Açık Erişim Sistemine Hoş Geldiniz

Bursa Uludağ Üniversitesi, bilimin ve teknolojinin ilerlemesine katkı sağlamayı, açık, tekrarlanabilir ve güvenilir araştırma çıktıları ile uygulamalarını benimseyerek; toplum ve tüm dış paydaşları yararına bilginin geniş yayılımını taahhüt eder.

BUU Açık Erişim Sistemi, öğretim üyelerimiz ve öğrencilerimizin uluslararası standartlara ve fikri mülkiyet haklarına uygun olarak ürettikleri kitap, makale, tez, ansiklopedi, sanat eseri gibi bilimsel ve sanatsal ürünleri sunmaktadır.

Bursa Uludağ Üniversitesi DSpace kullanan lider kurumlardan biridir.

Supported by @SelenSoft Yazılım



 

Son Gönderiler

Küçük Resim
YayınAçık Erişim
Sağlıklı bireylerde kan akımı kısıtlama uygulamasının ayak bileği kas reaksiyon zamanı ve propriyosepsiyonu üzerine akut etkileri
(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2025) Tuğran, Melike; ŞEKİR, UFUK; Tıp Fakültesi; Spor Hekimliği Ana Bilim Dalı
Bu çalışmada, sağlıklı yetişkinlerde kan akımı kısıtlama (KAK) uygulamasının ayak bileği sensörimotor kontrolüne akut etkisini incelemek amaçlanmıştır. 24 katılımcıya, randomize kontrollü çapraz tasarımda hem KAK (bireysel arteriyel oklüzyon basıncının %60’ı) hem kontrol (20 mmHg) koşullarında testler uygulanmıştır. Plantar fleksiyon ve inversiyon yönlerinde aktif/pasif eklem pozisyon hissi ölçümü ve kinestezi ölçümü ile propriyosepsiyon değerlendirmesi, tek ayak ve tandem duruşta (gözler açık/kapalı) postürografik salınım ölçütleri ile statik denge, Y denge testi ile fonksiyonel denge değerlendirilmiştir. Y denge testi ve inversiyon simülasyon platformu uygulamaları sırasında kas aktivitesi ölçümleri kaydedilmiştir. Kan akımı kısıtlama uygulaması ile gözler kapalı tek ayak ve tandem duruşta gerçekleştirilen statik denge testlerinde salınım mesafesi (kontrol(K): 1262,4 ± 414,4, KAK:1428,0 ±535,8, p=0,03), hızı (K: 33,1 ± 21,0, KAK: 43,9 ± 31,5, p=0,022) ve salınım alanı (K:1924,1 ±1302,7, KAK: 2793,5 ± 2228,3, p=0,017) artmıştır. Aktif 20° inversiyon eklem pozisyon hissi ölçümünde anlamlı artış (K:1,3 ± 0,8, KAK: 2,4 ±2,2, p=0,011) saptanmış, diğer açılarda ve kinestezi ölçümlerinde fark saptanmamıştır (p>0,05). Y denge testinde mesafeler değişmemiştir (p>0,05). Ancak Y denge testi sırasında kas aktivasyonları anterior yönde biseps femoris (K: 6.4 ± 2.6, KAK: 4.8 ± 1.8, p<0,01), semitendinozus (K:11.8 ± 5.7, KAK: 7.5 ± 3.4, p<0,01), gastroknemius medialis (K:16.7 ± 9.4, KAK: 12.0 ± 6.1, p=0,01) kas gruplarında; posteromedial yönde tibialis anterior (K: 41.3 ± 16.3, KAK: 32.7 ± 16.2, p=0,006) ve gastroknemius medialis (K: 16.1 ± 8.4, KAK: 12.4 ± 7.3, p=0,013) kaslarında azalmıştır. Nötralden 30° inversiyona düşüşte tibialis anterior kasının reaksiyon zamanı kısalmış (K: 92.3 ± 36.3, KAK: 65.8 ± 24.8, iv p=0,005), reaksiyon süresi (p>0,05) ve amplitüdleri (p>0,05) değişmemiştir. Buna ek olarak peroneus longus kasının aktivitesi, reaksiyon zamanı ve süresi değişmemiştir (p>0,05). Sonuçlar, akut KAK’ın statik dengeyi olumsuz etkilediğini, 20 derece inversiyonda aktif eklem pozisyon hissini bozduğunu ve fonksiyonel denge testi sırasında kas aktivasyonlarında değişikliklere yol açtığını ortaya koymaktadır. Bu nedenle KAK klinik ve antrenman uygulamalarında dikkatli kullanılmalıdır.
Küçük Resim
YayınAçık Erişim
Allojenik hematopoietik kök hücre nakli geçiren akut lösemi hastalarında risk sınıflandırması ve dinamik prognostik modelleme
(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2025) Gülderen, Esra; ÖZKALEMKAŞ, FAHİR; Tıp Fakültesi; İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı
Bu çalışmada, allojenik hematopoietik hücre nakli (allo-KİT) uygulanan akut lösemi hastalarında relaps ve sağkalım sonuçlarını öngörmede kullanılan statik ve dinamik prognostik skorların etkinliği değerlendirilmiştir. Çalışmanın temel amacı, transplantasyon sürecinde zamana bağlı olarak değişen parametrelerin öngörü gücünü dinamik modelleme yaklaşımıyla araştırmaktır. Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Kliniği’nde 2011-2024 yılları arasında allo-KİT uygulanan, 18 yaş ve üzeri 137 akut lösemi hastası retrospektif olarak incelenmiştir. Hastaların demografik, hastalık, nakil ve nakil sonrası graft-versus-host hastalığı (GVHH) verileri elektronik kayıt sisteminden elde edilmiştir. Statik skorların yanı sıra, dinamik HALP (Hemoglobin, Albümin, Lenfosit ve Trombosit) ve EASIX (Endothelial Activation and Stress Index) skorları, nakil öncesi ve nakil sonrası 100. güne kadar farklı zaman noktalarında hesaplanmıştır. Nüks, genel sağkalım ve modifiye GVHH-free, Relaps-free survival (mGRFS); derece ≥2 akut GVHH ya da sistemik tedavi gerektiren kronik GVHH ve nüks olmaksızın sağkalım klinik sonlanımlar olarak belirlenmiştir. Sağkalım analizleri Kaplan-Meier yöntemiyle, dinamik skorların performansı ise çok değişkenli Cox regresyon ve ROC analizleri ile değerlendirilmiştir. Statik skorların relaps ve sağkalım öngörüsünde sınırlı bir performans gösterdiği tespit edilmiştir. Buna karşın, özellikle EASIX skorunun nakil sonrası 7, 21, 28 ve 100. günlerdeki dinamik değerleri, nakil öncesi değerlere kıyasla hem relaps hem de sağkalım için daha yüksek prediktif değere sahip bulunmuştur. Çok değişkenli Cox regresyon analizinde hastalık tipi, remisyon durumu, kronik GVHH ve akut GVHH komplikasyonlarının da klinik sonuçlarla anlamlı ilişkili olduğu saptanmıştır. Allo-KİT sonrası relaps ve mortalite öngörüsünde dinamik modelleme yaklaşımı, klasik statik yaklaşımlara göre üstün olabilir. EASIX gibi dinamik skorların transplantasyon sonrası izleme entegrasyonu, bireyselleştirilmiş takip ve erken müdahale stratejilerinin geliştirilmesine olanak sağlayabilir. Bu bulguların daha geniş, çok merkezli çalışmalarla doğrulanması önerilmektedir.
Küçük Resim
YayınAçık Erişim
Bursa, Uludağ Üniversitesi SUAM bünyesinde takip edilen tüberküloz dışı mikobakteri (TDM) olgularının klinik, radyolojik ve mikrobiyolojik özelliklerinin retrospektif değerlendirilmesi
(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2025) İbrahimova, Nurlana; GÖREK DİLEKTAŞLI, ASLI; Tıp Fakültesi; Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı
Amaç: Tüberküloz dışı mikobakteriler (TDM), immünsüprese bireylerde enfeksiyon etkeni olarak öne çıkmakla birlikte, gelişen tanı olanakları sayesinde immünkompetan bireylerde de klinik önem kazanmıştır. Bu araştırmada, 2017-2023 yılları arasında Bursa Uludağ Üniversitesi’nde TDM tanısı konan hastaların klinik, radyolojik ve mikrobiyolojik özelliklerinin retrospektif olarak değerlendirilmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntem: UÜTF Mikobakteriyoloji Laboratuvarı’nda TDM üremesi saptanan ve veri eksikliği olmayan onsekiz yaş ve üzeri hasta dosyaları incelendi. Hasta dosyalarından demografik veriler, klinik öykü, radyolojik bulgular, mikrobiyolojik test sonuçları ve tedavi süreci değerlendirildi. Bulgular: Araştırmaya 157 hasta dahil edildi. Hastaların yaş ortalaması 58±15,3 olup, %66,9’u erkekti. En sık semptom öksürük (%77,1), radyolojik bulgu ise nodüler tutulumdu (%35). Örneklerin %45,2’si balgamdan elde edildi. Tür tayini yapılan 97 hastada en sık izole edilen türler M. abscessus, M. fortuitum ve M. lentiflavum idi. En sık antibiyotik direnci siprofloksasin (%17,8) olarak saptandı. Tedavi planı bulunan 137 hastanın %59,1’inde tedavi sürdürülememiştir. Sonuç: TDM enfeksiyonları, çeşitli klinik ve radyolojik bulgularla karşımıza çıkmakta ve doğru tanı ile etkin tedavi yönetimi gerektirmektedir. Bu çalışma, TDM’ye yönelik farkındalık ve yaklaşımın artırılmasına katkı sağlamaktadır.
Küçük Resim
YayınAçık Erişim
Bazı tek ton frekans kestirim algoritmalarının başarım analizi ve iyileştirilmesi
(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2025-06-20) Keyta, Betofe Mboyo; DİLAVEROĞLU, ERDOĞAN; Fen Bilimleri Enstitüsü; Elektronik Mühendisliği Ana Bilim Dalı; 0009-0003-2793-9800
Gürültü ekli bir kompleks sinüzoidin frekans kestirimi, geniş uygulama yelpazesi nedeniyle, işaret işleme alanında sıklıkla ele alınan temel bir problemdir. Kompleks beyaz Gauss gürültüsü durumunda, frekansın maksimum olabilirlik kestiricisinin, alınan verinin periodogramının tepe noktasının konumu olduğu bilinmektedir. Ancak, bu kestirim sürekli frekans aralığında bir arama gerektirdiğinden hesaplama açısından pratik değildir. Hesaplama süresini azaltmak için verinin iki veya üç ayrık Fourier dönüşümü (AFD) örneğinin (tepe ve komşularından bir veya ikisi) bazı enterpolasyonlarına dayanan basit ancak optimal olmayan çok sayıda tahmin edici literatürde önerilmiştir. Üç AFD örneğine dayanan ve Jacobsen kestiricisi olarak bilinen frekans kestiricisi, AFD boyutunu artırmaya gerek kalmadan, iyi bir yanlılık performansı sunmaktadır. Candan, kestiricinin yanlılığını daha da azaltmak için, yanlılık düzeltme faktörü adı verilen bir çarpım terimi ekleyerek Jacobsen kestiricisini güncellemiştir. Yanlılıkla ilgili değerlendirmelerin yanı sıra, Jacobsen ve Candan kestiricilerine ait bazı yaklaşık asimptotik varyans ifadeleri literatürde sunulmuştur. Ancak, bu ifadeler yalnızca sinyal frekanslarının bir AFD bin indisine çok yakın olduğu durumlar için geçerlidir. Bu tezde, basit bir varyans analiz tekniği kullanılarak, bütün frekans konumlarında geçerli olan bir kesin genel varyans ifadesi pencere uygulanmış veri durumu için türetilmiştir. Ayrıca, yanlılık düzeltme faktörünün hesaplanması için genel bir yöntem önerilmektedir. Varyans ifadesi, kosinüstoplamı pencere ailesi için incelenmiştir. Bu aileye ait pencereler için yeterince uzun veri kayıtları durumunda geçerli yaklaşık bir varyans formülü de verilmiştir. Teorik sonuçları doğrulamak amacıyla bilgisayar simülasyonları da dâhil edilmiştir. Bu tezde, her ne kadar Candan kestiricisine odaklanılmışsa da, tezde sunulan teorik sonuçlar üç AFD örneğine dayalı herhangi bir frekans kestiricisine kolaylıkla uygulanabilmektedir.
Küçük Resim
YayınAçık Erişim
Hidrojen evrim reaksiyonları için alternatif elektrot tasarımları ve asimetrik süperkapasitör uygulamaları
(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2025-10-14) Somay, Mehmet Hilmi; PEKSÖZ, AHMET; Fen Bilimleri Enstitüsü; Fizik Ana Bilim Dalı; 0000-0002-5002-861X
Nikel köpüğün (NF) alttaş olarak kullanıldığı beş farklı elektrot elektrodepozisyon yöntemiyle üretilmiştir. Elektrotlar sırasıyla PANI/NF, rGO:PANI/NF, NiO@rGO:PANI/NF, CuO@rGO:PANI/NF, CuO:NiO@rGO:PANI/NF’dir. İlk iki elektrotta fırınlama işlemi olmasa da oksit içeren diğer elektrotlar da oksitlenmeyi güçlendirmek adına fırınlama işlemi uygulanmıştır. Elektrotların yüzey morfolojileri SEM analizleri, PANI/NF yüzeyine rGO, NiO ve CuO’nun etkisini araştırmak amacıyla kullanılmıştır. EDS analizleri ile C, N, O, Ni, Cu’ın yüzdesel kütle miktarları belirlenmiştir. FTIR, XRD ve XPS teknikleriyle elektrotların PANI, rGO, NiO ve CuO bileşenleri içerdikleri doğrulanmıştır. Üç elektrotlu ölçüm sistemi ve 0,5 M H2SO4 sulu çözelti kullanılarak yapılan ölçümlerde Tafel eğimleri PANI/NF, rGO:PANI/NF, NiO@rGO:PANI/NF, CuO@rGO:PANI/NF, CuO:NiO@rGO:PANI/NF elektrotları için sırasıyla 118,1, 112,2, 110,9, 87,1, 49,7 mV/derece olarak elde edilmiştir. Pt/C’nin Tafel eğimi ise 45,8 mV/derece olarak ölçülmüştür. Asimetrik cihaz, negatif elektrot olarak aktif karbon kumaş, pozitif elektrot olarak CuO:NiO@rGO:PANI/NF ve membran olarak da selüloz kağıt kullanarak elde edilmiştir. Çalışma penceresi 0 – 1,8 V aralığındadır. Elektrotların döngüsel voltametri (CV) çalışmaları gerçekleştirilmiştir. CV’lerden elde edilen sonuçlarda CuO:NiO@rGO:PANI/NF’nin kapasitans değerlerinde CuO ve NiO’in sinerjetik etkisi gözlemlenmiştir. EIS analizleriyle elektrotların ve asimetrik cihazın eşdeğer devre benzetimi yapılmıştır. Ölçümlerdeki en düşük akım değeri olan 16 Ag-1’de spesifik kapasitans değeri 92 F g-1, spesifik enerji değeri 32,7 Wh kg-1, spesifik güç değeri ise 1607,9 W kg-1’dir. Ölçümlerdeki en yüksek akım değeri olan 40 A g-1’de ise spesifik kapasitans değeri 44,1 Fg-1, spesifik enerji değeri 15,7 Wh kg-1, spesifik güç değeri ise 4745,6 W kg-1’dir. 10000 döngü sonunda yüzde 91,6 kapasitans tutma özelliği görülmüştür. Bu sonuçlar, CuO:NiO@rGO:PANI/NF bazlı asimetrik süperkapasitörün üstün elektrokimyasal performansını ve uzun süreli kararlılığını göstermekte olup, yüksek performanslı enerji depolama uygulamaları için büyük potansiyeli olduğunu göstermektedir.