Eğitim Bilimleri Doktora Tezleri / PhD Dissertations
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/21
Yasal Uyarı ⚠️ Araştırmacılar, tezlerin tamamı veya bir bölümünü yazarın izni olmadan ticari veya mali kazanç amaçlı kullanamaz, yayınlayamaz, dağıtamaz ve kopyalayamaz. BUU Akademik Açık Erişim Web Sayfasını kullanan araştırmacılar, tezlerden bilimsel etik ve atıf kuralları çerçevesinde yararlanırlar.
Browse
Browsing by Department "Matematik ve Fen Eğitimi Ana Bilim Dalı"
Now showing 1 - 9 of 9
- Results Per Page
- Sort Options
Item 1923-2023 yılları arasında Türkiye’deki siyasi ve toplumsal gelişmelerin fen öğretim programlarına yansımaları: Bir tarihsel doküman analizi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-07-14) Şengül, Ahmet Asım; Kılınç, Ahmet; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Matematik ve Fen Eğitimi Ana Bilim Dalı; Fen Bilgisi Eğitimi Bilim Dalı; 0000-0001-7555-441XBu çalışmanın amacı, Türkiye'de fen eğitimi programlarının tarihsel gelişimini siyasi ve toplumsal gelişmelerin ışığında incelemektir. Bu bağlamda, Türkiye'nin son yüzyılı (1923-2023) ekonomik, siyasi ve sosyal gelişmeler açısından 1923-1945, 1945-1960, 1960-1980, 1980-2000, 2000-2023 yıl aralıkları olmak üzere beş farklı döneme ayrılmıştır. Bu dönemler için gazete haberleri, DPT raporları, MEB şura raporları ve Fen eğitimi programları doküman analizine tabii tutulmuş ve her bir doküman için dönemlere özgü meta-temalar oluşturulmuştur. Son aşamada ise dökümanlar arasında ortak olan meta-temalar incelenmiş ve her bir dönemdeki siyasi ve toplumsal gelişmelerin fen eğitimine yansımaları yorumlanmaya çalışılmıştır. Çalışmanın sonuçlarına bakıldığında, Ülkemizin gündemini şekillendiren haberler, DPT raporları, MEB şura kararları ve Fen eğitimi programları arasında organik bir ilişki olduğu gözlenmiştir. Öte yandan 1923-1945 yılları haricinde kalan dört dönem aralığında da öncelikle yenilikçilik, eleştirel ve bilimsel düşünme gibi fikirlerin olduğu ‘esneme’, sonrasında ise askeri müdahaleler ile şekillenen milli ve dini motiflerin daha fazla vurgulandığı öne çıktığı ‘kapanma’ şeklinde ilerleyen bir döngü olduğu gözlenmiştir. Bu süreçlerde Türkiye-Amerika ilişkilerinin belirleyici olduğu anlaşılmıştır. Öte yandan 1980’li yıllara kadar tarım odaklı ekonominin eğitim programına özellikle fen eğitimi programına yansıdığı görülse de, bu dönemden itibaren liberal politikalarla birlikte teknoloji odaklı sanayileşmenin hızlanmasıyla mühendislik ve girişimcilik gibi temaların fen eğitimi programına yansıdığı gözlenmiştir. Teknoloji odaklı bu eğilimin kaliteli bir eğitimi kaybetmek anlamında bir eşitsizlik yarattığı düşünülmüştür. Son olarak sınav sisteminin 1970li yıllarda şekillenmesi ile öğrenciler arasında kontrolsüz bir rekabetin nasıl şekillendiğine dair yorumlar yapılmıştır.Item Çift odaklı öğretim modelinin ortaokul öğrencilerinin matematik okuryazarlık yeterlik düzeyleri üzerine etkisinin incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-04-14) Karaduman, Burcu; Arslan, Çiğdem; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Matematik ve Fen Eğitimi Ana Bilim Dalı; Matematik Eğitimi Bilim Dalı; 0000-0001-9809-9077Matematik dersi öğretim programının yapısında anlamlı ve kalıcı öğrenmeyi sağlayan, sağlam ve önceki öğrenmelerle ilişkilendirilmiş, diğer disiplinlerle ve günlük hayatla değerler, beceriler ve yetkinliklerin bütünleşmesi ön plana çıkarılmıştır. Amaçları içerisinde ilk sırada matematiksel okuryazarlık yeterlik düzeyleri üzerine etkisine yer verilerek günlük hayata hazır bireyler yetiştirilmesi hedeflenmiştir. Bu amaçlardan yola çıkarak ortaokul öğrencilerinin matematik okuryazarlığı yeterlik düzeylerinin gelişiminin incelenmesi bu tezin konusunu oluşturmuştur ve TÜBİTAK 1003 Öncelikli Alanlar 218K515 nolu “Çift Odaklı Öğretim Modeli ile Matematik Okuryazarlığı Düzeyinin Arttırılması” isimli proje dahilinde gerçekleştirilmiştir. Çift Odaklı Öğretim Modeli (ÇOM) ile derslerin yürütüldüğü sınıf içi uygulamalar sonucunda modelin eğitim-öğretim sürecine yansıması, modelin etkililiği ve matematik okuryazarlık düzeyine ve matematiksel yeterliklerin gelişimi üzerine etkisinin belirlendiği bir araştırmadır. Araştırmada, yarı deneysel desen tercih edilmiştir. Çalışmanın nicel kısmını, ÇOM ile işlenen derslerin öğrencilerin matematik okuryazarlığı başarı düzeyleri ve yeterlikleri üzerindeki etkisinin belirlenmesini oluştururken nitel kısmını ise, öğretmenlerin ve öğrencilerin matematik okuryazarlığı ve matematiksel yeterlikler ile ilgili görüşleri oluşturmuştur. Çalışmanın katılımcıları projede yer alan ve bu kapsamda eğitim almış olan öğretmenlerden ve onların öğrencilerinden oluşmaktadır. Uygulamalar pandemi döneminde çevrimiçi ortamda beş, altı ve yedinci sınıf düzeylerinden birer şube ile gerçekleştirilmiştir. ÇOM’a uygun olarak hazırlanmış ders modüllerinin kullanıldığı uygulamalar yürütülmüştür. Araştırmada veri toplama araçları olarak matematik okuryazarlığı ön ve son testleri, öğretmenlerin ve öğrencilerin ÇOM ile öğretimde deneyimlemelerine yönelik yarı yapılandırılmış görüşme formları kullanılmıştır. Araştırma sonucunda uzaktan eğitim yoluyla çift odaklı öğretim modeli ile verilen matematik okuryazarlığı eğitiminin matematik okuryazarlığı başarısını her bir sınıf düzeyinde arttırdığı belirlenmiştir. Ancak beş ve altıncı sınıf düzeylerinde bu artışın anlamlı düzeyde olmadığı, yedinci sınıf düzeyinde ise istatistiksel olarak da artış olduğu görülmüştür. ÇOM ile öğretim hakkında hem öğretmenler hem de öğrenciler olumlu görüşler bildirmişlerdir.Item Erken çocukluk döneminde özel gereksinimli çocuklara fen öğretimi ile ilgili paydaşların görüşlerinin değerlendirilmesi: Bir delphi çalışması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-06-19) Özhan, Muhammed Muzaffer; Başal, Handan Asude; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Matematik ve Fen Eğitimi Ana Bilim Dalı; Fen Bilgisi Eğitimi Bilim Dalı; 0000-0003-3661-5544Erken çocukluk döneminde özel gereksinimli çocuklar için erken çocukluk dönemi fen eğitimi, bilimsel düşünme becerilerinin gelişmesinin yanında, sosyal ve duygusal gelişimlerine de katkıda bulunur. Çocukların, öğrenme fırsatlarından yararlanmalarına ve kendilerine güvenmelerine yardımcı olmaktadır. Çocukların öğrenme sürecine katılımlarını ve özgüvenlerini artırır. Bu nedenle, özel gereksinimli çocukların fen etkinliklerinden yararlanmaları, erken çocukluk eğitiminde eşitlik ve adalet için önemli bir adımdır. Alan yazına bakıldığında özel gereksinimli çocuklar için uygulanmış ve uygulanacak olan fen öğretimi konularında önemli bir eksiklik olduğunu görülmektedir. Bu eksikliğin giderilmesinde öğretmen, veli, yönetici ve akademisyenlerin fikirlerinin alınması noktasında bu çalışmada Delphi Yöntemi ile bir derecelendirme yapılmış ve bu derecelendirme ile çeşitli paydaşların fikirleri elde edilmiştir. Bu fikirler kapsamında yapılan analizler sonucunda erken çocukluk dönemi özel eğitim kapsamına alınan çocukların birbirlerini daha sık bir şekilde ziyaret etmeleri, normal gelişim gösteren akranlarıyla aynı ortamlarda çalışmaları gerektiği, birbirleri hakkında fikir sahibi olmaları, öğretmenleri ile yakın ve sıcak ilişkiler kurmaları ve bu arada kendi öz benliklerini geliştirmelerine yönelik faaliyetler içerisinde olmalarının önemli olduğu ortaya çıkmıştır. Bu sonuçlar değerlendirildiğinde özel eğitim alanında çalışan araştırmacıların özellikle araştırmanın sonucunda ortaya çıkan temalara yoğunlaşmalarının, öğretmen düzeyinde ise iş birliği yapılan grupların oluşturulması ve birbirlerinden faydalanan öğrenme ekosistemlerinin oluşturulması ve bu şekilde yetersizliği olan çocukların araştırma sonuçlarına göre maksimum şekilde faydalanmalarının sağlanması gerektiğine ulaşılmıştır. Verilere göre fen öğretimi alanına ilişkin bazı öneriler verilmeye çalışılmıştır. Dolayısıyla bu öneriler araştırma yapan bireyler için yol gösterici olabilecektir. Bu kapsamda araştırmanın gerek ulusal gerekse de uluslararası düzeyde birçok araştırmacının kullanacağı sonuçlar barındırdığı söylenebilir.Item Fen bilimleri dersinde dijital teknolojiler ile zenginleştirilmiş öğretim materyallerinin öğrencilerin bilgisayarca düşünme becerilerine ve kavram geliştirme süreçlerine etkileri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-03-31) Alp, Gamze; Bulunuz, Nermin; Baltacı, Şehnaz; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Matematik ve Fen Eğitimi Ana Bilim Dalı; Fen Bilgisi Eğitimi Bilim Dalı; 0000-0002-8406-7987Araştırmadaki temel amaç, dijital teknolojiler ile zenginleştirilmiş öğretim materyallerinin, bilgisayarca düşünme becerilerine ve kavram geliştirme süreçlerine etkilerini değerlendirmektir. İç içe geçmiş desenin kullanıldığı bu araştırmadaki nitel veriler, temel desen olan müdahale denemesinin içerisine iç içe geçirilmiştir. Müdahalenin çalışma grubu, uygun örnekleme ile seçilen224 beşinci sınıf öğrencisinden oluşmaktadır. Araştırmanın nitel boyutunda, maksimum çeşitleme örneklemesi kullanılmıştır. Veri toplama araçları Bilgisayarca Düşünme Ölçeği (BDÖ), Kavramsal Anlama Soruları (KAS), Araştırmacı Notları, Yarı Yapılandırılmış Görüşme ve Gözlem Formlarıdır. Deney ve kontrol grubu, BDÖ ve KAS’ı müdahale öncesi ve sonrası cevaplamışlardır. Fen bilimleri ve bilişim teknolojileri ve yazılım derslerinde, 13 hafta boyunca veri toplanmıştır. Deney grubu sınıflarında kullanılmak üzere, araştırmacı tarafından geliştirilen dijital teknolojiler ile zenginleştirilmiş öğretim materyalleri: “Kim Milyoner Olmak İster” mobil oyunu, Learning Apps oyunları ve Pixton çizgi romanlarıdır. “İnsan ve Çevre” ünitesi çerçevesinde hazırlanan özgün materyaller, müdahaledeki ikinci ve sekizinci haftalar arasında kullanılmıştır. Deney grubu, çevre sorunlarının nedenlerini ve bu sorunları çözme yollarını, Draw.io ve Pixton’da tasarladıkları öğrenci ürünleri aracılığıyla dokuzuncu ve 11. haftalar arasında temsil etmişlerdir. Fen bilimleri dersinde bilgisayarca düşünme ve kavram geliştirme süreçlerinin gelişimine yönelik, dijital teknolojiler ile zenginleştirilmiş öğretim materyallerinin nasıl oluşturulacağının, katılımcıların deneyimleri doğrultusunda ortaya çıkarılması amacıyla, müdahale sonrası öğrenci ve öğretmenler ile görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Nicel analizler, deney grubu BDÖ son test puanları ile kontrol grubu son test puanları arasında, deney grubu lehine anlamlı farkın olduğunu ortaya koymaktadır. Deney ve kontrol gruplarının son test KAS puanları arasında, deney grubu lehine anlamlı fark tespit edilmiştir. Nitel bulgular, dijital teknolojiler ile zenginleştirilmiş materyallerin, “İnsan ve Çevre” ünitesine dair bütüncül bir kavramsal anlayışı ve bilgisayarca düşünme becerisini nasıl geliştirebileceklerini, öğrenme süreçlerinde dijital araçların rolü, öğrenme süreçlerinde adaptasyon ve öğrenme süreçlerinde ürün oluşturma temaları ile gözler önüne sermektedir. Bilgisayarca düşünmenin fen disipline entegre edildiği bir yaklaşımın, fen bilimlerinde kavram geliştirme ve bilgisayarca düşünme konusunda olumlu öğrenme çıktılarıyla sonuçlanabileceğini ortaya koymaktadır.Item Okul öncesi eğitimde STEM yaklaşımının kullanımı: Oyun temelli mühendislik tasarım uygulamaları(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-05-29) Yılmaz, Gül; Çepni, Salih; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Matematik ve Fen Eğitimi Ana Bilim Dalı; Fen Bilgisi Eğitimi Bilim Dalı; 0000-0003-1215-7737Bu çalışmanın amacı okul öncesi dönemde STEM eğitimine yönelik oyun temelli mühendislik tasarım etkinliklerinin geliştirilmesi, uygulanması ve değerlendirilmesidir. Araştırmanın çalışma grubunu 2021-2022 eğitim öğretim yılında Yalova ili Çiftlikköy ilçesinde bulunan bir devlet ilkokulundaki anasınıflarına devam eden 52 çocuk (deney-1, deney-2 ve kontrol grubu) ile deney gruplarındaki çocukların aileleri ve öğretmenleri oluşturmaktadır. Çalışmada karma yöntem deneysel desen kullanılmıştır. Çalışma kapsamında geliştirilen etkinliklerin çocukların problem çözme becerileri üzerindeki etkisini incelemek amacı ile Fen Eğitiminde Problem Çözme Ölçeği kullanılmıştır. Uygulama sürecine ilişkin çocuklar, aileler ve öğretmenlerin görüşlerini incelemek için ise yarı yapılandırılmış görüşme formları kullanılmıştır. Nicel veriler SPSS 22 programı ile analiz edilirken, nitel veriler betimsel ve içerik analizine tabi tutulmuştur. Geliştirilen etkinlikler deney gruplarına sekiz hafta boyunca haftada üç gün olacak şekilde uygulanmıştır. Çalışmadan elde edilen bulgulara dayalı olarak uygulanan etkinliklerin çocukların fen eğitiminde problem çözme becerilerine olumlu yönde etki ettiği sonucuna ulaşılmıştır. Buna ek olarak elde edilen bulgular, etkinliklerin çocukların gelişim düzeylerine uygun, bilişsel, sosyal-duygusal ve motor gelişimlerini destekleyici ve ayrıca çocuklar için oldukça ilgi çekici olduğunu göstermektedir. Bunun yanında, uygulama sürecinin ailelerin mühendislik tasarım etkinliklerine olan ilgilerini ve öğretmenlerin bu alandaki güven duygularını artırıcı yönde etki ettiği sonucuna ulaşılmıştır.Item Ses ünitesinin sosyobilimsel boyutu ile bütünleştirilerek öğretiminin ortaokul öğrencilerinin kavramsal anlama ve okulda gürültü kirliliği konusundaki görüşlerine etkisinin incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-06-02) Eşsiz, Funda; Bulunuz, Mızrap; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Matematik ve Fen Eğitimi Ana Bilim Dalı; Fen Bilgisi Eğitimi Bilim Dalı; 0000-0002-9846-553XGürültü, okulda çokça maruz kalınan fakat çoğu zaman fark edilmeyen ya da normal kabul edilen bir kirliliktir. Ancak araştırmalar, okullarda gürültü kirliliğinin alarm verici boyutlarda olduğunu ortaya koymaktadır. Bu nedenle ses ünitesinin fen dersinde, sosyobilimsel boyutuyla bağlantılı bir şekilde öğretilmesi gereklidir. Okulda gürültü kirliliğinin en önemli etkenlerinden biri, bireylerin eğitim-öğretim sürecinde kazandıkları bilgilerle, gürültüye karşı oluşturdukları farkındalıkları, tutumları ve davranışlarıdır. Bu çalışmada, “Ses” ünitesinin sosyobilimsel boyutu ile bütünleştirilerek öğretiminin, öğrencilerin kavramsal anlamalarına ve okulda gürültü kirliliğine ilişkin görüşlerine etkisini ortaya çıkarmak amaçlanmıştır. Araştırma 2018-2019 eğitim-öğretim yılında bir devlet ortaokulunda fen bilimleri dersinde gerçekleştirilmiştir. Örneklem olarak Eskişehir ilinin, Odunpazarı ilçesinde öğrenim gören 54altıncı sınıf öğrencisi seçilmiştir. Araştırmanın veri toplama araçları kavramsal anlama başarı testi, açık-uçlu sosyobilimsel sorular ve okulda gürültü kirliliği anketinden oluşmaktadır. Çalışmada nicel araştırma yöntemlerinden yarı-deneysel yöntem kullanılmıştır. Araştırma deseni olarak ön test-son test kontrol gruplu model kullanılmıştır. Öğrenci grupları arasında kavramsal başarı yönünden anlamlı bir fark olup olmadığı, tek faktörde tekrarlı ölçümler için iki faktörlü ANOVA modeli kullanılmıştır. Gürültü kirliliği anketinden ve açık uçlu sorulardan elde edilen veriler ise betimsel istatistik kullanılarak frekans (f) ve yüzde (%) değerleri hesaplanmıştır. Araştırma bulgularına göre, ses ünitesinin sosyobilimsel boyutu ile bütünleştirilerek öğretimi, öğrencilerin kavramsal anlama düzeylerinde istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık ortaya çıkmıştır. Kavramsal anlama testinde başarılı olan öğrencilerin açık-uçlu ses ve gürültü sorularını doğru ve kısmen doğru gerekçelerle açıklayabildikleri tespit edilmiştir. Deney grubu öğrencilerinin genel olarak okulu ve çevresini daha gürültülü buldukları, okuldaki gürültü kaynaklarını daha doğru değerlendirdikleri ve gürültünün olumsuz etkileri konusunda farkındalıklarının arttığı tespit edilmiştir. Kavramsal anlama başarı testinden başarılı olan deney grubu öğrencileri, daha sükûnetli bir sınıfta olmayı tercih ettiklerini belirtmişlerdir. Ancak bazı durumlarda olumlu gürültünün olumlu etkilerinin de olabileceği ikilemini yaşadıkları belirlenmiştir.Item Sınıf öğretmeni adaylarına uygulanan Klinik Danışmanlık Modeli’nin paydaşlar açısından değerlendirilmesi: Fen bilimleri, matematik, Türkçe ve hayat bilgisi ders gözlemleri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-06-19) Aras, Türkan Çakmak; Bulunuz, Nermin; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Matematik ve Fen Eğitimi Ana Bilim Dalı; Fen Bilgisi Eğitimi Bilim Dalı; 0000-0002-0992-5902Öğretmenlik uygulaması dersi eğitim fakültesi son sınıfta öğrenim gören uygulama öğrencilerinin, öğrendikleri kuramsal bilgileri uygulama okullarında hayata geçirerek, uygulama öğretim elemanları ve uygulama öğretmenlerinden aldıkları dönütler doğrultusunda öğretmenlik becerilerini geliştirdikleri bir derstir. Ancak araştırmalar, bu derslerde uygulama öğrencilerinin ihtiyaç duydukları etkili, sistematik ve nesnel dönütleri diğer paydaşlardan nicelik ve nitelik anlamında alamadıklarını göstermektedir. Bu nedenle 2012-2015 yılları arasında Bursa Uludağ Üniversitesi’nde “Sınıf öğretmenliği yetiştirme programları için iyi öğretmenlik uygulamaları: Klinik Danışmanlık Modeli” adlı bir Türkiye Bilimsel Teknik ve Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) 1010 projesi yürütülmüştür. Bu araştırmada öğretmen yetiştirme modellerinden biri olan Klinik Danışmanlık Modeli (KDM) kullanılarak uygulama öğrencilerine, uygulama öğretim elemanı ve uygulama öğretmenlerinin etkin katılımı ile sistematik ve düzenli dönütler verilmiş ve böylece öğrencilerin fakülteden öğretmenlik mesleğine daha hazır biçimde mezun olmalarına çalışılmıştır. Bu tez çalışmasında, adı geçen projede KDM ile dönüt almış altı öğrencinin ders anlatım videoları ile dersler sonrası gerçekleştirilen son görüşme videoları analiz edilmiştir. Araştırmada uygulama öğrencilerine paydaşların verdiği dönütlerin mesleki performanslarını nasıl etkilediği ve modelin paydaşlar açısından değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Nitel araştırma yöntemlerinden “durum çalışması” kullanılmıştır. Veri toplama araçları olarak; uygulama öğrencilerinin dönem içinde anlattıkları derslere yönelik videolar, bu derslerin değerlendirildiği öğretmenlik uygulaması değerlendirme formları, dersler sonrası yapılan son görüşmelere ait videolar ve dönem sonunda tüm paydaşların katılımı ile yapılan bir genel değerlendirme toplantısı videosu kullanılmıştır. Tüm videolar transktript edilmiş ve betimsel olarak analiz edilmiştir. Araştırmada uygulama öğrencilerinin dönem boyunca anlattıkları derslerindeki mesleki performansları öğretmenlik uygulaması değerlendirme formuna uygun olarak karşılaştırılmıştır. Bulgular uygulama öğrencilerinin mesleki gelişimlerinde, formda yer alan konu ve alan bilgisi, öğrenme ve öğretme süreci, sınıf ve zaman yönetimi, iletişim becerileri alanlarında olumlu gelişme olduğunu göstermektedir. Ek olarak, son görüşmelerde verilen dönüt türleri ve sayıları karşılaştırıldığında, paydaşların süreç içinde öğrencilere daha fazla dolaylı dönüt verdikleri, uygulama öğrencilerinin son görüşmelerde konuşma sürelerinin arttığı ve dönem sonuna doğru son görüşmelerde daha fazla söz alarak öz değerlendirme yaptıkları tespit edilmiştir. Araştırmanın sonuçlarından hareketle, 2018 yılından beri ülkemizde YÖK (Yüksek Öğretim Kurumu) – MEB (Milli Eğitim Bakanlığı) işbirliği ile aktif olarak uygulanmakta olan KDM’nin, uygulama öğrencilerinin profesyonel gelişimlerine katkı sunmak adına, daha fazla sayıda eğitim fakültesinde uygulanması önerilmektedir.Item WebQuest destekli araştırma ve sorgulama yaklaşımının 6. sınıf öğrencilerinin fen akademik başarıları, eleştirel düşünme becerileri ve teknolojiye yönelik tutumları üzerindeki etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-06-19) Bilir, Uğur; Özdilek, Zehra; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Matematik ve Fen Eğitimi Ana Bilim Dalı; Fen Bilgisi Eğitimi Bilim Dalı; 0000-0002-59556-8368Bu çalışmada, WebQuest destekli araştırma ve sorgulama yaklaşımının 6. sınıf öğrencilerinin fen akademik başarıları, eleştirel düşünme becerileri ve teknolojiye yönelik tutumları üzerindeki etkisi incelenmiştir. Çalışma, 2022-2023 öğretim yılında, Bursa ilindeki bir ortaokulda öğrenim gören 48 (Deney grubu = 23, Kontrol grubu = 25) 6. sınıf öğrencisi ile yürütülmüştür. Çalışmada karma yöntem araştırma desenlerinden biri olan eşzamanlı gömülü(iç içe geçmiş) desen kullanılmıştır. Araştırmanın nicel boyutunda ön test-son test kontrol gruplu yarı deneysel desen, nitel boyutunda ise görüşme, gözlem ve doküman incelemesi tekniklerinden yararlanılmıştır. Araştırma, “Güneş Sistemi ve Tutulmalar”, “Vücudumuzdaki Sistemler”, “Kuvvet ve Hareket” ve “Madde ve Isı” ünitelerinde gerçekleştirilmiştir Araştırmada deney grubu öğrencileri WebQuest destekli araştırma ve sorgulamaya dayalı öğrenme yaklaşımı ile kontrol grubu öğrencileri ise programa dayalı öğrenme yaklaşımı ile ders işlemişlerdir. Çalışmanın nicel verilerinin analizlerinde deney ve kontrol grubuna ilişkin veriler ANCOVA, Mann Whitney U ve Wilcoxon testleri ile nitel veriler ise betimsel ve içerik analiz yöntemleriyle analiz edilmiştir. Deney ve kontrol grubu öğrencilerinin Mann Whitney-U testi sonuçlarına göre, tüm ünitelere ait akademik başarı son test puanları arasında deney grubu lehine anlamlı bir farklılık oluştuğu görülmektedir. Eleştirel düşünme becerileri ve teknolojiye yönelik tutum ölçeklerinden elde edilen bulgular da benzer sonuç ortaya koymaktadır. Araştırmadan elde edilen bir diğer bulguya göre, WebQuest destekli uygulamaların öğrencilerin motivasyonlarına ve özgüvenlerine olumlu katkısının olduğu, öğrencileri derse karşı daha istekli hale getirdiği, dersi sevmelerini ve eğlenerek öğrenmelerini sağladığı, iletişim ve takım çalışma gibi çeşitli beceri gelişimleri sağladığı görülmüştür.Item Bir zihin mimarisi modelinin öğrencilerin fen ve matematik başarılarını yordama durumunun incelenmesi: 2019 TIMSS sınavı(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-07-07) Acar, Mustafa; Kılınç, Ahmet; Eğitim Bilimleri Enstitüsü; Matematik ve Fen Eğitimi Ana Bilim Dalı; Fen Bilgisi Eğitimi Bilim Dalı; 0000-0001-8814-8891Bu çalışmanın amacı bir zihin mimarisi modeli kurmak ve bu modelin öğrencilerin fen ve matematik başarılarını yordama durumunu incelemektir. Bu kapsamda gerçeklik algısı ve beynin çalışma prensiplerini temel alan ve metafizik, fizik, biyoloji ve sosyoloji olmak üzere dört temadan oluşan bir zihin mimarisi modeli kurulmuştur. İkinci aşamada ise TIMSS 2019Türkiye verilerinde bu modelin öğrencilerin fen ve matematik başarısını yordama durumu incelenmiştir. Bu şekilde böyle bir modelin var olup olmadığı ve öğrenci başarısını şekillendiren etmenlerin basit bir modelde tematik olarak gruplanıp gruplanamayacağı ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Yöntem olarak teorik modelin kurulması sürecinde literatürdeki temel teoriler ve bilimsel makaleler incelenmiş ve bu çalışmalar temellendirilmiş teorinin esaslarından yararlanılarak modellenmiştir. Geliştirilen modelin başarıyı yordama durumu için iki aşama takip edilmiştir. Birinci aşamada Türkiye’den toplamda 4077 sekizinci sınıf öğrencisinin 2019 TIMSS sınavındaki öğrenci anketinde yer alan çeşitli maddeler zihin mimarisindeki temalara göre gruplandırılmıştır. İkinci aşamada ise aynı öğrencilerin fen ve matematik başarı puanının bu gruplama tarafından nasıl yordandığını anlamak için hiyerarşik regresyon analizi yapılmıştır. Çalışma sonuçları öğrenci anketinde yer alan çeşitli maddelerin geliştirilen zihin mimarisi modeline uygun olarak öğrenci başarısını yordadığını göstermiştir. Diğer bir ifadeyle geliştirilen zihin mimarisi modelinin öğrenci değişkenleri ile başarı arasındaki ilişkiyi anlamada geçerli ve güçlü bir model olduğu anlaşılmıştır.