Prolaktinomalı hastalarda premenapozal kemik mineral yoğunluğu

Loading...
Thumbnail Image

Date

2010

Authors

Oruç, Meriç

Journal Title

Journal ISSN

Volume Title

Publisher

Uludağ Üniversitesi

Abstract

Hiperprolaktinemi; premenapozal kadınlarda oligomenore/amenore ve/veya galaktore ile seyreden klinik bir durumdur. Hiperprolaktinemi ilişkili hipogonadizmin kemik mineral yoğunluğunu (KMY) olumsuz etkilediği ve prolaktinomalı hastalarda KMY'nun daha düşük olduğu çalışmalarda gösterilmiştir. Bu çalışmada prolaktinoma tanısı ile uzun süredir dopamin agonist tedavisi altında olan menapoz öncesi dönemdeki kadınların kemik mineral yoğunluklarını ve Z skorlarını çift enerjili X-ışını absorpsiyometrisi (DEXA) yöntemi ile ölçerek menapoz dönemine hangi değerlerle girdiklerini tesbit etmeyi, bu değerleri sağlıklı kontrol grubu ile karşılaştırarak hastalığın ve uygulanan tedavilerin KMY üzerindeki etkilerini belirlemeyi ve bu değerleri etkileyen hasta ve tedavi ilişkili faktörleri ortaya çıkarmayı planladık.Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalı polikliniklerinde takip edilmekte olan 40-55 yaş arasında ve menapoza girmemiş 21 prolaktinomalı olgu ile yaş uyumlu, menstrüel düzensizliği olmayan 22 sağlıklı kadın çalışmaya dahil edildi. Prolaktinomalı hastalar ile sağlıklı kontrol grubunun DEXA ölçüm sonuçları karşılaştırıldığında; KMY ve Z skorları bakımından anlamlı farklılık saptanmadı. Hastaların prolaktinoma tanısı öncesi menstrüel düzensizliği olup olmamasına göre iki gruba ayrılarak yapılan karşılaştırmalarında da KMY ve Z skorları bakımından anlamlı farklılık saptanmadı. Hastaların puberte sonrası görmedikleri menstrüasyon sayıları ile KMY arasında yapılan korelasyon değerlendirmelerinde de KMY'nu olumsuz etkilemediği görüldü.Bu bulgularla; prolaktinomalı hastaların tedavi ve yakın izlem ile serum prolaktin (PRL) seviyeleri normal sınırlarda tutularak düzenli menstrüasyon görmeleri sağlandığında menapoz dönemine, sağlıklı kontrol grubuna yakın KMY değerlerinde girdiği sonucuna varıldı.
Hyperprolactinemia is a clinical problem that can be presented with oligomenorrhea/ amenorrhea and/or galactorrhea in premenaupousal women. The negative effects of hipogonadism on bone mineral density (BMD) and low bone density in patients with prolactinomas were demonstrated in previous studies. In this study, we aim to measure the BMD and Z-scores of premenapousal women treated with dopamine agonists for a long time by dual enegy X-ray absorptiometry (DEXA) and to determine the results how the patients go through menapous and to compare these results with healthy control group and to discuss the patient and treatment related factors that effect BMD.21 premenauposal women with prolactinoma, 40 and 55 years, and 22 healthy conrol group without menstruel irregularities were admitted to study. When we compare DEXA related results of patients and control group, no significant difference was found between them. Also BMD and Z scores were measured after dividing into two groups according to patients? menstruel irregularities and there was no significant difference in these comparisons. It was shown that the correlations between BMD and the menstruel numbers that the patient?s didn?t have after puberty could not effect BMD negatively.Data have shown that; if we can stabilize serum prolactin levels and restore gonadal functions, the patients go through menapous with similar BMD like control group.

Description

Keywords

Kemik mineral yoğunluğu, Kadın, Premenapozal, Prolaktinoma, Bone mineral density, Women, Premenapousal, Prolactinoma

Citation

Oruç, M. (2010). Prolaktinomalı hastalarda premenapozal kemik mineral yoğunluğu. Yayınlanmamış uzmanlık tezi. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi.