TrDizin
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/21452
Browse
Browsing by Department "Arkeoloji Bölümü"
Now showing 1 - 3 of 3
- Results Per Page
- Sort Options
Publication Kap monodendri poseidon (enipeus) altari: Bir altar mi yoksa deniz feneri mi?(Mersin Üniversitesi, 2017) Mert, İbrahim Erkan; Fen Edebiyat Fakültesi; Arkeoloji Bölümü; 0000-0002-5476-5127; AAG-7225-2021; 57190029580Bu çalışmanın konusunu, günümüzde Tekağaç Burnu (Aydın ili, Didim ilçesi), antik dönemde ise Kap Poseidion olarak bilinen bölgedeki Poseidon altarı oluşturmaktadır. Bu anıt, A. von Gerkan tarafından 1915 yılında kapsamlı bir şekilde yayınlanmıştır. Makale kapsamında, söz konusu altarın, deniz kenarındaki konumu, tipolojisi, tarihlemesi ve adandığı kült değerlendirilmektedir. Buna ilaveten Kap Monodendri Poseidon altarının inşa edildiği dönemde Miletos’un siyasi ve ekonomik durumu da ele alınmaktadır. Yapılan değerlendirmeler şu sonuçları ortaya koymaktadır: 1. Altarın inşa edildiği burun günümüzde olduğu gibi, antik dönem denizcileri için de bir oryantasyon noktasıydı. Altar yapısı muhtemelen “Deniz Feneri” işlevine de sahipti. 2. Kap Monodendri’deki Poseidon altarına tipolojik bakımdan benzer bir örnek bulunmamaktadır. Bu bağlamda antik dönem altarlarında hiç bir zaman standart bir planlama uygulanmadığı ortaya çıkmaktadır. 3. Kap Monodendri Poseidon altarı MÖ 6. yüzyılın üçüncü çeyreğinde, Miletos’un İonia’nın incisi olduğu dönemde, muhtemelen tiran Histiaios tarafından aynı zamanda bir “propaganda anıtı” olarak Poseidon Enipeus kültü için yaptırılmıştırPublication Priene'deki gıda pazarı(Mersin Üniversitesi, 2016) Mert, İbrahim Hakan; Fen Edebiyat Fakültesi; Arkeoloji Bölümü; 0000-0002-5476-5127; AAG-7225-2021Priene’deki “Gıda Pazarı” alanını araştıran bu çalışmanın öncelikli hedefi, alanı detaylı dokümantasyonu yardımıyla tanımlamaktır. Makalenin diğer amaçları ise, alanın genelinin ve bölümlerinin fonksiyonunu tartışmak, mimari ve diğer küçük buluntulara göre yapı bölümlerini tarihlemek ve kompleksi benzer örnek- lerle karşılaştırarak tipolojik olarak değerlendirmektir. Yapı tanımlaması için 2012-2014 yılları arasında üç kampanya süresince alanda yürütülen mimari ölçüm ve çizim çalışmaları sonucu ortaya çıkarılan 1:20 ölçekli taş planından, kesit çizimlerinden, fotoğraflardan ve arazide alınan notlardan fay- dalanılmıştır. Alan genel olarak iki ana bölümden oluşmaktadır: birinci bölümü alanın içinden geçen Batı Kapısı Caddesi’nin kuzeyinde kalan Kuzey Galeri ve odaları oluşturmaktadır. İkinci bölüm ise, caddenin güneyinde olup, batıdan doğu- ya doğru güneyi merdivenli bir podyum ile onun doğusundaki merdivenli alt yapı ve güneyde ortası merdivenli altı odadan oluşmaktadır. Bunların dışında alanın doğusunda ve kuzeyinde mermer satış masaları yer almaktadır. Alanın ve bölümlerin fonksiyon belirlemesi için, yapı kompleksinin kent pla- nındaki konumu, arkeolojik bulgular ve yazıtlardan hareket edilerek alanın genel olarak “Gıda Pazarı” olarak adlandırılabileceği sonucuna ulaşılmıştır. Yapı kompleksinin tarihlenmesi bölümünde ise öncelikle alanın özellikle kuzey bölümünde yer alan stoanın tarihlenmesi ile ilgili olarak ise “O4” numaralı odanın zemin plakaları altında ele geçen seramik parçaları ve galeriye ait Dor başlıkları değerlendirilmiştir. Bu bağlamda yapılan stilistik ve tipolojik karşılaştırmalar sonucunda alanın kuzeyinde yer alan stoa ve dolayısıyla tüm alan da İÖ 2. yüzyı- lın ikinci yarısına tarihlenmiştir. Bu sonuca göre, Gıda Pazarı’nın Kuzey Galerisi de Agora’nın Kutsal Stoası gibi kentin İÖ 2. yüzyıldaki anıtsallaştırma programı kapsamında inşa edilmiştir. Çalışmanın son bölümlerinden birisinde Priene’deki Büyük Agora ele alı- narak, bu alanın İÖ 2. yüzyıldaki yeniden düzenlenmesi ve Gıda Pazarının aynı dönemdeki inşa tarihi birlikte değerlendirilmiştir. Bu değerlendirme sonucunda da, İÖ 2. yüzyılda agoranın batı bitişiğinde yeni oluşturulan alanla birlikte özel- likle çabuk bozulabilir gıda maddelerinin satışının agoradan bu alana nakledildiği neticesine ulaşılmıştır. Antik kaynaklardan Aristoteles tarafından önerilen Devlet Agorası ve Ticari Agora’nın ayrımını araştırmak için Priene’deki alanlar ideal örneklerden birini sunmaktadır. Makalenin son bölümünü ise kompleksin tipolojik değerlendirmesi oluştur- maktadır. Bu bölümde özellikle Priene’ye coğrafi olarak yakın kentlerdeki Devlet Agorası ile Ticari Agora’nın birbirlerinden ayrıldığı örneklere bakılmıştır. Yapılan tipoloji sonucunda Grek pazar yapı ve alanlarının üç farklı tipe ayrılabileceği sonucu ortaya çıkmaktadır: 1. Peristyl avulu yapılar (örneğin Kassope); 2. Peristyl avlulu alanlar (örneğin Miletos Kuzey Agora ve Ephesos Tetragonos Agorası); 3. Kompleks şeklindeki pazar alanları, ki bu örneklerde değişik tür şekildeki yapılar ihtiyaç ve arazi yapısına göre kombine edilmişlerdir (örneğin Priene, Aigai ve Herakleia am Latmos). Priene’deki Gıda Pazarı alanı üçüncü grup içinde değerlendirilmelidir. Çünkü bu örnekte değişik yapı bölümlerinin kendi içerisinde bir sistemle kombine edildiği bir kompleks söz konusudur. Alanın bu şekildeki biçimlendirilmesine etki eden unsurlar olarak arazi yapısı ve kullanımla ilgili pratik nedenler değerlendirilmektedir.Publication Smyrna agorası heykeltraşlık buluntuları(Mersin Üniversitesi Kilikia Arkeoloji Araştırma Merkezi, 2010) Şahin, Mustafa; Taşlıalan, Mehmet; Fen Edebiyat Fakültesi; Arkeoloji Bölümü; 0000-0001-5153-1918; E-1041-2019; 35318789000; 56121656900Eski İzmir’de Namazgâh Mezarlığına giden yol üzerinde yer alan Smyrna Agorası, ayakta kalabilen birkaç sütunu nedeniyle kenti ziyaret eden ilk seyyahlardan başlayarak gözden kaçmamıştır. İlk kazılar 1932-1941 yılları arasında yapıldıktan sonra, alan uzun bir süre tekrar ele alınmamıştır. Ancak 1996 yılında İzmir Müze Müdürlüğü tarafından tekrar kazı ve restorasyon çalışmaları başlatılşmıştır ve halen de devam etmektedir. Burada ele alınan heykeller, Müze Müdürlüğünün kazılarından ele edilmiş olan eserleri kapsamaktadır. Ince beyaz grenli ve kaba grenli- gri damarlı olmak üzere iki farklı mermer türü kullanılmıştır. Heykellerin, Julius-Claudius sülalesinden, M.S. 5. yüzyıla kadar süreklilik gösterdikleri izlenmektedir. Ancak M.S. 2. yüzyıl heykellerin en çok dikildikleri yüzyıl olmuştur. Efes okulunun etkileri yoğundur. Ideal plastik örnekleri ise Klasik veya Helenistik dönem orijinallerine geri gitmektedirler. Agora, M.S 178 yılındaki depremde büyük zarar görmüştür. Marc Aurel’in yeniden yapılandırma çalışmaları sırasında, heykellerin çoğunun Tanrıları konu alması, önemli bir konsept değişikline işaret etmektedir