Sosyal Bilimler Yüksek Lisans Tezleri / Master Degree

Permanent URI for this collection

Browse

Recent Submissions

Now showing 1 - 20 of 4034
  • ItemOpen Access
    Hammâd b. Ebû Süleyman’ın hadisçilik anlayışı
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-12-22) Kocatürk, Esra; Kahraman, Hüseyin; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı/Hadis Bilim Dalı.; 0009-0007-7850-5657
    Hanefî silsilenin önemli köşe taşlarından biri olan Hammâd b. Ebû Süleyman; Abdullahb. Mes‘ûd, Hz. Aişe ve Hz. Ali gibi fakih sahâbîlerin ilmî anlayışlarıyla şekillenen Kûfe ekolünün de inşacılarından biridir. Ehl-i re’y olarak da adlandırılan bu ekolün rivayet ilmi konusundaki yaklaşım ve yöntemlerinin, haber merkezli teşrî usulünü benimseyen ehl-i hadîsten farklı olduğu görülmektedir. Hammâd b. Ebû Süleyman özelinde bu farkı ortaya koyabilmek amacıyla hazırlanan bu tezde, ehl-i hadîsin yaklaşım ve usullerini en belirgin şekilde yansıttığı düşünülen Kütüb-i Tis‘a’da mevcut Hammâd rivayetleri incelenmiştir. Bu inceleme neticesinde Hammâd’ın rivayetlerinde inkıtâ, infirâd, idrâc ve mana rivayeti gibi hadis münekkitlerinin cerh unsuru olarak telakki ettikleri birtakım tasarruflar olduğu müşahede edilmiştir. Ancak ehl-i hadîs ölçütleri doğrultusunda şekillenen rivayet esaslarının aksine bu hususiyetlerin, bir ehl-i re’y fakihi olarak telakki edilen Hammâd’ın rivayet anlayışı ve yöntemine işaret eden bilinçli (farkındalıklı) tasarrufları olduğu düşünülmektedir.
  • ItemOpen Access
    Kadın karar vericilerin uyuşmazlık çözümüne yönelik politikaları: Margaret Thatcher ve Tansu Çiller örnekleri üzerinden bir analiz
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-01-02) Akkuzu, Sema; Koyuncu, Çiğdem Aydın; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı/Uluslararası İlişkiler Bilim Dalı.; 0009-0000-2860-8745
    “Dış politika karar verme mekanizmalarında yer alan kadın liderler özellikle uyuşmazlık durumlarında, daima barışçıl ve uyumlu davranarak feminen çizgide mi yoksa alanın hakim doğasına uyum göstererek çatışma ve saldırganlığı temel alan maskülen çizgide mi politikalar izlerler?” sorusuna yanıt arayan bu çalışma, döneminin iki önemli kadın lideri olan Margaret Thatcher ve Tansu Çiller örnekleri temelinde bir analiz yapmayı hedeflemektedir. Çalışmada, kadınların karar verme mekanizmalarındaki konum ve sorunları ile özellikle uyuşmazlık süreçlerindeki politikalarının analizinde çok boyutlu, kapsamlı ve farklı bir bakış açısı sunduğu düşünülen feminist teoriden yararlanılmıştır. Feminist teorinin yaklaşımları çerçevesinde Margaret Thatcher’ın Başbakanlık görevini yürüttüğü süreçte gerçekleşen Falkland (Malvinas) Adaları Savaşı’nda İngiltere ve Arjantin’in sıcak çatışma içerisine girmesi ile Tansu Çiller’in Başbakanlık görevini yürütürken yaşanan Türkiye ve Yunanistan arasındaki Kardak (Imia) kayalıkları krizinin sıcak çatışmaya varmasa da iki ülke arasında büyük bir gerilime yol açması değerlendirildiğinde kadın liderlerin uyuşmazlık süreçlerinde daima barışçıl ve uyumlu politikalar izleyecekleri yönündeki söylemin/ön kabulün gerçeklikle örtüşmediği tespit edilmektedir. Nitekim çalışmanın kapsamı gereği; iki farklı coğrafya, kültürel yapı ve döneme sahip iki farklı kadın karar vericinin benzer süreçler deneyimleyerek son derece sert ve çatışmacı söylem ve politikaları takip ettikleri sonucuna ulaşılmıştır. Dolayısıyla çalışma, seçilen iki kadın lider temel alınarak kadınların, dış politika karar verme mekanizmalarında yükselirken karşılaştıkları zorlukların ve konumlarını korumak adına sürdürdükleri maskülen nitelikteki benzer politikaların nedenlerini anlamayı hedeflemektedir.
  • ItemOpen Access
    Türkiye'de kripto para biriminin benimsenmesini etkileyen faktörler
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-01-03) Muslih, Hely; Akay, Hülya Kanalıcı; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/İktisat Anabilim Dalı/İktisat Bilim Dalı.; 0009-0001-6510-0227
    Kripto para biriminin benimsenmesindeki artış, tarihsel kabul kalıplarını ve teknolojik yeniliklere karşı direnci yansıtan çağdaş bir sosyo-ekonomik olguyu sunmaktadır. Satoshi Nakamoto'nun 2009 yılında piyasaya sürülmesiyle ortaya çıkan kripto para birimleri, dijital ve merkezi olmayan doğalarına rağmen önemli bir yatırım aracına dönüşmüştür. Minimum maliyetlerle 7/24 anlık işlem yapılmasını kolaylaştıran bu platformlar, yüksek kazanç potansiyelleriyle dünyanın ilgisini çekmektedir. Bu araştırma, Türkiye'de bireysel yatırımcıların kripto para birimlerini benimseme niyetlerini etkileyen faktörleri incelemektedir. Güvene, öznel normlara, performans beklentilerine, algılanan risklere ve finansal okuryazarlığa odaklanan metodolojimiz, bunların bireysel yatırımcıların kripto para birimi kullanım niyetleri üzerindeki etkisini araştırmaktadır. Temel bulgular, Türkiye'de kripto para birimini benimseme niyetlerini şekillendirmede öznel normların, performans beklentilerinin ve güvenin önemini doğruluyor. Tersine, algılanan risk ve finansal okuryazarlığın istatistiksel olarak anlamlı bir etkisinin olmadığı bulundu. Uygulanan anket yöntemiyle elde edilen temel bulgular, Türkiye'de kripto para birimini benimseme niyetlerini şekillendirmede öznel normların, performans beklentilerinin ve güvenin önemini doğrulamaktadır. Kripto para piyasası gelişmeye devam ederken, bu dinamikleri anlamak, bilinçli kararları ve düzenleyici çerçeveleri geliştirmek için çok önemli hale gelmektedir.
  • ItemOpen Access
    Adli kolluk-idari kolluk ayrımı bağlamında Türkiye’de suç kolluğu
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-02-05) Eşmeli, Barış; Kangal, Zeynel T.; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Kamu Hukuku Anabilim Dalı/Hukuk Bilim Dalı.; 0009-0007-3265-3216
    Türkiye’de genel kolluk teşkilatlanmasından ayrı bir adli kolluk kurulması düşüncesi ve talepleri 60 yıldan fazladır gündemdedir. Kurulacak adli kolluğun teşkilatlanmasının nasıl olacağına dair ise farklı öneriler sunulmuştur.1961 Anayasasına adli kollukla ilgili hüküm eklenmesi önerisiyle başlayan süreç 1992 yılında Adli Kolluk Kanun Tasarısı hazırlanmasıyla devam etmiştir. 1997 yılında ikinci kez Adli Kolluk Kanun tasarısı hazırlanmıştır. Ancak iki tasarı da içişleri Bakanlığı’nın karşı çıkması üzerine meclise gönderilmeden geri çekilmiştir. 1999 yılında Türkiye’nin AB’ye tam üyelik adaylığı kesinleşince adli kolluk kurulması çalışmaları yeniden gündeme gelmiştir. 2001 yılında1997 yılındaki Adli Kolluk Kanun Tasarısına benzer şekilde bir tasarı hazırlanmışsa da bu tasarıda meclise gönderilememiştir. En sonunda 04.12.2004 tarihinde kabul edilen 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Türkiye’de ilk kez genel kolluktan ayrı bir adli kolluk kurulmuştur. Bu çalışmada idari kolluk-adli kolluk ayrımının tarihçesi incelenerek ülkemizin kolluk kültürünün ve kolluk teşkilatlanması seyrinin ne olduğu tespit edilmeye çalışılacaktır. Ayrıca idari kolluk-adli kolluk ayrımı konusunda hangi sistemleri bulunduğu incelenecektir. Savcı ve kolluk arasındaki ilişkiye göre hangi uygulamaların söz konusu olabileceği açıklanacaktır. Ülkemizde uygulanan sistemin ve savcı kolluk ilişkisi uygulamasının ortaya çıkardığı sorunlar irdelenecektir. Bu sorunun çözümü konusunda hangi sistemin ve uygulamanın işe yarayabileceğine dair önerilerde bulunmaya çalışılacaktır.
  • ItemOpen Access
    Eşref Mustafa Paşa'nın Divan-ı Eşrefü'ş-Şu'ara'sı (1-66. sayfalar) (inceleme-metin)
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-09-25) Çataloğlu, Asuman; Ercan, Özlem; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı/Eski Türk Edebiyatı Bilim Dalı.; 0009-0007-2602-5643
    Bu çalışma, XIX. Yüzyılda yaşamış olan Divan şairlerinden Eşref Paşa'nın hayatı, edebî kişiliği ve Divanı'nın tespit edilen üç nüshasını esas almaktadır. Çalışma dört bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde Eşref Paşa'nın hayatı hakkında bilgiler verilip edebî kişiliği incelendi. İkinci bölümde Divan'ın incelemesi yapıldı. Eşref Paşa Divanı'ndaki nazım şekilleri ve türleri, ahenk unsurları, dil ve üslup özellikleri ve muhteva özellikleri incelendi. Üçüncü bölümde metni oluştururken izlenmiş olan yollar gösterildi. Tespit edilen nüshalar tanıtıldı. Dördüncü bölümde ise tenkitli metin yer almaktadır. Hazırlanan bu yüksek lisans tezinde Divan'dan ve kaynaklardan elde edilen bilgilerden hareketle Eşref Paşa'nın Türk Edebiyatı içindeki yeri ve önemi tespit edilmeye çalışıldı.
  • ItemOpen Access
    Arama kurtarma STK'larının örgütlenme biçimi: Bursa örneği
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-08-16) Güler, Kamuran Gülcan; Aydın, Mustafa Berkay; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Sosyoloji Anabilim Dalı/Sosyoloji Bilim Dalı.; 0000-0005-4057-0061
    Bu çalışmanın amacı, sivil toplum unsuru olarak Bursa'daki arama-kurtarma STK'larının örgütlenme biçimlerini anlamak ve bu yapıların özgünlüğünü ve çeşitliliğini bütüncül bir yaklaşımla ortaya koymaktır. Bu amaç doğrultusunda STK'lar; organizasyon yapıları, finansal kaynakları, ağ mekanizmaları, gönüllü politikaları, üye profilleri ve faaliyet alanları açısından incelenmiş ve örgütlenme biçimleri açısından aralarındaki benzerlik ve farklılıklar ortaya konmaya çalışılmıştır. Araştırma uygulamalı ve alan araştırması türündedir ve nitel bir çalışmadır. Veri toplama yöntemi olarak derinlemesine analiz yapılmasına olanak tanıyan nitel araştırma tekniklerinden yüz yüze ve yarı-yapılandırılmış görüşme yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini Bursa AFAD'dan alınan ve arama-kurtarma alanında faaliyet gösteren STK'lar oluşturmaktadır. Araştırmadan elde edilen veriler betimleme, sınıflandırma ve ilişkilendirme olmak üzere üç aşama izlenmiştir. Araştırmada 9 kategori belirlenmiştir. Bu kategoriler katılımcılara ilişkin bulgular anlamında: üyelik motivasyonu ve STK ile tanışma; STK'lara ilişkin bulgular anlamında: kuruluş süreci ve amacı, üye profili, örgütlenme modeli, organizasyonel yapıları, ekonomik durum, ilişki ağı ve gönüllü yönetimidir. Araştırma sonucunda katılım ve gönüllülük esasına dayalı ilgili STK'ların hiyerarşiden uzak ve yatay düzelemde örgütlenen kurumlardan ziyade dikey bir biçimde örgütlenen yapılar olduğu anlaşılmıştır.
  • ItemOpen Access
    Müşteri ilişkileri yönetimi çerçevesinde müşteri memnuniyetinin kümeleme analiziyle irdelenmesi ve bir uygulama denemesi
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-11-20) Şentay, Gizem; Işığıçok, Erkan; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Ekonometri Anabilim Dalı/İstatistik Bilim Dalı.; 0000-0002-3747-1397
    Amaç: Müşteri ilişkileri yönetimini kavram olarak daha yakından ele almak, kümeleme analizi yöntemlerini tanımak ve sektöründe öncülük eden bir kahve işletmesi müşterilerinin, işletmenin CRM uygulamalarına dair uygulanan müşteri memnuniyeti anketinin iki aşamalı kümeleme analizi yöntemi yardımıyla irdelemesini sağlamaktır. Materyal ve Metot: Uygulamada, Starbucks kahve işletmesinin CRM uygulamaları 4 kategori altında ele alınarak ve veri kaynağı Bursa/Nilüfer'de yaşayan 387 işletme müşterisine müşteri memnuniyet anketi uygulanarak elde edilmiştir. CRM uygulamaları ve kadın müşteriler kümeleme analizi yöntemlerinden iki aşamalı kümeleme analizi yöntemi ile irdelenmiştir. Bulgular: Analize, ilk olarak Starbucks Card uygualamaları ve kadın müşterilere iki aşamalı kümeleme analizi uygulanarak başlanmıştır. Sırasıyla; ikinci CRM uygulaması olan mağaza uygulamaları ve kadın müşterilere, sosyal medya uygulamaları ve kadın müşterilere, müşteri hizmetleri uygulamaları ve kadın müşterilere iki aşamalı kümeleme analizi uygulanmıştır. Elde edilen bulgular sonuç kısmında detaylandırılmıştır. Silhouette (Gölge) ölçütüne göre kümeleme analizi sonuçları anlamlıdır ve elde edilen sonuçlar tablolar halinde özetlenmiştir. Sonuç: Uygulanan iki aşamalı kümeleme analizi sonucunda dört CRM uygulamasında farklı sonuçlar verdiği gözlenmiştir. Starbucks Card uygulamaları, mağaza uygulamaları ve sosyal medya uygulamaları ile kadın müşterilere uygulanan iki aşamalı kümeleme analizi sonucunda iki küme elde edildiği gözlenmiştir. Dördüncü CRM uygulaması olarak sınıflandırılan müşteri hizmetleri uygulamaları ile kadın müşterilere uygulanan iki aşamalı kümeleme analizi sonucunda 3 küme elde edilmiş ve Silhouette (Gölge) ölçütüne göre kümeleme kalitesi diğer uygulamalara göre daha anlamlı elde edilmiştir.
  • ItemOpen Access
    Yeni-ırkçılığın mülteciler üzerindeki görünümü: Türkiye'deki haber örnekleri
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-11-20) Kaya, Gizem; Mollaer, Fırat; Bursa Uludağ Üniversitesi::Enstitüler/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Anabilim Dalı/Siyaset ve Sosyal Bilimler Bilim Dalı.; 0009-0005-3773-1987
    Irkçılığın birbirinden farklı onlarca adı ve görünümü olmuştur. Sınıf ırkçılığı, bilimsel ırkçılık, yeni-ırkçılık adına ne denirse densin ırkçılığın semptomlarını belirlemek Çağımızın önemli bir meselesidir. Savaşlar, yoksulluk ve diğer etmezlerle kitlesel göç dalgasının artması, Yabancı düşmanlığını da arttırmaktadır. Göçmenler, Mülteciler ve sığınmacılar gittikleri bazı ülkelerde kültürel farklılık söylemlerinin yanında nefret Söylemlerinin de hedef tahtası haline gelmişlerdir. Göç eden kitleler ev sahibi toplumlar tarafından ekonomik kriz veya terör olayları ile eşleştirilebilmiştir. Kendini yüksek kültürel değerlere sahip affeden bazı toplumlar içinse bu yabancılar kültürel yapıyı bozmakla suçlanmıştır. 2011'de Suriye İç Savaşının patlak vermesiyle milyonlarca Suriyeliye ev sahipliği yapan Türkiye, ülkede yabancı düşmanlığının giderek artmasıyla yeni-ırkçılık söylemlerinin filizlenmeye başladığı bir ülke haline gelmiştir. Bu çalışmanın amacı, Türkiye'de yeni-ırkçılığın geçici koruma statüsüne sahip Suriyeliler üzerindeki görünümlerini analiz etmektir. Yeni-ırkçılık, söylem üzerinden ve çoğunlukla örtük olarak kendini dilde var eden bir ideoloji olduğu için bu çalışmada eleştirel söylem analizi yapılmaya çalışılarak haber örnekleri incelenecektir.
  • ItemOpen Access
    Aktif yaşlanmanın belirleyicilerinden biri olan yaşam boyu öğrenmenin bir aracı olarak üçüncü yaş üniversitesi: Anadolu Üniversitesi örneği
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-10-20) Taş, Kürşat Emir; Tokol, Aysen; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Anabilim Dalı/Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bilim Dalı.; 0009-0003-3761-6829
    Yaşlanma sürecinde bireyin aktif yaşlanmasını sağlayabilmek adına yaşam boyu öğrenmenin aracı olarak geliştiren tazelenme üniversitesi, yaşlanan bireyin bu dönemde yaşadığı fizyolojik, biyolojik, psikolojik ve sosyolojik sorunlarının olumsuzluklarına karşın bireyin kendine olan güvenini, yaşam kalitesini arttırarak olumsuzluklara karşın mücadele edebilme yeterliliğini sağlamaktadır. Bu çalışmada yaşlı bireylerde tazelenme üniversitesinin aktif yaşlanmaya etkinliğinin araştırılması amaçlanmıştır. Bu amaçtan yola çıkılarak ilk olarak, yaşlanma, aktif yaşlanma, tazelenme üniversitesi ve yaşam boyu öğrenmenin kavramsal çerçevesi aktarılmıştır. Sonraki bölümde Eskişehir ilinde Anadolu Üniversitesi bünyesinde kurulan tazelenme üniversitesi ile ilgili alan araştırmasına yer verilmiştir. Alan araştırmasında nitel araştırma yöntemleri arasında yer alan görüşme aracı kullanılmıştır. Araştırma kapsamında Eskişehir'deki tazelenme üniversitesinin 16 öğrencisi ile yarı yapılandırılmış görüşmeler yapılmıştır. Görüşmeler sonucunda elde edilen veriler çeşitli başlıklara ayrılmış ve tazelenme üniversitesinin aktif yaşlanma ile ilişkisi incelenmiştir. Araştırma sonucunda katılımcıların yaşlanma süreçlerine tazelenme üniversitesinin olumlu katkısını olduğu sonuca ulaşılmıştır.
  • ItemOpen Access
    Uzaktan çalışmada iş stresi ile iş-yaşam dengesi ilişkisinin araştırılması
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-01-30) Serbest, Nazlı Seray; Keser, Aşkın; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Anabilim Dalı/Çalışma Psikolojisi ve İnsan Kaynakları Bilim Dalı ; 0009-0005-3827-2399
    Bu çalışma, uzaktan çalışmada iş stresi ile iş-yaşam dengesi ilişkisinin araştırılması için hazırlanmıştır. Araştırmanın örneklemi Uludağ Üniversitesi akademisyenlerinden oluşmaktadır. Araştırmaya 131 akademisyen katılmıştır. Araştırmanın birinci bölümünde uzaktan çalışma, iş stresi ve iş-yaşam dengesi kavramları ile ilgili teorik çerçeve oluşturulmuştur. İkinci bölümde iş stresi ve iş-yaşam dengesi kavramlarını ve bu kavramların birbirleriyle olan ilişkisini inceleyen ulusal ve uluslararası literatürde yayınlanmış makaleler incelenmiştir. Son bölümde ise elde edilen veriler SPSS29 programı kullanılarak analiz edilmiştir. Yapılan analizler sonucunda uzaktan çalışmada iş stresi ve iş yaşam dengesi arasında negatif yönlü anlamlı bir ilişki olduğu, iş stresinin iş-yaşam dengesinin belirlenen dört alt boyutu ile anlamlı bir ilişkisi olduğu ve son olarak da uzaktan çalışmada iş stresinin iş-yaşam dengesi üzerinde bir etkisi olduğu bulunmuştur.
  • ItemOpen Access
    Türkiye katılım finans ekosisteminde kitle fonlamanın rolü
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-02-05) Vural, Burak; Özdemir, Mücahit; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/İktisat Anabilim Dalı/İktisat Bilim Dalı.; 0009-0003-2594-1771
    İktisadi yaşamda girişimcilerin ve proje sahiplerinin fikirlerini hayata geçirebilmeleri için gerekli finansmana erişim sağlamaları her zaman büyük bir sorun olmuştur. Bu soruna ekonomik sistemler birçok borçlanma aracı türeterek cevap bulmaya çalışmıştır. Finansmana erişim için kullanılan alternatif finansman kaynaklarından biri de kitle fonlama yöntemidir. Mevcut literatürde ismini çoğunlukla yeni bir alternatif finansman yöntemi olarak görmekte olduğumuz kitle fonlama yöntemi, internet ve sosyal ağ platformlarının imkânları kullanılarak, bir girişim veya proje için gerekli sermayenin hızlı bir şekilde kitlelerden sağlanmasına yardımcı olurken, yatırım fırsatları arayan birikim sahiplerine de alışılagelmişin dışında bir fırsat sunmaktadır. Dünya çapında hızla yayılan ve hacmi her geçen yıl artan bu kitle fonlama sistemine yönelik, Türkiye’de de hem fikri anlamda hem de mevzuat anlamında önemli gelişmeler gerçekleşmektedir. Bu çalışmada kitle fonlama modelinin temel işleyiş yapısını, taraflarını, Dünya ve Türkiye örnekleri incelenmiş, sonrasında Türkiye katılım finans ekosistemi içerisinde edinebileceği konumu, sunabileceği fırsatlar, barındırdığı riskler ele alınmış ve öneriler sunulmuştur. Araştırma deseni olarak nitel yöntem tercih edilmiştir. Doküman incelemesi, gözlem ve23 paydaşla (platform sahipleri, yatırımcılar, akademisyenler) yapılan yarı yapılandırılmış mülakatlarla veriler toplanmıştır. Toplanan veriler SWOT analiz yapılarak sunulmuştur. Kitle fonlama sektörüne yönelik farklı açılardan güçlü, zayıf yanlarla birlikte riskler ve fırsatlar ortaya konulmuştur. Bu bulgulardan en dikkat çekeni ise katılım finans ilkeleri ve denetim mekanizmasının doğru uygulanmasının kitle fonlama sisteminin geleceğine önemli katkılar sunacağıdır.
  • ItemOpen Access
    Yaşlılarda dua ve tevbenin ölüm korkusuna etkisi (huzurevleri örneği)
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-12-08) Akbaş, Seval; Gürses, İbrahim; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Manevi Danışmanlık ve Rehberlik Anabilim Dalı.; 0009-0002-3338-8585
    Bu araştırmada, huzurevinde yaşayan yaşlı bireylere uygulanmak üzere geliştirilen duave tevbe ile ilgili dinî ve manevi metinlerle yapılandırılmış bibliyoterapi programının;bireylerin dua, tevbe ve ölüm ile ilgili tutum, davranış, duygu ve düşünceleri üzerindeki etkisi incelenmiştir. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden yarı yapılandırılmış görüşme yöntemi kullanılmış, bibliyoterapi uygulamasından önce ve sonra katılımcılarla görüşmeler yapılmıştır. Araştırma grubunu; yaşları 60-87 aralığında olan, huzurevinde kalan, 11 yaşlı birey oluşturmaktadır. Ön görüşmeden sonra katılımcıların bir kısmıyla bireysel bir kısmıyla da grup oturumu olacak şekilde, haftada iki kere olmak üzere 6 oturum süren dinî ve manevi yönelimli bibliyoterapi uygulaması yapılmıştır. Bunun sonucundaki değişimin tespiti için son yarı yapılandırılmış görüşme gerçekleştirilmiştir. Araştırmada veri toplama aracı olarak yarı yapılandırılmış görüşmenin yanında katılımcı gözlem yöntemi de kullanılmıştır. Araştırma sonucunda dinî ve manevi yönelimli bibliyoterapi programının, huzurevindeki yaşlı bireylerden oluşan katılımcıların yedisinde; dua ve tevbe tutum ve davranışlarının samimiyet ve sıklığında artış, dua ve tevbeleri artırma ile ilgili ileriye dönük isteklerinin oluşması, günah ve tevbe konusunda hassasiyet geliştirme gibi pozitif yönde değişimler oluşturduğu belirlenmiştir. Bu katılımcılardan altısının bibliyoterapi oturumlarından sonra ölüm korkularının da hafiflediği tespit edilmiştir. Dua ve tevbe ile ilgili tutum ve davranışlarında pozitif yönde değişim olan katılımcılardan birinin ise ölüm korkusu olmadığı fakat bibliyoterapi oturumlarından sonra ölüme daha olumlu ve geliştirici bir şekilde baktığı bulgusuna ulaşılmıştır. Katılımcılardan birinin ise dua ve tevbe etmeme, dua ve tevbenin kendisine faydası olmadığını düşünme gibi tutum ve davranışlarının bibliyoterapi oturumları sonrasında netleştiği, katılımcının bu konudaki kararlılığının arttığı belirlenmiştir. Bu durumun ise katılımcının ölüm korkusunda yüksek düzeyde bir artış yaşamasına neden olduğu sonucu elde edilmiştir. Katılımcılardan üçünün ise dua, tevbe ve ölümle ilgili tutum, davranış, duygu ve düşüncelerinde herhangi bir değişiklik olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu katılımcıların dua ve tevbe etme düzeylerinin yüksek olduğu, birinde düşük düzeyde kabir hayatıkorkusu olmakla birlikte diğer ikisinde herhangi bir temada ölüm korkusu olmadığı tespit edilmiştir. Katılımcıların hepsinin yapılan görüşme ve bibliyoterapi oturumlarından memnun olduklarını ve bunların kendilerini rahatlattığını ifade etmeleri, dinî ve manevi metinlerle yapılandırılmış bibliyoterapi oturumlarının bireyler üzerinde olumlu etkilerde bulunduğu sonucunu desteklemiştir. Bu durum ayrıca huzurevindeki yaşlı bireylerin dinî-manevi ve ölümle ilgili konularda konuşmaktan rahatsız olmadıklarını, buna ihtiyaç duyduklarını göstermektedir.
  • ItemOpen Access
    Evlilik sürecinde eşler arası iletişim ve maneviyat
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-01-12) Ceylan, Elif Nur; Kula, Mustafa Naci; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Manevi Danışmanlık ve Rehberlik Anabilim Dalı/Manevi Danışmanlık ve Rehberlik Bilim Dalı.; 0009-0004-8099-964X
    Toplumun en temel kurumu olan aile bireyin psikolojik, sosyolojik vb. her açıdan gelişiminin yaşandığı en önemli ortamlardan biridir. Aile kurumunun en belirgin üyeleri ise hiç şüphesiz bu kurumu oluşturan eşlerdir. Eşler arasında sağlıklı bir iletişim oluşturmak ve karşılaşılan sorunlarda iletişim yollarının açık tutularak ortak bir çözüme varılması evliliğin sağlıklı bir şekilde devamı noktasında önem arz etmektedir. Aynı zamanda kişilerin sahip olduğu manevi donanım onların evliliğe yükledikleri anlamı şekillendirmektedir. Dolayısıyla din ve maneviyat evlilik ve aile kurumunu belirgin bir şekilde etkilemektedir. Bu çalışma eşler arası iletişim ve manevi yönlerin incelenmesine dayalı nitel bir araştırmadır. Çalışmanın amacına ve konusuna dair nitelikli veri elde etmek amacıyla derinlemesine görüşme tekniği kullanılmıştır. Çalışmanın örneklem grubu uygunluk düzeyine göre amaçlı olarak seçilen evlilik sürecinin ilk 5 yıllık döneminde olan evli bireyler ile 10 yıl ve sonrasında olan evli bireylerden oluşmaktadır. Bu doğrultuda 20 evli birey gönüllülük esasına dayanarak örnekleme dahil edilmiştir. Çalışmanın teorik bölümünde evlilik, evlilikte iletişim, evlilikte çatışma ve problem çözme, aile, değerler ve maneviyat konuları yer almaktadır. Araştırma bulguları ve yorumlar bölümünde yarı yapılandırılmış görüşme formunda yer alan sorulara katılımcıların verdiği cevaplar derlenerek içerik analiz yöntemi ile çözümlemesi yapılmıştır. Sonuç bölümünde elde edilen veriler belirtilerek çalışmaya katkı sağlayacağı düşünülen önerilere yer verilmiştir.
  • ItemOpen Access
    Bursa’da dezavantajlı gruplara yönelik kurulan Osmanlı vakıfları ve faaliyetleri
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-02-08) Aktı, Sibel; Hızlı, Mefail; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/İslam Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı/İslam Tarihi Bilim Dalı.; 0000-0002-7143-0898
    Yüzyıllar boyunca şehirlerin inşası, barınma, sağlık, eğitim, ekonomi gibi pek çok alanda sosyal hayatın temelini inşa eden vakıflar, kamusal hizmetlerin aksamadan devam etmesini sağlamıştır. Osmanlı Bursa’sında vakıfların işlevi, hizmet alanları, toplumun refahına katkılarını konu alan bu çalışma giriş, iki bölüm ve sonuçtan oluşmaktadır. Tez çalışmasının birinci bölümünde; Osmanlı’nın ilk büyük başkenti olan Bursa’nın tarihine değinilmiş, kale şehir durumundayken Osman Gazi’den itibaren her padişah döneminde gelişimini sürdürüp, yüzyıllar içerisinde gelişimini tamamlayışından bahsedilmiş ve konumundan dolayı ticarî öneminin ekonomiye katkısı özetlenmiştir. Akabinde vakfın tanımı yapılmış, Osmanlı uygarlığının vakıf medeniyeti olarak tanımlanmasından bahsedilmiş, eğitim, siyaset, barınma, sağlık, şehirlerin inşası, sosyal sorunlar gibi birçok alanda vakıfların önemine değinilmiştir. Devamında sosyal bir müessese olan imaretlerde sunulan imkânlar ve bu imkânlardan istifade eden bireyler hakkında bilgiler verilmiş, imaret geleneği özetlenmiş, imaret çalışanları hakkında tarihsel kaynaklar kullanılarak özgün bilgiler takdim edilmiştir. İkinci bölümde; ıslahhane, dârüleytam, eytam kesesi, darülaceze, erâmilhane ve sıbyan mektebi gibi kurumların tanımı, işlevi, faaliyet alanları irdelenmiş; yoksul, güçsüz, kimsesiz, kolayca topluma adapte olamayan bireyler için sunulan hizmetlerden bahsedilmiştir.
  • ItemOpen Access
    Z kuşağı dindarlığının sosyal medya fenomenleri ile ilişkisi üzerine bir araştırma: Gemlik ilçesi örneği
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-12-08) Aydın, Tuğçe Gamze Gözüberk; Gürses, İbrahim; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı/Din Psikolojisi Bilim Dalı.; 0009-0002-7360-6285
    İnternetin küreselleşmesi ile beraber hayatımıza internet tabanlı pek çok yenilik dahil olmuştur. Bunlardan birisi de sosyal medyadır. Günümüzde neredeyse her yaş grubunun dahil olduğu bu platformlar özellikle gençler tarafından aktif bir biçimde kullanılmaktadır. Bugünün gençleri dediğimiz kuşak ise Z kuşağının kendisidir. Z kuşağı, internet dünyasının içine doğan ve internetsiz dünyanın ne olduğunu bilmeyen bir kuşaktır. Sosyal medyayı aktif olarak kullandıkları ve hatta günlerinin büyük kısmını sosyal medyada geçirdikleri için diğer kuşaklardan bu noktada farklılaşmaktadır. Sosyal medya onlar için internet tabanlı bir platform olmanın ötesinde, bir alemin kendisidir. Orada kendilerine bir yaşam kurabilir, bunu insanların gözünün önünde yaşayabilir ve hatta başkalarının yaşamlarının da seyircisi olabilirler. Sosyal medya platformlarında izleyici ve seyirci bağını; yüksek erişimler ve takipçilerle kurabilen aslında sosyal medya fenomeninin kendisidir. Sosyal medya fenomenleri bir nevi sosyal medyanın fikir önderleridir. Onların beğenileri, zevkleri, moda tarzları ve hayata bakış açıları onları takip eden kitleyi etki altına almaktadır. Bu sebeple, Z kuşağı zihniyet dünyası, davranış kalıpları, beğenileri, istekleri ve daha birçok açıdan sosyal medyanın etkisinde kalan bir kuşaktır. Vakitlerinin birçoğunu bu platformlarda geçirdikleri için, oradaki sanal dünya bir noktadan sonra onların gerçekliğine dönüşebilmektedir. Bu noktada alanımız dahilinde ilgi çeken kısım, Z kuşağı dindarlığının bahsettiğimiz bu fenomenlerle olan ilişkisidir. Onların dini yaşantılarının ya da dine, dindarlığa dair görüş ve düşüncelerinin Z kuşağı dindarlığı ile ilişkisinin nasıl olduğunu ortaya koymak bu araştırmanın amacını oluşturmaktadır.
  • ItemOpen Access
    Agamben’in çağdaş estetik eleştirisi
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-11-30) Karlı, Sümeyye; Dağ, Ahmet; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı/Felsefe Tarihi Bilim Dalı.; 0009-0009-1733-0245
    Giorgio Agamben, Nisan 1942 doğumlu 21.yy İtalyan filozofudur. Hususiyetle siyaset ve hukuk felsefesine getirdiği radikal eleştirileriyle tanınmakla birlikte Çağdaş Estetik alana dair görüşleri de Postmodern eleştiri geleneği içinde önem arz etmektedir. Modern dönemin getirisi olarak özne merkeziyetçi tavırdan dolayı felsefenin bir alt disiplini haline gelen estetik anlayışın içerdiği; estetik yargı, deha ve çıkarsız zevk kavramlarına bağlı olarak ‘sanatçı- seyirci- sanat yapıtı’ üçgeni içerisinde Giorgio Agamben’in eleştirileri, sanatın artık dünyasını kaybettiği vurgusuyla sorunsallaştırılmaktadır. Antik dünyadan günümüze kadar Batı metafiziğinin varlığa yaklaşım tarzına bağlı olarak dönüşen sanatın, estetik kalıplar muvacehesinde çağdaş dönemde içeriksizleştiğini vurgulayan Agamben’in görüşleri referans alınarak bu anlamda, günümüz sanatının eleştirel bir analizi sunulmaktadır. Bu araştırma; Klasik, Modern ve Postmodern literatür taranarak, Agamben’in görüşleri çerçevesinde inşa edilen tezde filozofun kendi kitapları kritik edilmiş, konuyla ilgili birincil, ikincil ve yabancı kaynakların analizi yapılarak hazırlanmıştır.
  • ItemOpen Access
    Spinoza’da itaat ve özgürlük ilişkisinin alımlanışı -yöntemsel, metafizik ve fizik temelleriyle
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-12-01) Ağaoğlu, Muhammed Mehdi; Gölbaşı, Serkan; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Kamu Hukuku Anabilim Dalı/Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Bilim Dalı.; 0009-0005-5543-8290
    Bu çalışma, konusu itibariyle, Spinoza düşüncesinin tanrısal veya doğal yasalarla zorunlulukla belirlenmiş ontolojisinin özgürlüğü türetip türetmediği, türettiyse nasıl temellendirildiğini ele almıştır. İlk bölümde, Spinoza’nın dayandığı geometrik yöntem, 17. yüzyılın genel doğa tasarımı çerçevesinde, Descartes’taki kökenleriyle ve Kartezyen düşüncenin Aristoteles mantığına yönelik eleştirileriyle birlikte irdelenmiştir. İkinci bölüm, Spinoza’nın metafiziği ve fiziğini konu edinir. Bu doğrultuda, Spinoza’nın başvurduğu, doğanın etkin ve edilgin boyutlarına ilişkin ayrım bağlamında, Tanrı veya Doğa olarak ifade edilen töz ile tözün veya niteliklerinin değişimleri olan modus öğretisi incelenmiştir. Üçüncü ve son bölüm ise, Spinoza’nın etik ve politik görüşlerine ayrılmıştır. Bu yönde, etik ve politik özgürlüğün metafizik ve fizik temelleriyle ne ölçüde bağdaştığı tartışılmıştır.
  • ItemOpen Access
    Küreselleşmenin gümrük vergilerine etkisi: Türkiye örneği
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-12-15) Şahin, Merve; Tokatlıoğlu, Mircan; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Maliye Anabilim Dalı/Mali İktisat Bilim Dalı.; 0009-0006-6675-9767
    Çalışmanın amacı küreselleşmenin ülkelerin vergi sistemlerinde belli bir yer tutan gümrük vergisi gelirlerini azalttığı yönündeki genel kanının Türkiye için geçerli olup olmadığını ele alıp incelemektir. Küreselleşme; sermaye hareketleri, üretim, ticaret ve teknolojinin uluslar üstü bir nitelik kazanmasıyla gündeme gelen bir kavramdır. Ekonomik sınırların kaldırılması ile başlayan küreselleşme süreci, daha sonrasında iletişim ve ulaşım teknolojilerindeki büyük sıçramalarla günümüzde artık toplumları her açıdan etkileyebilen bir süreç haline gelmiştir. Küreselleşmenin en önemli unsurlarından biri de ticari küreselleşmedir. Bu küreselleşmeyle birlikte dünya çapında mal ve hizmet akımları üzerindeki engellerin azaltılması veya yok edilmesiyle ülkelerin birbirleriyle yaptıkları ticaretin daha da fazla genişlemesine neden olmuştur. Ticaretin küreselleşme çabalarıyla GATT’tan Dünya Ticaret Örgütüne uzanan bir süreçle birlikte dünya ticaretinin kuralları belirlenmiş ve ülkeler arasındaki ticaret dünya çapında serbest hale gelmiştir. GATT ile birlikte gümrük tarife ve kota uygulamaları kaldırılmış; uluslararası ticaretin gün geçtikçe gelişmesinde azalan gümrük vergisi uygulamaları ve ülke sınırlarının etkisini kaybetmesinin rolü büyük olmuştur. Ülkemiz 1980 yılı itibariyle dünyada yaşanan ticari serbestleşme faaliyetleri ve bu yönde atılan adımlarla birlikte kapalı ithal ikamesine dayalı bir ekonomiden ihracata dayalı ekonomi modeline geçerek kendine küresel pazarlarda yer bulmaya çalışmıştır. Dünya ekonomisini yönlendirilen kuruluşlar ve bu kuruluşların belirlediği kurallara uyma yükümlülüğünü kabul etmiştir. Bu küresel sistem içerisinde en önemli ticaret ortağımız olan Avrupa Birliği ile ticari ilişkilerde bulunulmuş bu ortalık hem ihracat hem de ithalatımıza yansımıştır. Türkiye, bu ticaret ortaklığın bir parçası olarak AB’ye üyelik sürecinde gümrük birliğine üyelik gerçekleştirmiş ve birlik içerisindeki gümrük vergileri ve eş etkili vergilerin kaldırılmasını ve üçüncü ülkelere karşı ortak gümrük tarifesini uygulanmasını kabul etmiştir. Çalışmanın sonunda Türkiye’nin gümrük vergileri ile ilgili verileri incelenerek ticaretin küreselleşmesi ve gümrük birliğinin gümrük vergilerinden sağlanan gelirlerde çok ciddi kayıpların yaşanmasına yol açmadığı, gümrük vergilerinin toplam vergi gelirleri içindeki payının günümüze gelinceye dek yıllar itibariyle artan bir seyir izlediği tespiti yapılmıştır.
  • ItemOpen Access
    Azerbaycan mahalli idare sistemi ve katılımcılık: Belediyelerde katılımcı bütçeleme üzerine bir inceleme
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-12-27) Guluzade, Jeyhun; Demirbaş, Tolga; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Maliye Anablim Dalı/Bütçe ve Mali Planlama Bilim Dalı.; 0009-0002-0910-0174
    Kamu kaynaklarının optimal dağılımı ve yerel halkın kamu hizmetlerinden en yüksek faydaları sağlaması açısından belediyeler her geçen gün daha fazla ön plana çıkmaktadır. Mahalli idarelerde kaynakların etkin dağılabilmesi için yerel kamu hizmetlerinin bireylerin tercihleri dikkate alınarak sunulması gereklidir. 1989 yılından günümüze mahalli idarelerde yaygın kullanım alanı bulan katılımcı bütçeleme, halkın tercihlerinin bütçeye yansıtılmasının yanı sıra saydamlık ve hesap verebilirliğin temini ve yerel demokrasinin güçlenmesi açısından oldukça önemli bir araçtır. Türk Devletlerinden biri olan Azerbaycan, köklü bir belediyecilik geleneğine sahip olmasa da son yıllarda çıkardığı kanunlar ile vatandaşların yönetime katılması yönünde adımlar atmıştır. Mahalle komiteleri ve vatandaş toplantıları gibi araçlara sahip olan Azerbaycan’da katılımcı bütçelemeye dair sınırlı sayıda araştırma bulunmaktadır. Bu araştırmanın amacı, katılımcı bütçelemeye dair belediye sakinlerinin tutumlarını öğrenmek, halkın bütçe süreçlerinde yer alma niyetlerinin olup olmadığını ortaya koymaktır. Bu amaç çerçevesinde Bakü şehrinin belediyelerinden Sabunçu ilçesi bünyesindeki Pirşağı Belediyesinde 178 kişi ile anket yapılmış ayrıca söz konusu belediyenin başkanı ile bir mülakat gerçekleştirilmiştir. Çalışmada, Pirşağı belediyesinde yaşayan vatandaşların katılımcı bütçelemeye dair olumlu duygu ve düşüncelere sahip oldukları ve uygulanması halinde bütçeleme süreçlerine katılma niyetlerinin olduğunu göstermiştir. Ayrıca olumlu tutumlara sahip olunmasını belirleyen en önemli değişkenin “belediyeye duyulan güven” olduğu belirlenmiştir.
  • ItemOpen Access
    Liberal feminizmin hukuki eşitlik anlayışının eleştirisi
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-12-01) Seçgin, Neslihan; Gölbaşı, Serkan; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Kamu Hukuku Anabilim Dalı/Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi Bilim Dalı.; 0000-0001-6555-0271
    Temel olarak kadın ve erkek cinsiyetlerinin sosyal, ekonomik ve politik açıdan eşit oldukları yönündeki inanç şeklinde tanımlanabilecek olan feminizm akımının hedefi; kadın ve erkek cinsiyetleri arasındaki eşitliği bozan durumların ortadan kaldırılmasıdır. Çalışmamızda feminizmin temelini oluşturan “eşitlik” kavramı çerçevesinde yöneltilen eleştirilere ağırlık verilmekle birlikte; konu hem kuramsal tartışmalar hem de uygulamaya yönelik örneklerle açıklanmıştır. Eşitliğe ilişkin değerlendirme, şekli ve maddi eşitlik olmak üzere iki ana başlık altında yapılmıştır. Çalışmamızda feminist teorilerin eşitlik konusuna yaklaşımları çerçevesinde liberal feminist teorinin eşitlik anlayışı ele alınmıştır. Bu çerçevede yapılan değerlendirmede, liberal feminizmin benimsediği yasal/kanun önünde eşitlik anlayışının şekli eşitlik olduğu kanaatine varılmıştır. Şekli eşitlik uygulandığında; farklı durumdaki kişilere aynı şekilde davranılması, eşitliğe aykırı sonuçlar doğuracağı için ideal bir eşitlik anlayışının nasıl olması gerektiği sorusuna çalışma kapsamında yanıt aranmıştır. Kadın-erkek arası farklılıklardan yola çıkıldığında; farklılıklar aynı şekilde davranma yükümlülüğü yüklemediği için farklı davranışlar, eşitliği ihlal etmeyecektir. Bu bağlamda pozitif ayrımcılık niteliğindeki düzenlemelerin getirilmesine birtakım feministler kadınların zayıf, ezilen konumda görülmesi anlamına geldiği gerekçesiyle karşı çıksalar da kanaatimizce farklı düzenlemelerin yapılış gerekçesi önem arz etmektedir. Esasen kadınlar ayrıcalık istememekte, eşitliğe ulaşmanın yollarını aramaktadırlar. Hukuk sisteminde yerleşik ataerkil yapılanma cinsiyetsiz bir yapılanma gibi her iki cinse de eşit mesafede durmadıkça, eşitliği sağlamaya yönelik uygulamalar da kaçınılmaz olarak gerekli hale gelmektedir.