1973 Cilt 2 Sayı 2
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/18652
Browse
Browsing by Rights "info:eu-repo/semantics/openAccess"
Now showing 1 - 20 of 22
- Results Per Page
- Sort Options
Item A.E.T. ile olan ilişkilerimizin gelişimi (1964 - 1972)(Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi, 1973) Unay, CaferA.E.T. una üye olmak için 1959'da yaptığımız müracaatı takiben başlayan müzakereler dört yıl gibi uzun bir müddet devam edip zor dönemleri aştıktan sonra 12 Eylül 1963 tarihinde Ankara'da imzalanan «Türkiye ile A.E.T. arasında bir namzet üyelik (association) yaratan» an aşmayı doğurduğu malumdur. Daha üyelik müracaatı yapıldığı tarihlerde başlayan ve farklı seviyelerde devam eden tartışmalara meydan veren, hazırlık dönemi (phase preparatoire), geçiş dönemi (phase transitoire) ve son dönemi (phase definitif) müteakip Türkiye'yi A.E.T. una ekonomik olarak entegre etmek amacına yönelen bu anlaşma 1 Aralık 1964 tarihinde yürürlüğe girdi.Item Altın piyasası 1968-1973(Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi, 1973) Uludağ, İlhanEndüstriyel amaçlarla talep edilen altın miktarının, zaman içerisinde sürekli bir artış gösterdiği görülmektedir. Endüstriyel tüketiminde ki bu artış yaklaşık olarak her yıl % 10 oranındadır. (Bkz. Tablo I) Bunun yanında, fert reel gelir seviyesinin de zaman süreci içinde gittikçe yükelmiş olması, altının, süs eşyası yapımında daha çok kullanımına sebep olmuştur. Ayrıca, spekülatif talep dışındaki altın iddiharı, her zaman güvenilir bir kişi el tasarruf şekli olarak kabul edilmiş olduğundan, altın bu amaçla da önemli bir talep potansiyeline sahip bulunmaktadır. Altın, parasal fonksiyonu yönünden alındığında, arı metal ilk defa para olarak kullanımının, M.Ö. ye kadar da andığı görülür. Bilindiği gibi, modern anlamıyla Altın Standardı ise 19. y.yılın başında kurulmuştur. Para tarihi boyunca, altın para; diğer metal paraların çok üzerinde bir değere sahip olmuştur. Günümüzde ise onun bu değerini aynen muhafaza ettiğini, milli paraların değerleri tespitinde değişmez bir değer ölçüsü (denominatör) olarak seçilmiş olduğu görülmektedir (1). Gerçekten, ilk defa 1819'da Sterlinin, 1870 de İskandinavya paralarının ve Markın, 1897'de rublenin (Rus parası) , 1900'de doların, altın ile aralarında sabit bir oran tespit edilmiştir.Item Anonim şirketlerin finansmanında kâr politikasının önemi(Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi, 1973) Ertürk, Halis; Uludağ Üniversitesi/İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi.Anonim şirketler değişen sosyal yapının ve gelişen tekniğin gerektirdiği büyük iktisadi işletmelerin yaşayışında fonksiyonu bulunan kuruluşlar olarak önemlerini sürdürmektedirler. Gerçekten Anonim şirketlerin bir ülkenin ekonomik gelişiminde, sosyal değer yargılarının olumlu bir biçim kazanmasında ve toplumsal refah üzerinde büyük etkileri olduğunu kabul etmek gerekir. Etkinin derecesini, ülkenin birçok gelişme problemlerinin bu yoldan çözümlenmesi şeklinde görmek mümkündür. Gün geçtikçe değişen fikri gelişme süreci içinde ekonomik sorunların önemli yer tuttuğu görülmektedir.Item Bazı sosyalit ülkelerde markalar ve marka lisansları(Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi, 1973) Jankovic, Nenad; Öçal, AkarSempozyumun son tebliği teşkil eden bu tebliğimde, ben de, benden önce tebliğ verenler ele alınan konuya değinmek ile beraber açıklamaları Bulgar, Çek ve Yugoslav kanunlarına dayandıracağım. Yapılan bu toplantı aydınlatıcı olmak karakteri taşıdığından temas edilen sorunların hukuki veçhelerini bir tarafa bırakarak özellikle doğu ülkeleri ticaret ve sanayi mensupları için büyük önem arz eden hususlar açıklamakla yetineceğim.Item Bölgesel kalkınma politikasının ilke amaç ve vasıtaları(Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi, 1973) Dinler, Zeynel; Uludağ Üniversitesi/İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi.Her ülkenin bünyesindeki bölgeler, iktisadi ve sosyal kalkınma seviyeleri bakımından farklılıklar göstermektedir. Bölgesel dengesizlik yoğunluğu, az gelişmiş ülkelerde gelişmiş ülkelere nispeten daha fazladır. Durum bu iken, bölgesel dengesizlik sorunu bilincine ilk defa: ikinci dünya savaşını takiben, işsizlik ve tam istihdam problemleri karşısında, gelişmiş batı ülkeleri varmıştır. Henüz bölgesel kalkınma teorisinin temelleri dahi atılmadan, bu dengesizliğin ortadan kaldırılması için devlet müdahalesinin gerekliliğine karar kılınmıştır. Hükümetlerin, programlarına, mevcut bölgesel dengesizlikleri azaltacak tedbirler almalarını takiben, iktisatçıların dikkatleri bu denli bir politikanın ilke, amaç ve vasıtaları üzerinde toplanmıştır.Item Büyük çelik kuruluşları, buluş ve yenilik(Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi, 1973) Adams, Walter; Dirlam, Joel B.; Barutçugil, İsmet Sabit«Schumpeter'ci» hipotez, I - Oksijen Çelik imali : buluşun ve yeniliğin tarihçesi, II - Yeniliğe karşı uyuşukluğun maliyet ve kar yönünden bazı sonuçları, III. Schumpeter e atfedilen önemli piyasa gücüne sahip büyük firmaların araştırma ve yenilik için hem daha büyük göstergelere hem de daha geniş kaynaklara sahip olduğu görüşü, yaygın bir mitolojinin bir parçası ve aynı zamanda bir çok iktisatçı arasında adeta bir inanç konusu haline gelmiştir. Gerçekten Schumpeter, büyük yenilikler yaratabilmeleri için firmaların gerekli <Item Dev firmalar kapitalizmi, mültinasyonal (1) firmalar ve dünya ekonomisindeki yeri(Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi, 1973) Yaman, BerkerBüyük tip işletmeler XIX. asrın ikinci yarısında ev ela mali sahalar ,ve demir yollarında, yüzyılın sonlarına doğru ise ulusal ekonominin bir çok dallarına el atmak için endüstrinin geri kalan alanlarında görünmeye başlamışlardır. Amerikan tarihinde «mogols>>, «tycoons», ve «hırsız baronlar» adı altında meşhur olarak hüküm süren bir grup banker ilk dev işletmelerin kurucularıdırlar. Bu kuruculara atfedilen tabirler kendilerinin feodal senyöre benzer hallerini iyi ifade etmektedir.Item Ekonomik entegrasyon(Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi, 1973) Aşkan, HasanEntegrasyon alanında Amerikan tecrübesi ve talyan hükumetlerinin bilinçli gayretleri, ki aralarında büyük gelir farklılıkları bulunmayan bölgeler yaratmaya yönelmişti, bana bu makalede gelişmiş bölgelerin entegrasyonu üzerinde çalışma imkanı verdi. Entegrasyon konusuna alınabilecek konuların bolluğu beni bu makalede geri kalmış sektörleri bulunan ekonomileri veya bölgedeki devletleri incelemeden alıkoydu, bu özelliklere sahip ekonomiler zaten lkında problemlerine yönelik çalışmaların kapsamına alınabilir. Yalnız yukarıda sektörden bahseder coğrafi bölgeleri kastettim. Bununla beraber kendilerini entegre etmeye çalışan ülkeler bir yanda, diğer gelişmiş ülkelerle entegra olmaya çalışan ülkeler öte yanda, beni Amerikan tecrübesini ve İtalyan hükumetlerinin gayretlerini özetlemek zorunda bıraktı. Bundan maksadım, geri kalmış bölgeleri milli ekonomi seviyesine getirmek için ne kadar çalışmaya ihtiyaç olduğunu göstermektir. Böylece tam endüstrileşmiş ülkeler eğer büyük hayaller içinde değillerse diğer milletlerden bu kadar büyük yardım beklemenin gereğini görebilirler.Item İktisadi ve mali katma değer kavramı(Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi, 1973) Özel, Mehmet Hakkı; Uludağ Üniversitesi/İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi.Katma değer vergisi, matrahının özelliği nedeniyle modern bir vergi olarak sınıflandırılmaktadır. Ancak katma değer vergisine ismini veren katma değer kavramı az çok görüntü niteliğinde bir karakter arz eder. Mali katma değer kavramını açıklığa kavuşturabilmek için iktisadi anlamda kullanılan katma değer kavramıyla karşılaştırmak lazımdır. İşte bu nedenle incelememizde önce iktisadi katma değer kavramı izah edildikten sonra mali katma değerin açıklanmasına geçilecektir.Item Input- output modelleri için bir alternatif bir yöntemli varsayım(Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi, 1973) Daniel W., Bromley; Öztürk, AhmetJ. R. Mayer, <Item İşletmelerde eğitim ve geliştirme yöntemleri(Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi, 1973) Sabuncuoğlu, Zeyyat; Uludağ Üniversitesi/İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi.Tarihsel açıdan incelendiği zaman görülmektedir ki iş gören eğitimi (Formation) ve yeteneklerin geliştirilmesi (Perfectionnement) sorunu çeşitli ülkelerin sosyolog, ekonomist, psikolog ve işletme yöneticileri tarafından yıllarca önce araştırma konusu yapılmıştır. Örneğin, Adam SMİTH milletlerin zenginliği adlı eserinde birçok kez ekonomik kalkınma prosedürü içinde eğitimin önemini belirtirken şunları yazmaktadır (1) : <Item İşletmelerde tedarikleme(Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi, 1973) Aşkun, İnal Cemİşletmeler, insanların ihtiyaçlarını karşılayacak olan mal ve hizmet üretimi ile ilgili eylemlerini yerine getirebilmek için, herşeyden önce tedariklerneye başvurmak zorundadırlar. Tedarikleme kavramı, geniş ve dar anlamlarda kullanılabilir. Geniş anlamda tedarikleme denilince, işletmenin amacını gerçekleştirebilmek için gerekli üretim ve pazarlama araçlarının sağlanması anlaşılır. Bu bakımdan ödeme araçlarının bulunması , diğer deyişle finanslama; kas ve kafa gücünün bulunup, seçilmesi ki bu da iş gören (personel) terlariki diye anılır, hepsi geniş anlamda tedarikleme konusu içine girer. Dar anlamda tedarikleme ise, işletmenin amaçlarını gerçekleştirebilmesi için, gerekli olan binaların, makinelerin, araç ve gereçlerin, hammadde, parça ve bölüntülerin, yarı mamul ve mamullerin bulunup, sağlanması anlamında kullanılır.Item Kitap incelemesi: A. O. Hirchman. The strategy of economic development» yale university presse. new haven, connecticut, 1958.(Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi, 1973) Hirchman, A. O.; Urgancı, Hikmet«The Strategy of Economic Development>> Yale University Press. New Haven, Connecticut, 1958.Albert O.Hirschman'ın «The strategy of Economic Development adlı eseri 1958 de Yale University Press tarafından as mı tır. Yazar 1952 - 1956 yıllarında önce resmi ekonomik danışman daha sonra da özel uzman olarak Kolombiya'da bulunmuştur. 1956 -1957 öğretim yılında Yale Üniversitesinde profesör olarak bulunduğu sırada Kolombiya örneğine dayanan teorisini kurmuş ve böylece aşağıda önemli bölümlerini incelediğimiz Kalkınma Stratejisi adlı eseri ortaya çıkmıştır.Item Optimal büyüme teorileri(Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi, 1973) Savaş, VuralBüyüme teorileri ile ilgili teorik çalışmalar, son yıllarda «Optimal Büyüme Teorilerin adı verilen dalda yoğunlaşmıştır. «Dinamik Refah Teorisi» adı da verilen bu çalışmaların temel konusu; belli bir dönem sonunda varılacak hedefi maksimize etmektir. Dönem sonunda varılacak hedef; toplam üretimle ilgili ise «Miktar Optimizasyonundan, ferdi veya sosyal fayda ile ilgili ise «Fayda Optimizasyonundan söz edilir. Bilindiği gibi, her optimizasyon problemi; modeldeki diğer unsurlara ait bir «sınırlaman taşır (1). Mesela, belli bir dönem sonunda tüketim malları akımı, optimize edilmek isteniyorsa, kapital stokunun inebileceği minimum seviye belli edilir. Ayni şekilde, belli bir dönem sonunda kapital stoku optimalize edilecekse tüketim malları akımı sınırlanır. Fayda optimizasyonununda ise; belli bir dönem sonunda maksimize edilmesi istenen bir «Sosyal Refah Fonksiyonu)> tespit edilir.Item Organize sanayi bölgeleri(Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi, 1973) Onal, GüngörOrganize sanayi bölgelerini, «Kapsamlı bir plan gereğince parsellenip, yol, su, elektrik, kanalizasyon ve başka gibi altyapı tesislerine sahip kılınmış arazi parç larının, beraberce yararlanabilecekleri her türlü hizmetlerle birlikte müteşebbislerin yararlarına sunulduğu organizasyonlardır> diye tanımlayabiliriz. Daha kısa, basit ve kalın çizgili tanımlarda yapılabilirse de· böyle tanımlar düşünülürken, «organize işleminin» hiçbir zaman «endüstriyi organize etmek değil > ve fakat «sanayi bölgesini organize etmek>> olduğu unutulmamalıdır.Item Pazarlama yönetiminde karar alma(Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi, 1973) Akçay, OkanPazarlama yönetimi iki türlü faaliyeti amaç edinir. Birincisi, pazarda mevcut malların tüketilmesi için taleplerin şekillendirmek ve işlemek; İkincisi üretimi, muhtemel tüketicilerin ihtiyaç ve arzularına en uygun bir şekle sokmak ve ayarlamaktır (1). Bu iki faaliyeti yerine getirmek için ·pazarlama yöneticileri malların ve hizmetlerin üretilmesinden başlıyarak, tüketiciye gelinceye kadar bazı kararlar almak vazifesini yüklenir.Item Proje planlama ve denetim yöntemleri(Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi, 1973) Tokol, TuncerYakın zamana kadar, bir proje hazırlanırken projenin mühendislik alanına giren bütün hesaplar en ince ayrıntılarına kadar yapılmakta, fakat buna karşılık projenin realize edilebilmesi için gerekli faaliyet, plan, program ve hesaplan yapılmamakta idi. Bu noksanlık, projelerin mühendislik yönünden mükemmelliği fakat süre, maliyet, kontrol, organizasyon ve koordinasyon yönlerinden önemli derecede aksaması sonucunu doğuruyordu. Bugün artık işletmelerin araştırma ve geliştirme faaliyetlerine önem verdiği, ağır bir rekabet havasına girildiği ve işletme iriliklerinin arttığı bir ortamda, çalışmayan mühendislik yönü yanında proje planlaması ve denetimi önemli bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Gerçekten memleketimizde de bu konunun önemi son yıllarda hissedilmeye başlamış ve başta Devlet Planlama Teşkilatı olmak üzere çeşitli resmi ve özel kuruluşlar bu önemli konu üzerine eğilmişlerdir.Item Standart maliyet sisteminde idari masrafların kontrolü(Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi, 1973) Gür, Abdullahİşletmelerin verimliliğinin ve karlılığının kontrolü açısından standart maliyet sisteminin sağladığı faydaların günümüzde herkes tarafından geniş bir kabül gördüğü bilinen bir gerçektir. Fakat bu sisteme sadece direkt malzeme, direkt işçilik ve genel imalat masraflarının kontrolüne önem verdiği ve devre masrafları olarak adlandırılan idare ve satış masraflarının kontrolünü ihmal ettiği hususunda bazen haklı olarak tenkitler öne sürülmektedir. Profesör K. Louhi' nin de belirttiği gibi, işletmelerin öncelikle imalat faaliyetlerine tatbik edildikleri düşünülürse standart maliyetler halen bebeklik devresindedirler.Item Tek sektörlü bir Neo- klasik büyüme modelinde para(Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi, 1973) Yücel, Asım; Uludağ Üniversitesi/İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi.Tek sektörlü neo-klasik büyüme modeli, iktisat teorisyeninin malzeme setinde standard bir araç olma niteliğini kazanmıştır. Bununla beraber birçok yönleriyle model ister istemez karmaşık ve matematiksel olup esas inceleme konularının sadeliğini bozma özelliğindedir. Bunun yanında, model ile incelenen konular büyük ölçüde ekonominin parasal değil de reel yönü ile ilgilidir. Bu araştırmanın konusu, mümkün olduğu kadar basit bir durum için tek sektörlü büyüme modelinin geometrik bir ifadesini sunmak ve böyle bir modelde paranın oynayacağı rolü incelemektir. Birinci kısımda basit bir model ortaya konacaktır. İkinci kısımda model tasarruflar, sermayenin dayanıklığı, ve teknik değişime ile ilgili varsayımların değiştirilmiş şekli ile ele alınacak; üçüncü kısım, iktisadi kalkınma teorisinde karşılaşılan çeşitli sorunlara modelin tatbiki ile ilgili olup esas konudan bir ayrılmayı teşkil edecektir. Dördüncü kısımda ise, özellikle, büyüyen bir ekonomide paranın nötrlüğü (neutrality) ve ekonomik büyümeyi etkileme para politikasının etkinliği konularına eğitilecek ve ekonomide tasarruflar ilgili davranırlar üzerinde değişik varsayımlar yapılarak model parasal bir ekonomide büyüme sürecine uygulanacaktır.Item Telafi edici maliye politikasının yatırım yönü(Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi, 1973) Musgrave, Richard A.; Şener, OrhanBundan önceki bölümde; özel yatırım harcamalarının değişmeyeceği varsayımına dayanarak bütçelerde yapılacak ayarlamaların bir neticesi olarak ortaya çıkan kaldıraç tesirlerini incelemiş bulunuyoruz. Şimdi ise; bundan önce kullanılan mukayeseli istatistiğin ışığı altında inceleme alanına yatırımların tesirlerini de sokacağız. Ayrıca, bu bölümde güdülen amaçlara uygun olarak yatırımları toplam harcamaların sadece bir parçası olarak ele alacağız. Bununla beraber, yatırımların kapasite yaratıcı tesirleriyle yatırım seviyesi ve büyüme arasındaki ilişkiler bundan sonraki bölümde incelenecektir.