T.C. ULUDA ÜN VERS TES LÂH YAT FAKÜLTES DERG Cilt: 18, Say : 2, 2009 s. 95-122 Emevîler Döneminde Anadolu’da Arap-Bizans Mücadelesi Adem Apak Doç. Dr., UÜ. lahiyat Fakültesi ademapak@uludag.edu.tr Özet slâmiyet’ten önce Araplar n Bizans’la ili kilerini milattan öne ba layan Arap-Roma münasebetinin bir devam olarak görmek mümkündür. slâmiyet’in zuhurundan sonra Hicazl Araplar ile Bizans Devleti aras ndaki resmî ili kiler Hz. Peygamber’in (sav) davet mektuplar yla ba lam r. slâm tarihinde Hulefâ-i Râ idîn dönemi slâmiyet’in Arap Yar madas d na h zla yay lmaya ba lad ve Bizans’ n uzun y llar Sâsânîlere kar korumaya çal topraklar n Müslümanlar n eline geçti i dönemi temsil eder. Bizans bu zaman zarf nda Arap taarruzlar na mukavemet gösterememi , k sa süre içinde Filistin, Suriye, M r ve Kuzey Afrika’n n tamam ndan çekilmek zorunda kalm r. Ayn anda Hz. Ömer taraf ndan am valili ine getirilen Muaviye b. Ebû Süyfan, Anadolu topraklar na düzenli seferler ba latm r. Muaviye döneminde gerçekle tirilen Anadolu harekât n en önemlisi stanbul’un fethi giri imidir. Emevîler devrinde Muaviye’den sonra ikinci defa dahilî istikrar sa layan Abdülmelik b. Mervan (H.65-86/685-696) Hicretin 73. (M.692- 693) y nda Bizans’a kar harekete geçmi tir. Velid b. Abdülmelik zaman nda (H.86-96/696-715) Emevîlerin Anadolu faaliyetleri kesintisiz devam etti. Araplar Emevîler devletinde Süleyman b. Abdülmelik döneminde (H.96-99/M.715-717) Bizans’ n ba kenti stanbul’un fethine yeniden te ebbüs etmi lerdir. Hi am b. Abdülmelik’ten sonra Anadolu’da Arap- Bizans mücadelesi duraklama dönemine girmi tir. Zira Emevîler bu tarihten itibaren sürekli olarak iç problemlerle ilgilenmek zorunda kalm lard r. Bu nedenle Araplar n Anadolu seferleri gündemden dü mü tür. - - - . . - - . , . . . - - . . , - . , . . Anahtar Kelimeler: Anadolu, Bizans, Emeviler, Muaviye, Abdülmelik b. Mervan, Süleyman b. Abdülmelik. , , , , : , , 96 Giri Arap-Bizans münasebetleri esas nda Romal lar döneminde M.Ö. IV ile M.S. 106 y llar aras nda hüküm süren Nabâtî Krall ’na kadar uzan r. Ba kentleri Petra olan Nabâtîler uzun süre Roma mparatorlu u ile Hicaz çölü aras nda tampon bölgesi görevi yapm lar, Romal lar da kendi topraklar na çölden gelebilecek muhtemel bedevî sald lar ndan korunabilmek amac yla bu devletin varl desteklemi lerdir.1 Ancak bu iki ülke aras ndaki ili kiler bozulunca mparator Traianus (M. 98-117) düzenledi i büyük bir sefer sonucunda Nabâtîler devletini ortadan kald rm r.2 Nabâtîlerin ard ndan M. Ö. I. yüzy lda Bilâdü’ am’da Tedmürlüler (Palmireliler) devleti kurulmu tur. Bu devlet de Nabâtîlere benzer ekilde ba lang çta Romal lar n himayesini kazanm , zaman zaman da Romal larla birlikte Sâsânîlere kar sava lara i tirak etmi tir. Ancak Tedmürlülerin ak beti de Nabâtîlerden farkl olmam , mparator Orelyan (M. 270-275) kendisine kar ba ms z hareket eden Kraliçe Zenubiye üzerine yürüyerek Tedmür’ü i gal etmi ve bu devletin varl na son vermi tir.3 MS. III yüzy n sonuna do ru Tedmür devletinin etkisini kaybetmeye ba lad dönemde, Kuzey Arabistan’da iki siyasî birlik gün yüzüne ç kmaya ba lam r: Bunlar, Me’rib Baraj ’n n lmas yla güneyden göç eden Araplar taraf ndan kurulmu olan Gassânî ve Hire devletleridir. Gassânîler, Nabâtîler ve Tedmürlülerin tarihî miras üzerinde Roma mparatorlu u’na ba olarak Suriye’de; Hireliler ise Sâsânîlerin hâkimiyetini tan mak sûretiyle Irak topraklar nda hüküm sürmü ler ve kendilerini himaye eden büyük devletlerin destekleriyle varl klar slâm’ n do una kadar devam ettirmi lerdir.4 Suriye’de devlet kuran Gassânîler Miladî III. Yüzy n ba lar nda Güney Arabistan’dan Suriye topraklar na göç ederek Gassân nehri k lar yurt edinmi ler, ayr ca Roma mparatorlu u’nun tesiriyle H ristiyan olmu lard r. Bat Roma mparatorlu u’nun y lmas ndan sonra Do u Roma ad yla da bilinen Bizans devleti daha önce bölgede kurulan Nabâtîler ve Tedmürlüler’de oldu u gibi, ülkenin güney s rlar çölde ya ayan bedevîlerden ve do udan gelmesi muhtemel Sâsânî sald lar ndan 1 Cevad Ali, el-Mufassa fî Tarihi’-Arab Kable’l- slâm, I-X, Beyrut 1993, II, 68-72, 600-627. 2 Cevad Ali, el-Mufassal, III, 5-76; Zeydan, Corci, el-Arab Kable’l- slâm, (thk. Hüseyin Munis), Kahire ts., s. 81-97. Geni bilgi için bk. Ça atay, Ne ’et, slâm Öncesi Arap Tarihi, Ankara 1957, s. 33-36. 3 Zeydan, Corci, el-Arab Kable’l- slâm, s. 98-108; Cevad Ali, el-Mufassal, III, 76- 155; Ça atay, slâm Öncesi Arap Tarihi, s. 37-51. 4 Cevad Ali, el-Mufassal, II, 626-629. 97 koruyabilmek için bu devletin varl desteklemi tir. Gassânîlerin ya ad klar topraklar Miladî 613-614 y llar aras nda Sâsânîlerin istilâs na maruz kalm r. Miladi 628 y nda ise Do u Roma ordular n ranl lar ma lup etmesiyle i galden kurtulan Gassânîler bu tarihten slâmî fetihlere kadar Bizans himayesinde yar ba ms z bir ekilde varl klar na devam etmi lerdir.5 Hicaz Araplar ile Bizans aras ndaki ticarî ili kiler de slâm öncesi döneme kadar uzar r. Nitekim Hz. Peygamber’in (sav) kabilesine ad veren dedesi Hâ im, Rumlar ve am’daki Gassânîler ile Mekke ad na bir ticaret anla mas yapm 6, ayr ca Kurey li tüccarlar n Bizans topraklar nda rahat ticaret yapabilmeleri ve vergilerden muaf tutulabilmeleri için Kayser’den izin alm r.7 Kendisi de am bölgesine gerçekle tirdi i bir ticaret seferi esnas nda Gazze’de vefat etmi tir.8 slâm tarihi kaynaklar nda Hz. Peygamber’in (sav) 12 ya nda iken amcas Ebû Talib’in de kat ld bir Kurey ticaret kervan yla Medine-Dima k yolu üzerinde bulunan Busra’ya geldi i ve burada Bahira ad ndaki rahip ile görü tü ü zikredilir.9 Allah Rasûlü (sav), 25 ya lar nda da Hz. Hatice ad na gerçekle tirdi i ticarî seferde yine ayn ehre u ram , bu defa da Nastûra isimli ba ka bir rahiple kar la r.10 I. Emevîler Dönemine Kadar Arap-Bizans li kileri slâmiyet’in zuhurundan sonra Hicazl Araplar ile Bizans mparatorlu u aras ndaki resmî ili kiler Hz. Peygamber’in (sav) dine davet mektuplar yla ba lat lm r. Kaynaklara göre Alllah Rasûlü (sav), Hicrî 8. y n ba nda (M. 629) D hye b. Halife el-Kelbî’yi do rudan Bizans mparatoru Herakleios’a (610-641) gönderirken, ona ba am bölgesi idarecilerinden Hâris b. imr ve Cebele b. Eyhem’e ise üca‘ b. Vehb el-Esedî’yi yollam 11, ayr ca Hâris b. Umeyr el-Ezdî’yi slâm’a davet mektubuyla birlikte Busra valisine elçi 5 Hitti, K., Philip, Siyasî ve Kültürel slâm Tarihi, (çev. Salih Tu ), I-V, stanbul 1980, I, 118-123; Günaltay, emseddin, slâm Öncesi Araplar ve Dinleri, (sad. M. Mahfuz Söylemez-Mustafa Hizmetli), Ankara 1997, s. 44-46. 6 bn Hi âm, es-Sîretü’n-Nebeviyye, (thk. Mustafa es-Sakkâ- brahim el-Ebyârî- Abdülhâf z elebî), I-IV, Beyrut ts., I, 147; bn Sa‘d, et-Tabakâtü’l-Kübrâ, I- VIII, Beyrut ts. (Dâru Sâd r), I, 75-76; Belâzürî, Ensâbü’l-E râf, I, (thk. Muhammed Hamidullah), Jerusalem, 1963, I, 59. 7 bn Hi âm, es-Sîre, I, 143, 148; Belâzürî, Ensâb, I, 59. 8 bn Hi âm, es-Sîre, I, 144-145; Belâzürî, Ensâb, I, 64-65. 9 bn shâk, Sîretü bn shâk, (thk. Muhammed Hamidullah), Konya, 1981, s. 53-55; bn Hi âm, es-Sîre, I, 191-195; bn Sa‘d, et-Tabakât, I, 120-121; Belâzürî, Ensâb, I, 85, 96-97. 10 bn Hi âm, es-Sîre, I, 199; bn Sa‘d, et-Tabakât, I, 130. 11 bn Hi âm, es-Sîre, IV, 254-255; bn Sa‘d, et-Tabakât, I, 259-291. 9 8 olarak göndermi tir. Bizans mparatorlu u’na ba olarak bölgede görev yapan Gassânî emirlerinden urahbîl b. Amr, Medine’den gelen elçiyi kendi kontrolündeki topraklardan geçerken tutuklay p öldürmü 12, Allah Rasûlü (sav) geleneksel elçilik hukukunu hiçe sayan ve Müslümanlara kar aç k bir dü manl k i areti olarak gördü ü bu hareketi kar ks z b rakmamak amac yla Zeyd b. Hârise komutas nda bir orduyu am topraklar na do ru göndermi tir. Hâris’i katleden urahbil, Müslüman Araplar n kendisi üzerine yürümekte olduklar haber al nca durumu Bizans mparatoru’na bildirmi , bunun üzerine bölgede bulunan Lahm, Cüzâm, Behrâ, Belî gibi Arap kabilelerinin dâhil olmalar yla birlikte büyük bir Do u Roma ordusu haz rlanm r. Belkâ ehrine ba Mûte’de Hicretin 8. n Cemâziyelevvel (M. Eylül 629) ay nda güçleri denk olmayan iki ordu kar kar ya gelmi , sava ta Hz. Peygamber (sav) taraf ndan tayin edilen komutanlar n s ras yla ehid dü meleri üzerine Hâlid b. Velîd idareyi ele al p ba ar bir ricat hareketiyle Müslümanlar hezimetten kurtarm r.13 Mûte sava , Bizans ile Müslümanlar n ilk önemli kar la mas , ayn zamanda Hicaz Araplar n Yar mada d hedef alarak gerçekle tirdikleri ilk askerî faaliyet olmu tur. Allah Rasûlü (sav) Mûte harbinin üzerinden daha bir ay geçmeden Bizans’ n himayesi alt nda bulunan Kudâa kabilesi üzerine Amr b. el-Âs komutas nda bir ordu göndermi tir. Amr, Zâtu’s-Selâsil bölgesinde dü man ma lup etmi , bu sonuçla Müslümanlar Mûte’nin intikam alm lard r.14 Müslüman Araplar n Bizans ile Bilâdü’ am’da ikinci defa kar la malar ihtimali Tebük seferi ile gündeme gelmi tir. Bu faaliyetin sebebi yak n zamanda Fars mparatorlu u’nu ma lup eden Bizans devletinin kendisine ba Arap kabilelerini de yan na almak suretiyle kuzeyden Hicaz topraklar na do ru büyük bir sald düzenleyece i haberinin al nmas r.15 Bunun üzerine Allah Rasûlü (sav) Hicretin 9. y Receb ay nda (M.Ekim 630) yakla k 30.000 ki ilik bir orduyla kuzeye do ru harekete geçmi tir.16 Müslümanlar Medine’ye 700 km. uzakl kta ve am yolu üzerinde bulunan Tebük’e kadar ilerleyip burada karargâh kurmu lar, bölgede 20 gün beklemelerine ra men ne Bizansl lar, ne de H ristiyan Araplarla 12 Vâk dî, Kitabü’l-Me âzî, (thk. Marsden Jones), I-III, Beyrut 1984, Me âzî, II, 755-756; bn Sa‘d, et-Tabakât, II, 128. 13 Buhârî, Cihâd 7, 183; Vâk dî, Me âzî, II, 756-763; bn Hi âm, es-Sîre, IV, 22- 23; bn Sa‘d, et-Tabakât, II, 128-129. 14 Vâk dî, Me âzî, II, 770-771; bn Sa‘d, et-Tabakât, II, 131. 15 Vâk dî, Me âzî, III, 990-991; bn Hi âm, es-Sîre, IV, 159; bn Sa‘d, et- Tabakât, II, 165. 16 Vâk dî, Me âzî, III, 1002; bn Hi âm, es-Sîre, IV, 162. 99 kar la lard r.17 Bundan istifadeyle Hz. Peygamber (sav) Cerbâ, Eyle Liman , Ezruh, Maknâ ve Maan’a askerî birlikler göndermi , ad geçen bölgelerde ya ayan kabile liderleri cizye ödemek art yla Müslümanlara tabi olmu lard r. Di er taraftan Hâlid b. Velîd kumandas ndaki ba ka bir ordu bölgeye yak n bir mevkide bulunan Dûmetü’l-Cendel üzerine gönderilmi , buradaki H ristiyan Araplar da Müslümanlar n hâkimiyetini kabul etmi lerdir.18 Tebük seferi, Müslümanlar n Do u Roma mparatorlu u’na en aç k meydan okuma giri imidir. Zira büyük bir orduyla Arap Yar madas ’n i gal edeceklerini söyleyen Rumlar n topraklar na giren ve burada 20 gün boyunca kendilerini bekleyen Müslüman Araplara kar ç kmam olmas , Bizans’ n do u s n daha bat ya kayd ld n, ba ka bir ifadeyle Arap Yar madas ’n n kuzey taraf nda yer alan bölgeleri Araplara terk ettiklerinin bir i aretidir. Nitekim bu hadiseden sonra ne Bizansl lar, ne de bölgede onlar n müttefiki durumundaki H ristiyan Araplar Hicaz üzerine herhangi bir askerî faaliyet gerçekle tirebilmi lerdir. Bundan sonra Araplar ile Bizans’ n hesapla ma merkezi Bilâdü’ am olmu , Müslümanlar için hücum, Bizansl lar için ise savunma süreci ba lam r. Dolay yla Arap Yar madas ’n n kuzeyinden ba layarak bir taraftan Küçük Asya (Anadolu) içlerine, di er taraftan da Atlas Okyanusu’na, oradan da Bat Avrupa içlerine kadar ula acak olan Müslüman Arap fetih harekât n esas ba lang ç ad n Tebük seferi ile at ld ileri sürmek ve bu faaliyetleri as l ba latan n da bizzat Hz. Peygamber (sav) oldu unu ifade etmek mümkündür. Hulefâ-i Râ idîn dönemi, slâm dininin Arap Yar madas d na zla yay lmaya ba lad ve Bizans’ n uzun zamand r Sâsânîlere kar korumak için mücadele verdi i topraklar n Müslümanlar n eline geçti i dönemi temsil eder. Bizans bu süreçte meydana gelen fetih hareketlerine mukavemet gösterememi ve k sa süre içinde Suriye ve Filistin’den çekilmek zorunda kalm r. mparator Herakleios’un (M.610-641) karde i Theodoros Hicretin 13. (M.634) nda gerçekle en Ecnâdeyn sava nda Hâlid b. Velid kar nda r bir yenilgiye u ram 19, bundan iki y l sonra Müslümanlar n kesin zaferiyle neticelenen Yermük Muharebesi (H.15/M.636) 17 Vâk dî, Me âzî, III, 1015. 18 Vâk dî, Me âzî, III, 1025-1047; bn Hi âm, es-Sîre, IV, 169-170; bn Sa‘d, et- Tabakât, II, 166; Belâzürî, Futûh, s. 79-85. 19 Belâzürî, Futûhu’l-Buldân, (thk. Abdullah Enîs et-Tabbâ-Ömer Enîs et-Tabbâ), Beyrut 1987, s.156-157; Taberî, Tarihu’l-Ümem ve’l-Mülûk, (thk. Muhammed Ebu’l-Fadl brahim), I-XI, Beyrut ts. (Dâru’s-Süveydân), III, 417-419; bnü’l- Esîr, el-Kâmil fi’t-Tarih, I-IX, Beyrut 1986, II, 286-287; bn Kesîr, el-Bidâye ve’n-Nihâye, I-XIV, Beyrut-Riyad ts. (Mektebetü’l-Meârif--Mektebetü’n-Nasr), VII, 31-32. 100 Bizans’ n Suriye’den ümidini tamamen kesmesine neden olmu tur.20 Bunun sonucunda am bölgesinde Busra, Dima k, Baalbek, Hama, Humus gibi önemli ehirler Müslümanlar n eline geçmi tir. Bölgede ristiyanl n dinî merkezi Kudüs’ün (16/637) elden ç 21 Akdeniz sahilindeki Kayseriyye izlemi 22, bundan k sa süre sonra da Amr b. el-Âs’ n tah l ambar olarak görülen M r’ fethetmesiyle Bizans, ekonomik aç dan da büyük bir kayba u ram r23. Bu fetih faaliyetlerinde Hâlid b. Velîd, Ebû Ubeyde b. el-Cerrâh, Amr b. el-Âs ve Yezîd b. Ebû Süyfan gibi komutanlar görev yapm lard r.24 Hicretin 17-19. y llar (M.638-640) aras nda am ve civar nda görülen veba salg bir çok Müslüman askerin yan s ra Dima k valisi Yezîd b. Ebû Süfyan’ n da ölümüne sebep olunca, bölge valili ine Muaviye b. Ebû Süyfan getirilmi tir.25 Muaviye bu görevi üstlenmesinden itibaren Rum topraklar na sistemli sefer düzenlemeye ba lam , onun emrinde harekete geçen Müslüman ordular, Anadolu içlerinde Ammuriye’ye (Ammorion)26 kadar ula lard r.27 Hz. Osman’ n halifeli i zaman nda am valili ini sürdüren Muaviye’nin görev ve yetki alan daha da geni letilmi tir. Muaviye bunun üzerine Bizans’a kar gerçekle tirdi i askerî seferleri daha planl ve düzenli hale getirmi , Arap ordular Antakya’ya girmi lerdir. Yezîd b. Hur el-Absî komutas ndaki ba ka bir ordu ç kt yaz seferinde Antakya s rlar a arak Tarsus’a ula rken28, Muaviye, 20 Belâzürî, Futûhu’l-Buldân, s. 186; Taberî, Tarih, III, 603; bnü’l-Esîr, el-Kâmil, II, 344. 21 Belâzürî, Futûhu’l-Buldân, s.188-189; bnü’l-Esîr, el-Kâmil, II, 3347-350. 22 bn Kuteybe, Kitabu’l-Meârif, Beyrut 1970, s.150; Belâzürî, Futûhu’l-Buldân, s.191-192; Ya‘kûbî, Tarih, I-II, Beyrut 1960, II, 150, Taberî, Tarih, III, 603- 605; IV, 62; bnü’l-Esîr, el-Kâmil, II, 346, 392; bn Kesîr, el-Bidâye, VII, 79. 23 bn Abdilhakem, Futûhu M sr ve Ahbâruhâ, (thk. Charles Torrey), Kahire 1991, s. 69-70; Belâzürî, Futûhu’l-Buldân, s. 301; Nuveyrî, Nihâyetü’l-Ereb fî Fünûni’l-Edeb, I-XXVII, Kâhire ts., (Dâru’l-Kütüb), XIX, 290; Makr zî, tat, I-II, Beyrut ts. (Dâru Sâd r), I, 290-293; bn Tagriberdî, en-Nücûmu’z-Zahire fi Mülûki M sr ve’l-Kahire, I-XXII, Kahire 1929, I, 21-22 24 Belâzürî, Futûhu’l-Buldân, s. 159-164, 165, 178-179, 190-192, 192-193; Ya‘kûbî, Tarih, II, 140, 150; Taberî, Tarih, III, 604, IV, 62, 396-397; bnü’l- Esîr, el-Kâmil, II, 193-194, 282; bn Kesîr, el-Bidâye, VII, 7-8, 20-21. 25 Belâzürî, Futûhu’l-Buldân, s. 192; Ya‘kûbî, Tarih, II, 150; Taberî, Tarih, IV, 62. 26 Ammorion, ç Bat Anadolu’da bugün harabe halinde kalan ve Emirda n 17 km. kadar do usunda, Hamzacal ve Hisar köyleri aras nda bulunan eski bir yerle im merkezidir. bn Hurdazbih, Kitabu’l-Mesâlik ve’l-Memâlik, Leyden 1967, s.101, 106, 107, 109, 113, 253, 258; bn Havkal, Kitabu Sîreti Arz, Leyden 1967, Kitabu Sîreti Arz,s. 129. 27 Taberî, Tarih, IV, 250; bnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 44; bn Kesîr, el-Bidâye, VII, 123. 28 Taberî, Tarih, IV, 250; bnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 44; bn Kesîr, el-Bidâye, VII, 151. 101 Hicretin 33. y nda (M. 653-54) bizzat kendi emrindeki ordu ile Malatya önlerine kadar gelmi tir.29 Hz. Osman’ n halîfeli i döneminin sonuna kadar Anadolu üzerine seferleri devam ettiren Muaviye, fethedilen topraklar n bir k sm na Arap kabilelerini yerle tirmek suretiyle bölgede s rl da olsa bir iskân politikas takip etmi tir.30 Hz. Ömer’in halifeli i s ras nda deniz seferi izni alamayan, bu nedenle K br s fethini gerçekle tiremeyen am valisi Muaviye31 arad f rsat Hz. Osman’ n halifeli i esnas nda bulmu tur. Asl nda Hz. Osman da selefinin çekincelerini ta yarak ba lang çta ona izin vermeye istekli de ildi.32 Ancak yola ç karken ailesini de yan na almas ve sadece gönüllü askerlerle gitmesi art yla Muaviye’ye K br s seferi müsaadesi verdi.33 Hicretin 28.(M.648) y nda34 gerçekle tirilen br s harekat na sahâbeden Ebû Zer el-G fârî, Ubâde b. Sâmit ve Ümmü Harâm binti Milhân gibi seçkin ahsiyetler de i tirak etmi lerdir.35 Akka’dan36 hareket eden donanma, K br s sahillerine ula ktan sonra karada kendilerini kar layan dü man ordusunu yenilgiye u ratm , yap lan görü meler sonucunda ada halk y ll k yedi bin dinar vergi ödemek art yla anla maya raz olmu tur. Anla ma esnas nda K br sl lar n, Bizans üzerine yap lacak seferlerde Müslümanlara yard mc olacaklar hususu da karara ba lanm r.37 II. Emevîler Döneminde Anadolu’da Arap-Bizans Mücadelesi Muaviye b. Ebû Süfyan, Hz. Ömer taraf ndan am’a vali tayin edilmesinden itibaren Anadolu üzerine düzenli seferler ba latm . Ancak Hz. Osman’ n son dönemi ile Hz. Ali’nin halifeli i sürecinde 29 Taberî, Tarih,IV, 317; bnü’l-Cevzî, el-Muntazam fî Tarihi’l-Ümem ve’l-Mülûk, (thk. Muhammed Abdülkadir Atâ-Mustafa Abdülkadir Atâ), I-XVIII, Beyrut 1992, V, 40; bnü’l-Esîr, el-Kâmil, II, 68-69. 30 Belâzürî, Futûhu’l-Buldân, s. 245. 31 Belâzürî, Futûhu’l-Buldân, s.208; Taberî, Tarih, IV, 260-261. 32 Belâzürî, Futûhu’l-Buldân, s. 208. 33 Belâzürî, Futûhu’l-Buldân, s. 208-210; Taberî, Tarih, IV, 260-261; bnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 48; bn Kesîr, el-Bidâye, VII, 153. 34 Seferin H.29 (M.649), H.33 (M.654) te oldu unu nakleden rivayetler için bk. Taberî, Tarih, IV, 259; Suyûtî, Tarihu’l-Hulefâ, (thk. Muhammed Ebu’l-Fadl brahim), Kahire 1975, s. 171. 35 Taberî, Tarih,IV, 259; bnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 48. 36 Akka, Eski Atik’in Hacco (Akko), Yunanl lar’ n Ptolemais, Frans zlar’ n Acre dedikleri günümüzde Filistin’in bat nda yer alan bir sahil ehridir. Yâkût el- Hamevî, Mu‘cemu’l-Buldân, I-V, Beyrut 1975, IV, 143-144. 37 Halîfe b. Hayyât, Tarih, (thk. Süheyl Zekkâr), I-II, Beyrut 1993, s. 98; Belâzürî, Futûhu’l-Buldân, s. 208-209; Dineverî, el-Ahbâru’t-T vâl, (n r. Ömer Faruk Tabbâ), Beyrut ts. (Dâru’l-Erkam), el-Ahbâru’t-T vâl, s. 131; Ya‘kûbî, Tarih, II, 166; Taberî, Tarih, IV, 262-263; bnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 48; bn Kesîr, el-Bidâye, VII, 153. 102 devam eden iç çeki meler sebebiyle bu faaliyetler kesintiye u rad . Muaviye halifelik görevini üstlendikten ve ülkede siyasî birli i temin ettikten sonra H.42 (M.662) y nda Bizans’ n kontrolünde bulunan Kuzey Afrika ile birlikte Anadolu seferlerini de ba latt .38 Rum topraklar na giden ordular hedef al nan bölgelerde kayda de er ba ar lar elde ettiler.39 H.43 (M.663) ve H.44 (M.664) y llar nda Bizans’a kar hem karadan hem de denizden seferler gerçekle tirildi. Bu faaliyetler yaz ve k olmak üzere y lda iki defa düzenleniyor, ordular k Bizans topraklar nda geçirdikten sonra baharla birlikte tekrar hücum ba lat yorlard .40 Müslüman fatihler Suriye ve Mezopotamya topraklar nda h zla ilerleyip bölgede ya ayan Ârâmîlerin h zla Arapla mas sa lamakla birlikte ayn faaliyeti Anadolu’da gerçekle tirmemi ler, burada ad m ad m kendi bölgelerini geni letmeye, Bizans’a tabi olan araziyi de küçültmeye çal mam lard r. Hatta zaptettikleri büyük ehirlerde tutunmak için de büyük gayret sarf etmemi ler, sadece mutad olarak her yaz mevsiminde Amanos ve Toros silsileleri yoluyla Anadolu içlerine ak nlar yapm lar, bol esir ve ganimet ald ktan sonra geri dönmü lerdir. Bu ad mlar n alt nda Araplar n Anadolu’yu kendileri için bir yurt olarak dü ünmedikleri gerçe i yatar. Anla lan co rafya ve tabiat artlar n farkl sebebiyle Arap kabileleri özellikle Toros da lar n kuzey ve bat k mlar na iltifat etmemi ler ve buralara yerle meyi dü ünmemi lerdir. Bu sebeple kar kl toprak iltihaklar gerçekle se, hatta Arap ordular karadan stanbul’a kadar ula olsa da Toros silsilesi her iki devlet aras nda tabiî bir s r olma özelli ini sürdürmü tür. Hatta taraflardan biri bazen di er taraf tamam yla imha edebilece i hissini veren büyük ba ar lar ndan sonra bile, galip taraf n toprak ilhak ndan hemen hemen büsbütün vazgeçmesi suretiyle sulh anla malar yap lm r. Kar kl mücadeleler esnas nda sadece do rudan do ruya s r bölgesinde bulunan ve en mühim geçitlerin anahtar rolünü gören ehir ve kalelerin ele geçirilmesine özel önem verilmi , di er ehir ve bölgeler fazla srar edilmeden rakip tarafa terk edilebilmi tir. Araplar ile Bizans aras nda bitip tükenmeyen gazalar sebebiyle her iki devlet aras nda oldukça geni bir arazi eridi sahipsiz bir hudut bölgesi olarak at l vaziyette kalm r. Bunda Bizans mparatoru Herakleios’un Suriye’yi bo altmak zorunda kal nca bölgedeki ehirleri Müslümanlara b rakmamak için tahrip etmesinin, ahalisini de tehcire zorlamas n etkisi vard r. Arap fatihlerin de Anadolu’ya 38 Ya‘kûbî, Tarih, II, 239; Taberî, Tarih, V, 172. 39 Taberî, Tarih, V, 172; bnü’l-Cevzî, el-Muntazam, V, 193. 40 Muhammed Hudari Bey, Muhadaratü Tarihi’l-Ümemi’l- slâmiyye ed-Devletü’l- Emevîyye, (thk. eyh Muhammed Osmanî), Beyrut 1986, s. 441. Seferlerin sebepleri hakk nda bk. K ç, Ünal, Yezid b. Muaviye, stanbul 2001, s. 48-49 103 ilerlemeleri esnas nda arkalar nda kendilerini tehdit edebilecek müstahkem ehirler b rakmamak için buradaki yerle im birimlerini bo altt klar ve bölgeyi insans z bir alana çevirmeye çal klar da unutulmamal r.41 Bizans ile yap lan sava larda Müslümanlar genelde taarruz eden, Bizansl lar ise savunmaya çekilen taraf konumunda olmu lard r. Ancak bununla birlikte her iki devlet için de tam bir üstünlük gerçekle memi tir. Gerek Araplar n gerekse Bizans’ n zaman zaman rakibine üstünlük sa lad dönemler olmu , ancak bu durum uzun süre devam etmemi tir. Bunda her iki taraf n da kendi iç problemleri ve saltanat mücadeleleriyle ba etmek durumunda kalmalar n etkisi büyüktür. Bu gibi hallerde zor durumda kalan taraf belli miktar mal ve para kar nda di eriyle anla maya çal , durumu düzeldikten sonra çe itli bahanelerle anla malar bozularak tekrar sava haline dönülmü tür. Bununla birlikte gerçekle tirilen sava lar bir hâkimiyet mücadelesinden çok prestij sa lama ve kendi as l bölgelerini koruma dü üncesiyle cereyan etmi tir. Bizans için öncelikli koruma alan stanbul, Emevîler için ise am topraklar olmu tur. Bu sebeple her iki bölgenin de ortas nda yer alan Anadolu co rafyas iki taraf için bir ara bölge kabul edilmi , tam sahiplenme gerçekle medi i için bölgenin kontrolü kar kl olarak rakiplere terk edilebilmi tir. Böyle bir anlay da pek çok Anadolu ehrinin s k s k ya malanmas na ve halk n hayat n zorla mas na sebep olmu tur. Dolay yla iki devlet aras ndaki nüfuz mücadelesinde en fazla zarar gören bölgelerden birinin de Anadolu oldu unu söylemek mümkündür. Muaviye döneminde Anadolu’yu hedef alan faaliyetler, ilk önce Büsr b. Ebû Ertat komutas nda gerçekle tirildi.42 Di er bir komutan Mâlik b. Hübeyre de Hicretin 46. (M.666) ve 47. (M.667) y llar nda emrindeki ordularla Rum topraklar nda kald .43 Bütün bu askerî harekât n as l hedefi ise Bizans’ n ba kenti stanbul’du. Bundan dolay r ki, Muaviye döneminde gerçekle tirilen Anadolu seferlerinin en önemlisi stanbul’un fethi giri imi kabul edilir. lk stanbul muhasaras n ne zaman meydana geldi i konusunda tarihçiler farkl görü ler ileri sürerler. Bir k sm faaliyet tarihi olarak Hicretin 49. (M.669) y zikrederken44, ba ka kaynaklarda seferin bundan 41 Honigmann, Ernst, Bizans Devletinin Do u S , (çev. Fikret I ltan), stanbul 1970, s. 1, 36-39. 42 bnü’l-Cevzî, el-Muntazam, V, 201, 209; bn Kesîr, el-Bidâye, VIII, 24, 27. 43 Ya‘kûbî, Tarih, II, 239-240; Taberî, Tarih, V, 181, 212, 227, 229; bnü’l-Cevzî, el-Muntazam, V, 217, 220, 223-224. 44 Taberî, Tarih, V, 232; bnü’l-Cevzî, el-Muntazam, V, 224; bnü'l-Esîr, el-Kâmil, III, 227; bn Kesîr, el-Bidâye, VIII, 32. 104 bir y l sonra yap ld rivayet edilir.45 Birinci ordunun k n, ikincisinin ise yaz aylar nda yola ç kmas n stanbul muhasaras yla ilgili farkl tarihlerin kaydedilmesine sebebiyet verdi i söylenebilir. Ayr ca bu iki ordunun seferinin ba lang ç tarihi, muhasara dönemi ve geri dönü leri aras nda uzunca bir zaman geçmesi de râvîlerin farkl tarih vermelerine sebebiyet vermi olabilir.46 Muaviye’nin halifeli i zaman nda (H.41-60/M.661-680) gerçekle tirilen ilk stanbul seferinde o lu Yezid b. Muaviye takviye gönderilen ordunun komutan olarak göreve yapm r.47 Bu ordu içerisinde Abdullah b. Abbas, Abdullah b. Ömer, Abdullah b. Zübeyr ve Ebû Eyyûb el-Ensârî gibi sahabe önderleri de yer alm lard r.48 Ebû Eyyûb’un bu dönemdeki fetih giri imlerinde ehit oldu u bilinmekle birlikte, ehadetin hangi tarihte gerçekle ti i hususu aç k de ildir. Rivayetlerde onun muhasaran n ilk y , ikinci, üçüncü ve dördüncü y vefat etti i eklinde farkl bilgiler yer al r.49 Tarihçiler Ebû Eyyûb’un stanbul’da ölümü ve buraya defnini u ekilde aktar rlar: Ebû Eyyûb sefer esnas nda rahats zlan nca ordunun komutan Yezid’e ayet burada ölürse kendisinin dü man arazisinin en uç bölgesine defnedilmesini vasiyet etti. Onun bu görü meden sa süre sonra vefat etmesi üzerine stanbul’un surlar n k na defnedildi. Bu hadiseyi ö renen Bizans kral Müslümanlar gittikten sonra hakaret amac yla mezar açt rarak cesedi yerinden karacaklar ilân etti. Ancak Yezid’in ayet böyle yaparlarsa Arap yurdunda ya ayan bütün H ristiyanlar öldürece i tehdidinde bulunmas üzerine Bizansl lar Ebû Eyyûb’un kabrine dokunmad klar gibi, türbesine sayg davranacaklar na dair söz verdiler. Nitekim daha sonraki dönemlerde onun kabri H ristiyanlar taraf ndan bir aziz mezar gibi kabul edilmi ve kurakl k zamanlar nda ya mur talebi için bir ziyaret mahalli haline getirilmi tir.50 45 Halife b. Hayyat, Tarih, s. 211; Ya‘kûbî, Tarih, II, 240; Taberî, Tarih, 234. 46 K ç, Ünal, Yezid b. Muaviye, s. 51. lk stanbul seferinin tarihi hakk nda farkl de erlendirmeler için bk. Uçar, ahin, “Müslümanlar n stanbul’u Fethetmek çin Yapt klar lk Üç Muhasara”, Selçuk Üniversitesi Selçuk Dergisi, Konya 1986, say 1, s. 69; Eslem, Muhammed, “Emir Muaviye’nin Halifeli i ras nda stanbul’a Düzenlenen lk Seferler”, I. Uluslararas stanbul’un Fethi Sempozyumu, stanbul 1996, s. 25. 47 Taberî, Tarih, V, 234; bnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 227. 48 Halîfe b. Hayyât, Tarih, s. 159; bn Kesîr, el-Bidâye, VIII, 32. 49 Mes‘ûdî, Mürûcü'z-Zeheb, I-IV, (thk. Muhammed Muhyiddin Abdulhamid), r 1964, III, 33; bn Kesîr, el-Bidâye, VIII, 32. bnü’l-Esîr, Ebû Eyyûb’un ku atman n ilk y nda ehit oldu unu kabul eder. bnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 228. 50 bn Sa‘d, et-Tabakât, III, 485; bn Abdirabbih, Kitabu’l- Ikdi’l-Ferîd, I-VII, Kâhire 1965, IV, 368; bn Abdilberr, el- stîâb fî Ma‘rifeti’l-Ashâb, I-IV, Kahire ts., (Dâru Nehdati M sr), IV, 1606-1607; Kazvinî, Âsâru’l-Bilâd ve Ahbâru’l- bâd, Beyrut ts., (Dâru Sâd r), s. 606; Canard, Marius, “Tarih ve Efsaneye 105 Muaviye b. Ebû Süfyan döneminde Emevîlerin ilk stanbul muhasaras gerçekle tirecek olan Arap donanmas Marmara’ya gelerek Kap da (Kyzikos) yar madas na yerle mi ti.51 Müslümanlar bu aday sonraki stanbul seferleri için emniyetli bir üs olarak kulland lar.52 Donanman n amac k burada geçirip baharda yeniden sald rmakt . Ancak k n son derece sert geçmesi, muhasaray gerçekle tiren ve so uk iklime al k olmayan Araplar zor durumda b rakt . Bu arada Anadolu üzerine karadan gerçekle tirilen faaliyetler de birkaç koldan devam ediyordu. Bu seferlerde Büsr b. Ebû Ertat, Süfyan b. Avf, Fedâle b. Ubeyd, Muhammed b. Abdurrahman, Abdullah b. Mesâde el-Fezarî ve Muhammed b. Abdullah es-Sekafî ve Yezid b. ecerre er-Rehavî gibi komutanlar Bizans topraklar na sald lar düzenlediler.53 Kara seferlerinin yan nda denizde de önemli ba ar lar elde edildi. Akdeniz’deki am sahillerinden hareket eden bir Müslüman donanmas buradan Ege’ye aç larak stanbul rotas üzerinde bulunan zmir’i (Smiyra) 52 (672) ele geçirdi.54 Bu fetihle birlikte Araplar Akdeniz’deki varl klar daha da güçlü hale getirerek yeni bir stanbul seferi haz rl klar tamamlam oldular.55 Hicretin 53. (M.673) y nda Abdurrahman b. Ümmü Hakem Rum topraklar na sefere ç kt .56 Ayn y l içinde Cünâde b. Ebî Ümmeyye komutas ndaki donanma ise Rodos’u kontrol alt na ald .57 br s, Rodos, Kos ve Sak z adalar n tamam Müslümanlar için güvenli hale getirildikten sonra Hicretin 54.(M.674) y bahar nda Arap donanmas Çanakkale bo az a arak Muaviye döneminin ikinci büyük stanbul muhasaras ba latt .58 Gemiler Haliç yak na kadar yakla p karaya asker ç kard lar. Burada sonbahara kadar çarp malar devam etti. K yakla nca Araplar daha önce ele Göre Araplar n stanbul Seferleri”, (çev. smail Hami Dani mend), stanbul Enstitüsü Dergisi, stanbul 1956, s. 219; Öztürk, Necdet, “Fetih Öncesi stanbul Ku atmalar ”, stanbul Arma an , I-III, Fetih ve Fatih, stanbul 1995; Eslem, Muhammed, “Emir Muaviye’nin Halifeli i S ras nda stanbul’a Düzenlenen lk Seferler”, s. 26-27; Algül, Hüseyin, “Ebû Eyyûb el-Ensarî”, D A, X, 124. 51 Taberî, Tarih, V, 234; bnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 228, 248. 52 Ostrogorsky, Georg, Bizans Devleti Tarihi, (çev. Fikret I ltan), Ankara 1995, s. 115; Aycan, rfan- brahim Sar çam, Emevîler, Ankara 1993, s. 22-23. 53 Ya‘kûbî, Tarih, II, 240; Taberî, Tarih, V, 253, 287, 301; bnü’l-Cevzî, el- Muntazam, V, 249, 255, 278; bnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 226-227, 233, 244; bn Kesîr, el-Bidâye, VIII, 45, 58. 54 Ostrogorsky, G., Bizans Devleti, s. 115. 55 Uçar, ahin, Anadolu’da slâm-Bizans Mücadelesi, stanbul 1990, s. 83-85. 56 Taberî, Tarih, V, 288. 57 Belâzürî, Futûhu’l-Buldân, s. 330; Taberî, Tarih, V, 288; bnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 244; bn Kesîr, el-Bidâye, VIII, 61. 58 Ostrogorsky, G., Bizans Devleti, s. 115. 106 geçirmi olduklar Kap da ’a çekildiler.59 Bu tarihten sonra hem karadan hem de denizden gerçekle en sald lar aral klarla devam etti. Ba lang çta k smî ba ar lar elde edilerek Rumlara kay plar verdirildi. Ancak Bizans’ n elinde Rum (Grek) ate i60 olarak bilinen çok güçlü bir silah vard . Bu sayede Bizans donanmas her sald da Araplar geri püskürtmeyi ba ar yordu.61 Dolay yla Bizans ba kentinin bu silah sayesinde Araplar n ve di er ku atmac milletlerin eline geçmekten kurtuldu unu söylemek mümkündür. Ba ar z muhasaradan sonra Arap ordular (H.54-58/M.673- 677) y llar aras nda Bizans üzerine düzenli olarak yaz ve k seferlerini sürdürdüler.62 Hicretin 58. (M.678) y nda Cünâde b. Ebû Ümeyye kumandas ndaki donanma son kez stanbul önlerine geldi.63 Mâlik b. Abdullah da karadan bu donanmaya destek verdi. Rum ate i kar nda Müslümanlar yine ba ar gösteremediler. Üstelik komutanlardan Yezid b. ecerre’nin çarp malar esnas nda ölmesi, ordunun düzeninin bozulmas na ve ard ndan a r kay plarla geri çekilmek zorunda kalmas na sebep oldu.64 stanbul ku atmas n kald lmas n ard ndan dönü yolunda Arap donanmas tutuldu u rt na sebebiyle neredeyse tamamen yok oldu. Benzer ekilde Anadolu’daki kara ordusu da dü man sald lar na u rad . Bu ba ar zl k neticesinde Muaviye, Bizans ile sulh yapmak zorunda kald .65 Otuz y l sürmesi kararla lan anla maya göre Müslümanlar y ll k olarak 3.000 dinar, 50 sava esiri ve 50 Arap at 59 Belâzürî, Futûhu’l-Buldân, s. 330. 60 Grek mimar Kallinikos taraf ndan icat edilen, terkibi ve imali sadece Bizansl lar taraf ndan bilinen bir tür yan ve patlay maddedir. (bk. Ostrogorsky, G., Bizans Devleti, s. 116). Rum ate i karaya ve gemi üzerine yerle tirilen manc klarla dü manlara kar dü tü ü yerde suyun bile söndüremedi i büyük yang nlar ç karan patlay maddeler ya rmaktad r. Bu, Bizans kuvvetlerinin ellerinde bulunan en etkili ve en korkunç silaht . Bailly, Auguste, Bizans Tarihi, I-II, (çev. Haluk aman), stanbul ts., Tercüman 1001 Temel Eser, s. 139. 61 Vasiliev, A., Bizans mparatorlu u Tarihi, (çev. A.M. Mansel), Ankara 1943, s. 272. 62 Taberî, Tarih, V, 293, 299, 301, 308, 309; bnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 248, 249, 253, 254; bn Kesîr, el-Bidâye, VIII, 78. 63 Taberî, Tarih, V, 315; bnü’l-Esîr, el-Kâmil, III, 253; bn Kesîr, el-Bidâye, VIII, 81-82, 94. 64 Taberî, Tarih, V, 309. 65 Ostrogorsky, G., Bizans Devleti, s. 116; Bailly, A., Bizans Tarihi, s. 139; Öztürk, Necdet, “Fetih Öncesi stanbul Ku atmalar ”, s. 39; Mantran, Robert, stanbul Tarihi, (çev. Teoman Tunçdo an), stanbul 2001, s. 66; Yi it, smail, “Emevîler Zaman nda Gerçekle en stanbul Seferleri”, Uluslar aras stanbul’un Fethi Konferans , stanbul 1997, s. 53. 107 vermeyi taahhüt ettiler (H.58/M.678).66 Bu tarihten sonra Anadolu seferleri kesintiye u ram , tabiî olarak stanbul’un fethiyle ilgili olarak herhangi bir te ebbüs olmam r.67 Muaviye b. Ebû Süfyan’ n halifeli i döneminde Araplar n gerçekle tirdikleri stanbul muhasaralar fetih gerçekle medi i için ba ar z te ebbüsler olarak görülebilir. Ancak bu seferler sebebiyle Bizans mparatorlu u’nun bütün gücünü stanbul’un korunmas na yo unla rmas , Araplar n Anadolu’da çok rahat hareket etmelerine imkân vermi tir.68 Bizans devleti Emevîler döneminde meydana gelen iç kar kl klardan sürekli olarak istifade etmeyi geleneksel politika haline getirmi tir. Nitekim Rumlar, Hz. Ali ile mücadelesi esnas nda Muaviye’yi a r artlarda anla ma yapmaya zorlam lar, benzer ekilde Abdülmelik’in halifeli inde de iç problemleri f rsat bilerek Emevîler devletini kendilerine vergi vermek durumunda rakm lard r. Ayr ca Müslümanlar ile Bizans aras ndaki tampon bölgede ya ayan H ristiyan Merdâîler (Cerâcime) Bizans’tan ald klar desteklerle Müslümanlar aleyhine sürekli olarak s r ihlalleri gerçekle tirmi lerdir. O kadar ki, halife Abdülmelik ülke topraklar na sald ran Merdâîler sebebiyle Arap izzet-i nefsine pek ho gelmeyen artlarda Bizans’la anla ma yapmak zorunda kalm r. Bütün bu nedenler Bizans meselesini Emevîler için en önemli d politika konusu haline getirmi tir.69 Muaviye’den sonra Emevîler devletinde ikinci defa dahilî istikrar temin eden Abdülmelik b. Mervan (H.65-86/685-696) Hicretin 73. (M.692-693) y nda Bizans’a kar harekete geçmeye karar verdi. Bu amaçla el-Cezîre valisi olan karde i Muhammed b. Mervan’ Suriye’den Bizans üzerine düzenlenecek seferlere ba komutan tayin etti.70. Bu ad mla birlikte Anadolu’yu kontrol merkezli Arap-Bizans mücadelesi yeniden ba lam oldu. Ermeniye’nin kontrol alt na al nmas esnas nda Bizans’la birli i yapan ve onlar sürekli olarak Müslümanlara sald rmaya te vik eden baz Ermeni ileri gelenleri Suriye’ye getirilerek hapsedilmi ti. Bir süre sonra hapisten kaçan Ermeni liderlerinden biri ülkesine dönerek tekrar isyan ba latt . Eski müttefikleri Bi- 66 Mesudî, Mürûcü’z-Zeheb, I, 329; Stratos, Andreas N., Byzantium in The Seventh Century (A.D. 602-711), I-V, (trc. M.O.Grant-H.T.Hoinides), Amsterdam 1968-1980, III, 188. 67 Taberî, Tarih, V, 315, 322; bn Kesîr, el-Bidâye, VIII, 94. 68 Muaviye dönemi Bizans seferleri için bk. Aycan, rfan, Muaviye b. Ebî Süfyan, Ankara 1990, s. 255-260; Uçar, ahin, Anadoluda slâm-Bizans Mücadelesi, s. 76-89; K ç, Ünal, Yezid b. Muaviye, s. 65. 69 Belâzürî, Futûhu’l-Buldân, s. 217-223; Stratos, Byzantium, IV, 48. 70 Belâzurî, Futûhu’l-Buldân, s. 266; Taberî, Tarih, VI, 202; bnü’l-Esîr, el-Kâmil, IV, 33; bn Kesîr, el-Bidâye, IX, 7. 108 zans’ n da bu harekete destek vermesiyle Müslümanlar Ermenistan’dan uzakla ld lar. Bu geli meler üzerine Emevî devleti Bizans ile vergi kar nda anla ma yapmak zorunda kald . Abdülmelik, anla ma gere i Bizans’a taahhüt edilen vergiyi Rum paras yla de il kendi bast rd alt n sikkelerle ödemek istemesi, Bizans’ n da bunu kabul etmemesi sebebiyle sava tekrar gündeme geldi. Hicretin 75. (M.695) y nda ba layan sava lar sonucunda Ermenistan’ n güney k mlar ve Mara Müslümanlar n kontrolüne geçti (H.75/M.695). Bu askerî ba ar lar n hemen ard ndan Emevîlerin Anadolu üzerine geleneksel yaz ve k seferleri ba lat ld . (H.79/M.698-699) y nda Suriye’de görülen veba salg 71 sebebiyle bölgede Arap hâkimiyetinin zaafa u ramas ndan istifade eden Bizansl lar Antakya’y i gal ettiler. Buna kar k Abdülmelik bir y l sonra (H.80/M.700) o ullar Velid ve Abdullah’ Anadolu üzerine gönderdi. Bu ikinci sefer sonucunda Arap ordular Erzurum’u ele geçirdiler(H.81/M.700).72 ki y l sonra (H.83/M.702) Dârende yine Abdullah b. Abdülmelik taraf ndan fethedildi. Halife 84 (703) y nda Abdullah b. Abdülmelik’i Rum seferine ç kard . Abdullah Antakya’y ktan sonra günümüzde Tarsus ehri s rlar içinde yer alan Massîsa73 denilen bölgeye ula .74 Abdülmelik b. Mervan zaman nda Bizans topraklar na kar gerçekle tirilen seferler Muaviye dönemiyle kar la ld nda daha az etkilidir. Bu süreçte Arap ordular Bizans ile genelde s r boylar nda mücadele etmi ler ve seferlerini k sa sürede tamamlay p geri dönmü lerdir. Hücumlar n daha etkisiz olmas nda halifenin iç problemlere a rl k vermek zorunda kalmas n etkisi büyüktür. Ancak yine de Abdülmelik’in devlet ba kanl zaman nda gerçekle en askerî faaliyetlerin, kendisinin ard ndan o lu Velid ve daha sonraki dönemlerde düzenlenecek Anadolu seferleri için önemli bir haz rl k sürecini te kil etti i de unutulmamal r.75 Abdülmelik’in o lu Velid döneminde (H.86-96/M.696-715) Emevîlerin Anadolu harekat kesintisiz devam etti. Bu faaliyetler genel olarak halifenin karde i Mesleme b. Abdülmelik’in koordinesinde gerçekle tirildi.76 Mesleme, Cezire valisi olarak Harran’ bölgenin ba kenti yapt ktan sonra bat da Anadolu, kuzeyde ise 71 Halîfe b. Hayyât, Tarih, s. 204, 215; bü’l-Cevzî, el-Muntazam, VI, 203; bn Kesîr, el-Bidâye, IX, 27. 72 Abdülmelik dönemi Anadolu seferleri ve komutanlar hakk nda bk. Ya‘kûbî, Tarih, II, 281-282. 73 Yâkut el-Hamevî, Mu‘cemu’l-Buldân, V, 144-145. 74 Halîfe b. Hayyât, Tarih, s. 225; Belâzürî, Futûhu’l-Buldân, s. 225-226; Taberî, Tarih, VI, 385. 75 Abdülmelik dönemi Anadolu seferleri hakk nda bk. Uçar, ahin, slâm-Bizans Mücadelesi, s. 92-104. 76 bnü’l-Esîr, el-Kâmil, IV,106-107. 109 Hazarlar üzerine gerçekle tirece i seferler için buray askerî harekat merkezi olarak kullanmaya ba lad .77 Bu dönemin ilk Anadolu seferleri Velid’in halifeli e geçi y olan H.86 (705)’da Mesleme b. Abdülmelik taraf ndan ba lat ld . Hicretin 87. (M.706) y nda Mesleme’den ba ka Yezid b. Cübeyr ve Hi am b. Abdülmelik komutas ndaki ordular düzenledikleri harekatla Anadolu’da kaleler zaptedip, pek çok esir ve ganimetle geri döndüler.78 Mesleme b. Abdülmelik, Abbas b. Velid, Ömer b. Velid, Mervan b. Velid, Abdülaziz b. Velid, Velid b. Hi am ve Yezid b. Ebû Keb e komutas nda gerçekle tirilen Anadolu seferleri yakla k on y l sürdü.79 Bunun sonucunda Araplar Anadolu’da baz stratejik noktalar ele geçirdiler; Mesleme b. Abdülmelik hicretin 93. (M.711- 712) y nda Malatya civar nda bulunan üç kaleyi kontrol alt na ald .80 Bundan bir y l sonra (H.94/M.712-713) Abbas b. Velid Antakya ve Tarsus’u fethetti.81 Hicretin 95. (M.712) y nda Mesleme b. Abdülmelik Amasya’y , halifenin o lu Abbas da Hereclea’y (Ere li) ve civar 82 kontrol alt na ald .83 Velid b. Abdülmelik’in halifeli inde Araplar ile Bizans aras ndaki ili kiler genelde askerî faaliyetler olarak gerçekle irken iki devlet aras nda istisnaî bir ekilde i birli i faaliyetlerine de ahit olunmu tur. Esas nda bir uluslararas ili kiler kural olarak resmî sava halleri bütün ticarî faaliyetleri ve sayg ya dayal ili kilerin durdurulmas gerektirmez. Bu iki büyük devlet de sava halinde olsalar bile kar kl olarak ticarî ili kilerin sürmesine izin vermi lerdir. Sava harici münasebetlerin resmî düzeyde gerçekle ti ini gösteren i aretlerden en önemlisi ise gerek Medine’deki Hz. Peygamber (sav) mescidinin yenilenmesinde, gerekse 77 Ya‘kûbî, II, 317-318; Taberî, VI, 426, 429, 434, 436, 439, 441, 454, 468-469, 522-523, 530-532, 553, 555; bn Asâkir, Ebu’l-Kâs m Sikâtüddin Ali b. Hasan, Tarihu Medineti Dima k, (thk, Ali îrî), I-LXXVIII, Beyrut 1997, LVIII, 30-33, 36-38. Hattâb, Mahmud it, Mesleme b. Abdülmelik b. Mervan, D me k 1985; Azimli, Mehmet, “Mesleme b. Abdülmelik ve Fütûhat ”, Dicle Ü FD, sy.2, Diyarbak r 2000, s. 85-103. 78 Taberî, Tarih, VI, 426, 429; bü’l-Cevzî, el-Muntazam, VI, 271-272, 283, 289, 294. 79 Belâzurî, Futûhu’l-Buldân, s. 266; Taberî, Tarih, VI, 429, 434, 439, 442, 454, 468, 469, 483, 492; bnü’l-Cevzî, el-Muntazam, VI, 283, VII, 27; bnü’l-Esîr, el- Kâmil, IV, 108, 110, 116, 119, 129, 131, 135; bn Kesîr, el-Bidâye, IX, 74-75, 77, 83, 84. 80 Halîfe b. Hayyât, Tarih, s. 211; Taberî, Tarih, VI, 468; bnü'l-Esîr, el-Kâmil, IV,129. 81 bü’l-Cevzî, el-Muntazam, VI, 317; bnü’l-Esîr, el-Kâmil, IV, 129, 135; bn Kesîr, el-Bidâye, IX, 95, 174. 82 bnü’l-Esîr, el-Kâmil, IV, 135. 83 Velid b. Abdülmelik dönemi Anadolu fetihleri için bk. Halîfe b. Hayyât, Tarih, s. 234-235, 249; Ya‘kûbî, Tarih, II, 291-292. Ayr ca bk. Uçar, ahin, Anadolu’da slâm-Bizans Mücadelesi, s. 104-108. 110 am Emevî Camii’nin in a edilmesinde halife Velid b. Abdülmelik’in Bizans mparatoru’ndan usta ve in at malzemesi talep etmesi, bu iste inin de muhatab taraf ndan kabul edilip Bizansl mozaik ustalar n Emevî ba kentine gönderilmesidir. Konuyla ilgili rivayetler baz farkl klar arzetmekle birlikte, ortak nokta Velid b. Abdülmelik’in Bizans mparatoru II. Iustinianos’a (M.705-711) mektup yaz p Emevî Camii ve Mescid-i Nebevî’yi geni letme çal malar için yard m istemesi ve ondan müsbet cevap alm olmas r. bn Kuteybe84, Ebû Hanîfe ed-Dineverî85, Ya’kûbî86, Taberî87, Makdisî88, Yâkut el-Hamevî89 ve Semhûdî90 gibi tarihçiler eserlerinde bu hususa i aret ederler.91 Velid b. Abdülmelik’in Emevî Camii veya Mescid-i Nebevî için Bizans mparatoru’ndan yard m ald eklinde tarih kaynaklar nda geçen rivayetler, sonraki dönem ara rmac lar taraf ndan tart ma konusu yap lm r. Bu hususta müstakil bir makale kaleme alan Creswell bu rivayetlerin birer efsaneden ibaret oldu unu ileri sürerken92, di er bir ara rmac Philip Hitti verilen bilginin do rulu u hususunda görü belirtir.93 Bizans tarihçisi Vasiliev, Müslümanlar ile Bizans aras nda sava n hemen hiç eksik olmad vurgulamas n ard ndan, buna ra men kültürel ili kilerin de varl na dikkat çekerek Velid’in iste i üzerine Bizans mparatoru taraf ndan gönderilen usta ve mozaiklerin Dima k, Medine ve Kudüs’teki camilerde kullan ld belirtir.94 Oleg Grabar ve Cheikho da söz konusu rivayetleri kabul edenler aras nda yer al r.95 Bu de erlendirmelerden sonra halife Velid b. Abdülmelik ile Bizans 84 bn Kuteybe, Uyûnu’l-Ahbâr, I-IV, Kahire 1963, I, 199. 85 Dineverî, el-Ahbâru’t-T vâl, s. 326. 86 Ya’kûbî, Tarih, II, 284. 87 Taberî, Tarih, VI, 436. 88 Makdisî, Ahsenü’t-Tekâsîm, (n r. M.J. de Goje), Leiden 1877, s. 158. 89 Yâkût el-Hamevî, Mu’cemu’l-Buldân, V, 102-103. 90 Semhûdî, Vefâu’l-Vefâ, I-IV, (thk. Muhammed Muhyiddîn Abdülhamîd), Beyrut 1997, II, 518-519. 91 Bu konuda geni bilgi ve de erlendirmeler için bk. Gibb, Hamilton, A.R., slâm Medeniyeti Üzerine Ara rmalar, (çev. Komisyon), stanbul 1991, s. 61-77. Yaz , Talib, “Emevîyye Camii”, A, XI, 108. 92 Creswell, “The Legend that al-Walid Asked for and Obtained Help from the Byzantine Emperior”, JRAS, 1956/3-4, s. 143-144. 93 Hitti, Philip, History of Syria, London 1951, s. 515. 94 Vasiliev, Alexander A., “Byzantium and Islam”, Byzantium An Introduction to East Roman Civilization (ed. N.H. Baynes-L.B. Moss), Oxford 1948, s. 318. 95 Grabar, Oleg, “Islamic Art And Byzantium”, DOP 18, (1964), s. 82; Cheikho, Louis, en-Nasrâniyye ve Âdâbuhâ beyne’l-Arabi’l-Câhiliyye, Beyrut 1989. 111 mparatoru aras nda para, malzeme ve insan unsuruna dayal bir yard n gerçekle ti i kabul etmek mümkündür.96 Velid döneminde Araplar n Anadolu üzerine gerçekle tirdikleri seferlerde elde ettikleri ba ar larda o dönemde Bizans’taki iktidar çeki melerinin büyük rol oynad bir gerçektir. Bu geli melerden istifade etmek isteyen ve Anadolu üzerine bask daha da art ran Velid b. Abdülmelik’in as l hedefi stanbul’du. Halife do uda ve bat da gerçekle tirdi i büyük fetihleri Bizans’ n ba kentini ele geçirmekle taçland rmak istiyordu. Ancak Hicretin 96. (M.715) ndaki ani ölümü onun bu niyetini gerçekle tirmesine engel oldu.97 Velid zaman nda olgunla lan stanbul muhasaras karde i ve selefi Süleyman b. Abdülmelik taraf ndan gerçekle tirilmi tir. Dâhilî problem ve çat malar sebebiyle Süleyman b. Abdülmelik dönemi (H.96-99/M.715-717) Emevîler devletinde duraklama veya içe kapanma dönemi olarak görülür. Onun dahilî mücadelelerle geçen ve k sa süren iktidar n en önemli d politik geli mesi ise Bizans’ n ba kenti stanbul’un fethine yeniden te ebbüs edilmesidir. Nitekim Hicretin 98. (M.716-717) y nda halifenin emriyle Mesleme b. Abdülmelik karadan, Ömer b. Hübeyre de denizden Bizans’ n ba kentini ele geçirmek için harekete geçmi lerdir.98 Kara harekât ba latan Mesleme ile Ömer b. Hübeyre o y n k aylar nda Anadolu’da kalm , bahar n gelmesiyle birlikte Ömer b. Hübeyre Anadolu’nun do usundan, Bergama’da konu lanan Mesleme de bat k sm ndan yola ç karak birlikte Çanakkale bo az a lar ve stanbul’u Hicretin 98. y A ustos ay nda (M. 716) ku atma alt na alm lard r.99 stanbul muhasaras nda ordunun ba komutan Mesleme b. Abdülmelik ku atman n kald lmas halinde ki i ba na bir dinar ödenmeyi taahhüt eden Bizans kral III. Theodosios’un (M.715-717) bar teklifini geri çevirdi.100 Bunun üzerine ayn anda hem karadan hem de denizden sald lar ba lad . Ancak bu esnada meydana gelen iddetli lodos, Arap gemilerini sürükleyerek donanman n parçalanmas na sebep oldu. Araplar n paniklemesinden istifade eden Bizans donanmas hücum ederek Müslüman gemilerini kullan lmaz 96 Bu konuda bilgi ve de erlendirmeler için bk. Avc , Casim, slâm Bizans li kileri, stanbul 2003, s. 210-217. 97 Taberî, Tarih, VI, 495. 98 Taberî, Tarih, VI, 523, 530-531; bnü’l-Cevzî, el-Muntazam, VII, 24, 26; bn Kesîr, el-Bidâye, IX, 167-170. 99 Ya‘kûbî, Tarih, II, 299; bnü’l-Esîr, el-Kâmil, V, 27; bn Kesîr, el-Bidâye, IX, 167-170, 174; Ostrogorsky, G., Bizans Devleti, s. 145. 100 bnü’l-Esîr, el-Kâmil, IV, 146-147; bn Kesîr, el-Bidâye, IX, 167-170. 1 12 hale getirdi.101 Bizans’ n bu sava ta da en büyük savunma silahl Rum ate i oldu. Bizans askerleri Arap donanmas n aras na dalarak yiyecek ihtiyac kar layan erzak gemilerini bu silahla ate e veriyorlard .102 Denizdeki kay plar n yan nda karadan yap lan taarruzlar n da muhkem surlar kar nda netice vermemesi üzerine Müslümanlar takviye kuvvet gelinceye kadar muhasaraya ara verdiler. Ancak o y l (H.98/M.717) k n uzun ve iddetli ya anmas , erzak gemilerinin de Rumlar taraf ndan imha edilmi olmas Arap askerlerin çok s nt çekmelerine ve büyük zayiat vermelerine sebep oldu.103 Müslümanlar ku atmay kald rmad lar, ancak gerekli yard alamamalar sebebiyle k açl k ve sefalet içerisinde geçirmek zorunda kald lar.104 Hicretin 99. (M.718) y n ilkbahar nda M r donanmas Arap muhasarac lar n bekledi i yard getirdi. Yakla k 300 gemilik erzak stanbul’a ula . Fakat Müslüman donanma içinde bulunan ristiyan tayfalar isyan edip ele geçirdikleri gemilerle Bizans kral III. Leon’a (M.717-741) ula arak muhasarac donanman n yerini haber vermeleri üzerine Arap gemileri Rum ate i destekli Bizans sald lar na maruz kald . Rum ate inden kaynaklanan yang nlarda birçok gemi batt . Sa lam kalanlar ise Bizansl lar n eline geçti.105 Rumlar n denizden gerçekle tirdikleri sald lara ilave olarak Mesleme’nin idaresindeki kara birlikleri Bulgarlar n; ona yard ma gelen Amr b. Kays idaresindeki askerler de Slavlar n sald na rad .106 Böylece Araplar ayn anda hem Bizans, hem Bulgar hem de S rplara kar sava mak zorunda kald lar. Bu olumsuz geli melere ra men ba komutan Mesleme halifenin kesin emri gere ince muhasaray devam ettirdi. Fakat Hicretin 99. y nda (M.717-718) Süleyman b. Abdülmelik’in vefat n ard ndan Emevî halifesi olan Ömer b. Abdülaziz’den (H.99-101/M.717-720)107 geri 101 Uçar, ahin, slâm Bizans Mücadelesi, s. 114 (Lebeau, Histoire du Bas Empire, XII, (n r. M. St. Martin, Paris 1824-1836, s. 116’dan). 102 Ostrogorsky, G., Bizans Devleti, s. 145-146. 103 Ya‘kûbî, Tarih, II, 299; Taberî, Tarih, VI, 531; bn Kesîr, el-Bidâye, IX, 174, 184; Canard, Marius, “Tarih ve Efsaneye Göre Araplar’ n stanbul Seferleri”, s. 226. 104 Bailly, A., Bizans Tarihi, s. 158; Hitti, Philip, slâm Tarihi, II, 322; Aycan- Sar çam, Emevîler, s. 71. 105 Canard, Marius, stanbul Seferleri, s. 226; Uçar, ahin, slâm-Bizans Mücadelesi, s. 113-116; Öztürk, Necdet, s. 40; Yi it, smail, “Emevîler Zaman nda Gerçekle en stanbul Seferleri”, 2, s. 56. 106 Ya‘kûbî, Tarih, II, 299; Ostrogorsky, G., Bizans Devleti, s. 146; Hitti, Philip, slâm Tarihi, s. 322; Uçar, ahin, Anadolu’da slâm-Bizans Mücadelesi, s. 108- 119. 107 Ö mer b. Abdülaziz’in stanbul muhasaras kald rmas , onun askeri faaliyetlerin en alt düzeye indirilmesi politikas n bir sonucudur. Zira halife göreve gelir gelmez gerek do uda, gerekse bat daki askerî seferlere son 113 dönülmesi emrinin gelmesi üzerine ku atmaya son verildi.108 Bu ekilde bir y ldan fazla süren büyük stanbul ku atmas neticesiz kalm oldu.109 Sefer dönü ünde Müslümanlar hem dü man sald lar , hem de tabiî felaketler sebebiyle pek çok kay p verdiler. Sonuçta muhasarac askerler sadece be gemi ile Suriye’ye dönebildiler.110 Bundan dolay Süleyman b. Abdülmelik zaman nda gerçekle tirilen stanbul’un fethi te ebbüsü Arap fetih tarihinin en büyük ba ar zl klar ndan biri olarak kabul edilir. Süleyman b. Abdülmelik dönemindeki stanbul muhasaras esnas nda Mesleme b. Abdülmelik taraf ndan burada bir cami yapt ld tarih kaynaklar nda yer almaktad r. Bu konuda ilk bilgi veren müellif ünlü co rafya bilgini Mukaddesî’dir. Ona göre Arap komutan n talebiyle Bizans mparatoru elindeki Arap esirlerinin ibadet etmeleri için saray n kar nda bir bina in a ettirmi tir.111 Mesleme Camii olarak isimlendirilen bu mekan n varl sadece Müslüman alimler de il, Bizansl tarihçiler taraf ndan da tescil edilmi tir. Nitekim Constantinus Porphyrganetos (M.913-959) stanbul’daki Müslümanlara ait olan bu mescidin Mesleme’nin talebi üzerine Praetorium’da yap ld zikreder.112 Ömer b. Abdülaziz’in k sa süre halifeli i, Emevîler döneminde (H.99-101/M.717-720) bir sosyal bar ve toplumsal restorasyon süreci olarak de erlendirilir. En geni s rlar na ula olmas na ra men devletin iç bünyesinde büyük problemlerin bulundu unu ve k sa vadede çözülmedi i takdirde bunlar n yak n zamanda bölünmeye ve ülkenin çökü üne sebebiyet verece ini dü ünen halife, göreve gelmesiyle birlikte dahilî politikaya yönelerek devletin toplumsal temellerini sa lamla rmaya ve iç bünyede meydana gelen da kl gidermeye müteveccih ad mlar atmaya ba lam , bu verilmesini istemi , uzak beldelerdeki askerî garnizonlar n geri çekilmesini, yine uzak ehirlere yerle tirilmi Araplar n da merkeze yak n eski Arap ehirlerine iskan edilmesini emretmi tir. Mesela halife bir Bizans taarruzundan çekindi i için halk istememesine ra men Darende’de bulunan Müslümanlar am’a daha yak n mevkide olan üstelik harap vaziyetteki Malatya’ya yerle tirmi tir. (bk. Belâzurî, Futuhu’l-Buldân, s. 262). 108 Taberî, Tarih, VI, 546, 553; bnü'l-Esîr, el-Kâmil, IV, 151, 155; bn Kesîr, el- Bidâye, IX, 174, 184. 109 Ostroagorsky, G., Bizans Devleti, s. 146. 110 Canard, Marius, stanbul Seferleri, s. 226; Bailly, A., Bizans Tarihi, s. 158; Hitti, Philip, slâm Tarihi, II, 322. Süleyman b. Abdülmelik dönemindeki stanbul ku atmas hakk nda bk. Uçar, ahin, slâm-Bizans Mücadelesi, s. 108-118. 111 Mukaddesî, Ahsenü’t-Tekâsim, Leiden 1967, s. 147; bn Kesîr, el-Bidâye, IX, 174. 112 Canard, Marius, s. 233; Öztürk, Necdet, “Fetih Öncesi stanbul Ku atmalar ”, s. 40; Caminin daha sonraki dönemdeki siyasî ili kilerde oynad rol için bk. Yi it, smail, “Emevîler Zaman nda Gerçekle en stanbul Seferleri”, s. 61. 114 amaçla öncelikle askerî faaliyetleri durdurmu tur. Yeni politikan n bir sonucu olarak Hicretin 99. y nda (M.717-718) Süleyman b. Abdülmelik’in ba latm oldu u stanbul muhasaras na son verilmi tir.113 Emevîler devletinin son büyük halifesi kabul edilen Hi am b. Abdülmelik (H. 105-125/M.724-743) seleflerinin ba latm oldu u Anadolu’yu hedef alan askerî faaliyetleri devam ettirdi. Bu amaçla göreve gelmesinin ikinci y ndan itibaren (H.107/M.725-726) Rum topraklar na ordu sevk etmeye ba lad . lk olarak Muaviye b. Hi am, Meymûn b. Mihrân ve Mesleme b. Abdülmelik komutas ndaki ordular Rum s a lar.114 Bir sonraki y l Mesleme b. Abdülmelik Kayseri’yi ele geçirirken, brahim b. Hi am Anadolu’da önemli birkaç Rum kalesini fethetti.115 Bunlardan ba ka Müslüman ordular Konya, Kemah, Kayseri, Malatya Niksar, Çank ve Ankara ehirlerine kadar ula an seferlere imza att lar. Halife ele geçirdi i baz Anadolu ehirlerine s rl say da Arap kabilelerini yerle tirmek suretiyle bölgede slâmla ma faaliyetini gerçekle tirmeye çal .116 Bu dönemde karadaki ba ar neticelere ra men stanbul’u hedef alan yeni bir sefer yap lamam , Arap ordular bat hatt nda ancak znik’e kadar ula abilmi lerdir.117 Araplar n Hi am b. Abdülmelik zaman ndaki bu taarruzlar her ne kadar Bizans’ belli ölçüde nt dü ürmü se de, daha öncekilerle k yasland nda devletin varl tehdit edecek boyutlara ula amam r.118 Hi am b. Abdülmelik’ten sonra Anadolu’da Arap-Bizans mücadelesi uzun bir duraklama dönemine girmi tir. Zira Emevîler devleti bu tarihten itibaren sürekli olarak iç problemlerle, özellikle de ülkenin her taraf na yay lm olan kabile sava lar yla bo mak zorunda kalm r. Di er taraftan Horasan’da ba layan Abbâsî ihtilali dikkatlerin ülkenin do usuna kaymas na sebep olmu , bu nedenle di er fetih hareketleriyle birlikte Anadolu seferleri de gündemden dü mü tür. Sonraki tarihi süreçte Anadolu üzerindeki nüfuz 113 Taberî, Tarih, VI, 546, 553; bnü'l-Esîr, el-Kâmil, IV, 151, 155; bn Kesîr, el- Bidâye, IX, 174, 184. 114 Halîfe b. Hayyât, Tarih, s. 264; Ya‘kûbî, Tarih, II, 328-329; Taberî, Tarih, VII, 40; bü’l-Cevzî, el-Muntazam, VII, 117. 115 Taberî, Tarih, VII, 43; bn Kesîr, el-Bidâye, IX, 256. 116 Ya‘kûbî, Tarih, II, 328-329; Taberî, Tarih, VII, 40, 43, 46, 54, 67, 88, 90, 92- 93, 99, 113, 139; bü’l-Cevzî, el-Muntazam, VII, 121, 131, 143. Hi am b. Abdülmelik (105-125/724-743) dönemi Bizans seferleri için bk. Atçeken, smail Hakk , Devlet Gelene i Aç nda Hi am b. Abdülmelik, Ankara 2001, s. 176-183; Avc , Casim, slâm-Bizans li kileri, s. 69-87. 117 bü’l-Cevzî, el-Muntazam, VII, 159, 164, 169, 174, 176, 192. Bailly, A., Bizans Tarihi, s. 159; Uçar, ahin, Anadolu’da slâm-Bizans Mücadelesi, s. 120-125; Aycan-Sar çam, Emevîler, s. 85. 118 Ostrogorsky, G., Bizans Devleti, s. 146. 115 mücadelesi Bizans ile Emevîlerin yerini alan Abbâsîler aras nda gerçekle mi tir. Ancak Abbasîlerin Bizans ile mücadelesi hiçbir zaman Emevîler dönemindeki boyut ve iddetine ula amam r. Zira slâm devletinin ba kenti Dima k’tan Ba dat’a nakledilmi , ülkenin güç merkezi Suriye’den Irak- ran hatt na kaym r. Dolay yla Anadolu üzerindeki Bizans hâkimiyeti Türklerin Anadolu’ya geli lerine kadar devam etmi tir. Sonuç slâmiyet’ten önce Araplar n Bizans’la ili kilerini milattan öne ba layan Arap-Roma münasebetinin bir devam olarak görmek mümkündür. Nitekim M.Ö IV. As r ile M. 106 y llar aras nda hüküm süren ve ba kentleri Petra olan Nabâtîler uzun bir süre Roma mparatorlu u ile a lmaz Hicaz çölü aras nda tampon bölgesi görevi yapm lard r. Ancak daha bu devlet mparator Traianus (M. 98-117) taraf ndan ortadan kald lm r. Nabâtîlerden sonra M. Ö. I. yüzy lda Biladü’ am’da Tedmürlüler (Palmirliler) devleti kurulmu tur. Ancak üç as r ya ayabilen Tedmürlülerin ak beti de Nabâtîlerden farkl olmam ; mparator Orelyan (M.270-275) Kraliçe Zenubiye üzerine yürüyerek ba kent Tedmür’ü i gal etmi ve bu devletin varl na son vermi tir. Bizans mparatorlu u’nun kurucusu kabul edilen I. Konstantinos do uda Araplar ve Sâsânîlerden gelebilecek sald lara kar koyabilmek amac yla s r bölgesindeki Arap kabileler ile yeniden ili ki kurmu , o ve takipçileri burada küçük devletlerin te ekkülüne müsamaha göstermi lerdir. Bu devletlerin en önemlisi ise Güney Arabistan’da Me’rib Baraj ’n n y lmas yla kuzeye göç eden Araplar taraf ndan kurulan Gassânîlerdir. Bu devlet Bizans’ n himayesiyle varl Emevîlerin do una kadar sürdürmü tür. Hicazl Araplar ile Bizansl lar aras ndaki ticarî ili kiler ise slâm öncesi döneme ula r. Nitekim Hz. Peygamber’in (sav) kabilesine ad veren dedesi Hâ im, Rumlar ve Gassânîler ile Mekkeliler ad na bir ticaret anla mas yapm r. slâm tarihi kaynaklar nda Hz. Peygamber’in (sav) 12 ya nda iken amcas Ebû Talib’in de kat ld bir ticaret kervan yla Medine-Dima k yolu üzerinde bulunan Busra’ya geldi i ve burada Bahira ismindeki rahip ile görü tü ü kaydedilir. slâmiyet’in zuhurundan sonra Hicazl Araplar ile Bizans devleti aras ndaki resmî ili kiler Hz. Peygamber’in (sav) davet mektuplar yla ba lar. Allah Rasûlü (sav) Hicrî 8. y n ba nda (M. 629) D hye b. Halife el-Kelbî’yi Bizans mparatoru’na, Hâris b. Umeyr’i Busra valisine elçi olarak görevlendirmi , Gassânî emirlerinden ürahbîl b. Amr ise Medine’den gelen elçiyi kendi 1 16 topraklar ndan geçerken tutuklay p öldürmü tür. Allah Rasûlü (sav) buna kar k Zeyd b. Hârise komutas ndaki bir orduyu kuzeye do ru harekete geçirmi tir. Müslümanlar ile Bizans ilk defa Mûte’de kar kar ya gelmi lerdir. Bu hadiseden bir y l sonra Hz. Peygamber’in (sav) ordusu Medine- am yolu üzerinde bulunan Tebük’e kadar ilerleyip burada 20 gün kalmak suretiyle Bizans mparatorlu u’na kar aç kça meydan okumu tur. Rumlar n burada Müslüman Araplara kar ç kmam olmas , Bizans’ n Arap Yar madas ’n n kuzey taraf nda yer alan bölgeleri Araplara terk ettiklerinin bir aretidir. Nitekim bu hadiseden sonra ne Bizansl lar, ne de bölgede onlar n müttefiki Araplar Müslümanlar üzerine herhangi bir askerî faaliyet gerçekle tirebilmi lerdir. slâm tarihinde Hulefâ-i Râ idîn dönemi slâmiyet’in Arap Yar madas d na h zla yay lmaya ba lad ve Bizans’ n uzun y llar Sâsânîlere kar korumaya çal topraklar n Müslümanlar n eline geçti i dönemi temsil eder. Bizans bu zaman zarf nda Arap taarruzlar na mukavemet güçlü bir gösterememi , k sa süre içinde Filistin, Suriye, M r ve Kuzey Afrika’n n tamam ndan çekilmek zorunda kalm r. Sonuçta am bölgesinde Dima k, Kudüs, Busra, Hama, Humus gibi önemli merkezler Müslümanlar n eline geçmi tir. Ayn anda Hz. Ömer taraf ndan am valili ine getirilen Muaviye b. Ebû Süyfan Anadolu topraklar na düzenli seferler ba latm r. Onun faaliyetleri Hz. Osman’ n halifeli i esnas nda daha da etkin hale gelmi , Arap ordular Antakya, Tarsus ve Malatya’ya kadar ula lard r. Ayr ca do u Akdeniz’deki en önemli stratejik merkez olan K br s adas Muaviye taraf ndan fethedilmi tir. Hz. Ali’nin halifeli e gelmesinden sonra meydana gelen iç problemler sebebiyle sekteye u ram fetih faaliyetleri Muaviye’nin Müslümanlar n siyasî birli ini sa lamas ndan sonra yeniden ba lam r. Onun halifeli i dönemindeki seferler yaz ve k olmak üzere y lda iki defa gerçekle tirilmi tir. Müslüman Araplar, Suriye ve Mezopotamya topraklar nda h zla ilerleyip buralar h zla Arapla mas sa lam lard r. Ayn askerî hareketlilik Anadolu’da da gerçekle tirilmi olmas na ra men Emevîler bu co rafyay Arapla rma politikas takip etmemi lerdir. Ayr ca burada zaptettikleri büyük ehirlerde tutunmak için büyük gayret sarf etmemi lerdir Anla ld kadar yla co rafya ve tabiat artlar n farkl sebebiyle Araplar özellikle a lmaz Toros da lar n kuzey ve bat k mlar na yerle meyi, buralar kendilerine yurt edinmeyi dü ünmemi lerdir. Muaviye döneminde gerçekle tirilen Anadolu seferlerinin en önemlisi stanbul’un fethi giri imidir. lk ku atmada istenilen netice al namay nca Hicretin (H.54/M.674) y bahar nda yeni bir hücum gerçekle tirilmi tir. Ba lang çta mühim ba ar lar elde edilmi se de 117 as l hedefe ula lamam r. Bunun sebebi ise Bizans’ n elinde Rum ate i olarak me hur olan terkibi ve imali sadece kendileri taraf ndan bilinen bir tür yan ve patlay maddeden meydana gelen çok güçlü bir silaht . Bu ba ar z giri imden sonra Arap ordular (H.54- 58/M.673-677) y llar aras nda Bizans üzerine seferlerini sürdürmü ler, ancak muhasara sonunda yine netice alamam lard r. Emevîler devrinde Muaviye’den sonra ikinci defa dahilî istikrar sa layan Abdülmelik b. Mervan (H.65-86/685-696) Hicretin 73. (M.692-693) y nda Bizans’a kar harekete geçti. Seferler sonucunda Mara , Erzurum ve günümüzde Tarsus ehri s rlar içinde yer alan Massîsa fethedildi. Bu dönemdeki Anadolu seferler Muaviye dönemiyle kar la ld nda daha az etkilidir. Ancak Abdülmelik zaman ndaki askerî ad mlar n, o lu Velid ve daha sonraki dönemlerde gerçeklen Anadolu seferleri için önemli bir haz rl k süreci oldu u unutulmamal r. Velid b. Abdülmelik döneminde (H.86-96/696-715) Emevîlerin Anadolu harekat kesintisiz devam etmi , bu faaliyetler halifenin karde i Mesleme b. Abdülmelik ba komutas nda yakla k on y l sürmü tür. Sonuçta Malatya civar nda bulunan üç kale al nd , Antakya, Tarsus, Amasya ve Ere li Araplar taraf ndan fethedilmi tir. Araplar Emevîler devletinde Süleyman b. Abdülmelik döneminde (H.96-99/M.715-717) Bizans’ n ba kenti stanbul’un fethine yeniden te ebbüs etmi lerdir. Hicretin 98. (716-717) y nda Mesleme b. Abdülmelik komutas ndaki ordu stanbul’u muhasara alt na alm r. Bu ku atmada da Rumlar n Müslümanlara kar en büyük kozlar yine Rum ate i olmu , Bizans askerleri Arap hareketini bununla felce u ratm lar ve gemilerini bu silahla kullan lmaz hale getirmi lerdir. Dolay yla Süleyman b. Abdülmelik zaman nda gerçekle tirilen bu askerî harekât Arap fetih tarihinin en büyük ba ar zl klar ndan biri kabul edilir. Hi am b. Abdülmelik (H. 105-125/M.724-743) zaman nda da Bizans ile s cak çat malar ya and . lk olarak Arap ordular Muaviye b. Hi am ve Mesleme b. Abdülmelik kumandas nda Rum a lar. Anadolu topraklar na sald lar her y l aral ks z devam etti, ancak kal ba ar elde edilemedi. Hicretin 122 (M. 740) nda (Afyon) yak nda III. Leon’un o lu Konstantinos’un ordusuyla kar kar ya gelen Müslümanlar a r bir yenilgiye ray nca, Bizans kendi aç ndan Anadolu’da ciddî bir Arap tehdidinden kurtulmu oldu. Hi am b. Abdülmelik’ten sonra Anadolu’da Arap-Bizans mücadelesi duraklama dönemine girmi tir. Zira Emevîler bu tarihten itibaren sürekli olarak iç problemlerle ilgilenmek zorunda kalm lard r. Bu nedenle Araplar n Anadolu seferleri gündemden dü mü tür. Bu 1 18 devletin y lmas ndan sonra da Anadolu üzerinde nüfuz mücadelesi Bizans ile Abbâsîler aras nda gerçekle mi tir. Ancak ba kentlerini daha do uya ta malar sebebiyle Abbâsîler’in Bizans ile mücadelesi ancak asgarî düzeyde gerçekle mi tir. Dolay yla Anadolu üzerindeki Bizans kontrolü Selçuklu Türklerinin Anadolu’yu fetihlerine kadar devam etmi tir. Kaynakça ALGÜL, Hüseyin, “Ebû Eyyûb el-Ensarî”, A, X, 124. AVCI, Casim, slâm Bizans li kileri, stanbul 2003. AYCAN, rfan, Saltanata Giden Yolda Muaviye b. Ebû Süfyan, Ankara 1990; Aycan, rfan- brahim Sar çam, Emevîler, Ankara 1993. AZ ML , Mehmet, “Mesleme b. Abdülmelik ve Fütûhat ”, Dicle Ü FD, sy.2, Diyarbak r 2000. BAILLY, Auguste, Bizans Tarihi, I-II, (çev. Haluk aman), stanbul ts., (Tercüman 1001Temel Eser). BELÂZÜRÎ, Ebû’l-Abbâs Ahmed b. Yahyâ b. Câbir (279/892), Ensâbü’l-E râf, I, (thk. Muhammed Hamidullah), Jerusalem, 1963; Futûhu’l-Buldân, (thk. Abdullah Enîs et-Tabbâ-Ömer Enîs et-Tabbâ), Beyrut 1987. CANARD, Marius, “Tarih ve Efsaneye Göre Araplar n stanbul Seferleri”, (çev. smail Hami Dani mend), stanbul Enstitüsü Dergisi, stanbul 1956. CEVAD AL , el-Mufassa fî Tarihi’-Arab Kable’l- slâm, I-X, Beyrut 1993. CRESWELL, K.A. Cameron, “The Legend that al-Walid Asked for and Obtained Help from the Byzantine Emperior”, JRAS, 1956/3- 4. ÇA ATAY, Ne et, slâm Öncesi Arap Tarihi ve Cahiliye Ça , Ankara 1957. CHEIKHO, Louis, en-Nasrâniyye ve Âdâbuhâ beyne’l-Arabi’l- Câhiliyye, Beyrut 1989. NEVERÎ, Ebû Hanîfe Ahmed b. Dâvûd (282/895), el-Ahbâru’t-T vâl, (n r. Ömer Faruk Tabbâ), Beyrut ts. (Dâru’l-Erkam). ESLEM, Muhammed, “Emir Muaviye’nin Halifeli i S ras nda stanbul’a Düzenlenen lk Seferler”, I. Uluslararas stanbul’un Fethi Sempozyumu, stanbul 1996. GRABAR, Oleg, “Islamic Art And Byzantium”, DOP 18, (1964). 119 GÜNALTAY, emseddin, slâm Öncesi Araplar ve Dinleri, (sad. M. Mahfuz Söylemez-Mustafa Hizmetli), Ankara 1997. GIBB, Hamilton, A.R., slâm Medeniyeti Üzerine Ara rmalar, (çev. Komisyon), stanbul 1991, s. 61-77 HALÎFE B. HAYYÂT, Ebû Amr e eybânî (240/854), Tarih, (thk. Züheyl Zekkâr), Beyrut 1993. HATTÂB, Mahmud it, Mesleme b. Abdülmelik b. Mervan, D ma k 1985; “ imali Afrika’n n Fetih Kahramanlar ”, (çev. Osman Öztürk), Belleten, 33/129, Ankara 1969. HITTI, Philip, History of Syria, London 1951; Siyasî ve Kültürel slâm Tarihi, (çev. Salih Tu ), I-V, stanbul 1980. HONIGMANN, Ernst, Bizans Devletinin Do u S , (çev. Fikret ltan), stanbul 1970. BN ABD LBER, bn Ömer Yûsuf b. Abdullah b. Muhammed (463/1071), el- stî‘âb fî Ma‘riteti’l-Ashâb, I-IV, Kâhire ts. (Dâru Nehdati M sr). BN ABD LHAKEM, Ebu’l-Kas m Abdurrahman b. Abdillah (257/870), Futûhu M sr ve Ahbâruhâ, (thk. Charles Torrey), Kahire 1991. BN ABD RABB H, Ebû Ömer b. Ahmed b. Muhammed (327/939), Kitabu Ikdi’l-Ferîd, I-VII, Kâhire 1965. BN ASÂK R, Ebu’l-Kâs m Sikâtüddin Ali b. Hasan, Tarihu Medineti ma k, (thk, Ali îrî), I-LXXVIII, Beyrut 1997. BN HAVKAL, Ebu’l-Kâs m Muhammed b. Havkal el-Ba dâdî (367/977), Kitabu Sîreti Arz, Leyden 1967. BN H AM, Ebû Muhammed Abdülmelik el-Himyerî (218/833), es- Sîretü’n-Nebeviyye, (thk. Mustafa es-Sakkâ- brahim el-Ebyârî- Abdülhâf z elebî), I-IV, Beyrut ts. BN HURDAZB H, Ebu’l-Kas m Ubeydullah b. Abdillah (280/893), Kitabu’l-Mesâlik ve’l-Memâlik, Leyden 1967. BN SHÂK, Ebû Bekir b. Muhammed (151/768), Sîretü bn shâk, (thk. Muhammed Hamidullah), Konya, 1981. BN KESÎR, Ebû’l-Fidâ smail (774/1372), el-Bidâye ve’n-Nihâye, I- XIV, Beyrut-Riyad ts. (Mektebetü’l-Meârif--Mektebetü’n-Nasr). BN KUTEYBE, Ebû Muhammed Abdullah b. Müslim (276/889), Uyûnu’l-Ahbâr, I-IV, M r 1952; Kitabu’l-Meârif, Beyrut 1970. BN SA’D, Ebû Muhammed Abdullah b. Müslim (230/845), et- Tabakâtü’l-Kübrâ, I-VIII, Beyrut ts. (Dâru Sâd r). 120 BN TAGR BERDÎ, Ebu’l-Mehasin Cemalüddin Yusuf (874/469), en- Nücûmu’z-Zahire fi Mülûki M sr ve’l-Kahire, I-XXII, Kahire 1929. BNÜ'L-CEVZÎ, Ebû’l-Ferec Abdurrahman b. Ali (597/1201), el- Muntazam fî Tarihi’l-Ümem ve’l-Mülûk, (thk. Muhammed Abdülkadir Atâ-Mustafa Abdülkadir Atâ), I-XVIII, Beyrut 1992. BNÜ'L-ESÎR, zzüddin Ebû’l-Hasan Ali b. Muhammed (630-1232), el- Kâmil fi’t-Tarih, I-IX, Beyrut 1986. KAZV NÎ, Zekeriyya b. Muhammed b. Mahmud el-Kazvinî (682/1283), Âsâru’l-Bilâd veAhbâru’l-‘ bâd, Beyrut ts. (Dâru’s-Sâd r). KILIÇ, Ünal, Tart malar n Oda ndaki Halife Yezid b. Muaviye, stanbul 2001. MAKD SÎ, Ebû Zeyd Ahmed b. Sehl (350/966), Ahsenü’t-Tekâsîm, (n r. M.J. de Goje), Leiden 1877. MAKRIZÎ, Tak yyüddin Ahmed (845/1442), tat, I-II, Beyrut ts. (Dâru Sâd r). MANTRAN, Robert, stanbul Tarihi, (çev. Teoman Tunçdo an), stanbul 2001. MES'ÛDÎ, Ebu’l-Hasan Ali b. Hüseyn b. Ali (345/956), Mürûcü'z- Zeheb, I-IV, (thk. Muhammed Muhyiddin Abdulhamid), M r 1964. MUHAMMED HUDARÎ BEY, ed-Devletü’l-Emevîyye, (thk. eyh Muhammed Osmanî), Beyrut 1986. NÜVEYRÎ, ihabüddin Ahmed b. Abdülvahhab (733/1332), Nihayetü’l-Ereb fî Fünûni’l-Edeb, I-XXVII, Kâhire ts., (Dâru’l- Kütüb). OSTROGORSKY, G., Bizans Devleti Tarihi, (çev. Fikret I ltan), Ankara 1995. ÖZTÜRK, Necdet, “Fetih Öncesi stanbul Ku atmalar ”, stanbul Arma an , I-III, Fetih ve Fatih, stanbul 1995. SEMHÛDÎ, Ebu’l-Hasen Nureddin Abi b. Abdullah b. Ahmed (911/1506) Vefâu’l-Vefâ, I-IV, (thk. Muhammed Muhyiddîn Abdülhamîd), Beyrut 1997 STRATOS, Andreas N., Byzantium in The Seventh Century (A.D. 602- 711), I-V, (trc.M.O.Grant-H.T.Hoinides), Amsterdam 1968- 1980. SUYÛTÎ, Celalüddin Abdurrahman b. Ebî Bekr (911/1505), Tarihu’l- Hulefâ, (thk. Muhammed Ebu’l-Fadl brahim), Kahire 1975. 121 TABERÎ, Ebû Ca’fer Muhammed b. Cerîr (310/922), Tarihu’l-Ümem ve’l-Mülûk, (thk. Muhammed Ebu’l-Fadl brahim), I-XI, Beyrut ts. (Dâru’s-Süveydân). UÇAR, ahin, Anadolu’da slâm-Bizans Mücadelesi, stanbul 1990; “Müslümanlar n stanbul’u Fethetmek çin Yapt klar lk Üç Muhasara”, Selçuk Üniversitesi Selçuk Dergisi, Konya 1986, say 1. VÂKIDÎ, Ebû Abdullah Muhammed b. Ömer (207/823), Kitabu’l- Me âzî, (thk. Marsden Jones), I-III, Beyrut 1984. VASILIEV, A., Bizans mparatorlu u Tarihi, (çev. A.M. Mansel), Ankara 1943; “Byzantium and Islam”, Byzantium An Introduction to East Roman Civilization (ed. N.H. Baynes-L.B. Moss), Oxford 1948. YA‘KÛBÎ, Ahmed b. Ebî Ya‘kûb el-Abbâsî, (284/897), Tarih, I-II, Beyrut 1960. YÂKÛT EL-HAMEVÎ, ihabüddin Yakut b. Abdullah (626/1229), Mu‘cemu’l-Buldân, I-V, Beyrut 1975. YAZICI, Talib, “Emeviyye Camii”, D A, XI, 108. T, smail, “Emevîler Zaman nda Gerçekle en stanbul Seferleri”, 2. Uluslararas stanbul’un Fethi Konferans , stanbul 1997. ZEYDAN, Corci, el-Arab Kable’l- slâm, (thk. Hüseyin Munis), Kahire ts. 122