Browsing by Author "Ferik, Zarema"
Now showing 1 - 3 of 3
- Results Per Page
- Sort Options
Item Atopik dermatitin kontakt dermatit ve psöriazis vulgaris ile ayırıcı tanısında mast hücre sayısının ve periferik sinir miyelin yapısının rolü(Uludağ Üniversitesi, 2011) Ferik, Zarema; Adım, Şaduman Balaban; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Patoloji Anabilim Dalı.Atopik dermatit (AD) kronik, bulaşıcı olmayan, deride hiperreaktivite ile karakterize, hem klinik, hem de histopatolojik olarak başka deri hastalıkları ile kolayca karışabilen, klinikopatolojik korelasyon ve geniş bir ayırıcı tanı listesi gerektiren iltihabi deri hastalığıdır. AD'in etyopatogenezinde önemli rolü olan mast hücrelerinin (MH) sayısında ve periferik sinir liflerinin yapısındaki değişikliklerin AD'i diğer dermatozlardan ayırmada tanısal değeri olabileceği yönünde hipotezler oluşmuştur. Biz de bu hipotezden yola çıkarak, AD ile en çok karıştığı kontakt dermatit (KD) ve psoriazis vulgaris (PV) olgularının deri biyopsilerini MH sayısı ve periferik sinir yapısı açısından değerlendirip, ayırıcı tanıda yardımcı bir bulgu elde edilip edilemeyeceği konusunu araştırdık.Çalışmamızda 2005-2009 yılları arasında Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı arşivi retrospektif olarak taranarak 40 PV, 40 KD ve 40 AD tanılı olgular çalışmaya alındı. Vitiligo ön tanılı hastaların sağlam derilerinden alınan örnekler ile kontrol grubu oluşturuldu. Bloklardan yapılan kesitlere histokimyasal olarak toluidin blue ve miyelin boyaları uygulandı. MH sayısı açısından yapılan karşılaştırmada, AD ile normal deri; KD ile normal deri; PV ile AD arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark tespit edildi (p=0.005, p=0.025, p=0.007).Bazı biyopsi materyallerinde sinir liflerine rastlanmaması ve gözlenen liflerin çok ince olması nedeniyle periferik sinirlerin değerlendirilmesi efektif olarak yapılamadı.Sonuç olarak, çalışmamızda AD tanısı konulurken, normal deriden ve PV'ten; KD tanısı konulurken normal deriden ayırmak için diğer histopatolojik bulgular ile birlikte MH sayısının önemli bir yardımcı bulgu olabileceğini tespit ettik. Ayrıca deri punch biyopsilerinde periferik sinir lif sayısının ve miyelindurumunun değerlendirilmesinin pratikte kullanılabilir bir yöntem olmadığını saptadık.Item Ependimomalarda Ki67 ekspresyonunun histopatolojik parametreler ile ilişkisi(Uludağ Üniversitesi, 2011-09-14) Kılıçoğlu, Mehtap Kasap; Tolunay, Şahsine; Ferik, Zarema; Elezoğlu, Bahar; Aşık, Naile; Korfalı, Ender; Bekar, Ahmet; Kocaeli, Hasan; Taşkapılıoğlu, Özgür; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Patoloji Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Nöroşirurji Anabilim Dalı.Çalışmamızın amacı, ependimal tümörlerde Ki67 proliferatif aktivite indeksi (PI)’nin yaş, cinsiyet, tümör grade’i, alt tipleri, sellülarite, pleomorfizm, nekroz, atipik endotel proliferasyonu gibi parametrelerle korelasyonunun belirlenmesidir. Çalışmaya 1997-2009 yılları arasında Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde opere edilerek ependimoma tanısı almış toplam 58 olgu dahil edildi. Histolojik değerlendirme, H-E ve immunohistokimyasal olarak Ki67, GFAP, EMA ile boyanmış arşiv preparatlarında yapıldı. Olguların 38’i erkek (%65.51), 20’si kadın (%34.49) olup; yaşları 2-72 (ortalama 33.91±19.50) arasında değişmekteydi. Ki67 PI ölçümü ile cinsiyet arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık; Ki67 PI ile yaş arasında negatif korelasyon mevcuttu (r=-0.349; p=0.007). Olguların 3’ü (%5,2) grade 1, 45’i (%77,6) grade 2 ve 10’u (%17,2) grade 3’tü. İstatistiksel olarak Ki67 proliferatif indeksi ile grade arasında anlamlı bir ilişki mevcuttu (r=0,363;p=0,005). Ki67 PI ile sellülarite arasında korelasyon mevcutken (r=0.289; p=0.028); pleomorfizm ve nekroz ile aralarında ilişki saptanmadı (r=0.156, p=0.153). Endotel proliferasyonu, GFAP ve EMA immunohistokimyasal boyalar ile boyanma özellikleri bakımından Ki67 PI ölçümüne göre istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmadı (p=0.104, p=0.182 ve p=0.567). Sonuç olarak, çalışmamızda grade ve sellülarite ile Ki67 PI arasında istatistiksel olarak korelasyon saptandı.Item Thermal burn scar-related squamous cell carcinoma in the eyelid(Lippincott Williams & Wilkins, 2017-01-06) Ferik, Zarema; Yazıcı, Bülent; Aliyeva, Gamer; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Göz Hastalıkları Anabilim Dalı.; 0000-0001-8889-1933; AAA-5384-2020; 7005398015; 57193382244A 63-year-old woman presented with a large, ulcerokeratotic mass in her right lower eyelid that had grown over the last 2 months in a burn scar. She had experienced a thermal burn involving both inferior periorbital areas 35 years ago and received medical treatment. The lesion was excised with wide margins. The histologic diagnosis was squamous cell carcinoma. No recurrence was observed during a 22-month follow up. In the previous literature, a total of 10 cases of eyelid burn scar neoplasm, of which 9 were basal cell carcinoma, have been reported. To the authors' knowledge, this is the first reported case of thermal burn-related squamous cell carcinoma of the eyelid.