T. C. ULUDAĞ ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ TÜRK DĐLĐ VE EDEBĐYATI ANABĐLĐM DALI TÜRK DĐLĐ BĐLĐM DALI ESKĐ UYGUR TÜRKÇESĐNDE ĐKĐLEMELER (YÜKSEK LĐSANS TEZĐ) Meltem CAN BURSA 2010 T. C. ULUDAĞ ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ TÜRK DĐLĐ VE EDEBĐYATI ANABĐLĐM DALI TÜRK DĐLĐ BĐLĐM DALI ESKĐ UYGUR TÜRKÇESĐNDE ĐKĐLEMELER (YÜKSEK LĐSANS TEZĐ) Meltem CAN Danışmanlar Prof. Dr. Hatice ŞAHĐN, Prof. Dr. Emine YILMAZ BURSA 2010 I T. C. ULUDAĞ ÜNĐVERSĐTESĐ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, Türk Dili Bilim Dalı’nda 700841004 numaralı Meltem Can’ın hazırladığı “Eski Uygur Türkçesinde Đkilemeler ” konulu Yüksek Lisans çalışması ile ilgili tez savunma sınavı, ...../...../ 2010.... günü ……… - ………..saatleri arasında yapılmış, sorulan sorulara alınan cevaplar sonunda adayın tezinin/çalışmasının ……………………………..(başarılı/başarısız) olduğuna …………………………(oybirliği/oy çokluğu) ile karar verilmiştir. Üye (Tez Danışmanı ve Sınav Komisyonu Üye (Tez Danışmanı) Başkanı) Akademik Unvanı, Adı Soyadı Akademik Unvanı, Adı Soyadı Üniversitesi Üniversitesi Prof. Dr. Hatice ŞAHĐN Prof. Dr. Emine YILMAZ Üye Üye Akademik Unvanı, Adı Soyadı Akademik Unvanı, Adı Soyadı Üniversitesi Üniversitesi Prof. Dr. Alev SINAR UĞURLU Yard. Doç. Dr. Sezai SEVĐM Üye Akademik Unvanı, Adı Soyadı Üniversitesi Prof. Dr. Nurettin DEMĐR ....../......./ 20..... II ÖZET Yazar : Meltem Can Üniversite : Uludağ Üniversitesi Anabilim Dalı : Türk Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı : Türk Dili Tezin Niteliği : Yüksek Lisans Tezi Sayfa Sayısı : XIV + 381 Mezuniyet Tarihi : …. /…. / 2010 Tez : Prof. Dr. Hatice ŞAHĐN, Prof. Dr. Emine YILMAZ Danışman(lar)ı ESKĐ UYGUR TÜRKÇESĐNDE ĐKĐLEMELER Bu çalışmada Eski Uygur Türkçesindeki ikilemeler incelenmiştir. Belirlenen metinlerden derlenen ikilemeler çeşitli açılardan sınıflandırılmıştır. Çalışmanın amacı, Türk Dilinde önemli bir yere sahip olan ikilemeleri Uygur Türkçesindeki biçimleri, oluşum özellikleri, anlamları, kökenleri açısından incelemektir. Çalışmanın giriş bölümünde araştırmacıların ikileme için kullandıkları terimler ve ikilemeye bakış açıları belirtilmiştir. Bu belirlemelerden sonra ikileme tanımı yapılmış, Uygur Türkçesinde ikilemelerin esas olarak nasıl oluştukları belirtilmiş ve bu oluşuma göre genel özellikleri sıralanmıştır. Đnceleme bölümünde ikilemeler yapı, tür, söz dizimi, anlam ve köken bakımından değerlendirilmiştir. Đkileme kelimelerinin ek alıp almamaları yapı; isim veya fiil oluşları tür; hece sayıları, ses özellikleri, Türkçe ve yabancı kelimelerin sırası, kelime sayıları, kelimenin aynen tekrar edilmesi söz dizimi; eş, yakın ve zıt anlamlı oluşları anlam; Türkçe ve yabancı oluşları köken bölümünde incelenmiştir. Çalışmanın sonuç bölümünde metinlerin taranmasıyla elde edilen toplam ikileme sayısı ve her bölüme ait örnek sayıları verilmiştir. Belirtilen bölüm başlıklarına göre sınıflandırılan ikilemeler her bir bölümde gösterdikleri özellikler açısından incelenmiş ve elde edilen sonuçlar değerlendirilmiştir. Anahtar Sözcükler ikileme Eski Uygur hendiadyoin sınıflandırma Türkçesi IV ABSTRACT Author : Meltem Can University : Uludag University Department : Turkish Language and Literature Department Discipline : Turkish Language Thesis Quality : Master Thesis Number of Pages : XIV+ 381 Date of Graduation : …. /…. / 2010 Supervisors : Prof. Dr. Hatice Şahin, Prof. Dr. Emine Yılmaz REDUPLICATIONS IN THE OLD UYGHUR TURKISH Old Uyghur Turkish reduplication in this study were examined. Reduplication is compiled from determined texts and classified from various angles. The aim of the study is to investigate the origin, formation characteristics, and the meanings of the reduplication which has an important place in the Turkish language. On the introduction of this term, the researcher’s viewpoint of the reduplication and how they use the terms for reduplication are mentioned, a definition for reduplication is made , how reduplication has been formed in Uygur Turkish language is expressed and the end of the introduction part, the general fatures are listed according to formation. In the review section of the structure,reduplications has been evaluated according to type, syntax, semantics and their origins. Reduplications are investigated whether they take paragoge or not in structure section; whether they are noun or verb form in type section; according to syllable number, voice characteristics, the order of Turkish and foreign words ,the quantity of words , the repetation of the words identically in syntax section, close and opposite of the words in meaning section and their origin whether Turkish and foreign are investigated in the origin section. In the conclusion of this study, the total number of reduplications and the number of samples given in each section are obtained by searching the texts. The reduplications which are classified according to the specified section headings are analyzed in each chapter in terms of their characteristics and the results are evaluated. Key Words reduplicaiton Old Uyghur hendiadyoin classification Turkish V ÖN SÖZ Đkilemeler, farklı oluşumları, yapıları, ifade zenginlikleri gibi özellikleriyle her dönem araştırmacıların dikkatini çekmiş bir konudur. Đkilemeler, Türk dilinde oldukça sık görülen ve başvurulan ifade özelliklerinden biridir. Bu çalışmada ikilemelerin Eski Uygur Türkçesindeki şekilleri incelenmiştir. Đlk olarak Uygur dönemine ait metinler elde edilmeye çalışılmıştır. Ulaşılabilinen metinlerden ikilemeler derlenmiştir. Tespit edilen bu ikilemeler yapı, tür, söz dizimi, anlam, köken açılarından sınıflandırılmıştır. Đlgili bölümlere ait örnekler verilmekle birlikte dizin bölümünde toplu bir biçimde sıralanmış, ayrıca metinlerde geçiş şekilleri ve sıklıkları gösterilmiştir. Yine toplu bir şekilde görülmesi amacıyla sayılarına göre iki, üç, dört ve altı kelimeden oluşan ikilemeler ayrı bir bölümde verilmiştir. Bu çalışma boyunca benden yardımlarını esirgemeyen başta danışman hocalarım Prof. Dr. Hatice Şahin ve Prof. Dr. Emine Yılmaz’a, ardından çalışma süresince destek, öneri ve eleştirilerinden faydalandığım Prof. Dr. Nurettin Demir ve Doç. Dr. Süer Eker’e, çalışmaya ilk başladığım andan itibaren her türlü desteğini eksik etmeyen dostum Arş. Gör. Sıdıka Kurtoğlu’na, tanıdığım günden beri varlığını hep hissettiren, her konuda görüş ve yardımını alabildiğim çalışma arkadaşım Öğr. Gör. Ayşe Energin Usta’ya, örnekleri alfabetik sıralamada verdiği fikirle zamandan kazanmamı sağlayan çalışma arkadaşım Arş. Gör. Hasene Aydın’a, dizin bölümünde yardımlarından dolayı sevgili kardeşim Melikşah Can’a, her zaman yanımda olan, maddi ve manevi açıdan beni hiç yalnız bırakmayan aileme en derin ve sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Meltem Can, 2010 VI ĐÇĐNDEKĐLER Sayfa TEZ ONAY SAYFASI......................................................................................... I ÖZET..................................................................................................................... II ABSTRACT........................................................................................................... IV ÖN SÖZ ................................................................................................................. V ĐÇĐNDEKĐLER...................................................................................................... VI KISALTMALAR.................................................................................................. XI GĐRĐŞ ..................................................................................................................... 1 BĐRĐNCĐ BÖLÜM YAPI 1. YAPI AÇISINDAN ĐKĐLEMELER.................................................................... 16 1.1. Đki Kelimeden Oluşan Đkilemeler............................................................... 20 1.1.1. basit + basit.................................................................................................... 20 1.1.2. basit + türemiş...........................................................................…….…….. . 21 1.1.3. türemiş + basit.............................................................................................. 22 1.1.4. türemiş + türemiş ………............................................................................. 23 1.1.5. birleşik + basit ……...................................................................................... 24 1.2. Üç Kelimeden Oluşan Đkilemeler ................................................................. 24 1.2.1. basit + basit + basit + basit ............................................................................ 24 1.2.2. basit + basit + türemiş..................................................................................... 24 1.2.3. türemiş + basit + basit……………………………………………………….. 25 1.2.4. basit + türemiş + türemiş…………………………………………………… 26 1.2.5. basit + türemiş + basit……………………………………………………….. 26 1.2.6.türemiş+türemiş+basit……………………………………………………….. 27 1.2.7. türemiş+basit+türemiş………………………………………………………... 28 1.2.8. türemiş+türemiş+türemiş…………………………………………………...... 28 1.3.Dört Kelimeden Oluşan Đkilemeler………………………………………….. 28 1.3.1. basit+ basit + basit + basit…………………………………………………….. 28 1.3.2. basit+basit + basit + türemiş…………………………………………………... 29 1.3.3. basit+basit+türemiş + basit……………………………………………............. 29 1.3.4. basit + türemiş + basit + basit…………………………………………............. 29 1.3.5. basit + basit + türemiş + türemiş………………………………………………. 29 1.3.6. basit + türemiş + türemiş + türemiş………………………………………….…. 30 1.3.7. türemiş+türemiş+türemiş+basit……………………………………….............. 30 1.3.8. türemiş + türemiş + basit + türemiş……………………………………………. 30 1.3.9. türemiş + türemiş + basit + basit………………………………………………. . 30 1.3.10. türemiş + basit + basit + türemiş………………………………………….…... 31 1.3.11. türemiş+ basit + türemiş + türemiş…………………………………………... 31 1.3.12. türemiş + türemiş + türemiş + türemiş……………………………………….. 31 1.4. Altı Kelimeden Oluşan Đkilemeler…………………………………………… 32 1.4.1. basit + basit + basit + basit + basit + basit…………………………………….. 32 1.4.2. basit + basit + türemiş + türemiş + türemiş + türemiş………………………… 32 1.4.3. türemiş + türemiş + türemiş + basit + türemiş + türemiş……………………… 32 1.4.4. türemiş + türemiş + türemiş + türemiş + türemiş + türemiş………………….… 33 ĐKĐNCĐ BÖLÜM TÜR 1.ÖGELERĐN TÜRÜ AÇISINDAN ĐKĐLEMELER..........................................…. 36 1.1. Đsim Kök ve Gövdelerinden Oluşan Đkilemeler............................................. 38 1.2. Fiil Kök ve Gövdelerinden Oluşan Đkilemeler.............................................. 42 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM DĐZĐM 1. SÖZ DĐZĐMĐ AÇISINDAN ĐKĐLEMELER……………………………………. 46 1.1. Hece Sayılarına Göre Đkilemelerin Oluşumu………………………………. 53 1.1.1. Az heceli kelimenin önce kullanılmasıyla oluşan ikilemeler……….................. 54 1.1.2. Çok heceli kelimenin önce kullanılmasıyla oluşan ikilemeler…………………. 55 1.1.3. Eşit hece sayısına sahip kelimelerin kullanılmasıyla oluşan ikilemeler ……….. 56 1.2. Ses Özelliklerine Göre Đkilemelerin Oluşumu……………………………… 57 1.2.1. Đlk kelimesi ünlüyle başlayan ikilemeler……………………………………… 58 1.2.2. Đlk kelimesi ünsüzle başlayan ikilemeler……………………………………… 59 1.2.3. Her iki kelimesi ünsüzle başlayan ikilemeler…………………………………. 60 1.2.4. Her iki kelimesi ünlüyle başlayan ikilemeler………………………………….. 61 1.3. Türkçe ve Yabancı Kelimelere Göre Đkilemelerin Oluşumu……………… 62 1.3.1. Đki Kelimeden Oluşan Đkilemeler……………………………………………… 64 1.3.1.1. Türkçe + Türkçe…………………………………………………………… 64 1.3.1.2 Türkçe + Yabancı…………………………………………………………. 65 1.3.1.3. Yabancı +Türkçe………………………………………………………….. 65 1.3.1.4. Yabancı + Yabancı………………………………………………………… 66 1.3.2. Üç Kelimeden Oluşan Đkilemeler……………………………………………… 67 1.3.2.1. Türkçe + Türkçe + Türkçe………………………………………………… 67 1.3.2.2. Türkçe + Yabancı + Türkçe……………………………………………….. 67 1.3.2.3. Yabancı + Türkçe + Türkçe……………………………………………….. 67 1.3.2.4. Yabancı + Türkçe + Yabancı……………………………………………… 68 1.3.2.5. Yabancı + Yabancı + Türkçe……………………………………………… 68 1.3.2.6. Türkçe + Türkçe + Yabancı………………………………………………. 68 1.3.3. Dört Kelimeden Oluşan Đkilemeler…………………………………………… 68 1.3.3.1. Türkçe+ Türkçe+ Türkçe+ Türkçe…………….…………………………. 68 1.3.3.2. Türkçe + Yabancı + Türkçe + Türkçe…………………………………….. 69 1.3.3.3. Türkçe + Türkçe + Yabancı + Türkçe……………………………………. 69 1.3.3.4. Yabancı + Türkçe + Türkçe + Türkçe……………………………………. 69 1.3.3.5. Yabancı + Yabancı + Türkçe + Yabancı…………………………………. 70 1.3.4. Altı Kelimeden Oluşan Đkilemeler………………………….…………………. 70 1.3.4.1. Türkçe + Türkçe + Türkçe + Türkçe + Türkçe + Türkçe ………………….. 70 1.4. Kelimelerin Sayılarına Göre Đkilemelerin Oluşumu………………………. 70 1.4.1. Đki kelimeden oluşan ikilemeler………………………………………………… 72 1.4.2. Üç kelimeden oluşan ikilemeler………………………………………………. . 73 1.4.3. Dört kelimeden oluşan ikilemeler………………………………………………. 77 1.4.4. Altı kelimeden oluşan ikilemeler……………………………………………….. 81 1.5. Ögeleri Yer Değiştiren Đkilemeler…………………………………………… 81 1.6. Yinelemeler…………………………………………………………………… 83 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM ANLAM 1. ANLAM AÇISINDAN ĐKĐLEMELER………………………………………….. 85 1.1. Eş Anlamlı Đkilemeler ……………………………………………………….. 88 1.2. Yakın Anlamlı Đkilemeler …………………………………………………… 89 1.2.1. +sIz ekiyle türeyen yakın anlamlı ikilemeler………………………………….. 93 1.3. Zıt Anlamlı Đkilemeler………………………………………………………. 96 1.3.1. +sIz ekiyle türeyen zıt anlamlı ikilemeler……………………………………… 97 BEŞĐNCĐ BÖLÜM KÖKEN 1. KÖKEN AÇISINDAN ĐKĐLEMELER………………………………………….. 99 1.1.Đki Kelimeden Oluşan Đkilemeler………………………………………….. 101 1.1.1. Türkçe + Türkçe……………………………………………………………….. 101 1.1.2. Türkçe + Yabancı……………………………………………………………… 103 1.1.3. Yabancı + Türkçe………………………………………………………………. 103 1.1.4. Yabancı + Yabancı…………………………………………………………….. 104 1.2. Üç Kelimeden Oluşan Đkilemeler…………………………………………. 105 1.2.1. Türkçe + Türkçe + Türkçe……………………………………………………. 105 1.2.2. Türkçe + Yabancı + Türkçe…………………………………………………… 106 1.2.3. Yabancı + Türkçe + Türkçe…………………………………………………. .. 106 1.2.4. Yabancı + Türkçe + Yabancı…………………………………………………. 107 1.2.5. Yabancı + Yabancı + Türkçe…………………………………………………. 107 1.2.6. Türkçe + Türkçe + Yabancı…………………………………………………… 107 1.3. Dört Kelimeden Oluşan Đkilemeler……………………………………… 107 1.3.1. Türkçe+ Türkçe+ Türkçe+ Türkçe…………….………………………………. 107 1.3.2. Türkçe + Yabancı + Türkçe + Türkçe……………………………..................... 108 1.3.3. Türkçe + Türkçe + Yabancı + Türkçe……………………………………….. .. 108 1.3.4. Yabancı + Türkçe + Türkçe + Türkçe…………………………………………. 109 1.3.5. Yabancı + Yabancı + Türkçe + Yabancı………………………………………. 109 1.4.Altı Kelimeden Oluşan Đkilemeler………………………………………... 109 1.4.1. Türkçe + Türkçe + Türkçe + Türkçe + Türkçe + Türkçe ……………………… 109 ALTINCI BÖLÜM DĐZĐN 1. DĐZĐN……………………………………………………………………………… 110 SONUÇ....................................................................................................................... 267 KAYNAKLAR........................................................................................................... 274 EKLER....................................................................................................................... 283 ÖZGEÇMĐŞ............................................................................................................... 381 XI KISALTMALAR Bang-Gab. Tür. II Bang, Gabain, Türkische Turfan Texte II Bang-Gab. Tür. IV Bang, Gabain, Türkische Turfan Texte IV Bang-Gab. Tür. V Bang, Gabain, Türkische Turfan Texte V Bang.Gab.Ar.Seyük Bang, Gabain, Arat, Sekiz Yükmek Bkz. Bakınız Cev. Ay. Ceval Kaya, Altun Yaruk Çin. Çince Far. Farsça Gab. H.T.B Gabain, Briefe der uigurischen Hüen-tsang- Biographie Jam. K.P James Russel Hamilon, Kalyanakara ve Papamkara Le Coq.Huas Le Coq, Huastuanift Le Coq.Manic.I Le Coq, Manichaica I Le Coq.Manic.II Le Coq, Manichaica II Le Coq.Manic.III Le Coq, Manichaica III Moğ. Moğolca Mül. Dan. Müller, Dantalali Bey Hikayesi Mül. May. Müller, Maymunlar Beyi Hikayesi Mül. Muk. Müller, Mukaddes Tavşan Hikayesi Mül. Çaş. Müller, Çaştani Bey Hikayesi Se.Öz. Sema Barutçu Özönder, Üç Đtigsizler Sem. H.T.B Semih Tezcan, Hsüan Tsang Biyografisi Sem. Ins. Semih Tezcan, Das Uigurishe Insadı-Sutra Skr. Sanskritçe Soğ. Soğdca Şin. Kip. Şinasi Tekin, Kuanşi im Pusar Şin. Mayt Şinasi Tekin, Maytrisimit Tal.Tek.Irk Talat Tekin, Irk Bitig 1 GĐRĐŞ Bir kavramı öğretmek, anlatmak veya pekiştirmek amacıyla birbirine eş, yakın ya da zıt anlamlı en az iki kelimenin bir araya gelmesiyle oluşan kelime grubuna ikileme denilmektedir. Burada pratik amaçla ve geleneği izleyerek ikileme terimi kullanılmışsa da öge sayısının altıya kadar çıkabildiği görülmüştür. Đkilemeler, dilin önemli kelime hazinelerindendir. Çünkü ikileme ile anlatılmak, öğretilmek ya da pekiştirilmek istenen kavram birkaç kelime ile daha etkili ve kalıcı bir şekilde ifade edilebilinmektedir. Bu konuda bugüne kadar birçok araştırma yapılmıştır. Fakat yapılan araştırmalarda hem tanım hem de terim konusunda tam bir görüş birliğine varılabilinmiş değildir. Terim olarak hendiadyoin (Çağatay 1978), ikileme (Hatipoğlu 1981; Korkmaz 2003; Erdem 2005; Sev 2004; Çoraklı 2001; Akerson 1982; Aktaş 1996; Yüce 1998; Vardar 2002), ikiz kelime (Eren 1949), tekrar grupları (Karahan 1999; Eker 2003), çift sözler (Tietze 1966), tekrarlar (Tuna 1948; Ergin 2002), kelime koşması (Ağakay 1954), koşma takımları (Banguoğlu 2000), ikizleme (Bilgegil 1982), ikizlenmeler (Gencan 2001), sıralamalar (Grönbech 2002) gibi terimler kullanılmştır. Tanım bakımından araştırmacılar arasında farklılıkların olmasının nedeni batı dillerindeki ikileme anlayışıyla Türk dilindeki ikileme anlayışının aynı olmamasındır. Batı dillerinde Hendiadyoin, Reduplication, Reduplication Dual, Redoupliment, Verdoppelung, Zwillinformen, Gemination, Reduplikation gibi terimler kullanılmasının yanında yaygın olarak hendiadyoin terimi kullanılmaktadır. Batı dillerinde hendiadyoin ifadesinden “iki kelimenin bir kelime gibi kullanılması” anlaşılmaktadır. Çağatay (1978: 29), Korkmaz (2003: 82-83), Eker (2003: 370), Yüce (1998: 419), Şen (2005: 685), Aydın (1997: 417) gibi araştırmacılar ikilemeyi “iki kelimenin tek kelime gibi kullanılması” şeklinde açıklayarak batıdaki hendiadyoin anlayışını benimsediklerini göstermektedirler. Hatipoğlu (1981: 9), Ergin (2002: 355), Banguoğlu (2000: 510), Vardar (2002: 199), Tuna (1948: 429), Çoraklı (2001: 53), Aktaş (1999: 565), Ağakay (1954: 98) gibi araştırmacılar ise tanımlarında böyle bir ifade kullanmamışlardır. Đkilemelerin Türk dilindeki kullanımına bakıldığında amacın iki ya da daha çok kelimenin tek kelime gibi kullanılması değil, iki ya da daha çok kelimeyle tek bir 2 kavramın anlatılması olduğu görülmektedir. Đkilemeler kavram ifade ettikleri için bu ifade biçimi tek kelimeyle değil, iki, üç veya daha çok kelimeyle gerçekleşebilmektedir. Araştırmacılar ikilemelerin bu esas amacından çalışmalarının bölümlerinde verdikleri örnek ve yaptıkları açıklamalarla söz etmektedirler. Çağatay ikilemelerin nasıl yazılmaları konusunda bilgi verirken “(…) aralarına kelime tekrarlarında olduğu gibi virgül de konulmamalıdır, çünkü bu kelimeler birbirine zıt oldukları halde dahi bir mefhumu ifade ediyorlar” (1978: 43). Bu açıklamasıyla Çağatay ikilemelerin bir mefhumu belirttiğini söylemektedir. Hatipoğlu tanımında ikilemelerin anlatım gücünü arttırmak ve anlamı pekiştirmek yanında kavramı zenginleştirmek amacından da söz etmekte, ikileme ve bağlaçlı tamlama arasındaki farkı açıkladığı bölümde ikilemelerle bir kavramın nasıl anlatıldığı ve böylece kavram alanının nasıl genişlediği üzerinde durmaktadır: “(…) Türkçede ağzı burnu yerinde bir kız, denildiği zaman, ağzı burnu, gözü kaşı hatta saçı başı düzgün bir kız tablosu çizilmiş olur. Aynı sözcükler bağlaçlı tamlama biçiminde kullanılır da ağzı ve burnu yerinde bir kız denilirse, anlam bakımında durum hemen değişir. Böyle bir tümceden yalnız ağzı ve burnu düzgünce bir kız anlatımı elde edilir ki, bildirilmek istenen kavramın, anlamın sınırları belli olmuş ve çok daralmıştır” (1981: 27). Eren tanımında bu özellik üzerinde durarak ikilemelerin bir kavramı ifade etmek için kullanıldığını söylemektedir (1949: 283). Banguoğlu “(…) bunlar iki kelimenin türlü ilişkilerle yan yana gelip farklı bir kavram kazanması mahsülüdür” (2000: 510) ifadesiyle ikilemelerin yine kavram anlatma özelliği üzerinde durmaktadır. Ağakay Türk dilindeki ikilemelerin batı dillerindeki hendiadyoin gibi bir söz sanatı ve Osmanlıcadaki atıf-ı tefsiri gibi üslup gösterişi olmadığını, yeni bir kavram anlatmak veya bir kavrama değişik renk vermek üzere oluşan bir yapı yöntemi olduğunu belirtmektedir (1954: 98). Bir kavramı açıklamak, öğretmek veya pekiştirmek, anlatımda ahenk ve kalıcılığı sağlamak için iki ya da daha çok kelimenin bir araya gelmesiyle oluşan ikilemeler, kalıplaşmış ifadelerdir. Kelimeler bir araya geldiklerinde ikileme olabilmeleri için kavram belirtmelerinin yanında bir takım özelliklere de sahip olmaları gerekmektedir. Bu özellikler ikilemeyi kalıplaştıran veya kalıplaşmasını kuvvetlendiren unsurlardır. Buna göre; az heceli kelime çok heceli kelimeden önce kullanılır, ses özellikleri 3 bakımından ünlüyle başlayan kelime ünsüzle başlayan kelimeden önce yer alır, eşit hece sayısına sahip kelimelerde de yine ünlüyle başlayan kelime önce kullanılır, kelimeler eğer farklı kökenlere aitse Türkçe kelime yabancı kelimeden önce yer alır, kelimeler arasında sıra bakımından bir kalıplaşma hakimdir, önce kullanılan kelime sonra, sonra kullanılan kelime önce kullanılamaz (Hatipoğlu 1981: 15-16-17; Çağatay 1978: 33). Uygur dönemi ikileme yapıları bu özellikleri göstermekle birlikte farklı özellikler de sergilemektedirler. Tespit edilen örneklere göre bu dönem ikilemelerinin özellikleri şu şekildedir: Hece sayısı bakımından az heceli kelime çok heceli kelimeden önce kullanıldığı gibi sonra da kullanılabilmektedir: ıd- yumşa- ‘iş yaptırmak, kullanmak’, buz- butarla-‘bozmak, parçalamak’, tıd- ötle- ‘engel olmak, tehdit etmek’, sok- tarma- ‘dövmek, parçalamak’, kıl- kuvrat- ‘işlemek, toplatmak’, yir- müne-‘yermek, azarlamak’, ört- yörge- ‘örtmek, sarmak’, tuş- sokuş- ‘rastlaşmak, karşılaşmak’, yar- kadır- ‘yarmak, bükmek’, yap- yarat- ‘yapmak, yaratmak’, tut- kizle- ‘saklamak, gizlemek’; edgülüg kutlug ‘mükemmel, kutlu’, adaş iş ‘arkadaş, eş’, ölütlük etlik ‘mezbaha, et yeri’, egrik bag ‘bağ, kelepçe’, biligsiz ögsüz ‘bilgisiz, akılsız’, kurug öl ‘kuru, yaş’, tengriçi nomçı ‘allah adamı, vaiz’, alkınçsız üküş ‘tükenmez, çok’, basınçsız unçsuz ‘baskısız, minnetsiz’, teginçsiz oksuz ‘nasipsiz, fırsatsız’, utlı tüş ‘karşılık, mükafat’, balık kent: ‘şehir’. Ses özellikleri bakımından ünlüyle başlayan kelime hem ilk sırada hem de ikinci sırada bulunabilmektedir: etig yaratıg ‘süs, bezek’, ig tapsız ‘hasta, keyifsiz’, önglüg mengizlig ‘görünüş, beniz’, alku tüketi ‘tamamı bütün’, avcı keyikçi ‘avcı, keyikçi’, uzun turkaru ‘daima, hep’, tag arıg ‘dağ, çay’, kent uluş ‘şehir, memleket’, töz oguş ‘soy, köken’, tang adınçıg ‘olağanüstü, fevkalade’, yer orun ‘yer, bölge’, kılıg eriglig ‘karakter, yaratılış’, küç erdem ‘güç, erdem’, kıınçı ölütçi ‘ceza kesen, katil’, ton etük ‘elbise, çizme’, kalık ısırka ‘kule, köşk’, ilig beg ‘hükümdar, bey’, ogul kız ‘oğul, kız’, orun yurt ‘yer, yurt’, irinçkençig tsuyurkançıg ‘şevkatli, merhametli’, agılık sang ‘hazine, servet’, ata kang ‘ata, baba’, arhant tıtsu ‘aziz, öğrenci’, biligsiz ögsüz ‘bilgisiz, akılsız’, kurug öl ‘kuru, yaş’, basınçsız unçsuz ‘baskısız, minnetsiz’, teginçsiz oksuz ‘nasipsiz, fırsatsız’, sogançıg ünlüg ‘tatlı, hoş’, tatıglıg edgü ‘hoş, iyi’, tıdıg ada ‘engel, tehlike’, karımak ölmek ‘ihtiyarlamak, ölmek’. 4 Her iki kelimesi eşit hece sayısına sahip kelimelerde, yine ünlüyle başlayan kelime ilk sırada olduğu gibi ikinci sırada da olabilmektedir: bar yok ‘var, yok’, ögrünç sevinç ‘sevinç, neşe’, anta monta ‘şurada, burada’, küçlüg katıg ‘kuvvetli, güçlü’, ölüg tirig ‘ölü, diri’, adırtlıg belgülük ‘kesin, belli’, uvşak tavşak ‘ufak, tefek’, yanglıg yavız ‘kötü, fena’, yir- mün- ‘yermek, kötülemek’, kat- kar- ‘katmak, karıştırmak’, tart- is- ‘çekmek, almak’, tokı- tongla- ‘vurmak, dövmek’, ulı- möngre- ‘bağırmak, böğürmek’, ulgad- bedü- ‘büyümek, yetişmek’, bıç- uş- ‘biçmek, doğramak’, yıdı- sası- ‘pis olmak, kötü kokmak’, ar- yuv- ‘dolandırmak, aldatmak’, emit- kamıt- ‘eğilmek, bükülmek’, ert- bar- ‘geçmek, gitmek’, sögüş- yöntüş- ‘sövüşmek, dövüşmek’, kekreş- yöntüş- ‘hıncını almak, dövüşmek’, aktur- öntür- ‘yükselmek, çıkmak’. Farklı kökenlerdeki kelimelerde yabancı kelime hem ilk sırada hem de ikinci sırada bulunabilmektedir: tengriçi nomçı ‘allah adamı, vaiz’ n. < Soğ. nom, ordu karşı ‘saray, han’ k. < Tohorca kerciye, karıç çik ‘ölçek, ölçü’ ç. < Çin. ç’i, katun kunçuy ‘hatun, kraliçe’ k. < Çin. kung-chu, balık kent ‘şehir’ k. < Soğ. Knδ, tül yilvi ‘sihir, hayal’ y. < Moğ. cilbi / cilvi, okı- nomla- ‘tebliğ etmek, bildirmek’ n. < Soğ. nom, altun erdini ‘altın, mücevher’ e. erdini < Skr. ratna, ton karaza ‘elbise, giyim’ k. < Skr. kaśāya, kāśāya, ulug bahşı ‘ulu, üstad’ b. < Çin. po shih, yek rakşas ‘şeytan’ r. < Skr. rakśas, tug taoçang ‘tuğ, süngü’ t. < Çin. tao-ch‘ang, inç esen ‘rahat, sıhhat’ e. < Far. āsān; sadu edgü ‘iyi’ s. < Skr. sādhu, gay beltir ‘geçit, sokak’ g. < Çin. kāi, nom belgü ‘kanun, belge’ n. < Soğ. nom, lınhua çeçek ‘çiçek’ l. < Çin. lien hua, tsuy irinç ‘felaket, suç’ t. < Çin. tsui, taluy ögüz ‘okyanus’ t. < Moğ. dalay, nomla- okıt- ‘öğretmek, okutmak’ n. < Soğ. nom, tsuy ayag ‘kötü, fena’ t. < Çin. tsui, su esen ‘sağ salim’ s. < Çin. su, hua çeçek ‘çiçek’ h. < Çin. hua, bahşı ulug ‘üstad, ulu’, b. < Çin. po shih, bahşı kang ‘üstad, baba’ b. < Çin. po shih, hua yavışgu ‘çiçek, yaprak’ h. < Çin. hua, tsang agılık ‘hazine, servet’ t. < Çin. ts‘ang, avant tıltag ‘sebep’ a. < Skr. anbant, vaçırasan örgün ‘taht’ v. < Skr. Vajirâsana, şlök takşut ‘şiir’ ş. < Skr. sloka, kent uluş ‘şehir, memleket’ k. < Soğ. knδ, nom bitig ‘dini eser, kitap’ n. < Soğ. nom, nom yarlıg ‘kanun, ferman’ n. < Soğ. nom, erdini agı mücevher, hazine, e. < Skr. ratna, erdini yinçü ‘mücevher, inci’ e. < Skr. ratna, buyan edgü ‘iyi, b. < Skr. punya, arhant dıntar ‘aziz, dindar’ a.< Skr. arhant, nom törü ‘öğreti, töre’ n. < Soğ. nom, kent suzak ‘şehir, 5 köy’ k. < Soğ. knδ, yang osug ‘tarz, usul’ y. < Çin. yang, çın kirtü ‘doğru, gerçek’ ç. < Çin. chen, yilvi kömen ‘sihir, büyü’ y. < Moğ. cilbi / cilvi. Kelimelerin bazıları sıra bakımından bir kararlılık göstermez. Önce kullanılan kelime sonra, sonra kullanılan kelime önce kullanılabilmektedir: erksin- ilen- ‘güçlenmek, hükmetmek’ ~ ilen- erksin- ‘hükmetmek, güçlenmek’, katun kunçuy ‘hatun, kraliçe’ ~ kunçuy katun ‘kraliçe, hatun’, kutlug ülüglüg ‘bahtlı, talihli’ ~ ülüglüg kutlug ‘talihli, bahtlı’, ulug agır ‘ulu, büyük’ ~ agır ulug ‘ağır, ulu’, kan irin ‘kan, irin’ ~ yiring kan ‘irin, kan’, yarat- it- ‘düzenlemek, süslemek’ ~ it- yarat- ‘süslemek, düzenlemek’, bar- kel- ‘gitmek, gelmek’ ~ kel- bar- ‘gelmek gitmek’, ürt- tıd- ‘örtmek, engel olmak’ ~ tıd- ürt- ‘engel olmak, örtmek’, irkek tişi ‘erkek, dişi’ ~ tişi irkek ‘dişi, erkek’, iske- üz- ~ üz- iske- ‘kesmek, parçalamak’, kün tün ‘gündüz, gece’ ~ tün kün ‘gece, gündüz’, yiged- ut- ‘alt etmek, yenmek’ ~ ut- yiged- ‘yenmek, alt etmek’, oksuz teginçsiz ‘fırsatsız, nasipsiz’ ~ teginçsiz oksuz ‘nasipsiz, fırsatsız’, erig öt ‘öğüt, nasihat’ ~ öt erig ‘nasihat, öğüt’. Bir kelime farklı farklı kelimelerle ikileme oluşturabilmektedir: asıg tusu ‘fayda, kazanç’, asıg edgü ‘fayda, iyi’, asıg mengi ‘fayda, huzur’, edgülüg asıglıg ‘iyilik, fayda’; korkınçsız aymançsız ‘korkusuz, çekincesiz’, ada korkınç ‘tehlike, korku’, korkınçıg kasınçıg ‘korkunç, korkulu’, korkınç sıkış ‘tehlike, sıkıntı’, korkınçsız inç ‘korkusuz, rahat’; ülgüsüz üküş ‘sayısız, çok’, ülgüsüz kolusuz ‘sayısız, hesapsız’, ülgüsüz koltı ‘sayısız, çok’, ülgüsüz kıdıgsız ‘sayısız, çok’ ülgüsüz üküş koltı ‘sayısız, çok’, ülgüsüz koltı erüş üküş ‘sayısız, çok, fazla’; yıdıg sarsıg ‘kokulu, kokmuş, pis kokulu’, irig sarsıg ‘kaba, kötü’; arıg süzük yazınçsız ‘temiz, günahsız’, arıg süzük ‘temiz, pak’, arıg turug ‘arı, duru’ , arıg silig ‘temiz pak’, arıg yürüng ‘temiz, ak’, kkirsiz arıg ‘kirsiz, temiz’, yazınçsız arıg ‘günahsız, temiz’; küç küsün ‘güç, kuvvet’ , erklig küçlüg ‘güçlü, kuvvetli’, toruk küçsüz ‘zayıf, güçsüz’, küçlüg katıg ‘kuvvetli, sağlam’; öngsüz öles ‘solgun, renksiz’, öngsüz belgüsüz ‘renksiz, belirsiz’, öng kırtış ‘renk, yüz rengi’, önglüg belgülüg ‘renkli, belirli’; tüp tüz ‘temel, kök’, ul tüp ‘dip, temel’, töz tüp ‘kök, temel’, tüp üzlençü ‘kök, dip’, töz tüp yıltız ‘kök, temel, esas’; açıg emgek ‘acı, ızdırap’, açıg tarka ‘acı, kötü’, açıg tarka emgek ‘acı, kötü, ızdırap’; yangırtı yene ‘yine, tekrar’,ikileyü yene ‘yine, tekar’, yene yme ‘yine, tekrar’, yene yanturu ‘yine, tekrar’. 6 Kelimeler arasında ses benzerliği bulunduğu gibi hiçbir ses benzerliği olmayan kelimeler de bir araya gelebilmektedir: sevinç utlı ‘sevinç, karşılık’, utlı sevinç ‘karşılık, sevinç’, tütsüg yıd ‘tütsü, koku’, yiring kan ‘irin, kan’, ürk- belingle- ‘korkmak, ürkmek’, örten- yala- ‘alevlenmek, yanmak’, yazuk irinçü ‘suç, günah’, mung tar ‘keder, acı’. Kelimeler birbirlerinden farklı ekler alarak türeyebilmektedirler: önged- bınık ‘iyileştirmek, tedavi etmek’, seril- ornan- ‘serilmek, yerleşmek’, alkın- egsü- ‘yok olmak, eksilmek’, sola- bekle- ‘bağlamak, zincire vurmak’ açur- suvsat- ‘acıktırmak, susatmak’, buşur- emget- ‘kızdırmak, acı çektirmek’, kirtgün- edker- ‘inanmak, aldırış etmek’, esil- kuvra- ‘dağılmak, toplamak’, oyna- yırla- ‘oynamak, şarkı söylemek’, ötle- yalbar- ‘yakarmak, yalvarmak’, ölür- emget- ‘öldürmek, acı çektirmek’, yırın- yıgla- ‘inlemek, ağlamak’, öçül- alkın- ‘yok olmak, bitmek’, küçsire- kevil- ‘zayıf düşürmek, güçsüz olmak’, ota- emle- ‘tedavi etmek, iyileştirmek’. Đkilemeler en az iki kelimeden oluşmakla birlikte üç, dört ve altı kelimeden de oluşabilmektedir: sevit- ayat- ‘sevdirmek, saydırmak’, ıra- yatıka- ‘uzaklaşmak, yabancılaşmak’, üdrül- seçil- ‘ayrılmak, seçilmek’, kadır yavlak ‘kızgın, kötü’, yap- yadıl- ‘yaymak, kaplamak’, yun- arıtın- ‘yıkanmak, temizlenmek’; tözkerinçsiz yeg üsdünki ‘aşılmaz, en üstün’, alkın- sön- amrıl- ‘yok olmak, dinmek’, kun- al- ogurla- ‘çalmak, çırpmak, yağmalamak’, ert- keç- ket- ‘geçmek, gitmek’, kentür- ornat- çıngar- ‘düzeltmek, doğrusunu yerine koymak, doğrulaştırmak’, ayıg ulug korkınçıg ‘kötü, kocaman, korkunç’, toru- küçsire- alangur- ‘zayıflamak, zayıflatmak’, kör- bil- ötkür- ‘görmek, bilmek, açıklamak’; adasız tudasız busuşsuz kadgusuz ‘kazasız, belasız, dertsiz, kaygısız’. yançış- öçüş- boğuş- örlüş- ‘kapışmak, boğuşmak, kızdırmak’, ölür- ıdtur- alka- yokadtur- ‘öldürmek, canını almak, yok etmek’, ud eşgek kaltır tonguz ‘inek, eşek, katır, domuz’, kalınlık borluk sögüt yimiş ‘asma, bağ, ağaç, yemiş’, bars ibriz arslan böri ‘pars, arslan kurt’, emgetgü tolgatgu irintürgü bosanturgu ‘sıkıntı, eziyet, sefalet’; busuş kadgu emgek tolgak sıkıg tangık ‘sıkıntı, kaygı, eziyet’, sögüt ıgaç ot yaş arıg semek ‘söğüt, ağaç, ot, orman’, ezügsüz igidsüz köni kirtü arıg süzük ‘yalansız, dolansız, doğru, temiz’, igsiz togasız adasız tudasız emgeksiz tolgaksız ‘hastalıksız, belasız, sıkıntısız’, egsül- tegşil- arta- buzul- alkın- yokad- ‘eksilmek, değişikliğe uğramak, bozulmak, yok olmak’. 7 Yapı bakımından bu şekilde farklı özellikler sergileyen Uygur dönemi ikilemelerine gösterdikleri bu özellikler nedeniyle tam olarak kalıplaşmış yapılar demek güçtür. Bu sebeple Uygur dönemi kelime yapılarının bir araya geldiklerinde ikileme olabilmeleri için her şeyden önce bir kavram belirtmeleri gerekmektedir. Bu, ikilemeler için genel bir gereklilik olmakla birlikte bu dönem ikilemeleri için en temel şarttır. Çünkü verilen özelliklerde de görüldüğü gibi ikileme kelimeleri birbirinden bağımsız davranabilmektedir. Kelimelerin birlikte hareket ettikleri ya da etmedikleri taşıdıkları anlamlar neticesinde bir kavramı ifade edip etmemelerine göre açık bir şekilde anlaşılmaktadır. Bu sebeple incelenen kelimelerin ikileme olup olmamaları en başta bir kavram belirtip belirtmemelerine göre değerlendirilmiştir. Uygur dönemi ikilemelerinin oluşumlarının başlıca iki amacı vardır: Bu dönem kelimeleri bir kavramı anlatmak, açıklamak, öğretmek veya pekiştirmek için bir araya gelerek ikileme oluşturmakta, böylelikle anlatımda ahenk, akıcılık sağlanarak ifade edilen kavram etkili ve kalıcı bir şeklide açıklanmaktadır. Uygur dönemi metinleri genel itibariyle çeviriye dayalı metinlerdir. Çeviriyi yapan kişi metinde yer alan herhangi bir kavrama ait öğretiyi, durumu, nesneyi, hareketi okuyucuya daha kalıcı ve etkili bir biçimde öğretmek için sık sık ikilemelerden faydalanmaktadır. Ayrıca metinler başka dillere ait olmaları sebebiyle metinlerde yer alan yabancı kelimelerle bu kelimelere eş veya yakın anlamdaki Türkçe kelimelerle birlikte ikileme oluşturulmaktadır. Böylece hem öğretilmek, pekiştirilmek istenen kavram hem de dile yeni giren yabancı kelime daha iyi ve net bir biçimde açıklanmaktadır. Bu çalışmada tespit edilen Uygur dönemine ait 1452 ikileme yapı, tür, söz dizimi, anlam, köken ve dizin olmak üzere başlıca altı bölüm halinde incelenmiştir. Her bölümde ikilemeler sahip oldukları öge sayılarına göre ayrı olarak değerlendirilmiştir. Belirlenen örnekler çalışmanın hacmini fazlasıyla arttıracağı ve çalışma sonunda dizin ve ekler bölümlerinde toplu bir biçimde sıralandığı için bölümlere ve bölüm alt başlıklarına ait örneklerin yalnızca bir kısmı verilmiştir. Yapı bölümünde ikileme ögeleri ek alıp almamalarına ve iki ya da daha çok kelimeyle birlikte kullanılıp kalıplaşmalarına göre basit, türemiş ve birleşik olarak sınıflandırılmıştır. Sözlük maddesi olabilecek ikilemeler incelenmeye alındığı için türetme ekleri değerlendirilmeye alınmış, çekim ekleri alınmamıştır. Buna göre; iki 8 kelimeden oluşan 1268 ikileme “basit + basit”, “basit + türemiş”, “türemiş + basit”, “türemiş + türemiş” ve “birleşik + basit” şekilde beş alt başlıkta; üç kelimenin art arda kullanılmasıyla oluşan 118 ikileme “ basit + basit + basit”, “basit + basit + türemiş”, “basit + türemiş + basit”, “basit + türemiş + türemiş”, “türemiş + basit + basit”, “türemiş + basit + türemiş”, “türemiş + türemiş + basit”, “türemiş + türemiş + türemiş” olmak üzere sekiz alt başlıkta; dört kelimenin art arda kullanılmasıyla oluşan 61 ikileme “basit + basit + basit + basit”, “basit + basit + basit + türemiş”, “basit + basit + türemiş + basit”, “basit + türemiş + basit + basit”, “basit + basit + türemiş + türemiş”, “basit + türemiş + türemiş + türemiş”, “türemiş + türemiş + türemiş + basit”, “türemiş + türemiş + basit + türemiş”, “türemiş + türemiş + basit + basit”, “türemiş + basit + basit + türemiş”, “türemiş + basit + türemiş + türemiş”, “türemiş + türemiş + türemiş + türemiş” olmak üzere on iki alt başlıkta; altı kelimenin art arda kullanılmasıyla oluşmuş 5 ikileme ise “ basit + basit + basit + basit + basit + basit”, “basit + basit + türemiş + türemiş + türemiş + türemiş”, “türemiş + türemiş + türemiş + basit +türemiş + türemiş”, “türemiş + türemiş + türemiş + türemiş + türemiş + türemiş”” olmak üzere dört alt başlıkta incelenmiştir. Türemiş kelimeler aynı türetme ekleriyle türedikleri gibi birbirlerinden farklı türetme ekleri de alabilmektedirler. Farklı yapıdaki kelimeler bir araya geldiklerinde basit kelimenin türü esas alınmaktadır. Türemiş kelime kökü veya kökleri basit kelime kökü türüne göre isimden isim, isimden fiil, fiilden fiil, fiilden isim yapma eklerinden birini alarak basit kelime köküyle aynı türden olmaktadır. Çalışmanın tür bölümünde ikilemeler başlıca isim kök ve gövdelerinden oluşan ikilemeler, fiil kök ve gövdelerinden oluşan ikilemeler olmak üzere iki başlıkta incelenmiştir. Belirlenen 1452 ikilemenin 947’si isim kök ve gövdelerinden, 505’i fiil kök ve gövdelerinden meydana gelmiştir. Bunlar içinden iki kelimeden oluşan 1268 ikilemenin 797’si isim, 471’i fiil, üç kelimeden oluşan 118 ikilemenin 100’ü isim, 18’i fiil, dört kelimeden oluşan 61 ikilemenin 46’sı isim, 15’i fiil, altı kelimeden oluşan 5 ikilemenin ise 4’ü isim, biri fiil kök ve gövdelerinden oluşmaktadır. Örneklerin çoğunu isim kök ve gövdelerinden oluşan ikilemeler meydana getirmektedir. Đkilemede kelime sayısı arttıkça isimlerden ve fiillerden oluşan ikilemeler arasındaki fark artmakta, ikileme türünün isim olma ihtimali güçlenmektedir. 9 Üçüncü bölüm olan söz diziminde ikilemeler “hece sayılarına göre ikilemelerin oluşumu”; bu bölüm kendi içinde “az heceli kelimenin önce kullanılmasıyla oluşan ikilemeler”, “çok heceli kelimenin önce kullanılmasıyla oluşan ikilemeler” ve “eşit hece sayısına sahip kelimelerle oluşan ikilemeler” olmak üzere üç alt başlıkta, “ses özelliklerine göre ikilemelerin oluşumu”; bu bölüm kendi içinde “ilk kelimesi ünlüyle başlayan ikilemeler”, “ilk kelimesi ünsüzle başlayan ikilemeler”, “her iki kelimesi ünsüzle başlayan ikilemeler” ve “her iki kelimesi ünlüyle başlayan ikilemeler” olmak üzere dört alt başlıkta, “Türkçe ve yabancı kelimelere göre ikilemelerin oluşumu”; bu bölüm kendi içinde kelime sayılarına göre, iki kelimeden oluşan ikilemeler: “Türkçe + Türkçe”, “Türkçe + Yabancı”, “Yabancı + Türkçe”, “Yabancı + Yabancı” olmak üzere dört alt başlıkta, üç kelimeden oluşan ikilemeler: “Türkçe + Türkçe + Türkçe”, “Türkçe + Yabancı + Türkçe”, “Yabancı + Türkçe + Türkçe”, “Yabancı + Türkçe + Yabancı”, “Yabancı + Yabancı + Türkçe”, “Türkçe + Türkçe + Yabancı” olmak üzere altı alt başlıkta, dört kelimeden oluşan ikilemeler: “Türkçe + Türkçe + Türkçe + Türkçe”, “Türkçe +Yabancı + Türkçe + Türkçe”, “Türkçe + Türkçe + Yabancı + Türkçe”, “Yabancı + Türkçe + Türkçe + Türkçe”, “Yabancı + Yabancı + Türkçe + Yabancı” olmak üzere beş alt başlıkta, altı kelimeden oluşan ikilemeler: “Türkçe + Türkçe + Türkçe + Türkçe + Türkçe + Türkçe” olmak üzere bir alt başlıkta, “kelimelerin sayılarına göre ikilemelerin oluşumu”; bu bölüm kendi içinde “iki kelimeden oluşan ikilemeler”, “üç kelimeden oluşan ikilemeler”, “dört kelimeden oluşan ikilemeler” ve “altı kelimeden oluşan ikilemeler” olmak üzere dört alt başıkta, “ögeleri yer değiştiren ikilemeler” ve “yinelemeler” olmak üzere altı alt başlıkta değerlendirilmiştir. Hece sayılarına ve ses özelliklerine göre yapılan sınıflandırmada iki kelimeden oluşan ikilemeler incelenmiştir. Đkileme dizim özelliklerine göre az heceli kelime çok heceli kelimeden önce kullanılmalıdır (Foy 1899: 117; Ağakay 1954: 101; Çağatay 1978: 33; Hatipoğlu 1981: 16; Çoraklı 2001: 55; Talu 2003: 30; Akyalçın 2004: 140; Çürük 2009: 115). Belirlenen örnekler bu özelliği gösterdiği gibi bunun tersi özelliğe sahip örnekler de bulunmaktadır. Đki kelimeden oluşan 1268 ikilemede az heceli kelimenin çok heceli kelimeden önce kullanım sayısı 353, çok heceli kelimenin az heceli kelimeden önce kullanım sayısı 130’dur. 10 Đkilemede ünlüyle başlayan kelime ünsüzle başlayan kelimeden önce kullanılır. Bu araştırmacılar arasında ortak bir görüştür (Foy 1899: 118; Ağakay 1954: 102; Çağatay 1978: 33; Hatipoğlu 1981: 17; Tuna 1986: 163-228; Çoraklı 2001: 55; Talu 2003: 60; Akyalçın 2004: 141; Çürük 2009: 107). Örneklerden 347’si ünlüyle, 290’ı ise ünsüzle başlamaktadır. Ünlüyle başlayan örnekler çoğunluğu oluşturmasına rağmen ünsüzle başlayan örnekler de sayı bakımından azımsanacak derecede değildir. Đkilemelerden 510’unun her iki kelimesi ünsüz, 121’inin ise her iki kelimesi ünlüyle başlamaktadır. Đkilemede farklı türden kelimelerin bulunması kelime sırasını belirleyen özelliklerdendir. Eğer ikilemede yabancı kelime varsa Türkçe kelimeden sonra kullanılır (Hatipoğlu 1981: 17; Akyalçın 2004: 142; Erdem 2005: 33). Belirlenen örnekler bu özelliği taşımakla birlikte yabancı kelimenin ilk önce kullanılması daha çoğunluktadır. Đki kelimeden oluşan ikilemelerin 73’ünde yabancı kelime yer almaktadır. Bunların 38’inde yabancı kelime önce, 21’inde sonra kullanılmıştır. 14’ünün her iki kelimesi de yabancıdır. Üç kelimeden oluşan 18 ikilemede yabancı kelime bulunur. Bunların 5’inde yabancı kelime son ögedir. Diğerlerinde ya birinci ya da ikinci öge olarak kullanılır. Dört kelimeden oluşan ikilemelerden 10’unda yabancı kelime bulunur. Bunların sadece birinde yabancı kelime son ögedir. Diğerlerinde birinci, ikinci veya üçüncü öge olarak kullanılır. Altı kelimeden oluşan ikilemelerde yabancı kelime bulunmaz. Bir kelime grubunun ikileme olabilmesi için en az iki kelimeden oluşması gerekmektedir. Bunun yanında üç, dört ve daha fazla kelimeden oluşan ikilemelerde bulunabilir. Tespit edilen 1452 ikilemeden 1268’i iki, 118’i üç, 61’i dört, 5’i altı kelimeden oluşan ikilemelerden meydana gelmektedir. Araştırmacılar ikilemelerin bu özelliği üzerinde ya hiç durmamış ya da tanımlarında birkaç cümleyle bahsetmişlerdir: Korkmaz ikileme tanımında “aralarında belli bir ses düzeni bulunan biçim ve anlamca birbiriyle ilişkili olan aynı, yakın ya da zıt anlamlı iki veya daha çok kelimenin(…)” (2003: 123-124) ifadesiyle, Banguoğlu “(…) söz içinde aynı işleyişte iki veya daha çok kelimeyi bağlayarak(…)” (2000:510) tanımıyla, bu özellik üzerinde durmuşlar, fakat sonrasında herhangi bir açıklama yapmamışlardır. Örneklerin çoğunu iki kelimeden meydana gelen ikilemelerin oluşturması ve kelime sayısı arttıkça ikileme sayısının azalması iki kelimeden fazla olan ikilemelerin belirlenmesinde güçlük yaşanmasına 11 neden olmuştur. Bu kelimelerin sadece art arda gelerek mi yoksa ikileme oluşturarak mı kullanıldıkları konusunda tereddüt edilmiştir. Bu noktada ikilemelerin esas özelliği olan “kavram anlatma” özelliğine başvurularak kelimelerin ikileme olup olmadıkları ayırt edilmiştir. Buna göre iki ya da daha çok kelime birlikte kullanıldıklarında eğer bir kavram ifade ediyorlarsa ikileme olarak değerlendirilmiştir: yok çıgay ınka ‘yoksul, yersiz, yurtsuz’ üç kelimeden oluşan ikilemede her bir kelime “yoksul, yersiz ve yurtsuz” anlamlarıyla “fakirlik” kavramını, sansız tümen kolti ‘sayısız, çok, on binlerce’ ikilemesi “çok, fazla olma” kavramını, tılıg yarplıg ornaglıg ‘güçlü, canlı, kuvvetli’ ikilemesi “güçlülük” kavramını, yıgla- sıgta busan- ‘ağlamak, sızlamak, mutsuz olmak’ ikilemesi “üzüntülü olma, mutsuz olma” kavramını, kentür- ornat- çıngar- ‘düzeltmek, doğrusunu yerine koymak, doğrulaştırmak’ ikilemesi “onarmak, düzeltmek” kavramını, tsuy irinçü agır ayıg ‘günah, suç, kötü’ ikilemesi “günah, kötü” kavramını, üz büz ööç kek ‘kin, nefret, öç’ “nefret” kavramını, tüngür böşük ka kadaş ‘hısım, akraba, dünür’ ikilemesi “akraba” kavramını, erdini yinçü çeç kaş ‘mücevher, inci, değerli taş’ kavramını, aru- sız- ulı-sıkta- ‘yorgun düşmek, bitap olmak, inlemek’ ikilemesi “yorgun olma” kavramını, ölür- ıdtur- alka- yokadtur- ‘öldürmek, canını almak, yok etmek’ ikilemesi “öldürmek” kavramını, ezügsüz igidsüz köni kirtü arıg süzük ‘yalansız, dolansız, doğru, temiz’ ikilemesi “doğru olma, yalansız olma” kavramını”, busuş kadgu emgek tolgak sıkıg tangık ‘sıkıntı, kaygı, eziyet, üzüntü’ ikilemesi “üzüntülü olma, sıkıntılı olma” kavramını anlatmaktadırlar. Şu kelimeler ise yine art arda kullanılmalarına karşın bir kavramı karşılamadıkları için ikileme olarak değerlendirilmemişlerdir: “(…) aksak çolak /közsüz teglük bolmışların(…)” (Kaya 1994: 187) bu örnekte iki ikileme arka arkaya kullanılmıştır. Yalnız birincisi “aksak, sakat” kavramını, ikincisi “körlük” kavramını karşıladıkları için bir madde değil ayrı ikilemeler biçiminde değerlendirilmişlerdir. Aynı şekilde “(…) ulug agır süzük köngülin (…)” (Tekin 1960: 164) örneğinde ilk iki kelime “ulu, büyük” kavramını ifade eder. Đkinci kelime ise “temiz” anlamındadır. Bu sebeple süzük kelimesi ikilemeye dahil edilmemiştir. “(…) etimiz yinimiz yarılur yırtulur örtenür yalar (..)” (Tekin 1960: 119) örneğinde yarıl- yırtul- ikilemesi “yırtılmak” kavramını, örten- yala- ikilemesi ise “yanmak” kavramını belirttiği için ikilemeler ayrı maddeler şeklinde değerlendirilmiştir. 12 Đkileme ögeleri yerleri bakımından kalıplaşma özelliği gösterirler. Ögelerin yeri değişmez (Hatipoğlu 1981: 15-16). Ancak belirlenen örneklerin hepsinin bu özelliğe uymadığı görülmüştür. Fakat bu dönem metinlerinin sınırlı sayıda olması ve bu dönemden önce yazılı örneklerin çok kısıtlı olması sebebiyle kelimelerin ilk önce hangi sırada kullanıldığını belirlemek çok güç olduğu için bu şekildeki oluşumlara ögeleri yer değiştiren ikilemeler denilmesi uygun görülmüştür. Belirlenen örneklerden 90’nında ögelerin yerleri değişebilmektedir. Bunların 84’ünü iki, 4’ünü üç, 2’sini ise dört kelimeden oluşan ikilemeler meydana getirmektedir: iske- üz- ~ üz- iske- ‘kesmek, parçalamak’, kün tün ‘gündüz, gece’ ~ tün kün ‘gece, gündüz’, yiged- ut- ‘alt etmek, yenmek’ ~ ut- yiged- ‘yenmek, alt etmek’, oksuz teginçsiz ‘fırsatsız, nasipsiz’ ~ teginçsiz oksuz ‘nasipsiz, fırsatsız’, erig öt ‘öğüt, nasihat’ ~ öt erig ‘nasihat, öğüt’, sakınçsız busuşsuz ‘dertsiz, kedersiz’ ~ busuş sakınç ‘keder, dert’; sengik sengrem sanlık ‘manastıra ait’ ~ sengrem sanlıg sengik ‘manastıra ait’, yangı arıg yürüng ‘yeni, temiz, ak’ ~ yürüng arıg yangı ‘ak, temiz, yeni’, tüzü tüketi barçanı ‘tamamı, bütünü’ ~ barçanı tüzü tüketi ‘bütünü, tamamı’, noş tatıglıg sogançıg ‘hoş, tatlı’ ~ sogançıg noş tatıglıg ‘hoş, tatlı’; emgek tolgak busuş kadgu ‘sıkıntı, keder’ ~ busuş kadgu emgek tolgak ‘keder, sıkıntı’, balık uluş kent suzak ‘memleket, şehir, köy’ ~ kent suzak balık uluş ‘şehir, köy, memleket’. Üç ve dört kelimeden oluşan ikilemelerde ögelerinin yer değiştirmesi karışık bir biçimde değil düzgün ve ikileme grupları şeklinde gerçekleşmektedir. Bu durum bir kalıplaşma eğiliminin var olduğunu göstermektedir. Bir kelimenin hiçbir değişiklik göstermeden aynen tekrarlanması “yinelemeler” adı altında değerlendirilmiştir. Bu kelime grubunda da amaç anlatımı güçlendirmek, pekiştirmek ve anlatıma kalıcılık kazandırmaktır. Đkileme teriminde olduğu gibi bu konu da araştırmacılar tarafından farklı terimlerle ifade edilmiştir. Terim olarak Hatipoğlu yineleme (1981: 25), Ağakay yalın ikizleme (1953: 147), Banguoğlu (2000: 510) ve Gencan (2001: 219) ikileme, Ergin aynen tekrarlar (2002: 377), Yüce aynı kelimenin tekrarıyla yapılan ikilemeler (1998: 419), Aktaş yalın ikileme (1999: 572), Karahan unsurları aynı olan tekrar (1999: 26-27), Eker aynen tekrar grubu (2003: 370), Özkan aynen ikilemeler (2004: 2305), Üsütünova aynı kelimenin tekrarı ile kurulan ikilemeler (1998: 467), Erdem yinelemeler (2005: 190-191) terimlerini kullanmışlardır. Toplam olarak 47 yineleme belirlenmiştir. Bunların hepsi iki kelimeden oluşmuştur: öngi öngi 13 ‘başka başka’, ming ming ‘binlerce’, tümen tümen ‘onbinlerce’, akru akru ‘yavaş yavaş’, tançu tançu ‘parça parça’, arıg arıg ‘temiz temiz’, sadu sadu ‘iyi iyi’, katın katın ‘tekrar tekrar’, terkin terkin ‘çabuk çabuk’, tsun tsun ‘parça parça’, kiçig kiçig ‘küçük küçük’, kirt kirt ‘kıkır kıkır’, üçer üçer ‘üçer üçer’, ev ev ‘ev ev’, orun orun ‘yer yer’, kirü kirü ‘geri geri’, bo bo ‘bu bu’, ulug ulug ‘ulu ulu’, yine yine ‘yine yine’, mengü mengü ‘daima daima’, ötrü ötrü ‘sonra sonra’. Çalışmanın dördüncü bölümü ikilemelerde anlamdır. Đkileme ögeleri birbirleriyle eş, yakın ve zıt anlamda olmalarına göre üç alt başlıkta incelenmiştir. Buna göre ikilemelerin 20’si eş anlamlıdır ve bunların 16’si iki, 3’ü üç, 1’i dört kelimeden oluşan ikilemelerdir. Yakın anlamlı ikileme sayısı 1411’dir. Bunların 1231’i iki, 115’i üç, 60’ı dört ve 5’i altı kelimeden oluşan ikilemelerden meydana gelmiştir. Örneklerin 47’sini zıt anlamlı ikilemeler oluşturur ve bunların hepsi iki ögeden oluşan ikilemelerdir. Ekler içerisinden +sIz eki kelimeye eklendiğinde bir nesnenin veya hareketin yokluğunu ya da sınırsızlığını belirterek kelime anlamını olumlu olduğu gibi olumsuz da etkileyebilmektedir. Bunun neticesinde de birbirine yakın ya da zıt anlamlı kelimelerden oluşan ikilemeler meydana gelmektedir. Bu sebeple +sIz eki anlam bölümünde yakın ve zıt anlamlı ikilemeler alt başlıklarında değerlendirilmiştir. Örneklerden 154’ünde +sIz eki yer almaktadır. Bu örneklerin 146’sı yakın, 8’i zıt anlamlıdır. Bunların 104’ü iki, 37’si üç, 11’ü dört ve 2’si altı kelimeden oluşan ikilemelerdir. Zıt anlamlı örneklerin hepsi iki kelimeden oluşan ikilemelerdir: körksüz yavız ‘çirkin, kötü’, emgeksiz mengilig ‘sıkıntısız, mutlu’, körksüz ayıg ‘çirkin, kötü’, arıgsız yablak ‘pis, kötü’, alkınçsız üküş ‘tükenmez, çok’, üzüksüz tutçı ‘kesintisiz, sürekli’, akıgsız ürlüklüg ‘akmayan, sabit’, sımtagsız kınıg katıg ‘çalışkan, sağlam, kuvvetli’, egsüksüz tolu tükel ‘eksiksiz, tam’, üzeliksiz yig başdınkı ‘daha üstü bulunmayan, en baştaki’, tevsüz kürsüz ezügsüz armaksız ‘hilesiz, yalansız, dolansız’, uçsuz kıdıgsız ülgülençsiz tenglençsiz ‘sınırsız, ölçüsüz, hesapsız’, adasız tudasız busuşsuz kadgusuz ‘kazasız, belasız, dertsiz, kaygısız’, igsiz togasız adasız tudasız ‘hastalıksız, dertsiz, belasız’, ezügsüz igidsüz köni kirtü arıg süzük ‘yalansız, dolansız, doğru, temiz’. Đkilemelerin köken bakımından incelenmesi beşinci bölümü oluşturmaktadır. Bu bölümde kelimelerin hangi kökenden oldukları incelenmiş, buna göre ikilemeler sınıflandırılmıştır. Uygur dönemi kelimelerinin ikileme oluşturmalarında bir diğer amaç 14 dile yeni giren yabancı kelimenin tanıtılmasıdır. Bu dönem metinleri genel olarak çeviri metinlerdir. Çeviriyi yapan kişi metinde yer alan ve yabancı kelimeye eş veya yakın anlamdaki Türkçe kelimeyle birlikte ikileme oluşturmakta, böylelikle hem yabancı kelimeyle birlikte kelimenin ifade ettiği kavramı tanıtmakta hem de anlatımı güçlü, akıcı ve kalıcı kılmaktadır. Yabancı kelimeyle oluşan ikileme sayısı 101’dir. Bunlardan 73’ü iki, 18’i üç, 10’u dört kelimeden oluşan ikilemelerdir. Altı kelimeden oluşan ikilemelerde yabancı kelime yer almaz. Örneklerin büyük çoğunluğunu ise bütün kelimeleri Türkçe olan ikilemeler oluşturmaktadır. Đki kelimeden oluşan ikilemelerin 1195’inin, üç kelimeden oluşan ikilemelerin 100’ünün, dört kelimeden oluşan ikilemelerin 51’inin bütün kelimeleri Türkçedir. Belirlenen örneklerde toplam 48 yabancı kelime bulunmaktadır. Kullanım sıklığına rağmen yabancı kelime sayısının az olmasının nedeni ikilemelerin farklı yabancı kelimelerle değil, aynı yabancı kelimelerle oluşmasıdır. Bir yabancı kelime farklı kelimelerle ikileme oluşturmaktadır: çın kirtü tüz ‘doğru, düz’ ç. < Çin. chen, köni kirtü çın ‘doğru, düzgün, gerçek’ ç. < Çin. chen, kirtü katıg çın kirtü ‘gerçek, sağlam, doğru’, ç. < Çin. chen, çın kirtü ‘doğru, gerçek’ ç. < Çin. chen, bahşı ulug ‘üstad, ulu’ b. < Çin. po shih, ulug bahşı ‘ulu, üstad’ b. < Çin. po shih, bahşı nomçı ‘üstad, hoca’ b. < Çin. po shih, n. < Sog nom, ülgüsüz koltı erüş üküş ‘sayısız, çok, fazla’ k. < Skr koti, ülgüsüz sansız koltı ‘sayısız, fazla, çok’ k. < Skr koti, ülgüsüz koltı ‘sayısız, çok’ k. < Skr koti su esen ‘sağ, salim’ s. < Çin. su, e. < Far. āsān esen tükel ‘sağ, salim’ e. < Far. āsān, inç esen ‘rahat, sıhhat’ e. < Far. āsān. Đki kelimeden oluşan 1268 ikilemeden 1195’i “Türkçe + Türkçe”, 21’i “Türkçe + Yabancı”, 38’i “Yabancı + Türkçe ve 13’ü “Yabancı + Yabancı” olmak üzere dört alt gruba; üç kelimeden oluşan 118 ikilemeden 100’ü “Türkçe + Türkçe + Türkçe”, 5’i “Türkçe + Yabancı + Türkçe”, 5’i “Yabancı + Türkçe + Türkçe”, biri “Yabancı + Türkçe + Yabancı”, 2’si “Yabancı + Yabancı + Türkçe”, 5’i “Türkçe + Türkçe + Yabancı” olmak üzere altı alt gruba; dört kelimeden oluşan 61 ikilemeden 51’i “Türkçe + Türkçe + Türkçe + Türkçe”, 2’si “Türkçe + Yabancı + Türkçe + Türkçe”, 2’si “Türkçe + Türkçe + Yabancı + Türkçe”, biri “Yabancı + Türkçe + Türkçe + Türkçe”, biri “Yabancı + Yabancı + Türkçe + Yabancı” olmak üzere beş alt gruba; altı kelimeden oluşan beş ikileme Türkçe + Türkçe + Türkçe + Türkçe + Türkçe + Türkçe olmak üzere bir alt gruba ayrılmıştır. 15 Çalışmanın altıncı bölümü dizindir. Bu bölümde ikilemelerin incelenen metinlerde nasıl, nerede ve hangi sıklıkta geçtikleri verilmiştir. Son olarak ekler bölümünde tespit edilen bütün ikilemeler sayılarına göre ayrılarak toplu bir biçimde sıralanmıştır. Ayrıca her ikilemenin altına bir tane örnek cümle yazılmıştır. 16 1. YAPI 1.YAPI AÇISINDAN ĐKĐLEMELER Đkilemeler en az iki kelimeden oluşan kelime gruplarıdır. Bu çalışmada iki ögeden oluşan ikilemelerin yanında kelimelerin art arda kullanımlarıyla oluşan üç, dört, altı kelimeden meydana gelmiş ikilemeler de mevcuttur. Tespit edilen ikilemelerde kelimelerin bir araya gelmeleri birtakım kurallara ve kelimeler arası ilişkilere bağlıdır. Đkilemede yer alan kelimelerin aldıkları ekler ve bunun neticesinde sahip oldukları yapılar kelimeler arası ilişkilerin bir görünümüdür. Đkileme konusunda bugüne kadar yapılan çalışmalarda esas olarak ikilemeler bünyelerindeki kelimelerin anlam ilişkilerine, kelimelerdeki ses benzerlikleri veya ayrılıklarına ve kelime tekrarlarına göre incelenmiştir. Bu konuda birçok araştırma yapılmış olmasına rağmen ikilemeleri toplu bir biçimde değerlendiren çalışma sayısı çok az olduğu için yapılan çalışmalarda da ikilemelerin sadece bir ya da birkaç özelliği üzerinde durulmuştur. Bundan dolayı doğrudan doğruya yapılarına göre ikilemelerin incelendiği çalışmalar sınırlı sayıdadır. Yapılarına göre incelenen ikilemeler türetme eki alıp almadıklarına göre basit ve türemiş, cümle içerisinde aldıkları eklere, isim, fiil, sıfat, zarf, zamir, edat, ünlem gibi hangi kelime türünden olduklarına göre sınıflandırılmaktadır. Đkilemelerin doğrudan doğruya yapı başlığı altında değerlendirilmediği çalışmalarda ise ikileme kelimelerine getirilen eklerin farklı olup olmadığı ve ikilemelerin cümle içindeki kullanımı incelenmekte böylelikle ikilemeler aslında yapı özellikleri bakımından değerlendirilmektedir. Bu çalışmanın “yapı açısından ikilemeler” bölümünde ikilemeyi oluşturan kelimeler ek alıp almamalarına, iki ya da daha çok kelimeyle birlikte kullanılarak kalıplaşmalarına göre basit, türemiş ve birleşik olarak sınıflandırılmıştır. Kelimelerin cümle içerisinde ek alıp almamaları çalışmanın dışında tutulmuş, sadece sözlük maddesi olabilecek ikileme biçimleri incelenmiştir. Bundan dolayı ekler içerisinden sadece türetme ekleri değerlendirilmiştir. 17 Tespit edilen ikilemeler içinde ikiden fazla kelimeden oluşan ikileme yapıları da bulunduğu için, ikilemeler bu kelime sayıları dikkate alınarak ayrı ayrı sınıflandırılmştır. Buna göre belirlenen 1452 yapı iki, üç, dört ve altı kelimenin art arda kullanılmasıyla oluşan ikilemeler olmak üzere dört başlığa ayrılmıştır. Bu dört başlık da kendi içerisinde kelimelerin basit ve türemiş olmalarına göre alt başlıklara ayrılmıştır. Đki kelimeden oluşan 1268 ikileme “basit + basit”, “basit + türemiş”, “türemiş + basi”t, “türemiş + türemiş" ve “birleşik + basit” şekilde beş alt başlığa ayrılmıştır. Bunlardan 476 ikileme “basit + basit” oluşumundadır. Ancak bu madde örneklerini bir araya getirirken bazı örneklerde kelimelerin basit mi türemiş mi olarak kabul edilmesi gerektiği konusunda tereddüt edilmiştir. Çünkü bu kelimeler iki veya daha fazla heceden oluşmakta, kökten ziyade gövde görünümü sergilemektedir. Fakat etimolojik sözlüklerde kelimelerin kökü hakkında bir görüş birliği bulunmamakta kelimeler kesin şekilde ekine ve köküne ayrılamamaktadır. Bundan dolayı bu örneklerin basit kelime olarak alınması uygun görülmüştür. Đkilemelerin 26’sı bu şekildedir: yavlak yavız ‘fena, kötü’, iş yumış ‘iş, hizmet’, titrü edgüti ‘dikkatlice, iyice’ törü boşgut ‘nizam, ders’ kemiş- tüş- ‘düşürmek, bırakmak’, adın öngi ‘ayrı, farklı’, uvşak tavşak ‘ufak tefek’, kartıg bezig ‘sivilce, beze’, yiring kan ‘irin, kan’, çog yalın ‘alev, parlaklık’, bulung yıngak ‘yön, taraf’, yıd yıpar ‘ilahi misk kokusu’, törün tokun ‘tören, merasim’, agır ayag ‘şeref, itibar’, mung tarka ‘keder, acı’, arıg saka ‘orman, koru, yavlak yavız ‘fena, kötü’, yanglıg yavız ‘kötü, fena’, yangırtı yene ‘yine, tekrar’, tirin kuvrag ‘meclis, dernek, cemaat’, bek katıg ‘sağlam, kuvvetli’, king alkıg ‘en genişlik’, köni tüz ‘doğru, düz’, ters tetrü ‘ters, aksine’, kkir tapça ‘kir, pas’, tüş utlı ‘mükafat, karşılık’. Đkilemelerden 212’sinin birinci kelimesi basit ikinci kelimesi türemiş, 125 ikilemenin ise birinci kelimesi türemiş ikinci kelimesi basittir. Her iki kelimesi de türemiş olan ikileme sayısı 454’tür. Bunlardan 258’inin her iki kelimesi aynı, 196’sının her iki kelimesi de farklı türetme ekleri alarak türemiştir. Sadece bir ikilemenin ise birinci kelimesi birleşik ikinci kelimesi basit kelimeden oluşmuştur. Üç kelimenin art arda kullanılmasıyla oluşan 118 ikileme “ basit + basit + basit”, “basit + basit + türemiş”, “basit + türemiş + basit”, “basit + türemiş + türemiş”, “türemiş + basit + basit”, “türemiş + basit + türemiş”, “türemiş + türemiş + basit”, “türemiş + türemiş + türemiş”” olmak üzere sekiz alt başlıkta incelenmiştir. Bunlardan 18 47’sinin her üç kelimesi de basittir. Đlk iki kelimesi basit, üçüncü kelimesi türemiş ikileme sayısı 18’dir. Birinci ve üçüncü kelimeleri basit ikinci kelimesi türemiş ikileme sayısı 6’dır. Örneklerin 10’unun ilk kelimesi basit, son iki kelimesi türemiş, 5’inin ilk kelimesi türemiş son iki kelimesi basit, 2’sinin birinci ve üçüncü kelimeleri türemiş, ikinci kelimesi basit, 8’inin ilk iki kelimesi türemiş, son kelimesi basit, 22’sinin ise üç kelimesi de türemiştir. Bu 22 ikilemelerden 15’i aynı, 7’si farklı türetme eklerini alarak türemiştir. Đkilemelerin 61’i dört kelimenin art arda kullanılmasıyla oluşmuştur. Bu 61 ikileme de on iki alt başlıkta incelenmiştir. Bunlardan 17’sinin bütün kelimeleri basittir. birinin ilk üç kelimesi basit, dördüncü kelimesi türemiş, birinin ilk iki ve dördüncü kelimesi basit, üçüncü kelimesi türemiş, birinin birinci, üçüncü ve dördüncü kelimeleri basit, ikinci kelimesi türemiş, biriinin ilk iki kelimesi basit, son iki kelimesi türemiş, 3’ünün birinci kelimesi basit, son üç kelimesi türemiş, birinin ilk üç kelimesi türemiş, son kelimesi basit, biriinin ilk iki ve dördüncü kelimeleri türemiş, üçüncü kelimesi basit, 3’ünün ilk iki kelimesi türemiş, son iki kelimesi basit, birinin birinci ve dördüncü kelimeleri türemiş, ikinci ve üçüncü kelimeleri basit, birinin birinci, üçüncü ve dördüncü kelimeleri türemiş, ikinci kelimesi basit, 20’sinin ise dört kelimesi de türemiştir. Bu 20 ikilemeden 16’sı aynı türetme ekini alarak türemiştir. Diğer 4’ünün 2’sinde örneklerin ikişer kelimeleri aynı, birinde birinci kelime farklı diğer üç kelime aynı, birinde de birinci ve ikinci kelimeler farklı, üçüncü ve dördüncü kelimeler aynı türetme ekini alarak türemişlerdir. Altı kelimenin art arda kullanılmasıyla oluşan ikileme sayısı 5’tir. Bunlar “ basit + basit + basit + basit + basit + basit”, “basit + basit + türemiş + türemiş + türemiş + türemiş”, “türemiş + türemiş + türemiş + basit +türemiş + türemiş”, “türemiş + türemiş + türemiş + türemiş + türemiş + türemiş” olmak üzere dört alt başlıkta incelenmiştir. Đlk üç başlığa ait örnek sayısı 1, son başlığa ait örnek sayısı ise 2’dir. Đkilemeler aynı tür kelimelerden oluşurlar. Đkilemeyi oluşturan kelime türleri ya isim ya da fiildir. Bundan dolayı basit ve türemiş yapıdaki kelimeler türde olacak şekilde bir araya gelmişlerdir. Bu şekilde farklı yapıdaki kelimelerden oluşan ikilemelerde ikilemenin türünü basit kelimenin türü belirlemektedir. Buna göre basit kelime türü ne ise türemiş kelime kökü ona göre isimden isim, isimden fiil, fiilden isim, fiilden fiil 19 yapma eklerinden birini alarak basit kelimeyle aynı tür olacak şekilde bir araya gelmektedir: yangı arıg yürüng ‘yeni, temiz, ak’, agır tsuy irinçü ayıg ‘kötü fena’, kolusuz erüş öküş ‘hesapsız, sayısız, çok’, sevinç utlı ‘sevinç, karşılık’, kür kürilik ‘ölçek, miktar’, kö- közed- ‘esirgemek, gözetmek’. Đkilemenin aynı türde ve yapıda olan ögeleri aynı türetme veya farklı türetme eki alabilirler. Bu durum Uygur dönemi ikilemelerin özelliklerinden biridir. Đkilemeler kalıplaşmış yapılar olmaları sebebiyle birtakım kurallar dahilinde bir araya gelmektedirler. Bunlardan biri de kelimelerin aldıkları eklerdir. Eğer kelimeler ek almışsa bunlar aynı ekler olmak durumundadırlar. Fakat Uygur dönemi ikilemeleri ögelerinin yer değiştirmesi, bir kelimesinin farklı farklı kelimelerle tekrar ikileme oluşturması, farklı kökenden kelimelerle kurulan ikilemelerde yabancı kelimenin çoğunlukla ilk sırada yer alması gibi özellikleri sebebiyle tam olarak kalıplaşmış bir biçimde karşımıza çıkmazlar. Kelimeler bağımsız davranabilirler. Kelimelerin bu şekilde birbirinden bağımsız davrandıklarını gösteren diğer bir özellik de farklı türetme ekleri almalarıdır. Çağatay da çalışmasında Uygur dönemi ikilemelerin bu özelliğine dikkat çekmiş, kelimelerin keyfi davrandıklarını belirtmiştir: “Gramer bakımından en bariz göze çarpan tarafı kelimelerin müstakil kalmasıdır. Sinomler yalnız mana itibarile ve ahenk bakımından başka değil, şekil itibariyle de tamamen ayrı olabilirler. Mes. turug küçsüz kuvvetsiz, zaif, birinci kelime –g nomen; ikincisi privatif eki (-sız)le yapılan bir kelimedir. Sevinç utlı minettarlık, ulı- sıgta- ağlamak, vb. isim ve fiil şekillerinin birbirinden başka başka olması Hend-n parçalarında çok görünen bir keyfiyettir” (1978: 35). Örneklerden 207’si farklı türetme eklerini alarak türemiştir: tirin kuvrag ‘meclis, dernek, cemaat’, ülgüsüz üküş ‘sayısız, çok’, san sakış ‘sayı, adet’, ülüş bölük ‘bölüm, kısım’, ürüg uzatı üzüksüz ‘sürekli, daima’, egsüksüz tolu tükel ‘eksiksiz, tam’, aya- agırla- tapın- udun- ‘saygı göstermek, hizmet etmek’. Đkilemeler cümle içerisindeki kullanımlarına göre incelenmediği için işletme ekleri bu çalışma içerisine alınmamıştır. Kelimelerin ait oldukarı yapıların sayıları bölüm sonunda toplu bir şekilde tablo halinde verilmiştir. 20 1.1. Đki kelimeden oluşan ikilemeler Đki kelimeden oluşan 1268 ikilemede kelimeler türetme eki alıp almamalarına ve başka bir kelimeyle birlikte kullanılarak kalıplaşıp birleşik kelime olup olmamalarına göre beş alt gruba ayrılmıştır. 1.1.1. basit + basit Örneklerden 476’sının her iki kelimesi de basittir: çın kirtü ‘doğru, gerçek’, yek içgek ‘şeytan, kötü ruh’, gay beltir ‘geçit, sokak’, amil yabaş ‘sakin, yavaş’, yalgan igid ‘yalan, sahte’, at küü ‘ad, şöhret’, king alkıg ‘genişlik’, tüngür böşük ‘dünür, akraba’, ul tüp ‘dip, temel’, ev bark ‘ev bark’, ilig kan ‘hükümdar, han’, ot em ‘ilaç, merhem’, ig kem ‘hastalık, ağrı’, adın öngi ‘ayrı, farklı’, ür kiç ‘uzun sure, geç’, iye idi ‘sahip, malik’, uç tüp ‘uç, dip’, töz tüp ‘kök, temel’, inç esen ‘rahat, sıhhat’, yok çıgay ‘fakir, yoksul’, tev kür ‘hile, dolan’, erk türk ‘güç, kuvvet’, öç kek ‘öç, kin’, bar yok ‘var, yok’, yay kış ‘yaz, kış’, çibin çıyan ‘sinek, sürüngen’, biti- okı- ‘yazmak, okumak’, ün- uz- ‘çıkmak, uzaklaşmak’, oz- kaç ‘kaçmak, kurtulmak’, idi- yıg- ‘yığmak, toplamak’, tog- öl- ‘doğmak, ölmek’, yil öd ‘yıl, zaman’, tuş teng ‘denk, arkadaş’, tir- yıg- ‘biraraya getirmek, yığmak’, evir- tevir ‘çevirmek, dönmek’, tay- sürç- ‘kaymak, sürçmek’, buz- sök- ‘bozmak, sökmek’, tol- toş ‘dolmak, tamamlanmak’, üz- kes- ‘kesmek, koparmak’, çıg turk ‘en, uzunluk’, oz- keç ‘uzaklaşmak, geçmek’, yorı- tur- ‘yürümek, durmak’, saç- tök- ‘dağıtmak, dökmek’, kev- bas- ‘zayıflatmak, yenmek’, üz- yap- ‘bozmak, kurmak’, böl- adır- ‘bölmek, ayırmak’, inç tınç ‘huzur, sessizlik’, kut kıv ‘saadet, mutluluk’. Bu ikilemelerden 26’sının ögelerinin basit mi türemiş mi olabileceği konusunda karar vermekte zorluk çekilmiştir. Çünkü bu kelimeler iki veya ikiden fazla heceden oluşmakta, kökten ziyade gövde şeklini sergilemektedirler. Ancak etimolojik sözlüklerde kelimelerin kökeni ve aldıkları ekler konusunda bir görüş birliği bulunmamakta ve bu kelimeler ek ve köklerine kesin bir şekilde ayrılamamaktadır. Bu nedenlerden dolayı bu örnekler basit kelime olarak alınmıştır. Bunlardan 5’inin her iki kelimesinin de basit mi türemiş mi olduğu belli değildir: yavız yavlak ‘kötü, fena’, adın 21 öngi ‘ayrı, farklı’, uvşak tavşak ‘ufak tefek’, yavlak yavız ‘fena, kötü’, çöpdik yavlak ‘pis, kötü’. Örneklerden 12’ sinin birinci kelimesi basit, ikinci kelimesi basit mi türemiş mi kesin değildir: yat küden ‘misafir, yabancı’, yagı yavlak ‘düşman, kötü kişi’, ınaru berü ‘ileri beri’, bulganyuk yavız ‘bulanık, kötü’, kadır yavlak ‘kızgın, kötü’, sid- kemiş- ‘atmak, fırlatmak’, kod- kemiş ‘koymak, bırakmak’, bag bokagu ‘bağ, köstek’, küç küsün ‘güç, kuvvet’, ogşa- amra ‘okşamak, sevmek’, törü boşgut ‘nizam, ders’, iş yumış ‘iş, hizmet’. Birinci kelimesinin basit mi türemiş olduğu kesin olmayan, ikinci kelimesi basit olan ikileme sayısı 9’dur: adın yat ‘yabancı, bilinmeyen’, boşgun- tut- ‘öğrenmek, tutmak’, 15, odug sag ‘uyanık, dikkatli’, busuş kadgu ‘eziyet, kaygı’, tirig esen ‘sağ salim’, çaşur- bulga- ‘leke sürmek, bulanmak’, yavlak ayıg ‘kötü, fena’, kemiş- tüş- ‘düşürmek, düşmek’, titrü edgüti ‘dikkatlice, iyice’. 1.1.2. basit + türemiş Birinci kelimesi basit ikinci kelimesi türemiş ikileme sayısı 212’dir. Bu ve diğer gruplarda da ikilemeyi oluşturan kelimeler yapı olarak çeşitlilik gösterdiğinde basit kelimenin türü esas alınmakta, türemiş kelime bu basit kelimenin türüne uyum sağlayacak şekilde türetme eklerinden birini almaktadır. Yani türemiş kelimenin türemiş kelime olması için alması gereken türetme eki çeşidini basit kelimenin türü belirlemektedir. Örnek olarak eğer basit kelime isim ve türemiş kelime kökü fiilse, türemiş kelime basit kelimeye tür olarak uyum sağlamak için fiilden isim yapma eklerinden birini almaktadır. Bu durumda ikilemeyi oluşturan kelimeler aynı türden olacak şekilde bir araya gelmektedir. Đkilemelerden 88’inde basit kelime kökü isim, türemiş kelime kökü fiildir. Türemiş kelimeler basit kelime köklerine uymuş, fiilden isim yapma eklerinden birini alarak isimleşmiştir: aç toruk ‘aç, zayıf’, kin keligme ‘gelecek, ileriki zaman’, busuş sakınç ‘keder, sıkıntı’, ig emgek ‘hastalık, sıkıntı’, aş yimiş ‘ yiyecek, yemiş’, ton kedim ‘don, giyecek’ , bı bıçgu ‘bıçak, kesici alet’ , agır ayag ‘şeref, itibar’. Đkilemelerden 42’sinin her iki kelime kökü de isimdir. Türemiş kelime isimden isim yapma eklerinden birini alarak türemiş, isim olarak kalmıştır: ka kadaş ‘hısım akraba’ , 22 kür kürilik ‘ölçek, miktar’, tünle küntüz ‘gece ile gündüz’, bekiz belgülüg ‘açık seçik’, ulug küçlüg ‘büyük, güçlü’. Basit kelime kökü fiil, türemiş kelime kökü isim olan ikileme sayısı 28’dir. Türemiş kelime isimden fiil yapma eklerinden birini alarak türemiş, fiil olmuştur: aç- suvsa- ‘acıkmak susamak’, kev- küçsiret- ‘zayıflatmak, güçsüzleştirmek’, kö- közed- ‘esirgemek, gözetmek’, ürk- belingle- ‘korkmak, ürkmek’. Örneklerden 54’ünün basit ve türemiş kelime kökleri fiildir. Türemiş kelime yine fiilden fiil yapma eklerinden birini alarak türemiş, fiil olarak kalmıştır: yan- evril- ‘dönmek, çevrilmek’, arı- süzül- ‘temizlenmek, süzülmek’, yap- yadıl- ‘yaymak, kaplamak’, kıl- kurat- ‘işlemek, yapmak’, arı- açıl- ‘temizlenmek, açılmak’. 1.1.3. türemiş + basit Ikilemelerden 125’inin birinci kelimesi türemiş, ikinci kelimesi basittir. Bunlardan 32 örneğin basit kelime kökü isim, türemiş kelime kökü fiildir. Türemiş kelime kökü fiilden isim yapma eklerinden birini alarak türemiş, isim olmuştur: sevinç utlı ‘sevinç, karşılık’, bilig edrem ‘bilgi, erdem’, ikileyü yene ‘yine, tekar’, üküş telim ‘çok, sayısız’, arıg yürüng ‘temiz, ak’. Her iki kelime kökü de isim olan 27 ikileme tespit edilmiştir. Türemiş kelimeler basit kelime kökleriyle aynı türe ait oldukları için yine isimden isim yapma eklerinden birini alarak türemişlerdir: üzeliksiz üstünki ‘en üstün, daha üstü bulunmayan’, 22, öngsüz öles ‘solgun, renksiz’, yanglıg yavız ‘kötü, fena’, ilig kan ‘hükümdar, han’. Örneklerden 16’sının basit kelime kökü fiil, türemiş kelime kökü isimdir. Türemiş kelime kökü isimden fiil yapma eklerinden birini alarak türemiş, fiil olmuştur: sözle- ay- ‘söylemek, demek’, agırla- aya- ‘hürmet etmek, saygı göstermek’, yokad- arta- ‘yok olmak, bozulmak’. Đkilemelerden 50’sinin her iki kelime kökü de fiildir. Türemiş kelime fiilden fiil yapma eklerinden birini alarak türemiş, fiil olarak kalmıştır: isil- çol- ‘eksilmek, sakatlanmak’, tegin- tut- ‘kabul etmek, tutmak’, yitlin- bat- ‘kaybolmak, yok olmak’, bozul- arta- ‘çürümek, bozulmak’, yügür- kaç- ‘koşmak, kaçmak’. 23 1.1.4. türemiş + türemiş Her iki kelimesi de türemiş olan 454 ikileme bulunmaktadır. Đkilemeyi oluşturan kelimeler gerek cümle içerisi kullanımlarında gerekse de sözlük maddesi şeklinde tekil kullanımlarında birlikte hareket ederler. Bu birliktelik neticesinde cümlede aynı görevleri üstlendikleri gibi hem cümlede hem de bağımsız durumlarında ek aldıklarında aynı ekleri alırlar. Belirlenen örneklerden 258’inin kelimeleri aynı türetme ekini alarak türemiştir: emgek tolgak ‘ıstırap, eziyet’, basınç ayınç ‘baskı, korku’, öçmegülük arımaguluk ‘yok olmayacak, temizlenmeyecek’, sevgü taplagu ‘sevgi, sadakat’, beksiz mengüsüz ‘zayıf, fani’, adıra üdüre ‘ayrı ayrı’, işletgü yunglaġu ‘işletecek, istimal edilecek’, totunçsuz ovutsuz ‘doymaz, utanmaz’, ilildür- tutultur- ‘bağlamak, tutturmak’, yükün- tapın- ‘ululamak, saygı göstermek’, süngüş- öçüş- ‘kavga etmek, çelişmek’. Ancak Uygur döneminde ikilemeler bu şekilde aynı eki aldıkları gibi farklı ekler de alabilmektedir. Bu durum Uygur dönemi ikilemelerinin özelliklerinden biridir. Bu dönemde ikileme kelimeleri bazı durumlarda birbirinden bağımsız davranmakta, ayrı hareket etmektedirler. Bir ikileme kelimesi başka kelimelerle ayrı ayrı ikileme oluşturabilmektedir. Kelimelerin yeri değişebilmekte, bir ikilemede birinci öge olarak kullanılan kelime diğer bir ikilemede ikinci hatta üçüncü öge olarak kullanılabilmektedir. Kelimeler birbirleriyle ses uyumu içinde oldukları gibi aralarında hiçbir ses uyumu bulunmayan kelimeler de bir araya gelebilmektedir. Đkileme kelimelerinin bu şekilde ayrı davranmalarına bir diğer örnek de her kelimenin farklı ek almasıdır. Bu çalışmada belirlenen 196 ikilemenin kelimeleri farklı türetme ekleri alarak türemiştir: tirin kuvrag ‘meclis, dernek, cemaat’, ülgüsüz üküş ‘sayısız, çok’, san sakış ‘sayı, adet’, ülüş bölük ‘bölüm, kısım’, esrük biligsiz ‘kendinden geçmiş, bilgisiz’, emgeksiz mengilig‘sıkıntısız, mutlu’, övkele- bulgan- ‘öfkelenmek, sinirlenmek’, üstel- ökli- ‘çoğalmak, artmak’, emle- ota- ‘iyileştirmek, tedavi etmek’. 24 1.1.5. birleşik + basit Sadece bir ikilemenin ilk kelimesi birleşik, ikinci kelimesi basittir: montag yangın ‘bu şekilde, böylece’. 1.2. Üç Kelimeden Oluşan Đkilemeler Bu bölümde üç kelimenin art arda kullanılmasıyla oluşan 118 ikileme türetme eki alıp almamalarına göre sekiz alt başlıkta incelenmiştir. 1.2.1. basit + basit + basit Bunlar içerisinden 47’sinin her üç kelimesi de basittir: tsuy agır ayıg ‘fena, kötü’, il uluş balık ‘memleket, ülke, şehir’, agar tsuy ayag ‘kötü, fena’, övke üz boz ‘öfke, kin, nefret’, agu yilvi kömen ‘zehir, sihir, büyü’, ud ingek boga ‘sığır, inek, boğa’, 2, 3, karı- öl- tay- ‘ihtiyarlamak, ölmek, göçüp gitmek’, ed tavar buşı ‘mal, mülk, sadaka’, 14, 15, ür keç uzun ‘uzun, geç’, bedük agır ulug ‘büyük, ağır, ulu’, 11ert- keç- ket- ‘geçmek, gitmek’, sök- tokı- oya- ‘azarlamak, dövmek, vurmak’, bek katıg kirtü ‘sağlam, gerçek’, ok ya kılıç ‘ok, yay, kılıç’, töz tüp yıltız ‘kök, temel’. 1.2.2. basit + basit + türemiş Đkilemelerden 18’inin ilk iki kelimesi basit, üçüncü kelimesi türemiştir: bil- uk- ötkür- ‘bilmek, açıklamak’, kun- al- ogurla- ‘çalmak, çırpmak, yağmalamak’, ugur yık kezig ‘zaman, uygun zaman, sıra’, tev kür armak ‘hile, sahtelik’. Đlk iki kelimesi basit üçüncü kelimesi türemiş olan ikilemelerde üçüncü kelime ilk iki kelimenin türüne uyacak şekilde türetme ekleri almıştır. Her üç kelime de ya isim ya da fiildir. Đkileme grubunu oluşturan kelime kökleri birbirlerinden farklı türdeyse kelimelere türetme ekleri eklenerek bu tür farklılığı ortadan kaldırılmış, üç kelime de aynı türden olacak şekilde ikileme oluşturulmuştur. Đkileme grubunun türü belirlenirken basit kelime ve kelimeler esas alınmıştır. Eğer ilk iki kelime fiil ve üçüncü kelime 25 isimse, üçüncü kelime isimden fiil yapma ekini alarak fiil olmuş, türemiştir. Đkilemeler içinde 2’si bu şekilde oluşmuştur. Basit olan ilk iki kelime türüne türemiş kelime uyum sağlamış, kelime kökü isimken isimden fiil yapma eklerinden birini alarak fiil olacak şekilde türemiştir: kun- al- ogurla- ‘çalmak, çırpmak, yağmalamak’, tut- okı- sözle- ‘öğrenmek, okumak, söylemek’ Bang.Gab.Ar.Seyük., 120. Aynı şekilde ilk iki kelime isim, üçüncü kelime fiilse, üçüncü kelime fiilden isim yapma ekini alarak isim olmuştur. 8 ikileme bu şekilde oluşmuştur: tev kür yongag ‘hile, iftira’, ig kem agrıg ‘hastalık, ağrı’, busuş kadgu emgek ‘keder, sıkıntı’. Eğer üç kelime kökünün türü aynıysa türemiş kelime kökü, türü aynı kalacak şekilde türemiştir. Đkilemelerden 8’i bu şekilde oluşmuştur: kör- bil- ötkür- ‘görmek, bilmek, açıklamak’, bil- uk- ötkür- ‘bilmek, açıklamak’, sogançıg noş tatıglıg ‘hoş, tatlı’, yok çıgay poşıçı ‘fakir, dilenci’, ayıg yavlak körksüz ‘kötü, çirkin’, örüg amıl tikisiz ‘sessiz, sakin, gürültüsüz’. 1.2.3. türemiş + basit + basit Đkilemelerden 5’inin ilk kelimesi türemiş, son iki kelimesi basittir. Bunlar içinden 3 ikilemede birinci kelime kökü fiil, son iki kelime türü isimdir. Türemiş kelime, basit kelimelere tür açısından uyum göstererek fiilden isim yapma ekini almış, isimleşmiştir: kınıg katıg bek ‘kuvvetli, sağlam’, köni kirtü çın ‘doğru, düzgün, gerçek’, teprençsiz bek yarp ‘sarsılmaz, sağlam’. Örneklerden 2’sinin kelimelerinin türü de aynı, isimdir. Birinci kelime yine isimden isim yapan ekle türemiştir: üzeliksiz yig üstünki ‘daha üstü bulunmayan, mükemmel, en üstün’, üzeliksiz yig başdınkı ‘daha üstü bulunmayan, en baştaki’. 1.2.4. basit + türemiş + türemiş Đkilemelerden 10’unun ilk kelimesi basit, son iki kelimesi türemiştir. Bu grupta da kelimelerin tür bakımından birbirlerine uyum sağlamaları ön plandadır. Basit kelimenin türüne uyum sağlamak için son iki kelime ya isimden fiil, ya da fiilden isim türeten eklerden birini almış, böylelikle üç kelime de isim veya fiil olmuştur. Birinci kelime 26 kökü isim, iki ve üçüncü kelime kökü fiil olan ikileme sayısı 4’tür. Bu ikinci ve üçüncü kelime kökü birinci kelimeye tür olarak uyum sağlamak için fiilden isim yapma ekini alarak isim olmuştur: beg buyruk ınanç ‘bey, amir, memur’, ig agrıg ölüm ‘hastalık, ölüm’ barça tüzü tüketi ‘tamamı, bütün’, ig agrıg emgek ‘ağrı, hastalık, sıkıntı’. Örneklerden 2’sinde birinci ve üçüncü kelime kökü isim, ikinci kelime kökü fiildir. Đkinci kelime de bir ve üçüncü kelimelerin türlerine uymuş, fiilden isim yapma eki alarak isim olmuştur: kadır sarsıg övkelig ‘sert, kötü, öfkeli’, ayıg irinç yarlıg ‘fena, kötü’. Kelime köklerinin hepsinin isim olduğu ikileme sayıs birdir. Son iki kelime isimden isim yapma eki alarak türemiş, yine isim olmuştur: ulug küçlüg kutlug ‘büyük, kutsal’. Đkilemelerden birinde birinci kelime kökü fiil, son iki kelime kökü isimdir. Bu son iki kelime kökü isimden fiil yapma ekini almış, fiil olmuştur: toru- küçsire alangur- ‘zayıflamak, zayıflatmak’. Birinci ve üçüncü kelime kökleri fiil, ikinci kelime kökü isim olan bir ikileme mevcuttur. Ikinci kelime kökü isimden fiil yapma eki alarak fiil olmuştur: aya- agırla- tapın- ‘saygı göstermek, hizmet etmek’. Örneklerden birinin ise üç kelime kökü de fiildir. Son iki kelime fiilden fiil yapma ekiyle yine fiil olarak türemiştir: yalvar- ökün- boşun- ‘yalvarmak, pişman olmak, tövbe etmek’. 1.2.5. basit + türemiş + basit Birinci ve üçüncü kelimesi basit, ikinci kelimesi türemiş 6 ikileme bulunmaktadır. Yine türemiş kelime basit kelimelerin türüne uyum sağlar. Eğer ikinci kelime birinci ve üçüncü kelime kökleriyle farklı türdeyse aynı tür olacak şekilde, aynı türdeyse yine aynı kalacak şekilde türetme eki alır. Đkilemelerden 3’ünde birinci ve üçüncü kelime kökleri isim, ikinci kelime kökü fiildir. Ikinci kelime kökü fiilden isim yapma ekini alarak isim olmuştur: yangı arıg yürüng ‘yeni, temiz, ak’, yürüng arıg yangı ‘ak, temiz, yeni’, ört yalın ot ‘alev, ateş’. 27 Örneklerden 2’sinde üç kelime kökü de isimdir. Đkinci kelime isimden isim yapma eki alarak türemiştir: noş tatıglıg sogançıg ‘hoş, tatlı’, anıg körsüz uduz ‘kötü, çirkin, uyuz’. Đkilemelerden birinde bir ve üçüncü kelime kökü fiil, ikinci kelime kökü isimdir. Ikinci kelime kökü ismden fiil yapma ekini alarak türemiştir: yıgla- sıgta- busan- ‘ağlamak, sızlamak, mutsuz olmak’. 1.2.6. türemiş + türemiş + basit Đlk iki kelimesi türemiş son kelimesi basit olan ikileme sayısı 8’dir. Bu ikilemelerden 4’ünün üç kelimesi de isimdir. Ilk iki kelime yine isimden isim yapma ekleriyle türemiştir: ezügsüz armaksız kirtü ‘hilesiz, doğru’, ezügsüz igidsüz kirtü ‘yalansız, dolansız, gerçek’, inçkü esengü mengi ‘rahat, sıhhat, huzur’, ülgüsüz sansız koltı ‘sayısız, çok’. Đkilemelerden birinin ilk iki kelime kökü fiil, üçüncü kelime kökü isimdir. Burada da diğer gruplarda olduğu gibi basit kelime esas alınmış, ilk iki fiil kökü fiilden isim yapma eki alarak basit kelime kökünün türüne uymuş, isim olmuştur: tüzü tüketi barça ‘tamamı, bütün’. Örneklerden 2’sinde birinci ve üçüncü kelime kökleri isim, ikinci kelime kökü fiildir. Bu kelime kökleri fiilden isim yapma ekleriyle türemiştir: ülgüsüz üküş koltı ‘sayısız, çok’, sımtagsız kınıg katıg ‘çalışkan, sağlam, kuvvetli’. Đkilemerden birinde birinci ve üçüncü kelime kökleri fiil, ikinci kelime kökü isimdir. Birinci kelime basit kelime kökünün türüne uyacak şekilde fiilden fiil yapma ekiyle türemiş, fiil olarak kalmış, ikinci kelime ise isimden fiil yapma ekiyle fiil olmuştur: kemiş- ögsire- tal- ‘bırakmak, kendinden geçmek’. 28 1.2.7. türemiş + basit + türemiş Birinci ve üçüncü kelimesi türemiş, ikinci kelimesi basit ikileme sayısı 2’dir. Bu ikilemelerin birinde basit kelime isim, diğerinde ise fiildir. Türemiş kelimeler basit kelime kökü türüne göre türemişlerdir: kolusuz erüş öküş ‘hesapsız, sayısız, çok’ Bang.Gab.Ar.Seyük., 439, alkın- sön- amrıl- ‘yok olmak, dinmek’. 1.2.8. türemiş + türemiş + türemiş Üç kelimesi de türemiş olan 22 ikileme bulunmaktadır. Bu grupta da ikileme kelimeleri aynı eki aldıkları gibi birbirinden bağımsız davranarak farklı ekler de almışlardır. Đkilemelerden 15’inin üç kelimesi de aynı türetme ekini alarak türemiştir: igsiz kemsiz busuşsuz ‘dertsiz, kedersiz’, ööçsüz keksiz övkesiz ‘öçsüz, kinsiz, öfkesiz’, tılıg yarplıg ornaglıg ‘güçlü, sağlam’, tısız yarpsız ornagsız ‘güçsüz, dirençsiz’, uçsuz kıdıgsız ülgüsüz ‘sınırsız, sayısız’, ayag çilteg tapıg ‘saygı, hürmet, itibar’. Üç kelimesi de farklı türetme ekleri alarak türeyen ikileme sayısı 7’dir: ürüg uzatı üzüksüz ‘sürekli, daima’, kentür- ornat- çıngar- ‘düzeltmek, doğrusunu yerine koymak, doğrulaştırmak’, egsüksüz tolu tükel ‘eksiksiz, tam’, kirsiz arıg süzük ‘temiz, pak’, ögret- boşgur- biltür- ‘öğretmek, bildirmek’, ürüg uzatı üzeliksiz ‘sürekli, daima’, arıg süzük yazınçsız ‘temiz, günahsız’. 1.3. Dört Kelimeden Oluşan Đkilemeler Dört kelimenin art arda kullanılmasıyla oluşan 61 ikileme yine türetme eki alıp almamalarına göre on iki alt grupta incelenmiştir. 1.3.1. basit + basit + basit + basit Bu ikilemeler içinden 17’sinin dört kelimesi de basittir: kent suzak balık uluş ‘şehir, köy, memleket’ , üz büz ööç kek ‘kin, nefret, öç’, ögüz köl yuu yulak ‘deniz, göl, küçük 29 çay’, bıç- kes- tokı- sanç- ‘biçmek, kesmek, vurmak, dövmek’, iş tuş adaş kudaş ‘eş, dost, arkadaş, yoldaş’. 1.3.2. basit + basit + basit + türemiş Đkilemelerden birinin üç kelimesi basit, bir kelimesi türemiştir. Basit olan kelime türleri isim olduğu için fiil olan türemiş kelime kökü fiilden isim yapma eki alarak isim olmuştur: busuş kadgu kaygu sakınç ‘sıkıntı, kaygı, sıkıntı’. 1.3.3. basit + basit + türemiş + basit Đlk iki ve dördüncü kelimesi basit, üçüncü kelimesi türemiş olan bir ikileme bulunur. Türemiş kelime kökü fiilden isim yapma eki alarak isim olmuş, basit kelime türlerine uygunluk göstermiştir: agır tsuy irinçü ayıg ‘kötü fena’. 1.3.4. basit + türemiş + basit + basit Örneklerden birinin birinci, üçüncü ve dördüncü kelimeleri basit, ikinci kelimesi türemiştir. Dört kelime kökü türü de isimdir. Türemiş kelime isimden isim yapma eki alarak isim olarak kalmıştır: al altag tev kür ‘hile, aldatma’ Mül.Çaş., 168, 169. 1.3.5. basit + basit + türemiş + türemiş Đkilemelerden birinin ilk iki kelimesi basit, son iki kelimesi türemiştir. Basit kelimelerin türü isimdir. Türemiş kelimelerin kökleri ise fiildir. Bu türemiş kelimeler fiilden isim yapma eklerinden birini alarak isimleşmişlerdir: busuş kadgu emgek tolgak ‘keder, sıkıntı’. 30 1.3.6. basit + türemiş + türemiş + türemiş Birinci kelimesi basit, son üç kelimesi türemiş olan ikileme sayısı 3’tür. Bunlardan 2’sinin basit kelime kökü isim olduğu için türemiş kelimeler isim olacak şekilde türemişlerdir: bekiz belgülüg açuk adırtlıg ‘açık, belli’ Cev.Ay., 34l, 4, 5, keng yaruk yaşuk tokılıg ‘açık, aydınlık, yakışıklı’. Diğer ikilemenin basit kelime kökü fiildir. Bu nedenle diğer üç türemiş kelime fiil olacak şekilde türetme eki almıştır. Bunlardan ikinci ve üçüncü türemiş kelime kökleri fiil olduğu için fiilden fiil yapma, dördüncü türemiş kelime kökü ise isim olduğu için isimden fiil yapma eki alarak fiil olmuştur: egsül- tegşil- arta- buzul- alkın- yokad- ‘eksilmek, değişikliğe uğramak, bozulmak, yok olmak’. 1.3.7. türemiş + türemiş + türemiş + basit Ikilemelerden birinin ilk üç kelimesi türemiş son kelimesi basittir. Basit kelime kökü isim olduğu için türemiş kelimeler isim olacak şekilde türetme eki almışlarıdır: san sakış ülgü kolu ‘sayı, hesap, ölçü’. 1.3.8. türemiş + türemiş + basit + türemiş Örneklerden birinin ilk iki kelimesi türemiş, üçüncü kelimesi basit, dördüncü kelimesi türemiştir. Đkilemenin basit kelime kökleri isim olduğu için türemiş kelimeleri isim olacak şekilde türetme ekleri almışlardır: kutlug ülüglüg inç mengilig ‘mutlu, kutlu‘. 1.3.9. türemiş + türemiş + basit + basit Đlk iki kelimesi türemiş, son iki kelimesi basit 3 ikileme bulunur. Đkilemelerin üçünün de basit kelime kökleri isimdir. Türemiş kelime kökleri ya isim olacak ya da isim kalacak şekilde türemişlerdir: emgek tolgak busuş kadgu ‘sıkıntı, keder’, agrıg tikig ig toga ‘ağrı, kaşıntı, hastalık’, artuksuz yangluksuz köni kirtü ‘yalansız, doğru’. 31 1.3.10. türemiş + basit + basit + türemiş Đkilemelerden birinin birinci ve dördüncü kelimeleri türemiş, ikinci ve üçüncü kelimeleri basittir. Basit kelime kökleri isimdir ve türemiş kelimeler de isim olacak ve kalacak şekilde türetme eki almıştır: ülgüsüz koltı erüş üküş ‘sayısız, çok’. 1.3.11. türemiş + basit + türemiş + türemiş Birinci, üçüncü ve dördüncü kelimeleri türemiş, ikinci kelimesi basit ikileme sayısı birdir. Basit kelime kökü isimdir. Türemiş kelime köklerinden birincisi fiil, diğer ikisi isimdir. Birinci kelime kökü basit kelime köküne uyum sağlayacak şekilde fiilden isim, diğer kelime kökleri ise isimden isim yapma ekleri alarak türemişlerdir: üküş telim ülgüsüz sansız ‘çok, sayısız’. 1.3.12. türemiş + türemiş + türemiş + türemiş Đkilemelerden 20’sinin dört kelimesi de türemiştir. Kelimeler bu bölümde de ya aynı eklerin ya da Uygur dönemi özelliğini yansıtacak şekilde farklı eklerin eklenmesiyle türemişlerdir. Bunlardan 16 ikilemenin dört kelimesi aynı türetme ekini alarak türemiştir: tevsüz kürsüz ezügsüz armaksız ‘hilesiz, dolansız’, uçsuz kıdıgsız ülgülençsiz tenglençsiz ‘sınırsız, ölçüsüz, hesapsız’, bışrun- ögren- tavran- katıglan- ‘çalışmak, öğrenmek, gayret sarfetmek’, emgetgü tolgatgu irintürgü bosanturgu ‘sıkıntı, eziyet, sefalet’, igsiz kemsiz agrıgsız tikigsiz ‘dersiz, kedersiz, ağrısız, gürültüsüz’, mengilig tongalıg ögrünçlüg sevinçlig ‘kutlu, güçlü, mutlu’. Bu 20 ikilemeden 4’ü farklı türetme ekini alarak türemiştir. Bunlardan 2’sinin birinci ve ikinci kelimeleriyle, üçüncü ve dördüncü kelimeleri aynı türetme eklerini almıştır: tapıg udug ayamak çitlemek ‘saygı, hürmet’, kkirsiz münsüz arıg süzük ‘temiz, pak, kusursuz’. Birinci kelimesi farklı, diğer üç kelimesi aynı türetme ekini alarak türeyen ikileme sayısı birdir: emgen- buşrul- sıkıl- tangıl- ‘kederlenmek, üzülmek, sıkılmak’. Bu gruba 32 ait son ikilemede ise birinci ve ikinci kelimeler farklı, üçüncü ve dördüncü kelimeler aynı türetme ekini alarak türemiştir: aya- agırla- tapın- udun- ‘saygı göstermek, hizmet etmek’. 1.4. Altı Kelimeden Oluşan Đkilemeler Bu bölümde altı kelimenin art arda kullanımıyla oluşan 5 ikileme türetme eki alıp almamalarına göre dört alt grupta değerlendirilmiştir. 1.4.1. basit + basit + basit + basit + basit + basit Kelimelerinin hepsinin basit olduğu ikileme sayısı birdir: sögüt ıgaç ot yaş arıg semek ‘söğüt, ağaç, ot, orman’. 1.4.2. basit + basit + türemiş + türemiş + türemiş + türemiş Đkilemelerden birinin ilk iki kelimesi basit, son dört kelimesi türemiştir. Basit kelime kökleri isimdir. Türemiş kelime kökleri fiilden isim yapma ekleri alarak türemişlerdir: busuş kadgu emgek tolgak sıkıg tangık ‘sıkıntı, kaygı, eziyet’. 1.4.3. türemiş + türemiş + türemiş + basit + türemiş + türemiş Dördüncü kelimesi basit, diğer kelimeleri türemiş bir ikileme bulunur. Basit kelime kökü isimdir. Diğer kelime kökleri ya isim olacak ya da isim kalacak şekilde türetme ekleri almışlardır: ezügsüz igidsüz köni kirtü arıg süzük ‘yalansız, dolansız, doğru, temiz’. 33 1.4.4. türemiş + türemiş + türemiş + türemiş + türemiş + türemiş Đkilemelerden 2’sinin altı kelimesi de türemiştir. Bunlardan 1’inin kelime köklerinin hepsi isimdir. Kelimelerin altısı da aynı isimden isim yapma ekini alarak türemişlerdir: igsiz togasız adasız tudasız emgeksiz tolgaksız ‘hastalıksız, belasız, sıkıntısız’. Diğer ikileme kelimelerinin 5’inin kelime kökleri fiil, 1’inin isimdir. Bu 5 kelime kökü fiilden fiil, 1 kelime kökü ise isimden fiil yapma ekleriyle türemiştir: egsül- tegşil- arta- buzul- alkın- yokad- ‘eksilmek, değişikliğe uğramak, bozulmak, yok olmak’. 34 Đkileme ögelerinin ek alıp almamalarına ve iki ya da daha çok kelimeyle birlikte kullanılıp kalıplaşmasına göre yapılan incelemenin sonuçları aşağıda toplu bir biçimde tablo halinde verilmiştir. KELĐME SAYISI KELĐME YAPISI iki üç dört altı basit+basit 476 basit+türemiş 212 türemiş+basit 125 türemiş+türemiş 454 birleşik+basit 1 basit+basit+basit 47 basit+basit+türemiş 18 türemiş+basit+basit+ 5 basit+türemiş+türemiş 10 basit+türemiş+basit 6 türemiş+türemiş+basit 8 türemiş+basit+türemiş 2 türemiş+türemiş+türemiş 22 basit+basit+basit+basit+basit 17 basit+ basit+ basit+türemiş 1 basit+ basit+türemiş +basit 1 basit+türemiş+ basit+ basit 1 basit+basit+türemiş+türemiş 3 türemiş+türemiş+türemiş+basit 1 türemiş+türemiş+basit+türemiş 1 türemiş+ türemiş+basit+basit 3 türemiş+basit+basit+türemiş 1 türemiş+basit+türemiş+türemiş+ 1 35 türemiş+türemiş+türemiş+türemiş 20 basit+basit+basit+basit+basit+basit 1 basit+basit+türemiş+tğremiş+türemiş 1 türemiş+türemiş+türemiş+basit+türemiş+türemiş 1 türemiş+türemiş+türemiş+türemiş+türemiş+türemiş 2 36 2. TÜR 1. ÖGELERĐN TÜRÜ AÇISINDAN ĐKĐLEMELER Đkilemeler aynı türden kelimelerin bir araya gelerek oluşturdukları kelime gruplarıdır. Kelimelerin birlikte kullanılmalarında aynı türden olmalarına da dikkat edilir. Bundan dolayı ikilemeler esas olarak isim kök ve gövdelerinden oluşanlar ve fiil kök ve gövdelerinden oluşanlar olmak üzere ikiye ayrılır. Hatipoğlu ikilemelerin bu özelliğine dikkat çekmiş ve ikilemeleri isim ve fiil olmak üzere iki temel gruba ayırmıştır: “Đkilemeler, sözdizimine göre, kullanılırken ya ad kök veya gövdelerinden ya da eylem kök veya gövdelerinden kurulur. Bu bakımdan ikilemeler, başlıca iki bölüme ayrılır (…)” (1981: 35). Esas olarak ikileme ögeleri isim kök veya gövdelerinden ya da fiil kök veya gövdelerinden oluşmakla birlikte hemen her çeşit kelime türlerinden meydana gelebilirler. Yapılan çalışmalarda ikilemeler araştırmacılar tarafından farklı terimlerle ifade edilebilmektedir (bkz. Giriş). Ergin, ikileme terimi yerine Tekrarlar terimini tercih ettiği çalışmasında ikilemelerin aynı tür kelimelerden oluştuklarını belirttikten sonra bu türleri açıklar: “Tekrarlar aynı cinsten iki kelimenin arka arkaya getirilmesi ile meydana gelen kelime gruplarıdır (…)Türkçede hemen hemen her çeşit kelimeden tekrar yapılabilir. Fakat tekrara en elverişli kelime çeşitleri isimler, sıfatlar, zarflar ve gerundiumlardır. Zamirler tekrara elverişli değildirler. Edatlardan da yalnız bazı ünlem edatlarının tekrarı yapılabilir. Fiillerde bunlara göre daha geniş tekrar yapma kabiliyeti vardır. Fakat fiil tekrarlarında tekrardan çok bir arka arkaya gelme durumu vardır denebilir” (2002: 377). Başlıca iki türden oluşan ikilemeler bu türlerin kullanım sıklığı bakımından belirlenen örneklere bakıldığında bu çalışmada da çok isim kök ve gövdelerinden oluşanların fiil kök ve gövdelerinden oluşanlara oranla daha fazla olduğu belirlenmiştir. “Đkilemeyi sözcük türleri ve kullanım alanı açısından ele aldığımızda bu dil olayının çoğunlukla ad ve ad soyundan olan sözcük türlerinden türetildiğini dilin değişik alanlarında kullanıldığını görürüz” (Aktaş 1996: 566). Ergin de ikilemelerin hangi tür kelimelerden oluştuğunu açıklarken ikilemeler için en elverişli kelimeler arasında 37 isimleri de saymıştır (2002: 377). Ancak Hatipoğlu ikilemelerin pek çoğunun fiil kök veya gövdesinden kurulduğunu belirtmiştir (1981: 44). Bu çalışmada ögelerin türü açısından ikilemeler, isim kök ve gövdelerinden oluşan ikilemeler, fiil kök ve gövdelerinden oluşan ikilemeler olmak üzere iki alt başlık altında incelenmiştir. Đkilemelerin cümle içerisindeki kullanımları çalışmanın dışında tutulduğu için ögelerin diğer kelime türlerindeki şekilleri değerlendirilmeye alınmamıştır. Cümle içerisinde ikilemeler aldıkları ekler bakımından sadece birkaç örnek ve cümleyle değerlendirilmiştir. Đkilemelerin sadece sözlük maddesi olabilecek biçimleri değerlendirildiği için bu eklerin yapısı, kullanım sıklığı, ikilemede anlamca ve biçimce meydana getirdiği değişiklikler bu çalışmaya alınmamıştır. Tespit edilen 1452 ikilemenin çoğunu isim kök ve gövdelerinden meydana gelen ikilemeler oluşturmaktadır. Bunlardan 947’si isim kök ve gövdelerinden, 505’i fiil kök ve gövdelerinden meydana gelmiştir. Belirlenen ikilemeler sadece iki kelimeden değil, üç, dört ve altı kelimeden de oluştukları için ikileme ögelerinin isim ya da fiil olmaları kelime sayılarına göre alt başlıklar halinde değerlendirilmiştir. Buna göre iki kelimeden oluşan 1268 ikilemenin 797’si isim, 471’i fiil, üç kelimeden oluşan 118 ikilemenin 100’ü isim, 18’i fiil, dört kelimeden oluşan 61 ikilemenin 46’sı isim, 15’i fiil, altı kelimeden oluşan 5 ikilemenin ise 4’ü isim, 1’i fiil kök ve gövdelerinden oluşmaktadır. Farklı sayılardan oluşan bu ikilemelerin hepsinde isim kök ve gövdelerinden oluşan ikileme sayısı fiil kök ve gövdelerinden oluşan ikileme sayısına göre daha fazladır. Ancak bunlar içerisinde kelime sayısı iki olan ikilemelerin isim ve fiil türleri arasındaki fark diğer üç, dört ve altı kelimeden oluşmuş ikilemeler kadar çok değildir. Bu durum da ikilemede kelime sayısı arttıkça ikileme türünün isim olma ihtimalinin arttığını göstermektedir. Belirlenen bu ikilemelerin çalışmanın hacmini fazlasıyla arttırmaları ve dizin bölümünde toplu bir şekilde sıralanmaları sebebiyle bu bölümde yalnızca bir kısmı örneklendirilmiştir. Bölüm sonunda kelime sayılarına göre ikileme türlerinin sayıları tablo halinde gösterilmiştir. 38 1.1. Đsim Kök ve Gövdelerinden Oluşan Đkilemeler Đkilemeler konusunda yapılan tespitlere göre (Ergin: 2000; Çoraklı: 1991; Aktaş; 1996; Talu: 2003) isim kök ve gövdelerinin kullanım sıklığı daha çok olduğu gibi bu çalışmada da isim türüne ait ikilemeler çoğunluğu oluşturmaktadır. Đncelenen 1452 ikilemeden 947’si isim kök ve gövdelerinden oluşmuştur. Đsim kök ve gövdeleri çeşitli türetme ekleriyle birlikte işletme eklerini de cümle içerisinde rahatlıkla almaktadır. Bu işletme ekleri ikilemenin bütün ögelerine gelebilirler. Bu konuda Foy “Öğelere eklenen işletme ve iyelik ekleri türetme ekleri gibi davranır, yani her öğeye ayrı ayrı eklenir” (1899: 117) tespitini dile getirmiştir. Bununla birlikte işletme ekleri ikilemenin sadece bir ögesine de gelebilmektedir. Đşletme eki ikilemenin yalnızca bir ögesine geldiğinde birden çok sayıda olabilmekte ve bu öge de genellikle son öge olmaktadır. Bu ikilemelerden bazıları şu şekildedir: aş suv ‘yiyecek, içecek’ …kolguçılarag aşın suvın…Jam.K.P., LXXV, 7. uguş töz ‘kök, soy’ ….uguşda tözde bramanlar uguşınta…. Cev.Ay., 142, 4, 5. uç tüp ‘uç, dip’ …üdlerning uçınga tüpünge…Cev.Ay., 34ş, 10. iş adaş ‘eş, arkadaş’ …işlerim adaşlarım tip…Mül.Muk., 69, 70. sav öt ‘söz, nasihat’ …sizin savıngızça ötüngüzçe yorıgalı men…Bang-Gab.Tür. II TM., 49, 50. balık suzak ‘köy, şehir’ …anga yakın balıklartakı suzaklartakı kişiler…Cev.Ay., 21, 3. toyın dıntar ‘rahip, dindar’ …toyınlarka dıntarlarka yme tört törlüg…Cev.Ay., 196, 1, 2. ulug kiçig ‘büyük, küçük’ …evintegi ulugı kiçigi barça bir ajunta…Cev.Ay., 17, 11, 12. nom törü ‘öğreti, töre’ …yme ol nomça törüçe evrilteçi bolur…Cev.Ay., 194, 12. 39 arıg süzük yazınçsız ‘temiz, günahsız’ …arıgın süzügin yazınçsızın…Cev.Ay., 221, 2, 3. töz tüp yıltız ‘kök, temel’ …tözi tüpi yıltızı erürler…Cev.Ay., 246, 24, 25. yıltız ulun butık yapırgak ‘kök, sap, dal, yaprak’ …yıltızların ulunların butıkların yapırgakların…Cev.Ay., 529, 7 ,8, 9. yer suv ‘yer, yeryüzü’ …yer suvdakı baranas uluştakı…Jam.K.P.XLIV, 1, 2. ög ana ‘anne’ …ög analar arasınta…Cev.Ay., 495, 4. çıg turk ‘en, uzunluk’ ...idizi ulugı tört çıg turkı…Cev.Ay., 544, 5. arıg simek ‘orman, koruluk’ …arıg simekte avka atlanıp…Mül.Dan., 55. mün kadag ‘günah, suç’ …ülgüsüz sansız mün kadaglarıg…Cev.Ay., 614, 2, 3. töz yıltız ‘kök, temel’ …töz yıltızlarınga tükellig kılu…Cev.Ay., 154, 12. Đşletme eklerinin türetme eklerinden farkı eğer işletme ekleri ikilemenin bütün ögelerine geliyorsa aynı türde olacak biçimde kelimeye eklenmeleridir. Yani kelimeler işletme eklerini alırken birbirlerinden bağımsız davranmamakta, ekleri aynı olacak şekilde almakta, türetme eklerindeki gibi farklı farklı tür ve biçimde almamaktadırlar. Bu durum kelimelerin birlikte hareket ettiklerinin, cümle içerisinde aynı göreve ve türe sahip olduklarının ve kalıplaşmış ya da kalıplaşma eğiliminde olduklarının göstergesidir. Bunlardan bazıları aşağıda örneklendirilmiştir: yilik süngük ‘ilik kemik’ …yilikimizdin süngükümüzdün berü…Cev.Ay., 159, 13, 14. bag çug ‘bağ, bahçe’ …bek bagların çugların…Cev.Ay., 165, 19, 20. yumak arıtınmak ‘yıkanmak, arıtılmak’ 40 ….arıgda arıg suv üze yumakdın arıtınmakdın ötrü… Cev.Ay., 145, 22, 23. kart bez ‘sivilce, beze’ …kartıg bezig yiringig kanıg igig agrıgıg…Cev.Ay., 614, 3. köngül kögüz ‘gönüli göğüs’ …köngülin kögüzin yakçırtıp…Cev.Ay., 615, 8. toruk küçsüz ‘zayıf, güçsüz’ …torukı küçsüzi ugrınta…Cev.Ay., 616, 17. yıd yıpar ‘ilahi misk kokusu’ …yıdın yıparın erdini toog…CevAy., 176, 20. ilig beg atlıg: hükümdar, bey, itibarlı kimse …yalanguk ajunınta erken iligler begler atlıglar bolup…Şin.Mayt., 70, 57, 58. ugur yık kezig ‘zaman, uygun zaman, sıra’ …bu savnıng ugrın yıkın kezigin men bilir men…Sem.H.T.B., 476. at sav söz ‘isim, söz’ …atıg savıg sözüg sözleyürler…Cev.Ay., 389, 6. balık uluş kent suzak ‘memleket, şehir, köy’ …balıkda uluşda kentde suzakda…Cev.Ay., 479, 22. al altag tev kür ‘hile, aldatma’ …alın altagın tevin kürin belgürtmiş…Mül.Çaş., 168, 169. kalınlık borluk sögüt yimiş ‘asma, bağ, ağaç, yemiş’ …kalınlıkların borlukların sögütin yimişin erksinip…Şin.Mayt., 73, 41, 42. Đki kelimeden oluşmuş 1268 ikileme içinden 797’si isim kök ve gövdelerinden meydana gelmiş ikilemelerdir: yanglıg yavız ‘kötü, fena’, terk tavrak ‘çar çabuk’, iyin kezig ‘sıra, dizi’, kutlug ülüglüg ‘bahtlı, talihli’, eng meng ‘av, yiyecek’, titig kerpiç ‘balçık, kerpiç’, ediglig tümeklig ‘doğrultma, düzeltme’, ig agrıg ‘ağrı, sızı’, korkınç ayınç ‘korkunç, korku’, beksiz yarpsız ‘zayıf, gevşek’, yırınçıg yarsınçıg ‘iğrenç, nefret edici’, busuş sakınç ‘keder, sıkıntı’, emgek tolgak ‘sıkıntı, keder’, teprençsiz yayılmaksız’, sever amrak ‘sevgili, aziz’, bozulmaksız çolmaksız ‘bozulmayacak, mahvolmayacak’, inç mengi ‘rahat, huzur’, çog yalın ‘alev, parlaklık’, toruk küçsüz ‘zayıf, güçsüz’, bı bıçgu ‘bıçak, kesici alet’, yaruk yaşuk ‘ışık, parlaklık’, öngsüz öles 41 ‘solgun, renksiz’, bulung yıngak ‘yön, taraf’, hua çeçek ‘çiçek’, tüp tüz ‘temel, kök’, busuş kadgu ‘eziyet, kaygı’, bar yok ‘var, yok’, su esen ‘sağ salim’, ögrünç sevinç ‘sevinç, neşe’, tirig esen ‘sağ, salim’, ilinçü mengi ‘eğlence, mutluluk’, til tamgak ‘dil, damak’, yarılguluk sınguluk ‘kırık, yarık’. Üç kelimenin art arda kullanılmasıyla oluşmuş 118 ikilemeden 100’ü isim kök ve gövdelerinden meydana gelmiştir: tsuy agır ayıg ‘fena, kötü’, otsuz emsiz ürüntegsiz ‘ilaçsız, merhemsiz’, belgü erig barıg ‘belge, yol, yordam’, arıg turug süzük ‘arı, duru, temiz’, sakınç söz kılınç ‘fikir, söz, davranış’, yok çıgay poşıçı ‘fakir, dilenci’, ayıg ulug korkınçıg ‘kötü, kocaman, korkunç’, övke üz boz ‘öfke, kin, nefret’, örüg amıl ititgsiz ‘sakin, durgun, hareketsiz’, bulganmak yaykanmak esmek ‘dalgalanmak, esmek’, ört yalın koz ‘alev, kızgın kömür’, tült orun töşek ‘yastık, sedir, döşek’, ed tavar buşı ‘mal, mülk, sadaka’, yok çıgay ınka ‘yoksul, yersiz, yurtsuz’, sansız tümen kolti ‘sayısız, on binlerce’, tegşilmeksiz isilmeksiz koramaksız ‘değişmeden, azalmadan’, sakınç söz kılınç ‘fikir, söz, davranış’, yavız yavlak ayıg ‘kötü, fena’, ürüg uzatı üzeliksiz ‘sürekli, daima’, atlıg külüg belgülüg ‘adlı, şöhretli, belli’, çın kirtü tüz ‘doğru, düz’. Đkilemelerden 61’i dört kelimenin art arda kullanılmasıyla oluşmuştur ve bunlardan 46’sı isim kök ve gövdelerinden meydana gelmiş ikilemelerdir: yıltız ulun butık yapırgak ‘kök, sap, dal, yaprak’, altun kümüş erdini yinçü ‘altın, gümüş, mücevher, inci’, tsuy irinç agır ayıg ‘felaket, suç, kötü’, tag ış arıg simek ‘dağ, yayla, orman’, al altag tev kür ‘hile, aldatma’, kın kızgut emgek tolgak ‘işkence, sıkıntı, eziyet’, igsiz togasız adasız tudasız ‘hastalıksız, belasız’, münsüz beçesiz arıg turug ‘günahsız, kusursuz, temiz’, sarsıg salık tevlig kürlüg ‘kötü, fena, hileli’, mengilig tongalıg ögrünçlüg sevinçlig ‘kutlu, güçlü, mutlu’, busuş kadgu kaygu sakınç ‘sıkıntı, kaygı, dert’, agrıg tikig ig toga ‘ağrı, kaşıntı, hastalık’. Altı kelimenin art arda kullanımıyla oluşan 5 ikilemenin 4’ü isim kök ve gövdelerinden meydana gelmiştir: busuş kadgu emgek tolgak sıkıg tangık ‘sıkıntı, kaygı, eziyet’, sögüt ıgaç ot yaş arıg semek ‘söğüt, ağaç, ot, orman’, ezügsüz igidsüz köni kirtü arıg süzük ‘yalansız, dolansız, doğru, temiz’, igsiz togasız adasız tudasız emgeksiz tolgaksız ‘hastalıksız, belasız, sıkıntısız’. 42 1.2. Fiil Kök ve Gövdelerinden Oluşan Đkilemeler Đkilemeyi oluşturan başlıca iki türden diğeri de fiillerdir. Bu bölümde ikileme kelimeleri fiil kök ve gövdelerinden olmalarına göre incelenmiştir. Belirlenen 1452 ikilemenin 505’i fiil kök ve gövdelerinden meydana gelmektedir. Bu durum fiil kök ve gövdelerinden oluşan ikilemelerin isim kök ve gövdelerinden oluşan ikilemelere göre daha az sayıda olduğunu gösterir. Fiiller isimlere göre daha az kullanım sıklığına sahip olsalar da isimlerle aralarında çok büyük bir fark yoktur. Bu durum fiillerin de isimler kadar olmasa bile ikileme türlerinde önemli bir yere sahip olduğunu göstermektedir. Hatta Hatipoğlu’na göre ikilemelerin çoğu fiil kök ve gövdelerinden oluşmaktadır (1981: 44). Ergin ise ikileme türleri içerisinde fiilleri de sayar fakat fiillerin ikilemeler için pek de elverişli bir tür olmadığını ikilemeden ziyade bir arka arkaya gelme durumu gösterdiğini söyler (2002: 377). Fiil kök ve gövdelerinden oluşan ikileme ögeleri cümle içerisi kullanımlarında ek almışlarsa isimlerde olduğu gibi aynı ekleri alırlar. Ögeler birlikte hareket eder, birbirinden bağımsız hareket etmezler. Bu da fiillerden meydana gelmiş ikileme ögelerinin de müstakil davranmadıklarının, cümlede aynı türe ve göreve sahip olduklarının, kalıplaşmış ya da kalıplaşma eğiliminde olduklarının göstergesidir. Fiil kök ve gövdelerinden oluşmuş ikileme ögelerinin hepsi cümle içerisinde ek alırlar. Đsimlerde olduğu gibi ögelerden yalnızca birinin ek alıp diğerlerinin ek almadığı bir durum gözlenmez. Đkileme ögelerinin hepsi ek almakla birlikte yalnızca son kelime diğer kelime ya da kelimelerden sayıca bir fazla ek alabilmektedir: tıngla- eşid- ‘dinlemek, işitmek’ …tınlasar eşidserler…Cev.Ay., 336, 19. saç- tök- ‘dağıtmak, dökmek’ …hua çeçeklerig saça töke…Cev.Ay., 313, 6 . korkın- ayın-: korkmak, çekinmek …keyikler kuvragı korkınu ayınu…Cev.Ay., 314, 17. yalına- yaltrı-: yanmak, parlamak …artukrak yalınayurlar yaltrıyurlar…Cev.Ay., 316, 25. uk- ötgür-: bilmek, anlamak 43 …tözin ukarlar ötgürürler…Cev.Ay., 293, 3. kev- tarkar- ‘zayıflatmak, imha etmek’ …yollar içinte kevip tarkarıp…Cev.Ay., 244, 16. azu- egsü- ‘sızmak, eksilmek’ …azumış egsümiş sansız…Cev.Ay., 379, 23. tut- atkan- ‘tutmak, yapışmak’ …üze tutmayın atkanmayın tip…Cev.Ay., 386, 2, 3. çom- bat- ‘dalmak, batmak’ …çoma bata tegzinürler…Cev.Ay., 387, 12. kod- kemiş- ‘koymak, bırakmak’ …ıdalap kodgay kemişgeyler…Cev.Ay., 434, 5. toru- küçsire- alangur- ‘zayıflamak, zayıflatmak’ …osuglug torumış küçsiremiş alangurmış…Cev.Ay., 610, 22. kentür- ornat- çıngar- ‘düzeltmek, doğrusunu yerine koymak, doğrulaştırmak’ …yanglugın kentürüp ornatıp çıngarıp…Sem.H.T.B., 232, 233. sev- tapla- aya- agırla- ‘sevmek, saymak, saygı göstermek’ …sever taplayur ayayur agırlayurlar…Ban-Gab.Tür.V A, 112, 113. emgen- buşrul- sıkıl- tangıl- ‘kederlenmek, üzülmek, sıkılmak’ …emgenser buşrulsar sıkılsar tangılsarlar…Cev.Ay., 401, 14, 15. boşgun- tut- okı- bil- ‘okumak, tutmak, bilmek’ …nomug boşgunsar okısar bilser…Cev.Ay., 464, 21. Đki kelimeden oluşan 1268 ikilemenin 471’i fiil kök ve gövdelerinden meydana gelmiştir: tit- ıdala- ‘çıkarmak, atmak’, asıl- küçet- ‘kuvvetlenmek, güçlenmek’, bar- öl- ‘gitmek, ölmek’, açı- agrı ‘kırmak, rencide etmek’, arıd- keder- ‘temizlemek, gidermek’, küzed- saklan- ‘muhafaza etmek, korumak’, kekreş- yöntüş- ‘hıncını almak, dövüşmek’, çokra- kamşa- ‘heyecana gelmek, titremek’, köçür- kontur- ‘göç ettirmek, yerleştirmek’, tusul- kutad- ‘faydalı olmak, mutluluk vermek’, yokla- asıl- ‘azalmak, çoğalmak’, sı- bır- ‘kırmak, rencide etmek’, açı- agrı- ‘kırmak, rencide etmek’, ur- yün- ‘vurmak, dövmek’, tevle- kürle- ‘aldatmak, hile yapmak’, karış- kavış- ‘karışmak, 44 birleşmek’, biltiz- tuyuz- ‘bildirmek, duyurmak’, tıdın- tutun- ‘engellenmek, tutulmak’, tök- saç- ‘dökmek, saçmak’, egsü- kerge- ‘kusurlu olmak, eksik olmak’, arıd- keder- ‘temizlemek, gidermek’. Üç kelimenin art arda kullanılmasıyla oluşmuş 118 ikilemenin fiil kök ve gövdelerinden meydana gelmiş ikileme sayısı 18’dir. Bu ikilemelerin de çoğunu isim kök ve gövdeleri oluşturmakla birlikte iki tür arasında iki kelimeden meydana gelmiş ikilemelere göre daha çok fark vardır. Bu durum öge sayısı üç olan ikileme kelimelerinin oluşumlarında, isim türünün fiil türüne göre daha çok ön planda olduğunu göstermektedir: kın- katıglan- tavran- ‘çalışmak, çabalamak, gayret göstermek’, karı- öl- tay- ‘ihtiyarlamak, ölmek, göçüp gitmek’, bil- uk- ötkür- ‘bilmek, açıklamak’, kun- al- ogurla- ‘çalmak, çırpmak, yağmalamak’, ert- keç- ket- ‘geçmek, gitmek’, kentür- ornat- çıngar- ‘düzeltmek, doğrusunu yerine koymak, doğrulaştırmak’, öpiş- kucuş- ıglaş- ‘öpüşmek, kucaklaşmak, ağlaşmak’, artat- ayama- açınma- ‘mahvetmek, özen göstermemek’, ögret- boşgur- biltür- ‘öğretmek, bildirmek’, yıgla- sıgta busan- ‘ağlamak, sızlamak, mutsuz olmak’, yalvar- ökün- boşun- ‘yalvarmak, pişman olmak, tövbe etmek’, aya- agırla- tapın- ‘saygı göstermek, hizmet etmek’. Kelime sayısı dört olan 61 ikilemenin 15’i fiil kök ve gövdelerinden oluşmuştur. Bu ikilemelerde de isim ve fiil türleri arasındaki fark çok daha fazladır. Dört kelimeden oluşmuş ikilemelerde de isim türünden kelimelerin bir araya gelme durumları fiil türüne göre daha fazla olasılıktadır: bıç- kes- tokı- sanç- ‘biçmek, kesmek, vurmak, dövmek’, yançış- öçüş- boğuş- örlüş- ‘kapışmak, boğuşmak, kızdırmak’, ölür- ıdtur- alka- yokadtur- ‘öldürmek, canını almak, yok etmek’, aya- agırla- tapın- udun- ‘saygı göstermek, hizmet etmek’, sev- tapla- aya- agırla- ‘sevmek, saymak, saygı göstermek’, aç- yad- ökün- bilin- ‘açıklamak, itiraf etmek, söylemek’, aru- sız- ulı-sıkta- ‘yorgun düşmek, bitap olmak, inlemek’, ulı- möngre- yıgla- sıgta- ‘inlemek, böğürmek, ağlamak, sızlamak’, ögidil- alka- sevidil- tapladıl- ‘övülmek, sevilmek, sayılmak’, boşgun- tut- okı- bilmek ‘okumak, tutmak, bilmek’, bışrun- ögren- tavran- katıglan- ‘çalışmak, öğrenmek, gayret etmek’, emgen- buşrul- sıkıl- tangıl- ‘kederlenmek, üzülmek, sıkılmak’. Altı kelimeden oluşan 4 ikilemeden sadece biri fiil kök ve gövdesinden meydana gelmiştir. Bu ikilemelerin sayıları çok az olsa bile oluştukları türler arasında farkın fazla 45 olması ikilemede kelime sayısı arttıkça isim türünden kelimelerin bir araya gelerek ikileme oluşturma ihtimali daha da kuvvetlenmektedir: egsül- tegşil- arta- buzul- alkın- yokad- ‘eksilmek, değişikliğe uğramak, bozulmak, yok olmak’. Đkileme ögelerinin türü bakımından elde edilen veriler örneklerin sayılarına göre aşağıda tablo halinde verilmiştir. KELĐME SAYISI ÖGELERĐNĐN TÜRÜ iki üç dört altı Đsim kök ve gövdelerinden oluşan ikilemeler 947 100 43 4 Fiil kök ve gövdelerinden oluşan ikilemeler 505 18 14 1 46 3. DĐZĐM 1. SÖZ DĐZĐMĐ AÇISINDAN ĐKĐLEMELER Đkilemeler kalıplaşmış ifadelerdir. Đkileme ögelerinin bir araya gelmeleri bir takım kurallar çerçevesinde gerçekleşmektedir. Bu kurallar kelimelerin yan yana gelmelerini etkileyen, ikilemenin kalıplaşmasını sağlayan ya da kalıplaşmasını kuvvetlendiren kurallardır. Bunlara göre art arda gelen kelimelerin ikileme olup olmadığı belirlenir. Genel olarak kelimelerin birlikte kullanımları ve sıraları hece sayılarına, ses özelliklerine, sesler arası ahenge, eğer ikilemede yabancı kelime varsa yabancı kelimenin kullanım sırası gibi özelliklere bağlıdır. Buna göre ikilemede; kelimelerin hece sayıları eşit değilse az heceli kelime önce, kelimelerden biri ünlü diğeri ünsüzle başlıyorsa ünlüyle başlayan kelime önce, eşit hece sayısına sahip kelimelerde yine ünlüyle başlayan kelime önce, kelimelerden biri yabancıysa yabancı kelime sonra kullanılır. Ayrıca kelimeler arasında ön, iç ve son ses uyumuna da dikkat edilir. Đkilemeler genel itibariyle bu özellikleri taşımakla birlikte Uygur dönemi ikilemeleri için aynı şeyi söylemek güçtür. Çünkü bu dönem ikilemeleri hem sözü edilen özelliklere sahip oldukları gibi hem de hiçbir kural ve özelliğe bağlı olmadan bir araya gelebilirler. Uygur dönemi ikilemelerinin esas özellikleri bir kavram ifade etmeleridir. Bu genel itibariyle ikilemelerin temel özelliği olmakla birlikte Uygur döneminde herhangi bir kelime grubunun ikileme olabilmesinde kelimeler gerekli diğer kuralları göstermeyip sadece anlatmak, öğretmek ve pekiştirmek istediği kavram sebebiyle bir araya gelebilir. Herhangi bir kavramı anlatmak, öğretmek, pekiştirmek için bir araya gelen kelimeler arasında az heceli kelimenin önce kullanılması, ses uyum ve ahengi, yabancı kelimenin Türkçe kelimeden sonra yer alması gibi özellikler olabildiği gibi, kelimeler bu özelliklerin tam tersi bir durum gösterebilirler. Hatta bu özelliklere sahip olmayabilirler. Bundan dolayı Uygur dönemi ikilemelerini tam olarak belli birtakım kurallara bağlamak ve bu ikilemeler için tam anlamıyla kalıplaşmış ifadelerdir demek zordur. Bu sebeplerden ötürü tespit edilen ikilemelerin dizim özellikleri herhangi bir kurala bağlanmadan incelenmiştir. Buna göre ikilemeler söz dizimi açısından “hece sayılarına göre ikilemelerin oluşumu”; bu bölüm kendi içinde “az heceli kelimenin önce 47 kullanılmasıyla oluşan ikilemeler”, “çok heceli kelimenin önce kullanılmasıyla oluşan ikilemeler” ve “eşit hece sayısına sahip kelimelerle oluşan ikilemeler” olmak üzere üç alt başlıkta, “ses özelliklerine göre ikilemelerin oluşumu”; bu bölüm kendi içinde “ilk kelimesi ünlüyle başlayan ikilemeler”, “ilk kelimesi ünsüzle başlayan ikilemeler”, “her iki kelimesi ünsüzle başlayan ikilemeler” ve “her iki kelimesi ünlüyle başlayan ikilemeler” olmak üzere dört alt başlıkta, “Türkçe ve yabancı kelimelere göre ikilemelerin oluşumu”; bu bölüm kendi içinde kelime sayılarına göre, iki kelimeden oluşan ikilemeler: “Türkçe + Türkçe”, “Türkçe + Yabancı”, “Yabancı + Türkçe”, “Yabancı + Yabancı” olmak üzere dört alt başlıkta, üç kelimeden oluşan ikilemeler: “Türkçe + Türkçe + Türkçe”, “Türkçe + Yabancı + Türkçe”, “Yabancı + Türkçe + Türkçe”, “Yabancı + Türkçe + Yabancı”, “Yabancı + Yabancı + Türkçe”, “Türkçe + Türkçe + Yabancı” olmak üzere altı alt başlıkta, dört kelimeden oluşan ikilemeler: “Türkçe + Türkçe + Türkçe + Türkçe”, “Türkçe +Yabancı + Türkçe + Türkçe”, “Türkçe + Türkçe + Yabancı + Türkçe”, “Yabancı + Türkçe + Türkçe + Türkçe”, “Yabancı + Yabancı + Türkçe + Yabancı” olmak üzere beş alt başlıkta, altı kelimeden oluşan ikilemeler: “Türkçe + Türkçe + Türkçe + Türkçe + Türkçe + Türkçe” olmak üzere bir alt başlıkta, kelimelerin sayılarına göre ikilemelerin oluşumu; bu bölüm kendi içinde iki kelimeden oluşan ikilemeler, üç kelimeden oluşan ikilemeler, dört kelimeden oluşan ikilemeler ve altı kelimeden oluşan ikilemeler olmak üzere dört alt başıkta, ögeleri yer değiştiren ikilemeler ve yinelemeler” olmak üzere altı alt başlıkta değerlendirilmiştir. Đkilemeler hece sayılarına ve ses özelliklerine göre incelenirken sadece iki kelimeden oluşan ikilemeler göz önünde bulundurulmuştur. Üç, dört ve altı kelimeden oluşan ikilemeler hece sayıları ve ses özellikleri bakımından incelenmemiştir. Đkileme dizim özelliklerine göre az heceli kelime çok heceli kelimeden önce kullanılmalıdır (Foy 1899: 117; Ağakay 1954: 101; Çağatay 1978: 33; Hatipoğlu 1981: 16; Çoraklı 2001: 55; Talu 2003: 30; Akyalçın 2004: 140; Çürük 2009: 115). Bu çalışmada da az heceli kelimelerin çok heceli kelimelerden önce kullanımı daha çok sayıdadır. Đki kelimeden oluşan 1268 ikilemede az heceli kelimenin çok heceli kelimeden önce kullanım sayısı 353, çok heceli kelimenin az heceli kelimeden önce kullanım sayısı 130’dur. Fakat incelenen metinlerin sınırlılıkları ve çok heceli kelimenin önce kullanımı az heceli kelimenin önce kullanımından daha az sayıda olsa dahi istisna 48 sayılabilecek kullanımda olmaması göz önünde bulundurulduğunda Uygur dönemi ikilemelerinde ‘az heceli kelime çok heceli kelimeden önce kullanılır’ özelliğini kurala bağlamayı güçleştirmektedir. Zaten bu çalışmada amaç tespit edilen durumları bir kurala bağlamak değil gözlemlenen özellikleri ortaya koymaya çalışmaktır. Đkilemelerin hece sayıları açısından dikkat çekici özelliği eşit hece sayısına sahip kelimelerin kullanım fazlalığıdır. Örneklerden 785’i eşit hece sayısına sahip kelimelerin oluşturduğu ikilemelerden meydana gelmektedir. Ses özellikleri açısından ikileme kelimelerinin hangisinin önce kullanılacağını belirleyen unsur kelimelerin ilk seslerinin ünlü ya da ünsüz olmalarıdır. Buna göre ikilemede ünlüyle başlayan kelime ünsüzle başlayan kelimeden önce kullanılır. Bu araştırmacılar arasında ortak bir görüştür (Foy 1899: 118; Ağakay 1954: 102; Çağatay 1978: 33; Hatipoğlu 1981: 17; Tuna 1986: 163-228; Çoraklı 2001: 55; Talu 2003: 60; Akyalçın 2004: 141; Çürük 2009: 107). Đncelenen örneklerde ünlüyle başlayan ikilemeler ünsüzle başlayan ikilemelere göre çoğunluğu oluşturmalarına rağmen aralarında çok az bir fark bulunmaktadır. Đkilemelerden 347’si ünlüyle, 290’ı ise ünsüzle başlamaktadır. Örneklerin diğer yarısında ikileme kelimelerinin her ikisi ya ünlüyle ya da ünsüzle başlamaktadır. Bunlar içerisinden her iki kelimesi ünsüzle başlayan ikilemeler çoğunluğu oluşturur. Đkilemelerden 510’unun her iki kelimesi ünsüz, 121’inin ise her iki kelimesi ünlüyle başlamaktadır. Her iki kelimesi ünsüzle başlayan ikilemeler toplam örneklerde çoğunluğu oluşturduğu gibi ikilemelerin hece sayılarına göre ayrımlarında da çoğunluğu oluşturmaktadır. Buna göre az heceli kelimenin önce kullanıldığı ikilemelerde; 71 örnekte ünlüyle başlayan kelime önce, 66 örnekte ünsüzle başlayan kelime önce, 187 örnekte her iki kelime ünsüzle, 29 örnekte ise her iki kelime ünlüyle başlamaktadır. Çok heceli kelimenin önce kullanıldığı ikilemelerde; 44 ikileme ünlüyle, 24 ikileme ünsüzle başlamakta, örneklerin 52’sinin her iki kelimesi ünsüzle, 10’unun ise her iki kelimesi ünlüyle başlamaktadır. Her iki kelimenin eşit heceye sahip olduğu ikilemelerde; ünlüyle başlayan ikileme sayısı 222, ünsüzle başlayan ikileme sayısı 100, her iki kelimesi ünsüzle başlayan 291, her iki kelimesi ünlüyle başlayan 72 ikileme bulunmaktadır. Örneklerin toplam dağılımında olduğu gibi hece sayılarına göre dağılımında da ünlüyle başlayan ikilemeler ve ünsüzle başlayan ikilemeler arasında çok fazla fark bulunmamakta, her iki kelimesi ünsüzle 49 başlayan ikilemeler çoğunluğu oluşturmakta, her iki kelimesi ünlüyle başlayan ikilemeler her grupta en az sayıyı oluşturmakla birlikte diğer örnekler arasında çok fazla fark bulunmaktadır. Gerek eşit gerekse de farklı hece sayısına sahip ikilemeleri ses özelliklerine göre değerlendirirken örnek verilecek olunursa ‘ilk kelime /a/ ünlüsüyle başlıyorsa ikinci kelime /u/ ünlüsüyle ya da ilk kelime /k/ ünsüzüyle başlıyorsa ikinci kelime /s/ ünsüzüyle başlar’ gibi bir ünlü veya ünsüz dizisine bağlı tutmak çok güçtür. Çünkü bu dönem ikileme kelimelerinin aralarında ses benzerliği bulunduğu gibi ses açısından hiçbir benzerliği olmayan kelimeler de bir araya gelebilmekte busuş emgek ‘sıkıntı, keder’, birtemle- öç- ‘tükenmek, sönmek’sevinç utlı ‘sevinç, karşılık’; bir kelime başka kelimelerle farklı farklı ikilemeler oluşturabilmekte arıg süzük ‘temiz, duru’ arıg turug ‘arı, duru’, tsuy yazuk ‘suç, günah’ yazuk irinçü ‘suç, günah’ egsüklüg yazuklug ‘kusurlu, günahlı’, yitinçsiz ulug ‘erişilemeyen, büyük’ ulug bedük ‘ulu, büyük’ idiz ulug ‘yüksek, ulu’; kelimelerin yerleri değişebilmektedir tirig ölüg ‘diri, ölü’ ~ ölüg tirig ‘ölü diri’, bar- kel- ‘gitmek, gelmek’ ~ kel- bar- ‘gelmek, gitmek’, iske- üz- ‘parçalamak, kesmek’ ~ üz- iske- ‘kesmek, parçalamak’. Đkileme kelimeleri Türkçe kelimelerden oluştukları gibi yabancı kelimelerden de oluşabilirler. Kelimenin kökeni ikilemede yerini belirleyen etkenlerden biridir. Eğer ikilemede yabancı kelime varsa Türkçe kelimeden sonra kullanılır (Hatipoğlu 1981: 17; Akyalçın 2004: 142; Erdem 2005: 33). Bu çalışmada bu kullanım var olmakla birlikte yabancı kelimenin Türkçe kelimeden önce kullanımı daha çok sayıdadır. Kelimelerin yabancı ve Türkçe olmalarına göre dizilişlerinde kelime sayıları dikkate alınarak alt başlıklar halinde değerlendirilmiştir. Buna göre iki kelimeden oluşan 1268 ikilemeden 1195’i “Türkçe + Türkçe”, 21’i “Türkçe + Yabancı”, 38’i “Yabancı + Türkçe” ve 13’ü “Yabancı + Yabancı”dır. Üç kelimeden oluşan 118 ikilemeden 100’ü “Türkçe + Türkçe + Türkçe”, 5’i “Türkçe + Yabancı + Türkçe”, 5’i “Yabancı + Türkçe + Türkçe”, biri “Yabancı + Türkçe + Yabancı”, 2’si “Yabancı + Yabancı + Türkçe”, 5’i “Türkçe + Türkçe + Yabancı”dır. Dört kelimeden oluşan 61 ikilemeden 51’i “Türkçe + Türkçe + Türkçe + Türkçe”, 2’si “Türkçe + Yabancı + Türkçe + Türkçe”, 4’ü “Türkçe + Türkçe + Yabancı + Türkçe”, 3’ü Yabancı + Türkçe + Türkçe + Türkçe”, biri “Yabancı + Yabancı + Türkçe + Yabancı”dır. Altı kelimeden oluşan 5 ikilemenin de bütün 50 kelimeleri Türkçedir. Yabancı kelimeler altı kelimeden oluşan ikilemeler haricinde diğer ikileme gruplarının hepsinde kullanılmıştır. Ancak bu kullanım sıklığına rağmen belirlenen yabancı kelime sayısı 48’dir. Bunun nedeni, ikileme gruplarında farklı yabancı kelimeler kullanılmamasıdır. Aynı yabancı kelimeyle farklı ikileme gruplarında karşılaşılabilir: tsuy irinç ‘felaket, suç’ t. < Çin. tsui, tsuy ayag ‘kötü, fena’ tsuy agır ayıg ‘fena, kötü’, tsuy irinç agır ayıg ‘felaket, suç, kötü’, bahşı ulug ‘üstad, ulu’ b. < Çin. po shih, bahşı kang ‘üstad, baba’, sengik vıhar sanlıg ‘manastıra ait s. < Skr. sanghika, v. < Skr. vihâra, sengik sengrem sanlık ‘manastıra ait’ s. < Skr. sarighârâma, s. < Skr. sanghika. Đkileme teriminin de belirttiği gibi bir kelime grubunun ikileme olabilmesi için en az iki kelimeden meydana gelmesi gerekir. Bu çalışmada iki kelimeden meydana gelen ikilemelerin yanında üç, dört ve altı kelimeden oluşan ikilemeler de yer almaktadır. Đkileme konusunda yapılan çalışmalarda ikilemelerin bu özelliği ya hiç işlenmemiş ya da birkaç cümlelik değerlendirilmelerle sınırlı kalmıştır. Korkmaz ikileme tanımında “aralarında belli bir ses düzeni bulunan biçim ve anlamca birbiriyle ilişkili olan aynı, yakın ya da zıt anlamlı iki veya daha çok kelimenin (…)” (2003: 123-124) ifadesiyle kısa olsa da ikilemelerin ikiden fazla kelimeden de oluşabileceğini belirtmiş, fakat sonrasında herhangi bir açıklama yapmamıştır. Aynı şekilde Banguoğlu “(…) söz içinde aynı işleyişte iki veya daha çok kelimeyi bağlayarak (…)” (2000: 510) tanımıyla sadece ikilemelerin ikiden fazla kelimeden de oluşabileceklerini belirtir. Bu kelimelerin sayılarının kaç olabileceği, nasıl bir araya geldikleri gibi unsurlar üzerinde durmaz. Tuna “Türkçede yalnız ikilemeler değil, üçleme, hatta dörtlemeler de bulunmaktadır. Bunların ayrıca araştırılması gerekir” (1986: 187) belirlemesinden sonra sözünü ettiği bu üçleme ve dörtlemelere örnek verir ve başka açıklamada bulunmaz. Bu çalışmada tespit edilen 1452 ikilemeden 1268’i iki, 118’i üç, 61’i dört, 5’i altı kelimeden oluşan ikilemelerden meydana gelmektedir. Örneklerin büyük bir çoğunluğunu kelime sayısı iki olan ikilemeler oluşturmaktadır. Kelime sayısı arttıkça ikileme sayısı azalmaktadır. Bundan dolayı kelime sayısı ikiden fazla olan ikilemeleri belirlemekte zorluk çekilmiştir. Bu kelimelerin bir araya gelerek ikileme oluşturdukları mı yoksa arka arkaya kullanılan kelimeler mi olduklarını ayırt etmede sıkıntılar yaşanmıştır. Đkilemelerin hepsinde olduğu gibi sayıca ikiden fazla ikilemelerde de 51 kelimelerin bir araya geldiklerinde bir kavramı anlatıp anlatmaması kelime grubunun ikileme şeklinde değerlendirilmesinde ölçüt olarak belirlenmiştir. Çünkü belirlenen ikileme kelimeleri farklı ekler alabilmeleri, çok heceli kelimenin önce kullanılabilmesi, kelimeler arasında herhangi bir ses benzerliğinin olmayabilmesi, kelimelerin yerlerinin değişebilmesi, bir kelimenin farklı kelimelerle ayrı ikilemeler oluşturabilmesi gibi sebeplerden ötürü bir kararlılık göstermezler. Bundan dolayı bir araya gelen kelimelerin ikileme olabilmesi için her şeyden önce bir kavram anlatmaları gerekir. Örnek olarak: “(…) kartıg bezig (sivilce, beze) yiringig kanıg (irin, kan) igig agrıgıg (ağrı, hastalık) korkınçıg ayınçıg (korkunç, korku) barçanı titmiş ıdalamış bolur (…)” (Kaya 1994: 323) cümlesinde arka arkaya sekiz kelime ya da dört ikileme gelmiş ve bunların hepsi de aynı eki almıştır. Bunlar birbirleriyle yakın anlamlı ikilemelerdir ve birbirine yakın durumları art arda gelerek ifade ederler. Fakat hepsi birlikte bir kavramı ifade etmezler. kart bez (sivilce, beze), yiring kan (irin, kan), ig agrı (ağrı, hastalık), korkınç ayınç (korkunç, korku) ayrı ayrı bir kavram ifade ederler. Bu nedenle bu ikilemelerin hepsi bir madde olacak şekilde alınmamıştır. Ancak “(…) ezügsüz igidsüz (yalansız, dolansız) köni kirtü (doğru, gerçek) arıg süzük (saf, temiz) özke (…)”(Kaya 1994: 286) cümlesinde art arda kullanılan üç ikileme, altı kelimeden oluşan ikileme olarak bir madde alınmıştır. Çünkü bu kelimelerin hepsi bir kavramı, “doğru kişi olma” kavramını anlatmaktadır. Bu şekilde iki ya da daha çok kelime bir araya gelerek bir kavramı anlatmakta, öğretmekte ve pekiştirmektedir. Kelimelerin ikileme olarak alınmaları bu ölçüte göre değerlendirilmiştir. Đkilemeler kalıplaşmış ifadeler oldukları için kelimelerin yerleri değişemez. Değiştikleri takdirde ikileme olma özelliklerini kaybederler. Hatipoğlu “ikilemeyi kuran iki sözcük arasında sıra bakımından da kesin bir kalıplaşma vardır. Önce kullanılan sözcük sonra, sonra kullanılan sözcük önce kullanılamaz; kullanılırsa kalıplaşma bozulur, dolayısıyle ikileme de ortadan kalkar” (1981: 15-16) ifadesiyle ikilemelerin bu özelliğini vurgular. Tespit edilen örnekler diğer özelliklerde olduğu gibi bu özellikte de bir kararlılık göstermezler. Önce kullanılan kelimenin sonra kullanılmaması, sonra kullanılan kelimenin de önce kullanılmaması gibi bir durum söz konusu değildir. Ancak örneklerin Uygur dönemine ait olmaları nedeniyle; bu dönem metinlerinin genelde çeviri ve az nitelikte olmaları, bu dönemden önce de yazılı metinlerin sınırlı olmaları 52 sebebiyle bu kelimelerin hangisinin önce, hangisinin sonra gelmesi gerektiği konusunda bir kesinlik belirleyebilmek oldukça güçtür. Bu nedenden ötürü tespit edilen 90 ikileme için ögeleri yer değiştiren ikilemeler denilmesi uygun görülmüştür. Bu örneklerin 84’ünü iki kelimeden, 4’ünü üç kelimeden, 2’sini ise dört kelimeden meydana gelen ikilemeler oluşturur. Bunlar içinden ikiden fazla kelime sayısına sahip ikilemelerde kelimeler arası yer değişiminin karışık bir şekilde olmaması dikkat çekmektedir. Yer değişimi kelimeler ve iki kelimelik ikilemeler arasında gerçekleşir. Üç kelimeden oluşan ikilemelerde bir kelimeyle daha önce iki kelimelik ikilemelerde de bulunan ikileme yer değiştirmektedir: yangı arıg yürüng ‘yeni, temiz, ak’ ~ yürüng arıg yangı ‘ak, temiz, yeni’, tüzü tüketi barçanı ‘tamamı, bütünü’ ~ barçanı tüzü tüketi ‘bütünü, tamamı’, noş tatıglıg sogançıg ‘hoş, tatlı’ ~ sogançıg noş tatıglıg ‘hoş, tatlı’. Sadece bir örnekte, daha önce iki kelimelik ikilemelerde karşılaşılmadığı için, değişimin bir kelime ve ikileme arasında gerçekleştiğini söylemek güçtür. Ancak değişim yine karışık bir şekilde olmamıştır: sengik sengrem sanlık ‘manastıra ait’ ~ sengrem sanlıg sengik ‘manastıra ait’. Dört kelimelik ikilemelerde yer değişimi ise iki kelimelik ikilemeler arasında gerçekleşmektedir: emgek tolgak busuş kadgu ‘sıkıntı, keder’ ~ busuş kadgu emgek tolgak ‘keder, sıkıntı’, balık uluş kent suzak ‘memleket, şehir, köy’ ~ kent suzak balık uluş ‘şehir, köy, memleket’. Bu durum ikilemelerde tam olmasa da bir kalıplaşma eğiliminin olduğunu göstermektedir. Eş, yakın ya da zıt anlamlı iki veya daha çok kelimenin bir araya gelmesiyle oluşan ikilemelerin amacı bir kavramı açıklamak, pekiştirmek ve öğretmektir. Bunun yanında ikilemeler anlatıma ahenk katıp, öğretilmek ya da üstünde durulmak istenen konuyu pekiştirerek daha güçlü ve kalıcı bir şekilde kavratmaya yardımcı olurlar. Farklı kelimeler bir araya gelerek anlatımı güçlendirip pekiştirdiği gibi bir kelimenin aynen tekrar edilmesiyle de anlatımda ahenk, akıcılık ve kalıcılık sağlanabilir. Bu şekilde bir kelimenin hiçbir değişiklik göstermeden aynen tekrar edilmesiyle oluşan kelime grupları bu çalışmada yinelemeler adı altında değerlendirilmiştir. Her iki kelime grubunun da amacı anlatımı güçlendirip, pekiştirmektir. Bununla birlikte yapı ve kuruluş bakımından farklılıklar gösterirler. Đkilemeler ayrı, yinelemeler aynı kelimelerden oluşurlar, ikilemeler kavramı, yinelemeler ise anlamı karşılarlar, ikilemelerin oluşumu için belli bir zaman gerektiği gibi din, kültür değişimi gibi 53 faktörler oluşumlarına etki eder, yinelemelerin oluşumu için belli bir zaman gerekmez, kişi anlatımına güç katmak için hemen o anda isteği kelimeyi tekrarlayarak yineleme oluşturabilir. Bu farklılıklarından dolayı yinelemeler ikilemelerden ayrı bir alt başlık altında değerlendirilmiştir. Araştırmacılar arasında ikilemelerde olduğu gibi (bkz. Giriş) yinelemelerde de terim konusunda bir görüş birliği mevcut değildir. Terim olarak Hatipoğlu yineleme (1981: 25), Ağakay yalın ikizleme (1953: 147), Banguoğlu (2000: 510) ve Gencan (2001: 219) ikileme, Ergin aynen tekrarlar (2002: 377), Aktaş yalın ikileme (1999: 572), Karahan unsurları aynı olan tekrarlar (1999: 26-27), Eker aynen tekrar grubu (2003: 370), Özkan aynen ikilemeler (2004: 2305), Üsütünova aynı kelimenin tekrarı ile kurulan ikilemeler (1998: 467), Erdem yinelemeler (2005: 190- 191) terimlerini kullanmıştır. Tanım konusunda ise araştırmacıların yinelemeleri ikilemelerden farklı gördükleri tek özelliği aynı kelimenin tekrarı olmalarıdır. Bunun haricinde yineleme ve ikileme arasında bir fark görüp ayrı değerlendirmedikleri için ikileme özelliklerini incelerken ikileme ve yinelemeleri birbirinden ayırmazlar. Araştırmacılar içinde sadece Erdem (2005: 190-191) yinelemelerin ve ikilemelerin bir yapılar olmadıklarını söyledikten sonra bu yapıların ayrı ele alınmalarını belirtir ve yapılar arasındaki farkları ele alır. Bu çalışmada aynı kelimenin anlatıma güç, pekiştirme katmak için hiçbir değişiklik göstermeden tekrar edilmesiyle oluşan yineleme sayısı 47’dir. Bu yinelemelerin hepsi iki kelimeden oluşmuş yapılardır. Belirlenen örnekler arasında üç, dört veya daha fazla kelime sayısına sahip yineleme yer almamaktadır. 1.1. Hece Sayılarına Göre Đkilemelerin Oluşumu Kelimelerin hece sayıları bir araya gelip ikileme oluşturmalarında hangisinin önce hangisinin sonra yer alması gerektiği konusunda belirleyici etkenlerdendir. Buna göre farklı hece sayısına sahip kelimelerde hece sayısı az olan kelime önce kullanılır. Tespit edilen örnekler hece sayıları farklı ve eşit kelimeler bakımından değerlendirilmiştir. Belirlenen iki kelimeden oluşan 1452 ikilemeden farklı hece sayısına sahip ikileme sayısı 483’dür. Bunlardan 353’ünde az heceli kelime, 130’unda ise çok heceli kelime önce kullanılmaktadır. Her ne kadar az heceli kelime sayısının önce kullanımı daha çok 54 sayıyı oluştursa da incelenen metinlerin sınırlılıkları ve çok heceli kelimenin önce kullanımının da az sayılabilecek nitelikte olmaması göz önünde bulundurulduğunda bu özelliğin Uygur dönemi ikilemeleri açısından genel bir özellik olma olasılığını azaltmaktadır. Ayrıca ikileme ögelerinin yer değiştirmesi, kutlug ülüglüg ‘bahtlı, talihli’ ~ ülüglüg kutlug ‘talihli, bahtlı’, yarat- it- ‘düzenlemek’ ~ it- yarat- ‘düzenlemek’, yiged- ut- ‘alt etmek, yenmek’ ~ ut- yiged- ‘yenmek, alt etmek’, kökenleri farklı kelimelerden oluşan ikilemelerde yabancı kelimenin sonra kullanıldığı gibi önce de kullanılması, lınhua çeçek ‘çiçek’ l. < Çin. lien hua, bahşı kang ‘üstad, baba’ b. < Çin. po shih, vaçırasan örgün ‘taht’ v. < Skr. Vajirâsana, bir kelimenin farklı kelimelerle başka başka ikilemeler oluşturması yig edgü ‘iyi, güzel’ tatıglıg edgü ‘hoş, iyi’, ülgüsüz üküş ‘sayısız, çok’ üküş telim ‘çok, sayısız’, sezin- kork- ‘kuşkulanmak, korkmak’ kork- belingle- ‘korkmak, dehşete kapılmak’ gibi etkenler neticesinde de az heceli kelime çok heceli kelimeden önce kullanılır özelliğini her durumda bu dönem ikilemelerinde gözlemlemeyi güçleştirmektedir. Kelimelerin hece sayıları bakımından kullanım sıklığını eşit hece sayısına sahip ikilemeler oluşturmaktadır. Aynı hece sayısına sahip 825 ikileme bulunmaktadır. Üç, dört ve altı kelimeden oluşan ikilemeler hece sayıları açısından incelenmeye alınmamıştır. 1.1.1. Az heceli kelimenin önce kullanılmasıyla oluşan ikilemeler Farklı hece sayısına sahip 483 ikilemeden 353’ünda az heceli kelime çok heceli kelimeden önce kullanılmıştır: aş içgü ‘yiyecek, içecek’, ton kedim ‘giyecek, elbise’, az övke ‘hırs, öfke’, öçmegülük arımaguluk ‘yok olmayacak, temizlenmeyecek’ yilik süngük: ‘ilik kemik’, mün kadag: günah, suç, ig agrıg ‘ağrı, sızı’, teprençsiz yayılmaksız ‘yayılmadan, sabit’, inç mengi ‘rahat, huzur’, çog yalın ‘alev, parlaklık’, su esen ‘sağ salim’, yir orun ‘yer, bölge’, ög köngül ‘akıl, gönül’, üd kolu ‘zaman, dönem’, yir orun ‘yer, bölge’, ög köngül ‘akıl, gönül’, üd kolu ‘zaman, dönem’, tüş utlı ‘mükafat, karşılık’, çın kirtü ‘doğru, gerçek’, ög kang ‘anne baba’, öt erig ‘nasihat, öğüt’, yalbarmak agırınmak ‘yalvarmak, istemek’, möngremek ınçıklamak ‘bağırmak, feryat etmek’, töz yıltız ‘kök, temel’, iş ködüg ‘iş, güç’, kin keligme ‘gelecek, ileriki zaman’, aş suvsuş ‘yiyecek, içecek’, terk tavratı ‘çabuk, hemen’, körk bediz ‘resim, 55 görüntü’, itig yaratıg ‘süs, donanım’, yat küden ‘misafir, yabancı’, kök kalık ‘gök, gökyüzü’ tüp üzlençü ‘kök, dip’, ört yalın ‘alev, ateş’, yok çıgay ‘fakir, yoksul’, amru üzüksüz ‘devamlı, sürekli’, öng kırtış ‘renk, yüz rengi’, uç kıdıg ‘sınır, kıyı’, tang tangsuk ‘tatlı, hoş’, tüü törlüg ‘türlü, çeşitli’, kut buyan ‘saadet, mutluluk’, nom belgü ‘kanun, belge’, ada emgek ‘felaket, sıkıntı’, tap küsüş ‘arzu, istek’, adın adınaguka ‘başka, başka kimseler’, tod uçuz ‘aşağı, küçük’, alp katıg ‘cesur, sağlam’, buşıçı koltguçı ‘dilenci, sadaka toplayan’, yim içim ‘yiyecek, içecek’, yang osug ‘tarz, usul’, tın tura ‘can, hayat’, ırak tarıkmış ‘uzak, uzaklaşmış’. 1.1.2. Çok heceli kelimenin önce kullanılmasıyla oluşan ikilemeler Örneklerden 130’unda çok heceli kelime az heceli kelimeden önce kullanılmıştır: ayıglamaksız çulvusuz ‘kötülemeksiz, küfürsüz’, yorıg yık ‘usul, yol’, üzeliksiz üstünki ‘en üstün, daha üstü bulunmayan’, üzeliksiz yig ‘daha üstü bulunmayan, mükemmel’, tanuklamak ukmak ‘kavramak, anlamak’, erdini yinçü ‘mücevharat’, sevinç utlı ‘sevinç, karşılık’, ülgüsüz sansız ‘sayısız, çok’, yiring kan ‘irin, kan’, bozulmaksız çolmaksız ‘bozulmayacak, mahvolmayacak’, ilinçü mengi ‘eğlence, mutluluk’, yarılguluk sınguluk ‘kırık, yarık’, ınaru berü ‘ileri, beri’, yangırtı yene ‘yine, tekrar’, sakınç kadgu ‘dert, keder’, ikileyü yene ‘yine, tekrar’, köni tüz ‘doğru, düz’, kşanti çamhuy ‘af, bağışlanma’, uguş töz ‘kök, soy’, ilig kan ‘hükümdar, han’, ülgülençsiz tenglençsiz ‘ölçüsüz, hesapsız’, üzüksüz tutçı ‘kesintisiz, sürekli’, vaçırasan örgün ‘taht’, yöleştürüg ogşatıg ‘eşit, denk’, ertingü uz ‘son derece, fevkalade’, ugur yık ‘fırsat, vesile’, kkirsiz arıg ‘temiz, pak’, lınhua çeçek ‘çiçek’, ürlüklüg mengü ‘daimi, ebedi’, sanguluksuz sansız ‘sayısız, çok’, turkaru uzatı ‘sürekli, daimi’, egsüksüz tükel ‘eksiksiz, tam’, agılık kıznak ‘hazine, servet’, ayagu körgü ‘saygı, görgü’, mungadınçıg tanglançıg ‘olağanüstü, fevkalade’, yazınçsız arıg ‘günahsız, temiz’, monçulayu yangın ‘bu şekilde, böylece’, inçsiregü emgengü ‘rahatsızlık, sıkıntı’, kirtü tüz ‘doğru, düz’, kentü özi ‘kendi, özü’, agılık bölük ‘hazine, hisse’, ülgü teng ‘ölçü, hesap’, kkirlig ayıg ‘kirli, kötü’, korkınçsız inç ‘korkusuz, rahat’. 56 1.1.3. Eşit hece sayısına sahip kelimelerin kullanılmasıyla oluşan ikilemeler Đkilemelerin hece sayısı bakımından sınıflandırılmasında büyük bir çoğunluğu hece sayısı eşit kelimelerle meydana gelen ikilemeler oluşturmaktadır. Örneklerin 785’i bu şekilde oluşmuştur: bag çug ‘bağ, bağçe’, süzük kirtgünç: temiz, imanlı, kanglı kölük ‘araba, at’, atlıg yüüzlüg ‘asil, saygın’, taluy ögüz ‘okyanus’, kart bez ‘sivilce, beze’, beksiz yarpsız ‘zayıf, gevşek’, yırınçıg yarsınçıg ‘iğrenç, nefret edici’, busuş sakınç ‘keder, sıkıntı’, emgek tolgak ‘sıkıntı, keder’, adıra üdüre ‘ayrı ayrı’, köngül kögüz ‘gönül, göğüs’, sever amrak ‘sevgili, aziz’, toruk küçsüz ‘zayıf, güçsüz’, yaruk yaşuk ‘ışık, parlaklık’, öngsüz öles ‘solgun, renksiz’, bulung yıngak ‘yön, taraf’, tüp tüz ‘temel, kök’, busuş kadgu ‘eziyet, kaygı’, bar yok ‘var, yok’, ögrünç sevinç ‘sevinç, neşe’, anta monta ‘şurada, burada’, küçlüg katıg ‘kuvvetli, güçlü’, yiviglig tiziglig ‘süs eşyası, ziynet’, törü toku ‘tören, merasim’, agır ayag ‘şeref, itibar’, irinç yarlıg ‘zavallı, acınacak’, mung tark ‘keder, acı’, arıg saka ‘orman, koru’, arkuru turkuru ‘öteye, beriye’, yavlak yavız ‘fena, kötü’, ölüg tirig ‘ölü, diri’, adırtlıg belgülük ‘kesin, belli’, uvşak tavşak ‘ufak, tefek’, yanglıg yavız ‘kötü, fena’, yir- mün- ‘yermek, kötülemek’, kat- kar- ‘katmak, karıştırmak’, tart- is- ‘çekmek, almak’, tokı- tongla- ‘vurmak, dövmek’, ulı- möngre- ‘bağırmak, böğürmek’, ulgad- bedü- ‘büyümek, yetişmek’, bıç- uş- ‘biçmek, doğramak’, yıdı- sası- ‘pis olmak, kötü kokmak’, ar- yuv- ‘dolandırmak, aldatmak’, emit- kamıt- ‘eğilmek, bükülmek’, ert- bar- ‘geçmek, gitmek’, sögüş- yöntüş- ‘sövüşmek, dövüşmek’, kekreş- yöntüş- ‘hıncını almak, dövüşmek’, aktur- öntür- ‘yükselmek, çıkmak’, çokra- kamşa- ‘heyecana gelmek, titremek’, emgen- tolgan- ‘sıkıntı çekmek, eziyet çekmek’, köçür- kontur- ‘göç ettirmek, yerleştirmek’, süngüş- öçüş- ‘kavga etmek, çekişmek’, ur- tar- ‘vurmak, parçalamak’, ilen- erksin ‘hükmetmek, güçlenmek’, erksin- ilen- ‘güçlenmek, hükmetmek’, az- mun- ‘azmak, yoldan çıkmak’, mangra- ünte- ‘çağırmak, bağırmak’, yükün- tapın- ‘ululamak, saygı göstermek’, ilildür- tutultur- ‘bağlamak, tutturmak’, tıd- ürt- ‘engel olmak, örtmek’, bar- kel- ‘gitmek, gelmek’, ürt- tıd- ‘örtmek, engel olmak’, sıgur- içker- ‘sığdırmak, içermek’, tarık- alkın- ‘uzaklaşmak, kaybolmak’, katılış- bulgalış- ‘katılmak, karışmak’, 57 sakın- bögün- ‘düşünmek, taşınmak’. 1.2. Ses Özelliklerine Göre Đkilemelerin Oluşumu Kelimelerin bir araya gelip ikileme oluşturmalarında ses özellikleri etkili olduğu gibi bu sahip oldukları seslere göre hangi kelimenin önce, hangi kelimenin sonra kullanılacağı da belirlenir. Buna göre ikilemede ünlüyle başlayan kelime, ünsüzle başlayan kelimeden önce kullanılır. Bu araştırmacılar arasında ortak bir görüştür (Foy 1899: 118; Ağakay 1954: 102; Çağatay 1978: 33; Hatipoğlu 1981: 17; Tuna 1986: 163- 228; Çoraklı 2001: 55; Talu 2003: 60; Akyalçın 2004: 141; Çürük 2009: 107). Bu çalışmada ikilemelerden 357’sinde ünlüyle başlayan kelime önce, 300’ünde ünsüzle başlayan kelime önce kullanılmıştır. Örneklerden 539’unda ise her iki kelime ünsüz, 161’inde her iki kelime ünlüyle başlamaktadır. Ünlüyle ve ünsüzle başlayan kelimeler arasında fazla farkın olmayışı, her iki kelimesi ünsüzle başlayan kelimelerle oluşan ikilemelerin diğer ikilemelere göre sayıca çoğunluğu oluşturması ve bu çalışmada incelenen metinlerin sınırlılıkları ön planda tutulduğunda bu dönem ikilemelerinde ünlüyle başlayan kelimelerin her zaman önce kullanıldığı özelliği şüphe uyandırmaktadır. Çağatay (1978: 33) çalışmasında ünlüyle başlayan kelimelerin önce kullanıldığını belirttikten sonra bunlar arasında istisnaların da olabileceğini bu yüzden kelimenin hangisinin önce kullanılacağında vurgunun rol oynadığını, kelimenin hangisi daha çok vurgulanmak isteniyorsa ona göre öne ya da sona gelebileceği görüşünü dile getirir. Bu çalışmada görüldüğü üzere tersi kullanıma sahip ikilemeler istisna olabilecek sayının çok üstündedir. Yine bir kelimenin başka kelimelerle farklı farklı ikilemeler oluşturması tirig esen ‘sağ salim’ esen tükel ‘sağ, salim’, okı- sözle- ‘okumak, söylemek’ sözle- ay- ‘söylemek, demek’, ötle- yalbar- ‘yakarmak, yalvarmak’ tıd- ötle- ‘engel olmak, tehdit etmek’, ikileme ögelerinin yerlerinin değişmesi köy- örten- ‘yanmak’ ~ örten- köy- ‘yanmak’, sev- amra- ‘sevmek, ilgi duymak’ ~ amra- sev- ‘ilgi duymak, sevmek’ küçlüg ulug ~ ulug küçlüg ‘büyük, güçlü’, aralarında hiçbir ses ilişkisi olmayan kelimelerin de ikileme oluşturabilmeleri, yok çıgay ‘fakir, yoksul’, bodul- yapşın- ‘yapışmak, bağlanmak’, kut vakşık ‘ruh’ gibi unsurlardan dolayı belirlenen ikileme 58 kelimeleri arasında tam olarak bir ünlü-ünlü ve ünsüz-ünsüz dizesinden bahsetmek çok güçtür. 1.2.1. Đlk kelimesi ünlüyle başlayan ikilemeler Đkilemelerin 342’sinin ilk kelimesi ünlüyle başlamaktadır. Kelimelerin hece sayılarına göre dağılımında; az heceli kelimenin önce kullanılmasıyla oluşan 342 ikilemenin 71’inin; çok heceli kelimenin önce kullanılmasıyla oluşan 130 ikilemenin 44’ünün, her iki kelimesi eşit sayıda olan 785 ikilemenin 222’sinin ilk kelimesi ünlüyle başlamaktadır: öng kırtış ‘renk, yüz rengi’, uç kıdıg ‘sınır, kıyı’, alp katıg ‘cesur, sağlam’, ırak tarıkmış ‘uzak, uzaklaşmış’, ig toga ‘ağrı, hastalık’, art basut ‘yardım, destek’, iş yumış ‘iş, hizmet’, ook kılıç ‘ok, kılıç’, ı tarıg ‘ağaç, bitki’, aş yimiş ‘yiyecek, yemiş’, arıg kirsiz ‘temiz, kirsiz’, adınçıg mungadınçıg ‘olağanüstü, şaşırtıcı’, etig yaratıg ‘süs, bezek’, ig tapsız ‘hasta, keyifsiz’, önglüg mengizlig ‘görünüş, beniz’, alku tüketi ‘tamamı bütün’, avcı keyikçi ‘avcı, geyikçi’, uzun turkaru ‘daima, hep’, ög sakınç ‘akıl, fikir’, öng mengiz ‘biçim, görünüş’, öt bilig ‘nasihat, bilgi’, oksuz teginçsiz ‘fırsatsız, nasipsiz’, arta- bozul- ‘bozulmak, çürümek’, ürk- belingle- ‘korkmak, ürkmek’, ög- küle- ‘övmek, methetmek’, ayagu körgü ‘saygı, görgü’, agılık bölük ‘hazine, hisse’, ülgü teng ‘ölçü, hesap’, ülgüsüz koltı ‘sayısız, çok’, adın yat ‘yabancı, bilinmeyen’, odug sag ‘uyanık, dikkatli’, ilig beg ‘hükümdar, bey’, ogul kız ‘oğul, kız’, orun yurt ‘yer, yurt’, irinçkençig tsuyurkançıg ‘şefkatli, merhametli’, agılık sang ‘hazine, servet’, ata kang ‘ata, baba’, arhant tıtsu ‘aziz, öğrenci’, elig han ‘hükümdar, han’, edgülüg kutlug ‘mükemmel, kutlu’, utlı tüş ‘karşılık, mükafat’, oyın ır ‘raks, şarkı’, igil kert ‘bayağı, sıradan’, arıgsız yablak ‘pis, kötü’, irkek tişi ‘erkek, dişi’, edle- tıd ‘yapmak, mani olmak’, idi- yıg- ‘yığmak, toplamak’, ayıgla- tan- ‘kötülemek, aşağılamak’, ülgüle- tengle- ‘ölçmek, hesaplamak’, ülgüle- sana- ‘hesaplamak, saymak’, arıt- süz- ‘temizlemek, arıtmak’, alangur- kogşa- ‘zayıflatmak, zayıflamak’, artat- boz- ‘harap etmek, bozmak’, eşid- bil- ‘işitmek, bilmek’, örten- köy- ‘alevlenmek, yanmak’, isil- çol- ‘eksilmek, sakatlanmak’, amra- sev- ‘sevmek, ilgi duymak’, arkuru turkuru ‘öteye, beriye’, ölüg tirig ‘ölü, diri’, adırtlıg belgülük ‘kesin, belli’, uvşak tavşak ‘ufak, tefek’, ögsiz tınsız ‘kendinden geçmiş, cansız’, arıg süzük ‘temiz, duru, 59 alku kamag ‘bütünü, hepsi’, ayıg yavlak ‘kötü, berbat’, arıg turug ‘arı, duru’, ev bark ‘ev bark’, arıg silig ‘temiz, pak’, igid yangluk ‘yalan, yanlış’, alku barça ‘hepsi, bütün’, inçkü mengi ‘rahat, huzur’, alkınmaksız tükemeksiz ‘bitmeksiz, tükenmeksiz’, edgü mengi ‘iyilik, huzur’, ayagka tegimlig ‘itibarlı, hürmetli’, irü belgü ‘belirti, işaret’, ada tuda ‘kaza bela’, öz yaş ‘ömür, yaşam’, il kan ‘hakan, han’, erk tap ‘güç, kuvvet’, ıduk kutlug ‘kutlu, kutsal’. 1.2.2. Đlk kelimesi ünsüzle başlayan ikilemeler Đkilemelerin 290’ında ünsüzle başlayan kelime önce kullanılmıştır. Kelimelerin hece sayılarına göre ayrımında; az heceli kelimenin önce kullanılmasıyla oluşan 353 ikilemenin 66’sının; çok heceli kelimenin önce kullanılmasıyla oluşan 130 ikilemenin 24’ünün, her iki kelimesi eşit sayıda olan 785 ikilemenin 100’ünün ilk kelimesi ünlüyle başlamaktadır: yir orun ‘yer, bölge’, king alkıg ‘genişlik’, mung emgek ‘sıkıntı, keder’, kut ülüg ‘talih, kut’, tüp üzlençü ‘kök, dip’, tod uçuz ‘aşağı, küçük’, yim içim ‘yiyecek, içecek’, yang osug ‘tarz, usul’, tısız ornagsız ‘güçsüz, kuvvetsiz’, yig edgü ‘iyi, güzel’, yek içgek ‘şeytan, kötü ruh’, tag arıg ‘dağ, orman’, king ulug ‘geniş, büyük’, mengi ögrünçü ‘sevinç, mutluluk’, yigü aşagu ‘yemek, yenilecek her şey’, titrü edgüti ‘dikkatlice, iyice’, til agız ‘dil, ağız’, tsang agılık ‘hazine, servet’, tag arıg ‘dağ, çay’, birtemle- öç- ‘tükenmek, sönmek’, yükün- ög- ‘övmek, ululamak’, yarlıka- tutuz- ‘buyurmak, emretmek’, tegür- ula- ‘getirmek, ulaştırmak’, sözle- ay- ‘söylemek, demek’, kirtgün- uk- ‘inanmak, bilmek’, yazınçsız arıg ‘günahsız, temiz’, biligsiz ögsüz ‘bilgisiz, akılsız’, kurug öl ‘kuru, yaş’, basınçsız unçsuz ‘baskısız, minnetsiz’, teginçsiz oksuz ‘nasipsiz, fırsatsız’, sogançıg ünlüg ‘tatlı, hoş’, tatıglıg edgü ‘hoş, iyi’, tıdıg ada ‘engel, tehlike’, karımak ölmek ‘ihtiyarlamak, ölmek’, yitinçsiz ulug ‘erişilemeyen, büyük’, kkirlig ayıg ‘kirli, kötü’, korkınçsız inç ‘korkusuz, rahat’, sevit- ayat- ‘sevdirmek, saygı göstertmek’, köse- umun- ‘istemek, ummak’, yi- iç- ‘yemek, içmek’, tu- ört- ‘kapamak, örtmek’, kirtgün- edker- ‘inanmak, aldırış etmek’, bozul- arta- ‘çürümek, bozulmak’, saçıl- arta- ‘saçılmak, bozulmak’, sıkıl- emgen- ‘sıkılmak, kederlenmek’, yongarış- ayıglaş- ‘iftira ettirmek, kötületmek’, biti- okı- ‘yazmak, okumak’, buşur- emget- ‘kızdırmak, acı çektirmek’, tıngla- eşid- ‘dinlemek, işitmek’, 60 sıgur- içker- ‘sığdırmak, içeri almak’, korkın- ayın- ‘korkmak, çekinmek’, seril- ornan- ‘serilmek, yerleşmek’, beküt- ornat- ‘sağlamlaştırmak, kalıcılaştırmak’. 1.2.3. Her iki kelimesi ünsüzle başlayan ikilemeler Örneklerin 510’unda kelimelerin her ikisi de ünsüzle başlamaktadır. Bu sayı aynı zamanda incelenen ikilemelerin çoğunluğunu oluşturmaktadır. Ayrıca ikilemelerin hece sayılarına göre dağılımında da her iki kelimesi ünsüzle başlayan örnekler çoğunluğa sahiptir. Kelimelerin hece sayılarına göre ayrımında; az heceli kelimenin önce kullanılmasıyla oluşan 353 ikilemenin 187’sinin; çok heceli kelimenin önce kullanılmasıyla oluşan 130 ikilemenin 52’sinin, her iki kelimesi eşit sayıda olan 785 ikilemenin 291’inin her iki kelimesi de ünsüzle başlamaktadır: tuzlug yaraglıg ‘yararlı, faydalı’, sevgüsüz taplagusuz ‘sevgisiz, sadakatsiz’, ton kedim ‘giyecek, elbise’, yilik süngük ‘ilik, kemik’, beksiz mengüsüz ‘zayıf, fani’, buşmak kagurulmak ‘kederlenmek, üzülmek’, mün kadag ‘günah, suç’, teprençsiz yayılmaksız ‘yayılmadan, sabit’, çog yalın ‘alev, parlaklık’, bı bıçgu ‘bıçak, kesici alet’, tüzü tüketi ‘tamamiyle, bütünü’, sansız sakışsız ‘sayısız, çok’, toz toprak ‘toz, toprak’, kal telve ‘deli, divane’, terk tavrak ‘hemen, derhal’, bek katıg ‘sağlam, kuvvetli’, küç küsün ‘güç, kuvvet’, ters tetrü ‘ters, aksine’, çın kirtü ‘doğru, gerçek’, münsüz kadagsız ‘günahsız, suçsuz’, teng tırazug ‘ölçü, tartı’, bay barım ‘varlık, servet’, mensiz kişisiz ‘insansız, kişisiz’, yalbarmak agırınmak ‘yalvarmak, istemek’, töz yıltız ‘kök, temel’, titre- bez- ‘titremek, ürpermek’, kemiş- tüş- ‘düşürmek, bırakmak’, kizle- bat- ‘gizlemek, saklamak’, yarlıka- küse- ‘buyurmak, istemek’, busan- ıgla- ‘üzülmek, ağlamak’, tegrikle- gavza- ‘çevrelemek, etrafını sarmak’, belingle- busan- ‘irkilmek, dehşete kapılmak’, sezin- kork- ‘kuşkulanmak, korkmak’, belingle- tangla- ‘irkilmek, şaşırmak’, küse- kol- ‘istemek, dilemek’, kolula- sakın- ‘araştırmak, düşünmek’, küçsire- kevil- ‘zayıf düşürmek, güçsüz olmak’, tegin- tut- ‘kabul etmek, tutmak’, yavrı- sın- ‘eğilmek, kırılmak’, yiring kan ‘irin, kan’, küzet- kü- ‘muhafaza etmek, gözetmek’, tıdıl- bal- ‘yasaklamak, menetmek’, küzet- tut- ‘muhafaza etmek, tutmak’, yügür- kaç- ‘koşmak, kaçmak’, yıgıt sıgıt ‘matem, yas’, kadır katıg ‘sert, katı’, tükel bütün ‘tamamıyla, bütün’, balık suzak ‘köy, şehir’, seviglig taplaglıg ‘sevimli, şirin’, serimlig kılıklıg 61 ‘mülayim, sakin’, yitinçsiz tutunçsuz ‘erişilemeyen, tutulamayan’, barmak kelmek ‘gitmek, gelmek’, töz tüp ‘kök, temel’, tütrüm tering ‘derin, ince’, tanglançıg mungadınçıg ‘olağanüstü, fevkalade’, sogançıg tatıglıg ‘hoş, tatlı’, yakın yaguk ‘yakın, uzak olmayan’, yavız yavlak ‘kötü, fena’, tev kür ‘hile, dolan’, korkınç busuş ‘korku, kaygı’, yüreklig titimlig ‘yürekli, cesaretli’, bahşı nomçı ‘üstad, hoca’, kuyaş tumlıg ‘güneş, soğuk’, kkirlig kirsiz ‘temiz, pis’, bahşı tıstı ‘öğretmen, öğrenci’, kezig tizig ‘sıra, dizi’, tüplüg tüpsüz ‘köklü, köksüz’, çınsız kirtü ‘yalan, gerçek’, kayır yılan ‘kunduz, yılan’, sımtag kogşak ‘tembel, gevşek’. 1.2.4. Her iki kelimesi ünlüyle başlayan ikilemeler Đkilemelerden 121’inin her iki kelimesi de ünlüyle başlamaktadır. Bu ikilemeler hem toplamda hem de hece sayılarına göre dağılımda en az sayıyı oluşturmaktadır. Kelimelerin hece sayılarına göre ayrımında; az heceli kelimenin önce kullanılmasıyla oluşan 353 ikilemenin 29’unun; çok heceli kelimenin önce kullanılmasıyla oluşan 130 ikilemenin 10’unun, her iki kelimesi eşit sayıda olan 785 ikilemenin 72’sinin her iki kelimesi de ünlüyle başlamaktadır: ög- alka- ‘övmek, methetmek’, üz- iske- ‘kesmek, parçalamak’, öç- amrıl- ‘sönmek, dinmek’, aç- adır- ‘açıklamak, izah etmek’, emlet- öngedtür- ‘tedavi ettirmek, iyileştirmek’, as- üklit- ‘çoğaltmak, arttırmak’, ozgur- öngedtür- ‘kurtarmak, iyi etmek’, uk- ötgür- ‘bilmek, anlamak’, öç- üzül- ‘yok olmak, sona ermek’, ar- ezügle- ‘dolandırmak, kandırmak’, uçuzla- askançula- ‘küçümsemek, alay etmek’, arıt- alkındur- ‘temizlemek, yok etmek’, aş içgü ‘yiyecek, içecek’, öç- alkın- ‘tükenmek, yok olmak’, ötle- erigle- ‘nasihat etmek, öğüt vermek’, em ürünteg ‘ilaç, merhem’, agınçsız evrilençsiz ‘sağlam, sarsılmaz’, öz özüt ‘öz, ruh’, iş adaş ‘eş, arkadaş’, üd erig ‘nasihat, öğüt’, aş içkü ‘yiyecek, içecek’, üzeliksiz üstünki ‘en üstün, daha üstü bulunmayan’, ülgüsüz üküş ‘sayısız, çok’, ertingü uz ‘son derece, fevkalade’, inçsiregü emgengü ‘rahatsızlık, sıkıntı’, ilinçsiz arıg ‘suçsuz, temiz’, agrıg ig ‘ağrı, hastalık’, ınaru ırak ‘ileri, uzak’, ülgülençsiz üküş ‘sayısız, çok’, adaş iş ‘arkadaş, eş’, ölütlük etlik ‘mezbaha, et yeri’, alkınçsız üküş ‘tükenmez, çok’, uduz- ilt- ‘sevketmek, iletmek’, erig öt ‘öğüt, nasihat’, agtın- in- ‘çıkmak, inmek’, anut- it- ‘hazırlatmak, düzenlemek’, agırla- aya- ‘hürmet etmek, saygı göstermek’, üklit- as- ‘artırmak, 62 çoğaltmak’, öklit- as ‘alıştırmak, tekrarlatmak’, iske- üz- ‘parçalamak, kesmek’, umug ınag ‘ümit, güven’, alkınçsız ülgüsüz ‘tükenmez, sayısız’, adıra üdüre ‘ayrı ayrı’, öngsüz öles ‘solgun, renksiz’, açıg emgek ‘acı, ızdırap’, agır ayag ‘şeref, itibar’, adın öngi ‘ayrı, farklı’, erüş üküş ‘sayısız, pek çok’, emget- ölür- ‘acı çektirmek, öldürmek’, asıl- ökli- ‘çoğalmak, artmak’, arı- açıl- ‘temizlenmek, açılmak’, açı- agrı- ‘kırmak, rencide etmek’, al- elt- ‘almak, getirmek’, üstel- ökli- ‘çoğalmak, artmak’, emle- ota- ‘iyileştirmek, tedavi etmek’, aktur- öntür- ‘yükselmek, çıkmak’, ilen- erksin- ‘hükmetmek, güçlenmek’. 1.3. Türkçe ve Yabancı Kelimelere Göre Đkilemelerin Oluşumu Đkileme kelimeleri aynı kökende oldukları gibi farklı kökendeki kelimelerden de oluşabilirler. Bu farklılık kelimelerin ikilemedeki yerini belirleyen etkenlerden biridir. Buna göre farklı kökende kelimelerden oluşan ikilemelerde genellikle Türkçe kelime önce, yabancı kelime sonra kullanılır (Hatipoğlu 1981: 17; Akyalçın 2004: 142; Erdem 2005: 33). Bu kullanım ikilemenin kalıplaşmasını güçlendiren etkenlerdendir. Bu çalışmada belirlenen örneklerde bu kullanım var olmakla birlikte yabancı kelimenin önce Türkçe kelimenin sonra kullanımıyla oluşan ikilemeler daha sıklıktadır. Kelime saylarına göre alt başlıklar şeklinde yapılan sınıflandırmada iki kelimeden oluşan ikilemelerin 73’ünde yabancı kelime yer almaktadır. Bunların 38’inde yabancı kelime önce, 21’inde sonra kullanılmıştır. 13’ünün her iki kelimesi de yabancıdır. Üç kelimeden oluşan 18 ikilemede yabancı kelime bulunur. Bunların 5’inde yabancı kelime son ögedir. Diğerlerinde ya birinci ya da ikinci öge olarak kullanılır. Dört kelimeden oluşan ikilemelerden 10’unda yabancı kelime bulunur. Bunların sadece birinde yabancı kelime son ögedir. Diğerlerinde birinci, ikinci veya üçüncü öge olarak kullanılır. Altı kelimeden oluşan ikilemelerde yabancı kelime bulunmaz. Đkileme oluşumunu etkileyen faktörlerden biri de din ve kültür değişimidir. Benimsenen yeni dinle birlikte bu dine ait yeni kelime ve kavramlar da dile girmeye başlar. Uygur döneminde kabul edilen yeni dinle ilgili birçok yabancı kelimeyle karşılaşılır. Din adamları bu dine ait yabancı kavram ve kelimeleri bu kelimelerle eş ya da yakın anlamdaki, bilinen kelimelerle birlikte kullanarak hem bilinmeyen kelimeyi 63 açıklamakta hem de yeni dinin öğretilerini kişiye daha iyi öğretmeyi amaçlamaktadır. Böylece çoğunlukla ilk sırada bilinmeyen ikinci sırada bilinen kelimelerle ikilemeler oluşturulmakta yeni kavram ve kelimeler açıklığa kavuşturulmaktadır. Tekin (2001: 106) Uygur dönemi ikilemelerinde birinci kelimenin ya yabancı bir dilden alınmış olması ya Türkçe asıllı olsa bile bağlı bulunduğu kelime ailesinde ayrı düşmüş olması ya da oluşumunun yeni olmasından ötürü anlamının henüz yaygınlaşmaması sebepleriyle yadırgandığını belirtmekte, böylece bu kelimelerin yanına bilinen başka bir kelime getirilerek yadırganan kelimelerin açıklandığını söylemektedir. Tekin’e göre sadece farklı kökendeki kelime değil, aynı kökende olup da anlamı daha az bilinen kelime de Uygur döneminde ilk sırada kullanılır. Sertkaya (1982-1983: 266) yabancı kelimenin genellikle birinci öge olmasının Uygur döneminde çok karşılaşılan bir durum olduğunu belirtir. Bu dönem metinlerinin çoğunlukla yabancı dilden çeviri olması nedeniyle, metinlerdeki yabancı kelimeyi açıklamak için yabancı kelimeyle birlikle Türkçe karşılığı veya Türkçedeki en yakın karşılığının kullanılmasıyla “Yabancı + Türkçe” oluşumlarının gerçekleştirildiğini dile getirmektedir. Altı kelimeden oluşan ikilemeler haricinde diğer ikileme gruplarının hepsinde yabancı kelime bulunmasına rağmen toplam yabancı kelime sayısı 48’dir. Kullanım sıklığına karşın sayının az olmasının nedeni farklı ikileme gruplarında aynı yabancı kelimenin kullanılmasıdır: kent uluş ‘şehir, memleket’ k. < Soğ. Knδ, kent suzak balık uluş ‘şehir, köy, memleket’ k. < Soğ. Knδ, tsuy irinç ‘felaket, suç’ t. < Çin. tsui, tsuy ayag ‘kötü, fena’ tsuy agır ayıg ‘fena, kötü’ t. < Çin. tsui, tsuy irinç agır ayıg ‘felaket, suç, kötü’ t. < Çin. tsui, tül yilvi ‘sihir, hayal’ y. < Moğ. cilbi / cilvi, tev kür yilvi arvış ‘hile, büyü, sihir’ y. < Moğ. cilbi / cilvi, erdini yinçü ‘mücevherler’ e. < Skr. ratna, altun kümüş erdini yinçü ‘altın, gümüş, mücevher, inci’ e. < Skr. ratna, hua çeçek ‘çiçek’ h. < Çin. hua, hualıg çeçeklig ölenlig ‘çiçeklik, otlaklık’ h. < Çin. hua, noş tatıglıg ‘hoş, tatlı’ n. < Soğ. noş, sogançıg noş tatıglıg ‘hoş, tatlı’ n. < Soğ. noş. Kelime sayıları dikkate alınarak dört alt başlıkta yapılan sınıflandırma, kendi içersinde gösterdiği farklılıklara göre de alt sınıflara ayrılarak yapılmıştır. Buna göre iki kelimeden oluşan 1268 ikilemeden 1195’i “Türkçe + Türkçe”, 21’i “Türkçe + Yabancı”, 38’i “Yabancı + Türkçe” ve 13’ü “Yabancı + Yabancı” olmak üzere dört alt gruba; üç kelimeden oluşan 118 ikilemeden 100’ü “Türkçe + Türkçe + Türkçe, 5’i “Türkçe + 64 Yabancı + Türkçe, 5’i “Yabancı + Türkçe + Türkçe”, biri “Yabancı + Türkçe + Yabancı”, 2’si “Yabancı + Yabancı + Türkçe”, 5’i “Türkçe + Türkçe + Yabancı” olmak üzere altı alt gruba; dört kelimeden oluşan 61 ikilemeden 51’i “Türkçe + Türkçe + Türkçe + Türkçe”, 2’si “Türkçe + Yabancı + Türkçe + Türkçe”, 4’ü “Türkçe + Türkçe + Yabancı + Türkçe”, 3’ü “Yabancı + Türkçe + Türkçe + Türkçe,” biri “Yabancı + Yabancı + Türkçe + Yabancı” beş alt gruba; altı kelimeden oluşan beş ikileme Türkçe + Türkçe + Türkçe + Türkçe + Türkçe + Türkçe olmak üzere bir alt gruba ayrılmıştır. 1.3.1. Đki kelimeden oluşan ikilemeler 1.3.1.1. Türkçe + Türkçe Kelimeleri farklı kökende olan ikilemelerin oluşumunda yabancı kelimenin hiç bilinmemesinden veya az bilinmesinden dolayı genellikle önce kullanıldığı belirtilmiştir. Ancak her iki kelimesi Türkçe olan ikilemeler için de Tekin (2001: 106) kelimenin ya bağlı olduğu kelime ailesinden ayrı düşmesi ya da yeni türemesi sebebiyle az bilinen kelimenin önce kullanıldığı görüşünü dile getirmektedir. Fakat bu etkenlerin kelimenin önce veya sonra kullanımını belirlemekte ne derece etkili olduğu konusunda bir karar vermek çok güçtür. Kelimelerin biçim açısından gösterdiği özelliklere göre sıralanmaları ilgili bölümlerde işlendiği ve işleneceği için de her iki kelimesi Türkçe olan ikilemelerde hangi Türkçe kelimenin hangi sebeplerden dolayı önce veya sonra kullanıldığı bu bölümde değerlendirilmemiştir. Her iki kelimesi Türkçe olan 1195 ikileme bulunmaktadır: yaruk kara ‘nur, zulmet’, totunçsuz ovutsuz ‘doymaz, utanmaz’, irinçkençüçi yarlıkançuçı ‘merhamet, şefkat’, kutlug ülüglüg ‘bahtlı, talihli’,iyin kezig ‘sıra, dizi’, tüpük- alkın- ‘sona ermek, bitmek’, koruldur- örlet- ‘zarar vermek, bozmak’, yiged- ut- :’alt etmek, yenmek’, artuksuz eksüksüz ‘yalansız, eksiksiz’, ilildür- tutultur- ‘bağlamak, tutturmak’, bar- kel- ‘gitmek, gelmek’, ınag tayak ‘yardımcı, destek’, az övke ‘hırs öfke’, tanuklamak ukmak ‘kavramak, anlamak’, öçmegülük arımaguluk ‘yok olmayacak, temizlenmeyecek’, yilik süngük ‘ilik kemik’, bag çug ‘bağ, bağçe’, süzük kirtgünç ‘temiz, imanlı’, yumak arıtınmak ‘yıkanmak, arıtılmak’, yarılguluk sınguluk ‘kırık, yarık’, irinç yarlıg ‘zavallı, acınacak’, mung tark ‘keder, acı’, 65 üd kolu ‘zaman, dönem, adırtlıg belgülük ‘kesin, belli’, yaruk yalınç ‘ışıltı, parlaklık’, küç küsün ‘güç, kuvvet’, köni tüz ‘doğru, düz’, ters tetrü ‘ters, aksine’. 1.3.1.2. Türkçe + Yabancı Örneklerin 21’inde Türkçe kelime önce, yabancı kelime sonra kullanılmıştır: tengriçi nomçı ‘allah adamı, vaiz’ n. < Soğ. nom, ordu karşı ‘saray, han’ k. < Tohorca kerciye, karıç çik ‘ölçek, ölçü’ ç. < Çin. ç’i, katun kunçuy ‘hatun, kraliçe’ k. < Çin. kung-chu, balık kent ‘şehir’ k. < Soğ. Knδ, tül yilvi ‘sihir, hayal’ y. < Moğ. cilbi / cilvi, okı- nomla- ‘tebliğ etmek, bildirmek’ n. < Soğ. nom, altun erdini ‘altın, mücevher’ e. erdini < Skr. ratna, ton karaza ‘elbise, giyim’ k. < Skr. kaśāya, kāśāya, ulug bahşı ‘ulu, üstad’ b. < Çin. po shih, yek rakşas ‘şeytan’ r. < Skr. rakśas, tug taoçang ‘tuğ, süngü’ t. < Çin. tao-ch‘ang, inç esen ‘rahat, sıhhat’ e. < Far. āsān, kut buyan ‘saadet, mutluluk’ b.< Skr. punya, ülgüsüz koltı ‘sayısız, çok’ k. < Skr koti, ulug buyan ‘büyük, iyi’ b.< Skr. punya, agılık sang ‘hazine, servet’ s. < Çin. ts’ang, inçkü esen ‘rahat, sıhhat’ e. < Far. āsān, tirig esen ‘sağ, salim’ e. < Far. āsān, kut vakşık ‘ruh’ v. < Far. vahşek, inçkü esengü ‘rahat, sıhhat’ e. < Far. āsān. 1.3.1.3. Yabancı + Türkçe Yabancı kelimenin önce Türkçe kelimenin sonra kullanıldığı ikileme sayısı 38’dir. Bu yabancı kelimeyle oluşmuş ikileme kuruluşlarının en fazla sayıda olanıdır: buyan bögteg ‘iyi amel’ b. < Skr. punya, kunçuy katun ‘kraliçe, hatun’ k. < Çin. kung-chu, süng tayak ‘dayanak’ s. < Çin. sung, sadu edgü ‘iyi’ s. < Skr. sādhu, gay beltir ‘geçit, sokak’ g. < Çin. kāi, nom belgü ‘kanun, belge’ n. < Soğ. nom, lınhua çeçek ‘çiçek’ l. < Çin. lien hua, tsuy irinç ‘felaket, suç’ t. < Çin. tsui, taluy ögüz ‘okyanus’ t. < Moğ. dalay, nomla- okıt- ‘öğretmek, okutmak’ n. < Soğ. nom, tsuy ayag ‘kötü, fena’ t. < Çin. tsui, su esen ‘sağ salim’ s. < Çin. su, hua çeçek ‘çiçek’ h. < Çin. hua, bahşı ulug ‘üstad, ulu’, b. < Çin. po shih, bahşı kang ‘üstad, baba’ b. < Çin. po shih, hua yavışgu ‘çiçek, yaprak’ h. < Çin. hua, tsang agılık ‘hazine, servet’ t. < Çin. ts‘ang, avant tıltag ‘sebep’ a. < Skr. anbant, vaçırasan örgün ‘taht’ v. < Skr. Vajirâsana, şlök takşut ‘şiir’ ş. < Skr. 66 sloka, kent uluş ‘şehir, memleket’ k. < Soğ. knδ, nom bitig ‘dini eser, kitap’ n. < Soğ. nom, nom yarlıg ‘kanun, ferman’ n. < Soğ. nom, erdini agı mücevher, hazine, e. < Skr. ratna, erdini yinçü ‘mücevher, inci’ e. < Skr. ratna, buyan edgü ‘iyi, b. < Skr. punya, arhant dıntar ‘aziz, dindar’ a.< Skr. arhant, nom törü ‘öğreti, töre’ n. < Soğ. nom, kent suzak ‘şehir, köy’ k. < Soğ. knδ, yang osug ‘tarz, usul’ y. < Çin. yang, çın kirtü ‘doğru, gerçek’ ç. < Çin. chen, yilvi kömen ‘sihir, büyü’ y. < Moğ. cilbi / cilvi, çıg turk ‘en, uzunluk’ ç. < Çin. ch’ih, buşıçı koltguçı ‘dilenci, sadaka toplayan’ b. < Çin. pu shih, noş tatıglıg ‘hoş, tatlı’ n. < Soğ. noş, esen tükel ‘sağ, salim’ e. < Far. āsān, nomla- sözle- ‘anlatmak, söylemek’ n. < Soğ. nom, toyın dıntar ‘rahip, dindar’ t. < Çin. tao jen. 1.3.1.4. Yabancı + Yabancı Farklı kökendeki ikileme kelimelerinden yabancı olan kelimenin dile yeni girmesi ve bu yüzden de birinci sırada kullanılması düşünüldüğünde bu bölümdeki ikileme kelimelerinden önce kullanılanın dile önce, sonra kullanılan kelimenin de dile sonra girdiği sonucu çıkarılabilir. Fakat her iki kelimesi Türkçe olan ikilemelerde olduğu gibi bu çalışmada bu sonuca varabilmek çok zordur. Tespit edilen örnek sayısı 13’tür: nom şasan ‘kanun, disiplin’ n. < Soğ. nom, ş. < Skr. sāsana, bahşı nomçı ‘üstad, hoca’ b. < Çin. po shih, n. < Soğ. nom, arhant tıtsu ‘aziz, öğrenci’ a.< Skr. arhant, t. < Çin. ti tzŭ, tıtsı bahşı ‘öğrenci, öğretmen’ b. < Çin. po shih, t. < Çin. ti tzŭ, bahşı tıtsı ‘öğretmen, öğrenci’ b. < Çin. po shih, t. < Çin. ti tzŭ, vıhar sengrem ‘manastır’ v. < Skr. vihâra s. < Skr. sarighârâma, dışıt kşanti ‘tövbe’ d. < Skr. desita, k. < Skr. ksānti, ksānta, kşanti çamhuy ‘af, bağışlanma’ k. < Skr. ksānti, ksānta, ç < Çin. tsch'an-huei, çıg tsun ‘en, boy’ ç. < Çin. ç’ik , t. < Çin. ts’un, şing kav ‘hacim, oylum’ ş. < Çin. scheng, k. < Çin ho, az nızvanı ‘arzu, tutku’ a. < F. āz, n. < Soğ. nyzß’ny, su esen ‘sağ, salim’ s. < Çin. su, e. < Far. āsān, bahşı tıstı ‘öğretmen, öğrenci’ b. < Çin. po shih, t. < Çin. ti tzŭ. 67 1.3.2. Üç kelimeden oluşan ikilemeler 1.3.2.1. Türkçe + Türkçe + Türkçe Üç kelimesi de Türkçe olan ikileme sayısı 100’dür. Bu örneklerde kelimelerin hangi ölçütlere göre sıralandığını belirleyebilmek oldukça güçtür (bkz. Türkçe + Türkçe): ört yalın koz ‘alev, kızgın kömür’, sakınç söz kılınç ‘fikir, söz, davranış’, ayıg yavız çulvu ‘kötü, küfür’, tözkerinçsiz yeg üsdünki ‘aşılmaz, en üstün’, ed tavar buşı ‘mal, mülk, sadaka’,yok çıgay ınka ‘yoksul, yersiz, yurtsuz’, karı- öl- tay- ‘ihtiyarlamak, ölmek, göçüp gitmek’, ud ingek boga ‘sığır, inek, boğa’, tült orun töşek ‘yastık, sedir, döşek’, artat- ayama- açınma- ‘mahvetmek, özen göstermemek’, ayıg yavlak körksüz ‘kötü, çirkin’, atlıg külüg belgülüg ‘adlı, şöhretli, belli’, kın- katıglan- tavran- ‘çalışmak, çabalamak, gayret göstermek’, yürüng arıg yangı ‘ak, temiz, yeni’, bedük agır ulug ‘büyük, ağır, ulu’, örüg amıl tikisiz ‘sessiz, sakin, gürültüsüz’, arslan bars böri ‘arslan, pars, kurt’, tev kür armak ‘hile, sahtelik’, il kan beg ‘han, hakan, bey’, üdsüz kolusuz kezigsiz ‘zamansız, sırasız’, ig kem agrıg ‘hastalık, ağrı’, at sav söz ‘isim, söz’, bek katıg kirtü ‘sağlam, gerçek’. 1.3.2.2. Türkçe + Yabancı + Türkçe Örneklerin 5’inde Türkçe kelimeler birinci ve üçüncü, yabancı kelime ikinci sırada yer almıştır: agar tsuy ayag ‘kötü, fena’ t. < Çin. tsui, sogançıg noş tatıglıg ‘hoş, tatlı’ n. < Soğ. noş, agu yilvi kömen ‘zehir, sihir, büyü’ y. < Moğ. cilbi / cilvi, agır tsuy irinçü ‘kötü, fena’ t. < Çin. tsui, inçkü esengü mengi ‘rahat, sıhhat, huzur’ e. < Far. āsān. 1.3.2.3. Yabancı + Türkçe + Türkçe Yabancı kelimesi birinci, Türkçe kelimeleri ikinci ve üçüncü sırada yer alan ikileme sayısı 5’tir: mançak tült töşek ‘yatak, yastık, döşek’ m. < Skr. mancaka, hualıg çeçeklig 68 ölenlig ‘çiçeklik, otlaklık’ h. < Çin. hua, tsuy agır ayıg ‘fena, kötü’ t. < Çin. tsui, çın kirtü tüz ‘doğru, düz’ ç. < Çin. chen, noş tatıglıg sogançıg ‘hoş, tatlı’ n. < Soğ. noş. 1.3.2.4. Yabancı + Türkçe + Yabancı Yabancı kelimeleri birinci ve üçüncü, Türkçe kelimesi ikinci olan bir ikileme bulunur: sengrem sanlıg sengik ‘manastıra ait’ s. < Skr. sarighârâma, s. < Skr. sanghika. 1.3.2.5. Yabancı + Yabancı + Türkçe Örneklerden 2’sinde yabancı kelimeler birinci ve ikinci, Türkçe kelime üçüncü sırada yer almaktadır: sengik vıhar sanlıg ‘manastıra ait’ s. < Skr. sanghika, v. < Skr. vihâra, sengik sengrem sanlık ‘manastıra ait’ s. < Skr. sarighârâma, s. < Skr. sanghika. 1.3.2.6. Türkçe + Türkçe + Yabancı Türkçe kelimeleri birinci ve ikinci sırada, yabancı kelimesi son sırada 5 ikileme bulunur. Üç ikilemenin de yabancı kelimeleri aynıdır: sansız tümen kolti ‘sayısız, on binlerce’ k. < Skr. koti, ülgüsüz üküş koltı ‘sayısız, çok’ k. < Skr. koti, ülgüsüz sansız koltı ‘sayısız, çok’ k. < Skr. koti, ed tavar buşı ‘mal, mülk, sadaka’ b. < Çin. pu shih, köni kirtü çın ‘doğru, düzgün, gerçek’ ç. < Çin. chen. 1.3.3. Dört kelimeden oluşan ikilemeler 1.3.3.1. Türkçe + Türkçe + Türkçe + Türkçe Bütün kelimeleri Türkçe olan 51 ikileme bulunmaktadır. Bunlar için de farklı kökendeki kelimelerin sırasını izlediğini söyleyebilmek çok güçtür (bkz. Türkçe + Türkçe): sarsıg salık tevlig kürlüg ‘kötü, fena, hileli’, ulı- möngre- yıgla- sıgta- ‘inlemek, böğürmek, ağlamak, sızlamak’, ögidil- alka- sevidil- tapladıl- ‘övülmek, 69 sevilmek, sayılmak’, iş tuş adaş kudaş ‘eş, dost, arkadaş, yoldaş’, ölür- ıdtur- alka- yokadtur- ‘öldürmek, canını almak, yok etmek’, igsiz togasız adasız tudasız ‘hastalıksız, belasız’, iglig kemlig bertük beçel ‘hasta, bereli, sakat’, tült orun eşük töşek ‘yastık, sedir, örtü, döşek’, bıç- kes- tokı- sanç- ‘biçmek, kesmek, vurmak, dövmek’, yançış- öçüş- boğuş- örlüş- ‘kapışmak, boğuşmak, kızdırmak’, kalınlık borluk sögüt yimiş ‘asma, bağ, ağaç, yemiş’, kın kızgut emgek tolgak ‘işkence, sıkıntı, eziyet’, adasız tudasız busuşsuz kadgusuz ‘kazasız, belasız, dertsiz, kaygısız’, aru- sız- ulı-sıkta- ‘yorgun düşmek, bitap olmak, inlemek’, üz büz ööç kek ‘kin, nefret, öç’, agrıg tikig ig toga ‘ağrı, kaşıntı, hastalık’. 1.3.3.2. Türkçe + Yabancı + Türkçe + Türkçe Đkilemelerin 2’sinde Türkçe kelimeler birinci, üçüncü dördüncü sırada, yabancı kelime ikinci sırada yer almaktadır: agır tsuy irinçü ayıg ‘kötü, fena’ t. < Çin. tsui, ülgüsüz koltı erüş üküş ‘sayısız, çok’ k. < Skr koti. 1.3.3.3. Türkçe + Türkçe + Yabancı + Türkçe Türkçe kelimeleri birinci, ikinci dördüncü, yabancı kelimesi üçüncü sırada bulunan ikileme sayısı 4’dür: altun kümüş erdini yinçü ‘altın, gümüş, mücevher, inci’ e. < Skr. ratna, tev kür yilvi arvış ‘hile, büyü, sihir’ y. < Moğ. cilbi / cilvi, kirtü katıg çın kirtü ‘gerçek, sağlam, doğru’ ç. < Çin. chen, balık uluş kent suzak ‘memleket, şehir, köy’ k. < Soğ. knδ. 1.3.3.4. Yabancı + Türkçe + Türkçe + Türkçe Đkilemelerden 3’ünde yabancı kelime birinci, Türkçe kelimeler ikinci, üçüncü ve dördüncü sırada yer almaktadır: tsuy irinç agır ayıg ‘felaket, suç, kötü’ t. < Çin. tsui, kent suzak balık uluş ‘şehir, köy, memleket’ k. < Soğ. knδ, erdini yinçü çeç kaş ‘mücevher, inci, değerli taş’ e. < Skr. ratna. 70 1.3.3.5. Yabancı + Yabancı + Türkçe + Yabancı Yabancı kelimelerin birinci, ikinci ve dördüncü, Türkçe kelimenin üçüncü sırada yer aldığı ikileme sayısı birdir: vıhar sengrem sanlıg sengik ‘manastıra ait’ v. < Skr. vihâra s. < Skr. sarighârâma, s. < Skr. sanghika. 1.3.4. Altı kelimeden oluşan ikilemeler 1.3.4.1. Türkçe + Türkçe + Türkçe + Türkçe + Türkçe + Türkçe Altı kelimeden meydana gelen ikilemelerde yabancı kelime bulunmamaktadır. Aynı türden olmalarına göre nasıl bir sıra izlediklerini belirtebilmek bu ikileme kuruluşları için de çok güçtür (bkz. Türkçe + Türkçe). Bu bölümde 5 ikileme yer almaktadır: busuş kadgu emgek tolgak sıkıg tangık ‘sıkıntı, kaygı, eziyet’ sögüt ıgaç ot yaş arıg semek ‘söğüt, ağaç, ot, orman’, ezügsüz igidsüz köni kirtü arıg süzük ‘yalansız, dolansız, doğru, temiz’, igsiz togasız adasız tudasız emgeksiz tolgaksız ‘hastalıksız, belasız, sıkıntısız’, egsül- tegşil- arta- buzul- alkın- yokad- ‘eksilmek, değişikliğe uğramak, bozulmak, yok olmak’. 1.4. Kelimelerin Sayılarına Göre Đkilemelerin Oluşumu Bir kelime grubunun ikileme olabilmesi için en az iki kelimeden meydana gelmesi gerekmektedir. Bunun yanında üç, dört veya daha fazla kelimeden oluşan ikilemeler de bulunabilir. Araştırmacılar ikilemelerin bu özelliğine ya hiç değinmemişler ya da sadece tanımlarında veya birkaç cümlelik belirlemelerinde söz etmişlerdir (Tuna 1982-1983: 187-188; Korkmaz 2003: 123-12; Banguoğlu 2000: 510). Bu çalışmada tespit edilen 1452 ikilemeden 1268’i iki, 118’i üç, 61’i dört, 5’i altı kelimeden oluşan ikilemelerden meydana gelmektedir. Kelime sayısı arttıkça ikileme sayısı azalmaktadır. Üstünova ikilemelerin bu özelliğini dilin en az çaba yasasını izlemesine ve bu gibi yapıların dile yeni girmesine bağlamaktadır (1997: 25). Hem bu 71 yapıların sayılarının azlığı hem de çalışma alanının Uygur dönemi olması sebebiyle ikiden fazla kelime sayısına sahip oluşumların ikileme mi yoksa birbiriyle yakın anlamlı kelimelerin arka arkaya kullanımı mı olduğu konusunda güçlük çekilmiştir. Đki kelimeden oluşan ikilemelerde olduğu gibi bu yapıları belirlemede de kelimelerin bir araya geldiklerinde bir “kavram”ı anlatıp anlatmadığı esas ölçüt olarak belirlenmiştir. Kelimeler arası ses, hece, köken, sıra ilişkileri gibi yapı özellikleri de göz önünde bulundurulmakla birlikte belirlenen örneklerde ikilemelerin bu hususlarda tam bir kararlılık göstermediklerinden dolayı kelime gruplarının ikileme olarak değerlendirilmesinde temelde kavram anlatma özellikleri ön planda tutulmuştur. Örnek olarak “(…) mensiz kişisiz tınlıgsız yaşaglısız (…)” (Kaya 1994: 125) cümlesinde “mensiz kişisiz (insansız), tınlıgsız yaşaglısız (nefessiz, cansız)” birbirine yakın anlamda iki ikileme art arda kullanılmıştır. Bu ikilemelerin hepsi bir madde değil, ayrı ikilemeler şeklinde alınmıştır. Çünkü birbirlerine yakın anlamlı olsalar da bu ikilemeler birlikte bir kavramı anlatmazlar. Đlki “insansız”, ikincisi de “cansız” kavramlarını belirtir. Bu yüzden bu ikilemeler ayrı maddeler halinde değerlendirilmiştir. Ancak “(…) kkirsiz münsüz (kirsiz, günahsız) arıg süzük(arı, temiz) (…)” (Kaya 1994: 275) cümlesindeki art arda kullanılan iki ikileme (dört kelime) bir madde şeklinde alınmıştır. Çünkü bu dört kelime de birlikte bir kavramı “suçsuz, temiz” olma kavramını anlatmaktadır. Çağatay birbirleriyle yakın anlamdaki ikilemelerin bu şekilde arka arkaya gelerek bir kavramı karşılama özelliğinden birkaç cümleyle bahseder “(…) bazen de bir mefhumu ifade etmek için üst üste aynı anlamda olan iki Hend-n kullanılabilir, mes: Uygurca metinlerde, hürmet etmek, manasında bazen 4 fiil arka arkaya geliyor, TTVI 144: inçe ayayur agırlayur tapınur udunurlar, TTVI 74: yme bu bitigig okıtsar, ayayu agırlayu tapınu udunu tutsar. Yahut St. 56: yaşurmazmen baturmazmen örtmezmen kizlemezmen, dört fiil birden, gizlemek, manasına geliyor (…)” (1978: 39-40). Çağatay yalnızca üç örnekle bu konuya değinmiş olsa da ikilemelerin bu özelliğinden ve birlikte kullanılmalarıyla bu çalışmada da belirtildiği gibi bir kavramı anlatmalarından söz etmesi önemlidir. Tuna çalışmasında birkaç cümleyle ikiden fazla kelimeden oluşan ikileme oluşumlarından bahseder ve örnek verir: “(…) bağ bahçe bostan, boy pos endam, din, iman insaf, eş dost ahbap, şans kader kısmet, din iman insaf merhamet, ev bark ot ocak, eş dost hısım akraba, üst baş giyim 72 kuşam (…)” (1982-1983: 187-188). Tuna’nın verdiği gerek üç gerekse de dört kelimeden oluşan ikilemelerde hep bir kavram anlatılmaktadır. Bu çalışmada kelime sayılarına göre değerlendirilen ikilemeler; sahip oldukları kelime sayılarına ve bu kelimelerin birlikte bir kavramı ifade etmelerine göre iki, üç, dört ve altı kelimeden oluşan ikilemeler olmak üzere dört alt başlıkta incelenmiştir. 1.4.1. Đki kelimeden oluşan ikilemeler Belirlenen 1452 ikilemeden 1268’ini kelime sayısı iki olan ikilemeler oluşturmaktadır. Đkilemelerin çok büyük bir çoğunluğunu bu grubun oluşturmasının nedeni kelime grubunun ikileme sayılabilmesi için her şeyden önce en az iki kelimenin bir araya gelmesine bağlılığından kaynaklanmaktadır. Bu kelimeler için de bir araya geldiklerinde bir kavram anlatmaları, kavramı pekiştirmeleri ve güçlendirmeleri ikileme olmalarında temel ölçüttür. Çünkü aralarında hiçbir ses benzerliği bulunmamış olmasına (ertingü uz ‘son derece, fevkalade’, mung emgek ‘sıkıntı, keder’, ötün- yalbar- ‘dilemek, yalvarmak’); hece sayısı fazla olan kelime önce kullanılmış olmasına (titre- bez- ‘titremek, ürpermek’, asgançula- tagunla- ‘iki yüzlülük etmek, yataklık etmek’, kemiş- tüş ‘düşürmek, bırakmak’), bir kelime farklı kelimelerle ayrı ikilemeler oluşturmuş olmasına (öt bilig ‘nasihat, bilgi’, bilig edrem ‘bilgi, erdem’, öng körk ‘görünüş, sima’, körk bediz ‘resim, görüntü’) rağmen beraber kullanımlarında bir kavramı anlattıkları takdirde ikileme olabilmektedirler. Bu ikilemelerden bazıları şu şekildedir: tol- büt- ‘dolmak, bitmek’, mung tark ‘keder, acı’, ulı- sıgta- ‘ağlamak, hıçkırmak’, bek katıg ‘sağlam, kuvvetli’, kork- bez- ‘korkmak, titremek’, tın tura ‘can, hayat, üd kolu ‘zaman’, tiki yangku ‘gürültü, yankı’, azu- egsü- ‘sızmak, eksilmek’, kan- büt- ‘inanmak, tatmin olmak’, tik- tarı-‘ekmek, yetiştirmek’, saç- tarı- ‘ekmek, biçmek’, kıg yam ‘pislik, çöp’, sanç- bıç- ‘öldürmek, doğramak’ eşid- tıngla- ‘işitmek, dinlemek’, karımak ölmek ‘ihtiyarlamak, ölmek’, sevit- ayat- ‘sevdirmek, saydırmak’, ıra- yatıka ‘uzaklaşmak, yabancılaşmak’, üdrül- seçil- ‘ayrılmak, seçilmek’, kadır yavlak ‘kızgın, kötü’, yap- yadıl- ‘yaymak, kaplamak’, yun- arıtın- ‘yıkanmak, temizlenmek’. 73 1.4.2. Üç kelimeden oluşan ikilemeler Đncelenen malzemeye göre iki ögeli kelimelerden sonra en sık rastlanan ikileme türü üç ögeli olanlarıdır. Örneklerin 118’ini bu ikileme grubu oluşturmaktadır. Kelimeler birlikte kullanılarak bir kavramı anlatır, pekiştirir veya kuvvetlendirirler: busuş kadgu emgek: ‘keder, sıkıntı’, tsuy agır ayıg ‘fena, kötü’, ür keç uzun ‘uzun, geç’, otsuz emsiz ürüntegsiz ‘ilaçsız, merhemsiz’, kın- katıglan- tavran ‘çalışmak, çabalamak, gayret göstermek’, örüg amıl ititgsiz ‘sakin, durgun, hareketsiz, belgü erig barıg ‘belge, yol, yordam’. Hatipoğlu çalışmasında üçleme adı ile üç kelimeden oluşan ikilemeleri incelemekte bunların oluşumunu iki kelimeden oluşan ikilemelerin yaygın ve etkin kullanımına bağlamaktadır. Yalnız Hatipoğlu’nun yaptığı tanım ve verdiği örnekler bu çalışmada tespit edilen örneklerle örtüşmemektedir. Hatipoğlu’na göre “aynı kökten veya gövdeden kurulan bir ikilemeyle aynı kökün ve gövdenin birlikte kullanılmasına üçleme denir: sürüm sürüm sürünmek, parıl parıldamak, inim inim inlemek (…)” (1981:23). Uyuşmazlığın sebebi Hatipoplu’nun ikileme olarak değerlendirdiği aynı kök ve gövdeden kurulu kelime grupları, sürüm sürüm, parıl parıl, inim inim gibi, bu çalışmada yineleme olarak değerlendirilmiştir (bkz. yinelemeler). Ayrıca örneklerde bu şekildeki oluşumlarla karşılaşılmamıştır. Üstünova da çalışmasında Hatipoğlu’nun tanım ve yöntemini benimsemekle birlikte “ayrı sözcüklerin tekrarlanmasıyla oluşan üçlemeler” bölümünde “(…) yiyesin içesin hoş giçesin (….) savaşayım çekişeyim dürişeyim (…) sevineyim kıvanayım güveneyim (…)” (1997: 21) örneklerini vermiştir. Böylece birbirleriyle yakın anlamlı üç ayrı kelimenin birlikte bir kavramı ifade edecek şekilde kullanılabileceğini belirtmiştir. Nagy, Çağatay dönemindeki ikilemeleri incelediği çalışmasında “tohumı nesli ruhı kesilmesün (…)” (2004: 1130) cümlesiyle üç kelimeden oluşan ikilemelere örnek vermektedir. Bu oluşumun sadece Çağatay dönemiyle sınırlı kalmadığını Kutadgu Bilig’de de “adaş koldaş erdeş” gibi örneklerin yer aldığını, bunlara da Clauson’un “double hendiadyoin” dediğini belirtmektedir. Ancak bu oluşumların nasıl gerçekleştiği ve kullanım sıkılıklarının ne oldukları konusunda bir bilgi vermemektedir. Tuna bu konuyla ilgili herhangi bir tanım 74 yapmamakla birlikte verdiği örneklerde ikilemelerin farklı kelimelerden oluşmaları ve birlikte bir kavramı ifade etmeleri açısından önemlidir: (…) bohça sandık sepet, han hamam apartıman, eş dost ahbap, şans kader kısmet” (1982-1983: 187). Bu ikilemelerin oluşumları incelendiğinde farklı özellikler sergiledikleri gözlenmektedir. Örneklerin 36’sında kelimeler sadece bu grupta bir araya gelerek üç kelimeden oluşan ikilemeleri oluşturmuştur: atlıg külüg belgülüg ‘adlı, şöhretli, belli’, sengik vıhar sanlıg ‘manastıra ait’, sengrem sanlıg sengik ‘manastıra ait’, sengik sengrem sanlık ‘manastıra ait’, artat- ayama- açınma- ‘mahvetmek, özen göstermemek’, ögret- boşgur- biltür- ‘öğretmek, bildirmek’, kanmaksız telgenmeksiz tözlüg ‘kanmaz, kızmaz, güçlü’, angçı mangçı keyikçi ‘avcı, geyikçi’, öpiş- kucuş- ıglaş- ‘öpüşmek, kucaklaşmak, ağlaşmak’, karı- öl- tay- ‘ihtiyarlamak, ölmek, göçüp gitmek’, irintür- burçıntur- örlet-‘kırmak, incitmek’, kurug kovuk mensiz ‘kuru, boş, bensizlik’, bulganmak yaykanmak esmek ‘dalgalanmak, esmek’, ud ingek boga ‘sığır, inek, boğa’, tegşilmeksiz isilmeksiz koramaksız ‘değişmeden, azalmadan’, tılıg yarplıg ornaglıg ‘güçlü, kuvvetli’, sakınç söz kılınç ‘fikir, söz, davranış’, yılkı ud eşgek ‘inek, eşek’, irmeksiz yalkmaksız üzüksüz ‘engelsiz, sürekli’, örtlüg buzlug tamulug ‘alevli, buzlu, cehennemli’, ok ya kılıç ‘ok, yay, kılıç’, ezügsüz armaksız kirtü ‘hilesiz, doğru’, ezügsüz igidsüz kirtü ‘yalansız, dolansız, gerçek’, arslan bars böri ‘arslan, pars, kurt’, yarp katıg agınçsız ‘güçlü, kuvvetli, sağlam’, kadır sarsıg övkelig ‘sert, kötü, öfkeli’, anıg körsüz uduz ‘kötü, çirkin, uyuz’, tözkerinçsiz yeg üsdünki ‘aşılmaz, en üstün’, alkın- sön- amrıl- ‘yok olmak, dinmek’, kun- al- ogurla- ‘çalmak, çırpmak, yağmalamak’, ert- keç- ket- ‘geçmek, gitmek’, kentür- ornat- çıngar- ‘düzeltmek, doğrusunu yerine koymak, doğrulaştırmak’, ayıg ulug korkınçıg ‘kötü, kocaman, korkunç’, toru- küçsire- alangur- ‘zayıflamak, zayıflatmak’, kör- bil- ötkür- ‘görmek, bilmek, açıklamak’. Üç ögeli ikilemelerin bir kısmı iki kelimeden oluşan ikilemeye yakın anlamlı üçüncü bir kelimenin eklenmesiyle meydana gelmiştir. Örneklerin 46’sı bu şekildedir. Bunlardan 26’sının ilk iki ögesi iki kelimeden oluşan ikileme örneklerinde yer almaktadır. Bu ikilemenin ardından üçüncü bir kelime gelerek üç kelimeden oluşan ikilemeler ortaya çıkmıştır: tev kür/ armak ‘hile, sahtelik’, tev kür /yongag ‘hile, iftira’, sansız sakışsız /kolusuz ‘sayısız, hesapsız’, il kan/ beg ‘han, hakan, bey’, umugsuz 75 ınagsız/ arıçısız ‘dayanayaksız, tutanaksız, yardımcısız’, il uluş/ ornag ‘memleket, ülke, yer’, bek katıg /kirtü ‘sağlam, gerçek’, ed tavar /buşı ‘mal, mülk, sadaka’, ürüg uzatı /üzeliksiz ‘sürekli, daima’, yok çıgay/ poşıçı ‘fakir, dilenci’, örüg amıl /itigsiz ‘sakin, durugn, hareketsiz’, örüg amıl /tikisiz ‘sessiz, sakin, gürültüsüz’, ört yalın /koz ‘alev, kızgın kömür’, ters tetrü /yangluk ‘ters, aksi, yalan’, yok çıgay/ ınka ‘yoksul, yersiz, yurtsuz’, ugur yık/ kezig ‘zaman, uygun zaman, sıra’, sansız tümen/ kolti ‘sayısız, on binlerce’, igsiz kemsiz /busuşsuz ‘dertsiz, kedersiz’, ayıg yavız/ çulvu ‘kötü, küfür’, bag bukagu/ kerig ‘bağ, köstek, işkence aleti’, sök- tokı- /oya- ‘azarlamak, dövmek, vurmak’, üdsüz kolusuz /kezigsiz ‘zamansız, sırasız’, ööçsüz keksiz/ övkesiz ‘öçsüz, kinsiz, öfkesiz’, hualıg çeçeklig /ölenlig ‘çiçeklik, otlaklık’, ilig beg/ atlıg ‘hükümdar, bey, itibarlı kimse’, yıgla- sıgta- / busan- ‘ağlamak, sızlamak, mutsuz olmak’, ür keç/ uzun ‘uzun, geç’. Örneklerin 4’ünde yine ilk iki kelime iki kelimeden oluşan ikilemelerde de bulunur. Yalnız burada ikinci ve birinci kelimenin yerleri birbirleriyle değişmiş biçimde yer almaktadır: ig agrıg ölüm ‘hastalık, ölüm’, ig agrıg ‘ağrı, sızı’, agrıg ig ‘ağrı, sızı’, bil- uk- ötkür- ‘bilmek, kavramak, açıklamak’, bil- uk- ‘bilmek, kavramak’, uk- bil ‘kavramak, bilmek’, kan yiring söl ‘kan, irin, lenf’, yiring kan ‘irin, kan’, aya- agırla- tapın- ‘saygı göstermek, hizmet etmek, hürmet etmek’, aya- agırla- ‘saygı göstermek, hürmet etmek’, agırla- aya- ‘hürmet etmek, saygı göstermek’. Đkilemelerin 11’inde ise son iki kelime iki kelimeden oluşan ikileme örneklerinde bulunmaktadır: agu /yilvi kömen ‘zehir, sihir, büyü’, övke /üz boz ‘öfke, kin, nefret’, kolusuz /erüş öküş ‘hesapsız, sayısız, çok’, agır /tsuy irinçü ‘kötü, fena’, teprençsiz/ bek yarp ‘sarsılmaz, sağlam’, orun /tag arıg ‘yer, dağ, çay’, mançak /tült töşek ‘yatak, yastık, döşek’, belgü /erig barıg ‘belge, yol, yordam’, yunçı- /arta- alkın- ‘güçsüzleşmek, bozulmak’. Örneklerin 5’inde yine son iki kelime iki kelimeden oluşan ikilemelerde de bulunur. Fakat iki kelimeden oluşan ikilemelerde ikinci ve üçüncü kelimenin yerleri değişmiş şekildedir: ters yavlak ayıg ‘ters, kötü’, yavlak ayıg ‘kötü, fena’, ayıg yavlak ‘kötü, berbat’, at sav söz ‘isim, söz’, sav söz ‘söz, laf’, söz sav ‘söz, laf’, kın- katıglan- tavran- ‘çalışmak, çabalamak, gayret göstermek’, tavran- katıglan- ‘çabalamak, gayret göstermek’, sımtagsız kınıg katıg ‘çalışkan, sağlam, kuvvetli’, katıg kınıg ‘kuvvetli, sağlam’, beg buyruk ınanç ‘bey, amir, memur’, ınanç buyruk ‘memur, amir’. 76 Đkilemelerin 13’ünde birinci kelime hem ikinci hem de üçüncü kelimeyle iki kelimeden oluşan ikilemeler meydana getirmiştir: busuş kadgu emgek ‘keder, sıkıntı, kaygı’, busuş kadgu ‘sıkıntı, kaygı’, busuş emgek ‘sıkıntı, keder’, ig agrıg emgek ‘ağrı, hastalık, sıkıntı’, ig agrıg ‘ağrı, hastalık’, agrıg ig ‘ağrı, hastalık’, ig emgek ‘hastalık, sıkıntı’, ayıg yavlak körksüz ‘kötü, fena, çirkin’, ayıg yavlak ‘kötü, berbat’, yavlak ayıg ‘kötü, fena’, körksüz ayıg ‘çirkin, kötü’, töz tüp yıltız ‘kök, temel’, töz tüp ‘kök, temel’, töz yıltız ‘kök, temel’, aş içgü suvsuş ‘yiyecek, içecek’, aş içgü ‘yiyecek, içecek’, aş suvsuş ‘yiyecek, içecek’, ulug bedük idiz ‘büyük, yüksek, ulu’, ulug bedük ‘ulu, büyük’, idiz ulug ‘yüksek, ulu’, arıg turug yazınçsız ‘temiz, duru, günahsız’, yazınçsız arıg : günahsız, temiz, arıg turug ‘temiz, duru’, inçkü esengü mengi ‘rahat, sıhhat, huzur’, inçkü esengü ‘rahat, sıhhat’, inçkü mengi ‘rahat, huzur’, ayag çilteg tapıg ‘saygı, hizmet, itibar’, ayag çilteg ‘saygı, itibar’, tapıg ayag ‘hizmet, saygı, ülgüsüz üküş koltı ‘sayısız, fazla, çok’, ülgüsüz üküş ‘sayısız, fazla’, ülgüsüz koltı ‘sayısız, çok’, ig kem agrıg ‘hastalık, sızı, ağrı’, ig kem ‘hastalık, ağrı’, ig agrıg ‘ağrı, sızı’, agrıg ig ‘ağrı, sızı’, ülgüsüz sansız koltı ‘sayısız, fazla, çok’, ülgüsüz sansız ‘sayısız, çok’, ülgüsüz koltı ‘sayısız, çok’, tüzü tüketi barça ‘tamamı, bütün’, tüzü tüketi ‘tamamiyle, bütünü’, barça tüzü ‘tamamı, bütün’. Örneklerin 12’sinde ikinci kelime hem birinci hem de üçüncü kelimeyle iki kelimeden oluşan ikilemeler meydana getirmiştir: ürüg uzatı üzüksüz ‘sürekli, daima’ ürüg uzatı ‘daima, sürekli’ uzatı üzüksüz ‘daima, kesintisiz’, kirsiz arıg süzük ‘temiz, pak, duru’, kkirsiz arıg ‘temiz, pak’, arıg kkirsiz ‘temiz, kirsiz’, arıg süzük ‘temiz, duru’, süzük arıg ‘duru, temiz’, köni kirtü çın ‘doğru, düzgün, gerçek’, köni kirtü ‘doğru, düzgün’, çın kirtü ‘doğru, gerçek’, il uluş balık ‘memleket, ülke, şehir’, il uluş ‘memleket, ülke’, uluş balık ‘memleket, şehir’, balık uluş ‘şehir, memleket’, kınıg katıg bek ‘kuvvetli, sağlam’, katıg kınıg ‘kuvvetli, sağlam’, bek katıg ‘sağlam, kuvvetli’, noş tatıglıg sogançıg ‘hoş, tatlı’, noş tatıglıg ‘hoş, tatlı’, sogançıg tatıglıg ‘hoş, tatlı’, tatıglıg sogançıg ‘tatlı, hoş’, uçsuz kıdıgsız ülgüsüz ‘sınırsız, sayısız’, uçsuz kıdıgsız ‘sınırsız, uçsuz’, ülgüsüz kıdıgsız ‘sayısız, çok’, yangı arıg yürüng ‘yeni, temiz, ak’, arıg yürüng ‘temiz, ak’, yangı arıg ‘temiz, yeni’, arıg yangı ‘temiz, yeni’, barça tüzü tüketi ‘tamamı, bütünü’, barça tüzü ‘tamamı, bütün’, tüzü tüketi ‘tamamiyle, bütünü’, otsuz emsiz ürüntegsiz ‘ilaçsız, merhemsiz’, ot em ‘ilaç, merhem’, em ürünteg ‘ilaç, 77 merhem’, yürüng arıg yangı ‘ak, temiz, yeni’, arıg yürüng ‘temiz, ak’, yangı arıg ‘temiz, yeni’, arıg yangı ‘temiz, yeni’, çın kirtü tüz ‘doğru, düz, gerçek’, çın kirtü ‘doğru, gerçek’, kirtü tüz ‘doğru, düz’. Đkilemelerin 5’inde ikinci kelime üçüncü kelimeyle, üçüncü kelime de birinci kelimeyle iki kelimeden oluşan ikilemeler meydana getirmişlerdir: agar tsuy ayag ‘kötü, fena’, tsuy ayıg ‘kötü, fena’, agır ayıg ‘kötü, fena’, sogançıg noş tatıglıg ‘hoş, tatlı’, noş tatıglıg ‘hoş, tatlı’, sogançıg tatıglıg’hoş, tatlı’, tatıglıg sogançıg ‘tatlı, hoş’, bedük agır ulug ‘büyük, ağır, ulu’, ulug bedük ‘ulu, büyük’, agır ulug ‘ağır, ulu’, ulug agır ‘ulu, ağır’, egsüksüz tolu tükel ‘eksiksiz, tam’, tolu tükel ‘tamam, eksiksiz’, egsüksüz tükel ‘eksiksiz, tam’, tsuy agır ayıg ‘fena, kötü’, agır ayıg ‘kötü, fena’, tsuy ayıg: kötü, fena. Örneklerin 2’sinde ise sadece birinci ve üçüncü kelimeler iki kelimeden oluşan ikilemelerde yer alır: tısız yarpsız ornagsız ‘güçsüz, zayıf’, tısız ornagsız ‘güçsüz, kuvvetsiz’, igsiz togasız adasız ‘hastalıksız, belasız, felaketsiz’ igsiz adasız ‘hastalıksız, felaketsiz’. 1.4.3. Dört kelimeden oluşan ikilemeler Sayı bakımından üçüncü sırayı dört kelimeden oluşan ikilemeler oluşturmaktadır. Đkilemelerden 61’ini bu grup oluşturur. Birbirine yakın anlamlı dört kelime bir araya gelerek bir kavramı anlatır, pekiştirir veya güçlendirir: igsiz kemsiz agrıgsız tikigsiz ‘dersiz, kedersiz, ağrısız, gürültüsüz’, kkirsiz münsüz arıg süzük ‘temiz, pak, kusursuz, bıç- kes- tokı- sanç- ‘biçmek, kesmek, vurmak, dövmek’, kirtü katıg çın kirtü ‘gerçek, sağlam, doğru’, ökün- kakın- bilin- ukun- ‘itiraf etmek, pişmanlık bildirmek, açıklamak’, adasız tudasız busuşsuz kadgusuz ‘kazasız, belasız, dertsiz, kaygısız’, aç- yad- ökün- bilin- ‘açıklamak, itiraf etmek, söylemek’. Tuna çalışmasında dört kelimelik ikilemelerden yine sadece örnek vererek söz eder. Verdiği bu örnekler farklı kelimelerden oluşmakta ve birlikte bir kavram anlatmaktadır: “Ana avrat kız kısrak, bardak sürahi tabak çanak, eş dost hısım akraba, karı kancık kız kısrak, ev bark ot ocak, çanak çömlek tencere tava” (1982-1983: 187). Çağatay bu ikileme grubundan sadece üç örnekle bahseder ve bunların iki ikilemenin arka arkaya 78 kullanılmasıyla oluştuğunu belirtir: “(…) bazen de bir mefhumu ifade etmek için üst üste aynı anlamda olan iki Hend-n kullanılabilir, mes Uygurca metinlerde, hürmet etmek, manasında bazen 4 fiil arka arkaya geliyor, TTVI 144: inçe ayayur agırlayur tapınur udunurlar, TTVI 74: yme bu bitigig okıtsar, ayayu agırlayu tapınu udunu tutsar. Yahut St. 56: yaşurmazmen baturmazmen örtmezmen kizlemezmen, dört fiil birden, gizlemek, manasına geliyor (…)” (1978: 39-40). Üstünova dört kelimelik ikilemelerin üç kelimeden oluşan ikilemelerin yöntem ve etkisiyle meydana geldiğini belirtir ve bunları sınıflandırır. “Ayrı sözcüklerle kurulu dörtlemeler” başlığı altında “(…) sığın keyik kaz tavuk (…) ogrı köpek yike tana (…)” (1997: 23) örneklerini verir. Bu ikileme grubunun çoğunluğu iki ikilemenin art arda kullanılmasıyla oluşmuştur. Bu ikilemeler iki kelimeden oluşan örneklerde de yer almaktadırlar. Örneklerin 23’ü bu şekildedir: tev kür / yilvi arvış ‘hile, büyü, sihir’, kkirsiz münsüz / arıg süzük ‘temiz, pak, kusursuz’, aç- yad-/ ökün- bilin- ‘açıklamak, itiraf etmek, söylemek’, altun kümüş / erdini yinçü ‘altın, gümüş, mücevher, inci’, tsuy irinçü / agır ayıg ‘günah, suç, kötü’, kın kızgut / emgek tolgak ‘işkence, sıkıntı, eziyet’, münsüz beçesiz / arıg turug ‘günahsız, kusursuz, temiz’, ulı- möngre- / yıgla- sıgta- ‘inlemek, böğürmek, ağlamak, sızlamak’, sarsıg salık / tevlig kürlüg ‘kötü, fena, hileli’, ögidil- alka- /sevidil- tapladıl- ‘övülmek, sevilmek, sayılmak’, bekiz belgülüg /açuk adırtlıg ‘açık, belli’, aya- agırla-/ tapın- udun- ‘saygı göstermek, hizmet etmek’, uçsuz kıdıgsız/ ülgülençsiz tenglençsiz ‘sınırsız, ölçüsüz, hesapsız’, al altag/ tev kür ‘hile, aldatma’, üküş telim/ ülgüsüz sansız ‘çok, sayısız’, kutlug ülüglüg /inç mengilig ‘mutlu, kutlu’, tevsüz kürsüz /ezügsüz armaksız ‘hilesiz , dolansız’, ülgüsüz koltı /erüş üküş ‘sayısız, çok’, busuş kadgu/ emgek tolgak ‘keder, sıkıntı’, emgek tolgak/ busuş kadgu ‘sıkıntı, keder’, san sakış /ülgü kolu ‘sayı, hesap, ölçü’, tüngür böşük /ka kadaş ‘hısım, akraba’, boşgun- tut-/ okı- sözle ‘öğrenmek, okumak, söylemek’, üzüksüz tutçı/ ürüg uzatı ‘kesintisiz, sürekli, daima’, tsuy irinçü /agır ayıg ‘günah, suç, kötü’. Örneklerin 2’si iki ikilemenin art arda kullanılmasıyla oluştuğu gibi ayrıca birinci ve üçüncü kelimeler de ikileme oluşturmuştur: igsiz togasız/ adasız tudasız ‘hastalıksız, belasız’, igsiz adasız ‘hastalıksız, felaketsiz’, sev- tapla-/ aya- agırla- ‘sevmek, saymak, saygı göstermek’, aya- sev- ‘saygı göstermek, sevmek’. 79 Örneklerin 1’i iki ikilemenin art arda kullanılmasıyla oluştuğu gibi ayrıca birinci ve dördüncü kelimeler de ikileme oluşturmuştur: bışrun- ögren- /tavran- katıglan- ‘çalışmak, öğrenmek, gayret sarf etmek’, bışrun- katıglan- ‘öğrenmek, gayret sarf etmek’. Örneklerin 2’si iki ikilemenin art arda kullanılmasıyla oluştuğu gibi ayrıca birinci ve üçüncü, birinci ve dördüncü, ikinci ve üçüncü kelimeler de ikileme oluşturmuştur: kent suzak /balık uluş ‘şehir, köy, memleket’, kent balık ‘kent, şehir’, kent uluş ‘kent, memleket’, suzak balık ‘köy, şehir’, balık uluş/ kent suzak ‘memleket, şehir, köy’, kent balık ‘kent, şehir’, kent uluş ‘kent, memleket’, suzak balık ‘köy, şehir’. Đkilemelerin 6’sının ilk iki kelimesi zaten iki ögeli ikileme olarak da kullanılmaktadır. Fakat son iki kelimesi belirlenen ikilemelerde bulunmadığından bu örnekler için iki ikilemenin art arda kullanılmasıyla oluşmuştur demek zordur: tev kür yilvi arvış ‘hile, büyü, sihir’, igsiz kemsiz agrıgsız tikigsiz ‘dertsiz, kedersiz, ağrısız, gürültüsüz’, vıhar sengrem sanlıg sengik ‘manastıra ait’, tapıg udug ayamak çitlemek ‘saygı, hürmet’, erdini yinçü çeç kaş ‘mücevher, inci, değerli taş’, iglig kemlig bertük beçel ‘hasta, bereli, sakat’. Örneklerin 7’sinin ise son iki kelimesi zaten iki ögeli ikilemelerde bulunurken ilk iki kelimesi yer almaz. Bu sebeple bu örnekler için iki ikilemenin art arda kullanılmasıyla oluşmuştur demek zordur: yıltız ulun butık yapırgak ‘kök, sap, dal, yaprak’, kirtü katıg çın kirtü ‘gerçek, sağlam, doğru’, aru- sız- ulı-sıkta- ‘yorgun düşmek, bitap olmak, inlemek’, mengilig tongalıg ögrünçlüg sevinçlig ‘kutlu, güçlü, mutlu’, üz büz ööç kek ‘kin, nefret, öç’, artuksuz yangluksuz köni kirtü ‘yalansız, doğru’, çeç kaş yinçü moncuk ‘değerli taş, inci, boncuk’. Đkilemelerin 3’ünün son iki kelimesinin yanında birinci ve üçüncü kelimeleriyle oluşmuş ikilemeler de iki kelimeden oluşan ikilemelerde bulunur: agrıg tikig ig toga ‘ağrı, kaşıntı, hastalık’, ig toga ‘ağrı, kaşıntı’, ig agrıg ‘ağrı, hastalık’, agrıg ig ‘ağrı, hastalık’, tag ış arıg simek ‘dağ, yayla, orman’, arıg simek ‘orman, koru’, tag arıg ‘dağ, orman’, emgen- buşrul- sıkıl- tangıl- ‘kederlenmek, üzülmek, sıkılmak’, sıkıl- tangıl ‘üzülmek, sıkılmak’, sıkıl- emgen- ‘sıkılmak, kederlenmek’. 80 Örneklerin birinde ilk iki kelimenin yanında birinci ve üçüncü kelimeler de ikileme oluşturmuştur: ökün- kakın- bilin- ukun-‘itiraf etmek, pişmanlık bildirmek, açıklamak’, ökün- kakın- ‘itiraf etmek, pişmanlık bildirmek’, ökün- bilin- ‘itiraf etmek, açıklamak’. Đkilemelerin 3’ünde birinci ve ikinci kelimelerle birlikte birinci ve dördüncü kelimeler de ikileme oluşturmuştur: bıç- kes- tokı- sanç- ‘biçmek, kesmek, vurmak, dövmek’, bıç- kes- ‘biçmek, kesmek’, sanç- bıç- ‘öldürmek, doğramak’, bıç- sanç- ‘doğramak, öldürmek’, yi- iç- sat- yungla- ‘yemek, içmek, satmak, harcamak’, yi- iç- ‘yemek, içmek’, yi- yungla- ‘yemek, harcamak’, boşgun- tut- okı- bil- ‘okumak, tutmak, bilmek, öğrenmek’, boşgun- tut- ‘öğrenmek, tutmak’, bil- boşgun- ‘bilmek, öğrenmek’. Đkilemelerin birinde birinci ikinci, ikinci dördüncü ve birinci dördüncü kelimeler ikileme oluşturmuştur: busuş kadgu kaygu sakınç ‘ıkıntı, kaygı, üzüntü, dert’, busuş kadgu ‘keder, kaygı’, sakınç kadgu ‘dert, keder’, busuş sakınç ‘keder, sıkıntı’. Örneklerin birinde birinci ve üçüncü kelimeler ikileme oluşturmuştur: iş tuş adaş kudaş ‘eş, dost, arkadaş, yoldaş’, adaş iş ‘arkadaş, eş’, iş adaş ‘eş, arkadaş’. Örneklerin birinde ikinci ve üçüncü kelimeler ikileme oluşturmuştur: keng yaruk yaşuk tokılıg ‘açık, aydınlık, yakışıklı’, yaruk yaşuk ‘ışık, parlaklık’. Örneklerin birinde birinci ve dördüncü kelimeler ikileme oluşturmuştur: tült orun eşük töşek ‘yastık, sedir, örtü, döşek’, tült töşek ‘yastık, döşek’. Đkilemelerin birinde birinci ve dördüncü, ikinci ve üçüncü, ikinci ve dördüncü kelimeler ikileme oluşturmuştur: agır tsuy irinçü ayıg ‘kötü ,fena, suç’, agır ayıg ‘kötü, fena’, tsuy ayıg ‘kötü, fena’, tsuy irinçü ‘günah, suç’. Örneklerin 7’sinin kelimeleri sadece bu grupta dört kelimeden oluşmuş ikilemeler meydana getirmiştir: adasız tudasız busuşsuz kadgusuz ‘kazasız, belasız, dertsiz, kaygısız’. yançış- öçüş- boğuş- örlüş- ‘kapışmak, boğuşmak, kızdırmak’, ölür- ıdtur- alka- yokadtur- ‘öldürmek, canını almak, yok etmek’, ud eşgek kaltır tonguz ‘inek, eşek, katır, domuz’, kalınlık borluk sögüt yimiş ‘asma, bağ, ağaç, yemiş’, bars ibriz arslan böri ‘pars, arslan kurt’, emgetgü tolgatgu irintürgü bosanturgu ‘sıkıntı, eziyet, sefalet’. 81 1.4.4. Altı kelimeden oluşan ikilemeler Örnekler içinde son sırayı bu grup oluşturmaktadır. Đkilemelerin sadece 5’i altı kelimeden meydana gelmiştir. Bu 5 ikileme de bir kavramı açıklar, güçlendirir, pekiştirir: busuş kadgu emgek tolgak sıkıg tangık ‘sıkıntı, kaygı, eziyet’, sögüt ıgaç ot yaş arıg semek ‘söğüt, ağaç, ot, orman’, ezügsüz igidsüz köni kirtü arıg süzük ‘yalansız, dolansız, doğru, temiz’, igsiz togasız adasız tudasız emgeksiz tolgaksız ‘hastalıksız, belasız, sıkıntısız’, egsül- tegşil- arta- buzul- alkın- yokad- ‘eksilmek, değişikliğe uğramak, bozulmak, yok olmak’. Bu ikilemeler üç tane iki ögelik ikilemenin art arda kullanılmasıyla oluştuğu izlenimini uyandırmaktadır. Ancak örneklerden yalnızca 2’sinin oluşumundaki ikilemeler iki ögeden oluşan örneklerde de görülür: ezügsüz igidsüz/ köni kirtü/ arıg süzük ‘yalansız, dolansız, doğru, temiz’, igsiz togasız/ adasız tudasız/ emgeksiz tolgaksız ‘hastalıksız, belasız, sıkıntısız’. Diğer ikilemelerde sadece bir ikileme grubunun örneklerde yer almaması ikilemelerin bu oluşum içinde verilmesini engellese de bunların da iki kelimelik ikilemelerin art arda kullanılmasıyla oluşma ihtimalini güçlendirmektedir: busuş kadgu/ emgek tolgak/ sıkıg tangık ‘sıkıntı, kaygı, eziyet’, son ikileme grubu tespit edilen örneklerde yer almaz, sögüt ıgaç/ ot yaş/ arıg semek ‘söğüt, ağaç, ot, orman’, ilk grup örneklerde yer almaz, egsül- tegşil-/ arta- buzul-/ alkın- yokad- ‘eksilmek, değişikliğe uğramak, bozulmak, yok olmak’, ilk grup örneklerde yer almaz. 1.5. Ögeleri Yer Değiştiren Đkilemeler Bir araya gelen kelimelerin ikileme sayılabilmeleri için birtakım kurallara sahip olmaları gerekmektedir. Bu kurallar o kadar kesin ve değişmezdir ki neticede ikileme kelimelerini kalıplaştırıp hep aynı durumda ve kelimelerle kullanılmasını sağlarlar. Bunlardan biri ikileme kelimelerinin yerleridir. Kelimeler arasında bir sıra kalıplaşması vardır. Zaman içerisinde kelimelerin sıra ve yerleri belli olur ve daha sonra değişmez. Buna göre birinci sırada olan bir kelime ikinci sırada veya ikinci sırada olan kelime birinci sırada yer almaz (Hatipoğlu 1981: 15-16). Eğer böyle bir değişiklik yaşanırsa bu kalıplaşmanın bozulup ikilemenin ortadan kalkması anlamına gelmektedir. 82 Uygur dönemi ikilemelerinin kalıplaşma bakımından tam bir kararlılık halinde olmamalarını gösteren etkenlerden biri de kelimelerin yerlerini değiştirmesidir. Đkileme kelimeleri farklı sıralarda yer alabilmektedirler. Ancak bu dönem metinlerinin sınırlı sayıda olması ve bu dönemden önce yazılı örneklerin çok kısıtlı olması sebebiyle kelimelerin ilk önce hangi sırada kullanıldığını belirlemek çok güç olduğu için bu şekildeki oluşumlara ögeleri yer değiştiren ikilemeler denilmesi uygun görülmüştür. Örneklerden 90’ının ögelerinin yerleri değişebilmektedir. Bunların çoğunluğunu iki kelimeden meydana gelen ikilemeler oluşturur. Bu ikilemelerin 84’ünde kelimeler farklı sıralarda yer almaktadırlar: bilig köngül ‘akıl, bilinç’ ~ köngül bilig ‘bilinç, akıl’, istet- tilet- ‘istetmek, aratmak’ ~ tilet- istet- ‘aratmak, istetmek’, tök- saç- ‘dökmek, saçmak’ ~ saç- tök- ‘dağıtmak, dökmek’, tirig ölüg ‘diri, ölü’ ~ ölüg tirig ‘ölü diri’, sevinç ögrünç ‘sevinç, neşe’ ~ ögrünç sevinç ‘sevinç, neşe’, erksin- ilen- ‘güçlenmek, hükmetmek’ ~ ilen- erksin- ‘hükmetmek, güçlenmek’, katun kunçuy ‘hatun, kraliçe’ ~ kunçuy katun ‘kraliçe, hatun’, kutlug ülüglüg ‘bahtlı, talihli’ ~ ülüglüg kutlug ‘talihli, bahtlı’, ulug agır ‘ulu, büyük’ ~ agır ulug ‘ağır, ulu’, kan irin ‘kan, irin’ ~ yiring kan ‘irin, kan’, yarat- it- ‘düzenlemek, süslemek’ ~ it- yarat- ‘süslemek, düzenlemek’, bar- kel- ‘gitmek, gelmek’ ~ kel- bar- ‘gelmek gitmek’, ürt- tıd- ‘örtmek, engel olmak’ ~ tıd- ürt- ‘engel olmak, örtmek’, irkek tişi ‘erkek, dişi’ ~ tişi irkek ‘dişi, erkek’, iske- üz- ~ üz- iske- ‘kesmek, parçalamak’, kün tün ‘gündüz, gece’ ~ tün kün ‘gece, gündüz’, yiged- ut- ‘alt etmek, yenmek’ ~ ut- yiged- ‘yenmek, alt etmek’, oksuz teginçsiz ‘fırsatsız, nasipsiz’ ~ teginçsiz oksuz ‘nasipsiz, fırsatsız’, erig öt ‘öğüt, nasihat’ ~ öt erig ‘nasihat, öğüt’, sakınçsız busuşsuz ‘dertsiz, kedersiz’ ~ busuş sakınç ‘keder, dert’. Üç kelimeden oluşan ikilemelerin 4’ünde kelimelerin yeri değişmektedir. Bu değişimlerde kelimelerin karışık bir şekilde yer değiştirmemeleri dikkat çekmektedir. Bu durum da ikilemeler arasında tam olmasa bile bir kalıplaşma eğiliminin var olduğunu göstermektedir: sengik sengrem sanlık ‘manastıra ait’ ~ sengrem sanlıg sengik ‘manastıra ait’, yangı arıg yürüng ‘yeni, temiz, ak’ ~ yürüng arıg yangı ‘ak, temiz, yeni’, tüzü tüketi barçanı ‘tamamı, bütünü’ ~ barçanı tüzü tüketi ‘bütünü, tamamı’, noş tatıglıg sogançıg ‘hoş, tatlı’ ~ sogançıg noş tatıglıg ‘hoş, tatlı’. Dört kelimeden oluşan ikilemelerin 2’sinde kelimelerin yeri değişmektedir. Bu örneklerde de değişim karışık bir biçimde olmamakta, iki kelimelik ikilemeler yerlerini 83 değiştirmektedir: emgek tolgak busuş kadgu ‘sıkıntı, keder’ ~ busuş kadgu emgek tolgak ‘keder, sıkıntı’, balık uluş kent suzak ‘memleket, şehir, köy’ ~ kent suzak balık uluş ‘şehir, köy, memleket’. 1.6. Yinelemeler En az iki kelimenin bir araya gelerek oluşturdukları ikilemelerin amacı bir kavramı anlatmak, öğretmek ve pekiştirmekle birlikte anlatıma akıcılık, ahenk ve kalıcılık katmaktır. Đkilemelerin yanında bir kelimenin hiçbir değişiklik göstermeden aynen tekrarlanmasıyla oluşan yapılar da anlatımda akıcılığı, ahengi ve kalıcılığı sağlamaktadırlar. Bu şekilde anlatımı daha öğretici, etkili ve coşkulu kılmak için bir kelimenin aynen tekrar edilmesiyle oluşan yapılar bu çalışmada yinelemeler adı ve alt başlığı altında değerlendirilmiştir. Tıpkı ikileme teriminde (bkz. Giriş) olduğu gibi yinelemeler hakkında görüş bildiren araştırmacılar bu yapıyı farklı terimler adı altında değerlendirmişlerdir. Terim olarak Hatipoğlu yineleme (1981: 25), Ağakay yalın ikizleme (1953: 147), Banguoğlu (2000: 510) ve Gencan (2001: 219) ikileme, Ergin aynen tekrarlar (2002: 377), Yüce aynı kelimenin tekrarıyla yapılan ikilemeler (1998: 419), Aktaş yalın ikileme (1999: 572), Karahan unsurları aynı olan tekrar (1999: 26-27), Eker aynen tekrar grubu (2003: 370), Özkan aynen ikilemeler (2004: 2305), Üsütünova aynı kelimenin tekrarı ile kurulan ikilemeler (1998: 467), Erdem yinelemeler (2005: 190-191) terimlerini kullanmışlardır. Tanımlandırma konusunda ise araştırmacıların hepsi bu yapıları ikilemelerle aynı yapılar olarak değerlendirmişlerdir. Bu kuruluşların ikilemelerden tek farkının aynı kelimelerin tekrarları olduklarını belirtirler. Araştırmacılar içinde yalnızca Erdem bu yapıların ikilemelerden farklı olduklarını, bu nedenle de ayrı incelenmeleri gerektiklerini söylemiştir. Yalnız Erdem’in yinelemelere “(…) barı yokı, erkek tişi, tün kün, ölüg tirig, ulug kiçig (…)” (2005: 213-214) gibi verdiği örnekler bu çalışmada alınan örneklerle uyuşmamaktadır. Bu çalışmada ikilemeler ve yinelemeler amaç olarak aynı doğrultuda olsalar da yapı ve kuruluş olarak birbirlerinden birtakım farklarla ayrıldıkları için ayrı değerlendirilmişlerdir. Bu farklar şu şekildedir; ikilemeler ayrı, yinelemeler ise aynı 84 kelimeden oluşurlar. Đkilemelerin oluşumu için belli bir zaman diliminin geçmesi gerektiği gibi din, kültür değişimi gibi unsurlar da oluşumlarına etki eder. Yinelemelerin meydana gelmelerinde böyle şartlar bulunmadığı gibi hemen konuşulan anda hangi kelime tekrar edilmek isteniyorsa o kelimenin tekrarıyla yeni bir yineleme oluşturulabilir. Bu nedenlerle yinelemeler ikileme alt başlığı altında değerlendirilmiştir. Toplam olarak belirlenen metinlerden 47 yineleme tespit edilmiştir. Bunların hepsi iki kelimeden oluşmuştur: öngi öngi ‘başka başka’, ming ming ‘binlerce’, tümen tümen ‘onbinlerce’, akru akru ‘yavaş yavaş’, tançu tançu ‘parça parça’, arıg arıg ‘temiz temiz’, sadu sadu ‘iyi iyi’, katın katın ‘tekrar tekrar’, terkin terkin ‘çabuk çabuk’, tsun tsun ‘parça parça’, kiçig kiçig ‘küçük küçük’, kirt kirt ‘kıkır kıkır’, üçer üçer ‘üçer üçer’, ev ev ‘ev ev’, orun orun ‘yer yer’, kirü kirü ‘geri geri’, bo bo ‘bu bu’, ulug ulug ‘ulu ulu’, yine yine ‘yine yine’, mengü mengü ‘daima daima’, ötrü ötrü ‘sonra sonra’, teng teng ‘türlü türlü’, tatag tatag ‘tat tat’, erü erü ‘olup olup’, kentü kentü ‘kendi kendi’, sora sora ‘eme eme’, öz öz ‘öz öz’, edgü edgü ‘iyi iyi’, üdün üdün ‘zaman zaman’, ilki ilki ‘ilk ilk’, kayu kayu ‘nice nice’, adruk adruk ‘ayrı ayrı’, monça monça ‘bunca bunca’, ikin ikin ‘tekrar tekrar’, neçe neçe ‘nice nice’, mang mang ‘adım adım yürümek’ ol ol ‘o o’ antag antag ‘böyle böyle’, ança ança ‘biraz biraz’, basa basa ‘tekrar tekrar’, bişer bişer ‘beşer beşer’, birer birer ‘birer birer’, turu turu ‘dura dura’, sol sol ‘sol sol’, kşan kşan ‘zaman zaman’ k.< Skr. ksana, öngre öngre ‘önce önce’, adın adın ‘başka başka’, yiti yiti ‘yedi yedi’, yig yig ‘iyi iyi’. 85 4. ANLAM 1. ANLAM AÇISINDAN ĐKĐLEMELER Kelimeler arası anlam ilişkileri kelimelerin bir araya gelerek ikileme oluşturmalarını belirleyen önemli etkenlerdendir. Kelimelerin sahip oldukları anlamlar ikileme anlamını belirleyeceği için ikileme konusunda yapılan hemen her çalışmada ikilemeler anlam açısından değerlendirilmiştir. Kelime sahip olduğu anlama göre kendine eş, yakın veya zıt anlamdaki başka kelime ya da kelimelerle bir araya gelerek belirtmek, açıklamak, öğretmek ya da pekiştirmek istediği kavramı ikileme yoluyla ifade etmektedir. Uygur dönemi kelimelerinin birlikte kullanımlarında ikileme oluşturup oluşturmadıklarını belirleyen en önemli unsur bu kelimeler arası anlam ilişkilerine göre bir kavram belirtip belirtmemeleridir. Çünkü bu dönem ikileme kelimeleri aldıkları ekler, sahip oldukları sesler, ikilemedeki yerleri, başka bir kelimeyle kullanımları açısından birbirlerinden bağımsız davranabildikleri için beraber hareket ettiklerini gösteren en önemli özellik aralarındaki anlam ilişkileridir. Diğer durumlarda farklı hareket etseler dahi anlam bakımından gösterdikleri tutarlılık neticesinde bir kavramı açıklamakta veya pekiştirmekte, böylelikle de ikileme oluşturmaktadırlar. Kelimeler arası anlam ilişkilerine göre oluşan ikilemeler eş, yakın ve zıt anlamlı ikilemeler olmak üzere üç alt başlıkta incelenmiştir. Sınıflandırma ikilemelerin kelime sayılarına göre yapılmıştır. Buna göre ikilemelerin 20’si eş anlamlıdır ve bunların 16’si iki, 3’ü üç, 1’i dört kelimeden oluşan ikilemelerdir. Yakın anlamlı ikileme sayısı 1411’dir. Bunların 1231’i iki, 115’i üç, 60’ı dört ve 5’i altı kelimeden oluşan ikilemelerden meydana gelmiştir. Örneklerin 47’sini zıt anlamlı ikilemeler oluşturur ve bunların hepsi iki kelimeden oluşan ikilemelerdir. Anlam açısından sınıflandırmada hangi örneklerin eş, hangi örneklerin yakın anlamlı olabileceği konusunda sorunlar yaşanmıştır. Bir araya gelen kelimelerin her biri anlatmak istediği kavrama ait bir özelliği belirterek kavramın anlamını oluşturmaktadır: evril- yorı- ‘davranmak, hareket etmek’ ikilemesinde birinci kelime “davranmak”, ikinci 86 kelime “hareket etmek” anlamlarıyla “hareket halinde olma, durmamak” kavramını ifade etmektedir. Aynı şekilde sansız tümen ‘sayısız, on bin’, birinci kelime “sayısız”, ikinci kelime “on bin” anlamlarıyla “çokluk” kavramını, ig agrıg emgek ‘ağrı, hastalık, sıkıntı’, birinci kelime “ağrı”, ikinci kelime “hastalık”, üçüncü kelime “sıkıntı” anlamlarıyla “kötü olma, kötü hissetme” kavramını belirtir. Her bir kelime anlatmak istediği kavrama ait bir durumun anlamını göstermesi sebebiyle anlam açısından varlığını korumaktadır. Ayrıca dilbilimde iki ayrı göstergenin tamamıyla birbirinin yerini tutamayacağı görüşü ve bugüne kadar eş ve yakın anlamlı kelimelerin ayrımının net bir şekilde yapılamaması ikilemelerin büyük çoğunluğunun yakın anlamlı olarak değerlendirilmesini etkilemiştir. Bu sebeplerden dolayı örneklerin büyük bir çoğunluğunu yakın anlamlı ikilemeler oluşturmaktadır. Belirlenen eş anlamlı ikilemelerin büyük bir kısmını da yabancı kelimenin öğretilmesi için Türkçe karşılığıyla birlikte kullanıldığı yabancı + Türkçe ~ Türkçe + yabancı veya yabancı + yabancı kuruluşlarla meydana gelen ikilemeler oluşturmaktadır. Eş anlamlı 20 ikilemenin 16’sı bu şekildedir. Her iki ögesi Türkçe olan eş anlamlı ikileme sayısı 2’dir. Bunlardan biri irt birt ‘vergi’, diğeri ög ana ‘anne’ ikilemeleridir. Clauson irt kelimesinin Uygur dönemine ait bir kelime olduğunu ve birt kelimesiyle birlikte kullanıldığını tek başına kullanımının çok nadir olduğunu belirtmektedir (1972: 201). Birt kelimesi için bir- fiilinden türediğini “vergi” anlamında olduğunu ve yine irt kelimesiyle de birlikte kullanıldığını söylemektedir (1972: 358). Buna göre irt kelimesi yazılı belgelerin yetersiz olmasından dolayı Uygur döneminden önce kullanımı tespit edilememiş, Uygur döneminde de sadece birt kelimesiyle varlığını sürdürmüştür. Clauson ög kelimesinin en eski Türkçe kelimelerden biri olduğunu daha sonra bu kelimenin yerine ana kelimesinin kullanılmaya başlandığını ifade etmektedir (1972: 99). Ana kelimesinin ise ilk önce Uygur döneminde ortaya çıktığını ve bu dönemde de hala seyrek kullanıldığını ög kelimesinin kullanımının daha genel olduğunu söylemektedir (1972: 169). Buna göre dile yeni giren ana kelimesi yaygın olan ög kelimesiyle birlikte ikileme şeklinde kullanılarak anlamı öğretilmeye çalışılmaktadır. Aynı şekilde artık anlamı unutulmaya başlanan irt kelimesi de birt kelimesiyle oluşturduğu ikileme sayesinde varlığını korumaya çalışmaktadır. Bu örneklerin Uygur dönemi ikileme yapılarının kuruluş amaçlarını ve kelime yerlerini göstermesi bakımından önemlidir. Buna göre bu dönem 87 ikilemeleri artık unutulmaya başlanmış kelimeyle oluşarak bu kelimenin yaşamasını sağladığı gibi dile yeni giren bir kelimeyle oluşarak da bu kelimenin benimsenmesine ve dile yerleşmesine yardımcı olmaktadır. Kelimelerin birinin kullanımdan düşüyor olması diğerinin yeni kullanım alanı bulmaya çalışması nedeniyle her ikisinin de az bilinmesine karşın ikilemedeki yerlerinin farklı olması yine bu dönem ikileme yapılarının tam bir kalıplaşma özelliği göstermemesini örneklendirmektedir. Belirlenen örneklerde farklı kökende kelimelerden oluşan ikilemelerin çoğunda yabancı kelime Türkçe kelimeden önce kullanılmaktadır (bkz. Türkçe ve yabancı kelimelere göre ikilemelerin oluşumu). Bu konuda Tekin sadece yabancı kelimelerin değil Türkçe kelimelerin de bulunduğu dil ailesinden ayrı düşmüş olması veya oluşumunun yeni olması sebebiyle anlamı yaygın olmayan bu tarz kelimelerin ikilemelerde birinci sırada yer aldığını belirtmektedir (2001:106). Fakat eş anlamlı olarak belirlenen bu iki örnekteki az bilinen kelimelerden birinin ilk, diğerinin ikinci sırada kullanılması Uygur dönemi ikilemelerinin diğer özelliklerde olduğu gibi (bkz. Dizim) bu özellikte de tam bir kararlılıkta olmadığını göstermektedir. Đkilemeye eklenen ekler içinden +sIz eki eklendiği kelimede bir nesnenin veya hareketin, yokluğunu ya da sınırsızlığını belirterek kelime anlamını olumlu olduğu gibi olumsuz da etkileyebildiği için bu ekin ikileme kelimelerinin hepsine mi yoksa bir ya da birkaçına mı eklendiği, bu eklenme neticesinde ikileme anlamında ne gibi değişiklikler meydana getirdiği incelenmiştir. Ayrıca araştırmacılar da ikilemeye eklenen eklerden +sIz ve bu ekin karşıtı olarak değerlendirilen +lI ekinden söz etmişlerdir (Hatipoğlu 1981: 43-44; Akyalçın 2004: 154; Erdem 2005: 214; Talu 2003: 78; Çürük 2009: 27). Buna göre örneklerden 154’ünde +sIz eki yer almaktadır. Bu ek ikileme kelimelerinin birine, birkaçına veya hepsine eklenerek birbirine zıt anlamdaki kelimeleri yakın anlamlı duruma getirdiği gibi birbirine yakın anlamdaki kelimeleri zıt anlamlı duruma getirebilmektedir. Yahut anlam ilişkilerinde bir değişiklik yapmadan ikilemeye “aşırılık, sınırsızlık” anlamları katabilmektedir. Bunlardan 104’ü iki kelimeden oluşan ikilemelerdir. Bu ikilemelerden 24’ünde birinci kelimede, 15’inde ikinci kelimede, 65’inde ise her iki kelimede de +sIz eki bulunur. Üç kelimeden oluşan ikilemelerin 37’sinde +sIz eki yer alır. Bunların 10’unda birinci kelimede, birinde ikinci kelimede, 9’unda üçüncü kelimede, 6’sında birinci ve ikinci kelimede, 11’inde ise üç kelimede de 88 +sIz eki bulunur. Dört kelimeden oluşan 11 ikilemede +sIz eki yer alır. Bunlardan 2’sinde birinci kelimede, 3’ünde birinci ve ikinci kelimede, birinde üçüncü ve dördüncü kelimede, 5’inde dört kelimede +sIz eki bulunmaktadır. Altı kelimeden oluşan 2 ikilemede yer alır. Bunların birinde birinci ve ikinci kelimelerde, diğerinde altı kelimesinde de +sIz eki görülmektedir. 1.1. Eş Anlamlı Đkilemeler Anlam bakımından sınıflandırmada eş anlamlı ikilemelerin sayısı 20’dir. Bir kavramı anlatmak, öğretmek ya da pekiştirmek için bir araya gelen kelimelerin her biri bu kavrama ait özelliği belirtmeleri ve hiçbir göstergenin tam olarak birbirlerinin yerini tutamayacağı görüşü nedeniyle bu sınıflandırmada en az sayıya eş anlamlı ikilemeler sahiptir. Bunlardan 16’sı iki, 3’ü üç, 1’i dört kelimeden oluşan ikilemelerdir. Eş anlamlı ikilemelerin 18’ini ögelerinden biri veya bir kaçı yabancı olan ikilemeler oluşturmaktadır. Bu yabancı kelimeler Türkçedeki veya daha önce dile girmiş başka yabancı kelime karşılıklarıyla birlikte kullanılarak eş anlamlı ikilemeler oluşturmuşlardır. Sadece 2 ikilemenin her iki ögesi de Türkçedir. Bir ikilemede kelimelerden biri unutulduğu, diğer ikilemede kelimelerden biri yeni kullanılmaya başlanıldığı için bu kelimeler kendilerine eş anlamlı, bilinen kelimelerle ikileme oluşturmuşlardır. Đki kelimeden ve ilk kelimesi yabancı, ikinci kelimesi Türkçe olan eş anlamlı ikileme sayısı 9’dur: taluy ögüz ‘okyanus’ t. < Moğ. dalay, hua çeçek ‘çiçek’ h. < Çin. hua, buyan edgü ‘iyi’ b. < Skr. punya, avant tıltag ‘sebep’ a. < Skr. anbant, vaçırasan örgün ‘taht’ v. < Skr. Vajirâsana, sadu edgü ‘iyi’ s. < Skr. sādhu, şlök takşut ‘şiir’ ş. < Skr. sloka, süng tayak ‘dayanak’ s. < Çin. sung, lınhua çeçek ‘çiçek’ l. < Çin. lien hua. Birinci kelimesi Türkçe, ikinci kelimesi yabancı ve iki kelimeden oluşan ikileme sayısı 3’tür: yek rakşas ‘şeytan’ r. < Skr. rakśas, kut vakşık ‘ruh’ v. < Far. Vahşek, balık kent ‘şehir’ k. < Soğ. Knδ. Her iki kelimesi yabancı olan 2 ikileme bulunmaktadır. vıhar sengrem ‘manastır’ v. < Skr. vihâra s. < Skr. sarighârâma, dışıt kşanti ‘tövbe’ d. < Skr. desita, k. < Skr. ksānti, ksānta. Bu iki aynı dile ait yabancı kelimelerle oluşmuş ikilemelerde 89 muhtemelen yabancı kelimelerden biri daha önce dile girmiştir ve bilinmektedir. Daha az bilinen kelimeyle böylelikle eş anlamlı ikileme oluşturularak bu kelime öğretilmeye çalışılmaktadır. Fakat bu dönem ikileme yapıları bilinen, bilinmeyen veya daha az bilinen kelimelerin sırası bakımından bir kararlılık göstermedikleri için bunlardan hangisinin daha iyi bilindiği sonucunu çıkarmak oldukça güçtür. Her iki kelimesi de Türkçe olan 2 eş anlamlı ikileme bulunmaktadır: irt birt ‘vergi’ bu ikilemede birinci kelime artık kullanımdan düşmeye başlamıştır ve kendine eş anlamlı birt kelimesiyle varlığını sürdürmeye çalışmaktadır (Clauson 1972: 201). ög ana ‘anne’ bu ikilemede ise ikinci kelime yeni kullanılmaya başlanılmıştır. Kendisiyle eş anlamlı, bilinen ög kelimesiyle ikileme oluşturarak var olmaya çalışmaktadır. Üç kelimeden oluşan eş anlamlı 3 ikilemede birinci ve ikinci kelimeleri yabancı, üçüncü kelimesi Türkçe olan ikileme sayısı 2’dir. Yabancı kelimeler aynı dile aittir: sengik sengrem sanlık ‘manastıra ait’ s. < Skr. sarighârâma, s. < Skr. sanghika, sengik vıhar sanlıg ‘manastıra ait’ s. < Skr. sanghika, v. < Skr. vihâra. Birinci ve üçüncü kelimesi yabancı, ikinci kelimesi Türkçe olan bir ikileme bulunmaktadır. Yabancı kelimeler aynı dile aittir: sengrem sanlıg sengik ‘manastıra ait’ s. < Skr. sarighârâma, s. < Skr. sanghika. Dört kelimeden oluşan eş anlamlı bir ikilemede birinci, ikinci ve dördüncü kelimeler yabancı, üçüncü kelime Türkçedir. Yabancı kelimeler aynı dile aittir: vıhar sengrem sanlıg sengik ‘manastıra ait’ v. < Skr. vihâra s. < Skr. sarighârâma, s. < Skr. sanghika. 1.2. Yakın Anlamlı Đkilemeler Yakın anlamlı ikileme sayısı 1411’dir. Bu anlam açısından ikilemelerin çoğunu oluşturmaktadır. Bunların 1231’i iki, 115’i üç, 60’ı dört ve 5’i altı kelimeden meydana gelen ikilemelerdir. Đkilemeyi oluşturan kelimelerin her biri belirtmek istedikleri kavrama ait bir anlamı göstererek bu kavramı oluşturmaktadırlar: ton kedim ‘don, giyecek’, yok çıgay ınka ‘yoksul, yersiz, yurtsuz’, aru- sız- ulı-sıkta- ‘yorgun düşmek, bitap olmak, inlemek’, busuş kadgu emgek tolgak sıkıg tangık ‘sıkıntı, kaygı, eziyet’ farklı kelime sayılarına sahip olan ikilemelerin her bir kelimesinin kattığı anlamlarla 90 “giyecek, kıyafet”, “fakir, evsiz”, “halsiz olmak, yorgun olmak”, “sıkıntılı, endişeli olma” kavramları anlatılmaktadır. Ayrıca hiçbir kelime tam olarak başka bir kelimenin yerini tutamayacağı için örneklerin büyük çoğunluğunu yakın anlamlı ikilemeler oluşturur. Çağatay ikilemeyi iki kelimeyle bir kelimenin anlatılması şeklinde değerlendirdiği için (bkz. Giriş) ikileme anlamı oluşurken kelimelerden birinin anlamının bütün ikilemeye verildiğini söylemektedir. Bunun da genelde birinci, bazen de ikinci kelimeyle yapıldığını belirtir (1978: 39). Ancak Çağatay’ın dediği gibi bir durum yaşanmamakta her kelime belirtmek istediği anlamla ifade edeceği kavrama ait bir özelliği temsil etmekte böylelikle de ikileme oluşturmaktadır. Đkilemelerde kelime sayısı arttıkça anlatılan kavramın da sınırları genişlemektedir. Yakın anlamlı iki kelimeden oluşan 1231 ikilemeden bazıları şu şekildedir: ayıg yavız ‘kötü, fena’, ev bark ‘ev, bark’, ilig kan ‘hükümdar, han’, yavlak ayıg ‘kötü, fena’, arıg silig ‘temiz, pak’, men kişi ‘insan, kişi’, tınlıgsız yaşaglısız ‘cansız,yaşamayan’, yene yme ‘yine, tekrar’, yalbarmak agırınmak ‘yalvarmak, istemek’, tapıg udug ‘hizmet, hürmet’, uguş yirtünçü ‘bölge, yer’, uzun turkaru ‘daima, hep’, öngi üdrülmiş ‘ayrılmış, bölünmüş’, tötüşlüg kerişlig ‘kavgalı olma, kırgın olma’, yükün- ög- ‘övmek, ululamak’, ilin- atkan- ‘bağlanmak, yapışmak’, tod- kan- ‘doymak, kanmak’, alkın- egsü- ‘yok olmak, eksilmek’, alkın- isil- ‘yok olmak, eksilmek’, kör- atkan- ‘görmek, bağlanmak’, yilvik- aguk- ‘büyü yapmak, zehirlemek’, uk- ötgür- ‘bilmek, anlamak’, ogşa- amra- ‘okşamak, sevmek’, ölür- örlet- ‘öldürmek, eziyet etmek’, tegür- ula- ‘getirmek, ulaştırmak’, çök- bat- ‘çökmek, batmak’, il orun ‘şehir, yer’, yavgan yavız ‘yavan, kötü’, tüş yimiş ‘meyve, yemiş’, inç tınç ‘huzur, sessizlik’, kişi yalanguk ‘kişi, insan’, adın adınaguka ‘başka, başka kimseler’, yang osug ‘tarz, usul’, tın tura ‘can, hayat’, adırt üdürt ‘fark, ayrıcalık’, agılık bölük ‘hazine, hisse’, sımtag kogşak ‘tembel, gevşek’, aksak çolak ‘aksak, sakat’, sıg tümke ‘sığ, cahil’, ezüg armak: ‘sahte, aldatıcı’, yig edgü ‘iyi, güzel’, tıdıg ada ‘engel, tehlike’, yap- yadıl- ‘yaymak, kaplamak’, tavran- katıglan- ‘davranmak, gayret göstermek’, ürk- belingle- ‘korkmak, ürkmek’, kirtgün- uk- ‘inanmak, bilmek’, yiringü- yıgla- ‘ağlamak, sızlamak’, uyırkan- yogurkan- ‘zayıflamak, güçsüz olmak’, tüş- kamıl- ‘düşmek, devrilmek’, sözleş- kengşeş- ‘sözleşmek, müzakere etmek’, kizleglig batutlug ‘gizli, saklı’, yit yok ‘yok, mevcut değil’, ötek emgek ‘eziyet, zorluk’, bulganyuk yavız 91 ‘bulanık, kötü’, tiki yangku ‘gürültü, yankı’, tıdın- sön- ‘dinmek, sakinleşmek’, sözle- ay- ‘söylemek, demek’. Üç kelimeden oluşan ikilemelerin 115’i yakın anlamlıdır. Söylenmek istenen kavram daha çok kelimeyle ifade edilmekte, kavramın anlam alanı genişlemektedir: artat- ayama- açınma- ‘mahvetmek, özen göstermemek’, ögret- boşgur- biltür ‘öğretmek, bildirmek’, kanmaksız telgenmeksiz tözlüg ‘kanmaz, kızmaz, güçlü’, ilig beg atlıg ‘hükümdar, bey, itibarlı kimse’, ayıg yavlak körksüz ‘kötü, çirkin’, agu yilvi kömen ‘zehir, sihir, büyü’, bag bukagu kerig ‘bağ, köstek, işkence aleti’, umugsuz ınagsız arıçısız ‘dayanaksız, tutanaksız, yardımcısız’, angçı mangçı keyikçi ‘avcı, geyikçi’, öpiş- kucuş- ıglaş- ‘öpüşmek, kucaklaşmak, ağlaşmak’, ters tetrü yangluk ‘ters, aksi, yalan’, kadır sarsıg övkelig ‘sert, kötü, öfkeli’, ig agrıg ölüm ‘hastalık, ölüm’, arıg turug yazınçsız ‘temiz, duru, günahsız’, kolusuz erüş öküş ‘hesapsız, sayısız, çok’, beg buyruk ınanç ‘bey, amir, memur’, ayıg yavız çulvu ‘kötü, küfür’, bil- uk- ötkür- ‘bilmek, açıklamak’, alkın- sön- amrıl- ‘yok olmak, dinmek’, kun- al- ogurla- ‘çalmak, çırpmak, yağmalamak’, ert- keç- ket- ‘geçmek, gitmek’, sök- tokı- oya- ‘azarlamak, dövmek, vurmak’, yunçı- arta- alkın- ‘güçsüzleşmek, bozulmak’, kentür- ornat- çıngar ‘düzeltmek, doğrusunu yerine koymak, doğrulaştırmak’, yıgla- sıgta busan- ‘ağlamak, sızlamak, mutsuz olmak’, yalvar- ökün- boşun- ‘yalvarmak, pişman olmak, tövbe etmek’, aya- agırla- tapın- ‘saygı göstermek, hizmet etmek’, toru- küçsire- alangur- ‘zayıflamak, zayıflatmak’, kör- bil- ötkür- ‘görmek, bilmek, açıklamak’, çın kirtü tüz ‘doğru, düz’, inçkü esengü mengi ‘rahat, sıhhat, huzur’, yılkı ud eşgek ‘inek, eşek’, barça tüzü tüketi ‘tamamı, bütünü’, töz tüp yıltız ‘kök, temel’, ig agrıg emgek ‘ağrı, hastalık, sıkıntı’, ters yavlak ayıg ‘ters, kötü’, yok çıgay poşıçı ‘fakir, dilenci’, ok ya kılıç ‘ok, yay, kılıç’, tüzü tüketi barça ‘tamamı, bütün’, köni kirtü çın ‘doğru, düzgün, gerçek’, yürüng arıg yangı ‘ak, temiz, yeni’, bedük agır ulug ‘büyük, ağır, ulu’, ulug bedük idiz ‘büyük, yüksek’, yangı arıg yürüng ‘yeni, temiz, ak’, kınıg katıg bek ‘kuvvetli, sağlam’, tev kür armak ‘hile, sahtelik’, il kan beg ‘han, hakan, bey’, ig kem agrıg ‘hastalık, ağrı’, at sav söz ‘isim, söz’, bek katıg kirtü ‘sağlam, gerçek’, orun tag arıg ‘yer, dağ, çay’, tev kür yongag ‘hile, iftira’, il uluş ornag ‘memleket, ülke, yer’, ayag çilteg tapıg ‘saygı, hürmet, itibar’, aş içgü suvsuş ‘yiyecek, içecek’, ayıg ulug 92 korkınçıg ‘kötü, kocaman, korkunç’, ugur yık kezig ‘zaman, uygun zaman, sıra’, il uluş balık ‘memleket, ülke, şehir’, övke üz boz ‘öfke, kin, nefret’, ört yalın ot ‘alev, ateş’. Dört kelimeden oluşan ikilemelerden 60’ı yakın anlamlıdır. Kelime sayısının artması kavram çerçevesini daha çok genişletmektedir: yıltız ulun butık yapırgak ‘kök, sap, dal, yaprak’, tev kür yilvi arvış ‘hile, büyü, sihir’, bıç- kes- tokı- sanç- ‘biçmek, kesmek, vurmak, dövmek’, kirtü katıg çın kirtü ‘gerçek, sağlam, doğru’, ökün- kakın- bilin- ukun- ‘itiraf etmek, pişmanlık bildirmek, açıklamak’, aç- yad- ökün- bilin- ‘açıklamak, itiraf etmek, söylemek’, yançış- öçüş- boğuş- örlüş- ‘kapışmak, boğuşmak, kızdırmak’, altun kümüş erdini yinçü ‘altın, gümüş, mücevher, inci’, tsuy irinçü agır ayıg ‘günah, suç, kötü’, aru- sız- ulı-sıkta- ‘yorgun düşmek, bitap olmak, inlemek’, kın kızgut emgek tolgak ‘işkence, sıkıntı, eziyet’, yi- iç- sat- yungla- ‘yemek, içmek, satmak, harcamak’, kalınlık borluk sögüt yimiş ‘asma, bağ, ağaç, yemiş’, ulı- möngre- yıgla- sıgta- ‘inlemek, böğürmek, ağlamak, sızlamak’, sarsıg salık tevlig kürlüg ‘kötü, fena, hileli’, mengilig tongalıg ögrünçlüg sevinçlig ‘kutlu, güçlü, mutlu’, ölür- ıdtur- alka- yokadtur- ‘öldürmek, canını almak, yok etmek’, busuş kadgu kaygu sakınç ‘sıkıntı, kaygı, sıkıntı’, tsuy irinç agır ayıg ‘felaket, suç, kötü’, bars ibriz arslan böri ‘pars, arslan kurt’, üz büz ööç kek ‘kin, nefret, öç’, agrıg tikig ig toga ‘ağrı, kaşıntı, hastalık’, ögidil- alka- sevidil- tapladıl- ‘övülmek, sevilmek, sayılmak’, iş tuş adaş kudaş ‘eş, dost, arkadaş, yoldaş’, tag ış arıg simek ‘dağ, yayla, orman’, keng yaruk yaşuk tokılıg ‘açık, aydınlık, yakışıklı’, tapıg udug ayamak çitlemek ‘saygı, hürmet’, al altag tev kür ‘hile, aldatma’, emgetgü tolgatgu irintürgü bosanturgu ‘sıkıntı, eziyet, sefalet’, kutlug ülüglüg inç mengilig ‘mutlu, kutlu’, ud eşgek kaltır tonguz ‘inek, eşek, katır, domuz’, busuş kadgu emgek tolgak ‘keder, sıkıntı’, san sakış ülgü kolu ‘sayı, hesap, ölçü’, tüngür böşük ka kadaş ‘hısım, akraba’, kent suzak balık uluş ‘şehir, köy, memleket’, agır tsuy irinçü ayıg ‘kötü, fena’, bekiz belgülüg açuk adırtlıg ‘açık, belli’, emgek tolgak busuş kadgu ‘sıkıntı, keder, üzüntü’, çeç kaş yinçü moncuk ‘değerli taş, inci, boncuk’, boşgun- tut- okı- sözle- ‘öğrenmek, okumak, söylemek’, boşgun- tut- okı- bil- ‘okumak, tutmak, bilmek’, tült orun eşük töşek ‘yastık, sedir, örtü, döşek’, aya- agırla- tapın- udun- ‘saygı göstermek, hizmet etmek’, iglig kemlig bertük beçel ‘hasta, bereli, sakat’, bışrun- ögren- tavran- katıglan- ‘çalışmak, öğrenmek, gayret sarfetmek’, 93 sev- tapla- aya- agırla- ‘sevmek, saymak, saygı göstermek’, emgen- buşrul- sıkıl- tangıl- ‘kederlenmek, üzülmek, sıkılmak’. Altı kelimeden oluşan 5 ikilemenin hepsi yakın anlamlıdır. Kelime sayısının altı olmasıyla ifade edilmek istenen kavrama ait hemen hemen bütün özellikler anlatılmakta, kavramın anlamı tüm yönleriyle gösterilmektedir: busuş kadgu emgek tolgak sıkıg tangık ‘sıkıntı, kaygı, eziyet’, sögüt ıgaç ot yaş arıg semek ‘söğüt, ağaç, ot, orman’, ezügsüz igidsüz köni kirtü arıg süzük ‘yalansız, dolansız, doğru, temiz’, igsiz togasız adasız tudasız emgeksiz tolgaksız ‘hastalıksız, belasız, sıkıntısız’, egsül- tegşil- arta- buzul- alkın- yokad- ‘eksilmek, değişikliğe uğramak, bozulmak, yok olmak’ 1.2.1. +sIz ekiyle türeyen yakın anlamlı ikilemeler +sIz eki eklendiği kelimede bir nesne veya hareketin yokluğunu veya aşırılığını belirtmekte, böylece anlamı olumlu yahut olumsuz etkilemektedir. Bununla birlikte kelimeye “aşırılık, sınırsızlık” anlamları da katabilmektedir. Belirlenen ikilemelerde bulunan +sIz eki ikilemelerde bu değişiklikleri gerçekleştirdiği gibi ikileme kelimelerinin bir ya da birkaçına eklenerek birbirine zıt anlamlı kelimeleri yakın, yakın anlamlı kelimeleri zıt anlamlı yapmakta, böylelikle ikileme anlamını da değiştirmektedir. Đkilemelerin 154’ünde +sIz eki bulunmaktadır. Bunlardan 146’sı yakın anlamlıdır. Đki kelimeden oluşan yakın anlamlı ikilemelerin 96’sında bu ek yer alır. Ek, ikilemelerin 24’ünde birinci kelimeye gelerek birbirine zıt anlamlı kelimeleri yakın anlamlı yapmış, ikileme anlamını da aynı şekilde yakın anlamlı olarak değiştirmiştir: öngsüz öles ‘solgun, renksiz’, körksüz yavız ‘çirkin, kötü’, emgeksiz mengilig ‘sıkıntısız, mutlu’, körksüz ayıg ‘çirkin, kötü’, arıgsız yablak ‘pis, kötü’, alkınçsız üküş ‘tükenmez, çok’, üzüksüz tutçı ‘kesintisiz, sürekli’, akıgsız ürlüklüg ‘akmayan, sabit’, kkirsiz arıg ‘temiz, pak’, közsüz teglük ‘kör, gözsüz’, ürlüksüz mengü ‘geçici, daimi’, tüpsiz tering ‘dipsiz, derin’, egsüksüz tükel ‘eksiksiz, tam’, ilinçsiz arıg ‘suçsuz, temiz’, yitinçsiz ulug ‘erişilemeyen, büyük’. Ek ikilemelerin 15’inde ikinci kelimede bulunur. Yine birbirine zıt anlamlı kelimeleri yakın anlamlı yapmış, ikileme anlamını da bu şekilde değiştirmiştir: esrük biligsiz ‘kendinden geçmiş, bilgisiz’, tüz kerinçsiz ‘kusursuz, eşsiz’, ig tapsız ‘hasta, 94 keyifsiz’, akıglıg ürlüksüz ‘sabit olmayan, geçici’, uzatı üzüksüz ‘daima, kesintisiz’, amru üzüksüz ‘devamlı, sürekli’. Đkilemelerin 65’inde her iki kelimeye gelerek kelimede nesne veya hareketin yokluğunu veya çokluğunu belirtmiştir. Böylece anlamı olumlu veya olumsuz etkilemiş ya da ikilemeye “sınırsızlık, aşırılık” anlamları katmıştır: sansız sakışsız ‘sayısız, çok’, ülgülençsiz tenglençsiz ‘ölçüsüz, hesapsız’, totunçsuz ovutsuz ‘doymaz, utanmaz’, biligsiz ögsüz ‘bilgisiz, akılsız’, ürlüksüz mengüsüz ‘geçici, fani’, iliksiz tutuksuz ‘cömert, maddiyata bağlı olmayan’, kısıgsız kavrıgsız ‘bağımsız, hür’, ayıglamaksız çulvusuz ‘kötülemeksiz, küfürsüz’, yagısız börisiz ‘yağısız, düşmansız’, basınçsız unçsuz ‘baskısız, minnetsiz’, mungsuz taksız ‘dertsiz, sıkıntısız’, igsiz kemsiz ‘hastalıksız, ağrısız’, mensiz kişisiz ‘insansız, kişisiz’, erksiz türksüz ‘güçsüz, kuvvetsiz’, tınlıgsız yaşaglısız ‘cansız, yaşamayan’, alkınmaksız tükemeksiz ‘bitmeksiz, tükenmeksiz’, sevgüsüz taplagusuz ‘sevgisiz, sadakatsiz’, tapsız tangsız ‘kötü, uygunsuz’, kutsuz ülgüsüz ‘bahtsız, nasipsiz’, artuksuz eksüksüz ‘yalansız, eksiksiz’, münsüz beçesiz ‘günahsız, kusursuz’, başsız boyunsuz ‘başsız, boyunsuz’, ögsiz tınsız ‘kendinden geçmiş, cansız’, münsüz kadagsız ‘günahsız, suçsuz’, sakınçsız busuşsuz ‘dertsiz, kedersiz’, başsız közsüz ‘başsız, gözsüz’, oksuz teginçsiz ‘fırsatsız, nasipsiz’, berksiz mengisiz ‘güçsüz, geçici’, ödsüz erksiz ‘münasebetsiz, vakitsiz’, teginçsiz oksuz ‘nasipsiz, fırsatsız’, satagsız tersiz ‘ücretsiz, bedava’, aymançsız korkınçsız ‘çekincesiz, korkusuz’, üzüksüz egsüksüz ‘kesintisiz, eksiksiz’, kıdıgsız bulungsuz ‘uçsuz, sınırsız’, korkınçsız aymançsız ‘korkusuz, çekincesiz’, alkınçsız ülgüsüz ‘tükenmez, sayısız’, bulungsuz buçgaksız ‘uçsuz, bucaksız’, tıdıgsız kadagsız ‘engelsiz, sorunsuz’, alkınçsız tüketinçsiz ‘tükenmez, sonsuz’, todunçsuz kanınçsız ‘doymaz, kanmaz’, tüpsüz kıdıgsız ‘dipsiz, sınırsız’, ülgüsüz kıdıgsız ‘sayısız, çok’, tikirtsiz tepirtsiz ‘sessiz, sedasız’, kakıgsız aymançsız ‘tehlikesiz, korkusuz’, agınçsız evrilençsiz ‘sağlam, sarsılmaz’, açsız kızsız ‘tok, aç olmayan’, ülgüsüz kolusuz ‘sayısız, hesapsız’, kkirsiz münsüz ‘temiz, suçsuz’, ulsuz tüpsüz ‘dipsiz, temelsiz’, siziksiz tıdıgsız ‘şüphesiz, engelsiz’, yitinçsiz tutunçsuz ‘erişilemeyen, tutulamayan’, uçsuz kıdıgsız ‘sınırsız, uçsuz’, igsiz adasız ‘hastalıksız, felaketsiz’, öngsüz belgüsüz ‘renksiz, belirsiz’, sanguluksuz sansız ‘sayısız, çok’, tıdıgsız tutugsuz ‘engelsiz, sınırsız’, iligsiz tutugsuz ‘bağsız, engelsiz’. 95 Üç kelimeden oluşan ikilemelerin 37’sinde +sIz eki bulunmaktadır. Ek, ikilemelerin 10’unda ikinci ve üçüncü kelimelere zıt anlamlı olan birinci kelimeye gelerek kelimeyi diğer iki kelimeyle yakın anlamlı yapmıştır: teprençsiz bek yarp ‘sarsılmaz, sağlam’, üzeliksiz yig üstünki ‘daha üstü bulunmayan, mükemmel, en üstün’, tözkerinçsiz yeg üsdünki ‘aşılmaz, en üstün’, sımtagsız kınıg katıg ‘çalışkan, sağlam, kuvvetli’, egsüksüz tolu tükel ‘eksiksiz, tam’, üzeliksiz yig başdınkı ‘daha üstü bulunmayan, en baştaki’. Đkilemelerin 9’unda birinci ve ikinci kelimelerle zıt anlamlı olan üçüncü kelimeye gelerek kelimeyi bu kelimelerle yakın anlamlı yapmıştır: örüg amıl itigsiz ‘sakin, durgun, hareketsiz’, örüg amıl tikisiz ‘sessiz, sakin, gürültüsüz’, arıg turug yazınçsız ‘temiz, duru, günahsız’, ürüg uzatı üzeliksiz ‘sürekli, daima’, ayıg yavlak körksüz ‘kötü, çirkin’, kurug kovuk mensiz ‘kuru, boş, bensizlik’, yarp katıg agınçsız ‘güçlü, kuvvetli, sağlam’, arıg süzük yazınçsız ‘temiz, günahsız’. Örneklerin birinde birinci ve üçüncü kelimelerle zıt anlamlı ikinci kelimeye gelerek kelimeyi bu kelimelerle yakın anlamlı yapmıştır: anıg körsüz uduz ‘kötü, çirkin, uyuz’. Ek, ikilemelerin 6’sında üçüncü kelimeye zıt anlamlı birinci ve ikinci kelimelere gelerek kelimelerin hepsini ve böylelikle ikilemeyi yakın anlamlı yapmıştır: ezügsüz armaksız kirtü ‘hilesiz, dolansız, doğru’, ezügsüz igidsüz kirtü ‘yalansız, dolansız, gerçek’, kanmaksız telgenmeksiz tözlüg ‘kanmaz, kızmaz, güçlü’, açsız suksız köni ‘aç olmayan, tok gözlü, doğru’. Đkilemelerin 11’inde ek kelimelerin üçünde de yer alır. Bu şekilde +sIz eki kelimede nesnenin veya hareketin sınırsızlığını ya da yokluğunu belirtmektedir. Bununla birlikte ikilemeye “aşırılık, sınırsızlık” anlamları katmaktadır: igsiz togasız adasız ‘hastalıksız, dertsiz, belasız’, sansız sakışsız kolusuz ‘sayısız, hesapsız’, üdsüz kolusuz kezigsiz ‘zamansız, sırasız’, otsuz emsiz ürüntegsiz ‘ilaçsız, merhemsiz’, irmeksiz yalkmaksız üzüksüz ‘engelsiz, sürekli’, uçsuz kıdıgsız ülgüsüz ‘sınırsız, sayısız’, ööçsüz keksiz övkesiz ‘öçsüz, kinsiz, öfkesiz’, umugsuz ınagsız arıçısız ‘dayanaksız, tutanaksız, yardımcısız’, tegşilmeksiz isilmeksiz koramaksız ‘değişmeden, azalmadan’, tısız yarpsız ornagsız ‘güçsüz, zayıf’, igsiz kemsiz busuşsuz ‘dertsiz, kedersiz’. Dört kelimeden oluşan ikilemelerin 11’inde +sIz eki yer almaktadır. Bunlar içinden 2’sinde birinci kelimede bulunur. Bu örneklerin birinde diğer kelimelerle zıt anlamlı olan birinci kelimeyi yakın anlamlı yapmıştır: üzüksüz tutçı ürüg uzatı ‘kesintisiz, 96 sürekli, daima’. Diğer örnekte ise birinci kelimeye “aşırılık, sınırsızlık” anlamı katarak bu kelimeyi diğer kelimelerle yakın anlamlı duruma getirmiştir: ülgüsüz koltı erüş üküş ‘sayısız, çok’. Đkilemelerin 3’ünde ek, ilk iki kelimede bulunmaktadır. Üçüncü ve dördüncü kelimelerle zıt anlamlı olan bu ilk iki kelimeyi böylelikle bu kelimelerle yakın anlamlı yapmıştır: artuksuz yangluksuz köni kirtü ‘yalansız, dolansız, doğru, münsüz beçesiz arıg turug ‘günahsız, kusursuz, temiz’, kkirsiz münsüz arıg süzük ‘temiz, pak, kusursuz’. Örneklerin birinde üçüncü ve dördüncü kelimeye gelerek bu kelimelere “aşırılık, sınırsızlık” anlamı katmış ve bu kelimeleri birinci ve ikinci kelimelerle yakın anlamlı yapmıştır: üküş telim ülgüsüz sansız ‘çok, sayısız’. Ek, 5 ikilemede kelimelerin hepsine eklenmiştir. Böylece kelimelerde nesne ya da hareketin sınırsızlığını veya yokluğunu göstererek anlamı olumlu yahut olumsuz etkilemiştir. Ayrıca ikilemeye “aşırılık, sınırsızlık” anlamları da katmıştır: tevsüz kürsüz ezügsüz armaksız ‘hilesiz, yalansız, dolansız’, uçsuz kıdıgsız ülgülençsiz tenglençsiz ‘sınırsız, ölçüsüz, hesapsız’, adasız tudasız busuşsuz kadgusuz ‘kazasız, belasız, dertsiz, kaygısız’, igsiz togasız adasız tudasız ‘hastalıksız, dertsiz, belasız’. Altı kelimeden oluşan ikilemelerin 2’sinde +sIz eki bulunmaktadır. Bunların birinde ilk iki kelimede yer almaktadır. Böylece diğer kelimelerle zıt anlamlı olan bu ilk iki kelimeyi bu kelimelerle yakın anlamlı yapmıştır: ezügsüz igidsüz köni kirtü arıg süzük ‘yalansız, dolansız, doğru, temiz’. Diğerinde ise bütün kelimelere gelerek kelimelerde bu durumun yokluğunu belirtmiş, anlamı olumlu şekilde etkilemiştir: igsiz togasız adasız tudasız emgeksiz tolgaksız ‘hastalıksız, belasız, dertsiz, sıkıntısız’. 1.3. Zıt Anlamlı Đkilemeler Belirlenen zıt anlamlı ikileme sayısı 47’dir. Anlam bakımından sınıflandırmada kullanım sıklığı açısından zıt anlamlı ikilemeler yakın anlamlı ikilemelerden sonra yer almakta ve aralarında büyük bir fark bulunmaktadır. Çağatay herhangi bir sayı, neden, sonuç belirtmemekle birlikte yakın anlamlı ikilemelerden sonra birbirine zıt olan kelimelerden oluşan ikilemelerin yapılmaya başlanıldığını ifade etmektedir (1978: 30). 97 Zıt anlamlı kelimelerden oluşan ikilemelerle anlatılmak istenen kavramın sınırlılıkları anlatılmaktadır. Bu kelimelerle farklı kavramlar karşılaştırılarak her bir kavramın özelliği zıtlıklar aracılığıyla açıklanmaktadır. Zıt anlamlı ikilemelerin hepsi iki kelimelidir. Đkiden fazla kelimeye sahip ikilemeler içinde zıt anlamlı örnekler bulunmamaktadır: tog- öl- ‘doğmak, ölmek’, kir- ün- ‘girmek, çıkmak’, toşgur- tüket ‘doldurmak, tüketmek’, çök- kurgur- ‘çökmek, büyüklenmek’, yaşa- yokad- ‘yaşamak, yok olmak’, tog- öç- ‘doğmak, ölmek’, öz adınagu ‘kendi, başkası’, iç taş ‘iç, dış’, yay kış ‘yaz, kış’, akıglıg akıgsız ‘akıcı, sabit’, edgü yavız ‘iyi, kötü’, bar yok ‘var, yok’, çıg turk ‘en, uzunluk’, körklüg körksüz ‘güzel, çirkin’, asılmak koramak ‘çoğalmak, azalmak’, kkirlig kkirsiz ‘temiz, pis’, tişi irkek ‘dişi, erkek’, kuyaş tumlıg ‘güneş, soğuk’, isig tumlıg ‘sıcaklık, soğukluk’, ürlüksüz mengü ‘geçici, daimi’, ulug kiçig ‘büyük, küçük’, üstün altın ‘yukarı, aşağı’, tünle küntüz ‘gece, gündüz’, yalgan köni ‘yalan, doğru’, çıg tsun ‘en, boy’, bar yok ‘var, yok’, ınaru berü ‘ileri, beri’, ölüg tirig ‘ölü, diri’, edgü ayıg ‘iyi, kötü’, kkirlig akıglı ‘pis, temiz’, tüplüg tüpsüz ‘köklü, köksüz’, ürlüklüg ürlüksüz ‘daimi, geçici’, çınsız kirtü ‘yalan, gerçek’, tınlıg ölüg ‘canlı, ölü’, edgü yavlak ‘iyi, kötü’, ırak yakın ‘uzak, yakın’, emgek mengi ‘sıkıntı, huzur’, tınlıg tınsız ‘canlı, cansız’, yorı- tur- ‘yürümek, durmak’, satıg yulug ‘alış, veriş’, agtın- in- ‘çıkmak, inmek’, yokla- asıl- ‘azalmak, çoğalmak’, tog- bat- ‘doğmak, batmak’. 1.3.1. +sIz ekiyle türeyen zıt anlamlı ikilemeler +sIz eki ikileme kelimelerinden bir ya da birkaçına gelerek zıt anlamlı kelimeleri yakın anlamlı yapabildiği gibi yakın anlamlı kelimeleri zıt anlamlı duruma da getirmektedir. Zıt anlamlı ikilemelerden 8’inde +sIz eki bulunur. Bu örneklerin hepsi iki kelimeden oluşan ikilemelerdir. Bunlardan 6’sı aynı kök veya gövdedeki kelimenin +lIg ve +sIz ekini almasıyla oluşmuştur. Đkilemenin birinci sırasında kelime +lIg ekli iken, ikinci sırasında aynı kelime +sIz ekli şekli ile zıt anlamlı duruma gelmiştir: akıglıg akıgsız ‘akıcı, sabit’, körklüg körksüz ‘güzel, çirkin’, kkirlig kkirsiz ‘temiz, pis’, tüplüg tüpsüz ‘köklü, köksüz’, ürlüklüg ürlüksüz ‘daimi, geçici’, tınlıg tınsız ‘canlı, cansız’. Diğer iki ikilemede ise +sIz eki birinci kelimeye gelerek birbirleriyle yakın anlamlı 98 kelimeleri zıt anlamlı yapmıştır: ürlüksüz mengü ‘geçici, daimi’, çınsız kirtü ‘yalan, gerçek’. 99 5. KÖKEN 1. Köken Açısından Đkilemeler Bir kavramı öğretmek, açıklamak veya pekiştirmek için bir araya gelerek ikileme oluşturan kelimeler aynı kökene ait olmakla birlikte farklı kökenden de olabilmektedirler. Bu farklılık kelimelerin ikileme oluşturmalarına etki eden sebeplerden biridir. Kelimelerin bir araya geldiklerinde ikileme olabilmeleri için birtakım sürenin geçmesi gerektiği gibi din, kültür değişimi gibi unsurlar da bu oluşuma etki etmektedir. Uygur döneminde değişen din ve kültürle birlikte bu dine ve kültüre ait birtakım kavram ve kelimeler dile girmeye başlamaktadır. Bu yeni kavram ve kavramlara ait kelimeleri halka öğretmek, aynı zamanda kalıcılığını sağlamak için yabancı kelimeye eş ya da yakın anlamlı Türkçe kelimeyle birlikte ikilemeler oluşturulmaktadır. Böylece Türkçe kelimeyle birlikte kullanılan yabancı kelimenin zamanla neyi ifade ettiği, ne anlatmak istediği hem doğru anlaşılmakta hem de öğretilmek veya pekiştirilmek istenen kavram kalıcılaşmaktadır. Köken bakımından yapılan incelemede ikilemeler kelime sayılarına göre alt başlıklar şeklinde değerlendirilmiştir. Yabancı kelimeyle oluşan ikileme sayısı 101’dir. Bunlardan 73’ü iki, 18’i üç, 10’u dört kelimeden oluşan ikilemelerdir. Altı kelimeden oluşan ikilemelerde yabancı kelime yer almaz. Örneklerin büyük çoğunluğunu bütün kelimeleri Türkçe olan ikilemeler oluşturmaktadır. Đki kelimeden oluşan ikilemelerin 1195’inin, üç kelimeden oluşan ikilemelerin 100’ünün, dört kelimeden oluşan ikilemelerin 51’inin ve altı kelimeden oluşan ikilemelerin 5’inin bütün ögeleri Türkçedir. Uygur dönemi metinlerinin genellikle başka dillerden çeviri olmasına rağmen belirlenen ikilemelerin çoğunlukla Türkçe olması çeviriyi yapan kişinin her iki dile de hakimiyetini göstermektir. Çeviriyi yapan kişi yabancı kelime kullanmak yerine metinde önemli gördüğü, halkın yabancı olduğu durum veya öğretilere ikilemeler yoluyla dikkat çekmek istemiştir. Bu ikilemeleri çoğunlukla Türkçe kelimelerle oluşturması öğretmek veya pekiştirmek istediği kavramı daha kolay anlatmasına yardımcı olmaktadır. Bunun yanında yabancı dilde açıklanmak, söylenmek istenen bir 100 kavram veya durumda kullanılan kelimelerin Türkçede hangi kelimelerle en iyi şekilde karşılanacağını bildiğini göstermektedir. Bu durum da kişinin her iki dili iyi bildiğine işaret etmektedir. Belirlenen örneklerde toplam 48 yabancı kelime bulunmaktadır. Kullanım sıklığına rağmen yabancı kelime sayısının az olmasının nedeni ikilemelerin farklı yabancı kelimelerle değil, aynı yabancı kelimelerle oluşmasıdır. Bir yabancı kelime farklı ikileme kuruluşlarında yer alabilmektedir. Böylece yabancı kelimeyle ikileme oluşumu artmış olsa da kullanılan yabancı kelime sayısında bir artış olmamaktadır: nomlug yirtünçülüg ‘kanunî, dünyevî’ n. < Soğ. nom, nom belgü ‘kanun, belge’, nom bitig ‘dini eser, kitap’, nom yarlıg ‘kanun, ferman’, erdini agı ‘mücevher, hazine’ erdini < Skr. ratna, erdini yinçü ‘mücevher, inci’, sengik vıhar sanlıg ‘manastıra ait’ s. < Skr. sanghika, v. < Skr. vihâra, sengik sengrem sanlık ‘manastıra ait’, sengrem sanlıg sengik ‘manastıra ait’, vıhar sengrem sanlıg sengik ‘manastıra ait’. Bu yabancı kelimeler Sanskritçe, Soğdca, Çince, Moğolca ve Farsça’dır. Bunlar içinden en fazla sayıya sahip olan Çincedir. Kelimelerin 22’si Çince, 17’si Sanskritçe, 4’ü Soğdca, 3’ü Farsça ve 2’si Moğolca’dır. Yabancı kelimenin kullanım yeri ikilemeyi kalıplaştıran etkenlerden biri olduğu için önemlidir. Yapılan çalışmalara göre Türkçe kelimenin yabancı kelimeden önce kullanılması ikilemenin kalıplaşmasını perçinleyen unsurlardandır (bkz. Türkçe ve yabancı kelimelere göre ikilemelerin oluşumu). Tespit edilen örneklerde ise bu oluşumun tersi, yabancı kelimenin Türkçe kelimeden önce kullanılması, daha fazladır. Đki kelimeden oluşan ikilemelerin 38’inde yabancı kelime, 21’inde ise Türkçe kelime önce kullanılmıştır. Üç kelimeden oluşan ikilemelerin 5’inde yabancı kelime son sırada yer alır. Diğer 13 örnekte ya birinci ya da ikinci sıradadır. Dört kelimeden oluşan ikilemelerin 1’inde yabancı kelime son ögedir. Geri kalan 9’unda birinci, ikinci veya üçüncü sıradadır. Tekin kelime ister yabancı ister Türkçe olsun, bu durumu Uygur dönemi ikilemelerinde az bilinen veya hiç bilinmeyen kelimenin yadırganmasından dolayı birinci sırada kullanılmasına bağlamaktadır (2001: 106). Böylece bilinmeyen kelimenin yanına bilinen kelimenin getirilmesiyle bu yabancılaşmanın ikileme yoluyla giderildiğini belirtmektedir (bkz. Türkçe ve yabancı kelimelere göre ikilemelerin oluşumu). 101 Kelimelerin Türkçe ve yabancı olmalarına göre yapılan incelemede ikilemeler kelime sayılarına göre sınıflandırılmıştır. Buna göre iki kelimeden oluşan 1268 ikilemeden 1195’i “Türkçe + Türkçe”, 21’i “Türkçe + Yabancı”, 38’i “Yabancı + Türkçe” ve 13’ü “Yabancı + Yabancı” olmak üzere dört alt gruba; üç kelimeden oluşan 118 ikilemeden 100’ü “Türkçe + Türkçe + Türkçe, 5’i “Türkçe + Yabancı + Türkçe, 5’i “Yabancı + Türkçe + Türkçe”, biri “Yabancı + Türkçe + Yabancı”, 2’si “Yabancı + Yabancı + Türkçe”, 5’i “Türkçe + Türkçe + Yabancı” olmak üzere altı alt gruba; dört kelimeden oluşan 61 ikilemeden 51’i “Türkçe + Türkçe + Türkçe + Türkçe”, 2’si “Türkçe + Yabancı + Türkçe + Türkçe”, 4’ü “Türkçe + Türkçe + Yabancı + Türkçe”, 3’ü “Yabancı + Türkçe + Türkçe + Türkçe,” biri “Yabancı + Yabancı + Türkçe + Yabancı” beş alt gruba; altı kelimeden oluşan beş ikileme Türkçe + Türkçe + Türkçe + Türkçe + Türkçe + Türkçe olmak üzere bir alt gruba ayrılmıştır. 1.1. Đki kelimeden oluşan ikilemeler 1.1.1. Türkçe + Türkçe Köken bakımından yapılan incelemede 1195 ikilemenin her iki kelimesi de Türkçedir. Bu, yapılan sınıflandırmada en çok sayıyı bu grubun oluşturduğunu göstermektedir. Uygur dönemi ikileme oluşum sebeplerinden biri din ve kültür değişimidir. Değişen din ve kültürle birlikte bu dine ve kültüre ait yabancı kavram ve kelimelerin açıklanması amacıyla yabancı kelimeye eş ya da yakın anlamlı Türkçe kelimeyle birlikte ikilemeler oluşturulmaktadır. Böylece hem kelime hem de kelimenin ifade ettiği kavram daha kalıcı bir şekilde öğretilmeye ve pekiştirilmeye çalışılmaktadır. Buna rağmen belirlenen örneklerde Türkçe kelimelerle oluşan ikilemelerin fazlalığı çeviren kişinin her iki dile de hakimiyetini gösterdiği gibi Türkçe kelime kullanımının öncelikli bir tercih olduğunu göstermektedir: edgü anıg ‘iyi, kötü’, öng mengiz ‘biçim, görünüş’, anıg yavlak ‘kötü, çirkin’, kurug öl ‘kuru, yaş’, tınlıg turalıg ‘canlı, mahluk’, üz boz ‘zarar, ziyan’, yılkı baram ‘mal, mülk’, mung tak ‘ihtiyaç, iş’, edgüti tüketi ‘iyice, mükemmel’, köngül sakınç ‘gönül, düşünce’, alkış ötüg ‘dua, niyaz’, öz özüt ‘öz, ruh’, egsüklüg yazuklug ‘kusurlu, günahlı’, ötegçi bırımçı ‘işkence edici, zulmedici’, öt bilig 102 ‘nasihat, bilgi’, tuy- ongar- ‘duymak, kavramak’, bodul- yapşın- ‘yapışmak, bağlanmak’, yitit- tavrat- ‘gayret göstermek, çabalamak’, tegür- ula- ‘getirmek, ulaştırmak’, asıl- küçet- ‘kuvvetlenmek, güçlenmek’, ötle- tutuz- ‘nasihat etmek, öğüt vermek’, yap- yadıl- ‘yaymak, kaplamak’, tavran- katıglan- ‘davranmak, gayret göstermek’, ürk- belingle- ‘korkmak, ürkmek’, tepre- kamşa- ‘deprenmek, sallanmak’, uduz- ilt- ‘sevk etmek, iletmek’, yak- yapşın- ‘yaklaşmak, bağlanmak’, tüş- yag ‘yağmak, düşmek’, buş- buşrul- ‘kederlenmek, üzülmek’, mungad- tangla- ‘hayret etmek, şaşırmak’, kirtgün- uk- ‘inanmak, bilmek’, kıl- kurat- ‘işlemek, yapmak’, evril- yorı- ‘davranmak, hareket etmek’, yiringü- yıgla- ‘ağlamak, sızlamak’, ögsire- tınsıra ‘kendini kaybetmek, kendinden geçmek’, ulı- sıgta- ‘ağlamak, hıçkırmak’, uyırkan- yogurkan- ‘zayıflamak, güçsüz olmak’, edle- tıd- ‘yapmak, mani olmak’, yitdür- ıçgın ‘kaybetmek, yitirmek’, tile- iste- ‘dilemek, istemek’, busan- busurkan- ‘kederlenmek, üzülmek’, bar- öl- ‘gitmek, ölmek’, olur- ornan- ‘oturmak, yerleşmek’, ulış- sıgtaş ‘ağlaşmak, sızlamak’, tüş- kamıl- ‘düşmek, devrilmek’, okı- sözle- ‘okumak, söylemek’, idi- yıg- ‘yığmak, toplamak’, tarkar- kiter- ‘gidermek, uzaklaştırmak’, tog- öl- ‘doğmak, ölmek’, ün- oz- ‘çıkmak, uzaklaşmak’, tepre- ırgal- ‘titremek, silkinmek’, oz- kaç- ‘kaçmak, kurtulmak’, busan- bulgan- ‘üzülmek, sıkılmak’, sözleş- kengşeş ‘sözleşmek, müzakere etmek’, tengiz- iidi- ‘sızlamak, sıkışmak’, tıdın- sön- ‘dinmek, sakinleşmek’, sanç- agrı- ‘ağrımak, sızlamak’, yırın- yıgla- ‘inlemek, ağlamak’, idi- tengiz- ‘sıkışmak, sızlamak’, çom- bat- ‘dalmak, batmak’, yit- yokad- ‘kaybolmak, yok olmak’, istet- tilet- ‘istetmek, aratmak’, tuyun- bilin- ‘anlamak, anlaşılmak’, sözle- ay ‘söylemek, demek’, buş- kagurul- ‘sıkılmak, tedirgin olmak’, bügür- saç- ‘serpmek, saçmak’, orla- kıkır- ‘hiddetlenmek, yüksek sesle bağırmak’, ötle- erigle- ‘nasihat etmek, öğüt vermek’, ozgur- kutgar- ‘kurtarmak, kaçırmak’, ögir- sevin- ‘sevinmek, neşelenmek’, ög- küle- ‘övmek, methetmek’, iş küç ‘iş, güç’, kagal bagsal ‘kamçı, sopa’, ediglig tümeklig ‘doğrultma, düzeltme’, köküz bögsek ‘göğüs, karın’, ırk sun ‘fal, kehanet’, yavız yaman ‘kötü, aksi’, körksüz yavız ‘çirkin, kötü’, alkınçsız üküş ‘tükenmez, çok’, oyun bediz ‘süs, ziynet’, küçlüg ulug ‘güçlü, büyük’, körksüz ayıg ‘çirkin, kötü’, türk yigit ‘güç, kuvvet’, tirig ölüg ‘diri, ölü’, küg ün ‘ses, gürültü’, kedgü tonangu ‘giyilecek, kuşanılacak’, sög- sars- ‘sövmek, saymak’, toda- uçuzla- 103 ‘aşağılamak, küçümsemek’, bışrun- ögretin- ‘çalışmak, öğrenmek’, ökün- kakın- ‘itiraf etmek, pişmanlık bildirmek’. 1.1.2. Türkçe + Yabancı Đkilemelerin 21’inde birinci kelime Türkçe ikinci kelime yabancıdır. Đkilemenin kalıplaşmasını güçlendiren etkenlerden birinin Türkçe kelimenin yabancı kelimeden önce kullanılması olmasına karşın belirlenen örneklerde bu kullanım çoğunluğu oluşturmamaktadır: tengriçi nomçı ‘allah adamı, vaiz’ n. < Soğ. nom, ordu karşı ‘saray, han’ k. < Tohorca kerciye, karıç çik ‘ölçek, ölçü’ ç. < Çin. ç’i, katun kunçuy ‘hatun, kraliçe’ k. < Çin. kung-chu, balık kent ‘şehir’ k. < Soğ. Knδ, tül yilvi ‘sihir, hayal’ y. < Moğ. cilbi / cilvi, okı- nomla- ‘tebliğ etmek, bildirmek’ n. < Soğ. nom, altun erdini ‘altın, mücevher’ e. < Skr. ratna, ton karaza ‘elbise, giyim’ k. < Skr. kaśāya, kāśāya, ulug bahşı ‘ulu, üstad’ b. < Çin. po shih, yek rakşas ‘şeytan’ r. < Skr. rakśas, tug taoçang ‘tuğ, süngü’ t. < Çin. tao-ch‘ang, inç esen ‘rahat, sıhhat’ e. < Far. āsān, kut buyan ‘saadet, mutluluk’ b.< Skr. punya, ülgüsüz koltı ‘sayısız, çok’ k. < Skr koti, ulug buyan ‘büyük, iyi’ b.< Skr. punya, agılık sang ‘hazine, servet’ s. < Çin. ts’ang, inçkü esen ‘rahat, sıhhat’ e. < Far. āsān, tirig esen ‘sağ, salim’ e. < Far. āsān, kut vakşık ‘ruh’ v. < Far. vahşek, inçkü esengü ‘rahat, sıhhat’ e. < Far. āsān. 1.1.3. Yabancı + Türkçe Birinci kelimesi yabancı, ikinci kelimesi Türkçe olan ikileme sayısı 38’dir. Diğer ikileme kuruluşlarında olduğu gibi iki kelimeden oluşan ikilemelerde de yabancı kelimenin Türkçe kelimeden önce kullanılması daha fazladır. Yabancı kelimeler Çince, Sanskritçe, Soğdca, ve Moğolca’dır: buyan bögteg ‘iyi amel’ b. < Skr. punya, kunçuy katun ‘kraliçe, hatun’ k. < Çin. kung-chu, süng tayak ‘dayanak’ s. < Çin. sung, sadu edgü ‘iyi’ s. < Skr. sādhu, gay beltir ‘geçit, sokak’ g. < Çin. kāi, nom belgü ‘kanun, belge’ n. < Soğ. nom, lınhua çeçek ‘çiçek’ l. < Çin. lien hua, tsuy irinç ‘felaket, suç’ t. < Çin. tsui, taluy ögüz ‘okyanus’ t. < Moğ. dalay, nomla- okıt- ‘öğretmek, okutmak’ n. < Soğ. nom, tsuy ayag ‘kötü, fena’ t. < Çin. tsui, su esen ‘sağ salim’ s. < Çin. su, hua 104 çeçek ‘çiçek’ h. < Çin. hua, bahşı ulug ‘üstad, ulu’, b. < Çin. po shih, bahşı kang ‘üstad, baba’ b. < Çin. po shih, hua yavışgu ‘çiçek, yaprak’ h. < Çin. hua, tsang agılık ‘hazine, servet’ t. < Çin. ts‘ang, avant tıltag ‘sebep’ a. < Skr. anbant, vaçırasan örgün ‘taht’ v. < Skr. Vajirâsana, şlök takşut ‘şiir’ ş. < Skr. sloka, kent uluş ‘şehir, memleket’ k. < Soğ. knδ, nom bitig ‘dini eser, kitap’ n. < Soğ. nom, nom yarlıg ‘kanun, ferman’ n. < Soğ. nom, erdini agı mücevher, hazine, e. < Skr. ratna, erdini yinçü ‘mücevher, inci’ e. < Skr. ratna, buyan edgü ‘iyi, b. < Skr. punya, arhant dıntar ‘aziz, dindar’ a.< Skr. arhant, nom törü ‘öğreti, töre’ n. < Soğ. nom, kent suzak ‘şehir, köy’ k. < Soğ. knδ, yang osug ‘tarz, usul’ y. < Çin. yang, çın kirtü ‘doğru, gerçek’ ç. < Çin. chen, yilvi kömen ‘sihir, büyü’ y. < Moğ. cilbi / cilvi, çıg turk ‘en, uzunluk’ ç. < Çin. ch’ih, buşıçı koltguçı ‘dilenci, sadaka toplayan’ b. < Çin. pu shih, noş tatıglıg ‘hoş, tatlı’ n. < Soğ. noş, esen tükel ‘sağ, salim’ e. < Far. āsān, nomla- sözle- ‘anlatmak, söylemek’ n. < Soğ. nom, toyın dıntar ‘rahip, dindar’ t. < Çin. tao jen. 1.1.4. Yabancı + Yabancı Her iki kelimesi yabancı olan ikileme sayısı 13’tür. Yabancı kelimeler Çince, Sanskritçe, Farsça ve Soğdcadır: nom şasan ‘kanun, disiplin’ n. < Soğ. nom, ş. < Skr. sāsana, bahşı nomçı ‘üstad, hoca’ b. < Çin. po shih, n. < Soğ. nom, arhant tıtsu ‘aziz, öğrenci’ a.< Skr. arhant, t. < Çin. ti tzŭ, tıtsı bahşı ‘öğrenci, öğretmen’ b. < Çin. po shih, t. < Çin. ti tzŭ, bahşı tıtsı ‘öğretmen, öğrenci’ b. < Çin. po shih, t. < Çin. ti tzŭ, vıhar sengrem ‘manastır’ v. < Skr. vihâra s. < Skr. sarighârâma, dışıt kşanti ‘tövbe’ d. < Skr. desita, k. < Skr. ksānti, ksānta, kşanti çamhuy ‘af, bağışlanma’ k. < Skr. ksānti, ksānta, ç < Çin. tsch'an-huei, çıg tsun ‘en, boy’ ç. < Çin. ç’ik, t. < Çin. ts’un, şing kav ‘hacim, oylum’ ş. < Çin. scheng, k. < Çin ho, az nızvanı ‘arzu, tutku’ a. < F. āz, n. < Soğ. nyzß’ny, su esen ‘sağ, salim’ s. < Çin. su, e. < Far. āsān, bahşı tıtsı ‘öğretmen, öğrenci’ b. < Çin. po shih, t. < Çin. ti tzŭ. 105 1.2. Üç kelimeden oluşan ikilemeler 1.2.1. Türkçe + Türkçe + Türkçe Üç kelimesi de Türkçe olan ikileme sayısı 100’dür. Bu grupta da bütün kelimeleri Türkçe olan ikilemeler çoğunluktadır: busuş kadgu emgek ‘keder, sıkıntı’, ür keç uzun ‘uzun, geç’, otsuz emsiz ürüntegsiz ‘ilaçsız, merhemsiz’, kın- katıglan- tavran- ‘çalışmak, çabalamak, gayret göstermek’, örüg amıl ititgsiz ‘sakin, durgun, hareketsiz’, belgü erig barıg ‘belge, yol, yordam’, atlıg külüg belgülüg ‘adlı, şöhretli, belli’, arıg turug süzük ‘arı, duru, temiz’, irintür- burçıntur- örlet- ‘kırmak, incitmek’, kurug kovuk mensiz ‘kuru, boş, bensizlik’, bulganmak yaykanmak esmek ‘dalgalanmak, esmek’, ört yalın koz ‘alev, kızgın kömür’, tült orun töşek ‘yastık, sedir, döşek’, ed tavar buşı ‘mal, mülk, sadaka’, yok çıgay ınka ‘yoksul, yersiz, yurtsuz’, tegşilmeksiz isilmeksiz koramaksız ‘değişmeden, azalmadan’, tısız yarpsız ornagsız ‘güçsüz, zayıf’, yavız yavlak ayıg ‘kötü, fena’, ürüg uzatı üzeliksiz ‘sürekli, daima’, ürüg uzatı üzüksüz ‘sürekli, daima’, egsüksüz tolu tükel ‘eksiksiz, tam’, çın kirtü tüz ‘doğru, düz’, inçkü esengü mengi ‘rahat, sıhhat, huzur’, yılkı ud eşgek ‘inek, eşek’, barça tüzü tüketi ‘tamamı, bütünü’, arıg süzük yazınçsız ‘temiz, günahsız’, töz tüp yıltız ‘kök, temel’, ig agrıg emgek ‘ağrı, hastalık, sıkıntı’, irmeksiz yalkmaksız üzüksüz ‘engelsiz, sürekli’, örtlüg buzlug tamulug ‘alevli, buzlu, cehennemli’, ters yavlak ayıg ‘ters, kötü’, ok ya kılıç ‘ok, yay, kılıç’, tüzü tüketi barça ‘tamamı, bütün’, köni kirtü çın ‘doğru, düzgün, gerçek’, ezügsüz armaksız kirtü ‘hilesiz, doğru’, ööçsüz keksiz övkesiz ‘öçsüz, kinsiz, öfkesiz’, yürüng arıg yangı ‘ak, temiz, yeni’, bedük agır ulug ‘büyük, ağır, ulu’, ulug bedük idiz ‘büyük, yüksek’, kınıg katıg bek ‘kuvvetli, sağlam’, igsiz kemsiz busuşsuz ‘dertsiz, kedersiz’, örüg amıl tikisiz ‘sessiz, sakin, gürültüsüz’, arslan bars böri ‘arslan, pars, kurt’, tev kür armak ‘hile, sahtelik’, il kan beg ‘han, hakan, bey’, üdsüz kolusuz kezigsiz ‘zamansız, sırasız’, ig kem agrıg ‘hastalık, ağrı’, at sav söz ‘isim, söz’, bek katıg kirtü ‘sağlam, gerçek’, orun tag arıg ‘yer, dağ, çay’, tev kür yongag ‘hile, iftira’, il uluş ornag ‘memleket, ülke, yer, ayag çilteg tapıg ‘saygı, hürmet, itibar’, uçsuz kıdıgsız 106 ülgüsüz ‘sınırsız, sayısız’, aş içgü suvsuş ‘yiyecek, içecek’, teprençsiz bek yarp ‘sarsılmaz, sağlam’, sımtagsız kınıg katıg ‘çalışkan, sağlam, kuvvetli’, yarp katıg agınçsız ‘güçlü, kuvvetli, sağlam’, ayıg ulug korkınçıg ‘kötü, kocaman, korkunç’, ugur yık kezig ‘zaman, uygun zaman, sıra’, övke üz boz ‘öfke, kin, nefret’, kirsiz arıg süzük ‘temiz, pak’, ört yalın ot ‘alev, ateş’, ters tetrü yangluk ‘ters, aksi, yalan’, kadır sarsıg övkelig ‘sert, kötü, öfkeli’, kolusuz erüş öküş ‘hesapsız, sayısız, çok’, beg buyruk ınanç ‘bey, amir, memur’, igsiz togasız adasız ‘hastalıksız, belasız’, anıg körsüz uduz ‘kötü, çirkin, uyuz’, ayıg yavız çulvu ‘kötü, küfür’, kun- al- ogurla- ‘çalmak, çırpmak, yağmalamak’, ert- keç- ket- ‘geçmek, gitmek’, sök- tokı- oya- ‘azarlamak, dövmek, vurmak’, yunçı- arta- alkın- ‘güçsüzleşmek, bozulmak’, kentür- ornat- çıngar ‘düzeltmek, doğrusunu yerine koymak, doğrulaştırmak’, yıgla- sıgta busan- ‘ağlamak, sızlamak, mutsuz olmak’, yalvar- ökün- boşun- ‘yalvarmak, pişman olmak, tövbe etmek’, aya- agırla- tapın- ‘saygı göstermek, hizmet etmek’, toru- küçsire- alangur- ‘zayıflamak, zayıflatmak’, kör- bil- ötkür- ‘görmek, bilmek, açıklamak’, kan yiring söl ‘kan, irin, lenf’, artat- ayama- açınma- ‘mahvetmek, özen göstermemek’. 1.2.2. Türkçe + Yabancı + Türkçe Örneklerin 5’inde birinci ve üçüncü kelime Türkçe, ikinci kelime yabancıdır. Yabancı kelimelerin biri Çince, diğeri Soğdcadır: agar tsuy ayag ‘kötü, fena’ t. < Çin. tsui, sogançıg noş tatıglıg ‘hoş, tatlı’ n. < Soğ. noş, agu yilvi kömen ‘zehir, sihir, büyü’ y. < Moğ. cilbi / cilvi, agır tsuy irinçü ‘kötü, fena’ t. < Çin. tsui, inçkü esengü mengi ‘rahat, sıhhat, huzur’ e. < Far. āsān. 1.2.3. Yabancı + Türkçe + Türkçe Birinci kelimesi yabancı, ikinci ve üçüncü kelimesi Türkçe olan ikileme sayısı 3’tür. Kelimelerin 2’si Çince, biri Sanskritçedir: mançak tült töşek ‘yatak, yastık, döşek’ m. < Skr. mancaka, hualıg çeçeklig ölenlig ‘çiçeklik, otlaklık’ h. < Çin. hua, tsuy agır ayıg ‘fena, kötü’ t. < Çin. tsui. 107 1.2.4. Yabancı + Türkçe + Yabancı Birinci ve üçüncü kelimesi yabancı, ikinci kelimesi Türkçe olan bir ikileme bulunur. Yabancı kelimeler Sanskritçedir: sengrem sanlıg sengik ‘manastıra ait’ s. < Skr. sarighârâma, s. < Skr. sanghika. 1.2.5. Yabancı + Yabancı + Türkçe Đlk iki kelimesi yabancı, üçüncü kelimesi Türkçe olan 2 örnek vardır. Yabancı kelimeler Sanskritçedir: sengik vıhar sanlıg ‘manastıra ait’ s. < Skr. sanghika, v. < Skr. vihâra, sengik sengrem sanlık ‘manastıra ait’ s. < Skr. sarighârâma, s. < Skr. sanghika. 1.2.6. Türkçe + Türkçe + Yabancı Đkilemelerden 5’inde ilk iki kelime Türkçe, üçüncü kelime yabancıdır. Yabancı kelimeler Sanskritçedir: sansız tümen kolti ‘sayısız, on binlerce’ k. < Skr. koti, ülgüsüz üküş koltı ‘sayısız, çok’ k. < Skr. koti, ülgüsüz sansız koltı ‘sayısız, çok’ k. < Skr. koti, ed tavar buşı ‘mal, mülk, sadaka’ b. < Çin. pu shih, köni kirtü çın ‘doğru, düzgün, gerçek’ ç. < Çin. chen. 1.3. Dört kelimeden oluşan ikilemeler 1.3.1. Türkçe + Türkçe + Türkçe + Türkçe Dört kelimesi Türkçe olan ikileme sayısı 51’dir. Diğer ikileme gruplarında olduğu gibi bu grupta da çoğunluğu Türkçe kelimelerden meydana gelen ikilemeler oluşturmaktadır: yıltız ulun butık yapırgak ‘kök, sap, dal, yaprak’, ökün- kakın- bilin- ukun- ‘itiraf etmek, pişmanlık bildirmek, açıklamak’, yançış- öçüş- boğuş- örlüş ‘kapışmak, boğuşmak, kızdırmak’, üzüksüz tutçı ürüg uzatı ‘kesintisiz, sürekli, daima’, 108 aru- sız- ulı-sıkta- ‘yorgun düşmek, bitap olmak, inlemek’, kın kızgut emgek tolgak ‘işkence, sıkıntı, eziyet’, yi- iç- sat- yungla- ‘yemek, içmek, satmak, harcamak’, kalınlık borluk sögüt yimiş ‘asma, bağ, ağaç, yemiş’, münsüz beçesiz arıg turug ‘günahsız, kusursuz, temiz’, ulı- möngre- yıgla- sıgta- ‘inlemek, böğürmek, ağlamak, sızlamak’, sarsıg salık tevlig kürlüg ‘kötü, fena, hileli’, mengilig tongalıg ögrünçlüg sevinçlig ‘kutlu, güçlü, mutlu’, ölür- ıdtur- alka- yokadtur- ‘öldürmek, canını almak, yok etmek’, busuş kadgu kaygu sakınç ‘sıkıntı, kaygı, sıkıntı’, üz büz ööç kek ‘kin, nefret, öç’, agrıg tikig ig toga ‘ağrı, kaşıntı, hastalık’, ögidil- alka- sevidil- tapladıl- ‘övülmek, sevilmek, sayılmak’, iş tuş adaş kudaş ‘eş, dost, arkadaş, yoldaş’, artuksuz yangluksuz köni kirtü ‘yalansız, doğru’, uçsuz kıdıgsız ülgülençsiz tenglençsiz ‘sınırsız, ölçüsüz, hesapsız’, tag ış arıg simek ‘dağ, yayla, orman’, keng yaruk yaşuk tokılıg ‘açık, aydınlık, yakışıklı’, tapıg udug ayamak çitlemek ‘saygı, hürmet’, al altag tev kür ‘hile, aldatma’, emgetgü tolgatgu irintürgü bosanturgu ‘sıkıntı, eziyet, sefalet’, üküş telim ülgüsüz sansız ‘çok, sayısız’, kutlug ülüglüg inç mengilig ‘mutlu, kutlu’, ud eşgek kaltır tonguz ‘inek, eşek, katır, domuz’, tevsüz kirsüz ezügsüz armaksız ‘hilesiz , dolansız’, busuş kadgu emgek tolgak ‘keder, sıkıntı’, san sakış ülgü kolu ‘sayı, hesap, ölçü’, tüngür böşük ka kadaş ‘hısım, akraba’, bekiz belgülüg açuk adırtlıg ‘açık, belli’, çeç kaş yinçü moncuk ‘değerli taş, inci, boncuk’, bışrun- ögren- tavran- katıglan- ‘çalışmak, öğrenmek, gayret sarfetmek’, sev- tapla- aya- agırla- ‘sevmek, saymak, saygı göstermek’, emgen- buşrul- sıkıl- tangıl- ‘kederlenmek, üzülmek, sıkılmak’. 1.3.2. Türkçe + Yabancı + Türkçe + Türkçe Đkilemelerin 2’sinde Türkçe kelimeler birinci, üçünü ce dördüncü sırada, yabancı kelime ikinci sırada yer almaktadır: agır tsuy irinçü ayıg ‘kötü, fena’ t. < Çin. tsui, ülgüsüz koltı erüş üküş ‘sayısız, çok’ k. < Skr koti. 1.3.3. Türkçe + Türkçe + Yabancı + Türkçe Birinci, ikinci ve dördüncü kelimesi Türkçe, üçüncü kelimesi yabancı olan ikileme sayısı 4’dür: altun kümüş erdini yinçü ‘altın, gümüş, mücevher, inci’ e. < Skr. ratna, 109 tev kür yilvi arvış ‘hile, büyü, sihir’ y. < Moğ. cilbi / cilvi, kirtü katıg çın kirtü ‘gerçek, sağlam, doğru’ ç. < Çin. chen, balık uluş kent suzak ‘memleket, şehir, köy’ k. < Soğ. knδ. 1.3.4. Yabancı + Türkçe + Türkçe + Türkçe Đkilemelerden 3’ünün birinci kelimesi yabancı, ikinci, üçüncü ve dördüncü kelimesi Türkçedir: tsuy irinç agır ayıg ‘felaket, suç, kötü’ t. < Çin. tsui, kent suzak balık uluş ‘şehir, köy, memleket’ k. < Soğ. knδ, erdini yinçü çeç kaş ‘mücevher, inci, değerli taş’ e. < Skr. ratna. 1.3.5. Yabancı + Yabancı + Türkçe + Yabancı Örneklerden birinin birinci, ikinci ve dördüncü kelimesi yabancı, üçüncü kelimesi Türkçedir: vıhar sengrem sanlıg sengik ‘manastıra ait’ v. < Skr. vihâra, s. < Skr. sarighârâma, s. < Skr. sanghika. 1.4.Altı kelimeden oluşan ikilemeler 1.4.1. Türkçe + Türkçe + Türkçe + Türkçe + Türkçe + Türkçe Altı kelimeden oluşan ikilemelerin hepsi Türkçe kelimelerden oluşmuştur. Belirlenen 5 ikilemede de yabancı kelime bulunmamaktadır: busuş kadgu emgek tolgak sıkıg tangık ‘sıkıntı, kaygı, eziyet’ sögüt ıgaç ot yaş arıg semek ‘söğüt, ağaç, ot, orman’, ezügsüz igidsüz köni kirtü arıg süzük ‘yalansız, dolansız, doğru, temiz’, igsiz togasız adasız tudasız emgeksiz tolgaksız ‘hastalıksız, belasız, sıkıntısız’, egsül- tegşil- arta- buzul- alkın- yokad- ‘eksilmek, değişikliğe uğramak, bozulmak, yok olmak’. 110 6. DĐZĐN A a mo: o, bu a. +nıng, m. +nung Cev.Ay., 465, 2 a. –maksız, e. –meksiz Cev.Ay., 338, 5 a. –ur, k. –ur Sem.Ins., 673 aç- adır-: açıklamak, izah etmek a. –a, a. –a Sem.Ins.,1013 aç- suvsa-: acıkmak susamak a. –mak, s. –mak Cev.Ay., 118, 4, 5, 609, 19, 20, 610, 5, 611, 23, Şin.Mayt., 85, 16, 110, 20 aç turuk: aç, zayıf a. +ın, t. +ın Cev.Ay., 322, 14, 15 aç- yad- ökün- bilin-: açıklamak, itiraf etmek, söylemek a. –a, y. –a, ö. –ü, b. –ü Cev.Ay., 141, 11, 12 aç- yad-: açıklamak, söylemek a. –a, y. –a Cev.Ay., 7, 8, 38, 7, 83, 2, 87, 15, 109, 3, 149, 7, 181, 21, 198, 18, 363, 9, 372, 10, 391, 3, 400, 3, 401, 19, 23, 410, 7, 428, 7, 8, 438, 12, 448, 7, 457, 9, 524, 20, 578, 20, 21, 581, 13, 14, 607, 5, 662, 15, 668, 4. Gab.H.T.B., 1930, Bang-Gab.Tür. IV A, 6, 18 a. –alım, y. –alım Şin.Mayt., 70, 49 a. –arlar, y. –arlar Şin.Mayt., 63, 11 a. –guluk, y. –guluk Sem.Ins., 416, 417 açı- agrı-: kırmak, rencide etmek a. –tımız, a. –tımız Le Coq.Huas., 57 açıg ayag: saygı, hürmet a. +ka, a. +ka Cev.Ay., 195, 15, 16 açıg emgek: acı, eziyet a., e. Cev.Ay., 584, 18, Mül.May., 34, 35, Bang-Gab.Tür.IV B, 26, 111 Şin.Mayt., 67, 28, 29, 78, 24, Le Coq.Manic.I, 9 a., e. +ig Cev.Ay., 626, 7, 8 a., e. +lerig Mül.Dan., 188 a., e. +lerin Ce.Ay., 449, 7 a. +ları, e. +leri Cev.Ay., 625, 2 açıg tarka emgek: acı, ızdırap a., t., e. Cev.Ay., 659, 16 a., t., e. +in Cev.Ay., 556, 7 a., t., e. +ke Cev.Ay., 554, 17, 18 a., t., e. +lerin Cev.Ay., 264, 8, 9 a., t., e. +lerintin Cev.Ay., 265, 9 açıg tarka: acı, kötü a., t. Cev.Ay., 11, 22, 235, 9, 264, 8, 292, 21, 399, 17, 410, 2, 421, 10, 514, 15, 532, 11, 12, 542, 11, 12, 554, 12, 662, 10, 11, 663, 11 açıl- yadıl-: açılmak, yayılmak a. –mak, y. –maknıng Sem.H.T.B., 337, 338 açın- aya-: özen göstermek, saygı göstermek a. –maser, a. –masar Cev.Ay., 433, 2, 3 a. –sar, a. –sar Cev.Ay., 407, 9, 413, 1 açın- yadın-: itiraf etmek, açıklamak a. –galı, y. –galı Cev.Ay., 104, 20, 21 açsız kızsız: tok, aç olmayan a., k. Cev.Ay., 196, 19, 20, Şin.Mayt., 3, 17 açsız suksız köni: aç olmayan, tok gözlü, doğru a., s., k. Şin.Mayt., 72, 40 açuk adırtlıg bekiz belgülüg: açık, belli a., a., b., b. Cev.Ay., 279, 10, 11 açuk adırtlıg: açık, belli a., a. Cev.Ay., 474, 6, 510, 20, 21 açur- suvsat-: acıktırmak, susatmak a. –mamak, s. –mamak Cev.Ay., 220, 22 112 ada emgek: felaket, sıkıntı a. +larıg, e. +lerig Cev.Ay., 210, 3, 4 ada korkınç: tehlike, korku a. +lartın, k. +lartın Cev.Ay., 328, 3, 4, 18, 19, 329, 9, 10, 24, 330, 1, 13, 14, 331, 3, 332, 6, 7 ada- sözle-: adlandırmak, söylemek a. –mışım, s. –mişim Mül.Muk., 70 ada tuda: kaza, bela a., t. Cev.Ay., 325, 24, 326, 20, 434, 7, Mül.Çaş., 259, Bang-Gab.Tür.V A, 87, Bang.Gab.Ar.Seyük., 62, 63, 69, 99, 232, 233, 263, 269, 281, 284, 29 a., t. +lar Cev.Ay., 402, 3, 412, 7, 415, 13, 14, 435, 10, 467, 1, 472, 16 , 557, 2 a., t. +ları Cev.Ay., 332, 8, 410, 13 a., t. +larıg Cev.Ay., 465, 14, 15, 470, 4, 5, 24, 475, 11 a., t. +ların Cev.Ay., 480, 7 a. +ların, t. +ların Cev.Ay., 397, 13 a. +sı, t. +sı Cev.Ay., 478, 21, Bang.Gab.Ar.Seyük., 263 a. +sın, t. +sın Cev.Ay., 193, 16, 400, 23, 402, 23, 408, 11, 440, 18, 19 a. +sınta, t. +sınta Cev.Ay., 414, 12, 13, 432, 17, 18, Şin.Kip., 186, 187 a.+sız, t. +sız Cev.Ay., 192, 1, 361, 1, 437, 7, 444, 2, Jam.K.P., XXXIII, 6, Bang.Gab.Ar.Seyük., 262, Şin.Mayt., 67, 68, 38, 48 a +sızın, t. +sızın Bang.Gab.Ar.Seyük., 370, Le Coq.Manic.III., 42 adalıg tıdıglıg: tehlikeli, engelli a., t. Cev.Ay., 120, 9 adasız tudasız busuşsuz kadgusuz: kazasız, belasız, dertsiz, kaygıs a. +ın, t. +ın, b. +ın, k. +ın Le Coq.Manic.III., 36 adaş böşüg: arkadaş, hısım a., b. Mül.Muk., 55, 64 adaş iş: arkadaş, eş a +ıng, i. +ing Mül.Muk., 62 adın adın: ayrı ayrı a., a. Cev.Ay., 259, 12, 260, 13, Şin.Mayt., 66, 5 113 adın adınaguka: başka, başka kimseler a., a. Cev.Ay., 221, 24 adın- mungad-: şaşırmak, hayret etmek a. –tılar, m. –tılar Cev.Ay., 16, 18, 19 a. –u, m. –u Cev.Ay., 391, 12 adın öngi: ayrı, farklı a., ö. Cev.Ay., 32, 20, 335, 6 a., ö. +lerte Cev.Ay, 32, 21 adın yat: yabancı, bilinmeyen a., y. Cev.Ay., 403, 13 adınçıg mungadınçıg: olağanüstü, şaşırtıcı a., m.Sem.H.T.B., 284, Bang-Gab.Tür.V B, 9, Le adır- üdür-: ayırmak, ayırt etmek a. –a, ü. –e Cev.Ay., 540, 6, 7, 615, 5 a.- mak, ü. –mek Cev.Ay., 335, 5, 6 a. –makı, ü. –meki Cev.Ay., 52, 22, 23 a. –maz, ü. –mez Cev.Ay., 67, 7, 8, 654, 1 a. –ıp, ü. –üp Cev.Ay., 335, 9 adırt üdürt: fark, ayrıcalık a., ü. Cev.Ay., 264, 21, 334, 3 a. +ın, ü. +in Cev.Ay., 596, 20 adırtlıg belgülük: kesin, belli a., b. Cev.Ay., 332, Sem.Ins., 196 adrıl- yiril-: ayrılmak, bölünmek a. –galı, y. –geli Gab.H.T.B., 2039 adruk adruk : ayrı ayrı a., a. Cev.Ay., 34j, 13, 22, 37, 8, 39, 13, 40, 10, 42, 2, 49, 19, 50, 3, 4, 9, 10, 12, 21, 51, 18, 52, 8, 53, 13, 54, 8, 9, 59, 19, 64, 5, 67, 15, 70, 5, 11, 71, 19, 81, 8, 86, 22, 118, 6, 123, 13, 164, 20, 165, 16, 17, 183, 6, 7, 11, 12, 184, 21, 22, 23, 191, 8, 9, 197, 3, 201, 19, 205, 9, 213, 8, 24, 236, 10, 242, 22, 253, 14, 15, 257, 10, 299, 114 2, 3, 310, 8, 9, 312, 12, 18, 313, 5, 318, 12, 319, 17, 324, 17, 18, 328, 6, 339, 10, 18, 364, 12, 380, 8, 24, 384, 18, 389, 5, 416, 7, 420, 10, 427, 5, 434, 6, 7, 436, 12, 464, 18, 473, 2, 495, 9, 514, 7, 8, 519, 8, 520, 6, 529, 6, 552a, 22, 574, 21, 651, 23, Jam.K.P., II, 7, Şin.Kip., 183, Bang.Gab.Ar.Seyük., 151, 163, 168, 174, 177, 183, 246, Le Coq.Huas., 226, 228, Şin.Mayt., 37, 3, 4, 53, 13, 55, 28, 67, 11, 12, 71, 51, 81, 22, 107, 22 agar tsuy ayag: kötü, fena a., t., a. Bang-Gab.Tür.IV A, 50, agar t., ayıg Ban-Gab.Tür.V A, 37 agı barım: hazine, servet a., b. Cev.Ay., 525, 21, 543, 20, Jam.K.P., VII, 6, 9, IX, 2, Şin.Kip., 46, agılık bölük: hazine, hisse a. +larnıng, b. +lerning Cev.Ay., 270, 10, 273, 22, 23 agılık kıznak: hazine, servet a. +ım, k. +ım Cev.Ay., 121, 18 a. +ları, k. +ları Cev.Ay., 118, 14, 15 agılık sang: hazine, servet s. < Çin. ts’ang a. +ım, s. +ım Cev.Ay., 519, 2 agınçsız evrilençsiz: sağlam, sarsılmaz a., e. Cev.Ay., 428, 23, 429, 1 agır ayag: şeref, itibar a., a. Cev.Ay., 34k, 14, 36, 22, 103, 6, 627, 18, 146, 13, 176, 9, 10, 178, 11, 201, 22, 249, 18, 300, 9, 315, 9, 10, 337, 21, 355, 16, 360, 15, 16, 393, 15, 413, 20, 21, 22, 414, 1, 3, 417, 6, 418, 17, 21, 419, 2, 422, 9, 424, 11, 426, 17, 441, 16, 442, 2, 443, 3, 445, 2, 446, 2, 10, 454, 10, 456, 9, 484, 16, 17, 496, 23, 506, 20, 519, 4, 528, 8, 539, 15, 16, 570, 19, 20, 571, 9, 574, 6, 587, 17, 663, 15, 16, Sem.H.T.B., 204, 303, Sem.Ins., 62, 205, 358, 359, Şin.Mayt., 50, 28, 95, 8 a., a. +ıg Cev.Ay., 453, 3 a., a. +ımka Cev.Ay., 101, 6 a., a. +ın Gab.H.T.B., 2044, agar, a. +ın Mül.Çaş., 100, Mül.May., 22 115 a., a. +lıg Sem.Ins., 127 a. +lıg, a. +lıg Cev.Ay., 403, 12, 13, Sem.Ins., 190 a. +sız, a. +sız Sem.Ins., 132, 133 agır ayamak: şeref, saygı a., a. Cev.Ay., 566, 14, Şin.Mayt., 104, 14 a., a. +ın Cev.Ay, 36, 18, 94, 15, 16, 372, 6, 391, 9, 406, 14, 15, 450, 1, 467, 13, 468, 6, 469, 6, 7, 24, 470, 19, 20, 471, 14, 489, 4, 513, 2, 3, 520, 7, 8, 527, 19, 538, 16, 17, 546, 17, 668, 9, 669, 5, 18, 674, 22, 23, Gab.H.T.B., 1824, 1825, Şin.Mayt., 24, 5, 94, 6 agır ayıg: kötü, fena a., a. Cev. Ay., 26, 15, 93, 14, 96 ,22, 118, 104, 19, 109, 8, 132a, 9, 137, 22, 138, 10, 11, 20, 139, 1, 9, 12, 15, 17, 22, 126, 7, 140, 4, 5, 8, 9, 13, 141, 3, 10, 11, 13, 142, 1, 146, 17, 23, 148, 11, 175, 5, 191, 12, 648, 23, Şin.Mayt., 71, 40 agır tsuy irinçü ayıg: kötü fena t. < Çin. tsui a., t., i., a. Cev.Ay. 24, 1, 185, 3 agır tsuy irinçü: kötü, fena t. < Çin. tsui a., t., i. Bang-Gab.Tür.IV A, 40, Bang-Gab.Tür.IV b, 39 agır ulug: ağır, ulu a., u. Cev.Ay., 445, 3, 4, 537, 15, 652, 6, 7, Gab.H.T.B., 1811, 2049, Sem.In.s, 547, 952, 953 agırla- aya-: hürmet etmek, saygı göstermek a.–guluk, a. –guluk Cev.Ay., 654, 23, 655, 1 agrıg ig: ağrı, hastalık a., i. Cev.Ay., 591, 9 agrıg tikig ig toga: ağrı, kaşıntı, hastalık a., t., i., t. Cev.Ay., 590, 18 agtarıl- töngderil-: dönderilmek, çevrilmek a. –u, t. –ü Cev.Ay., 601, 11, 12 116 agtın- in-: çıkmak, inmek a. –urlar, i. –erler Cev.Ay., 365, 22 agu yilvi kömen: zehir, sihir, büyü y. < Moğ. cilbi / cilvi a. +n, y. +n, k. +in Şin.Mayt., 81, 43 ak- barın-: akmak, boşanmak a.–ar, b. –ur Şin.Mayt., 61, 10 akıglıg akıgsız : akıcı, sabit a., a. Cev.Ay., 303, 22, 304, 7, Se.Öz., 97a, 14, 15, 16, 97b, 4, 8, 9, 98a, 4, 99a, 6 a., a. +ıg Cev.Ay., 273, 13 akıglıg ürlüksüz: geçici, sabit olmayan a., ü. Cev.Ay., 34p, 14 akıgsız ürlüklüg: sabit, geçici olmayan a., ü. Cev.Ay., 34p, 15 akıl- kudul-: akmak, dökülmek a. –maz, k. –maz Sem.Ins., 670 akru akru: yavaş yavaş a., a. Şin.Mayt., 90, 23 aksak çolak: aksak, sakat a., ç. Cev.Ay., 300, 10 aktur- öntür-: yükselmek, çıkmak a. –tı, ö. –ti Le Coq.Manic.I., 13 al altag tev kür: hile, aldatma a. +ın, a. +ın, t. +in, k. +in Mül.Çaş., 168, 169 al altag: hile, aldatma a., a. Cev.Ay., 9, 9, 34ı, 3, 4, 34i, 9, 61, 8, 205, 21, 211, 13, 212, 7, 9, 10, 217, 22, 258, 1, 21, 261, 22, 262, 1, 5, 9, 263, 12, 16, 19, 268, 16, 20, 23, 269, 12, 13, 14, 15, 19, 21, 279, 12, 14, 17, 20, 322, 17, 363, 20, Gab., 1918, Le Coq.Manic.III., 48, Se.Öz., 100a, 15 a., a. +da, Cev.Ay., 211, 23, 212, 2, 4, 5, 647, 17 a., a. +ı Se.Öz., 100b, 1 117 a., a. +ları Cev.Ay., 37, 8, 317, 5 a., a. +ların Sem.Ins., 162 a., a. +lıg Cev.Ay., 679, 4 a. +ı, a. +ı Se.Öz., 100b, 4 a. +ın, a. +ın Cev.Ay., 38, 6, 211, 18, 168, 169, Sem.Ins., 203, 204 a. +sız, a. +sız Cev.Ay., 394, 12 al çeviş: yol, yordam a., ç. Cev.Ay., 193, 22, Şin.Kip., 187, Bang.Gab.Ar.Seyük., 265 a. +ı, ç. +i Şin.Kip., 99, 100 a. +ın, ç. +in Şin.Kip., 98, Bang.Gab.Ar.Seyük., 20 al- elt-: almak, getirmek a.–ıp, e. –ip Sem.Ins., 195 al- yungla-: almak, kullanmak a. –tımız, y. –dımız Ban.Gab.Tür.IV A, 44 alangur- kogşa-: zayıflatmak, zayıflamak a. –mış, k. –mış Cev.Ay., 118, 5 alış biriş: alış veriş a., b. Şin.Mayt., 61, 25 a. +sız, b. +siz Se.Öz., 106a, 3 alkat- kötrül-: methettirmek, yükselttirmek a. –mış, k. –miş Cev.Ay., 682, 20 alkın- egsü-: yok olmak, eksilmek a. –maksız, e. –meksiz Cev.Ay., 338, 5 alkın- isil-: yok olmak, eksilmek a.–maksız, i. –meksiz Cev.Ay., 338, 11, 12, 13, 14, 16, 17, 18, 19, 20, 22, 24 alkın- sön- amrıl-: yok olmak, dinmek a. –ur, s. –er, a. –ur Bang.Gab.Ar.Seyük., 76 alkın- tüke-: yok olmak, bitmek a. –taçı, t. – deçi, Cev.Ay., 163, 6, 7 a. –mazlar, t. –nmezler Sem.Ins., 140 118 alkınçsız tüketinçsiz: tükenmez, sonsuz a., t., Cev.Ay., 163, 4, 5, 172, 13, 504, 11, 680, 24 alkınçsız üküş: tükenmez, çok a., ü. Sem.Ins., 343 alkınçsız ülgüsüz: tükenmez, sayısız a., ü. Bang.Gab.Ar.Seyük., 376 alkınmaksız tükemeksiz: bitmeksiz, tükenmeksiz a., t. Cev.Ay., 154, 8, 9, 160, 9 alkış ötüg: dua, niyaz a +ımız, ö. +ümüz Le Coq.Huas., 216 alku barça: hepsi, bütün a., b. Cev.Ay., 203, 9, 507, 4, 5, 529, 16, 566, 5, 665, 14, 15 a. +gun, b. Cev.Ay., 396, 21, 22 a.+ka, b. Cev.Ay., 153, 14, 155, 4, 651, 7 a.+nı, b. Cev.Ay., 118, 16, 170, 8, 9, 172, 21, 447, 3, 4, 508, 17, 534, 10 a. +ka, b. +ça Cev.Ay., 123, 14, 15 a. +nung, b. +nıng Cev.Ay., 116, 23, 117, 1 alku kamag: bütün, hepsi a. , k., CevAy., 32, 12, 13, 33, 10, 11, 34, 12, 34n, 17, 23, 132b, 1, 133, 8, alku tüketi: tamamı, bütün a., t. Şin.Kip., 87 alp agır: güç, ağır a., a. Cev.Ay., 397, 14 alp emgek: güç, zahmet a. +ın, e. +in Şin.Mayt., 57, 12, 72, 5, 85, 22, 23 a. +ınta, e. +inte Cev.Ay., 414, 12 alp katıg: cesur, sağlam a., k. Cev.Ay., 232, 16, 234, 18, 21, 235, 9, 14, Mül.Çaş., 83 altun kümüş erdini yinçü: altın, gümüş, mücevher, inci e. < Skr. ratna a. +ın, k. +in, e. +n, y. +n Şin.Mayt., 104, 21, 22 119 altun kümüş: altın, gümüş a. k. Cev.Ay., 70, 6, 81, 5 a. +ın, k. +in Şin.Mayt., 28, 19, 29, 3 a. +ların, k. +lerin Cev.Ay.,250, 23, 24 a. +lug, k. +lüg Sem.Ins., 846, Şin.Mayt., 31, 27, 55, 33 amil yabaş: sakin, yavaş a., y. Bang-Gab.Tür II TD., 57 amra- sev-: ilgi duymak, sevmek a. –yurlar, s. –erler Cev.Ay., 556, 5 amrak ayaglıg: sevgili, saygılı a., a. Cev.Ay., 446, 18, 526, 6, 7 amran- kirtgün-: sevmek, inanmak a.–tı, k. –tiler Bang-Gab.Tür. II TM., 85 amrıl- turul-: sakinleşmek, durulmak a. –maz, t. –maz Cev.Ay., 290, 16 a.- mış, t. –mış Cev.Ay., 205, 3, 4, 18, 19, 209, 10, 210, 10 amru üzüksüz: devamlı, sürekli a., ü. Cev.Ay., 109, 7 ana ata: anne, baba a., a. Cev.Ay., 551, 23, 552, 1 ança ança: biraz biraz a., a. Cev.Ay. ,14, 22, Sem.Ins., 651, Şin.Mayt., 103, 31 ança munça: şöyle, böyle a., m. Bang.Gab.Ar.Seyük., 262, Şin.Mayt., 59, 18, 111, 21 anı munı: onu, bunu a. +lı, m. +lı Se.Öz., 103a, 1 anıg körsüz uduz: kötü, çirkin, uyuz a., k., u. Bang.Gab.Ar.Seyük., 443 anıg yavlak: kötü, çirkin a., y. Le Coq.Huas., 50 120 anta monta: şurada, burada a., m. Cev.Ay., 625, 10, 11 anut- it-: hazırlatmak, düzenlemek a. –mış, i. –miş Cev.Ay., 431, 11, 12 ar- ezügle-: dolandırmak, kandırmak a. –tım, e. –dim Cev.Ay., 135, 10 ar- yuv-: dolandırmak, aldatmak a. –dılar, y. –dılar Şin.Mayt., 75, 39, 40 arhant dıntar: aziz, dindar a. < Skr. arhant a., d., Şin.Mayt., 2, 10, 16, 23, 29, 34, 42, 43, 49 a., d. +larıg Cev.Ay., 134, 14 arhant tıtsu: aziz, öğrenci a.< Skr. arhant, t. < Çin. ti tzŭ a., t. +larıngız Cev.Ay., 655, 23, 656, 1 arı- açıl-: temizlenmek, açılmak a. –dı, a. –dı Bang.Gab.Ar.Seyük, 223, 433 arı- alkın-: silinmek, yok olmak a. –ıp, a. –ıp Cev.Ay., 24, 8 a. –sun, a. –sun Cev.Ay., 24, 2, 138, 12, 139, 1, 2, 4, 16 a. –zun, a. –zun Bang-Gab.Tür.IV B, 40, 66 arı- süzül-: temizlenmek a. –mak, s. –meki Cev.Ay., 76, 8, 9 a. –mak, s. –mekke Cev.Ay., 63, 8, 9 a. –mış, s. –miş Cev.Ay., 63, 7, 8, 74, 19, 76, 21, 77, 8, 9, 10 a. –nmak, s. –mekke Cev.Ay., 334, 5, 6 a. –sar, s. –ser Cev.Ay., 67, 6 a. –yu, s. –ü Cev.Ay., 284, 25 arıd- keder-: temizlemek, gidermek a.–ıp, k. –ip Sem.Ins., 40 arıg arıg: temiz, temiz 121 a., a. Şin.Mayt., 65, 9 arıg edgü: temiz, iyi a., e. Sem.Ins., 435 a. +ın, e. +sin Cev.Ay., 303, 24 arıg kkirsiz: temiz, kirsiz a., k. Cev.Ay., 678, 15 arıg saka: orman, koru a. +ka, s. +ka Cev.Ay., 630, 22 arıg silig: temiz pak a., s. Cev.Ay., 144, 15, 16, 488, 1, 574, 17, Sem.Ins., 343, 344 a. +ın, s. +in Sem.Ins., 387, 472, 473 arıg simek: orman, koruluk a., s. Şin.Mayt., 40, 2 a., semek Cev.Ay., 517, 8, 608, 20, 617, 11 a., s. +te Mül.Dan., 55 a. +da, s. +de Mül.Muk., 20, 114 a. +daki, s. +teki Mül.Muk., 25 arıg süzük yazınçsız: temiz, günahsız a. -+ın, s. +in, y. +ın Cev.Ay., 221, 2, 3 arıg süzük: temiz, duru a., s. Cev. Ay., 34c, 18, 41, 2, 45, 4, 46, 9, 49, 2, 63, 6, 64, 21, 69, 8, 71, 17, 74, 11, 12, 20, 75, 1, 5, 6, 12, 16, 76, 12, 78, 15, 18, 105, 3, 111, 13, 336, 137, 8, 124, 18, 141, 22, 142, 9, 144, 2, 144, 10, 169, 22, 172, 12, 13, 212, 15, 16, 20, 21, 213, 15, 244, 5, 11, 250, 14, 273, 11, 280, 13, 284, 6, 12, 18, 19, 25, 346, 16, 17, 347, 7, 19, 20, 353, 19, 354, 15, 358, 14, 497, 4, 571, 13, 645, 17, 653, 17, 659, 5, 9, Şin.Kip., 50, 51, Bang-Gab.Tür. IV A, 8, 9, Bang-Gab.Tür.V A, 22, Sem.Ins., 747 a., s. +lerke Cev.Ay., 504, 21, 22 a. +ın, s. +in Cev.Ay., 34n, 18, 19, 20, 220, 10, 286, 10, 11, 297, 23, 317, 24a. +ınga, s. +inge Cev.Ay., 212, 16 122 arıg turug süzük: arı, duru, temiz a., t., s. Le Coq.Manic.I., 27 arıg turug yazınçsız: temiz, duru, günahsız a., t., y Bang.Gab.Ar.Seyük., 242 arıg turug: arı, duru a., t., Cev.Ay., 121, 3, 124, 5, 134, 14, 155, 23, 431, 12, 495, 20, Şin.Kip, 193, 197, Bang.Gab.Ar.Seyük., 136, Şin.Mayt., 27, 15, 69, 39, Le Coq.Manic.I., 24, Le Coq.Manic.III., 38, 39 a. +ın, t. +ın Le Coq.Manic.III., 21 arıg yangı: temiz, yeni a., y. Cev.Ay., 519, 5, 535, 5 arıg yürüng: temiz, ak a., y. Cev.Ay., 33, 9 arıgsız yablak: pis, kötü a., y. Le Coq.Manic.I., 5 arıt- süz-: temizlemek, arıtmak a. –ur men, s. –ür men Cev.Ay., 26, 16 arkuru turkuru: öteye, beriye a., t. Cev.Ay., 619, 13, 133, 21, 631, 17 arslan bars böri: arslan, pars, kurt a +lı, b. +lı, b. +li Cev.Ay., 490, 14 art basut: yardım, destek a., b. Cev.Ay., 409, 11, 12, 440a, 21, 504, 11 arta- alkın-: mahvolmak, bozulmak a. –maz, a. –maz Cev.Ay., 34ı, 16 arta- bozul-: bozulmak, çürümek a. –dı, b. –tı Cev.Ay. 613, 7 a. –madın, b. –madın Cev.Ay., 67, 11, 12 a. –mak , b. –mak Cev.Ay., 613, 5, 6 a. –maksız, b. –maksız Cev.Ay., 55, 21, 22 123 a. –maz, b. –maz Bang.Gab.Ar.Seyük., 136, a. –yur, b. –ur Şin.Mayt., 2, 3 arta- isil-: bozulmak, eksilmek a. –mak, i. –mek Cev.Ay., 559, 17 arta- tegşil-: bozulmak, değişikliğe uğramak a. –mışı, t. –mişi Sem.H.T.B., 471 arta- yokad-: bozulmak, yok olmak a. –maz, y. –maz Cev.Ay., 464, 6 artat- ayama- açınma-: mahvetmek, özen göstermemek a.–tımız, a. –dımız, a. –dımız Şin.Mayt., 69, 15, 16 artat- boz-: harap etmek, bozmak a. –galı, b. –galı Cev.Ay., 408, 19 artuksuz eksüksüz: yalansız, eksiksiz a., e. Se.Öz., 100a, 2 artuksuz yangluksuz köni kirtü: yalansız, doğru a., y., k. ,k. Cev.Ay., 659, 3, 4 aru- sız- ulı-sıkta-: yorgun düşmek, bitap olmak, inleme a. –yu, s. –a, u. –yu, s. –yu Şin.Mayt., 105, 12, 13 as- üklit-: çoğaltmak, arttırmak a. –a, ü. –ü Cev.Ay., 521, 4, 5 a. –dım, ü. –dim Cev.Ay., 136, 20 a. –ıp, ü. –ip Cev.Ay., 438, 11 a. –mış, ü. –miş Cev.Ay., 607, 18 as- üste-: çoğaltmak a. –a, ü. –yü Cev.Ay., 457, 11, 474, 3 a. –ıp, ü. –p Cev.Ay., 416, 18, Şin.Mayt., 82, 5, 84, 35 a. –mak, ü. –mek Cev.Ay., 266, 7 asgançula- tagunla-: iki yüzlülük etmek, yataklık etmek a.–dımız, t. –dımız Bang-Gab.Tür.IV A, 72 asıg edgü: fayda, iyi a.+ka, e. +ke Cev.Ay., 431, 9 124 asıg mengi: fayda, huzur a. +lıg, m. +lig Cev.Ay., 547, 58 asıg tusu: fayda, kazanç a., t., Cev.Ay., 3, 8, 23, 2, 3, 4, 34i, 10, 34j, 7, 11, 34s, 20, 34ş, 16, 40, 12, 42, 4, 5, 43, 17, 49, 9, 10, 12, 14, 16, 61, 8, 9, 64, 9, 89, 17, 115, 2, 3, 184, 22, 190, 3, 4, 191, 8, 21, 195, 10, 196, 3, 15, 206, 9, 207, 8, 209, 1, 2, 213, 20, 224, 13, 15, 16, 19, 230, 3, 232, 19, 235, 18, 21, 23, 24, 236, 9, 14, 245, 22, 257, 8, 268, 4, 15, 279, 13, 14, 288, 8, 13, 289, 9, 10, 15, 16, 293, 6, 294, 2,306, 7, 12, 18, 324, 15, 16, 327, 16, 363, 2, 373, 5, 15, 399, 23, 400, 16, 23,402, 19, 404, 14, 430, 22, 461, 10, 481, 6, 497, 10, 527, 8, 547, 13, 549, 22, 611, 14, 15, 19, 646, 18, 649, 5, 654, 14, 657, 9, 661, 11, 667, 3, Jam.K.P., XXI, 5, 6, XXIV,7,XXXV, 4, XLVIII, 2, 3, Şin.Kip., 3, 99, 150, 151, 152, 165, 170, Bang.Gab.Ar.Seyük., 245, 248, 295, 355, 366, 367, 392, 395, 456, Sem.Ins., 475, Şin.Mayt., 19, 3, 58, 4, 9, 11, 38, 52, 57, 5, 20, 34, 36, 52, 8, 25, 54, 12, 58, 33 a., t. +lar Cev.Ay., 91, 3, 9, 197, 4 a., t. +larıg Cev.Ay., 87, 7, 420, 11 a., t. +lug Cev.Ay., 51, 18, 19, Şin.Mayt., 5, 56, 104, 12, 13 a. +ı, t. +sı Şin.Kip., 95, 96 a. +ınga, t. +sınga Şin.Mayt., 32, 8 a. +lıg, t. +lug Cev.Ay., 91, 15, 16, 132b, 15, Şin.Mayt., 23, 36 a. +ka t. +ka Cev.Ay., 341, 14, 437, 12, 612, 2, Şin.Mayt., 69, 41 asıglıg edgülüg: fayda, iyilik a. +ın, e. +ün Cev.Ay., 207, 3, 4 asıl- küçet-:kuvvetlenmek, güçlenmek a.–gay, k. –gey Cev.Ay., 89, 20, 21 asıl- koramak: çoğalmak, azalmak a. +ın, k. +ın Cev.Ay., 245, 16, 17 asıl- ökli-: çoğalmak, artmak a. –dı, ö. –di Şin.Mayt., 89, 47 a. –madın, ö. –medin Bang-Gab.Tür.IV B, 44, 45 a. –ur, ö. –yürler Şin.Mayt., 44, 9 125 asıl- üstel-: artmak, çoğalmak a. –galı, ü. –geli Cev.Ay., 413, 4 a. –gay, ü. –gey Cev.Ay., 436, 4 a. –ıp, ü. –ip Cev.Ay., 192, 3, 198, 4, 413, 13, 528, 19, 684, 17, 21 a. –ur, ü. –ür Cev.Ay., 194, 18, 412, 16, 17 asıl- üstel-: çoğalmak, artmak a. –gay, ü. –gey Cev.Ay., 126, 10, 415, 8, 9 a. –ıp, ü. –ip Cev. Ay., 531, 1 a. –ur, ü. –ür Cev.Ay., 588, 5 aş içgü suvsuş: yiyecek, içecek a., +ıg, i., +üg, s. +ug Cev.Ay., 590, 9, 10 aş içgü: yiyecek içecek Cev. Ay. a., i., Cev.Ay., 4. 14, 5, 6, 80, 19, 102, 17, 119, 13, 478, 9, 516, 13, 520, 9, 525, 22, 543, 21, 558, 17,610,17, 611, 3, 613, 3, Sem.H.T.B., 270, Bang.Gab.Ar.Seyük., 266, 268, 333, Şin.Mayt., 12, 7, 50, 8, 72, 20, 99, 5, 112, 20, 22 a. i. +ler Cev.Ay., 445, 1, 520, 6, 7 a., i. +lerig Cev.Ay., 135, 14 a., i. +sin Şin.Mayt., 72, 31 a., i. +üg Cev.Ay., 520, 11, 12, 526, 10, 591, 19, Şin.Mayt., 72, 50, 51 a. +ıg, i. +üg Cev.Ay., 592, 1, Şin.Mayt, 71, 58 aş içkü: yiyecek, içecek a., i. Jam.K.P., LXXI, 6, Le Coq.Huas., 56, Le Coq.Manic.I., 16 a. +ıngız, i. +üngüz Mül.Dan., 117 a. +ka, i. +ke Le Coq.Manic.I., 16 aş suv: yiyecek, içecek a. +ın, s. +ın Jam.K.P., LXXV, 7 a. +sız, s. +suz Şin.mayt., 112, 18 aş suvsuş: yiyecek-içecek a., s. +lar Cev.Ay., 588, 8, 9 a+ın, s. +ın Cev.Ay., 156, 2, 361, 20, 21, 441, 1 126 aş ton: yiyecek, giyecek a., t. Şin.Mayt., 75, 54 a. +ka, t. +ka Cev.Ay., 578, 2, 3 aş yimiş: yiyecek, yemiş a., y. Cev.Ay., 592, 5 at adgır: at, aygır a., a. Cev.Ay., 555, 8 at koyn: at, koyun a., k. Cev.Ay., 490, 15 at kü: ad, şöhret a., k. Şin.Mayt., 54, 20, 21, Cev.Ay.,358, 22, 23, 359, 3, 486, 23, 567, 12, 13 a., k. +ke Cev.Ay., 551, 1 a. +ı, k. +si Cev.Ay., 564, 15, Şin.Mayt., 13, 18 a. +ı, k. +si Cev.Ay., 599, 8 a. +ın, k. +sin Şin.Mayt., 13, 24 at sav söz: isim, söz a. +ıg, s. +ıg, s. +üg Cev.Ay., 389, 6 at yanga: at, fil a., y. Cev.Ay., 323, 4 a., y. +da Cev.Ay., 385, 21 a. +lar, y. +lar Şin.Mayt., 110, 2 a. +ların, y. +ların Cev.Ay., 250, 23, 24 ata kang: ata, baba a., k. Cev.Ay., 682, 14 a., k. +larka Cev.Ay., 678, 21 a. +m, k. +ım Cev.Ay., 587, 20, 21 ata- yükün-: ad vermek, ululamak a. –sar, y. –ser Cev.Ay., 539, 15 atkan- yapşın-: yapışmak, bağlanmak a. –mak, y. –mak Cev.Ay., 109, 14, 291, 1, 376, 16 a. –maksız, y. –maksız Cev.Ay., 384, 2, 3, 387, 20 127 a. –mayukın, y. –mayukın Cev.Ay., 389, 3, 4 a. –mazlar, y. –mazlar Cev.Ay., 388, 2 atlıg külüg belgülüg: adlı, şöhretli, belli a., k., b. Le Coq.Manic.III., 20 atlıg yüzlüg: adlı, ünvanlı, önemli kişi a., y. +ke Jam.K.P., XII, 5 a. +ı, y. +i Jam.K.P., XX, 3 avant tıltag: sebep a. < Skr. anbant a., t. Cev.Ay., 24, 18, 309, 14, 411, 22, 438, 2, 463, 8, 9, 539, 19, 666, 14, 15 a., t. +dın Cev.Ay., 537, 21 a., t. +ın Cev.Ay., 540, 20, 21, 549, 3, 4 a., t. +larka Cev.Ay., 230, 3 a. +ın, t. +ın Cev.Ay., 67, 19 a. +lar, t. +lar Cev.Ay., 382, 23 a. +larnıng, t. +larnıng Cev.Ay., 374, 20, 21 a. +lartın, t. +lartın Cev.Ay., 374, 14, 15, 16, 17, 375, 4, 377, 2, 3 a. +sızın, t. +sızın Cev.Ay., 281, 22 aya- açın-: saygı göstermek, özen göstermek a. –mış, a. –mış Cev.Ay., 422, 12, 13 a. –sar, a. –sar Cev.Ay., 423, 18 aya- agırla- tapın- udun-: saygı göstermek, hizmet etmek a.–yu, a. –yu, t. –u, u. –u Şin.Kip., 152, 153 aya- agırla- tapın-: saygı göstermek, hizmet etmek a. –sar, a. –sar, t. –sar Cev.Ay., 671, 23 a. –yu, a. –yu, t. –u Cev.Ay., 666, 17 aya- agırla-: saygı göstermek, hürmet etmek a. –dı, a. –dı Sem.h.T.B., 103 a. –galı, a. –galı Şin.Mayt., 90, 3 a. –guluk, a. –guluk Cev.Ay., 90, 7 a. –mak, a. –mak Cev.Ay., 103, 1, Şin.Mayt., 40, 07 128 a. –masar, a. –masar Cev.Ay., 432, 23 a. –mış, a. –mış Cev.Ay., 24, 23, 24, 402, 14 a. –p, a. –p Cev.Ay., 334, Şin.Mayt., 40, 0,4, 05 a. –sar, a. –sar, Cev.Ay., 176, 21, 22, 403, 10, 11, 407, 6 , 412, 21, Şin.Mayt., 54, 4 a. –sarlar, a. –sarlar Cev.Ay., 410, 10, 11 a. –sunlar, a. –sunlar Cev.Ay., 435, 19, 20, 440, 1, 2, 526, 12, 530, 11, 12 a. –tgay, a. –tgay Cev.Ay., 408, 3, 4 a. –tmış, a. –tmış Cev.Ay., 607, 15, 16 a. –yu, a. –yu Cev.Ay., 34k, 3, 72, 5, 80, 22, 88, 22, 192, 8, 397, 21, 403, 7, 8, 407, 20, 500, 21, 22, 513, 10, 11, 665, 12, 666, 21, 667, 14, ŞĐn.Kip., 72, Bang.Gab.Ar.Seyük., 53, 74, 114, 132, 367, Sem.Ins., 759, Şin.Mayt., 2, 60, 3, 54, 5, 60, 61 a. –yur, a. –yur Cev.Ay., 192, 18, 19, 397, 16, 20, Sem.H.T.B., 101 a. –yur, a. –yurlar Bang.Gab.Ar.Seyük., 144 a. –yur men a. –yur men Cev.Ay., 531, 15, 16 aya- çilte-: saygı göstermek, hürmet etmek a. –gıngız, ç. –kingiz Gab.H.T.B., 2074, 2075 a. –guluk, ç. –gülük Cev.Ay., 195, 21 aya- sev-: saygı göstermek, sevmek a. –mışka, s. –mişke Cev.Ay., 556, 9, 10 ayag çilteg: saygı, itibar a., ç. Cev.Ay., 444, 5, Şin.Mayt., 35, 15, 16, 51, 52 a., ç. +ke Şin.Mayt., 51, 7, 8 a. +ın, ç. +in Şin.Mayt., 59, 11 ayagka tegimlig: itibarlı, hürmetli a., t., Cev.Ay., 34b, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 20, 34k, 6, 37, 2, 84, 1, 9, 85, 1, 2, 8, 86, 11, 94, 19, 100, 12, 118, 174, 7, 202, 2, 3, 335, 22, 341, 5, 350, 4, 378, 15, 16, 390, 15, 16, 391, 24, 392, 1, 397, 3, 4, 399, 9, 403, 2, 406, 17, 407, 16, 17, 408, 5, 414, 19, 423, 11, 430, 17, 433, 14, 435, 6, 436, 5, 437, 15, 16, 439, 19, 440a, 15, 444, 8, 445, 21, 447, 129 14, 448, 20, 21, 455, 21, 459, 9, 460, 5, 467, 14, 15, 468, 8, 20, 469, 17, 470, 2, 3, 22, 473, 21, 474, 23, 479, 17, 18, 489, 8, 507, 10, 11, 513, 4, 514, 19, 20, 518, 15, 523, 12, 20, 527, 22, 530, 17, 531, 10, 534, 8, 538, 19, 540, 1, 542, 16, 17, 546, 19, 606a, 12, 606b, 11, 658, 6, 661, 22, 663, 6, 670, 8, Sem.H.T.B., 552, 685, 725, 772, 773, 797, 805, 806, A, 16, Mül.Çaş., 287, 288, Bang-Gab.Tür.IV B, 29, Şin.Mayt., 3, 37, 8, 5, 6, 17, 15, 17, 19, 21, 21, 16, 18, 24, 2, 26, 16, 33, 23, 32, 58, 59, 38, 41, 42, 39, 40, 7, 44a, 9, 10, 49, 11, 51, 34, 35, 52, 27, 28, 55, 10, 64, 4, 70, 14, 15, 71, 38, 72, 26, 74, 32, 43, 44, 78, 10, 81, 20, 91, 3, 4, 92, 15, 100, 9, 103, 13, 14, 39, 105, 19, Se.Öz., 104a, 14, 18, 110a, 14, 119b, 3 a., t. +ke Cev.Ay., 112, 23, 372, 14 ,15 a., t. +ler Se.Öz., 102a, 13, 14 a., t. +lerning Cev.Ay., 109, 2 ayagu körgü: saygı, görgü a.+luk , k. +lük Cev.Ay., 125, 2 ayaş- amraş-: saygı, sevgi göstermek a. –daçı, a. –daçı Cev.Ay., 195, 14 ayıg irinç yarlıg: fena, kötü a., i., y. Şin.Kip., 185 ayıg yavız çulvu: kötü, küfür a., y., ç. Sem.,Ins., 315, 316 ayıg yavız: kötü, fena a., y. Cev.Ay., 119, 20, 141, 6, 561, 18 ayıg yavlak körksüz: kötü, çirkin a., y., k. Şin.Mayt., 74, 34, 35 ayıg yavlak: kötü, berbat a., y. Cev. Ay., 133, 15, 144, 16, 551, 10, Şin.Mayt., 48, 16, 17, 64, 9, 71, 21, 79, 12, 13, 32 80, 24, 83, 9 ayıgla- tan-: kötülemek, aşağılamak a. –dım, t. –tım Cev.Ay., 134, 11, 12 130 ayıglamaksız çulvusuz: kötülemeksiz, küfürsüz a., ç. Cev.Ay., 147, 11, 12, 148, 2 aymançsız korkınçsız: çekincesiz, korkusuz a., k. Şin.Mayt., 23, 21 az- mun-: azmak, yoldan çıkmak a. –mış, m. –mış Le Coq.Manic.III., 29 az nızvanı: arzu, tutku a. < F. āz, n. < Soğ. nyzß’ny a., n. +g Cev.Ay., 163, 10 az övke: hırs, öfke a., ö. Cev.Ay., 133, 18 a. +lı, ö. +li Cev.Ay., 103, 15 a. +sız, ö. +siz Şin.Mayt., 59, 31 azlan- kıvırkaklan-: kıskanmak, cimrilik etmek a.–tım, k. –tım Cev.Ay., 136, 15 azlan- künile-: kıskanmak a. –mamak, k. –memek Cev.Ay., 220, 4, 5 azu- egsü-: sızmak, eksilmek a.–mış, e. –miş Cev.Ay., 379, 23 B ba- bekle-: bağlamak, zincire vurmak b. –mış, b. –miş Cev.Ay., 107, 17 ba- ula-: bağlamak, tutturmak b. –maz, u. –maz Le Coq.Manic.III., 22 bag bokagu: bağ, köstek b. +da, b. +da Bang.Gab.Ar.Seyük., 110 bag borluk: bağ, bahçe b. +ın, b. +ın Şin.Mayt., 69, 13 bag bukagu kerig: bağ, köstek, işkence aleti b. +da, b. +da, k. +de Şin.Mayt., 83, 11 131 bag çug: bağ, köstek b., ç. Se.Öz., 106b., 1, 2 b. +ların, ç. +ların Cev.Ay., 165, 19, 20 bagır böşük: akraba, hısım b., b. Bang.Gab.Ar.Seyük., 309 b. +ı, b. +i Bang.Gab.Ar.Seyük., 105, 124 baglıg tutuglug: bağlı, tutulu b., t. Cev.Ay., 9, 18 bahşı kang: üstad, baba b. < Çin. po shih b. +mız, k. +ımızCev.Ay., 357, 6 bahşı nomçı: üstad, hoca b. < Çin. po shih, n. < Soğ. nom b. +sı, n. +sı Cev.Ay., 606b, 12 b. +sızın, n. +sızın Cev.Ay., 218, 7 bahşı tıtsı: öğretmen, öğrenci b. < Çin. po shih, t. < Çin. ti tzŭ b. +lı, t. +lı Cev.Ay., 276, 24, 277, 1 bahşı ulug: üstad, ulu b. < Çin. po shih b, +larıg, u. +larıg Cev.Ay., 300, 8 b.+larnıng u. +larnıng Cev.Ay., 136, 4 balık kent: şehir k. < Soğ. Knδ b., k. +leri Şin.Mayt., 29, 4, 5 balık suzak: köy, şehir b.+lartakı, s. +lartakı Cev.Ay., 21, 3 balık uluş kent suzak: memleket, şehir, köy k. < Soğ. knδ b. +da, u. +da, k. +de, s.+da Cev.Ay., 479, 22 132 balık uluş: şehir, memleket b., u. Cev.Ay., 434, 1, 586, 22, 587, 8, 597, 4, 5, 599, 6, 7, 12, Sem.Ins., 233, Şin.Mayt., 32, 15, 16 b., u. +ka Cev.Ay., 515, 11, 584a, 3 b., u. +lug, Şin.Mayt., 50, 27 b., u. +ta Jam.K.P., LXXIV, 1, 2, Şin.Mayt., 40, 1 b., u. +takı Şin.Mayt., 40, 5 b., u. +ug Bang-Gab.Tür.IV B, 19, Şin.Mayt., 59, 55, 3 b. +dakı, u. +dakı Mül.Çaş., 105, 106 b. +ımın, u. +ımın Mül.Dan., 148, 149 b. +ımnıng, u. +umnung Mül.Çaş., 30, 31 b. +ımtakı, u. +takı Mül.Çaş., 62 b. +ın, u. +ın Cev.Ay., 415, 1 b.+ta, u. +ta Bang-Gab.Trü.V A, 82, 83 Bang.Gab.Ar.Seyük., 233, 266, Şin.Mayt., 9, 16, Le Coq.Manic.III., 21 b., u +ka Şin.Mayt., 13, 1 b. +sı, u. +ı Bang.Gab.Ar.Seyük., 101, 102 bar- kel-: gitmek, gelmek b. –makın, k. –mekin Se.Öz., 103a, 5 bar- öl-: gitmek, ölmek b.–ıglı, ö. –igli Bang.Gab.Ar.Seyük., 315 bar yok: var yok b. ,y. Şin.Mayt., 66, 6 b. +ıg, y. +ıg Cev.Ay., 291, 20 b. +ın, y. +ın Cev.Ay., 622, 20, 633, 18, Se.Öz., 110b, 8 b. +lı, y. +lı Cev.Ay., 241, 1, 287, 7, 289, 4 barça tükel: tamamı, bütün b., t. Sem.H.T.B., 42 b. +nı, t. Sem.H.T.B., 123 barça tüzü tüketi: tamamı, bütün b. +nı, t., t. Cev.Ay., 205, 7 133 barça tüzü: tamamı, bütün b.+ka, t. +ke Cev.Ay., 427, 3, 4 barmak kelmek: gitmek gelmek b. +sız, k. +sizCev.Ay., 34ö, 16 b. +sız, k. +sizli Cev.Ay., 34ö, 18, 1 bars ibriz arslan böri: pars, arslan kurt b., i., a., b. +de Cev.Ay., 325, 19, 20, 326, 15, 16, 331, 22, 23 bas- küçsiret-: yenmek, güçsüzleştirmek b. –mak, k. –mek Cev.Ay., 226, 4 b. –makları, k. –mekleri Cev.Ay., 226, 9, 10 basa basa: tekrar tekrar b., b. Cev.Ay., 17, 22, 55, 9, 56, 1, 239, 17, 254, 19, 434, 17, Bang-Gab.Tür.V B, 70, Şin.Mayt., 5, 3, 43, 13, 79, 33, 84, 55, 56, 103, 35, 41 basınç ayınç: baskı, korku b.+ın, a. +ın Cev. Ay., 226, 11, 227, 17, 18, 228, 23 basınçsız unçsuz: baskısız, minnetsiz b., u. Şin.Mayt.,3, 18, 19 başsız boyunsuz: başsız, boyunsuz b., b. Şin.Mayt., 78, 58 başsız közsüz: başsız, gözsüz b., k. Şin.Mayt., 13, 2 bay barım: varlık, servet b., b. Cev.Ay., 141, 16 b., b. +lıg Cev.Ay., 121, 15, 16, 515, 19, 20, 530, 6, 607, 11, Bang.Gab.Ar.Seyük., 024 b. +ın, b. +ın Bang.Gab.Ar.Seyük., 313 bay mengi: zengin, rahat b. m. +lig Cev.Ay., 192, 5, 196, 17, 18, 341, 17, 514, 10, 567, 7 bedük agır ulug: büyük, ağır, ulu b., a., u. Cev.Ay., 426, 11 134 beg buyruk ınanç: bey, amir, memur b. +lerke, b. +larka, ı. +larka Cev.Ay., 195, 8, 9, 12, 13 beg er: bey, adam b., e. Tal.Tek.Irk., 5 beg iiş: bey, hanımefendi b., i. Cev.Ay., 194, 9 b., i. +i Cev.Ay., 194, 14 b. +ig, i. +ig Cev.Ay., 192, 9, 20, 194, 19, 20 beg yutuz: karı koca b., y. Bang.Gab.Ar.Seyük., 107, 108, 313 bek katıg kirtü: sağlam, gerçek b., k., k. Cev.Ay., 520, 15 bek katıg: sağlam, kuvvetli b., k. Cev. Ay., 11, 23, 12, 1, 15, 13, 34d, 25, 68, 11, 335, 190, 12, 13, 20, 21,207, 11, 473, 5, 534, 16, 537, 3, 577, 11, Şin.Mayt., 9, 34 bek yarp: sağlam, güçlü b., y. Cev.Ay., 685, 16 bekiz belgülüg açuk adırtlıg: açık, belli b., b., a., a. Cev.Ay., 34l, 4, 5 bekiz belgülüg: açık seçik b., b. Cev.Ay., 34l, 4, , 93, 5, 192, 15, 296, 8, Sem.Ins., 354, Se.Öz., 97b, 16 bekle- bukagula-: kilitlemek, bağlamak b. –mek, b. –lamak Cev.Ay., 434, 10, 11 beksiz mengüsüz: zayıf, fani b., m. Cev.Av., 613, 14 beksiz yarpsız: zayıf, gevşek b., y. Cev.Ay., 614, 8 b. +in, y. +ın Cev.Ay., 292, 14 beküt- ornat-: sağlamlaştırmak, kalıcılaştırmak b. –geli, o. –galı Cev.Ay., 237, 23, 24 135 belgü erig barıg: belge, yol, yordam b. +si, e. +i., b. +ı Le Coq.Manic.III., 20 belgülüg odgurak: belirli, açık b., o. Cev.Ay., 9, 5 belingle- busan-: irkilmek, dehşete kapılmak b. –diler, b. –tılar Sem.H.T.B., 464, 465 belingle- tangla-: irkilmek, şaşırmak b.–p, t. –p Sem.H.T.B., 827 berksiz mengisiz: güçsüz, geçici b. +in, m. +in Şin.Mayt., 68, 12, 13 bı bıçgu: bıçak, kesici alet b., b. Cev.Ay., 464, 3, 616, 19, Şin.Mayt., 75, 35, 78, 63, 84, 10, 113, 13 b., b. +lug Şin.Mayt., 84, 11 b., b. +n Cev.Ay., 555, 12, Şin.Mayt., 68, 27, 82, b. +sız, b. +suz Cev.Ay., 196, 17, 18 b. +sızın, b. +suzın Cev.Ay., 90, 20, bı biçek: bıçak, kesici alet b., b. Şin.Mayt., 74, 3 bıç- kes- tokı- sanç-: biçmek, kesmek, vurmak, dövmek b. –ışurlar, k. –işürler, t. –şurlar, s. –ışurlar Şin.Mayt., 81, 59, 60 bıç- kes-: biçmek, kesmek b. –ayın, k. –eyin Cev.Ay., 123, 5, 6 b. –ıp, k. –ip Cev.Ay., 370, 3 bıç- sanç-: doğramak, öldürmek b. –galı, s. –galı Mül.Çaş., 90 bıç- uş-: biçmek, doğramak b–ar, u. –ar Şin.Mayt., 72, 15 b. –ar, u. –arlar Şin.Mayt., 82, 35 b. –arlar, u. –arlar Şin.Mayt., 83, 36 b. –ıp, u. –ıp Şin.Mayt., 112, 42, 43 136 bışrun- katıglan-: öğrenmek, gayret sarfetmek b. –guluk, k. –guluk Cev.Ay., 34ı, 17 b. –u, k. –u, Cev.Ay., 168, 13 bışrun- ögren- tavran- katıglan-: çalışmak, öğrenmek, gayret sarfetmek b. –unglar, ö. –ingler, t. –ınglar, k. –ınglar Cev.Ay., 672, 8, 9 bışrun- ögretin-: çalışmak, öğrenmek b. –ayın, ö. –eyin Cev.Ay., 105, 8, 9 b. –galı, ö. –geli Cev.Ay., 141, 19, 20, 394, 24, 395, 1 b. –guluk, ö. –gülük Cev.Ay., 256, 16, 391, 2, Bang-Gab.Tür.V B, 8 b. –madın, ö. -medinCev. Ay., 136, 19 b. –mak, ö. –mek Cev.Ay., 309, 18 b. –mak, ö. –meklig Cev.Ay., 213, 1 b. –mış, ö. –miş, Cev.Ay., 214, 24, 25 b. –u, ö. –ü Cev.Ay., 39, 14, 15, 352, 10, 11, 378, 18 b. –up, ö. –ip Cev.Ay., 211, 6 b. –ur, ö. –ür Cev.Ay., 379, 4 b. –urlar, ö. –ürler Cev.Ay., 39, 14, 210, 7, 8, 250, 1, 251, 7, 8, 252, 23, 24, 255, 15, 257, 12, 13, 293, 9 bil- boşgun-: bilmek, öğrenmek b. –miş, b. –mış Cev.Ay., e1, 7 bil- uk- ötkür-: bilmek, açıklamak b.–tiler, u. –tılar, ö. –tiler Bang.Gab.Ar.Seyük., 462, 463 bil- uk-: bilmek, kavramak b. –elim, u. –alım Bang.Gab.Ar.Seyük., 37 b. –geli, u. –galı Cev.Ay., 335, 4, 363, 15, 18, 388, 13, 389, 21, 390, 4, 10, 540, 8, Bang.Gab.Ar.Seyük., 401 b. –gülük, u. –guluk Cev.Ay., 581, 7, 8 b. –ilür, u. –ulur Sem.Ins., 745 b. –ing, u. –ung Şin.Kip., 59, 148 b. –irler, u. –arlar Cev.Ay., 40, 2, 211, 6, 7 b. –ip, u. –up Cev.Ay., 34n, 18, 283, 11, 18, 285, 21, 22, 371, 11, 404, 22, 540, 137 17, Sem. H.T.B., 334, Şin.Mayt., 79, 10, 19 b. –medin, u. –madın Bang-Gab.Tür. IV A, 11, 22, Bang.Gab.Ar.Seyük., 331 b. –mek, u. –mak Cev.Ay., 23, 12, 264, 19, 269, 23, 270, 3, 6, 19, 20, 271, 18, 19, 20, 273, 21, 274, 1, 6, 275, 2, 4, 14, 15, 276, 11, 13, 277, 6, 278, 2, 13, 18, 20, 279, 6, 11, 290, 5, 296, 9, 298, 22, 23, 300a, 17, 304, 2, 585, 11, 12, 586, 18 b. –mek, u. –makıg Cev.Ay., 333, 4, 5, 367, 9, 10 b. –mek, u. –makka Cev.Ay., 279, 16, 294, 18, 298, 18, 19, 319, 23 b. –mek, u. –makları Cev.Ay., 296, 13 b. –metin, u. –matın Le Coq.Huas., 132, 133 b. –miş, u. –mış Cev.Ay., 34n, 13, 42, 15, 283, 18, 19, 672, 5, Bang.Gab.Ar.Seyük., 161, Sem.Ins., 586 b. –mişin, u. –mışın Cev.Ay., 389, 1, 2 b. –mişler, u. –mışlar Cev.Ay., 387, 22 b. –mez, u. –maz Cev.Ay., 653, 5, Bang.Gab.Ar.Seyük., 16, 211 b. –teçi, u. –daçı Cev.Ay., 402, 8 b. –türgelir, u. –galır Cev.Ay., 42, 20, 21 b. –türgü, u. –turgu Cev.Ay., 386, 16, 17 b. –türmekleri, u. –makları Cev.Ay., 298, 11 b. –ür men, u. –ar men Cev.Ay., 597, 9, 10 bilig edrem: bilgi, erdem b+lig, e. +lig Cev.Ay., 360, 23 bilig köngül: akıl, bilinç b. +imizni, k. +ümüzni Le Coq.Huas., 184, 185 biligsiz ögsüz: bilgisiz, akılsız b., ö. Le Coq.Huas., XX bilin- tuyun-: bilinmek, duyulmak b. –medin, t. –madın Cev.Ay., 292, 22 biltiz- tuyuz-: bildirmek, duyurmak b.–medin, t. –madın Bang.Gab.Ar.Seyük., 355 138 biltür- uktur-: açıklamak, bildirmek b. –teçi, u. –taçı Cev.Ay., 34o, 23 b. –ü, u. –u Cev.Ay., 439, 16, 17 birtemle- öç-: tükenmek, sönmek b. –di, ö. –ti Sem.H.T.B., 1019 biti- okı-: yazmak, okumak b. –p, o. –p Bang.Gab.Ar.Seyük., 300 b.–yü, o. –yu Cev.Ay., 458, 15, 497, 22, 568, 18, 673, 10, 11, Bang.Gab.Ar.Seyük., 132 bitit- kotur-: yazdırmak, düzenletmek b. –geli, k. –galı Cev.Ay., 23, 18 bo bo: bu, bu b., b. Cev.Ay., 477, 17 bod sın: vücut, uzuv b., s. Cev.Ay., 680, 15 b. +ı, s. +ı Sem.H.T.B., 846 bodsuz köligesiz: boysuz, gölgesiz b., k. Bang.Gab.Ar.Seyük., 99 bodul- yapşın-: yapışmak, bağlanmak b. –mak, y. –mak Cev.Ay., 102, 19 b. –mak, y. –makıg cev.Ay., 226, 2 bodun kara: halk, millet b., k., Cev.Ay., 192, 5, 194, 14, 196, 17, 411, 14, 412, 1, 435, 3, 530, 6, 14, 547, 15 b. +guznı, k. +gıznı Cev.Ay., 603, 3 b. +ı, k. +sı Cev.Ay., 194, 11, 12, 402, 21, 407, 13, 432, 15, 16, 434, 9, 586, 5 b. +ın, k. +sın Cev.Ay., 90, 20, 21, 414, 11, 12, 435, 15, 437, 6, 547, 2, 598, 16, 607, 18 b. +ımın, k. +mın Cev.Ay., 421, 22 b. +ka, k. +ka Cev.Ay., 196, 14 139 b. +nung, k. +nıng Cev.Ay., 586, 9 b. +ug, k. +g Cev.Ay., 192, 9, 20, 194, 20, 433, 17, 21, 553, 2, 3 boşgun- tut- okı- -: öğrenmek, okumak b. –galı, tu. –galı, o. –galı, Cev.Ay., 24, 15, 16 b. –mışın, t. –mışın, o. –mışın Cev.Ay., 513, 7, 8 b. –sar, t. –sar, o. –sar Cev.Ay., 336, 17 boşgun- tut- okı- bil-: okumak, tutmak, bilmek b. –sar, t. –sar, b.- ser Cev.Ay., 464, 21 boşgun- tut- okı- sözle-: öğrenmek, okumak, söylemek b. –daçı, t. –daçı, o. –daçı, s. –deçi Cev.Ay., 403, 9, 10, 447, 16,17 b. –dum, t. –dum, o. –dum, s. –dim Cev.Ay., 186, 20, 21 b. –galı, tu. –galı, o. –galı, s. –geli, Cev.Ay., 182, 20, 21 b. –gaylar, t. –gaylar, o. –gaylar, s. –geyler Sem.H.T.B., 410, 411,412 b. –mış, t. –mış, o. –mış, s. –miş Cev.Ay., 396, 4, 5 b. –sar, t. –sar, o. –sar, s. –ser Cev.Ay, 175, 14, 15, 2, 9, 10 b. –sarlar, t. sarlar, o. –sarlar, s. –serler Cev.Ay., 463, 4, 5 boşgun- tut-: öğrenmek, tutmak b. –tılar, t. –dılar Cev.Ay., 17, 14, 15 boşumak kutgarmak: kurtarmak, bırakmak b., k., Cev.Ay., 180, 8, 9, 13 boşun- kurtul-: kurtulmak, kaçmak b. –ur, k. –ur Şin.Kip., 40, 41 boz- artat-: bozmak, mahvetmek b. –dum , a. –dım Cev.Ay., 134, 20, 21 b. –ma, a. –ma Şin.Mayt., 47, 7 bozul- arta-: çürümek, bozulmak b. –maz, a. –maz Cev.Ay., 680, 18 b. –ur, a. –yur Cev.Ay., 552a, 17 bozulmaksız çolmaksız: bozulmayacak, mahvolmayacak b., ç. Cev.Ay., 616, 3, 4 140 böl- adır-: bölmek, ayırmak b. –deçi, a. –tladaçı Se.Öz., 108b, 1, 2 b. –e, a. –tlayu Se.Öz., 102a, 1, 2 b. –er, a.-tlayur Se.Öz., 108a, 11 b. –geli, a. –tlagalı Se.Öz., 102a, 15, 102b, 4 b. –ser, a. –sar Cev.Ay., 63, 11 b. –ser, a. –tlasar Se.Öz., 100b, 5 budun bukun: halk, millet b., b. Şin.Mayt., 13, 48, 85, 22, Le Coq.Manic.III., 35 b., b. +tın Şin.Mayt., 50, 27, 28 b. +ı, b. +ı Şin.Mayt., 38, 47, 48, Le Coq.Manic.III., 34 b. +ug b. +ug, Mül.Çaş., 26 bul- tap-: bulmak, elde etmek b. –galı, t. –galı Sem.Ins., 439 b. –up, t. –ıp Cev.Ay., 85, 21 bulgak tolgak: dalga, dalgalı b., t. Le Coq.Manic.III., 9, 10 b. +ıg, t. +ıg Le Coq.Manic.III., 9 bulgan- terkişlen-: kızmak, hiddetlenmek b. –ıp, t. –ip Şin.Mayt., 11, 14 bulganmak yaykanmak esmek: dalgalanmak, esmek b. +ı, y. +ı, e. +i Le Coq.Manic.III., 10 bulganyuk yavız: bulanık, kötü b., y. Cev.Ay., 343, 8 bulunç alınç: kar, kazanç b., a. Cev.Ay., 195, 20 bulung yıngak: yön, taraf b., y. Cev.Ay., 460, 20, 617, 8, 618, 18, Mül.Çaş., 251, Şin.Mayt., 18, 31, 32, 43, 18 b. +ı, y. +ı Se.Öz., 105a, 6 b. +lug, y. +lıg Cev.Ay., 32, 5, 6 141 bulungsuz buçgaksız: uçsuz, bucaksız b., b. Bang.Gab.Ar.Seyük., 427 bursang kuvrag: topluluk, cemaat b., k. Cev.Ay., 88, 2, 102, 23, 134, 4, 215, 22, 237, 6, 300, 7, Bang Gab.Tür. IV A, 12, 13, 45, Bang-Gab.Tür.IV B, 63, Sem.Ins., 338, 740, Şin.Mayt., 2, 51, 18, 4, 5, 27, 22, 70, 22, 71, 55, 57, 73, 61 b., k. +da Şin.Mayt., 72, 2 b., k. +dın Şin.Mayt., 25, 14, 15 b., k. +ı Şin.Mayt., 70, 28 b. k. +ıg Cev.Ay., 32, 2, Şin.Mayt., 54, 5, 70, 42, 72, 41 b., k. +ın Bang-Gab.Tür.IV B, 24 b., k. +ka Cev.Ay., 578, 10, Bang-Gab.Tür.IV A, 55, Sem.Ins., 341, Şin.Mayt., 52, 26, 71, 61, 62, 104, 5, 111, 5 b., k. +larıg Cev.Ay., 134, 13 b., k. +larka Cev.Ay., 135, 21, 156, 6, 7, Şin.Mayt., 52, 48, 49 b., k. +larnın BangGab.Tür.IV A, 37 b., k. +lartın Cev.Ay., 169, 3 b., k. +lıg Sem.Ins., 384, 385 busan- busurkan-: kederlenmek, üzülmek b.–ur, b. –ur Cev.Ay., 624, 16 busan- bulgan-: üzülmek, sıkılmak b. –u, b. –u Cev.Ay., 631, 4 busan- ıgla-: üzülmek, ağlamak b. –tı, ı. –dı Jam.K.P., LIV, 4 b. –tı, ı. –dılar Jam.K.P., LXII, 3, 4 busuş emgek: sıkıntı, keder b. +dın, e. +din Cev.Ay., 106, 19 b. +ı, e. +i Cev.Ay., 623, 13 b. +ka, e. +ke Cev.Ay., 626, 18 busuş kadgu emgek tolgak sıkıg tangık: sıkıntı, kaygı, eziyet b., k., e., t., s., t.Şin.Mayt., 44a, 6, 7 142 busuş kadgu emgek tolgak: keder, sıkıntı b., k., e., t. Cev.Ay., 101, 21, 367, 15, 16 busuş kadgu emgek: keder, sıkıntı b., k., e. +ke Cev.Ay., 626, 21, 22 busuş kadgu kaygu sakınç: sıkıntı, kaygı, sıkıntı b., k., k., s. Cev.Ay., 558, 4 busuş kadgu: eziyet, kaygı b., k. Cev.Ay., 117, 7, 8, 331, 406, 6, 453, 12, Sem.H.T.B., 1148, Gab.H.T.B., 1827, 1828, Le Coq.Manic.III., 43 b., k. +lug Cev.Ay., 112, 13, 14 b., k. +ka Cev.Ay., 331, 623, 18 b. +da, k. +da Cev.Ay., 622, 5 b. +ların, k. +ların Cev.Ay., 545, 14, 15 b. +lug, k. +lug Jam.K.P., III, 8, Le Coq.Manic.III., 35 b. +lug, k. +lugın Cev.Ay., 624, 9, 10 b. +suz, k. +suz Ce.Ay., 402, 407, 13, 14, 16, 680, 17 b. +suzun, k. +suzun Le Coq.Manic.I., 29 busuş sakınç: keder, sıkıntı b., s. Cev.Ay., 415, 12, 13, 469, 20, 614, 16 b. +ı, s. +ı Le Coq.Manic.III., 26 b. +ın, s. +ın Cev.Ay., 539, 7, 8 bosuş +lug, s. +lıg Mül.Çaş., 302 b. +ug, s. +ıg 633, 22, 634, 1 buş- buşrul-: kederlenmek, üzülmek b.–ma, b.- ma Cev.Ay., 622, 18 buş- kagurul-: sıkılmak, tedirgin olmak b.–mak, k. –mak Cev. Ay. 637, 17 buşıçı koltguçı: dilenci, sadaka toplayan b. < Çin. pu shih b., k. +larka Cev.Ay., 235, 6 b., k. Cev.Ay., 299, 9, Şin.Mayt., 12, 47 143 buşur- emget-: kızdırmak, acı çektirmek b.–guluk, e. –gülük Cev.Ay., 220, 25, 221, 1 b. –taçı, e. –deçi Cev.Ay., 243, 22, 23 butık çubık: dal, budak b., ç. Şin.Mayt., 37, 18 butık yalpırgak: dal, yaprak b.+ların, y. +ların Cev.Ay., 602, 1 buyan bögteg: iyi amel b. < Skr. punya b., b. Le Coq.Huas., 141, 142 buyan edgü: iyi b.< Skr. punya b., e. Cev. Ay. 11, 20, 16, 6, 20, 7, 8, 21, 5, 15, 34k, 20, 81, 13, 114, 21, 22, 116, 7, 123, 13, 132a, 3, 149, 13, 14, 150, 9, 151, 2, 6, 13, 17, 20, 21, 152, 3,14,153, 7, 8, 156, 8, 9, 156, 14, 18, 19, 157, 2, 21, 158, 2, 160, 14, 15, 21, 161, 3, 163, 12, 13, 166, 21, 167, 7, 13, 168, 13, 17, 22, 169, 11, 170, 1, 7, 11,171, 5, 9, 13, 19, 22, 23, 175, 1, 2, 177, 1, 13, 14, 178, 12, 15, 16, 17, 19, 21, 23, 179, 1, 3, 5, 8, 10, 11, 14, 17, 20, 23, 180, 2, 5, 9, 13, 17, 21, 181, 6, 7, 9, 11, 22, 196, 23, 197, 1, 198, 21, 224, 6, 8, 9, 233, 23, 24, 269, 4, 5, 307, 20,356,7,10,394,18,19,396,11,398,10,405,14,411,4,5,21,412,12,13,414,5,415,10, 10, 421, 14, 15,422, 15, 22, 424, 7, 428, 9, 10,13, 17, 18, 454, 12, 457, 20, 21, 464, 23, 465, 3, 514, 1, 532, 7, 8, 537, 22,541, 15, 551, 13, 560, 10, 11, 584, 12, 13, 598, 19, 649, 2, 657, 11, 660, 15,664, 14, 671, 18, 672, 2, e1, 23, Sem. H.T.B., 413, 414, 578, 637, 638, 642, 767, Gab., 1899, 1900, Mül.Çaş., 270, Bang- Gab.Tür.IV B, 53, Bang Gab.Tür.V A, 40, 74, 75, Şin.Mayt., 6, 38, 39, 47, 62, 25, 7, 95, 6, 109, 34,35 b., e. +ke Cev.Ay., 685, 17 b. +larıg, e. +lerig Cev.Ay., 232, 14, 15, 233, 18, 21, 234, 26 buz- butarla-: bozmak, parçalamak b. –a, b. –yu Şin.Mayt., 67, 9 b. –u, b. –yu Şin.Mayt., 85, 3, 4 144 buz- sök-: bozmak, sökmek b. –tumuz, s. –tümüz Bang-Gab.Tür.IV A, 39 bügür- saç-: serpmek, saçmak b. –tiler, s. –tılar Cev.Ay., 640, 1, 2 b. –tüm, s. –dım Cev.Ay., 640, 10, 11 büt- bış-: bitmek, olgunlaşmak b. –miş, b. –mış Cev.Ay., 166, 4, 205, 23, 214, 2, 3, 17, 302, 9, 23, 304, 11, 14, 15, 18, 305, 18, 22, 306, 1, 307, 9, 12, 15, 308, 3, 6, 10, 309, 4, 7, 9, 10, 310, 17, 322, 24, 25 b. –ürmek, b. –urmak Cev.Ay., 214, 14, 310, 23 büt- kan-: inanmak, tatmin olmak b.–sün, k. –sunlar Cev.Ay., 120, 9 bütmeyük bışmayuk: bitmemiş, olgunlaşmamış b., b., Cev.Ay., 166, 2 bütür- bışur-: bitirmek, olgunlaştırmak b.–geli, b. –galı Cev.Ay., 243, 6, 7 b. –meyük, b. –mayuk Cev.Ay., 337, 11 b. –teçi, b. –taçı Cev.Ay., 337, 1, 2 b. –ür, b. –ur Cev.Ay., 166, 3 b.–üp, b. –up Cev.Ay., 302, 2, 339, 15 Le Coq.Manic.III.,39 Ç çalsık- bastık-: ezilmek, yenilmek ç. –maz, b. – maz Bang-Gab.Tür.V B, 29 çasur- yonga-: lekelemek, iftira etmek ç. –dumuz, y. –dımız Bang-Gab.Tür.IV A, 71 çaşur- bulga-: leke sürmek, bulanmak ç –taçı, b. –daçı Cev.Ay., 243, 21, 22 çeç kaş yinçü moncuk: değerli taş, inci, boncuk ç., k., y., m. Cev.Ay., 515, 18 145 çıg tsun: en, boy ç. < Çin. ch’ih, t. < Çin ts’un ç. +ın, t. +ın 135, 8, 9 çıg turk: en, uzunluk ç. < Çin. ch’ih ç., t. +ı Cev.Ay., 544, 5 çın kirtü: doğru, gerçek ç. < Çin. chen ç., k., Cev.Ay., 24, 22, 34i, 14, 15, 34k, 6, 7, 34l, 23, 34o, 20, 21, 42, 21, 43, 5, 48, 13, 55, 6, 15, 17, 18, 60, 17, 62, 9 , 78, 5, 6, 79, 1, 2, 4, 91,14, 126, 14, 133, 3, 4, 5, 137, 8, 9, 10, 11, 12, 156, 6, 165, 18, 192, 21, 194, 6,204, 13, 14, 16, 17,18, 210, 22, 25, 212, 20, 218, 19, 21, 240, 23, 244, 4, 5, 244, 11, 246, 2, 251, 22, 252, 1, 11, 15, 253, 16, 281, 17,282, 3, 20, 283, 10, 286, 2, 288, 17, 305, 5, 16, 363, 4, 373, 21, 22, 374, 1, 12, 376, 5, 7, 9, 10, 379, 10, 11, 20, 382, 21, 24, 383, 3, 384, 1, 6, 385, 5, 18, 386,2, 6, 16, 387, 7, 388, 3, 9, 389, 10, 391, 24, 493, 14, 537, 16, 17, 564, 12, 13,574, 1, 581, 11, 599, 3, 663, 4, Gab.H.T.B., 1920, Şin.Kip., 193, Mül.Çaş., 82,83,Bang-Gab.TürVB,24,127, Bang.Gab.Ar.Seyük., 30, 31, Se.Öz., 98b, 20,99a, 2, 99b, 14, 15, 104a, 10, 110b, 1, 3, 6, ç., k. +g Cev.Ay., 571, 14 ç. +ınça, k. +since Cev.Ay., 305, 4, 10, 15, 537, 9, 10 çın kirtü tüz: doğru, düz ç. < Çin. chen ç., k. ,t. Cev.Ay., 352, 18, Se.Öz., 99b, 4, 5(töz), 7, 8, 9 çınkar- bügün-: araştırmak, vakıf olmak ç. –u, b. –ü Cev.Ay., 385, 8, 9 çınsız kirtü: yalan, gerçek ç. < Çin. chen ç. +ın, k. Cev.Ay., 292, 17 çınu- seglen-: titiz davranmak, dikkat göstermek ç. –mak, s. –mek Sem.H.T.B., 235 146 çibin çıyan: sinek, sürüngen ç. +ning, ç. +nıng Cev.Ay., 34g, 3 çog yalın: alev, parlaklık ç., y. Cev.Ay., 193, 18, 438, 4, 454, 13, Şin.Mayt., 7, 14 ç., y. +ları Şin.Mayt., 57 ç. +ı, y. +ı Cev.Ay., 419, 14, 517, 1, 616, 12 ç. +ın, y. +ın Cev.Ay., 394, 7, 413, 3, 541, 5, Mül.Çaş., 51, 99, 100, Sem.Ins., 124, Şin.Mayt., 49, 1, 104, 13 ç. +ınta, y. +ınta Cev.Ay., 408, 21 ç. +ka, y. +ka Cev.Ay., 407, 15, Şin.Mayt., 20, 7 ç. +lug, y. +lıg Cev.Ay., 34c, 15, 16, 43, 13, 97, 2, 3, 346, 2, 413, 13, 422, 23,423, 1, 455, 11, 471, 21, 529, 18, 607, 20, Mül.Muk., 15, Sem.Ins., 126, 157 ç. +um, y. +ım Cev.Ay., 528, 17, 18, 530, 23 ç. +umuz, y. +ımız Cev.Ay., 400, 8, 436, 3, 530, 20, Şin.Mayt., 89, 46 ç. +unguzlar, y. +ıngızlar Cev.Ay., 194, 16 ç. +suz y. +sız Cev.Ay., 433, 7 ç. +sız, y. +sız Cev.Ay., 299, 10, 11 çokra- kamşa-: heyecana gelmek, titremek ç. –yurlar, k. –yurlar Le Coq.Manic.III., 9 çom- bat-: dalmak, batmak ç. –mış, b. –mış Cev.Ay., 123, 1, 634, 1, 2 ç. –a, b. –a Cev.Ay., 387, 12, 388, 15 ç. –ar, b. –ar Bang.Gab.Ar.Seyük, 218, 219 çök- bat-: çökmek, batmak ç. –er, b. –ar Cev.Ay., 290, 11, 12 çök- kurgur-: endişelenme, kaygılanma ç. –mekig, k. –makıg Cev.Ay., 209, 22 çöpdik yavlak: pis, kötü ç., y. Cev.Ay., 379, 22, 380, 15 147 D dışıt kşanti: tövbe d < Skr. desita, k. < Skr. ksānti, ksānta d., k. Cev.Ay., 138, 13, 21, 139, 2, 139, 14, 140, 6, (tizit)Bang-Gab.Tür.IV A, 52, 56, Bang-Gab.Tür.IV B, 36, 40, 66 E eçe apa: ata, baba e.+si, a. +sı …Le Coq.Manic.I., 22 ed tavar buşı: mal, mülk, sadaka b. < Çin. pu shih e., t., b. Şin.Mayt., 10, 14, 15 ed tavar: servet, mal, mülk e., t. Cev. Ay. 34h, 7, 101, 7, 121, 17, 323, 5, 135, 19, 20, 141, 15, 16, 196, 22, 205, 14, 206, 4, 19, 216, 17, 217, 15, 257, 8, 412, 9, 440ç, 3, 441, 17, 443, 1, 15, 16, 446, 19, 486, 21, 517, 13, 525, 21, 534, 18, 543, 19, 20, 552a, 20, 607, 12, 679, 19, Bang-Gab.Tür.V B, 56, 60, Şin.Mayt., 2, 14, 10, 35, 12, 8, 11, 31, 2, 84, 26, 99, 4, 5, 100, 6 e., t. +da Bang-Gab.Tür.V B, 55 e., t. +ıg Cev.Ay., 453, 3, 4, 518, 9, Bang-Gab.Tür.V B, 57, 58 e., t. +ımın Şin.Mayt., 12, 46 e., t. +ka Cev.Ay., 120, 10, Şin.Mayt., 41, 46 e., t. +lar Cev.Ay., 70, 6, 94, 6, 118, 15, 369, 12, 13, 385, 23, Şin.Mayt., 18, 33, 34 e., t. +larıg Sem.H.T.B., 111, Şin.Mayt., 61, 20 e., t. +ların Cev.Ay., 217, 7, 8, 384, 19 e., t. +lıg Cev.Ay., 26, 14, 596, 8 e. +i, t. +ı Cev.Ay., 442, 4, 577, 17 e. +ig, t. +ıg Cev.Ay., 195, 17, 217, 2, 443, 2, Şin.Mayt., 61, 25 e. +im, t. +ım Cev.Ay., 519, 1, Şin.Mayt., 10, 29, 11, 12, 13 e. +in, t. +ın Cev.Ay., 206, 15, 521, 3, 4, Sem.H.T.B., 618, Şin.Mayt., 61, 22, 148 67, 25, 26, 69, 15, 70, 60, 85, 32 e. +inge, t. +ınga Cev.Ay., 217, 1, 2 e. +ingiz, t. +ıngız Mül.Dan., 117 e. +ke, t. +ka Cev.Ay., 16, 8 e. +lerig, t. +larıg Cev.Ay., 215, 24 e. +lerin, t. +ların Cev.Ay., 217, 21, 250, 25 e. +leringe, t. +larınga Cev.Ay., 218, 23, 24 e. +lig, t. +lıg Cev.Ay., 360, 22, 23, 577, 18, 19 e. +ning, t. +nıng Cev.Ay., 206, 11, 12, 683, 19 edgü anıg: iyi, kötü e. +üg, a. +ag Le Coq.Huas., XXVII, XXVIII edgü ayıg: iyi, kötü e. +g, a. +ıg Bang.Gab.Ar.Seyük, 199 e. +li, a. +lı Cev.Ay., 133, 9, 10, 134, 5, 366, 10, 552, 5, 6, 7, 12, 13, 561, 22, 562, 3, 4, Bang-Gab.Tür.V B, 76, Bang.Gab.Ar.Seyük, 196, 329, Şin.Mayt., 41, 16, 17 e. +sin, a. +ın Cev.Ay., 294, 13, 295, 5, 9, 10, 20, 21, 297, 9, 302, 12, 22, 25, 303, 1, 20, 304, 13 edgü edgü: iyi iyi e., e. Cev. Ay., 34ı, 2, 91, 13, 132, 19, 126, 1, 194, 4, 337, 24, 398, 3, 420, 5, 6, 428, 5, 438, 9, 449, 4, 5, 460, 12, 462, 15, 480, 16, 483, 20, 497, 9, 511, 10, 512, 2, 517, 19, 537, 15, 545, 22, 598, 23, 600, 14, 648, 19, 657, 7, 660, 23, Bang- Gab.Tür.V B, 19, Şin.Mayt., 9, 3, 12, 19, Le Cog.Manic.III., 20 edgü edrem: iyilik, erdem e. +ke, e. +ke Şin.Mayt., 59, 16, 17 e. +sin, e. +in Cev.Ay., 289, 12, 681, 10, Şin.Mayt., 2, 27, 13, 38, 39 edgü köni: iyi, doğru e., k. Mül.Muk., 55, 56 edgü mengi: iyilik, huzur e., m. Şin.Mayt., 47, 18 e., m. +ig Cev.Ay., 514, 8 149 e. +ke, m. +ke Cev.Ay., 118, 17, 165, 2, 217, 16, 17, 261, 22, 23, 263, 11, 295, 1, 300a, 43, 301, 20, 302, 2, 3, 514, 12, 653, 2, 3 e. +lüg, m. +lig Cev.Ay., 227, 11, 355, 23 edgü yavız: iyi, kötü e., y. Cev.Ay., 494, 14 edgü yavlak: iyi, kötü e., y. Jam.K.P.,XXX, 2, LXIII, 3, Bang.Gab.Ar.Seyük., 316 e. +sin, y. +ın Bang.Gab.Ar.Seyük., 342 edgülüg asıglıg: iyilik, fayda e. +in, a. +ın Cev.Ay., 473, 1, 2 edgülüg kutlug: mükemmel, kutlu e., k. Mül.May., 4, 15, Mül.Muk., 142 edgülüg ögrünçlüg: iyilik, mutluluk e. +in, ö. +in Bang.Gab.Ar.Seyük., 313 edgüti kingürü: iyice, genişçe e., k. Cev.Ay., 4, 4, 5, 17, 5 edgüti tüketi: iyice, mükemmel e., t. Le Coq.Huas., 212, 282, 283 ediglig tümeklig: doğrultma, düzeltme e. +in, t. +in Sem.Ins., 217, 218 egrik bag: bağ, kelepçe e. +lerig, b. +larıg Bang-Gab.Tür.V B, 78 egril- bükül-: eğrimek, bükülmek e. –miş, b. –miş Şin.Mayt., 12, 37 egsü- kerge-: kusurlu olmak, eksik olmak e. –tümüz, k. –timiz Le Coq., 332, 333 egsüklüg yazuklug: kusurlu, günahlı e., y. Le Coq.Huas., 308, 309, 319 egsüksüz tolu tükel: eksiksiz, tam e., t., t. Cev.Ay., 116, 19, 513, 16 150 egsüksüz tükel: eksiksiz, tam e., t. Cev.Ay., 95, 9, 271, 18, 273, 21, 275, 2, 601, 5, Sem.H.T.B., 768 e., t. +lig Cev.Ay., 651, 17 egsül- tegşil- arta- buzul- alkın- yokad-: eksilmek, değişikliğe uğramak, bozulmak, yok olmak e. –mez, t. –mez a. –maz, b. –maz, a. –maz, y.–maz Bang.Gab.Ar.Seyük., 205, 206 eke baltır: abla, baldız e., b. Cev.Ay., 554, 15, 16 elig han: hükümdar, han e. +ler, h. +larnıng, Sem.H.T.B., 70 em ürünteg: ilaç, merhem e., ü. Şin.Mayt., 79, 37 emgek busuş: dert, sıkıntı e. +lig, b. +lug Şin.Mayt., 16, 11, 12 emgek mengi: sıkıntı, huzur e+li, m. +li Cev.Ay., 334, 18, 19, Bang.Gab.Ar.Seyük., 451 emgek tolgak busuş kadgu: sıkıntı, keder e., t., b., k. Cev.Ay., 472, 14, 15 emgek tolgak: ıstırap, eziyet e. +in, t. +ın Cev.Ay., 322, 15 e., t. + ka Cev.Ay., 7, 6 emgek tolgak: sıkıntı, keder e., t. Şin.Mayt., 78, 43, 81, 2, 83, 12 e., t. +ıg Cev.Ay., 614, 17 e. +din, t. +dın Cev.Ay., 545, 15, 16 e. +lig, t. +lıg Cev.Ay., 118, 19, 628, 7, 8, 179, 24, 180, 3, 448, 2, 3 e., t. +ları Cev.Ay., 100, 1 e. +siz, t. +sız Cev.Ay., 437, 7, 8, 547, 15 e. +in, t. +ın Cev.Ay., 440b, 7, 8, 586, 9, Şin.Mayt., 106, 4 151 emgeksiz mengilig: sıkıntısız, mutlu e., m. Şin.Mayt., 33, 8 emgen- buşrul- sıkıl- tangıl-: kederlenmek, üzülmek, sıkılmak e. –ser, b. –sar, s. –sar, t. –sarlar Cev.Ay., 401, 14, 15 emgen- tolgan- : sıkıntı çekmek, eziyet çekmek e.–ser, t. –sar Le Coq.Manic.III., 11 emget- ölür-: acı çektirmek, öldürmek e. –dimiz, ö. –dümüz Bang-Gab.Tür.IV A, 54 e. –güçiler, ö. –güçiler Şin.Mayt., 81, 40, 41 emgetgü tolgatgu irintürgü bosanturgu: sıkıntı, eziyet, sefalet e. +lük, t. +luk, i. +gülük, b. +lug Bang-Gab.Tür. II TD., 41, 42, 43, 44 emit- kamıt-: eğilmek, bükülmek e. –miş, k. –mış Şin.Mayt., 101, 35 emle- ota-: iyileştirmek, tedavi etmek e. –leser, o. –sar Şin.Mayt., 51, 7 emlet- öngedtür-: tedavi ettirmek, iyileştirmek e. –geli, ö. –geli Cev.Ay., 597, 21 eng meng: av, yiyecek e. +in, m. +in Tal.Tek.Irk., 31 e. +ke, m. +ke Tal.Tek.Irk., 31 e. –leyü, m. –leyü Tal.Tek.Irk., 49 engit- yükün-: ayağına kapanmak, eğilmek e. –geli, y. –geli Şin.Mayt., 38, 37, 38 erdini agı: mücevher, hazine e.< Skr. ranta e. +lig, a. +lık Cev.Ay., 118, 13, 14 e. +lig, a. +lıklarCev.Ay., 447, 4, 5 erdini yinçü çeç kaş: mücevher, inci, değerli taş e. < Skr. ranta e., y., ç., k. Cev.Ay., 412, 9, 543, 21 e., y., ç., k. +ın Cev.Ay., 578, 16, 17 152 erdini yinçü: mücevher, inci e. < Skr. ranta e., y. Cev.Ay., 119, 15, 16, 121, 17 , 323, 4, 5 , 170, 16, 517, 13, 571, 6, 7, 577,20, 21, Sem.H.T.B., 268 e. +lerin, y. +lerin Cev.Ay., 251, 1 erig barıg: yol, yordam e.+i, b. +ı Le Coq.Manic.III., 20 erig öt: öğüt, nasihat e.+lerin, ö. +lerin Şin.Mayt., 67, 30 eriglig barıglıg: yol yordam bilen e., b. 124, 21, 22 erk küç: güç, kuvvet e. +imiz, k. +ümüzke Şin.Mayt., 62, 29, 30 erk tap : istek, arzu e. +imçe, t. +ımça Cev.Ay., 136, 1 e. +inçe, t. +ınça Cev.Ay., 49, 17, 51, 11, 52, 1, 12, 213, 13, 19, 20, 268, 9 erk türk: güç, kuvvet e., t. Şin.Mayt., 2, 47, 50, 19, 57, 22, 23, 85, 21 e., t. +in Şin.Mayt., 111, 20, 21 e. +in, t. +in Şin.Mayt., 50, 25, 84, 25, 89, 26, 27 e. +ke, t. +ke Şin.Mayt., 41, 46 e. +lig, t. +lüg Cev.Ay., 455, 10, Şin.Mayt., 13, 48, 49, 48, 20 erklig küçlüg: güçlü, kuvvetli e., k. Cev.Ay., 97, 7, 8, 424, 23, Le Coq.Huas., 18 e. +lerig, k. +lerig Cev.Ay., 105, 71 erksin- ilen-: güçlenmek, hükmetmek e.–ür, i. –ürler Le Coq.Manic.III., 19 erksiz türksüz: güçsüz, kuvvetsiz e., t. Cev.Ay., 102, 10 153 ert- bar-: geçmek, gitmek e. –er, b. –ır Şin.Mayt., 103, 32 e. –tükde, b. –dukta Se.Öz., 119b, 6, 120b, 4 ert- keç- ket-: geçmek, gitmek e. –miş, k. –miş, k. –miş Cev.Ay., 146, 8 ert- oz- : geçmek, kurtulmak e.–ip, o. –up, Cev.Ay., 187, 15 ertingü uz: son derece, fevkalade e., u. Cev.Ay., 199, 3 erü erü: yavaş yavaş e., e. Cev.Ay., 552, 22, 630, 2, Sem.Ins., 659 erüş üküş: sayısız, pek çok e., ü. Cev.Ay., 34ğ, 7, 8, 107, 21, 22, 109, 4, 408, 23, 555, 14, Sem.Ins., 986, Şin.Mayt., 74, 56, e., öküş Mül.Çaş., 127, Bang.Gab.Ar.Seyük., 08, 286, Şin.Mayt., 35, 14, 15, 37, 6, 7, 78, 13, 14, 29, 81, 8, 9, 90, 31, 113, 5, Le Coq.Manic.I., 25 esen tükel: sağ, salim e. < Far. āsān e., t. Jam.K.P., XIV, 3, XXV, 6, XL, 5, LII, 7 esil- kuvra-: dağılmak, toplamak e. –gey, k. –gay Cev.Ay., 433, 11 esrük biligsiz: kendinden geçmiş, bilgisiz e.+in, b. +in Le Coq.Manic., 5 eş tuş: eş, arkadaş e. +ing, t. +ung Jam.K.P., LIII, 4, 5 e +ke, t. +ka Mül.Muk., 59 eşid- tıngla-: işitmek, dinlemek e. –eyin, t. –yın Cev.Ay., 116, 6 e. –geli, t. –galı Cev.Ay., 337, 17, 18, 415, 18, 20 e. –meser, t. –masar Cev.Ay., 432, 22 e. –miş, t. –mış Cev.Ay., 337, 5, 6, 396, 5, 402, 13, 416, 21 154 e. –mişleri, t. –mışları Sem.Ins., 741, 742 e. –ser, t. –sar Cev.Ay., 337, 20, 407, 5 e. –serler, t. –sarlar Cev.Ay., 410, 11, 412, 20, 21, 415, 2, 3 e. –sünler, t. –sunlar Cev.Ay., 413, 6, 7, 435, 19 e. –teçi, t. –daçı Cev.Ay., 413, 17, 414, 8, 475, 2 e. –ü, t. –yu Cev.Ay., 23, 16, 528, 15 e. –ür, t. –yur Cev.Ay., 408, 15 eşid- bil-: işitmek, bilmek e.–serler, b. –serler Cev.Ay., 466, 15, 16 et- yarat-: süslemek, bezemek e. –erler, y. –urlar Sem.H.T.B., 275, 276 et yin: et, deri e. +imin, y. +imin Cev.Ay., 19, 13 e. +imiz, y. +imiz Şin.Mayt., 61, 7 e. +mizke, y. +mizke Şin.Mayt., 65, 8 e. +mizni, y. +imizni Şin.Mayt., 62, 12, 13, 78, 22, 23 etig simek: hazırlık, araştırma e., s. Sem.H.T.B., 154 etig yaratıg: süs, bezek e., y. Sem.H.T.B., 807 e., y. +lar Sem.H.T.B., 1097 e., y. +larıg Sem.H.T.B., 284, 285 e., y. +ın Sem.H.T.B., 518 e. +i, y. +ı Sem.H.T.B., 780, 781, 1089, 1090 e. +ig, y. +ıg Sem.H.T.B., 1077 e. +ke, y. +ka Sem.H.T.B., A, 6 ev bark: ev bark e., b. Cev.Ay., 34ğ, 8, 141, 16, Bang-Gab., Tür. II TM., 41, 42, Bang.Gab.Seyük., 63, 79, 83, 100, 346, Le Coq.Huas., 249, Şin.Mayt., 7, 57, 58, 50, 20, 54, 21, Le Coq.Manic.I., 14 e. b. +da Bang.Gab.Ar.Seyük., 232 155 e., b. +ıg Cev.Ay., 368, 2, 3 e., b. +ka Bang.Gab.Ar.Seyük., 435 e., b. +ların Şin.Mayt., 49, 2 e., b. +lı Cev.Ay., 552a, 18 e. +de, b. +da Cev.Ay., 121, 16, Bang-Gab.Tür.V A, 83, 84, Bang.Gab.Ar.Seyük., 61, 251, 294, Sem.Ins., 462 e. +ig, b. +ıg Şin.Mayt., 27, 7, 40, 8, 9, 52, 54, 55 e. +in, b. +ın Cev.Ay., 533, 19 e. +ke, b. +ka Le Coq.Huas., 235 e. +leri, b. +ları Şin.Mayt., 3, 22 e. +lerin, b. +ların Şin.Mayt., 7, 54, 55 e. +tin, b. +tın Sem.Ins., 112, 309, 587, 608, Şin.Mayt., 16, 22, 57, 10, 111, 8 ev ev: ev ev e., e. Cev.Ay., 586, 23 evir- tevir-: çevirmek, dönmek e. –eyin, t. –eyin Cev.Ay., 115, 8 evrik sarsıg: kötü, kaba e., s. Bang-Gab.Tür.IV A, 71 evril- tevril-: evrilmek, çevrilmek e. –ü, t. –ü Cev.Ay., 133, 22 ezüg armak: sahte, aldatıcı e., a. Cev.Ay., 443, 11, 552a, 21, 555, 21, 563, 8 e. +in, a. +ın Cev.Ay., 305, 3, 4, 385, 21 e. +süz, a. +sız Cev.Ay., 443, 10 ezüg igid: sahte, yalan e., i. Cev.Ay., 386, 4, 448, 19, 537, 7 e. +in, i. +in Cev.Ay., 371, 8, 386, 13 e. +süz, i. +süz, 499, 3, 524, 3 ezüg kirtü ermez: yalan, doğru olmayan e. +üg, k. +ig Cev.Ay., 135, 12 156 ezügçi yongagçı: hileci, iftiracı e., y. Cev.Ay., 563, 4, 5 ezügsüz armaksız kirtü: hilesiz, doğru e., a., k. Cev.Ay., 505, 21 ezügsüz igidsüz kirtü: yalansız, dolansız, gerçek e., i., k. Cev.Ay., 508, 4 ezügsüz igidsüz köni kirtü arıg süzük: yalansız, dolansız, doğru, temiz e., i., k. k., a. s. Cev.Ay., 657, 7, 8 ezük yalgan: sahte, yalan e., y. Bang-Gab.Tür.IV A, 70, Bang.Gab.Ar.Seyük., 6, Şin.Mayt., 13, 2, 3, 82, 29, 83, 57 G gay beltir : geçit, sokak g. < Çin. kāi g., b. Sem.H.T.B., 296 g. +da, b. +de, Sem.H.T.B., 1077, 1078 H hua çeçek: çiçek h. < Çin. hua h., ç., Cev.Ay., 94, 12, 516, 12, 520, 9, 526, 9, 10, 529, 6, 7, 535, 9, 10, 617, 12, 543, 22, 575, 10, 608, 10, 651, 14, Sem.H.T.B., 269, Şin.Mayt., 35, 36, 36, 16, 37, 19, 40, 03, 52, 9, 10, 53, 10, 11, 54, 19, 112, 35, 36 h., ç. +in Cev.Ay., 176, 19, 444, 21, Şin.Mayt., 28, 16 h., ç. +ler Cev.Ay., 83, 11, 120, 16, 17, 201, 21, 313, 7, 8, 380, 10, 617, 10, 11, 618, 20, 381, 5, 6, 416, 3, 418, 9, 424, 2, 477, 3, 520, 5, Bang-Gab.Tür.V A, 104, 105, 107, Şin.Mayt., 18, 36, 37, 44, 2 h., ç. +lerig, Cev.Ay., 183, 14, 313, 6, 456, 8, Sem.Ins., 846, 847, 853 h., ç. +lerning Sem.H.T.B., 330, 331 157 h., ç. +lig Şin.Mayt., 96, 15 h. +lıg, ç. +lig Cev.Ay., 589, 19, 20, Sem.H.T.B., 523, hua yavışgu: çiçek, yaprak h. < Çin. hua h., y. Cev.Ay., 552b, 17, 18, 574, 21, 22 h., y. +n Cev.Ay., 575, 17, 18 h. +n, y. +n Sem.H.T.B., 1119 hualıg çeçeklig ölenlig: çiçeklik, otlaklık h. < Çin. hua h., ç.., o. Bang-Gab.Tür.V A, 123 I ı ıgaç: ağaç, çalı ı., ı. Bang.Gab.Ar.Seyük., 323, Le Coq.Manic.I., 13, Le Coq.Manic.III., 14 ı., ı. +da Cev.Ay., 517, 9 ı., ı. +lar Sem.H.T.B., 1146, 1147 ı. +da, ı. +da Le Coq.Manic.I., 8, 9 ı tarıg : ağaç, bitki ı., t. Cev.Ay., 517, 11, 525, 22, 529, 9, 15, 552b, 17, 566, 5, 607, 12, 680, 16, Bang-Gab.Tür.IV B, 6, Bang.Gab.Ar.Seyük., 327, Şin.Mayt., 12, 7 ı. +ım, t. +ım Cev.Ay., 519, 1 ı. +sın, t. +ın Cev.Ay., 521, 3 ıd- yumşa-: iş yaptırmak, kullanmak ı. –tımız, y. –dımız Şin.Mayt., 62, 33 ıduk arıg: kutlu, temiz ı., a. Cev.Ay., 506, 12 ıduk kutlug: kutlu, kutsal ı., k. Cev.Ay., 3, 18, 439, 9, 485, 22, 500, 12, 13, Bang-Gab.Tür.IV B, 18 ıgla- busan-: ağlamak, üzülmek ı. –yu, b. –u Jam.K.P., XX, 4, 5 158 ıgla- sıkta-: ağlamak, sızlamak ı. –dı, s. –dı Jam.K.P., LVIII, 7, 8 ı. –yu, s. –yu Jam.K.P., XXX, 8, XXXI, 1, Şin.Mayt., 14, 6, 71, 9 ınag tayak: yardımcı, destek ı. +ı, t. +ı Cev.Ay., 100, 16 ınan- tayan-: inanmak, dayanmak ı. –tımız, t. –tımız Le Coq.Huas., 175, 176 ınanç buyruk: kumandan, vezir ı., b. +ları Şin.Mayt., 7, 6, 7 ı. +ları, b. +ları Jam.K.P., VIII, 7 ınaru berü: ileri beri ı., b. Cev.Ay., 601, 18, 608, 13, 625, 10, Mül.Çaş., 2, 303 ınaru ırak: ileri, uzak ı., ı. Cev.Ay., 601, 20, 21 ıra- yatıka-: uzaklaşmak, yabancılaşmak ı. –yur, y. –yur Cev.Ay., 290, 13, 14, 18 ırak tarıkmış: uzak, uzaklaşmış ı., t. Cev.Ay., 285, 13 ırak yakın: uzak, yakın ı., y. Sem.H.T.B., 397 ırk sun: fal, kehanet ı. +ların, s. +ların Sem.Ins., 243, 244 ırşı karşı: kavga, çekişme ı., k. Cev.Ay., 32, 2 ısur- sok-: ısırmak, sokmak ı. –urlar, s. –arlar Cev.Ay., 19, 12, 13 159 Đ iç taş: iç, dış i., t. Gab.H.T.B., 1933 i. +inin, t. +ının Cev.Ay., 529, 10 içi ini: ağabey, kardeş i., i. Cev.Ay., 554, 15 idi- yıg-: yığmak, toplamak i. –diler, y. –dılar Cev.Ay., 627, 17 idi- tengiz-: sıkışmak, sızlamak i. –p, t. –ip Cev.Ay., 633, 9 idiş ayak: kap, kacak i. +imte, a. +ımta Tal.Tek.Irk., 42 i. +in, a. +ın Tal.Tek.Irk., 42 idiş tavar: mal, mülk i. +in, t. +ın Şin.Mayt., 69, 11, 73, 24, 25 idiz ulug: yüksek, ulu i.+i, u. +ı Cev.Ay., 544, 5 idiz yüksek: yüksek, engin i., y. Cev.Ay., 416, 4 ig agrıg emgek: ağrı, hastalık, sıkıntı i., a., e. Cev.Ay., 475, 4, 5 i., a., e. +ı Cev.Ay., 586, 13 i. +lig, a. +lıg, e. +lig Cev.Ay., 603, 5, 6 ig agrıg ölüm: hastalık, ölüm i., a., ö. Bang.Gab.Ar.Seyük., 232, 233 ig agrıg: ağrı, sızı, hastalık i., a. Cev.Ay., 410, 13, 587, 6, 7, 588, 7, 20, 591, 3, 4,7, 592, 6, Bang.Gab.Ar.Seyük., 62, Şin.Mayt., 23, 19 i., a. +dın Cev.Ay., 452, 19 i., a. +ıg Cev.Ay., 257, 3, 4, 589, 5 i., a. +ka Cev.Ay., 366, 13, 587, 2 160 i., a. +lıg Şin.Mayt., 51, 5 i. +i, a. +ı Cev.Ay., 478, 20 i. +ig, a. +ıg Cev.Ay., 323, 4 i. +intin, a. +ıntın Cev.Ay., 585, 15, 16 i. +leri, a. +ları Cev.Ay., 597, 17 i. +lerin, a. +ların Cev.Ay., 587, 9, 10, 597, 20, 21 i. +siz, a. +sız Cev.Ay, 191, 23, 192, 1 ig emgek: hastalık, sıkıntı i., e. +ning Mül.Çaş.,158, 159 i. +leri, e. +leri Cev.Ay., 597, 14, 15 ig kegen: ağrı, sızı i., k. Cev.Ay., 89, 21, 236, 1, 332, 4, 341, 18, 19, 397, 17, 399, 18, 401, 13, 405, 15, 409, 1, 422, 2, 434, 16, 554, 586, 4 4, 5, 557, 5, Bang-Gab.Tür.V A, 83 i., k. +lig Cev.Ay., 555, 16 i. +siz, k. +siz Cev.Ay., 196, 19 ig kem agrıg: hastalık, ağrı i.+lig, k. +lig, a. +lıg Cev.Ay., 557, 12, 585, 13, 14 ig kem: hastalık, ağrı i. +in, k. +lerin Cev.Ay., 593, 14 ig tapsız : hasta, keyifsiz i., t. Sem.H.T.B., 505 ig toga: ağrı, hastalık i., t., Cev.Ay., 590, 12, 592, 9, Mül.Çaş., 58, 63, 317 igid- beltürt-: yetiştirmek, büyütmek i. –di, b. –di Şin.Mayt., 21, 25, 22, 15 i. –tim, b. –tüm Şin.Mayt., 22, 16 igid ezüg: yalan, sahte i., e. Cev.Ay., 305, 1, 3, 8, 9, 14, 367, 5, 385, 6, 536, 12 i. +ig, e. +üg Cev.Ay., 364, 19, 20 161 igid yangluk: yalan, yanlış i., y. Cev.Ay., 50, 2, 146, 15, 212, 19, 218, 15 igil kerti: bayağı, sıradan i., k. Şin.Mayt., 63, 46 iglig kemlig bertük beçel: hasta, bereli, sakat i., k., b., b. Şin.Mayt., 52, 51, 52 igsiz adasız: hastalıksız, felaketsiz i., a. Cev.Ay., 341, 15 i. +in, a. +ın Le Coq.Manic.I., 28 igsiz kemsiz agrıgsız tikigsiz: dersiz, kedersiz, ağrısız, kaşıntısı i., k., a., t. Cev.Ay., 529, 19, 20 igsiz kemsiz busuşsuz: dertsiz, kedersiz i., k., b. Cev.Ay., 453, 1, 505, 10, 11 igsiz kemsiz: hastalıksız, ağrısız i., k. Cev.Ay., 20, 19, 541, 8 igsiz togasız adasız tudasız emgeksiz tolgaksız: hastalıksız, belasız, sıkıntısız i., t., a., t., e., t. Bang.Gab.Ar.Seyük., 179, 280 igsiz togasız adasız tudasız: hastalıksız, belasız i., t., a., t. Şin.Mayt., 44 igsiz togasız adasız: hastalıksız, belasız i., t., a. Bang.Gab.Ar.Seyük., 69, 70 ikin ikin: tekrar tekrar i., i.Şin.Mayt., 68, 21 ikileyü yene: yine, tekar i., y. Cev.Ay., 644, 16 il kan beg: han, hakan, bey i. +i, k. +ı, b. +i Cev.Ay., 554, 11, 12 il kan: hakan, han i., k. Cev.Ay., 90, 15, 16, 194, 8, 9 , 13, 420, 4, 552, 15, 552a, 3, 562, 16, 564, 16, Le Coq.Manic.III., 20 i., k. +ıg Cev.Ay., 433, 21, 561, 16, 563, 9, 565, 19, 20 162 i. +i, k. +ı Cev.Ay., 434, 8 i. +ig, k. +ıg Cev.Ay., 192, 8, 9, 19, 193, 13, 194, 19, 402, 21, 403, 7, 11, 408, 1, 430, 14, 15, 433, 17, 440, 17, 18 i. +ig, k. +larnıng Cev.Ay., 213, 11, 12 i. +inge, k. +ınıga Cev.Ay., 90, 6, 7 i. +ke, k. +ka Cev.Ay., 401, 23 i. +ler, k. +lar Cev.Ay., 401, 12, 13 i. +ning, k. +nıng Cev.Ay., 565, 14 il orun: şehir, yer i., o. +ı Cev.Ay., 553, 14, 685, 12 i., o. +nın Cev.Ay., 434, 8, 547, 14, 563, 3 i., o. +ıntın Cev.Ay., 563, 10 il uluş balık: memleket, ülke, şehir i. +in, u. +ın, b. +ın Cev.Ay., 560, 8, 9 il uluş kent suzak tag: memleket, ülke, şehir, köy, dağ k. < Soğ. knδ i. +lerte, u. +larta, k. +lerte, s. +larta, t. +larta Cev.Ay., 406, 21,22 il uluş ornag: memleket, ülke, yer i. +ing, u. +ung, o. +ıng Cev.Ay., 567, 8, 9 il uluş: memleket, ülke i., u. Cev.Ay., 90, 15, 409, 13, 453, 4, 550, 1, 552a, 16, 552b, 20, 21, 553, 19, 554, 10, Gab., 1868 i., u. +da Cev.Ay., 434, 6, 452, 22 i., u. +dakı Cev.Ay., 401, 12, 546, 21 i., u. +ı Cev.Ay., 685, 13, 16 i., u. +larıg Cev.Ay., 3, 20 i., u. +larka Cev.Ay., 401, 22, 23 i., u. +ların Cev.Ay., 251, 397, 16 i. u. +nung Cev.Ay., 90, 8, 558, 20, 559, 20, 21 i., u. +ug Cev.Ay., 433, 20, 684, 22 i. +i, u. +u Cev.Ay., 432, 15, 552a, 1, 561, 8, 681, 13 163 i. +ig, u. +ug Cev.Ay., 26, 11, 29, 11, 408, 18, 433, 16 i. +ke, u. +ka Cev.Ay., 439, 15, 567, 20, 21 i. +lerin, u. +ların Cev.Ay., 410, 15, 16 i. +lerinte, u. +larınta Cev.Ay., 437, 18 i. +imin, u. +umun Cev.Ay., 421, 22, 422, 1 i. +in, u. +un Cev.Ay., 435, 13, 14, 453, 9, 10, 546, 23, 547, 1, Gab., 2000 i. +inge, u. +ınga Cev.Ay., 408, 17, 409, 6 i. +ingiz, u. +unguz Cev.Ay., 602, 23, 603, 1 i. +inte, u. +unta Cev.Ay., 402, 7, 408, 22, 23, 415, 11, 12, 423, 3, 432, 20, 586, 3, 4 i. +ning, u. +nung Cev.Ay., 552a, 11, 12, 565, 5 i. +te, u. +da Cev.Ay., 566, 6, 7 ilen- erksin-: hükmetmek, güçlenmek i. –mek, e.- mek Le Coq.Manic.III., 16 ilig adak: el, ayak i. +ingiz, a. +ıngız Cev.Ay., 450, 19 i. +leri, a. +ları Cev.Ay., 12, 17, 18 ilig beg atlıg: hükümdar, bey, itibarlı kimse i +ler, b. +ler, a. +lar Şin.Mayt., 70, 57, 58 ilig beg: hükümdar, bey i., b. Cev.Ay., 547, 40, 553, 10, 11, 574, 16, 580, 1, 586, 6, 603, 12, 638, 7, 8, 639, 17, Şin.Mayt., 5, 12, 60, 3 i., b. +ig Şin.Mayt., 58, 45 i., b. +ke Cev.Ay., 573, 19, 574, 10, 11, 608, 11, 638, 1 i., b. +ler Cev.Ay., 552b,, 22, 23, 553, 1 i., b. +ning Cev.Ay., 585, 8, 586, 3, 598, 15, 16, 638, 3, 11 i. +i, b. +i Mül.Dan., 62, 63 i. +ler, b. +ler Cev.Ay., 439, 21, 494, 8, 528, 4, 5, Şin.Mayt., 38, 41, 50, 15, 16 i. +ler, b. +lerning Cev.Ay., 563, 11 ilig kan: hükümdar, han i., k., Cev.Ay., 142, 7, 259, 19, 402, 11, 403, 5, 415, 21, 22, 416, 12, 417, 21, 164 419, 9, 421, 12, 424, 9, 547, 26, 28, 32, 549, 9, 560, 5, 6, 561, 6, 562, 5, 6, 565, 585, 3, 607, 9, 10, 608, 682, 11, 567, 19, 572, 8, 17, 574, 4, 576, 23, Şin.Mayt., 3, 5, 6, 13, 50, 50, 14, 51, 23, 58, 44, 72, 35, 72, 44, 45 i., k. +ka Cev.Ay., 576, 21, 578, 1 i., k. +lar Şin.Mayt., 47, 6 i., k. +larnıng Cev.Ay., 423, 2 i., k. +nıng Cev.Ay., 409, 10, 11, 414, 9, 10, 424, 6, 547, 26, 27, 561, 7, 8, 570, 7, 607, 21, Şin.Mayt., 51, 32 i., k. +ta Şin.Mayt., 51, 27 i. +i, k. +ı Cev.Ay., 191, 23, 337, 2, 3, 574, 3 i. +in, k. +ın Cev.Ay., 683, 14 i. +ler, hanlar Le Coq.Manic.III., 19 i. +ler, k. +larıg Cev.Ay., 414, 9, 431, 6, 7 i. +ler, k. +larka Cev.Ay., 401, 18, 19, 547, 7 i. +ler, k. +larnıng Cev.Ay., 402, 6, 7, 432, 19, 20, 546, 9, 10, 21, 22 i. +lerig, k. +larıg Cev.Ay., 404, 23, 405, 1, 407, 12 i. +lerke, k. +larka Cev.Ay., 117, 5, 403, 13, 14, 439, 14, 547, 36, 37, Bang.Gab.Ar.Gab.Tür.V B, 125 i. +lerning, k. +larnıng Cev.Ay., 408, 10, 11, 16, 17, 410, 12, 416, 14, 15 iligsiz tutugsuz: bağsız, engelsiz i., t. Cev.Ay., 318, 23 iliksiz tutuksuz: cömert, maddiyata bağlı olmayan i., t. Şin.Mayt., 10, 16, 12, 24 ilildür- tutultur-: bağlamak, tutturmak i. –miş, t. –mış Se.Öz., 100a, 7, 8 ilin- atkan-: bağlanmak, yapışmak i. –mezler, a. –mazlar Cev.Ay., 292, 25, 293, 1 ilin- yapşın-: bağlanmak, yapışmak i.–mek y. –mak Cev.Ay., 223, 11, 12 i.–mek, y. –maknıng Cev.Ay., 263, 1, 2 i.–memek, y. –mamak Cev.Ay., 217, 5, 303, 15 165 i.–meksiz, y. –maksız Cev.Ay., 218, 24, 25, 309, 24, 311, 16 i.–miş , y. –mış Cev.Ay., 148, 16, 17, 611, 13, 14 i. –teçi, t. –taçı Cev.Ay., 290, 24 ilinçsiz arıg: suçsuz, temiz i., a. Cev.Ay., 451, 11 ilinçü mengi: eğlence, mutluluk i., m. Cev.Ay., 101, 20, 314, 1, 411, 19, 608, 9, 623, 22 i., m. +ig Cev.Ay., 119, 3 inç esen: rahat, sıhhat e. < Far. āsān i., e. Cev.Ay., 92, 2, 435, 15, 16, 505, 10, Sem.Ins., 294 inç mengi: rahat, huzur i., m. Cev.Ay., 440ç, 6 i., m. +g Cev.Ay., 452, 5, 19, 567, 3, 651, 23 i., m. +ke Cev.Ay., 440a, 3, 4, 452, 23, 453, 1 i., m. +lig Cev.Ay., 69, 8 , 79, 7, 8, 16, 616, 7, 8, 164, 2, 195, 23, 210, 4, 257, 4, 5, 267, 24, 268, 1, 369, 8, 407, 14, 411, 14, 422, 1, 435, 14, 15, 440, 19, 467, 18, 468, 12, 13, 469, 11, 509, 19, 20, 512, 7, 531, 7, 8, 534, 10, 11, 539, 8, 541, 9, 547, 14, 15, 567, 15, 587, 11, 588, 9, 10 i. +ig, m. +ig Cev.Ay., 227, 9 i. +in, m. +ligin Cev.Ay., 324, 11 i. +in, m. +in Cev.Ay., 196, 10, 11, 326, 5 i. +in, m. +sin Cev.Ay., 225, 10, 11, 226, 17, 20, 21, 227, 2, 14, 15, 22 i. +lig, m. +lig Cev.Ay., 227, 6, 7 i. +ke, m. +ke Cev.Ay., 341, 14, 440a, 18 inç tınç: huzur, sessizlik i., t. +ka Cev.Ay., 500, 18, 19 i. +ke, t. +ka Cev.Ay., 438, 7 inçkü esen: rahat, sıhhat e. < Far. āsān i. +lüg, e. +lig Cev.Ay., 97, 6, 7, 647, 9, 10 166 inçkü esengü mengi: rahat, sıhhat, huzur e. < Far. āsān i., e., m. +lerke Cev.Ay., 348, 10, 11 inçkü esengü: rahat, sıhhat e. < Far. āsān i., e. Cev.Ay., 411, 23, 489, 11, 567, 3 i. +lüg, e. +lüg Cev.Ay., 403, 1, 410, 14 inçkü mengi: rahat, huzur i., m., Cev.Ay., 154, 8, 9, 160, 9, 10, 376, 10, 399, 16, 404, 16, 406, 7, 471, 3, 497, 11 i., m. +g Cev.Ay., 198, 20, 415, 6 i. +lüg, m. +lig 87, 14, 160, 11, 353, 9, 405, 2, Bang-Gab.Tür.IV B, 59, 60 i. +lügin, m. +ligin Cev.Ay., 379, 18, 19, 381, 17 inçkü mengilig: sevinçli, mutlu i., m. Cev.Ay., 166, 9 inçsiregü emgengü: rahatsızlık, sıkıntı i.+lük, e. +lük Cev.Ay., 227, 8 ir- yalk-: karşı gelmek, engellemek i. –medin, y. –madın, Cev.Ay., 250, 7 i.–meksizin, y. –maksızın Cev.Ay., 235, 10, 11 irig sarasıg: kaba, kötü i., s. Cev.Ay., 220, 2, Şin.Mayt., 57, 3, 63, 24 irinç çıgay: zavallı, fakir i., ç. Şin.Mayt., 85, 25 irinç yarlıg: felaket; zavallı, acınacak i., y., Cev.Ay., 628, 7, 169, 9, 180, 7, 12, 299, 8, Jam.K.P., XLVIII, 1, 2, LXVI, 7, LXXI, 8, LXXVII, 7, LXXVIII, 1, Bang-Gab.Tür.IV, 13, Şin.Mayt., 82, 27, 83, 44, 92, 19 irinçke- tsuyurka-: acımak, merhamet etmek Cev. Ay. t. < Çin. tsui i. –diler, t. –dılar 322, 12 167 i. –mek, t. –mak Cev.Ay., 265, 15, 16, 23 i. – p, t. –p Cev.Ay., 229, 22, 23, 600, 9, 10 i. –sünler, t. –sunlar Cev.Ay., 100, 14 i. –yü, t. –yu Cev.Ay., 34l, 2, 3, 515, 6, 603, 13 irinçkençig tsuyurkançıg: şevkatli, merhametli t. < Çin. tsui i., t. Cev.Ay., 292, 23 irinçkençüçi yarlıkançuçı: merhamet, şefkat i., y. Şin.Mayt., 106, 9, 10 irintür- burçıntur- örlet-: kırmak, incitmek i.–tüm, b. –tum, ö. –dim Cev.Ay., 136, 11 irkek tişi: erkek, dişi i. +li, t. +li Le Coq.Manic.I., 17 irmeksiz yalkmaksız üzüksüz: engelsiz, sürekli i., y., ü. Cev.Ay., 249, 22, 23 irt birt: vergi i., b. Şin.Mayt., 62, 36, 82, 5, 6 i. +ke, b. +ke Şin.Mayt., 62, 32, 33 irtsiz birtsiz: vergisiz i., b. Şin.Mayt., 3, 19 irü belgü: belirti, işaret i., b. +ler Cev.Ay., 193, 19, 20 i. +si, b. +si, Cev.Ay., 184, 13 isiç irklik: kap, kacak i. +ler, i. +ler Şin.Mayt., 72, 9 isig amrak: sıcak, şefkatli i., a. Mül.Muk., 29 isig tumlıg: sıcaklık, soğukluk i., t. Cev.Ay., 412, 3 isil- çol-: eksilmek, sakatlanmak i.–miş, ç. –mış Cev.Ay., 500, 16 168 isil- kora-: eksilmek, azalmak i. –meksiz, k. –maksız Cev.Ay., 384, 3, 4 isinmek amranmak: değer vermek, sevmek i., a. +lıg Gab.H.T.B., 1953, 1954 iske- üz-: parçalamak, kesmek i. –p, ü. –üp Şin.Mayt., 110, 19 istet- tilet-: istetmek aratmak i. –sün, t. –sün Cev.Ay., 634, 6 iş adaş: eş, arkadaş i. +lerim, a. +larım Mül.Muk., 69, 70 iş ködüg: iş güç i., k. Cev.Ay., 50, 23, 51, 5, 6, 492, 21, 559, 2, Sem.H.T.B., 610, Bang.Gab.Ar.Seyük., 79, 82, Şin.Mayt., 11, 34, Se.Öz., 112a, 5 i., k. +ke Cev.Ay., 51, 12, 52, 2, 462, 11, 12 i., k. +ler Cev.Ay., 49, 20, 50, 4, Sem.Ins., 866 i., k. +leri 34ş, 9, 37, 12, 506, 21 i., k. +lerig Cev.Ay., 51, 19, 307, 6, 8, 315, 22, 411, 112, 13, 440ç, 5, 504, 1 i., k. +lerin Cev.Ay., 52, 8, 9, Şin.Mayt., 52, 30, 31 i., k. +leringe Cev.Ay., 154, 20, 21 i., k. +lerte Cev.Ay., 236, 10, Bang-Gab.Tür.V B, 9, 10 i., k. +üg Cev.Ay., 52, 13, 422, 4, 523, 23, 587, 12, Sem.H.T.B., 634, 635, Şin.Mayt., 26, 26 i. +de, k. +de Bang-Gab.Tür.V B, 50 i. +i, k. +i Cev.Ay., 61, 14, 22, 62, 3, 4, 203, 8, 374, 21, Sem.H.T.B., 1174, 1175, Bang-Gab.Tür.V A, 69, 70, Bang.Gab.Ar.Seyük, 190, Se.Öz., 117a, 3, 119a, 11, 121b, 11, 15, 122a, 2, 3, 7, 8, 9, 10, 122b, 7 i. +ig, k. +üg Cev.Ay., 447, 22, 529, 22 i. +im, k. +üm Sem. H.T.B., 449, 450 i. +in, k. +in Cev.Ay., 38, 6, 598, 9, Bang-Gab.Tür.V B, 51 i. +intin, k. +intin Cev.Ay., 34c, 23 i. +ke, k. +ke Le Coq.Huas., 267 169 i. +ler, k. +ler Bang-Gab. Tür. II TD., 44, 45 i. +lerin, k. +lerin Cev.Ay., 67, 15 i. +siz, k. +süz Cev.Ay., 202, 15 ,16, 203, 14 iş küç: iş, güç i., k. Sem.Ins., 191, Şin.Mayt., 4, 53, 62, 35 i. +lerin, k. +lerin Sem.Ins., 307 iş tuş adaş kudaş : eş, dost, arkadaş, yoldaş i., t., a., k. Le Coq.Huas., 197, 198 iş yumış: iş, hizmet i. +in, y. +ın Cev.Ay., 448, 14, 15 işletgü yunglaġu: işletecek, istimal edilecek i.+lük, y. +luk Cev.Ay., 612, 4 it- beze- : düzenlemek, süslemek i.–dim, b. –dim Şin.Mayt., 21, 6 it- tüz- : düzenlemek, düzeltmek i. –ip, t. –üp Cev.Ay., 590, 9 it- yarat-: düzenlemek, süslemek i. –deçi siz, y. –daçı siz Cev.Ay., 202, 16 i. –di, y. –dı Şin.Mayt., 21, 4 i. –er, y. –ır Şin.MAyt., 37, 8 i. –geli, y. –galı Bang.Gab.Ar.Seyük., 80, 290 i. –gil, y. –gıl Cev.Ay., 16, 10, 11 i. –ig, y. –ıg Cev.Ay., 418, 3, 519, 9 i. –igin, y. –ıgın Cev.Ay., 416, 15 i. –inip, y. –ınınp Mül.Çaş., 13 i. –ip, y. –ıp Cev.Ay., 34ğ, 23, 34h, 1, 313, 14, 416, 6, 477, 9, 525, 4, 5, 533, 19, Le Coq.Huas., 228 i. –meki, y. –makı Cev.Ay., 203, 8, 9 i. –miş, y. –mış Cev.Ay., 418, 4, Bang.Gab.Ar.Seyük., 100, Şin.Mayt., 31, 13, Le Coq.Manic.III., 9 170 i. –ing, y. –ıng Şin.Mayt., 37, 4 i. –ser, y. –sar Şin.Mayt., 104, 23 itig yaratıg: süs, donanım i., y. Bang.Gab.Ar.Seyük., 133, 452, 453, Şin.Mayt., 31, 1, 2 i., y. +ıg Cev.Ay., 34j, 13, 14 i., y. +ka Cev.Ay., 119, 17 i., y. +ları Şin.Mayt., 30, 17, 18 i. +de, y. +da Cev.Ay., 45, 1 i. +i, y. +ı Cev.Ay., 95, 22, 96, 1, 114, 10, Şin.Mayt., 29, 19, 20, 21 i. +lig , y. +lıg Cev.Ay., 30, 23, 43, 11, 12, 111, 17, 112, 9, 292, 6, Bang.Gab.Ar.Seyük., 79, Şin.Mayt., 55, 05, Le Coq.Manic.III., 22 i.+lig, y. +lıgka Cev.Ay., 113, 4, 5 itiglig akıglıg: hareketli, akıcı i., a. Cev.Ay., 256, 5, 6, 288, 18, Se.Öz., 98b, 18 iy- bas-: yenmek, güçsüzleştirmek i. –e, b. –a Bang.Gab.Ar.Seyük., 48 i. –er, b. –ar Bang.Gab.Ar.Seyük., 255 i. –miş, b. –mış Cev.Ay., 607, 15 iy- tay-: sıkılmak, çekinmek i., -e, t. –a Se.Öz., 115b, 1 i. –e, t. –a Şin.Mayt., 10, 25, 26 iye idi: sahip, mâlik i., i. Cev.Ay., 34p, 22 iyin- basın-: ezilmek, baskı görmek i. –ür, b. –ur Bang.Gab.Ar.Seyük., 10 iyin kezig: sıra, dizi i., k. +çe Se.Öz., 121a, 11, 13, 15 k. –mişi, t. –mışı Bang.Gab.Ar.Seyük., 235 171 K ka kadaş: hısım akraba k., k. Cev.Ay., 5, 7, 135, 16, 554, 15, Bang.Gab.Ar.Seyük., 63, 64, 107, 347 k. +sı, k. +ı Bang.Gab.Ar.Seyük. ,124 kadır katıg: sert, katı k., k. Cev.Ay., 9, 23 kadır sarsıg övkelig: sert, kötü, öfkeli k., s. ö. Bang.Gab.Ar.Seyük., 66 kadır yavlak: kızgın, kötü k., y. Cev.Ay., 325, 20, 21, 326, 16, 327, 9, 10, 331, 23, 464, 5, 551, 19, 552b, 12, 555, 14, 15, 608, 20, Sem.H.TB., 178 kagal bagsal: kamçı, sopa k., b. Sem.Ins., 216 kakıgsız aymançsız: tehlikesiz, korkusuz k., a. Cev.Ay., 417, 3 kal telve: deli, divane k. t., Cev.Ay., 632, 3 kalık ısırka: kule, köşk k. +lar, ı. +lar Şin.Mayt., 29, 25, 31, 23 kalın erüş: çok, sayısız k., e. Şin.Kip., 57 kalınlık borluk sögüt yimiş: asma, bağ, ağaç, yemiş k. +ların, b. +ların, s. +in, y. +in Şin.Mayt., 73, 41, 42 kam kadaş: hısım, akraba k., k. +ım Şin.Mayt., 33, 46 k. +ın, k. +ımın Mül.Dan., 147, 148 kamag barça: bütün, hepsi k., b. Sem.H.T.B., 606, 607 k. +un, b., Cev.Ay., 118, 23, 122, 4, 5, 182, 7, 193, 4, 197, 8, 9, 354, 26, 380, 1, 2, 393, 22, 552a, 9, 553, 8, 9, 554, 8, 9, 556, 1, 575, 16, 17 172 kan- büt-: tatmin olmak, inanmak k. –ar, b. –er Cev.Ay., 362, 12 k. –gay, b. –gey Cev.Ay., 488, 10, 511, 19 k. –maguluk, b. –megülük Cev.Ay., 511, 20, 21 kan irin: kan, irin k., i. +ing Le Coq.Manic.I., 5 kan yiring söl: kan, irin, lenf k., y., s. Şin.Mayt., 61, 9, 10 kanglı kölük: araba, at k., k. Cev.Ay., 613, 4 kanlıg yinlig: kanlı, yaralı k., y. Şin.Mayt., 33, 20 kanmaksız telgenmeksiz tözlüg: kanmaz, kızmaz, güçlü k., t., t. Şin.Mayt., 2, 30 kap tolkuk: torba, yüzme tulumu k.+larta, t. +larta Cev.Ay., 604, 6, 7 kara bodun: millet, halk k., b. Cev.Ay., 586, 12 k., b. +ıg Cev.Ay., 585, 4, 5 k., b. +ın Cev.Ay., 564, 1, 2, 565, 4 karı- öl- tay-: ihtiyarlamak, ölmek, göçüp gitmek k. –yurlar, ö. –ürler, t. –arlar Şin.Mayt., 43, 14 karıç çik: ölçek, ölçü ç. < Çin. ç’i k. +ın, ç. +in Şin.Mayt., 75, 39, 40 karımak ölmek: ihtiyarlamak, ölmek k., ö. Cev.Ay., 367, 15, Sem.H.T.B., 677, Şin.Mayt., 43, 3, 4, 7, 8, 20, 44a., 5, 12, 13, 37, 38 karış- kavış-: karışmak, birleşmek k. –u, k. –u Bang.Gab.Ar.Seyük., 324 173 karlıg buzlug: karlı, buzlu k., b. Cev.Ay., 590, 4 kart bez: sivilce, beze k+ıg, b. +ig Cev.Ay., 614, 3 kasınçıg korkınçıg: korkulu, korkunç k., k. Bang.Gab.Ar.Seyük., 91 kaş köz: kaş, göz k. +ı, k. +i Sem.H.T.B., 847 kat- kar-: katmak, karıştırmak k. –dımız, k. –dımız Şin.Mayt., 62, 21 katıg kınıg: kuvvetli, sağlam k., k. Cev.Ay., 426, 12, Mül.Muk., 83 katıl- karıl-: karışmak, katılmak k.–u, k. –u Cev.Ay., 133, 15, Şin.Mayt., 59, 33, 80, 18 katılış- bulgalış-: katılmak, karışmak k. –mak, b. –makı Se.Öz., 112b, 9, 10 katın katın: tekrar, tekrar k., k. Sem.H.T.B., 133 katun kırkın: hatun, cariye k. +ların, k. +ların Cev.Ay., 414, 10, 11 katun kunçuy: hatun, kraliçe k. < Çin. kung-chu k. +lar, k. +lar Le Coq.Manic.III., 41 kayır yılan: kunduz yılan k., y. Cev.Ay., 299, 15 kayu kayu: nice nice k., k. Cev.Ay., 34ş, 19, 89, 5, 124, 22, 23, 140, 16, 189, 4, 191, 17, 194, 4 228, 9, 229, 15, 263, 7, 8, 351, 24, 382, 16, 401, 12, 406, 21, 456, 15, 22, 23, 479, 21,538, 22, 541, 13, 546, 20, 21, 588, 7, Bang.Gab.Ar.Sryük., 141, Şin.Mayt., 39, 14, 43, 19 174 ked- tona- : giyinmek, takınmak k. –miş, t. –mış Şin.Mayt., 9, 14 kedgü tonangu: giyileycek, kuşanılacak k., t. Şin.Mayt., 24, 9, 31, 1 kekreş- yöntüş-: hıncını almak, dövüşmek k.–tükin, y. –tükin Le Coq.Manic.I., 9 kel- bar-: gelmek, gitmek k. –meksiz, b. –maksız Cev.Ay., 34p, 21, 339, 24 k. –maeksizin, b. –maksızın Cev.Ay., 339, 13, 14, 20, 21 k. –teçi, b. –taçı Cev.Ay., 34p, 19 kel- git-: gelmek, gitmek k. –i, b. –ı Cev.Ay., 196, 21, 22 kemiş- ögsire- tal-: bırakmak, kendinden geçmek k., -ti, ö. –di, t. –tı Jam.K.P., LXI, 6 kemiş- tüş-: düşürmek, bırakmak k. –mişin, t. –mişin Bang-Gab.Tür.V A, 85 kenç kiçig: genç, küçük k., k. Şin.Mayt., 38, 3 keng yaruk yaşuk tokılıg: açık, aydınlık, yakışıklı k., y., y., t. Sem.H.T.B., 848 kent suzak balık uluş: şehir, köy, memleket k. < Soğ. knδ k. +lerin, s. +ların, b. +ların, u. +ların Cev.Ay., 251, 1, 2 kent suzak: şehir, köy k. < Soğ. knδ k., s. Cev.Ay., 34ğ, 6, Mül.Dan., 149 k. +lerte, s. +larta Cev.Ay., 528, 4 kent uluş: şehir, memleket k. < Soğ. Knδ k., u. Bang.Gab.Ar.Seyük., 79, Sem.Ins., 1040, Şin.Mayt., 29, 21, 22 k., u. +da Şin.Mayt., 7, 3 175 k., u. +ka Cev.Ay., 682, 20, 21, Şin.Mayt., 101, 19 k., u. +larta Şin.Mayt., 3, 16 k., u. +ta Şin.Mayt., 3, 27, 28, 15, 13, 16, 28, 30, 7, 8, 69, 32 k., u. +takı Şin.Mayt., 51, 18, 19, 54, 9, 10 kentü kentü: kendi kendi k., k. Cev.Ay. 19, 15, 335, 393, 13, 14, 396, 22, 400, 5, 405, 4, 411, 2, 3, 7, 427, 22, 428, 1, 431, 10, 436, 1, 449, 19, 597, 20, 645, 5, 673, 3, Jam.K.P., II, 6, Bang.Gab.Ar.Seyük., 464, Şin.Mayt., 12, 31, 51, 54, Le Coq.Manic.I., 22, Le Coq.Manic.III., 19, Se.Öz., 110a, 11, 116a, 1 kentü özi: kendi, özü k., ö. Cev.Ay., 256, 15, 16, 402, 11, 12, 418, 8, Sem.H.T.B., 806 kentür- ornat- çıngar-: düzeltmek, doğrusunu yerine koymak, doğrulaştırmak k.–üp, o. –ıp, ç. –ıp Sem.H.T.B., 232, 233 kev- bas-: zayıflatmak, yenmek k. –geli, b. –galı Cev.Ay., 317, 9 kev- küçsiret-: zayıflatmak, güçsüzleştirmek k. –er , k. –ür, Cev.Ay., 163, 10, 11 kev- tarkar-: zayıflatmak, imha etmek k. –ip, t. –ıp Cev.Ay., 244, 16 kevil- algın-: zayıflamak, eksilmek k.–mişin, a. –mışın Sem.H.T.B., 439, 440 kevil- küçsire-: güçsüz olmak, zayıf düşürmek k. –ip, k. –p Cev.Ay., 588, 3 k. –miş, k. –miş Cev.Ay., 586, 21 kezig tizig: sıra, dizi k. +çe, t. +çe Cev.Ay., 279, 9 k. +de, t. +de Bang.Gab.Ar.Gab.Tür.V B, 57 k. +in, t. +in Se.Öz., 126a, 1 k. +inte, t. +inte Şin.Mayt., 13, 45, 46 kıdıgsız bulungsuz: uçsuz bucaksız, sınırsız k., b. Bang.Gab.Ar.Seyük., 138, 139 176 kıg yam: pislik, çöp k., y. Cev.Ay., 384, 13 kıınçı ölütçi: ceza kesen, katil k. +lar, ö. +ler Bang.Gab.Ar.Seyük., 89 kıl- kurat-: işlemek, yapmak k.–tım, k. –dım Cev.Ay., 134, 18 kıl- kuvrat-: işlemek, toplatmak k. –mış, k. –mış Şin.Mayt., 79, 5 kılıg eriglig: karakter, yaratılış k., e. Sem.H.T.B., 78 kılmak simeklemek: yapmak, gerçekleştirmek k. +lıg, s. +lig Cev.Ay., 301, 12, 13 k. +sız, s. +siz Cev.Ay., 301, 14, 15, 17 kın- katıglan- tavran- : çalışmak, çabalamak, gayret göstermek k.–mak, k. –mak, t. –mak Se.Öz., 121a, 8 kın kızgut emgek tolgak: işkence, sıkıntı, eziyet k., k., e., t. Şin.Mayt., 81, 33, 34 kın kızgut: ceza, işkence k., k. Şin.Mayt., 82, 25, 55, 56 k. +ın, k. +ın Şin.Mayt., 66, 12, 13 kınıg katıg bek: kuvvetli, sağlam k., k., b. Cev.Ay., 452, 2 kısıgsız kavrıgsız: bağımsız, hür k., k. Şin.Mayt., 17, 18 kız kırkın: kız, cariye k. +ın, k. +ın Şin.Mayt., 62, 31, 32 kız kısga: kısa, sınırlı k., k. Şin.Mayt., 74, 33 kızgan sazgan: pembe, kızılımsı k., s. Sem.H.T.B., 799 177 kiçig kiçig: küçük, küçük k., k. Cev.Ay., 579, 21, 22, Şin.Kip., 122, 123 kin keligme: gelecek, ileriki zaman k., k. +ki Cev.Ay., 34ş, 9, 10, 107, 9, 10, 124, 22, 153, 12, 155, 2, 158, 6, 171, 12, 187, 1, 2, 202, 9, 10, 204, 8, 9, 10, 11, 276, 3, 350, 8, 9351, 23, 24, 353, 3, 4, 391, 22, 23, 393, 19, 20, 404, 21, 406, 20, 21, 412, 18, 19, 414, 20, 422, 6, 429, 2, 3, 430, 20, 21, 528, 3, 532, 8, 9, 606, 1, Sem.Ins., 259, Şin.Mayt., 50, 34, 35 kin kelteçi: ilerde, gelece k (zaman) k., k., Cev.Ay., 41, 13, 174, 9, 464, 10, 509, 4, 5, Bang.Gab.Ar.Seyük., 28, Şin.Mayt., 70, 38 kin yangı arıg: ipekli, yeni, temiz k., y., a. Cev.Ay., 478, 10 king alkıg: en, genişlik k., a. Cev.Ay., 31, 3, 34h, 6,531, 3, 4, 653, 3, Bang.Gab.Ar.Seyük., 07, 241, 243, 274, Şin.Mayt., 13, 39, 20, 8, 85, 13 k. +in, a. +ın Le Coq.Manic.III., 30, 42, 43 king tering: geniş, derin k., t. Cev.Ay., 450, 11, 646, 11, 647, 13, 675, 1 king ulug: geniş, büyük k., u. Cev.Ay., 363, 13, 14 king yetiz: yüksek, erişilmez k., y. Cev.Ay., 499, 16 kinlen- tekşin-: dönmek, çevirmek k. –ürler, t. –ürler Bang-Gab.Tür II TD., 78, 79 kir- ün-: girmek, çıkmak k. –mek, ü. –mek Cev.Ay., 263, 18, 22, 268, 8, 13, 14, 19 kirsiz arıg süzük: temiz, pak k., a., s. Bang-Gab.Tür.V A, 52 kirt kirt: kıkır, kıkır k., k. Şin.Mayt., 12, 18 178 kirtgün- edker-: inanmak, aldırış etmek k. –meser, e. –meser Cev.Ay., 432, 21, 22 kirtgün- uk-: inanmak, bilmek k.–serler, u. –sarlar Cev.Ay., 463, 6 kirtü katıg çın kirtü: gerçek, sağlam, doğru ç. < Çin. chen k., k.,ç., k. Cev.Ay., 494, 19 kirtü tüz: doğru, düz k., t. Cev.Ay., 254, 5, 6, 24, 255, 1, 462, 18 kişi yalanguk: kişi, insan k., y. Cev.Ay., 439, 14, 15, Şin.Mayt., 38, 12, 58, 25 kizig tizig: dizi, sıra k.+in, t. +in 612, 10 kizle- bat-: gizlemek, saklamak k. –medin, b. –madın Şin.Mayt., 63, 10, 11 kizle- bekle-: gömmek, vermek k. –diler, b. –diler Sem.H.T.B., 1124, 1125 kizle- yaşur-: gizlemek, saklamak k. –gülük, y. –guluk Cev.Ay., 140, 20 k. –ser, y. –sar Cev.Ay., 141, 1 kizleglig batutlug: gizli, saklı k., b. Cev.Ay., 321, 10, 11 kkir tapça: kir, pas k., t. Cev.Ay., 119, 135, 13, 142, 1, 2, 10, 11, 20, 144, 3, 17, 145, 7, 147, 1,6 k. t. +larıg Cev.Ay., 147, 18,19 k., t. +ların cev.Ay., 191, 13 k., t. +lıg Cev.Ay., 76, 17 k. +lig, t. +lıg Cev.Ay., 41, 15 k. +siz, t. +sız Cev.Ay., 64, 20, 21, 112, 3, 124, 3, 4, 220, 8 kkirlig akıglıg: pis, temiz k., a. Cev.Ay., 282, 11 179 kkirlig ayıg: kirli, kötü k. +in, a. +ınCev.Ay., 304, 1, 2 kkirlig kkirsiz: temiz, pis k., k. Cev.Ay., 223, 15, 16, 245, 15, 16, 273, 19, Se.Öz., 123b, 6 k. +li, k. +li Cev.Ay., 333, 23 kkirsiz arıg: temiz, pak k., a. Cev.Ay., 36, 16, 45, 7, 67, 3, 5, 97, 22, 98, 1, 99, 6, 110, 22, 23, 111, 9, 10, 211, 1, 218, 8, 9, 10, 12, 20, 251, 24, 252, 10, 316, 3, 7, 338, 20, 358, 22, 659, 11, 12, (kirsiz) Bang.Gab.Ar.Seyük., 426 kkirsiz münsüz arıg süzük: temiz, pak, kusursuz k., m., a., s Cev.Ay., 499, 17, 18 kkirsiz münsüz: temiz, suçsuz k., m. Cev.Ay., 347, 6, 7, 646, 9, 10 kod- ıdala-: koymak, bırakmak k. –up, ı. –p Şin.Mayt., 50, 20, 26, 91, 21 kod- kemiş-: koymak, bırakmak k.–gay, k. –geyler Cev.Ay., 434, 5 kolula- sakın-: araştırmak, düşünmek k. –sar, s. –sar, Le Coq.Manic.III., 29 k. –yu, s. –u Cev.Ay., 513, 20 kolusuz erüş öküş: hesapsız, sayısız, çok k., e., ö. Bang.Gab.Ar.Seyük., 439 kop kamag: bütün, tamamı k., k. Cev.Ay., 171, 18, Sem.Ins., 329, 785, Şin.Mayt., 33, 7, 40, 46, 17, 48, 19, 51, 62, 54, 25, 59, 14, 89, 14, 15, 112, 3 kop tüketi: tamamı, bütün k. +ı, t. Jam.K.P., LXXVI, 1 kork- belingle-: korkmak, dehşete kapılmak k. –dı, b. –di Sem.H.T.B., 182 k. –sar, b. –ser Cev.Ay., 141, 7 k. –up, b. –p Cev.Ay., 5, 10 180 kork- ayman-: korkmak, çekinmek k. –arlar, a. –urlar Şin.Mayt., 112, 9, 10 k. –mak, a. –mak Şin.Mayt., 55, 3, 4 kork- bez-: korkmak, titremek k.–di, b. –di Bang-Gab., Tür. II. TM, 32 kork- ürk-: korkmak, ürkmek k. –daçı, ü. –deçi Cev.Ay., 291, 4 k. –ıtımız, ü. –itimiz Le Coq.Huas., 87, 88 k. –mak, ü. –mek Cev.Ay., 291, 4 korkın- ayın-: korkmak, çekinmek k. –u, a. –u Cev.Ay., 314, 17 korkınç ayınç: korkunç, korku k., a. Cev.Ay., 409, 15, 470 ,4, 24, 472, 14, 537, 2, 3, Mül.Çaş., 73 k., a. +lıg Şin.Mayt., 4, 18 k. +ı, a. +ı Şin.Mayt., 5, 32 k. +ıg, a. +ıg Cev.Ay, 614, 4, 5 k. +ım, a. +ım Cev.Ay., 609, 8 k. +sız, a. +sız Mül.Çaş., 16, 17, 80, 81, 284, Şin.Mayt., 101, 16 korkınç busuş: korku, kaygı k. +ın, b. +ın Cev.Ay., 106, 16 k. +lug, b. +lug Şin.Kip., 43, 44 korkınç emgek: korku, sıkıntı k. +ların, e. +lerin Cev.Ay., 118, 2, 3 k. +lıg, e. +lig Cev.Ay., 440a, 5, Sem.Ins., 1120, 1121 korkınç sıkış: tehlike, sıkıntı k. +da, s. –da, Cev.Ay., 180, 6, 7, 11 korkınçıg kasınçıg: korkunç, korkulu k., k., Cev.Ay., 172, 17 korkınçsız aymançsız: korkusuz, çekincesiz k., a. Şin.Mayt., 65, 19 k. +ın, a. +ın Cev.Ay., 207, 23 181 korkınçsız inç: korkusuz, rahat k., i. Cev.Ay., 314, 10, 11 korkug belinglegü: korku, dehşet k+um, b. +m Cev.Ay., 608, 18, 19 koruldur- örlet-: zarar vermek, bozmak k.–daçı, ö. –deçi Se.Öz., 122a, 14 koşug bag: ek, bağ k. +tın, b. +tın Se.Öz., 106b, 11 koşul- bal-: birleşmek, bağlanmak k. –mış, b. –mış Se.Öz., 106b, 5, 10 koy yılkı: koyun, at k., y. Jam.K.P.XIII, 6 koyn yılkı: koyun, at k., y. Cev.Ay., 525, 22 kö- közed-: esirgemek, gözetmek k. –yü, k. –ü Sem.H.T.B., 374 köçür- kontur-: göç ettirmek, yerleştirmek k. –ü, k. –u Tal.Tek.Irk., 34 ködi- yıdı-: güzel koku saçmak, güzel kokmak k.–yü, y. –yu Sem.H.T.B., 748 kök kalık: gök, gökyüzü k., k. Cev.Ay., 36, 12, 13, 50, 19, 53, 15, 62, 8, 75, 10, 11, 19, 76, 22, 88, 13, 113, 11, 12, 209, 15, 214, 6, 307, 4, 338, 20, 359, 11, 12, 370, 6, 424, 13, 427, 4, 451, 6, 486, 4, 511, 1, 646, 12, 656, 4, 665, 20, 23, Mül.Çaş., 247, Bang Gab.Tür.V A, 14, 15, 16, Sem.Ins., 458, Şin.Mayt., 18, 42, 48, 25, Se.Öz., 97a, 5, 6, 98b, 17, 99b, 10, 100a, 5, 100b, 1, 3, 16, 101a, 13, 101b, 1, 4, 12,16,102a,2,3, 4, 8, 9, 10, 12, 14, 16, 17, 18, 102b, 2, 3, 6, 13, 15, 103a, 7, 12, 14,15, 103b, 3, 4, 5, 7, 8, 9, 10, 11, 13, 104a, 5, 6, 10, 13, 104b, 3, k., k. +ag Şin.Mayt., 16, 18, 113, 16 k., k. +da Cev.Ay., 112, 5, 365, 5, 534, 20, 651, 5, 652, 16, 17, Şin.Mayt., 9, 16, 10, 10, 18, 32, 36, 28, 44, 3, 52, 9, 68, 3, 81, 21, 22 182 k., k. +dakı Şin.Mayt., 7, 9, 18, 43, 19, 2 k., k. +dın Şin.Mayt., 40, 03 k., k. +ıg Cev.Ay., 318, 19, 20, 650, 22, Se.Öz., 101a, 14, 104a, 9 k., k. +ka Cev.Ay., 665, 9, Şin.MAyt., 38, 16, 17 k., k. +larıntın Sem.Ins., 158, 159 k., k. +ları Sem.Ins., 332, 333 k., k. +lıg Cev.Ay., 54 ,13 k., k. +nıng Cev.Ay., 53, 12, 583, 6, Sem.Ins., 249, Se.Öz., 100a, 7, 101a, 15, 102b, 9, 103b, 2, 104b, 12, 13, 14, 105a, 2, 10 k., k. +ta Se.Öz., 97a, 7, 101b, 3, 9, 102b, 1, 7, 103a, 2, 105a, 3 köküz bögsek: göğüs, karın k. +lerin, b. +lerin Sem.Ins., 242 köngül bilig: bilinç, akıl k. +i, b. +i Bang.Gab.Ar.Seyük., 155, 200, 213 k. +in, b. +in Le Coq.Huas., 107 köngül karın: kalp, karın k. +lerin, k. +ların Cev.Ay., 136, 10 köngül kögüz: gönül, göğüs k., k. Şin.Mayt., 4, 13 k. +i, k. +i Cev.Ay., 623, 18, Bang.Gab.Ar.Seyük., 411, Şin.Mayt., 59,26 k. +in, k. +in Cev.Ay., 615, 8, 9 k. +inte, k. +inte Şin.Mayt., 4, 17 k. +leri, k. +leri Bang.Gab.Ar.Seyük., 458, Şin.Mayt., 76, 18 k. +üg, k. +üg Şin.Mayt., 69, 38 k. +ümüz, k. +ümüz Le Coq.Manic.I., 28 k. +üngüz, k. +üngüz Cev.Ay., 659, 4, 5 köngül sakınç: gönül, düşünce k.+ümüzni, s. +ımıznı Le Coq.Huas., 214 köngül yürek: gönül, yürek k. +in, y. +in Mül.Çaş., 265, 266, 269 183 köni kirtü çın: doğru, düzgün, gerçek ç. < Çin. chen k., k., ç. Cev.Ay., 505, 19, 508, 3, 520, 20 664, 3 köni kirtü: doğru, düzgün k., k. Cev.Ay., 33, 6, 72, 8, 15, 17, 91, 22, 134, 11, 297, 4, 339, 10, 388, 17, 389, 14, 15, 391, 16, 480, 22, 481, 1, 499, 7, 8, 10, 14, 504, 23, 507, 4, 17, 524, 2, Bang.Gab.Ar.Seyük., 31, 32, 33, 304, Şin.Mayt., 74, 22, 85, 60, 61, Le Coq.Manic.I., 26 k., k. +since Cev.Ay., 85, 16, 17 köni tüz: doğru, düz k., t. Cev.Ay., 24, 10, 11, 18, 34l, 22, 34o, 20, 36, 9, 38, 17, 42, 16, 79, 6, 14, 83, 6, 85, 18, 144, 12, 13, 149, 15, 151, 22, 153, 19, 22, 158, 19, 20, 159, 7, 8, 160, 17, 22, 23, 161, 4, 167, 1, 23, 171, 1, 20, 172, 1, 173, 9, 174, 13, 183, 4, 186, 19, 187, 4, 188, 4, 241, 7, 261, 1, 336, 21, 376, 18, 383, 9, 392, 1, 2, 3, 393, 2, 3, 410, 5, 421, 2, 3, 428, 22, 23, 438, 13, 462, 7, 571, 20, 658, 6, 7, 669, 2, Sem.H.T.B., 685, Le Coq.Manic.III., 20 k., t. +üni Cev.Ay., 34, 8, 81, 22, 84, 1, 2, 9, 10, 85, 2, 674, 19 köp kalın: çok, sayısız k., k. Cev.Ay., 412, 2 kör- atkan-: görmek, bağlanmak k. –medin, a.-madın Cev.Ay., 339, 17 kör- bil- ötkür-: görmek, bilmek, açıklamak k.- miş, b. –miş, ö. –miş Bang.Gab.Ar.Seyük, 208 kör- talula-: görmek, seçmek k. –mişi, t. –mışı Bang.Gab.Ar.Seyük., 235 körk bediz: resim, görüntü k. +in, b. +in Cev.Ay., 22, 18 körk mengiz: biçim, görünüş k., m. Cev.Ay., 44, 20, 59, 19, 60, 3, 6, 7, 64, 23, 385, 14, Mül.Çaş., 7,8,132 k., m. +ler Cev.Ay., 50, 21 k., m. +leri Cev.Ay., 54, 9, 120, 1 184 k., m. +lertin Cev.Ay., 60, 5, 6 k. +de, m. +de Cev.Ay., 44, 23, 45, 1 k. +i, m.+i Mül.May., 4 k. +in, m. +in Cev.Ay., 385, 1, 680, 19, Le Coq.Manic.III., 22 k. +ke, m. +ke Cev.Ay., 585, 18 k. +lüg, m. +lig Cev.Ay., 259, 23, 24, 380, 3, 4, 18, 19, 608, 1 k. +üm, m. +im Cev.Ay., 530, 23, 531, 1 k. +ümüz, m. +imiz Cev.Ay., 530, 21 körkit- belgürt-: göstermek, belli etmek k. –ür, b. –ürler Cev.Ay., 34j, 8, 12, 13 körkit- boşgun-: göstermek, anlatmak Cev. Ay. k. –miş, b. –mış Cev.Ay., 136, 5 körkit- boşgur-: göstermek, öğretmek k. –ü, b. –u Cev.Ay., 263, 10, 11 körkit- közüntür-: göstermek, sergilemek k. –ip, k. –üp Cev.Ay., 43, 16 k. –miş, k. –miş Cev.Ay., 386, 1 k. –ür, k. –ür Cev.Ay., 53, 19 körklüg körksüz: güzel, çirkin k., k. Cev.Ay., 489, 22 körksüz ayıg: çirkin, kötü k., a. Sem.Ins., 1108 körksüz yavız: çirkin, kötü k., y. Sem.Ins., 306, 307 körtle körkle: güzel, beğenilir k., k. Şin.Mayt., 13, 59 körümçi yultuzçı: falcı, müneccim k., y. +ga Bang.Gab.Ar.Seyük., 133 köse- umun-: istemek, ummak k. –yür, u. –ur Gab., 1955 185 köy- örten-: yanmak, alevlenmek k. –er, ö. –ür Şin.Mayt., 41, 27, 28 köz karak: göz, gözbebeği k. +i, k. +ı Mül.Çaş., 69, 228 k. +inge, k. +ınga Mül.Dan., 127, 128 közsüz teglük: kör, gözsüz k., t. Cev.Ay., 300, 10, 11 közün- belgür-: görünmek, belirmek k. –gey, b. –geyler Cev.Ay., 423, 3, 4 k. –meksiz, b. –meksiz Cev.Ay., 56, 5, 6 k. –teçi, b. –teçi Cev.Ay., 45, 20, 56, 13, 14 k. –teçi, b. –teçiler Cev.Ay., 55 ,9, 10, 56, 1 kşantı çamhuy: af, bağışlanma k. < Skr. ksānti, ksānta, ç < Çin. tsch'an-huei k., ç. Cev.Ay., 25, 22, 93, 15, 138, 19, 139, 10, 140, 2, 12 kun- al- ogurla-: çalmak, çırpmak, yağmalamak k. –tum, a. –tım 135, 22, o. –dım Cev.Ay., 135, 22 kunçuy katun: kraliçe, hatun k. < Çin. kung-chu k., k. Şin.Mayt., 51, 49 kur kezig: sıra, dizi k. +ınta, k. +inte Bang-Gab.Tür.V B, 6 k. +larınça, k. +lerinçe Cev.Ay., 398, 18 kurı- katı-: kurumak, halsiz düşmek k. –p, k. –p Şin.Mayt., 82, 57,112, 18 kurt konguz: kurt, böcek k., k. Cev.Ay., 332, 4 k., k. +lar Cev.Ay., 366, 16, 17 kurug kovuk mensiz: kuru, boş, bensizlik k., k., m. Şin.Mayt., 79, 39 186 kurug öl: kuru, yaş k.ö. Le Coq.Huas., 58, 316 kuş kuzgun: kuş, kuzgun k., k. Cev.Ay., 365, 5, 444, 6, Jam.K.P., LXXV, 3, LXXX, 3, Sem.H.T.B., 1130 kut buyan: saadet, mutluluk b.< Skr. punya k., b. Cev.Ay., 453, 18, 454, 2 k., b. +lar Cev.Ay., 348, 3 k., b. +lıg Şin.Mayt., 31, 4 k. +ı, b. +ı Cev.Ay., 361, 10, 379, 23, 381, 12, 478, 16, 480, 18, 19, 486, 1 k. +ın, b. +ın Cev.Ay., 681, 5 k. +ları, b. +ları Cev.Ay., 126, 9 k. +lug, b. +lıg Cev.Ay., 360, 23, 514, 1, 2, Sem.Ins., 118 k. +umuz, b. +ımıznı Cev.Ay., 599, 2, 3 kut kıv: saadet, mutluluk k., k. Le Coq.Manic.III., 10, 46 k. +ça, k. +ça Le Coq.Manic.III., 10 k. +ı, k. + ı Cev.Ay., 419, 13, Le Coq.Huas., 45, 46, Şin.Mayt., 89, 36, 96, k. +ın, k. +ın, Mül.Çaş., 51, 52, 99 k. +lug, k. +lıg Cev.Ay., 681, 7, Mül.Çaş., 291, Le Coq.Manic.III., 34 k. +lıgın, k. +lıgın Bang.Gab.Ar.Seyük., 100, 101 kut ülüg: talih, kut k. +ı, ü. +i Jam.K.P., XXXIII, 5, LXIV, 1 k. +lug., ü. +lüg Cev.Ay., 34ı, 3, 111, 2, 3, 346, 2, 3, 422, 21, 474, 21, 22, 520, 2, Şin.Kip., 76, Bang-Gab.Tür. II TM., 87 k. +suz, ü. +süz Bang.Gab.Ar.Seyük., 7 k. +suzı, ü. +süzi Bang.Gab.Ar.Seyük., 12 k. +suzın, ü. +süzin Bang.Gab.Ar.Seyük., 7, 8 kut vakşık: ruh v. < Far. vahşek 187 k., v. +lar, Şin.Mayt., 39, 8 k. +lar, v. +lar Bang.Gab.Ar.Seyük., 48, 117, 143, 436, Le Coq.Manic.III.,34 kutad- tusul-: mutluluk vermek, faydalı olmak k. –galı, t. –galı Bang.Gab.Ar.Seyük., 299 kutlug ulug: kutlu, büyük k., u. Gab.H.T.B., 2149 kutlug ülüglüg inç mengilig: mutlu, kutlu k., ü., i., m. Cev.Ay., 90, 1 kutlug ülüglüg: bahtlı, talihli k., ü. Le Coq.Manic.III., 43 kutsuz ülgüsüz: bahtsız, nasipsiz k., ü. Şin.Mayt., 61, 28, 29 kuyaş tumlıg: güneş, soğuk k. +da, t. +da Cev.Ay., 220, 22, 23 kü at: şöhret, ad k., a. Jam.K.P., VII, 1 kü- küzet-: muhafaza etmek, gözetmek k. –gey, k. –gey Cev.Ay., 90, 18, 19 k. –mek, k. –mek Cev.Ay., 29, 13, Sem.Ins., 516 k. –yü, k. –ü 91, 7, 148, 1, 192, 12, 20, 21, 193, 15, 16, 194, 20, 21, 314, 16, 325, 16, 326, 12, 327, 6, 328, 14, 15, 24, 329, 6, 20, 330, 10, 24, 331, 19, 20,361, 10, 11, 397, 15, 398, 7, 401, 8, 402, 15, 22, 23, 403, 8, 405, 1, 6, 9, 14,406, 5, 407, 9, 20, 408, 2, 8, 410, 16, 414, 14, 431, 7, 8, 432, 18, 433, 18, 440, 18, 440b, 7, 444, 1, 448, 5, 11, 16, 452, 1, 455, 8, 456, 21, 467, 18, 468,12, 469, 2, 10, 11, 471, 2, 3, 480, 5, 481, 3, 4, 497, 14, 512, 5, 526, 14, 528,9, 537, 19, 539, 6, 7, 17, 546, 4, 550, 12, 552, 4, 11, 560, 3, 8, 561, 15, 562,7, 565, 19, 662, 18, 663, 16, 664, 6, 12, 13, 19, 665, 1, 7, 13, 19, 666, 1, 2,10, 18, 667, 8, 669, 23, 670, 1, 671, 3, 9, Mül.Dan., 82, Bang.Gab.Ar.Seyük.,48, 117, 367, 368, 369, 370, 437, Sem.Ins., 473, 474, ŞĐn.Mayt., 60, LeCoq.Manic.I., 31, Le Coq.Manic.III., 36 188 küç basut: güç, yardım k., b. Sem.H.T.B., 372, 373, Bang.Gab.Ar.Seyük., 326, Le Coq.Manic.III. 35, 42 küç bügü: güç, hikmet k. +lüg, b. +lüg Bang.Gab.Ar.Seyük., 354 küç erdem: güç, erdem k. +i, e. +i Şin.Kip., 71 k. +lüg, e. +lig Bang.Gab.Ar.Seyük., 350, 351, 363 küç küsün: güç, kuvvet k., k. Cev.Ay., 104, 10, 193, 19, 205, 22, 23, 213, 8, 19, 21, 22, 24, 236, 4, 249, 6, 257, 7, 294, 9, 11, 295, 6, 297, 5, 6, 10, 297, 12, 13, 298, 12, 15, 19,300a, 34, 35, 36, 301, 21, 302, 3, 4, 6, 322, 21, 438, 4, 551, 3, 4, 558, 14,586,21, 670, 4, Mül.Çaş., 28, Şin.Mayt., 41, 96, 10, 11 k., k. +ge Cev.Ay., 421, 18, Şin.Mayt., 31, 18 k., k. +lerin Cev.Ay., 296, 11 k., k. +te Cev.Ay., 461, 13, 14, Gab.H.T.B., 2090 k. +i, k. +i, Cev.Ay., 34ı, 7, 184, 12, 228, 14, 361, 11, 506, 14, 609, 21, Sem.H.T.B., 438, 439, 469 k. +in, k. +in Cev.Ay., 31, 12, 118, 413, 3, 4, Mül.Çaş., 51 k. +inge, k. +inge Cev.Ay., 16, 21 k. +im, k. +üm Gab.H.T.B., 2071, 2072 k. +ke, k. +ke Cev.Ay., 515, 20, 21 k. +lüg, k. +lüg Cev.Ay., 471, 21, 22, 529, 17, 541, 4, 551, 6, 597, 16, 607, 21, Sem.Ins., 651, 652 k. +üm, k. +üm Cev.Ay., 530, 23, Şin.Mayt., 13, 37, 25, 13 k. +ümüz, k. +ünümüz Cev.Ay., 7, 9, 400, 8, 9, 530, 20, 21 k. +süz, k. +süz Cev.Ay., 433, 7, 8, 559, 1, Şin.Mayt., 81, 40 küçlüg katıg: kuvvetli, güçlü k., k. Cev.Ay., 552b, 10, 625, 13, 14 küçlüg ulug: güçlü, büyük k., u. Sem.Ins., 944, 945 189 küçsire- kevil-: zayıf düşürmek, güçsüz olmak k., -yür, k. –ür Cev.Ay., 558, 15 küçsire- yavru- toru-: zayıflamak, güçsüz olmak k. –miş, y. –mış, t. –mış Cev.Ay., 116, 22 küg ün: ses, gürültü k. +i, ü. +i Şin.Mayt., 16, 20 küglüg küzetiglig: korunaklı, korumalı k., k. Cev.Ay., 537, 2 külüş- katguruş-: gülmek, kahkaha atmak k. –mek, k. –mak Şin.Mayt., 18, 41, 42 kümüş altun: gümüş, altın k., +lüg, a. +lug Sem.Ins., 853 kün ay: gün, ay k. +li, a. +lı Bang.Gab.Ar.Seyük., 324, 342 k. + te, a. +da Le Coq.Huas., 27 kün tün: gündüz, gece k. +in, t. +in Şin.Mayt., 83, 28 k. +ün, t. +ün Şin.Mayt., 84, 7, 46, 47 küng kul: köle, cariye k., k. Bang-Gab.Tür.IV B, 16, Bang.Gab.Ar.Seyük., 64 küni yagı: kıskanç, düşman k. +çi, y. +çı Şin.Mayt., 82, 26 küri kürlik: ölçek, miktar k. < Çin. tou k. +n, k. +in Cev.Ay., 135, 9, Bang-Gab.Tür.IV B, 5 , Şin.Mayt., 75, 40 küse- kol-: istemek, dilemek k. –yür men, k. –ur men Cev.Ay., 508, 2 küse- körügse-: istemek, arzu duymak k. –gülük , k. -gülükCev.Ay., 118, 21 190 küse- tile-: istemek, dilemek k. –miş, t. –miş Cev.Ay., 505, 7 k. –yü, y. –yü Sem.H.T.B., 692 küse- yalbar-: istemek, yalvarmak k. –yü, y. –u Cev.Ay., 488, 14 küsüş tilek: arzu, dilek k., t. Cev.Ay., 496, 14 küzed- saklan-: muhafaza etmek, korumak k. –meser, s. –masar Şin.Mayt., 2, 20, 21 küzet- kü-: muhafaza etmek, gözetmek k. –ü, k. –yü Cev.Ay., 34c, 18, 19 küzet- tut-: muhafaza etmek, tutmak k. –ürler, t. –arlar Cev.Ay., 220, 10, 11, 223, 22, 23 L lınhua çeçek: çiçek l. < Çin. lien hua l., ç. Cev.Ay., 45, 12, 119, 10, 308, 22, 23, 345, 6, 7, 346, 5, 358, 17, 492, 5, 495, 21, Sem.H.T.B., 512, 719, 746, 750 l., ç. +ke Cev.Ay., 645, 18 l., ç. +ler Cev.Ay., 381, 4 l., ç. +lerin Ce.Ay., 313, 24, 314, 1, Sem.H.T.B., 723, 724 l., ç. +lig Cev.Ay., 552b, 9, 563, 13, Şin.Mayt., 51, 46, 47, 51, 55, 56 M mançak tült töşek: yatak, yastık, döşek m. < Skr. mancaka m., t., t. Şin.Mayt., 73, 32 mang mang: adım adım m., m. Cev.Ay., 10, 7, 419, 11 191 mangra- ünte-: çağırmak, bağırmak m. –yur, ü. –yür Le Coq.Manic.III., 33 mengi ögrünç: mutluluk, sevinç m., ö. Cev.Ay., 646, 20 mengi ögrünçü: sevinç, mutluluk m., ö. Cev.Ay., 380, 24, 381, 1, 412, 1, 533, 5 mengile- ilinçüle-: sevinmek, mutlu olmak m. –yür, i. –yür Cev.Ay., 209, 18, 19 mengilig tongalıg ögrünçlüg sevinçlig: kutlu, güçlü, mutlu m., t., ö., s. Cev.Ay., 530, 9, 10 mengü mengü: daimi daimi m. m. Cev.Ay., 368, 6 mensiz kişisiz: insansız, kişisiz m., k. Cev.Ay., 145, 16 ming ming: binlerce m. m. Bang-Gab.Tür.V A, 30, 33, 101, Şin.Mayt., 12, 8, 9, Le Coq.Manic.III., 41 ming tümen: bin, onbin m., t. Jam.K.P.XIII, 4, Şin.Kip, 17, 18, 94, Bang.Gab.Ar.Seyük., 453 m. +lig, t. +lig Bang-Gab.Tür. II TM., 57 monça monça: bunca bunca m., m. Cev.Ay., 8, 10, 11 monçulayu yangın: bu şekilde, böylece m., y. Cev.Ay., 34i, 19, 175, 1, 227, 13, 271, 16, 276, 10, 307, 1, 362, 7, 8, 388, 21, 422, 19 montag yangın: bu şekilde, böylece m., y. Cev.Ay., 222, 6, 224, 22, 226, 5, 228, 19, 230, 1, 231, 19, 233, 7,234, 7, 236, 7, 239, 23, 24, 241, 1, 242, 24, 244, 14, 15, 247, 10, 249, 19, 20, 250, 19, 20, 252, 18, 255, 11, 257, 9, 10, 261, 18, 263, 5, 268, 11,269, 9, 279, 7, 283, 13, 14, 286, 1, 287, 21, 289, 9, 293, 12, 296, 10, 298,8, 301, 19, 304, 3, 4, 305, 12, 306, 12, 307, 24, 308, 1, 309, 1, 311, 23, 425, 20 192 möngremek ınçıklamak: bağırmak, feryat etmek m., ı. Cev.Ay., 12, 21,22 mung emgek: sıkıntı, keder m. +ınta, e. +inte Şin.Kip., 211 m. +umuznı, e. +imizni Cev.Ay., 7, 7 mung tak: ihtiyaç, iş m. +umuz, t. +ımız Le Coq.Huas., 200, 201, 251 mung tar: keder, acı m. +ka, t. +ka Cev.Ay., 628, 8, Şin.Mayt., 5, 26, 43, 12 mungad- adın-: hayret etmek, şaşırmak m. –u, a. –u Şin.Mayt., 13, 6 m. –ur, a. –urlar Şin.Mayt., 47, 12 mungad- tangla-: şaşırmak, hayret etmek m. –ıp, t. –p Cev.Ay., 381, 13, 14, 604, 1, 617, 14 mungadınçıg tanglançıg: olağanüstü, fevkalade m., a. Cev.Ay., 126, 12, 13, 271, 14, 15, 389, 9, 392, 20 mungsuz taksız: dertsiz, sıkıntısız m., t. Şin.Mayt., 3, 19, 20 mungul teltük kal bolmak: deli divane olmak m., t., k. Cev.Ay., 634, 17 mün kadag: günah, suç m., k. Cev.Ay., 135, 7, Sem.Ins., 145, 166, 167, 690, Şin.Mayt., 84, 34,Se.Öz., 97b, 6, 98b, 3, 99a, 17, 103b, 6, 7, 107b, 15, 109a, 15, 109b, 2, 112b, 2, 115b, 16, 116b, 7, 120a, 10 m., k. +ag Şin.Mayt., 84, 34, 35 m. k. +lar Cev.Ay., 547, 62, 63, 556, 16, 560, 18, 19, Se.Öz., 103a, 16 m., k. +larıg Cev.Ay., 316, 5, 6, 614, 2, 3 m., k. +larnıng Cev.Ay., 559, 18, 19 m., k. +lıg Sem.Ins., 325, 335, 336 m., k. +nıng Se.Öz., 98a, 16, 17 m. +i, k. +ı Se.Öz., 112b, 14 193 m. +in, k. +ın Cev.Ay., 310, 2, Şin.Mayt., 68, 13, 85, 48 m. +in, k. +ların Şin.Mayt., 105, 17 m. +lerin, k. +ların Sem.Ins., 364, Şin.Mayt., 74, 23 m. +lüg, k. +lıg Le Coq.Manic.III., 22 mün yazuk: suç, günah m., y. +ka Şin.Mayt., 69, 39, 40 m. +i, y. +ı Şin.Mayt., 59, 19 m. +lerin, y. +ların Şin.Mayt., 66, 6, 7 m. +süz, y. +suz Şin.Mayt., 83, 14, 15 m. +ümüzni, y. +umuznı Şin.Mayt., 65, 27, 28, 74, 15, 16, 78, 25, 26 münsüz beçesiz arıg turug: günahsız, kusursuz, temiz m., b., a., t. Le Coq.Manic.I., 24 münsüz beçesiz: günahsız, kusursuz m., b. Le Coq.Manic.I., 24 münsüz kadagsız: günahsız, suçsuz m., k. Cev.Ay., 124, 19, 659, 23, 660, 1, Sem.Ins., 388, LeCoq.Manic.III., 39, Se.Öz., 123b, 4 N neçe neçe: nice nice n., n. Cev.Ay., 9, 2, 340, 11, 580, 3, Sem.Ins., 650, Şin.Mayt., 103, 30 nom belgü: kanun, belge n. < Soğ. nom n., n. +lerin Cev.Ay., 272, 22 n. +larıg, b. +lerin Cev.Ay., 271, 22, 23 n. +lı, b. +li Cev.Ay., 203, 17 nom bitig: dini eser, kitap n. < Soğ. nom n. +larıg, b. +lerig Sem.H.T.B., 1030, 1031 nom şasan: kanun, disiplin n. < Soğ. nom 194 n. +ug, ş. +ıg Cev.Ay., 26, 11 nom törü: öğreti, tore n. < Soğ. nom n., t. Bang.Gab.Ar.Seyük., 37, Le Coq.Manic.III., 26 n. +ça, t. +çe Cev.Ay., 90, 10, 194, 12, 14, 15, 511, 13, 14, 560, 7, 561, 19, 62, 12, 13, 563, 18, 19, 21, 564, 23, 585, 6, 7, 607, 16, 17, Sem.H.T.B., 97, Le Coq., 257, 258, 285, 331, Şin.Mayt., 47, 4, 5 n. +lug, t. +lüg Cev.Ay., 564, 15, 16, Bang.Gab.Ar.Seyük., 07, n. +suz, t. +süz Cev.Ay., 560, 9, 10, 556, 2, 20, 21, 564, 6, Şin.Mayt., 9 n. +ug, t. +g Cev.Ay., 195, 17, 18, 364, 14, 365, 2, Bang.Gab.Ar.Seyük., 35,Le Coq.Huas., 128 nom yarlıg: kanun, ferman n. < Soğ. nom n. +ı, y. +ı Cev.Ay., 48, 21 n., y. +ıg Cev.Ay., 92, 10 n. +lug, y. +lıgıg Cev.Ay., 378, 6 nomla- okıt-: öğretmek, okutmak n. < Soğ. nom n. –galı, o. –galı Cev.Ay., 395, 2, 3 nomla- sözle-: anlatmak, söylemek n. < Soğ. nom n. –p, s. –p Cev.Ay., 165, 4 noş tatıglıg: hoş, tatlı n. < Soğ. noş n., t. Cev.Ay., 647, 4, Şin.Mayt., 31, 36 noş tatıglıg sogançıg: hoş, tatlı n., t., s. Cev.Ay., 647, 1, 2 O odug sag: uyanık, dikkatli o., s. Cev.Ay., 408, 13 195 o. +ın, s. +ın Cev.Ay., 410, 16 ogşa- amra-: okşamak, sevmek o. –yu, a. –yu Cev.Ay., 306, 16, 17 o. –yur, a. –yur Sem.Ins., 777 o. –yurça, a. –yurça Cev.Ay., 407, 22 ogşat- yöleştür-: karşılaştırmak, benzetmek o. –guluksuz, y. –gülüksüz Cev.Ay., 45, 3, 4 o. –sar, y. –ser, Cev.Ay., 156, 10 ogul kız: oğul, kız o., k. Cev.Ay., 544, 1, Bang.Gab.Ar.Seyük., 106, 107, 347, Sem.Ins., 198, Le Coq.Manic.I., 15, 16 o., k. +ka Jam.,K.P., XI, 6 ,7, Bang.Gab.Ar.Seyük., 106 o. +ı, k. +ı Bang.Gab.Ar.Seyük., 105, 124 o. +umuz, k. +ımız Cev.Ay., 666, 9 o. +um, k. +ım Cev.Ay., 443, 18 o. +umım, k. +ımın Mül.Dan., 147 o. +ta, k. +ta Şin.Mayt., 33, 56, 57 o. +suz, k. +sız Cev.Ay., 543, 23 okı- nomla-: tebliğ etmek, bildirmek n. < Soğ. nom o. –sar, n. –sar Bang.Gab.Ar.Seyük., 147 okı- sözle-: okumak, söylemek o. –sar, s. –ser Cev.Ay., 191, 18, 19 okıt- biltür-: okutmak, bildirmek o–u , b. –ü Cev.Ay., 300a, 34 oksuz teginçsiz: fırsatsız, nasipsiz o., t. Şin.Mayt., 67, 8, 75, 15, 78, 60, 82, 2, 83, 45, 84, 9 ok ya kılıç : ok, yay, kılıç o., y., k. Cev.Ay., 496, 8, 9 olur- ornan-: oturmak, yerleşmek o. –u, o.- u Cev.Ay., 190, 2 196 ongul- öglen-: iyileşmek, kendine gelmek o. –tı, ö. –ti Cev.Ay., 19, 6 ook kılıç: ok, kılıç o., k. Cev.Ay., 477, 6 oot em: ilaç, merhem o. +ın, e. +in Cev.Ay., 513, 14 oot yalın: ateş, alev o., y. Şin.Mayt., 78, 60, 61 o., y. +ı Cev.Ay., 316, 22 o., y. +ın Cev.Ay., 500, 15, 637, 1 ot yalınlıg Bang-Gab.Tür.V A, 44, ot yalını Bang-Gab.Tür.V A, 44 o.+ın, y. +ın Şin.Mayt., 70, 6 oral- kıkıra-: hiddetlenmek, yüksek sesle bağırmak o. –yu, k. –yu Cev.Ay., 641, 3 ordu karşı: saray, han o., k. Cev.Ay., 90, 3, 414, 23, 416, 22, 434, 1, 533, 23 o., k. +lar Şin.Mayt., 52, 13 o. k. +ları Cev.Ay., 425, 2 o. +da, k. +ta Şin.Mayt., 51, 28 o. +g, k. +g Şin.Mayt., 23, 16, 47, 20 o. +ka, k. +ka Cev.Ay., 420, 22 o. +ları, k. +ları Cev.Ay., 427, 1, 2 o. +mın, k. +mın Cev.Ay., 421, 20 o. +mızka, k. +mızka Cev.Ay., 424, 15 o. +mıznı, k. +mıznı Cev.Ay., 424, 20 o. +sınta, k. +sınta Cev.Ay., 528, 5 ornan- tur-: yerleşmek, durmak o. –gay men, t. –gay men Cev.Ay., 668, 3 orun ornag: yer, mesken o., o. Cev.Ay., 460, 8, 9, 10, 509, 15 orun orun: yer yer 197 o., o. Cev. Ay. 34h, 14, 331, 61, 6, 64, 7, 396, 2, 456, 19, 20, 555, 11, 557, 6,559, 8, 603, 8, 622, 23 orun tag arıg: yer, dağ, çay o. +larta, t. +larta, a. +larta Cev.Ay., 528, 6, 7 orun töşek: mesken o., t. Cev.Ay., 613, 3, 4 orun yurt: yer, yurt o. +ı, y. +ı Cev.Ay., 461, 19 osal sımtag: tembel, kayıtsız o., s. Cev.Ay., 75, 5 ot yaş : ot, bitki o., y. Cev.Ay., 529, 14 ot em : ilaç, merhem o., e. Cev.Ay. 236, 5, 6, 256, 12, 257, 2, 585, 9, 10, 586, 14, 16, 587, 1, 5, 593, 11, 596, 9, 598, 2, Sem.H.T.B., 991 o., e. +de Cev.Ay., 80, 20, 587, 5, 588, 2 o., e. +ig Cev.Ay., 590, 16, 592, 13, 595, 3 o., e. +in Cev.Ay., 593, 7, 8 o. +ın, e. +in Cev.Ay., 156, 4, Şin.Mayt., 53, 14 o. +ınga, e. +inge Şin.Kip., 87 o. +ug, e. +ig Cev.Ay., 597, 9 ot yaş: ot, bitki o., y. Cev.Ay., 529, 14 ota- emle-: tedavi etmek, iyileştirmek o.yın, e. –yin Cev.Ay., 587, 10 otsuz emsiz ürüntegsiz : ilaçsız, merhemsiz o., e., ü. Şin.Mayt., 79, 10, 11, 28 oyun bediz: süs, ziynet o. +ın, b. +in Sem.Ins., 800 oyın ır: raks, şarkı o., ı. Şin.Mayt., 40, 02, 53, 14 198 oyna- yırla-: oynamak, şarkı söylemek o. –yu, y. –yu Cev.Ay, 34ğ, 13 oz- kaç-: kaçmak, kurtulmak o. –dılar, k. –dılar Cev.Ay., 631, 1, 2 oz- keç-: uzaklaşmak, geçmek o. –ayın, k. –eyin Cev.Ay., 105, 13 oz- kurtul-: kurtulmak, kaçmak o. –ar, k. –ur Şin.Kip., 23 o. –ar, k. –urlar Şin.Kip., 57 o. –dı, k. –dı Bang.Gab.Ar.Seyük., 423 o. –gay, k. –gaylar Şin.Mayt., 65, 1 o. –gu, k. –gu Şin.Mayt., 43, 17 o. –masar, k. –masar Şin.Mayt., 111, 10, 11 o. –mış, k. –mış Şin.Mayt., 23, 3 o. –u, k. –u Şin.Mayt., 83, 49 o. –up, k. –up Şin.Mayt., 72, 6, 53, 54, 74, 61, 62, 75, 25, 26, 76, 20, 78, 34, 85, 9 oz- kutrul-: kurtulmak, kaçmak o. –ar, k. –ur Cev.Ay., 326, 3, 22, 327, 14, 328, 4, 19, 331, 4, 332, 7, 466,18 o. –ar, k. –urlar Cev.Ay., 330, 1, 14 o. –ar men, k. –ur men Cev.Ay., 421, 11 o. –dılar, k. –tılar Cev.Ay., 598, 5 o. –dumuz, k. –dumumz Cev.Ay., 20, 14 o. –galı, k. –galı Cev.Ay., 10, 3, 4, 11, 8, 9, Şin.Mayt., 44, 45 o. –gay, k. –gay Cev.Ay., 532, 12, 13 o. –gu, k. –gu Cev.Ay. ,199, 17 o. –guka, k. –guka Cev.Ay., 11, 23, 480, 9 o. –guluk, k. –guluk Cev.Ay., 6, 22, 23, 387, 13, 388, 16 o. –gum, k. –gum Cev.Ay., 10, 14 o. –mak, k. –mak, Se.Öz., 121b, 14, 15 o. –mak, k. –maklıg Cev.Ay., 22, 4 o. –mış, k. –mış Cev.Ay., 419, 6, Se.Öz., 107a, 12 199 o. –mıış, k. –mışlarka Cev.Ay., 504, 16, 17 o. –sun, k. –sun Cev.Ay., 15, 20 o. –up, k. –up Cev.Ay., 20, 9, 39, 2, 329, 10, 660, 17, 18, Bang Gab.Tür.IV B, 50, 51 oz- tarkar-: uzaklaşmak, uzaklaştırmak o. –daçı, t. –taçı Cev.Ay., 117, 11 ozgur- kutgar-: kurtarmak, kaçırmak o. –ayın, k. –ayın Cev.Ay., 115, 5 o. –galı, k. –galı, Cev.Ay., 628, 21, 22 o. –guka, k. –guka Cev.Ay., 180, 1, 180, 4 o. –guluk, k. –guluk Cev.Ay., 307, 5 ,6 o. –mak, k. –mak Cev.Ay., 311, 7, 8 o. –u, k. –u, Cev. Ay., 34r, 15, 18, 19, 160, 8, 174, 16, 17, 335, 8 o. –ur, k.-ur Cev.Ay., 628, 10, 166, 4, 5, 582, 17 o. –up, k. –up Cev.Ay., 3, 9, 10, 659, 19, Şin.Mayt., 46, 23 ozgur- öngedtür- : kurtarmak, iyi etmek o. –ur, ö. –ür Cev.Ay., 585, 16 Ö ö- sakın-: düşünmek-taşınmak ö. –eyin, s. –ayın Cev.Ay., 116, 4 ö. –gil, s. –gıl Cev.Ay., 38, 4, 547, 22, 23, Mül.Çaş., 261 ö. –gülük, s. –guluk Sem.Ins., 261, 262 ö. –p, s. –p Şin.Mayt., 33, 37 ö. –ser, s. –sar Cev.Ay., 539, 14, 15 ö. –ser men, s. –sar men Gab.H.T.B., 2073 ö. –üngler, s. –ınglar Cev.Ay., 345, 21, 22 ö. –yü, s. –u, Cev.Ay., 93, 20, 175, 15, 16, 177, 11, 395, 1, 486, 7, 517, 22, Şin.Mayt., 14, 5 ö. –yür, s. –ur Şin.Mayt., 46, 16, 57, 15 öç- alkın-: yanmak, yok olmak 200 ö., a. Cev.Ay., 145, 6 ö. –er, a. –ur Cev.Ay., 97, 5, 99, 20, 337, 22, bang-Gab.Tür.V A, 87 ö. –mek, a. –makıg Cev.Ay., 34j, 8 ö. –mez, a. –maz Cev.Ay., 34j, 5 ö. –sün, a. –sunlar Cev.Ay., 106, 8 ö. –ülür, a. –ur Cev.Ay., 104, 22 öç- amrıl-: sönmek, dinmek ö. –er, a. –ur Şin.Mayt., 44a, 32, 34, 35, 36,38 ö. –ser, a. –sar Şin.Mayt., 44a, 33, 36, 37 öç kek: öç, kin ö., k. Cev.Ay., 102, 14, Bang-Gab.Tür. II TD., 84, Sem.Ins., 668, 671, 676, 683 öç- üzül-: yok olmak, sona ermek ö. –medin, ü. –medin Cev.Ay., 197, 16 ö. –meksiz, ü. –meksiz Cev.Ay., 67, 10 öçmegülük arımaguluk: yok olmayacak, temizlenmeyecek ö., a. Cev.Ay., 146, 17, 18, 147, 1, 2 öçül- alkın-: yok olmak, bitmek ö. –medin, a. –madın Cev.Ay. 164, 15 öçür- arıt: yok etmek, temizlemek ö. –teçi, a.-daçı Cev.Ay., 147, 19 ödsüz erksiz: münasebetsiz, vakitsiz ö., e. Şin.Mayt., 69, 9, 10 ög- alka-: övmek, methetmek ö. –di, a. –dı Cev.Ay., 91, 13, Bang.Gab.Ar.Seyük., 22 ö. –düm a. -dım Cev. Ay. 135, 4, 5 ö. –düngüz, a. –dıngız Cev.Ay., 669, 21 ö. –e, a. –yu Cev.Ay., 154, 17, 18, 155, 6, 350, 14, 443, 19, 449, 4, 454, 19, 517, 18, 527, 5, 617, 16, 670, 6, 671, 5, Sem.H.T.B., 203 ö. –er men, a. –yur men Cev.Ay., 153, 15, 16 ö. –gülük, a.-guluk Cev.Ay., 178, 4, 5, 403, 14 ö. –miş, a. –mış Cev.Ay., 126, 16, 17, Şin.Mayt., 9, 13 201 ö. –sünler, a. –sunlar Cev.Ay., 440, 3, 4 ö –üp, a. –p, Şin.Mayt., 27, 24, 25 ög ana: anne ö., a. +lar Cev.Ay., 495, 4 ög kang: anne baba ö., k., 135, 16, Jam., K.P., XI, 4, 5, 8, Bang-Gab.Tür.IV A, 3 Bang.Gab.Ar.Seyük., 63 , 250 Şin.Mayt., 9, 10 ö., k. +larım 137, 17, 199, 17 , 685, 19, 20 ö. +i, k. +ı Cev.Ay., 407, 21, Bang.Gab.Ar.Seyük., 105, 106, 124, Le Coq.Manic.I., 15, Tal.Tek.Irk., 35 ö. +inge, k. +ınga Bang.Gab.Ar.Seyük., 107, 278, 348, Tal.Tek.Irk., 35 ö. +inte, k. +ınta Şin.Kip., 186, Tal.Tek.Irk., 58 ö. +leri, k. +ları Şin.Mayt., 33, 49 ö. +lerin, k. +ların Şin.Mayt., 109, 14 ö. +li, k. +lı Cev.Ay., 554, 13 ö. +nüng, k. +nıng Cev.Ay., 26, 10, 561, 1, 2, Şin.Mayt., 42, 11, 12 ö. +üg, k. +ıg Cev.Ay., 300, 8, Bang-Gab.Tür.IV A, 27, Şin.Mayt., 50, 3, 51, 10, 81, 44, 45, 82, 30, 31, 108, 1 ö. +üm, k. +ım Şin.Mayt., 33, 45, 46 ö. +ümin, k. +ımın 134, 15 ög köngül: akıl gönül ö., k. Le Coq.Manic.III., 18 ö. +leri, k. +leri Cev.Ay., 529, 20, 21 ö. +lerin, k +lerin Cev.Ay., 511, 16, 625, 15, 16 ö. +in, k+in Cev.Ay., 149, 5, 150, 23, 441, 4, 5, 485, 3, 541, 3, Le Coq.Manic.III., 18, 47 ö. +süz, k. +süz Le Coq.Huas., XIII, XIV, Le Coq.Manic.III., 47 ög- küle-: övmek, methetmek ö. –düng, k. –düng Cev.Ay., 657, 10, 11 ö. –e, k. –yü Cev.Ay., 336, 351, 20, 21, 489, 7, 495, 2, 531, 16, 645, 13, 653, 15, 661, 6, 20, 680, 9, Sem.Ins., 848 202 ö. –er, k. –yür Cev.Ay., 346, 7, Gab.H.T.B., 1957 ö. –miş, k. –miş Cev.Ay., 422, 13 ö. –ser, k. –ser Cev.Ay., 403, 10, 407, 5, 412, 24, 413, 1 ö. –ser, k. –serler Cev.Ay., 423, 18, 19 ö. –serler, k. –serler Cev.Ay., 114, 7, 8 ög sakınç: akıl, fikir ö. +ümüzni, s. +ımıznı Le Coq.Huas., XVIII, XIX ög- yükün-: övmek, ululamak ö. –mekdin, y. –mekdin 124, 2, 3 ögidil- alka- sevidil- tapladıl-: övülmek, sevilmek, sayılmak ö. –miş, a. –mış, s. –miş, t. –mış Sem.Ins., 71, 72 ögir- sevin-: sevinmek, neşelenmek ö. –di, s. –ti Sem.H.T.B., 208, Bang-Gab.Tür. II TM., 60 ö. –diler, s. –tiler Jam.K.P., LIII, 2, 3, Şin.Mayt., 16, 30, 32 ö. –dimiz, s. –timiz Şin.Mayt., 78, 52, 53 ö. –e, s. –ü Şin.Mayt., 9, 2, sebinü Tal.Tek.Irk., 30, 31, 34, 35, 49, Le Coq.Manic.III., 34 ö. –er, sebinür Tal.Tek.Irk., 15, 42 ö. –gülük, s. –gülük, 178, 5, 6, 557, 22, 23 ö. –ip, s. –ip Cev.Ay., 34j, 2, 335, 455, 18 ö. –mek, s. –mek Le Coq.Manic.I., 28 ö. –mekke, s. –mekke Cev.Ay., 457, 22, 458, 1 ö. –meksiz, s. –meksiz Cev.Ay., 435, 5 ö. –ser, s –ser 151, 4 ö. –sün, s. –sün Cev.Ay., 423, 20 ö. –tdürgelir, s. –türgelir Cev.Ay., 43, 2, 3 ö. –tdürmek, s. –türmek Cev.Ay., 266, 10, 11, 13, 14 ö. –tdürüp, s. –türüp Cev.Ay., 268, 2, 3 ö. –tdürür, s. –dürür Sem.Ins., 762 ö. –ti, s. –tiler Bang.Gab.Ar.Seyük., 223 ö. –tiler, s. –tiler Cev.Ay., 597, 13, 672, 20, 21 203 ö. –tim, s. –tim 135, 2 ö. –türü, s. –türü Şin.Mayt., 52, 33, 34 ö. –türüp, s. –türüp Cev.Ay., 598, 20, 21 ö. –ü, s. –ü Cev.Ay., 564, 20, Sem.H.T.B., 312, 313, 364, 431 ö. –ür, s. –ür Cev.Ay., 579, 4 ö. –ür men, s. –ür men 123, 15, 151, 19, 152, 10, 11, 153, 5, 6, 15, 154, 17, 155, 5 ögret- boşgur- biltür-: öğretmek, bildirmek ö. –mek, b. –mak, b. –mek Cev.Ay., 298, 6, 7 ögrünç mengi: sevinç, mutluluk ö., m. Cev.Ay., 106, 13 ö., m. +n Şin.Mayt., 45 ö. +lüg, m. +lig, Sem.H.T.B., 194, 195 ö. +ün, m. +n Şin.Mayt., 38, 49, Le Coq.Manic.III., 42 ögrünç sevinç: sevinç, neşe ö., s. Cev.Ay., 22, 5, 34d, 18, 31, 32, 92, 11, 371, 15, 372, 3, 411, 18,532, 2, 548, 3, 558, 9, 10, 565, 16, 577, 6, 579, 11, 583, 19, 20, 609, 10, 667, 22, 23, Mül.Dan., 46 ö., s. +leri Cev.Ay., 315, 24, 597, 13, 14 ö. +lerin, s. +lerin Cev.Ay., 266, 6, 7, 446, 3 ö. +lüg, s. +lig Cev.Ay., 15, 8, 120, 20, 199, 3, 341, 16 , 378, 8, 9, 391, 17, 415, 5, 417, 4, 530, 7, 8, 541, 10, 568, 3, 672, 22, Mül.Muk., 20, 21, Şin.Mayt., 10, 11, 12, 11, 12, 15, 16, 19, 3, 27, 22, 23, 47, 16, 17, 89, 15 Bang.Gab.Ar.Seyük., 457, 458, 463, Le Coq.Manic.I., 11 ö. +lüg, s. +ligin Sem.Ins., 549 ö. +üm, s. +im Cev.Ay., 528, 18, 623, 12, Gab.H.T.B., 2069, 2070 ö. +ümüz, s. +imiz Gab.H.T.B., 2046 ögsire- tınsıra-: kendini kaybetmek, kendinden geçmek ö. –p, t. – p Cev.Ay., 619, 18, 625, 12, 13, 634, 19 ögsiz tınsız: kendinden geçmiş, cansız ö., t. Cev. Ay., 640, 8, 9 204 ögüz köl yuu yulak: deniz, göl, küçük çay ö. +ler, k. +ler, y. +lar, y. +lar Cev.Ay., 529, 3,4 ökli- asıl-: çoğalmak, artmak ö. –yür, a. –ur Bang.Gab.Ar.Seyük., 104, Şin.Mayt., 41, 39 ökli- bedü-: çoğalmak, büyümek ö. –yür, b. –yür Şin.Mayt., 41, 37 öklit- as-: alıştırmak, tekrarlatmak ö. –di, a. –tı Mül.Çaş., 270, 271 ökün- bilin-: itiraf etmek, açıklamak ö. –ser, b. –ser Cev.Ay., 105, 1 ö. –ü, b. –ü, Cev. Ay., 138, 5, 169, 5 ö. –ür biz, b. –ür biz Bang.Gab.Ar.Gab.Tür.IV A, 41, 51, 52, 76, Bang- Gab.Tür.IV B, 22, 27, 28, 64 ökün- boşun-: pişman olmak, tövbe etmek ö. –ü, b. –u Bang-Gab.Tür. IV A, 18, Bang-Gab.Tür.IV B, 34 ökün- kakın-: itiraf etmek, pişmanlık bildirmek ö. –ü, k. –u Caev. Ay., 140, 11 ö. –üp, k. –ıp Cev.Ay., 362, 1 ökün- kakın- bilin- ukun-: itiraf etmek, pişmanlık bildirmek, açıklamak ö. –üp, k. –ıp, b. –ip, u. –up Cev.Ay., 140, 1 ökün- katın-: pişman olmak, itiraf etmek ö. –ü, k. –u Cev.Ay., 11, 13, 14 ölüg tirig: ölü diri ö. +i, t. +i Cev.Ay., 635, 11 ölür- emget-: öldürmek, acı çektirmek ö. –mek, e. –mek Cev.Ay., 434, 11 ölür- ıdtur- alka- yokadtur-: öldürmek, canını almak, yok etmek ö. –ürler, ı. –urlar, a. –rlar, y. –urlar Sem.Ins., 312, 313 ölür- örlet-: öldürmek, eziyet etmek ö. –geli, ö. –geli Şin.Kip., 31 ölütlük etlik: mezbaha, et yeri 205 ö., e. Ban.Gab.Tür.IV A, 45 öng kırtış: renk, yüz rengi ö. +i, k. +ı Cev.Ay., 558, 13, 595, 13, Sem.H.T.B., 798, 1129 ö. +lüg, k. +lıg Cev.Ay., 529, 16, 17 ö. +süz, k. +sız Cev.Ay., 299, 17, 557, 12, 13 ö. +üngüz, k. +ıngız Cev.Ay., 112, 1, 2 öng körk: görünüş, sima ö., k. Bang.Gab.Ar.Seyük., 157, 158, 160 öng mengiz: biçim, görünüş ö. +i, m. +i Le Coq.Huas., 46 ö. +lüg, m. +lig Şin.Mayt., 68, 7, 8 ö. +süz, m. +siz Şin.Mayt., 101, 42, Le Coq.Manic.III., 37 önged- bınık-: iyileştirmek, tedavi etmek ö. –tiler, b. –dılar Cev.Ay., 598, 17 öngi öngi: başka başka ö. ö. Cev. Ay 29, 5, 34j, 3, 40, 9, 10, 42, 2, 49, 18, 19, 59, 19, 64, 5, 67, 14, 70, 5, 11, 113, 3, 144, 23, 145, 1, 3, 4 185, 2, 3, 191, 11, 12, 205, 20, 211, 12, 212, 9, 312,12, 17, 18365, 21, 370, 5, 380, 8, 383, 22, 23, 384, 19, 416, 8, 420, 10, 434, 6, 436,13, 452, 16, 456, 20, 516, 11, 555, 11, 12, 575, 2, 3, 598, 1, 622, 22, 645, 11, 12,663, 3, 4, 666, 12, Jam.K.P., XIII, 1, Sem.H.T.B., 389, 390, 535, 1076, Mül.Çaş.,30, 131 Sem.Ins., 429, Şin.Mayt., 61, 26, 112, 29 öngi üdrülmiş: farklı, ayrılmış ö., ü. –miş Cev.Ay., 166, 7 öngin öngin: başka başka ö. ö. Cev. Ay. 332, 4, 5, 335, 64, 19, 364, 6, 17, 366, 9, 427, 22 , 448, 15, 466, 1, 473, 2, 3, 539, 3, 584a, 5, 645, 4, 661, 20 ,Se.Öz., 108a, 10, 11, 108b, 1, 4 önglüg belgülüg: renkli, belirli ö., b. Cev.Ay., 53, 18, 54, 4 önglüg mengizlig: görünüş, beniz ö., m. Sem.H.T.B., 536 önglüg yıdlıg: renkli, kokulu 206 ö., y. Cev.Ay., 529, 12 öngsüz belgüsüz : renksiz, belirsiz ö., b. Cev.Ay., 53, 15, 16, 54, 1, 2, 202, 15, 203, 13 öngsüz öles bolmak: solgun, renksiz olmak ö., ö. Cev.Ay., 617, 7 ööçsüz keksiz övkesiz: öçsüz, kinsiz, öfkesiz ö., k., ö. Cev.Ay., 417, 2, 3 öpiş- kucuş ıglaş-: öpüşmek, kucaklaşmak, ağlaşmak ö. –ti, k. –tı Jam.K.P., LII, 8 ört- kizle-: gizlemek, saklamak ö. –mez men k. –mez men Cev.Ay., 138, 2 ört- köşit-: örtmek, kaplamak ö. –deçi, k. –deçi Cev.Ay., 244, 12, Sem.Ins., 107 ört ot: alev, ateş ö., o. +lug Bang-Gab.Tür.V A, 116 ört yalın: alev, ateş ö., y. Cev.Ay., 99, 15, Mül.Çaş, 39, 297, 298, Mül.Dan., 155, 159, 168, 169, Bang-Gab.Tür.V A, 91, 93, 121, Şin.Mayt., 113, 25 ö. +de, y. +ta Şin.Mayt., 75, 29 ö. +in, y. +ın Şin.Mayt., 68, 15, 16, 78, 17, 18 ö. +lüg, y. +lıg Bang-Gab.Tür.IV B, 25, 26, Şin.Mayt., 66, 15, 16, 67, 7, 13, 68, 4, 19, 33, 34, 71, 5, 72, 17, 73, 12, 74, 3, 51, 52, 75, 2, 35, 75, 5, 8, 78, 62, 82, 23, 33, 83, 40, 84, 9, 10, 51, 53, 105, 9, 112, 33, 34, 38, 41, 45, 113, 13, 27 ört yalın koz: alev, kızgın kömür ö., y., k. Şin.Mayt., 58, 16, 17 ört yalın ot: alev, ateş ö., y. +lıg, o. +lug Bang-Gab.Tür.V A, 118 ört- yörge-: örtmek, sarmak ö. –üp, y. –p Şin.Mayt., 82, 46 örit- togur- : yükselmek, ileri gitmek ö. –geli, t. –galı Cev.Ay., 205, 8 207 örlet- buşur-: incitmek, kızdırmak ö. –gülük, b. –guluk Cev.Ay., 219, 11, 220, 13, 14, 16, 17, 18, 19, 221, 4 örlet- emget-: incitmek, acı çektirmek Cev. Ay. ö. –dim, e. –dim Cev.Ay., 135, 17, 136, 11,12 ö. –geli, e. –geli Cev.Ay., 20, 11 ö. –mekin, e. –mekin Cev.Ay., 226, 13, 14, 227, 20, 229, 1, 2, 231, 23, 24, 232, 1 örten- köy-: alevlenmek, yanmak ö. –ü, k. –e Cev.Ay., 500, 15, Şin.Mayt., 74, 5 örten- yala-: alevlenmek, yanmak ö. –ü, y. Şin.Mayt., 70, 13, 71, 8, 75, 51, 57, 58 ö. –ür, y. –r Şin.Mayt., 73, 9, 35, 75, 20, 21 ö. –ür, y. –rlar Şin.Mayt., 41, 29, 30 örtlüg buzlug tamulug : alevli, buzlu, cehennemli ö., b., t. Cev.A.y, 299, 22 örtüglüg kizleglig: örtülü, gizli ö., k. Cev.Ay., 37, 18 örüg amıl: sessiz, sakin (ürüg).a. Bang-Gab.Tür.IV B, 60 ö. +in, a. +ın Cev.Ay., 205, 4, 5, 209, 23, 24, 240, 3, 241, 10, 243, 9, 246, 4, 5, 247, 17, 18, 654, 15, 16, 17, 18, 19, 20 örüg amıl tikisiz: sessiz, sakin, gürültüsüz ö., a., t. Cev.Ay., 484, 17, 18 öt bilig: nasihat, bilgi ö. +çe, b. +çe Le Coq.Huas., 327 öt erig: nasihat, öğüt öd, erig Mül.May., 17 ö. +imin, e. +imin Mül.Muk., 42 ö. +in, e. +in Gab.H.T.B., 2004 ö. +inçe, e. +inçe Cev.Ay., 136, 5 üd +ümçe, e. +imçe Sem.H.T.B., 479, 480 208 ötegçi bırımçı : işkence edici, zulmedeci ö., b. Le Coq.Huas., 309 ötek emgek : eziyet, zorluk ö. +ke, e. +ke Cev.Ay., 7, 5 ötle- erigle-: nasihat etmek, öğüt vermek ö. –p, e. –p Cev.Ay., 641, 12 ö.- yü, e. –yü Mül.Dan., 94, Şin.Mayt., 47, 5 ötle- tutuz-: nasihat etmek, öğüt vermek ö. –yür men, t. –ur menCev.Ay., 91, 17, 18 ötle- yalbar-: yakarmak, yalvarmak ö. –yü, y. –a Cev.Ay., 169, 5, 6 ötrü ötrü: sonra sonra ö. ö. Cev. Ay., 332 ötüg amıl itigsiz: sakin, durgun, hareketsiz ö., a., i., Cev.Ay., 166, 7, 8 ötün- yalbar-: dilemek, yalvarmak ö. –miş, y. –mış Cev.Ay., 511, 5 ö. –ü, y. –u Cev.Ay., 122, 21 ö. –ür men, y. –ur men Cev.Ay., 10, 15, 16 övkele- bulgan-: öfkelenmek, sinirlenmek ö. –mez, b. –mazlar Şin.Mayt., 59, 14 övke üz boz: öfke, kin, nefret ö., ü. b. Bang-Gab.Tür.IV A, 73 öz adınagu: kendi, başkası ö. +ke, a. +ka Cev.Ay., 527, 7, 562, 9, 10, 660, 2 öz öz: öz öz ö., ö. Cev. Ay., 82, 16, 120, 3, 335, 340, 24, 25, 396, 22, 398, 17, 399,2,408,6,411, 2, 6, 7, 466, 22, 532, 1, 17, 609, 13, 645, 4, 661, 18, Sem.H.T.B., 1037, Bang Gab.Tür.V A, 64 öz özüt : öz, ruh ö. +ümüz, ö. +ümüz Le Coq.Huas., 301, 302 209 öz yaş: ömür, yaşam ö., y. Cev.Ay., 193, 18, 471, 2, Sem.H.T.B., 451, Şin.Mayt., 1 ö. +leri, y +ları Cev.Ay., 195, 22, 23, Bang.Gab.Ar.Seyük., 288 ö. +lüg, y. +lıg Cev.Ay., 474, 21, 529, 18 ö. +i, y. +ı Cev.Ay., 192, 2, 361, 1, 517, 2, Bang.Gab.Ar.Seyük., 49 ö. +in, y. +ın Cev.Ay., e2, 11 ö. +inte, y. +ya Şin.Mayt., 3, 13, 14 ö. +te, y. +ta Şin.Mayt., 9, 25 ö. +üg, y. ıg Cev.Ay., 505, 12 ö. +üm, y. +ım Cev.Ay., 505, 11 özi kentü: özü, kendi ö., k. Cev.Ay., 367, 6 ö. +n, k. Cev.Ay., 566, 19, 20 S saç- tarı-: ekmek, biçmek s.–mış, t. –mış Cev.Ay., 168, 21 saç- tök-: dağıtmak, dökmek s. –a, t. –e Cev.Ay., 313, 6 saçıg tökük: adak, kurban s., t. Bang.Gab.Ar.Seyük., 265 saçıl- arta-: saçılmak, bozulmak s.–ur, a. –yur Cev.Ay., 552b, 7, 8 saçıl- tökül-: saçılmak, dökülmek s. –ur, t. –ür Bang.Gab.Ar.Seyük., 233 sadu edgü: iyi s. < Skr. sādhu s., e. Cev.Ay., 24, 24, 126a, 2, 343, 16, 344, 3, 497, 23, 674, 13 sadu sadu: iyi, iyi s., s. Cev.Ay., 462, 15, Ban.Gab.Tür.V A, 108, Bang.Gab.Ar.Seyük., 23, 382 sakın- bögün-: düşünmek-taşınmak 210 s. –matın, b. –metin Se.Öz., 115b, 2 sakın- kolula-: düşünmek, araştırmak s. –mak, k. –mak Bang-Gab.Tür.V B, 14, s. –mak, k. –maknıng Bang-Gab.Tür.V B, 15, 21 sakınç busuş: dert, keder s. +lıg, b. +lug Şin.Mayt., 99, 19 sakınç kadgu: dert, keder s. +lug, k. +lug Cev.Ay., 639, 21 sakınç söz kılınç : fikir, söz, davranış s.+ın, s. +in, k. +ın Le Coq.Huas, 96, 97, 311, 312 sakınçsız busuşsuz: dertsiz, kedersiz s., b. Şin.Mayt., 72, 28 san sakış: sayı s., s. Cev.Ay., 394, 21, 585, 22 s. +ı, s. +ı Cev.Ay., 8, 9, 455, 4, Mül.Çaş., 255, Bang-Gab.Tür.IV A, 25, s. +ın, s. +ın Cev.Ay., 114, 1, 5, 167, 14, 580, 7, Bang.Gab.Ar.Seyük., 54, Şin.Mayt., 38, 29 san sakış ülgü kolu: sayı, hesap, ölçü s. +lıg, s. +lıg, ü. +lüg, k. +lug, Cev.Ay., 156, 14, 15 s. +sız, s. +sız, ü. +süz, k. +suz, Cev.Ay., 156, 19, 20 sanç- agrı-: ağrımak, sızlamak s.–dı, a. –dı Cev.Ay., 632, 21 sanç- bıç-: öldürmek, doğramak s. –ınglar, b. –ınglar Mül.Çaş., 43, 44 sanguluksuz sansız: sayısız, çok s., s. Cev.Ay., 83, 21 sansız öküş : sayısız, çok s., ö. Mül.Çaş., 4, 71,Mül.Dan., 146, Mül.Muk., 60, Şin.Mayt., 3, 21, 52, 31, 32, 58, 50 sansız sakışsız: sayısız, çok s., s. Cev.Ay., 92, 22, 103, 21, 113, 8, 9, 116, 78, 629, 5, 155, 22, 23, 211 156, 19, 164, 11, 181, 17, 18, 182, 3, 193, 1, 9, 2, 3, 12, 16, 312, 11, 314, 24, 25, 316, 14, 340, 9, 369, 3, 379, 23, 380, 1, 393, 5, 430, 10, 436, 19, 20, 439, 2, 571, 11, 580, 1, 672, 18, Sem.H.T.B., 532, Bang.Gab.Ar.Seyük., 431, Sem.Ins., 1116, Se.Öz., 120b, 14, 15 sansız sakışsız kolusuz: sayısız, hesapsız s., s., k. Cev.Ay., 665, 9, 10 sansız tümen: sayısız, on bin s., t. Jam.K.P., I, 6, Şin.Kip, 9, 42, Bang.Gab.Ar.Seyük., 014, 203, 219, Şin.Mayt., 4, 8, 41, 5, 33, 19, 45, 49, 12, 51, 51, 75, 5, 6, 22, 23, 76, 4, 78, 31, 97, 22, 112, 3, 113, 19, Le Coq.Manic.I., 10 sansız tümen kolti: sayısız, on binlerce k. < Skr. koti s., t., k. Şin.Mayt., 70, 8 sansız üküş: sayısız, çok s., ü. Cev.Ay., 421, 5, 464, 15, 16 sap kezig: sıra, dizi s. +ça, k. +çe Cev.Ay., 319, 7 sarsıg salık: kötü, fena s., s. Şin.Mayt., 71, 11 sarsıg salık tevlig kürlüg: kötü, fena, hileli s., s., t., k. Şin.Mayt., 70, 18 satagsız tersiz: ücretsiz, bedava s., t. Şin.Mayt., 51, 5, 6 satıg yulug: alış veriş s., y. Şin.Mayt., 61, 23 s. +çı, y. +çı Şin.Mayt., 61, 16, 17 s. +ka, y. +ka Bang.Gab.Ar.Seyük., 104 sav öt: söz, nasihat s. +ınça, ö. +inçe Bang-Gab.Tür. II TM., 77, 78 s. +ıngızça, ö. +üngüzçe Bang-Gab.Tür. II TM., 49, 50 sav söz: söz, laf 212 s., s. Cev.Ay., 4, 18, 17, 21, 203, 22, 506, 17, Gab.H.T.B., 2040 s., s. +ler, Cev.Ay., 125, 11,12 s., s. +nüng Cev.Ay., 506, 14 s. +da, s. +de Cev.Ay., 339, 19 s. +ı, s. +i Le Coq.Manic.III., 20 s. +ın, s. +ün Cev.Ay., 593, 21 sengik sengrem sanlık: manastıra ait s. < Skr. sarighârâma, s. < Skr. sanghika s., s., s. Şin.Mayt., 67, 25, 69, 10, 11, 73, 22, 23, 39, 40 sengik vıhar sanlıg: manastıra ait s. < Skr. sanghika, v. < Skr. vihâra s., v., s. Şin.Mayt., 62, 30, 31 sengrem sanlıg sengik: manastıra ait s. < Skr. sarighârâma, s. < Skr. sanghika, s., s., s. Şin.Mayt., 65, 6, 7, 76, 2 seril- ornan-: serilmek, yerleşmek s. –medin, o. –madın Cev.Ay., 333, 21 serimlig kılıklıg: mülayim, sakin s., k. Cev.Ay., 34c, 19 sev- amra-: sevmek, ilgi duymak s. –e, a. –yu Şin.Mayt., 33, 26, 27 s. –er, a. –yur Şin.Mayt., 33, 22, Le Coq.Manic.III., 21 s. –mez, a. –maz Şin.Mayt., 70, 29 sev- tapla- aya- agırla-: sevmek, saymak, saygı göstermek s. –er, t. –yur, a. –yur, a. –yur Bang-Gab.Tür.V A, 112, 113 sever amrak: sevgili, aziz s., a. Cev.Ay., 555, 7, 8, 571, 15, 616, 2, 626, 17, 627, 10, 629, 11 sevgü taplagu: sevgi, sadakat s.+süz, t. +suz Cev.Ay., 613, 2 sevgülük taplaguluk: sevilmek s., t. Cev.Ay., 529, 11, 12, 616, 5 213 sevig taplag: sevilmek, sayılmak s., t. Cev.Ay., 663, 7 s. +siz, t. +sız Cev.Ay., 299, 18 seviglig taplaglıg: sevimli, şirin s., t. Cev.Ay., 34c, 19 sevinç ögrünç: sevinç, neşe s. +lig, ö. +lüg Şin.Mayt., 10, 18, 19, Le Coq.Manic.I., 11 sevinç utlı: sevinç, karşılık s., u. Cev.Ay., 217, 3, Mül.Muk., 38, 63 s. +siz, u. +sız Cev.Ay., 613, 12 seviş- amraş-: sevişmek, muhabbet göstermek s. –sünler, a. –sunlar Cev.Ay., 120, 4, 5 sevit- ayat-: sevdirmek, saydırmak s. –mek, a. –mak Bang-Gab.Tür.V B, 119 sevit- ayat-: sevdirmek, saygı göstertmek s. –miş, a. –mış Gab.H.T.B., 1782 sev- tapla-: sevmek, arzulamak s. –er, t. –yur Cev.Ay., 415, 22 s. –idilmiş, t. –dılmış Sem.Ins., 578 s. –ip, t. –p Şin.Mayt., 56, 12 s. –mek, t. –mak Cev.Ay., 250, 18, 19, 269, 8 sezin- kork-: kuşkulanmak, korkmak s. –ti, k. –dı Sem.H.T.B., 492 sı- bır-: kırmak, rencide etmek s. –dımız, b. –tımız Le Coq.Huas., 51 sı- boz-: kırmak, bozmak s. –galı, b. –galı Cev.Ay., 34g, 23 sıg tümke: sığ, cahil s., t. Cev.Ay., 300a, 11, 12, 15 sıgtaş- yıglaş-: ağlaşmak, sızlaşmak s. –dılar, y. –dılar Sem.H.T.B., 1067, 1068 214 sıgun keyik: erkek geyik, geyik s.+larda, k. +lerde Mül.Dan., 61 sıgur- içker-: sığdırmak, içermek s. –mak, i. –meklig Se.Öz., 104b, 9, 10, 13 sıkıl- emgen-: sıkılmak, kederlenmek s. –ur, e. –ür Cev.Ay., 559, 6 sıkıl- tangıl-: sıkılmak, eziyet çekmek s.–mışlar, t. –mışlar Cev.Ay., 586, 14 sık- tang- : sıkmak s. –arlar, t. –arlar Şin.Mayt., 82, 19 s. –mamak, t. –mamak Cev.Ay., 220, 20, 21 sımtag kogşak: tembel, gevşek s., k. Cev.Ay., 300, 4, 5 sımtag osal: tembel, kayıtsız s., o. Cev.Ay., 415, 15 sımtagsız kınıg katıg: çalışkan, sağlam, kuvvetli s., k., k. Cev.Ay., 406, 4 sın süngük: uzuv, kemik s. +ı, s. +i Cev.Ay., 419, 20 sın- uvşan-: ufalanmak, parçalanmak s. –ar, u. –ur Şin.Kip., 28 sid- kemiş-: atmak, fırlatmak s.–miş, k. –miş Cev.Ay., 612, 6 sipir- arıt-: süpürmek, arıtmak s. –ser, a.-sar Şin.Mayt., 52, 54 siziksiz tıdıgsız: şüphesiz, engelsiz s.+in, t. +ın Cev.Ay., 356, 15 sogançıg noş tatıglıg: hoş, tatlı n. < Soğ. noş s., n., t. Cev.Ay., 315, 11 215 sogançıg tatıglıg: hoş, tatlı s. t. Cev.Ay., 92, 10, 95, 4(AAGĐ), 203, 7, 209, 20, 21, 311, 14, 337,12, 395, 9, 10, 400, 6, 482, 10, 501, 3, 4, 9, 11, 12, 15, 18, 21, 502, 3, 6, 9, 12, 14, 15, 17, 20, 23, 503, 2, 3, 5, 7, 10, 12, 13, 15, 17, 18, 20, 22,504, 2, 4, 5, 8, 14, 576, 22, 23, Jam.K.P., XLVI, 4 sogançıg ünlüg: tatlı, hoş s., ü. Şin.Kip., 203 sok- tarma-: dövmek, parçalamak s. –a, t. –yu Şin.Mayt., 74, 53 sola- bekle-: bağlamak, zincire vurmak s. –mamak, b. –memek Cev.Ay., 220, 21, 22 sora sora: eme eme s. s. Şin.Mayt., 45, 12 sög- sars-: sövmek, saymak s. –üp, s. –ıp Cev.Ay., 136, 9 sögüş- yöntüş- : sövüşmek, dövüşmek s.–ürler, y. –ürler Le Coq.Manic.I., 9 sög- tokı-: sövmek, vurmak s. –memek, t. –mamak Cev.Ay., 220, 20 sögüt ıgaç ot yaş arıg semek: söğüt, ağaç, ot, orman s., ı. +lar, o. +lar, y. +lar, a., s. +lerig Cev.Ay., 529 4, 5, 6 sök- tokı- oya-: azarlamak, dövmek, vurmak s. –mek, t. –mak, o. –mak, Cev.Ay., 180, 23 sözle- ay-: söylemek, demek s. –diler, a. –dılar Cev.Ay., 635, 16, 17 sözleş- kengşeş-: sözleşmek, müzakere etmek s. –ü, k. –ü Cev.Ay., 631, 8 söz sav: söz, laf s., s. Cev.Ay., 564, 14, s. sab, Tal.Tek.Irk., 7, 11, Le Coq.Manic.III., 16 s., s. +ın Le Coq.Manic.III., 16 216 su esen: sağ salim s. < Çin. Su s., e. Cev.Ay., 623, 5 suvsuz kurug: susuz, kuru s., k. Cev.Ay., 34h, 8 süng tayak: dayanak s. < Çin. sung s., t. Şin.Mayt., 52, 49 süngüş- öçüş-: kavga etmek, çelişmek s. –mek, ö. –mek Le Coq.Manic.III., 12 süngüş tötüş: kavgalı, düşman s., t. Cev.Ay., 554, 2, 3 süt yag: süt, yağ s. +li, y. +lı Cev.Ay., 411, 15 süü çerig: asker, ordu s., ç. Cev.Ay., 409, 14, 418, 6 s. +singe, ç. +inge Cev.Ay., 409, 11 süz- arıd-: süzmek, temizlemek s. –er, a. –ur Bang-Gab.Tür.V B, 98 süzük arıg : duru, temiz s., a. Cev. Ay., 658, 21, Bang-Gab.Tür.V A, 24 süzük kirtgünç : temiz, imanlı s., k. Cev.Ay., 336, 18 Ş şing kav: hacim, oylum ş. < Çin. scheng. ş. +in, k. +ın Cev.Ay., 135, 9 şlök takşut : şiir ş. < Skr. sloka ş., t. Cev.Ay., 95 ,18, 346, 8, 450, 2, Gab., 1832 217 ş., t. +ın Cev.Ay., 332, 23, 335, 11, 346, 7, 363, 6, 372, 11, 451, 16, 481, 16,587, 18, 19, 589, 2, 653, 14, 663, 22, 666, 7, 22, 667, 15, 16, 669, 5484, 1, 516, 18, 547, 54, 571, 1, 581, 19, 20, 668, 10, 11, 669, 19, 670, 10, Şin.Kip., 171, 175 ş. ,t. +lar Cev.Ay., 94, 1 ş., t. +larıg Cev.Ay., 93, 17, 18 ş. t. +lug Cev.Ay., 455, 17 ş., t. +ug Cev.Ay., 34h, 22, 95, 4, 5 T tag arıg: dağ, çay t. +da, a. +da Cev.Ay., 608, 7 t. +larta, a. +larta Cev.Ay., 196, 9 tag ış arıg simek: dağ, yayla, orman t., ı., a., s. Sem.H.T.B., 528 tagar keyiz: torba, kese t., k. Şin.Mayt., 73, 32, 33 taluy ögüz: okyanus t.< Moğ. dalay t., ö. Cev.Ay., 28, 6, 34d, 11, 46, 19, 105, 15, 113, 5, 122, 23, 323, 338, 6, 353, 18,425, 12, 432, 2, 433, 11, 12, 450, 10, 491, 21, 520, 3, 528, 22, 583,5, 646, 11, Sem.H.T.B., 1015, 1016, Bang.Gab.Ar.Seyük, 218, Şin.Mayt., 28, 5, 33, 4, 5, 38, 18, 47, 3 t., ö. +de Şin.Kip., 177, 208 t., ö. +din Cev.Ay., 104, 12, 430, 7, 583, 16, Bang.Gab.Ar., 47, Şin.Mayt.,16, 3 t., ö. +ke Cev.Ay., 110, 15, 16, 236, 2, 3, Jam.K.P., XIV, 4, 5, XV, 3, 5, XXXI, 3, XXXII, 2, LII, 4, Şin.Kip, 19, Sem.Ins., 122 t., ö. +nüng Cev.Ay., 97, 10, 113, 19, 571, 5, 6, 572, 4, 639, 6 t., ö. +üngüz Cev.Ay., 647, 12, 19 tançu tançu: parça parça t., t. Şin.Mayt., 78, 23, 82, 34 218 tang adınçıg: olağanüstü, fevkalade t., a. Jam.K.P., LXXI, 5, Şin.Kip., 149 tang tangsuk: tatlı, hoş t., t. Cev.Ay., 118, 6, 7 tangla- mungad-: şaşırmak, hayret etmek t. –dılar, m. –dılar, Cev.Ay., 188, 17, 18 t. –guluk, m. –guluk Cev.Ay., 335, 1, 2 t. –tılar, m. –tılar Sem.H.T.B., 751, 844 tanglançıg mungadınçıg: olağanüstü, fevkalade t., m. Cev.Ay., 89, 2, 3, 125, 16, 420, 9, 10, 532, 14, 15, Mül.May., 31 tanuklamak ukmak: kavramak, anlamak t.+ları, u. +ları Cev.Ay., 137, 11 tap küsüş: arzu, istek t. +ınça, k. +inçe Cev.Ay., 216, 17 tapıg ayag: hizmet, saygı t.+ımın, a. +ımın Cev.Ay., 420, 21 tapıg udug : hürmet etmek, ağırlamak t. u. Cev.Ay., 34k, 14, 36, 23, 110, 13, 176, 10, 178, 11, 201, 21, 314, 24, 315, 9, 350, 15, 16, 355, 16, 361, 21, 413, 19, 20, 22, 414, 1, 3, 426, 16, 441,2, 442, 1, 446, 1, 2, 484, 21, 496, 17, 18, 516, 8, 14, 517, 23, 520, 10, 13, 14, 524, 18, 525,3, 526, 8, 9, 533, 18, 535, 10, 11, 577, 8, 580, 5, 6, 582, 1, 10, 249, 23, 627, 18, 19, Sem.H.T.B., 198, 294, 319, 388, 601, 602, 1121, 1122, tapag, u. Mül.Muk., 69,76, 77, 86, Şin.Kip., 156, 161, Mül.Muk., 47, Sem.Ins., 746, Şin.Mayt., 73, 1 tapag, u. +ka Şin.Mayt., 57, 24 t., u. +lar Sem.H.T.B., 292, 293 t. +ın, u. +ın Cev.Ay., 156, 5, 176, 9, 249, 16, 17, 464, 18, 19, 525, 16, 526, 20, Şin.Kip., 86, Şin.Mayt., 83, 19, tapag +ın, u. +ın t. +ın, u. +ın Jam.K.P., L, 4, 5, Mül.May., 22 t. +ka, u. +ka Cev.Ay., 196, 5, 6, 360, 15, 443, 4, 526, 6, 528, 8, 9, 539, 16, Sem.H.T.B., 547 219 tapıg udug ayamak çitlemek: saygı, hürmet t., u., a., ç. Şin.Kip, 79 tapıgçı udugçı: hizmetçi, yardımcı t., u. +ka Cev.Ay., 605, 6, 7 tapın- ançula-: saygı göstermek, hürmet etmek t. –sun, a. –sun Cev.Ay., 520, 8 tapın- udun-: saygı göstermek, hürmet etmek t. –alaım, u –alım Jam.XLIX, 6, 7 t. –ıp, u. –up Cev.Ay., 34k, 19, 80, 22, Mül.Muk., 77, 78, Şin.Mayt.,53, 15, 78, 4, 5, 112, 29 t. –galı, u. –galı Cev.Ay., 462, 22 t. –gay, u. –gaylar Şin.Mayt., 109, 34 t. –guluk, u. –guluk Cev.Ay., 94, 5, 6, 581, 5 t. –mak, u. –mak Cev.Ay., 249, 18 t. –mış, u. –mış Cev.Ay., 402, 15, 421, 7, 8, Şin.Mayt., 50, 3, t. –sar, u. –sar, Cev.Ay., 156, 5, 176, 22, 407, 6, 412, 22, 464, 19, Şin.Mayt.,54, 5 t. –sar, u. –sarlar Cev.Ay., 80, 1, 2, 51, 10 t. –sun, u. –sun Cev.Ay., 444, 23, 526, 8 t. –sunlar, u. –sunlar Cev.Ay., 440, 2, 3 t. –tı, u. –tılar Şin.Mayt., 72, 41, 42 t. –tılar, u. –tılar Sem.Ins., 344, 345 t. –tururlar, u. –tururlar Bang.Gab.Ar.Seyük., 266 t. –u, u. –u Cev.Ay., 25, 1834c, 9, 513, 11, 655, 18, Şin.Kip., 68, 74, 75,85, 91,Bang.Gab.Ar.Seyük., 53, 74, 75, Şin.Mayt., 25, 13 t. –ur, u. –ur Bang.Gab.Ar.Seyük., 132, Şin.Mayt., 92, 2, 13 t. –ur, u. –urlar Bang.Gab.Ar.Seyük., 144, 145 t. –urlar, u. –urlar Sem.H.T.B., 274 t. –zun, u. –zun Bang.Gab.Ar.Seyük., 268 tarık- kit-: uzaklaşmak, gitmek, dağılmak t. –ar, k. –er Cev.Ay., 149, 1 t. –ıp, k. –ip Cev.Ay., 97, 6 220 t. –gaylar, k. –geyler Cev.Ay., 402, 4, 5 t. -guluk, k. gülük Cev.Ay., 148, 7, 8 t. –mışın, k. –ermişin Mül.Çaş., 318 t. –sun, k. –sünler, 122, 22, 23 tarık- alkın-: uzaklaşmak, kaybolmak t. –sar, a. –sar Se.Öz., 112b, 11 t. –ur, a. –ur Se.Öz., 112b, 4 tarkar- kiter-: gidermek, uzaklaştırmak t. –ayın, k. –eyin Cev.Ay., 115, 20 t. –ıp, k. –ip, Cev.Ay., 406, 6, 628, 13, 14 t. –galı, k. –geli Cev.Ay., 233, 5, 6 t. –guluk, k. –gülük, Cev.Ay., 175, 6 t. –mak, k. –mek Cev.Ay., 244, 13 t. –sar, k. –serler Cev.Ay., 407, 10 t. –u, k. –ü Cev.Ay., 58, 2, 193, 17, 18, 406, 16, 17, 472, 4, 5, 480, 8, 548, 14 t. –ur, k. –ür Cev.Ay., 111, 6, 7, 15 tarkar- üzmele-: uzaklaştırmak, dağıtmak t.. –di, t. –dı Şin.Mayt., 13, 15, 16 tart- is-: çekmek, almak t. –dımız, i. –timiz Şin.Mayt., 62, 33, 34 t. –ıp, i. –ip Şin.Mayt., 82, 6 tart- ozgur-: almak, kurtarmak t. –mak, o. –mak Cev.Ay., 212, 3 tapsız tangsız :kötü, uygunsuz t., t. Şin.Mayt., 73, 62 tatag tatag: tat tat t., t. Le Coq.Manic.III., 12 tatıglıg edgü: hoş, iyi t., e. Cev.Ay., 516, 12, 13 tatıglıg tangsuk: tatlı, hoş t., t. Gab.H.T.B., 1903 221 tatıglıg sogançıg: tatlı, hoş t., s. Bang.Gab.Ar.Seyük, 222 tavran- katıglan-: davranmak, gayret göstermek t. –ınglar, k. –ınglar Cev.Ay., 91, 19, 20 tay- sürç-: kaymak, sürçmek t. –ıp, s. –üp Sem.H.T.B., 503 tegin- aşa-: çekmek, maruz kalmak t. –mek, a. –mak Cev.Ay., 228, 18 tegin- tut-: kabul etmek, tutmak t. –deçi, t. –taçı Sem.Ins., 494 t. –meser, t. –masar Cev.Ay., 561, 3 teginçsiz oksuz: nasipsiz, fırsatsız t., o. Şin.Mayt., 23, 2 tegrikle- gavza-: çevrelemek, etrafını sarmak t. –yü, g. –yu Sem.H.T.B., 202, 203 tegşilmeksiz isilmeksiz koramaksız: değişmeden, azalmadan t., i., k. Cev.Ay., 56, 3, 4 tegür- ula-: getirmek, ulaştırmak t.–mekleri, u. –makları Cev.Ay., 289, 13 tek yalınguz: yalnız, tek t., y. Cev.Ay., 4 ,20, 21 telim taşım: çok, fazla t., t. Şin.Mayt., 3, 20, 7, 13 telim üküş: çok, sayısız t., t. Cev.Ay., 34h, 7, 334, 24, 679, 24, t., öküş Mül.Çaş., 191, Şin.Mayt., 65, 18 teng teng: türlü türlü t., t. Le Coq.Manic.III., 12 teng tırazug: ölçü, tartı t. +in, t. +un Cev.Ay., 135, 8 tengiz- iidi-: sızlamak, sıkışmak t. –ip , i. –p Cev.Ay., 632, 17, 18 222 tengle- kolula-: ölçmek, hesap etmek t. –yü, k. –yu Cev.Ay., 197, 10, 11 tengri yek: tanrı, şeytan t. +ler, y. +ler Cev.Ay., 432, 3, Bang.Gab.Ar.Seyük., 431 t. +li, y. +li Le Coq. Huas., VI, XXIV tengriçi nomçı: allah adamı, vaiz n. < Soğ. nom t. min., n. mın Le Coq.Huas., 135, 136 t. +çi, n. +çı Le Coq.Huas., 324 tep- yanç-: ezmek, sıkmak t. –erler, y. –arlar Şin.Mayt., 82, 15, 16 tepre- ırgal-: titredi, silkindi t. –di, ı. –tı CEV.AY., 630, 16 tepre- kamşa-: deprenmek, sallanmak t. –di, k. –dı, Cev.Ay., 183, 18, t. –di, kabşadı 617, 2 Mül.Muk., 92, Bang.Gab.Ar.Seyük., 421, Sem.Ins., 548, Şin.MAyt., 16, 17 t. –medin, k. –madın Cev.Ay., 67, 12 t. –meki, k. –makı, Cev.Ay., 184, 9 t. –mez, k. –maz Cev.Ay., 48, 1, 55, 11, 56, 8, 287, 14, 15 t. –yür, k. –yur Şin.Mayt., 52, 7, 8 tepre- yorı-: kımıldamak, yürümek t. –yü, y. –yu Jam.K.P., XXXVII, 2 teprençsiz bek yarp: sarsılmaz, sağlam t., b., y. Cev.Ay., 660, 9 teprençsiz yayılmaksız: yayılmadan, sabit t., y. Cev.Ay., 616, 1 terin kuvrag: meclis, dernek, cemaat t. +ke, k. +ka Sem.H.T.B., 200, 201, 761 terk tavrak: hemen, derhal t. +in, t., Cev.Ay., 635, 4 t., t., Cev.Ay., 105, 3, 179, 14, 16, 248, 15, 253, 6, 10, 255, 7, 17, 269, 11, 223 507, 22, 23, 602, 12, Şin.Mayt., 4, 53 terk tavratı: çabuk, hemen t., t. Cev.Ay., 19, 1 t. +in, t. Cev.Ay., 233, 10, 392, 11, 12, 396, 21, 406, 10, 441, 20, 442, 10, 505, 8, 520, 16, 17, Sem.Ins., 246, 247 terkin terkin: çabuk, çabuk t., t. Sem.H.T.B., 139 ters tetrü yangluk: ters, aksi, yalan t., t., y. Bang.Gab.Ar.Seyük., 42 ters tetrü: ters, aksine t., t. Cev.Ay., 34s, 11, 14, 118, 136, 17, 256, 20, 295, 12, 300, 12, 12, 14, 311, 9, Bang-Gab.Tür.IV A, 74, Bang.Gab.Ar.Seyük., 56, 57, 58, 59, 130, 236, 331, 238, 264, 270, 275, 303, 315, 316, 441 ters yavlak ayıg: ters, kötü t., y., a. Cev.Ay., 411, 10 tev kür armak: hile, sahtelik t., k. a. +ın Cev.Ay., 554, 3, 4 tev kür yilvi arvış: hile, büyü, sihir y. < Moğ. cilbi / cilvi t., k., y., a. Le Coq.Manic.II., 5 tev kür yongag: hile, iftira t., k., y. Cev.Ay., 562, 14 tev kür: hile, dolan t., k. Cev.Ay., 102, 5, 552a, 2 t. +in, k. +in, Mül.Çaş., 173, Şin.Mayt., 110, 23 t. +lig, k. +lüg Bang.Gab.Ar.Seyük., 2, Şin.Mayt., 63, 25, 65, 17, 18, 71, 11, 12, 75, 38, 83, 60, 61 t. +lüg, k. +lüg Cev.Ay., 443, 11, 555, 22 t. +süz, k. +süz Cev.Ay., 443, 9, 10, Şin.Mayt., 63, 3, 70, 41, 71, 26 tevle- kürle-: aldatmak, hile yapmak t. –dimiz, k. –dimiz Le Coq.Huas., 111, 112 224 tevsüz kirsüz ezügsüz armaksız: hilesiz, dolansız t., k., e., a. Cev.Ay., 90, 5 tez- kaç: kaçmak, kurtulmak t. –diler, k. –dılar Cev.Ay., 5, 10, 11 t. –gülük, k. –guluk Mül.Dan., 72, 73 tıd- ötle-: engel olmak, tehdit etmek t. –tılar, ö. –diler Şin.Mayt., 67, 23, 24 tıd- sergür-: engellemek, mani olmak t. –galı, s. –geli Sem.Ins., 149 tıd- ürt-: engel olmak, örtmek t. –daçı, ü. –deçi Se.Öz., 102a, 6 tıdıg ada: engel, tehlike t., a. Cev.Ay., 319, 23 tıdıglıg tutuglug: engelli, tutulu t., t. Se.Öz., 103b, 2, 3 t., t. +ta Se.Öz., 102a, 10 tıdıgsız kadagsız: engelsiz, sorunsuz t., k. Bang.Gab.Ar.Seyük., 122 tıdıgsız tutugsuz: engelsiz, sınırsız t., t. Cev.Ay., 169, 22, 214, 16, 317, 23 tıdıl- bal-: yasaklamak, menetmek t. –mışka, b. –mışka Cev.Ay., 57, 3 tıdın- sön-: dinmek, sakinleşmek t. –galı, s. –geli Cev.Ay., 633, 11 tıdın- tutun-: engellenmek, tutulmak t. –tı, t. –tı Le Coq.Huas., 218 tılıg yarplıg ornaglıg: güçlü, sağlam t., y., o Cev.Ay., 56, 6, 7 tın tura: can, hayat t., t. Cev.Ay., 262, 15 225 tıngla- eşid-: dinlemek, işitmek t. –daçı, e. –deçi Cev.Ay., 341, 12, 13 t. –nglar, e. –ingler Cev.Ay., 570, 17 t. –sar, e. –serler Cev.Ay., 336, 19 tınlıg ölüg: canlı, ölü t., ö. Bang.Gab.Ar.Seyük., 289 tınlıg tınsız: canlı cansız t., t. Cev.Ay., 44, 15 t. +lı, t. +lı Bang.Gab.Ar.Seyük., 322 tınlıg turalıg: canlı, mahluk t. +ıg, t. +ıg Le Coq.Huas., 86, 110, 146 t. +ka, t. +ka le Coq.Huas., 91, 92, 237, 238 tınlıgsız yaşaglısız: cansız, yaşamayan t., y. Cev.Ay., 145, 16 tısız ornagsız: güçsüz, kuvvetsiz t., o. Cev.Ay., 300a, 23 tısız yarpsız ornagsız: güçsüz, dirençsiz t., y., o. Cev.Ay., 56, 5, 6 tıtsı bahşı: öğrenci, öğretmen b. < Çin. po shih, t. < Çin. ti tzŭ t. +ları, b. +ları Sem.H.T.B., 1057, 1058 tik- tarı-: ekmek, yetiştirmek t. –ser, t. –sar, Le Coq.Manic.III., 20 t. –ser, t. sarlar, Cev.Ay., 168, 3 tiki çogı: gürültü, patırtı t., ç., Cev.Ay., 166, 6, 7, Şin.Mayt., 50, 26, 105, 26 tikirtsiz tepirtsiz: sessiz sedasız t., t., Cev.Ay., 166, 5, 6 til agız: dil, ağız t. +i, a. +ı Cev.Ay., 595, 14 226 til tamgak: dil damak t. +i, t. +ı Cev.Ay., 624, 11 tile- iste-: dilemek, istemek t. –geli, i. –geli Cev.Ay., 622, 23 t. –p, i. –p Cev.Ay., 13, 14 tilet- istet-: aratmak, istetmek t. –geli, i. –geli Sem.Ins., 565 tingçi savçı: casus, haberci t., s. Bang-Gab.Tür.IV B, 21 tir- yıg-: biraraya getirmek, yığmak t. –e, y. –a Cev.Ay., 110, 19, 20, 472, 1, 490, 2, 3, Sem.Ins., 775 tirig esen: sağ salim t., e. Cev.Ay., 623, 14 tirig ölüg: diri, ölü t., ö. Şin.Mayt., 8, 52 tiril- yıgıl: toplanmak, yığılmak t. –miş, y. –mış Cev.Ay., 34a, 13 tirin kuvrag: meclis, dernek, cemaat t., k., Cev.Ay., 36, 11, 12, 94, 5, 188, 11, 17, 191, 16, 644, 7, 197, 8, 340, 24, 371, 1, 440, 22, 457, 15, 466, 1, 479, 20, 488, 21, 22, 534, 14, 538, 11, 568, 2, 661, 17, 662, 7, 663, 1, 6672, 18, 19, Gab.H.T.B., 2083, Şin.Mayt., 85, 21, 91, 16, 17 t., k. +ı, Cev.Ay., 23, 14, 15, 131, 8, 198, 23, 24, Bang.Gab.Ar.Seyük., 09 t., k. +ıg Cev.Ay., 407, 8, 412, 24, 422, 12, 423, 17, 432, 2 t., k. +ımnıng Cev.Ay., 530, 19, 20 t., k. +ımız Cev.Ay., 666, 9 t., k. +ka Cev.Ay., 25, 13, 34l, 11, 12, 363, 3, 488, 20, 570, 12, 683, 1 t., k. +lar Cev.Ay., 26, 6, t., k. +ları Cev.Ay., 96, 10, 11 t., k. +larıg Cev.Ay., 93, 3 t., k. +larnıng Cev.Ay., 1, 13, 14 227 t., k. +larıngıznı Cev.Ay., 334, 10 t., k. +ın Cev.Ay., 407, 19, 20, 418, 7 t., k. +nıng Cev.Ay., 405, 21, 438, 20, 472, 19, 20, 671, 2, Şin.Mayt. 91,23, 24 t., k. +ta Gab.H.T.B. 2080, 2081 t. +i, k. +ı Cev.Ay., 28, 12, 29, 23, 314, 23, Se.Öz., 124a, 7 t. +im, k. +ım Cev.Ay., 480, 2, 3 t. +imin, k. +ımın Cev.Ay., 421, 21 t. +imiz, k. +ımız Cev.Ay., 400, 5, 436, 1, 2 t. +in, k. +ın Cev.Ay., 437, 5, 508, 15 t. +ing, k. +ıng Cev.Ay., 566, 20 t. +ingizler, k. +ıngızlar Cev.Ay., 194, 17 t. +ning, k. +nıng Se.Öz., 124a, 5 t. +siz, k. +sız Cev.Ay., 299, 11 tişi irkek: dişi, erkek t., i. Cev.Ay., 425, 1 t. +li, i. +li Bang.Gab.Ar.Seyük., 321, 328 tit- adala-: atmak, vermek Cev. Ay. t. –gülük 323, 21, 22, a. –guluk 323, 21, 22 tit- ıdala-: çıkarmak, atmak t. –dim, ı. –dım Cev.Ay., 571, 4, 5 t. –er, ı. –yur Cev.Ay., 433, 21, 22 t. –erler, ı. –yurlar Cev.Ay., 206, 16, 215, 25, 217, 9, 23, 24, 219, 1 t. –er men, ı. –yur men Cev.Ay., 616, 3 t. –geli, ı. –galı Cev.Ay., 371, 12, 13 t. –gülük, ı. –guluk Bang.Gab.Ar.Gab.Tür.V B, 107, 108 t. –ip, ı. –p Cev.Ay., 251, 4, 322, 7, 323, 14, 395, 9, 433, 17, 18, 434, 4, 5, 611, 18, 19, 668, 1 t. –miş, ı. –mış Cev.Ay., 34a, 19, 323, 5, Gab.H.T.B., 2123, 2124 t. –ser, ı. –sar Bang-Gab.Tür.V B, 108, 109 228 titig kerpiç: balçık, kerpiç t. +in, k. +in Şin.Mayt., 101, 33 titik yaruk: zeki, parlak t., y. Cev.Ay., 506, 8 titre- bez-: titremek, ürpermek t. –yür, b. –er Mül.Muk., 90 titrü edgüti: dikkatlice, iyice t., e. Cev.Ay., 550, 3 tod- kan-: doymak, kanmak t. –maz, k. –maz Şin.Mayt., 8, 39 t. –mış, k. –mış Mül.Muk., 39 tod uçuz: aşağı, küçük t., u. Mül.Çaş., 31, Sem.Ins., 134, Şin.Mayt., 82, 9 t. +ın, u. +ın Cev.Ay., 227, 19, 228, 24, 25 toda- uçuzla-: aşağalamak, küçümsemek t. –p, u. –p Cev.Ay., 136, 10 todunçsuz kanınçsız: doymaz, kanmaz t., k. Mül.Çaş., 72 tog- öç- : doğmak ölmek t. –mak, ö. –mek Cev.Ay., 292, 6, 7, 333, 19, 339, 21 t. –makı, ö. –meki Cev.Ay., 145, 18, 19 t. –maksız, ö. –meksiz Cev.Ay., 280, 7, 8, 281, 3, 4, 8, 9, 18, 282, 6, 283, 24 t. –maksızıg, ö. –meksizig Cev.Ay., 339, 21, 22 tog- öl-: doğmak, ölmek t. –ar, ö. –ür Bang.Gab.Ar.Seyük, 220 t. –mak, ö. –mek Cev.Ay., 109, 21, 22, 304, 23, 628, 20, 629, 12, 660, 16, 17, Bang.Gab.Ar.Seyük., 226, Şin.Mayt., 43, 16, 17, 91, 6 t. –mak, ö. –mekdin Cev.Ay., 656, 21, 222 t. –mak, ö. –meklig Cev.Ay., 105, 13, 14, 123, 2, 368, 17, 18, 371, 11, 12, 419, 4, 430, 8 229 t. –maklıg, ö. –meklig Cev.Ay., 112, 20, 11, 367, 18 t. –mış, ö. –miş Bang.Gab.Ar.Seyük., 298 tog- bat-: doğmak, batmak tug -ar, b. –ar Le Coq.Huas., 24 t. –maz, b. –maz Bang.Gab.Ar.Seyük., 127 tog- belgür-: doğmak, belirmek t. –ar, b. –er Bang.Gab.Ar.Seyük., 322 t. –mazlar, b. –mezler Cev.Ay., 374, 15 t. –mış, b. –miş Cev.Ay., 375, 5 tog- tegzin-: dönmek, dolaşmak t. –a, t. –ü Cev.Ay., 133, 21 tog- türe-: doğmak, türemek t. –mış, t. –miş Cev.Ay., 682, 2 tokı- tongla-: vurmak, dövmek t. –dımız, t. –dımız Şin.Mayt., 62, 34 t. –guçı, t. –guçı Şin.Mayt., 82, 20, 21 tokı- tültür-: vurmak, çarpmak t. –yurlar, t. –ürler Şin.Mayt., 82, 24, 25 tol- büt-: dolmak, bitmek t. –makınga, b. –mekinge Cev.Ay., 39, 17 t. –mış, b. –miş Cev.Ay., 39, 18 tol- toş-: dolmak, tamamlanmak t. –sun, t. –sun Cev.Ay., 118, 16 tol- tüke-: dolmak, tükenmek t. –mış, t. –miş Bang-gab.Tür.V B, 79 t. –sar, t. –ser Cev.Ay., 6, 19 tolp kamag: bütün, tamamı t., k., Cev.Ay., 188, 11, 205, 6, 293, 12, 349, 14, 656, 8, 683, 1 tolu tükel: tamam, eksiksiz t., t. Cev.Ay., 111, 19, 113, 4, 117, 4, 124, 19 , 199, 20, 212, 20, 219, 16, 224, 2, 4, 23, 225, 1, 245, 20, 295, 16, 307, 23, 308, 2, 309, 11, 324, 20, 230 328, 21, 22, 336, 6, 352, 11, 14, 413, 14, 566, 9, 10, 650, 7, 661, 9, 10, 672, 15, 682, 15, Şin.Mayt., 20, 11 ton aş: giyecek, yiyecek t. +ı, a. +ı Cev.Ay., 516, 23 ton etük: elbise, çizme t., e. Şin.Mayt., 9, 13, 12, 6, 50, 7 ton karaza: elbise, giyim k. < Skr. kaśāya, kāśāya t. +ların, k. +ların Sem.H.T.B., 616 ton kedim: don, giyecek t., k., Cev.Ay., 80, 19, 102, 18, 119, 14, 323, 3, 525, 23, 543, 21, 22 t. +ın, k. +in Cev.Ay., 156, 1, 464, 18 t. +lug, k. +lig Cev.Ay., 360, 22 ton tonangu: giyim, kuşam t. +ın, t. +sın Şin.Kip., 86 toru- küçsire- alangur-: zayıflamak, zayıflatmak t. –mıi, k. –miş, a. –mış Cev.Ay., 610, 22 toruk küçsüz: zayıf, güçsüz t., k. Cev.Ay., 619, 2 t. +ı, k. +i Cev.Ay., 616, 17 toşgur- tüket-: doldurmak, tüketmek t. –galı, t. –geli Cev.Ay., 234, 8, 9, 269, 7, 11 t. –magınça, t. –meginçe Cev.Ay., 234, 4 t. –mak, t. –meklig Cev.Ay., 268, 22, 23, 269, 1, 3, 4, 17, 18 t. –mak, t. –mek Cev.Ay., 309, 21 t. –ur, t. –ür Cev.Ay., 334, 11, 12 totunçsuz ovutsuz: doymaz, utanmaz t., o. Le Coq.Huas., XI, 252, 302, 310 toyın dıntar: rahip, dindar t. < Çin. tao jên t., d. Şin.Mayt., 7, 61 231 t. +lar, d. +lar Cev.Ay., 90, 9 t. +larka, d. +larka Cev.Ay., 196, 1, 2 toz toprak: toz, toprak t., t, Cev.Ay., 632, 4, Sem.Ins., 135, Le Coq.Manic.III., 47 t., t. +ıg Cev.Ay., 574, 19 toz tuman: toz, duman t., t. Cev.Ay., 75, 9 t., t. +lıg Cev.Ay., 74, 18 tök- saç-: dökmek, saçmak t. –tümüz, s. –tımız Le Coq.Huas., 239 tölet töşek: yatak, yastık t., t. Cev.Ay., 80, 19, 20 t., t. +ler Cev.Ay., 119, 14, 15 t. +in, t. +in Cev.Ay., 156, 3, 513, 13 törü boşgut: nizam, ders t. +de, b. +ta Bang.Gab.Ar.Seyük., 271 törü toku: tören, merasim t., t. Bang.Gab.Ar.Seyük., 231, Şin.Mayt., 18, 1 t. +n, t. +n Cev.Ay., 627, 18 tötüşlüg kerişlig: kavgalı olma, kırgın olma t., k., Cev.Ay., 169, 1 töz oguş: soy, köken t. +imin, o. +umın Jam.K.P., LXVII, 1 töz tüp yıltız: kök, temel t. +i, t. +i, y. +ı Cev.Ay., 246, 24, 25 töz tüp: kök, temel t., t. Cev.Ay., 58, 9, 17, 59, 2, 60, 17, 18, 62, 3, 9, 10, 243, 20 t. +i, t. +i Cev.Ay., 48, 16, 239, 11, 12, 24, 240, 1, 246, 23, 24, 286, 2, 3, 524, 7, 8, Sem.Ins., 639 t. +in, t. +in Cev.Ay., 42, 19, 20, 89, 10, 384, 23, 385, 12, 540, 6, 596, 18, 19 t. +ke, t. +ke Cev.Ay., 58, 8, 14, 15, 22 232 t. +süz, t. +süz Se.Öz., 106b, 11, 12 t. +süzin, t. +süzin Cev.Ay., 386, 7 töz yıltız: kök, temel t., y., Cev.Ay., 168, 3, Bang.Gab.Ar.Seyük., 148, 379, Şin.Mayt., 4, 13, 18 t., y. +larıg 166, 3 t., y. +ların Cev.Ay., 165, 22, 185, 1, 191, 10 t., y. +larıngaCev.Ay., 53, 2, 3, 154, 12 t., y. +larınıng Cev.Ay., 34s, 24 t. +i, y. +ı Cev.Ay., 242, 19, 20, 247, 8, 9, 11, 159, Bang.Gab.Ar.Seyük.,152 217, 402, Le Coq.Huas., XXV, 5, 47, 48 t. +in, y. +ın Cev.Ay., 239, 3, 246, 10, 13, 16, 247, 20, Bang-Gab.Tür.IV B,5 t. +leringe, y. +larınga Cev.Ay., 45, 19, 20, 98, 3, 4 tözker- tüpker-: araştırmak, soruşturmak t. –ü, t. –ü Cev.Ay., 34m, 13 34n, 17, 18 tözkerinçsiz yeg üsdünki : aşılmaz, en üstün t., y., ü. Sem.Ins., 92 tözün kutlug: soylu, asil t. +ler, k. +lar Cev.Ay., 193, 11, 195, 6, 7, 205, 3, 339, 4, 6, 7 tsang agılık: hazine, servet t. < Çin. ts‘ang t. +ları, a. +ları Cev.Ay., 607, 11, 12 tsun tsun: parça, parça t., t. Şin.Kip., 28 tsuy agır ayıg: fena, kötü t. < Çin. tsui t., a., a. Cev.Ay., 140, 16, 17 tsuy ayıg: kötü, fena t. < Çin. tsui t., a. Cev. Ay., 104, 16, 134, 17, 147, 5, Bang-Gab.Tür.IV B, 62, 67,Şin.Mayt., 74, 11, t., ayag Bang-Gab.Tür.IV A, 54, 233 tsuy irinç agır ayıg: felaket, suç, kötü t. < Çin. tsui t., i., a., a. Sem.Ins., 849, 850 tsuy irinç: felaket, suç t. < Çin. tsui t. +larıg, i. +lerig Cev.Ay., 102, 7, 8 tsuy irinçü agır ayıg: günah, suç, kötü t. < Çin. tsui t., i., a., a. Cev.Ay. 137, 5, 6 tsuy irinçü: günah, suç t. < Çin. tsui t., i. Cev. Ay., 118, 132a, 9, 137, 5, 138, 19, 20, 23, 139, 9, 12, 22, 126, 7, 140, 4, 13, 141, 10, 13, 146, 16, 17, 175, 4, 5 (A.A.G.Đ), 191, 12 ,337, 21, 353, 15, Bang-Gab.Tür. IV A, 12, 22, 24, 43, Şin.Mayt., 79, 4, 5, 25, 32, 33 t., i. +ke Şin.Mayt., 111, 27 t., i. +lerimin Cev.Ay., 100, 20, Bang-Gab.Tür.IV B, 50 t., i. +lerimiz Bang-Gab.Tür.IV B, 44 t. +da, i. +de Bang-Gab.Tür.IV A, 41, Ban-gab.Tür.IV B, 64 t. +ların, i. +lerin Şin.Mayt., 74, 24, 25 t. +lug, i. +lüg Bang.Gab.Ar.Seyük., 332, Şin.Mayt., 83, 62, 84, 1 t. +umuznı, i. +ümüzni Şin.Mayt., 71, 43, 44, 74, 38 tsuy yazuk: suç, günah t., y. Le Coq.Huas., 334, Şin.Mayt., 71, 12, 13 t. +da, y. +da Le Coq.Huas., 336, Şim.Mayt., 73, 19 t. +lug, y. +lug Şin.Mayt., 81, 32, 33, 82, 54, 55, 83, 21, 22 t. +umta, y. +umta Şin.Kip., 200 t. +umuznı, y. +umuznı Le Coq.Huas., 263, 264, Şin.Mayt., 70, 48, 49, 78, 44, 45 tu- ört-: kapamak, örtmek t. –yu, ö. –e Cev.Ay., 500, 10, 11 234 tug taoçang: tuğ, sungu t. < Çin. tao-ch‘ang t. +lar, t. +lar Sem.H.TB., 285, 286 tur- ornan-: durmak, yerleşmek t. –guluk, o. –guluk Cev.Ay., 659, 8 t. –maz, o. –mazlar Cev.Ay., 55, 12, 13 t. –mazlar, o. –mazlar Cev.Ay., 56, 11, 19 t. –up, o. –ıp Cev.Ay., 253, 17 turgur- ornat-: durdurmak, yerleştimek t. –mak, o. –mak Cev.Ay., 281, 11, 282, 4, 13, 14, 285, 1, 2, 286, 22, 23, 287, 17, 18, 288, 15, 289, 5, 6 t. –mak, o. –makka Cev.Ay., 281, 5, 6, 284, 2, 7, 8, 286, 11, 12, 286, 17, 288, 5, 6, 10, 11, 289, 17, 18 t. –mak, o. –makları Cev.Ay., 287, 23 turkaru uzatı: sürekli, daimi t., u. Cev.Ay., 85, 21, 22 turug süzük: duru, temiz t., s. Bang.Gab.Ar.Seyük., 361 turul- amrıl-: durulmak, sakinleşmek t. –mış, a. –mış Cev.Ay., 48, 2 turultur- yavaltur-: durultmak, sakinleştirmek t. –taçı, y. –taçı Cev.Ay., 392, 4, 5 tusul- kutad-: faydalı olmak, mutluluk vermek t. –galı, k. –galı Bang.Gab.Ar.Seyük., 286 tuş- sokuş-: rastlaşmak, karşılaşmak t. –alım, s. –alım Şin.Mayt., 100, 16, 17 tuş teng: denk arkadaş t., t. Bang.Gab.Ar.Seyük., 308 tut- atkan-: tutmak, yapışmak t. –mayın, a. –mayın Cev.Ay., 386, 2, 3 235 tut- kap-: yakalamak, tutmak t. –ar, k. –ar Cev.Ay., 4, 19 tut- kizle-: saklamak, gizlemek t. –maz, k. –mez Le Coq.Manic.III., 21 tut- küzet-: tutmak, muhafaza etmek t. –arlar, k. –ürler Cev.Ay., 221, 3, 222, 12, 224, 24, 25 tut- okı- sözle-: öğrenmek, okumak, söylemek t. – sar, o. –sar, s. –ser Bang.Gab.Ar.Seyük., 120 tuturkan tarıg: pirinç, ekin t. +nıng, t. +nıng Cev.Ay., 558, 5 tuu törlüg: türlü, çeşitli t., t. Sem.H.T.B., 205 tuy- bil-: anlamak, bilmek t. –guluk, b. -ülük Cev.Ay., 172, 20 t. –makım, b. –mekim Sem.H.T.B., 249 t. –mış, b. –miş Sem.H.T.B., 252 tuy- ongar-: duymak, kavramak t. –sar, o. –sar Cev.Ay., 615, 10 tuyun- bilin-: anlamak, anlaşılmak t. –dı, b. –di Cev.Ay., 331 t. –u, b. –ü Cev.Ay., 218, 18 tuzlug yaraglıg: yararlı, faydalı t., y. Cev.Ay., 124, 20, 21 tük tümen: sayısız, binlerce t. +lüg, t. +lig Şin.Mayt., 68, 3 tükel bütün: tamamıyla, bütün t., t. Cev. Ay., 11, 6 tükel yumgı: büsbütün t., y. Sem.H.T.B., 293 236 tül yilvi: sihir, hayal y. < Moğ. cilbi / cilvi t. +ke, y. +ke Cev.Ay., 71, 1, 2 tült orun eşük töşek: yastık, sedir, örtü, döşek t., o., e., t. Şin.Mayt., 12, 5, 6 tült orun töşek: yastık, sedir, döşek t., o., t. Şin.Mayt., 58, 19 tült töşek: yastık, döşek t., t. +leri Şin.Mayt., 76, 1 t. +in, t. +in Şin.Mayt., 65, 7 tümen tümen: onbinlerce t., t Bang-Gab.Tür.V A, 30, 33, 101, Le Coq.Manic.I., 20, Le Coq.Manic.III., 41 tün kün: gece, gündüz t. +i, k. +i Şin.Mayt., 10, 33 t. +in, k. +in Şin.Mayt., 11, 6, 7, 103, 28 tüngür böşük ka kadaş: hısım, akraba t., b., k., k. Bang.Gab.Ar.Seyük., 333 tüngür böşük: dünür, akraba t., b. Bang.Gab.Ar.Seyük., 308, 309, 341 tünle kice: gece ile gündüz t., k. +de Gab.H.T.B., 1964, 1965 tünle küntüz: gece ile gündüz t., k., Cev.Ay., 158, 23, 168, 15, 193, 15, 211, 5, 243, 7, 346, 4, 444, 22, 488, 4, 5, Gab.H.T.B., 1939, Şin.Kip, 15, 73, Mül.Dan., 81 tüp tüz: temel, kök t., t. Cev.Ay., 51, 9, 52, 11, 62, 19, 244, 19, 617, 19, 20, 264, 10, 267, 4, 303, 19, 564,9, 576, 18, Mül.May., 48 tüp üzlençü: kök, dip t. +inge, ü. +singe Cev.Ay., 49, 9, 10 tüplüg tüpsüz: köklü, köksüz t. +üg, t. +üg Cev.Ay., 291, 21 237 tüpsiz tering: dipsiz, derin t., t. Cev.Ay., 639, 7 tüpsüz kıdıgsız: dipsiz, sınırsız t., k. Cev.Ay., 582, 15 tüpük- alkın-: sona ermek, bitmek t. –mez, a. –maz Se.Öz., 121b, 1 türk yigit: güç, kuvvet t., y. Şin.Mayt., 16 tüş- kamıl-: düşmek, devrilmek t. –diler, k. –tılar Cev.Ay., 625, 15 t. –üp, k. –ıp Cev.Ay., 634, 19 tüş- yag-: yağmak, düşmek t. –ti, y. –dı Cev.Ay., 617, 11 tüş- tay-: düşmek, sapmak t. –mek, t. –mak Şin.Mayt., 91, 6, 7 tüş utlı: mükafat, karşılık t., u. Cev.Ay., 230, 10 t., u. +g Cev.Ay., 552, 6, 13, 562, 4, 668, 2 t., u. +lar Cev.Ay., 50, 5, 6 t., u. +larıg Cev.Ay., 108, 4 t. +i, u. +sı Cev.Ay., 23, 17, 45, 11 t. +in, u. +sın Cev.Ay., 8, 23, 67, 20, 21, 411, 5, 517, 21, 22, 537, 23 t. +inge, u. +sınga Cev.Ay., 23, 22, 217, 4, 267, 15, 16 t. +ke, u. +ka Cev.Ay., 132b, 17, 394, 9, 10, 404, 20, 438, 17, 18, 473, 8, 512, 14,15, 514, 17, 526, 3, 660, 18 tüş yimiş: meyve, yemiş t., y. Cev.Ay., 435, 2, 517, 8, 529, 14, 15, 543, 22, 552b, 18, 566, 5, 608, 1011, Mül.Muk., 25 t., y. +ler Cev.Ay., 517, 10, 557, 16, 20, Sem.H.T.B., 206 t., y. +lerning Cev.Ay., 529, 7 238 t., y. +ning Cev.Ay., 558, 5, 6 t. +ler, y. +ler Sem.H.T.B., 538 tüşlüg tamlıg: verimli, bereketli t., t. Şin.Mayt., 109, 7, 8 tütrüm tering: derin, ince t., t. Cev.Ay., 87, 20, 88, 16, 89, 4, 6, 197, 11, 12, 17, 18, 198, 11, 231, 20, 252, 22, 255, 13, 297, 4, 5, 306, 24, 332, 15, 363, 13, 371, 3, 379, 17, 18, 381, 16, 389, 10, 390, 9, 17, 391, 15, 456, 1, 662, 13, 663, 13, Sem.H.T.B., 248, Gab.H.T.B., 1958, 2138, Bang-Gab.Tür.V B, 18, Şin.Mayt., 23, 24, 25, 38, 5, 39, 5, 15, 96, 4 tütsüg yıd: tütsü, koku t., y. +ın Cev.Ay., 425, 17 tüü törlüg: türlü, çeşitli t., t. Cev.Ay., 120, 16, 201, 19, 205, 19, 210, 12, 13, 211, 10, 236, 9, 10, 264, 7, 8, 312, 11, 12, 313, 5, 380, 7, 416, 2, 3, 424, 1, 2, 427, 5, 444, 23, 574, 21 Sem.H.T.B., 1076, Sem.Ins., 343, Şin.Mayt., 55, 24, 104, 21 tüz baz: barış, huzur t., b., Cev.Ay., 32, 3, 4, 90, 6, 169, 2, 411, 15 tüz kerinçsiz: kusursuz, eşsiz t., k. Bang.Gab.Ar.Seyük., 137, 305 tüzü tükel: tamamıyla, bütün t., t. Cev.Ay., 14, 18, 38, 19, 105, 18, 19, 110, 16, 17, 115, 15, 429, 5, 6 tüzü tüketi barça: tamamı, bütün t., t., b. +nı Cev.Ay., 500, 9, 10 tüzü tüketi: tamamiyle, bütünü t., t. Cev., Ay., 34ı, 11, 95, 6, 624, 23, 155, 12, 214, 24, 296, 9, 407, 23, 505, 8, 9, 547, 41, 605, 11, Jam.K.P., XXXV, 3, 4, tözü, t. Bang.Gab.Ar.Seyük., 88, Şin.Mayt., 9, 21, 22, Le Coq.Manic.III., 49 239 U uç tüp: uç, dip u. +ınga, t. +inge Cev.Ay., 34ş, 10 uç kıdıg: sınır, kıyı u. +ın, k. +ın Cev.Ay., 113, 20 uçsuz kıdıgsız ülgülençsiz tenglençsiz: sınırsız, ölçüsüz, hesapsız u., k., ü., t. Cev.Ay., 672, 4, 5 uçsuz kıdıgsız ülgüsüz: sınırsız, sayısız u., k., ü. Cev.Ay., 584, 12, 654, 2, 3 uçsuz kıdıgsız: sınırsız, uçsuz u. , k. Cev.Ay., 44, 3, 4, 113, 12, 124, 7, 312, 11, 334, 7, 338, 22, 354, 13,14, 430, 6, Se.Öz., 102a, 16, 17, 18, 120b, 13 uçuz yinik: kolay, değersiz u., y. Cev.Ay., 445, 3, Bang-Gab.Tür. II TM., 44, Bang-Gab.Tür.IV, 16 uçuzla- askançula-: küçümsemek, alay etmek u. –dım, a. –dım Cev.Ay., 136, 14 ud eşgek kaltır tonguz: inek, eşek, katır, domuz u., e., k., t. Cev.Ay., 299, 23, 300, 1 ud ingek boga: sığır, inek, boğa u., i., b. Şin.Mayt., 12, 2, 3 udun- tapın-: uymak, tapınmak u. –tumuz, t. –tımız Le Coq.Huas., 14 ugur yık kezig: zaman, uygun zaman, sıra u. +ın, y. +ın, k. +in Sem.H.T.B., 476 ugur yık: fırsat, vesile u., y., Cev.Ay., 59, 6, 414, 7, 540, 23 u. +ı, y. +ı Cev.Ay., 34f, 8, 60, 22, 23, 61, 1, 62, 14, 16, 447, 7, 8, 562, 17, Se.Öz., 119b, 13 u. +ın, y. +ın Sem.Ins., 142, 143 u. +sız, y. +sız Cev.Ay., 552b, 11 240 uguş orun: bölge, yer u. +larıg, o. +larıg Cev.Ay., 274, 22 uguş töz: kök, soy u., t. Cev.Ay., 142, 4, 5 u. +ları, t. +leri Cev.Ay., 300a, 2, 3 u. +ların, t. +lerin Cev.Ay., 40, 1, 2, 3, 294, 20, 300a, 1 u. +tın, t. +din Şin.Mayt., 56, 4, 5 uguş yirtünçü: bölge, yer u., y. +din Cev.Ay., 162, 19, 21 uk- bil-: kavramak, bilmak u. –ar, b. –ir Bang.Gab.Ar.Seyük., 395 u. –ayın, b. –eyin Cev.Ay., 505, 13 u. –galı, b. –geli Cev.Ay., 277, 2, 389, 15 u. –sarlar, b. –serler Cev.Ay., 38, 22 u. –sunlar, b. –sünler Cev.Ay., 34l, 6, 7 u. –tı, b. –ti Şin.Mayt., 13, 17 u. –zun, b. –zünler Bang.Gab.Ar.Seyük., 21 uk- ötgür-: bilmek, anlamak u. –arlar, ö. –ürler Cev.Ay., 293, 3 u. –tursar, ö. – ser Bang.Gab.Ar.Seyük., 148 ulag sapıg: sıra, dizi u., sapag Şin.Mayt., 19, Şin.Mayt., 43, 5, 46, 3 u. +ı, s. +ı Cev.Ay., 61, 9, 17, Bang.Gab.Ar.Gab.Ar.Seyük., 15, 312, 345, 388, 389 ulgad- bedü-: büyümek, yetişmek u. –ıp, b. –p Şin.Mayt., 69, 35 ulı- sıgta-: ağlamak, hıçkırmak u. –dılar, s. –dılar Cev.Ay., 619, 20, 21 u. –yu, s. –yu Cev.Ay., 619, 21, 620, 10, 626, 1, 2, Şin.Mayt., 68, 6 ulı- möngre- yıgla- sıgta-: inlemek, böğürmek, ağlamak, sızlamak u. –yu, m. –yü, y. –yu, s. –yu Şin.MAyt., 70, 13, 14 241 ulı- möngre-: bağırmak, böğürmek u. –mak, m. –mek Şin.Mayt., 68, 17, 82, 2, 3 ulı- sıkta-: ağlamak, sızlamak u. –dı, s. –dı Jam.K.P., LXI, 4 u. –dılar, s. –dılar Jam.K.P., LXXVII, 3, 4 u. –yu, s. –yu Sem.H.T.B., 1166, Şin.Mayt., 75, 30, 31,76, 9 ulı- sıkta-: ağlamak, sızlamak u. –dı, s. –dı Jam.K.P., LXI, 4 u. –dılar, s. –dılar Jam.K.P., LXXVII, 3, 4 u. –yu, s. –yu Sem.H.T.B., 1166 ulış- sıgtaş-: ağlaşmak, sızlaşmak u. –dılar, s. –dılar Cev.Ay., 625, 3 u. –u, s. –u Cev.Ay., 627, 14 ulsuz tüpsüz: dipsiz, temelsiz u., t. Cev.Ay., 136, 21, 351, 15, 16, 430, 7, 8, 438, 17, 450, 11, 646, 11, 12, 651, 8, 684, 9 ulug agır : ulu, ağır u., a. Şin.Mayt., 90, 22 ulug bahşı: ulu, üstad b. < Çin. po shih u., b. Cev.Ay., 416, 19 ulug bedük idiz: büyük, yüksek u., b., i. Cev.Ay., 428, 10, Mül.Dan., 164, 165, 167 ulug bedük: ulu, büyük u., b. Cev.Ay., 34h, 6, 93, 12, 95, 2, 21, 22, 293, 7, 309, 20, 315, 22, 345, 19, Mül.Çaş., 10, 65, Sem.Ins., 660, Şin.Mayt., 12, 2, 20, 8, 70, 7, 74, 1,75, 32, 78, 18, 38, 82, 46, 48, 85, 10, 11, 98, 4 ulug buyan: büyük, iyi b.< Skr. punya u., b. Cev.Ay., 518, 3 242 ulug edgü: büyük, iyi u., e. Cev.Ay., 512, 10, 11 ulug kiçig: büyük küçük u., k. Cev.Ay., 366, 15, Gab.H.T.B., 1772, 1773, 1992, Bang-Gab. Tür. II TM.,65, Bang.Gab.Ar.Seyük., 86, 346, Şin.Mayt., 35, 33 u., k. +ke Jam.K.P., LXVII, 7, 8 u. +ı, k. +i Cev.Ay., 17, 11, 12, 46, 13, 487, 8, Bang-Gab.Tür.V A, 19 u. +ka, k. +ke Le Coq.Huas., 86, 87 u. +ug, k. +ig Cev.Ay., 593, 19 ulug kutlug: büyük, kutlu u., k. Cev.Ay., 350, 1 ulug küçlüg kutlug: büyük, kutsal u., k., k. Jam.K.P., XLV, 3, 4 ulug küçlüg: büyük, güçlü u., k. Cev.Ay., 504, 7, Bang.Gab.Ar.Seyük., 431, Sem.Ins., 330, Şin.Mayt., 11, 34, 35, Şin.Mayt., 16, 17, 18, Le Coq.Manic.III., 8, 49 ulug ulug: büyük, büyük u., u. Cev.Ay., 384, 20, 439, 4, Sem.Ins., 726, 727, Şin.Mayt., 59, 16, 73, 45, 46 uluş balık: memleket, şehir u., b. Şin.Mayt., 38, 47, Le Coq.Manic.III., 37 u., b. +larıg Şin.Mayt., 47, 4 u., b. +larka Şin.Mayt., 16, 16 u. +ı, b. +ı Bang.Gab.Ar.Seyük., 427 u. +ın, b. +ın Bang.Gab.Ar.Seyük., 254, 255 u. +um, b. +ım Cev.Ay., 354, 11, 12 uluş bodun: halk, millet u., b. Jam.K.P., XXX, 8, LXXI, 2 u., b. +ı Jam.K.P., LXII, 3 umug ınag: ümit, güven u., ı., Cev.Ay., 24, 14, 29, 12, 13, 100, 18, 104, 23, 105, 21, 110, 13, 322, 8, 137, 20, 178, 14, 15, 184, 21, 11, 2, 334, 17, 18, 353, 5, 492, 13, 496, 19, 243 587,3,617, 18, 628, 9,681, 20, 21, Şin.Kip., 10a, Mül.Çaş., 60, Mül.Dan.87,88,Bang.Gab.Ar.Seyük., 37, 38, Sem.Ins., 563, Şin.Mayt., 73, 15, 85, 42, Le Coq.Manic.III., 47 u. +ı, ı. +ı Cev.Ay., 34ı, 8, 117, 11, 12, 392, 8, 438, 15, Gab.H.T.B., 1934, Şin., Kip., 208, Şin..Mayt., 3, 11, 12, 8, 3, 54, 31, 32 u. +lug, i. +lıg Mül.Muk., 18 u. +sızın, ı. +sızın Cev.Ay., 19, 17, 99, 17 u. +suz, ı. +sız, Cev.Ay., 116, 22, 23, 180, 7, 8, 11, 12, 368, 22, 587, 3, Şin.Kip, 185 Şin.Mayt., 85, 26 u. +umuz, ı. +ımız Cev.Ay., 681, 23, Bang-Gab.Tür.IV B, 46 umugsuz ınagsız arıçısız: dayanayaksız, tutanaksız, yardımcısız u., ı., a. Şin.Mayt., 85, 6 ur- tar-: vurmak, parçalamak u. –ayın, t. –ayın Le Coq.Manic.III., 13 ur- yün-: vurmak, dövmek u. –tumuz, y. –tümüz Le Coq.Huas., 88, 89 urug tarıg: ekin, tohum u., t. Cev.Ay., 337, 10, Şin.Mayt., 4, 16 u. +ı, t. +ı Bang.Gab.Ar.Seyük., 105 ut- yiged-: yenmek, alt etmek u. –ar, y. –ür Cev.Ay., 82, 3, 4, 162, 8, 9396, 11, 464, 23, 24, 465, 3, Mül.Çaş., 284 u. –ayın, y. –eyin Cev.Ay., 115, 6 u. –daçı, y. –deçi Cev.Ay., 405, 12, 13 u. –galı, y. –geli Mül.Çaş., 76, 112, 113, 13 u. –gay, y. –gey Cev.Ay., 423, 7 u. –mak, y. –mek Cev.Ay., 312, 12 u. –mak, y. –meklig Gab.H.T.B., 2062, 2063 u. –mış, y. –miş Cev.Ay., 31, 18, 45, 2, 438, 21, Sem.Ins., 82, 414, 415, Le Coq.Manic.I., 27 244 u. –up, y. –ip Cev.Ay., 115, 29, 178, 19, 20, Mül.Çaş., 267, Bang Gab.Tür.IV B, 55 utlı sevinç: sevinç, mutluluk u., s. Cev.Ay., 336, 9, 531, 11, 667, 2, Mül.Muk., 52, 78 u. +sın, s. +ın Mül.Muk., 56, 57 u. +sız, s. +siz Mül.Dan., 184 utlı tüş: karşılık, mükafat u. +sın, t. +in Şin.Mayt., 25, 4, 71, 41, 42, 74, 36 utrın- turuş-: savaşmak u. –guluk, t. –guluk Cev.Ay.,7, 10 uvşak tavşak: ufak tefek u., t. Cev.Ay., 636, 13 uvut uyat: haya, edep u., u. Cev.Ay., 489, 12 u. +lug, u. +lıg Şin.mayt., 59, 8 uyad- ayman-: utanmak, çekinmek u. –sar, a. –sar Cev.Ay., 141, 5 uyal- sıkıl-: utanmak, sıkılmak u. –ıp, s. –ıp Cev.Ay., 117, 19 uyırkan- yogurkan-: zayıflamak, güçsüz olmak u. –dı, y. –dı Cev.Ay., 621, 16, 17 uzatı üzüksüz: daima, kesintisiz u., ü. Cev.Ay., 99, 2 uzun turkaru: daima, hep u., t. Mül.Muk., 31 Ü üçer üçer: üçer üçer ü., ü. Cev.Ay., 589, 14, 15 üd kez: zaman, an ü. +te, k. +te Se.Öz., 111b, 10, 11 245 üd kolu: zaman, dönem ü., k. Cev.Ay., 6, 18, 19, 590, 14, Sem.H.T.B., A, 18 ü. +i, k. +sı Sem.Ins., 151, 152 ü. +in, k. +sın Şin.Mayt., 5, 15 ü. +ke, k. +ka Cev.Ay., 40, 7, Le Coq.Manic.I., 26 ü. +ler, k. +lar Cev.Ay., 181, 18, Bang.Gab.Ar.Seyük., 283 ü. +lerte, k. +larta Cev.Ay., 628, 3 ü. +süz, k. +suz Cev.Ay., 412, 7, 552b, 12, 13 ,(ödsüz)Bang.Gab.Ar.Seyük., 49, 50, 280, 314, 348, 349, Şin.Mayt., 32, 1, 59, 13, 14, 82, 5, 6 ü. +te, k. +da Cev.Ay., 628, 12, 176, 3, 430, 16, 17, 674, 3 ü. +üg, k. +g Cev.Ay., 40, 5, 6 üd kün: zaman, süre ü. +ümüz, k. +ümüz Cev.Ay., 6, 23 üdrül- seçil-: ayrılmak, seçilmek ü. –miş, s. –miş Cev.Ay., 457, 4, 5 ükli- asıl-: arttmak, çoğalmak ü. –gey, a. –gay Cev.Ay., 90, 2 ü. –gülüki, a. –gulukı Se.Öz., 109b, 12 ü. –mek, a. –mak Se., Öz., 106b, 7 ü. –miş, a. –mış Se.Öz., 106b, 2 ü. –ser, a. –sar Se.Öz., 106b, 4, 6, 9 ü. –yü, a. –u Cev.Ay., 530, 22, Gab.H.T.B., 2075 ü. –yür, a. –ur Se.Öz., 109b, 15, 110a, 1 üklit- as-: arttırmak, çoğaltmak ü. –deçi, a. –daçı, Cev.Ay., 191, 10, 11 ü. –dürüp, a. –turup Cev.Ay., 88, 6 ü. –geli, a. –galı Cev.Ay., 233, 14, 234, 14 ü. –mek, , a. –maklıg , Cev.Ay., 185, 1, 2 üklit- kingürt-: arttırmak, genişletmek ü. –ü, k. –ü Cev.Ay., 528, 21, 22 246 üküş telim ülgüsüz sansız: çok, sayısız ü., t., ü, s. Cev.Ay., 80, 10 üküş telim: çok, sayısız ü., t. Cev.Ay., 4, 13, 79, 7, 9, 17, 82, 2, 125, 6, 7, 140, 22, 215, 25, 216, 1, 279, 13, 334, 20, 21, 389, 18, 412, 1, 452, 6, 533, 600, 7, 8, 602, 6, 604, 6, 661, 2, 3, 4, 670, 13, 672, 20, 683, 1, Sem.Ins., 88, Le Coq.Manic.III., 47, Se.Öz., 113a, 7 ülgü teng: ölçü, hesap ü., t. Cev.Ay., 375, 1, 394, 21 ü. +din, t. +din Cev.Ay., 285, 16 ü. +lüg, t. +lig Se.Öz., 117b, 13 ülgüle- sana-: hesaplamak, saymak ü. –geli, s. –galı Cev.Ay., 167, 14, 15 ülgüle- tengle-: ölçmek, hesaplamak ü. – geli, t. –geli Cev.Ay., 167, 8, 375, 2 ülgülençsiz tenglençsiz: ölçüsüz, hesapsız ü., t. Cev.Ay., 43, 3, 4, 45, 3, 68, 13, 70, 4, 10, 151, 5, 6 , 163, 13, 164, 21, 169, 21, 175, 20, 21, 309, 19, 20, 360, 11, 12, 398, 9, 415, 9, 10, 428, 9, 649, 1, 2, 670, 13, Sem.Ins., 726 ülgülençsiz üküş: sayısız, çok ü., ü. Gab.H.T.B., 2041 ülgüsüz kıdıgsız: sayısız, çok ü., k. Cev.Ay., 110, 11, 12 ülgüsüz koltı erüş üküş: sayısız, çok k. < Skr koti ü., k., e., ü. Cev.Ay., 201, 13 ülgüsüz koltı: sayısız, çok ü., k. Cev.Ay., 314, 22, 23 ülgüsüz kolusuz: sayısız, hesapsız ü., k. Cev.Ay., 21, 16, 17, 117, 16, 17, 292, 20, 21 247 ülgüsüz sansız koltı: sayısız, çok ü., s., k. Cev.Ay., 499, 4, 5 ülgüsüz sansız: sayısız, çok ü., s., Cev.Ay., 17, 2, 34c, 21, 49, 19, 22, 122, 9, 323, 2, 172, 18, 174, 15, 16, 258, 7, 8, 262, 6, 7, 10, 12, 263, 5, 13, 14, 267, 12, 13, 1415,340, 6,7, 371, 5, 421, 15, 16, 427, 12, 13, 430, 3, 457, 14, 15, 489, 24,490, 1, 514, 4, 542, 2, 645, 18, 19, 654, 8, 662, 3, 8, 663, 8, Sem.H.T.B., 289, 290, 302,Gab., 1821, Mül.Çaş., 190, Mül.Dan., 56 ülgüsüz üküş kolt: sayısız, çok k. < Skr koti ü., ü., k. Cev.Ay., 315, 7 ülgüsüz üküş: sayısız, çok ü. , ü. Cev. Ay., 31, 2, 3, 34k, 19, 20 , 93, 2, 96, 10, 119, 53, 9, 10, 335, 360, 17, 431, 4, 432, 3, 537, 22, 645, 3, 651, 6, ü., öküş Mül.Dan., 15,Bang-Gab.Tür. IV A., 4, 5 ülüglüg kutlug: talihli, bahtlı ü., k. Le Coq.Manic.III., 29 ülüş bölük: bölüm, kısım ü. b. Cev.Ay., 199, 12 ün- oz-: çıkmak, uzaklaşmak ü., o. Cev.Ay., 629, 13 ün sav: ses, söz ü. +üg, s. +ıg Cev.Ay., 364, 9 ünte- kıkır-: çağırmak, seslenmek ü. –diler, k. –tılar Cev.Ay., 13, 13 ür keç uzun: uzun, geç ü., k., u., Cev.Ay., 160, 5, 6, 164, 5 ür ırak: uzun zaman, uzak ü., ı. Cev.Ay., 514, 21 248 ür keç: uzun sure, geç ü. k. Cev.Ay., 92, 1, Jam.K.P., LXII, 1, Sem.H.T.B., 452, 738 ü., kiç Cev.Ay., 334c, 21, 81, 12 ürk- belingle-: korkmak, ürkmek ü. –ip, b. –p Cev.Ay., 621, 22 ü. –itkelir, b. –tkelir Şin.Mayt., 101, 17, 18 ü. –üp, b. –p Cev.Ay., 615, 11 ürkit- korkıt-: korkutmak, ürkütmek ü. –memek, k. –mamak Cev.Ay., 220, 21 ürlüklüg mengü: daimi, ebedi ü., m. Cev.Ay., 60, 22, 23, 61, 11, 62, 1, 2, 11, 15 ürlüklüg ürlüksüz: daimi, geçici ü. +li, ü. +li Cev.Ay., 334, 19 ü. +üg, ü. +üg Cev.Ay., 291, 22 ürlüksüz mengü: geçici, daimi ü. m. Cev.Ay., 61, 1, 15, 62, 5, 12, 16, 17 ürlüksüz mengüsüz: geçici, fani ü., m. Şin.Mayt., 1, 2 ürmegülük yaşarmaguluk: yetişmek, yeşermek ü., y., Cev.Ay., 166, 1, 2 ürt- tıd-: örtmek, engel olmak ü. –geli, t. –galı Se.Öz., 104a, 16 ürüg uzatı üzeliksiz: sürekli, daima ü., u., ü. Cev.Ay., 115, 7 ürüg uzatı üzüksüz: sürekli, daima ü., u., ü. Cev.Ay., 115, 20, 21, 122, 14, 353, 6 ürüg uzatı: daima, sürekli ü., u. Cev.Ay., 22, 6, 32, 24, 61, 5, 90, 18, 91, 5, 101, 15, 105, 8, 132b, 15, 16, 164, 8, 192, 12, 193, 15(AAGĐ) , 207, 11 (AAGĐ), 208, 7, 212, 5, 234, 9, 241, 9, 243, 7, 8, 246, 3, 4, 247, 16, 249, 22, 323, 6, 285, 23, 24, 300a, 2829, 334, 16, 17, 338, 1, 2, 346, 4, 361, 6, 362, 15, 16, 397, 14, 15, 400, 14, 405, 249 12, 413, 6, 436, 7, 8, 440b, 6, 443, 18, 454, 23, 468, 24, 469, 1, 481, 3, 489, 17, 20, 491, 10, 499, 7, 505, 9, 10, 526, 13, 541, 9, 10, 565, 15, 566, 17, 607, 16, 611, 18, 629, 9, 646, 17, 647, 6, 655, 6, 7, 8, 10, 13, 14, 16, 17, 18, 656, 18, 666, 16, Mül.Muk., 39 üstel- ökli-: çoğalmak, artmak ü. –ü, ö. –ü Şin.Mayt., 12, 42 üstün altın: yukarı aşağı ü., a. Cev.Ay., 133, 19, 20, 365, 23 üz- yap-: bozmak, kurmak ü. –e, y. –a Cev.Ay., 318, 21 üz boz: zarar, ziyan ü., b. Le Coq.Huas., 120, 121 üz büz ööç kek: kin, nefret, öç ü., b., ö., k. Cev.Ay., 332, 2, 3 üz- iske-: kesmek, parçalamak ü. –üp, i. –p Şin.Mayt., 62, 13, 72, 22, 78, 23 üz- kes-: kesmek, koparmak ü. –deçi, k. –deçi Cev.Ay., 31, 9 ü. –erler, k. –erler Cev.Ay., 86, 15, 16, 98, 5, 6 ü. –mez, k. –mez Cev.Ay., 61, 17, 18 ü. –miş , k. –miş Cev.Ay., 34ç, 13, 148, 15 ü. –ülmemeki, k. –ilmemeki Cev.Ay., 61, 10 üzeliksiz üstünki: en üstün, daha üstü bulunmayan ü., ü. Cev.Ay., 132b, 2, 153, 21, 22, 158, 19, 159, 7, 160, 22, 166,23,167, 1, 22, 23, 170, 23, 171, 19, 20, 172, 22, 23, 173, 10, 183, 3, 186, 18, 188, 3, 241, 6, 260, 24, 25, 421, 2, 428, 22, 438, 13, 462, 7, 532,4, 5, Sem.H.T.B., 654, 655 üzeliksiz yig başdınkı: daha üstü bulunmayan, en baştaki ü., y., b. Cev.Ay., 429, 20, 21 üzeliksiz yig üstünki: daha üstü bulunmayan, mükemmel, en üstün ü., y., ü. Cev.Ay., 34i, 22, 23, 161, 4, Sem.Ins., 536, 537 250 üzeliksiz yig: daha üstü bulunmayan, mükemmel ü., y. Cev.Ay., 160, 16 üzüksüz egsüksüz: kesintisiz, eksiksiz ü., e. Şin.Mayt., 31, 3 üzüksüz tutçı ürüg uzatı: kesintisiz, sürekli, daima ü., t., ü., u. Cev.Ay., 157, 5, 6 üzüksüz tutçı: kesintisiz, sürekli ü., t., Sem.H.T.B., 105, 106 üzül- alkın-: sona ermek, yok olmak ü. –mez, a. –maz Cev.Ay., 34ş, 11, 12 V vaçırasan örgün: taht v. < Skr. Vajirâsana v., ö., Cev.Ay., 172, 10 vıhar sengrem sanlıg sengik: manastıra ait v. < Skr. vihâra s. < Skr. sarighârâma, s. < Skr. sanghika v., s., s., s. Şin.Mayt., 70, 59 vıhar sengrem: manastır v. < Skr. vihâra s. < Skr. Sarighârâma v., s. Cev.Ay., 135, 19, Şin.Mayt., 52, 47, 53, 62, 3 v., s. +ig Şin.Mayt., 52, 44 v., s. +ler Şin.Mayt., 101, 40 v., s. +te Şin.Mayt., 52, 45, 46 v. +ta, s. +de Cev.Ay., 479, 23 y. –makda, t. –makda Cev.Ay., 659, 14 y., i. Cev.Ay., 236, 5, 514, 10, Bang-Gab.Tür.IV A, 38 Y yagı yavlak: düşman, kötü kişi y., y. Cev.Ay., 20, 3, 89, 22, 325, 21, 22, 24, 326, 17, 19, 20, 327, 11, 332, 251 341, 19, 397, 17, 401, 13, 405, 15, 16, 415, 12, 434, 16, 555, 1, Şin.Kip., 42, 43 y., y. +ıg Cev.Ay, 534, 23 y., y. +ta Şin.Kip., 54, 57 y. +sı, y. +ı Cev.Ay., 408, 18 y. +sın, y. +ın Cev.Ay., 193, 17, 408, 12, 409, 12 y. +sız, y. +sız Cev.Ay., 192, 4, 196, 20, 452, 21, 22, 607,19 yagısız börisiz: yağısız, düşmansız y., b. Şin.Mayt., 18 yagışlık tengirlik: kurban sunma yeri, mabet y., t. Bang-Gab.Tür.IV A, 46 yak- yapşın-: yaklaşmak, bağlanmak y. –madın, y. –madın Cev.Ay., 240, 22 yakın yaguk: yakın, uzak olmayan y., y. Cev.A.y, 99, 3, 109, 20, 21, 553, 13, 555, 1, 2, 20, 21, 559, 12, 13, 682, 21, Se.Öz., 99a, 15, 122b, 6, 7 yalbarmak agırınmak: yalvarmak, istemek y., a. Cev.Ay., 12, 21 yalgan igid: yalan, sahte y., i. Bang.Gab.Ar.Seyük., 119 yalgan köni: yalan, doğru y., k. Jam.K.P., A., 20 yalına- yaltrı-: yanmak, parlamak y. –yurlar, y. –yurlar Cev.Ay., 316, 25 yaltrı- yaşu-: parlamak, ışımak y. –mışın, y. –mışın Ban-Gab.Tür.V A, 9 y. –yu, y. –yu Cev.Ay., 347, 16, 17, Sem.H.T.B., 718 yaltrık yaruk: ışık, parlaklık y. +lıg, y. +lug Cev.Ay., 34d, 35 yalvar- ökün- boşun-: yalvarmak, pişman olmak, tövbe etmek y. –u, ö. –ü, b. –u Bang-Gab.Tür. IV A, 13, 14 252 yalvar- ötün-: yalvarmak, dilemek y. –u, ö. –ü Bang-Gab.Tür. IV A., 7 yan- evril-: dönmek, çevrilmek y. –maksız, e. –meksiz Cev.Ay., 421, 3, 4 yançış- öçüş- boğuş- örlüş-: kapışmak, boğuşmak, kızdırmak y. –urlar, ö. –ürler, b. –urlar, ö. –ürler Şin.Mayt., 81, 61, 62 yang osug: tarz, usul y. < Çin. yang y. +ın, o. +ın Cev.Ay., 250, 20, 21 yangı arıg yürüng: yeni, temiz, ak y., a., y. Cev.Ay., 444, 14 yangı arıg: temiz, yeni y., a. Cev.Ay., 440c, 6, 478, 10, 519, 13 yangırtı yene: yine, tekrar y., y. Cev.Ay., 637, 16, 17 yanglıg yavız: kötü, fena y., y., Cev.Ay., 637, 16 yap- yadıl-: yaymak, kaplamak y. –daçı, y. –taçıka Cev.Ay., 33, 6 yap- yadıl-: yaymak, kaplamak y. –daçı, y. –taçıka Cev.Ay., 33, 6, 7 yap- yarat-: yapmak, yaratmak y. –dılar, y. –dılar Le Coq.Manic.I., 14 yap yavışgu: yaprak, filiz y., y. Şin.Mayt., 37, 18, 19 yar- kadır-: yarmak, bükmek y. –ıp, k. –ıp Şin.Mayt., 108, 10 yarat- it-: süslemek, düzenlemek y. –galı, i. –geli Le Coq.Manic.I., 14 yarıl- bükşil-: yarılmak y. –ıp, b. –ip Cev.Ay., 626, 23 253 yarıl- yırtıl-: yarılmak, yırtılmak, yanmak y. –ur, y. –ur Şin.Mayt., 61, 7, 8 yarılguluk sınguluk: kırık, yarık y., s. Cev.Ay., 624, 19, 20 yarlıka- küse-: buyurmak, istemek y. –yur, k. –yür Şin.Mayt., 64, 6, 7 yarlıka- tutuz-: buyurmak, emretmek y. –yur men, t. –ur menCev.Ay., 395, 3 yarp katıg agınçsız : güçlü, kuvvetli, sağlam y., k., a. Cev.Ay., 393, 12 yaru- yaltrı-: parlamak, ışımak y. –mış, y. –mış Bang.Gab.Ar.Seyük., 03 y. –p, y. –p Cev.Ay., 541, 22, 23 yaru- yaşu-: ışımak, parlamak y. –dı, y. –dı Bang.Gab.Ar.Seyük., 458, Şin.Mayt., 18, 3 y. –mışın, y. –mışın Ban-Gab.Tür.V A, 3, 6, 7, 13 yaruk isig: ışık, sıcaklık y. +ı, i. +i Le Coq.Manic.III., 23 yaruk kara: nur, zulmet y. +lı, k. +lı Le Ceq.Huas., VI, XXIV, 166, 170, 171 yaruk yaltrık: ışık y., y. Cev.Ay., 92, 19, 21, 330, 448, 17, Şin.Mayt., 33, 30, 69, 29, Se.Öz., 104a, 9 y., y. +ın Şin.Mayt., 39, 13, 14 y., y. +ınga Şin.Mayt., 76, 17 y., y. +lar Cev.Ay., 683, 9, 10 y., y. +larnıng Cev.Ay., 426, 7 y., y. +lıg Cev.Ay, 2, 7, 11, 4, 15, 16, 14, 16, 18, 17, 36, 4, 118, 86, 20, 87, 4,89,13, 92, 4, 96, 18, 112, 9 (AAGĐ), 335, 175, 11, 177, 6, 7, 182, 17, 186, 16, 191, 5, 6, 193, 8, 199, 6, 7, 20, 1, 4, 5, 335, 23, 341, 6, 7, 343, 13,14, 345, 4, 5, 355, 5, 362, 18, 371, 18, 394, 5, 397, 5, 398, 19, 399, 10, 43,16,404, 4, 406, 18,19,430, 18, 19, 439, 10, 451, 19, 457, 7, 458, 9, 459,2,465, 5, 473, 10, 23, 497, 254 17, 512, 16, 516, 1, 518, 6, 520, 1, 2, 527, 11, 23,538, 2, 3, 20, 21, 546, 7, 568, 10, 11, 570, 4, 580, 16, 598, 6, 649, 9, 10,653,8, 657, 18, 661, 13, 672, 13, 673, 5, 6, e1, 15, e2, 9,Bang.Gab.Ar.Seyük.,243 y., y. +lıgıg Cev.Ay., 104, 15, 16 y., y. +lıglar Cev.Ay., 573, 18 y., y. +ka Cev.Ay., 646, 9 y. +ı, y. +ı Cev.Ay., 93, 7 y. +ın, y. +ın Cev.Ay., 113, 1, 652, 1, 2 y. +lug, y. +lıg Cev.Ay., 358, 20 y. +nung, y. +nıng Cev.Ay., 52, 17, 18 yaruk yaşuk: ışık, parlaklık y., y. Cev.Ay., 96, 9, 112, 2, 122, 3, 137, 10, 279, 10, 333, 11, 429, 22,430, 1, 438, 4, 5, 585, 20, 593, 13, 594, 10, Gab.H.T.B., 1931, 1932, BanGab.Tür.V A, 2, 6, 8, 12, 17, Bang.Gab.Ar.Gab.Tür.V B, 121, Se.Öz.,102b, 2, 5, 7 y., y. +larka Cev.Ay., 504, 22 y. +lug, y. +lug Le Coq.Manic.II., 9, 10 y. +suz, y. +suz Cev.Ay., 617, 6, 7 y.+un, y. +un Le Coq.Manic.III., 17 yaruk yulag: ışık, parlaklık y., y. Cev.Ay., 368, 13, 437, 19 yarut- yaltrıt-: aydınlatmak, ışıtmak y., y., Cev.Ay., 160, 3 y. –u, y. –u Cev.Ay., 427, 17, 547, 4 yarut- yaşut-: aydınlatmak, parlatmak y., y. +gaylar Cev.Ay., 427, 9, 10 y. –daçı, y. –daçı Cev.Ay., 316, 9, 10, 17, 18 y. –galı, y. –galı Cev.Ay., 244, 6, 7 y. –gay, y. –gay Cev.Ay., 424, 21 y. –ı, y. –ı Bang.Gab.Ar.Seyük., 387 y. –ır, y. –ır Le Coq.Manic.I., 21 y. –u, y. –u Cev.Ay., 426, 1, 2, 450, 6 255 yaş ot: bitki, ot y., o. Bang.Gab.Ar.Seyük., 323 yaşa- yokad-: yaşamak, yok olmak y. –rlar, y. –urlar Bang.Gab.Ar.Seyük., 97, 98 yaşur- batur-: örtmek, kapatmak y. –madın, b. –madın 149, 6, 7 y. –maz men, b. –maz men Cev.Ay., 138, 2 y. –u, b. –u Cev.Ay., 107, 14, Şin.Mayt., 70, 61 yaşut batut: gizli, saklı y., b. Şin.Mayt., 74, 10 yat küden: misafir, yabancı y., k. Cev.Ay., 34p, 20 yavgan yavız: yavan, kötü y., y. Cev.Ay., 434, 9 yavız artak: kötü, bozuk y., a. Cev.Ay., 135, 13, 14, 435, 10, 553, 2 yavız kadır: kötü, hiddetli y., k. Cev.Ay., 491, 12 yavız yaman: kötü, aksi y., y. Sem.Ins., 298, 310 yavız yavlak ayıg: kötü, fena y., y., a. Cev.Ay., 101, 17, 18, 109, 19, 20 yavız yavlak: kötü, fena y., y. Cev.Ay., 102, 2, 3, 553, 12, 22, 554, 1, 556, 9, 559, 13, 563, 22, 567, 12 yavlak ayıg: kötü, fena y., a. Cev.Ay., 21, 7, 8, 142, 19, 20, 233, 10, 234, 10, 560, 14 yavlak katıg: kötü, sert y., k. Mül.Çaş., 8 yavlak yavız: fena, kötü y., y. Cev.Ay., 633, 14 256 yavrı- sın-: eğilmek, kırılmak y. –mış, s. –mış Cev.Ay., 609, 20 yay kış: yaz, kış y. +lı, k. +lı Bang.Gab.Ar.Seyük., 324 yaz- yangıl-: hata etmek, yanılmak y. –ıntımız, y. –tımız Le Coq.Huas., XXIII, 118, 119, 326 y. –mış, y. –mış Cev.Ay., 9, 11 , Şin.Mayt., 81, 50 y. –tım, y. –tım Jam.K.P., A., 1 yazınçsız arıg: günahsız, temiz y., a. Cev.Ay., 205, 15, 206, 21, 207, 15, 222, 11, 12, 223, 22, 24 y. +ın, a. Cev.Ay., 207, 11 yazuk irinçü: suç, günah y. +umuznı, i. +müzni Şin.Mayt., 76, 13 yazuk yangluk: yanlış, kötü yol y., y. +ka Şin.Mayt., 82, 28 yek içgek : şeytan, kötü ruh y., i. +ler Cev.Ay., 331, 24, 401, 1, ŞĐn.Kip, 30 yiklig, i. +lig Cev.Ay., 409, 8, 9 yek içgek : şeytan, kötü ruh y., i. Cev.Ay., 493, 5, 555, 15, Mül.Çaş., 257, 282, Bang-Gab.Tür.v A, 97, Şin.Mayt., 111, 19 y., i. +ig Bang.gab.Ar.Seyük., 131 y., i. +ler Cev.Ay., 551, 20, 21, 559, 7 y., i. +lerig Bang-Gab.Tür.V A, 84, 114 y., i. +ning Bang.Gab.Ar.Seyük., 375 y. +ke, i. +ke Bang.Gab.Ar.Seyük., 017, 018, Le Coq.Huas., 144, 145 y. +ler, i. +ler Bang.Gab.Ar.Seyük., 267 y. +lerke, i. +lerke Bang.Gab.Ar.Seyük., 265 y. +ning, i. +ning Bang.Gab.Ar.Seyük., 273 257 yek rakşas: şeytan r. < Skr. rakśas y., r. Mül.Dan., 42 yek yilpik: cin, şeytan y. +ler, y. +ler Bang.Gab.Ar.Seyük., 97 yene yanturu: yine, tekrar y., y., Cev.Ay., 163, 1, 2 yene yme: yine, tekrar y., y. Cev.Ay., 22, 21, 46, 2, 3, 147, 3, 153, 16, 232, 8, 238, 12, 323, 1, 491, 12, 549, 2, 550, 21, 686, 5, 7, Sem.H.TB., 289, 307, Şin.Mayt., 58, 38, 78,39, 82, 51, 52, 86, 14, 113, 26, yana, y., Mül.Çaş., 254 yer orun: yer, bölge y., o. Sem.H.T.B., 52, 366 y., o. +lar Sem.H.T.B., 529 yer- yarsı-: yermek, terslemek y. –metin, y. –matın Jam.K.P., A, 10 yerçi suvçı: kılavuz, kaptan y., s. Jam.K.P., XXII, 4, 5, XXIII, 8 yerin- busan-: dertlenmek, kederlenmek y. –ti, b. –tı Sem.H.T.B., 1020 yıd tütsüg: koku, tütsü y., t. Şin.Mayt., 54, 19 yıd yıpar: ilahi misk kokusu y., y., Cev.Ay., 94, 12 , 201, 19, 20 8, 617, 10, 347, 22, 416, 13, 487, 13, 516, 5, 11, 12, 526, 9, 575, 3, Bang.Gab.Ar.Seyük., 168, 169, 170,172 y., y. +ıg Cev.Ay., 364, 10, 11 y., y. +lar Cev.Ay., 120, 14, 15, 416, 9, 10, 519, 14, 15, Sem.H.T.B., 399, 400 y., y. +larıg Cev.Ay., 426, 14 y., y. +lıg Sem.H.T.B., 268, 269 y. +ı, y. +ı Sem.H.T.B., 720, 721, 746, 747 y. +ın, y. +ın Cev.Ay., 176, 20, 520, 8, 524, 16, 17, Sem.H.T.B., 1120, 258 Bang.Gab.Ar.Seyük., 144 y. +lıg, y. +lıg Cev.Ay., 416, 2, 424, 1, 442, 22, Sem.H.T.B., 537, 538, Bang Gab.Tür.V A, 72, 79, Le Coq.Manic.II., 9, 10, Le Coq.Manic.III., 1 yıdı- sası-: pis olmak, kötü kokmak y. –yu, s. –yu Şin.Mayt., 74, 9 yıdıg sarsıg: kokulu, kokmuş, pis kokulu y. s. Cev.Ay., 613, 1, Bang.Gab.Ar.Seyük., 445 yıg- kazgan-: biriktirmek, kazanmak y. –mış, k. –mış Şin.Mayt., 10, 28 yıg- ter-: yığmak, bir araya getirmek y. –a, t. –e Sem.H.T.B., 186 yıg- tir-: yığmak, bir araya getirmek y. –a, t. –e Cev.Ay., 670, 4 y. –galı, t. –geli, Cev.Ay., 175, 22, 360, 13 y. –mış, t. –miş Cev.Ay., 552a, 19, 20 yıgıl- tiril-: yığılmak, toplanmak y. –mış, t. –miş Cev.Ay., 192, 24, 193, 1 y. –mış, t. –mişleri Sem.Ins., 61 yıgıt sıgıt: matem, yas y., s. Cev.Ay., 5, 1 yıgla- sıgta- busan-: ağlamak, sızlamak, mutsuz olmak y. –yu, s. –yu, b. –u Cev. Ay., 637, 6 yıgla- sıgta-: ağlamak, sızlamak y. –yu, s. –yu Cev.Ay., 641, 17 yıglamak açımak: ağlamak, acı duymak y. +lı, a. +lı Sem.H.T.B., 1005, 1006 yıl yaş: yaş, ömür y., y. Şin.Mayt., 83, 29, 84, 48 yılıg yumşak: ılımlı, yumuşak y., y. Şin.Mayt., 71, 25, 26 259 yılkı baram: mal, mülk y. +ka, b. +ka Le Coq.Huas., 199, 200, 250 yılkı ud eşgek: inek, eşek y., u., e. +de Cev.Ay., 341, 22 yıltız ulun butık yapırgak: kök, sap, dal, yaprak y. +ların, u. +ların, b. +ların, y. +ların Cev.Ay., 529, 7 ,8, 9 yır- yırt-: yarmak, yırtmak y. –a, y. –a Cev.Ay., 19, 14 yırın- yıgla-: inlemek, ağlamak y. –u , y. –yu Cev.Ay., 633, 4 yırınçıg yarsınçıg: iğrenç, nefret edici y., y. Cev.Ay., 614, 12, 13 yi- aşa-: yemek, silip süpürmek y. –serler, a. –sarlar Cev.Ay., 529, 15, 16 yi- iç- sat- yungla-: yemek, içmek, satmak, harcamak y. –diler, i. –tiler, s. –tılar, y. –dılar Şin.Mayt., 74, 58, 59 yi- iç-: yemek, içmek y. –gülük, i. –gülükCev.Ay., 596, 21 y. –meser, i. –meserler Şin.Mayt., 112, 20, 21 y. –yür, i. –er Şin.Mayt., 71, 59 y. –yürler, i. –ürler Şin.Mayt., 112, 16, 17 yi- yungla-: yemek, harcamak y. –dimiz, y. –dımız Şin.Mayt., 62, 4, 72, 51, 73, 44 y. –geli, y. –galı Şin.Mayt., 99, 5 y. –mediler, y. –madılar Şin.Mayt., 112, 22, 23 y. –medimiz, y. –madımız Şin.Mayt., 72, 31 y. –mengler, y. –manglar Şin.Mayt., 67, 26 y. –mezün, y. –mazun Şin.Mayt., 85, 33 y. –yür, y. –yur Şin.Mayt., 67, 27 yidiz uzun: geniş, uzun y., u. Cev.Ay., 347, 9 260 yig adruk: üstün, ayrı y. +in, a. +ın Şin.Mayt., 100, 11 yig edgü: iyi, güzel y. +in, e. +sinCev.Ay., 310, 3 yig yig: iyi iyi y., y. Şin.Mayt., 7, 46 yiged- ut-: alt etmek, yenmek y. –mek, u. –mak Le Coq.Manic.I., 28, 29, Le Coq.Manic.III., 31, 43 yigü aşagu: yemek, yenilecek her şey y. +ke, a. +ka Cev.Ay., 529, 12, 13 yigü içgü: yenilecek, içilecek y., i. +lerin Şin.Mayt., 75, 54 yiil oot: rüzgar, ateş y. +li, o. +lı Cev.Ay., 366, 5 yiil yagmur: rüzgar, yağmur y., y. Cev.Ay., 397, 18, 19, 412, 6, 435, 1 yil esin: rüzgar, esinti y. +ig, e. +ig Şin.Mayt., 41, 36 yil öd: yıl, zaman y. +i, ö. +i Bang.Gab.Ar.Seyük., 300 yilik süngük: ilik kemik y. +imizdin, s. +ümüzdün Cev.Ay., 159, 13, 14 yilinmek yapşınmak: yapışmak, bağlanmak y. +im, y. +ım Mül.Dan., 96 yilvi kömen: sihir, büyü y. < Moğ. cilbi / cilvi y., k. Cev.Ay., 384, 11, 389, 18, 22, 451, 9, 475, 7, 8, 656, 5 yilvik- aguk-: büyü yapmak, zehirlemek y. –ip, a. –up Şin.Kip., 184 yilvikmek kutsıramak: büyülemek, kutsamak y. +ig, k. +ıg Cev.Ay., 471, 20 261 yim içim : yiyecek, içecek y., i. Cev.Ay., 236, 5, 514, 10, Bang-Gab.Tür.IV A, 38 yin süngük: deri, kemik y. +li, s. +li Cev.Ay., 591, 2 yinçü monçuk: inci, boncuk y., m. Cev.Ay., 416, 5, 6, Gab.H.T.B., 2107 yine yine: yine yine y., y. Şin.Mayt., 2.12, 3, 3, 39 ying yar: irin, cerahat y., y. Cev.Ay., 612, 6 y. +çe, y. +ça Sem.Ins., 380, 381 yir- mün-: yermek, kötülemek y. –dimiz, m. –dimiz Şin.Mayt., 61, 23 yir- müne-: yermek, azarlamak y. –ser, m. –ser Şin.Mayt., 79, 35 yir orun: yer, bölge y., o. Cev.Ay., 236, 20, 342, 2, 3, 452, 14, 572, 5 y., o. +ı Cev.Ay., 583, 14 y., o. +ka Cev.Ay., 625, 8 y., o. +lar Cev.Ay., 201, 6, 7 y., o. +ları Cev.Ay., 427, 2, 3 y., o. +larıg Cev.Ay., 427, 9 y., o. +ların Cev.Ay., 3, 19 y., o. +larka Cev.Ay., 321, 22, 322, 1 y., o. +ta Cev.Ay., 89, 5, 191, 17, 18, 20, 193, 7, 194, 4, 5, 341, 5, 6, 11, 18, 456, 15, 16, 492, 2, 3, 533, 4, 538, 22, 23, 539, 2, 3, 584, 19, 20, Şin.Mayt., 39, 26 y., o. +takı Cev.Ay., 191, 23, 192, 8, 19, 193, 12, 13, 194, 8 195, 8, 12, 407, 3, 581, 12 y., o. +tın Cev.Ay., 435, 9 y.,o. +ug Cev.Ay., 232, 21, 236, 16, 19, 238, 8, 341, 21, 342, 4, 488, 1, 607, 14 262 y. +ig, o. +ug Cev.Ay., 194, 19 y. +te, o. +ta Cev.Ay., 89, 16, 559, 9 yir suv: yer, yeryüzü y., s., Cev.Ay., 34ı, 14, 335, 183, 17, 184, 8, 312, 10, 369, 20, 378, 20, 469, 3, 4, 484, 13, 489, 5, 508, 14, 509, 10, 530, 5, 6, 549, 20, 578, 5, 645, 6, 668, 7, Şin.Kip., 190, Mül.Çaş., 245, Bang-Gab.Tür.V A, 25, 48, 81, 123, 124,Şin.Mayt., 16, 16, 52, 6, 89, 9, Le Coq.Manic.I., 14, Le Coq.Manic.III., 8, Se.Öz.,103b,16 y., s. +da Cev.Ay., 3, 5, 6, 187, 3, 370, 8, 435, 4, 455, 3, 493, 2, 574, 14, Şin.Kip,30, 42, 98, 151, 201, Mül.Çaş., 280, Bang-Gab., Tür. II TM, 41, Şin.Mayt., 54,20, 100, 5, Bang.Gab.Ar.Seyük., 141, 353, 422, Le Coq.Huas., 4, Le Coq.Manic.III., 14, 37 y., s. +da Şin.Mayt., 7, 42, 49, 8, 32, 9, 18, 13, 8, 24, 21, Le Coq.Manic.III., 10 y., s. +dakı Şin.Kip., 101, Bang.Gab.Ar.Seyük., 329, 366, Şin.Mayt., 38, 3, y., s. +ıg Cev.Ay., 348, y., s. +ka Cev.Ay., 109, 13, 14s. +nung Cev.Ay., 489, 14, Le Coq.Manic.I., 19 y., s. +larda Şin.Mayt., 16, 23, 24 y., s. +ug Cev.Ay., 349, 14, 401, 8, 490, 13, 531, 4, 5 y. +de, s. +da Le Coq.Manic.III., 37 y. +li, s. +lı Cev.Ay., 366, 4 y. +in, s. +ın Şin.Mayt., 69, 13 yir toprak: yer, toprak y. +ig, t. +ıg Bang.Gab.Ar.Seyük., 98, 294 y. +in, t. +ın Cev.Ay., 531, 5 yirin- övkele-: sinirlenmek, öfkelenmek y. –ür, ö. –yür Bang.Gab.Ar.Seyük., 18 yirinçlig karınçlıg: hor görme, hakaret etme y., k. Şin.Mayt., 81, 49 yiring kan: irin, kan y., k. Le Coq.Manic.I., 6 y. +ig, k. +ıg Cev.Ay., 614, 3 263 yiringü- yıgla-: ağlamak, sızlamak y. –diler, y. –dılar Cev.Ay., 619, 8 yirü- arta-: çürümek, mahvolmak y. –di, a. –dı Cev.Ay.322, 1 y. –medin, a. –madın Cev.Ay., 530, 3 yit- yokad-: kaybolmak, yok olmak y. –miş, y. –mış Cev.Ay., 634, 5 yit yok: yok, mevcut değil y. +i, y. +ı Cev.Ay., 646, 16, 17 y. +in, y. +ın Cev.Ay., 321, 17, 505, 1 yitdür- içgın-: kaybetmek, yitirmek y. –tim, ı. –tım Cev.Ay., 622, 15, 16 yitinçsiz tutunçsız: erişilemeyen, tutlamayan y., t. Cev.Ay., 50, 22, 23, 51, 5, 428, 12, 13 yitinçsiz tutunçsuz: erişilemeyen, tutulamayan y., t. Cev.Ay., 34ç, 10, 11, 534, 3, 4, 680, 19 yitinçsiz ulug: erişilemeyen, büyük y., u. Cev.Ay., 414, 4, 5 yitinçsiz yitiz: erişilmez, yüksek y., y. Mül.Çaş., 116, Mül.Muk., 91, Şin.Mayt., 48, 23 yitit- tavrat-: gayret göstermek, çabalamak y. –güleri, t. –guları Cev.Ay., 46, 5 yitlin- bat-: kaybolmak, yok olmak y. –geli, b. –galı Cev.Ay., 57, 9, 10 y. –geyler, b. –gaylar Cev.Ay., 197, 21, 22 y. –gülük, b. –guluk Cev.Ay., 474, 14 y. –gülüksüz, b. –guluksuz Cev.Ay., 514, 3 y. –meser, b. –masar Cev.Ay., 197, 13 y. –mez, b. –maz Cev.Ay., 198, 6 y. –ser, b. –sar Cev.Ay., 197, 18, 19 y. –ür, b. –ar Cev.Ay., 556, 17 264 yitlin- yokad-: kaybolmak, yok olmak y. –gey, y. –gaylar Cev.Ay., 396, 2 y. –gülüksüz, y. –guluksuz Cev.Ay., 541, 18, 19 y. –megey, y. –magay Cev.Ay., 395, 22, 23 y. medin, y. –madın Cev.Ay., 481, 4, 5 y. –mezler, y. –mazlar Cev.Ay., 395, 15, 16 y. –ser, y. –sar Cev.Ay., 395, 23, 24 y. –ür, y. –ur Cev.Ay., 198, 9 y. –ürler, y. –urlar Cev.Ay., 395, 18, 19 yivig tizig: gerdan, kolye y., t. Cev.Ay., 119, 17, 515, 15, 16, 519, 8, 9, 577, 16, 17, 578, 1, 2, Şin.Mayt.,9, 13, 14, 31, 2 y. +in, t. +in Cev.Ay., 334 yiviglig tiziglig: süs eşyası, ziynet y., t. +in Cev.Ay., 627, 14, 15 yme yene: tekrar, yine y., y. Cev.Ay., 549, 11, 558, 16, 678, 20 yok çıgay ınka: yoksul, yersiz, yurtsuz y., ç., ı. Şin.Mayt., 10, 37 yok çıgay poşıçı: fakir, dilenci y., ç., p. Jam.K.P., LXVII, 4 yok çıgay: fakir, yoksul y., ç. Cev.Ay., 102, 5, 216, 16, 236, 1, 299, 8, 448, 2, Jam.K.P., V, 5, VI, 1, XLVIII, 1, Bang-Gab.Tür.V B, 32, 40, Ban.Gab.Ar.Seyük., 12, 13, 314, Le Coq.Manic.III., 35 y. +ka, ç. +ka Cev.Ay., 443, 4, 5 526, 18 yok kurug: yokluk, anlamsızlık y., k. Bang.Gab.Ar.Seyük., 164, 165, 169, 170, 171, 175a, 175, 179, 180, 184, 185, 186, 425, 459, Şin.Mayt., 3, 82, 4, 5 y., k. +da Bang.Gab.Ar.Seyük, 171, 176, 180, 181, 186 265 yokad- arta-: yok olmak, bozulmak y. –maz, a. –maz Cev.Ay., 34j, 6 yokat- yitlin-: yok olmak, kaybolmak y. –durur, y. –türür Bang-Gab.Tür II TD., 71, 72 yokla- asıl-: azalmak, çoğalmak t. –mak, a. –mak Bang.Gab.Ar.Seyük., 287 yol yıngak: yol, yön y. +ug, y. +ıg Cev.Ay., 387, 13, 14, 388, 16, 17 yolçı yirçi: rehber, yol gösteren y., y. Cev.Ay., 337, 24, 352, 23, 416, 19, 432, 10, Bang.gab.Ar.Seyük., 154 Jam.K.P., XL, 8 y. +sı, y. +si Şin.Kip., 46 y. +sız, t. +siz Sem.H.T.B., 1014, 1015 yongarış- ayıglaş-: iftira ettirmek, kötületmek y. –mak, a. –mak Cev.Ay., 434, 12, 13 yontur- sokuntur-: düzenlemek, çeki düzen vermek y. –up, s. –up Cev.Ay., 25, 19 yorı- tur-: yürümek, durmak y. –makda, t. –makda Cev.Ay., 659, 14 yorıg yık: usul, yol y. +ınça, y. +ınça Cev.Ay., 261, 21 yöleştürüg ogşatıg: eşit, denk y., o., Cev.Ay., 177, 17, 18 yörülmegülük şeşilmegülük: çözülemeyecek, çözülemez (türden) olan y., ç., Cev.Ay., 165, 20,21 yu- arıt-: yıkamak, temizlemek y. –daçı, a. –daçı, Cev.Ay., 191, 13, 14 y. –mış, a. –mış, Cev.Ay., 142, 2, 3, 11, 21, 144, 4, 18, 417, 22, 418, 1 y. –yu, a. –u Cev.Ay., 107, 2 yula yaruk: meşale, ışık y., y. +ın Cev.Ay., 323, 9 266 yumak arıtınmak: yıkanmak, arıtılmak y. +dın, a. +dın Cev.Ay., 145, 23 yun- arıtın-: yıkanmak, temizlenmek y. –sun, a. –sun Cev.Ay., 478, 20 y. –up, a. –ıp Cev.Ay., 361, 18, 535, 5, 575, 20 yunçı- arta- alkın-: güçsüzleşmek, bozulmak y. –ur, a. –yur, a. –ur Cev.Ay., 553, 20, 554, 11 yügür- kaç-: koşmak, kaçmak y. –deçi, k. –daçı Cev.Ay., 300a, 27 yük- yıg-: bir araya getirmek, yığmak y. –er men, y. –ar men Cev.Ay., 421, 19, 20 yükün- ög-: övmek, ululamak y. –üp, ö. –üp Cev.Ay., 351, 15 yükün- tapın-: ululamak, saygı göstermek y. –ser, t. –sar Le Coq.Manic.III., 49 yüreklig titimlig: yürekli, cesaretli y., t. Cev.Ay., 122, 3 yürüng arıg yangı: ak, temiz, yeni y., a., y. Cev.Ay., 418, 2 yüüz mengiz: çehre, görünüş y. +i, m. +i Cev.Ay., 419, 20, 21 y. +lüg, m. +lig Şin.Mayt., 78, 59 267 SONUÇ Đkilemeler, anlatıma ahenk, akıcılık katan, anlatımda pekiştirme ve kalıcılığı sağlayan, dilin ifade biçimini zenginleştiren kelime gruplarıdır. Bu ve benzer özellikleri sebebiyle hemen her dönem araştırmacıların ilgisini çekmiş, çeşitli açılardan incelenmiştir. Đkilemeler kalıplaşmış yapılardır ve birtakım özelliklere sahiptirler. Kelimeler bir araya geldiklerinde ikileme olabilmeleri için kavram belirtmelerinin yanında bir takım özelliklere de sahip olmaları gerekmektedir. Bu özellikler ikilemeyi kalıplaştıran veya kalıplaşmasını kuvvetlendiren unsurlardır. Buna göre; az heceli kelime çok heceli kelimeden önce kullanılır, ses özellikleri bakımından ünlüyle başlayan kelime ünsüzle başlayan kelimeden önce yer alır, eşit hece sayısına sahip kelimelerde de yine ünlüyle başlayan kelime önce kullanılır, kelimeler eğer farklı kökenlere aitse Türkçe kelime yabancı kelimeden önce yer alır, kelimeler arasında sıra bakımından bir kalıplaşma hakimdir, önce kullanılan kelime sonra, sonra kullanılan kelime önce kullanılamaz (Hatipoğlu 1981: 15-16-17; Çağatay 1978: 33). Uygur dönemi ikileme yapıları bu özellikleri göstermekle birlikte farklı özellikler de sergilemektedirler. Tespit edilen örneklere göre bu dönem ikilemelerinin özelliklerinden şu sonuçlar elde edilmiştir: 1. Hece sayısı bakımından az heceli kelime çok heceli kelimeden önce kullanıldığı gibi sonra da kullanılabilmektedir: üd kolu ‘zaman, dönem’, bek katıg: sağlam, kuvvetli, king alkıg ‘genişlik, en’, küç küsün ‘güç, kuvvet’, ters tetrü ‘ters, aksine’, tüş utlı ‘mükafat, karşılık’, çın kirtü ‘doğru, gerçek’, ög kang ‘anne, baba’, münsüz kadagsız ‘günahsız, suçsuz’, teng tırazug ‘ölçü, tartı’, çıg tsun ‘en, boy’ sanguluksuz sansız ‘sayısız, çok’, turkaru uzatı ‘sürekli, daimi’, egsüksüz tükel ‘eksiksiz, tam’, agılık kıznak ‘hazine, servet’, ayagu körgü ‘saygı, görgü’, mungadınçıg tanglançıg ‘olağanüstü, fevkalade’, yazınçsız arıg ‘günahsız, temiz’, monçulayu yangın ‘bu şekilde, böylece’, inçsiregü emgengü ‘rahatsızlık, sıkıntı’, kirtü tüz ‘doğru, düz’. 268 2. Ses özellikleri bakımından ünlüyle başlayan kelime hem ilk sırada hem de ikinci sırada bulunabilmektedir: ayıglamaksız çulvusuz ‘kötülemeksiz, küfürsüz’, üzeliksiz yig ‘daha üstü bulunmayan, mükemmel’, erdini yinçü ‘mücevherler’, ülgüsüz sansız ‘sayısız, çok’, ilinçü mengi ‘eğlence, mutluluk’, ınaru berü ‘ileri, beri’, ikileyü yene ‘yine, tekrar’, uguş töz ‘kök, soy’, ilig kan ‘hükümdar, han’, ülgülençsiz tenglençsiz ‘ölçüsüz, hesapsız’, yumak arıtınmak ‘yıkanmak, arıtılmak’, su esen ‘sağ, salim’, yir orun ‘yer, bölge’, king alkıg ‘genişlik, en’, tüş utlı ‘mükafat, karşılık’, mung emgek ‘sıkıntı, keder’, kut ülüg ‘talih, kut’, tüp üzlençü ‘kök, dip’, tod uçuz ‘aşağı, küçük’, yim içim ‘yiyecek, içecek’. 3. Her iki kelimesi eşit hece sayısına sahip kelimelerde yine ünlüyle başlayan kelime ilk sırada olduğu gibi ikinci sırada da olabilmektedir: asıg tusu ‘fayda, kazanç’, işletgü yunglaġu ‘işletecek, istimal edilecek’, emgek tolgak ‘ıstırap, eziyet’, altun kümüş ‘altın, gümüş’, ınag tayak ‘yardımcı, destek’, orun töşek ‘mesken, yer’, atlıg yüüzlüg ‘asil, saygın’, emgek tolgak ‘sıkıntı, keder’, ögrünç sevinç ‘sevinç, neşe’, anta monta ‘şurada, burada’, irinç yarlıg ‘zavallı, acınacak’, basınç ayınç ‘baskı, korku’, yil öd ‘yıl, zaman’, yaş ot ‘bitki, ot’, kün ay ‘gün, ay’, tıd- ürt- ‘engel olmak, örtmek’, mangra- ünte- ‘çağırmak, bağırmak’, sıgur- içker- ‘sığdırmak, içermek’, yalgan igid ‘yalan, sahte’, tarık- alkın- ‘uzaklaşmak, kaybolmak’, tüpük- alkın- ‘sona ermek, bitmek’, mungad- adın- ‘hayret etmek, şaşırmak’, süngüş- öçüş-‘kavga etmek, çelişmek’, bıç- uş-‘biçmek, doğramak’. 4. Farklı kökenlerdeki kelimelerde yabancı kelime hem ilk sırada hem de ikinci sırada bulunabilmektedir: tengriçi nomçı ‘allah adamı, vaiz’ n. < Soğ. nom, ordu karşı ‘saray, han’ k. < Tohorca kerciye, karıç çik ‘ölçek, ölçü’ ç. < Çin. ç’i, katun kunçuy ‘hatun, kraliçe’ k. < Çin. kung-chu, balık kent ‘şehir’ k. < Soğ. Knδ, tül yilvi ‘sihir, hayal’ y. < Moğ. cilbi / cilvi, okı- nomla- ‘tebliğ etmek, bildirmek’ n. < Soğ. nom, altun erdini ‘altın, mücevher’ e. erdini < Skr. ratna, ton karaza ‘elbise, giyim’ k. < Skr. kaśāya, kāśāya, ulug bahşı ‘ulu, üstad’ b. < Çin. po shih, yek rakşas ‘şeytan’ r. < Skr. rakśas, tug taoçang ‘tuğ, süngü’ t. < Çin. tao-ch‘ang, inç esen ‘rahat, sıhhat’ e. < Far. āsān; sadu edgü ‘iyi’ s. < Skr. sādhu, gay beltir ‘geçit, sokak’ g. < Çin. kāi, nom belgü ‘kanun, belge’ n. < Soğ. nom, lınhua çeçek ‘çiçek’ l. < Çin. lien hua, tsuy irinç ‘felaket, suç’ t. < 269 Çin. tsui, taluy ögüz ‘okyanus’ taluy < Moğ. dalay, nomla- okıt- ‘öğretmek, okutmak’ n. < Soğ. nom, tsuy ayag ‘kötü, fena’ t. < Çin. tsui, su esen ‘sağ salim’ su < Çin. su, hua çeçek ‘çiçek’ h. < Çin. hua, bahşı ulug ‘üstad, ulu’, b. < Çin. po shih, bahşı kang ‘üstad, baba’ b. < Çin. po shih, hua yavışgu ‘çiçek, yaprak’h. < Çin. hua, tsang agılık ‘hazine, servet’ t. < Çin. ts‘ang, avant tıltag ‘sebep’ a. < Skr. anbant, vaçırasan örgün ‘taht’ v. < Skr. Vajirâsana, şlök takşut ‘şiir’ ş. < Skr. sloka, kent uluş ‘şehir, memleket’ k. < Soğ. knδ, nom bitig ‘dini eser, kitap’ n. < Soğ. nom, nom yarlıg ‘kanun, ferman’ n. < Soğ. nom, erdini agı mücevher, hazine, erdini < Skr. ratna, erdini yinçü ‘mücevher, inci’ erdini < Skr. ratna, buyan edgü ‘iyi, b. < Skr. punya, arhant dıntar ‘aziz, dindar’ a.< Skr. arhant, nom törü ‘öğreti, töre’ n. < Soğ. nom, kent suzak ‘şehir, köy’ k. < Soğ. knδ, yang osug ‘tarz, usul’ y. < Çin. yang, çın kirtü ‘doğru, gerçek’ ç. < Çin. chên, yilvi kömen ‘sihir, büyü’ y. < Moğ. cilbi / cilvi. 5. Kelimelerin bazıları sıra bakımından bir karalılık göstermez. Önce kullanılan kelime sonra, sonra kullanılan kelime önce kullanılabilmektedir: bilig köngül ‘akıl, bilinç’ ~ köngül bilig ‘bilinç, akıl’, istet- tilet- ‘istetmek, aratmak’ ~ tilet- istet- ‘aratmak, istetmek’, tök- saç- ‘dökmek, saçmak’ ~ saç- tök- ‘dağıtmak, dökmek’, tirig ölüg ‘diri, ölü’ ~ ölüg tirig ‘ölü diri’, sevinç ögrünç ‘sevinç, neşe’ ~ ögrünç sevinç ‘sevinç, neşe’, irkek tişi ‘erkek, dişi’ ~ tişi irkek ‘dişi, erkek’, iske- üz- ~ üz- iske- ‘kesmek, parçalamak’, kün tün ‘gündüz, gece’ ~ tün kün ‘gece, gündüz’, yiged- ut- ‘alt etmek, yenmek’ ~ ut- yiged- ‘yenmek, alt etmek’, oksuz teginçsiz ‘fırsatsız, nasipsiz’ ~ teginçsiz oksuz ‘nasipsiz, fırsatsız’, erig öt ‘öğüt, nasihat’ ~ öt erig ‘nasihat, öğüt’, sakınçsız busuşsuz ‘dertsiz, kedersiz’ ~ busuş sakınç ‘keder, dert’. 6. Bir kelime farklı farklı kelimelerle ikileme oluşturabilmektedir: asıg tusu ‘fayda, kazanç’, asıg edgü ‘fayda, iyi’, asıg mengi ‘fayda, huzur’, edgülüg asıglıg ‘iyilik, fayda’; korkınçsız aymançsız ‘korkusuz, çekincesiz’, ada korkınç ‘tehlike, korku’, korkınçıg kasınçıg ‘korkunç, korkulu’, korkınç sıkış ‘tehlike, sıkıntı’, korkınçsız inç ‘korkusuz, rahat’; ülgüsüz üküş ‘sayısız, çok’, ülgüsüz kolusuz ‘sayısız, hesapsız’, ülgüsüz koltı ‘sayısız, çok’, ülgüsüz kıdıgsız ‘sayısız, çok’ ülgüsüz üküş koltı ‘sayısız, çok’, ülgüsüz koltı erüş üküş ‘sayısız, çok, fazla’; yıdıg sarsıg ‘kokulu, kokmuş, pis kokulu’, irig sarsıg ‘kaba, kötü’; arıg süzük yazınçsız ‘temiz, günahsız’, arıg süzük ‘temiz, pak’, arıg turug ‘arı, duru’ , arıg silig ‘temiz pak’, arıg yürüng ‘temiz, ak’, 270 kkirsiz arıg ‘kirsiz, temiz’, yazınçsız arıg ‘günahsız, temiz’; küç küsün ‘güç, kuvvet’ , erklig küçlüg ‘güçlü, kuvvetli’, toruk küçsüz ‘zayıf, güçsüz’, küçlüg katıg ‘kuvvetli, sağlam’; öngsüz öles ‘solgun, renksiz’, öngsüz belgüsüz ‘renksiz, belirsiz’, öng kırtış ‘renk, yüz rengi’, önglüg belgülüg ‘renkli, belirli’; tüp tüz ‘temel, kök’, ul tüp ‘dip, temel’, töz tüp ‘kök, temel’, tüp üzlençü ‘kök, dip’, töz tüp yıltız ‘kök, temel, esas’; açıg emgek ‘acı, ızdırap’, açıg tarka ‘acı, kötü’, açıg tarka emgek ‘acı, kötü, ızdırap’; yangırtı yene ‘yine, tekrar’,ikileyü yene ‘yine, tekar’, yene yme ‘yine, tekrar’, yene yanturu ‘yine, tekrar’. 7. Kelimeler arasında ses benzerliği bulunduğu gibi hiçbir ses benzerliği olmayan kelimeler de bir araya gelebilmektedir: sevinç utlı ‘sevinç, karşılık’, utlı sevinç ‘karşılık, sevinç’, tütsüg yıd ‘tütsü, koku’, yiring kan ‘irin, kan’, ürk- belingle- ‘korkmak, ürkmek’, örten- yala-‘alevlenmek, yanmak’, yazuk irinçü ‘suç, günah’, mung tar ‘keder, acı’. 8. Kelimeler birbirlerinden farklı ekler alarak türeyebilmektedirler: önged- bınık ‘iyileştirmek, tedavi etmek’, seril- ornan- ‘serilmek, yerleşmek’, alkın- egsü- ‘yok olmak, eksilmek’, sola- bekle- ‘bağlamak, zincire vurmak’ açur- suvsat- ‘acıktırmak, susatmak’, buşur- emget- ‘kızdırmak, acı çektirmek’, kirtgün- edker- ‘inanmak, aldırış etmek’, esil- kuvra- ‘dağılmak, toplamak’, oyna- yırla- ‘oynamak, şarkı söylemek’, ötle- yalbar- ‘yakarmak, yalvarmak’, ölür- emget- ‘öldürmek, acı çektirmek’, yırın- yıgla ‘inlemek, ağlamak’, öçül- alkın- ‘yok olmak, bitmek’, küçsire- kevil- ‘zayıf düşürmek, güçsüz olmak’, ota- emle- ‘tedavi etmek, iyileştirmek’. 9. Đkilemeler en az iki kelimeden oluşmakla birlikte üç, dört ve altı kelimeden de oluşabilmektedir: sevit- ayat- ‘sevdirmek, saydırmak’, ıra- yatıka ‘uzaklaşmak, yabancılaşmak’, üdrül- seçil- ‘ayrılmak, seçilmek’, kadır yavlak ‘kızgın, kötü’, yap- yadıl- ‘yaymak, kaplamak’, yun- arıtın- ‘yıkanmak, temizlenmek’; tözkerinçsiz yeg üsdünki ‘aşılmaz, en üstün’, alkın- sön- amrıl- ‘yok olmak, dinmek’, kun- al- ogurla- ‘çalmak, çırpmak, yağmalamak’, ert- keç- ket- ‘geçmek, gitmek’, kentür- ornat- çıngar- ‘düzeltmek, doğrusunu yerine koymak, doğrulaştırmak’, ayıg ulug korkınçıg ‘kötü, kocaman, korkunç’, toru- küçsire- alangur- ‘zayıflamak, zayıflatmak’, kör- bil- ötkür- ‘görmek, bilmek, açıklamak’; adasız tudasız busuşsuz kadgusuz ‘kazasız, belasız, dertsiz, kaygısız’. yançış- öçüş- boğuş- örlüş- ‘kapışmak, boğuşmak, kızdırmak’, ölür- 271 ıdtur- alka- yokadtur- ‘öldürmek, canını almak, yok etmek’, ud eşgek kaltır tonguz ‘inek, eşek, katır, domuz’, kalınlık borluk sögüt yimiş ‘asma, bağ, ağaç, yemiş’, bars ibriz arslan böri ‘pars, arslan kurt’, emgetgü tolgatgu irintürgü bosanturgu ‘sıkıntı, eziyet, sefalet’; busuş kadgu emgek tolgak sıkıg tangık ‘sıkıntı, kaygı, eziyet’, sögüt ıgaç ot yaş arıg semek ‘söğüt, ağaç, ot, orman’, ezügsüz igidsüz köni kirtü arıg süzük ‘yalansız, dolansız, doğru, temiz’, igsiz togasız adasız tudasız emgeksiz tolgaksız ‘hastalıksız, belasız, sıkıntısız’, egsül- tegşil- arta- buzul- alkın- yokad- ‘eksilmek, değişikliğe uğramak, bozulmak, yok olmak’. Yapı bakımından bu şekilde farklı özellikler sergileyen Uygur dönemi ikilemelerine gösterdikleri bu özellikler nedeniyle tam olarak kalıplaşmış yapılar demenin güç olduğu sonucu çıkarılmıştır. Đncelenen metinlerden 1452 ikileme tespit edilmştir. Bunların 1268’i iki, 118’i üç, 61’i dört, 5’i altı kelimeden oluşmuştur. Bu ikilemeler yapı, tür, söz dizimi, anlam ve köken bakımından değerlendirilmiştir. Yapı bölümünde ikileme ögeleri ek alıp almamlarına ve başka bir kelime ya da kelimelerle birlikte kullanılarak kalıplaşmalarına göre “basit, türemiş ve birleşik” olmak üzere sınıflandırılmıştır. Farklı türde ögelerden oluşan ikilemelerde basit ögenin türü esas alınmakta, türemiş öge basit ögenin türüne göre türemektedir. Đkileme ögeleri her türden kelimeler olmakla birlikte esas olarak isim kök ve gövdelerinden, fiil kök ve gövdelerinden oluşmaktadırlar. Belirlenen örneklerde çoğunluğu ise isim kök ve gövdelerinden oluşan ikilemeler meydana getirmektedir. 1452 örneğin 947’si isim, 505’i fiil kök ve gövdelerinden oluşmuştur. Đkilemede kelime sayısı arttıkça isim ve fiil türleri arasındaki fark da artmaktadı. Đki kelimeden oluşan 1268 ikilemenin 797’si isim, 471’i fiil, üç kelimeden oluşan 118 ikilemenin 100’ü isim, 18’i fiil, dört kelimeden oluşan 61 ikilemenin 46’sı isim, 15’i fiil, altı kelimeden oluşan 5 ikilemenin ise 4’ü isim, 1’i fiil kök ve gövdelerinden oluşmaktadır. Söz dizimi bölümünde ögelerin sıralanışı çeşitli açılardan ele alınmış ve farklı sonuçlar elde edilmiştir. Farklı kökende kelimelerden oluşan ikilemelerde yabancı kelimenin ilk veya ilk sıralarda kullanılması çoğunluğu oluşturmaktadır. Đki kelimeden oluşan ikilemelerin 73’ünde yabancı kelime yer almaktadır. Bunların 38’inde yabancı kelime önce, 21’inde sonra kullanılmıştır. 13’ünün her iki kelimesi de yabancıdır. Üç 272 kelimeden oluşan 18 ikilemede yabancı kelime bulunur. Bunların 5’inde yabancı kelime son ögedir. Diğerlerinde ya birinci ya da ikinci öge olarak kullanılır. Dört kelimeden oluşan ikilemelerden 10’unda yabancı kelime bulunur. Bunların sadece birinde yabancı kelime son ögedir. Diğerlerinde birinci, ikinci veya üçüncü öge olarak kullanılır. Altı kelimeden oluşan ikilemelerde yabancı kelime yer almamaktadır. Bir kelimenin hiçbir değişiklik göstermeden aynen tekrar edilmesiyle de anlam pekiştirilmekte, anlatımda ahenk sağlanmaktadır. Böyle yapılar bu çalışmada “yineleme” adı altında değerlendirilmiştir. Toplamda 47 yineleme belirlenmiştir. Đkileme ögeleri eş, yakın ve zıt anlamlıdır. Çoğunluğu yakın anlamlı ikilemeler oluşturmaktadır. Yakın anlamlı ikileme sayısı 1411’dir. Bunların 1231’i iki, 115’i üç, 60’ı dört ve 5’i altı kelimeden oluşan ikilemelerden meydana gelmiştir. Örneklerin 20’si eş anlamlıdır ve bunların 16’si iki, 3’ü üç, 1’i dört kelimeden oluşan ikilemelerdir. Đkilemelerin 47’sini zıt anlamlı ikilemeler oluşturur ve bunların hepsi iki kelimeden oluşan ikilemelerdir. Ögelerden bir ya da bir kaçına +sIz eki eklenerek hareketin veya nesnenin yokluğu yahut aşırılığı anlatılmaktadır. Böylelikle anlam olumlu ya da olumsuz etkilenmektedir. Bu ek ikileme kelimelerinin birine, birkaçına veya hepsine eklenerek birbirine zıt anlamdaki kelimeleri yakın anlamlı duruma getirdiği gibi birbirine yakın anlamdaki kelimeleri zıt anlamlı duruma getirebilmektedir. Örneklerden 154’ünde +sIz eki yer almaktadır. Bunlardan 104’ü iki, 37’si üç, 11’i dört, 2’si altı kelimeden oluşan ikilemelerdir. Örnekler köken bakımından farklı oluşumlar göstermektedir. Đki kelimeden oluşan 1268 ikilemeden 1195’i Türkçe + Türkçe, 21’i Türkçe + Yabancı, 38’i yabancı + Türkçe ve 13’ü Yabancı + Yabancı olmak üzere dört alt gruba; üç kelimeden oluşan 118 ikilemeden 100’ü Türkçe + Türkçe + Türkçe, 5’i Türkçe + Yabancı + Türkçe, 5’i Yabancı + Türkçe + Türkçe, biri Yabancı + Türkçe + Yabancı, 2’si Yabancı + Yabancı + Türkçe, 5’i Türkçe + Türkçe + Yabancı olmak üzere altı alt gruba; dört kelimeden oluşan 61 ikilemeden 51’i Türkçe + Türkçe + Türkçe + Türkçe, 2’si Türkçe + Yabancı + Türkçe + Türkçe, 4’ü Türkçe + Türkçe + Yabancı + Türkçe, üçü Yabancı + Türkçe + Türkçe + Türkçe, biri Yabancı + Yabancı + Türkçe + Yabancı beş alt gruba; altı kelimeden oluşan beş ikileme Türkçe + Türkçe + Türkçe + Türkçe + Türkçe + Türkçe olmak üzere bir alt gruba ayrılmıştır. Bu şekilde farklı oluşumlar göstermelerine karşın 273 toplamda 48 yabancı kelime belirlenmiştir. Bunun nedeni oluşumlarda her zaman ayrı değil çoğunukla aynı yabancı kelimenin kullanılmasıdır. Yani bir yabancı kelimeyle farklı farklı ikilemeler oluşabilmektedir. Böylece yabancı kelimeyle ikileme oluşumu artmış olsa da kullanılan yabancı kelime sayısında bir artış olmamaktadır. Yabancı kelimeler Sanskritçe, Soğdca, Çince, Moğolca ve Farsça’dır. Bunlar içinden en fazla sayıya sahip olan Çincedir. Kelimelerin 22’si Çince, 17’si Sanskritçe, 4’ü Soğdca, 3’ü Farsça ve 2’si Moğolca’dır. 274 KAYNAKÇA Ağakay, M., A. 1953 “Đkizlemeler Üzerine”, Türk Dili, c: II, sayı: 16, s. 189-191, Ankara. 1953 “Đkizlemeler Üzerine”, Türk Dili c: II, sayı: 17, s. 268-271, Ankara. 1954 “Türkçede Kelime Koşmaları”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten, Ankara. Akerson, Fatma 1982 “Türkçenin Çeviride Tam Değerlendirilemeyen Bir Özelliği: Đkilemeler”, Çağdaş Eleştiri, S. 6, s. 49-52, Đstanbul. Aksan, Doğan 1965 “Türk Anlambilimine Giriş- Anlam Değişmeleri I”: TDAY Belleten, Ankara: TDK, 167-184. 1994 “Anlambilim, Đlgili Alanlar ve Türkçe”, A.Ü. Tömer Dil Dergisi, Doğan Aksan Özel Sayısı, s. 16, Şubat. 1999 Anlambilim, Ankara. 2000 En Eski Türkçe’nin Đzlerinde, Đstanbul. 2006 Anadilimizin Söz Denizinde, Ankara. Aktaş, Tahsin 1996 “Yapı ve Anlam BAkımından Almanca ve Türkçede Đkilemeler”, Türk Dili, S. 539, s. 565-575, Ankara. Akyalçın, Necmi 2007 Türkçe Đkilemeler Sözlüğü (Tanıklı), Ankara, 2007. Akyalçın, Necmi, Öztuncer, Özlem 2004 “Yaşar Kemal’in Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana Adlı Romanındaki Đkilemeler”, Folklor Edebiyat Dergisi, S. 37, s. 133-165, Başkent Matbaası, Ankara. Alkaya, Ercan 2008 “Orta ve Doğu Karadeniz Ağızlarında Görülen Đkilemeler Üzerine Bir Değerlendirme”, Turkish Studies Volume 3/3, Spring, s. 37-76. 275 Atabay, Neşe, Kutluk, Đbrahim, Özel, Sevgi 1983 Sözcük Türleri, Ankara. Aydın, Erhan 1997 “Orhon Yzıtlarında Hendiadyoinler”, Türk Dili, sayı: 544, Nisan , s. 417- 421. Bang, W., Gabain, von A. 1920 Türkische Turfan Texte II, Berlin. 1930 Türkische Turfan Texte IV, Berlin. 1931 Türkische Turfan Texte V, Berlin. Bang, W., Gabain, von A. Arat, Rachmati Reşit 1934 Türkische Turfan Texte VI. Das Buddhistische Sūtra Sӓkiz Yükmӓk, Berlin. Banguoğlu, Tahsin, 2000 Türkçenin Grameri, Ankara. Barutcu Özönder, Sema 1990 “Abhidharmakosabhaşyatika-tattvartha-nama’nın Eski Uygurca Tercümesinden Bir Parça”, AÜDTCF, 34, 1-2, Ankara. 1998 Sthiramati’nin Vasubandhu’nun Abhidharmakosastra’sına Yazdığı Tefsirin Etü Tercümesi Abidarim Kıınlıgkoşavarti Şastırtakı Çınkirtü Yörüglerning Kingürüsi’nden Üç Đtigsizler, Giriş-Metin-Tercüme-Notlar- Đndeks, XXX. Levha, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara. Bilgegil, Kaya 1982 Türkçe Dilbilgisi, Đstanbul. Ceylan, Nimet 2009 Gazi Zahüriddün Muhammed Babür Mirza’nın Eserlerindeki Đkilemeler, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı ABD, Yüksek Lisans Tezi, Adana. Caferoğlu, Ahmet 1993 Eski Uygur Türkçesi Sözlüğü, Đstanbul. 276 Clauson, Sir Gerard 1963 The Name Uyğur, England. 1972 An Etymological Dictionary of Pre-Thirteenth Centruy Turkish, Oxford. Çağatay, Saadet 1943 “Uygur Yazı Dili”, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Dergisi cilt I, sayı 5, Ankara. 1945 Altun Yaruk’tan Đki Parça. 1978 “Uygurcada Hendiadyoinler”, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Yıllık Çalışmalar Dergisi, sayı: 1, s. 29-66, Ankara, 1978. Çağıran, Önder 2004 “Osman Nedim Tuna’nın Đkilemelerindeki Ünsüz Dizisine Bazı Ekler” V. Uluslar arası Türk Dil Kurultayı I, s.689-692, Ankara, 20-26 Eylül. Çoraklı, Şahbender 1991 Türkçe ve Almancadaki Đkilemeler, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü B.T.D. ve Ed. Bölümü Alman Dili ABD, Yüksek Lisans Tezi, Erzurum. 2001 “Türkçenin Yaratma Gücü Đkilemeler I, Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, S. 17, Erzurum. 2005 “Türkçenin Yaratma Gücü Đkilemeler II, Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, S. 27, s. 41-44, Prof. Dr. Şinasi Tekin Özel Sayısı, Erzurum. Çürük, Yasemin 2009 Attila Đlhan’ın Kurtlar Sofradı Adlı Romanında Geçen Đkilemeler, Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı ABD, Yüksek Lisans Tezi, Adana. Demir, Nurettin, Yılmaz, Emine 2006 Türk Dili El Kitabı, Grafiker Yay. Durgut, Hüseyin 2004 “Türkiye Türkçesinde Đkilemelerde Kalan Arkaik Kelimeler”, V. Uluslar arası Türk Dil Kurultayı I, s.805-814, Ankara, 20-26 Eylül. 277 Eker, Süer 2003 Çağdaş Türk Dili, Grafiker Yay., Ankara. Elverskog, Johan 1997 Uygur Buddhist Literature, Brepols. Erdem, Mehmet Dursun 2005 “Harezm Türkçesinde Đkilemeler ve Yinelemeler Üzerine”, Bilig Dergisi, Bahar S. 33, s. 189-226. Erdem, Melek 2004 “Oğuz Grubu Türk Lehçelerinde Eş Anlamlılık”, Zeynep Korkmaz Armağanı, s. 147-162, Ankara. Eren, Hasan 1949 “Đkiz Kelimelerin Tarihine Dair”, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, C. VII, S. 2, s. 283-286, Ankara. Ergin, Muharrem, 2002 Türk Dilbilgisi, Boğaziçi Yay., Đstanbul. Foy, Karl 1899 “Studien zur Osmanishen Syntax, das Hendiadtoin und die Worfolge ‘ana baba’, Mitteilungen des Seminars für Orientalishe Sprachen (MSOS), 2. c, 2. bölüm, s. 105-136, Berlin. Gabain, Von Annemarie 1938 Briefe der Uigurischen Hüen-tsang Biographie, Berlin. 2000 Eski Türkçenin Grameri, TDK yay. Gencan, Tahir Nejat 2001 Dilbilgisi, Ayraç Yay., Ankara. Genç, Eriha, Neslihan 2003 Süheyl ü Nev-bahâr’da Đkilemeler, Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü T.D. ve Ed. ABD, Yüksek Lisans Tezi, Mersin. Grönbech, K. 2002 Türkçenin Yapısı, Çev. Mehmet Akalın, Ankara. Guiraud, Pierre 1999 Anlambilim, Çev. Berke Vardar Đstanbul. 278 Güler, Selda 2003 A Study on Turkish Reduplications: Some Observations on Form And Function of Reduplication, Mersin University Graduate School of Social Sciences Department of English Language and Literature, Yüksek Lisans Tezi, Mersin. Günay, Doğan 2007 Sözcükbilime Giriş, Đstanbul. Hamilton, Russel James 1998 Budacı Đyi ve Kötü Kalpli Prens Masalının Uygurcası Kalyanamkara ve Papamkara, Çevirenler: Ece Korkut, Đsmet Birkan, Türk Dilleri Araştırmaları Dizisi: 11, Ankara. Hatipoğlu, Vecihe 1981 Türk Dilinde Đkileme, TDK Yayınları, Ankara. Karahan, Leyla 1999 Türkçede Söz Dizimi, Akçağ Yay., Ankara.. Kaya, Ceval 1994 Uygurca Altun Yaruk Giriş, Metin ve Dizin, Ankara. Kılıç, Savaş 2007 “Anlamın Tarihteki Serüvenine Bakmak”, Virgül, s.54-57, Ekim. Korkmaz, Zeynep 2003 Gramer Terimleri Sözlüğü, Ankara. 2007 Türkiye Türkçesi Grameri Şekil Bilgisi, TDK Yay., Ankara. Le Coq, Albert Von 1938 Türkische Manichaica aus Chotscho. I, Berlin. 1919 Türkische Manichaica aus Chotscho. II, Berlin. 1922 Türkische Manichaica aus Chotscho. III Nebst Einem Christlichen Bruchstück Aus Bulayıq, Berlin. Lyons, John 1981 Language and Linguistics, Cambridge. 279 Marchand, Hans 1952 “Alliteration, Ablaut und Reim in den Türkischen Zwillingsformen”, Oriens Vol. 5, No. 1, s. 60-69. http : // www.jstor.org/stable/1579322. Müller, K., W., F. 1946 Uygurca Üç Hikaye (Çev. S. Himran), Đstanbul. 1945 Çaştani Bey Hikayesi, Uigurica IV- A, Çev. S. Himran, Đstanbul. Nagy, Kineses Eva 2004 “Đki Taşla Bir Kuş…Çağataycada Hendiadyoin”, V. Uluslararası Türk Dil Kurultayı, s.1125-1136, Ankara, 20-26 Eylül. Orkun, Hüseyin Namık 1940 Prens Kalyanamkara ve Papamkara Hikayesinin Uygurcası, Đstanbul. Ölmez, Mehmet 1991 Altun Yaruk III. Kitap (=5. Bölüm), Türk Dilleri Araştırma Dizisi: 1, Ankara Ölmez, Kargı Zuhal 1997 “Kutadgu Biligde Đkilemeler (I), Türk Dilleri Araştırmaları, C. 7, Simurg Arıbasım/Offprint, Ankara. 1998 “Kutadgu Biligde ikilemeler (II), Bahşı Ögdisi, Türk Dilleri Araştırmaları Dizisi 21, Simurg Yayınları, Đstanbul, Freiburg (60. Doğum Yılı Dolayısıyla Klaus Röhrborn Armağanı). Öz, Aynur 1997 “Özbek Türkçesinde Đkilemeler”, Türkoloji Dergisi, C. XII, 1. Sayı , s. 287-311, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Ankara. Özkan, Mustafa 2004 “Deyimleşmiş Đkilemeler”, V. Uluslararası Türk Dil Kurultayı II, s.2289- 2318, Ankara, 20-26 Eylül. Räsänen, Marti 1969 Versüch Eines Etymologischen Wörterbüches der Türksprachen, Helsinki. 280 Röhrborn, Klaus, Veenker, Wolfang 1983 “Sprachen des Buddhismus in Zentralasien”, Veröffentlichungen der Societas Uralo-Altaica, Band 16, Wiesbaden. Sertkaya, Osman Fikri 1982-1983 “Maitrisimit Nom Bitig”, TDAY-Belleten, s. 265, Ankara 1983 “Eski Türk Atasözleri Üzerine”, Şükrü Elçin Armağanı, H.Ü. Edebiyat Fakültesi Armağan Dizisi: 1, Ankara. 1977-1979 “Turfan Metinleri ve Yapılan Yayınları”, Türkiyat Mecmuası, cilt XIX, s. 309-344. Sev, Gülsel 2004 “Divanü Lûgat’it Türk’te Đkilemeler”, Türk Dili, S. 634, s. 497-510, Ankara, Ekim. Sevortyan, E. B. 1974 Etimologiçeskiy Slovar Tyurkskih Yazukov, Moskov. 1978 Etimologiçeskiy Slovar Tyurkskih Yazukov, Moskov. 1980 Etimologiçeskiy Slovar Tyurkskih Yazukov, Moskov. 2003 Etimologiçeskiy Slovar Tyurkskih Yazukov, Moskov. Şahin, Hatice 1997 “Ferah-nâmede Geçen Đkilemeler Üzerine” Osmanlı Araştırmaları XVII, s. 125-135, Đstanbul. Şen, Serkan 2002 Eski Uygur Türkçesinde Đkilemeler, OMÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Samsun. 2005 “Standart Türkiye Türkçesinde Đkilemelerle Yaşayan Tarihi Sözcükler”, Şinasi Tekin Anısına Uygurlardan Osmanlıya, Simurg. Talu, Fatma Nur 2003 Kısasü’l-Enbiyâ’da Đkilemeler, Mersin Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü T.D. ve Ed. ABD, Yüksek Lisans Tezi, Mersin. Tamba-Mecz, Irene 1988 Anlambilim, Đletişim Yayınları. 281 Tekin, Şinasi 1960 Maytrisimit Burkancıların Mehdisi Maitreya ile Buluşma Uygurca Đptidai Bir Dram, Uygurca Metinler II, Erzurum. 2001 Đştikakçının Köşesi, Đstanbul, Simurg. 1993 Kuanşi Đm Pusar(Ses Đşiten Đlah), UygurcaMetinler I, Ankara. Tekin, Talat 1995-1998 “Đkilemeler”, Orhon Yazıtları: Kül Tigin, Bilge Kagan, Tunyukuk, Simurg Yay., s. 15-17, Đstanbul. 2004 Irk Bitig Eski Uygurca Fal Kitabı, Öncü Kitap, 2004. Tezcan, Semih 1974 Das Uigurische Insadi-Sutra, Berlin. 1975 Eski Uygurca Hsüan Tsang Biyografisi X. Bölüm, Ankara. 1978 En Eski Türk Dili ve Yazını, TTKB., Ankara. Tietze Andreas 1966 “Reduplikasyon ve (r) Đle Kurulmuş Çift Sözler”, Reşit Rahmeti Arat Đçin, s. 423-429, Ankara. Toklu, Osman 2003 Dilbilime Giriş, Akçağ Yay., Ankara. Tuna, Osman Nedim 1947 “Türkçede Tekrarlar”, Đstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, cilt: 3, s. 429-447, Đstanbul. 1986 “Türkçenin Sayıca Eş Heceli Đkilemelerinde Sıralama Kuralları ve Tabii Bir Ünsüz Dizisi”, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten, 1982-1983, s.163-228, Ankara. Ullmann, Stephen 1973 “Anlambilimi”, Linguistics at Large. ed. Noel Minnis. Granada Pub, ltd, çeviren: Naşit Fırat, Eylül 1978, C: XXXVIII, S: 324, s. 355-363 Dil Yazıları [Özel Sayısı] Türk Dili Dil ve Edebiyat Dergisi). Uygun, Hatice 2007 Kazak Türkçesindeki Đkilemelerin Türkiye Türkçesindeki Đkilemelerle 282 Karşılaştırılması, Pamukkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı ABD, Yeni Türk Dili BD, Yüksek Lisans Tezi, Denizli. Uzun, Nadir Engin 2006 Biçimbilim Temel Kavramlar, Papatya Yay., Đstanbul. Üstünova, Kerime 1997 “Dede Korkut Destenlerında, Üçlemler, Dörtlemeler, Beşlemeler”, Bilge Dergisi, TDTK AKM Yaz/13, s. 20-25, Ankara. 1998 “Dede Korkut Destanlarında Aralıklı Đkilemeler”, Türk Dili, S. 557, s. 464-470, Ankara. 2002 Türkçede Yapı Kavramı ve Söz Dizimi Đlkeleri, Bursa. Vardar, Berke 2002 Dilbilgisi Terimleri Sözlüğü, Đstanbul: Multilungial Yabancı Dil Yayınları. Yılmaz, Yasemin 2007 14. yy. Anadolu Türkçesinde Đkileme -Sayıca Eş Heceli Kelimelerde-, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Sakarya. Yüce, Nuri 1998 “Đkilemelerdeki Đlginç Problemler”, Bahşı Ögdisi, Türk Dilleri Araştırmaları Dizisi 21, Simurg Yayınları, s. 419-427Đstanbul, Freiburg (60. Doğum Yılı Dolayısıyla Klaus Röhrborn Armağanı). Wilson, John 2006 Dil ve Anlam, Ankara. Zülfikar, Hamza 1995 Türkçede Ses Yansımalı Kelimeler, TDK Yayınları, Ankara. 283 EKLER 1. Đki Kelimeden Oluşan Đkilemeler a mo: o, bu …bodisatavlarnıng ögi üçün anıng monung…Cev.Ay., 465, 2 aç- adır-: açıklamak, izah etmek …aça adıra nomlayur…Sem.Ins.,1013 aç- suvsa-: acıkmak, susamak …kayu ne açmak suvsamak emgekin…Cev.Ay., 118, 4, 5 aç toruk: aç, zayıf …ol barsnıng açın torukın…Cev.Ay., 612, 14, 15. aç- yad-: açıklamak, söylemek …nomlarta aça yada nomladım…Cev.Ay., 363, 9 açı- agrı-: kırmak, rencide etmek …tengrig neçe açıtımız agrıtımız erser…Le Coq.Huas., 57 açıg ayag: saygı, hürmet …açıgka ayagka tegdeçi bolgaylar…Cev.Ay., 195, 15, 16 açıg emgek: acı, ızdırap …açıgları emgekleri üze umadın…Cev.Ay., 625, 2 açıg tarka: acı, kötü …ajuntakı acıg tarka emgeklerintin..Cev.Ay., 11, 22 açıl- yadıl-: açılmak, yayılmak …ikileyü açılmak yadılmaknıng…Sem.H.T.B., 337, 338 açın- aya-: özen göstermek, saygı göstermek …açınsar ayasar küyü küzetü birip…Cev.Ay., 407, 9 açın- yadın-: itiraf etmek, açıklamak …açıngalı yadıngalı usar…Cev.Ay., 104, 20, 21 açsız kızsız: tok, aç olmayan …igsiz kegensiz açsız kızsız yagısız yavlaksız bolgaylar…Cev.Ay., 196, 19, 20 284 açuk adırtlıg: açık, belli …açuk adırtlıg közüntürü…Cev.Ay., 474, 6 açur- suvsat-: acıktırmak, susatmak …solamamak beklememek açurmamak suvsatmamak…Cev.Ay., 220, 22 ada emgek: felaket, sıkıntı ulatı adalarıg emgeklerig…Cev.Ay., 210, 3, 4 ada korkınç: tehlike, korku …adalartın korkınlartın ozar…Cev.Ay., 328, 3, 4 ada- sözle-: adlandırmak, söylemek …adaşlarım tip adamışım sözlemişim yoksuz bolgay…Mül.Muk., 70 ada tuda: kaza, bela …adasız tudasız bolgay…Cev.Ay., 192, 1 adalıg tıdıglıg: tehlikeli, engelli …altı törlüg adalıg tıdıglıg…Cev.Ay., 120, 9 adaş böşüg: arkadaş, hısım …edgü sakınçın kim adaş böşüg tutup…Mül.Muk., 55 adaş iş: arkadaş, eş …adaşıng işing men tip…Mül.Muk., 62 adın adınaguka: başka, başka kimseler …yene adın adınaguka…Cev.Ay., 221, 24 adın- mungad-: şaşırmak, hayret etmek …kişiler adıntılar mungadtılar…Cev.Ay., 16, 18, 19 adın öngi: ayrı, farklı …adın öngi on bulung…Cev.Ay., 32, 20 adın yat: yabancı, bilinmeyen …adın yat iliglerke…Cev.Ay., 403, 13 adınçıg mungadınçıg: olağanüstü, şaşırtıcı …adınçıg munadınçıg etig yaratıglarıg…Sem.H.T.B., 284 adır- üdür-: ayırmak, ayırt etmek …adıra üdüre sakınıp…Cev.Ay., 615, 5 285 adırt üdürt: fark, ayrıcalık …adırt üdürt sakınç belgüsintin…Cev.Ay., 264, 21 adırtlıg belgülük: kesin, belli …yirin adırtlıg belgülüg…Cev.Ay., 635, 13 adrıl- yiril-: ayrılmak, bölünmek …adrılgalı yirilggeli erü erü…Gab.H.T.B., 2039 agı barım: hazine, servet …ed tavar agı barım altun…Cev.Ay., 525, 21 agılık bölük: hazine, hisse …üçünç agılıklarnıng bölüklerning…Cev.Ay., 270, 10 agılık kıznak: hazine, servet …agılıkları kıznakları barça…Cev.Ay., 118, 14, 15 agılık sang: hazine, servet s. < Çin. ts’ang …agılıkım sangım tolsun…Cev.Ay., 519, 2 agınçsız evrilençsiz: sağlam, sarsılmaz …agınçsız evrilençsiz bolurlar…Cev.Ay., 428, 23, 429, 1 agır ayag: şeref, itibar …agır ayag kop süzük… Cev.Ay., 146, 13 agır ayamak: şeref, saygı …agır ayamakın tengri tengrisi burkan…Cev.Ay, 36, 18 agır ulug: agır, ulu …agır ulug kirtgünç köngül…Cev.Ay., 445, 3, 4 agırla- aya-: hürmet etmek, saygı göstermek …agırlaguluk ayaguluk ilinçsiz…Cev.Ay., 654, 23, 655, 1 agrıg ig: ağrı, hastalık …lişip tözlüg agrıg ig…Cev.Ay., 591, 9 agtarıl- töngderil-: dönderilmek, çevrilmek …agtarılu töngderilü agınayurlar erti…Cev.Ay., 601, 11, 12 agtın- in-: çıkmak, inmek …bir yirte agtınurlar inerler…Cev.Ay., 365, 22 286 ak- barın-: akmak, boşanmak …kan yiring söl akar barınur…Şin.Mayt., 61, 10 akıglıg akıgsız: akıcı, sabit …akıglıg akıgsızıg tutmak üze…Cev.Ay., 273, 13 akıglıg ürlüksüz: geçici, sabit olmayan …akıglıg ürlüksüz biş yapıgıg…Cev.Ay., 34p, 14 akıgsız ürlüklüg: sabit, geçici olmayan …yapıgıg tegşürüp akıgsız ürlüklüg…Cev.Ay., 34p, 15 akıl- kudul-: akmak, dökülmek …ögüz suvı akılmaz kudulmaz…Sem.Ins., 670 aksak çolak: aksak, sakat ….enrey bedey aksak çolak…Cev.Ay., 300, 10 aktur- öntür-: yükselmek, çıkmak …tamudan yokaru akturdı öntürti…Le Coq.Manic.I., 13 al altag: hile, aldatma …ne al altag kılsar men…Cev.Ay., 9, 9 al çeviş: yol, yordam …al çeviş bilig ayu birgey…Cev.Ay., 193, 22 al- elt-: almak, getirmek …kişike temedin alıp eltip…Sem.Ins., 195 al- yungla-: almak, kullanmak …tavarın altımız yungladımız erser…Ban.Gab.Tür.IV A, 44 alangur- kogşa-: zayıflatmak, zayıflamak …emgekin alangurmış kogşamış…Cev.Ay., 118, 5 alış biriş: alış, veriş …edig tavarıg alış biriş ogrınta…Şin.Mayt., 61, 25 alkat- kötrül-: methettirmek, yükselttirmek …yirtünçüde alktmış kötrülmiş…Cev.Ay., 682, 20 alkın- egsü-: yok olmak, eksilmek …inçe kaltı alkınmaksız egsümeksiz…Cev.Ay., 338, 5 287 alkın- isil-: yok olmak, eksilmek …alkınmaksız isilmeksiz tolun ay tengri…Cev.Ay., 338, 11, 12 alkın- tüke-: yok olmak, bitmek …terkkeye üdün alkıntaçı tükedeçi erür… Cev.Ay., 163, 6, 7 alkın- uvat-: tükenmek, azalmak …agı barım alkınsar uvtsar…Jam.K.P., VII, 9 alkınçsız tüketinçsiz: tükenmez, sonsuz …neçeke tegi alkınçsız tüketinçsiz titir… Cev.Ay., 163, 4, 5 alkınçsız üküş: tükenmez, çok …alkınçsız üküş tüü törlüg..Sem.Ins., 343 alkınçsız ülgüsüz: tükenmez, sayısız …ol ödün alkınçsız ülgüsüz… Bang.Gab.Ar.Seyük., 376 alkınmaksız tükemeksiz: bitmeksiz, tükenmeksiz ….alkınmaksız tükemeksiz inçkü mengi üze todu…Cev.Ay., 154, 8, 9 alkış ötüg: dua, niyaz …alkışımız ötügümüz tengrike…Le Coq.Huas., 216 alku kamag: bütünü, hepsi …men alku kamag tınlıglar birle… Cev.Ay., 169, 12, 13 alku barça: hepsi, bütün …alkuka barça bir teg iyin… Cev.Ay., 153, 14 alku tüketi: tamamı bütün …eminge tegi alku tüketi teginser…Şin.Kip., 87 alp agır: güç, ağır …alp agır emgeklerin…Cev.Ay., 397, 14 alp emgek: güç, zahmet …karasın alpınta emgekinte…Cev.Ay., 414, 12 alp katıg: cesur, sağlam …üçünç alp katıg…Cev.Ay., 232, 16 altun erdini: altın, mücevher e. < Skr. ranta …altunlug erdinilig çeçek…Cev.Ay., 519, 22, 520, 1 288 altun kümüş: altın, gümüş …kaş altun kümüş ed tavarlar…Cev.Ay., 70, 6 amil yabaş: sakin, yavaş …amil yabaş kişilerig…Bang-Gab.Tür II TD., 57 amra- sev-: ilgi duymak, sevmek …olarnı amrayurlar severler…Cev.Ay., 556, 5 amrak ayaglıg: sevgili, saygılı …amrak ayaglıg bolgalı…Cev.Ay., 446, 18 amran- kirtgün-: sevmek, inanmak …üze amrantı kirtgüntiler…Bang-Gab.Tür. II TM., 85 amru üzüksüz: devamlı, sürekli ….amru üzüksüz agır ayıg…Cev.Ay., 109, 7 ana ata: anne, baba …yarlıkançuçı köngüllüg ana ata…Cev.Ay., 551, 23, 552, 1 ança munça: şöyle, böyle …et’üzleringe ança munça tusulur… Bang.Gab.Ar.Seyük., 262 anı munı : onu, bunu …anılı munılı bir ikintike tıdılışmaz üçün tip…Se.Öz., 103a, 1 anıg yavlak: kötü, çirkin …anıg yavlak biligin…Le Coq.Huas., 50 anta monta: şurada, burada …anta monta saçılıp…Cev.Ay., 625, 10, 11 anut- it-: hazırlatmak, düzenlemek …et’özin ol anutmış itmiş…Cev.Ay., 431, 11, 12 ar- ezügle-: dolandırmak, kandırmak …tınlıglarıg artım ezügledim…Cev.Ay., 135, 10 ar- yuv-: dolandırmak, aldatmak …çikin kürin kürlükin tınlıglarıg ardılar yuvdılar…Şin.Mayt., 75, 39, 40 arhant dıntar: aziz, dindar a.< Skr. arhant…arhant dıntarlarıg ölürtüm…Cev.Ay., 134, 14 289 arhant tıtsu: aziz, öğrenci a.< Skr. arhant, t. < Çin. ti tzŭ …arhant tıtsularıngız birle..Cev.Ay., 655, 23, 656, 1 arı- alkın-: silinmek, yok olmak ….kalısın yumgı arısun alkınsun…Cev.Ay., 138, 12 arı- açıl-: temizlenmek, açılmak …nom közleri arıdı açıldı… Bang.Gab.Ar.Seyük, 223 arı- süzül-: temizlenmek, süzülmek …biligli öçmekli arımış süzülmiş…Cev.Ay., 63, 7, 8 arıd- keder-: temizlemek, gidermek …yagısın odgurak arıdıp kederip…Sem.Ins., 40 arıg edgü: temiz, iyi …yintem arıgın edgüsin akıglıg…Cev.Ay., 303, 24 arıg kkirsiz: temiz, kirsiz …idisi arıg kkirsiz…Cev.Ay., 678, 15 arıg saka: orman, koru …arıgka sakaka tayaklıg…Cev.Ay., 630, 22 arıg silig: temiz, pak …..arıg silig suv üze… Cev.Ay., 144, 15, 16 arıg simek: orman, koruluk …arıg simekte avka atlanıp…Mül.Dan., 55 arıg süzük: temiz, duru …arıg süzük bilge biligleri üze….Cev.Ay., 137, 8, 9, 164, 19 arıg turug: arı, duru … sakışsız arıg turug arhantlar kuvragınga…Cev.Ay., 155, 22, 23 arıg yangı: temiz, yeni …arıg yangı ev itip…Cev.Ay., 519, 5 arıg yürüng: temiz, ak …arıg yürüng buyanlarım…Cev.Ay., 33, 9 arıgsız yablak: pis, kötü …et’özünteki kan irining arıgsız yablak taşıltın tökülti…Le Coq.Manic.I., 5 290 arıt- alkındur-: temizlemek, yok etmek …kşantı çamhuy kılıp neteg arıtdılar alkınturtılar erse…Cev.Ay., 139, 10, 11 arıt- süz-: temizlemek, arıtmak …arıtur men süzür men tip…Cev.Ay., 26, 16 arkuru turkuru: öteye, beriye …arkuru turkuru saçılıp…Cev.Ay., 631, 17 art basut: yardım, destek …süüsinge çeriginge art basut…Cev.Ay., 409, 11, 12 arta- alkın-: mahvolmak, bozulmak …yene artamaz alkınmaz mengü erür…Cev.Ay., 34ı, 16 arta- bozul-: bozulmak, çürümek …ürüg uzatı artadı bozultı…Cev.Ay., 613, 7 arta- isil-: bozulmak, eksilmek …artamak isilmek emgekig…Cev.Ay., 559, 17 arta- tegşil-: bozulmak, değişikliğe uğramak …artamışı tegşilmişi teginmez…Sem.H.T.B., 471 arta- yokad-: bozulmak, yok olmak …adası üze artamaz yokadmaz…Cev.Ay., 464, 6 artat- boz-: harap etmek, bozmak …artatgalı bozgalı sakınçın…Cev.Ay., 408, 19 artuksuz eksüksüz: yalansız, eksiksiz …ol üç tip ikileyü artuksuz eksüksüz…Se.Öz., 100a, 2 as- üklit-: arttırmak, çoğaltmak …kılınçlarıg ok asdım üklitdim…Cev.Ay.,136, 20 as- üklit-: çoğaltmak, arttırmak …uruglarıg asıp üklitip…Cev.Ay., 438, 11 asgançula- tagunla-: iki yüzlülük etmek, yataklık etmek …asgançuladımız tagunladımız erser…Bang-Gab.Tür.IV A, 72 asıg edgü: fayda, iyi …asıgka edgüke tegürgelir…Cev.Ay., 431, 9 291 asıg mengi: fayda, huzur …asıglıg mengilig kılgalı…Cev.Ay., 547, 58 asıg tusu: fayda kazanç ….. ne erser asıgka tusuka kirmedi. Cev.Ay., 612, 2. asıglıg edgülüg: fayda, iyilik …asıglıgın edgülügin tuyunup…Cev.Ay., 207, 3, 4 asıl- küçet-: kuvvetlenmek, güçlenmek …küçi asılgay küçetgey…Cev.Ay., 89, 20, 21 asıl- ökli-: çoğalmak, artmak …irinçülerimiz asılmadın öklimedin…Bang-Gab.Tür.IV B, 44, 45 asıl- üstel-: artmak, çoğalmak … tiriningizler kuvragıngızlar asılur üstelür…Cev.Ay., 194, 18 asılmak koramak: çoğalmak, azalmak …nomlarnıng asılmakın koramakın…Cev.Ay., 245, 16, 17 aş içgü: yiyecek, içecek …ulug aş içgü kıltı…Cev.Ay., 4, 14 aş içkü: yiyecek, içecek …tatıglıg aş içkü keltürüp…Jam.K.P., LXXI, 6 aş suv: yiyecek, içecek …kolguçılarag aşın suvın…Jam.K.P., LXXV, 7 aş suvsuş: yiyecek, içecek …yigülük içgülük aşın suvsuşın… Cev.Ay., 156, 2 aş ton: yiyecek, giyecek …aşka tonka kamagun…Cev.Ay., 578, 2, 3 aş yimiş: yiyecek, yemiş …aş yimiş de kin inçip…Cev.Ay., 592, 5 at adgır: at, aygır …amrak at adgır…Cev.Ay., 555, 8 at koyn: at, koyun …at koyn takıgu…Cev.Ay., 490, 15 292 at kü: ad, şöhret …atı küsi kötrülür…Cev.Ay., 564, 15 at küü: ad, şöhret …at küü iligi…Cev.Ay., 358, 22, 23 at yanga: at, fil …atların yangaların alatunların…Cev.Ay., 250, 23, 24 ata kang: ata, baba …köngüllüg atam babam…Cev.Ay., 587, 20, 21 ata- yükün-: ad vermek, ululamak …sakınsar atasar yükünser…Cev.Ay., 539, 15 atkan- yapşın-: yapışmak, bağlanmak …koduru atkanmak yapşınmak…Cev.Ay., 109, 14 atlıg yüüzlüg: asil, saygın …atlıg yüüzlüg birkerü…Cev. Ay., 637, 2 atlıg yüzlüg: adlı, ünvanlı, önemli kişi …atlıg yüzlügke inçe tep ayıttı..Jam.K.P., XII, 5 avant tıltag: sebep a. < Skr. anbant …..kayu kayu avant tıltag ugrınta…Cev.Ay., 140, 16 avcı keyikçi: avcı, geyikçi …ne üçün tiser avcı keyikçi…Mül.Dan., 2 aya- açın-: saygı göstermek, özen göstermek …yme ayamış açınmış…Cev.Ay., 422, 12, 13 aya- çilte-: saygı göstermek, hürmet etmek …kamagka ayaguluk çiltegülük bolgaylar…Cev.Ay., 195, 21 aya- sev-: saygı göstermek, sevmek …ayamışka sevmişke tözün yavaş…Cev.Ay., 556, 9, 10 ayag çilteg: saygı, itibar …ayaglıg çilteglig bolsunlar…Cev.Ay., 380, 13 ayagka tegimlig: itibarlı, hürmetli …ayagka tegimlig bügü biliglig burkanlar…Cev.Ay., 174, 7, 8 293 ayagu körgü: saygı, görgü …ayaguluk körgülük bolurlar…Cev.Ay., 125, 2 ayaş- amraş- : saygı, sevgi göstermek …ayaşdaçı amraşdaçı bolgaylar…Cev.Ay.,195, 14 ayıg yavız: kötü, fena …ayıg yavız tüş birgüsinge…. Cev.Ay., 141, 6 ayıg yavlak: kötü, berbat ….. ayıg yavlak kılınçlıg…. Cev.Ay., 144, 16 ayıgla- tan-: kötülemek, aşağılamak …ayıgladın tantım erser nomug nom ermez.. Cev.Ay.,137, 1 ayıglamaksız çulvusuz: kötülemeksiz, küfürsüz …nom tözünte ayıglamaksız çulvusuz erser… Cev.Ay., 147, 11, 12 aymançsız korkınçsız: çekincesiz, korkusuz …amtı aymançsız korkınçsız köngülin…Şin.Mayt., 23, 21 az- mun-: azmak, yoldan çıkmak …yeg savın sımaglı azmış munmış…Le Coq.Manic.III., 29 az nızvanı: arzu, tutku a. < F. āz, n. < Soğ. nyzß’ny… az nızvanıg ok kever.. Cev.Ay., 163, 10, 11 az övke: hırs, öfke …az övke biligsiz biligde…Cev.Ay., 133, 18 azlan- kıvırkaklan-: kıskanmak, cimrilik etmek …buşıda azlantım kıvırkaklantım…Cev.Ay., 136, 15 azlan- künile-: kıskanmak …azlanmamak künilememek övke köngül…Cev.Ay., 220, 4, 5 azu- egsü-: sızmak, eksilmek …azumış egsümiş sansız…Cev.Ay., 379, 23 ba- bekle-: bağlamak, zincire vurmak …bolar bamış beklemiş erürler…Cev.Ay., 107, 17 ba- ula-: bağlamak, tutturmak …üze bamaz ulamaz…Le Coq.Manic.III., 22 294 bag bokagu: bağ, köstek …bagda bokaguda kirip…Bang.Gab.Ar.Seyük., 110 bag borluk: bağ, bahçe …bagın borlukın erin atın oklatdımız…Şin.Mayt., 69, 13 bag çug: bağ, bağçe …bek bagların çugların…Cev.Ay., 165, 19, 20 bagır böşük: akraba, hısım …bagrı böşüki öküş bolur…Bang.Gab.Ar.Seyük., 105 baglıg tutuglug: bağlı, tutulu …baglıg tutuglug tınlıglar…Cev.Ay., 9, 18 bahşı kang: üstad, baba b. < Çin. po shih…bahşımız kangımız tengri tengrisi…Cev.Ay., 357, 6 bahşı nomçı: üstad, hoca b. < Çin. po shih, n. < Soğ. nom…nomlarıg bahşısızın nomçısızın..Cev.Ay., 218, 7 bahşı tıtsı: öğretmen, öğrenci b. < Çin. po shih, t. < Çin. ti tzŭ…bahşılı tıtsılı tayakınga.Cev.Ay., 276, 24, 277, 1 bahşı ulug: üstad, ulu b. < Çin. po shih…bahşılarnıng uluglarnıng körkitmiş…Cev.Ay., 136, 4 balık kent: şehir k. < Soğ. Knδ …itiglig balık kentleri bolur…Şin.Mayt., 29, 4, 5 balık suzak: köy, şehir …anga yakın balıklartakı suzaklartakı kişiler…Cev.Ay., 21, 3 balık uluş: şehir, memleket …azu balıkın uluşın…Cev.Ay., 415, 1 bar- kel-: gitmek, gelmek …barmakın kelmekin ulatı adınlarnıng..Se.Öz., 103a, 5 bar- öl-: gitmek, ölmek …ödsüz kolusuz adrılıp barıglı ölügli öküş… Bang.Gab.Ar.Seyük., 315 bar yok: var, yok …barın yokın bileyin tip…Cev.Ay., 622, 20 295 barça tükel: tamamı, bütün …yaratıgı birle barça tükel boldı…Sem.H.T.B., 42 barça tüzü tüketi: tamamı, bütün …yıltızlarıg barçanı tüzü tüketi…Cev.Ay., 205, 7 barça tüzü: tamamı, bütün …olarka barçaka tüzüke…Cev.Ay., 427, 3, 4 barmak kelmek: gitmek, gelmek …barmaksız kelmeksiz erürler…Cev.Ay., 34ö, 16 bas- küçsiret-: yenmek, güzsüzleştirmek ….basmak küçsiretmek erür…Cev.Ay., 226, 4 basınç ayınç: baskı, korku …örükilerninig basınçın ayınçın…Cev. Ay., 226, 11 basınçsız unçsuz: baskısız, minnetsiz … basınçsız unçsuz irtsiz birtsiz …Şin.Mayt.,3, 18, 19 başsız boyunsuz: başsız, boyunsuz …başsız boyunsuz kögüzte…Şin.Mayt., 78, 58 başsız közsüz: başsız, gözsüz …azlanmakın başsız közsüz ezük yalgan savın…Şin.Mayt., 13, 2 bay barım: varlık, servet …bay barımlıg evde barkda…. Cev.Ay., 141, 16 bay mengi: zengin, rahat …bodun kara bısız bıçgusuz bay mengilig bolgaylar…Cev.Ay., 196, 17, 18 beg er: bey, adam …beg er yuntıngaru barmış…Tal.Tek.Irk., 5 beg iiş: bey, hanımefendi …yir oruntakı ilig kanıg begig iişig bodunug karag…Cev.Ay., 192, 9 beg yutuz: karı koca …beg yutuz yime bir ikintige…Bang.Gab.Ar.Seyük., 107, 108 bek katıg: sağlam, kuvvetli …bek katıg süzük kirtgünç köngülin..Cev.Ay., 190, 12, 13 296 bek yarp: sağlam, güçlü …bek yarp tutguka…Cev.Ay., 685, 16 bekiz belgülüg: açık, seçik …bekiz belgülüg kılu yarlıkagalı…Cev.Ay., 192, 15 bekle- bukagula-: kilitlemek, bağlamak …yintem beklemek bukagulamak…Cev.Ay., 434, 10, 11 beksiz mengüsüz: zayıf, fani …beksiz mengüsüz titir…Cev.Ay., 613,14 beksiz yarpsız: zayıf, gevşek …kergü teg beksiz yarpsız…Cev.Ay., 614, 8 beküt- ornat-: sağlamlaştırmak, kalıcılaştırmak …bekütgeli ornatgalı bulmayukın…Cev.Ay., 237, 23, 24 belgülüg odgurak: belirli, açık …belgülüg odgurak tüşinge tegmişlerin idi…Cev.Ay., 9, 5 belingle- busan-: irkilmek, dehşete kapılmak …eşidip ertingü belinglediler busantılar…Sem.H.T.B., 464, 465 belingle- tangla-: irkilmek, şaşırmak …köngüli ertingü belinglep tanglap…Sem.H.T.B., 827 berksiz mengisiz: güçsüz, geçici …tonganang berksizin mengisizin..Şin.Mayt., 68, 12, 13 bı bıçgu: bıçak, kesici alet …bodun kara bısız bıçgusuz bay mengilig bolgaylar…Cev.Ay., 196, 17, 18 bıç- kes-: biçmek, kesmek …toorların bıçayın keseyin…Cev.Ay., 123, 5, 6 bıç- sanç-: doğramak, öldürmek …kılıçın bıçgalı sançgalı…Mül.Çaş., 90 bıç- uş-: biçmek, doğramak …koltukarın bıçar uşar…Şin.Mayt., 72, 15 bışrun- katıglan-: öğrenmek, gayret sarfetmek ….bışrunu katıglanu buyan edgü kılınç kılsarlar Cev.,Ay., 168, 13, 14 297 bışrun- ögretin-: çalışmak, öğrenmek ….mahayan nom içinte bışrungalı ögretingeli sakınsar… Cev. Ay.,141, 19, 20 bil- boşgun-: bilmek, öğrenmek …topulu bilmiş boşgunmuş…Cev.Ay., e1, 7 bil- uk-: bilmek, kavramak …bilmek ukmak erür…Cev.Ay., 23, 12 bilig erdem: bilgi, erdem …biliglig edremlig kutlug buyanlıg…Cev.Ay., 360, 23 bilig köngül: akıl, bilinç …biligimizni köngülümüzni bu tört türlüg…Le Coq.Huas., 184, 185 biligsiz ögsüz: bilgisiz, akılsız …biligsiz ögsüz boltukumuz…Le Coq.Huas., XX bilin- tuyun-: bilinmek, duyulmak …yene bilinmedin tuyunmadın…Cev.Ay., 292, 22 biltiz- tuyuz-: bildirmek, duyurmak …biltizmedin tuyuzmadın tınlıglarka… Bang.Gab.Ar.Seyük., 355 biltür- uktur-: açıklamak, bildirmek …barın ukturtaçı biltürteçi…Cev.Ay., 34o, 23 birtemle- öç-: tükenmek, sönmek …yula birtemledi öçti tep…Sem.H.T.B., 1019 biti- okı-: yazmak, okumak …bitiyü okıyu yadıltı…Cev.Ay., 458, 15 bitit- kotur-: yazdırmak, düzenletmek …bititgeli koturgalı küsüş turgursarlar…Cev.Ay.,.23, 18 bod sın: vücut, uzuv …bod sın üze bulguluksuz…Cev.Ay., 680, 15 bodsuz köligesiz: boysuz, gölgesiz …bodsuz köligesiz barırlar…Bang.Gab.Ar.Seyük., 99 bodul- yapşın-: yapışmak, bağlanmak …tişi tınlıgka bodulmak yapşınmak ugurınta…Cev.Ay., 102, 19 298 bodun kara: halk, millet …bodun kara bay mengilig köni…Cev.Ay., 192, 5 boşgun- tut-: öğrenmek, tutmak …erdinig boşguntılar tutdılar…Cev.Ay., 17, 14, 15 boşumak kutgarmak: kurtarmak, bırakmak …boşumak kutgarmak buyan edgü kılınçka yitmez…Cev.Ay., 180, 8, 9 boşun- kurtul-: kurtulmak, kaçmak …yime ol tınlıg boşunur kurtulur…Şin.Kip., 40, 41 boz- artat-: bozmak, mahvetmek …yolların bozdum artatdım…Cev.Ay., 134, 20, 21 bozul- arta-: çürümek, bozulmak …bozulur artayur siziksiz…Cev.Ay., 552a, 17 bozulmaksız çolmaksız: bozulmayacak, mahvolmayacak …bozulmaksız çolmaksız burkan kutın…Cev.Ay., 616, 3, 4 böl- adır-: bölmek, ayırmak …üç et’özüg bölser adırsar…Cev.Ay., 63, 11 budun bukun: halk, millet …mening balıkımtaki budunug bukunug…Mül.Çaş., 26 bul- tap-: bulmak, elde etmek …erkligig bulup tapıp turkaru uzatı…Cev.Ay., 85, 21 bulgak tolgak: dalga, dalgalı …kim bulgak tolgak öküş ol…Le Coq.Manic.III., 9 bulgan- terkişlen-: kızmak, hiddetlenmek …bulganıp terkişlenip niridani braman inçe tip tidi…Şin.Mayt., 11, 14 bulganyuk yavız: bulanık, kötü …bulganyuk yavız üdte…Cev.Ay., 343, 8 bulunç alınç: kar, kazanç …bulunç alınç özin ok kelip…Cev.Ay., 195, 20 bulung yıngak: yön, taraf …edgü ögli bulunguk yıngaklıg…Cev.Ay., 32, 5, 6 299 bulungsuz buçgaksız: uçsuz, bucaksız …uluşı balıkı bulungsuz buçgaksız… Bang.Gab.Ar.Seyük., 427 bursang kuvrag: topluluk, cemaat …ol ança çın kirtü bursang kuvraglarka… Cev.Ay., 156, 6, 7 busan- bulgan-: üzülmek, sıkılmak …busanu bulganu köngülleri…Cev. Ay., 631, 4 busan- busurkan-: kederlenmek, üzülmek …et’özüm busanur busurkanur…Cev.Ay., 624, 16 busan- ıgla-: üzülmek, ağlamak …tegin ertingü busantı ıgladı…Jam.K.P., LIV, 4 busuş emgek: sıkıntı, keder …busuşdın emgekdin kutgaru…Cev.Ay., 106, 19 busuş kadgu: eziyet, kaygı …ölmeklig busuş kadgulug… Cev. Ay., 112, 13, 14 busuş sakınç: keder, sıkıntı …tilegülük busuş sakınç…Cev.Ay., 614, 16 buş- kagurul-: sıkılmak, tedirgin olmak …buşmak kagurulmak emgeki…Cev. Ay. 637, 17 buşıçı koltguçı: dilenci, sadaka toplayan b. < Çin. pu shih…içinteki buşıçı koltguçılarka…Cev.Ay., 235, 6 buşur- emget-: kızdırmak, acı çektirmek ….buşurguluk emgetgülük tıltagları…Cev.Ay., 220, 25, 221, 1 butık çubık: dal, budak …osuglug butık çubık yap yavışgu…Şin.Mayt., 37, 18 butık yalpırgak: dal, yaprak …butıkların yalpırgakların sıp alıp…Cev.Ay., 602, 1 buyan bögteg: hizmet, iş b. < Skr. punya …buyan bögteg kılur biz…Le Coq.Huas., 141, 142 buyan edgü: iyi b. < Skr. punya…buyan edgü kılınçların… Cev.Ay., 149, 13, 14 300 buz- butarla-: bozmak, parçalamak …yumgaklarıg buza butarlayu…Şin.Mayt., 67, 9 buz- sök-: bozmak, sökmek …sangram buztumuz söktümüz erser…Bang-Gab.Tür.IV A, 39 bügür- saç-: serpmek, saçmak …suvın sogıtıp bügürtiler saçdılar…Cev.Ay., 640, 1, 2 büt- bış-: bitmek, olgunlaşmak ….bütmüş bışmış erser…Cev.Ay.,166, 4 büt- kan-: inanmak, tatmin olmak …kögülleri bütsün kansunlar…Cev.Ay., 120, 9 bütmeyük bışmayuk: bitmemiş, olgunlaşmamış …tüketip bütmeyük bışmayuk edgülüg…Cev.Ay., 166, 2 bütür- bışur-: bitirmek, olgunlaştırmak …töz yıltızlarıg bütürür bışurur…Cev.Ay.,166, 3 çalsık- bastık-: ezilmek, yenilmek …tört törlüg şımnularga çalsıkmaz bastıkmaz…Bang-Gab.Tür.V B, 29 çasur- yonga-: lekelemek, iftira etmek …çasurdumumuz yamgadımız erser…Bang-Gab.Tür.IV A, 71 çaşur- bulga-: leke sürmek, bulanmak …tınlıglarıg çaşurtaçı bulgadaçı…Cev.Ay., 243, 21, 22 çıg tsun: en, boy ç. < Çin. ch’ih,t.< Çin.ts’un …çıgın tsunın şingin kavın …Cev.Ay., 135, 8, 9 çıg turk: en, uzunluk ç. < Çin. ch’ih ...idizi ulugı tört çıg turkı…Cev.Ay., 544, 5 çın kirtü: doğru, gerçek ç. < Çin. chen…..çın kirtü yaruk yaşuk sözleri …Cev.Ay., 137, 9, 10 çınkar- bügün-: araştırmak, vakıf olmak …çınkaru bügünü bilü umazlar…Cev.Ay., 385, 8, 9 çınsız kirtü: yalan, gerçek ç. < Çin. chen…çınsızın kirtü tözde…Cev.Ay., 292, 17 301 çınu- seglen-: titiz davranmak, dikkat göstermek …çınumak seglenmek köngüli…Sem.H.T.B., 235 çibin çıyan: sinek, sürüngen …birök neçede çibining çıyanıng…Cev.Ay., 34g, 3 çog yalın: alev, parlaklık …öz yaş çog yalın…Cev.Ay., 193, 18 çokra- kamşa-: heyecana gelmek, titremek …sakınçlar kim çokraurlar kamşayurlar…Le Coq.Manic.III., 9 çom- bat-: dalmak, batmak …içinte çommış batmış…Cev.Ay., 123, 1 çom- bat-: dalmak, batmak …çoma bata tegzinürler…Cev.Ay., 387, 12 çök- bat-: çökmek, batmak …köngülleri çöker batar…Cev.Ay., 290, 11, 12 çök- kurgur-: endişelenme, kaygılanma …çökmekig kurgurmakıg belgüke…Cev.Ay., 209, 22 çöpdik yavlak: pis, kötü …bo biş çpdik yavlak…Cev.Ay., 379, 22 dışıt kşanti: tövbe d < Skr. desita, k. < Skr. ksānti, ksānta..dışıt kşantı bolsunlar…. Cev.Ay., 138, 13 eçe apa: ata, baba …tengrilerning eçesi apası süzük kut…Le Coq.Manic.I., 22 ed tavar: servet, mal, mülk ...ajun ajunta edlig tavarlıg bay barımlıg… Cev.Ay., 141, 15, 16 edgü anıg: iyi, kötü …edgüg anıg kop tengri…Le Coq.Huas., XXVII, XXVIII edgü ayıg: iyi, kötü …edgüli ayıglı iki törlüg kılınçlarıg…Cev.Ay., 134, 5 edgü edrem: iyilik, erdem …edgüsin edremin adınlarka…Cev.Ay., 289, 12 302 edgü köni: iyi, doğru …edgü köni sakınçın…Mül.Muk., 55, 56 edgü mengi: iyilik, huzur …ugrınta edgüke mengike tegmeglerin..Cev.Ay., 165, 2, 3 edgü yavız: iyi, kötü …edgü yavız kişilerig…Cev.Ay., 494, 14 edgü yavlak: iyi, kötü …edgü yavlak bolsar birle bolalım…Jam.K.P.,XXX, 2 edgülüg asıglıg: iyilik, fayda …tınlıglarka edgülügin asıglıgın adruk adruk…Cev.Ay., 473, 1, 2 edgülüg kutlug: mükemmel, kutlu …bu edgülüg kutlug tınlıg…Mül.May., 4 edgülüg ögrünçlüg: iyilik, mutluluk …edgülügin ögrünçlügin beg yutuz bolup… Bang.Gab.Ar.Seyük., 313 edgüti kingürü: iyice, genişçe …edgüti kingürü yadılmazkan…Cev.Ay., 4, 4, 5 edgüti tüketi: iyice, mükemmel …edgüti tüketi alkanmadımız…Le Coq.Huas., 212 ediglig tümeklig: doğrultma, düzeltme …edikligin tümekligin op-osalgu kelir…Sem.Ins., 217, 218 edle- tıd-: yapmak, mani olmak …uu körüp edlemeser tıdmasar…Cev.Ay., 552, 16, 17 egril- bükül-: eğrimek, bükülmek …kentü egrilmiş bükülmiş etüzin…Şin.Mayt., 12, 37 egsü- kerge-: kusurlu olmak, eksik olmak …neçe egsütümüz kergetimiz erser…Le Coq.Huas., 332, 333 egsüklüg yazuklug: kusurlu, günahlı …tenrgrim egsüklüg yazuklug biz ötegçi bırımçı biz…Le Coq.Huas., 308, 309 egsüksüz tükel: eksiksiz, tam …esüksüz tükel köngül…Cev.Ay., 95, 9 303 eke baltır: abla, baldız …eke baltır birkerü…Cev.Ay., 554, 15, 16 elig han: hükümdar, han …ol eligler hanlarnıng etmiş etigleri…Sem.H.T.B., 70 em ürünteg: ilaç, merhem …ayıg kılınçınga em ürünteg…Şin.Mayt., 79, 37 emgek busuş: dert, sıkıntı …emgeklig busuşlug bolmang…Şin.Mayt., 16, 11, 12 emgek mengi: sıkıntı, huzur …emgekli mengili yme…Cev.Ay., 334, 18, 19 emgek tolgak: ıstırap, eziyet …emgek tolgakka tegmiş…Cev.Ay., 7, 6. emgek tolgak: sıkıntı, keder …emgeklig tolgaklıg tınlıglarıg…Cev.Ay., 179, 24 emgeksiz mengilig: sıkıntısız, mutlu …tınlıglarıg emgeksiz mengilig kılayın…Şin.Mayt., 33, 8 emgen- tolgan-: sıkıntı çekmek, eziyet çekmek …kim et’öz üçün emgenser tolgansar…Le Coq.Manic.III., 11 emget- ölür-: acı çektirmek, öldürmek …emgetdimiz ölürdümüz erser…Bang-Gab.Tür.IV A, 54 emit- kamıt-: eğilmek, bükülmek …amarı emitmiş kamıtmış…Şin.Mayt., 101, 35 emle- ota-: iyileştirmek, tedavi etmek …ot öntürüp emleser otasar…Şin.Mayt., 51, 7 emlet- öngedtür-: tedavi ettirmek, iyileştirmek …emletgeli öngedtürgeli ötüntiler…Cev.Ay., 597, 21 eng meng: av, yiyecek …bars kiyik engke mengke barmış…Tal.Tek.Irk., 31 engit- yükün-: ayağına kapanmak, eğilmek …munung adakınta engitgeli yüküngeli…Şin.Mayt., 38, 37, 38 304 erdini agı: mücevher, hazine e. < Skr. ratna…erdinilig agılıklar üze…Cev.Ay., 447, 4, 5 erdini yinçü: mücevher, inci e. < Skr. ranta…erdini yinçü yagıtıp kamag tınlıglar…Cev.Ay., 170, 16, 17 erig barıg: yol, yordam …edü edgü erigi barıgı ulug türlügün…Le Coq.Manic.III., 20 erig öt: öğüt, nasihat …eriglerin ötlerin almadın…Şin.Mayt., 67, 30 eriglig barıglıg: yol, yordam bilen …eriglig barıglıg bolurlar…Cev.Ay., 124, 21, 22 erk küç: güç, kuvvet …kentü erkimiz küçümüzke küvenip…Şin.Mayt., 62, 29, 30 erk tap: güç, kuvvet …işlerig erkinçe tapınça…Cev.Ay., 49, 17 erk türk: güç, kuvvet …erklig türklüg alp atım…Cev.Ay., 455, 10 erklig küçlüg: güçlü, kuvvetli …erklig küçlüg alku ulug…Cev.Ay., 97, 7, 8 erksin- ilen-: güçlenmek, hükmetmek …yme anta kin erksinür ilenürler…Le Coq.Manic.III., 19 erksiz türksüz: güçsüz, kuvvetsiz …azu yme erksiz türksüz…Cev.Ay., 102, 10 ert- bar-: geçmek, gitmek …tengri mengileri erter barır…Şin.Mayt., 103, 32 ert- oz-: geçmek, kurtulmak …yavlak yollartın ertip ozup…Cev.Ay., 187, 15 ertimlig ürlüksüz: fanilik, ölümlülük …ertimlig ürlüksüz törü kentü özinge…Sem.H.T.B., 440, 441 ertingü uz: son derece, fevkalade …ertingü uz ögrünçlüg sevinçlig…Cev.Ay., 199, 3 305 erüş üküş: sayısız, pek çok …erüş üküş ev bark itgeli…Cev.Ay., 34ğ, 7, 8…. esen tükel: sağ, salim e. < Far. āsān…esen tükel kelmiş erti…Jam.K.P., XIV, 3 esil- kuvra-: dağılmak, toplamak …ajunı esilgey kuvragay…Cev.Ay., 433, 11 esrük biligsiz: kendinden geçmiş, sarhoş …yme esrükin biligsizin üçün…Le Coq.Manic.I., 5 eş tuş: eş, arkadaş …amrak kadaşım eşing tuşungbizing…Jam.K.P., LIII, 4, 5 eşid- bil-: işitmek, bilmek …orunların eşidserler bilserler…Cev.Ay., 466, 15, 16 eşid- tıngla-: işitmek, dinlemek …sözin eşidü tınglayu…Cev.Ay., 23, 16 et- yarat-: süslemek, bezemek …orunug eterler yaraturlar…Sem.H.T.B., 275, 276 et yin: et, deri …etimin yinimi yıra yırta tartarlar yırarlar…Cev.Ay., 19, 13 etig bezek: süs, bezek …hanlarnıng etmiş etigleri yaratıgları…Sem.H.T.B., 71, 72 etig simek: hazırlık, araştırma …kışıg etig simek birle…Sem.H.T.B., 154 etig yaratıg: süs, bezek …adınçıg munadınçıg etig yaratıglarıg…Sem.H.T.B., 284, 285 ev bark: ev, bark …bay barımlıg evde barkda…. Cev.Ay., 141, 16 evir- tevir-: çevirmek, dönmek …tilgenin evireyin tevireyin…Cev.Ay., 115, 8 evrik sarsıg: kötü, kaba …evrik sarsıg sav sözledimiz…Bang-Gab.Tür.IV A, 71 306 evril- tevril- : evrilmek, çevrilmek …evrilü tevrilü toga tegzinü…Cev.Ay.,133, 22 evril- yorı-: davranmak, hareket etmek …yarlıgınça evrilmedim yorımadım erser…Cev.Ay., 136, 3 ezüg armak: sahte, aldatıcı …ezügin armakın çınınça…Cev.Ay., 305, 3, 4 ezüg igid: sahte, yalan …atkangularnıng ezügin igidin…Cev.Ay., 371, 8 ezük yalgan: sahte, yalan …ezük yalgan sav sözledimiz erser..Bang-Gab.Tür.IV A, 70 gay beltir: geçit, sokak g. < Çin. kāi …neçe gay beltir erser…Sem.H.T.B., 296 hua çeçek: çiçek h. < Çin. hua …tüü törlüg hua çeçekin…Cev.Ay., 176, 19 hua yavışgu: çiçek, yaprak h. < Çin. hua …hua yavışgu tüş yimiş…Cev.Ay., 552b, 17, 18 ı ıgaç: ağaç, çalı …ı ıgaçda törümiş…Cev.Ay., 517, 9 ı tarıg: ağaç, bitki …neçe bar erser ı tarıg…Cev.Ay., 517, 11 ıd- yumşa- : iş yaptırmak, kullanmak …birtke ıdtımız yumşadımız tartdımız istimiz tokıdımız …Şin.Mayt., 62, 33 ıduk arıg: kutlu, temiz …ıduk arıg tılangurmakınga…Cev.Ay., 506, 12 ıduk kutlug: kutlu, kutsal …ıduk kutlug sekiz çaytı kılmış…Cev.Ay., 3, 18 ıgla- busan-: ağlamak, üzülmek …ıglayu busanu turgurup…Jam.K.P., XX, 4, 5 ıgla- sıkta-: ağlamak, sızlamak …kangı kang uluş bodun ıglayu sıktayu…Jam.K.P., XXX, 8, XXXI, 1 307 ınag tayak: yardımcı, destek …ınagı tayakı yme neng yok…Cev.Ay., 100, 16 ınan- tayan-: inanmak, dayanmak …burhanlarka ınantımız tayantımız erser…Le Coq.Huas., 175, 176 ınanç buyruk: kumandan, vezir …ol üdün ınançları buyrukları eşidip…Jam.K.P., VIII, 7 ınaru berü: ileri, beri …süngükleri ınaru berü…Cev.Ay., 625, 10 ınaru ırak: ileri, uzak …ınaru ırak barsak…Cev.Ay., 601, 20, 21 ıra- yatıka-: uzaklaşmak, yabancılaşmak …köngülte yme ırayur yatıkayur…Cev.Ay., 290, 13, 14 ırak tarıkmış: uzak, uzaklaşmış …ırak tarıkmış üçün çömeksiz titir…Cev.Ay., 285, 13 ırak yakın: uzak, yakın …ırak yakın orunlarıg bütürü yarutdı…Sem.H.T.B., 397 ırk sun: fal, kehanet …ırkların sunların aça…Sem.Ins., 243, 244 ırşı karşı: kavga, çekişme …öngdün ırşı karşı bolmış… Cev.Ay., 32, 2 ısur- sok-: ısırmak, sokmak …mini ısururlar sokarlar…Cev.Ay., 19, 12, 13 iç taş: iç, dış …içinin taşının barça…Cev.Ay., 529, 10 içi ini: ağabey, kardeş …içi ini yme ka kadaş…Cev.Ay., 554, 15 idi- tengiz-: sıkışmak, sızlamak …idip tengizip süt akar…Cev. Ay., 633, 9 idi- yıg-: yığmak, toplamak …şarırın ididiler yıgdılar…Cev.Ay., 627, 17 308 idiş ayak: kap, kacak …uzun tonlug idişin ayakın kodupan barmış…Tal.Tek.Irk., 42 idiş tavar: mal, mülk …idişin tavarın anganu alıp…Şin.Mayt., 69, 11 idiz ulug: yüksek, ulu …idizi ulugı tört çıg turkı…Cev.Ay., 544, 5 idiz yüksek: yüksek, engin …idiz yüksek arslanlıg…Cev.Ay., 416, 4 ig agrıg: ağrı, sızı …kartıg bezig yiringig kanıg igig agrıgıg…Cev.Ay., 614, 3 ig emgek: hastalık, sıkıntı …igleri emgekleri yme tarıkıp…Cev.Ay., 597, 14, 15 ig kegen: ağrı, sızı …igsiz kegensiz açsız kızsız yagısız yavlaksız bolgaylar…Cev.Ay., 196, 19 ig kem: hastalık, ağrı …igin kemlerin tınlıglarnıng…Cev.Ay., 593, 14 ig tapsız: hasta, keyifsiz …ol kün üze ig tapsız bolu yarlıkadı…Sem.H.T.B., 505 ig toga: ağrı, hastalık ….igsiz togasız adasız tudasız…Cev.Ay., 361, 1 igid- beltürt-: yetiştirmek, büyütmek …sütin emizip igidti beltürtdi…Şin.Mayt., 21, 25 igid ezüg: yalan, sahte …igid ezük atkangular…Cev.Ay., 305, 1 igid yangluk: yalan, yanlış …igid yangluk sakınçlarıg… Cev.Ay., 146, 15 igil kert: bayağı, sıradan …nom bitigde igil kerti kişiler Şin.Mayt., 63, 46 igsiz adasız: hastalıksız, felaketsiz …et’özlerin igsiz adasız…Cev.Ay., 341, 15 309 igsiz kemsiz: hastalıksız, ağrısız …igsiz kemsiz boltı…Cev.Ay., 20, 19 ikileyü yene: yine, tekar …ol astup ikileyü yene…Cev.Ay., 644, 16 il kan: hakan, han …yir oruntakı ilig kanıg begig iişig bodunug karag…Cev.Ay., 192, 8, 9 il orun: şehir, yer …il ornın ıçgıngay…Cev.Ay., 434, 8 il uluş: memleket, ülke …otuz artuk ulug il uluşlarıg kezip…Cev.Ay., 3, 20 ilen- erksin-: hükmetmek, güçlenmek …kırkının birle ilenmek erksinmek…Le Coq.Manic.III., 16 ilig adak: el, ayak …iligingiz adakıngız ’engrekleri…Cev.Ay., 450, 19 ilig beg: hükümdar, bey …kanı iligler begler…Cev.Ay., 439, 21 ilig kan: hükümdar, han ….ilig kan bolayın tip…. Cev.Ay., 142, 7 iligsiz tutugsuz: bağsız, engelsiz …iligsiz tutugsuz bolmakları…Cev.Ay., 318, 23 iliksiz tutuksuz: cömert, maddiyata bağlı olmayan …iliksiz tutuksuz köngülin buşı birdim…Şin.Mayt., 10, 16 ilildür- tutultur-: bağlamak, tutturmak …ulatı tigüçi ujik ilildürmiş tutulturmış…Se.Öz., 100a, 7, 8 ilin- atkan-: bağlanmak, yapışmak …körmekleringe kentü ilinmezler atkanmazlar…Cev.Ay., 292, 25, 293, 1 ilin- yapşın-: bağlanmak, yapışmak …yirtünçüke artunrak ilinmiş yapşınmış kögüllüg erser…Cev.Ay., 148, 16, 17 ilinçsiz arıg: suçsuz, temiz …ilinçsiz arıg köngüllügke…Cev.Ay., 451, 11 310 ilinçü mengi: eğlence, mutluluk …azu ilinçü mengi ayun..Cev.Ay., 101, 20 inç esen: rahat, sıhhat e. < Far. āsān …üdün adasızın inç esen turgay…Cev.Ay., 92, 2 inç mengi: rahat, huzur …kamag tınlıg oglanın inç mengilig Cev.Ay., 164, 2 inç tınç: huzur, sessizlik …inçke tınçka teggeyler…Cev.Ay., 438, 7 inçkü esen: rahat, sıhhat e. < Far. āsān…inçkülüg esenlig kıltı…Cev.Ay., 97, 6, 7 inçkü esengü: rahat, sıhhat e. < Far. āsān…inçkülüg esengülüg kılgay…Cev.Ay., 403, 1 inçkü mengi: rahat, huzur ….alkınmaksız tükemeksiz inçkü mengi üze todu…Cev.Ay., 154, 8, 9 inçsiregü emgengü: rahatsızlık, sıkıntı ….inçsiregülük emgengülük erser…Cev.Ay., 227, 8 ir- yalk-: karşı gelmek, engellemek ….irmeksizin yalkmaksızın uzun üdün…Cev.Ay., 235, 10, 11 irig sarsıg: kaba, kötü ….irig sarsıg sav…Cev.Ay., 220, 2 irinç çıgay: zavallı, fakir …irinç çıgay körgeli körksüz…Şin.Mayt., 85, 25 irinç yarlıg: zavallı, acınacak …ajunıntakı irinç yarlıg tınlıglarka…Cev.Ay., 169, 9 irinçkençig tsuyurkançıg: şevkatli, merhametli …irinçkençig tsuyurkançıg yorımışların…Cev.Ay., 292, 23 irkek tişi: erkek, dişi …kim irkekli tişili et’özinte…Le Coq.Manic.I., 17 irt birt: vergi …irtke birtke ıdtımız yumşadımız tartdımız…Şin.Mayt., 62, 32, 33 311 irtsiz birtsiz: vergisiz … irtsiz birtsiz mungsuz taksız telim taşım…Şin.Mayt., 3, 19 irü belgü: belirti, işaret …edremining irüsi belgüsi teginür…Cev.Ay., 184, 13 isiç irklik: kap, kacak …kızarmış isiçler irklikler öze…Şin.Mayt., 72, 9 isig amrak: sıcak, şefkatli …isig amrak köngülin…Mül.Muk., 29 isig tumlıg: sıcaklık, soğukluk …isig tumlıg uluşı…Cev.Ay., 412, 3 isil- çol-: eksilmek, sakatlanmak …isilmiş çolmış köngüllüg…Cev.Ay., 500, 16 isil- kora-: eksilmek, azalmak …isilmeksiz koramaksız titir…Cev.Ay., 384, 3, 4 isinmek amranmak: değer vermek, sevmek …yana ertingü üküş isinmek amranmaklıg…Gab.H.T.B., 1953, 1954 iske- üz-: parçalamak, kesmek …öz etimizni iskep üzüp…Şin.Mayt., 110, 19 istet- tilet-: istetmek, aratmak …ilig beg istetsün tiletsün…Cev. Ay., 634, 6 iş adaş: eş, arkadaş …işlerim adaşlarım tip…Mül.Muk., 69, 70 iş ködüg: iş, güç …burkanlarnıng ıduk iş ködügleringe… Cev.Ay., 154, 20, 21 iş küç: iş, güç …iş küç büdürgüke…Sem.Ins., 191 iş yumış: iş, hizmet …işin yumışın kılu teginip…Cev.Ay., 448, 14, 15 işletgü yunglaġu: işletecek, istimal edilecek …. kergeklik işletgülük yınglaguluk orun tapıp…Cev.Ay., 612, 4. 312 it- beze-: düzenlemek, süslemek …arıg çhşaptlıg itdim bezedim…Şin.Mayt., 21, 6 it- tüz-: düzenlemek, düzeltmek …itip tüzüp uz katıp…Cev.Ay., 590, 9 it- yarat-: düzenlemek, süslemek …köprüg itgil yaratgıl…Cev.Ay., 16, 10, 11 itig yaratıg: süs, donanım …erdiniler üze itiglig yaratıglıg…Cev.Ay., 30, 23 itiglig akıglıg: hareketli, akıcı …itiglig akıglıg bilge biligler…Cev.Ay., 256, 5, 6 iy- bas-: yenmek, güçsüzleştirmek …yir orunug iymiş basmış…Cev.Ay., 607, 15 iy- tay-: sıkılmak, çekinmek …emgeklig yüzin iye taya…Şin.Mayt., 10, 25, 26 iye idi: sahip, mâlik ...iye idi titir…Cev.Ay., 34p, 22 iyin- basın-: ezilmek, baskı görmek …başları erser iyinür basınur…Bang.Gab.Ar.Seyük., 10 iyin kezig: sıra, dizi …alku biligler iyin kezigçe turup…Se.Öz., 121a, 11 ka kadaş: hısım akraba …ka kadaş bolmış tınlıglarıg…Cev.Ay., 135, 16 kadır katıg: sert, katı …kadır katıg kıyımnı…Cev.Ay., 9, 23 kadır yavlak: kızgın, kötü …bars ibris arslan boride ulatı kadır yavlak…Cev.Ay., 325, 20, 21 kagal bagsal: kamçı, sopa …kagal bagsal arıglıgın kanımaz…Sem.Ins., 216 kakıgsız aymançsız: tehlikesiz, korkusuz …ööçsüz keksiz övkesiz kakıgsız aymançsız …Cev.Ay., 417, 3 313 kal telve: deli, divane …mungul bolup kal telve…Cev.Ay., 632, 3 kalık ısırka: kule, köşk …kalıklar ısırkalar turkaru…Şin.Mayt., 29, 25 kalın erüş: çok, sayısız …ol kalın erüş yagı yavlakta ozar…Şin.Kip., 57 kam kadaş: hısım, akraba …kamın kadaşımın tört törlüg…Mül.Dan., 147, 148 kamag barça: bütün, hepsi …kamagun barça olurmış…Cev.Ay., 182, 7 kan- büt- : tatmin olmak, inanmak …küsüşi erser kanar büter…Cev.Ay., 362, 12 kan irin: kan, irin …et’özünteki kan irining arıgsız yablak taşıltın tökülti…Le Coq.Manic.I., 5 kanglı kölük: araba, at …at yanga kanglı kölük…Cev.Ay., 613, 4 kanlıg yinlig: kanlı, yaralı …balık başlıg kanlıg yinlig kençkiyesin…Şin.Mayt., 33, 20 kara bodun: halk, millet …kamag kara bodunın…Cev.Ay., 564, 1, 2 karıç çik: ölçek, ölçü ç.< Çin. ç’i…karıçın çikin kürin kürlükin tınlıglarıg …Şin.Mayt., 75, 39, 40 karımak ölmek: ihtiyarlamak, ölmek …karımak ölmek belgürüler…Cev.Ay., 367, 15 karış- kavış-: karışmak, birleşmek …künli aylı karışu kavışu yorıyur… Bang.Gab.Ar.Seyük., 324 karlıg buzlug: karlı, buzlu …karlıg buzlug üd bolur…Cev.Ay., 590, 4 kart bez: sivilce, beze …kartıg bezig yiringig kanıg igig agrıgıg…Cev.Ay., 614, 3 314 kasınçıg korkınçıg: korkunç, korkulu …kasınçıg korkınçıg erliklerning…Bang.Gab.Ar.Seyük., 91 kaş köz: kaş, göz …tolp et‘özi kızgan yürüng kaşı közi…Sem.H.T.B., 847 kat- kar-: katmak, karıştırmak …alplarıg katdımız kardımız…Şin.Mayt., 62, 21 katıg kınıg: kuvvetli, sağlam …köngülin katıg kınıg…Cev.Ay., 426, 12 katıl- karıl-: karışmak, katılmak …katılu karılu ayıg yavlak…Cev.Ay.,133, 15 katılış- bulgalış-: katılmak, karışmak …katılışmak bulgalışmakı iki kşanlarta…Se.Öz., 112b, 9, 10 katun kırkın: hatun, cariye …katunların kırkınların ınançların ulatı bodunın…Cev.Ay., 414, 10, 11 katun kunçuy: hatun, kraliçe k. < Çin. kung-chu …katunlar kunçuylar barça…Le Coq.Manic.III., 41 kayır yılan: kunduz, yılan …kayır yılan bolmışların…Cev.Ay., 299, 15 ked- tona-: giyinmek, takınmak …ton etük yivig tizig kedmiş tonamış…Şin.Mayt., 9, 14 kedgü tonangu: giyilecek, kuşanılacak …alku kedgü tonangu böz ara…Şin.Mayt., 24, 9 kekreş- yöntüş-: hıncını almak, dövüşmek …kekreştükin yöntüştükin bilmez kişi teg…Le Coq.Manic.I., 9 kel- bar-: gelmek, gitmek …kiçig kadgular erser kelteçi bartaçı…Cev.Ay., 34p, 19 kemiş- tüş-: düşürmek, bırakmak …kemişmişin tüşmişin sakınmış kergek…Bang-Gab.Tür.V A, 85 kenç kiçig: genç, küçük …oglunguz tözün kenç kiçig…Şin.Mayt., 38, 3 315 kent suzak: şehir, köy k. < Soğ. knδ …kent suzak sayu tüzüde…Cev.Ay., 34ğ, 6 kent uluş: şehir, memleket k. < Soğ. knδ…kent uluşka azkaya yakın…Cev.Ay., 682, 20, 21 kentü özi: kendi, özü …kentü özi bışrunguluk ögretingülük…Cev.Ay., 256, 15, 16 kev- bas-: zayıflatmak, yenmek …kevgeli basgalı uyurlar…Cev.Ay., 317, 9 kev- küçsiret-: zayıflatmak, güçsüzleştirmek …yalanguz az nızvanıg ok kever küçsiretür… Cev.Ay., 163, 10, 11 kev- tarkar-: zayıflatmak, imha etmek …yollar içinte kevip tarkarıp…Cev.Ay., 244, 16 kevil- algın-: zayıflamak, eksilmek …kevilmişin algınmışın ertimlig…Sem.H.T.B., 439, 440 kevil- küçsire-: güçsüz olmak, zayıf düşürmek …küçi küsüni kevilmiş küçsiremiş…Cev.Ay., 586, 21 kezig tizig: sıra, dizi …kezigçe tizigçe ötgürü…Cev.Ay., 279, 9 kıdıgsız bulungsuz: uçsuz bucaksız, sınırsız …uluşı kıdıgsız bulungsuz atlıg…Bang.Gab.Ar.Seyük., 138, 139 kıg yam: pislik, çöp …tört yol beltrinte kıg yam…Cev.Ay., 384, 13 kıınçı ölütçi: ceza kesen, katil …kıınçılar ölütçiler alku kitgeli…Bang.Gab.Ar.Seyük., 89 kıl- kurat-: işlemek, yapmak …ayıg kılınçlarıg kıltım kuratdım erser…Cev.Ay., 134, 18 kıl- kuvrat-: işlemek, toplatmak …irinçüleri kılmış kuvratmış bolur…Şin.Mayt., 79, 5 kılıg eriglig: karakter, yaratılış …kılıg eriglig toyın bolmakka…Sem.H.T.B., 78 316 kılmak simeklemek: yapmak, gerçekleştirmek ….kılmaklıg simeklemeklig kezigde turmış…Cev.Ay., 301, 12, 13 kın kızgut: ceza, işkence …yazukunguzlarnang kının kızgutın kötürüngler…Şin.Mayt., 66, 12, 13 kısıgsız kavrıgsız: bağımsız, hür …kısıgsız kavrıgsız yagısız börisiz basınçsız…Şin.Mayt., 17, 18 kız kırkın: kız, cariye …sengik vıhar sanlık erin atın kızın kırkının…Şin.Mayt., 62, 31, 32 kız kısga: kısa, sınırlı …kız kısga ödte…Şin.Mayt., 74, 33 kızgan sazgan: pembe, kızılımsı …kızgan sazgan uk körle…Sem.H.T.B., 799 kin keligme: gelecek, ileriki zaman …buyanlarınga kin keligme üddeki… Cev.Ay., 153, 12 kin kelteçi: ilerde, gelece k (zaman) …kin kelteçi amtı közünür bo üç üdlerte… Cev.Ay., 174, 9, 10 king alkıg: en, genişlik …ülgüsüz üküş king alkıg…Cev.Ay., 31, 3 king tering: geniş, derin …teg king tering…Cev.Ay., 450, 11 king ulug: geniş, büyük …king ulug yörüglerig…Cev.Ay., 363, 13, 14 king yetiz: yüksek, erişilmez …king yetiz yuka yetiz yumşak yımırga…Cev.Ay., 499, 16 kinlen- tekşin- : dönmek, çevirmek …opuça kinlenürler tekşinürler…Bang-Gab.Tür II TD., 78, 79 kir- ün-: girmek, çıkmak …dyanta kirmek ünmek üze…Cev.Ay., 263, 18 kirtgün- edker-: inanmak, aldırış etmek …nom erdini kirtgünmeser edkermeser…Cev.Ay., 432, 21, 22 317 kirtgün- uk-: inanmak, bilmek …okısarlar sözleserler kirtgünserler uksarlar… Cev.Ay., 463, 6 kirtü tüz: doğru, düz …kirtü tüz tözlüg körmek yol…Cev.Ay., 254, 5, 6 kişi yalanguk: kişi, insan …kişi yalanguk kuvragınga …Cev.Ay., 439, 14, 15 kiter- öngedtür-: gidermek, iyi etmek …kiterteçi öngedtürteçi bolayın…Cev.Ay., 117, 1, 2 kizig tizig: dizi, sıra …kizigin tizigin ertdürüp ol bars…Cev.Ay., 612, 10. kizle- bat-: gizlemek, saklamak …ayıg kılınçların kizlemedin batmadın…Şin.Mayt., 63, 10, 11 kizle- bekle-: gömmek, vermek …et‘özin kizlediler beklediler…Sem.H.T.B., 1124, 1125 kizle- yaşur-: gizlemek, saklamak …..yeme kizlegülük yaşurguluk…. Cev.Ay., 140, 20 kizleglig batutlug: gizli, saklı …kizleglig batutlug yörüglerig…Cev.Ay., 321, 10, 11 kkir tapça: kir, pas …azuça yme kkirlig tapçalıg…Cev.Ay., 135, 13 kkirlig akıglı: pis, temiz …kkirlig akıglıg bölükinte tutulmış…Cev.Ay., 282, 11 kkirlig ayıg: kirli, kötü ….nomlarnıng kkirligin ayıgın…Cev.Ay., 304, 1, 2 kkirlig kkirsiz: temiz, pis …kkirlig kkirsiz iki törlüg…Cev.Ay., 223, 15, 16 kkirsiz arıg: temiz, pak …kkirsiz arıg teringde…Cev.Ay., 36, 16 kkirsiz münsüz: temiz, suçsuz …kkirlig münsüz tokılıg…Cev.Ay., 347, 6, 7 318 kod- ıdala-: koymak, bırakmak …ev bark kodup ıdalap…Şin.Mayt., 50, 20 kod- kemiş-: koymak, bırakmak …ıdalap kodgay kemişgeyler…Cev.Ay., 434, 5 kog parmanu: toz, zerre …evrinçkençig kog parmanular sanınça…Cev.Ay., 171, 17 kolula- sakın-: araştırmak, düşünmek …yörüglerin kolulayu sakınu tüketip…Cev.Ay., 513, 20 kop kamag: bütün, tamamı …tınlıg uguşları birle kop kamag kılmış…Cev.Ay., 171, 18, 19 kop tüketi: tamamı, bütün …etüki kopı tüketi kıltı…Jam.K.P., LXXVI, 1 kork- ayman-: korkmak, çekinmek …korkmak aymanmak atlıg sekiz yigirminç ülüş…Şin.Mayt., 55, 3, 4 kork- bez-: korkmak, titremek …tip anın korkdi bezdi…Bang-Gab.Tür. II. TM, 32 kork- ürk-: korkmak, ürkmek …korkdaçı ürkdeçi korkmak ürkmek…Cev.Ay., 291, 4 korkın- ayın-: korkmak, çekinmek …keyikler kuvragı korkınu ayınu…Cev.Ay., 314, 17 korkınç ayınç: korkunç, korku …korkunçıg ayınçıg barçanı…Cev.Ay., 614, 4, 5 korkınç busuş: korku, kaygı …korkınçın busuşın kitergeli…Cev.Ay., 106, 16 korkınç emgek: korku, sıkıntı …korkınçların emgeklerin birtem…Cev.Ay., 118, 2, 3 korkınç sıkış: tehlike, sıkıntı …korkınçda sıkışda turmış…Cev.Ay., 180, 6, 7 korkınçıg kasınçıg: korkunç, korkulu …korkınçıg kasınçıg şamnu kanın…Cev.Ay., 172, 17 319 korkınçsız aymançsız: korkusuz, çekincesiz …korkınçsızın aymançsızın köni yorıyur…Cev.Ay., 207, 23 korkınçsız inç: korkusuz, rahat …korkınçsız inç bolmışların közünür…Cev.Ay., 314, 10, 11 korkug belinglegü: korku, dehşet … kün ertingü korkugum belinlegüm kelir…Cev.Ay., 608, 18, 19 koruldur- örlet-: zarar vermek, bozmak …koruldurdaçı örletdeçi basutçı yme ok atamış…Se.Öz., 122a, 14 koşug bag: ek, bağ …ol koşugtın bagtın öngi üdrilmiş tip…Se.Öz., 106b, 11 koşul- bal-: birleşmek, bağlanmak …ol koşulmış balmış tip…Se.Öz., 106b, 5 koy yılkı: koyun, at …koy yılkı egidser…Jam.K.P.XIII, 6 koyn yılkı: koyun, at …koyn yılkı ı tarıg…Cev.Ay., 525, 22 kö- közed-: esirgemek, gözetmek …köyü közedü tutmagı üze…Sem.H.T.B., 374 köçür- kontur-: göç ettirmek, yerleştirmek …köçürü konturu kelir…Tal.Tek.Irk., 34 ködi- yıdı-: güzel koku saçmak, güzel kokmak …berk ködiyü yıdıyu turdı…Sem.H.T.B., 748 kök kalık: gök, gökyüzü …kök kalıg agılıkı atlıg…Cev.Ay., 36, 12, 13 köküz bögsek: göğüs, karın …köküzlerin bögseklerin birinü körüm…Sem.Ins., 242 köngül bilig: bilinç, akıl …ol tınlıg köngüli biligi…Bang.Gab.Ar.Seyük., 155 köngül karın: kalp, karın …todap uçuzlap köngüllerin karınların…Cev.Ay., 136, 10 320 köngül kögüz: gönül, göğüs …köngülin kögüzin yakçırtıp…Cev.Ay., 615, 8 köngül sakınç: gönül, düşünce …köngülümüzni sakınçımıznı tengrigerü tutmadımız…Le Coq.Huas., 214 köngül yürek: gönül, yürek …katıglanmakınga köngülin yürekin…Mül.Çaş., 265, 266 köni kirtü: doğru, düzgün …köni kirtü yapdaçı yadıltaçıka…Cev.Ay., 33, 6 köni tüz: doğru, düz …köni tüz tuymak… Cev. Ay., 149, 15 köp kalın: çok, sayısız …köp kalın bolur…Cev.Ay., 412, 2 kör- atkan-: görmek, bağlanmak …timin belgüg körmedin atkanmadın…Cev.Ay., 339, 17 kör- talula-: görmek, seçmek …edgü öd körmişi talulamışı… Bang.Gab.Ar.Seyük., 235 körk bediz: resim, görüntü …körkin bedizin bediz etsünler…Cev.Ay., 22, 18 körk mengiz: biçim, görünüş …körk mengiz adrukı üze…Cev.Ay., 44, 20 körkit- belgürt-: göstermek, belli etmek …tınglıklarka körkitür belgürtürler…Cev.Ay., 34j, 8 körkit- boşgun-: göstermek, anlatmak …körkitmiş boşgunmış ötinçe eriginçe…Cev.Ay., 136, 5 körkit- boşgur-: göstermek, öğretmek …tınlıglarka körkitü boşguru…Cev.Ay., 263, 10, 11 körkit- közüntür-: göstermek, sergilemek …et’özlerin körkitip közüntürüp…Cev.Ay., 43, 16 körklüg körksüz: güzel, çirkin …körklüg körksüz körküngüz…Cev.Ay., 489, 22 321 körksüz ayıg: çirkin, kötü …körksüz ayıg kılınçlarımız…Sem.Ins., 1108 körksüz yavız: çirkin, kötü …körksüz yavız işlerin küçlerin…Sem.Ins., 306, 307 körtle körkle: güzel, beğenilir …yarataglıg körtle körkle koluça…Şin.Mayt., 13, 59 körümçi yultuzçı: falcı, müneccim …körümçi yultuzçıga ayıtmaz…Bang.Gab.Ar.Seyük., 133 köse- umun-: istemek, ummak …köseyür umunur erdim…Gab.H.T.B., 1955 köy- örten-: yanmak, alevlenmek …ot tamıtur idiz köyer örtenür…Şin.Mayt., 41, 27, 28 köz karak: göz, gözbebeği …közi karakı yalınayu…Mül.Çaş., 69 közsüz teglük: kör, gözsüz …aksak çolak közsüz teglük bolmışların…Cev.Ay., 300, 10, 11 közün- belgür-: görünmek, belirmek …közünteçi belgürteçi on törlüg…Cev.Ay., 45, 20 kşanti çamhuy: af, bağışlanma k.< Skr.ksānti, ksānta, ç.<Çin.tsch'an-huei..kşanti çamhuy kılınıp.Cev.Ay., 138, 19 kunçuy katun: kraliçe, hatun k. < Çin. kung-chu… kunçuy katunlar birle idiz karşıdın…Şin.Mayt., 51, 49 kur kezig: sıra, dizi …kurlarınça keziglerinçe olurtılar…Cev.Ay., 398, 18 kurı- katı-: kurumak, halsiz düşmek …bilge kişi kurıp katıp törü ölzün…Şin.Mayt., 82, 57 kurt konguz: kurt, böcek …kurt konguz ig kegen…Cev.Ay., 332, 4 kurug öl: kuru, yaş …kurug öl yirke…Le Coq.Huas., 58 322 kuş kuzgun: kuş, kuzgun …kök kalıkda kuş kuzgun…Cev.Ay., 365, 5 kut buyan: saadet, mutluluk b.< Skr. punya …kutları buyanları üdrülgey…Cev.Ay., 126, 9 kut kıv: saadet, mutluluk …kutı kuvı asılur…Cev.Ay., 419, 13 kut ülüg: talih, kut …kutlug ülüglüg siz…Cev.Ay., 34ı, 3 kut vakşık: ruh v. < Far. vahşek…kamag kutlar vakşıklar…Bang.Gab.Ar.Seyük., 48 kutad- tusul-: mutluluk vermek, faydalı olmak …ertingü kutadgalı tusulgalı… Bang.Gab.Ar.Seyük., 299 kutlug ulug: kutlu, büyük …kutlug ulug tavgaç tilinte…Gab.H.T.B., 2149 kutlug ülüglüg: bahtlı, talihli …içtin sıngar kutlug ülüglüg…Le Coq.Manic.III., 43 kutsuz ülgüsüz: bahtsız, nasipsiz …kutsuz ülgüsüz osuglug boltı…Şin.Mayt., 61, 28, 29 kuyaş tumlıg: güneş, soğuk …kuyaşda tumlıgda emgetmemekde…Cev.Ay., 220, 22, 23 kü at: şöhret, ad …ol edgü kü at tört bulungda…Jam.K.P., VII, 1 kü- küzet-: muhafaza etmek, gözetmek …umug ınag bolup kümek küzetmek…Cev.Ay., 29, 13 küç basut: güç, yardım …küç basut berip…Sem.H.T.B., 372, 373 küç bügü: güç, hikmet …küçlüg bügülüg erdemin… Bang.Gab.Ar.Seyük., 354 küç erdem: güç, erdem …küçi erdemi antag ulug titir…Şin.Kip., 71 323 küç küsün: güç, kuvvet …küçi küsüni edgüsi…Cev.Ay., 184, 12 küçlüg katıg: kuvvetli, güçlü …küçlüg katıg yiilke…Cev.Ay., 625, 13, 14 küçlüg ulug: güçlü, büyük …küçlüg ulug tengriler…Sem.Ins., 944, 945 küçsire- kevil-: zayıf düşürmek, güçsüz olmak …alkınıp küçsireyür kevilür…Cev.Ay., 558, 15 küg ün: ses, gürültü …tagda anta kügi üni işitilti…Şin.Mayt., 16, 20 küglüg küzetiglig: korunaklı, korumalı …et’özi küglüg küzetiglig bolgay…Cev.Ay., 537, 2 külüş- katguruş-: gülmek, kahkaha atmak …katunlarnıng külüşmek katguruşmak ünüg…Şin.Mayt., 18, 41, 42 kümüş altun: gümüş, altın …kümüşlüg altunlug hua çeçeklerig…Sem.Ins., 853 kün ay: gün, ay …künli aylı karışu… Bang.Gab.Ar.Seyük., 324 kün tün: gündüz, gece …antag uzun künin tünin…Şin.Mayt., 83, 28 küng kul: köle, cariye …edgü kişilerig küng kul kılıp…Bang-Gab.Tür.IV B, 16 küni yagı: kıskanç, düşman …küniçi yagıçı silik irinç yarlıg…Şin.Mayt., 82, 26 kür kürilik: ölçek, miktar …çıgın tsunın şingin kavın kürin kürülükin…Cev.Ay., 135, 9 küse- kol-: istemek, dilemek …tilekimin küseyür men kolur men…Cev.Ay., 508, 2 küse- körügse-: istemek, arzu duymak …küsegülük körügsegülük bolsunlar…Cev.Ay., 118, 21 324 küse- tile-: istemek, dilemek …küsemiş tilemiş işimin…Cev.Ay., 505, 7 küse- yalbar-: istemek, yalvarmak …küseyü yalbaru katıglansun…Cev.Ay., 488, 14 küsüş tilek: arzu, dilek …küsüş tilek koltaçı…Cev.Ay., 496, 14 küzed- saklan-: muhafaza etmek, korumak …etüzin küzedmeser saklanmasar…Şin.Mayt., 2, 20, 21 küzet- kü-: muhafaza etmek, gözetmek …arıg süzük küzetü küyü tutgalı…Cev.Ay., 34c, 18, 19 küzet- tut-: muhafaza etmek, tutmak ….arıgın süzügin küzetürler tutarlar…Cev.Ay., 220, 10, 11 lınhua çeçek: çiçek l. < Çin. lien hua…ulug erdini lınhu çeçek…Cev.Ay., 45, 12 mangra- ünte-: çağırmak, bağırmak …ölürgeli ilitserler mangrayur ünteyür…Le Coq.Manic.III., 33 mengi ögrünç: mutluluk, sevinç …mengi ögrünç kılur…Cev.Ay., 646, 20 mengi ögrünçü: sevinç, mutluluk …adruk adruk mengi ögrünçü üze…Cev.Ay., 380, 24, 381, 1 mengile- ilinçüle-: sevinmek, mutlu olmak …mengileyür ilinçileyür erser…Cev.Ay., 209, 18, 19 mensiz kişisiz: insansız, kişisiz ….mensiz kişisiz tınlıgsız yaşaglısız….. Cev.Ay., 145, 16 ming tümen: bin, onbin …kim bir tarısar ming tümen bolur…Jam.K.P.XIII, 4 monçulayu yangın: bu şekilde, böylece …monçulayu yangın kılmış…Cev.Ay., 175, 1 montag yangın: bu şekilde, böylece …montag yangın ayıg törülertin…Cev.Ay., 222, 6 325 möngremek ınçıklamak: bağırmak, feryat etmek …yalbarmak agırınmak möngremek ınçıklamakda…Cev.Ay., 12, 21,22 mung emgek: sıkıntı, keder …bo mungumuznı emgekimizni aça yada…Cev.Ay., 7, 7 mung tak: ihtiyaç, iş …mungumuz takımız tegip…Le Coq.Huas., 200, 201 mung tark: keder, acı …mungka tarka tegmiş…Cev.Ay., 628, 8 mungad- adın-: hayret etmek, şaşırmak …mungadu adınu inçe tip tidi…Şin.Mayt., 13, 6 mungad- tangla-: hayret etmek, şaşırmak …ulug mungadıp tanglap…Cev.Ay., 617, 14 mungad- tangla-: şaşırmak, hayret etmek …angsız mungadıp tanglap…Cev.Ay., 381, 13, 14 mungadınçıg tanglançıg: olağanüstü, fevkalade ….mungadınçıg tanglançıg savlar…Cev.Ay., 126, 12, 13 mungsuz taksız: dertsiz, sıkıntısız … irtsiz birtsiz mungsuz taksız telim taşım…Şin.Mayt., 3, 19, 20 mün kadag: günah, suç …ülgüsüz sansız mün kadaglarıg…Cev.Ay., 614, 2, 3 mün yazuk: suç, günah …müni yazukı bar erser…Şin.Mayt., 59, 19 münsüz kadagsız: günahsız, suçsuz …tolu tükel münsüz kadagsız…Cev.Ay., 124, 19 nom belgü: kanun, belge n. < Soğ. nom …nomlı belgüli köngülli ikegü…Cev.Ay., 203, 17 nom bitig: dini eser, kitap n. < Soğ. nom…aktarmayuk nomlarıg bitiglerig…Sem.H.T.B., 1030, 1031 nom şasan: kanun, disiplin n. < Soğ. nom, ş. < Skr. sāsana…nomug şasanıg ilig uluşug…Cev.Ay., 26, 11 326 nom törü: öğreti, töre n. < Soğ. nom …yme ol nomça törüçe evrilteçi bolur…Cev.Ay., 194, 12 nom yarlıg: kanun, ferman n. < Soğ. nom…nomı yarlıgı bultukmaz…Cev.Ay., 48, 21 nomla- okıt-: öğretmek, okutmak n. < Soğ. nom…nomlagalı okıtgalı yarlıkayur…Cev.Ay., 395, 2, 3 nomla- sözle-: anlatmak, söylemek n. < Soğ. nom…üdlerke tegi nomlap sözlep tüketinçsiz … Cev.Ay.,165, 4, 5 noş tatıglıg: hoş, tatlı n. < Soğ. noş …noş tatıglıg itigsiz…Cev.Ay., 647, 4 odug sag: uyanık, dikkatli …odug sak bolgay biz…Cev.Ay., 408, 13 ogşa- amra-: okşamak, sevmek …bir yanglıg ogşayu amrayu…Cev.Ay., 306, 16, 17 ogşat- yöleştür-: karşılaştırmak benzetmek …kılınçıg ogşatsar yöleştürser…Cev.Ay., 156, 10 ogul kız: oğul, kız …mini oglum kızım…Cev.Ay., 443, 18 okı- nomla-: tebliğ etmek, bildirmek n. < Soğ.. nom …bu nom bitig okısar nomlasar…Bang.Gab.Ar.Seyük., 147 okı- sözle-: okumak, söylemek …nom erdinig okısar sözleser…Cev.Ay., 191, 18, 19 okıt- biltür-: okutmak, bildirmek …okıtu biltürü bilmekleri üze…Cev.Ay., 300a, 34 oksuz teginçsiz: fırsatsız, nasipsiz …kuzgunlar oksuz teginçsiz…Şin.Mayt., 67, 8 olur- ornan-: oturmak, yerleşmek …yirtünçüde oluru ornanu…Cev.Ay., 190, 2 ongul- öglen-: iyileşmek, kendine gelmek …kisisi ongultı öglenti…Cev.Ay., 19, 6 327 ook kılıç: ok, kılıç …ook kılıç birle tükel ursun…Cev.Ay., 477, 6 oot em: ilaç, merhem …iglemişdeki ootın emin…Cev.Ay., 513, 14 oot yalın: ateş, alev …oot yalının yalar…Cev.Ay., 637, 1 ordu karşı: saray, han …ikinti ordu karşı içinteki…Cev.Ay., 90, 3 orla- kıkır-: hiddetlenmek, yüksek sesle bağırmak …orlayu kıkıra inçe tip…Cev. Ay., 641, 3 ornan- tur-: yerleşmek, durmak …tüş utlıg ornanggay men turgay men…Cev.Ay., 668, 3 orun ornag: yer, mesken ...yıngak orun ornag ermez…Cev.Ay., 460, 8, 9 orun töşek: mesken, yer …orun töşek at yanga…Cev.Ay., 613, 3, 4 orun yurt: yer, yurt …orunı yurtı üçün…Cev.Ay., 461, 19 osal sımtag: tembel, kayıtsız …osal sımtag kkirlerin arıtıp…Cev.Ay., 75, 5 ot em: ilaç, merhem … otın emin bo tört törlüg… Cev.Ay., 156, 4 ot yaş: ot, yeşil …kimler birök o lot yaş…Cev.Ay., 529, 14 ota- emle-: tedavi etmek, iyileştirmek …agrıgların otayın emleyin…Cev.Ay., 587, 10 oyın ır: raks, şarkı …tört yıngaktın oyın ır üni işitilür…Şin.Mayt., 40, 02 oyna- yırla-: oynamak, şarkı söylemek …ked uz oynayu yırlayu…Cev.Ay, 34ğ, 13 328 oyun bediz: süs, ziynet …oyunın bedizin uduşu…Sem.Ins., 800 oz- kaç-: kaçmak, kurtulmak …kemişip ozdılar kaçdılar…Cev. Ay., 631, 1, 2 oz- keç-: uzaklaşmak, geçmek …edgüsinge ozayın keçeyin…Cev.Ay., 105, 13 oz- kurtul-: kurtulmak, kaçmak …tişi yeklerde ozar kurtulur…Şin.Kip., 23 oz- kutrul-: kurtulmak, kaçmak …ög kangların ozgu kutrulgu üçün…Cev.Ay. ,199, 17 oz- tarkar-: uzaklaşmak, uzaklaştırmak …ozdaçı tarkartaçı ulug…Cev.Ay., 117, 11 ozgur- kutgar-: kurtarmak, kaçırmak …ozguru kutgaru yarlıkap… Cev.Ay., 160, 8 ozgur- kutgar-: kurtarmak, kaçırmak …ozguru kutgaru yarlıkagalır…Cev.Ay., 335, 8 ozgur- öngedtür-: kurtarmak, iyi etmek …agrıgıntın ozgurur öngedtürür…Cev.Ay., 585, 16 ö- sakın-: düşünmek, taşınmak …öyü sakınu unıtmadın ötgürü yene…Cev.Ay., 175, 15, 16 öç- alkın-: tükenmek, yok olmak …..üdki nomlar tıltagları küçinte öçser alkınsar….Cev.Ay., 145, 5, 6 öç- amrıl-: sönmek, dinmek …bilig öçser amrılsar tutyak öçer amrılur…Şin.Mayt., 44a, 32 öç kek: öç, kin …öç kek ugurınta…Cev.Ay., 102, 14 öç- üzül-: yok olmak, sona ermek …nomlar öçmedin üzülmedin turgay…Cev.Ay., 197, 16 öçmegülük arımaguluk: yok olmayacak, temizlenmeyecek …ayıg kılınç yok öçmegülük arımaguluk… Cev.Ay., 146, 17 329 öçül- alkın-: yok olmak, bitmek …öçülmedin alkınmadın şuratı üdke… 164, 15, 16 öçür- arıt-: yok etmek, temizlemek …birtem öçürteçi arıtdaçı…Cev.Ay., 147, 19 ödsüz erksiz: münasebetsiz, vakitsiz …ödsüz erksiz boşguttumuz…Şin.Mayt., 69, 9, 10 ög- alka-: övmek, methetmek ….öger men alkayur men… Cev.Ay., 153, 16, 17 ög ana: anne …ög analar arasınta…Cev.Ay., 495, 4 ög kang: anne, baba ….ög kanglarım idege toyın…Cev.Ay., 137, 17 ög köngül: akıl, gönül …ögin köngülin yakın tutup… Cev.Ay., 149, 5 ög- küle-: övmek, methetmek …yumgı ögserler küleserler…Cev.Ay., 114, 7, 8 ög sakınç: akıl, fikir …ögümüzni sakınçımıznı azgurdukın.. Le Coq.Huas., XVIII, XIX ög- yükün-: övmek, ululamak …sizni ögmekdin yükünmekdin…Cev.Ay., 124, 2, 3 ögir- sevin-: sevinmek, neşelenmek …açıyu ögirip sevinip…Cev. Ay., 644, 9 ögrünç mengi: sevinç, mutluluk …tözlüg ögrünç mengi teginürler…Cev.Ay., 47, 7 ögrünç sevinç : sevinç, neşe …ertingü uz ögrünçlüg sevinçlig…Cev.Ay., 199, 3 ögsire- tınsıra-: kendini kaybetmek, kendinden geçmek …ögsirep tınsırap kamıltılar…Cev.Ay., 619, 18 ögsiz tınsız: kendinden geçmiş, cansız …ögsiz tınsız yaturlar…Cev. Ay., 640, 8, 9 330 ökli- asıl-: çoğalmak, artmak …kazgançı ökliyür asılur…Bang.Gab.Ar.Seyük., 104 ökli- bedü-: çoğalmak, büyümek …esinig basutçı iş bolup ökliyür bedüyür…Şin.Mayt., 41, 37 öklit- as-: alıştırmak, tekrarlatmak …kılınçka öklitdi astı..Mül.Çaş., 270, 271 ökün- bilin-: itiraf etmek, açıklamak …..barçanı ökünü bilinü….Cev.Ay., 138, 5 ökün- boşun-: pişman olmak, tövbe etmek …ayag kılınçımıznı ökünü boşunu…Bang-Gab.Tür. IV A, 18 ökün- kakın-: itiraf etmek, pişmanlık bildirmek …kılınçın ökünüp kakınınp kşantı kılıp…Cev.Ay., 362, 1 ökün- katın-: pişman olmak, itiraf etmek …ayıg kılınçka ökünü katınu…Cev.Ay., 11, 13, 14 ölüg tirig: ölü, diri …ölügi tirigi neteg…Cev.Ay., 635, 11 ölür- emget-: öldürmek, acı çektirmek …bukagulamak ölürmek emgetmek…Cev.Ay., 434, 11 ölür- örlet-: öldürmek, eziyet etmek …ol kişig ölürgeli örletgeli…Şin.Kip., 31 ölütlük etlik: mezbaha, et yeri …ölütlük etlik itdimiz turgurdumuz erser…Ban.Gab.Tür.IV A, 45 öng kırtış: renk, yüz rengi …öngüngüz kırtşıngız süzüki…Cev.Ay., 112, 1, 2 öng körk: görünüş, sima …ol kim öng körk titir…Bang.Gab.Ar.Seyük., 157 öng mengiz: biçim, görünüş …öngi mengizi özi…Le Coq.Huas., 46 önged- bınık-: iyileştirmek, tedavi etmek …karasın emlep öngedtiler bınıkdılar…Cev.Ay., 598, 17 331 öngi üdrülmiş: farklı, ayrılmış …ırak öngi üdrülmüş… Cev.Ay., 166, 7 önglüg belgülüg: renkli, belirli …önglüg belgülüg köligeg…Cev.Ay., 53, 18 önglüg mengizlig: görünüş, beniz …öngi öngi önlüg mengizlig…Sem.H.T.B., 536 önglüg yıdlıg: renkli, kokulu …önglük yıdlık yigüke aşaguka…Cev.Ay., 529, 12 öngsüz belgüsüz: renksiz, belirsiz …özi öngsüz belgüsüz titir…Cev.Ay., 53, 15, 16 öngsüz öles: solgun, renksiz …öngsüz öles boltı…Cev.Ay., 617, 7 örit- togur-: yükselmek, ileri gitmek …öritgeli togurgalı uyurlar…Cev.Ay., 205, 8 örlet- buşur-: incitmek, kızdırmak …tınlıglarıg örletgülük buşurguluk…Cev.Ay., 219, 11 örlet- emget-: incitmek, acı çektirmek …sini örletgeli emgetgeli kelmez biz… Cev. Ay., 20, 11 ört- kizle-: gizlemek, saklamak ….örtmez men kizlemez men…Cev.Ay.,138, 2 ört- köşit-: örtmek, kaplamak …örtdeçi köşitdeçi nızvanılıg…Cev.Ay., 244, 12 ört ot: alev, ateş …et’özin belgürtip ört otlug…Bang-Gab.Tür.V A, 116 ört yalın: alev, ateş …ört yalın üze…Cev.Ay., 99, 15 ört- yörge-: örtmek, sarmak …etüzleri öze örtüp yörgep…Şin.Mayt., 82, 46 örten- köy-: alevlenmek, yanmak …oot yalının örtenü köye…Cev.Ay., 500, 15 332 örten- yala-: alevlenmek, yanmak …ötrü kılınçlıg otlar örtenür yalarlar…Şin.Mayt., 41, 29, 30 örtüglüg kizleglig: örtülü, gizli …örtüglüg kizleglig bodisatavlar…Cev.Ay., 37, 18 örüg amıl: sessiz, sakin …nomlar içinte örügin amılın…Cev.Ay., 205, 4 öt bilig: nasihat, bilgi …ötçe biligçe yorımadımız erser…Le Coq.Huas., 327 öt erig: nasihat, öğüt …ötinçe eriginçe inçip…Cev.Ay., 136, 5 ötegçi bırımçı: işkence edici, zulmedeci …tenrgrim egsüklüg yazuklug biz ötegçi bırımçı biz…Le Coq.Huas., 309 ötek emgek: eziyet, zorluk …ötekke emgekke teger biz…Cev.Ay., 7, 5 ötle- erigle-: nasihat etmek, öğüt vermek …ötlep eriglep olarnı…Cev. Ay., 641, 12 ötle- tutuz-: nasihat etmek, öğüt vermek …amtı sizlerni ötleyür men tutuzur men…Cev.Ay., 91, 17, 18 ötle- yalbar-: yakarmak, yalvarmak …ötleyü yalbara ötügçi bolmış…Cev.Ay., 169, 5, 6 ötün- yalbar-: dilemek, yalvarmak …men sizlerke ötünür men yalbarur men…Cev.Ay., 10, 15, 16 övkele- bulgan-: öfkelenmek, sinirlenmek …ödsüz kolusuz övkelenmez bulganmazlar…Şin.Mayt., 59, 14 öz adınagu: kendi, başkası …özke adınaguka ikidin ulug…Cev.Ay., 527, 7 öz özüt: öz, ruh …tengri yarukı kentü özümüz özütümüz…Le Coq.Huas., 301, 302 öz yaş: ömür, yaşam …özi yaşı uzun bolgay…Cev.Ay., 192, 2 333 özi kentü: özü, kendi …songınta özi kentü…Cev.Ay., 367, 6 saç- tarı-: ekmek, biçmek …tarıglag içinte saçmış tarımış…Cev.Ay., 168, 21 saç- tök-: dağıtmak, dökmek …hua çeçeklerig saça töke…Cev.Ay., 313, 6 saçıg tökük: adak, kurban …yeklerke içgeklerke saçıg tökük ayu birürler… Bang.Gab.Ar.Seyük., 265 saçıl- arta-: saçılmak, bozulmak …saçılur artayur kamagın…Cev.Ay., 552b, 7, 8 saçıl- tökül-: saçılmak, dökülmek …agı barım saçılur tökülür… Bang.Gab.Ar.Seyük., 233 sadu edgü: iyi s. < Skr. sādhu…sadu edgü lıgso…Cev.Ay., 24, 24 sakın- bögün-: düşünmek, taşınmak …sakınmatın bögünmetin muntag tip sözleyür…Se.Öz., 115b, 2 sakın- kolula-: düşünmek, araştırmak …sakınmak kolulamak tükel kergek…Bang-Gab.Tür.V B, 14 sakınç busuş: dert, keder …sakınçlıg busuşlug bolup köngülinte…Şin.Mayt., 99, 19 sakınç kadgu: dert, keder …sakınçlug kadgulug oot üze…Cev.Ay., 639, 21 sakınçsız busuşsuz: dertsiz, kedersiz …sakınçsız busuşsuz yam kuzalavaks kılurlar erdi…Şin.Mayt., 72, 28 san sakış: sayı, adet …buyan edgü kılınçnıng sanın sakışın…Cev.Ay., 167, 13, 14 sanç- agrı-: ağrımak, sızlamak …tikdi sançdı agrıdı…Cev. Ay., 632, 21 sanç- bıç-: öldürmek, doğramak …munı sançınglar bıçınglar…Mül.Çaş., 43, 44 334 sanguluksuz sansız: sayısız, çok …ol inçip sanguluksuz sansız…Cev.Ay., 83, 21 sansız sakışsız: sayısız, çok …sansız sakışsız arıg turug arhantlar kuvragınga…Cev.Ay., 155, 22, 23 sansız tümen: sayısız, on bin ….sansız tümen özlüg ölürür…Jam.K.P., I, 6 sansız üküş: sayısız, çok …sansız üküş bodisatavlar birle…Cev.Ay., 421, 5 sap kezig: sıra, dizi …orunlarka sapça kezigçe teggeli…Cev.Ay., 319, 7 sarsıg salık: kötü, fena …yme öngre sarsıg salık köngüllük…Şin.Mayt., 71, 11 satagsız tersiz: ücretsiz, bedava …agrıglıg kişi satagsız tersiz içgü ot öntürüp…Şin.Mayt., 51, 5, 6 satıg yulug: alış veriş …azu satıgka yulugka barsar…Bang.Gab.Ar.Seyük., 104 sav öt: söz, nasihat …sizin savıngızça ötüngüzçe yorıgalı men…Bang-Gab.Tür. II TM., 49, 50 sav söz: söz, laf …ök sav söz kodup…Cev.Ay., 4, 18 seril- ornan-: serilmek, yerleşmek …neng serilmedin ornanmadın…Cev.Ay., 333, 21 serimlig kılıklıg: mülayim, sakin …seviglig taplaglıg serimlig kılıklıg yiti katıglanmaklıg…Cev.Ay., 34c, 19 sev- amra-: sevmek, ilgi duymak …kençkiyesin iki emigi ikin ara kuçup sever amrayur…Şin.Mayt., 33, 22 sev- tapla-: sevmek, arzulamak …sevmek taplamak erür…Cev.Ay., 250, 18, 19 sever amrak: sevgili, aziz …mening sever amrak…Cev.Ay., 616, 2 335 sevgüsüz taplagusuz: sevgisiz, sadakatsiz …sevgüsüz taplagusuz yarsınçıg et’özke…Cev.Ay., 613, 2 seviglig taplaglıg: sevimli, şirin …seviglig taplaglıg serimlig kılıklıg yiti katıglanmaklıg…Cev.Ay., 34c, 19 sevinç ögrünç: sevinç, neşe …edgü kılınçımka sevinçlig ögrünçlüg ereyin…Şin.Mayt., 10, 18, 19 sevinç utlı: sevinç, karşılık … dıntarnıng sevinç utlı birmekinge…Cev.Ay., 217, 3 seviş- amraş-: sevişmek, muhabbet göstermek …alkugun sevişsünler amraşsunlar…Cev.Ay., 120, 4, 5 sevit- ayat-: sevdirmek, saydırmak …sevitmek ayatmak edgüke tegürdeçi…Bang-Gab.Tür.V B, 119 sevit- ayat-: sevdirmek, saygı göstertmek …barçaga bir yanglıg sevitmiş ayatmış..Gab.H.T.B., 1782 sezin- kork-: kuşkulanmak, korkmak …tül tüşedim tep sezinti korkdı…Sem.H.T.B., 492 sı- bır-: kırmak, rencide etmek …biligin neçe sıdımız bırtımız erser…le Coq.Huas., 51 sı- boz-: kırmak, bozmak …çerigin sıgalı bozgalı uguluk…Cev.Ay., 34g, 23 sıg tümke: sığ, cahil …bo tınlıg sıg tümke köngüllüg…Cev.Ay., 300a, 11, 12 sıgtaş- yıglaş-: ağlaşmak, sızlaşmak …yügürü kelip sıgtaşdılar yıglaşdılar…Sem.H.T.B., 1067, 1068 sıgun keyik: erkek geyik, geyik …alku sıgunlarda keyiklerde adrukrak…Mül.Dan., 61 sıgur- içker-: sığdırmak, içeri almak …sıgurmak içkermek paramıt timek…Cev.Ay., 310, 7 sıgur- içker-: sığdırmak, içermek …sıgurmak içkermeklig yörügi…Se.Öz., 104b, 9, 10 336 sık- tang-: sıkmak, baskı yapmak …sıkmamak tangmamak ürkitmemek korkıtmamak…Cev.Ay., 220, 20, 21 sıkıl- emgen-: sıkılmak, kederlenmek …sıkılur emgenür öz et’özi…Cev.Ay., 559, 6 sıkıl- tangıl-: sıkıimak, eziyet çekmek …emgeki üze sıkılmışlar tangılmışlar…Cev.Ay., 586, 14 sımtag kogşak: tembel, gevşek …sımtag kogşak köngüllüg bolmışların…Cev.Ay., 300, 4, 5 sımtag osal: tembel, kayıtsız …iligler kanlar sımtag osal…Cev.Ay., 415, 15 sın süngük: uzuv, kemik …sını süngüki uz yüüzi…Cev.Ay., 419, 20 sın- uvşan-: ufalanmak, parçalanmak …tsun tsun sınar uvşanur…Şin.Kip., 28 sid- kemiş-: atmak, fırlatmak …. sidmiş kemişmiş ying yar teg titip…. Cev.Ay., 612, 6 sipir- arıt-: süpürmek, arıtmak …yirin sipirser arıtsar…Şin.Mayt., 52, 54 siziksiz tıdıgsız: şüphesiz, engelsiz …yme siziksizin tıdıgsızın kirgeli…Cev.Ay., 356, 15 sogançıg tatıglıg: hoş, tatlı …sogançıg tatıglıg nom yarlıgıg eşidip…Cev.Ay., 92, 10 sogançıg ünlüg: tatlı, hoş …sogançıg ünlüg titir…Şin.Kip., 203 sok- tarma-: dövmek, parçalamak …etüzlerig soka tarmayu yiyürler erser…Şin.Mayt., 74, 53 sola- bekle-: bağlamak, zincire vurmak …solamamak beklememek açurmamak suvsatmamak…Cev.Ay., 220, 21, 22 sög- sars-: sövmek, saymak …yorıdaçılarıg körüp sögüp sarsıp…Cev.Ay., 136, 9 337 sög- tokı-: sövmek, vurmak …adınlarıg sögmemek tokımamak…Cev.Ay., 220, 20 sögüş- yöntüş-: sövüşmek, dövüşmek …teg tip sögüşürler yöntüşürler…Le Coq.Manic.I., 9 söz sav: söz, laf …erki söz sav…Cev.Ay., 564, 14 sözle- ay-: söylemek, demek …bir yanlıg sözlediler aydılar…Cev.Ay., 635, 16, 17 sözleş- kengşeş-: sözleşmek, müzakere etmek …sözleşü kengşeşü yme…Cev. Ay., 631, 8 su esen: sağ, salim s. < Çin. su, e. < Far. āsān…tigitler su esen teginür…Cev.Ay., 623, 5 suvsuz kurug: susuz, kuru …suvsuz kurug yirlerte…Cev.Ay., 34h, 8 süng tayak: dayanak s. < Çin. sung…kuvraglarka süng tayak kılsar…Şin.Mayt., 52, 49 süngüş- öçüş-: kavga etmek, çelişmek …nızvanılar birle söngüşmek öçüşmek ol…Le Coq.Manic.III., 12 süngüş tötüş: kavgalı, düşman …süngüş tötüş kılurlar…Cev.Ay., 554, 2, 3 süt yag: süt, yağ …sütli yaglı teg…Cev.Ay., 411, 15 süü çerig: asker, ordu …süüsinge çeriginge art basut…Cev.Ay., 409, 11 süz- arıd-: süzmek, temizlemek …köngülüg süzer arıdur…Bang-Gab.Tür.V B, 98 süzük arıg: pak, temiz …yme kaltı süzük arıg…Cev. Ay., 658, 21 süzük kirtgünç: temiz, imanlı …süzük kirtgünç köngülin…Cev.Ay., 336, 18 338 şing kav: hacim, oylumş. ş. < Çin. scheng, k. < Çin ho… şingin kavın kürin kürülükin…Cev.Ay., 135, 9 şlök takşut: şiir ş. < Skr. sloka …şlök takşutug eşidip…Cev.Ay., 34h, 22 tag arıg: dağ, çay …oglanı birle tagda arıgda ilinçüke bardı…Cev.Ay., 608, 7 tag arıg: dağ, orman …üçünç taglarta arıglarta…Cev.Ay., 196, 9 tagar keyiz: torba, kese …tagar keyiz sunçuk isiş bukaç burnaç etüzlüg erür…Şin.Mayt., 73, 32, 33 taluy ögüz: okyanus t. < Moğ. dalay …taluy ögüz teg…Cev.Ay., 28, 6 tang adınçıg: olağanüstü, fevkalade …tang adınçıg tatıglıg…Jam.K.P., LXXI, 5 tang tangsuk: tatlı, hoş …tang tangsuk tatıglar…Cev.Ay., 118, 6, 7 tangla- mungad-: şaşırmak, hayret etmek …ertingü tangladılar mungaddılar…Cev.Ay., 188, 17, 18 tanglançıg mungadınçıg: olağanüstü, fevkalade …ertingü tanglançıg mungadınçıg titir…Cev.Ay., 89, 2, 3 tanuklamak ukmak: kavramak, anlamak …kirtü tanuklamakları ukmakları üze…Cev.Ay., 137, 11 tap küsüş: arzu, istek …tapınça küsüşinçe ed tavar buşı birürler…Cev.Ay., 216, 17 tapag udug: hürmet, hizmet …tapagın udugın aşadı…Jam.K.P., L, 4, 5 tapıg ayag: hizmet, saygı …mening tapıgımın ayagımın algalı…Cev.Ay., 420, 21 tapıg udug: hizmet, hürmet …tapıgın udugın tapınsar udunsar… Cev.Ay., 156, 5 339 tapıgçı udugçı: hizmetçi, yardımcı …bizing evde tapıgçı udugçıka…Cev.Ay., 605, 6, 7 tapın- ançula-: saygı göstermek, hürmet etmek …tapınsun ançulasun yene adın yıdın…Cev.Ay., 520, 8 tapın- udun-: saygı göstermek, hürmet etmek …ögdisi birle kılu tapınu udunu…Cev.Ay., 25, 18 tapsız tangsız: kötü, uygunsuz …kılınçın tapsız tangsız kıtlımız…Şin.Mayt., 73, 62 tarık- alkın-: uzaklaşmak, kaybolmak …emgekig birgerü tarıkur alkınur…Se.Öz., 112b, 4 tarık- kit-: uzaklaşmak, gitmek …ayıg kılınçlar ol alp tarıkguluk kitgülük…Cev.Ay., 148, 7, 8 tarkar- kiter-: gidermek, uzaklaştırmak …tarkarguluk kitergülük yig…Cev.Ay., 175, 6 tarkar- üzmele-: uzaklaştırmak, dağıtmak …nızvanılarag tarkardı üzmeledi…Şin.Mayt., 13, 15, 16 tart- is-: çekmek, almak …yumşadımız tartdımız istimiz tokıdımız …Şin.Mayt., 62, 33, 34 tart- ozgur-: almak, kurtarmak …tartmak ozgurmak atlıg…Cev.Ay., 212, 3 tatıglıg edgü: hoş, iyi …tatıglıg edgü aş içgü…Cev.Ay., 516, 12, 13 tatıglıg sogançıg: tatlı, hoş …tatıglıg sogançıg nom yarlıg… Bang.Gab.Ar.Seyük, 222 tatıglıg tangsuk: tatlı, hoş …tatıglıg tangsuk ulug edremlig…Gab.H.T.B., 1903 tavran- katıglan-: davranmak, gayret göstermek …yadguka tavranınglar katııglanınglar…Cev.Ay., 91, 19, 20 tay- sürç-: kaymak, sürçmek …adagı tayıp sürçüp…Sem.H.T.B., 503 340 tegin- aşa-: çekmek, maruz kalmak …teginmek aşamak erür…Cev.Ay., 228, 18 tegin- tut-: kabul etmek, tutmak …yarlıgın teginmeser tutmasar…Cev.Ay., 561, 3 teginçsiz oksuz: nasipsiz, fırsatsız …sekiz türlüg teginçsiz oksuz yir orunda…Şin.Mayt., 23, 2 tegrikle- gavza-: çevrelemek, etrafını sarmak …tegrikleyü gavzayu olurup…Sem.H.T.B., 202, 203 tegür- ula-: getirmek, ulaştırmak …tegürmekleri ulamakları üze…Cev.Ay., 289, 13 tek yalınguz: yalnız, tek …tek yalınguz yüregi taşınta…Cev.Ay., 4 ,20, 21 telim taşım: çok, fazla …telim taşım bay barımlıg…Şin.Mayt., 3, 20 telim üküş: çok, sayısız …telim üküş ed tavar erdiniler birle…Cev.Ay., 34h, 7 teng tırazug: ölçü, tartı …yme tengin tırazugın…Cev.Ay., 135, 8 tengiz- iidi-: sızlamak, sıkışmak …emigi tengizip iidip…Cev.Ay., 632, 17, 18 tengle- kolula-: ölçmek, hesap etmek …tengleyü kolulayu teginser…Cev.Ay.,197, 10, 11 tengri yek: tanrı, şeytan …üküş tengriler yekler…Cev.Ay., 432, 3 tep- yanç-: ezmek, sıkmak …üzüm osuglug teperler yançarlar…Şin.Mayt., 82, 15, 16 tepre- ırgal-: titremek, silkinmek …bir üdte tepredi ırgaltı…Cev.Ay., 630, 16 tepre- kamşa-: deprenmek, sallanmak …yir suv yumgı tepredi kamşadı…Cev.Ay., 183, 18 341 tepre- kamşa-: titremek, sarsılmak …yir suv yumgı tepredi kamşadı…Cev.Ay., 183, 18 tepre- yorı-: kımıldamak, yürümek …tepreyü yorıyu umadı…Jam.K.P., XXXVII, 2 teprençsiz yayılmaksız: yayılmadan, sabit …tebrençsiz yayılmaksız ulug yarlıkançuçı…Cev.Ay., 616, 1 terin kuvrag: meclis, dernek, cemaat …ulug terinke kuvragka nom nomlayur…Sem.H.T.B., 200, 201 terk tavrak: hemen, derhal …terk tavrak üntürgüke ötlemiş…Cev.Ay., 179, 16, 17 terk tavratı : çabuk, hemen …atlıg beg terk tavratı…Cev.Ay., 19, 1 ters tetrü: ters, aksine …kamag ters tetrü tınlıglar birle…Cev.Ay., 132, 10 tev kür: hile, dolan …tev kür tıltagınta…Cev.Ay., 102, 5 tevle- kürle-: aldatmak, hile yapmak …neçe tevledimiz kürledimiz erser…Le Coq.Huas., 111, 112 tez- kaç-: kaçmak, kurtulmak …ırak tezdiler kaçdılar…Cev.Ay., 5, 10, 11 tıd- ötle-: engel olmak, tehdit etmek …bizni köyüp tıdtılar ötlediler…Şin.Mayt., 67, 23, 24 tıd- sergür-: engellemek, mani olmak …yme tıdgalı sergürgeli udaçı bolsar…Sem.Ins., 149 tıd- ürt-: engel olmak, örtmek …bütün edsizi üze tıddaçı ürtdeçi yokındın…Se.Öz., 102a, 6 tıdıg ada: engel, tehlike …tıdıg ada kıltaçı…Cev.Ay., 319, 23 tıdıglıg tutuglug: engelli, tutulu …birök tıdıglıg tutuglugta taş erür…Se.Öz., 102a, 10 342 tıdıgsız kadagsız: engelsiz, sorunsuz …tıdıgsız kadagsız arıg til bolur…Bang.Gab.Ar.Seyük., 122 tıdıgsız tutugsuz: engelsiz, sınırsız …tıtıgsız tutugsuz arıg süzük…Cev.Ay., 169, 22 tıdıl- bal-: yasaklamak, menetmek …tözler üze tıdılmışka balmışka…Cev.Ay., 57, 3 tıdın- sön-: dinmek, sakinleşmek …tıdıngali söngeli çimşileşür…Cev.Ay., 633, 11 tıdın- tutun-: engellenmek, tutulmak …ne yirde tıdıntı tutuntı erser…Le Coq.Huas., 218 tın tura: can, hayat …tın tura ök üküş sakınçnıng…Cev.Ay., 262, 15 tıngla- eşid-: dinlemek, işitmek …tınlasar eşidserler…Cev.Ay., 336, 19 tınlıg ölüg: canlı, ölü …kim kayu tınlıg ölüg kişi üçün… Bang.Gab.Ar.Seyük., 289 tınlıg tınsız: canlı, cansız …tınlıglı tınsızlı iki türlüg ed togar… Bang.Gab.Ar.Seyük., 322 tınlıg turalıg: canlı, mahluk …biş türlüg tınlıgıg turalıgıg…Le Coq.Huas., 86 tınlıgsız yaşaglısız: cansız, yaşamayan ….mensiz kişisiz tınlıgsız yaşaglısız….. Cev.Ay., 145, 16 tısız ornagsız: güçsüz, kuvvetsiz …tısız ornagsız tözlügin…Cev.Ay., 300a, 23 tıtsı bahşı: öğrenci, öğretmen b. < Çin. po shih, t. < Çin. ti tzŭ…yakın toyın tıtsıları bahşıları…Sem.H.T.B., 1057, 1058 tik- tarı-: ekmek, yetiştirmek …töz yıltız tikser tarısarlar…Cev.Ay.,168, 3 tiki çogı: gürültü, patırtı ….tiki çogı ırak öngi üdrülmüş…Cev.Ay., 166, 6, 7 343 tiki yangku: gürültü, yankı …tikilig yangkulug ününgüz erür…Cev.Ay., 346, 21, 22 tikirtsiz tepirtsiz: sessiz, sedasız ….tikirtsiz tepirtsiz alku…Cev.Ay., 166, 5, 6 til agız: dil, ağız …tili agzı yme kararıp…Cev.Ay., 595, 14 til tamgak: dil, damak …tili tamgakı katıp…Cev.Ay., 624, 11 tile- iste-: dilemek, istemek …tilep istep bulmadın…Cev.Ay., 13, 14 tilet- istet-: aratmak, istetmek …tiletgeli istetgeli üdürür…Sem.Ins., 565 tingçi savçı: casus, haberci …tingçi savçı bolu…Bang-Gab.Tür.IV B, 21 tir- yıg-: biraraya getirmek, yığmak …tire yıga alı yarlıkasun…Cev.Ay., 110, 19, 20 tirig esen: sağ, salim e. < Far. āsān…bo tuşda tirig esen kavışsar…Cev.Ay., 623, 14 tirig ölüg: diri, ölü …takı yime tirig ölüg ol atanur…Şin.Mayt., 8, 52 tiril- yıgıl-: toplanmak, yığılmak …ertingü idi tirilmiş yıgılmış…Cev.Ay., 34a, 13 tirin kuvrag: meclis, dernek, cemaat ……tolp kamag tirin kuvrag anıng arasınta…Cev.Ay., 188, 11 tişi irkek: dişi, erkek …luularnıng tişi irkek…Cev.Ay., 425, 1 tit- ıdala-: çıkarmak, atmak …agır yüklerin titmiş ıdalamış…Cev. Ay., 34a, 19 titig kerpiç: balçık, kerpiç …titigin kerpiçin timin ök…Şin.Mayt., 101, 33 344 titik yaruk: zeki, parlak …titik yaruk bolayın…Cev.Ay., 506, 8 titre- bez-: titremek, ürpermek …neçük titreyür bezer erser…Mül.Muk., 90 titrü edgüti: dikkatlice, iyice …titrü edgüti tınglanglar…Cev.Ay., 550, 3 tod- kan-: doymak, kanmak …ürüg uzatı todmış kanmış…Mül.Muk., 39 tod uçuz: aşağı, küçük …todın uçuzın ayıg ögli…Cev.Ay., 227, 19 toda- uçuzla-: aşağalamak, küçümsemek …todap uçuzlap köngüllerin…Cev.Ay., 136, 10 todunçsuz kanınçsız: doymaz, kanmaz …tançkalayu öldürüp todunçsuz kanınçsız…Mül.Çaş., 72 tog- öç-: doğmak ölmek …..togmakı öçmeki yok üçün…Cev.Ay., 145, 18, 19 tog- öl-: doğmak, ölmek …togmak ölmeklig kelgintin…Cev.Ay., 105, 13, 14 tog- tegzin- : dönmek, dolaşmak …evrilü tevrilü toga tegzinü…Cev.Ay.,133, 22 tog- bat-: doğmak, batmak …togmaz batmaz biligke tegir…Bang.Gab.Ar.Seyük., 127 tog- belgür-: doğmak, belirmek …tıltaglartın togmazlar belgürmezler…Cev.Ay., 374, 15 tog- türe-: doğmak, türemek …çeçek teg odgurak togmış törümiş…Cev.Ay., 682, 2 tokı- tongla-: vurmak, dövmek …yumşadımız tartdımız istimiz tokıdımız tongladımız…Şin.Mayt., 62, 34 tokı- tültür-: vurmak, çarpmak … çomakın bergen tokıyurlar tültürürler…Şin.Mayt., 82, 24, 25 345 tol- büt-: dolmak, bitmek …tolmakınga bütmekinge tegirler…Cev.Ay., 39, 17 tol- toş-: dolmak, tamamlanmak …tolsun toşsun alkunı…Cev.Ay., 118, 16 tol- tüke-: dolmak, tükenmek …sakış tolsar tükeser…Cev.Ay., 6, 19 tolp kamag: bütün, tamamı …tolp kamag tirin kuvrag anıng arasınta…Cev.Ay., 188, 11 tolu tükel: tamam, eksiksik …tolu tükel boltı…Cev.Ay., 199, 20 ton aş: giyecek, yiyecek …kergeklemiş tonı aşı…Cev.Ay., 516, 23 ton etük: elbise, çizme …ton etük yivig tizig kedmiş tonamış…Şin.Mayt., 9, 13 ton karaza: elbise, giyim k. < Skr. kaśāya, kāśāya…tonların kazaların ulatı tözün…Sem.H.T.B., 616 ton kedim: giyecek, elbise …kedgülük tonın kedimin… Cev.Ay., 156, 1 ton tonangu: giyim, kuşam …aşın içgüsin tonın tonangusın…Şin.Kip., 86 toruk küçsüz: zayıf, güçsüz …torukı küçsüzi ugrınta…Cev.Ay., 616, 17 toşgur- tüket-: doldurmak, tüketmek …toşgurmagınça tüketmeginçe burkan…Cev.Ay., 234, 4 totunçsuz ovutsuz: doymaz, utanmaz …totunçsuz ovutsuz sok yek birle…Le Coq.Huas., XI toyın dıntar: rahip, dindar t.< Çin. tao jen…toyınlarka dıntarlarka yme tört törlüg…Cev.Ay., 196, 1, 2 toz toprak: toz, toprak …toz toprak bolup et’özleri…Cev.Ay., 632, 4 346 toz tuman: toz, duman …toz tumanlıg kkirler yoklunmadın…Cev.Ay., 74, 18 tök- saç-: dökmek, saçmak …töktümüz saçtımız erser tengri yarukın…Le Coq.Huas., 239 tölet töşek: yatak, yastık … töşegülük töletin töşekin… Cev.Ay., 156, 3 törü boşgut: nizam, ders …törüde boşgutta burkanlar yarlıkınta… Bang.Gab.Ar.Seyük., 271 törü toku: tören, merasim …törlüg törün tokun…Cev.Ay., 627, 18 tötüşlüg kerişlig: kavgalı olma, kırgın olma …tötüşlüg kerişlig tınlıglarıg… Cev.Ay., 169, 1, 2 töz oguş: soy, köken …tözümin oguşumın belgürti sözleser…Jam.K.P., LXVII, 1 töz tüp: kök, temel …tözin tüpün bir tatıglıg…Cev.Ay., 42, 19, 20 töz yıltız: kök, temel …töz yıltızlarınga tükellig kılu…Cev.Ay., 154, 12 tözker- tüpker-: araştırmak, soruşturmak …tözkerü tüpkerü adırtlıg bilmek…Cev.Ay., 34m, 13 tözün kutlug: soylu, asil …tözünler kutluglar bar erser…Cev.Ay., 193, 11 tsang agılık: hazine, servet t. < Çin. ts‘ang …tsangları agılıkları I tarıg ed tavar üze…Cev.Ay., 607, 11, 12 tsuy ayıg: kötü, fena t. < Çin. tsui…ötrü ol tınlıglar tsuy ayıg kılınçlıg… Cev.Ay., 147, 5, 6 tsuy irinç: felaket, suç t. < Çin. tsui …tsuylarıg irinçlerig kılgalı taplamasar…Cev.Ay., 102, 7, 8 tsuy yazuk: suç, günah t. < Çin. tsui…tsuyumta yazukumta boşıyu birzün…Şin.Kip., 200 347 tu- ört-: kapamak, örtmek …tuyu örte yarlıkayurlar…Cev.Ay., 500, 10, 11 tug taoçang: tuğ, sungu t. < Çin. tao-ch‘ang…tuglar taoçanglar…Sem.H.T.B., 285, 286 tur- ornan-: durmak, yerleşmek …nırvanta turmaz ornanmazlar…Cev.Ay., 55, 12, 13 turgur- ornat-: durdurmak, yerleştimek …köngüllerin turgurmak ornatmakka tayanıp…Cev.Ay., 281, 5, 6 turkaru uzatı: sürekli, daimi …erkligig bulup tapıp turkaru uzatı…Cev.Ay., 85, 21, 22 turug süzük: duru, temiz …turug süzük atlıg nızvansız… Bang.Gab.Ar.Seyük., 361 turul- amrıl-: durulmak, sakinleşmek …turulmış amrılmış ertügtegin…Cev.Ay., 48, 2 turultur- yavaltur-: durultmak, sakinleştirmek …erenlerig turulturtaçı yavalturtaçı…Cev.Ay., 392, 4, 5 tusul- kutad-: faydalı olmak, mutluluk vermek …ertingü tusulgalı kutadgalı… Bang.Gab.Ar.Seyük., 286 tuş- sokuş-: rastlaşmak, karşılaşmak …burkan birle tuşalım sokuşalım…Şin.Mayt., 100, 16, 17 tuş teng: denk, arkadaş …ikintige tuşın tengin körüp… Bang.Gab.Ar.Seyük., 308 tut- atkan-: tutmak, yapışmak …üze tutmayın atkanmayın tip…Cev.Ay., 386, 2, 3 tut- kap-: yakalamak, tutmak …tutar kapar erken ölüp bartı…Cev.Ay., 4, 19 tut- kizle-: saklamak, gizlemek …kızganu tutmaz kizlemez…Le Coq.Manic.III., 21 tut- küzet-: tutmak, muhafaza etmek …yazınçsızın tutaralar küzetürler…Cev.Ay., 221, 3 348 tuturkan tarıg: pirinç, ekin …tuturkannıng tarıgnıng tüş yimişning…Cev.Ay., 558, 5 tuu törlüg: türlü, çeşitli …tuu törlüg esringü…Sem.H.T.B., 205 tuy- bil-: anlamak, bilmek …kayu neçe tuyguluk bilgülük…Cev.Ay., 172, 20 tuy- ongar-: duymak, kavramak …neçökin tuysar ongarsar… Cev.Ay., 615, 10 tuyun- bilin-: anlamak, anlaşılmak …tuyunu bilinü tolın bütmiş…Cev.Ay., 218, 18 tuzlug yaraglıg: yararlı, faydalı …biliglig edremlig tuzlug yaraglıg… Cev.Ay., 124, 20, 21 tük tümen: sayısız, binlerce …kök kalıkda tüklüg tümenlig..Şin.Mayt., 68, 3 tükel bütün: tamamıyla, bütün …nom bitigig tükel bütün bititgüke.. Cev. Ay., 11, 6 tükel yumgı: büsbütün, tamamı …uduglar tükel yumgı kelip…Sem.H.T.B., 293 tül yilvi: sihir, hayal y. < Moğ. cilbi / cilvi …tülke yilvike ogşatı erür…Cev.Ay., 71, 1, 2 tült töşek: yastık, döşek …sengrem sanlıg sengik tültin töşekin..Şin.Mayt., 65, 7 tün kün: gece, gündüz …iki yigirmi yıl tüni küni üzlünçüsüz…Şin.Mayt., 10, 33 tüngür böşük: dünür, akraba …tüngür böşük boluşup… Bang.Gab.Ar.Seyük., 308 tünle kice: gece, gündüz …tünle kiçede edgü boşgutga…Gab.H.T.B., 1964, 1965 tünle küntüz: gece, gündüz …tünle küntüz altı üdte… Cev.Ay., 158, 23 349 tüp tüz: temel, kök …adırtsız tüp tüz tutdaçı…Cev.Ay., 51, 9 tüp üzlençü: kök, dip ...tüpinge üzlençüsinge tegi…Cev.Ay., 49, 9, 10 tüplüg tüpsüz: köklü, köksüz …tüplügüg tüpsüzüg ömezler…Cev.Ay., 291, 21 tüpsiz tering: dipsiz, derin …tüpsiz tering tüz nomda…Cev.Ay., 639, 7 tüpsüz kıdıgsız: dipsiz, sınırsız …tüpsüz kıdıgsız emgeklig…Cev.Ay., 582, 15 tüpük- alkın-: sona ermek, bitmek …iyin kezigçe ulalıp tüpükmez alkınmaz…Se.Öz., 121b, 1 tür- bük-: dürmek, bükmek ….türe büke kılmış kuratmış kop… Cev.Ay.,137, 4 türk yigit: güç, kuvvet …anın amtı türk yigit erken…Şin.Mayt., 16 tüş- kamıl-: düşmek, devrilmek …tüşdiler kamıltılar…Cev.Ay., 625, 15 tüş- tay-: düşmek, sapmak …tüşmek taymak örtenmek sınmakta ulatı…Şin.Mayt., 91, 6, 7 tüş utlı: mükafat, karşılık …yavlak tüşin utlısın bilmez ertim…Cev.Ay., 8, 23 tüş- yag-: yağmak, düşmek …çeçekler tüşdi yagdı…Cev.Ay., 617, 11 tüş yemiş: meyve, yemiş …tüş yemişler keltürüp…Sem.H.T.B., 206 tüş yimiş: meyve, yemiş …tüş yimiş bütmegey…Cev.Ay., 435, 2 tüşlüg tamlıg: verimli, bereketli …taraglagı tüşlüg tamlıg bolur…Şin.Mayt., 109, 7, 8 350 tütrüm tering: derin, ince …bo tütrüm tering yörüglüg…Cev.Ay., 87, 20 tütsüg yıd: tütsü, koku …körüp tütsüg yıdın…Cev.Ay., 425, 17 tüü törlüg: türlü, çeşitli …tüü törlüg tütsüg edgü…Cev.Ay., 120, 16 tüz baz: barış, huzur …tınlıglarıg tüz baz kılmış…Cev.Ay., 169, 2 tüz kerinçsiz: kusursuz, eşsiz …tüz kerinçsiz tuymakka tegdiler…Bang.Gab.Ar.Seyük., 137 tüzü tükel: tamamıyla, bütün …tüzü tükel bititgüke…Cev.Ay., 14, 18 tüzü tüketi: tamamiyle, bütünü …tirginig tüzü tüketi kılmış…Cev.Ay., 155, 12 uç tüp: uç, dip …üdlerning uçınga tüpünge…Cev.Ay., 34ş, 10 uç kıdıg: sınır, kıyı …uçun kıdıgın bo yagız…Cev.Ay., 113, 20 uçsuz kıdıgsız: sınırsız, uçsuz …uçsuz kıdıgsız biş biligler…Cev.Ay., 44, 3, 4 uçuz yinik: kolay, değersiz …uçuz yinik kömgül…Cev.Ay., 445, 3 uçuzla- askançula-: küçümsemek, alay etmek …körüp uçuzladım askançuladım erser…Cev.Ay.,136, 14 udun- tapın-: uymak, tapınmak …nomka uduntumuz tapıntımız erser…Le Coq.Huas., 149 ugur yık: fırsat, vesile …antag ugrı yıkı bolup…Cev.Ay., 34f, 8 uguş orun: bölge, yer …uguşlarıg orunlarıg nomladaçı…Cev.Ay., 274, 22 351 uguş töz: kök, soy ….uguşda tözde bramanlar uguşınta…. Cev.Ay., 142, 4, 5 uguş yirtünçü: bölge, yer …uguş yirtünçüdin üntürgeli… Cev.Ay., 162, 19 uk- bil-: kavramak, bilmek …tınlıglar uksunlar bilsünler…Cev.Ay., 34l, 6, 7 uk- ötgür-: bilmek, anlamak …tözin ukarlar ötgürürler…Cev.Ay., 293, 3 ulag sapıg: sıra, dizi …ulagı sapıgı neçeke…Cev.Ay., 61, 9 ulgad- bedü-: büyümek, yetişmek …ödün ulgadıp bedüp…Şin.Mayt., 69, 35 ulı- möngre-: bağırmak, böğürmek …uılmak möngremek ünleri işitilür…Şin.Mayt., 68, 17 ulı- sıgta-: ağlamak, hıçkırmak …ulug ünin ulıdılar sıgtadılar…Cev.Ay., 619, 20, 21 ulı- sıkta-: ağlamak, sızlamak …tengri tapa ulıdı sıktadı…Jam.K.P., LXI, 4 ulış- sıgtaş-: ağlaşmak, sızlaşmak …açıgları emgekleri üze umadın ulışdılar sıgtaşdılar…Cev.Ay., 625, 3 ulsuz tüpsüz: dipsiz, temelsiz …burkanlarnıng ulsuz tüpsüz…Cev.Ay., 136, 21 ulsuz tüpsüz: dipsiz, temelsiz …ulsuz tüpsüz edgüsin…Cev.Ay., 351, 15, 16 ulug agır: ulu, büyük …ulug agır süzük köngülin…Şin.Mayt., 90, 22 ulug bahşı: ulu, üstad b. < Çin. po shih…yolçı yirçi ulug bahşı…Cev.Ay., 416, 19 ulug bedük: büyük, ulu …ulug bedük king alkıg kimi içinte…Cev.Ay., 34h, 6 352 ulug buyan: büyük, iyi b.< Skr. punya …ulug buyan alguluk…Cev.Ay., 518, 3 ulug edgü: büyük, iyi …ulug edgü kılınçıg…Cev.Ay., 512, 10, 11 ulug kiçig: büyük, küçük …evintegi ulugı kiçigi barça bir ajunta…Cev.Ay., 17, 11, 12 ulug kutlug: büyük, kutlu …ulug kutlug titir…Cev.Ay., 350, 1 ulug küçlüg: büyük, güçlü …ulug küçlüg erliklerning…Cev.Ay., 504, 7 uluş balık: memleket, şehir …uluşum balıkım itigi…Cev.Ay., 354, 11, 12 uluş bodun: halk, millet …kangı kang uluş bodun ıglayu sıktayu…Jam.K.P., XXX, 8 umug ınag: ümit, güven …isig özümdin beri umug ınag tutup…Cev.Ay., 137, 20. ur- tar-: vurmak, parçalamak …kentününg kin galaglı urayın tarayın…Le Coq.Manic.III., 13 ur- yün-: vurmak, dövmek …neçe urtumuz yüntümüz erser…Le Coq.Huas., 88, 89 urug tarıg: ekin, tohum …urug tarıg saçmaduk…Cev.Ay., 337, 10 ut- yiged-: yenmek, alt etmek …aşnukı buyanta utar yigedür… Cev.Ay., 162, 8, 9 ut- yiged-: yenmek, alt etmek …barçanı utup yigedip kayu neçe…Cev.Ay., 178, 19, 20 utlı sevinç: sevinç, mutluluk …burkanlarka utlı sevinç…Cev.Ay., 336, 9 utlı tüş: karşılık, mükafat …utlısın tüşin kingürü yarlıkadı…Şin.Mayt., 25, 4 353 utrın- turuş-: savaşmak, vuruşmak …utrınguluk turuşguluk küçümüz bolgay…Cev.Ay.,7, 10 uvşak tavşak: ufak, tefek …uvşak tavşak sav…Cev.Ay., 636, 13 uvut uyat: haya, edep …uvut uya üze çavıkmış…Cev.Ay., 489, 12 uyad- ayman-: utanmak, çekinmek …öz kılmış kılınçlarınga ertüngü uyadsar aymansar…Cev.Ay., 141, 5 uyal- sıkıl-: utanmak, sıkılmak …köngülleri uyalıp sıkılıp batmş…Cev.Ay., 117, 19 uyırkan- yogurkan-: zayıflamak, güçsüz olmak …körüp takı artukrak uyırkantı yogurkantı…Cev.Ay., 621, 16, 17 uzatı üzüksüz: daima, kesintisiz …uzatı üzüksüz burkalarka…Cev.Ay., 99, 2 uzun turkaru: daima, hep …uzun turkaru adınçıg edgü…Mül.Muk., 31 üd erig: nasihat, öğüt …üdümçe erigimçe kılguka…Sem.H.T.B., 479, 480 üd kez: zaman, an …bir üdte kezte tanuklagu kergek…Se.Öz., 111b, 10, 11 üd kolu: zaman, dönem …bir üdte koluda…Cev.Ay., 176, 3 üd kün: zaman, süre …kutgurguluk üdümüz künümümz takı…Cev.Ay., 6, 23 üdrül- seçil-: ayrılmak, seçilmek …daranı tigme üdrülmiş seçilmiş…Cev.Ay., 457, 4, 5 ükli- asıl-: arttmak, çoğalmak ...nom törü ükligey asılgay…Cev.Ay., 90, 2 üklit- as-: artırmak, çoğaltmak …töz yıltızların üklitdeçi asdaçı…Cev.Ay., 191, 10, 11 354 üklit- kingürt-: arttırmak, genişletmek …üklitü kingürtü teginip…Cev.Ay., 528, 21, 22 üklitmek asmak: arttırmak, çoğaltmak …üklitmek asmaklıg tınlıglarnıng…Cev.Ay., 185, 1, 2 üküş telim: çok, sayısız …..bir tün ulatı üküş telim….. Cev.Ay., 140, 22 ülgü teng: ölçü, hesap …ülgüdin tengdin öngi…Cev.Ay., 285, 16 ülgüle- sana-: hesaplamak, saymak …kim ülgülegeli sanagalı ugay tip yarlıkadı… Cev.Ay.,167, 14, 15 ülgüle- tengle-: ölçmek, hesaplamak …ülgülegeli tenglegeli boltukmaz…Cev.Ay., 167, 8 ülgülençsiz tenglençsiz: ölçüsüz, hesapsız …ülgülençsiz tenglençsiz buyan edgü… Cev.Ay., 151, 5, 6 ülgülençsiz üküş: sayısız, çok …ülgülençsiz üküş osmagımız…Gab.H.T.B., 2041 ülgüsüz kıdıgsız: sayısız, çok …tegintim ülgüsüz kıdıgsız…Cev.Ay., 110, 11, 12 ülgüsüz koltı: sayısız, çok k. < Skr koti…ülgüsüz koltı sanınça…Cev.Ay., 314, 22, 23 ülgüsüz kolusuz: sayısız, hesapsız …ança ok ülgüsüz kolusuz titir…Cev.Ay., 21, 16, 17 ülgüsüz sansız: sayısız, çok …ülgüsüz sansız süülüg…Cev.Ay., 172, 18 ülgüsüz üküş: sayısız, çok …ülgüsüz üküş king alkıg…Cev.Ay., 31, 2, 3 ülüglüg kutlug: talihli, bahtlı …ülüglüg kutlug budun…Le Coq.Manic.III., 29 ülüş bölük: bölüm, kısım …okıtdaçı bişinç ülüş bölük…Cev.Ay., 199, 12 355 ün- oz-: çıkmak, uzaklaşmak …ünmek ozmak küsüşin…Cev.Ay., 629, 13 ün sav: ses, söz …ünüg savıg eşidür…Cev.Ay., 364, 9 ünte- kıkır-: çağırmak, seslenmek …ünüp üntediler kıkırtılar…Cev.Ay., 13, 13 ür ırak: uzun zaman, uzak …ür ırak üdte…Cev.Ay., 514, 21 ür keç: uzun süre, geç …şasınınm yirtünçüde ür keç…Cev.Ay., 92, 1 ürk- belingle-: korkmak, ürkmek ….ötrü ürküp belinglep tıdıg ada kılıp… Cev.Ay., 615, 11 ürkit- korkıt-: korkutmak, ürkütmek …sıkmamak tangmamak ürkitmemek korkıtmamak…Cev.Ay., 220, 21 ürlüklüg mengü: daimi, ebedi …ürlüklüg mengü tip tügülük…Cev.Ay., 61, 22, 23 ürlüklüg ürlüksüz: daimi, geçici …ürlüklügüg ürlüksüzüg ömezler…Cev.Ay., 291, 22 ürlüksüz mengü: geçici, daimi …ürlüksüz mengü ermez tip…Cev.Ay., 61, 1 ürlüksüz mengüsüz: geçici, fani …öz yaş kentü ürlüksüz mengüsüz erür…Şin.Mayt., 1, 2 ürmegülük yaşarmaguluk: yetişmek, yeşermek ….ürmegülük yaşarmaguluk üre tüketip…Cev.Ay., 166, 1, 2 ürt- tıd-: örtmek, engel olmak …alku barça umaz üçün tüzü ürtgeli tıdgalı…Se.Öz., 104a, 16 ürüg uzatı: daima, sürekli ...üzüksüz tutçı ürüg uzatı ögretinmiş… Cev.Ay., 157, 5, 6 üstel- ökli-: çoğalmak, artmak …kan üstelü ökliyü turdı…Şin.Mayt., 12, 42 356 üstün altın: yukarı, aşağı …üstün altın arkuru turkuru…Cev.Ay., 133, 20, 21 üz boz: zarar, ziyan …neçe üz boz kıltımız erser…Le Coq.Huas., 120, 121 üz- iske-: kesmek, parçalamak …yinimizni üzüp iskep yiyür biz…Şin.Mayt., 62, 13 üz- kes-: kesmek, koparmak …üzmiş kesmiş erser…Cev.Ay., 148, 15 üz- yap-: bozmak, kurmak …üze yapa örterler…Cev.Ay., 318, 21 üzeliksiz üstünki: en üstün, daha üstü bulunmayan …kamag burkanlar üzeliksiz üstünki…Cev.Ay., 153, 21, 22 üzeliksiz yig: daha üstü bulunmayan, mükemmel …kılınçlarımıznı barça üzeliksiz yig köni tüz… Cev.Ay., 160, 16 üzüksüz egsüksüz: kesintisiz, eksiksiz …üzüksüz egsüksüz kergeksiz bolurlar…Şin.Mayt., 31, 3 üzüksüz tutçı: kesintisiz, sürekli …beglerig üzüksüz tutçı ayıtgalı ıdur erdi... Sem.H.T.B., 105, 106 üzül- alkın-: sona ermek, yok olmak …inçeke tegi arıtı üzülmez alkınmaz…Cev.Ay., 34ş, 11, 12 vaçırasan örgün: taht v. < Skr. Vajirâsana …vaçırasan örgün üzesinte…Cev.Ay., 172, 10 vıhar sengrem: manastır v. < Skr. vihâra, s. < Skr. sarighârâma…vıhar sengrem astupka Cev.Ay., 135, 19 yagı yavlak: düşman, kötü kişi … yagısız yavlaksız bolgay…Cev.Ay., 192, 4 yagısız börisiz: yağısız, düşmansız … kısıgsız kavrıgsız yagısız börisiz basınçsız…Şin.Mayt., 18 yagışlık tengirlik: kurban sunma yeri, mabet …yagışlık tengirlik itdimiz erser…Bang-Gab.Tür.IV A, 46 357 yak- yapşın-: yaklaşmak, bağlanmak …nomlarka yakmadın yapşınmadın…Cev.Ay., 240, 22 yakın yaguk: yakın, uzak olmayan …yakın yaguk tapıgçısı bolur…Cev.A.y, 99, 3 yalbarmak agırınmak: yalvarmak, istemek …yalbarmak agırınmak möngremek ınçıklamakda…Cev.Ay., 12, 21 yalgan igid: yalan, sahte …yalgan igid savlıg…Bang.Gab.Ar.Seyük., 119 yalgan köni: yalan, doğru …yalgan köni sözüngüzni…Jam.K.P., A., 20 yalına- yaltrı-: yanmak, parlamak …artukrak yalınayurlar yaltrıyurlar…Cev.Ay., 316, 25 yaltrı- yaşu-: parlamak, ışımak …yaltrıyu yaşuyu tururlar…Cev.Ay., 347, 16, 17 yaltrık yaruk: ışık, parlaklık …yaltrıklıg yaruklug bodisatav…Cev.Ay., 34d, 35 yalvar- ötün-: yalvarmak, dilemek …aça yada yalvaru ökünü…Bang-Gab.Tür. IV A., 7 yan- evril-: dönmek, çevrilmek …yanmaksız evrilmeksiz bolgay men…Cev.Ay., 421, 3, 4 yang osug: tarz, usul y. < Çin. yang…yangın osugın okıtdaçı…Cev.Ay., 250, 20, 21 yangı arıg: temiz, yeni …yangı arıg ton…Cev.Ay., 440c, 6 yangırtı yene: yine, tekrar …yangırtı yene üstelti…Cev.Ay., 637, 16, 17 yanglıg yavız: kötü, fena …montag yanglıg yavız belgüg…Cev.Ay., 637, 16 yap- yadıl-: yaymak, kaplamak ...köni kirtü yapdaçı yadıltaçıka…Cev.Ay., 33, 6 358 yap- yadıl-: yaymak, kaplamak …köni kirtü yapdaçı yadıltaçıka yükünmedim üze…Cev.Ay., 33, 6, 7 yap- yarat-: yapmak, yaratmak …tengrig antag bir türgün yapdılar yaratdılar…Le Coq.Manic.I., 14 yap yavışgu: yaprak, filiz …osuglug butık çubık yap yavışgu…Şin.Mayt., 37, 18, 19 yar- kadır-: yarmak, bükmek …yarıp kadırıp çadır ögüzke…Şin.Mayt., 108, 10 yarat- it-: süslemek, düzenlemek …tengrig yaratgalı itgeli anuntılar…Le Coq.Manic.I., 14 yarıl- yırtıl-: yarılmak, yırtılmak …etimiz yinimiz yarılur yırtılur örtenür yalar…Şin.Mayt., 61, 7, 8 yarılguluk sınguluk: kırık, yarık …yarılguluk sınguluk tip tidi…Cev.Ay., 624, 19, 20 yarlıka- küse-: buyurmak, istemek …inçe tip yarlıkayur küseyür…Şin.Mayt., 64, 6, 7 yarlıka- tutuz-: buyurmak, emretmek …yarlıkayur men tutuzur men…Cev.Ay., 395, 3 yaru- yaltrı-: parlamak, ışımak …yarukın yarup yaltrıp…Cev.Ay., 541, 22, 23 yaru- yaşu-: ışımak, parlamak …sıngar yarumışın yaşumışın sakınmış kergek…Ban-Gab.Tür.V A, 3 yaruk isig: ışık, sıcaklık …küntengri yarukı isigi…Le Coq.Manic.III., 23 yaruk kara: nur, zulmet …tengrili yekli yaruklı karalı ol ödün…Le Coq.Huas., VI yaruk yaltrık: ışık, parlaklık …altun önglüg yaruk yaltrıklıg kopda…Cev.Ay., 175, 11 yaruk yaşuk: ışık, parlaklık ….yaruk yaşuk közleri üze….Cev.Ay., 137, 10 359 yaruk yulag: ışık, parlaklık …ulug nomlug yaruk yulag…Cev.Ay., 368, 13 yarut- yaltrıt-: aydınlatmak, ışıtmak …yarutu yaltrıtı yarlıkasunlar… Cev.Ay., 160, 3 yarut- yaşut-: aydınlatmak, parlatmak …yarutgalı yaşutgalı itmezler…Cev.Ay., 244, 6, 7 yaş ot: bitki, ot …kamag ı ıgaç yaş ot… Bang.Gab.Ar.Seyük., 323 yaşa- yokad-: yaşamak, yok olmak …alku yaşarlar yokadurlar…Bang.Gab.Ar.Seyük., 97, 98 yaşur- batur-: gizlemek, saklamak …yaşurmaz men baturmaz men… Cev.Ay.,138,1, 2 yaşut batut: gizli, saklı …kim yime yaşut batut kılınçlıg…Şin.Mayt., 74, 10 yat küden: misafir, yabancı …yat küden titirler…Cev.Ay., 34p, 20 yavgan yavız: yavan, kötü …bodunı karası yavgan yavız…Cev.Ay., 434, 9 yavız artak: kötü, bozuk …yavız artak aş içgülerig…Cev.Ay., 135, 13, 14 yavız kadır: kötü, hiddetli …yavız kadır kılıkıg…Cev.Ay., 491, 12 yavız yaman: kötü, aksi …yavız yaman kişiler kuvragı…Sem.Ins., 298 yavız yavlak: kötü, fena …yavız yavlak kişilerke…Cev.Ay., 102, 2, 3 yavlak ayıg: kötü, fena …..yavlak ayıg kılınçlıg…. Cev.Ay., 142, 19, 20 yavlak katıg: kötü, sert …yavlak katıg ünin…Mül.Çaş., 8 360 yavlak yavız: fena, kötü …ertingü yavlak yavız…Cev.Ay., 633, 14 yavrı- sın-: eğilmek, kırılmak …sıkılıp turmış yavrımış sınmış…Cev.Ay., 609, 20 yay kış: yaz, kış …ötrü yaylı kışlı… Bang.Gab.Ar.Seyük., 324 yaz- yangıl-: hata etmek, yanılmak …kentü özüm bilmedin yazmış yangılmış…Cev.Ay., 9, 11 yazınçsız arıg: günahsız, temiz …ikinti yazınçsız arıg…Cev.Ay., 205, 15 yazuk irinçü: suç, günah …yazukumuznı irinçümüzni bilinür biz…Şin.Mayt., 76, 13 yazuk yangluk: yanlış, kötü yol …yazuk yanglukka tüşütgüçi erserler…Şin.Mayt., 82, 28 yek içgek: şeytan, kötü ruh …mıntın yek içgek…Cev.Ay., 493, 5 yek içgek: şeytan, kötü ruh …yavlak yek içgekler adasıntın…Cev.Ay., 331, 24 yek rakşas: şeytan r. < Skr. rakśas…bar erdi yek rakşas…Mül.Dan., 42 yek yilpik: cin, şeytan …kamag yekler yilpikler…Bang.Gab.Ar.Seyük., 97 yene yanturu: yine, tekrar …tavar buşı yene yanturu et et’özüg erser… Cev.Ay., 163, 1, 2 yene yme: yine, tekrar ….yene yme kavşıkıya alku nomlar… Cev.Ay., 146, 2, 3 yer orun: yer, bölge …inçe kutlug yer orun yok erti…Sem.H.T.B., 52 yer suv: yer, yeryüzü …yer suvdakı baranas uluştakı…Jam.K.P.XLIV, 1, 2 361 yer- yarsı-: yermek, terslemek …men el kan kızı yermetin yarsımatın…Jam.K.P., A, 10 yerçi suvçı: kılavuz, kaptan …yerçi suvçı kemiçi bar erser…Jam.K.P., XXII, 4, 5 yerin- busan-: dertlenmek, kederlenmek …inçe yerinti busantı…Sem.H.T.B., 1020 yıd tütsüg: koku, tütsü …yıd tütsüg hua çeçek buşı birser…Şin.Mayt., 54, 19 yıd yıpar: ilahi misk kokusu …yıdın yıparın erdini toog…CevAy., 176, 20 yıdı- sası-: pis olmak, kötü kokmak …kavşayu yıdıyu sasıyu kelirler…Şin.Mayt., 74, 9 yıdıg sarsıg: kokulu, kokmuş, pis kokulu …bo yıdıg sarsıg…Cev.Ay., 613, 1 yıg- kazgan-: biriktirmek, kazanmak …kiçigde berü yıgmış kazganmış edim tavarım erdi erser…Şin.Mayt., 10, 28 yıg- ter-: yığmak, bir araya getirmek …sözlep yıga tere…Sem.H.T.B., 186 yıg- tir-: yığmak, bir araya getirmek …yıggalı tirgeli ugaylar…Cev.Ay., 175, 22 yıgıl- tiril-: toplanmak, bir araya gelmek …tag töpüsinte yıgılmış tirilmiş sansız sakışsız azrua…Cev.Ay., 192, 24, 193, 1 yıgıt sıgıt: matem, yas …yıgıt sıgıt kılıp…Cev.Ay., 5, 1 yıglamak açımak: ağlamak, acı duymak …yıglamaklı açımaklı yok erti…Sem.H.T.B., 1005, 1006 yıl yaş: yaş, ömür …tört ming yıl yaş yaşayurlar…Şin.Mayt., 83, 29 yılıg yumşak: ılımlı, yumuşak …kayuları yime yılıg yumşak köngüllüg…Şin.Mayt., 71, 25, 26 362 yılkı baram: mal, mülk …köngülin körüp yılkıka baramka bulup…Le Coq.Huas., 199, 200 yır- yırt-: yarmak, yırtmak …etimin yinimi yıra yırta tartarlar yırarlar…Cev.Ay., 19, 14 yırın- yıgla-: inlemek, ağlamak …yırınu yıglayu açıgınga…Cev.Ay., 633, 4 yırınçıg yarsınçıg: iğrenç, nefret edici …yırınçıg yarsınçıg erür…Cev.Ay., 614, 12, 13 yi- aşa-: yemek, silip süpürmek …tatıgın yiserler aşasarlar…Cev.Ay., 529, 15, 16 yi- iç-: yemek, içmek …yigülük içgülük tatıglarnıng…Cev.Ay., 596, 21 yi- yungla-: yemek, harcamak …içgüsin yidimiz yungladımız…Şin.Mayt., 62, 4 yidiz uzun: geniş, uzun …yidiz uzun ezügsüz…Cev.Ay., 347, 9 yig adruk: üstün, ayrı …yangı künnüng yigin adrukın…Şin.Mayt., 100, 11 yig edgü: iyi, güzel …yigin edgüsin könisinçe tuymak…Cev.Ay., 310, 3 yiged- ut-: alt etmek, yenmek …yme yigedmek utmak bozlun…Le Coq.Manic.I., 28 yigü aşagu: yemek, yenilecek her şey …önglük yıdlık yigüke aşaguka…Cev.Ay., 529, 12, 13 yigü içgü: yenilecek, içilecek …yigü içgülerin istiler…Şin.Mayt., 75, 54 yiil oot: rüzgar, ateş …yiilli ootlı ikegü…Cev.Ay., 366, 5 yiil yagmur: rüzgar, yağmur …üdsüz yiil yagmur…Cev.Ay., 397, 18, 19 363 yil esin: rüzgar, esinti …yilig esinig basutçı iş bolup…Şin.Mayt., 41, 36 yil öd: yıl, zaman …yili ödü ertingü edgü yavaş… Bang.Gab.Ar.Seyük., 300 yilik süngük: ilik kemik …yilikimizdin süngükümüzdün berü…Cev.Ay., 159, 13, 14 yilinmek yapşınmak: yapışmak, bağlanmak …yime yilinmekim yapşınmakım yok…Mül.Dan., 96 yilvi kömen: sihir, büyü y. < Moğ. cilbi / cilvi …yilvi kömen işinge…Cev.Ay., 384, 11 yilvik- aguk-: büyü yapmak, zehirlemek ..yilvikip agukup ölürgeli sakınsar…Şin.Kip., 184 yilvikmek kutsıramak: büyülemek, kutsamak …yilvikmekig kutsıramakıg kiterteçi…Cev.Ay., 471, 20 yim içim: yiyecek, içecek …tınlıglarka yim içim…Cev.Ay., 236, 5 yin süngük: deri, kemik …yinli süngükli biş bolur…Cev.Ay., 591, 2 yinçü monçu: inci, boncuk …yinçü monçuk tizigi üze…Cev.Ay., 416, 5, 6 ying yar: irin, cerahat …. sidmiş kemişmiş ying yar teg titip…. Cev.Ay., 612, 6. yir- mün-: yermek, kötülemek …edin tavarın yirdimiz mündimiz…Şin.Mayt., 61, 23 yir- müne-: yermek, azarlamak …özin yirser müneser…Şin.Mayt., 79, 35 yir orun: yer, bölge …yir orunta bo nom erdinig okısar…Cev.Ay., 191, 17, 18 yir suv: yer, yeryüzü …yir suv yumgi tepredi…Cev.Ay., 183, 17 364 yir toprak: yer, toprak …yirin toprakın kaltı öngreki…Cev.Ay., 531, 5 yirin- övkele-: sinirlenmek, öfkelenmek …işike yirinür övkeleyür…Bang.Gab.Ar.Seyük., 18 yirinçlig karınçlıg: hor görme, hakaret etme …yirintürdeçiler yirinçlig karınçlıg kıltaçılar…Şin.Mayt., 81, 49 yiring kan: irin, kan …kartıg bezig yiringig kanıg igig agrıgıg…Cev.Ay., 614, 3 yirü- arta-: çürümek, mahvolmak ….neçe neçe yürüdi artadı.... Cev.Ay. 612, 1 yit yok: yok, mevcut değil …yitin yokın tarkaru umamaklıg…Cev.Ay., 321, 17 yit- yokad-: kaybolmak, yok olmak …yitmiş yokadmış bolgay mu tip…Cev. Ay., 634, 5 yitdür- ıçgın-: kaybetmek, yitirmek …yme yitdürtim ıçgıntım…Cev.Ay., 622, 15, 16 yitinçsiz tutunçsuz: erişilemeyen, tutulamayan …yitinçsiz tutunçsuz alku nızvanı…Cev.Ay., 34c, 10, 11 yitinçsiz ulug: erişilemeyen, büyük …yitinçsiz ulug buyan edgü…Cev.Ay., 414, 4, 5 yitinçsiz yitiz: erişilmez, yüksek …yitinçsiz yitiz yagız…Mül.Çaş., 116 yitit- tavrat-: gayret göstermek, çabalamak …yititgüleri tavratguları ugurınta…Cev.Ay., 46, 5 yitlin- bat-: kaybolmak, yok olmak …yirtinçüde turup yiltinmeser batmasar…Cev.Ay., 197, 13 yitlin- yokad-: kaybolmak, yok olmak …yörügler yitlinür yokadur..Cev.Ay., 198, 9 yiviglig tiziglig: süs eşyası, ziynet …yiviglig tizigligin kamag begler…Cev.Ay., 627, 14, 15 365 yme yene: tekrar, yine …yme yene neçökin…Cev.Ay., 549, 11 yok çıgay: fakir, yoksul …yok çıgay bolup…Cev.Ay., 102, 5 yok kurug: yokluk, anlamsızlık …yok kurug yime ol ok erür…Bang.Gab.Ar.Seyük., 164 yokad- arta-: yok olmak, bozulmak …yme neng yokadmaz artamaz…Cev.Ay., 34j, 6 yokat- yitlin-: yok olmak, kaybolmak …top yokatdurur yitlintürür…Bang-Gab.Tür II TD., 71, 72 yokla- asıl-: azalmak, çoğalmak …kün küninge yoklamak asılmak bolur… Bang.Gab.Ar.Seyük., 287 yol yıngak: yol, yön …yolug yıngakıg yme tapmazlar…Cev.Ay., 387, 13, 14 yolçı yerçi: yol gösteren, rehber …köni yolçı yerçi bolup…Jam.K.P., XL, 8 yolçı yirçi: rehber, yol gösteren …edgü edgü ögli yolçı yirçi…Cev.Ay., 337, 24 yongarış- ayıglaş-: iftira ettirmek, kötületmek …yongarışmak ayıglaşmak yazuksuzug..Cev.Ay., 434, 12, 13 yontur- sokuntur-: düzenlemek, çeki düzen vermek …yonturup sokunturup üç ınag…Cev.Ay., 25, 19 yorı- tur-: yürümek, durmak …yorımakda turmakda yangılmaksız…Cev.Ay., 659, 14 yorıg yık: usul, yol …tınlıglarnıng yorugınça yıkınça…Cev.Ay., 261, 21 yöleştürüg ogşatıg: eşit, denk …yöleştürüg ogşatıg üze yme arıtı yitme…Cev.Ay., 177, 17, 18 yörülmegülük şeşilmegülük: çözülemeyecek, çözülemez (türden) olan ……antag bag çug yok kim yörülmegülük şeşilmegülük…Cev.Ay., 165, 20,21 366 yu- arıt-: yıkamak, temizlemek ….yumış arıtmış kergek….Cev.Ay., 142, 2, 3 yula yaruk: meşale, ışık …yula yarukın yaltırdaçı atlıg…Cev.Ay., 323, 9 yumak arıtınmak: yıkanmak, arıtılmak ….arıgda arıg suv üze yumakdın arıtınmakdın ötrü… Cev.Ay., 145, 22, 23 yun- arıtın-: yıkanmak, temizlenmek …yunup arıtınıp yangı arıg…Cev.Ay., 361, 18 yügür- kaç- : koşmak, kaçmak …yügürdeçi koçdaçı tözlügin…Cev.Ay., 300a, 27 yük- yıg-: bir araya getirmek, yığmak …yükmekig yüker men yıgar men…Cev.Ay., 421, 19, 20 yükün- ög-: övmek, ululamak …yükünüp ögüp burkanlarnıng…Cev.Ay., 351, 15 yükün- tapın-: ululamak, saygı göstermek …ornaşgusı ıdmanga yükünser tapınsar…Le Coq.Manic.III.,49 yüreklig titimlig: yürekli, cesaretli …yüreklig titimlig yaruk yaşuk bolup…Cev.Ay., 122, 3 yüüz mengiz: çehre, görünüş …yüüzi mengizi körkle özi…Cev.Ay., 419, 20, 21 367 2. Üç Kelimeden Oluşan Đkilemeler agar tsuy ayag : kötü, fena t. < Çin. tsui …agar tsuy ayag kılınç…Bang-Gab.Tür.IV A, 50 agır tsuy irinçü : kötü, fena t. < Çin. tsui …agır tsuy irinçü kıltımız erser…Bang-Gab.Tür.IV A, 40 agu yilvi kömen : zehir, sihir, büyü y. < Moğ. cilbi / cilvi …agun yilvin kömenin tınlıglarıg …Şin.Mayt., 81, 43 alkın- sön- amrıl-: yok olmak, dinmek …bilig alku alkınur söner amrılur…Bang.Gab.Ar.Seyük., 76 angçı mangçı keyikçi : avcı, geyikçi …olar öngre ajunta angçı mangçı keyikçi ertiler…Şin.Mayt., 75, 5 anıg körsüz uduz : kötü, çirkin, uyuz …anıg körksüz uduz örmen… Bang.Gab.Ar.Seyük., 443 artat- ayama- açınma-: mahvetmek, özen göstermemek …tavarın artattımız ayamadımız açınmadımız…Şin.Mayt., 69, 15, 16 aya- agırla- tapın- : saygı göstermek, hizmet etmek …yıngak tegriglep ayayu agırlayu tapınu…Cev.Ay., 666, 17 ayag çilteg tapıg : saygı, hürmet, itibar …ayag çilteg tapıgın…Cev.Ay., 572, 23 ayıg ulug korkınçıg : kötü, kocaman, korkunç …ayıg ulug korkınçıg savlar…Sem.H.T.B., 173, 174 ayıg yavlak körksüz : kötü, çirkin …ayıg yavlak körksüz kılınlar kıtlımız…Şin.Mayt., 74, 34, 35 ayıg yavız çulvu : kötü, küfür …ayıg yavız çulvu sözlemiş…Sem.,Ins., 315, 316 arıg süzük yazınçsız : temiz, günahsız …arıgın süzügin yazınçsızın…Cev.Ay., 221, 2, 3 arıg turug süzük : arı, duru, temiz …arıg turug süzük manistanlar içinte…Le Coq.Manic.I., 27 368 arıg turug yazınçsız : temiz, duru, günahsız …edgü kılınçlıg üçün arıg turug yazınçsız erür… Bang.Gab.Ar.Seyük., 242 arslan bars böri : arslan, pars, kurt …arslanlı barslı börili…Cev.Ay., 490, 14 aş içgü suvsuş : yiyecek, içecek …aşıg içgüg suvsuşug…Cev.Ay., 590, 9, 10 at sav söz : isim, söz …atıg savıg sözüg sözleyürler…Cev.Ay., 389, 6 atlıg külüg belgülüg : adlı, şöhretli, belli ….atlıg külüg belgülüg bolur…Le Coq.Manic.III., 20 bag bukagu kerig : bağ, köstek, işkence aleti …tınlıglar adınlarıg bagda bukaguda kerikde…Şin.Mayt., 83, 11 barça tüzü tüketi : tamamı, bütünü …yıltızlarıg barçanı tüzü tüketi…Cev.Ay., 205, 7 bedük agır ulug: büyük, ağır, ulu …bek bedük agır ulug…Cev.Ay., 426, 11 beg buyruk ınanç: bey, amir, memur oruntakı beglerke buyruklarka ınançlarka…Cev.Ay., 195, 8, 9, 12, 13 bek katıg kirtü: sağlam, gerçek …bek katıg kirtü sav sözleyü…Cev.Ay., 520, 15 belgü erig barıg: belge, yol, yordam …belgüsi erigi barıgı yme uluglar…Le Coq.Manic.III., 20 bil- uk- ötkür-: bilmek, açıklamak …yokug biltiler uktılar ötkürtiler… Bang.Gab.Ar.Seyük., 462, 463 bulganmak yaykanmak esmek : dalgalanmak, esmek …köpikleri bulganmakı yaymakı esmeki…Le Coq.Manic.III., 10 busuş kadgu emgek: keder, sıkıntı …busuş kadgu emgekke katıg…Cev.Ay., 626, 21, 22 çın kirtü tüz: doğru, düz ç. < Çin. chen…çın kirtü tüz edgülerin…Cev.Ay., 352, 18 369 ed tavar buşı: mal, mülk, sadaka b. < Çin. pu shih…köngülin ed tavar buşı birmek…Şin.Mayt., 10, 14, 15 egsüksüz tolu tükel : eksiksiz, tam …egsüksüz tolu tükel kılataçı…Cev.Ay., 116, 19 ert- keç- ket-: geçmek, gitmek …ertmiş geçmiş ketmiş üçün… Cev.Ay., 146, 8 ezügsüz armaksız kirtü: hilesiz, doğru …ezügsüz armaksız kirtü sözüg…Cev.Ay., 505, 21 ezügsüz igidsüz kirtü: yalansız, dolansız, gerçek …ezügsüz igidsüz kirtü sözüg…Cev.Ay., 508, 4 hualıg çeçeklig ölenlig: çiçeklik, otlaklık h. < Çin. Hua …hualıg çeçeklig ölenlig yir… Bang-Gab.Tür.V A, 123 ig agrıg emgek: ağrı, hastalık, sıkıntı …ig agrıg emgek üze…Cev.Ay., 475, 4, 5 ig agrıg ölüm: hastalık, ölüm …ig agrıg ölüm ulatı ada tuda… Bang.Gab.Ar.Seyük., 232, 233 ig kem agrıg: hastalık, ağrı …iglig kemlig agrıglıg…Cev.Ay., 557, 12 igsiz kemsiz busuşsuz: dertsiz, kedersiz …igsiz kemsiz busuşsuz…Cev.Ay., 453, 1 igsiz togasız adasız: hastalıksız, belasız …igsiz togasız adasız bolur…Bang.Gab.Ar.Seyük., 69, 70 il kan beg: han, hakan, bey …ili kanı begleri…Cev.Ay., 554, 11, 12 il uluş balık: memleket, ülke, şehir …ilin uluşın balıkın…Cev.Ay., 560, 8, 9 il uluş ornag: memleket, ülke, yer …iling uluşung ornagıng…Cev.Ay., 567, 8, 9 ilig beg atlıg: hükümdar, bey, itibarlı kimse …yalanguk ajunınta erken iligler begler atlıglar bolup…Şin.Mayt., 70, 57, 58 370 irintür- burçıntur- örlet-: kırmak, incitmek …karınların irintürtüm burçınturtum örletdim…Cev.Ay., 136, 11 inçkü esengü mengi: rahat, sıhhat, huzur e. < Far. āsān…,inçkü esengü mengilerke tamu prit…Cev.Ay., 348, 10, 11 irmeksiz yalkmaksız üzüksüz: engelsiz, sürekli …irmeksiz yalkmaksız üzüksüz tapıg udug…Cev.Ay., 249, 22, 23 kadır sarsıg övkelig: sert, kötü, öfkeli …kadır sarsıg övkelig bolur…Bang.Gab.Ar.Seyük., 66 karı- öl- tay-: ihtiyarlamak, ölmek, göçüp gitmek …erler karıyurlar ölürler tayarlar…Şin.Mayt., 43, 14 kan yiring söl: kan, irin, lenf …kan yiring söl akar barınur…Şin.Mayt., 61, 9, 10 kanmaksız telgenmeksiz tözlüg : kanmaz, kızmaz, güçlü …takı yme bar bu kanmaksız telgenmeksiz tözlüg…Şin.Mayt., 2, 30 kentür- ornat- çıngar-: düzeltmek, doğrusunu yerine koymak, doğrulaştırmak …yanglugın kentürüp ornatıp çıngarıp…Sem.H.T.B., 232, 233 kın- katıglan- tavran-: çalışmak, çabalamak, gayret göstermek …kınmak katıglanmak tavranmak işsiz bolgu kergek…Se.Öz., 121a, 8 kınıg katıg bek: kuvvetli, sağlam …kınıg katıg bek köngül…Cev.Ay., 452, 2 kirsiz arıg süzük: temiz, pak …kirsiz arıg süzük bügülük…Bang-Gab.Tür.V A, 52 kolusuz erüş öküş: hesapsız, sayısız, çok …kolusuz erüş öküş titir… Bang.Gab.Ar.Seyük., 439 köni kirtü çın: doğru, düzgün, gerçek ç. < Çin. chen…köni kirtü çın savıg…Cev.Ay., 505, 19 kör- bil- ötkür-: görmek, bilmek, açıklamak köngül tözin körmiş bilmiş ötkürmiş… Bang.Gab.Ar.Seyük, 208 kun- al- ogurla-: çalmak, çırpmak, yağmalamak …edig tavarıg kuntum altım ogurladım…Cev.Ay.,135, 22 371 kurug kovuk mensiz: kuru, boş, bensizlik …kurug kovuk mensiz sakınç sakınsar…Şin.Mayt., 79, 39 mançak tült töşek: yatak, yastık, döşek m. < Skr. mancaka…mançak tült töşek tagar keyiz sunçuk…Şin.Mayt., 73, 32 noş tatıglıg sogançıg: hoş, tatlı n. < Soğ. noş…noş tatıglıg sogançıg…Cev.Ay., 647, 1, 2 ok ya kılıç: ok, yay, kılıç …ok ya kılıç urungu…Cev.Ay., 496, 8, 9 orun tag arıg: yer, dağ, çay …orunlarta taglarta arıglarta bar erser…Cev.Ay., 528, 6, 7 otsuz emsiz ürüntegsiz: ilaçsız, merhemsiz …otsuz emsiz ürüntegsiz kılmış erser…Şin.Mayt., 79, 10, 11 ööçsüz keksiz övkesiz: öçsüz, kinsiz, öfkesiz …ööçsüz keksiz övkesiz kakıgsız aymançsız …Cev.Ay., 417, 2, 3 ögret- boşgur- biltür-: öğretmek, bildirmek ….ögretmek boşgurmak biltürmek erür…Cev.Ay., 298, 6, 7 öpiş- kucuş- ıglaş-: öpüşmek, kucaklaşmak, ağlaşmak …kavışıp öpişti kucuştı…Jam.K.P., LII, 8 örüg amıl ititgsiz: sakin, durgun, hareketsiz ….örüg amıl itigsiz ersinmekke tükellilg…Cev.Ay., 166, 7, 8 örüg amıl tikisiz: sessiz, sakin, gürültüsüz …örüg amıl tikisiz katıgdı sözlesün…Cev.Ay., 484, 17, 18 ört yalın koz: alev, kızgın kömür …uy kazıp ört yalın koz kodup…Şin.Mayt., 58, 16, 17 ört yalın ot: alev, ateş …ört yalınlıg otlug kaoçao tamga…Bang-Gab.Tür.V A, 118 örtlüg buzlug tamulug: alevli, buzlu, cehennemli …örtlüg buzlug tamulug bolmışların…Cev.A.y, 299, 22 övke üz boz: öfke, kin, nefret …övke üz boz köngül tutdumuz erser…Bang-Gab.Tür.IV A, 73 372 sakınç söz kılınç: fikir, söz, davranış …tengrim suida baru sakınçın sözin klınçın…Le Coq.Huas, 96, 97 sansız sakışsız kolusuz: sayısız, hesapsız …sansız sakışsız kolusuz kut vahşıklarnıng…Cev.Ay., 665, 9, 10 sansız tümen kolti: sayısız, çok, on binlerce k. < Skr. koti…sansız tümen kolti nayut sanınça…Şin.Mayt., 70, 8 sengik sengrem sanlık: manastıra ait s.< Skr. sarighârâma, s.< Skr.sanghika…sengik sengrem sanlık edin…Şin.Mayt., 67, 25 sengik vıhar sanlıg: manastıra ait s. < Skr. sanghika, v. < Skr. vihâra…sengik vıhar sanlık erin atın Şin.Mayt., 62, 30, 31 sengrem sanlıg sengik: manastıra ait, s. < Skr. sarighârâma, s. < Skr. sanghika,…sengrem sanlıg sengik tültin töşekin..Şin.Mayt., 65, 6, 7 sımtagsız kınıg katıg: çalışkan, sağlam, kuvvetli …sımtagsız kınıg katıg köngülin…Cev.Ay., 406, 4 sogançıg noş tatıglıg: hoş, tatlı n. < Soğ. noş …sogançıg noş tatıglıg tilgenin…Cev.Ay., 315, 11 sök- tokı- oya-: azarlamak, dövmek, vurmak …sögmek tokımak oyamak emgetmekde…Cev.Ay., 180, 23 tegşilmeksiz isilmeksiz koramaksız: değişmeden, azalmadan …tegşilmeksiz isilmeksiz koramaksız…Cev.Ay., 56, 3, 4 teprençsiz bek yarp: sarsılmaz, sağlam …teprençsiz bek yarp yiti kınıg ıduk…Cev.Ay., 660, 9 ters tetrü yangluk: ters, aksi, yalan …ters tetrü yangluk törüg tutarlar… Bang.Gab.Ar.Seyük., 42 tev kür armak: hile, sahtelik …üküş tev kür armakın…Cev.Ay., 554, 3, 4 tev kür yongag: hile, iftira …tev kür yongag kıltaçıg…Cev.Ay., 562, 14 373 ters yavlak ayıg: ters, kötü …ters yavlag ayıg sakınç…Cev.Ay., 411, 10 tılıg yarplıg ornaglıg: güçlü, canlı, kuvvetli …tılıg yarplıg ornaglıg örüg amıl…Cev.Ay., 56, 6, 7 tısız yarpsız ornagsız: güçsüz, cansız, zayıf …tısız yarpsız ornagsız ermez…Cev.Ay., 56, 5, 6 toru- küçsire- alangur-: zayıflamak, zayıflatmak …osuglug torumış küçsiremiş alangurmış…Cev.Ay., 610, 22 töz tüp yıltız: kök, temel …tözi tüpi yıltızı erürler…Cev.Ay., 246, 24, 25 tözkerinçsiz yeg üsdünki: aşılmaz, en üstün …tözkerinçsiz teg üsdinki burhan kutın…Sem.Ins., 92 tsuy agır ayıg: fena, kötü t. < Çin. tsui….tsuy agır ayıg kılınçıg kılsarlar…. Cev.Ay., 140, 16, 17 tült orun töşek: yastık, sedir, döşek …olurgu tült orun töşek…Şin.Mayt., 58, 19 tüzü tüketi barça: tamamı, bütün …tüzü tüketi barçanı toşguru…Cev.Ay., 500, 9, 10 uçsuz kıdıgsız ülgüsüz: sınırsız, sayısız …uçsuz kıdıgsız ülgüsüz buyan…Cev.Ay., 584, 12 ud ingek boga: sığır, inek, boğa …ulug bedük ud ingek bogalar…Şin.Mayt., 12, 2, 3 ugur yık kezig: zaman, uygun zaman, sıra …bu savnıng ugrın yıkın kezigin men bilir men…Sem.H.T.B., 476 ulug bedük idiz: büyük, yüksek …kılınçlıg ulug bedük idiz…Cev.Ay., 428, 10 umugsuz ınagsız arıçısız: dayanayaksız, tutanaksız, yardımcısız …umugsuz ınagsız arıçısız emgenür…Şin.Mayt., 85, 6 üdsüz kolusuz kezigsiz: zamansız, sırasız …üdsüz kolusuz kezigsiz tolı tüşer…Cev.Ay., 557, 3, 4 374 ülgüsüz üküş koltı: sayısız, çok k. < Skr. koti…körki ülgüsüz üküş koltı….Cev.Ay., 315, 7 ülgüsüz sansız koltı: sayısız, çok k. < Skr. koti…yene ülgüsüz sansız koltı sanınça…Cev.Ay., 499, 4, 5 ür keç uzun: uzun, geç …yirtünçüde ür keç uzun üdün mengün turu yarlıkap…Cev.Ay., 160, 5, 6 ürüg uzatı üzeliksiz: sürekli, daima …ürüg uzatı üzeliksiz nomlug…Cev.Ay., 115, 7 ürüg uzatı üzüksüz: sürekli, daima …ürüg uzatı üzügsüz öngre…Cev.Ay., 115, 20, 21 yalvar- ökün- boşun-: yalvarmak, pişman olmak, tövbe etmek …yatıp yıglayu yalvara ökünü boşunu…Bang-Gab.Tür. IV A, 13, 14 yangı arıg yürüng: yeni, temiz, ak …yilimin katıp yangı arıg yürüng…Cev.Ay., 444, 14 yavız yavlak ayıg: kötü, fena …yavız yavlak ayıg öglilerke…Cev.Ay., 101, 17, 18 yarp katıg agınçsız: güçlü, kuvvetli, sağlam …yarp katıg agınçsız bolup…Cev.Ay., 393, 12 yıgla- sıgta busan-: ağlamak, sızlamak, mutsuz olmak …yıglayu sıgtayu busanu…Cev. Ay., 637, 6 yılkı ud eşgek: inek, eşek …kişi yılkı ud eşgekde ulatı…Cev.Ay., 341, 22 yok çıgay ınka: yoksul, yersiz, yurtsuz …yok çıgay ınka erür men… Şin.Mayt., 10, 37 yok çıgay poşıçı: fakir, dilenci …yok çıgay poşıçı men tedi…Jam.K.P., LXVII, 4 yunçı- arta- alkın-: güçsüzleşmek, bozulmak …yunçıyur artayur alkınur…Cev.Ay., 553, 20 yürüng arıg yangı: ak, temiz, yeni …yürüng arıg yangı ton…Cev.Ay., 418, 2 375 3. Dört Kelimeden Oluşan Đkilemeler adasız tudasız busuşsuz kadgusuz: kazasız, belasız, dertsiz, kaygısız …adasızın tudasızın busuşsuzın kadgusuzın kaddıgın bütünin…Le Coq.Manic.III., 36 aç- yad- ökün- bilin-: açıklamak, itiraf etmek, söylemek …ayıg kılınçların aça yada ökünü bilinü kşantı kılmış kergek…Cev.Ay., 141, 11, 12 agır tsuy irinçü ayıg: kötü fena t. < Çin. tsui…ajunta agır tsuy irinçü ayıg kılınçlarım…a., t., i., a. Cev.Ay. 24, 1, 185, 3 agrıg tikig ig toga: ağrı, kaşıntı, hastalık …agrıg tikig ig toga adıra bilser…Cev.Ay., 590, 18 al altag tev kür: hile, aldatma …alın altagın tevin kürin belgürtmiş…Mül.Çaş., 168, 169 altun kümüş erdini yinçü: altın, gümüş, mücevher, inci e. < Skr. ratna…altunın kümüşin erdinin yinçün burkan körkin…Şin.Mayt., 104, 21, 22 artuksuz yangluksuz köni kirtü: yalansız, doğru …artuksuz yangluksuz köni kirtü…Cev.Ay., 659, 3, 4 aru- sız- ulı-sıkta-: yorgun düşmek, bitap olmak, inlemek …yakmadın aruyu sıza ulıyu sıktayu…Şin.Mayt., 105, 12, 13 aya- agırla- tapın- udun-: saygı göstermek, hizmet etmek …kamag tınlıglar ayayu agırlayu tapınu udunu…Şin.Kip., 152, 153 balık uluş kent suzak: memleket, şehir, köy k. < Soğ. knδ…balıkda uluşda kentde suzakda…Cev.Ay., 479, 22 bars ibriz arslan böri: pars, arslan kurt …bars ibris arslan boride ulatı kadır yavlak…Cev.Ay., 325, 19, 20 bekiz belgülüg açuk adırtlıg: açık, belli …bekiz belgülüg açuk adırtlıg yarlıkagay erti…Cev.Ay., 34l, 4, 5 376 bıç- kes- tokı- sanç-: biçmek, kesmek, vurmak, dövmek …ikintişke bıçuşurlar kesişürler tokışurlar sançışurlar…Şin.Mayt., 81, 59, 60 bışrun- ögren- tavran- katıglan-: çalışmak, öğrenmek, gayret sarfetmek …bı ögretigde bışrununlar ögretiningler tavranınglar katıglanınglar…Cev.Ay., 672, 8, 9 boşgun- tut- okı- bil-: okumak, tutmak, bilmek …nomug boşgunsar okısar bilser…Cev.Ay., 464, 21 boşgun- tut- okı- sözle-: öğrenmek, okumak, söylemek …boşgungalı tugalı okıgalı sözlegeli ötgürü yene…Cev.Ay., 182, 20, 21 busuş kadgu kaygu sakınç: sıkıntı, kaygı, üzüntü …busuş kadgu kaygu sakınç kelür…Cev.Ay., 558, 4 busuş kadgu emgek tolgak: keder, sıkıntı …yme busuş kadgu emgek tolgak…Cev.Ay., 101, 21 çeç kaş yinçü moncuk: değerli taş, inci, boncuk …çeç kaş yinçü moncuk ulatı…Cev.Ay., 515, 18 emgek tolgak busuş kadgu: sıkıntı, keder …emgek tolgak busuş kadgu üdsüz ölüm…Cev.Ay., 472, 14, 15 emgen- buşrul- sıkıl- tangıl-: kederlenmek, üzülmek, sıkılmak …emgenser buşrulsar sıkılsar tangılsarlar…Cev.Ay., 401, 14, 15 emgetgü tolgatgu irintürgü bosanturgu: sıkıntı, eziyet, sefalet …emgetgülük tolgatguluk irintürgülük bosanturguluk işler…Bang- Gab.Tür. II TD., 41, 42, 43, 44 erdini yinçü çeç kaş: mücevher, inci, değerli taş e. < Skr. ratna …erdini yinçü çeç kaş king…Cev.Ay., 412, 9 iglig kemlig bertük beçel: hasta, bereli, sakat …iglig kemlig bertük beçel tınlıglarıg…Şin.Mayt., 52, 51, 52 igsiz kemsiz agrıgsız tikigsiz: dersiz, kedersiz, ağrısız, gürültüsüz …igsiz kemsiz agrıgsız tikigsiz ögleri…Cev.Ay., 529, 19, 20 igsiz togasız adasız tudasız: hastalıksız, belasız 377 …kalın kutun igsiz togasız adasız tudasız…Şin.Mayt., 44 iş tuş adaş kudaş: eş, dost, arkadaş, yoldaş …iş tuş adaş kudaş savın…Le Coq.Huas., 197, 198 kalınlık borluk sögüt yimiş: asma, bağ, ağaç, yemiş …kalınlıkların borlukların sögütin yimişin erksinip…Şin.Mayt., 73, 41, 42 keng yaruk yaşuk tokılıg: açık, aydınlık, yakışıklı …kaşı közi keng yaruk yaşuk tokılık erdi…Sem.H.T.B., 848 kent suzak balık uluş: şehir, köy, memleket k. < Soğ. knδ …kentlerin suzakların balıkların uluşların tolp…Cev.Ay., 251, 1, 2 kın kızgut emgek tolgak: işkence, sıkıntı, eziyet …tınlıglarıg kın kızgut emgek tolgak kılguluk üçün…Şin.Mayt., 81, 33, 34 kirtü katıg çın kirtü: gerçek, sağlam, doğru ç. < Çin. chen…kirtü katıg çın kirtü köngülin…Cev.Ay., 494, 19 kkirsiz münsüz arıg süzük: temiz, pak, kusursuz …kkirsiz münsüz arıg süzük yipün…Cev.Ay., 499, 17, 18 kutlug ülüglüg inç mengilig: mutlu, kutlu …kutlug ülüglüg inç mengilig bolup…Cev.Ay., 90, 1 mengilig tongalıg ögrünçlüg sevinçlig: kutlu, güçlü, mutlu …mengilig tangalıg ögrünçlüg sevinçlig boltuklarınta… Cev.Ay., 530, 9, 10 münsüz beçesiz arıg turug: günahsız, kusursuz, temiz …münsüz beçesiz arıg turug orduta turmış…Le Coq.Manic.I., 24 ögidil- alka- sevidil- tapladıl-: övülmek, sevilmek, sayılmak …arhantlar üze ögidilmiş alkadılmış sevidilmiş tapladılmış…Sem.Ins., 71, 72 ökün- kakın- bilin- ukun-: itiraf etmek, pişmanlık bildirmek, açıklamak ….ökünüp kakınıp bilinip ukunup kşantı çamhuy kılıp… Cev.Ay., 140, 1 ölür- ıdtur- alka- yokadtur-: öldürmek, canını almak, yok etmek …kişilerig ölürürler ıdturlurar alkarlar yokadtururlar…Sem.Ins., 312, 313 san sakış ülgü kolu: sayı, hesap, ölçü … sanlıg sakışlıg ülgülüg kolulug titir… Cev.Ay., 156, 14, 15 378 sarsıg salık tevlig kürlüg: kötü, fena, hileli …sarsıg salık tevlig kürlüg urunçak yigüçi erserler…Şin.Mayt., 70, 18 sev- tapla- aya- agırla-: sevmek, saymak, saygı göstermek …sever taplayur ayayur agırlayurlar…Bang-Gab.Tür.V A, 112, 113 tag ış arıg simek: dağ, yayla, orman …yene tag ış arıg semek…Sem.H.T.B., 528 tapıg udug ayamak çitlemek: saygı, hürmet …kuanşi im pusarka tapıg udug ayamak çitlemek…Şin.Kip, 79 tev kür yilvi arvış: hile, büyü, sihir y. < Moğ. cilbi / cilvi …andag tev kür yilvi arvış yok ol kim umasar…Le Coq.Manic.II., 5 tevsüz kürsüz ezügsüz armaksız: hilesiz , dolansız …tevsüz kirsüz ezügsüz armaksız…Cev.Ay., 90, 5 tsuy irinç agır ayıg: felaket, suç, kötü t.< Çin. tsui…kamag tsuy irinç agır ayıg kılınçlarımız…Sem.Ins., 849, 850 tsuy irinçü agır ayıg: günah, suç, kötü t. < Çin. tsui….törlüg tsuy irünçü agır ayıg kılınçlarımın….Cev.Ay. 137, 5, 6 tült orun eşük töşek: yastık, sedir, örtü, döşek …tült orun eşük töşek ton etük itig…Şin.Mayt., 12, 5, 6 tüngür böşük ka kadaş: hısım, akraba, dünür …tüngür böşük ka kadaş edgü ögli… Bang.Gab.Ar.Seyük., 333 uçsuz kıdıgsız ülgülençsiz tenglençsiz: sınırsız, ölçüsüz, hesapsız …uçsuz kıdıgsız ülgülençsiz tenglençsiz ol tip…Cev.Ay., 672, 4, 5 ud eşgek kaltır tonguz: inek, eşek, katır, domuz …ud eşgek kaltır tonguz bolmışların…Cev.Ay., 299, 23, 300, 1 üküş telim ülgüsüz sansız: çok, sayısız …üküş telim ülgüsüz sansız bolur…Cev.Ay., 80, 10 ulı- möngre- yıgla- sıgta-: inlemek, böğürmek, ağlamak, sızlamak …ulıyı möngreyü yıglayu sıgtayu kelirler…Şin.MAyt., 70, 13, 14 ülgüsüz koltı erüş üküş: sayısız, çok k. < Skr koti…ülgüsüz koltı erüş üküş kuvragı…Cev.Ay., 201, 13 379 üz büz ööç kek: kin, nefret, öç …üz büz ööç kek tutdaçı…Cev.Ay., 332, 2, 3 üzüksüz tutçı ürüg uzatı: kesintisiz, sürekli, daima ...üzüksüz tutçı ürüg uzatı ögretinmiş… Cev.Ay., 157, 5, 6 vıhar sengrem sanlıg sengik: manastıra ait v. < Skr. vihâra s. < Skr. sarighârâma, s. < Skr. sanghika …vıhar sengem sanlıg sengik edin tavarın…Şin.Mayt., 70, 59 yançış- öçüş- boğuş- örlüş-: kapışmak, boğuşmak, kızdırmak …yançışurlar öçüşürler boğuşurlar örlüşürler…Şin.Mayt., 81, 61, 62 yıltız ulun butık yapırgak: kök, sap, dal, yaprak …yıltızların ulunların butıkların yapırgakların…Cev.Ay., 529, 7 ,8, 9 yi- iç- sat- yungla-: yemek, içmek, satmak, harcamak …kanların yidiler içtiler sattılar yungladılar…Şin.Mayt., 74, 58, 59 380 4. Altı Kelimeden Oluşan Đkilemeler busuş kadgu emgek tolgak sıkıg tangık: sıkıntı, kaygı, eziyet, üzüntü …busuş kadgu emgek tolgak sıkıg tangık ulug emgeklig…Şin.Mayt., 44a, 6, 7 egsül- tegşil- arta- buzul- alkın- yokad-: eksilmek, değişikliğe uğramak, bozulmak, yok olmak …kılça egsülmez tegşilmez artamaz buzulmaz alkınmaz yokadmaz..Bang.Gab.Ar.Seyük., 205, 206 ezügsüz igidsüz köni kirtü arıg süzük: yalansız, dolansız, doğru, temiz …ezügsüz igidsüz köni kirtü arıg süzük özke…Cev.Ay., 657, 7, 8 igsiz togasız adasız tudasız emgeksiz tolgaksız: hastalıksız, belasız, sıkıntısız …igsiz togasız adasız tudasız emgeksiz tolgaksız ödsüz kolusuz ölmez… Bang.Gab.Ar.Seyük., 179, 280 sögüt ıgaç ot yaş arıg semek: söğüt, ağaç, ot, orman …sögüt ıgaçlar otlar yaşlar arıg semeklerig…Cev.Ay., 529 4, 5, 6 381 ÖZGEÇMĐŞ Doğum Yeri ve Yılı K o nya 1984 Öğr.Gördüğü Başlama Bitirme Yılı Kurum Adı Kurumlar : Yılı Lise: 1 9 98 2002 Selçuklu Anadolu Lisesi Lisans : 2 0 02 2006 Selçuk Üniversitesi Yüksek Lisans: 2 007 2010 Uludağ Üniversitesi Doktora: Medeni Durum: B e k ar Bildiği Yabancı Diller ve Đngilizce Đyi Düzeyi: Çalıştığı Kurum Başlama ve Ayrılma Çalışılan Kurumun Adı (lar): Tarihleri 2008 2009 Hacettepe Üniversitesi 1. Ankara Devlet Konservatuvarı Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği (ücretli) 2. 2008 2009 Tübitak Anadok (Ankara Ağızları Dokümantasyonu) Projesi Bursiyer 30.06.2010 Meltem Can