T.C. BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANA BİLİM DALI ESKİ TÜRK DİLİ BİLİM DALI HİKÂYELİ TÜRKÜLERİN SÖZ VARLIĞI YÜKSEK LİSANS TEZİ ÜMMÜ GÜLSÜM SUYER BURSA – 2023 U.Ü. S.B.E. HİKÂYELİ TÜRKÜLERİN SÖZ VARLIĞI TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÜMMÜ GÜLSÜM BURSA ANA BİLİM DALI YÜKSEK LİSANS TEZİ SUYER 2023 ESKİ TÜRK DİLİ BİLİM DALI T.C. BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANA BİLİM DALI ESKİ TÜRK DİLİ BİLİM DALI HİKÂYELİ TÜRKÜLERİN SÖZ VARLIĞI YÜKSEK LİSANS TEZİ Ümmü Gülsüm SUYER ORCID: (0000-0002-0430-4170) Danışman: Cengiz ALYILMAZ BURSA – 2023 ÖZET Yazar adı soyadı Ü. Gülsüm SUYER Üniversite Bursa Uludağ Üniversitesi Enstitü Sosyal Bilimler Enstitüsü Anabilim dalı Türk Dili ve Edebiyatı Bilim dalı Eski Türk Dili Tezin niteliği Yüksek Lisans Mezuniyet tarihi 03/02/2023 Tez danışmanı Prof. Dr. Cengiz ALYILMAZ HİKÂYELİ TÜRKÜLERİN SÖZ VARLIĞI Bir türkü coğrafyası olan Anadolu, pek çok acıya ve sevince şahitlik etmiştir. Türküler, tecrübe edilen tüm duyguların sesi olmakla birlikte ses ve söz birlikteliğinin yakalandığı en önemli ürünlerdendir. Genel itibarıyla halk müziği ve halk edebiyatı disiplinleri çerçevesinde incelenen türküler, dilsel açıdan incelendiğinde Türk diline de katkı sağlayabilecek yetkinliktedir. Türkülerin dil açısından incelendiği bu çalışmada kaynak olarak kullanılan Merdan GÜVEN’in “On Bin Yılın Türküsü” ve “Kırık Sazın Türküsü” eserlerinden konu çeşitliliği dikkate alınarak seçilen elli (50) türkü incelenmiştir. Çalışma; “Ad Soylu Sözcükler (Sıfat, Zarf, Zamir, Edat; Atasözleri, Deyimler ve Yabancı Sözcükler)”, “Fiil Soylu Sözcükler (Basit Fiiller, Türemiş Fiiller, Birleşik Fiiller; Kılış Fiilleri, Oluş Fiilleri)”, “Sözcük Grupları” ve “Konularına Göre Adlar” olmak üzere dört ana bölümden oluşmaktadır. Çalışmanın sonucunda incelenen hikâyeli türkülerde yer alan söz varlığının zenginliği, dil bilimsel açıdan türkülerin taşıdığı özellikler, Anadolu coğrafyasında kullanılan dilin ve sözcüklerin yerelliği ve özgünlüğü ortaya konmuştur. Anahtar kelimeler: Türkü, hikâyeli türkü, söz varlığı, sözcük, Anadolu. vi ABSTRACT Name & surname U. Gulsum SUYER University Bursa Uludağ University Institute Institute of Social Sciences Field Turkish Language and Literature Subfield Old Turkish Degree awarded Master Date of degree awarded 03/02/2023 Supervisor Cengiz ALYILMAZ VOCABULARY OF THE FOLK SONG WITH STORIES The Anatolia is an area of the folk songs, has experienced countless pains and happiness. The folk songs are expression of all the emotions that people come into contact with, and besides this, they are important materials as the collective work of both sounds and words. In general, folk songs, even if discussed within folk music and folklor, may contribute to Turkish language as lingual. In this study, fifty folk songs selected from Merdan GUVEN's "On Bin Yılın Turkusu" and "Kırık Sazın Turkusu" were examined. The study consists of four parts: “Nouns (Adjective, Adverb, Pronoun, Postposition; Maxims, Idioms and Borrowed Words)”, “Verbs (Simple Verbs, Derived Verbs, Compound Verbs; Action Verbs, Process Verbs)”, “Wordgroup” and “Nouns According to Their Subjects”. Conclusion of this work, in the studied folk songs, the presence of the rich vocabulary, the characteristics of the folk songs linguistically, the locality and originality of the words used in Anatolia were determined. Keywords: Folk song, ballad, vocabulary, word, Anatolia. vii ÖN SÖZ Türkler tarihte bilinen en eski çağlardan bu yana müzik ve söz ile iç içe bir yaşam sürmüşlerdir. Bütün Türk yurtları gibi Anadolu da bir türkü coğrafyasıdır. Bu coğrafyada yakılan türküler, Türk toplumunun bireysel ve sosyal kimlik inşasının izi sürülebilir ürünleridir. Her birey ve toplum, meydana getirdiği eserine dünyaya geldiği ilk andan eser verdiği yaşa kadar edindiği hayat tecrübesini işlemiştir. Devasa bir birikimi bünyesinde barındıran türküler, barındırdığı müzikal değerler ile müzik bilimine, zaman zaman toplumun tarihi serüvenine dair anlatılarıyla tarih bilimine, öz Türkçenin ve köklü Türk kültürünün aynası olmasıyla toplum bilimine ve dil bilimine; içerdiği edebî malzeme ile edebiyat bilimine yol gösterici ve oldukça değerli kaynaklardır. Böyle derin bir birikim ile üretilen türküler günümüzde büyük çoğunlukla halk edebiyatı ve halkiyat araştırmaları alanları bünyesinde ilgi görmüş ve türkülerin dil bilimine sunduğu katkılar geri planda kalmıştır. Türklük biliminin bahsi geçen yönüne katkı sunmak amacıyla hazırlanan bu çalışma; türkü ve hikâyeli türkü kavramlarının açıklandığı “Giriş”, “Ad Soylu Sözcükler”, “Fiil Soylu Sözcükler”, “Sözcük Grupları”, “Konularına Göre Adlar” ve “Sonuç” bölümlerinden oluşmaktadır. “Giriş” bölümünde bu çalışmaya ihtiyaç doğuran bilimsel sorun, kavramsal çerçeve, yöntem ve teknik belirtilmiştir. “Giriş” bölümünde türkülerin eski Türk toplumlarında bilinen ilk biçimleri, türkünün kısaca tarihî gelişimi, araştırmacılar tarafından yapılan çeşitli türkü tanımları, Türk edebiyatında türkü konusunda belirsiz kalan konulara yer verilmiştir. Birinci bölümde türkülerde yer alan ad soylu sözlükler olan sıfat, zarf, zamir ve edatlar örnekler hâlinde sunulmuş; yabancı sözcükler, atasözleri ve deyimler incelenmiştir. Fiil konusunun ele alındığı ikinci bölümde, “Türlerine Göre Fiiller” (basit fiiller, türemiş fiiller, birleşik fiiller) ve “Varlıkla İlgisine Göre Fiiller” (kılış fiilleri, oluş fiilleri) incelenmiştir. Üçüncü bölümde “Sözcük Grupları” (tekrar grubu, bağlama grubu, isim grubu, iyelik grubu, birleşik isim grubu, unvan grubu, ünlem grubu, sayı grubu, edat grubu, isnat grubu, aitlik grubu, ilgi grubu, bulunma grubu, ayrılma grubu, yaklaşma grubu, yükleme grubu, sıfat-fiil grubu, zarf-fiil grubu, isim-fiil grubu, kısaltma grubu, birleşik fiil grubu) yer almaktadır. Dördüncü bölüm olan “Konulara Göre Adlar” bölümünde sözcükler yirmi altı konu başlığı altında incelenmiştir. “Sonuç” bölümünde ise elde edilen bulgular tablo ve grafiklerle dikkatlere sunulmuştur. Tez çalışmamın danışmanlığını yürüten değerli danışmanım Prof. Dr. Cengiz ALYILMAZ başta olmak üzere, kıymetli eserleriyle çalışmama fikir ışığı olan Doç. Dr. Merdan GÜVEN’e, tez savunma jürimde yer alarak beni onurlandıran Prof. Dr. Semra ALYILMAZ’a ve Doç. Dr. İsmail ÇOBAN’a, bu süreçte benden yardımlarını esirgemeyen İsmail EMİRŞAH’a, maddi manevi tüm destekleriyle bu süreci sağlıklı geçirmemde büyük emekleri olan kıymetli amcam Abdurrahman SUYER ile kıymetli yengem Mervenur SUYER’e, Bursa’da bana ev sahipliği yapan değerli Sadiye ve Cesur BAYHOCA ailesine, destek ve yardımlarını her zaman yanımda bulduğum değerli dostlarım Gülsen AKGÜN’e ve M. Esad AKCABELEN’e; birbirinden değerli çalışmalarıyla sorularıma yanıt olan tüm bilim insanlarına ve bu uzun soluklu süreçte her anlamda yanımda olan, varlıklarından mutluluk duyduğum değerli aileme sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. viii İÇİNDEKİLER TEZ ONAY SAYFASI .................................................................................................................... YEMİN METNİ .............................................................................................................................. ÖZET ........................................................................................................................................... vi ABSTRACT................................................................................................................................ vii ÖN SÖZ ..................................................................................................................................... viii İÇİNDEKİLER…………………………………………………………………………………...x ŞEKİLLER................................................................................................................................. xiii KISALTMALAR ....................................................................................................................... xiv GİRİŞ ............................................................................................................................................. 1 1. TÜRKÜ VE HİKÂYELİ TÜRKÜ ............................................................................................. 1 2. TEZ ÇALIŞMASININ ESASLARI ........................................................................................ 10 2.1.ÖRNEK ALINAN ÇALIŞMALAR………………………………………………..10 2.2.İNCELEME YÖNTEMİ……………………………………………………………11 BİRİNCİ BÖLÜM AD SOYLU SÖZCÜKLER 1. AD SOYLU SÖZCÜKLER ..................................................................................................... 11 1.1. Sıfatlar ................................................................................................................................. 11 1.1.1. Niteleme Sıfatları ...................................................................................................... 12 1.1.2. Belirtme Sıfatları ...................................................................................................... 17 1.1.2.1. Gösterme Sıfatları .............................................................................................. 17 1.1.2.2. Soru Sıfatları ....................................................................................................... 19 1.1.2.3. Belirsizlik Sıfatları ............................................................................................... 19 1.1.2.4. Sayı Sıfatları ....................................................................................................... 20 1.2. Zarflar ................................................................................................................................. 22 1.2.1. Durum Zarfları .......................................................................................................... 24 1.2.2. Zaman Zarfları .......................................................................................................... 26 1.2.3. Yer-Yön Zarfları ........................................................................................................ 27 1.2.4. Azlık-Çokluk Zarfları ................................................................................................ 27 1.2.5. Soru Zarfları ............................................................................................................. 28 1.3. Zamirler .............................................................................................................................. 28 1.3.1. Kişi Zamirleri ............................................................................................................ 30 1.3.2. Gösterme Zamirleri ................................................................................................... 35 1.3.3. Soru Zamirleri ........................................................................................................... 35 1.3.4. Belirsizlik Zamirleri .................................................................................................. 36 ix 1.3.5. Dönüşlülük Zamirleri ................................................................................................ 36 1.4. Edatlar ................................................................................................................................ 37 1.4.1. Çekim Edatları .......................................................................................................... 39 1.4.2. Bağlama Edatları ...................................................................................................... 40 1.4.3. Ünlem Edatları .......................................................................................................... 44 1.5. Atasözleri ............................................................................................................................ 48 1.6. Deyimler .............................................................................................................................. 48 1.6.1. TDK Sözlük’te Yer Almayan Deyimler ...................................................................... 58 1.7. Yabancı Sözcükler ............................................................................................................. 58 1.7.1.Arapça Sözcükler ....................................................................................................... 60 1.7.2. Farsça Sözcükler ....................................................................................................... 72 1.7.3. Yunanca Sözcükler .................................................................................................... 79 1.7.4.İtalyanca Sözcükler .................................................................................................... 79 1.7.5.Fransızca Sözcükler ................................................................................................... 80 1.7.6.Ermenice Sözcükler .................................................................................................... 80 1.7.7.Rumca Sözcükler ........................................................................................................ 81 1.7.8.Almanca Sözcükler ..................................................................................................... 81 1.7.9.İspanyolca Sözcükler.................................................................................................. 81 1.7.10.İbranice Sözcükler.................................................................................................... 81 1.7.11.Gürcüce Sözcükler ................................................................................................... 81 1.7.12.İki Dilden Oluşan Sözcükler .................................................................................... 82 İKİNCİ BÖLÜM FİİL SOYLU SÖZCÜKLER 1. FİİL SOYLU SÖZCÜKLER ................................................................................................... 83 1.1. Türüne Göre Fiiller ............................................................................................................ 84 1.1.1.Basit/Yalın Fiiller ....................................................................................................... 84 1.1.2.Türemiş Fiiller ........................................................................................................... 99 1.1.2.1. İsimden Türemiş Fiiller ....................................................................................... 99 1.1.2.2. Fiilden Türemiş Fiiller ....................................................................................... 104 1.1.3. Birleşik Fiiller ......................................................................................................... 111 1.1.3.1. İsim + (Yardımcı) Fiil ......................................................................................... 112 1.1.3.2. Zarf + Fiil ........................................................................................................... 115 1.1.3.3. Fiil – Zarf-fiil Eki + Fiil ....................................................................................... 115 1.1.3.4. Nesne + Fiil ....................................................................................................... 116 x 1.2.Varlıkla İlgisine Göre Fiiller ............................................................................................ 118 1.2.1. Kılış Fiilleri ............................................................................................................. 119 2.2.2. Oluş Fiilleri ............................................................................................................. 129 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM SÖZCÜK GRUPLARI 1. SÖZCÜK GRUPLARI .......................................................................................................... 140 1.1.Tekrar Grubu .................................................................................................................... 140 1.1.1. Aynen Tekrarlar ...................................................................................................... 140 1.1.2. Eş Anlamlı Tekrarlar .............................................................................................. 142 1.1.3. İlaveli Tekrarlar ...................................................................................................... 142 1.1.4. Zıt Anlamlı Tekrarlar .............................................................................................. 143 1.2. Bağlama Grubu ................................................................................................................ 143 1.3. İsim Grubu (Sıfat Tamlaması Grubu) ........................................................................... 143 1.4. İyelik Grubu (İsim Tamlaması Grubu) ......................................................................... 153 1.5. Birleşik İsim Grubu (Belirtisiz İsim Tamlaması Grubu) .............................................. 168 1.6. Unvan Grubu .................................................................................................................... 173 1.7. Ünlem Grubu .................................................................................................................... 173 1.8. Sayı Grubu ........................................................................................................................ 176 1.9. Edat Grubu ....................................................................................................................... 177 1.10. İsnat Grubu .................................................................................................................... 178 1.11. Aitlik Grubu ................................................................................................................... 178 1.12. İlgi Grubu (Genitif) ........................................................................................................ 178 1.13. Bulunma Grubu (Lokatif) ............................................................................................. 179 1.14. Ayrılma Grubu (Ablatif) ............................................................................................... 179 1.15. Yaklaşma Grubu (Datif) ................................................................................................ 179 1.16. Yükleme Grubu (Akkuzatif) ......................................................................................... 180 1.17. Sıfat-Fiil Grubu (Partisip) ............................................................................................. 180 1.18. Zarf-Fiil Grubu (Gerundium)....................................................................................... 181 1.19. İsim-Fiil Grubu .............................................................................................................. 182 1.20. Kısaltma Grubu ............................................................................................................. 183 1.21. Birleşik Fiil Grubu ......................................................................................................... 183 1.21.1. İsim + (Yardımcı) Fiil ........................................................................................... 184 1.21.2. Fiil –Zarf-fiil + Fiil ............................................................................................... 186 1.21.3. Fiil Deyimleri ........................................................................................................ 187 xi DÖRDÜNCÜ BÖLÜM KONULARINA GÖRE ADLAR 1. KONULARINA GÖRE ADLAR .......................................................................................... 188 1.1. Akraba, Kavim, Aile ........................................................................................................ 188 1.2. Bitkiler .............................................................................................................................. 192 1.3. Dağ, Ova, Mekân .............................................................................................................. 194 1.4. Din Ve Kozmogoni ........................................................................................................... 198 1.5. Duygularla İlgili Adlar .................................................................................................... 201 1.6. Duyularla İlgili Adlar ...................................................................................................... 203 1.7. Eşyayla İlgili Adlar .......................................................................................................... 204 1.8. Evlilikle İlgili Adlar ......................................................................................................... 207 1.9. Gök Cisimleri ve Hava Durumuyla İlgili Adlar ............................................................ 208 1.10. Hayvan Adları ................................................................................................................ 211 1.11. Irk, Soy, Vatanla İlgili Adlar ........................................................................................ 214 1.12. Kıyafetle İlgili Adlar ...................................................................................................... 215 1.13. Meslek Adları ................................................................................................................. 216 1.14. Yer Adları ....................................................................................................................... 217 1.15. Ölümle İlgili Adlar ......................................................................................................... 219 1.16. Kişi Adları....................................................................................................................... 220 1.17. Renk Adları .................................................................................................................... 223 1.18. Savaş ve Orduyla İlgili Adlar ........................................................................................ 225 1.19. Sayı Adları ...................................................................................................................... 227 1.20. Tarım ve Gıdayla İlgili Adlar ....................................................................................... 229 1.21. Ticaret ve Ölçü Birimleriyle İlgili Adlar ...................................................................... 230 1.22. Tıp ve Eczayla İlgili Adlar............................................................................................. 230 1. 23. Uzuvlar ve İnsan Bedeniyle İlgili Adlar ...................................................................... 231 1.24. Yolculukla İlgili Adlar ................................................................................................... 236 1.25. Yön Adları ...................................................................................................................... 237 1.26. Zaman ve Takvimle İlgili Adlar ................................................................................... 240 SONUÇ VE DEĞERLENDİRMELER ..................................................................................... 241 ÖNERİLER……………………………………………………………………………………249 KAYNAKLAR .......................................................................................................................... 257 EKLER....................................................................................................................................... 271 xii ŞEKİLLER Şekil 1: Adlar ve Fiillerde Alıntılar Şekil 2: Yabancı Sözcüklerin Dillere Göre Dağılımı Şekil 3: Sözcüklerin Alıntı Oranları Şekil 4: Ad Soylu Sözcükler Şekil 5: Sıfatlar Şekil 6: Zamirler Şekil 7: Edatlar Şekil 8: Zarflar Şekil 9: Türlerine Göre Fiiller Şekil 10: Varlıkla İlgisine Göre Fiiller Şekil 11: Türemiş Fiiller Şekil 12: Birleşik Fiiller Şekil 13: İsim + (Yardımcı) Fiilden Oluşan Birleşik Fiiller Şekil 14: Atasözleri ve Deyimler Şekil 15: Sözcük Grupları Şekil 16: Tekrar Grubu Şekil 17: Birleşik Fiil Grubu Şekil 18: Konularına Göre Adlar xiii KISALTMALAR agm. : Adı geçen makale Ar. : Arapça bk. : Bakınız çev. : Çeviren Far. : Farsça haz. : Hazırlayan KST : Kırık Sazın Türküsü OBYT : On Bin Yılın Türküsü S : Sayı numarası s. : Sayfa sayısı t.y. : Tarih yok T. : Türkçe v.d. : Çok yazarlı eserlerde ilk yazardan sonrakiler y.y. : Yayınevi yok xiv GİRİŞ 1. TÜRKÜ VE HİKÂYELİ TÜRKÜ Önce söz vardı. İnsanlar çağlar boyunca yaşama dair edindikleri tüm deneyimleri söz ile ifade etmiş ve önce sözlü geleneğin üreticisi, takipçisi ve sürdürücüsü olmuşlardır. Sözlü gelenek ortamında var edilen kültür, içinde bulunduğu toplumun dünyaya bakışının bir yansımasıdır. Sadece köklü medeniyetlerin sahip olabildiği bu kültür birikiminin; toplumun mimarisine, sanatına, edebiyatına, müziğine vd. sinmesi kaçınılmazdır. Bu birikim, uzun yıllar geçse dahi üretildiği ortamın kokusunu çağlar ötesine taşır. Bahsedilen kültür unsurlarından biri de tamamen yerel özellikler barındırmasıyla Türk ulusunun sesi olan türkülerdir (Başgöz, 1992, s. 7-8). İçerdiği gerek musiki unsurları gerekse edebî malzeme bakımından türküler, Anadolu’daki Türk dili kadar kendine özgü ve köklü bir yapıya sahiptir (Gazimihal, 2006, s. 125). Türkülerin insanı saran büyüleyici gücünden bahseden Ahmet Hamdi TANPINAR, “Anadolu’nun romanını yazmak isteyenler, ona mutlaka türküler yoluyla gitmelidir” demiştir (Özbek, 1998). Türkülerin tarihinin, Türk tarihinin oluşum dönemleri kadar eskiye gittiğini dile getiren araştırmacılar, türkülerin ne zaman doğduğu sorusuna benzer yanıtlar vermişlerdir. Günümüzde halk arasında kullanılan türkü sözü henüz çok yeni olmakla birlikte; Türklerin bestelediği ezgili şiirlerin tarihinin Hun kavimlerine, İskit halklarına hatta destani ve mitolojik devirlere kadar uzandığı düşünülmektedir (Güven, 2012, s. 53). Türk musikisinin en eski şekli, kamların/baksıların ve ozanların kopuz eşliğinde söyledikleri nağmeler, yani ezgili güftelerdir (Güven, 2021, s. 3). Türklerde oldukça çeşitli toplumsal rol üstlenen kamlar/şamanlar/baksılar, pek çok törende oldukça eski müzik aletleri (davul, tef, kopuz vd.) eşliğinde Türk şiirinin en eski şeklini oluşturan bu ezgili şiirleri okumuşlardır (Esin, 1985, s. 5-7; Reinhard, 1990, s. 14). Sözleri doğaçlama söyleyişten oluşmakla birlikte ritim, ezgideki en önemli unsurdur. Bu müzik, kamın/şamanın/baksının hareketlerine uygun ve oldukça zengindir. Çin’in tarih 1 vesikalarında, Hunların bazı törenlerde kurtlar gibi uluduklarından bahsedilmektedir. Bahattin ÖGEL (1991, s. 39) bu ulumaya benzetilen bağırtıların bugünkü “uzun hava” türü türkülerin en ilkel biçimi olduğunu belirtir. Bu bağlamda uzun havaların, Türklerin din dışı halk türkülerinin ilk örnekleri olduğu söylenebilir. Göktürkler Dönemi’ndeki müzik kültürü hakkında Yenisey (MS IV-VI) ve Orhun Yazıtları (MS 732-735) önemli bilgiler sunmaktadır. Bu metinlerin anlatım tarzları, kafiye düzeni ve ifade gücü bakımından düz yazı şeklinde yazılmış birer ağıt metni olduğu ileri sürülmektedir (C. Alyılmaz, 2003a, s. 1-24; Barutçu Özönder, 2002, s. 457- 492; Mergaliev, 2000, s. 27-28; Yıldırım, 1986). Uygurlar Dönemi’nde de devam eden bu kültürde, kopuz çalan ozanlar büyük ilgi görmüştür. Türklerin bu dönemde neredeyse tüm törenlerinde müzikten faydalandığı söylenebilir (Roux, 1997, s. 100). Bu döneme ait olan tüm ezgili şiirler, eski Türk nazmı ile kendisinden sonra gelecek Türk şiiri arasında bir köprü vazifesi görmektedir (Arat, 1986, s. 245-250). Türklerin İslam inancını benimsemeden önce meydana getirdikleri edebiyat ve kültür birikimi hakkında Nihal ATSIZ (1992, s. 81) şunları söylemektedir: Türkler İslam dinini kabul etmeden önce çok sade bir hayat yaşıyorlardı. Pek kuvvetli devlet gelenekleri olduğu hâlde hükümdarlarla çobanlar arasında yaşayış, duyuş ayrılışları çok değildi. Bunun neticesi olarak da sınıf ve zümre farkına bakılmaksızın bütün millete hitap eden bir edebiyat teşekkül etmişti. Yukarıda da belirtildiği gibi, türkülerin ulaşılabilecek en eski izleri; ozanlık geleneğinin de doğuşunda etkin rolü olan av, sığır, şölen gibi eski Türk törenlerinde aranmalıdır. Bu törenlerde ozan/kam/baksı/şaman adı verilen sanatçıların söylediği ölçülü ve ezgili sözler türkülerin ilk örnekleri kabul edilebilir (Güven, 2012, s. 19; Yakıcı, 2013, s. 70). Bu törenlerde söylenen destanlar, mersiyeler önceleri birer ilahi şeklindeyken zamanla din dışı özellik kazanmıştır. Bununla birlikte eski tanrıların yerini halk kahramanlarının ve hükümdarların menkıbelerinin aldığı söylenebilir (Köprülü, 2003, s. 96-97). Sözlü gelenekten edinilen bilgilere göre, oluşan bu edebiyat içerisinde çeşitli eserler meydana getirilmekle birlikte her tür manzum eser ezgi eşliğinde icra edilmiştir 2 (Reinhard, 1990, s. 12; Oğuz, 2001, s. 14). Eski Türk topluluklarının söyledikleri besteye ır/yır/cır dedikleri, sazlarla çalınan sözsüz ezgilere ise küg/küğ/küy adını verdikleri bilinmektedir (Kafesoğlu, 1998, s. 328). Türklerin bilinen en eski nazım biçimi kabul edilen mâniler, zaman içinde farklılaşıp çeşitli şekillere evrilerek tuyugları1; tuyuglar koşmaları, saguları, yırları ve diğer halk şiiri türlerini meydana getirmiştir (Köprülü, 1989, s. 202). Nitekim Nihad Sami BANARLI (1950, s. 87) da türkülerin koşma biçimindeki manzumelere mısra ilavesi yapılmasıyla oluştuğunu belirtir. Araştırmacılar, tuyuglardan türeyen ve aruz ile ilgisi bulunmayan bir nazım biçiminden bahsetmekle birlikte bunlara “Türkî” denildiğini ifade etmektedir (Levend, 1968, s. 117). Tarih içerisinde türkülerin izlediği bu seyir, araştırmacıları; mâni, tuyug, koşug vd. adlar ile anılan bu şiirlere ne zamandan itibaren türkü denilmeye başlandığı sorusuna yanıt aramaya yöneltmiştir. Bugün elde bulunan bilgiler, “türkü” sözünün ilk kez XV. yüzyılda Doğu Türkistan’da aruz vezni kullanılarak yazılan ve bir ezgi eşliğinde söylenen şiirler için kullanıldığını söyler (Kaya, 1999, s. 131). Bununla birlikte eldeki kaynaklara bakıldığında Çağatay sahasının XV. yüzyıl şairlerinden olan Ali Şir Nevâyî’nin, Mîzânu’l Evzân2 adlı eserinde türküden söz ettiği görülmekte ve türkülerin söyleyicilerine türkücü anlamında “Türkî-gûy” denildiği bilinmektedir (Güven, 2012, s. 56). Aynı yüzyılın başlarında yaşayan Babür Şah da kendi devrinde türkülerin söylendiğini kaydeder (Artun, 2013, s. 1). Ayrıca Batı Türkçesinde yeni bir türkü meydana getirmek anlamında “türkü yakmak” deyiminin kullanıldığı da bilinmektedir (Elçin, 1981, s. 189). Yazılı kaynaklar incelendiğinde Osmanlı tarihçisi İbrahim Peçevî’nin3, Eğri’nin fethinden bahsederken türkü sözcüğüne yer verdiği dikkat çeker (Öztürk, 1986, s. 367). Bu bilgiler ışığında İslamiyet’ten önceki Türk edebiyatı geleneğinde rastlanmayan türkü kelimesinin XV. yüzyılda Batı Türkistan coğrafyasında kullanılmaya başlandığı ve sonraları Anadolu’ya ulaştığı söylenebilir. 1 Türk topluluklarının yaşadığı bilinen Hazar Denizi kıyılarında halk, arı bir lisan ile yazdıkları rubaileri “avramani” adı verilen özel bir ezgi ile okurlardı. Araştırmacılara göre bu ezgili şiirler tuyugların/türkülerin bir örneği kabul edilmektedir (Güven, 2012, s. 54). Ayrıca Kutadgu Bilig’de geçen mâni türü şiirlerin de ilk tuyug örnekleri kabul edildiği bilinmektedir (Köprülü, 1989, s. 201-205). 2 Ali Şir Nevâyî. (1993). Mîzânu’l Evzân (Haz. Kemal Eraslan). Türk Dil Kurumu Yayınları. 3 Peçevi, İbrahim Efendi. (1999). Peçevi Tarihi (Haz. Bekir Sıtkı Baysal). T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları. 3 Eski Türklerin besteledikleri sözlü ezgileri “ır/yır/cır” ve sözsüz ezgileri “küy/küg” şeklinde adlandırmalarından hareketle araştırmacılar, türkü tabirinin menşesi konusunda ana hatlarıyla iki görüş etrafında toplanmışlardır. İlk ve yaygın görüşe göre türkü sözü genellikle “Türkî” ifadesinden hareketle “Türk’e özgü/has/ait” şeklinde açıklanmaktadır. Şemseddin Sami (1978, s. 1317) türküyü, “Türklere mahsus lahinde (ahenkli) şarkı”, M. Fuad KÖPRÜLÜ “Türklere mahsus bir beste ile söylenen halk şarkısı” (Güven, 2012, s. 57); Ahmet Talat ONAY (1996, s. 33) “Türklere mahsus lahin (ahenk) ile söylenen şarkılar” olarak tanımlamışlardır (Uğurlu, 2009, s. 129). Yapılan bu tanımlara bakıldığında “Türk’e özgü” ifadesinin vurgulandığı görülmektedir. Türkü sözünün “Türk’e özgü olan” anlamı ile açıklanmasını köken açısından yanlış bulmayan fakat tasnif ve tanımlama bakımından yetersiz gören Türker EROĞLU, “Türk’e ait olan nedir?” sorusuna yanıt aramıştır. Bununla birlikte türkü sözcüğünün nereden geldiği konusunda yapılan “Türk’e özgü” açıklamalarına karşı ortaya konulan ikinci görüş ise türkü sözünün eski Türklerde sözsüz ezgilere verilen “küy” adından gelmiş olabileceğidir. Türkü sözünün “Türk küyi/Türk küyü” ifadesinden ses düşmesiyle “Türkiy” ve sonra “Türkü” hâline geldiğini belirtilerek konuya açıklık getirilmeye çalışılmış ve türkü ifadesinin “Türk ezgisi” anlamına gelebileceği kaydedilmiştir. “Küy” ifadesi, Uluğ Türkistan’da yaşayan Türk topluluklarınca geleneksel müzikte yer alan sözsüz ezgiler için yaygın bir kullanım alanına sahiptir. Sözsüz ezgileri ifade ederken kullanılmasından hareketle kadim bir adlandırma olduğu da düşünülebilir (Eroğlu, 2017, s. 82). Türkünün tanımı konusunda ortak bir noktada buluşan araştırmacıların çoğu - KAFESOĞLU’nun da belirttiği gibi- “ır/yır/cır” şeklinde adlandırılan bestelerin aynı zamanda türkülerin ilk izleri olduğunu ifade etmektedirler. Nitekim bazı araştırmacılar, çok eski bir yır türü olan türkülerin, yabancı kültürlerle karşılaşınca “Türklere has ezgi ile okunan şiir” anlamına gelen türkî/türkü adını aldığını ifade etmektedir (Güven, 2012, s. 57). 4 Şükrü ELÇİN (1981, s. 189–190) türkü sözcüğünün kökeni hakkında görüş bildirirken aynı zamanda türkülerin ilk izleri hakkında da şunları söylemektedir: Sözlü ve yazılı edebiyatımızda duyulan, söylenen veya görülen türküler; atasözü, masallar, bilmeceler ve mâniler gibi yaygın mahsullerdir. Bu mahsullere Doğu ve Kuzey Türkleri aynı kökten gelen ‘yır’ veya ‘cır’ adını vermişlerdir. Batı Türkleri, Türk kelimesinden doğan ve Türklere mahsus ezgi (melodi) manasına gelen türkü adını kullanmaktadırlar... Türk ulusunun sesini çağlar ötesine ulaştıran türkülerin gerek müzikbilim gerek edebiyat ve dilbilim araştırmacıları tarafından çeşitli şekillerde tanımı yapılmıştır. Türküler her zaman bir ezgiye koşulmuş olan (Boratav, 1995, s. 150), yalnızca ezgiyle söylenebilen (Göher Vural, 2011, s. 398), anonim ürünlerin manzum ve ezgili olanlarıdır (Kaya, 1999, s. 132). Bu tanımlarda türkünün olmazsa olmaz özelliğinin ezgili söyleyiş olduğunun vurgulandığı görülmektedir. Türküleri; halkın tarihî olaylar karşısında duyduğu sevinç veya ümitsizlikleri, kahramanlara duyulan saygı ve hayranlığı, çeşitli sevda maceralarını hece vezni ile dokunaklı ezgiler eşliğinde dile getiren edebî ürünler olarak ifade eden JANSKY (1977, s. 57-58) de, türküde öne çıkan unsurun ezgi olduğunu ifade eder. İlhan BAŞGÖZ (2008, s. 15) de “Halk türküsü ezgi ile söylenen halk şiiridir.” diyerek ezgiye vurgu yapmaktadır. Bununla birlikte türküleri yalnızca anonim halk edebiyatı içerisine dâhil edip ezgisi yönüyle diğer türlerden ayrıldığını ifade eden araştırmacılar da mevcuttur: “Mâni ve koşma nazım şekliyle söylenen şiir, türkü ezgisiyle söylenirse türkü olur” (Kudret, 1980, s. 295). Yapılan tanımlardan hareketle, halkın üretimi olan bir şiire türkü denilebilmesi için gerekli unsurun ezgi olduğu sonucuna varılabilir. Söz ve ezgi bir türküyü oluşturan iki önemli unsurdur. Türkülerin genel itibarıyla Türk halkının ortaklaşa yarattığı sözlü ve ezgili ürünler olarak tanımlandığı görülür (Özbek, 1994, s. 63). Arkaik dönemlerde belge/senet yerine geçen söz, eski kültürlerin kökenini de oluşturmaktadır (Tuna, 2013, s. 1348; Türk, 2009, s. 83). Halk ürünlerinde kültürün söz yoluyla aktarılması, bu ürünlerin anonimleşmesini sağlayan en önemli etkendir (Türk, 2009, s. 83). Dolayısıyla türkünün günümüzde anonim bir tür olarak adlandırılması büyük oranda söz unsuru sebebiyledir. 5 İlkin edebî türleri ifade eden bir kavram olarak görülen türkü terimi, zamanla içeriği fark etmeksizin tüm sözlü halk ezgilerine verilmiş ortak ve genel bir kavram hâline gelmiştir (Mustan Dönmez ve Haşhaş, 2014, s. 1622). Nitekim anonim olmadıkları hâlde ezgi ile söylendiği için âşıkların şiirine de türkü dendiğini (Başgöz, 2008, s. 15) ifade eden araştırmacılar, âşık şiirinin de türküye söz malzemesi sağlayabileceğini belirtmektedir. Bununla birlikte Bahaeddin ÖGEL (1987, s. 431), “Destan musikisi, halk musikisinin temeli, onu bozulmadan koruyan, özü ve sözü ile zamanımıza getiren bir direktir.” diyerek destan türünün de türkü sözü olabileceğini söylemiştir. Bu bağlamda türkülerin çeşitli edebî türlerin ortak adı olduğu (Saussey, 1952, s. 17) söylenebilir. Yapılan bu tanımlar, türkünün türler arasındaki kapsam alanının ne denli geniş olduğunu kanıtlar niteliktedir. Nitekim türkü sözünün; konu, ezgi, biçim özelliği fark etmeksizin pek çok anonim ve manzum malzemeyi içine alan bir kavram olduğu araştırmacılar tarafından da ifade edilmiştir: Kökeni dinî Kam törenlerine dayanan, zaman içinde, içeriği ve anlamı bakımından değişen, şekillenen ve gelişen; Türk müziği bünyesinde geleneğe bağlı olarak çeşitli mahfillerde üretilen; kırık-kıvrak, uzun, sözlü, sözsüz, oyun havası, ağıt, ilahi ve nefes, tekerleme ve sayışmaca gibi bütün müzik eserlerine türkü denir. (Eroğlu, 2017, s. 89-90) Ek olarak söz unsuru bakımından türkünün bir şiir türü olduğunu ifade edenler de vardır (Dilçin, 2000, s. 289). Tüm bu bilgiler, türkünün kavram alanının genişliğini ispatlar niteliktedir. Türkülerin içinde barındırdığı geniş malzeme alanının, türkünün halk edebiyatı türleri içindeki yerinin tayin edilmesini güçleştirdiği söylenebilir. Öyle ki türkünün bir nazım şekli mi yoksa bir nazım türü mü olduğu hususu halk edebiyatında hâlâ tartışmalara konu olan bir sorundur. Edebiyat ürünleri içerisinde türü kesin olarak belirtilemeyen (Boratav, 1995, s. 150) türküler, anonim halk şiirleri ve âşık şiirleri olmak üzere ikiye ayrılan halk edebiyatı nazım türleri arasında her iki gruba da dâhil edilmektedir. Söyleyeni bilinen türküler olduğu gibi söyleyeni bilinmeyen ve anonim kabul edilen türküler de mevcuttur. Bu 6 yönüyle türkülerin, Türk halk edebiyatının en zengin alanı olduğu söylenebilir (Uğurlu, 2009, s. 887). Türkülerle ilgilenen araştırmacıların türküyü Türk halk edebiyatında bir nazım türü olarak işaret ettikleri görülmektedir. Nitekim müzik araştırıcıları da türküyü Türk müziğinde bir form olarak görmektedir (Eroğlu, 2017, s. 82). Türk halk şiiri söz konusu olduğunda mutlaka türküden söz edilmekte; özellikle anonim halk şiiri4 bahsinde türkü, bir nazım türü olarak geçmektedir (Eroğlu, 2017, s. 85). Oysa Türk şiirinde bulunan her tür, türkü sözü olabilmektedir. Bununla birlikte türkülerin belli bir nazım şeklinin olmadığı ve birçok şiir türünün türküye söz olabileceği kabul edilmektedir (Oğuz vd., 2007, s. 191; Özsoy, 2005, s. 303). Ninni, mâni, ağıt, koşma, semai, varsağı (versak-varsak), destan, ilahi, deyiş, nefes, tekerleme ve sayışmaca gibi halk şiiri içinde yer alan türler ile halk şiiri dışında bırakılan ve aruzla yazılmış gazel, divan, semai, selis, kalenderî, müstezad, vezn-i aher ve satranç gibi şiirler de türküler için söz malzemesi sağlayabilir (Eroğlu, 2017, s. 85). Oldukça farklı biçimlerde, yapıda ve ezgide türkü yakılabildiği için türküleri şekil, yapı ve ezgi yönünden tek bir tasnifle sınırlamak oldukça zordur (Dizdaroğlu, 1969, s. 103). Bu bağlamda türküleri bir nazım şekli olarak mı yahut bir nazım türü olarak mı görmek gerektiği konusuna cevap bulmak güçtür. Türküleri, çeşitli ezgilerle söylenen bir anonim halk şiiri biçimi olarak tanımlayan Cem DİLÇİN (2000, s. 289), bu durumu şu şekilde açıklar: Türkü; farklı nazım şekillerinden oluşmuş, farklılığı genellikle ezgilerinde görülen bir nazım türüdür. Türküler, bent ve kavuştak adı verilen bölümlerden oluştuğuna, bent ile kavuştakların kendilerine göre mısra sayısı, kafiye örgüsü olduğuna ve bunlar da şiirin dış yapısının, yani biçim özelliklerinin ögelerini teşkil ettiğine göre bu tür türküleri türküye özel nazım biçimi kabul edersek bir nazım biçimidir. Ancak çeşitli nazım şekillerinde yazılmış şiirlerin müzik eşliğinde söylenmesi yönüyle nazım türüdür. (Artun, 2013, s. 7) 4 Anonim olmadığı hâlde türküler arasında bulunan ürünler de mevcuttur. 7 İçeriği ve kavram alanı bu kadar geniş olan türkülerin sınıflandırılması da oldukça güçtür. Bu nedenle araştırmacılar tarafından çeşitli özellikleri göz önünde bulundurularak türlü sınıflandırmalar yapılmıştır. Türkülerin söyleyicileri, ezgileri, konuları ve yapıları bakımından sınıflanabileceğini söyleyen Cem DİLÇİN (2000, s. 290), söylendikleri bölgelere göre de adlandırılabildiklerini belirtir: “Bingöl, Urfa, Eğin türküleri vd. tanınmış türküler de içlerinde geçen en etkili sözlerle anılır: Ayşem, Zeynebim, Fidayda, Adanalı vd.” BORATAV (1995, s. 150-151) türkü sözlerini; konularına ve ortamına göre söylenen türküler olmak üzere iki farklı başlıkta sınıflandırmıştır. AKDOĞU (1996), türkü sözlerini; sözel içeriklerine, sözel türlerine, ne amaçla ezgilendirildiklerine ve seslendirildiği ortama göre üç başlık altında toplamıştır. EMNALAR (1998, s. 244), türküleri içeriklerine göre; türlerine ve ezgilendiriliş amaçlarına göre olmak üzere iki ana başlıkta sınıflandırmıştır. UĞURLU (2009, s. 243), türküleri içeriklerine (konularına/sözlerine) göre ninni ve çocuk türküleri, doğa türküleri, aşk türküleri, kahramanlık türküleri, askerlik türküleri, tören türküleri, iş türküleri, eşkıya türküleri, acıklı olaylarla ilgili türküler, güldürücü türküler, karşılıklı (diyaloglu) türküler, oyun türküleri, ölüm türküleri olmak üzere on üç başlıkta sınıflandırmıştır. Erman ARTUN (2013, s. 4-7), çalışmasında türküleri söyleyicilerine, ezgilerine, konularına ve yapılarına göre olmak üzere dört başlıkta sınıflandırmıştır. YAKICI; vezinleri bakımından (hece veznine göre), yapıları bakımından (bentlerine göre), konuları bakımından (söz içeriklerine göre) ve ezgileri bakımından (usul özelliklerine göre) olmak üzere dört ana başlık altında kapsamlı bir türkü sınıflandırması yapmıştır (Mustan Dönmez ve Haşhaş, 2014, s. 1625). Türküler konuları bakımından birçok araştırmacı tarafından sınıflandırılmaya çalışılmış olsa da bu konuda yapılan çalışma sayısı kadar türkü sınıflandırmasının bulunması bunun oldukça zor olduğunu kanıtlamaktadır (Vural, 2013, s. 747). Türkülerin konularına ya da biçimsel özelliklerine göre ulusal ölçekte bir sınıflandırma yapılması konusunda ortaya çıkan sorunların bir kısmı şöyle izah edilebilir: 8 Türkülerin konularına ve kullanım alanlarına göre sınıflandırılmasında, türkülerin içeriğindeki iç içe geçmişlikten dolayı her zaman tam bir ayrım mümkün değildir. Türküleri konularına göre sınıflandırırken, türkülerin yaratılmasına etken olan ana olay ve esas anlatılmak istenen duygu göz önünde bulundurularak sınıflandırmak uygun olmaktadır. (Kaynar, 1996, s. 59) Ortada ciddi bir nazari sorun bulunduğunu ifade eden araştırmacılar, konuyu şu şekilde sonlandırmışlardır: “Her bir dörtlüğü farklı bir içeriğe sahip olan birçok türkünün var olması nedeniyle, tüm türkülerin içeriklerine göre standart bir sınıflandırılmaya tabi tutulamayacağı sonucuna ulaşılmıştır (Mustan Dönmez ve Haşhaş, 2014, s. 1628)”. Anadolu’nun sesi ve sözü olan türküler, ekseriyetle hikâyesiyle birlikte icra edilmiştir. Günümüze kadar pek tercih edilmemiş olan “hikâyeli türkü” kavramı, hikâyesiyle birlikte icra edilen türküler için kullanılmaktadır. Bu ürünlerin hikâye kısmını daha ön planda tutan bazı araştırmacılar tarafından “türkülü hikâye” terimi de tercih edilmiştir (Başgöz, 1986, s. 24; Boratav, 1988, s. 38; Görkem, 2000, s. 7-11). Hâlbuki ezgisi olmadan hikâyeli türkülerin varlığından söz etmek pek mümkün değildir (Görkem, 2000, s. 11). Bu nedenle çalışmada “hikâyeli türkü” terimi tercih edilmiştir. Nitekim konuyla ilgili Pertev Naili BORATAV (1988, s. 106) şunları kaydetmektedir: Tek türkü ve ona bağlı tek bir hikâye içeren eserlerde asıl unsur şiir-türküdür. (…) Hikâyeli türkülerin nesir kısmının edebî bir kıymeti yoktur. Bunları, olayı anlatan her halk türküsünde bulunan, türkünün yakılmasına sebep olan hadisenin açıklamasını yapan bir tür izahat olarak değerlendirmek daha doğru olur. Hikâyeli türkülerin kökenini; mitolojik dönemlerde tanrısal varlıkla bütünleşmek, onu anmak ve ona dua etmek vb. için bir tören sırasında çeşitli olayları ve durumları canlandırıp hikâyeleştirirken, doğa ve hayvan sesleri eşliğinde seslendirilen şiirlerde aramak gerekir (Eliade, 1999, s. 124-555; Mergaliev, 2000; Muptekev, 1998; Reinhard, 1990, s. 12-14). Böylece toplumun hafızasına kazınan ve sözlü kültürde uzun yıllar yaşayan ve zamanla anonimleşen bu türküler, bir olayı/durumu tasvir ettiği için (Babijan, 2002) hikâyeli türkülerin ilk örnekleri kabul edilebilir. Önceleri kutsal olanı anmak, yüceltmek ve sevgisini kazanmak amacıyla hikâyeleştirilen ezgili yırlar, zaman içinde hemen her konuyu tasvir eder biçimde söylenmeye başlanmıştır (Güven, 2012, s. 108). Oldukça uzun yıllar alan bu süreç sonucunda dörtlüklerden oluşan türkü biçimi ortaya çıkmıştır (Boratav, 1995, s. 178). 9 2. TEZ ÇALIŞMASININ ESASLARI 2.1. ÖRNEK ALINAN ÇALIŞMALAR Çalışmanın malzemesini oluşturan hikâyeli türkü metinleri, Merdan GÜVEN’in “On Bin Yılın Türküsü” (2012) ve “Kırık Sazın Türküsü” (2021) eserlerinden seçilmiştir. “Birleşik Fiiller” bölümünde Efrasiyap GEMALMAZ ve öğrencilerinin5 çalışmalarında yer alan tasniften yararlanılmıştır. “Sözcük Öbekleri” bahsinde Semra ALYILMAZ’ın tasnifi kullanılmıştır. “Varlıkla İlgisine Göre Fiiller” bölümünde H. İbrahim DELİCE’nin sınıflandırması kullanılmıştır. Çalışmanın diğer bölümlerindeki sınıflandırmalar belirlenirken başta Muharrem ERGİN’in “Türk Dil Bilgisi” eseri olmak üzere, Günay KARAAĞAÇ’ın “Türkçenin Dil Bilgisi”, Leyla KARAHAN’ın “Türkçede Söz Dizimi” ve H. İbrahim DELİCE’nin “Sözcük Türleri” eserlerinden yararlanılmıştır. 2.2. İNCELEME YÖNTEMİ Belirtilen kaynak eserlerde türküler içerikleri bakımından taranmış ve sevda, evlilik, eşkıya, savaş-yiğitlik, ölüm olmak üzere beş farklı konuda, içerdiği söz varlığı ve konu çeşitliliği göz önünde bulundurularak elli (50) adet türkü seçilmiştir. Seçilen türküler sözcük türleri, sözcük grupları, sözcük kökenleri ve konuları bakımından incelenmiş, örnekler ayıklanmıştır. Tespit edilen sözcüklerin bulunduğu dize örnek olarak sunulmuş ve ilgili sözcük kalın (bold) olarak gösterilmiştir. Örnek: Alnımıza kara yazı yazıldı (OBYT; 2012, s. 200) / İsim Grubu 5 (C. Alyılmaz, 1994; S. Alyılmaz, 1998; S. Alyılmaz, 2017; Börekçi, 1994; Börekçi, 2009; Daşdemir, 2000; Daşdemir, 2004; Efendioğlu, 2010; Gemalmaz, 1992; Kara, 2001). 10 BİRİNCİ BÖLÜM AD SOYLU SÖZCÜKLER Varlıklar temelde ad ve eylem -bazı çalışmalarda ad, eylem ve edat- olmak üzere sınıflandırılırlar. Sözcükler ile onların oluş/kılışları arasındaki benzerlik ya da zıtlık sözcüklerin ad ya da fiil soylu olmasını zorunlu kılmıştır (Börekçi, 2009, s. 146). Adlar grubunda; sıfatlar, zamirler, zarflar ve tartışmalı olarak edatlar yer alırken, eylemler tek başına kendi içinde alt başlıklara ayrılarak incelenir. Çevremizdeki varlıklar adlarla; kılış, durum ve oluş bildiren dil birimleri de eylemlerle karşılanır. Zamirler, geçici olarak isimleri temsil ederken, sıfatlar isimleri niteleyen/belirten sözcüklerdir. Zarflar fiilleri niteleyen/belirten dilsel ögelerdir. Edatlar ise cümle içinde veya cümleler arasında ilgi kurmaya yarayan görevli dil ögeleridir. (Karaağaç, 2013, s. 417-440). 1.1. Sıfatlar6 Kendinden sonra gelen ismi niteleyen veya belirten isimlere sıfat denir. Uydu bir sözcük olduğu için kendisinden sonra mutlaka bir isim gelmek zorundadır. Dolayısıyla bir sıfatın varlığı ancak bir sıfat tamlaması içinde mümkündür (Delice, 2017, s. 61). Sıfatlar ile isimleri birbirinden ayıran en önemli özellik; isimlerin varlığa ad olması, sıfatların ise varlığın yalnızca bir vasfını bildiriyor olmasıdır (Ergin, 2013, s. 245). Bu bağlamda isimlerin sıfatları da içine alan daha geniş bir küme olduğu söylenebilir. Ayrıca anlamsal ve biçimsel olarak bakıldığında tüm dil birimleri temelde isim ve fiil olarak ikiye ayrılır. Bu değerlendirme dâhilinde her sıfatın isim olduğu ancak her ismin sıfat olmadığı söylenebilir. 6 Muhsine BÖREKÇİ, Türkiye Türkçesinde Yapı ve İşlev Bakımından Sözcükler adlı eserinde sıfatlar ve zarfları “Niteleyici/Belirtici Sözcük Ögeleri” başlığı altında ele almıştır. 11 Sıfatların söz dizimi içerisindeki yeri, belirten durumunda olduklarında -tıpkı isimler gibi- belirttikleri/niteledikleri isimlerden öncedir (Gemalmaz, 2010, s. 182). Sıfatların birer nitelik adı olduğunu söyleyen Günay KARAAĞAÇ (2013, s. 426), sıfatın iki açıdan tanımını vermektedir: “a. Sözlükte sıfat: (…) Varlıkların taşıdıkları her türden özelliğin adlarıdır. b. Söz diziminde sıfat: Varlığın var oluş sıfatı olarak kullanılan birimlerdir.” Sıfatlar kendi içinde ikiye ayrılır. İsmi; sayı, soru, gösterme, belirsizlik gibi açılardan tamamlayan belirtme sıfatları ve renk, hacim, nitelik bakımından tamamlayan niteleme sıfatları (Delice, 2017, s. 61-65). İncelenen türkü metinlerinde 110 niteleme sıfatı ve 94 belirtme sıfatı olmak üzere toplamda 204 sıfat tespit edilmiştir. Türkülerde yer alan sıfat örnekleri şunlardır: 1.1.1. Niteleme Sıfatları Devrisi7 gündü Kırkağaç'ın pazarı Eli kınalı gelinler acılı kaldı Başçeşme düzünü al kanlar aldı Kucağı bebeli gelinler acılı kaldı (OBYT; 2012, s. 190). Alnımıza kara yazı yazıldı Eğri kılıç kında paslanmalıdır Kır at köpüğünden, düşman kanından (OBYT; 2012, s. 200). Kırmızı gül tez kocaldı Yaprağın yad eller yoldu Ayrılık çaresiz yare Bülbülün sefil ötüşü (OBYT; 2012, s. 242-243). 7 “Ertesi” anlamındadır. 12 Kaytanlı şalıma uçkurum taksın (OBYT; 2012, s. 253-254). Sarı altınlar delebiyor saçında Katil göller nerelere koydun Ümmü'mü? On sekizdir siyah saçın örgüsü Evlerine kara haber ulaşır Altın tası suya düşmüş dalabır Akmaz iken kanlı sular harladı Genç kızların bekârlardan dileği Anasının mühür gözlü meleği Sırma saçlar su üstünde yalabır (OBYT; 2012, s. 205-207). Güzel İmranlı'dan aldım haberi Çermişek'in önü bir büyük kaya Çermişek'in önü bir derin dere Bilseydim giderdim bir ıssız yere (OBYT; 2012, s. 218). Uyku geldi ela gözler süzüldü Sarardı gül benzim döndü gazele At üstüme avuç avuç toprağı (OBYT; 2012, s. 260). Gönlümü bağladım sırma saçına (OBYT; 2012, s. 277). Palandöken yüce dağ Altı mor sümbüllü bağ (OBYT; 2012, s. 317). Öz canımdan çok sevdiğim Erzurum Palandökenlerin sisli dumanı Bu da benim kara bahtım gidirem (OBYT; 2012, s. 331-332). 13 Yağlı kurşun gelir nereye kaçam Çekin kır atımı gidelim hana Sağ yanım ellemen sol yanım sızlar (OBYT; 2012, s. 99). Kanlım oldun sarı yıldız dön dön aman Neye doğdun sarı yıldız, mavi yıldız (KST; 2021, s. 132). Yavru şahin bir kekliği sorahlar (KST; 2021,140). Ah... Ala çorap örmedim de (KST; 2021,153). Gizli yaralarım var Al kana boyanıyor (KST; 2021, s. 161). Dağlar oy dağlar dumanlı dağlar Ayrılan güler mi nazlı yârinden Sadık Miskini'ye yaban ellerde Diledim ki nazlı yâre gideyim Kalıp eylenemem ıssız bellerde (KST; 2021,164-165). Yaralı millete merhem olalım (KST; 2021, s. 231-232). Çok analar mahrum kaldı, anasından kızından Kara koyun sana çanlar takayım (KST; 2021, s. 179). Kömür gözlüm ataşına düşeli Didem kan yaş döker, dilim dad eyler Baş koymadım nazlı yârın dizine (KST; 2021, s. 187). 14 Mor keçeyi boyamadım Çal kavalı garip oğlan Çal kavalı garip oğlan (KST; 2021, s. 193). Mühür gözlüm seni elden (KST; 2021, s. 194-195). A benim aslan yârim A benim hacı yârim Çok memleketler gezdim Daracık daracık sokaklar Çiğ yumurta soyulmaz (KST; 2021, s. 224-225). Al yeşil bayrağı gelin mi sandın? (KST; 2021, s. 228). Yüce dağlar karsız olmaz Rüzgâr yerden kar bekleme (KST; 2021, s. 246-247). Ben Hatça'yı yitirdim de dumanlı dağlar Gel sarılalım kaçalım ince belli kız Denizin dibinde Hatça'm demirden evler Ak gerdanın altında da çiftedir benler O kınalı parmaklar da o beyaz eller Yüce dağ başına Hatça'm ekin ekilmez Varman kızlar varman kirli çobana (KST; 2021, s. 253-254). Al tavanlı yüksek evde (KST; 2021, s. 256-257). Koluna yaptırmış aney yandım hudey altın bilezik Kınalı parmaklar fincan devşirir (KST; 2021, s. 260). 15 Nerden gider yâre yol, dost yârim perişan hâlim (KST; 2021, s. 210). Genç ömrümü bitiren (KST; 2021, s. 263-264). Yayladan gel kömür gözlüm yayladan Senin baban karşı köyün hocası Kucağıma koydular ufak bir uşak Yayladan gel suna boylum yayladan Karşı köyde köyümüzün hocası (KST; 2021, s. 265-266). Laleli çimenli dağlara yaslan Sünek gibi koç yiğidi boğdular (KST; 2021, s. 285-286). Yine mi geliyor karalı bayram Büyük ferman çıkmış Konya beyinde (KST; 2021, s. 289-290). Arap atlar yakın eyler ırağı Yüce dağdan aşan yollar bizimdir Nice koç yiğitler yere serilir (KST; 2021, s. 323-324). Yayladan gel allı gelin yayladan Kesme ümidini Kadir Mevla’dan Ver elini karlı dağlar aşalım, bayramlaşalım Yayladan gel allı gelin yayladan Ver elini karlı dağlar aşalım, bayramlaşalım (KST; 2021, s. 326-327). Aram açık ela gözlü yârinan Eller bayram eder nazlı yârınan Yalan sözlerine inanmayasın (aldanmayasın) (KST; 2021, s. 334). 16 Yüce dağın karıyıdım Kara şalvar yıldır yıldır Sağ gözünün nuruyudum (KST; 2021, s. 351-352). Kara mağaranın başları (KST; 2021, s. 356). 1.1.2. Belirtme Sıfatları 1.1.2.1. Gösterme Sıfatları Ol tabipten derman gelmez Şol revanda balam kaldı Bu derdi çekmeyen bilmez Şu revanda babam kaldı (OBYT; 2012, s. 242-243). Bu dert bizi iflah etmez öldürür (OBYT; 2012, s. 205-207). Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır (OBYT; 2012, s. 200). Şol revanda balam kaldı Gitti gelmez ol muhannet (OBYT; 2012, s. 242-243). Aman o Ahçik civan o Ahçik (OBYT; 2012, s. 277). Daim ağlamaktır bu benim kârım (KST; 2021,140). Korkar oldum şu dağların kurdundan İçme koyun o suyu, içme dön geri (KST; 2021, s. 179). 17 Şu karşıki tepeden, belalım amman amman Bu pınar çeşme pınar, belalım amman amman (KST; 2021, s. 210). Şu Yemen elleri ne de yamandır (KST; 2021, s. 222). Ağamsız da bu yerlerin tadı yok. (KST; 2021, s. 228). O kınalı parmaklar da o beyaz eller (KST; 2021, s. 253-254). Baba nerden aldın aney yandım hudey sen bu gelini (KST; 2021, s. 260). Bu postaya çıkmadı Şu hasretlik günümde (KST; 2021, s. 263-264). Ne kadar methetsem o kadar güzel Bana derler şu kötünün kocası (KST; 2021, s. 265-266). Peşine düşmüş de şu Karaca Bey (KST; 2021, s. 289-290). Bu köy bizim köye benzemir lo gelele (KST; 2021, s. 304). Gitti o yâr ile ülfetim çağı (KST; 2021, s. 306). Ben bu sırra eremedim Bu dertler yaralar bizi (KST; 2021, s. 332). Bu dünyada bir şey bilmem Ben bu yaradan ölürsem (KST; 2021, s. 351-352). Bu işi de yapan (KST; 2021, s. 356). 18 1.1.2.2. Soru Sıfatları İncelenen türkü metinlerinde soru sıfatı örneğine rastlanmamıştır. 1.1.2.3. Belirsizlik Sıfatları Kırmızı gül her dem olmaz Her dertten nasibin aldı (OBYT; 2012, s. 242-243). Kimseler düşmesin böyle zalime (OBYT; 2012, s. 205-207). Böyle garipleri yıkar mı adam (OBYT; 2012, s. 253-254). Başka bahçeyi besleyeyim (KST; 2021, s. 246-247). Her yandan çevirdi yolumu dağlar (KST; 2021,164-165). Uyur iken gördüm bir düş (KST; 2021, s. 332). Bir elekçi gelse bir elek alsam (KST; 2021, s. 298-299). Bir bayram gününü çok gördü bana Köyün çeşmesinden bir su içmeden (OBYT; 2012, s. 99). Bir havar eyleyin elden ellere Bir ateş-i cansu düştü dillere (KST; 2021, s. 306). Bu dünyada bir şey bilmem (KST; 2021, s. 351-352). Sepetçioğlu bir ananın kuzusu (KST; 2021, s. 285-286). 19 Önüme koydular bir çift suyudu (KST; 2021, s. 265-266). Bir yıldız doğdu nur ile (KST; 2021, s. 132). Bir yüzgörümlüğüne (KST; 2021, s. 161). Sanırsın karşında bir aydır doğmuş oy (KST; 2021, s. 260). Soramadım bir çift sözü (KST; 2021, s. 332). Bir su içtim gözünden (KST; 2021, s. 356). 1.1.2.4. Sayı Sıfatları Başçeşme düzünde iki hurç tütün Öveçli kırında üç sıra mezar (OBYT; 2012, s. 190) Dört bir yanın diken saldı Sevda değil bir alamet (OBYT; 2012, s. 242-243). Anasının bir tanecik kekliği (OBYT; 2012, s. 205-207). Maley'i benzettim üç günlük aya Çermişek'in önü bir derin dere Çermişek'in önü bir büyük kaya Bilseydim giderdim bir ıssız yere (OBYT; 2012, s. 218). İçinde bir kız gezer (OBYT; 2012, s. 317). Üç gün oldu elim yârdan üzüldü (OBYT; 2012, s. 260). 20 Bin can az gelirse iki bin cana Üç kez geri döndüm baktım gidirem Kırk senedir beklediğim ekini (OBYT; 2012, s. 331-332). Geçen üç aylarda şivana başlar (KST; 2021,140). Ben feleğe minnet etmem beş günü (KST; 2021, s. 187). Yedi bahçeyi becersen (KST; 2021, s. 246-247). Yedi bayram kına yakmam elime (KST; 2021, s. 265-266). Süre süre indirdiler üç taşa On iki kaymakam, beş tane paşa (KST; 2021, s. 289-290). Bir oğlum olsa da gitse hocaya Bir kızım olsa da bir fistan diksem Bir elekçi gelse bir elek alsam Babası oturmuş bir evlat ister Kadir Mevla’m bize bir evlat göster (KST; 2021, s. 298-299). Bir selamın gelse de başım üstüne Üç köyün içinde koşma Emine'm (KST; 2021, s. 346). İk'elin sokmuş koynuna Ardımda yüz on beliğim (KST; 2021, s. 351-352). Bir ev burda bir ev garşıda galmış Kırk senelik ağaç çürümüş galmış (KST; 2021, s. 304). 21 Ben bir koyun olayım sen de bir kuzu (KST; 2021, s. 326-327). Yavru şahin bir kekliği sorahlar (KST; 2021,140). Bir çift kundurayla bir de fesi var (KST; 2021, s. 222). Bir tas da içilmez a canım (KST; 2021, s. 242-243). Bir okka kına aldın mı (KST; 2021, s. 256-257). Bir kerrece bahtı geçti (KST; 2021, s. 332). 1.2. Zarflar8 İsim ve sıfatlardan kesin bir şekilde ayrılması mümkün olmayan zarflar, kaynağını diğer sözcük türlerinden alan yapılardır (Atabay vd., 2003, s. 83; Deny, 1941, s. 234-295). Geleneksel dil bilgisinde yapılmış olan ilk sözcük türü tasniflerinden bu yana sıfatlar, zarfların kaynağı olarak gösterilmiştir. Bu nedenle de sözcük türü tasniflerinde ikincil unsur olarak değerlendirilmiştir (Grönbech, 2011; Özkan, 2010, s. 1765). Çekimsiz unsurlar olan zarflar; eşitlik, instrumental/vasıta ve yön ekleriyle kullanıma çıkan yapılardır (Ergin, 2013, s. 374-378). Zaman, yer, durum ve miktar adı olan zarflar; -tıpkı sıfatlar gibi- zarf, sıfat ve fiilleri niteleyici olduklarından tek başlarına kullanılamazlar (Ergin, 2013, s. 259; Karaağaç, 2013, s. 427) ve niteledikleri sözcükten hemen önce getirilirler (Gemalmaz, 2010, s. 182). 8 Muhsine BÖREKÇİ, sözcük türlerini sınıflandırma konusunda belirsizliğin giderilmesi için şu soruların yanıtlanması gerektiğini öne sürer: “Sözcüklerin sınıflandırılması sözlüksel bir sorun mudur, sözdizimsel bir sorun mudur? Ya da zarf bir dilin sözlüğünde yer alan bir sözcük türü müdür yoksa söz diziminde ortaya çıkan bir görev adı mıdır?” (Börekçi, 2009, s. 109-110). 22 Sıfatlar gibi ek almayan yapılar olan zarflar, ek aldıkları takdirde zarf olma özelliklerini yitirirler (Bozkurt, 2004, s. 52-54). Zarflar ve sıfatlar birtakım sözcüklerin vasıflarını bildiren açıklayıcı ve yardımcı anlamlı dil ögeleri olması nedeniyle birbirlerine oldukça benzerler (Efendioğlu, 2008, s. 71). Zarfları sıfatlardan ayıran en önemli özellik, zarfların varlıktan çok hareketleri/eylemleri nitelemesidir. Zarflar; durum zarfları, zaman zarfları, yer-yön zarfları, azlık-çokluk zarfları ve soru zarfları olarak beş gruba ayrılmaktadır (Karaağaç, 2013, s. 426-429). İfade ettikleri anlam ve işlevleri açısından devingen bir sözcük türü olan zarflar anlamlı ve görevli dil birimleridir. Türkiye Türkçesinde isimler, sıfatlar ve zarflar arasında, özellikle de sıfat-zarf ve isim-sıfat arasında meydana gelen türler arası geçiş gözlemlenebilmektedir (Özkan, 2010, s. 1765). Zarflar konusunda karşılaşılan bir terim olan tümleçler, kimi zaman zarflar ile aynı görevli sözcükler olarak değerlendirilmiş kimi zaman da birbirinden tamamen ayrı yapılar olarak ele alınmıştır9. Bu ayrım hakkında Muharrem DAŞDEMİR (1995, s. 40) ve Funda KARA (2001, s. 141) şunları kaydeder: Zarf bir eylemi, sıfatı ya da başka bir belirteç ya da belirteç öbeğini nitelemeye yarayan bir söz bölüğüdür. Bu bakımdan zarflar tümleçlerle paralellik gösterir. Yani tümleçler de birer zarftır. Ancak biz zarf terimiyle eylemi, sıfatı veya başka bir zarfı niteleyen belirsiz isimleri; tümleç terimiyle de yüklem fiilini çeşitli bakımlardan belirten belirtili isimleri kastediyoruz. Zarflar zaman zaman tümleçlerle karışabilmektedir. İkisi arasındaki en önemli fark, tümleçlerin özel belirleyici, zarfların ise genel niteleyici olmalarıdır. İfadenin özel veya genel oluşu da bağlama göre şekillenir. Bazı araştırmacılar sıfatlara birçok yönüyle benzeyen zarfların da -sıfat + isim birlikteliğinden oluşan sıfat tamlamasının mantığına benzer olarak- bir tamlaması olduğunu ifade etmişlerdir. Efrasiyap GEMALMAZ (1982, s.118; 1989 s. 23‑24), bu 9 Cengiz ALYILMAZ, Semra ALYILMAZ, Muhsine BÖREKÇİ, Muharrem DAŞDEMİR ve Funda KARA hazırladıkları doktora çalışmalarında zarf ve tümleç kavramlarını genel/belirsiz niteleyiciler, özel/belirli niteleyiciler olarak ele almış ve bütünüyle ayrı olan iki kavram olarak değerlendirmişlerdir (C. Alyılmaz, 1994: 19‑257; Börekçi, 1994: 44‑278; S. Alyılmaz, 2002: 189-299; Daşdemir, 2000: 45‑234; Kara, 2001: 61‑405). 23 öbekler için “zarf tamlaması” terimini kullanmış ve üç başlık altında değerlendirmiştir: zarf‑sıfat tamlaması, zarf‑zarf tamlaması, zarf‑fiil tamlaması. Araştırmacılar tarafından zarf tamlamaları için zarf öbeği ya da belirteç öbeği (Banguoğlu, 2004, s. 502‑504; Delice, 2003, s. 35; Şimşek, 1987, s. 367) gibi farklı adlandırmalar da tercih edilmiştir. Türkçede büyük oranda vurguyu son ekte/sözcükte taşıyan dil birimlerinden farklı olarak zarflar vurguyu ilk heceye yüklemektedir (Börekçi, 2005, s. 193) ve katmaç/belirteç olarak da adlandırılan zarfların (Börekçi, 2009, s. 109) çoğu sıfat özellikli sözcüklerdir (Uzun, 2000, s. 36). Türkülerde 44 durum zarfı, 8 zaman zarfı, 3 yer-yön zarfı ve 8 azlık-çokluk zarfı olmak üzere toplamda 63 zarf tespit edilmiştir. Türkülerde yer alan zarf örnekleri şunlardır: 1.2.1. Durum Zarfları Kucağı bebeli gelinler acılı kaldı (OBYT; 2012, s. 190) Düşman geldi tabur tabur dizildi (OBYT; 2012, s. 200) Geleceğim altüst oldu Kırmızı gül tez kocaldı (OBYT; 2012, s. 242-243) Seymanları kuzu gibi meleşir Yeni çıkmış kestanenin dalına (OBYT; 2012, s. 205-207) Cephede süngüler ayna gibi parlıyor (OBYT; 2012, s. 262-263) Çaresiz(ce) dişimi sıktım gidirem Buna rağmen koymadılar yarasız (OBYT; 2012, s. 331-332) Aşağıdan gelir omuz omuza 24 Küğre bayramınız karalı geldi Yorgun argın geldim orak biçmeden (KST; 2021, s. 99) Mezarımı benim derin kazın yandım da bol olsun Ben ölüyom aman sevdiceğim sağ olsun (KST; 2021, s. 159) Eller al yeşil giymiş (Hop hop nanay nanay) (KST; 2021, s. 161) Gurbet elde garip kaldım nideyim Dağlar oy dağlar içim kan ağlar Perişan eyledi hâlimi dağlar (KST; 2021, s. 164-165) İnsan bir hoş oluyor (KST; 2021, s. 172) Çok analar mahrum kaldı, anasından kızından (KST; 2021, s. 179) Sağ gelen hasta gider, dost yârim perişan hâlim (KST; 2021, s. 210) Pul pul olsun dökülsün (KST; 2021, s. 224-225) Tez gel ağam tez gel dayanamirem (KST; 2021, s. 228) Hırsından Marzmanof iki çatlıyor Ermeni'yi toptan esir kılalım Süngüden Ermeni gayet hamlıyor (KST; 2021, s. 231-232) Böyle bağlar anam Yâr başını böyle bağlar Gelin başını böyle bağlar (KST; 2021, s. 246-247) 25 Hatça'm çıkmış pencereye ay gibi parlar Dalga dalga dalga dalga dalgalanıyor (KST; 2021, s. 253-254) Sular akar herzin herzin (KST; 2021, s. 256-257) Yaman olur Kastamonu uşağı (KST; 2021, s. 285-286) Vurulmuş aslanım şen olsun dünya Yine mi geliyor karalı bayram (KST; 2021, s. 289-290) Ben ağlarım zarı zarı Garip garip ötme bülbül (KST; 2021, s. 310) Ağır ağır giden iller bizimdir (KST; 2021, s. 323-324) Bir kerrece bahtı geçti Yıldız gibi ahtı geçti (KST; 2021, s. 332) Yazık oldu eloğluna Böyle söyledi'me bakman (KST; 2021, s. 351-352) Civ civ eder kuşları (KST; 2021, s. 356) 1.2.2. Zaman Zarfları Başçeşme'den indik akşamüzeri (OBYT; 2012, s. 190) Of of... Sabahleyin erken çifte giderken, aman aman; (OBYT; 2012, s. 336) Ah... Sabah kalktım er gittim de (KST; 2021, s. 153) 26 Gızılırmak can incitme sen bugün (KST; 2021, s. 140) Sonra seni çay başına ilettim (KST; 2021, s. 179) Bugün yâri görmedim, belalım amman amman (KST; 2021, s. 210) Sabahınan oğlan gider guzuya (KST; 2021, s. 265-266) 1.2.3. Yer-Yön Zarfları Marş ileri, dönmez geri, Türk’ün askeri (OBYT; 2012, s. 262-263) Üç kez geri döndüm, baktım gidirem (OBYT; 2012, s. 331-332) İçme koyun o suyu, içme dön geri (KST; 2021, s. 179) 1.2.4. Azlık-Çokluk Zarfları Öz canımdan çok sevdiğim Erzurum (OBYT; 2012, s. 331-332) Askerin milletin bayrağınla çok yaşa (OBYT; 2012, s. 262-263) Bir bayram gününü çok gördü bana (KST; 2021, s. 99) Daim ağlamaktır bu benim kârım (KST; 2021, s. 140) Çok dediler arkadaşlar yâr senin değil (KST; 2021, s. 253-254) Çok peşime düştü genci kocası (KST; 2021, s. 265-266) 27 Hiç10 gitmiyor kollarımdan Efe’m de sızısı vay vay (KST; 2021, s. 285-286) Ermeni'nin kökü gelsin büsbütün (KST; 2021, s. 231-232) 1.2.5. Soru Zarfları İncelenen türkü metinlerinde soru zarfı örneğine rastlanmamıştır. 1.3. Zamirler Tek başlarına birer sözcük olarak bir anlam ifade edemeyen zamirler, nesneleri temsil eden, onların yerine geçen sözcüklerdir. Aynı zamanda zamirlerin bir anlam ifade edebilmesi için yerine kullanıldıkları nesnenin açıkça bilinmesi gerekir (Ergin, 2013, s. 262). Bu nedenle varlıklarının ikincil olduğu söylenebilir (Delice, 2017, s. 49). Zamirler cümle içindeki işlevleri ve çekim eki alabiliyor olması yönüyle isimlere benzer (Erdem, 2005, s. 446). Zamirleri diğer isimlerden ayıran en büyük özellik çekime girdiklerinde kök değiştirmeleridir (Ergin, 2013, s. 264). Örneğin “ben” zamiri yönelme hâli eki aldığında kök değiştirerek “bana” şekline dönüşmektedir. Araştırmacılar sözcük türleri konusunda çeşitli sınıflandırmalar yapmışlardır. KORKMAZ (2014); sözcükleri anlamlı, görevli, anlamlı ve görevli olmak üzere üç gruba ayırmıştır. Bu üç grup içerisinde zamirleri anlamlı sözcükler grubuna dâhil etmiştir. BANGUOĞLU (2004, s. 153) ise özerkli sözcükler (ad, sıfat, zamir, zarf ve fiil), katma sözcükler (takı/edat, bağlam/bağlaç, ünlem) olarak iki gruba ayırdığı sınıflandırmasında zamirlere özerkli sözcükler içerisinde yer vermiştir. Sözcük türlerine dair yapılan sınıflandırmalarda dikkat edilen ölçütün, sözcük türlerinin anlam özellikleri yerine dil bilgisel özellikleri olduğu görülmektedir (Erdem, 2005, s. 445). 10 DENY (1941, s. 277), “hiç” sözcüğünü edat olarak değerlendirmektedir. 28 Geleneksel dil bilgisi sözcük türlerini açık sınıf (open class) ve kapalı sınıf (closed class) olarak iki grupta inceler. Bu anlayışa göre isimler, sıfatlar, zarflar ve eylemler açık sınıfta; edatlar, bağlaçlar, zamirler ve ünlemler de kapalı sınıfta yer almaktadır (Crystal, 1985; Graddol, 1994; Schacter, 1985). Bu demek oluyor ki açık sınıfı oluşturan sözcükler daha çok anlamlı sözcüklerken kapalı sınıfı oluşturan sözcükler ise anlamlı sözcükler arasında ilişki kuran görevli sözcükler olarak işlev görür (Graddol, 1994, s. 78). Bu açıdan kapalı sınıfta yer alan sözcükler dil bilgisi, açık sınıfta yer alanlar ise sözlük kelimeleri olarak değerlendirilmektedir (Halliday, 1985). Açık ve kapalı sınıf arasındaki en belirgin farklar arasında, açık sınıfın sayı açısından çok daha fazla olması ve yeni sözcüklerin türetmeye çok daha elverişli olması sayılabilir (Erdem, 2005, s. 445). Bilindiği gibi, yeni bir sözcük ancak dilin imkânları içerisinde doğal bir türetim yoluyla ya da başka dillerden ödünçleme yaparak türetilebilir (Huddleston, 1984, s. 121). Bununla birlikte kapalı sınıfa ait olan sözcük türleri açık sınıfa kıyasla daha yavaş değişim11 gösterir (Graddol, 1994, s. 78). Bu anlayışa göre kapalı sınıfta yer alan zamirler diğer üyeler gibi sözcük yapımına elverişli olmamakla birlikte12 çağlar boyunca değişmesi/dönüşmesi oldukça yavaş olan sözcük türlerindendir13. Türkçenin zamirleri, başlıca şu öbeklerde toplanır: 1. Kişi Zamirleri: Ben, sen, o, biz, siz14, onlar. 2. Dönüşlülük Zamirleri: Kendi, öz. 3. İşaret Zamirleri: Bu, şu, o, bunlar, şunlar, onlar. 4. Belirsizlik Zamirleri: Biri, birisi, başkası, herkes, kimse, hepsi vb. 11 Türk dilinin söz varlığında meydana gelen değişimler hakkında geniş bilgi almak için bk. AKSAN, D. (2015). Türkçenin Söz Varlığı. Bilgi Yayınevi. 12 Kişi zamirlerinden türetilmiş sözcükler az da olsa mevcuttur: benimse-, senli benli, benlik, bencil. Fakat bu sözcüklerde zamir anlamı sezilmez. 13 Ufak tefek ses değişmeleri dışında zamirlerin köklerinde büyük değişikliklerin meydana gelmediği, tarih boyunca arkaik şeklini büyük ölçüde koruyabildiği söylenebilir. 14 Annemarie von GABAIN (2013, s. 136), kökleri bi+, si+ olan zamirlerin çoğullarının Türkçede ikilik oluşturan z katılımı ile “biz, siz” şeklini aldığını söylemektedir. 29 5. Soru Zamirleri: Hangisi, kim, ne, neyi, neden vb. (Karaağaç, 2013, s. 431) Türkülerde 116 kişi zamiri, 4 gösterme zamiri, 16 soru zamiri, 2 dönüşlülük zamiri ve 5 belirsizlik zamiri olmak üzere toplamda 143 zamir tespit edilmiştir. Türkülerde yer alan zamir örnekleri şunlardır: 1.3.1. Kişi Zamirleri Bilmem bize değdi kimin nazarı Biz vurulduk imamımız dağlarda gezer Başçeşme düzünde vurdular bizi (OBYT; 2012, s. 190) Bizden selam olsun Bolu Beyi'ne (OBYT; 2012, s. 200) Bayram bize oldu çile Uyu benim körpe balam Kırmızı gül gönlüm sende (OBYT; 2012, s. 242-243) Ben giderim dünya sana ne oldu Gurban gurban desin beni arasın (OBYT; 2012, s. 253-254) Bu güzellik sana hakkın vergisi Beni koymadılar kendi halime Şu gelinsiz gelen kervan banadır Bu dert bizi iflah etmez öldürür (OBYT; 2012, s. 205-207) Tut elimden götür (indir) beni mezere (OBYT; 2012, s. 260) Gel seni götürem İslam içine Ben dinen dönersem el beni kınar (OBYT; 2012, s. 277) 30 Seni vermem yadlara (OBYT; 2012, s. 317) Benim canım feda idi bin cana Ben de Erzurum'dan çektim gidirem Bu da benim kara bahtım gidirem (OBYT; 2012, s. 331-332) Benden selam olsun o vefasıza Söyleyin kirveme küsmesin bana Bir bayram gününü çok gördü bana (KST; 2021, s. 99) Kızılırmak can incitme sen bugün Daim ağlamaktır bu benim kârım (KST; 2021, s. 140) Ben aklımı şaşırdım (KST; 2021, s. 144) Ben Gıymat'ı yâr ettim (KST; 2021, s. 153) Yâr seninle böyle miydi kavlimiz? Mezarımı benim derin kazın yandım da bol olsun Ben ölüyom aman sevdiceğim sağ olsun (KST; 2021, s. 159) Benim karalarım var (KST; 2021, s. 161) Ooooo sen yan ben yana (KST; 2021, s. 172) Koyun seni güttüm güttüm getirdim Ablam sağdı ben önünde oturdum Ben de bıktım şu ananın derdinden Kara koyun sana çanlar takayım Takayım da ben keyfime bakayım 31 Senin için, dağı taşı yıkayım Sonra seni çay başına ilettim (KST; 2021, s. 179) Bana senden (haktan) başka kim imdat eyler? Ben feleğe minnet etmem beş günü Seni benden, beni senden yâd eyler Ne öldürür beni, ne azat eyler (KST; 2021, s. 187) Çoban sana doyamadım Çoban seni seviyordum Bizim evin önü pınar (KST; 2021, s. 193) Mühür gözlüm seni elden Seni doğuran anandan Ben seni senin gözünden (KST; 2021, s. 194-195) A benim aslan yârim Misget orada ben burada A benim hacı yârim Eller bana acımaz Sen bari acı yârim Kız seni öpen dudaklar Ben Misget'i yitirdim (KST; 2021, s. 224-225) Ben yandım amman (KST; 2021, s. 242-243) Sen oğlundan bar bekleme (KST; 2021, s. 246-247) Ben Hatça'yı yitirdim de dumanlı dağlar Ben de yandım Hatça’mın basma donuna 32 Şehir oldu bana her zaman zehir Çok dediler arkadaşlar yâr senin değil Hatça’m beni öldürmeye fermanın mı var (KST; 2021, s. 253-254) Seni gören âşık aklın şaşırır Baba nerden aldın aney yandım hudey sen bu gelini (KST; 2021, s. 260) Yâri bana getiren Sebebimsin sen ağbom Beni derde salıyor (KST; 2021, s. 263-264) Baba bana edeceğin bu muydu? Senin baban karşı köyün hocası Bana derler şu çocuğun kocası Gurban olam senin gibi geline Senin baban karşı köyün hocası Bana derler şu kötünün kocası Ben de gelin oldum Garabel'in eline Aman Allah bana yapacağın bu muydu (KST; 2021, s. 265-266) Analar doğurmaz sen gibi aslan (KST; 2021, s. 285-286) Yere batsın seni ele veren köy (KST; 2021, s. 289-290) Muştular verseler bizim peceye Eller ile ben de gülsem güvensem Kadir Mevla’m bize bir evlat göster (KST; 2021, s. 298-299) Ben ağayım ben paşayım diyenler Hele sorun bakın bizim gomşular n'olmuş? 33 Bu köy bizim köye benzemir lo gelele (KST; 2021, s. 304) Lütfi ya sen kesme ümit Hüda'dan Sen sanma Rahim-i Rahmanım gitti (KST; 2021, s. 306) Ben ağlarım zarı zarı Benim derdım bana yeter Benim derdim bana yeter Bir dahı sen katma bülbül (KST; 2021, s. 310) Ölen ölür kalan sağlar bizimdir (KST; 2021, s. 323-324) Ben bir koyun olayım sen de bir kuzu (KST; 2021, s. 326-327) Benim ömrüm geçer ahuzarınan (KST; 2021, s. 334) Şavkı beni yahtı geçti Ben bu sırra eremedim Bu dertler yaralar bizi Vurma kardaş vurma yazıktır bana Ben ölürsem de kardaş derd olur sana (KST; 2021, s. 332) Ben bu yaradan ölürsem Ben anamın biriyidim Vallahi de ben ölüyom Ben vuruldum gidiyom (KST; 2021, s. 356) 34 1.3.2. Gösterme Zamirleri Baba bana edeceğin bu muydu? Aman Allah bana yapacağın bu muydu? (KST; 2021, s. 265-266) Buna can dayanır mı? (KST; 2021, s. 224-225) Bu da kızıma dedin mi? (KST; 2021, s. 256-257) 1.3.3. Soru Zamirleri Kimi görse yardım bekler Hasan ne bekler Sivas'ta (OBYT; 2012, s. 242-243) Ben giderim dünya sana ne oldu (OBYT; 2012, s. 253-254) Selvim ne beklersin Şah'ın köşkünü? (KST; 2021, s. 187) Açın çantasını bakın nesi var (KST; 2021, s. 222) Ne yapsın anam böyle bağlar Bağban çürük, bağ neylesin (KST; 2021, s. 246-247) Neyleyim neyleyim eli neyleyim Ninni söylemeyen dili neyleyim Tomurcuk vermeyen gülü neyleyim Bebek belemeyen kolu neyleyim Evlatsız kalan evi neyleyim (KST; 2021, s. 298-299) Hele sorun bakın bizim gomşular n'olmuş? (KST; 2021, s. 304) 35 Gün doğmadan neler oldu (KST; 2021, s. 256-257) 1.3.4. Belirsizlik Zamirleri Ayırır çoğunu er meydanından (OBYT; 2012, s. 200) Kimseler düşmesin böyle zalime (OBYT; 2012, s. 205-207) Herkes sevdiğini aldı yürüdü (KST; 2021, s. 242-243) Bu dünyada bir şey bilmem (KST; 2021, s. 356) Ben garibem kimse bakmaz yüzüme (OBYT; 2012, s. 260) 1.3.5. Dönüşlülük Zamirleri Suya düştü Ümmü kızın kendisi (OBYT; 2012, s. 205-207) Kaşları gözleri aney yandım hudey kendine uymuş (KST; 2021, s. 260) 36 1.4. Edatlar Edatlar kendi başlarına anlamları olmayan sadece gramer görevleri bulunan bağlı birimlerdir. Sözlere, sözcüklere, cümlelere bağlanır veya onları çekime sokarlar (Karaağaç, 2013, s. 433). Edatlar yanında geldikleri sözcüğün/cümlenin ifade gücüne yardım eden sözcüklerdir. Bazı sözcüklerin hangi sözcük türüne dâhil edileceği zaman zaman tartışmalı da olsa araştırmacılar edatları çeşitli şekillerde tanımlamışlardır. Genel itibarıyla edatlar; isimlerden sonra yer alan15 (Adalı, 2004, s. 40; Tiken, 2004, s. 1), sözcükler arası ilgi kurmaya yarayan (Aksan, 1983, s. 132; Gencan, 2001, s. 473; Hatiboğlu, 1972b, s. 56; Koç, 1992, s. 149; Korkmaz, 2014, s. 1052; Sağol Yüksekkaya vd., 2006, s. 128), tek başına bir anlam ifade etmeyen16 ve ancak yanındaki sözcükle anlam kazanan (Aksan, 1983, s. 132; Ediskun, 1996, s. 284; Karaağaç, 2013, s. 433; Korkmaz, 2007a, s. 51; Topaloğlu, 1989, s. 33) yalnızca gramer vazifeleri bulunan (Ergin, 2013, s. 348) sözcüklerdir. Diğer sözcüklerle her düzeyde kavram ilişkisi kuran edatlar; tamlayan-tamlanan, tümleç-yüklem, cümleler arası anlam vd. ilişkiler kurabilir (Börekçi, 2009, s. 124). Kerime ÜSTÜNOVA (2008) kavramlar arası ilişki kuran bu edatları “ad işletim edatları” olarak isimlendirmiştir. Araştırmacılar Türkçe kökenli edatların çoğunun, kadim dönemlerde zarf-fiil yapılarından kalıplaşarak oluştuğu konusunda hemfikirdirler (Bayraktar, 2004, s. 161- 169; Grönbech, 2011, s. 35-36; Hacıeminoğlu, 1984; Li, 2004; Öner, 2017; Tiken, 2004). Edatlardan önce gelecek olan hâl/durum eklerinin belirleyicisi de bu zarf-fiillerin 15 Kerime ÜSTÜNOVA (2008, s. 279), edatların isim/isim soylu sözcüklere geldiği yargısından yalnızca çekim edatları için söz edilebileceğinden bahseder. Örneğin, cümle başı edatları isimlerle değil, doğrudan cümle ya da ögelerle ilişki kurar (Kara, 2009, s. 1288). 16 Kendilerine özgü çağrışımları olmasından dolayı edatları bütünüyle anlamsız yapılar olarak görmemek gerekir (Kara, 2009, s. 1287). 37 hangi fiillere kaynaklık ettiği ve bu fiillerin anlamsal özellikleridir17 (Hunutlu, 2019, s. 135). “Edatlar ve Zarflar Üzerine Bazı Düşünceler”18 başlıklı makalesinde edat ve zarfların tanımlarını yeniden değerlendiren Funda KARA (2009, s. 1287-1288), edatların özelliklerini şu şekilde özetlemiştir: “Tek başlarına anlamları yoktur, ilgili oldukları kavram veya birimlerle anlamları sezilir. (…) Kendi başlarına cümle ögesi olamazlar. (…) Çekime girmezler. (…) İsim veya isim soylu kelimelerden sonra gelerek bunlar veya gruplar arasında ilgi kurarlar.” Edatların kendilerinden önceki sözcüğe bir ek vasıtasıyla bağlanma isteğinin sebebi, bu sözcüklerin zaman içinde kalıplaşan dil birimleri olmasıdır (Hunutlu, 2019, s. 155). Edatların cümle içindeki yeri konusunda Efrasiyap GEMALMAZ (1989, s. 9) şunları kaydeder: Türkçede prensip olarak kelimelerin önüne gelen ek ve edat yoktur. Eğer, şayet, çünkü, zira, sanki, meğer, meğerki, mademki gibi öne gelen edatlar ya diğer dillerden olduğu gibi alınmış yahut tercüme yoluyla aktarılmıştır. Belirten durumunda olan bu vazife unsurları belirtilen durumunda olan mana unsurlarından önce gelir. Edatlar çekim edatları, bağlama edatları ve ünlem edatları olmak üzere üç çeşittir. İncelenen türkülerde 18 çekim edatı, 59 bağlama edatı ve 59 ünlem edatı olmak üzere toplamda 135 edat tespit edilmiştir. Türkü metinlerinde yer alan edat örnekleri şunlardır: 17 Bu fiillerin zorunlu öge istekleri ve geçişli ya da geçişsiz oluşu belirleyicidir. 18 Funda KARA bir sözcüğün edat ya da zarf olduğunun tespitinde ayırt edici olan unsurlardan birinin de vurgu olduğunu belirtir: bk. agm. 38 1.4.1. Çekim Edatları Çekim edatları çekimlik bağlı birimlerdir. Varlık-varlık, varlık-eylem ilişkilerinin adlarıdır (Karaağaç, 2013, s. 434). İsimlere ekli veya eksiz olarak bağlanan bu edatlar cümlenin herhangi bir ögesi ile bağlantı kurmaya yarar (Karahan, 2017, s. 62-63). Görev bakımından çekim eklerine oldukça benzeyen bu dil birimleri, hâl/durum ekleriyle yakından ilişkilidir: Türkiye Türkçesinde kullanılan edatlar kendinden önce yalın hâl, ilgi hâli, yönelme hâli ve çıkma hâli istemektedir19: Aşırı, gibi, diye, üzere, kadar, nispette, derecede vb. edatlar ek almadan veya zamirlerle kullanımlarında ilgi ekiyle önündeki kelimeye bağlanır. Ait, dair, dek, değin, doğru, göre, ilişkin, kadar, karşılık, karşın, rağmen, nazaran vb. edatlar yönelme hâli eki almış isimlerle birleşirler. Aşağı, başka, beri, dışarı, dolayı, evvel, gayri, ötürü, sonra, yana vb. edatlar çıkma hâli eki alan isimlerle kullanılır. (…) Edatın önündeki isim, edata kaynaklık eden kelimenin anlamına uygun düşen hâl ekini almıştır. (Hunutlu, 2019, s. 135-137) Türkülerde tespit edilen çekim edatları şunlardır: Seymanları kuzu gibi meleşir Cephede süngüler ayna gibi parlıyor (OBYT; 2012, s. 218) Buna rağmen koymadılar yarasız (OBYT; 2012, s. 331-332) Gıymat gız gibi görmedim (KST; 2021, s. 153) Senin için, dağı taşı yıkayım (KST; 2021, s. 179) Dişleriynen ekmek doğrar tazıya (KST; 2021, s. 265-266) 19 Son çekim edatlarının kendisinden önce gelen hâl/durum eki istekleri, Türkçenin her döneminde -hatta aynı dönem içerisinde bile- farklılık gösterebilmektedir. Örneğin, Uygur ve kısmen de Karahanlı Türkçesinde “üçün, teg, birle, üze” edatlarından önce gelen zamirler ilgi hâli eki değil, yükleme hâli eki taşımıştır. Bu yükleme hâli eki Harezm-Kıpçak, Çağatay ve Anadolu sahasında değişerek bazı istisnalar dışında yerini ilgi hâline bırakmıştır (Hunutlu, 2019, s. 135). 39 Âlemi yaktı zâr (ağlama) ile (KST; 2021, s. 132) Munzur Dağı silelenmiş garınan Benim ömrüm geçer ahuzarınan Yağan yağmur ile ıslanmayasın (KST; 2021, s. 334) Bana senden başka kim imdat eyler? (KST; 2021, s. 187) Hatça'm çıkmış pencereye ay gibi parlar (KST; 2021, s. 253-254) Gurban olam çiğdem gibi geline Gurban olam senin gibi geline Gurban olam güççük gibi geline (KST; 2021, s. 265-266) Analar doğurmaz sen gibi aslan Sünek gibi koç yiğidi boğdular (KST; 2021, s. 285-286) Yıldız gibi ahtı geçti (KST; 2021, s. 332) 1.4.2. Bağlama Edatları Sözcükleri, söz öbeklerini ve cümleleri bir araya getiren ve aralarında ilişki kuran çekimlik bağlı birimlerdir (Ergin, 2013, s. 352; Karaağaç, 2013, s. 435). Bağlama edatları sınırsızca tekrarlanarak kullanılabilirler (Delice, 2017, s. 167). Bağlama edatları/bağlaçlar, aynı türden olan en az iki unsuru ortak şekilde yan yana (Bozkurt, 2007, s. 59) birbirine bağlayıp birer bağlama grubu oluştururlar (Bozkurt 2004, s. 74). Türkülerde tespit edilen bağlama edatı örnekleri şunlardır: 40 Ne gelen var ne de giden Gelsen de bir gelmesen de (OBYT; 2012, s. 242-243) Hicran ateşi de gönlüme doldu Anama deyin de odama girsin (OBYT; 2012, s. 253-254) Tutun elimden de batırın kara (OBYT; 2012, s. 218), Selam olsun ecdad ile ebâya Nazar ettim sağım ile soluma Sanki matem düşmüş yâr otağına Ben de Erzurum'dan çektim gidirem Bu da benim kara bahtım gidirem (OBYT; 2012, s. 331-332) Kanadım yoktur ki havaya uçam (KST; 2021, s. 99) Bülbülünen saka ötüşen kuşlar Günüm getti artık görünmez yolum (KST; 2021, s. 140) Ah... Ala çorap örmedim de Ah... Sabah kalktım er gittim de Göl köyünü de yol ettim Ah... Kiraz koydum sepete de yâr oturur tepede Gıymat kızın gözleri de şan oldu memlekete (KST; 2021, s. 153) Diledim ki nazlı yâre gideyim (KST; 2021, s. 164-165) Getirdim de baş arkaca yatırdım Ben de bıktım şu ananın derdinden Takayım da ben keyfime bakayım (KST; 2021, s. 179) 41 Felek yıkar bir gün ya berbat eyler Ne öldürür beni ne azat eyler (KST; 2021, s. 187) Utandım da diyemedim Hele ardında sürüsü var Eğer çoban susadınsa (KST; 2021, s. 193) Hem oğlundan hem kızından (KST; 2021, s. 194-195) Belki gider yâre yol, dost yârim perişan hâlim (KST; 2021, s. 210) Şu Yemen elleri ne de yamandır Bir çift kundurayla bir de fesi var (KST; 2021, s. 222) Sevdi de kaçıverdi Sen bari acı yârim (KST; 2021, s. 224-225) Ağamsız da bu yerlerin tadı yok (KST; 2021, s. 228) Halid Paşa der ki "Durmayın atın!" (KST; 2021, s. 231-232) Aldı da yürüdü a canım (KST; 2021, s. 242-243) Üçüne de beşine de Hatça'm onuna Ben de yandım Hatça’mın basma donuna (KST; 2021, s. 253-254) Bu da kızıma dedin mi (KST; 2021, s. 256-257) Ben de gelin oldum Garabel'in eline Küskün değilim ki gülek barışak (KST; 2021, s. 265-266) 42 Salıvermiş ince belden Efe’m de kuşağı vay vay (KST; 2021, s. 285-286) Bir dahı20 sen katma bülbül (KST; 2021, s. 310) Bir oğlum olsa da gitse hocaya Bir kızım olsa da bir fistan diksem Eller ile ben de gülsem güvensem (KST; 2021, s. 298-299) Hele sorun bakın bizim gomşular n'olmuş? (KST; 2021, s. 304) Ferman padişahın ise dağlar bizimdir (KST; 2021, s. 323-324) Ben bir koyun olayım sen de bir kuzu (KST; 2021, s. 326-327) Ne sordum ne de söyledi Sandım ki Zöhre Yıldızı (KST; 2021, s. 332) Emine'm oturmuş da daşın üstüne Daramış zülfünü de kaşın üstüne Bir selamın gelse de başım üstüne Ben ölürsem de kardaş dert olur sana (KST; 2021, s. 346) Evimize gidek d'öldür Hele bakın eloğluna (KST; 2021, s. 351-352) Bu işi de yapan Demircili'nin muhtarı (KST; 2021, s. 356) 20 Dahi edatı; takı, yme takı, ok, dakı biçimleriyle birlikte Eski Türkçenin kuvvetlendirme görevi gören sözcüklerindendir (Korkmaz, 1962, s. 13). 43 1.4.3. Ünlem Edatları Ünlemler insanların çıkardığı seslerden ibarettir. Ünlem edatları kendi arasında üçe ayrılır: seslenme edatları, soru edatları ve cevap edatları. Bazı ünlem edatları şunlardır: aman, ay, ah, eyvah, maşallah, hah, vah, vay, arş/marş, ayol, hay hay (Delice, 2017, s. 215). Duygularla bağdaştırılan ünlemler hakkında birbirine benzer tanımlar yapılmıştır: Ahmet TOPALOĞLU (1989, s. 149), Dil Bilgisi Terimleri Sözlüğü’nde ünlemi “genellikle tek başına anlamı olmayan, ancak seslenmeleri; korku, sevinç, şaşkınlık, acıma gibi ruh hâllerini; yasaklama, tasdik, gösterme gibi hususları ifade eden kelime türü” şeklinde tanımlar. KONONOV (1956), ünlemleri duyguları ifade etmeye yarayan sözcükler olarak açıklar. Ünlemleri duyuş ünlemleri ve soruşturma ünlemleri olarak iki ana grupta toplayan BANGUOĞLU (2004, s. 398), duyuş ünlemlerini iletişimde vericinin duygularını açıklayan ünlemler olarak; soruşturma ünlemlerini ise ilgi çekmeye, teşvik etmeye, onaylamaya ya da geri çevirmeye yarayan sözcükler olarak tanımlar. Ünlemlerin diğer sözcük türlerinden birkaç farklı hususu vardır. Bunlardan biri bilginler tarafından dillerin doğuşunun ünlemlere dayandırılmasıdır. Bu anlayışa göre ünlemler, insanların duyguları neticesinde ortaya çıkardıkları sesler olup zamanla sözcüklere dönüşmüşlerdir (Aksan, 1987, s. 96-97). Diğer bir özelliği ise birkaç cümle kurularak anlatılabilecek durumların bir ünlem ile anlatılabilmesidir (Akalın, 2011, s. 588-603). Muharrem ERGİN (2013, s. 349-352) ünlemleri, ünlem edatları başlığı altında; ünlemler, seslenme edatları, sorma edatları, gösterme edatları ve cevap edatları olarak gruplandırmıştır. Ünlemleri edatlar içerisinde ele alan Necmettin HACIEMİNOĞLU (1974, s. 8) da benzer gruplandırmayı yapmış ancak ünleme edatları terimini kullanmıştır. 44 Ünlemler ve seslenmeler arasındaki ilişkiden söz eden Cengiz ALYILMAZ (2010, s. 35-41), bu ilişkinin şu şekilde aktarıldığını kaydeder: 1- ünlem/ünlem grubu + seslenme/seslenme grubu 2- ünlem/ünlem grubu + seslenme/seslenme grubu + seslenme eki/seslenme edatı 3- ünlem/ünlem grubu + Ø 4- Ø + seslenme/seslenme grubu + Ø 5- Ø + seslenme/seslenme grubu + seslenme eki/edatı. Türkülerde tespit edilen ünlem edatları şunlardır: Yavrum kaldı balam nenni (OBYT; 2012, s. 242-243) Aman o Ahçik civan o Ahçik (OBYT; 2012, s. 277) Neynim amman aman (OBYT; 2012, s. 317) Of of Manda yuva yapmış söğüt dalına, aman aman Yavrusunu sinek kapmış gördün mü? Amanın yandım Of of... Sabahlayin erken çifte giderken, aman aman Öküzüm torbadan düştü gördün mü? Amanın yandım Of of... Sabah ezanını okurken, aman aman Müezzin minareden uçtu gördün mü? Amanın yandım (OBYT; 2012, s. 336) Bir yıldız doğdu yüceden yâr yâr aman Kavlim var dün geceden yâr yâr aman Kanlım oldun sarı yıldız dön dön aman Evler yıkan, beller büken, kervan kıran yıldız hey (KST; 2021, s. 132) 45 Ah... Ala çorap örmedim de Ah... Sabah kalktım er gittim de Ah... Kiraz koydum sepete de (KST; 2021, s. 153) Mezar arasında yandım aman harman olur mu? Kama yarasına yandım aman derman olur mu? Ben ölüyom aman sevdiceğim sağ olsun (KST; 2021, s. 159) Dağlar oy dağlar dumanlı dağlar Dağlar oy dağlar içim kan ağlar (KST; 2021, s. 164-165) Ooooo sen yan ben yana (KST; 2021, s. 172) Le le çoban (KST; 2021, s. 193) Yol üstünde karakol, belalım amman amman Şu karşıki tepeden, belalım amman amman Bu yollar meste gider, belalım amman amman Yıkılası gurbet el, belalım amman amman Bu pınar çeşme pınar, belalım amman amman Bugün yâri görmedim, belalım amman amman (KST; 2021, s. 210) Anom Yemen'dir, gülü çimendir (KST; 2021, s. 222) Elin oğlu değil mi (Aman aman aman) A benim hacı yârim (KST; 2021, s. 224-225) Kaynak da çakıllı a canım Duman da bürüdü a canım Aldı da yürüdü a canım 46 Sürmelim amman Ben yandım amman Sevmişem amman Dardır da geçilmez a canım Bir tas da içilmez a canım (KST; 2021, s. 242-243) A kız kendi saçını öremedin mi (KST; 2021, s. 253-254) Baba nerden aldın aney yandım hudey sen bu gelini Odasına vardım namaza durmuş oy Sanırsın karşında bir aydır doğmuş oy Keten köynek giymiş yakası ezik oy Öpmeye kıyamam sevmeye yazık oy (KST; 2021, s. 260) Aman Allah bana yapacağın bu muydu (KST; 2021, s. 265-266) Hiç gitmiyor kollarımdan Efe’m de sızısı vay vay Yassıl dağlar yassıl, Osman Efe’m de geliyor vay vay Salı vermiş ince belden Efe’m de kuşağı vay vay (KST; 2021, s. 285-286) Efeler içinde Osman Efe hey (KST; 2021, s. 289-290) Bülbül göçmüş baykuş konmuş gelele Kapıları kitlemişler lo gelele Bu köy bizim köye benzemir lo gelele (KST; 2021, s. 304) Vallahi de ben ölüyom (KST; 2021, s. 351-352) 47 1.5. Atasözleri Atasözleri yapısı ve anlamı itibarıyla cümleye benzeyen kalıp sözlerden biridir. Genelde şart ve ana fikrin belirtildiği iki bölümden oluşur. Verilmek istenen anlam çoğunlukla dolaylı yoldan verilir ve ögelerin yerleri sabittir (Karaağaç, 2013, s. 413). Ancak türküler içerisinde tespit edilen örneklerde ögelerin yerinin korunmuş değil, uyarlanmış olduğu görülmüştür. Anlam dikkate alınarak örneklere atasözleri içerisinde yer verilmiştir. Bu örneklerin sayısı çok değildir. Türkülerde tespit edilen atasözü örnekleri şunlardır:  Kara haber tez duyulur Evlerine kara haber ulaşır (OBYT; 2012, s. 205-207)  Gün doğmadan neler doğar Gün doğmadan neler oldu (KST; 2021, s. 256-257) 1.6. Deyimler Deyimler “anlamı dışında yeni bir anlam veya anlamlar taşıyan iki veya daha çok kelimeden oluşan, çekici ve derin bir anlam özelliğine sahip söz dizileri (Korkmaz, 2018, s. 17)” olarak tanımlanmaktadır. Bir deyim tek başına da anlamlı olan sözcüklerin bir araya gelmesinden oluşur ancak ortaya çıkan deyimin anlamı bu sözcüklerin ifade ettiği gerçek anlamdan oldukça uzaktır (Karaağaç, 2013, s. 415). Bir deyimi oluşturan sözcükler bütünleşme sürecine girdikten sonra tekrar ayrı ayrı değerlendirilemez, yalnızca o bütün içerisinde deyimin bir parçası olabilirler. Bu bağlamda bir şekilde aktarılmadıkça bir deyimin anlamı, dilin ve dili konuşanların geçmişinde aranmalıdır. 48 Deyimler zaman zaman atasözleri ile karıştırılmaktadır fakat aralarında ayırt edici pek çok özellik bulunmaktadır. Zeynep KORKMAZ (2018, s. 18) atasözü ve deyimlerin özelliklerini şu şekilde aktarır: Atasözleri bağımsız tam cümleler hâlinde, bir hayat gerçeğini dile getiren söz kalıplarıdır. Deyimler ise, mecazi anlamlar verilerek kullanılmış birer söz kalıbı niteliğindedir. Bu nitelikleri dolayısıyla da benzetme, istiare gibi edebî sanatlar bölümüne girerler. Kalıplaşmış dil ögeleri arasında fiil deyimleri kavramından bahseden Cengiz ALYILMAZ (2003b, s. 149), sözlü ve yazılı kaynaklarda bu deyimlerin zarf + fiil’den oluşan fiil deyimleri ve nesne + fiil’den oluşan fiil deyimleri olmak üzere iki şekilde yer aldığını kaydeder. Türkülerde tespit edilen deyim örnekleri şunlardır:  Aklını başından al- Aklım baştan alıyor (KST; 2021, s. 263-264)  Aklını şaşır- Ben aklımı şaşırdım (KST; 2021, s. 144) Seni gören âşık aklın şaşırır (KST; 2021, s. 260)  Al kanlara boyan- Al kana boyanıyor (Hop hop nanay nanay) (KST; 2021, s. 161)  Al kanlar al- Başçeşme düzünü al kanlar aldı (OBYT; 2012, s. 190) 49  Alnı açık yüzü ak Alnımız apaçık yüzüm karasız (OBYT; 2012, s. 331-332)  Alnının kara yazısı Alnımıza kara yazı yazıldı (OBYT; 2012, s. 200)  Altüst ol- Geleceğim altüst oldu (OBYT; 2012, s. 242-243)  Arası açık ol- Aram açık ela gözlü yârinan (KST; 2021, s. 334)  Ateş al- Ateş almış gönül yoktur durağı (KST; 2021, s. 306)  Ayna gibi Cephede süngüler ayna gibi parlıyor (OBYT; 2012, s. 262-263)  Başını bağla- Gelin Ümmü başın kimler bağladı (OBYT; 2012, s. 205-207)  Bayrak aç- Doğunun Türkleri bayrak açmış bekliyor (OBYT; 2012, s. 262-263)  Bayram et- Mübarek günlerdir sel bayram eder Garışmış nergisi çöl bayram eder 50 Eğilmiş secdeye dal bayram eder Said ağlamakta el bayram eder Mahlugat sevinir kul bayram eder (KST; 2021, s. 140) Eller bayram eder nazlı yârınan (KST; 2021, s. 334)  Benzi sarar- Sarardı gül benzim döndü gazele (OBYT; 2012, s. 218)  Bir hoş ol- İnsan bir hoş oluyor (KST; 2021, s. 172)  Boğazına sarıl- / Boynuna sarıl- Ahrette sarıl boynuma (KST; 2021, s. 351-352)  Boyun bük- Kaderime boyun büktüm gidirem (OBYT; 2012, s. 331-332)  Can baş üstüne Bir selamın gelse de başım üstüne (KST; 2021, s. 346)  Can dayanma- Buna can dayanır mı (KST; 2021, s. 224-225)  Çok gör- Bir bayram gününü çok gördü bana (KST; 2021, s. 99) 51  Derde düş- / Derde sal- Beni derde salıyor (KST; 2021, s. 263-264)  Dert ol- Ben ölürsem de kardaş dert olur sana (KST; 2021, s. 346)  Dile (dillere) düş- Bir ateşi Cansu düştü dillere (KST; 2021, s. 306)  Dişini sık- Çaresiz dişimi sıktım gidirem (KST; 2021, s. 331-332)  Elinden al- Elimden aldılar yârı (KST; 2021, s. 310)  Emek çek- Çektiğim emekler hep gitti zaya (OBYT; 2012, s. 218)  Etrafını sar- / Etrafı çevril- Etrafımız çevrildi kolcuyla bütün (OBYT; 2012, s. 190)  Gönül bağla- Gönlümü bağladım sırma saçına (OBYT; 2012, s. 277)  Göz süz- Top bürür saçını gözünü süzer (KST; 2021, s. 265-266) 52  Göze çarp- Geri döndüm düşman çarptı gözüme (OBYT; 2012, s. 218)  Gözleri süzül- Uyku geldi ela gözler süzüldü (OBYT; 2012, s. 218)  Gözü yolda kal- Şimdi sevdiğimin gözü yollarda (KST; 2021, s. 164-165)  Gün say- / hafta say- Sayarım haftaları (KST; 2021, s. 263-264)  Haber al- Güzel İmranlı'dan aldım haberi (OBYT; 2012, s. 218)  Haber sal- Evime barkıma haber saldılar (OBYT; 2012, s. 253-254)  Harman kaldır- Harmanı kaldırmaya dermanın mı var (KST; 2021, s. 253-254)  Hırsından çatla- Hırsından Marzmanof iki çatlıyor (KST; 2021, s. 231-232)  İflah olma- / İflah etme- Bu dert bizi iflah etmez öldürür (OBYT; 2012, s. 205-207) 53  Kahır çek- Ellerin köyünde Hatça'm kahır çekilmez (KST; 2021, s. 253-254)  Kendi hâline bırak- / Kendi hâline koy- Beni koymadılar kendi hâlime (OBYT; 2012, s. 205-207)  Kendini harap et- Asri gurbet harap etmiş köyümü (KST; 2021, s. 304)  Keyfe bak- Takayım da ben keyfime bakayım (KST; 2021, s. 179)  Kolu kanadı kırıl- Kırdı kanadımı kolumu dağlar (KST; 2021, s. 164-165)  Kul et- / Kul Eyle- İsmet'i kapına kul eyle bari (OBYT; 2012, s. 218)  Kurban ol- Gurban olam çiğdem gibi geline (KST; 2021, s. 265-266)  Minnet etme- Ben feleğe minnet etmem beş günü (KST; 2021, s. 187)  Nasip al- Her dertten nasibin aldı (OBYT; 2012, s. 242-243) 54  Nazar değ- Bilmem bize değdi kimin nazarı (OBYT; 2012, s. 190) Mıskalar yaptıram değmesin nazar (KST; 2021, s. 265-266)  Ömür çürüt- / Ömür bitir- Genç ömrümü bitiren (KST; 2021, s. 263-264)  Peşine düş- Çok peşime düştü genci kocası (KST; 2021, s. 265-266) Peşine düşmüş de şu Karaca Bey (KST; 2021, s. 289-290)  Reva gör- Reva mı gördünüz ölümü dağlar (KST; 2021, s. 164-165)  Sağ ol- Ben ölüyom aman sevdiceğim sağ olsun (KST; 2021, s. 159)  Sala ver- Vakitsiz gidene sala verdiler (OBYT; 2012, s. 253-254)  Selam ol- Benden selam olsun o vefasıza (KST; 2021, s. 99)  Ses ver- / Seda ver- Dağlar seda verip seslenmelidir (OBYT; 2012, s. 200) 55  Söz tut- Şimdi sözlerimi tutmanın yeri (KST; 2021, s. 179)  Şanından ol- / Şanından düş- Köroğlu düşer mi yine şanından (OBYT; 2012, s. 200)  Tadı tuzu yok / Tadı yok Ağamsız da bu yerlerin tadı yok (KST; 2021, s. 228)  Tüfek çat- Taburun önünde tüfek çattılar (OBYT; 2012, s. 253-254)  Ümit kes- Lütfi ya sen kesme ümit Hüda'dan (KST; 2021, s. 306) Kesme ümidini Kadir Mevla’dan (KST; 2021, s. 326-327)  Yas çek- Aslanın çektiği garibin yası (KST; 2021, s. 289-290)  Yazık ol- Yazık oldu eloğluna (KST; 2021, s. 351-352)  Yere bat- Yere batsın seni ele veren köy (KST; 2021, s. 289-290)  Yol et- Göl köyünü de yol ettim (KST; 2021, s. 153) 56  Yola bak- Yâr yoluna bakarım (Hop hop nanay nanay) (KST; 2021, s. 161)  Yola dizil- Göç göç oldu göçler yola dizildi (OBYT; 2012, s. 218)  Yoldan çevir- / Yoldan Eyle- Yolcuyu yolundan eyleyen dilber (KST; 2021, s. 253-254)  Yuva yap- Of of Manda yuva yapmış söğüt dalına, aman aman (OBYT; 2012, s. 336)  Yüreği dayanma- Yürek mi dayanıyor (Hop hop nanay nanay) (KST; 2021, s. 161)  Yüreği yan- Ahçik'i kaybettim yüreğim yanar (OBYT; 2012, s. 277) Yüreğim ona yanar, dost yârim perişan hâlim (KST; 2021, s. 210)  Yüreğini dağla- / Bağrı dağla- O yârin hasreti bağrımı dağlar (KST; 2021, s. 164-165)  Yüzü gül- Kolcubaşı İsmail'in gülmesin yüzü (OBYT; 2012, s. 190)  Yüzüne bakma- Ben garibem kimse bakmaz yüzüme (OBYT; 2012, s. 218) 57 1.6.1. TDK Sözlük’te Yer Almayan Deyimler  Küle dön- Küle döndüm hasretinden narından (KST; 2021, s. 164-165)  Kalıp gibi seril- / Yere seril- Nice koç yiğitler yere serilir (KST; 2021, s. 323-324)  Sevdaya sal- Serimi sevdaya salan o Ahçik (OBYT; 2012, s. 277)  Suya sal- / Suya kat- Emeğimi suya kattım gidirem (OBYT; 2012, s. 331-332)  Tuz ek- Tuz ektiler çalıştığım çabaya (OBYT; 2012, s. 331-332) 1.7. Yabancı Sözcükler Dilin temel ögelerinden biri olan sözcüklerin sahip olduğu farklı boyutlardan biri yabancı sözcüklerdir (Çoban, 2020, s. 1). Semra ALYILMAZ (2013, s. 167) kavramları işaretleme yolları arasında yabancı dillerden sözcük alıntılamaya yer vermiştir. Dil biliminin alanlarından biri olan köken bilgisi, bilinen en eski köke ulaşma ve en temel anlamı kurgulama amacı taşır. Her dilin zamanla çağdaş dildeki kurallarıyla örtüşmeyen, tarihsel süreç dolayısıyla biçim değiştirmiş olan, yani artık kökeni tam anlaşılamayan sözcükleri vardır (Karaağaç, 2013, s. 765). 58 Bir dilin söz varlığını yalnız kendi kaynaklarından çıkan sözcükler oluşturmaz. Dilin konuşucusu olan milletin tarih içindeki serüvenine bağlı olarak çeşitli sebeplerle etkileşime geçtiği başka milletlerin dilleriyle alışveriş yaparak bu dillerden sözcük alıp kendi dilinden de bu dillere sözcük vermeleriyle oluşan dilsel alışveriş de söz varlığı açısından önemli bir gerçektir. (Güneş, 2015, s. 997) Her dilin taşıdığı karakteristik özellikleri o dile mensup bulunan bir sözcüğü tanımak için oldukça önemlidir. Her dil mutlaka çevresindeki dillerle etkileşime girer ve sözcük alışverişinde bulunur. Türkçe kadim coğrafyasında Moğolca ve Çince ile, ilerleyen çağlarda Arapça, Rumca ve Farsça ile, günümüze doğru ise İngilizce, Fransızca vd. dillerle oldukça yakından etkileşimde bulunmuştur. Türküler bu etkileşimi, yakıldıkları dönemde beslendikleri baskın yabancı dilin/dillerin yansıması olarak sergilemektedir. Bir dile ödünç verilen sözcükler o ulusun hangi kültürel alanda yetkin olduğunu gösterirken ödünç alınan sözcükler de ödünçleme yapan ulusun hangi kültürel alanda yetersiz olduğunu gözler önüne sermektedir (Delice, 2017, s. 39). Her dilde olduğu gibi, Türkçenin her döneminde de alıntılama yapıldığı görülmektedir. Eski Türkçe Dönemi’nde kavramlar yabancı sözcüklerle ve yabancı sözcüklerin üzerine Türkçe görevli dil ögeleri getirilerek işaretlenmiştir (Alyılmaz, 2004, s. 704). Eski Uygur Türkçesi eserleri Sanskritçe başta olmak üzere Tibetçe, Toharca, Soğdca alıntı sözcükler içermektedir. Bunun yanı sıra Budizm’deki Sanskritçe ve Çince sözcüklerin zamanla Türkçeleştirilmesi dikkate değerdir (Öner, 1996, s. 142). Uygurların XIII. yüzyılda Moğol hâkimiyeti altında yaşamaya başladıkları tarihten itibaren Manihaist ve Budist çevrelerde yazılmış metinlerde Moğolca alıntılar görülmektedir (Ağca, 2006, s. 32). Karahanlı Türkçesi Dönemi’nde Türklerin Anadolu’ya yerleşmesi sonucunda gerek Türkler arasında gerekse Anadolu coğrafyasında İslamiyet daha çok tanınmıştır. Bununla birlikte Türk dili de Arap ve Fars kültürleriyle etkileşime girmiştir (Sunel, 1992, 951). XI. yüzyılda Doğu Anadolu’ya yerleşen Türkler, Rumca ve Ermenice pek çok sözcük öğrenmiştir (Sezgin, 2002). Kıpçak Türkçesi ve Çağatay Türkçesi eserlerinde Arapça ve Farsça sözcüklerin oldukça fazla olduğu görülmektedir (Şahin, 2015). Osmanlı Türkçesi Dönemi’nde de artarak devam eden Arapça ve Farsça alıntıların yanında, Osmanlı donanması ile İtalyancadan ve Osmanlı diplomasisi ile Fransızcadan birçok sözcük alıntılanmıştır (Gemalmaz, 2010). Tanzimat Dönemi 59 sonrası Türkçedeki alıntı sözcüklerin yönü Batı dillerine kaymış, özellikle Fransızca alıntılar dikkat çekmiştir (Durmuş, 2004). Cumhuriyet Dönemi’nde ise İngilizce ve Almanca kökenli sözcükler Türkçe içerisinde yer almaya başlamıştır (Çoban, 2020). Türkülerde tespit edilen yabancı sözcük örnekleri21 sırasıyla şöyledir: 1.7.1.Arapça Sözcükler Bilmem bize değdi kimin nazarı22 Başçeşme düzünde iki hurç23 tütün Etrafımız24 çevrildi kolcuyla bütün Öveçli kırında üç sıra mezar25 Biz vurulduk imamımız26 dağlarda gezer Gün olur kalemler27 bunları yazar (OBYT; 2012, s. 190) Bizden selam28 olsun Bolu Beyi'ne Dağlar seda29 verip seslenmelidir Köroğlu düşer mi yine şanından30 Ayırır çoğunu er meydanından31 (OBYT; 2012, s. 200) Sevda değil bir alamet32 Gitti gelmez ol muhannet33 21 Bu bölümde yer alan örneklerin kökeninin tespitinde kullanılan kaynaklara dipnotta atıf olarak yer verilmiştir. 22 (Çoban, 2020, s. 154; Parlatır, 2014, s. 1269) 23 (Çoban, 2020, s. 107; Parlatır, 2014, s. 652) 24 (Çoban, 2020, s. 89; Parlatır, 2014, s. 422) 25 (Çoban, 2020, s. 143; Parlatır, 2014, s. 1085) 26 (Çoban, 2020, s. 112; Parlatır, 2014, s. 731) 27 (Çoban, 2020, s. 118; Parlatır, 2014, s. 826) 28 (Çoban, 2020, s. 171; Parlatır, 2014, s. 1479) 29 Sözcük, sözlükte sada biçiminde yer almaktadır. (Çoban, 2020, s. 171; Parlatır, 2014, s. 1432) 30 (Çoban, 2020, s. 177; Parlatır, 2014, s. 1556) 31 (Çoban, 2020, s. 143; Parlatır, 2014, s. 1083) 32 (Çoban, 2020, s. 64; Parlatır, 2014, s. 72) 60 Yaralara merhem34 olmaz Ol tabipten35 derman gelmez Bülbülü eyledi asi36 Her dertten nasibin37 aldı Kader38 yuvamızı yıktı Mezar sarar bedenime39 Bülbülün sefil40 ötüşü Duyanı hayrete41 saldı (OBYT; 2012, s. 242-243) Evime barkıma haber42 saldılar Vakitsiz43 gidene sala verdiler Vakitsiz gidene sala44 verdiler Ne yaman zor imiş garip45 ölmesi Ne yaman güç imiş asker46 ölmesi Böyle garipleri yıkar mı adam47 Ben giderim dünya48 sana ne oldu Hicran49 ateşi de gönlüme doldu Gurban gurban50 desin beni arasın (OBYT; 2012, s. 253-254) 33 (Parlatır, 2014, s. 1117) 34 (Çoban, 2020, s. 141; Parlatır, 2014, s. 1063) 35 (Çoban, 2020, s. 181; Parlatır, 2014, s. 1599) 36 (Çoban, 2020, s. 67; Parlatır, 2014, s. 107) 37 (Çoban, 2020, s. 153; Parlatır, 2014, s. 1265) 38 (Çoban, 2020, s. 117; Parlatır, 2014, s. 814) 39 (Çoban, 2020, s. 71; Parlatır, 2014, s. 171) 40 (Çoban, 2020, s. 171; Parlatır, 2014, s. 1474) 41 (Çoban, 2020, s. 103; Parlatır, 2014, s. 606) 42 (Çoban, 2020, s. 98; Parlatır, 2014, s. 543) 43 (Çoban, 2020, s. 193; Parlatır, 2014, s. 1777) 44 (Çoban, 2020, s. 169; Parlatır, 2014, s. 1450) 45 (Çoban, 2020, s. 96; Parlatır, 2014, s. 491) 46 (Çoban, 2020, s. 67; Parlatır, 2014, s. 107) 47 (Çoban, 2020, s. 61; Parlatır, 2014, s. 41) 48 (Çoban, 2020, s. 85; Parlatır, 2014, s. 369) 49 (Çoban, 2020, s. 105; Parlatır, 2014, s. 634) 50 (Parlatır, 2014, s. 935; Çoban, 2020, s. 129) 61 Katil51 göller nerelere koydun Ümmü'mü? Katil göller nerelere koydun Ümmü'mü52? Bu güzellik sana hakkın53 vergisi Davulcusu54 kaya dibi dolaşır Akmaz iken kanlı sular harladı55 Gökte melek56 yerde insan ağladı Gökte melek yerde insan57 ağladı Gayrı kavuşmamız mahşere58 kaldı Genç kızların bekârlardan59 dileği Beni koymadılar kendi hâlime60 Kimseler düşmesin böyle zalime61 Oyun havasına62 büker ipliği Dam başına asakoymuş kalbırı63 Bu dert bizi iflah64 etmez öldürür (OBYT; 2012, s. 205-207) Çektiğim emekler hep gitti zaya65 Sarardı gül benzim döndü gazele66 (OBYT; 2012, s. 218) Askerin milletin67 bayrağınla çok yaşa 51 (Parlatır, 2014, s. 861; Çoban, 2020, s. 121) 52 (Parlatır, 2014, s. 1763) 53 (Parlatır, 2014, s. 557) (Çoban, 2020, s. 99) 54 (Parlatır, 2014, s. 322) (Çoban, 2020, s. 81) 55 (Parlatır, 2014, s. 579) (Çoban, 2020, s. 101) 56 (Parlatır, 2014, s. 1047) (Çoban, 2020, s. 140) 57 (Parlatır, 2014, s. 747) (Çoban, 2020, s. 113) 58 (Parlatır, 2014, s. 999) (Çoban, 2020, s. 135) 59 (Parlatır, 2014, s. 174) (Çoban, 2020, s. 72) 60 (Parlatır, 2014, s. 562) (Çoban, 2020, s. 99) 61 (Parlatır, 2014, s. 1854; Çoban, 2020, s. 197) 62 (Parlatır, 2014, s. 599) (Çoban, 2020, s. 102) 63 (Parlatır, 2014, s. 825; Çoban, 2020, s. 118) 64 (Parlatır, 2014, s. 695; Çoban, 2020, s. 110) 65 (Parlatır, 2014, s. 1859; Çoban, 2020, s. 198) 66 (Parlatır, 2014, s. 497) (Çoban, 2020, s. 96) 67 (Parlatır, 2014, s. 1094; Çoban, 2020, s. 144) 62 Parlayan yıldızın âlemi68 tenvir eder Parlayan yıldızın âlemi tenvir69 eder Cumhuriyet70 bayrağın semalar içre süzer Cumhuriyet bayrağın semalar71 içre süzer (OBYT; 2012, s. 262-263) Ahçik'i yolladım Urum72 eline Eser bad-ı saba73 zülfün teline Gel seni götürem İslam74 eline Ben dinen75 dönersem el beni kınar (OBYT; 2012, s. 277) Elinde divit76 kalem (OBYT; 2012, s. 317) Gafillerden77 darbe yedi gururum Gafillerden darbe78 yedi gururum Gafillerden darbe yedi gururum79 Selam olsun ecdat80 ile ebâya Abdurrahman Gazi, Habip81 Baba'ya Abdurrahman Gazi82, Habip Baba'ya Benim canım feda83 idi bin cana Kırk sene84 gözyaşı döktüm fincana 68 (Parlatır, 2014, s. 75; Çoban, 2020, s. 64) 69 (Parlatır, 2014, s. 1690) 70 (Parlatır, 2014, s. 262; Çoban, 2020, s. 78) 71 (Parlatır, 2014, s. 1481) (Çoban, 2020, s. 171) 72 (Parlatır, 2014, s. 1420) (Çoban, 2020, s. 167) 73 (Parlatır, 2014, s. 1428) (Çoban, 2020, s. 168) 74 (Parlatır, 2014, s. 766) (Çoban, 2020, s. 114) 75 (Parlatır, 2014, s. 350; Çoban, 2020, s. 84) 76 (Parlatır, 2014, s. 355; Çoban, 2020, s. 84) 77 (Parlatır, 2014, s. 482; Çoban, 2020, s. 95) 78 (Parlatır, 2014, s. 320; Çoban, 2020, s. 81) 79 (Parlatır, 2014, s. 527; Çoban, 2020, s. 97) 80 (Parlatır, 2014, s. 379; Çoban, 2020, s. 86) 81 (Parlatır, 2014, s. 544; Çoban, 2020, s. 98) 82 (Parlatır, 2014, s. 498; Çoban, 2020, s. 96) 83 (Parlatır, 2014, s. 445; Çoban, 2020, s. 91) 63 Kırk sene gözyaşı döktüm fincana85 Gurbet86 kelepçedir yurdu sevene Sanki matem87 düşmüş yâr otağına Yel devirsin sebeplerin88 kökünü Ezanlar89 okundu seher zamanı Ezanlar okundu seher90 zamanı Ezanlar okundu seher zamanı91 Reyhani'yim derdim gamım92 dinmedi İftira93 darbesi cana sinmedi (OBYT; 2012, s. 331-332) Of of... Sabahlayin94 erken çifte giderken Müezzin95 minareden uçtu gördün mü? Müezzin minareden96 uçtu gördün mü? (OBYT; 2012, s. 336) Benden selam olsun o vefasıza97 (KST; 2021, s. 99) Şavkı vurdu pencereden o leylim98 Kavlim99 var dün geceden yâr yâr aman Bir yıldız doğdu nur100 ile 84 (Parlatır, 2014, s. 1485; Çoban, 2020, s. 172) 85 (Parlatır, 2014, s. 469) 86 (Parlatır, 2014, s. 526; Çoban, 2020, s. 97) 87 (Parlatır, 2014, s. 1021; Çoban, 2020, s. 138) 88 (Parlatır, 2014, s. 1469; Çoban, 2020, s. 171) 89 (Parlatır, 2014, s. 428; Çoban, 2020, s. 90) 90 (Parlatır, 2014, s. 1476; Çoban, 2020, s. 171) 91 (Parlatır, 2014, s. 1854; Çoban, 2020, s. 197) 92 (Parlatır, 2014, s. 486) 93 (Parlatır, 2014, s. 697; Çoban, 2020, s. 110) 94 (Parlatır, 2014, s. 1428; Çoban, 2020, s. 168) 95 (Parlatır, 2014, s. 1164; Çoban, 2020, s. 149) 96 (Parlatır, 2014, s. 1095) (Çoban, 2020, s. 145) 97 (Parlatır, 2014, s. 1787; Çoban, 2020, s. 194) 98 (Parlatır, 2014, s. 971) 99 (Parlatır, 2014, s. 863; Çoban, 2020, s. 122) 100 (Parlatır, 2014, s. 1305; Çoban, 2020, s. 156) 64 Ahdım101 (sözüm) vardı o yâr ile (KST; 2021, s. 132) Mübarek102 günlerdir sel bayram eder Kitabın103 gavlince dağlar al geymiş Eğilmiş secdeye104 dal bayram eder Mevla’nın105 aşgına kıbledir yönüm Mevla’nın aşgına106 kıbledir yönüm Mevla’nın aşgına kıbledir107 yönüm Daim108 ağlamaktır bu benim kârım Sait109 ağlamakta el bayram eder Cennette110 huriler gökte melekler Mahlugat111 sevinir kul bayram eder (KST; 2021, s. 140) Tayyaremi112 uçurdum Ben aklımı113 şaşırdım (KST; 2021, s. 144) Şan oldu memlekete114 (KST; 2021, s. 153) Ceviz115 arasında vardır evimiz (KST; 2021, s. 159) Fitil116 çifte yara bir (KST; 2021, s. 161) 101 (Parlatır, 2014, s. 54; Çoban, 2020, s. 63) 102 (Parlatır, 2014, s. 1152; Çoban, 2020, s. 148) 103 (Parlatır, 2014, s. 912; Çoban, 2020, s. 125) 104 (Parlatır, 2014, s. 1472; Çoban, 2020, s. 171) 105 (Parlatır, 2014, s. 1080; Çoban, 2020, s. 143) 106 (Parlatır, 2014, s. 112; Çoban, 2020, s. 68) 107 (Parlatır, 2014, s. 892; Çoban, 2020, s. 124) 108 (Parlatır, 2014, s. 311; Çoban, 2020, s. 81) 109 (Parlatır, 2014, s. 1446) 110 (Parlatır, 2014, s. 245; Çoban, 2020, s. 76) 111 (Parlatır, 2014, s. 996; Çoban, 2020, s. 135) 112 (Parlatır, 2014, s. 1646) 113 (Parlatır, 2014, s. 63; Çoban, 2020, s. 63) 114 (Parlatır, 2014, s. 1050; Çoban, 2020, s. 140) 115 (Parlatır, 2014, s. 250; Çoban, 2020, s. 77) 65 O yârin hasreti117 bağrımı dağlar (KST; 2021, s. 164-165) İkimizin resmini118 çıkarsınlar yan yana (KST; 2021, s. 172) Çok analar mahrum119 kaldı, anasından kızından Takayım da ben keyfime120 bakayım (KST; 2021, s. 179) Bana senden (haktan) başka kim imdat121 eyler? Ezelden122 olmuşum gamlar düşkünü Ben feleğe123 minnet etmem beş günü Ben feleğe minnet124 etmem beş günü Yıkıldı gönlümün burcu, kalesi125 Emrah'ın çektiği Selvi belası126 (KST; 2021, s. 187) Kavımından127 akrabandan Kavımından akrabandan128 Su içtiğin kurnalardan129 (KST; 2021, s. 194-195) Şavkı130 vurdu pencereden o leylim (KST; 2021, s. 132) Kışlanın önünde redif131 sesi var (KST; 2021, s. 222) 116 (Parlatır, 2014, s. 472; Çoban, 2020, s. 94) 117 (Parlatır, 2014, s. 592; Çoban, 2020, s. 102) 118 (Parlatır, 2014, s. 1403; Çoban, 2020, s. 166) 119 (Parlatır, 2014, s. 998; Çoban, 2020, s. 135) 120 (Parlatır, 2014, s. 891; Çoban, 2020, s. 124) 121 (Parlatır, 2014, s. 732; Çoban, 2020, s. 112) 122 (Parlatır, 2014, s. 429; Çoban, 2020, s. 90) 123 (Parlatır, 2014, s. 447; Çoban, 2020, s. 91) 124 (Parlatır, 2014, s. 1096; Çoban, 2020, s. 145) 125 (Parlatır, 2014, s. 825; Çoban, 2020, s. 118) 126 (Parlatır, 2014, s. 175; Çoban, 2020, s. 72) 127 (Parlatır, 2014, s. 864; Çoban, 2020, s. 122) 128 (Parlatır, 2014, s. 66; Çoban, 2020, s. 63) 129 (Parlatır, 2014, s. 936; Çoban, 2020, s. 129) 130 Sözcük, TDK Sözlük’te Arapça olarak belirtilmiştir (bk. sozluk.gov.tr). (Çoban, 2020, s. 178) 66 Duvar cefa132 götürmez A benim hacı133 yârim Başımın tacı134 yârim Caminin135 müezzini yok Daracık daracık sokaklar136 Uçar avrat137 almayan (KST; 2021, s. 224-225) Asker hücum138 etmiş Kars'a atlıyor Yarın evlatlarım139 Allah aşkına Şehit140 olanımız cennet köşküne Ermeni'yi toptan esir141 kılalım Halid142 Paşa önde, tüfek elinde Süngüden Ermeni gayet143 hamlıyor (KST; 2021, s. 231-232) Bir tas144 da içilmez a canım (KST; 2021, s. 242-243) Yiğitler ikrarsız145 olmaz (KST; 2021, s. 246-247) O kınalı parmaklar da o beyaz146 eller Ellerin köyünde Hatça'm kahır147 çekilmez (KST; 2021, s. 253-254) 131 (Parlatır, 2014, s. 1395) 132 (Parlatır, 2014, s. 239; Çoban, 2020, s. 76) 133 (Parlatır, 2014, s. 547; Çoban, 2020, s. 98) 134 (Parlatır, 2014, s. 1601; Çoban, 2020, s. 181) 135 (Parlatır, 2014, s. 231; Çoban, 2020, s. 75) 136 (Parlatır, 2014, s. 1524; Çoban, 2020, s. 175) 137 (Parlatır, 2014, s. 123; Çoban, 2020, s. 68) 138 (Parlatır, 2014, s. 659; Çoban, 2020, s. 107) 139 (Parlatır, 2014, s. 425; Çoban, 2020, s. 89) 140 (Parlatır, 2014, s. 1566; Çoban, 2020, s. 178) 141 (Parlatır, 2014, s. 415; Çoban, 2020, s. 88) 142 (Parlatır, 2014, s. 565) 143 (Parlatır, 2014, s. 494; Çoban, 2020, s. 96) 144 (Parlatır, 2014, s. 1635; Çoban, 2020, s. 184) 145 (Parlatır, 2014, s. 717; Çoban, 2020, s. 111) 146 (Parlatır, 2014, s. 188; Çoban, 2020, s. 73) 67 Bir okka148 kına aldın mı (KST; 2021, s. 256-257) Odasına vardım kahve149 pişirir Seni gören âşık150 aklın şaşırır Keten151 köynek giymiş yakası ezik oy (KST; 2021, s. 260) Üstünün noktaları152 (KST; 2021, s. 263-264) Ne kadar methetsem153 o kadar güzel Mıskalar154 yaptıram değmesin nazar (KST; 2021, s. 265-266) Hep düşmanlar mahkemeye155 doldular (KST; 2021, s. 285-286) Aslanın bindiği arap küheylan156 Anası oturmuş oğluna hayran157 Müfrezeler158 sarmış hem sollu sağlı On iki kaymakam159, beş tane paşa İfade160 sorarlar yatan üleşe (KST; 2021, s. 289-290) Kutnu kumaşa161 beze belesem (KST; 2021, s. 298-299) 147 (Parlatır, 2014, s. 820; Çoban, 2020, s. 118) 148 (Parlatır, 2014, s. 1315; Çoban, 2020, s. 156) 149 (Parlatır, 2014, s. 820; Çoban, 2020, s. 118) 150 (Parlatır, 2014, s. 112; Çoban, 2020, s. 68) 151 (Parlatır, 2014, s. 890; Çoban, 2020, s. 124) 152 (Parlatır, 2014, s. 1304; Çoban, 2020, s. 156) 153 (Parlatır, 2014, s. 1036; Çoban, 2020, s. 143) 154 (Parlatır, 2014, s. 1138; Çoban, 2020, s. 148) 155 (Parlatır, 2014, s. 994; Çoban, 2020, s. 135) 156 (Parlatır, 2014, s. 946; Çoban, 2020, s. 129) 157 (Parlatır, 2014, s. 606; Çoban, 2020, s. 103) 158 (Parlatır, 2014, s. 1166; Çoban, 2020, s. 149) 159 Ka’im + makam. (Parlatır, 2014, s. 867; Çoban, 2020, s. 122) 160 (Parlatır, 2014, s. 694; Çoban, 2020, s. 110) 68 Asri162 gurbet harap etmiş köyümü (KST; 2021, s. 304) Bir havar163 eyleyin elden ellere Gönül ravzasından164 civanım gitti Lali mercan165 ebru kemanım gitti Gitti o yâr ile ülfetim166 çağı Gül beyi vuslatın167 söndü çırağı Lütfi168 ya sen kesme ümit Hüda'dan "La-taknatü"169 gelir yine sedadan Sen sanma Rahim-i Rahmanım170 gitti (KST; 2021, s. 306) Arap171 atlar yakın eyler ırağı Taşı deler mızrağımın172 temreni Hakkımızda devlet173 etmiş fermanı (KST; 2021, s. 323-324) Kesme ümidini Kadir174 Mevla’dan (KST; 2021, s. 326-327) Mecnun'um175 Leyla'mı gördüm Mecnun'um Leyla'mı176 gördüm Sandım ki Zöhre177 Yıldızı 161 (Parlatır, 2014, s. 933; Çoban, 2020, s. 128) 162 “Çağdaş” anlamındadır. (Parlatır, 2014, s. 109; Çoban, 2020, s. 68) 163 (Parlatır, 2014, s. 601; Çoban, 2020, s. 102) 164 (Parlatır, 2014, s. 1392) 165 (Parlatır, 2014, s. 1060; Çoban, 2020, s. 141) 166 (Parlatır, 2014, s. 1763) 167 (Parlatır, 2014, s. 1801; Çoban, 2020, s. 196) 168 (Parlatır, 2014, s. 979) 169 Kur’an-ı Kerim’de yer alan “Ümit kesmeyin!” anlamındaki cümledir. “De ki (Allah şöyle buyuruyor): ‘Ey kendi aleyhlerine olarak günahta haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Allah (dilerse) bütün günahları bağışlar; doğrusu O çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.’” (39/53). 170 (Parlatır, 2014, s. 1384; Çoban, 2020, s. 164) 171 (Parlatır, 2014, s. 93; Çoban, 2020, s. 66) 172 (Parlatır, 2014, s. 1088; Çoban, 2020, s. 144) 173 (Parlatır, 2014, s. 341; Çoban, 2020, s. 83) 174 (Parlatır, 2014, s. 816; Çoban, 2020, s. 117) 175 (Parlatır, 2014, s. 1033; Çoban, 2020, s. 139) 176 (Parlatır, 2014, s. 971) 69 Ben bu sırra178 eremedim Bilmem hangi burç179 yıldızı Gamze180 oku bazı bazı İzzetî181 bu ne hikmetmiş İzzetî bu ne hikmetmiş182 (KST; 2021, s. 332) Benim ömrüm183 geçer ahuzarınan El gızı dediğin Ezrail184 dostu (KST; 2021, s. 334) Ahrette185 sarıl boynuma Ceza186 vermen kardeşime Vallahi187 de ben ölüyom (KST; 2021, s. 351-352) Demircili'nin muhtarı188 Yan Ali'nin189 yüzünden Kara mağaranın190 başları Yusuf'un191 üleşleri (KST; 2021, s. 356) Çevirdim yönümü döndüm divana192 (OBYT; 2012, s. 331-332) 177 (Parlatır, 2014, s. 1882) 200) 178 (Parlatır, 2014, s. 1505-1506; Çoban, 2020, s. 173) 179 (Parlatır, 2014, s. 217; Çoban, 2020, s. 75) 180 (Parlatır, 2014, s. 488; Çoban, 2020, s. 95) 181 (Parlatır, 2014, s. 803; Çoban, 2020, s. 116) 182 (Parlatır, 2014, s. 635; Çoban, 2020, s. 105) 183 (Parlatır, 2014, s. 1326; Çoban, 2020, s. 157) 184 (Parlatır, 2014, s. 135; Çoban, 2020, s. 69) 185 (Parlatır, 2014, s. 54; Çoban, 2020, s. 63) 186 (Parlatır, 2014, s. 250; Çoban, 2020, s. 77) 187 (Parlatır, 2014, s. 1778; Çoban, 2020, s. 194) 188 (Parlatır, 2014, s. 1122; Çoban, 2020, s. 147) 189 (Parlatır, 2014, s. 78) 190 (Parlatır, 2014, s. 988; Çoban, 2020, s. 134) 191 (Parlatır, 2014, s. 1845) 70 Hasan193 ne bekler Sivas'ta (OBYT; 2012, s. 242-243) Cephede194 süngüler ayna gibi parlıyor (OBYT; 2012, s. 262-263) Adını sorarsan adı Şaziye195 (KST; 2021, s. 265-266) Zeynel Horasan'a gitti dönmedi (OBYT; 2012, s. 331-332) Güzel İmranlı'dan196 aldım haberi Güzel İmranlı'dan aldım haberi197 İsmet'i198 kapına kul eyle bari (OBYT; 2012, s. 218) Lali199 mercan ebru kemanım gitti (KST; 2021, s. 306) Sevda200 değil bir alamet (OBYT; 2012, s. 242-243) Ben ağlarım zarı201 zarı (KST; 2021, s. 310) Kırmızı202 gül demet demet (OBYT; 2012, s. 242-243) Eli kınalı203 gelinler acılı kaldı (OBYT; 2012, s. 190) 192 Sözcük, TDK Sözlük’te Arapça olarak belirtilmiştir (bk. sozluk.gov.tr). 193 Sözcük, Kişi Adları Sözlüğü’nde Arapça olarak belirtilmiştir (bk. sozluk.gov.tr). 194 Sözcük, TDK Sözlük’te Arapça olarak belirtilmiştir (bk. sozluk.gov.tr). Çoban, 2020, s. 76) 195 (Parlatır, 2014, s. 1561) 196 (Parlatır, 2014, s. 734) 197 (Parlatır, 2014, s. 543; Çoban, 2020, s. 98) 198 (Parlatır, 2014, s. 766) 199 (Parlatır, 2014, s. 958; Çoban, 2020, s. 131) 200 (Parlatır, 2014, s. 1497; Çoban, 2020, s. 173) 201 (Parlatır, 2014, s. 1856) 202 (Develioğlu, 2013, s. 792; Çoban, 2020, s. 124) 203 (Develioğlu, 2013, s. 790; Çoban, 2020, s. 124) 71 Yusuf'un204 üleşleri (KST; 2021, s. 356) 1.7.2. Farsça Sözcükler Didem kan yaş döker, dilim dâd205 eyler Diyarı206 gurbette sefil, sergender (sergerde) (KST; 2021, s. 187) Başçeşme'den207 indik akşamüzeri Devrisi gündü Kırkağaç'ın pazarı208 Düşman209 geldi tabur tabur dizildi Tüfek210 icat oldu, mertlik bozuldu Tüfek icat oldu, mertlik211 bozuldu Çevrem dolup şalvar212 ıslanmalıdır (OBYT; 2012, s. 200) Bülbülü213 eyledi asi (OBYT; 2012, s. 242-243) Bayram214 bize oldu çile Kırmızı gül215 demet demet 204 (Develioğlu, 2013, s. 1712) 205 (Parlatır, 2014, s. 307) 206Sözcük, Türkiye Türkçesindeki Alıntı Sözcükler (Çoban, 2020, s. 84) eserinde Arapça olarak verilmiştir. (Parlatır, 2014, s. 355) 207 (Parlatır, 2014, s. 291; Çoban, 2020, s. 80) 208 (Parlatır, 2014, s. 1346; Çoban, 2020, s. 160) 209 (Parlatır, 2014, s. 372; Çoban, 2020, s. 85) 210 (Parlatır, 2014, s. 1736; Çoban, 2020, s. 192) 211 (Parlatır, 2014, s. 1061; Çoban, 2020, s. 141) 212 (Parlatır, 2014, s. 1555; Çoban, 2020, s. 177) 213 (Parlatır, 2014, s. 222; Çoban, 2020, s. 75) 214Sözcüğün kökenine dair ilk açıklamayı yapan Wilhelm RADLOFF (1911) sözcüğün Farsçadan Türkçeye geçtiğini söylemiştir (geniş bilgi için bk. Doerfer, Türkische und mongolische Elemente im Neupersischen II, ss. 365). Gerhard DOERFER ise sözcüğü Divânu Lugati’t-Türk’te yer almasından dolayı Türkçe saymış ve Türkçeden Farsçaya geçtiğini ileri sürmüştür (bk. agm. ss. 823). CLAUSON da RADLOFF ile aynı fikirde olup sözcüğün İranca bir alıntı olduğundan şüphe duymamaktadır (Clauson, 1972, s. 308). Osman Fikri SERTKAYA, “Bayram Kelimesi Üzerine” adlı yazısında sözcüğün Göktürk metinlerinde görülmediğini, Eski Uygur Türkçesi metinlerine ise çeviri metinlerle girdiğini söyler. Bununla birlikte Türklerin İslam diniyle İran üzerinden tanışmasının bir sonucu olarak pek çok dinî terim Türkçeye Farsçadan geçtiğini, bayram sözcüğünün de bunlardan biri olduğunu ifade eder (Sertkaya, 2021, s. 4-6). 72 Şol revanda216 balam kaldı Kırmızı gül her dem217 olmaz Ol tabipten derman218 gelmez Biter aheste219 aheste Bayram bize oldu çile220 Bu derdi221 çekmeyen bilmez Kırmızı gül rengin222 soldu Ayrılık çaresiz223 yare (OBYT; 2012, s. 242-243) Hicran ateşi224 de gönlüme doldu Kaytanlı şalıma225 uçkurum taksın (OBYT; 2012, s. 253-254) On sekizdir siyah226 saçın örgüsü Şu gelinsiz gelen kervan227 banadır Anasının mühür228 gözlü meleği Anasının bir tanecik229 kekliği (OBYT; 2012, s. 205-207) İsmet'i kapına kul eyle bari230 Maley'i sorarsan köyün231 yosması Maley'i yakışır zülüf232 kesmesi 215 (Parlatır, 2014, s. 530; Çoban, 2020, s. 98) 216 (Parlatır, 2014, s. 1407; Çoban, 2020, s. 166) 217 (Parlatır, 2014, s. 329; Çoban, 2020, s. 82) 218 (Parlatır, 2014, s. 335; Çoban, 2020, s. 83) 219 (Parlatır, 2014, s. 54; Çoban, 2020, s. 62) 220 (Parlatır, 2014, s. 298; Çoban, 2020, s. 80) 221 (Parlatır, 2014, s. 333; Çoban, 2020, s. 83) 222 (Parlatır, 2014, s. 1402; Çoban, 2020, s. 165) 223 (Parlatır, 2014, s. 278; Çoban, 2020, s. 79) 224 (Parlatır, 2014, s. 115; Çoban, 2020, s. 68) 225 (Parlatır, 2014, s. 1555; Çoban, 2020, s. 177) 226 (Parlatır, 2014, s. 1521; Çoban, 2020, s. 174) 227 (Parlatır, 2014, s. 885; Çoban, 2020, s. 123) 228 (Parlatır, 2014, s. 1168; Çoban, 2020, s. 149) 229 (Parlatır, 2014, s. 1628; Çoban, 2020, s. 183) 230 (Parlatır, 2014, s. 157; Çoban, 2020, s. 71) 231 (Parlatır, 2014, s. 927; Çoban, 2020, s. 127) 232 (Parlatır, 2014, s. 1883; Çoban, 2020, s. 200) 73 Üç gün oldu elim yârdan233 üzüldü Doldur doldur nargilemi234 tazele Geri döndüm şehir235 çarptı gözüme (OBYT; 2012, s. 218) Hoş236 gelişler ola Mustafa Kemal Paşa Cephede süngüler ayna237 gibi parlıyor (OBYT; 2012, s. 262-263) Eser bad-ı238 saba zülfün teline Serimi239 sevdaya salan o Ahçik Aman o Ahçik civan240 o Ahçik Katlime ferman241 yazar Erzurum çarşı242243 Pazar Altı mor sümbüllü244 bağ (OBYT; 2012, s. 317) Süvariler245246 kalkmış atın gemliyor (KST; 2021, s. 231-232) Bin can247 az gelirse iki bin cana Kırılmış sazımı248 astım tavana Gurbet kelepçedir249 yurdu sevene Sırtıma verdiler sitem250 yükünü 233 (Parlatır, 2014, s. 1817; Çoban, 2020, s. 196) 234 (Parlatır, 2014, s. 1264; Çoban, 2020, s. 153) 235 (Parlatır, 2014, s. 1566; Çoban, 2020, s. 178) 236 (Parlatır, 2014, s. 642; Çoban, 2020, s. 107) 237 (Parlatır, 2014, s. 128; Çoban, 2020, s. 69) 238 (Parlatır, 2014, s. 139) 239 (Parlatır, 2014, s. 1487; Çoban, 2020, s. 172) 240 (Parlatır, 2014, s. 260; Çoban, 2020, s. 78) 241 (Parlatır, 2014, s. 454; Çoban, 2020, s. 92) 242 (Develioğlu, 2013, s. 221; Çoban, 2020, s. 79) 243 Çar+su. 244 (Parlatır, 2014, s. 1542; Çoban, 2020, s. 176) 245 (Çoban, 2020, s. 177) 246 Sözcük, TDK Sözlük’te Farsça olarak belirtilmiştir (bk. sozluk.gov.tr). Ancak İsmail PARLATIR (2014, s. 547), sözcüğün Farsça süvar ile Arapça î birleşiminden oluştuğunu belirtir. 247 (Parlatır, 2014, s. 232; Çoban, 2020, s. 75) 248 (Parlatır, 2014, s. 1468; Çoban, 2020, s. 170) 249 (Parlatır, 2014, s. 877; Çoban, 2020, s. 122) 74 Bu da benim kara bahtım251 gidirem (OBYT; 2012, s. 331-332) Bedava mı sandın para252 vedim aldım (OBYT; 2012, s. 336) Yağlı kurşun gitmez ciğer253 deşmeden (KST; 2021, s. 99) Şavkı vurdu pencereden254 o leylim (KST; 2021, s. 132) Daim ağlamaktır bu benim kârım255 Yavru şahin256 bir kekliği sorahlar (KST; 2021, s. 140) Ah... Ala çorap257 örmedim de (KST; 2021,153) Dizime vurdum da gerdah258 gecesi (KST; 2021, s. 265-266) Ah... Kiraz koydum sepete259 de (KST; 2021, s. 153) Çayda çıra260 yanıyor (Hop hop nanay nanay) (KST; 2021, s. 161) Diledim ki nazlı261 yâre gideyim Perişan262 eyledi hâlimi dağlar 250 (Parlatır, 2014, s. 1519; Çoban, 2020, s. 174) 251 (Parlatır, 2014, s. 148; Çoban, 2020, s. 70) 252 (Parlatır, 2014, s. 1338; Çoban, 2020, s. 158) 253 (Parlatır, 2014, s. 254; Çoban, 2020, s. 77) 254 (Parlatır, 2014, s. 1350; Çoban, 2020, s. 160) 255 (Parlatır, 2014, s. 842; Çoban, 2020, s. 120) 256 (Parlatır, 2014, s. 1552; Çoban, 2020, s. 177) 257 Sözcük TDK Sözlük’te Farsça olarak verilmiştir. Osmanlı Türkçesi Sözlüğü’nde ise sözcüğün kökeni hakkında bilgi verilmemiştir (Parlatır, 2014, s. 303). (Çoban, 2020, s. 80) 258 Sözcük TDK Sözlük’te Farsça olarak verilmiştir. Osmanlı Türkçesi Sözlüğü’nde ise sözcüğün kökeni hakkında bilgi verilmemiştir (Parlatır, 2014, s. 503). (Çoban, 2020, s. 97) 259 (Parlatır, 2014, s. 1486; Çoban, 2020, s. 172) 260 (Develioğlu, 2013, s. 229; Çoban, 2020, s. 80) 261 (Parlatır, 2014, s. 1269; Çoban, 2020, s. 154) 75 Reva263 mı gördünüz ölümü dağlar (KST; 2021, s. 164-165) Pembe264 yakışır gence (KST; 2021, s. 172) Didem265 kan yaş döker, dilim dad eyler Diyarı gurbette sefil, sergender (sergerde)266 Selvim ne beklersin Şah'ın267 köşkünü? Felek yıkar bir gün ya berbat268 eyler Yine rengin almış dağlar lalesi269 Selvim ne beklersin Şah'ın köşkünü?270 Ne öldürür beni, ne azat271 eyler (KST; 2021, s. 187) Elindeki goncalardan272 (KST; 2021, s. 194-195) El gızı dediğin Ezrail dostu273 (KST; 2021, s. 334) Bu yollar meste274 gider, belalım amman amman (KST; 2021, s. 210) Sineme275 yaslan yârim Misget şeker276 topaklar 262 (Parlatır, 2014, s. 1355; Çoban, 2020, s. 160) 263 (Parlatır, 2014, s. 1406; Çoban, 2020, s. 166) 264 (Parlatır, 2014, s. 1349; Çoban, 2020, s. 160) 265 (Parlatır, 2014, s. 344) 266 Ser+gerde. (Parlatır, 2014, s. 1491; Çoban, 2020, s. 172) 267 (Parlatır, 2014, s. 1551; Çoban, 2020, s. 177) 268 (Parlatır, 2014, s. 180; Çoban, 2020, s. 72) 269 (Parlatır, 2014, s. 958) 270 (Develioğlu, 2013, s. 809; Çoban, 2020, s. 127) 271 (Parlatır, 2014, s. 131; Çoban, 2020, s. 69) 272 (Parlatır, 2014, s. 514; Çoban, 2020, s. 97) 273 (Parlatır, 2014, s. 360; Çoban, 2020, s. 85) 274 (Parlatır, 2014, s. 1071; Çoban, 2020, s. 142) 275 (Parlatır, 2014, s. 1514; Çoban, 2020, s. 174) 276 (Parlatır, 2014, s. 1568; Çoban, 2020, s. 178) 76 Duvara277 yaslan yârim Pul278 pul olsun dökülsün (KST; 2021, s. 224-225) Çoban279 sana doyamadım (KST; 2021, s. 193) Soğuk yerde nar280 olur mu? Bağban281 çürük, bağ neylesin Viran282 yerde bağ olur mu? Başka bahçeyi283 besleyeyim (KST; 2021, s. 246-247) Ak gerdanın284 altında da çiftedir benler Yolcuyu yolundan eyleyen dilber285 Şehir oldu bana her zaman zehir286 (KST; 2021, s. 253-254) Odasına vardım namaza287 durmuş oy (KST; 2021, s. 260) Trenin paftaları288 Sayarım haftaları289 (KST; 2021, s. 263-264) Çok peşime düştü genci290 kocası (KST; 2021, s. 265-266) 277 (Develioğlu, 2013, s. 274; Çoban, 2020, s. 85) 278 (Parlatır, 2014, s. 1372; Çoban, 2020, s. 163) 279 Sözcük TDK Sözlük’te ve Türkiye Türkçesindeki Alıntı Sözcükler (Çoban, 2020, s. 80) eserinde Farsça olarak verilmiştir. Osmanlı Türkçesi Sözlüğü’nde ise sözcüğün kökeni hakkında bilgi verilmemiştir (Parlatır, 2014, s. 301). (Çoban, 2020, s. 80) 280 (Parlatır, 2014, s. 1263; Çoban, 2020, s. 153) 281 (Parlatır, 2014, s. 143) 282 (Parlatır, 2014, s. 1799; Çoban, 2020, s. 195) 283 (Parlatır, 2014, s. 146; Çoban, 2020, s. 69) 284 (Parlatır, 2014, s. 503; Çoban, 2020, s. 96) 285 (Parlatır, 2014, s. 348; Çoban, 2020, s. 84) 286 (Parlatır, 2014, s. 1862; Çoban, 2020, s. 198) 287 (Parlatır, 2014, s. 1260; Çoban, 2020, s. 153) 288 (Parlatır, 2014, s. 1332) 289 (Parlatır, 2014, s. 555; Çoban, 2020, s. 99) 77 Çok peşime291 düştü genci kocası Dişleriynen ekmek doğrar tazıya292 Bir ateşi Cansu düştü dîllere293 Lali mercan ebru294 kemanım gitti Lali mercan ebru kemanım295 gitti Lütfi ya sen kesme ümit296 Hüda'dan Lütfi ya sen kesme ümit Hüda'dan297 (KST; 2021, s. 306) Ferman padişahın298 ise dağlar bizimdir Dadaloğlu, yarın kavga299 kurulur (KST; 2021, s. 323-324) Mehlede ölüm yok bu ne şivandır (KST; 2021, s. 222) Kâkülü300 boynuna dökülür gelir (KST; 2021, s. 326-327) Yâr zülfünü kement301 etmiş (KST; 2021, s. 332) Çarşamba302’ya gitmeli Odalar yaptım tahtalı303 Kilimleri304 noktalı Çiğdem de karışmış güle nergise305 (KST; 2021, s. 99) 290 (Develioğlu, 2013, s. 421) 291 (Parlatır, 2014, s. 1358; Çoban, 2020, s. 161) 292 (Parlatır, 2014, s. 1648; Çoban, 2020, s. 185) 293 (Parlatır, 2014, s. 347) 294 (Parlatır, 2014, s. 378; Çoban, 2020, s. 86) 295 (Parlatır, 2014, s. 878; Çoban, 2020, s. 123) 296 (Parlatır, 2014, s. 1764; Çoban, 2020, s. 193) 297 (Parlatır, 2014, s. 645; Çoban, 2020, s. 107) 298 (Parlatır, 2014, s. 1332; Çoban, 2020, s. 157) 299 (Parlatır, 2014, s. 863; Çoban, 2020, s. 121) 300 (Parlatır, 2014, s. 823; Çoban, 2020, s. 118) 301 (Parlatır, 2014, s. 879) 302 Çar+şenbe. (Parlatır, 2014, s. 280; Çoban, 2020, s. 79) 303 (Parlatır, 2014, s. 1616; Çoban, 2020, s. 182) 304 (Parlatır, 2014, s. 908; Çoban, 2020, s. 125) 78 Engininde bulamadım gümanı306 (OBYT; 2012, s. 331-332) 1.7.3. Yunanca Sözcükler Vardım kiliseye307 baktım haçına (OBYT; 2012, s. 277) Yeni çıkmış kestanenin308 dalına (OBYT; 2012, s. 205-207) Dağların kilidi309 Osman geliyor (KST; 2021, s. 289-290) 1.7.4.İtalyanca Sözcükler Bir kızım olsa da bir fistan310 diksem (KST; 2021, s. 298-299) Bu postaya311 çıkmadı (KST; 2021, s. 263-264) Mızıka312 çalındı, düğün mü sandın? (KST; 2021, s. 228) 305 (Parlatır, 2014, s. 1282; Çoban, 2020, s. 154) 306 (Parlatır, 2014, s. 534) 307 “Türkiye Türkçesindeki Alıntı Sözcükler” adlı eserde Rumca olarak değerlendirilmiştir. (Parlatır, 2014, s. 909; Çoban, 2020, s. 125) 308 Türkçe Sözlük’te (2009) Yunancadan alındığı belirtilen sözcük, Türkçe Sözlük’te (2011) ve Güncel Türkçe Sözlük’te Rumcadan alınmış olarak belirtilmektedir. “Türkiye Türkçesindeki Alıntı Sözcükler” adlı eserde Rumca olarak değerlendirilmiştir. (Parlatır, 2014, s. 888; Çoban, 2020, s. 123) 309 Prof. Dr. İsmail PARLATIR, Osmanlı Türkçesi Sözlüğü’nde, sözcüğün Yunancadan Farsçaya bir seyir izlediğini belirtir. “Türkiye Türkçesindeki Alıntı Sözcükler” adlı eserde Farsça olarak değerlendirilmiştir. (Parlatır, 2014, s. 908; Çoban, 2020, s. 125) 310 Parlatır (2014, s. 472) sözcüğü İtalyanca olarak verirken TDK Sözlük Rumca vermektedir. 311 (Parlatır, 2014, s. 1371; Çoban, 2020, s. 162) 312 Sözcük, Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü’nde İtalyanca olarak belirtilmiştir (bk. sozluk.gov.tr) (Çoban, 2020, s. 144) 79 Bir çift kundurayla313 bir de fesi var (KST; 2021, s. 222) Geyindiğin sırmalardan urbalardan314 (KST; 2021, s. 194-195) 1.7.5.Fransızca Sözcükler Arş arş arş ileri ileri arş315 ileri Marş316 ileri dönmez geri Türk’ün askeri (OBYT; 2012, s. 262-263) Trenin317 paftaları (KST; 2021, s. 263-264) 1.7.6.Ermenice Sözcükler Hırsından Marzmanof318 iki çatlıyor Antranik319, Tiflis'e kaçıyor; tutun (KST; 2021, s. 231-232) Vardım kiliseye baktım haçına320 (OBYT; 2012, s. 277) 313 Sözcük, Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü’nde İtalyanca olarak belirtilmiştir (bk. sozluk.gov.tr) 314 Sözcük, Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü’nde İtalyanca olarak belirtilmiştir (bk. sozluk.gov.tr) (Çoban, 2020, s. 192) 315 (Parlatır, 2014, s. 101) 316 (Parlatır, 2014, s. 1014; Çoban, 2020, s. 137) 317 Sözcük, Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü’nde Fransızca olarak belirtilmiştir (bk. sozluk.gov.tr). (Çoban, 2020, s. 191) 318 (Solmaz, 2020, s. 14) 319 Millî Mücadele Dönemi’nde Doğu cephesinde Türklere karşı savaşan Ermeni komutanlarından biri. Yun. Andronikos ("er-yiğit") adının uyarlaması olan isim, Ermenicede "büyük evlat" olarak yorumlanır. 320 “Türkiye Türkçesindeki Alıntı Sözcükler” adlı eserde Farsça olarak değerlendirilmiştir. (Çoban, 2020, s. 98) 80 1.7.7.Rumca Sözcükler Ah... Kiraz321 koydum sepete de (KST; 2021, s. 153) Kırmızı gül demet322 demet (OBYT; 2012, s. 242-243) 1.7.8.Almanca Sözcükler Aslanın mavzer323i terkide bağlı (KST; 2021, s. 289-290) 1.7.9.İspanyolca Sözcükler Çağıla yaslandım cigaram324 içem (KST; 2021, s. 99) 1.7.10.İbranice Sözcükler Kolcubaşı İsmail325'in gülmesin yüzü (OBYT; 2012, s. 190) 1.7.11.Gürcüce Sözcükler Antranik, Tiflis326'e kaçıyor; tutun (KST; 2021, s. 231-232) 321 Sözcük, Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü’nde Rumca olarak belirtilmiştir (bk. sozluk.gov.tr). (Parlatır, 2014, s. 910; Çoban, 2020, s. 113) 322 Sözcük, Türkçede Batı Kökenli Kelimeler Sözlüğü’nde Rumca olarak belirtilmiştir (bk. sozluk.gov.tr). (Parlatır, 2014, s. 330; Çoban, 2020, s. 82) 323 Mauser silah markasından alıntıdır. Bu sözcüğün Alman mucit ve sanayici Paul Von Mauser (1838- 1914) özel adından türetildiği bilinmektedir. (Çoban, 2020, s. 138) 324 (Parlatır, 2014, s. 1510; Çoban, 2020, s. 173) 325 Sözcük, Kişi Adları Sözlüğü’nde İbranice olarak verilmiştir. 326 “Sıcak” anlamındadır. 81 1.7.12.İki Dilden Oluşan Sözcükler Bedava327 mı sandın para vedim aldım (OBYT; 2012, 336) / Far. bad + Ar. heva Beddua328 vermem kardeşime (KST; 2021, 351-352) / Far. bed + Ar. dua Öter tüfek davulbazlar329 vurulur (KST; 2021, 323-324) / Ar. tabl + Far. baz Küğrem mapushane yolunu gözler (KST; 2021, s. 99) / Ar. mahbus + Far. hane Sonbahar330 güzel vakti (KST; 2021, 224-225) / T. son + Far. bahar Cennette huriler331 gökte melekler (KST; 2021, s. 140) / Far. hur + i Arp. 327 (Çoban, 2020, s. 71) 328 (Çoban, 2020, s. 71) 329 (Çoban, 2020, s. 81) 330(Çoban, 2020, s. 175) 331 Sözcük, Güncel Türkçe Sözlük’te ve Türkiye Türkçesindeki Alıntı Sözcükler’de Arapça olarak verilmiştir (Çoban, 2020, s. 107). (Parlatır, 2014, s. 653) 82 İKİNCİ BÖLÜM 1. FİİL SOYLU SÖZCÜKLER Bir dilde sözcükler anlamsal, biçimsel ve sözdizimsel olarak çeşitli sınıflandırmalara tabi tutulmuştur. En temel sınıflandırma adlar ve eylemler332 şeklindedir. Anlamsal açıdan cümlenin diğer ögeleriyle yakından ilişkili olan fiillerin, dünya dillerine bakıldığında yüksek oranda farklılaşması dikkat çekicidir. Adlar durum, iyelik, çokluk gibi çekim ekleri alırken, hareketi/eylemi ifade eden fiiller ise zaman, kip ve kişi eklerini alır (Erdem, 2016, s. 185). Çekimli bir fiil bünyesinde; fiil kök ve gövdesi, kip ve zaman bildiren ek ve kişi eki barındırmalıdır (Ergin, 2013, s. 281). Fiiller hareket, oluş ve tavır bildiren sözlerdir (Hacıeminoğlu, 1991, s. 12). “Bir kılışı, oluşu ya da durumu anlatan, olumlu ve olumsuz şekillere girebilen sözcüklerdir” (Korkmaz, 2007a, s. 91). “Nesnelerin, varlıkların oluş/kılışlarını karşılayan sözcüklere fiil denir” (Börekçi, 2009, s. 146). Bazı araştırmacılar fiilleri anlamları bakımından nesne alıp almamasına göre geçişli ve geçişsiz olarak, kullanılışları bakımından da çekimli ve çekimsiz olarak sınıflandırırlar (Banguoğlu, 2004, s. 408). Özne ile birlikte bir cümlenin kurucu ögelerinden kabul edilen fiiller türlerine göre üç grupta tasnif edilmiştir. 332 Bazı dil bilgisi çalışmalarında bu temel sınıflandırmanın adlar, eylemler ve edatlar olarak üç başlıkta ele alındığı görülmektedir. 83 1.1. Türüne Göre Fiiller 1.1.1.Basit/Yalın Fiiller Üzerinde herhangi bir görevli dil ögesi bulunmayan, genelde tek heceye kadar indirgenebilen dinamik anlamlı dil ögeleridir (C. Alyılmaz, görüşme, 25.10.2021). İçerisinde tek bir anlam barındıran ve bir yapım ekinin varlığının sezilmediği fiillere basit fiiller denilmektedir (Delice, 2002, s. 185-212). Basit fiiller kendi içlerinde daha basit anlamlı ögelere bölünemeyen kök fiillerdir (Korkmaz, 2014, s. 487-488). Türkülerde tespit edilen basit/yalın fiil örnekleri şunlardır: Başçeşme'den indik akşamüzeri Bilmem bize değdi kimin nazarı Başçeşme düzünü al kanlar aldı Eli kınalı gelinler acılı kaldı Durmayın arkadaşlar kurşunlar atın Kucağı bebeli gelinler acılı kaldı Biz vurulduk imamımız dağlarda gezer Gün olur kalemler bunları yazar Başçeşme düzünde vurdular bizi Kolcubaşı İsmail'in gülmesin yüzü (OBYT; 2012, s. 190) Düşman geldi tabur tabur dizildi Köroğlu düşer mi yine şanından Ayırır çoğunu er meydanından Çevrem dolup şalvar ıslanmalıdır (OBYT; 2012, s. 200) Çevirdim yönümü döndüm divana Çevirdim yönümü döndüm divana (OBYT; 2012, s. 331-332) 84 Gitti gelmez ol muhannet Şol revanda balam kaldı Ol tabipten derman gelmez şol revanda balam kaldı Biter aheste aheste Yaralara merhem olmaz Bayram bize oldu çile Uyu benim körpe balam Yaram derin tabip gelmez Bu derdi çekmeyen bilmez Ne gelen var ne de giden Kırmızı gül rengin soldu Yaprağın yad eller yoldu Geleceğim altüst oldu Her dertten nasibin aldı Dört bir yanın diken saldı Gülü gül içinde ara Kader yuvamızı yıktı Kokun aldım yel esende Mezar sarar bedenime Gelsen de bir gelmesen de Duyanı hayrete saldı (OBYT; 2012, s. 242-243) Evime barkıma haber saldılar Vakitsiz gidene sala verdiler Ne yaman güç imiş asker ölmesi Kolların kırıla mezarım kazan Böyle garipleri yıkar mı adam Ben giderim dünya sana ne oldu Görmedi bir daha gözüm kör oldu Hicran ateşi de gönlüme doldu 85 Ne yaman güç imiş murat alması Anama deyin de odama girsin Kaytanlı şalıma uçkurum taksın Gurban gurban desin beni arasın (OBYT; 2012, s. 253-254) Sarı altınlar delebiyor saçında Gelin Ümmü kaldı göller içinde Suya düştü Ümmü kızın kendisi Altın tası suya düşmüş dalabır Başımdan yazmamı yörükler aldı Ağzımdan firmamı balıklar aldı Gayrı kavuşmamız mahşere kaldı Yeni çıkmış kestanenin dalına Kimseler düşmesin böyle zalime Oyun havasına büker ipliği Bu dert bizi iflah etmez öldürür (OBYT; 2012, s. 205-207) Kızılırmak coşmuş gel beri beri Alamadım Maley'i saramadım Maley'i Çektiğim emekler hep gitti zaya Tutun elimden de batırın kara Bilseydim giderdim bir ıssız yere Maley'in giydiği dühan basması Maley'i sorarsan köyün yosması (OBYT; 2012, s. 218) Göç göç oldu göçler yola dizildi Uyku geldi ela gözler süzüldü Üç gün oldu elim yârdan üzüldü Ağam nerden aşar gelir yaylanın yolu Paşam nerden aşar gelir Bingöl'ün yolu Tut elimden götür (indir) beni mezere 86 Sarardı gül benzim döndü gazele (At üstüme avuç avuç toprağı) Asker indi llıca'nın düzüne Geri döndüm şehir çarptı gözüme Ben garibem kimse bakmaz yüzüme (OBYT; 2012, s. 260) Hoş gelişler ola Mustafa Kemal Paşa Askerin milletin bayrağınla çok yaşa Marş ileri dönmez geri Türk’ün askeri Al da bayrağı düşman üstüne Doğunun Türkleri bayrak açmış bekliyor Cumhuriyet bayrağın semalar içre süzer (OBYT; 2012, s. 262-263) Eser bad-ı saba zülfün teline Gel seni götürem İslam eline Serimi sevdaya salan o Ahçik Vardım kiliseye baktım haçına Gel seni götürem İslam içine Vardım kiliseye hac suda döner Ben dinen dönersem el beni kınar (OBYT; 2012, s. 277) İçinde bir kız gezer Katlime ferman yazar Seni vermem yadlara (OBYT; 2012, s. 317) Çaresiz dişimi sıktım gidirem Gafillerden darbe yedi gururum Kaderime boyun büktüm gidirem Tuz ektiler çalıştığım çabaya Emeğimi suya kattım gidirem 87 Kırk sene gözyaşı döktüm fincana Kattım Karasu'ya aktım gidirem Kırılmış sazımı astım tavana Çevirdim yönümü döndüm divana Bilerek koluma taktım gidirem Sanki matem düşmüş yâr otağına Üç kez geri döndüm baktım gidirem Yel devirsin sebeplerin kökünü Sırtıma verdiler sitem yükünü Harmana dökmeden yaktım gidirem Engininde bulamadım gümanı Ezanlar okundu seher zamanı Üç kez geri döndüm baktım gidirem Ben de Erzurum'dan çektim gidirem Reyhani'yim derdim gamım dinmedi İftira darbesi cana sinmedi Zeynel Horasan'a gitti dönmedi Bu da benim kara bahtım gidirem (OBYT; 2012, s. 331-332) Of of Manda yuva yapmış söğüt dalına, aman aman Yavrusunu sinek kapmış gördün mü? Amanın yandım Tiridine tiridine tiridine bandım Bedava mı sandın para vedim aldım Öküzüm torbadan düştü gördün mü? Amanın yandım Of of... Sabah ezanını okurken, aman aman Müezzin minareden uçtu gördün mü? Amanın yandım (OBYT; 2012, s. 336) Aşağıdan gelir omuz omuza Küğre bayramınız karalı geldi Yorgun argın geldim orak biçmeden Köyün çeşmesinden bir su içmeden 88 Yağlı kurşun gitmez ciğer deşmeden Küğre bayramınız karalı geldi Çağıla yaslandım cigaram içem Yağlı kurşun gelir nereye kaçam Kanadım yoktur ki havaya uçam Çekin kır atımı gidelim hana Söyleyin kirveme küsmesin bana Küğre bayramınız karalı geldi (KST; 2021, s. 99) Bir yıldız doğdu yüceden yâr yâr aman Şavkı vurdu pencereden o leylim Kanlım oldun sarı yıldız dön dön aman Bir yıldız doğdu nur ile Ahdım (sözüm) vardı o yâr ile Neye doğdun sarı yıldız, mavi yıldız Evler yıkan, beller büken, kervan kıran yıldız hey (KST; 2021, s. 132) Gızılırmak can incitme sen bugün Kitabın gavlince dağlar al geymiş Eser yel eğilir dallar ağaçlar Günüm getti artıh görünmez yolum Döğünce çıkası göksü yelekler (KST; 2021, s. 140) Teyyaremi uçurdum Yeşildağ'a varınca (KST; 2021, s. 144) Ah... Ala çorap örmedim de Ayağıma giymedim Ah... Sabah kalktım er gittim de Göl köyünü de yol ettim 89 Ben Gıymat'ı yâr ettim Yâr oturur tepede (KST; 2021, s. 153) Kama yarasına yandım aman derman olur mu? Mezarımı benim derin kazın yandım da bol olsun Ben ölüyom aman sevdiceğim sağ olsun (KST; 2021, s. 159) Yâr yoluna bakarım Beşibirlik takarım Eller al yeşil giymiş Çözme tabip yaramı (KST; 2021, s. 161) Diledim ki nazlı yâre gideyim Her yandan çevirdi yolumu dağlar Gurbet elde garip kaldım nideyim Kırdı kanadımı kolumu dağlar Ayrılan güler mi nazlı yârinden Küle döndüm hasretinden narından Şimdi sevdiğimin gözü yollarda (KST; 2021, s. 164-165) İnce giyerim ince Sevdiğini görünce Nerden aldın akılı (KST; 2021, s. 172) Koyun seni güttüm güttüm getirdim Ablam sağdı ben önünde oturdum Koyun geldi, kuzu gelmez ardından Ben de bıktım şu ananın derdinden Kara koyun sana çanlar takayım Takayım da ben keyfime bakayım 90 Senin için, dağı taşı yıkayım İçme koyun o suyu, içme dön geri Şimdi sözlerimi tutmanın yeri (KST; 2021, s. 179) Kömür gözlüm ataşına düşeli Didem kan yaş döker, dilim dad eyler Ezelden olmuşum gamlar düşkünü Felek yıkar bir gün ya berbat eyler Uyma Selvi'm, uyma eller sözüne Yine rengin almış dağlar lalesi Emrah'ın çektiği Selvi belası (KST; 2021, s. 187) Çoban sana doyamadım Çoban seni seviyordum Utandım da diyemedim Çal kavalı garip oğlan Uçan kuştan esen yelden Beşikte yatan kuzundan Su içtiğin kurnalardan (KST; 2021, s. 193) Nerden gider yâre yol, dost yârim perişan hâlim Belki gider yâre yol, dost yârim perişan hâlim Bu yollar meste gider, belalım amman amman Sağ gelen hasta gider, dost yârim perişan hâlim Giden gelmiyor acep nedendir Aç çantasını bak nesi var (KST; 2021, s. 210) Eller bana acımaz Duvar cefa götürmez Sen bari acı yârim 91 Çok memleketler gezdim Kız seni öpen dudaklar Uçar avrat almayan KST; 2021, 224-225) Yemen'e gideni gelir mi sandın? Tez gel ağam tez gel dayanamirem Uyku gaflet basmış uyanamirem Ağam öldüğüne inanamirem Koyun gelir kuzusunun adı yok Ayrılmak olur mu taze geline (KST; 2021, s. 228) Çifte tabancalar takmış beline (KST; 2021, s. 228) Yarın evlatlarım Allah aşkına Atın aslanlarım Kars'ı alalım Sarın evlatlarım Allah aşkına Askerler yürüyor Gümrü yolunda Vurun evlatlarım Allah aşkına Sürün evlatlarım Allah aşkına Halid Paşa der ki "Durmayın atın!" Ermeni'nin kökü gelsin büsbütün Antranik, Tiflis'e kaçıyor; tutun Varın evlatlarım Allah aşkına (KST; 2021, s. 231-232) Öyle bir yâr sevdim uyar akıllı Anamur üstünü duman bürüdü Herkes sevdiğini aldı yürüdü Öyle bir yâr sevdim yâr Sevmişem amman Duman da bürüdü a canım Aldı da yürüdü a canım (KST; 2021, s. 242-243) 92 Kuş uçmaz, bülbül ötmez Ne yapsın anam böyle bağlar Soğuk yerde nar olur mu Sıcak yerde kar olur mu? Viran yerde bağ olur mu? Yüce dağlar karsız olmaz Yiğitler ikrarsız olmaz Oğul bağı, barsız olmaz Yedi bahçeyi becersen (KST; 2021, s. 246-247) Hatça'm çıkmış pencereye ay gibi parlar Ovalara duman çökmüş göremidin mi A kız kendi saçını öremedin mi Alçaklara karlar yağmış yükseklere buz Gel sarılalım kaçalım ince belli kız Yağmur yağmayınca Hatça'm kökü sökülmez Doldur ağıları içelim Hatça'm Varman kızlar varman kirli çobana Çoban evde durmaz gider yabana Ovalara duman çökmüş göremedin mi? Çok dediler arkadaşlar yâr senin değil Alçaklara karlar yağmış yükseklere buz (KST; 2021, s. 253-254) Gün doğmadan neler oldu Vurdular düğün aşını Sular akar herzin herzin Mevla’m sevdiğine versin Baba pazara vardın mı? Bir okka kına aldın mı? Bu da kızıma dedin mi (KST; 2021, s. 256-257) 93 Kınalı parmaklar fincan devşirir Baba nerden aldın aney yandım hudey sen bu gelini Odasına vardım namaza durmuş oy Kaşları gözleri aney yandım hudey kendine uymuş Sanırsın karşında bir aydır doğmuş oy Keten köynek giymiş yakası ezik oy Öpmeye kıyamam sevmeye yazık oy (KST; 2021, s. 260) O yâr gelecek diye Sayarım haftaları Tren geliyor tren Bu postaya çıkmadı Tren düdük çalıyor Aklım baştan alıyor Beni derde salıyor (KST; 2021, s. 263-264) Gelin oldum Karabel'in eline Yayladan gel kömür gözlüm yayladan Çocuk geldi kucağımda uyudu Baba bana edeceğin bu muydu? Yayladan gel kömür gözlüm yayladan Çok peşime düştü genci kocası Bana derler şu çocuğun kocası Gelin oldun Garabel'in eline Bana derler şu kötünün kocası Top bürür saçını gözünü süzer Mıskalar yaptıram değmesin nazar Yayladan gel kömür gözlüm yayladan Altıma serdiler minderden döşek Küskün değilim ki gülek barışak Sabahınan oğlan gider guzuya 94 Dişleriynen ekmek doğrar tazıya Adını sorarsan adı Şaziye Şahin geldi kucağımda uyudu Aman Allah bana yapacağın bu muydu? Dizime vurdum da gerdah gecesi (KST; 2021, s. 265-266) Hiç gitmiyor kollarımdan Efe’m de sızısı vay vay Yassıl dağlar yassıl, Osman Efe’m de geliyor vay vay Kalk gidelim kışla önü aşağı Yaman olur Kastamonu uşağı Hep düşmanlar mahkemeye doldular Anamı babamı ordan kovdular Sünek gibi koç yiğidi boğdular (KST; 2021, s. 285-286) Giyinmiş kuşanmış Osman geliyor Vurulmuş aslanım şen olsun dünya Aslanın bindiği arap küheylan Yine mi geliyor karalı bayram Anası oturmuş oğluna hayran Döşeyin hanları aslan geliyor Müfrezeler sarmış hem sollu sağlı Aslanın bindiği yıldızlı eyer Her gelen kurşunlar Osman'a değer Osman'ı görmeyen kendini över Osman Efe'm gider yolun sağında Büyük ferman çıkmış Konya beyinde Dağların kilidi Osman geliyor Aslanın çektiği garibin yası Peşine düşmüş de şu Karaca Bey Yere batsın seni ele veren köy Açın kapıları aslan geliyor 95 Süre süre indirdiler üç taşa İfade sorarlar yatan üleşe (KST; 2021, s. 289-290) Bir oğlum olsa da gitse hocaya Okuya okuya çıksa heceye Muştular verseler bizim peceye Bir kızım olsa da bir fistan diksem Zülfünü tarayıp, saçını örsem Eller ile ben de gülsem güvensem Bir elekçi gelse bir elek alsam Iğrana ığrana toprak elesem Kutnu kumaşa beze belesem Tomurcuk vermeyen gülü neyleyim Evlatsız kalan evi neyleyim Bebek belemeyen kolu neyleyim Babası oturmuş bir evlat ister Evlatsız gidersek kınaman dostlar (KST; 2021, s. 298-299) Hele sorun bakın bizim gomşular n'olmuş? Bülbül göçmüş baykuş konmuş gelele Ben ağayım ben paşayım diyenler Bir ev burda bir ev garşıda galmış Kırk senelik ağaç çürümüş galmış (KST; 2021, s. 304) Gönül ravzasından civanım gitti Bir ateşi Cansu düştü dillere Lali mercan ebru kemanım gitti Gitti o yâr ile ülfetim çağı Gül beyi vuslatın söndü çırağı Ateş almış gönül yoktur durağı Derdim azdı elden dermanım gitti 96 Lütfi ya sen kesme ümit Hüda'dan Ayırma gönlümü nuri Hüda'dan "La-taknatü" gelir yine sedadan Sen sanma Rahim-i Rahmanım gitti (KST; 2021, s. 306) Elimden aldılar yârı Garıp garıp ötme bülbül Benim derdım bana yeter Bir dahı sen katma bülbül Al kalemı derdimi yaz Benim derdim bana yeter (KST; 2021, s. 310) Ağır ağır giden iller bizimdir Yüce dağdan aşan yollar bizimdir Taşı deler mızrağımın temreni Öter tüfek davulbazlar vurulur Ölen ölür kalan sağlar bizimdir (KST; 2021, s. 323-324) Karahisar Kalesi yıkılır gelir Kâkülü boynuna dökülür gelir Yayladan gel allı gelin yayladan Kesme ümidini Kadir Mevla’dan Ver elini karlı dağlar aşalım, bayramlaşalım Ben bir koyun olayım sen de bir kuzu (KST; 2021, s. 326-327) Bir kerrece bahtı geçti Ne sordum ne de söyledi Kaşlarını yıhtı geçti Soramadım bir çift sözü Sandım ki Zöhre Yıldızı 97 Şavkı beni yahtı geçti Ben bu sırra eremedim Yıldız gibi ahtı geçti Bilmem hangi burç yıldızı Uyur iken gördüm bir düş Yâr sineme çahtı geçti Boynumuza tahtı geçti (KST; 2021, s. 332) Benim ömrüm geçer ahuzarınan Yağan yağmur ile ıslanmayasın El gızı dediğin Ezrail dostu (KST; 2021, s. 334) Emine'm oturmuş da daşın üstüne Bir selamın gelse de başım üstüne Üç köyün içinde koşma Emine'm Vurma kardaş vurma yazıktır bana (KST; 2021, s. 346) Evimize gidek d'öldür Dağların karı erisin Yayla çiçeği yürüsün Bedda vermem kardeşime Ağzımda dilim çürüsün Hele bakın eloğluna İk'elin sokmuş koynuna Bu dünyada bir şey bilmem Varmam pınarın başına Gülyağı sürmem kaşıma Ben bu yaradan ölürsem Ceza vermen kardeşime Yazık oldu eloğluna Çiğnimden aldım soluğum Böyle söyledi'me bakman 98 Vallahi de ben ölüyom (KST; 2021, s. 351-352) Yeniköy'e gitmeli Çarşamba’ya gitmeli Odalar yaptım tahtalı Bu işi de yapan Bir su içtim gözünden Ben vuruldum gidiyom Civ civ eder kuşları (KST; 2021, s. 356) 1.1.2.Türemiş Fiiller Fiil, kök, köken ve gövdelerinin veya isim kök, köken ve gövdelerinin üzerine görevli dil ögelerinin getirilmesiyle oluşan ve yeni anlamlara gelen dinamik kavram işaretleridir (C. Alyılmaz, görüşme, 25.10.2021). Yapım eki aracılığıyla meydana getirilmiş, yeni bir anlam edinmiş fiillere türemiş fiiller denir (Delice, 2002, s. 185-212). Türkülerde tespit edilen türemiş fiil örnekleri şunlardır: 1.1.2.1. İsimden Türemiş Fiiller Cephede süngüler ayna gibi parlıyor333 Doğunun Türkleri bayrak açmış bekliyor (OBYT; 2012, s. 262-263) Dağlar seda verip seslenmelidir Eğri kılıç kında paslanmalıdır (OBYT; 2012, s. 200) 333 Tuncer GÜLENSOY (2007, s. 686-687) sözcüğün par+ yansıma sözüne +la- isimden fiil yapım eki getirilerek oluştuğunu belirtir. 99 Bülbülü eyledi334 asi Hasan ne bekler Sivas'ta (OBYT; 2012, s. 242-243) Seymanları kuzu gibi meleşir Akmaz iken kanlı sular harladı Gökte melek yerde insan ağladı (OBYT; 2012, s. 205-207) Sarardı gül benzim döndü gazele Doldur doldur nargilemi tazele (OBYT; 2012, s. 260) Kırk senedir beklediğim ekini (OBYT; 2012, s. 331-332) Ben dinen dönersem el beni kınar335 Ahçik'i yolladım Urum eline (OBYT; 2012, s. 277) Geçen üç aylarda şivana başlar Daim ağlamaktır bu benim kârım Said ağlamakta el bayram eder (KST; 2021, s. 140) Hep anneler ağladı (KST; 2021, s. 144) Al kana boyanıyor Yürek mi dayanıyor336 (KST; 2021, s. 161) Diledim ki nazlı yâre gideyim Dağlar oy dağlar içim kan ağlar (KST; 2021, s. 164-165) 334 Tuncer GÜLENSOY (2007, s. 351), sözcüğün ed+ sözüne +le- isimden fiil yapım eki getirilerek oluştuğunu belirtir. 335 Tuncer GÜLENSOY (2007, s. 509), sözcüğün kın+ sözüne +a- isimden fiil yapım eki getirilerek oluştuğunu belirtir. 336 Tuncer GÜLENSOY (2007, s. 269), sözcüğün tay+ sözüne +a- isimden fiil yapım eki ve –n- dönüşlülük eki getirilerek oluştuğunu belirtir. 100 Döne döne oynuyor (KST; 2021, s. 172) Tuz yalattım,337 ciğerini ağrılara belettim Meleme koyun meleme, vazgeç kuzundan Sonra seni çay başına ilettim (KST; 2021, s. 179) Didem kan yaş döker, dilim dad eyler Felek yıkar bir gün ya berbat eyler Ne öldürür beni, ne azat eyler Selvim ne beklersin338 Şah'ın köşkünü? (KST; 2021, s. 187) Utandım339 da diyemedim Mor keçeyi boyamadım Eğer çoban susadınsa (KST; 2021, s. 193) Sakınırım kıskanırım340 (KST; 2021, s. 194-195) Tez gel ağam tez gel dayanamirem Sıralanmış küleklerin sütü yok Ağamı yolladılar Yemen eline (KST; 2021, s. 228) Karadağ'dan düşman topu patlıyor Hırsından Marzmanof iki çatlıyor 337 Tuncer GÜLENSOY (2007, s. 1039), sözcüğün yal+ sözüne +ga- isimden fiil yapım eki getirilerek oluştuğunu belirtir. 338 Sir Gerard CLAUSON (1972, s. 326-327), sözcüğün bek+ isim kökünden türediğini ve bugüne dek çeşitli fonetik değişimler yaşayan sözcüğün anlam sahasının oldukça geniş olduğunu ifade etmektedir. Clauson bekle- sözcüğünün anlam seyrini şu şekilde aktarır: sabitlemek, sağlamlaştırmak, korumak, güvende tutmak, kollamak, gözlemek, beklemek. James HAMILTON da benzer şekilde bek+ kökünün “sabit, sağlam” anlamına geldiğini belirtir (Gülensoy, 2007, s. 127). 339 Tuncer GÜLENSOY (2007, s. 973), sözcüğün ut+ sözüne +an- isimden fiil yapım eki getirilerek oluştuğunu belirtir. 340 Tuncer GÜLENSOY (2007, s. 517), sözcüğün kız+ sözüne +ga- isimden fiil yapım eki ve –n- dönüşlülük eki getirilerek oluştuğunu belirtir. 101 Süngüden Ermeni gayet hamlıyor Süvariler kalkmış atın gemliyor (KST; 2021, s. 231-232) Başka bahçeyi besleyeyim Yüce dağdan kar bekleme Sen oğlundan bar bekleme Rüzgâr yerden kar bekleme (KST; 2021, s. 246-247) Yolcuyu yolundan eyleyen dilber Hatça'm çıkmış pencereye ay gibi parlar Evlerinin önünde pınarlar harlar Gözlerimin pınarları durmadan çağlar Hatça'yı görenler sevdalanıyor (KST; 2021, s. 253-254) Yassıl341 dağlar yassıl, Osman Efe’m de geliyor vay vay (KST; 2021, s. 285-286) Seslen Sepetçioğlu efece seslen (KST; 2021, s. 285-286) Döşeyin342 evleri aslan geliyor Süpürün343 hanları aslan geliyor Anası havlıyor vurulmuş oğlu Giyinmiş kuşanmış344 Osman geliyor At işlemez oldu Konur Dağı'nda (KST; 2021, s. 289-290) 341 Tuncer GÜLENSOY (2007, s. 1081), sözcüğün yası+ sözüne +l- isimden fiil yapım eki getirilerek oluştuğunu belirtir. 342 Tuncer GÜLENSOY (2007, s. 304), sözcüğün döş+ sözüne +e- isimden fiil yapım eki getirilerek oluştuğunu belirtir. 343 Tuncer GÜLENSOY (2007, s. 822), sözcüğün süp+ sözüne +ür- isimden fiil yapım eki getirilerek oluştuğunu belirtir. 344 Tuncer GÜLENSOY (2007, s. 580), sözcüğün kur+ sözüne +şa- isimden fiil yapım eki ve –n- dönüşlülük eki getirilerek oluştuğunu belirtir. 102 Bu köy bizim köye benzemir345 lo gelele Kapıları kitlemişler lo gelele (KST; 2021, s. 304) Ben ağlarım zarı zarı (KST; 2021, s. 310) Ver elini karlı dağlar aşalım, bayramlaşalım Meleye meleye getirek yazı (KST; 2021, s. 326-327) Bu dertler yaralar bizi (KST; 2021, s. 332) Emine'min evini araladılar Dağların ardında paraladılar Emine'min tabudunu karaladılar (KST; 2021, s. 346) El içinde arlanıyom (KST; 2021, s. 351-352) Başımda ağlaşır gelinler kızlar Sağ yanım ellemen sol yanım sızlar Sağ yanım ellemen sol yanım sızlar (KST; 2021, s. 99) Evlatsız gidersek kınaman dostlar (KST; 2021, s. 298-299) Kalktı göç eyledi Avşar illeri (KST; 2021, s. 323-324) Hasan da çavuş uslanmazsa (KST; 2021, s. 153) Selvim ne beklersin Şah'ın köşkünü? (KST; 2021, s. 187) Sakınırım346 kıskanırım (KST; 2021, s. 194-195) 345 Tuncer GÜLENSOY (2007, s. 132), sözcüğün meng(i)z+ sözüne +e- isimden fiil yapım eki getirilerek oluştuğunu belirtir. 103 1.1.2.2. Fiilden Türemiş Fiiller Bülbülünen saka ötüşen347 kuşlar (KST; 2021, s. 140) Kırmızı gül tez kocaldı Kimi görse348 yardım bekler (OBYT; 2012, s. 242-243) Başıma toplandı genci kocası (KST; 2021, s. 265-266) Kırşehir elinde duyulur sesi (KST; 2021, s. 289-290) Geyindiğin sırmalardan (urbalardan) (KST; 2021, s. 193) Ne sordum ne de söyledi349 Ateşinden göremedim Seher vahti göremedim Uyur iken gördüm bir düş Mecnun'um Leyla'mı gördüm (KST; 2021, s. 332) Söyleyin kirveme küsmesin bana Bir bayram gününü çok gördü bana Küğrem mapushane yolunu gözler (KST; 2021, s. 99) Günüm getti artıh görünmez yolum 346 Tuncer GÜLENSOY (2007, s. 718), sözcüğün sa- fiiline –k+ ve +ın- ekleri getirilerek oluştuğunu belirtir. 347 Günümüzde anlam daralmasına uğrayan sözcüklerden biri olan öt- fiili hakkında geniş bilgi için bk. Kaşgarlı Mahmud. (1985). Divanu Lugati’t-Türk I (Çev. Besim Atalay). Türk Dil Kurumu Yayınları. 348 Necmettin HACIEMİNOĞLU (1994, s. 70), “Eski Türkçenin Gramer Yapısı ve Örnek Olarak Fiilden İsim Yapan –l Eki” adlı maKalesinde, gör- ve göz+ sözcüklerinin kö- fiilinden türediğini ifade etmiştir. Ancak Tuncer GÜLENSOY (2007, s. 383), Köken Bilgisi Sözlüğü’nde sözcüğün kökünü gör- olarak kaydeder. 104 Mahlugat sevinir kul bayram eder (KST; 2021, s. 140) Çok güzeller gördüm amma Gıymat gız gibi görmedim (KST; 2021, s. 153) Reva mı gördünüz ölümü dağlar (KST; 2021, s. 164-165) Bugün yâri görmedim, belalım amman amman (KST; 2021, s. 210) Ovalara duman çökmüş göremidin mi (KST; 2021, s. 253-254) Çayda çıra yanıyor350 Çayda çıra yakarım351 Çayda çıra yanıyor (KST; 2021, s. 161) Ah... Kiraz koydum352 sepete de (KST; 2021, s. 153) Pembe yakışır353 gence (KST; 2021, s. 172) Getirdim354 de baş arkaca yatırdım (KST; 2021, s. 179) Biz vurulduk imamımız dağlarda gezer Etrafımız çevrildi kolcuyla bütün (OBYT; 2012, s. 190) Ben vuruldum gidiyom (KST; 2021, s. 356) 350 Tuncer GÜLENSOY (2007, s. 1053), sözcüğün ya- fiiline -n- dönüşlülük eki getirilerek oluştuğunu belirtir. 351 Tuncer GÜLENSOY (2007, s. 1033), sözcüğün ya- fiiline -k- eki getirilerek oluştuğunu belirtir. 352 Tuncer GÜLENSOY (2007, s. 537), sözcüğün ko- fiiline -y- eki getirilerek oluştuğunu belirtir. 353 Tuncer GÜLENSOY (2007, s. 1037), sözcüğün yak- fiiline -ış- eki getirilerek oluştuğunu belirtir. 354 Tuncer GÜLENSOY (2007, s. 367), sözcüğün kel- fiiline -tir- eki getirilerek oluştuğunu belirtir. 105 Kardeş tüfeğini doldur Ahrette sarıl boynuma (KST; 2021, s. 351-352) Yağan yağmur ile ıslanmayasın (KST; 2021, s. 334) Karahisar Kalesi yıkılır gelir Kâkülü boynuna dökülür gelir (KST; 2021, s. 326-327) Dadaloğlu, yarın kavga kurulur Öter tüfek davulbazlar vurulur Nice koç yiğitler yere serilir (KST; 2021, s. 323-324) Ağzına doluşmuş kurşunun isi Süre süre indirdiler üç taşa (KST; 2021, s. 289-290) Giyinmiş kuşanmış Osman geliyor (KST; 2021, s. 289-290) Vurulmuş aslanım şen olsun dünya (KST; 2021, s. 289-290) Analar doğurmaz sen gibi aslan (KST; 2021, s. 285-286) Mıskalar yaptıram değmesin nazar (KST; 2021, s. 265-266) Genç ömrümü bitiren (KST; 2021, s. 263-264) Odasına vardım kahve pişirir Seni gören âşık aklın şaşırır Koluna yaptırmış aney yandım hudey altın bilezik (KST; 2021, s. 260) Kavaktan dökülür yaprak Uyan Ali'm sabah oldu (KST; 2021, s. 256-257) 106 Ben Hatça'yı yitirdim de dumanlı dağlar Gel sarılalım kaçalım ince belli kız Yüce dağ başına Hatça'm ekin ekilmez Yağmur yağmayınca Hatça'm kökü sökülmez Ellerin köyünde Hatça'm kahır çekilmez Doldur ağuları içelim Hatça'm Harmanı kaldırmaya dermanın mı var Hatça’m beni öldürmeye fermanın mı var (KST; 2021, s. 253-254) Dardır da geçilmez a canım Bir tas da içilmez a canım (KST; 2021, s. 242-243) Ağam öldüğüne inanamirem355 (KST; 2021, s. 228) Süvariler kalkmış356 atın gemliyor (KST; 2021, s. 231-232) Asker hücum etmiş Kars'a atlıyor (KST; 2021, s. 231-232) Bülbül güle konmadı357 (KST; 2021, s. 246-247) Süvariler kalkmış atın gemliyor (KST; 2021, s. 231-232) Mızıka çalındı, düğün mü sandın? Uyku gaflet basmış uyanamirem Ayrılmak olur mu taze geline (KST; 2021, s. 228) Yâri bana getiren (KST; 2021, s. 263-264) 355 Tuncer GÜLENSOY (2007, s. 434).), sözcüğün ına- fiiline -n- dönüşlülük eki getirilerek oluştuğunu belirtir. 356 Tuncer GÜLENSOY (2007, s. 455), sözcüğün kalı- fiiline -k- eki getirilerek oluştuğunu belirtir. 357 Tuncer GÜLENSOY (2007, s. 537), sözcüğün ko- fiiline -n- eki getirilerek oluştuğunu belirtir. 107 Ben de yandım Hatça’mın basma donuna (KST; 2021, s. 253-254) Mızıka çalındı, düğün mü sandın358? Al yeşil bayrağı gelin mi sandın? Yemen'e gideni gelir mi sandın? (KST; 2021, s. 228) Âlemi yaktı zâr (ağlama) ile (KST; 2021, s. 132) Buna rağmen koymadılar yarasız (OBYT; 2012, s. 331-332) Ahçik'i kaybettim yüreğim yanar (OBYT; 2012, s. 277) Beni koymadılar kendi hâlime(OBYT; 2012, s. 205-207) Maley'e yakışır zülüf kesmesi (OBYT; 2012, s. 218) Ben Misget'i yitirdim Gökte yıldız sayılmaz Çiğ yumurta soyulmaz Pul pul olsun dökülsün Hiç erkekten sayılmaz (KST; 2021, s. 224-225) Dolanır dosta gider, dost yârim perişan hâlim Yıkılası gurbet el, belalım amman amman (KST; 2021, s. 210) Seni doğuran anandan (KST; 2021, s. 193) Yıkıldı gönlümün burcu, Kalesi Ne öldürür beni, ne azat eyler (KST; 2021, s. 187) 358 Tuncer GÜLENSOY (2007, s. 720), sözcüğün sa- fiiline -n- eki getirilerek oluştuğunu belirtir. 108 Tuz yalattım, ciğerini ağrılara belettim (KST; 2021, s. 179) İkimizin resmini çıkarsınlar yan yana (KST; 2021, s. 172) Ayrılan güler mi nazlı yârinden (KST; 2021, s. 164-165) Engeller uyanıyor Humar göz uyanıyor (KST; 2021, s. 161) Yeşildağ'a düşürdüm Ben aklımı şaşırdım (KST; 2021, s. 144) Eser yel eğilir dallar ağaçlar (KST; 2021, s. 140) Çiğdem de karışmış güle nergise (KST; 2021, s. 99) Kırılmış sazımı astım tavana (OBYT; 2012, s. 331-332) Göç göç oldu göçler yola dizildi Uyku geldi ela gözler süzüldü Üç gün oldu elim yârdan üzüldü Doldur doldur nargilemi tazele (OBYT; 2012, s. 260) Tutun elimden de batırın kara (OBYT; 2012, s. 218) Davulcusu kaya dibi dolaşır Bekârları yatağından kaldırır Bu dert bizi iflah etmez öldürür (OBYT; 2012, s. 205-207) 109 Koğuşun önünde kuruldu kazan Kolların kırıla mezarım kazan (OBYT; 2012, s. 253-254) Düşman geldi tabur tabur dizildi Alnımıza kara yazı yazıldı Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu Çevrem dolup şalvar ıslanmalıdır (OBYT; 2012, s. 200) Biz vurulduk imamımız dağlarda gezer Etrafımız çevrildi kolcuyla bütün (OBYT; 2012, s. 190) Zülfünü tarayıp359 saçını örsem (KST; 2021, s. 298-299) Kalktı göç eyledi Avşar illeri (KST; 2021, s. 323-324) Yalan sözlerine inanmayasın (aldanmayasın) (KST; 2021, s. 334) Daramış zülfünü de kaşın üstüne (KST; 2021, s. 346) Yedi bayram kına yakmam elime Önüme koydular bir çift suyudu Kucağıma koydular ufak bir uşak Ocağa koyduğum dünkü suyudu (KST; 2021, s. 265-266) Sakınırım kıskanırım (KST; 2021, s. 194-195) 359 Semra ALYILMAZ (2017, s. 5), “Türkçede Nesne Tekrarlı Fiiller” adlı kitabında “Fiilden Türemiş Fiiller” başlığı altında aynı örneğe tar-a- şeklinde yer vermiştir. 110 1.1.3. Birleşik Fiiller Türkçede kalıcı kavram işaretleme yolları arasında ilk akla gelen yöntem kök/köken/gövde üzerine yapım eki getirmektir. Bu metot sözcük boyunu uzattığı için anlaşılabilirliği gittikçe azalan yapılar meydana getirmektedir. Söz konusu yöntemin işlevselliğinin bir noktadan sonra zayıflamasına karşın dil, birden fazla sözcükten oluşan kalıcı kavram işaretleme yolları geliştirmiştir (Gemalmaz, 1992, s. 28; Mert, 2008, s. 1-20). Türkçenin geliştirdiği bu yollardan biri de “birleşik fiiller”dir (S. Alyılmaz, 2017, s. 7). Fiiller sayıları bakımından sınırlı sözcük biçimbirimleridir. Ancak isimler fiillere aktarılarak bu sınırlılık durumu ortadan kaldırılır. İsimden fiil yapım ekleri, isimleri kalıcı olarak fiillere aktaran dil bilgisi biçimbirimleridir. Bu eklerin türettiği sözcükler oluş/kılış göstereni olarak sözlükte yer alırken isimleri geçici olarak fiilleştiren yardımcı fiillerle yapılan kılış/oluş gösterenleri sözlükte yer almaz. Korkmaz’ın “esas anlamını korumuş veya işlev incelikleri kazanmış olan birleşik fiiller” grubuna soktuğu bu yapılar Türkçenin en zengin oluş/kılış gösterme biçimleri olarak karşımıza çıkar. (Börekçi, 2009, s. 153) Birleşik fiil360, bir isim ile bir yardımcı fiilin ya da bir fiil ile bir yardımcı fiilin meydana getirdiği kelime grubudur. Leyla KARAHAN (2017, s. 73-75) birleşik fiilleri “bir hareketi karşılamak ya da tasvir etmek için yan yana gelmiş olan sözcükler topluluğu” olarak tanımlamıştır ve bir hareketi karşılayan birleşik fiiller arasında et-, ol-, eyle-, bulun-, yap- esas yardımcı fiillerine yer vermiş, bir hareketi tasvir eden yardımcı fiilleri ise zarf-fiil eki taşıyan bir fiil ile bir tasvir fiilinin birleşmesinden meydana gelenler olarak belirtmiştir. Zeynep KORKMAZ (2007b, s. 259) ise birleşik fiilleri “Bir isim ile yardımcı fiilin ya da iki ayrı fiilin yahut da isim soylu bir/birden fazla kelime ile esas fiilin birleşmesinden oluşan ve tek bir kavrama karşılık olan fiil türleri” olarak tanımlamış ve birleşik fiillerin, esas anlamını koruyan birleşik fiiller ve gerçek anlamını kaybederek deyimleşen birleşik fiiller olarak iki gruba ayrılabileceğini belirtmiştir (Korkmaz, 2014, s. 791). 360 H. İbrahim DELİCE “Öbek-fiiller” olarak adlandırmaktadır. 111 Ahmet B. ERCİLASUN, birleşik fiilleri esasen sözcük grupları içerisinde yer alabilecek nitelikteki kavram işaretleri olarak görür. Çünkü birleşik fiiller de sözcük grupları gibi, cümle içinde tek bir anlamı karşıladığı için, tek bir sözcükmüş gibi düşünülür. Basit, türemiş ve birleşik fiiller arasında bu husus ortaktır. Aralarındaki fark ise yalnızca teşkil edilişleri açısındandır (Ercilasun, 1984, s. 48). Birleşik fiilleri; isim + (yardımcı) fiil, fiil – zarf-fiil eki + fiil, zarf + fiil, nesne + fiil şeklinde sınıflandırmak361 mümkündür (S. Alyılmaz, 2017, s. 9). Türkülerde tespit edilen birleşik fiil örnekleri şunlardır: 1.1.3.1. İsim + (Yardımcı) Fiil Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu Bizden selam olsun Bolu Beyi'ne (OBYT; 2012, s. 200) İsmet'i kapına kul eyle bari (OBYT; 2012, s. 218) Parlayan yıldızın âlemi tenvir eder (OBYT; 2012, s. 262-263) Ahçik'i kaybettim yüreğim yanar (OBYT; 2012, s. 277) Selam olsun ecdad ile ebâya Nazar ettim sağım ile soluma Seyreyledim Palandöken Dağı'na (OBYT; 2012, s. 331-332) Benden selam olsun o vefasıza (KST; 2021, s. 99) 361 Ana hatlarıyla bakıldığında birleşik fiiller hakkında benzer sınıflandırmalar Efrasiyap GEMALMAZ ve öğrencileri tarafından hazırlanan çalışmalarda ele alınmıştır (C. Alyılmaz, 1994; S. Alyılmaz, 1998; S. Alyılmaz, 2017; Börekçi, 1994; Börekçi, 2009; Daşdemir, 2000; Daşdemir, 2004; Efendioğlu, 2010; Gemalmaz, 1992; Kara, 2001). 112 Said ağlamakta el bayram eder Mahlugat sevinir kul bayram eder Mübarek günlerdir sel bayram eder Garışmış nergisi çöl bayram eder Eğilmiş secdeye dal bayram eder (KST; 2021, s. 140) Şan oldu memlekete (KST; 2021, s. 153) Perişan eyledi hâlimi dağlar (KST; 2021, s. 164-165) Ben feleğe minnet etmem beş günü Bana senden (haktan) başka kim imdat eyler? Felek yıkar bir gün ya berbat eyler Seni benden, beni senden yâd eyler Ne öldürür beni, ne azat eyler (KST; 2021, s. 187) Pul pul olsun dökülsün (KST; 2021, s. 224-225) Asker hücum etmiş Kars'a atlıyor Ermeni'yi toptan esir kılalım Yaralı millete merhem olalım (KST; 2021, s. 231-232) Bağban çürük, bağ neylesin (KST; 2021, s. 246-247) Şehir oldu bana her zaman zehir (KST; 2021, s. 253-254) Uyan Ali'm sabah oldu Gün doğmadan neler oldu (KST; 2021, s. 256-257) 113 Gurban olam çiğdem gibi geline Gurban olam senin gibi geline Gurban olam güççük gibi geline (KST; 2021, s. 265-266) Neyleyim neyleyim eli neyleyim Ninni söylemeyen dili neyleyim Tomurcuk vermeyen gülü neyleyim Evlatsız kalan evi neyleyim Bebek belemeyen kolu neyleyim (KST; 2021, s. 298-299) Hele sorun bakın bizim gomşular n'olmuş? Asri gurbet harap etmiş köyümü (KST; 2021, s. 304) Bir havar eyleyin elden ellere (KST; 2021, s. 306) Arap atlar yakın eyler ırağı Eller bayram eder nazlı yârınan (KST; 2021, s. 334) Yâr zülfünü kement etmiş (KST; 2021, s. 332) Ben ölürsem de kardaş dert olur sana (KST; 2021, s. 346) Tarlaları herk etmeli (KST; 2021, s. 356) 114 1.1.3.2. Zarf + Fiil İnsan bir hoş oluyor (KST; 2021, s. 172) Çok analar mahrum kaldı, anasından kızından (KST; 2021, s. 179) Bir bayram gününü çok gördü bana (KST; 2021, s. 99) Çok dediler arkadaşlar yâr senin değil (KST; 2021, s. 253-254) 1.1.3.3. Fiil – Zarf-fiil Eki + Fiil Kalıp eylenemem ıssız bellerde (KST; 2021, s. 164-165) Doya doya bakamadım yüzüne (KST; 2021, s. 187) At işlemez oldu Konur Dağı'nda (KST; 2021, s. 289-290) Güvercin uçuverdi Kanadın açıverdi Sevdi de kaçıverdi (KST; 2021, s. 224-225) Kapı ardına asakoymuş eleği Yol üstüne kurakoymuş çıkrığı Dam başına asakoymuş kalbırı (OBYT; 2012, s. 205-207) Salıvermiş ince belden Efe’m de kuşağı vay vay (KST; 2021, s. 285-286) 115 1.1.3.4. Nesne + Fiil362 Kolcubaşı İsmail'in gülmesin yüzü (OBYT; 2012, s. 190). Alnımıza kara yazı yazıldı (OBYT; 2012, s. 200). Her dertten nasibin aldı Kimi görse yardım bekler Kader yuvamızı yıktı Kokun aldım yel esende (OBYT; 2012, s. 242-243) Taburun önünde tüfek çattılar Evime barkıma haber saldılar Vakitsiz gidene sala verdiler (OBYT; 2012, s. 253-254). Gelin Ümmü başın kimler bağladı (OBYT; 2012, s. 205-207). Güzel İmranlı'dan aldım haberi (OBYT; 2012, s. 218). Gönlümü bağladım sırma saçına Ahçik'i kaybettim yüreğim yanar (OBYT; 2012, s. 277). Katlime ferman yazar (OBYT; 2012, s. 317). Çaresiz dişimi sıktım gidirem Gafillerden darbe yedi gururum Kaderime boyun büktüm gidirem 362 Semra ALYILMAZ (2017), “Türkçede Nesne Tekrarlı Fiiller” adlı çalışmasında nesne + fiilden oluşan birleşik fiilleri “Olumlu veya Olumsuz Geçişli Bir Fiille Nesneden Kurulu Birleşik Fiiller” ile “Nesne Tekrarlı Fiiller” olarak iki alt başlıkta incelemiştir. 116 Tuz ektiler çalıştığım çabaya Kırk sene gözyaşı döktüm fincana (OBYT; 2012, s. 331-332). Of of Manda yuva yapmış söğüt dalına, aman aman (OBYT; 2012, s. 336). Küğrem mapushane yolunu gözler (KST; 2021, s. 99). Ben aklımı şaşırdım (KST; 2021, s. 144). Yürek mi dayanıyor (Hop hop nanay nanay) (KST; 2021, s. 161). Kırdı kanadımı kolumu dağlar O yârin hasreti bağrımı dağlar (KST; 2021, s. 164-165). Yüreğim ona yanar, dost yârim perişan hâlim (KST; 2021, s. 210). Ermeni'nin kökü gelsin büsbütün (KST; 2021, s. 231-232). Gelin başını böyle bağlar (KST; 2021, s. 246-247). Dalga dalga dalga dalga dalgalanıyor Yüce dağ başına Hatça'm ekin ekilmez Yağmur yağmayınca Hatça'm kökü sökülmez Ellerin köyünde Hatça'm kahır çekilmez Harmanı kaldırmaya dermanın mı var (KST; 2021, s. 253-254). Vurdular düğün aşını (KST; 2021, s. 256-257). 117 Seni gören âşık aklın şaşırır (KST; 2021, s. 260). Sebebim oldun ağbom Aklım baştan alıyor (KST; 2021, s. 263-264). Yedi bayram kına yakmam elime Top bürür saçını gözünü süzer (KST; 2021, s. 265-266). Muştular verseler bizim peceye Zülfünü tarayıp, saçını örsem (KST; 2021, s. 298-299). Ateş almış gönül yoktur durağı (KST; 2021, s. 306). Hakkımızda devlet etmiş fermanı (KST; 2021, s. 323-324). Kesme ümidini Kadir Mevla’dan (KST; 2021, s. 326-327). 1.2.Varlıkla İlgisine Göre Fiiller Zeynep KORKMAZ (2014, s. 530-533), içerikleri bakımından fiilleri oluş bildiren, kılış/kılınış bildiren, durum ve tasvir bildirenler olmak üzere üçe ayırır. Benzer bir görüş de şöyle ifade edilebilir: Bir kılış, bir durum veya oluşu, toplu bir deyimle olup biteni (procès) anlatan kelimeye fiil adını veririz: kılmak, kesmek, durmak, kalmak, olmak, büyümek gibi. (…) İfade ettikleri olup bitenin niteliğine göre fiilleri adlandırırız. Onları kılış fiilleri (verbe d'action) almak, taşımak, kaçmak; durum fiilleri (verbe d'état) yatmak, susmak, beklemek; oluş fiilleri (verbe devenir) doymak, uzamak, kararmak, diye ayırt ederiz. (Banguoğlu, 2004, s. 408) 118 Fiilleri içerikleri bakımından kılış, oluş ve durum olmak üzere üç başlıkta incelenmesine karşın H. İbrahim DELİCE (2019, s. 542), kılış ve oluş diye adlandırmanın yeterli olduğunu belirtir ve şöyle bir izahta bulunur: Bir fiil cümle kurucusu olarak ya özneyle gerçekleştirilir ya da bir nesne üzerinde kendiliğinden gerçekleşir. Özneyle gerçekleşen fiillere kılış; nesneyle gerçekleşen fiillere de oluş denmesi yeterlidir. Durum fiili başlığı altında değerlendirilen fiiller, oluş fiillerinin tamamen dışında aslında kılış fiilleri ile ilgilidir ve kılış fiillerinin cümle kurarken ikinci dereceden tamlayıcı istemelerinin sonucunda ortaya çıkarlar. Bu açıklamadan hareketle fiiller cümle içindeki kullanılışlarında bir varlığa ihtiyaç duyup duymadıklarına göre kılış ve oluş fiilleri olarak iki ana grupta incelenebilirler (Delice, 2017, s. 81). 1.2.1. Kılış Fiilleri Cümlenin içerisinde kullanılabilmeleri için bir varlığa/nesneye ihtiyaç duyan fiiller kılış fiilleridir (Delice, 2017, s. 81). Muharrem ERGİN (2013, s. 282), bu fiillerden geçişli fiiller olarak bahseder. ERGİN ile benzer görüşte olan Zeynep KORKMAZ (2014, s. 532) ise kılış fiilleri363 hakkında şu açıklamaya yer vermiştir: Kılış ve kılınış fiilleri, cümlede yüklemin gösterdiği işi yapma niteliği taşıdığını, yapanın dışında bir nesneye yöneldiğini, bir varlık üzerinde etkisi bulunduğunu gösteren, dolayısıyla nesne gerektiren fiillerdir. Bunlara da geçişli fiiller (transitives verb, transitive verb, müteaddi fiil) diyoruz. Türkülerde tespit edilen kılış fiilleri şunlardır: Bilmem bize değdi kimin nazarı Başçeşme düzünü al kanlar aldı Durman arkadaşlar kurşunlar atın Başçeşme düzünü al kanlar aldı Gün olur kalemler bunları yazar 363 Zeynep KORKMAZ bu konuya "Bir Kılış ve Kılınış Bildiren Fiiller" başlığı altında yer vermiştir. 119 Başçeşme düzünde vurdular bizi (OBYT; 2012, s. 190) Ayırır çoğunu er meydanından (OBYT; 2012, s. 200) Bu derdi çekmeyen bilmez Bülbülü eyledi asi Yaprağın yad eller yoldu Her dertten nasibin aldı Dört bir yanın diken saldı Kimi görse yardım bekler Gülü gül içinde ara Kader yuvamızı yıktı Kokun aldım yel esende Mezar sarar bedenime Duyanı hayrete saldı (OBYT; 2012, s. 242-243) Taburun önünde tüfek çattılar Evime barkıma haber saldılar Vakitsiz gidene sala verdiler Böyle garipleri yıkar mı adam Görmedi bir daha gözüm kör oldu Anama deyin de odama girsin Kaytanlı şalıma uçkurum taksın Gurban gurban desin beni arasın Gurban gurban desin beni arasın (OBYT; 2012, s. 253-254) Katil göller nerelere koydun Ümmü'mü? Akmaz iken kanlı sular harladı Gelin Ümmü başın kimler bağladı Başımdan yazmamı yörükler aldı 120 Ağzımdan firmamı balıklar aldı Kapı ardına asakoymuş eleği Beni koymadılar kendi hâlime Yol üstüne kurakoymuş çıkrığı Oyun havasına büker ipliği Dam başına asakoymuş kalbırı Bekârları yatağından kaldırır Bu dert bizi iflah etmez öldürür (OBYT; 2012, s. 205-207) Güzel İmranlı'dan aldım haberi İsmet'i kapına kul eyle bari Alamadım Maley'i saramadım Maley'i Alamadım Maley'i saramadım Maley'i Tutun elimden de batırın kara Ağam nerden aşar gelir yaylanın yolu Doldur doldur nargilemi tazele Tut elimden götür (indir) beni mezere Tut elimden götür (indir) beni mezere (At üstüme avuç avuç toprağı) (Geri döndüm düşman çarptı gözüme) (OBYT; 2012, s. 218) Askerin milletin bayrağınla çok yaşa Doğunun Türkleri bayrak açmış bekliyor Doğunun Türkleri bayrak açmış bekliyor Cumhuriyet bayrağın semalar içre süzer (OBYT; 2012, s. 262-263) Ahçik'i yolladım Urum eline Gönlümü bağladım sırma saçına Gel seni götürem İslam içine Ahçik'i kaybettim yüreğim yanar Ben dinen dönersem el beni kınar (OBYT; 2012, s. 277) 121 İçinde bir kız gezer Katlime ferman yazar Seni vermem yadlara (OBYT; 2012, s. 317) Çaresiz dişimi sıktım gidirem Gafillerden darbe yedi gururum Kaderime boyun büktüm gidirem Tuz ektiler çalıştığım çabaya Emeğimi suya kattım gidirem Kırk sene gözyaşı döktüm fincana Kattım Karasu'ya aktım gidirem Kırılmış sazımı astım tavana Çevirdim yönümü döndüm divana Bilerek koluma taktım gidirem Nazar ettim sağım ile soluma Yel devirsin sebeplerin kökünü Sırtıma verdiler sitem yükünü Engininde bulamadım gümanı Buna rağmen koymadılar yarasız Ben de Erzurum'dan çektim gidirem (OBYT; 2012, s. 331-332) Of of Manda yuva yapmış söğüt dalına, aman aman Yavrusunu sinek kapmış gördün mü? Amanın yandım Tiridine tiridine tiridine bandım Bedava mı sandın para vedim aldım Öküzüm torbadan düştü gördün mü? Amanın yandım Bedava mı sandın para vedim aldım Bedava mı sandın para vedim aldım (OBYT; 2012, s. 336) Çağıla yaslandım cigaram içem Söyleyin kirveme küsmesin bana 122 Bir bayram gününü çok gördü bana Sağ yanım ellemen sol yanım sızlar Küğrem mapushane yolunu gözler (KST; 2021, s. 99) Şavkı vurdu pencereden o leylim Âlemi yaktı zâr (ağlama) ile (KST; 2021, s. 132) Gızılırmak can incitme sen bugün Kitabın gavlince dağlar al geymiş Yavru şahin bir kekliği sorahlar (KST; 2021, s. 140) Teyyaremi uçurdum Yeşildağ'a düşürdüm (KST; 2021, s. 144) Ah... Ala çorap örmedim de Ayağıma giymedim Çok güzeller gördüm amma Gıymat gız gibi görmedim Ah... Kiraz koydum sepete de (KST; 2021, s. 153) Çayda çıra yakarım (Hop hop nanay nanay) Beşibirlik takarım (Hop hop nanay nanay) (KST; 2021, s. 161) Diledim ki nazlı yâre gideyim Her yandan çevirdi yolumu dağlar Gurbet elde garip kaldım nideyim Perişan eyledi hâlimi dağlar Reva mı gördünüz ölümü dağlar (KST; 2021, s. 164-165) 123 İnce giyerim ince İkimizin resmini çıkarsınlar yan yana Döne döne oynuyor (KST; 2021, s. 172) Koyun seni güttüm güttüm getirdim Getirdim de baş arkaca yatırdım Getirdim de baş arkaca yatırdım Ablam sağdı ben önünde oturdum Kara koyun sana çanlar takayım Senin için, dağı taşı yıkayım Tuz yalattım, ciğerini ağrılara belettim Tuz yalattım, ciğerini ağrılara belettim Sonra seni çay başına ilettim İçme koyun o suyu, içme dön geri (KST; 2021, s. 179) Didem kan yaş döker, dilim dad eyler Selvim ne beklersin Şah'ın köşkünü? Felek yıkar bir gün ya berbat eyler Baş koymadım nazlı yârın dizine Seni benden, beni senden yâd eyler Yine rengin almış dağlar lalesi Ne öldürür beni, ne azat eyler (KST; 2021, s. 187) Mor keçeyi boyamadım Çoban seni seviyordum Utandım da diyemedim (KST; 2021, s. 193) Sakınırım kıskanırım Sakınırım kıskanırım (KST; 2021, s. 194-195) 124 Bugün yâri görmedim, belalım amman amman (KST; 2021, s. 210) Kanadın açıverdi (Yâr yandım aman, aman ayrılamam) Duvar cefa götürmez Çok memleketler gezdim Ben Misget'i yitirdim (KST; 2021, s. 224-225) Al yeşil bayrağı gelin mi sandın? Uyku gaflet basmış uyanamirem Ağamı yolladılar Yemen eline Çifte tabancalar takmış beline (KST; 2021, s. 228) Asker hücum etmiş Kars'a atlıyor Yarın evlatlarım Allah aşkına Atın aslanlarım Kars'ı alalım Ermeni'yi toptan esir kılalım Sarın evlatlarım Allah aşkına Süvariler kalkmış atın gemliyor Sürün evlatlarım Allah aşkına (KST; 2021, s. 231-232) Öyle bir yâr sevdim uyar akıllı Anamur üstünü duman bürüdü (KST; 2021, s. 242-243) Yâr başını böyle bağlar Bağban çürük, bağ neylesin Başka bahçeyi besleyeyim Yüce dağdan kar bekleme (KST; 2021, s. 246-247) Evlerinin önünde pınarlar harlar Ben Hatça'yı yitirdim de dumanlı dağlar 125 A kız kendi saçını öremedin mi? Doldur ağıları içelim Hatça'm (KST; 2021, s. 253-254) Çağrın gelsin yoldaşını Mevla’m sevdiğine versin (KST; 2021, s. 256-257) Odasına vardım kahve pişirir Kınalı parmaklar fincan devşirir Keten köynek giymiş yakası ezik oy Koluna yaptırmış aney yandım hudey altın bilezik (KST; 2021, s. 260) Sayarım haftaları Tren düdük çalıyor Beni derde salıyor (KST; 2021, s. 263-264) Yedi bayram kına yakmam elime Önüme koydular bir çift suyudu Top bürür saçını gözünü süzer Mıskalar yaptıram değmesin nazar Yedi bayram kına yakmam elime Altıma serdiler minderden döşek Dişleriynen ekmek doğrar tazıya (KST; 2021, s. 265-266) Salıvermiş ince belden Efe’m de kuşağı vay vay Analar doğurmaz sen gibi aslan Anamı babamı ordan kovdular Sünek gibi koç yiğidi boğdular (KST; 2021, s. 285-286) Döşeyin evleri aslan geliyor Giyinmiş kuşanmış Osman geliyor 126 Müfrezeler sarmış hem sollu sağlı Osman'ı görmeyen kendini över Süpürün hanları aslan geliyor Süre süre indirdiler üç taşa İfade sorarlar yatan üleşe (KST; 2021, s. 289-290) Muştular verseler bizim peceye Bir kızım olsa da bir fistan diksem Iğrana ığrana toprak elesem Kutnu kumaşa beze belesem Bebek belemeyen kolu neyleyim Babası oturmuş bir evlat ister Kadir Mevla’m bize bir evlat göster Evlatsız gidersek kınaman dostlar (KST; 2021, s. 298-299) Asri gurbet harap etmiş köyümü Kapıları kitlemişler lo gelele (KST; 2021, s. 304) Bir havar eyleyin elden ellere Lütfi ya sen kesme ümit Hüda'dan Ayırma gönlümü nuri Hüda'dan Sen sanma Rahim-i Rahmanım gitti (KST; 2021, s. 306) Elimden aldılar yârı Bir dahi sen katma bülbül Al kalemi derdimi yaz (KST; 2021, s. 310) Ver elini karlı dağlar aşalım, bayramlaşalım Meleye meleye getirek yazı (KST; 2021, s. 326-327) 127 Mecnun'um Leyla'mı gördüm Ne sordum ne de söyledi Ne sordum ne de söyledi Kaşlarını yıhtı geçti Soramadım bir çift sözü Şavkı beni yahtı geçti Bilmem hangi burç yıldızı Boynumuza tahtı geçti (KST; 2021, s. 332) Daramış zülfünü de kaşın üstüne Vurma kardaş vurma yazıktır bana Emine'min evini araladılar Dağların ardında paraladılar Emine'min tabudunu karaladılar (KST; 2021, s. 346) Kardeş tüfeğini doldur Evimize gidek d'öldür İk'elin sokmuş koynuna Bu dünyada bir şey bilmem Gülyağı sürmem kaşıma Ceza vermen kardeşime (KST; 2021, s. 351-352) Odalar yaptım tahtalı Bir su içtim gözünden (KST; 2021, s. 356) 128 2.2.2. Oluş Fiilleri Cümle içerisinde kullanılabilmeleri için bir varlığa ihtiyaç duymayan fiillere oluş fiilleri denir (Delice, 2017, s. 81). Muharrem ERGİN (2013, s. 282), bu fiillerden “geçişsiz fiiller” olarak bahseder. Zeynep KORKMAZ (2014, s. 531) oluş fiilleri için şunları kaydeder: Oluş bildiren fiiller, cümlede yüklemin gösterdiği işin olma niteliği taşıdığını, oluşun yapana yöneldiğini belirten, dolayısıyla herhangi bir nesneye ihtiyaç göstermeyen fiillerdir. Bunları geçişsiz fiiller (Alm. intransitives verb; İng. intrsansitive verb; Osm. lâzım fiil) diye adlandırıyoruz. Türkülerde tespit edilen oluş fiilleri şunlardır: Başçeşme'den indik akşamüzeri Bilmem bize değdi kimin nazarı Eli kınalı gelinler acılı kaldı Etrafımız çevrildi kolcuyla bütün Durman arkadaşlar kurşunlar atın Kucağı bebeli gelinler acılı kaldı Biz vurulduk imamımız dağlarda gezer Gün olur kalemler bunları yazar Kolcubaşı İsmail'in gülmesin yüzü (OBYT; 2012, s. 190) Bizden selam olsun Bolu Beyi'ne Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır Dağlar seda verip seslenmelidir Düşman geldi tabur tabur dizildi Düşman geldi tabur tabur dizildi Alnımıza kara yazı yazıldı Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu 129 Eğri kılıç kında paslanmalıdır Köroğlu düşer mi yine şanından Çevrem dolup şalvar ıslanmalıdır (OBYT; 2012, s. 200) Gitti gelmez ol muhannet Gitti gelmez ol muhannet Şol revanda balam kaldı Yavrum kaldı balam nenni Kırmızı gül her dem olmaz Yaralara merhem olmaz Ol tabipten derman gelmez Biter aheste aheste Bayram bize oldu çile Uyu benim körpe balam Yaram derin tabip gelmez Kırmızı gül rengin soldu Geleceğim altüst oldu Kırmızı gül tez kocaldı (OBYT; 2012, s. 242-243) Koğuşun önünde kuruldu kazan Kolların kırıla mezarım kazan Ben giderim dünya sana ne oldu Ben giderim dünya sana ne oldu Görmedi bir daha gözüm kör oldu Hicran ateşi de gönlüme doldu Anama deyin de odama girsin (OBYT; 2012, s. 253-254) Seymanları kuzu gibi meleşir Evlerine kara haber ulaşır Suya düştü Ümmü kızın kendisi Sarı altınlar delebiyor saçında 130 Gelin Ümmü kaldı göller içinde Altın tası suya düşmüş dalabır Sırma saçlar su üstünde yalabır Gökte melek yerde insan ağladı Gayrı kavuşmamız mahşere kaldı Yeni çıkmış kestanenin dalına Kimseler düşmesin böyle zalime (OBYT; 2012, s. 205-207) Kızılırmak coşmuş gel beri beri Çektiğim emekler hep gitti zaya Bilseydim giderdim bir ıssız yere Maley'i yakışır zülüf kesmesi Göç göç oldu göçler yola dizildi Uyku geldi ela gözler süzüldü Uyku geldi ela gözler süzüldü Üç gün oldu elim yârdan üzüldü Üç gün oldu elim yârdan üzüldü Paşam nerden aşar gelir Bingöl'ün yolu Sarardı gül benzim döndü gazele Asker indi llıca'nın düzüne Geri döndüm şehir çarptı gözüme Ben garibem kimse bakmaz yüzüme (OBYT; 2012, s. 218) Hoş gelişler ola Mustafa Kemal Paşa Marş ileri dönmez geri Türk’ün askeri Cephede süngüler ayna gibi parlıyor (OBYT; 2012, s. 262-263) Eser bad-ı saba zülfün teline Gel seni götürem İslam eline Vardım kiliseye baktım haçına Vardım kiliseye baktım haçına 131 Gel seni götürem İslam içine Vardım kiliseye hac suda döner Ahçik'i kaybettim yüreğim yanar (OBYT; 2012, s. 277) Selam olsun ecdad ile ebâya Kattım Karasu'ya aktım gidirem Bilerek koluma taktım gidirem Sanki matem düşmüş yâr otağına Ezanlar okundu seher zamanı Reyhani'yim derdim gamım dinmedi İftira darbesi cana sinmedi (OBYT; 2012, s. 331-332) Amanın amanın amanın yandım Müezzin minareden uçtu gördün mü? Amanın yandım (OBYT; 2012, s. 336) Aşağıdan gelir omuz omuza Çiğdem de karışmış güle nergise Benden selam olsun o vefasıza Küğre bayramınız karalı geldi Yorgun argın geldim orak biçmeden Yağlı kurşun gitmez ciğer deşmeden Çağıla yaslandım cigaram içem Yağlı kurşun gelir nereye kaçam Kanadım yoktur ki havaya uçam Küğre bayramınız karalı geldi Çekin kır atımı gidelim hana Söyleyin kirveme küsmesin bana Başımda ağlaşır gelinler kızlar Sağ yanım ellemen sol yanım sızlar (KST; 2021, s. 99) 132 Bir yıldız doğdu yüceden yâr yâr aman Kanlım oldun sarı yıldız dön dön aman Bir yıldız doğdu nur ile Neye doğdun sarı yıldız, mavi yıldız (KST; 2021, s. 132) Garışmış nergisi çöl bayram eder Geçen üç aylarda şivana başlar Eser yel eğilir dallar ağaçlar Mahlugat sevinir kul bayram eder (KST; 2021, s. 140) Ben aklımı şaşırdım Kanlar yere damladı (KST; 2021, s. 144) Yâr oturur tepede Ah... Sabah kalktım er gittim de (KST; 2021, s. 153) Mezar arasında yandım aman harman olur mu? Kama yarasına yandım aman derman olur mu? Ben ölüyom aman sevdiceğim sağ olsun (KST; 2021, s. 159) Çayda çıra yanıyor (Hop hop nanay nanay) Humar göz uyanıyor (Hop hop nanay nanay) Yürek mi dayanıyor (Hop hop nanay nanay) Yâr yoluna bakarım (Hop hop nanay nanay) Engeller uyanıyor (Hop hop nanay nanay) Al kana boyanıyor (Hop hop nanay nanay) (KST; 2021, s. 161) Kurtulmadım boranından karından Kalıp eylenemem ıssız bellerde (KST; 2021, s. 164-165) 133 Pembe yakışır gence İnsan bir hoş oluyor (KST; 2021, s. 172) Meleme koyun meleme, vazgeç kuzundan Çok analar mahrum kaldı, anasından kızından Korkar oldum şu dağların kurdundan Ben de bıktım şu ananın derdinden (KST; 2021, s. 179) Bana senden (haktan) başka kim imdat eyler? Ezelden olmuşum gamlar düşkünü Ben feleğe minnet etmem beş günü Doya doya bakamadım yüzüne Uyma Selvi'm, uyma eller sözüne Yıkıldı gönlümün burcu, Kalesi (KST; 2021, s. 187) Çoban sana doyamadım Utandım da diyemedim (KST; 2021, s. 193) Bu yollar meste gider, belalım amman amman Hep kuşlar ona konar, dost yârim perişan hâlim Yüreğim ona yanar, dost yârim perişan hâlim (KST; 2021, s. 210) Güvercin uçuverdi Sevdi de kaçıverdi Duvara yaslan yârim Güvercinim uyur mu? Çağırsam uyanır mı? Buna can dayanır mı? Eller bana acımaz Sen bari acı yârim 134 Pul pul olsun dökülsün Gökte yıldız sayılmaz Çiğ yumurta soyulmaz Hiç erkekten sayılmaz (KST; 2021, s. 224-225) Mızıka çalındı, düğün mü sandın? Tez gel ağam tez gel dayanamirem Uyku gaflet basmış uyanamirem Ağam öldüğüne inanamirem (KST; 2021, s. 228). Karadağ'dan düşman topu patlıyor Asker hücum etmiş Kars'a atlıyor Hırsından Marzmanof iki çatlıyor Yaralı millete merhem olalım Askerler yürüyor Gümrü yolunda Süvariler kalkmış atın gemliyor Mirmanof göğsünden kanlar damlıyor Ermeni'nin kökü gelsin büsbütün Antranik, Tiflis'e kaçıyor; tutun Varın evlatlarım Allah aşkına Süngüden Ermeni gayet hamlıyor (KST; 2021, s. 231-232) Herkes sevdiğini aldı yürüdü Dardır da geçilmez a canım Bir tas da içilmez a canım (KST; 2021, s. 242-243) Kuş uçmaz, bülbül ötmez Kuş uçmaz, bülbül ötmez Yıkılsın anam böyle bağlar (KST; 2021, s. 246-247) 135 Hatça'm çıkmış pencereye ay gibi parlar Hatça'm çıkmış pencereye ay gibi parlar Gözlerimin pınarları durmadan çağlar Ovalara duman çökmüş göremidin mi? Alçaklara karlar yağmış yükseklere buz Gel sarılalım kaçalım ince belli kız Dalga dalga dalga dalga dalgalanıyor Hatça'yı görenler sevdalanıyor Yüce dağ başına Hatça'm ekin ekilmez Yağmur yağmayınca Hatça'm kökü sökülmez Ellerin köyünde Hatça'm kahır çekilmez Varman kızlar varman kirli çobana Çoban evde durmaz gider yabana Alçaklara karlar yağmış yükseklere buz Gel sarılalım kaçalım ince belli kız (KST; 2021, s. 253-254) Kavaktan dökülür yaprak Sular akar herzin herzin Baba pazara vardın mı (KST; 2021, s. 256-257) Seni gören âşık aklın şaşırır Odasına vardım namaza durmuş oy Odasına vardım namaza durmuş oy Kaşları gözleri aney yandım hudey kendine uymuş Sanırsın karşında bir aydır doğmuş oy Öpmeye kıyamam sevmeye yazık oy (KST; 2021, s. 260) Tren geliyor tren Bu postaya çıkmadı (KST; 2021, s. 263-264) 136 Gurban olam çiğdem gibi geline Çocuk geldi kucağımda uyudu Çok peşime düştü genci kocası Küskün değilim ki gülek barışak Başıma toplandı genci kocası (KST; 2021, s. 265-266) Hiç gitmiyor kollarımdan Efe’m de sızısı vay vay Kalk gidelim kışla önü aşağı Seslen Sepetçioğlu efece seslen Yassıl dağlar yassıl, Osman Efe’m de geliyor vay vay Hep düşmanlar mahkemeye doldular (KST; 2021, s. 285-286) Anası oturmuş oğluna hayran Anası havlıyor vurulmuş oğlu Kırşehir elinde duyulur sesi Ağzına doluşmuş kurşunun isi Yere batsın seni ele veren köy (KST; 2021, s. 289-290) Eller ile ben de gülsem güvensem Babası oturmuş bir evlat ister (KST; 2021, s. 298-299) Bülbül göçmüş baykuş konmuş gelele Bülbül göçmüş baykuş konmuş gelele Hele sorun bakın bizim gomşular n'olmuş? Bu köy bizim köye benzemir lo gelele (KST; 2021, s. 304) Bir ateşi Cansu düştü dillere Gül beyi vuslatın söndü çırağı (KST; 2021, s. 306) 137 Ben ağlarım zarı zarı Garıp garıp ötme bülbül Benim derdim bana yeter (KST; 2021, s. 310) Dadaloğlu, yarın kavga kurulur Öter tüfek davulbazlar vurulur Nice koç yiğitler yere serilir (KST; 2021, s. 323-324) Karahisar Kalesi yıkılır gelir Kâkülü boynuna dökülür gelir Ben bir koyun olayım sen de bir kuzu Karahisar Kalesi yıkılır gelir Ver elini karlı dağlar aşalım, bayramlaşalım (KST; 2021, s. 326-327) Bir kerrece bahtı geçti Ben bu sırra eremedim Yıldız gibi ahtı geçti Yâr sineme çahtı geçti Bu dertler yaralar bizi (KST; 2021, s. 332) Munzur Dağı silelenmiş garinan Selvinin dalına yaslanmayasın Yağan yağmur ile ıslanmayasın Yalan sözlerine inanmayasın (aldanmayasın) (KST; 2021, s. 334) Emine'm oturmuş da daşın üstüne Üç köyün içinde koşma Emine'm (KST; 2021, s. 346) El içinde arlanıyom Dağların karı erisin 138 Yayla çiçeği yürüsün Ağzımda dilim çürüsün Ahrette sarıl boynuma Varmam pınarın başına (KST; 2021, s. 351-352) Çarşamba’ya gitmeli Ben vuruldum gidiyom (KST; 2021, s. 356) 139 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM 1. SÖZCÜK GRUPLARI 1.1.Tekrar Grubu “Bir nesneyi, bir niteliği, bir hareketi karşılamak üzere eş görevli iki kelimenin meydana getirdiği kelime grubudur” (Karahan, 2017, s. 60). Bu kelime grubunun temelini sözcüklerin art arda tekrarlanması oluşturur. Hemen her çeşit sözcükten oluşturulabilen tekrarlar, şu üç amaca hizmet ederler: kuvvetlendirme, çokluk ve devamlılık (Ergin, 2013, s. 377). Türkçede tekrarlar; aynen tekrarlar, eş anlamlı tekrarlar, zıt anlamlı tekrarlar ve ilaveli tekrarlar olmak üzere dörde ayrılırlar. 1.1.1. Aynen Tekrarlar Asıl tekrarlar da denilen bu grup iki sözcüğün arka arkaya iki defa tekrarlanması ile yapılan tekrarlardır (Ergin, 2013, s. 378). Türkülerde tespit edilen aynen tekrar örnekleri şunlardır: Düşman geldi tabur tabur dizildi (OBYT; 2012, s. 200) Kırmızı gül demet demet Kırmızı gül deste deste Biter aheste aheste (OBYT; 2012, s. 242) Kırmızı gül ara ara (OBYT; 2012, s. 243) Kızılırmak coşmuş gel beri beri (OBYT; 2012, s. 218) At üstüme avuç avuç toprağı (OBYT; 2012, s. 260) 140 Arş arş arş ileri ileri arş ileri (OBYT; 2012, s. 262) Yol üstünde karakol belalım amman amman (KST; 2021, s. 210) Manda yuva yapmış söğüt dalına aman aman Amanın amanın amanın yandım, Tiridine tiridine tiridine bandım (OBYT; 2012, s. 336) Bir yıldız doğdu yüceden yâr yâr aman (KST; 2021, s. 132) Anamur üstünü yâr yâr (KST; 2021, s. 242-243) Daracık daracık sokaklar Pul pul olsun dökülsün (KST; 2021, s. 224-225) Dalga dalga dalgalanıyor (KST; 2021, s. 253-254) Sular akar herzin herzin (KST; 2021, s. 256-257) Ağbom ağbom can ağbom (KST; 2021, s. 263-264) Hiç gitmiyor kollarımdan Efe’m de sızısı vay vay (KST; 2021, s. 285-286) Ben ağlarım zarı zarı Garip garip ötme bülbül (KST; 2021, s. 310) Ağır ağır giden iller bizimdir (KST; 2021, s. 323-324) Gamze oku bazı bazı (KST; 2021, s. 332) 141 Kara şalvar yıldır yıldır (KST; 2021, s. 351-352) Civ civ eder kuşları (KST; 2021, s. 356) 1.1.2. Eş Anlamlı Tekrarlar Aynı anlama gelen ya da çok yakın anlamlı iki sözcüğün meydana getirdiği tekrarlardır (Ergin, 2013, s. 378). Türkülerde tespit edilen eş manalı tekrar örnekleri şunlardır: Erzurum çarşı pazar (OBYT; 2012, s. 317) Yorgun argın geldim orak biçmeden (KST; 2021, s. 99) Senin için dağı taşı yıkayım (KST; 2021, s. 179) Giyinmiş kuşanmış Osman geliyor (KST; 2021, s. 289-290) 1.1.3. İlaveli Tekrarlar Sözcüğün başına bir unsur ekleyerek oluşturulan tekrar gruplarıdır. Sözcüğün başına bir ses eklemesi yaparak oluşturulanlar ile bir veya iki hece eklenerek oluşturulanlar olarak ikiye ayrılabilir (Ergin, 2013, s. 378). Türkülerde tespit edilen ilaveli tekrar örnekleri şunlardır: Alnımız apaçık yüzümüz karasız (OBYT; 2012, s. 331-332) Ermeni’nin kökü gelsin büsbütün (KST; 2021, s. 231-232) 142 1.1.4. Zıt Anlamlı Tekrarlar Birbirine zıt olan iki sözcüğün oluşturduğu tekrarlara zıt anlamlı tekrarlar denilmektedir (Ergin, 2013, s. 378). Türkülerde tespit edilen zıt anlamlı tekrar örnekleri şunlardır: Geleceğim altüst oldu (OBYT; 2012, s. 243) 1.2. Bağlama Grubu Sıralama (ve, ile, ilâ, bir de) ve bağlama edatlarıyla yapılan bağlama grubu, edatlarla birbirine bağlanan iki unsurdan meydana gelir (Ergin, 2013, s. 379). İsim unsuru + bağlama edatı + isim unsuru şeklinde oluşturulur (Karahan, 2017, s. 65). Türkülerde tespit edilen bağlama grubu örnekleri şunlardır: Selam olsun ecdat ile ebâya Nazar ettim sağım ile soluma (OBYT; 2012, s. 331-332) Bir çift kundurayla bir de fesi var (OBYT; 2021, 222) Eller ile ben de gülsem güvensem (KST; 2021, s. 298-299) 1.3. İsim Grubu (Sıfat Tamlaması Grubu) Bir isim unsuru bir sıfat unsuruyla nitelenerek isim grubu oluşturulur. Sıfat, tamlayan ve yardımcı unsur iken; isim, tamlanan ve asıl unsur konumundadır. İsim grubu söz dizimi içinde isim, sıfat ve zarf görevi yapar (Ergin, 2013, s. 380; Karahan, 2017, s. 51-52). Bu gruba sıfat tamlaması grubu da denilmektedir. 143 Türkülerde tespit edilen isim grubu örnekleri şunlardır: Devrisi gündü Kırkağaç'ın pazarı Eli kınalı gelinler acılı kaldı Başçeşme düzünü al kanlar aldı Kucağı bebeli gelinler acılı kaldı (OBYT; 2012, s. 190). Alnımıza kara yazı yazıldı Eğri kılıç kında paslanmalıdır Kır at köpüğünden, düşman kanından (OBYT; 2012, s. 200). Kırmızı gül tez kocaldı Yaprağın yad eller yoldu Ayrılık çaresiz yare Bülbülün sefil ötüşü (OBYT; 2012, s. 242-243). Kaytanlı şalıma uçkurum taksın (OBYT; 2012, s. 253-254). Sarı altınlar delebiyor saçında Katil göller nerelere koydun Ümmü'mü? On sekizdir siyah saçın örgüsü Evlerine kara haber ulaşır Altın tası suya düşmüş dalabır Akmaz iken kanlı sular harladı Genç kızların bekârlardan dileği Anasının mühür gözlü meleği Sırma saçlar su üstünde yalabır (OBYT; 2012, s. 205-207). Güzel İmranlı'dan aldım haberi Çermişek'in önü bir büyük kaya 144 Çermişek'in önü bir derin dere Bilseydim giderdim bir ıssız yere (OBYT; 2012, s. 218). Uyku geldi ela gözler süzüldü Sarardı gül benzim döndü gazele At üstüme avuç avuç toprağı (OBYT; 2012, s. 260). Gönlümü bağladım sırma saçına (OBYT; 2012, s. 277). Palandöken yüce dağ Altı mor sümbüllü bağ (OBYT; 2012, s. 317). Öz canımdan çok sevdiğim Erzurum Çaresiz dişimi sıktım gidirem Palandökenlerin sisli dumanı Bu da benim kara bahtım gidirem (OBYT; 2012, s. 331-332). Yağlı kurşun gelir nereye kaçam Çekin kır atımı gidelim hana Sağ yanım ellemen sol yanım sızlar (OBYT; 2012, s. 99). Kanlım oldun sarı yıldız dön dön aman Neye doğdun sarı yıldız, mavi yıldız (KST; 2021, s. 132). Yavru şahin bir kekliği sorahlar (KST; 2021,140). Ah... Ala çorap örmedim de (KST; 2021,153). Gizli yaralarım var Al kana boyanıyor (KST; 2021, s. 161). 145 Dağlar oy dağlar dumanlı dağlar Ayrılan güler mi nazlı yârinden Sadık Miskini'ye yaban ellerde Diledim ki nazlı yâre gideyim Kalıp eylenemem ıssız bellerde (KST; 2021,164-165). Yaralı millete merhem olalım (KST; 2021, s. 231-232). Çok analar mahrum kaldı, anasından kızından Kara koyun sana çanlar takayım (KST; 2021, s. 179). Kömür gözlüm ataşına düşeli Didem kan yaş döker, dilim dad eyler Baş koymadım nazlı yârın dizine (KST; 2021, s. 187). Mor keçeyi boyamadım Çal kavalı garip oğlan Çal kavalı garip oğlan (KST; 2021, s. 193). Mühür gözlüm seni elden (KST; 2021, s. 194-195). A benim aslan yârim A benim hacı yârim Çok memleketler gezdim Daracık daracık sokaklar Çiğ yumurta soyulmaz (KST; 2021, s. 224-225). Al yeşil bayrağı gelin mi sandın? (KST; 2021, s. 228). 146 Yüce dağlar karsız olmaz Rüzgâr yerden kar bekleme (KST; 2021, s. 246-247). Ben Hatça'yı yitirdim de dumanlı dağlar Gel sarılalım kaçalım ince belli kız Denizin dibinde Hatça'm demirden evler Ak gerdanın altında da çiftedir benler O kınalı parmaklar da o beyaz eller Yüce dağ başına Hatça'm ekin ekilmez Varman kızlar varman kirli çobana (KST; 2021, s. 253-254). Al tavanlı yüksek evde (KST; 2021, s. 256-257). Koluna yaptırmış aney yandım hudey altın bilezik Kınalı parmaklar fincan devşirir (KST; 2021, s. 260). Nerden gider yâre yol, dost yârim perişan hâlim (KST; 2021, s. 210). Genç ömrümü bitiren (KST; 2021, s. 263-264). Yayladan gel kömür gözlüm yayladan Senin baban karşı köyün hocası Kucağıma koydular ufak bir uşak Yayladan gel suna boylum yayladan Karşı köyde köyümüzün hocası (KST; 2021, s. 265-266). Laleli çimenli dağlara yaslan Sünek gibi koç yiğidi boğdular (KST; 2021, s. 285-286). 147 Yine mi geliyor karalı bayram Büyük ferman çıkmış Konya beyinde (KST; 2021, s. 289-290). Arap atlar yakın eyler ırağı Yüce dağdan aşan yollar bizimdir Nice koç yiğitler yere serilir (KST; 2021, s. 323-324). Yayladan gel allı gelin yayladan Kesme ümidini Kadir Mevla’dan Ver elini karlı dağlar aşalım, bayramlaşalım Yayladan gel allı gelin yayladan Ver elini karlı dağlar aşalım, bayramlaşalım (KST; 2021, s. 326-327). Aram açık ela gözlü yârinan Eller bayram eder nazlı yârınan Yalan sözlerine inanmayasın (aldanmayasın) (KST; 2021, s. 334). Yüce dağın karıyıdım Kara şalvar yıldır yıldır Sağ gözünün nuruyudum (KST; 2021, s. 351-352). Kara mağaranın başları (KST; 2021, s. 356). Ol tabipten derman gelmez Şol revanda balam kaldı Bu derdi çekmeyen bilmez Şu revanda babam kaldı (OBYT; 2012, s. 242-243). Bu dert bizi iflah etmez öldürür (OBYT; 2012, s. 205-207). 148 Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır (OBYT; 2012, s. 200). Şol revanda balam kaldı Gitti gelmez ol muhannet (OBYT; 2012, s. 242-243). Aman o Ahçik civan o Ahçik (OBYT; 2012, s. 277). Daim ağlamaktır bu benim kârım (KST; 2021,140). Korkar oldum şu dağların kurdundan İçme koyun o suyu, içme dön geri (KST; 2021, s. 179). Şu karşıki tepeden, belalım amman amman Bu pınar çeşme pınar, belalım amman amman (KST; 2021, s. 210). Şu Yemen elleri ne de yamandır (KST; 2021, s. 222). Ağamsız da bu yerlerin tadı yok. (KST; 2021, s. 228). O kınalı parmaklar da o beyaz eller (KST; 2021, s. 253-254). Baba nerden aldın aney yandım hudey sen bu gelini (KST; 2021, s. 260). Bu postaya çıkmadı Şu hasretlik günümde (KST; 2021, s. 263-264). Ne kadar methetsem o kadar güzel Bana derler şu kötünün kocası (KST; 2021, s. 265-266). Peşine düşmüş de şu Karaca Bey (KST; 2021, s. 289-290). 149 Bu köy bizim köye benzemir lo gelele (KST; 2021, s. 304). Gitti o yâr ile ülfetim çağı (KST; 2021, s. 306). Ben bu sırra eremedim Bu dertler yaralar bizi (KST; 2021, s. 332). Bu dünyada bir şey bilmem Ben bu yaradan ölürsem (KST; 2021, s. 351-352). Bu işi de yapan (KST; 2021, s. 356). Kırmızı gül her dem olmaz Her dertten nasibin aldı (OBYT; 2012, s. 242-243). Kimseler düşmesin böyle zalime (OBYT; 2012, s. 205-207). Böyle garipleri yıkar mı adam (OBYT; 2012, s. 253-254). Başka bahçeyi besleyeyim (KST; 2021, s. 246-247). Her yandan çevirdi yolumu dağlar (KST; 2021,164-165). Uyur iken gördüm bir düş (KST; 2021, s. 332). Bir elekçi gelse bir elek alsam (KST; 2021, s. 298-299). Bir bayram gününü çok gördü bana Köyün çeşmesinden bir su içmeden (OBYT; 2012, s. 99). 150 Bir havar eyleyin elden ellere Bir ateş-i cansu düştü dillere (KST; 2021, s. 306). Bu dünyada bir şey bilmem (KST; 2021, s. 351-352). Sepetçioğlu bir ananın kuzusu (KST; 2021, s. 285-286). Önüme koydular bir çift suyudu (KST; 2021, s. 265-266). Bir yıldız doğdu nur ile (KST; 2021, s. 132). Bir yüzgörümlüğüne (KST; 2021, s. 161). Sanırsın karşında bir aydır doğmuş oy (KST; 2021, s. 260). Soramadım bir çift sözü (KST; 2021, s. 332). Bir su içtim gözünden (KST; 2021, s. 356). Başçeşme düzünde iki hurç tütün Öveçli kırında üç sıra mezar (OBYT; 2012, s. 190) Dört bir yanın diken saldı Sevda değil bir alamet (OBYT; 2012, s. 242-243). Anasının bir tanecik kekliği (OBYT; 2012, s. 205-207). Maley'i benzettim üç günlük aya Çermişek'in önü bir derin dere Çermişek'in önü bir büyük kaya 151 Bilseydim giderdim bir ıssız yere (OBYT; 2012, s. 218). İçinde bir kız gezer (OBYT; 2012, s. 317). Üç gün oldu elim yârdan üzüldü (OBYT; 2012, s. 260). Bin can az gelirse iki bin cana Üç kez geri döndüm baktım gidirem Kırk senedir beklediğim ekini (OBYT; 2012, s. 331-332). Geçen üç aylarda şivana başlar (KST; 2021,140). Ben feleğe minnet etmem beş günü (KST; 2021, s. 187). Yedi bahçeyi becersen (KST; 2021, s. 246-247). Yedi bayram kına yakmam elime (KST; 2021, s. 265-266). Süre süre indirdiler üç taşa On iki kaymakam, beş tane paşa (KST; 2021, s. 289-290). Bir oğlum olsa da gitse hocaya Bir kızım olsa da bir fistan diksem Bir elekçi gelse bir elek alsam Babası oturmuş bir evlat ister Kadir Mevla’m bize bir evlat göster (KST; 2021, s. 298-299). Bir selamın gelse de başım üstüne Üç köyün içinde koşma Emine'm (KST; 2021, s. 346). 152 İk'elin sokmuş koynuna Ardımda yüz on beliğim (KST; 2021, s. 351-352). Bir ev burda bir ev garşıda galmış Kırk senelik ağaç çürümüş galmış (KST; 2021, s. 304). Ben bir koyun olayım sen de bir kuzu (KST; 2021, s. 326-327). Yavru şahin bir kekliği sorahlar (KST; 2021,140). Bir çift kundurayla bir de fesi var (KST; 2021, s. 222). Bir tas da içilmez a canım (KST; 2021, s. 242-243). Bir okka kına aldın mı (KST; 2021, s. 256-257). Bir kerrece bahtı geçti (KST; 2021, s. 332). 1.4. İyelik Grubu (İsim Tamlaması Grubu) İki isim unsurunun yan yana gelerek oluşturdukları sözcük grubudur. “İsim tamlamasında birinci unsurun ikinci unsurla bağlantısı, zamirlerde ekli, isimlerde ise ekli ya da eksizdir, tamlamanın ikinci unsuru daima iyelik eki taşır” (Karahan, 2017, s. 42). Türkçede vurguyu taşıyan her unsur da olduğu gibi bu grupta da ana unsur sonda yani tamlanandadır. Türkülerde tespit edilen iyelik grubu örnekleri şunlardır: Devrisi gündü Kırkağaç'ın pazarı Bilmem bize değdi kimin nazarı Eli kınalı gelinler acılı kaldı 153 Etrafımız çevrildi kolcuyla bütün Kucağı bebeli gelinler acılı kaldı Biz vurulduk imamımız dağlarda gezer Kolcubaşı İsmail'in gülmesin yüzü (OBYT; 2012, s. 190) Alnımıza kara yazı yazıldı Köroğlu düşer mi yine şanından Ayırır çoğunu er meydanından Çevrem dolup şalvar ıslanmalıdır (OBYT; 2012, s. 200) Balam nenni yavrum nenni Şol revanda balam kaldı Uyu benim körpe balam Yaram derin tabip gelmez Kırmızı gülün sevdası Revan şu dağın arkası Kırmızı gül rengin soldu Yaprağın yad eller yoldu Geleceğim altüst oldu Her dertten nasibin aldı Dört bir yanın diken saldı Kader yuvamızı yıktı Kırmızı gül gönlüm sende Kokun aldım yel esende Mezar sarar bedenime Kırmızı gülün bitişi Dikenin güle batışı Bülbülün sefil ötüşü (OBYT; 2012, s. 242-243) Taburun önünde tüfek çattılar Evime barkıma haber saldılar 154 Koğuşun önünde kuruldu kazan Kolların kırıla mezarım kazan Görmedi bir daha gözüm kör oldu Hicran ateşi de gönlüme doldu Anama deyin de odama girsin Kaytanlı şalıma uçkurum taksın (OBYT; 2012, s. 253-254) Sarı altınlar delebiyor saçında Katil göller nerelere koydun Ümmü'mü? On sekizdir siyah saçın örgüsü Bu güzellik sana hakkın vergisi Suya düştü Ümmü kızın kendisi Davulcusu kaya dibi dolaşır Seymanları kuzu gibi meleşir Evlerine kara haber ulaşır Altın tası suya düşmüş dalabır Gelin Ümmü başın kimler bağladı Başımdan yazmamı yörükler aldı Ağzımdan firmamı balıklar aldı Gaynı kavuşmamız mahşere kaldı Genç kızların bekârlardan dileği Anasının mühür gözlü meleği Yeni çıkmış kestanenin dalına Beni koymadılar kendi hâlime Anasının bir tanecik kekliği (OBYT; 2012, s. 205-207) İsmet'i kapına kul eyle bari Çermişek’in önü bir büyük kaya Çektiğim emekler hep gitti zaya Çermişek’in önü bir derin dere Tutun elimden de batırın kara 155 Maley’in giydiği dühan basması Maley’i sorarsan köyün yosması (OBYT; 2012, s. 218) Üç gün oldu elim yârdan üzüldü Ağam nerden aşar gelir yaylanın yolu Paşam nerden aşar gelir Bingöl'ün yolu Doldur doldur nargilemi tazele Sarardı gül benzim döndü gazele Tut elimden götür indir beni mezere At üstüme avuç avuç toprağı Asker indi llıca'nın düzüne Geri döndüm şehir çarptı gözüme Geri döndüm düşman çarptı gözüme Ben garibem kimse bakmaz yüzüme (OBYT; 2012, s. 260) Askerin milletin bayrağınla çok yaşa Marş ileri dönmez geri Türk’ün askeri Doğunun Türkleri bayrak açmış bekliyor Parlayan yıldızın âlemi tenvir eder Cumhuriyet bayrağın semalar içre süzer (OBYT; 2012, s. 262-263) Eser bad-ı saba zülfün teline Serimi sevdaya salan o Ahçik Vardım kiliseye baktım haçına Gönlümü bağladım sırma saçına Ahçik'i kaybettim yüreğim yanar (OBYT; 2012, s. 277) İçinde bir kız gezer Elinde divit kalem Katlime ferman yazar 156 Nice ki bu canım sağ (OBYT; 2012, s. 317) Öz canımdan çok sevdiğim Erzurum Çaresiz dişimi sıktım gidirem Gafillerden darbe yedi gururum Kaderime boyun büktüm gidirem Tuz ektiler çalıştığım çabaya Emeğimi suya kattım gidirem Benim canım feda idi bin cana Kırılmış sazımı astım tavana Çevirdim yönümü döndüm divana Bilerek koluma taktım gidirem Nazar ettim sağım ile soluma Yel devirsin sebeplerin kökünü Sırtıma verdiler sitem yükünü Kırk senedir beklediğim ekini Palandökenlerin sisli dumanı Engininde bulamadım gümanı Alnımız apaçık yüzüm karasız Reyhani'yim derdim gamım dinmedi Bu da benim kara bahtım gidirem (OBYT; 2012, s. 331-332) Yavrusunu sinek kapmış gördün mü? Öküzüm torbadan düştü gördün mü? (OBYT; 2012, s. 336) Küğre bayramınız karalı geldi Köyün çeşmesinden bir su içmeden Çağıla yaslandım cigaram içem Kanadım yoktur ki havaya uçam Çekin kır atımı gidelim hana Söyleyin kirveme küsmesin bana 157 Başımda ağlaşır gelinler kızlar Sağ yanım ellemen sol yanım sızlar (KST; 2021, s. 99) Şavkı vurdu pencereden o leylim Kavlim var dün geceden yâr yâr aman Kanlım oldun sarı yıldız dön dön aman Ahdım (sözüm) vardı o yâr ile (KST; 2021, s. 132) Kitabın gavlince dağlar al geymiş Garışmış nergisi çöl bayram eder Günüm getti artıh görünmez yolum Mevla’nın aşkına kıbledir yönüm Daim ağlamaktır bu benim kârım (KST; 2021, s. 140) Teyyaremi uçurdum Ben aklımı şaşırdım Teyyaremin kanadı (KST; 2021, s. 144) Ayağıma giymedim Gıymat kızın gözleri de (KST; 2021, s. 153) Ceviz arasında vardır evimiz Yâr seninle böyle miydi kavlimiz? Mezarımı benim derin kazın yandım da bol olsun Ben ölüyom aman sevdiceğim sağ olsun... (KST; 2021, s. 159) Benim karalarım var Çözme tabip yaramı (KST; 2021, s. 161) 158 Her yandan çevirdi yolumu dağlar Kırdı kanadımı kolumu dağlar O yârin hasreti bağrımı dağlar Dağlar oy dağlar içim kan ağlar Ayrılan güler mi nazlı yârinden Küle döndüm hasretinden narından Kurtulmadım boranından karından Perişan eyledi hâlimi dağlar Şimdi sevdiğimin gözü yollarda Dağlar oy dağlar içim kan ağlar (KST; 2021, s. 164-165) Sevdiğini görünce İkimizin resmini çıkarsınlar yan yana Derelerin çakılı Ağabeyimin çakırı (KST; 2021, s. 172) Ablam sağdı ben önünde oturdum Çok analar mahrum kaldı, anasından kızından Korkar oldum şu dağların kurdundan Koyun geldi, kuzu gelmez ardından Ben de bıktım şu ananın derdinden Takayım da ben keyfime bakayım Tuz yalattım, ciğerini ağrılara belettim Şimdi sözlerimi tutmanın yeri (KST; 2021, s. 179) Kömür gözlüm ataşına düşeli Didem kan yaş döker, dilim dad eyler Selvim ne beklersin, Şah’ın köşkünü? Baş koymadım nazlı yârın dizine Doya doya bakamadım yüzüne Uyma Selvim, uyma eller sözüne 159 Yine rengin almış dağlar lalesi Yıkıldı gönlümün burcu, Kalesi Emrah'ın çektiği Selvi belası (KST; 2021, s. 187) Çobanın elinde kaval Hele ardında sürüsü var Bizim evin önü pınar (KST; 2021, s. 193) Mühür gözlüm seni elden Kavımından akrabandan Kardeşinden öz babandan Seni doğuran anandan Beşikte yatan kuzundan Hem oğlundan hem kızından Ben seni senin gözünden Su içtiğin kurnalardan Giyindiğin sırmalardan, urbalardan Elindeki goncalardan (KST; 2021, s. 194-195) Yol üstünde karakol belalım amman amman Nerden gider yâre yol, dost yârim perişan hâlim Şu karşıki tepeden, belalım amman amman Belki gider yâre yol, dost yârim perişan hâlim Yüreğim ona yanar, dost yârim perişan hâlim (KST; 2021, s. 210) Anom Yemen'dir, gülü çimendir Burası Muş'tur, yolu yokuştur Kışlanın önünde redif sesi var Açın çantasını bakın nesi var Bir çift kundurayla bir de fesi var (KST; 2021, s. 222) 160 Kanadın açıverdi Elin oğlu değil mi? A benim aslan yârim Duvara yaslan yârim Sineme yaslan yârim Güvercinim uyur mu? A benim hacı yârim Başımın tacı yârim Sen bari acı yârim Caminin müezzini yok İçinin düzeni yok Caminin ezan vakti İçinin düzen vakti Sonbahar güzel vakti (KST; 2021, s. 224-225) Tez gel ağam tez gel dayanamirem Ağam öldüğüne inanamirem Koyun gelir kuzusundan adı yok Sıralanmış küleklerin sütü yok Ağamsız da bu yerlerin tadı yok Ağamı yolladılar Yemen eline Çifte tabancalar takmış beline (KST; 2021, s. 228) Hırsından Marzmanof iki çatlıyor Yarın evlatlarım Allah aşkına Atın aslanlarım Kars'ı alalım Sarın evlatlarım Allah aşkına Şehit olanımız cennet köşküne Kars'ın kalasında Yahni Çölü'nde Halid Paşa önde, tüfek elinde Vurun evlatlarım Allah aşkına 161 Süvariler kalkmış atın gemliyor Mirmanof göğsünden kanlar damlıyor Sürün evlatlarım Allah aşkına Ermeni'nin kökü gelsin büsbütün Varın evlatlarım Allah aşkına (KST; 2021, s. 231-232) Herkes sevdiğini aldı da yürüdü Sürmelim amman Soğuktur suları yâr (KST; 2021, s. 242-243) Böyle bağlar anam Yâr başını böyle bağlar Yıkılsın anam böyle bağlar Sen oğlundan bar bekleme Gelin başını böyle bağlar Ne yapsın anam böyle bağlar (KST; 2021, s. 246-247) Evlerinin önünde pınarlar harlar Hatça'm çıkmış pencereye ay gibi parlar Gözlerimin pınarları durmadan çağlar A kız kendi saçını öremedin mi? Denizin dibinde Hatça'm demirden evler Ak gerdanın altında da çiftedir benler Yolcuyu yolundan eyleyen dilber Üçüne de beşine de Hatça'm onuna Ben de yandım Hatça’mın basma donuna Yüce dağ başına Hatça'm ekin ekilmez Yağmur yağmayınca Hatça'm kökü sökülmez Ellerin köyünde Hatça'm kahır çekilmez Doldur ağıları içelim Hatça'm Yüce dağ başında Hatça’m harmanın mı var 162 Harmanı kaldırmaya dermanın mı var Hatça’m beni öldürmeye fermanın mı var (KST; 2021, s. 253-254) Evlerinin önü kavak Elim kına yüzüm duvak Uyan Ali’m sabah oldu Çağırın gelsin yoldaşımı Evlerinin önü iğde İğdenin dalları yerde Evlerinin önü mersin Mevla’m sevdiğine versin Bu da kızıma dedin mi (KST; 2021, s. 256-257) Odasına vardım kahve pişirir Seni gören âşık aklın şaşırır Odasına vardım namaza durmuş oy Kaşları, gözleri aney yandım hudey kendine uymuş Sanırsın karşında bir aydır doğmuş oy Keten gömlek giymiş yakası ezik oy Koluna yaptırmış aney yandım hudey altın bilezik (KST; 2021, s. 260) Trenin paftaları Üstünün noktaları Sebebim oldun ağbom Genç ömrümü bitiren Sebebimsin sen ağbom Aklım baştan alıyor Şu hasretlik günümde (KST; 2021, s. 263-264) 163 Gelin oldum Karabel'in eline Yedi bayram kına yakmam elime Önüme koydular bir çift suyudu Çocuk geldi kucağımda uyudu Baba bana edeceğin bu muydu? Senin baban karşı köyün hocası Çok peşime düştü genci kocası Bana derler şu çocuğun kocası Bana derler şu kötünün kocası Top bürür saçını gözünü süzer Altıma serdiler minderden döşek Kucağıma koydular ufak bir uşak Yayladan gel suna boylum yayladan Dişleriynen ekmek doğrar tazıya Adını sorarsan adı Şaziye Ocağa koyduğum dünkü suyudu Şahin geldi kucağımda uyudu Aman Allah bana yapacağın bu muydu? Karşı köyde köyümüzün hocası Başıma toplandı genci kocası Dizime vurdum da gerdek gecesi Yayladan gel kömür gözlüm yayladan (KST; 2021, s. 265-266) Sepetçioğlu bir ananın kuzusu Hiç gitmiyor kollarımdan Efe’m de sızısı vay vay Böyle imiş alnımızın yazısı Yassıl dağlar yassıl, Osman Efe’m de geliyor vay vay Anamı babamı oradan kovdular (KST; 2021, s. 285-286) 164 Vurulmuş aslanım şen olsun dünya Aslanın bindiği Arap küheylan Anası oturmuş oğluna hayran Aslanın mavzeri terkide bağlı Anası havlıyor vurulmuş oğlu Aslanın bindiği yıldızlı eyer Osman Efe’m gider yolun sağında Dağların kilidi Osman geliyor Aslanın çektiği garibin yası Kırşehir elinde duyulur sesi Ağzına doluşmuş kurşunun isi Peşine düşmüş de Karaca Bey (KST; 2021, s. 289-290) Bir oğlum olsa da gitse hocaya Bir kızım olsa da bir fistan diksem Zülfünü tarayıp saçını örsem Babası oturmuş bir evlat ister Kadir Mevla’m bize bir evlat göster (KST; 2021, s. 298-299) Asri gurbet harap etmiş köyümü (KST; 2021, s. 304) Gönül ravzasından civanım gitti Lal-i mercan ebru kemanım gitti Gitti o yâr ile ülfetim çağı Gül beyi vuslatın söndü çırağı Ateş almış gönül yoktur durağı Derdim azdı elden dermanım gitti Ayırma gönlümü nuri Hüdadan Sen sanma Rahim-i Rahmanım gitti (KST; 2021, s. 306) 165 Bülbülün kanadı sarı Elimden aldılar yârı Benim derdim bana yeter Bülbülün kanadı beyaz Al kalemi derdimi yaz (KST; 2021, s. 310) Belimizde kılıcımız kirmani Taşı deler mızrağımın temreni Hakkımızda devlet vermiş fermanı (KST; 2021, s. 323-324) Kâkülü boynuna dökülür gelir Kesme ümidini Kadir Mevla’dan Ver elini karlı dağlar aşalım, bayramlaşalım (KST; 2021, s. 326-327) Mecnunum Leyla’mı gördüm Kaşlarını yıktı geçti Ay mıydı gün müydü yüzü Şavkı beni yaktı geçti Ateşinden göremedim Yâr sineme çaktı geçti Yâr zülfünü kement etmiş Boynumuza taktı geçti (KST; 2021, s. 332) Aram açık ela gözlü yârinan Benim ömrüm geçer ahuzarınan Selvi’nin dalına yaslanmayasın El kızı dediğin Azrail dostu Yalan sözlerine inanmayasın (KST; 2021, s. 334) 166 Emine’m oturmuş da taşın üstüne Taramış zülfünü de kaşın üstüne Bir selamın gelse de başım üstüne Üç köyün içinde koşma Emine’m Emine’min evini araladılar Dağların ardında paraladılar Emine’min tabutunu karaladılar (KST; 2021, s. 346) Kardeş tüfeğini doldur Evimize gidelim de öldür Dağların karı erisin Beddua vermem kardeşime Ağzımda dilim çürüsün İki elin sokmuş koynuna Ahirette sarıl boynuma Varmam pınarın başına Gülyağı sürmem kaşıma Ceza vermeyin kardeşime Yüce dağın karıyıdım Ben anamın biriyidim Sağ gözünün nuruyudum Ardımda yüz on beliğim Çiğnimden aldım soluğum Böyle söylediğime bakmayın (KST; 2021, s. 351-352) Konaklı’nın yüzünden Kilimleri noktalı Demircili’nin muhtarı Demircili’nin düzünden Bir su içtim gözünden Yan Ali’nin yüzünden 167 Kara mağaranın başları Civ civ eder kuşları Kargaların ağzında Yusuf’un leşleri (KST; 2021, s. 356) 1.5. Belirtisiz İsim Tamlaması Grubu (Birleşik İsim Grubu) Yeni sözcükler bulma fikri, dil kullanıcılarının birleşik sözcükler yapmasına zemin hazırlamıştır. Türkçede birleşik sözcükler ya anlam kayması yoluyla ya ses kaynaşması yoluyla ya da sözcük türleri kayması yoluyla yapılmaktadır (Hatiboğlu, 1972b, s. 37). Türkiye Türkçesinde taşıdıkları nitelik bakımından iki türlü birleşik kelime vardır: A. Birleşik kelime içindeki sözlerden her birinin kendi anlamını koruyarak ortaklaşa yeni bir kavrama karşılık oluşturduğu birleşikler. Bu türlü birleşik kelimeler dilimizde çok geniş bir yer tutar. B. İkinci tür birleşiklerde birleşik kelimeyi oluşturan sözlerden biri veya tamamı ya ses yapısı ya da anlam bakımından birer değişme ve dönüşme aşamasından geçerek yeni bir kavrama karşılık olmuşlardır. Bunlarda şekil ve anlam bakımından dönüşmeye dayalı bir kalıplaşıp kaynaşma söz konusu olduğu için, A grubundaki birleşiklerden farklı olarak bitişik yazılırlar. (Korkmaz, 1999, s. 679-683) Türkülerde tespit edilen birleşik isim grubu örnekleri şunlardır: Başçeşme düzünü al kanlar aldı Başçeşme düzünde vurdular bizi Kolcubaşı İsmail’in gülmesin yüzü (OBYT; 2012, s. 190) Bizden selam olsun Bolu Beyi'ne Ok gıcırtısından, kalkan sesinden Ayırır çoğunu er meydanından Kır at köpüğünden, düşman kanından (OBYT; 2012, s. 200) Gülü gül içinde ara (OBYT; 2012, s. 242-243) 168 Hicran ateşi de gönlüme doldu (OBYT; 2012, s. 253-254) Gelin Ümmü kaldı göller içinde Davulcusu kaya dibi dolaşır Sırma saçlar su üstünde yalabır Kapı ardına asakoymuş eleği Yol üstüne kurakoymuş çıkrığı Oyun havasına büker ipliği Dam başına asakoymuş kalbırı (OBYT; 2012, s. 205-207) Kızılırmak coşmuş gel beri beri Maley'in giydiği dühan basması Maley'i yakışır zülüf kesmesi (OBYT; 2012, s. 218) Al da bayrağı düşman üstüne (OBYT; 2012, s. 262-263) Ahçik’i yolladım Rum eline Gel seni götüreyim İslam eline (OBYT; 2012, s. 277) Kattım Karasu’ya aktım gidirem Sanki matem düşmüş yâr otağına Seyreyledim Palandöken Dağı'na Sırtıma verdiler sitem yükünü Ezanlar okundu seher zamanı Tanbura Köyü’nden Emrah çaresiz İftira darbesi cana sinmedi (OBYT; 2012, s. 331-332) Manda yuva yapmış söğüt dalına aman aman Sabah ezanını okurken aman aman (OBYT; 2012, s. 336) 169 Bir bayram gününü çok gördü bana Küğrem mapushane yolunu gözler (KST; 2021, s. 99) Şavkı vurdu pencereden o leylim Kavlim var dün geceden yâr yâr aman Kanlım oldun sarı yıldız dön dön aman Ahdım (sözüm) vardı o yâr ile (KST; 2021, s. 132) Kızılırmak can incitme sen bugün (KST; 2021, s. 140) Yeşildağ’a düşürdüm (KST; 2021, s. 144) Göl köyünü de yol ettim (KST; 2021, s. 153) Ceviz arasında vardır evimiz Mezar arasında yandım aman harman olur mu? Kama yarasına yandım aman derman olur mu? (KST; 2021, s. 159) Yâr yoluna bakarım (Hop hop nanay nanay) Beşibirlik takarım (Hop hop nanay nanay) (KST; 2021, s. 161) Sonra seni çay başına ilettim (KST; 2021, s. 179) Ezelden olmuşum gamlar düşkünü Uyma Selvi'm, uyma eller sözüne Yine rengin almış dağlar lalesi Emrah'ın çektiği Selvi belası (KST; 2021, s. 187) Yol üstünde karakol, belalım amman amman (KST; 2021, s. 210) 170 Kışlanın önünde redif sesi var (KST; 2021, s. 222) Ağamı yolladılar Yemen eline (KST; 2021, s. 228) Karadağ'dan düşman topu patlıyor Yarın evlatlarım Allah aşkına Şehit olanımız cennet köşküne Kars'ın kalasında Yahni Çölü'nde Mirmanof göğsünden kanlar damlıyor Askerler yürüyor Gümrü yolunda (KST; 2021, s. 231-232) Anamur yolları kayrak çakıllı Anamur üstünü duman bürüdü Anamur yolları yâr yâr Anamur üstünü yâr yâr (KST; 2021, s. 242-243) Oğul bağı, barsız olmaz (KST; 2021, s. 246-247) Yüce dağ başında Hatça’m harmanın mı var? (KST; 2021, s. 253-254) Çattılar ocak taşını Vurdular düğün aşını (KST; 2021, s. 256-257) Dizime vurdum da gerdah gecesi (KST; 2021, s. 265-266) Sepetçioğlu bir ananın kuzusu Kalk gidelim kışla önü aşağı Yaman olur Kastamonu uşağı (KST; 2021, s. 285-286) 171 Yaylalar içinde Erzurum yayla Şehirler içinde Konya'dır Konya Büyük ferman çıkmış Konya beyinde Kırşehir elinde duyulur sesi Efeler içinde Osman Efe hey (KST; 2021, s. 289-290) Gönül ravzasından civanım gitti Gitti o yâr ile ülfetim çağı Gül beyi vuslatın söndü çırağı (KST; 2021, s. 306) Kalktı göç eyledi Avşar illeri (KST; 2021, s. 323-324) Karahisar Kalesi yıkılır gelir (KST; 2021, s. 326-327) Sandım ki Zöhre Yıldızı Seher vakti göremedim Gamze oku bazı bazı (KST; 2021, s. 332) El kızı dediğin Azrail dostu (KST; 2021, s. 334) El içinde arlanıyom Yayla çiçeği yürüsün Hele bakın eloğluna Gülyağı sürmem kaşıma Yazık oldu eloğluna (KST; 2021, s. 351-352) Yeniköy’e gitmeli Çarşamba’ya gitmeli (KST; 2021, s. 356) 172 1.6. Unvan Grubu Bir kişi adı ve bir unvan/akrabalık adı ile kurulan sözcük öbeğidir. Bu grupta kişi adı başta, unvan/akrabalık adı ise sonda bulunur ve iki unsur da eksiz birleşir. (Karahan, 2017, s. 68). Vurgu isim unsuru üzerindedir. Türkçede akrabalık/unvan isimleri zaman zaman başta da bulunabilir, o durumda birleşik isimden söz edilmelidir (Ergin, 2013, s. 389). Türkülerde tespit edilen unvan grubu örnekleri şunlardır: Hoş gelişler ola Mustafa Kemal Paşa (OBYT; 2012, s. 262-263) Gıymat gız gibi görmedim Hasan da çavuş uslanmazsa (OBYT; 2012, s. 356) Ali İzzetî amcalardan (KST; 2021, s. 194-195) Halid Paşa önde, tüfek elinde Halid Paşa der ki "Durmayın atın!!" (KST; 2021, s. 231-232) Efeler içinde Osman Efe hey Peşine düşmüş de şu Karaca Bey (KST; 2021, s. 289-290) 1.7. Ünlem Grubu Türkçede bir cümleyi oluşturan ögeler arasında yer alan ünlem/seslenme öbekleri (C. Alyılmaz, 1994, s. 258; Gemalmaz, 1992, s. 125), geleneksel dil bilgisinde cümle dışı unsur olarak adlandırılmıştır. Cümle dışı ögeler, yükleme sorulan herhangi bir soruya cevap veremeyen ve yüklemi tamamlamayan ögelerdir. Bu ögeler cümlenin içinde yer aldığı için “cümle dışı öge” adlandırması yerine “yüklem dışı öge” adlandırması da kullanılabilir (Çelik vd., 2006, s. 22). Bazı araştırmacılar tarafından ünlemler, ünlem 173 öbekleri, bağlama edatları, hitaplar (Karaağaç, 2009, s. 196; Karahan, 2017, s. 36) bunlara ek olarak ara sözler, açıklayıcı cümleler (Özkan ve Sevinçli, 2008, s. 124; Aktan, 2009, s. 111) de cümle dışı unsurlar arasında değerlendirilmiştir. Araştırmacılar tümlecin anlamına duygu yükleyen, onu daha etkili kılan (Dizdaroğlu, 1976, s. 42) cümle ögeleri için farklı isimlendirmeler kullanmıştır: seslenme tümleci, seslenmeli tümleç, ünlem tümleci, seslenmeli özne, seslenmeler, seslenme grupları, seslenme blokları, hitaplar, hitap blokları, hitap grupları adlandırmaları kullanılmaktadırlar (S. Alyılmaz, 2015, s. 31-50). Harekete hitap edici bir unsur ekleyen bu tümleçlere seslenmeli tümleç denmektedir (Hatiboğlu, 1972a, s. 135-136). Doğrudan ünlemlerden ya da ünlem niteliğindeki çeşitli birliklerden oluşan öznelere seslenmeli özne dendiğini de belirtilir (Dizdaroğlu, 1976, s. 42). Bazı araştırmacılar seslenme tümleci denilen bu birliklerin sadece ünlemleri ve hitap unsurlarını içine aldığını kaydeder (Özmen, 1995, s. 225). Ünlem tümleci de denilen bu öbekler, iletişimde alıcının dikkatini çekmeye yarayan biçimbirimlerdir (Delice, 2003, s. 162). Seslenmeli tümleçler cümlede anlamı kuvvetlendirme/pekiştirme, ritim ve uyum gibi sebeplerle ters tekrarlar şeklinde kullanılmaktadır (Üstünova, 2010, s. 15-23). Ünlemlerin/seslenme öbeklerinin/hitap bloklarının cümle içindeki görevi; iletişimde verici ile alıcıyı uyarmak, alıcıyı iletişim ortamının içine almak ve içinde tutmak, cümleler arasındaki anlam ilişkilerini belirginleştirmektir (C. Alyılmaz, 1994, s. 252; Gemalmaz, 1992, s. 128). Ünlem öbeği, kısaltma öbeklerindendir. Ünlem öbekleri, tek başlarına bilgi vermez ve ister edatlı ister tonlamalı olsunlar cümle sayılamazlar; çünkü bir yargı, bir bildirme veya ol- ve yap- yoktur. Ünlemler, saygı belirtileri ve hitaplar, cümleye benzer söylenmelerine hatta cümle tonlamalarına sahip olmalarına rağmen cümle değildir. Ünlem öbekleri, bir olayı değil, bir olay karşısında dil kullanıcısının duruşunu bildirdiği için, cümle dışı ögelerdir; cümlenin değil, metnin ögeleridir. (Karaağaç, 2009, s. 153) Verici ile alıcı/hatip ile muhatap arasında iletişimin sağlanabilmesi için bir duruma (situation) ihtiyaç vardır. Seslenmeler (hitaplar)/seslenme grupları (hitap grupları), söz konusu iletişimin gerçekleşmesinde uyaran/uyarıcı/dikkat çekici görevini üstlenirler. Yani verici, alıcıya mesajı sözlü veya yazılı olarak iletirken önce ona seslenir/hitap eder ve onu bu seslenmeler vasıtasıyla iletişim ortamına çekerek mesajını iletir/bilgiyi aktarır. Seslenmeler/seslenme grupları vericinin ve alıcının 174 durumlarına, birbirleriyle olan münasebetlerine ve mesajın niteliğine uygun olarak seslenme ünlemleriyle birlikte kullanılırlar. Seslenmeleri/seslenme gruplarını kuvvetlendirmek, pekiştirmek ve vurgulamak amacıyla kimi zaman işaretli, kimi zaman da işaretsiz olarak kullanılan ünlemler, gerçekte görevli dil ögeleri olmalarına rağmen, seslenmelerle/seslenme gruplarıyla âdeta belirten- belirtilen/tamlayan-tamlanan ilişkisi kurarlar. (C. Alyılmaz, 2010, s. 35) Yüklemin doğrudan tamamlayıcısı olmasalar da ünlem öbekleri, sıralama bakımından cümlenin ilk ögesidir (S. Alyılmaz, 2015, s. 31-50). Ünlem/seslenme edatı ve isim unsuru bir ünlem grubunu oluşturur. Ünlem unsuru (ey, ay, hey, a, bre, ya, yahu, be vd.) başta, isim unsuru sondadır ve ikisi de eksiz birleşirler (Ergin, 2013, s. 390; Karahan, 2017, s. 70). Ünlemler/seslenme ünlemleri olarak adlandırılan “a, ay, ey, hay, hey, abe, bire / vire, ya, yahu, be, behey” ünlemleri bazen tek başına kullanıldığında da iletişim ortamının durumunu belirleyebilir (Daşdemir, 2014, s. 152-158). Cengiz ALYILMAZ (1999, s. 534-540), Türkçede seslenme ünlemleri ile seslenmelerin birlikte kullanımlarıyla ilgili yapıları ünlem / ünlem grubu + seslenme / seslenme grubu; ünlem / ünlem grubu + seslenme / seslenme grubu + seslenme eki / seslenme edatı; ünlem / ünlem grubu + ø; ø + seslenme / seslenme grubu + ø; ø + seslenme / seslenme grubu + seslenme eki / edatı olarak beş grupta incelenebileceğini kaydeder. Türkülerde tespit edilen ünlem grubu örnekleri şunlardır: Balam nenni yavrum nenni (OBYT; 2012, s. 242-243) Aman o Ahçik civan o Ahçik (OBYT; 2012, s. 277) Ben ölüyom aman sevdiceğim sağ olsun (KST; 2021, s. 159) Dağlar oy dağlar dumanlı dağlar (KST; 2021, s. 164-165) 175 Le le çoban (KST; 2021, s. 193) Anom Yemen'dir gülü çimendir (KST; 2021, s. 222) A benim aslan yârim A benim hacı yârim (KST; 2021, s. 224-225) Kaynak da çakıllı a canım (KST; 2021, s. 242-243) Aman Allah bana yapacağın bu muydu (KST; 2021, s. 265-266) 1.8. Sayı Grubu Basamak sistemine göre dizilmiş sayı isimlerinden oluşan sözcük öbeğidir. Eksiz birleşen bu sayı öbeğinde vurgu ikinci unsurdadır (Ergin, 2013, s. 390-392; Karahan, 2017, s. 72). Türkülerde tespit edilen sayı grubu örnekleri şunlardır: On sekizdir siyah saçın örgüsü (OBYT; 2012, s. 205-207) Bin can az gelirse iki bin cana (OBYT; 2012, s. 331-332) On iki kaymakam, beş tane paşa (KST; 2021, s. 289-290) Ardımda yüz on beliğim (KST; 2021, s. 351-352) 176 1.9. Edat Grubu Bir isim unsuru ile bir son çekim edatından (ile, için, kadar, göre, rağmen, karşı, gibi vb.) meydana gelen sözcük öbeğidir. Edat grubunun isim unsuru çeşitli çekim ekleri alır ancak edat unsuru eksiz kalır. Vurgu isim unsurunda yani birinci unsurdadır (Ergin, 2013, s. 392; Karahan, 2017, s. 62). Türkülerde tespit edilen edat grubu örnekleri şunlardır: Seymanları kuzu gibi meleşir (OBYT; 2012, s. 205-207) Cephede süngüler ayna gibi parlıyor (OBYT; 2012, s. 262-263) Gıymat gız gibi görmedim (KST; 2021, s. 153) Senin için, dağı taşı yıkayım (KST; 2021, s. 179) Hatça'm çıkmış pencereye ay gibi parlar (KST; 2021, s. 253-254) Gurban olam çiğdem gibi geline Gurban olam senin gibi geline Gurban olam güççük gibi geline (KST; 2021, s. 265-266) Analar doğurmaz sen gibi aslan Sünek gibi koç yiğidi boğdular (KST; 2021, s. 285-286) Yıldız gibi aktı geçti (KST; 2021, s. 332) 177 1.10. İsnat Grubu İsnat grubu biri diğerine isnat edilen iki isim unsurunun meydana getirdiği sözcük öbeğidir. Kendisine isnat edilen unsur ya yalın hâlde gelir ya da iyelik eki alır, İsnat unsuru ise bir sıfat ya da sıfat yerine kullanılan bir kelime grubu olur. Vurgu ikinci unsurdadır ve isnadın vurgusu grubun vurgusu hâline gelir (Ergin, 2013, s. 392). İsnat grubuna şu örnekler verilebilir: alnı açık, bağrı yanık, sırtı pek, başı bozuk vb. Türkülerde isnat grubu örneği bulunamamıştır. 1.11. Aitlik Grubu Yalın hâlde bulunan ya da ilgi eki veya bulunma eki almış bir isim unsuru ile aitlik eki almış bir isim unsurundan meydana gelen sözcük öbeğidir. Son sözcüğünün yalın, ilgi eki ya da bulunma hâli -ki’yi kabul eden her sözcük öbeğinden aitlik grubu yapılabilir (Ergin, 2013, s. 385). Türkülerde tespit edilen aitlik grubu örnekleri şunlardır: Elindeki goncalardan Yerdeki karıncalardan (KST; 2021, s. 194-195) Şu karşıki tepeden, belalım amman amman (KST; 2021, s. 210) 1.12. İlgi Grubu (Genitif) İlgi eki ile birbirine bağlanan iki isim unsurundan meydana gelen sözcük öbeğidir. İlgi grubu, iyelik eki düşmüş bir iyelik grubuna benzer: bizim ev, senin masa vb. (Ergin, 2013, s. 294). Türkülerde tespit edilen ilgi grubu örnekleri şunlardır: 178 Bizim evin önü pınar (KST; 2021, s. 193) Muştular verseler bizim peceye (KST; 2021, s. 298-299) Hele sorun bakın bizim gomşular n'olmuş? Bu köy bizim köye benzemir lo gelele (KST; 2021, s. 304) 1.13. Bulunma Grubu (Lokatif) Üzerinde bulunma eki bulunan bir isim unsuru ile başka bir isim unsurunun yan yana gelmesiyle oluşan sözcük öbeğidir. Vurgu son unsurdadır (Ergin, 2013, s. 394). Türkülerde bulunma (lokatif) grubu örneği bulunamamıştır. 1.14. Ayrılma Grubu (Ablatif) Üzerinde ayrılma eki bulunan bir isim unsuru ile başka bir isim unsurunun art arda gelmesiyle oluşan sözcük öbeğidir (Ergin, 2013, s. 394). Türkülerde ayrılma (ablatif) grubu örneği bulunamamıştır. 1.15. Yaklaşma Grubu (Datif) Üzerinde yaklaşma/yönelme/datif eki bulunan bir isim unsuru ile başka bir isim unsurunun yan yana gelmesiyle oluşan sözcük öbeğidir (Ergin, 2013, s. 394). Türkülerde yaklaşma/yönelme (datif) grubu örneği bulunamamıştır. 179 1.16. Yükleme Grubu (Akkuzatif) Üzerinde yükleme/akkuzatif eki bulunan bir isim unsuru ile başka bir isim unsurunun yan yana gelmesiyle oluşan sözcük öbeğidir (Ergin, 2013, s. 394). Türkülerde yükleme grubu (akkuzatif) örneği bulunamamıştır. 1.17. Sıfat-Fiil Grubu (Partisip) Bir sıfat-fiil eki ile birbirine bağlanan gruplardan meydana gelen sözcük öbeğidir. Bu öbek, aynı zamanda fiili sıfat-fiil olan bir fiil grubudur (Ergin, 2013, s. 396). Türkülerde tespit edilen sıfat-fiil/partisip grubu örnekleri şunlardır: Bu derdi çekmeyen bilmez (OBYT; 2012, s. 242-243) Serimi sevdaya salan o Ahçik (OBYT; 2012, s. 277) Gurbet kelepçedir yurdu sevene (OBYT; 2012, s. 331-332) Evler yıkan, beller büken, kervan kıran yıldız hey (KST; 2021, s. 132) Dövünce çıkası göksü yelekler (KST; 2021, s. 140) Ayrılan güler mi nazlı yârinden (KST; 2021, s. 164-165) Seni doğuran anandan Beşikte yatan kuzundan Su içtiğin kurnalardan (KST; 2021, s. 194-195) 180 Sağ gelen hasta gider, dost yârim perişan hâlim (KST; 2021, s. 210) Kız seni öpen dudaklar Uçar avrat almayan (KST; 2021, s. 224-225) Yemen’e gideni gelir mi sandın? (KST; 2021, s. 228) Osman’ı görmeyen kendini över Yere batsın seni ele veren köy (KST; 2021, s. 289-290) Ninni söylemeyen dili neyleyim Tomurcuk vermeyen gülü neyleyim Bebek belemeyen kolu neyleyim Evlatsız kalan evi neyleyim (KST; 2021, s. 298-299) Bu işi de yapan / Demircili’nin muhtarı (KST; 2021, s. 356) 1.18. Zarf-Fiil Grubu (Gerundium) Bir zarf-fiil eki ile birbirine bağlanan gruplardan meydana gelen sözcük öbeğidir. Zarf- fiil grubu söz dizimde daima zarf olarak kullanılır (Ergin, 2013, s. 396). Türkülerde tespit edilen zarf-fiil (gerundium) grubu örnekleri şunlardır Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır Dağlar seda verip seslenmelidir Çevrem dolup şalvar ıslanmalıdır (OBYT; 2012, s. 200) Kokun aldım yel esende (OBYT; 2012, s. 242-243) 181 Harmana dökmeden yaktım gidirem (OBYT; 2012, s. 331-332) Sabahleyin erken çifte giderken aman aman Sabah ezanını okurken aman aman (OBYT; 2012, s. 336) Köyün çeşmesinden bir su içmeden Yağlı kurşun gitmez ciğer deşmeden (KST; 2021, s. 99) Yeşildağ’a varınca Kanlar yere damlayınca (KST; 2021, s. 144) Kalıp eylenemem ıssız bellerde (KST; 2021, s. 164-165) Kömür gözlüm ataşına düşeli (KST; 2021, s. 187) Yağmur yağmayınca Hatça’m kökü sökülmez (KST; 2021, s. 253-254) Gün doğmadan neler oldu (KST; 2021, s. 256-257) Zülfünü tarayıp, saçını örsem (KST; 2021, s. 298-290) 1.19. İsim-Fiil Grubu Bir isim-fiil eki (-ma, -mak, -iş) ile birbirine bağlanan gruplardan meydana gelen sözcük öbeğidir. İsim-fiil grubu bir fiil grubu olmasından dolayı, hareket grubudur ve hareket isimleriyle yapılır (Ergin, 2013, s. 395). Türkülerde tespit edilen isim-fiil grubu örnekleri şunlardır: Harmanı kaldırmaya dermanın mı var? 182 Hatça’m beni öldürmeye fermanın mı var? (KST; 2021, s. 253-254) 1.20. Kısaltma Grubu Sözcük öbeklerinin ve cümlelerin bir şekilde yıpranması ve kısalması sonucunda ortaya çıkan sözcük öbekleridir. Daha geniş bir gruptan kısalmış ve klişeleşmişlerdir. Ayrıca isnat, ilgi, bulunma, ayrılma, yönelme grupları da birer kısaltma grubu sayılabilir (Ergin, 2013, s. 397). Türkülerde tespit edilen kısaltma grubu örnekleri şunlardır: Al da bayrağı düşman üstüne Marş ileri, dönmez geri Türk’ün askeri (OBYT; 2012, s. 262-263) Aşağıdan gelir omuz omuza (KST; 2021, s. 99) 1.21. Birleşik Fiil Grubu Bir yardımcı fiil ile bir isim unsurunun ya da bir fiil şeklinin meydana getirdiği sözcük öbeğidir. Yardımcı fiilin başına getirilen unsurun isim ya da fiil olmasına göre birleşik fiiller ikiye ayrılabilir: isimle birleşik fiil yapan yardımcı fiiller ve fiille birleşik fiil yapan yardımcı eylemler. İsim + (yardımcı) fiil grubu, et- ol- eyle-, bulun- yap- yardımcı fiilleri ile yapılır. Fiil + yardımcı fiil grubu ise; bil-, ver-, gel-, gör-, dur-, kal-, yaz- koy-/ko- yardımcı fiilleri ile yapılır (Ergin, 2013, s. 387-388). Türkülerde tespit edilen birleşik fiil grubu örnekleri şunlardır: 183 1.21.1. İsim + (Yardımcı) Fiil Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu Bizden selam olsun Bolu Beyi'ne (OBYT; 2012, s. 200) İsmet'i kapına kul eyle bari (OBYT; 2012, s. 218) Parlayan yıldızın âlemi tenvir eder (OBYT; 2012, s. 262-263) Ahçik'i kaybettim yüreğim yanar (OBYT; 2012, s. 277) Selam olsun ecdad ile ebâya Nazar ettim sağım ile soluma Seyreyledim Palandöken Dağı'na (OBYT; 2012, s. 331-332) Benden selam olsun o vefasıza (KST; 2021, s. 99) Said ağlamakta el bayram eder Mahlugat sevinir kul bayram eder Mübarek günlerdir sel bayram eder Garışmış nergisi çöl bayram eder Eğilmiş secdeye dal bayram eder (KST; 2021, s. 140) Şan oldu memlekete (KST; 2021, s. 153) Perişan eyledi hâlimi dağlar (KST; 2021, s. 164-165) Ben feleğe minnet etmem beş günü Bana senden (haktan) başka kim imdat eyler? Felek yıkar bir gün ya berbat eyler 184 Seni benden, beni senden yâd eyler Ne öldürür beni, ne azat eyler (KST; 2021, s. 187) Pul pul olsun dökülsün (KST; 2021, s. 224-225) Asker hücum etmiş Kars'a atlıyor Ermeni'yi toptan esir kılalım Yaralı millete merhem olalım (KST; 2021, s. 231-232) Bağban çürük, bağ neylesin (KST; 2021, s. 246-247) Şehir oldu bana her zaman zehir (KST; 2021, s. 253-254) Uyan Ali'm sabah oldu Gün doğmadan neler oldu (KST; 2021, s. 256-257) Gurban olam çiğdem gibi geline Gurban olam senin gibi geline Gurban olam güççük gibi geline (KST; 2021, s. 265-266) Neyleyim neyleyim eli neyleyim Ninni söylemeyen dili neyleyim Tomurcuk vermeyen gülü neyleyim Evlatsız kalan evi neyleyim Bebek belemeyen kolu neyleyim (KST; 2021, s. 298-299) Hele sorun bakın bizim gomşular n'olmuş? Asri gurbet harap etmiş köyümü (KST; 2021, s. 304) Bir havar eyleyin elden ellere (KST; 2021, s. 306) 185 Arap atlar yakın eyler ırağı Eller bayram eder nazlı yârınan (KST; 2021, s. 334) Yâr zülfünü kement etmiş (KST; 2021, s. 332) Ben ölürsem de kardaş dert olur sana (KST; 2021, s. 346) Tarlaları herk etmeli (KST; 2021, s. 356) 1.21.2. Fiil –Zarf-fiil + Fiil Kalıp eylenemem ıssız bellerde (KST; 2021, s. 164-165) Doya doya bakamadım yüzüne (KST; 2021, s. 187) At işlemez oldu Konur Dağı'nda (KST; 2021, s. 289-290) Güvercin uçuverdi Kanadın açıverdi Sevdi de kaçıverdi (KST; 2021, s. 224-225) Kapı ardına asakoymuş eleği Yol üstüne kurakoymuş çıkrığı Dam başına asakoymuş kalbırı (OBYT; 2012, s. 205-207) Salıvermiş ince belden Efe’m de kuşağı vay vay (KST; 2021, s. 285-286) 186 1.21.3. Fiil Deyimleri364 Yaralara merhem olmaz (OBYT; 2012, s. 242-243) İsmet’i kapına kul eyle bari (OBYT; 2012, s. 218) Kanlım oldun sarı yıldız dön dön aman (KST; 2021, s. 132) Kama yarasına yandım aman derman olur mu? (KST; 2021, s. 159) İnsan bir hoş oluyor (KST; 2021, s. 172) Yaralı millete merhem olalım (KST; 2021, s. 231-232) Yazık oldu eloğluna (KST; 2021, s. 351-352) Ben ölürsem de kardeş dert olur sana (KST; 2021, s. 346) 364 Türkçede çok sık tercih edilen kavram işaretleme yollarından biri olan fiil deyimleri, özne+fiil tamlaması, nesne+fiil tamlaması, zarf+fiil tamlaması, tümleç+fiil tamlaması biçiminde kurulabilir (Börekçi, 2009). Nesne + fiil şeklinde kurulu tamlamalar için bk. 2. Bölüm “Birleşik Fiiller”. 187 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM 1. KONULARINA GÖRE ADLAR 1.1. Akraba, Kavim, Aile Eski Türk topluluklarında ilk sosyal birlik olan aile, bütün toplumsal bünyenin çekirdeği konumundadır (İlgen, 2005, s. 827; Kafesoğlu, 1998, s. 216; Ögel, 2001, s. 237). Esasen eski Türk devleti iki sosyal birliğe dayanmaktadır: aile ve ordu. Kan akrabalığı esasına dayanan bu sistemleri ile Türklerin, dünyanın dört bir yanına yayılmalarına rağmen varlıklarını korumaları, aile yapısına büyük önem vermeleriyle yakından ilişkilidir. Bunun en önemli sebebi Türklerde, başka milletlerde rastlanmayan zenginlikteki akrabalık bağlarıdır. Orhun Yazıtları’na göre Türk toplum yapısını şöyle izah etmek mümkündür: oguş (aile), urug (aileler birliği?), bod/boy/ok (kabile), bodun (boylar birliği) (Kafesoğlu, 1998, s. 228-229). Aynı zamanda Türklerde akraba adlarının oldukça zengin olması toplumda aileye ve aile fertlerine verilen önemi göstermektedir. Türklerde IX. yüzyıl öncesinde kullanılan kang (baba) ve ög (anne) sözcükleri bu yüzyıldan sonra yerini ata ve ana sözcüklerine bırakmıştır (Clauson, 1972, s. 40). Türkülerde rastlanan akraba adları şunlardır: ana/anne, baba, ağabey, abla, ağa, paşa, amca, kız, oğul, erkek, gelin, arkadaş, dost, yâr, bala, el/yad, ecdat, kirve, yavru, avrat, kardeş, evlat, çocuk, komşu, eloğlu. Durman arkadaşlar kurşunlar atın (OBYT; 2012, s. 190) Balam nenni yavrum neni (OBYT; 2012, s. 242-243) Anasının mühür gözlü meleği Anasının bir tanecik kekliği (OBYT; 2012, s. 205-207) 188 Ağam nerden aşar gelir yaylanın yolu Paşam nerden aşar gelir Bingöl'ün yolu (OBYT; 2012, s. 218) Ben dinen dönersem el beni kınar (OBYT; 2012, s. 277) İçinde bir kız gezer Seni vermem yadlara (OBYT; 2012, s. 317) Selam olsun ecdad ile ebâya (OBYT; 2012, s. 331-332) Yavrusunu sinek kapmış gördün mü? Amanın yandım (OBYT; 2012, s. 336) Söyleyin kirveme küsmesin bana Başımda ağlaşır gelinler kızlar (KST; 2021, s. 99) Hep anneler ağladı (KST; 2021, s. 144) Gıymat kızın gözleri de (KST; 2021, s. 153) Eller al yeşil giymiş (Hop hop nanay nanay) (KST; 2021, s. 161) Ağbeyimin çakırı (KST; 2021, s. 172) Ablam sağdı ben önünde oturdum Çok analar mahrum kaldı, anasından kızından Ben de bıktım şu ananın derdinden (KST; 2021, s. 179) Çal kavalı garip oğlan (KST; 2021, s. 193) 189 Kavımından akrabandan Kardaşından öz babandan Seni doğuran anandan Hem oğlundan hem kızından Ali İzzetî amcalardan (KST; 2021, s. 194-195) Belki gider yâre yol, dost yârim perişan hâlim Dolanır dosta gider, dost yârim perişan hâlim (KST; 2021, s. 210) Eller bana acımaz Kız seni öpen dudaklar Uçar avrat almayan Hiç erkekten sayılmaz (KST; 2021, s. 224-225) Tez gel ağam tez gel dayanamirem (KST; 2021, s. 228) Yarın evlatlarım Allah aşkına (KST; 2021, s. 231-232) Böyle bağlar anam (KST; 2021, s. 246-247) A kız kendi saçını öremedin mi? Gel sarılalım kaçalım ince belli kız Varman kızlar varman kirli çobana Çok dediler arkadaşlar yâr senin değil (KST; 2021, s. 253-254) Bu da kızıma dedin mi (KST; 2021, s. 256-257) Baba nerden aldın aney yandım hudey sen bu gelini (KST; 2021, s. 260) 190 Çocuk geldi kucağımda uyudu Baba bana edeceğin bu muydu? Senin baban karşı köyün hocası (KST; 2021, s. 265-266) Sepetçioğlu bir ananın kuzusu Analar doğurmaz sen gibi aslan Anamı babamı ordan kovdular (KST; 2021, s. 285-286) Bir oğlum olsa da gitse hocaya Bir kızım olsa da bir fistan diksem Babası oturmuş bir evlat ister Evlatsız gidersek kınaman dostlar (KST; 2021, s. 298-299) Ben ağayım ben paşayım diyenler Hele sorun bakın bizim gomşular n'olmuş? (KST; 2021, s. 304) El gızı dediğin Ezrail dostu (KST; 2021, s. 334) Vurma kardaş vurma yazıktır bana Ben ölürsem de kardaş derd olur sana (KST; 2021, s. 346) Hele bakın eloğluna Ceza vermen kardeşime Ben anamın biriyidim Yazık oldu eloğluna (KST; 2021, s. 351-352) 191 1.2. Bitkiler Bitkiler; tarih boyunca insanların dinî uygulamalarında, tedavi yöntemlerinde kullanılmış; insanlar bitkilerin kokusundan, besininden, türlü faydalar sağlamıştır. Hatta duygularını ifade etmek için birbirlerine isimlerin başında bitki ve hayvan adlarıyle seslendikleri bilinir (Roux, 2005). Bitkilerin insan yaşamında edindiği bu vazgeçilmez yer dolayısıyla her dilde, bitki adlandırmaları konusunda oldukça zengin bir sözcük kadrosu mevcuttur (Önler, 2004). “Türklerin yaşam serüvenini sürdürdüğü coğrafyanın büyüklüğü ve karşılaştıkları farklı kültürel yapılar, onların bitkilere verdiği adların da çeşitliliğini beraberinde getirmiştir. Orta Asya’dan Anadolu coğrafyasına devam eden bu yolculuk, bitkiler açısından da zengin bir ad kültürünü doğal olarak ortaya çıkarmıştır” (Özden, 2019, s. 602-616). Türkülerde yer alan bitki ve meyve isimleri şunlardır: tütün, gül, yaprak, diken, kestane, sümbül, söğüt, nergis, dal, ağaç, kiraz, ceviz, lale, gonca, çimen, bağ, kavak, iğde, çiçek. Divanü Lügati’t-Türk’te bahsi geçen bitki adları ile türkülerde tespit edilenler şu şekilde sıralanabilir: söğüt (sögüt365), iğde (yigde366), ceviz (akıyagak367), kavak (tirek368), çiçek (çiçek369), ağaç (yıgaç370), dal (butık/butak371), diken (tiken/tikken372). Başçeşme düzünde iki hurç tütün (OBYT; 2012, s. 190) Kırmızı gül demet demet Kırmızı gül her dem olmaz Kırmızı gül deste deste Kırmızı gülün sevdası Kırmızı gül rengin soldu 365 (DLT 179-153-502) (Atalay, 2006). 366 (DLT 26/12-457/361) (Atalay, 2006). 367 (DLT 57/44) (Atalay, 2006). 368 (DLT 194/167-207/178) (Atalay, 2006). 369 (DLT 123/109) (Atalay, 2006). 370 (DLT 11/6-35) (Atalay, 2006). 371 (DLT 34/20-90) (Atalay, 2006). 372 (DLT 94/87-111) (Atalay, 2006). 192 Yaprağın yad eller yoldu Kırmızı gül tez kocaldı Dört bir yanın diken saldı Kırmızı gül ara ara Gülü gül içinde ara Kırmızı gül gönlüm sende Kırmızı gülün bitişi Dikenin güle batışı (OBYT; 2012, s. 242-243) Yeni çıkmış kestanenin dalına (OBYT; 2012, s. 205-207) Altı mor sümbüllü bağ (OBYT; 2012, s. 317) Of of Manda yuva yapmış söğüt dalına, aman aman (OBYT; 2012, s. 336) Çiğdem de karışmış güle nergise (KST; 2021, s. 99) Garışmış nergisi çöl bayram eder Eser yel eğilir dallar ağaçlar Eğilmiş secdeye dal bayram eder (KST; 2021, s. 140) Ah... Kiraz koydum sepete de (KST; 2021, s. 153) Ceviz arasında vardır evimiz (KST; 2021, s. 159) Yine rengin almış dağlar lalesi (KST; 2021, s. 187) Elindeki goncalardan (KST; 2021, s. 194-195) Anom Yemen'dir, gülü çimendir (KST; 2021, s. 222) 193 Bülbül güle konmadı Yıkılsın anam böyle bağlar Bağban çürük, bağ neylesin Viran yerde bağ olur mu? (KST; 2021, s. 246-247) Evlerinin önü kavak Kavaktan dökülür yaprak Evlerinin önü iğde İğdenin dalları yerde (KST; 2021, s. 256-257) Laleli çimenli dağlara yaslan (KST; 2021, s. 285-286) Tomurcuk vermeyen gülü neyleyim (KST; 2021, s. 298-299) Gül beyi vuslatın söndü çırağı (KST; 2021, s. 306) Yayla çiçeği yürüsün (KST; 2021, s. 351-352) 1.3. Dağ, Ova, Mekân Oğuz Kağan destanında Gök-han, ağaç kovuğundan yani yeryüzünden; Gün, Ay ve Yıldız Hanlar ise gökten doğmuştur. Burada gökyüzü ile evren kavramlarında belirgin bir ayrımdan söz edilmektedir. Bu hava boşluğunun adı “kalıg”dır. “hava=kalıg” yeryüzünün bir devamıydı. Kutadgu Bilig ve diğer kaynaklarda gökte uçan kuşlarla ilgili “kalıg kuşlar” şeklinde bahsedilmesi bunu kanıtlar niteliktedir (Ögel, 2002, s. 153). Mitik metinlerde “ana” olarak tasvir edilen toprak ise varlığı büyüten, besleyen, ona hayat veren ve onu hayatta tutan unsurdur (Eliade, 2003, s. 160-163). Yaşam kaynağı kabul edilen yeryüzü unsurlarına türkülerde şu şekilde rastlanmıştır: Öveçli kırında üç sıra mezar Biz vurulduk imamımız dağlarda gezer (OBYT; 2012, s. 190) 194 Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır Dağlar seda verip seslenmelidir (OBYT; 2012, s. 200) Kader yuvamızı yıktı (OBYT; 2012, s. 242-243) Gelin Ümmü kaldı göller içinde Katil göller nerelere koydun Ümmü'mü? Evlerine kara haber ulaşır (OBYT; 2012, s. 205-207) Çermişek'in önü bir derin dere Maley'i sorarsan köyün yosması Ağam nerden aşar gelir yaylanın yolu Geri döndüm şehir çarptı gözüme (OBYT; 2012, s. 218) Sanki matem düşmüş yâr otağına Engininde bulamadım gümanı Tanbura köyünden Emrah Çaresiz (OBYT; 2012, s. 331-332) Küğrem mapushane yolunu gözler (KST; 2021, s. 99) Kitabın gavlince dağlar al geymiş Garışmış nergisi çöl bayram eder (KST; 2021, s. 140) Çayda çıra yanıyor (Hop hop nanay nanay) (KST; 2021, s. 161) Dağlar oy dağlar dumanlı dağlar (KST; 2021, s. 164-165) Derelerin çakılı (KST; 2021, s. 172) Sonra seni çay başına ilettim (KST; 2021, s. 179) 195 Yıkıldı gönlümün burcu, Kalesi (KST; 2021, s. 187) Bizim evin önü pınar (KST; 2021, s. 193) Ben giderim dünya sana ne oldu Anama deyin de odama girsin (OBYT; 2012, s. 253-254) Gökte melek yerde insan ağladı Dam başına asakoymuş kalbırı (OBYT; 2012, s. 205-207) At üstüme avuç avuç toprağı (OBYT; 2012, s. 218) Kömür gözlüm ataşına düşeli (KST; 2021, s. 187) Havada bulut yok bu ne dumandır (KST; 2021, s. 222) Havadaki turnalardan Su içtiğin kurnalardan (KST; 2021, s. 194-195) Kalıp eylenemem ıssız bellerde373 (KST; 2021, s. 164-165) Selvim ne beklersin Şah'ın köşkünü? (KST; 2021, s. 187) Yol üstünde karakol, belalım amman amman Şu karşıki tepeden, belalım amman amman Bu pınar çeşme pınar, belalım amman amman (KST; 2021, s. 210) Mehlede374 ölüm yok bu ne şivandır (KST; 2021, s. 222) 373 “Dağ sırtlarında geçit veren çukur yer” anlamındadır. Bk. sozluk.gov.tr 196 Daracık daracık sokaklar (KST; 2021, s. 224-225) Başka bahçeyi besleyeyim Yedi bahçeyi becersen (KST; 2021, s. 246-247) Evlerinin önünde pınarlar harlar Ovalara duman çökmüş göremidin mi? Denizin dibinde Hatça'm demirden evler Dalga dalga dalga dalga dalgalanıyor Ellerin köyünde Hatça'm kahır çekilmez (KST; 2021, s. 253-254) Odasına vardım kahve pişirir Odasına vardım namaza durmuş oy (KST; 2021, s. 260) Yayladan gel kömür gözlüm yayladan Yayladan gel suna boylum yayladan (KST; 2021, s. 265-266) Hep düşmanlar mahkemeye doldular (KST; 2021, s. 285-286) Iğrana ığrana toprak elesem (KST; 2021, s. 298-299) Bir ev burda bir ev garşıda galmış Bu köy bizim köye benzemir lo gelele (KST; 2021, s. 304) Bir ateşi Cansu düştü dillere (KST; 2021, s. 306) Ateşinden göremedim (KST; 2021, s. 332) 374 “Mahalle, avlu” anlamındadır. Bk. Derleme Sözlüğü. 197 Karahisar Kalesi yıkılır gelir (KST; 2021, s. 326-327) Emine'min evini araladılar (KST; 2021, s. 346) Varmam pınarın başına (KST; 2021, s. 351-352) Odalar yaptım tahtalı Kara mağaranın başları (KST; 2021, s. 356) 1.4. Din ve Kozmogoni İnançlar her kültürün önemli bir parçasını teşkil etmektedir. Din, insanla, kâinat arasındaki armoniyi yaratan, inançlar sisteminin bütünüdür (Beydili, 2015, s. 172). Tarih boyunca geniş bir coğrafi alana yayılmış olan Türkler yaşadıkları bölgelerde Çin, İran gibi çeşitli kültürlerle ve Manihaizm, Budizm, Hristiyanlık ve Musevilik gibi farklı sistemlerle etkileşim içine girmişlerdir. Bu etkileşimin zaman zaman Türk dinî inancı üzerinde etkisi söz konusu olsa da Türkler kendilerine özgü oluşturdukları dinî sistemlerini muhafaza etmişlerdir (Eliade, 1999, s. 545-546). Devlet geleneğinin oldukça önemsendiği bir toplum olan Türk toplumunda siyasi hâkimiyetin devlet yöneticisine/kağana Tanrı tarafından verildiği kabul edilmektedir. Orhun Yazıtları’nda yer alan “Tanrı lütfettiği için, ben de kutlu olduğum için tahta geçtim (KT G9)” bu düşünceyi ispatlar niteliktedir (C. Alyılmaz, 2005, s. 11; Tekin, 2020, s. 23). Gök-Tanrı Türkler tarafından kudretli ve aşkın bir yaratıcı olarak kabul edilmektedir (Kafesoğlu, 2008, s. 84-86). Önceleri gökyüzünü ifade etmek için kullanılan Eski Türkçe'deki "tengri" sözcüğü, zamanla Tanrı'yı karşılar hâle gelmiştir. Tengri sözcüğü hem gökyüzü hem Tanrı anlamında kullanılmıştır (Kıyak, 2010, s. 211). Aynı zamanda Dîvânu Lugât’it-Türk'te geçen "tengri" sözünün de “haşmetli ve kutlu” olmayı ifade ettiği söylenebilir (Vambery, 1885, s. 317). 198 Kültürün önemli bir parçası olan din ve inançlar, toplumun dilinde ve söz varlığında da önemli bir yer teşkil etmektedir. Türkülerde tespit edilen, din ve inançlarla ilişkili olan sözcükler şunlardır: Biz vurulduk imamımız dağlarda gezer (OBYT; 2012, s. 190) Kader yuvamızı yıktı (OBYT; 2012, s. 242-243) Vakitsiz gidene sala verdiler (OBYT; 2012, s. 253-254) Bu güzellik sana hakkın vergisi Gökte melek yerde insan ağladı Gayrı kavuşmamız mahşere kaldı (OBYT; 2012, s. 205-207) İsmet'i kapına kul eyle bari (OBYT; 2012, s. 218) Gel seni götürem İslam eline Vardım kiliseye baktım haçına Gel seni götürem İslam içine Vardım kiliseye hac suda döner Ben dinen dönersem el beni kınar (OBYT; 2012, s. 277) Nazar ettim sağım ile soluma Ezanlar okundu seher zamanı (OBYT; 2012, s. 331-332) Of of... Sabah ezanını okurken, aman aman Müezzin minareden uçtu gördün mü? Amanın yandım (OBYT; 2012, s. 336) Küğre bayramınız karalı geldi (KST; 2021, s. 99) 199 Mübarek günlerdir sel bayram eder Eğilmiş secdeye dal bayram eder Cennette huriler gökte melekler Mahlugat sevinir kul bayram eder (KST; 2021, s. 140) Ezelden olmuşum gamlar düşkünü Ben feleğe minnet etmem beş günü Felek yıkar bir gün ya berbat eyler (KST; 2021, s. 187) A benim hacı yârim Caminin müezzini yok Caminin ezan vakti (KST; 2021, s. 224-225) Yarın evlatlarım Allah aşkına (KST; 2021, s. 231-232) Mevla’m sevdiğine versin (KST; 2021, s. 256-257) Odasına vardım namaza durmuş oy (KST; 2021, s. 260) Mıskalar yaptıram değmesin nazar Aman Allah bana yapacağın bu muydu (KST; 2021, s. 265-266) Kadir Mevla’m bize bir evlat göster (KST; 2021, s. 298-299) Lütfi ya sen kesme ümit Hüda'dan Ayırma gönlümü nur-i Hüda'dan Sen sanma Rahim-i Rahmanım gitti (KST; 2021, s. 306) El gızı dediğin Ezrail dostu (KST; 2021, s. 334) 200 Bedda vermem kardeşime Ahrette sarıl boynuma (KST; 2021, s. 351-352) 1.5. Duygularla İlgili Adlar Türkçe Sözlük duygu sözcüğünün anlamını; duyularla algılama, his; belirli nesne, olay veya bireylerin insanın iç dünyasında uyandırdığı izlenim; önsezi vb. olarak vermektedir (Akalın vd., 2011, s. 729). Halkın; tecrübe ettiği yas, sevinç, özlem gibi çeşitli duyguların yoğunluğu ile yaktığı türküler, duygular bakımından oldukça zengin bir sözcük dağarcığına sahiptir. Türkülerde duygu kavramına ilişkin tespit edilen örnekler şunlardır: Kucağı bebeli gelinler acılı kaldı (OBYT; 2012, s. 190) Sevda değil bir alamet Bayram bize oldu çile Kırmızı gülün sevdası Bülbülü eyledi asi Ayrılık çaresiz yare Duyanı hayrete saldı (OBYT; 2012, s. 242-243) Ne yaman zor imiş garip ölmesi (OBYT; 2012, s. 253-254) Serimi sevdaya salan o Ahçik (OBYT; 2012, s. 277) Çaresiz dişimi sıktım gidirem Kırk sene gözyaşı döktüm fincana Sanki matem düşmüş yâr otağına Sırtıma verdiler sitem yükünü 201 Reyhani'yim derdim gamım dinmedi (OBYT; 2012, s. 331-332) O yârin hasreti bağrımı dağlar Küle döndüm hasretinden narından Perişan eyledi hâlimi dağlar (KST; 2021, s. 164-165) Mehlede ölüm yok bu ne şivandır375 (KST; 2021, s. 222) Yorgun argın geldim orak biçmeden (KST; 2021, s. 99) Takayım da ben keyfime bakayım (KST; 2021, s. 179) Ezelden olmuşum gamlar düşkünü Ben feleğe minnet etmem beş günü Felek yıkar bir gün ya berbat eyler (KST; 2021, s. 187) Nerden gider yâre yol, dost yârim perişan hâlim Belki gider yâre yol, dost yârim perişan hâlim Dolanır dosta gider, dost yârim perişan hâlim (KST; 2021, s. 210) Duvar cefa götürmez (KST; 2021, s. 224-225) Ellerin köyünde Hatça'm kahır çekilmez (KST; 2021, s. 253-254) Şu hasretlik günümde (KST; 2021, s. 263-264) Küskün değilim ki gülek barışak (KST; 2021, s. 265-266) Hiç gitmiyor kollarımdan Efe’m de sızısı vay vay (KST; 2021, s. 285-286) 375 “Ağıt, yas, üzüntü, feryat” anlamındadır. Bk. Derleme Sözlüğü 202 Aslanın çektiği garibin yası (KST; 2021, s. 289-290) Asri gurbet harap etmiş köyümü (KST; 2021, s. 304) Benim ömrüm geçer ahuzarınan (KST; 2021, s. 334) 1.6. Duyularla İlgili Adlar Sağlıklı bir insanda duyma, görme, tatma, dokunma ve koklama olmak üzere beş duyu organı mevcuttur. Türkülerde yer alan duyulara ilişkin örnekler şunlardır: Ok gıcırtısından, kalkan sesinden (OBYT; 2012, s. 200) Kışlanın önünde redif sesi var (KST; 2021, s. 222) Kokun aldım yel esende Duyanı hayrete saldı (OBYT; 2012, s. 242-243) Ağamsız da bu yerlerin tadı yok (KST; 2021, s. 228) Kırşehir elinde duyulur sesi (KST; 2021, s. 289-290) "La-taknatü" gelir yine sedadan (KST; 2021, s. 306) Dağlar seda verip seslenmelidir (OBYT; 2012, s. 200) 203 1.7. Eşyayla İlgili Adlar İnsanlar ilişki içerisinde bulundukları eşyaları/nesneleri çeşitli şekillerde adlandırmışlardır. İnsan hayatının büyük bir bölümünü teşkil eden eşyalar, türkü metinleri içerisinde de yer bulmuştur. Türkülerde eşyalara ilişkin adlar şunlardır: Cephede süngüler ayna gibi parlıyor (OBYT; 2012, s. 262-263) Kama yarasına yandım aman derman olur mu? (KST; 2021, s. 159) Eğri kılıç kında paslanmalıdır (OBYT; 2012, s. 200) Başçeşme düzünde iki hurç tütün Gün olur kalemler bunları yazar (OBYT; 2012, s. 190) Koğuşun önünde kuruldu kazan (OBYT; 2012, s. 253-254) Sarı altınlar delebiyor saçında Altın tası suya düşmüş dalabır Başımdan yazmamı yörükler aldı Kapı ardına asakoymuş eleği Yol üstüne kurakoymuş çıkrığı Oyun havasına büker ipliği Dam başına asakoymuş kalbırı Bekârları yatağından kaldırır (OBYT; 2012, s. 205-207) Doldur doldur nargilemi tazele (OBYT; 2012, s. 218) Elinde divit kalem Katlime ferman yazar (OBYT; 2012, s. 317) 204 Kırk sene gözyaşı döktüm fincana Kırılmış sazımı astım tavana Çevirdim yönümü döndüm divana (OBYT; 2012, s. 331-332) Köyün çeşmesinden bir su içmeden Çağıla yaslandım cigaram içem (KST; 2021, s. 99) Şavkı vurdu pencereden o leylim (KST; 2021, s. 132) Kitabın gavlince dağlar al geymiş (KST; 2021, s. 140) Teyyaremi uçurdum (KST; 2021, s. 144) Ah... Kiraz koydum sepete de (KST; 2021, s. 153) Çayda çıra yanıyor (Hop hop nanay nanay) Fitil çifte yara bir (Hop hop nanay nanay) (KST; 2021, s. 161) İkimizin resmini çıkarsınlar yan yana (KST; 2021, s. 172) Kara koyun sana çanlar takayım (KST; 2021, s. 179) Mor keçeyi boyamadım Çal kavalı garip oğlan Çobanın elinde kaval (KST; 2021, s. 193) Mızıka çalındı, düğün mü sandın? (KST; 2021, s. 228) Lali mercan ebru kemanım gitti (KST; 2021, s. 306) 205 Sıralanmış küleklerin376 sütü yok (KST; 2021, s. 228) Beşikte yatan kuzundan Su içtiğin kurnalardan (KST; 2021, s. 194-195) Açın çantasını bakın nesi var (KST; 2021, s. 222) Başımın tacı yârim (KST; 2021, s. 224-225) Bir tas da içilmez a canım (KST; 2021, s. 242-243) Hatça'm çıkmış pencereye ay gibi parlar (KST; 2021, s. 253-254) Çattılar ocak taşını (KST; 2021, s. 256-257) Kınalı parmaklar fincan devşirir Koluna yaptırmış aney yandım hudey altın bilezik (KST; 2021, s. 260) Altıma serdiler minderden döşek Ocağa koyduğum dünkü suyudu (KST; 2021, s. 265-266) Aslanın bindiği yıldızlı eyer (KST; 2021, s. 289-290) Bir elekçi gelse bir elek alsam Kutnu kumaşa beze belesem (KST; 2021, s. 298-299) Kapıları kitlemişler lo gelele (KST; 2021, s. 304) 376 Külek/güvlek “tahta kova” anlamındadır. Bk. Tarama Sözlüğü 206 Al kalemı derdimi yaz (KST; 2021, s. 310) Yâr zülfünü kement etmiş (KST; 2021, s. 332) Kilimleri noktalı (KST; 2021, s. 356) 1.8. Evlilikle İlgili Adlar Eski Türklerde ailenin kurulabilmesi evlilik aracılığıyla gerçekleşmekteydi. Türklerde devletin temeli evlenmek ve yuva kurmak olarak kabul edilmekteydi (Güler 1992, s. 50; Ögel, 2001, s. 174). Bununla birlikte evlenmenin toplumsal bir görev sayılmasının yanında bekâr kalmak ayıp karşılanırdı (Erkul, 2002, s. 63). Kaşgarlı Mahmud (1985, s. 141), evlenecek iki kişi arasında evliliğin gerçekleşmesi için ön ayak olan, aileler arasında gidip gelen bazı kişilerin olduğunu ve bu kişilere “arkuçı” denildiğini kaydetmektedir. Türklerde evlilik, ailelerin karşılıklı rızasının yanında evlenecek kişilerin ortak iradesine bağlıydı (Koca, 2002, s. 16) ve iç güveylik ya da iç gelinlik yoktur (Gökalp, 1976, s. 296). Türklerde kız alma/evlenme, kolay bir iş olarak görülmemekle birlikte, Orhun Yazıtları’nda “kız” sözcüğü “pahalı” anlamına gelmekteydi (Ögel, 2001, s. 180). Türküler hakkında konularına göre bir sınıflandırma yapıldığında evlilik konusunun yaygın olarak işlendiği görülür. Türkü metinlerinde tespit edilen evliliğe ilişkin örnekler şunlardır: Eli kınalı gelinler acılı kaldı Kucağı bebeli gelinler acılı kaldı (OBYT; 2012, s. 190) Genç kızların bekârlardan dileği Bekârları yatağından kaldırır (OBYT; 2012, s. 205-207) 207 Başımda ağlaşır gelinler kızlar (KST; 2021, s. 99) Ahdım (sözüm) vardı o yâr ile (KST; 2021, s. 132) Bir yüzgörümlüğüne (Hop hop nanay nanay) Beşibirlik takarım (Hop hop nanay nanay) (KST; 2021, s. 161) Mızıka çalındı, düğün mü sandın? Al yeşil bayrağı gelin mi sandın? (KST; 2021, s. 228) Elim kına yüzüm duvak Vurdular düğün aşını (KST; 2021, s. 256-257) Gelin oldum Karabel'in eline Çok peşime düştü genci kocası Bana derler şu çocuğun kocası Dizime vurdum da gerdah gecesi (KST; 2021, s. 265-266) 1.9. Gök Cisimleri Ve Hava Durumuyla İlgili Adlar Türk inanışında önemli bir yer tutan “mavi gök” Orhun Yazıtları’nda şu şekilde geçmektedir: “üze kök : t(e)ñri : (a)sra : y(a)g(ı)z : y(e)r :kıl(ı)ntukda : (e)kin (a)ra : kişi oğlı : kıl(ı)nm(ı)ş (…) (KT D1) Üstte mavi gök (yüzü) altta (da) yağız yer yaratıldığında, ikisinin arasında insanoğulları yaratılmış (…)” (Tekin, 2020, s. 24-25). İnanışa göre önce mavi gök, sonra yağız yer ve ardından da insanoğlu yaratılmıştır. XI. yüzyıla kadar bu sırayla gök-yer şeklinde söylenen yaratılış sırası, sonraları yer-gök şeklinde söylenmeye başlamıştır. Nitekim Kutadgu Bilig’teki “yerni kökni yaratan” ifadesi bu duruma örnektir (Kartal, 2011, s. 11; Ögel, 2006, s. 145). 208 Osmanlı edebiyatında gök cisimlerinin nasıl yer aldığını inceleyen Ahmet Atilla ŞENTÜRK (1994, s. 131) şu değerlendirmede bulunur: İnsanoğlunun içinde yaşadığı kâinat eski çağlardan beri onda merak, hayret, şaşkınlık ve bazen de korku uyandıran bir manzara arz etmiştir. Filozoflar, heyet bilginleri yaratılış ve kâinatın oluşumu üzerine türlü nazariyeler ileri sürmüşler, mitolojiden kaynaklanan tasavvurlar, ilahiyatçıların görüşleri ve diğerleri de bunlara ilave edildiğinde gerek kâinatın varlığı gerekse yaratılışı üzerine geliştirilen düşünceler içinden çıkılamaz bir hâl almıştır. İnsanın içinde var olan tanrı arayışı hissinin sâikiyle de Nabatiler, Eski Yunan ve Romalılar tespit edebildikleri bazı gök cisimlerinin tesirine inanarak onlara uluhiyet izafe etmişler, bazıları bunların hareketlerinden gelecekle ilgili haber ve yorumlar elde etmeye çalışmışlardır. Türkülerde gök cisimleri ve hava durumuna ilişkin tespit edilen örnekler şunlardır: Gökte melek yerde insan ağladı (OBYT; 2012, s. 205-207) Maley'i benzettim üç günlük aya (OBYT; 2012, s. 218) Parlayan yıldızın âlemi tenvir eder Cumhuriyet bayrağın semalar içre süzer (OBYT; 2012, s. 262-263) Yel devirsin sebeplerin kökünü Palandökenlerin sisli dumanı (OBYT; 2012, s. 331-332) Bir yıldız doğdu yüceden yâr yâr aman Şavkı vurdu pencereden o leylim Kanlım oldun sarı yıldız dön dön aman Bir yıldız doğdu nur ile Âlemi yaktı zâr (ağlama) ile Neye doğdun sarı yıldız, mavi yıldız Evler yıkan, beller büken, kervan kıran yıldız hey (KST; 2021, s. 132) 209 Mübarek günlerdir sel bayram eder Eser yel eğilir dallar ağaçlar Cennette huriler gökte melekler (KST; 2021, s. 140) Dağlar oy dağlar dumanlı dağlar Kurtulmadım boranından karından (KST; 2021, s. 164-165) Uçan kuştan esen yelden (KST; 2021, s. 194-195) Havada bulut yok bu ne dumandır (KST; 2021, s. 222) Gökte yıldız sayılmaz (KST; 2021, s. 224-225) Sıcak yerde kar olur mu? Yüce dağlar karsız olmaz Yüce dağdan kar bekleme Rüzgâr yerden kar bekleme (KST; 2021, s. 246-247) Hatça'm çıkmış pencereye ay gibi parlar Alçaklara karlar yağmış yükseklere buz Yağmur yağmayınca Hatça'm kökü sökülmez (KST; 2021, s. 253-254) Sanırsın karşında bir aydır doğmuş oy (KST; 2021, s. 260) Ver elini karlı dağlar aşalım, bayramlaşalım (KST; 2021, s. 326-327) Ay mıydı, gün müydü yüzü Yıldız gibi ahtı geçti Bilmem hangi burç yıldızı (KST; 2021, s. 332) Yağan yağmur ile ıslanmayasın (KST; 2021, s. 334) 210 Dağların karı erisin Yüce dağın karıyıdım (KST; 2021, s. 351-352) 1.10. Hayvan Adları Eski devirlerden beri Türk ekonomisinin temelini, yüksek ovalara ve yaylalara sahip olan bozkır coğrafyasında çobanlık ve hayvancılık teşkil ediyordu. Yetiştirilen ve eğitilen bu hayvanlar Türk sosyal ve kültürel hayatında yüksek bir öneme sahipti (Kafesoğlu, 1998, s. 317). Türklerin çağlar boyu iç içe yaşadıkları hayvanlara dair söz varlığı oldukça geniştir. Söz varlığı alanında önemli bir yer tutan hayvan adları, türkülerde de hatırı sayılır bir şekilde yer almaktadır. Tespit edilen hayvan adları ve örnekleri şunlardır: Kır at köpüğünden, düşman kanından (OBYT; 2012, s. 200) Bülbülün sefil ötüşü (OBYT; 2012, s. 242-243) Seymanları kuzu gibi meleşir Ağzımdan firmamı balıklar aldı Anasının bir tanecik kekliği (OBYT; 2012, s. 205-207) Of of manda yuva yapmış söğüt dalına, aman aman Yavrusunu sinek kapmış gördün mü? Amanın yandım Öküzüm torbadan düştü gördün mü? Amanın yandım (OBYT; 2012, s. 336) Çekin kır atımı gidelim hana (KST; 2021, s. 99) Bülbülünen saka ötüşen kuşlar Yavru şahin bir kekliği sorahlar (KST; 2021, s. 140) 211 Meleme koyun meleme, vazgeç kuzundan Koyun seni güttüm güttüm getirdim Korkar oldum şu dağların kurdundan Koyun geldi, kuzu gelmez ardından İçme koyun o suyu, içme dön geri Kara koyun sana çanlar takayım (KST; 2021, s. 179) Uçan kuştan esen yelden Beşikte yatan kuzundan Havadaki turnalardan Yerdeki karıncalardan (KST; 2021, s. 194-195) Hep kuşlar ona konar, dost yârim perişan hâlim (KST; 2021, s. 210) Güvercin uçuverdi A benim aslan yârim Güvercinim uyur mu (KST; 2021, s. 224-225) Koyun gelir kuzusunun adı yok (KST; 2021, s. 228) Atın aslanlarım Kars'ı alalım Süvariler kalkmış atın gemliyor (KST; 2021, s. 231-232) Kuş uçmaz, bülbül ötmez Bülbül güle konmadı (KST; 2021, s. 246-247) Sabahınan oğlan gider guzuya Dişleriynen ekmek doğrar tazıya (KST; 2021, s. 265-266) 212 Analar doğurmaz sen gibi aslan Sünek gibi koç yiğidi boğdular (KST; 2021, s. 285-286) Vurulmuş aslanım şen olsun dünya Aslanın bindiği arap küheylan Döşeyin hanları aslan geliyor Aslanın mavzeri terkide bağlı Döşeyin evleri aslan geliyor Aslanın bindiği yıldızlı eyer Döşeyin hanları aslan geliyor At işlemez oldu Konur Dağı'nda Süpürün hanları aslan geliyor Aslanın çektiği garibin yası (KST; 2021, s. 289-290) Bülbül göçmüş baykuş konmuş gelele (KST; 2021, s. 304) Bülbülün kanadı sarı Garip garip ötme bülbül Bir dahı sen katma bülbül Bülbülun kanadı beyaz (KST; 2021, s. 310) Arap atlar yakın eyler ırağı Nice koç yiğitler yere serilir (KST; 2021, s. 323-324) Ben bir koyun olayım sen de bir kuzu (KST; 2021, s. 326-327) Civ civ eder kuşları Kargaların ağzında (KST; 2021, s. 356) 213 1.11. Irk, Soy ve Vatanla İlgili Adlar Türkülerde bulunan ırk ve soy adları Anadolu coğrafyasında yaşayan Türklerin komşu devletleriyle sınırlıdır. Türk tarihinde büyük bir öneme sahip olan Millî Mücadele’de savaşılan düşman ırkı ve isimleri türkülerde unutulmaz bir şekilde yerini almıştır. Tespit edilen ırk, soy ve vatana ilişkin örnekler şunlardır: Askerin milletin bayrağınla çok yaşa Marş ileri dönmez geri Türk’ün askeri Al da bayrağı düşman üstüne Doğunun Türkleri bayrak açmış bekliyor Cumhuriyet bayrağın semalar içre süzer (OBYT; 2012, s. 262-263) Ahçik'i yolladım Urum eline (OBYT; 2012, s. 277) Gurbet kelepçedir yurdu sevene (OBYT; 2012, s. 331-332) Şan oldu memlekete (KST; 2021, s. 153) Selvim ne beklersin Şah'ın köşkünü? (KST; 2021, s. 187) Çok memleketler gezdim (KST; 2021, s. 224-225) Ermeni'yi toptan esir kılalım Yaralı millete merhem olalım Ermeni'nin kökü gelsin büsbütün (KST; 2021, s. 231-232) Arap atlar yakın eyler ırağı Ferman padişahın ise dağlar bizimdir Hakkımızda devlet etmiş fermanı (KST; 2021, s. 323-324) 214 Aslanın bindiği Arap küheylan (KST; 2021, s. 289-290) 1.12. Kıyafetle İlgili Adlar Her toplum yaşadığı iklim şartlarına göre bir giyim kültürü geliştirmiştir. Türkler ise çizme ve kalın pantolon giymişlerdir (Dinç, 2019, s. 26). Türk kültürüne dair önemli bilgiler içeren Dîvânu Lugâti’t-Türk’te yer alan, Türklerin bin yıl önce giysilerini ütüledikleri bilgisi ayrıca dikkate değerdir (Akalın, 2017, s. 108). Söz varlığına dair önemli bir kültürel öge olan kıyafetin, türkülerde Farsça, Rumca ve İtalyanca377 gibi çok farklı dillerden ödünçlenen sözcük kadrosuyla yer alması dikkat çekicidir. Tespit edilen sözcük ve örnekler şunlardır: Çevrem dolup şalvar ıslanmalıdır (OBYT; 2012, s. 200) Kaytanlı şalıma uçkurum taksın (OBYT; 2012, s. 253-254) Maley'in giydiği dühan basması (OBYT; 2012, s. 218) Döğünce çıkası göksü yelekler (KST; 2021, s. 140) Ah... Ala çorap örmedim de (KST; 2021, s. 153) Geyindiğin sırmalardan (urbalardan) (KST; 2021, s. 194-195) Bir çift kundurayla bir de fesi var (KST; 2021, s. 222) Ben de yandım Hatça’mın basma donuna (KST; 2021, s. 253-254) 377 Kıyafet konusunda sözcüklerin hangi dillerden ödünçlendiğini görmek için bk. “Yabancı Sözcükler”. 215 Keten köynek giymiş yakası ezik oy (KST; 2021, s. 260) Bir kızım olsa da bir fistan diksem (KST; 2021, s. 298-299) Kara şalvar yıldır yıldır (KST; 2021, s. 351-352) 1.13. Meslek Adları Türkülerde Türklerin en kadim mesleklerinden olan çobanlık sıkça kullanılmıştır. “elekçi” ve “davulcu” örneklerinde meslek adları, meslek yapım eki -cI ile yapılmıştır. Tespit edilen diğer meslek adları şunlardır: Etrafımız çevrildi kolcuyla bütün (OBYT; 2012, s. 190) Davulcusu kaya dibi dolaşır (OBYT; 2012, s. 205-207) Çoban sana doyamadım Le le çoban Eğer çoban susadınsa (KST; 2021, s. 193) Varman kızlar varman kirli çobana Çoban evde durmaz gider yabana (KST; 2021, s. 253-254) Ol tabipten derman gelmez Yaram derin tabip gelmez (OBYT; 2012, s. 242-243) Senin baban karşı köyün hocası (KST; 2021, s. 265-266) Bir oğlum olsa da gitse hocaya (KST; 2021, s. 298-299) 216 Demircili'nin muhtarı (KST; 2021, s. 356) Çözme tabip yaramı (Hop hop nanay nanay) (KST; 2021, s. 161) Bir elekçi gelse bir elek alsam (KST; 2021, s. 298-299) 1.14. Yer Adları Türkülerin adlandırılmasında mekân/yer adlarının da önemi vardır. Her türkü mutlaka bir yöreye aidiyetiyle bilinir ve tanınır. Bu bağlamda yer adlarının, türkü metinlerinin olmazsa olmaz unsurlarından olduğu söylenebilir. Türkülerde tespit edilen yer adları ve örnekleri şunlardır: Devrisi gündü Kırkağaç'ın pazarı Başçeşme düzünde vurdular bizi (OBYT; 2012, s. 190) Kızılırmak coşmuş gel beri beri Çermişek'in önü bir derin dere Paşam nerden aşar gelir Bingöl'ün yolu Asker indi llıca'nın düzüne (OBYT; 2012, s. 218) Hasan ne bekler Sivas'ta (OBYT; 2012, s. 242-243) Ahçik'i yolladım Urum eline (OBYT; 2012, s. 277) Erzurum çarşı Pazar Palandöken yüce dağ (OBYT; 2012, s. 317) 217 Öz canımdan çok sevdiğim Erzurum Kattım Karasu'ya aktım gidirem Zeynel Horasan'a gitti dönmedi (OBYT; 2012, s. 331-332) Gızılırmak can incitme sen bugün (KST; 2021, s. 140) Yeşildağ'a varınca (KST; 2021, s. 144) Şu Yemen elleri ne de yamandır Burası Muş'tur, yolu yokuştur (KST; 2021, s. 222) Ben Misget'i yitirdim (KST; 2021, s. 224-225) Yemen'e gideni gelir mi sandın? (KST; 2021, s. 228) (Denizli ilinde de Haçce'm demirden evler) (KST; 2021, s. 253-254) Yaylalar içinde Erzurum yayla Şehirler içinde Konya'dır Konya At işlemez oldu Konur Dağı'nda (KST; 2021, s. 289-290) Yaman olur Kastamonu uşağı (KST; 2021, s. 285-286) Ağamı yolladılar Yemen eline (KST; 2021, s. 228) Karadağ'dan düşman topu patlıyor Asker hücum etmiş Kars'a atlıyor Kars'ın kalasında Yahni Çölü'nde Askerler yürüyor Gümrü yolunda Antranik, Tiflis'e kaçıyor; tutun (KST; 2021, s. 231-232) 218 Anamur yolları kayrak çakıllı (KST; 2021, s. 242-243) Karahisar Kalesi yıkılır gelir (KST; 2021, s. 326-327) Kırşehir elinde duyulur sesi (KST; 2021, s. 289-290) Munzur Dağı silelenmiş garinan (KST; 2021, s. 334) Yeniköy'e gitmeli Çarşamba’ya gitmeli (KST; 2021, s. 356) Güzel İmranlı'dan aldım haberi (OBYT; 2012, s. 218) 1.15. Ölümle İlgili Adlar Türkülerde yer alan ölüme ilişkin söz varlığının hemen hepsi Arapça kökenli sözcüklerden oluşmaktadır. Bu durum, Türklerin ölüme bakışında İslam dinini etkisini yansıtması bakımından dikkate değerdir. Türkülerde tespit edilen ölümle ilgili söz varlığı ve örnekler şunlardır: Öveçli kırında üç sıra mezar (OBYT; 2012, s. 190) Mezar sarar bedenime (OBYT; 2012, s. 242-243) Vakitsiz gidene sala verdiler Kolların kırıla mezarım kazan (OBYT; 2012, s. 253-254) Katil göller nerelere koydun Ümmü'mü? (OBYT; 2012, s. 205-207) 219 Tut elimden götür (indir) beni mezere (OBYT; 2012, s. 218) Katlime ferman yazar Nice ki bu canım sağ (OBYT; 2012, s. 317) Mezar arasında yandım aman harman olur mu? Mezarımı benim derin kazın yandım da bol olsun (KST; 2021, s. 159) Reva mı gördünüz ölümü dağlar (KST; 2021, s. 164-165) Mehlede ölüm yok bu ne şivandır (KST; 2021, s. 222) İfade sorarlar yatan üleşe (KST; 2021, s. 289-290) Emine'min tabudunu karaladılar (KST; 2021, s. 346) Yusuf'un üleşleri (KST; 2021, s. 356) 1.16. Kişi Adları Eski Türklerde doğan çocuklara pek çok farklı şekilde ad verilmekteydi. Çocuğun doğduğu günlerde vuku bulan olaylar, ziyarete gelen yabancı bir misafir, çocuğun doğumundan hemen sonra görülen ilk nesne, hayvan ya da bitkiler dahi çocuklara ad olabilmektedir (Türktaş, 2019, s. 37) Türkülerde tespit edilen kişi adları ve örnekleri şunlardır: Köroğlu düşer mi yine şanından (OBYT; 2012, s. 200) Hasan ne bekler Sivas'ta (OBYT; 2012, s. 242-243) 220 İsmet'i kapına kul eyle bari Alamadım Maley'i saramadım Maley'i (OBYT; 2012, s. 218) Hoş gelişler ola Mustafa Kemal Paşa (OBYT; 2012, s. 262-263) Ahçik'i yolladım Urum eline (OBYT; 2012, s. 277) Abdurrahman Gazi, Habip Baba'ya Tanbura köyünden Emrah çaresiz Zeynel Horasan'a gitti dönmedi (OBYT; 2012, s. 331-332) Gıymat gız gibi görmedim Hasan da çavuş uslanmazsa Ben Gıymat'ı yâr ettim Gıymat kızın gözleri de (KST; 2021, s. 153) Sadık Miskini'ye yaban ellerde (KST; 2021, s. 164-165) Selvi’m ne beklersin Şah'ın köşkünü? (KST; 2021, s. 187) Uyma Selvi’m, uyma eller sözüne Emrah'ın çektiği Selvi belası (KST; 2021, s. 187) Ali İzzetî amcalardan (KST; 2021, s. 194-195) Hırsından Marzmanof iki çatlıyor Yarın evlatlarım Allah aşkına Halid Paşa önde, tüfek elinde Mirmanof göğsünden kanlar damlıyor Halid Paşa der ki "Durmayın atın!" 221 Antranik, Tiflis'e kaçıyor; tutun (KST; 2021, s. 231-232) Hatça'm çıkmış pencereye ay gibi parlar Ben Hatça'yı yitirdim de dumanlı dağlar Hatça'yı görenler sevdalanıyor Üçüne de beşine de Hatça'm onuna Ben de yandım Hatça’mın basma donuna Yüce dağ başına Hatça'm ekin ekilmez Yüce dağ başında Hatça’m harmanın mı var (KST; 2021, s. 253-254) Uyan Ali'm sabah oldu (KST; 2021, s. 256-257) Gelin oldum Karabel'in eline Adını sorarsan adı Şaziye Şahin geldi kucağımda uyudu (KST; 2021, s. 265-266) Sepetçioğlu bir ananın kuzusu Yassıl dağlar yassıl, Osman Efe’m de geliyor vay vay Seslen Sepetçioğlu efece seslen (KST; 2021, s. 285-286) Giyinmiş kuşanmış Osman geliyor Her gelen kurşunlar Osman'a değer Osman'ı görmeyen kendini över Dağların kilidi Osman geliyor Efeler içinde Osman Efe hey Peşine düşmüş de şu Karaca Bey (KST; 2021, s. 289-290) Dadaloğlu, yarın kavga kurulur (KST; 2021, s. 323-324) 222 Mecnun'um Leyla'mı gördüm İzzetî bu ne hikmetmiş (KST; 2021, s. 332) Selvinin dalına yaslanmayasın (KST; 2021, s. 334) Emine'm oturmuş da daşın üstüne Üç köyün içinde koşma Emine'm Emine'min evini araladılar (KST; 2021, s. 346) Konaklı'nın yüzünden Yan Ali'nin yüzünden Yusuf'un üleşleri (KST; 2021, s. 356) 1.17. Renk Adları Bir dilin söz varlığı içerisinde önemli unsurlardan biri de renk adlarıdır. Bozkır kültürü içerisinde hayat süren Türkler, tabiatta karşılaştıkları pek çok renge ad koymuşlardır (Özşahin, 2011, s. 963). Günümüzde Türk dili içerisinde kullanılan renk adlarının pek çoğunun Türkçe kökenli, ikinci sırada Arapça kökenli olduğu görülmektedir. Türkülerde tespit edilen renk adları ve örnekleri şunlardır: Altı mor sümbüllü bağ (OBYT; 2012, s. 317) Kanlım oldun sarı yıldız dön dön aman Neye doğdun sarı yıldız, mavi yıldız (KST; 2021, s. 132) Bülbülün kanadı sarı Bülbülün kanadı beyaz (KST; 2021, s. 310) 223 Evlerine kara haber ulaşır On sekizdir siyah saçın örgüsü Sarı altınlar delebiyor saçında (OBYT; 2012, s. 205-207) Eller al yeşil giymiş Al kana boyanıyor (Hop hop nanay nanay) (KST; 2021, s. 161) Al-yeşil bayrağı gelin mi sandın? (KST; 2021, s. 228) O kınalı parmaklar da o beyaz eller Ak gerdanın altında da çiftedir benler (KST; 2021, s. 253-254) Döğünce çıkası göksü yelekler Kitabın gavlince dağlar al geymiş (KST; 2021, s. 140) Bu da benim kara bahtım gidirem (OBYT; 2012, s. 331-332) Kara koyun sana çanlar takayım (KST; 2021, s. 179) Kara şalvar yıldır yıldır (KST; 2021, s. 351-352) Kara mağaranın başları (KST; 2021, s. 356) Alnımıza kara yazı yazıldı (OBYT; 2012, s. 200) Tutun elimden de batırın kara (OBYT; 2012, s. 218) Kırmızı gülün bitişi (OBYT; 2012, s. 242-243) Al tavanlı yüksek evde (KST; 2021, s. 256-257) 224 Başçeşme düzünü al kanlar aldı (OBYT; 2012, s. 190) Aram açık ela gözlü yârinan (KST; 2021, s. 334) Ah... Ala çorap örmedim de (KST; 2021, s. 153) Pembe yakışır gence (KST; 2021, s. 172) 1.18. Savaş ve Orduyla İlgili Adlar Türk toplumları için bağımsızlık ve bu bağımsızlığın sürdürülmesi oldukça önemlidir. Bu bağlamda ölmeyi ve savaşmayı bir onur bilen Türkler, yaktıkları türkülerde ölüm konusunu çok sık işlemişler ve bu ürünlere de ağıt demişlerdir. Ağıtlar genelde savaşlarda kahramanca savaşıp şehit olan kişilerin/halka mal olmuş kahramanların çevresi tarafından yakılmıştır. Türkülerde tespit edilen savaş ve orduya ilişkin söz varlığı ve örnekleri şunlardır: Ayırır çoğunu er meydanından Kır at köpüğünden, düşman kanından Ok gıcırtısından, kalkan sesinden Düşman geldi tabur tabur dizildi Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu Eğri kılıç kında paslanmalıdır (OBYT; 2012, s. 200) Başçeşme düzünü al kanlar aldı Durman arkadaşlar kurşunlar atın (OBYT; 2012, s. 190) Taburun önünde tüfek çattılar Ne yaman güç imiş asker ölmesi 225 Koğuşun önünde kuruldu kazan (OBYT; 2012, s. 253-254) Asker indi llıca'nın düzüne Geri döndüm düşman çarptı gözüme (OBYT; 2012, s. 218) Askerin milletin bayrağınla çok yaşa Marş ileri dönmez geri Türk’ün askeri Al da bayrağı düşman üstüne Cephede süngüler ayna gibi parlıyor Doğunun Türkleri bayrak açmış bekliyor (OBYT; 2012, s. 262-263) Gurbet kelepçedir yurdu sevene (OBYT; 2012, s. 331-332) Yağlı kurşun gitmez ciğer deşmeden Yağlı kurşun gelir nereye kaçam (KST; 2021, s. 99) Kanlar yere damladı Kanlar yere damlayınca (KST; 2021, s. 144) Al kana boyanıyor (Hop hop nanay nanay) (KST; 2021, s. 161) Kışlanın önünde redif sesi var (KST; 2021, s. 222) Çifte tabancalar takmış beline (KST; 2021, s. 228) Karadağ'dan düşman topu patlıyor Asker hücum etmiş Kars'a atlıyor Ermeni'yi toptan esir kılalım Askerler yürüyor Gümrü yolunda Halid Paşa önde, tüfek elinde 226 Süvariler kalkmış atın gemliyor Süngüden Ermeni gayet hamlıyor (KST; 2021, s. 231-232) Kalk gidelim kışla önü aşağı Hep düşmanlar mahkemeye doldular (KST; 2021, s. 285-286) Ağzına doluşmuş kurşunun isi (KST; 2021, s. 289-290) Belimizde kılıcımız kirmani Taşı deler mızrağımın temreni Öter tüfek davulbazlar vurulur (KST; 2021, s. 323-324) Kardeş tüfeğini doldur (KST; 2021, s. 351-352) 1.19. Sayı Adları Sayılar, bir dilin temel söz varlığıdır. Aralarında akrabalık ilişkisi olan dillerin ortak söz varlığı arasında yer alan sayılar, dillerin arasındaki akrabalık ilişkileri incelenirken de dikkat edilen unsurlardandır (Şenaysoy, 2016, s. 23). Türkülerde tespit edilen sayı adları ve örnekleri şunlardır: Dört bir yanın diken saldı (OBYT; 2012, s. 242-243) On sekizdir siyah saçın örgüsü (OBYT; 2012, s. 205-207) Maley'i benzettim üç günlük aya Üç gün oldu elim yârdan üzüldü (OBYT; 2012, s. 218) 227 Benim canım feda idi bin cana Bin can az gelirse iki bin cana Kırk sene gözyaşı döktüm fincana Üç kez geri döndüm baktım gidirem Kırk senedir beklediğim ekini Üç kez geri döndüm baktım gidirem (OBYT; 2012, s. 331-332) Süre süre indirdiler üç taşa On iki kaymakam, beş tane paşa (KST; 2021, s. 289-290) Geçen üç aylarda şivana başlar (KST; 2021, s. 140) Ben feleğe minnet etmem beş günü (KST; 2021, s. 187) Yedi bahçeyi becersen (KST; 2021, s. 246-247) Üçüne de beşine de Hatça'm onuna (KST; 2021, s. 253-254) Yedi bayram kına yakmam elime (KST; 2021, s. 265-266) Kırk senelik ağaç çürümüş galmış (KST; 2021, s. 304) Üç köyün içinde koşma Emine'm (KST; 2021, s. 346) Ardımda yüz on beliğim (KST; 2021, s. 351-352) 228 1.20. Tarım ve Gıdayla İlgili Adlar Türklerin en temel geçim kaynakları olan çobanlık ve avcılıkla birlikte tarımla uğraşmış ve ticari faaliyette bulunmuşlardır (Mandaloğlu, 2014, s. 90). Yaşadıkları uçsuz bucaksız coğrafyalarda yetiştirdikleri çeşitli besinlere adlar vermişlerdir. Bugün türkülerde de yer alan bu besin ve tarıma ilişkin adlar, Türk dilinin kadim oluşunu göstermesi bakımından dikkate değerdir. Türkülerde tespit edilen tarım ve gıdaya ilişkin adlar şunlardır: Of of... Sabahlayin erken çifte giderken, aman aman (OBYT; 2012, s. 336) Yorgun argın geldim orak biçmeden (KST; 2021, s. 99) Mezar arasında yandım aman harman olur mu? (KST; 2021, s. 159) Tuz yalattım, ciğerini ağrılara belettim (KST; 2021, s. 179) Hele ardında sürüsü var (KST; 2021, s. 193) Çiğ yumurta soyulmaz (KST; 2021, s. 224-225) Sıralanmış küleklerin sütü yok (KST; 2021, s. 228) Soğuk yerde nar olur mu? (KST; 2021, s. 246-247) Yüce dağ başına Hatça'm ekin ekilmez Yüce dağ başında Hatça’m harmanın mı var Harmanı kaldırmaya dermanın mı var (KST; 2021, s. 253-254) Odasına vardım kahve pişirir (KST; 2021, s. 260) 229 Dişleriynen ekmek doğrar tazıya (KST; 2021, s. 265-266) Tarlaları herk378 etmeli (KST; 2021, s. 356) 1.21. Ticaret ve Ölçü Birimleriyle İlgili Adlar Her ulus kendine özgü bir ölçü sistemi geliştirmiştir. Zamanla uluslararası temaslar yaygınlaştıkça ölçü birimlerinin standart kabul edilmesi söz konusu olmuştur (Atmaca, 2009, s. 22). Türkülerde tespit edilen ticarete ve ölçü birimlerine ilişkin söz varlığı ve örnekleri şunlardır: Bedava mı sandın para vedim aldım (OBYT; 2012, s. 336) Bir okka kına aldın mı (KST; 2021, s. 256-257) 1.22. Tıp ve Eczayla İlgili Adlar Hayatın başladığı ilk andan bu yana sağlık var olduğu gibi hastalık da var olmuştur. İnsanlar hastalıkları önleyici ve giderici pek çok çözüm bulmuş ve bu çözümleri çoğunlukla doğada/bitkilerde aramıştır. Türkülerde tespit edilen tıp ve eczaya ilişkin adlar ve örnekler şunlardır: Yaralara merhem olmaz Ol tabipten derman gelmez Yaram derin tabip gelmez (OBYT; 2012, s. 242-243) Çözme tabip yaramı (Hop hop nanay nanay) Fitil çifte yara bir (Hop hop nanay nanay) (KST; 2021, s. 161) 378 “Sürüldükten sonra bir yıl dinlendirilen, nadasa bırakılan tarla” anlamındadır. Bk. sozluk.gov.tr 230 Buna rağmen koymadılar yarasız (OBYT; 2012, s. 331-332) Kama yarasına yandım aman derman olur mu? (KST; 2021, s. 159) Tuz yalattım, ciğerini ağrılara belettim (KST; 2021, s. 179) Sağ gelen hasta gider, dost yârim perişan hâlim (KST; 2021, s. 210) Derdim azdı elden dermanım gitti (KST; 2021, s. 306) 1. 23. Uzuvlar ve İnsan Bedeniyle İlgili Adlar Tüm dillerde insanlar, kendi varlığını meydana getiren uzuvları isimlendirmişlerdir (Özşahin, 2011, s. 196). Türkülerde genellikle sevgilinin güzelliğinden bahsederken kullanılan uzuvlar, söz varlığı içerisinde önemli bir yer teşkil etmektedir. Tespit edilen insan bedeni ve uzuvlarına ilişkin adlar ve örnekler şunlardır: Kolcubaşı İsmail'in gülmesin yüzü (OBYT; 2012, s. 190) Alnımıza kara yazı yazıldı (OBYT; 2012, s. 200) Kırmızı gül gönlüm sende Mezar sarar bedenime (OBYT; 2012, s. 242-243) Kolların kırıla mezarım kazan Görmedi bir daha gözüm kör oldu Hicran ateşi de gönlüme doldu (OBYT; 2012, s. 253-254) On sekizdir siyah saçın örgüsü Sırma saçlar su üstünde yalabır 231 Gelin Ümmü başın kimler bağladı Başımdan yazmamı yörükler aldı Ağzımdan firmamı balıklar aldı (OBYT; 2012, s. 205-207) Tutun elimden de batırın kara Maley'i yakışır zülüf kesmesi Üç gün oldu elim yârdan üzüldü Sarardı gül benzim döndü gazele Geri döndüm şehir çarptı gözüme (Geri döndüm düşman çarptı gözüme) Ben garibem kimse bakmaz yüzüme (OBYT; 2012, s. 218) Eser bad-ı saba zülfün teline Serimi sevdaya salan o Ahçik Gönlümü bağladım sırma saçına Ahçik'i kaybettim yüreğim yanar (OBYT; 2012, s. 277) Elinde divit kalem Nice ki bu canım sağ (OBYT; 2012, s. 317) Çaresiz dişimi sıktım gidirem Kaderime boyun büktüm gidirem Bilerek koluma taktım gidirem Sırtıma verdiler sitem yükünü Alnımız apaçık yüzüm karasız (OBYT; 2012, s. 331-332) Aşağıdan gelir omuz omuza Yağlı kurşun gitmez ciğer deşmeden Başımda ağlaşır gelinler kızlar (KST; 2021, s. 99) 232 Ben aklımı şaşırdım (KST; 2021, s. 144) Ayağıma giymedim Gıymat kızın gözleri de (KST; 2021, s. 153) Humar göz uyanıyor (Hop hop nanay nanay) Yürek mi dayanıyor (Hop hop nanay nanay) (KST; 2021, s. 161) O yârin hasreti bağrımı dağlar (KST; 2021, s. 164-165) Nerden aldın aklı (KST; 2021, s. 172) Getirdim de baş arkaca yatırdım Tuz yalattım, ciğerini ağrılara belettim (KST; 2021, s. 179) Kömür gözlüm ataşına düşeli Didem kan yaş döker, dilim dad eyler Baş koymadım nazlı yârin dizine Doya doya bakamadım yüzüne (KST; 2021, s. 187) Mühür gözlüm seni elden Ben seni senin gözünden Elindeki goncalardan (KST; 2021, s. 194-195) Yüreğim ona yanar, dost yârim perişan hâlim (KST; 2021, s. 210) Sineme yaslan yârim Başımın tacı yârim Kız seni öpen dudaklar (KST; 2021, s. 224-225) 233 Çifte tabancalar takmış beline (KST; 2021, s. 228) Mirmanof göğsünden kanlar damlıyor (KST; 2021, s. 231-232) Yâr başını böyle bağlar (KST; 2021, s. 246-247) Gözlerimin pınarları durmadan çağlar A kız kendi saçını öremedin mi? Gel sarılalım kaçalım ince belli kız Ak gerdanın altında da çiftedir benler O kınalı parmaklar da o beyaz eller (KST; 2021, s. 253-254) Kınalı parmaklar fincan devşirir Seni gören âşık aklın şaşırır Kaşları gözleri aney yandım hudey kendine uymuş (KST; 2021, s. 260) Yayladan gel kömür gözlüm yayladan Çocuk geldi kucağımda uyudu Top bürür saçını gözünü süzer Kucağıma koydular ufak bir uşak Dişleriynen ekmek doğrar tazıya Şahin geldi kucağımda uyudu Başıma toplandı genci kocası (KST; 2021, s. 265-266) Hiç gitmiyor kollarımdan Efe’m de sızısı vay vay Böyle imiş alnımızın yazısı Salıvermiş ince belden Efe’m de kuşağı vay vay (KST; 2021, s. 285-286) Ağzına doluşmuş kurşunun isi (KST; 2021, s. 289-290) 234 Ninni söylemeyen dili neyleyim Zülfünü tarayıp, saçını örsem (KST; 2021, s. 298-299) Bir ateşi Cansu düştü dillere Ayırma gönlümü nuri Hüda'dan (KST; 2021, s. 306) Elimden aldılar yârı (KST; 2021, s. 310) Belimizde kılıcımız kirmani (KST; 2021, s. 323-324) Kâkülü boynuna dökülür gelir (KST; 2021, s. 326-327) Kaşlarını yıhtı geçti Yâr sineme çahtı geçti Yâr zülfünü kement etmiş Boynumuza tahtı geçti (KST; 2021, s. 332) Aram açık ela gözlü yârinan (KST; 2021, s. 334) Daramış zülfünü de kaşın üstüne Bir selamın gelse de başım üstüne (KST; 2021, s. 346) Ağzımda dilim çürüsün İk'elin sokmuş koynuna Ahrette sarıl boynuma Sağ gözünün nuruyudum (KST; 2021, s. 351-352) Kara mağaranın başları Kargaların ağzında (KST; 2021, s. 356) 235 1.24. Yolculukla İlgili Adlar Yol ve yolculuk sözcükleri Türkçede soyut ve somut olmak üzere pek çok anlama gelmektedir. Bununla birlikte birçok atasözü ve deyimde yer almaktadır. Türklerin tarihiyle de oldukça bağdaşan göç, yol, yolculuk kavramları türkülerde de sıkça yer almıştır. Tespit edilen yola ve yolculuğa ilişkin sözcükler ve örnekler şunlardır: Şu gelinsiz gelen kervan banadır (OBYT; 2012, s. 205-207) Göç göç oldu göçler yola dizildi Ağam nerden aşar gelir yaylanın yolu Paşam nerden aşar gelir Bingöl'ün yolu (OBYT; 2012, s. 218) Gurbet kelepçedir yurdu sevene (OBYT; 2012, s. 331-332) Çekin kır atımı gidelim hana (KST; 2021, s. 99) Evler yıkan, beller büken, kervan kıran yıldız hey (KST; 2021, s. 132) Günüm getti artıh görünmez yolum (KST; 2021, s. 140) Göl köyünü de yol ettim (KST; 2021, s. 153) Yâr yoluna bakarım (Hop hop nanay nanay) (KST; 2021, s. 161) Gurbet elde garip kaldım nideyim (KST; 2021, s. 164-165) Diyarı gurbette sefil, sergender (sergedan) (KST; 2021, s. 187) 236 Yol üstünde karakol, belalım amman amman Nerden gider yâre yol, dost yârim perişan hâlim Bu yollar meste gider, belalım amman amman Yıkılası gurbet el, belalım amman amman (KST; 2021, s. 210) Burası Muş'tur, yolu yokuştur (KST; 2021, s. 222) Askerler yürüyor Gümrü yolunda (KST; 2021, s. 231-232) Yolcuyu yolundan eyleyen dilber (KST; 2021, s. 253-254) Çağrın gelsin yoldaşını (KST; 2021, s. 256-257) Trenin paftaları (KST; 2021, s. 263-264) Döşeyin hanları aslan geliyor (KST; 2021, s. 289-290) Asri gurbet harap etmiş köyümü (KST; 2021, s. 304) Ateş almış gönül yoktur durağı (KST; 2021, s. 306) Kalktı göç eyledi Avşar illeri Yüce dağdan aşan yollar bizimdir (KST; 2021, s. 323-324) 1.25. Yön Adları Türkülerde saptanan yönlerle ilgili adların hepsi Türkçe kökenlidir. Bu adlar şunlardır: yan, beri, ileri, geri, sağ, sol, doğu, alt, yön, aşağı, karşı, üst, ön, art. 237 Türkülerde tespit edilen örnekleri şu şekildedir: Dört bir yanın diken saldı (OBYT; 2012, s. 242-243) Kızılırmak coşmuş gel beri beri (OBYT; 2012, s. 218) Arş arş arş ileri ileri arş ileri Marş ileri dönmez geri Türk’ün askeri Sağdan sola soldan sağa Doğunun Türkleri bayrak açmış bekliyor (OBYT; 2012, s. 262-263) Altı mor sümbüllü bağ (OBYT; 2012, s. 317) Çevirdim yönümü döndüm divana Üç kez geri döndüm baktım gidirem Nazar ettim sağım ile soluma (OBYT; 2012, s. 331-332) Aşağıdan gelir omuz omuza Sağ yanım ellemen sol yanım sızlar (KST; 2021, s. 99) Mevla’nın aşgına kıbledir yönüm (KST; 2021, s. 140) İçme koyun o suyu, içme dön geri (KST; 2021, s. 179) Şu karşıki tepeden, belalım amman amman (KST; 2021, s. 210) Anamur üstünü yâr yâr (KST; 2021, s. 242-243) Evlerinin önünde pınarlar harlar (KST; 2021, s. 253-254) 238 Evlerinin önü kavak Evlerinin önü iğde (KST; 2021, s. 256-257) Sanırsın karşında bir aydır doğmuş oy (KST; 2021, s. 260) Üstünün noktaları (KST; 2021, s. 263-264) Senin baban karşı köyün hocası Altıma serdiler minderden döşek Karşı köyde köyümüzün hocası (KST; 2021, s. 265-266) Kalk gidelim kışla önü aşağı (KST; 2021, s. 285-286) Müfrezeler sarmış hem sollu sağlı Osman Efe'm gider yolun sağında (KST; 2021, s. 289-290) Bir ev burda bir ev garşıda galmış (KST; 2021, s. 304) Daramış zülfünü de kaşın üstüne Bir selamın gelse de başım üstüne Dağların ardında paraladılar (KST; 2021, s. 346) Sağ gözünün nuruyudum Ardımda yüz on beliğim (KST; 2021, s. 351-352) 239 1.26. Zaman ve Takvimle İlgili Adlar Farabi zamanı feleğin hareket sayısı olarak ifade etmiştir. Yaratıcı zamanı yaratmadan önce feleği yaratmış ve zaman da feleğin hareketi sonucunda meydana gelmiştir (Ekşinar, 2008, s. 31-32). Dünyanın oluşumuyla birlikte ortaya çıkan zaman kavramı, insanlar tarafından takvimler aracılığıyla ölçülebilir ve ifade edilebilir hâle gelmiştir. Takvimler, zamanı değerlendirmek amacıyla geliştirilmiş gün, ay, mevsim ve yılları göstermek için hazırlanmış cetvellerdir (Şenkardeşler, 2013, s. 15). Dilin doğuşuyla birlikte sözcüklerin içerisinde de yer alan zaman kavramı günlük hayatta olduğu kadar türküler içerisinde de kendine yer bulmuştur. Türkülerde zaman ve takvime ilişkin adlar ve örnekler şunlardır: Başçeşme'den indik akşamüzeri Devrisi gündü Kırkağaç'ın pazarı (OBYT; 2012, s. 190) Kırmızı gül her dem olmaz Geleceğim altüst oldu Kırmızı gül tez kocaldı (OBYT; 2012, s. 242-243) Kırk senedir beklediğim ekini Ezanlar okundu seher zamanı (OBYT; 2012, s. 331-332) Of of... Sabahlayin erken çifte giderken, aman aman (OBYT; 2012, s. 336) Bir bayram gününü çok gördü bana (KST; 2021, s. 99) Kavlim var dün geceden yâr yâr aman (KST; 2021, s. 132) Gızılırmak can incitme sen bugün Günüm getti artıh görünmez yolum (KST; 2021, s. 140) 240 Şimdi sevdiğimin gözü yollarda (KST; 2021, s. 164-165) Bugün yâri görmedim, belalım amman amman (KST; 2021, s. 210) Sonbahar güzel vakti (KST; 2021, s. 224-225) Şehir oldu bana her zaman zehir (KST; 2021, s. 253-254) Uyan Ali'm sabah oldu (KST; 2021, s. 256-257) Sayarım haftaları Genç ömrümü bitiren (KST; 2021, s. 263-264) Sabahınan oğlan gider guzuya Dizime vurdum da gerdah gecesi (KST; 2021, s. 265-266) Kırk senelik ağaç çürümüş galmış (KST; 2021, s. 304) Gitti o yâr ile ülfetim çağı (KST; 2021, s. 306) Gece buzlu gündüz ayaz (KST; 2021, s. 310) Dadaloğlu, yarın kavga kurulur (KST; 2021, s. 323-324) Meleye meleye getirek yazı (KST; 2021, s. 326-327) Seher vahti göremedim (KST; 2021, s. 332) Benim ömrüm geçer ahuzarınan (KST; 2021, s. 334) 241 SONUÇ VE DEĞERLENDİRMELER Türküler; kökleri mitsel dönemlere uzanan, Türklerin eski devirlerde kutsal ile bağ kurma aracı olarak kullandıkları müzik, ses ve hareket birlikteliğinin zamanla dönüşerek günümüzdeki hâlini aldığı yerel ürünlerdir. Kutsala ulaşmak kadar, ulaşma yolu ve biçiminin de o denli kutsal görüldüğü devirlerde, türküler/yırlar/küyler bir önder (şaman/kam/baksı) eşliğinde hafızalara alınmış ve nesiller boyu sözlü kültür içerisinde yaşatılmıştır. Zamanla yazılı kültürün de bir parçası olan bu ürünler, tarih boyunca insanların tecrübe ettiği tüm duyguların sözcüsü olmuştur. Türk toplumunun duygularının bir ifadecisi olarak görülen türküler, bünyesinde Türk diline ait sözlü ve yazılı dil unsurları barındırmaktadır. Bu unsurlar oldukça özgün ve yerel kullanımlar olması bakımından dikkate değerdir. Çalışmada, büyük oranda halk edebiyatı ve müzikbilim disiplinlerince incelenen türkülerin, içerdiği dilsel unsurlar ortaya konmuştur. Merdan GÜVEN’in derlediği türküleri topladığı “On Bin Yılın Türküsü” ve “Kırık Sazın Türküsü” eserlerinden konuları dikkate alınarak seçilen elli (50) türkü sıfatlar, zarflar, zamirler, edatlar; basit, türemiş, birleşik fiiller; oluş, kılış fiilleri; atasözleri, deyimler, yabancı sözcükler; sözcük grupları ve konularına göre adlar başlıkları altında incelenmiştir. İncelenen türkülerde bahsedilen konularda yer alan söz varlığı ve bu sözcüklerin kullanım sıklıkları hakkında şu bulgulara ulaşılmıştır: 242 829 0 Fiiller Türkçe Alıntı 228 317 Adlar 0 200 400 600 800 1000 Şekil 1: Adlar ve Fiillerde Alıntılar İncelenen türkü metinlerinde 829 fiil ve 545 ad tespit edilmiştir. 829 fiil arasında alıntılanmış fiillere rastlanmazken 545 ad içerisinde 317 adet alıntı sözcük bulunmuştur. Anadolu insanının sosyal hayatında yer bulan Türkçeyi en sade ve yalın hâliyle aktaran türkülerde tespit edilen bu değer, yüksek kabul edilebilir. Bu durum Türkçenin geçmiş dönemlerden bugüne kadar bir arada yaşadığı farklı dillerle alışverişinin ne denli güçlü ve kültürel anlamda etkileşime ne kadar açık bir dil olduğunu göstermektedir. Aynı zamanda başka dillerden alıntılanan sözcükler, verici dildeki biçimleriyle doğrudan alıntılanmadığı, alıcı dilin alıntı sözcüğü kendi sözcük yapma kanunlarına ve özelliklerine göre yeniden yapılandırdığı düşünülecek olursa, Türkçenin; Arapçadan Rumcaya, Gürcüceden İtalyancaya dil özellikleri birbirinden oldukça farklı olan dillerden alıntılara sahip olması, Türk dilinin farklı dil özelliklerini kendi bünyesinde dönüştürebilen köklü bir dil olduğunu göstermesi bakımından dikkate değerdir. 243 Tespit edilen 317 alıntı sözcüğün dillere göre dağılımı şu şekildedir: Kökeni Belirlenemeyenler 6 İki Dilden Oluşan Sözcükler 6 Gürcüce 1 Rumca 2 İbranice 1 İspanyolca 1 Almanca 1 Ermenice 3 Fransızca 3 İtalyanca 5 Yunanca 3 Farsça 100 Arapça 184 0 50 100 150 200 Şekil 2: Yabancı Sözcüklerin Dillere Göre Dağılımı 317 alıntı sözcük arasında Arapça 185, Farsça 100, İtalyanca 5; Yunanca, Ermenice, Fransızca 3, Rumca 2; Almanca, İspanyolca, Gürcüce, İbranice 1 sözcük yer almaktadır. Bununla birlikte iki dilden sözcük/ek taşıyan karma sözcük sayısı 6’dır. Türkü metinlerinden tespit edilen sözcükler içerisindeki alıntıların oranı Şekil 3’te gösterilmektedir: 228 Türkçe Sözcükler 317 Alıntı Sözcükler Şekil 3: Sözcüklerin Alıntı Oranları 244 Türkülerde yer alan adlar sözcük türleri bakımından incelendiğinde, 545 sözcük içerisinde; 204 sıfat, 143 zamir, 135 edat ve 63 zarf bulunduğu tespit edilmiştir (Şekil 4). Ad Soylu Sözcükler Edatlar 135 Zamirler 143 Zarflar 63 Sıfatlar 204 0 50 100 150 200 250 Şekil 4: Ad Soylu Sözcükler İsimleri çeşitli özellikleri bakımından niteleyen ve/veya belirten sıfatların, %37,4 oranıyla en yüksek değerde olduğu saptanmıştır. 245 Niteleme ve belirtme sıfatları olarak iki ana başlık altında ele alınan 204 sıfatın, 110’u niteleme, 94’ü belirtme kategorisinde yer almaktadır. Belirtme sıfatları da kendi içinde gösterme sıfatı, soru sıfatı, belirsizlik sıfatı ve sayı sıfatı olmak üzere dört başlıkta incelenmiştir. 94 belirtme sıfatının 32’si gösterme sıfatı, 42’si sayı sıfatı ve 20’si belirsizlik sıfatı olarak tespit edilmiştir. İncelenen metinlerde soru sıfatına rastlanmamıştır (Şekil 5). Sıfatlar Niteleme Sıfatları Belirtme Sıfatları 94; 46% 110; 54% Şekil 5: Sıfatlar Gösterme sıfatları arasında o, bu, şu sözcüklerinin arkaik kullanımı olan ol, şol sözcüklerine rastlanması dikkat çekicidir. 246 545 sözcük içerisinde %26,2 oranında tespit edilen 143 zamirin; 116’sı kişi zamiri, 16’sı soru zamiri, 5’i belirsizlik zamiri, 4’ü gösterme zamiri, 2’si dönüşlülük zamiri olduğu saptanmıştır (Şekil 6). Zamirler Kişi Zamirleri Gösterme Zamirleri Soru Zamirleri Belirsizlik Zamirleri Dönüşlülük Zamirleri 5; 4% 2; 1% 16; 11% 4; 3% 116; 81% Şekil 6: Zamirler 247 545 sözcük içerisinde %24,7 oranında yer alan 135 edat; çekim edatı, bağlama edatı ve ünlem edatı olarak üç başlıkta incelenmiştir. 135 edatın 59’unun ünlem edatı, 59’unun bağlama edatı ve 18’inin çekim edatı olduğu saptanmıştır (Şekil 7). Doğası gereği türkülerde ünlem edatlarının baskın çıkması öngörülebilir bir sonuçtur. 18; 13% Çekim Edatları Edatlar 59; 43% Bağlama Edatları 59; 44% Ünlem Edatları Şekil 7: Edatlar 545 sözcük arasında %11,5 oranında yer alan 63 zarf; durum zarfı, zaman zarfı, yer-yön zarfı, azlık-çokluk zarfı ve soru zarfı olmak üzere beş başlıkta incelenmiştir. 63 zarfın; 44’ü durum zarfı, 8’i azlık-çokluk zarfı, 8’i zaman zarfı, 3’ü yer-yön zarfı olarak saptanmıştır (Şekil 8). İncelenen türkü metinlerinde soru zarfına rastlanmamıştır. Tespit edilen 3 yer-yön zarfı da “geri” sözcüğünden oluşmaktadır. Zarflar 50 44 40 30 20 8 8 10 3 0 0 Durum Zarfları Zaman Zarfları Yer-yön Zarfları Azlık-çokluk Zarfları Soru Zarfları Şekil 8: Zarflar 248 Çalışmanın ikinci bölümünde fiiller ele alınmıştır. Türlerine göre ve varlıkla ilgisine göre olmak üzere iki açıdan incelenen fiiller, türkü metinlerinde 829 adet saptanmıştır. Türlerine göre fiiller; basit, türemiş ve birleşik olmak üzere üç alt başlıkta incelenmiştir. Buna göre 516 basit fiil, 207 türemiş fiil ve 106 birleşik fiil tespit edilmiştir (Şekil 9). Varlıkla ilgisine göre kılış ve oluş fiil başlıkları altında incelenen fiillerin, 232’si kılış fiil, 254’ü ise oluş fiil olarak saptanmıştır (Şekil 10). 600 516 500 400 300 207 200 106 100 0 Basit/Yalın Fiiller Türemiş Fiiller Birleşik Fiiller Şekil 9: Türlerine Göre Fiiller 255 250 245 240 254 235 230 232 225 220 Kılış Fiilleri Oluş Fiilleri Şekil 10: Varlıkla İlgisine Göre Fiiller 249 Türemiş fiiller de kendi içinde isimden türemiş fiiller ve fiilden türemiş fiiller olmak üzere iki başlıkta incelenmiştir. 207 türemiş fiilin 79’u isimden türemiş fiil, 128’i ise fiilden türemiş fiilden oluşmaktadır (Şekil 11). Türemiş Fiiller 79 İsimden Türemiş Fiiller 128 Fiilden Türemiş Fiiller Şekil 11: Türemiş Fiiller 829 fiilin 106’sını oluşturan birleşik fiillerin; 4’ü zarf + fiil, 10’u fiil – zarf-fiil + fiil, 44’ü nesne + fiil ve 48’i isim + (yardımcı) fiilden oluşmaktadır (Şekil 12). “Nesne Tekrarlı Fiiller” (S. Alyılmaz, 2017) adlı çalışmada Türkiye Türkçesinde yer alan nesne tekrarlı fiil sayısı 132 olarak tespit edilmiştir. İncelenen türkü metinlerinde ise 4 adet nesne tekrarlı fiil mevcuttur. Bununla birlikte isim + (yardımcı) fiilden oluşan birleşik fiiller; Türkçe isim + yardımcı fiilden oluşanlar, Farsça isim + yardımcı fiilden oluşanlar, Arapça isim + yardımcı fiilden oluşanlar olmak üzere farklı alt başlıklarda incelenmiştir (Şekil 13). Sayısal değerleri grafikteki gibidir: 250 48 50 44 45 40 35 30 25 20 15 10 10 4 5 0 İsim + (Yardımcı) Zarf + Fiil Fiil - Zarf-fiil + Fiil Nesne + Fiil Fiil Şekil 12: Birleşik Fiiller 16 Farsça İsim + Yardımcı Fiil 20 Arapça İsim + Yardımcı Fiil 12 Türkçe İsim + Yardımcı Fiil 0 5 10 15 20 Şekil 13: İsim + (Yardımcı) Fiilden Oluşan Birleşik Fiiller 251 Deneyimlerinden hareketle atasözü ve deyimler üreten Türk toplumu yine aynı kültürel ve sosyal zeminde duygu, düşünce ve hayallerini anlatmak üzere çağlar boyu türküler üretmiştir. İncelenen türkü metinlerinde 93 deyim ve 2 atasözüne rastlanmıştır. 93 deyimin 5’i TDK Sözlük’te yer almayan deyimlerdir. Atasözü ve deyimlerin oranı aşağıda gösterilmiştir: 2% 98% Atasözleri Deyimler Şekil 14: Atasözü ve Deyimler 252 Çalışmanın üçüncü bölümünde sözcük grupları ele alınmıştır. Tekrar grubu, bağlama grubu, isim grubu (sıfat tamlaması grubu), iyelik grubu (isim tamlaması grubu), birleşik isim grubu, unvan grubu, ünlem grubu, sayı grubu, edat grubu, isnat grubu, aitlik grubu, ilgi grubu, bulunma grubu, ayrılma grubu, yaklaşma grubu, yükleme grubu, isim-fiil grubu, sıfat-fiil grubu, zarf-fiil grubu, kısaltma grubu, birleşik fiil grubu olmak üzere yirmi bir başlıkta incelenmiştir. Toplamda tespit edilen 962 sözcük grubunda; 432 iyelik grubu (isim tamlaması grubu), 206 isim grubu (sıfat tamlaması grubu), 96 birleşik isim grubu (belirtisiz isim tamlaması grubu), 105 birleşik fiil grubu, 34 tekrar grubu, 23 sıfat- fiil grubu, 16 zarf-fiil grubu, 11 edat grubu, 10 ünlem grubu, 8 unvan grubu, 4 bağlama grubu, 4 sayı grubu, 4 ilgi grubu, 3 kısaltma grubu, 3 aitlik grubu, 2 isim-fiil grubu örneğine rastlanmıştır. İsnat grubu, bulunma grubu, ayrılma grubu, yaklaşma grubu ve yükleme grubu örneği bulunamamıştur. Tüm veriler Şekil 15’te sunulmuştur: Sözcük Grupları 450 432 400 350 300 250 206 200 150 96 106 100 34 50 23 4 8 10 4 11 16 3 4 2 3 0 Şekil 15: Sözcük Grupları 253 962 sözcük grubunun 34’ünü oluşturan tekrar grubu; aynen tekrarlar, eş anlamlı tekrarlar, ilaveli tekrarlar, zıt anlamlı tekrarlar olmak üzere dört başlıkta incelenmiştir. Buna göre 27 aynen tekrar, 4 eş anlamlı tekrar, 2 ilaveli tekrar ve 1 zıt anlamlı tekrar tespit edilmiştir. Oranları grafikte dikkatlere sunulmuştur: 6% 3% Tekrar Grubu 12% Aynen Tekrarlar Eş Anlamlı Tekrarlar İlaveli Tekrarlar 79% Zıt Anlamlı Tekrarlar Şekil 16: Tekrar Grubu 962 sözcük grubunun 105’ini oluşturan birleşik fiil grubunun; 47’si isim + (yardımcı) fiil, 10’u fiil – zarf-fiil + fiil ve 48’i fiil deyimleri olarak üç grupta incelenmiştir. Bulgular Şekil 17’de dikkatlere sunulmuştur: Fiil Deyimleri 48 İsim + (Yardımcı) Fiil 10 Fiil - Zarf-fiil + FiilFiil - Zarf-fiil + Fiil Fiil Deyimleri İsim + (Yardımcı) Fiil 47 0 10 20 30 40 50 Şekil 17: Birleşik Fiil Grubu 254 Çalışmanın dördüncü ve son bölümünde adlar konularına göre incelenmiştir. Akraba, kavim, aile; bitki; dağ, ova, mekân; din ve kozmogoni, duygular, duyular, eşyalar, evlilik, gök cisimleri, hayvanlar; ırk, soy, vatan; kıyafetler, meslekler, yer adları, ölüm, kişi adları, renkler, savaş ve ordu, sayı adları, tarım ve gıda, ticaret ve ölçü, tıp ve ecza, insan bedeni, yolculuk, yönler, zaman ve takvim olmak üzere yirmi altı konu başlığında ele alınmıştır. Buna göre 939 adın 107’si insan bedeni, 64’ü dağ, ova, mekân, 66’sı akraba, kavim, aile; 61’i hayvan, 58’i kişi, 57’si eşya, 52’si din ve kozmogoni, 45’i savaş ve ordu, 44’ü gök cisimleri, 41’i bitki, 38’i yer, 38’i yön, 35’i duygu, 31’i zaman, 30’u renk, 28’i yolculuk, 23’ü sayı, 18’i ırk, soy, vatan; 17’si evlilik, 15’i tarım, 15’i tıp ve ecza; 15’i ölüm, 14’ü kıyafet, 14’ü meslek, 9’u duyu, 3’ü ticaret konularını içermektedir. Değerler Şekil 18’de gösterilmiştir: 120 107 100 80 64 66 58 61 57 60 52 45 44 41 38 40 3530 31 28 23 18 17 20 15 15 15 14 14 9 3 0 Şekil 18: Konularına Göre Adlar Çalışmada, konularına göre seçilen elli türkü metninin içerdiği isim ve fiiller, sözcük türleri, sözcük grupları, atasözü ve deyimler ile yabancı sözcükler tespit edilmiş, bulgular grafikler hâlinde dikkatlere sunulmuştur. 255 İnsan Bedeni Dağ Ova Mekân Kişi Adları Akraba Hayvan Adları Eşya Adları Din ve İnanç Savaş ve Ordu Gök Cisimleri Bitki Adları Renk Adları Yön Adları Duygular Zaman Yolculuk Sayı Adları Irk Soy Vatan Evlilik Tarım Ölüm Tıp ve Ecza Kıyafet Meslek Duyular Ticaret ÖNERİLER 1. Türküler, büyük çoğunlukla müzik ve folklor çevrelerince ele alınmıştır. Toplumun dilinde gezinen sözcükleri bir ayna gibi yansıtan türkülerin, Türk diline katkıları ve barındırdığı dilsel özellikler de birer araştırma konusu olmalıdır. Hatta türküler; müzik, folklor, sosyoloji, psikoloji, dil bilimi vd. alanlarda uzman kişilerce her yönüyle incelendiği takdirde daha bütüncül bir çalışma ortaya konabilir. 2. Konuları bakımından incelenen metinler ile benzer konularda yazılmış farklı dönemlerden eserler yan yana getirilerek karşılaştırmalı bir çalışma hazırlanabilir. Bu konuların tercih edilmesinin yazar/yazıldığı dönem ile ilişkisi araştırılabilir. 3. Her dilin gelişimi toplumun gelişimiyle doğru orantılıdır. Bundan hareketle Türk dilinin gelişmesi, Türk toplumunun zengin bilgi birikimine, yüksek bilinç düzeyine ve yerel üretim gücüne sahip olmasına bağlıdır. Toplumun temel taşı olan dil, yabancı dillerin istilasından korunmalıdır. Sözcük alıntılamanın doğal ve gerekli görüldüğü alanlar muhakkak vardır. Öyle ki her köklü dil, bu alıntılamalara karşı bir savunma mekanizması gibi işler ve yabancı sözcükleri kendi ses ve dil özelliklerine benzeterek alıntılar; onu adeta kendinden kılar. Böylece anlam dünyasını genişletir. Ancak bu mekanizmanın dışında kalan alıntılamalar da mevcuttur: özenti alıntılama. Bu konuda her birey öz diline karşı farkındalık geliştirmeli ve bilinç düzeyini artırmalıdır. 256 KAYNAKLAR Adalı, O. (2004). Türkiye Türkçesinde biçimbirimler. Papatya Yayıncılık. Ağca, F. (2006). Maniheist ve Budist Türkçe metinlerin tarihlendirilmesinde kulanılan ölçütler. Türkbilig, 12, 3-37. Akalın, Ş. H. (2011). Türkiye Türkçesinde Ünlem. Türk Gramerinin Sorunları-Bildiriler. Türk Dil Kurumu Yayınları, 588-603. Akalın, Ş. H. (2017). Bin yıl önce bin yıl sonra Kaşgarlı Mahmud ve Divanü Lugati’t-Türk. Türk Dil Kurumu Yayınları. Akalın, Ş. H., Tezcan Aksu, B., Argunşah, M., Demir, N., Durkun, A., Gözaydın, N., Gültekin, B., Kaya, Ö., Mete, Ş., Okkalı, B., Özyetgin, A. M., Tekeli, S., Terzi, A., Toparlı, R. Ve Zülfikar, H. (2011). Türkçe Sözlük. Türk Dil Kurumu Yayınları. Akdoğu, O. (1996). Türk müziğinde türler ve biçimler. Ege Üniversitesi Basımevi. Aksan, D. (1987). Her yönüyle dil 1. Türk Dil Kurumu Yayınları. Aksan, D., Atabay N., Kutluk İ., ve Özel S. (1983). Sözcük türleri. Türk Dil Kurumu Yayınları. Aktan, B. (2009). Türkiye Türkçesinin söz dizimi. Gazi Kitabevi. Alyılmaz C. (1994). Orhun yazıtlarının söz dizimi (Doktora Tezi). Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü. Alyılmaz C. (2004). Eski Türkçenin söz varlığının düz ve ters dizimi, Kurmay Yayınları. Alyılmaz S. (2010). Erzurumlu Emrah’ın şiirlerinde kavram işaretleri, Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, 0 (11). Alyılmaz, C. (1994). Orhun Yazıtlarının söz dizimi [Doktora tezi, Atatürk Üniversitesi]. Yükseköğretim Kurumu Başkanlığı Tez Merkezi. https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster?key=gyLHMouPes- CvnhRcjQsKQk1eHBLD9DiGPNeQOQS8UgKsYaFIzsBQPXrRx1UmAbl 257 Alyılmaz, C. (2003a). Türk Tengri dini edebî çevresi (Orhun Türkçesi Dönemi). Türk Dünyası Ortak Edebiyatı Türk Dünyası Edebiyat Tarihi, 4, 1-24. Alyılmaz, C. (2003b). Türkçe fiil deyimleri ve öğretimi üzerine. Türk Dili, 148-156. Alyılmaz, C. (2004). Eski Türkçenin söz varlığının düz ve ters dizimi. Kurmay Yayıncılık. Alyılmaz, C. (2005). Orhun Yazıtlarının bugünkü durumu, Kurmay Yayınları. Alyılmaz, C. (2010). Ünlemlerin seslenmeleri kuvvetlendirici işlevleri. Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, 0(10), 35-41. Alyılmaz, S. (2013). Güncel Türkçe Sözlük’te yer alan argo nitelikli kavram işaretleri. Leyla Karahan Armağanı, 165-192. Akçağ Yayıncılık. Alyılmaz, S. (2015). Türkçenin söz diziminde seslenmeler ve seslenme öbekleri. Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, 0(54), 31-50. Alyılmaz, S. (2017). Türkçede nesne tekrarlı fiiller. Kesit Yayınları. Arat, R. R. (1986). Eski Türk şiiri. Türk Tarih Kurumu Yayınları. Artun, E. (2013, Mart). Türkü söyleme geleneği ile türkülerde tür, şekil ve tasnif üzerine düşünceler. IV. Uluslararası Türk Dünyası Kültür Kurultayı, Türkü, Türkülerimiz, Öyküleriyle Türküler Sempozyumu. Muğla. Atabay N., Kutluk İ. ve Özel S. (1976). Sözcük türleri I. TDK Yayınları. Atabay, N., Kutluk, İ., Özel, S. (2003). Sözcük türleri. Papatya Yayınları. Atalay, B. (2006). Dîvânu lugâti’t-Türk I-II-III-IV. Türk Dil Kurumu Yayınları. Atmaca, E. (2009). Kazak Türkçesinde ölçü ve ölçü adları, Türk Dünyası Dil Ve Edebiyat, (27), 21-48. https://dergipark.org.tr/tr/pub/tdded/issue/12695/154485 Atsız, H. N. (1992). Türk edebiyatı tarihi. Baysan Basım Yayın Sanayi A.Ş. 258 Babıjan. B. (2002). Kazakistan’ın yüz kara öleni. Soros Kazakistan Korı. Banarlı N. S. (2001). Resimli Türk edebiyatı tarihi I-II. MEB Basımevi. Banarlı, N. S. (1950). Metinlerle edebî bilgiler. Remzi Kitabevi. Banguoğlu, T. (2004). Türkçenin grameri. Türk Dil Kurumu Yayınları. Barutçu Özönder, S. (2002). Eski Türklerde dil ve edebiyat. Genel Türk Tarihi, 2, Yeni Türkiye Yayınları, 457-492. Başgöz, İ. (1986). Folklor yazıları. Adam Yayınları. Başgöz, İ. (1992). Sibirya’dan bir masal anası. Kültür Bakanlığı Yayınları. Başgöz, İ. (2008). Türkü. Pan Yayıncılık. Bayraktar, N. (2004). Türkçede fiilimsiler. Türk Dil Kurumu Yayınları. Beydili, C. (2015). Türk mitolojisi ansiklopedik sözlük (Çev. E. Ercan). Yurt Kitap-Yayın. Boratav, P. N. (1988). Halk hikâyeleri ve halk hikâyeciliği. Adam Yayınları. Boratav, P. N. (1995). 100 soruda Türk halk edebiyatı. Gerçek Yayınevi. Bozkurt, F. (2004). Türkiye Türkçesi. Kapı Yayınları. Bozkurt, F. (2007). Türkçenin gizemi. Kavim Yayınları. Börekçi, M. (2005). Türkçede vurgu tonlama ölçü anlam ilişkileri. Kkef Dergisi, Kkef Ofset Yayınları, (12), 187-207. Börekçi, M. (2009). Türkiye Türkçesinde yapı ve işlev bakımından sözcükler. Clauson, G. (1972). An etymological dictionary of prethirteenth-century Turkish. Oxford University. 259 Crystal, D. (1985). A dictionary of linguistic and phonetics. Blackwell. Çelik, A., Kaya, N., Demirbilek, S., Çifçi, S. (2006). Cümle ve metin bilgisi. Lisans Yayınları. Çoban İ. (2022). Yabancılara Türkçe öğretiminde müziğin yeri: bir horon örneği, Bezgek Yabancılara Türkçe Öğretimi Dergisi, 1 (1), s. 20-37. Çoban, İ. (2020). Türkiye Türkçesindeki alıntı sözcükler. Eğiten Kitap. Daşdemir, M. (1995). Tarık Buğra’nın romanlarında söz dizimi [Yayımlanmamış yüksek lisans tezi]. Atatürk Üniversitesi. Daşdemir, M. (2014). Oklama yöntemiyle Türkçenin yapısal-işlevsel söz dizimi. Fenomen Yayıncılık. Delice, H. İ. (2002). Yüklem olarak Türkçede fiil. C.Ü. Sosyal Bilimler, 26, 185-212. Delice, H. İ. (2003). Türkçe söz dizimi. Kitabevi Yayınları. Delice, H. İ. (2017). Sözcük türleri. Asitan Kitap. Delice, H. İ. (2019, Aralık). Türkçede durum fiillerinin durumu üzerine. Taras Shevchenko 4th International Congress On Social Sciences. İzmir. Deny, J. (1941). Türk dili grameri (Osmanlı lehçesi), (Çev. A. U. Elöve). Maarif Matbaası. Develioğlu, F. (2013). Osmanlıca-Türkçe ansiklopedik lügat. Aydın Kitabevi. Dilçin, C. (2000). Örneklerle Türk şiir bilgisi. Türk Dil Kurumu Yayınları. Dinç, A. (2019). Pantolonun tarihçesi [Yayımlanmamış yüksek lisans tezi]. Altınbaş Üniversitesi. Dizdaroğlu, H. (1969). Halk şiirinde türler. Türk Dil Kurumu Yayınları. Dizdaroğlu, H. (1976). Tümcebilgisi. Türk Dil Kurumu Yayınları. 260 Doerfer, G. (1965). Türkische und Mongolische elemente im neupersischen II, Steiner. Durmuş, O. (2004). Alıntı kelimeler bakımından Türkçe sözlük. Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, 26, 1-21. Ediskun, H. (1996). Türk dilbilgisi. Remzi Kitabevi. Efendioğlu, S. (2008). Zarf tamlaması. Belleten Dergisi, 1, 71-80. Ekşinar, H. (2008). Meşşai filozofları ile modern filozoflara göre zaman kavramının karşılaştırılması [Yüksek lisans tezi, Fırat Üniversitesi]. Yükseköğretim Kurumu Başkanlığı Tez Merkezi. https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster?key=- Z0vbSUgrhM9fXoGkRe6QwXrQC_dJJS7vWJL3jlIwsXO2fNu-HWJ41PWXSmSxaN9 Elçin, Ş. (1981). Halk edebiyatına giriş. Kültür Bakanlığı Yayınları. Eliade, M. (1999). Şamanizm (ilkel esrime teknikleri) (Çev. İ. Birkan). İmge Kitabevi. Eliade, M. (2003). Dinler tarihine giriş (Çev. L. Arslan). Kabalcı Yayınevi. Emnalar, A. (1998). Tüm yönleriyle Türk halk müziği ve nazariyatı. Ege Üniversitesi Basımevi. Ercilasun, A. B. (1984). Kutadgu Bilig grameri –fiil, Akçağ Yayınları. Erdem, M. (2005). Zamirler anlamlı kelimeler midir yoksa görevli kelimeler mi? Türk Dili Dergisi, (641), 444-449. Erdem, M. (2016). Türkçede fiiller ve sınıflandırma sorunları. Turkish Studies International Periodical For The Languages, Literature And History Of Turkish Or Turkic, (11), 185- 200. Eren, H. (1999). Türk dilinin etimolojik sözlüğü. Bizim Büro Basımevi. Ergin, M. (2013). Türk dil bilgisi. Bayrak Yayınları. Erkul, A. (2002). Eski Türklerde evlenme gelenekleri. Türkler, (3), 58-66. 261 Eroğlu, T. (2017). Türkü nedir? Kesit Akademi Dergisi, (7), 78-91. Esin, E. (1985). Türk kültür tarihi İç Asya’daki erken safhalar. Atatürk Kültür Merkezi Yayınları. Gabain, A. V. (2013). Eski Türkçede zamirler (Çev. B. Akçalı), Belleten, 61(1), 131-142. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/378523 Gazimihal, M. R. (2006). Anadolu türküleri ve musıkî istikbalimiz (Haz. M. Özarslan). Doğu Kütüphanesi Yayınları. Gemalmaz, E. (1989). Uyum ve standart Türkiye Türkçesinde uyumlar. Atatürk Üniversitesi Fen‑Edebiyat Fakültesi Edebiyat Bilimleri Araştırma Dergisi, 3-45. Gemalmaz, E. (1992). Standart Türkiye Türkçesi (Stt)’nin formanlarının enformatif değerleri ve bu değerlerin ihtiyaç hâlinde bu dilin gelişimine muhtemel etkileri. y.y. Gemalmaz, E. (2010). Türkçenin derin yapısı (Haz. C. Alyılmaz ve O. Mert), Belen Yayıncılık. Gemalmaz, E. (2010). Türkçenin dünü, bugünü ve yarını. Türkçenin derin yapısı. Belen Yayıncılık. 5-16. Yayıma Hazırlayanlar: Cengiz Alyılmaz ve Osman Mert. Gencan T. N. (1975). Dilbilgisi. TDK Yayınları. Gencan, T. N. (2001). Dilbilgisi. Ayraç Yayınları. Göher Vural, F. (2011). Türk kültürünün aynası: türküler. E-Journal Of New World Sciences Academy Fine Arts, 6(3), 397-411. https://dergipark.org.tr/en/download/article- file/186566 Gökalp, Z. (1976). Türk medeniyeti tarihi (Haz. K. Y. Kopraman ve İ. Aka). Kültür Bakanlığı Yayınları. Görkem, İ. (2000). Halk hikâyeleri araştırmaları. Akçağ Yayınları. Graddol, D. (1994). Describing language. Open University Press. Grönbech, K. (2011). Türkçenin yapısı (Çev. M. Akalın). Türk Dil Kurumu Yayınları. 262 Gülensoy, T. (2007). Türkiye Türkçesindeki Türkçe sözcüklerin köken bilgisi sözlüğü - etimolojik sözlük denemesi-. Türk Dil Kurumu Yayınları. Güler, A. (1992). İlk yazılı Türkçe metinlerde aile ve unsurları. Sosyo-Kültürel Değişme Sürecinde Türk Ailesi, 1, 39-53. Güneş, B. (2015). Borçalı ve Çıldır Karapapak / Terekeme ağzı söz varlığının alıntı sözcükler açısından karşılaştırılması. Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi, 4(3), 995-1021. Güven, M. (2012). On bin yılın türküsü. Fenomen Yayınları. Güven, M. (2021). Kırık sazın türküsü. Fenomen Yayınları. Hacıeminoğlu, N. (1974). Türk dilinde edatlar. Millî Eğitim Bakanlığı Yayınları. Hacıeminoğlu, N. (1984). Yapı bakımından Türk dilinde fiiller. Cönk Yayınları. Hacıeminoğlu, N. (1991). Türk dilinde yapı bakımından fiiller. Kültür Bakanlığı Yayınları. Hacıeminoğlu, N. (1994). Eski Türkçenin gramer yapısı ve örnek olarak fiilden isim yapan –l eki. Türk Dili Araştırmaları Yıllığı – Belleten, 38, 65-80. Halliday, M. (1985). An introduction to functional grammar. Edward Arnold. Hatiboğlu, V. (1972a). Dilbilgisi terimleri sözlüğü. Türk Dil Kurumu Yayınları. Hatiboğlu, V. (1972b). Türkçenin sözdizimi. Türk Dil Kurumu Yayınları. Huddleston, R. (1984). Introduction to the grammar of English. Cambridge University Press. Hunutlu, Ü. (2019). Türk dilinde çekim edatlarının isim hâli tercihleri. Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi, 8(1), 133-158. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/685497 İlgen, A. (2005). Bozkır göçebelerinde sosyo-ekonomik yapı. İktisat Fakültesi Sosyal Siyaset Konferansları 49. Kitap Prof. Dr. Turan Yazgan’a Armağan Özel Sayısı. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi, İstanbul. 263 Jansky, H. (1977). Türk halk şiiri (Çev. A. Güzel), Dünya Edebiyatından Seçmeler, 4, 56-66. Kafesoğlu, İ. (1998). Türk millî kültürü. Ötüken Yayınları. Kafesoğlu, İ. (2008). Türk İslam sentezi. Ötüken Yayınları. Kara, F. (2001). Namık Kemal’in mektuplarında söz dizimi [Yayımlanmamış doktora tezi]. Atatürk Üniversitesi. Kara, F. (2009). Edat ve zarf üzerine düşünceler. Turkish Studies International Periodical For The Languages, Literature And History Of Turkish Or Turkic, 4, 1281-1300. Karaağaç G. (2008). Türkçenin verintiler sözlüğü. TDK Yayınları. Karaağaç G. (2015). Türkçenin alıntılar sözlüğü. Akçağ Yayınları. Karaağaç, G. (2009). Türkçenin söz dizimi. Kesit Yayınları. Karaağaç, G. (2013). Türkçenin dil bilgisi. Akçağ Yayınları. Karahan, L. (2017). Türkçede söz dizimi. Akçağ Yayınları. Kartal, A. (2011). Anadolu sahası Türk folklorunda gökyüzü varlıklarının oluşum hikâyeleri ve bunlara bağlı inanmalar [Yüksek lisans tezi, Selçuk Üniversitesi]. Yükseköğretim Kurumu Başkanlığı Tez Merkezi. https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster?key=zqI_ZOq- b18GC2rT9c2JGqqWYghIwODO7uBBx8lpuSez3TYVtYjI7xK9pktlm2vk Kaşgarlı Mahmud. (1985). Divanü Lugat’it-Türk tercümesi I (Çev. B. Atalay). Türk Dil Kurumu Yayınları. Kaya, D. (1999). Anonim halk şiiri. Akçağ Yayınları. Kaynar, Ü. (1996). Türk halk kültürü ve halk müziği. Ege Yayınları. Kıyak, A. (2010). Türk kültüründe gök ile ilgili inanışlar. Hikmet Yurdu, 3(6), 211-222. 264 Koca, S. (2002). Eski Türklerde sosyal ve ekonomik hayat. Türkler, 3, 15-37. Koç, N. (1992). Açıklamalı dilbilgisi terimleri sözlüğü. İnkılâp Kitabevi. Kononov, A. N. (1956). Grammatika sovremennogo turetskogo literaturnogo yazıka, Izdatel'stvo Akademii Nauk SSSR. Korkmaz Z. (1992). Gramer terimleri sözlüğü. Türk Dil Kurumu Yayınları. Korkmaz Z. (2018). Türkçede eklerin kullanılış şekilleri ve ek kalıplaşması olayları. TDK Yayınları. Korkmaz, Z. (1962). Türkçede ok/ök kuvvetlendirme (intensivum) edatı üzerine. Türk Dili Araştırmaları Yıllığı –Belleten, 9, 13-29. Korkmaz, Z. (1999). Türkiye Türkçesinde benzetme yoluyla kurulan birleşik kelimeler 3. Uluslararası Türk Dili Kurultayı 1996, Ankara. Korkmaz, Z. (2007a). Gramer terimleri sözlüğü. Türk Dil Kurumu Yayınları. Korkmaz, Z. (2007b). Türkçede birleşik fiiller ve anlam kaymaları. Türk Dili Üzerine Araştırmalar III, 259-268. Korkmaz, Z. (2014). Türkiye Türkçesi grameri (şekil bilgisi). Türk Dil Kurumu Yayınları. Korkmaz, Z. (2018). Türkçenin anlatım gücünde deyimlerin yeri. Türk Dili, (801), 16-22. Köprülü, M. F. (1989). Edebiyat Araştırmaları II. Ötüken Yayınları. Köprülü, M. F. (2003). Türk edebiyatı tarihi. Akçağ Yayınları. Kudret, C. (1980). Örneklerle edebiyat bilgileri. İnkılap Kitabevi. Kunos İ. (2019). Türk halk edebiyatı. Tuncer Gülensoy (Yay. Haz.). Akçağ Yayınları. Levend, A. S. (1968). Ali Şir Nevaî IV. Türk Dil Kurumu Yayınları. 265 Li, Y. S. (2004). Türk dillerinde sontakılar. Türk Dilleri Araştırmaları. Mandaloğlu, M. (2014). Bozkır Türklerinde ekonominin hayvancılık ve tarıma dayalı olarak değerlendirilmesi. İnsan Ve Toplum Bilimleri Araştırmaları Dergisi, 3, 75-93. Mergaliev, T., Sersenbay, B. ve Orınbay, D. (2000). Kazak kuylerinin tarihi. Kazakistan Respublikası Bilim Jene Gılım Ministerliği. Mert, O. (2008). Orhun Yazıtlarında kullanılan işaretsiz görev ögeleri. Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, 38, 1-20. Muptekev, B. ve Medeubekulı, S. (1998). Jeticudın kuyleri, Almatı. Mustan Dönmez, B. ve Haşhaş, S. (2014). Konularına göre yapılmış türkü sınıflandırmalarının geleneksel Türk halk müziği nazariyatı açısından değerlendirilmesi. Turkish Studies International Periodical For The Languages, Literature And History Of Turkish Or Turkic, 9, 1619-1629. Oğuz, Ö. (2001). Halk şiirinde tür şekil ve makam. Akçağ Yayınları. Oğuz, Ö., Ekici, M., Aça, M., Düzgün, D., Akarpınar, R. B., Arslan, M., Yılmaz, A. M., Öğüt Eker, G. ve Özkan, T. (2007). Türk halk edebiyatı el kitabı. Grafiker Yayınları. Onay, A. T. (1996) Türk halk şiirlerinin şekil ve nev’î (Haz. Cemal Kurnaz). Akçağ Yayınları. Ögel, B. (1987). Türk kültür tarihine giriş IX. Kültür Ve Turizm Bakanlığı Yayınları. Ögel, B. (1991). İslamiyet’ten önce Türk kültür tarihi. Türk Tarih Kurumu Yayınları. Ögel, B. (2001). Dünden bugüne Türk kültürünün gelişme çağları. Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı Yayınları. Ögel, B. (2002). Türk mitolojisi II. Türk Tarih Kurumu Yayınları. Ögel, B. (2006). Türk mitolojisi II. Türk Dil Kurumu Yayınları. Öner, M. (1996). Türkçede dille ilgili alış verişlerin ve dil hareketlerinin tarihine toplu bir bakış. Türk Dili, 536, 140-148. 266 Öner, M. (2017). Türkçede edatlaşmış zarf fiiller. XII. Uluslararası Büyük Türk Dili Kurultayı, 424-430. Önler, Z. (2004). XIV.-XV. yüzyıl tıp metinlerinde Türkçe bitki adları. Kebikeç Yayınları. Özbek, M. (1994). Folklor ve türkülerimiz. Ötüken Neşriyat. Özbek, M. (1998). Türk Halk müziği el kitabı I terimler sözlüğü. Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yayınları. Özden, M. (2019). Türkçenin ilk sözlüğünde kullanılan bitki adlarının günümüz Anadolu ağızlarındaki izdüşümleri, Türkiye Sosyal Araştırmalar Dergisi, (3), 602-619. Özkan, B. (2010). Güncel Türkçe Sözlük’te zarf olarak tanımlı sözlük birimlerin derlem denetimi. Turkish Studies International Periodical For The Languages, Literature And History Of Turkish Or Turkic, 3, 1764-1782. Özkan, M. ve Veysi, S. (2008). Türkiye Türkçesi söz dizimi. 3F Yayınları. Özmen, M. (1995). Cümlenin altıncı ögesi ve bir terim önerisi. Türk Dili Dergisi, (519), 224- 227. Özsoy, B. S. (2005). Başlangıcından günümüze örnekleriyle Türk şiiri. Akçağ Yayınlar. Özşahin, M. (2011). Başkurt Türkçesinin söz varlığı [Yayımlanmamış doktora tezi]. Ege Üniversitesi. Öztürk, A. (1986). Türk anonim edebiyatı. Bayrak Yayınları. Parlatır, İ. (2014). Osmanlı Türkçesi sözlüğü. Yargı Yayınevi. Radloff, W. (1911). Versuch eines wörterbuches der Türk-dialecte. Imperatorskaya Akademiya Nauk. Reinhard, U. (1990). Sanger und poeten mit der laute. Dietrich Reimer Verlag. Roux, J. P. (1997). Türklerin tarihi (Çev. G. Üstün). Ad Yayınları. 267 Roux, J. P. (2005). Orta Asya’da kutsal bitkiler ve hayvanlar (Çev. A. Kazancıgil ve L. Arslan). Kabalcı Yayınları. Sağol Yüksekkaya, G. vd., (2006). Türk dili kitabı. Duyap Yayınları. Sami, Ş. (1978). Kâmûs-i Türkî. Çağrı Yayınları. Saussey, E. (1952). Türk halk edebiyatı (Çev. İ. Başgöz). Emek Basımevi. Say A. (2005). Müzik ansiklopedisi. Müzik Ansiklopedisi Yayınları. Schacter, P. (1985). Parts of speech systems, (Ed. Shopen and Timothy), Language Typology And Syntactic Description. Cambridge University Press. Sertkaya, O. F. (2021). Bayram kelimesi üzerine. Türk Dili, (833), 4-12. Sezgin, F. (2002). Türkçede Batı kaynaklı kelimelerin yoğunluğu ve yabancılaşma sebepleri. Türkler, 18, 80-101. Solmaz, G. (2020). Yaşayanların dilinden Erzurum-Sarıkamış-Kars'ta Ermeni zulmü (1918 - 1920). y.y. Sunel, H. (1992). Çağdaş Türkçede yabancı dillerin etkisi. Türk Dili, 485, 951-960. Suyer G. (2022). Türkülerdeki isim grubu örnekleri üzerine bir inceleme, BUGU Dil ve Eğitim Dergisi, 3 (2), s. 106-118. Şahin Ö. F. (2016). Kars türkülerinin dilin dört temel becerisi açısından incelenmesi (Yüksek Lisans Tezi). Atatürk Üniversitesi. Eğitim Bilimleri Enstitüsü. Şahin, H. (2015). Yabancı kelimelere Türkçe karşılıklar bulma sorunu. Türkçenin Çağdaş Sorunları. (ed. Gürer Gülsevin ve Erdoğan Boz). Gazi Kitabevi, 285-304. Şenaysoy, S. (2016). Eski Türkçede sayılar [Yayımlanmamış yüksek lisans tezi]. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi. Şenkardeşler, A. (2013). Takvimlerin toplumsal işlevleri: saatli maarif takvimi örneği [Yüksek lisans tezi, Karabük Üniversitesi]. Yükseköğretim Kurumu Başkanlığı Tez Merkezi. 268 https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster?key=1zw6GvYMe-q3Hf6HR- 3US3AlSigDFkAz5G_wAQrbwNz_X1nnyYIY-96TNpquurtA Şentürk, A. A. (1994). Osmanlı edebiyatında felekler, seyyare ve sabiteler (burçlar). Türk Dünyası Araştırmaları, 131-180. Şimşek, R. (1987). Örneklerle Türkçe söz dizimi. Kuzey Gazetecilik Ve Matbaacılık. Tekin, T. (2020). Orhon Yazıtları. Türk Dil Kurumu Yayınları. Tiken, K. (2004). Eski Türkiye Türkçesinde edatlar, bağlaçlar, ünlemler ve zarf fiiller. Türk Dil Kurumu Yayınları. Topaloğlu, A. (1989). Dil bilgisi terimleri sözlüğü. Ötüken Yayınları. Tuna, S. (2013). Sözlü kültürden yazılı kültüre bir metin aktarımı örneği: Muğla'dan derlenmiş bir efsane ile kurumuş ağaçlar hikâyesinin mukayeseli incelemesi [Sosyal Bilimler Karşılaştırmalı Dil-Edebiyat-Eğitim Özel Sayısı]. Turkish Studies International Periodical for The Languages, Literature And History of Turkish or Turkic, 8. Turhan S. (1992a). Anadolu halk türküleri ve ezgileri. Türk Tarih Kurumu Basımevi. Turhan S. (1992b).Türk halk musikisinde çeşitli görüşler. Türk Tarih Kurumu Basımevi. Türk Dil Kurumu (t.y.). Türk Dil Kurumu sözlükleri. 20 Haziran 2021 tarihinde https://sozluk.gov.tr/ adresinden edinilmiştir. Türk, V. (2009). Türkülerde eski (arkaik) sözler. Turkish Studies International Periodical For The Languages, Literature And History Of Turkish Or Turkic (Prof. Dr. Ahmet Buran Armağanı), 4, 83–88. Türktaş, M. M. (2019). Türklerde ad verme ile ilgili bazı tespitler. Türük Uluslararası Dil, Edebiyat Ve Halkbilimi Araştırmaları Dergisi, (17), 34-44. Uğurlu, N. (2009). Folklor ve etnografya halk türkülerimiz. Örgün Yayınevi. Uzun, N. E. (2000). Anaçizgileriyle evrensel dilbilgisi ve Türkçe. Multilingual Yayınları. 269 Üstünova, K. (2008). Ad işletimi (biçim bilgisi). Kesit Yayınları. Üstünova, K. (2008). Türkiye Türkçesi ad işletimi (biçim bilgisi). Kesit Yayınları. Üstünova, K. (2010). İletişim açısından ters tekrar. Dil Bilgisi Sorunları. Kesit Yayınları. Vambery, H. (1885). Das Türkenvolk. F. A. Brockhaus. Vural, T. (2013). Subject in Konya folk music songs (Konya türkülerindeki konular). The Journal Of Academic Social Science Studies (Jasss), 743–758. Yakıcı, A. (2013). Halk şiirinde türkü. Akçağ Yayınları. Yavuzel S. T. (2020). Türkçenin yabancı dil olarak öğretiminde kültürel aktarım açısından türkülerin önemi (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Bursa Uludağ Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü. Yıldırım, D. (1986). Orta Asya bozkırlarından Urum eline (Türk sözlü sanatının yayılması üzerine). III. Milletlerarası Türk Folklor Kongresi Bildirileri, 2, 441. https://kuran.diyanet.gov.tr/ 270 EKLER ON BİN YILIN TÜRKÜSÜ379 Başçeşme’den İndik Başçeşme'den indik akşamüzeri Devrisi gündü Kırkağaç'ın pazarı Bilmem bize değdi kimin nazarı Başçeşme düzünü al kanlar aldı Eli kınalı gelinler acılı kaldı Başçeşme düzünde iki hurç tütün Etrafımız çevrildi kolcuyla bütün Durman arkadaşlar kurşunlar atın Başçeşme düzünü al kanlar aldı Kucağı bebeli gelinler acılı kaldı Öveçli kırında üç sıra mezar Biz vurulduk imamımız dağlarda gezer Gün olur kalemler bunları yazar Başçeşme düzünde vurdular bizi Kolcubaşı İsmail'in gülmesin yüzü (OBYT; 2012, s. 190). 379 Güven, M. (2012). On Bin Yılın Türküsü. Fenomen Yayıncılık. 271 Köroğlu Bizden selam olsun Bolu Beyi'ne Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır Ok gıcırtısından, kalkan sesinden Dağlar seda verip seslenmelidir. Düşman geldi tabur tabur dizildi Alnımıza kara yazı yazıldı Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu Eğri kılıç kında paslanmalıdır Köroğlu düşer mi yine şanından Ayırır çoğunu er meydanından Kır at köpüğünden, düşman kanından Çevrem dolup şalvar ıslanmalıdır (OBYT; 2012, s. 200). 272 Kırmızı Gül Demet Demet Kırmızı gül demet demet Sevda değil bir alamet Balam nenni yavrum nenni Gitti gelmez ol muhannet Şol revanda balam kaldı Yavrum kaldı balam nenni Kırmızı gül her dem olmaz Yaralara merhem olmaz Balam nenni yavrum nenni Ol tabipten derman gelmez Şol revanda balam kaldı Yavrum kaldı balam nenni Kırmızı gül deste deste Biter aheste aheste Bayram bize oldu çile Hasan ne bekler Sivas'ta Uyu benim körpe balam 273 Kırmızı gül her dem olmaz Yaram derin tabip gelmez Bu derdi çekmeyen bilmez Şu revanda balam kaldı Balam nenni yavrum neni Kırmızı gülün sevdası Bülbülü eyledi asi Revan şu dağın arkası Ne gelen var ne de giden Balam nenni yavrum ninni Kırmızı gül rengin soldu Yaprağın yad eller yoldu Geleceğim altüst oldu Şu revanda babam kaldı Yavrum nenni balam nenni Kırmızı gül tez kocaldı Her dertten nasibin aldı Dört bir yanın diken saldı 274 Kimi görse yardım bekler Balam nenni yavrum nenni Kırmızı gül ara ara Gülü gül içinde ara Ayrılık çaresiz yare Kader yuvamızı yıktı Balam nenni yavrum nenni Kırmızı gül gönlüm sende Kokun aldım yel esende Mezar sarar bedenime Gelsen de bir gelmesen de Balam nenni yavrum nenni Kırmızı gülün bitişi Dikenin güle batışı Bülbülün sefil ötüşü Duyanı hayrete saldı Balam nenni yavrum neni (OBYT; 2012, s. 242-243) 275 Taburun Önünde Taburun önünde tüfek çattılar Evime barkıma haber saldılar Vakitsiz gidene sala verdiler Ne yaman zor imiş garip ölmesi Ne yaman güç imiş asker ölmesi Koğuşun önünde kuruldu kazan Kolların kırıla mezarım kazan Böyle garipleri yıkar mı adam Ne yaman zor imiş garip ölmesi Ne yaman güç imiş asker ölmesi Ben giderim dünya sana ne oldu Görmedi bir daha gözüm kör oldu Hicran ateşi de gönlüme doldu Ne yaman zor imiş garip ölmesi Ne yaman güç imiş murat alması Anama deyin de odama girsin Kaytanlı şalıma uçkurum taksın Gurban gurban desin beni arasın Ne yaman zor imiş garip ölmesi Ne yaman güç imiş murat alması (OBYT; 2012, s. 253-254). 276 Gelin Ümmü Kaçındasın gelin Ümmü kaçında? Sarı altınlar delebiyor saçında. Gelin Ümmü kaldı göller içinde. Katil göller nerelere koydun Ümmü'mü? Ümmü'mü, Ümmü'mü gelin Ümmü'mü... On sekizdir siyah saçın örgüsü Bu güzellik sana hakkın vergisi Suya düştü Ümmü kızın kendisi. Katil göller nerelere koydun Ümmü'mü? Ümmü'mü, Ümmü'mü gelin Ümmü'mü... Davulcusu kaya dibi dolaşır. Seymanları kuzu gibi meleşir. Evlerine kara haber ulaşır. Katil göller nerelere koydun Ümmü'mü? Ümmü'mü, Ümmü'mü gelin Ümmü'mü... Altın tası suya düşmüş dalabır Sırma saçlar su üstünde yalabır. Şu gelinsiz gelen kervan banadır. 277 Katil göller nerelere koydun Ümmü'mü? Ümmü'mü, Ümmü'mü gelin Ümmü'mü... Akmaz iken kanlı sular harladı. Gelin Ümmü başın kimler bağladı. Gökte melek yerde insan ağladı. Katil göller nerelere koydun Ümmü'mü? Ümmü'mü, Ümmü'mü gelin Ümmü'mü... Başımdan yazmamı yörükler aldı. Ağzımdan firmamı balıklar aldı. Gayrı kavuşmamız mahşere kaldı. Katil göller nerelere koydun Ümmü'mü? Ümmü'mü, Ümmü'mü gelin Ümmü'mü... Kapı ardına asakoymuş eleği. Genç kızların bekârlardan dileği Anasının mühür gözlü meleği Katil göller nerelere koydun Ümmü'mü? Ümmü'mü, Ümmü'mü gelin Ümmü'mü... 278 Yeni çıkmış kestanenin dalına Beni koymadılar kendi halime Kimseler düşmesin böyle zalime Katil göller nerelere koydun Ümmü'mü? Ümmü'mü, Ümmü'mü gelin Ümmü'mü... Yol üstüne kurakoymuş çıkrığı Oyun havasına büker ipliği Anasının bir tanecik kekliği Katil göller nerelere koydun Ümmü'mü? Ümmü'mü, Ümmü'mü gelin Ümmü'mü... Dam başına asakoymuş kalbırı Bekârları yatağından kaldırır Bu dert bizi iflah etmez öldürür. Katil göller nerelere koydun Ümmü'mü? Ümmü'mü, Ümmü'mü gelin Ümmü'mü (OBYT; 2012, s. 205-207). 279 Meliha (Maley) Kızılırmak coşmuş gel beri beri Güzel İmranlı'dan aldım haberi İsmet'i kapına kul eyle bari Alamadım Maley'i saramadım Maley'i Çermişek'in önü bir büyük kaya Maley'i benzettim üç günlük aya Çektiğim emekler hep gitti zaya Alamadım Maley'i saramadım Maley'i Çermişek'in önü bir derin dere Tutun elimden de batırın kara Bilseydim giderdim bir ıssız yere Alamadım Maley'i saramadım Maley'i Maley'in giydiği dühan basması Maley'i sorarsan köyün yosması Maley'i yakışır zülüf kesmesi Alamadım Maley'i saramadım Maley'i (OBYT; 2012, s. 218). 280 Göç Göç Oldu Göç göç oldu göçler yola dizildi Uyku geldi ela gözler süzüldü Üç gün oldu elim yârdan üzüldü Ağam nerden aşar gelir yaylanın yolu. Paşam nerden aşar gelir Bingöl'ün yolu. Doldur doldur nargilemi tazele Sarardı gül benzim döndü gazele Tut elimden götür (indir) beni mezere (At üstüme avuç avuç toprağı) Ağam nerden aşar gelir yaylanın yolu. Paşam nerden aşar gelir Bingöl'ün yolu. Asker indi llıca'nın düzüne Geri döndüm şehir çarptı gözüme (Geri döndüm düşman çarptı gözüme) Ben garibem kimse bakmaz yüzüme. Ağam nerden aşar gelir yaylanın yolu. Paşam nerden aşar gelir Bingöl'ün yolu (OBYT; 2012, s. 260). 281 Hoş Gelişler Ola Hoş gelişler ola Mustafa Kemal Paşa Askerin milletin bayrağınla çok yaşa Arş arş arş ileri ileri arş ileri Marş ileri dönmez geri Türk’ün askeri Sağdan sola soldan sağa Al da bayrağı düşman üstüne Cephede süngüler ayna gibi parlıyor Doğunun Türkleri bayrak açmış bekliyor Arş arş arş ileri ileri arş ileri Marş ileri dönmez geri Türk’ün askeri Sağdan sola soldan sağa Al da bayrağı düşman üstüne Parlayan yıldızın âlemi tenvir eder Cumhuriyet bayrağın semalar içre süzer Arş arş arş ileri ileri arş ileri Marş ileri dönmez geri Türk’ün askeri Sağdan sola soldan sağa Al da bayrağı düşman üstüne (OBYT; 2012, s. 262-263). 282 Ahçik Ahçik'i yolladım Urum eline Eser bad-ı saba zülfün teline Gel seni götürem İslam eline Serimi sevdaya salan o Ahçik Aman o Ahçik civan o Ahçik Vardım kiliseye baktım haçına Gönlümü bağladım sırma saçına Gel seni götürem İslam içine Serimi sevdaya salan o Ahçik Aman o Ahçik civan o Ahçik Vardım kiliseye hac suda döner Ahçik'i kaybettim yüreğim yanar Ben dinen dönersem el beni kınar Serimi sevdaya salan o Ahçik Aman o Ahçik civan o Ahçik (OBYT; 2012, s. 277). 283 Sarı Gelin Erzurum çarşı pazar İçinde bir kız gezer Elinde divit kalem Katlime ferman yazar Palandöken yüce dağ Altı mor sümbüllü bağ Seni vermem yadlara Nice ki bu canım sağ Neynim amman aman Neynim amman aman Neynim amman aman (OBYT; 2012, s. 317). 284 Gidirem Öz canımdan çok sevdiğim Erzurum Çaresiz dişimi sıktım gidirem Gafillerden darbe yedi gururum Kaderime boyun büktüm gidirem Selam olsun ecdad ile ebâya Abdurrahman Gazi, Habip Baba'ya Tuz ektiler çalıştığım çabaya Emeğimi suya kattım gidirem Benim canım feda idi bin cana Bin can az gelirse iki bin cana Kırk sene gözyaşı döktüm fincana Kattım Karasu'ya aktım gidirem Kırılmış sazımı astım tavana Çevirdim yönümü döndüm divana Gurbet kelepçedir yurdu sevene Bilerek koluma taktım gidirem Nazar ettim sağım ile soluma Sanki matem düşmüş yâr otağına Seyreyledim Palandöken Dağı'na Üç kez geri döndüm baktım gidirem 285 Yel devirsin sebeplerin kökünü Sırtıma verdiler sitem yükünü Kırk senedir beklediğim ekini Harmana dökmeden yaktım gidirem Palandökenlerin sisli dumanı Engininde bulamadım gümanı Ezanlar okundu seher zamanı Üç kez geri döndüm baktım gidirem Alnımız apaçık yüzüm karasız Buna rağmen koymadılar yarasız Tanbura köyünden Emrah Çaresiz Ben de Erzurum'dan çektim gidirem Reyhani'yim derdim gamım dinmedi İftira darbesi cana sinmedi Zeynel Horasan'a gitti dönmedi Bu da benim kara bahtım gidirem (OBYT; 2012, s. 331-332). 286 Manda Yuva Yapmış Of of Manda yuva yapmış söğüt dalına, aman aman; Yavrusunu sinek kapmış gördün mü? Amanın yandım. Amanın amanın amanın yandım, Tiridine tiridine tiridine bandım, Bedava mı sandın para vedim aldım. Of of... Sabahlayin erken çifte giderken, aman aman; Öküzüm torbadan düştü gördün mü? Amanın yandım. Amanın amanın amanın yandım, Tiridine tiridine tiridine bandım, Bedava mı sandın para vedim aldım. Of of... Sabah ezanını okurken, aman aman; Müezzin minareden uçtu gördün mü? Amanın yandım. Amanın amanın amanın yandım, Tiridine tiridine tiridine bandım, Bedava mı sandın para vedim aldım (OBYT; 2012, s. 336). 287 KIRIK SAZIN TÜRKÜSÜ380 Aşağıdan Gelir Aşağıdan gelir omuz omuza Çiğdem de karışmış güle nergise Benden selam olsun o vefasıza Küğre bayramınız karalı geldi Yorgun argın geldim orak biçmeden Köyün çeşmesinden bir su içmeden Yağlı kurşun gitmez ciğer deşmeden Küğre bayramınız karalı geldi Çağıla yaslandım cigaram içem Yağlı kurşun gelir nereye kaçam Kanadım yoktur ki havaya uçam Küğre bayramınız karalı geldi Çekin kır atımı gidelim hana Söyleyin kirveme küsmesin bana Bir bayram gününü çok gördü bana Küğre bayramınız karalı geldi Başımda ağlaşır gelinler kızlar Sağ yanım ellemen sol yanım sızlar Küğrem mapushane yolunu gözler Küğre bayramınız karalı geldi (KST; 2021, s. 99). 380 Güven, M. (2021). Kırık Sazın Türküsü. Fenomen Yayıncılık. 288 Havalanma Telli Durnam Bir yıldız doğdu yüceden yâr yâr aman Şavkı vurdu pencereden o leylim Kavlim var dün geceden yâr yâr aman Kanlım oldun sarı yıldız dön dön aman Bir yıldız doğdu nur ile Âlemi yaktı zâr (ağlama) ile Ahdım (sözüm) vardı o yâr ile Neye doğdun sarı yıldız, mavi yıldız Evler yıkan, beller büken, kervan kıran yıldız hey (KST; 2021, s. 132). 289 Kızılırmak Gızılırmak can incitme sen bugün Mübarek günlerdir sel bayram eder Kitabın gavlince dağlar al geymiş Garışmış nergisi çöl bayram eder Bülbülünen saka ötüşen kuşlar Geçen üç aylarda şivana başlar Eser yel eğilir dallar ağaçlar Eğilmiş secdeye dal bayram eder Günüm getti artıh görünmez yolum Mevla’nın aşgına kıbledir yönüm Daim ağlamaktır bu benim kârım Said ağlamakta el bayram eder. Yavru şahin bir kekliği sorahlar Döğünce çıkası göksü yelekler Cennette huriler gökte melekler Mahlugat sevinir kul bayram eder (KST; 2021, s. 140). 290 Teyyaremi Uçurdum Teyyaremi uçurdum Yeşildağ'a düşürdüm Yeşildağ'a varınca Ben aklımı şaşırdım Teyyaremin kanadı Kanlar yere damladı Kanlar yere damlayınca Hep anneler ağladı (KST; 2021, s. 144). 291 Ala Çorap Örmedim Ah... Ala çorap örmedim de Ayağıma giymedim Çok güzeller gördüm amma Gıymat gız gibi görmedim Hoppa ninna ninanay Nina nay nay nay da Yandım şina şina nay Şina nay nay nay... Ah... Sabah kalktım er gittim de Göl köyünü de yol ettim Hasan da çavuş uslanmazsa Ben Gıymat'ı yâr ettim Hoppa ninna ninanay Nina nay nay nay da Yandım şina şina nay Şina nay nay nay... Ah... Kiraz koydum sepete de Yâr oturur tepede Gıymat kızın gözleri de Şan oldu memlekete 292 Hoppa ninna ninanay Nina nay nay nay da Yandım şina şina nay Şina nay nay nay... (KST; 2021, s. 153). 293 Ceviz Arasında Ceviz arasında vardır evimiz Yâr seninle böyle miydi kavlimiz? Mezar arasında yandım aman harman olur mu? Kama yarasına yandım aman derman olur mu? Mezarımı benim derin kazın yandım da bol olsun Ben ölüyom aman sevdiceğim sağ olsun... (KST; 2021, s. 159). 294 Çayda Çıra Yanıyor Çayda çıra yanıyor (Hop hop nanay nanay) Humar göz uyanıyor (Hop hop nanay nanay) Fitil çifte yara bir (Hop hop nanay nanay) Yürek mi dayanıyor (Hop hop nanay nanay) Çayda çıra yakarım (Hop hop nanay nanay) Yâr yoluna bakarım (Hop hop nanay nanay) Bir yüzgörümlüğüne (Hop hop nanay nanay) Beşibirlik takarım (Hop hop nanay nanay) Çayda çıralarım var (Hop hop nanay nanay) Gizli yaralarım var (Hop hop nanay nanay) Eller al yeşil giymiş (Hop hop nanay nanay) Benim karalarım var (Hop hop nanay nanay) Çayda çıra yanıyor (Hop hop nanay nanay) Engeller uyanıyor (Hop hop nanay nanay) Çözme tabip yaramı (Hop hop nanay nanay) Al kana boyanıyor (Hop hop nanay nanay) (KST; 2021, s. 161). 295 Dağlar Oy Dağlar Diledim ki nazlı yâre gideyim Her yandan çevirdi yolumu dağlar Gurbet elde garip kaldım nideyim Kırdı kanadımı kolumu dağlar Dağlar oy dağlar dumanlı dağlar O yârin hasreti bağrımı dağlar Dağlar oy dağlar içim kan ağlar O yârin hasreti bağrımı dağlar Ayrılan güler mi nazlı yârinden Küle döndüm hasretinden narından Kurtulmadım boranından karından Perişan eyledi hâlimi dağlar Dağlar oy dağlar dumanlı dağlar O yârin hasreti bağrımı dağlar O yârin hasreti bağrımı dağlar Şimdi sevdiğimin gözü yollarda Dağlar oy dağlar içim kan ağlar Sadık Miskini'ye yaban ellerde Reva mı gördünüz ölümü dağlar Kalıp eylenemem ıssız bellerde 296 Dağlar oy dağlar dumanlı dağlar O yârin hasreti bağrımı dağlar Dağlar oy dağlar içim kan ağlar O yârin hasreti bağrımı dağlar (KST; 2021, s. 164-165). 297 İnce Giyerim İnce İnce giyerim ince Pembe yakışır gence İnsan bir hoş oluyor Sevdiğini görünce Ooooo sen yan ben yana İkimizin resmini çıkarsınlar yan yana Derelerin çakılı Nerden aldın akılı Döne döne oynuyor Ağbeyimin çakırı Ooooo sen yan ben yana İkimizin resmini çıkarsınlar yan yana (KST; 2021, s. 172). 298 Kara Koyun Koyun seni güttüm güttüm getirdim, Getirdim de baş arkaca yatırdım; Ablam sağdı ben önünde oturdum. Meleme koyun meleme, vazgeç kuzundan. Çok analar mahrum kaldı, anasından kızından... Korkar oldum şu dağların kurdundan Koyun geldi, kuzu gelmez ardından; Ben de bıktım şu ananın derdinden, Meleme koyun meleme, vazgeç kuzundan Çok analar mahrum kaldı, anasından, kızından... Kara koyun sana çanlar takayım, Takayım da ben keyfime bakayım; Senin için, dağı taşı yıkayım, Meleme koyun meleme, vazgeç kuzundan, Çok analar mahrum kaldı, yavrusundan, kızından... Tuz yalattım, ciğerini ağrılara belettim Sonra seni çay başına ilettim; İçme koyun o suyu, içme dön geri, Şimdi sözlerimi tutmanın yeri... (KST; 2021, s. 179). 299 Kömür Gözlüm Kömür gözlüm ataşına düşeli, Didem kan yaş döker, dilim dad eyler, Diyarı gurbette sefil, sergender (sergedan) Bana senden (haktan) başka kim imdat eyler? Ezelden olmuşum gamlar düşkünü, Ben feleğe minnet etmem beş günü, Selvim ne beklersin Şah'ın köşkünü? Felek yıkar bir gün ya berbat eyler. Baş koymadım nazlı yârın dizine, Doya doya bakamadım yüzüne, Uyma Selvi'm, uyma eller sözüne, Seni benden, beni senden yâd eyler. Yine rengin almış dağlar lalesi, Yıkıldı gönlümün burcu, Kalesi. Emrah'ın çektiği Selvi belası, Ne öldürür beni, ne azat eyler. (KST; 2021, s. 187). 300 Mor Keçe Mor keçeyi boyamadım Çoban sana doyamadım Çoban seni seviyordum Utandım da diyemedim Le le çoban Çal kavalı garip oğlan Çobanın elinde kaval Hele ardında sürüsü var Eğer çoban susadınsa Bizim evin önü pınar Le le çoban Çal kavalı garip oğlan (KST; 2021, s. 193). 301 Mühür Gözlüm Mühür gözlüm seni elden Sakınırım kıskanırım Uçan kuştan esen yelden Sakınırım kıskanırım Kavımından akrabandan Kardaşından öz babandan Seni doğuran anandan Sakınırım kıskanırım Beşikte yatan kuzundan Hem oğlundan hem kızından Ben seni senin gözünden Sakınırım kıskanırım Havadaki turnalardan Su içtiğin kurnalardan Geyindiğin sırmalardan (urbalardan) Sakınırım kıskanırım Ali İzzetî amcalardan Elindeki goncalardan Yerdeki karıncalardan Sakınırım kıskanırım (KST; 2021, s. 194-195). 302 Yol Üstünde Karakol Yol üstünde karakol, belalım amman amman Nerden gider yâre yol, dost yârim perişan hâlim Şu karşıki tepeden, belalım amman amman Belki gider yâre yol, dost yârim perişan hâlim Bu yollar meste gider, belalım amman amman Dolanır dosta gider, dost yârim perişan hâlim Yıkılası gurbet el, belalım amman amman Sağ gelen hasta gider, dost yârim perişan hâlim Bu pınar çeşme pınar, belalım amman amman Hep kuşlar ona konar, dost yârim perişan hâlim Bugün yâri görmedim, belalım amman amman Yüreğim ona yanar, dost yârim perişan hâlim (KST; 2021, s. 210). 303 Yemen Ağıdı Havada bulut yok bu ne dumandır Mehlede ölüm yok bu ne şivandır Şu Yemen elleri ne de yamandır. Anom Yemen'dir, gülü çimendir Giden gelmiyor acep nedendir. Burası Muş'tur, yolu yokuştur Giden gelmiyor acep ne iştir. Kışlanın önünde redif sesi var Açın çantasını bakın nesi var Bir çift kundurayla bir de fesi var Anom Yemen' dir gülü çimendir Giden gelmiyor acep nedendir Burası Muş'tur, yolu yokuştur Giden gelmiyor acep ne iştir (KST; 2021, s. 222). 304 Misget Güvercin uçuverdi Kanadın açıverdi (Yâr yandım aman, aman ayrılamam) Elin oğlu değil mi (Aman aman aman) Sevdi de kaçıverdi A benim aslan yârim Duvara yaslan yârim Duvar cefa götürmez Sineme yaslan yârim Güvercinim uyur mu? Çağırsam uyanır mı? Misget orda ben burda Buna can dayanır mı? A benim hacı yârim Başımın tacı yârim Eller bana acımaz Sen bari acı yârim Caminin müezzini yok İçinin düzeni yok Çok memleketler gezdim Misget'ten güzeli yok. 305 Daracık daracık sokaklar Misget şeker topaklar Pul pul olsun dökülsün Kız seni öpen dudaklar Caminin ezan vakti İçinin düzen vakti Ben Misget'i yitirdim Sonbahar güzel vakti Gökte yıldız sayılmaz Çiğ yumurta soyulmaz Uçar avrat almayan Hiç erkekten sayılmaz (KST; 2021, s. 224-225). 306 Mızıka Çalındı Mızıka çalındı, düğün mü sandın? Al yeşil bayrağı gelin mi sandın? Yemen'e gideni gelir mi sandın? Tez gel ağam tez gel dayanamirem, Uyku gaflet basmış uyanamirem, Ağam öldüğüne inanamirem. Koyun gelir kuzusunun adı yok, Sıralanmış küleklerin sütü yok, Ağamsız da bu yerlerin tadı yok. Tez gel ağam tez gel dayanamirem, Uyku gaflet basmış uyanamirem, Ağam öldüğüne inanamirem. Ağamı yolladılar Yemen eline; Çifte tabancalar takmış beline; Ayrılmak olur mu taze geline. Tez gel ağam tez gel dayanamirem Uyku gaflet basmış uyanamirem Ağam öldüğüne inanamirem (KST; 2021, s. 228). 307 Vurun Evlatlarım Karadağ'dan düşman topu patlıyor Asker hücum etmiş Kars'a atlıyor Hırsından Marzmanof iki çatlıyor Yarın evlatlarım Allah aşkına Şehit olanımız cennet köşküne Atın aslanlarım Kars'ı alalım Ermeni'yi toptan esir kılalım Yaralı millete merhem olalım Sarın evlatlarım Allah aşkına Şehit olanımız cennet köşküne Kars'ın kalasında Yahni Çölü'nde Askerler yürüyor Gümrü yolunda Halid Paşa önde, tüfek elinde Vurun evlatlarım Allah aşkına Şehit olanımız cennet köşküne Süvariler kalkmış atın gemliyor Mirmanof göğsünden kanlar damlıyor Süngüden Ermeni gayet hamlıyor 308 Sürün evlatlarım Allah aşkına Şehit olanımız cennet köşküne Halid Paşa der ki "Durmayın atın!" Ermeni'nin kökü gelsin büsbütün Antranik, Tiflis'e kaçıyor; tutun. Varın evlatlarım Allah aşkına, Şehit olanımız cennet köşküne (KST; 2021, s. 231-232). 309 Anamur Yolları Anamur yolları kayrak çakıllı Öyle bir yâr sevdim uyar akıllı Anamur üstünü duman bürüdü Herkes sevdiğini aldı yürüdü Anamur yolları yâr yâr Kaynak da çakıllı a canım Öyle bir yâr sevdim yâr Uyar da akıllı canım Sürmelim amman Ben yandım amman Sevmişem amman Anamur üstünü yâr yâr Duman da bürüdü a canım Herkes sevdiğini yâr Aldı da yürüdü a canım Sürmelim amman Ben yandım amman Sevmişem amman 310 Anamur yolları yâr yâr Dardır da geçilmez a canım Soğuktur suları yâr Bir tas da içilmez a canım Sürmelim amman Ben yandım amman Sevmişem amman (KST; 2021, s. 242-243). 311 Böyle Bağlar Böyle bağlar anam, Yâr başını böyle bağlar Kuş uçmaz, bülbül ötmez Yıkılsın anam böyle bağlar Böyle bağlar anam, Gelin başını böyle bağlar Bülbül güle konmadı Ne yapsın anam böyle bağlar. Soğuk yerde nar olur mu? Sıcak yerde kar olur mu? Bağban çürük, bağ neylesin Viran yerde bağ olur mu? Yüce dağlar karsız olmaz Yiğitler ikrarsız olmaz Başka bahçeyi besleyeyim Oğul bağı, barsız olmaz. Yüce dağdan kar bekleme Rüzgâr yerden kar bekleme Yedi bahçeyi becersen Sen oğlundan bar bekleme (KST; 2021, s. 246-247) 312 Denizin Dibinde Hatça’m Evlerinin önünde pınarlar harlar Hatça'm çıkmış pencereye ay gibi parlar Ben Hatça'yı yitirdim de dumanlı dağlar Gözlerimin pınarları durmadan çağlar Ovalara duman çökmüş göremidin mi? A kız kendi saçını öremedin mi? Alçaklara karlar yağmış yükseklere buz Gel sarılalım kaçalım ince belli kız Denizin dibinde Hatça'm demirden evler (Denizli ilinde de Haçce'm demirden evler) Ak gerdanın altında da çiftedir benler O kınalı parmaklar da o beyaz eller Yolcuyu yolundan eyleyen dilber Dalga dalga dalga dalga dalgalanıyor Hatça'yı görenler sevdalanıyor Üçüne de beşine de Hatça'm onuna Ben de yandım Hatça’mın basma donuna Yüce dağ başına Hatça'm ekin ekilmez Yağmur yağmayınca Hatça'm kökü sökülmez Ellerin köyünde Hatça'm kahır çekilmez Doldur ağıları içelim Hatça'm 313 Varman kızlar varman kirli çobana Çoban evde durmaz gider yabana Ovalara duman çökmüş göremedin mi? A kız kendi saçını öremedin mi? Varman kızlar varman kirli çobana Şehir oldu bana her zaman zehir Çok dediler arkadaşlar yâr senin değil Doldur ağuları içelim Hatça'm Alçaklara karlar yağmış yükseklere buz Gel sarılalım kaçalım ince belli kız Dalga dalga dalga dalga dalgalanıyor Hatça'yı görenler sevdalanıyor Yüce dağ başında Hatça’m harmanın mi var Harmanı kaldırmaya dermanın mı var Hatça’m beni öldürmeye fermanın mı var Doldur ağıları içelim Hatça’m Ovalara duman çökmüş göremedin mi A kız kendi saçını öremedin mi Alçaklara karlar yağmış yükseklere buz Gel sarılalım kaçalım ince belli kız (KST; 2021, s. 253-254). 314 Evlerinin Önü Kavak Evlerinin önü kavak Kavaktan dökülür yaprak Elim kına yüzüm duvak Uyan Ali'm sabah oldu Gün doğmadan neler oldu Çattılar ocak taşını Vurdular düğün aşını Çağrın gelsin yoldaşını Uyan Ali'm sabah oldu Gün doğmadan neler oldu Evlerinin önü iğde İğdenin dalları yerde Al tavanlı yüksek evde Uyan Ali'm sabah oldu Gün doğmadan neler oldu Evlerinin önü mersin Sular akar herzin herzin Mevla’m sevdiğine versin 315 Uyan Ali'm sabah oldu Gün doğmadan neler oldu Baba pazara vardın mı? Bir okka kına aldın mı? Bu da kızıma dedin mi? Uyan Ali'm sabah oldu Gün doğmadan neler oldu (KST; 2021, s. 256-257). 316 Odasına Vardım Odasına vardım kahve pişirir Kınalı parmaklar fincan devşirir Seni gören âşık aklın şaşırır Baba nerden aldın aney yandım hudey sen bu gelini Odasına vardım namaza durmuş oy Kaşları gözleri aney yandım hudey kendine uymuş Sanırsın karşında bir aydır doğmuş oy Baba nerden aldın aney yandım hudey sen bu gelini Keten köynek giymiş yakası ezik oy Koluna yaptırmış aney yandım hudey altın bilezik Öpmeye kıyamam sevmeye yazık oy Baba nerden aldın aney yandım hudey sen bu gelini (KST; 2021, s. 260). 317 Trenin Paftaları Trenin paftaları Üstünün noktaları O yâr gelecek diye Sayarım haftaları Ağbom ağbom can ağbom Sebebim oldun ağbom Tren geliyor tren Yâri bana getiren Bu postaya çıkmadı Genç ömrümü bitiren Ağbom ağbom can ağbom Sebebimsin sen ağbom Sebebim oldun ağbom Sebebimsin sen ağbom Tren düdük çalıyor Aklım baştan alıyor Şu hasretlik günümde Beni derde salıyor Ağbom ağbom can ağbom Sebebim oldun ağbom Sebebimsin sen ağbom (KST; 2021, s. 263-264). 318 Yayladan Gel Gelin oldum Karabel'in eline Yedi bayram kına yakmam elime Gurban olam çiğdem gibi geline Yayladan gel kömür gözlüm yayladan Önüme koydular bir çift suyudu Çocuk geldi kucağımda uyudu Baba bana edeceğin bu muydu? Yayladan gel kömür gözlüm yayladan Senin baban karşı köyün hocası Çok peşime düştü genci kocası Bana derler şu çocuğun kocası Yayladan gel kömür gözlüm yayladan Gelin oldun Garabel'in eline Yedi bayram kına yakma elime Gurban olam senin gibi geline Yayladan gel kömür gözlüm yayladan Senin baban karşı köyün hocası Çok peşime düştü genci kocası Bana derler şu kötünün kocası Yayladan gel kömür gözlüm yayladan 319 Ne kadar methetsem o kadar güzel Top bürür saçını gözünü süzer Mıskalar yaptıram değmesin nazar Yayladan gel kömür gözlüm yayladan Ben de gelin oldum Garabel'in eline Yedi bayram kına yakmam elime Gurban olam güççük gibi geline Yayladan gel kömür gözlüm yayladan Altıma serdiler minderden döşek Kucağıma koydular ufak bir uşak Küskün değilim ki gülek barışak Yayladan gel suna boylum yayladan Sabahınan oğlan gider guzuya Dişleriynen ekmek doğrar tazıya Adını sorarsan adı Şaziye Yayladan gel suna boylum yayladan Ocağa koyduğum dünkü suyudu Şahin geldi kucağımda uyudu Aman Allah bana yapacağın bu muydu? Yayladan gel suna boylum yayladan 320 Karşı köyde köyümüzün hocası Başıma toplandı genci kocası Dizime vurdum da gerdah gecesi Yayladan gel kömür gözlüm yayladan Yayladan gel ve trenin paftaları yok (KST; 2021, s. 265-266). 321 Sepetçioğlu Sepetçioğlu bir ananın kuzusu Hiç gitmiyor kollarımdan Efe’m de sızısı vay vay Böyle imiş alnımızın yazısı Yassıl dağlar yassıl, Osman Efe’m de geliyor vay vay Kalk gidelim kışla önü aşağı Salı vermiş ince belden Efe’m de kuşağı vay vay Yaman olur Kastamonu uşağı Yassıl dağlar yassıl, Osman Efe’m de geliyor vay vay Seslen Sepetçioğlu efece seslen Laleli çimenli dağlara yaslan Analar doğurmaz sen gibi aslan Yassıl dağlar yassıl, Osman Efe’m de geliyor vay vay Hep düşmanlar mahkemeye doldular Anamı babamı ordan kovdular Sünek gibi koç yiğidi boğdular Yassıl dağlar yassıl, Osman Efe’m de geliyor vay vay (KST; 2021, s. 285-286). 322 Osman Efe Yaylalar içinde Erzurum yayla Şehirler içinde Konya'dır Konya Vurulmuş aslanım şen olsun dünya Döşeyin evleri aslan geliyor Giyinmiş kuşanmış Osman geliyor. Aslanın bindiği arap küheylan Yine mi geliyor karalı bayram Anası oturmuş oğluna hayran Döşeyin hanları aslan geliyor Giyinmiş kuşanmış Osman geliyor. Aslanın mavzeri terkide bağlı Müfrezeler sarmış hem sollu sağlı Anası havlıyor vurulmuş oğlu Döşeyin evleri aslan geliyor Giyinmiş kuşanmış Osman geliyor. Aslanın bindiği yıldızlı eyer Her gelen kurşunlar Osman'a değer Osman'ı görmeyen kendini över 323 Döşeyin hanları aslan geliyor Giyinmiş kuşanmış Osman geliyor. Osman Efe'm gider yolun sağında At işlemez oldu Konur Dağı'nda Büyük ferman çıkmış Konya beyinde Süpürün hanları aslan geliyor Dağların kilidi Osman geliyor. Aslanın çektiği garibin yası Kırşehir elinde duyulur sesi Ağzına doluşmuş kurşunun isi Döşeyin evleri aslan geliyor Giyinmiş kuşanmış Osman geliyor. Efeler içinde Osman Efe hey Peşine düşmüş de şu Karaca Bey Yere batsın seni ele veren köy Açın kapıları aslan geliyor Giyinmiş kuşanmış Osman geliyor. 324 Süre süre indirdiler üç taşa On iki kaymakam, beş tane paşa İfade sorarlar yatan üleşe Döşeyin hanları aslan geliyor Giyinmiş kuşanmış Osman geliyor (KST; 2021, s. 289-290). 325 Taşbebek Bir oğlum olsa da gitse hocaya Okuya okuya çıksa heceye Muştular verseler bizim peceye Neyleyim neyleyim eli neyleyim Ninni söylemeyen dili neyleyim. Bir kızım olsa da bir fistan diksem Zülfünü tarayıp, saçını örsem Eller ile ben de gülsem güvensem Neyleyim neyleyim eli neyleyim Tomurcuk vermeyen gülü neyleyim. Bir elekçi gelse bir elek alsam Iğrana ığrana toprak elesem Kutnu kumaşa beze belesem Neyleyim neyleyim eli neyleyim Bebek belemeyen kolu neyleyim. 326 Babası oturmuş bir evlat ister Kadir Mevla’m bize bir evlat göster Evlatsız gidersek kınaman dostlar Neyleyim neyleyim eli neyleyim Evlatsız kalan evi neyleyim (KST; 2021, s. 298-299). 327 Asri Gurbet Asri gurbet harap etmiş köyümü Bülbül göçmüş baykuş konmuş gelele Ben ağayım ben paşayım diyenler Kapıları kitlemişler lo gelele... Bir ev burda bir ev garşıda galmış Hele sorun bakın bizim gomşular n'olmuş? Kırk senelik ağaç çürümüş galmış Bu köy bizim köye benzemir lo gelele... (KST; 2021, s. 304) 328 Bir Havar Bir havar eyleyin elden ellere Gönül ravzasından civanım gitti Bir ateşi Cansu düştü dillere Lali mercan ebru kemanım gitti. Gitti o yâr ile ülfetim çağı Gül beyi vuslatın söndü çırağı Ateş almış gönül yoktur durağı Derdim azdı elden dermanım gitti. Lütfi ya sen kesme ümit Hüda'dan Ayırma gönlümü nuri Hüda'dan "La-taknatü" gelir yine sedadan Sen sanma Rahim-i Rahmanım gitti (KST; 2021, s. 306). 329 Bülbülün Kanadı Sarı Bülbülün kanadı sarı Ben ağlarım zarı zarı Elimden aldılar yârı Garip garip ötme bülbül Benim derdım bana yeter Bir dahı sen katma bülbül Bülbülün kanadı beyaz Gece buzlu gündüz ayaz Al kalemi derdimi yaz Garip garip ötme bülbül Benim derdim bana yeter Bir dahı sen katma bülbül (KST; 2021, s. 310). 330 Kalktı Göç Eyledi Kalktı göç eyledi Avşar illeri Ağır ağır giden iller bizimdir Arap atlar yakın eyler ırağı Yüce dağdan aşan yollar bizimdir Belimizde kılıcımız kirmani Taşı deler mızrağımın temreni Hakkımızda devlet etmiş fermanı Ferman padişahın ise dağlar bizimdir. Dadaloğlu, yarın kavga kurulur Öter tüfek davulbazlar vurulur Nice koç yiğitler yere serilir Ölen ölür kalan sağlar bizimdir (KST; 2021, s. 323-324). 331 Karahisar Kalesi Karahisar Kalesi yıkılır gelir Kâkülü boynuna dökülür gelir Yayladan gel allı gelin yayladan Kesme ümidini Kadir Mevla’dan Ver elini karlı dağlar aşalım, bayramlaşalım Ben bir koyun olayım sen de bir kuzu Meleye meleye getirek yazı. Karahisar Kalesi yıkılır gelir Kâkülü boynuna dökülür gelir Yayladan gel allı gelin yayladan Kesme ümidini Kadir Mevla’dan Ver elini karlı dağlar aşalım, bayramlaşalım (KST; 2021, s. 326-327). 332 Mecnunum Mecnun'um Leyla'mı gördüm Bir kerrece bahtı geçti Ne sordum ne de söyledi Kaşlarını yıhtı geçti. Soramadım bir çift sözü Ay mıydı, gün müydü yüzü Sandım ki Zöhre Yıldızı Şavkı beni yahtı geçti Ben bu sırra eremedim Ateşinden göremedim Seher vahti göremedim Yıldız gibi ahtı geçti Bilmem hangi burç yıldızı Bu dertler yaralar bizi Gamze oku bazı bazı Yâr sineme çahtı geçti İzzetî bu ne hikmetmiş Uyur iken gördüm bir düş Yâr zülfünü kement etmiş Boynumuza tahtı geçti (KST; 2021, s. 332). 333 Munzur Dağı Munzur Dağı silelenmiş garinan Aram açık ela gözlü yârınan Eller bayram eder nazlı yârınan Benim ömrüm geçer ahuzarınan Selvinin dalına yaslanmayasın Yağan yağmur ile ıslanmayasın El gızı dediğin Ezrail dostu Yalan sözlerine inanmayasın (aldanmayasın) (KST; 2021, s. 334). 334 Eminem Emine'm oturmuş da daşın üstüne Daramış zülfünü de kaşın üstüne Bir selamın gelse de başım üstüne Emine'm Emine'm yosma Emine'm Üç köyün içinde koşma Emine'm Vurma kardaş vurma yazıktır bana Ben ölürsem de kardaş derd olur sana Emine'min evini araladılar Dağların ardında paraladılar Emine'min tabudunu karaladılar Emine'm Emine'm yosma Emine'm Üç köyün içinde koşma Eminem Vurma kardaş vurma yazıktır bana Ben ölürsem de kardaş derd olur sana (KST; 2021, s. 346). 335 Güzel Kızın Ağıdı Kara şalvar yıldır yıldır. Kardeş tüfeğini doldur El içinde arlanıyom Evimize gidek d'öldür Dağların karı erisin Yayla çiçeği yürüsün Bedda vermem kardeşime Ağzımda dilim çürüsün Hele bakın eloğluna İk'elin sokmuş koynuna Bu dünyada bir şey bilmem Ahrette sarıl boynuma Varmam pınarın başına Gülyağı sürmem kaşıma Ben bu yaradan ölürsem Ceza vermen kardeşime Yüce dağın karıyıdım Ben anamın biriyidim Yazık oldu eloğluna Sağ gözünün nuruyudum 336 Ardımda yüz on beliğim Çiğnimden aldım soluğum Böyle söyledi'me bakman Vallahi de ben ölüyom (KST; 2021, s. 351-352). 337 Yusuf’un Türküsü Yeniköy'e gitmeli Tarlaları herk etmeli Konaklı'nın yüzünden Çarşambaya gitmeli. Odalar yaptım tahtalı Kilimleri noktalı Bu işi de yapan Demircili'nin muhtarı. Demircili'nin düzünden Bir su içtim gözünden Ben vuruldum gidiyom Yan Ali'nin yüzünden Kara mağaranın başları Civ civ eder kuşları Kargaların ağzında Yusuf'un üleşleri (KST; 2021, s. 356). 338