1992 Cilt 9 Sayı 1

Permanent URI for this collection

Browse

Recent Submissions

Now showing 1 - 20 of 28
  • ItemOpen Access
    Entansif besi uygulanan hindilerde Lasalosid'in besi performansı ve kesim özelliklerine etkileri
    (Uludağ Üniversitesi, 1992) Kırgöz, Vecdi; Ak, İbrahim; Filya, İsmail; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Zootekni Bölümü.; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü.
    Araştırma, entansif besi uygulanan BetinaxBroviz melezi erkek hindilerin rasyonlarına yem katkı maddesi olarak 0, 50, 100, 150 ve 200 mg/kg lasalosid kalmanin hindilerin besi performansı ve kesim özelliklerine etkilerini belirlemek amacıyla düzenlenmiştir. Besi 750 adet hindiyle 5 grupta ve 70 gün süreyle yürütülmüştür. Hindiler 3200 Kcal/kg ME ve % 15.4 dam protein içeren peler formadaki rasyonla ad libitum olarak yenilenmiştir. Hindilerini besi başlangıç ağırlıklar 4.04.2 kg arasında olup, grupların besi son canlı ağırlıklar ve günlük ortalama canlı ağırlık artışları ise gruplara göre sırasıyla; 8.& 2.0, 89, 9.0 ve 9.0 kg 68.5, 70.2, 69.6, 63.9 ve 70.0 g olarak belirlenmiştir. Hindilerin besi süresince günlük ortalama yem tüketimleri gruplara göre sırasıyla; 412.3, 424.2, 421.5, 421.5, 385.1 ve 409.3 & yerden yararlanma oranlar ise; 6.02, 6.04, 6.06, 5.63 ve 5.85 kg olarak belirlenmiştir. Araştırma sonucunda hindi besi rasyonlarına yem katkı maddesi olarak lasalosid kalmanın, hindilerde canlı ağırlık artış yeri tüketimi ve yerden yararlanma oranını artırdığı saptanmıştır. Ayrıca hindilerde kesimhane ağırlığı ve karkas ağırlığının arttığı, abdominal yağlanmanın azaldığı belirlenmiştir. Ancak besi performansı ve kesim özellikleri bakımından gruplar arasındaki farklılıklar önemsiz bulunmuştur.
  • ItemOpen Access
    Azot ve potasyumlu gübrelemenin şeker pancarının verim ve bazı kalite özellikleri üzerine etkileri
    (Uludağ Üniversitesi, 1992) Turhan, Ahmet; Özgümüş, Ahmet; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü.; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Toprak Bölümü.
    Bu araştırma azot ve potasyumlu gübrelemenin şeker pancarında verim ve kalite üzerine etkilerini araştırmak amacıyla yürütülmüştür. U.Ü. Ziraat Fakültesi'nin Görükle'deki Uygulama ve Araştırma Çiftliği'nde yürütülen tarla denemesinde parsellere azot 0, 100, 150 ve 200 kg N/ha düzeylerinde süre halinde); potasyum ise 0, 100, 150 ve 200 kg K 0/ha düzeylerinde (potasyum sülfat halinde) uygulanmıştır. Değişik azot ve potasyum düzeylerinin şeker pancarında kök verimi, şeker verimi, yüzde kuru madde ve zararlı azot miktarı üzerine etkileri araştırılmıştır. Azotlu gübrelemenin şeker pancarının kök ve şeker verimi üzerine etkileri istatistiksel olarak % 1 düzeyinde önemli bulunmuştur. Azot miktarı arttıkça şeker varlığı azalmış ancak kök verimindeki arışa bağı olarak toplam şeker veriminde de artış görülmüştür. En yüksek şeker verimi (ortalama 7.79 ton/ha), hektara 200 kg N ve 150 kg K20 verilen parsellerde elde edilmiştir. Artan azot miktarları ile ilişkili olarak şeker pancarındaki zararlı azot miktarı da önemli düzeyde artmıştır. Potasyumlu gübrelemenin ise, şeker pancarında kök ve şeker verimi ile zararlı azot miktarı üzerine istatistiksel olarak önemli düzeyde herhangi bir etkisi saptanmamıştır.
  • ItemOpen Access
    Porsuk (Taxus baccata L.) çeliklerinin köklendirilmesi üzerinde bir araştırma
    (Uludağ Üniversitesi, 1992) Çetin, Aysun; Mengüç, Ahmet; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Bahçe Bitkileri Bölümü.
    Bu araştırmada, Taxus baccata L. (Porsuk) bitkisinin çelikle çoğaltılması incelenmiştir. Çalışma iki aşamada gerçekleştirilmiştir. İlk aşamada 10 Ekim 1989 tarihinde dışarıya dikimi yapılan çeliklerde, % 0.8 IBA ve % 04 IBA (kontrol) dozları, çeliklerin kallus oluşur ve köklenme yüzdeleri ile yaş kök ağırlığı ve kök uzunluğu üzerindeki etkisi saptanmıştır. İkinci aşamada ise; değişik dikim tarihleri (8 Aralık 1989 - 5 Şubat 1990) ve IBA dozlarının (% 0.8 ve % 0.4 (kontrol)) çeliklerin kallus oluşumu ve köklenme yüzdeleri ile yaş kok ağırlığı ve kök uzunluğu üzerindeki etkisi belirlenmiştir. Araştırma Sonucunda; 10 Ekim 1989 tarihinde dışarıya yapılan dikimde; % 0.4 IBA (kontrol) kullanım, çeliklerin kallus oluşum yüzdesinde % 0.8 IBA'ya göre daha etkili olmuştur. Çeliklerin köklenme yüzdesi, kök ağırlığı ve kök uzunluğu üzerinde ise IBA dozları arasında önemli bir farkın olmadığı görülmüştür. Sera içerisinde yapılan dikimlerde; çeliklerin kallus oluşur yüzdesi bakımından 5 Şubat ve 8 Aralık dikimleri arasında bir farkın olmadığı gözlenmiştir. Aynı şekilde IBA dozlar arasında da bir farkın olmadığı belirlenmiştir. Çeliklerde en yüksek kök yüzdesi ve kök uzunluğu, % 0.8'lik IBA kullanımıyla 5 Şubat dikiminde elde edilmiştir. Yine en yüksek yaş kök ağırlığı 5 Şubat dikiminden elde edilmiştir ancak, IBA dozları arasında önemli bir fark görülmemiştir.
  • ItemOpen Access
    Gıda zehirlenmelerinde etkin olan mikroorganizmalar
    (Uludağ Üniversitesi, 1992) Uylaşer, Vildan; Başoğlu, Fikri; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Gıda Bilimi ve Teknolojisi Bölümü.
    Dünya'da ve ülkemizde gıda zehirlenmeleri, hala önemli bir sorun olma özelliğini korumaktadır. Bu sorun, özellikle geri kalmış ve gıdaların işlenmesinde ilkel teknolojilerin kullanıldığı ülkelerde daha da önem kazanmaktadır. Gıda zehirlenmesine neden olan başlıca faktör, kimyasal maddeler, zehirli bitki ve hayvanlar ile bazı mikroorganizmalar ile kontamine olmuş gıdaların tüketimidir. Bu durum göz önüne alındığında gıdaların muhafaza yöntemlerinin ve bu yöntemlerin hangi gıdaya ne şekilde uygulanacağının bilinmesi gerekmektedir. Bunu gerçekleştirebilmek için de zehirlenmelerde etkin olan mikroorganizmalar, gelişme istekleri ve hangi gıdalarda bulunabilecekleri konusundaki bilgiler tam olarak bilinmelidir. Böylece gıdaların bozulmalar önlenerek hem ülke ekonomisinin hem de insanların zarar görmeleri engellenecektir.
  • ItemOpen Access
    Kurak ve yan kurak bölgelerde biyolojik azot tesbiti ve yararlanma olanakları
    (Uludağ Üniversitesi, 1992) Çelik, Necmettin; Uzun, Ayşen; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Tarla Bitkileri Bölümü.
    Global olarak bitkisel üretimde kullanılan azot gereksiniminin yaklaşık yari.si endustriyel gübrelerden; diğer yansı da biyolojik tesbit ile sağlanmaktadır. Biyolojik azot tesbiti değişik yollarla gerçekleşir. Bunların en önemlisi Rhizobium-baklagil ortak yaşam Sonucu tesbit edilen azod miktarlarıdır. Global düzeyde bu yolla, yılda dekar başına yaklaşık 10 kg azot tesbiti gerçekleşmektedir. Ancak; bu miktar dünya üzerinde bölgelere bağlı olarak büyük değişiklik gösterir. Bunun başlıca nedeni; biyolojik azot tespiti yapan mikroorganizmalar ile varsa konukçuların biyolojik Ve ekolojik ortam boyutlarının farklı ve sınırlı olmasıdır. Bu nedenle; yerüstünde biyolojik azot tesbitinin tarımsal açıdan yeterli ve yetersiz düzeyde olduğu bölgeler vardır. Kurak ve yarı kurak bölgeler biyolojik azot tesbiti bakımından son bölgelerdir. Bu bölgelerde, biyolojik azot üretiminden maksimum düzeyde yararlanabilmek için tüm sınırlayıcı engellerin ortadan kaldırılması gerekmektedir. Kurak ve yarı kurak bölgelerde, baklagilleri içeren ekim nöbeti sistemleri ve bakteri kültürü aşılamalar ile biyolojik azot üretiminden yararlanılmakta ise de bu yeterli değildir. Bu kaynağın ekonomik kurallar içinde kalınarak değerlendirilmesi için bu bölgelere yönelik kapsam paket programların uygulanmaya konması gerekir. Bu programlar, Rhizobium-baklagil ortak yaşam ilişkilerinde azot tesbitini maksimum çıkaracak biçimde düzenlemeleri kapsamalıdır. Yine bu programlar, baklagilleri içeren uygun ekim nöbeti sistemlerini tesbit çalışmalarını ve doğal vejetasyonlarda, Özellikle de çayır-mera alanlarında baklagillerin çeşitlendirilip arttırılmasına ilişkin çalışmalar da içermelidir.
  • ItemOpen Access
    Marmara Bölgesine son beş yıl içerisinde yurtdışından getirilen buğday çeşitleri
    (Uludağ Üniversitesi, 1992) Doğan, Ramazan; Yürür, Nevzat; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Tarla Bitkileri Bölümü.
    Bu çalışmada son beş yıl içerisinde yurtdışından getirilen buğday çeşitlerinin Marmara Bölgesindeki durumları incelenmiştir. incelemeler sonucunda tohumluk programına yeni alınan buğday çeşit sayısı 1983'de 7 iken yıldan yıla hızla artmış ve 1989 yılında 27'ye çıkmıştır. 1985'de 5, 1986'da 5, 1987 yılında 2, 1988 yılında 5 ve 1989 yılında ise 3 yeni çeşit üretim programına alınmıştır. Son üç yıl içerisinde üretim programına 10 yeni çeşit alınmıştır. Bu çeşitlerden bazıları bölgenin yerli çeşitlerinden Cumhuriyet-75 ve Kırkpınar-79 ile verim denemelerine almışlardır. Denemeler sonucuna göre Sadova-1, Kale-4-1 Vratsa Ve Atilla-12 çeşitler bölge için önerilebilecek çeşitleri olarak saptanmıştır.
  • ItemOpen Access
    Doku kültür yöntemleri ve bitki ıslahında kullanım olanakları
    (Uludağ Üniversitesi, 1992) Türkeç, Aydın; Turan, Z. Metin; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Tarla Bitkileri Bölümü.
    Son yıllarda, tarım ve endüstride geniş ölçüde uygulama alaru bu lan doku kültür teknikleri, bitkiyle ilgili birçok sorunun çözümüne olanak sağlayan bir sister haline gelmiştir. Doku kültürü klasik ıslah yöntemlerinden farklı olarak bitkinin çeşitli kısımlarından alınan küçük parçaların, steril gıda ortamında ve uygun çevre koşullarında kültüre alma işlemidir. Bugün için, doku külnīr yöntemlerinden olan embriyo kültürüyle türler ve cinsler arası melezleme Sorunların çözümü anter kültürüyle haploid bitki eldesi, meristem kültürüyle virüssüz bitki eldesi, protoplast kültürüyle somatik hibridizasyon çalışmalan başanmıştır. Ne var ki, teknikteki son gelişmeler zaman ve ekonomik açıdan büyük avantaj sağlarken kuvvetli bir populasyon geliştirme metodu olarak dikkati çekmemektedir. Teknik problemler kültürün her safhasında görüle bilmektedir. Bu nedenle bitki regenerasyonu için daha çok çabaya ihtiyaç vardır.
  • ItemOpen Access
    Türkiye'de yembitkileri tohumculuğunda karşılaşılan sorunlar ve çözüm yolları
    (Uludağ Üniversitesi, 1992) Çelik, Necmettin; Başbuğ, Sibel; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Tarla Bitkileri Bölümü.
    Yembitkileri kültür etkinliklerinin önemli bir unsurunu oluşturan tohumculuk Türkiye'de olması gereken seviyenin çok gerisindedir. Oysa, tohumculuk konusunu bilimsel bir yaklaşımla ele alan, bu konuda ileri teknoloji kullanımına yönelen ve buna süreklilik kazandırmaya çalışan ülkeler bitkisel üretim alanında ve bu arada yerbitkileri kültüründe çok önemli aşamalar sağlamışlardır. Toprak ve iklim koşulları yembitkileri kültürü için çok uygun olan ülkemizde bu bitkilerin tohumunu üretmek hem yerbitkileri kültürünün gelişmesine hem de tohum ithalinin önlenmesi ve büyük bir olasılıkla ihracatın gerçekleşmesi ile önemli döviz kazancına katkıda bulunmuş olacak tır. Yembitkileri kültürünün gelişmesi ile de hayvancılığın yem sorunu, bitkisel üretimde toprak verimliliği ve toprak-su muhafaza sonunlar önemli ölçüde çözüme kavuşmuş olacaktır.
  • ItemOpen Access
    Su ürünlerinde bulunan parazitlerin hijyenik yönden önemi
    (Uludağ Üniversitesi, 1992) İşgöz, Banu Bilge; Yücel, Ahmet; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Gıda Bilimi ve Teknolojisi Bölümü.
    Beslenmede deniz ürünlerinin önemli bir protein kaynağı oldukları her zaman belirtilmektedir. Bu durum özellikle kıyı bölgeleri, adalarda yaşayan kişiler için daha doğrudur. Son yıllarda deniz ürünlerinin popülaritesi de bir artış görülmekte ve bunun sashimi ve sushi, ringa balığı, dumanlanmış somon balığı gibi egzotik deniz ürünlerinde olduğu bildirilmektedir. Su ürünlerindeki gelişmeye paralel olarak deniz ürünlerinde bulunan parazitlerde de bir artış görülmektedir. Bu durum, ekonomik bakımdan önemli bazı deniz ürünlerinde patojen etkisi olan parazitleri gündeme getirmektedir.
  • ItemOpen Access
    Eğrelti üretiminde doku kültürlerinden yararlanma imkanları
    (Uludağ Üniversitesi, 1992) Mengüç, Ahmet; Zencirkıran, Murat; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Bahçe Bitkileri Bölümü.
    Günümüzde, içlerinde eğreltilerinde bulunduğu çok sayıda sils bitkisi doku kültürleri yöntemlerinden faydalanılarak üretilmektedir. Eğreltiler, tohum bağlamadıklar ve klasik üretim yöntemleri (ayırma hariç) ile çoğaltılamadıkları için doku kültürleri yöntemleriyle yaygın olarak çoğaltılmaktadır. Egrelti üretimi için explant olarak meristem, rizom segmentleri veya yaprak dokusu ve sporlar kullanılmasına rağmen ticari olarak üretimde, rizom segmentleri veya uçlan ile sürgün uçlarının kullanım daha yaygındır.
  • ItemOpen Access
    Çeşitli et ürünlerinde kullanılan starter kültürler ve kullanım amaçları
    (Uludağ Üniversitesi, 1992) Yücel, Ahmet; Tiryakioğlu, Özlem; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Gıda Bilimi ve Teknolojisi Bölümü.
    Et ve et ürünleri insan beslenmesinde çok önemli bir yer tutmaktadır. Büyümemizi, yaşamamız ve fizyolojik fonksiyonlarımızı mükemmel bir düzende yürütebilmemiz için gerekli tüm komponentleri içeren organize gıdalardır. Beslenmede bu denli önemi olan etin, özellikle sucuk gibi fermente al ürünlerine işlendiğinde, üretim sonucundaki kaliteyi kesinleştirmek oldukça güçtür. Son ürünü güvenceye almak, fermentasyonu gerçekleştiren mikroorganizmaların faaliyetini kontrol altında tutmakla mümkündür. Bu nedenle kaliteli ve güvenli ürün eldesi için starter kültür kullanımına gerek vardır.
  • ItemOpen Access
    Tarla bitkilerinde soğuğa dayanıklılık mekanizması ve dayanıklılık ıslahı
    (Uludağ Üniversitesi, 1992) Çakmakçı, Sadık; Açıkgöz, Esvet; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Tarla Bitkileri Bölümü.
    Tarımda bitkisel üretimi sınırlayan en önemli faktörlerden birisi de sıcaklıktır. Sıcaklık stresi düşük ve yüksek olmak üzere iki gruba ayrılabilir. Bitkilerde düşük sıcaklık stresi üşüme ve donma zararı şeklinde ortaya çıkmaktadır. Değişik tarla bitkileri ile yapılan çalışmalarda soğuğa dayanım ile morfolojik özellikler, kimyasal kompozisyon (N, P, K ile Şeker-Nişasta Oranları), osmotik potansiyel, büyümeyi düzenleyici maddeler arasında önemli ilişkiler olduğu belirlenmiştir. Bugün bitkilerde soğuğa dayanımın genetik olarak kontrol edilen biyokimyasal bir kompleks olduğu birçok araştırmacı tarafından kabul edilmektedir.
  • ItemOpen Access
    Bursa ilinde domates salçası üretiminin ekonomik yapı ve sorunları
    (Uludağ Üniversitesi, 1992) Akgül, Çiğdem; Rehber, Erkan; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Gıda Bilimi ve Teknolojisi Bölümü.
    Türkiye'deki domates salçası üretimi son yıllarda çok büyük gelişmeler göstermiş olup 1990 yılında 289295 fort düzeyine ulaşmıştır. Bursa ilinin bu üretimdeki payı % 54.76 gibi yüksek bir orandadır. Türkiye'deki mevcut salça fabrikalarının % 31'i Bursa ilinde bulunmaktadır. İlde toplam 11 adet salça işletmesinde 302040 ton salça üretim kapasitesi mevcut olup, bu kapasite ildeki toplam salçalık domates üretimi nin üzerinde bulunmaktadır. Araştırma alanı olar Bursa ilinde sanayi tipi domates üretiminin büyük bir bölümü sözleşmeli üretim şeklinde yürütülmektedir. Sözleşme koşullarında üretici açısından bazı sorunlar bulunmaktadır. Salça sanayinde üretim daha çok dış pazarlara satış imkanlarına göre belirlenmektedir. Bununla beraber ambalaj malzemesi maliyetinin yüksek oluşu, kalitesinin yetersizliği dış satımda sorunlar yaratmaktadır. Önemli bir pazar durumundaki Atın dış alımda koyduğu kotalar da diş satımcılan olumsuz yönde etkilemektedir.
  • ItemOpen Access
    Pektinin bazı özelliklerinin belirlenmesi üzerinde bir araştırma
    (Uludağ Üniversitesi, 1992) Çopur, Ömür Utku; Dönmez, Gülçin; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Gıda Bilimi ve Teknolojisi Bölümü.
    Bu çalışmada, gıda sanayiinde kullanımı giderek artan ve ürünün kalitesini önemli ölçüde etkileyen pektinin bazı fiziksel, kimyasal ve teknolojik özellikleri saptanmış ve böylece kullanılan pektinin özelliklerini tam olarak bilmemekten kaynaklanan kalite kayıplarının önlenmesi amaçlanmıştır. Sonuç olarak, analizi yapılan pektinlerin özellikleri arasında önemli farklar olduğu saptanmış ve elde edilen bu bulgular tartışılmıştır.
  • ItemOpen Access
    Yalova ve yöresinde damla ve mini yağmurlama başlıkları ile sulama sistemleri üzerine bir inceleme
    (Uludağ Üniversitesi, 1992) Yazgan, Senih; Korukçu, Abdurrahim; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Tanmsal Yapılar ve Sulama Bölümü.
    Bu çalışmada toprak ve su kaynakları sınırlı, buna karşın ekolojik koşullar bitki yetiştirmeye uygun olan Yalova ve yöresindeki damla ve mini yağmurlama sulama yöntemlerinin uygulamaları incelenmiştir. Yörede 978.643 dekan açık, 6.465 dekan kapalı alanda olmak üzere damla sulama yöntemi, 36.4 dekarlık alanda ise mini yağmurlama sulama yöntemi uygulanmaktadır. Damla sulama yöntemi en çok elma, armut, erik, ayva, kiraz, şeftali ve karanfilde, mini yağmurlama yöntemi ise kesme çiçek yetiştiriciliğinde kullanılmaktadır. Her iki yöntemin uygulamasıda karşılaşılan başlıca sorunlar; damlatıcı ve yağmurlayıcıların tıkanması, özellikle örtü altı yetiştiriciliğinde farklı bitki yetiştirilmesinin yöntemle sınırlandırılmasıdır.
  • ItemOpen Access
    Uludağ Üniversitesi tarımsal araştırma ve uygulama merkezi arazisinin drenaj sorunları ve çözüm yolları üzerinde bir inceleme
    (Uludağ Üniversitesi, 1992) Değirmenci, Hasan; Korukçu, Abdurrahim; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Tanmsal Yapılar ve Sulama Bölümü.
    Bu çalışma ile Uludağ Üniversitesi Tarımsal Araştırma ve Uygulama Merkezi arazisinin drenaj sorunları belirlenmeye çalışılmıştır. İnceleme alanında karşılaşılan sorunlar, düşen yağış miktarını fazlalığı, toprak geçirgenliğinin çok düşük olması, dere ve doğal hendeklerin yeterli kapasitede bulunmamasıdır. Bu durum, alanın düz ve düze yakın bölgelerinde drenaj yetersizliğine neden olmaktadır. Çalışmada karşılaşılan sorunların çözümü için önerilerde bulunulması, yüzey drenaj kanal kapasiteleri hesaplanmış ve uygun kanal kesitleri belirlenmeye çalışılmıştır.
  • ItemOpen Access
    Sanayi domatesinin meyve verimi üzerine değişik azotlu gübrelerin ve azot dozlarının etkisi üzerinde bir araştırma
    (Uludağ Üniversitesi, 1992) Başar, Haluk; Özgümüş, Ahmet; Katkat, A. Vahap; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Toprak Bölümü.
    Bu araştırma, Bursa ovası ekolojik koşullarında yetiştirilen sanayi tipi Rio Grande domates çeşidinde, değişik azotlu gübrelerin ve farklı azot dozlarının meyve verimi üzerindeki etkilerini belirlemek amacıyla, 1990-1991 yıllarında iki yıl süreyle yapılmıştır. Araştırma tesadüf bloklar deneme desenine göre üç tekerrürlü olarak kurulmuş ve dikimle birlikte bütün parsellere 10 kg P2O5/da hesabıyla triple süperfosfat, 10 kg K 0/da hesabıyla potasyum sülfat gübreleri verilmiştir. Dört azotlu gübre (amonyum nitrat, % 26 N; amonyum sülfat, % 21 N; üre, % 46 N; Kompoze (25:5:0)) üç farklı zamanda ve dört ayrı dozda (0, 10, 14 ve 18 kg N/da) uygulanmıştır. Araştırmanın 1991 yıl sonuçlarına göre, domatesin meyve verimi üzerine amonyum nitrat, amonyum sülfat ve 25:5:0 gübrelerinin etkileri ayni düzeyde gerçekleşirken, üre gübresinin etkisi bu gübrelerden daha uz olmuştur. Domatesin meyve verimi üzerinde de en etkili azot dozlarının 14 kg N/da ve 10 kg N/da olduğu belirlenmiştir.
  • ItemOpen Access
    Piyasada satılan yağlı-tuzlu sardalya kutu konservelerinin kalite kriterlerinin saptanması üzerinde bir araştırma
    (Uludağ Üniversitesi, 1992) Yücel, Ahmet; Çetin, Kader; Gürbüz, Ozan; Tiryakioğlu, Özlem; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Bilim ve Teknoloji Bölümü.
    Bursa piyasasında tüketime sunulan çeşitli işletmelere ait yağlı-tuzlu sardalya balığı kutu konservelerinde, uygulanan teknolojik işleme ve muhafaza şartlarına bağlı olarak meydana gelen kalite kayıplarının saptanabilmesi amacıyla yapılan bu çalışmada, yasal tüketim süresi içinde oluşan mikrobiyolojik bozulmaların belirlenmesinin yanında çalışmaya alınan örneklerin hijyenik yönden güvenilirliği araştırılmıştır. Çalışma sonucunda, konserve balık örneklerinde tuz miktarının oldukça yüksek düzeyde olduğu, tuz miktarının yüksek oranlarda tutulmasının bile bakteriyel bozulmayı önleyemediği ve buna bağlı olarak da kalite kayıplarının arttığı saptanmıştır.
  • ItemOpen Access
    Azotlu gübrelerin domates bitkisinin bazı fiziksel ve kimyasal özellikleri üzerine etkileri
    (Uludağ Üniversitesi, 1992) Çopur, Ömür Utku; Katkat, A. Vahap; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Gıda Bilimi ve Teknolojisi Bölümü.; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Toprak Bölümü.
    Bu çalışmada Bursa yöresinde yaygın olarak yetiştiriciliği yapılan Rio-Grande sanayi tipi domates çeşidine 4 farklı azot kaynaklı gübre, 4 farklı dozda verilerek domatesin bazı fiziksel ve kimyasal özelliklerine el kileri 2 farklı yılda araştırılmıştır. Sonuç olarak uygulanan gübre çeşit ve dozlarının domatesin fiziksel özelliklerine istatistiksel olarak önemsiz bir etki gösterdiği ancak bazı kimyasal özellikleri üzerine ise % 1 düzeyinde önemli olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca gübre çeşit ve dozunun domatesteki nitrat birikiminde etkin rol oynadığı sonucuna varılmıştır.
  • ItemOpen Access
    Bazı ekmeklik buğday (Triticum aestivum L. em. Thell.) çeşitlerinin başlıca tarımsal karakterleri üzerinde araştırmalar
    (Uludağ Üniversitesi, 1992) Yürür, Nevzat; Turgut, İlhan; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Tarla Bitkileri Bölümü.
    Bu çalışma 1991 ve 1992 yıllarında bazı Yugoslav ekmeklik buğday çeşitlerinin Bursa koşullarındaki verim potansiyelini belirlemek amacı ile yapılmıştır. Materyal olarak 9 ekmeklik buğday çeşidinin kullanıldığı denemeler tesadüf blokları deneme desenine göre dört tekrarlamalı olarak kurulmuştur. Çeşitlerin tane verimleri yanında vejetatif ve generatif gelişme durumlar ile ilgili bitki boyu, başak boyu, başakta başakçık sayısı, başakta tane sayısı, başakta tane ağırlığı, metrekarede başak sayısı ve 1000 tane ağırlığı gibi verim komponentleri incelenmiştir. İki yıllık bulgulara göre çeşitlerin tane verimi 486.5-577.4 kg/da arasında değişmiş ve en yüksek tane verimleri Djerdanka, Osk 6.68/4, M.V.-17, Ana ve Zitarka ekmeklik buğday çeşitlerinden elde edilmiştir.