Osmanlı’nın tarımsal mirası ve Erken Cumhuriyet döneminde kırsal kesimin kalkınmasına yönelik çalışmalar (Bursa örneğinde)

Loading...
Thumbnail Image

Date

2017-01-31

Authors

Journal Title

Journal ISSN

Volume Title

Publisher

Uludağ Üniversitesi

Abstract

Araştırmamızın konusu olan tarım genel anlamda ülkelerin kalkınması ve özellikle açlık dönemleri yaşanmaması için tarih içinde hep birincil önem taşımıştır. Sağlıklı bir tarımsal yapı, sağlıklı bir kent ve sağlıklı bir sanayi yapısını ortaya koymaktadır. Tarım sektörünü ele alırken diğer sektörlerle ilişkisi ve etkileşimi açısından bütünsel bir yaklaşımla konu ele alınmalı ve değerlendirmeler rasyonel bir anlayışa dayandırılmalıdır. Tarım sektörü ve sorunları sınırlı ve dar bir çerçevede tek başına değerlendirildiğinde; ekonomik olmayan, verimliliğe ve rasyonaliteye dayanmayan bir anlayış, kalkınmanın önünde engel oluşturmaktadır. Osmanlının son döneminde kapalı (izole) alanlar içerisinde tarımsal üretim yapılması, nüfusunun % 80’inden fazlası kırsal alanda yaşayan ülkenin, kendi kentsel alanlarını hatta komşu tarım bölgelerini besleyemez duruma gelmesi sonucunu yaratmıştır. Nitekim İstanbul’un buğday vb. tahıl ürünleri gereksinimi sürekli olarak yabancı ülkelerden karşılanmıştır. Milli Mücadelenin başında Anadolu; halkı tarım kesiminde çalışan, fakat ekonominin bütünü üzerinde pek de etkin role sahip olmayan bir tarım ülkesi durumundaydı.Erken Cumhuriyet döneminde nüfusun % 80’ini oluşturan kırsal kesimin kalkınması için bir taraftan ferde ilkokul eğitimi veya okuma yazma bilgisi sağlanırken ayrıca ferdin toplumsal statüsünün yükselmesine dikkat edilmiştir. Genelinde Türkiye ve özelinde Bursa köylüsüne hizmet veren devlet kuruluşları oluşturulduğu gibi tarımsal hayatı ilgilendiren bir takım hukuki düzenlemeler de yapıldı.
Agriculture, the subject of our research, in general, had always been of primary importance in history for the development of the countries and in particular for the avoidance of periods of famine. A sturdy agricultural structure reveals a sturdy city and sturdy industrial structure. While discussing about the agricultural sector, its relation and interaction with other sectors should be addressed with a holistic approach and assessments should be based on a rational understanding. When the agricultural sector and problems thereof are assessed singly in a limited and narrow frame, an uneconomic perspective not based on effectiveness and rationality poses a challenge before the development. Agricultural production being done on closed (isolated) lands in the last years of the Ottomans leaded the country, more than 80% of the population of which inhabited in rural areas, become incapable to nourish its own urban areas and even the adjacent agricultural areas. As a matter of fact, cereal products such as wheat etc. needs of İstanbul were incessantly met from foreign countries. Anatolia, at the beginning of the war of independence, was an agricultural country with people engaged in the agricultural sector however with hardly any active role in the entire economy. For the development of the rural section which constituted around 80% of the population in the Early Republic period, while on one hand individuals were provided with primary school education or literacy information, on the other hand attention was paid to improve the social status of the individual as well. Public institutions were formed to serve villagers generally in Turkey and specifically in Bursa. Within this context, one of the initial actions of the Early Republic Government was to promulgate an act concerning the administration of villages in Turkey.

Description

Keywords

Türkiye ekonomisi, Tarım, Bursa, Turkish economy, Agriculture

Citation

Karabağ, H. (2017). “Osmanlı’nın tarımsal mirası ve Erken Cumhuriyet döneminde kırsal kesimin kalkınmasına yönelik çalışmalar (Bursa örneğinde)”. Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, 18(32), 225-257.