Sağlık Bilimleri Yüksek Lisans Tezleri / Master Degree
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/24
Browse
Browsing by Department "Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim Dalı"
Now showing 1 - 20 of 20
- Results Per Page
- Sort Options
Item 15-16 yaş grubu güreşçilerine uygulanan model antrenman programının kuvvet ve dayanıklılığının gelişimi üzerinde olan etkisinin araştırılması(Uludağ Üniversitesi, 1997) Arabacı, Ramiz; Özdemir, Erdem; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim DalıBu çalışma, tarafımızdan hazırlanan model antrenman programı 15-16 yaşında, 1-2 yıl güreş sporu ile uğraşan 10 (on) lise öğrencisi üzerinde uygulandı. Deneklerin alt ekstremite, üst ekstremite, karın ve sırt kaslarının kuvvet ve dayanıklılığını ve kişinin genel ve özel dayanıklılığını model antrenman programının başında, 2,5 ay sonra ve 4,5 ay sonra 10 testle ölçülerek, sonuçlar karşılaştırıldı. Model antrenman programı toplam 4,5 ay uygulandı. Bu programı iki döneme ayırdık - Genel hazırlık dönemi ve Özel hazırlık dönemi. Genel hazırlık döneminde haftada 3 (üç) antrenman yaptırıldı. Bu dönem 2.5 ay sürdü. Genel olarak % 70 Fiziksel hazırlığa, %30 Teknik - taktik çalışmaya yer verildi. Bu dönemde haftalık üç çalışma; Dairesel (Circuit) antrenman, Teknik-taktik antrenman ve Ekstensiv interval antrenman olarak yaptırıldı. Özel hazırlık döneminde haftada 4 (dört) antrenman yaptırıldı. Bu dönem 2 ay sürdü. Genel olarak %50 Fiziksel çalışmaya, %50 de Teknik-taktik çalışmaya yer verildi. Bu dönemde haftalık dört antrenman; Dairesel antrenman, İntensiv interval antrenman ve 2 antrenman da Teknik-taktik çalışma olarak yaptırıldı. Araştırmamızdaki kontrol grubu 10 kulüp (Kestelspor) güreşçisi tarafından oluşturuldu. Bunlara da, haftada 3 (üç) antrenman olmak üzere, 4,5 ay Teknik - taktik ağırlıklı antrenmanlar yaptırıldı.Bu araştırmada 15-16 yaş grubu güreşçilerine hazırlık döneminde uygulanan, yukarıda izah edilen antrenman programının kuvvet ve dayanıklılığın üzerinde önemli bir etkisi olup olmadığını saptamaya amaçladık. Çalışmanın başında ve sonunda her iki grubun boy ve ağırlıklarını ölçtük. İki grubun arasında her iki ölçümde de istatiksel olarak anlamlı fark yoktu. Deneklerin kuvvet ve dayanıklılığını ölçmek için, sınav, barfiks, sağ ve sol el pençe kuvveti, düz mekik, ters mekik, dikey sıçrama, uzun atlama, manken atma ve shutle run testleri uygulandı. Bu testler antrenman programının başında, genel hazırlık döneminin sonunda ve özel hazırlık döneminin sonunda antrenman ve kontrol grubuna uygulandı. Elde ettiğimiz sonuçları "t" testiyle değerlendirdik. Antrenman grubunun, sol el pençe kuvvet testi ve barfiks testi haricinde, diğer tüm test ölçümleri 4,5 aylık antrenman sonrası istatiksel olarak anlamlı arttığını tespit ettik (P<0,05). Antrenman grubunun, genel hazırlık dönemi sonunda (2,5 aylık antrenman sonrası), manken atma test sonuçları istatiksel olarak anlamlı artmıştır (P<0,05). Bu dönemde diğer tüm testlerin sonuçları % olarak artma göstermelerine rağmen, artışlar istatiksel olarak anlamlı artmamıştır (P>0,05). Antrenman grubunun, özel hazırlık döneminde manken atma ve ters mekik testlerin sonuçları istatiksel olarak anlamlı artmıştır (P<0,05). Bu dönemde diğer tüm testlerin sonuçları % olarak artmalarına rağmen, bu artışlar istatiksel olarak anlamlı artmamıştır (P>0,05). Kontrol grubunun, düz mekik ve manken atma testlerin ölçümleri, 4,5 aylık antrenman sonunda istatiksel olarak anlamlı artmıştır (P<0,05). Bu süre sonunda uygulanan diğer tüm testlerin ölçümleri istatiksel olarak anlamlı artmamıştır (P>0,05). IIKontrol grubuna, genel hazırlık dönemi sonunda ve özel hazırlık dönemi sonunda uygulanan tüm testlerin sonuçlan istatiksel olarak anlamlı artmamıştır (P>0,05). Antrenman grubunun tüm testlerin ölçümlerinde bulunan aritmetik ortalamalar, % olarak ifade edildiği zaman, kontrol grubunun aritmetik ortalamalarına göre, 4,5 aylık antrenman sonrası daha fazla artmıştır. Sonuç olarak, 15-16 yaş grubu güreşçilerine uygulanan Model antrenman programı (dairesel antrenman, interval antrenman ve teknik taktik çalışma) 2,5 aylık antrenman sonrası kuvvet ve dayanıklılık üzerinde genel olarak etkili olmadığını, ancak 4,5 aylık antrenman sonunda kuvvet ve dayanıklılık üzerinde etkili olduğunu saptadık.Item 18-24 yaşları arası spor yapan gençlerin sosyal uyum düzeylerinin incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2001) Özduran, Kader; Korkmaz, Nimet Haşıl; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim DalıBu araştırma, Bursa ilinde yaşları 18 ile 24 arasında değişen çeşitli spor kulüplerinde bireysel sporlar (atletizm,yüzme,masa tenisi ve tenis) ve takım sporları (basketbol, voleybol, futbol ve hentbol) ile uğraşan gençler ile spor yapmayan gençlerin uyum düzeyleri (sosyal uyum-SU, kişisel uyum-KU ve genel uyum-GU) arasında cinsiyet, öğrenim durumu ve sosyoekonomik faktörler göz önünde bulundurularak gruplar arasında anlamlı bir fark bulunup bulunmadığım belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırmada uyum değişkenini ölçmek için Özgüven tarafından geliştirilen Hacettepe Kişilik Envanteri (HKE) ve gerekli sosyal bilgilerin alınması ve verilerin toplanması amacı ile kişisel bilgi alma formu kullanılmıştır. Toplanan veriler SPSS istatistik paket programından yararlanılarak ve. 05 anlamlılık düzeyinde analiz edilmiştir. Araştırmanın sonunda spor yapan gençlerin uyum düzeyleri, diğer değişkenlerde göz önünde bulundurularak spor yapmayan gençlere göre istatistiksel olarak anlamlı ve yüksek çıkmıştır. Sonuç olarak bireysel veya grup içinde yapılan spor, insanın beden ve ruh özelliklerine göre sosyal çevresiyle iletişim kurmasını ve çevresiyle uyumlu bireyler oluşturmasını sağlamaktadır.Item Bayan sporcularda esneklik geliştirme metodlarının karşılaştırılması(Uludağ Üniversitesi, 1992) Özen, Türkan Bulut; Gözü, R. Oktay; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim DalıPerformansı etkileyen birçok faktör arasında esneklik antrenmanlarının, antrenman süreci içinde çok önemli bir yere sahip olduğu bilinmektedir. Fakat hangi metodun daha etkili ve kullanışlı olduğu hala tartışma konusudur. Bu tartışmadan yola çıkarak metodların etkinliğini bulmak amacı ile 30 bayan sporcu üzerinde araştırma yaptık. Çalışma öncesinde deneklerin omuz ve kalça eklemlerindeki fleksiyon ve ekstansiyon ölçümleri 360 derecelik gonyometre ile yapıldı. Ölçümler çalışmalara başlamadan önce bir kez ve çalışmaların sonunda bir kez olmak üzere toplam iki kez yapıldı. Omuz ve kalça eklemlerindeki fleksiyon ve ekstansiyon hareketlerinin esneklik gelişimlerine ilişkin çalışmalar haftada 3 gün olmak üzere 8 hafta devam etti. Araştırmada bir grup balistik metod ile çalıştırılırken diğer grup PNF (Probrioceptive Neuromuscular Facilitation) metoduyla çalıştırıldı. Elde edilen ölçümlerin istatistiksel değerlendirilmesi sonucu her iki metodun da 1. ve 2. Ölçümleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark olduğu saptandı (P<0.001). İki metodun 1. ve 2. ölçümlerinin ortalama farkları karşılaştırıldığında PNF metodun balistik metoda göre omuz fleksiyonu (P<0.001) ve kalça ekstansiyonunda P<0.05) esneklik gelişiminde istatistiksel olarak anlamlı derecede daha etkili olduğu saptandı.Item Bükücü kol kasları kuvvetinin güreş sporundaki önemi(Uludağ Üniversitesi, 1993) Akça, Cengiz; Küçükoğlu, Selçuk; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim DalıBu çalışmada, bükücü kol kasları kuvvetinin güreş sporundaki önemini araştırmak için, serbest ve Greko-Romen güreşçi denekler ile spor yapmayan kontrol grubunun bükücü kol kasları ve bası üst ekstremite kuvvet parametrelerini karşılaştırdık. Çalışmamıza, kulüplerde güreşen. 20 serbest, 20 Greko -Romen güreşçi denek ile spor yapmayan 20 kişilik kontrol grubu olmak üzere toplam 60 kişi gönüllü olarak kat ildi» Testlere alınmadan önce deneklerin vücut yağ yüzdeleri ni (vy %) Zorba -Formülüne göre "saptadık. Buna göre serbest güreşçiler ile Greko-Romen güreşçiler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir -fark yoktu ( P>0.05 ). Ancak kontrol grubunun değerleri serbest ve Greko-Romen güreşçilerden daha yüksekti < P<0.001 ). Deneklerin bükücü kal kasları, itici kol kasları, el kavrama kuvvetleri ve bel kasları kuvvetini saptaya bilmek için3 barda dinamik kol çekme 5 barda statik kol çekme 5 el kavrama kuvveti, arm lift ( kol bükme ) arm press ( kol itme ) ve back lift (bel kuvveti ) testlerini uyguladık. Elde etttiğimiz verileri istatistiksel olarak "t" testine göre değerlendirdik. Barda dinamik kol çekme ve barda statik kol çekme ölçümlerinde, serbest güreşçiler ile Greko-Romen güreşçiler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark yoktu (P>0.05). Serbest ve Greko-Romen güreşçilerin değerleri istatistiksel olarak kontrol grubundan daha iyiydi ( P<0.001 ). Sağ ve sol el kavrama kuvveti ölçümlerine göre istatistiksel olarak Greko-Romen güreşçiler serbest güreşçilerden (P<0. 01), serbest ve Greko-Romen güreşçiler de kontrol grubundan daha iyi değerlere sahipti ( P<0.01, P<0.001, P< 0.005 ). Arm lift ( kol bükme ), arm press ( kol itme ) ve back lift ( bel kuvveti ) ölçümlerine göre, Greko-Romen güreşçiler istatistiksel olarak serbest güreşçilerden ( P<0.0i,P<0. 001 )s serbest ve Greko-Romen güreşçiler ise kontrol grubundan daha iyi değerlere sahipti ( P<0.001, P<0.05 ). Sonuç olarak güreşçilerin spor yapmayanlara göre daha kuvvetli üst ekstremite ve özellikle de bükücü kol kaslarına sahip olduğunu, Greko-Romen güreşçilerin bükücü kol kasları yanında diğer üst ekstremite kuvvet parametrelerinin serbest güreşçilerden daha iyi olduğunu saptadık.Item Bursa Bölgesi amatör ve profesyonel futbolcuların oynadıkları mevkilerine göre vücut kompozisyonlarının ve dikey sıçrama parametresinin incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 1995) Doğan, Mehmet; Aydınlı, Ufuk; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim DalıBu çalışmada, amatör ve profesyonel futbol oyuncularının mevkilerine göre somatotiplerini ve dikey sıçrama parametrelerini karşılaştırdık. Çalışmamıza 1. amatör ligi kulüplerinde futbol oynayan 22 amatör futbolcu ile 3. profesyonel Türkiye liginde oynayan çeşitli kulüplere mensup 22 profesyonel futbolcu katıldı. Deneklerin somatotiplerini belirlemek için triceps, subscapula, suprailiac ve calf deri altı yağ kalınlıklarını, biceps ve calf çevre ölçümlerini, humerus ve femur çap ölçümlerini yaptık. Elde ettiğimiz sonuçların değerlendirilmesi için dünya standartlarında geçerliliğini ve güvenirliğini koruyan Heath-Carter değerlendirme formu kullandık. Dikey sıçrama ölçümlerini saptamak için dikey sıçrama testini uyguladık. Elde etiğimiz verilerin gruplar arası karşılaştırılmasında çift yollu varyans analizi ve- student t testi kullanılarak istatistiksel olarak değerlendirdik. /""? Amatör ve profesyonel futbolcuların oynadıkları her mevkide ektomorfi değeri dominant ağırlıkta idi. Genel yapı olarak 3-4 sayılan ile belirlenmekte olan bu değer santraldi. Amatör ve profesyonel orta saha oyuncusu denekler somatotip olarak endomorfik-ektomorf, amatör ve profesyonel forvet oyuncusu denekler somatotip olarak mezomorfik-ektomorf olup benzer değerdeydi. Amatör kaleciler endomorfik-ektomorf, profesyonel kaleciler dengeli ektomorf yapıda olup birbirinden farklı tipteydi. Amatör savunma oyuncuları ile profesyonel savunma oyuncuları da birbirlerinden farklı yapıdaydı. Amatör savunma oyuncuları ektomorfik-mezomorf, profesyonel savunma oyuncuları mezomorfik-ektomorfdu. Tüm amatör ve profesyonel futbolcular santral (mid) somatotip değerindeydi. Dikey Sıçrama ölçümleri sonucunda, amatör kaleciler ile amatör forvet oyuncuları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulduk (p<0.05). Buna göre amatör kalecilerin değerleri, amatör forvet oyuncularından daha iyiydi. Diğer mevkiler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulamadık. Bazı mevkilerdeki oyuncularının değerleri arasında aritmetik ortalama olarak farklılıklar buldukProfesyonel futbolcu deneklerin dikey sıçrama ölçümleri sonucunda mevkiler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulamadık (p>0.05). Bazı mevkiler arasında aritmetik ortalama olarak farklılıklar bulduk. Tüm amatör ve profesyonel futbolcuların dikey sıçrama ölçüm değerlerine göre, profesyonel forvet oyuncusu deneklerin dikey sıçrama ölçüm değerleriyle, amatör forvet oyuncusu deneklerin değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulduk (p<0.05). Profesyonel forvet oyuncusu deneklerin değerleri, amatör forvet oyuncularından daha iyiydi. Diğer mevkilerde oynayan futbolcular arasında anlamlı bir farklılık bulamadık (p>0.05). Tüm amatör ve profesyonel futbolcuların dikey sıçrama ölçümleri sonucunda ise istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulamadık (p>0.05). Profesyonel futbolcuların dikey sıçrama ölçüm değerleri amatör futbolculardan aritmetik ortalama olarak daha iyiydi.Item Bursa Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü'ne bağlı spor salonları verimliliklerinin karşılaştırılması(Uludağ Üniversitesi, 2005-04-04) Atasoy, Berkan; Çankaya, Cemali; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim DalıBu çalışma, Bursa Gençlik ve Spor İl Müdürlüğüne bağlı spor salonları arasındaki verimliliği araştırmak amacıyla yapılmıştır. Söz konusu amaca yönelik veriler, Bursa GSİM Antrenör Takip Formlarından ve Haftalık Faaliyet programlarından taranıp derlenerek, SPSS paket programında Varyans analizi ile istatistiksel olarak değerlendirmeye alınıp grafikler ve tablolar yardımı ile açıklanmaya çalışılmıştır. Buna göre çalışmamızda, spor mekanı başına en çok sporcu yararlandıran salon Çekirge Spor Salonu (ÇSS) olduğu görüldü. Onu Atatürk Spor Salonu (ASS) ve Mustafa Kemal Paşa Spor Salonu (MKPSS) takip etmektedir. En az yararlanılan salonlar ise sırasıyla Yenişehir Spor Salonu (YSS) ve İnegöl Spor Salonu (ÎNSS) olduğu belirlendi. Salonlar arasında kullanım süresi bakımından en verimliler ÇSS, ASS ve MKPSS, en az verimliler ise sırasıyla YSS ve Orhangazi Spor Salonu (ORSS) dur. YSS, İNSS ve ORSS tesis olarak gelişmiş olmalarına rağmen, gerçek kapasitelerinin çok altında kullanıldıkları sonucu ortaya çıktı. Çalışmamıza göre, gerek kullanım saati bakımından, gerekse hizmet verdiği sporcu sayısı bakımından İl Müdürlüğü'nün en yüksek kapasiteli, dolayısıyla en yüksek verimle çalışan salon ÇSS dur. ÇSS' nu sırasıyla ASS ve MKPSS takip etmektedir. Kapasite bakımından en düşük verimli olan salonlar YSS, İNSS ve ORSS 'dur. Hizmet veren personele düşen sporcu sayısı bakımından (işgücü verimliliği), salonlar arasında en verimli çalışan spor salonları sırasıyla ASS ve ÇSS olurken, en verimsizleri sırasıyla YSS, İznik Spor Salonu (İZSS) ve Mahmut Atalay Spor Salonu (MASS) olmuştur. Çalışma sonucunda, gerek kapasite, gerek çalışma saati, gerek personel başına üretilen hizmet olsun, İl Müdürlüğünün en verimli çalışan spor salonları ÇSS ve ASS olurken, bu özellikler bakımından en verimsiz YSS olduğu söylenebilir.Item Bursa ilinde ortaöğretim kurumlarında 14-17 yaş grubunda bireysel spor ve grup sporu yapanlarla hiç spor yapmayan öğrencilerin kişilik özelliklerinin karşılaştırılması(Uludağ Üniversitesi, 1996) Yılmaz, Seçkin; Özdemir, Erdem; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim DalıBu araştırma için eğitim türlerine göre farklılıkları olan ve öğrencilerin sosyal kültürel, sportif etkinliklerine gereken değeri verip onları bu yönde de katılıma yönlendiren okullardan dört ayrı okul seçilmiştir. Her okulda 20 spor yapmayan, 20 bireysel spor yapan ve 20 grup sporu yapan olmak üzere 60 öğrenci ile çalışılmış, Bunları spor yapma durumlarına göre değerlendirdiğimizde 80 hiç spor yapmayan, 80 bireysel spor yapan ve 80 grup sporu yapan olmak üzere toplam 240 lise öğrencisine Hacettepe Kişilik Envanteri (HKE) uygulanarak hiç spor yapmayan öğrencilerle, grup sporu yapan öğrenciler- hiç spor yapmayan öğrencilerle, bireysel spor yapan öğrenciler- grup sporu yapan öğrencilerle, bireysel spor yapan öğrenciler arasında kişilik özellikleri bakımından farklılıklar var mı? sorusuna yanıt aranmıştır. Araştırma için oluşturulan dokuz ayrı denencenin doğruluğu bu çalışma ile ortaya konmuştur. Yapılan çalışma değerlendirilmiş, kişilik uyumları, sosyal uyumları ve genel uyumları bakımından hiç spor yapmayan öğrencilerle düzenli ve uzun süreli spor yapan öğrenciler arasında anlamlı farklılık bulunduğu, bireysel spor yapan öğrencilerle grup sporu yapan öğrenciler arasında bu yönde anlamlı bir fark olmadığı sonucu elde edilmiştir.Elde edilen bulguların ışığında, düzenli ve uzun süreli yapılan sporun, öğrencilerimizin kişiliklerini olumlu yönde etkilediğini bu nedenle okullardaki beden eğitimi derslerinin yetersiz kaldığı, öğrencilerin geniş spor yapma imkanlarının ancak okulların veya okul koruma derneklerinin spor kulübü kurmaları halinde genele yayılacağı ve ancak o zaman gençlerimizin gelişimlerinin daha sağlıklı olacağını içeren bazı öneriler İl Milli Eğitim Müdürlüğü kanalı ile Milli Eğitim Bakanlığı'na sunulmuştur.Item Bursa ilindeki amatör futbolcuların oynadıkları mevkilere göre dayanıklılık, sürat ve dikey sıçrama parametrelerinin incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 1995) Korkmaz, Kenan; Erden, Salih; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim DalıGünümüzde kendinden "Çağın Oyunu" diye bahsettiren futbol, oyun alanının genişliği, oyuncu sayısının fazlalığı, kuralların zenginliği ve mücadeleyi gerektiren özelliği ile diğer branşlar içinde kendine has bir yer bulmuştur. Değişik tempo ve mesafelerdeki koşulan içerisine alan, defalarca sıçramayı gerektiren futbolda performansın üç temel direği kondisyon, teknik ve taktiktir. Kondisyonel faktörlerden sürat ve dayanıklılık futbolcu için oldukça önemli motorsal özelliklerdendir. Bu arada futbolun sadece yerden değil havadan da oynanması sıçramanın da Önemini ön plana çıkarmaktadır. Ayrıca futbolcuların oynadıkları mevkilere göre bu özelliklerin nitelikleri değişmektedir. Futbol kollektif bir oyun olmasına rağmen, futbolcuların görev yaptıkları mevkilere göre farklı özellikler taşıyacakları inancındayız. Bu amaçla dikey sıçrama, sürat ve dayanıklılık özelliklerinin mevkiler arasında farklılık düzeyinin ne oranda ve hangi mevki oyuncularında daha baskın olduğunu araştırdık. Çalışmamıza Bursa İli Birinci Amatör Küme'de futbol oynayan her mevkiden 10' ar futbolcu olmak üzere toplam 30 gönüllü futbolcu katıldı, ölçümler sezonun başlamasından 1,5 ay sonra yapıldı. Bu futbolcuların yaş ortalamalarını (yıl) 20,63±0,67, boy ortalamalarını (cm) 177,97±1,83, vücut ağırlığını (kg) 69,83±1,49 olarak tespit ettik. Futbolcuların dikey sıçrama özellikleri "Sargent Test", 30 m. sürat özellikleri "20 m. Mekik Koşusu Testi" (Shuttle RunTest) ile, boy ve vücut ağırlığı ise boy ve kilo ölçer ile ölçüldü. Elde edilen sonuçlar student "t" testi ile değerlendirilerek mevkilere göre istatistiksel karşılaştırılması yapıldı. Dikey sıçrama yönünden savunma, orta saha ve hücum mevkileri oyuncuları arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir fark bulunamazken (p>0,05), sürat ve dayanıklılık motor özelliklerinde anlamlı bir fark bulduk (p<0,05). Sonuç olarak orta saha oyuncularının dayanıklılık, hücum oyuncularının sürat özelliklerinin diğer mevkilerde oynayan futbolculardan daha iyi oldukları gözlendi. (p<0,05).. Oynadıkları mevkilere göre farklı özelliklere sahip futbolcuların antrenmanlarının bu farklı özellikler dikkate alınarak düzenlenmesinin faydalı olacağı ve bu nitelik farklılıklarının sporcu seçiminde olumlu yönde katkı sağlayacağı düşünülebilinir.Item Bursa ve çevresinde aktif futbol oynayan amatör ve profesyonel futbolcuların kondisyonlarının periyodik ölçümlerle karşılaştırılması(Uludağ Üniversitesi, 1992) Tuna, İmdat; Gözü, R. Oktay; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim DalıBu tezimi haftalık antrenman sayısının ve içeriğinin kondisyon üzenine olumlu veya olumsuz etkisini araştırmak için yaptım. Planlı programlı antrenman yapan profesyonel futbol takımlarının futbolcuları ile antrenman sayı ve içeriği daha az olan amatör kulüp futbolcularının kondisyonlarını karşılaştırdık. Çalışma için seçilen 20 amatör ve 20 profesyonel futbolcunun genel özellikleri incelenerek antrenman sayı ve içerikleri gözden geçirildi. Liglerin ilk yarısında 1. ölçümleri, ara dönemden sona 2. ölçümleri ergometrik bisiklet ile yapıldı. Elde edilen bulgular kendi içlerinde ve karşı gruplar ile istatistiksel olarak karşılaştırıldı. Sonuç olarak; haftalık antrenman ayılarının çokluğu ve kapsamlı oluşu bir futbolcunun kondisyonunu olumlu yönde, haftalık antrenman sayısı az ve içerik olarak hafif antrenmanlar futbolcuların kondisyon durumunu olumsuz olarak etkilemektedir.Item Bursa yöresi elit masa tenisçilerinin somatotiplerinin çabukluk ve dayanıklılıkla olan ilişkisinin araştırılması(Uludağ Üniversitesi, 1996) Korkmaz, Faruk; Toker, H. Fevzi; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim DalıBu çalışmada, Bursa yöresinde elit düzeyde (1. Lig, Süper Lig, yıldız ve genç milli) masa tenisi oynayan sporcuların somatotiplerini belirledik. Çalışmamıza kulüp ve okullarda masa tenisi oynayan 21 erkek masa tenisçi katıldı. Çalışmamıza katılan masa tenisçilerin somatotiplerini belirlemek için; triceps, subscapula, suprailiac ve calf deri altı yağ kalınlıklarını, biceps ve calf çevre ölçümlerim, humerus ve femur çap ölçümlerini yaptık. Ölçüm sonuçlarını değerlendirmek için dünya standartlarında geçerliliğini koruyan Heath-Carter değerlendirme formunu kullandık. Çabukluk ölçümü için; 10 x 5 m çabukluk testi, dayanıklılık ölçümü için; Shutle Run mekik testim uyguladık. Elde ettiğimiz somatotipîerin gruplar arası karşılaştırılmasında Kruskal-Wallis testi, somatotipler İle dayanıklılık ve çabukluk ilişkilerinin değerlendirilmesinde ise korrelasyon testi uyguladık. Masa tenisçilerin 12 tanesi mezomorfik-ektomorf (1.7 - 3.1 - 4.2), 6 tanesi dengeli- mezomorf (2.7 - 5 - 2.6), 3 tanesi de dengeli-ektomorf (2 - 2.3 - 3.6) yapıdaydı.Çabukluk ve dayanıklılık ölçümleri sonucunda, mezomorfik-ektomorf, dengeli- mezomorf ve dengeli - ektomorf yapıdaki sporcular arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulamadık ( P> 0. 05). Bulduğumuz somatotiplerin, bileşen değerlerinin, çabukluk ve dayanıklılık değerleriyle olan ilişkilerim incelediğimizde; mezomorfik-ektomorf yapıdaki sporcuların, 1. Bileşen değerleri ile dayanıklılık değerleri arasında (r = -0.760), dengeli-mezomorf yapıdaki sporcularda; 1. Bileşen değerleri ile çabukluk değerleri arasında (r = + 0. 928), 1. Bileşen değerleri ile dayanıklılık değerleri arasında (r = - 0.828), 3. Bileşen değerleri ile dayanıklılık değerleri arasında dengeli ektomorf yapıdaki sporcularda; 1. Bileşen değerleri ile çabukluk değerleri arasında (r = - 0.951), 1. Bileşen değerleri ile dayanıklılık değerleri arasında (r = - 1.000) ters yönde ilişkiler bulduk.Item Hentbolcularda, voleybolcularda ve basketbolcularda sıçrama, çabukluk, kol kuvveti ve genel dayanıklılık özelliklerinin karşılaştırılması(Uludağ Üniversitesi, 1993) Akça, Aygül A.; Küçükoğlu, Selçuk; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim DalıHentbol, voleybol ve basketbol gibi sportif oyunların genel kapsamını oluşturan ve sportif performansı etkileyen çeşitli faktörlerden olan sıçrama, çabukluk, kol kuvveti ve genel dayanıklılık özelliklerinin branşlar arası karşılaştırılması 39 bayan ve 39 erkek sporcuda araştırıldı. Her branşta 13 bayan 13 erkek denek testlere gönüllü olarak kati İdi. Deneklerin sıçrama., çabukluk 5 kol kuvveti ve genel dayanıklılık özelliklerini saptayabilmek için şu testler yaptırıldı s Sıçrama özellikleri ; durarak uzun atlama ve dikey sıçrama testi ile, çabukluk özelliği 5 10 x 5 metre mekik koşu testiyle, kol kuvveti ; barda statik kol çekme, barda dinamik kol çekme (sadece erkekler için) testi ile, genel dayanıklılık özelliği ise, Cooper ve Harward Step-Up testi ile ölçüldü. Elde edilen veriler " t " testine göre değerlen dirildi.Bu testler sonucunda sıçramanın özelliklerinden birini ölçen, dikey sıçrama testinde bayanlarda istatistiksel olarak voleybolcuların, basketbolculardan (p < 0.001) ve hentbolculardan (p < 0.001), basketbolcular in da hentbolculardan (p < 0.01), erkeklerde ise voleybolcuların hentbolculardan (p < 0.05) daha iyi değerlere sahip olduğunu saptadık. Durarak usun atlama testinde ise bayanlarda branşlar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir -fark bulunmazken (p > 0.05), erkeklerde hentbolcular in (p < 0.01) ve voley bolcuların (p < 0.05), basketbolculardan daha iyi değerlere sahip olduğunu saptadık. Çabukluğun test edildiği 10 x 5 metre mekik koşusunda ise bayanlarda yalnızca voleybolcuların hentbolculara oranla istatistiksel olarak daha iyi değerlere sahip olduğunu belirledik (p < 0.05). Erkeklerde ise branşlar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir -fark bulamadık (p > 0.05). Kol kuvveti bayanlarda barda statik kol çekme testi ile belirlendi. Buna göre branşlar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmadı 0.05). Erkeklerde ise kol kuvveti barda statik ve dinamik kol çekme testleriyle belirlendi. Erkeklerde de bayanlarda olduğu gibi kol kuvvetinde bu testler sonucunda branşlar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark görülmedi Cp > 0.05).Genel dayanıklılığın test edildiği Cooper ve Harward Step-Up testlerinde ise bayanlarda ve erkeklerde istatistiksel alarak anlamlı bir -fark bulunmadı (p > 0.05). Sonuç olarak, ölçülen parametreler içinde sıçrama ve çabukluk özellikleri branşlar arasında -farklılık göstermiştir. Diğer parametrelerin ölçümü için kullanılan testlerde branşlar arasında bir farklılık görülmemiştir » Bu branşların özelliklerinin ve müsabaka sürelerinin yakın olması sporcuların sıçrama ve çabukluk özellikleri dışında diğer özelliklerinin benzerliğini ortaya koymaktır. Yetenek seçiminde sıçrama ve çabukluk özelliklerinin sporcuların bu branşlara ayrılmada bir ölçü olabileceği vurgulanabilir.Item Hentbole özgü belirlenmiş fizyolojik özelliklerinin performans ile olan ilişkisi(Uludağ Üniversitesi, 1995) Doğan, Ayşegül; Kurap, Gayyur; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim DalıBu çalışmada, Bu rsa bölgesinde liseler düzeyinde hentbol oynayan ve üç ayrı takımdan oluşan hentbolcülerin, 30 m. sürat, dikey sıçrama, esneklik, el kavrama kuvveti, bükülü kol kuvveti, çabukluk ve dayanıklılık parametrelerini müsabaka dönemi öncesi ile sonrasında karşılaştırdık. Takımların Bursa 'da oynanan liselerarası kız hentbol müsabakaları bitiminde il birinci liğindeki sıralamaları esas alınarak, bu parametrelerin takımların müsabaka dönemindeki performanslarına olan etkisini araştırdık. Çalışmamıza, 12 tanesi Bursa Atatürk Lisesi, 12 tanesi Bursa Özel İhsan Çizakça Lisesi ve 12 tanesi Bursa Hürriyet Endüstri Meslek Lisesi hentbol takımlarında oynayan toplam 36 hentbolcü gönüllü olarak katıldı. Deneklerin yaş, boy ve kilo ölçümlerini aldık. Bunun yanısıra reaksiyon süratlerini ölçmek için 30 m. sürat, dikey sıçrama kuvvetlerini ölçmek için dikey sıçrama, eklemlerin hareketlilik düzeylerini belirlemek için esneklik, pençe kuvvetlerini ölçmek amacıyla el kavrama kuvveti, kol kuvvetlerini belirlemek için barda statik kol çekme, çabukluk özel liklerini saptamak amacıyla 5x10 m. çabukluk ve dayanıklılık düzeylerini belirlemek için de shuttle-run testlerini uyguladık. Elde ettiğimiz verileri " student t " testine göre istatistiksel olarak değerlendirdik. Bu testler sonucunda, Bursa şampiyonu olan takımın birinci ve ikinci ölçüm sonuçlarının karşılaştırılmasında, 30 m. sürat, dikey sıçrama, esneklik, bükülü kol kuvveti, 10x5 m. çabukluk ve dayanıklılık testlerinde istatistiksel olarak anlamlı bir faklılık (p>0.05) bulamazken, el kavrama kuvvetinin müsabaka dönemi sonunda istatistiksel olarak (p<0.001) daha iyi değerlere sahip olduğunu saptadık.Sıralamada 5. olan takımın, birinci ve ikinci Ölçüm sonuçlarının karşılaştırılmasında, dikey sıçrama, esneklik, el kavrama kuvveti, 10x5 m. çabukluk ve barda statik kol çekme testlerinin istatistiksel değerlendirme sonucunda anlamlı bir farklılık bulamadık (p>0.05). Buna karşılık 30 m. sürat ve dayanıklılık testlerinin müsabaka dönemi öncesinden daha iyi değerlere sahip olduğunu saptadık (p<0.001). Sıralamada ikinci olan takımın birinci ve ikinci ölçüm sonuçlarının karşılaştırılmasında, 30 m. sürat, dikey sıçrama, esneklik, barda statik kol çekme, 10x5 m. çabukluk ve dayanıklılık testlerinin istatistiksel olarak değerlendirilmesinde anlamlı bir fark bulunmadı (p>0.05). El kavrama kuvvetinin müsabaka dönemi sonunda daha iyi değerlere sahip olduğunu saptadık (pO-.OOl), Şampiyon takımla dereceye giremeyen takımın, müsabaka dönemi öncesi ölçüm sonuçlarının karşılaştırılmasında, 30 m. sürat, dikey sıçrama, esneklik ve dayanıklılık testlerinde istatistiksel olarak anlamlı bir fark görülmezken (p>0.05), el kavrama kuvveti, barda statik kol çekme ve 10x5 m. çabukluk testlerinde şampiyon takımın istatistiksel olarak daha iyi değerlere sahip olduğunu saptadık (p<0.001). Şampiyon takımla sıralamada ikinci olan lakımın, müsabaka dönemi Öncesi yapılan ölçüm sonuçlarının karşılaştırılmasında, parametrelerde istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmadı (p>0.05). Sıralamada ikinci olan takımla dereceye giremeyen takımın, müsabaka dönemi öncesi ölçüm sonuçlarının karşılaştırılmasında, istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulamadık. 0.05). Müsabaka dönemi sonunda yapılan ölçüm sonuçlarının karşılaştırılmasında, şampiyon takımla dereceye giremeyen takım arasında, 30 m. sürat, esneklik ve barda statik kol çekme testlerinde anlamlı bir fark görülmezken (p>0.05), şampiyon takımın dikey sıçrama, el kavrama kuvveti, 10x5 m. çabukluk ve dayanıklılık testlerinde daha iyi değerlere sahip olduğunu bulduk (p<0.001). Şampiyon takımla ikinci olan takımın, müsabaka dönemi sonundaki ölçüm sonuçlarının karşılaştırılmasında, istatistiksel olarak anlamlı bir fark görülmedi (p>0.05). İkinci olan takımla dereceye giremeyen takımın, müsabaka dönemi sonunda yapılan ölçüm sonuçlarının karşılaştırılmasında, istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulamadık (p>0.05).Sonuç olarak, ölçülen parametreler içinde el kavrama kuvveti, kol kuvveti, çabukluk, dikey sıçrama ve dayanıklılık özellikleri takımlar arasında farklılık göstermiştir. Diğer parametrelerin ölçümü için kullanılan testlerde takımlar arasında bir fark görülmemiştir.Item Plyometrik antrenmanların yüzücülerin sportif verimlerine olan etkisi(Uludağ Üniversitesi, 1998) Koparan, Şenay; Yavaş, Mehmet; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim DalıBu çalışmada plyometrik antrenmanların yüzücülerin sportif verimlerine olan etkisi araştırıldı. Çalışma kapsamına, deney ve kontrol grubunu oluşturan ve yaşlan 15-17 arasında (15.8 ± 0.36, 16.2 ± 0.29) olan 20 erkek yüzücü gönüllü olarak katıldı. Deney grubuna plyometrik antrenmanlar, kontrol grubuna teknik yüzme antrenmanları, haftada 3 gün 45 'er dakika olmak üzere 10 hafta süre ile yaptırıldı. Deney ve kontrol gruplarına, uygulama antrenmanları öncesi ve sonrası dikey sıçrama ölçümü ve yüzme testleri yaptırıldı. Deney ve kontrol gruplarının antrenman öncesi-sonrası grup içi fark değerlerinin karşılaştırılmasında Wilcoxon testi, gruplar arası fark değerlerinin karşılaştırılmasında Mann- Whitney testi kullanıldı. Deney grubunun, plyometrik antrenman öncesi ve sonrası grup içi fark değerlerinin karşılaştırılmasında, dikey sıçrama ölçümleri istatistiksel olarak anlamlı farklılık gösterirken (p< 0.001), kontrol grubunda aynı ölçüm değerleri, istatistiksel olarak anlamlı fark göstermedi (p> 0.05). Deney ve kontrol gruplarının gruplar arası fark değerlerinin karşılaştırılmasında; deney grubunda 25 m krawl yüzme derecesi istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p< 0.001). Deney grubunun sportif verim değerleri kontrol grubu değerlerinden daha yüksek olmasına karşın istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı (p> 0.05). Ancak deney grubunun ikinci branşsportif verim fark değerlerinin, kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı olduğu tespit edildi (p< 0.05). Çalışma sonucunda; kara çalışmalarında plyometrik antrenman yapan yüzücülerin, maksimal güç gelişimlerine bağlı olarak sportif verim ve 25 m maksimal yüzme hızlarına etkisinin olduğu söylenebilir. Bu konuda daha net ifadeler kullanabilmek için yüzücülerin sudaki vuruş güçlerinin de etkisini ortaya koyacak ileri bir çalışmanın yapılmasına gereksinim vardır.Item Pozitif ve negatif eğimde yapılan maksimal bir egzersiz sırasında ve takiben oksijen tüketiminin diürnal görünümü(Uludağ Üniversitesi, 1997) Pündük, Zekine; Gür, Hakan; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim DalıPozitif (+ % 10) ve negatif (- % 10) eğimde yapılan 5 dakikalık maksimal bisiklet egzersizi sırasında ve takiben oluşan metabolik değişikliklerin diürnal görünümünü incelemek amacı ile yapılan bu çalışmaya yaşları 19-26 (23 ± 3.6) arasında olan 15 erkek gönüllü katıldı. Günün iki farklı zaman diliminde (sabah saat 08:30- 10:00 ve öğleden sonra saat 15:30- 18:00) uygulanan maksimal egzersizler öncesinde, sırasında ve sonrasında deneklerin oksijen tüketimleri, enerji harcamaları, solunum bölümü değerleri, egzersizi takiben laktik asit düzeyleri tespit edildi. Ayrıca deneklerin egzersiz öncesi kalp atım sayıları ve oral vücut ısı değerleri tespit edildi. Sabah ve akşam ölçümlerinde elde edilen değerlerin karşılaştırmasında eşleştirilmiş t- testi, 4 farklı dönemde yapılan testler sonucunda elde edilen değerlerin karşılaştırılmasında ise tek yönlü varyans analizi (ANOVA) kullanıldı. Deneklerin pozitif ve negatif eğimdeki testler öncesindeki istirahat oksijen tüketimi, enerji harcaması ve laktik asit değerleri sabah-akşam karşılaştırmasında istatistiksel anlamlı bir farklılık göstermezken kalp vurum sayısı ve vücut ısı değerleri sabah ile karşılaştırıldığında akşam daha yüksekti (sırası ile p < 0.01 ve p < 0.001). Deneklerin pozitif eğimdeki maksimal testler sırasında tükettikleri oksijen miktarı, solunum bölümü, enerji harcaması ve laktik asit değerleri sabah- akşam karşılaştırmasında istatistiksel anlamlı bir farklılık göstermezken negatif eğimdeki maksimal egzersizde tüketilen oksijen miktarı, solunum bölümü ve laktik asit değerleri sabah ile karşılaştırıldığında akşam daha yüksekti (p < 0.05). Maksimal testleri takiben 10'ar dakikalık dilimler için yapılan oksijen tüketimi değerlendirmelerinde pozitif ve negatif eğimde akşam değerleri sabahki değerlerden yüksek olmasına karşın sadece ilk 10 dakikalık dönem için negatif eğim testinde istatistiksel anlamlı farklı bir değer tespit edildi (p< 0.05). Benzerbir şekilde egzersiz sonrası takip edilen 30 dakikalık dönem için toplam oksijen tüketimi değerleri her iki eğim için sabah ile karşılaştırıldığında daha yüksek olmasına karşın sadece negatif eğim egzersizinde istatistiksel anlamlı (p < 0.05). 10'ar dakikalık dilimler halinde değerlendirildiğinde pozitif eğim için toplam enerji harcamasının ilk ve üçüncü 10 dakikalık için akşam değerleri sabahki değerlerden istatistiksel anlamlı yüksek iken (p< 0.05) negatif eğim için istatistiksel anlamlı farklılık yoktu. Aynı zaman diliminde her iki eğim için solunum bölümü değerleri ve 30 dakikalık toparlanma dönemi için toplam enerji harcaması değeri her iki eğim için de sabah-akşam karşılaştırmasında istatistiksel anlamlı bir farklılık tespit edilemedi. ANOVA test sonuçlarına göre dört dönemin karşılaştırılmasında pozitif eğim ile karşılaştırıldığında negatif eğimde yapılan egzersizlerde daha düşük oksijen ve daha yüksek laktik asit değerleri gözlenmesine rağmen istatistiksel anlamlı farklılıklara rastlanmadı. Bu bulgular ışığında; 1) istirahat vücut ısısı ve kalp atım sayısının diürnal farklılık gösterdiği, 2) % 10'luk pozitif eğimde yapılan 5 dakikalık maksimal egzersizin metabolik maliyet olarak diürnal bir farklılık göstermezken % 10'luk negatif eğimde yapılan benzer egzersizin akşam ölçümü için elde edilen oksijen tüketimi, solunum bölümü ve kan laktik asit düzeylerinin sabahki değerlerden anlamlı yüksek olduğunu dolayısiyle metabolik maliyetinin diürnal farklılık gösterdiğini ve 3) bu diürnal farklılığın bir sonucu olarak egzersizi takiben toparlanma döneminde de oksijen tüketimi ve dolayısiyle metabolik maliyetin arttığı söylenebilir. Bu konuda yapılan çalışmalar ışığında negatif eğim egzersizi için tespit edilen bu diürnal farklılıkların kas ısı artışından kaynaklandığı yorumu yapılabilir. Bu konuda daha net ifadeler kullanabilmek için çalışmamızda kullandığımız egzersiz modelinin kas ısındaki diürnal değişikliği ne oranda etkilediği konusunda ileri bir çalışmaya gereksinim vardır.Item Sporcularda ve sedanterlerde aktif ve pasif genel ısınmanın bir motorik özellik olarak kassal esnekliğe etkisi(Uludağ Üniversitesi, 1995) Kanbir, M.Oğuz; Kurap, Gayyur; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim DalıÇalışmamızda aktif sporcu ve düzenli spor yapmayan (sedanter) deneklerin aktif ve pasif ısınmanın kassal esnekliğe olan etkileri araştırıldı. Esneklik, fiziksel yeterliliğin önemli bir parametresi olarak birçok nedenle değişkenlik gösterebilmektedir. Yaş, cinsiyet, antropometri, uyku, beslenme vb. özelliklerin yanısıra ısı artışları esnekliği etkileyen başat faktörlerden biridir. Bu öngörüyle çalışmamızda amatör futbol lisanslı 21 futbolcu ile aktif spor yapmayan 20 lise öğrencisi yer aldı. Her iki denek grubunun yaşlan; 15-17 yaşlar arasındadır. Testlerden önce, deneklerin tanımlanması amacıyla bir ön değerlendirme yapıldı. Böylece fiziksel sakatlık ya da bir başka anomalinin varolma olasılığı giderildi, ölçümler iki gün ara ile iki farklı günde gerçekleştirildi. Aktif ısınmanın yapıldığı birinci test gününde 15 dakikalık sürede ısınma egzersizleri yapıldı. Pasif ısınma amacı ile kullanılan sauna ikinci test gününde gerçekleştirildi. 68,6°C olan saunada 10 dakika süre ile kaimdi. Deneklerin 36,4-37°C arasındaki vücut sıcaklıklarının 1°C artmış olması (37,9-38, 1°C) ısınmanın göstergesi sayıldı. Ölçümler oral yoldan alındı. Isınma öncesi ve sonrasında iki esneklik testi kullanıldı. Ayakta öne esneme de otur eriş testleri Avrupa Topluluğu bireylerinin fiziksel uygunluklarım belirlemek amacıyla oluşturulan "Euroflt" test bataryasından esneklik testleridir. Elde edilen bulgular student "t" testiyle değerlendirildi. Diğer birçok çalışmada belirlendiği gibi bu çalışma sonucunda da sporcular her iki tür çalışma öncesinde ve sonrasında sedanterlerden daha esnektirler. (p<0,05)Aktif ısınma sonrasında sporcu ve sedanter denekleri esneklik değerlerinde anlamlı bir artış oldu. (p<0;05) Sauna sonrasında deneklerin esneklik değerlerinde bir artış görülmesine karşın, bu artış istatistik açıdan anlamlı bulunmadı (p>0;05). Çalışmamızda, aktif ısınma, pasif ısınmaya göre kassal esnekliğin değişkenliği üzerinde daha etkili bir yöntem olarak belirdi.Item Sporcuların beslenme alışkanlıklarının incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2000) Zeki, Düreyt; Korkmaz, Nimet Haşıl; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim DalıÇalışmamızda bireysel ve takım sporlarını yapan sporcuların beslenme alışkanlıkları araştırıldı. Araştırmaya yaşları 17-28 olan, bireysel spor yapan 59, takım spor yapan 82 olmak üzere toplam 141 erkek sporcu gönüllü olarak katıldı. Sporcuların beslenme alışkanlıklarının ve günlük besin tüketim durumlarının saptanması için anket formu bireysel görüşme yolu ile uygulanarak, sporcuların sorulan doğru olarak cevaplaması sağlandı. Bulguların değerlendirilmesinde Mann- Whitney ki-kare ve Fisher'in kesin ki kare testleri uygulandı. Sonuç olarak takım ve bireysel sporcuların sabah kahvaltılarında besin sayılan açısından istatistiksel olarak farklılık saptanmamıştır. Öğle ve akşam yemeklerinde takım sporcularının % 15 oranında, bireysel sporcuların ise % 94 oranında 2 tür yiyecek aldıkları saptanmıştır. Ayrıca sporcuların günlük besin tüketimleri ve beslenme alışkanlıkları arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptanamamıştır. Sporcuların genellikle öğünlerinde 2 kap yemek tükettikleri saptanmıştır. Ancak sporcuların performanslarını artırmak için daha çeşitli ve dengeli besin tüketimlerine ihtiyaçları vardır. Araştırmada bireysel ve takım sporlarını yapan sporcuların beslenme alışkanlıkları incelendiğinde elde edilen sonuçlar sporcuların genel beslenme konusunda daha geniş bir eğitime ihtiyaçları olduğunu ortaya koymaktadır.Item Sporun çocukların fiziksel gelişimi üzerine olan etkisi(Uludağ Üniversitesi, 1993) Çelebi, Bilal; Küçükoğlu, Selçuk; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim DalıBu çalışmada değişik süre ve sıklıkta yüzme, tenis, basketbol, voleybol ıs de karışık tipte aktivitelerin sürdürüldüğü yaz spor okullarının çocuklarda fiziksel gelişim üzerine etkilerini gözlemlemeyi amaçladık. Yaşlan 11.3 ± 2.3 (8-15) olan 33"ü kız, 485i erkek olmak üzere il çocukda spor okulları öncesi ve sonrası gençler için hazırlanan ÂAHPERD YFT (American Alliance for Health. Physical Education, Recreation and Dance Youth Fitness Test) fiziksel uygunluk testi uygulandı. Sonuçlar, eşleştirilmiş t- testiyle değerlendirildi. Barfikste kol bükülü asılı bekleme ve 548.64 m (600 yard) koşusu değerleri spor okulu öncesiyle sonrası arasında istatiksel olarak anlamlı farklıydı (sırasıyla; p < 0.01 ve p < 0.05). Branşlara özgün değerlendirmelerdeyse; barfikste kol bükülü asılı bekleme basketbol ve voleybol da (p < 0.05), dizler bükülü mekik tenis de (p < 0.01), 45.72 m (50 yard) koşusu yüzme, basketbol ve de voleybol da (sırasıyla; p < 0.001, p < 0.01 ve p < 0.001), mekik koşusu tenis de (p < 0.01), 548.64 m koşusu karışık, tenis ve basketbol da (p < 0.05) spor okulu öncesi ve sonrası sonuçlan karşılaştırmasında anlamlı farklıydı. Bu sonuçların ışığında; haftada 2-6 gün ve 2-3 hafta arası uzunlukta yapılan yaz spor okulu çalışmalarıyla 8-15 yaş gurubu çocukların kuvvet ye genel dayanıklılık kapasitelerinde olumlu gelişmeler sağlanabileceğini söyleyebiliriz. Sonuçlan branşlara özgün değerlendirdiğimizdeyse spor okulunun süre ve sıklığından çok okul şuasında yapılan aktivitelerin fiziksel gelişim üzerinde etkili olduğunu gözlemledik. Haftada 6 gün, sabahtan akşama kadar ve iki haftalık kamp şeklinde sürdürülen yüzme okuluna katılan çocuklardaki gelişimin daha az sürece sıklıkta yapılan diğer branşlardan az olması da bu görüşümüzü desteklemektedir Yüzme spor okulunda değişik fiziksel aktivitelerden çok yüzme tekniği veya su üstünde kalma ağırlıklı çalışmalar yapılmasının böyle bir görüntüye neden olduğu düşüncesindeyiz.Item Stretching uygulamanın 30 metre sürat üzerindeki etkisi(Uludağ Üniversitesi, 1996) Demirci, Oktay; Aydınlı, Ufuk; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim Dalı"Esnetme Uygulamanın 30 Metre Sürat Üzerindeki Etkisi" Performansı etkileyen bir çok faktör arasında esnetme hareketlerinin uygu lanmasının, antreman süreci içinde çok önemli bir yere sahip olduğu bilinmekte dir. Esnetme haraketleri her yüklenmeden önce, yani ısınmanın sonunda yapıldı ğı taktirde; kas tendonunda yumuşama ve uzama getirecektir. Dolayısiyle kasta bir uzama meydana gelecek ve fizyolojik olarak ağrıyı önleyecek ve ani hareketle re hazır halde olacaktır. Böylece erken sakatlanmalar, erken yorulmalar için ön lem alınacaktır. Esnetme hareketlerinin uygulanması kas boyunda uzama sağla ması suratta çabukluğu arttırabilecektir. Günümüzde aktif (Statik, Balistik), pasif ve kombine (PNF) metodlan gibi esneklik metodlan uygulanmaktadır. Ancak bunların çok azı ayrıntıları ile ince lenmiş ve uygulanabilir bulunmuştur. Esnetme hareketlerinin gerdirme esnasın da uygulanma süresinin 30 metreye etkisini tespit etmek amacı ile Bursa Bölgesi 1981-1983 doğum tarihli orta okulda öğrenci olan 15 atlet üzerinde araştırma ya pıldı. Araştırmalara ilişkin çalışmalar haftada üç gün olmak üzere altı hafta sür dü. Statik metod uygulanarak, esnetme gerdirme esnasında üç değişik süre (4-6 sn; 8-10 sn.; 20-25 sn.) ve kontrol grubu oluşturuldu:' Her değişik süre bir hafta uygulatıldı. Araştırmamızda fotosel elektronik kronometre aleti kullanılarak 30 metre sürat ölçümleri yapıldı.Araştırmamızda birden fazla örneklem ortalamasının karşılaştırılması ge rektiğinden, "Student T" testinden yararlanıldı. Buna göre kontrol koşullan ara sında fark anlamsız (p>0.05), esnetme hareketlerinde gerdirme süresi 4-6 sani ye ile gerdirme süresi 20-25 saniye arasında ki fark anlamsız (p>0.05), gerdirme süresi 4-6 saniye ile gerdirme süresi 8-10 saniye arasındaki fark anlamlı (p<0.05), gerdirme süresi 8-10 saniye ile gerdirme süresi 20-25 saniye arasında ki fark anlamh(p<0.05) olarak bulundu. Ayrıca kontrol grubu ile 4-6 sn. ve 20-25 sn. gerdirme süresi arasında fark anlamsız (p>0.05), 8-10 saniye gerdirme süresi arasmda fark anlamlı (p<0.05) olarak bulundu. Sonuç olarak : Esnetme hareketlerinin haftada en az üç defa uygulanması ve gerdirme sü relerinin 8-10 sn. tutulması kısa mesafe koşullarda hareketliliği çabuklaştırmasın da, sakatlığı önlemesinde diğer gerdirme sürelerine (4-6 sn. ve 20-25 sn.) göre daha etkili olduğunu saptadık.Item Tek ve çift yumurta ikizlerin bazı antropometrik ve fizyolojik özelliklerin karşılaştırılması(Uludağ Üniversitesi, 1997) Gültekin, Okan; Toker, H. Fevzi; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim DalıBu çalışmaya yaşları (14.3+1.1) 13-16 yaşlarında monozigot (MZ) 10 bayan, 5 erkek çift olmak üzere, 15 çift, ikiz ailelerinin izinleriyle çalışmaya alınmıştır. Deneklerin monozigot oldukları ve hangi kardeşin daha önce dünyaya geldiği ailelerinden alınan bilgilere dayanarak belirlenmiştir. Tespit edilebilen ikizler arasında dizigot (DZ) olan denek sayısı karşılaştırma için yeter sayıda olmaması nedeniyle çalışmaya dahil edilmemişlerdir. Deneklerin vücut yağ yüzdelerinin hesaplanabilmesi için, biceps, triceps, pectoral, abdominal, suprailiac, thigh ve subscapular bölgeleri, çevre ölçümleri (boy, oturma yüksekliği, kulaç uzunluğu, uyluk uzunluğu, baldır uzunluğu, üst-kol uzunluğu, dirsek-el bileği uzunluğu, el bileği), fiziksel özellikler( vücut ağırlığı, Vücut kütle indeksi Body Mass Index BMI, maksimal oksijen alma kapasitesi testi) ölçülmüştür.Ailelerinden alınan bilgiler doğrultusunda önce ve sonra doğan olmak üzere iki grup oluşturuldu. Bu iki grup arasındaki vücut yağ yüzde ölçümleri, Durnin ve WomersIy'in kız ve erkek çocuklar için geliştirmiş olduğu formüle göre hesaplanmıştır. Hesaplama sonucunda gruplar arasında istatistiki olarak anlamlılık bulunamamıştır(P>0.05). Gruplar arasındaki çevre ölçümleri, uzunluk ölçümleri ve fiziksel ölçümlerin istatistiki değerlendirmelerinde anlamlı farklılıklar bulunamamıştır(P>0.05). Araştırmamızda halk arasında yaygın olarak bilinen önce doğan kardeşin fiziksel olarak farklı olacağı çalışmamızda istatistiki olarak anlamlılık düzeyinde fark bulunamamış ve bu konuda herhangi bir Iiteratüre rastlanmamıştır. Ancak ikiz çalışmalarında birinci derecede akrabalarında dikkate alınması ve doğum sonrası beslenmenin de incelenmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır.Item Yetişkinlerde fiziksel aktivite düzeyi ile sosyoekonomik durum arasindaki ilişkinin araştırılması(Uludağ Üniversitesi, 2011) Deniz, Murat; Korkmaz, Nimet Haşıl; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim DalıAraştırmanın genel amacı; yetişkinlerin fiziksel aktivite düzeyleri ile sosyo-ekonomik durumları arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktır.Araştırma grubuna, uluslararası fiziksel aktivite anketinin (İPAQ) kısa formu uygulandı. Anket, son 7 gün içinde en az 10 dk yapılan FA ile ilgili soruları içermektedir. Deneklere, sosyo-ekonomik durumlarını belirlemek için bilimsel çalışmalardan derlenerek geliştirilen 13 sorudan oluşan anket uygulandı. Bu denekler, Bursa ilinde yaşayan, 20-58 yaşları arasında, özel ve kamuya ait işyerlerinde görev yapan ve rastgele seçilmiş (n = 501; 313 erkek 188 kadın) örneklem grubunda bulunan kişilerdir.İstatistiksel analizlerde, verilerin normal dağîlim uygunluğu Shopiro-Wilk testi ile test edildi ve veriler, normal dağılıma uygun olmadığı için parametrik olmayan istatistiksel testler kullanıldı. Gruplar arası karşılaştırmalarda Kruskal-Wallis ve Mann-Whitney testi kullanıldı. Değişkenler arasındaki ilişkiler Pearson korelasyon katsayısı ile analiz edildi. İstatistiksel karşılaştırmalar sonucunda ?=0,050 alındı.Araştırma sonucunda elde edilen bulgulara göre; erkeklerin FA1 (inaktif), kadınların FA2 (minimum aktif) kategorisinde olduğu gözükmektedir. Evli olanların FA1, bekâr olanların FA2 kategorisinde olduğu görülmektedir. Alkol ve sigara kullanan bireylerin FA1, kullanmayan bireylerin ise FA2 kategorisinde olduğu; kiracı olanların FA1 , ev sahibi olanların FA2 kategorisinde olduğu; eşi çalışan bireylerin FA2, eşi çalışmayan bireylerin ise FA1 kategorisinde olduğu; alt gelir grubunun FA1, orta ve üst gelir grubunun ise FA2 kategorisinde olduğu ve ailede çocuk sayısının artması ile FA arasında ters yönde anlamlı bir ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır.Sonuç olarak; sosyo-ekonomik faktörlerin fiziksel aktivite düzeyini etkilemesine rağmen, örneklem grubunun inaktif kategorisinde olduğu belirlenmiştir.