Browsing by Author "Şakar, Mehmet"
Now showing 1 - 5 of 5
- Results Per Page
- Sort Options
Item Bidat ehli ravinin rivayetinin kabulündeki içtihat farklılığının hadis tenkidine yansımaları: Abdürraûf el-Münâvî ve Ebü’l-Feyz Ahmed el-Gumârî örneği(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-11-18) Şakar, Mehmet; Bursa Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi/Temel İslam Bilimleri Bölümü.; 0000-0002-8101-8469Hadis münekkitlerinin bidat ehli ravilerin rivayetlerine yaklaşımlarında ihtilaf içinde oldukları bilinmektedir. Buna paralel olarak birçok hadisin sıhhat değerlendirilmesinde farklı hükümler ortaya çıkmıştır. Bu makalenin konusu da mezkûr ihtilafın hadislerin sıhhatini tespitte doğurduğu farklı neticeleri, belirlenen örnekler üzerinden göstermeyi amaçlamaktadır. Böylece meṭāʿıni ʿaşere olarak bilinen cerh sebeplerinin hepsinin ittifakla kabul edilmediği görülecektir. Konunun araştırılmasında Ebü’l-Feyz Ahmed el-Gumârî’nin Abdürraûf el- Münâvî’ye getirdiği itirazlar örnek olarak kullanılmıştır. Önce ravi ve rivayeti ardından da Münâvî ve Ebü’l-Feyz Ahmed’in rivayet hakkındaki değerlendirlmeleri gösterilmiş ve genel bir hüküm çıkarılmaya çalışılmıştır. Konunun cerhtaʿdîlin içtihadîliği ile yakından alakalı ol- masından ötürü, örneklere geçilmeden önce cerh-taʿdîlin içtihadîliği konusu tartışılmıştır. Bu- rada cerh-taʿdîlin içtihadîliğinin sınırları gösterilmeye çalışılmıştır. Buna göre rivayetlerin kabulü için ravinin adalet ve zabt şartlarını taşıması münekkitler arasında ittifakla gerekli görülmektedir. Ancak neyin adaletin gerçekleşmesini sağlayan unsurlardan sayılacağında ortak bir karardan bahsedilemez. Cerhtaʿdîlin içtihadî yönüne yapılan bu vurgulardan sonra münekkitlerin bidat ehli ravinin rivayetlerinin kabul edilip edilmeyeceği hususunda düştükleri ihtilaftan bahsedilmiştir. Böylece bidat ehlinin rivayetleri meselesinin tartışmaya açık bir konu olduğu gösterilmiş olacaktır.Item Ebu'l-Feyz el-Gumârî ve hadisçiliği(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-07-05) Şakar, Mehmet; Karahan, Abdullah; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı/Hadis Bilim Dalı.; 0000-0002-8101-8469Mağrib, hadis ilimleri açısından seçkin bir yere sahiptir. Bölgede tarih boyunca yetişen birçok hadis âlimi İslam kültür tarihine önemli katkılarda bulunmuştur. Son dönem mu-haddislerinden Ebu'l-Feyz Ahmed b. Muhammed b. es-Sıddîk, Mağrib’in yetiştirdiği önemli hadis âlimlerinden biridir. Velût bir araştırmacı olan Ebu'l-Feyz Ahmed, hadis tenkidi açısından da son dönemin öne çıkan şahsiyetleri arasında zikredilir. Kendisini müçtehit olarak kabul etmesi, uzmanlaştığı hadis ilimleri sahasında gerek rivayetlerin de-ğerlendirmesi gerekse de raviler hakkında verilen cerh-ta‘dîl hükümlerinin tenkidi konu-sunda kendine has neticelere ulaşmasını sağlamıştır. Sahip olduğu ilmî kişiliğin yanında içtihat taraftarlığı, bir tarikat şeyhi olması, Şiî düşünceler taşıması ve modern İslam anla-yışına karşı mücadele etmesi, Ebu'l-Feyz Ahmed’in başta hadis olmak üzere çeşitli İslâmî ilimlerdeki konumunu daha dikkat çekici kılmaktadır. “Ebu'l-Feyz Ahmed el-Gumârî ve Hadisçiliği” isimli bu çalışma, yirminci asrın ilk yarısında Mağrib’in ilmî, siyasî ve sos-yolojik durumu ile Ebu'l-Feyz Ahmed’in hayatı, ilmî kişiliği ve hadis tenkidinde takip ettiği metodu konu edinmektedir. Buna göre; Ebu'l-Feyz Ahmed’in yaşadığı dönemde Mağrib’in siyasi ve kültürel durumu irdelenmiş, İslam dünyasının o dönemdeki ilim mer-kezleri ve Mağrib’in hadis ilimleri açısından durumu değerlendirilmiş ve Ebu'l-Feyz Ah-med’in hangi metotları kullanarak rivayetler hakkında hükme vardığı ve yerleşik usûl kurallarına ne derecede bağlı kaldığı gösterilmeye çalışılmıştır. Çalışmada Ebu'l-Feyz Ahmed’in rivayet tenkidinde hadisçilerle aynı metodu (isnad tenkidi) kullandığı tespit edilmiştir. Ancak onu ayrıcalıklı kılan husus, hadisçilere isnad sisteminin kullanımında ciddi eleştiriler getirmesi olmuştur. Hadisleri tashîh etmede, merdûd hadislerin makbul hale gelmesini sağlayan bazı metotları kullanmada son derece geniş (mütesâhil) davran-dığı tespit edilmiştir.Item Hz. Peygamber’in ilk vahyin akabinde intiharı düşünmesi ile ilgili rivayetlerin tahlil ve tenkidi(Uludağ Üniversitesi, 2017) Kahraman, Hüseyin; Şakar, Mehmet; Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi.; Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü.Hz. Peygamber’in vahiyle ilk karşılaşma anı ve sonrası hadis kitaplarındaki rivayetler yoluyla detaylı olarak anlatılmaktadır. Tüm rivayetler İlk gelen vahiyden sonra vahyin bir dönem kesildiğini belirtmiştir. Yalnız rivayetler arasında biri, diğerlerinde olmayan bir idrâc ile karşımıza çıkmıştır. Buna göre Hz. Peygamber vahyin kesilmesine çok üzülmüş, kendini yüksek dağlardan aşağı atmayı bile düşünmüştür. Fakat rivayet dikkatle incelendiğinde Zührî’nin, intihar teşebbüsü hadisesini, senedde kopukluk olduğunu gösteren “beleğanâ” lafzıyla rivayet ettiği görülmektedir. Bu durum mezkûr rivayetin sened tenkidi doğrultusunda araştırılmasını gerekli kılmıştır. Ayrıca olayın ana temasının intihar gibi Allah’ın ve Hz. Peygamber’in yasakladığı bir fiil olması rivayetin muhteva açısından da incelenmesinin gerekli olduğu sonucunu doğurmuştur.Item Seyyid Salih Ebubekr'in el-Advâu'l-Kur'âniyye isimli eserinin hadislerin Kur'ân'a arzının problemleri çerçevesinde değerlendirilmesi(Uludağ Üniversitesi, 2015-07-24) Şakar, Mehmet; Karahan, Abdullah; Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı/Hadis Bilim Dalı.İslam'ın ilk dönemlerinden itibaren türemeye başlayan yeni mezhepler, görüşlerini destekleyebilmek için hadis uydurmuşlardır. Bunlara züht ve dünyalık elde etme arzusu ile hadis uydurma gibi sebepler de eklendiğinde tüm bu sâiklerden kaynaklanan hayli yekünlü bir uydurma hadis koleksiyonu ile ortaya çıkmıştır. Çok geçmeden bu tehlikeli durumun farkına varan İslam âlimleri, gerekli tedbirleri almaya başlamışlardır. Alınan tedbirlerin başında hadisleri rivayet edenlerin dini/ahlaki durumları ile aldıkları hadisleri bozulmadan koruyabilme güç ve istidatlarının incelenmesi gelmektedir. Cerh ve ta'dil denen ve hadisin senediyle ilgili olan bu tedbirlerin yanına, hadislerin metninin tenkidi metodunu da eklemişlerdir. Çeşitli açılardan incelenen metin tenkidi kriterlerinden biri de hadislerin Kur'ân ile bir çelişkisinin olup olmadığı konusudur. Adına "Kur'ân'a arz" denen bu kritere göre Kur'ân'ın açık bir nassı ile çelişen bir hadis, senedi sahih de olsa, kabul edilmeyecektir. Fakat bu tedbir İslam dışı değişik fikirlerden etkilenenler tarafından art niyetlilik ile ya da safdillilik ile ya istismar edilmiş ya da kullanılmayacak yerlerde kullanılmıştır. Hadislerin Kur'ân'a arzı meselesi birçok kitapta incelenmiştir. Konu hakkında yapılan çalışmalardan biri de es-Seyyid Salih Ebûbekr'in "el-Advâu'l-Kur'âniyye fi-ktisâhi'l-ehâdîsi'l-isrâiliyye ve tethîru'l-Buhâriyyi minhâ" adlı eseridir. Arz işini yapan kişinin gerekli dikkati göstermediği taktirde hataya düşmesi kesin gibidir. Müellif de aynı hatalara düşmüş ve hatalı arz örnekleri vermiştir. Bu çalışmada, kitapta verilen hatalı arz örneklerinden bazıları "arzın problemleri" adı altında incelenmek üzere ele alınmıştır.Item Uyku ile namazın terki arasında bağlantı Kuran iki hadis ve delaletleriyle ilgili değerlendirmeler(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-12-01) Şakar, Mehmet; Kahraman, Hüseyin; Bursa Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi/Temel İslam Bilimleri Bölümü.; 0000-0002-8101-8469; 0000-0002-1345-4429Kur’an ve sünnette en çok zikri geçen ibadet namazdır. Namazdan bahseden ayet ve hadislerin bir kısmında onun vaktinde edasına engel durumlardan bahsedilmiş ve bunlara çözümler sunulmuştur. Bu konudan bahseden hadislerden anlaşıldığına göre din, namazın vaktinde eda edilmesine engel bir mazeret olarak sadece uyku ve unutmaya vurgu yapar. Dinin bu yaklaşımı yani bir namazın ancak uyku veya unutma sebebiyle terk edilebileceğini kabul etmesi, geniş çerçevede, amel ile iman arasında bir bağlantı kurmaya da müsait görünmektedir. Nitekim namazın kendi vaktinde eda edilmesine engel durumları uyku ve unutma olarak sayan hadisler, telafi olarak bunların uyanınca veya hatırlanınca kılınmasını istemekte ve dolayısıyla her- hangi bir yaptırımdan ve cezadan bahsetmemektedir. Hadis kitaplarında bu duruma somut örnek olabilecek rivayetler vardır. Bunların birinde Allah resûlü sabah namazlarına uyanamayan sahabiye “Namazını uyanınca kıl!” buyurmakta, gecenin tamamını uyku ile geçiren bir başkasını da “Kulağına şeytan bevletmiş!” ifadesiyle tavsif etmektedir. Hz. Peygamber’in bu tepkiyle yetinmesi, bazı çevreler tarafından “Amel imanın şartlarından değildir.” şeklinde yorumlanmıştır. Bu bakış tarzından öyle anlaşılıyor ki, dinin temelini oluşturan ibadetlerden olan namaz konusunda, imana zarar verebilecek bir probleminin mutlaka ve hatta şiddetli bir şekilde cezalandırılması beklenecektir. Makalede bu yorumun haklılık payı araştırılmaktadır. Zira uykunun istem dışı olmasının ve bir ibadetin böyle bir mazerete binaen terk edilmesinin, amel-iman ilişkisi gibi ciddi bir konuda örnek ve delil sayılması tenkide değer görünmektedir. Bu açıdan araştırma, ameliman münasebeti tartışmalarında öne sürülen delillerin amaca uy- gunluğunu belirleme konusunda bir örnek addedilebilecek durumdadır.