâh; İbn Manzûr (ö. 711/1311), Lisânü’l-‘Arab; Cürcânî (ö. 816/1413), Muʿcemu’t-taʿrîfât; Fîrûzâbâdî (ö. 817/1415), el-Kâmûsü’l-muhît; Zebîdî (ö.1205/1791), Tâcü’l-‘arûs; M. Fuâd Abdilbâkî (ö. 1882-1968), el-Muʿcem; Şemseddin Sami (ö. 1850-1904), Kâmûs-ı Türkî; Topaloğlu - Çelebi, Kelâm Terimleri Sözlüğü; Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi; M. Doğan, Büyük Türkçe Sözlük; gibi lugat ve ansiklopedi türü eserlerden istifade edilmiştir.6 3- İnanç konularıyla ilgili olarak da başta Mâtürîdî, Kitâbü’t-tevhîd; Eş‘ârî (ö. 324/935-36), Kitâbü’l-lüma’; Gazzâlî (ö. 505/1111), el-İktisâd fi’l-i‘tikâd; Ebû’l-Muʿîn en-Nesefî (ö. 508/1114), et-Temhîd, Tabsıratu'l-edille; Sâbûnî (ö. 580/1184), Kitâbü’l- bidâye mine’l-kifâye fi’l-hidâye fî usûli’d-dîn; Teftâzânî (ö. 792/1390), Şerhu’l- ‘akâidu’n-Nesefiyye; Cürcânî (ö. 816/1413), Şerhu’l-mevâkıf; Devvânî (ö. 908/1502), Şerhu’l-ʿakâidi’l-ʿaḍudiyye; gibi kadîm eserlerle beraber A.Saim Kılavuz, İman Küfür Sınırı, İslâm Akaidi ve Kelâma Giriş; Bekir Topaloğlu, Allah'ın Varlığı (İsbât-i Vâcib); Cağfer Karadaş, İslâm’ın İnanç Yapısı, İnsan ve Kaderi, İslâm Düşüncesinde Ahiret, Kelâm Düşüncesinde Evren ve İnsan, Bâkıllânî’ye Göre Allah ve Âlem Tasavvuru, Kelâm Düşüncesinde Allah ve Âlem Anlayışları; İlyas Çelebi, İslâm’ın İnanç Esasları; Süleyman Uludağ, İslâm’da İnanç Konuları ve İ’tikâdî Mezhebler; Şerafettin Gölcük - Süleyman Toprak, Kelâm - Tarih- Ekoller - Problemler-; Tevfik Yücedoğru, Din, İmân Ahmet Atâ (Riyâd: Mektebetü'r-Riyadı'l-Hadîse, 1391/1974); Ebû's-Senâ Şihâbuddîn Mahmûd b. Abdillâh b. Mahmûd el-Alûsî, Rûhu'l-meʿânî fî tefsîri'l-Kur'âni'l-ʿazîm ve's-sebʿi'l-mesânî, thk. ʿAlî ʿAbdülbârî ʿAtıyye (Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-ʿİlmiyye, 1415/1994); Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’ân Dili (İstanbul: Eser Kitabevi, 1971). 6 Ebû'l-Kâsım Hüseyin b. Muhammed b. el-Mufaddal er-Râgıb el-İsfahânî, Mufredâtu elfâzi’l-Kur'ân, nşr. Safvân Adnân Dâvûdî (Dımeşk: Dâru’l-Kalem, 1423/2002); İsmâil b. Hammâd el-Cevherî, es-Sıhâh tâcüʼl-lüga ve sıhâhuʼl-ʿArabiyye, thk. Ahmed Abdulğafûr Attâr (Beyrut: Dâruʼl-ʿilm liʼl-melâyîn, 4. Baskı, 1990); Ebü’l-Fadl Cemâlüddîn Muhammed b. Mükerrem b. İbn Manzûr, Lisânü’l-ʿArab. nşr. Emîn Muhammed Abdülvehhâb, Muhammed es-Sâdık el-ʿUbeydî (Beyrut: Dâru İhyâi’t-Türâsi’l-ʿArabî, 3. baskı 1419/1999); Ebû’l-Hasen Alî b. Muhammed b. Alî es-Seyyid eş-Şerîf el-Cürcânî, Mʿucemü’t- taʿrîfât, thk. Muhammed Sıddîk el-Minşâvî (Kâhire: Dâruʼl-Fazîle, 2004); Ebu’t-Tâhir Mecduddîn Muhammed b. Yaʿkûb b. Muhammed el-Fîrûzâbâdî, el-Kâmûsu’l-muhît (Mısır: el-Heyʾetu’l- Mısrıyyetü’l-ʿÂmmetu Li’l-Kitâb, 1399/1979); Ebü’l-Feyz Muhammed el-Murtazâ b. Muhammed b. Muhammed b. Abdirrezzâk el-Bilgrâmî el-Hüseynî ez-Zebîdî, Tâcü'l-‘arûs min cevâhiri'l-kâmûs (Kahire: el-Matbaatu'l-Hayriyye, 1306); Muhammed Fuâd Abdülbâkî, el-Muʿcemü’l-müfehres li elfâzi’l-Kurʾâni’l- Kerîm (Kahire: Matbaʿatü Dâri’l-Kutubi’l-Mısriyye, 1945); Şemseddîn Sâmî, Kâmûs-ı Türkî (Osmanlıca) (İstanbul: Çağrı Yayınları, 2017); Bekir Topaloğlu - İlyas Çelebi, Kelâm Terimleri Sözlüğü (İstanbul: İSAM Yayınları, 2.Baskı, 2010); D. Mehmet Doğan, Temel Büyük Türkçe Sözlük (İstanbul: Bahar Yayınları, 1994). 7 ve İslâma Dair; Ulvi Murat Kılavuz - Ahmet Saim Kılavuz, Kelâma Giriş; gibi yakın dönem ve günümüz eserlerinden de istifade edilmiştir.7 4- İktisat ile ilgili konularda ise Ebû Yûsuf Ya‘kûb b. İbrâhîm b. Habîb b. Sa‘d el-Kûfî (ö. 182/798), Kitabü’l-harâc; İbn Haldûn (ö. 808/1406), Mukaddime; Adam Smith, An Inquiry into the Nature and Causes of the Wealth of Nations; Karl Marx, Das Kapital, Kritik der politischen Oekonomie; Ahmet İnsel, İktisat İdeolojisinin Eleştirisi; Ahmet Tabakoğlu, İslâm ve Ekonomik Hayat, İslâm İktisadı; Ahmet Ünsür, İş'te İnsan ve Ahlak: İş Ahlakı; Alî Muhyîddin el-Karadâğî, el-Medhal ile’l-iktisâdi’l-İslâmî; Ayşe Buğra, İktisatçılar ve İnsanlar; Besim Üstünel, Ekonominin Temelleri; Cengiz Kallek, Hz. Peygamber Döneminde Devlet ve Piyasa; Emin Ertürk, İktisat; Ersan Bocutoğlu, İktisadî Düşünceler Tarihi; Hayrettin Karaman, İş ve Ticaret İlmihali; İsmail Çapak, İslâm İktisadı İlmihali; Muhammad Umer Chapra, Islam And The Economic Challenge; M. A. Manan, İslâmic Economics; Mehmet Karagül, Dünya Ekonomisi; M. Salih Geçit, Ekonomi ve İnanç; Mevdûdî, First Principles of Islamic Economics; Muhammet Hamidullah, Modern İktisat ve İslâm; Muhammet El-Mübarek, Nizâmü’l-İslâm el- 7 Ebu’l-Hasen ʿAlî b. İsmâîl b. Ebî Bişr İshâk b. Sâlim el-Eşʿarî el-Basrî, Kitâbü’l-lüma’ fi’r-reddi alâ ehli’l-ehvâ ve’l-bidʿa, thk. Hamûde Zekî Gurâbe (Mısır: Matbaʿatu Mısr Şirketu Musâheme Mısriyye, 1955); Ebû Mansûr Muhammed b. Muhammed b. Mahmûd el-Mâtürîdî, Kitâbü’t-tevhîd, thk. Bekir Topaloğlu - Muhammed Aruçi (Beyrut &İstanbul: Dâru Sâder & Mektebetü’l-İrşâd, 2001); Huccetü’l- İslâm Ebû Hâmid Muhammed b. Muhammed b. Muhammed b. Ahmed el-Gazzâlî, el-İktisâd fî’l-ʿitikâd, thk. İbrahîm Âgah Çubukçu, Hüseyin Atay (Ankara: Ankara Üni. İlahiyat Fakültesi Yayınları); Ebû'l- Muʿîn Meymûn b. Muhammed en-Nesefî, Kitâbü’t-temhîd, thk. Abdulhayy Kâbîl (Kahire: Dâru’s-Sekâfe, 1987); a.mlf., Tabsıratu'l-edille fi usûli'd-dîn, thk. Hüseyin Atay - Şaban Ali Düzgün (Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2003); Ebû Muhammed Nûruddîn Ahmed b. Mahmûd b. Ebî Bekr es- Sâbûnî el-Buhârî, Kitâbü’l-Bidâye mine’l-Kifâye fi’l-Hidâye fî usûli’d-dîn, thk. Fethullah Huleyf ( Mısır: Dâru’l- Meʿârif, 1969); Saʿduddîn Mesʾûd b. Fahriddîn Ömer b. Burhâniddîn Abdillâh et-Teftâzânî, Şerhu’l- ʿakâʾidi’n-Nesefiyye, thk. Muhammed Adnân Dervîş (İstanbul: Fazilet Neşriyat, 2011), 18935; Ebu’l- Hasen Alî b. Muhammed b. Alî es-Seyyid eş-Şerîf el- Cürcânî, Şerhu’l mevâkıf (ve maʿahu Hâşiyetâ es- Siyalkûtî ve’l-Celebî), nşr. Mahmûd Ömer ed-Dimyâtî (Beyrut: Dâru’l-Kutubi’l-ʿİlmiyye, 1998); Ebû ʿAbdillâh Celâlüddîn Muhammed b. Esʿad b. Muhammed ed-Devvânî es-Sıddîkî, Şerhu’l-ʿakâidi’l- ʿaḍudiyye (İstanbul: Mahmut Bey Matbaası, ts.); Ahmed Saim Kılavuz, Anahatlarıyla İslâm Akâidi ve Kelâm’a Giriş (İstanbul: Ensar Yayınları, 2010); a.mlf., İman Küfür Sınırı (İstanbul: Marifet Yayınları, 2016); Bekir Topaloğlu, İslâm Kelâmcılarına ve Filozoflarına Göre Allah'ın Varlığı (İsbât-i Vâcib) (Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 9. Baskı, 2001); Cağfer Karadaş, Bâkıllâni’ye Göre Allah ve Âlem Tasavvuru (Bursa: Arasta Yayınları, 2003); a.mlf., İslâm Düşüncesinde Ahiret (Bursa: Emin Yayınları, 2008); a.mlf., Kelâm Düşüncesinde Allah ve Âlem Anlayışları (Ankara: Anadolu Yayınları, 2022); a.mlf., İslâm’ın İnanç Yapısı - Ana Esaslar (Bursa: Emin Yayınları, 2006); a.mlf., Kelâm Düşüncesinde Evren ve İnsan (Bursa: Emin Yayınları, 2011); a.mlf., Zaman Mekan İçinde İnsan ve Kaderi (Bursa: Emin Yayınları, 2009); İlyas Çelebi, İslâm’ın İnanç Esasları (İstanbul: İSAM Yayınları, 2010); Süleyman Uludağ, İslâm'da Emir ve Yasakların Hikmeti (Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2013); Şerafeddin Gölcük - Süleyman Toprak, Kelâm: Tarihi Ekoller Problemler (Konya: Tekin Kitabevi, 2010); Tevfik Yücedoğru, Din İmân ve İslâm'a Dair (Bursa: Emin Yayınları, 2012); Ulvi Murat Kılavuz - Ahmet Saim Kılavuz, Kelâma Giriş (İstanbul: İSAM Yayınları, 2010). 8 iktisâd; Muhammad Nejatullah Siddiqi, Muslim Economic Thinking; Ozan İşler - Ferudun Yılmaz, İktisadı Felsefesiyle Düşünmek; Sabahattin Zaim, İslâm ve İktisadi Nizam; Sabri Ülgener, Zihniyet ve Din; Sabri Orman, İktisat Tarih ve Toplum; Sezai Karakoç, İslâm Toplumunun Ekonomik Strüktürü; Seyyid Nawab H. Nakvi, Ethics And Economics: An Islamic Synthesis; Islam, Economics, And Society; Zeynel Dinler, İktisata Giriş; gibi eserlerden istifade edilmiştir.8 5- Başta Sahih-i Buhârî, Sahih-i Müslim, Sünen-i Tirmizî, Sünen-i İbn Mâce, Sünen-i Ebû Dâvud, Sünen-i Nesâî ve Sünen-i Dârimî olmak üzere çeşitli hadis kaynaklarından da istifade edilmiştir.9 8 Ebû Yûsuf Ya‘kûb b. İbrâhîm b. Habîb b. Sa‘d el-Kûfî, Kitâbü’l-harâc, (Beyrut: Dâru’l-Ma‘rife, 1399/1979); İbn Haldûn, Ebû Zeyd Veliyyüddîn Abdurrahmân b. Muhammed b. Muhammed b. Muhammed b. Hasen el-Hadramî el-Magribî et-Tûnisî, Mukaddime, thk. Ebî ‘Âbdurrahmân ‘Âdil b. Sʿad (Kâhire: Dâru’l- Zehebiyye, 2006); Adam Smith, An Inquiry into the Nature and Causes of the Wealth of Nations (New York: Modern Library, 1965); Karl Marx, Das Kapital, Kritik der politischen Oekonomie, ed. Friedrich Engels (Hamburg: Otto Meissner, 4. baskı, 1890); Ahmet İnsel, İktisat İdeolojisinin Eleştirisi (İstanbul: Birikim Yayınları, 2. Baskı, 2000); Ahmet Tabakoğlu, İslâm ve Ekonomik Hayat (Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2003); a.mlf., İslâm İktisadı (İstanbul: Kitabevi Yayınları, 2005); Ahmet Ünsür, İş'te İnsan ve Ahlak: İş Ahlakı (İstanbul: Değerler Eğitimi Merkezi Yayınları, 2020); Alî Muhyîddin el-Karadâgî, el-Medhal ile’l-iktisâdi’l-İslâmî (Hakîbetu’d-Duktûr Alî el-Karadâgî el-İktisâdiyye) (Beyrut: Dâru’l-Beşâiri’l-İslâmiyye, 2010/1431), Ayşe Buğra, İktisatçılar ve İnsanlar (İstanbul: İletişim Yayınları, 9. Baskı, 2013); Besim Üstünel, Ekonominin Temelleri (İstanbul: Mısırlı Matbaacılık, 4. Baskı, 1983); Cengiz Kallek, Hz Peygamber Döneminde Devlet ve Piyasa (İstanbul: Bilim ve Sanat Vakfı Yayınları, 1992); Emin Ertürk, İktisat: Kavram, İlke, Politika (Bursa: Alfa Aktüel Yayınları, 2. Baskı, 2011); Ersan Bocutoğlu, İktisadi Düşünceler Tarihi (Trabzon: Murathan Yayınevi, 2012); Hayreddin Karaman, İş ve Ticaret İlmihali (İstanbul: İz Yayıncılık, 2012); İsmail Çapak, İslâm İktisadı İlmihali, ed. Orhan Üstün (İstanbul: Miras Yayınları, Ekim 2018); Mehmet Karagül, Dünya Ekonomisi: Tehdit ve Fırsatlarıyla (Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık, 5. baskı, 2021); Sayyid Abul A'ala Mevdûdî, First Principles of Islamic Economics, ed. Khurshid Ahmad, trans. Ahmad Imam Shafaq Hashemi (Ratby Lane & Markfield & Leicestershire: The Islamic Foundation, 1432/2011); Muhammad Abdul Mannan, Islamic Economics: Theory and Practice (A Comparative Study) (Lahore: Sh. Muhammad Ashraf, 1970); M. Salih Geçit, Ekonomi ve İnanç (Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2009); Muhammad Umer Chapra, Islam And The Economic Challenge (Riyadh: Internatıonal Islamıc Publıshıng House, 1992); Muhammet Hamidullah, Modern İktisat ve İslâm, çev. Salih Tuğ - Yusuf Ziya Kavakçı (2. Baskı, İstanbul: Yağmur Yayınları, 1969); Muhammed Mubârek, Nizâmu’l-İslâm- el-İktisâd (Tahran: Matbaʿatü Sepehr, 1985); Muhammad Nejatullah Siddiqi, Muslim Economic Thinking (Glasgow: Robert MacLehose and Co. Ltd., 1981); Ozan İşler - Ferudun Yılmaz, İktisadı Felsefeyle Düşünmek (İstanbul: İletişim Yayınları, 2011); Sabahaddin Zaim, İslâm ve İktisadî Nizam (Karabük: Teknik Elemanlar Birliği Yayını, 1979; Sabri Fehmi Ülgener, Dünü ve Bugünü ile Zihniyet ve Din: İslâm, Tasavvuf ve Çözülme Devri İktisat Ahlâkı (İstanbul: Derin Yayınları, 2006); Sabri Orman, İktisat, Tarih ve Toplum (İstanbul: Küre Yayınları, 2. Baskı, 2010); Sezai Karakoç, İslâm Toplumunun Ekonomik Strüktürü (İstanbul: Diriliş Yayınları, 12. Baskı, 2012); Syed Nawab Haider Naqvi, Ethics And Economics: An Islamic Synthesis (Leicester: Islamic Foundation, 1981); a.mlf., Islam Economics, And Society (Abingdon, U.K.: Routledge, 2nd Edition, 2013); Zeynel Dinler, İktisada Giriş (Bursa: Ekin Kitabevi Yayınları, 18. Baskı, 2012). 9 Ebû Abdillâh Muhammed b. İsmâîl b. İbrâhîm el-Cu’fî el- Buhârî, Sahîhu’l-Buhârî (Dımeşk-Beyrut: Dâru İbn Kesîr, 2002); Ebû’l-Hüseyn Müslim b. el-Haccac b. Müslim el-Kuşeyrî, Sahîhu Müslim (Riyâd: Daruelam, 1999); Ebû Abdillâh Muhammed b. Yezîd İbn Mâce, es-Sünen (Beyrut: Dâru’l-Fikr, 1987); Ebî Dâvud Süleyman b. Eş’as b. İshâk es-Sicistânî el-Ezdî, Süneni Ebî Dâvûd (Riyâd: Mektebetü’l- 9 6- Ayrıca muhtelif konularla ilgili olarak hazırlanan, Abdulgaffar Aslan, Fakirlik Problemi; Abdurrahman Kurt, İslâm’ın İlk Döneminde İmanın Toplumsal Yansıması; Cemal Ağırman, Zenginlik ve Yoksulluk; Celâl Yeniçeri, Uzay ve Varlık Âyetleri Tefsiri; Erol Güngör, İslâm’ın Bugünkü Meseleleri; Hayrettin Karaman, Anahatlarıyla İslâm Hukuku, İslâm Hukuk Tarihi; Mehmet Aydın, Din Felsefesi; Muhsin Demirci, Kur’ân’da Toplumsal Düzen, Kur’an’ın Ana Konuları; Süleyman Uludağ, İslâm’da Emir ve Yasakların Hikmeti; gibi eserlerden de istifade edilmiştir.10 Meârif, ts.); Ebû Îsâ Muhammed b. Îs b. Sevre et-Tirmizî, el-Câmiʿu’s-sahîh (Beyrut: Dâru’l-Fikr, t); Ebû Abdirrahmân Ahmed b. Şu’ayb b. Alî, en-Nesâî, es-Sünen (Riyâd: Mektebetü’l-Meârif, ts.). 10 Abdurrahman Kurt, İslâm’ın İlk Döneminde İmanın Toplumsal Yansıması (Bursa: Emin Yayınları, 2009); Abdülgaffar Aslan, Kur'an Ekseninde Fakirlik Problemi (Isparta: Fakülte Kitabevi Yayınları, 2003); Celâl Yeniçeri, Uzay ve Varlık Âyetleri Tefsiri (İstanbul: Erkam Yayınları, 2017); Cemal Ağırman, Dünya-Ahiret Dengesinde Zenginlik ve Yoksulluk (İstanbul: Ensar Neşriyat, 2007); Erol Güngör, İslâmın Bugünkü Meseleleri (İstanbul: Ötüken Neşriyat, 18. Baskı, 2011); Hayrettin Karaman, Anahatlarıyla İslâm Hukuku (İstanbul: Ensar Neşriyat, 14. Baskı, 2010); a.mlf., İslâm Hukuk Tarihi (İstanbul: İz Yayıncılık, 6. Baskı, 2009); Süleyman Uludağ, İslâm'da Emir ve Yasakların Hikmeti (Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2013); Mehmet S. Aydın, Din Felsefesi (İzmir: İzmir İlâhiyat Vakfı Yayınları, 12. Baskı, 2010); Muhsin Demirci, Kur'ân'ın Ana Konuları (İstanbul: Marmara Üni. İlahiyat Fak. Vakfı Yayınları, 19. Baskı, 2018); a.mlf., Kur'ân'da Toplumsal Düzen (İstanbul: Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları, 2. Baskı, 2013). 10 BİRİNCİ BÖLÜM İSLÂM İNANCI VE İKTİSAT 1. İnancın Kavramsal Çerçevesi 1.1. İnanç İnanç, “bir şeye karşı duyulan güven, inanma duygusu, inanılan şey, itimat etmek, bir şeye samimi bir şekilde bağlı olmak, kanaat, kesin kabul edilen şey” gibi anlamlara gelmektedir. İnanç hem günlük hayatta hem de dini alanda kullanılan bir kavramdır. Günlük hayatta inanç, toplumlarda huzuru temin eden temel hususlardan biridir. Bireysel ilişkilerde karşılıklı inancın tesis edilmesi neticesinde toplumda güven ortamı ve sükûnet hasıl olur.11 Dini alanda ise inanç, genel anlamda Allah’a, dinine ve peygamberine samimi inanmayı, samimi itimat etmeyi ve içtenlikle bağlanmayı ifade etmektedir. Nitekim Bakara Sûresinin 256. ayetinde, “Allah’ın dışında güvenilecek şeylerden yüz çevirip Allah’a itimat edenlerin sağlam bir kulpa yapışmış olacaklarından” bahsedilmektedir. Aynı şekilde Tâhâ Sûresinin 15-16. ayetlerinde de “Allah’ın kıyamet gününde, insanların inançlarındaki samimiyetlerini kendilerine göstereceği ve imtihanı kazanıp kazanmadıklarının ilan edileceği” bildirilmektedir.12 İnanç kelimesine Arapçada, akaid, iman, itikat kelimeleri karşılık gelmektedir. İnanç kelimesi, Türkçede sadece İslâm inancını ifade etmek için değil diğer bütün dinler ve inançları da ifade etmek için kullanılmaktadır. Ayrıca Türkçede inanç kelimesi ve türevleri yukarıda da ifade edildiği gibi dinin haricindeki istekleri, duyguları ve 11 Ali Püsküllüoğlu, “İnanç”, Çağdaş Türkçe Sözlük (Ankara: Arkadaş Yayınevi, 2012), 189-190; Abdurrahman Kurt, İslâm’ın İlk Döneminde İmanın Toplumsal Yansıması (Bursa: Emin Yayınları, 2009); 37; Cağfer Karadaş, İslâm’ın İnanç Yapısı - Ana Esaslar (Bursa: Emin Yayınları, 2006), 135; D. Mehmet Doğan, “İnanç”, Temel Büyük Türkçe Sözlük (İstanbul: Bahar Yayınları, 1994), 373. 12 el-Bakara 2/256; Tâhâ 20/15-16; Ebû’l-Ḥuseyin Müslim b. el-Ḥaccâc el-Kuşeyrî en-Nîsâbûrî, Sahîhu Muslim, thk. Muhammed Fuʾâd ʿAbdulbâḳî (Kahire: Dâru İhyâʾi’l-Kutubi’l-ʿArabiyye, 1991), “İmân”, 1 (No: 1), 11 (No: 56), 23 (No: 95); Karadaş, İslâm’ın İnanç Yapısı - Ana Esaslar, 135-136; Doğan, “İman”, 371-372; İsmail Parlatır vd., “İman”, TDK Türkçe Sözlük (Ankara: TDK Sözlük Bilim ve Uygulama Kolu Yayınları, 9. Baskı, 1998), 1/1075; İsmail Karagöz vd., “İman”, Dini Kavramlar Sözlüğü, haz. İsmail Karagöz (Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 5. baskı, 2010), 315; Kurt, İslâm’ın İlk Döneminde İmanın Toplumsal Yansıması, 37-38. 11 unsurları da kapsamakta ve onlar için de kullanılmaktadır. Dolayısıyla İslâm inancını ifade etmek için “iman” kelimesinin kullanılmasının daha uygun olacağını söylemek mümkündür.13 1.2. İman Arapça “emn” (أمن) kökünden gelen ve if’âl vezninde bir mastar olan “iman” (إيمان) kelimesi, “emin olmak, güven hissetmek ve güven vermek, korkmamak, tasdik etmek, şüphe duymadan kalben inanmak, itimat etmek, hilaftan ve tekzipten emin kılmak, huzur hissetmek, içten kabullenmek, doğrulamak” gibi anlamlara gelmektedir.14 İslâm âlimleri imanın tarifini farklı şekillerde yapmışlardır. Sünni kelâmcıların çoğuna15 göre iman; kişinin Allah’a ve peygamberlerine inanması, Allah’tan peygambere geldiği kesin olan şeylerin tamamını hür iradesiyle tereddütsüz tasdik etmesidir. Bakara Sûresinin 256. ayetinde geçen, “Dinde zorlama yoktur…” ifadesinde beyan edildiği gibi dışarıdan zorlama ile veya çeşitli baskılarla boyun eğme tarzındaki inanç, imanı ifade etmemektedir. İmanda kalben ve ruhen tasdik, temel hususlardan biridir.16 Bir diğer tarife göre iman; Hz. Peygamber’in vahiy yoluyla Allah’tan alıp tebliğ ettiği ve “zarûrât-ı dîniyye” denilen kesin hükümleri, esasları tasdik etmek ve şüpheye mahal 13 Karadaş, İslâm’ın İnanç Yapısı - Ana Esaslar, 15; Parlatır vd., “İnanç” 1/1080; Tevfik Yücedoğru, Din İmân ve İslâm'a Dair (Bursa: Emin Yayınları, 2012), 33. 14 Ebü’l-Fadl Cemâlüddîn Muhammed b. Mükerrem b. İbn Manzûr, Lisânü’l-ʿArab. nşr. Emîn Muhammed Abdülvehhâb, Muhammed es-Sâdık el-ʿUbeydî (Beyrut: Dâru İhyâi’t-Türâsi’l-ʿArabî, 3. baskı 1419/1999), 223-224; Ebu’t-Tâhir Mecduddîn Muhammed b. Yaʿkûb b. Muhammed el-Fîrûzâbâdî, el-Kâmûsu’l-muhît (Mısır: el-Heyʾetu’l-Mısrıyyetü’l-ʿÂmmetu Li’l-Kitâb, 1399/1979), 194; Ebû'I-Kemâl Seyyid Ahmed Âsım Efendi, Kâmûsu’l-Muhît Tercümesi (el-Okyânûsu’l-basît fî tercemeti’l-Kâmûsu’l- muhît) (İstanbul: Bahriye Matbaası - Cemal Efendi Matbaası, 1305/l888), “kasd”, 549. 15 İmam Eş‘arî (ö. 324/936), İmam Mâtürîdî (ö. 333/944), Bâkıllânî (ö. 403/1013), İmamu’l-Haremeyn el- Cüveynî (ö. 478/1085), Gazzâlî (ö. 505/1111), Ebu’l-Mu‘în en-Nesefî (ö. 508/1115), Şehristânî (ö. 548/1153), Âmidî (ö. 631/1233) gibi Sünnî kelâmcılar. Bk. Ahmed Saim Kılavuz, Anahatlarıyla İslâm Akâidi ve Kelâm’a Giriş (İstanbul: Ensar Yayınları, 2010), 36; Şerafeddin Gölcük - Süleyman Toprak, Kelâm: Tarihi Ekoller Problemler (Konya: Tekin Kitabevi, 2010), 119. 16 el-Bakara 2/256; Eşʿarî, Kitâbü’l-lüma’, 123-125; Ebû Mansûr Muhammed b. Muhammed b. Mahmûd el-Mâtürîdî es-Semerkandî, Te’vîlâtü’l-Kur’ân, thk. Ahmet Vanlıoğlu (İstanbul: Dâru’l-Mîzân, 2005), 2/159-160, 471-473; Ebû'l-Muʿîn Meymûn b. Muhammed en-Nesefî, Tabsıratu'l-edille fi usûli'd-dîn, thk. Hüseyin Atay - Şaban Ali Düzgün (Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2003), 2/413; Teftâzânî, Şerhu’l-ʿakâʾidi’n-Nesefiyye, 187-188; Ahmed Saim Kılavuz, İman Küfür Sınırı (İstanbul: Marifet Yayınları, 2016), 26, 35-36, 85; Çelebi, İslâm’ın İnanç Esasları, 16; Karadaş, İslâm’ın İnanç Yapısı, 25; Kurt, İslâm’ın İlk Döneminde İmanın Toplumsal Yansıması, 37; Temel Yeşilyurt, “İmanın Mahiyeti”, Kelâm El Kitabı, ed. Şaban Ali Düzgün (Ankara: Grafiker Yayınları, 2012), 289-290; Yücedoğru, Din İmân ve İslâm'a Dair, 36. 12 bırakmadan kabul etmektir. İman eden kişiye mümin denilir. Ebu Hanife'ye (ö. 150/767) göre kişinin müminliğine alamet bulunması için kalbin tasdikiyle beraber dil ile ikrarın olması gerekir. İmam Mâlik ( ö. 179/795), Ahmed b. Hanbel ( ö. 241/855) gibi bir kısım Ehl-i hadis ve Selef âlimleriyle17 Mu‘tezile’ye göre ise tasdik ve ikrarla beraber amelin de bulunması gerekir. Bir müminin, Allah tarafından peygambere geldiği kesin olan zaruri şeylerin tümüne toptan inanması “icmali iman” olarak nitelendirilmiştir. İcmali iman özlü bir şekilde “Allah’tan başka ilah yoktur ve Muhammed (s.a.v.) O’nun kulu ve elçisidir” hükmünü ifade etmektedir. Bir müminin inanç esaslarının detaylarına inerek açık ve geniş bir şekilde bilgisini ve imanını daha da ayrıntılandırması ise “tafsili iman” olarak nitelendirilmiştir.18 Küfür imanın zıddı bir kavramdır. Küfür,19 dinde inanılması zorunlu olan hususları, kalben tasdik etmemektir. İmanda olduğu gibi küfürde baskı ve zorlama ile değil irade ile gerçekleşir. Kur'ân-ı Kerîm'de iman konusu gibi küfür konusu da sonuçlarıyla birlikte ele alınmaktadır. Ayetlerde insanlar imana davet edilmekte, çeşitli şekillerde imana teşvik edilmektedir. Mü’min Sûresinin 84-85. ayetlerinde geçen; “Çetin azabımızı gördüklerinde: Allah’ın birliğine inandık ve Allah’a şirk koştuğumuz şeyleri de reddediyoruz, derler. Fakat azabımızı gördüklerinde iman etmeleri kendilerine fayda 17 Evzâî (ö. 157/774), İmam Şâfiî (ö. 204/819), İbn Hazm (ö. 456/1064), İbn Teymiyye (ö. 728/1328) gibi selef âlimleri de aynı görüşte idiler. Bk. Ahmet Saim Kılavuz, İman Küfür Sınırı (İstanbul: Marifet Yayınları, 2016), 24-25; Yücedoğru, Din İmân ve İslâm'a Dair, 45-48. 18 Nuʿmân b. Sâbit Ebû Hânife, “el-Fıkhu’l-ekber”, el-ʿAkîde ve ʿilmu’l-kelâm, mlf. Muhammed Zâhid el- Kevserî (Beyrut, Darü’l-Kütübi’l-ʿilmiye, 1425/2004), 622; Ebû Muhammed Nûreddîn Ahmed b. Mahmûd b. Ebî Bekr es-Sâbûnî el-Buhârî, Kitâbü’l-Bidâye mine’l-Kifâye fi’l-Hidâye fî usûli’d-dîn, thk. Fethullah Huleyf (Mısır: Dâru’l-Meʿârif, 1969), 152-153; Saʿduddîn Mesʾûd b. Fahriddîn Ömer b. Burhâniddîn Abdillâh et-Teftâzânî, Şerhu’l-ʿakâʾidi’n-Nesefiyye, thk. Muhammed Adnân Dervîş (İstanbul: Fazilet Neşriyat, 2011), 189; A. Saim Kılavuz, Anahatlarıyla İslâm Akâidi ve Kelâm’a Giriş, 35, 41-42, 43-44; Bekir Topaloğlu - İlyas Çelebi, Kelâm Terimleri Sözlüğü (İstanbul: İSAM Yayınları, 2.Baskı, 2010), 154; Karadaş, İslâm’ın İnanç Yapısı, 27; Orhan Şener Koloğlu, Cübbâîler’in Kelâm Sistemi (İstanbul: İSAM Yayınları, 2007), 540; Şerafeddin Gölcük - Süleyman Toprak, Kelâm: Tarihi Ekoller Problemler, 110, 117, 119, 122. 19Eş ‘arî ve Mâtürîdî ekollerine mensub kelâmcıların çoğunluğu küfrü, Zarûrât-ı Dîniyye’den olduğu kesin olan şeylerin tamamını veya bir kısmını kalben tasdik etmemek, şeklinde tanımlamaktadırlar. Ameli imandan kabul eden Hâricî, Mu‘tezilî ve Şiî ekollerine mensub kelâmcılar ise imanı, kalbin tasdiki, dilin ikrarı ve amelin olması, şeklinde tarif etmişlerdir. Bunlardan birinin eksik olması sonucu küfrün gerçekleşeceğini belirtmişlerdir. Her ne kadar büyük günahın kapsamı hakkında farklı düşünseler de Hâricilere göre büyük günah işleyenler kâfir olurken Mu‘tezilî ve Şiî kelâmcılarına göre büyük günah işleyenler iman ile küfür arasında yer alıp tevbe etmeden öldükleri takdirde ebedi cehennemlik olmaktadırlar. Bk. Eşʿarî, Kitâbü’l-lüma’, 123-125, 127-131; Ebü’l-Muʿîn en-Nesefî, et-Temhîd fî usûli’d-dîn et-Temhîd li Kavâʿidi’t-tevhîd, thk. Muhammed Abdurrahman eş Şâğûl (yy.: Mektebetü’r- Ravza eş Şerîfe, 2006), 146-154; A. Saim Kılavuz, İman Küfür Sınırı, 70-73; Mustafa Sinanoğlu, “Küfür”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (Ankara: TDV Yayınları, 2002), 535; Şerafeddin Gölcük - Süleyman Toprak, Kelâm: Tarihi Ekoller Problemler, 119, 122. https://islamansiklopedisi.org.tr/muellif/mustafa-sinanoglu 13 verecek değildir. Allah’ın kulları hakkında süregelen kanunu budur. İşte kafirler o zaman hüsrana uğramıştır.” ifadesinde kişinin henüz dünya hayatında iken iman edip onu muhafaza etmesinin önemi vurgulanmaktadır. Kul ile Allah arasında bir mesele olan imanda herhangi bir zorluk da yoktur. Aksine bir kolaylık vardır. Diğer taraftan Kur’ân’da küfür yerilmekte ve küfür yolunu tutmamaları için insanlar birçok şekilde uyarılmaktadır. Küfürden uzak durmaları için çeşitli yollarla insanlar ikna edilmeye çalışılmaktadır.20 Kur’ân-ı Kerîm’de Allah’ın küfre rızası olmadığı belirtilmektedir.21 Fakat kesinlikle bu konuda insanların tercihlerine müdahale edilmemektedir. Kur’ân ayetlerinde geçen “Dinde zorlama yoktur…”,22 “Siz ona (Kur’ân’a) inansanız da inanmasanız da…”,23 “Sizin dininiz size, benim dinim bana”24 şeklindeki ifadeler, iman ve küfür yolunu tercih etmede kişinin tam bir hürriyete sahip olduğunu teyit etmektedir.25 İmanın hem ferdi hem de toplumsal hayata olumlu yansımaları vardır. İman, her şeyin üstünde tek hâkim güç; her türlü tehlikeden, sıkıntıdan sığınılacak tek yer; her türlü ihtiyaç ve isteklerin asıl tedarik merci olarak bütün âlemi elinde tutan Allah'ı görmeyi ifade etmektedir. Dolayısıyla iman her şeyden önce kişiye psikolojik bir destek, emniyet, huzur ve güven vermektedir. Ayrıca daha önce de ifade edildiği gibi iman kelimesinin etimolojik yapısında da emniyet, huzur ve güven gibi anlamlar bulunmaktadır. İman kişinin şahsi hayatıyla beraber toplumsal hayatta da emniyet huzur ve güven gibi hususların yerleşmesine olumlu katkıda bulunur. Dolayısıyla mümin, iman kelimesinin etimolojik olarak bütün anlamlarını taşıyan ve Kur’ân’da kalben inananları ifade eden ideal bir tiptir.26 20 el-Mü’min 40/84-85; el-Hucurât 49/7; el-İnsân 76/3-5; el-Beled 90/10; Ebû Hânife, “el-Fıkhu’l-ekber”, 620-621; Mâtürîdî, Kitâbü’t-tevhîd, 419; Ebû'l-Muʿîn en-Nesefî, Tabsıratu'l-edille, 2/406, 415; Çelebi, İslâm’ın İnanç Esasları, 20-22; Karadaş, İslâm’ın İnanç Yapısı, 27; Ahmet Saim Kılavuz, İman Küfür Sınırı, 70-72; Yücedoğru, Din İmân ve İslâm'a Dair, 54-55, 65-66. 21 el-Kehf 18/29; er-Rûm 30/44; ez-Zümer 39/7; el-Hucurât 49/7. 22 el-Bakara 2/256. 23 el-İsrâ’ 17/107. 24 el-Kâfirûn 109/6. 25 er-Rûm 30/44, 45. 26 Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’ân Dili (İstanbul: Eser Kitabevi, 1971), 1/177-178; Karadaş, İslâm’ın İnanç Yapısı, 24-25; Kurt, İslâm’ın İlk Döneminde İmanın Toplumsal Yansıması, 74- 75; Süleyman Uludağ, İslâm'da Emir ve Yasakların Hikmeti (Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2013), 52. 14 1.3. Zarûrât-ı Dîniyye Subût ve delâlet bakımından hükmü kesin olan hususlara “ed-Darûrâtü’d-Dîniyye” الدينيّة) denir. Zira İslâm dininde itikadî, amelî ve ahlakî birçok hükümler (الضرورات bulunmaktadır. Bu hükümler hem ferdi hem de toplumsal hayatın bütün yönlerini şekillendirmektedir. Nasıl ki Allah’a peygamberlere, kitaplara, meleklere, ahiret gününe, hayır ve şerrin Allah’tan olduğuna inanmayı ifade eden altı iman esasına gönülden inanmak ve onları kabul etmek İslâm inancının gereğidir. Aynı şekilde namazın, orucun, zekâtın farz olması; içki içmenin, kumarın, faizin haram olmas; alış- verişin helal olması; iftiranın ve kul hakkı yemenin yasak olması gibi amelî ve ahlakî emir ve yasaklara inanmak ve kabul etmek de İslâm inancının gereğidir. Bu hususlar zaten inanılması zorunlu olan zarûrât-ı dîniyyedendir. Naslarla sabit olan bu hükümler, itikadî olarak bir bütünlük arz etmektedir. İslâm dininin inanç esasları Hz. Peygamber’e indirilen vahyin içeriğini oluşturmaktadır. Dolayısıyla Kur’ân ve sünnette subût ve delâlet bakımından kesin olan bu hükümler itikat kapsamında değerlendirilir.27 Kur’ân-ı Kerîm’in muhtelif ayetlerinde, geçmiş semavi din mensuplarından (Yahudiler ve Hıristiyanlar) bazılarının, müntesibi oldukları dinin bir kısım hükümlerini kabul edip diğer bir kısmını kabul etmemeleri ve değiştirmeleri şiddetle kınanıp bu tahrifatı yapanların dini tahrif eden küfür ehli olarak nitelendirilmesi, dinin hükümlerinin bütünlük arz ettiğini göstermektedir. Kur’ân-ı Kerîm’de bu durumun muhtelif yerlerde vurgulanması müslümanlara da bu konuda bir ihtar niteliği taşımaktadır. İslâm dininde inanç esasları veya zarûrât-ı diniyye denilen hususlar inanç yönüyle bir bütünlük arz etmektedir. Yani dinde inanılması gerekli olan hususların bir kısmını kabul edip diğer bir kısmını kabul etmemek İslâm inancına aykırıdır. İslâm inancı üzerine olan bir kişi bu esasların tamamına inanır ve tamamını kabul eder. Allah'tan peygambere vahiy yoluyla geldiği kesin olan dini esaslardan herhangi birini inkâr etmek veya kabul etmemek kişiyi İslâm inancından çıkartır.28 Ayrıca iman etmiş olan bir kimsenin dini 27 el-Ahzâb 33/36; Çelebi, İslâm’ın İnanç Esasları, 13, 17, 19; Kılavuz, İman Küfür Sınırı, 153; Mahmut Çınar, “Zarûrât-ı Dîniyye”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (İstanbul: TDV Yayınları, 2013), 44/138; Karagöz vd., “Zarûrât - dîniyye”, Dini Kavramlar Sözlüğü, 707; Topaloğlu - Çelebi, Kelâm Terimleri Sözlüğü, 345; Yücedoğru, Din İmân ve İslâm'a Dair, 51, 69. 28 el-Bakara 2/75, 85, 174-175; en-Nisâ 4/46; el-Mâide 5/13, 41; eş-Şûrâ 42/13; el-Hicr 15/ 90; Taberî, Câmiʿuʽl-beyân, 3/64-66, 14/129-131; Yazır, Hak Dini Kur’ân Dili, 1/391, 2/1361-1362, 3/1602, 1685- 15 hükümlerin hiçbirini hafife almaması, değersiz görmemesi, alay konusu yapmaması gerekir. Dini hükümleri yerine getirmede kusuru olsa bile, bu hükümlere teslimiyet ve onları kalben tasdik etmek hususunda kusurunun olmaması gerekir.29 1.4. İman ve Amel “Amel” (عمل), bir amaç kasıt veya niyet ile yapılan her türlü girişim çaba ve eyleme denilmektedir. Amel, iradi ve bilinçli bir harekettir. Amel kelimesi ile “sâlih” ve “iyi” kelimeleri kullanılarak olumlu eylemler ifade edilebildiği gibi “kötü” ve “fena” kelimeleri kullanılarak olumsuz eylemler de ifade edilebilmektedir.30 Terim anlamıyla amel, dinin sözlü, fiili veya herhangi bir şekilde pratiğe yönelik cihetini genel bir anlam çerçevesiyle ifade eden bir kavramdır. İbadet, ahlak veya davranış olsun Allah'tan peygambere gelen, Kur'ân-ı Kerîm’de geçen bütün emir ve yasakları uygulamaya, tatbik etmeye yönelik bütün hususlar amel kavramıyla ifade edilir. Amel, imanın bir nevi göstergesi ve uygulamaya yansımasıdır. Amel ile iman hem birbirini tamamlamakta hem de birbirini etkilemektedir. Kur’ân-ı Kerîm’in muhtelif ayetlerinde iman ile amelin birlikte zikredilmesi, ayrıca ahirette kurtuluş için iman ile beraber sâlih amelin dile getirilmesi bu iki kavram arasındaki yakın ve kuvvetli ilişkiyi ifade etmektedir. Bu sebepten İslâm mezhepleri ve âlimleri imanın hakikatinde amelin olup olmadığı, bir diğer ifadeyle amelin imandan bir cüz olup olmadığı hususunda ihtilaf etmişler ve farklı farklı görüşler dile getirmişlerdir.31 Mu‘tezilî kelâm âlimleri genel olarak ameli imandan bir cüz kabul ederken Eş‘arî ve Mâtürîdî kelâm âlimlerine göre iman tasdikten ibaret olup amel imandan bir cüz değildir. Amel ile iman farklı şeylerdir, fakat aralarında çok sıkı bir ilişki 1686; Geçit, Ekonomi ve İnanç, 78; Karadaş, İslâm’ın İnanç Yapısı, 27; Kılavuz, İman Küfür Sınırı, 153; Yücedoğru, Din İmân ve İslâm'a Dair, 71, 84; Tevfik Yücedoğru, “Kur’ân’da İmân Kavramı”, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 15/2 (2006), 26-27, 32. 29 el-Bakara 2/2, 14-16; Yücedoğru, Din İmân ve İslâm'a Dair, 66. 30 en-Nisâ 4/123, 124; Fâtır 35/10; et-Tahrîm 66/11; Hûd 11/46; Ebû'l-Kâsım Hüseyin b. Muhammed b. el-Mufaddal er-Râgıb el-İsfahânî, Mufredâtu elfâzi’l-Kur'ân, nşr. Safvân Adnân Dâvûdî (Dımeşk: Dâru’l- Kalem, 1423/2002), “amel”, 587; Murat Sülün, Kur’ân-ı Kerîm Açısından İman-Amel İlişkisi (İstanbul: Ensar Neşriyat, 3. Baskı, 2015), 117, 127. 31 el-Bakara 2/277; Yûnus 10/9; Hûd 11/23; el-ʿAnkebût 29/7, 9, 58; Lokmân 31/8; Fâtır 35/7; Fussilet 41/8; eş-Şûrâ 42/22, 27; el-Burûc 85/11; el-Beyine 98/7; Çelebi, İslâm’ın İnanç Esasları, 13, 15; Karadaş, İslâm’ın İnanç Yapısı, 29; Yücedoğru, Din İmân ve İslâm'a Dair, 48-54; a.mlf., “Kur’ân’da İmân Kavramı”, 30-31. 16 bulunmaktadır. İman ile amel arasındaki ilişki ve etkileşim çift yönlüdür. Yani iman ameli etkilediği gibi amel de imanı etkileyebilmektedir. Kuvvetli iman, düzenli, ihlaslı, sâlih amellerin olması yönünde etki ettiği gibi düzenli sürekli yapılan sâlih ameller de kalpteki imanı korumakta ve güçlendirmektedir. İman ile amel arasındaki ilişki ve etkileşim olumlu yönde olduğu gibi olumsuz yönde de olabilmektedir. Yani iman zayıflığı, amelin ihmal edilmesine (amelde zaafa) sebep olduğu gibi amelsizlik de imanın zayıflamasına veya sosyal yaşamda etkinliğinin azalmasına sebep olabilmektedir.32 Öte yandan bir kişinin ibadetlerinin zayıf olması toplumsal ve ferdi yaşantısında sâlih amellerinin olmaması veya eksik olması her durumda imanın yokluğuna veya zayıflığına doğrudan bağlanamaz. Amelleri terk etmek, amelî sorumluluğunu aksatmak kişiyi imandan çıkarmaz. Fakat günahkâr bir mümin yapar. Nitekim Bakara Sûresinin 178. ayetinde; “Ey iman edenler! Öldürülenler hususunda size kısas yazıldı…”, ibaresinde “öldürmek” eylemini gerçekleştirenlere “iman edenler” diye hitap edilmesi ve Hucurât Sûresinin 9. ayetinde “Eğer müminlerden iki grup birbirleriyle vuruşurlarsa hemen aralarını düzeltin…” ibaresinde, insan ölümüyle sonuçlanabilecek kasti bir eylemi gerçekleştirenlerden “müminler” şeklinde bahsedilmesi, amelin imandan bir cüz olmadığını göstermektedir.33 2. İktisadın Kavramsal Çerçevesi 2.1. İktisat Türkçeye Arapçadan geçen iktisat kelimesine sözlüklerde genel olarak; tasarruf, tutum, kısıntı, iktisat yapmak, harcama, insanların yaptığı alış-veriş işlerinin tamamı, çeşitli 32 Eşʿarî, Kitâbü’l-lüma’, 123-125; Ebü’l-Muʿîn en-Nesefî, et-Temhîd, 147-154; a.mlf., Tabsıratu'l- edille, 2/407; Sa’düddîn Mes’ûd b. Ömer Teftâzânî, Kelâm İlmi ve İslâm Akaidî: Şerhu’l-Akâid, haz. Süleyman Uludağ (İstanbul: Dergâh Yayınları, 4. Baskı, 1999), 285; Çelebi, İslâm’ın İnanç Esasları, 17, 18; Gölcük - Toprak, Kelâm Tarih Ekoller Problemler, 131,132; A. Saim Kılavuz, İman Küfür Sınırı, 37- 41, 45-49; Yücedoğru, Din İmân ve İslâm'a Dair, 51-54. 33 Mâtürîdî, Kitâbü’t-tevhîd, 433, 457; Ebû'l-Muʿîn en-Nesefî, Tabsıratu'l-edille, 2/407, 416; Teftâzânî, Kelâm İlmi ve İslâm Akaidî: Şerhu’l-Akâid, 285; Sülün, İman- Amel İlişkisi. 341-342, 344; Yücedoğru, Din İmân ve İslâm'a Dair, 53-54. 17 kaynaklar kullanılarak üretilen malların üretim dağıtım ve paylaşım işlerinin tamamı, iktisadi faaliyetleri konu alan bilim dalı, ekonomi gibi anlamlar verilmektedir.34 Arapçada, iftiâl vezninde gelen “iktesade” (اقتصد) fiilinin bir mastarı olan “iktisat” kelimesinden gelmektedir. Arapça lügatlerde (قصد) ”kelimesinin aslı “kasd (اقتصاد) “kasd” kelimesine çeşitli kalıplarda; bir yolun doğru, düzgün, istikametli, ölçülü olması; bir şeye dosdoğru yönelme, niyet etme, bir şeyi yapmaya azmetme, yapılan işlerde vasatta olma, israf ve cimriliğe gitmeme, aşırılığa kaçmama, adaletli olma, ifrat ve tefrit arasında dengede olma gibi anlamlar verilmektedir.35 İktisat kelimesine ise nafaka, servet, tüketim, dağıtım gibi her hususta itidali tercih etmek, israf ve cimrilikten uzak olmak, orta yolu tutmak, vasat üzerinde bulunmak, tutumluluk, tasarruf, ekonomik davranmak ve ekonomi bilimi gibi anlamlar verilmektedir.36 Muhammed el-Hârizmî ez-Zemahşerî’ye (ö. 538/1143) göre iktisat; ifrat ve tefrit şeklinde haddi aşmayarak vasatta karar kılmaktır. Fahreddin er-Râzî (ö. 606/1209) benzer şekilde iktisadın; haddi aşmadan, eksik ve kusur yapmadan bir işte veya amelde mutedil olmak anlamına geldiğini belirtmiştir. Ahmed el-Kurtubî’ye (ö. 671/1273) göre iktisat; orta yolu tutmak, amelde itidali gözetmektir.37 Râgıb el-İsfahânî (ö. 502/1108) ise iktisadın iki kısım olduğunu belirtmiştir. Birincisi, mutlak olarak takdir edilendir. Bunun ifrat ile tefriti olup ikisi arasında meydana gelir. İkincisi ise takdir edilen, övülen 34 Püsküllüoğlu, “İktisat”, 239; Doğan, “İktisat”, 367; Fikret Görün, İktisat Terimleri Sözlüğü ((Türkçe- İngilizce) (İstanbul: Remzi Kitabevi, 1994), 26; Güncel Türkçe Sözlük, “İktisat” (Erişim 10 Şubat 2021). 35 İsfahânî, “kasd”, 672; Ebû’l-Kâsım Mahmûd b. Ömer b. Muhammed ez-Zemahşerî, Esâsü’l-belâga, thk. Muhammed Bâsil ‘Uyûn es-Sûd (Beyrut: Dâru’l-Kutubi’l-‘İlmiyye, 1418/1998), 2/80; Fîrûzâbâdî, el- Kâmûsu’l-muhît, “kasd”, 1/324-325; Ebü’l-Feyz Muhammed el-Murtazâ b. Muhammed b. Muhammed b. Abdirrezzâk el-Bilgrâmî el-Hüseynî ez-Zebîdî, Tâcü'l-‘arûs min cevâhiri'l-kâmûs (Kahire: el-Matbaatu'l- Hayriyye, 1306), 2/466-467; Âsım Efendi, Kâmûsu’l-Muhît Tercümesi, “kasd”, 1/1255; Ahmed Ebû Hâka, Muʿcemu’n-nefâʾisi’l-vasît (Beyrut: Dâru’l-Nefâʾis, 1428/2007), “kasd”, 1001. 36 Ebû’l-Fadl Cemâluddîn Muhammed b. Mukerrem İbn Manzûr, Lisânu’l-ʿArab, nşr. Emîn Muhammed Abdulvehhâb-Muhammed es-Sâdık el-ʿUbeydî (Beyrut: Dâru İhyâi’t-Türâsi’l-ʿArabî, 1419/1999), “İktisâd”, 11/180-181; Fîrûzâbâdî, el-Kâmûsu’l-muhît, 1/324-325; Zebîdî, Tâcü'l-‘arûs, 2/466; Nezîh Hammâd, Muʿcemü’l- Mustalahâti’l- Mâliyyeti ve’l- İktisâdiyye fî Lugati’l-Fukahâ (Dımeşk: Darü’l- Kalem, 1429/2008), 72; Ebû Hâka, Muʿcemu’n-nefâʾisi’l-vasît, 1001; Rûhî el-Baʿalbakkî, Al-Mawrid: Kâmûs Arabî-İnkilîzî (Beyrût: Dâru’l-ʿİlm li’l-Melâyîn, 10. Baskı, 1997), “iktisâd” 146; Veli Kayhan, “Kur’ân’a Göre İsraf ve İktisat”, Din bilimleri Akademik Araştırma Dergisi 6/2 (Haziran 2006), 185. 37 Ebû Muhammed Muhyî’s-Sünne el-Huseyn b. Mesʽûd b. Muhammed el-Ferrâʾ el- Begavî, Tefsîru’l- Begavî (Meʿâlimu’t-tenzîl), thk. Muhammed Abdullâh en-Nemir vd., (Riyâd: Dâru Taybe, 1989), 3/78; Ebû Abdillâh (Ebü’l-Fadl) Fahruddîn Muhammed b. Ömer b. el-Hüseyn er-Râzî, et-Tefsîru’l-kebîr (Mefâtîhu’l-gayb) (Beyrut: Dâru’l-Fikr, 1981), 12/50; Ebû Abdillâh Muhammed b. Ahmed b. Ebî Bekr b. Ferh, el-Kurtubî, el-Câmiʿ li ahkâmi’l-Kur’ân ve’l-mubeyyînu limâ tedammenehu mine’s-Sünne ve âyi’l- Furkân, thk. Abdullah b. Abdulmuhsîn et-Turkî (Beyrut: Muessesetü’r-Risâle, 1427/2006), 8/88. 18 ile hoş görülmeyen, yerilen arasında gidip geleni kinayeli olarak ifade etmek için kullanılır.38 Netice olarak, “iktisat” kelimesinin “kasd” kelimesine yakın anlamlarda kullanıldığı ve orta yollu hareket etmek, itidale riayet etmek, aşırılıklardan uzak dengeli bir yol izlemek, dengeyi sağlamak gibi anlamlara geldiği görülmektedir. İktisat kelimesi genel anlamda geçmişte birçok alanda ve konuda yaygın olarak kullanılmıştır. İnsanların fiziksel özellikleri, fikirler, tavırlar, fiiller, sosyal hayat, ahlak, din, hukuk, ticari hayat gibi birçok hususta orta durumu, dengeli olmayı, istikrarlı tutum ve hareket tarzını ifade etmek için iktisat kavramı kullanılmıştır. Aşırı uçlardan kaçınan, dengeli bir tutum sergileyen, orta yollu olan kişiye muktesit denilmiştir.39 İbn Kayyım el-Cevziyye (ö. 751/1350) göre iktisat, adalet ve hikmetten doğan, beğenilen, takdir edilen bir huydur. Adaletin tatbikiyle, saçıp savurma ve elinde tutma arasında uygun bir denge sağlanır. Hikmete göre ise bu iki aşırı uç uygun bir şekilde konumlandırılır. Böylece iki aşırı uç arasında dengede karar kılınır ve bu denge durumu iktisadı ifade etmektedir.40 İktisat kavramının kullanımı zamanla anlam daralmasına uğramıştır. İktisat, israf karşıtı bir anlamla özellikle mali işlerde ve harcamalarda itidalli davranmak, maddi varlıkları ve imkânları saçıp savurmadan gereğince kullanmak anlamlarına hasredilmiştir. Türkçe’de de benzer şekilde iktisat, mali işlerde ve harcamalarda tasarruf yapmak, tutumlu olmak ve ekonomi anlamlarında kullanılır olmuştur.41 İktisat kelimesinin yaygın olarak “ekonomi” anlamında kullanılması batıda özellikle sanayi alanındaki atılımlar ve buna paralel olarak ekonomi biliminin gelişmesiyle başlamıştır. İktisat kelimesi zamanla ekonomi kavramını ifade eden teknik bir terime dönüşmüştür.42 Dolayısıyla günümüzde iktisat denilince öncelikle ekonomi bilimi ve 38 İsfahânî, “kasd”, 672; Zemahşerî, Esâsü’l-belâga, 2/81. 39 Hammâd, Muʿcemü’l- Mustalahâti’l- Mâliyyeti ve’l- İktisâdiye, 72; Ahmet Tabakoğlu, İslâm İktisadına Giriş (İstanbul: Dergâh Yayınları, 2.Baskı, 2008), 21; Ali Rıza Gül, “İslâm İktisat Düşüncesinin Kur'an'daki Temelleri”, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 51/2 (2010), 28. 40 Ebû ʿAbdillâh Şemsüddîn Muhammed b. Ebî Bekr b. Eyyûb İbn Kayyim el-Cevziyye ez-Züraî ed- Dımaşkî el-Hanbelî, er-Rûh fi’l-kelâm ʿalâ ervâhi’l-emvât ve’l-ahyâʾ, thk. Beâm Ali el-Amûş (Riyâd: Dâru İbn Teymiyye, 1985), 707. 41 Doğan, Büyük Türkçe Sözlük, 367; Güncel Türkçe Sözlük, TDK, “İktisat”; Kayhan, “Kur’ân’a Göre İsraf ve İktisat”, 153. 42 Eğilmez, Ekonominin Temelleri: Kavramlar ve Kurumlar, 28; Gül, “İslâm İktisat Düşüncesinin Kur'an'daki Temelleri”, 28-29; Muhammed Mehdi Keremî - Muhammed Purmend (Nebîzâde), İslâm İktisadının Fıkhî Temelleri, çev. Sedat Baran (İstanbul: Önsöz Yayıncılık, 2019), 17; Osman Eskicioğlu, 19 ekonomiyle ilgili hususlar anlaşılmaktadır. “Ekonomi” kelimesi Yunanca kökenli olup, antik Yunan düşüncesinde; bir ailenin ev, çiftlik veya gelir-gider idaresinin bilgece ve başarıyla yapılmasını ifade etmek için kullanılırdı. Günümüzde ise ekonomi kavramının toplum, devlet hatta küresel bazda faaliyetleri kapsayan bir anlam çerçevesi bulunmaktadır.43 İktisat, daha önce ifade edildiği gibi sözde, davranışta, işte itidali benimsemek, dengeli olmak, ifrat ve tefrit şeklinde haddi aşmamak, zararlara girmemek ve dengeyi sağlamak gibi anlamlara gelmektedir. Ekonomi kavramı da çeşitli kaynaklar kullanarak insan ihtiyaçlarını karşılamak için yapılan faaliyetlerde ve harcamalarda itidali gözetmek, israfı önlemek, dengeyi tutturmak gibi anlamları ihtiva etmektedir. Dolayısıyla iktisat kavramı ile ekonomi kavramı arasında anlam ve tanım olarak bir örtüşmenin olduğunu söylemek mümkündür.44 İnsanlar, yaşamları boyunca gerek ferdi olsun gerekse toplumsal olsun çeşitli kaynakları kullanarak ve birtakım girişimlerde bulunarak ihtiyaçlarını en uygun tarzda karşılayacak mal ve hizmet üretme, kazanç elde etme faaliyetleri yapmaktadırlar. İktisat biliminin temel konusunu teşkil eden bu faaliyetlere iktisadi faaliyetler denir. İktisadi faaliyetler; üretim, dağıtım, tüketim gibi aşamalar, bu aşamalarla ilgili hususlar ve girişim faaliyetlerinin tamamını kapsamaktadır. Klasik tabirle iktisadi faaliyetler rızık temin etme yollarını ifade etmektedir. Bir diğer ifadeyle iktisadi faaliyetler, ihtiyaçları karşılamak için madde, beşeri çevre ve zaman ile olan çok yönlü ilişkiler bütünüdür. İktisadi faaliyetlerde en az girdi ve en az maliyet ile en verimli ve en yüksek çıktıyı temin etme hususu, üzerinde önemle durulan temel konulardan biridir. İktisadi faaliyetlerin asıl gayesi insanın dünya üzerinde yaşamını sürdürebilmesine yardımcı olmaktır. İktisadi faaliyetlerin öznesi insan nesnesi ise mal-mülk ve kaynaklardır. İslâm İslâm ve Ekonomi (İzmir: Anadolu Yayınları, 1999), 9-10; Salih Geçit, Ekonomi Ve İnanç (Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2009), 45. 43 Eskicioğlu, İslâm ve Ekonomi, 10-11, Tabakoğlu, İslâm İktisadına Giriş, 21; Zeynel Dinler, İktisada Giriş (Bursa: Ekin Kitabevi Yayınları, 18. Baskı, 2012), 555. 44 Ebu'l-Ferec Cemâleddîn Abdurrahmân b. Ali b. Muhammed el-Cevzî el-Bagdâdî (İbnu’l-Cevzî), Zâdu’l-mesîr fî ʿilmi’t-tefsîr, thk. Zuheyr eş-Şâvîş vd. (Beyrut: Dâru İbni Hazm, 3. Baskı, 2002), 397; Alî Muhyîddin el-Karadâgî, el-Medhal ile’l-iktisâdi’l-İslâmî (Hakîbetu’d-Duktûr Alî el-Karadâgî el- İktisâdiyye) (Beyrut: Dâru’l-Beşâiri’l-İslâmiyye, 2010/1431), 2/7; Erdal Muzaffer Ünsal, Mikro İktisat (Ankara: İmaj Yayıncılık, 2000), 10; Gül, “İslâm İktisat Düşüncesinin Kur'an'daki Temelleri”, 28-29. 20 inancına göre iktisadi faaliyetler insanın geçici olarak bulunduğu bu dünya hayatında yaratılış gayesini yerine getirebilmesine vesile olan araçlardan birisidir.45 2.2. İktisat Anlayışları İktisatçılar iktisadı, genellikle kendi anlayış ve yaklaşım tarzlarına, önem atfettikleri değerlere ve değerlendirme ölçütlerine göre farklı şekillerde tanımlamışlardır. Yaşadıkları dönemin ve çevrenin sosyal, ekonomik, politik ve kültürel özellikleri gibi birçok faktör onların anlayışlarının şekillenmesinde etkili olmuştur. Dolayısıyla zaman içerisinde iktisatla ilgili anlayış farklılığından kaynaklanan ve farklı bakış açılarını yansıtan tanımlar ortaya çıkmıştır. Fakat iktisadi faaliyetlerin temel amacı insana hizmet olduğundan yapılan tanımların genel olarak benzer nitelikler taşıdıkları da görülmektedir.46 Aşağıda farklı anlayışları yansıtan bazı iktisat tanımları ve tasvirleri örnek olarak verilmiştir. - Genel bir tanıma göre iktisat, kıt kaynaklar ile sınırsız insan ihtiyaçlarını karşılayacak mal ve hizmetlerin üretim, dağıtım ve tüketim gibi süreçleri ve bu süreçlerle ilgili alternatifleri ve davranışları ele alan bilimdir.47 - İktisat, doğadaki sınırlı kaynaklardan insanların sınırsız ihtiyaçlarını en yüksek düzeyde karşılamayı amaç edinmiş bir bilimdir.48 - İktisat; üretim, dağıtım, tüketim, ticaret ve sermaye ile ilgili faaliyetlerin bütününe denilmektedir.49 - İktisat, ihtiyaçları karşılama hususunda kıt olan kaynakların yönetimidir.50 45 Dinler, İktisata Giriş, 7; Ertürk, İktisat: Kavram, İlke, Politika, 15; Karadâgî, el-Medhal ile’l-iktisâdi’l- İslâmî, 2/21-23; Keremî - Purmend, İslâm İktisadının Fıkhî Temelleri, 20-21; Sabri Orman, İktisat, Tarih ve Toplum (İstanbul: Küre Yayınları, 2. Baskı, 2010), 133-134; Sabri Fehmi Ülgener, Dünü ve Bugünü ile Zihniyet ve Din: İslâm, Tasavvuf ve Çözülme Devri İktisat Ahlâkı (İstanbul: Derin Yayınları, 2006), 29; Tabakoğlu, İslâm İktisadına Giriş, 21, 48, 50; a.mlf., İslâm ve Ekonomik Hayat, 9-10, 16-17; Üstünel, Ekonominin Temelleri, 13. 46 Muhammed el-Mubârek, Nizâmu’l-İslâm: el-İktisâd (Tahran:Matbaʿatü Sepehr, 1985), 15-16, 26. 47 Besim Üstünel, Ekonominin Temelleri (İstanbul: Mısırlı Matbaacılık, 4. Baskı, 1983), 18, 25; Dinler, İktisada Giriş, 7; Emin Ertürk, İktisat: Kavram, İlke, Politika (Bursa: Alfa Aktüel Yayınları, 2. Baskı, 2011), 20-21; Mahfi Eğilmez, Ekonominin Temelleri: Kavramlar ve Kurumlar (İstanbul: Remzi Kitabevi, 6. Baskı, 2022), 27; Muhammad Abdul Mannan, Islamic Economics: Theory and Practice (A Comparative Study) (Lahore: Sh. Muhammad Ashraf, 1970), 3. 48 Mehmet Karagül, Dünya Ekonomisi: Tehdit ve Fırsatlarıyla (Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık, 5. baskı, 2021), 36; Monzer Kahf, Notes On Islamic Economics: Theories and Institutions (United States: CreateSpace Independent Publishing Platform, 2014), 3. 49 Ayşe Buğra, İktisatçılar ve İnsanlar (İstanbul: İletişim Yayınları, 9. Baskı, 2013), 49-50; Doğan, Büyük Türkçe Sözlük, 218; Eğilmez, Ekonominin Temelleri: Kavramlar ve Kurumlar, 27; Keremî - Purmend, İslâm İktisadının Fıkhî Temelleri, 36. 21 - İktisat, sınırlı kaynaklar ile sınırsız insan ihtiyaçları ve istekleri arasında bir denge oluşturmaktır.51 - Bir bilim dalı olarak iktisat, çeşitli durumları ve aşamaları ile iktisadi olayları inceleyen ve iktisadi hayata dair kanunlar ve kurallar oluşturma ilmidir.52 - Sosyolojik bir yaklaşıma göre iktisat, yaşamı devam ettirebilmek için yapılması gerekli olan faaliyetleri düzenlemektir.53 - Adam Smith’e (1723-1790) göre iktisat, zenginliğin (refahın) yollarını öğreten bir ilim/sanattır.54 - Alfred Marshall’a (1842-1924) göre iktisat, insanın refahı için nasıl kazanç elde edeceğini ve bunu nasıl harcayacağını konu alan ilimdir. Bunun için iktisat insanların iş hayatındaki yaşayış, davranış ve özellikle maddi çıkar dürtülerini inceler.55 - İktisadı determinist bir yaklaşımla ele alan Karl Marx’ın anlayışına göre iktisadi ilişkiler, toplumlarda üst yapıyı ifade eden sosyal, siyasal ve entelektüel bütün gelişmeleri, olayları ve kurumları şekillendiren temel alt yapı niteliğini taşımaktadır.56 Klasik iktisat kitaplarında yer alan çoğu ekonomi tanımı, “kıt kaynakların insanın sınırsız olan ihtiyaçlarını karşılamak için değişik kullanım sahaları arasında dağıtımıyla ilgili faaliyetler” şeklinde tanımlanan “biçimselci” (formalist) yaklaşımdır. Genellikle 50 Ertürk, İktisat: Kavram, İlke, Politika, 15; Eskicioğlu, İslâm ve Ekonomi, 11; Keremî- Purmend, İslâm İktisadının Fıkhî Temelleri, 19; Üstünel, Ekonominin Temelleri, 11. 51 Kayhan, “Kur’ân’a Göre İsraf ve İktisat”, 186; Tabakoğlu, İslâm ve Ekonomik Hayat, tsh. Yunus Apaydın - Abdil Aktaş (Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 3. Baskı, 2003), 9; Üstünel, Ekonominin Temelleri, 12-13. 52 Mubârek, Nizâmu’l-İslâm: el-İktisâd, 15. 53 Mahmûd Ebû’s-Suʿûd, İslâmî İktisadın Esasları, çev. Ali Özek (İstanbul: Fatih Matbaası, 1969), 12; Eskicioğlu, İslâm ve Ekonomi, 12. 54 Adam Smith, An Inquiry into the Nature and Causes of the Wealth of Nations (New York: Modern Library, 1965), 3-5, 11, 14, 398, 418, 423, 424; a.mlf., Lectures on Jurisprudence, ed. Ronald Lindley Meek vd. (Indianapolis: Libery Fund, 1982), 83; Karadâgî, el-Medhal ile’l-iktisâdi’l-İslâmî, 2/21; Mark Skousen, The Making of Modern Economics: The Lives and Ideas of the Great Thinkers (New York/London, Routledge, 4. Baskı, 2022), 16, 17-18. 55 Alfred Marshall, Principles of Economics (New York: Palgrave Macmillan, 8. Baskı, 2013), 1, 18-21; Alfred Marshall - Mary Paley Marshall, The Economics of Industry (London: Macmillan & Co. Ltd., 1879), 2, 5, 149; Karadâgî, el-Medhal ile’l-iktisâdi’l-İslâmî, 2/21; Buğra, İktisatçılar ve İnsanlar, 161; Skousen, The Making of Modern Economics, 210. 56Karl Marx, “Zur Kritik der Politischen Ökonomie”, Werke, nşr. Institut für Marxismus - Leninismus beim ZK der SED (Berlin: Dietz Verlag, 1961), 13/8-9; a.mlf., Das Kapital. Kritik der politischen Oekonomie, ed. Friedrich Engels, 3 Cilt (Hamburg: Otto Meissner, 4. baskı, 1890), 1/48 dip. 33; Skousen, The Making of Modern Economics, 149, 152. 22 ekonomik süreçlerin, kendine özgü kurallarıyla şekillenen ve işleyen piyasalar tarafından yönlendirildiği toplumlardaki (piyasa toplumu) ekonomileri tanımlayan bu yaklaşımda temel orijin, “sınırsız ihtiyaçlarını karşılamak üzere seçimlerde bulunan bireydir.” Piyasa toplumlarında ekonomik süreçler kişilerin sosyal konumları ve sosyal kaygıları gibi hususlardan bağımsız işlerler. Bu yaklaşıma göre ekonomide rasyonel sebep - sonuç ilişkisi vardır. Ekonomiyi tanımlamada bir diğer yaklaşım ise “özselci” (substantivist) yaklaşımdır. Macar asıllı düşünür Karl Polanyi (1886-1964) ekonomiyle ilgili olarak “özselci” yaklaşımın daha evrensel bir tanım olduğunu ileri sürmüştür. Özselci yaklaşıma göre ekonomi, “İnsanın çevresiyle arasında oluşturduğu bir süreci” ifade etmektedir. Bu süreç ihtiyaçları karşılayan madde arzının devamlılığını sağlamaktadır. Bu yaklaşıma göre insanların maddi ihtiyaçlarını tedarik etmek için oluşturdukları üretim, dağıtım, tüketim düzenine ekonomi denilmektedir. Bu ekonomi düzeni toplumun içine yerleşmiş ve toplumda ekonomi dışı değerlere ve faktörlere de uyum sağlamıştır. Özselci yaklaşım özellikle insanın doğasını, yaşamını ve sosyal çevresiyle olan ilişkilerini dikkate almaktadır.57 2.3. İktisadın Doğa veya Sosyal Bilim Olduğu Tartışması Bilim bilgiye dayalı verileri kullanarak evrendeki varlıklar ve olaylarla ilgili ispatlanabilir açıklamalar getirmeye çalışır. Bilim kendi içerisinde, doğa bilimleri ve sosyal bilimler şeklinde iki kategoride incelenebilmektedir. Doğa bilimleri daha çok evrendeki fizik ve doğa kanunlarıyla ilgili çalışmaları ifade ederken sosyal bilimler insan ve toplumları konu edinir. 17. yüzyıldan itibaren felsefi düşünceden giderek bağımsızlaşarak şekillenen doğa bilimleri, aklı öne çıkartarak sebep-sonuç ilişkisi bağlamında açıklamalar getirir. Elde edilen bilgi doğa bilimlerinde, deneysel ve ispatlama yöntemleriyle denetlenir. Yasa ve kuramlar ile ifade edilir. 19. yüzyılda bir disiplin olarak belirginleşen sosyal bilimler ise anlama yöntemini kullanarak, insanın yaşamını bütünsel ve tarihsel süreçler içerisinde izah etmeye çalışır. Sosyal bilimlerdeki 57 Karl Polanyi, “The Economy as Instituted Process”, Trade and Market in the Early Empires, ed. Karl Polanyi vd. (Glencoe (Ilınoıs): The Free Press, 1957), 243-244; a.mlf., The Great Transformation, Boston: Beacon Press, 2001), 3, 36, 39, 44-45, 49-50, 56-57, 71-76, 136, 139-145; Buğra, İktisatçılar ve İnsanlar, 48-51; Fred Block - Margaret R. Somers, “Beyond the Economistic Fallacy: The Holistic Social Science of Karl Polanyi”, Vision and method in historical sociology, ed. Theda Skocpol (New York: Cambridge University Press, 1984), 62-69. 23 kuramlar, yaşanmış veya tecrübe edilmiş olayların daha sonra bir etkinlikle tespit edilmesinin yöntemleri ve gereçlerini ifade etmektedir. Sosyal bilimler, ilk ortaya çıkışından itibaren şekillenmesinde, doğa bilimlerinin bilimsel standartlarının büyük ölçüde etkisinde kalmıştır.58 İktisat bilimcileri de diğer sosyal bilimlere paralel olarak başlangıçtan beri doğa bilimlerini takip etmiştir. Dolayısıyla iktisat sosyal bilimlerden ziyade doğa bilimleri kategorisinde değerlendirilmeye çalışılmıştır. Bir kısım iktisat bilimcileri fizik ve matematiksel yöntemlerle bir doğa bilimi gibi kuramlar ve teoriler geliştirmeye ve sabit kurallar tesis etmeye çalışmışlardır. Tabii ki bunda 19. yüzyılın sonlarında ortaya çıkan neoklasik iktisadi akımın önemli bir rolü vardır. Neoklasik akımcılar, felsefi düşünceyi, spekülatif, soyut ve nesnellikten uzak olarak değerlendirerek, iktisadı felsefi metodolojinin şüpheciliğinden ve eleştirel değerlendirmesinden uzak tutmaya çalışmışlardır. Bu şekilde iktisada bilimsel bir hüviyet kazandırmak istemişlerdi.59 İktisadın konumu hakkındaki tartışmaların temelindeki nedenlerden biri, doğa bilimleri ve sosyal bilimlerin metodolojilerinin farklı olmasıdır. Doğa bilimlerinde teori ve kuramlar, doğadaki sabit kanunlara dayanmakta ve bilim adamlarının kendi kontrollerindeki laboratuvar ortamında test edilerek, deney yapılarak çoğunlukla ispatlanabilmektedir. Ayrıca doğa bilimlerinde genellikle cansız tabiat konu edildiği için aynı koşullar sağlandığında her zaman aynı sonuçlar elde edilebilmektedir. Sonuçlar büyük ölçüde bilim adamlarına göre farklılık arz etmemektedir. Sosyal bilimlerde ise test alanı doğrudan toplum olmaktadır. Toplum ise dinamik bir yapıya sahiptir. Sürekli değişim ve gelişim halindedir. Birçok kontrol dışı faktörlerin etkisine her zaman maruz kalmaya açıktır. Sosyal bilimlerde teori ve kuramların doğruluğu ve 58Frank Hyneman Knight, “What is Truth in Economics” The Journal of Political Economy 48/1 (February, 1940), 5-6; Eğilmez, Ekonominin Temelleri: Kavramlar ve Kurumlar, 28; Ferudun Yılmaz, “İktisat, Kurumsal İktisat ve İktisat Sosyolojisi”, Istanbul Journal of Sociological Studies 45 (Eylül 2012), 2, 4-5; Karagül, Dünya Ekonomisi, 100-101; Kırca, Kur’ân ve Fen Bilimleri, 81-82; Ozan İşler - Ferudun Yılmaz, İktisadı Felsefeyle Düşünmek (İstanbul: İletişim Yayınları, 2011), 40, 43-44; Tabakoğlu, İslâm İktisadına Giriş, 27. 59 Ertürk, İktisat: Kavram, İlke, Politika, 24; İşler -Yılmaz, İktisadı Felsefeyle Düşünmek, 8-9, 50-51, 55; Mannan, Islamic Economics: Theory and Practice, 3, 5; Chapra, Islam And The Economic Challenge, 27- 28; Sabri Fehmi Ülgener, Zihniyet, Aydınlar ve İZM’ler (İstanbul: Derin Yayınları, 2006), 158, 167; Tabakoğlu, İslâm ve Ekonomik Hayat, 10; a.mlf., İslâm İktisadına Giriş, 22, 28; Üstünel, Ekonominin Temelleri, 19, 101-106; Yılmaz, “İktisat, Kurumsal İktisat ve İktisat Sosyolojisi”, 2, 4-5; a.mlf., Rasyonalite İktisat Özelinde Bir Tartışma (İstanbul: Paradigma Yayınları, 2009), 8-12. 24 uygulanabilirliği, toplumdaki hedef kitlenin davranış ve faaliyetleri gözlemlenerek, belli bir sürenin sonunda kararlaştırılabilmektedir. Nitekim iktisat biliminde elde edilen sonuçları “eğilim kuralı” olarak değerlendirmek mümkündür. Çünkü her ne kadar aynı şartlar sağlansa da her zaman aynı sonuçlar elde edilmeyebilir. İktisat irade sahibi hür insan davranışlarını tahlil etmektedir. İrade sahibi hür insanların ise her zaman aynı şekilde veya tarzda davranışlar sergilemesi kesin değildir. İktisat ilminin bulguları doğa bilimlerinin bulguları kadar kati olmayabilir ama diğer sosyal bilimlerin bulgularından daha kati sonuçlar verir. Doğa bilimlerinin kanunlarındaki sabitlik ve determinizm aynı şekilde sosyal bilimlerde bulunmamaktadır.60 İktisat biliminin ulaştığı neticeleri denetlemek ve doğruluğunu belirlemek için kullanılan matematiksel yöntemler zamanla iktisatta toplumsal gerçekliğin parametreleri yerine geçirilmiştir. Böylece toplumsal ahlak kurallarının dışında nesnel bir yöntem olarak iktisat bilimi, doğa bilimlerine benzer bir bilim dalı durumuna getirilmiştir. Neticede iktisadın, evrensel ilkelere göre sabit sebep-sonuç ilişkilerine dayanan bir bilim haline getirilmesi amaçlanmıştır. Bu fikir sosyal düşünceye de uygulanarak, insanların daima rasyonel davrandığı varsayımı ile iktisadında rasyonel olarak açıklanabileceği ve disipline edilebileceği düşünülmüştür. Yani toplumsal gelişim süreçlerinden soyutlanmış, evrensel veya doğal olarak tanımlanmış insan davranışlarından hareketle, insanların içinde yaşadıkları toplumsal değerler ve ilişkiler göz ardı edilerek denetlenebilir, sabit, nedensellik ilkelerine dayanan bir iktisat düşüncesi oluşturulmak istenmiştir. Öte yandan iktisadın sosyal bilimlerden ayrılmış özerk bir bilim olması için, toplumsal gerçeklerden ve bağlantılardan bütünüyle soyutlanmış bir ekonomi kavramının öncelikle ortaya konması gerekir. Yani ekonominin üretim, bölüşüm ve tüketim faaliyetleri sosyal doku içerisinden ayrıştırılmalı ve bu faaliyetler doğrultusundaki toplumsal ilişkiler çeşitli özel kuramlar 60 Frank Hyneman Knight, “What is Truth in Economics” The Journal of Political Economy 48/1 (February, 1940), 30-32; a.mlf., Risk, Uncertainty and Profit (New York: Sentry Press, 1964), 3; Celâl Kırca, Kur’ân ve Fen Bilimleri (İstanbul: Marifet Yayınları, 5. Baskı, 2005), 81-82; Dinler, İktisada Giriş, 25-26, 28; Ertürk, İktisat: Kavram, İlke, Politika, 24, 31-32; Hasan İslatince, İktisadi Sistemler (Bursa: Ekin Yayınevi, 2009), 64; İşler - Yılmaz, İktisadı Felsefeyle Düşünmek, 46-47; Mannan, Islamic Economics: Theory and Practice, 13-15; Murtaza Mutahharî, İslâmî İktisadın Felsefesi, çev. Kenan Çamurcu (İstanbul: İnsan Yayınları, 1995), 26-27; Tabakoğlu, İslâm ve Ekonomik Hayat, 10, 14; a.mlf., İslâm İktisadına Giriş, 22, 27-28; Üstünel, Ekonominin Temelleri, 19-20; Yılmaz, “İktisat, Kurumsal İktisat ve İktisat Sosyolojisi”, 2-3, 5. 25 ve yöntemlerle değerlendirilebilmelidir.61 Hâlbuki iktisadın fâili olan insan, iktisadi bir makine değildir. Dolayısıyla iktisadın kapsamında değerlendirilen kavramlar insan davranışlarının çeşitli şekillerde yorumlanmasıdır. Yorumlanan bu kavramlar kesinlikle ideoloji, tarih, kültür, felsefe, ahlak ve din gibi faktörlerle şekillenen toplumsal değerlere dayanmaktadır. İktisadın konusunu teşkil eden iktisadi olgular, kişilerin tercihleri ile şekillenmektedir. Kişilerin tercihlerini ise kendi dini ahlakî ve kültürel değerlerinin yanı sıra içinde yaşadıkları toplumun yönlendirmeleri de etkilemektedir. Öte yandan bütün bu yorumları ve değerlendirmeleri yapan iktisatçıların kendileri ve yorumlama şekilleri de kendi inançları, kültürleri ve ideolojilerinin etkisi altındadır. Yani gerek iktisadi faaliyetlere iştirak eden insanların davranış ve tercihleri gerekse iktisatçıların yorumları ve değerlendirmeleri sosyo-kültürel faktörlerin etkilerinden bağımsız değildir.62 İnsanların iktisadi tercihlerini yönlendiren saiklerin, tamamının ekonomik olmadığını savunan Frank Hyneman Knight (1885-1972) gibi bazı iktisatçılar; özellikle, mal ve hizmetlerin sadece değerleri veya ihtiyaca uygunluğu sebebiyle tercih edilmediklerini belirtmektedirler. Tercih edilen mal ve hizmetlerin sahip oldukları simgelerden dolayı da talep edildiklerini ifade etmektedirler. Bu simgeler ise kişilerin kendi anlayış ve yaşadıkları toplumsal hayatla ilgili olmaktadır. Estetik, sosyal konum, yenilik isteği, macera, alışkanlık, merak gibi ekonomik olma ölçüleri dışında da birçok saik iktisadi tercih ve faaliyetlere yön verebilmektedir. Neticede iktisadi olayların kişisel veya 61 Ahmet İnsel, İktisat İdeolojisinin Eleştirisi (İstanbul: Birikim Yayınları, 2. Baskı, 2000), 33-34; Buğra, İktisatçılar ve İnsanlar, 13, 17, 58, 92; Chapra, Islam And The Economic Challenge 28-29; Karagül, Dünya Ekonomisi, 80; Mutahharî, İslâmî İktisadın Felsefesi, 31; Sabri Fehmi Ülgener, Tarihte Darlık Buhranları (İstanbul: Derin Yayınları, 2006), 15; Tabakoğlu, İslâm ve Ekonomik Hayat, 10; Ülgener, Zihniyet, Aydınlar ve İZM’ler, 224-225; Üstünel, Ekonominin Temelleri, 18-19; Yılmaz, “İktisat, Kurumsal İktisat ve İktisat Sosyolojisi”, 2, 5, 6. 62 A. Marshall, Principles of Economics, 116; Buğra, İktisatçılar ve İnsanlar, 18, 141, 147; Ertürk, İktisat: Kavram, İlke, Politika, 23, 31, 32; Gül, “İslâm İktisat Düşüncesinin Kur'an'daki Temelleri”, 31; Gürol Irzık - Ayşe Buğra, “İnsan Doğası, İnsan İhtiyaçları ve İktisat”, Sosyal Bilimleri Yeniden Düşünmek Sempozyumu Bildirileri, hzr. Tanıl Bora vd. (İstanbul: Metis Yayınları, 3. baskı, 2008), 34; İnsel, İktisat ideolojisinin eleştirisi, 87; Kahf, Notes On Islamic Economics: Theories and Institutions, 27-29; Karagül, Dünya Ekonomisi, 78; Mannan, Islamic Economics: Theory and Practice, 3-5, 13-14; Mutahharî, İslâmî İktisadın Felsefesi, 21, 31; Sabri Fehmi Ülgener, İktisadî Çözülmenin Ahlâk ve Zihniyet Dünyası (İstanbul: Derin Yayınları, 2006), 5; Tabakoğlu, İslâm ve Ekonomik Hayat, 9-10, 14; a.mlf., İslâm İktisadına Giriş, 28, 29; Üstünel, Ekonominin Temelleri, 107. 26 toplumsal saik ve değerlerden bağımsız olarak ele alınması, sonuçların doğruluğunda önemli bir sorun teşkil edebilmektedir.63 Mezkûr hususlardan dolayı iktisat biliminin insan ve toplum bilimlerinden ayrı düşünülmesi mümkün değildir. İnsan, iktisadın her aşamasında aktif bir faildir. İktisat sistemini bütünüyle insan şekillendirir. İnsanın düşünce yapısını ise başta zihnindeki inanç ve içinde doğduğu veya yaşadığı sosyo-kültürel yapı şekillendirir. Öyleyse iktisat insanın ve toplumun beklentilerinden, alışkanlıklarından, güdülerinden, kültüründen, dininden, çeşitli saiklerle sergilediği davranışlarından ve sair sosyo-kültürel özelliklerinden doğrudan etkilenmektedir. Bu faktörlerden özellikle dini inançlar en etkili faktörlerden biridir. Dini inançlar iktisadi sistemin şekillenmesini, insanların iktisadi kararlarını ve tüketim davranışlarını etkileyebilmektedir. Dini inançların iktisadi hayat üzerinde etkili olduğu hususu Alman asıllı sosyolog Max Weber’in de (1864- 1920) çalışmalarının temelini teşkil etmiştir.64 Bazı toplumlarda başarılı olan bir kısım iktisadi sistemlerin farklı kültürlere sahip toplumlarda aynı derecede başarılı olamayışının sebeplerinden birinin de sosyal faktörlerin farklılığından kaynaklandığı söylenebilir. Neticede iktisadın, doğa bilimlerinin yöntem standart ve kuramlarını yoğun olarak kullanmakla beraber sosyal bilimler kategorisinde yer aldığını söyleyebiliriz.65 63 A. Marshall, Principles of Economics, 20-21; A. Marshall - M. P. Marshall, The Economics of Industry, 5; F. Knight, Risk, Uncertainty and Profit, xiii-xvii; a.mlf., “What is Truth in Economics”, 16-18, 25-30; Buğra, İktisatçılar ve İnsanlar, 246-247, 254, 394; Chapra, Islam And The Economic Challenge, 29; Ester Biton Ruben, İktisadın Unuttuğu İnsan (İstanbul: Bağlam Yayınları, 3. Baskı, 2017), 22-23; Kahf, Notes On Islamic Economics: Theor