1993 Cilt 20 Sayı 2
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/22057
Browse
Browsing by Title
Now showing 1 - 20 of 26
- Results Per Page
- Sort Options
Item 510 İdrar örneğinden izole edilen mikroorganizmalar ve antibiyotiklere in-vitro duyarlılığı(Uludağ Üniversitesi, 1993-04-15) Yılmazlar, Aysun; Özcan, Berin; Helvacı, Safiye; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı.Toplam 510 idrar örneğinden izole edilen mikroorganizmalar ve bunlara etkili antibiyotiklerin % 50'den fazla duyarlı olanları retrospektif olarak incelendiğinde, 122 sinde (% 23.9) mikroorganizma izole edildi. Yapılan incelemede Candida albicans ın % 76.2 oranla ilk sırayı, Enterobacter spp un % 8 oranla ikinci sırayı aldığı belirlendi. Yoğun bakım ünitelerinde fungal ve bakteriyel enfeksiyonların önlenmesinde aseptik tekniklerin önemli olduğu; antibiyotiklere hassasiyet sonuçlarına göre kinolon grubu antibiyotiklerin üriner enfeksiyonlarda etkili olacağı sonucuna varıldı.Item Bilateral meme kanserleri(Uludağ Üniversitesi, 1993-07-07) Engin, Kayıhan; Ünsal, Mustafa1206 meme kanseri olgusu içinde saptanan 29 bilateral meme tümörü geriye dönük olarak incelendi. Bilateral meme kanseri sıklığı % 2.4 olarak bulundu. İlk tam sırasındaki yaş ortalaması 46 idi. Olguların çoğunluğu invazif duktal karsinom olarak belirlendi (% 86). Elli sekiz tümörün 30'u Evre II (% 52), 10'u Evre IV (% 17), 10'u Evre IV (% 17) ve 8'i Evre III (% 14) olarak evlendirildi. 0lguların beşi eş zamanlı bilateral hastalık olarak bulundular (% 17). Diğerlerinin 7'si senkron (% 24, ilkinden sonra ilk yıl içinde gelişen) 17'si de asenkron (% 59, aradaki süre 1 yıldan fazla) olarak gelişmişlerdi. İki kanser arasındaki ortalama süre 2.6 ± 0.6 yıldı (medyan 1.2, sınırlar 0-16.7). Ortalama sağkalım 4.8 ± 0.7 yıl (nıedyan 4.4, sınırlar 0.6-18.2) olarak bulundu. İkinci kanser gelişiminden sonraki sağkalım ise 2.2 ± 0.4 yıldı (medyan 1.4, sınırlar 0.2-8.9). 5 yıllık düzeltilmiş sağkalım % 51 olarak bulundu. Yaş, menaposal durum ve tümör büyüklüğü iki kanser arasındaki süre ile; yaş, tümör büyüklüğü, ilk kanser sırasındaki nodal durum ve iki kanser arasında geçen sürede sağkalım ile uyum gösterdi.Item Bull's eye ilgi alanlarındaki ortalama sayımların normal kişilerde ve koroner arter hastalarında karşılaştırılması(Uludağ Üniversitesi, 1993-05-05) Derebek, Erkan; Atalay, Mücahit; Alper, Eray; Duman, Yusuf; Dirlik, Ayşegül; Kayalıoğlu, Mustafa; Erdem, Serdar; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Nükleer Tıp Anabilim Dalı.Bull's eye polar haritası üzerinde apikal, orta ve bazal bölümler olmak üzere toplam 24 ilgi alanı (ROİ) çizilmiştir. Koroner arter hastalığı riski % 5'in altında olan 41 erkek hastada bu ilgi alanlarının ortalama sayımları bulunmuştur. Koroner anjiyografi ile belirlenen 26 koroner arter hastasında da aynı ilgi alanların sayımlar belirlenmiş ve normallerle karşılaştırılarak klinisyenlere, majör arterlerin yasına, arter dalları konusunda da aydınlatıcı bilgiler verilip verilemeyeceği araştırılmıştır.Item Cementoblastoma: Bir olgu(Uludağ Üniversitesi, 1993-11-03) Güney, Hakan; Kahveci, Ramazan; Şafak, Erhan; Özcan, Mesut; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı.Cementoblastoma nadir rastlanılan benign bir odontojenik tümördür. Genellikle mandibulada lokalize, yüzde asimetrik görünüme yol açan bir şişlik ile karşımıza çıkar. Radyografik görünümü tanısal değer taşır. Tedavisi ilgili diş ile birlikte tümör enükleasyonudur.Item Diabetik hastalarda glikozillenmiş hemoglobin ile diabetik retinopati arasındaki ilişki(Uludağ Üniversitesi, 1993-05-05) Demirel, Nilüfer; Karakaş, Nurettin; Polat, Özer; Erdinç, LeventHipergliseminin kontrolü ile uzun süreli diyabet komplikasyonlarının gelişmesi arasındaki ilişki üzerine tartışma birçok yayının konusu olmuştur. Diyabetik hastalarda metabolik kontrolünün ölçülebilmesi hakkında tam yeterli testlerin olmaması nedeni ile bu tartışmalar devam etmektedir. Glikozillenmiş hemoglobin HbAıc) ölçümü son 2-3 aylık kan glikoz seviyesinin iyi bir indikatördür. Bu test diyabetik hastaların uzun süreli glikoz kontrolünün en doğru ölçümünü sağlar. Hiperglisemi ile nonenzimatik protein glikozilasyonunun derecesi arasındaki yakın ilişki nedeni ile HbAıc diyabetin uzun süreli kontrollerde kullanılan bir testtir. Son yıllarda HbAıc ölçümleri diyabet teşhis ve tedavilerinin yeterliliğinin kontrolünde, diyabet komplikasyonlarının önlenmesinde ve uzun süreli kan şekeri seviyesinin takibinde kullanılan önemli bir testtir. Bu çalışmamızda 52 diabetes mellituslu hastada HbAıc ölçümleri yapıldı. Bu hastalar diabetik retinopati açısından araştırıldı ve sonuçlar 28 kişiden oluşan kontrol grubu ile karşılaştırıldı. Bulgularımız literatür bilgisi ışığı altında tartışıldı.Item Dupuytren kontraktürünün tedavisinde palmar fasiektomi ile fasiotomi ve tam kalınlıkta deri grefti yöntemlerinin karşılaştırılması(Uludağ Üniversitesi, 1993-04-21) Akın, Selçuk; Küçükçelebi, Ahmet; Şafak, Erhan; Kahveci, Ramazan; Özcan, Mesut; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı.Kliniğimizde 1988-1991 yılları arasında dupuytren kontraktürü 20 hasta opere edilmiştir. Bunlardan 11 tanesin fasiektomi, 9 tanesine de fasyotomi +tam kalınlıkta deri grefti uygulanmıştır. Hastalar 1-4 yıl boyunca izlenmiş ve bu iki grup arasında fonksiyon ve rekürrens açısından anlamlı bir fark bulunmamıştır.Item Edinsel faktör VIII ve IX inhibitörlerine bağlı kanama diyatezi ile kendini belli eden bir SLE olgusu(Uludağ Üniversitesi, 1993-09-22) Tunalı, Ahmet; Manavoğlu, Osman; Yavuz, Mahmut; Ali, Rıdvan; Özkalemkaş, Fahir; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıları Anabilim Dalı/Hematoloji Bilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıları Anabilim Dalı/Nefroloji Bilim Dalı.Bu çalışmada, kliniğimize Faktör VIII ve Faktör IX'a karşı inhibitölere bağlı durdurulamayan burun kanaması ile başvuran ve yapılan incelemeler sonunda SLE tanısı konan bir hasta takdim edilerek ilgili literatür gözden geçirilmiştir.Item EKG bulguları ile saptanan koroner arter hastalığında egzersiz myokard perfüzyon tomografisinin ekokardiografik bufgularla karşılaştırılması(Uludağ Üniversitesi, 1993-04-21) Cordan, Jale; Güneş, İlknur; Yeşilbursa, Dilek; Sarıkaya, İsmet; Gürsoy, Nilgün; Akbunar, Tayyar; Alper, Eray; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Kardiyoloji Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Nükleer Tıp Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları Anabilim Dalı.Klinik olarak asemptomatik, yalnızca istirahat EKG bulguları ile iskemik kalp Hastalığı şüphelenilen 25 olgu ekokardiyografi ve egzersiz miyokard perfüzyon sintigrafisi ile değerlendirildi. Miyokard perfüzyon sintigrafisinde perfüzyon defekti izlenen olgularda ortalama ejeksiyon fraksiyon değerleri normallere göre daha düşük saptandı.Item Enflamasyon tanısında gallium-67 sintigrafisi(Uludağ Üniversitesi, 1993-05-05) Alper, Eray; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Nükleer Tıp Anabilim Dalı.Ga-67 enfeksiyon hastalıklarında işaretli lökositlerin etkinliğine sahip olmayan, tümör görüntüleme alanında ise yerini tamamen işaretli antikorlara bırakması muhtemel, ancak hem enflamatuar hem de malign hastalıkların görüntülenmesinde önemli bir boşluğu dolduran bir radyofarmasötikler. Enflamatuar hastalıklarda en çok kronik enflamatuar lezyonların belirlenmesinde, peritonit ve selülit gibi sınırlanmamış olaylarda ve akut osteomyelit gibi, diğer görüntüleme yöntemleri ile bazen kaçıran akut lezyon ile ortaya çıkarmada kullanılır. Fırsatçı enfeksiyonların belirlenmesi ve yavaş seyirli enflamatuar hadiselerin evrelendirilmesinde de önemli bir yeri vardır.Item Gama globulin fraksiyonunun radyal immundifüzyon ve elektroforez ile değerlendirilmesi(Uludağ Üniversitesi, 1993-06-07) Tuncel, Pınar; Müftüoğlu, Ayçe; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Merkez Laboratuvarı.Çalışmamızda serum proteinlerinde gama globulin bölgesine göç eden immunglobulinlerin elektroforez ve radyal immünodifüzyon yöntemleri ile ölçüldükleri de aynı değerleri verip vermediğini ve aralarındaki ilişkiyi araştırdık. Bunun için 45 hasta serumunda selüloz asetat elektroforezi ve radyal immünodifüzyon çalıştık. Elektroforez ile elde ettiğimiz gama globulin değerlerini radyal immünodifüzyon ile elde ettiğimiz IgA, IgG ve IgM konsantrasyonlarının toplamı ile karşılaştırdık. Elektroforez ile elde ettiğimiz sonuçlar radyal immunodifüzyon ile elde ettiğimiz immunglobulinlerin toplamına göre 42 hastada (% 93) daha düşüktü. Sonuçları student t testine göre değerlendirdiğimizde aralarında istatiksel olarak anlamlı bir fark olduğunu saptadık (p < 0.01).Item Gemlik İlçesi ilkokul öğrencilerinde antropometrik ölçümlerle büyüme ve gelişmenin değerlendirilmesi III- Toraks uzunluğu, toraks genişliği ve abdomen uzunluğu(Uludağ Üniversitesi, 1993-04-07) İkiz, İhsaniye; Gülesen, Özdemir; Oygucu, Hakan; Cankur, N. Şimşek; Şendemir, Erdoğan; Çimen, Ahmet; Erem, Türkan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Anatomi Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Halk Sağlığı Anabilim Dalı.Gemlik bölgesindeki 1207 ilkokul öğrencisinde büyüme ve gelişmenin değerlendirilmesi amacıyla toraks uzunluğu, toraks genişliği ve abdomen uzunluğu ölçüldü. Bulgularımız yaşa, cinse, boy ve ağırlığa göre değerlendirildi. Diğer araştırma sonuçlarıyla karşılaştırılarak ölçümlere etkili olan etmenler tartışıldı .Item Gemlik İlçesi ilkokul öğrencilerinde antropometrik ölçümlerle büyüme ve gelişmenin değerlendirilmesi: Kol ve önkol uzunluklarının incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 1993-05-05) Cankur, N. Şimşek; Gülesen, Özdemir; İkiz, İhsaniye; Oygucu, İ. Hakan; Şendemir, Erdoğan; Çimen, Ahmet; Erem, F. Türkan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Anatomi Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Halk Sağlığı Anabilim Dalı.Gemlik bölgesindeki ilkokul öğrencilerinde büyüme ve gelişmenin değerlendirilmesi amacıyla antropometrik ölçümler yapıldı. Farklı sosyo-ekonomik yapıdaki 608 erkek, 599 kız öğrencide kol ve önkol uzunlukları ölçülerek boy, cins ve yaşa göre ilişkileri araştırıldı. Bulgularımız bölgemizde daha önce elde edilen sonuçlarla benzerlik gösterdi.Item Gemlik İlçesi ilkokul öğrencilerinde antropometrik ölçümlerle büyüme ve gelişmenin değerlendirilmesi: Uyluk ve bacak uzunluklarının incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 1993-05-05) Cankur, N. Şimşek; Gülesen, Özdemir; İkiz, İhsaniye; Şendemir, Erdoğan; Oygucu, İ. Hakan; Çimen, Ahmet; Erem, F. Türkan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Anatomi Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Halk Sağlığı Anabilim Dalı.Büyüme ve gelişmenin değerle dirilmesi amacıyla Gemlik bölgesi ilkokul öğrencilerinde antropometrik yöntemlerle uyluk ve bacak uzunlukları incelendi. 1207 çocukta sosyo-ekonomik yapı ve kırsal-kentsel kesim farklılıkların, boyun, cinsiyetin ve yaşın bu uzunluklarla ilişkileri araştırıldı. Sosyo-ekonomik durumun alt ekstremite gelişimine belirgin bir etkisi olmadığı saptandı.Item İki ortalama farkına ilişkin hipotezlerin z ve t testi ile kontrolünde, verilen kararların doğruluk dereceleri(Uludağ Üniversitesi, 1993-03-29) Ediz, Bülent; Kan, İsmet; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Biyoistatistik Bilim Dalı.Biyoistatistik, kurulan hipotezlerin kontrolü toplum yapısı, örneklerdeki birim sayılan ve toplumlara ilişkin varyansların bilinip, bilinmemelerine göre değişik yollarla yapılmaktadır. Bu araştırmada, yapay olarak oluşturulan ve parametreleri u. = 50, u= 10, N= 2996 olan normal ve u. = 48.734, u = 11.36, çarpıklık katsayısı Çk = 0.1533, basıklık katsayısı Km = - 0.136 ve N = 3000 olan anomial, iki toplumdan nx ny (nx ve ny 5'ten 50'ye kadar 5 ve 5'in katlarını alacak şekilde) birimli 100'er örnek rastgele seçilerek toplam 10000 örnek incelendi. Her iki toplumda, H0 hipotezin a = 0.05 düzeyinde z ve t ye göre red oranlan, nx ve ny'nin değişik kombinasyon gruplarında hesaplanıp birbirleriyle karşılaştırdılar.Item İki sekonder malignite olgusu radyasyona bağlı akut lösemi olgusu ile alkilleyici ajan kullanımına bağlı non-hodgkin lenfoma olgusu(Uludağ Üniversitesi, 1992-11-16) Manavoğlu, Osman; Tunalı, Ahmet; Sakar, Mehmet; Özkalemkaş, Fahir; Ali, Rıdvan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıları Anabilim Dalı/Hematoloji Bilim Dalı.Sekonder malignite kanser tedavisinde kullanılan iyonize radyasyon ve kemoterapötik ilaçlara bağlı olarak nadir görülen fakat önemli bir yan etkidir. Bu çalışmada radyasyona bağlı olarak gelişmiş akut lösemili bir olgu ile alkilleyici ajan kullanımına bağlı olarak gelişmiş Non-Hodgkin lenfomalı bir olguyu takdim etmeyi ve konuyla ilgili literatür verilerini gözden geçirmeyi amaç edindik.Item İntraoperatif % 0.9 NaCl, povidon iodin ve sefazolin irrigasyonlarının intraperitoneal adezyon oluşumuna etkisi(Uludağ Üniversitesi, 1993-04-28) Kimya, Yalçın; Ozan, Hakan; Demir, Ufuk; Çolak, Zafer; Esmer, Ahmet; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı.Laparatomi sırasında enfeksiyon riskini azaltmak amacıyla yapılan intraoperatif lavajların postoperatif dönemde adezyon oluşumuna yol açabileceği düşüncesi, oluşabilecek infertilite sorunu açısından jinekolojide önemli bir yer tutar. Çalışmamızda preoperatif dönemde 0.1 mg sultamisilin ile enfeksiyon profilaksisi uygulanan sıçanlara genel anestezi altında laparatomi uygulanmış ve bikornuat uterus demonstre edilerek sağ kornu mekanik travmarize edilmiştir. Birinci gruptaki (n= 20) sıçanların periton boşluğuna herhangi bir uygulamada bulunulmamış, ikinci (n= 22), üçüncü (n= 18) ve dördüncü (n= 14) gruptaki sıçanların periton boşlukları ise sırasıyla 37 C'de 10 ml % 0.9 NaCl, povidon iodinin % 0.9 NaCl içinde % 2'1ik ve sefazolinin % 0.9 NaCl içinde % 200 lük solüsyonu ile irrige edilmiş ve batın kapatılmıştır. Postoperalif 14. günde dekapitasyonu takibe laparatomi tekrarlanarak traperilon al adezyon skorlaması yapılmıştır. Her üç ajan arasında lavaj sonrası postoperatif adezyon oluşumu açısından anlamlı bir fark bulunmamış ve enfeksiyona meyilli olgularda söz konusu ajanlar ile batın içi irrigasyonun yararlı olacağı sonucuna varılmıştır.Item Kliniğimizde tanı koyup takip ve tedavi ettiğimiz wilms tümörü olguları(Uludağ Üniversitesi, 1993-09-22) Günay, Ünsal; Sapan, Nihat; Songür, Semih; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı.Bu çalışmada kliniğimizde, 1982-1992 yılları arasında tam konularak, takip ve tedavi altına alınmış 8 Wilms tümörlü olgu retrospektif olarak incelendi. Olgulardan 4'ü kız, 4'ü erkek idi. Tam konulduğundaki ortalama yaş 4.6 yıl idi. Olgularının tümüne nefrektomi yapıldı ve kemoterapi uygulandı. Şu anda izlemekte olduğumuz olgu sayısı 6 olup, 4 olgunun tedavisi bitmiş bulunmaktadır.Item Kronik miyeloid lösemili olgularımızda survi ve prognoza etkili faktörler(Uludağ Üniversitesi, 1992-10-30) Tunalı, Ahmet; Manavoğlu, Osman; Özkalemkaş, Fahir; Ali, Rıdvan; Sakar, Mehmet; Evrensel, Türkkan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Hematoloji Anabilim Dalı.Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalında takip ettiğimiz kronik miyeloid lösemili olgularda sürvi ve prognoza etkili faktörleri araştırmak amacıyla yapılan bu çalışmada 23 kadın, 22 erkek olmak üzere toplam 45 hasta incelenmiştir. Sonuna dek izlenebilen 24 hasta üzerinden actuarial survey analizi yapılmış ve buna göre her yıl için hayatta kalma şansı 1. yıldan itibaren 6. yıla kadar sırasıyla % 75, % 50, % 37.5, % 29.2, % 8.4 olarak bulunmuştur. Bu 24 hastanın ortalama survisi 31.93 + 5.51 ay, tüm seri için ortalama sürvi ise 28.4 + 5.62 ay olarak saptanmıştır. Yaş, cinsiyet, splenomegali ve hepatomegalinin derecesi, hemoglobin, lökosit, trombosit sayılan, periferdeki blast sayısı ve remisyona girme için geçen süre gibi parametrelerden hiçbirinin survi üzerine istatistiki yönden anlamlı bir etkisi olmadığı görülmüştür.Item Lipom'da liposuction uygulaması(Uludağ Üniversitesi, 1993-04-21) Özcan, Mesut; Akın, Selçuk; Güney, Hakan; Şafak, Erhan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı.Kozmetik cerrahide kullanım dışında "liposuction" cerrahisinin eksizyonel cerrahiye mükemmel bir alternatif olmaya başladığı giderek artan sayıda hastalık vardır. Lipomların cerrahide ekstirpasyonu sonrası ortaya çıkan; uzun postoperatif iyileşme dönemi, yara ayrılması, kötü skar gibi olumsuzlukların önüne geçmek için liposuction uygulanması önerilmektedir. Kliniğimizde vücudunun değişik yerlerinde multiple lipom bulunan üç olguya liposuction uygulanmış, sonuçlar yeterli bulunarak literatür verilerinin ışığı altında incelenmiştir.Item lnferior lateral thigh flap(Uludağ Üniversitesi, 1993-05-05) Kahveci, Ramazan; Güney, Hakan; Şafak, Erhan; Akın, Selçuk; Özcan, Mesut; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Anabilim Dalı.Krural defektlerin onarımında fasiokütan fleplerin popiilarilesi günden güne artmaktadır. "İnferior lateral thigh flep"; çapraz bacak "cross leg", fokal ada veya serbest flep olarak kruris defektlerinde kullanalabilecek fasiokütan fleplere iyi bir örnektir. İnferior lateral thigh flep" aterosklerotik vasküler yapıya sahip ve her iki bacakta dolaşım problemi olan bir sağ krural açık fraktürlü olguda kullanıldı ve tatminkar sonuç alındı.