Browsing by Author "Ersal, Tuba"
Now showing 1 - 20 of 24
- Results Per Page
- Sort Options
Item Erişkinde nadir hastalıklardan langerhans hücreli histiyositoz: 22 yıllık tek merkez deneyimi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-11-30) Ersal, Tuba; Özkocaman, Vildan; Yalçın, Cumali; Orhan, Bedrettin; Candar, Ömer; Çubukçu, Sinem; Koca, Tuba Güllü; Ali, Rıdvan; Özkalemkaş, Fahir; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları Anabilim Dalı/Hematoloji Bilim Dalı.; 0000-0001-5419-3221; 0000-0003-0014-7398; 0000-0002-5129-2977; 0000-0003-3970-2344; 0000-0001-7602-6926; 0000-0001-9623-8096; 0000-0003-4168-2821; 0000-0001-6486-3399; 0000-0001-9710-134XLangerhans hücreli histiyositoz (LHH) erişkinde nadir rastlanılan multi-sistemik (MS) ve heterojen bir hastalıktır. Erişkin hastaya yaklaşım ve tedaviyle ilgili veri oldukça azdır. Bu çalışmada Mart 2000 ile Mart 2022 tarihleri arasında merkezimize sevk edilen LHH’li 16 erişkin hastayı retrospektif olarak inceledik. Hastaların %68,7’si erkek ve ortanca yaş 30,5 yıl idi. Tanıda hastaların %50’sinde tek bölgede, %50’sinde MS tutulum vardı. Riskli organ tutulumu 3 hastada (%18,75) mevcuttu. En çok tutulan alanlar kemik ve akciğer (%43.75), sonrasında ise santral sinir sistemi (SSS) (%31,25) idi. Sistemik tedavi endikasyonu olan 8 hastanın tamamına birinci sırada vinorelbin ve steroid tedavisi verildi. Diğer hastalara cerrahi eksizyon veya radyoterapi uygulandı. Tedaviye tam yanıt oranı %37.5, kısmi yanıt oranı %37.5 idi. Hastaların 3’ü (%18,75) nüks etti. Tek bölge tutulumu olan hastaların hepsi hayatta ve nüks gelişmedi. On bir hasta ise halen hayattadır. Median genel sağkalıma (OS) ulaşılamadı, 3 yıllık OS %79.8 idi. Otuz yaş üzerindeki hastaların sağkalımı daha düşük bulundu. Ancak bu fark istatistiksel olarak anlamlı değildi (p=0.2). MS hastalığı olanların median OS verileri daha kötüydü (48 aya karşı ulaşılamadı, p=0.02). Tanı yaşının 30’un üzerinde olması ve SSS tutulumu bulunması daha düşük OS ile ilişkiliydi ancak bu istatistiksel olarak anlamlı değildi. Dalak ve karaciğer tutulumu olan hastalarda hızlı hastalık progresyonu ya da tedaviye refrakterlik izlendi. Özellikle kötü prognostik özellikleri olan hastalara birinci basamakta vinblastin/steroid bazlı tedaviler yetersiz kalabilir. Erişkin LHH’da klinik ve prognostik özelliklerinin daha iyi belirlenebilmesi, uygun tedavi stratejilerinin geliştirilmesi için çok merkezli, prospektif çalışmalara ihtiyaç vardır.Publication Evaluation of using empiric glycopeptides in accordance with the idsa guidelines in hematologic malignancy patients with febrile neutropenia(Mattioli 1885, 2022-05-01) Yalçın, Cumali; Özkalemkaş, Fahir; Özkocaman, Vildan; Ersal, Tuba; Pınar, İbrahim Ethem; Orhan, Bedrettin; Candar, Ömer; Çubukcu, Sinem; Koca, Tuba Güllü; Akyol, Merve Nur; Ada, Nevriye Gül; Özakın, Cüneyt; Kazak, Esra; Akalın, Halis; Ali, Rıdvan; YALÇIN, CUMALİ; ÖZKALEMKAŞ, FAHİR; ÖZKOCAMAN, VİLDAN; ERSAL, TUBA; PINAR, İBRAHİM ETHEM; ORHAN, BEDRETTİN; CANDAR, ÖMER; ÇUBUKÇU, SİNEM; GÜLLÜ KOCA, TÛBA; AKYOL, MERVE NUR; ADA, NEVRİYE GÜL; ÖZAKIN, CÜNEYT; KAZAK, ESRA; AKALIN, EMİN HALİS; ALİ, RIDVAN; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları Anabilim Dalı/Hematoloji Bilim Dalı.; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları Anabilim Dalı.; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Mikrobiyoloji Anabilim Dalı.; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı.; 0000-0001-9907-1498; 0000-0003-4168-2821; 0000-0001-7530-1279; 0000-0003-3970-2344; 0000-0001-5428-3630; KIE-5102-2024; JIW-1248-2023; FQG-8981-2022; AAJ-4354-2021; JGM-6601-2023; ACW-2157-2022; EOZ-1609-2022; JJB-0254-2023; GWQ-5007-2022; JYC-2094-2024; GNJ-2469-2022; AAG-8392-2021; AAG-8459-2021; AAU-8952-2020; GXD-8209-2022Background: This study aimed to evaluate the effects of the appropriate use of empiric glycopeptide therapy in hematologic malignancy patients with febrile neutropenia (FN).Materials and Methods: Patients with FN who were hospitalized in our clinic and started empiric glycopeptide therapy were retrospectively analyzed. Empiric glycopeptide treatment initial indications were determined according to 7 specific criteria in the IDSA guidelines. In addition, the duration of glycopeptide use according to initial indications, causative pathogens in culture positivity, frequency of VRE infection, and the mortality rate was identified.Results: 87 patients were included. Of these, 102 episodes of FN were analyzed. Appropriate use of glycopeptides was observed in 98% of patients. The most common initial indication for glycopeptide was skin or soft-tissue infection, with 52% (n = 53). The mean duration of glycopeptide use was 11 (2-22) days. The time of glycopeptide use was longer in patients with catheter-related infections than in those with severe mucositis and hemodynamic instability (p = 0,041/p = 0,016). The duration of glycopeptide use was shorter in patients with consolidation therapy than in those without consolidation therapy. The mortality rate in culture-positive patients was significantly higher than in culture-negative patients (p = 0.041). At 72 h, glycopeptide therapy was discontinued in 8 of 79 FN episodes within culture-negative patients.Conclusion: This study showed that the mortality rate was higher in culture-positive patients. Additionally, glycopeptides should be discontinued early with no evidence of gram-positive infection.Item Fatal break-through infection with Fusarium andiyazi: New multi-resistant etiological agent cross-reacting with Aspergillus galactomannan enzyme immunoassay(Wiley, 2013-10) Van Diepeningen, Anne D.; Meijer, Martin; Al Hatmi, Abdullah M. S.; Kebabçı, Nesrin; Ener, Beyza; Ersal, Tuba; Özkocaman, O.; Ursavaş, Ahmet; Çetinoğlu, Ezgi Demirdöğen; Akalı, H.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı.; 0000-0002-4803-8206; AAI-3169-2021; AAG-8523-2021; AAJ-4354-2021Item Fatal breakthrough infection with Fusarium andiyazi: New multi-resistant aetiological agent cross-reacting with Aspergillus galactomannan enzyme immunoassay(Wiley, 2014-04) van Diepeningen, Anne D.; Meijer, Martin; Al-Hatmi, Abdullah M.S.; Kebabçı, Nesrin; Ener, Beyza; Ersal, Tuba; Özkocaman, Vildan; Ursavaş, Ahmet; Çetinoğlu, Ezgi Demirdöğen; Akalın, Halis; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı.; 0000-0002-4803-8206; AAJ-4354-2021; AAI-3169-2021; AAH-1854-2021; AAG-8523-2021; AAU-8952-2020; 56060994000; 15053025300; 56061031700; 6603145040; 8329319900; 57189524206; 57207553671Disseminated infections caused by members of the Fusarium fujikuroi species complex (FFSC) occur regularly in immunocompromised patients. Here, we present the first human case caused by FFSC-member Fusarium andiyazi. Fever, respiratory symptoms and abnormal computerised tomography findings developed in a 65-year-old man with acute myelogenous leukaemia who was under posaconazole prophylaxis during his remission-induction chemotherapy. During the course of infection, two consecutive blood galactomannan values were found to be positive, and two blood cultures yielded strains resembling Fusarium species, according to morphological appearance. The aetiological agent proved to be F. andiyazi based on multilocus sequence typing. The sequencing of the internal transcribed spacer region did not resolve the closely related members of the FFSC, but additional data on partial sequence of transcription elongation factor 1 alpha subunit did. A detailed morphological study confirmed the identification of F. andiyazi, which had previously only been reported as a plant pathogen affecting various food crops.Item Fatal disseminated infection with fusarium petroliphilum(Springer, 2015-02) Al-Hatmi, Abdullah S. M.; Curfs-Breuker, Ilse; Meis, Jacques F.; Ersal, Tuba; Cilo, Burcu Dalyan; Özkalemkaş, Fahir; Ener, Beyza; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı.; 0000-0001-5419-3221; 0000-0002-4803-8206; AAJ-4354-2021; IVV-5845-2023; AAG-8495-2021; AAG-8523-2021; 56061031700; 36620979500; 6601912387; 15053025300Members of the Fusarium solani species complex (FSSC) are causing the majority of the fusariosis in humans. Disseminated fusariosis has a high mortality and is predominantly observed in patients with leukemia. Here, we present the case of a fatal infection by a Fusarium strain with a degenerated phenotype, in a patient with acute lymphatic leukemia. Multiple nasal and skin biopsies as well as blood cultures yielded fungal growth, while in direct and histopathological examination of biopsy material septate hyphae were visible. Initial colonies were white with slimy masses with microconidia reminiscent of Fusarium/Acremonium, but with conidiospore production directly on the hyphae. Multi-locus sequence typing discerned a pionnotal-morphologically degenerated-colony of the recently recognized F. petroliphilum as etiological agent. The culture returned to a typical F. solani species complex morphology only after several weeks of growth in culture. Antifungal susceptibility tests indicate amphotericin B as best drug for this FSSC member rather than any of the azoles or echinocandins.Item FLAG-Ida’ya karşı FLAG-Dauno: Relaps/Refrakter Akut lösemi olgularında Bursa Uludağ Üniversitesi deneyimi(2024-04-03) Hunutlu, Fazıl Çağrı; Ercan, Beyza Nur; Öztop, Hikmet; Koca, Tuba Güllü; Çubukçu, Sinem; Yavuz, Şeyma; Ersal, Tuba; Özkocaman, Vildan; Özkalemkaş, Fahir; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları Anabilim Dalı/Hematoloji Bilim Dalı; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları Anabilim Dalı; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları Anabilim Dalı/Hematoloji Bilim Dalı; 0000-0002-4991-9830; 0000-0002-5721-7214; 0000-0002-0199-3791; 0000-0003-4168-2821; 0000-0001-9623-8096; 0000-0003-1250-644X; 0000-0001-5419-3221; 0000-0003-0014-7398; 0000-0001-9710-134XFLAG-Ida protokolü (Fludarabin- Sitarabin- Granülosit Koloni Stimülan Faktör- İdarubisin) relaps/refrakter akut lösemi olgularında sıklıkla uygulanan bir kemoterapi rejimidir. Özellikle ilaç erişiminde olan aksaklıklar nedeniyle, antrasiklin ajan olarak idarubisin yerine daunorubisin kullanılabilmektedir. Çalışmamızda, Bursa Uludağ Üniversitesi Hematoloji kliniğinde relaps/refrakter akut lösemi tanısı ile FLAG-Ida ya da FLAG-Dauno protokolü alan hastaların etkinlik ve yan etki verilerini değerlendirmeyi amaçladık. Çalışmaya toplam 94 hasta dahil edildi. On hasta FLAG-Dauno grubunda iken 84 hasta FLAG-Ida grubundaydı. Çalışma grubunun medyan yaşı 46.5 yıldı. Hastaların %45.7’si Akut Myeloid Lösemi (AML), %54.3’ü Akut Lenfoblastik Lösemi (ALL) tanılıydı. Hasta karekteristikleri, sitogenetik risk profilleri, primer tanıları ve primer refrakter hastalık varlığı açısından FLAG-Ida ve FLAG-Dauno grupları arasında anlamlı farklılık yoktu. İki grupta da komplet yanıt oranı ve allojeneik nakle köprülenen hasta sayıları benzer orandaydı. Toplam yaşam süreleri açısından iki grup arasında anlamlı farklılık saptanmadı. İki grup arasında yan etki karşılaştırmasında; iki grupta da en sık görülen rejim ilişkili toksisite febril nötropeniydi. Grade 3-4 yan etkiler açısından iki grup arasında anlamlı farklılık saptanmadı. Sonuç olarak FLAG-Dauno protokolü relaps/refrakter akut lösemi olgularında etkin ve güvenli bir kurtarma rejimidir.Publication Invasive fusariosis in patients with hematologic malignancies at a university hospital(Amer Soc Hematology, 2015-12-03) Özkocaman, Vildan; Özkalemkaş, Fahir; Cilo, Burcu Dalyan; Alp, Tuğcan; Ersal, Tuba; Gözden, Erdem; Yeğen, Zafer Serenli; Rıdvan, Ali; Ener, Beyza; ÖZKOCAMAN, VİLDAN; ÖZKALEMKAŞ, FAHİR; Cilo, Burcu Dalyan; Alp, Tuğcan; ERSAL, TUBA; Gözden, Erdem; Yeğen, Zafer Serenli; ALİ, RIDVAN; ENER, BEYZA; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı.; 0000-0002-1361-6213; 0000-0002-4803-8206; AAJ-4354-2021; AAG-8523-2021; AAI-5246-2020; AAG-8495-2021; IVV-5845-2023; AAH-1854-2021; HMD-4249-2023; EWL-5375-2022; EFO-5712-2022; DMU-2091-2022Item Klofarabin bazlı tedavi alan relaps veya refrakter akut lösemi tanılı hastaların retrospektif değerlendirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-06-15) Yalçın, Cumali; Özkalemkaş, Fahir; Özkocaman, Vildan; Ersal, Tuba; Pınar, İbrahim Ethem; Orhan, Bedrettin; Candar, Ömer; Ali, Rıdvan; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları Anabilim Dalı/Hematoloji Bilim Dalı.; 0000-0002-5129-2977; 0000-0001-9710-134X; 0000-0003-0014-7398; 0000-0001-5419-3221; 0000-0001-9907-1498; 0000-0003-3970-2344Relaps veya refrakter akut lösemide klofarabin bazlı kurtarma tedavilerinin genel yanıt oranları %17-48 arasında değişmektedir. Çalışmamızda relaps veya refrakter akut lösemi tanılı hastalarda klofarabin bazlı kurtarma tedavisi sonrası yanıt oranları, enfeksiyon ile ilişkili komplikasyonları ve yan etkileri değerlendirildi. Ocak 2015 ile Aralık 2020 tarihleri arasında kliniğimizde klofarabin bazlı kurtarma tedavisi alan 12 hasta retrospektif olarak değerlendirildi. Hastaların %58 (n=7)’i erkek olup ortalama yaş 36,6±16,4 olarak saptandı. Hastaların %75 (n=9)’i akut lenfoblastik lösemi, %25 (n=3)’i akut myeloid lösemi tanısı ile takip edilmekteydi. Klofarabin öncesi almış oldukları kemoterapi rejim sayısı medyan 3 idi. Hastaların %66 (n=8)’sı son aldığı tedaviye refrakter, %33 (n=4)’ü erken nüks ile başvurdu. Hastalar klofarabin 22,5 mg/m2 + sitozin arabinozid 1000 mg/m2 dozunda intravenöz 1-5. gün olacak şekilde tedavi aldılar. Tedavi esnasında tüm hastalar febril nötropeni ile komplike oldu, hastaların %58 (n=7)’inde sepsis gelişti. Ciddi (grade 3-4) non- hematolojik yan etkiler arasında hepatotoksisite %33, diyare %25, bulantı-kusma %16, mukozit %16 civarındaydı. Klofarabine bağlı nörotoksisite izlenmedi. Hastaların birinde tam yanıt (%8) elde edildi. Hastaların %33 (n=4)’ü tedaviye yanıtsızdı. İlk 30 gün içindeki mortalite oranı %50 (n=6) idi. Mortal seyreden hastaların bir tanesinde erken ölüm (<2 hafta) oldu. Refrakter veya erken nüks akut lösemi hastaları için esas amaç kurtarma tedavisi sonrası allojenik kemik iliği nakline ilerlemektir. Her ne kadar kemik iliği nakli ile kür sağlanabilse de 4 yıllık sağ kalım %25-30’u geçmemektedir. Dolayısıyla relaps veya refrakter akut lösemi hastalarında günümüzde halen güçlü ve etkili bir kurtarma tedavi rejimine ihtiyaç duyulmaktadır.Item Kronik faz KML hastalarında bosutinib kullanımı: Tek merkez deneyimi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-11-22) Pınar, İbrahim Ethem; Koca, Tuba Güllü; Ersal, Tuba; Yalçın, Cumali; Orhan, Bedrettin; Candar, Ömer; Çubukçu, Sinem; Hunutlu, Fazıl Çağrı; Ali, Rıdvan; Özkocaman, Vildan; Özkalemkaş, Fahir; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç hastalıkları Anabilim Dalı/Hematoloji Bilim Dalı.; 0000-0003-4168-2821; 0000-0001-5419-3221; 0000-0002-5129-2977; 0000-0003-3970-2344; 0000-0001-7602-6926; 0000-0001-9623-8096; 0000-0002-4991-9830; 0000-0001-6486-3399; 0000-0003-0014-7398; 0000-0001-9710-134XKronik Myeloid Lösemide (KML), etyolojisinde sorumlu tirozin kinaz aktivitesi gösteren bcr-abl füzyon geninin keşfinden sonra, bu aktiviteyi inhibe eden ilaçların keşfiyle, daha uzun sağkalım sürelerine ulaşılabilmiştir. Bu ilaçlarla tedaviye zamanla direnç gelişmesi, ikinci ve üçüncü kuşak ajanların geliştirilmesinin önünü açmıştır. Bu çalışmamızda, merkezimizde ikinci kuşak tirozin kinaz inhibitörü (TKİ) – bosutinib - tedavisi alan hastaların, klinik, laboratuvar, moleküler yanıt, yan etki profili ve mortalite üzerindeki etkilerini değerlendirmeyi amaçladık. KML nedeniyle bosutinib tedavisi başlanan 17 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastaların tedaviye kaçıncı sırada başlandığı, klinik, laboratuvar ve moleküler yanıt durumları retrospektif olarak elektronik hasta kayıtlarından tarandı. Elde edilen veriler hastaların ilaç başlanma sırasına göre karşılaştırıldı. İkinci (n=2), üçüncü (n=7) ve dördüncü (n=8) sırada bosutinib başlanan hastaların yaş, cinsiyet, komorbidite sayısı, bosutinib tedavi süresi açısından anlamlı bir fark gözlenmezken KML tanı yaşları arasında anlamlı bir farklılık mevcuttu. Moleküler yanıt ve yan etki profili açısından değerlendirildiğinde, ilacın başlanma sırası ile anlamlı bir farklılık yoktu. Hastaların genel sağkalımı 43,38 ± 4,98 ay (%95 GA: 33,62 – 53,16 ay) olarak gözlemlendi. Bosutinib tedavisinin her yaş grubunda, ilacın her başlanma sırasında kullanımının, stabil moleküler yanıt sağlaması açısından güvenli olduğu gözlemlendi. Yan etki profili açısından kullanımını sınırlayacak bir profile sahip olmaması nedeniyle KML tedavisinde tercih edilebilir bir molekül olarak düşünülmelidir.Item Multiple tromboses, hemolytic anemia; Catastrophic antiphospholipid syndrome, a case report(Elsevier, 2016-05) Alp, Tuğcan; Tırnova, S. Z; Gözden, Hilmi Erdem; Ersal, Tuba; Özkalemkaş, Fahir; Özkocaman, Vildan; Ali, Rıdvan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Hematoloji Anabilim Dalı.; AAH-1854-2021; AAJ-4354-2021; AAG-8495-2021; CEC-0994-2022; EBG-9307-2022; EVY-2006-2022; GXD-8209-2022Item Nodüler lenfosit predominant Hodgkin lenfoma tanılı hastalarda tek merkez deneyimi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-11-19) Candar, Ömer; Özkocaman, Vildan; Özkalemkaş, Fahir; Ersal, Tuba; Pınar, İbrahim Ethem; Yalçın, Cumali; Orhan, Bedrettin; Ali, Rıdvan; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları Anabilim Dalı/Hematoloji Bilim Dalı.; 0000-0001-7602-6926; 0000-0003-0014-7398; 0000-0001-9710-134X; 0000-0001-5419-3221; 0000-0001-9907-1498; 0000-0002-5129-2977; 0000-0003-3970-2344; 0000-0001-6486-3399Nodüler lenfosit predominant Hodgkin lenfoma (NLPHL) az görülen ve prognozu oldukça iyi olan bir hastalıktır. NLPHL tüm Hodgkin lenfomalı (HL) hastaların %5’ini oluşturmaktadır. Hastalıkla ilgili en önemli sorunlar hastalık nüksü, Hodgkin dışı lenfomaya transformasyon ve tedavi ilişkili yan etkilerdir. Erken evre hastalıkta tedavisiz izlem, cerrahi, tutulu alan radyot erapisi ve tek başına ritüksimab tercih edilirken, yüksek tümör yükü olan olgularda ve ileri evre hastalıkta kemoimmünoterapi kullanılır, radyoterapi eklenebilir. Hastalık nüksü sonrasında dahi tedavi yanıtları oldukça iyidir. Tedaviye yönelik verilerin tamamı retrospektif çalışmalardan gelmektedir. Çalışmamızda kliniğimizde Aralık 2011-Aralık 2020 tarihleri arasında NLPHL tanısı alan 10 hasta değerlendirildi. Hastaların medyan yaşı 36 (28-60) yıldı. NLPHL tanılı hastalar HL tanılı hastaların %2.08’ini oluşturmakta idi. Hastaların %80’ni (n=8) erkekti. Tanı anında hastalarımızın %70’ni (n=7) erken evre idi ve tüm hastaların ECOG (Doğu Kooperatif Onkoloji Grubu) performans skoru 0’dı. Hastalarımızın hepsinde başvuru şikayeti ele gelen lenfadenopatiydi. Tanı anındaki hemogram ve biyokimyasal parametreler normal referans aralığındaydı. Tüm hastalarımı- zın bakılan immünhistokimyasal boyamalarında CD20 pozitifliği mevcuttu ve yalnız 1 (%10) hastanın CD30 pozitifliği mevcuttu. Dokuz (%90) hastamıza ilk sıra tedavi olarak ABVD (doksorubisin, bleomisin, vinblastin, dakarbazin) kemoterapisi uygulandı. Bir (%10) hastamıza ise kombine modalite tedavisi (CMT) olan ABVD ile birlikte RT uygulandı. Bir hastamıza hastalık progresyonu nedeni ile diğer hastamıza ise geç nüks sebebi ile kurtarma tedavisi sonrası otolog kök hücre nakli yapıldı. Kliniğimizde tanı konulan NLPHL hastalarının Amerika ve Almanya gibi yabancı ülkelerde yayınlanan literatürlerde belirtilen insidans oranları ve verilen ilk basamak tedavi seçimi ile uyumsuz bir tablo oluşturmaktadır. Bu farklılığın Türkiye’den bildirilecek diğer verilerle karşılaştırılması ve tartışılması uygun olacaktır.Item Oral valganciclovir as preemptive therapy for cytomegalovirus infection in allogeneic hematopoietic stem cell transplant recipients(Amer Soc Hematology, 2014-12-06) Özkocaman, Vildan; Özkalemkaş, Fahir; Ali, Rıdvan; Karacan, Yasemin; Ersal, Tuba; Gözden, Hilmi Erdem; Erus, Tuğcan; Kazak, Esra; Akalın, Halis; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi.; 0000-0001-8616-4935; 0000-0002-1361-6213; GQR-0671-2022; AAG-8495-2021; AAI-5246-2020; AAJ-4354-2021; AAG-8459-2021; AAU-8952-2020; AAH-1854-2021Item The outcome of antifungal prophylaxis with posaconazole in patients with acute myeloid leukemia: A single-center study(Galenos Yayıncılık, 2018-07-26) Özkocaman, Vildan; Özkalemkaş, Fahir; Seyhan, Serdar; Ener, Beyza; Ursavaş, Ahmet; Ersal, Tuba; Kazak, Esra; Demirdöğen, Ezgi; Mıstık, Reşit; Akalın, Halis; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı.; 0000-0002-4803-8206; 0000-0002-7400-9089; AAI-3169-2021; AAG-8459-2021; AAH-1854-2021; AAJ-4354-2021; AAU-8952-2020; AAG-8523-2021; AAH-9812-2021; AAG-8495-2021; 6603145040; 6601912387; 56154853700; 15053025300; 8329319900; 56061031700; 24921238200; 14062849300; 6602564624; 57207553671Objective: Invasive fungal infections (IFIs) are a significant cause of morbidity and mortality among neutropenic patients undergoing chemotherapy for acute myeloid leukemia (AML) and stem cell transplantation. The aim of this study was to evaluate the real-life impact of posaconazole prophylaxis. Materials and Methods: Eighty-four adult patients were included with AML under remission induction chemotherapy and posaconazole prophylaxis. The 34 patients in the control group did not receive primary antifungal prophylaxis. The period between June 2006 and January 2009, when antifungal prophylaxis was not administered (control group), was retrospectively compared to the period between December 2010 and May 2012 when primary oral posaconazole prophylaxis was administered in similar conditions (posaconazole group) according to the use of antifungal agents for treatment, breakthrough infections, galactomannan performance, and the necessity for performing bronchoalveolar lavage (BAL) procedures. Results: The two groups were compared according to the use of antifungal agents; progression to a different antifungal agent was found in 34/34 patients (100%) in the control group and in 9/84 patients (11%) in the posaconazole group (p<0.001). There were four breakthrough IFIs (4/84, 4.8%) in the posaconazole group and 34 IFIs in the control group (p<0.001). In addition, 15/34 patients (44%) in the control group required BAL compared to 11/84 patients (13%) in the posaconazole group (p<0.001). Posaconazole treatment was discontinued within 7-14 days in 7/84 patients (8.3%) due to poor oral compliance related to mucositis after chemotherapy. Conclusion: Posaconazole appears to be effective and well-tolerated protection against IFIs for AML patients.Publication Potential modifications of the plasmic scoring system for predicting thrombotic thrombocytopenic purpura: Sometimes, less is more(Wiley, 2023-05-27) Orhan, Bedrettin; Özkocaman, Vildan; Akdemir, Çiğdem; Ersal, Tuba; Pınar, İbrahim Ethem; Yalçın, Cumali; Çandar, Ömer; Çubukcu, Sinem; Koca, Tuba Güllü; Ambarcıoğlu, Pınar; Ali, Rıdvan; Özkalemkaş, Fahir; ORHAN, BEDRETTİN; ÖZKOCAMAN, VİLDAN; AKDEMİR, ÇİĞDEM; PINAR, İBRAHİM ETHEM; YALÇIN, CUMALİ; CANDAR, ÖMER; ÇUBUKÇU, SİNEM; GÜLLÜ KOCA, TÛBA; ALİ, RIDVAN; ÖZKALEMKAŞ, FAHİR; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Hematoloji Anabilim Dalı/Dahiliye Bilim Dalı.; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları Anabilim Dalı.; 0000-0003-4168-2821; 0000-0003-3970-2344; 0000-0001-9907-1498; 0000-0001-7602-6926; ACW-2157-2022; JWP-2738-2024; KHE-5423-2024; KIE-5102-2024; JGM-6601-2023; JJP-2815-2023; EJN-7496-2022; AAJ-4354-2021; EOZ-1609-2022; JJB-0254-2023; GWQ-5007-2022; GXD-8209-2022; JJW-7463-2023IntroductionThrombotic thrombocytopenic purpura (TTP) is a life-threatening occlusive disease of the microcirculation characterized by systemic platelet plugs, organ ischemia, deep thrombocytopenia, and fragmentation of erythrocytes. One of the widely used scoring system to determine the clinical probability of TTP is the PLASMIC scoring system. This study aimed to evaluate the contribution of PLASMIC score modifications to sensitivity and specificity in patients with microangiopathic hemolytic anemia (MAHA) undergoing plasma exchange with a prediagnosis of TTP at our center.Materials and MethodsThe data of patients who were hospitalized with a previous diagnosis of MAHA and TTP and underwent plasma exchange at Bursa Uludag University, Faculty of Medicine, Department of Hematology between January 2000 and January 2022 were retrospectively analyzed.ResultsOverall, 33 patients (including 15 and 18 with and without TTP, respectively) were included in this study. Receiver operating characteristic (ROC) analysis revealed that the area under the curve (AUC) for the original PLASMIC score was 0.985 (95% confidence interval [95% CI]: 0.955-1.000), and AUC for the PLASMIC score without mean corpuscular volume (MCV) was 0.967 (95% CI: 0.910-1.000), which is close to the original AUC. With the removal of MCV from the scoring system, the sensitivity decreased from 100% to 93%, whereas the specificity increased from 33% to 78%.ConclusionsBased on the results of this validation study, removing MCV from the PLASMIC score led to the categorization of eight non-TTP cases in the low-risk category, and this could avoid unnecessary plasma exchange. However, in our study increasing the specificity was at the expense of the sensitivity by missing one patient with this new scoring system without MCV. Further multicenter studies with large sample sizes are required owing to the fact that different parameters may be effective in TTP prediction among different populations.Item Relaps refrakter multiple myelomda iksazomib, lenalidomid, deksametazon kombinasyonu deneyimi: Gerçek yaşam verisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-04-20) Ersal, Tuba; Özkocaman, Vildan; Yalçın, Cumali; Orhan, Bedrettin; Candar, Ömer; Çubukçu, Sinem; Koca, Tuba Güllü; Hunutlu, Fazıl Çağrı; Yavuz, Şeyma; Pınar, İbrahim Ertal; Ali, Rıdvan; Özkalemkaş, Fahir; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç hastalıkları Anabilim Dalı/Hematoloji Bilim Dalı.; 0000-0001-5419-3221; 0000-0003-0014-7398; 0000-0002-5129-2977; 0000-0003-3970-2344; 0000-0001-7602-6926; 0000-0001-9623-8096; 0000-0003-4168-2821; 0000-0002-4991-9830; 0000-0003-1250-644X; 0000-0001-9907-1498; 0000-0001-6486-3399; 0000-0001-9710-134Xİlk oral proteazom inhibitörü (PI) olan iksazomib, lenalidomid ve deksametazon (IRd) ile kombinasyon halinde relaps refrakter multipl miyelomun (RRMM) tedavisi için onaylanmıştır. Bununla birlikte, klinik çalışma sonuçları her zaman gerçek dünyadaki sonuçlarla örtüşmez. Bu çalışmanın amacı, gerçek yaşamda RRMM'li hastaların tedavisi için iksazomib bazlı kombinasyon tedavisinin sonuçlarını değerlendirmektir. Çalışmaya Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı’ndan toplam 45 RRMM tanılı hasta retrospektif olarak dahil edildi. Medyan takip süresi 15.9 ay (0.3-53.8) ve medyan yaş 66 (40-84) idi. Hastaların %8.8’i 2. sırada, % 15.5’i 3. sırada, %35.5’i 4. sırada ve %40’ı da ≥5. sırada iksazomib aldı. Genel olarak, IRd’den önce hastaların %100’ü PI (bortezomib %100, karfilzomib %31.1), %88.8’i immünomodülatör ilaç (IMID) (lenalidomid %86.6, pomalidomid %33.3, talidomid %4.4) almış ve %55.5’ine de otolog kök hücre nakli yapılmıştır. Hastaların hepsi lenalidomid ve deksametazon ile kombinasyon halinde iksazomib almıştır. Tedavi, yan etki nedenli düşük bir kesilme oranıyla (%6.6) iyi tolere edilmiştir. En sık görülen yan etkiler sitopeni (%50) ve enfeksiyon (%25) olmuştur. Genel yanıt oranı %77.7, çok iyi kısmi yanıt oranı %20, tam yanıt oranı % 28,5 kısmi yanıt oranı %11.4, minimal yanıt oranı %5.7, stabil hastalık oranı %5.7, progresif hastalık oranı %28.5 saptandı. İksazomib tedavisinde medyan progresyonsuz sağkalım (PFS) 29.1 aydı (%95 GA 17.2–40.9). PFS 12 ve 24 ayda sırasıyla %75 ve %59 idi. Medyan genel sağkalım (OS) 22.6ay (%95 GA 18.8–40.9) idi; OS 12 ve 24 ayda sırasıyla %73 ve %49 idi. Gerçek yaşamda RRMM hastalarında IRd etkili, güvenli ve oral verilebilmesi nedeniyle kolay uygulanabilir bir rejimdir.Item Relaps/refrakter Hodgkin lenfoma hastalarının otolog hematopoetik kök hücre nakil sonuçları ve risk faktörü etkilerinin retrospektif değerlendirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-08-03) Gürsoy, Vildan; Elgün, Ezel; Ersal, Tuba; Pınar, İbrahim Ethem; Özkalemkaş, Fahir; Özkocaman, Vildan; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları Anabilim Dalı.; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları Anabilim Dalı/Hematoloji Bilim Dalı.; 0000-0003-4389-9936; 0000-0001-5419-3221; 0000-0001-9907-1498; 0000-0001-9710-134X; 0000-0003-0014-7398Otolog hematopoetik kök hücre nakli (OHKHN) relaps/refrakter Hodgkin lenfoma (HL) için kurtarma tedavisi sonrasında uygulanılan standart bir tedavidir. Çalışma ile merkezimizdeki relaps/refrakter HL tanılı OHKHN uygulanılan hastaların hastalıksız (DFS) ve genel sağkalım (OS) saptamasını ve risk faktörlerinin sağkalım üzerindeki etkisini incelenmeyi amaçladık. Merkezimizde Ocak 2009–Mart 2020 tarihleri arasında takipli OHKHN uygulanılan 314 hastanın 35 (%11)’i HL tanılıydı. Çalışmaya relaps/refrakter HL tanılı 18 yaşından büyük OHKHN uygulanılan 35 hasta dahil edildi. Hastaların %46’sı kadındı. Medyan tanı yaşı 29 (14-62) ve nakil yaşı 33 (22-62)’idi. Primer kemoterapi sonrasında hastaların %66’sında remisyon sağlanırken %34’ü refrakter kaldı. Relaps/refrakter HL’ye uygulanılan kurtarma tedavisi sonucunda %6 parsiyel yanıt, %26 tam yanıt, %68 refrakter kabul edildi. OHKHN sonrası hastaların %49’unda remisyon sağlanırken, %51’inde relaps gelişti. OHKHN sonrasında relaps olan hastaların tedavi yanıtında %39’u remisyon, %17’si refrakter, %44’ü hayatını kaybetti. Hayatını kaybeden hastaların %88'i lenfoma kaynaklı, %12’si lenfoma harici nedenden kaybedildi. OHKHN sonrası hastaların ortalama OS 99(±8,9) ay; DFS 60(±10,7) aydı. OHKHN sonrası relaps süresi 12 ay altında (p=0,033) ve relaps anındaki sedimentasyon düzeyinin normal olması (p=0,021) DFS için anlamlı; relaps anında LDH düzeyinin normal olması (p=0,022) OS için anlamlı olduğu saptandı. Çok değişkenli analizde OS üzerinde etkili prognostik risk faktörü saptanmadı. Diğer taraftan DFS üzerinde; hemoglobin düzeyinde bir birimlik artışın relaps riskini 1,67 kat arttırdığı, nötrofil engraftmanında bir birimlik artışın relaps riskini %30 ve relaps süresi 12 ay üzerinde olmasının relaps riskini %85 düzeyinde azalttığı saptandı. Çalışmamızda hastaların birkaç risk faktörünün OHKHN sağkalımı ve süresi üzerinde etkili olduğunu saptadık. Ancak daha anlamlı sonuçlar için çalışmaların örneklem grubunun genişletilmesi ve takip süresinin uzatılması gerekmektedir.Item Rituksimab ile başarılı şekilde tedavi edilen immun trombositopenili kronik lenfositik lösemi: Olgu sunumu(Uludağ Üniversitesi, 2013-09-17) Irmak, Gönül; Özkocaman, Vildan; Özkalemkaş, Fahir; Ersal, Tuba; Ali, Rıdvan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları Anabilim Dalı.Kronik lenfositik lösemi (KLL) klinik seyri sırasında otoimmun hastalıklarla komplike olabilmektedir. İmmun trombositopeni (İT) KLL seyrinde %2 oranında görülür. Bununla birlikte varlığı kötü prognoz ile ilişkilidir. İT ile birlikte olan KLL'nin standart bir tedavisi yoktur. Kırksekiz yaşında erkek olguya Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D.'da evre I KLL tanısı konuldu. İlk tanıda trombosit 4.810/mmᵌ idi. Birinci basamak tedavi olarak 1 mg/kg/gün dozunda steroid verildi. Yanıt alınamadı. İki gün yüksek doz İVİG (1 g/kg/gün) tedavisi uygulandı. Yine yanıt alınamadı. Sitotoksik tedavi olarak 1 kür R-CHOP kemoterapisi uygulandı. Tedavinin 3. haftasından sonra trombositler 25.000/mm³'nin altında seyretti. Bir miktar yanıtlı gördüğümüz hastamıza 1 hafta ara ile 375 mg/m²/gün dozunda toplam 4 hafta rituksimab tedavisi uygulandı. Tedavi sonunda trombosit sayısı maksimum 95.000/mmᵌ'e ulaşırken 4. doz sonrası trombosit değeri 52.900/mm³ idi. Kısmi yanıtlı kabul edildi. Biz olgumuzda rituksimab tedavisinin etkili ve iyi tolere edilen bir alternatif olduğunu düşünmek teyizPublication Severe aplastic anemia and a healthy pregnancy immediately following syngeneic transplantation: An extremely rare case report(Elsevier Science Inc, 2023-04-27) Gürsoy, Vildan; PINAR, İBRAHİM ETHEM; Pınar, İbrahim Ethem; Özkalemkaş, Fahir; ÖZKALEMKAŞ, FAHİR; Ersal, Tuba; ERSAL, TUBA; GÜLDEREN, ESRA; Özkocaman, Vildan; ÖZKOCAMAN, VİLDAN; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları Anabilim dalı.; 0000-0001-9907-1498; JWP-2738-2024; JGM-6601-2023Aplastic anemia is potentially fatal, particularly if the disease does not respond to immunotherapy and progresses to severe pancytopenia. Allogeneic hematopoietic stem cell transplant from an HLA-matched sibling donor, the first-line treatment in patients younger than 40 years, is used as a curative treatment option in severe aplastic anemia. The availability of an identical twin donor is infrequent, and there is limited experience in this context. Additionally, the choices for a conditioning regimen for a syngeneic transplant to prevent engraftment failure and the necessity of graft-vs-host disease prophylaxis are controversial. Although long-term survival gradually increases after an allogeneic hematopoietic stem cell transplant, hypogonadism and infertility are the main problems that significantly affect patients' quality of life. We present a patient diagnosed with severe aplastic anemia who has had a healthy pregnancy immediately after a syngeneic transplant.Publication Systemic inflammatory indices for predicting prognosis of myelofibrosis(Nature Portfolio, 2023-08-02) Ersal, Tuba; Özkocaman, Vildan; Pınar, İbrahim Ethem; Yalçın, Cumali; Orhan, Bedrettin; Candar, Ömer; Çubukcu, Sinem; Koca, Tuba Güllü; Hunutlu, Fazıl Çağrı; Yavuz, Şeyma; Ali, Ridvan; Özkalemkaş, Fahir; ERSAL, TUBA; ÖZKOCAMAN, VİLDAN; PINAR, İBRAHİM ETHEM; YALÇIN, CUMALİ; ORHAN, BEDRETTİN; CANDAR, ÖMER; ÇUBUKÇU, SİNEM; GÜLLÜ KOCA, TÛBA; HUNUTLU, FAZIL ÇAĞRI; YAVUZ, ŞEYMA; ALİ, RIDVAN; ÖZKALEMKAŞ, FAHİR; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları Anabilim Dalı/Hematoloji Bilim Dalı.; 0000-0001-9907-1498; 0000-0003-4168-2821; 0000-0003-3970-2344; 0000-0002-4991-9830; AAJ-4354-2021; FQG-8981-2022; JGM-6601-2023; KIE-5102-2024; ACW-2157-2022; EOZ-1609-2022; JJB-0254-2023; GWQ-5007-2022; KCK-7512-2024; GXS-5860-2022; GXD-8209-2022; JIW-1248-2023The impact of inflammatory markers such as systemic immune-inflammation (SII) index and systemic inflammation response index (SIRI) on myelofibrosis (MF) prognosis was evaluated for the first time in this study. Data from 60 patients diagnosed with MF between March 2011 and September 2022 were retrospectively analyzed. In addition to disease-related markers, the impact of SII and SIRI on prognosis was evaluated. In our study, the overall median survival (OS) was 64 months. OS was significantly shorter in patients older than 65 years, with high ferritin and lymphocyte levels, transfusion dependence at diagnosis, platelet count below 100 x 10(9)/L, Hb level below 8 g/dl, and high risk according to the dynamic international prognostic scoring system (DIPSS)-Plus score. When these variables were included in the multivariate Cox regression model, it was found that being older than 65 years, having a high ferritin value, being at high risk according to the DIPSS-plus score and Hb values below 8 increased the risk of death. Platelet-to-lymphocyte ratio (PLR) and SII index were lower in patients with a fatal outcome. No statistically significant relationship was found between SIRI and mortality. The findings of this study showed that low PLR and high ferritin were associated with poor prognosis in MF. Elevated SII and SIRI, evaluated for the first time in patients with myelofibrosis, did not predict prognosis. Since non-inflammatory variables play a role in the pathogenesis of MF, bone marrow indicators and systemic inflammation indicators derived from hematologic parameters may not be accurate.Publication The effect of cryopreservation on engraftment kinetics in fully matched allogeneic stem cell transplantation: Real-life data and literature review(Pergamon-Elsevier Science Ltd, 2023-12) Ersal, Tuba; Özkocaman, Vildan; Yalçın, Cumali; Orhan, Bedrettin; Candar, Ömer; Çubukçu, Sinem; Koca, Tuba Güllü; Hunutlu, Fazıl Cağrı; Özkalemkaş, Fahir; ERSAL, TUBA; ÖZKOCAMAN, VİLDAN; YALÇIN, CUMALİ; ORHAN, BEDRETTİN; CANDAR, ÖMER; ÇUBUKÇU, SİNEM; GÜLLÜ KOCA, TÛBA; HUNUTLU, FAZIL ÇAĞRI; ÖZKALEMKAŞ, FAHİR; Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları/Hematoloji Bölümü; 0000-0003-3970-2344; 0000-0002-4991-9830; AAJ-4354-2021; JJP-2815-2023; KIE-5102-2024; ACW-2157-2022; JWF-3713-2024; JJB-0254-2023; GWQ-5007-2022; KCK-7512-2024; JJW-7463-2023Introduction: The standard approach for allogeneic stem cell transplantation (allo-SCT) is to administer donor cells on the same day as a fresh product to a patient who has been given a preparative regimen. The difficulty in collecting and transporting donor cells, especially during the COVID-19 pandemic, has made it essential to collect and cryopreserve the grafts before the recipient begins the transplant preparation regimen. However, the shortand long-term impacts of cryopreservation on transplant outcomes remain controversial. Materials and methods: This retrospective study included 93 patients who underwent allo-SCT between January 2012 and August 2022 at the Stem Cell Transplant Unit of Bursa Uludag University Faculty of Medicine using frozen and fresh products of peripheral blood stem cells from a fully matched sibling donor. The effect of cryopreservation of donor grafts on engraftment kinetics was investigated. Results: Frozen and fresh products were used in 37 and 56 patients, respectively. The majority of patients had acute myeloid leukemia and acute lymphoblastic leukemia. The median age at transplantation was 41 years. Neutrophil engraftment time was similar between the two groups (median: 14 vs. 16 days, p = 0.393). Platelet engraftment time was longer in the frozen product group (median: 12 vs. 15 days, p < 0.001). There was no statistically significant difference between freezing time and viability. The acute graft-versus-host disease (GVHD) rate was 37.8 % in the frozen product group and 28.6 % in the fresh product group (p = 0.349). There was no significant difference between the two groups in terms of primary and secondary graft failure, chronic GVHD, 30-day chimerism, relapse, overall survival, progression-free survival, and nonrelapse mortality. Conclusion: Having donor cells ready before transplantation significantly prevents donor-induced adverse events and provides confidence and practicality to both the clinician and the recipient. Allo-SCT with frozen products is a successful method that can be safely applied, especially when disruptions in donor-derived cell collection or transportation are foreseen.