T.C. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MALİYE ANABİLİM DALI TÜRKİYE’DE KAYIT DIŞI İSTİHDAM VE VERGİ İLİŞKİSİ (YÜKSEK LİSANS TEZİ) Arif ŞEN BURSA – 2015 T.C. ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MALİYE ANABİLİM DALI TÜRKİYE’DE KAYIT DIŞI İSTİHDAM VE VERGİ İLİŞKİSİ (YÜKSEK LİSANS TEZİ) TEZ DANIŞMANI Yrd. Doç. Dr. Reyhan LEBA TANSÖKER Arif ŞEN BURSA – 2015 ÖZET Yazar Adı ve Soyadı : Arif ŞEN Üniversite : Uludağ Üniversitesi Enstitü : Sosyal Bilimler Enstitüsü Anabilim Dalı : Maliye Bilim Dalı : Maliye Tezin Niteliği : Yüksek Lisans Tezi Sayfa Sayısı : xii + 127 Mezuniyet Tarihi : …. / …. / 20…….. Tez Danışman(lar)ı : Reyhan LEBA TANSÖKER Türkiye’de Kayıt Dışı İstihdam ve Vergi İlişkisi Kayıt dışı istihdam kayıt dışı ekonominin çalışma hayatına yansıması ile ortaya çıkmakta ve ülkemizde önemli bir sorun oluşturmaktadır. Kayıt dışı istihdam olarak değerlendirilebilecek faaliyetler ya işverenlerin çıkarları doğrultusunda olmakta ve çalışanlar bunu kabul etmekte ya da çalışanlar kendi istekleri ile bu çalışma şeklini benimsemektedir. Kayıt dışı istihdamın görülmesinde ekonomik, sosyal, hukuki ve sosyal güvenlik sisteminden kaynaklanan bir takım nedenler etkili olmaktadır. Kayıt dışı ekonomi ve kayıt dışı istihdamın bazı olumlu yönleri bulunsa da olumsuz yönleri ülke ekonomilerine büyük zararlar verebilmektedir. Bu zararlardan en önemlisi de kayıt dışı faaliyetlerin neden olduğu vergi kaybıdır. Kayıt dışı faaliyetler sonucu devletin bütçesinde ortaya çıkan açıklar kayıtlı çalışanlar üzerine yansıtılmaktadır. Kayıtlı çalışanlar üzerindeki vergi yükünün artması ise kayıt dışına kaçışı hızlandırmaktadır. Bu nedenle, çözüme daha kolay ulaşılabilmesi için kayıt dışı istihdam sorununun vergi ile beraber ele alınıp irdelenmesi gerekmektedir. Anahtar Kelimeler Kayıt Dışı Ekonomi, Kayıt Dışı İstihdam, Vergi iii ABSTRACT Name and Surname : Arif ŞEN University : Uludag University Institution : Social Science Institution Field : Public Finance Branch : Public Finance Degree Awarded : Master Page Number : xii + 127 Degree Date : …. / …. / 20…….. Supervisor : Reyhan LEBA TANSÖKER Informal Employment in Turkey and its Relationship with Tax Informal employment is proceeding from as a reflection of informal economy to the working life and it causes a big and serious problem in our country. The informal employment activities is considered in accordence with an employer benefits and the employees accept this or the employees accept this employment conditions willingly. Some reasons are effective for being informal employment; these are economic, social, legal and social security system arguments. Altough the informal economy and informal employment have some positive effects; their negative effects cause big loses to economy. The most important damage this informal employment is the loss of tax. The budget deficit is reflected to the registered employees that accured because of the informal employment. The tax amount is increasing for the registered employees and this causes to speed up the informal employment. For this reason; it is needed to view the informal employment problem with the employment case together to reach a solution easily. Keywords: Informal Economy, Informal Employment,Tax iv ÖNSÖZ  Kayıt dışı istihdam ülkemizin önemli sorunları arasında yer almaktadır. SGK’nın gelirleri giderlerini karşılamaya yetmemektedir. Sosyal sigorta primleri kayıt dışı çalışanlardan alınamadığı için SGK prim kaybına uğramakta ve bütçe açıkları ile karşı karşıya kalmaktadır. SGK’nın bütçe açığı hazine tarafından karşılanmaktadır. Ortaya çıkan açığın bütçe transferleri yoluyla karşılanması vergi oranlarının artırılması, devletin borç alması ya da emisyona gidilmesi gibi arzu edilmeyen sonuçlar doğurabilmektedir. Öte yandan, vergi yükünün artması kayıt dışı istihdamı cazip hale getirebilmektedir. Önümüzdeki yıllarda genç nüfusumuzun azalacağı dikkate alındığında gerekli önlemlerin alınmaması halinde hazineden aktarılacak kaynağın miktarının daha da artacağı düşünülmektedir. Çalışmamızda, ülkemizde kayıt dışı istihdam ve vergi ilişkisi çeşitli veriler ışığında ele alınmaya çalışılmış ve kayıt dışı istihdam ile mücadelede yapılması gereken düzenlemelere yer verilmiştir. Bu tezin konusunun seçiminden yazımına kadar geçen sürede yardımlarını hiç esirgemeyen değerli danışman hocam Sayın Yrd. Doç. Dr. Reyhan LEBA TANSÖKER’e teşekkürü bir borç bilirim. Tezimin yazılması aşamasında yardımlarını ve iyi niyetini esirgemeyerek bana destek olan değerli eşim Gülcan ve canım kızlarım Rana ve Meryem’e şükranlarımı sunuyorum. Arif ŞEN v İÇİNDEKİLER Sayfa TEZ ONAY SAYFASI. ................................................................................................................ İİ ÖZET ............................................................................................................................................. İİİ ABSTRACT .................................................................................................................................. İV ÖNSÖZ ........................................................................................................................................... V İÇİNDEKİLER .......................................................................................................................... Vİ-X KISALTMALAR .......................................................................................................................... Xİ TABLOLAR .................................................................................................................................Xİİ GRAFİKLER ...............................................................................................................................Xİİ GİRİŞ ........................................................................................................................................... 1-2 BİRİNCİ BÖLÜM KAYIT DIŞI EKONOMİ VE KAYIT DIŞI İSTİHDAM 1. KAYIT DIŞI EKONOMİ ................................................................................................... .3 1.1. KAYIT DIŞI EKONOMİ KAVRAMI ........................................................................... .3 1.2. KAYIT DIŞI EKONOMİNİN TANIMI ........................................................................ .4 1.3. KAYIT DIŞI EKONOMİNİN NEDENLERİ ..................................................................... .8 1.3.1. Dışsal Nedenler……………………………………………………………..........8 1.3.1.1. Küreselleşme………………………………………………….…………9 1.3.1.2. IMF ve Dünya Bankası Gibi Kuruluşların Dayattıkları Ekonomik Programlar………………………………………………………….......10 1.3.1.3. Bilgi Teknolojisindeki Değişimler…………..……………….…….......12 1.3.2. İçsel Nedenler ……………………………………….…………………………13 1.3.2.1. Mali ve Ekonomik Nedenler. ................................................................. 13 1.3.2.1.1. Enflasyon… ............................................................................ 13 1.3.2.1.2. Gelir Dağılımı. ........................................................................ 14 1.3.2.1.3. Vergi Adaleti. .......................................................................... 16 1.3.2.2. Sosyal ve Yapısal Nedenler. ................................................................... 19 1.3.2.3. Siyasal Nedenler. .................................................................................. 19 vi 1.3.2.4. İdari ve Hukuki Nedenler. ................................................................... 20 1.3.2.4.1. Çalışma Hayatını Düzenleyen Mevzuattan Kaynaklanan Nedenler… ............................................................................. 21 1.3.2.4.2. Denetimlerin Yetersizliği… .................................................... 21 1.4. KAYIT DIŞI EKONOMİNİN ETKİLERİ… ................................................................. 22 1.4.1. Kayıt Dışı Ekonominin Olumlu Etkileri .......................................................... 22 1.4.2. Kayıt Dışı Ekonominin Olumsuz Etkileri… ................................................... 24 1.5. KAYIT DIŞI EKONOMİNİN BOYUTU.................................................................... . 25 2. KAYIT DIŞI İSTİHDAM… .............................................................................................. 29 2.1. KAYIT DIŞI İSTİHDAM KAVRAMI…………… ...................................................... 29 2.2. KAYIT DIŞI İSTİHDAMIN TANIMI………………… .............................................. 29 2.3. KAYIT DIŞI İSTİHDAMIN ŞEKİLLERİ… .............................................................. 30 2.3.1. Çalışmaları Kamu Kurum ve Kuruluşlarına Hiç Bildirilmeyenler .............. 31 2.3.1.1. Yabancı Kaçak İşçiler… ....................................................................... 31 2.3.1.2. Çocuk İşçiler… ..................................................................................... 33 2.3.1.3. Sosyal Güvenlik Kurumundan Gelir ve Aylık Alanlar… ................... 34 2.3.1.4. Kayıt Dışında Çalışan Dul, Yetim ve Maluller… ................................ 36 2.3.1.5. İşsizlik Maaşı Alanlar… ...................................................................... 37 2.3.1.6. Yeşil Kart Sahibi Olanlar… ................................................................. 39 2.3.2. Çalışmaları Kamu Kurum ve Kuruluşlarına Eksik Bildirilenler…......…….40 2.3.2.1. Çalışmaları Ücret veya Gün Olarak Eksik Bildirilenler ..................... 40 2.3.2.2. İlk İşlerinde Kayıtlı, İkinci İşlerinde Kayıtlı Olmayanlar ................... 41 2.3.3. Çalışmaları SGK’ ya Bildirilip Vergi Dairesine Bildirilmeyenler ................ 42 2.4. KAYIT DIŞI İSTİHDAMIN NEDENLERİ… ............................................................... 42 2.4.1. Ekonomik ve Mali Nedenler ............................................................................. 43 2.4.1.1. Enflasyon .............................................................................................. 43 2.4.1.2. Gelir Dağımı, Yoksulluk ve İşsizlik ..................................................... 43 2.4.1.3. Ücret Üzerindeki Kesintilerin Yüksek Olması......................................44 2.4.2. Sosyal Nedenler… .............................................................................................. 47 2.4.2.1. Hızlı Nüfus Artışı ve Köyden Kente Göç…………………………... .. 48 2.4.2.2. Çalışma Yaşamında Meydana Gelen Değişimler ................................ 48 vii 2.4.2.3. Çalışanların Sosyal Güvenlik Hizmetlerine Bakış Açıları ve Bilinç Eksikliği ................................................................................................ 50 2.4.2.4. Eğitim Seviyesinin Düşüklüğü ............................................................. 51 2.4.3. Hukuki ve Bürokratik Nedenler ...................................................................... 51 2.4.4. Sosyal Güvenlik Sisteminden Kaynaklanan Nedenler… ............................... 53 2.5. KAYIT DIŞI İSTİHDAMIN ETKİLERİ… .................................................................. 54 2.5.1. Kayıt Dışı İstihdamın Olumlu Etkileri… ........................................................ 54 2.5.1.1. İstihdamı Arttırması… ......................................................................... 54 2.5.1.2. Gelir Etkisi… ........................................................................................ 55 2.5.1.3. Rekabet Gücü Yaratması… .................................................................. 55 2.5.1.4. Kayıtlı Ekonomiye Canlılık Getirmesi… ............................................. 56 2.5.2. Kayıt Dışı İstihdamın Olumsuz Etkileri… ...................................................... 56 2.5.2.1. Vergi Adaletini Bozması… ................................................................... 56 2.5.2.2. Vergi Gelirlerini Azaltması… .............................................................. 57 2.5.2.3. Gelir Dağılımını Etkilemesi…………………… ................................. 57 2.5.2.4. Haksız Rekabete Neden Olması………………… ............................... 57 2.5.2.5. Sosyal Güvenlik Sistemini Etkilemesi……………… ......................... 59 2.5.2.6. İşletmeler Açısından Olumsuz Etkileri……… .................................... 59 2.5.2.7. Kaynak Dağılımının Bozulmasına Neden Olması……… .................. 60 2.6. KAYIT DIŞI İSTİHDAMIN BOYUTU…………………………………………….. . 60 İKİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE’DE KAYIT DIŞI İSTİHDAM VE VERGİ 1. KAYIT DIŞI İSTİHDAM VE VERGİ İLİŞKİSİ ............................................................ 66 1.1. VERGİ YÜKÜNÜN KAYIT DIŞI İSTİHDAMA ETKİSİ ........................................... 68 1.1.1. Vergi Yükü Kavramı ........................................................................................ 68 1.1.2. Vergi Yükünü Etkileyen Faktörler .................................................................. 69 1.1.3. OECD Ülkelerinde ve Türkiye’de Vergi Yükü Oranları .............................. 70 1.1.4. Türkiye’de Vergi Yükünün Kayıt Dışı İstihdama Etkisi .............................. 73 1.2. DOLAYLI VE DOLAYSIZ VERGİ YAPISININ KAYIT DIŞI İSTİHDAMA ETKİSİ ........................................................................................................................ 76 viii 1.2.1. Dolaylı ve Dolaysız Vergi Ayrımı ..................................................................... 76 1.2.2. Dolaylı ve Dolaysız Vergilerin Vergi Adaleti Açısından Değerlendirilmesi..77 1.2.3. OECD Ülkelerinde ve Türkiye’de Dolaylı ve Dolaysız Vergi Oranları….....79 1.2.4. Türkiye’de Dolaylı ve Dolaysız Vergilerin Kayıt Dışı İstihdama Etkisi……81 1.3. KAYIT DIŞI İSTİHDAMIN NEDEN OLDUĞU PRİM VE VERGİ KAYBI ............. 81 1.3.1. Türkiye’de Kayıt Dışı Çalışanların Neden Olduğu Prim Kaybının SGK Bütçesi Doğrultusunda Değerlendirilmesi ............................................ 81 1.3.2. Türkiye’de Kayıt Dışı Çalışanların Neden Olduğu Prim Kaybının İşsizlik Sigortası Fonu Açısından Değerlendirilmesi ..................................... 85 1.3.3. Türkiye’de Kayıt Dışı Çalışanların Neden Olduğu Vergi Kaybının Bütçe Açıkları Bakımından Değerlendirilmesi..................................................……87 2. KAYIT DIŞI İSTİHDAM İLE MÜCADELEDE YAPILMASI GEREKENLER ....... 89 2.1. EKONOMİK ALANDA YAPILMASI GEREKENLER ............................................. 89 2.2. MALİ ALANDA YAPILMASI GEREKENLER........................................................92 2.2.1. Verginin Adaletli Dağılımının Sağlanması……………………………….…..92 2.2.2. Vergi ve Sosyal Güvenlik Prim Aflarının Kontrol Altına Alınması ............. 92                   2.2.3. İstihdam Üzerindeki Vergi Yükünün ve Yükümlülüklerin Azaltılması ...... 93 2.3. SİYASAL ALANDA YAPILMASI GEREKENLER .................................................. 93 2.4. SOSYAL ALANDA YAPILMASI GEREKENLER ................................................... 94 2.4.1. Köyden Kente Göçü Azaltıcı Önlemlerin Alınması… ................................... 94 2.4.2. Vasıfsız İşsizlere Yönelik Meslek Kazandırma Kurslarının Artırılması ..... 95 2.4.3. Kayıt Dışı Çalışmanın Zararlarının Halka Anlatılarak, Halkın Bilinçlendirilmesi………………………………………………………………96 2.5. HUKUKİ ALANDA YAPILMASI GEREKENLER .................................................... 96 2.5.1. Yaptırımların Caydırıcılığının Artırılması ..................................................... 96                   2.5.2. Çalışma Yaşamında Meydana Gelen Değişimlere Uygun Yasal Düzenlemelerin Yapılması… ........................................................................... 98 2.5.3. Denetim Kapasitesinin Güçlendirilmesi… ...................................................... 98 2.5.4.Türk Vergi Sistemi’nden Kaynaklanan Sorunların Çözülmesi……..……...102 2.5.4.1. Türk Vergi Sistemi’nin Bütünlüğünün ve Tutarlılığının Sağlanması…………………………………………………...………102 ix 2.5.4.2. Türk Vergi Sistemi’nin Karmaşıklığının Ortadan Kaldırılması…….102 2.5.4.3. Vergi Denetim Mekanizmasındaki Sorunların Çözülmesi…..….......103 2.5.5. Kayıtlı Çalışanlar Arasında Sendikalaşmanın Yasal Olarak Özendirilmesi………………………………………………………………….103 2.6. BÜROKRATİK ALANDA YAPILMASI GEREKENLER………………………..104 2.7. KURUMLAR ARASI KOORDİNASYONUN ARTIRILMASI…………………..105 SONUÇ VE DEĞERLENDİRME SONUÇ ……………………………………………………………………………………107-114 KAYNAKLAR………………………………………………………………………….….116-126 ÖZGEÇMİŞ……………………………………………………………………………….…….127 x KISALTMALAR ABD : Amerika Birleşik Devletleri a.g.e. : Adı geçen eser a.g.m. : Adı geçen makale Bkz. : Bakınız DB : Dünya Bankası DPT : Devlet Planlama Teşkilatı Ed. : Editör EVD : Enerji Verimliliği Danışmanlık GİB : Gelir İdaresi Başkanlığı GSMH : Gayri Safi Milli Hasıla GSYİH : Gayri Safi Yurt İçi Hasıla Haz. : Hazırlayan IMF : Uluslararası Para Fonu ILO : Uluslararası Çalışma Örgütü IPEC : Çocuk Emeğinin Sona Erdirilmesi Uluslararası Programı İİMEK : İl İstihdam ve Mesleki Eğitim Kurulları İSMMMO : İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası KADİM : Kayıt Dışı İstihdamla Mücadele Projesi KDV : Katma Değer Vergisi OECD : Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü ÖTV : Özel Tüketim Vergisi SETA : Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı SGDP : Sosyal Güvenlik Destek Primi SGK : Sosyal Güvenlik Kurumu SMD : Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik SPK : Sermaye Piyasası Kurulu SSGSS : Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu s. : Sayfa ss. : Sayfa Aralığı S : Sayı SSK : Sosyal Sigortalar Kurumu (SGK’ ya devredilen) T.C. : Türkiye Cumhuriyeti TCMB : Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası TİSK : Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu TOBB : Türkiye Odalar Ve Borsalar Birliği TÜİK : Türkiye İstatistik Kurumu TÜRK-İŞ : Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu TÜRMOB : Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği TÜSİAD : Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği vb. : ve benzeri vs. : vesaire xi TABLOLAR Tablo 1 : Kayıt Dışı Ekonomik Faaliyetlerin Gruplandırılması……….………………………...6 Tablo 2 : Türkiye’de Kayıt Dışı Ekonominin Büyüklüğü İle İlgili Tahminler…………………28 Tablo 3 : Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan Aylık Alanların Sayısı (2002-2012)………………..35 Tablo 4 : Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan Malullük ve Dul, Yetim Aylığı Alanların Sayısı………………………………………………………………………,..37 Tablo 5 : 01.01.2013 – 30.06.2013 Tarihleri Arası İşçilik Maliyeti…………………………....45 Tablo 6 : Bazı Ülke Ekonomilerinde Kayıt Dışı İstihdamın Tahmini Büyüklüğü…...................62 Tablo 7 : Türkiye’de Kayıt Dışı İstihdamın Yıllar İtibari ile Görünümü (2005-2012)……….....63 Tablo 8 : Türkiye’de Kayıt Dışı İstihdamın Dağılımı (Bin Kişi) (Aralık 2011-2012)……........64 Tablo 9 : Esas İşlerinden Dolayı Herhangi Bir Sosyal Güvenlik Kuruluşuna Kayıtlı Olmayanların Yıllara Göre Dağılımı (Bin kişi 15+ yaş) (2004-2012)………....65 Tablo 10: OECD Ülkelerinde Toplam Vergi Gelirlerinin GSYİH İçindeki Payı (1965- 2012) (Toplam Vergi Yükü)……………………………………………..……..70 Tablo 11: OECD Ülkelerinde Ortalama Ücret Yüklerinin Gelişimi (2000-2009) (Evli ve 2 Çocuklu) Gelir Vergisi+Sosyal Güvenlik Primi İşçi Payı+İşveren Payı Toplamı / İşgücü Maliyetine Oranı(%)……………………………………………………………………………………….72 Tablo 12: Gelir Vergisi Tarifesi (2013)…………………………………………………………74 Tablo 13: Türkiye’de Ücretlilerin Ödediği Vergiler (2010)…………………………………….74 Tablo 14: OECD Ülkelerinde Dolaylı-Dolaysız Vergilerin Toplam Vergiler İçindeki Payı (2009) ……………………………………………………………….79 Tablo 15: Türkiye’de Sosyal Sigorta Prim Oranları……………………………………………..81 Tablo 16: Sosyal Güvenlik Kurumu’nun Gelir ve Gider Dengesi (2000-2011) (Milyon TL)…..82 Tablo 17: Sosyal Güvenlik Kurumu’na Hiç Bildirilmeyenlerden Kaynaklı Prim Kaybı ……....83 Tablo 18: Sosyal Güvenlik Kurumu’na Yapılan Bütçe Transferleri (1998-2011) (Milyon TL).85 Tablo 19: İşsizlik Sigortası Fonu Gelir ve Gider Dengesi (2008-2011) (Bin TL)……………....86 Tablo 20: Sosyal Güvenlik Kurumu’na Hiç Bildirilmeyenlerden Kaynaklı Vergi Kaybı ……...87 Tablo 21: Genel Devlet Gelir-Giderleri ve Dengesi (2001-2011) (Milyon TL)….......................88 GRAFİKLER Grafik 1: 31 Avrupa Ülkesinde Kayıt Dışı Ekonominin Büyüklüğü (GSYİH’nın %’si olarak) (2013)………………………………………………………………………………..…26 Grafik 2: Bürokrasiye Harcanan Zaman………………………………………………………...52 xii GİRİŞ 1970’li yıllardan itibaren kapitalizmin içine girdiği bunalımdan kurtulmasını sağlamak için, neo-liberal politikalar çerçevesinde ve yeni sermaye birikimi stratejisi ile sermayenin kar oranlarının yeniden yükselmesi sağlanmaya çalışılmıştır. Kapitalizmin yeniden yapılanma sürecindeki bu yeni birikim biçimi, kayıt dışı ekonominin büyümesi gibi önemli sonuçlara yol açmıştır. Öte yandan, kayıt dışı ekonominin ülkeden ülkeye değişen mali, ekonomik, politik, sosyal, psikolojik ve hukuki birçok nedeni bulunmaktadır. Kayıt dışı ekonomi, ekonomik faaliyetlerin çeşitli yöntemlerle devletten gizlenmesini ifade etmektedir. Kayıt dışı istihdam ise, kayıt dışı ekonominin çalışma hayatına yansıması ile ortaya çıkmaktadır. Kayıt dışı istihdam, kamu kurum ve kuruluşlarının bilgisi ve denetimi dışında yapılan çalışmaları kapsamaktadır. Günümüzde kayıt dışı ekonomi ve kayıt dışı istihdam, başta gelişmekte olan ülkeler olmak üzere hemen hemen tüm ülkelerde önemli bir sorun haline gelmiştir. Bu sorunun varlığı, ülkelerin ileriye dönük ekonomik ve sosyal hedeflerini gerçekleştirmelerinde güçlük yaratmaktadır. Kayıt dışı ekonomiyi oluşturan birçok neden aynı şekilde kayıt dışı istihdamı ortaya çıkartmaktadır. Bu nedenler arasında vergi önemli bir yer tutmaktadır. Öte yandan, kayıt dışı istihdam da vergi üzerinde etkili olmaktadır. İşte bu çalışmanın amacı, Türkiye’de kayıt dışı istihdam ve vergi ilişkisini ortaya koymaktır. Çalışmamız iki ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, kayıt dışı ekonomi ve kayıt dışı istihdam kavramları ayrıntılı olarak teorik düzeyde ele alınmaktadır. Bu bölümde ayrıca, bazı ülkelerde ve Türkiye’de kayıt dışı ekonominin ve istihdamın boyutuna yer verilmektedir. Çalışmamızın ikinci bölümünde ise, Türkiye’de kayıt dışı istihdam ve vergi ilişkisi araştırılmaktadır. Bu bölümde, vergi yükünün kayıt dışı istihdama etkisi ile dolaylı- dolaysız vergi yapısının kayıt dışı istihdama etkisi incelenirken, kayıt dışı istihdamın neden olduğu prim ve vergi kaybı da çeşitli açılardan irdelenmektedir. İkinci bölümde ayrıca, 1 kayıt dışı istihdam ile mücadele için yapılması gereken düzenlemeler saptanmaya çalışılmaktadır. Sonuç bölümünde, çalışmamızın bu aşamasına kadar sağlanmış bulguların genel bir değerlendirmesi yapılmakta ve ulaşmış olduğumuz sonuçlara göre birtakım öneriler getirilmektedir. 2 BİRİNCİ BÖLÜM KAYIT DIŞI EKONOMİ VE KAYIT DIŞI İSTİHDAM Bu bölümde öncelikle kayıt dışı ekonomi kavramı açıklandıktan sonra kayıt dışı ekonominin nedenleri, etkileri ve boyutu ele alınacaktır. Ardından kayıt dışı istihdam kavramı üzerinde durularak, kayıt dışı istihdamın nedenleri, türleri, etkileri ayrıntılı olarak incelenecek ve kayıt dışı istihdamın boyutuna yer verilecektir. 1. KAYIT DIŞI EKONOMİ Kayıt dışı istihdam kayıt dışı ekonomi ile öylesine iç içe geçmiştir ki, kayıt dışı istihdamı kayıt dışı ekonomiden bağımsız olarak düşünmek olanaksızdır. Kayıt dışı istihdam kayıt dışı ekonominin oluştuğu alanlardan biridir. Bu nedenle kayıt dışı istihdama geçmeden önce kayıt dışı ekonomiye yer vermek gerekmektedir.          1.1. KAYIT DIŞI EKONOMİ KAVRAMI Kayıt dışı ekonomi çok değişik alanları etkilediğinden birçok araştırmacının inceleme konusu olmuştur. Kayıt dışı ekonomi hakkında yapılan çalışmaları incelediğimizde, dünyada birçok ülkenin en önemli sorunlarından biri olduğunu görmekteyiz. Kayıt dışı ekonomi için günümüzde pek çok kaynakta aynı anlamda olmak üzere “yer altı ekonomisi”, “illegal ekonomi”, “düzensiz ekonomi” vb. ifadeler kullanılmaktadır. Kayıt dışı ekonomi kavramının çeşitli şekillerde ifade edilmesinin nedeni, söz konusu kavramın içerik olarak geniş bir alanı kapsaması ve bu konuyu inceleyenlerin bakış açılarının getirdiği farklı yaklaşımlardır. Kayıt dışı ekonomiyi inceleyenler, kayıt dışı ekonominin varlığını kabul etmelerine rağmen kapsam ve miktar olarak bir görüş 3 belirtmemişlerdir. Bunun nedeni, araştırmacıların kayıt dışı ekonomiyi incelerken ele almış oldukları temel sorunun niteliğinden kaynaklanmaktadır. Bazı araştırmacılar kayıt dışı ekonomiyi elde edilen gelirin vergi kanunlarına aykırı olarak devlete bildirilmemesi şeklinde değerlendirirken, bazı araştırmacılar da hem bu durumu hem de yasa dışı suçlardan elde edilen geliri kayıt dışı ekonomi olarak ele almakta ve buna göre analizlerini yapmaktadırlar.1 Dolayısıyla, kayıt dışı ekonominin kapsamının ele alınış şekli değişik ifadelerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. 1.2. KAYIT DIŞI EKONOMİNİN TANIMI Kayıt dışı ekonominin tanımı çok sayıda yazar tarafından yapılmış olmakla birlikte, aşağıda birkaç tanesine yer verilmektedir. Kayıt dışı ekonomiyi Nevzat Erdağ çok geniş anlamıyla, “bilinen istatistiksel yöntemlerle ölçülemeyen, belgeye dayanmayan, ekonomik hayatı düzenleyen yasa ve yönetmeliklere aykırı olarak gerçekleşen, kanuni defterlere işlenmeyen, gelir elde edilen ve bu özelliklerden dolayı Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) hesaplarını elde etmede kullanılamayan tüm ekonomik faaliyetlerdir”2 şeklinde tanımlamıştır. Kayıt dışı ekonomiyi Ahmet Fazıl Özsoylu “Geleneksel ölçüm teknikleri ile ölçülemeyen, resmi makamlara yansımamış ve belli bir çıkar karşılığında mal ya da hizmet olarak sunulan faaliyetlerin tümünü kapsar” şeklinde tanımlamıştır. Çok boyutlu ve değişik faaliyetleri kapsayan bu olgu, yasalara aykırı olabileceği gibi yasal faaliyetleri de kapsayabilir.3 Vergisel anlamda kayıt dışı ekonomiyi Osman Altuğ, “vergi kaçırma ve vergiden kaçınma güdüsü ile vergi idaresinin bilgi alanı dışında bırakılmış faaliyetlerin bütünüdür”4 diye tanımlamıştır. Bir başka deyiş ile kayıt dışı ekonomi belgelendirilemeyen yani gizlenen ekonomiden oluşmaktadır. Bu gizlemenin bir kısmı vergi, sosyal güvenlik, kamusal düzenlemeler vs. gibi ek maliyet unsuru oluşumlardan kaçma amacıyla gerçekleşirken, bir diğer kısmı                                                              1 Şafak Ertan Çomaklı, “AB İlerleme Raporları Çerçevesinde Türkiye’deki Vergi Kayıp ve Kaçaklarının Önlenmesine Yönelik Uygulamalar”, Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt: 22, Sayı: 1, 2008, http://e-dergi.atauni.edu.tr/index.php/IIBD/article/viewFile/3758/3587, (Erişim: 01.02.2011). 2 Nevzat Erdağ, Kayıt Dışı, 1. Baskı, Cinius Yayınları, İstanbul, 2007, s. 19. 3 Ahmet Fazıl Özsoylu, Türkiye’de Kayıt Dışı Ekonomi, 1.Baskı, Bağlam Yayıncılık, İstanbul, 1996, s. 111. 4 Osman Altuğ, Kayıt Dışı Ekonomi, 2. Baskı, Türkmen Kitabevi, İstanbul, 1999, s. 3. 4 faaliyetin özünde yasalara aykırılık olduğu içindir.5 Yapılan tanımların ortak özelliği, ekonomik faaliyetlerin devletin bilgisi dışında yapılması, belgeye dayanmaması ve büyüklüğünün hesaplanamamasıdır. Yukarıdaki tanımlar ışığında kayıt dışı ekonomiyi kısaca tanımlayacak olursak; yasal ve yasal olmayan ekonomik faaliyetlerin kamu kurum ve kuruluşlarından gizlenmesidir. Kayıt dışı ekonomik faaliyetler çok çeşitli olup, ekonomiyi düzenleyen yasalara ve yönetmeliklere aykırı olarak gerçekleştirilen, belgeye bağlanmamış, -kanuni defterlere işlenmemiş- ekonomik işlemlerden oluşmaktadır. Örnek olarak; faturasız satışlar, sigortasız işçi çalıştırılması, tefecilik, gecekondu yapımı, otopark kâhyalığı, işportacılık, defin, mevlit, hatim, zekât, evde terzilik, dilencilik, hallaçlık, serbest dişçilik, sınıkçılık, tetikçilik, üfürükçülük, medyumluk, falcılık vb. faaliyetler verilebilir.6 Kayıt dışı olarak yapılan faaliyetler sayılanlardan çok daha fazla olmakla beraber, burada belli başlılarına değinilmiştir. Kayıt dışı ekonomi yasal ve yasal olmayan faaliyetler ile birlikte çok çeşitli alanları kapsamaktadır. Kayıt dışı ekonomi bünyesinde çeşitli sektörlerden farklı özelliklerde faaliyetler barındırmaktadır. Bu faaliyetlerin bir kısmı parasal işlemlerden oluşurken diğer bir kısmı parasal olmayan işlemlerden oluşmaktadır. Söz konusu faaliyetleri ortak özellikleri nedeniyle birbirlerinden tam olarak ayırmak imkânsız olsa da, bu faaliyetlerin yer aldığı ekonomi kesimleri üç gruba ayrılabilmektedir;7  Beyan dışı ekonomi (unreported economy)  Enformel ekonomi (informal economy)  Yasadışı ekonomi (criminal economy) Kayıt dışı ekonomik faaliyetler yasal olabileceği gibi yasa dışı faaliyetler de kayıt dışı ekonomik faaliyetler içerisinde yer almaktadır.                                                              5 Neşe Algan, “Türkiye’de Kayıt Dışı Sektör: Boyutları, Etkileri ve Kayıt Dışı Sektörü Küçültme Konusunda Öneriler”, TİSK İşveren Dergisi, Ağustos 2004, http://www.tisk.org.tr/isveren_sayfa.asp?yazi_id=1028&id=58, (Erişim:10.04.2011). 6 Altuğ, a.g.e., s.3. 7 Gülay Akgül Yılmaz, “Kayıt Dışı Ekonomi; Ulusal ve Küresel Boyutları ve Dinamiklerinin Analizi”, Türkiye’de Vergi Kayıp ve Kaçakları, Önlenmesi Yolları, 19. Türkiye Maliye Sempozyumu (10-14 Mayıs 2004), Yaklaşım Yayıncılık, Ankara, 2004, s. 16. 5 Tablo 1: Kayıt Dışı Ekonomik Faaliyetlerin Gruplandırılması Faaliyetin Çeşidi Parasal İşlemler Parasal Olmayan İşlemler Uyuşturucu, çalıntı mal, kaçakçılık malı vs. takası, Çalıntı mal ticareti, şahsi Yasa Dışı Faaliyetler uyuşturucu madde üretimi ve satışı, fuhuş, kumar, kullanım için uyuşturucu kaçakçılık ve dolandırıcılık. imali veya yetiştirilmesi, kendi kullanımı için hırsızlık. Vergiden Vergi Vergiden Vergi Kaçınma Kaçırma Kaçınma Kaçırma Çalışanlara yapıldığı Bildirilmeyen halde gelir, yasal vergiden mal ve muaf Yasal olan Kişisel veya hizmetler için mal ve başka birine Yasal Faaliyetler bildirilmeyen olan hizmetlerin yardım için ücret, kazanç, ödemeler takası. yapılan varlık elde ve işçilere işler. edilmesi. yapılan ödemelerin indirimi. Kaynak: Rolf Mirus, Roger S. Smith, “Canada’s Underground Economy: Measurement and Implications,” in The Underground Economy: Global Evidence of its Size and Impact, (Ed. Owen Lippert and Michael Walker), Fraser Institute, Vancouver, 1997, s. 5 and with additional remarks by Friedrich Schneider, Dominik H. Enste, “Shadow Economies: Size, Causes and Consequences”, Journal of Economic Literature, Vol. XXXVIII, March 2000, s. 79’dan aktaran TCMB, Estimating the Underground Economy in Turkey, (Haz. Fethi Öğünç and Gökhan Yılmaz), September 2000, s. 2, http://www.tcmb.gov.tr/research/discus/dpaper43.pdf, (Erişim: 26.03.2011). Tablo 1’de görüldüğü üzere kayıt dışı faaliyetler; yasal olmayan faaliyetler olabileceği gibi yasal faaliyetler de olabilmekte ve parasal işlemlerden oluşabileceği gibi parasal olmayan işlemlerden de oluşabilmektedir. Yasal kayıt dışı parasal işlemler ve parasal olmayan işlemler sonucu ortaya çıkan faaliyetler vergi kaçırma ve vergiden kaçınma şeklinde ortaya çıkmaktadır. Kayıt dışı ekonomik faaliyetlerin gerçekleştirildiği ortamlar değişiklik göstermektedir. Bu faaliyetler cadde üstü bir tezgahta gerçekleştirilebileceği gibi evde, 6 tarlada, ofiste, bir kamyonetin arkasında, fabrikada, ticari piyasada veya bunların bir kaçında kısaca ekonomik faaliyet bulunan her ortamda yürütülebilmektedir.8 Kayıt dışı faaliyetlerin ortak noktası bu tür faaliyetlerin devletten gizlenmeleridir. Kayıt dışı faaliyetlerin suç oluşturanlarının kayıt altına alınması suç olma özelliklerini ortadan kaldırmayacağından bu tür faaliyetler devletten gizlenmektedir.9 Suç ekonomisi yasadışı mal ve hizmet üretimi sonucu ortaya çıkan kayıt dışı ekonomik faaliyetlerdir. Suç ekonomisinin ayırıcı özelliği faaliyetin yasalara uygun olmaması, faaliyetin tamamen yasak olmasıdır. Kayıt dışı ekonominin diğer çeşitlerinde gelir yasalara aykırı olarak yasadışı bırakılırken, suç ekonomisinde üretim yasalara uymadan yapılmaktadır. Burada yapılan faaliyetler yasadışı olduğundan yasadışı üretim sonucu üretilen gelir de gizlenmek isteneceğinden kayıt dışı olacaktır. Suç oluşturan faaliyetler sonucunda elde edilen ekonomik değerler kayıtlı ekonomi içerisinde de olabilecektir. Suç oluşturan ekonomik faaliyetleri kayıt altına alarak kayıtlı ekonomi ile geçişkenlik meydana gelmektedir. Fakat bu faaliyetlerin kayıt altına alınmasındaki nihai amaç suç ekonomisini kayıt altına almaktan ziyade ortadan kaldırmaktır. Bu nedenle suç ekonomisi ile mücadeleye yönelik olarak alınan önlemler bu tür faaliyetleri tamamen ortadan kaldırmaya yönelik hususları da içermektedir.10 Bazı mükellefler daha az vergi ödemek ya da hiç vergi ödememek amacıyla faaliyetlerinin bir kısmını ya da tamamını kayıt dışında tutmaktadırlar. Bu tür mükellefler hemen hemen her sektörde faaliyet göstermektedirler. Kayıt dışılığın boyutları ise sektörden sektöre değişmektedir. Bazı sektörlerin yürüttükleri faaliyetler, yapıları gereği tespit edilmesi ve denetlenmesi çok zor olduğundan kayıt dışında kalmaları kolaylaşmaktadır.11 Kayıt dışılık tarım, inşaat, perakende ticarette yaygın olarak görülmektedir. Tarım sektöründe tarım alanlarının az olması diğer sektörlerde ise iş yeri                                                              8 Yılmaz Ilgın, Kayıt Dışı Ekonomi ve Türkiye’ deki Boyutları, DPT Uzmanlık Tezleri, Yayın No: DPT: 2492, Ankara, 1999, s. 16. 9 Ateş Oktar, “Kayıt Dışı Ekonomi Üzerine”, http://www.iktisatlilar.net/index.php?option=com_content&view=article&id=401:oktar&catid=67:duyuru haber&Itemid=1, (Erişim: 04.12.2011) . 10 Celalettin Sıvacı, “Kayıt Dışı Ekonomi ve Kadim Projesi”, Bütçe Dünyası, Cilt: 3, Sayı: 27, Güz 2007, s. 51-52. 11 Mustafa Ali Sarılı, “Türkiye‘de Kayıt Dışı Ekonominin Boyutları, Nedenleri, Etkileri ve Alınması Gereken Tedbirler’’, Bankacılar Dergisi, Sayı: 41, 2002, s. 34, http://www.tbb.org.tr/Dosyalar/Dergiler/Dokumanlar/41.pdf, (Erişim: 24.09.2011). 7 ölçeklerinin küçük olması iş gücü maliyetlerini artırdığından kayıt dışı istihdamın artması kaçınılmaz olmaktadır.12          1.3. KAYIT DIŞI EKONOMİNİN NEDENLERİ Dünya ekonomisinde yaşanan birtakım değişimler ulusal ekonomilerde kayıt dışılığa yol açabildiği gibi, kayıt dışı ekonominin ülkeden ülkeye değişen mali, ekonomik, politik, sosyal, psikolojik ve hukuki birçok nedeni bulunmaktadır. Bu çerçevede, ülkelerin gelişmişlik seviyeleri, yüksek enflasyon, sosyal ve kültürel yapıları, ekonomik krizler, işletme yapıları gibi çok sayıda faktör kayıt dışılığı etkilemektedir.13 Kayıt dışı ekonomiyi oluşturan nedenler her ülkede farklı olabilmektedir. Örneğin, kayıt dışı ekonomin temel nedeni bir ülkede yoksulluk ve işsizlik iken başka bir ülkede vergi oranlarının yüksekliğinden kaynaklanabilmektedir. Kayıt dışı ekonominin nedenlerini dışsal nedenler ve içsel nedenler olarak iki ana başlıkta inceleyeceğiz. 1.3.1. Dışsal Nedenler Günümüzde kayıt dışı ekonomi, yalnızca içsel nedenlerden kaynaklanan ve açıklanabilecek bir olgu değildir. Kayıt dışı ekonomiyi doğuran nedenlerin tam olarak anlaşılabilmesi, dünya ekonomisinde meydana gelen değişmelerin ülke ekonomisinde kayıt dışı ekonomiyi yaratmak veya beslemek bakımından ne gibi etkiler oluşturduğunun ortaya konulmasını da gerektirir.14 Kayıt dışı ekonomiye yol açan dışsal nedenler; küreselleşme, IMF ve Dünya Bankası gibi kuruluşların dayattıkları ekonomik programlar, bilgi teknolojisindeki değişimler olarak üç ana başlıkta ele alınmaktadır.                                                              12 Algan, a.g.m. 13 Türkiye Ekonomi Kurumu, Kayıt Dışı Ekonomi Tahmini Yöntem Önerisi: Türkiye Örneği, Tartışma Metni 2004/17, (Haz. Vuslat Us), 2004, s.10, http://www.tek.org.tr/dosyalar/VUSLAT-US1KAYITDISI.pdf, (Erişim: 24.09.2011). 14 Gülay Akgül Yılmaz, Kayıt Dışı Ekonomi ve Çözüm Yolları, İSMMO, İstanbul, 2006, s. 49-50. 8 1.3.1.1. Küreselleşme 1970’lerin ortalarından itibaren “Keynesci refah devletinin krizi”nden çıkış için merkez kapitalist ülkelerde Neo-liberal politikalar gündeme gelmiştir.15 Neo-liberalizm merkez kapitalist ülkelerin 1970’lerin başından itibaren girdikleri birikim bunalımına çare olarak tasarladıkları ve 1970’lerin sonu ile 1980’lerin başından itibaren İngiltere’de Thatcher, Amerika’da Reagen öncülüğünde hayata geçirilen politikalara rehberlik eden politik ideolojidir. 1980’lerden itibaren tüm dünyada hem politik iktisat tartışmalarını hem de ulus devletlerin izleyecekleri ekonomi politikalarını önemli ölçüde etkileyen bu yaklaşım kapitalizmin 1970’lerdeki krizinin temel nedeninin Keynesci ekonomi politikaları öncülüğünde şekillenen refah devleti biçimi olduğunu düşünüyordu. Bu politik vizyon krizden çıkış reçetesi olarak; refah devleti politikaları ve Keynesci politikaların terk edilmesi, sosyal harcamaların kısılması, vergi oranlarının düşürülmesi, devletin küçültülmesi, özelleştirme ve deregülasyon politikalarının gerekliliğini hatta kaçınılmazlığını öngörüyordu. Böylelikle, Neo-liberalizm sermayenin karlılık koşullarını yeniden onararak ve yeni bir birikim biçimi inşa ederek kapitalizmin durgunluğunu ve bunalımını aşmayı hedefliyordu.16 1970’li yılların ikinci yarısından itibaren başlayan ve “ikinci küreselleşme dalgası” olarak nitelendirilen süreçte, dünya ekonomisinde ortaya çıkan yeni sermeye birikim stratejisi, kayıt dışı ekonomiyi genişletmek bakımından önemli sonuçlar doğurmuştur. Küreselleşme, sermayenin düşük ücretli ülkelere hareketine neden olurken, devletin küçültülmesi ilkesi sosyal hizmetlere ayrılan kaynakların artırılmasını engellemiş,17 yoksulluk artmış, kısa vadeli sermayenin faiz oranlarının yüksek olduğu ancak finansal piyasaların sığ olduğu gelişmekte olan ülkelere serbestçe giriş-çıkışları, ülke ekonomilerinde kimi zaman krizlere yol açmıştır. Böylelikle, ekonomik istikrarsızlık, gelir                                                              15 Ahmet Yılmaz, “Neo-Liberal Dönüşüm Sürecinde Türkiye’de Devlet Toplum İlişkileri, Toplumsal Sınıf Merkezli Bir Yaklaşım”, Marmara Üniversitesi İ.İ.B.F. Dergisi, Cilt: XX, Sayı: 1, 2005, s. 107, http://dosya.marmara.edu.tr/ikf/iib-dergi/2005%20I-II/2005_07_yilmaz.pdf, (Erişim: 15.11.2014). 16 Yılmaz, a.g.m., s. 124. 17 Küreselleşmenin vergi tabanını hareketli (mobil) hale getirmesi dolayısıyla devletlerin bu tür hizmetleri ve sunmada kullanacağı kaynakları da azalmaya başlamıştır. Bkz. Mircan Yıldız Tokatlıoğlu, Küreselleşme Kamu Hizmetleri, 1. Baskı, Alfa Aktüel, Bursa, 2005, s. 79. 9 dağılımında adaletsizlik ve yoksulluk kayıt dışı ekonomiyi besleyip geliştiren önemli ekonomik faktörler haline gelmiştir.18 Ekonomik faaliyet alanı, kar oranlarını yükseltebilmek yani karı maksimize edebilmek amacıyla, küreselleşme adı altında, ulusal sınırların ötesine, çok uluslu şirketler aracılığıyla dünya ölçeğine yayılmış, kar maksimizasyonu koşulları neredeyse sermaye ve teknoloji oraya hareket etmiştir. Gelişmekte olan ülkeler, yabancı sermayenin özellikle iş gücü maliyetinin düşük olduğu yerleri tercih etmesi nedeniyle, yabancı sermayeyi çekebilmek ve dünya ekonomisiyle entegre olabilmek için, onun gereklerine ayak uydurmaya çalışmışlardır.19 Dolayısıyla, sermaye sınır tanımaz bir hal alırken, ulusal devletleri ekonomik ve sosyal politikaların tek belirleyicisi olmaktan çıkarmıştır.20 Ekonominin yeniden yapılanmasında, işletme ölçekleri genelde küçülürken, şirketlerin devir-birleşme yoluyla sürece uyumu sağlanmaya çalışılmış, çalışma süreleri ve çalışma biçimleri de değişim göstermiştir. Çalışma sürelerinde esnekliğin yanı sıra belirli süreli hizmet akitleriyle çalışma, geçici süreli çalışma, kısmi süreli çalışma, iş paylaşımı, tele-çalışma, evde çalışma, taşeron sözleşmeleriyle çalışma gibi standart-dışı istihdam türleri ortaya çıkmış ve yaygın olarak kullanılmak istenmiştir. Hatta bununla yetinilmeyip, üretim süreci tamamen veya kısmen kayıt dışı sektörlere taşınmış ve bu tür çalışma biçimi yaygınlaştırılmıştır.21 1.3.1.2. IMF ve Dünya Bankası Gibi Kuruluşların Dayattıkları Ekonomik Programlar 1970’li yılların sonunda, aynı amaçlar doğrultusunda birlikte hareket etmeye başlayan IMF ve Dünya Bankası’nın katkılarıyla neoliberal ekonomi politikaları azgelişmiş ülkelerin büyük bir kısmına hızla yayılmıştır. Bu politikalar, mal ve faktör piyasalarında fiyat müdahalelerinin kaldırılması, dış ticaretin ve finans piyasalarının serbestleştirilmesi, kamu iktisadî kuruluşlarının özelleştirilmesi, doğrudan yabancı yatırımların ve dış finansal akımların serbestleştirilmesi, eğitim ve sağlık başta olmak                                                              18 Yılmaz, a.g.e., s. 48-49. 19 Yılmaz, a.g.e., s. 49. 20 Reyhan Leba, “Küreselleşmenin Öteki Yüzü: Yoksulluk”, Mevzuat Dergisi, Yıl: 4, Sayı: 43, Temmuz 2001, http://www.mevzuatdergisi.com/2001/07a/02.htm, (Erişim: 06.05.2013). 21 TÜRK-İŞ, IMF-DB Kavşağında Türkiye, “Sendikal Yaklaşım”, Ankara, 2009, s. 10, http://www.turkis.org.tr/source.cms.docs/turkis.org.tr.ce/docs/file/imfraporu.pdf, (Erişim: 08.05.2013). 10 üzere sosyal hizmet alanlarında özelleştirme eğilimlerinin yaygınlaşması ve iş gücü piyasalarının esnekleştirilmesi gibi amaçları ön planda tutarak söz konusu ülkeleri dışa açık serbest piyasa ekonomisi doğrultusunda dönüştürme yolunda etkili olmuştur. Başka bir anlatımla, neoliberal küreselleşmenin kök salması ve derinleşmesinde, etkili sanayileşmiş ülkeler ile IMF ve Dünya Bankası gibi uluslararası finans kuruluşları çok önemli bir rol oynamıştır.22 Dünya ekonomisinin içine girdiği daralmadan etkilenen gelişmekte olan ülkeler, 1970’li yılların sonlarına doğru, önemli ölçüde iç ve dış denge sorunu ile karşı karşıya kalmışlardır. IMF ve Dünya Bankası, gelişmekte olan ülkelerin bozulan dengelerini sağlamak için ihtiyaç duydukları mali desteği, önemli ölçüde küreselleşme ile paralellik arz edecek, serbestleştirme politikaları ana ekseninde bir yandan dış ticaretin serbestleştirilmesi öte yandan finansal serbestleşmenin hayata geçirilmesini garanti edecek önlemlerin yer aldığı istikrar ve yapısal uyum programlarının uygulamaya konulması şartına bağlı olarak sağlamışlardır. Söz konusu programlar devalüasyonlar ve ücretlerin geriletilmesiyle, kamu harcamalarının sınırlandırılması koşullarını önermişlerdir.23 İstikrar ve yapısal uyum politikalarının neden olduğu en büyük tahribat sosyal alanda görülmüştür. AGÜ’lerde önemli sorun haline gelen gelir dağılımı adaletsizliği daha da artmıştır. Serbest piyasa ekonomisine geçişi sağlayacağı savunulan politikalar ücretin milli gelir içindeki payını azaltırken, kar ve rantın payı hızla artmış ve sonuçta bir rant ekonomisi yaratılmıştır.24 Uygulanan politikalar sonucunda gelir dağılımındaki adaletsizlik ve durgunluğun neden olduğu işsizlik artarken, yoksulluk tırmanışa geçmiştir. Bütün bunlar, kayıt dışı ekonominin büyümesine yol açmıştır.                                                              22 Fikret Şenses, “Neoliberal Küreselleşme Kalkınma İçin Bir Fırsat mı, Engel mi?”, ERC Working Paper in Economic 04/09, August 2004, s.3, http://erc.metu.edu/menu/series04/0409.pdf, (Erişim: 25.05.2011). 23 Canan Ermiş, “Kayıt Dışı Ekonomi ve Vergi Kaybı”, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2008, s.24. 24 Sinan Sönmez, Dünya Ekonomisinde Dönüşüm, Sömürgecilikten Küreselleşmeye, İmge Kitabevi, Ankara, 1998, s.415. 11 1.3.1.3. Bilgi Teknolojisindeki Değişimler Kayıt dışı ekonominin ortaya çıkmasına ya da büyümesine neden olan faktörlerden biri de bilgi teknolojisindeki değişimlerdir. 21. yüzyıl ile birlikte dünyada, bilgi ve iletişim alanında ortaya çıkan yenilikler, bilgi toplumuna dönüşüm, gelişen teknoloji, yeni iş çevresi ve demografik yapının giderek gençleşmesi, farklı ticaret kavramları ve pazarlama yöntemlerinin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Yeniliklerin çoğunluğunun kanunlarda yer almayışı, kayıt dışı sektörlerin yeni alanlara yönelmesine neden olmaktadır.25 Nitekim, küreselleşme ve teknolojinin gelişmesi ile birlikte ticari faaliyetlerin yapısı değişmeye başlamış ve elektronik ticaret yoluyla yapılan satışlar artmıştır. Günümüzde, e-ticarette kayıt dışı kalanların sayısı oldukça yüksektir. Fiziki ortama göre sanal ortamda kayıt dışı kalmanın kolay olması, takip ve tespit edilebilirlik olasılığının çok düşük olması nedeniyle sanal ortamda ticari faaliyet gösterenler vergisel ödevlerini yerine getirmeyip kayıt dışılığa yol açabilmektedir.26 Öte yandan, 80’li yıllardan itibaren küreselleşmeye, kambiyo hareketlerindeki serbestleşmeye ve telekomünikasyon hizmetlerindeki iyileşmeye paralel olarak vergi cennetlerinin27 sayısı hızla artmaya başlamıştır. Vergi cennetlerinin kayıt dışı ekonomi veya kara paranın aklanması ile bağlantısı vardır.28 Kayıt dışı ekonomi, daha önce değindiğimiz gibi denetim dışı kaynaklardan sağlanan paraların yanında, kanun dışı yollardan elde edilen kazançları da kapsamaktadır. Günümüzde, dünya kayıt dışı ekonomisi 7-8 trilyon dolar büyüklüğe ulaşmıştır. Vergi cennetlerinin kurulan paravan şirketler vasıtasıyla kara para aklamada kullanılmakta olması vergi cennetlerine karşı uluslararası mücadelenin önemini ortaya koymaktadır.29                                                              25 Özer Özçelik, Emre Özcan, “Kayıt Dışı Ekonominin Sebepleri, Etkileri, Ölçümü”, Yolsuzluk, Nedenleri, Etkileri ve Çözüm Yolları, (Ed. Süleyman Aydın), Ankara, 2006, http://kayitdisiekonomi.com/makale/detay.asp?id=34, (Erişim: 17.03.2011). 26 Ramazan Aktaş, “E-Ticarette Kayıt Dışılık Önlenebilir mi?”, Ocak 2009, http://www.muhasebenet.net/makale_ramazan%20aktase%20ticarette%20kayitdisilik%20onlenebilir%20 mi.html, (Erişim: 20.02.2012). 27 Vergi cennetleri geniş anlamda, gelir unsurlarının tamamının veya bir kısmının hiç vergilendirilmediği veya düşük oranda vergilendirildiği ve belirli bir düzeyde gizlilik kuralının uygulandığı ülkeler şeklinde tanımlanmaktadır. Bkz. Nurettin Bilici, “Vergi Cennetleri ile Mücadele”, Türkiye’de Vergi Kayıp ve Kaçakları, Önlenmesi Yolları, 19. Türkiye Maliye Sempozyumu (10-14 Mayıs 2004), Yaklaşım Yayıncılık, Ankara, 2004, s. 604. 28 Bilici, a.g.m., s. 601-602. 29 Bilici, a.g.m., s. 603. 12 1.3.2. İçsel Nedenler Kayıt dışı ekonomiye yol açan içsel nedenleri mali ve ekonomik nedenler, sosyal ve yapısal nedenler, siyasal nedenler, idari ve hukuki nedenler olmak üzere dört ana grupta toplamak mümkündür. 1.3.2.1. Mali ve Ekonomik Nedenler Mali ve ekonomik nedenler; enflasyon, gelir dağılımı ve vergi adaleti şeklinde üç ana başlık altında toplanmaktadır. Aşağıda bu nedenler ayrıntılı olarak incelenecektir.                1.3.2.1.1. Enflasyon Enflasyon mali kesimde ve özellikle vergi sistemini yıpratan, yozlaştıran bir etki oluşturmaktadır.30 Enflasyon nedeniyle mali kesimde meydana gelen bozulmalar kayıt dışı ekonominin ortaya çıkmasına neden olabilmektedir. Enflasyon kayıt dışı ekonominin yoğun olarak yaşandığı ülkelerde ekonomik bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Enflasyon mükelleflerin fiktif karlarının da vergilendirilmesine neden olmaktadır. Özellikle gelir tarifesi artan oranlı olan ülkelerde mükellefler gelir dilimlerinin kaymasıyla reel gelirlerinin artmamasına rağmen daha üst bir gelir dilimine kayarak vergi yükleri hızlı bir şekilde artmaktadır. Bu durum mükelleflerin bazı kazançlarını vergi idaresinden gizlemelerine neden olmaktadır. Vergi idaresinden kaçırılan vergiler nedeniyle devlet, bütçe açığını kapatmak için borçlanma ve para basma yoluna gitmektedir. Bunun sonucu olarak faiz oranları yükselmekte ve enflasyon oranı artmaktadır. Enflasyon oranının artması gelir dağılımın bozulmasına yol açmaktadır.31 Kayıt dışı ekonominin ortaya çıkmasında ülkenin uygulamakta olduğu ekonomi politikası önemli bir faktördür. Örnek verecek olursak, müdahaleci ekonomi politikası uygulanan bir ekonomide hükümetin uyguladığı teşvik politikaları kayıtlı ekonomiden kayıt dışı ekonomiye kaymaya neden olabileceği gibi hükümetlerin arzı genişleterek arz                                                              30 Mehmet Yüce, “Enflasyon Muhasebesi ve Bu Bağlamda Türk Vergi Sisteminde Yer Alan Düzenlemeler”, Mevzuat Dergisi, Yıl: 2, Sayı: 6, Haziran 1999, http://www.basarmevzuat.com/dergi/99- 06/a/enflasyonmuhasebesi.htm, (Erişim: 14.03.2011). 31 Erdağ, a.g.e., s. 72. 13 talep dengesini sağlamak amaçlı uygulayacağı Ortodoks politikalar, kayıt dışı ekonomiye dolaylı olarak kaymaya neden olabilecektir.32 Türkiye 2003 yılına kadar kronik hale gelen enflasyon ile mücadele etmiştir. Yüksek olan enflasyon oranları 2003’den sonra kontrol altına alınmıştır. Enflasyon oranı 2001 yılı sonunda %80 iken, 2002 yılında %30 oranına düşmüştür. 2003 yılı sonunda ise enflasyon oranı % 24 olarak gerçekleşmiştir. Enflasyon oranlarının düşmesi Türkiye ekonomisi açısından olumlu bir gelişmedir. Çünkü enflasyonun yüksek olması piyasa ekonomilerinde çok ciddi sorunlar ortaya çıkarmaktadır. Enflasyon fiyat mekanizmasının işleyişini olumsuz yönde etkileyerek ekonomide kaynak dağılımını bozmaktadır. Enflasyonist ortamın ekonomide ortaya çıkardığı belirsizlikler faiz oranlarının yükselmesine yol açmakta ve uzun dönemli verimli yatırım kararlarının alınamamasına neden olmaktadır. Öte yandan, enflasyon fiktif karların vergilendirilmesine yol açarak ekonomide kayıt dışılığın artmasına neden olmaktadır. Türkiye’de uzun yıllardan beri enflasyon oranlarının yüksek olması kayıt dışılığı önemli bir sorun haline getirmiştir. Enflasyonun %5 in altına düşürülmesi çeşitli firmalar açısından haksız rekabet yaratan kayıt dışılığı azaltacaktır.33 1.3.2.1.2. Gelir Dağılımı Ekonomik kriz ve durgunluk dönemleri de kayıt dışılığa uygun bir zemin hazırlamaktadır. Bu dönemlerde kayıtlı sektörlerde iş imkanı bulamayan işsiz kesimler kayıt dışı sektörlerde istihdam imkanı arayabilmektedirler. Müteşebbislerin kayıt dışına başvurma nedeni ise kriz ve durgunluğun etkilerini en aza indirmek ve istihdam ve üretim açısından daha esnek davranabilmektir.34 Bir ülkede sosyal barışın sağlanması ve korunması toplumsal amaçlar için de önemlidir. Bunların sağlanması ise, gelir dağılımının adil ve gelir düzeyinin belli bir seviyenin üzerinde olmasına bağlıdır. Tanımlanması zor olan adil gelir dağılımı, subjektif değerlendirmeye açık bir kavramdır. Yine de adil gelir dağılımının, farklı gelir grupları                                                              32 Özçelik, Özcan, a.g.m. 33 Orhan Morgil, “Türk Ekonomisindeki Son Gelişmeler”,TİSK İşveren Dergisi, Eylül 2003, http://www.tisk.org.tr/isveren_sayfa.asp?yazi_id=792&id=47, (Erişim:19.05.2011). 34 Nihat Isık, Mustafa Acar, “Kayıt Dışı Ekonomi: Ölçme Yöntemleri, Boyutları, Yarar ve Zararları Üzerine Bir Değerlendirme”, Erciyes Üniversitesi İİBF Dergisi, Sayı: 21, Temmuz-Aralık 2003, s. 120. 14 arasında büyük uçurumlar oluşmasına ortam yaratmayan dağılım olarak tanımı yapılabilir. Sosyal barışın sağlanabilmesi adil gelir dağılımının sağlanmasına bağlıdır. Gelir dağılımı ise günümüzde kendiliğinden adil olarak gerçekleşememektedir. Bundan dolayı, devletin gelir dağılımına müdahalede bulunması “sosyal devlet” gereği olarak değerlendirilmektedir. Bu müdahalenin şekli ve şiddeti ülkeden ülkeye değişmektedir.35 Ülkemizde olduğu gibi gelişmekte olan ülkelerde gelir dağılımının gelişmiş ülkelere göre daha adaletsiz olmasının en önemli nedeni, tarım kesiminin ekonomideki ağırlığını koruması ve dolayısıyla nüfusun büyük kesiminin tarım sektöründe istihdam edilmesidir. Gelir dağılımının gelişmiş ülkelerde daha adil bir şekilde dağılmasında, uygulanan sosyal politikalar yanında, ücretliler kesiminin payının yükselmiş olması ve firmaların halka açılmasıyla servetin alt ve orta gelir gruplarına yayılmasının önemli rolü olmuştur.36 Gelir dağılımında adaletin olmaması yani gelir seviyesi düşük olanların çokluğu ve orta gelir seviyesine sahip bireylerin az olması kayıt dışı ekonomiye neden olmaktadır. Bireylerin gelir durumlarının az olması onları kayıt dışı faaliyetlerde çalışmaya iten bir faktördür. Gelir seviyesi yüksek olanların da üzerlerine düşen vergi vb. yükümlülüklerin fazla olması bu gruptaki kişileri gelirlerini gizlemeye ve gelirlerini gizlemek için de kayıt dışı faaliyetlere yöneltmektedir.37 Vergi yükü ile gelir dağılımı arasındaki ilişkinin yüksek düzeyde olmasının göstergesi, vergi yükünün adil dağıtılmasının gelir dağılımında adaleti sağlaması, vergi yükünün adil dağıtılmamasının ise gelir dağılımında adaletsizliğe neden olmasıdır. Bundan dolayı, vergi yükü gelir dağılımında adaletin sağlanmasında çok etkili bir araç olmaktadır. Vergi yükünün adil dağıtılmasında ise, dolaylı ve dolaysız vergilerin rolü çok büyüktür. Dolaysız vergiler doğrudan gelir ya da kar üzerinden gelir ve karla orantılı olarak alınmaktadır. Dolaylı vergiler ise kişilerin gelir durumları ile orantılı olarak alınmamaktadır. Bundan dolayı, dolaylı vergiler gelir dağılımında adaleti bozarken                                                              35 DPT, Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, Gelir Dağılımının İyileştirilmesi ve Yoksullukla Mücadele Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Yayın No:2599, Ankara, 2001, s. 68. 36 Mahmut Bilen, Muhammet Es, “Gelir Dağılımı Sorunu ve Çözümünde Yeni Arayışlar”, Yönetim ve Siyasette Etik Sempozyumu (24-26 Aralık 1997), Sakarya Üniversitesi İİBF ve Adapazarı Ticaret ve Sanayi Odası, Adapazarı, 1998, s. 377, http://www.econturk.org/Turkiyeekonomisi/bilen98.pdf , (Erişim: 26.09.2011). 37 Yalın Biçer, “Türkiye’de Kayıt Dışı Ekonomiyi Önlemeye Yönelik Vergi Politikaları ve Değerlendirilmesi”, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), SDÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, Isparta, 2006, s. 13. 15 dolaysız vergiler gelir dağılımında adalet için daha uygundur.38 Adil gelir dağılımının olmaması ise mükellefleri psikolojik olarak kayıt dışına teşvik etmektedir. Mükelleflerden ödeme gücü olmadığı halde alınan vergiler ekonomik ve sosyal sıkıntılara neden olacaktır. Ülkedeki gelir dağılımı adaletsizliği devam ettiği sürece kayıt dışı ekonomi artmaya devam etmekle birlikte ülkeyi birçok açıdan zarara uğratacaktır.      1.3.2.1.3. Vergi Adaleti Ekonomik faaliyetler üzerinde vergi oranlarının etkisi teorik olarak birçok çalışmayla ortaya konulmuştur. Bu çalışmalardan en çok bilineni Arthur Laffer tarafından ortaya konulan ve arz yönlü iktisatın en önemli dayanağını oluşturan vergi gelirleri ile vergi oranları arasındaki ilişkidir. Laffer’in çalışmasına göre vergi oranlarının belli bir orandan sonra vergi gelirlerini düşüreceği savunulur. Vergi oranları optimalin üzerine çıktığında vergi gelirleri azalacaktır. Bunun nedeni ise insanlar çalışıp vergi ödemek yerine vergi ödemeden çalışmanın yollarını aradıklarındandır. Vergi oranlarında artış meydana geldiğinde vergi oranlarının yüksekliği nedeniyle kayıtlı ekonomiden kayıt dışı ekonomik faaliyetlere kayma meydana gelir. Bu durumda da kayıt dışı ekonominin boyutu büyürken kayıtlı ekonominin boyutu küçülür.39 Mükelleflerin üzerlerine düşen vergiden kurtulmak veya vergi yükünü hafifletmek amacıyla faaliyetlerinin bir kısmını veya tamamını devletten gizli olarak gerçekleştirmelerinin vergi kaybına neden olacağı herkesçe bilinmektedir.40 Vergi oranlarının yüksek olması nedeniyle vergi adaletinin olmadığı kanısına varan mükellefler kayıt dışına yönelmektedirler. Kayıt dışı faaliyetlerin ortaya çıkmasında mükellefler arasındaki adaletsiz uygulamalar sonucu ortaya çıkan vergiye karşı direnç de etkili olmaktadır. Uygulanan ekonomik ve mali politikaların eksik veya hatalı olması sonucunda vergi gelirlerinin yerinde kullanılmadığı inancı, mükelleflerin vergi ödemelerine karşı direncini arttırmaktadır. Öte andan vergi aflarının çok sık uygulanması vergi ve diğer                                                              38 İbrahim Halil Sugözü, Kayıt Dışı Ekonomi ve Türkiye, 1.Baskı, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, 2010, s. 25. 39 Yusuf Kildiş, “Kayıt Dışı Ekonominin Ulusal-Uluslar arası Boyutu ve Çözüm Önerileri”, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt: 2, Sayı: 2, 2000, http://kayitdisiekonomi.com/makale/detay.asp?id=28, (Erişim: 21.04.2011). 40 Yılmaz, a.g.e., s. 60. 16 yükümlülüklerini yerine getirenler açısından adaletsizlik ortaya çıkarmaktadır. Bütün bunlardan dolayı, vergi kaçırma ve vergiden kaçınma gibi yollara başvuran mükellefler kayıt dışı faaliyetlere yönelmektedirler.41 Vatandaşların devlet harcamalarına bakış açısı vergiye karşı dirençte etkili olan faktörlerden biridir. Vergilerin nerelere ve nasıl harcandığı vergi ödeyen mükelleflerin üzerinde durdukları konulardandır. Toplumda toplanan vergilerin gereksiz harcandığına ilişkin bir kanı ortaya çıktı ise, mükellefin vergiye karşı direnci artmaktadır. Kamuoyuna zaman zaman yansıyan kamu ihalelerinde yolsuzluk, hayali ihracat, örtülü ödenek tartışmaları, vatandaşların ödedikleri vergilerin harcandığı yerler konusundaki kuşkularını arttırmaktadır.42 Vergilerin harcandığı yerler konusunda kuşkuya düşen vatandaşlar ise vergi ödemek istemeyecekler ve kayıt dışına yöneleceklerdir. Vergi oranlarının makul seviyelerden yüksek olması vergi mükelleflerinde çalışma gayretini kıracaktır. Vergi ödemek istemeyen mükellefler ya çalışma hayatından çekilecek ya da kayıt dışı olarak faaliyetine devam edeceklerdir. Sık sık uygulanan vergi afları, istisna ve muafiyetler nedeniyle ortaya çıkan bütçe açığının kayıtlı faaliyette bulunan ve düzenli vergisini ödeyen mükelleflerin üzerine kaydırılması sonucunda kayıtlı mükellefler de kayıt dışına kaçış için yollar arayacaklardır. Kanuni düzenlemelerle getirilen uygulamalar olan vergi istisnaları ve muaflıkları dolaylı olarak kayıt dışı ekonominin büyümesine neden olabilmektedirler. Vergi muafiyetinden faydalanan mükellefler ticari veya zirai faaliyetlerini yürütmekte oldukları kişilerle belge kullanmadan işlem yaparak kayıt dışı faaliyette bulunabilirler.43 Bazı firmalara tanınan istisnalar, bunlardan yararlanamayanların tepkisini çekerek kayıt dışına kaymalarına bir neden olarak gösterilmektedir. Bu duruma örnek verecek olursak, yatırım indiriminden ancak belirli yatırım tutarını geçenler faydalanabilmektedir. Bu durum, yatırım indiriminden yararlanamayanlara karşı haksız rekabeti ortaya çıkaracaktır. Çünkü yatırım indiriminden yararlananlar maliyetlerini azaltacakları için mallarını daha düşük fiyatlarla piyasaya arz edebileceklerdir. Bu durumda, yatırım indiriminden yararlanmayanlar açısından haksız bir rekabet ortaya çıkacaktır. Buna benzer sonuçların ortaya çıkmaması için yasal düzenlemelerin çok titiz yapılması gerekmektedir. Kanuni                                                              41 Türkiye Ekonomi Kurumu, a.g.e., s.12. 42 DPT, Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, Kayıt Dışı Ekonomi Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Yayın No:2603, Ankara, 2001, s. 4-5. 43 Özçelik, Özcan, a.g. m. 17 düzenlemelerin mükellefler arasında farklı vergisel yükümlülükler doğuracak şekilde yapılması kayıt dışı ekonominin hacmini büyütecektir.44 Vergi mükelleflerinin ödedikleri vergilerin adaletli olmadığı inancı mükelleflerin kayıt dışına yönelmesine yol açmaktadır. Vergilendirme konusunda vergi mükellefleri ödenmesi gereken vergi miktarını ve ödeme zamanlarını tam olarak bilmek isterler. Mükelleflerin yasalarda değişiklik olmadan idareden, denetim elemanlarından ya da yargı uygulamalarından kaynaklanan nedenlerle farklı işlemlere muhatap kalması mükellefleri yasalardan kaçmaya yöneltmektedir. Ekonomik gerekçelerle ya da siyasal yaklaşımlarla sık sık vergi affına başvurulması ya da mükelleflere ek vergiler koyulması, mükelleflerin vergi yasalarına uymak istememelerine neden olmaktadır.45 Vergi yasalarından kaçan ve vergi ödemek istemeyen mükellefler ise faaliyetlerini kayıt dışı sürdürme yollarını aramaya başlayacaklardır. Vergi yükünün adil dağıtılmaması, vergi ödeyen mükelleflerin vergi ödemekten kaçınmalarına neden olmaktadır. Türk Vergi Sistemi’nde özellikle 1980 sonrasında ekonomik politikalarla ilişkili olarak ortaya çıkan vergi yükünün kaydırılması çabaları vergi adaletinin zedelenmesine neden olmuştur. Bu durum ise, kayıt dışı ekonominin gelişmesini kolaylaştırmıştır. Kayıtlı ekonominin kayıt dışına çıkmasını engellemek için vergi idaresinin en etkili aracı olan servet beyanı müessesesi 1980 sonrasında kaldırılmıştır. Türk Vergi Sistemi’nde daha başka, gelir ve kurumlar vergilerinde istisna ve muafiyet uygulamalarında üretimi özendirmeye yönelik değişikliklerin yapılmaması, stopaj tarifelerinin yaygınlaştırılması enflasyon ortamında uygun bir politika olmakla beraber, stopajın geçici olmak yerine nihai vergi aracı olarak kullanılması, menkul sermaye iratlarının beyana tabi olmaktan çıkartılarak bunlar üzerindeki vergi oranlarının % 0 ile %10 arasında uygulanması, kamunun kentsel rantlardan vergi alma olanağının vergi yasası değişiklikleri sırasında dikkate alınmaması gibi düzenlemeler vergi sisteminin üniter bir yapıdan sedüler bir yapıya dönüştürülmesine neden olarak vergilemede adalet ilkesini zedelerken, kayıt dışı ekonominin gelişmesine yardımcı olmuştur.46                                                              44 Kildiş, a.g.m. 45 Şinasi Aydemir, Türkiye’de Kayı Dışı Ekonomi (Vergisel Ağırlıklı Uzlaşma Önerisi), 1. Basım, Maliye Hesap Uzmanları Derneği Yayınları, İstanbul, 1995, s. 63. 46 DPT, Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, Kayıt Dışı Ekonomi Özel İhtisas Komisyonu Raporu, s. 5. 18 1.3.2.2. Sosyal ve Yapısal Nedenler Kayıt dışı ekonomiye neden olan sosyolojik nedenlerden hızlı nüfus artışı ve köyden kente göç, işsizlik ve çarpık kentleşmeye yol açarak işgücü piyasasını olumsuz yönde etkilemektedir. İşgücünün çok ve niteliksiz olması kayıt dışı istihdamın artmasında etkili olmaktadır. Göç sonucu büyük şehirlerde ortaya çıkan sorunlar yasaların mükellefler tarafından çiğnenmesine neden olmaktadır. Ülkenin eğitim seviyesinin düşüklüğü de vergi bilincinin geliştirilememesine ve diğer yasal yükümlülüklerin yasaların gerektirdiği şekilde yerine getirilmemesine neden olmaktadır.47 Türkiye’de vatandaşla devlet arasında güven eksikliğinin nedeni kamu yönetiminde şeffaflığın olmamasından kaynaklanmaktadır.48 Vatandaş ödediği vergilerin gereksiz yerlere harcandığı düşüncesiyle kayıt dışı olarak faaliyette bulunmayı tercih edebilmektedir. 1.3.2.3. Siyasal Nedenler Yeniden seçilmeye yönelik oy kaygısı taşıyan siyasetçiler, oy potansiyeli yüksek seçmen kitlelerinin tepkisini çekecek uygulamalardan kaçarken, söz konusu kesimlerin kayıt dışı faaliyetlerinin bir kısmını görmezden gelebilmektedirler. Örnek verecek olursak, Türkiye gibi küçük çiftçi ve küçük esnaf seçmen kitlesine sahip ülkelerde kayıt dışı faaliyetlerin engellemesine yönelik müdahalede bulunmanın siyasal faturası ağır olabilmektedir.49 Öte yandan kayıt dışı faaliyetlerin önlenmesi için yasal düzenleme yapmaktan çekinen siyasiler bu durumda kayıtlı mükelleflerin tepkisini çekebilmektedirler. Kayıt dışı ekonomi, devletin birçok örgütünü ilgilendiren alanlardan oluşmaktadır. Bu bağlamda devletin kamusal gücünü kullanma yetkisi devlet örgütleri ile olacağından devlet örgütleri arasında koordinasyon sağlanması gerekmektedir. Ülkemizde eğer devlet                                                              47 DPT, Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, Kayıt Dışı Ekonomi Özel İhtisas Komisyonu Raporu, s. 1. 48 TÜSİAD, Kayıt Dışı Ekonomi ve Sürdürülebilir Büyüme: AB Yolunda Değerlendirme ve Çözüm Önerileri, (Haz. Sinan Ülgen ve Ulaş Öztürk), TÜSİAD Büyüme Stratejileri Dizisi, Yayın No: TUSİAD- T/2007-01/428, İstanbul, 2006, s. 87. 49 Işık, Acar, a.g.m., s. 122. 19 örgütleri arasında çok sıkı bir koordinasyon sağlanabilirse kayıt dışı ekonomi bu boyutlarda olmayacaktır.50 Kayıt dışı ekonominin ve vergi adaletsizliğinin önemli bir sebebi olan ve siyasal kaygıların ürünü olan muafiyet ve istisnalar Türk Vergi Sistemi’nde yaygın olarak uygulanmaktadırlar. Daha az vergi ödemek için siyasi karar mekanizmasını etkileme olanağına sahip olanlar yasal olarak vergi yükünü hafifletmeye çalışırken, siyasi karar mekanizmasını etkileme olanağına sahip olmayanlar ise vergi yüklerini azaltmak için kayıt dışına yönelmektedirler.51 Ayrıca ülkemizde iki üç yılda bir vergi aflarının tekrarlanması vergilerini tam ve zamanında ödeyen mükellefleri cezalandırırken, vergi kaçıran mükellefleri teşvik etmektedir. Sıradan hale gelen vergi afları mükellefleri af beklentisi içine sokarak potansiyel vergi kayıplarına neden olurken fiili vergi kayıplarının da yaşanmasına neden olmaktadır. Vergi aflarının sık sık uygulanması, devletin vergi oranlarının yüksekliğini bizzat kabul etmesine ve vergi kaçakçılarının yasa dışı faaliyetlerinin meşrulaştırılmasına neden olmaktadır.52 Vergi aflarının uygulanması yine siyasal kaygıların bir ürünüdür. Hakim siyasilerin benimsedikleri ekonomi politikaları ve bu doğrultudaki uygulamaların ekonomik ve sosyal hayatta meydana getirdiği gelişmeler kayıt dışı ekonomi üzerinde etkili olabilmektedir. Kayıt dışıyla mücadele konusunda siyasi alanda irade oluşmadığı ve kayıt dışı ekonomiyi kontrol altına alıp hacminin azaltılması yönünde kısa ve uzun vadede alınan önlemler kararlılıkla uygulanmadığı sürece kayıt dışı ekonomi ile mücadele konusunda başarı sağlamak mümkün olmayacaktır.53 1.3.2.4. İdari ve Hukuki Nedenler Kayıt dışı ekonomiye yol açan idari ve hukuki nedenler çok olmakla beraber biz burada önemli gördüklerimize değineceğiz.                                                              40 Salih Özel, “ Kayıt Dışı Ekonomi Kavramı Sorunları ve Çözümleri”, Yaklaşım Dergisi, Sayı: 71, Kasım 1998, http://www.yaklasim.com/mevzuat/dergi/read_frame.asp?file_name=1998111502.htm, (Erişim: 29.07.2011). 51 Rüştü Meydanal, “Kayıt Dışı İstihdam Nasıl Azaltılabilir?”, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2008, s. 48. 52 Meydanal, a.g.e., s. 48. 53 Yılmaz, a.g.e., s. 113. 20 1.3.2.4.1. Çalışma Hayatını Düzenleyen Mevzuattan Kaynaklanan Nedenler Çalışma hayatındaki yasal düzenlemelerin getirmiş olduğu bir takım yükümlülüklerin işvereni kayıt dışına yönelttiği düşünülmektedir. Çalışma mevzuatı gereği çalıştırılan kişi sayısı belli bir sayıyı geçtiğinde eski hükümlü, sakat çalıştırma, işyeri hekimi istihdam etme gibi yükümlülükleri yerine getirmek yerine, işverenler çalışanların bir kısmını veya tamamını kayıt dışı çalıştırmaktadırlar. Çalıştığı işyerinde bir yıllık çalışma süresini dolduran çalışanların aldıkları ücret ve primlere ilaveten çalıştıkları her yıl için brüt ücret tutarında kıdem tazminatının işten ayrılmaları durumunda kendilerine verilmesi zorunluluğu işverenler açısından ek maliyet oluşturmaktadır. Bu durumda işverenler kayıt dışı işçi çalıştırma yoluna gidebilmektedirler. İşverenler yalnızca kayıt dışı işçi çalıştırarak kıdem tazminatından kurtulmamakta aynı zamanda kayıtlı çalışanlarını kayıtlar üzerinde aynı yıl içinde işe girdi çıktı yaparak kıdem tazminatından kurtulmaya çalışmaktadırlar. Kayıtlar üzerinde yapılan bu gibi işlemler sonucunda aynı işyerinde sürekli 5-10 yıl çalışanlar dahi işten ayrıldıklarında kayıtlarda işe yeni girmiş göründükleri için kıdem tazminatından faydalanamamaktadırlar.54 Son yıllarda devlet kurumları dahil ihale ile temizlik, güvenlik vb. işlerini taşeron firmalara yaptırmaktadırlar. İhaleyi alan firma çalışanlarını sigortalı yapmamakta yapsa da bir yıllık sözleşme imzalatmakta ve her yıl sözleşme süresi bittiği için işten çıkış göstermektedir. Eğer aynı firma ertesi yıl ihaleyi alırsa çalışanlarına işe giriş yapmaktadır. Bu durumda her yıl giriş çıkış olduğu için çalışanlar kıdem tazminatı, yıllık izin vb. sosyal haklardan faydalanamamaktadır. 1.3.2.4.2. Denetimlerin Yetersizliği Çağdaş vergi sistemlerinde beyan usulü yaygın olarak uygulanmaktadır. Beyan usulünde vergiler kişilerin beyanları doğrultusunda hesaplandığından bunların denetlenmesi büyük önem arz etmektedir. Mükelleflerin denetleneceklerini bilmeleri onları beyanlarını eksiksiz yapmaya teşvik edecek ve bu da sistemin etkin bir şekilde çalışmasını                                                              54 Meydanal, a.g.e., s. 35. 21 sağlayacaktır.55 Ancak beyan usulünün sağlıklı uygulanabilmesi denetimin sıkı yapılmasına bağlıdır. Ülkemizde denetimler yetersiz kalmaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumu ve Gelir İdaresi Başkanlığı bünyesinde çalışan denetim personellerinin yetersiz oluşu kayıt dışı ekonominin gelişmesinde büyük rol oynamaktadır. Hukuk kurallarının yerinde, zamanında ve gereği gibi uygulan(a)maması kişilerin devlete ve hukuka güvenini sarsmakla beraber vergi adaletini zedelemekte, vergiye karşı tepki duyulmasına, vergiden kaçınılmasına ve vergi kaçırılmasına yol açmaktadır.56 Vergi kaçıranların denetimlerin yetersizliği nedeniyle cezalandırılamaması bir yandan adil olmayan bir vergileme ortamı yaratırken, öte yandan da kayıt dışı faaliyetlerin artmasına neden olmaktadır. 1.4. KAYIT DIŞI EKONOMİNİN ETKİLERİ Kayıt dışı ekonomi gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde mali, ekonomik, siyasal ve sosyal alanda pek çok etkiye neden olmaktadır. Kayıt dışı ekonominin meydana getirdiği bu etkileri olumlu ve olumsuz etkiler olmak üzere ikiye ayırmak mümkündür. 1.4.1. Kayıt Dışı Ekonominin Olumlu Etkileri Kayıt dışı ekonominin hep olumsuz yönleri dikkat çekse de, yapılan bazı çalışmalarda kayıt dışılığın olumlu yönlerinin de olduğu ortaya konulmuştur. Kayıt dışı ekonomi, ekonomik krizlerin ve sosyal gerilimlerin bulunduğu ekonomilerde işsizlere çalışma ve gelir olanağı sağlayarak bir nevi sosyal güvenlik sübabı olmaktadır.57 Şöyle ki; kayıt dışı ekonomik faaliyetlerin vergi dışı tutulması sonucunda mükellefler üzerindeki vergi yükü azalacaktır. Azalan vergi yükü dolayısıyla elde edilen                                                              55 Cemali Eker, “Türkiye’ de Vergi Aflarının Sosyal ve Ekonomik Etileri”, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Uludağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bursa, 2006, s. 9. 56 Yusuf Karakoç, “Hukuki Nedenlerden Kaynaklanan Vergi Kayıp ve Kaçakları (Düzenleme-Uygulama- Yargılama)”, Türkiye’de Vergi Kayıp ve Kaçakları, Önlenmesi Yolları, 19. Türkiye Maliye Sempozyumu (10-14 Mayıs 2004), Yaklaşım Yayıncılık, Ankara, 2004, s. 101. 57 Raffaele De Grazia, “Clandestine Employment: A Problem of Our Times”, The Underground Economy in the United States and Abroad, (Ed. Vito Tanzi), Lexington Books, Massachusetts Toronto, 1982, s. 36. 22 kaynağın yatırımlara kaydığı düşünülmektedir. Yatırımların artması ise üretimin, istihdamın ve gelir seviyesinin artmasına yol açacaktır.58 Ayrıca kayıt dışı ekonominin;59  Vergi ve sosyal güvenlik primleri gibi kamusal yükümlülüklerin yerine getirilmemesi sonucunda elde edilen maliyet düşüşlerinin iç ve dış pazarlarda rekabet gücü kazandırdığı,  Vergi gelirlerinin devlet tarafından etkin kullanılmaması dolayısıyla, özel kesim tarafından devletten kaçırılan kaynakların daha etkin kullanıldığı,  Kayıt dışı ekonominin gelir dağılımını dengeleyerek yoksulluğu ‘‘hafifletici rol oynadığı’’,  Kayıt dışı ekonominin kayıtlı ekonomiye talep yarattığı,  Kayıt dışı ekonomide yaratılan gelirlerin, borsa ve bankalar kanalıyla kayıtlı sektöre aktarılarak kayıtlı ekonomiye kaynak sağladığı ileri sürülmektedir. Kayıt dışı olarak üretim yapan üreticiler, vergi ve sosyal güvenlik yükümlülüklerinin ortaya çıkardığı maliyetlerden kurtulacaklardır. Kayıt dışı üretimde bulunanların kayıtlı olarak üretim yapanlara göre maliyetleri daha az olacağından daha düşük fiyatla mal arz edebileceklerdir. Bu durum üreticiler açısından vergi ve benzeri yükümlülüklerden kurtulmaları nedeniyle “üretici rantı” oluşturacaktır. Tüketiciler açısından ise kayıt dışı ekonomide kayıtlı ekonomiye göre daha düşük fiyatla mal ve hizmet satın alınabilmesine olanak sağlaması nedeniyle “tüketici rantı” na neden olacak ve ekonomide talep artışı meydana getirecektir. Talep artışı ekonomide canlılık yaratacaktır. Başka bir açıdan, düşük fiyatla mal üretilmesi ulusal olduğu gibi uluslararası ekonomilerde de rekabet etme olanağı sağlayacaktır. Düşük fiyatla mal ve hizmet arz etmenin enflasyonu azaltma yönünde de olumlu etkisi olacaktır. Kayıt dışı ekonomi enflasyon nedeniyle satın alma güçleri azalan bireyler üzerinde daha fazla satın alma gücü meydana getirecektir.60 Kayıt dışı ekonomiden elde edilen gelirler kayıtlı ekonomide yer alan mal ve hizmetlere olan talebi artırmaktadır. Bu durumda kayıt dışı ekonomiden elde edilen gelirlerin tüketim aşamasında kayıt altına alınması söz konusu olmaktadır. Başka bir ifade                                                              58 Türkiye Ekonomi Kurumu, a.g.e., s. 14. 59 Erdağ, a.g.e., s. 97. 60 Yılmaz, a.g.e., s. 155. 23 ile, elde edilmesi aşamasında kayıt altına alınamayan gelirler harcanması aşamasında kayıt altına alınabilmektedir.61 Bu durum ise ekonomiye canlılık getirmektedir. 1.4.2. Kayıt Dışı Ekonominin Olumsuz Etkileri Kayıt dışı ekonominin her ne kadar olumlu sayılabilecek yönleri bulunsa da toplumda ciddi zararlara yol açmaktadır. Kayıt dışılığın başta ekonomi olmak üzere birçok alanda olumsuz etkisi mevcuttur. Kayıt dışı ekonomi ile kayıtlı ekonomi birbirlerinin bütünleyeni durumundadırlar. Kayıt dışı ekonomi büyüdüğünde kayıtlı ekonomi küçülmektedir. Kayıtlı ekonominin küçülmesi ise devletin gelirlerinin ana kalemini oluşturan vergilerin azalmasına neden olacaktır. Vergi gelirlerinin azalması devleti, ortaya çıkan bütçe açığını kapatmak için ya borçlanma ya da para basma yoluna sevk edecektir. Devlet borçlanmaya başvurduğunda tahvillerin değeri artacağından piyasa faiz oranlarının yükselmesine yol açabilir. Bu durum, ülkede enflasyonun artmasına ve beraberinde birçok sorunun yaşanmasına neden olabilecektir. Ayrıca, devletin borçlanması özel sektörün verimli yatırımlarında kullanabileceği fonlarda dışlama (crowding – out) etkisi yaratarak özel sektörün yatırım miktarının azalmasına yol açabilecektir. Devlet bütçe açığını kapatmak için para basma yoluna giderse sonuç borçlanma ile aynı olacaktır. Böyle bir durumda bankalar topladıkları mevduatı reel üretimde bulunmak isteyen yatırımcılara aktaramazlar. Aktaramamalarının nedeni ise, reel yatırımların karlılık oranının devletin verdiği faiz oranından düşük olmasıdır. Devlete kredi vermek isteyen bankalar için ise risk çok azdır. Böyle bir ortamda risk oranları daha fazla olan özel girişimcilere kredi verilmemesi normaldir. Bu durum devam ettikçe, reel üretime daha önce katkıda bulunan sermaye sahipleri reel üretim yerine sermayelerini devlete aktarmayı tercih ederler. Ellerindeki fonları devlete faiziyle verenler geri aldıklarında sermaye miktarları artış gösterecektir. Bu gibi iç borç durumunun olduğu ekonomilerde kazanılan faiz gelirlerini vergilendirmek çok zordur.62 Kayıt dışılık rekabet üzerinde de etkili olmaktadır. Kayıt dışılık her şeyden önce haksız rekabet oluşturmaktadır. Kayıt dışı ekonomide faaliyette bulunan teşebbüslerin                                                              61 Sarılı, a.g.m., s. 44.  62 Kildiş, a.g.m. 24 kayıtlı ekonomide daha etkin çalışan teşebbüslere göre üstünlük sağlama olanakları yüksektir. Bundan dolayı kayıt dışı faaliyetler adil rekabet ortamının sağlanmasını zorlaştırır. Ortaya çıkan bu haksız rekabet, aynı piyasada ve başka piyasalarda kayıtlı bulunan kuruluşları olumsuz etkileyecektir. Çünkü kayıtlı olarak faaliyette bulunan kuruluşlar kayıt dışı faaliyette bulunan kuruluşların yükümlülüklerini üstlenmektedirler. Kayıtlı olarak faaliyette bulunan kuruluşlar bu durumda kayıt dışı faaliyette bulunan kuruluşlara göre daha dezavantajlı bir duruma düşmektedirler.63 Şöyle ki, kamu kurum ve kuruluşlarına kayıtlı olmayan vatandaşlardan vergi alınamadığından bütçe açıklarının artması kaçınılmaz olmaktadır. Devlet bütçe açıklarını kapatmak için çoğu zaman kayıtlı mükellefler üzerinden alınan mali yükümlülükleri artırma yoluna gitmektedir. Kayıt dışı ekonomi nedeniyle ülkenin gerçek ekonomik büyüklüğü hesaplanamadığından, devletin hazırlamış olduğu kısa ve uzun vadeli kalkınma planlarından yeterince başarı sağlanamamaktadır. Ayrıca kayıt dışı ekonomi nedeniyle oluşan vergi kaybı kaynak yetersizliğine yol açarak kamunun yapması gereken yatırımları yeterince yapamamasına neden olmaktadır. Kayıt dışı ekonominin diğer bir olumsuz yönü ise, gelir dağılımında adaleti bozmasıdır. Kayıt dışı ekonomi sayesinde bazı kişiler vergi dışı kalarak gelir elde etmiş olurlar. Bundan dolayı vergisini tam ödeyenlerle ödemeyenler arasında adaletsiz bir durumun ortaya çıkması kaçınılmazdır. Vergi yükünün adaletsiz dağılımı gelir dağılımında da adaletsizliğe neden olmaktadır.64 Bu durum ise kayıt dışılığın daha da artmasına yol açacaktır. 1.5. KAYIT DIŞI EKONOMİNİN BOYUTU Friedrich Schneider 2013 yılında yaptığı çalışmasında 31 Avrupa ülkesinde kayıt dışı ekonominin büyüklüğünü tahmini olarak belirlemiştir.65                                                              63 Erdal Türkkan, “Kayıt Dışı Ekonomi ve Rekabet”, Rekabet Günlüğü, 03.05.2010, http://www.rekabet.gov.tr/index.php?Sayfa=sayfahtml&Id=1276, (Erişim:09.08.2010). 64 Münevver Katkat, “Muhasebede Vergi Yönünden Denetimin Kayıt Dışı Ekonomi Üzerindeki Başarısı”, (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Erzurum, 2007, s. 34. 65 Friedrich Schneider, “Size and Development of the Shadow Economy of 31 European and other OECD Countries from 2003 to 2013: A Further Decline”, April 2013, http://www.econ.jku.at/members/schneider/files/publications/2013/shadeceurope31_jan2013.pdf, (Erişim: 12.11.2014). 25 Grafik 1: 31 Avrupa Ülkesinde Kayıt Dışı Ekonominin Büyüklüğü (GSYİH’nın %’si olarak) (2013)     Kaynak: Schneider, a.g.m. Grafik 1’i incelediğimizde, Schneider tarafından yapılan kayıt dışı ekonomi tahmininde Avrupa ülkelerinde kayıt dışı ekonomi ortalaması %18,5 iken ülkemizde bu 26 oranın %26,5 olduğu görülmektedir. Avrupa ülkeleri içinde kayıt dışı ekonominin en yüksek olduğu ülke %31,2 ile Bulgaristan, en düşük olduğu ülke %7,1 ile İsviçre’dir. Schneider’in çalışmasında, Avrupa ülkesi olmayan 5 çok gelişmiş ülkede 2013 yılına ilişkin kayıt dışı ekonominin büyüklüğüne ilişkin tahminler; Avustralya’da %9.4, Kanada’da %10.8, Japonya’da %8.1, Yeni Zelanda’da %8, ABD’de %6.6 olarak belirlenmiştir. Türkiye kayıt dışı ekonominin büyüklüğü ile gerek Avrupa ülkeleri ortalamasının gerekse gelişmiş ülkelerdeki oranların oldukça üstünde yer almaktadır. Türkiye’de de kayıt dışı ekonomiyi ölçmeye yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Ancak, kayıt dışılığın tanımı gereği, üzerinde ortak bir rakamda uzlaşılamamaktadır. Yapılan çalışmalarda, kayıtlı ve kayıt dışı ekonominin birbiriyle iç içe geçmesi nedeniyle kesin sonuçlar verecek yöntemler kullanılamamakta ve sadece tahmin metotlarından yararlanılarak kayıt dışı ekonominin büyüklüğü belirlenebilmektedir.66                                                              66 GİB, Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadele Stratejisi Eylem Planı (2008-2010), Yayın No: 87, Ankara, 2009, s. 6. 27 Tablo 2: Türkiye’de Kayıt Dışı Ekonominin Büyüklüğü İle İlgili Tahminler Araştırmacı Yıl Yöntem Kayıt Dışı Ekonomi (GSMH’ya Oran) 2001 Basit parasal oran %66.2 Ilgın 1993 Basit parasal oran %55.3 1992 Ekonometrik Oran %47.2 Altuğ 1992 Kayıt Dışı İstihdam Yaklaşımı %35 Derdiyok 1989 Vergi Yaklaşımı %46.9 Temel, 1992 Ekonometrik Yaklaşım %8.1 Şimşek, 1992 İşlem Hacmi %1.9 Yazıcı 1991 Vergi Yaklaşımı %29.9-16.4 (Farklı varsayımlarla) Çetintaş, 1992 Ekonometrik Parasal %23 Vergil Tahmin 2000 Ekonometrik Parasal %24.7 Tahmin Schneider 2001 Karma Yöntem %33.2 Kasnakoğlu 1997 Nakit Oranı %30-61 Ekonometrik %9.13 İşlem Hacmi %31 Özsoylu 1990 Nakit Oranı %11.7 Kaynak: GİB, a.g.e., s. 6. Tablo 2’yi incelediğimizde, ülkemizde değişik araştırmacılar tarafından yapılan kayıt dışı ekonominin büyüklüğünü ölçmeye yönelik tahminlerin farklı sonuçlar verdiğini görmekteyiz. Çeşitli yöntemler kullanılarak aynı ya da farklı yıllar için yapılan çalışmalarda kayıt dışı ekonominin GSMH’ya oranının %2 ile %70 arasında değişiklik gösterdiği görülmektedir.67 Türkiye’nin kayıt dışı ekonomisinin büyüklüğü Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE), Türkiye İşverenleri Konfederasyonu (TİSK) ve Dünya Bankası verilerine göre 2000 yılı rakamları dikkate alındığında 80,8 milyar dolar ile 101 milyar dolar arasında tahmin edilmektedir. 68                                                              67 GİB, a.g.e., s. 6. 68 Fatih Acar, İbrahim Türkiş, “Kayıt Dışı Ekonomi Konusunda Vergi Boyutlu Tespit ve Öneriler”, Yaklaşım Dergisi, Sayı:108, Aralık 2001, 28 2. KAYIT DIŞI İSTİHDAM 2.1. KAYIT DIŞI İSTİHDAM KAVRAMI Kayıt dışı istihdam kayıt dışı ekonominin içinde yer almaktadır.69 Kayıt dışı ekonomiyi oluşturan birçok neden aynı şekilde kayıt dışı istihdamı ortaya çıkartmaktadır. Yalnızca, kayıt dışı istihdam kayıt dışı ekonominin çalışma hayatına etkisini oluşturmaktadır. Kayıt dışı istihdam, kayıt dışı ekonominin çalışma hayatına yansımasıyla ortaya çıkan önemli bir sorundur. Kayıt dışı istihdam, sosyal güvenlik sistemini ve çalışma hayatını düzenleyen hukuk kurallarına uyulmaksızın, kayıt ve beyan dışı kaçak işçi çalıştırılması veya kendi nam ve hesabına kayıtsız olarak çalışılması şeklinde ortaya çıkmaktadır.70 Kayıt dışı istihdam olgusunun gelişmekte olan ülkelerde ortaya çıkması köyden kente göçle beraber gerçekleşmiştir. Köyden kente gelen işgücünün marjinal verimliliğinin düşük olması nedeniyle kente göç eden işgücü fason iş yapan atölye ve imalathanelerde kayıt dışı olarak çalışmaya başlamıştır. İlk başlarda köyden kente gelen vasıfsız erkek emeğini istihdam eden kayıt dışı sektör daha sonra işçilik ücretini daha da düşürmek için konfeksiyon gibi emek yoğun sektörlerde kadın ve çocuk işçi çalıştırmaya yönelmiştir. Ayrıca, son yirmi yılda komşu olduğumuz bazı ülkelerdeki siyasi ve coğrafi bazı değişiklikler nedeniyle, yabancı kaçak işçi sorunu ortaya çıkmıştır.71 2.2. KAYIT DIŞI İSTİHDAMIN TANIMI Kayıt dışı istihdamın değişik şekillerde tanımı yapılmaktadır. Bunlardan birkaç tanesini alacak olursak; “kayıt dışı istihdam; kendi adına ya da bağımlı çalışanların çalışmalarının ve/veya elde ettikleri ücret ve kazançların ilgili kamu kurum ve                                                                                                                                                                                      http://www.yaklasim.com/mevzuat/dergi/read_frame.asp?file_name=2001122859.htm, (Erişim: 16.11.2011). 69 T.C. Resmi Gazete, 04.10.2006 tarih ve 26309 sayılı, “Kayıt Dışı İstihdamla Mücadele (KADİM) Projesi”, 2006/28 sayılı Başbakanlık Genelgesi, s. 1, http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2006/10/20061004-13-1.pdf, (Erişim: 20.03.2011). 70 GİB, a.g.e., s. 25. 71 Nilgün Serim, ‘‘Kayıt Dışı Vergilendirilemeyen İstihdam Sorunu ve Kadim Projesi’’, Vergi Sorunları, Sayı: 224, Mayıs 2007, s. 118. 29 kuruluşlarına (vergi dairesi, sosyal güvenlik kurumları vb.) hiç bildirilmemesini ya da gün veya ücret olarak eksik bildirilmesini ifade eder.”72 Başka bir tanıma göre kayıt dışı istihdam, “yasal olarak istihdama dahil olan nüfus ile yabancı işçi ve çocuk işçiler gibi yasal olarak çalışmalarına izin verilmeyen kişilerce ifa edilen ve kısmen ya da tamamen ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına bildirilmeyen her türlü yasal iş ve faaliyeti kapsamaktadır”73 şeklinde tanımlanmaktadır. Enformel istihdam olarak da adlandırılan kayıt dışı istihdam çeşitli yazarlarca farklı biçimlerde ifade edilmiştir. Bunlardan; “Marjinal Sektör”, “Tersiyer Sektör”, “Örgütlenmemiş Sektör”, “Kurumsallaşmamış Sektör”, “Korumasız Sektör”, “Türedi Sektör”, “Gecekondu İstihdamı”, “Marjinal Hizmet Sektörü”, “Üzerinde Veri Olmayan Sektör” en yaygın olarak kullanılanlardır. Bu kavramlar aslında çok değişik alanlarda farklı tartışmalar için yoğun bir şekilde kullanılmaktadır.74 2.3. KAYIT DIŞI İSTİHDAMIN ŞEKİLLERİ Kayıt dışı çalışma olarak değerlendirilebilecek faaliyetler değişik şekillerde ortaya çıkmaktadır. Bu faaliyetler ya işverenlerin çıkarları doğrultusunda olmakta ve çalışanlar kabul etmekte (veya kabul etmek zorunda kalmakta) ya da çalışanların kendi istekleri ile bu çalışma şeklini kabul etmeleri söz konusu olmaktadır.75 Kayıt dışı istihdamı kendi içinde, çalışmaları kamu kurum ve kuruluşlarına hiç bildirilmeyenler, çalışmaları kamu kurum ve kuruluşlarına eksik bildirilenler ve çalışmaları SGK’ya bildirilip Vergi Dairesine bildirilmeyenler olmak üzere üçe ayırarak inceleyebiliriz.                                                              72 T.C. Resmi Gazete, 04.10.2006 tarih ve 26309 sayılı, “Kayıt Dışı İstihdamla Mücadele (KADİM) Projesi”, s. 1. 73 Metin Ercan, Kayıt Dışı Ekonomi ve Hızlı Tüketim Malları Sektörü, 1.Basım, ECR Tüketiciye Etkin Yaklaşım Derneği, Ankara, 2006, s. 19. 74 Nusret Ekin, Kayıt Dışı Ekonomi Enformel İstihdam, İstanbul Ticaret Odası Yayını, Yayın No: 1995- 17, İstanbul, 1995, s. 36. 75 Emine Koban, Zerrin Fırat, Emel Selimoğlu, Perakende Sektöründe Kayıtlı–Kayıt Dışı Faaliyetlerin Bursa Özelinde Karşılaştırmalı Analizi, Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Derneği (AMPD) Bilimsel Araştırma Platformu 2005 “Kayıtlı Kurallı Ekonomi ve Perakendecilik” Araştırması, Bzd Yayın ve İletişim Hizmetleri, İstanbul, 2006, s. 228. 30 2.3.1. Çalışmaları Kamu Kurum ve Kuruluşlarına Hiç Bildirilmeyenler Çalışmaları kamu kurum ve kuruluşlarına hiç bildirilmeyenleri yabancı kaçak işçiler, çocuk işçiler, Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan gelir ve aylık alanlar, kayıt dışında çalışan dul, yetim ve maluller, işsizlik maaşı alanlar, yeşil kart sahibi olanlar şeklinde altı ana başlık altında toplamak mümkündür. 2.3.1.1. Yabancı Kaçak İşçiler Kayıt dışı istihdamın artmasına neden olan etkenlerden biri olan yabancı kaçak işçi çalıştırma birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de her geçen gün artış göstermektedir. Küreselleşmenin ülke sınırlarını giderek ortadan kaldırması ve rekabet koşullarının artmasına bağlı olarak, maliyetlerini düşürmek isteyen firmalar yabancı kaçak işçi çalıştırma yoluna gidebilmektedirler. Türkiye’de çok sayıda milletten kayıt dışı olarak çalışan kişi mevcuttur. Yabancı kaçak işçilik sonucunda işçi maliyetlerini düşüren firmalar kayıt dışı istihdamın artmasına yol açmaktadırlar. Günümüzde gelişmiş ülkelerin en büyük sorunlarından biri nüfuslarında önemli derecelerde düşüşlerin olmasıdır. Çalışan nüfus oranlarının düşmesi sonucu fazla işgücü talebi ortaya çıkmaktadır. İş gücünü karşılamak için ise yabancı işçi çalıştırma yoluna gidilmektedir. Türkiye’de tam tersi çalışan nüfus artış göstermektedir. Türkiye’de yabancı kaçak işçiliğin talep edilmesinin nedeni ise yabancı işçiliğin daha ucuz olmasıdır. Yabancı işçiler genelde kayıtlı olmadıklarından işveren ödemesi gereken vergi ve sosyal güvenlik primlerini ödememe yoluna giderek işgücünü ucuza mal edebilmektedir. Türkiye’nin karşısına çıkan yabancı kaçak işçilik olgusu bir yandan çevresindeki ülkelerde yaşanan kapsamlı ekonomik, siyasal ve toplumsal değişme süreçlerinin, bir yandan da küreselleşme olarak algıladığımız sürecin karmaşık etkilerinin sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Türkiye bu süreçle birlikte, geçmişte yaşanan göç hareketlerinden farklı olarak yeni bir nüfus akımının yöneldiği ülkelerden biri haline gelmiştir. Bu göç hareketinin başlamasının ardından Türkiye’deki işsizliğin nedenleri arasına yabancı kaçak 31 işçilik de girmiştir.76 Bu durum, yabancı kaçak işçilerin daha ucuza istihdam edilmelerinden kaynaklanmaktadır. Türkiye’de yabancı kaçak işçi sayısının artmasında, komşu ülkelerde yaşanan gelişmelerin sonucu olarak bavul ticaretinde, çalışmak ve fuhuş amacıyla gelen yabancıların sayısında hızlı artışlar etkili olmuştur. Bir taraftan Sovyetler Birliği, Balkanlar ve Doğu Avrupa’daki gelişmeler, diğer taraftan İran’da dini-siyasi bir rejimin kurulması, Irak ve Suriye’de yaşanan siyasi krizler, Kafkaslarda ortaya çıkan bölgesel çatışmalar, Balkanlardan, Kafkaslardan ve Orta Doğu’dan çok sayıda insanın Türkiye’ye yasal ve yasa dışı yollardan gelmesine neden olmuştur.77 Farklı şekillerde ülkeye giriş yapabilen ve kayıt dışı çalışabilen yabancı kaçak işçiler aşağıdaki şekilde gruplandırılabilirler:78 a) Ülkeye yasal olarak giren ancak çalışma izni almadan çalışanlar, b) Tamamen yasa dışı şekilde ülkeye giren ve çalışanlar, c) Yasal giriş yapan, vatandaşlık başvurusu olan ancak henüz çalışma iznini almadan çalışanlar, d) Ülkeye yasal olarak giren, başka ülkelere geçmek için para biriktiren ya da fırsat kollayan ve bu arada çalışma izni olmadan çalışanlar, e) Mülteci olan ve çalışma izni olmadan çalışanlar, Türkiye’de yabancı kaçak işçilerin çalışması 27.03.2003 tarih ve 4817 sayılı Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun79 ile düzenlenmiştir. Söz konusu kanunun 18. Maddesinde; a) Bağımsız çalışan yabancılar, çalışmaya başladıkları tarihten ve çalışmanın bitiminden itibaren, b) Yabancı çalıştıran işverenler yabancının çalışmaya başladığı tarihten, çalışma izninin verildiği tarihten itibaren otuz gün içerisinde, çalışmaya başlamaması halinde bu sürenin bitiminden itibaren ve herhangi bir nedenle hizmet akdinin sona erdiği tarihten itibaren, en geç on beş gün içerisinde durumu Bakanlığa bildirmekle yükümlüdürler hükmü                                                              76 Sıvacı, a.g.m., s. 57. 77 Ekin, a.g.e., s. 88. 78 Ercan, a.g.e., s. 39-40. 79 T.C. Resmi Gazete, 27.02.2003 tarihli ve 4817 sayılı , “Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun”, http://www.resmigazete.gov.tr/main.aspx?home=http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2003/03/2003030 6.htm&main=http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2003/03/20030306.htm, (Erişim: 12.01.2012). 32 yer almaktadır. Böylece yabancıların kayıt dışı çalışmalarının denetimi yapılmak istenmiştir. Yabancı kaçak işçilerin bir kısmı enformel (yasal olmayan) sektörlerde bağımlı veya bağımsız olarak çalışmaktayken, bir kısmı ise, formel hatta örgütlü sektörlerde çalışma olanakları bulabilmektedirler. Bu şekildeki bir yapı içinde hangi sektörde çalışırsa çalışsınlar Sosyal Sigortalar Kurumu’nun (SSK) (SGK’ya devredilen) ve kamu maliyesinin ciddi ölçülere ulaşan prim ve vergi kayıpları ortaya çıkmaktadır.80 2.3.1.2. Çocuk İşçiler Türkiye’de son 15 yılda hızlı ve önemli değişimler meydana gelmiştir. Bu değişimlerden Türkiye’deki çocukların üzerinde etkili olanlar ise; iç göç, hızlı kentleşme, bölgesel farklılıklar, ekonomik krizler, yoksulluk, çocuk ve genç nüfusunun büyüklüğü, işsizlik, küreselleşme, bilgi teknolojileri, aile içi şiddet, çocuk büyütmedeki gelenekler, toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri, tutarlı çocuk ve gençlik politikalarının ve yasal çerçevenin eksikliği ve terör gibi olgulardır.81 Çocukları olumsuz yönde etkileyen bu tür durumlar çocukların kayıt dışı çalışmalarına ortam hazırlamaktadır. Türkiye çocuk işçiliğini önlemeye yönelik olarak 1992 yılında Uluslar Arası Çalışma Örgütü (ILO) ile imzaladığı protokol ile Çocuk Emeğinin Sona Erdirilmesi Uluslararası Programına (IPEC) ilk aşamasında katılmıştır. Türkiye ILO ile mutabakat zaptını imzalayan ilk altı ülke arasında yer almaktadır.82 Çocuk istihdamını hükümet politikaları yakından etkilemektedir. Özellikle eğitim ve sosyal yardım harcamalarının artırılması çocuk işçiliğini azaltmaktadır. Bununla beraber, işverenlerin bilinç düzeyi de çocuk işçiliğini etkileyen bir diğer unsurdur. İşverenler, küçük yaşta çalışmanın çocuk üzerinde bıraktığı olumsuz etkiler konusunda bilinç sahibi olmadıkları için çocuk istihdam etmektedirler. Çocukların çalışmasını önlemeye yönelik mevzuat eksikliği veya mevcut mevzuatın uygulanmaması da çocuk işçiliğini artıran bir başka etkendir. Çocukların yaptıkları işlerin önemli bir kısmı İş                                                              80 Ekin, a.g.e., s .89. 81 http://www.cocukhaklariizleme.org/wp-docs/CRC@20%20-%20situation%20CRC%20-%20big.pdf, (Erişim: 13.11.2010). 82 T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı, İstanbul Milletvekili Sacid Yıldız’a Ait 7/4596 Esas No’lu Yazılı Soru Önergesine İlişkin Cevap, Sayı: B.13.SGB.0.11.00.00-610- 1955, 09 Eylül 2008, http://www2.tbmm.gov.tr/d23/7/7-4596c.pdf, (Erişim: 13.11.2010). 33 Kanunu kapsamı dışında bulunmaktadır. Nitekim, çocukların büyük oranda istihdam edildiği ev hizmetleri, sokaklarda yürütülen işler, tarım işleri, küçük işletmeler İş Kanunu kapsamı dışında yer almaktadır.83 Çocuk işçi çalıştırılması işveren açısından düşük ücret ve sigortasız çalışma nedeniyle işgücü maliyetlerini azaltmak anlamına gelmektedir. İşverenlerden bazıları, özellikle küçük ölçekli işletmeler, çocuk işgücünden faydalanmayı yetişkin işgücüne tercih etmektedirler. Ülkemizde çalıştırılan çocukların % 87’si 1-9 işçi çalıştıran küçük ölçekli işyerlerinde çalışmaktadır.84 Öte yandan, ekonomik krizlerin yaşandığı dönemlerde çocukların çalıştırılması ailelerini ekonomik açıdan rahatlatmaktadır. Çocukların çalışmalarının ilgili kurumlara bildirilmemesinin diğer nedeni ise, toplumda 18 yaşın altındaki kişilerin sigortalı olamayacağı anlayışıdır. Böylece çocuklar çift taraflı bir sömürüye maruz kalmaktadır.85 Çocukların kayıt dışı istihdamda yer almalarına, ekonomik değerin kayıt dışı kalması açısından bakılamaz. Burada çok daha önemli olan, olayın sosyal boyutudur. En önemli sorun, yetişme çağında, okula devam etmesi gereken insanların sağlıksız koşullarda, yaşlarına uygun olmayan işlerde istihdam edilmeleridir.86 Dolayısıyla, bu durumun bedelini yalnız çalışan çocuklar değil, aynı zamanda gelecek güvencelerini yitiren ülkeler de ödemektedir.87 2.3.1.3. Sosyal Güvenlik Kurumundan Gelir ve Aylık Alanlar Kayıt dışında çalışanların önemli bir kısmını emekliler oluşturmaktadır. Emeklilerin devamlı gelirleri olduğundan ve sağlık sigortaları sağlandığından kayıt dışında çalışmaları hem işverenler açısından hem de çalışanlar açısından daha kolay olmaktadır. Türkiye’de genç yaşta emekli olan insanların bir bölümü emekli olduktan sonra da işgücü piyasasında sigortasız olarak çalışmaya devam etmektedirler. Emekli aylığı alarak                                                              83 Ramazan Yıldız, “Türkiye’de Çalışan Çocukların Sorunları ve Çözüm Yolları”, Sosyal Güvenlik Dünyası Dergisi, Yıl: 13, Sayı: 69, Eylül-Ekim 2010, s. 47. 84 T.C. Resmi Gazete, 04.10.2006 tarih ve 26309 sayılı, “Kayıt Dışı İstihdamla Mücadele (KADİM) Projesi”, s. 2. 85 Ahmet Burçin Yereli, Oğuz Karadeniz, Kayıt Dışı İstihdam, Odak Yayınları, Ankara, 2004, s. 73. 86 T.C. Resmi Gazete, 04.10.2006 tarih ve 26309 sayılı, “Kayıt Dışı İstihdamla Mücadele (KADİM) Projesi”, s. 2. 87 Özlem Işığıçok, XXI. Yüzyılda İstihdam ve İnsana Yakışır İş, 1. Baskı, Ezgi Kitabevi, Bursa, 2005, s. 38. 34 devletin vermiş olduğu sağlık hizmetlerinden faydalanan bu kişiler için kayıt dışı çalışmaktan kaynaklanan sağlık güvencesi problemi de bulunmamaktadır. İşverenlerin bu kişileri kabul etmelerinin nedeni, yeni işe alınacak insanlara göre daha deneyimli olmaları, düşük ücretle ve sigortasız olarak çalışmayı kabul etmeleridir. Sigortasız çalışan emeklilerin kayıt dışı çalışmayı tercih etmelerinin nedeni ise, maaşlarının kesilmemesi ve sosyal güvenlik destek primi (SGDP)88 ödememek içindir.89 Tablo 3: Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan Aylık Alanların Sayısı (2002-2012) Yıllar 2002 2008 2009 2010 2011 2012 (Kasım) 4/a (SSK) 3.747.573 5.024.696 5.290.270 5.535.411 5.777.300 6.004.409 4/b 1.393.670 1.965.247 2.088.146 2.160.507 2.381.409 2.451.979 (Bağ-Kur) 4/c (Emekli 1.408.941 1.756.760 1.795.334 1.822.730 1.856.273 1.881.949 Sandığı) Toplam 6.550.184 8.746.703 9.173.750 9.518.648 10.014.982 10.338.337 Kaynak: T.C. Sosyal Güvenlik Kurumu, Aylık İstatistikleri, Kasım 2012, http://www.sgk.gov.tr/wps/portal/tr/kurumsal/istatistikler?CSRT=7879813381616846289, (Erişim: 16.03.2013). Tablo 3’de görüldüğü üzere, 2002-2012 yılları arasında Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan emekli aylığı alan 4/a, 4/b, 4/c emeklilerinin sayıları verilmiştir. 2002 yılında 6.550.184 kişi SGK’dan emekli aylığı alırken, 2012 yılında 10.338.337 kişi emekli aylığı almıştır. Emekli aylığı alan kişi sayısı sürekli artış göstermiştir. Bu kişiler yeniden çalışmaya başladıklarında SGDP ödemek zorunda kalmaktadırlar.                                                              88 Sosyal Güvenlik Destek Primi, emekli olduktan sonra hizmet akdine tabi ya da kendi nam ve hesabına çalışanlardan alınan primdir. 89 Mehmet Tunç, “Kayıt Dışı İstihdamla Mücadelede Geliştirilen Stratejiler Uygulanan Politikalar ve Gelişmiş Ülke Örnekleri”, (Yayınlanmamış Uzmanlık Tezi), T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü, Ankara, 2007, s. 22. 35 Emekli olduktan sonra çalışmaya devam edenleri kayıtlı çalışmaya teşvik etmek için SGDP uygulamasından vazgeçilmesi ya da yeniden kanuni düzenleme yapılması gerekmektedir. 2.3.1.4. Kayıt Dışında Çalışan Dul, Yetim ve Maluller Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ölen sigortalının hak sahiplerine ölüm aylığı, dul veya yetim aylığı bağlamaktadır. SGK’dan aylık alan bu kişiler aylıklarının kesilmemesi için sigortasız çalışmaktadırlar. SGK’dan malullük aylığı alanlar için de aynı durum geçerlidir. SGK’dan aylık alan ve yasal bir takım haklarını kaybetmek istemeyen malul kişiler de sigortasız çalışmaktadırlar.90 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanu’nun 27. maddesinde “…Malullük aylığı almakta iken sigortalı olarak yeniden çalışmaya başlayanların veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmaya veya ikamete dayalı sosyal yardım almaya başlayanların malullük aylıkları, çalışmaya başladıkları veya ikamete dayalı sosyal yardım almaya başladıkları tarihi takip eden ödeme dönemi başında kesilir...”91 hükmü yer almaktadır. Bu durumda SGK’dan malullük aylığı alan kişiler maaşlarının kesilmemesi için kayıt dışı çalışma yoluna gitmektedirler. Ayrıca SGK’dan sağlık yardımını malullük aylığı dolayısıyla aldıklarından kayıt dışı çalışmalarından kaynaklanan sağlık güvencesi sorunu da olmamaktadır.                                                              90 Tunç, a.g.e., s. 24. 91 T.C. Resmi Gazete, 16.06.2006 tarih ve 26200 sayılı 5510 sayılı kanun, madde 27. 36 Tablo 4: Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan Malullük ve Dul, Yetim Aylığı Alanların Sayısı 2005 2006 2007 2008 2009 2010 ARALIK TEMMUZ Malullük 100.913 101.979 102.975 103.247 105.096 106.559 Vazife 10.006 9.406 9.239 6.401 6.543 6.587 Malulü Ölen 2.253.141 2.326.964 2.456.453 2.589.132 2.701.336 2.749.815 Sigortalıların hak sahipleri Toplam 2.364.060 2.438.349 2.568.667 2.698.780 2.812.975 2.862.961 Kaynak: T.C. Sosyal Güvenlik Kurumu, Aylık Haber Bülteni, Sayı: 34, Ağustos 2010, s. 24. Tablo 4’de ülkemizde 2005 ve sonrasında SGK’dan maaş alan malul, vazife malulü ve ölen sigortalıların hak sahiplerinin sayıları verilmiştir. 2005-2010 tarihleri arasında toplam maaş alanların sayısı 498.901 kişi artış göstermiştir. Maaş alanların bir kısmı çalışmaya devam etmekle birlikte maaşlarının kesilmemesi için kayıt dışı çalışmayı tercih etmektedirler. 2.3.1.5. İşsizlik Maaşı Alanlar İşsizlik sigortası; bir işyerinde çalışırken, çalışma istek, yetenek, sağlık ve yeterliliğinde olmasına rağmen, kendi istek ve kusuru dışında işini kaybedenlere, uğradıkları gelir kayıplarını kısmen de olsa karşılayarak kendilerinin ve aile fertlerinin zor duruma düşmelerini önleyen, sigortacılık tekniği ile faaliyet gösteren, devlet tarafından kurulan zorunlu bir sigorta kolunu ifade etmektedir. İşsizlik sigortası zorunluluk arz etmektedir. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 77. ve 78. maddelerinde belirtilen prime esas aylık brüt kazançlar üzerinden; sigortalı % 2, devlet %2, işveren % 3 oranında prim ödemekteydi. Ancak, 2004 Mali Yılı Bütçe Kanunu’yla bu oranlar düşürülmüş olup 37 aylık brüt kazançlar üzerinden; sigortalı % 1, işveren % 2, devlet %1 oranında prim ödemektedir.92 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu ile Türkiye’de uygulamaya giren işsizlik sigortasına göre faydalanması gerekenler; 93 a) Bir işyerinde çalışırken çalışma istek, yetenek, sağlık ve yeterliliğinde olmasına rağmen, kendi istek ve kusuru dışında işini kaybetmek; b) Hizmet akdinin feshinden önceki son 120 gün içinde prim ödeyerek sürekli çalışmış olmak kaydıyla son üç yıl içinde en az 600 gün süre ile işsizlik sigortası primi ödemiş olmak, c) Hizmet akdinin feshinden sonraki 30 gün içinde en yakın İŞKUR birimine şahsen ya da elektronik ortamda www.iskur.gov.tr portalı üzerinden başvurarak iş almaya hazır olduğunu bildirmek, koşullarına bağlı olarak işsizlik sigortası hizmetlerinden yararlandırılmaktadır. 6111 sayılı Kanun ile 4447 sayılı Kanunda yapılan değişikliğe göre; 4857 sayılı Kanuna göre kısmi süreli iş sözleşmesi ile çalışan sigortalılara, ticari taksi, dolmuş ve benzeri nitelikteki şehir içi toplu taşıma aracı işyerleri ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca belirlenecek alanlarda kısmi süreli iş sözleşmesi ile bir veya birden fazla kişi tarafından çalıştırılan ve çalıştıkları kişi yanında ay içerisinde çalışma gün sayısı 10 günden az olan kişilere, istekleri halinde işsizlik sigortası hükümlerine tabi olma imkanı sağlanmış olup, işsizlik sigortasının kapsamı böylece genişletilmiştir. İşsizlik sigortasının uygulamaya başladığı Mart 2002 tarihinden 30.04.2011 tarihine kadar işsizlik ödeneğine 2.680.460 kişi başvuruda bulunmuş, 2.208.234 kişi işsizlik ödeneği almaya hak kazanmıştır.94 İşsizlik maaşı, işini kaybeden kişilerin işten ayrıldıktan sonra çalışmama durumuna bağlı olarak bir süre daha geçimlerini sağlamalarına yardımcı olan bir uygulamadır. Ancak, işsizlik ödeneği alan kişilerin bazıları, işsizlik maaşının kesilmemesi için kayıt dışı çalışma yoluna gitmektedir. Böylece, devletten işsizlik maaşı alırken aynı zamanda işverenden de ücret almaktadırlar. Bazı çalışanlar ise, işverenle anlaşarak işverenin kendilerini işten                                                              92 Ahmet Talha Çalgan, “Türkiye’de İstihdam Üzerindeki Mali Yükler ve İstihdama Etkileri”, (Yayınlanmamış Uzmanlık Tezi), T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü, Ankara, 2007, s. 77. 93 http://www.iskur.gov.tr/LoadExternalPage.aspx?uicode=statissizliksigortasiisle, (Erişim: 29.05.2011). 94 http://www.iskur.gov.tr/LoadExternalPage.aspx?uicode=statissizliksigortasiisle. (Erişim: 29.05.2011). 38 çıkartmış gibi göstermesiyle aslında aynı iş yerinde kayıt dışı çalışmaya devam etmekte ve böylece hem işverenden ücret hem de devletten işsizlik maaşı almaktadırlar. Bu kişiler, işsizlik maaşı ödemesi sona erdikten sonra yine kayıtlı olarak aynı işyerinde çalışmaya devam etmektedir. İşsizlik maaşı işsiz kesime bir yandan işsiz kalınan sürelerde gelir imkanı sağlarken öte yandan işsizlik maaşı ödenen dönemlerde kayıt dışı çalışmayı teşvik etmektedir. 2.3.1.6. Yeşil Kart Sahibi Olanlar Türkiye’de yeşil kart kullanımı, 1992 yılında, sağlık güvencesi ve tıbbi ihtiyaçlarını karşılayacak ödeme gücü olmayan vatandaşlar için uygulamaya konulmuştur. Ancak, yeşil kartı, uzun yıllar ödeme gücü olan kişiler de haksız yere kullanmışlar ve yeşil kartlarının iptal olmaması için kayıt dışı çalışma yoluna gitmişlerdir. Ülkemizde, Sağlık Bakanlığı Yeşil Kart Bilgi Sistemi kayıtlarında, yaklaşık dokuz milyon yeşil kart sahibi vatandaşın olduğu bilgisine yer verilmiştir. Özellikle, eski ismiyle Bağ–Kur yeni ismiyle 4/b kapsamına girmesi gereken vatandaşlara yeşil kart haksız yere verilmiştir. 01.01.2012 tarihinden itibaren Genel Sağlık Sigortası uygulaması devreye girince, yeşil kart sistemi yürürlükten kalkmıştır. Yeni sistemle, yeşil kart uygulamasından kaynaklanan suiistimallerin önüne geçileceği düşünülmüştür. Genel Sağlık Sigortası sisteminde, sosyal güvenlik şemsiyesi altında olmayan herkesin, bunlara yeşil kartlılar da dahil olmak üzere, Genel Sağlık Sigortalısı olmaları için gelir testi yaptırmaları yasayla zorunlu tutulmuştur. Ancak, gelir testi sonuçları, eskinin yeşil kartlıları açısından değişen bir şeyin olmadığını göstermiştir. SGK tarafından açıklanan son verilere göre, 2012 Ağustos ayı itibariyle gelir testine giren 11 milyon 811 bin kişiden 8 milyon 177 bini prim ödemeden sağlık hakkından yararlanacaktır. Yani, bunların sağlık sigortası primleri devlet tarafından ödenecektir. Ayrıca, bu rakamın sene sonuna doğru 9 milyon kişiye ulaşması beklenmektedir ki, eskinin yeşil kartlı sayısıyla aynıdır.95 Dolayısıyla, eskinin yeşil kartlılarının günümüzde sağlık sigortası primlerini haksız yere devlete ödetmelerinin önüne geçmek ve buna bağlı olarak kayıt dışı çalışmayı önlemek için denetimlerin daha da arttırılması gerekmektedir.                                                              95 http://www.cnbce.com/yorum-ve-analiz/prof-dr-cem-kilic/yesil-karti-kalkti-ama-degisen-bir-sey-olmadi, (Erişim: 10.07.2013). 39 2.3.2. Çalışmaları Kamu Kurum ve Kuruluşlarına Eksik Bildirilenler Kayıt dışı istihdamın ikinci türünü, çalışanların çalışmalarının kamu kurum ve kuruluşlarına eksik bildirilmesi oluşturmaktadır. Çalışmaları eksik bildirilenleri kendi içinde, çalışmaları ücret veya gün olarak eksik bildirilenler ve ilk işlerinde kayıtlı, ikinci işlerinde kayıtlı olmayanlar olarak ikiye ayırabiliriz. 2.3.2.1. Çalışmaları Ücret veya Gün Olarak Eksik Bildirilenler Türkiye’de kayıt dışı istihdamın başka bir şeklini çalışmaları ücret veya gün olarak eksik bildirilenler oluşturmaktadır. Bu kayıt dışı istihdam çeşidinde, işverenler çalışanlarının ücretlerini ya da günlerini tam olarak kamu kurum ve kuruluşlarına bildirmemektedirler. Burada işverenler kamu kurum ve kuruluşlarına yaptıkları bildirimlerini, çalışanlarına gerçekte ödedikleri ücret üzerinden değil de asgari ücret üzerinden yaptıkları için aradaki fark kadar kayıt dışılık ortaya çıkmaktadır. Bazı işverenler yalnızca çalışanların ücretlerini eksik bildirmekle kalmayıp aynı zamanda çalışılan gün sayılarını da Sosyal Güvenlik Kurumu’na eksik bildirebilmektedirler. Örneğin, bir işveren ay içerisinde 30 gün çalışması olan bir çalışanının 15 gününü ücretsiz izin kullanmış gibi göstererek Sosyal Güvenlik Kurumu’na 15 gün eksik bildirimde bulunabilmektedir. Bu eksik bildirimler Sosyal Güvenlik Kurumu’nu gelir kaybına uğratmakla beraber eksik gösterilen günler ve ücretler nedeniyle çalışanın aldığı ücret tam gösterilmediği için devlete ödenmesi gereken gelir vergisinde de önemli kayıplar ortaya çıkmaktadır. Eksik yapılan bildirimler nedeniyle yalnızca kamu kurum ve kuruluşları gelir kaybına uğramakla kalmayıp, aynı zamanda çalışan ve çalışanın bakmakla yükümlü olduğu kişiler de bir takım hak kayıplarına uğramaktadırlar. Örneğin, eksik yapılan gün bildirimleri nedeniyle çalışan olması gereken zamandan daha geç emekli olmakta, ayrıca çalışanlara Sosyal Güvenlik Kurumu’na ödenen primlere göre emekli maaşı belirlendiği için eksik gösterilen ücretler nedeniyle çalışanların emekli maaşı azalmakta, çalışanlar ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler önemli gelir kaybına uğramaktadır. Öte yandan, Sosyal Güvenlik Kurumu’na çalışılan günlerin eksik bildirilmesi çalışan ve çalışanın bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlık yardımı alamamalarına da 40 neden olmaktadır. Çünkü, Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan sigortalının kendisi ve ailesinin sağlık yardımı alabilmesi için geriye doğru bir yıl içerisinde 30 gün hastalık sigortası primi ödenmiş olması zorunluluğu bulunmaktadır. Kişinin çalışmaları kuruma eksik bildirildiği takdirde sigortalının kendisi ve ailesi sağlık yardımını gecikmeli olarak alacaktır. Çalışmaları ücret veya gün olarak eksik bildirilen çalışanlar iş mevzuatı açısından da bir takım gerekli yardımlardan yoksun kalmaktadırlar. İş Kanunu’na göre işçiye işten ayrıldığında ödenecek tazminatlar (kıdem tazminatı, ihbar tazminatı vb.) ve işsizlik ödeneği işçinin iş yerinde aldığı son ücret ve hizmet süresine göre hesaplanmaktadır. Çalışan bir kişi, işveren tarafından işten çıkartılması durumunda son üç yıl içindeki çalışmışlığına bakılarak işsizlik maaşı alabilmekte ve aldığı işsizlik maaşının miktarı aldığı ücret üzerinden hesaplanmaktadır. Sigortalının aldığı ücretin yüksek olması durumunda işsizlik maaşı, kıdem tazminatı vb. yüksek olmaktadır. Çalışanın ücretini veya gününü kamu kurum ve kuruluşlarına eksik bildirerek kar ettiğini düşünen işverenler, gerçekte ödenen ücretleri değil de bildirimde ödendi gösterilen ücretleri gider gösterebildikleri için -özellikle geliri yüksek olan işverenler- vergi dönemleri sonunda büyük vergilerle karşılaşmaktadırlar. Çıkan vergileri ödemek istemeyen işverenler vergiyi azaltmak için kanuni olmayan çeşitli yöntemlere başvurabilmektedir. Örneğin, giderlerini fazlalaştırmak için naylon fatura kullanma yoluna giderek kanun dışı işlemleri nedeniyle firmalarını da tehlikeye atmaktadırlar. Bu nedenle, işverenler daha uzun vadeli düşünerek tüm gelir ve giderlerini gerçek değerler üzerinden gösterdiklerinde firma mali verileri de güçlü gözükecektir. Böylece, hem ulusal ve uluslararası alanda büyük kuruluşlarla çalışma fırsatı yakalayabilecekler, hem de mali kurum ve kuruluşlardan daha kolay kaynak bulabileceklerdir. 2.3.2.2. İlk İşlerinde Kayıtlı, İkici İşlerinde Kayıtlı Olmayanlar Kişiler ekonomik koşullardan kaynaklanan bir takım nedenlerden dolayı esas işleri dışında başka bir işte kayıt dışı olarak çalışabilmektedirler. Ülkemizde ikinci bir işte kayıt dışı çalışma sonucu elde edilen gelir, kayıtlı işte elde edilen gelirden fazla olabilmektedir.96                                                              96 Altuğ, a.g.e., s. 12. 41 İkinci bir işte çalışanlar genelde birinci işlerinden sağlık yardımını hak ettiklerinden kayıt dışı olarak çalışmayı tercih ederken, işverenler ise işçi maliyetlerini düşürmek için ikinci işi olanları kayıt dışı çalıştırmaktadır. Özellikle kamu kurumlarında çalışanların ikinci bir işte çalışmalarının yasal olmaması nedeni ile ikinci iş kayıt dışı olarak gerçekleştirilmektedir. 2.3.3. Çalışmaları SGK’ya Bildirilip Vergi Dairesine Bildirilmeyenler Kayıt dışı istihdamın başka bir şekli de, çalışanların çalışmalarının SGK’ya bildirilip vergi dairesine bildirilmemesidir. SGK ile vergi daireleri arasında yeterince koordinasyon sağlanamadığı durumlarda ortaya çıkan bu tür kayıt dışı çalışmalarda SGK primlerini tahsil ederken vergi dairesi açısından vergi kaybı ortaya çıkmaktadır. Son yıllarda teknolojinin gelişmesi sayesinde çapraz kontrol yapma olanağı sağlanmıştır. Bu sayede iki kurumun kayıtları karşılaştırılarak kayıt dışı çalışanlar tespit edilebilmektedir. 2.4. KAYIT DIŞI İSTİHDAMIN NEDENLERİ Kayıt dışı istihdam, özellikle gelişmekte olan ülkelerde istihdamın önemli bir kaynağını oluşturmaktadır. Bilhassa, sosyal güvenlik sisteminin ekonomik ve sosyal yapı içerisinde yeterince oluşmadığı ülkelerde kayıt dışı istihdam, işsizlik sigortası gibi işlev gördüğü gibi aynı zamanda işsizlere, düşük ücretli kamu sektörü çalışanlarına, yeterli maaş alamayan emeklilere, gelirlerini yükseltme konusunda bir kaynak oluşturmaktadır.97 Kayıt dışı istihdama neden olan faktörler ülkelerin ekonomik, sosyal, kültürel yapılarına göre değişiklik gösterebilmektedir. Türkiye’de kayıt dışı istihdamın nedenlerini ekonomik ve mali nedenler, sosyal nedenler, hukuki ve bürokratik nedenler ile Sosyal Güvenlik Sisteminden kaynaklanan nedenler olmak üzere dört ana başlık altında toplamak mümkündür.                                                              97 Tuncay Güloğlu, “Türkiye’de Kayıt Dışı İstihdam Gerçeğine Bir Bakış”, Ocak 2005, s. 7, http://digitalcommons.ilr.cornell.edu/cgi/viewcontent.cgi?article=1008&context=intlvf, (Erişim: 24.04.2011). 42     2.4.1. Ekonomik ve Mali Nedenler Aşağıda, kayıt dışı istihdama yol açan ekonomik ve mali nedenler kendi içinde enflasyon, gelir dağılımı, yoksulluk ve işsizlik ile ücret üzerindeki kesintilerin yüksek olması şeklinde üç başlık altında ele alınmıştır.   2.4.1.1. Enflasyon Kayıt dışı ekonominin unsurlarından olan kayıt dışı istihdama, enflasyondan dolayı gelirlerinde aşınma meydana gelen düşük ve orta gelirli tüketiciler bu kayıplarını telafi etmek için başvururken, enflasyondan dolayı maliyetlerinde artış meydana gelen üreticiler ise maliyetlerini azaltmak için başvurmaktadırlar. Bu nedenle, enflasyon oranlarının yüksek olduğu ülkelerde kayıt dışı ekonomik faaliyetler artmaktadır.98 Enflasyon nedeniyle çalışanların reel ücretleri azalmaktadır. Çalışanlar, satın alma güçlerini koruyabilmek için ek işlerde kayıt dışı olarak çalışmayı tercih etmektedirler. Türkiye ekonomisinin uzun yıllar yüksek enflasyona maruz kaldığı düşünüldüğünde, kayıt dışı istihdamın artmasında enflasyonun önemli rol oynadığı söylenebilir. 2.4.1.2. Gelir Dağımı, Yoksulluk ve İşsizlik Gelirin adaletsiz dağılımı, yoksulluk ve işsizlik kayıt dışı istihdamın önemli nedenlerindendir. Yoksul ve eğitim düzeyi düşük çalışanların üretimde yarattığı katma değer de düşük olmaktadır. Dolayısıyla, bu kişiler için ödenen prim ve vergi kişilerin yarattığı katma değerden fazla olabilmektedir.99 Bu durumda, işveren yoksul ve eğitim düzeyi düşük kesimleri kayıt dışı çalıştırarak maliyetlerini azaltmaktadır. Yoksul ve işsiz olan kişiler ise mecburen kayıt dışı çalışmak zorunda kalmaktadır. Ülkemizde gelir dağılımının adaletsiz ve işsizliğin yüksek olması özellikle vasıfsız işçilerin kayıt dışı istihdam edilmelerinde önemli rol oynamaktadır.                                                              98 GİB, a.g.e., s. 15. 99 T.C. Resmi Gazete, 04.10.2006 tarih ve 26309 sayılı, “Kayıt Dışı İstihdamla Mücadele (KADİM) Projesi”, s. 8. 43 2.4.1.3. Ücret Üzerindeki Kesintilerin Yüksek Olması Bir çok ülkedeki verilerden hareketle yapılan ekonomik model çalışmaları, kayıt dışı ekonomi ve kayıt dışı istihdamın boyutunu ve gelişimini belirleyen temel etkenlerin yüksek vergi yükü, yüksek sosyal güvenlik katkı payları ve kayıtlı iş gücü piyasasında esnekliği bozan çeşitli etkenler olduğunu ortaya koymaktadır.100 Araştırmalar sonucunda, bu tür mali yüklerin fazla olmasının kayıt dışı faaliyetleri artırdığı sonucuna varılmıştır. Ücret üzerindeki kesintilerin yüksek olması işverenin işçilik maliyetlerini yükselteceğinden kayıt dışı istihdamın artmasına neden olacaktır. Türkiye’de emek üzerindeki vergi ve kesintiler yüksektir. Örneğin 01.01.2013 ile 31.06.2013 arasında asgari ücretle çalışan bir işçinin ücreti brüt 978,60 TL, net 773,01 TL olarak uygulanmaktadır. Böylece 978,60 TL brüt asgari ücrete işveren sigorta primi (%14.50) 141,90 TL, işveren işsizlik sigortası primi (%2) 19,57 TL işveren payı olarak dahil edildiğinde bir işçinin işverene toplam maliyeti 1.140,07 TL olmaktadır. İşverenin ödemek zorunda kaldığı yasal kesintilerin yüksek olması işverenleri kayıt dışı işçi çalıştırmaya teşvik etmektedir.                                                              100 Yereli, Karadeniz, a.g.e., s. 218. 44 Tablo 5: 01.01.2013 – 30.06.2013 Tarihleri Arası İşçilik Maliyeti 16 YAŞINDAN BÜYÜKLER İÇİN (TL/AY) OCAK-HAZİRAN 2013 ASGARİ ÜCRET 978,60 SSK PRİMİ (% 14) (İşçi Payı) 137,00 İŞÇİ İŞSİZLİK SİGORTASI FONU (% 1) 9,79 GELİR VERGİSİ TUTARI (% 15) 51,37 ASGARİ GEÇİM İNDİRİMİ TUTARI (BEKAR) - 73,40 DAMGA VERGİSİ TUTARI (% 07,59) 7,43 KESİNTİLER TOPLAMI 205,59 NET ELE GEÇEN TUTAR (AGİ DAHİL) 773,01 İŞVERENE MALİYETİ (TL/AY) ASGARİ ÜCRET 978,60 SSK PRİMİ (% 14,5) (İşveren Payı) 141,90 (*) İŞVEREN İŞSİZLİK SİGORTASI FONU (% 2) 19,57 İŞVERENE TOPLAM MALİYET 1.140,07 Kaynak: T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürlüğü, Asgari Ücretin Net Hesabı ve İşverene Maliyeti, http://www.csgb.gov.tr/csgbPortal/cgm.portal?page=asgari, (Erişim: 26.02.2013). (*): 5510 sayılı Kanunun 81. maddesinin (ı) bendine göre, bentte belirtilen şartları sağlayan işverenlere, SGK primi işveren payında 5 puanlık indirim öngörüldüğünden hesaplamalar buna göre yapılmıştır. Gerekli şartları sağlamayan işverenler için, SGK primi işveren payı %19,5'dir. Tablo 5’deki verilerden görüldüğü üzere, asgari ücret üzerinde birden fazla vergi ve benzeri mali yükümlülük bulunmaktadır. Söz konusu mali yükümlülükler nedeniyle çalışanın eline geçen tutar azalmaktadır. Bu durumun sonucu olarak başta kayıt dışı istihdam olmak üzere bir takım ekonomik sorunlar ortaya çıkmaktadır. 45 Ücretler üzerindeki vergi ve sosyal güvenlik kesintilerinin yüksek olması, istihdamı üç açıdan etkilemektedir;101 a) İşverenler, maliyeti düşürmek için ücretleri düşük tutma eğiliminde olmaktadır. Çünkü ücret arttığı sürece bunun işverene olan maliyeti yüzde 42 oranında fazlalaşmaktadır. b) İşverenler, emek yoğun teknoloji kullanmak yerine, sermaye yoğun teknoloji kullanmayı tercih etmektedir. Bu durum işsizlik oranını artırmaktadır. c) İşçi ve işvereni yasa dışı çalışmaya itmektedir. İnsanlar kısa dönemli çıkarlarını, uzun dönemli çıkarlarına tercih etme eğilimindedir. Bu nedenle, özellikle yeni çalışmaya başlayanlar ya da emeklilik yaşına uzun süresi olanlar, kayıt dışı çalışmada sakınca görmemektedirler. İşsizler veya emeklilik yaşına daha uzun zamanı olanlar, işverenle anlaşıp, sosyal güvenlik primlerini ve vergileri paylaşmak yoluna gidebilmektedir. Bu durum yasalara aykırıdır. Ancak, sistem adeta yasa dışılığı teşvik etmektedir. Kaldı ki emeklilik dışında, örneğin sağlık hizmetleri gibi diğer hizmetlerden fiilen yararlanmak çok zor olmaktadır. Türkiye’de gelir elde edenlerin üzerine kamu tarafından konulan vergi ve diğer mali yükümlülüklerin fazla olması kayıt dışılığı arttırmaktadır. Mali yüklerin fazla olması özellikle kriz dönemlerinde kayıt dışı ekonomiye kayışı hızlandırmaktadır. Vergi ve sosyal güvenlik yükleri 2001 ve 2002 yıllarında kayıt dışı ekonomiyi hızlı bir şekilde büyütmüştür.102 Vergi ve sosyal güvenlik primlerinden kaynaklı yükler açısından Türkiye OECD ortalamasının oldukça üstündedir (Bkz. Tablo 11). Vergi ve primlerin yüksek olması kayıt dışı işgücü arz ve talebinin artmasına neden olmaktadır. Çalışanlar, daha fazla net ücret almak amacıyla kayıt dışı çalışmaya razı olurken, işverenler de işgücü maliyetini azaltmak için kayıt dışı istihdama yönelebilmektedirler. Kayıt dışı işgücü arz ve talebinin azalması için vergi ya da prim oranlarının düşürülmesi gerekmektedir. Ancak, Türkiye’de sosyal güvenlik açıklarının olması söz konusu vergi ve prim oranlarının düşürülebilmesinin önündeki en önemli engeldir.103                                                              101 Esfender Korkmaz, “Kayıt Dışı İstihdam”, TİSK İşveren Dergisi, Şubat 2001, http://www.tisk.org.tr/isveren_sayfa.asp?yazi_id=252&id=15, (Erişim: 06.12.2010). 102 Yereli, Karadeniz, a.g.e., s. 88. 103 Erkan Karaarslan, “Kayıtdışı İstihdamı Önlemeye Yönelik Stratejiler”, Mali Kılavuz Dergisi, Sayı: 48, Ağustos 2010, 46 Zaman Gazetesi’nin 08.01.2012 tarihli ekonomi sayfasında yer alan haberde bir işveren kayıt dışı işçi çalıştırmanın nedeni olarak şunları söylemiştir: “Vergiler çok ağır. Sigorta masrafı için bir işçiye 320 lira ödüyoruz. Kayıt dışı önlensin ama bizim de vergilerimiz indirilsin. Eğer ben ayda 100 lira sigorta verebilirsem 17 kişiye ödesem ayda 1.700 lira para ödemiş olurum. Yeni çıkan çalışma yasası bizim gibi küçük işletmeler için değil büyük işletme için büyük işletme de kayıt dışı çalışmaz. Sigortalı olmak istiyorum diyor, ben o zaman onu çalıştıramam çünkü yüküm çok ağırlaşıyor. Biz istemiyoruz ki insanlar zarar görsünler sıkıntıya düşsünler.” 104 Bu açıklama, kayıtlı çalışmanın önündeki engelleri açıkça ortaya koymaktadır. Kayıt dışılık istihdamda yarı yarıya olduğunda ve diğer şartlar sabit olduğunda, o istihdam üzerindeki vergi yükü yarıya indirilirse, ekonominin taşıyabileceği yük hep aynı olduğu için devlet yine eskisi kadar vergi ve sosyal güvenlik primi toplayabilecektir. Böylece kayıt dışılık da ortadan kaldırılmış olacaktır.105 Vergi ve sosyal güvenlik primlerinin yüksek olması vergi ve sosyal güvenlik prim gelirlerini artırmamakta yalnızca kayıtlı faaliyette bulunanların vergi ve sosyal güvenlik prim yüklerini artırmaktadır. Böylece kayıtlı çalışanlar da kayıt dışına yönelmektedir. 2.4.2. Sosyal Nedenler Kayıt dışı istihdama neden olan sosyal nedenleri; hızlı nüfus artışı ve köyden kente göç, çalışma yaşamında meydana gelen değişimler, çalışanların sosyal güvenlik hizmetlerine bakış açıları ve bilinç eksikliği ile eğitim seviyesinin düşüklüğü şeklinde inceleyebiliriz.                                                                                                                                                                                      http://www.malikilavuz.com/index.php?lang=tur&page=28&pluginAnonym_v2_catID_4=0&pluginAnon ym_v2_itemID_4=216, (Erişim: 21.03.2011). 104 Zaman Gazetesi, “ Sigortasız 1 Milyon Kişi Bankaya Yatan Maaşla Yakalandı”, 08.01.2012, http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1225945&title=sigortasiz-1-milyon-kisi-bankaya-yatan- maasla-yakalandi, (Erişim: 08.01.2012). 105 Bülent Soylan, Kayıt Dışı, Alfa Yayınları, İstanbul, 2008, s. 120. 47 2.4.2.1. Hızlı Nüfus Artışı ve Köyden Kente Göç Türkiye’deki hızlı nüfus artışı ve köyden kente göçün oluşturduğu işgücünün eğitimsiz ve fazla olması kayıt dışı istihdamın artmasına neden olmaktadır. Göçle birlikte niteliksiz iş gücünün şehirlerde yoğunlaşması, çalışan kesimin daha düşük ücret ve sosyal güvencesiz çalışmayı kabul etmesine ortam hazırlamaktadır. İşgücü artış hızını belirleyen en temel değişken nüfus artış hızıdır. Nüfus artışında ortaya çıkan değişmeler, iş gücü artış hızını 15 yıllık bir gecikme ile etkilemektedir. Şöyle ki, çalışma çağı genelde 15 yaşından sonra başlar. İşgücü talebi veya istihdam, teknoloji düzeyi veri olarak ele alındığında gelir düzeyine bağlı olmaktadır. Bu bakımdan istihdamda beklenen artışlar, gelir artış hızına bağlı olarak belirlenmektedir. Ekonomik gelişme döneminde ülke geliri artarken teknoloji düzeyinin de ilerlediği genel olarak kabul edilmektedir. Teknolojik gelişmeden dolayı iş gücü talebi artış hızının gelir artış hızından daha küçük olması normaldir.106 Hızlı bir nüfus artışı ve buna bağlı olarak hızlı kentleşme bir çok sorunu özellikle de konut sorununu beraberinde getirmektedir. Ayrıca, köyden kente göç eden insanlara iş bulma, yiyecek ve kent standartlarında giysi, yol, kanalizasyon, taşıma ihtiyacı kentleşen nüfus ile birlikte ortaya çıkan sorunlarındandır. Göçler, gerek ekonomik ve sosyal sistemde verilen kararların gerekse bireylerin kendi bireysel beklentilerinin sonucu olarak ortaya çıkmaktadır.107 İstihdam olanaklarının az olmasına bağlı olarak köyden kente göç eden vasıfsız nüfusun çoğu kentlerde kayıt dışı olarak çalışmaktadır. 2.4.2.2. Çalışma Yaşamında Meydana Gelen Değişimler Geleneksel istihdam ilişkisi yerine, a-tipik108 ve standart dışı istihdam109 biçimlerinin yaygınlaşması, sanayi sektörü istihdamının küçülerek durgunlaşmasına, hizmet sektörü istihdamının ise hızla büyümesine neden olmaktadır. Özellikle enformel                                                              106 DPT, Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, Nüfus, Demografi Yapısı, Göç Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Yayın No: 2556, Ankara, 2001, s. 7. 107 M. Özgür Yanardağ, Ürün Özgen, “Nüfus Kavramı ve Türkiye’de Nüfusun Gelişim Sürecinin Değerlendirilmesi”, Mevzuat Dergisi, Sayı: 66, Haziran 2003, http://www.mevzuatdergisi.com/2003/06a/02.htm, (Erişim: 15.01.2011). 108 A-tipik çalışma, alışılmış, düzenli, güvenceli, sürekli istihdam dışında kalan, düzensiz çalışmayı, gelir güvencesizliğini, kısmi süreli istihdamı içerisinde barındıran istihdam şeklini ifade etmektedir. 109 Standart dışı çalışmaya; evde çalışma, taşeronlaşma ve tele çalışma örnek olarak verilebilir. 48 hale gelen ekonomi ve istihdam, ucuz, kaçak yerli ve yabancı işgücüne, gençlere, çocuklara, aile işçilerine, mevsimlik, geçici ve belirli hizmet akdi ile çalışan ucuz işçilere doğru yönelmek suretiyle, ekonominin bütünü içinde rekabet kabiliyetini artırmaya çalışmaktadır.110 Dünya küreselleşirken çalışma yaşamı da bundan etkilenmiştir. Artan rekabet ortamı firmaları işçi maliyetlerini azaltma arayışına iterken birçok sorunu da beraberinde getirmiştir. Taşeronluk sistemi çalışma hayatında meydana gelen değişikliklerden biridir. Bu sistemi işverenler, işlerin daha hızlı ve daha az maliyetle yapılması için tercih etmektedirler. Ancak, taşeron firmaların sayısı artarken vasıfsız işçilerin ve kayıt dışı istihdamın payı da artmaktadır. Ayrıca, teknolojinin gelişmesi ile sanal alışveriş, evden çalışma gibi iş alanları ortaya çıkmış ve kayıt dışı çalışma yaygınlaşmıştır. Evde çalışma görünmez bir iş türü olarak değerlendirilmektedir. Bu iş türüne istatistiklerde ve milli gelir hesaplamalarında yer verilmemekte ve toplum tarafından gerçek ve geçerli bir istihdam biçimi olarak değerlendirilmemektedir. Eve iş verme sistemi içinde çalışanlar, kendilerine işveren kimse ile hukuki bağımlılık, emir ve talimat altında değilseler bile, ekonomik bağımlılık içerisinde bulunmaktadırlar. Şöyle ki, evde çalışanların yaptıkları işler çoğu zaman doğrudan dışarı pazarlanamaz ve belirtilen kimseler bu işleri yapmadan geçinemez. Dolayısıyla, eve iş verme sistemi içerisinde çalışanların işçi sayılıp 5510 sayılı Kanun kapsamına alınması gerekir. Bu tür işlerde çalışanlar kendilerini bağımsız çalışan sanıp işçi olduklarının dahi farkında olmadıklarından bu kesimlerin önemli bir oranı kayıt dışında çalışmaktadır.111 Günümüzde, çalışma yaşamında kadınların daha fazla yer alması ile birlikte çocuk bakıcılığı, ev temizlik hizmetleri gibi işler de yaygınlaşmış olup, bu tür işlerde istihdam edilenlerin çoğu kayıt dışı çalıştırılmaktadır.112                                                              110 Ekin, a.g.e., s. 10. 111 Erkan Karaarslan, Kayıt Dışı İstihdam ve Neden Olduğu Mali Kayıpların Bütçe Üzerindeki Etkileri: Türkiye Örneği, Mali Hizmetler Derneği, Yayın No: 7, Ankara, 2010, s. 73-74. 112 11 Eylül 2014 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren ve kamuoyunda Torba Kanun olarak bilinen 6552 sayılı Kanun’un 55. maddesi ile 5510 sayılı Kanun’a Ek Madde 9 eklenmiş ve bu madde ile ev hizmetlerinde çalışanların sigortalılığı ile ilgili düzenlemeler yapılmıştır. 49 2.4.2.3. Çalışanların Sosyal Güvenlik Hizmetlerine Bakış Açıları ve Bilinç Eksikliği Sosyal Güvenlik Kurumu’na prim ödeyenler ödedikleri primlerin karşılığında kaliteli hizmet beklemektedirler. Sigortalı ve aile fertlerinin sosyal güvenlik hizmetlerinden hoşnut olamaması, kişilerin kayıt dışı çalışmalarına bir nedendir. Sosyal Sigortalar Kurumu’nun 1996 yılında yaptığı bir araştırma; sigortalılar, emekliler, işverenler ve sendikaların önemli bir kesiminin Kurumca verilen sağlık hizmetlerinden hoşnut olmadığını ortaya koymuştur.113 Son yıllarda sağlık hizmetlerinde reformlar yapılsa da prim ödeyen tüm kesimlerin her konuda memnun olması zor görünmektedir. Sosyal güvenlik kurumları hizmetlerinden hoşnutsuzluk, kayıt dışı çalışmayı artırmaktadır. Kayıt dışına yönelen çalışanlar, işverenle anlaşma yoluna gitmekte, çalışmalarını tamamen veya kısmen (gün ve ücret olarak) kayıt dışında bırakarak işverenden kuruma kendisi için prim ödemek yerine, bunun kendilerine verilmesini istemektedirler.114 Kayıtlı çalışma ile ilgili bilgi ve bilinç eksikliği de kayıt dışı istihdamın önemli unsurları arasındadır. Özellikle eğitim seviyesinin düşük olduğu ülkemizde işgücünün bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi büyük önem taşımaktadır.115 Kayıt dışı çalışan işçilerin kaçak çalıştıklarını Sosyal Sigortalar Kurumu’na yeni adıyla SGK’ya ihbar etme oranı oldukça düşüktür. 2002 yılı itibariyle yaklaşık 40.000 çalışan, çalışmalarının Sosyal Sigortalar Kurumu’na hiç bildirilmediği ya da eksik bildirildiği yönünde ihbar ve yakınma dilekçesi vermiştir. Yaklaşık 14.000 çalışan ise kayıt dışı çalıştığı dönemleri tespit ettirebilmek için iş mahkemelerinde hizmet tespit davası açmıştır. Bu rakamlar dikkate alındığında, ülkemizde sigortasız çalışma için yapılan ihbar ve şikayet sayıları oldukça düşüktür. Çalışanların Sosyal Güvenlik Kurumu’na ihbarda bulunmamalarının nedeni, bilgi ve bilinç düzeyinin düşüklüğü ve işten atılma korkusudur.116                                                              113 T.C. Resmi Gazete, 04.10.2006 tarih ve 26309 sayılı, “Kayıt Dışı İstihdamla Mücadele (KADİM) Projesi”, s. 8. 114 T.C. Resmi Gazete, 04.10.2006 tarih ve 26309 sayılı, “Kayıt Dışı İstihdamla Mücadele (KADİM) Projesi”, s. 9. 115 T.C. Resmi Gazete, 04.10.2006 tarih ve 26309 sayılı, “Kayıt Dışı İstihdamla Mücadele (KADİM) Projesi”, s. 9. 116 T.C. Resmi Gazete, 04.10.2006 tarih ve 26309 sayılı, “Kayıt Dışı İstihdamla Mücadele (KADİM) Projesi”, s. 9. 50 2.4.2.4. Eğitim Seviyesinin Düşüklüğü Eğitim seviyesinin düşük olması da kayıt dışı istihdamın nedenleri arasında yer almaktadır. Eğitim seviyesinin düşüklüğü nedeniyle meslek sahibi olamayan kişiler kayıt dışı çalışma yoluna yönelmektedirler. Türkiye’de eğitim ve istihdam arasında etkin bir ilişki mevcut değildir. Bu durumun sonucu olarak işgücü arz ve talebi dengesizliği ve dolayısıyla işsizlik ortaya çıkmaktadır. Ekonominin ihtiyaç duyduğu alanlarda ara eleman bulmakta sıkıntılar yaşanmaktadır. Bununla beraber, en yüksek işsizlik oranları mesleki eğitim mezunları arasında ortaya çıkmaktadır. Bu durumun nedeni, mesleki eğitimin işgücü piyasasının ihtiyaçlarına yönelik verilmemesi ve işverenlerin ihtiyaç duydukları nitelikte işgücü bulamamasıdır. Ayrıca, işverenler de ihtiyaç duydukları işgücü niteliklerini işgücü piyasasına tam olarak yansıtamamaktadır.117 2.4.3. Hukuki ve Bürokratik Nedenler Türkiye’de çalışma ve sosyal güvenlik yasaları henüz tamamlanmış değildir. Esnek çalışma mevzuatı ve şartları AB ve diğer sanayileşmiş ülkelerde uygulanmasına rağmen Türkiye’de oluşmamıştır. Bu durum, sosyal güvenlikte çatışmalara neden olurken belirsizlikleri de artırmaktadır. Bu belirsizlikler nedeniyle ikinci işçi çalıştırma bürokrasisi yoğunlaşmakta ve işverenler veya ikinci işi olanlar kayıt dışılığa yönelmektedir.118 Öte yandan, ülkemizde kayıt dışı olarak çalışanların çoğu küçük ölçekli işletmelerde çalışmaktadır. Kayıt dışı istihdamın azaltılması için küçük ölçekli işletmeler birleşmeye teşvik edilebilir. Ancak, şirket birleşmelerinin sağlanabilmesi için hukuki engellerin azaltılması gerekmektedir. Ayrıca, Türkiye’de bürokratik işlemler istihdamın gelişmesine engel olmakta, ekonomimizin rekabet gücünü zayıflatmaktadır. Dünya ekonomik forumu verilerine göre, devlet bürokrasisinin işlemler üzerindeki etkisi açısından Türkiye 59 dünya ülkesi içinde 10. sırada yer almaktadır. Türkiye’de işletme faaliyetlerinde harcanan zamanın %20’si                                                              117 DPT, Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007 - 2013), İşgücü Piyasası Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Yayın No: 2709, Ankara, 2007, s. 49. 118 Korkmaz, a.g.m. 51 bürokrasi nedeniyle boşa gitmektedir. Türkiye’de yapılan yatırımın tamamlanabilmesi bürokrasi nedeniyle çok uzun zaman alabilmekte ve çok karmaşık olabilmektedir. Yatırım yapan girişimcilerin yatırım işlemlerine başlamadan bu sürecin ne kadar zaman alacağını ve ne kadara mal olacağını tahmin etmeleri çok zordur. Türkiye bir şirketin kuruluşu için gerekli formalite sayısı bakımından Avrupa ile kıyaslandığında ilk sırada yer almaktadır. Türkiye’de bu tür işlemler en az 2.5 ay zaman alabilmektedir. Yatırımcı yatırım işlemini tamamlayana kadar bürokraside 172 imza gerektiren işlemi geçmek zorundadır. Bu süreç Türkiye’de böyle iken, örneğin İrlanda’da yatımcı tek bir büroya başvurmakta ve bu büro yatırımcının tüm işlemlerini onun adına yapmaktadır.119 TİSK tarafından 2001 yılında yapılan bir araştırmaya göre, bir anonim şirketin kurulması için 24 belge, bir fabrikanın kurulması için 123 belge ve onay, vergi, çalışma ve sosyal güvenlik idarelerine ilişkin olarak 38 belge, odalara zorunlu kayıt için ise 38 belge gerekmektedir. Bir fabrika kurabilmek için işverenden toplam 193 belge istenmektedir.120 İşlemlerin fazlalığı ve geç sonuçlanması birçok kişiyi kayıt dışına yöneltmektedir. Grafik 2: Bürokrasiye Harcanan Zaman (İşletmecinin Toplam Faaliyet Zamanındaki Payı, %) Kaynak: Dünya Bankası, IFC’den aktaran TİSK İşveren Dergisi, Ekim 2001, http://tiskweb.com/isveren_yazdir.asp?yazi_id=391&id=23&baslik_id=&yapi=&gecerli_sayfa=, (Erişim: 24.07.2013).                                                              119 TİSK, Krizden Çıkış İçin Zorunlu İstikamet: Vergi ve Bürokrasi Reformları, Ankara, 2001, http://www.tisk.org.tr/isveren_sayfa.asp?yazi_id=391&id=23, (Erişim: 09.05.2011). 120 T.C. Resmi Gazete, 04.10.2006 tarih ve 26309 sayılı, “Kayıt Dışı İstihdamla Mücadele (KADİM) Projesi”, s. 6. 52 Grafik 2’de, bazı ülkelerde işletmelerin bürokraside harcadıkları zaman gösterilmiştir. Türkiye’de, bir işletme zamanının %20’sini devlet tarafından yapılması zorunlu tutulan bürokratik işlemlerde harcamaktadır. Bu oran Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde %8, Latin Amerika ülkelerinde ise %4’dür. Öte yandan, bürokrasinin karmaşıklığı, çok başlılıktan kaynaklanan denetim yetersizliği ve birimler arası eşgüdüm eksikliğinden kaynaklanan olumsuzluklar, kayıt dışı çalışanların tespit edilmesini ve kayıt altına alınmasını zorlaştırmaktadır.121 2.4.4. Sosyal Güvenlik Sisteminden Kaynaklanan Nedenler Ülkemizde kayıt dışı istihdamın ortaya çıkmasında sosyal güvenlik sisteminden kaynaklanan sorunlar da etkili olmaktadır. Özellikle SSK’da emekli olabilmek için Bağ- Kur ve Emekli Sandığı’nın aksine, yıl ile birlikte düşük prim ödeme gün sayısının dikkate alınması, sigortalılık süresine çalışılmayan günlerin de dahil edilmesi kişilerin emekli olabilmek için istenen prim ödeme gün sayısını doldurup yaş ve yıl şartını beklerken kayıt dışı çalışabilmelerine neden olmaktadır. Bunun dışında erken emeklilik, isteğe bağlı sigorta gibi sosyal güvenlik uygulamaları kişilerin kolaylıkla kayıt dışı çalışmasına yol açmaktadır. Özellikle genç emekliler kayıt dışında çalışmakta, zorunlu sigortalı olması gereken ancak düşük prim oranı nedeni ile Bağ-Kur ya da SSK isteğe bağlı sigorta kollarına prim ödeyen kimselere rastlanılmaktadır.122 Sık çıkarılan hizmet borçlanması kanunları da kayıt dışı istihdamı artırmaktadır. Bu kanunlar tahsil edilecek primin geciktirilmesinden yoksun kalınan değerler dikkate alınmadan çıkarılmaktadır. Borçlanma yapanlar, mevcut asgari ve azami ücret üzerinden borçlansalar bile emeklilikleri halinde ödedikleri primi kısa zamanda geri alabilmektedirler. Hizmet borçlanması kolay ve zahmetsiz bir yoldur. Yıllarca kayıt dışı olarak çalışan sigortalı rahatlıkla ve düşük maliyete katlanarak çalıştığı veya çalışmadığı sürelerin primlerini kısa bir sürede ödemekte ve bu paraları emekli olduktan sonra çok kısa bir süre içinde geri alabilmektedir.123 Örneğin, son yıllarda kapsamı genişletilen doğum                                                              121 Sıvacı, a.g.m., s. 54. 122 T.C. Resmi Gazete, 04.10.2006 tarih ve 26309 sayılı, “Kayıt Dışı İstihdamla Mücadele (KADİM) Projesi”, s. 8. 123 Sıvacı, a.g.m., s. 54. 53 borçlanması yapan sigortalı, 2 çocuk için 4 yıl hizmet kazanabilmekte ve borçlanma için yapılan maliyeti emekli olduktan sonra en geç iki yıl içinde geri alabilmektedir.          2.5. KAYIT DIŞI İSTİHDAMIN ETKİLERİ  Kayıt dışı istihdamın etkileri olumlu ve olumsuz olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. 2.5.1. Kayıt Dışı İstihdamın Olumlu Etkileri Kayıt dışı istihdamın etkilerini incelediğimizde olumlu etkilerinin olduğunu da görmekteyiz. Aşağıda öncelikle kayıt dışı istihdamın olumlu etkilerine yer verilmiştir. 2.5.1.1. İstihdamı Arttırması Kayıt dışı istihdamın en olumlu özelliği istihdam sağlamasıdır. Kayıtlı olarak iş bulamayan işsiz kişiler kayıt dışı olarak inşaat, tarla, işporta, vb. işlerde çalışarak ihtiyaçlarını karşılamaktadırlar. Kayıt dışı ekonomi kayıtlı ekonominin yüksek maliyetler sonucu istihdam edemediği kitlelere iş sağlamaktadır. Kayıt dışı ekonomi Türkiye’de kayıt dışı çalışan 5-6 milyon kişiye istihdam sağlayarak, hızlı nüfus artışı ve yatırım düşüklüğünden kaynaklanan işsizliğe büyük ölçüde engel olabilmektedir.124 Kayıt dışı istihdam işsizliği önleme ve istihdam yaratmanın yanında sosyal politika açısından çok önemli bir işlevi görmektedir. Günümüz modern devlet ve sosyal güvenlik anlayışının bir sorunu olan istihdamın kayıt altına alınması olgusundan daha önemli olan istihdam, daha kutsal ve daha evrensel bir olgudur. Devlet açısından temel sorun kayıt dışı istihdamla mücadele etmekten ziyade bu olguyu ortaya çıkaran nedenleri ortadan kaldırmak olmalıdır.125                                                              124 Altuğ, a.g.e., s. 484. 125 Güloğlu, a.g.m., s. 4. 54                  2.5.1.2. Gelir Etkisi Kayıt dışı istihdam, gelişmekte olan ülkelerde önemli bir istihdam şekli olmaktadır. Sosyal güvenlik sisteminin yetersiz olduğu ülkelerde kayıt dışı istihdam işsizlik sigortası gibi işlev görmekte, işsizlere, düşük ücretli kamu çalışanlarına, yeterli maaş alamayan emeklilere gelirlerini yükseltme olanağı sağlamaktadır.126 Gelir yetersizliklerini aşmaya çalışan insanlar genelde çalıştıkları ek işlerde kayıt dışı olarak çalışmaktadırlar. Sosyal güvenlik primlerinin ve vergi oranlarının çalışanın aldığı ücrete bağlı olarak artması sonucunda işveren çalışanla anlaşma yoluna gidebilmektedir. Anlaşma, çalışanın aldığı ücreti asgari düzeyden göstererek sigorta primine ve vergiye ödenenin bir kısmını maaş olarak çalışana elden vermek şeklinde olmaktadır. Bu durumda devlet ciddi anlamda prim ve vergi kaybına uğrarken çalışan daha fazla ücret alabilmektedir. Böyle bir durum kısa dönemde çalışana ek gelir sağlasa da emeklilik döneminde daha düşük emekli maaşı almasına neden olmaktadır. Kayıt dışı istihdam nedeniyle işverenler daha düşük işçilik maliyeti ile işçi çalıştırma fırsatı elde ederken, işçiler de istedikleri şartlarda olmasa da çalışarak gelir elde etme şansına sahip olmaktadırlar. Böylece, kayıt dışı istihdam, hem işverenler tarafından, hem de emek sahipleri tarafından tercih edilir hele gelmektedir.127 2.5.1.3. Rekabet Gücü Yaratması Son yıllarda teknolojinin gelişmesine paralel olarak ülkeler arasında mal alış verişi hızlanmıştır. Gerek uluslararası piyasalarda gerekse ulusal piyasada rekabet artmıştır. Teknolojinin olanaklarından yararlanan işletmeler maliyetlerini azaltırken, değişik nedenlerle teknolojiye ayak uyduramayan işletmeler ayakta kalabilmek için kayıt dışına yönelmektedirler. Kayıt dışı istihdama emek yoğun işletmeler, teknoloji yoğun işletmelerle rekabet edebilmek için işçilik üzerinden ödenen sigorta, vergiler ve diğer kamusal yükümlülüklerden kurtulmak amacı ile yönelmektedirler. Son yıllarda özellikle ihracata yönelik üretim yapan sektörler yatırımlarını görece daha düşük ücret ve yükümlülüklerin bulunduğu ülkelere taşımışlardır. Kayıt dışı istihdamda faaliyette bulunan işletmeler                                                              126 Güloğlu, a.g.m., s. 7. 127 Aydemir, a.g.e., s. 97. 55 maliyetlerini azaltarak dış piyasalarda ve teknoloji yoğun üretim yapan firmalara karşı rekabet gücü kazanmaktadırlar.128 Küçük çaplı firmaların büyük firmalarla rekabet edebilmesi için ya karlarının yüksek olması ya da maliyetlerinin düşük olması gerekmektedir. Karlarını yüksek tutamayan firmalar işçi maliyetlerini düşürmek için kayıt dışı işçi çalıştırarak büyük firmalarla yurt içinde ve yurt dışında rekabet etme şansı yakalamaktadırlar. 2.5.1.4. Kayıtlı Ekonomiye Canlılık Getirmesi Kayıt dışı ekonomi rekabet gücünü ve istihdam hacmini artırarak ekonomide “çoğaltan etkisi” ile tasarrufların yatırımlara kayış hızını ve oranını artırarak ekonomiye canlılık getirmektedir.129 Yatırımların artması ise istihdamın artmasını etkileyeceğinden kayıtlı ekonomi de canlanacaktır. Öte yandan, kayıt dışı çalışan kişilerin çoğu elde ettikleri gelirleri tasarruf yerine ihtiyaçları için harcayacaklarından bu durum da ekonomide canlılık meydana getirecektir. 2.5.2. Kayıt Dışı İstihdamın Olumsuz Etkileri Kayıt dışı istihdamın her ne kadar olumlu etkileri olsa da olumsuz etkilerinin olumlu etkilerinden daha fazla olduğu görülmektedir. Aşağıda kayıt dışı istihdamın olumsuz etkileri üzerinde durulmaktadır. 2.5.2.1. Vergi Adaletini Bozması Kayıt dışı istihdamın neden olduğu vergi kaybı kayıtlı mükelleflere yansıtılarak vergi adaletinin ortadan kalkmasına neden olur. Vergi adaletinin ortadan kalkması devlete karşı mükelleflerin güvenlerinin azalmasına yol açar. Devlete güveni azalan mükelleflerde                                                              128 Serdar Günay, “Türkiye’de Kayıt Dışı İstihdamın Analizi II”, Yaklaşım Dergisi, Sayı: 115, Temmuz 2002, http://www.yaklasim.com/mevzuat/dergi/makaleler/2002073185.htm, (Erişim: 22.03.2011). 129 Ekin, a.g.e., s. 65. 56 ise vergi gayreti azalacaktır. Dolayısıyla, vergi adaletinin bozulması bireysel ve toplumsal bir takım sorunları ortaya çıkaracaktır.130 2.5.2.2. Vergi Gelirlerini Azaltması Kayıt dışı istihdamın artması kayıtlı çalışanların sayısını azaltacağından devletin almış olduğu vergi vb. yasal yükümlülüklerin miktarının azalmasına neden olacaktır. Kamu gelirlerinin azalması ise devletin yerine getirmesi gereken yükümlülüklerini kaynak yetersizliği nedeniyle yerine getirememesine yol açacaktır. Bu durumda devlet yapacağı kamusal hizmetleri ya yerine getirmeyecek ya da kayıtlı olan çalışanlar üzerindeki vergi yükünü artıracaktır. Diğer alternatifler ise, devletin borç alması ya da emisyona gitmesidir. Ancak, vergi gelirlerinin yetersizliğinden kaynaklanan tüm bu alternatifler sosyal ve ekonomik bir takım sorunları beraberinde getirecektir. 2.5.2.3. Gelir Dağılımını Etkilemesi Kayıt dışı ekonomik faaliyetlerin istihdam yaratması ve yoksulluğu hafifletici unsurlar taşımasına rağmen, gelir dağılımında adaleti sağladıklarında şüphe vardır.131 Kayıt dışı olarak çalışanların çoğu düşük ücretle çalışmak zorunda kalan kimselerdir. Kayıt dışı istihdam nedeniyle kayıt dışı çalışanlarla kayıtlı çalışanlar arasında zamanla ciddi gelir farklılığı ortaya çıkmaktadır. Kayıtlı çalışanlar sosyal haklarını aldıklarından sağlık güvenceleri yönünden sorun yaşamazlarken, kayıt dışı olanlar sağlık sorunu yaşadıklarında zaten düşük olan ücretlerinin bir kısmını sağlık harcamalarına ayırmak zorunda kalmaktadırlar. 2.5.2.4. Haksız Rekabete Neden Olması Kayıt dışı istihdam ekonomi üzerinde rekabet eksiklikleri yaratmaktadır. Kayıt dışı istihdam merkezli çalışan firmaların daha az vergi ve prim ödemeleri rekabetin bozulmasına neden olmaktadır. Kayıtlı çalışan firmaların bu durumdan dolayı olumsuz                                                              130 Güloğlu, a.g.m., s. 6. 131 Özsoylu, a.g.e., s. 109. 57 şekilde etkilenmesi ayakta kalmalarını zorlaştırmaktadır. Ekonomik rekabeti sağlayıcı önlemlerin alınmaması bir açıdan ekonominin çökmesine yol açmaktadır. Kayıt dışı firmaların bu şekilde sayılarının artması kayıtlı olarak faaliyette bulunan işletmelerde de bozulmalara neden olacak ve sonuçta onların da kayıt dışına yönelmelerine yol açacaktır.132 Kayıt dışı ekonomide faaliyette bulunan firmalar, sosyal güvenlik primi ve vergi ödemedikleri için devletin gelirleri azalacaktır. Bu durum devletin düşük gelir gruplarına sağladığı sosyal transferleri azaltacaktır. Sosyal transferlerin azalması geliri düşük grupların yaşam şartlarını daha da zorlaştıracaktır. Bu ise, sosyal ve siyasal problemlerin artmasına neden olabilecektir.133 Ekonomide rekabeti düzenleyici kuralların olması verimlilik artışını sağlayacaktır. Rekabetin piyasalardaki bu olumlu etkisini sınırlayan her türlü engel, ekonominin potansiyel verimliliğine ulaşmasında ve dolayısıyla potansiyel büyümesinde olumsuz etki yapacaktır. Kayıt dışı faaliyetlerin ekonomide yaygın olması da rekabetin sağlanmasını engellemektedir. Kayıt dışı ekonominin varlığı rekabetçi düzenden beklenen olumlu sonuçların elde edilmesine engeldir. Kayıt dışının var olduğu bir ekonomide yeterli verimlilikte çalışmayan firmalar piyasa dışına çıkarak faaliyetlerine son vermek yerine, kayıt dışına çıkarak faaliyetlerine devam edebilmektedirler. Bu durumda söz konusu firmalar, kayıt dışına çıkarak elde ettikleri maliyet avantajları ile daha verimli ve daha rekabetçi olan ancak kayıt içinde kalmış firmalarla rekabet etme şansı kazanabilmektedirler. Bu durum ekonomide firmaları ikili bir yapıya bölmektedir. Bir yanda kayıtlı çalışan ve daha verimli firmalar, diğer yanda kayıt dışında çalışan daha verimsiz firmalar. Bu kalıcı bölünme, ekonominin daha verimli ve daha fazla zenginlik üreten bir yapıya kavuşmasına engel teşkil etmektedir. Böylece kayıt dışılık bir ekonominin potansiyel verimliliğine ulaşamamasına neden olurken o ülkenin büyüme performansını olumsuz yönde etkilemektedir.134                                                              110 Hakan Üzeltürk, “Kayıt Dışı İstihdam”, 05.02.2011, http://www.muhasebetr.com/ulusalbasin/haber_oku.php?haber_id=7027 , (Erişim: 09.02.2011). 133 TCMB, a.g.e., s. 5-6. 134 GİB, a.g.e., s. 32. 58 2.5.2.5. Sosyal Güvenlik Sistemini Etkilemesi Kayıt dışı istihdam, sosyal güvenlik kurumlarının finansal durumlarını olumsuz yönde etkilemektedir. Kayıt dışı istihdamın büyük bir hacme sahip olması nedeniyle sosyal güvenlik kurumlarının yeterli fon toplayamaması bu kurumları finansman zorluklarıyla karşı karşıya bırakmaktadır. Sosyal güvenlik kurumlarında yeterli miktarda fon birikmemesi sonucunda, düşük gelir gruplarına yönelik sosyal transferler yeterince gerçekleştirilememekte ve bu nedenle düşük gelir gruplarının hayat koşulları daha da zorlaşmaktadır. Doğal olarak bu durum gelir dağılımı ve sosyal adaleti olumsuz yönde etkilemektedir.135 Kayıt dışı istihdam sonucunda prim tahsilâtlarının yeterli düzeye ulaşmaması sosyal güvenlik açığının giderek büyümesine neden olurken, sosyal güvenlik açıklarının finansmanı, devletin her yıl hazırladığı bütçenin en önemli sorunlarından biri haline gelmektedir.136 2.5.2.6. İşletmeler Açısından Olumsuz Etkileri Kayıt dışı olarak faaliyette bulunan işletmeler mali tablolarını tutarlı ve gerçek verilerle düzenlemedikleri için güvenilir işletmeler olarak adlandırılamayacağından yatırımcılar için uygun bir hedef olarak gösterilemezler. Vergi ve diğer yükümlülükler ile ilgili risk taşımaları ve yönetim şekillerinin şeffaf olmaması da kurumsallaşmalarını engellemektedir.137 Devletin vermiş olduğu sigorta primi teşvikleri, işyerinde çalışan sayısı vb. faktörler üzerinden değerlendirildiği için teşviklerden yararlanmada da kayıt dışı çalışanlar dikkate alınmayacaktır. Kayıt dışı çalışan işletmeler ölçek itibariyle genellikle küçük ölçekli işletmelerdir. Bu tür işletmeler kayıt dışı kalabilmek için küçük kalmaya devam etmektedirler. Bu eğilim, işletmelerin optimal boyuta ulaşmalarını engellediği gibi, ekonomide hem                                                              135 GİB, a.g.e., s. 34. 136 Mehmet Candan, “Kayıt Dışı İstihdam, Yabancı Kaçak İşçi İstihdamı ve Toplumumuz Üzerindeki Sosyo - Ekonomik Etkileri”, (Yayınlanmamış Uzmanlık Tezi), T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü, Ankara, 2007, s. 91. 137 GİB, a.g.e., s. 34. 59 verimlilik kaybına neden olmakta, hem de ekonominin kayıt altına alınmasını güçleştirmektedir.138 Kayıt dışı işçi çalıştıran işletmeler niteliksiz personelle çalıştıklarından verimli olmaları zorlaşmaktadır. Niteliksiz personeli eğitmek, kayıtsız işçi çalıştırırken katlanılan maliyet ve verim kaybı, kayıtlı işçi çalıştırırken ödenen vergi ve sigorta primlerini geçmektedir. Kayıt dışı işçi çalıştıran işletmeler SGK’nın denetim elemanlarınca yapılan denetimler sonucunda idari para cezası ile beraber ödenmeyen sigorta primlerinin faizi ile de karşı karşıya kalırlar. Kayıtlı olarak faaliyet gösteren firmalar ise devletin sağlamış olduğu hibe ve kredilerden faydalanabilecekler, kaynak bulmakta zorlanmayacakları için çok çabuk büyüyebileceklerdir. 2.5.2.7. Kaynak Dağılımının Bozulmasına Neden Olması Kayıt dışı istihdam kaynak dağılımında rasyonellikten uzaklaşılmasına neden olmaktadır. Kayıt dışı istihdamın vergi yükü, kayıtlı istihdama göre düşüktür. Bu ise, sermayenin makroekonomik hedeflere uygun olmayan alanlara kaymasına, orta ve uzun vadeli istihdam planlarının işlevini büyük ölçüde yerine getirememesine neden olmaktadır. Böyle bir sonuç, sermayesi yeterli seviyede olmayan gelişmekte olan ülkeler açısından önem arz etmektedir.139 2.6. KAYIT DIŞI İSTİHDAMIN BOYUTU Kayıt dışı ekonomi gibi kayıt dışı istihdamı da tam olarak tahmin etme olanağı bulunmamaktadır. Kayıt dışılığı tespit etmede ölçüm olarak direkt yöntemlerin kullanılmasının (anket düzenleme gibi), kişilerin anketlere doğru cevaplar vermeme olasılığı ve tüm ülke nüfusuna anket uygulama olanağı göz önüne alındığında geçerli ve                                                              138 Sadık Kırbaş, Kayıtdışı Ekonomi, Nedenleri, Boyutları ve Çözüm Yolları, TESAV Yayınları, İstanbul, l995, s. 24-27’den aktaran İzzettin Önder, “Kayıtdışı Ekonomi ve Vergileme”, İ.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, No: 23-24, Ekim 2000-Mart 2001, s. 247. 139 Güloğlu, a.g.m., s. 6. 60 güvenilir bir yöntem olamayacağı düşünülmektedir.140 Tablo 6’da birtakım kaynaklardan alınan veriler kullanılarak bazı ülke ekonomilerinde kayıt dışı istihdamın tahmini büyüklüğü gösterilmiştir.                                                              140 Karaarslan, a.g.e., s. 131. 61 Tablo 6: Bazı Ülke Ekonomilerinde Kayıt Dışı İstihdamın Tahmini Büyüklüğü Ülke Tahmini Yıl Kaynak Büyüklük (GSYİH %) Avusturya %10 2003 Linz Üniversitesi Belçika %20 2004 Hükümet Bulgaristan %22-%30 2003 Ulusal İstatistik Kıbrıs %4.2 2003 Kıbrıs Rum İdaresi Danimarka %5.5 2001 Rockwoll Vakfı Estonya %8-%9 2001 Eurostat Fransa %4-%14 2003 Organisations de Securite Sociale Almanya %17 2004 Hükümet Yunanistan %20 1998 Basın Bültenleri (teyit edilmemiş) Macaristan %25-35 2004 Eurostat İrlanda %5-10 1998 Bilinmemekte İtalya %16 2001 Eurostat Letonya %18 2000 İstatistik Bürosu Hollanda %13.8 2002 Eurostat Polonya %14 2003 Eurostat Romanya %20 2003 Ekonomik Kalkınma İttifakı Slovekya %18 2003 Hükümet Slovenya %17 2003 Hükümet İsveç %4.6 1998 Ulusal Denetim Ofisi İngiltere %1.5 2003 Hükümet Kaynak: Piet-Ivarsson Renooy, Staffan-Wusten Gritsai, Olga van der-Meijer Emco, Undeclared Work In An Enlarged Unıon An Analysıs Of Undeclared Work: An In-Depth Study Of Specıfıc Items, European Commission Directorate-General for Employment and Social Affairs Unit EMPL/A/1 Manuscript completed in May 2004, s. 106’dan aktaran Tunç, a.g.e., s. 68. 62 Yukarıdaki tablodan görüldüğü gibi, kayıt dışı istihdamın en yüksek olduğu ülkeler sırasıyla %25-35 ile Macaristan, %22-%30 ile Bulgaristan, %20 ile Belçika, Yunanistan ve Romanya’dır. Kayıt dışı istihdamın en düşük olduğu ülkeler ise %1.5 ile İngiltere, %4.2 ile Kıbrıs, %4.6 ile İsveç ve %5.5 ile Danimarka’dır. Türkiye’de de kayıt dışı istihdamın boyutunu net olarak belirlemek imkansız olmakla birlikte çeşitli kaynaklardan alınan verilerden yararlanılarak tahmin edilmeye çalışılmıştır. Çünkü büyüklüğü ve ekonomik yapısı içerisinde önemi ortaya konmayan bir olgu ile mücadelede başarı şansı oldukça zayıftır.141 Tablo 7: Türkiye’de Kayıt Dışı İstihdamın Yıllar İtibari ile Görünümü (2005-2012) Yıl 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 Kayıt Dışı İstihdam 48,1 46,9 45,4 43,5 43,6 43,3 41,9 39,4 Oranı (%)  Kaynak: http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?alt_id=1007, (Erişim: 15.03.2013) verilerinden yararlanılarak tarafımızca hazırlanmıştır. Yukarıdaki tabloyu incelediğimizde, ülkemizde son sekiz yıl içinde kayıt dışı istihdam oranı ortalamasının %44,1 olduğu görülmektedir. Kayıt dışı istihdam oranları 2010 yılında %43,3, 2011 yılında %41,9 ve 2012 yılında ise %39,4 olarak gerçekleşmiştir. Rakamlar Türkiye’deki çalışanların yaklaşık yarıya yakın bir kısmının kayıt dışı olarak çalıştığını göstermektedir. Kayıt dışı istihdam oranları düşüş seyri izlese de 2,5 çalışandan biri kayıt dışı çalışmaya devam etmektedir. Bu durum ülkemiz açısından kayıt dışı ile mücadelenin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.                                                              141 Karaarslan, a.g.e., s. 131. 63 Tablo 8: Türkiye’de Kayıt Dışı İstihdamın Dağılımı (Bin Kişi) (Aralık 2011-2012) Toplam 2011 Aralık 2012 Aralık 15 + yaş Toplam Kayıt dışı Kayıt dışı (*) Toplam Kayıt dışı Kayıt dışı (*) istihdam istihdam (%) istihdam istihdam (%) Toplam 23.678 9.285 39,2 24.766 9.255 37,4 Ücretli ve yevmiyeli 14.977 3.398 22,7 15.867 3.272 20,6 İşveren 1.241 263 21,2 1.229 230 18,7 Kendi hesabına 4.601 3.010 65,4 4.661 2.994 64,2 Ücretsiz aile işçisi 2.859 2.615 91,5 3.008 2.760 91,8 Tarım 5.599 4.672 83,4 5.686 4.774 84 Ücretli ve yevmiyeli 529 444 83,9 515 416 80,8 İşveren 79 41 51,9 72 49 68,1 Kendi hesabına 2.541 1.870 73,6 2.513 1.862 74,1 Ücretsiz aile işçisi 2.450 2.317 94,6 2.586 2.447 94,6 Tarım dışı 18.079 4.613 25,5 19.080 4.482 23,5 Ücretli ve yevmiyeli 14.448 2.953 20,4 15.352 2.856 18,6 İşveren 1.163 222 19,1 1.157 182 15,7 Kendi hesabına 2.059 1.140 55,4 2.148 1.132 52,7 Ücretsiz aile işçisi 409 298 72,9 423 312 73,8 Kaynak: TÜİK, Haber Bülteni, Sayı: 13464, 15.03.2013, http://www.tuik.gov.tr/PreTabloArama.do?metod=search&araType=hb_x, (Erişim: 15.03.2013). (*): Kayıt dışı: yaptığı işten dolayı, her hangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna kayıtlı olmadan çalışanlar. Not: Tablodaki rakamlar, yuvarlamadan dolayı toplamı vermeyebilir. Tablo 8’de Türkiye’de kayıt dışı istihdamın dağılımı toplam, tarım ve tarım dışı olarak verilmiştir. 2012 Aralık ayında %37,4 olan kayıt dışı istihdam oranı tarım dahil edilmediğinde %23.5’e düşmekte, tarımda çalışanların kayıt dışılık oranı ise %84 gibi çok yüksek bir düzeyde seyretmektedir. 64 Tablo 9: Esas İşlerinden Dolayı Herhangi Bir Sosyal Güvenlik Kuruluşuna Kayıtlı Olmayanların Yıllara Göre Dağılımı (Bin kişi 15+ yaş) (2004-2012) Toplam (Tarım+Tarım Dışı) Toplam Ücretli veya Kendi Ücretsiz Aile Yıllar Yevmiyeli İşveren Hesabına İşçisi 2004 9.843 3.433 231 2.942 3.237 2005 9.666 3.658 282 3.031 2.695 2006 9.593 3.786 310 2.954 2.543 2007 9.423 3.681 330 2.892 2.519 2008 9.220 3.414 349 2.893 2.563 2009 9.328 3.349 325 3.031 2.624 2010 9.772 3.535 301 3.095 2.841 2011 10.139 3.739 278 3.076 3.046 2012 9.686 3.436 231 3.023 2997 Kaynak: http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?alt_id=1007,  (Erişim: 15.03.2013)’deki İstatistiksel Tablolardan yararlanılarak tarafımızca hazırlanmıştır. Not 1: Tarım ve tarım dışı rakamları toplamın içindedir. 2: Rakamlar yuvarlamadan dolayı toplamı vermeyebilir. Tablo 9’da Türkiye’de esas işlerinden dolayı kayıt dışı çalışanların sayıları verilmiştir. 2012 yılında ücretli veya yevmiyeli, işveren, kendi hesabına, ücretsiz aile işçisi olarak kayıt dışı çalışanların toplam sayısının 9.686.000 kişi olduğu görülmektedir. 65 İKİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE’DE KAYIT DIŞI İSTİHDAM VE VERGİ 1. KAYIT DIŞI İSTİHDAM VE VERGİ İLİŞKİSİ Kayıt dışı istihdam kayıt dışı ekonominin içinden çıkmaktadır. Bu nedenle kayıt dışı istihdam ve vergi ilişkisine yer vermeden önce kayıt dışı ekonomi ve vergi ilişkisine değinmek gerekmektedir. Gelir İdaresi Başkanlığı’nın 2008-2010 döneminde uygulanmak üzere düzenlenen “Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadele Stratejisi Eylem Planı’nda ülkemizde kayıt dışı ekonominin vergi politikaları açısından tespit edilen nedenleri aşağıda belirtilmiştir;142  Vergi mevzuatındaki karmaşıklığın, kanunların anlaşılabilirliğini ve uygulanabilirliğini zorlaştırması  Vergi oranlarının yüksekliği, vergi oranlarının sık sık değişmesi ve ek vergiler konulması,  Türk Vergi Mevzuatında yer alan muafiyet ve istisnalar,  Denetim sürecinin etkinliğini ve kalitesini önemli derecede etkileyen denetim ilke ve standartlarının geliştirilmesi gerekliliği,  Denetimde koordinasyon eksikliği,  Mevcut vergi ceza sisteminin caydırıcı olmaması,  Vergi kanunlarını uygulamakta olan birimlerin bürokratik işlemlere boğulmuş olması,  Ekonomik kriz dönemleri haricinde vergi afları,  Bilgilendirici ve yönlendirici muhasebe ve mali müşavirlik hizmetlerinin yetersizliğidir. Öte yandan, kayıt dışı ekonominin en önemli etkilerinden birisi, devletin temel gelir kaynağı olan vergi gelirlerini azaltmasıdır. Bazı ekonomik faaliyetlerin kayıt dışında                                                              142 GİB, a.g.e., s. 18. 66 kalması, vergilerin eksik ödenmesine ya da hiç ödenmemesine neden olmakta ve sonuçta devletin vergi gelirlerinin azalmasına yol açmaktadır. İşletmeler, yarattıkları katma değerleri gizledikleri ya da eksik gösterdikleri oranda, katma değer vergisinin yanı sıra, mükellefiyet durumlarına göre gelir ya da kurumlar vergisini de eksik beyan etmiş olacaklardır. Buna göre, Katma Değer Vergisi (KDV) matrahına konu olan, ancak beyan dışı bırakılan satış hasılatları, Katma Değer Vergisi, Gelir Vergisi, Kurumlar Vergisi açısından birbirine yakın oranlarda vergi kaybına neden olmaktadır.143 Gelir İdaresi Başkanlığı’nın “Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadele Stratejisi Eylem Planı”nda açık ve net bir şekilde belirtildiği gibi kayıt dışı ekonomi ile vergi arasında neden ve sonuç olmak üzere iki yönlü bir ilişki mevcuttur.144 Vergileme ile ilgili bazı sorunlar kayıt dışılığa yol açtığı gibi, kayıt dışılık da devletin vergi geliri kaybına neden olmaktadır. Devletin uğradığı vergi kaybı sonucunda kayıtlı kesimler üzerindeki vergi yükünün artması durumunda vergiden kaçış hızlanmakta ve bu durum kayıt dışılığın hacmini artırmaktadır. Öte yandan, vergi oranlarının yüksek olmasının yanı sıra sosyal güvenlik kesintilerinin de yüksek olması kayıt dışı istihdamın artmasına neden olmaktadır.145 Gelirlerinin büyük bir kısmını vergi, sigorta primi vb. mali yükümlülüklere ayırmak istemeyen işletmeler ve çalışanlar kayıt dışı istihdama yönelebilmektedirler. Böylece, kayıt dışı istihdam nedeniyle devletin vergi ve sosyal güvenlik prim gelirleri azalmaktadır. Bu durum, kayıtlı faaliyette bulunanların vergi ve sosyal güvenlik prim yüklerinin artmasına neden olurken kayıt dışı istihdamın artmasına da yol açmaktadır. Kayıt dışılığın ortaya çıkmasında vergileme ile ilgili sorunların önemli bir paya sahip olduğu görülmektedir. Kayıt dışı istihdam sorunu vergileme ile beraber ele alınıp irdelenirse çözüme daha kolay ulaşılabilecektir. Bu nedenle kayıt dışı istihdam ve vergi ilişkisine aşağıda detaylı olarak yer verilecektir.                                                              143 GİB, a.g.e., s. 33. 144 Fazıl Aydın, “Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadele Stratejisi Eylem Planının (2008-2010) Vergi Politikası Açısından Değerlendirilmesi”, Vergi Sorunları, Şubat 2009, s. 54. 145 Algan, a.g.m. 67 1.1. VERGİ YÜKÜNÜN KAYIT DIŞI İSTİHDAMA ETKİSİ 1.1.1. Vergi Yükü Kavramı Vergi yükü, bir ülke kamu maliyesinin değerlendirilmesinde göz önünde tutulan en önemli göstergelerden biridir. Bu gösterge ile bir ülke ekonomisinde kaynakların ne kadarlık kısmının devlet tarafından vergi veya diğer isimler altında alındığı ifade edilmektedir.146 Vergi yükü kavramı, mükellefin vergi ödemesinden dolayı ekonomik gücünde meydana gelen azalmayı ifade etmektedir. Vergi yükü elde edilen gelir ile ödenen vergi arasındaki ilişkiyi göstermektedir. Toplam vergi gelirlerinin Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’ya (GSYİH) oranı toplam vergi yükünü vermektedir. Vergi türlerinin toplam vergi gelirleri içindeki ağırlığı faklılık göstermektedir. Örnek vermek gerekirse, kişisel gelir vergisi tahsilatında ücretler üzerinden alınan vergilerin oransal ağırlığının artması mükellefin vergi yükü algısını etkileyebilecektir. Öte yandan, vergi yükü dışında devletin kamusal faaliyetlerin devamı için aldığı sosyal güvenlik primleri, bürokrasinin hantallığı sonucu ortaya çıkan maliyetler, haksız yere alınan bağışlar, hediyeler veya rüşvetler de devletin vatandaşa yüklediği yükler arasında değerlendirilebilir. 147 Vergi yükünün, vergilemenin ekonomik ve sosyal hayat üzerindeki etkilerinin değerlendirilmesinde mutlaka dikkate alınması gerekmektedir. 1929 yılında meydana gelen Dünya Ekonomik Krizi’nden sonra devletin ekonomiye müdahalesinin artmasıyla birlikte vergi oranları ve türleri artış göstermiş ve bu durum vergi yükü ve vergi tazyiki148 kavramlarını daha çok gündeme getirmeye başlamıştır.149                                                              146 DPT, Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007 - 2013), Vergi Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Yayın No: 2734, Ankara, 2007, s. 3. 147 SETA, Türkiye’de Kayıt Dışı Ekonomi ve Kayıt Dışılıkla Mücadelenin Serencamı, (Haz. Fatih Savaşan), Seta Analiz, Sayı: 35, Mart 2011, s. 16, http://www.setav.org/public/indir.aspx?, (Erişim: 04.11.2011). 148 Vergi tazyiki, vergi mükellefinin vergi ödemeden dolayı ekonomik gücünde meydana gelen azalma nedeniyle duymuş olduğu baskı hissi, psikolojik ağırlıktır. 149 Esra Siverekli Demircan, “Türkiye’de Vergi Politikalarının Siyasi Analizi: Siyasi Değişimin Vergi Kayıp ve Kaçaklarına Etkisi Üzerine Bir İnceleme”, Türkiye’de Vergi Kayıp ve Kaçakları, Önlenmesi Yolları, 19. Türkiye Maliye Sempozyumu (10-14 Mayıs 2004), Yaklaşım Yayıncılık, Ankara, 2004, s. 538. 68 1.1.2.Vergi Yükünü Etkileyen Faktörler Vergi yükünü çeşitli faktörler etkileyebilmektedir. Bunlardan bazıları; verginin yansıtılma olanağı, dolaylı - dolaysız yapıda olması, vergi tarifelerinin özellikleri, vergi kaybının düzeyi, vergi potansiyelinin değerlendirilmesi, mükelleflerin vergi bilinç düzeyi ve idari etkinlik olarak sayılabilir.150 Bu faktörler ülkelerin ekonomik, siyasi, sosyal ve yapısal özelliklerine göre değişiklik gösterebilmektedirler. Vergi yükündeki artışı etkileyen diğer unsurlar şöyle sıralanabilir;151 1) Ekonomideki kurumsallaşma düzeyinin artması (geleneksel ticaret ve üretim yöntemlerinden organize piyasa ve üretim yapısına geçiş) vergi tahsilatına olumlu katkı sağlamıştır. Üretim ve ticaret faaliyetlerinde büyük ölçekli işletmelerin ön plâna çıkması vergi yönetimi ve tahsilatı anlamında olumlu bir etki yaratmıştır. 2) Bireylerin tüketim kalıbının değişmesi sonucu, kayıtlı sektörlerde gerçekleştirilen iletişim ve enerji gibi hizmetlerin tüketici bütçeleri içerisinde daha fazla pay alması vergi tahsilatını olumlu etkilemiştir. 3) Mali sistemin büyüklüğünün artması, sektörün kayıtlı ve vergi tahsilat masrafının düşük olması, vergi tahsilatında etkinliği artırmıştır. 4) Dış ticaret hacminin artması da vergi yükünün artmasında önemli bir faktördür. Vergi oranlarının yapısı da, vergi yükünü etkileyen faktörlerden bir tanesidir. Zaman zaman kurumlar vergisi bazı ülkelerde artan oranlı olarak uygulanmıştır. 1990’lı yıllara kadar ABD’de %15’den başlayan ve %46’ ya yükselen beş dilimli artan oranlı tarife uygulanmış ancak daha sonra tek oranlı (%34) tarifeye geçilmiştir. Benzer şekilde, Avustralya ve İrlanda gibi OECD ülkelerinde de aynı dönemde artan oranlı tarifenin uygulandığı görülmektedir. Artan oranlı tarife küçük ve orta ölçekli işletmeler lehine vergi yükünü azaltmaktadır.152                                                                      150 Abdurrahman Akdoğan, Kamu Maliyesi, 9. Baskı, Gazi Kitabevi, Ankara, 2003, s. 458. 151 DPT, Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007 – 2013), Vergi Özel İhtisas Komisyonu Raporu, s. 12. 152 S. Yenal Öncel, “Kurum Kazançlarında Vergi Yükünü Belirleyen Faktörler ve Kurumlar Vergisinin Türleri”, İ.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, No: 11-12-13, Nisan-Temmuz-Ekim 1995, s. 217. 69 1.1.3. OECD Ülkelerinde ve Türkiye’de Vergi Yükü Oranları Türkiye’deki vergi yükü konusunda, OECD ülkelerindeki vergi yükü oranları ile kıyaslama yaparak fikir sahibi olabiliriz. Tablo 10: OECD Ülkelerinde Toplam Vergi Gelirlerinin GSYİH İçindeki Payı (1965- 2012) (Toplam Vergi Yükü) Ülke/Yıl 1965 1970 1980 1990 2000 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 Avustralya 20,7 21,1 26,2 28 30,4 30 29,6 29,7 27,1 25,8 25,6 26,5 .. Avusturya 33,9 33,9 39 39,7 43 42,1 41,5 41,8 42,8 42,4 42,2 42,3 43,2 Belçika 31,1 33,8 41,2 41,9 44,7 44,5 44,1 43,6 44 43,1 43,5 44,1 45,3 Kanada 25,2 30,3 30,4 35,3 34,9 32,3 32,6 32,3 31,6 31,4 30,6 30,4 30,7 Şili .. .. .. 17 18,8 20,7 22 22,8 21,4 17,2 19,5 21,2 20,8 Çek Cumhuriyeti .. .. .. .. 34 36,1 35,6 35,9 35 33,8 33,9 34,9 35,5 Danimarka 30 38,4 43 46,5 49,4 50,8 49,6 48,9 47,8 47,8 47,4 47,7 48 Estonya .. .. .. .. 31 30,6 30,7 31,4 31,9 35,3 34 32,3 32,5 Finlandiya 30,4 31,6 35,8 43,7 47,2 43,9 43,8 43 42,9 42,8 42,5 43,7 44,1 Fransa 34,2 34,2 40,2 42 44,4 44,1 44,4 43,7 43,5 42,5 42,9 44,1 45,3 Almanya 31,6 31,5 36,4 34,8 37,5 35 35,7 36,1 36,5 37,4 36,2 36,9 37,6 Yunanistan 18 20,2 21,8 26,4 34,3 32,1 31,6 32,5 32,1 30,5 31,6 32,2 33,8 Macaristan .. .. .. .. 39,3 37,3 37,3 40,3 40,1 39,9 38 37,1 38,9 İzlanda 26,2 27,4 29,6 30,9 37,2 40,7 41,5 40,6 36,7 33,9 35,2 36 37,2 İrlanda 24,9 28,1 30,7 32,7 30,9 30,1 31,6 31,1 29,2 27,6 27,4 27,9 28,3 İsrail .. .. .. .. 37 35,7 36 36,4 33,8 31,3 32,4 32,6 31,6 İtalya 25,5 25,7 29,7 37,6 42 40,6 42,1 43,2 43 43,4 43 43 44,4 Japonya 17,8 19,2 24,8 28,5 26,6 27,3 28,1 28,5 28,5 27 27,6 28,6 .. Kore .. .. 17,1 19,5 22,6 24 25 26,5 26,5 25,5 25,1 25,9 26,8 Lüksemburg 27,7 23,5 35,7 35,7 39,1 37,6 35,9 35,6 37,3 39 37,3 37 37,8 Meksika .. .. 14,8 15,8 16,9 18,1 18,2 17,7 20,9 17,4 18,9 19,7 .. Hollanda 32,8 35,6 42,9 42,9 39,6 38,4 39,1 38,7 39,2 38,2 38,9 38,6 .. Yeni Zellanda 23,6 25,6 30,2 36,5 32,9 36,4 35,7 34,5 33,6 31,1 31,1 31,5 32,9 Norveç 29,6 34,5 42,4 41 42,6 43,2 43,5 42,9 42,1 42 42,6 42,5 42,2 Polonya .. .. .. .. 32,8 33 34 34,8 34,2 31,7 31,7 32,3 .. Portekiz 15,9 17,8 22,2 26,8 30,9 31,1 31,8 32,5 32,5 30,7 31,2 33 32,5 Slovak Cumhuriyeti .. .. .. .. 34,1 31,5 29,4 29,5 29,5 29,1 28,3 28,7 28,5 Slovenya .. .. .. .. 37,3 38,6 38,3 37,7 37,1 37 38,1 37,1 37,4 İspanya 14,7 15,9 22,6 32,5 34,3 36 36,9 37,3 33,1 30,9 32,5 32,2 32,9 İsveç 33,3 37,8 46,4 52,3 51,4 48,9 48,3 47,4 46,4 46,6 45,4 44,2 44,3 İsviçre 17,5 19,2 24,6 24,9 29,3 28,1 27,9 27,7 28,1 28,7 28,1 28,6 28,2 Türkiye 10,6 9,3 13,3 14,9 24,2 24,3 24,5 24,1 24,2 24,6 26,2 27,8 27,7 İngiltere 30,4 36,7 34,8 35,3 36,4 35,4 36,3 35,7 35,8 34,2 34,9 35,7 35,2 ABD 24,7 25,7 25,5 26,3 28,4 26 26,8 26,9 25,4 23,3 23,8 24 24,3 OECD-Toplam 25,4 27,4 30,8 32,9 35,2 34,8 35 35 34,5 33,6 33,8 34,1 .. Kaynak: OECD, Stat Extracts, http://stats.oecd.org/Index.aspx?QueryId=21699, (Erişim: 16.10.2014). Not 1: OECD verilerinden yararlanılarak tablo tarafımızca hazırlanmıştır. 2:2012 yılı verileri tüm ülkelerde henüz kesinleşmediğinden 2012 OECD ortalaması hesaplanamamıştır. 70 Tablo 10’da yıllar itibariyle OECD ülkelerindeki vergi yükleri gösterilmiştir. OECD ortalamasına baktığımızda 1965 yılında %25,4 olan vergi yükü, 2000 yılına kadar artış göstermiş ve 2000 yılında %35,2’ye ulaşmıştır. Küçük çaplı iniş çıkışların ardından bu oran 2010 yılında %33,8, 2011 yılında ise %34,1 olarak gerçekleşmiştir. Türkiye açısından baktığımızda, yıllar itibariyle toplam vergi yüklerinin OECD ortalamalarının altında gerçekleştiği görülmektedir.153                                                              153 Vergi yükü karşılaştırmaları yapılırken ülkelerin vergi yapıları, dolaylı ve dolaysız vergi oranları, kişi başına düşen milli gelir düzeyi, milli gelir hesaplama yöntemleri gibi unsurların da dikkate alınması gerekmektedir. Aksi durumda yanıltıcı sonuçlara ulaşılabilir. 71 Tablo 11: OECD Ülkelerinde Ortalama Ücret Yüklerinin Gelişimi (2000-2009) (Evli ve 2 Çocuklu) Gelir Vergisi+Sosyal Güvenlik Primi İşçi Payı+İşveren Payı Toplamı / İşgücü Maliyetine Oranı (%) 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 1 Macaristan 43,9 44 42,2 39,4 41 40,7 41,2 44 44,0 43,7 2 Fransa 40,7 41 40,7 41,1 41 41,6 41,7 42 42,1 41,7 3 Yunanistan 38,7 39 40,5 40,8 42 42,0 42,9 42 41,8 41,7 4 Belçika 42,6 43 42,4 41,6 43 40,3 40,3 40 40,0 38,8 5 İsveç 44,3 43 41,8 42,4 43 42,6 41,6 39 39,2 37,5 6 Finlandiya 40,7 40 39,4 38,7 38 38,4 37,9 38 38,3 37,0 7 Avusturya 35,2 35 35,3 35,7 36 36,6 37,3 38 38,5 36,6 8 Türkiye 40,4 44 42,5 42,2 43 42,8 42,7 43 38,6 36,2 9 İtalya 39,0 38 36,7 34,3 37 35,8 36,1 35 36,1 35,7 10 Almanya 35,3 35 34,8 35,9 35 35,4 35,8 36 35,3 33,7 11 İspanya 32,1 33 33,1 32,5 33 33,2 33,6 33 32,0 32,3 12 Norveç 28,4 29 29,7 29,6 30 29,6 30,0 31 30,6 30,6 13 Hollanda 29,6 28 28,3 27,8 30 29,7 29,0 30 30,1 29,7 14 Danimarka 30,4 30 29,4 29,3 29 28,6 28,9 29 29,0 28,6 15 Polonya 33,3 33 32,6 36,4 37 36,9 37,2 32 28,4 28,4 16 İngiltere 27,8 26 25,8 27,5 28 27,9 28,0 28 27,0 26,4 17 Portekiz 30,2 27 28,2 27,7 28 27,5 27,8 28 26,7 26,3 18 Japonya 21,1 21 27,1 23,8 24 23,9 23,7 24 24,0 23,7 19 Slovakya 30,4 32 31,3 31,9 28 23,1 23,7 24 25,3 22,7 20 Çek Cumh. 22,7 25 24,5 27,1 29 27,2 26,1 21 21,0 20,5 21 Kanada 23,9 22 22,3 21,5 22 21,5 21,9 19 19,0 18,3 22 Kore 15,6 16 15,5 15,8 16 16,2 16,8 17 17,8 17,2 23 İsviçre 18,7 19 19,0 18,6 18 18,5 18,2 19 16,2 17,2 24 Meksika 12,6 13 15,8 16,8 15 14,7 15,0 16 15,1 15,3 25 Avustralya 22,7 18 18,4 19,6 15 16,0 17,2 15 14,9 14,1 26 A.B.D. 20,6 20 20,1 17,3 17 17,4 17,8 17 15,2 13,7 27 İrlanda 20,4 18 14,8 12,7 13 13,3 11,8 10 9,8 11,7 28 Lüksemburg 13,9 12 9,9 10,1 10 10,9 11,4 13 11,9 11,2 29 İzlanda 4,8 5 8,4 10,1 12 11,5 12,8 11 9,9 8,6 30 Yeni Zelanda 13,6 15 16,0 17,2 18 14,4 3,1 3 3,1 0,6 OECD Ortalaması 28,5 28 28,2 28,2 28 27,9 27,7 27 26,7 26,0 Kaynak: OECD, Taxing Wages, 2010’dan aktaran T.C. Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı, Ekonomik Veriler, Temmuz 2011, s. 105. Not: Türkiye'de 1.1.2008 tarihinden itibaren ücretlerin vergilendirilmesinde asgari geçim indirimi (AGİ) uygulaması başlamıştır. Bu uygulama öncesi Türkiye %43 ile ücretler üzerindeki vergi yükü açısından OECD ülkeleri arasında 2. sırada (2007 yılında Macaristan %44 ile ilk sırada) yer almakta iken, bu uygulama ve 5 puanlık sosyal güvenlik primi işveren hissesi devlet katkısı uygulaması sonrasında Türkiye OECD ülkeleri arasında 8. sıraya düşmüştür. Tablo 11’de OECD ülkelerinde ortalama ücret üzerindeki vergi ve SGK prim yükü oranları gösterilmiştir. Söz konusu yük 2007 yılında Türkiye’de %43 olup, %27 OECD ortalamasının çok üzerindedir. Türkiye’de 2008 yılından itibaren yapılan yeni 72 düzenlemeler sonucu bu yük 2008’de %38,6’ya, 2009’da %36,2’ye düşmüştür. Aynı yıllarda OECD ortalaması sırasıyla %26,7 ve %26,0’dır. Görüldüğü gibi, ülkemizde son yıllarda istihdam üzerindeki vergi ve prim yükü geçmişe göre azaltılmış olmakla birlikte, halen çok ağırdır. Yukarıda Tablo 10 ve Tablo 11’de görüldüğü gibi, Türkiye’de toplam vergi yükü OECD ortalamasının altında kalmasına rağmen, ücret üzerinden alınan vergi ve SGK prim yükü OECD ortalamasının bir hayli üzerinde seyretmektedir. 1.1.4. Türkiye’de Vergi Yükünün Kayıt Dışı İstihdama Etkisi Türkiye, 1990’lı yıllardan itibaren ekonomideki yapısal sorunlar, hızla artan kamu açıkları ve borç yükü ile birlikte istikrarsız bir ekonomik yapıya sahip olmuş ve kısa aralıklarla yaşanan ekonomik krizler ile mücadele etmek zorunda kalmıştır. Bu dönemde sosyal güvenlik gibi yapısal sorunların çözümünde adım atılamaması, yüksek enflasyon, özelleştirmede hedeflenen düzeylerin çok gerisinde kalınması kamu açıklarının hızla artmasına yol açmış; artan kamu açıklarının borçla finansmanı ise, borç yükünün ve faiz ödemelerinin kamu harcamaları içerisindeki payının üst seviyelere çıkmasına neden olmuştur. Uygulamaya konulan ekonomik istikrar programlarında öncelik kamu finansman ihtiyacının azaltılmasına verilmiş, bunun sağlanması için temel politika araçlarından biri olan vergi gelirlerinin artırılması yoluna gidilmiştir.154 Vergi gelirlerinin artırılması kayıtlı olan mükelleflerin üzerindeki vergi oranlarının ve vergi kalemlerinin artırılması ile mümkün olmuştur. Öte yandan, tüketim vergilerine de daha fazla ağırlık verilmeye başlanmıştır. Bütün bunlar alt gelir grubu üzerindeki vergi yükünün artmasına yol açmıştır. Türkiye’de vergi yükünün ağırlığı ücretli ve stopaj yoluyla vergilendirilenler üzerine kaymıştır. Ücretlilerin ve stopaj yoluyla vergisini ödeyenlerin vergi kaçırma gibi bir şansları bulunmamaktadır. Ücretlilerin vergisi maaşlarını almadan kesilmekte, stopaj yoluyla vergilendirilenlerde ise vergi kaynaktan kesildiğinden vergi kaçırma durumu söz konusu olmamaktadır. Vergisini beyan yoluyla ödeyenler ise vergi kaçırabilmektedirler. Türk Vergi Sistemi’nde gelir vergisi artan oranlı olarak uygulanmaktadır. Yani, geliri yüksek olanın tabi olacağı gelir vergisi oranı daha yüksek olmaktadır.                                                              154 DPT, Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007 - 2013), Vergi Özel İhtisas Komisyonu Raporu, s. 11. 73 Tablo 12: Gelir Vergisi Tarifesi (2013) Gelir Seviyesi % Oran 10.700 TL' ye kadar %15 26.000 TL' nin 10.700 TL'si için 1.605 TL, fazlası %20 60.000 TL'nin 26.000 TL' si için 4.665 TL (ücret gelirlerinde 94.000 TL'nin 26.000 TL' si için %27 4.665 TL), fazlası 60.000 TL' den fazlasının 60.000 TL'si için 13.845 TL (ücret gelirlerinde 94.000 TL' den %35 fazlasının 94.000 TL' si için 23.025 TL), fazlası Kaynak: http://www.gib.gov.tr/index.php?id=1413, (Erişim: 07.05.2013). Tablo 12’de, Türkiye’de 2013 yılında uygulanan gelir vergisi tarifesi verilmiştir. Gelir seviyesine göre oranlar %15-%35 arasında değişmektedir. Geliri yüksek olan gerçek kişilerin tabi olacakları gelir vergisi oranı daha yüksek olmakla beraber ilk dilime girecek mükellef sayısı fazla olduğu için vergi gelirlerinin çoğu ilk dilim üzerinden alınmaktadır. Bu durum, her ne kadar vergi adaletini sağlamaya yardımcı olsa da vergi gayretini155 azaltmaktadır. Öte yandan, gelir seviyesi yükseldikçe vergi oranlarının artması kayıt dışına yönelmeye neden olabilmektedir. İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (İSMMMO)’nın “Türkiye Vergi Profili” araştırması raporuna156 göre, Türkiye'de 10 ücretli 1 şirketten daha fazla vergi ödemektedir. Tablo 13: Türkiye’de Ücretlilerin Ödediği Vergiler (2010) Grubu Sayısı Ödenen Vergi (TL) Asgari Ücretli 4 milyon 738 bin 5 milyar 38 milyon Diğer Ücretliler 2 milyon 12 bin 22 milyar 649 milyon Dev Firmalar 100 Büyük 12 milyar 350 milyon Tüm Şirketler 652 bin 22 milyar 855 milyon Kaynak: İSMMMO, a.g.e., s. 370.                                                              155 Vergi gayreti, bir ülkede bulunduğu tahmin edilen vergi kapasitesi ile fiili vergi hasılatı arasındaki oransal ilişkidir. 156 İSMMMO, 2011 Yılı Faaliyet Raporu, s. 370-373, http://archive.ismmmo.org.tr/docs/yayinlar/kitaplar/FaaliyetRaporu2011/11_15%20türkiyenin%20vergi% 20profil%20arastirmasi.pdf, (Erişim:10.07.2013). 74 Söz konusu rapora göre, 2010 yılının tamamında 4 milyon 738 bin asgari ücretli ortalama 1.063 TL vergi ödeyerek, kamunun kasasına 5 milyar 38 milyon TL kaynak aktarmıştır. Böylelikle asgari ücretli aralarında dev şirketlerin bulunduğu, Türkiye’de 2010 yılında en fazla kurumlar vergisi veren 100 firmanın 90’ının toplamı kadar vergi ödemiştir. 22 milyar 649 milyon TL vergi ödeyen diğer ücretliler ise, asgari ücretlilerle beraber, toplamda 12 milyar 350 milyon TL vergi ödeyen 100 firmanın iki katından fazla vergi ödemiştir. Ücretlilerin toplam ödediği vergi, tüm şirketlerin ödediği vergi miktarını aşmıştır. Buna göre yaklaşık 6 milyon 750 bin ücretli, 652 bin şirketten daha fazla vergi ödemiştir. Rapora göre, toplam servet, gelir ve sermaye karlarından elde edilen verginin yüzde 43’ünü ücretliler ödemiştir. Oysa OECD ülkelerinde 9 ülke asgari ücrete vergi uygulamazken, 6 ülkede vergi oranı yüzde 10’un altındadır. Türkiye yüzde 15’lik vergi oranı ile asgari ücretliden en fazla vergi alan ülke durumundadır. Raporda, Türkiye’nin gelir, kar ve sermaye kazançlarından elde edilen dolaysız vergilerin milli gelire payı bakımından, kayıt dışı ekonominin de etkisiyle yüzde 5,8 ile OECD ortalamasının yarısına bile ulaşamadığına yer verilmektedir. Mal ve hizmetlerden alınan vergilerin milli gelire oranı bakımından Türkiye 33 ülke arasında 17. sırada bulunurken, gelir, kar ve sermaye kazançları üzerinden alınan vergilerde ise bir tek Meksika’yı geçerek 32. sırada yer almaktadır. Türkiye’de toplam vergi yükü yüksek olmamakla birlikte bu yükün adaletsiz dağılımı, birçok mükellef tarafından kayıt dışılığın nedenlerinden biri olarak görülmektedir. Mükellefler ödedikleri verginin yüksek olmasının gelirlerinin büyük ölçüde devlete kaymasına, sermayelerinin azalmasına neden olacağı görüşündedirler. Bu durumun ticari faaliyetlerinin büyümesine engel olacağını düşündüklerinden kayıt dışına yönelebilmektedirler 157 Bu tip kayıt dışı işyerlerinde çalışan kişiler de doğal olarak kayıt dışı istihdamın bir parçası haline gelmektedir. Öte yandan, Türkiye’de kayıt dışı faaliyetlerin artması fiili vergi tabanını daralttığından, bütçe açıklarının kapatılması düşüncesi ücretliler gibi stopaj yoluyla vergisini ödeyen ve vergi kaçırma imkanı olmayan mükelleflerin vergi yükünün artmasına yol açmaktadır. Bu durum, kazançlarının büyük kısmını vergi, sigorta primi vb. mali yükümlülüklere ayırmak istemeyen çalışanları kayıt dışı kalmaya zorlayabilmektedir.                                                              157 DPT, Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, Kayıt Dışı Ekonomi Özel İhtisas Komisyonu Raporu, s. 33. 75 Ayrıca, kayıt dışı istihdamın önemli bir nedeni olan ve istihdam vergileri olarak da adlandırılan bu yükümlülükler ülkenin iç ve dış pazarlardaki rekabet gücünü olumsuz şekilde etkilemektedir.158 Ülkemizdeki yüksek işsizlik oranı ve kalifiye olmayan işgücünün fazlalığı, iş gücü maliyetinin yüksekliği karşısında işvereni kayıt dışı istihdama yöneltebilmektedir. 1.2. DOLAYLI VE DOLAYSIZ VERGİ YAPISININ KAYIT DIŞI İSTİHDAMA ETKİSİ 1.2.1. Dolaylı ve Dolaysız Vergi Ayrımı Vergileri değişik şekillerde ayırmak mümkün olmakla birlikte, en çok kullanılan ve yaygın olan dolaylı-dolaysız vergi ayrımıdır. Çünkü, diğer bütün ayrımlar özel bir nitelik taşıdığı halde, bu ayrım genellik göstermektedir.159 Dolaylı ve dolaysız (doğrudan) vergilerin ayrımı teorik planda tartışmalı bir konu olmakla birlikte, uygulamada hangi vergilerin dolaylı, hangilerinin dolaysız sayılacağı hakkında ana hatları itibariyle bir görüş birliği bulunmaktadır. Buna göre, gelirden ve servet unsurlarından alınan vergiler dolaysız, mal ve hizmetlerle iktisadi ve hukuki muameleler üzerinden alınan vergiler dolaylı sayılmaktadır.160 Vergilerin yapısının belirlenmesinde, ekonomik, siyasal, sosyal, kültürel, sosyo- ekonomik ve yönetsel faktörler etkili olmaktadır. Vergilerin dolaylı ve dolaysız şekilde oluşması; gelirin ve servetin adil dağılımı, ekonomide kayıt dışının büyüklüğü, vergiye karşı mükelleflerin tepkisi, tüketimin ve üretimin yapısı, firmaların karlılık oranları ve rekabet koşulları gibi birçok faktörü yakından etkileyebilmektedir.161 Dolaysız vergilerin ağırlıkta olduğu bir sistemde, vergi tekniğine ilişkin olarak, vergi tarhından tahsiline kadar geçen süreçte iyi işleyen bir vergi idaresi ve gelişmiş bir belge ve kayıt düzeni gerekmektedir. Vergi idaresi sistemi çok iyi işlemeyen gelişmekte olan ülkelerde, dolaysız vergilerin tahsilatında ve daha da önemlisi bunların denetiminde                                                              158 Karaarslan, a.g.e., s. 62. 159 Nihat Edizdoğan, Kamu Maliyesi, 10. Baskı, Ekin Yayınevi, Bursa, 2008, s. 264. 160 Halil Nadaroğlu, Kamu Maliyesi Teorisi, 6. Baskı, Beta Basım Yayım Dağıtım, İstanbul, 1985, s. 390. 161 Hakkı M. Ay, Esra Talaşlı, “Ülkelerin Ekonomik Gelişmişlik Seviyeleri ve Vergi Yapıları Arasındaki İlişki”, Maliye Dergisi, Sayı: 154, Ocak-Haziran 2008, s. 139, http://www.sgb.gov.tr/Sayfalar/MaliyeDergisi.aspx, (Erişim: 20.02.2012). 76 ortaya çıkan güçlükler, bu ülkeleri dolaylı vergilere yöneltmekte ve böylelikle kamu giderlerinin finansmanı için gereken kaynak, ağırlıklı olarak tüketim üzerinden tahsil edilen vergilerden sağlanmaktadır.162 Öte yandan, küreselleşme ile birlikte hükümetlerin vergi rekabeti163 ile sınırlandırılmaları tüketim vergileri gibi dolaylı vergiler üzerine yönelmelerine ve sermaye üzerinden alınan vergiler lehine bir durum sergilemelerine yol açmaktadır. Dolaysız vergilere göre tüketim vergilerinin payının artması, vergi rekabeti sonucunda vergi yükünün adaletli dağılmadığını ve mobil olan faktörlerden çok mobil olmayan faktörler üzerinde bu yükün kaldığını göstermektedir. 164 1.2.2. Dolaylı ve Dolaysız Vergilerin Vergi Adaleti Açısından Değerlendirilmesi Bir ülkede vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı konusunda inceleme yapılırken dolaylı ve dolaysız vergilerin, toplanan vergiler içindeki payının karşılaştırılması yapılmaktadır. Dolaysız vergiler vergi adaletini sağlamada daha etkilidir. Nedeni ise, dolaysız vergilerde beyan yöntemi, en az geçim indirimi, ayırma ilkesi, artan oranlı vergi tarifesi, indirim, istisna ve muafiyet gibi uygulamalarla vergi kişiselleştirilebildiği için, vergi ile vergi ödeme gücü arasında ilişki kurulabilmektedir. Dolaylı vergilerde ise, vergileme tekniği bakımından bu tip bir ilişkiyi kurmak mümkün olmamaktadır. Ayrıca, KDV, ÖTV gibi dolaylı vergilerin uygulandığı mal ve hizmetlerin,                                                              162 Nazan Susam, Nagihan Oktayer, “Türkiye Ekonomisinde Genel Bütçe Vergi Gelirleri İçinde Dolaylı ve Dolaysız Vergiler (1995-2005)”, Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt: 21, Sayı: 2, 2007, s. 113, http://e-dergi.atauni.edu.tr/index.php/IIBD/article/viewFile/3745/3574, (Erişim 27.02.2011). 163 Vergi rekabeti, firma ve ulusal düzeyde rekabet gücünü artırmak isteyen idari birimlerin vergilendirme yetkisine sahip olduğu alanlarda rakip idari birimlere kıyasla mükelleflerin vergi yüklerini azaltmak veya düşük tutmak suretiyle potansiyel olarak mobilitesi yüksek olan üretim faktörleri (özellikle kalifiye işgücü ve sermaye) için kendi idari birimlerini cazip hale getirme çabasıdır. Bkz. Coşkun Can Aktan, İstiklal Y. Vural, “Vergi Rekabeti”, Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Sayı: 22, Ocak-Haziran 2004, s. 2, http://iibf.erciyes.edu.tr/dergi/sayi22/ccaktan.pdf, (Erişim: 22.07.2009). 164 İlhami Öztürk, Ahmet Ozansoy, “Ücret Gelirleri Üzerindeki Vergi Yükünün Analizi”, Maliye Dergisi, Sayı: 161, Temmuz-Aralık 2011, s. 205. 77 düşük gelirlilerin bütçesindeki payı, yüksek gelirlilere göre daha fazla olduğundan vergi yükü, asıl olarak düşük ve sabit gelirlilerin üzerinde kalmaktadır.165 Tüketim eğiliminin yüksek, gelir düzeyinin düşük olduğu ülkelerde dolaylı vergilere verilen ağırlık, toplumda vergileme ve gelir dağılımında adaletsizliklere yol açabilmektedir.166                                                              165 Hasan Yaşar Özfidan, “Ülkemizde Vergi Adaleti Nasıl Sağlanır?”, 25.12.2004, http://www.ekonomikcozum.com/koseyaz/kosehas/ulkemizde-vergi-adaleti-nasil-saglanir.htm, (Erişim: 07.01.2012). 166 Esra Siverekli Demircan, “Vergilendirmenin Ekonomik Büyüme ve Kalkınmaya Etkisi” , Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Sayı: 21, Temmuz-Aralık 2003, s. 112, http://iibf.erciyes.edu.tr/dergi/sayi21/edemircan.pdf , (Erişim 06.05.2012). 78 1.2.3. OECD Ülkelerinde ve Türkiye’de Dolaylı ve Dolaysız Vergi Oranları Tablo 14: OECD Ülkelerinde Dolaylı-Dolaysız Vergilerin Toplam Vergiler İçindeki Payı (2009) Vergi Gelirleri / Toplam Vergi Ülke Dolaysız Vergiler (%) Dolaylı Vergiler (%) 1 A.B.D 74,7 25,3 2 İsviçre 72,9 27,1 3 Avustralya 72,6 27,4 4 Kanada 70,6 29,4 5 Japonya 67,4 32,6 6 İtalya 64,1 35,9 7 İngiltere 63,7 36,3 8 Yeni 63,4 36,6 Zelenda 9 Norveç 62,9 37,1 10 İzlanda 61,8 38,2 11 Belçika 61,8 38,2 12 İsveç 61,3 38,7 13 İspanya 61,3 38,7 14 Lüksemburg 60,2 39,8 15 Fransa 58,8 41,2 16 Kore 58,5 41,5 17 Avusturya 56,7 43,3 18 İrlanda 56,2 43,8 19 Finlandiya 55,1 44,9 20 İsrail 52,7 47,3 21 Hollanda 51,4 48,6 22 Almanya 51,2 48,8 23 Portekiz 45,3 54,7 24 Yunanistan 45,2 54,8 25 Polonya 42,9 57,1 26 Macaristan 42,1 57,9 27 Çek Cumh. 40,1 59,9 28 Şili 39,7 60,3 29 Türkiye 39,5 60,5 30 Slovenya 37,8 62,2 31 Meksika 37,2 62,8 32 Slovakya 36,5 63,5 OECD-Ort. 58,0 42,0 Kaynak: OECD, Stat Extracts’dan aktaran T.C. Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı, a.g.e., s. 97. Not 1: Sosyal Güvenlik Primleri dahil değildir. 2: Mahalli İdareler Vergi Gelirleri ve Payları dahildir. 79 Tablo 14’de, OECD ülkelerinde 2009 yılı dolaylı ve dolaysız vergi oranları verilmiştir. Dolaysız vergilerin payının en yüksek olduğu ABD’de, toplam vergiler içinde dolaysız vergilerin oranı %74,7 iken dolaylı vergilerin oranı %25,3’tür. Tabloda dolaysız vergilerin OECD ülkeleri ortalaması %58, dolaylı vergilerin ortalaması ise %42’dir. Türkiye %39,5 dolaysız vergi oranı ile OECD ortalamasının oldukça gerisinde kalırken, dolaylı vergilerdeki %60,5 oranı ile OECD ortalamasının çok üstüne çıkmıştır. 1.2.4. Türkiye’de Dolaylı ve Dolaysız Vergilerin Kayıt Dışı İstihdama Etkisi Türkiye’de vergi sistemi, stopaj yoluyla vergilendirme hariç, gerçek kişilerin gelirlerinin vergilendirilmesinde başarısız olmuştur.167 Bunda, vergi sisteminin kayıt dışılığı kavrayacak düzenlemeleri içermemesi, vergi kurallarının yeterince uygulanamaması ve denetim yetersizliği ile birlikte, vergisini dürüst ödeyen mükellef açısından vergi oranlarının yüksek olması, vergi mükelleflerinin çeşitli gerekçelerle ya da bilinçaltına yerleşmiş nedenlerle, vergiye karşı gönüllü uyum göstermemeleri ve vergi kurallarına karşı direnç göstermeleri etkili olmuştur.168 Yukarıda, Türkiye’de vergi yükünün kayıt dışı istihdama etkisi kısmında, dolaysız vergilerin nasıl kayıt dışı istihdam yaratabileceğine değinmiştik. Öte yandan, gelirin vergilendirilmesindeki başarısızlık ve diğer ülkelerle yaşanan vergi rekabeti, artan kamu finansman ihtiyacının karşılanmasında tahsilatı kolay olan ve kısa zamanda tahsil edilebilen dolaylı vergilerin payının artmasına yol açmıştır. Nitekim, ülkemizde 1980 yılına gelindiğinde %37 olan dolaylı vergi oranı günümüzde %60’ı geçmiş bulunmaktadır. Genellikle, dolaylı vergilerin payının yüksek olduğu ülkelerde, kayıt dışı ekonominin de yüksek çıktığı görülmektedir. Türkiye’deki kayıt dışı ekonominin varlığı, vergi gelirlerinin az toplanmasına yol açmakta, bu durum hükümetlerin toplanması çok daha kolay olan dolaylı vergileri artırmalarına neden olmaktadır. Tüketim harcamaları                                                              167 Mehmet Erkan, “Türkiye’de Dolaylı Vergilerin Yapısı ve Avrupa Birliği Müktesebatına Uyum”, Türk Vergi Sisteminin Küresel Bağlamda Değerlendirilmesi, 23. Türkiye Maliye Sempozyumu (7-11 Mayıs 2008), s. 150. 168 Fethi Heper, Ahmet Ak, “Kayıt Dışı Ekonomi ve Vergi Sosyolojisinin Kayıt Dışılığı Belirlemedeki Önemi (Kanada ve Türkiye’den Sosyolojik Çalışma Örnekleri)”, Türk Vergi Sisteminin Küresel Bağlamda Değerlendirilmesi, 23. Türkiye Maliye Sempozyumu (7-11 Mayıs 2008), s. 282. 80 üzerinden alınan dolaylı vergilerin fazla olması, üretici ve tüketicilerin bir bölümünü çok daha cazip olan kayıt dışı ticari işlemlere yöneltmektedir.169 Dolaylı vergiler, gelir düzeyi düşük olan kesimlerin gelirleri içinde fazla yer tutmaktadır. Üstelik bu kesimler, satın aldıkları mal ve hizmetler için kendilerinden çok daha iyi durumda olanlarla aynı miktarda vergi ödemektedir. Bütün bunlar, dolaylı vergilerin ağırlığının toplumun alt ve orta gelirlileri üzerinde daha fazla hissedilmesine yol açmaktadır. Böylelikle, vergi gelirleri içinde dolaylı vergilerin payının artması, ülkede hem vergi hem de gelir dağılımında adaletin bozulmasında etkili olmaktadır. Bu bağlamda, Türkiye’de dar ve orta gelirlilerin bir bölümü, bütçelerinin önemli bir kısmının vergi ve sosyal güvenlik primlerine gitmemesi için ve mevcut refah seviyelerini koruyabilmek adına kayıt dışı çalışmayı tercih edebilmektedir. 1.3. KAYIT DIŞI İSTİHDAMIN NEDEN OLDUĞU PRİM VE VERGİ KAYBI 1.3.1. Türkiye’de Kayıt Dışı Çalışanların Neden Olduğu Prim Kaybının SGK Bütçesi Doğrultusunda Değerlendirilmesi Ülkemizdeki sosyal sigorta prim oranları, işsizlik sigortası ve sosyal güvenlik destek primleri dahil olmak üzere aşağıdaki tabloda izlenmektedir.170 Tablo 15: Türkiye’de Sosyal Sigorta Prim Oranları Sigortalı Payı (%) İşveren (%) Toplam Malullük, Yaşlılık ve Ölüm 9 11 20 Kısa Vadeli Sigorta Kolları - 1 - 6,5 1 - 6,5 Genel Sağlık Sigortası 5 7,5 12,5 İşsizlik Sigortası Primleri 1 2 3 Kendi Nam ve Hesabına 33,5-39 33,5-39 Çalışanlar (4\b)                                                              169 Ay, Talaşlı, a.g.m., s. 150-151. 170 Karaarslan, a.g.e., s. 159. 81 Kaynak: Karaarslan, a.g.e., s. 160. Tablo 15’de verilen sosyal sigorta prim oranları kayıt dışı çalışanlardan alınamadığı için SGK prim kaybına uğramaktadır. Bu durumda SGK bütçe açıkları ile karşı karşıya kalmaktadır. Aşağıdaki tabloda, 2000-2011 yılları arasında Sosyal Güvenlik Kurumu’nun Gelir ve Gider Dengesi’ne yer verilmiştir. Tablo 16: Sosyal Güvenlik Kurumu’nun Gelir ve Gider Dengesi (2000-2011) (Milyon TL) YILLAR GELİRLER ARTIŞ GİDERLER ARTIŞ AÇIK Toplam ORANI (%) ORANI (%) Gelirlerin Toplam Giderleri Karşılama Oranı (%) 2000 8.576 - 10.987 - -2.411 78,1 2001 13.361 55,8 17.831 62,3 -4.470 74,9 2002 20.018 49,8 27.982 56,9 -7.964 71,5 2003 27.917 39,5 41.336 47,7 -13.420 67,5 2004 34.689 24,3 50.622 22,5 -15.932 68,5 2005 41.249 18,9 59.941 18,4 -18.692 68,8 2006 53.831 30,5 71.867 18,9 -18.037 74,9 2007 56.875 5,7 81.915 14,0 -25.041 69,4 2008 67.257 18,3 93.159 13,7 -25.902 72,2 2009 78.073 16,1 106.775 14,6 -28.703 73,1 2010 95.273 22,0 121.997 14,3 -26.724 78,1 2011 124.480 30,7 140.715 15,3 -16.235(*) 88,5 Kaynak: SGK, Aylık İstatistik Bültenleri, Mali İstatistikler, Kasım 2012, http://www.sgk.gov.tr, (Erişim: 23.02.2013). (*): 2011 yılında SGK açık miktarının artmamasının nedeni 6111 sayılı af kanunudur. 82 Not 1: Rakamlar Milyon TL olarak tarafımızca yuvarlanmıştır. 2: Erişim yapılan tarihte 2012 yılının tamamı kesinleşmediği için 2012 yılına yer verilmemiştir. Tablo 16’da görüldüğü gibi, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun giderleri gelirlerinden daha fazla artış gösterdiğinden kurum sürekli açık vermiştir. 2000 yılında 2.411 milyon TL olan SGK’ nın bütçe açığı 2010 yılında 26.724 milyon TL’ye ulaşmıştır. 2011 yılında 6111 sayılı af kanunu nedeniyle bir düşüş olmakla birlikte yine de 16.235 milyon TL açık gerçekleşmiştir. Aşağıdaki tabloda, 2011 yılı itibariyle Sosyal Güvenlik Kurumlarına hiç bildirilmeyenlerden kaynaklı prim kaybı hesaplamasına yer verilmiştir. Tablo 17: Sosyal Güvenlik Kurumu’na Hiç Bildirilmeyenlerden Kaynaklı Prim Kaybı Bir Kişiden Bir Kaynaklı Kişiden Çalışma Kişi Sayısı Prime Toplam Aylık Prim Kaynaklı Toplam Prim Şekilleri Tabi Prim Kaybı Yıllık Kaybı Brüt Oranı (TL) Prim (TL) Ücret (%) Kaybı (TL) (TL) -A- -B- -C- D=(B*C/100) E=(D*12) F=(A*E) Ücretli 3.739.000 837,00 36,50 305,51 3.666,12 13.707.622.680 veya Yevmiyeli İşveren 278.000 837,00 33,50 280,395 3.364,74 935.397.720 Kendi 3.076.000 837,00 33,50 280,395 3.364,74 10.349.940.240 Hesabına Çalışan Ücretsiz 3.046.000 837,00 36,50 305,51 3.666,12 11.167.001.520 Aile İşçisi Toplam 10.139.000 36.159.962.160 Kaynak: Karaarslan, a.g.e., s. 161’deki tablodan yararlanılmak suretiyle hesaplanmıştır. Not 1: Kişi sayısı olarak, Tablo 9’daki 2011 yılı verileri dikkate alınmıştır. 2: Burada, kayıt dışı çalışanların kayıtlı olarak çalışmaları durumunda SGK’ya ödenmesi gereken asgari prim tutarından hareket edildiği için, ücretli, yevmiyeli ve ücretsiz aile işçilerinin gelirleri asgari ücret (16 yaşından büyükler için) olarak esas alınmış ve prim oranı en alt düzeyden dikkate alınmıştır. İşveren ve kendi hesabına çalışanlarda ise, en alt düzeyden gelir elde edileceği ve bu düzeyden prim hesap edileceği varsayılmıştır. Tablo 17’de, TÜİK 2011 yılı verilerine göre, ücretli veya yevmiyeli olarak SGK’ya kayıtlı olarak çalışması gereken 3.739.000 kişi, işveren olarak kayıtlı çalışması gereken 83 278.000 kişi, kendi hesabına (4/b)171 kayıtlı olarak çalışması gereken 3.076.000 kişi ve ücretsiz aile işçisi olarak kayıtlı olması gereken 3.046.000 kişi olmak üzere toplam 10.139.000 kişinin kayıt dışı çalıştığı görülmektedir. Ücretsiz aile işçilerinin büyük bir kısmı tarım kesiminde çalışmaktadır. Kayıt dışı olarak çalışan ücretli veya yevmiyelilerden SGK’nın alması gereken işçi ve işveren prim payının toplamı 2011 yılının ikinci yarısı asgari ücret maliyetlerine göre aylık 305,51 TL, yıllık 3.666,12 TL’dir. SGK’nın ücretli veya yevmiyeli olarak kayıt dışı çalışan 3.739.000 kişiden kaynaklı toplam prim kaybı yıllık 13.707.622.680 TL’dir. Kayıt dışı işveren olarak çalışan 278.000 kişinin kişi başına aylık 280,395 TL, yıllık 3.364,74 TL SGK’ya prim ödeyeceği düşünülürse SGK’nın yıllık toplam 935.397.720 TL prim kaybı söz konusudur. Kayıt dışı olarak kendi hesabına çalışanların aylık 280,395 TL, yıllık 3.364,74 TL  SGK’ya prim ödeyeceği düşünüldüğünde 3.076.000 kişi yıllık toplam 10.349.940.240 TL prim kaybına neden olmaktadır. Ücretsiz aile işçisi olarak çalışanların kayıtlı çalışmaları halinde SGK’ya ödeyecekleri prim aylık 305,51 TL, yıllık 3.666,12 TL’dir. 3.046.000 kişinin ücretsiz aile işçisi olarak kayıt dışı çalışmalarından dolayı oluşan prim kaybı yıllık 11.167.001.520 TL’dir. Sonuçta, ücretli veya yevmiyeli, işveren, kendi hesabına ve ücretsiz aile işçisi olarak kayıt dışı çalışan 10.139.000 kişi eğer kayıtlı çalışsalardı SGK’nın kasasına toplam 36.159.962.160 TL prim geliri girmiş olacaktı. Türkiye’nin 2011 yılı SGK bütçesi açığının 16.235.000.000 TL kadar olduğu dikkate alındığında, kayıt dışı istihdam nedeniyle ortaya çıkan 36.159.962.160 TL prim kaybının hiç de küçümsenecek bir rakam olmadığı görülmektedir. Aşağıdaki tabloda, Sosyal Güvenlik Kurumuna yapılan bütçe transferlerinin GSYİH’ya oranı verilmiştir.                                                              171 01.10.2008 tarihinden önce 1479 ve 2926 sayılı Kanunlar ile 2108 sayılı Kanun gereğince muhtar seçilenlerin sigortalılıkları 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi gereğince devam ettirilmiştir. Ayrıca, 6132 sayılı At Yarışları Hakkında Kanuna tabi jokey ve antrenörler de 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı sayılmışlardır. 84 Tablo 18: Sosyal Güvenlik Kurumu’na Yapılan Bütçe Transferleri (1998-2011) (Milyon TL) YILLIK DEĞİŞİM YILLAR TOPLAM ORANI % GSYİH'YA ORANI % 1998 1.496 102,2 2,13 1999 2.936 96,3 2,81 2000 3.226 9,9 1,94 2001 5.523 71,2 2,3 2002 9.684 75,3 2,76 2003 15.884 64 3,49 2004 18.830 18,5 3,37 2005 23.322 23,9 3,59 2006 22.892 -1,8 3,02 2007 33.060 44,4 3,92 2008 35.016 5,9 3,68 2009 52.600 50,2 5,52 2010 55.244 5 5,03 2011 55.772 -4,5 4,07 Kaynak: SGK, Aylık İstatistik Bültenleri, Mali İstatistikler, Kasım 2012, http://www.sgk.gov.tr, (Erişim: 23.02.2013). Not 1: 2006 yılı ve öncesindeki bütçe transferleri, açık ve faturalı ödemelerden oluşmaktadır. 2007 yılına açık, faturalı ödemeler ve ek ödeme dahildir. 2008, 2009, 2010, 2011ve 2012 yıllarında ise bütçe transferlerine ek ödeme, açık ve faturalı ödemelerle devlet katkısı dahildir. 2009, 2010, 2011 yıllarına teşvik de dahildir. 2: GSYİH değerleri, 1998 yılı bazlı olup, TÜİK'ten alınmıştır. 3: Rakamlar Milyon TL olarak tarafımızca yuvarlanmıştır. Tablo 18’de görüldüğü üzere, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun açığı için bütçeden yapılan transferler bazı yıllar GSYİH’nın %5’ini geçmiştir. Kayıt dışı istihdamın kayıt altına alınacağı varsayıldığında kurumun gelirleri giderlerini karşılayabilecektir. Böylece, bütçe transferlerine gerek kalmayacaktır. Oysa, ortaya çıkan SGK açığının bütçe transferleri yoluyla karşılanması durumunda vergi oranlarının artırılması, devletin borç alması ya da emisyona gidilmesi gibi yollara başvurulacak ve arzu edilmeyen sonuçlara neden olunacaktır. 1.3.2. Türkiye’de Kayıt Dışı Çalışanların Neden Olduğu Prim Kaybının İşsizlik Sigortası Fonu Açısından Değerlendirilmesi Kayıt dışı çalışanların kayıt altına alınması İşsizlik Sigortası Fonu’nun gelirlerini artıracaktır. 85 Aşağıdaki tabloda, 2008-2011 yılları arasında İşsizlik Sigortası Fonu Gelir ve Gider Dengesine yer verilmiştir. Tablo 19: İşsizlik Sigortası Fonu Gelir ve Gider Dengesi (2008-2011) (Bin TL) 2008 2009 2010 2011 TOPLAM GELİR 9.687.499 9.584.263 8.990.975 10.177.629 İşçi ve İşveren Primi 3.089.917 3.015.808 3.528.869 3.892.121 Devlet Katkısı 1.022.169 1.018.575 1.176.290 1.297.373 Diğer Gelirler 108.163 99.808 157.327 62.844 Faiz Gelirleri 5.467.250 5.450.072 4.128.490 4.925.291 TOPLAM GİDER 1.940.187 5.969.981 5.147.380 2.602.802 İşsizlik Ödeneği 518.891 1.118.392 810.509 794.003 Kısa Çalışma Ödeneği 60 163.123 39.319 4.260 Aktif İşgücü Programları 14.121 221.597 377.636 345.897 Ekonomik Kalkınma ve 1.300.000 4.140.941 3.664.455 995.284 Sosyal Gelişme Gideri Ücret Garanti Fonu Ödemesi 1.073 22.354 22.098 9.389 Diğer Giderler 106.043 303.574 233.364 453.970 Gelir / Gider Farkı 7.747.312 3.614.282 3.843.595 7.574.827 TOPLAM FON 38.481.002 42.095.284 45.938.879 53.513.706 VARLIĞI(*) Kaynak: İŞKUR, Aylık İstatistik Bülteni, Ocak 2013, http://www.iskur.gov.tr/KurumsalBilgi/istatistikler.aspx#dltop, (Erişim: 23.02.2013). (*): Toplam Fon Varlığına Ücret Garanti Fonu dahildir. Not 1: 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun Geçici 67. maddesi kapsamında fonun menkul kıymet gelirlerinden vergi tevkifatı yapılmaktadır. 2: Rakamlar yuvarlamadan dolayı toplamı vermeyebilir. Tablo 19’da görüldüğü gibi, 2008-2011 yılları arasında fonun gelirleri giderlerinden fazla olsa da, kayıt dışı çalışanların kayıt altına alınması durumunda fonun gelirlerinin artmasıyla fonda daha fazla kaynak birikecektir. Bu durum, işsizlik sigortası fonuna devlet katkısının azaltılmasıyla devlet bütçesinde rahatlamaya yol açacaktır. 86 1.3.3. Türkiye’de Kayıt Dışı Çalışanların Neden Olduğu Vergi Kaybının Bütçe Açıkları Bakımından Değerlendirilmesi Aşağıda yer alan tablo 20’de, SGK’ya hiç bildirilmeyenlerden kaynaklı vergi kaybı hesaplanmıştır. Tablo 20: Sosyal Güvenlik Kurumu’ na Hiç Bildirilmeyenlerden Kaynaklı Vergi Kaybı Kişi Sayısı(Ücretli veya Yevmiyeliler) -A- 3.739.000 Prime Tabi Brüt Ücret(16 yaşından büyükler için)(TL) -B- 837,00 Sigorta Primi İşçi Payı C=(B*0,14) 117,18 İşsizlik Sigortası Primi İşçi Payı D=(B*0,01) 8,37 Gelir Vergisi Matrahı(TL) E=(B-(C+D)) 711,45 Gelir Vergisi Oranı(%) -F- 15,00 Bir Kişinin Aylık Gelir Vergisi(TL) G=(E*F/100) 106,72 Asgari Geçim İndirimi (Bekar ve Çocuksuz için)(TL) -H- 59,74 Bir Kişiden Kaynaklı Aylık Net Gelir Vergisi Kaybı(TL) I=(G-H) 46,98 Bir Kişiden Kaynaklı Yıllık Gelir Vergisi Kaybı(TL) J=(I*12) 563,76 Toplam Gelir Vergisi Kaybı(TL) K=(J*A) 2.107.898.640 Bir Kişinin Aylık Damga Vergisi(TL) L=(B*0,0066) 5,52 Bir Kişiden Kaynaklı Yıllık Damga Vergisi Kaybı(TL) M=(L*12) 66,24 Toplam Damga Vergisi Kaybı(TL) N=(M*A) 247.671.360 Toplam Vergi Kaybı(TL) O=(K+N) 2.355.570.000 Kaynak: Karaarslan, a.g.e., s. 163’deki tablodan yararlanılmak suretiyle hesaplanmıştır. Not 1: Kişi sayısı olarak, Tablo 9’daki 2011 yılı verisi dikkate alınmıştır. 2: Vergi kayıpları hesap edilirken, çalışanların asgari ücret geliri elde ettikleri varsayılmış ve asgari geçim indirimi de minimum düzeyden hesaplanmıştır. Sosyal güvenlik kurumlarına hiç kayıtlı olmayanlar için vergi kaybı hesaplanırken tamamen kayıt dışında bulunan 10.139.000 kişinin dikkate alınmasının yanıltıcı olacağı düşünülmüştür. Çünkü, tarımda çalışanların önemli bir kısmı vergiden muaf tutulmuştur. Ayrıca, kendi hesaplarına çalışanlarla işverenler de ücretler üzerinden ödenen gelir vergisini ödememektedir. Hesaplamalarda bu ayrıntı ihmal edilmeyerek tarım kesiminde olup kayıt dışı olanlar vergi kaybı kısmına dahil edilmemiştir. Bu hesaplama yalnızca ücretli ve yevmiyeli olanlar açısından yapılmıştır.   Kayıt dışı ücretli veya yevmiyeli olarak çalışan 3.739.000 kişinin oluşturduğu vergi kaybı gelir vergisi ve damga vergisinden oluşmaktadır. Bu kişilerin asgari ücretten gelir elde ettiği varsayıldığında ve 2011 yılının ikinci dönemi asgari ücret miktarı esas alındığında yıllık toplam 2.107.898.640 TL gelir vergisi ve 247.671.360 TL damga vergisi kaybı hesaplanmaktadır. Kayıt dışı olarak çalışan ücretli veya yevmiyelilerin oluşturduğu toplam vergi kaybı ise yıllık 2.355.570.000 TL olmaktadır. 87 Aşağıdaki tabloda, 2001-2011 yılları arası genel kamu kesimi gelir ve gider dengesine yer verilmiştir. Tablo 21: Genel Devlet Gelir-Giderleri ve Dengesi (2001-2011) (Milyon TL) 2001 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 Vergiler 45.755 101.405 120.935 142.353 156.815 172.251 176.141 216.109 260.262 -Vasıtasız 18.624 31.424 36.283 39.541 47.143 55.714 57.293 61.295 76.012 -Vasıtalı 26.528 67.322 80.972 98.660 104.942 111.139 112.790 147.422 175.155 -Servet 603 2.659 3.680 4.151 4.730 5.398 6.058 7.392 9.095 Vergi Dışı Normal Gelirler 4.394 13.145 16.388 18.991 17.699 17.777 19.195 19.447 23.836 Faktör Gelirleri 11.187 29.709 38.814 46.135 48.808 53.379 59.414 60.749 65.395 Sosyal Fonlar 11.357 30.120 33.607 44.399 48.319 61.459 70.823 89.514 118.858 TOPLAM 72.693 174.379 209.744 251.878 271.640 304.867 325.573 385.819 468.352 -Özelleştirme Gelirleri 1.618 1.691 3.984 11.958 11.795 8.185 4.370 3.924 4.117 TOPLAM GELİR 74.311 176.070 213.729 263.836 283.435 313.052 329.943 389.743 472.469 Cari Harcamalar 31.352 76.034 85.217 110.401 126.367 149.059 168.771 187.871 215.946 Yatırım Harcamaları 8.498 13.558 18.761 22.446 26.747 32.363 31.405 37.545 43.322 -Sabit Sermaye 8.428 13.430 18.645 22.316 26.199 31.960 31.442 37.712 43.136 -Stok Değişmesi 70 128 116 130 548 403 -37 -167 187 Transfer Harcamaları 62.779 109.295 108.631 120.446 131.899 147.243 181.794 197.317 217.801 -Cari Transferler 60.672 106.053 105.868 112.929 126.885 140.634 172.212 184.540 205.841 -Sermaye Transferleri 2.107 3.242 2.763 7.517 5.014 6.609 9.582 12.777 11.960 Stok Değişim Fonu 0 0 0 0 0 0 0 0 0 TOPLAM HARCAMA 102.629 198.888 212.609 253.294 285.013 328.665 381.970 422.734 477.070 BORÇLANMA GEREĞİ 28.318 22.818 -1.120 -10.543 1.579 15.614 52.026 32.991 4.601 GSYİH 240.224 559.033 648.932 758.391 843.178 950.534 952.559 1.098.799 1.298.062 Borçlanma Gereği / GSYİH 11,8 4,1 -0,2 -1,4 0,2 1,6 5,5 3,0 0,4 Harcama / GSYİH 42,7 35,6 32,8 33,4 33,8 34,6 40,1 38,5 36,8 Gelir / GSYİH 30,9 31,5 32,9 34,8 33,6 32,9 34,6 35,5 36,4                                                                                     Kaynak: T.C. Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü, İstatistikler, http://www.bumko.gov.tr/TR,184/genel-yonetim-butce-dengesi.html, (Erişim: 25.02.2013).   88 Yukarıdaki tablodan görüleceği üzere, bütçenin gelirlerinin giderleri karşılamaya yetmediği yıllarda borçlanma gereği artmıştır. Eğer yalnızca kayıt dışı çalışan ücretli veya yevmiyeliler kayıt altına alınabilseydi 2011 yılı itibariyle borçlanma gereği yarı yarıya azalacaktı. Öte yandan, kayıt dışı istihdam bütçe üzerinde bu doğrudan kayıpların yanı sıra dolaylı kayıplara da yol açmaktadır. Nitekim, fazla sosyal yardım ödemelerine neden olması ve kayıt dışı ödenen ücretlerin bir gelir unsuru olarak kayıtlarda görülmemesi sonucu giderlerin yersiz bir şekilde artırılması ya da elde edilen gelirlerin gizlenmesi bütçede dolaylı kayıplara sebebiyet vermektedir.172 Ücretli veya yevmiyeli, işveren, kendi hesabına ve ücretsiz aile işçisi olarak kayıt dışı çalışan 10.139.000 kişi eğer kayıtlı çalışsalardı SGK ve Gelir İdaresi Başkanlığı 2011 yılı itibariyle toplam 38.515.532.160 TL fazladan gelir elde edecekti. Kayıtlı çalıştığı halde SGK ve GİB’na eksik bildirimde bulunanlar ve dolaylı kayıplar da dikkate alındığı takdirde iki kurumun fazladan elde edeceği gelirin çok daha büyük olacağı açıktır. Buraya kadar yaptığımız açıklamaların sonucunda, ülkemizde tıpkı kayıt dışı ekonomi ile vergi arasında olduğu gibi kayıt dışı istihdam ve vergi arasında da neden ve sonuç olmak üzere iki yönlü bir ilişkinin olduğunu söylemek mümkündür. Aşağıda, Türkiye’de kayıt dışı istihdam ile mücadelede nelerin yapılması gerektiği üzerinde durulacaktır. Burada, kayıt dışı istihdam ve vergi arasındaki yakın ilişkiden dolayı, mali alanda yapılması gerekenler ele alınırken, ekonomik, siyasal, sosyal, hukuki, bürokratik ve kurumlar arası koordinasyona dayalı yapılması gerekenlere de yer verilecektir. Çünkü, tüm bunlar birbirini etkilemekte ve bu nedenle çözümün bir bütün olarak ele alınması gerekmektedir. 2. KAYIT DIŞI İSTİHDAM İLE MÜCADELEDE YAPILMASI GEREKENLER 2.1. EKONOMİK ALANDA YAPILMASI GEREKENLER Enflasyon oranının yüksek olduğu ülkelerde kayıt dışı ekonomik faaliyetler artmaktadır. Türkiye’de de enflasyon, kayıt dışı istihdamın genişlemesindeki önemli                                                              172 Karaarslan, a.g.e., s. 181. 89 nedenlerden biri olmuştur. Ülkemizde önceki yıllara göre enflasyon düşse de, enflasyonla mücadeleye devam edilmeli ve enflasyon oranı daha aşağıya çekilmelidir. Öte yandan, Türkiye’de kayıt dışı istihdamın temel nedenlerinden olan yoksulluk ve işsizlik ortadan kaldırılmadığı sürece kayıt dışı istihdamın önlenmesi zor görünmektedir. Çalışanları kayıt dışı çalışmaya zorlayan yoksulluk ve işsizlik ile mücadele etmek, kayıt dışı istihdamı önlemede büyük önem taşımaktadır. Yoksulluk ile mücadelede başarı sağlanabilmesi için, sosyal güvenlik programlarından gerçekten hak edenlerin yararlanmasına yönelik gerekli yasal ve idari önlemler alınmalıdır. Yoksulluk ile mücadelede en önemli etken, yoksulluğun objektif kriterlere göre ilgili kurumlarca tespit edilmesidir. Kayıt dışında çalışanların önemli kısmının ilkokul mezunu ya da okuma yazma bilmediğini düşündüğümüzde, belirtilen kesimlere yönelik eğitim programlarının geliştirilmesi yoksulluk ile mücadelede yararlı olacaktır. İş gücünün üretime kattığı değerin artırılması için eğitim programları düzenlenmeli, işçinin ve işverenin prim ödeme kabiliyeti artırılmalıdır. İşsizlik ile mücadelede aktif istihdam politikaları uygulanmalıdır. Kısa vadede iş gücü arz ve talebini buluşturabilecek iş gücü barometresi veya iş gücü veri tabanları gibi uygulamaların yaygınlaştırılması işsizlik ile mücadelede önemli olacaktır. Mesleki eğitim programları günümüz ihtiyaçlarını da dikkate alarak yeniden düzenlenmelidir. Çağımız bilgi çağı olduğundan ekonomiye katma değeri yüksek ve dünyanın her yerinde kolaylıkla iş bulabilecek bilgi işçileri yetiştirilmelidir.173 Ülkemizde sosyal güvenlik sisteminin krize girmesine yol açan nedenlerden biri de emek gücü piyasasının niteliğidir. Türkiye’de emekçilerin önemli bir kısmı kayıt dışı olarak istihdam edilmektedir. Ayrıca, kayıt içi çalışanların bir kısmı gerçek kazançları üzerinden bildirilmediği için, prim tahsilâtları gerçek değerinden düşük olarak gerçekleşmektedir. Primlerin düzenli ödenmeyişi ve sürekli çıkarılan af yasaları da diğer sorunları oluşturmaktadır. Kayıt dışı çalışma biçiminin yaygınlığı aktif yani pirim ödeyen sayısını azaltmakta, buna paralel olarak prim gelirlerinde ciddi kayıplar meydana gelmektedir. Kayıt dışı istihdamın önlenmesi için yeterince önlem alınmamakta ve yeterli personel istihdam edilmemektedir. Bununla beraber, enformel emek gücü piyasasının genişlemesi, sendikasızlaştırma ve taşeronlaştırma da kayıt dışı çalışmayı teşvik eden unsurlardır. İşsizlik tehdidi de emekçilerin pazarlık gücünü kırdığından hem ücretleri                                                              173 Yereli, Karadeniz, a.g.e., s. 232-233. 90 düşürmekte hem de kayıt dışı çalıştırmayı kolaylaştırmaktadır. Dolayısıyla, yurttaşların tümüne iş güvencesi ve temel gelir sağlanması, kayıt dışı çalıştırmayı önlemek, prim gelirlerini artırmak bakımından çok önemlidir.174 İşsizlik olgusu, günümüzde hemen hemen tüm ülke ekonomilerinin en önemli sorunlarından birini oluşturmakta, ülkeler iktisadi güçlerine, gelişme düzeylerine bağlı olarak, sorunun çözümü için değişik önlemler almaktadırlar. Ülkemizde bunun için, işsizlik sigortası, çeşitli bölgesel ve yatırım teşvikleri vb. yöntemler uygulanmaktadır.175 Kayıt dışı istihdamı önlemek için yukarıda da değindiğimiz gibi öncelikle yoksulluk ve işsizlik sorunu çözülmelidir. Yoksulluk ve işsizlik ile mücadelede aşağıdaki önerilerin uygulanması etkili olabilir:  İşsizliğin en önemli nedeni iş bulamayan kişilerin vasıfsız olmasıdır, meslek edindirme kursları ile vasıfsız kişiler meslek sahibi yapılabilir.  Yabancı sermaye emek yoğun sektörlere yönlendirilmek kaydıyla teşvik edilebilir.  Girişimcilik kabiliyeti olan kişilere hibe programları uygulanması için Türkiye İş Kurumu’na ayrılan kaynaklar artırılabilir.176  Makineleşmenin yaygınlaşması sonucu işsiz kalan köylüler, arıcılık, Hayvancılık vb. kazanç yollarına yönlendirilerek kentlere yönelik göç engellenebilir.  Son yıllarda işsizlerin içinde büyük paya sahip olan üniversite ve daha yüksek eğitim seviyesine sahip olanların iş bulamamasının nedeni ülkenin ihtiyacı olan alanlardan mezun olmamaları ya da kendilerini mezun oldukları alanlarda yeterince yetiştirememeleridir. Bu durumun önlenebilmesi için, ülkenin ihtiyacı olmayan üniversite bölümlerinin kontenjan sayısının azaltılması ve üniversite                                                              174 T.C. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, Kentleşme Şurası 2009, Kentsel Yoksulluk, Göç ve Sosyal Politikalar Komisyonu Raporu, Ankara, 2009, s. 85-86. 175 Mehmet Şevki Kaya, “İstihdam Sorunumuz ve Dünya Bankası Türkiye İşgücü Piyasası Raporunun Düşündürdükleri”, Vergi Sorunları, Sayı: 219, Aralık 2006, s. 41. 176 İşsizlik sorununun aşılmasında en etkin çözümlerden biri de, girişimcilerin önünün açılmasıdır. Girişimci, risk alarak yenilik yapan ve bir işyerinde ücretli olarak çalışmayan kimseye denmektedir. Girişimciliğin yaygınlaşması ekonomik refahı etkilediği gibi işsizlik için de bir çözüm üretecektir. Türkiye’de girişimciliğin yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen yüksek seviyede olduğu söylenebilir. Ancak, girişimcilik daha çok enformel sektör faaliyetlerinde ortaya çıkmaktadır. Bundan dolayı girişimciliğin geliştirilmesinde bu durum dikkate alınmalıdır. Her konuda geniş müdahale alanı bulunan devletin, girişimciliğe yönelik ciddi ve sürekli politikaları bulunmamaktadır. Girişimciye destek olacak kurumlar yetersizdir. Girişimcilik eğitim programları yeterli seviyede değildir. Bkz. Algan, a.g.m. 91 tercihi yapacak olan öğrencilerin iş bulabilecekleri alanlara yönlendirilmeleri gerekmektedir. Öte yandan, orta öğretim ve üniversite aşamasında öğrencilerin iş hayatını öğrenmek için uygulamalı eğitim almaları sağlanmalıdır. Böylece, daha deneyimli olarak mezun olacaklar ve iş bulmaları kolaylaşacaktır. 2.2. MALİ ALANDA YAPILMASI GEREKENLER 2.2.1. Verginin Adaletli Dağılımının Sağlanması Vergilemede adaletin olmaması vergisini düzenli ödeyenleri cezalandırmak olacağından, kayıtlı olarak çalışanlar kayıt dışı çalışmaya doğru kayacaktır. Kayıt dışı istihdamı önlemek için öncelikle vergi adaletinin sağlanması gerekmektedir. Öte yandan, ülkemizde vergi adaletsizliğinin en büyük nedeni de kayıt dışı faaliyetlerin fazla olmasıdır. Kayıt dışılığın fazla olması sonucu devletin ihtiyaçlarının karşılanmasında büyük paya sahip olan kayıtlı mükelleflerin ödediği vergi oranları artmaktadır. Kayıt dışılık çözülmediği sürece vergi adaletinden söz etmek mümkün olmayacağı gibi, vergi adaleti sağlanmadan da kayıt dışılık yok edilemez. Bu bağlamda, vergi oranları uygun bir seviyeye getirilerek kayıt dışı mükellefleri kayıt altına almaya yönelik teşvik edici politikalar uygulanmalı ve vergiler adaletli hale getirilmelidir. 2.2.2. Vergi ve Sosyal Güvenlik Prim Aflarının Kontrol Altına Alınması Ülkemizde sık sık yeniden yapılandırma adıyla gündeme gelen vergi ve sosyal güvenlik prim afları halkı af beklentisi içine sokarak kayıt dışılığın artmasına ortam hazırlamaktadır. Türkiye’de 1963–2006 tarihleri arasında toplam on adet vergi affı ve 1985–2006 tarihleri arasında beş adet sosyal güvenlik ödeme affı çıkarılmıştır. Vergi afları, bir yandan vergi kaçakçılığını teşvik ederken öte yandan vergisini ödeyen kesimin sistemin adil 92 olmadığı yönünde bir kanıya sahip olmasına neden olmaktadır. Bu durum, vergisini ödeyenlerin ödeme disiplinini olumsuz etkilemekte ve kayıt dışına kaçışı artırmaktadır.177 Ülkemizde, çıkartılan vergi ve sosyal güvenlik prim afları sonucu, kısa dönemde toplanamayan vergi ve prim borçları tahsil edilse de bu durum, uzun dönemde primlerini düzenli ödeyenlerin sayısını azaltmıştır. 2.2.3. İstihdam Üzerindeki Vergi Yükünün ve Yükümlülüklerin Azaltılması Ülkemizde, kurumlar vergisi oranının %20 seviyesine indirilmesine ve gelir vergisi oranının ilk diliminin %15’e çekilmesine rağmen, istihdam üzerinden alınan vergi ve sosyal güvenlik primleri ağır gelmektedir.178 Vergi ve prim oranlarının düşürülmesi ile beraber kayıt dışı iş gücü arz ve talebinin azalması beklenmektedir. Ancak, Türkiye’deki bütçe ve sosyal güvenlik açıkları söz konusu vergi ve prim oranlarının düşürülmesinde engel teşkil etmektedir.179 2.3. SİYASAL ALANDA YAPILMASI GEREKENLER Kayıt dışılığın önlenmesi için büyük görev siyasi iradeye düşmektedir. Kayıt dışı ekonominin ve kayıt dışı istihdamın önlenebilmesi için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Başbakanlık tarafından kayıt dışı ekonomi ile mücadeleye yönelik 2009/3 sayılı genelge çıkartılmıştır. Söz konusu genelgede, “Kayıt dışı ekonomi ile mücadelede başarı kazanılması ve kayıt dışılığın azaltılması; kurumlar arası işbirliği ve eşgüdümün sağlanması ve etkin bir izleme ve değerlendirme sisteminin oluşturulmasında, başta kamuoyu olmak üzere tüm tarafların desteği gerekmektedir. Güçlü bir toplumsal ve siyasi iradeyle tüm kesimlerin katıldığı kapsamlı bir mücadele stratejisi oluşturulması, kayıt dışı ekonominin zararlarına yönelik olarak toplumun bilinçlendirilmesi, kayıt altına girmenin teşvik edilmesi, mevzuat ve işlemlerin basitleştirilmesi, etkin bir denetim ve ceza                                                              177 Metin Ercan, “Vergi Aflarına Son Vermek”, Radikal Gazetesi, 25.11.2009, http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalYazar&ArticleID=966104, ( Erişim: 09.01.2011). 178Mehmet Ali Aktaş, “Vergi ve İstihdam İlişkisi,” Eylül 2007, http://www.alomaliye.com/2007/mehmetali_aktas_vergi_istihdamn.htm, (Erişim: 02.01.2011). 179 Karaarslan, a.g.e., s. 209. 93 sisteminin geliştirilmesi, kuruluşlar arasında veri paylaşımının güçlendirilmesi ve ilgili kuruluşlar arasında etkin bir koordinasyon sağlanması amacıyla genelge ekinde yer alan, “Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadele Stratejisi Eylem Planı 2008–2010” hazırlanmıştır.”180 denilmektedir. “Gelir İdaresi Başkanlığı’nın sorumlu kuruluş olarak belirlendiği “Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadele Stratejisi Eylem Planı”; Maliye Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, Hazine Müsteşarlığı, Gümrük Müsteşarlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkiler Piyasası Düzenleme Kurumu ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ile koordinasyon içerisinde yürütülecektir. Gerek duyulan hallerde sendikalarla, meslek kuruluşlarıyla, sivil toplum örgütleriyle, ekonomik ve sosyal taraflarla da işbirliği yapılacaktır.”181 Siyasi irade bu eylem planıyla kararlılığını ortaya koymuştur. Ancak, sürecin çok iyi takip edilmesi ve eylem planının uygulanması aşamasında ortaya çıkabilecek engellerin ortadan kaldırılması gerekmektedir. Ayrıca, kayıt dışı ekonomi ve istihdamı ortaya çıkartan nedenlerin çözülmesi için köklü yasal düzenlemelere ihtiyaç duyulmaktadır. 2.4. SOSYAL ALANDA YAPILMASI GEREKENLER Kayıt dışı istihdamın azaltılması için sosyal alanda alınması gereken önlemlerin aktif politikalar sayesinde hayata geçirilmesi gerekmektedir. 2.4.1. Köyden Kente Göçü Azaltıcı Önlemlerin Alınması Köyden kente göç azalırsa kayıt dışı istihdamda da azalma olacaktır. Ancak bunun için, kırsal alanlardaki işsiz kişilere iş olanağı sağlamaya yönelik politikalara ağırlık verilmelidir.                                                              180 T.C.Resmi Gazete, 05.02.2009 tarih ve 27132 sayılı, “Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadele Stratejisi Eylem Planı 2008-2010”, 2009/3 sayılı Başbakanlık Genelgesi, http://www.resmigazete.gov.tr/default.aspx, (Erişim: 13.01.2011). 181 T.C.Resmi Gazete, 05.02.2009 tarih ve 27132 sayılı, “Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadele Stratejisi Eylem Planı 2008-2010”. 94 Türkiye’de köyden kente göçü azaltıcı politikalar son yıllara kadar göz ardı edilmiştir. Son yıllarda kalkınma planlarında köyden kente göçü azaltıcı politikalara yer verilmesine rağmen uygulamada sorunlar mevcuttur. Oysa, köyden kente göçü önlemede kalkınma planlarının uygulanması sonucu sadece iç göç azaltılmış olmayacak aynı zamanda işsizlik sorununa da çözüm bulunmuş olacaktır. Kırsal alanlardan kentlere olan göçün engellenebilmesi için, kırsal alanın kalkındırılması ve kırsal alanda yaşayanların bulundukları bölgelerde istihdam edilmeleri gerekmektedir. Bununla beraber, kırsal kesimdeki yerleşim yerlerinin yaşanılabilir hale getirilmesi de önemlidir. Sayıları 40 bine yaklaşan köylerin sahip oldukları arazilerdeki verimliliğin arttırılması, tarım işletmelerinin nitelik ve niceliğinin geliştirilmesi, alt yapı hizmetlerinin etkin bir şekilde sağlanması, tarımsal işletmelerin büyütülmesi ve tarımsal ürün desteği verilmesi amacıyla devletin yönlendirici rol üstlenmesi gerekmektedir.182 2.4.2. Vasıfsız İşsizlere Yönelik Meslek Kazandırma Kurslarının Artırılması Vasıfsız işçiler bu tür projelere yönlendirilmeli ve bu tür projelerin sayısı artırılmalıdır. Böylece vasıflı kişiler daha kolay iş bulabileceğinden kayıt dışı çalışmaları önlenmiş olacaktır. Türkiye İş Kurumu bünyesinde 2000 yılından bu yana İl İstihdam ve Mesleki Eğitim Kurulları (İİMEK), iller düzeyinde faaliyette bulunmaktadır. Kurulun oluşturulmasındaki amaç, farklı kurum ve kuruluşlar arasında işbirliği ve eş güdümün sağlanması, işsizlik ile mücadelede yerel olanakların ve kaynakların harekete geçirilmesidir.183 Kurulun daha etkili olabilmesi için hukuki ve mali imkanlar sağlanmalıdır.                                                              182 T.C. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, a.g.e., s. 90. 183 Nergis Mütevellioğlu, Beyhan Aksoy, “İşsizlikle Mücadelede İl İstihdam ve Mesleki Eğitim Kurullarının İşlevi”, Çalışma İlişkileri Dergisi, Cilt: 1, Sayı: 1, 2010, s. 14, http://www.calismailiskileridergisi.org/?menu=pages&p=issue_details&id=1, (Erişim: 16.01.2012). 95 2.4.3. Kayıt Dışı Çalışmanın Zararlarının Halka Anlatılarak, Halkın Bilinçlendirilmesi Ülkemizde kayıt dışı çalışmanın kayıt altına alınabilmesi için öncelikle kayıt dışı çalışmanın zararları ve kayıtlı çalışmanın yararları halka anlatılmalıdır. Ülkemizde eğitim seviyesinin düşük olmasından dolayı sosyal güvencesiz çalışmayı isteyenler hiç de az değildir. Sosyal Güvenli Kurumu’nun ve Gelir İdaresi’nin tüm kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum kuruluşlarına yönelik kayıt dışı çalışmanın önlenmesine yönelik bilinçlendirme ve bilgilendirme çalışmalarına ağırlık vermeleri etkili olabilecektir. Günlük hayatımızda önemli yer tutan ve yönlendirmede etkili olan kitle iletişim araçları ile kayıt dışı çalışmanın zararları topluma çok iyi anlatılmalıdır. Ayrıca, okullarda ilköğretimden başlanarak kayıt dışı çalışmanın zararları çocuklara öğretilmelidir. 2.5. HUKUKİ ALANDA YAPILMASI GEREKENLER Ülkemizde çeşitli kanunlarla kayıt dışılık önlenmeye çalışılmasına rağmen yeterli gelmemiştir. Kayıt dışılığı önleme açısından daha köklü yasal düzenlemelere ihtiyaç vardır. Yasalarda yapılacak düzenlemeler bir yandan yaptırımların caydırıcılığını artırırken öte yandan çalışma yaşamında meydana gelen değişimlere uygun olmalıdır. 2.5.1. Yaptırımların Caydırıcılığının Artırılması Kayıt dışı çalışmayı önlemede yapılan çalışmaların olumlu sonuçlar vermesi için, kayıt dışı faaliyette bulunanlar tespit edilmeli ve cezaları arttırılmalıdır. Kayıt dışı ile ilgili denetimlerin arttırılması ile ortaya çıkacak suçlara uygulanacak cezalar arttırılarak caydırıcılık sağlanabilecektir. Kayıt dışı ile ilgili denetimler, cezalandırma amacından çok bilinçlendirme ve eğitici nitelikte olmalıdır. Çünkü burada amaç, kişileri yasalara uygun olarak hareket etmeye teşvik etmektir.184                                                              184 GİB, a.g.e., s. 44. 96 Kayıt dışılık üzerine yapılan denetimlerin yakalanma olasılığını artıracak seviyede olması kayıt dışılığın önlenmesine yardımcı olacaktır. Denetim mekanizmasının etkili bir şekilde uygulanması durumunda, kayıt dışı faaliyette bulunan mükelleflerin elde edeceği kazançlarının fazla olması ve risk alma eğilimlerinin çok yüksek olması dahi kayıt dışına yönelme oranını düşürecektir.185 Vergi mükellefiyetine tabi faaliyette bulunanların herhangi bir bildirimde bulunmamaları halinde, bunlara takdir komisyonlarının belirlediği matrahlar üzerinden vergi tarh edilmekte ve vergi ziyaı kesilmektedir. Ceza kesilen mükellefler uzlaşmaya başvurduğunda cezanın büyük bir kısmı indirilmektedir. Bu duruma denetimlerin yetersizliği de eklendiğinde sistemin caydırıcılığı kalmamaktadır. Cezanın olmamasının yanı sıra sistemde harcamanın kaynağını sorgulayacak bir aracın bulunmaması da ayrı bir olumsuzluktur.186 “3568 sayılı Kanun’un 12. maddesinde sadece Yeminli Mali Müşavirler, ziyaa uğratılan vergiler ile cezalardan mükellefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmuşlardır. Serbest Muhasebeciler ile Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlere böyle bir sorumluluk getirilmemiştir.”187 Serbest Muhasebeciler ile Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlere de Yeminli Mali Müşavirlerde olduğu gibi cezai yaptırımlar uygulanmalıdır. Türkiye’de, kayıt dışı işçi çalıştıran işverenlerin cezalandırılacağına dair yasal bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Sadece sigorta prim bildirgeleri ile ilgili idari para cezaları bulunmaktadır. Örneğin, sigortalı işe giriş bildirgesinin yasal süresi içinde kuruma verilmemesi (her bir sigortalı için), asgari ücretin brüt tutarı kadar idari para cezasını gerektirmektedir. Sigortasız çalışan işçi tespit edildiğinde cezası belirlenememektedir. Ancak, sigortalı işe giriş bildirgesi verilmemesine bağlı olarak idari para cezası kesilmektedir.188                                                              185 Meydanal, a.g.e., s. 33. 186 Metin Taş, Sezgin Özcan, “Kayıtdışıyla Mücadelede Büyük Adım”, Akşam Gazetesi, 13.12.2011, http://www.aksam.com.tr/kayitdisiyla-mucadelede-buyuk-adim-4837y.html, (Erişim: 14.12.2011). 187 Katkat, a.g.e., s. 233. 188 Şükrü Kızılot, “Kayıt Dışı İşçi Çalıştırmanın Cezası Yok”, Hürriyet Gazetesi, 07.02.2008, http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=8182314&tarih=2008-02-07, (Erişim: 28.03.2013). 97 2.5.2. Çalışma Yaşamında Meydana Gelen Değişimlere Uygun Yasal Düzenlemelerin Yapılması Değişen çalışma koşulları nedeniyle kayıt dışı çalışmak zorunda olan kişileri kayıt altına almaya yönelik yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Örneğin, emeklilerin çalışmaya devam etmesi sonucu maaşlarından yapılan SGDP kesintisi kaldırılarak emeklileri kayıtlı çalışmaya teşvik edici yasal düzenleme yapılabilir. Mevcut çalışma yasaları ile çalışanlara sosyal koruma sağlandığı zannedilirken, istihdam yaratmaktan korkan, istihdam olunan her bir çalışanın bir veya birkaç dava olarak kendisine döneceğini düşünen işverenler ortaya çıkmaktadır. Her bir yeni istihdam, ‘yeni bir sorun’ olarak algılandığında işverenlerin, yeni istihdam yaratma yerine mevcut çalışanlarına fazla mesai yaptırmayı tercih etmeleri veya kayıt dışılığa kaymaları kaçınılmaz olmaktadır. İşten çıkarmaların çok maliyetli olduğu ülkemizde, yasalarla bu durum değiştirilmelidir. Ayrıca, alt işverenliğin uygulanabilir hale getirilmesi, esnek çalışma modelleri ve sürelerinin düzenlenmesi gerekmektedir. Örneğin, belirli süreli iş sözleşmelerinin ve dönemsel çalışmanın, AB normlarına uygun hale getirilmesi gibi önlemlerin uygulanması istihdama büyük bir ivme kazandıracaktır.189 2.5.3. Denetim Kapasitesinin Güçlendirilmesi Sosyal güvenlik sistemi yıllardır ciddi açıklar vermektedir. Bu durumun temel nedeni kayıt dışılığın yaygın olmasıdır. Kayıt dışılığın önlenebilmesi için denetim mekanizmasına büyük iş düşmektedir. Kayıt dışı çalışan istihdam edenlere, yabancı işçi çalıştıranlara yönelik denetim ve yaptırımların yetersiz olması işletmeleri kayıt dışı işçi çalıştırmaya özendirebilmektedir. Türkiye’de yapılan denetimlerin sayıca çok az olduğu görülmektedir. Kayıt dışı istihdamın engellenmesi için denetimler artırılmalı ve yaptırımlar ağırlaştırılmalıdır. Denetimlerde tüm kamu kurum ve kuruluşları koordinasyon içinde hareket etmelidir. Özelikle kayıt dışı                                                              189 Nurhan Süral, “Küresel Krizin Etkisinden Çıkarken”, TİSK İşveren Dergisi, Temmuz-Ağustos 2010, http://www.tisk.org.tr/isveren_sayfa.asp?yazi_id=2790&id=123, (Erişim: 15.01.2011). 98 çalışmanın yoğunlaştığı inşaat, toptan ve perakende ticaret, turizm sektörlerinde, sektörel denetimlere ağırlık verilmelidir.190 Yukarıda da ifade edildiği gibi, kayıt dışı istihdam ile mücadelede denetim mekanizmasının güçlendirilmesi gerekmektedir. Çiray’ın aşağıda belirttiği öneriler, denetim kapasitesinin güçlendirilmesinde yararlı olabilecektir.191  Akaryakıt, madenî yağ, tütün ve alkol sektörlerinden başlamak üzere elektronik fatura ve elektronik defter kullanımının yaygınlaştırılması,  İnternet üzerinden yapılan ticaretin kayıt altına alınabilmesine yönelik teknik ve hukukî altyapı oluşturulması,  Denetim elemanlarının kullanımına münhasır olmak üzere işyeri ve sektör analizlerine esas teşkil edecek bilgilerin yer alacağı dijital ortamda “işyeri elektronik denetim defteri” ile “işyerleri elektronik sicil merkezi” oluşturulması,  Sosyal Güvenlik Kurumu denetim elemanı sayısının arttırılması,  Sosyal Güvenlik Kurumu ve Gelir İdaresi Başkanlığı arasında yapılacak işbirliği ile yoklama fişleri ve işyeri durum tespit tutanaklarının birleştirilmesi suretiyle denetimde etkinlik temin edilerek, yoklamaların elektronik ortamda yapılmasının sağlanması,  Aylık prim ve hizmet belgesinde gerekli değişiklik yapılarak işverenlerin çalıştırdıkları sigortalıların, Uluslararası Standart Meslek Sınıflaması kodlarına uygun olarak mesleklerini bildirmelerinin sağlanması,  Mükelleflerin yapmış oldukları faaliyetlerin sicil kayıtları ile uyumlu hale getirilmesinin sağlanması,  Kayıt dışı işyerlerinin kayıt altına alınması amacıyla kurumlar arasında işbirliği yapılarak, doğalgaz-su-elektrik abonesi olan işyeri verileri, TÜİK’in işyeri verileri coğrafî bilgi sistemleri kullanılarak SGK kayıtları ile karşılaştırılması,  POS cihazlarının yazar kasalarla uyumlaştırılmasının sağlanması,                                                              190 Karaarslan, a.g.e., s. 215. 191 Umut Çiray, “Kayıt Dışı Ekonominin İstihdam Üzerindeki Etkileri ve Kayıt Dışı ile Proaktif Mücadele Yöntemleri (Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadele Strateji Eylem Planı 2011-2013 ve Kadim Projesi Perspektifinde)”, Mart 2012, http://www.alomaliye.com/2012/umut_ciray_kayitdisi.htm, (Erişim: 11.03.2012).  99  Yolcu taşıyan firmalara “yolcu listesi ön bildirimi” yükümlülüğü getirilerek, yolcu görüntülerinin gümrük idaresince görülebilmesini sağlamak üzere gerekli düzenlemelerin yapılması,  Türkiye’ye gelen ve Türkiye’den giden konteynır bilgilerinin hazırlanacak bilgisayar programı vasıtasıyla takip edilmesinin sağlanması,  Sosyal Güvenlik Kurumu bünyesinde kayıt dışı istihdamla mücadelede etkinliği artıracak risk analizi merkezi kurulması,  Kayıt dışılıkla mücadelede etkinliği artırmaya yönelik ortak pilot denetimler planlanarak uygulanması,  İnşaat sektöründeki aktörlerin kayıt altına alınması ve izlenmesi,  Yapı kooperatifçiliği sektöründeki aktörlerin kayıt altına alınması ve izlenmesi,  İnşaat sektöründeki Yapı Malzemeleri Üreticileri ve Onaylanmış Kuruluşların “Yapı Malzemeleri Denetim Sistemi” (YMDS) ile kayıt altına alınması ve izlenmesi,  Binalarda enerji verimliliği ile ilgili olarak iş ve işlem yapan Enerji Verimliliği Danışmanlık (EVD) ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik (SMM) şirketlerinin kayıt altına alınması ve izlenmesi,  İnşaat sektöründe yapı denetim kuruluşları ile sektördeki diğer aktörlerin faaliyetlerinin kayıt altına alınması ve izlenmesi,  İnternet yoluyla kredi kartı kullanılarak yurtdışından yapılan alışverişlerin izlenmesi ve Gümrük Mevzuatı ile tanınan muafiyet hükümlerini ihlâl eden ticarî nitelikteki muamelelerin tespit edilmesi,  Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile bağlı, ilgili ve ilişkili kuruluşlarında tutulan verilerden kayıt dışı ekonomiyle mücadeleye katkı sağlayacak olanların tespit edilmesi ve bu verilerin takibine imkân sağlayacak ortak bir veri ambarı sisteminin kurulması,  Fueloil, gazyağı ve nafta türlerinde ulusal marker uygulamasına geçilmesi,  Kozmetik ürünler takip sistemi uygulamaya konularak ve bu sistemin diğer sektörlerdeki ürünlere de uygulanabilirliğinin araştırılması,  Akaryakıt analizleri için Akredite Laboratuarlarının kurulması, 100  Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) görev alanında” faaliyet gösteren kurum ve kuruluşların yaptıkları işlemlerin SPK tarafından çevrimiçi olarak takip edilmesine yönelik bir sistemin kurulması,  Sebze ve meyve ile diğer tarım ürünlerinin takibine imkân sağlayacak olan Merkezî Hal Kayıt Sisteminin tamamlanması,  Lisanslı depo işletmeleri, yetkili sınıflandırıcılar, ürün ihtisas borsası, tazmin fonu ve diğer ilgili kuruluşlar arasında çevrimiçi bilgi sistemi kurulması,  Araçların imalat veya ithalatından, kayıt ve tescil edildiği tüketiciye ulaşım safhasına kadar takibine imkân veren bir sistemin kurulması, 4447 sayılı Kanun ile kayıt dışı istihdama yönelik olarak yapılan yasal düzenlemelerin kapsamı 5510 sayılı Kanun ile genişletilmiştir. 4447 sayılı Kanun ile işverenin işyerinde çalışacak işçiyi bir gün önceden bildirmesi kayıt dışı çalışmayı önlemede önemli bir uygulamadır. 5510 sayılı Kanun’un belirli kuruluşlara 4/b’lilerin (eski adıyla Bağ-Kur’luların) SGK’ya kanunda belirtilen süreler içinde bildirme yükümlülüğü getirmesi kayıt dışı istihdamın önlenmesi açısından son derece önemli bir uygulamadır. Şöyle ki, vergi mükellefi olanların bildirimini Vergi Daireleri yapmakla mükelleftir. Vergi dairelerinin yaptığı bildirimlere istinaden 4/b kapsamında olmayanların tescilleri resen SGK tarafından yapılmaktadır. Aynı durum Ziraat Odaları’na kayıt olanlar için de geçerlidir. Ziraat odasına kayıt yaptıran çiftçilerin SGK’ya bildirilmesi sonucunda 4/b sigortalılıkları resen başlatılmaktadır. Bildirimleri yasal süresi içerisinde yerine getirmeyen kurum ve kuruluşlara 5510 sayılı Kanun’un 102. maddesince192 idari para cezası uygulanmaktadır. 5510 sayılı Kanun ile 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren bu uygulama 4/b sigortalılarının kayda alınmasında ciddi artış sağlamasına rağmen denetimlerin yetersizliği nedeniyle kayıt dışı çalışanların tespit edilmesinde eksiklikler vardır. Örneğin, 01.10.2008 sonrası ziraat odalarına ya da tarım ilçe müdürlüklerine kayıt olan kendi nam ve hesabına çalışan çiftçilerin bildirimleri SGK’ya yapılmaktadır. Ancak, 01.10.2008 öncesi kayıt olan ve 4/b kapsamında olmayan çok sayıda sigortalı olması gereken kişi olduğu düşünülmektedir. Bu gibi durumların tespiti ancak denetim mekanizmasının sağlıklı işlemesi ile sağlanabilecektir.                                                              192 T.C. Resmi Gazete, 16.06.2006 tarih ve 26200 sayılı 5510 sayılı kanun, madde 102. 101 2.5.4. Türk Vergi Sistemi’nden Kaynaklanan Sorunların Çözülmesi Türk Vergi Sistemi’nden kaynaklanan bir takım sorunlar nedeniyle kayıt dışı ekonomi artmaktadır. Kayıt dışı ekonomin artması ise kayıt dışı istihdamın artmasına yol açmaktadır. Aşağıda, Türk Vergi Sistemi’nin kayıt dışı ekonominin artmasına neden olan sorunlarına yönelik çözüm önerilerine yer verilmiştir. Eğer Türk Vergi Sistemi’nin bu sorunları çözülürse kayıt dışı istihdam da azalacaktır. 2.5.4.1. Türk Vergi Sistemi’nin Bütünlüğünün ve Tutarlılığının Sağlanması Türkiye’de, uygulanan istikrar programlarına paralel bir şekilde konjonktürel ihtiyaçlara bağlı olarak vergi mevzuatında değişikliklere sıkça başvurulmuş, yeni vergiler ihdas edilmiş ve vergi sistemi ile ekonomik yapının ilişkisinde tek öncelik kamu açıklarının finansmanın sağlanması olmuştur. Bu nedenle, vergi sistemi kamu finansmanı dışındaki (etkinlik, adalet vb.) fonksiyonlarından büyük ölçüde uzaklaşmış, vergi mevzuatında çok sayıda boşluk ve çelişki ortaya çıkmış, vergi sistemi bütünlük ve tutarlılığını kaybetmiştir. Vergi sistemi bir yönüyle ağır borç yükü altında kamu finansmanının sürdürülebilirliğini sağlayıp ekonomide daha ağır krizlerin ortaya çıkmasını engellerken, diğer yönüyle büyümenin önündeki engellerden biri haline gelmiş ve kayıt dışı ekonomiden olumsuz etkilenen, ancak kendisi aynı zamanda kayıt dışılığın nedeni olan bir kısır döngü ortaya çıkarmıştır.193 Bu nedenle, vergi sistemine yalnızca kamu açıklarının finansmanını sağlamak açısından bakılmamalı, ayrıca vergi sistemindeki bütünlük ve tutarlılığın oluşturulması ve devamına önem verilmelidir. 2.5.4.2. Türk Vergi Sistemi’nin Karmaşıklığının Ortadan Kaldırılması Türk Vergi Sistemi’nde bir karmaşıklık mevcuttur. Bu karmaşıklığın nedenleri arasında; çok sayıda yasa ve Bakanlar Kurulu Kararlarını içermesi, birçok genelge, tebliğ,                                                              193 DPT, Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007 - 2013), Vergi Özel İhtisas Komisyonu Raporu, s. 12. 102 geçici madde ve mükerrer maddeyi barındırması, devamlı değişikliğe uğraması sayılabilir.194 Mükelleflerin anlamakta güçlük çektiği vergi sistemi onları kayıt dışına yöneltebilmekte ve böylece kayıt dışı istihdama zemin hazırlamaktadır. Türk Vergi Sistemi’nin mükerrer maddelerden ayıklanıp daha az sayıda yasanın yürürlükte bulunması doğru olacaktır. Vergi yasaları açık ve basit olmalıdır. Vergi mevzuatları sadeleştirilip, adil ve uygulanabilir bir yapıya dönüştürülmelidir.195 2.5.4.3. Vergi Denetim Mekanizmasındaki Sorunların Çözülmesi Ülkemizde vergi denetimlerinin yetersiz olması kayıt dışı ile mücadeleyi olumsuz etkilemektedir. Vergi denetimlerinin yetersiz olmasında Gelir İdaresi Başkanlığı’nın yeteri kadar denetim personeli istihdam edememesi etkili olmaktadır. Son yıllarda denetim personeli alımına ağırlık verilmesine rağmen yeterli gelmemektedir. Eğer Gelir İdaresi Başkanlığı denetimlerini artırarak kayıt dışı ekonomi ile mücadelede daha fazla başarı sağlayabilirse kayıt dışı çalışanların sayısı da azalacaktır. 2.5.5. Kayıtlı Çalışanlar Arasında Sendikalaşmanın Yasal Olarak Özendirilmesi Türkiye’de özel kesimde sendikasız olarak çalışan kayıtlı işçilerin büyük bir kısmının aldıkları ücretler işverenler tarafından tam olarak gösterilmemektedir. Kayıt dışı bırakılan bu yekunun toplam tutarı hakkında bir bilgiye ulaşılamamaktadır. İşveren tarafından kayıt dışı bırakılan söz konusu ücretlerden devlete gelir vergisi, damga vergisi ve sosyal güvenlik kesintileri ödemesi yapılmamaktadır. Bu durum, hem Hazine’nin gelirini olumsuz etkilemekte, hem de Sosyal Güvenlik Kurumu’nun aktüarya hesaplarını196 bozmaktadır. Söz konusu sorunun çözümünde sendikalaşmanın önemli bir yeri vardır.                                                              194 Özer Özçelik, Ercan Yaşar, “Kayıt Dışı Ekonomi Olgusunu Azaltmaya Yönelik Öneriler”, Mali Çözüm, Sayı: 74, Ocak-Şubat-Mart 2006, s. 218, http://archive.ismmmo.org.tr/docs/malicozum/74MaliCozum/18%20özer%20özcelik.pdf, (Erişim: 26.02.2012). 195 Özçelik, Yaşar, a.g.m., s. 218. 196 Aktüarya hesapları, risk ve prim hesapları demektir. 103 Çünkü, sendikalı çalışan işçilerin ücretlerinin bir kısmının kayıt dışı tutulması söz konusu değildir.197 Bu bağlamda, kayıtlı çalışan işçiler arasında sendikalaşmanın yasal olarak özendirilmesi gerekmektedir. Bununla, bütün çalışanların anayasal ve yasal zorunluluk olarak sendika üyesi yapılması gerektiği anlaşılmamalıdır. Çünkü, herkesin sendika üyesi olmaya yasal olarak zorlanması gibi bir durum, parlamenter demokratik rejimin gerekleriyle bağdaşmaz. Ancak, kayıtlı olarak çalışan işçiler sendikalara üye olmaya teşvik edilebilir. Ocak 2014 verilerine göre, Türkiye’de 11.600.000 işçi bulunmaktadır. Bunların içinde yalnızca 1.096.000’i bir sendikaya bağlıdır. Ülkemizde sendikalaşma oranı % 9.45’dir. Avrupa Birliği ülkeleri ortalaması % 23, OECD ülkeleri ortalaması ise % 17’dir. Türkiye’deki sendikalaşma oranının, gerek AB üyesi ülkeler, gerekse OECD ülkeleri ortalaması ile karşılaştırıldığında oldukça düşük olduğu görülmektedir.198 Sendikalaşma oranını artırmak için, sendikalı olarak çalışan işçilerin ücretlerinde önemli vergi indirimleri yapılması sağlanabilir. Böylece, kayıtlı olarak çalışan işçilerin ücretlerinin önemli bir kısmının kayıt dışında tutulmasının önüne geçilebilir. Bu durumda, hem Hazine hem de Sosyal Güvenlik Kurumu önemli maddi kayıplardan kurtarılabilecektir.199 2.6. BÜROKRATİK ALANDA YAPILMASI GEREKENLER Eleştirilerin artması sonucu, 4884 sayılı Kanun ile şirket kuruluşlarında bürokratik işlemleri azaltan bazı iyileştirmeler yapılmıştır. Bu çerçevede, şirket kuruluşu 19 işlemden 3 işleme indirilmiştir. Şirket kuruluşlarında vergi dairesine, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürlüğü’ne ve Sigorta Müdürlükleri’ne yapılan ve çok sayıda belge istenilen işlemlerin tek bir belge ile ticaret sicil memurluklarınca yapılması sağlanmıştır.200                                                              197 Özcan Erdoğan, “Kayıtlı İşçi Ücretlerinde Vergi Kaçaklarını ve Sosyal Güvenlik Primi Kaçaklarını Önlemek Amacıyla Sendikalarına Üyeliğin Özendirilmesi”, Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt: 9, Sayı: 1, Mart 2011, s. 54. 198 Cem Kılıç, “Türkiye’de Sendikalaşma Avrupa’nın Çok Gerisinde”, Milliyet Gazetesi, 01.05.2014, http://www.resulkurt.com/?artikel,7893/, (Erişim: 05.06.2014). 199 Erdoğan, a.g.m., s. 54. 200 Karaarslan, a.g.e., s. 93; T.C. Resmi Gazete, 04.10.2006 tarih ve 26309 sayılı, “Kayıt Dışı İstihdamla Mücadele (KADİM) Projesi”, s. 6. 104 Bürokratik işlemlerin azaltılmasına yönelik 2003-2004 yıllarında yapılan bu düzenlemeler ve alınan önlemler ile bazı bürokratik işlemler azaltılmıştır. Ancak, bir şirketin kurulabilmesi için gerekli işlemler hala çok zaman alabilmektedir.201 Denilebilir ki, ülkemizde bürokratik yükün azaltılmasına yönelik yapılan iyileştirmelere rağmen, halen bürokratik işlemlerin fazlalığı ve çok zaman alması nedeniyle kayıt dışı işçi çalıştırmaya yönelme devam etmektedir. Kumu kurum ve kuruluşlarının ortalama işlem süresini azaltması gerekmektedir. Eğer kamu kurum ve kuruluşları gelişen teknolojiyi alıp uygulayabilirlerse bürokrasi sorunu büyük ölçüde ortadan kalkacaktır. 2.7. KURUMLAR ARASI KOORDİNASYONUN ARTIRILMASI Ülkemizde kayıt dışı istihdamdan kaynaklanan vergi kayıp ve kaçağının önlenmesi için öncelikle, gelir idaresi ile başta Sosyal Güvenlik Kurumu olmak üzere, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürlüğü, emniyet birimleri, belediyeler, ihale makamları ve ilgili diğer kamu kurumları arasında sıkı bir koordinasyon geliştirilmelidir. Böylelikle, gelir idaresi kayıtları ile diğer kurumların işçi kayıtları çapraz kontrole tabi tutulabilecektir. Vergi idaresinin belirtilen çapraz kontrolleri yapabilmesi için vergi ya da vatandaşlık numarasının tek numara olarak kurumlar arasında kullanılması da önem arz etmektedir.202 Görüldüğü gibi, kamu kurum ve kuruluşları arasında koordinasyonun artırılmasının kayıt dışı istihdam ile mücadelede büyük önemi bulunmaktadır. Özetlemek gerekirse, kayıt dışı istihdam pek çok boyutu olan bir olgudur ve kayıt dışı ekonomi ile yakından ilgilidir. Kayıt dışı istihdamın önlenmesi; vergilerin adaletli olmasının sağlanması, iş gücü üzerindeki mali yükümlülüklerin düşürülmesi, Türk Vergi Sistemi’nden kaynaklanan sorunların çözülmesi gibi vergisel ağırlıklı birtakım önlemlerin yanı sıra işsizlik ve yoksulluk sorununun çözümü, çalışma yaşamında meydana gelen değişimlere uygun yasal düzenlemelerin yapılması, iş gücünün bilinçlendirilmesi, denetim                                                              201 Fatih Acar, Fazıl Aydın, Vergi ve İstihdam Politikası Açısından Kayıt Dışı Ekonomi, TÜRMOB Yayınları - 400, Ankara, 2011, s. 481. 202 Ahmet Burçin Yereli, Oğuz Karadeniz, “Türkiye’de Kayıt Dışı İstihdamın Vergi Kayıp ve Kaçakları Üzerine Etkisi”, Türkiye’de Vergi Kayıp ve Kaçakları, Önlenmesi Yolları, 19. Türkiye Maliye Sempozyumu (10-14 Mayıs 2004), Yaklaşım Yayıncılık, Ankara, 2004, s. 198-199. 105 ve yaptırımların caydırıcılığının arttırılması, işverenin işyeri açma ve işletme ile ilgili bürokratik işlemlerinin azaltılması, kamu kurum ve kuruluşları arası koordinasyonun artırılması gibi bir dizi önlemin hep beraber uygulanması ile mümkün olabilecektir.203                                                              203 Yereli, Karadeniz, a.g.m., s. 198. 106 SONUÇ Türkiye’de kayıt dışı istihdam ve vergi ilişkisini inceleyen bu çalışmamızın sonunda elde ettiğimiz bulguları ve yapılabilecek önerileri şöylece sıralayabiliriz. 1970’li yılların ikinci yarısından itibaren başlayan kapitalizmin yeniden yapılanma sürecinde neo-liberal politikalar çerçevesinde uygulanan yeni sermaye birikim stratejisi, kayıt dışı ekonominin büyümesi gibi önemli sonuçlara yol açmıştır. Dünya ekonomisinde yaşanan birtakım değişimlerin ulusal ekonomilerde kayıt dışı faaliyetleri artırmasının yanı sıra, kayıt dışı ekonominin ülkeden ülkeye değişen mali, ekonomik, politik, sosyal, psikolojik ve hukuki birçok nedeni bulunmaktadır. Kayıt dışı ekonomiyi oluşturan nedenler her ülkede farklı olabilmektedir. Örneğin, kayıt dışı ekonomin temel nedeni bir ülkede yoksulluk ve işsizlik iken başka bir ülkede vergi oranlarının yüksekliğinden kaynaklanabilmektedir. Kayıt dışı ekonominin her ne kadar olumlu sayılabilecek yönleri bulunsa da toplumda ciddi zararlara yol açmaktadır.   Kayıt dışı istihdam kayıt dışı ekonomi ile öylesine iç içe geçmiştir ki, kayıt dışı istihdamı kayıt dışı ekonomiden bağımsız olarak düşünmek olanaksızdır. Kayıt dışı istihdam kayıt dışı ekonominin oluştuğu alanlardan biridir. Kayıt dışı ekonomiyi oluşturan birçok neden aynı şekilde kayıt dışı istihdamı ortaya çıkartmaktadır. Yalnızca, kayıt dışı istihdam kayıt dışı ekonominin çalışma hayatına etkisini oluşturmaktadır. Kayıt dışı istihdam, sosyal güvenlik sistemini ve çalışma hayatını düzenleyen hukuk kurallarına uyulmaksızın, kayıt ve beyan dışı kaçak işçi çalıştırılması veya kendi nam ve hesabına kayıtsız olarak çalışılması şeklinde ortaya çıkmaktadır. Kayıt dışı istihdam, gelişmekte olan ülkelerde istihdamın önemli bir kaynağını oluşturmaktadır. Özellikle, sosyal güvenlik sisteminin ekonomik ve sosyal yapı içerisinde yeterince oluşmadığı ülkelerde kayıt dışı istihdam, işsizlik sigortası gibi işlev görürken aynı zamanda işsizlere, düşük ücretli kamu sektörü çalışanlarına, yeterli maaş alamayan emeklilere, gelirlerini yükseltme konusunda bir kaynak oluşturmaktadır. Türkiye’de kayıt dışı istihdamın genişlemesindeki önemli nedenlerden biri enflasyondur. Kayıt dışı ekonominin unsurlarından olan kayıt dışı istihdama, enflasyondan 107 dolayı gelirlerinde aşınma meydana gelen düşük ve orta gelirli tüketiciler bu kayıplarını telafi etmek için başvururken, enflasyondan dolayı maliyetlerinde artış meydana gelen üreticiler ise maliyetlerini azaltmak için başvurmaktadırlar. Bu nedenle, enflasyon oranlarının yüksek olduğu ülkelerde kayıt dışı ekonomik faaliyetler artmaktadır. Öte yandan, Türkiye’de toplam vergi yükü yüksek olmamakla birlikte bu yükün adaletsiz dağılımı, bir çok mükellef tarafından kayıt dışılığın nedenlerinden biri olarak görülmektedir. Ücret üzerindeki vergi ve primlerin yüksek olması kayıt dışı işgücü arz ve talebinin artmasına neden olmaktadır. Türkiye’de emek üzerindeki vergi ve kesintiler yüksektir. Mali yüklerin fazla olması özellikle kriz dönemlerinde kayıt dışı ekonomiye kayışı hızlandırmaktadır. Vergi ve sosyal güvenlik yükleri 2001 ve 2002 yıllarında kayıt dışı ekonomiyi hızlı bir şekilde büyütmüştür. Vergi ve sosyal güvenlik primlerinden kaynaklı yükler açısından Türkiye OECD ülkeleri arasında en üst sırada yer almaktadır. Çalışanlar, daha fazla net ücret almak amacıyla kayıt dışı çalışmaya razı olurken işverenler de işgücü maliyetini azaltmak için kayıt dışı istihdama yönelebilmektedirler. Vergi ve sosyal güvenlik primlerinin yüksek olması ise, vergi ve sosyal güvenlik prim gelirlerini artırmamakta yalnızca kayıtlı faaliyette bulunanların vergi ve sosyal güvenlik prim yüklerini artırmaktadır. Böylece, kayıtlı çalışanlar da kayıt dışına yönelmektedir. Ayrıca, gelirin vergilendirilmesindeki başarısızlık ve diğer ülkelerle yaşanan vergi rekabeti, artan kamu finansman ihtiyacının karşılanmasında tahsilatı kolay olan ve kısa zamanda tahsil edilebilen dolaylı vergilerin payının artmasına yol açmıştır. Genellikle, dolaylı vergilerin payının yüksek olduğu ülkelerde, kayıt dışı ekonominin de yüksek çıktığı görülmektedir. Vergi gelirleri içinde dolaylı vergilerin payının artması, ülkede hem vergi hem de gelir dağılımında adaletin bozulmasında etkili olmaktadır. Bu bağlamda, Türkiye’de dar ve orta gelirlilerin bir bölümü, bütçelerinin önemli bir kısmının vergi ve sosyal güvenlik primlerine gitmemesi için ve mevcut refah seviyelerini koruyabilmek adına kayıt dışı çalışmayı tercih edebilmektedir. Rakamlar Türkiye’deki çalışanların yaklaşık yarıya yakın bir kısmının kayıt dışı olarak çalıştığını göstermektedir. Kayıt dışı istihdam oranları düşüş seyri izlese de 2,5 çalışandan biri kayıt dışı çalışmaya devam etmektedir. Bu durum, ülkemiz açısından kayıt dışı ile mücadelenin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. 108 Ayrıca, Türkiye’de 2012 Aralık ayı itibariyle tarımda çalışanların kayıt dışılık oranı %84 gibi çok yüksek bir düzeyde seyretmektedir. Tıpkı kayıt dışı ekonomi ve vergi arasında olduğu gibi kayıt dışı istihdam ile vergi arasında da neden ve sonuç olmak üzere iki yönlü bir ilişkinin olduğunu söylemek mümkündür. Nitekim, vergi oranlarının yüksek olmasının yanı sıra sosyal güvenlik kesintilerinin de yüksek olması kayıt dışı istihdamın artmasına neden olmaktadır. Gelirlerinin büyük bir kısmını vergi, sigorta primi vb. mali yükümlülüklere ayırmak istemeyen işletmeler ve çalışanlar kayıt dışı istihdama yönelebilmektedirler. Öte yandan, kayıt dışı istihdam nedeniyle devletin vergi ve sosyal güvenlik prim gelirleri azalmaktadır. Bu durum, kayıtlı faaliyette bulunanların vergi ve sosyal güvenlik prim yüklerinin artmasına neden olurken kayıt dışı istihdamın artmasına da yol açmaktadır. Kuşkusuz, kayıt dışı istihdam, bütçe üzerinde doğrudan kayıpların yanı sıra dolaylı kayıplara da yol açmaktadır. Nitekim, fazla sosyal yardım ödemelerine neden olması ve kayıt dışı ödenen ücretlerin bir gelir unsuru olarak kayıtlarda görülmemesi sonucu giderlerin yersiz bir şekilde artırılması ya da elde edilen gelirlerin gizlenmesi bütçede dolaylı kayıplara sebebiyet vermektedir. Kayıt dışılığın ortaya çıkmasında vergileme ile ilgili sorunların önemli bir paya sahip olduğu görülmektedir. Kayıt dışı istihdam sorunu vergileme ile beraber ele alınıp irdelenirse çözüme daha kolay ulaşılabilecektir. Türkiye’de kayıt dışı istihdam ile mücadele için şu düzenleyici önlemler getirilebilir: • Türkiye’de enflasyon, kayıt dışı istihdamın genişlemesindeki önemli nedenlerden biri olmuştur. Ülkemizde önceki yıllara göre enflasyon düşse de, enflasyonla mücadeleye devam edilmeli ve enflasyon oranı daha aşağıya çekilmelidir. • Türkiye’de kayıt dışı istihdamın temel nedenlerinden olan yoksulluk ve işsizlik ortadan kaldırılmadığı sürece kayıt dışı istihdamın önlenmesi zor görünmektedir. Çalışanları kayıt dışı çalışmaya zorlayan en önemli etken gelir seviyesinin düşüklüğü ve işsizliktir. Eğer yoksulluk ve işsizlik sorunu halledilebilirse, kayıtlı çalışan sayısı artacaktır. Bu nedenle, kayıt dışı istihdamı önlemek için öncelikle yoksulluk ve işsizlik sorunu çözülmelidir. Yoksulluk ve işsizlik ile mücadelede aşağıdaki önerilerin uygulanması etkili olabilir: 109 - İşsizliğin en önemli nedeni iş bulamayan kişilerin vasıfsız olmasıdır, meslek edindirme kursları ile vasıfsız kişiler meslek sahibi yapılabilir. - Yabancı sermaye emek yoğun sektörlere yönlendirilmek kaydıyla teşvik edilebilir. - Girişimcilik kabiliyeti olan kişilere hibe programları uygulanması için Türkiye İş Kurumu’na ayrılan kaynaklar artırılabilir. - Makineleşmenin yaygınlaşması sonucu işsiz kalan köylüler, arıcılık, hayvancılık vb. kazanç yollarına yönlendirilerek kentlere yönelik göç engellenebilir. - Son yıllarda işsizlerin içinde büyük paya sahip olan üniversite ve daha yüksek eğitim seviyesine sahip olanların iş bulamamasının nedeni, ülkenin ihtiyacı olan alanlardan mezun olmamaları ya da kendilerini mezun oldukları alanlarda yeterince yetiştirememeleridir. Bu durumun önlenebilmesi için, ülkenin ihtiyacı olmayan üniversite bölümlerinin kontenjan sayısının azaltılması ve üniversite tercihi yapacak olan öğrencilerin iş bulabilecekleri alanlara yönlendirilmeleri gerekmektedir. Ayrıca, orta öğretim ve üniversite aşamasında öğrencilerin iş hayatını öğrenmek için uygulamalı eğitim almaları sağlanmalıdır. Böylece, daha deneyimli olarak mezun olacaklar ve iş bulmaları kolaylaşacaktır. • Vergilemede adaletin olmaması vergisini düzenli ödeyenleri cezalandırmak suretiyle, kayıtlı çalışanları kayıt dışı çalışmaya doğru kaydırmaktadır. Dolayısıyla, kayıt dışı istihdamı önlemek için mali alanda öncelikli olarak vergi adaletinin sağlanması gerekmektedir. Öte yandan, ülkemizde vergi adaletsizliğinin en büyük nedeni de kayıt dışı faaliyetlerin fazla olmasıdır. Kayıt dışılığın fazla olması sonucu devletin ihtiyaçlarının karşılanmasında büyük paya sahip olan kayıtlı mükelleflerin ödediği vergi oranları artmaktadır. Kayıt dışılık çözülmediği sürece vergi adaletinden söz etmek mümkün olmayacağı gibi, vergi adaleti sağlanmadan da kayıt dışılık yok edilemez. Ülkemizde kurumlar vergisi oranının %20 seviyesine indirilmesine ve gelir vergisi oranının ilk diliminin %15’e çekilmesine rağmen, istihdam üzerinden alınan vergi ve sosyal güvenlik primleri ağır gelmektedir. Vergi ve prim oranlarının düşürülmesi ile beraber kayıt dışı işgücü arz ve talebinin azalması söz konusu olabilecektir. Bu bağlamda, vergi oranları uygun bir seviyeye getirilerek kayıt dışı mükellefleri kayıt altına almaya yönelik teşvik edici politikalar uygulanmalı ve vergiler adaletli hale getirilmelidir. 110 • Ülkemizde sık sık yeniden yapılandırma adıyla gündeme gelen vergi ve sosyal güvenlik prim afları halkı af beklentisi içine sokarak kayıt dışılığın artmasına ortam hazırlamaktadır. Vergi afları, vergi kaçakçılığını bir yandan teşvik ederken diğer yandan vergisini ödeyen kesimin de sistemin adil olmadığı yönünde bir kanıya sahip olmasına neden olmaktadır. Bu durum, vergisini ödeyenlerin ödeme disiplinini olumsuz etkilemekte ve kayıt dışına kaçışı artırmaktadır. Ülkemizde çıkartılan vergi ve sosyal güvenlik prim afları sonucu, kısa dönemde toplanamayan vergi ve prim borçları tahsil edilse de uzun dönemde primlerini düzenli ödeyen sayısında azalma olmuştur. Bu nedenle, sık sık vergi ve sosyal güvenlik prim aflarına gidilmemelidir. • Kayıt dışılığın önlenmesi için büyük görev siyasi iradeye düşmektedir. Kayıt dışı istihdamı ortaya çıkartan nedenlerin çözülmesi için köklü yasal düzenlemelere ihtiyaç duyulmaktadır. Ülkemizde çeşitli kanunlarla kayıt dışılık önlenmeye çalışılmasına rağmen yeterli gelmemiştir. Kayıt dışılığı önleme açısından daha köklü yasal düzenlemelere ihtiyaç vardır. Yasalarda yapılacak düzenlemeler bir taraftan yaptırımların caydırıcılığını artırırken öte yandan, çalışma yaşamında meydana gelen değişimlere uygun olmalıdır. Değişen çalışma koşulları nedeniyle kayıt dışı çalışmak zorunda olan kişileri kayıt altına almaya yönelik yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Örneğin, emeklilerin çalışmaya devam etmesi sonucu maaşlarından yapılan SGDP kesintisi kaldırılarak emeklileri kayıtlı çalışmaya teşvik edici yasal düzenleme yapılabilir. Mevcut çalışma yasaları ile çalışanlara sosyal koruma sağlandığı zannedilirken, istihdam yaratmaktan korkan, istihdam olunan her bir çalışanın bir veya birkaç dava olarak kendisine döneceğini düşünen işverenler ortaya çıkmaktadır. Her bir yeni istihdam, ‘yeni bir sorun’ olarak algılandığında işverenlerin, yeni istihdam yaratma yerine mevcut çalışanlarına fazla mesai yaptırmayı tercih etmeleri veya kayıt dışılığa kaymaları kaçınılmaz olmaktadır. İşten çıkarmaların çok maliyetli olduğu ülkemizde, yasalarla bu durum değiştirilmelidir. Ayrıca, alt işverenliğin uygulanabilir hale getirilmesi, esnek çalışma modelleri ve sürelerinin düzenlenmesi gerekmektedir. Örneğin, belirli süreli iş sözleşmelerinin ve dönemsel çalışmanın, AB normlarına uygun hale getirilmesi gibi önlemlerin uygulanması istihdama büyük bir ivme kazandıracaktır. 111 • Kayıt dışı çalışmanın kayıt altına alınabilmesi için kayıt dışı çalışmanın zararları halka anlatılmalıdır. Ülkemizde eğitim seviyesinin düşük olmasından dolayı sosyal güvencesiz çalışmayı isteyenler hiç de az değildir. Sosyal Güvenli Kurumu’nun ve Gelir İdaresi’nin tüm kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum kuruluşlarına yönelik kayıt dışı çalışmanın önlenmesine yönelik bilinçlendirme ve bilgilendirme çalışmalarına ağırlık vermeleri etkili olabilecektir. Ayrıca, okullarda ilköğretimden başlanarak kayıt dışı çalışmanın zararları çocuklara öğretilmelidir. Günlük hayatımızda önemli yer tutan ve yönlendirmede etkili olan kitle iletişim araçları ile kayıt dışı çalışmanın zararları topluma çok iyi anlatılmalıdır. Özellikle çocuklar için çizgi filmlerde bu konuların işlenmesi ile küçük yaştan itibaren bilinçlenme sağlanabilecektir. • Ülkemizde sosyal güvenlik sistemi yıllardır ciddi açıklar vermektedir. Bu durumun nedeni kayıt dışılığın yaygın olmasıdır. Kayıt dışılığın önlenebilmesi için denetim mekanizmasına büyük iş düşmektedir. Kayıt dışı çalışmayı önlemeye yönelik denetimler artırılmalıdır. Bu denetimler, cezalandırma amacından çok bilinçlendirme ve eğitici nitelikte olmalıdır. Çünkü burada amaç, kişileri yasalara uygun olarak hareket etmeye teşvik etmektir. Kayıt dışı çalışan istihdam edenlere, yabancı işçi çalıştıranlara yönelik yaptırım ve denetimlerin yetersiz olması işletmeleri kayıt dışı işçi çalıştırmaya özendirebilmektedir. Türkiye’de yapılan denetimlerin sayıca çok az olduğu görülmektedir. Kayıt dışı istihdamın engellenmesi için yaptırımlar ve denetimler artırılmalıdır. Denetimlerde tüm kamu kurum ve kuruluşları koordinasyon içinde hareket etmelidir. Özelikle kayıt dışı çalışmanın yoğunlaştığı inşaat, toptan ve perakende ticaret, turizm, tarım sektörlerinde, sektörel denetimlere ağırlık verilmelidir. • Ülkemizde vergi denetimlerinin yetersiz olması da kayıt dışı ile mücadeleyi olumsuz etkilemektedir. Vergi denetimlerinin yetersiz olmasında Gelir İdaresi Başkanlığı’nın yeteri kadar denetim personeli istihdam edememesi etkili olmaktadır. Son yıllarda denetim personeli alımına ağırlık verilmesine rağmen yeterli gelmemektedir. Eğer Gelir İdaresi Başkanlığı denetimlerini artırarak kayıt dışı ekonomi ile mücadelede daha fazla başarı sağlayabilirse kayıt dışı çalışanların sayısı da azalacaktır. 112 • Ülkemizde kayıt dışı istihdamdan kaynaklanan vergi kayıp ve kaçağının önlenmesi için öncelikle, Gelir İdaresi ile başta Sosyal Güvenlik Kurumu olmak üzere, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürlüğü, emniyet birimleri, belediyeler, ihale makamları ve ilgili diğer kamu kurumları arasında sıkı bir koordinasyon geliştirilmelidir. Böylelikle, gelir idaresi kayıtları ile diğer kurumların işçi kayıtları çapraz kontrole tabi tutulabilecektir. Görüldüğü gibi, kamu kurum ve kuruluşları arasında koordinasyonun artırılmasının kayıt dışı istihdam ile mücadelede büyük önemi bulunmaktadır. • Eğer Türk Vergi Sistemi’nin kayıt dışı ekonominin artmasına neden olan sorunları çözülürse kayıt dışı istihdam da azalacaktır. Bu nedenle, vergi sistemine yalnızca kamu açıklarının finansmanını sağlamak açısından bakılmamalı, vergi sistemindeki bütünlük ve tutarlılığın oluşturulması ve devamına önem verilmelidir. Türk Vergi Sistemi’nde bir karmaşıklık mevcuttur. Türk Vergi Sistemi’nin karmaşık olmasının nedenleri arasında; çok sayıda yasa ve Bakanlar Kurulu Kararlarını içermesi, birçok genelge, tebliğ, geçici madde ve mükerrer maddeyi barındırması, devamlı değişikliğe uğraması sayılabilir. Mükelleflerin anlamakta güçlük çektiği vergi sistemi onları kayıt dışına yöneltebilmekte ve böylece kayıt dışı istihdama zemin hazırlamaktadır. Türk Vergi Sistemi’nin mükerrer maddelerden ayıklanıp daha az sayıda yasanın yürürlükte bulunması doğru olacaktır. Vergi yasaları açık ve basit olmalıdır. Vergi mevzuatları sadeleştirilip, adil ve uygulanabilir bir yapıya dönüştürülmelidir. • Türkiye’de özel kesimde sendikasız olarak çalışan kayıtlı işçilerin büyük bir kısmının aldıkları ücretler işverenler tarafından tam olarak gösterilmemektedir. Kayıt dışı bırakılan bu yekunun toplam tutarı hakkında bir bilgiye ulaşılamamaktadır. İşveren tarafından kayıt dışı bırakılan söz konusu ücretlerden devlete gelir vergisi, damga vergisi ve sosyal güvenlik kesintileri ödemesi yapılmamaktadır. Bu durum hem Hazine’nin gelirini olumsuz etkilemekte, hem de Sosyal Güvenlik Kurumu’nun aktüarya hesaplarını bozmaktadır. Söz konusu sorunun çözümünde sendikalaşmanın önemli bir yeri vardır. Çünkü, sendikalı çalışan işçilerin ücretlerinin bir kısmının kayıt dışı tutulması söz konusu değildir. Bu bağlamda, kayıtlı çalışan işçiler arasında sendikalaşmanın yasal olarak özendirilmesi gerekmektedir. Bununla, bütün çalışanların anayasal ve yasal zorunluluk 113 olarak sendika üyesi yapılması gerektiği anlaşılmamalıdır. Çünkü, herkesin sendika üyesi olmaya yasal olarak zorlanması gibi bir durum, parlamenter demokratik rejimin gerekleriyle bağdaşmaz. Ancak, ülkemizde sendikalaşma oranı % 9.45’dir. Bu oranın, Avrupa Birliği ülkeleri ortalaması % 23 ve OECD ülkeleri ortalaması % 17 ile karşılaştırıldığında oldukça düşük olduğu görülmektedir. Dolayısıyla, kayıtlı olarak çalışan işçilerin sendikalara üye olmaya teşvik edilmesi için, örneğin sendikalı olarak çalışan işçilerin ücretlerinde önemli vergi indirimleri yapılması sağlanabilir. Böylece, kayıtlı olarak çalışan işçilerin ücretlerinin önemli bir kısmının kayıt dışında tutulmasının önüne geçilebilir. Bu durumda, hem Hazine hem de Sosyal Güvenlik Kurumu önemli maddi kayıplardan kurtarılabilecektir. • Türkiye’de bürokratik işlemler istihdamın gelişmesine engel olmakta, ekonomimizin rekabet gücünü zayıflatmaktadır. Dünya ekonomik forumu verilerine göre, devlet bürokrasisinin işlemler üzerindeki etkisi açısından Türkiye 59 dünya ülkesi içinde 10. sırada yer almaktadır. Türkiye’de işletme faaliyetlerinde harcanan zamanın %20’si bürokrasi nedeniyle boşa gitmektedir. İşletmelerin bürokraside harcadıkları zaman ülkemizde %20 iken, Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde %8, Latin Amerika ülkelerinde ise %4’dür. Bürokratik işlemlerin azaltılmasına yönelik 2003-2004 yıllarında yapılan düzenlemeler ve alınan önlemler ile bazı bürokratik işlemler azaltılmıştır. Ancak, bir şirketin kurulabilmesi için gerekli işlemler hala çok zaman alabilmektedir. Dolayısıyla, ülkemizde yapılan iyileştirmelere rağmen halen bürokratik işlemlerin fazlalığı ve çok zaman alması nedeniyle kayıt dışı işçi çalıştırmaya yönelme devam etmektedir. Kamu kurum ve kuruluşlarının ortalama işlem süresini azaltması gerekmektedir. Eğer kamu kurum ve kuruluşları gelişen teknolojiyi alıp uygulayabilirlerse bürokrasi sorunu büyük ölçüde ortadan kalkacaktır. Genel bir sonuca varmak gerekirse, denilebilir ki; kayıt dışı istihdam pek çok boyutu olan bir olgudur ve kayıt dışı ekonomi ile yakından ilgilidir. Ülkemizde, kayıt dışı ekonomi ve vergi arasında olduğu gibi kayıt dışı istihdam ile vergi arasında da neden ve sonuç olmak üzere iki yönlü bir ilişkinin olduğunu söylemek mümkündür. Bu çalışmamızda yer alan çeşitli düzeydeki analizler ve değerlendirmeler açıkça 114 göstermektedir ki, kayıt dışı istihdam sorunu vergi ile beraber ele alınıp irdelenirse çözüme daha kolay ulaşılabilecektir.   115 YARARLANILAN KAYNAKLAR KİTAPLAR ACAR Fatih, Fazıl AYDIN, Vergi ve İstihdam Politikası Açısından Kayıt Dışı Ekonomi, TÜRMOB Yayınları - 400, Ankara, 2011. AKDOĞAN Abdurrahman, Kamu Maliyesi, 9. Baskı, Gazi Kitabevi, Ankara, 2003. ALTUĞ Osman, Kayıt Dışı Ekonomi, 2. Baskı, Türkmen Kitabevi, İstanbul, 1999. AYDEMİR Şinasi, Türkiye’de Kayı Dışı Ekonomi (Vergisel Ağırlıklı Uzlaşma Önerisi), 1. Basım, Maliye Hesap Uzmanları Derneği Yayınları, İstanbul, 1995. EDİZDOĞAN Nihat, Kamu Maliyesi, 10. Baskı, Ekin Yayınevi, Bursa, 2008. EKİN Nusret, Kayıt Dışı Ekonomi Enformel İstihdam, İstanbul Ticaret Odası Yayını, Yayın No: 1995-17, İstanbul, 1995. ERCAN Metin, Kayıt Dışı Ekonomi ve Hızlı Tüketim Malları Sektörü, 1.Basım, ECR Tüketiciye Etkin Yaklaşım Derneği, Ankara, 2006. ERDAĞ Nevzat, Kayıt Dışı, 1. Baskı, Cinius Yayınları, İstanbul, 2007. ILGIN Yılmaz, Kayıt Dışı Ekonomi ve Türkiye’deki Boyutları, DPT Uzmanlık Tezleri, Yayın No: DPT: 2492, Ankara, 1999. IŞIĞIÇOK Özlem, XXI. Yüzyılda İstihdam ve İnsana Yakışır İş, 1. Baskı, Ezgi Kitabevi, Bursa, 2005. KARAARSLAN Erkan, Kayıt Dışı İstihdam ve Neden Olduğu Mali Kayıpların Bütçe Üzerindeki Etkileri: Türkiye Örneği, Mali Hizmetler Derneği, Yayın No: 7, Ankara, 2010. KOBAN Emine, Zerrin FIRAT, Emel SELİMOĞLU, Perakende Sektöründe Kayıtlı– Kayıt Dışı Faaliyetlerin Bursa Özelinde Karşılaştırmalı Analizi, Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Derneği (AMPD) Bilimsel Araştırma Platformu 2005 “Kayıtlı Kurallı Ekonomi ve Perakendecilik” Araştırması, Bzd Yayın ve İletişim Hizmetleri, İstanbul, 2006. NADAROĞLU Halil, Kamu Maliyesi Teorisi, 6. Baskı, Beta Basım Yayım Dağıtım, İstanbul, 1985. ÖZSOYLU Ahmet Fazıl, Türkiye’de Kayıt Dışı Ekonomi, 1.Baskı, Bağlam Yayıncılık, İstanbul, 1996. 116 SOYLAN Bülent, Kayıt Dışı, Alfa Yayınları, İstanbul, 2008. SÖNMEZ Sinan, Dünya Ekonomisinde Dönüşüm, Sömürgecilikten Küreselleşmeye, İmge Kitabevi, Ankara, 1998. SUGÖZÜ İbrahim Halil, Kayıt Dışı Ekonomi ve Türkiye, 1.Baskı, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, 2010. YERELİ Ahmet Burçin, Oğuz KARADENİZ, Kayıt Dışı İstihdam, Odak Yayınları, Ankara, 2004. YILDIZ TOKATLIOĞLU Mircan, Küreselleşme ve Kamu Hizmetleri, 1. Baskı, Alfa Aktüel, Bursa, 2005. YILMAZ Gülay Akgül, Kayıt Dışı Ekonomi ve Çözüm Yolları, İSMMO, İstanbul 2006. MAKALELER ACAR Fatih, İbrahim TÜRKİŞ, “Kayıt Dışı Ekonomi Konusunda Vergi Boyutlu Tespit ve Öneriler”, Yaklaşım Dergisi, Sayı: 108, Aralık 2001, http://www.yaklasim.com/mevzuat/dergi/read_frame.asp?file_name=20011228 59.htm, (Erişim: 16.11.2011). AKTAN Coşkun Can, İstiklal Y. VURAL, “Vergi Rekabeti”, Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Sayı: 22, Ocak-Haziran 2004, http://iibf.erciyes.edu.tr/dergi/sayi22/ccaktan.pdf, (Erişim: 22.07.2009). AKTAŞ Mehmet Ali, “Vergi ve İstihdam İlişkisi,” Eylül 2007, http://www.alomaliye.com/2007/mehmetali_aktas_vergi_istihdamn.htm, (Erişim: 02.01.2011). AKTAŞ Ramazan, “E-Ticarette Kayıt Dışılık Önlenebilir mi?”, Ocak 2009, http://www.muhasebenet.net/makale_ramazan%20aktase%20ticarette%20kayit disilik%20onlenebilir%20mi.html,(Erişim: 20.02.2012). ALGAN Neşe, “Türkiye’de Kayıt Dışı Sektör: Boyutları, Etkileri ve Kayıt Dışı Sektörü Küçültme Konusunda Öneriler”, TİSK İşveren Dergisi, Ağustos 2004, http://www.tisk.org.tr/isveren_sayfa.asp?yazi_id=1028&id=58, (Erişim:10.04.2011). AY Hakkı M., Esra TALAŞLI, “Ülkelerin Ekonomik Gelişmişlik Seviyeleri ve Vergi Yapıları Arasındaki İlişki”, Maliye Dergisi, Sayı: 154, Ocak-Haziran 2008, ss. 135-154, http://www.sgb.gov.tr/Sayfalar/MaliyeDergisi.aspx, (Erişim: 20.02.2012). AYDIN Fazıl, “Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadele Stratejisi Eylem Planının (2008-2010) Vergi Politikası Açısından Değerlendirilmesi”, Vergi Sorunları, Şubat 2009, ss. 51-60. 117 BİLEN Mahmut, Muhammet ES, “Gelir Dağılımı Sorunu ve Çözümünde Yeni Arayışlar”, Yönetim ve Siyasette Etik Sempozyumu (24-26 Aralık 1997), Sakarya Üniversitesi İİBF ve Adapazarı Ticaret ve Sanayi Odası, Adapazarı, 1998, ss. 376-399, http://www.econturk.org/Turkiyeekonomisi/bilen98.pdf, (Erişim: 26.09.2011). BİLİCİ Nurettin, “Vergi Cennetleri ile Mücadele”, Türkiye’de Vergi Kayıp ve Kaçakları, Önlenmesi Yolları, 19. Türkiye Maliye Sempozyumu (10-14 Mayıs 2004), Yaklaşım Yayıncılık, Ankara, 2004, ss. 601-620. ÇİRAY Umut, “Kayıt Dışı Ekonominin İstihdam Üzerindeki Etkileri ve Kayıt Dışı ile Proaktif Mücadele Yöntemleri (Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadele Strateji Eylem Planı 2011-2013 ve Kadim Projesi Perspektifinde)”, Mart 2012, http://www.alomaliye.com/2012/umut_ciray_kayitdisi.htm, (Erişim: 11.03.2012). ÇOMAKLI Şafak Ertan, “AB İlerleme Raporları Çerçevesinde Türkiye’deki Vergi Kayıp ve Kaçaklarının Önlenmesine Yönelik Uygulamalar”, Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt: 22, Sayı: 1, 2008, http://e dergi.atauni.edu.tr/index.php/IIBD/article/viewFile/3758/3587, (Erişim: 01.02.2011). DE GRAZIA Raffaele, “Clandestine Employment: A Problem of Our Times”, The Underground Economy in the United States and Abroad, (Ed. Vito Tanzi), Lexington Books, Massachusetts Toronto, 1982. DEMİRCAN Esra Siverekli, “Vergilendirmenin Ekonomik Büyüme ve Kalkınmaya Etkisi”, Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Sayı: 21, Temmuz-Aralık 2003, ss. 97-116, http://iibf.erciyes.edu.tr/dergi/sayi21/edemircan.pdf, (Erişim: 06.05.2012). DEMİRCAN Esra Siverekli, “Türkiye’de Vergi Politikalarının Siyasi Analizi: Siyasi Değişimin Vergi Kayıp ve Kaçaklarına Etkisi Üzerine Bir İnceleme”, Türkiye’de Vergi Kayıp ve Kaçakları, Önlenmesi Yolları, 19. Türkiye Maliye Sempozyumu (10-14 Mayıs 2004), Yaklaşım Yayıncılık, Ankara, 2004, ss. 533-572. ERDOĞAN Özcan, “Kayıtlı İşçi Ücretlerinde Vergi Kaçaklarını ve Sosyal Güvenlik Primi Kaçaklarını Önlemek Amacıyla Sendikalarına Üyeliğin Özendirilmesi”, Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt: 9, Sayı: 1, Mart 2011, ss. 37-60. ERKAN Mehmet , “Türkiye’de Dolaylı Vergilerin Yapısı ve Avrupa Birliği Müktesebatına Uyum”, Türk Vergi Sisteminin Küresel Bağlamda Değerlendirilmesi, 23. Türkiye Maliye Sempozyumu (7-11 Mayıs 2008), ss. 143-232. 118 GÜLOĞLU Tuncay, “Türkiye’de Kayıt Dışı İstihdam Gerçeğine Bir Bakış”, Ocak 2005,ss.135,http://digitalcommons.ilr.cornell.edu/cgi/viewcontent.cgi?article=1 008&context=intlvf, (Erişim: 24.04.2011). GÜNAY Serdar, “Türkiye’de Kayıt Dışı İstihdamın Analizi II”,Yaklaşım Dergisi, Sayı: 115, Temmuz 2002, http://www.yaklasim.com/mevzuat/dergi/makaleler/2002073185.htm, (Erişim: 22.03.2011). HEPER Fethi, Ahmet AK, “Kayıt Dışı Ekonomi ve Vergi Sosyolojisinin Kayıt Dışılığı Belirlemedeki Önemi (Kanada ve Türkiye’den Sosyolojik Çalışma Örnekleri)”, Türk Vergi Sisteminin Küresel Bağlamda Değerlendirilmesi, 23. Türkiye Maliye Sempozyumu (7-11 Mayıs 2008), ss. 271-288. IŞIK Nihat, Mustafa ACAR , “Kayıt Dışı Ekonomi: Ölçme Yöntemleri, Boyutları, Yarar ve Zararları Üzerine Bir Değerlendirme”, Erciyes Üniversitesi İİBF Dergisi, Sayı: 21, Temmuz- Aralık 2003, ss. 117-136. KARAARSLAN Erkan, “Kayıtdışı İstihdamı Önlemeye Yönelik Stratejiler”, Mali Kılavuz Dergisi, Sayı: 48, Ağustos 2010, http://www.malikilavuz.com/index.php?lang=tur&page=28&pluginAnonym_v 2_catID_4=0&pluginAnonym_v2_itemID_4=216, (Erişim: 21.03.2011). KARABIYIK İlyas, “Türkiye’de İşsizliği Doğuran Nedenler ve İşsizliğin Yapısı”, Aksaray Üniversitesi İİBF Dergisi, Cilt: 1, Sayı: 2, Temmuz 2009, ss. 181- 201. KARAKOÇ Yusuf, “Hukuki Nedenlerden Kaynaklanan Vergi Kayıp ve Kaçakları (Düzenleme-Uygulama-Yargılama)”, Türkiye’de Vergi Kayıp ve Kaçakları, Önlenmesi Yolları, 19.Türkiye Maliye Sempozyumu (10-14 Mayıs 2004),Yaklaşım Yayıncılık, Ankara, 2004 , ss. 90-114. KAYA Mehmet Şevki, “İstihdam Sorunumuz ve Dünya Bankası Türkiye İşgücü Piyasası Raporunun Düşündürdükleri”,Vergi Sorunları, Sayı: 219, Aralık 2006, ss. 40-48. KİLDİŞ Yusuf, “Kayıt Dışı Ekonominin Ulusal-Uluslar Arası Boyutu ve Çözüm Önerileri”, Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt: 2, Sayı: 2, 2000, http://kayitdisiekonomi.com/makale/detay.asp?id=28, (Erişim: 21.04.2011). KORKMAZ Esfender, “Kayıt Dışı İstihdam”, TİSK İşveren Dergisi, Şubat 2001, http://www.tisk.org.tr/isveren_sayfa.asp?yazi_id=252&id=15, (Erişim: 06.12.2010). LEBA Reyhan, “Küreselleşmenin Öteki Yüzü: Yoksulluk”, Mevzuat Dergisi, Yıl: 4, Sayı: 43, Temmuz 2001, http://www.mevzuatdergisi.com/2001/07a/02.htm, (Erişim: 06.05.2013). 119 MORGİL Orhan ,“Türk Ekonomisindeki Son Gelişmeler”,TİSK İşveren Dergisi, Eylül 2003, http://www.tisk.org.tr/isveren_sayfa.asp?yazi_id=792&id=47, (Erişim:19.05.2011). MÜTEVELLİOĞLU Nergis, Beyhan AKSOY, “İşsizlikle Mücadelede İl İstihdam ve Mesleki Eğitim Kurullarının İşlevi”, Çalışma İlişkileri Dergisi, Cilt: 1, Sayı: 1, 2010, ss. 13-35, http://www.calismailiskileridergisi.org/?menu=pages&p=issue_details&id=1,m (Erişim: 16.01.2012). ÖNCEL S. Yenal, “Kurum Kazançlarında Vergi Yükünü Belirleyen Faktörler ve Kurumlar Vergisinin Türleri”, İ.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, No: 11-12-13, Nisan- Temmuz-Ekim 1995. ÖNDER İzzettin, “Kayıtdışı Ekonomi ve Vergileme”, İ.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, No: 23-24, Ekim 2000-Mart 2001, ss. 241-254. ÖZÇELİK Özer, Emre ÖZCAN,“Kayıt Dışı Ekonominin Sebepleri, Etkileri, Ölçümü”, Yolsuzluk, Nedenleri, Etkileri ve Çözüm Yolları, (Ed. Süleyman Aydın), Ankara, 2006, ss.165-196. http://kayitdisiekonomi.com/makale/detay.asp?id=34, (Erişim: 17.03.2011). ÖZÇELİK Özer, Ercan YAŞAR, “Kayıt Dışı Ekonomi Olgusunu Azaltmaya Yönelik Öneriler”, Mali Çözüm, Sayı: 74, Ocak-Şubat-Mart 2006, ss. 214-232, http://archive.ismmmo.org.tr/docs/malicozum/74MaliCozum/18%20özer%20ö zcelik.pdf, (Erişim: 26.02.2012). ÖZEL Salih, “Kayıt Dışı Ekonomi Kavramı Sorunları ve Çözümleri”, Yaklaşım Dergisi, Sayı: 71, Kasım 1998, http://www.yaklasim.com/mevzuat/dergi/read_frame.asp?file_name=19981115 02.htm, (Erişim:29.07.2011). ÖZTÜRK İlhami, Ahmet OZANSOY, “Ücret Gelirleri Üzerindeki Vergi Yükünün Analizi”, Maliye Dergisi, Sayı: 161, Temmuz-Aralık 2011, ss. 197-214. SARILI Mustafa Ali , “Türkiye‘de Kayıt Dışı Ekonominin Boyutları, Nedenleri, Etkileri ve Alınması Gereken Tedbirler’’, Bankacılar Dergisi, Sayı: 41, 2002, http://www.tbb.org.tr/Dosyalar/Dergiler/Dokumanlar/41.pdf, (Erişim: 24.09.2011). SCHNEIDER Friedrich, “Size and Development of the Shadow Economy of 31 European and other OECD Countries from 2003 to 2013: A Further Decline”, April 2013, http://www.econ.jku.at/members/schneider/files/publications/2013/shadeceuro pe31_jan2013.pdf, (Erişim: 12.11.2014). 120 SERİM Nilgün, ‘‘Kayıt Dışı Vergilendirilemeyen İstihdam Sorunu ve Kadim Projesi’’, Vergi Sorunları, Sayı: 224, Mayıs 2007, ss. 118-130. SIVACI Celalettin , “Kayıt Dışı Ekonomi ve Kadim Projesi”, Bütçe Dünyası, Cilt: 3, Sayı: 27, Güz 2007, ss. 51-60. SUSAM Nazan, Nagihan OKTAYER, “Türkiye Ekonomisinde Genel Bütçe Vergi Gelirleri İçinde Dolaylı ve Dolaysız Vergiler (1995-2005)”, Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, Cilt: 21, Sayı: 2, 2007, http://e-dergi.atauni.edu.tr/index.php/IIBD/article/viewFile/3745/3574, (Erişim: 27.02.2011). SÜRAL Nurhan, “Küresel Krizin Etkisinden Çıkarken”, TİSK İşveren Dergisi, Temmuz- Ağustos 2010, http://www.tisk.org.tr/isveren_sayfa.asp?yazi_id=2790&id=123, (Erişim: 15.01.2011). ŞENSES Fikret, “Neoliberal Küreselleşme Kalkınma İçin Bir Fırsat mı, Engel mi?”, ERC Working Paper in Economic 04/09, August 2004, http://erc.metu.edu/menu/series04/0409.pdf, (Erişim: 25.05.2011). YANARDAĞ M. Özgür, Ürün ÖZGEN, “Nüfus Kavramı ve Türkiye’de Nüfusun Gelişim Sürecinin Değerlendirilmesi”, Mevzuat Dergisi, Sayı: 66, Haziran 2003, http://www.mevzuatdergisi.com/2003/06a/02.htm, (Erişim: 15.01.2011). YERELİ Ahmet Burçin, Oğuz KARADENİZ, “Türkiye’de Kayıt Dışı İstihdamın Vergi Kayıp ve Kaçakları Üzerine Etkisi”, Türkiye’de Vergi Kayıp ve Kaçakları, Önlenmesi Yolları, 19. Türkiye Maliye Sempozyumu (10-14 Mayıs 2004), Yaklaşım Yayıncılık, Ankara, 2004, ss. 180-203. YILDIZ Ramazan, “Türkiye’de Çalışan Çocukların Sorunları ve Çözüm Yolları”, Sosyal Güvenlik Dünyası Dergisi, Yıl: 13, Sayı: 69, Eylül-Ekim 2010, ss. 45-49. YILMAZ Ahmet, “Neo-Liberal Dönüşüm Sürecinde Türkiye’de Devlet Toplum İlişkileri, Toplumsal Sınıf Merkezli Bir Yaklaşım”, Marmara Üniversitesi İ.İ.B.F. Dergisi, Cilt: XX, Sayı: 1, 2005, http://dosya.marmara.edu.tr/ikf/iib- dergi/2005%20I-II/2005_07_yilmaz.pdf, (Erişim: 15.11.2014). YILMAZ Gülay Akgül, “Kayıt Dışı Ekonomi; Ulusal ve Küresel Boyutları ve Dinamiklerinin Analizi”, Türkiye’de Vergi Kayıp ve Kaçakları, Önlenmesi Yolları, 19. Türkiye Maliye Sempozyumu (10-14 Mayıs 2004), Yaklaşım Yayıncılık, Ankara, 2004, ss. 15-50. 121 YÜCE Mehmet, “Enflasyon Muhasebesi ve Bu Bağlamda Türk Vergi Sisteminde Yer Alan Düzenlemeler”, Mevzuat Dergisi, Yıl:2, Sayı:6, Haziran 1999, http://www.basarmevzuat.com/dergi/99-06/a/enflasyonmuhasebesi.htm, (Erişim: 14.03.2011). DİĞER YAYINLAR BİÇER Yalın, “Türkiye’de Kayıt Dışı Ekonomiyi Önlemeye Yönelik Vergi Politikaları ve Değerlendirilmesi”, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), SDÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, Isparta, 2006. CANDAN Mehmet, “Kayıt Dışı İstihdam, Yabancı Kaçak İşçi İstihdamı ve Toplumumuz Üzerindeki Sosyo - Ekonomik Etkileri”, (Yayınlanmamış Uzmanlık Tezi), T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü, Ankara, 2007. ÇALGAN Ahmet Talha, “Türkiye’de İstihdam Üzerindeki Mali Yükler ve İstihdama Etkileri”, (Yayınlanmamış Uzmanlık Tezi), T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü, Ankara, 2007. DPT, Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, Nüfus, Demografi Yapısı, Göç Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Yayın No: 2556, Ankara, 2001. DPT, Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, Gelir Dağılımının İyileştirilmesi ve Yoksullukla Mücadele Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Yayın No: 2599, Ankara, 2001. DPT, Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, Kayıt Dışı Ekonomi Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Yayın No: 2603, Ankara, 2001. DPT, Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007 - 2013), İşgücü Piyasası Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Yayın No: 2709, Ankara, 2007. DPT, Dokuzuncu Kalkınma Planı (2007 - 2013), Vergi Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Yayın No: 2734, Ankara, 2007. EKER Cemali, “Türkiye’de Vergi Aflarının Sosyal ve Ekonomik Etileri”, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bursa, 2006.   ERCAN Metin, “Vergi Aflarına Son Vermek”, Radikal Gazetesi, 25.11.2009, http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalYazar&ArticleID=966104, (Erişim: 09.01.2011).                      122 ERMİŞ Canan, “Kayıt Dışı Ekonomi ve Vergi Kaybı”, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2008. GİB, Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadele Stratejisi Eylem Planı (2008–2010), Yayın No: 87, Ankara, 2009. İSMMMO, 2011 Yılı Faaliyet Raporu, http://archive.ismmmo.org.tr/docs/yayinlar/kitaplar/FaaliyetRaporu2011/11_15 %20türkiyenin%20vergi%20profil%20arastirmasi.pdf, (Erişim:10.07.2013). İŞKUR, Aylık İstatistik Bülteni, Ocak 2013, http://www.iskur.gov.tr/KurumsalBilgi/istatistikler.aspx#dltop, (Erişim: 23.02.2013). KATKAT Münevver, “Muhasebede Vergi Yönünden Denetimin Kayıt Dışı Ekonomi Üzerindeki Başarısı”, (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Erzurum, 2007. KILIÇ Cem, “Türkiye’de Sendikalaşma Avrupa’nın Çok Gerisinde”, Milliyet Gazetesi, 01.05.2014, http://www.resulkurt.com/?artikel,7893/, (Erişim: 05.06.2014). KIZILOT Şükrü, “Kayıt Dışı İşçi Çalıştırmanın Cezası Yok”, Hürriyet Gazetesi, 07.02.2008, http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=8182314&tarih=2008-02-07 (Erişim: 28.03.2013). MEYDANAL Rüştü, “Kayıt Dışı İstihdam Nasıl Azaltılabilir?”, (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 2008. OECD, Stat Extracts, http://stats.oecd.org/Index.aspx?QueryId=21699, (Erişim: 16.10.2014). OKTAR Ateş , “Kayıt Dışı Ekonomi Üzerine”, http://www.iktisatlilar.net/index.php?option=com_content&view=article&id=4 01:oktar&catid=67:duyuruhaber&Itemid=1, (Erişim: 04.12.2011). ÖZFİDAN Hasan Yaşar, “Ülkemizde Vergi Adaleti Nasıl Sağlanır?”, 25.12.2004, http://www.ekonomikcozum.com/koseyaz/kosehas/ulkemizde-vergi-adaleti- nasil saglanir.htm, (Erişim: 07.01.2012). SETA, Türkiye’de İstihdam Durumu: Genel Eğilimler, (Haz. Erdal Tanas Karagöl ve Tekin Akgeyik), Seta Analiz, Sayı: 21, Mayıs 2010, http://www.setav.org/ups/dosya/35324.pdf, (Erişim: 05.03.2011). SETA, Türkiye’de Kayıt Dışı Ekonomi ve Kayıt Dışılıkla Mücadelenin Serencamı, (Haz. Fatih Savaşan), Seta Analiz, Sayı: 35, Mart 2011, http://www.setav.org/public/indir.aspx?, (Erişim: 04.11.2011). 123 SGK, Aylık İstatistik Bültenleri, Mali İstatistikler, Kasım 2012, http://www.sgk.gov.tr, (Erişim: 23.02.2013).   TAŞ Metin, Sezgin ÖZCAN, “Kayıtdışıyla Mücadelede Büyük Adım”, Akşam Gazetesi, 13.12.2011, http://www.aksam.com.tr/kayitdisiyla-mucadelede-buyuk-adim- 4837y.html, (Erişim: 14.12.2011). T.C. BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANLIĞI, Kentleşme Şurası 2009, Kentsel Yoksulluk, Göç ve Sosyal Politikalar Komisyonu Raporu, Ankara, 2009. T.C. ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI ÇALIŞMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ, Asgari Ücretin Net Hesabı ve İşverene Maliyeti, http://www.csgb.gov.tr/csgbPortal/cgm.portal?page=asgari,(Erişim:26.02.2013). T.C. ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI STRATEJİ GELİŞTİRME BAŞKANLIĞI, İstanbul Milletvekili Sacid Yıldız’a Ait 7/4596 Esas No’lu Yazılı Soru Önergesine İlişkin Cevap, Sayı: B.13.SGB.0.11.00.00-610-1955, 09 Eylül 2008, http://www2.tbmm.gov.tr/d23/7/7-4596c.pdf, (Erişim: 13.11.2010). T.C. MALİYE BAKANLIĞI BÜTÇE VE MALİ KONTROL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ, İstatistikler,http://www.bumko.gov.tr/TR,184/genel-yonetim-butce- dengesi.html, (Erişim: 25.02.2013). T.C. MALİYE BAKANLIĞI STRATEJİ GELİŞTİRME BAŞKANLIĞI, Ekonomik Veriler, Temmuz 2011. TCMB, Estimating the Underground Economy in Turkey, (Haz. Fethi Öğünç ve Gökhan Yılmaz), September 2000, http://www.tcmb.gov.tr/research/discus/dpaper43.pdf, (Erişim:26.03.2011). T.C. RESMİ GAZETE, 16.06.2006 tarih ve 26200 sayılı 5510 sayılı kanun, madde 27. T.C. RESMİ GAZETE, 16.06.2006 tarih ve 26200 sayılı 5510 sayılı kanun, madde 102. T.C. RESMİ GAZETE, 27.02.2003 tarih ve 4817 sayılı , “Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanun”, http://www.resmigazete.gov.tr/main.aspx?home=http://www.resmigazete.gov.tr /eskiler/2003/03/20030306.htm&main=http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2 003/03/20030306.htm, (Erişim: 12.01.2012). T.C. RESMİ GAZETE, 04.10.2006 tarih ve 26309 sayılı, “Kayıt Dışı İstihdamla Mücadele (KADİM) Projesi”, 2006/28 sayılı Başbakanlık Genelgesi, http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2006/10/20061004-13-1.pdf,     (Erişim: 20.03.2011). 124 T.C. RESMİ GAZETE, 05.02.2009 tarih ve 27132 sayılı, “Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadele Stratejisi Eylem Planı 2008-2010”, 2009/3 sayılı Başbakanlık Genelgesi, http://www.resmigazete.gov.tr/default.aspx, (Erişim: 13.01.2011). T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU, Aylık Haber Bülteni, Sayı: 34, Ağustos 2010. T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU, Aylık İstatistikleri, Kasım 2012, http://www.sgk.gov.tr/wps/portal/tr/kurumsal/istatistikler?CSRT=7879813381 616846289, (Erişim: 16.03.2013). TİSK İŞVEREN DERGİSİ, Ekim 2001, http://tiskweb.com/isveren_yazdir.asp?yazi_id=391&id=23&baslik_id=&yapi= &gecerli_sayf a=, (Erişim: 24.07.2013). TİSK, Krizden Çıkış İçin Zorunlu İstikamet: Vergi ve Bürokrasi Reformları, Ankara, 2001, http://www.tisk.org.tr/isveren_sayfa.asp?yazi_id=391&id=23, (Erişim: 09.05.2011). TUNÇ Mehmet, ‘‘Kayıt Dışı İstihdamla Mücadelede Geliştirilen Stratejiler Uygulanan Politikalar ve Gelişmiş Ülke Örnekleri’’, (Yayınlanmamış Uzmanlık Tezi), T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü, Ankara, 2007. TÜİK, Haber Bülteni, Sayı: 13464, 15.03.2013, http://www.tuik.gov.tr/PreTabloArama.do?metod=search&araType=hb_x, (Erişim: 15.03.2013). TÜRK-İŞ, IMF - DB Kavşağında Türkiye, “Sendikal Yaklaşım”, Ankara, 2009, http://www.turkis.org.tr/source.cms.docs/turkis.org.tr.ce/docs/file/imfraporu.pdf, (Erişim: 08.05.2013). TÜRKİYE EKONOMİ KURUMU, Kayıt Dışı Ekonomi Tahmini Yöntem Önerisi: Türkiye Örneği, Tartışma Metni 2004/17, (Haz. Vuslat Us), 2004, http://www.tek.org.tr/dosyalar/VUSLAT-US1-KAYITDISI.pdf, (Erişim: 24.09.2011). TÜRKKAN Erdal, ‘‘Kayıt Dışı Ekonomi ve Rekabet’’, Rekabet Günlüğü, 03.05.2010, http://www.rekabet.gov.tr/index.php?Sayfa=sayfahtml&Id=1276, (Erişim:09.08.2010). TÜSİAD, Kayıt Dışı Ekonomi ve Sürdürülebilir Büyüme: AB Yolunda Değerlendirme ve Çözüm Önerileri, (Haz. Sinan Ülgen ve Ulaş Öztürk), TÜSİAD Büyüme Stratejileri Dizisi, Yayın No: TUSİAD-T/2007-01/428, , İstanbul, 2006. 125 ÜZELTÜRK Hakan, “Kayıt Dışı İstihdam”, 05.02.2011, http://www.muhasebetr.com/ulusalbasin/haber_oku.php?haber_id=7027 , (Erişim: 09.02.2011). ZAMAN GAZETESİ, “ Sigortasız 1 Milyon Kişi Bankaya Yatan Maaşla Yakalandı”, 08.01.2012, http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1225945&title=sigortasiz-1- milyon-kisi bankaya-yatan-maasla-yakalandi, (Erişim: 08.01.2012). ZAMAN GAZETESİ, “Türkiye’nin Vergi Yükü Yüzde 26”, 19.12.2011, http://www.zaman.com.tr/haber.do?haberno=1216826&title=turkiyenin-vergi- yuku-yuzde-26, (Erişim: 07.01.2012). http://www.alomaliye.com/2011_iscilikler/bekar_195_ikinci_donem.htm, (Erişim: 24.05.2013). http://www.cnbce.com/yorum-ve-analiz/prof-dr-cem-kilic/yesil-karti-kalkti-ama-degisen- bir-sey-olmadi, (Erişim: 10.07.2013). http://www.calismadunyasi.com/bagkur-primleri-bagkurlularin-4b-ye-tabi-sigortalilarin- odeyecekleri-en-az-ve-en-cok-prim-miktarlari, (Erişim: 24.05.2013). http://www.cocukhaklariizleme.org/wp-docs/CRC@20%20-%20situation%20CRC%20- %20big.pdf, (Erişim: 13.11.2010). http://www.gib.gov.tr/fileadmin/user_upload/BasinBultenleri/27042012_basin_aciklamasi. htm, (Erişim:16.03.2013). http://www.gib.gov.tr/index.php?id=1367, (Erişim: 07.05.2012). http://www.iskur.gov.tr/LoadExternalPage.aspx?uicode=statissizliksigortasiisle, (Erişim: 29.05.2011). http://www.tuik.gov.tr/PreTablo.do?alt_id=1007, (Erişim: 15.03.2013). 126 ÖZGEÇMİŞ Adı, Soyadı Arif ŞEN Doğum Yeri ve Yılı YENİŞEHİR Bildiği Yabancı İNGİLİZCE Diller ve Düzeyi ORTA Eğitim Durumu Başlama - Bitirme Kurum Adı Yılı Lise 1999 2003 YENİŞEHİR ERTUĞRULGAZİ ANADOLU LİSESİ 2003 2005 SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ Lisans 2006 2007 ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ Yüksek Lisans 2008 2015 ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ Doktora Çalıştığı Kurum Başlama - Ayrılma Çalışılan Kurumun Adı (lar) Yılı 2009 DEVAM SOSYAL GÜVENLİK KURUMU 1. Üye Olduğu Bilimsel ve Mesleki Kuruluşlar Katıldığı Proje ve Toplantılar Yayınlar: Diğer: İletişim (e-posta): arifsen16@gmail.com Tarih 12.11.2014 İmza Adı Soyadı Arif ŞEN 127