2011 Cilt 11 Sayı 4

Permanent URI for this collection

Browse

Recent Submissions

Now showing 1 - 3 of 3
  • ItemOpen Access
    Composition and Physico-Chemical properties of lyophilizet royal jelly
    (Uludağ Üniversitesi, 2011) Balkanska, Ralitsa; Kashamov, Borislav
    The aim of the research was to study some of the components and physico-chemical properties of lyophilized royal jelly (LRJ). Six royal jelly samples produced in Bulgaria were lyophilized. The samples were preserved at -18 0C before analysis. Water content, proteins, lipids, sugars, ash, pH, total acidity and electrical conductivity were analyzed. It was found that LRJ contains: water (3,49–4,76%), lipids (3,09–8,56 %), fructose, glucose and sucrose (24,27–32,67 %), ash (2,50–3,03 %), pH (3,8–4,0), total acidity (10,67–12,88 ml 0,1 N NaOH/g). The values of LRJ electrical conductivity of 1 % water solution was in the range 421–481 µS/cm.
  • ItemOpen Access
    A preliminary study on discrimination of different ısfestation levels of parasite (Varroa destructor) by Wing geometric morphometric analysis on honey bees
    (Uludağ Üniversitesi, 2011) Özkan, Ayça; Kandemir, İrfan; Çakmak, İbrahim; Çakmak, Selvinar S.; Uludağ Üniversitesi/Mustafakemalpaşa Meslek Yüksekokulu.
    The goal of this study was to investigate the possibility of using geometric morphometric method to discriminate different infestation level of Varroa mites (Varroa destructor) in honey bees. Three colonies of honeybees (Apis mellifera anatoliaca) were used as control, moderate and high infested with varroa mites. For geometric morphometric analysis of fore wings of worker honey bee, each left wing image of samples were archived and labelled with unique codes in the computer and a total of 139 wings of worker bee belonging to 3 colonies (2-Varroa infested colonies and 1-Control group) were used. All three groups of control, moderate and high infested colonies were discriminated clearly. The results here suggest that geometric morphometric analysis of honeybee wings can be used to discriminate different varroa infestation level.
  • ItemOpen Access
    Ormangülü ve deli bal
    (Uludağ Üniversitesi, 2011) Çeter, Talip; Güney, Kerim
    Fundagiller ailesi (Ericaceae) kuzey ve güney yarımkürenin ılıman bölgelerinde yayılmış yaklaşık 128 cins ile temsil edilir. Çalı veya ağaç şeklinde, nadir olarak otsu bitkilerden oluşur. Ormangülleri Çin, Tibet, Burma, Nepal, Yeni Gine, Tropik Asya, Avrupa ve Kuzey Amerika’da yayılış gösteren 700 türe sahiptir. Yaşam alanları deniz seviyesinden başlayarak 4000 m yüksekliğe kadar çıkmaktadır. Türleri 20 cm ile 30 metre arasında değişen çalı ve ağaç formlardan oluşmaktadır. Ormangülleri nem oranı yüksek, organik madde bakımından zengin, derin ve iyi drenaja sahip asidik topraklarda iyi gelişim göstermektedir Ülkemizde ise deniz seviyesinde 3200 m yüksekliğe kadar yayılış gösteren R. ponticum, R. luteum, R. ungernii, R. smirnovii ve R. caucasicum olmak üzere 5 türü ve bunlara bağlı 12 taksonu bulunmaktadır. Halk arasında Ağu yada komar olarak da adlandırılan orman gülleri Batı Karadeniz’den Doğu Karadeniz’e kadar sahil ormanları veya orman arasındaki açıklıklarda geniş bir yayılışa sahiptir. Deli bal, yüksek oranda grayanotoksin içeren Sapindaceae familyası ve Ericaceae familyasının Rhododendron ponticum ve Rhododendron luteum türlerinin nektarının bal arıları tarafından toplanması, dehidre edilip, olgunlaşması sonucu oluşturulan doğal bir üründür. Halk arasında tutar bal veya acı bal olarak da adlandırılan deli bal belli miktarın üzerinde alındığında zehirlenmeye neden olmaktadır. Yapılan çalışmalar Rhododendron balının insan sağlığına zarar vermeyen dozunun 5 g/100 kg (bir kahve kaşığı) olduğu belirtilmiştir. Ayrıca çalışmalar antioksidant aktivite gösteren orman gülü balının tıbbi açıdan önemli bir biyolojik aktiviteye sahip olduğu, aynı zamanda birçok bakteriye karşı antibakteriyel etki gösterdiğini ortaya koymuştur. Ayrıca Doğu Karadeniz bölgesinde alternatif tedavi olarak mide-barsak rahatsızlıklarında (gastrit, mide ülseri, kabızlık), hipertansiyonda, koroner kalp hastalığında ve seksüel gücü artırdığına inanıldığından iktidarsızlıkta kullanılmaktadır.